FYZY Dergisi - Sayı 7

Page 1

FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 3

BAfiYAZI

De¤erli Ifl›kl›lar ve Ifl›k Dostlar›,

ergimizin 7. say›s›nda sizlerle pek çok güzel haberi paylaflabilmenin mutlulu¤unu yafl›yorum. Bu haberlerin bafl›nda ö¤rencilerimizin baflar›lar› yer al›yor. Bu baflar›lar, FMV Ifl›k Okullar›n›n 121 y›ll›k köklü geçmiflinin, ça¤dafl ve Atatürkçü e¤itim anlay›fl›n›n, güçlü e¤itim kadrosunun eseridir. Ö¤rencilerimizin baflar›lar›, analitik düflünebilmeyi sa¤layan, bilgiyi ezberletmek yerine yorumlatarak yeni sonuçlara ulaflma yetisini kazand›ran ça¤dafl e¤itim anlay›fl›m›z›n en güzel örneklerden birini oluflturmaktad›r. Bu e¤itim anlay›fl›m›z ve de¤erli ö¤retmenlerimizin emekleri, bugün okullar›m›zda ve ülkemizde ilk ve büyük bir baflar›n›n kazan›lmas›n› sa¤lam›flt›r. Projemiz, uluslararas› en önemli bilim yar›flmas› olan ve dünyan›n en geliflmifl ülkeleri de dâhil olmak üzere tüm okullar›ndan projelerin kat›ld›¤› “Intel International Science And Engineering Fair” de dünya birincisi olmufltur. Bu çok önemli ve büyük baflar›n›n mimarlar› olan ö¤rencilerimiz Günefl Parlakgül ve Burak Çelik’i; onlar› yönlendiren ve onlara destek veren tüm ö¤retmenlerini kutluyorum. Dergimizin sayfalar›nda bilim ve projelerde ö¤rencilerimizin kazand›¤› di¤er proje baflar›lar›n› da göreceksiniz. Bu baflar›lar uzun emeklerin ve bilimin ›fl›¤›na yönlenmifl e¤itim anlay›fl›m›z›n bir sonucudur. Ancak bu baflar›larda e¤itim anlay›fl›m›z ve ö¤retmen kadrolar›m›z kadar bilim ve ayd›nlanma için kampüslerimizde oluflturdu¤umuz alt yap›n›n pay› da büyüktür. Feyziye Mektepleri Vakf› ö¤rencilerimize hem mükemmel e¤itim-ö¤retim imkânlar›, hem de sosyal yaflam alanlar› sunan kampüsler oluflturmak için çal›flmaktad›r. Bu çal›flmalar›m›z kapsam›nda Erenköy-Günefl Kampüsümüzün oditoryumu, kapal› yüzme havuzu ve spor salonu devreye al›narak, kampüsümüz tam donan›ml› bir flekilde tamamlan-

D

m›fl bulunuyor. Feyziye Mektepleri Vakf› Ifl›k Okullar›, e¤itimi bilgi aktar›m› olarak görmenin ötesinde, ayd›n bireyler yetifltirmek olarak alg›lamakta ve bunu hayata geçirmektedir. Bu anlay›flla Vakf›m›z sanatsal ve kültürel etkinliklere son derece önem vermekte, bu alanda pek çok etkinli¤i yaflama geçirmektedir. Bu çal›flmalar kapsam›nda “Erenköy-Günefl Kampüsümüzde düzenledi¤imiz “Ifl›kl› Günler Kültür ve Sanat Etkinlikleri” sergi, Fahir Atako¤lu Konseri, Ray Hammond Konferans› gibi pek çok etkinli¤i içeren bir organizasyon olarak gerçeklefltirilmifltir. Bu güzel çal›flmada tüm eme¤i geçenleri de kutluyorum. Ça¤dafl e¤itim pek çok unsuru içinde bar›nd›ran bir bütünü oluflturmaktad›r. Bu bütün içinde giyim ve görünüm de önemlidir. De¤erli tasar›mc› Vural Gökçayl› ve okul yöneticilerimizin çal›flmalar› sonucunda, ö¤rencilerimiz için ça¤dafl, estetik ve rahatl›¤› bir arada bar›nd›ran yeni okul k›yafetlerimiz de oluflturulmufltur. Bu k›yafetlerin oluflmas›nda anketler ve toplant›larla tüm paydafllar›m›z›n kat›l›m› sa¤lanm›flt›r. Anaokulundan üniversiteye kadar ça¤dafl e¤itim imkân› sunan Feyziye Mektepleri Vakf› Ifl›k Üniversitesi her gün daha geliflerek büyümekte ve yeni fakülteleriyle güçlenmektedir. Çok sevindirici bir aflama da önümüzdeki e¤itim ö¤retim döneminde Ifl›k Üniversitemizin Güzel Sanatlar Fakültesinin faaliyete geçecek olmas›d›r. Grafik sanatlar ve grafik tasar›m, endüstri ürünleri tasar›m›, iç mimarl›k, moda ve tekstil tasar›m›, görsel sanatlar (resim, heykel, seramik) bölümleriyle faaliyete geçecek olan Ifl›k Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin dekanl›¤›n› bilim ve sanat insan› Say›n Prof. Dr. Süleyman Saim Tekcan’›n üstlenmifl olmas› da fakültemiz için ayr› bir de¤er oluflturmaktad›r. Hepinize ›fl›kl› günler dilerim.

Dr. Murat B‹NARK Feyziye Mektepleri Vakf› Yönetim Kurulu Baflkan›

3


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 4

FMV HABERLER

Dünya Kültür Baflkentinde ‹sveçli dostlar›m›z› a¤›rlad›k “2010 Y›l› Dünya Kültür Baflkenti ‹stanbul” temal› kültürel proje kapsam›nda ‹sveç Tibble Gymnasium’dan ö¤renci ve ö¤retmenlerden oluflan 30 kiflilik ekip 27 Mart-2 Nisan 2007 tarihleri aras›nda okulumuzun konu¤u oldu. Ö¤rencilerimizin kültürler aras› bak›fl aç›s› ve iç görü kazanmalar›n› sa¤lamay› amaçlayan proje kapsam›nda konuklar›m›zla gerçeklefltirilen etkinlikler çok de¤erli paylafl›mlar ve deneyimler kazan›lmas›n› sa¤lad›. Proje Grup Çal›flmas› etkinliklerinde, konuk ö¤rencilerimizle ö¤rencilerimiz belli konu bafll›klar›nda tart›flma ve münazara gruplar› oluflturdular. Grup içinde ürettikleri çal›flmalar, ilgili ‹sveç Tibble Gymnasium okul dergisinde yer alacak.

‹sveç’ten gelen konuklar›m›zla birlikte Dolmabahçe Saray›, Topkap› Saray›, Ayasofya Müzesi, Yerebatan Sarn›c›, tarihî M›s›r Çarfl›s› ve ‹stanbul Bo¤az›’na geziler de düzenlendi.

1. Fen Bilimleri Yar›flmas›nda birincilik kazand›k Özel Gebze E¤itim Kurumlar›, TÜB‹TAK, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve Kocaeli Üniversitesi ifl birli¤iyle Türkiye çap›nda düzenlenen 1. Fen Bilimleri Proje Yar›flmas›nda FMV Özel Ifl›k ‹lkö¤retim Okulu 7. s›n›f ö¤rencileri Kami F›nd›k ve Serhat Aktoprak’›n ö¤retmenlerinin deste¤iyle haz›rlad›¤› “Deniz Dalgas›ndan Elektrik Elde Edilmesi” adl› proje Türkiye birincisi olmaya hak kazand›. Yar›flmaya 47 ilimizden 140’› fen ve teknoloji, 43’ü fizik, 18’i kimya, 41’i biyoloji olmak üzere toplam 242 proje kat›ld›.

‹stanbul’da Yaflam Kültürü Sempozyumuna ev sahipli¤i yapt›k 4

‹stanbul Kültür Sanat Vakf›n›n pek çok de¤erli bilim insan› ve yo¤un bir izleyici kat›l›m›yla gerçeklefltirdi¤i "‹stanbul'da Yaflam Kültürü" sempozyumu Niflantafl› Kampüsünde gerçeklefltirildi. Sempozyumda; kentin yaflam kültürü, yerleflim kültürü, toplumsal yaflam, inanç kültürü etkileflimi, insan haklar› ve demokratik yaflam, e¤itim, spor ve di¤er önemli kültür bafll›klar› ele al›nd›. Oturumlar Prof. Dr. Selçuk Erez, Prof. Dr. Talat Halman, Prof. Dr. Kenan Gürsoy, Tarhan Erdem, Prof. Dr. Yusuf Avc› ve fiakir Eczac›bafl›'n›n baflkanl›klar›nda gerçekleflti.

Ata’m›z›n 126. do¤um y›l›n› kutlad›k Büyük Önderimiz Atatürk’ün fikirlerini ve gösterdi¤i hedefleri, ça¤dafl e¤itim yoluyla genç nesillere aktarmak, ülkemizde yaflatmak ve gerçeklefltirmek ilkesine sahip, Feyziye Mektepleri Vakf› Ifl›k Okullar›, Ata’m›z›n 126. do¤um y›l›n› coflkuyla kutlad›. FMV Özel Ifl›k Lisesi Muvaffak Benderli Salonunda gerçeklefltirilen ve sunuculu¤unu Saadet Baykal’›n yapt›¤› kutlama gecesinde Acappella Grup 34, fief Markus Baisch yönetiminde Ata’m›z›n sevdi¤i flark›lar› seslendirdi. Gece tüm konuklar›n da coflkuyla kat›ld›¤› 10. Y›l Marfl›’yla tamamland›.


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 5

“Satrançta bir kötü hamle k›rk iyi hamleyi bofla ç›kar›r.”

“Satranç analiz sanat›d›r."

Horowits

Botvinnik

“Satranc›n esas› onun ne oldu¤unu düflünmektir.”

“Satranç tahtas›nda tüm denizlerdekinden daha fazla macera vard›r.”

David Bronstein

Pierre Mac Orlan

FMV Ifl›k Okullar› “2. Satranç Tak›m Yar›flmas›” gerçekleflti E¤itimin anlay›fl›nda düflünsel ve zihinsel geliflime büyük önem veren FMV Ifl›k Okullar›, Türkiye’nin en büyük okullar aras› satranç tak›m yar›flmas›n›n ikincisini de gerçeklefltirdi. Türkiye Satranç Federasyonu iflbirli¤i ve Akbank'›n sponsorlu¤uyla organize edilen yar›flma, küçükler, y›ld›zlar, gençler ve üniversiteliler kategorilerinde yap›ld›. 73 ayni ödül, 20 kupa, 168 madalya ve 20 fliltin verildi¤i "FMV Ifl›k Okullar› 2. Satranç Tak›m Yar›flmas›"na 164 farkl› ilkö¤retim okulu, lise ve üniversiteden 231 tak›m kat›ld› ve 1300 ö¤renci 3 gün süresince yar›flt›. Yar›flmaya kat›lan ö¤renciler aras›nda Ayaza¤a Ifl›k ‹lkö¤retim Okulu 5.s›n›f ö¤rencileri; küçükler kategorisinde; Derya Hasçelik 4. masa birincisi olarak alt›n, Deniz Ayano¤lu 2. masa ikincisi olarak gümüfl ve y›ld›zlarda; Ayaza¤a Ifl›k ‹lkö¤retim Okulu 7. s›n›f ö¤rencisi Ifl›k Eratl›, 3. masa üçüncüsü olarak bronz madalya kazand›lar. Gençler kategorisinde; Ayaza¤a Ifl›k Lisesi 9. s›n›f ö¤rencisi olan Mehmet Emin Karadeniz, 2. masa birincisi olarak alt›n madalya

al›rken yine ayn› kategoride "En ‹yi Yar›flmac›" seçilerek dizüstü bilgisayar kazand›. 2008 y›l›nda üçüncüsü düzenlenecek yar›flman›n uluslararas› bir kimlik kazanmas› hedefleniyor.

5


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 6

FMV ETK‹NL‹K

Erenköy – Günefl Kampüsünde

“Ifl›kl› Günler Kültür ve Sanat Etkinlikleri Haftas›” Oditoryumu ve kapal› yüzme havuzu da tamamlanarak hizmete giren ve ça¤dafl e¤itim olanaklar›n›n mükemmel düzeyde sunuldu¤u FMV Erenköy – Günefl Kampüsü 5 – 12 May›s tarihleri aras›nda kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipli¤i yapt›. “Ifl›kl› Günler Kültür ve Sanat Etkinlikleri Haftas›” sergi, tiyatro, müzik dinletisi ve konferans gibi pek çok etkinli¤i kapsad›.

“Renklerin Coflkusu” Resim Sergisi “Ifl›kl› Günler Kültür ve Sanat Etkinlikleri” sanatseverlerle resim sanat› ve sanatç›lar›n› da buluflturdu. Etkinlikler, Erenköy-Günefl Kampüsünde “Renklerin Coflkusu” adl› karma serginin aç›l›fl›yla bafllad› ve sergi yo¤un ilgi gördü. Sergide Bedri Rahmi Eyübo¤lu, Kezban Arca Bat›beki, Ümmet Karaca, Eren Eyübo¤lu, ‹lhan Berk, Ergin ‹nan gibi de¤erli 36 sanatç›n›n eserleri yer ald›. Serginin aç›l›fl›nda Sanatç› Ayfle Diriker’in piyano dinletisi sanatseverlere sanat zevkini boyutland›ran bir tat sundu.

6

AG 34 Acappella Korosu Konseri Etkinlikler çerçevesinde AG 34 Acappella Korosu, flef Markus Baisch yönetimde bir konser vererek izleyenlere keyifli bir akflam yaflatt›.


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 7

n

u

Ray Hammond’dan “Bilginin Gelece¤i” konferans› “Ifl›kl› Günler Kültür ve Sanat Etkinlikleri” çerçevesinde Avrupa’n›n önde gelen gelecek bilimci ve strateji uzman› Ray Hammond’›n Türkiye’deki ilk konferans› gerçeklefltirildi. Ray Hammond, “Bilginin Gelece¤i” konulu konferans›nda ekonomi ve biliflim teknoloji ak›mlar›na ba¤l› olarak, gelecekte ö¤retim yöntemleri ve e¤ilimleri hakk›ndaki görüfllerini aktard›, Hammond gelecekte küresel ›s›nmaya ba¤l› iklim de¤ifliminin, ekonomik krizlerin devaml›l›¤›n›n, süregelen etnik küreselleflmenin oluflturaca¤› sorunlar›n ön planda olaca¤›n› belirtti.

Çocuklara “Mutlu Prens” T.C. Kültür ve Turizm Bakanl›¤› ‹stanbul Devlet Opera ve Balesi sanatç›lar› Oscar Wilde'dan uyarlanan “Mutlu Prens” oyunu

Osman Erbelger Feyziye Mektepleri Vakf›nda uzun y›llar görev alan ve üç dönem üst üste Yönetim Kurulu Baflkanl›¤› yapan Say›n Osman Erbelger’in e¤itim alan›ndaki düflüncelerini ve Vak›f içindeki çal›flmalar›n› kapsayan “Ifl›k’›n Gölgesinde” kitab›n›n tan›t›m› da etkinlikler içinde gerçeklefltirildi. Kitap Osman Erbelger’in biyografik öyküsünü de kapsamas›n›n yan› s›ra Feyziye Mektepleri Vakf›n›n önemli bir dönemine ›fl›k tutuyor. Osman Erbelger’in kitab›n› imzalad›¤› gecede, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvar› Modern Dans Sanat Dal› toplulu¤u bir dans gösterisi sundu.

Fahir Atako¤lu ve Trios Konseri büyüledi Ifl›kl› Günler Kültür ve Sanat Etkinliklerinin gala gecesi, sanatsal tad›n ve müzi¤in dorukta oldu¤u bir konserle gerçeklefltirildi. Ifl›k Lisesi mezunu de¤erli müzik insan› Fahir Atako¤lu ve Triosunun konseri kat›l›mc›lar›n unutulmaz bir gece yaflamalar›n› sa¤lad›. Konser öncesinde Feyziye Mektepleri Vakf›n›n tarihini ve çal›flmalar›n› anlatan k›sa film gösterimi de yap›ld›.

7


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 8

FMV BAfiARI

FMV ÖZEL IfiIK L‹SES‹N‹N BÜYÜK BAfiARISI

Projemiz dünya birincisi Dünyan›n en büyük bilim organizasyonu olan ve ABD’de düzenlenen Intel Uluslararas› Bilim ve Mühendislik Fuar›nda TÜB‹TAK taraf›ndan seçilerek Türkiye’yi temsil eden ö¤rencilerimiz Günefl Parlakgül ve Burak Çelik’in “Yeni Nesil Günefl Pilleri” projesi “Grand Awards Team Projects” dal›nda dünya birincili¤ini kazand›. Türkiye, bu baflar›yla bir “ilk”e imza atm›fl oldu. Aynur KARAKAYA FMV Özel Ifl›k Lisesi Fen Bilimleri Zümre Baflkan›

MV Ifl›k Okullar›n›n bilime ve araflt›rmaya verdi¤i büyük önem, uluslararas› baflar›lar› da do¤uruyor. Ö¤rencilerimiz Günefl Parlakgül ve Burak Çelik’in “Yeni Nesil Günefl Pilleri” projesi TÜB‹TAK taraf›ndan seçilerek alan›nda dünyan›n en büyük proje yar›flmas› olan “International Science And Engineering Fair”de ülkemizi temsil etti ve birincilik ödülünü kazand›. Fuar ve yar›flma 13–19 May›s 2007 tarihlerinde Albuquerque/New Mexico/ABD’de düzenlendi. Projemiz, geçen y›l TÜB‹TAK taraf›ndan düzenlenen proje yar›flmas›nda üçüncülükle ödüllendirilmifl ve ö¤rencilerimiz ÖSS sonuçlar›na eklenmek üzere 6 puan hak etmiflti. Ö¤rencilerimiz dünya çap›ndaki bu yar›flmada kazand›klar› birincilikle hem madalya hem de 3000 dolarl›k para ödülünün sahibi oldular. Yar›flma s›ras›nda MIT gibi dünyan›n en büyük üniversi-

F

8


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 9

telerinden ça¤r› ald›lar. “MIT Lincoln Laboratory” taraf›ndan bilime yapt›klar› katk›dan dolay› ö¤rencilerimizin adlar› göktafllar›na verildi. Ayr›ca ö¤rencilerimizin ÖSS sonuçlar›na, bu baflar›lar›ndan dolay›, geçen y›l hak etmifl olduklar› 6 puanla birlikte 14 puan eklenecektir. Proje, di¤er projelerimizde de oldu¤u gibi Fen zümresi ö¤retmenleri, laboratuvar asistan› ve kimya proje dan›flman›m›z Dr. Levent ‹nceli’nin ekip ruhu anlay›fl›yla ö¤rencilerimize destek vermeleri, gerekli yönlendirmeleri yapmalar› ve okul yönetimimizin verdi¤i tam destekle gerçeklefltirildi. Bu denli büyük bir organizasyona kat›lmalar› için Türkiye çap›nda yüzlerce proje içinde TÜB‹TAK taraf›ndan seçilen kimya projemize destek veren tüm yöneticilerimiz, dan›flman›m›z, velilerimiz ve kimya rehber ö¤retmenlerimiz baflta olmak üzere fen bölümünün tüm ö¤retmenleri hakl› bir gurur içinde sevgili ö¤rencilerimizi bu baflar›lar›ndan dolay› kucaklamaktad›r. Ülkemizin, “genç bilim adam›” adaylar› alan›nda 50 ülke ve 1500’ü aflk›n ö¤renci aras›nda, Feyziye Mektepleri Vakf› Ifl›k Okullar› gibi ça¤dafl ve ilerici bir okulun ö¤rencileri taraf›ndan temsil edilmifl olmas› bizler için ayr› bir gurur kayna¤›d›r.

Dünyadaki en önemli organizasyon Intel Uluslararas› Bilim ve Mühendislik Fuar› (ISEF) ö¤renciler için tüm canl› bilim dallar›n› içeren dünyan›n tek bilim fuar›d›r. Fuar 50 y›l› aflk›n bir süredir bilimin geliflmesi için çal›flan, kâr amac› gütmeyen en önemli organizasyonlardan biri olan Science Service kuruluflu taraf›ndan düzenlenmektedir. Intel Uluslararas› Bilim ve Mühendislik Fuar› (Intel ISEF) dünyan›n en iyi genç bilim adamlar› ve mucitleriyle fikir paylaflmak, en son bilim projelerini sergilemek, k›demli bilim adamlar›yla buluflmak amac›yla düzenlenen dünyan›n en büyük üniversite öncesi bilim yar›flmas›d›r. Ancak son y›llarda yafl s›n›r›n›n 21’e ç›kart›ld›¤› organizasyonda üniversite 3. s›n›f düzeyine kadar ö¤renci projeleri kabul edilmektedir. ISEF ayr›ca, ödül ve burs olarak da¤›t›lacak 4 milyon ABD dolar› için yar›flmak üzere, 17 ayr› bilim dal›nda yar›flmac›lara bir araya gelme f›rsat› sunmaktad›r. Her y›l finalistlerin yüzde

Dünya birincisi ö¤rencilerimiz Türkiye’ye dönüflte büyük bir çoflku ve sevinçle karfl›land›.

10 ile 15’i aras›ndaki kat›l›mc›lar, projeleri için patent baflvurusunda bulunmaktad›r.

FMV’de proje olanaklar› FMV Özel Ifl›k Lisesi yönetimi ve Fen Zümresi uzun y›llard›r ö¤retim programlar›n›n d›fl›nda ö¤rencilerin bilimsel çal›flmalar yapmas›n› önemsemektedir. Bu çal›flmalar›n genellikle ulusal ve uluslararas› proje yar›flma ve fuarlara kat›l›m›n› sa¤layacak düzeyde olmas›na dikkat edilmektedir. Ancak projelerin yo¤un çal›flma temposu gerektirmesi, ö¤rencinin derslerini ve ÖSS s›nav haz›rl›klar›n› olumsuz etkilemesi riskini de getirmektedir. Bu nedenle ö¤renci seçimleri önemlidir. Onlar›n gönüllü olmalar›n›n yan›nda bilimsel çal›flma metodunu sab›rla takip edebilme, araflt›rma yapmaktan y›lmama, deney yapma ve deney takip etme becerilerini gelifltirmeye hevesli olmalar› önem tafl›maktad›r. Bir ya da iki y›l boyunca üzerinde çal›flt›klar› proje s›ras›nda ö¤renciler ifl bölümü, ekip çal›flma temposunu yakalama sorumluluklar›n› yerine getirme becerilerinde de geliflirler. Baflta ö¤renciler için kat›lacaklar› yar›flmalar ve almay› hedefledikleri dereceler çok önemlidir. Ancak zaman geçtikçe ö¤renciler, yapt›klar› çal›flmalar›, harcad›klar› zaman›, emeklerini ve kazand›klar› becerileri önemsemeye bafllarlar, kendilerine duyduklar› güven artar; iyi bir fleyler yapt›klar›n› bilirler, bilimi severler, ödülü ve yar›flmalar› önemsemezler. Buna karfl›l›k, ço¤unlukla önemsememeye bafllad›klar› ödülleri al›rlar: Kat›l›m belgeleri, sertifikalar, sergiler, ulusal dereceler, uluslararas› fuarlara kat›l›m ve ÖSS için ek puan kazan›m› gibi… Projeler nas›l haz›rlan›yor? Araflt›rma projelerinin, yaflad›¤›m›z dünyada gittikçe azalan enerji kaynaklar› ve çevre kirli-

Birincilik ödülü çocuklar›m›z›n adlar›n› sonsuza kadar gökyüzüne yazd›rd›. Ö¤rencilerimizin adlar› bilime yapt›klar› katk›dan dolay› “MIT Lincoln Laboratory” taraf›ndan göktafllar›na verildi.

9


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 10

FMV BAfiARI

Projeler y›llara uzanan büyük bir emek ve çal›flma sonucunda oluflturuluyor.

li¤inin getirdi¤i problemlerin çözümüne yönelik olmas›na özen gösterilir. Proje çal›flmalar›, güvenlik ve donan›m aç›s›ndan dünyan›n önde gelen araflt›rma merkezleriyle ayn› kalitede olan AR-GE deneyli¤imizde gerçeklefltirilir. Projeler önce bir soruyla bafllar, ö¤rencilerin literatür çal›flmalar› ve e¤itim kadrosunun ö¤rencilere verdi¤i destekle

gelifltirilir. Soru olarak karfl›m›za gelen konu bafll›¤›n›n deneysel yani bilimsel metot yöntemi izlenerek kontrol gruplar›yla test edilmesi ve gelifltirilmesi önemlidir. Önce hipotez oluflturulur. Deney prosedürü literatür araflt›rmalar›yla gelifltirilir. Kontrollü deneylerle yap›lan çal›flmalarda bazen proje beklenenden farkl› yönlere kayabilir. Her yürütülen araflt›rmada oldu¤u gibi, çal›flmalar için gerekli olan analizler hakk›nda uzman kurum ve kurulufllardan gerekli destek al›nabilir. Analiz sonuçlar›na göre tablolar ya da grafikler haz›rlan›r ve hipotezle karfl›laflt›r›larak yorumlan›r. Zaman zaman elde edilen sonuçlara göre bafllang›ç hipotezi de¤iflebilir veya yeni araflt›rma konular› oluflabilir. Her aflamada foto¤raf ve video kullan›larak ö¤renci çal›flmalar› kaydedilir ve proje sunumlar› elde edilen görüntülerle desteklenir. Ö¤renciler, tekni¤ine uygun olarak sunumlar›na çal›flt›r›l›r.

TÜB‹TAK’tan iki ödül daha TÜB‹TAK taraf›ndan düzenlenen 37. Araflt›rma Projeleri Yar›flmas›nda FMV Özel Ifl›k Lisesi ö¤rencileri iki projeleriyle Marmara Bölgesi elemelerini kazanarak 10-15 May›s tarihlerinde Ankara’da finalist olma hakk›n› kazand›. Finalde ö¤rencilerimiz fiebnem Ünlüifller ve Ece Atefl, ö¤retmenleri Küpra Karatop ve Bahad›r Dilber rehberli¤inde haz›rlad›klar› “Ifl›¤›n Gücü ile Deterjans›z Temizlik Mucizesi” projesiyle kimya dal›nda; Beste Baflçiftçi ve Ceren Burçak Da¤ da ö¤retmenleri ‹brahim Çiçek rehberli¤inde haz›rlad›klar› “Kelebek Teoremleri” projesiyle matematik dal›nda “Teflvik Ödülü” kazand›lar.

fiebnem Ünlüifller - Ece Atefl, “Ifl›¤›n Gücü ile Deterjans›z Temizlik Mucizesi” projesi çal›flmalar›nda.

Beste Baflçiftçi - Ceren Burçak Da¤ “Kelebek Teoremleri” projesinin sunumunda.

10


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 11

E⁄‹T‹MC‹ GÖZÜYLE

Kurumlarda e¤itimin önemi Tempora mutantur, et nos mutamur in illis. (Zaman de¤ifliyor ve bizler de zamanla birlikte de¤ifliyoruz.) TACTICUS ünümüzde tüm dünyada büyük ya da küçük her organizasyon e¤itimin anlam›n› ve performansa katk›s›n› bilmekte ve çal›flanlar›n›n e¤itimi için giderek artan düzeylerde çaba göstermektedir. E¤itime önem veren ve bu anlamda çal›flanlar›na yat›r›m yapan organizasyonlar, de¤iflime ayak uydurabilmekte hatta de¤iflime öncülük ederek önemli rekabetçi üstünlükler elde etmektedirler. Buna karfl›n büyüklükleri ya da pazardaki güçlü konumlar› nedeniyle insana yat›r›ma gerek görmeyen organizasyonlar; de¤iflim karfl›s›nda müflterilerini, pazarlar›n›, imajlar›n›, rekabetçi üstünlüklerini ve kârlar›n› kaybetmektedirler. Bilgi toplumunda konumu ve ifli ne olursa olsun tüm kiflilerin ve kurumlar›n e¤itim ve geliflme ihtiyaçlar› giderek art›yor. Bilgi patlamas›n›n etkileri yaflan›yor. Dünya giderek küçülüyor, iletiflim giderek h›zlan›yor ve her geçen gün yeni bilgilerle karfl› karfl›ya geliyoruz. Kifliler, kurumlar ve toplumlar; yeni bilgilere ulaflt›klar› ve bu bilgileri kendi kurum kültürlerine kazand›rd›klar› oranda baflar›l› olabiliyor. Aksi hâlde eskimifl bilgilerin bekçili¤ini yapan kifli, kurum ve toplumlar›n flanslar› giderek azalmaktad›r. Bilgi birikiminin geometrik diziyle artt›¤› ve her üç befl y›lda bir ikiye katland›¤› bir dünyada, çal›flanlar›n›n bilgi ve becerilerini sürekli yenilemeyen organizasyonlar için baflar›s›zl›k kaç›n›lmazd›r. Organizasyonlar, yaflayabilmek ve rekabetçi üstünlüklerini koruyabilmek için çal›flanlar›n› sürekli olarak yeniden yaratmak zorundad›r. Organizasyonlarda e¤itim, ifle al›nan insanlar›n ifllerini etkili bir flekilde yapabilmeleri için

G

sahip olmalar› gereken bilgi, beceri ve tutumlar›n onlara kazand›r›lmas›d›r. Madalyonun di¤er yüzü olan ö¤renmeyse insanlar›n ifllerini etkin bir flekilde yapabilmek için ihtiyaç duydu¤u bilgi, beceri ve tutumlar› elde etmeleridir. Kurumlarda e¤itim; çal›flanlar›n ifle girerken beraberlerinde getirdikleri bilgi, beceri ve tutumlar (girifl davran›fllar›)la ifllerinin spesifik görev ve sorumluluklar›n› yerine getirmek için ihtiyaç duyduklar› bilgi, beceri ve tutumlar (istenen davran›fllar) aras›ndaki fark› kapatma süreci olarak da tan›mlanabilir. Günümüz çal›flan›n›n e¤itim ve ö¤renme ihtiyac› ve bunun giderilmesinin kurum için tafl›d›¤› önem, bu iflin sadece çal›flanlar›n gayretlerine b›rak›lmamas›n› gerektiriyor. Di¤er bir ifadeyle kurumlar›n haz›rlayacaklar› ö¤renme ortamlar›yla çal›flanlar›n hayat boyu ö¤renme al›flkanl›¤›n› kazanmalar› hedeflenmelidir. Çünkü çal›flanlar› en iyi flekilde gelifltirmek, onlar›n e¤itimlerini sa¤lamak günümüz yöneticilerinin en önemli sorumluluklar› aras›na girmeye bafllam›flt›r. Sonuç olarak bilgi insan›-bilgi organizasyonu-bilgi toplumu ba¤›n›n sa¤lanmas› için ö¤renen insan-ö¤renen organizasyon-ö¤renen toplum ba¤›n›n kurulmas› gereklidir. Tek bafl›na bilgi insan› veya bilgi organizasyonu olma hedefi yeterli de¤ildir. Bu hedefe ulaflman›n en önemli yolu ve yöntemi sistemli ö¤renme al›flkanl›¤›d›r; kurumun ana hedeflerine ulaflmas›ndan birimlerin amaçlar›na uygun etkinlikler göstermesine, kiflilerin ifllerinde baflar›l› olmalar› ve geleceklerine güvenle bakmalar› gibi arzulanan birçok sonuç, ö¤renme al›flkanl›¤›na ba¤l›d›r.

R. Nur HEPER FMV ‹nsan Kaynaklar› Yöneticisi Psikolog

11


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 12

‹Ç‹M‹ZDEN B‹R‹

Prof. Dr. Mahmut Berkman: “Ifl›k bir ailedir”

Giray KARANLIK Yazar - Araflt›rmac› Sevil KARACIK FMV ve Ifl›k Okullar› Kültür Sanat Yöneticisi

ürkiye’de ortopedi alan›nda akla gelen isimlerin en bafllar›nda Prof. Dr. Mahmut Berkman geliyor. ‹stanbul T›p Fakültesindeki akademik kariyerinden sonra bugün Amerikan Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü Klinik fiefi olan Berkman, ayn› zamanda okuluyla ba¤›n› hiç koparmam›fl bir Ifl›kl›.

T

Berkman, bilim insan› ve doktor olarak dünya çap›ndaki baflar›s›n›n yan› s›ra, sosyal yaflamda da örnek bir insan, tenisçi, bir deniz tutkunu ve Ifl›k Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi… Biz de Prof. Dr. Mahmut Berkman’la Ifl›k’› ve baflar›s›n›n alt›n kurallar›n› konufltuk. “Ifl›k”la ilk tan›flman›zdan söz eder misiniz? Babam Trabzon’da doktordu. Yazlar› ‹stanbul’da Niflantafl›’nda geçirirdik. Oturdu¤umuz ev hemen okulun yan kap›s›n›n karfl›s›ndaki Mehmet Ali Bey Apartman›yd›. Ifl›k Lisesinin eski köflkünün yang›n›n› 1955 yaz›nda korkuyla seyretti¤imi hat›rlar›m. ‹lkokul birinci s›-

n›f› bitirdi¤imde ‹stanbul’a yerlefltik. ‹lkokulu Talatpafla ‹lkokulunda bitirdim ve 1960 y›l›nda Ifl›k Lisesine bafllad›m. Fen de¤il edebiyat bölümünü seçmiflsiniz. Ortaokulda çok çal›flkan bir ö¤renci de¤ildim. Ortaokulu orta - iyi aras›nda bitirdim. Lisede ikmale de kald›m. Edebiyat, mant›k, felsefe derslerim çok iyiydi. Ama fen derslerim çok iyi de¤ildi ve çok da sevmezdim. Ben ilkokuldan bafllayarak doktor olaca¤›m› söylüyordum. Babam, amcalar›m ve büyük amcalar›m hepsi doktordu. Babam› 8 yafl›nda kaybetmifltim belki bu da benim doktor olmak istememin fluur alt› sebeplerinden biriydi. Lisede fen ve edebiyat seçimini yaparken do¤ru karar hiç flüphesiz fen bölümüne girmekti ama ben edebiyat› hem çok seviyor hem de o derslerde çok baflar›l› oluyordum ve sonuçta edebiyat bölümüne girdim. Okuldaki iliflkileriniz nas›ld›? Biz okulumuzu çok severdik. fiu an görüfltü¤üm arkadafllar›m›n büyük bir ço¤unlu¤u Ifl›kl›d›r. Yani bizim arkadafll›klar›m›z 45-46 y›la dayan›yor. Hemen hemen hepimiz Niflantafll›yd›k. Okulda kültür-edebiyat kolu baflkan›yd›m. Kompozisyon ve edebiyat notlar›m hep 9 ya da 10’du. fiiir ve münazara yar›flmalar› düzenlerdik. Bu beni daha popüler bir duruma getirmiflti. Fen derslerim iyi olmamas›na ra¤men çok zevkli bir lise hayat›m oldu. Ama sonuçta T›p Fakültesini kazanamad›m. T›p daha sonra m› geldi? T›bb› de¤il ‹ktisat Fakültesini kazand›m. Ama hiç sevemedim. Tekrar s›nava girdim gene kazanamad›m. Bunun üzerine aç›ktan kurslarla


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 13

fen bölümünü bitirdim. Tekrar t›p s›nav›na girdim ama yine kazanamad›m. ‹ktisat Fakültesine de devam etmiyordum ve belge almak üzereydim. Ama ben biraz inatç›y›md›r. Belge almamak için Gazetecilik Enstitüsüne geçtim. Üçüncü y›lda tekrar fen derslerine çal›flarak imtihana girdim ve T›p Fakültesini kazand›m. Böylece tahsil hayat›mda üç y›l kaybetmifl oldum. Ama t›bba girdikten sonra bir hafta bile kaybetmedim! T›p Fakültesinde hiçbir dersten kalmad›m. Asistanl›¤›m, bafl asistanl›¤›m da iyi geçti. Ama üniversite y›llar›nda arkadafllar›m dördüncü s›n›ftayken ben birinci s›n›ftayd›m. Bu ilk y›llarda epeyce üzücüydü benim için. Üniversitedeyken Ifl›k’la iliflkileriniz nas›ld›? “Ifl›k”› bitirdi¤imiz y›l Rahmetli Lemi ‹pekçi Bey, birkaç arkadafl›m›zdan, Osman Bayru, Ceyhun Göksun ve benden Feyziyeliler Ifl›kl›lar Derne¤ini canland›rmam›z› istedi. Tufan Durguno¤lu, Kutlu Merih ve di¤er arkadafllarla birlikte Yönetim Kuruluna girdik. Feyziyeliler Ifl›kl›lar Derne¤indeki çal›flmalar›n›zdan da söz eder misiniz? Feyziyeliler Ifl›kl›lar Derne¤ini daha aktif hale getirmek için çal›flt›k, çeflitli etkinlikler düzenledik. T›pta asistan oluncaya kadar, yani 9 sene çal›flt›m. Okul idaresi o zamanlar bizlere dernek olarak çok s›cak bakmazd› ve çok da kolayl›k göstermezdi. ‹dareye karfl› pek de sesimizi yükseltemezdik çünkü onlar daha birkaç y›l önceki hocalar›m›zd›lar. “Tamam, art›k bu ifl bu kadar uzatmay›n” dedikleri zaman ifl biterdi. Rahmetli Sacit Bey’e karfl› konuflmak her babayi¤idin harc› de¤ildi. Ama bugün Feyziye Mektepleri Vakf› Yönetim Kurulu o dönemdeki arkadafllar›m›zdan olufluyor. Zamanla Dernekle Yönetim Kurulu çok yak›n oldu. Özellikle tan›t›mda Dernek önemli katk›lar sa¤lad›. Bu bir süreçti. Özellikle Osman A¤abey (Osman Erbelger) Yönetim Kuruluna girince bu yak›nl›k çok daha güçlü hale geldi. Mezunlar›n birbirine yak›n, bir camia içinde olmas› çok önemlid›r. Biz o devirde bunun oluflmas›n› istemifltik. Bugün Ifl›k okullar›n› nas›l görüyorsunuz? Ifl›k Liseleri çok baflar›l›. ‹stanbul’daki yabanc› liselerle ücretsiz Anadolu Liselerini katmazsan›z -ki biz onlarla ayn› kulvarda de¤iliz- bizim kulvar›m›zda en baflar›l› e¤itim kurumu bence

Berkman’›n mezun oldu¤u dönemin Ifl›k Lisesi e¤itim kadrosu.

Ifl›k’t›r. 1963-1965 y›llar›nda Ifl›k Türkiye birincisi olmufltur. Üniversite s›nav›n›n ilk 10’unda 4 Ifl›kl› vard›. Sonras›nda da böyle bir baflar›y› yakalam›fl bir baflka okul olmad›. Bu e¤itim kadrosunun da önemli bir baflar›s›yd›. Bizim y›llarda üniversite s›nav›na giren her Ifl›kl› istedi¤i yere girerdi geç de olsa. Böyle baflar›lar baflka liselerde pek görülmezdi. Size ve baflar›n›za dönersek… Sizce baflar›n›n alt›n kurallar› nelerdir? Hayatta amaç nedir? Bence hayatta amaç baflar›l› olmak de¤il, mutlu ve huzurlu olmakt›r. Mutlulu¤un içinde baflar›n›n pay› çok ya da az olabilir. Bu kifliye göre de¤iflir. Ama ne olursa olsun baflar›l› olaca¤›m demek amaç olmamal›d›r. Mesela, çok çal›fl›p çok baflar›l› olabilirsiniz ama sonunda “Ben ne kadar bofl yaflam›fl›m.” derseniz hayat›n›z› bofla geçirmifl, mutlu ve huzurlu olmam›fl oldu¤unuzu düflünebilirsiniz. Mutlulukta s›hhat var bir defa, sonra ekonomik ba¤›ms›zl›k, sevgi, arkadafll›k ve flefkat var. Son 15-20 y›lda paran›n ön plana ç›kt›¤› hayat tarz›nda para ve baflar› mutluluk için tek flart olarak düflünülüyor, bu bence çok yanl›fl. Peki, t›pta ve doktorlukta? Asistanl›kta çok çal›fl›yorsunuz. Ac›mas›z ve y›prat›c› bir süreç. Üstünüzdeki hiç kimse size ac›maz çünkü onlar da bu yollardan geçmifltir. Üniversite hastanesinde ihtisas yap›yorsan›z bafl asistanl›k tek amac›n›zd›r, kendinizi göstermeniz laz›md›r. Çünkü 10 kifli içinden ancak

Prof. Berkman önce mutluluk diyor. Mutlu olman›n, kendini, iflini ve insanlar› sevmenin ayn› zamanda baflar› için de gerekli oldu¤unu vurguluyor. ‹nsan›n hayat›ndaki zaman›n de¤erini bilmesi gerekti¤ini söylüyor.

13


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 14

‹Ç‹M‹ZDEN B‹R‹

1965-1966 Ifl›k y›ll›¤›nda Mahmut Berkman

Prof. Berkman’›n Elaz›¤’da yapt›¤› askerlik ve k›sa çal›flma yaflam›ndan sonra ‹stanbul’a geldi¤inde ilk ifli, kirada oturmas›na ra¤men bir tekne almak oluyor. Çünkü o ayn› zamanda bir deniz tutkunu ve hayat felsefesindeki önceli¤i mutlu olmak…

14

bir kifli bafl asistan olarak klinikte kalabilecektir. Art›k akademik kariyer bafllam›flt›r. Ondan sonra da bir an evvel doçentlik hakk›n› almak için yine çok çal›flmak, baflar›l› olmak ve en önemlisi uyumlu olmak gerekir. Bu bütün dünyada böyledir. Akademik kariyer hem çok çal›flmak ve baflar›l› olmak hem de uyum ve hocalar›na itaattir. ‹flte bu tempo içinde de hayat› kaç›rmaya bafllayabilirsiniz. Sonra doçentlik s›nav› gelir önünüze. Çok ac›mas›z bir s›navd›r. 1,5 y›l haz›rlan›rs›n›z, o sabah size imtihana girip giremeyece¤iniz söylenir. Giremezseniz bir y›l sonraya kal›rs›n›z e¤er yay›nlar›n›z kabul edilmiflse s›nav süreci bafllar ve akflama kadar devam eder. Bu yo¤un ve ac›mas›z tempo içinde hayat› ›skalamak ve sonra kaç›rd›klar›n›za üzülmek s›k yap›lan yaflamsal bir yanl›flt›r. Bak›n, bir çocuk e¤er 12 yafl›nda oyuncak tren istiyorsa ailesinin imkân› varsa ve alm›yorsa, 5 y›l sonra o trenin al›nmas›n›n hiçbir anlam› olmaz. Her fleyin bir zaman› vard›r. Bu, akademik kariyerde de öyledir, belli konumlara belli yafllarda gelmek gerekir ancak o s›rada da zaman h›zla geçmektedir. Bu denge çok önemlidir. Ne kariyerde geri kalacak ne de yaflam› ›skalayacaks›n›z. Bu dengeyi iyi ayarlamak gerekir. Bunu asistanl›¤›mda fark ettim ve mümkün oldu¤u kadar bunu kaç›rmamaya çal›flt›m. Yani baflar›l› olal›m ama hayat› da atlamayal›m. Hayat k›sa, geçici… Bu duyguda belki babam›n 39 yafl›nda ölmesinin bende yaratt›¤› travma vard›r. Siz de t›p için üç y›l kaybetmiflsiniz? T›bb› kazanmak için kaybetti¤im üç y›la önceleri çok üzüldüm ancak sonra belli bir yerlere gelince kan›ksad›m ve sonra da belki bu üç y›l elimdekilerin ve zaman›n de¤erini daha iyi anlamam› sa¤lad› diye düflündüm. Söylediklerinizden “Mutlu olmak, dolay›s›yla iflinde mutlu olmak, iflini çok sevmek baflar›n›n anahtar›d›r” anlam›n› ç›kartabilir miyiz?

‹flini sevmeyenin baflar›l› olmas› çok zordur. Ben sevmedi¤im ifli yapamazd›m. Bir gün Vehbi Koç’la konufluyorduk; “Doktor, hayatta en büyük mutluluk iflini sevmektir. Hayat boyu iflinle yaflars›n.” demiflti. “Eflinizi kaybedebilirsiniz, ayr›labilirsiniz ama ifliniz her zaman elinizdedir ve dayanak noktan›zd›r” dedi. ‹flini seven bir insan güler yüzlü olur. Türkiye’de birçok insan istedi¤i, sevdi¤i ifli yapmad›¤› için bunu hem hayat›na hem de di¤er insanlara yans›t›yor. ‹nsan›n sevdi¤i ifli yapmas› çok önemli. ‹flinizi de, kendinizi de sevecek ve sa¤l›¤›n›z› da koruyacaks›n›z… Önemli bir söz vard›r özellikle erkekler için: “Erkekler deli gibi çal›fl›r, para kazan›r ama zaman›n› ve sa¤l›¤›n› kaybeder, sonra sa¤l›¤›n› kazanmak için o paray› harcar.” denir. Denge de çok önemli insan hayat›nda. Bir insan›n hem dostlar›, ailesi ve arkadafllar›yla, hem de kendi içinde bir dengesi olmas› laz›m diye düflünüyorum. Ifl›k okullar›n›n bir slogan› var: “Bu okul iyi insan yetifltirir.” Bu çok do¤ru ve önemli bir cümle. ‹yi insan olmak, kendisine iyi, ailesine iyi, arkadafllar›na, dostlar›na, ülkesine, hatta do¤aya karfl› iyi olmak ve sosyal bir insan olmak çok önemli… Ifl›k Üniversitesi Mütevelli Heyetinde yer al›yorsunuz. Bunun sizin için anlam›ndan söz eder misiniz? Sevgili Gün Han Baflik beni “Ifl›k Üniversitesi Mütevelli Heyetinde yer al›r m›s›n?” diye arad›¤›nda, tüylerim diken diken oldu. Bu benim için çok büyük bir onurdu. 11 yafl›nda k›sa pantolonla geldi¤imiz okul, 40 sene sonra çok büyüyor ve bir de üniversite kuruyor. Ve ben o üniversitenin 7 kiflilik kurulunda yer al›yorum. Bundan daha büyük bir onur olabilir mi? Beni hiçbir fley bu kadar mutlu edemezdi. Mütevelli Heyette ve Vak›fta çok de¤erli insanlar var. Bu de¤erli ve tecrübeli insanlar›n aras›nda olmak da ayr› bir kazanç benim için. Ben Ifl›k Üniversitesinin henüz hak etti¤i yerde olmad›g›n› düflünüyorum. Bu da belki biraz tan›t›m eksikli¤inden, bilinmemekten kaynaklan›yor. Ifl›k Üniversitesi e¤itim kadrolar›, binalar› ve kampüsleriyle mükemmel bir üniversite, sürekli ilerliyor ve gelifliyor. Yak›n zamanda bence hak etti¤i yere gelecektir.


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 15

YAfiAM

“Giyim kendine sayg› ifadesidir” Feyziye Mektepleri Vakf› Ifl›k Okullar›n›n formalar›n› Türk modas›n›n duayenlerinden Vural Gökçayl› tasarlad›. Gökçayl›, ça¤dafl giyimin insan hayat›nda ve toplumdaki yerini, kendi okul y›llar›ndaki deneyimlerini de aktararak FYZY için kaleme ald›.

iyim bir kültür olay›d›r. ‹lk aileden ö¤renilir, daha sonra ö¤rencilik hayat›yla yön bulmaya bafllar. Tabii bu aflamalarda ailenin ve e¤itimcilerin rolü çok büyük olur. 12 yafl›nda ‹talyan Lisesinde haz›rl›k s›n›f›na bafllam›flt›m. Muhteflem bir ö¤retmenimiz vard›: Frederico Barberio… Kendisi Romal›yd›. P›r›l p›r›l ayakkab›lar›, ütülü pantolonu, iyi dikilmifl ceketi, her gün de¤iflik takt›¤› kravatlar›, itinayla taranm›fl saçlar› bize inan›lmaz bir örnek olmufltu. ‹lk bafllarda biraz yad›rgamad›k de¤il kendisini ama bir süre sonra bizi kontrol etmeye bafllam›flt›. Gömle¤imiz temiz mi? Pantolonumuz ütülü mü? Temiz kokuyor muyuz? T›rnaklar›m›z ve difllerimiz temiz mi? K›sacas› tepeden t›rna¤a kontrol eder ve derdi ki “Siz bu yafllarda beyefendi ve han›mefendi gibi giyinmeyi ve davranmay› ö¤reneceksiniz.” Daha sonra orta ve lisede ‹talyanca ve ‹ngilizce dersine girdi, her zaman da bizim için fl›k bir örnekti. ‹nan›yorum ki sizlerin de ailenizden ve okulunuzdan alaca¤›n›z giyim kültürü ilerideki hayat›n›zda size ›fl›k olacakt›r. Feyziye Mektepleri Vakf›ndan bana okul formalar›n›n tasar›m› için teklif getirdiklerinde ilkokul y›llar›m ve çocuklu¤um akl›ma geldi.

G

Senelerden beri okulunuzun önünden geçerim ve siz gençleri zaman zaman görürüm ve hep sizlerin daha itinal›, daha farkl› giyinmenizi düfllemiflimdir. Ben Atatürk dönemini bilmiyorum ama Atatürk’ün Türkiye için yapm›fl oldu¤u her fleye hayran›m ve takdirle anar›m. Ata’m›z›n giyime verdi¤i önem; fl›kl›¤›, itinas›, p›r›l p›r›l pabuçlar›, ceketinin cebine takm›fl oldu¤u çiçek gibi mendilleri o döneme örnek olmufl ve damgas›n› vurmufltur. Ricam; sizler de aç›p o dönem foto¤raflara bak›n›z, göreceksiniz ki bu konuda da Türk milletine önderlik yapm›flt›r. Siz gençler Türkiye’nin umudusunuz. Davran›fl›n›zla, düflüncenizle, giyiminizle hep Atatürk ilkeleri ›fl›¤›nda Türkiye’yi temsil edeceksiniz. Sizlerin de benim düflüncelerimi paylaflaca¤›n›z› umar›m. Lise bitip de üniversiteye geçti¤inizde ve çal›flma hayat›n›zda, kendinize gösterdi¤iniz sayg›yla giyinirseniz birer beyefendi ve han›mefendi olacaks›n›z.

Vural GÖKÇAYLI Moda tasar›mc›s› Yeditepe Üniversitesi Moda Tarihi ve Moda Tasar›mc›l›¤› Ö¤retim Görevlisi

Gökçayl› giyimin bir kültür ifadesi oldu¤unu vurguluyor ve Ata’m›z›n bu konuda da öncülü¤ünü ifade ediyor: “Ata’m›z›n giyime verdi¤i önem; fl›kl›¤›, itinas›, p›r›l p›r›l pabuçlar›, ceketinin cebine takm›fl oldu¤u çiçek gibi mendilleri o döneme örnek olmufl ve damgas›n› vurmufltur.”

15


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 16

KÜLTÜR

Dört mevsim Safranbolu Sevil KARACIK FMV ve Ifl›k Okullar› Kültür Sanat Yöneticisi

‹smet Saraço¤lu’nun “Dünyaya Aç›lan Pencere” foto¤raf sergisine Safranbolu Kaymakam› ‹zzettin Küçük ve çok say›da sanatsever kat›ld›.

16

afranbolu’nun tarihi binlerce y›l öncesine uzan›yor. Homeros’un ‹lyada destan›nda ismi Paplagonya olarak geçen kent, en üstün ekonomik ve kültürel düzeyine Osmanl› döneminde ulafl›yor. Safranbolu, bugün geleneksel Türk toplum yaflant›s›n›n tüm özelliklerini yans›tan ve tarihî - kültürel miras›n› çevresel dokusu içinde koruyan örnek bir kent özelli¤ini tafl›yor. Sahip oldu¤u zengin kültürel miras› kentsel düzeyde koruma baflar›s› Safranbolu’yu “Dünya Kenti” özelli¤ine kavuflturuyor. Kent, UNESCO taraf›ndan “Dünya Miras Listesi”nde de yer al›yor. Safranbolu bu özellikleriyle bir güzellikler kenti. Safranbolu’da zaman duruyor. Zaman›n yerini de¤iflen mevsimler al›yor ve de¤iflen mevsimlerle çeflitlenen güzellikler. Foto¤raf sanatç›s› ‹smet Saraço¤lu 1988 y›l›ndan beri Safranbolu’nun bu güzelliklerini foto¤raflara yans›t›yor. Sanatç› günümüze kadar 7 bin üzerinde foto¤rafla Safranbolu’nun dört mevsimini belgeliyor. Feyziye Mektepleri Vakf›, sanata ve sanatç›ya verdi¤i de¤er, sanat›n yaflamdaki vazgeçilmezli¤ine duydu¤u inançla sanatç›n›n eserlerini sanatseverlerle buluflturdu. Bu etkinlikler çerçevesinde Ifl›k Lisesi Sanat Galerisi ‹smet Saraço¤lu’nun 6. kiflisel foto¤raf sergisine de ev sahipli¤i yapt›. 53 foto¤raf›n yer ald›¤› serginin aç›l›fl›na

S

Safranbolu Kaymakam› ‹zzettin Küçük, Safranbolu’dan gelen konuklar, ‹stanbul’da yaflayan Safranbolulular ve yo¤un bir sanatsever toplulu¤u kat›ld›. “Dünyaya Aç›lan Pencere” adl› sergideki foto¤raflar, Safranbolu’nun dört mevsiminden “an”lar› “sonsuzlu¤a” ulaflt›r›yordu. Foto¤raflardan yans›yan kent – insan bütünleflmesiyse, oluflan duygu derinli¤inin yans›t›c›s› oluyordu. Feyziye Mektepleri Vakf›, sergiyle bir yandan sanata destek verirken, di¤er yandan Safranbolu’nun tan›t›m›na, iç turizme katk›da bulunmay› arzulad›. Bu çal›flmalar›n› önümüzdeki günlerde fark› etkinliklerle de sürdürmeyi hedefliyor.


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 17

Safranbolu konaklar›, bugün konuklar›na geçmiflin bütün güzelli¤ini yaflatan iflletmeler olarak da yaflamaya devam ediyor. Ba¤lar mevkiindeki fiadiye Han›m Kona¤› da bunlardan biri. Sunduklar› içinde en önemlisiyse huzur ve mutluluk... Bir yaflam biçiminin mimarisi Safranbolu ve Safranbolu evleri tüm yap›sal unsurlar›yla bir yaflam biçiminin mekân özelliklerini gösteriyor. Tarihî Safranbolu evlerinin giriflinde zemin katta “hayat” bulunuyor. Bu bölüm e¤er taflla kapl›ysa “tafll›k” ad›n› tafl›yor. Burada ›fl›k almay› sa¤layan ahflap kafesler yani “gliste” de yer al›yor. Zemin katlarda ayr›ca ah›rlar, büyük kazan ocaklar› ve ambarlar bulunuyor. Üst katlara ahflap ustal›¤›n›n üstün örneklerini sergileyen merdivenlerle ç›k›l›yor. Bu katta gerekti¤inde yatak odas› olarak da kullan›labilen bir mutfak bulunuyor. Geçmiflte gündelik yaflam bu orta katta geçiyordu. Üçüncü katta tavanlar daha yükseliyor. Merkezde sofa var ve odalara sofadan aç›lan kap›lardan giriliyor. Mimari yap›da odalar›n girifl kap›lar› köflelere yerlefltiriliyor ve sofayla odalar›n do¤rudan temas› özel ahflap paravana düzeniyle kesiliyor. Odalar›n

her biri bir çekirdek aileyi ya da bir aile yak›n›n› bar›nd›rabilecek tüm imkânlara sahip, ba¤›ms›z birim olarak tasarlanm›fl. Bu do¤rultuda her odada ahflap dolaplar›n (yüklük) içerisinde bugünün dufl kabinlerini and›ran gusülhaneler yer al›yor. Baz› evlerin içerisinde serinlik vermesi ve yang›ndan korunmak amac›yla yap›lm›fl olan havuzlar da bulunuyor.

Çarfl›larda duygu geçidi Bugün Safranbolu’nun lonca gelene¤ine göre kurulmufl çarfl›lar›n›, o günlerin havas› içinde görmek mümkün. Bu çarfl›larda yaz aylar›nda hofl bir serinlik içinde, bir yandan insan kalabal›¤›n›n ve çeflit çeflit ürünün yaratt›¤› cümbüflü, di¤er yandan mekân›n oluflturdu¤u huzuru hissetmek mümkün oluyor. Sonbaharda dökülen yapraklar, k›fl›n karla beyaza bezenen meydan ve sokaklar bu çarfl›lar› tekdüzelikten ç›kar›p bin bir duygu halesiyle sar›yor. Safranbolu’nun gezilecek görülecek pek çok yeri var, ama bu gezi içinde özellikle de tarihî konaklarda misafir olmak geçmifle uzanan huzur dolu bir yolculu¤u da bar›nd›r›yor. ‹smet Saraço¤lu’nun objektifi de bunlar› an an belgesellefltiriyor.

17


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 18

EKOLOJ‹

Küresel Is›nma: Tehlike hepimiz için! Asl›nda bir kelebek hayat› sonsuza kadar de¤ifltirebilir! Ama o kelebek varl›¤›n› sürdüremezse de hayat›m›z sonsuza kadar de¤iflebilir. Hatta yok olabilir!

Derya KARAKURT FMV Özel Ifl›k ‹lkö¤retim Okulu Fen Bilgisi Ö¤retmeni

18

963 y›l›nda Edward N. Lorenz bilgisayar›yla hava durumuyla ilgili hesaplar yaparken buldu¤u sonuç bir kelebe¤in kanat ç›rpmas›n›n hava durumunu sonsuza kadar de¤ifltirebilece¤iydi. Sonuçlara göre o kelebe¤in kanatlar›n›n yaratt›¤› hava de¤iflimi matematiksel olarak bir kas›rgaya dönüflebilecek sonuçlar do¤urabilirdi. Oysa bugün dünyam›z, dünyam›z›n o hassas ve mükemmel dengesi öylesine etkilere maruz kal›yor ki telafisi mümkün olmayan felaketlere uzanacak bir süreç h›zla hayata geçiyor. Bu felaketin ad› küresel ›s›nma… Küresel ›s›nma konusunda en büyük tehlikeyse, insanlar›n bu de¤iflimi yeterince alg›lamamas›, sanki baflka bir dünyada, kendilerinin uza¤›nda gerçekleflen bir durum gibi görmelerinden kaynaklan›yor. Çözüm içinse öncelikle bu alg›n›n ve tehlikenin fark›na var›lmas› ve sonra bunun önlenmesine yönelik harekete geçilmesi, küresel bir sivil toplum hareketi yarat›lmas› gerekiyor. Bu son derece önemli çünkü küresel ›s›nmaya büyük oranda sebep olan ABD gibi geliflmifl sanayi ülkeleri, Avustralya ve ne yaz›k ki

1

Türkiye gibi baz› ülkeler küresel ›s›nmaya karfl› önlemleri içeren Kyoto sözleflmesini imzalam›yorlar. Çin ve Hindistan gibi baz› ülkelerse anlaflmaya imza atsalar bile karbon sal›n›mlar›n› azaltmay› kabul etmiyorlar. Oysa bu dünyada yaflayan hiç kimsenin ve hiçbir canl›n›n gidebilece¤i bir baflka dünya yok! Dünya’n›n her yerinde görülmeye bafllayan kavurucu s›caklar, kurakl›k ve sellerse insanl›¤›n yeni kâbusu küresel ›s›nmaya iflaret ediyor.

21. yüzy›l›n kâbusu Küresel ›s›nma, dünya atmosferi ve okyanuslar›n ortalama s›cakl›klar›nda belirlenen art›fl için kullan›lan bir terimi de ifade ediyor. Bu durum son 50 y›ld›r iyice saptanabilir duruma gelmifl bulunuyor. Dünya’n›n atmosfere yak›n yüzeyinin ortalama s›cakl›¤› 20. yüzy›lda 0.6 (±0.2) ºC artm›flt›r. ‹klim de¤iflimi üzerindeki yayg›n bilimsel görüfl, son 50 y›lda s›cakl›k art›fl›n›n insan hayat› üzerinde fark edilebilir etkiler oluflturdu¤u yönündedir. Bu oran günümüzde yüksek bir ivme kazanarak ço¤al›yor, etkileriyse daha h›zl› ve çarp›c› olarak beliriyor.


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 19

Sera gazlar› en önemli sebep ‹klim sistemi içsel ve d›flsal (insani etkiler, günefl hareketleri ve sera gazlar›, vb.) nedenlerden etkileniyor. ‹klimbilimciler (klimatolog) küresel ›s›nma konusunda hemfikirdirler. Bilimsel ço¤unluk sera gazlar›n›n son zamanlardaki s›cakl›k art›fl›n›n bafll›ca nedeni oldu¤unu belirtiyorlar. Atmosferdeki karbondioksit (CO2) ve metan (CH4) oranlar›ndaki art›fl dünya yüzeyinin s›cakl›¤›n› yükseltiyor. CO2 oran›ndaki art›fl dünyan›n yüzeyini ›s›t›yor ve kutuplara yak›n buzlar›n erimesine yol aç›yor. Buzlar eridikçe yerlerini kara veya sular al›yor. Kara ve sular›n buza oranla daha az yans›t›c› olmas› günefl ›fl›n›m› emilimini daha da art›r›yor ve dolay›s›yla buzullarda daha fazla erimeye yol aç›yor. Çocuklar›m›z›n gelece¤i tehlikede Nisan ay›nda, ‹ngiltere’de, Save the Children (Çocuklar› Kurtaral›m) Vakf›, iklim de¤iflikli¤inden kaynaklanan kurakl›k, sel ve f›rt›nalar›n önümüzdeki 10 y›l içinde her y›l 175 milyon çocu¤u etkileyece¤ini aç›klad›. Vak›f, toplu-

mun en hassas üyeleri olan çocuklar›n milyonlarcas›n›n açl›k ya da hastal›kla karfl›laflacaklar›n›, evlerinden ayr›lmak zorunda kalacaklar›n› ve hayatlar›n› yitirebileceklerini belirtiyor.

BM: “‹nsan neden oluyor” BM Hükümetler aras› ‹klim De¤iflimi Panelinin (IPCC), küresel ›s›nman›n etkilerine iliflkin raporunda, ''küresel ›s›nman›n tahmin edilenden daha h›zl› ve kapsaml› bir zarara yol açaca¤›'' vurgulan›yor. Küresel ›s›nman›n canl›lar üzerindeki etkilerini içeren ve 6 y›ll›k bir çal›flma sonucu haz›rlanan ''‹klim De¤iflikli¤i 2007'' raporunda, 2500 bilim adam›n›n imzas› bulunuyor. fiubat 2007 tarihli raporda küresel ›s›nman›n insan eliyle yarat›ld›¤› vurgulan›yor. 2001 y›l›nda insan sorumlulu¤u yüzde 66 oran›nda tahmin edilirken bugün bu oran yüzde 90'a ulafl›yor. Raporda dünyan›n bugünü ve gelece¤i hakk›nda karanl›k bir tablo çiziliyor. Buna göre; • Is›nma baflta olmak üzere bölgesel iklim de¤ifliklikleri k›talarda ve okyanuslarda birçok do¤al sistemi olumsuz etkiliyor.

Alaska Ulusal Park›’nda küresel ›s›nmayla buzullar›n erimesi, son 60 y›l›n ayn› mevsim foto¤raflar› karfl›laflt›r›ld›¤›nda çok çarp›c› biçimde görülüyor

‹nsanl›¤›n sa¤duyusu: Kyoto Protokolü Kyoto Protokolüne imza atan ülkeler küresel ›s›nma gerçe¤inde paylar›na düflen sorumlulu¤u kabul ediyorlar. Kyoto Protokolü, 1992’de Rio De Janeiro'da yap›lan Dünya Zirvesindeki Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesine (BM‹DÇS) ek olarak kabul edildi. Anlaflma Aral›k 1997'de Japonya'n›n Kyoto flehrinde görüflülmüfl, 16 Mart 1998'de imzaya aç›lm›fl ve 15 Mart 1999'da son halini alm›flt›r. Rusya'n›n 18 Kas›m 2004'te kat›lmas›yla 90 gün sonra 16 fiubat 2005 tarihinde yürürlü¤e girmifltir. Aral›k 2006 tarihinde toplam 169 ülke ve devlete ba¤l› örgütler anlaflmaya imza atm›fllard›r. Protokolü imzalayan ülkeler, karbondioksit ve sera etkisine neden olan di¤er befl gaz›n (metan, nitrous oksit, sülfür heksaflorid, HFC'ler ve PFC'ler) sal›n›m›n› azaltmaya söz vermifllerdir. Kyoto Protokolü, Birleflmifl Milletler Çevre Program› bas›n bildirisine göre, geliflmifl ülkelerin sera gaz› sal›n›mlar›n› 1990 y›l›na oranla yüzde 5,2 azaltmalar›n› öngören bir anlaflmad›r. Kyoto Protokolündeki amaç, “atmosferdeki sera gaz› yo¤un-

lu¤unun, iklime tehlikeli etki yapmayacak seviyelerde dengede kalmas›n› sa¤lamak”t›r. Ulusal hedefler AB ve baflka baz› ülkeler için yüzde 8'lik, ABD için yüzde 7'lik, Japonya için yüzde 6'l›k azaltma, Rusya için yüzde 0 de¤ifliklik ve Avustralya için yüzde 8, ‹zlanda için yüzde 10'luk bir art›fl fleklinde çeflitlilik göstermektedir. Kyoto Protokolünün birçok maddesi BM‹DÇS'de belirtilen geliflmifl ülkeler için geçerlidir. Anlaflmaya imza atan ülkelerin “ortak ama özelleflmifl” sorumluluklar› belirlenmifltir. Ortak ülkeler; • Tarihsel ve güncel küresel sera gaz› sal›n›m›n›n geliflmifl ülkeler taraf›ndan gerçeklefltirildi¤ini, • Geliflmekte olan ülkelerin kifli bafl› gaz sal›n›mlar›n›n halen düflük oldu¤unu, • Geliflmekte olan ülkelerin küresel sal›n›mlar›n›n sosyal ve geliflimsel ihtiyaçlar›na göre artaca¤›n› kabul ederler. Di¤er bir deyiflle Çin, Hindistan ve di¤er geliflmekte olan ülkeler anlaflma gereklerinden muaft›rlar. Çünkü bu ülkeler flu andaki iklim de¤iflikliklerine neden olan sal›n›mlar›n ana sorumlusu kabul edilmemektedirler.

19


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 20

EKOLOJ‹

• Ortalama küresel s›cakl›¤›n 1.5 ila 2.5 santigrat derece daha yükselmesi halinde bitki ve hayvan türlerinin yaklafl›k yüzde 20-30'u yok olabilir. Bu domino etkisiyle bütün do¤al ve canl› hayat›n yok olufluna neden olabilir. • Küresel ›s›nman›n getirece¤i s›cak hava dalgalar›, seller, kas›rgalar, yang›nlar ve kurakl›k yoksullar› çaresiz b›rakacak. • Küçük adalar yükselen denizler taraf›ndan yutulacak, sahillerdeki erozyon hayati altyap›y›, yerleflim birimlerini ve insanlar›n yaflam›n› tehdit edecek. Dünyan›n co¤rafyas› de¤iflecek.

Küresel ›s›nman›n en önemli nedenlerinin bafl›nda yenilenemeyen ve fosil yak›tlar›n kullan›m› geliyor. Bunun yerine hidroelektrik, rüzgâr enerjisi, günefl enerjisi gibi temiz kaynaklara yönelmek gerekiyor.

Çare temiz enerji Sera gaz› sal›n›m› ve küresel ›s›nman›n en önemli nedenlerinden birini de yenilenemeyen ve fosil yak›tlar›n kullan›lmas› oluflturuyor. Bunun yerine, temiz enerji kaynaklar›na yönelmek; hidroelektrik, rüzgâr enerjisi, günefl enerjisi gibi enerji kaynaklar›n› hayata geçirmemiz gerekiyor.

suz davranma zaman› de¤il art›k. Evimizi yaflanabilir k›lmak için hepimiz çaba sarf etmeliyiz. Henüz çok geç de¤il... Küresel ›s›nma konusunda öncelikle yak›n›ndakileri bilgilendirerek harekete geçebilir, sen de senin Dünya’n için bir fleyler yapabilirsin...

Neler yapmal›y›z? • Enerji dostu ampuller kullan›lmal›. • Televizyonlar bekleme konumunda b›rak›lmamal›. • Do¤ru ›fl›kland›rma kullan›lmal›. • Klima yerine vantilatör kullan›lmal›. • Evler ›s› kayb›na karfl› yal›t›lmal›. • Eflyalar, radyatörleri kapatmayacak flekilde yerlefltirilmeli. • Difl f›rçalama, bulafl›k y›kama, t›rafl esnas›nda musluk aç›k b›rak›lmamal›. • Akan tesisatlar onar›lmal›.

Ülkemizde son durum: “Kurakl›k alarm›” Do¤al Hayat› Koruma Vakf› -Türkiye (WWFTürkiye) sulak alanlar›m›z›n özellikle yeni tar›m ve yerleflim alanlar› açmak için kurutulmakta ya da zarar görmekte oldu¤una, yanl›fl tar›msal sulama ve sulak alanlar› dikkate almadan tasarlanan su yönetim projeleri nedeniyle yok oldu¤una dikkat çekiliyor. Do¤al servetimizin bir parças› olan sulak alanlar›m›z›n yok olmas›yla beraber, baflta tar›m ve bal›kç›l›k olmak üzere turizm, saz kesimi gibi sulak alana dayal› geçim kaynaklar› da darbe yiyor. Raporda ''Sulak alanlar› kendi ellerimizle kuruttuk.'' deniliyor ve her damla suyun de¤erli oldu¤undan yola ç›k›larak ''Suyumuza sahip ç›kal›m'' ça¤r›s›yla suyun do¤ru kullan›m› ve yönetilmesi hedefleniyor.

• Hortumla sulama ve y›kama yap›lmamal›. • Suyu, kireç ve bakterilerden ar›nd›ran filtreler kullan›lmal›.

Yak›t tüketimine dikkat • Toplu tafl›ma araçlar› tercih edilmeli. • K›sa mesafelere arabayla gitmek yerine, yürümeli. • Kurflunsuz benzin tüketen araçlar tercih edilmeli. • Arac›n tafl›ma kapasitesi afl›lmamal›. • Uzun duraklamalarda arac›n konta¤› kapat›lmal›.

Geri dönüflümlü ürünler • Tüketiciler, uzun ömürlü ürünlere yönelmeli. • Geri dönüfltürülemeyen ambalajlarda sat›lan ürünler al›nmamal›. • Baflta PVC olmak üzere, plastik ambalajlardan kaç›nmal›. • fiifle ve kavanoz gibi cam ürünler tercih edilmeli. • Plastik poflet ve yiyecek kaplar› gibi ürünler yeniden kullan›lmal›. • Al›flverifllerde plastik poflet kullan›lmamal›.

Sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz Dünya yaflayabilece¤imiz tek evimiz. Ona sahip ç›kmak hepimizin sorumlulu¤u. Bizler bu Dünya’n›n güzelliklerinden nas›l faydaland›ysak, bu güzellikleri yaflamak bizden sonra gelen nesillerin de hakk› de¤il mi? Do¤al kaynaklar› bilinçsizce kullanma, savurgan ve sorum-

20

• Cam malzemeler, organik çöplerle birlikte at›lmamal›.

Bilgisayara dikkat • Elektrik tüketimi daha düflük modeller al›nmal›. • Yaz›c›dan ka¤›t ç›kt›s› al›nmas› asgariye indirilmeli. • Bilgisayarlar bekleme konumunda b›rak›lmamal›. • Kullan›lmayan bilgisayarlar at›lmamal›.


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 21

B‹L‹M

G›dada genetik ve etik enetik teknolojiyle karfl›laflmam›z›n geçmifli çok uzak de¤il. Günlük hayat›m›za ilk önce öküz büyüme hormonu enjekte edilmifl BST sütleri geldi. Daha sonra raf ömrü uzat›lm›fl domateslerle tan›flt›k. Süt ve domatesi soya fasulyesi, m›s›r takip etti. Pazar giderek yay›ld› ve inan›lmaz boyutlara ulaflt›. Bizler de bu tip ürünleri ambalaj›nda herhangi bir uyar› olmad›¤› için itirazs›z sat›n ald›k. Tehlikenin fark›na varmaya bafllad›¤›m›zdaysa, baz› al›flkanl›klar yerleflmifl, fiyatlar ayarlanm›fl ve organik tar›m nostaljiye dönüflmüfltü.

G

Genetik biyoteknolojinin vaatleri ve gerçekler Genetik biyolojiyle öncelikle, daha az gübre ve ilaca gereksinim duyan transgenik tohumlar vadedildi. (M›s›r tohumu, akrep geniyle modifiye edilerek daha verimli hale getirildi.) Gen transferiyle üretilen bakterilerle çevre kirlili¤inin üstesinden gelinece¤i söylendi. (Halen insan sa¤l›¤› için ciddi bir tehdit oluflturan nükleer at›klara çözüm bulunamazken, 3. Dünya ülkeleri çöplük olarak kullan›l›yor.) Hastal›klara dayan›kl› ve daha verimli tohumlarla yeryüzünden açl›¤›n kalkaca¤› müjdelendi. (Bugün dünyadaki tar›m›n dörtte üçünü yöneten firmalar genetik teknolojiyi kulland›klar› halde açl›k h›zla art›yor.) Genetik t›ptaysa sa¤l›ks›z genleri, sa¤l›kl›lar›yla de¤ifltirerek hastal›klar›n yenilece¤i vadedildi. (Halen kanser en ölümcül hastal›klar›n bafl›n› çekiyor.) Genetik biyolojinin tehlikeleri Genetik biyoteknolojisinin ortaya koydu¤u en önemli tehlike bilimin ticaretin kontrolünde gerçeklefltirilmesinden kaynaklan›yor. Bilim adamlar›n›n araflt›rma yapacaklar› konular da

onlar taraf›ndan de¤il, yüksek kârlar elde eden finans çevreleri taraf›ndan belirleniyor. Böylece araflt›rmalar›n yönünün bilimsel gerçeklikten ticarete ve kârl›l›k eksenine kaymas›na yönelik kayg›lar art›yor. Tar›mda, biyoçeflitlili¤i yok ederek transgenik tohum ekmeye zorlanan çiftçiyse bir k›skac›n içinde kal›yor. Bu ürünlerden tohum elde etmesi yasak ve yeni tohumlar› yine ilgili üreticiden almak zorundalar. Bu ba¤›ml›l›¤›n ötesinde biyoçeflitlilik yok edildi¤inden, bir tek virüs veya bakterinin ya da kimyasal›n çok genifl alanlarda ekilmifl olan tek tip ürünü yok edebilme riski do¤uyor. Ayr›ca tohumla beraber ilaç-gübre gibi di¤er yan ürünlerde de tek tarafl› bir ticari ba¤ da oluflturuluyor.

Çözüm bizim elimizde Sonuçta uzun süreli g›da güvenli¤ini sa¤lamak ve dünyay› beslemek için, Biyolojik Çeflitlilik Konvansiyonu’nun amac›na ( organik tar›m vs. gibi uygulamalara) yürekten inanmak gerekiyor. Fransa, ‹ngiltere, Almanya gibi geliflmifl ülkelerde oldu¤u gibi genetik mühendisli¤i ürünlü g›dalar kullanmay› azaltmak, hatta reddetmek en do¤ru çözüm. Ancak genetik mühendisli¤i biyoteknolojisinin insanl›¤a yarar sa¤layan birçok hizmete imza att›¤›n› da gözard› etmemek laz›m. (Örne¤in diyabet hastalar› ucuz insülin kullanabiliyor.) Do¤ru yönelifl, teknolojinin insano¤lunu yönetmesi de¤il, etik kurallar çerçevesinde ona hizmet etmesidir. Bu da hiçbir kurum ve kurulufl, ç›kar› için yaflam formlar›n› düzenlemek, parçalamak veya diledi¤i gibi yönlendirmek hakk›na sahip olmamal›d›r. Türlerin gerçek do¤alar› ve karmafl›k yaflam a¤›n›n kayna¤› olan eflitsizlikleriyle birlikte de¤er görmeleri, bilimin daima etik komitelerin s›k› denetimi alt›nda olmas›yla gerçekleflebilir.

Ester SAYDAN FMV Özel Ifl›k Lisesi ‹ngilizce Ö¤retmeni

Bugün geneti¤i de¤ifltirilmifl g›da ve tohumlar üretim art›fl› sa¤lamakla beraber, gübreden tar›m ilaçlar›na kadar ekonomik ba¤l›l›k içeren bir yap› oluflturuyor. Bu ba¤›ml›l›¤›n yan› s›ra sa¤l›k üzerine etkileri de tart›fl›lmal›. Genetik biyoloji ancak bilimsel etikle kontrol edildi¤inde anlam kazan›yor.

21


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 22

MÜZ‹K

DEHANIN ‹SM‹ Wolfgang Amadeus Mozart…

Hüseyin DEN‹ZL‹ Ifl›k Lisesi Mezunu 1981-1986

Kimdi bu Wolfgang Amadeus Mozart? Özel bir görevle dünyam›za 35 seneli¤ine gönderilip unutulmaz melodiler b›rak›p giden insan görünümlü bir uzayl› m›yd›? Bir melek miydi? Yoksa Tanr›’n›n sesi miydi?

22

D

o¤umundan sonraki 250 y›l boyunca baflka hiçbir besteci hakk›nda onunki kadar biyografik ayr›nt› yay›nlanmad›. Time dergisi, son 1000 y›l›n en iyi 10 kültürel figüründen biri olarak onu seçti. Google’da onun ad› yaz›ld›¤›nda tam 63.500.000 adet konu bafll›¤› ç›k›yor. Ad› markalaflt› ve bu marka üzerinden yap›lan ticaret 2005 y›l›nda 4,5 milyar dolar› aflt›. Dünyada 2005 y›l›nda gerçeklefltirilen klasik müzik sat›fllar›n›n yüzde 25’ini onun eserleri oluflturdu. Bu isim Wolfgang Amadeus Mozart. 35 y›ll›k ömrüne 24’ü opera, 51’i senfoni olmak üzere 600 kadar eser s›¤d›rm›fl; ilk eserini 5, ilk senfonisini 8, ilk konçertosunu 11 ve ilk operas›n› 12 yafl›nda bestelemifl Mozart’› di¤er bestecilerden ay›ran, onu ölümsüz k›lan özellikleri nelerdi? K›sac›k ömrüne, bu kadar çok eser s›¤d›ran ama borç içinde ölen Mozart’›n ad›n›n, sonraki 200 sene zarf›nda art›k milyar dolarlarla ifade edilen bir marka ve endüstri haline gelmesinin sebebi neydi?

Farkl› bir çocuk Amadeus, 27 Ocak 1756 günü Salzburg’da Mozartlar’›n do¤an 7. ama hayatta kalabilen 2. çocuklar›yd›. Do¤umunun ertesi günü Salzburg’un merkez kilisesinde vaftiz edildi. Vaftiz ad›, “Johannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus” olarak kayda geçti. Theophilus, vaftiz babas› Salzburglu tüccar Johann Pergmayer’in ön ismiydi. Sonraki y›llarda bu isim Almanca karfl›l›¤› olan ve “Tanr›’n›n sevdi¤i” anlam›na gelen Gottlieb’e, ard›ndan da Frans›zcas› olan “Amade”ye dönüflecek, tarih onu 19.yy. itibariyle Wolfgang Amadeus Mozart olarak anacakt›.

Küçük Wolfgang üç yafl›nda ablas›n›n müzik e¤itimine kat›lmas› ve babas›n›n da dikkatli tavr› sayesinde yetene¤ini yavafl yavafl iflleme imkân› buldu. 4 yafl›na geldi¤inde k›sa parçalar› klavsende kusursuz çalmak için yar›m saat çal›flmas› yetiyordu. 1761’de babas› Leopold Mozart klavsen için yaz›lm›fl iki k›sa parçan›n alt›na hayret ve gururla flu ifadeyi düflmüfltü: “Küçük Wolfgang’›n 5.yafl›n›n ilk üç ay›nda besteledi¤i eserler”.

Avrupa’da müzik sürüveni Leopold Mozart, o¤lunun e¤itiminde çok önemli bir safha olarak görerek ve borçlanarak uzun süreli 2 gezi gerçeklefltirmesini sa¤lad›. ‹lki 1763–1766 y›llar› aras›nda bat›ya, Fransa ve ‹ngiltere’ye, 1769–1773 y›llar› aras›ndaysa güneye, müzi¤in anavatan› ‹talya’ya. Küçük Mozart bu seyahatlerde saraylarda konserler verdi, hünerlerini sergiledi. Geziler sona erdi¤indeyse art›k gençlik ça¤›ndayd›. O dönem müzisyenlerin ço¤u, soylular için emirlerinde çal›flan di¤er hizmetlilerle ayn› kategorideydiler. O günün gazetelerinde “viyola çalabilen aflç›” ya da “flüt çalan uflak aran›yor” tarz›nda ilanlara s›kl›kla rastlamak mümkündü. Müzisyen ne kadar yetenekli olursa olsun ba¤›ms›z olarak çal›fl›p geçinmeleri neredeyse imkâns›zd›. Hepsi düzenli bir gelir kap›s› olarak gördükleri soylular›n flatolar›nda ya da saraylardaki s›n›rl› say›daki kadrolardan birini kapabilme endiflesi içindeydiler. Mozart da bunu becerebilmenin ne kadar zor oldu¤unu deneyimlemiflti. O kadar yetenekli, o kadar tan›nan, o yaflta o kadar referans› bir arada bulunduran baflka bir besteci olmamas›na ve o kadar da kap›lar› afl›nd›rmas›na ra¤men ne ‹talya’da


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 23

ne Fransa’da ne Almanya’da ve hatta ne de Viyana’da istedi¤i gibi bir kadro bulamam›flt›. Do¤du¤u flehir olan Salzburg’un yeni baflpiskoposu Hieronymus Colloredo’yla aralar›nda geliflen fliddetli anlaflmazl›k yüzünden Viyana’ya göç etti.

Müzi¤inde Türk etkisi Bütün umutlar›n› ba¤lad›¤› ‹mparator II. Joseph kendisine bir opera siparifli verdi. Almanca istenmiflti. Mozart büyük bir mutluluk ve heyecan duymufltu. Sonunda ‹mparatora bizzat kendisini gösterme f›rsat› do¤mufltu. Metin Türklerle ilgiliydi. En son kuflatmadan yaklafl›k 100 sene geçmifl ama Türk etkisi flehirde hiç kendini unutturmam›flt›. Türklerle ilgili olan her fley modayd›. Türk kahvesi içmek, ay fleklindeki çörekten yemek, Türk gibi giyinmek bunlardan baz›lar›yd›. Müzik aç›s›ndan ise mehter tak›m›n›n kulland›¤› de¤iflik vurmal› çalg›larla zillerin t›n›s› ve ritmi bat›l› bestecilerin ilgisini çekmekteydi. Bat›l›lar aras›nda Türk müzi¤i yani “alla turca” söz konusu olunca “piccolo” flütler, trompetler ve zenginlefltirilmifl vurmal› çalg›lar öne ç›k›yordu. Bu opera, Mozart’›n Türk müzi¤ini konu alan ilk çal›flmas› de¤ildi. 1778’de besteledi¤i piyano sonat›n›n son bölümünü (K.331) “alla Turca” olarak adland›rm›flt›. Uzun u¤rafllardan sonra besteledi¤i “Die Entführung aus dem Serail” (Saraydan K›z Kaç›rma) operas› Viyana’da Burgtheater’da

16 Temmuz 1782 günü ‹mparator II. Joseph’in huzurunda sahnelendi. Sonuç muhteflemdi. Çok be¤enildi.

Yolculuk hayat arkadafl›yla sürüyor Saraydan K›z Kaç›rma operas›n›n sahnelenmesinden yaklafl›k 3 hafta sonra, 4 A¤ustos 1782 tarihinde, Wolfgang Amadeus Mozart’la Costanze Weber, Viyana’n›n ünlü St. Stephan Kilisesinde evlendiler. fiubat 1784’e gelindi¤inde Mozart, eserlerini bir katalo¤a kaydetmeye bafllad›. 1784’te yani 28 yafl›nda tam 449 eseri olmufltu. Daha sonra dünya opera tarihinin en çok sahnelenen baflyap›tlar› “Figaro’nun Dü¤ünü”nü 1786’da, “Don Giovanni”yi 1787’de besteledi. Ayn› y›l kendisini derinden etkileyen çok üzücü bir olay gerçekleflti ve babas› Leopold’ü kaybetti. Ancak bestelerine devam etti. Birçok eserinin yan›nda, 1788’de “Cosi Fan Tutte” operas›n› besteledi. Ayn› y›l sebebi anlafl›lmaz bir flekilde maddi s›k›nt›ya düfltü ve bu s›k›nt› ölümüne dek sürdü. Hayat›n›n son döneminde bir baflyap›t olan “Die Zauberflöte” (Sihirli Flüt) operas›n› besteledi. Bu, büyük üstad›n tamamlayabildi¤i son baflyap›t oldu. Son eseri “Requeim”in üzerinde çal›flt›¤› bir s›rada, tarihler 5 Aral›k 1791’i gösterdi¤inde Wolfgang Amadeus Mozart’›n bu dünyadaki süresi dolmufltu. Saat 12.55’te iltihapl› romatizmal ateflten öldü.

Zamanla müzi¤in de geliflip farkl›laflmas›na ve çeflitlenmesine ra¤men Mozart’›n müzi¤i popülerli¤ini hiçbir zaman yitirmedi. Hatta di¤er müzik türleri onun melodilerini kendi tarzlar›na uyarlamaya çal›flt›lar.

23


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 24

KOLEKS‹YON MÜZ‹K

Saileri mi zehirledi? Mozart’›n ölümünden sonra merak edilen bir konu da onun Salieri taraf›ndan zehirlendi¤i iddialar›yd›. Bu söylentiler 1800’lerin bafl›nda tekrar gündeme gelmiflti. 1825’te hayata veda etmeden önce ak›l hastanesine düflen ve Schubert, Beethoven ve Liszt gibi önemli müzisyenlerle Mozart’›n o¤lu Franz Xaver’e ders vermifl olan Salieri, yafll›l›k günlerinde kendisini ziyaret eden Ignas Moscheles’e “Mozart’› benim öldürdü¤üm söylentileri iftira, tümüyle iftira. Tüm dünyaya, ölmek üzere olan yafll› Salieri’nin size söylediklerini aktar›n,” diyordu.

Dünyan›n herhangi bir yerinde, bir al›flverifl merkezinin asansöründe çalan müzik, yak›n›n›zda çalan bir cep telefonu melodisi ya da arad›¤›n›z bir telefonda beklemeye al›nd›¤›n›zda çalan melodi muhtemelen onundur.

24

Ölümünden sonra Efli Constanze, hayat›n›n geri kalan›n› ünlü Mozart’›n dul efli olarak kendisine gösterilen yo¤un ilgi içerisinde tamamlad›. 1809 y›l›nda Danimarkal› diplomat Nissen’le evlendi. Nissen, Mozart’›n ilk biyografisini yazmaya koyuldu ama bitiremeden öldü. Biyografiyi Constanze 1826’da tamamlad›. Constanze’nin hayat› ve kiflili¤i uzun süre araflt›r›ld›. Constanze’nin Mozart’a bir kifli olarak de¤il, onun yetene¤ine hayranl›k duydu¤u iddia edildi. Ancak bu hayranl›k onun müzi¤ini anlamaktan ziyade, müzi¤in baflar› kazand›¤›n› görmesinden ileri geliyordu. Constanze 1842’ye kadar yaflad›. Mozart’›n ablas› Nannarl, Salzburg’da ö¤retmenlik yapt› ve 1829’a kadar yaflad›. Köchel katalo¤u Mozart’›n eserlerini Avusturyal› müzik bilimci Ludwig von Köchel, 1856-1859 y›llar› aras›nda yapt›¤› çal›flmalarla kronolojik olarak s›raya dizdi. KV katalo¤u, Köchel Verzeichnes kelimelerinin bafl harflerinden oluflmaktad›r. Bu katalog, zamanla Mozart’la ilgili yeni belgeler

ortaya ç›kt›kça ve bilgiler daha da netlefltikçe 6 kez daha güncellendi. Ancak her zaman Köchel katalo¤u baz al›nd›.

As›rlara s›¤mayan marka Ölümünden sonraki yaklafl›k 200 y›l boyunca Mozart ve müzi¤ine gösterilen ilgi ola¤anüstü boyutlara ulaflt›. Hem Viyana hem de Salzburg flehirleri onu sahiplendi. Kaç›p kurtulmak istedi¤i Salzburg flehri onun ad›na konservatuvar kurdu. Günümüzde y›lda 500.000 kiflinin Mozart için geldi¤i kente büyük ço¤unluk, Wolfgang Amadeus Mozart havaalan›ndan girifl yap›yor. fiehirde meydanlara onun ismi verildi, her yana heykelleri dikildi. Mozart’›n do¤du¤u ev Uluslararas› Mozart Vakf› taraf›ndan sat›n al›narak müze haline dönüfltürüldü. Mozart ismi markalaflt›. 2005 y›l›nda Mozart markas› üzerinden yap›lan ticaret 4.5 milyar dolar gibi inan›lmas› zor bir rakama ulaflt›. Eserlerinin yan› s›ra Mozart’› paraya çeviren birçok ürün piyasada sat›fla sunuldu. Yap›lan araflt›rmalar, onun dünyada Volkswagen ve Mercedes Benz’den daha çok tan›nd›¤›n› gösteriyor. Mozart do¤du¤unda 10.000 nüfuslu olan Salzburg flehri bugün 150.000 nüfusa sahip ve bir senede 500.000 turisti a¤›rl›yor. Halen dünyadaki toplam klasik müzik sat›fllar›n›n %25’ini Mozart’›n eserleri oluflturuyor. Dünyada iz b›rakanlar, ondan sonra gelenlere ›fl›k tutmufl, ço¤u zaman ilham kayna¤› olmufllard›r. fiuras› bir gerçek ki Mozart da bu özel insanlardan biri ve belki de en önde gelenlerinden. Do¤umundan 250 y›l sonra bile bütün dünyada en güzel flekilde an›lan, eserleri hala unutulmayan bu insan, acaba bugünleri görseydi, neler hissederdi? Elbette hepimizin kendimizden sonrakilere b›rakabilmeyi baflard›¤› eserlerin yaflad›¤›n› gördü¤ümüzde hissedeceklerimizi…


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 25

B‹LG‹ TOPLUM

De¤iflimin h›z› art›yor ünyam›z tahminlerimizin ötesinde bir de¤iflim süreci içerisinde bulunuyor. Ekonomiden siyasete, devlet yönetiminden e¤itime, bilime ve teknolojiye var›ncaya kadar birçok alanda bafl döndürücü geliflmeler yaflan›yor. Bilgi ça¤› ad›n› da verebilece¤imiz bu süreci anlayabilmek için mevcut durumla, öngörülen gelecek aras›nda k›yaslama yapmak gerekiyor. Bu de¤iflimi yedi ana bafll›k alt›nda toplamak de mümkün. Bunlar›; teknolojik, demografik, çevreyle ilgili, siyasi, ekonomik, organizasyonel ve sosyo-kültürel de¤iflimler olarak tan›mlayabiliriz. Karl Fisch taraf›ndan haz›rlanan ve Scott McLeod taraf›ndan gelifltirilen “Did you know?” (Biliyor musunuz?) isimli çal›flmadan al›nacak birkaç örnek bile bu de¤iflimin boyutunu çarp›ç› bir biçimde göz önüne seriyor.

D

Çin ve Hindistan’a dikkat! Çin nüfusunun yüzde 25’inin IQ’sunun oldukça yüksek oldu¤u saptanm›flt›r. Çin’deki bu yüzde 25 bile, Kuzey Amerika’da (ABD ve Kanada) yaflayan toplam nüfustan daha fazlad›r. Bu IQ’su yüksek insan oran› Hindistan’da daha da yüksektir ve yüzde 28 oran›ndad›r. Yak›n zaman içerisinde Çin, dünyada en çok ‹ngilizce konuflan nüfusa sahip ülke konumuna gelecektir. (ABD’den daha fazla) Çin’de her e¤itim y›l› sonunda takdir alan çocuk say›s›, ABD’deki toplam çocuk say›s›ndan daha fazlad›r. Nüfus h›zla art›yor Siz bu yaz›y› okurken geçecek olan 8 dakikal›k süre içerisinde dünyaya gelen bebek say›s›, ABD’de 60, Çin’de 244, Hindistan’daysa 351’dir. A.B.D.’de çal›flma flartlar› farkl› m›? Bugün ABD’de ö¤renim görenlerin 38 yafl›na gelinceye kadar 10’la 14 aras›nda ifl de¤ifltirece-

¤ini öngörmektedir. Yine ABD Çal›flma Bakanl›¤›na göre, bugün ABD’de çal›flan her 4 kifliden biri, o flirkette bir seneden daha az bir zamand›r görev yapmaktad›r. Yani di¤er bir deyiflle flirket çal›flanlar›n›n yüzde 25’i her y›l de¤iflmektedir. ABD’de her iki çal›flandan biri, ayn› flirkette 5 seneden daha az bir zamand›r çal›flmaktad›r. Eski ABD E¤itim Bakan› Richard Riley’e göre, 2010 senesinde en çok tercih edilecek ilk 10 meslek, 2004 senesinde dünya üzerinde mevcut bile de¤ildi.

Bilginin inan›lmaz büyüklü¤ü ‹ngilizcede yaklafl›k 540.000 kelime bulunmaktad›r. Bu kelime say›s›, Shakespeare’in yaflad›¤› dönemden (1564–1616) yaklafl›k 5 kat daha fazlad›r. “New York Times” gazetesinde bir haftada yay›nlanan bilginin içeri¤i, 18. yüzy›lda yaflam›fl bir kiflinin tüm hayat› boyunca karfl›laflt›¤› bilgiden daha fazlad›r. Tahminlere göre bu sene dünya çap›nda 1,5 exabyte yeni bilgi üretilecektir. Bu bilgi miktar› geçen 5000 y›lda ö¤renilenden daha fazlad›r. (1 exabyte=1 milyar gigabyte.)

Mehmet ASAL Em. Deniz Kurmay K›d. Albay

‹nternet arama sitesi olan “Google” arama motorunda her ay 2,7 milyar›n üzerinde “arama” yap›lmaktad›r. Google sitesi aç›lmadan önce, bilinmeyen sorular›n cevaplar› nas›l araflt›r›l›yordu acaba?

Bilgisayarlar insandan ak›ll› m› olacak? 2013 y›l›na kadar insan beyninin hesaplama kapasitesini geçen süper bilgisayar yap›lmas› gerçekleflebilecektir. 2023 y›l›na kadar yap›labilecek olan ve insan beyninin kapasitesini geçebilecek bilgisayar sadece 1000 Amerikan dolar›na mal olacakt›r. 2049 senesine kadarsa 1000 dolarl›k bir bilgisayar, tüm insanl›¤›n hesaplama kapasitesinden daha fazlas›n› yapabilecektir. Bütün bunlar ne kadar h›zl› bir de¤iflim yafland›¤›n›n önemli göstergeleri. Bunlar›n gelece¤imize olumlu ve olumsuz etkileriyse dikkatle incelenmesi gereken di¤er bir önemli konuyu oluflturuyor.

25


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 26

KOLEKS‹YON

Canberra’ym›fl! Mert SANDALCI Ifl›k Lisesi Mezunu 1964-1974

kül tablas›

u yaz›mda her evin, hatta her mekân›n vazgeçilmez objelerinden biri olan göz boncu¤undan bahsedece¤im. Yüz y›llar, hatta ne yüz y›l›, bin y›llar boyu insano¤lunun vazgeçemedi¤i, her zaman çevresinde görmek istedi¤i bir objedir göz boncu¤u. Tan›mayan›m›z, sevmeyenimiz yoktur. Ama nerede, nas›l yap›l›r pek bilmeyiz, gerçek olanlar› ile taklitlerinin aras›ndaki farklar› önemsemez, ihtiyac›m›z oldu¤unda ço¤u kez göz boncu¤u sand›¤›m›z bir obje sat›n al›r, gerisini pek düflünmeyiz. Günümüzde göz boncu¤u dendi¤inde akla ilk olarak ortas›nda beyaz ve sar› halkalar ve mavi bir nokta bulunan yuvarlakça mavi bir cam gelir. Ancak elle üretilmifl, gerçek bir göz boncu¤u cam› ile seri olarak üretilmifl sanayii cam› aras›nda hem kalite aç›s›ndan, hem görsel aç›dan, hem de ifllevsel aç›dan da¤lar kadar fark vard›r. Yan yana geldiklerinde bu fark› hemen görebilmek mümkündür. Biraz dikkat etti¤imizde çevremizde bulunan, göz boncu¤u sand›¤›m›z pek çok objenin de asl›nda boncuk k›l›¤›na girmifl alelade bir cam, seramik ya da tuz serami¤i oldu¤unu kolayl›kla anlayabiliriz. Gerçek göz boncu¤u 3000 y›l öncesi Fenikelilerden günümüze kadar yaflayabilmifl bir teknikle hâlâ üretilmeye devam ediliyor. Bu ifl için küçük bir cam f›r›n›, hurda camlar, baz›

B palyaço

arap bac›

kimyasallar ve muhtelif boylarda demir çubuklar yeterli. Gerisi ise cam ustas›n›n hünerine kal›yor. Otantik boncuklar, bir demir çubu¤un etraf›nda eriyen cama flekil verilerek yap›l›yor. Bu nedenle göz boncu¤unun ortas›nda mutlaka bir delik oluyor. Delik daha sonra kullan›m kolayl›¤› sa¤l›yor, boncu¤un as›lmas› ya da bir ipe dizilmesini mümkün k›l›yor. ‹lk bak›flta çok basit gibi görülen bu ifllemin can al›c› noktas›ysa renk. Ustal›¤›n temelinde do¤ru ve kaliteli rengi yakalamak yat›yor. Kaliteli rengin oluflmas› f›r›n›n s›cakl›¤›na ba¤l› ve göz al›c› bir renk yakalamak ola¤anüstü dikkat, bir o kadar da tecrübe gerektiriyor. Zor renkler aras›nda ilk olarak “sar›” geliyor. Sar› rengi yakalamak bir dizi ›s›l ifllem gerektiriyor. F›r›n ›s›s›ndan öte so¤uma safhas› da oldukça önemli, e¤er h›zl› bir so¤uma olursa, sar› koyulaflarak istenmeyen bir renge dönüflüyor. Boncuk üretiminde en zor renk ise k›rm›z›. K›rm›z› için ham madde bulmak zor, ayr›ca o kadar hassas bir renk ki, de¤me boncuk ustas› dahi gerçek k›rm›z› bir boncu¤u neredeyse tesadüfen yaratabiliyor. K›rm›z›dan kahverengiye dönüflüm saniyelerle ifade ediliyor. K›saca

çizme

26


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 27

peri bacas›

uzun amfora

at nal›

bal›klar

k›rm›z› için ya yakalan›r ya da kaçar deniyor. On y›llard›r toplamama ra¤men, binlerce boncu¤umun içinde istedi¤im kalitede k›rm›z› boncu¤un yaln›zca bir adet olmas› da bu yüzden. O da bir bilezi¤in boncuklar› aras›nda yer al›yor. Ayn› anda, ayn› ham maddeden üretilmifl olmalar›na ra¤men, bilezikte yer alan di¤er boncuklar›n her biri di¤erinden farkl› ve yaln›zca bir tanesi mükemmel k›rm›z›. ‹fllevsel aç›dan bak›ld›¤›ndaysa gerçek bir göz boncu¤unun di¤erlerinden fark› imalat s›ras›nda olufluyor. Göz boncu¤u f›r›nda farkl› s›cakl›klarda oluflturulan camlar›n iç içe geçmesiyle yap›ld›¤›ndan her halkas›nda farkl› stresler olufluyor. ‹flte bu gerginli¤e dayanamayan boncuk y›llar sonra, günü geldi¤inde oldu¤u yerde çatlayabiliyor ve o anda ortamdaki nazar› halletti¤ine inan›l›yor. Dolay›s›yla gerçek göz boncu¤unun d›fl›nda farkl› tekniklerle üretilmifl olan göz boncu¤u benzeri objeler yaln›zca bir flekilden ibaret. Nazar› halletmeleri mümkün de¤il. ‹fllevsel olarak “hiç”ler yani. fiimdi diyeceksiniz ki sen inan›yor musun bütün bunlara? Binlerce y›ll›k gelene¤in devam edebilmesi u¤runa can› gönülden inan›yorum tabii ki! Günümüzde göz boncu¤u ustalar› yo¤unlukla ‹zmir’in iki köyünde faaliyet gösteriyorlar. Kemalpafla Boncuk Köy ve Görece. Ayr›ca Bodrum ve Gümüfllük’te de iki f›r›n faaliyette. Son y›llara kadar bir bir kapanan cam f›r›n-

lar› gerçek boncuklar›n tak› olarak kullan›lma modas›yla birlikte yeniden eski günlerine döndüler. Özellikle yaza haz›rl›k dönemlerinde boncukçular›n bafllar›n› kafl›yacak vakti olmuyor, basit tak› boncuklar› üretimine h›z veriyorlar. Onlara destek veren ‹zmir, Ankara ve ‹stanbul’daki boncuk toptanc›lar›n›n da bu mesle¤in yaflamas› için yapt›klar› katk›y› unutmamak gerek tabii ki. Göz Boncu¤u konusunda en mükemmel yay›n Prof. Dr. Önder Küçükerman’›n “3000 y›ll›k Akdeniz camc›l›¤›n›n Anadolu’daki son izleri “GÖZ BONCU⁄U” adl› eseri. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu taraf›ndan 1987’de yay›nlanm›fl bu kitap koleksiyona bafllaman›n ilk ad›m›. Sahafiye bir kitap ama flu s›ralar kolayl›kla bulunabiliyor. (*) Göz boncu¤u ya da genel anlamda boncuk koleksiyonculu¤u için ne bir s›n›rlama, ne de bir kategori var. Cam ustalar› var oldukça çok ilginç dizaynlar, benzersiz renkler yaratacaklar, biz koleksiyoncular da onlar›n yaratt›klar›n› özenle koruyup yaflatmaya çal›flaca¤›z. Tavsiyem, önce Önder Küçükerman’›n kiparçal› bal›k tab›n› edinin, sonra da ne edip ne yap›p boncuk ocaklar›ndan birinin bafl›nda unutulmaz bir gün geçirmek üzere ‹zmir’in yolunu tutun. Mutlu ve keyifli bir tatil dile¤iyle...

fliflman amfora

(*) Kitap Ifl›k Lisesi Kütüphanesinde mevcuttur.

27


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 28

GEZ‹ ‹ZLEN‹M

Dans›n, güneflin, neflenin ülkesi: KÜBA

Songül ERDO⁄AN FMV Özel Ayaza¤a ‹lkö¤retim Okulu ‹ngilizce Ö¤retmeni

Küba’da insanlar öncelikle sosyal içerikli konularla ilgileniyor. Latin ülkelerine özgü, aflk›n ön planda tutuldu¤u bir yaflam tarz› oluflmufl. Küba’da herkes dans ediyor, dans yaflam›n bir parças›.

28

cak ay›nda iki haftada egzotik Küba’y› do¤udan bat›ya gezme f›rsat›m oldu. Dünyan›n de¤iflik yerlerine yapt›¤›m gezilerde hep yan›mda olan arkadafl›m Gamze’yle ilk defa kendi bafl›m›za bilmedi¤imiz ve merak etti¤imiz bir ülkeye gitme cesaretini gösterdik. Küba, tek bafl›n›za gidebilece¤iniz ender güvenli ülkelerden birisi ve oradan bahsedilince akla hemen sosyalizm, salsa, puro, eski Amerikan arabalar› ve Fidel Castro gelmektedir. Bir ülkeye herhangi bir tura ba¤l› olmadan gitmek ve program›n›z› kendi bafl›n›za yapmak da ayr› bir keyif. Sizi neyin bekledi¤ini bilmeden, de¤iflik yerleri ve kültürleri keflfetmek, her an farkl› bir yerde, de¤iflik insanlarla tan›flmak gerçekten inan›lmaz bir deneyim. ‹stedi¤iniz zaman istedi¤iniz yere gidebilme özgürlü¤ü olmas› ve kimseye ba¤l› kalmadan yolunuza devam etmeniz gerçekten çok keyifli. Paris aktarmal› uça¤›m›zla yaklafl›k 9,5 saatlik bir uçak yolculu¤undan sonra, bir taraf›

O

Atlas Okyanusu’na, di¤er taraf›ysa Antil Denizi’ne bakan büyük bir ada ülkesi olan Küba’n›n baflkenti Havana’ya vard›k. Gitmeden önce kalaca¤›m›z yeri ayarlamam›flt›k. Elimizde Lonely Planet’in rehber-gezi kitaplar›ndan biriyle, unutulmayacak bir maceraya bafllam›fl olduk. Yerel halk›n, birkaç odas›n› turistlere kiralad›klar› “Casa Particulare” denilen pansiyon tarz› evlerde kalarak hem orada yaflayan insanlarla tan›flm›fl, hem de kültürlerini daha yak›ndan tan›m›fl olduk. Büyük otellerde kal›nd›¤› zaman, o ülkenin gerçek yaflam›ndan uzakta kalm›fl oluyor, o kültürü tam anlam›yla yaflayam›yorsunuz. Bu sayede o kadar güzel insanlara tan›flt›k ki, sanki Küba’da uzun y›llar yafl›yormufl gibi hissettik. Kübal›lar’›n hemen hemen hepsi e¤itimli, kültürlü, cömert, gururlu, disiplinli ve cana yak›nlar. E¤itim Kübal›lar için çok önemli. Dünyada yaklafl›k 400 milyondan fazla kad›n okuma yazma bilmezken, Kübal› kad›nlardan hiçbiri bu say›n›n içinde yer alm›yor. Sade-


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 29

ce 1000 Kübal›’dan birinde cep telefonu bulunmas›na ra¤men do¤umlar›n yüzde 100’ü uzman bir sa¤l›k görevlisi taraf›ndan yap›lmaktad›r. Çok az ‹spanyolcam›zla onlarla anlaflmaya çal›flmak da çok hofltu. Zaten farkl› bir ülkede oldu¤unuz zaman, o ülkenin dilinde birkaç kullan›fll› deyim ve kelime ö¤renirseniz, çok faydas›n› görürsünüz. Bizler de Türkçe konuflmaya çal›flan yabanc›lar› daha sempatik bulmaz m›y›z? Havana’da bir gün kald›ktan sonra yaklafl›k on saatlik bir tren yolculu¤undan sonra do¤uda Latin müzi¤inin baflkenti olan Santiago de Cuba’ya gittik. Bu flehir, edebiyat, müzik ve politikada Havana’ya rakip olarak görülmektedir. Batista rejiminin ortadan kald›r›lmas› konusunda oynad›¤› önemli rolden dolay› da, “Devrimin Befli¤i” ad›n› da alm›flt›r. Buras› Küba’n›n en eski saraylar›na ve müzelerine ev sahipli¤i yapmaktad›r. Cuma ve Cumartesi akflamlar› flehrin genci, yafll›s› meydanda toplan›p, Latin müziklerinin s›cak, k›p›r k›p›r ritmiyle dans ediyorlar. Ayr›ca de¤iflik gruplar konserler de veriyorlar. Kübal›lar dans konusunda o kadar yetenekliler ki, dans bilmeyen Kübal› hemen hemen hiç yok gibi. Müzik ve dans onlar için çok önemli. Üç befl kifli bir ara-

Havana sokaklar›ndan bir görünüm

ya gelip müzik grubu kuruyorlar. E¤er flanslar› da varsa, yurt d›fl›na ç›k›p daha çok para kazanabiliyorlar. Asl›nda Küba’da para kazanmak çok zor. Örne¤in bir doktor ayda ancak 50 $ alabiliyor. Gerçi para harcayacak lüks ma¤azalar ve dükkânlar yok. E¤itim, sa¤l›k ve evler ücretsiz. Hiçbir yerde reklam ilanlar› ve panolar›n› göremiyorsunuz. Duvarlarda sadece devrimle ilgili sözler ve 1959 senesinde devrimin gerçekleflmesinde büyük katk›lar› olan Arjantinli ünlü Che Guevara’n›n resimlerine yer verilmifl. Che bu ülkede o kadar çok seviliyor ki, ad›na flark›lar bile yaz›lm›fl. Kafelerde ve restoranlarda müzik yapan gruplar mutlaka onunla ilgili bir parça da söylüyorlar. Bu arada her grubun mutlaka bir CDsi oluyor ve 10 $ karfl›l›¤›nda alabiliyorsunuz. Her flehirde fiyatlar ayn›. Birkaç flark› söyledikten sonra mutlaka bahflifl topluyorlar. Daha sonra ya¤mur ormanlar›yla meflhur olan en do¤udaki Baracoa’ya gittik. 1960 y›l›na kadar, buraya ancak deniz yoluyla ulaflmak mümkün olabiliyormufl. Burada, UNESCO dünya miras listesinde olan “Parque Nacianoal de Humboldt” adl› millî park› gezdik. Bu ya¤mur orman›n› Berlinli Profesör Humboldt keflfetmifl. Bu ormandaki bitki ve a¤açlar›n yüzde 70’i sadece burada yetifliyor. Çeflitli bitki ve yapraklar, de¤iflik sa¤l›k sorunlar›na iyi geliyor. Difliniz mi a¤r›yor, hemen oradan bir yaprak kopart›p sütünü diflinize sürüyorsunuz ve a¤r›-

Devrim müzesinde Che ve Camilio gibi devrim kahramanlar›n›n balmumu heykelleri görülebiliyor.

29


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 30

GEZ‹ ‹ZLEN‹M

San Cristobal Katedrali

Küba yoksul bir ülke olmas›na ra¤men ülkede sosyal alanda pek çok reform gerçeklefltirilmifl. Sa¤l›k hizmetlerinin yan› s›ra e¤itim de ilkokuldan üniversiteye kadar her yerde ücretsiz.

Capitolio National

30

n›z an›nda geçiyor! Rehberimiz sayesinde taze taze Hindistan cevizini yerinde yeme flans›m›z oldu. Bu turda dünyan›n de¤iflik yerlerinden gelmifl kiflilerle tan›flmak da çok ilginçti. As›l flafl›rt›c› olan, daha önce baflka bir flehirde gördü¤ümüz turistleri, birkaç gün sonra çok uzak olan di¤er bir flehirde görmekti. Gece yapt›¤›m›z otobüs yolculu¤undan sonra ülkenin orta k›sm›nda yer alan Trinidad’a vard›k. 18. yüzy›l›n sonlar›na kadar esir kaçakç›lar›n›n merkezi haline gelmifl ve buraya ‹ngilizlerin kontrolü alt›nda olan Jamaika’dan esir ve alt›n getirmifller. 19. yüzy›ldaysa Haiti’deki esir devrimiyle birlikte oradan ayr›lmak zorunda kalan Frans›z çiftlik sahiplerinin küçük bir imparatorlu¤u haline gelmifltir. Ba¤›ms›zl›k Savafllar›na kadar fleker üretimiyle en zengin y›llar›n› yaflam›flt›r. Bu k›sa süren zenginlik, flehrin kilise kulelerindeki barok tarzdan anlafl›labilir. Bu flehrin di¤er özelli¤iyse UNESCO dünya miras listesinde yer almas›d›r. Küba’n›n en güzel kumsallar› da Trinidad’a çok yak›n mesafede bulunmaktad›r. Bunlardan biri olan bembeyaz kumlu Ancon plaj›n›n turkuaz renkli denizinde k›fl›n ortas›nda yüzebilme flans›na sahip olduk. Bir gün sonraysa muhteflem kumsallar›yla ünlü Varadero’ya gittik. Varadero tam bir turizm cenneti. 20 kilometrelik flahane kumsallar›nda turistlerin konforu için çok lüks tatil köyleri ve oteller infla edilmifl. Küba’ya gelen her üç turistten birisi Varadero’da tropik bir tatil yapmak için geliyor. Turizm Küba’n›n en büyük gelir kaynaklar›ndan birisi. Çok ilginç bir kural var. Kübal› halk kesinlikle otellerde kalam›yor. Gezimizin sonlar›na yaklafl›rken tekrar Havana’ya geri döndük. Gördü¤ümüz yerler ara-

s›ndaki “Capitolio National”, di¤er ad›yla Küba’n›n Beyaz Saray’›, 1929 y›l›nda diktatör Machado taraf›ndan befl bin iflçiye, üç y›l içinde 17 milyon dolara yapt›r›lm›fl. Eskiden parlamento binas› olarak kullan›l›yormufl. Günümüzdeyse müze, sergi alan› ve seminerler için kullan›l›yor. Havana’n›n en önemli yerlerinden biri olan Devrim Müzesiyse Batista döneminde Baflbakanl›k Saray› olarak kullan›lm›fl. Burada 1957 y›l›nda Batista’ya karfl› baflar›s›z bir suikast düzenlenmifl. Ayr›ca bu müzede 1959 devrimiyle ilgili foto¤raflar, belgeler ve devrimde kullan›lan silahlar sergileniyor. San Cristobal Katedralinin oldu¤u meydan, bu flehrin en ünlü meydan›. Burada Küba’n›n tüm renklerini görmek mümkün. Yerel giysiler giymifl kad›nlar, puro içenler, müzik gruplar› ve turistler. Kula¤›n›zda Küba müzikleri, elinizde buzlu naneli mojitonuzla kendinizi bir film karesindeymifl gibi hissediyorsunuz. Yaflam›n›n uzun y›llar›n› burada geçiren Amerikal› yazar Ernest Hemingway’in gitti¤i yerleri de görme f›rsat›m›z oldu. Sokaklar›nda eski Amerikan arabalar›, ‹spanyol koloni mimarisiyle y›llara meydan okuyan boyas› dökülmüfl tarihî binalar, rom ve puro fabrikalar›, fakir ama gururlu her renkten insan, müzi¤in ve dans›n öncelikli oldu¤u bir yaflam; iflte ‹stanbul’a döndü¤ümüzde akl›m›zda kalanlar.


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 31

K‹TAP

Tatil kitaplarla daha güzel atilde gezdi¤imiz bir tarihî kal›nt›, bir agora, ilk bak›flta bize eskimifl tafllar y›¤›n› gibi gelebilir. Ama onlara bak›p bin y›llar›n öncesinden bir sanatkâr›, bir askeri, bir flairi, bir prenses veya bir kral› da görmek, hatta onunla konuflmak da mümkün. ‹flte bunu bize sa¤layacak olan yard›mc›m›z ve arkadafl›m›z da kitaplar. Ya da berrak bir gökyüzündeki y›ld›zlara bak›p sadece ne güzel demek yerine, Samanyolu’nun haritas›n› görmek, y›ld›zlarla tan›flmak da mümkün. Gördü¤ümüz gökyüzünün asl›nda bir zaman saati oldu¤unu bilmek de… Her y›ld›z›n o an bize ulaflan ›fl›¤›n›n binlerce hatta milyonlarca y›l önceden geldi¤inin, hepsinin farkl› bir zamana bizi götürdü¤ünün fark›nda olmak ve heyecan›n› yaflamak da olas›. Yard›mc›m›z ve dostumuz yine kitaplar elbette. Sahilde veya bir a¤ac›n gölgesinde uzan›p bin bir macera ve heyecan yaflamaya, yeni insanlarla tan›flmaya onlar›n hikâyelerini, duygular›n› tan›maya ne dersiniz? Çok kolay bunu bize sa¤layacak yine kitaplar olacak. Yaz ve tatil güzel, ama kitaplarla daha da anlaml› ve daha da güzel! ‹flte size bu yaz, tatilinizi daha keyifli hale getirecek birkaç arkadafl, tabii sizin seçece¤iniz binlercesi de var.

T

Çevremizdeki Fizik (Yazan: Naci Balkan – Ayfle Erol. Tübitak Yay›nlar›) “Gökyüzü neden mavidir?” gibi basit sorular asl›nda bizi elektromanyetik dalgalardan uzay›n yap›s›na

kadar uzanan birçok kavrama ulaflt›r›yor. Kitap genç düflünürleri bu tür basit sorulara yönlendirirken geçmiflte bilim adamlar›n›n böyle sorulara karfl› verdi¤i u¤rafllardan çarp›c› örnekleri bizlere aktar›yor.

Giray KARANLIK Yazar - Araflt›rmac›

Y›ld›zlar›n Zaman› (Yazan: Alan Lighman. Tübitak Yay›nlar›) Gezegenler, y›ld›zlar, galaksiler, y›ld›z sistemleri, evrenin bafllang›c ve sonuna dair teoriler ilginizi çekiyorsa, “Y›ld›zlar›n Zaman›” aç›k ve canl› diliyle mutlaka okuman›z gereken bir kitap. Hayvanlar›n Sessiz Dünyas› (Yazan: Marian Stamp Dawkins. Tübitak Yay›nlar›) Hayvanlar ne kadar düflünebiliyor dersiniz? Acaba kafalar›n›n içinde ne var? Hayvanlar dünyas›ndan pek çok canl›yla ilgili örnekler sizi hem flafl›rtacak, hem de onlar hakk›nda daha farkl› düflündürecek bilgileri size ulaflt›racak. Vanilya Kokulu Mektuplar (Yazan: Sevim Ak. Can Yay›nlar›. Çocuk Roman›) Çocuklar kadar büyüklerin de zevkle okudu¤u Sevim Ak’›n “Vanilya Kokulu Mektuplar” roman› son derece e¤lenceli ve heyecanl›… Yay›n hayat›nda 25 y›l›n› dolduran Can Yay›nlar›’n›n 25 y›l için binlerce kitap aras›ndan seçti¤i “25 y›l›n 25 kitab›” aras›nda yer almas› da bunu gösteriyor.

31


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 32

SPOR

Modern olimpiyatlar›n babas›:

PIERRE DE COUBERTIN Korhan SEÇ‹LM‹fi FMV Özel Ifl›k ‹lkö¤retim Okulu Müdür Yard›mc›s›

32

aha önceki yaz›lar›mda Türkiye Millî Olimpiyat Komitesinin kurucusu Selim S›rr› Tarcan’›n hayat›n› ve Olimpiyatlar konusunda Türkiye için yapt›klar›n› yazm›flt›m. Modern Olimpiyat oyunlar›n›n tarihçesini ve geliflimini okuyan araflt›ran bir kifli de mutlaka Baron Pierre De Coubertin ad›yla s›kça karfl›laflacakt›r. Coubertin, Olimpik ruhun ve düflüncenin dünya sporu içerisinde yer almas›n› ve bunun dünyan›n bütün co¤rafyas›nda uygulanmas›n› sa¤layan kiflidir. Daha somut bir tan›mla Coubertin, Modern Olimpiyat Oyunlar›n›n kurucusudur. Baron de Coubertin, 18701871 y›llar›nda Almanya ve Fransa aras›ndaki savafl› neden Fransa'n›n kaybetti¤ini araflt›r›yordu. Baron de Coubertin'in düflüncesine göre yenilginin sebebi Fransa'da gerçek anlamda fiziksel e¤itimin verilmemesiydi. M.Ö. 400 y›l›nda en parlak dönemini yaflayan Olimpiyat Oyunlar›, daha sonralar› büyük bir çöküfl içerisine girdi. Yar›flmalar›n içerisine flike ve rüflvet bulaflt›. Mora Yar›madas›’nda 1168 y›l devam

D

eden bu spor flöleni, en sonunda M.S. 393’te, Hristiyan olan Roma ‹mparatoru Theodosius taraf›ndan oyunlar›n “putperestlik âdeti” oldu¤u gerekçesiyle yasakland›. Theodosius bütün tap›naklar› y›kt›r›rken bu durumdan ünlü Zeus Tap›na¤› da nasibini ald›. Böylece Olimpiyatlara olan ilgi de yavafl yavafl kayboluyordu.


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 33

1 Ocak 1863 y›l›nda Paris’te do¤an Coubertin bu atefli tekrar canland›rmak ve bunu sa¤lam temeller üzerine oturtmak istiyordu. Bunun için baflta Amerika ve ‹ngiltere olmak üzere birçok ülkedeki spor faaliyetlerini araflt›rd›. Dünya gençli¤inin belirli bir düflünce çat›s› alt›nda spor yapmas›n› ve bunu rekabetçi ama asla sportmenlik anlay›fl›yla çeliflmeden uygulamas›n› istiyordu. Do¤du¤u ülke Fransa’da bu düflünceleri benimsenmemifl, itibar görmemiflti. Coubertin bu fikirlerini, demokrasi ve e¤itim alan›nda Fransa’dan daha ileride oldu¤unu düflündü¤ü ‹ngiltere’de gündeme getirmek istedi. Çünkü, Fransa’daki tutucu kesim için onun düflünceleri bir hayalden ibaretti. Coubertin gerekli altyap› çal›flmalar›n› yapt›ktan sonra, 1889 y›l›nda dönemin spor yöneticileriyle yapt›¤› toplant›da modern olimpiyatlar›n canland›r›lmas› fikrini ortaya att›. Bu kesimden gerekli deste¤i alan Coubertin ayn› motivasyonla 1894 Haziran ay›nda Sorbonne’da 37 spor kuruluflunu temsil eden delegelerin kat›ld›¤› ve 2000’i aflk›n kiflinin izledi¤i Uluslararas› Spor Kongresini (International Athletic Congress) toplad›. Toplant›n›n gündemi tabii ki “olimpizm’’di. Oyunlar› organize etmek için Uluslararas› Olimpiyat Komitesi (IOC) kuruldu. Kongrede kabul edilen ilkeler flöyle s›raland›: 1.Olimpiyatlar, eskiden oldu¤u gibi, her dört y›lda bir yap›lacak. 2.Olimpiyatlar, Klasik Yunan'da oldu¤unun aksine, tüm dünya sporcular›na aç›k olacak ve yar›flma program›, günün sporlar›n› içerecek. 3.Yar›flmalarda sadece büyükler yer alacak. 4.Amatörlük kurallar›, kesinlikle uygulanacak. 5.Olimpiyat organizasyonu "gezici" olacak ve her olimpiyat baflka bir ülkede yap›lacak. Antik Olimpiyatlar dinî kökenliyken modern olimpiyatlar laik nitelikli oluflturulmufl-

tur. Antik Olimpiyatlardaki sadece hür Yunanl›lar›n kat›labildi¤i ›rkç›l›¤›, modern olimpiyatlar ortadan kald›rm›flt›r. Uluslararas› bir nitelik getirilirken, dil, din, renk, ›rk ayr›m› ortadan kald›r›lm›flt›r. Sadece erkeklerin kat›labildi¤i Antik Olimpiyatlar yerine, kad›nlar›n da kat›labildi¤i bir Modern Olimpiyatlar gündeme getirilmifltir. En önemlisi Antik Oyunlarda kazanmak her fleyken, modern olimpiyat oyunlar›n›n felsefesi kat›lmak üzerine kurulmufltur. ‹lk modern oyunlar›n Atina’da yap›lmas›na Yunan Hükümeti karfl› ç›km›flt›. Gerekçe olarak da içinde bulunduklar› mali s›k›nt›y› gösteriyorlard›. Coubertin, Yunanl›lar› bu konuda ikna etmeyi baflard›. Coubertin her ne kadar Atina 1896'n›n uluslararas› bir organizasyon olmas›n› istemiflse de, befl k›tadan birden sporcular›n kat›ld›¤› ilk olimpiyat, Stokholm 1912 oldu. Coubertin hayat›n› adad›¤› bu organizasyonun geliflmesini ve dünya döndükçe var olmas›n› istedi. 1925 y›l›na kadar Uluslararas› Olimpiyat Komitesinde aktif olarak görev alan Coubertin, bu tarihte baflkanl›ktan ayr›larak onursal baflkan oldu ve ‹sviçre’deki evine kapand›. Bir daha hiçbir olimpiyat organizasyonuna kat›lmad›. 1937 y›l›nda düzenli olarak yapt›¤› yürüyüfl s›ras›nda kalp krizi geçirerek öldü. Coubertin’in kalbi Olympia’da, bedeniyse Lozan’da topra¤a verildi.

6 k›tadan ülke ve sporcular›n kat›ld›¤› ilk olimpiyat 1012’de Stokholm’de gerçekleflti, 1956 olimpiyat oyunlar›ndaysa Baron Pierre de Coubertin an›s›na ç›kart›lan pullar, ilk gün damgal› kartpostallarla sporseverlerin ve koleksiyoncular›n arflivlerine giriyordu.

33


FYZY sayfalar 23/05/07 ok

6/14/07

10:39 AM

Page 34

TAR‹HTEN SAYFALAR

Kedilerin gazab›: Veba! Dr. Arif AKDEN‹Z FMV Özel Ifl›k Lisesi Sosyal Bilimler Zümre Baflkan›

ara ölüm olarak bilinen veba salg›n› ilk olarak 1300'lerde Çin'de ortaya ç›kt›. Kurbanlar›n flikâyetleri a¤r›lar, atefl ve bulant›yla bafll›yordu. ‹nsanlar›n dirseklerinde ve kas›klar›nda mor kabar›kl›klar olufluyor ve k›sa sürede yumurta büyüklü¤üne ulafl›p sertlefliyordu. Bu yumurtalar patlad›¤›nda içinden pis kokulu siyah bir madde f›flk›r›yordu ancak bu rahatlama kurban için çok geç oluyordu. Çünkü hasta befl gün içinde ölüyordu. Bunun bilinen bir tedavisi yoktu ve al›nan hiçbir önlem ifle yaram›yordu. ‹yi iflleyen ticaret yollar› arac›l›¤›yla da salg›n bat›ya do¤ru, Hindistan ve Ortado¤u'ya ilerliyor, her gün binlerce insan›n ölümüne neden oluyordu. Bu salg›na hastan›n derisinin son aflamalarda koyu mor bir renge dönmesinden dolay› "Kara Ölüm" ad› verildi. Bu panik döneminde binlerce insan öldü. Salg›n›n cad›lar yüzünden orta-

K

ya ç›kt›¤› da söylendi. Zarars›z erkek ve kad›nlar evlerinden al›n›p hastal›¤›n yay›lmas›n› önleme amac›yla yak›ld›. Kedilerinse parlayan gözleri ve geceleri d›flar›da çok dolaflmalar› yüzünden bu "cad›lar›n" büyülü hayvanlar› oldu¤u düflünülüyordu. Binlerce kedi katledildi. Asl›nda Avrupal›lar kedileri öldürerek salg›na karfl› en birinci savunma hatlar›n› kaybetmifl oluyorlard›. Çünkü veba salg›n›, öteki ad›yla Yersinia Pesüs yayg›n bir fare biti taraf›ndan tafl›n›yordu. Ortaça¤da her yer fare doluydu. Cenevizliler’i Avrupa'ya geri getiren gemide insanlarla birlikte karaya ç›kan fareler hastal›¤› tafl›m›fllard›. Limanda yaflayan bir sürü kedi öldürülmemifl olsayd› fareleri yiyeceklerdi ve hastal›k yay›lmayacakt›. Ancak bu kemirgenler kontrolsüz kald› ve getirdikleri hastal›¤› korumas›z binlerce eve yayd›. ‹flte size kedileri korumak ve sevmek için bir neden daha!

Dünyan›n merkezi Million Tafl› stanbul, dönemimizin en önemli araflt›rmac› ve tarihçilerinden Prof. Dr. ‹lber Ortayl›'n›n deyimiyle son iki bin y›l›n tart›flmas›z en eski ve en zengin flehridir. Sultanahmet Meydan›’ysa, ‹stanbul'un kalbidir ve dünyan›n bafllang›ç noktas› olan bir meydand›r. Çünkü Sultanahmet Meydan›’na inerken, meydanla Ayasofya aras›ndaki tam Yerebatan Saray› dedi¤imiz sarn›ca girece¤imiz yerde Million tafl› bulunmaktad›r. Bu tafl imparatorlu¤un dört bir taraf›na uzanan yollar›n bafllang›ç noktas›d›r. Yaklafl›k olarak M.S.4. yüzy›lda yap›ld›¤› san›lmaktad›r. Sözünü etti¤imiz bu an›tsal tafl Bizansl›lar döneminde, Bizans'›n "0" noktas› olarak kabul edilen yeri iflaret etmektedir. Bizans ‹mparatorlu¤u döneminde bütün uzakl›k mesafeleri bu noktadan bafllayarak hesaplan›r; Bizans'tan baflka yerleflimlere uzan›p giden millerce yolun uzakl›klar› buradan itibaren ölçülürdü. Reghion, Selanik, Dalmaçya'ya ve oradan Roma'ya kadar uzanan yollar›n mil uzakl›klar› bugün de yerinde duran o merkez tafla göre hesap edilirdi.

34


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.