YATTAA
*
JAPON SİNEMASI PLATFORMU E-DERGİSİ
of tears dİZİSİ 4 1VElıtre TÜRKİYE UYARLAMASI YAYINLAYAN 14 ANİME TV KANALLARI MUTLAKA İZLEMENİZ GEREKEN 20 NETFLIX ANİMELERİ JAPONYA’DA SEVGİLİLER GÜNÜNE 32 ÖZEL 4 FAVORİ MEKAN SOSEKİ’NİN 38 NATSUME AYRIKSI ROMANI MADENCİ
やったー
SAYI
28 ŞUBAT&MART 2019
Editörden *
YATTAA JAPON SİNEMASI PLATFORMU E-DERGİSİ
やったー
Yayın Sahibi: Japon Sineması Platformu Yıl: Şubat&Mart 2019 Sayı: 28 Yayın Türü: E-Dergi Sanat Yönetmeni&Grafik Tasarım Gökhan Kuloğlu Editörler Birsen Albayrak Gökhan Kuloğlu Katkıda Bulunanlar Ahmet Ziya Sekendiz Bensu Cangüler Deniz Balcı Dilek Atak Emine İrden Esin Yeşilyurt Gülşah Karaman Hafize Mutlu Medine Nureeva Kapak Fotoğrafı Dororo, Anime,2019 Arka Kapak Fotoğrafı Tokyo Sky-Tree İletişim ve Reklam japonsinemasi@gmail.com info@japonsinemasi.com www.japonsinemasi.com ***Yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Yazıların dergi platformundan izin alınmadan kullanılmaması rica olur.
4.yıl
Mutlu Yıllar JSP Ailesi,
2015 yılından itibaren çıktığımız yolculukta Japon Sineması Platformu çatısında birçok yazarın emeği ile sizlere Japonya ve Japon kültürünü çalıştık ve halen daha da çalışıyoruz. Gösterdiğiniz ilgiden ötürü teşekkürlerimizi sunarız. Yeni yılın hepimize mutluluk getirmesi dileklerimizle... 2019 yılının Japonya’da “Türkiye Yılı” ilan edilmesinin onuruna bu özel sayımızda sizlere 2019 yılının ikinci sayısında güzel bir dergi hazırladık. Dergimizin “aşk & sevgi” temalı YATTAA* Dergisinin 28. sayısı ile karşınızdayız. YATTAA* dergisinin 28. sayısının “SİNEMA DOSYASI” bölümünde 2019 yılında merakla beklenen live-action filmlere, en iyi romantik Japon filmlerine, Miike’nin Ölümsüz Kılıç filmine ve 1 Litre Gözyaşı dizisine ve Türkiye uyarlamasına yer veriyoruz. “ANİME & MANGA DOSYASI” bölümünde ise anime yayınlayan tv kanalları, Japon seiyuular Mamoru Miyana, Aya Hirano, mutlaka izlemeniz gereken Netflix animeleri ve TürkanimeTV röportajı dosyalarını okurlarımızla buluşturuyoruz. “JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI” bölümünde Japon mitolojisinde olan mekanlara, Japonizm sanat akımına, JR Pass ve Japonya’da tren yolculuğu ve Japonya’da sevgililer gününe özel mekanlara tanık oluyoruz. “JAPON EDEBİYATI DOSYASI” bölümünde 2019 yılında yayınevleri tarafından Türkçe’ye çevrilen Natsume Soseki’nin Madenci kitabını sizlere tanıtıyoruz. Değerli okurlar, YATTAA* E-Dergisi olarak, yeni sayımızın sizlere daha çok Japonya bilgisi kazandırması dileklerimizle. Yayın hayatımıza başladığımız ilk günden bugüne, bizlere destek olan tüm okurlarımıza, yazarlarımıza, akademisyenlere, iş ortaklarımıza, gönüllü destek verenlere ve yönetim ekibimize teşekkür ederek gelecek sayıda birbirinden ufuk açıcı, renkli konularda buluşmak dileğiyle… İyi okumalar... Gökhan KULOĞLU JAPON SİNEMASI PLATFORMU / Kurucusu
2
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
İÇİNDEKİLER 1 LITRE OF TEARS DİZİSİ VE TÜRKİYE UYARLAMASI
BLADE OF IMMORTAL
4
6
EN İYİ 10 JAPON AŞK FİLMİ
2019 YILINDA MERAKLA BEKLENEN LIVE-ACTION FİLMLER
8
ANİME YAYINLAYAN TV KANALLARI
10 MUTLAKA İZLEMENİZ GEREKEN NETFLIX ANİMELERİ
JAPON SEİYUU SANATÇILARI MAMORU MİYANO&AYA HİRANO
16
TÜRKANİMETV’Yİ YAKINDAN TANIYALIM
20 JR PASS NEDİR? JAPONYADA TREN YOLCULUĞU
MİTOLOJİK JAPON MEKANLARI
26 JAPONİZM SANAT AKIMI
14
24 jAPONYA’DA SEVGİLİLER GÜNÜNE ÖZEL 4 FAVORİ MEKAN
30
32
NATSUME SOSEKİ * MADENCİ
34
38 yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
3
1 litre of Tears Dizisi YAZAR: ESİN YEŞİLYURT
VE
TÜRKiYE
UYARLAMASI
Bu diziyi izlemiş birçok kişiden duyacağınız şey “adının hakkını veren bir dizi”dir. Ben de klişelere sığınarak aynı yorumu yapmak istiyor, hatta arttırıyorum; bu diziyi izlerken 1 litre gözyaşı akıtmayacak tek bir kişi bile yoktur! Bu işin şakası tabii. Yönetmenler “hadi ağlayalım,ağlatalım” diyerek bulmamış bu adı. Hatta buradaki amaç “hadi bir dram serisi yazalım!”dan da daha farklı. Nedir ichi rittoru no namida’yı böylesine trajik kılan? Dizi: Ichi rittoru no namida (1 Litre Gözyaşı) Yapım Yılı: Ekim 2005 Bölüm Sayısı: 11 Tür: Dram Henüz 15 yaşında olan Aya Ikeuchi (Erika Sawajiri) tüm yaşıtları gibi lise sınavına girmeye hazırlanıyordur. Sınav günü otobüste uyuyakaldığı için bambaşka bir durakta
4
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
gözünü açar. Olabildiğince çabuk okula yetişmeye çalışırken, okulundaki sessiz ve garip bir çocuk olan Asou Haruto (Ryo Nishikido) ile yolları kesişir. Sınava girmekten çoktan vazgeçmiş olan Haruto, Aya’nın sınava yetişmesine yardım edince ister istemez yardım edince kendini okulda,haliyle girmekten vazgeçtiği sınavun ortasında bulur. Böylece bu iki ortaokul öğrencisinin lise hayatları başlamış olur. Ancak bu Aya için sıradan bir liseli genç kızın hayatı olmayacaktır. Ailesinin yakınıp durduğu Aya’nın sakarlığı, aslında ciddi bir hastalığın başlangıcıdır. Peki Aya gerçekte kimdir? Aya Kitou, 19 Temmuz 1962’de Aichi’de dünyaya gelmiş bir kız çocuğudur. Belki ona günlük yazarı dememiz daha doğru olur; çünkü bu hastalığa yakalandıktan sonra günlük tutmaya başlamış ve en derin hislerini, korkularını bu günlükte yazmıştır.
JAPON SİNEMASI DOSYASI ”Korkutucu olan ölüm değil, vazgeçmek.” Yukarıda da bahsettiğim üzere; bu hikâye bir grup senaristin buluşup yazdığı bir senaryodan çok daha fazlası; bu hikâye gerçekte de yaşamış, hayatının baharında ölümcül bir hastalığa yakalanan Aya Kitou’nun günlüğü, yaşamı. Diziyi izlerken, Aya’nın günlüğünü okuyoruz bir bakıma. Her sayfasıysa bize yaşamın ne kadar kıymetli olduğunu öğütler nitelikte. Sanırım seriyi böylesine trajik yapan gerçekten yaşanmış bir hikâye olması. Türk Televizyonlarından 1 Litre Gözyaşı Birçok Asya uyarlaması senaryo gibi bu senaryo da Türk yapımcılarının gözünden kaçmamış elbette. Birebir çeviri ismiyle birlikte 2018 yılında Kanal D ekranlarında yerini almış. Dizinin, bana göre, başarısız bir uyarlama olmasının ardında ise birkaç sebep var: Bunlardan biri, tabii ki senaryoya bağlı kalınmamış olması. Ichi rittoru no nami da’da izlediğimiz şey henüz 15 yaşında bu trajik kaderle yüzleşen Aya’nın hayatıyken, Türk versiyonunda erişkinliğe adım atmış Cihan’ın hayatını görüyoruz. Benim için ise “sadece yaş farklı uyarlanmış”tan öte bir problem; çünkü Aya’nın yaşının getirdiği sorumlulukları, düşünceleri, tüm o ruhu kaldırıp çöpe atmış oluyoruz. Elbette ki tek sorun bu değil. Karakterler ve kişilikler birebir uyarlanmış olsa da, dizi sonunda Türk dizisi klişelerinin gazabına uğramaktan kurtulamamış. Bir tarafta tofu dükkanında canla başla çalışan mutlu bir aile tablosu, öbür tarafta holding sahibi karakterler. Dizinin uyarlama olduğunu bilmeyenler için güzel bir alternatif olsa da, orjinalini izlemiş kişiler için başarısız sayılabilecek bir uyarlama. Bitirmeden… Fazla spoiler vermeden yazıyı sonlandırmak, ama ondan önce son bir şey daha eklemek isterim. Dizinin bitiş jeneriği girdiğinde sonraki bölüm butonuna tıklamadan önce bekleyin; şarkıyı dinleyin, hissedin. Ve en önemlisi, sonunda ekranda kayıp giden Aya’nın, gerçek Aya Kitou’nun fotoğraflarına, ve günlüğünde yazdığı o kelimelere dikkatlice bakın. İşte o zaman onu gerçekten anlamış, hissetmiş oluruz. İyi seyirler…
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
5
JAPON SİNEMASI DOSYASI
BLADE OF IMMORTAL TA K A S H I M I I K E ’ D A N B İ R S A M U R AY ÖY K Ü S Ü YAZAR: DİLEK ATAK “Bazı anlar acıdır fakat hatırlandığında güç verir.” “Yeri bilen göğü alır.” Efendisini öldüren acımasız bir samuray…
M
anji’nin kız kardeşi gözleri önünde öldürülür. Kız kardeşi Maçinin intikamını almak için onlarca adamla savaşır, bedeni yaralar içinde kalır. Yine de son nefesine kadar intikam almaktan vazgeçmez. Kılıç tekniği iyi olan Manji sonunda galip gelir fakat kendisi de ölümün kıyısındadır. Daha önce nehirde karşılaşığı 800 yaşında o an gizemli kadın, Manji ölmek üzereyken
bir anda belirir ve kılıçla göğsünde açtığı derin yaradan içeri kutsal kan kurtlarını emdirir. Bu şekilde Manji artık ölümsüzdür. Rin’in babası Itto Ryu olarak adnlandırılan bir grup tarafından öldürülür. Annesi ise ortadan kaybolur fakat daha sonra öğrenecektir ki annesi de öldürülmüştür. Küçük Rin babasının mezarı başında ailesini yok eden Itto Ryu grubundan ve onun başı Anatsu’dan intikam alacağına dair yemin eder. Gizemli kadın Rin’in karşısına çıkar ve bunu tek başına başaramayacağını Manji’yi koruma olarak almasını söyler. Rin, Manji’yi bulur ve ona korumaını olmasını söyler. Ailesini kaybetmiş Rin için Manji bir abi, kızkardeşini kaybetmiş Manji içinse Rin artıkbir kızkardeştir. Ölümsüz olmayı kendi seçmeyen Manji’nin artık yaşama sebebi vardır. Rin. Onu bütün acımasız adamlardan koruyacak ve kızın ailesinin intikamını alacaktır. 2017 yapımı fantastik bir dünya ile gerçeği bir arada kurgulayan filmde yoğun bir şekilde kan görüyoruz. İzlediğim en kanlı ve en kol, ayak kopmalı sahneler bu filmdeydi. Bu kadar itici sahneleri koymaya gerek olmadığını düşünüyorum. Süresi uzun bir yapım, iki saaat yirmi dakika boyunca beni aldı kendi dünyasına götürdü, bazen de gereksiz sahnelerle filmden kopmama sebep oldu. FİLM KÜNYESİ Yönetmen: Takashi Mike Senaryo: Tetsuya Oishi Yazarlar: Hiroaki Samura (manga) Oyuncular: Hana Sugisaki, Ichikawa Ebizō XI, Takuya Kimura, Erika Toda, Sota Fukushi
6
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
4.yıl
. siz hala okumadInIz mI? kİtabevlerİnde, onlIne satış sİtelerİnde...
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
7
JAPON SİNEMASI DOSYASI
2018 yılında live-action filmi olarak yayınlananlar arasında Inuyashiki (Kinashi Noritake ve Sato Takeru), Bleach (Fukushi Sota), Marmalade Boy (Sakurai Hinako ve Yoshizawa Ryo), Tonari no Kaibutsu-kun (Tsuchiya Tao ve Suda Masaki) ve dahası yer alıyor. 2019’da bizi bekleyen veya bizim beklediğimiz live-action yapımlar hangisi? Gelin birlikte bakalım.
. LIVE-ACTION FILMLER 2019
YILINDA
K
MERAK
YAZAR: BİRSEN ALBAYRAK
INGDOM
The Disastrous Life of Saiki K filminde birlikte oynayan Yamazaki Kento ve Yoshizawa Ryo, tarihi fantazi manga Kingdom’un live-action yapımında da birlikte yer alacaklar. Qin hanedanlığında geçen hikaye, büyük bir askeri general olma hedefinde ilerleyen Shin (Yamazaki Kento) adlı genç yetimin hayatını konu alıyor. Yoshizawa Ryo, Hyo (Shin’ın çocukluk arkadaşı) ve Çin’i birleştirmeyi amaçlayan Ei Sei’yi (Qin’in 31. kralı) rollerinin ikisini oynuyor. Merakla bekliyoruz.
8
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
BEKLENEN
JAPON SİNEMASI DOSYASI
T
HE GREAT WAR OF ARCHIMEDES
Norifusa Mita’nın Archimedes no Taisen manga serisine dayanan filmde; Masaki Suda, 1930’larda matematiksel bir dahi olan Tadashi Kai’yi canlandırıyor.
Japon İmparatorluk Donanması en büyük savaş gemisini kurmaya çalışırken Kai, onu inşa etmenin maliyetinin bir miktar askeri komplo keşfetmesine neden olmayacağını keşfetti. Film, Space Battleship Yamato ve Parasyte canlı aksiyon filmlerinin direktörü Yamazaki Takashi tarafından yazılmış ve yönetilmiştir.
T
OKYO GHOUL 2
Kubota Masataka, yine Kaneki Ken olarak filmde yer alacak. Yamamoto Maika, Shimizu Fumika’nın Kirishima Toka’yı oynayacak.
W
Film aynı zamanda diziden popüler bir karakter daha tanıtacak: Matsuda Shota, Gurme olarak da bilinen Tsukiyama Shu’yu oynayacak.
OTAKOI: LOVE IS HARD FOR OTAKU
Wotakoi’nin anime uyarlaması Haziran 2018’de yayınlanmaya başladı, ancak hızlı bir şekilde Yamazaki Kento’yu gamer Nifuji Hirotaka ve Takahata Mitsuki’yi fujoshi Momose Harumi olarak canlandıran live-action filmi haline geldi. Film, çocukluk arkadaşları olarak ilişkilerini sürdüren ikilinin; ilişkilerinin otaku çiftine dönüşmesini konu alıyor. Gintama’nın yönetmeni Fukuda Yuichi tarafından yönetildi.
T
ONDE SAITAMA
Tonde Saitama, insanların bulundukları bölgeye göre yargılandığı ve Saitama’lıların Tokyo’luların özellikle nefret ettiği bir zamanda kurulur. Tokyo valisinin oğlu Momomi Dannoura ile Saitama Rei Asami’den transfer öğrencisi arasında geçen bir Romeo ve Juliet hikayesi. Mineo Maya’nın mangasına dayanan bu live-action filminin yayın haberinde, 45 yaşındaki pop-rock yıldızı
Gackt’in lise öğrencisi, 24 yaşındaki oyuncu Nikaido Fumi’nin ise erkek karakter oynaması hakkında konuşuldu. Film, live-action komedileri Nodame Cantabile ve Thermae Romae’nın yönetmeni Takeuchi Hideki tarafından yönetildi. yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
9
10
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
EN iyi
YAZAR: AHMET ZİYA SEKENDİZ
10 japon ask fıLmı ROMANTİK, DRAM SEVENLER İÇİN EŞSİZ LİSTE
Kültürü ve dili yakından tanımak için en iyi yollardan biri de ikili ilişkilere göz atmaktır. Bunu ailevi ilişkileri de ekleyebiliriz. Romantik Japon filmleri, ülkesinin kültürünü yansıtması açısından çok önemli. Bu yazıda gelmiş geçmiş en iyi Japon filmlerinden bahsedeceğiz. Tabi ki filmleri izlerken toplumsal incelemenin yanında, duygulanmak da serbest :)
10
KIMI NI TODOKE (From Me to You) Sosyalleşme konusunda pek becerikli olmayan, iyi kalpli genç kız Sawako Kuronuma’ya (Mikako Tabe) sınıfta “Sadako” lakabı verilmiştir. Çünkü hem saç kesimi The Ring” adlı korku filmindeki ana karakterin saç kesimi gibidir, hem de adı filmin baş karakteri Sadako’yu anımsatmaktadır. Üstelik sınıftakiler Sawako’nun gözlerine üç saniyeden fazla bakmanın kötü şans getireceğine ve kızın hayaletleri çağırabildiğine inanmaktadırlar. Sawako’nun tuhaf, içine kapanık hayatı hayatı okulun en popüler çocuğu olan Shota Kazehaya (Haruma Miura) ile karşılaşınca farklı bir yöne girer. Kimi ni Todoke, çok masum ve sıcak bir aşk filmi. Aşkın saflığını ortaya koyan film, 128 dakikalık süresi ile de dikkat çekiyor.Bu arada filmin bir de animesi olduğunu ekleyelim.
9
ONE WEEK FRIEND (Isshūkan Furenzu) Film, Matcha Hazuki’nin yazıp çizdiği aynı adlı mangadan uyarlanmış. Lise öğrencisi Yuki Hase ( Kento Yamazaki ) aynı sınıfa düştüğü Kaori Fujimiya (Haruna Kawaguchi) ile yakın olmak istemektedir. Ama Kaori randevularını unutmaktadır. Kento, kızın eski arkadaşlarından Kaori’nin sürekli benzer davranış gösterdiğini öğrenir. Kaori sadece randevuları unutmakla kalmaz, arkadaşlarını da tanımıyor gibidir! Kento, tesadüf eseri, Kaori’nin bir tür amnezi hastası olduğunu öğrenir. Genç kız, her pazartesi ailesi dışında herkesi unutmaktadır! Bu kötü durum Kento’yu vazgeçiremeyecektir.
8
GIVE MY FIRST LOVE TO YOU (Boku no Hatsukoi o Kimi ni Sasagu) Kalp acıtan, romantik bir film. Hem de gerçek anlamda. Takuma küçüklüğünden beri kalp hastasıdır. Mayu, Takuma’nın doktorunun kızıdır. İkili sekiz yaşından beri bir arada büyümüşlerdir. Birbirlerine aşık olurlar. Ancak sorun büyüktür. Takuma’nın hastalığı muhtemelen 20. yaş gününü görmesine bile izin vermeyecektir. Filmi daha fazla anlatmayalım. Sadece son yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
11
Tada, Kimi o Aishiteru, diğer filmlerden biraz farklı. Romantik bir film ama sanatsal yönü ile ön plana çıkıyor. Filmin merkezinde öğrenci Makoto ve Shizuru ve Miyuki adındaki iki kız ile ilişkisi var. Tada, Kimi o Aishiteru, romantizme derin düşüncelere sahip bir bakış atıyor. Ama melankoli yerine mutluluk kullanarak. Makoto bir fotoğrafçı olduğu ve Pastoral çalışmalar yapmayı sevdiği için filmde bolca Japonya’nın güzel tabiat manzaraları bulunuyor. Filmin mangası da var.
5 derece duygusal olduğunu ve ağlamak için bir film arıyorsanız doğru film olacağını belirtelim.
7
OUR MEAL FOR TOMORROW (Bokura no Gohan wa Ashita de Matteru) Koharu ve Ryot lise öğrencileridir. Ryota diğer insanlardan farklıdır. Çok az konuşur. Koharu ise aklındakini söylemekten çekinmez. Parlak bir kişiliği vardır. Film, Koharu ve Ryot’un yedi yıl boyunca tanışmalarından evliliğe giden yolda yaşadıklarını anlatıyor. Bokura no Gohan wa Ashita de Matteru aynı adlı romandan uyarlanmış.
THE 100th LOVE WITH YOU (Kimi to 100 Kaime no Koi) Eğer içinde müzik de olan romantik bir film is1778 STORIES OF ME AND MY WIFE terseniz Kimi to 100 Kaime no Koi doğru film. (Boku to tsuma no 1778 no monogatari) Başrollerde Yıldız şarkıcı Miwa ve model Ken- Bilim kurgu yazarı Sakutaro (Tsuyoshi Kutaro Sakaguchi, liseli sınıf arkadaşları Aoi ve sanagi) ve banka çalışanı Setsuko (Yuko Riku olarak yer alıyorlar. Takeuchi) lisede iken bir yaz gezisinde tanışmışlardır. O zamandan beri birlikte İkili bir müzik grubundadırlar. Yeni gösteri için zaman geçirirler. Sonunda evlenirler. Bir gün hazırlanırken Riku zamanda yolculuk gücüne Setsuko mide ağrısı nedeni ile hastaneye sahip olduğunu keşfeder. Film bildik Japon gider. Sakutora burada karısının kolon kanseri gençlik aşk filmleri öğeleri taşıyor. Bununla olduğunu öğrenir. Doktoru, kahkaha atmanın birlikte işin içine müzik girince ilginç bir yapım kadının bağışıklığına iyi geleceğini söyler. olarak karşımıza çıkıyor.
4
6
HEAVENLY FOREST (Tada, Kimi o Aishiteru) Makoto, okulda ilk gününde Shizuru adında sevimli bir kızla tanışır. Makoto normalde insanlar arasında utangaç biridir. Shizuru bundan etkilenir. Shizuru Makoto ile birlikte olmak istediği için hobi olarak fotoğrafçılık ile ilgilenmeye başlar. İkisi birlikte yakındaki bir ormanda fotoğraf çekerek vakit geçirirler. Ancak, Makoto kısa süre sonra Miyuki adında, güzel bir öğrenciye ilgi duymaya başlar. Shizuru bu durumdan memnun değildir ve bir gün Makoto’ya doğum günü için ormanda öpüştükleri bir fotoğraflarını çekmek istediğini söyler.
12
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
JAPON SİNEMASI DOSYASI Setsuko her gün karısı için kısa hikâyeler yazmaya başlar. İlk başlarda Setsuko’nun sadece bir sene yaşayacağı ön görülürken beş yıldan fazla yaşar ve Sakutaro ona 1778 kısa hikaye yazar. Film, bilim kurgu yazarı Tayu Mayumura’nın gerçek hayat hikâyesine dayanıyor.
3
THE LIAR AND HIS LOVER (Kanojo wa Uso o Aishisugiteru) Kanojo wa Uso o Aishisugiteru, 25 yaşındaki bir müzisyen ve şahane bir sese sahip olan 16 yaşındaki lise öğrencisi Riko arasındaki aşkı anlatıyor. 25 yaşındaki müzisyen Aki (Takeru Satoh) popüler müzik grubu Crude Play’in başarılı bir üyesidir. Ancak yeni bir çıkış yapmak üzere oldukları sırada Aki gruptan ayrılır. Ama Soichiro adı altında grubun besteciliğine devam eder. Aki, Riko ile çıkmaya başlar. Riko, Aki’nin gerçek kimliğini bilmemektedir. Film “Kanojo wa Uso o Aishisugiteru” adlı Kotomi Aoki tarafından yazılıp çizilen mangaya dayanıyor. Aynı mangadan uyarlanan bir de Kore dizisi var.
2
MY GIRLFRIEND IS A CYBORG (Boku no Kanojo wa Saibōg) Kahramanımız Jiro Kitamura, 20. doğum gününde bir alış veriş merkezinde güzel bir kızla tanışır. Çok geçmeden onun bir cyborg olduğunu öğrenir. Cyborg, sıkıcı bir üniversite öğrencisi olan Jiro’dan hoşlanmaya başlar. Ama aslında gerçekten duygularını hissedememektedir. Bu yüzden Jiro mecburen ondan ayrılır. Yalnız kalır, özlem çeker. Bir gün, Tokyo’da büyük bir deprem olur. Cyborg kız, Jiro’nun khayatını kurtarır ve o anda, gerçek bir insan gibi hisler duymaya başlar. Film kalpleri ısıtan bir öyküye sahip. Sadece aşka değil insanlığa da temas ediyor. Film, git gide yalnızlaşan Japon toplumuna bir ışık tutuyor.
1
CRYING OUT LOVE IN THE CENTER OF THE WORLD (Sekai no Chūshin de, Ai o Sakebu) Sekai no Chūshin de, Ai o Sakebu, Japonya’nın en sevilen romantik filmi. Film, çok satan Socrates in Love adlı romana dayanıyor.
Ritsuko yeni bir daireye taşınmak için eşyalarını paketlerken eski bir kaset bulur. Kaseti dinleyen kadın, “Sanırım yakında öleceğim” diyen bir kız sesi duyar. Ritsuko nişanlısı Saku’ya “bir süre için uzaklara gidiyorum. Benim için endişelenme” şeklinde bir not bırakır ve oradan ayrılır. Bu arada Saku bir barda Japonya’ya yaklaşan bir tayfunun haberini izlemektedir. Televizyondaki haber programında arka planda nişanlısının havalanında olduğunu görür ve onun memleketine gittiğini anlar. Saku, Ritsuko ve kasette sesi olan kızla tanıştığı yer olan memleketlerine gitmeye karar verir. Film çok iyi bir oyunculuk ve sinematografi içeriyor ve Japon Akademi ödüllerine sahip. Japon romantik film şablonunu kavramak için de izlenebilecek çok güzel bir yapım. Aldığı Japon Akademi Ödülleri Üstün performans gösteren yardımcı kadın oyuncu (Masami Nagasawa) Üstün Sinematografi (Noboru Shinoda) Üstün Işık yönetimi (Yuki Nakamura) “Rookie of the Year” (Mirai Moriyama) En popüler Aktör/Aktrist (Masami Nagasawa) yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
13
ANİME & MANGA DOSYASI
İ
nternetten bulup bir şekilde animelere erişmektense; çocukluğumuzda olduğu gibi animeleri televizyondan izlemeyi hepimiz elbet çok isteriz. Yayın saatini beklemek, seri başlamadan televizyon başında hazır olmak... Güzel günlerdi.. TRT’de Ay Savaşçısı’nı, ATV’de Pokemon’u... sabırsızlıkla beklediğimiz günler vardı. Sonrasında Cartoon Network’te Bakugan, Beyblade Burst... Keza Şubat ayında yayın hayatını kapatan Kids/Animez Tv. Sanırım son zamanlarımızın tv’de anime keyfi anlamında tek uğrak yerlerinden birisi bu kanaldı. Naruto, Death Note gibi popüler serilerin bu kanalda yayınlandığına hepimiz şahit olduk. Umarım Türkiye’de daha çok ve düzenli anime izleyebileceğimiz kanallarla karşılaşabiliriz. Şimdilik Japonya’da anime izleyebileceğiniz Japon Tv kanalları hangileri onlara bakalım. Animax Kısaca ANIMAX olarak stilize edilmiş Animax Broadcast Japan Inc. (Animakkusu), anime programcılığını yayınlamaya adanmış bir Japon anime uydu televizyon ağıdır. Sony Pictures Entertainment Japan ve Mitsui & Co.’nun ortak girişimi olan AK Holdings’in bir birlikteliği olan şirket; Minato, Tokyo’daki New Pier Takeshiba North Tower’da bulunuyor. Stüdyoları Sunrise Toei Animation TMS Entertainment ve prodüksiyon şirketi NAS. Animax, anime konusunda uzmanlaşmış dünyadaki ilk ve en büyük 24 saatlik ağdır. Animax, İngiltere, Almanya, Avusturya ve İsviçre’deki VOD platformlarına ek olarak, Japonya, Asya (Güney Doğu Asya, Filipinler, Hong Kong ve Tayvan için dört ayrı besleme) ve Güney Kore için 24 saat ayrı TV kanalları olarak faaliyet göstermektedir. Hindistan’da Animax çevrimiçi olarak Sony LIV üzerinden canlı kanal olarak kullanılabilir. AT-X AT-X (Anime Shiatā Ekkusu, lit. “Anime Theatre X”) AT-X, Inc.’in sahibi olduğu bir Japon anime televizyon ağıdır. AT-X, Inc. 26 Haziran 2000 tarihinde TV Tokyo Medianet’in bir yan kuruluşu olarak kurulmuştur. Genel merkezi Minato, Tokyo’da. AT-X ağı 24 Aralık 1997’den beri anime ve uydu yayınları yapıyor.
14
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
aNİME YAYINLAYAN tv kanalları YAZAR: BİRSEN ALBAYRAK
ANİME & MANGA DOSYASI AT-X, birçok Comic Gum Anime uyarlaması için her zaman ana kanaldır. Ikkitousen, Amaenaideyo!! ve Fight Ippatsu! Juuden-chan! Tokyo MX’inde tekrar yayınlanmadan önce ilk bu kanalda gösterildi. Birinci sınıf bir kanal olarak sansürsüz Fight Ippatsu! Jūden-chan!!, Amaenaideyo!!, Girls Bravo, Elfen Lied, Mahoromatic ve High School DxD animelerini yayınladı. Normalden daha fazla çıplaklık ve diğer faktörler nedeniyle TV-Tokyo gibi TV kanallarında bu animeler sansürlenirdi. TBS Tokyo merkezli TBS Television, Inc.’in JNN (Japan News Network) adında 28 bağlı bir haber ağı ve TBS Radio & Communications’ın sahip olduğu JRN (Japan Radio Network) adında 34 bağlı bir radyo ağı vardır. Anime yayınlarının da yapıldığı kanalda; Angel Beats!, Blood+,Clannad, Code Geass, Darker than Black, Dream Eater Merry, Durarara!!, Fullmetal Alchemist, K-On!, Kaichou Wa Maid-Sama!, Kuroshitsuji ve Lovely Complex gibi birçok popüler anime bu kanalda yayınlanmıştır. TOKYO MX Tokyo Metropolitan Television Broadcasting Corporation, Tokyo-Japonya’da bir televizyon istasyonudur. Sadece kente hizmet veren tek televizyon kanalı. Ulusal ağların amiral gemisi olan Nippon Television, TV Asahi, NHK, Tokyo Broadcasting System, TV Tokyo ve Fuji Televizyonu ile yarışıyor. Tokyo MX 30 Nisan 1993’te kuruldu ve yayınlar 1 Kasım 1995’te başladı. Hissedarlar arasında Tokyo Büyükşehir Hükümeti, Tokyo FM Yayını ve diğerleri yer alıyor. (MXTV, Tokyo FM’nin bir ortak şirketidir.) Tokyo MX, her hafta Tokyo Valisi’nin basın konferanslarını yayınlar. Japon Bağımsız Televizyon İstasyonları Birliği (JAITS) üyesidir. Hanasaku Iroha (2011),Love Live! (20132014), Blood Lad (2013), Sailor Moon Crystal (2014-günümüz), Charlotte (2015), Plastic Memories (2015), Dance with Devils (2015), B-Project (2016-günümüz), Kamen Rider Amazons (2016-2017), High School Fleet
(2016), Steins;Gate 0 (2018), Fate/Extra Last Encore (2018) ve Dororo (2019) (January 2019-günümüz) gibi anime serileri bu tv kanalında yayınlanmıştır ve yayınlanmaya devam etmektedir. Nippon BS Yayını Nippon BS Broadcasting Corporation, Kanda-Tokyo Japonya’daki özel bir uydu yayın istasyonudur. Bağımsız bir televizyon istasyonu ve Bic Camera’nın bir yan kuruluşudur. Kanal adı BS11 (BS Eleven) ve 31 Mart 2011 tarihine kadar BS11 Digital idi. 23 Ağustos 1999’da Nippon BS Broadcasting Kikaku olarak kuruldu, adını 28 Şubat 2007’de Nippon BS Broadcasting olarak değiştirdi ve yüksek çözünürlüklü televizyon yayınlarına 1 Aralık 2007’de başladı. BS11, gece yarısı anime ve 3D televizyon programları dahil olmak üzere anime, haber programlarına yüksek öncelik vermektedir. Wowow TYO: 4839 olarak listelenen Wowow Inc, Japonya’daki özel bir uydu yayını ve birinci sınıf uydu televizyonudur. Merkezi Tokyo, Akasaka’daki Akasaka Park Binası’nın 21. katında yer almaktadır. Yayın merkezi Koto, Tokyo’dadır. Wowow çoğunlukla filmleri yeniden yayınlasa da; Big O, Brain Powerd, Carried by the Wind: Tsukikage Ran, Trinity Blood, Cowboy Bebop (kesilmemiş versiyonun tamamı), Shinreigari/ Ghost Hound, Crest of the Stars, Ergo Proxy, X/1999, SHUFFLE!, Paranoia Agent, Now and Then, Here and There, Le Chevalier d’Eon, the 2016 Berserk gibi Anime Complex’in orjinal anime serilerini yayınlamıştır. Japonya’daki uydu televizyonu için daha gevşek yayın standartları nedeniyle, Wowow, anime için diğer yayın ağlarının gösteremediği konu olarak yaygın bir dağıtım aracı haline geldi. Kanalın adı çift “wow” ve üç W de “Dünya Çapında İzleme” anlamına geliyor.(World-Wide-Watching) Bunlar dışında TV Tokyo, NHK, Nihon TV, MBS ve Fuji TV gibi birçok Japon kanalında anime izlemek mümkün. yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
15
JAPON SEIYUU
SANATCILARI . MAMORU MIYANO AYA HIRANO YAZAR: EMİNE İRDEN
16
,
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
ANİME & MANGA DOSYASI
“
Bütün dünyada hayranları bulunan, anime karakterlerine bir nevi hayat veren seslendirme sanatçıları yani seiyuu mesleği ve en önemli temsilcileri Mamaoru Miyano ve Aya Hirano’dan bahsedeceğiz. Onları yakından tanımadan önce seiyuu mesleğinden biraz bahsedelim. Seiyuu, radyo, televizyon ve filmlerde görev alır; Japonca olmayan filmler için seslendirme yapar; öykülemeyi sağlar; anime ve video oyunlarının karakter oyuncuları olarak çalışır. Günümüzde Japonya, dünyanın animasyon serilerinin %60’ını üretmektedir. Japonya’daki animasyon endüstrisi çok verimli olduğu için ulusal seviyede ün kazanabilmekte ve tüm gün seslendirme yaparak kariyer edinebilmektedirler. Seiyuular, meslek yaşamlarında, diğer ülkelerdeki karakter oyuncularından daha çok görev alır. Ayrıca Japonya’nın, bu meslek yolunu destekleyen enstitüleri vardır. Yaklaşık 130 seiyuu okulu ve yetenekli kimselerin ya da özel bir yayın şirketi için çalışan seslendirme sanatçılarının toplulukları bulunmaktadır. Seiyuular arasından sıklıkla, müzikle uğraşanlar, gerçek uyarlama filmlerde ve televizyonda rol alanlar çıkmaktadır. Özellikle o sanatçının sesini duymak için gösterileri izleyecek hayranlarını da çoğunlukla etkilemektedirler. Endüstri o kadar gelişmiştir ki ödül törenleri dahi düzenlenmektedir. Seiyuu Ödülleri, anime ve Japonya’daki diğer medyalarda üstün performans gösteren seiyuu sanatçıları için her yıl düzenlenmektedir. İlk Seiyuu Ödülleri, 3 Mart 2007’de Akihabara’daki Tokyo Anime Center’ın 3D Tiyatrosu’nda yapılmıştır. Japonya’da seiyuu sanatçılarının önemli temsilcilerinden Mamoru Miyano ve Aya Hirano’nın çalışmalarına hadi yakından bakalım!
“
MAMORU MIYANO Mamoru Miyano, 1983 doğumlu aktör, seslendirme sanatçısı ve şarkıcıdır. Kendisini tanımamızı sağlayan Steins;Gate, Vampire Knight, Death Note, Soul Eater, Wolf’s Rain, Ajin: Demi-Human, Fullmetal Alchemist: Brotherhood, Tokyo Ghoul, Free!, Mobile Suit Gundam 00, Kōtetsu Sangokushi, Nobunaga the Fool, Uta no Prince-sama ve Chihayafuru’daki projelerindeki rolleridir. Miyano, 7 yaşındayken Himawari Theatre Group’a katıldı. 2001’de canlı aksiyon genç
drama Caitlin’s Way’e seslendirme sanatçısı olarak giriş yaptı. 2002 yılında PlayStation 2 video oyunu Kingdom Hearts’in Japonca versiyonunda Riku olarak rol aldı ve Shin Megami Tensei: Devil Children - Light & Dark’ta ilk rolünü aldı. Ardından anime dizisi Wolf’s Rain’in ana karakteri Kiba’yı seslendirdi. 2004 Game Boy Advance oyunu Kingdom Hearts: Chain of Memories , 2005 yılında Kingdom Hearts II ve 2007’de Kingdom Hearts Re:Chain of Memories’de 2007’de Riku’nun sesi olarak geri döndü.
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
17
ANİME & MANGA DOSYASI Miyano, 2006 yılında kariyerinin önemli basamaklarından olan, manga serisi Death Note’un anime versiyonu için Light Yagami’yi seslendirdi. On yedi yaşındaki lise öğrencisi Light Yagami’nin, bir şinigaminin düşürdüğü doğaüstü bir defteri (Ölüm Defteri) bulup kendini nasıl “Yeni Dünyanın Tanrısı” yaptığı anlatılmaktadır. Miyano 2007 yılında bu rolüyle ilk Seiyuu Ödülleri’nde “En İyi Baş Erkek Oyuncu” ve “En İyi Yeni Erkek Oyuncu” dallarında aday gösterildi. Yine 2007 yılında Miyano, Mobile Suit Gundam 00’ın ana karakteri olan Setsuna F. Seiei’ye sesiyle hayat vermeye devam etti. 2008 Tokyo Uluslararası Anime Fuarı’nda ilk ödülünü “En İyi Ses Aktörü” olarak kazandı. Ayrıca Vampire Knight ve Vampire Knight Guilty dizisinden Zero Kiryu ve Ichiru Kiryu ile anime Soul Eater’deki Death The Kid’i seslendirdi. 2010’da popüler Pokémon anime serisinde Dent’i seslendirmeye başladı. Aynı yıl Daisuke Namikawa’nın yönettiği Wonderful başrol oynadı. Dikkate değer rollerinden bir diğeri ise, Ultraseven’in oğlu Ultraman Zero adlı bir tokusatsu karakteridir. Tokyo’daki 2011 tiyatro oyunu Ultraman Premier, burada Ultraman Zero’nun insan kılıcı Shin Moroboshi’yi canlandırdı. 10 Temmuz 2016’da, Ultra Serisinin 50. yıldönümünü kutlayan bir festival olan “Ultraman Günü”nde yer alan sanatçılardan biriydi. 28 Mayıs 2007’de King Records etiketinde Miyano, “Kuon” (Eternity) adlı şarkı ile çıkış yaptı “Kuon” Oricon listelerinde 47 numaradan giriş yaptı ve anime dizisi Kōtetsu Sangokushi için bitiş teması olarak kullanıldı. 13 Haziran 2007’de, diğer aktris Romi Park ile ikili, Oricon çizelgesinde 73. sıraya girmiş olan “Fight” adlı bir işbirliği bültenini yayınladı. 4 Haziran 2008’de PlayStation 2 video oyunu Fushigi Yūgi: Suzaku Ibun’un giriş şarkısı olan ikinci single “Discovery”yi çıkardı. Şarkı listelere 24 numaradan giriş yaptı. 2010 yılında, Miyano ikinci albümü Wonder’ı çıkardı. Albüm Oricon Haftalık Albümler çizelgesinde 20 numarada yer aldı. Albümün yayınlanmasının ardından, Miyano ikinci turunda, Mamoru Miyano Canlı Tur 2010: Merak etmeye gitti. 2012 yılının Nisan ayında, Miyano üçüncü albümü Fantasista’yı çıkardı. Albüm Oricon Haftalık Albümler
18
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
çizelgesinde 4. sırada yer aldı. 2015 yılında Oricon günlük listesinde 1 numara olan ilk erkek seslendirme sanatçısı oldu. AYA HIRANO Aya Hirano 1987 doğumlu ses sanatçısı ve şarkıcıdır. Eğlence endüstrisinde televizyon reklamlarında sahne alan bir çocuk oyuncu olarak başlayarak, 2001 yılında anime dizisi Angel Tales’te ilk seslendirme rolünü oynadı. 2006’da ilk single’ını yayınladı ve 2008’de ilk albümü Riot Girl’i çıkardı. Onu tanımamızı sağlayan bazı önemli rolleri Suzumiya Haruhi no Yūutsu’da Haruhi Suzumiya, Death Note ‘ta Misa Amane, Kiseijū ‘da Migi, Lucky Star ‘da Konata Izumi ve Fairy Tail ‘de Lucy Heartfilia’dır. 2007 yılında 1. Seiyuu Ödülleri’nde En İyi Çıkış Ödülünü, 2008’de ise 2. Seiyu Ödülleri’nde En İyi Baş Aktris ödülünü kazandı. 2011 yılında sağlığını etkileyen hipofiz bezi tümöründen kurtulmak için yeni roller almaktan geçici olarak vazgeçti. 2016’da Tokyo’da bir sahne oyununda göründükten sonra, dört ay yurtdışında okumak için New York’a gitti. Hirano’nun başarısının arkasındaki roller popüler manga serilerine dayanan animelerdeki başrol karakterlerini seslendirmesi ile oldu. Nana’daki Reira Serizawa ve Death Note’taki Misa Amane karakterlerine hayat verdi ve popülerliği, Haruhi Suzumiya rolüyle “En İyi Çıkış Yapan” ödülünü kazanarak doğrulandı. Aynı rol, aynı zamanda
ANİME & MANGA DOSYASI
SOSYAL MEDYA’DA
BİZİ TAKİP EDİN! facebook.com/japonsinemasi twitter.com/japonsinemasi issuu.com/japonsinemasi prezi.com/user/osbburov0p10 “En İyi Ana Karakter (kadın)” olarak bir adaylık kazandı. Ayrıca, 2007 Tokyo Anime Ödülleri’nde Haruhi Suzumiya rolüyle Seslendirme kategorisinde ödül kazandı. Hirano, 2007 yılında Daitan’ın “Popüler Karakterlerin En İyi 50 Ses Aktörü” listesinde 36. sırada yer aldı.
plus.google.com/u/0/+JaponSinemas japonsinemasi@gmail.com www.japonsinemasi.com
Hirano, 2006-2008 yılları arasında “Animelo Summer Live” ve 18 Mart 2007 tarihinde Suzumiya Haruhi no Gekisō konserinde sahne aldı. Anime Expo 2007’e davet edildi ve Haruhi Suzumiya, Minori Chihara ve Yūko Got cast’nun diğer oyuncuları ile birlikte katıldı. 2007’de, Lucky Star’ın anime versiyonunda Konata Izumi rolünü üstlenerek kariyerinde büyük başarılar kazanmaya devam etti. 2008 yılında, 2. Seiyu Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu dalında ödül kazandı. Hirano müzik kariyeriyle de adından oldukça söz ettirmiştir. 2002’den 2003’e kadar aktif olan SpringS grubunun bir parçası olarak başladığı müzik kariyerinde ilk solo çalışmasını 8 Mart 2006’da çıkartmıştır. 26 Nisan 2006’da yayınlanan Bōken Desho Desho parçası Haruhi Suzumiya’nın açılış parçası olarak kullanılmıştır. Bunu takip eden yıllarda solo çalışmalarına devam eden Hirano’nun eserleri anime serilerinde kullanılmaya devam etti. Mayıs 2011’de, Aya Müzesi adında eserlerinin bulunduğu bir derleme albümü yayınladı. yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
19
MUTLAKA İZLEMENİZ GEREKEN
YAZAR: HAFİZE MUTLU
NETFLIX ANİMELERİ Netflix hayatımıza girdiğinden beri birçok diziyi oradan takip eder olduk. Maraton izleme alışkanlığımızı pekiştiren bu platformun, ülkelerde de ayrı ayrı dizi çekmesi onu daha da ilginç kılmaya başladı. Her ülke için ayrı dizi çekmeye başlayan Netflix’in anime dünyasına el atmaması düşünülemezdi elbette. Nitekim yakın zamanda bünyesine birçok anime katmakla birlikte kendisi de Japonya’da çeşitli stüdyolarla beraber çalışıp izleyicisine animeler sunmaya başladı. Eski ve yeni yapımlarla birlikte platformda birçok animeyle karşı karşıyayız. Uzun zamandır anime izleyen ve takip eden birisi olarak aralarından en iyileri seçip bir liste hazırlamanın gerekli olduğunu düşündüm. Bu listede izlemeniz gereken ve Netflix’in bünyesine kattığı animeleri listeledim. İşte bana göre Netflix’te kaçırılmaması gereken animeler:
20
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
ANİME & MANGA DOSYASI
P
ulla Magi Madoka Magica 2011 yılında yayınlanan psikolojik, dram, büyü ve gerilim türlerinde olan bu anime 12 bölümden oluşuyor. Tanıtım ve fotoğraflarda gördüğünüz sevimli karakterlerin nasıl acılardan geçtiğiniz izlemek biraz zor olsa da, çizimlerindeki ve müziklerindeki farklılıkla kesinlikle türüne farklı bir örnek bu yapım. Ortaokul öğrencisi olan Madoka bir gün büyünün gerçek olduğunu öğrenir. Büyü yapan kızlarla tanışır ve büyücü olmak ister. Fakat bu o kadar kolay değildir. Büyücü olup olmama arasında kalan Madoka bu sürede arkadaşlarına cadı avlarında yardımcı olur. Ve gördüğü şeyler hiç hoşuna gitmez. 12 bölüm olsa da ardından devam filmi de çekilmiş olan bu yapım kesinlikle izlenmesi gereken yapımların başında geliyor bence. Animenin farklı çizimleri olsa da müziklerindeki başarı kesinlikle taktiri hak ediyor. Her bir jeneriği ve sahne müziklerinin çok çok iyi olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.
A
jin 2016 yılından bir anime Ajin. 13 bölümlük aksiyon, gizem, korku, seinen ve süper güçler animesi. Ajin denilen ölümsüz varlıkların keşfedildiği bir dönemdeyiz. Fakat insanların Ajin’lerin ne olduğunu ve sınırlarını bilmediği için onları hapsedip üzerlerinde deneyler yapıyor. Kei ise sıradan ama sosyal olarak kendisini insanlardan soyutlamış bir öğrencidir. Bir gün Ajin olduğunu fark eder ve hikaye gelişir. Kei’nin bu yeni özelliğiyle ne yapacağını bilememesi bir yana aynı zamanda da kaçması ve saklanması gerekmektedir. Çünkü dünyanın tek sorunu Ajin’leri yakalayan devletler değil, diğer yandan onlara savaş açmaya hazırlanan Ajin’lerdir de… Anime üç boyutlu çizimleriyle dikkat çekernen müzikleriyle de dikkat çekiyor. Özellikle sahne müziklerinin çok iyi olduğunu belirtmeliyim. İyilik ve kötülük üzerine düşündüren bir yapısı olan Ajin kesinlikle kaçırılmaması gereken animelerden.
A
nohana 2011 yılında yayınlanmış bir başka kaçırılmaması gereken yapım da Anohanaır. 11 bölüm ve türü dram, gündelik hayat, doğaüstü olaylar gibi sınıflardan oluşuyor.Anohana, drama animeleri yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
21
ANİME & MANGA DOSYASI den başını belaya sokmayı başaran Akko, Lotte ve Sucy’yle iyi arkadaş olurken ünlü cadı ailesinden olan Diana ile bir türlü anlaşamaz. Akko’nun rehber öğretmeni olan Ursula Sensei’ye ise büyük bir iş düşmektedir. Zira Akko sihir yapmayı bir türlü beceremez. Eğlenceli içeriğiyle izlenmesi gereken yapımlardan bir başkası da bu anime oluyor. : The Beginning 2018 yılında yayınlanan ve yapımcı koltuğunda Netflix’in de oturduğu bir anime B: The Beginning. Korku, gizem, polisiye, süper güçler ve psikolojik gerilim gibi türlerden oluşuyor yapısı. 12 bölüm olarak ilk sezonunu yayınlandı geçtiğimiz yıl. Bilimsel olarak gelişmiş bir toplumda ve yakın gelecekteyiz. Kraliyet Polis Teşkilatı konunun merkezindeki karakterleri oluşturuyor. Uzun zamandır garip cinayetlerin işlendiği, seri katilin arkada “B” harfi bıraktığı bir vakayı inceliyoruz. Vaka ciddi ama öyle böyle değil, tüm ülke merak ediyor katil bir an önce yakalansın istiyor. Ne var ki katil nedense hep suçluları öldürüyor. Yani vaka ülkede uzun zamandır gündemde ve artık çözülmesi isteniyor. Bunun için de eski saha polislerinden Kazama Flick ya da Keith, 10 yıldır kendi isteğiyle bulunduğu arşiv departmanından davaya dahil ediliyor. Anime gizemli havasıyla dikkat çekiyor ve yavaş yavaş çözülen hikayesi finalde başarıyla sonuçlanıyor. Es geçilmemesi gereken yapımlardan birisi de budur.
B içinde kendisine iyi bir yer edinmiş, “ben duygusal ve dramatik bir anime izlemek istiyorum, ağlayayım biraz” diyenler için biçilmiş kaftan olan bir yapım. 10 yıl önce aralarından bir kişiyi trajik bir kaza sonucu kaybetmiş olan arkadaş grubu, bu olaydan sonra dağılmıştır. Fakat günümüzde, aralarından birisinin ölen arkadaşlarının hayaletini görmesiyle tekrar bir araya gelirler. Duruma inanıp inanmamak arasında kalan grubumuzun üyeleri eski hesaplaşmalarını da yapacaktır… Arkadaşlık, aşk ve acıyla ilgili güzel söylemleri olan anime türünün en iyi örneklerinden. rased 2016 yılından bir başka animeyle devam edelim listemize. gizem, psikolojik, seinen ve süper güçler temalı bu animemiz. 29 yaşında bir genç olan Fujinuma’nın Revival dediği kötü bir olaya şahit olduğunda onu olayın kısa bir süre öncesine götüren ve kontrol edemediği bir zamanda sıçrama gücü vardır. Bir gün kötü bir olaya şahit olur ve kendisi 18 yıl öncesinde çocukluk halinde bulur. Bu arada da çocukluğunda şahit olduğu kötü bir olayı hatırlar. Bir yandan hem geçmişteki hem de günümüzdeki iki olayı çözmeye çalışırken bir yandan da yaptığı değişikliklerin günümüzdeki yansımalarına şahit olur. Gizem etrafında şekillenen hikayesi finale kadar canlı kalıyor animenin. Kesinlikle kaçırılmaması gereken yapımlardan. ittle Witch Academia 2017 yılında 25 bölüm olarak yayınlanmış okul, macera, komedi ve fantastik türlerindeki bir animeyle devam ediyoruz. Hikaye Akko’nun ünlü bir cadı olan Shiny Chariot’un şovunu izleyip cadı olmak istemesiyle başlıyor. Bunun için cadı adaylarına sihir dersleri veren Luna Nova Akademisine kayıt olur. Daha ilk bölüm-
E
L
22
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
Evet, listem genel olarak böyle… Fakat uzatmak istesem sizlere Your Lie in April (Shigatsu wa Kimi no Uso), March Comes in Like a Lion (3-gatsu no Lion), Aggretsuko (Aggressive Retsuko) ve Violet Evergarden gibi yapımlardan da bahsedebilirdim. Yine de isimleri geçirmeden duramadığım bu yapımlara da göz atmanızı tavsiye ederim. O zaman şimdiden iyi seyirler.
4.yıl
. siz hala okumadInIz mI? kİtabevlerİnde, onlIne satış sİtelerİnde...
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
www.japonsİnemasİ.com
23
TÜRKANİMETV’Yİ
YAKINDAN TANIYALIM
TÜRKiYE’DE
ANiME
YAYINI
ÜZERiNE
RÖPORTAJ
RÖPORTAJ: GÜLŞAH KARAMAN
“Dünya genelinde azımsanacak bir kitle değiliz”
Türkiye’de anime izleyicisi son yıllarda artış göstermeye başarmış durumda. Bunu etkileyen en önemli durumlardan biri ise; birçok çeşitte anime yayıncılığının başlamış olması... Türk Anime TV’de bu sitelerin başında geliyor. Sitenin kurucusu Halil Karahan ile Türkiye’de anime yayıncılığından, animelerin artık Hollywood camiasına atılmasına kadar bir röportaj gerçekleştirdim. Şimdiden herkese keyifli okumalar! Öncelikle Türk Anime TV’nin nasıl kurulduğunu merak ediyorum. Site nasıl ortaya çıktı? Yabancı kaynaklardan anime takip eden biriydim. Türkçe altyazı hizmeti sunan bir site vardı bazı animeleri oradan takip ediyordum. Takip ettiğim animelerden altyazısı olmasına rağmen sitede yoktu. Sitenin sahibinin Türk olduğunu öğrenmiştim altyazı eklemesi için ricada bulundum aldığım cevap sadece ingilizce mesajların dikkate alındığı yönündeydi bu duruma içerleme sonucunda ortaya Türk Anime çıktı. isminin anlamı da buradan geliyor Türkler için. Anime ve çizgi film arasındaki fark nedir? İnsanlar neden anime izlemeli? Şahsi görüşüm fark yok genel olarak animasyon türünü seviyorum. Avatar vs animasyonlarını
24
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
da takip ediyorum. Şöyle özetleyebiliriz hayal gücünün sınır tanımadığı içerikleri seviyorum. Tabii ki bunlar şahsi düşüncelerim. Animeleri kendiniz mi çeviriyorsunuz? Kaç ekipten oluşuyor? Kendimiz de çeviriyoruz ama bizim çevirdiklerimiz genelin %1i diyebiliriz. Genel olarak bağımsız çevirmenler ve fan gruplarının çevirilerini yayımlıyoruz. Türkiye’de anime kitlesi ortalama ne kadar? Fan kitle 10.000i geçmez yalnız izleyen kitle 100.000 civarı. Türk Anime TV’yi kurarken Türkiye’de anime yayıncılığı hakkında ne düşünüyordunuz? Şu an Türkiye’de anime yayıncılığı hakkında ne düşünüyorsunuz? Korsan iş yaptığımız için pek bir şey düşünmüyorum yakında legal ortamlarda daha güzel günler geleceğini düşünüyorum. Korsan olmamızın sebebi legal altyapı olmaması zaten. Umarım ilerleyen günlerde daha rahat anime izleme olanaklarına sahip oluruz. Netflix vb. oluşumlar bu aralar bu konulara önem vermeye başladı. Türkiye anime konusunda başka ülkelerle karşılaştırıldığında sizce hangi noktada? Türkiye’de yapılabilir mi ya da nasıl yapılmalı? Ciddi yatırım gereken işler bunlar sadece anime için bir şey yapılmaz bence. Dünya geneline bakıldığında azımsanacak bir kitle değiliz.
Türkiye’de eğitim almak mümkün mü? Eğitim almak isteyenlere ne önerirsiniz? Anime değil ama manga eğitimleri daha çok etkinliklerde mini workshop kapsamında yapılıyor. Bunlar kısa programlar olduğundan bu konuda kendini geliştirmek isteyen arkadaşlarımızın düzenli bir eğitim alamadığı ortada ama bu sorun olmamalı. Çünkü internet doğru kullanıldığında büyük bir eğitim merkezine dönüşebilir. Doğru isimleri takip etmek, doğru pratikleri ve tekrarları geliştirmek, her türlü materyali okumak ve incelemek gerekir. Anime konusunda ise ülkemizde eğitim konusunda herhangi bir etkinlik bulunmamakta, o çok başka bir know-how gerektiriyor ve bu maalesef ülkemiz sınırlarına gelebilecek bir know-how değil. Animeler artık Hollywood camiasına atılmaya başladı. Özellikle son çıkan ‘Alita: Savaş Meleği’nde böyle bir durum söz konusu. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bence yapılmamalı tabii ki yine şahsi görüşüm. Aynı etkiyi hiçbir live action yapımında alamıyorum ve beni tatmin etmiyor. Sizce Türk Sinemasında da animeleri görebilir miyiz? Pek mümkün görünmüyor bence. Son olarak, birçok animeyi özgün bir şekilde yayınlıyorsunuz ve bu durum aslında ne kadar kaliteli olduğunuzu gösteriyor. Peki, animelerin yapımcılarını mesela Hayao Miyazaki’yi Türkiye’ye getirmeyi hiç düşündünüz mü? Bu tarz etkinlikler planlıyor musunz? Üstte belirttiğim gibi korsan bir yapıyız ve pek bir etkimiz yok. Hayao Miyazaki üstadı çağırsak yapımlarını korsan yayımladığımız için bizi sopalamaya gelirdi herhalde:)
yazar olmak İster mİsİNİz? Japon Sineması Platformu’nun YATTAA ve SONATA dergilerinde yazar olmak isteyen arkadaşları aramıza bekliyoruz. Basvurular: japonsinemasi@gmail.com
#japonsİnemasİPLATFORMU yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
25
japon kültürü DOSYASI
Mitolojik Japon Mekanları gerçek hayatta ve japon mitolojisinde yer alan yerler YAZAR: BENSU CANGÜLER Japonya, mitolojisi ve halk hikayeleri bakımından zengin bir coğrafyaya sahip oluşuyla nam salmıştır yüzyıllar boyunca. Tanrılar, tanrıçalar ve ruhlardan oluşan ve çeşitli olağanüstü hikayelerle desteklenen Japon Mitolojisi kaynağını Şinto ve Budizm olmak üzere iki büyük dini inanıştan alır.
26
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
japon kültürü DOSYASI Kami yani tanrı kavramının merkezde olduğu mitolojik hikayelerde, doğa olaylarının ve güneş, ay gibi sonsuz güç kaynaklarının mutlaka bir tanrı ile ilişkilendirildiğini görürüz Japon mitolojisinde. Şinto inanışına ve geleneklerine göre 8 milyon kami olduğu da bilinen bilgiler arasındadır. Japonlar bu sebeple doğayla ve herhangi bir meslekle ilişkilendirilmiş tanrılarına sonsuz saygı ve sevgiyle bağlıdırlar. Bu durumda Japon ulusunun dünyaya gösterdiği çalışkanlık ve üstün saygılı davranışlar ile yaratılan her şeye saygılı olma halinin kaynağını kanıtlar niteliktedir. İzanagi ve İzanami adlı kurucu tanrı ve tanrıçası Japon mitolojisinin başlangıcı olarak bilinen öğelerini oluşturur. Kurucu tanrıları Şinto inancına göre güneş tanrısı kabul edilen Amaterasu, Ay Tanrısı Tsukiyomi, Fırtına Tanrısı Susanowo izler. Günümüz Japonyası’nda, yaklaşık 2000 yıllık efsanevi Japon mitolojisinin ayak izlerini takip etmek mümkündür. Eğer Japon Mitolojisine veya içerisinde mitolojik izler bulunduran yerlere meraklıysanız, aşağıda listeleyeceğim yerleri mutlaka görmek isteyeceksinizdir. O halde, Japonya’nın her bir köşesine yayılmış, titiz bir şekilde korunan mitolojik mekanlarını gezmeye başlayabiliriz. Tono Efsaneleri Iwate Prefektörlüğünde bulunan Tono kasabası, Japonya’nın ünlü mitolojik yaratıkları olan Kappaların efsanelerinin dolaştığı yerlerden biridir. Tono ‘’folklor şehri’’ olarak bilinmesinin yanında ziyaretçilerine mitolojik bir dünyaya ışınlandıklarını hissettirecek birçok yere de sahiptir. Kappalarla ilgili efsanelerin ağızdan ağza dolaştığı Tono Kasabasında, Kappaların yaşadığına inanılan, tapınak kenarı derelerini ziyaret edebilirsiniz. Kappabuchi adı verilen bu havuzlar, kasabadaki en ilgi çekici yerlerin başındadır. Kappa heykelleri tren istasyonları başta olmak üzere Tono’nun her yanına yayılmış halde ziyaretçileri beklemektedir. Kasabada görülebilecek yerlerden olan, Unedori Tapınağı birbirinden farklı şans hikayelerine sahiptir. Bunlardan biri, tapınaktaki ağaca, kırmızı bir kumaş parçası sol elle bağlandığında şans getireceği inancıdır. Mitolojik hikayelerini korumaya adanmış bir kent
Tono Kasabası olmasının yanında Tono, el değilmemiş doğal güzellikleri ve sadeliklerini görmek için bile gidilebilecek Japonya kasabaları arasında yer alıyor. Japonya’da İnari Tapınakları İnari, Şinto’da pirinç tanrısı olarak bilinir. Japonya’da 40.000’den fazla türbenin inari’ye adanması bakımından İnariler büyük önem taşımaktadır. Bu sebeple İnari’nin Japon tanrıları içinde, en saygını olduğunu söylemek yerinde bir ifade olacaktır. Tilkilerin, İnarilerin elçisi olduğu inancından dolayı tapınakların etrafında tilki heykelleri yer alır. Kyotodaki Fushimi İnari tapınağı bu tanrıya adanmış tapınaklardandır. Fushimi İnari, İnari’ye adanmış tapınaklardan en ünlüsüdür. Köklü tarihi ile öne çıkan ve kutsal İnari dağının eteklerinde konumlayattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
27
japon kültürü DOSYASI nan Şinto tapınağı, yan yana dizilmiş binlerce torii kapısıyla da ünlüdür. Bu ünlü ve önemli tapınağı ziyaret edip, inari hakkında daha fazla bilgi öğrenebilir, ya da İnari Dağı’na giden adrenalini bol yeşil yolları da keşfe çıkabilirsiniz. Fushimi İnari hem mitoloji hem de macera meraklılarını aynı anda mutlu etmeyi başaran bir yer olmasıyla Kyoto’da ilgiyi üzerine toplayan bir merkez konumundadır. Miho Çam Korusu – Hagoromo Efsanesi Shizuoka prefektörlüğünün, Shizuoka şehrinde yer alan Miho Çamlığı, Japon Halk Masallarından, Hagoromo’nın gerçekleştiği yerlerden biri olarak kabul ediliyor. Hagoramo efsanesi, bir balıkçının, balık tutmaya çıktığı sıradan bir günde karşılaştığı olağanüstü olaylar zincirine dayanıyor. Mitolojik hikayelerin izlerini taşıdığına inanılan Miho Çam Korusu, Japonya’daki mitolojik yerlerin en ünlüleri arasında. Buradan yükselen, karaçam ağaçları, Fuji Dağı’nın heybetli yükselişiyle birleşip, kartpostallık görüntüler oluşturuyor.
Miho Çam Korusu
Yıllar boyu, şairlere ve yazarlara ilham veren 30.000 çam ağacının birbiriyle uyumundan etkilenmemek ise imkansız. Miho Çamlığında her ekim ayında, geceleri ateşin aydınlattığı ışığın altında, masallara dayanan geleneksel Noh oyunu gerçekleştiriliyor. Ayrıca yılbaşında her yıl güzel yapraklı Japon Karaçamı olan Hagoromo no Matsu’yu ziyaret etmek ve güneşin ilk doğduğu ana şahit olmak için birçok insan geliyor. Siz de bir efsaneyi yerinde yaşamak için, Japonya seyahatiniz sırasında yolunuzu Miho Çamlığı’na düşürebilirsiniz. Takachicho Güneş Tanrısı Amaterasu Miyazaki Prefektörüğünde bulunan, Takachicko kasabası, güneş tanrısı Amaterasu’nun doğduğu efsanevi mağaraların bulunduğu yer olduğundan önemi ve bilinirliği oldukça yüksektir. Japonya’nın önde gelen ünlü mitlerinin çıktığı ve ‘’mitler diyarı’ olarak adlandırılan Takachicho, nehirleri, şelaleleri ve bakir ormanları ile mitlerin çıkış noktasını da güçlendirmiştir. Takachicho Tapınağı’nda her akşam, tapınağı ziyaret edenler için ‘’Yokagura’’ adı verilen kutsal dans ile efsanenin yeniden hayata geçirilmesi temsil edilir. Bu dans güneş tanrıçası mitleriyle ve
28
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
Takachiko Kasabası bazı tanrıların hikayeleriyle ilgilidir. Japonya’nın kültürel değerlerini yansıtması açısından da önemlidir. Burada neredeyse her mekanın Japon mitolojisiyle bir ilişkisi bulunduğu düşünülüyor. Kasabada yer alan efsanelerle yüklü mağaralara kutsal olduğu için giremeyebilirsiniz fakat, buradaki çalışanlara bu isteğinizi belirtirseniz, mağaraları bir gözlem noktasından izleme şansını yakalayabilirsiniz.
SONATA’NIN 9. SAYISINI OKUDUNUZ MU? Japon Müziği E-Dergisi SONATA’nın 9.sayısı J-Goth&Visual Kei müzik temasıyla okurlarının karşısında!
4.yıl
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
29
japon kültürü DOSYASI
Jr PASS .
nedir? JAPONYA’DA TREN YOLCULUĞU YAZAR: MEDİNE NUREEVA Animelerde ya da filmlerde hep gördüğümüz romantik ve huzurlu tren yolculuğu Japonya’yı keşfetmenin için en ideal yolu olabilir. Bütün ülkeye yayılmış ve kusursuz bir şekilde işleyen demir yolu sistemi hem büyük şehirler arasında, hem de pek bilinmeyen ama mutlaka görülmesi gereken yerlere ulaşmayı inanılmaz kolaylaştırıyor. Mermi tren Shinkansen ile Tokyo, Osaka, Kyoto ve hatta Japonya’nın kuzey adası Hokkaido’ya rahat ve hızlı bir şekilde ulaşabilirsiniz. En çok ziyaret edilen büyük şehirlerden sıkılanlar için de bir kaç daha az bilinen ve trenle ulaşılabilen birkaç destinasyon önerimiz var. Shikoku adası (Matsuyama, Takamatsu şehirleri). Japonya’nın ana adalarının en küçüğü olan Shikoku doğası ve tarihi yerleriyle ilgi çekici. Örneğin, Matsuyama şehrinde bulunan Dogo Onsen Honkan kaplıcası, Ruhların Kaçışı animesine ilham vermişti, Takamatsu şehri ise Ritsuen-Koen parkıyla meşhur. Bununla beraber, Shikoku adasının Shingon Budizmle alakalı 1200 kilometrelik 88 Tapınaklı Hac Yolu ile biliniyor. Nagasaki şehri. Aslında hakkında çok şey duyduğumuz (kötü bağlamında da olsa), geçmişte yaşananlara rağmen güzelliğiyle turistleri çeken bir şehir. Nagasaki Barış Parkı ve Atom Bombası Müzesi dışında şehri tramvayla gerip Sofukuji Obaku Zen tapınağı ve Japonya’nın en büyük Hristiyan kilisesi Oura Kilisesini de ziyaret etmenizi öneririz. Sapporo şehri. Özellikle kışın mutlaka görülmesi gereken bir yer. Odori Parkında 1950 yılından beri her sene gerçekleşen buz heykelleri yarışmasını izleyebilir ya da çikolata temalı Shiro Koibito Parkını ziyaret edebilirsiniz. Bunun dışında, Sap-
30
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
poro’nun merkezinde bulunan Botanik Bahçesini, Hokkaido’nun yerlileri Ainu kültürünü yakından görebileceğiniz Tarihi Köyü de ziyaret listenize ekleyebilirsiniz. Hikone şehri. Shiga prefektörlüğünde bulunan küçük bir şehir. Hikone, Biwa gölüne açılan muhteşem bir manzara ve kalesiyle meşhur. Günümüze kadar neredeyse hiç değişmemiş Hikone Kalesi, Japonya’nın ulusal zenginlik olarak kabul edilen beş kalelerden biridir. JR Pass Nedir? Nereden Alınır? Japonya’da birkaç hafta geçirip her yerini gezmek istiyorsanız JR Pass hem masraflarınızı düşürür hem de yolculuğunuzu kolaylaştırır. JR Pass, Japon Demir Yollarına ait bütün shinkansenler, banliyö trenleri, metro, bazı vapur seferleri, ana havalimanlarına giden trenler ve JR otobüs transferlerinde geçerli (Nozomi ve Mizuho trenlerinde geçerli değildir) bir ulaşım kartıdır. JR Pass bilet fiyatları yetişkinleri için 234 EURO (bir haftalık), 371 EURO (iki haftalık) ve 475 EURO
japon kültürü DOSYASI
(üç haftalık). 6-11 yaşında olan çocuklar için bütün fiyatlar %50 indirimli, 6 yaş altında olanlar için de ücretsiz. Tabi ki, daha rahat bir şekilde ve sıralarda beklemeden seyahat etmek isterseniz Birinci Sınıf biletleri de mevcut, fiyatları 311-653 EURO arasında değişiyor. JR Pass sadece turistik vize ile Japonya’ya gelenler için ve yurtdışından yani ülkeye gelmeden alınması gerek (JR Pass’ı Japonya’ya geldikten sonra almak isterseniz resmi sitesinde belirtilen bazı havalimanları ve tren istasyonlarında daha yüksek bir fiyata satın alabilirsiniz. Bu opsiyon sadece 31 Mart 2020’a kadar geçerlidir). Yurt dışında kartınızı onaylı seyahat acentalarından satın alabilirsiniz (Türkiye’de onaylı yani JR Pass’ı alabileceğiniz tek bir seyahat acentası var; H.I.S. seyahat acentası). Ulaşım kartınızı sipariş ettikten sonra size bir onay belgesi verilecek, onu da Japonya’ya ulaştıktan sonra havalimanlarında ve ana tren istasyonlarında bulunan bürolarda asıl JR Pass kartına değiştirmeniz gerekecek. Bazı ipuçlar: Trenlerin varış-kalkış saatleri ve diğer bilgilerine www.hyperdia.com/en/ sitesinden veya mobil
*
ugulamasın HyperDia’dan rahatça ulaşabilirsiniz. Bazı trenler için rezervasyon gerekebilir. Rezervasyon gerekli olmasa da ek ücret ödemeden Bilet Rezervasyon Bürolarında (Midori no Madoguchi) yerinizi rezerve edebilirsiniz. Rezervasyonunuz yoksa trene biniş sırasına erken girin. JR Pass, JR Grubu Otellerinde de %10’a kadar indirim fırsatı veriyor. Japonya’nın bazı metro ve tren hatların özel şirketlere ait oldukları için JR Pass kapsamında girmeyen trenlere biletlerin ayrı olarak satın alınması gerek. Şehir içi ulaşım için (özellikle Tokyo’da) ek ulaşım kartı gerekebilir. Seyahatiniz Japonya’nın belli bir bölge ile sınırlıysa o bölgede geçerli ve hatta o bölgede bazı fırsatlar sağlayan ulaşım kartlarından birini tercih edebilirsiniz: Hokkaido adası için JR HOKKAIDO PASOSU, Hokkaido adası dışında Tokyo’dan kuzeydoğu Japonya’ya kadar JR DOĞU PASOSU, Kansai Uluslararası Havalimanı’ndan batı Japonya’ya kadar JR-BATI PASOSU ve Kyushu Adası’nın tamamı için JR-KYUSHU PASOSU.
* * * * *
Bu bilgiler ışığında Japonya’da tren yolculuğunun keyfini çıkarabilirsiniz. İyi yolculuklar! yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
31
JAPONYA’DA
.
SEVGiLiLER
GÜNÜNE
ÖZEL
4 FAVORI MEKAN K YAZAR: GÖKHAN KULOĞLU
YOTO
Japon kültürünün ve tarihinin önemli şehirlerinden Kyoto, eskinin ve yeninin bir arada olduğu bir şehir.
Sevgililer gününü, Japonya’nın eski başkentinde Kiyomizu Tapınağı’nda anlamlı “aşk taşını” ziyaret edebilirsiniz. Ya da Gion bölgesinde yer alan geleneksel Japon sokaklarında romantik bir gezintiye çıkabilirsiniz. Ayrıca geleneksel kimono ve düğün merasimi seçenekleri ile aşkınıza yeni bir deneyim katabilirsiniz.
32
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
M
japon kültürü DOSYASI İYAJİMA
Alışılmışın dışında bir kutlama olsun diyorsanız Hiroşima körfezinde yer alan ünlü Miyajima’da sevgililer gününü kutlayabilirsiniz. Geleneksel sokakları, huzurlu atmosferi ile gün batımını Itsukushima Tapınağı’nda karşılayabilirsiniz. Yüzen torii kapısının önünde güneşin denizde kayboluşunu izleyebilirsiniz. Japonya’da görebileceğiniz en güzel manzaralardan biri diyebiliriz.
T
OKYO KULESİ
Geleneksel etkinliklerin yanında Tokyo gençlerinin sevgililer gününde en çok yaptıkları etkinliklerden biri de Tokyo Kulesi’nde manzarayı izlemek. Çikolataları yedikten sonra biraz spor biraz da romantik bir aktivite yapalım diyenlerin tercihi Tokyo Kulesi olabilir. Sevgililer gününde Valentine tırmanma etkinliği düzenleniyor. Saat 16.00 – 21.00 arasında düzenlenen etkinlikle 600 basamak çıkarak gözlem terasına çıkabilir, Tokyo’nun büyüleyici manzarasına sevgilinizle bakabilirsiniz.
İ
MPARATORLUK SARAYI DOĞU BAHÇELERİ & SHİNJUKU GYOEN
Tokyo İstasyonu’na 5-10 dakikalık yürüme mesafesinde kolay ulaşılabilir bir konumda yer alan İmparatorluk Sarayı bahçeleri, eski Edo Kalesi’ne yakındır. Ve İmparatorluk Sarayı’nın bir parçasıdır. Kusursuz Japon bahçelerinin dinginliği ve doğa içerisinde sevgilinizde güzel bir yürüyüş yapabilir, bahçelerde zaman geçirebilirsiniz. Bir diğer romantik durağımız Shinjuku Gyoen, Doğu Shinjuku İstasyonu’na sadece 10 dakikalık yürüme mesafesinde. İçerisinde yer alan göletler ve ağaçlar ile sevgililere romantik bir ortam sunuyor. Japon bahçelerinin yanı sıra Fransız tarzında bir bahçede yer almakta. Shinjuku Gyoen, ayrıca her baharı izleyen kiraz çiçeği için popüler bir mekandır.
Sevgililer gününde Japonların en uğrak noktalarını sizler için listeledik. Sizde sevgililer gününde Japonya’ya gitme hayalleri kuranlardansanız bu yerleri, gezilecek yerler listenize eklemekte fayda var. yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
33
MERAK
EDENLER
iÇiN
japonİzm sanat akımı YAZAR: BİRSEN ALBAYRAK
Fransız sanat eleştirmeni ve koleksiyoner Philippe Burty tarafından 1872’de ilk olarak tarif edilen Fransız Japonizminden Japonizm, Japon sanatının ve sanatsal becerisinin incelenmesidir. Japonizm Batı kültürü boyunca güzel sanatlar, heykel, mimarlık, sahne sanatları ve dekoratif sanatlardan etkilendi. Bu terim, özellikle izlenimcilikte Japon sanatının Avrupa sanatı üzerindeki etkisine atıfta bulunmak için kullanılır.Kısaca Japonizm akımı; modernizmin etkisiyle Japon geleneksel sanatının batı sanatıyla kaynaşmasını sağlamıştır. Ukiyo-e’nin Japonizm Üzerine Etkisi Ahşap baskı tekniğinde yapılan resimler olan Ukiyo-e, Japon kültürel kimliğini yansıtan en önemli öğelerden biridir. 1860’lardan bu yana birçok Batılı sanatçı için ilham kaynağı olmuştur. Ukiyo-e tahta baskılar, ucuz hediyelik eşya resimlerine yönelik bir talebe uyacak şekilde üretildi. Baskılar ucuz olmasına rağmen,yenilikçi ve tekniksel oldukları için her birinin değeri farklıydı. Bu baskılar nadiren tek bir kullanıcı göz önünde bulundurularak oluşturuldu, bunun yerine Japonya’daki ticari pazar için yaratıldılar. Baskıların bir yüzdesi Hollandalı ticari tüccarlar aracılığıyla Batı’ya getirilse de, 1860’lara gelindiğinde ukiyo-e baskıları Avrupa’da popülerlik kazanmadı. Batılı sanatçılar orijinal renk
34
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
ve kompozisyon kullanımından etkilendiler. Ukiyo-e baskılarda çarpıcı rakursiler ve asimetrik kompozisyonlar yer aldı. 1868’deki Meiji Restorasyonunun ardından, uzun bir ulusal izolasyon süresine son veren Japonya; fotoğrafçılık ve baskı teknikleri de dahil olmak üzere, Batı’dan yapılan ithalata açık hale geldi. Ticaretteki bu yeni açılışla birlikte, Japon sanatı ve eserleri Paris ve Londra’daki küçük meraklı dükkanlarda görünmeye başladı. Japonizm, özellikle ukiyo-e olmak üzere Japon sanatını toplama çılgınlığı olarak başladı. Ukiyo-e’nin ilk örneklerinden bazıları Paris’te görülmüştür. 1856’da Fransız sanatçı Félix Bracquemond, ilk olarak yazarı Auguste Delâtre’nin atölyesinde eskiz defteri Hokusai Manga’nın bir kopyasına rastladı. Eskiz defteri, 1854 yılında Japon limanlarının küresel ekonomiye açılmasından kısa bir süre sonra Delâtre’nin atölyesine ulaştı; bu nedenle, Japon sanat eserleri Batı’da
JAPON EDEBİYATI DOSYASI nak olarak kullandı. Van Gogh, 1885’den başlayarak, Régamey gibi dergi illüstrasyonları toplamadan, küçük Parisli mağazalarda satın alınabilecek ukiyo-e baskılarını almaya başladı. Van Gogh bu baskıları çağdaşlarıyla paylaştı ve 1887’de Paris’te bir Japon baskı sergisi düzenledi. Van Gogh’un Pere Tanguy’un Portresi (1887) renk tüccarı Julien Tanguy’un portresi. Van Gogh, bu portrenin iki versiyonunu yarattı ve her ikisi de Japon baskılarından oluşan bir fon oluşturdu. Tanguy’un arkasındaki baskıların çoğu, Hiroshige ve Kunisada gibi sanatçılarla tanımlanabilir. Van Gogh, portresi canlı renklerle doldurdu. lıcıların artık gri tonlu Hollanda resimlerine ilgi duymadığına inanıyordu, bunun yerine pek çok renkte resimler modern olarak görülüyor ve daha çok rağbet görüyordu. Van Gogh, Japon tahta baskılardan ve renkli paletlerinden ilham aldı. Kendi eserlerine ön plandaVan Gogh, Ukiyo-e Esintisi ki rengin canlılığını ve Japon tahta baskılarında gözlemlediği resimlerin arka planını basar ve aydınlathenüz popülerlik kazanmamıştı. Bu keşfi izleyen yılmak için ışıktan faydalanır. larda, Japon baskılarına ilgi artmıştır. Merak dükkanlarında, çay depolarında ve daha büyük dükkanlarda Edgar Degas ve Japon baskılar satıldılar. La Porte Chinoise gibi mağazalar, Japon 1860’larda Edgar Degas, La Porte Chinoise ve Parve Çin ithalatında uzmanlaşmıştır. Özellikle La Porte is’teki diğer küçük matbaalardan Japon baskıları toChinoise, baskılardan ilham alan sanatçıları James plamaya başladı. Degas’ın çağdaşları baskılar toplaAbbott McNeill Whistler, Édouard Manet ve Edgar maya başlaması, ona ilham için geniş bir koleksiyona Degas’ı kendine çekti. sahip olması imkanı sundu. Bu zamanda Avrupalı sanatçılar katı akademik metodolojilere alternatif bir tarz arıyorlardı. La Porte Chinoise gibi dükkanlar tarafından düzenlenen buluşmalar, Japon sanatı ve teknikleri ile ilgili bilgilerin yayılmasını kolaylaştırdı. Sanatçılar ve Akımlar Ukiyo-e, Batı sanatındaki ana Japon etkilerinden biriydi. Batılı sanatçılar renkli arka planlardan, gerçekçi iç ve dış sahnelerden ve idealleştirilmiş figürlerden etkilendiler. Hepsi bu stile adapte olan Batılı sanatçılarda görülebilen, Ukiyo-e’de köşegenlere, perspektife ve asimetriye vurgu yapıldı. Her sanatçının benzersiz yenilikler yapan bir birey olarak çalışılması gerekiyordu. Vincent van Gogh ve tahta renk paletleri Vincent van Gogh, The Illustrated London News ve Le Monde Illustré’de Félix Régamey’in resimlerini keşfettiğinde Japon baskılara yoğun ilgi duymaya başladı. Régamey tahta baskılar yarattı, Japon tekniklerini izledi ve genellikle Japon yaşamının sahnelerini resmetti. Van Gogh, Régamey’i sanatsal uygulamalar ve Japonların günlük yaşam sahneleri için güvenilir bir kay-
Degas’a gösterilen baskılar arasında Hokusai’nin Random Sketches’inin bir kopyası da Delâtre’nin atölyesinde gördükten sonra Bracquemond tarafından satın alındı. Degas’ın Japonizm’i baskılarına kabul etmesinin tahmini tarihi 1875’dir. Japon baskı stili, Degas’ın tek tek sahneleri engelleri dikey, çapraz ve yatay olarak yerleştirerek bölme seçiminde görülebilir. Japon sanatçıların çoğunda olduğu gibi, Degas’ın baskıları kadınlara ve günlük rutinlerine odaklanıyor. Kadın figürlerinin atipik konumlandırılması ve Degas’ın baskılarında gerçeğe olan bağlılığı, onu Hokusai, Utamaro ve Sukenobu gibi Japon baskı resimcileriyle uyumlu hale getirdi. Degas’ın Louvre’daki Mary Cassatt baskısında: Etruscan Gallery (1879-1880), Japon baskıları ve Degas’ın eserleri arasındaki ortaklıklar iki şekilde bulunabilir: biri ayakta diğeri oturur. Rakamların bileşimi Japon baskılarında biliniyordu. Degas ayrıca sahne içinde derinlik ve alan yaratmak için hat kullanımına devam ediyor. Degas’ın en açık şekilde tahsis edilmesi doğrudan Hokusai’nin Random Sketches’inden ödünç yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
35
alınan kapalı bir şemsiye üzerine eğilen kadınındır. James McNeill Whistler ve İngiliz Japonculuğu Japon sanatı, 1850’lerin başlarında Britanya’da sergilendi. Bu sergilerde haritalar, mektuplar, tekstiller ve gündelik hayattaki nesneler de dahil olmak üzere Japon nesnelerinin bir çeşitlemesi yer aldı. Bu sergiler, İngiltere için bir ulusal gurur kaynağı olarak sunuldu ve genel “şark” kültürel kimliğinden ayrı olarak ayrı bir Japon kimliği yaratmaya hizmet etti. James Abbott McNeill Whistler, öncelikle İngiltere’de çalışan Amerikalı bir ressamdı. 19. yüzyılın sonlarında Whistler, çağdaşlarının tercih ettiği Realist resim tarzını reddetmeye başladı. Bunun yerine Whistler, Japon estetiğinde sadelik ve tekniklik buldu. Belirli Japon sanatçıları ve sanat eserlerini kopyalamak yerine, Whistler, eserlerine eklediği genel Japon ifade ve kompozisyon yöntemlerinden etkilendi. Bu nedenle Whistler resimlerinde Japon objelerini betimlemekten kaçındı; bunun yerine egzotizm duygusunu beslemek için kompozisyonel yönler kullandı. Whistler’ın Punt’u (1861), asimetrik kompozisyonlara ve rakursinin dramatik kullanımlarına olan ilgisini göstermiştir. Bu kompozisyon stili, çağdaşları arasında başka bir on yılda daha popüler olmazdı, ancak bu stil Ukiyo-e sanatının erken dönem bir özelliği idi. Gustav Klimt Gustav Klimt’in en iyi bilinen Japon resmi, Adele Bloch-Bauer’ın İkinci Portresi’dir. Klimt’ın son tarzında, Norveçli bir fauvistten etkilenmişti. Klimt, Van Gogh, Whistler ve Degas dışında; James Tissot, Édouard Manet, Claude Monet, Pierre-Auguste Renoir, Camille Pissarro, Paul Gauguin, Henri de Toulouse-Lautrec ,Mary Cassatt, Bertha Lum, William Bradley ,Aubrey Beardsley ,Arthur Wesley Dow , Alphonse Mucha, Pierre Bonnard, Frank Lloyd Wright, Charles Rennie Mackintosh, Louis Comfort Tiffany, Helen Hyde ve Georges Ferdinand Bigot da Japonizm akımından etkilenen batılı sanatçılar arasındadır. Japon bahçeleri Japon bahçelerinin estetiği, Josiah Conder’ın Landscape Gardening in Japan tarafından Batı dünyasına tanıtıldı. Bu da batıdaki ilk Japon bahçelerini oluşumunu alevlendirdi. Japon metodu; herhangi bir ülkenin bahçelerine uygulanabilir estetik prensipleri ortaya koyar, olduğu gibi, bir şiire nasıl dönüştürüleceğini veya bir kompozisyonu nasıl resmedeceğini öğretir. Tassa (Saburo) Eida, 1910’da Londra’daki Japonya-İngiliz Sergisi ve dört yıldan fazla bir süredir William Walker adına inşa edilen 1. Baron Wavertree için
36
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
Gustav Klimt, Ukiyo-e Esintisi birçok etkileyici bahçe yarattı; Sonuncusu hala Irish National Stud’da ziyaret edilebilir. Samuel Newsom Japanese Garden Construction (1939)’da, kayadan bahçelerinin inşasında düzeltici olarak Japon estetiğini sundu. Bahçe Tarihi Derneği’ne göre, Japon peyzaj bahçıvanı Seyemon Kusumoto, İngiltere’deki yaklaşık 200 bahçenin gelişimine katıldı. 1937’de Chelsea Flower Show’da bir kaya bahçesi sergiledi ve Hertfordshire’daki Cottered’de bir Japon bahçesi olan Bognor Regis’teki Burngreave Sitesi’nde ve Londra’daki Du Cane Court’taki avlularda çalıştı. İzlenimci ressam Claude Monet, Giverny’deki bahçesinin bazı bölümlerini, zambak göleti üzerindeki köprü gibi Japon unsurlarından sonra modelledi. Köprü ya da zambaklar gibi birkaç noktadan bahsederek, büyük bir koleksiyonu bulunan ukiyo-e baskılarında bulunan geleneksel Japon görsel yöntemlerinden etkilendi. Ayrıca daha egzotik bir his vermek için çok sayıda yerli Japon türü yetiştirdi. Amerika Birleşik Devletleri’nde, Japon sanatına olan hayranlık, koleksiyonculara ve müzelere genişledi ve halen var olan ve birçok sanatçı neslini etkileyen önemli koleksiyonlar yarattı. Merkez üssü, Asya sanatının öncü bir koleksiyoncusu olan Isabella Stewart Gardner yüzünden küçük bir kısmı Boston’dı. Sonuç olarak, Boston Güzel Sanatlar Müzesi, artık Japonya dışındaki en iyi Japon sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Freer Sanat Galerisi ve Arthur M. Sackler Gallery, ABD’deki en büyük Asya sanat araştırma kütüphanesine ev sahipliği yapıyor ve Whistler’ın Japon eserleri ile birlikte Japon sanatına ev sahipliği yapıyor.
4.yıl
YAZAR SAMURAYLAR
ARIYORUZ!
YATTAA* Dergisi ve sitemizde sizlerinde yazıları yayınlansın! Tek yapmanız gereken japonsinemasi@gmail.com adresinden bizlere yazmak! Başvuruları bekliyoruz!
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
37
JAPON EDEBİYATI DOSYASI
YUKİO MİSHİMA PASTDAILY.COM
sosekİ * maDENCİ NATSUME SOSEKİ’NİN AYRIKSI ROMANI “MADENCİ” “Burası cehenneme açılan kapıdır. Girebilecek misin?” YAZAR: DENİZ BALCI 2018’in son aylarında Jaguar Yayınları bir sürpriz yaparak Natsume Soseki’nin “Madenci” isimli bu romanını bizimle buluşturdu. Birçok açıdan bu, senenin en önemli edebiyat hamlelerinden biri olarak ele alınabilir. Bunun ilk sebebi Japon edebiyatı açısından, hayati öneme sahip olan Soseki’nin henüz çevrilmemiş bir eserini Türkçede okuma fır-
38
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
satı yakalamamızdı. Ancak bu kitap özelinde olan en önemli sebep ise, yalnız Soseki’nin değil Japon edebiyatının da en ayrıksı yapıtlarından birisi olan “Madenci”nin bizlerle buluşturulmuş olmasıydı. Ayrıksı derken neyi kast ediyoruz? Natsume Soseki 1867-1916 yılları arasın-
da yaşamış ve yazdıklarıyla bir dönemin edebiyatını neredeyse tek başına sırtlamış bir yazardır. İçinde olduğu modernleşme döneminin tüm sancılarını eserlerinde incelikli ve çok yönlü bir şekilde işlemiştir. Daha önce Türkçede okuma fırsatını bulduğumuz “Gönül”, “Küçük Bey”, “Sanşiro” ve “Ben Bir Kediyim” isimli romanları bunu bizlere açıkça göstermektedir. Akademik uzmanlığı İngiliz edebiyatı üzerine olan Soseki, Japonya’da modern romanın öncüsü olmuş ve kendisinden sonra yazmış olan bütün yazarların yararlandığı ve onların örnek aldığı bir kaynak haline gelmiştir. Günümüzde dahi Japonya’da Natsume Soseki anıtsal bir öneme sahiptir ve neredeyse bütün Japonların okumakla yükümlü hissettikleri bir noktada durmaktadır. Burada parantez açmamız gereken önemli bir husus vardır. Normalde geçiş dönemi yazarları öykündükleri edebiyatın kamburunu sırtlarında taşırlar ve teknik açıdan başarısız ya da taklitten öteye geçemeyen eserler kaleme alırlar. Birçok ülkenin edebiyatında bu durum vardır. Biz de Tanzimat Dönemi’nde yazılmış ilk batılı romanlarımıza baktığımızda içerik ve biçimin yer yer iyi örtüşmediğine ve bariz üslup problemlerinin olduğuna şahit oluruz. Ancak Soseki kendisinden önce örnek alabileceği modern Japon romancılar olmamasına rağmen son derece yetkin eserler kaleme almayı başarmıştır. Çağdaş Japon edebiyatı da, Soseki’nin inşa ettiği bu zemin üzerinde şekillenmiştir. “Madenci” yazarın ilk dönem eserlerinden biridir. Eleştirmenler kitabın yayımlandığı 1908 senesinden bu yana eseri Soseki eserleri içerisinde farklı bir noktada konumlar. Bu, eserin biçimsel açıdan deneysel sayılabilecek bir yenilikçiğe sahip olmasından kaynaklanır. Asahi Shimbun gazetesinde tefrika halinde yayımlanmaya başlayan romanı Soseki 1907 senesinde kaleme almaya başlamıştır. O senelerde Japon yazarların yazma geleneği genellikle yaşadıkları şeyleri anlatmaları şeklinde özetlenebilirdi. Peki bu durumda daha önce bir madende çalışmamış, o ortamı gözlemlememiş Soseki bu romanı nasıl yazmıştır? Bu konudaki tahminler Soseki’nin Arai isimli
bir madenciyle işçilik günlerine dair yaptığı konuşmalardan beslendiği yönündedir. Başka birinin tanıklıklarından ve onun gözlemlerinden yararlanan Soseki nihayetinde eserleri tamamen kendi hayal gücüne dayanarak kaleme almıştır. Bu yüzden “Madenci”nin ismine kanıp Emile Zola’nın naturalist başyapıtı “Germinal” ya da D.C.Lawrence’ın “Oğullar ve Sevgililer” eseri gibi bir yapıt beklememek gerekir. Natsume Soseki romanında toplumsal gerçekçi bir çizgide ilerlemektense, madeni bir metafor olarak kullandığı daha psikolojik temelde bir eser kaleme almıştır. Madene dair ayrıntılar romanın baharatı olmuştur. “Madenci”nin anlatıcısı bir kere isimsizdir. Evet burada karakterimiz tamamen kimliksizliğinin altını çizecek şekilde isimsiz bırakılmıştır. İsimsiz karakterimiz ormanın içinde yürürken bir yandan da aklındaki yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
39
JAPON EDEBİYATI DOSYASI tehlikeli düşüncelerle savaşmaktadır. Bu esnada karşılaştığı Çozo’nun “İş lazım mı?” çağrısına kulak verir ve nedensiz bir şekilde kendisini çalışmak için madene yürürken bulur. Tokyolu, hali vakti yerinde, Japon geleneklerinin beslediği asil bir ailenin bu temiz ve eğitimli çocuğu, bir anda kir pas içinde, koşulların rezil olduğu bir çalışma ortamı içinde yaşamaya başlar. Sonrası ise karakterimizin dünyası ile madenin dünyası arasında kurulan karanlık bağlantının aktarımıdır. Kitabın çok özel bir sürprizi daha var: Haruki Murakami’nin yazmış olduğu sonsöz. Aslında kitabı okuyan okur son satırlarda yazar tarafından yüz üstü bırakıldığında içinde oluşan sorunlara Murakami’nin bu sonsözüyle cevap bulabiliyor. Bu açıdan yayınevinin böyle bir sonsözü kitaba uygun görmesi hem çok iyi hem de çok yararlı olmuş. Bu sonsözde Murakami yazarın romanı yazma serüveninden tutun da dönemin ruhuna kadar ayrıntıları verirken bir yandan da romanla ilgili hem varsayımlarını hem de duygularını yansıtıyor. Japon edebiyatına son derece hâkim olan Murakami’nin kurmuş olduğu bağlantılar eseri okuduktan sonra hiç de mantıksız gelmiyor. Hatta Murakami bir teşekkürü hak ediyor. Şimdilerde Samuel Beckett ve James Joyce gibi yazarların edebi tarzlarıyla ilişkilendirilen bu roman diğer yandan Soseki’nin farkında olmadan edebiyatına kattığı öncülerin öncüsü bir roman olma kimliğini kazanmıştır. Kitabın sonunda yaptığı modernist hamle ile kimilerine göre zayıflık kimilerine göre ise güç gösterisi yapan Soseki sonuçta ortaya ayrıksı bir eser bırakıyor. Olay örgüsünün daha önceki romanlarından alışık olduğumuz yapıdan son derece farklı olması okurken biraz zorlayıcı olabilir. Ancak okuduktan sonra kitaplığınızda daha özel bir yer ayırma zahmetine katlanacağınızı düşünüyorum. Çeviri ise daha önce Jun’ichiro Tanizaki’nin “Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın” isimli kısa romanını çeviren Sinan Ceylan’a ait. Sinan Ceylan’ın çevirisini Tanizaki’nin kitabında
40
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
takdir etmiş ve sevmiştik. Ancak malum Tanizaki’nin dili Soseki’ye göre daha sade ve akıcıdır. Haliyle böylesi bir eserle yeniden bizlerle buluşan çevirmenin bu özenli ve güçlü çevirisi okur olarak bizler de ayrı bir sevinç yarattı. Umarım önümüzdeki zamanlarda yeni Sinan Ceylan çevirileri okuma fırsatına sahip oluruz. Kitabın içeriğiyle son derece örtüşen ve zekice tasarlanmış Hakan Güngör imzalı muhteşem kapak tasarımından da bahsetmemek haksızlık olur. Ülkemizde roman kapaklarına getirdiği özenle dikkatleri üzerine çeken Jaguar Yayınları çevirisinden baskısına, kapağından redaksiyonuna; her açıdan kaliteli ve aranan bir yayıncılık örneği sunuyor. Hep aynı kalitede bizimle olmaları dileklerimizle. Siz de isminizi arkanızda bırakıp karakterimizle madene inmeye ve orada kendinizi aramaya var mısınız? İyi okumalar.
JSP’YE DESTEK OLUN! Japon Sineması Platformu, 2015 yılından beridir dijital ortamda Japonya ve Japon kültürü, sanatı üzerine araştırmalar yapan yazarların buluşma çatısıdır.
İSTATİstİkler Takipçilerimiz
4.657 TAKİPÇİ
Yazın hayatımıza başladığımız ilk günden bugüne kadar Japonya üzerine 1500 üzerinde makale, 36 sayılık dergi, 2 kitap projesi ve sayısız işbirliği yaparak okurları daha fazla Japon kültürüyle buluşturmayı amaç edindik.
1.414 TAKİPÇİ
Yayın hayatımıza devam ederken platformumuzun yıllık sunucu, yayınları yayınladığımız portallerin yıllık ücretleri, basılı yayınlar için matbaa giderlerimiz oluyor. Sizlerden gelecek destekler doğrultusunda Japonya’da “Türkiye Yılı” ilan edilen 2019 yılında daha fazla içerikle sizlere Japonya’yı yakın kılmak istiyoruz. Yardımlarınızı iletmek için aşağıdaki adresten bizlere ulaşabilirsiniz. MAIL ADRESİ info@japonsinemasi.com japonsinemasi@gmail.com TELEFON NUMARASI 0537 225 7751
yazar olmak İster mİsİNiz?
Japon Sineması Platformu’nun dergisinde ve sitesinde yazar olmak isteyen arkadaşları aramıza bekliyoruz.
2.210 TAKİPÇİ
Yayınlarımız
SONATA DERGİSİ
JAPON SİNEMA DERGİSİ
YATTAA* DERGİSİ
vocaloİd kataloğu
TEZUKA’DAN BAŞLANGICINDAN GÜNÜMÜZE JAPON MİYAZAKİ’YE ANİME VE mANGA KİTABI SİNEMASI KİTABI
Dergi Okurlarımız
437.106 okuma
32.600 okur
39 YAYIN
Hakkımızda Yayınlanan Içerik
Basvurular: japonsinemasi@gmail.com
#JAPONSİNEMASIPLATFORMU 97.800.000 İçerİk 8 röportaj
2 radyo yayını
6 dergİ yazısı
yattaa* dergİsİ I WWW.JAPONSİNEMASİ.COM
41
www.japonsİnemasİ.com