SAYFA
2
Etkinlikler
Uygulamalı Dersler Bölümü, 19.10.2011 tarihinde başlayıp 27.10.2011 tarihinde final maçı ile sona eren karma tenis turnuvası düzenledi. Fatma Defne Özerden’in iyi bir performans sergilediği ve yarı finale kadar mücadele ettiği turnuvada M. Engin Sezerli turnuva şampiyonu oldu.
Uygulamalı Dersler Bölümü, hazırlık ve 9. sınıflar arasında ekim ayında “Basketbol Turnuvası” düzenledi. Turnuva oldukça çekişmeli geçti. Maçlar sonucunda turnuva birinciliğini 9 A sınıfı kazanmıştır.
Filipinler’den ve Endonezya’dan gelen konuklarımızı okulumuzda ağırladık. TKV (Türk Kültür Vakfı) aracılığı ile okulumuza Filipinler’den ve Endonezya’dan gelen eğitimci konuklar ile FMV Özel Ayazağa Işık Lisesi MUN öğrencileri kültürel paylaşım toplantısında bir araya gelerek güzel bir saat geçirdiler.
17.11.2011 tarihinde Edebiyat Sosyal Dersler Bölümü 10 C, D, E sınıflarının katılımıyla “İstanbul Akvaryum (Florya)’a gezi düzenlemiştir.
14.10.2011 Cuma günü 10 B sınıfı “One World Language Or Not?” (Tek Bir Dünya Dili Olsun Mu?) adlı İngilizce bir münazara hazırladı. Öğrenciler, akıcı konuşmaları, tezlerini savunmaları ve davranışları ile çok beğeni kazandılar.
MUN Kulübü öğrencileri 2011-2012 eğitim öğretim yılı ilk MUN Konferansları için Hollanda’nın Lahey kentinde 03-08 Kasım 2011 tarihleri arasında düzenlenen 21. MUNISH konferansına katıldı. Konferansta öğrencilerimiz Japonya delegasyonu olarak katılmışlar ve tüm komisyonlarda yeterli desteği alarak Baş Müzakereci konumuna gelmişlerdir.
SAYFA
3
10 Kasım 2011 tarihinde okulumuzda Atatürk’ü anma töreni düzenlendi. Tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı’yla başladı, okul müdürlerinin günün anlam ve önemini belirten konuşmalarla devam etti. Törende ikinci sınıf öğrencileri tarafından Atatürk’le ilgili şiirler okundu. “Atatürk ve Çocuk” adlı drama canlandırıldı. Atatürk’ün hayatını anlatan bir sinevizyon gösterisi ve şiirlerin ardından okul korosunun seslendirdiği Atatürk’ün sevdiği şarkılarla tören sona erdi.
14.11.2011 tarihinde Edebiyat Sosyal Dersler Bölümü, Necmettin Özçelik’i konuk etti. Necmettin Özçelik 1938- 1953 arasında Atatürk’ün defnedilmesi sürecinde nelerin yaşandığını fotoğraflarla anlattı.
Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisimizin düzenlediği 2011-2012 eğitim öğretim yılı "Ana-Baba Okulu" 25 Ekim 2011 Salı günü başladı.
Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi tarafından, 9. sınıf öğrencilerimize yönelik olarak her sınıf ayrı ayrı alınarak 14-17 Kasım 2011 tarihlerinde “Beyin, Öğrenme ve Verimli Ders Çalışma İlişkileri” semineri gerçekleştirilmiştir.
Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisimizin düzenlediği Boğaziçi Üniversitesi tanıtım gezisi son sınıf öğrencileriyle 07 Ekim 2011 Cuma günü
Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisimizin düzenlediği Koç Üniversitesi tanıtım gezisi son sınıf öğrencileriyle 27 Ekim 2011 Perşembe günü
Zafer Yaz
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI ÇELENK SUNMA TÖRENİ
SAYFA
4
Kampüsümüzde 29 Ekim 2011 Cumartesi günü “Atatürk Büstüne Çelenk Sunma Töreni” düzenlendi. Törene okul müdürleri, öğretmen, öğrenci ve veliler katıldı. Tören okul müdürlerinin çelenk sunmasından sonra saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmalarla sona erdi.
Zafer YAZ
SAYFA
Editörden
5
Merhaba Sevgili The PALA okuyucuları, Tatil sonrası yoğun başlayan yeni dönemimizde hızla sınav haftalarına yaklaşırken biraz nefes almak, kampüsümüzün gündemini takip etmek isterseniz buyurun The PALA elinizde. The PALA’da neler mi var? Bu senenin yeni kulübü İnventus, Elli İlk Öpücük filmi, PalaKitap’ta “Kağıt Kız”, okulumuzda düzenlenen münazara eğitimi, Pala-dizi’de “Grey’s Anatomy” , Serdar KILIÇ’la röportaj ve daha niceleri… The PALA yine dopdolu içeriğiyle sizleri bekliyor. İyi okumalar...
Erdem Mümtaz HACIPAŞAOĞLU FMV Özel Ayazağa Işık Lisesi Okul Gazetesi The PALA (The Press Association of Lycee Attiudes) İmtiyaz Sahibi Ömer ORHAN Sorumlu Müdür Yardımcısı Hakan KULABER Sorumlu Öğretmenler Zafer YAZ Mizan COŞKUN Web Yayım Berna HAMARAT KAYA Baskı & Cilt Şevki SÜTÇÜ Renkli Basım Nuri ÇEVİK Editör Erdem Mümtaz HACIPAŞAOĞLU Düzeltmen Zafer YAZ Mizan COŞKUN E-Mail: palabasvuru@hotmail.com
Yazarlar Berker CAMCI Dilara AHSEN Dilara ÇERÇİ Dilara IŞIK Dilara DEMİR Doruk IŞIK Elif ÖZGE Gültuğ ŞAHİNOĞLU Kazım ERGENÇ Kübra AKBALIK Pınar NİSANOĞLU Şenay ÖNAL T. Cenk ÖNDER Zafer YAZ
Sine-Pala
SAYFA
Sevgili The PALA okuyucuları, bildiğiniz gibi genellikle okulun yeni bir dönemine geçmemizle gazetemizin yeni sayısının yayımlanması bir oluyor. Bu sayıda biraz klasiklere dönüş yapma amacıyla –aynı zamanda da bu yazının biraz aceleye gelmesinden dolayı- çok eskiden izlediğim, favori filmlerimden birinin özetini yazmak istedim. Bu dönemin herkes için başarılı geçmesi ve tabii ki yazının hoşunuza gitmesi dileğiyle... Benim fikrime göre, 50 İlk Öpücük, Adam Sandler‘in kuşkusuz en iyi filmi. Filmin ismi, sizin de tahmin edebileceğiniz gibi, orijinal olarak 50 İlk Randevu, bu isim ise filmin orijinal atmosferi ve konusunu daha iyi ortaya koymakta. Her saniyesinde kahkahalarla gülmeseniz bile yüzünüzden tebessümü eksik etmeyecek bir film niteliğinde.
6
SAYFA
7
Filmde Drew Barrymore bir araba kazasında kafasına aldığı bir darbeden dolayı hafızası ile ilgili kayıplar ve karışıklıklar yaşamaktadır. Filmi ilginçleştiren ise Drew Barrymore, bu trajik araba kazasından önceki yaşamını hatırlamasına rağmen kazadan bir sonraki güne sanki o günü hiç yaşamamış gibi başlamaktadır. Sizin de izlediğiniz zaman görebileceğiniz gibi, filmin gerçek yüzü ancak Adam Sandler’la tanışmasından sonra su üzerine çıkıyor. Drew Barrymore’un bu durumundan haberdar olmaması nedeniyle, tanıştıktan sonraki günler tekrar ve tekrar onunla konuşmasına rağmen her gün onunla yine bir yabancıymış gibi tanışması, ona soğuk davranıp ondan uzaklaşmaya çalışması karşısında Adam Sandler şaşkınlık içinde kalıyor. Kendisi de çözümü aynı masumiyetle her gün onunla tekrar tekrar tanışıp ilişkilerini en baştan inşa etmekte buluyor. Kadroya baktığınız zaman oyuncuların oyunculukları gerçekten çok kaliteli, aktörler size sahnelerde anlatılan duyguları çok güçlü olarak hissettiriyor. Eğer basına bakarsanız filmin en sert eleştirmenler tarafından bile çok yüksek puanlar aldığını görebilirsiniz. Hangi tür filmi severseniz sevin bu filmin hoşunuza gideceğini garanti ederim. Çünkü herkesin izleyebileceği bir aile filmi olmasının yanı sıra kendi içinde de pek çok tür barındırıyor. Sizi güldürebileceği kadar ağlatacağı, sürükleyeceği kadar düşündüreceği sahnelerle dolup taşıyor. Sonuç olarak, 50 İlk Öpücük herkes için kesinlikle tavsiye ettiğim bir film.
THE
PALA
Berker CAMCI
Tekno-Pala
SAYFA
Bedava Antivirüs Felaketi! Sizi koruduğunu sandığınız bu bedava antivürüslerin virüsleri yakalama oranı: Yüzde 0 (sayıyla: sıfır). Son zamanlarda Android işletim sistemini kullanan cihazlar, zararlı tehlikesini giderek daha fazla hissediyor. Kullanıcılar ise, bu tehlikeden korunmak için, genellikle ücretsiz antivirüs uygulamalarını tercih ediyor. Peki, bu uygulamalar cebinizi ya da tabletinizi gerçekten koruyabiliyor mu? Antivirüs testleri ile tanınan AV-Test.org'un yaptığı araştırmaya bakarsak, cevap ne yazık ki hayır! Android Market üzerinden ücretsiz dağıtılan 7 antivirüsü teste sokan site, elde ettiği sonuçlarla bu korkunç gerçeği gözler önüne seriyor. Antivirus Free, BluePoint Antivirus Free, GuardX Antivirus, Kinetoo Malware Scan, LabMSF Antivirus beta, Privateer Lite ve Zoner AntiVirus Free, yapılan testlerde tam anlamıyla sınıfta kaldılar. Testin en iyisi, ancak yüzde 38'lik zararlı yakalama oranına ulaşan Zoner olurken, onu yüzde 6 gibi komik bir oranla Kinetoo takip ediyor. Diğer 5 uygulamanın yakalama oranı ise, inanılmaz olsa da, yüzde sıfır! Kısacası Android cihazınızı korumak için bu yazılımlardan birini kullanıyorsanız, en azından sistem kaynaklarını tüketmemek ve depolama alanınızda boş yer açmak için hemen onu silebilirsiniz...
İlk Bilgisayarı Kim İcat Etti! "İlk bilgisayarı kim icat etti" sorusunun cevabı, bugüne dek bildiğinizden çok farklı olabilir! "Bilgisayarları kim icat etti?" sorusuna birçok yanıt almamız mümkün. Bazılarımız bu soruyu Bill Gates, bazılarımız Alan Turing veya Konrad Zuse, bazılarımız ise Steve Jobs olarak cevaplandırabilir. Ancak bir İngiliz araştırma takımı, cevabın farklı olabileceğini düşünüyor. Araştırma takımı, New York Times'da şu soruyu soruyor: "Charles Babbage adındaki matematikçi, ilk programlanabilir bilgisayarı 1830'larda, Alan Turing'in fikri modern hale getirmesinden yüz yıl önce mi ortaya çıkardı?" 17911871 yılları arasında yaşayan Charles Babbage, "Difference Engine" adında bir makine meydana getirmek istemişti. Dolayısıyla bazılarına göre modern bilgisayarın "babası" ne Turing ne de Zuse. Hayal Etti Ama Hayata Geçiremedi…
Ancak Babbage, hayalini kurduğu binlerce parçadan oluşan bu makineyi maliyeti ve çıkan politik sorunlar nedeniyle gerçeğe dönüştüremedi. Bununla birlikte Babbage, cihazın tamamlanmasıyla ilgili planlarını iletmeyi başardı ve cihaz, 1991'de Londra'daki Bilim Müzesi'nde meydana getirildi. "Difference Engine" gerçekten çalışıyor. Ancak Differce Engine, sadece rota hesaplamaları yapabiliyor ve sonuçları denetleyemiyordu. Babbage'ın "Analytical Engine" adında daha karmaşık, kendi CPU'suna ve belleğine sahip bir makine oluşturmaya yönelik planları da vardı. Ancak Babbage, bu makinenin masraflarını karşılayamayacağını anlamıştı. Bilim müzesi, Babbage'ın "Analytical Engine" adlı makinesini de meydana getirmeyi planlıyor. Eğer sorunun cevabı "evet, olabilir" ise Alan Turing'in ilk genel amaçlı bilgisayarı ortaya çıkardığı inancını zorlayabilir.
8
SAYFA
Nvidia’dan 4'lü SLI Müjdesi! Yakın zamanda piyasaya çıkması beklenen Sandy Bridge-E işlemcileri için hazırlanan anakartlar, 3’lü ve 4’lü SLI desteği sunacak. Yeni anakartlar hakkında bir açıklama yapan Nvidia, X79 platformuyla birlikte 3’lü SLI çözümünde daha fazla performans sunacağını açıkladı. Nvidia’ya göre yeni platform 3 ekran kartı ile diğer platformlara kıyasla %29 daha hızlı olacak. Scroll.com.tr'nin haberine göre X79 serisindeki tüm anakartların 3’lü SLI desteği sunması bekleniyor. Nvidia, Tegra 3 ile PC’lere Meydan Okuyor Fakat performansın zirvesi 4’lü SLI olacak. Sadece birkaç X79 modelinde sunulacak olan 4’lü SLI desteği, performans için birkaç yüz doları daha gözden çıkarabilenlere hitap edecek. 4’lü SLI desteğinin sunacağı performans konusunda henüz test verileri bulunmuyor. Fakat Nvidia, Battlefield 3’te tek ekran kartına göre 2,5 kat fazla performans sunulacağını belirtiyor. 4’lü SLI desteği, GTX 590 gibi çift GPU’ya sahip modellerle kullanılamayacak. Yani 4 rakamı ekran kartı sayısını değil GPU sayısını temsil ediyor. Dolayısıyla çift GPU’lu modeller ile 8’li bir çözüm elde etmek mümkün değil.
Türkiye İnternette Avrupa Şampiyonu! Eylül itibariyle Avrupa'da internet kullanımında, Türkiye, ziyaret edilen sayfa sayısına göre ilk sırada, internette kalma süresinde 3. sırada, toplam ziyaretçi sayısında ise 6. sırada yer aldı. Dijital ölçümleme kuruluşu ABD merkezli ComScore verilerine göre, Eylül 2011’de Avrupa’da 4 milyon 373 bin kişi internete girdi ve bir kişinin ortalama internette kalma süresi 26.4 saat olarak belirlendi. 19 ülkenin yer aldığı araştırmada, toplam ziyaretçi sayısında, Rusya 50 bin 810 kişi ile ilk sırada yer alırken, Almanya 50 bin 139, Fransa 42 bin 349, İngiltere 37 bin 197, İtalya 23 bin 748 kişi ile Rusya’yı takip etti. Türkiye ise, 23 bin 167 kişi ile 6. sırada yer aldı. Eylül ayı süresince, bir kişi İngiltere’de ortalama 35.6, Hollanda’da 33.4, Türkiye’de ise 32.2 saat interneti kullandı. Ziyaret edilen sayfa sayısına göre ise, 3 bin 807 ile Türkiye ilk sırada yer alırken, Türkiye'yi 3 bin 272 ile Fransa, 3 bin 303 ile Hollanda takip etti.
En Küçük USB Bellek Artırılmış depolama ve hızlı veri transferi sayesinde tablet, netbook ve dizüstü bilgisayarlar için ideal bir üründür. Attaché Evolutive, mikro boyutlu bir USB disktir. Bu ürünü, USB konektörü üzerinden taşınabilir bir cihaza takıldığından itibaren neredeyse görünmez bir depolama çözümü gibi çalışıyor! Mikro boyutu sayesinde, bu Attaché Evolutive, tablet, netbook ve dizüstü bilgisayarlar için ideal bir USB depolama çözümüdür. PNY Attaché Evolutive akıllı bir ürün olup, verileri MicroSD kartta depolama yapar bu da demek oluyor ki Attaché Evolutive, USB depolama çözümü olarak görev yapmasının yanı sıra aynı zamanda da microSD adaptörü olarak da çalışır. Daha fazla depolama kapasitesine mi ihtiyacınız var? Sadece MicroSD kartını çıkarın ve başka bir yüksek kapasiteli olanla değiştirin. Mikro Tasarım Tablet ve netbooklarla çalışırken, boyut çok önemlidir. Bunun bilincinde olarak, PNY, sofistike bir çözüm tasarladı. MicroSD kartın yuvası, USB konektörünün kendisinin altında bulunuyor. Attaché Evolutive takıldığından itibaren, neredeyse kullanıcının gözünde fark edilmez oluyor. Hızlı Aktarım Bu tarzdaki depolama cihazları için aktarım hızlarının önemi göz ardı edilemez. PNY Attaché Evolutive aynı zamanda PNY MicroSDHC kart ile sunuluyor: bu da yazma hızının saniyede12MB, okuma hızının ise saniyede 19MB’lığa kadar artırılmasını sağlar.
Kaynak: http://www.veteknoloji.com/
Zafer YAZ
9
SAYFA
10
Pala-Tarih
ÜSS-ÖSS-ÖYS-YGS-LYS ... HER NEYSE... İlkokulun acemilikleri geride kalıp çocukluklar yerini cesur denemelere bırakınca başlar lise, ne küçük ne de tam büyük. Hayırlar kesin değil, evetler geçici. Sözler etkisiz, davranışlar belirsizdir. Hal böyle olunca en temel sorumluluklar da biraz göz ardı edilir. İnsanın içi kıpır kıpırken öğrenci olmak zor iştir. Yolun sonunda bir de bu yıllardan sorumlu olmak varsa işte o zaman başlar sorular, ardından da cevapsız problemler.
İLK NE ZAMAN? Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı, 1974 ve 1975 yıllarında aynı gün sabah ve öğleden sonra birer olmak üzere iki oturumda, 1976-1980 yıllarında aynı günde ve bir oturumda uygulanmış; 1981'den itibaren iki basamaklı bir sınav haline getirilmiştir. İki basamaklı sınav sisteminde ilk basamağı oluşturan Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) nisan, ikinci basamağı oluşturan Öğrenci Yerleştirme Sınavı (ÖYS) ise haziran ayı içinde uygulanmıştır. 1999'da iki basamaklı sınavın ikinci basamağı (Öğrenci Yerleştirme Sınavı ÖYS) kaldırılmış, sınav ÖSS adı altında tek basamaklı bir sınav haline getirilmiştir. 2006'da yapılan değişiklikle soruların bir kısmı önceki yıllarda olduğu gibi ÖSS tipinde sorulmuş, bir kısmı ise tüm lise müfredatı göz önünde tutularak hazırlanmıştır. Sınavın tek basamak olarak uygulanmasına devam edilmiştir. 2010'da ise çift aşamalı sınav sistemine geçilmesi kararlaştırılmıştır. Sınavlar YGS ve LYS'den oluşmakta ve YGS'yi geçen öğrenciler LYS'ye girme hakkı kazanmaktadırlar.
YURT DIŞINDA ÖSS 2011 yılı şartlarında İngiltere, Amerika, Kanada, Avustralya, Rusya, Yeni Zelanda, Malta gibi ülkelerde devlet olsun özel olsun üniversiteler Türkiye'deki gibi ÖSS'yi şart koşmaz. Macaristan, Polonya, Bulgaristan gibi ülkelerde ise ÖSS olmadan ücretli eğitim verilebilmektedir. Avrupa Birliği ülkelerindeki devlet üniversiteleri ücretlendirme hariç ÖSS’de barajın geçilmesini şart koşar. Çin, ÖSS’de en zahmetli ülkelerdendir. Bugünün istatistiklerine göre GAO KAO'ya yaklaşık 10 milyon kişi girmekte, sınav 3 günde yapılmakta ve 9 saat sürmektedir.
Elif ÖZGE
SAYFA
11
Pala-Sohbet
SERDAR KILIÇ KİMDİR Henüz 12 yaşında iken dedesi ile birlikte kurt izlerini takip etmeye başladı, onun hikayelerini dinledi, nerede ve nasıl yaşadıklarını öğrenmeye başladı. Kurtlar hakkında birçok kitap ve makale okudu, belgesel ve film izledi. Spor kariyeri devam ederken bir ayağı hep doğadaydı, hayatının neredeyse üçte birini doğada geçirdi. Doğayı ve toprağı tanıdıkça onu daha da sevdi. Üzerine basmaya bile kıyamadığını söyler. 20'li yaşların sonunda "Wolftrack" şirketini kurdu, 2008 yılı sonuna kadar 8.000'in üzerinde orta ve üst düzey çalışana liderlik, grup dinamikleri, iletişim ve motivasyon ağırlıklı eğitimler verdi. 2000 senesinde Türkiye'de bir ilk olan, 8-16 yaş çocuklar için 'Serüven ve Doğa Sporları Kampı'nı kurdu. AKADEMİK VE SPORTİF EĞİTİMLER ODTÜ Jeoloji Mühendisliği'nde eğitimine devam ederken Beden Eğitimi ve Spor Bölümüne geçerek 1995 yılında mezun oldu. Spor Organizasyonu ve Yönetimi üzerine yüksek lisans yaptı. Egzersiz Fizyolojisi, Sporcu Beslenmesi ve Sağlığı konularında eğitim ve sertifikalı eğitimlerini tamamladı. •1976-1979 Mukavemet kayağı "Cross Country" kayak eğitimi aldı ve bununla hâlâ ilgilenmekte. •1980-1989 Temel Hayatta Kalma Eğitimleri, Kampçılık ve İzcilik Faaliyetlerinde bulundu. •1990-1991 Temel Dağcılık Eğitimleri gördü ve o yıldan beri yurt içinde ve yurt dışında birçok tırmanış gerçekleştirdi. Bunlardan bazıları: Türkiye' de: Kaçkarlar (Rize-Artvin-Erzurum) birçok kez yaz-kış tırmanışı, Demirkazık, Kaldı, Alaca (Niğde), Medetsiz (Tarsus), Ilgaz (Kastamonu), Ağrı (D.Beyazıt), Erciyes (Kayseri), Sultandağı (Afyon), Dedegöl (Isparta) Işık Dağı (Çerkeş Çankırı), Köroğlu (Bolu), Soğanlı Dağları (Bayburt), Spil Dağı (Manisa), Mercan Dağları (Erzincan-Tunceli) Yurt Dışında: Mt. Kinabalu (Borneo), Mt Cook (Southern Alps-New Zealand), Mt Tronador (Patagonia-Argentina), Mt Tubkal (Atlas Morocco), Elbruz (Georgia), Alpamayo (Peru), Tien Shan (Kırgızistan-Tacikistan), Fitz Roy (Patagonia Argentina), Denali (Alaska). Akıntılı ve Durgun Su Kanosu, Rafting, Kayaking Eğitimi (Dalaman, Çoruh Nehirleri) Navigasyon ve Orienteering Eğitimleri. Dağ Bisikleti (MTB), Heli-Kayak, Kaya ve Buz Tırmanışı, Mukavement Binicilik, İz Takibi konularında eğitimli ve deneyimli. Bröveli İlk Yardım ve Cankurtarma Eğitimi. Altın Eğitmen Cankurtaran (Sualtı Sporları, Su Kayağı ve Paletli Su Sporları Federasyonu) Arama ve Kurtarma Eğitimi BAŞARILARI Doğa sporları, Doğada Arama Kurtarma ve Dağcılık eğitimlerini ve katıldığı sertifika programlarını üstün başarı ile tamamladı. Bunlardan en önemlisi, ilk defa bir Türk katılımcıya verilen, "First Special Response Group"tan aldığı sertifikadır. Eğitimden 1 yıl sonra, üstelik eğitmen olarak bu gruba çağrıldı. Sonrasında 477 saatlik bir arama kurtarma eğitimi daha aldı. Türk Spor tarihine ilk defa yeni bir spor branşında Türkiye'yi temsil eden kişi olarak geçti. Doğa Sporları adı altında Dünyanın En Zorlu Serüven Yarışmaları: (Dağcılık, Binicilik, tırmanma, rafting, dağ bisikleti, kano, buzul tırmanışı vb.) Patagonya Arjantin 1999, Borneo Malezya 2000, Yeni Zelanda 2001, Fas 2003, Hırvatistan 2003. Camel Trophy '98: İsveç Ostersund'da, 20 Ülke sporcuları arasında fiziksel etaplar ve navigasyon şampiyonu oldu. 1994 senesinde Üniversitelerarası Grekoromen Güreş Şampiyonası'nda +90 kiloda üçüncülük elde etti. 400m Sprint Koşu Türkiye 3’üncülüğü, Basketbol Üniversite şampiyonlukları, salon ergometre birincilikleri, kano ve rafting şampiyonlukları bulunmakta. Kurum içi takım çalışması ve kurum sadakati amaçlı ve 5 yıldır geniş katılımla devam eden kurumsal basketbol ligi Business League'yi kurdu. Gore-Tex Test ve ürün geliştirme maksatlı Güney Kutup Dairesi’nde 21 gün -60 dercede yaşadı. Gençlerin gelişimi ve sosyal sorumluluk projeleri ile ilgilenmekte. Bunlardan biri, Turkcell ile birlikte gerçekleştirilen, Afyon ili İhsaniye ilçesi Yukarıtandır köyünden 80 çocuğa (12-15 yaş) kampta özgüven eğitimi… Halen Bolu'nun Mudurnu ilçesine bağlı Bekdemirler köyünde, doğada hayatta kalma ve özgüven eğitimi verilen campwolftrack devam etmektedir.
SAYFA
ELİF: SKYTURK ve SHOWMAX te yayımlanmış İçimdeki Doğa, NTV'de yayımlanan “Doğada Tek Başına” ve “Doğada Çocukla” TV programlarının yaratıcısısınız. “Doğada Tek Başına” programında vahşi doğada karşılaşabileceğiniz sorunların üstesinden gelebileceğiniz teknikleri anlatıyorsunuz. Peki, doğayla ve doğada hayatta kalma yollarıyla vb. ne zaman ilgilenmeye başladınız? Çocukluğumda ilk kez ortaya çıktı. 5 yaşında dedemin çiftliğine koçun üzerinde düşmeden koşarken kendimi muhteşem hissettim. İnsanlar düşeceğimi düşünerek bakıyorlardı ama ben kahraman gibiydim. Aslında bu da bir Türk geleneği, eskiden insanlar erkek çocuklarını koça bindirip koştururlarmış. DİLARA: Sizce, zor koşullarda hayatta kalabilmek için en önemli unsur nedir? Sakin olmak en önemli husustur. Bunun dışında insan 3 hafta aç, 3 gün susuz, 3 dakikada nefessiz yaşayabilir. Buradan da zaten anlaşıldığı gibi ilk önce bir barınak bulmamız gerekir, sonra ateş yakarız, daha sonra da su ve yemek bulmamız gerekir hayatta kalmak için. ELİF: Sarıkamış’ta soğuk dışında sizi en çok zorlayan neler oldu? Neler hissettiniz? Beni ve ekibi en çok duygusal yoğunluk zorladı. Hatta dağda sabah kalktığımızda Bülent’le ağladığımızı hatırlarım. Ayrıca bilgileri doğru kullandığımızdan ve doğru yolda ilerlediğimizden emin olmak için çalıştık çünkü bazı tereddütlerimiz vardı. Aynı zamanda tabii ki fiziksel koşullar da bizi çok zorladı çünkü sonuçta orada Sarıkamış Harekâtı’ndaki askerlerin giydiği gibi ince giysiler giyinmiştik ama zaten yolculuğun amacı da onların geçtiği yollardan geçerek hissettiklerini hissetmekti. DİLARA: O yolları geçmiş biri olarak, sizce Sarıkamış Harekâtı’na hazırlanılırken neler yapılsaydı böyle bir felaket olmazdı? Sefer diye bir kavram vardır Osmanlı’da mayısta başlar kasımda biter. Yapılan seferler de genelde bu zaman aralığında yapılırdı. Bu harekâtsa aralık koşullarında yapıldı. Yer Sibirya ikliminden etkilenen bir bölge. Donanım noksan. Enver Bey elinden geleni yapsa da tecrübesizdi ama bu bir bahane olamaz. A planı olmadıysa uygulanacak bir B planı olmalıydı. Yoksa da sefer hiç yapılmamalıydı ya da baharda yapılmalıydı.
12
SAYFA
13
DİLARA: 120 filmini izlediniz mi? Siz bu konuda bilgili olduğunuza göre, filmi dönemin koşullarını ve olayları yansıtmada başarılı buldunuz mu? Ben de kesin bir şey söylemek istemiyorum. Herkes farklı yorumlayabilir. Ama bence hissiyat olarak başarılıydı. ELİF: NTV’deki programınızdan ve çektiklerinizden ayrı olarak neler yapıyorsunuz? Sevdiğim insanlarla Türkiye’yi dolaşıyorum, yeni insanlarla tanışıyorum. Ekibimi geliştirmeye çalışıyorum. Ayrıca yeni projelerimiz var. Osmanlı’nın askerlerini meselâ yeniçerilerin, ulakların günlük hayatlarını, hikâyelerini işleyeceğiz. DİLARA: Birçok şeyle ilgileniyorsunuz anladığımız kadarıyla ve kurduğunuz bir basketbol ligi var: Business League. Bunun hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu lig yetişkinler için, onların işlerinden vakit bulabildikleri zamanda basketbol oynayıp bu zevki yaşayabilmeleri için. ELİF: Bildiğimiz kadarıyla 8-15 yaş arası çocukların alındığı bir doğa ve macera kampı olan Campwolftracki de yönetiyorsunuz? Bu kamp hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Kampta neler yapılıyor ve genel amaç nedir? Yetişkinlere yönelik de bir bölümü var mıdır? Mudurnu’da 300 dönüm arazimiz var. Orada bir tesis kurduk. Aile gibi mutfağımız var. Atlar dışarıda. Organik besinlerle besleniyoruz, çocuklar dışarıdan böğürtlen vb. topluyor. Küçük bir gölümüz var. Çok güzel bir ortam. Sizin okula da özel bir program hazırlayabiliriz. DİLARA: " Doğada nesli tükenen tür insandır ‘’ sözünüzü biraz açıklayabilir misiniz? Aslında bu yanlış yazılmış, internet sitesinde de yanlış yazıyor. “Doğada nesli tükenen tür doğadaki insandır.” olacak. ELİF: Peki, doğa ve tarihle ilgili birçok şeyi yaparken amacınız neydi? Çok para var bu işte. ( Gülüyor.) Şaka bir yana, bu vatanın evladıyım, dedelerimin yaptıklarına karşı bunları borç biliyorum ve onların mirasını yeni nesillere iletmek istiyorum. Ayrıca beni kahraman gibi hissettiriyor. Mesela Atatürk de bir kahramandı. Yaptıklarıyla, düşünceleriyle atalarımızın mirasını korudu. Aslında biz Türkler bugüne kadar 125 devlet kurmuşuz. Ama kurduklarımızın yaklaşık 70’ini de biz yıkmışız. Şöyle bir söz vardır: Herkes kekliğe düşmandır, keklik bile kekliğe düşmandır. DİLARA: Küçükken ne olmak isterdiniz? Aslında bana küçükken hep sorduklarında büyüyünce ne olacaksın diye, ben hep, “Sünnet olacağım.” derdim. ( Gülüyor.) Şimdi de oğlum çöpçü olacağım diyor. Nedeniyse, çöpçülerin herkese yardım etmesiymiş. ELİF: Mutluluğu nasıl buluyorsunuz? Oğlum beni çok mutlu ediyor. Aynı zamanda hareket etmek ve yemek yemek de beni çok mutlu eder. Bazı şeylere sahip olmaktansa onları tecrübe etmek daha çok mutluluk veriyor. İnsanlara yardım etmek, küçük de olsa bir şeyler yapmak bir yaşlının elindekileri taşımak bile çok iyi hissettiriyor gerçekten. DİLARA: 50 yıl sonrasında Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz? Bir kere bu coğrafyada yaşayan herkes çok başarılı olma şansına sahip ve ben Türkiye’nin elli yılı bile bulmadan çok büyük bir devlet olacağına inanıyorum. Ama kendimize güvenmemiz gerekiyor. Osmanlı iyi dönemlerinde Avrupa’yı küçümsemezdi ama şimdi Avrupa bizi küçümsüyor ki bu çok ayıp bir şey. Ama ben de tarihimi öğrendikçe milletime ve kendime daha çok güveniyorum. Çünkü atalarımızın yaptığı çok büyük ve güzel şeyler var. Hepimiz, ‘’ Biz Türk’üz, bizi kimse ezemez. ”demeliyiz. ELİF: Peki, sizce Türkiye’de insanlar tarafından tehdit altındaki bölge hangisi? Şehre en yakın yer en tehlikelidir.
SAYFA
14
DİLARA: Çocukların küçük yaşlardan doğayı tanıması için sizce okullarda neler yapılmalı? Aslında bununla ilgili bir projem var. Çocukların bu tür şeyleri okuyarak değil yaşayarak öğrenmesi gerekir. Köy yaşantısındaysa hepsi var. Yakın köylere geziler düzenlenmesi öğrenciler için hem faydalı hem de eğlenceli olur, diye düşünüyorum. ELİF: Teknoloji ve doğa, günümüzde nasıl dengelenebilir sizce? Cep telefonun elinde olacak ama tarlanı ekeceksin. Bilgisayarın yanında olacak ama araştırma için. Bilgiye kolay ulaşabiliriz ama onu da kendimiz denemeliyiz. Doğayla yaşamı bir araç değil bir yaşam biçimi olarak görmeliyiz. Aslında biz şimdi her yeri geziyoruz ama atalarımız sadece bulundukları yerde bile bizden çok fazla şey biliyorlarmış. DİALARA: En sevdiğiniz yemek nedir? Aslında acıkınca söylemek lazım ama şu an karnıyarık meselâ. Yanına da ayran ama hafif köpüklü yayık ayranı olacak, buz gibi, hafif ekşi. ELİF: İstanbul’da en çok nereyi seviyorsunuz? Boğaz’ı, Boğaz’da gezmeyi çok seviyorum. Bana İstanbul’u hissettiriyor. Trafik cehennem gibi. Boğaz’daysa o trafiğin hiç karmaşası yok, bir sessizlik çöküyor, çok huzurlu. Evimi de seviyorum. Çekmeköy’de yanı başımda göl var, kurtlar uluyor. DİLARA: Sizce eski insanlar ile günümüz insanındaki en büyük fark nedir? Rekabet ortak bir özellik. Ama rekabet edilen şeyler farklı. Eskiden insanlar barınak ve yiyecek bulabilmek için birbirleriyle savaşırlardı. Şimdiki insan doyumsuz, eskiden azla yetinmek esastı. ELİF: Yerinizi alması için başkalarını yetiştiriyor musunuz? Kamptaki kişileri yetiştiriyorum. Meselâ eski öğrencilerim şimdiki eğitmenlerim.
THE
PALA
Dilara DEMİR / Elif ÖZGE / Kübra AKBALIK
Pala-Kitap
SAYFA
15
Kitapları dünyada 10 milyonun üstünde satılan ve 33 dile çevrilen Fransa’nın en çok satan yazarı Musso’dan soluk soluğa okuyacağınız sıra dışı bir roman… “Fırtınalı bir gecenin ortasında, sırılsıklam, terasımda belirdi. - Nerden çıktınız siz? - Düştüm. - Nereden düştünüz? - Kitabınızdan düştüm. Hikâyenizden düştüm yani!” Kitap, dünyalar güzeli sevgilisinden ayrılınca ilham perisini kaybeden ünlü yazar Tom Boyd’un, çok satılan kitaplarının karakteri Billie’yle aniden karşılaşmasıyla başlar. Billie güzeldir, umutsuzdur ve eğer Tom yazmayı bırakırsa ölecektir. Ama Tom’un kitabı nasıl devam ettireceğiyle ilgili hiçbir fikri yoktur. Bitirmekle ilgili bir umudu da... Ama romanlarının kahramanı Billie onu bu ruh halinden çıkarır ve hayatın güzelliklerini hatırlatır. Aynı zamanda Billie’yle beraber geçmişindeki pişmanlıklarının ve kötü anılarının etkisinden kurtulur. Ama tam Tom mutluluğa ulaşmışken ona bunu sağlayan Billie’nin hayatı tehlikeye girince onun hayatının devamını sağlamak için elinden geleni yapacaktır. Peki, bu hayat kitaptaki hayatı mı yoksa Tom’la olan hayatı mı olacaktır? Billie’nin farklı karakteri romana eğlence katıyor, diyaloglar, yazarın üslubu ve olayın akışı da romanın sürükleyiciliğini artırıyor... Bölüm başlarındaki alıntılar da çok hoş. Okudukça bağlanacak, merakınız artacak ve sonunda şaşıracaksınız. Fransız yazarları genelde severim ve gerçekten Fransa’nın en çok satılan romanı olması haksız yere değil. Açıkçası kitabı alırken çok güzel olacağını tahmin etmemiştim. Ama kesinlikle almaktan pişman olmayacağınız, sürükleyici bir kitap. Yazarın dili ve olayları aktarışı da insanın sıkılmadan okumasını sağlıyor. Kısacası okunurken gerçekten keyif veren bir kitap. Herkese kesinlikle tavsiye ediyorum. Yaşamın yalnızca bir romana bağlı olmasına dair canlı ve etkileyici bir serüven. Basından “Son derece başarılı bir olay örgüsü ve öngörülemeyen bir final.” Le Figaro Littéraire “Sıradışı bir hayal gücüyle Musso son sayfaya kadar heyecanı koruyor.” Direct soir “Elinizden bırakamayacağınız büyüleyici, lezzetli ve sıra dışı bir roman.” France Dimanche
Dilara DEMİR
Palaskop
SAYFA
16
Koç (21 Mart-20 Nisan) Sevgili Koç burcu, kendinizi enerjik ve aktif hissedebilirsiniz. Bu günlerde hissettiğiniz ağırlık geride kalmaya başlayacak. Kendinizi göstermeye, dikkat çekmeye başlayabilirsiniz. Sosyal ortamlarınızda yanıltıcı etkiler altında olabilirsiniz. Bu ay vereceğiniz kararlarda dikkatli olmalısınız. Sizi gereksiz yere üzen olaylar ve insanlardan kurtulmalısınız. Onlar sadece aklınızı kurcalıyor, hâlbuki önünüzde yeni adım atacağınız çok şey var. Boğa (21 Nisan-21 Mayıs) Daha olumlu ve daha pozitif düşünerek hareket edebileceğiniz şanslı bir aydasınız. Heyecan dolu, keyifli günlere hazırlıklı olun. Kafanız yaptığınız işler konusunda karışık olabilir. Birçok işi halletmek istediğiniz için sizi yanlış yönlendirecek etkilere açık olacaksınız. Size karşı daha az samimi olduklarınız, yapmanız gereken işlerinizde size müdahale edebilir veya sizi yanlış yönlendirebilirler. Beklenmedik olaylar karşısında gerginliğiniz ve hassaslığınız artabilir. Olaylar karşısında sakin olmalısınız. İkizler (22 Mayıs-21 Haziran) Bu süreçte, yoğun ve etkili pozitif enerjiler inancınızı güçlendirerek yaşamınız adına yepyeni adımlar atacaksınız. Bu durumlarda asla ayrıntıları göz ardı etmeyiniz. Çok iyi düşünün ve fazla iyimser veya değişken enerjinizin gerçekleri görmenize engel olmamasına dikkat ediniz. Aralık ayı boyunca, biriken sorumluluklar ve baskı yapan dış etkenler yüzünden sosyalleşmeyi neredeyse imkânsız kılan geçen aylara göre büyük bir değişim yapacaksınız. Kararlarınızı alırken daha ciddi olmaya başlayacaksınız, gereksiz kararlar almaktan ve ikilemde kalmaktan bıkmışsınız. Yengeç (22 Haziran-21 Temmuz) Aralık ayında, yabancı kişilerle, sorumluluklarınızla ilgili bir araya gelebilir ve gelişmeniz adına ortak çalışmalarda bulunabilirsiniz. Fazla iyimserlik sonucunda problemler görülebilir. Bu dönemde ilişki kurma tarzınız, paylaşım ya da kendinizi duygusal olarak huzurlu hissetmeniz işinizle alakalı konularda daha fazla yoğunlaşır. Aşırı güvenli haliniz her işe çabucak atlamanıza neden olabilir. Araştırmadan soruşturmadan bu tip durumlarda kontrollü olmanız gerekir. Her şeye bu kadar bilimsel ve her şeyi ben hallederim tavrıyla yaklaşmamaya çalışın. Aslan (24 Temmuz-23 Ağustos) Aralık ayında kişiliğinizin ana konusunu yaratıcılığınız ve kendinizi ifade konuları oluşturacak. Alkış ve size hayranlık duyulmasını istemeniz nedeniyle çevrenizdeki insanlara karşı bağımlılık duyabilirsiniz. Bu ay boyunca sizin ilişki kurma tarzınızı güçlendirici etkiler yaratacaktır. Kendinizi ifade gücünüz yükselecek kolaylıkla ilişkilere girebileceksiniz. Başak (24 Ağustos-23 Eylül) Duygusal güvenliğiniz konusunda küçük yaşta edindiğiniz alışkanlıklarınız ve ailenizle ilişkiler bu ay boyunca sizin odak noktanız haline gelecektir. Bilinçaltı dürtüleriniz bilinciniz parlaklığı sayesinde aydınlanacaktır. Detaylar önem veren siz başaklar bu dönemde daha rahat olmayı, daha iyimser düşünmeyi ve daha az yorulmayı öğreneceksiniz. Yeni bir yere taşınmak ya da evde değişimler yaratmak isteğiniz kuvvetli olacaktır.
SAYFA
17
Terazi (24 Eylül-22 Ekim) Aralık ayına sevdiğiniz insanla bir hareket etmek ve onun isteklerine göre ayınızı belirlemek isteyebilirsiniz. Yakın çevre gezileri, dolaşmalar ve temiz hava almalar gün içinde etkili olabilir. Aralık ayının ilk haftasında kendi isteklerinizi göz ardı etmeniz, ilişkinizde duygusal gerilimlere neden olabilir. Sosyal çevre alanlarınızda ve arkadaş ortamlarınızda bazı sorunlar oluşabilir. Özel hayatınız konusunda arkadaşlarınızın sizi yanlış yönlendirmesine izin vermeyin ya da tam tersi olarak sevdiğiniz insan, arkadaşlarınız veya çevreniz konusunda sizi yanlış yönlendirebilir Akrep (23 Ekim-22 Kasım) Güçlü, araştırmacı, iyileştirme yeteneğine sahip, tutkulu, gizemli, dürtü sahibi sevgili akrepler, Bu ay boyunca, kendi kişisel özelliklerinize sahip çıkarak ve doğal yeteneklerinizi güce dönüştürmeyi isteyeceksiniz. Maddi ve manevi sahip olduğunuz her şeyi önemseyecek, kimsenin sizin değerlerinizle oyun oynamasına izin vermeyeceksiniz. Tutumlu olmayı seven sizler, bu ay boyunca alışveriş konusunda fazlasıyla aktif olabilirsiniz. İyimser düşünerek nasılsa hallederim diyerek ölçünüzü kaçırmamanızı öneriyorum. Yay (23 Kasım-22Aralık) Sevmek ve sevilmek arzunuz yüksek olsa da kafanız bu konuda oldukça huzursuz olabilir. Sosyal ortamlardaki işleriniz, sevdiğiniz insana karşı yeteri kadar vakit ayıramamanıza neden oluyor. Aralık ayında yakın çevrenizdeki insanlar, sizin geleceğinizi etkileyecek oluşumlar konusunda sizi yanıltabilirler. Oğlak (23 Aralık-20 Ocak) Sevgili oğlaklar, sizin için önemli bir kişinin hayatınızdan çıkmasına şahit olabilirsiniz. Kısacası bir kayıp söz konusu gibi. Bazı şeyler beklediğiniz gibi ilerlerken, birden aksilikler doğabilir. Öte yandan hayat sizin için sadece üzüntülü değil tabii, güzel şeyler de var bu ay. Doğabilecek aksiliklere fazla önem vermeyin, gözünüz hedefinizde ve ileride olsun. Meselâ bu ay küçük veya büyük bir hayalinizi gerçekleştirmeniz, bir dileğinize kavuşmanız mümkün olacak ve bu sizi mutlu edecek. Ayrıca yeni ve güzel dostlukların tohumları atılacak gibi. Kova (21 Ocak-19 Şubat) Sevgili kovalar, çevre ve arkadaşlarınızla olan iletişiminiz yoğun olabilir. Onların yapacağı bir plan dâhilinde hareket edebilirsiniz. Hayatınızın yaratıcı ve eğlenceli yönlerine odaklanmaya çalışın. Hayatınızın dağınıklığı, size özel hayatınızda hata yaptırabilir. Özel ilişkilerinizde aldatıcı etkiler altında olacaksınız. İlişkilerinizde kendinizi ve karşı tarafı kandırabilir veya karşı tarafın sizi kandırmasına izin verebilirsiniz. Gerçekçilikten uzaklaşmayın.
Balık (20 Şubat-20 Mart) Sevgili balıklar, geleceğe dair kurduğunuz umutlarda güzel değişimler, gelişimler yaşanabilir. Bunları en güvendiğiniz dostlarınız ile birlikte paylaşabilir, onlara akıl verebilir ve nasihat alabilirsiniz. Hayatınızın bu döneminde sizi özgür bırakan, kendinizi ifade etmenizi kolaylaştıran pek çok fırsat bulabileceksiniz. Olaylar ve insanlar aniden ortaya çıkarak sizi
THE
PALA
Dilara Çerçi / Dilara Işık
SAYFA
18
Pala-Dizi
Bir dizi hayal edin, Türkiye’deki uyarlaması bile günaşırı yayımlanmasına rağmen yıllardır yaz günlerimin fenomeni haline gelmiş olsun. Hatta kanalın adının Show TV yerine Doktorlar TV olarak değiştirilmesi esprileri yapılsın. Bir dizi hayal edin, Emmy ve Altın Küre ödülü alsın. Bir dizi hayal edin, 8. sezonunda bile aynı heyecanı ve çekiciliğini korusun. Evet, tabiî ki Grey’s Anatomy’den söz ediyorum. Amerika’da, Los Angeles’ta, Seattle Grey’s Hastanesindeki yaşamı konu alan dizi, birkaç sezon sonunda sizi, artık tıbbî terimlerden haberdar ediyor ve vakalara yorum yapabilecek seviyeye getiriyor. Doktorların günlük yaşamları, ilişkileri, farklı tıbbî vakalar ve daha niceleri… 8 sezonluk bir dizi olması nedeniyle karakterler ve pozisyonları durmadan bir değişim sürecinde, o nedenle ilk sezondaki pozisyonlarıyla anlatmaya gayret göstereceğim karakterleri ama nasıl olacak onu ben de bilmiyorum, verdiğim spoilerlar affola.
THE
PALA
SAYFA
19
Mark Sloan: Yakışıklı plastik cerrahımız. Cerrahi yeteneğinin yanında fiziği ve tavırlarıyla da çok hasta çeken çapkın cerrahlardan. Owen Hunt: Travma cerrahı, aslen Irak’ta görev yapmış bir asker, konusunda uzman, soğukkanlı biri. Cristina Yang’in eşi. Gelecekteki cerrahi şefi. Preston Burke: Ünlü bir kalp cerrahı. Yazık oluyor bence... Teddy Altman: Owen’ın ordudan arkadaşı ve eski sevgilisi, naklini yanına aldırıyor, ünlü kalp cerrahlarından. Sonradan evleniyor ama evliliğinin pek iyi sonlandığını söyleyemem.
Cristina Yang: Geleceğin umut vadeden kalp cerrahlarından. Burke’ün eski, Owen’ın yeni eşi. Meredith’in en yakın arkadaşı Meredith Grey: Dizimizin ana karakteri, dünyanın en iyi beyin cerrahlarından biri olan Dr. Shephard’ın eşi ve tıp alanında önemli buluşlar yapmış ünlü bir cerrahın, sevgi görmemiş, istenmeyen çocuğu. Sevecen, anaç ve insanları gerçekten önemseyen tavrıyla izleyicilerin kalbine taht kurmuş bir karakter. Lexie Grey: Meredith’in üvey kardeşi. Umut vadeden beyin cerrahlarından. Izzie Stevens ve George O’Malley de kalbimizde yaşayan karakterlerden... Derek Shephard: Meredith’in kocası, Meredith’in de potansiyel bir hastası olduğu Alzheimer’ın tedavisini bulmak üzere klinik araştırmalar yapmakta, dünyanın en ünlü ve yetenekleri beyin cerrahlarından biri olarak kabul ediliyor. Kimsenin kabul etmediği, daha doğrusu denemeye cesaret edemediği vakaları deneme gibi bir takıntısı mevcut. Miranda Bailey: Genel cerrahi uzmanı aynı zamanda asistanların şefi. Diğer karakterlere örnek ve destek oluşuyla, tatlı-sert fakat aslında önemseyen tavrıyla dizinin vazgeçilmez karakterlerinden biri olduğuna hiç şüphe yok. Ufak bir oğlu var, tavsiye verme konusunda çok başarılı. Richard Webber: Cerrahi şefi aynı zamanda genel cerrahi uzmanı. şeker hastalığına kalıcı çözüm olacak bir makinenin araştırmasıyla uğraşmakta. Meredith’in annesiyle ortak bir geçmişleri var. Karakterleri tek tek okuyunca çok karışık geldiğinin farkındayım ama dizinin akışı ve atmosferinin sizi içine çekeceğinden adım gibi eminim. İyi seyirler...
Erdem Mümtaz HACIPAŞAOĞLU
SAYFA
20
Pala-Kâşif
Merhaba Sevgili Pala-Kâşif okuyucuları, Bu ay sizlere en güzel illerimizden biri olan İzmir hakkında bilgiler vereceğim. Geçen yaz araba ile Fethiye’ye giderken İzmir’e de uğramıştık. Sadece bir gün orada bulunmamıza rağmen İzmir’in hem görsel açıdan güzel olduğunu hem de orada yaşayan insanların gerçekten çok sıcakkanlı olduğunu fark ettik. Lafı fazla uzatmayacağım, yaz mevsimi İzmir’de bir gün geçirecek olsaydınız ne yapardınız? İşte bu soru hakkında bilgiler vereceğim sizlere. Öncelikle İzmir’de kalmak için kendinize güzel bir yer seçmelisiniz. Şehrin her tarafı yeşilliklerle kaplıdır. Eğer bir gün kalacaksınız kıyıya yakın bir yerde kalmanızı tavsiye ederim çok hoşunuza gidecektir. Bir otelde kalmak isterseniz bu İzmir Palas Otel olabilir. Biz orada kalmıştık, üstelik dediğim gibi denize de yakındır. Sabah vakti kahvaltı için Güzelbahçe’yi tavsiye ederim. Kahvaltıdan sonra ben denize girerim, diyenler için idealdir, denize yakındır. Bundan sonra İzmir’in önemli bir turistik durağına gidebilirsiniz. Mithatpaşa Caddesi ile Halilrıfatpaşa Mahallesi arasındaki yükselti farkından dolayı 1907 yılın da inşa edilen asansör kulesi ile iki semt birleştirilmiştir. Asansör kulesinin her iki tarafındaki sakız evleri ve doğa güzellikleri ortama renk katar. Asansör kulesinden görünen körfez manzarası ise mükemmeldir.
Biraz alışveriş yapmak ve dolaşmak isterseniz İzmir’in içinde bulunan Kemeraltı size uygundur. Şehri yakından görme şansınız olur, her köşesinde tarihten iz bırakan bu yer aynı zaman da İzmir’in en canlı alışveriş mekânı olan Kemeraltı Çarşısı’nı da içinde barındırır. Kısacası İzmir’in her gün en canlı bölgesi burasıdır. İş merkezleri, sinemalar, mağazalar, kafeteryalar ve bazı bilindik okullar hep bu çevrede bulunur. Akşamüstü gitmek istediğiniz güzel bir plaj varsa bu Altınkum plajı olmalıdır. Altınkum plajı oldukça uzundur. Genelde turistler de burayı seçerler. Şehrin içine kısa bir mesafede bulunur. Plajda restoranlar da bulunur. Bunlar sadece benim sizlere önerdiğim yerler, yapmanızı tavsiye ettiğim şeyler. Eğer yazın bir gün İzmir’de kalacak olursanız eğleneceğinizden ve güzel vakit geçireceğinizden eminim. Umarım İzmir sizler için güzel bir seçim olur
Doruk IŞIK
MÜNAZARA EĞİTİMİ Edebiyat Sosyal Dersler Bölümü olarak öğrencilerin kişisel gelişimlerine katkı sağlamak, kendilerini toplum içinde en iyi şekilde ifade edebilmeleri için gerekli olan münazara çalışmaları kapsamında Özel Okullar Birliği tarafından düzenlenen “Türkiye Münazara Ligi” eğitimlerine ev sahipliği yaptık. 18 Kasım 2011 tarihinde düzenlene eğitime AMERİKAN ROBERT LİSESİ TERAKKİ FEN LİSESİ TERAKKİ LİSESİ ENKA LİSESİ İTÜ GELİŞTİRME VAKFI ÖZEL LİSESİ HEV ÖZEL HİSAR LİSESİ FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK LİSESİ AÇI LİSESİ katıldı.
THE
PALA
SAYFA
21
Eğitimi, Retorik Danışmanlık eğitmenlerinden Ozan KUBLAY verdi. Eğitim, öğrencilerin katılımlarıyla, paylaşımlarıyla güçlendirildi. Okulumuza konuk olarak gelen okullar eğitimden ve verilen hizmetten çok memnun kaldıklarını belirttiler. Bu yıl okulumuzda ilk kez yapılan eğitimde Münazara Kulübü öğrencilerimiz etkin bir şekilde yer aldı. Eğitim, öğrencilerimizin katılımıyla gerçekleştirilen münazara maçı ile sona erdi. Bu maçın deneyimli bir eğitmen tarafından yorumlanması, değerlendirilmesi öğrencilerimiz için çok büyük bir kazanım oldu. Özellikle münazara ile yeni tanışan öğrencilerimizin farkındalık kazanmasını sağladı. Organizasyonun kusursuz bir şekilde gerçekleşmesini sağlayan ve emeği geçen tüm öğrencilerimize teşekkür ederiz. Onlar için unutamayacakları bir eğitim ve paylaşım oldu.
Şenay ÖNAL
SAYFA
İNVENTUS-PALA
22
Çevremizle olan ilişkilerimizde, geçmişi tanımada, gelecek için projeler üretmede ve günü yaşamada fen bilimleri hep yanımızda olmuştur. Biz de okulumuz öğrencilerine fen sevgisini kazandırmak, kişisel becerilerin ve bireysel zekânın ortaya çıkmasına uygun zemin oluşturmak, problem çözme becerilerini ve muhakeme yeteneğini, deney-gözlem ve diğer sayısal metotlarla öğrencilerimizin araştırma duygusunu geliştirmek, pozitif ve analitik düşünebilmek, yorumlama, analiz ve sentez yapabilme gücünün geliştirilmesi amacı ile Inventus Kulübü’nü kurduk. Inventus Kulübü etkinliğinde bu ay fizik deneylerinden “açık hava basıncı”, “su akar mı?”, “tel-buz”, “aynada görüntü” deneyleri; biyolojide bir hücrelilerin mikroskopta incelenmesi , farklı dalga boylarındaki ışıkların ve ışık şiddetinin fotosenteze etkisi; kimyada ise kimyasal –fiziksel ayırt etme yöntemleri ile ilgili deneyler yapılmıştır. 15 Kasım 2011 Salı günü kulüp üyeleriyle Bahçeşehir Koleji Bilim Müzesini ziyaret ettik. Müzede bilimin temel prensiplerini, teknolojik gelişmeleri, teknolojinin günlük yaşantımız üzerindeki etkilerini anlatmayı amaçlayan 60’a yakın öğrenme istasyonu, planetaryum ve gözlem evini ziyaret ettik.
THE
PALA
SAYFA
23
T. CENK ÖNDER / KAZIM ERGENÇ/ GÜLTUĞ ŞAHİNOĞLU / PINAR NİSANOĞLU / DİLARA AHSEN
SAYFA
24