sana da yer var!
Ä&#x;Ăśrsel miir karl kempton
karl kempton
hertz karl kempton
p o et i kh a r s~
2009ekimpoetikhars.com serkanışıntasarladı, epsonbastı fotokopiciçoğalttı, okurokuyacak editoryal@poetikhars.comadresine e*postaatacak, belki bu dergi elinize geçtiğinde 13. sayfasına istediğiniz görsel şiiri ekleyerek, arkadaşlarınızla paylaşmanız önerilir.
gö r se l şi ir k i tabı içindekiler
3
ayşegültözeren deryavural serkanışın zeynepcansubaşeren barışçetinkol limanmehmeTCihat KarlKempton
4
hey sözlükteki şiir tanımı, kendine bir çeki düzen ver artık!
a. ed. 1. Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım, koşuk b. (deyiş) Seslerde, taylamlarda ve uyumlarda gösterdiği güzel bağdaşmalarla ve taşıdığı hayal, duygu ve fikir buluşlariyle bizde canlı duygulanmalar izlenimler ve heyecanlar uyandıran nazım veya nesir halindeki edebiyat türü. c. Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebî anlatım biçimi. 2. Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey.
TDK
3 dört
5
hey, mesela?
“n adet öğe ile, her bir parçanın akış hızı ve süresi diğerlerinden bağımsız olabilecek şekilde, mecraya açık ve mecradan okurun algı eşiği ile iletişime de geçebilen, tekrar üretilemeyen katmanlı akışlar ortaya çıkarabilmek”
N adet öğe: istediğiniz kelime, harf, resim, fotoğraf, parça, baskı, mühür, leke, dize, kıta Akış hızı ve süresi: ritm, ölçü, hece sayısı, açık kapalı sesler, hiper metin parçaları, html, animasyon, kendi için bir bütünlüğü olmayan sesler, film, klip, görüntü Algı eşiği: düşünmek istiyorsa düşünsün karşıdaki, duygulanmak istiyorsa..vereceği tepkilerin hiç biri hesaplanmamış olsun Mecra: kağıt, bilgisayar ekranı, su, tuval, duvar, DVD, manyetik teyp?
3 beş
6
3 altı
Ayşegül Tözeren
bir ihtimal daha var
3 yedi
7 Barış Çetinkol
türlerin köken
8
3 sekiz
Barış Çetinkol
temaşa sanatında temsil sorunu
9
3 dokuz
Derya Vural
ayle saadeti 2
3 on
Barış Çetinkol
ağzın temsil sorunu
10
11
3 onbir
Serkan Işın
genetiği değiştirilmiş iir
12
3 oniki
Derya Vural
ayle saadetinin farkl覺 bir sunumu
13
3 onüç
bu sayfa sana ayrıldı. bu boşluğa kendi görsel / şiirini ekleyebilirsin.
14
3 ondört
Serkan Işın
genetiği değiştirilmiş iir
15
3 onbeĹ&#x;
Liman MehmeTCihat
kuram ve eylem
16
3 onalt覺
Derya Vural
simetrik ayle saadeti
17
3 onyedi
Zeynep Cansu BaĹ&#x;eren
bozunma
3 onsekiz
Barış Çetinkol
türlerin köken
18
19
3 ondokuz
Zeynep Cansu Başeren
mübadeleye kuantum bakış
http://www.logolalia.com/minimalistconcretepoetry/archives/cat_kempton_karl.html
karl kempton
20
Somut ve görsel şiirleriyle bilinen Karl Kempton'un, kendi tanımıyla “Şiir hanım" ile tanışması ondört yaşında gerçekleşmiş, üstelik yüz dizelik bir şiirle makarna tarifini ayıramayacak düzeydeki disleksi hastalığı henüz teşhis dahi edilememişken.. Ta ki, bundan yedi yıl sonra, Utah Üniversitesi Matematik Bölümü'nü bırakıp, Apollo Projesi'nde istatistikçi olarak çalışmaya başladığı 1964 senesine, dönem itibariyle Beat kuşağı ile de ilişkilendirilen, şiir ve caz hareketinde de yer alan Ken Nordine'nin "WORD JAZZ"ını duyana kadar, bu hanımın yüzüne bir daha dönüp bakmamıştı. Dilin Nordine'de dans ettiğini hisseden Kempton, 65'te orduya çağrıldı. Stuttgart'taki üssün kütüphanesinde Kerouac ve Ginsberg'in şiirleriyle karşılaşırken, Club Voltaire'de de somut şiirle tanıştı. Bu yıllarda ilk şiirleri New York'ta Kauri dergisinde yayınlanmaya başladı. 1967'de tekrar Utah Üniversitesi'ne döndü. "Amerika'nın hâkim dini" olarak tanımladığı ekonomi üzerine çalışmaya başladı. Ekonomiyi yüksek notlarla bitiremese de, 1971'de politik ekonomi konusunda yüksek lisans yapmaya karar verdi. Özellikle Ortadoğu üzerine çalışıyordu. Tam bu yıllarda, Emmet Williams'ın Somut Şiir Antolojisi'ni keşfetti. Bunun üstüne çıkılabilir, düşüncesiyle ilk daktilosunu alıp, ilk şiirlerini yazmaya başladı.
3 yirmi
karl kempton
Ayşegül Tözeren
21
Bu sıralarda, yüksek lisans programına devam ediyor, Arapça öğrenmeye çalışıyor fakat disleksiyeden dolayı zorlanıyordu. Tanıştığı ilk şair olan Charlie Pott ise onu sanat çevreleriyle tanıştırmıştı. Aslında o yıllarda, tüm bunlardan daha çok Utah'ın en iyi dokumacısının yanında dokunmanın iki boyutluluğuyla ilgileniyordu. Akademik ve markisist olarak değerlendirdiği fakülte tatmin etmemeye başladığı için ayrıldı. 74'te Sacramento'ya taşınıp; sanat, semboller, desenler, Olson, Pound, Rexroth, daha doğrusu bunlar kimi ve neyi işaret ediyorsa onun üzerine çalışmaya başladı. Şimdilerde typoglifs olarak isimlendireceği işlerinin başlangıcı olan Kelt düğümleriyle, Robert Grave sayesinde tanıştı. Bu dönemlerde demiryollarında geziyor, düğümlenmiş telleri inceliyordu. "Kayıp Alfabe Bulundu" ve "Rune" dosyalarının ilk tohumları da bu düğümler arasında atıldı. "Kayıp Alfabe Bulundu", aslında her parçası hem harf hem heykel olarak duran soyut bir alfabeydi. Bir yıl sonra San Luis'e taşınmasıyla okyanustaki dalgaları izlemeye başladı ve tabiattaki çözemediği düğümleri de bu ilk kitaba kattı. Rune, "Kayıp Alfabe Bulundu"dan farklı olarak bir laboratuar çalışması değil, en eski anlamıyla şiir'di. Rune serisini Vasarely ve Escher'den, optik kinetik sanat, geometri hakkında öğrendikleri kadar Chumash yerlilerinin kaya işlemeleri de etkiledi. 1976 yılında lirik ve görsel şiir için tabloid bir dergi olarak Kaldron'u kurdu. Bundan iki yıl sonra, 1978-1979 kış sayısında ise, Kaldron'u görsel şiir ve dil sanatı üzerine uluslararası bir dergiye dönüştürdü. 1000 tane basılıyor, her bir katılımcıya 10'ar tane gönderiliyor, geri kalan da okurlara postalanıyordu. 1977'de ise Gary Snyder'ın çevre konusunda politik eylem çağrısına katılım gösterdi.
3 yirmibir
karl kempton
Ayşegül Tözeren
22
Bundan sonraki yıllar, Kempton'un bilinçsizce taşıdığı travma sonrası stres sendromu heybesini boşaltmaya başladığı yıllar oldu. 1978'de afyonu, 1982'de materyalistik marksist politik ekonomi analizlerini, 1983'te alkolü bıraktı. Yaklaşık 20 sene süren çevre eylemlerinden, 1990’ların başında, offshore petrole karşı okyanusu korumak için yapılan bir gösteride ciddi şekilde yaralanıp, uzun süreli rehabilitasyon görmek zorunda kalmasının ardından 93'te kopmak zorunda kaldı. 1994'te Hindistan'a giderek, Big Sur'da güney kıyılarında 6 hafta boyunca küçük bir kulübede yaşadı. Bu deneyimin ardından, yaşamındaki değişiklikleri merkeze alarak, özeleştiri yapmaya başladı. Eleştiriler sadece Kempton'ın yaşadıklarıyla değil yazdıklarıyla da ilgiliydi ve Amerikan Şiiri hakkında itirazlar içeriyordu. Dönemsel olarak kendisinin de içinde bulunduğu Beat kuşağının, uyuşturucu ve alkolle aşkınlığı yakalamaya çalışmasını bir çeşit kolaycılık olarak görüyor ve bunu, suni gübrelerle yetiştirilen, görüntüsü mükemmel ama besin değeri oldukça düşük ekinlere benzetiyordu. Dahası, Beat kuşağının ismine de bir parça esin kaynağı olan Beatitude(mutlak saadet) sözcüğünden hareketle, Amerika'ya Budizm'i tanıtmaya çalışan kuşağın önde gelenlerinin, Budizmin aşkın potansiyelinin yaşayan örnekleri gibi görünmeye çalışırken sınıfta kaldıklarını belirtirken, pek çoğunun acı çeken, nihilist veya hedonist sanatçı rolünün ağırlığı altında dibe gömüldüklerini, farkında olmadan da diğerleri için model oluşturduklarını yazıyordu. Kempton, Chumash yerlileriyle ilgili yazılar kaleme almaya, Rune serilerine ve şiirle ilgili köken çalışmalarına devam ediyor. Amerikalı eleştirmenlerce oldukça ihmal edilmiş bir sanatçı olan Kempton hakkında yazan az sayıdaki eleştirmenden bir tanesi, onun şiiriyle ilgili son olarak, diye başlayan bir cümle kurulamayacağını yazıyordu. Kempton'un tekrar bulduğu ışığı, ellerinin arasından damla damla akmaya devam ediyor, yaşamındaki tek süreklilik de bu..
3 yirmiiki
karl kempton
Ayşegül Tözeren
karl kempton - interlude
3 yirmißç
23
www.poetikhars.com
bizeyazın
editoryal@poetikhars.com görsel şiir, kolaj, montaj, tasarım, tipografi, somut şiir, saçma, acayip, harf, hurufat, malumat, reklam, barkod, okuma, algı, söz, yazı, resim, katman, üstüste bindirme, yığma, asamblaj, aerografi, baskı, hazır yapıt.