Sir ''kainatın kadim İnancı''

Page 1


Kâinatın Kadim İnancı SIR by Hüseyin Mustafa Copyright 2015 Hüseyin Mustafa

Kapak tasarımı: Hüseyin Mustafa


Akıl ve sevgi yolu, Hak yolu, İnsanlığın yoludur diyen tüm düşünce insanlarını sevgi ve saygı ile anıyorum…


Mevlana Celaleddin Rûmî          

Soru da bilgiden doğar, cevap da. Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı. Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, hiç aramamak demektir. Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil. Yeşilliklerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe, geçici fakat akıldan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir. Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver. Surette kalırsan putperestsin. Her şeyin suretini bırak, manaya bak. Rengi kara bile olsa değil mi ki seninle aynı maksadı güdüyor, aynı senin rengindedir, sen ona beyaz de. Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kâfir, ister mecusî, ister puta tapan ol yine gel. Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.


Hacı Bektaş Veli                     

İncinsen de incitme. İlim beşikte başlar, mezarda biter. Bilimle gidilmeyen yolun sonu yoktur. Hiç bir milleti ve insanı ayıplamayınız. Nebiler, veliler insanlığa Tanrı’nın bir hediyesidir. Dili, dini, rengi ne olursa olsun, iyiler iyidir. Benim kâbem insandır. Özünü bilirsen özürden kurtulursun. İnsanın gerçek güzelliği, sözünün güzelliğidir. Mârifet, nefsi silmek değil, bilmektir. Her ne ararsan kendinde ara. Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız. Eline, beline, diline sahip ol. Okunacak en büyük kitap insandır. Kendine ağır geleni başkasına yapma! En yüce servet ilimdir. Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu… Çalışmadan geçinenler bizden değildir. Dikkat et, lokma seni yemesin, sen lokmayı ye! Her ne ararsan kendinde ara. Kudüs’te, Mekke’de, hacda değildir. Madde karanlığı, akıl nûru ile; cehâlet karanlığı, ilim nûru ile; nefis karanlığı marifet nûru ile; gönül karanlığı da aşk nûru ile aydınlanır.


Yunus Emre               

Dervişlik olsaydı taç ile hırka, biz dahi alırdık otuza kırka… Maharet güzeli görebilmektir, sevmenin sırrına erebilmektir. Cihan, âlem herkes bilsin ki şunu; en büyük ibadet sevebilmektir. Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil, yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil. Benlik davasını bırak, muhabbetten olma ırak, sevgi ile dolsun yürek, hoşgörülü olmaya bak… Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyleme. Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme. Mal da yalan, mülk de yalan, var biraz da sen oyalan. Nefistir seni yolda koyan, yolda kalır nefse uyan. Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi vardır… Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz. İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır. Beni bende demen bende değilem, bir ben vardır bende benden içeri. Ete kemiğe büründüm, Yunus deyu göründüm. Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü. Sevelim, sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz. Cennet cennet dedikleri, birkaç köşkle birkaç huri. İsteyene ver onları, bana seni gerek seni.


Yazarın notu

Merhaba Sevgili Okuyucu, Okumaya başlayacağınız bu kitap içinde bulunduğumuz muazzam düzenin var oluş sırrından yola çıkmaktadır. Bu da her şeyde ve her yerde var olan akıldır ve bunu anlamak, var oluşunu kavramak için ihtiyacımız olan tek şey de din kavramı değil aklımızı doğru kullanarak yaşamın bilincinde olmaktır. İşte inançlarımızla süslediğimiz yaşamımızda ne kadar bu sırrı kullanıyor ve ne kadar akıl dışı yaşıyoruz? Bunun farkında olup, yaşantımızın olumlu, olumsuz taraflarını tartmamız gerekir. Bu sayede yaşarken bir türlü bulamadığımız huzur ve barışı bulabilir; vicdan, merhamet, saygı ve sevgi gibi kavramların dini değil, yaratılışımızdan gelen insani özellikler olduğunu ve çoğunluğumuzun bunlara uyması durumunda yeryüzündeki yaşantımızın anlamlı hale gelebileceğini görebiliriz. Yeryüzünün her köşesinde, sürekli olarak, insanlardan kaynaklı akıl almaz olaylar gerçekleşmektedir. Bu olayların vahşet derecesindeki karanlık yüzü ile insanın iyi olmasını savunan mevcut dinlerin yaygınlığını birlikte düşündüğünüzde; ortada çelişkili bir durumun olduğu görülmektedir. Yani milyarlarca çeşitli din inananına rağmen, dinlerin savunduğu birbirine benzer


iyilik iletilerini gerçek yaşamımızda bir türlü göremiyoruz. Bunun en büyük nedeni de insanların düşünmeden inanmalarından başka bir şey değildir. Başka bir anlatım biçimi ile her insan diğer genetik ve kültürel özellikleri gibi dini inancını da doğduğu ve/veya yaşadığı toplumun yapısından almakta ve genellikle sorgulamadan benimseyerek bunu doğal dini kabul etmektedir. Bu kabul ile de düşünmeyi, anlamayı, idrak etmeyi çoğunlukla geri plana atmakta, anlatılanları doğru kabul ederek ezberlemekte ve o dinin bir üyesi olmaktadır. Ondan sonraki tüm yaşantısı da beynine işlenen bu bilgiler ışığında biçimlenmektedir. Bu durum aynı zamanda yargılamalarımızı da etkilemekte, çevremizdeki insanları iyi ve kötü olarak ayırırken de dini kavramlarımızı kullanmaktayız. Hâlbuki hiç kimsenin ırk, dil, milliyet ve kültür kimliklerinde olduğu gibi dini inançlarından dolayı da sorumluluğu olamaz ve bundan dolayı çıkacak çatışmalarda haklı tarafı yoktur. Bizler birbirimizi sadece insanlığımızla, yani insani kurallara uyup uymamızla ve toplum içi davranışlarımızla yargılayabiliriz. Diğer türlü bir yargılamaya hiç kimsenin ne hakkı, ne de yetkisi vardır. Aynı zamanda adaletine inandığımız, kâinatın yaratıcısı Yaradan’ın da insanları benzer nedenlerle yargılayacağına inanmak zavallı bir varsayımdır. Diğer tarafta kendimiz ve yakın çevremiz dâhil evrendeki sonsuz bilgiye tümümüzün erişmesi olanaksızdır ancak, bu kadar çok bilginin varlığının bilincinde olup, sonsuz sayıdaki ilişkilerin bir kısmına bile vakıf


olmak; düşünerek, bilincimizi kullanarak yaşamaya çalışmak; yarar ve zarar, iyi ve kötü gibi kavramları din kitaplarına bakmadan ayırt edebilmek; kendimizden önce diğer tüm canlıların yaşam hakkını kollayıcı olmak bilinci, bir dini inançtan daha önce sahip olmamız gereken temel özelliklerdir. Adetler, görenekler, dikte edilenler yanlış olabilir. Evrenin merkezini dünya kabul eden orta çağ zihniyeti nasıl yıkıldıysa size dayatılan birçok şeyi de şüpheciliğiniz, merakınız ve öğrenme isteğinizi kullanarak sorgulamanız gerekir. Bu da insan olmamızın en büyük özelliğidir. Aksi durumda sadece iki ayaklıyızdır. Yaratılışımızın hakkını vermeyince inançlarımızın da bir sürü içgüdüsüyle davranmaktan öte bir anlamı yoktur. Hâlbuki aklımıza dayanan inançta haksızlığa yer yoktur. Dengeyi korumak, adalet, merhamet, saygı, sevgi, paylaşmak, hakkımıza razı olmak, nefsimize hâkim olmak gibi davranışlar günah ve sevap kavramlarıyla değil; olması gerektiği için kabul edilir. Bunlara uyulmadığında da, içinde yaşadığımız toplumdaki dengelerin bozulacağının bilincinde olunmalıdır. Yoksa tüm dinlerin inancında Tanrı kavramı yaratıcı, her şeye kadir ve hiçbir şeye ihtiyacı yoktur diye tarif edilir. O halde Yaradan’ın bizden gelecek hiçbir şeye ihtiyacı yoksa asıl olan, kendi içimizde ve yaşarken düzgün, bilinçli yaşamamız değil midir? Yaşarken bu dünyanın hakkını verenin Yaradan’dan neden korkusu olsun ki? Aksine inancın temelini sevgi oluşturur, yaşamımızın temelinde de sevgi yatar. Dolayısıyla inanç bir hesap işi, bir borç alacak davası değildir. Yaptıklarımız bu


dünyanın yarar veya zararınadır. Çektirdiğimiz acıların hesabının öbür dünyada verilmesinden önce acı çektirmemek önemlidir. Bu dünyayı ya cennet yaparsınız, ya da cehennem. Asıl kaygı bu olmalıdır. Asıl kaygısı bu olanlar gerçek inanç sahipleridir. Bunlar dostluğu, güvenilirliği, asaleti temsil eden seçkin insanlardır. İşte ancak çoğunluğun böyle olması durumunda en başta duyduğumuz kaygıları, çelişkileri görmez; barış, huzur ve güven ortamını oluşturabiliriz. İnsana ilk semavi dinlerin gelmesi ile insanın dünyada bir takım gereçler yapmaya başladığı an arasında çok uzun bir zaman dilimi vardır. Bilim insanlarınca keşfedilen bulgulara göre en azından 60 - 70.000 yıl olan bu süre insanın kendi yolunu çizmesi, değişimi, gelişimi için kullandığı zaman dilimidir. Evet, insan akıllı yaratıldı, kendi doğru yolunu bulması olasılığını kullandı ve kaybetti. Yani doğrudan ve güzelden sapmalar gösterdi; kendi adını koyamadı, varlığının nedenini çözemedi. Bir ölümlü olduğunu unutarak mal, mülk, para ve iktidar hırsına kapıldı. Sonuçta öbür dünyayı değil, bu dünyadaki yaşamını rezil etti öncelikle. Melek değildi ama insan olmayı da beceremedi. İşte gerçekten insan olmayı becerebilseydi sonradan gelen dinlere ihtiyacı olur muydu? Hayır, sadece ve sadece yaratılış inancı kadim ve aynı zamanda tüm insanların ortak inancı olarak kalırdı. Sonuç olarak Yaradan’a inanmayanlar veya varlığı konusunda emin olamayanlardan önce, inandığını söyleyen ve belirli bir dine mensup olanların inançlarını


sorgulamaları gerekir. İnançlarımız, eylemlerimiz Yaradan’ın yüceliği, adaleti, merhameti ile çakışmakta mıdır, yoksa ilgisi yok mudur? İşin özünü kavradık mı, yoksa gereksiz biçimlerle mi uğraşıyoruz? Amacımız, insan mı olmak, yoksa dindar mı? Bu ve bunun gibi sorulabilecek birçok soruyu şu cümle ile bitirebiliriz: İnanmayanlar bir kere günah işler, inananlar her gün. İşte sevgili okuyucu, böyle başlayan bir düşünce süreci ile başladığım bu kitapta hiçbir dini kaynaktan referans almadan insanın en büyük özelliği olan ve Yaradan’ın en büyük sırlarından olan aklımızı kullanmamız ile kullanmamamız arasındaki durumun irdelemesini yapıp; dinlere bağlı milyarlarca insana rağmen insanların hâlâ kabul edilemeyecek davranışlarını yaygın olarak sürdürmelerinin çelişkisinin altını çizmeye çalıştım. Geniş bir okuyucu kesimine seslenebilmek için de dilinin olabildiğince sade olmasına özen gösterdim. Önce düz yazı olarak başlayıp daha sonra şairlik yanımın ağır basması ile lirik yazıya dönüştürdüğüm bu kitap sadece sezgilerimi, düşüncelerimi, duygularımı ve bilgimi aktarabilmek çabası ile ortaya koyduğum bir üründür. Hatalarım varsa af ola. Hüseyin Mustafa 22.08.2013 İstanbul


Yüce Yaradan’ın izniyle… İki bin yılında, Yaradan bizlere seslense, ne derdi?


Yarattım

Evet! yarattım boşluğu enerjiyi toz zerresini toz zerresinden güneşleri yıldızları ve düzeni içinde bulundukları evet! yaşadığın dünyayı hücreyi görünen ve görünmeyen her şeyi her bir canlı ile cansızı ve düzeni evet! kâinattaki her şeyi sayılamayacak kadar çok karanlığın içindeki ateş topunu da kara delikleri de canlıları da


yaşayanlarla yaşamayanları yan yana aynı ve farklı olanları ışığı ve koskoca kütleleri iç içe ve bütün bunları bir düzenin içinde ben yarattım biliniz emin olunuz ve şüphe etmeyiniz bundan


Düzen

Düzeni yarattım ki ezeli ve ebedi karanlıkla aydınlık dolulukla boşluk sıcakla soğuk varla yok zerre ile kâinat an ile sonsuzluk bir arada nasıl yaşar gör diye düzenin içinde yarattığım her şeyin bir anlamı bir nedeni bir yararı olduğunu oku ve anla ki benim yüceliğimi kavra diye


bir düzen olmasaydı doğanlar ve ölenler bir arada karanlık ve aydınlık iç içe olur muydu? olur muydu milyarlarca yıldır güneşler ve yıldızlar cansızlarla canlılar bir arada? her şey bir mucize gibi geliyor sizlere ama nedeni var ben nedenini yarattım görünenini görünmeyenini ve formülünü sizler oradan öğrendiniz gazı, sıvı yapmayı sıvıyı, katı katıyı yine gaz enerji verdim her şeye sizler oradan öğrendiniz enerjiyi ışığı gücü


oksijeni yarattım hem suda hem havada hem soludunuz hem içtiniz hem de ateş yakabildiniz içinde bu düzende her şeyin bir anlamı var hiçbir şey nedensiz değil hiçbir şey boşuna değildir şu bulutlar gölge yapıyorsa sıcak bir günde yağmur yağıyorsa kurumuş toprağa ağaçlar soluduğun oksijenini üretiyorsa bakteriler çalışıyorsa her yerde bilin ki benim hikmetimdir bilin ki yalnız değilsiniz ve bu düzende de bir akıl var hayal edemeyeceğiniz kadar mükemmel işte bu benim sırrımdır çözemeyeceğiniz


her şey yerli yerinde her şey zamanında dünyanızın dönüşü güneşin verdiği aydınlık ve enerji yıldızların patlaması canlıların üremesi yağmurun yağması bu düzenin bir parçasıdır düzeni yarattım kâinatı ve aklı anlamlı olan her şeyi yaşam verdim sizlere tüm evrene de yaşam bir düzendir sonsuza kadar sürecek biliniz ve emin olunuz bundan


Bilinç

Aklı yarattım tüm kâinatta tüm canlıları ve evreni cansızları bile yapılarını korusunlar diye beyninizi yarattım gözünüzü kulağınızı burnunuzu görmeniz duymanız koku almanız dünyayı tanımanız düşünmeniz mantık yürütmeniz öğrenmeniz ve bilgi üretmeniz için


elleriniz ile tutmasını işlemesini alet yapmasını ayaklarınız üzerinde durmasını koşmasını hayvanları ehlileştirmesini bitkileri yetiştirmesini birbirinizi sevmenizi ve en önemlisi konuşma yazma yeteneğini verdim sizlere ve bunlarla sizi farklı yarattım diğer canlılardan ki diğer yarattıklarım gibi kalmayasınız diye


yeteneklerinizle zekanızla zihninizle yaptıklarınızla övünürken bilin ki bir üstünlük değildir bu bunun nedeni beyninizdir ve daima iyi şeyler yapmak için kullanın kötülükleriniz için değil başkalarına zarar vermek için asla vicdanlı merhametli dengeli olun daima kâinatımda sayısız örneği var bunun ders alın diğer yarattıklarımdan bilinciniz bunun içindir bilin ve emin olun


Bağladım

Bu düzenin içindeki uzaklıklara hayalleriniz ulaşamayacak ömrünüz yetmeyecek gitmeye bilinciniz olmazsa sadece bir zerresiniz düzenimin içinde ulaşabildiğiniz bildiğiniz her şey ancak beynimizle mümkün olmakta yarattığım her şeyin içinde matematiği bulacaksınız sayıları rakamları formülleri aynı zamanda kimyasını biyolojisini de bilimi yarattım tüm kâinatta hiçbir şey nedensiz değildir her şey birbirine bağlıdır ben bağladım onları gücüm nedenim olmasındadır


hiçbir şey de rastlantı yoktur mucize hiç değildir bilerek yarattım ve bir düzen kurdum tüm yarattıklarımla yarattıklarım için canlılar ve cansızlar ışık ve karanlık doluluk ve boşlukla düzen içinde düzenler kurdum her buluşunuzla irkileceksiniz hayret edeceksiniz


bitkilerde ve cansızlarda dahi bir tepki duyacaksınız onlarda da duyguyu yarattım onların düzenini de tüm düzenleri de birbirine bağladım boşluk ve enerji ile tüm bu düzeni yaşayacaksınız ve çözeceksiniz o sırrı verdim sizlere biliniz ve emin olunuz


Denge

Benden korkmayın yarattıklarımdan da dengeyi yarattım ki yaşamın aslıdır değişimin nedenidir bozulması ise felaketiniz olur ancak benim düzenimde her ikisi de var kâinatı uyum üzerine kurdum ve size de sırrını verdim uyum içinde olun diye


ölüm ve yaşam bunun içindir gece ve gündüz soğuk ve sıcak varlık ve yokluk yaşamın aslıdır denge kâinat ezeli ve ebedidir yok olmaz değişir değişim düzenimdir bu dengeyi bozarsanız yaşamınızı da bozarsınız unutmayın!


Değişim

İlk insanı daha gelişmiş yarattım diğer yarattıklarımdan ve daha da gelişti öğrendikçe uyguladıkça bilgiyi biriktirdikçe organlarını kullandıkça hem organları hem kendisi hem de çevresini geliştirdi zamanla gördüğünü dokunduğunu tanıyarak anlayarak biçim vererek yapabileceklerini öğrendi yarattığım her şeyden yararlandı kullandı tüketti


sizler yarattıklarımın tümünden daha üstündünüz ancak gücünüzü zamanla anladınız yolunuzu zamanla buldunuz yanlışı doğrudan sıcağı soğuktan zamanla ayırdınız hiçbir şeyi sabit kılmadım kâinatta her şey değişecekti büyüyecek ya da küçülecekti zamanı geldiğinde de yok olacak ve yenisi doğacaktı ben değişimi yarattım düzeni zor olanı kolay kıldım her şeyi aralarındaki ilişkiyi çözülemez değil her şeyin bir nedeni var her ilişkinin her başlangıcın her yok oluşun unutmayın!


düzenim değişime dayanır hiçbir şey yarattığım gibi kalmaz sizler de kalmadınız değişim güçtür değişim yaşamdır yaşam değişimin kendisidir çevrenize bakın ne eskisi gibi ne olduğu yerde duruyor? cansızlar bile değişmiyor mu? değişim olmasaydı hiçbiriniz şu anki durumunuza gelemezdiniz benim yüceliğim değişimi yaratmamdan gelir bu bir düzendir


dengenin karşıtlığın ve değişimin olduğu bu düzende gelişi güzel olmamıştır hiçbir şey her şey yerini bilir zamanla uyum sağlar değişir ya da yok olur çünkü ben düzeni yarattım düzen içinde formülünü içine gömdüm arayıp bulacaksınız hepsini ayrı ayrı ama benzer var ettim merakı yarattım içinizde merak ederek bulacak düşünerek çözeceksiniz zamanla çalışarak iradeniz ile ve sabırla ve ben hepsini verdim size yaratırken biliniz ve emin olunuz


Karşıtlık

Beni ve yarattıklarımı kâinatta bulacaksınız bunlar bir mucize değil nedeni var hepsinin dengesi çeşitliliği karşıtı her şey karşıtı ile vardır karşıtlık varlığın nedenidir doluluğun nedeni boşluk aydınlığın karanlık soğuğun sıcak canlının ölü küçüğün büyük


hepsinin nedeni de benim tüm kâinatta karşıtları yaşarsan yaşadığını anlarsın sıcak olmadan soğuğu su olmadan kuraklığı anlayamayacaksın ölüm olmadan yaşamın değerini anlamadığınız gibi tüm karşıtlar yaşamı anlaman için var unutma!


Adalet

Sizden daha küçük olan ve sonra sizden büyük olan her şeye baktığınızda arasındasınız iki ayrı dünyanın ancak küçük olanları hor görmeyin büyük olanlardan da ürkmeyin zihninizi kullanın daima her şey görevini yapar ve hakkını alır yaşamdan sizler de kendi içinizde bu adaleti sağlamak zorundasınız çalışanla çalışmayanı bilenle bilmeyeni hak edenle etmeyeni ayırt etmek zorundasınız adalet her şeyi görmek ve her şeyi bilmekle mümkündür ancak


mantığınızın üzerinde durur ki aslı dengedir ve sağlamak çok zordur vicdanınız olmadan yokluğu ise çöküşünüz olur yargılarken tüm önyargılarınızdan kurtulun ve sakın benim adımı kullanarak karar vermeyin tüm kararlarınız kendinizindir ve sorumluluğu sizdedir sizi de yargılayacak olan benim unutmayın gerçek adaleti ancak ben sağlayabilirim tüm işlediğiniz kötülükleri bir zerre iyiliğinizle silebilirim çünkü merhametli ve tek yaratıcıyım sizler ise kolay kolay tarafsız olamazsınız kararlarınızda


yargılamak zorundaysanız mantıklı olun ve vicdanınızı kullanın tuttuğunuz terazi dengede olmalı haklının hakkını haksıza geçirmek en büyük suçlardandır haklıyı ezip haksızı yüceltmeyin sevdiğiniz bile olsa haklı ile haksızı birbirine karıştırırsanız dünyayı bir cehenneme çevirirsiniz haklı olanlar adaleti savunanlar hep iyilikten yana olanlar bile yaşamak istemezler bu dünyayı


insanları küstürmeyin adaletsizlik aynı zamanda yok etmek demektir vicdanı iyiliği ve güzelliği yeryüzünden siz yok edicilerden olmayın hiçbir zaman benim adıma kimsenin canını incitmeyin her hareketinizin sorumlusu kendinizsiniz bunu unutmayın hiçbir zaman


Farklı

Çıplak yarattım sizleri özgür yani dişi ve erkek olarak ancak tek varlık gibi isterseniz kutuplarda yaşarsınız giyinerek isterseniz sıcakta çıplak yiyebilirsiniz çoğu şeyi bitkileri de eti de diğer yarattıklarımın yapamadıklarını yapabilirsiniz barınmak için evinizi ihtiyacınız olan gereçleri madenleri çıkarabilir suların yönünü değiştirebilir yerçekimine meydan okuyabilir makinelerinizle uzayda dolaşabilirsiniz çünkü özgür yarattım sizi bunun için deriniz tüylü değil


bunun için pençeleriniz yok bunun için büyük dişlere gerek duymuyorsunuz çünkü akıllı yarattım sizleri kullanmanız için her zaman o akıl ki zekanızı da barındırır vicdanınızı da merhameti de içinde ve hepiniz birbirinizden farklı ki bir arada yaşayasınız birbirinize ihtiyaç duyasınız diye değerini bilin tüm bunların ve birlikte yaşayın barış içinde


Oku

Oku” derken

bekledim ki yarattığım tüm evreni okuyun ilk önce zerreden güneşe aydınlıktan karanlığa var olandan yok olmuşa eskiden yeniye gözünüzle kulağınızla dokunarak aklınızı kullanıp okuyun istedim bu benim varlığımın kanıtıdır diye her baktığınız yerde beni göreceksiniz her şeyde benim adım benim gücüm var korkmayınız bundan


Sevin

İrkilin! kâinatın muazzam düzeni sonsuz kaynakları tükenmeyen enerjisi karşısında irkilin! ama sevin bundan dolayı her şeyi ben sevgiyi yarattım çevrenizi sevin çocukları eşlerinizi büyüklerinizi atalarınızı yaptıklarınızı severek yapın her işinizi sevmeden çocuk yapmayın iş yapmayın çalışmayın yaşamayın bu dünyayı uzak durun sevmeyenlerden ya da sevmelerini sağlayın çünkü sevmek yüceliktir sizi ayakta tutar ve yaşama bağlar


kâinatı sevgi ile yarattım onun için renk renk ışıl ışıl müzik dolu onun için her canlının özünde sevgi var ışığa koşuyor sevilmek istiyor içinde sevgi merhamet adalet denge olmayan akıldan uzak durun kini de yarattım ama kindar olmayın ne kendi adınıza ne benim adımla


ben bağışlayıcıyım size de merhameti aşıladım merhamet etmek yüceliktir merhameti diğer yarattıklarıma da verdim size hafıza verdim unutmayın diye güzel olanları iyilik yapanları sevdiklerinizi ve beni


İnsan

Yaratırken akıl verdim vicdanlı olun bilgiyi bulun düşünün öğrenin diye verdim ki beni bulun her yaratılmışın ardında içinde özünde ben varım diye formülüm denge karşıtlık uyum oran ve candır bir tohumdan verdim o canı bir hücreden çıkan o can ki ölümlüdür çoğalır ve değişir zamanla


hiçbir şey sabit değildir kâinatımda gücüm bu işte unutmayın ve korkmayın sadece inanın ve sınırlı ömrünüzü harcamayın kötülüklerinizle dünyaya geldiğinizde bomboşsunuz sadece yaşamsal tepkileriniz var sadece acıkıyorsunuz sadece korkuyorsunuz canınız acıyor üreme eğiliminiz var


bunlar yeter mi insan olabilmeniz için? insan olabilmek için bilmeniz çalışmanız gerekir sevgi ile saygı ile ve adaletle bunun için de mantığınızı kullanmalısınız her şeyden önce diğer yarattıklarım gibi yaşayanlarınız var çoğunlukla oysa sadece karnınızı doyurmanız sadece cinsellik sadece kavga ve miskinlikle yücelemezsiniz böyle yaşarsanız diğer canlılardan farkınız olmaz hatta onlar kadar bile olamazsınız


ben ki eşsizim ben ki ezeli ve ebediyim ben ki güçlüyüm koskoca evreni yaratacak ve bu muazzam düzeni kuracak kadar sizden ne bekleyebilirim ki? ne bir armağan isterim ne de korkmanızı benden sadece ve sadece beni bilin ve anlayın ki yarattığım her şey çok önemli sizin için yaşarken insan olabilmeniz sırrımı kullanmanızla mümkün ancak ki kullanmazsanız hiçbir farkınız olamaz diğer yarattıklarımdan hatta daha da ilkel olup onların yapamayacağı kötülükleri yapar katliamları suçları işlersiniz


insansanız yani kendinizi geliştirmişseniz hiç kimseye zararınız dokunmuyorsa yaşamınızın kendisi ibadettir işte istediğim ve beklediğim budur inanın ve değerini bilin her şeyin yaşarken


İnanç

Sadece yarattığım güzellikleri bilin kullanın yaşayın inkâr etmeden beni ama korkmadan aynı zamanda boş işlerle uğraşmadan üzmeden birbirinizi ve hiçbir canlıyı kendi aranızda yaşamın kurallarını adaleti kurun diye bekledim ama siz yapamadınız hep kötülüklerin peşinden koştunuz hem savaştınız hem de hemcinslerinizi öldürdünüz diğer yarattıklarımın bile yapmadığı kötülükleri yaptınız birbirinize ve diğerlerine beni de unuttunuz uzaklaştınız hâlbuki ki inancınızı beyninize gömmüştüm buna rağmen bulamadınız yaşamın sırrını önemsemediniz neden?


Huzur

Yarattığım şu kâinat size beni hatırlatmıyor mu hissedemiyor musunuz düşünüp de göremiyor musunuz? zerreden güneşlere kadar nasıl olabilir böyle bir düzen? bunu düşünerek bulamıyor musunuz? neden sizleri farklı yarattım? neden diğer yaratıklardan daha üstünsünüz? ezin ve yok edin diye değil tabi ki birlikte yaşamasını öğrenip birlikte huzurlu olmanız için barış içinde tüketmeden yok etmeden


sizlere üretme yeteneği verdim siz ise sadece yok ediyorsunuz çevrenizdeki nimetleri diğer yarattıklarımın soyunu suyu ve toprağı neden akıl edemiyorsunuz birlikte huzur içinde yaşamasını? neden bulamıyorsunuz doğru yolu?


Cennet

Sanıyorsunuz ki her anınızla tek tek ilgileniyorum rızkınızla işinizle geleceğinizle günah ve sevaplarınızla tek tek ne yaparsanız kendinize değil mi şu uçsuz bucaksız kâinatta? ben ki düzenin yaratıcısıyım ben ki ezeli ve ebediyim ben ki milyonlarca çeşit canlıyı yaratmışım neden uğraşayım ki sizlerle tek tek ve yaşamınız boyunca


bilin ve anlayın ben kâinatın düzenini yarattım siz de o düzenin içindeki bir düzen bir parça çok küçük bir zerresiniz o düzen içinde büyüyor çoğalıyor ve yaşamınızın kurallarını oluşturuyorsunuz doğru veya yanlışlar yapıyorsunuz ama bilincinizle isterseniz hep doğru daha iyi ve daha güzelini yapabilirsiniz koruyabilirsiniz çevrenizdeki her şeyi niyet ederseniz yeter ki isteyin tüm iyi niyetinizle çalışın ve deneyin ama benden beklemeyin miskin miskin bana sadece yakarıp yalvarmayın çalışın emek harcayın ve iyi niyetli olun


yaptığınız her şey kendi isteğinizle ve iradenizle olabilir ancak hırsınız kininiz doyumsuzluğunuz ve cahilliğinizle yaptıklarınızda benim adımı kullanmayın miskinliğinizin bahanesi olamam çalışın ve üretin iyi niyetinize neden engel olayım ki kerelerce deneyin kerelerce deneyip yapanlardan başaranlardan çareyi bulanlardan ibret alın ders alın diğer canlılar gibi değilsiniz sizi de onlar gibi yaratsaydım onlardan farkınız olmazdı ne fazlası ne de azı hep benim istemiş olduğum gibi davranırdınız


hâlbuki değişiminizin ve gelişmenizin önüne engel koymadım hem bedeninizi hem zihninizi gelişmeye açık tuttum bu daha büyük bir yaratıcı güç anlamına gelmez mi? dün kuzey yıldızıyla yön buluyordunuz bugün, icat ettiğiniz cihazlarla dün hayvanları kullanıyordunuz bugün, kendi yaptığınız araçları


tüm bunları yapmasaydınız bana karşı gelmiş olurdunuz ben gelişmenize ve değişmenize karşı gelmedim ve engellemedim isteseydim yapardım elleriniz, gözleriniz, ayaklarınız hep beyninizin emrinde olacak onlar ne pençe ne de kanat siz diğer yarattıklarımı gördüğünüzde onların birbirlerine verdiği tepkiyi veremezsiniz nasıl davranacağınızı da söylemedim size ama onlar hep aynı tepkiyi verecek hayatlarında ilk defa da görseler bile birbirlerini çünkü öyle yarattım düzenimin içinde onların düzenini


bu düzen içinde ölecek doğacak çoğalacak ve kendinizi geliştireceksiniz düzen sizi sizler düzeni etkileyeceksiniz yaşarken başka ne bekliyorsunuz ki benden? her şeyi verdim size cenneti verdim akarsuları denizleri ormanları çeşit çeşit hayvanları bitkileri güneşi ve karanlığı size ne verdimse hepsi cennettir bunu anlamak çok mu zor sizin için?


Vicdan

Kiminiz bana inanıyor kitaplarıma ve peygamberlerime de ancak görüyorum ki hâlâ kötülük var içlerinde ibadet ederken bile sahte davranışlarınızla beni kandırmaya mı çalışıyorsunuz? kardeşlerinizi ve kendinizi de… ihtiyacım yok benim için yatıp kalkmanıza akıttığınız kanlara tuttuğunuz oruçlara bunların hepsi nefsinizi eğitmeniz haddinizi bilmeniz beni unutmamanız için değil mi? önemli olan nefsinize hâkim olmanız hırsınızı dizginleyebilmenizdir ibadetleriniz bunun içindir yoksa tüm ömrünüzü ibadetle geçirmişiniz ne yararı olabilir ki?


sizin en hayırlınız kardeşlerine zararı dokunmayanınızdır daha da hayırlınız onları kollayan ve koruyanınızdır daha da hayırlınız onların daha iyi yaşayabilmesi için çalışıp el ele verendir öyle olanlarınız neden yaşadıklarının ve yaşamın anlamını çözmüşlerdir onlar için ne kasalarını doldurmanın ne de mal mülk peşinde koşmanın hiçbir anlamı yoktur onlar ne boş ibadetlere muhtaçtırlar ne gereksiz koşturmacalara onlar bilgileri ve sanatları ile vardır


yaşamın anlamı dengeyi kurmaktır o uyum bozulduğunda ilk önce vicdanınız rahatsız olur vicdanınız ise bilincinizdir vicdanınızın rahat etmesi için paylaşmanız gerekir ölümlü olduğunuzu unutmadan dürüstçe iyi niyetli ibadet eder gibi çalışmanız gerekir çalışmak ibadetinizdir


Sınav

İnanıyorsunuz ama nasıl sadece cennet için veya cehennemden korktuğunuz için istemiyorum böyle olmasını kalben hissetmiyorsanız beni göremiyorsanız tüm yarattıklarımda başka türlü inanmanız nafile içi boştur neden bir ödül bekliyorsunuz insan olabilmek için? neden bir korku olmalı inanmanız için? ve neden aklınıza yer yok inancınızda? oysa benim dinim akıl dinidir onu kullanmayanların doğru, iyi ve güzelden yana olmayanların benim dinimde yeri yoktur


cenneti yeryüzünde yarattım ırmakları ormanları ışığı müziği ile farkında mısınız? hiç fark etmediniz mi? içinde yaşadığınız güzelliğe o gözle baktınız mı hiç? yarattığım her şey sadece olağan mı geliyor sizlere? o çeşitlilik zenginlik renkler ahenk ve bütünlük ile tükenmeyen kaynaklardan etkilenmiyor musunuz hiç? bunların hepsi dünyaya geldiğinizde vardı sizden sonra da var olacak


işte bu cenneti gerçek olanı ya cennet yapıyorsunuz yaşarken ya da cehennem yaşamın anlamı burada bazılarınız bir taş daha koyup gitmeye çalışıyor gelecekler için bazılarınız da yapılmış tüm duvarları yıkmaya çalışıyor gelecek olmasın diye siz hangisindensiniz? sorun kendinize cennetimi cehenneme çevirenlerin cennetimde ne işi olabilir ki?


bu yaşam bir sınav sizin için vicdanını kullanmayanlara merhametli olmayanlara âdil davranmayanlara kardeşlerine ve yarattığım her şeye zararı dokunanlara yer yok cennetimde biliniz ve emin olunuz bundan


Yeryüzü

Sizlere her türlü duyguyu verdim sevgiyi de nefreti de adaleti de haksızlığı da kötülüğü de iyiliği de güzelliği de çirkinliği de siz bunlardan doğru olanını seçecektiniz ama çoğunluğunuz kötülüğü seçti haksızlık yaptı ve çirkinleştirdi kendisini ve yeryüzünü yeryüzü bir cennet değil miydi aslında? nasıl göremediniz ve göremiyorsunuz hâlâ yaşarken? açın akıl gözünüzü uyumayın bilin değerini yarattığım her şeyin bilin ve koruyun yakıp yıkmadan


bilin ve aldatmayın birbirinizi bilmeyenlerden sevgisini göstermeyenlerden varını paylaşmayanlardan sakının! sizler için yarattığım yeryüzünü koruyun ve şükredin daima asıl ibadetiniz bu değil mi?


Putlar

Benden başka hiçbir şeye tapmanızı inanmanızı istemedim bulmanızı bekledim sizden bunu yine de kendi yaptıklarınıza taptınız değer verdiniz ve şimdi de peygamberlerimi kitaplarımı ve dininizi putlaştırıyorsunuz özünü anlamadan onları yüceltiyor tapıyorsunuz esas olan ben değil miyim ki? beni bilmeniz ve kendinizi zarar vermemeniz hiçbir şeye ve tüm iyi ve güzel şeyleri paylaşmanız işte yaşamınızın özü ve benim sizden istediğim de sadece bu değil mi? neden putlaştırıyorsunuz her şeyi neden?


putlaştırdıklarınız zihninize bir perde çeker gerçekleri örter gizler sadece ezberlerinizle gidersiniz beyninizi kullanamadan ve düşünmeden yarattığım cenneti göremez ve yok edersiniz nerede yarattığım o cevher? neden kullanmıyorsunuz bir türlü? neden putlar yaratıyor ve onlara tapıyorsunuz hâlâ?


Aracılar

Yarattığım düzeni anlamak yerine tembellik yapıp çalışıp yorulmadan sadece kitaplardan okuyup hikâyelerden dinlediniz beni ebedi ve sonsuz oluşum tüm kâinatı var etmiş olmam ve her şeyden öte bu düzeni kurmuş olmamı kendi gözlerinizle akıl gözünüzle görmenizi hissetmenizi ve ürpermenizi bekledim


oysa gözünüzün önünde içinizde her şeyde ben varken göremeyecek kadar körsünüz neden? artık açın gözünüzü beyninizi duyun sesleri görüntüleri görün ellerinizle hissedin bedeninizi önce kendinizi tanıyın arkasında ben varım kanmayın boş sözlerle gelenlere inancınızı içinizde arayın sizler benim yansımamsınız bir tek ben anlayabilirim ben hissedebilirim ben yargılayabilirim sizleri bir tek ben bilirim günahlarınızı sevaplarınızı


içinizden geçeni iyi niyetlerinizi kötü niyetlerinizi ben okurum ancak onlar kim peki benim adıma size gelip boş sözlerle beni anlatanlar dinlemeyin onları anlamadan niyetlerini kurtarıcı rolüne bürünmüş iblislerden melek rolündeki şeytanlardan uzak durun unutmayın ki ben kâinatın düzenini yarattım neden hâlâ düşünemiyor yalancıların sahtekarların aldatanların arkasından gidiyorsunuz?


ey yarattıklarım! ey insanlar! aramızda aracılara gerek var mı? kimseyi tayin etmedim kimseleri görevlendirmedim hiç kimsenin aramıza girmesini istemem mesajlarımı iletmek için seçtiğim kullarımı bile tanrılaştırdınız hâlbuki onlar da sizin gibi insandı ve onların söylediklerini öne aldınız benim sözlerimden ve yanlış anlayıp yanlış aktardınız yaşayanlara ve yaşayacaklara okuyun ve anlayın ki kendi çözebileceğiniz inancınızı aracılarla kötü niyetlilerle çözmeye çalışmayın ve inancımı sömürenlere payeler verip yüceltmeyin


ne gerek var aramızda onlara gözünüz kulağınız beyniniz yok mu? sizleri niye farklı yarattım? aciz olmayasınız diye siz ise zavallı bir yaratık gibi davranıyorsunuz en aciz canlılar gibi sürü gibisiniz hâlbuki sizi insan olmanız için yarattım her biriniz benzersizsiniz sizleri birbirinizden farklı yarattım bu benim yarattığım düzenin anlamı işte tüm mesajlarımı iyi insan olmanız için göndermiştim sizlere ve onlardan daha önemlisi yarattığım kâinatın her zerresi bir mesaj değil mi? neden okumuyor ve anlayamıyorsunuz?


görmenizi ve anlamanızı istiyorum ki sadece kitaplar göndermedim kâinatın her zerresine yazdım tüm sırlarımı arayacak ve bulacaksınız bu gücü verdim sizlere beyniniz gördüklerinizden yararlanabilmenizi sağlıyor siz de yaratıyorsunuz sanatı araçları gereçleri benim yarattıklarıma bakarak bu benim size armağanım beni anlamanız görmeniz için ne göz ne kulak yeter verdiğim sırrı kullanmanız önemlidir gözünüzü kulağınızı kalbinizi beyninizle birlikte


beni ancak böyle bulabilirsiniz görebildiğiniz göremediğiniz her şeydeyim gidebildiğiniz gidemediğiniz her yerdeyim yaşadığınız ve yaşamadığınız her andayım ezeli ve ebediyim çünkü başka bir kanıta ihtiyacı var mı ki varlığımın? başka ne mucizeler bekliyorsunuz? en büyük mucize değil misiniz? en büyük mucize değil mi tüm kâinat? kâinattaki denge uyum kâinattaki değişim karşıtlıklar ve sayılamayacak kadar çok yıldızlar?


en küçüğünden en büyüğüne gördüğünüz her şey şaşırtmıyor mu sizleri? işte baktığınız her yerde ben varım gördüğünüz her şey benim ben kâinatım ezeli ve ebedi


Aldanma

Sizleri ancak ben anlarım ve duyarım beni hissetmezseniz yarattığım düzeni anlamazsanız inancınızın içi boştur kuru bir dal gibi kırılır beni düşünüp hissedip ürpermeniz en güçlü inancın göstergesidir her işinizde mantıklı olmanız ve vicdanınızı kullanmanız inancınızın olgunluğunu gösterir insanları yerli yersiz yargılamamanız haddinizi bilmenizdendir nefsinize hakim olmanız en büyük ibadetlerinizdendir elindeki her şeyi paylaşabilmeniz ise yaşamın sırrını çözmüş olmanızdandır ki sizden başka ne isteyebilirim yaşarken


işte insan derim yarattığım en üstün canlı sırrıma eriyor yani insan oldu gerçekten ben ki kâinatın düzeninin yaratıcısıyım kalbinizi sizlerden daha iyi okurum inancınızı aklınızda görürüm bunun dili yoktur aramızda bunun için herhangi bir dil göndermedim anlaşmamız akılla olacaktır kalben hissedeceksiniz beni hata yaptığınızda aklınız ve vicdanınız rahatsız olacak bunu kendiniz anlayacaksınız


iyilik yaptığınızda sevineceksiniz aklınız böyle buyuracak çevrenizdeki canlılar sevindiğinde zaten ben hepsini göreceğim ama en önemlisi siz huzurlu olacaksınız bunun için zihninizi kullanın doğrudan ayrılmadan iyilikten güzellikten uzaklaşmadan bana iman etmek için beni hissetmek için bilmek ve anlamak için aramıza hiç kimseyi sokmayın hiç kimse sizin gerçek inancınızı anlamaz anlatamaz hiç kimse kullarımla benim arama giremez


girerse menfaati vardır mutlaka ancak benimle kularımın arasında çıkar olamaz alışveriş yoktur borç alacak asla herkes kendi yaşamından sorumludur acı neşe yaşam mutluluk kendisinindir güzel olanları paylaşmalı kötü olanlardan uzak durmalısınız ve asla acı çektirmemelisiniz hiçbir canlıya ben yarattıklarımın bilmesini isterim sevgi dolu ve merhametli olmasını insan olmasını sadece ben ki yaratanım zihninizden yüreğinizden geçeni anlarım okurum ne yapacağınızı bile bilirim düşünmeden önce düşüneceğinizi fısıldamadan önce fısıltınızı duyarım gerçeği görürüm var olmayanları görürüm olmadan önce


ölülerden bile medet umuyorsunuz adak adıyor dilekte bulunuyorsunuz benden başka kim ne yapabilir sizin için? siz sadece sabır dileyeceksiniz iyi olmak için dürüst olmak işinizi bitirebilmek için dayanma gücü dileyeceksiniz benden bana olan inancınız güç verecek sadece ve sonunda kendi iradenizle başaracaksınız benden maddi bir şeyler istemek işlerinizin hallolmasını beklemek ne büyük gaflettir farkında mısınız? sahtekârları da iman ettik deyip kötülükten uzak kalamayanları da bilirim onlar kendilerini aldatırlar ancak ve en büyük kötüleridir dünyanın


benim için adımla aldattıkları için uzak durun onlardan uzak durun adımı sürekli yineleyenlerden alışverişinizde işinizde adımı öne çıkaranlardan uzak durun sizi aldatıp inancınızı sömürenlerden aranızdaki ilişkilerde yokum taraf değilim kullanmayın ismimi gelişi güzel


sadece inanın ve güvenin doğru yaptığınız işlerde sevinin yanlış yaptığınız işlerde üzülün yeter ki affederim her zaman yanlışı doğruyu birbirinden ayırabilmenizi takdir ederim merhametliyim kötü niyetlilerden uzak durun onlara fırsat vermeyin büyütmeyin çoğaltmayın daima aklınızı kullanın kanmayın gelişi güzel adımın geçmesine ben kâinatın düzeninin yaratıcısıyım öncelikle bunu anlayın ve unutmayın!


Günah

Günah olan nedir? neler günahtır? düşünün bin kere düşünün her seferinde ve uzak durun günahlardan aşırıya kaçtığınız her şey günahtır ihtiyacınızdan fazlasını alırsanız kullanırsanız bir başkasının hakkını çalarsınız işte o günahtır aşırıya kaçtığınız her şeyde doğmamış çocuklarınızın hakkını bile yok etmiş olursunuz


yarattığım tüm nimetleri kullanın zararlı olanla zararsız olanı kararınca en yararlı gördüğünüz en güzel şeyleri bile kararınca kullanın en faydalı şey nedir sizlere su mu? hava mı? toprak mı? düşünün bin kere onların bile fazlası zararlı değil mi? kandırmayın kendinizi bir parçası yararlı olanın bir yudumu zararsız olanın fazlası zararlıysa ve hakkıysa başkasının işte o günahtır


ben size her şeyin aşırısını yasakladım sadece nefsinize hâkim olun yarattığım her şey helaldir çünkü ben yarattım sizler için sorgulayın yaşamınızı sahip olduklarınızı sahiplendiklerinizi kullandıklarınızı ticaretinizi ailenizi ihtiyacınızdan fazla olanları ne kadar çok tüketiyorsunuz ne kadar çok yiyorsunuz ne kadar çok kazanıyorsunuz gerekli olan neydi fazlası ne ise o günahtır işte ihtiyacınızdan fazlası olmayanın ihtiyacıdır bunu böyle düşünün


ihtiyaçlarınızı sınırlayın ilim ve sanat peşinde koşun güzel şeyler üretin yalandan hileden aldatmadan savaştan kinden aşırı yemekten ve içmekten aşırı sahiplenmekten miskinlikten gösterişten aşırı çalışmaktan uzak durun ben dengeyi yarattım kâinatta ve yeryüzünde siz de dengeli olun yaşantınızda


bedeninize ve ruhunuza zararlı olanları tüketmeyin sağlığınızdan siz sorumlusunuz ancak daha büyük günah çevrenize verdiğiniz zarardır yarattıklarıma zulmetmeyin yok etmeyin canını almayın hakkını yemeyin asıl günah budur işte yaşamınıza küfretmeyin atalarınıza saygısızlık etmeyin onlardan daha iyi onlardan daha dürüst olmaya çalışın onların iyiliklerini görün ders alın kötü olanların takipçisi olmayın


sizleri sadece canlı olarak yarattım doğduğunuzda birer insan adayısınız gerçekten insan olabilmeniz için ise gerekli aşamaları geçmeniz gerekir insan olabilmeniz için düşünerek yaşamanız hak hukuk bilmeniz merhametli dengeli bilgili olmanız gerekir insan olabilmeniz için saygılı ve sevgi dolu olup hak yememeniz gerekir evet bunlar kolay değil ama mantığınız size doğru yolu gösterecektir nefsinize hâkim olun ve hakkınıza rıza gösterin


insan doğmuyorsunuz çalışarak yaşayarak ya oluyorsunuz ya da olmuyorsunuz sizleri insan olabilenler ve olamayanlar aklını kullananlar ve kullanmayanlar merhametliler ve zulmedenler adil olanlar ve olamayanlar iyi olanlar ve kötüler güvenilenler ve güvenilmeyenler


eli sıkılar ve paylaşabilenler diye ayırıyorum ancak merhametliyim adaletliyim ezeli ve ebedi tek yaratıcıyım yüreğinizi beyninizi görüyorum ve her şeye rağmen affedebiliyorum benden korkmadan yaşayın okuyun düşünün anlaşın iyi olmak için paylaşın zulüm etmeyin hiçbir şeye vicdanınızın sızladığını duyabilirim siz de duyun ve doğru olun her zaman


Çalma

Tüm yaratılmışları erkek ve dişi diye ayırdım ki çoğalabilsinler hepsine bir güç verdim birbirlerinden farklı kendilerini koruyabilsinler diye kimini uçurdum kimini en hızlı koşan yaptım kimini iri cüsseli kimini yırtıcı kimi ise narindi birkaç gün yaşayacak kadar ama hepsinin bir anlamı vardı yaşarken hepsinden bir tek siz yararlandınız ama yok etmemeniz gerekiyordu yok ettiklerinizin vebalini çocuklarınız çekecek çaldığınız yaşam çocuklarınızın


hem yok ettiklerinizin hem de çaldığınız yaşamın hesabını verebilecek misiniz? yok ettiklerinizin karşılığında ne kazandınız? fazladan neyiniz var değer mi yok etmeye? kararınca tüketmediğiniz için yeryüzü cennetimi de tüketiyorsunuz değer mi? tüm yarattıklarım kutsal olan her şey zaman boşluk hava yok olmakta ellerinizde değer mi? bunun bedelini ibadetlerinizle ödeyebilir misiniz bir insan olamadıkça? önce insan olmanızı istiyorum önce insan


Kutsal

Bazı şeyleri kutsal kabul ediyorsunuz yaşarken kutsal olan nedir? neden tapıyorsunuz onlara? bir tek bana iman etmenizi istedim bana inanmanızı ne başka bir kul ne bir put ne bir cisim benden başka hiçbir şey olmayacak ne niçin kutsal? yarattığım her şey değil mi? her şeyde beni görmüyor musunuz? her şey gücümü mucizemi taşımıyor mu? siz öyle bir dünyadasınız işte yüzyıllardır akan nehirler hâlâ akıyorsa nereden geliyor kaynağı? nasıl akıyor? ben var ettim bu düzeni işte boşluk içinde enerji ile


kışın kar yağıyor üstünüze toprağa yazın toprak bunu kullanıyor bitkiler ve siz işte bu düzen de kutsal bulutları sürükleyen rüzgar da toprağı havalandırıp besleyen solucan da sizin için çalışıyor hor mu görüyorsunuz onu? o olmazsa ne yapardınız? işte o da kutsal bir çoğunuz ne yapıyor? gün doğumundan gün batımına kıştan yaza doğumundan ölümüne miskin miskin yatıyor çalışmadan solucan mı o insan mı bu düzen için gerekli? düşünün düşünün ki ne kutsal?


yarattığım her şey kutsaldır çünkü hepsi benzersiz ve özel ve hepsi düzenimin bir parçası ve hepsi de yararlıdır sizin için evet yarattığım her şey kutsaldır çünkü yarattığım düzenin bir parçasıdır hepsi sizin göreviniz onları korumaktır bunu anlamıyorsunuz ve kullanmıyorsunuz aklınızı hâlâ? neden?


İbadetleriniz

Hepiniz birbirinizin devamısınız tüm yarattıklarım birbiriyle kardeştir hepinizde kan var et var kemik var hepinizin organları benzerken nasıl olur da ayırırsınız onları kendinizden? onları da ben yarattım yararlanasınız diye sizin için kötü olanlar onlar için de kötü olabilir neden bunu düşünmüyorsunuz? neden? onların dilini anlamadınız hâlbuki onlar da konuşuyor ama zarar vermiyor yok etmiyorlar sizin gibi bana her an ibadet ediyorlar zaten sizin ibadetiniz de doğru yaşamanızdır aslında


çalışırken işinizi iyi yaparsanız aldatmazsanız zalim olmazsanız güzel konuşursanız severseniz herkesi ve her şeyi üretirseniz güzel şeyler barışçıl olursanız ibadettir doğru ve dürüst olmanız ibadettir bu ibadetlerin yerini tutar mı diğerleri?


inanıyorsanız bana gerçekten gereksiz ibadetlerinizle gerçek olanları birbirinden ayırın kardeşlerinizin iyi duaları sizin için ibadettir yaptığınız iyi işler ibadetinizdir ve en önemlisi böyle yaşadığınızda gerçekten insan olursunuz insan olunuz! insan


Neden

Her şeyin bir nedeni var yarattığım her şey birbiriyle ilintilidir her şey bir diğeri için vardır yeryüzünde hiç bir şey nedensiz değilken siz nasıl olur da inkar edersiniz nedenini kâinat kâinatın düzeni nedenler üzerine kuruludur neden akıl demektir düzen demektir denge demektir bunu bulmak yararlı ve güzel işler yapmak için sırrımı kullanacaksınız ki bu ibadetinizdir


ben nedeni yarattım önce o nedeni bilimle bulacaksınız bilim beni bulmaktır bana inanmaktır güvenmektir inanın ve güvenin bana ben içinizdeyim ben kâinattayım ben gördüğünüz, görmediğiniz her yerdeyim bilin ve unutmayın!


İlim

Geldiğiniz yeri bilmezseniz gideceğiniz yeri nasıl bileceksiniz? geçmişinizi bilmezseniz geleceğinizi nasıl bileceksiniz? sevgiyi ve saygıyı bilmezseniz insan olduğunuzu nasıl bileceksiniz? karanlığı bilmezseniz aydınlığı nasıl bileceksiniz? sözü bilmezseniz suskunluğu nasıl bileceksiniz? korkuyu bilmezseniz cesareti nasıl bileceksiniz? bütün bunları ben verdim size beni bilmezseniz kendinizi nasıl bileceksiniz? bilmek için bilinci verdim mekanı ve zamanı


merakı verdim soru sormayı araştırmayı verdim muhakemeyi idrak etmeyi sanatı ve bilimi verdim sizlere o bilim ve sanat ki sizin ruhunuzu geliştirir sizi yüceltir size en zor yolları açar engelleri yok eder kötülükleri uzaklaştırır sizden ama putlaştırmayın hiçbir zaman bir tek gerçek olana ulaşmak için çalışabilirsiniz boş sözlerin boş davranışların boş inançların peşinden gitmeyiniz kanmayınız hurafelere onlar kalplerinizden beni yok etmeye çalışan inancınızın yönünü saptıran uydurma hikâyelerdir


ben ki kâinatın yaratıcısı düzenin kurucusuyum beni hurafelerde aramayın yarattığım her şeyde ve her yerde varım aklınızı açık tutun kullandırmayın ruhunuzu satmayın kanmayın boş sözlere benim sözüm bedenlerinize ve her yere ve her ana işlenmiştir ve çok açıktır gizlemedim ve saklamadım sizlerden hiçbir şeyi


sadece sırrımı kullanın bilerek ve düşünerek bakın boşluğa derin maviliğe karanlığa o sadece karanlık değil o boşlukta bile ben varım o boşluk ve doluluk dengemin göstergesidir her şeyi dolulukta aramayın sadece ellerinizle tutabildikleriniz değil boşluk dahi anlamlıdır ben ki o kâinatı bir boşluk olarak yarattım ve o boşluğun içinde dünyalar yarattım bir düzen içinde benim büyüklüğümü anlamanız için ezeli ve ebedi oluşumu beni tapınaklarda aramayın bana sadece ibadet ederek ulaşabileceğinizi sanmayın sadece tapınarak


yaşamınızın değişeceğini beklemeyin ve istemeyin benden her şey ellerinizde en büyük sırrımı verdim size organlar verdim el ayak verdim ki kendi dünyanızı kurabilmeniz için hatanızdan da kusurunuzdan da iyiliğinizden de kendiniz sorumlusunuz sizlere kendi sorumluluğunuzu verdim ben sizi böyle yarattım kavrayın anlayın ve unutmayın


Hak

Merhameti bütün yarattıklarıma verdim soluk almayı sevmeyi sevinmeyi açlık duygusunu yaşamak isteğini uyumayı yorulmayı da verdim ve akıl verdim onlara da ihtiyaçları kadar ne fazla ne az kararınca ve gömdüm hepsini onların içine onlar da düşünüyor istediğim kadar istediğim kadar ürüyor istediğim kadar korkuyorlar ve arıyorlar yiyeceklerini hepsi benim istediğim kadar onları hep öyle bıraktım ancak sen ehlileştirip yararlanabilirsin onlardan


yeryüzü tüm canlıların ortak yaşam alanıdır hepiniz aynı havayı soluyup aynı toprağa basıp aynı suyu içiyorsunuz hepsinden hakkınız kadar alın hakkınız kadar tüketin yok etmeyin birbirinizi ve her şeyi değerini bilin tüm yarattıklarımın kâinatın düzenini ben yarattım tüm canlılar için bilin emin olun ve şüphe etmeyin bundan


Kararınca

Bedeninizde fazla olan bir şey var mı? gereksiz olan çevrenizdeki her şeye bu gözle bakın fazla ve gereksiz olan nedir? her şey yerli yerinde değil mi? her şeyin bir görevi var tırnağınızdan kaşınıza kadar her şeyin yeri doğru değil mi? gözünüz arkada değil burnunuz ayağınızda beyniniz midenizin yanında değil düşünün işte ne fazla ne az siz de yaşarken böyle yaşayın her şey kararınca olsun her şey yerli yerinde zamanınızı boş işlere harcamayın gereksiz şeylerle tüketmeyin kaynaklarınızı ve enerjinizi


her şey ihtiyacınız kadar her şey yetecek kadar fazlasını istemeyin ne benden ne kendinizden gözünüz olmasın aşırısında hepsini bırakıp gideceksiniz çünkü, sizleri ölümlü yarattım


Kibirlenmeyin

Hepiniz aynı değilsiniz benzersiz yarattım sizleri aklınız bedeniniz parmak iziniz göz renginiz ile yarattığım düzenin mükemmelliğini ve benim büyüklüğümü ve sonsuzluğumu görün diye bir tohumda sakladım her birinizi bir tohumdan çoğalıyorsunuz kendi kendinize çünkü ben düzeni yarattım düzen akıl düzen ben demektir gördüğünüz her şeyde ve her yerde ben varım sizleri sırrımla yarattımsa niye övünüyorsunuz bununla niye kendinizi önemsiyor üstünlük taslıyorsunuz?


ne gücünüz olabilir ki sizin? sizler ölümlüsünüz bir mikrop sizi hasta edebilir ve öldürebilir damarlarınızdaki bir kesik bile ölümünüzün nedeni olabilir ölümlü ve acizsiniz aslında ömürleriniz farklı farklı uzayabilir hastalıklarla baş edebilirsiniz ama ölümsüz değilsiniz damarlarınızdaki kanı elektriği içinizde enerjiyi hücrelerinizin çoğalmasını ve yaşlandığınızda ölmesini çocukluğunuzdan ölümünüze yaşamanızı bir düzenin parçası bilin bu da bir düzen biliniz ve emin olunuz bundan


Hastalıklar

Sizi ölümlü yarattım ve tüm canlıları da bir yaşam verdim hepsine bazen az yaşadılar bazen çok sınır çizdim ömürlerine uzatabilirsiniz yaşamınızı hastalıklarınızı tedavi edebilirsiniz nedenini bulup ancak unutmayın doğal olan her şeyi bozduğunuzda yeni sorunlarınız olacak yeni hastalıklarla karşılaşacaksınız daha büyük dertleriniz olacak sizler ve diğer canlılar için sayınız arttıkça dengeyi bozacaksınız diğer canlıların türü ve sayısı azaldıkça bildiğiniz hastalıklardan ve ölümden daha büyük sorunları olacak çocuklarınızın


yarattığım düzene müdahale ettikçe kolay olmadığını göreceksiniz dengeyi korumanın bütünün ahengi her şeyden önemlidir unutmayın ve müdahale etmeyin doğal olana özlerine yiyeceklerinizin değerini bilin bozmayın düzeni hesapsız olmayın hiçbir zaman kolay değil sizler için düzeni kurmak ve korumak iyi düşünün bilimi kullanırken de kötü amaçlarınız için kullanmayın geri tepen bir silah olabilir sizin için


Sabredin

Beni bilmek için hem geçmişinizi bilmeniz gerekiyor hem de yaşadığınız anı ders almanız gerekiyor yaptıklarınızdan yaptıklarınızı öğrendiklerinizi aktarmanız gerekiyor kardeşlerinize bir menfaat beklemeden her şeyi paylaşmak paylaşarak yaşamak ve yanlışlardan ders çıkarmak öğretmek ne güzel değil mi? hep yol gösterici olun gittiğiniz yol yanlışsa başkalarının da gitmesini beklemeyin seyretmeyin engel olun diğerlerinin de gitmesine doğru yolu biliyorsanız gösterin karşılık beklemeden mutlaka alırsınız karşılığını


başınıza gelen her kötü şey felaketiniz değildir yaşamınızın yolları ve engelleridir yol herkes için ne düzdür ne de dosdoğrudur ne de engebelidir sürekli yaşayacaklarınızdan dolayı küsmeyin hayata yaşamınızı bazen kendi kendinize zehir edebilirsiniz bazen diğerleri size sabırlı olun her şeyde hayır vardır bana inanıyorsanız sabır bir ibadettir sizin için sabredin ve şükredin sahip olduklarınıza daima


Şükrein

Sabah uyandığınızda güneşi görürsünüz gün onunla gelir sizin için her canlı için her şey için herkes kendi gözüyle görür herkes farklı düşünür şükretmelisiniz o gün uyandığınızda güneşi gördüyseniz güneş ki tüm yaratılmışların enerjisidir onunla canlanır yeryüzü ağaçlar ve diğer tüm canlılar karanlıkta yaşayan canlılar da yarattım ancak onlardan değilsiniz size canı veren bitkilere canı veren güneştir bunun için havayı yarattım çevrenizde gazlardan karıştırarak o gazlardan suyu katılardan sıvıları ve gazları


bu düzeni yarattım ve kurdum sizin için sabah, güneşi gördüğünüzde o güneşin ve çevresinde dönen dünyanın bu düzenin sadece küçük bir parçası olduğunu görün şükredin ve mutlu olun şahidi olduğunuza ve inanın bana sizi ben yarattım kâinatın bir parçası olarak içinizde sırrınızla


Mülk

Sizleri çıplak yarattım hiçbir şeyiniz yoktu bedeninizden ve canınızdan başka şimdi mülkleriniz araçlarınız savaş arabalarınız var yeryüzünden kopup uçuyorsunuz da toprakları suları sahipleniyor aslında sizin olmayan şeylerin kavgasını yapıyorsunuz onlar için savaşıyorsunuz birbirinizi çocuklarınızı yaşlıları ve aciz olanları bile öldürüyorsunuz evlerinizi tarlalarınızı yakıyorsunuz neden? hâlbuki hiçbir şeyiniz yoktu çıplak yarattım sizleri


hiçbir şeyi mülk edinin diye yaratmadım onlardan ders alın kullanın yararlanın ama paylaşın bütün yeryüzünü paylaşmasını bilesiniz diye sizlerin ortak mülkü yarattım siz ise benim yarattıklarımı paylaşamıyor ve kavgasını yapıyorsunuz birbirinizle neden? yeryüzünü parçalayıp mülk edinmeniz için yaratmadım mülk sizin için tüm felaketlerin başlangıcıdır sizi bilimden ve sanattan uzak tutar inancınızı köreltir


yolunuzdaki en büyük engeldir sizi bağlar düşünmenizi özgürlüğünüzü paylaşmanızı merhametinizi adaletinizi engeller kalbinizdeki kaybetme korkusunu besler hâlbuki sizi ölümlü yarattım bedeniniz dahi sizin değilken neyin peşindesiniz neden?


Yaşam

Sizleri kandan etten ve kemikten yarattım tüm hareket eden canlıları da ama hepsinde de ihtiyaçları kadar var hiçbiri tıpatıp aynı değil ancak hepsinin bir canı var ve ölümlü tüm yarattıklarım için var ettim havayı da suyu da toprağı da


ancak siz onları mülk edindiniz çevirdiniz sınırlarını diğer yaratılmışlara karşı ve kan akıttınız onlar için soruyorum size yeryüzü üzerindeki diğer canlıların yaşam haklarını nasıl yok edebilirsiniz? onların haklarını neden düşünmüyorsunuz? onları tüm var ettiklerim yararlansın diye yarattım ve herkese hakkı kadar verdim ne fazla ne de az bunu neden göremiyorsunuz? neden kapalı akıl gözünüz?


çizdiğiniz sınırları duvarları öldürmek için bir kanıt gördünüz kendinizde yeryüzünün nimetlerini oysa sadece sizlere ait değiller tüm yarattıklarım için var ettim tüm yarattıklarımın yaşam kaynağı onlar neden yaşarken bunları görmüyorsunuz? neden?


Benzersiz

Hepinizi benzersiz yarattım hiçbiriniz birbirine benzemiyor bedeniniz aklınız duygularınız yaşarken birbirinize ihtiyaç duymanız bir arada yaşamanız kolay olsun diye hepinizi birbirinden farklı benzersiz yarattım karışmadım yaptığınız işlerinize çünkü akıl verdim herkese birbirine benzemeyen çoğunluğunuzun yaşamak için yetecek kadar öğrenmek iş yapmak için aklı var bir kısmınız ise seçilmiş insanlar olarak doğuyorlar görevleri yararlı olmak akıllarını kullanarak güzel eserler vermek alet gereç yapmak bilimi geliştirmek ve yarattıklarımı araştırmak


herkesin aynı görevi yok çünkü ben bir düzen kurdum hepinizle tek tek uğraşmamak için üreyerek çoğaldınız atalarınızın genlerini taşıyarak bu günlere geldiniz şimdi milyarlarcasınız ve hiçbiriniz birbirine benzemiyor düşünceniz yetenekleriniz hep ayrı bu benim düzenim işte bu düzeni ben yarattım


bir kısmınız miskin miskin yaşıyor bir kısmınızın yararı dokunmuyor hiçbir şeye ve hiç kimseye bir kısmınız da düşünmeden yaşıyor kullanmıyor aklını bazılarınız da sadece kötülüğe kafa yorarken tüm yaşamı boyunca bazılarınız ise tüm yolu açıyor insanlığa tek başına işte seçilmiş bu insanlara iyi bakın örnek alın onları tüm yaşamınız boyunca


Çift

Sizleri çift yarattım ne yalnız erkek ne yalnız dişi bir çift kadın erkeksiz yapamaz erkek kadınsız sadece üremek için değil işlerinizde aile kurarken her zaman kadın ve erkek birlikte bir insandır ancak kadının yaptığını erkek yapamaz ikiniz de birbirinize iyi davranın ikiniz de birbirinize emanetsiniz size sevgiyi verdim bağlılığı görev paylaşımını birbirinize karşı kullanmayın güçlerinizi çocuklarınızı iyi yetiştirin


çocuklarınız diğer yarattıklarımın çocuklarına benzemez kalkmaz iki günde ayağa zordur olgunlaşmanız da sizler birbirinizi eğiterek çoğalacaksınız isteseydim her şeyi kâinatla ilgili yazardım beyninize oysa düşünerek ve isteyerek insan olacaksınız sizleri sadece cinselliğinizle ayırmadım dişi ve erkek diye tüm bedeninizle de farklı kıldım birbirinizden beyninizi dahi farklı kullanıyorsunuz kadınları daha özel daha hassas yarattım görevleri daha zor olduğu için beyinlerinin iki taraflarını kullanmaları çocuklarını yetiştirmeleri ve sizleri onlara bağlamaları için hem duyguları güçlüdür hem de mantık yürütürler


erkekleri ise eksik yarattım duygularını kullanamazlar her zaman insanın erkek yanı size sesleniyorum dişi yanınıza iyi bakın sizlerin acımasızlığınıza rağmen daha merhametlidirler sizlerin dikkatsizliğinize rağmen daha özenlidirler sizlerin kabalığınıza rağmen daha hassastırlar sizlerin duygusuzluğunuza rağmen daha incedirler baş tacınızdır onlar çocuklarınızı taşıyan yetiştiren kendisini feda edecek olan kadınlarınızdır


onları neden daha aşağı varlıklar gibi görüyorsunuz neden öteliyor eziyor kıyıyorsunuz korumanız gerekmiyor mu? yarattıklarıma zulüm etmenizi kim istedi? diğer yarısını bile koruyamayanların benim kullarım olması mümkün mü ki? benim adımı anmaları? ben ister miyim ki aranızda kavgayı işkenceyi zulmü? ister miyim ki birbirinizi kırmanızı hakkınıza razı olmamanızı nefsinize hâkim olmayıp benim adımla işkence yapmanızı birbirinize?


diğer yarınızı annenizi çocuklarınızın annesini çocuklarınızın annesi olacak eşlerinizi eşleriniz olacak kadınları ve kardeşleriniz olan kadınları ezme ve onlara zulüm etme hakkını nereden buluyorsunuz? benim adımı niye anıyorsunuz bu davranışlarınızda? oysa yarattığım hiçbir şeye acı verme hakkınız yok niye olsun ki? sizler de ölümlüsünüz onlar da


hiçbir şeyin sahibi değilsiniz kâinatta sadece bilgiye sanata iyiliğe güzelliklere sahip olmaya çalışmalısınız onların çevresinde kenetlenip karşıtlarından uzak durmak sizin için en hayırlısı her zaman unutmayın


Nefsiniz

İhtiyacınızdan fazlasına tenezzül etmeyin başkalarının hakkına el uzatmayın her şey açık ve ortada olabilir sizlere alma hakkı vermez bakmanız gerekmiyorsa bakmayın almanız gerekmiyorsa almayın el uzatmayın sizin olmayan hiçbir şeye içinizden de geçirmeyin ibadetin en hası budur ben sizleri çıplak yarattım birbirinizi örtmeden önce bakmamasını bakıyorsanız kötü gözle bakmamasını öğrenmelisiniz nefsinize hakim olmanız ve nefsinizi eğitmeniz ibadetlerin en hasıdır ben sizleri çıplak yarattım benim için örttüğünüzü söylemeyin kadınları nefsinize hâkim olamadığınız için örtüyorsunuz


benim için cezalandırdığınızı söylemeyin onları o hakkı vermedim sizlere tek cezalandırıcı ve affedici benim ancak cezalandırmak yerine affetmeyi tercih ederim ben affediciyim benim için değil yaptığınız hiçbir şey ihtiyacım yok ben ki kâinatın düzenini ve tüm canlıları var ettim yapacağınız her şey kendiniz için daha iyi yaşamanız ve gelecek nesiller için benim için yaptığınızı düşündüğünüz hiçbir şeye ihtiyacım yok tüm kâinatı var eden ezeli ve ebedi tek yaratanım BEN


Mabetleriniz

Benim için kaba çirkin ve gösterişli mabetleri yaparken yarattığım kâinata hiç mi bakmıyorsunuz? ders almıyor musunuz yarattıklarımdan? oradaki uyumu dengeyi renkleri görmüyor musunuz?


bana o çirkin binaları mı layık görüyorsunuz ibadetleriniz için? aklınızla ellerinizle yapabildiğiniz bu mu? zamanınızı emeğinizi kazandıklarınızı neden bunun için harcıyorsunuz? bana ibadet etmenin tek yolu bu mu? sizden gücünüzü aklınızı emeğinizi daha hayırlı işlere harcamanızı istiyorum bana ibadetinizi her zaman her yerde yapabilirsiniz ancak asıl ibadetiniz aklınızı hayırlı işlerde kullanmaktan geçer işinizi dürüst yapmak sabırlı olmak nefsinize hâkim olmak paylaşmak saygı ve sevginiz yaşayan ve yaşamışlara en has ibadetinizdir


ibadetinizin özünü görmeyip kendinizi aldatıyorsunuz ey yarattıklarım! ey insanlar! ben size sanat verdim güzellik bilinci verdim denge verdim ve ben size bilinç verdim farkında değil misiniz tüm bunların? yaptıklarınızın çirkinliğini görmüyor musunuz? benim için mabetler değil yaşamınızın güzelliği önemli ilminiz sanatınız önemli paylaşmanız korumanız, kollamanız açları doyurmanız ihtiyacı olanlara el uzatmanız yarattıklarıma zarar vermemeniz önemli sadece biçimsel ibadetle inanç olmaz düzgün çalışmak sağlığınızı korumak kul hakkı yememek ibadetinizdir


gerçek ibadet için benim yaratıklarıma yakışmayan gösterişli evler yapmayın bunları inancınızın göstergesi olarak sunmayın bana inanmayanlar da tanrılarına böyle mabetler yaptılar adaklar adadılar siz de aynı yolda yürüyorsunuz benzer davranışlarla bana inancınızı göstermeyin benim için önemli olan önce insan olmanız ömrünüzü düzgün yaşamanızdır benim dinimde gösterişe yer yoktur benim dinimde her şey kararıncadır her yer ibadethanedir gerçek ibadet ise yaşanırken yapılır


sabrınız dürüstlüğünüz çalışkanlığınız adaletiniz paylaşmanız nefsinize hâkim olmanız ve iyi huylarınızın tümü gerçek ibadettir tüm ibadetlerinizi içinizden yaparsınız görünen insanlığınızdır sadece insanlığınızla hepiniz bir mabet olursunuz benim için bu da bana yeter


Göreviniz

Ne isterim sizden? kardeşleriniz ve diğer yarattıklarım ne bekler? onların size minnettarlığı hoşnutluğudur sizi siz yapan sizleri bu dünyaya ait kılan hayırlı olmanız büyüklerinize saygınız sevginizdir onları unutmamanız çocuklarınızı iyi yetiştirmeniz onlara olan sevginizdir bunun için ne gereklidir? ne gerek var o tapınaklara? siz asıl görevlerinizi hakkıyla yapamazsanız namazınızla orucunuzla hangi kapıyı açabilirsiniz? önce kardeşlerinizin kalbine diğer yarattıklarımın kalbine girmezseniz bana nasıl ulaşabilirsiniz ?


kardeşlerinizi kırarak üzerek haklarını çalarak nasıl ulaşabilirsiniz bana? bütün kapılar kapalıdır kişisel ibadetlerinizde günlerce yıllarca kapansanız bir hücreye bana yakarmak için ne anlamı ne de yararı olabilir ki? taş taş üstüne koymayınca bir çizgi üstüne bir çizgi daha çizmeyince bir lokmayı dahi paylaşmayınca bir anlamı var mı yaşamanın? dünyaya ibadet etmeye değil yaşamaya geldiniz yaşatmaya aramaya bulmaya kendinizi geliştirmeye eğitmeye iyi şeyler yapmaya ve bunları paylaşmaya geldiniz


tüm canlılar gibi görevleriniz var paylaşın çalışın ve yaşayın yarattığım kâinatta düzeni bozmadan yok etmeden yaşarken yaptığınız her iyi şey ibadetinizdir unutmayın!


Paylaşın

Bir lokmayı da bir sözcüğü de paylaşın en değerliniz paylaşabileninizdir mal mülk hırsı olmayanınızdır sahip olmak değil üretmek önemlidir sahip olduklarını kaybetme korkusu ile yaşayanlarınız o korku ile öleceklerdir kaybetmekten korkmayanlar benim verdiğim sırra erebilenlerdir unutmayın ki hiçbir şeyin sahibi değilsiniz bilgiden ve ilimden başka onu da paylaşın yücelik budur iman budur insan budur


Yargılamak

Hiçbir ölümlü benim adıma kararlar alamaz hiç biriniz diğer kardeşlerinin imanını ölçemez tartamaz benim adıma benim adıma ülkeleri yönetemezsiniz o sizin yönetiminizdir hiçbiriniz dünyada elçim değilsiniz adımı bahane edip adımla savaş açamazsınız ölümlüsünüz ve adil olmanız zor ben ise bağışlayıcıyım ancak ben yarattığım insanın sahte davranışlarıyla dürüstlüğünü birbirinden ayırt edebilirim


* siz ise bunun kararını verecek melekelerle donatılmadınız yanlış verdiğiniz kararların vebali büyüktür benim adımı kullananları seçmeyin başınıza benim yüceliğimi gücümü merhametimi ezeli ve ebedi oluşumu düşünün bin kere benim adıma sizden isteklerde bulunanlardan uzak durun onlar ki benim adımla aldatmak isterler ve benim adımla aldatırlar sizi adıma karar verirler adıma mal mülk edinirler en korkuncunuz en kötünüz en acımasız olacaklarım işte onlardır onlar ki benim adımı yerli yersiz kullanırlar adımla iş yapmaya çalışırlar uzak durun onlardan


onlar yüceliğimi var ettiğim kâinatı nimetleri sırlarımı yani beni hiçbir zaman anlamamışlardır ve hiçbir zaman inanmamışlardır bana onlar ki sadece kendi çıkarlarını düşünürler güzelden yana değildirler ve küçük hesaplar yaparak yaşarlar hâlâ mal mülk hâlâ iktidar peşinde gerçek ihtiyaç sahiplerini bilemez duymaz ve hissetmezler onlar aranızdaki aracılar gibidir emeğinizin hakkını inancınızı iyi niyetlerinizi sevginizi merhametinizi sömürürler


kimseyi aracı göndermedim peygamberlerimden başka ki onlar bile sadece sözlerimi iletmekle görevliydiler hiç bir hükümdara hiç bir ölümlüye yetki vermedim adıma yönetmesi için sizleri istemedim kan akıtıp savaşmanızı hiç birinizden çünkü barıştan yanayım ve yok edici değilim kâinatın ve tüm düzenin yaratıcısıyım bunu unutmayın savaşları sizler çıkardınız savaş sözcüğünün yeri yok kâinatımda insanların kötü ve acımasız yanıdır savaş savaşmanızı kim istedi sizden akan kan çekilen acı sadece savaşanların değil masum insanların da ödediği bedel olmuyor mu?


buna nasıl karar verebiliyorsunuz her şeyinizi neden savaş için harcıyorsunuz canlı cansız her şeyi neden yok ediyorsunuz ve neden savaşları durdurmak için bir çaba göstermiyorsunuz hâlâ insan değil misiniz? en akıllı yaratık değil misiniz? bunu söyleyip yazmıyor musunuz? ve buna rağmen savaşı istiyorsunuz hâlâ neyi paylaşamıyorsunuz? neyin peşindesiniz? zaten ölümlüsünüz neden unutuyorsunuz bunu?


Öldürmeyin

Aklınız adil olmanız için düşmanlarınıza bile adil davranmanız için var aldığınızdan fazlasını verin hep hak geçmesin diye en ince hesapları yapanları hep kendine yontanları sevmem sevmeyin sizler de onlar bilmezler mi ki ben çıplak yarattım hepinizi ve bu koca kâinat benimdir sadece peki, neden sahiplenirsiniz ve daha fazlasını istersiniz sahiplendikçe? ve neden öldürürsünüz kardeşlerinizi dahi? iktidar hırsı ile kırıp geçirirsiniz kadınları ve çocukları bile? eliniz kanlı iken size nasıl güvenilir kardeşlerini dahi öldürenlere güvenilir mi? sizden kardeş kanı dökmenizi istedim mi?


hırsınızı dizginleyemezseniz nasıl insan olabilirsiniz? sizlerin, hükümdar dahi olsanız ayrıcalığınız yoktur hatta daha fazladır sorumluluğunuz hiçbiriniz öldürme hakkına sahip değilsiniz hiçbiriniz elini kana bulayamaz kan üzerine iktidarını kuramaz sizi men ediyorum bunlardan ölüm ilahidir ölüm benim elimdedir ki dengenin bir parçasıdır benden başka hiç kimsenin can alma hakkı yoktur hele dünya saltanatını benim adıma sürdürmeye kimsenin hakkı ve yetkisi yoktur benim adıma katliamlar yapmak benim için yapmak kimin hakkı olabilir ki? kim bilebilir ki? en sefiliniz bir kraldır belki en yüceniz de yoksul bir köylü


ve sanmayın ki varlıklarınızın ve yeryüzündeki gücünüzün de tartılacağını iktidarınızla öne geçeceğinizi sanmayın ve inanmayın buna aksine onlar sizin ayak bağınız olacak çünkü onlar sizin göz bağlarınız oldu yaşarken onlar aramızdaki en büyük engeldi ama ne mutlu ki gücünü ve varlığını zulmetmek ve böbürlenmek için kullanmayanlara ve ne mutlu ki zayıfı ve yoksulu kollayanlara ve ne mutlu ki ne güç ne mal mülk peşinde koşmayıp sadece ilim ve sanat için uğraşanlara onlar ki sadece doğruyu yapmaya çalışırlar ve ne mutlu ki sadece kendi için çalışmayanlara


ve ne mutlu ki ölümlü olduğunu unutmayıp paylaşanlara ve ne mutlu ki tüm bunları yapıp insan olmaya çaba gösterenlere ben ki kâinatın ve düzenin yaratıcısıyım neden yarattıklarımın acı çekmesini isteyeyim ki? benden beklemeyin karışmamı aklınızı ve gücünüzü doğru yolda kullanın uzaklaşmayın adaletten ve karşısında durun adaletsizliğin her zaman


Gerçek

Size hastalıklar verdim şifasını da verdim yanı başında dertler verdim çaresini de verdim birlikte felaketler verdim sabrını da verdim ardından akıl verdim sizlere her şeyin cevabını bulmanız için çıplak yarattım ama aklınızla geleceğinizle dertlerinizle ilminizle ve inancınızla mal mülk vermedim size beni unutmamanız doğru yoldan ayrılmamanız aranıza nifak tohumları ekmemeniz birbirinize düşmemeniz için mal ve mülkten uzak durmanızı istedim özellikle


şu uçsuz bucaksız kâinatı verdim görün dinleyin ilham alın ilmini arayın bulduklarınızla sevinin ve hatırlayın beni diye size bir düzen verdim sanat verdim mal mülk değil mal mülk ki sizi gerçek inançtan gerçek cennetten uzak tutar barışınız uzun ömürlü olmaz aranızda size ilim verdim ilmi arayın her yerde beni bulursunuz sanatı arayın beni bulun


yarattığım her şeyde mucizemin nedenini bulacaksınız nedenini çözemeden beni anlayamazsınız ilminiz olmadan bana inancınız koftur boş sözlerle anlatmayın beni hikâyelerden dinlemeyin her şeyi nedenli yarattım her şeyi matematiğiyle kimyasıyla fiziğiyle yarattım beni anlamak için ilim gerek ancak ilim bilenler anlar kâinatın aklını çözebilenler hayret ederler yüceliğime ne mutlu ki zamanını, sırrımı çözmeye çalışanlara verdiğim çareleri bulmaya çalışanlara ve ne mutlu ki verdiğim aklı kullanmaya çalışanlara


sürü olmayın diye ibret verdim koyunları korkak olmayın diye ibret verdim kuşları karanlıkta yaşamayın diye ibret verdim karanlıkta gezen böcekleri sizi özel yarattım aklınızla akıl sizin yol göstericiniz inancınız ilminiz mutluluğunuz aşkınız ve yaratıcılığınız olacak siz de yaratacaksınız yarattıklarıma bakarak siz de yeni şeyler bulacaksınız ancak hiçbir zaman benim gibi bir düzen kuramayacaksınız çünkü sınır koydum yaratıcılığınıza


yarattıklarımdan yararlanacak sırrını çözeceksiniz ama yaratamayacaksınız benim gibi her şeyin sınırı gibi onun da sınırını koydum aklınıza çünkü ben ebedi ve ezeliyim sizleri yaratan benim sınır koydum yolunuza


Ölümlüsünüz

Ölümlü yarattım tüm canlıları kâinattaki her şeyi de değişimi esas kıldım ölüm ve yaşamı art arda ekledim sizin yaşınız geçmişinizden ve geleceğinizden bildiğiniz kadardır ölümlü yarattım sizleri yaşamın değerini bilin diye ancak, nerede ne zaman öleceğinizi bilemeyeceksiniz hiçbir zaman engelledim bilmenizi ölümlü yarattım sizleri mal ve mülk peşinde koşmayın diye giydiğiniz gömleği bedeninizi dahi götüremeyeceksiniz sizi ölümlü yarattım boş şeylerin peşinden koşmayın ağlamayın ölenlerin peşinden diye her şeyin bir gün yok olacağını ve kaybedeceğinizi biliyorsunuz


sizi ölümlü yarattım ki yaşamın anlamıdır bu ve yok olan hiçbir şey yoktur aslında çünkü hiçbir şey kalıcı değildir çünkü değişimi yarattım düzeninin değişimini değişimin düzenini sizi ölümlü yarattım ve bilmenize sınır koydum bir an sonra bile ne olacağını bilemeyeceksiniz yaptıklarınızın geleceğini göremeyeceksiniz bir tek ben bilebilirim bir tek ben değişmem ezeli ve ebediyim sonsuza kadar biliniz ve emin olunuz bundan


Düzenim

Dünyadaki her yarattığıma bir görev verdim beyninin içinde sonra sınır koydum hepsine birbirinden farklı isteseydim hepsini sizin gibi akıllı yaratırdım ama onlara görev verdim düzeni korusunlar diye toprak su hava bitkiler böcekler ve tüm organizmalar düzenin yapı taşlarıdır yok olmaları düzenimin felaketi olur ama sonu değildir


çünkü düzeni ölüm ve yaşam denge ve değişim üzerine kurdum bunu bilin bir tek sizlerin yok olması düzenimi bozmaz çünkü siz bu düzenin parçası değilsiniz size verdiğim akılla kendi düzeninizi kurmaya çalışıyorsunuz akıllı olursanız kurduğum düzenden ders alırsınız yapısına müdahale etmezsiniz


düzenimin aslı dengedir değişimdir ölümler ve doğumlar üzerine kuruludur soluduğun havanın karışımını bozarsan iklimlerle oynarsın yağmurlarla ve kuraklıkla baş etmeye çalışırsın kurduğun şehirler köyler tarlalar yok olur sonunda sizleri açlık göçler savaşlar kıtlık bekliyor kurduğum düzeni bozarak asıl kutsal olana ihanet etme düşün adaletli ol iradene hakim ol ki kendi kıyametini hazırlama


Felaketiniz

Aklınızı kullanmıyorsunuz dünya nimetlerle doluyken hâlâ aç insanlar açlıktan ölenler okuyamayanlar sömürülenler var ve buna rağmen yine de savaşıyor ve savaş için çalışıyor beyninizi kullanmıyorsunuz benim yaratıklarımı paylaşamıyor hikâyeler uyduruyorsunuz savaşmak öldürmek yok etmek için bunun için mi en akıllı yarattım sizleri?


kendi felaketinizi hazırlarken gün ve gün sizler hiç geçmişinizden hatalarınızdan ders almaz mısınız? sizlere bilinç verdim ki yanlışlarınızdan dönün öldürmekten vazgeçin yok edin yaratığınız putlarınızı bir an önce diye aklın yolunu bulmalısınız insan olmanın yolunu… insan olun insan


Cehennem

Parayı her şeyden değerli kıldınız bilgiyi insanı emeği toprağı satın almak için parayla zenginliğinizi ölçüyor böbürleniyorsunuz üstelik putunuz yapıp beni güzellikleri iyilikleri merhameti adaleti unuttunuz her şeyi onunla ölçmeye yoksulları küçük görmeye başladınız insanları böldünüz zengin ve yoksul diye adaleti dahi satın aldınız paranızla inancı umutları bile


o putu terk etmedikçe felaketiniz daha yakın olacak bırakmadıkça savaşları yok olmaya daha yakınsınız yok oluşunuzu görüyorum savaşlarınızla para iktidar mal mülk için yalanla sahtekarlıkla kötülükle yok oluşunuz yaklaşıyor yok olmaya mahkumsunuz açlık sefalet ateşler içinde sular altında işte cehennemim bu


verdiğim akılla bir cennetten cehennem yarattınız akılsızlığınız bu ey yarattıklarım! sefilsiniz sefaleti yaşıyorsunuz rezilsiniz rezalet içinde çaresizsiniz sorunlar yaratıyorsunuz ve yaşarken cehennemi siz yaratıyorsunuz kötü niyetinizle


Akıl yolu

Kin hırs doyumsuzluk adaletsizlik sizin sonunuz olacak yalanlarla ve yok ettiğiniz adaletle yükselemezsiniz vicdanınız hırsınızın arkasından gelmesin yaşarken beni temsil ediyorsunuz yarattığım en akıllı ve yüce varlık olarak yerlerde sürünmeniz öldürdükleriniz yakıp yıktıklarınız nasıl benim adıma olabilir ki? ben yaratıcıyım yıkıcı değil siz de yıkıcı olmamalısınız yıktıklarınız sizin de yıkımınız olur çocuklarınızın da


her zaman iyi düşünün doğru tartın iyi niyetle davranın nefsinize hakim olun çocuklarınıza ne bırakacaksınız mal mülk mü? hırs, nefret mi? kan ve ceset mi? bunlar iyiliğinizin bilginizin hizmetlerinizin ve erdeminizin yerini tutar mı? sahip olacaklarınız zararınıza olabilir aklınızı kullanın doğru karar verin diğer yarattıklarımdan daha aşağılık olmayın


görün duyun hissedin düşünün ve anlayın bundan daha doğrusu yoktur sizin için yoksa sizi uçumdan kurtaracak ışığı da uçuruma sürükleyecek karanlığı da fark edemezsiniz aklınız sizi felaketlerden kurtaracak tek yoldur kâinatımın sırrıdır bu unutmayın BENİ ve SIRRIMI

≠≠≠≠


Hakkımda 1957 de Ankara’da doğdum. Küçük yaşlardan itibaren sırasıyla resim, şiir ve fotoğrafla ilgilenmeye başladım. 1980’de ODTÜ Mimarlık Bölümünü bitirdim. 1982’de evlendim. İki kız çocuğum var. Şimdiye değin yüzlerce mimari tasarım ve uygulama gerçekleştirdim. Dokuz kişisel resim sergisi açtım. Kısır düşünceler, ideolojiler ve inançlar yerine çok yönlü doğruluğa, kimliğe ve bilinçli yaşamanın gerekliliğine inanıyorum. Bilinçli yaşamak için önce yaşamın merkezine solucanı koyabilmeli, beynimizin de tüm inançlarımızın ve davranışlarımızın merkezi olduğunu bilmeliyiz. İnsan, insan diyoruz ancak, beynimizi doğru kullanmadığımız sürece de bir türlü insan olamıyoruz. Bu durumda da tüm kimliklerimiz boş ve anlamsız kalıyor. Yayınlanmış şiir kitaplarım: Çok Yalnızlık Oturdu Yanıbaşımda SKY Düş ormanlarında Romeo Mırıl mırıl Romeo Duvarlar…SKY Alelade Bir Şairim – e-kitap Bırakma Elimi - e-kitap Çekirgeye– e-kitap Kandeşlik – e-kitap Öpücükçü – e-kitap



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.