Nisan 2012

Page 1

KalDer YIL: 20

• SAYI: 160 Nisan 2012 • 6.50 TL

KalDer ÖNCE KALİTE YIL: 20 • SAYI: 160 • 6.50 TL • Nisan 2012

TMME ÖDÜLLERİ ‘Önce müşteri’ diyen markalar ödüllerini aldılar


Ankara_Kalder_Ilan.pdf

1

4/16/12

6:52 PM



4

BAŞKANDAN

A. Hamdi DOĞAN

KalDer Yönetim Kurulu Başkanı

TEK SEÇİCİ MÜŞTERİ KalDer olarak Mükemmellik kültürünü yaşam biçimine dönüştürerek, ülkemizin rekabet gücünün ve gelişmişlik düzeyinin yükseltilmesine katkıda bulunmak amacı ile 21 yıldır çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu uzun ve zorlu süreçte, kuruluşlara çıktıkları kalite yolculuğunda rehber olup yol göstermek, yollarına ışık tutmak istedik ve birçok ilke imza attık.

K

uruluşların tüm süreçlerinde sürekli iyileşmeyi esas almalarının önemini vurguladık. “Ölçmediğinizi iyileştiremezsiniz. Ölçmek anlamak ve bilmektir. Bilmek yönetmektir.” Yaklaşımından hareketle, 2005 yılında KalDer ve KA Araştırma LTD. ŞTI. ortak girişimiyle, başta ABD olmak üzere, Avrupa ve Asya’da birçok ülkede uygulanmakta olan Ulusal Müşteri Memnuniyeti Endeksi” adıyla ülkemizde de uygulamaya başladık.

ÖNCE KALİTE Nisan 2012

Sürecin başlatılma gerekçesi ve anlamını TMME’de uygulanan metod’a adını veren Prof. Dr. Fornell’in ifadeleriyle aktarmak isterim. Diyor ki; “Müşteri Kaliteyi algılarsa, bu müşteri memnuniyeti ile ortaya çıkar. Bu müşteri memnuniyeti, artan bir gelir anlamına gelmektedir. Müşteriler doğrudan bir kurumun bilançosunda görünmese de, bir ekonomik değer olarak mutlaka gösterilmelidir.” demektedir.

Altıncı yılını tamamladığımız ulusal endeks çalışmamızla tüketicilere, tarafsız bir ölçüm ile beklentilerini, memnuniyetlerini ve şikayetlerini duyurma imkanı, kuruluşlara, kendisinin ve rakiplerinin durumunu görme ve strateji geliştirme fırsatı; ülke yönetimlerine ise ülke sanayinin, ürünlerin ve hizmetlerin gelişme eğilimi hakkında bilgi sahibi olma ve uluslar arası kıyaslama verilerine ulaşma


5

BAŞKANDAN

olanağı sağlamış olduk. TMME Türkiye içinde satın alınan ürün ve hizmetlerin müşterileri nezdinde memnuniyetlerinin ölçülmesi ve bunun lisanslı özel ekonometrik bir model kullanılarak analiz edilmesine dayanan ulusal sektörel kurumsal bir ölçü sistemidir. Sistem ACSI (American Customer Satisfaction Index) lisansı, National Quality Research Center ve Michigan Üniversitesi proje yönetim desteğiyle yönetilmektedir. Dünyada, Amerika dahil 20’yi aşkın ülkede yürütülen ulusal müşteri memnuniyeti endekslerinin Türkiye uygulamasıdır. Modeli KA Araştırma LTD. ŞTI. ile birlikte ortak bir ürün olarak devreye aldık. Türkiye’de ki değerlerin yanısıra ABD’deki sektör değerlerini de, her çeyrek dönemde izliyoruz. Uluslararası bir model kullanılması nedeni ile sonuçlar, diğer ülkelerin sonuçları ile kıyaslanabilmektedir. Her çeyrek dönemlerde TMME sonuçlarını kamuoyu ile paylaşıyoruz. 2011 yılı son çeyreğinde TMME Ulusal Müşteri Memnuniyet oranı kuruluşundan bu yana en yüksek değere ulaşarak %76.3 olarak gerçekleşti. Aynı dönemde Amerika Ulusal Endeksi %75.8 olmuştur. Bu başarı ülkemiz işletmelerinin eseridir. TMME kapsamında, her yıl yaklaşık 3540.000 müşteri görüşmesi ile 25 aşkın sektörde yaklaşık 125’e yakın kuruluş bağımsız olarak ölçülmektedir. TMME uygulaması ülkemizde 6’ncı yılını geride bırakırken endeks oturmuştur. Model 6 ana değişken ve bunları belirleyen

15-17 alt değişken için ölçüm yapılmaktadır. Ana değişkenlerimiz : Müşteri Beklentileri, Algılanan kalite, Algılanan değer ile Müşteri Memnuniyeti arasındaki nedensel ilişkiyi, diğer taraftan da müşteri memnuniyeti ile müşteri şikayetleri ve müşteri bağlılığı arasındaki sonuç ilişkisini göstermektedir. Türkiye Müşteri Memnuniyeti’nin zaman içindeki eğilimlerinin izlenmesi, müşteri bağlılığı, buna bağlı olarak karlılık ve rekabet edebilirlik hakkında önemli bilgiler vermektedir. Dolayısı ile TMME; • Ülkedeki ürün ve hizmetlere ait kalite ve müşteri memnuniyeti artıyor mu, azalıyor mu? • Bu artış ya da azalma endüstrinin belirli sektörlerine mi ait, sadece bazı sektörlerde mi görülüyor ya da belirli kuruluşlara mı özgü? • Bu artış ya da azalma uluslararası eğilimlere uygun mu; yoksa ülkemize özgü farklılıklar mı var? gibi ülke ekonomisi hakkında bir çok soruyu yanıtlamaktadır. • Müşteri memnuniyeti, entellektüel sermayenin dolayısı ile pazar değerinin en önemli parametrelerden biridir. Bu önümüzdeki dönemde TMME ile daha da netlik kazanacaktır. • ABD’de olduğu gibi TMME puanını artıran kuruluşlar aynı artışın Borsa pazar değerlerine de yansıdığını göreceklerdir. • TMME sektör içindeki memnuniyeti olduğu gibi sektörler arasında da müşterisini en çok memnun eden sektör ve kurumları belirler.

• TMME önümüzdeki yıllar itibarı ile trend analizine de olanak tanıyacaktır. • TMME kuruluşların puanlarını artırmak için hangi parametreleri geliştirmeleri gerektiğinin analizine de hizmet etmektedir. KalDer ve Ka araştırma olarak en büyük arzularımızdan biri TVME Türkiye Vatandaş Memnuniyeti Endeksini çıkartabilmektir. Özel sektörün yanı sıra kamu sektöründe de hedef kitlesinin memnuniyetini değerlendirmeye istekli olan devlet ve yerel yönetim kurumlarına pusula hizmeti görmektedir. TMME, ABD’de kamu kurumlarının en önemli performans kriteri olarak uyguladıkları ve bu doğrultuda devlet bütçesinden pay aldıkları sistemi Türkiye özelinde hayata geçirmeyi arzulamaktadır. 6 yıldır yapılan ölçümler sonucunda her sektörde birinciler oluştu. Tekrarlanan birincilikler sürdürülebilir başarı kavramını ortaya çıkardı. Bu aşamada ödüllendirme ve tanıma sürecimizin bir gereği olarak, 2 Nisan 2012 tarihinde sektör birincilerini onurlandıran bir Gala Yemeği düzenledik. Ödül alan kuruluşlarımızı kutluyorum. Kalite’yi tanımlarken”; Kalite müşteri beklentilerini karşılamak ve hatta bunun ötesine geçebilmektedir.” diyoruz. KalDer Ulusal Kalite Ödülü ile iş dünyasının en prestijli ödül sürecini ülkemizde 20 yıldır yürüten kurumdur. Aynı titizliğimiz bu yıl ilki gerçekleşen TMME ödül organizasyonunda da devam ettirmiştir. Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


6

İÇİNDEKİLER

Sahibi KalDer Adına A.Hamdi DOĞAN Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Neslihan CİNGİ neslihan.cingi@kalder.org Yayın Kurulu A. Hamdi DOĞAN, Erdenay GÜL, Fügen TOKSÜ, Gül GÖKTEPE, Özlem YÜZAK, Tolga YÜCEL, Selami ÇELEBIOĞLU, Selçuk ERGENÇ İdare Merkezi Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Centrum İş Merkezi, Aydınevler Sanayi Cad. No:3 Küçükyalı 34854 İstanbul Tel: 0216 518 42 84 Faks: 0216 518 42 86 www.kalder.org e-posta:kalder@kalder.org Yapım Kripto İletişim Danışmanlığı Rumeli Cad No: 5/7 Nişantaşı Tel: 0212 219 98 13 Baskı BerNur Etiket Mat. Gıda San. Ltd. Şti. Topkapı Tic. Merkezi 1 No: 369 Cevizlibağ / İST +90 212 482 18 90 pbx +90 212 482 18 92 www.bernuretiket.com.tr Önce Kalite Dergisi, Türkiye Kalite Derneği tarafından ayda bir yayınlanır. Ulusal-Türkçe-Aylık ISSN: 1301-4978 Önce Kalite Dergisi’ndeki yazı ve resimler kaynak gösterilerek kullanılabilir.

ÖNCE KALİTE NİSAN 2012

4

BAŞKANDAN

8

TMME ÖDÜLLER

12

TMME LİDERLER

20

TMME SONUÇLARI

22

YÖNETİM KADININ HAKKI

24

KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ VE İSTİHDAM

28

GİRİŞİMCİLİK, İSTİHDAM VE KADININ EKONOMİK GÜÇLENMESİ

30

GELIŞMIŞLIK DÜZEYI VE KADIN İSTIHDAMI

32

KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ VE İSTİHDAM

34

KADIN GIRIŞIMCILIĞI VE ISTIHDAMI

36

KADIN GIRIŞIMCILIĞI VE ISTIHDAMI

38

YENİLİKÇİ ÜRÜNLERLE KADINLARIN HAYATINI KOLAYLAŞTIRIYOR

40

KURUM KÜLTÜRÜMÜZ KADIN ÇALIŞANLARIMIZA AYRIMCILIK SAĞLIYOR

42

KADIN GIRIŞIMCILIĞI VE ISTIHDAMI

44

ÜLKER CCC 2012 YILININ BAŞINDA KALDER İLE 5S PROJESİ2NE BAŞLADI

46

2023’E ULAŞMANIN HEDEFİ İNOVASYONDAN GEÇİYOR

48

İZAYDAŞ, ULUSAL KALİTE HAREKETİ’NE KATILDI

50

İETT, ULUSAL KALITE HAREKETI’NE KATILARAK KalDer ILE İYI NIYET BILDIRGESI IMZALADI

52

KalDer’de HAMDİ DOĞAN’LA 2. DÖNEM

54

KALDER’DEN HABERLER

56

KALİTE PROFESYONELİ GELİŞTİRME PROGRAMI

58

MARMARA ÜN. ULUSAL KALİTE HAREKETİ’NE KATILDI

62

ULUSAL KALİTE HAREKETİ İYİ NİYET BİLDİRGESİ BAY DÖNER

64

ŞUBELERDEN HABERLER/ İZMİR

66

ŞUBELERDEN HABERLER/ ANKARA

68

ÜYE GÖRÜŞÜ

72

SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM

76

KADIN GÖZÜYLE HAYATTAN KARELER

78

EĞİTİM TAKVİMİ

80

KÜLTÜR-SANAT

82

OLUMSUZ DÜŞÜNCELERDEN ARININ

Yazarlar ve Kuruluşlardan gelen yazılar:

• A4 sayfasına, her taraftan 2 cm marj bırakılarak, 1.5 cm boşluk, 12 punto Arial veya Times New Roman karakteri ile en fazla 4 sayfa yazılmalıdır. • Yazı başlığı ve yazar adı koyu font ile yazılmalıdır

• Yazar unvanı, e-posta adresi yer almalıdır. • Yazara ait en az iki adet yüksek çözünürlükte vesikalık olmayan hareketli tarzda resimler olmalıdır. • Gelen yazılar, yayın kurulu tarafından

okunurluğunun artırılması, uzunluğunun kısaltılması gibi durumlarda yazının içeriğinde, başlıkta değişiklik yapılabilir. Bu değişiklik yapma hakkı dergimizce saklıdır.


7

BU SAYIMIZDA

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR KalDer olarak, yönetim kalitesindeki güncel yaklaşımları, sorunları ve çözümlerine ilişkin bilgileri paylaşmak ve değerli Üyelerimize, Üye Adaylarımıza en verimli paylaşım ve ağ geliştirme ortamlarının yaratılması amacıyla KalDer Kahvaltı Sohbetlerinin ikincisini gerçekleştirdik. Sadece Türkiye’nin değil dünyanın da gündeminde olan konulara değinmeye çalışarak “Eşitlik güçlendirir”! diyerek bu ay “Yönetim Kadının Hakkıdır” konusunu ele aldık. Aynı zamanda “Ölçmediğinizi iyileştiremezsiniz. Ölçmek anlamak ve bilmektir. Bilmek yönetmektir” yaklaşımından hareketle, TMMETürkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi konusunu sizlere aktardık.

Neslihan Cingi

neslihan.cingi@kalder.org

A. Hamdi Doğan “Tek Seçici Müşteri” yazısı içerisinde, altıncı yılını tamamladığımız ulusal endeks çalışmamızla tüketicilere, tarafsız bir ölçüm ile beklentilerini, memnuniyetlerini ve şikayetlerini duyurma imkanı, kuruluşlara, kendisinin ve rakiplerinin durumunu görme ve strateji geliştirme fırsatı; ülke yönetimlerine ise ülke sanayinin, ürünlerin ve hizmetlerin gelişme eğilimi hakkında bilgi sahibi olma ve uluslar arası kıyaslama verilerine ulaşma olanağı sağlamış olduğumuzu vurguladı. Bu sayımızda dosya köşemizde “Yönetim Kadının Hakkıdır” konusunda keyifle okuyabileceğiniz ve sizlere yeni bakış açıları kazandıracağına inandığımız isimler var; Aile ve Sosyal Politilar Bakanlığı, Arzum, Bahçeşehir Üniversitesi, BUSİAD, İnci Holding, KAGİDER, TSKB, Fütüristler Derneği, Vodafone Türkiye.. KalDer aynı zamanda Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’nde geçtiğimiz 6 yılda başarı kazanmış firmaları bu yıl ilkini gerçekleştirdiği ödül töreni ile 2 Nisan tarihinde onurlandırdı ve TMME Ödülleri sahiplerini buldu. Dergimiz içerisinde ödül alan firmalardan birkaçının görüşlerini sizlerle paylaşıyoruz: Ana Gıda, Axa Sigorta, BİM, Halkbank, Nokia, Opet, Sony, Pınar Su, Toyota, Turkcell ve Yapı Kredi.. Üye köşemizde ise, Saya Grup İş Geliştirme Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi Murat Acaroğlu Bey’i konuk ettik. Son olarak KalDer’in Genel Kurulu 27 Nisan 2012 tarihinde yapıldı. Değerli üyelerimizin katılımı ile başarılı bir Genel Kurul gerçekleşti ve yeni dönem Yönetim Kurulu belirlendi. Tüm üyelerimize teşekkür ederiz. Sevgilerimle, Kurumsal sponsorlarımız

Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


8

TMME ÖDÜL TÖRENİ

E M TM

I R E L L Ü D Ö

I N I R E SAHIPL

U D L BU

ÖNCE KALİTE Nisan 2012

KalDer, Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’n de (TMME) geçtiğimiz 6 yılda başarı kazanmış firmaları bu yıl ilkini gerçekleştirdiği ödül töreniyle onurlandırdı.


9

TMME ÖDÜL TÖRENİ

TMME GALA GECESİNDE ÖDÜL ALAN KURULUŞLAR A) TMME 2011 SEKTÖR BIRINCILERI - GÜMÜŞ HEYKEL

T

ürkiye Kalite Derneği (KalDer) ve KA Araştırma Limited tarafından 2005 yılından bugüne kadar 81 ilde on binlerce tüketiciye ulaşarak yürütülen ve dünyada Amerika’dan sonraki en kapsamlı müşteri memnuniyeti uygulaması olan Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’n de (TMME) geçtiğimiz 6 yılda başarı kazanmış firmalar gerçekleştirilen ödül töreniyle onurlandırıldı. Gala gecesinde ölçümün yapıldığı yıldan bugüne kadar alanlarında sürekli birinci olan kurumlar Colgate Palmolive, Ülker, Türk Hava Yolları, Nokia, Opet, Turkcell TMME Üstün Başarı Ödülüne layık görüldü.

120’den fazla marka, 240 binin üzerinde müşteri

TMME Gala gecesinin açılışında konuşan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, 6 yılda Türkiye’nin 81 ilinde 25 sektörde, 120 marka için 240 binin üzerinde müşteri görüşmesi yapıldığını belirterek, “Ulusal endeks çalışmamızla tüketicilere, tarafsız bir ölçüm ile beklentilerini, memnuniyetlerini ve şikayetlerini duyurma imkanı, kuruluşlara, ise kendisinin

TMME Sektör

Marka/Kuruluş

Quarter

1

Banka Kredi Kartları

World Card

1

1

Banka Kredi Kartları

Maximum Card

1

1

GSM Hizmetleri

Vodafone Ön Ödemeli

1

1

GSM Hizmetleri

Turkcell

1

1

Hızlı Servis Restoranları

Domino’s Pizza

1

1

Cep Telefonları

Nokia

1

1

LPG Distribütörleri

BP Gaz

1

2

Akaryakıt İstasyonları

Opet

2

2

Havayolları

Türk Hava Yolları

2

2

Küçük Ev Aletleri

Bosch

2

2

Meyve Suları

Pınar

2

2

Ambalajlı Su

Erikli

2

2

Ambalajlı Su

Pınar

2

3

Dondurma

Algida

3

3

Dondurma

Golf

3

3

Kişisel Bakım

Colgate Palmolive

3

3

Kişisel Bakım

Evyap

3

3

Margarin

Ülker

3

3

Ev Temizlik Ürünleri

Unilever

3

3

Et ve Tavuk Ürünleri

Banvit

3

3

Süt ve Süt Ürünleri

Ülker

3

3

Konserve, Sos, Salça

Tat

3

3

Konserve, Sos, Salça

Tamek

3

3

Konserve, Sos, Salça

Tukaş

3

3

Sıvı Yağ

Ana Gıda

3

4

Bireysel Bankacılık-Özel

İş Bankası

4

4

Bireysel Bankacılık-Kamu

Ziraat Bankası

4

4

Bireysel Bankacılık-Kamu

Halk Bankası

4

4

Ulusal Kargo Dağıtımı

Yurtiçi Kargo

4

4

Sağlık Sigortası/Kasko

Axa Sigorta

4

4

Sağlık Sigortası/Kasko

Anadolu Sigorta

4

4

Zincir Market

BİM

4

4

Binek Otomobil

Toyota

4

4

Televizyon

Sony

4

4

Televizyon

LG

4

4

Beyaz Eşya

Bosch

4

* TMME 2011 yılı içinde 86 puan ile en yüksek skoru elde eden kuruluşlardır.

ve rakiplerinin durumunu görme ve strateji geliştirme fırsatı sağlamış olduk” dedi. Ulusal müşteri memnuniyeti endekslerinin dünyada, Amerika dahil 20’yi aşkın ülkede yürütüldüğüne dikkat çeken Hamdi Doğan,”Türkiye’de 2011 yılı son çey-

reğinde TMME Ulusal müşteri memnuniyet oranı kuruluşundan bu yana en yüksek değere ulaşarak yüzde 76.3 olarak gerçekleşti. Aynı dönemde Amerika ulusal endeksi yüzde 75.8 oldu. Bu başarı son yıllarda dünyadaki krizlere karşı Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


10

TMME ÖDÜL TÖRENİ

ülkemizdeki ekonomik büyümeye paralel başarı gösteren işletmelerimizin eseridir” diye konuştu. Müşteri memnuniyetinin, entelektüel sermayenin dolayısı ile pazar değerinin en önemli parametrelerden biri olduğunu ifade eden Hamdi Doğan, “Bu önümüzdeki dönemde TMME ile daha da netlik kazanacaktır. ABD’de olduğu gibi TMME puanını arttıran kuruluşlar aynı artışın borsa pazar değerlerine de yansıdığını göreceklerdir” dedi.

Hedefimiz vatandaş memnuniyetini de ölçmek

KalDer Başkanı Hamdi Doğan

TMME GALA GECESİNDE ÖDÜL ALAN KURULUŞLAR B) DESTEKLEYEN KURULUŞLAR (TMME ÖZEL ÖDÜLÜ) - GÜMÜŞ HEYKEL TMME Sektör 1 2 3 4 5 6 7 8

Marka/Kuruluş Ata Holding Eureko Sigorta Garanti Bankası Renault Sakarya Üniversitesi Türksat Vestel Volkswagen

C) 2011 YILINDAN GERIYE DÖNÜK OLARAK BU LIDERLIĞINI EN AZ 3 YIL ÜST ÜSTE DEVAMLI KILAN KURULUŞLAR (TMME SÜRDÜRÜLEN BAŞARI ÖDÜLÜ) - ALTIN HEYKEL 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

TMME Sektör Et ve Tavuk Ürünleri Beyaz Eşya Dondurma Bireysel Bankacılık-Özel Zincir Market Konserve, Sos, Salça Binek Otomobil Tüp Gaz Ambalajlı Su Bireysel Bankacılık- Kamu

Marka/Kuruluş Banvit Bosch Golf İş Bankası BİM Tamek Toyota BP Gaz Erikli Ziraat Bankası

D) ÖLÇÜM YILINDAN BUGÜNE SÜREKLI BIRINCI OLMUŞ KURULUŞLAR (TMME ÜSTÜN BAŞARI ÖDÜLÜ) - SIYAH HEYKEL 1 2 3 4 5 6

TMME Sektör Kişisel Bakım Margarin Havayolları Cep Telefonları Akaryakıt İstasyonları GSM Hizmetleri

ÖNCE KALİTE Nisan 2012

Marka/Kuruluş Colgate Palmolive Ülker Türk Hava Yolları Nokia Opet Turkcell

KalDer ve Ka Araştırma Limited olarak en büyük arzularından birinin de Türkiye Vatandaş Memnuniyeti Endeksi’ni (TVME) ölçmek olduğunu söyleyen Hamdi Doğan, “Özel sektörün yanı sıra kamu sektöründe de hedef kitlesinin memnuniyetini değerlendirmeye istekli devlet ve yerel yönetim kurumlarına pusula hizmeti sunacağız” dedi. Hamdi Doğan ayrıca, ulusal müşteri memnuniyeti endeksinin ABD’de kamu kurumlarının en önemli performans kriteri olduğunu ve bu doğrultuda devlet bütçesinden pay aldıklarını, sistemi Türkiye’de de hayata geçirmeyi istediklerini belirtti.

Ödüller sahiplerini buldu

Ölçümün yapıldığı 6 yıldan bu yana alanlarında sürekli birinci olan havayollarında THY, GSM hizmetlerinde Turkcell, margarin alanında Ülker, cep telefonlarında Nokia, akaryakıt İstasyonlarında ise Opet siyah heykelin sahibi olarak üstün başarı ödülüne layık görüldü. 2011 yılından geri dönük olarak 3 yıl üst üste birinci olan Banvit, Bosch, Ülker Golf, İş Bankası, BİM, Tamek, Toyota, BP, Erikli ve Ziraat Bankası altın heykel ödülünü aldı. 2011 yılında kendi sektörlerinde birinci olan firmalara da gümüş heykel ödülü verildi. TMME Gala Gecesi’ne Opet Genel Müdürü Cüneyt Ağca, THY Genel Müdürü Yardımcısı Asaf Bora, Ülker Yağ Grubu Genel Müdürü Şükrü Çin, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, Yapı Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nazan Somer, Toyota Genel Müdürü Ali Haydar Bozkurt, İş bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan gibi iş dünyasının üst düzey yöneticileri de katıldı.


12

TMME GÖRÜŞ

ANA GIDA Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasında sektöründe müşterisini en çok memnun eden marka seçildiniz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şirketi bu noktaya getiren dinamikler nedir? Bünyesinde Komili, Kırlangıç ve Madra gibi Türkiye’nin en köklü markalarını barındıran Ana Gıda olarak, 2011 Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi çalışmasında sıvıyağ sektöründe rakiplerimizi geride bırakarak 86 gibi yüksek bir puanla tek başımıza birin-

ci olduk. Özellikle tüketiciler nezdinde yapılan bu çalışmada Ana Gıda’nın seçilmesinden dolayı son derece mutlu ve gururluyuz. Tüketicilerin Ana Gıda’yı sıvı yağ kategorisinde birinci seçmeleri aslında bir tesadüf değil. Birinci olmamızın altında yatan faktörlerden bir tanesi markalarımızı tüketicilerimizin istekleri doğrultusunda geliştirmemiz. Diğer bir önemli husus da Ana Gıda markalarının tüketicilerimize her kullanımlarında aynı kaliteyi ve lezzeti güvenle sunması. Ana Gıda’yı bu noktaya getiren birtakım dinamikler de satın alma aşamasında gelişiyor. Yani tüketiciler bir mar-

kete gittikleri zaman önce, ihtiyaçları olan ürünlere yöneliyorlar. Satın almak istedikleri ürünün markası ve fiyatı, seçimindeki ilk kriterler oluyor. Sonra ambalajı, kullanım kolaylığı, çeşitliliği, ihtiyacına tam yanıt bulması gibi konular etkili oluyor. Çevreye olan duyarlılığımız ve yüksek kalite bilinciyle üretim yapıyor olmamız da tüketiciler tarafından tercih edilmemizin başka sebepleri. Açıklamaya çalıştığım tüm bu etkenlerin bileşimini Ana Gıda’yı bu noktaya getiren dinamikler olarak ifade edebiliriz. Gelişen üretim modelleriyle bu köklü markaların arkalarında-

ki felsefeleri koruyarak tüketicilerimize daha çok uzun yıllar hizmet vermek istiyoruz.

zı desteklemeye yönelik. Tüm iş süreçlerimiz, çalışanlarımızın ve acentelerimizin motivasyonu müşteri memnuniyetini sağlamak ve korumak üzerine kurgulanmış durumda. Bu doğrultuda kendi iç denetimlerimizin dışında müşteri memnuniyetini ölçmeye yönelik bağımsız araştırmalarla da müşterilerimizden sürekli geri bildirim alarak süreci kontrol altında tutuyoruz. Şirket içi ve dışı yaptığımız araştırmalar sonucu ulaştığımız veriler ışığında gerekli gördüğümüz yerlerde aldığımız hızlı aksiyonlar müşteri memnuniyetimizin ortalamaların çok üstünde çıkmasını ve istikrarlı bir şekilde bu seviyede kalmasını sağlıyor. Tamamen AXA SİGORTA tarafından geliştirilmiş, birden çok süreci entegre eden program ve uygulamalar sayesinde müşteri segmentasyonun-

da çok detaylı analizler yapabiliyor, müşterilerimize kişiye özel fiyatlar sunabiliyor ve hasar ödeme süreçlerimizi minimize edebiliyoruz. Müşterimizi iyi tanıdığımız için sunduğumuz hizmetler de yüksek memnuniyet yaratacak nitelikte oluyor. Son olarak, biz AXA SİGORTA’da sigortacılığı bir sosyal sorumluluk olarak görüyoruz. Bu nedenle müşterilerimize sigortanın gerekliliğini anlatabilmek, sonrasında aldıkları hizmetten memnun kalmalarını sağlamak ve sonuç olarak Türkiye’deki sigorta bilincini ve sigortalı oranını artırmak bizim sektöre ilişkin en büyük amaçlarımızdan biridir. Bu amaçlarımız doğrultusunda ilerlerken bize destek veren tüm çalışan, acente ve müşterilerimize içten teşekkürlerimizi sunarız.

Ümit ERSOY Ana Gıda Genel Müdürü

AXA SIGORTA

Işıl AKYOL AXA SİGORTA Başkan (Satış ve Pazarlama) ve İcra Kurulu Üyesi

Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasında sektöründe müşterisini en çok memnun eden marka seçildiniz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şirketi bu noktaya getiren dinamikler nedir? ÖNCE KALİTE Nisan 2012

AXA SİGORTA olarak TMME endeksine göre 4. kez sektöründe müşterisini en çok memnun eden marka seçiliyoruz. Müşteri memnuniyeti alanında KalDer’den aldığımız bu anlamlı ödül bize mutluluk ve gurur veriyor. Yurtiçi ve yurtdışından aldığımız birbirinden değerli ödülleri müşterilerimize verdiğimiz değerin yine onlar tarafından hissedildiğine dair bir gösterge olarak değerlendiriyoruz. Bu ödüllerin beraberinde başarıyı sürdürme, hatta ileriye taşıma sorumluluğu getirdiğinin de bilincindeyiz. Müşterilerimize her zaman daha iyisini sunma hedefi ile çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. AXA SİGORTA’da uzun zamandan beri süregelen teknolojik altyapı ve insan gücüne yaptığımız yatırımlarımız tamamen müşteri odaklı yapımı-


13

TMME GÖRÜŞ

BİM KalDer ve KA Araştırma tarafından gerçekleştirilen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasında sektöründe müşterisini en çok memnun eden marka seçildiniz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şirketi bu noktaya getiren dinamikler nedir? BİM, faaliyetlerine 1995 yılında, 21 mağazayla başladı. Bugün dünyanın en hızlı büyüyen 7’inci perakende şirketiyiz. 2011 yılında 183 milyon TL’lik yatırım yaptık. Çalışan sayımız 18.854 kişiye; Mağaza sayımız, 3.345’e çıktı. Başarımızın temelinde, Türkiye’nin koşullarına uygun yüksek indirimli perakende iş modelini ülkemize getirmiş olmamız yer alıyor. Bu modelle, kaliteden hiçbir ödün vermeden operasyonel maliyetlerimizi en düşük seviyede tutuyor, bunu müşterilerimize fiyat indirimi olarak yansıtıyor ve böylece rakiplerimiz karşısında önemli bir avantaj elde ediyoruz. Bunu yaparken, kaliteden ödün vermiyor oluşumuz müşteri memnuniyetini ve bağlılığını sürekli artırıyor. Uyguladığımız koşulsuz iade garantisi politikasıyla da müşterilerimizin menfaatini en üst düzeyde tutuyoruz. Müşterilerimize kaliteli ürünleri en ucuz fiyata sunarken maliyet yönetimini de etkin bir şekilde yapabilmemiz hızlı büyümemizde önemli rol oynuyor. Müşterilerimizin talep ve ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamaya odaklanırken yaptığımız yatırımlarla da hizmet ağımızı genişletmeye devam ediyoruz.

Galip AYKAÇ BİM İcra Kurulu Üyesi ve Operasyon Komitesi Başkanı

Müşterilerimizle güven ilişkimiz pekişmiş durumda. İş modelimizin en önemli unsurlarından birisi ürün fiyatlarını yükseltecek her türlü gereksiz harcamadan kaçınmaktır. ‘Gereksiz’ olarak değerlendirdiğimiz harcamalara mağaza dekorasyonuna yönelik harcamalar da dâhildir. Mağazalarımızı süsleyerek maliyeti artırmak yerine onları sade, ama müşterilerimizin aradıkları ürünleri rahatlıkla bulacakları şekilde tasarımlıyoruz. Yüksek indirim (hard discount) modeli ile operasyonel maliyetlerimizi en düşük seviyede tutuyor, bunu da müşterilerimize fiyat indirimi olarak yansıtıyoruz. İş modelimizin temelinde az sayıda ürünü, maliyetleri en alt düzeyde tutarak ancak kaliteden ödün vermeden tedarikçiden tüketiciye ulaştır-

mak yatıyor. Bunun sonucunda kaliteli ürünleri tüketiciye en ucuz fiyatlarla sunabilmemiz sayesinde rakiplerimiz karşısında avantaj sahibi oluyoruz. BİM olarak yüksek indirim anlayışımızı üç ana unsur üzerine temellendiriyoruz. Bunlardan ilki, merkezi olmayan bir organizasyon yapısıyla bölge teşkilatları ve mağazalar arasında dinamik bir lojistik ve bilgi ağı kurarak, karar alma ve uygulama süreçlerini hızlandırmaktır. İkincisi, ürün fiyatlarını yükseltecek her türlü gereksiz harcamadan kaçınmanın yanı sıra yönetim, mağaza dekorasyonu, personel, dağıtım, pazarlama ve reklam maliyetlerini en düşük seviyede tutmaktır. Son olarak da ürün portföyümüzü yaklaşık 600 adetle sınırlayarak kalite standartlarının denetimini en etkin biçim-

de gerçekleştirmeye odaklanıyoruz. Ülkemizde elde ettiğimiz başarıdan aldığımız cesaret ile yurt dışında da oluşturduğumuz iş modelini uygulamaya başladık. Fas ile başladık. Buradaki işimiz büyüyor ve yatırımlarımızı aksatmadan sürdürerek mağaza zincirimizi genişletiyoruz. Ortadoğu’da yakından ilgilendiğimiz bir başka büyük pazar da Mısır’dır. Burada da yatırım yapmayı gündemimize almış durumdayız. Bu yıl toplam 300 milyon TL’lik yatırım yapacağız. Bu yatırım kapsamında Türkiye’de 400’den fazla yeni mağaza ve 5 yeni bölge deposu, Fas’ta ise 50 yeni mağaza açacağız. Böylece Fas’taki mağaza sayımız 126’ya çıkacak. Türkiye’de 2.200 kişiye daha istihdam sağlayacağız. Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


14

TMME GÖRÜŞ

HALKBANK Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasında sektöründe müşterisini en çok memnun eden marka seçildiniz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şirketi bu noktaya getiren dinamikler nedir? Bankacılık sektöründe rekabetin sürekli devam etmesi, müşteri istek ve ihtiyaçlarının değişmesi, müşteri memnuniyetinin ve müşteri sadakatinin sağlanmasını zorlaştırmaktadır. Teknolojinin gelişimi, müşterilerimizin ekonomik ve sosyal yapıya bağlı olarak kullanmış oldukları ürün ve hizmet-

lerle ilgili beklentileri sürekli olarak değişmektedir. Müşteri memnuniyetinin ve sadakatinin sağlanmasının yolu düzenli olarak müşteri beklentilerini ölçümlemek, tespit etmek ve bu doğrultuda ürün ve hizmetlerimizi geliştirmeyi gerektirmektedir. Yüzde yüz müşteri memnuniyetini benimsemiş olan Bankamızda müşteri istek ve beklentilerini yerine getirebilmemiz için müşterilerimizden gelen görüş ve öneriler bizim için büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda müşterimizin tüm iletişim kanallarından (telefon, faks, posta, şube, internet v.b) her türlü soru, sorun, görüş ve önerilerinin bankamıza kolay-

ca ulaşması sağlanmıştır. Bankamıza ulaşan tüm bu bildirimler dikkate alınarak değerlendirilmekte ve müşterilerimize geri dönüş sağlanmaktadır. Asıl amacımız; düzenleyici önleyici faaliyetler ile müşteri beklentileri çerçevesinde sorunları önceden tespit edip müşteri şikayetlerinin oluşmasını engellemek, sorun yaşabilecek müşterilerin tespiti ile proaktif çalışmalarla şikayet oluşmadan sorunu çözmektir. Bunun sonucu olarak da müşterilerimize kaliteli ürün/ hizmet sunarak bankamızdan beklentilerini en üst seviyede gerçekleştirmektir. Müşteri odaklı bankamızda hedefimiz müşterilerimizle

olan ilişkilerimizi daha ileriye götürmek, müşteri davranışlarını doğru anlamak, istek ve ihtiyaçlarına tam cevap verebilmek ve böylece müşteri coşkusu yaratmaktır.

elde edilen güvenilir, dayanıklı, kaliteli, yenilikçi ve çevreci marka kimliğinin yüksek müşteri memnuniyeti sağlamanın nedenleri arasında yer aldığını düşünüyorum. Müşteri memnuniyetini sağlamak için satış öncesinden başlayıp satış sonrasına kadar bütün süreçlerde yüksek bir kalite ile öne çıkmak gerektiğini düşünüyoruz. Bu görüş doğrultusunda satış öncesindeki tasarım ve üretim çalışmalarımızda her zaman tüketicinin ihtiyaçlarını, beklentilerini karşılayacak ve onları memnun edecek cihazlar tasarlayıp üreterek portföyümüze katıyoruz. Bütün ürünlerimizin tasarım ve üretim sürecinde çok kapsamlı kalite kontrol süreç ve yöntemleri uyguluyoruz. Bunun için de gerek tasarım DNA’sı dediğimiz ve tüm

dünyada tüketiciler tarafından beğenildiği kanıtlanmış özellikleri, gerekse teknoloji dünyasındaki gelişmeleri yansıtacak özellikleri cihazlarımıza dahil ediyoruz. Mobil iletişim sistemleri geliştirme sürecinin her aşamasında güvenliğe, kaliteye, dayanıklılığa ve tasarıma büyük önem veriyoruz. Olumlu kullanıcı deneyimi sağlamak için ürün ve hizmetlerimizi sürekli geliştiriyoruz. Türk iş dünyasının en prestijli ödüllerini veren Kal-Der tarafından başarımızın sürdürülebilirliği dolayısıyla TMME Üstün Başarı Ödülü ve 2011 TMME Cep Telefonları Sektörü Birincilik Ödülüne layık görülmek bizim için büyük bir gurur. Kal-Der’e ve bizi 6 yıldır müşteri memnuniyetinde lider seçen kullanıcılarımıza teşekkürü borç biliyoruz.

İsmail Hakkı İMAMOĞLU Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

NOKIA

Çiçek UYANSOY İCAN Nokia Türkiye Genel Müdürü

Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasında sektöründe müşterisini en çok memnun eden marka seçildiniz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şirketi bu noktaya ÖNCE KALİTE Nisan 2012

getiren dinamikler nedir? Nokia’nın birinci olmasında öncelikle müşteri memnuniyetine ve kaliteye verdiğimiz değer önemli rol oynuyor. Bunun yanı sıra Nokia’nın gelişmiş tasarım ve üretim süreci ve vizyonu sonunda


axa_imaj_Kalder 220x285.pdf

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

1

11.04.2012

12:00


16

TMME GÖRÜŞ

OPET Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasında sektöründe müşterisini en çok memnun eden marka seçildiniz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şirketi bu noktaya getiren dinamikler nedir? KalDer’in müşteri memnuniyetini ölçümlemeye başladığı ilk yıldan bu yana aralıksız olarak sektörümüzde müşterilerini en fazla memnun eden marka seçilmekten büyük bir mutluluk ve gurur duyuyoruz. Altı yıldan bu yana alanlarında birinci olan, müşteri beklentilerini en üst seviyede karşılayarak sürdürülebilir kılan markalara verilen “Üstün Hizmet Ödülü”nü almış olmak ise bizim için ayrı bir övünç kaynağı. Bu ödül bizim için ayrıcalıklı bir yere sahip. Başarımızın anahtarı kusursuz hizmet anlayışımız… Altı yıl üst üste liderlik unvanını korumak, hiçbir markanın kolay kolay ulaşamayacağı bir sonuç. Öne çıkmamızı sağlayan en önemli faktörler, müşterilerimize verdiğimiz değer, yaygın dağıtım ağı ve kaliteli hizmetimiz. “Kusursuza Yolculuk” başlığı altında çağrı merkezi hizmetlerimiz, istasyon hizmetlerimiz ve online hizmetlerden oluşan koşulsuz müşteri memnuniyeti anlayışımız ile fark yaratmaya devam ediyoruz. OPET Çağrı Merkezi, 444 OPET (6738) hattında 7/24 hizmet sunarak tüm çağrıları titizlikle değerlendiriyor ve eksiksiz teknik altyapımız ile tüm müşterilerimiz için çözüm üretiyoruz. Büyük beğeni kazanan ve ÖNCE KALİTE Nisan 2012

OPET’in müşteri gözünde farklılaşmasını sağlayan en önemli etkenlerden biri tabii ki Temiz Tuvalet Kampanyamız. Yeşil Yol, Tarihe Saygı ve Örnek Köy Projelerimiz de markamız için ayrı bir katma değer. Sonuç odaklı ve sürdürülebilir projelerle sosyal sorumluluk anlayışımızla da farklı bakış açıları geliştiriyoruz. Tüketicimiz, akaryakıt aldığı şirketin aynı zamanda toplumsal sorunlara duyarlı ve bu konuda etkin çalışan bir marka olduğunu biliyor. İstasyonlarımızdaki ürün ve hizmet kalitesi, istasyon düzeni, güleryüzlü ve güvenilir bir ortam sunulması, tuvaletlerin temizliği, engelliler ve bebekli anneler için yapılan düzenlemeler markamızın tercih edilmesine yol açıyor. Üstelik bu konudaki kararlılığımız ve sağladığımız süreklilikle başarıdan asla taviz vermiyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini iyi analiz etmeye özen gösteriyoruz. Tüm bunları oluşturduktan sonra istasyonlarımızda da buna paralel standart bir yapılanma sağlıyoruz. Bu standartı korumak ve daha da yükseltmek için sürekli denetimler gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin her yerindeki istasyonlarımız, kalite ve hizmet standartlarıyla bir bütündür. Tüm istasyonlarımızda akaryakıt kalitesinden, tuvalet temizliğine ve market yapılanmasına kadar kalite ve standartlar değişmez. Tüm bayi ağımıza ve çalışanlarımıza düzenli olarak satış ve hizmet kalitesi odaklı eğitimler veriyoruz. Dolayısıyla müşterilerimiz hangi bayimize giderse gitsin aynı ürün ve hizmet kalitesi ile karşıla-

Cüneyt AĞCA Opet Genel Müdürü

şıyor. Her bir bayimiz de ailemizin bir parçası olarak bizimle aynı heyacanı ve bakış açısını taşıyor. Saha ekiplerimizin günlük ziyaretleri ve bilgilendirmelerin yanı sıra genel merkez çalışanlarımız da bayi iletişim portalı aracılığı ile bayilerimiz ile aktif bir şekilde iletişim kuruyor. Böylelikle büyük bir ekip çalışması ve sürekli iletişimle başarıyı hep birlikte paylaşıyoruz. OPET müşterileri istasyonlarımıza, kaliteli akaryakıt ve gü-

leryüzlü servis alacağını, temiz tuvaletler bulacağını ve hepsinden önemlisi kendisine değer verildiğini bilerek geliyor. Önümüzdeki dönemde de güler yüzlü ve çalışkan hizmet ekibimiz, yüksek kaliteli ürünlerimiz, farklı hizmetlerimiz ve topluma karşı görevlerimizi yerine getirmemizi sağlayan sosyal sorumluluk bilincimizle çalışmalarımızı sürdürerek, müşterilerimizin memnuniyetini artırmaya devam edeceğiz.


17

TMME GÖRÜŞ

SONY Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasında sektöründe müşterisini en çok memnun eden marka seçildiniz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şirketi bu noktaya getiren dinamikler nedir? Sony olarak, kameradan dijital fotoğraf makinesine, taşınabilir medya oynatıcılardan taşınabilir bilgisayara, TV’den oyuna uzanan geniş yelpazedeki ürünlerimizle tüketicilerimizin hayatına eşsiz eğlence deneyimi ve değer katan bir şirketiz. Tüketici elektroniği sektörünün lider firmalarından biri olarak, en öncelikli hareket noktamız, tüketicilerimizi, sunduğumuz deneyimler ile şaşırtmak ve kazanmak. Bu noktadan hareketle de en temel hedefimiz, tüketicilerimiz tarafından beğenilmek ve takdir edilmek. En değerli varlıklarımız olan markamız, ürünlerimiz ve tüketicilerimize yatırım yaparak, liderliğimizi sürdürmek yolunda ilerlerken, Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve uluslararası araştırma şirketi KA Araştırma tarafından yürütülen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) 2011’de, televizyon sektöründe müşteri memnuniyetine en çok önem veren lider kuruluş seçilmekten gurur duyuyoruz. TMME’nin yanı sıra müşteri memnuniyeti alanında Avrupa’daki tüm Sony’ler içinde üst üste iki kez birinci olduk. Dünya Tüketici Akademisi tarafından Avrupa Kalite Ödülü’ne layık görüldük.

Alanında dünyanın en iyilerinin ödüllendirildiği prestijli Contact Center World 2012 organizasyonunda üç ayrı dalda finalist seçildik. Tüm bunlar, bizi, yolumuzda cesaretlendiren başarılar. Tüketicimize en iyi TV deneyimini sunabilmek adına özellikle son iki senedir 3D teknolojisine ve geçtiğimiz yıl ile birlikte lanse ederek, televizyon deneyimini yeniden tanımladığımız Sony Internet TV’lere ağırlık veriyoruz. Mercekten oturma odasına uzanan yolculukta, Avatar filminin çekiminde kullanılan 3D kameradan sinema izleyicilerini heyecanlandıran 4K 3D projektörler ve teknolojik olarak son derece gelişmiş 1080p HD kalitesindeki 3D BRAVIA TV’lere kadar 3D değer zincirinin her aşamasında varız. 3D görüntülerin parlaklığını artıran, görüntünün daha akıcı olması için ek kareler de yaratan Motionflow özelliğine sahip 3D BRAVIA TV serimiz, en üst kalitede 3D eğlence ve izleme deneyimi sunuyor. Sony Internet TV ile televizyon deneyimini yeniden tanımladık. Artık tüketicilerimiz, TV sağlayıcıların da n internetin uçsuz bucaksız dünyasına, kendi kişisel içerik kütüphanelerinden mobil uygulamalara uzanan çok geniş bir kaynak yelpazesinden dilediklerini izleme ve araştırma imkanı buluyor. Sony Internet TV’lerimizin sunduğu ve giderek artan internet içerikleri, akıllı bağlantı özellikleri ve gelişmiş ağ seçeneklerinin yanı sıra 2D ve 3D’de geliştirilmiş Full HD görüntü kalitesi, tam entegre 3D ve İnternet TV bağlantısı

Richard De BARBANSON Sony Eurasia Pazarlama Direktörü

ile izleyicinin de birebir içinde olduğu tamamen etkin bir izleme deneyimi ve çevrimiçi eğlence keyfi yaşatıyor. Nisan 2012 itibariyle TV ürün gamımıza yeni modellerimizi ekledik. 2012 TV modellerimiz, geliştirilmiş X-Reality ve X-Reality PRO Teknolojisi sayesinde mükemmel görüntü kalitesi sunarak, daha keskin HD ve daha gerçekçi 3D izleme deneyimi yaşatıyor. Monolithic Design’ı ile altı derecelik eğimi sayesinde en iyi izleme açısını sunarken, adeta minimalist bir tasarım eseri gibi oturma

odasına etkileyici bir görünüm de kazandırıyor. Sony Internet TV’deki yeni uygulamalar, kanallar, müzik ve içeriği ile evin her yerinde paylaşmanın daha çok yolunu sunarak, yeni çevrimiçi olanakların keyfini oturma odalarına getiriyor. Her zevke, ihtiyaca ve bütçeye uygun seçeneklerimizle tüketicimize ulaşmak ve onlar tarafından takdir edilmek bize onur veriyor. 20 yılı aşkın süredir Türkiye’de, markamıza güven duyan tüm tüketicilerimize bir kez daha teşekkür ederiz. Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


18

TMME GÖRÜŞ

PINAR SU

Hüseyin KARAMEHMETOĞLU Pınar Su Genel Müdürü

Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasında sektöründe müşterisini en çok memnun eden marka seçildiniz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şirketi bu noktaya getiren dinamikler nedir? Rekabetin çok yoğun yaşandığı bir yılı daha geride bıraktık. Pazar büyümesi 2010 yılının gerisinde kaldı. Bunda, artan hammade fiyatları ve döviz kuru elbette ki etkili oldu. Buna rağmen pazar büyümesinin üzerinde bir sonuç aldık. Bunu, önce sürdürülebilir ticaretin temeli olan müşterimizi memnun etmeye odaklanmamı-

za, ardından da hizmet kalitemizi en üst seviyede tutmamıza ve farklılaşmamıza bağlıyoruz. Pınar Su olarak, tüketicilerimizin tercihlerine ve beklentilerine çözüm üretmeyi ana ilkemiz olarak belirledik. Türkiye’yi ilk pet ambalajda su ile tanıştıran markayız. Sektördeki tecrübemiz, ülkemizin en değerli markalarından birine sahip olmamız , tüketicilerimizin ve müşterilerimizin bize duyduğu güven ve sahip olduğumuz değerlerdir. Biz marka olarak bu değerleri koruyup maksimize etmeye çalışıyoruz. Sürdürülebilir büyümenin buna bağlı olduğuna inandık. Sürdürlebilir büyümeyi gerçekleştirirken tüm fonksiyonlarımızın aynı anlayış içerisinde tüketici ve müşteri odaklı olmasını sağladık. Alınan kararlarda tüm ekibimizin fikirlerini bir havuzda değerlendiriyor ve hızlıca hayata geçiriyoruz. Son 2 yılda kalite departmanımızı yeniden yapılandırdık, pazarlama ve satış kadrolarımızı yeniledik

ve ihtiyaclarımıza göre genişlettik. Sektörde hem PET, hem damacana ve aynı zamanda cam şişe üretimi yapan sayılı firmayız. Tüketicilerimizin tercihlerine göre ürün ve hizmet çeşitlerimizi önümüzdeki yıllarda da artırmaya devam edeceğiz. PET ürünlerimize 2011 yılında önemli yatırımlar yaptık. 0,5 ve 1,5 lt ürünlerimizde kısa boyunlu üretime geçerek verimlilik artışı gerçekleştirdik.. Aynı zamanda ürünlerimizin ağırlığını azaltarak pazara en düşük gramajlı ürünü sunup, atık etkisini minimize ettik. Damacana su işimizi “ürün değil hizmet satıyoruz” anlayışı çerçevesinde yönetiyoruz. 7/24 saat müşteri iletişim hattımız ve sipariş hattımız hizmet veriyor. Gelen tüm şikayet, memnuniyet ve fikirler anında değerlendiriliyor. Bayilerimizin eğitimine odaklandık. Tüm süreçlerimizi belirleyen bir kitapçık hazırlayarak bayilerimizi de eğittik. Bayilerimizi sürekli denetliyoruz ve perfor-

manslarını ölçüyoruz. Siparişlerin saha satış ekiplerinin mobil telefonlarına düşmesini sağlayan bir program geliştirdik. Bu program sayesinde müşterilerimizin siparişlerini 30 dk altında teslim etmeyi başardık. 2011 yılında haklı şikayet oranımız 6 sigma seviyelerinin altına indirildi. Hedefimiz bu seviyeyi korumak ve iyileştirmek. Henüz büyük bir Pazar payına sahip olmayan cam şişede su işimizi de sürekli geliştiriyoruz. Şişelerimizi ve tasarımlarımızı yenileyerek relanmsman yaptık. Yeni şişelerimiz sektörün kullandığı en hafif şişe. Bu sayede müşterilerimize en uygun tercihi sunabiliyoruz. Tasarımı ile diğer rakiplerinden farklılaşan çok zarif bir ürün geliştirdik. Müşterilerimizin her yerde görmek istediği bu ürünün penetrasyonunu hızla artırıyoruz. Önümüzdeki yıllarda da aynı anlayışla yeni ürünlerimizle ve hizmetlerimizle tüketicilerimizle buluşmaya devam edeceğiz.

en çok memnun eden marka seçildiniz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şirketi bu noktaya getiren dinamikler nedir? Toyota tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de mutlak müşteri memnuniyeti anlayışını birinci sıraya yerleştirmiş bir markadır. “Müşterilerin Toyota’yı seçmelerinden ötürü mutlu olmalarını” temel felsefe olarak benimsiyoruz, bizleri tercih edenlerin beklentilerini aşacak ürün ve hizmetlerle her açıdan bir adım önde gitmek için uğraş veriyoruz. Bunun bir göstergesi olarak Toyota, Ulusal Kalite Derneği (Kal-

Der) ve KA Araştırma Limited tarafından Turkiye’de gerceklestirilen araştırma neticesinde binek otomobil sektöründe 4 yıldır üst üste ilk sırada yer almayı başarmıştır. 4 yıldır üst üste gelen birincilikler ile Toyota’nın bu konudaki felsefesinin karşılığını bulduğunu düşünüyorum. Araştırmaya göre; birinciliklerin temelinde Toyota müşterilerinin başlangıçta ürün ile ilgili beklentilerinin karşılığını almalarının yanısıra Toyota bayilerinde aldıkları sorunsuz satış ve satış sonrası hizmet anlayışı da yatmaktadır. Bu birincilikler müşteri memnuniyetinde sürdürülebilirliğe güzel bir örnektir ve te-

melinde güven unsuru yatmaktadır. Bu durumu iki adımda özetlersek birinci adım doğru ürün, servis ve hizmeti üretmeniz, ikincisi de dürüst ve şeffaf bir politikayla ve her zaman doğru iletişim kurarak müşterilerinizle daimi bir irtibat halinde olmanızdır. 3S Plaza konsepti ile satış, servis ve yedek parça hizmeti veren Toyota bayilerinin mottosu müşterinin kapıdan içeri girdiği andan itibaren patronun o olduğunun tüm çalışanlar tarafından bilinmesidir. Bu çerçevede hareket eden bayi teşkilatımız Toyota’yı müşterilerimizin gözünde memnuniyet sıralamasında daima ilk sıraya taşımıştır ve taşımaya devam edecektir.

TOYOTA

Ali Haydar BOZKURT CEO Toyota Pazarlama ve Satış A.Ş.

Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasında sektöründe müşterisini ÖNCE KALİTE Nisan 2012


19

TMME GÖRÜŞ

TURKCELL Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasında sektöründe müşterisini en çok memnun eden marka seçildiniz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şirketi bu noktaya getiren dinamikler nedir? Turkcell olarak bu sene KalDer tarafından bu yıl 20.’si düzenlenen “Ulusal Kalite Ödülleri”nde 3 ödül birden aldık. Biz 6 yıldır üst üste bu endekste birinci sırada yer aldık ve “Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi” ölçümlerinde en az 3 kez birinci olmuş şirketlere verilen “Müşteri Memnuniyeti’nde Süreklilik Ödülü”ne layık bulunduk. Müşteri memnuniyeti bizim için uzun bir yolculuk. Her günü müşterilerimizi memnun etmek için yeni bir fırsat olarak görüyoruz. Bu anlamlı ödülü KalDer Başkanı Hamdi Doğan’dan Turkcell adına alırken, hem kendi adıma hem de ekibim adına büyük mutluluk duyduğumu ve bu ödülün müşteri çalışmaların-

daki şevkimizi çok daha fazla artırdığını özellikle belirtmek isterim. Bugün sektörümüzde yaşanan yoğun rekabet ortamına rağmen 34,5 milyon müşterimiz Turkcell’i tercih ediyor. Yapılan araştırmalardan da görüyoruz ki, müşterilerimizin verdiğimiz hizmetlerden duyduğu memnuniyet düzeyi oldukça yüksek. Müşteri merkezli anlayışımızda çıtayı yükseltmek, müşterilerimize ‘güzel sürprizler’ yaşatmak için yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Müşterilerimize verdiğimiz hizmeti daha da geliştirmek ve onlara beklentilerinin de ötesinde servis sunmak için şimdiye kadar 268 kişilik ekiple, müşterilerimizden topladığımız 1200 önerinin sonucu olarak; tarife kurgularımızdan web sitemize dek uzanan bir yelpazede 338 yeniliğe imza attık. Fatura kontrolünü kolaylaştıran uygulamalardan, sorulara çok daha az ‘tık’la cevap bulduğunuz yeni internet sitemize uzanan bir dizi düzenlemeye gittik. Bundan sonra da değişen gündem-

le ve ihtiyaçlarla birlikte çalışmalarımızı geliştirerek devam ettireceğiz. Tüm bunların yanında, konsept ve donanım olarak Türkiye’de bir ilk olan 7. His Müşteri Öngörü Merkezi’ni kurduk ve çalışmaların bilimsel veriler üretebilmesi için alanında teknolojinin son ürünü cihazlarla donattık. 7. His Müşteri Öngörü Merkezi’nde müşterilerimizi daha iyi tanımak, farklılaşmış ihtiyaç/motivasyon ve beklentileri detaylı anlamak için çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, onların ihtiyaçlarından yola çıkarak oluşturduğumuz çözümlerin konsept, kullanılabilirlik ve etkinliğinin ölçümlenmesini yapıyoruz. 7. His Müşteri Öngörü Merkezimiz’de yaptığımız çalışmaları da hizmetlerimizi mükemmelleştirme yolunda kullanıyoruz, iş yapış biçimlerimizi bu yönde kurguluyoruz. Hedefimiz müşterimizin hayatına daha fazla değer katmak. Her gün milyonlarca müşterimize en kaliteli hizmeti, en ileri teknoloji-

yi, en avantajlı fiyatlarla sunmak ve onların memnuniyetini en üst düzeyde tutmak için çalışmaya devam edeceğiz. Yukarıda da belirttiğim gibi bu yoğun gayretin ülkemizin en önemli kurumları ve müşterilerimiz tarafından edildiğini görmek bize büyük bir gurur ve mutluluk veriyor. Bu da çalışmalarımızı daha büyük bir motivasyonla sürdürmemizi sağlıyor.

en çok memnun eden marka seçildiniz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şirketi bu noktaya getiren dinamikler nedir? World’ün Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’nde kredi kartları sektöründe lider olmasını, 20 yıldır sürdürdüğümüz müşteri memnuniyeti odaklı politikamızla sağladığımız lider konumumuzun bir yansıması olarak görüyoruz. Yapı Kredi olarak bizim için her şeyden önce müşteri memnuniyeti geliyor. İlk günden beri her zaman yol göstericimiz bizzat müşterimizin kendisi oldu. Tüketiciyi çok iyi dinleyip analiz edebilmemiz, empati kurabilmemiz ve ihti-

yaç duydukları anda, birebir beklentileri doğrultusunda tasarlanmış doğru ürünlerle karşılarına çıkmamız bizim en büyük gücümüz. Bugün geldiğimiz noktada, World’ün artık sadece bir kredi kartı değil; birden çok bankanın, milyonlarca kart sahibinin, yüzlerce değerli perakende markanın ve binlerce üye işyerinin dahil olduğu, Türkiye’nin en büyük alışveriş - pazarlama platformunu temsil ettiğini söyleyebiliriz. Bugün 350 bine yakın üye işyeri, 430 bini aşkın POS parkıyla hizmet veriyoruz. Yapı Kredi kredi kartlarıyla her yıl 400 milyon adede yakın işlem gerçekleştiriliyor ve yaklaşık 200 milyon TL’ye eşdeğer puan kazanılıyor. Bu an-

lamda Türkiye’nin en bonkör kartı Worldcard’ı müşterilerimize sunmaktan büyük gurur duyuyoruz. Hedefimiz Türkiye’de mümkün olduğunca çok tüketiciye, doğru ödeme ürünü sunarak nakdin payını en aza indirmek. Tek rakibimiz nakit diyebiliriz. Bunu başarmak için yeni projeler ve teknolojilerden faydalanmayı, bugüne kadar ulaşılamamış daha niş kategorilere odaklanmayı, eşzamanlı şekilde kart kabul noktalarını da artırarak sistemi büyütmeyi hedefliyoruz. 2012 yılı içinde lanse etmeyi planladığımız, çalışmaları devam eden yeni projelerimiz bulunuyor. Hedeflerimize paralel olarak büyümeye ve tüketicileri yeniliklerle buluşturmaya devam edeceğiz.

Emre SAYIN Turkcell Genel Müdür Yardımcısı

YAPI KREDI

Serkan ÜLGEN Kredi Kartları Pazarlama Direktörü

Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasında sektöründe müşterisini

Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


20

TMME

‘ÖNCE MÜŞTERI’ DIYEN MARKALAR BELLI OLDU 81 ilde 11 bin 479 müşteri görüşmesi ile bilgisayar destekli telefon anketi (CATI) yapılarak hazırlanan Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasında, LG, Sony, Bosch, Anadolu Sigorta, Axa Sigorta, Yurtiçi Kargo, Toyota, BİM, İş Bankası, Halk Bankası ve Ziraat Bankası müşteri memnuniyetinde lider kuruluşlar olarak belirlendi. 2011 yılı 3. çeyreğinde 76,1 olarak ölçülen ulusal müşteri memnuniyeti endeksi, 2011 yılının 4. çeyreğinde 0,2 puan artarak 76,3 puana yükseldi. Aynı dönemde Amerikan Müşteri Memnuniyeti Endeksi ise 0,1 puan artarak 75,8 olarak ölçüldü. Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve uluslararası araştırma şirketi KA Araştırma Limited tarafından yürütülen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME)’nde 81 vilayette ve 11 bin 479 müşteri görüşmesi neticesinde belirlenen sonuçlar, müşteri memnuniyetinin yeni liderlerini ortaya çıkardı. TMME, 2011 yılı 4. çeyreğinde televizyon, beyaz eşya, sağlık sigortası/kasko, ulusal kargo dağıtımı, binek otomobil, zincir marketler ve bireysel bankacılık sektörleri ölçüldü. Beyaz eşya, bireysel bankacılık ve televizyon sektörlerinde müşteri memnuniyeti artarken, sağlık sigortası/kasko sektöründe memnuniyet azaldı. Ulusal kargo, binek otomobil ve zincir marketler sektörlerinde ise müşteri memnuniyeti bir önceki sene ile aynı seviyeyi korudu. Ulusal memnuniyet endeksi, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,5 puan artarak ÖNCE KALİTE Nisan 2012

76,3 olarak gerçekleşti. Dayanıklı tüketim ürünleri grubunda teknolojik gelişmelerin lokomotifi olan televizyon sektöründe Uzak Doğu menşeili firmaların kıyasıya rekabette olduğu görüldü. Televizyon sektöründe LG ve Sony birinciliği paylaşırken, yılın ilk altı ayında ÖTV indirimleri ile canlanan beyaz eşya sektöründe Bosch rakiplerini geride bıraktı. Mali kuruluşlar kategorisinde de firmalar arası rekabetin yoğun olduğu görüldü. Sağlık sigortası / kasko sektöründe Anadolu Sigorta ve Axa Sigorta, bireysel bankacılık sektöründe özel bankalarda İş Bankası, kamu bankalarında ise Halk Bankası ve Ziraat Bankası müşteri memnuniyetinde lider oldular. 2011 yılının 4. çeyreğinde ölçülen diğer sektörlerde ise ulusal kargo dağıtımı sektöründe Yurtiçi Kargo, binek otomobil sektöründe Toyota, zincir marketler sektöründe BİM, TMME’nin en yüksek skorlarını aldılar.

2011’de 25 sektörde 123 kuruluş ölçüldü

Sonuçları değerlendiren KalDer Yöne-

tim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, “Ulusal ekonomiye ve ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına hizmet etmek, ülkemizin yarınlarına katkı sağlamak için toplum ve iş dünyasının ihtiyaç duyduğu model ve hizmetleri geliştirmek en önemli görevlerimizdendir” dedi. TMME’nin, ortak endeks metodolojisi ile ölçülen sektörlerde, sektör oyuncularının ihtiyacı olan tarafsız ve makro düzeyde veri açığını giderdiğini belirten Doğan, TMME sayesinde tüketicinin, pazarda faaliyet gösteren kuruluşların performanslarını takip etme imkânına ulaştığını söyledi. Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi çalışmasında yedinci yılın tamamlandığını ifade eden Hamdi Doğan, 2011’de 25 sektörde 123 kuruluşun detaylı analizlerinin yapıldığını ve 2011 boyunca toplam 33 bin 782 adet müşteri görüşmesi gerçekleştirdiklerini ifade etti. Doğan sözlerine, Türkiye’de bu kadar geniş kapsamda ve nitelikte tarafsız olarak yürütülen başka bir memnuniyet araştırması olmadığını da ekledi.


21

TMME

Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) 2006 - 2011 4. Çeyrek TMME Sonuçları Türkiye Sonuçları

ABD Sonuçları

2006

2007

2008

2009

2010

2011 ACSI Ulusal Endeks

2006

2007

2008

2009

2010

2011

74.5

74.3

75.2

75.1

75.8

76.3

74.9

74.9

75.7

75.9

75.3

75.8

TMME 2006

TMME 2007

TMME 2008

TMME 2009

TMME 2010

TMME Sektör 2011

ACSI 2006

ACSI 2007

ACSI 2008

ACSI 2009

ACSI 2010

ACSI 2011

80 80 76 77 76 76 74

77 78 77 77 75 76 73

78 79 78 79 76 74 73

79 78 76 78 76 75 73

80 78 78 77 76 75 72

80 81 78 83 81 75 77

83 82 80 81 82 76 78

83 80 81 82 82 76 75

83 81 80 82 84 76 75

85 82 80 83 82 75 76

85 81 83 84 83 76 75

TMME 2006

TMME 2007

TMME 2008

TMME 2009

TMME 2010

ACSI 2006

ACSI 2007

ACSI 2008

ACSI 2009

ACSI 2010

ACSI 2010

LG Sony Samsung Philips Arçelik Vestel Beko Diğer

80 * * * 84 82 80 82 75

77 * * * 81 81 77 79 74

78 * * * 81 83 77 81 76

79 * * * 82 80 77 78 81

80 84 * 83 84 80 77 79 75

81 85 85 84 84 80 77 77 74

Televizyon / BD / DVD

80

83

83

83

85

85

Bosch Beko Arçelik Siemens Profilo Vestel Diğer

80 80 83 83 80 80 69 74

78 80 80 81 80 79 68 70

79 82 81 80 83 79 72 79

78 82 78 78 79 77 72 73

78 82 80 79 80 81 72 72

80 86 82 81 80 78 69 75

Beyaz Eşya

Whirlpool Corporation General Electric Company AB Electrolux Diğer

81 82 82 80 80

82 84 81 81 80

80 80 80 80 80

81 83 77 79 79

82 83 81 79 81

81 82 79 78 83

Anadolu Sigorta Axa Sigorta Aksigorta Allianz Sigorta Yapı Kredi Sigorta Diğer

76 ** 83 ** ** ** **

77 75 80 80 75 76 76

78 81 79 79 80 76 77

76 77 78 73 78 75 77

78 81 78 78 78 80 76

77 79 79 77 75 74 77

Mülk ve Kaza Sigortası

State Farm Mutual Automobile Ins. Co. GEICO (Berkshire Hathaway Inc.) Farmers Group, Inc. (Zurich Financial Serivces) Corporation, The Progressive Allstate Corporation, The Diğer

78 81 83 78 73 78 78

80 81 80 76 79 78 81

81 80 80 77 79 79 81

80 82 81 78 80 79 79

80 82 81 76 79 78 80

83 82 81 79 79 78 83

Yurtiçi Kargo MNG Kargo PTT Kargo Aras Kargo Diğer

77 77 77 * 79 72

77 79 77 * 75 77

79 79 79 * 77 79

78 80 77 * 73 81

77 76 78 * 76 77

77 78 77 76 75 75

Ulusal Kargo Dağıtımı

United Parcel Service, Inc. FedEX Corporation U.S. Postal Service - Express&Priority Mail

83 83 86 75

81 81 84 77

82 83 85 75

82 82 84 76

83 82 85 77

84 85 83 79

76 79 82 74 79 75 73 75 75

75 79 80 76 74 69 72 73 77

75 81 79 77 73 74 71 76 75

76 79 79 75 76 75 75 73 78

76 82 81 76 75 76 74 71 77

76 82 81 80 75 75 73 70 77

Otomobil ve Hafif Ticari Araçlar

Toyota Volkswagen Ford Opel Hyundai Fiat Renault Diğer

Toyota Motor Corporation - Lexus General Motors Corporation - Cadillac Toyota Motor Corporation Ford Motor Company - Lincoln, Mercury Daimler AG - Mercedes -Benz General Motors Corporation - Buick Honda Motor Co., Ltd. Ford Motor Company - Ford Nissan Motor Co., Ltd. Volkswagen AG General Motors Corporation - GMC Hyundai Motor Company Bayerische Motoren Werke AG (BMW) General Motors Corporation - Chevrolet Kia Motors Corporation Mazda Motor Corporation Chrysler LLC - Jeep Chrysler LLC - Dodge Chrysler LLC - Chrysler Diğer

81 86 84 87 83 82 86 86 77 82 78 82 84 85 81 77 79 77 78 80 78

82 87 86 84 86 83 86 84 80 80 80 82 83 86 82 78 78 75 80 79 80

82 87 85 86 83 82 85 86 80 82 81 83 83 87 79 80 80 76 78 80 82

84 89 89 86 88 86 88 88 83 78 86 82 85 87 83 81 81 79 81 84 80

82 85 86 84 89 86 88 84 82 82 81 84 82 86 80 80 80 77 78 80 78

83 87 87 87 86 86 85 85 84 84 84 83 83 83 82 81 79 79 79 76 81

BİM Migros Tansaş Metro CarrefourSA Kipa DiaSA Şok Diğer

76 76 77 74 76 75 * 69 73 77

76 74 78 74 75 77 * 73 73 75

74 78 75 74 74 75 * 72 74 72

75 78 74 74 75 74 * 72 70 75

75 77 75 72 76 75 * 72 71 75

75 80 78 76 74 74 73 72 71 74

Zincir Market

Publix Super Markets, Inc. Whole Foods The Kroger Co. Safeway Inc. Winn-Dixie Stores, Inc. Supervalu Inc. Wal-Mart Stores, Inc. Diğer

75 83 * 76 74 76 74 69 75

76 83 73 75 72 71 74 71 77

76 82 75 77 75 73 74 68 76

76 86 76 78 72 74 77 71 78

75 84 79 78 74 76 74 71 77

76 84 80 79 75 75 74 69 79

74

73

73

73

72

73

Bireysel Bankacılık

80 77 *

74 76 *

76 76 *

73 76 *

74 76 *

76 76 74

72 75 76 73 71 72

76 71 67 71 72 72

73 74 70 71 71 72

74 73 68 70 71 74

76 73 66 71 69 70

75 73 70 69 69 71

Wells Fargo & Company Citigroup Inc. J.P. Morgan Chase & Co.(formerly Bank One) of America Corporation Bank Diğer

77 72 72 72 72 78

78 69 69 74 72 80

75 72 69 73 73 80

75 73 68 68 67 80

76 73 69 67 68 80

75 73 73 70 68 79

Sektörel Sıralama 4.Çeyrek 2006-2011 Sıra Sektör 1 Televizyon 2 Beyaz Eşya 3 Sağlık Sigortası / Kasko 4 Ulusal Kargo Dağıtımı 5 Binek Otomobil 6 Zincir Market 7 Bireysel Bankacılık Kurumsal Sıralama 4. Çeyrek 2006-2011 Sıra Sektör Kurum / Marka 1

Televizyon

2

Beyaz Eşya

3

Sağlık Sigortası/Kasko

4

Ulusal Kargo Dağıtımı

5

Binek Otomobil

6

Zincir Market

7

Bireysel Bankacılık

Kamu Bankaları Halk Bankası Ziraat Bankası Vakıflar Bankası Özel Bankalar İş Bankası Yapı Kredi Bankası Finansbank Akbank Garanti Bankası Diğer tüm bankalar

81 80 77 77 76 75 73

Televizyon Beyaz Eşya Mülk ve Kaza Sigortası Ulusal Kargo Dağıtımı Otomobil ve Hafif Ticari Araçlar Zincir Market Bireysel Bankacılık

TMME Sektör 2011

Kurum / Marka

Kurum / Marka ölçülmedi

* Ölçülmedi ** Açıklanmadı

© Telif Hakları 2005-2012 TMME - KalDer - KA Araştırma Limited

Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


22

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

Gülden Türktan, Meral Tamer, Meral Eredenk

2023 hedefi için kadın istihdamı şart Gülden Türktan KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye’de kadın istihdam oranı bu kadar düşükken, ‘2023 hedefleri’ arasında yer alan Avrupa’nın en büyük 10 ekonomisi arasına girme amacına ulaşmanın mümkün olmadığını söyledi. KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan ise, bu yıl hayata geçirdikleri kahvaltı sohbetleriyle güncel konuları paylaşmak ve katılımcılara katma değer yaratmak için bir araya geldiklerini belirtti. ÖNCE KALİTE Nisan 2012


23

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

T

ürkiye Kalite Derneği KalDer, bu yıl başlattığı Kahvaltı Sohbetlerine, “Yönetim Kadının Hakkıdır” ana temasıyla gerçekleştirdiği panelle devam etti. Açılış konuşmasını KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan’ın yaptığı panele KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Gülden Türktan ve AVİVASA Genel Müdürü Meral Eredenk konuşmacı olarak katılırken moderatörlüğü ise Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Meral Tamer yaptı. Panelde konuşan KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Gülden Türktan, Türkiye’de kadın istihdam oranı bu düzeydeyken ‘2023 hedefleri’ arasında yer alan Avrupa’nın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefine ulaşmanın mümkün olmadığını belirtti. Kadın olarak girişimci olmanın zorluğundan bahseden Türktan bu amaçla farklı cepheleri hedef alan çalışmalar yaptıklarını kaydetti. Türktan, ilk olarak ‘’hükümet’’e yönelik lobi çalışmaları yaptıklarını ve onların parlamentoda kadına yer vermelerini istediklerini dile getirerek şunları söyledi: “TBMM’deki kadın milletvekili oranının yüzde 14. Bu oran çok az, parlamentoda erkek egemen bir yapı var. Öncelikli çalışmalarımızdan biri bu oranı arttırmak. Kadın girişimciliği çalışmalarımızda ikinci cephemiz kurumlar. Kurumlar kadınların satın alma davranışlarında etkin olduğunu anlayınca, kadına iş hayatında daha çok yer vermeye başladılar. Üçüncü cephe, kadının kendisi ve ailesi. Kadınların iş hayatına atılması ve erkeğe ekonomik bağımlılığının azaltılması yönünde bilinçlendirmek amacıyla çalışıyoruz. Kadın istihdamı yükseltilmeli. Kadın istihdam oranı OECD’de yüzde 60 Türkiye’de ise yüzde 24 oranında. Kadın istihdamı bu düzeydeyken ‘2023 hedefleri’ arasında yer alan Avrupa’nın ilk 10 ekonomisi arasına girme hedefine ulaşmak mümkün değil. Dördüncü cephe olarak ise kadının kendisi. Kadının kurduğu işe destek vermeli ve çalışanlarımızı kadınlardan seçmeliyiz.’’

Türkiye 135 ülke arasında 122. sırada

KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan ise, bu yıl hayata geçirdikleri kahvaltı sohbetleriyle güncel konuları paylaşmak ve katılımcılara katma değer yaratmak için bir araya geldiklerini söyledi. Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) her yıl yayımladığı, dünyada kadın-erkek eşitliği durumu hakkında

hazırlanan Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporunda Türkiye’nin 2011’de 135 ülke arasında 122. sırada olduğuna işaret eden Doğan, Türkiye’de çalışabilir durumdaki kadınların işgücüne katılma oranının 1990’da yüzde 34,1, 2002’de yüzde 26,9, 2004’te yüzde 25,4, 2011’de ise yüzde 24 olduğunu, bu rakamın yüzde 50’nin üzerinde olması gerektiğini belirtti. Doğan, kadın yeteneklerin kazanılması ve yönetimde cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda ‘’Yönetimde Kadın Erkek Eşitliği’’ konulu çalışmalarına değinerek, bu amaçla 2002 yılında BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzaladıklarını, 2008’de Yönetimde Kadın Erkek Eşitliği Bildirgesi’nin hazırlık çalıştayını gerçekleştirdiklerini ve 2009’da bu bildirgeyi imzaya sunduklarını kaydetti. Hamdi Doğan, şöyle devam etti: ‘’Sürdürülebilir bir kalkınma gerçekleştirebilmesi, insan haklarına saygılı ve farklılıkların katma değerini iyi kullanabilen bir işgücü oluşturması için yönetimde kadın erkek eşitliğinin önemli olduğuna inanıyoruz. Tüm yönetim kademelerinde kadının rol üstleniyor olması, ülke imajını geliştirmekte ve bu konuya duyarlı yatırımcıların ilgisini çekmektedir. Türkiye’de yönetimde kadının söz sa-

hibi olmasında kağıt üzerinde ‘haklar’ anlamında önemli bir sorun olmamasına rağmen, hakların kullanımında, sorun vardır. Dernek olarak, ‘Yönetim kadının hakkıdır’ bildirgesini imzaya açarak kadın–erkek fırsat eşitliğinin kuruluşlarımızda sağlanması için yola çıktık.’’ Doğan, dernek üyelerinin 3’te birinin kadın olduğunu ve 500’ü aşan kadın üye sayısıyla en büyük kadın üye potansiyeline sahip STK’lardan birisi olduklarını ifade ederek her yıl kongrelerinde oturumlardan birisini bu konuya ayırarak güncel tutmaya ve yeni kazanımlar elde etmeye çalıştıklarını dile getirdi. Türkiye’de öncelikle kadının yaşama hakkına yönelik tespit edilen sorunların görmezden gelinemeyeceğini aktardı. AvivaSa Genel Müdürü Meral Eredenk de Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasında kadın çalışanın fazlasıyla önem arz ettiğini belirterek kadın istihdamının önemini anlattı. Kendi şirketlerinde kadın çalışan oranının yüzde 64 olduğunu ve bu oranı koruyacaklarını kaydeden Eredenk, ‘’Kadınlar için pozitif ayrımcılık yapmıyoruz. Bence kadın, doğru eğitim fırsatını yakaladığı ve iş hayatına girdiği anda önünde hiçbir engel kalmıyor’’ diye konuştu. Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


24

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

Fatma ŞAHIN Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı

KADIN GİRİŞMCİLİĞİ VE İSTİHDAMI Sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleşmesi ancak tüm bireylerin ekonomik, sosyal ve toplumsal hayata etkin katılımını ile mümkündür.

Ü

lke nüfusunun yarısını oluşturan kadınların toplumsal, ekonomik, siyasi ve kültürel hayata katılımı ne yazık ki; demografik yapı ile aynı oranda değildir. Bu anlayış var olan iş gücünün ve potansiyelin kullanılamaması anlamına gelmektedir. Kadının durumunu iyileştirecek her ekonomik, sosyal yatırım; bireysel gelişme ve toplumsal kalkınma adına çok boyutlu olarak geri dönüşüm sağlamaktadır. Kadınların özellikle

ÖNCE KALİTE Nisan 2012

eğitim imkânlarından eşit şekilde yararlanması yönünde atılan adımlar bir kelebek etkisi göstermektedir. İlköğretim, ortaöğretim, yükseköğrenim gören kız çocuklarının sayısının artması, meslek edinmiş, nitelikli iş gücünün artmasını da sağlamaktadır. Eğitim imkânlarının artması, anne ve çocuk ölümlerinde azalmaya, üretimde verimliliğe, işgücüne ve istihdama katılımda artışa, yok-

sullukla daha etkin mücadele edebilmeye, şiddetin önlenmesini sağlamaktadır. Eğitim, istihdam, işgücüne katılım, gelir düzeyindeki artış ve yoksulluğun azaltılması arasındaki ilişki bu alanlardaki istatistiki verilerin olumlu ibreye dönüşmesine sebep olmaktadır. İşsizlikle mücadele ve kadın istihdamının artırılmasında yasal düzenlemeler etkilidir. Kadın girişimciliğinin desteklenmesi ekonomik kalkınma ve büyüme yanında; ekonomik krizlerden


25

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

doğacak yeni durumlara ve yoksullukla mücadelede önemli bir çarpan etkisi vardır. Mevzuatın düzenlenmesi yanında uygulayıcıların kararlılığı bir o kadar önemlidir. Türkiye’de 2010 yılı verilerine göre; 15 yaş üstü kadın nüfusu 26.740.000 iken işgücü piyasasında yer alan kadın nüfusu 7.383.000’dir. Yani işgücüne dâhil olmayan 19.357.000 kadın bulunmaktadır. Kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 27,6, istihdam oranı yüzde 24, girişimcilik oranı yüzde 14,1’dir. Ülkemizde, kalkınmanın önemli parametresi olan kadınların işgücüne katılımı, sürdürülebilir kalkınmanın da bir unsuru olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de çalışma yaşamına ve kadın girişimciliğine adım atan birçok kadının ekonomik, kültürel ve sosyal birtakım nedenlerle karşılaştıkları engeller onların cesaretlerinin kırılmasına, kaynaklara ve fırsatlara erişimde çekingen davranmalarına yol açmaktadır. Dolayısıyla, kadın girişimci oranı düşük düzeyde kalmaktadır. Türkiye’de kültürel ve ekonomik bariyerleri aşarak girişimci olan kadınların nicelik olarak oldukça düşük olmasına rağmen, farklı birçok sektörde kendi işini kurarak başarılı oldukları da bir gerçektir. Türkiye’de istihdama katılan ve girişimci kadınlar ekonomik alanda kalkınmaya katkıda bulunmanın ötesinde, kadınlara atfedilen geleneksel rol modellerini aşma konusunda birer rol modeli olarak, toplumsal dönüşüme katkıda bulunmaktadırlar. Bu nedenle kadının istihdama katılımı ve girişimciliğinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi; toplumun kadınlar üzerindeki geleneksel bakışını değiştirecek ve ekonomik gelişmeye katkı sağlayacak önemli dönüşümleri sağlayacaktır. 2002 yılından bu yana istihdam ve girişimcilik konularını tüm boyutlarıyla bütüncül bakış açısıyla; kadını, aileyi, toplumu, ekonomik düzeni, sosyal yapıyı ele alarak gerekli düzenlemeleri yapıyoruz. Bu konuda kamu, özel sektör ve sivil toplum işbirliği ile önemli çalışmalar yapılmaktadır. 2007 yılında Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklikle; hane içinde kadınlar tarafından üretilen ürünlerden elde edilen gelirlere, vergi muafiyeti getirilmiştir. 9. Kalkınma Planında kadın girişimciliğinin desteklenmesi amacıyla birtakım tedbirler alınmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İŞKUR, tarafından uygulanan Aktif İş Gücü

programlarında kadınlara girişimcilik, meslek danışmanlığı ve iş danışmanlığı kursları verilmiştir. 2011 yılında İŞKUR’ un açmış olduğu bu kurslardan yararlanan kişi sayısı 250.016 iken bunların 102.902’si (%41) kadındır. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından Kadın Girişimciliğin Desteklenmesi Projesi’nin kapsamında; Pendik/İstanbul, Hacıbektaş/Nevşehir, Kütahya ve Çorum’da 4 adet Kadın İş Geliştirme Merkezi kurulmuştur. Toplumsal yaşamda kadına yüklenen geleneksel roller sebebiyle birçok kadın, iş kurma ve yürütme süreci ile aile içi sorumlulukları yerine getirmede güçlüklerle karşılaşmaktadır. Bu çerçevede, toplumda kadına yüklenen geleneksel roller, onların girişimci olmaları önündeki engellerden biridir.

Ülkemizdeki kadın girişimciliğinin geliştirilmesi için aile içi sorumlulukların eşit bir şekilde paylaşılması sadece kadının değil tüm toplumun yararınadır. Kadının iş hayatına katılımı bir dönüşüm sürecidir. Devlet olarak bizim görevimiz bu değişim sürecini iyi yönetebilmektir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile kadınlar, engelliler, şehit yakınları ve gazilere yönelik girişimcilik faaliyetlerinin geliştirilmesini, kadın istihdam oranının artırılmasını ve Bakanlığımızın kullandığı bilişim sistemlerinin geliştirilmesini öngören işbirliği protokolü imzalanmıştır. Protokol kapsamında kadın girişimciliğini desteklemeye yönelik stratejiler belirlenmiş bununla birlikte iş ve aile yaşamının uzlaştırılmasına yönelik önlemler çerçevesinde organize sanayi bölgelerinde çalışan kadınların çocuklarını bırakabilecekleri kreşlerin açılması-

Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


26

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

nın teşvik edilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması öngörülmüştür. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında; istihdam, çocuk işçiliği ve sosyal yardımlar konularında işbirliği protokolü imzalanmıştır. Protokolde; iş ve aile yaşamının uyumlu hale getirilmesi ve bu çerçevede kreş hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yapılması kararlaştırılmıştır. İşsizlere yönelik İŞKUR tarafından uygulanan işgücü yetiştirme kurslarına ilişkin eğitim modüllerine toplumsal cinsiyet eşitliği, kadının insan hakları, çalışma yaşamında haklar, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, aile eğitimi, konularına yer verilecektir. Mevsimlik gezici tarım işçileri olarak çalışan kadınların çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır.

ÖNCE KALİTE Nisan 2012

Şiddet mağduru, eşi ölmüş, eşi tarafından terk edilmiş, eşi cezaevinde olan veya boşanmış kadınların İŞKUR’ a erişiminin sağlanması gibi kadınların ekonomik yaşama katılımlarının artırılmasına ve güçlendirilmesine önemli katkı sağlayacak hususlara yer verilmiştir. Kadın istihdamının desteklenmesinin bir başka boyutu; kadınların ekonomik bir güce sahip olmalarının ailenin yoksulluğunun azaltılmasında etkili olmasıdır. İstihdama katılım ve kadın girişimciliğinin özendirilmesi ailenin refahının artması açısından önemlidir. Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından sosyo-ekonomik yoksunluk içinde bulunan vatandaşların ekonomide aktif üretken duruma geçerek, sürdürülebilir gelire ulaşmaları amacıyla, kentsel alanda iş kurmaya yönelik, kırsal alanda yöre şartlarına uygun sürdürülebi-

lir faaliyetlere yönelik gelir getirici proje destekleri verilmektedir. Gelir getirici projeler için kır-kent ayrımı gözetilmeksizin kişi başına en fazla 15.000.-TL destek sağlanmaktadır. Gelir getirici projeler kapsamında başvuranların %10,8’ini kadınlar oluşturmaktadır. Kadın girişimciliğinin teşvik edilmesi ve yoksulluğun önlenmesi için önemli araçlardan olan mikro kredi uygulamalarının yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. İl Özel İdaresi Kanunu’nda yer alan yoksullara mikro kredi verilmesi, pozitif ayrımcılık içerecek şekilde kadın yoksulluğunun azaltılması yönünde kullanılması çalışmaları sürdürülmektedir. Kırsal kesimde iş gücünün büyük bölümünü taşıyan kadınların sosyal güvencelerinin sağlanması amacıyla yapılan hukuki düzenlemeler yapılmıştır. Türk Medeni Kanunu’nda aile reisliği konusunda “... birliği eşler beraberce yönetirler...” şeklindeki değişiklikten sonra tarım alanında çalışan kadınlar için kanunun bazı maddeleri değiştirilmiştir. Artık; Sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan 22 yaşını doldurmuş kadın, başka bir şart aranmaksızın sigortalı olacaktır. Yapılan hukuki düzenlemeler sonucu; kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan kadın çiftçiler için süre gelen farklı uygulama tümüyle kaldırılmış ve kadın çiftçilerin mağduriyeti giderilmiş oldu. Kadın girişimciliğini desteklemenin yollarından biri de; kurumsal destektir. Türkiye’de kadın girişimci potansiyelini nicelik ve nitelik bakımından geliştirmek için politikalar belirlemek amacıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından “Kadın Girişimciler Kurulu” oluşturulmuştur. Kadın girişimciliğinin desteklenmesi çalışma-


27

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

ları yakın zamanda önemli bir gelişme kaydedilmesine sebep olmuştur. Kadınların şirketlerde üst düzey yönetici olmalarının önünde bir engel olan cam tavanların aşılmasında önemli bir adımdır. Sermaye Piyasası Kurulunun yönetim ilkelerinde yapılan değişiklikle; yönetim kurullarında en az bir kadın üye bulundurma zorunluluğu getirilmiştir. Bu şartı yerine getirmeyen şirketler bunun gerekçesini açıklamak zorunda bırakılmıştır. Türkiye İş Kurumu tarafından Kadın İstihdamının Desteklenmesi Operasyonu kapsamında 4.000 kadının girişimcilik, 12.000 kadının

ise istihdam garantili kurslardan faydalanmaları hedeflenmiştir. 17 projede toplam 780 kadın girişimcilik kurslarına katılmış, 113 kadın girişimci olmuştur. Türkiye İş Kurumu’nca, yürütülen Türkiye’de Kadınlar İçin İnsana Yakışır İş İmkânları Sağlanması Yoluyla Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Gerçekleştirilmesine Yönelik Aktif İşgücü Piyasası Politikaları Projesi ile hedef kitleye mesleki eğitim, iş arama becerileri, girişimcilik becerileri, kendi hesabına çalışma ve sosyal güçlendirme eğitimleri verilmiştir. Toplamda 944 kadın Proje kapsamında düzenlenen etkinliklerden faydalanmıştır.

KOSGEB ile İŞKUR arasında imzalanan Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi İşbirliği Protokolü ile 2011 yılı içerisinde düzenlenen Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri sonrası işini kurarak desteklenen 1033 girişimcinin yaklaşık %46’sını (477) kadın girişimciler oluşturmaktadır. Kadın girişimcilerin karşılaştığı engeller arasında; toplumsal kalıp yargılar, bilgi, eğitim ve rol model eksikliği gibi sorunların yanında; bir diğer önemli konu finansal kaynak bulmakta yaşanan güçlükler ile kadın girişimcilerin sermaye yetersizliğidir. Kadınlar cinsiyet rolleri dikkate alınarak; hazır giyim, turizm, sigortacılık, temizlik sektörlerinde yoğunlaşmaktadırlar. Bu sektörler kadının iş ve aile yaşamını dengelemesini kolaylaştıracak niteliktedir. Burada dikkat çekici hususlardan biri ve belki de en önemlisi iş yaşamının, iş ortamlarının toplumsal cinsiyet bakış açısından yoksun ve daha çok erkek bakış açısına uygun düzenlenmiş olmasıdır. Hükümetimiz kadın istihdamının artırılması ve kadın girişimciliğinin desteklenmesi amacıyla bugüne kadar farklı ve parça parça sürdürülmeye çalışan faaliyetlere daha bütüncül bir bakış açısı ile kısa, orta ve uzun vadede ulaşılması düşünülen hedefleri belirleyerek hareket etmektedir. Kadınlar için atılan her adım, Türkiye’nin geleceğine yatırımdır. Türkiye’nin 2023’te dünyanın lider ülkesi olacaksa, bu kadını ve erkeği ile birlikte gerçekleşecektir.

Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


28

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

Girişimcilik, İstihdam ve Kadının Ekonomik Güçlenmesi Gülden TÜRKTAN KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı

G

irişimcilik fırsatları değerlendirmek, fakat aynı zamanda kendi fırsatlarını yaratmaktır. Ünlü ekonomi düşünürü Peter Drucker girişimciliğin özünü çok güzel ifade eder: “Öncü olmak girişimcinin standart niteliğidir. Ancak bu şekilde kaynaklar bolluğa dönüşür.” Kadınlar, bizler girişimciliğin gücüne inanıyoruz, girişimcilik ekonomik gelişmenin itici gücüdür. Girişimcilik kadın güçlenmesinin çok önemli bir aracıdır. Neden mi? Çünkü; - Kadınların rekabetçi iş dünyasına tam anlamıyla katılamadığı durumlarda ve kadınlar arasında insan sermayesinin göreli olarak düşük olduğu durumlarda girişimcilik ekonomik hayata katılımda özellikle servis sektöründe alternatif ve daha kolay bir yöntem olabilir. - Girişimcilik eleştirel düşünebilmeyi geliştirir, bu yüzden statüko’ya karşı önemli bir alternatif duruştur. Bunu gerçekleştiren bireylerin kendilerine ve yaratıcı potansiyellerine olan güvenleri gelişir ve daha aktif vatandaşlar olma yolunda önemli ilerleme kaydederler. Sorgulayan, girişimci ve yaratıcı bireyler sürdürülebilir demokrasinin ve ekonominin itici gücüdür. - Güçlenen kadınlar ülkelerine, bölgelerine ve tüm dünyaya daha güçlü ve gelişmiş bir insan kaynağı sunarlar, bu da toplumların ekonomik gelişimini ve küresel ekonomik dengeleri olumlu etkiler. KAGİDER sürdürülebilir sosyal ve ekonomik kalkınmanın temelinde girişimcilik olduğuna inanan bir sivil toplum örgütüdür. Kurulduğumuz 2002 yılından bu yana kadınlar arasında girişimcilik kültürünün yaygınlaşmasını yönünde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. 10 yıllık deneyimimiz bize gösterdi ki, Türkiye‘de ve dünyaÖNCE KALİTE Nisan 2012

da kadın girişimciliğini güçlendirmek kadının sosyal, ekonomik ve siyasi konumunu güçlendirmeden başarılacak bir olgu değil. Bu noktadan hareketle KAGİDER olarak farklı alanlarda kadın güçlenmesi adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dünyadaki başarılı örneklerden faydalanarak, birlikte tartışarak ve çözüm önerileri geliştirerek yolumuza devam ediyoruz. Ayrıca, sürdürülebilir kalkınma hepimizin ortak geleceği ise, Türkiye ve dünyada bu geleceği kadınlar ve erkekler birlikte inşa edecekler. Dünya çapında kadınlar • İşgücünün %66’sını oluşturuyorlar • Gıda üretiminin %50’sini gerçekleştiriyorlar Buna rağmen kadınlar; • Gelirlerin sadece %10’una • Mülkiyetin de sadece %1’ine sahipler. Dolayısı ile, ekonomide ve toplumsal yaşamda kadın erkek eşitsizliği sadece ülkemize has bir durum değil. Ancak Türkiye’nin son yıllarda küresel cinsiyet eşitsizliği listelerinde son sıralarda olduğu gerçeğini de göz ardı edemeyiz. Bizler biliyoruz ki, ekonomik olarak güçlenen kadınların kendi hayatları üzerine karar verebilme, ve kendi ayakları üzerinde durabilme güçleri de artıyor. Ekonomik olarak güçlenen kadın girişimcilik için gerekli iç ve dış motivasyon ve kaynaklara sahip oluyor. Bizler toplumu dönüştürmek amacı ile yola çıkmış sivil toplum kuruluşu olarak yıllar içinde gördük ki, ülkemizi güçlendirmek ve refah seviyesini yükseltmek ancak ve ancak kadınları güçlendirmek ile mümkün olacak. Mevcut eşitliksiz durumu değiştirmek, daha fazla kadını iş yaşamında, siyasette toplumun her alanında görmek için çalışmaları-

mıza devam ediyoruz Sizlere çok temel bir argüman sunuyorum: dünyanın nüfusunun yarısı kadın ise, tüm üretim ve bölüşüm süreçlerinde potansiyelin yarısını devre dışı bırakmak sürdürülebilir bir durum değildir. Hem ekonomik perspektiften, hem de insan hakları bakış açısı ile bu dengesiz durumu sürdürmek ve aynı zamanda gelişim sağlamak mümkün değildir. Ülkemizde kadın girişimcilerin sayısı halen çok sınırlı. Kadın girişimciler ortak bir takım engeller ile karşı karşıya: • Sermayeye erişim • Doğru networke sahip olmak • Kültürel engeller, erkek egemen değerler • Ev ve iş yaşamı dengesi Bu engeller kadın girişimcilerin içsel motivasyonlarını fazlasıyla düşürüyor ve bir süre sonra özgüven problemine dönüşüyor. Ancak, istihdamdaki kadın, yönetimdeki kadın sermaye biriktirebiliyor, network’unu genişletiyor, erkek egemen değerler içinde kendi değerlerini savunabiliyor ve ev/iş yaşam dengesini sağlamış oluyor. Özet olarak: • Kadın Girişimciliği çok önemli • Kadın Girişimciliğinin artması için Kadın İstihdamı çok önemli • Kadın İstihdamında Kadının Yöneticiliği çok Önemli • Kadının Karar Alma Mekanizmalarında Yer alması çok önemli Sonuçta, sürdürülebilir ekonomi ve kalkınma için “Yönetim Kadının Hakkıdır” Potansiyelimizin yarısını atıl durumda bırakarak geleceğe yürüyemeyiz...


digiturk_A4 12/22/11 1:54 PM Page 1 C

Composite

M

Y

CM

MY

CY CMY

K


30

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

Gelişmişlik Düzeyi ve Kadın İstihdamı Oya Coşkunöz YÖNEY BUSİAD Başkanı

B

ir ülkenin gelişmişlik düzeyini ortaya koyarken o ülkedeki demokrasi anlayışı, gelir düzeyi, okur yazar oranı, yaşam koşulları ve doğaya duyarlılık gibi ölçütler var. Bu ölçütlerden biri de kadınların iş ve sosyal hayatta hangi rolleri, ne kadar üstlendikleri olmalı. Toplumun temel taşı olan bireyin yetişmesinde anne rolünü üstlenen kadın, iş hayatında da temel taşları yerleştiren, önemli sorumluluklar üstlenen, risk alan, istihdam sağlayan, farklılık ve farkındalık yaratan rolü ile yol almaya devam ediyor. Türkiye’de nüfusun yüzde 49.8’si kadın. Erkeklerin işgücüne katılım oranı yüzde 71,7 iken, bu oran kadınlarda 28,8 düzeyinde.Ülkemizin geleceğini düşündüğümüzde bu durum soru işareti olarak karşımıza çıkıyor. Eğitimini tamamlayan, donanımlı kadınların çalışma hayatında yer almak yerine ailede anne ya da ev kadını rolünü üstlenip iş yaşamından çekilmesi dikkat çekici bir başka durum.Ülkemizin doğusu ile batısında yaşayan kadınların hayatlarındaki derin farklılıkları da göz önüne aldığımızda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın önemi kendiliğinden ortaya çıkıyor. Emeğinin karşılığında para kazanan kadının kendi ayakları üzerinde durması, kendi kararlarını alması, ailenin ve çocukların geleceğine yönelik harcamaları üstlenmesi ülke ekonomisini de yakından ilgilendiriyor. Girişimcilik anlayışı ile değer yaratan kadınların iş yaşamında kendi yollarını çizmesi ülke geneli için de vizyon değişimi demek. Son yıllarda girişimciliğin özendirilmesi, kadınlara yönelik özel pro-

ÖNCE KALİTE Nisan 2012

jeler geliştirilmesi ve ücretsiz kurslar düzenlenmesi geleceğimiz için değerli bir yatırım. 2000’li yılların başında 20 bin olan kadın girişimci sayısı 2012’de 100 bini geçti. İş kadınlarının Türk ekonomisindeki hacmi milyar dolar olarak telaffuz ediliyor. Kadın girişimciler aynı zamanda kadın istihdamına da katkıda bulunuyor. Kadın girişimcilerin istihdam gücünün 1.5 milyona ulaşması ve bu oranda artış beklenmesi de sevindirici bir durum. Bu nedenle kadınları iş kurmaya teşvik eden projelere devam edilmeli, kadın girişimcileri destekleyen teşviklere öncelik verilmeli. Hem sosyal-hem de iş yaşamında kadınerkek ayrımı yapılmasını doğru bulmuyorum. Benim için kadın ya da erkek fark etmiyor. İnsan olarak bakıyorum. Beraber çalışmanın bir harmoni yarattığını görüyorum. Bir işveren olarak da kendimi soyutlamadan gelen tüm seslere kulak vererek

iletişimi sürekli kılmaya ve farklı yorumları almaya çalışıyorum. Çoğu iş kadınına söylenen “erkek gibi kadın” deyimi benim için de kullanılıyor zaman zaman. “Erkek gibi kadın olmak” konusunda bir çabam olmadı, erkeklere benzemek yerine kendi prensiplerimle farklılaşmayı seçtim. Benim için asıl olan “Adam gibi adam olmak”. Sonuç olarak iş hayatında kadın ya da erkek, zorluk olarak gördüğümüz noktalar ve bunlara verdiğimiz tepkilerde farklılık olduğunu düşünüyorum. Sanırım, kritik nokta farklılıklarımızla birbirimizi kabul etmek, bunu yönetebilmek ve güce dönüştürebilmek. Farklılıkları yönetmek sadece iş dünyasında değil bugün bütün dünyada barışın tahsisinde en önemli nokta. Dünyada siyasetten ekonomiye tüm alanlarda kadınların etkinliğinin artırılması çok önemli. Kadınların bakış açıları, sezgisel güçleri ve esneklikleri ile dünyanın daha yaşanır bir yer olacağını düşünüyorum.



32

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

Kadın Girişimciliği ve İstihdamı Ufuk TARHAN Fütüristler Derneği İstişare Kurulu Başkanı

H

er yıl “UNDP - Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksi” yayınlanıyor. Bizim durumumuz malum; ortalarda olur, iyiye yaklaşırsak seviniyor, ancak daima başta eğitim olmak üzere pek çok kategoride yüzümüzü kızartan sıralamaları hazmetmeye çalışıyoruz. Ben bu endeksi geçmişe dair analizler, yorumlar, gelecek çalışmaları ve senaryolar için çok önemsiyor, her yıl dikkatle takip ediyorum. Rapor, üç temel ölçüte dayanan, “İnsani Gelişme Endeksi”ne göre çıkıyor; • Uzun ve sağlıklı bir yaşam, • Eğitim imkânlarına erişim • Kabul edilebilir bir yaşam standardı Yaşam standardı kişi başına düşen gayrisafi milli gelir esas alınarak hesaplanıyor ve UNDP, ülkeleri ve endeks sınıflamasını aşağıdaki şekilde, dört gruba ayırarak yapıyor; • • • •

Çok Yüksek İnsani Gelişme Yüksek İnsani Gelişme Orta Düzeyde İnsani Gelişme Düşük Düzeyde İnsani Gelişme

Türkiye, yüksek insani gelişme grubuna 187 ülke arasında ve 92. sıradan giriyor (http://goo.gl/aLjDm) ve alt sıralardan zorlanarak, nefes nefese yüksek insani gelişme sınıfına yetişiyor. “Yerimiz iyi işte, yüksekler arasına girmişiz” desek ve İlerleme var sansak da özelikle eğitim, kadın istihdamı vb gibi alt kırılımlara bakıldığında sürdürülebilirlik adına sevinmek için hala epey yolumuz olduğu görünüyor… ÖNCE KALİTE Nisan 2012

Kadınları çalışan, girişimci ülkeler kalkınıyor… Geçen yıl fark ettim ki bu endeksin ilk onu içinde daima İskandinav ülkeleri yer alıyor. Özellikle Norveç, Danimarka, İsveç, Finlandiya üst sıralar istikrarlı bir şekilde koruyor. Araştırmaya devam ettim ve “insani gelişmişlikte” diğer ülkelere açık ara fark atan bu ülkelerde şu iki konuda da istikrarlı bir üstünlük saptadım; ▪ Sivil toplum örgütlenmesi çok yüksek. Bir kişiye 6 dernek düşüyor ▪ Kadın istihdam ortalamasında şampiyonlar. Kadın istihdam oranları % 6070’in üstünde Konumuz olduğu için kadın istihdamına odaklanalım, kadın istihdamının en yüksek olduğu ülkeler ve oranlarına bakalım; % % % % % %

73.8 Norveç 71 - Danimarka 70 - İsveç 66 - Hollanda 65 - Finlandiya 62 - İngiltere

Bizim ise bu kategorideki notlarımız çok düşük, hatta kırık! OECD ülkelerinde kadının istihdamı oranı % 62, AB ülkelerinde ortalama % 52, Türkiye’de ise sadece % 23,5. Kabaca Avrupa’da her iki kadından biri, Türkiye’de dört kadından biri çalışabiliyor. Girişimcilik açısından bakıldığında ise durum şu; Türkiye’de her 100 kişiden

5’i girişimci. Bu oran Amerika’da % 11, Avrupa’da %12, Meksika’da bile % 14. Ülkemizde girişimci olanların %80 i seçimlerini bir anlamda “zorla” denebilecek nedenlerle yapmış (http://goo.gl/0cShA). 2008 yılında 18-64 yaş arası nüfusumuzda girişimci oranı %4,6 iken, 2010’da %10,7′ye yükselmiş. Her 100 erkeğe karşılık 28 kadın “girişimcilik” denebilecek işler yapıyor (http://goo.gl/nYnM3). Sonuç; İnsani gelişmişlik endeksindeki yüz buruşturan halimizi sadece kadın istihdam ve girişimcilik oranlarımıza bakarak dahi izah edebiliyoruz. Durum tatsız, ancak bardağın dolu tarafına bakarsak da müthiş fırsat ve gelişme alanlarını işaret ediyor. Ne yapılmalı? Dijitalleşen, “teknolojik gelişmelerin” tüm diğer gelişmelerin tetikleyicisi olduğu siber çağda yepyeni şeyler söylenmeli ve cesurca yapılmalı. Çocuk doğurmak ve “ilk öğretmen” olmak gibi doğal bir görev ve sorumluluk taşıyan kadınlar, radikal atılımlarla “dayaktan korunmanın, okuma yazma öğrenmenin” ötesindeki konum ve gündemlere taşınmalı. Hiç kaçarı yok, geleceğin yeni nesil başarılı insanları, toplumları; “teknolojik üstünlüğe” sahip, “kadın-erkek” eşitliğini kotarabilmiş, “girişimciler” arasından çıkacak. Özellikle kadınlar, eğer istersek, teknolojinin getirdiği kolaylaştırıcılar ile bu atılımlarda daha çok sıçrama yapan cinsiyet olabilecek. Yalnız dikkat! >>> “Eğer istersek…”


kalite_220x285.fh11 4/19/12 5:33 PM Page 1


34

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

Kadın girişimciliği ve istihdamı Gizem KEÇECI Vodafone Türkiye Pazarlama İletişimi Direktörü

İ

çinde bulunduğumuz dönemde, kadınların iş gücünde ve üretim süreçlerinde giderek daha aktif şekilde rol aldığına, ekonomik potansiyellerini artırarak ülkelerin gelişmişlik düzeylerine artan oranlarda katkıda bulunduklarına tanıklık ediyoruz. Bu durum, kadın girişimciliğinin ve liderliğinin desteklenmesini giderek daha önemli bir gündem maddesi olarak önümüze koyuyor. Kadın girişimciliğinin desteklenmesi, bugün en ufak ölçekte toplumsal cinsiyet eşitliğinin tesis edilmesinden, daha geniş ölçekte, tüm dünyada eşitlikçi toplumlar yaratılmasına en öncelikli koşullardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bununla beraber, kadınların işgücüne katılımının artırılması, global ölçekte yoksulluğun önlenmesi ve Birleşmiş Milletler’in “Bin Yıl Kalkınma Hedefleri”ne ulaşılması yolunda da çok önemli bir gereklilik olarak konumlanıyor. INSEAD’ın üst düzey eğitim programı tarafından son 5 senede toplanan verilere göre, kadınlar pek çok liderlik özelliğinde erkekleri geride bırakırken; uzlaşmacı ve işbirliğine odaklı özellikleriyle ön plana çıkıyorlar. Yine McKinsey’nin bir araştırması, kadınların, kurumsal başarıya ulaşılmasını sağlayan 9 liderlik özelliğinin 5’ini erkeklerden daha sık uyguladıklarını gösteriyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2010 Kurumsal Cinsiyet Eşitliği Raporu’nda, kadın CEO oranlarında Türkiye’nin en yüksek üçüncü sıraÖNCE KALİTE Nisan 2012

da yer alması da ülkemizde elverişli fırsatlar yaratıldığında, kadınların liderlik pozisyonlarında ne kadar başarılı olabileceğini ortaya koyuyor. Buna karşılık, Türkiye’de genel olarak tüm sektörlerde kadın çalışan oranının düşük olduğunu görüyoruz. Dünya Ekonomik Forum’u 2011 Küresel Cinsiyet Raporu’na göre, ülkemizde çalışma yaşındaki 26 milyon kadının sadece 6.5 milyonu istihdam ediliyor. Vodafone Türkiye olarak bizim faaliyet gösterdiğimiz telekomünikasyon sektörü özelinde de durum farklı değil. BTK 2011 üçüncü çeyrek raporuna göre, sektörde toplam çalışanların yüzde 77,4’ünü erkekler, yüzde 22,6’sını ise kadınlar oluşturuyor. Bu veriler bize, özellikle ekonomik katılım, fırsat eşitliği ve eğitim gibi alanlarda hala kat edilmesi gereken önemli bir mesafe olduğunu gösteriyor.

Vodafone Türkiye’nin “kadın” perspektifi

Vodafone Türkiye olarak, kadın girişimcilerin geliştirebileceği yaratıcı ve yenilikçi girişimlerin önünü açmak üzere çeşitli çalışmalar yürütüyor, bu şekilde kadınların önündeki ekonomik bariyerleri kaldırmaya ve toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlamaya önem veriyoruz. Eşitlikçi toplumların inşasının ancak bu şekilde sağlanabileceğine inanıyor; bununla birlikte, kadın liderliğinin ve girişimciliğinin dünyada güç ve iş yönetimi anlayışına yeni bir yaklaşım getirebileceğini düşünüyoruz. Sektörde kadın çalışan oranı yüzde 22 iken Vodafone Turkiye’de bu oran yüzde 40 ile sektörü neredeyse ikiye katlıyor. Bununla be-

raber, kadın ve erkek çalışanlarımızın eşit şartlarda rekabet edebilmelerine, eşit fırsatlara sahip olmalarına büyük önem veriyoruz. Eşitlik kavramını sürdürülebilir bir strateji olarak benimsiyor ve farklılıkları kucaklayan iş ortamları yaratmaya önem veriyoruz. Biz de Vodafone Türkiye olarak bu stratejiyi aynı şekilde ülkemize uyarlıyor; mesleki gelişimde cinsiyetler arası eşitliği sağlayarak, tüm çalışanlarımızın eşitlikçi bir zeminde potansiyellerini gerçekleştirmeleri için gerekli koşulları yaratmaya odaklanıyoruz. Bu yönde hayata geçirdiğimiz uygulamalar arasında; İK danışmanlarımızın yönetim pozisyonlarını doldururken en az bir uygun kadın aday göstermelerini öngören PLUS1 uygulamamız bulunuyor. Ayrıca, kadın çalışanlarımızın kendi hedeflerine odaklanmalarına ve ulaşmalarına yardımcı olan kişisel gelişim programları gibi inisiyatifleri teşvik ediyoruz.

Vodafone Türkiye’nin çalışmaları

Bununla beraber, Vodafone Türkiye olarak desteklediğimiz ya da bizzat hayata geçirdiğimiz projeler aracılığıyla da Türkiye’de kadınların iş gücüne giderek artan oranlarda ve eşitlikçi koşullarda dahil olması yolundaki kararlılığımızı ortaya koyuyoruz. Fırsat Eşitliği Modeli: KAGİDER’in geçen yıl Temmuz ayında Dünya Bankası’nın desteği ile hayata geçirdiği sertifikasyon modeli olan Fırsat Eşitliği Modeli’ne destek veriyoruz. Bu model, işe alım, şirket içi eğitim, kariyer planlama ve geliştirme gibi süreçlerdeki eşitsizlikleri sap-


35

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

tayarak, kurumlara eşitlikçi uygulama örnekleri sunuyor; iş hayatında fırsat eşitliğinin sağlanmasını amaçlıyor. Teknolojide Kadın Hareketi: Türkiye Vodafone Vakfı olarak yine KAGİDER ve Türkiye Bilişim Vakfı işbirliğinde hayata geçirdiğimiz Teknolojide Kadın Hareketi projesi ile Türkiye’de kadınları iletişim

teknolojilerinin sunduğu imkanlarla tanıştırarak, ekonomiye katılımlarına yönelik fırsat eşitliği yaratmayı hedefliyoruz. Saha eğitimi, projelendirme, yarışma ve destek olmak üzere toplam 4 fazda kurguladığımız projemizin ilk fazında, Türkiye’de mobil teknoloji kullanımındaki cinsiyet farkının sebep ve boyutlarının değerlendirmesini yapabilmek ve mevcut resmi ortaya çı-

karmak için bir araştırma yaptırdık. GFK ve Doç. Dr. İpek İlkkaracan önderliğinde, 16 ilde 1600’ü aşkın kadın ile görüşerek gerçekleştirdiğimiz araştırma sonucunda, kadınların mobil teknoloji kullanımlarına, kullanımlarının arkasında yatan motivasyonlara ve kullanmanın önündeki bariyerlerine ilişkin önemli veriler elde ettik. Hem mobil teknolojilere erişim özelinde hem de daha geniş ölçekte Türkiye’deki cinsiyet eşitsizliğini inceleyen raporun ortaya koyduğu veriler doğrultusunda, Türkiye’nin sosyal ihtiyaç haritasını da göz önünde bulundurarak, kapsamlı bir eğitim programı yapılandırdık. Mobil iletişim teknolojilerinin kadınların girişimci potansiyellerini keşfetmeleri sürecinde sunabileceği önemli katkılar bulunduğu inancıyla yola çıkan “Teknolojide Kadın Hareketi” Eğitim Programı, Türkiye’de çalışan-çalışmayan tüm kadınların ekonomik kalkınmada aktif rol alması hedefiyle tasarlanmış, Vodafone Smart Tab 10 tablet bilgisayarlar desteğiyle verilecek bir dizi eğitim programından oluşuyor. İlk etapta İzmir, Gaziantep, Ankara, İstanbul ve Samsun’da başlayan program kapsamında, ev kadınları ve işgücündeki kadınlara yönelik olmak üzere iki farklı eğitim veriliyor. Vodafone Smart Tab 10 kullanılarak gerçekleştirilen eğitimler ile kadınlar bir yandan mobil iletişim teknolojileri ve sunduğu olanaklar ile buluşturulurken; diğer yandan kişisel gelişim, satış/pazarlama teknikleri ve girişimcilik gibi alanlarda kendilerini geliştirme imkanına kavuşuyor. Bu çalışmalarımızla Türkiye’de kadınların potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bununla beraber, eşitlikçi bakış açısına dayalı insan kaynakları yönetiminin, nüfusun tamamındaki insan kaynağı havuzunun kullanılması dolayısıyla, şirketlerde daha başarılı kadro yapılanmalarına imkan sağladığına inanıyoruz. Nüfusun tamamının potansiyelinin kullanılması ve böylelikle ülkemizin dünyanın “akıllı ekonomileri” arasındaki yerini alması, Türkiye’deki tüm kurumların en önemli sosyal sorumluluklarından biri olması gerektiğine inanıyoruz. Biz de Vodafone Türkiye olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de kadınların ekonomik etkinliklerini artırmaları ve böylelikle toplumsal gelişime katkı sağlamaları yolunda çalışmaya devam edeceğiz. Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


36

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

Kadın Girişimciliği ve İstihdam Prof. Dr. Ayşe NUHOĞLU Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı

“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir ki bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça öteki yarısı göklere yükselebilsin?” Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözü, kadının ekonomik hayat da dahil olmak üzere toplumun her alanında varlığını göstermesinin gerekliliğini en güzel şekilde vurgulamaktadır. Tarih boyunca her dönemde kadınlar üretimde yer almışlardır. Kadınların ücretli olarak işgücü piyasasında yer almaları ise sanayi devrimi ile başlamış; kadınların çalışma hayatının her alanına girmesi de dünya savaşları, özellikle de II. Dünya Savaşı sonrası gerçekleşmiştir. Tarih boyunca hüküm sürmüş olan ve bir gelir karşılığı çalışmanın erkeklere özgü bir görev olduğu, kadının asıl görevinin ise ev işleri ve çocuk bakımı gibi faaliyetler olduğunu kabul eden kadın ve erkeğin toplumsal rol bölüşümü görüşü; kadının çalışma hayatında hep ikinci plana atılmasına, dolayısıyla kadının çalışma hayatında çok çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. Kadınların çalışma hayatında kendilerini kabul ettirmeleri ile başlayan sorunlar işgücü piyasasında yedek işgücü olarak kabul edilmeleri, işe alımlarda tercih edilmemeleri ve işten çıkarılan ilk grup olmaları gibi sorunlarla devam etmektedir. Eğitim ve mesleki eğitim olanaklarından erkeklere göre daha az ÖNCE KALİTE Nisan 2012

yararlandırılmaları, cinsiyete dayalı ayırımcılık, cinsel taciz, ücretlendirmede eşitsizlik, sosyal güvenlik haklarından yararlanamama, kayıt dışı olarak çalışma, aile ve iş hayatını birlikte yürütebilme başta olmak üzere kadınlar çalışma hayatında birçok sorunla karşılaşmakta; bu sorunlar onların işgücü piyasasına girişlerini etkilemektedir. Kadınların çalışma hayatında karşılaştıkları bu sorunlar kadınların uluslararası düzeyde korunması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Başta Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Avrupa Konseyi olmak üzere birçok uluslararası kuruluşun yasalarında ve kabul ettikleri sözleşmelerinde kadınlara karşı ayrımcılığın önlenmesi, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve çalışan kadının korunmasına dair hükümler yer almaktadır. Girişimcilik konusundaki araştırmalara bakıldığında, girişimciliğin çesitli boyutlar temelinde incelendigi gözlenmektedir. Toplumsal cinsiyet rolleri üzerine girişimcilik boyutunda yapılan çalışmalarda daha çok erkek girişimcilerin araştırıldığı kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Bununla birlikte, günümüzde sosyal, teknolojik ve endüstriyel değişimler daha çok sayıda kadının iş yasamında yer almaya başlamasına neden olmaktadır. Gerek bilgi teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde bilgiye ulaşmanın kolaylaşması gerekse eğitim alan kadın sayısındaki artışlar, kadınların çalışma yaşamının her alanında daha sık görülmesi sonucunu doğurmuştur. Bu anlamda girişimcilik, kadınlar için en cazip kariyer alanlarından birisini oluşturmaya başlamıştır.

Kadın Girişimciliğinin yaygınlaşmasının nedenleri

Kadınlar işgücüne değişik şekillerde katılabilirler. Bununla birlikte, gerek Türkiye’de gerekse tüm dünyada cinsiyet-rol stereo tiplerinin de etkisi ile kadınların iş yaşamına katılımı belli mesleklerde yoğunlaşmıştır. Türkiye’deki kadınların daha çok tarım sektöründe, ikinci olarak da sanayi ve hizmetler sektörlerinde yoğunlaştıkları gözlenmektedir. Kadınların erkek mesleği olarak kabul edilen alanlarda yaygın görülmemesinin belki en önemli nedeni, bazı mesleklere girişin kadınlara açık olmamasıdır. Örneğin müfettişlik, Türkiye’de kadınların sınırlı sayıda katıldığı bir meslektir. Bunun yanı sıra, kadınların bazı mesleklere girişi erkeklere oranla oldukça yenidir. Kadınların bazı mesleklerde sınırlı sayıda temsil edilmesinin bir nedeni de, Türkiye gibi ülkelerde sosyo-ekonomik düzeyi düşük ailelerin, çocuk okutma tercihlerini erkek çocuklardan yana kullanma egilimi ya da mecburiyetidir. Her ne kadar bu eğilim son yıllarda kısmen değişmeye yüz tuttuysa da, kadınlar yeterli eğitime sahip olmadıklarından bazı prestijli mesleklerde yüksek oranda temsil edilememektedir. Kadınların girişimcilik mesleğine ilgi duymasının nedenleri, erkek girişimcilerin tercih nedenlerinden hiç de farklı değildir. Günümüzde çok sayıda kadın, kendi işinin patronu olma, bağımsız çalışma, risk almaya yatkınlık, yenilik ve değişiklik arzusunu tatmin etme, vb. şekilde ifade edilebilecek nedenlerden dolayı girişimcilik mesleğini bir anlamda diğer mesleklere


37

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

“tercih eder” duruma gelmişlerdir. Literatürde kadın girişimcilerle ilgili çalışmaların, -hala eksiklikler olmasına ragmen- son yıllarda giderek arttığı söylenebilir. Kadınların özellikle ekonomiye olan katkılarının artması ve kurdukları işletme sayısının giderek çoğalması konuya duyulan ilgiyi de artırmıştır. Kadınlara ait girişimlerin giderek çoğalmasını çesitli nedenlere bağlamak mümkündür. Birinci olarak, sosyo-kültürel altyapıdaki değişim sonucu günümüzde çok sayıda kadının çalışma hayatına girmesi ve öğretim düzeylerinin yükselmesi; ikinci olarak, yönetimin orta kadrolarında bulunan kadınların, çalıştıkları şirketlerde personel azaltma politikası izlenmesi endişesi ile bir gün işlerini kaybedebilecekleri düşüncesi ve dolayısıyla kendi kendilerinin patronu olmayı arzulamaları; üçüncü olarak, başarılı kadın girişimcilerin sayısının artması ile örnek alabilecekleri kimselerin çoğalması; dördüncü olarak da, birçok işletmede “cam tavan” (glass ceiling) olarak adlandırılan ve kadınların işletmelerde ancak belli bir yere kadar yükselebilecekleri düşüncesinin geçerli olması, yani iş dünyasının hala erkeklerin egemenliği altında bulunmasıdır. Kadınların iş yaşamındaki du-

rumunu araştıran Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kadın Girişimciler Kurulu’nun ortaya çıkardığı tabloya göre, AB’de yüzde 60’ı bulan kadın istihdamı Türkiye’de yüzde 28 civarındadır. Sosyolojik Olarak Türkiye’de, çalışma çağındaki her dört kadından sadece biri işgücüne katılmaktadır. Bu kadınların yarısı da tarım sektöründedir. Kadınların eğitim düzeyi yükseldikçe, işgücüne katılım oranı artmaktadır. TÜİK Hane Halkı İşgücü Araştırmasının bulgularına göre, Eylül 2009 itibariyle okur-yazar olmayan kadınların % 17’si işgücüne katılırken, bu oran yüksek öğretim mezunlarında % 71,7’dir. İşsizlik oranı ise okur-yazar olmayan kadınlarda %2,1 iken yükseköğretim mezunlarında %19,9’dur. İşsizlik oranının yükseköğretim mezunlarında daha yüksek olması kadınların istihdama katılıma yönelik farkındalıkları ile ilişkilendirilerek açıklanabilir. Diğer bir ifadeyle, yüksek eğitimli kadınlar daha fazla “iş arayan” konumundadırlar. Bu bulgular kadın istihdamını arttırmanın yolunun eğitimden geçtiğini vurgular niteliktedir. Ülkemizde, ekonomiyi büyütmenin, zengin olmanın, kullanılmayan potansiyeli etkin hale getirmenin ve yeni iş sahaları oluşturmanın yolunun kadınların girişimcilik faa-

liyetlerinin teşvik edilmesinden geçtiği üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Bu bağlamda, kadın girişimcileri destekleyen politika ve programların daha ön plana çıkartılması ve kadınların da, ekonomik ve sosyal yaşamdaki potansiyellerini harekete geçirecek istihdam ve girişimcilik faaliyetleri daha da arttırılmalıdır. KAYNAKÇA 1. BEDÜK, Aykut; Türkiye’de Çalışan Kadın Ve Kadın Girişimciliği, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 Bahar 2005 C.3 S. 12 (106-117) 2. SOYSAL, SOYSAL; Kadın Girişimcilerin Özellikleri, Karşılaştıkları Sorunlar ve İş Kuracak Kadınlara Öneriler: Kahramanmaraş İlinde Bir Araştırma 3. ARSLAN CANSEVER, Belgin; Avrupa Birliği Eğitim Politikaları ve Türkiyenin Bu Politikalara Uyum Sürecinin Değerlendirilmesi, International Online Journal of Educational Sciences, 2009, 1 (1), 222-232. 4. TANYILDIZI, Nural İmik; Türkiye’de Halkla İlişkiler Mesleğinde Kadın, KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi 13 (20): 75-81, 2011. 5. GÜNEY, Semra; Kadın Girişimciliğine Genel bakış, 6. BESLER/ORUÇ; Türkiye’de Ve Yazılı Basında Kadın Yöneticiler. 7. BOLCAN, Aybike Elif; Avrupa Birliği’ne Uyum Sürecinde Türkiye’de Çalışma Hayatında Kadının Yeri Ve Kadın İşsizliği.

Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


38

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

Yenilikçi ürünlerle kadınların hayatını kolaylaştırıyor yatını kolaylaştırıyor. Ev ve aile yaşamının kadınlar için öneminden yola çıkarak ürünlerimizi geliştirdiklerini söyleyen Arzum Genel Müdürü Murat Kolbaşı; ‘Ev işlerinin hep zaman kaybettiren ve yorucu bir iş olduğunun bilinciyle, ev işlerini kolaylaştırmak ve kadınların aileleri ile daha fazla vakit geçirebilmelerini sağlamak için dayanıklı ve kullanıcısı ile dost ürünler geliştiriyoruz. Bu bağlamda kadınların ihtiyaçlarına yönelik akıllı çözümler üretiyoruz’ diyor. Odaklandıkları sektör açısından kadına ayrı bir önem verdiklerini söyleyen Murat Kolbaşı ile hayatımızda kadının rolü üzerine konuştuk.

Sürdürülebilir bir kalkınma da kadının rolü nasıl olmalı?

Kadınların çalışmasını, üretmesini, sosyal hayatın içinde aktif rol almasını önemsiyoruz. Finans, bilim, teknoloji, yatırım, alanlarında çalışan kadınların sayısının artması gerektiğine inanıyoruz. Arzum olarak yeni nesilleri yetiştiren, geleceğe yön veren kadınlarımız için kalkınma programlarında duyarlılığın daha da arttırılması gerektiğini düşünüyoruz.

Kadınların ekonomik özgürlük alanında daha ileriye gitmeleri iş ve sosyal hayatta neleri daha iyiye götürecektir?

Murat KOLBAŞI Arzum Genel Müdürü

ÖNCE KALİTE Nisan 2012

B

irkaç nesildir evlerin değişmez markalarından biri olan Arzum, geliştirdiği ürün ve hizmetlerle kadınların ha-

Kadınların ekonomik özgürlüğü arttıkça kendileri için yaptıkları yatırım artacaktır. Daha çok gezecek, daha çok sosyal faaliyetlere katılacak, daha donanımlı ve mutlu bireylere dönüşeceklerdir. Evleriyle ilgili iş yükleri azalacağı için çalışma hayatında daha üretken ve yaratıcı, evlerinde de çocuklarına karşı daha ilgili bireyler olacaklardır.

Kadın müşteri ağırlıklı, birkaç


39

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

kuşağa ürün ve hizmet üreten bir kurum olarak neleri farklı yapıyorsunuz?

Ev ve aile yaşamının kadınlar için öneminden yola çıkarak ürünlerimizi geliştiriyoruz. Ev işlerinin hep zaman kaybettiren ve yorucu bir iş olduğunun bilinciyle, ev işlerini kolaylaştırmak ve kadınların aileleri ile daha fazla vakit geçirebilmelerini sağlamak için dayanıklı ve kullanıcısı ile dost ürünler geliştiriyoruz. Bu bağlamda kadınların ihtiyaçlarına yönelik akıllı çözümler üretmeye önem verdiğimizi söyleyebiliriz.

Kadınların hayatını kolaylaştıracak ürün ve hizmetler üretirken beklentileri nasıl belirliyorsunuz?

benzeri daha sonra pazara sunuldu, bu noktada tüketicilere önerimiz; kalitesinden emin oldukları, satış sonrası hizmeti olan markaları ve ürünleri tercih etmeleri. Amacımız Türk kadınlarının mutfakta kendi elleriyle yaptıkları bazı işlemleri, elektrikli ev aletine dönüştürmek ve onların işlerini hızlandırıp kolaylaştırmak.

Geçmişten bugüne ve geleceğe baktığınızda kadınların beklentilerinde hangi değişiklikleri görebiliyorsunuz?

Pazar dinamikleri özellikle tüketici alışkanlıkları ile doğru orantılı olarak değişiklik gösteriyor. Türkiye’de çok ciddi anlamda değişen alışkanlıklarımız var.

Eskiden büyük evler içinde kalabalık aileler şeklinde yaşanıyordu. Geniş geniş mutfaklarda çok sayıda yemek yapılıyordu. Dolayısıyla da ağırlıklı olarak büyük mutfak robotları kullanılıyordu. Günümüzde ise ise evler ve dolayısıyla mutfaklar küçüldü. Evde yapılan yemek sayısı azaldı. Artık kadınlar mutfaklarında fazla yer kaplamayan ama çok işlevi olan ürünleri tercih ediyorlar. Hatta tasarıma daha fazla önem vermeye başladılar. Mutfakta işleri kolaylaştıran tasarım ürünleri aldıkları zaman hem işlerini daha kısa sürede çözüyorlar hem de tasarım ürün aldıkları için kendilerini özel hissediyorlar. Onun haricinde yıllarca hep genç nüfustan bahsettik. Bu genç nüfus şu anda 25 milyonu geçti. Türkiye’nin genç nüfusunun yüksek olduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak alım gücünün artması ve bunu kolaylaştırıcı kampanyaların olması müşterilerin teknolojiyi yakından takip etmelerini sağlıyor. Artık gençler bütün gün internette dolaşıp araştırma yapıyorlar. Markaları ve çıkardıkları yeni ürünleri rakipleri ile karşılaştırıyorlar. Bir ürünü en uygun nereden ve nasıl alabileceklerini araştırıyorlar. Yeni nesil oldukça bilinçli. Daha bilinçli oldukları için üretici de artık sadece fonksiyonel olarak hayatı kolaylaştıran değil, estetik olarak da tüketiciye hitap edecek ürünler üretmek durumunda kalıyor. Mesela kadınlar, ev aletlerinin evleri ile uyum içerisinde olmasına da özen göstermeye başladı.

Küçük ev aletleri sektörü, rekabetin çok fazla olduğu bir sektör. Bu sektörde marka olarak ön plana çıkmak için öncelikle tüketici trendlerini iyi takip etmek, onların beklentilerini anlamak ve bu beklentilere rakiplerden önce cevap vermek gerekiyor. Yenilikleri ilk olarak sunmak ve satış sonrasında da onların yanında olmaya çok önem veriyoruz. Ürün kadar sunulan hizmet de değerli. Biz Arzum olarak, tüketicilerin hayatını kolaylaştıracak ürünler sunmaya öncelik verdik. Bunun en güzel örneği, klasik kahve pişirme yöntemini Arzum Cezve ürünü ile elektrikli cezve modellerine çevirdik ve bu sektörde yeni bir ürün kategorisi oluşmasını sağladık. Tabi bu ürünün birçok Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


40

YÖNETIM KADININ HAKKIDIR

Kurum kültürümüz, kadın çalışanlarımıza ayrımcılık sağlıyor Işıl DINÇER TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş. Genel Müdür

İ

ş hayatında erkeklerin rolü ne kadar önemli ise kadınların da yaratılış bakımından sahip olduğu bir takım özellikler sayesinde iş hayatına çok büyük katkılar sağladıkları söyleyen TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Işıl Dincer ile sürdürülebilir bir kalkınmada kadının rolü ve kurum kültürlerinde kadına karşı bakışlarını konuştuk;

Kurumsal ve bireysel olarak kadın hakları konusunda kurum olarak yaptıklarınızı anlattır mısınız?

TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş. olarak, kurumumuzda kadın istihdamını uzun yıllardır ön planda tutan bir yaklaşımımız var. Son yıllarda kadınların iş yaşantısında üstlendikleri görev ve sorumluluklar artarken, başarıların da aynı oranda artması bizim de kurum olarak bu yaklaşımı benimsememizde büyük rol oynadı. İstanbul merkez ofisimizde yer alan üç Genel Müdür Yardımcısı pozisyonunda iki adet kadın yönetici görev alırken, Ankara, Adana, İzmir, Bursa ve Antalya’da yer alan şubelerimizin yöneticileri de kadınlardan oluşuyor. Kurumsal olarak iş yaşantısında kadınların aktif olarak görev almasını kurum kültürümüz açısından kesinlikle destekliyoruz.

Sürdürülebilir bir kalkınmada kadının rolünü nasıl olmalı?

Sürdürülebilir kalkınmada kadının yeri ve önemi üzerine, toplumsal olgu ve geleneklerin de farkında olunarak aktif seÖNCE KALİTE Nisan 2012

miner, konferans ve yayınlar üzerinde yoğunlaşılması gerektiği görüşündeyim. İş hayatında hiç tartışmasız erkeklerin rolü ne kadar önemli ise kadınların da yaratılış bakımından sahip olduğu bir takım özellikler sayesinde iş hayatına çok büyük katkılar sağladıkları yaşanmış ve başarıya ulaşılmış örneklerle sergilenmelidir. Kadınlar, sürdürülebilir kalkınma politikasının hazırlanmasında kesinlikle katkıda bulunması gereken ve politikaların oluşturulmasında temel unsur sayılabilecek durumların oluşturulmasında hem sivil toplum örgütleri hem de direkt katılımlar şeklinde kesinlikle var olmalılar. Özellikle ülkemizin kanayan yarası olmayan devam eden kız çocuklarının okula gönderilmesi ve kadınlarımızın eğitim düzeyindeki eksikliklerin giderilmesinde, kadınların aktif bir şekilde rol oynaması sürdürülebilir kalkınma politikalarının hayata geçmesinde kritik rol oynayacaktır.

Kadınların ekonomik özgürlük alanında daha ileriye gitmeleri iş ve sosyal hayatta neleri daha iyiye götürecektir?

Kadınların yaratılış özellikleri itibari ile birçok işi aynı anda yönetebilmeleri iş hayatındaki rollerine de kesinlikle yansımaktadır. Liderlik, yeniliklere açıklık, birçok işi bir arada yönetebilmek gibi doğuştan gelen özelliklerimiz sayesinde, iş hayatındaki yönetimsel süreçlerin iyileştirilmesi konusunda çok daha iyi işlere imza atılmasının sağlandığına inanıyo-

rum. Çalışanların sadece maddi anlamda değil, sosyal anlamda da tatminlerini sağlamak konusunda kadınların çalışma hayatındaki mevcudiyetinin artması şarttır. Bu anlamda ekonomik özgürlüğe sahip kadınların, sivil toplum kuruluşları bazında daha fazla aktif olması ve sahip oldukları avantajları toplumun her kesimindeki kadına aksettirebiliyor olması toplumsal huzurun sağlanmasında da büyük rol oynayacaktır.

Çok önemli bir kurumun en üst düzeyinde ki kadın yönetici olarak, neleri farklılaştırdığınıza inanıyorsunuz?

Sivil toplum kuruluşlarının önemlerinin yadsınamaz olduğu günümüzde, özellikle sivil toplum kuruluşlarına katılım ve katkıda bulunma konusunda çalışmalar yürütüyorum. Hem kurumumuz hem de sektörümüzün daha ileri gidebilmesi açısından, konferans, seminer ve benzeri organizasyonlarda bir kadın yönetici olarak ilk günden beri var olmaya devam ediyorum ve diğer yöneticilerimizin var olması için de desteklerimi esirgemiyorum. Daha önce de belirttiğimiz üzere, kadınların sahip oldukları bazı yaratılış özellikleri ile, müşteri memnuniyeti ve motivasyon artırıcı süreçlerin yürütülmesini son derece destekliyor ve kurumumuzda uygulanmasına da özen gösteriyorum. Ayrıca yine yaratılış itibari ile kadınların sürekli yenilik üretmeleri ve yeni durumlara açık olmalarının vermiş olduğu avan-


41

YÖNETIM KADININ HAKKIDIR

taj ile, kurumumuzda her zaman yeniliğe açık bir yönetim yapısı ile çalıştığımızı da rahatlıkla söyleyebilirim.

mız projeler olmakla birlikte henüz lanse ettiğimiz bir projemiz bulunmuyor ancak biz TSKB Gayrimenkul Değerleme’nin kadın yöneticileri olarak hem sektörümüzü hem de kurumumuzu temsil edebileceğimiz alanlarda oldukça aktif bir şekilde görev alıyoruz. Çeşitli konularda çok çeşitli kurumlarda eğitimler düzenliyor, burada da kadın olmanın sağladığı liderlik, yeniliğe açıklık gibi doğuştan gelen avantajları uygula-

maya geçirmiş oluyoruz. Ayrıca yine sektörümüz ve kurumumuz için önemli olan, kariyer günlerine katılım göstererek, sektörümüz ve kurumumuz için yeni istihdam olanaklarının yaratılması süreçlerine katkıda bulunuyoruz. Son dönemde uygulamaya koyulan ve kadını destekleyen hükümet politikalarını da büyük bir mutlulukla takip ediyor, gelecek için çok önemli, gerekli ve başarılı bulduğumu söylemek istiyorum.

Ülkemizde kadın istihdamı, sorunlar ve çözüm önerileri için yapılan düzenlemeleri nasıl karşılıyorsunuz?

Son yıllarda oldukça artmakla birlikte, aktif olarak iş yaşantısında yer alan kadınların bu proje ve çözüm önerilerine de aktif destek verilmesi yönünde çalışmalar yürütebileceğine inanıyorum. Bu amaçla düzenlenecek sivil toplum hareketleri ve akabinde yasallaşabilecek veya yasallaşması gereken düzenlemelerin yapılması konusunda şahsım ve kurum olarak destekçi olmaya her zaman açık olduğumuzun bilinmesi bizleri son derece mutlu edecektir.

Son yıllarda kadın girişimciliği konusunda önemli projeler hayata geçiyor. Bu konunun daha da hızlı ilerleyebilmesi için önerileriniz var mı?

Çeşitli sorularda dile getirdiğim cevaplarda da yer aldığı üzere, iş hayatında aktif olarak yer alan kadınların, kadın girişimciliğini destekleyen projelerde de aktif olarak yer alması süreçleri daha kolay hale getirecektir. Yaşanan ve denenen başarılar, öncesi ve sonrası şeklinde düzenlenen çalışmalar, kadın istihdamının önemi ve gerekliliği konusunda tüm Türkiye’de düzenlenecek seminer veya konferanslar ve tabii ki konferansların duyurulması konusunda devlet desteği ile projeler daha hızlı hayata geçebilir diye düşünüyorum.

Kurumunuzun kadının sosyal yaşamda daha ön planda olmasını destekleyen özel projeleri varsa bizimle paylaşır mısınız?

Özel bir proje olarak üzerinde çalıştığıNisan 2012 ÖNCE KALİTE


42

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

Kadın Girişimciliği ve İstihdamı Meral İnci ZAIM İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı

G

lobal ekonomi; yeni bir dünya düzenin egemen olacağının, ekonomik gücün merkezinin doğuya doğru kayacağının ve dünyanın sosyo-ekonomik yapısının yeniden şekilleneceğinin ilk işaretlerini veriyor. Yenidünya düzeninde ülkemiz stratejik konumu, yüksek büyüme potansiyeli ile güçlü ve rekabetçi bir ekonomiye sahip, yıldızı parlayan ülkelerden bir tanesi. Bu koşullar altında Türkiye’nin; güçlü bir ekonominin, istikrarlı bir büyümenin ve yüksek standartlı istihdam politikalarının gereklerini yerine getirmeye devam ettikçe, önümüzdeki yıllarda dünyadaki yerini daha da sağlamlaştıracağına inanıyoruz. Bu olumlu seyirde, Türkiye ekonomisinin itici güçlerinden bir tanesi olan istihdam politikaları ve iş verimliliğine, üretime odaklanma; ülkemize ve topluma daha fayda sağlayarak dünyada bizden daha çok söz ettirecektir. Türkiye’nin istihdam alanındaki en büyük sorunlarından biri, kadınların işgücüne düşük katılım oranıdır. AB ülkeleri ile karÖNCE KALİTE Nisan 2012

şılaştırıldığında, Türkiye’deki kadın istihdam oranları son derece düşüktür. Bir yandan Türkiye’de pek çok alanda ilerleme kaydedilirken, kadının toplumdaki yeri konusunda bir hayli geride kalınıyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın 2011 Ekim başında yayımladığı İnsani Gelişme Raporu’nda yer alan Cinsiyeti Güçlendirme Ölçütü’yle beraber Türkiye’de kadına verilen önem bir kez daha gözler önüne serildi. Bu verilere göre Türkiye, Pakistan ve Azerbaycan’ın ardından 109 ülke arasında 101. sırada, yani sondan sekizinci yer alıyor. Sıralamaya bakıldığında bu ölçütte Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Etiyopya ve Azerbaycan’ın gerisinde kaldığımızı görüyoruz. Sadece Birleşmiş Milletler’in yapmış olduğu araştırmalar değil, uluslararası birçok rapor ve çalışma Türkiye’deki toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gözler önüne seriyor. 2009 Avrupa Komisyonu Türkiye İlerleme Raporu da bu konuya dikkat çekiyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırladığı “Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’ne göre, Türkiye’de her 4 yetişkin kadından birinin iş gücüne katılabildiği ve Türkiye’nin 2007 itibariyle kadın istihdamında 128 ülke arasında 123’üncü sırada olduğuna değinilirken, öte yandan erkek iş gücüne katılım oranında AB ve OECD ortalamalarına yakın olduğu belirtiliyor. Kadınların iş gücüne katılımındaki bu düşüklüğün, Türkiye’de fiili kadın-erkek çalışma eşitliğinin sağlanması ve sosyoekonomik kalkınma yolunda en büyük engellerden biri olduğu bilinmektedir.

Türkiye’ de işgücüne katılma oranlarının son 20 yıldaki gelişimi incelendiğinde, kadın işgücünün Dünyanın genelinde sergilediği artış sürecinin ülkemiz için geçerli olmadığı görülmektedir. Ülkemizde kadınlar; endüstride çok az bir katılım gösterirken, kırsal kesimde çalışanların %80’inden fazlası ücretsiz aile işçisi konumunda bulunmaktadır. Hem ekonomik kalkınmamızı, hem de gelir dağılımını olumsuz etkileyen bu durumun, toplumsal kalkınma politikalarında yer alması gerekmektedir. Avrupa Birliği kurumları cinsiyetler arası ayrımcılığın önlenmesi ve kadın-erkek arasındaki sosyal farkların azaltılması için birçok farklı alanda çalışmalar yapıyor. Bu çalışma alanları içerisinde, kadınların işgücüne katılımı ve bu alanda kadınlara yapılan ayrımcılığın ortadan kaldırılması en yoğun olarak ele alınan konular arasındadır. Özellikle kadın haklarının iş yaşamında korunması ve sosyal güvenlik konularıyla ilgili AB mevzuatı, temelinde toplumsal cinsiyet eşitliğini hedefleyen çeşitli politikalar içermektedir. İstihdam edilebilirlik, girişimcilik, uyum sağlayabilme, eşit olanaklar bu politikaların temel çalışma alanlarıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı hedefleyen Lizbon Stratejisi’nde belirlendiği üzere AB üye ülkeleri 2010 yılına kadar kadınların istihdam oranını yüzde 60’lara çıkarmayı hedeflerken, Türkiye’de bu oran 2008 Aralık ayı itibariyle yüzde 23.1 seviyesindedir. Bu aynı zamanda her dört kadından sadece birinin istihdam edildiği anlamına gelmektedir.


43

YÖNETİM KADININ HAKKIDIR

Ben bu konuyu Türkiye’nin gelişme fırsatı olarak görüyorum. Daha çok kadınımıza yüksek okul tahsil fırsatı yaratabilir ve çalışma hayatında yer almalarını sağlayabilirsek ülkemizin kalkınması o kadar hızlı olacaktır. Kadının iş dünyasında yer alması konusunda en önemli noktalardan biri de kadınları girişim yapmaları konusunda desteklemek ve bunu cinsiyet eşitliği olarak hayatın bir çok alanına yaymaktır. Girişimcilik, siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda gelişimi ve dönüşümü sağlayacak önemli noktalardan biridir. Son yıllarda Türkiye’de kadın girişimcileri destekleyecek birçok çalışma gerçekleşti-

ler meydana gelmiş, iş gücüne katılan kadınların sayısında artış olmuştur. Uluslararası rakamlara bakıldığında, kayıtlı ekonomi içindeki şirketlerin yüzde 2533’ünün sahiplerinin kadın olduğu görülmektedir. Bu durum Türkiye açısından değerlendirildiğinde, 1995-2009 arasındaki dönemde kadınların kırsal alanda işgücüne katılım oranı, %49.3’ten %35.7’ye düşerken, kentlerde %17.1’den %21.3’e çıkmıştır. Yani çalışmak isteyen kadın sayısının özellikle kentlerde göreli olarak hızla arttığı söylenebilir. Bu durum, kadınların tarımsal faaliyetlerden çok ticari ve ekonomik alanda daha bilinçli girişimcilik faaliyetlerine yöneldiğini göstermesi açısın-

lum, kadını daha pasif bir role çekerken, kadınlarımız da bu tanımlanan rolün dışına çıkmak için kimi zaman çok mücadele etmiyor. Kanunların, şartların iyileştirilmesinin yanı sıra, kadınların kimliğinin güçlendirilmesi, iş hayatına daha cesaretli atılması çok önemli. Aile içindeki geleneksel rol dağılımını da düşünürsek, kadınlar işgücü piyasasına ya girememekte ya da piyasadan çekilmektedir. İş ve aile yaşamını dengeleyici politikalar, kadınların işgücü piyasasında yer almasını destekleyecektir. Kadınların eğitim düzeyi yükseldikçe işgücü piyasasına daha çok katıldıkları bilinmektedir. Eğitimle ilgili çalışmaların sür-

rilmiş olup, vakıflar, bankalar bu konuda çalışmalar yapmışlardır. Son zamanlarda da bu alandaki politika, program ve etkinlikler hızla yaygınlaşmakta, kadın girişimcilerin sayısı artmaktadır. Kamu kuruluşları tarafından kadın girişimcileri desteklemek için yapılan çalışmalar, sivil toplum kuruluşlarının kadınları bu alana özendiren çalışmaları, Türkiye’de son yıllarda girişimcilik kültürünün bireysel ve kurumsal olarak geliştiği ve yaygınlaştığına dair önemli çalışmalardır. Teknolojik gelişmeler ve ekonomik beklentiler sayesinde girişimciliğin daha da önem kazandığı günümüzde, kadınların toplumdaki yerinde gözle görülür değişim-

dan önemli olarak değerlendirilmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının güçlendirilmesi konularında çok uzun zamandır gerek hükümet gerek sivil toplum kuruluşları, konuyla ilgili farkındalık yaratılması adına çalışmalar sürdürüyor. Günden güne kadına bakış açısının değiştiği ülkemizde, iş dünyasında belli bir statüde bulunan kadınlar hala azınlıkta. Bizler iş dünyasında kazanılan hakları erkeklerle eşit oranda elde ettik. Şanslı olduğumuzu söyleyebilirim. Kadın istihdamının artması için çalışma şartlarının iyileştirilmesinin yanı sıra kadınların kendilerine güven duyarak iş hayatına katılmayı istemeleri gerekiyor. Top-

dürülmesinin yanında, iş ve aile yaşamını uyumlaştırma politikaları da devreye girmelidir. Bir yandan da istihdamda kadının yeri ile iş dünyasındaki kadının yerini ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor. Hele ki ülkemiz gibi nüfusu kalabalık, gelir dağılımının homojen olmadığı bir yapı içerisinde çevresel koşullar, eğitim ve ekonomik durum kadının konumunu belirleyen temel faktörlerdir. Yine de son yıllarda kadınların elde ettiği başarılar, kadın liderler, toplumda kadının itibarını daha yükseltmekte, iş ve siyaset dünyasında daha çok kadına yer verileceğine dair inancımı güçlendirmektedir. Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


44

KalDer’DEN HABERLER

Ülker CCC 2012 yılının başında KalDer ile 5S projesine başladı ÖNCE KALİTE Nisan 2012


45

KalDer’DEN HABERLER

KalDer üyelerinden olan Continental Confectionery Company (CCC), Avrupa’nın en çok tanınan sakız üreticilerinden Gumlink (Danimarka) firması ile Türkiye’nin öncü hızlı tüketim ürünleri grup şirketi olan Yıldız Holding’in %50 - %50 ortaklığıyla 2009’da kurulmuştur. Yerel ve küresel pazara yüksek kalitede sakız ve şekerleme sunmak üzere kurulan firmada sakız üretiminin tamamı Çorlu’da yapılırken, şekerleme üretimi Avcılar’daki fabrikada gerçekleşmektedir. Ülker CCC, KalDer’in deneyimli TPM Uzmanları tarafından gerçekleştirilen 5S Projesine 2012 yılında başladı. 5S sayesinde sorumlu olduğumuz çalışma alanınızı, hızlıca, kaliteli bir çalışma alanına dönüştürebilir ve kayıpları (arama nedeniyle zaman, kullanılmayan stokta bekletilen parçalar, iş kazası, bekleme kayıpları v.b.) önleyebiliriz. Aynı zamanda çalışanların moralli çalışabileceği bir alan oluşturmuş oluruz. 5s’i uygulayarak, sizden kaliteli iş bekleyen iç ve dış müşterilerinizin güvenini kazanabilirsiniz. 5s çalışma alanının nasıl organize edildiğine odaklanır. Temiz ve düzenli tutulması için

standartların oluşturulması ve disiplinli bir şekilde sürdürülmesi için ihtiyaç duyulan iyi bir yönetim tarzıdır. 5S Japonların geliştirmiş olduğu bir metod olup açılımı aşağıdaki gibidir. • Seiri (Sort /Ayıklamak): İhtiyacımız olan ve ihtiyacımız olmayanların ayıklanması aşamasıdır. Şüphelendiklerinizi de ayıklayarak sistemden uzaklaştırmalısınız. • Seiton (straighten / Düzenlemek): Kolay erişim için yeniden düzenlemenin yapıldığı aşamadır. • Seiso (scrub / Temizlemek): Makine ve çalışma alanının temiz tutulması aşamasıdır. • Seiketsu (standardize / Standartlaştırmak): Temizlik ve kontrolün düzenli bir şekilde uygulamaya konulması aşamasıdır. • Shitsuke (Sustain / Takip etmek, destek olmak): 5S’in çalışma tarzı haline getirilmesi aşamasıdır. Bu aşamada disiplin önemlidir.

• İsrafların (MUDA) ortadan kaldırılmasına sistematik bir yaklaşımdır. • Makine, ekipman, malzeme ve stokların yerleşim yeri ve pozisyonunun kontrol altına alınmasına yardımcı olur. • Elde edilen gelişmelerin erozyona uğramaması için gerekli kontrol mekanizmalarının devreye alınmasını sağlar. • 5S ile başlayın. Maliyetlerinizi düşürün, verimliliğinizi ve iş güvenliğini artırın ve çalışanların daha moralli olarak işe gelmelerini sağlayın.

5S UYGULAMA PROJE PLANI

Neden 5S ?

• Kaliteli bir çalışma alanı, çalışanları ve diğerleri (iç ve dış müşteriler & tedarikçiler) için motive edici önemli bir unsurdur. • 5S, iş güvenliğini geliştirir, iş verimliliğini artırır ve sahiplenme duygusunu oluşturur. Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


46

KalDer’den HABERLER

2023 hedefine ulaşmanın yolu inovasyondan geçiyor

KalDer ve ÇOSB işbirliğiyle organize edilen Operasyonel Mükemmellik Günü etkinliğine katılan Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı, Türkiye’nin, 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için inovasyon alanında büyük sıçramalar yapması gerektiğini söyledi.

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı

ÖNCE KALİTE Nisan 2012


47

KalDer’den HABERLER

T

ürkiye Kalite Derneği (KalDer) ve Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi (ÇOSB) işbirliğiyle, KalDer öncülüğünde KalDer üyesi gönüllü firmaların bir araya gelerek oluşturduğu ÇOSB OPEX Grubu’nun bölgedeki orta ve küçük ölçekli kurum ve kuruluşlara “Toplam Kalite Yönetimi ve Sürekli İyileştirme” konusunda öncülük etmek, deneyimlerini paylaşmak ve gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla Arçelik A.Ş, BSH Ev Aletleri A.Ş., Denge Kimya, Hema Endüstri A.Ş., Yünsa ve Zorluteks Tekstil’ in katkıları ile Operasyonel Mükemmellik Günü etkinliği dün gerçekleştirildi. Etkinliğe Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı’nın yanı sıra Arçelik, Denge Kimya, BSH, Yünsa, Bilim İlaç firmalarının

yöneticileri de konuşmacı olarak katıldı. Avrupa ülkeleri inovasyon sıralamasında Türkiye’nin son sıralarda yer aldığına dikkat çeken Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı, “Türkiye, 2023 yılı için koyduğu 500 milyar dolarlık ihracat ve dünyanın en büyük 10 ekonomisi olma hedeflerine ulaşmak için riskli ve zorlu bir yolculuk yapacak. Bu hedefler için inovasyon alanında da önemli sıçramalar yapmalıyız. Mükemmellik modelinin içinde inovasyon ve sürdürebilirlik kaçınılmaz” dedi.

Anadolu’da 37 bin kilometre yol yaptık

Rekabette kalitenin vazgeçilemez bir olgu olduğunu vurgulayan Hamdi Doğan ise, KalDer’in Toplam Kalite Yönetimi anlayışının

Türkiye’deki tüm kurum ve kuruluşlara yerleşmesini görev edinmiş gönüllü bir kuruluş olduğunu belirtti. Kalitenin iş dünyasından sonra kamu ve Anadolu’ya açılmasının gerektiğine dikkat çeken Hamdi Doğan, “Anadolu da yeşeren sanayi yapılanmasına katkılarımız sürüyor. Yerel ekonomilerin gelişiminde rol alan belediye yönetimlerinde ve üniversitelerimizde rekabetçi ve sürdürülebilir bir kalkınma anlayışının yaratılmasını önemsiyoruz. Bir yıl içinde Anadolu’da 37.372 km yol aştık ve 38 paylaşım platformunda, 7.360 katılımcı ile buluştuk. Onlara kaliteyi anlattık ve uygulamaları paylaştık” dedi. Bugüne kadar 40’a yakın konuda geniş bir eğitim portföyü oluşturduklarını ve 88 bin kişiye eğitim verdiklerini belirten Hamdi Doğan, “Mükemmellik Modelin yaygınlaşması için geniş tabanda çalışmalar yapıyoruz. Kayseri, Denizli, Konya ve Antalya gibi şehirlerde paylaşımlarımızı sürdürüyoruz. KalDer son 10 yıldır artık sadece özel sektörün değil, kamu kuruluşlarının da rehberi konumuna gelmiştir” dedi.

Bilgi paylaştıkça değerleniyor

Türkiye’deki organize sanayi bölgeleri arasında ilk üçte yer alan Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Ömer Sarıoğlu ise, KalDer’le beraber mükemmellik programı yürüttükleri için mutlu olduklarını ifade etti. Ömer Sarıoğlu, ”Çerkezköy’de faaliyet gösteren firmalarımızın çoğu bu oluşumun içerisinde. Eskiden elde edilen deneyimler, bilgiler firma bünyesinde kalırdı. Günümüzde ise bilgi paylaşıldıkça değerleniyor. KalDer, gelişmenin tecrübelerini bizle paylaşarak bize çok büyük destek veriyor” diye konuştu. Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


48

KalDer’DEN HABERLER

İZAYDAŞ, “Ulusal Kalite Hareketi”ne katıldı

İzmit Atık ve Artıklarını Arıtma Yakma ve Değerlendirme A.Ş (İZAYDAŞ), Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından ulusal kalite bilincinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla başlatılan Ulusal Kalite Hareketi’ne katıldı. İZAYDAŞ, Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından ulusal kalite bilincinin geliştirilmesi, toplam kalite yönetimi ile mükemmellik modeli uygulamalarının yaygınlaştırılması amacıyla başlatılan Ulusal Kalite Hareketi’ne (UKH) katıldı. İZAYDAŞ Genel Müdürlük Toplantı Salonunda düzenlenen törende ZAYDAŞ Genel Müdürü Muhammet SARAÇ ve KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi DOĞAN Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesini karşılıklı olarak imzaladı. Törende konuşan İZAYDAŞ Genel Müdürü Muhammet SARAÇ, sektörde lider olan İZAYDAŞ’ın Uluslararası geçerliliği olan yönetim sistem modellerini benimseyerek Entegre Yönetim Sisteminin (ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001 İSG Yönetim Sistemi) kurulduğunu, 2006 yılında ilk belgelendirmenin yapıldığını ÖNCE KALİTE Nisan 2012

ve geliştirilerek sürdürüldüğünü, 2011 yılında bunlara ek olarak ISO/IEC 17025 Laboratuvar Kalite Yönetim Sisteminin kurularak TÜRKAK tarafından belgelendirildiğini ifade etti. Saraç, ayrıca Toplam Kalite Yönetimi anlayışı çerçevesinde Ulusal Kalite Hareketi ile uygulamaya geçilecek EFQM Modelini kurup en kısa zamanda Ulusal Kalite Ödülüyle taçlandırmak istediklerini söyledi. SARAÇ, konuşmasının devamında sistem kurulduktan sonra belgelerin getirdiği sistemle İZAYDAŞ’ı daha ileriye taşımak ve tüm paydaşlara maksimum fayda sağlamak amacında olduklarını ifade etti. Törende konuşan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan ise kaliteyi kısaca “kusur barındırmamak” olarak tarif ettiklerini, ülkemizdeki tüm kurum ve kuruluşların ürün/hizmet üretiminde kaliteyi yakalamaları gerektiği söyledi. Ulus-

lararası rekabette söz sahibi olabilmeleri için KalDer’ in Ulusal Kalite Hareketini başlattığını ve bu harekete katılan kurumlarda Avrupa Kalite Vakfı tarafından geliştirilen EFQM Mükemmellik modelinin uygulanmasında KalDer’ in rehberlik hizmeti sağlayarak bu sürece katkı sağladığını ifade etti. Doğan konuşmasının devamında, “Bir çevre gönüllüsü olarak İZAYDAŞ’ın sağlıklı, verimli, çalışmasının topluma çok büyük katkısı olacağına inanıyorum. Bu zamana kadarki iyi çalışmaları daha ileriye taşımak adına Ulusal Kalite Hareketine katılmaya karar verenleri tebrik ediyorum. KalDer’ in rehberliğinde tüm çalışanların heyecanıyla bu süreç en iyi şekilde yürütülecektir” diyerek konuşmasını tamamladı. Konuşmaların ardından Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Belgesi imzalandı.


MNG kargo 22x28.5 ilan.fh11 2/27/12 11:45 AM Page 1 C

Composite

M

Y

CM

MY

CY CMY

K


50

KalDer’DEN HABERLER

İETT, Ulusal Kalite Hareketi’ne katılarak KalDer ile Iyi Niyet Bildirgesi imzaladı İETT, hizmet kalitesini yükseltmek için bu kez Ulusal Kalite Hareketi’ne katıldı.

İ

stanbul’da toplu ulaşımın lider kuruluşu İETT, KalDer’in öncülüğünde yürütülen Ulusal Kalite Hareketi’ne (UKH) katıldı. Katılım için yapılan törende İETT Genel Müdürü Dr. Hayri Baraçlı ile KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan “İyi Niyet Bildirgesi” ne birlikte imza attı. İstanbul’da uluslararası standartlarda, insan merkezli, sürdürülebilir ulaşım hizmeti sunan ve bu yıl 141. yılını kutlamaya hazırlanan İETT, hizmet kalitesini yükseltmeye yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu kapsamda geçtiğimiz aylarda ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi belgelerini alan İETT, şimdi de Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) öncülüğünde yürütülen Ulusal Kalite Hareketi’ne (UKH) katıldı. Bunun için bir araya gelen taraflar “İyi Niyet Bildirgesi” ne birlikte imza ÖNCE KALİTE Nisan 2012

attı. İETT Kağıthane garajı konferans salonunda 20 Mart Salı günü yapılan törende İETT Genel Müdürü Dr. Hayri Baraçlı ile KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A.Hamdi Doğan bildirgeyi birlikte imzaladı. İmza törenine İETT yöneticileri, TÖHOB Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Yüksel, ÖHO dernek yöneticileri ile sendika ve dernek temsilcileri de katıldı.

Kalite süreci aynı zamanda bir değişim hareketi

İmza Töreninde konuşan İETT Genel Müdürü Dr. Hayri Baraçlı, Kalite sürecinin aynı zamanda bir değişim hareketi olduğunu belirterek, İETT’deki değişim hareketinin 2009 yılında başladığını söyledi. Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi’nin de İETT’deki değişim hareketinin bir tuğlası olduğunu vurgulayan Baraçlı, İETT’nin geçtiğimiz yıl yaptığı “Entegre Yönetim Siste-

mi” (EYS) çalışmalarıyla ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi belgelerini almaya hak kazandığını ifade etti. İstanbul’a hizmet etmenin çok önemli bir faktör olduğunu söyleyen Baraçlı, “21. yüzyıl kelimenin tam anlamıyla bir hız çağıdır. İnsan ilişkilerinden hizmet sektörüne, bilişimden teknolojiye kadar her alanda bu hız çağının etkisini hepimiz yaşıyoruz. Özellikle kurum ve kuruluşlar hizmet verdikleri alanlarda hem hız çağına ayak uydurmak hem de hizmet kalitesini koruyarak marka değerini daha da yukarıya taşımak zorundalar. Dünyada gelişen teknoloji ve yenilikleri yakalamak, bu değişim ve yenilikleri yönetim anlayışına ve işletme modellerine yansıtmak köklü markalar için artık kaçınılmaz bir kural haline geldi. Tarihinde pek çok ilke imza atan ve 141 yıldır ara-


51

KalDer’DEN HABERLER

lıksız İstanbullulara hizmet vermeyi sürdüren İETT de işte bu marka kurumlardan biridir.” diye konuştu.

Kalite bir gönüllülük işi

Kalitenin bir gönüllülük işi olduğunu belirten Baraçlı, imzalayacakları bu mükemmellik çalışmasıyla yapabileceklerinin üzerine çıkmayı hedeflediklerini kaydetti. Toplu ulaşım hizmeti sunan araçların belli bir noktaya gelmesinin önemli olduğu kadar, yöneticilerin de belli bir noktaya gelmesi gerektiğine dikkati çeken Baraçlı, “Bu model sayesinde kamuda verimliliği artırma ve kalite hareketinin izlediği yol konusunda İETT olarak yine örnek olacağız. İstanbul’a hizmet etmek bizleri mutlu ediyor. Bu mutluluğu da belgelendirdiğimizde; İstanbul bizden, biz de İstanbul’dan memnun olmuş olacağız.

141. yıl bizim için çok önemli

Kamu kurumlarının ISO 20000 Bilgi Teknolojileri Hizmet Yönetim Sistemi, ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi, ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Standardı ve EFQM çalışmalarıyla kalitesini belgelemesinin, kendisini daha kaliteli hizmet vermeye zorlayacağını dile getiren Genel Müdür Baraçlı, söz konusu belgelerin alınmasıyla kalitede sürekliliğin de sağlanmış olacağını söyledi. İETT’nin kurumsal bir yapıya ulaştırılması gerektiğine dikkati çeken Baraçlı, “ 14. yıl bizim için çok önemli. Bu tarzdaki modeller yeniliği ve modernliği desteklediği için bir şekilde bunların önünü açmamız lazım. Bu değişim başarıldığı takdirde İETT’nin kurumsal yapısı güçlenirken aynı zamanda kalıcı olması da sağlanacak. Bizim faaliyetlerimizi uluslararası standartlarda, müşteri hizmetlerini ön planda tutan bir anlayışla hizmetlerini sürdürebilen bir İETT’yi ortaya çıkartmamız gerekiyor. Çünkü bizim misyonunuzda ulaşımın hem planını hem de dengelemesini yapan, aynı zamanda hakları denetleyen ve bununla beraber düzenleyici ve bilgi birikiminde danışman bir kurum olma görevi var. Bu misyon çerçevesinde İstanbul’a hizmet etmeyi hedefliyoruz.” şeklinde konuştu.

Özel halk otobüsleri IETT’den farklı değil

İETT ile birlikte Özel Halk Otobüsleri’nin

İstanbul’a hizmet noktasında kalite çalışmalarının devam edeceğini belirten Genel Müdür Baraçlı, Özel Halk Otobüslerinin İETT’den farklı olmadığını, İETT’nin gidemediği yerlere onların hizmet götürdüğünü, o yüzden de hizmet kalitesinin belirlenmiş standartlar çerçevesinde aynı olması gerektiğini söyledi. İETT’nin atlı tramvaylarla başlayan serüveninin Tünel, elektrikli tramvay, otobüs, troleybüs, metrobüs ve metro yatırımlarıyla günümüze kadar ulaştığını kaydeden Baraçlı, “İETT bugün Avrupa’nın en büyük araç filosuna sahip kurumu haline geldi. O yüzden de burada atacağımız imza çok önemli. O bakımdan bu çalışmanın hem bize hem de İstanbullulara başarılar getirmesini diliyorum” dedi.

İETT çok önemli bir potansiyeli barındırıyor

KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Doğan ise imza töreninde yaptığı konuşmasında İETT’nin tarihsel gelişim süreci içerisinde çok önemli bir potansiyeli barındırdığına dikkat çekerek, İstanbul’da ulaşımın sağlanmasının çok büyük bir önem arz ettiğini söyledi. KalDer’in, Türkiye’nin sağlam temellere sahip yüksek rekabet gücüne erişebilmesi için “Toplam Kalite Yönetimi”nin yaygınlık kazanmasını sağlamayı amaçlayan bir kuruluş olduğunu anlatan Doğan, “ KalDer, Türkiye’de hem kamu hem özel sektör hem de sivil toplum örgütlerinde kalite hareketini yaygınlaştırma

çalışmalarını sürdürmektedir. KalDer’in EFQM adıyla tanımlanan “Mükemmellik Modeli” dünyada 35 bin şirketin kullandığı bir iş geliştirme modelidir. Sadece Türkiye’de bin şirket bu sistemi kullanmaktadır. Dünyada artık inovasyon yapmazsanız, gelişmeleri takip etmekten ziyade onun önüne geçip oradan pay alamazsanız, rekabet gücünüz de giderek azalır. Bütün sektörlerde bu kavramların giderek geliştiğini, hedefleri kovalayan işletmeler yaratmamız gerektiğine inanıyoruz.” dedi.

Amacımız insanın yaşam kalitesini yükseltmek

Uygulamaya başlayacakları EFQM Mükemmelik Modeli çalışmasının, İETT’de bir “Özdeğerlendirme Raporu” işlevi göreceğini ve bu sonuçlarının İETT için tam anlamıyla bir check-up yerine geçeceğini dile getiren Doğan, Bu çalışma modeli, maliyetleri düşürmek ve karlılığı artırmak için iyileştirilecek alanlarının tespitinde çok önemli bir vazife üstlenecek. Bu durum artan rekabette avantaj sağlarken, üstün ürün ve hizmet kalitesinin sağlanması noktasında da gereken fizibiliteyi sunacak. EFQM ‘Mükemmellik Modeli’ çalışmasının İETT’nin tanınırlık ve bilinirlik seviyesi ile kurumsal imajına da önemli katkılar sağlayacak.” şeklinde konuştu. Törende yapılan konuşmaların ardından taraflar “İyi Niyet Bildirgesi”ni imzaladı ve birlikte hatıra fotoğrafı çekildi. Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


52

KalDer’DEN HABERLER

KalDer’de HAMDI DOĞAN’LA 2. DÖNEM ÖNCE KALİTE Nisan 2012


53

KalDer’DEN HABERLER

T

ürkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) Genel Kurulu 27 Nisan Cuma günü Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Genel Kurul’da A. Hamdi Doğan’ın bulunduğu tek liste yeniden seçildi. Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) Genel Kurulu 27 Nisan Cuma günü Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Önemli isimlerin katılımı ile yapılan Genel Kurul çerçevesinde Prof. Dr. Acar Baltaş “Değerlerle Yönetim ve Liderlik” konulu bir konuşma gerçekleştirdi. KalDer Genel Kurul Toplantısı neticesinde KalDer yönetiminde sivil toplum kuruluşları, KOBİ, akademi dünyası ile kamu ve özel sektörün önemli temsilcileri yer aldı. Yapılan Genel Kurul’da tek liste ile seçime gidildi. 22 kişiden oluşan KalDer’in yeni yönetimi 2012 - 2014 yıllarında iki yıl süre ile görev yapacak. Seçim sonrası bir teşekkür konuşması yapan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, Yönetim Kurulu’nun oluşumundaki ilkelere değinerek, herkesi kucaklayacak bir yönetim modeli ile Türkiye’nin kalite yolculuğunu yürüteceklerini belirtti. 22 üyeden 11’nin değiştiği KalDer yönetiminde Yönetim Kurulu şu üyelerden oluşuyor: Ata Selçuk- Eczacıbaşı Holding İnovasyon Koordinatörü, Beste Gücümen- PWC Türkiye Sorumlu Ortak, Bilal Aslan - İGDAŞ Genel Müdür, Dr. Burak Erdinç - KalDer Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı, Dr. Erhan Baş - Bilim İlaç A.Ş Genel Müdür, Dr. Hasan Kuş - Anadolu Holding Sağlık Sektörü İş Geliştirme Başkanı, Dr. Mehmet Dudaroğlu - TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı / Eku Fren A.Ş Genel Müdür, Emin Direkçi KalDer Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı / İNONOVA Genel Müdür, Erdal Elbay - Çukurova Holding /Maysan Mando Genel Müdür, Fahir Altan KalDer Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı / SAAB International Ülke Direktörü, Fügen Toksü- Türkiye Halkla İlişkiler Derneği Başkan, Görgün Özdemir - Koç Holding /Otokoç Genel Müdür, Hakan Öker - Sabancı Holding, Kordsa Global Başkan Yardımcısı, İnsan Kaynakları (İK) ve Bilgi Teknolojileri (BT), Lami Yağcılarlıoğlu - BOSCH San.ve Tic. A.Ş. İnsan Kaynakları Ülke Direktörü, Mustafa Kaplan - KOSGEB Başkan, Orhan Ünal - VİKO Elektrik ve Elektronik Endüstrisi San. ve Tic. A.Ş. Teknik Direktör, Osman Ünal KalDer İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı / Soyak Holding İnsan Kaynakları ve Kalite Direktörü, Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu - T.C.Düzce Üniversitesi Rektör, Remzi Örnek - Kibar Holding / Assan Alüminyum A.Ş. Genel Müdür, Sami Boydak - Boydak Holding Ortak / Yönetim Kurulu Üyesi, Yılmaz Bayraktar - Koç Holding / Tüpraş Genel Müdür Yardımcısı. Denetleme Kurulu Üyeleri ise; Ayhan Korgavuş - Özünver Kauçuk Ltd. Şti Yönetim Kurulu Başkan, Hilal Erdinç - Başkent Üniversitesi Özel Ayşe Abla Okulları Genel Müdür, Sinan Polater - Polater Danışmanlık Kurucu Ortak. Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


54

KalDer’DEN HABERLER

KalDer, Makedonya, Polonya, Litvanya’dan Türkiye’ye gelen Meslek Liseleri’ne “Kalite Eğitimi” verdi

M

açka Akif Tunçel Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi 29 Mart 2012 tarihinde “Uluslararası Kalite Yönetimi Eğitimi”ne ev sahipliği yaptı. Eğitim KalDer’in katkılarıyla İngilizce olarak gerçekleştirildi. Eğitime okulun yönetici ve öğretmenleri ile birlikte, Makedonya-Üsküp, PolonyaPoznan ve Litvanya-Vilnius Meslek Lisesi yönetici ve öğretmenleriyle Beşiktaş Ziya Kalkavan Denizcilik Anadolu Teknik, Şişli Endüstri Meslek ve Şişli İSOV Yapı Meslek Lisesinden öğretmenler de katıldı.Yabancı katılımcılara Ebru Sanatı ile ilgili uygulama yaptırıldı.Eğitim sonunda yapılan memnuniyet anketi eğitimin başarılı bir şekilde tamamlandığını ortaya koy-

ÖNCE KALİTE Nisan 2012

du.Eğitimin kademeli olarak sürdürülmesi gündeme geldi. KalDer Eğitmeni Taner Çavdar tarafından

aktarılan konular katılımcılar tarafından çok ilgi çekti ve okulların kalite çalışmaları için iyi bir girdi teşkil etti


56

KalDer’DEN HABERLER

KALİTE PROFESYONELİ GELİŞTİRME PROGRAMI Türkiye Kalite Derneği, kalite konularında çalışan yönetici ve uzmanların mesleki gelişimlerine katkıda bulunmak üzere Kalite Profesyoneli Geliştirme Programını Okan Üniversitesi işbirliğinde başlattı.

15 Mart 2012 tarihinde başlayan bu program kapsamında, Borusan Lojistik Genel Müdürü Kaan Gürgenç’in katılımıyla ilk “Deneyim Paylaşımı” toplantısı gerçekleşti. Eğitimlerin yanı sıra “Proje Oluşturma ve Sunma”, “Fabrika Ziyareti” ve “Deneyim ÖNCE KALİTE Nisan 2012

Paylaşım Konferansları” da bu program kapsamında gerçekleşecektir. Bu programda katılımcıların kazanımlarından bazıları aşağıdaki gibidir:

neyim ve uygulamalarının paylaşılacağı bir kıyaslama ortamı olanağından yararlanmak ve katılımcılar arası karşılıklı kalite kültürü aktarımının gerçekleşmesi,

• Konularında uygulama deneyimi olan uzmanlardan Kalite Sistemleri ve Kalite Yönetimi alanındaki güncel yaklaşımları öğrenmek, bu bilgileri hazırlanacak projelerle pekiştirmek,

• Kalite yönetimine bütünsel bir bakış açısı kazanmak,

• Kuruluşlar için kalite kavramının ne kadar önemli olduğunu öğrenmek, program sonunda kuruluşlarda kalite çalışmalarını ve sürekli iyileştirme felsefesini yaşama geçirecek bilgi seviyesine ulaşmak,

• Akademik alanda ve sahada çalışmış tecrübelerin ağızlarından çıkan kelimelerde kalite konusunda aranan hazır hapları bulmak ve keşfetmek,

• Programa katılan diğer kuruluşların, de-

• Kalite yönetimi konusunda var olan bilgileri tazelemek,

• Kariyer gelişiminde yeni bir sayfa oluşturmaktır.


57

KalDer’DEN HABERLER

“Ulusal Kalite Ödülü”ne başvuran kuruluşlar belli oldu Bu yıl 20’ncisi verilecek Ulusal Kalite Ödülü’ne aralarında kendi sektöründe en iyi kuruluşların yer aldığı 5’i kamu olmak üzere toplam 10 kuruluş başvuruda bulundu. Ödül süreci Kasım ayında gerçekleşecek 21. Kalite Kongresi’nde sonuçlanacak.

T

ürkiye Kalite Derneği (KalDer) ve Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (TÜSİAD) ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan 21. Kalite Kongresi, Ulusal Kalite Ödülü heyecanını da beraberinde getiriyor. Bu yıl 20’ncisi verilecek Ulusal Kalite Ödülüne aralarında kendi sektöründe en iyi kuruluşların yer aldığı 5’i kamu olmak üzere toplam 10 kuruluş başvuruda bulundu. Bu başvurular 5’i işletme, 5’i kamu kategorisi’nde olarak gerçekleşti. Bu yıl başvuran, ödül için yarışacak kuruluşlar arasından isminin açıklanmasını isteyenler; Hema Endüstri A.Ş, Boytaş Mobilya, T.C Şanlıurfa Belediyesi, Özel Medicana İnternational Ankara Hastanesi ve T.C Karabük Devlet Hastanesi’dir.

20 yılda toplam 246 başvuru yapıldı

Ulusal Kalite Ödülleri için 1993 yılından bu yana toplam 246 kuruluş başvuruda bulundu. Süreçte 2.112 orta ve üst düzey yönetici değerlendirici olarak görev almış, deneyim kazanmışlardır. Bugüne kadar, 27’si Büyük, 40’ı Başarı Ödülü ve 5’i Mükemmellikte Süreklilik Ödülü olmak üzere toplam 72 ödül verilmiştir.

Bütün bu çalışmalar Uluslararası arenada da yankı bulmuş bu güne kadar Türk kuruluşları tarafından 8’i Büyük, 11’i Başarı olmak üzere toplam 19 EFQM Mükemmellik Ödülü kazanılmıştır.

Ulusal Kalite Ödülü yol gösterici bir unsur

Ulusal Kalite Ödülü’nün kuruluşlara sadece toplam kalite uygulamalarında referans değil, ulusal, bölgesel ve küresel pazarlarda da rakiplerine oranla farklılaşma yaratacak temel noktaları öne çıkarmada en önemli yol gösterici olduğunu belirten Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan, “Bu sayede küreselleşen dünyada rekabetin en temel unsur olduğu düşüncesinden hareketle, kuruluşlara farklılaşmada öncelik kazandıran etkendir. Müşteri Memnuniyeti, İş Kazaları, Enerji Tüketimi, Karlılık gibi yüzlerce rasyoda radikal gelişme sağlayan Ödül kazanmış kuruluşlar için en büyük kazanım olduğunu, geleceği garanti altına alan rekabet gücünü canlı tutan, sürekli gelişme mekanizmasının kurulmuş olmasıdır” diye konuştu. Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


58

KalDer’DEN HABERLER

Marmara Üniversitesi, “Ulusal Kalite Hareketi”ne Katıldı

Marmara Üniversitesi, Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer), 1998’den bu yana ulusal kalite bilincinin yaratılması, geliştirilmesi ve toplam kalite yönetimi ile mükemmellik modeli uygulamalarının yaygınlaştırılması amacıyla yürüttüğü “Ulusal Kalite Hareketi”ne katıldı.

Ü

niversitenin Göztepe Yerleşkesi İbrahim Üzümcü Kültür Merkezi’nde düzenlenen Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi’nin imza töreninde konuşan Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Gül, daha önce KalDer’den 3 yıldız aldıklarını hatırlatarak, önümüzdeki yıl 5 yıldız için müracaat edeceklerini bildirdi. Gül, “Bu iyi niyet bildirgesi ile sürekli iyileştirme, kalite yolculuğuna çıkıyoruz. Yolculuktan ayrılabiliriz ama yolculuk bitmez, sürekli iyileştirme devam eder. Kalite bir gönüllülük işidir” şeklinde konuştu. KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan da yönetim kalitesini düzeltmedikÖNCE KALİTE Nisan 2012

çe ileriye gitmenin, rekabet eden kurumlar arasına girmenin ve sürdürülebilir işletmeler yaratmanın güç olduğunu belirterek, amaçlarının, Türkiye’nin yaşam kalitesinin yükseltilmesi olduğunu söyledi. Doğan, bugüne kadar Türkiye’de 500’e

yakın kurum ve kuruluşun Ulusal Kalite Hareketi’ne katıldığını ifade ederek, “Türkiye, bugün dünyanın 17. büyük ekonomisi. 2023 için hedefler konuyor. Bu hedeflerin gerçekleşmesi için çalışmak gerekiyor. Biz de KalDer olarak toplam kalite yolcuğunda bunun nasıl başarılacağına dair rehberlik hizmeti veriyoruz” dedi. Doğan, bugün Marmara Üniversitesi’nde insanlara, gençlere örnek olacak bir açılım gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “Mayıs ayından itibaren Kıbrıs’ta bir açılım yapacağız. Oradaki kalkınma hareketine kalite açılımıyla nasıl yaklaşacağız, buna bakacağız” diye konuştu.


• • • •

Ücretsiz otopark & vale Havalimanında hızlı geçişler Terminal girişlerinde ayrıcalık Business check-in

• • • •

Ücretsiz Lounge İç ve dış hatlarda hızlı pasaport & güvenlik geçişi Duty Free’de avantajlar Uçuş kapısına özel ulaşım ve çok daha fazlası...

Havalimanında Ayrıcalığın Kartı

passport-kalder-216x280.indd 1

2/21/12 4:38 PM




62

ŞUBELERDEN HABERLER / İZMİR

Baydöner’e KalDer’den “Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi” Ülkemizde Toplam Kalite Yönetimi bilincinin gerek özel sektörde gerekse kamu sektöründe yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi misyonu ile yola çıkan KalDer, Baydöner ile Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi’ni imzaladı.

Y

urtiçi ve yurtdışında toplam 48 şubesiyle hizmet veren Baydöner, ekonomik fiyatı ve lezzetinden ödün vermeyen iskender döneriyle yılda 5 milyon kişiye ulaşıyor. Baydöner Yönetim Kurulu Başkanı Levent Yılmaz ve Türkiye Kalite Derneği İzmir Şubesi Genel Sekreteri Kenan Keskinoğlu, Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi’ni birlikte imzaladı. Bu bildirgeyle birlikte Baydöner’in mükemmelliğin temel kavramlarını kendi kurum ve kuruluşlarında benimseme ve yaşama geçirme konusunda kararlı olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Baydöner Yönetim Kurulu Başkanı, “Gıda sektöründe iyi ürün ve iyi hizmet üretmek dünyanın en zor işlerinden birisidir. Bizim işimiz aslında yüzlerce ayrıntıyı yönetmektir. Hammadde kalitesinden masadaki peçetenin dokusuna, çorbanın lezzet tarifinden çalışanın iyi görüntüsüne, dış kapının camından, mutfaktaki en küçük alete kadar uyguladığımız katı hijyen kurallarına kadar takip ettiğimiz tüm ayrıntılar müşterilerimizin mutluluğu içindir” şekÖNCE KALİTE Nisan 2012

linde konuştu. Baydöner’in kurulduğu günden bu yana yönetimi, çalışanı, tedarikçisi ve müşterileriyle ilişkilerini sürekli geliştirdğini ifade eden Baydöner Yönetim Kurulu Başkanı Levent Yılmaz, Baydöner’in çıkmış olduğu mükemmellik yolculuğunda, bundan sonra KalDer’in de desteğini alarak yoluna devam edeceğini sözlerine ekledi. “Yaşamın her alanında kalite” sloganı ile başlatılan

Ulusal Kalite Hareketi’nin amacını açıklayan Kenan Keskinoğlu, “Bu program ile kuruluşlar performans iyileştirme stratejisi olarak EFQM Mükemmellik Modeli’ni esas alarak özdeğerlendirme yöntemleri ile güçlü ve iyileştirmeye açık alanları düzenli olarak belirleyerek, bulgular doğrultusunda sürekli iyileştirme planlamaları ve uygulamaları hedeflemiştir” şeklinde konuştu.


64

ŞUBELERDEN HABERLER / İZMİR

Gıda mevzuatı yeni yönetmelikler paneli KalDer İzmir Şubesi’nin Bornova Belediyesi ile birlikte 8.Güvenli Gıda Günleri kapsamında düzenlediği “Gıda Mevzuatı Yeni Yönetmelikler Paneli ‘’ 21 Şubat 2012 tarihinde Bornova Belediyesi Nikah Sarayı’nda gerçekleştirildi.

KalDer İzmir Şubesi Gıda Komitesinin düzenlediği sempozyumda Ocak ayında yayınlanan 5996 sayılı Gıda ve Yem Kanunu’nun 1 yıldır merakla beklenen yönetmelikleri masaya yatırılmıştır. Sempozyuma yaklaşık 350 kişi katılmıştır. Açılış konuşmasını Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır’ın ve KalDer İzmir Şubesi Genel Sekreteri Kenan Keskinoğlu’nun gerçekleştirdiği sempozyum’un Panel Yöneticiliğini Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünden Gıda ve Yem Şube Müdürü Muharrem Özdestan yaparken, gıda işletmelerinin kayıt ve onay işlemlerine dair yönetmeliklerle ilgili detaylı bilgileri Gıda Mühendisi Sayın Arzu SAVAŞ katılımcılarla paylaşmıştır. Gıda ve yemin ÖNCE KALİTE Nisan 2012

resmi kontrollerine dair yönetmelikleri hakkında konuşan Sayın Zekeriya Yazıcı yönetmeliğin amacının; insan ve hayvanlara yönelik doğrudan veya çevre aracılığıyla oluşabilecek risklerin önlenmesine, bertaraf edilmesine veya kabul edilebilir seviyelere indirilmesine, gıda ve yemin etiketlenmesi, tüketici menfaatlerinin korunması, haksız rekabetin önlenmesi ile gıda ve yemin resmi kontrollerine ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğuna değinmiştir. Gıda hijyen yönetmeliği ve türk gıda kodeksi mikrobiyolojik kriterler yönetmeliğine Sayın Didehan Özhan Sandıkçı değinirken, Türk gıda kodeksi etiketleme yönetmeliği hakkında detaylı bilgileri ise Sayın Harika Güngör izleyicilerle paylaşmıştır.

Pınar Süt ve Bisquitte firmalarının sempozyum sponsoru olduğu etkinlikte Pınar Süt ve Bisquitte firmaları, ürünlerini katılımcıların beğenisini sunarak çeşitli tadım sunumları yapılmıştır. Sempozyum, KalDer İzmir Şubesi Genel Sekreteri Kenan Keskinoğlu’nun sempozyuma katılan Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Gıda ve Yem Şube Müdür Muharrem Özdestan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Gıda Mühendisi Arzu Savaş, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Gıda Mühendisi Zekeriya Yazıcı, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Gıda Mühendisi Didehan Özhan Sandıkçı, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Gıda Mühendisi Harika Güngör‘e Ege Orman Vakfından birer fidan hediye etmeleri ile son buldu.


66

ŞUBELERDEN HABERLER / ANKARA

İnsan Kaynakları Kongresi Gerçekleşti Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Ankara Şubesi tarafından 23 Şubat 2012 tarihinde ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde İnsan Kaynakları Kongresi düzenlendi. Kongre’nin bu yılki ana teması ise ‘Geleceğe Dönüş’tü.

defledikleri konumlara gelebilmeleri için bugünkü mevcut durumları analiz edildi. HSBC, Avea, Coca Cola İçecek ve Mercedes Benz İK Yöneticileri Kongre’de Konuşmacıydı. Kongre’de, oturum ve panellerde sektörlerin öncü kurumlarında yönetici olan konuşmacılar deneyimlerini ve gelecek öngörülerini aktardı. Kongre konuşmacılarından bazıları; HSBC Genel Müdür Yardımcısı Sayın Şengül Demircan, Mercedes-Benz Türk İnsan Kaynakları Yöneticisi Sayın Salih Ertör, Coca-Cola İçecek Türkiye İK Direktörü Sayın Elif Sezgin, Avea İnsan Kaynakları Direktörü Sayın Ayça İşbilir, İpek Kağıt İnsan Kaynakları Müdürü Sayın Göksu Korkmaz Metin, Koç Bilgi Grubu İnsan Kaynakları Direktörü Sayın Vedat Korkmaz. Kongre, Coca Cola İçecek Ankara Fabrikası çalışanlarından oluşan Lean Rock Grubu’nun mini konseri ile son buldu.

Avea’da Esnek Yan Hak uygulaması

KalDer tarafından, her yıl gerçekleştirilen İnsan Kaynakları Kongresi bu yıl 23 Şubat’ta ODTÜ Kültür ve Kongre ÖNCE KALİTE Nisan 2012

Merkezi’nde Geleceğe Dönüş ana teması ile düzenlendi. Kongre’de kurumların insan kaynakları birimlerinin gelecekte he-

Avea İnsan Kaynakları Direktörü Ayça İşbilir, kurum içinde esnek yan hak uygulaması yaptıklarını ve çalışanların, kendilerine sağlanan yan hakları dilediklerinde Avea Çarşı adını verdikleri bir uygulama içinde satabilip yerine yeni yan haklar alabildiklerini aktardı. Bu sayede çalışan memnuniyetini artırarak müşteri memnuniyetine de katkı sağladıklarını ifade etti.


67

ŞUBELERDEN HABERLER / ANKARA

13. Kamu Kalite Sempozyumu • Hasan Canpolat, İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kurumsal Performans Yönetimi ve Değerlendirilmesi • Bayram Barun, Sayıştay Araştırma Grup Başkanı

K

amu kurumlarında kurumsal mükemmelliğin ve yönetim kalitesinin arttırılması için, her yıl bilgilerin ve deneyimlerin paylaşıldığı Kamu Kalite Sempozyumu KalDer Ankara Şubesi tarafından düzenlenmektedir. 2003 yılından bu yana Cumhurbaşkanlığı himayelerinde organize edilen Sempozyum 2011 yılından bu ya da TOBB işbirliği ile gerçekleşmektedir. Bu yılki Sempozyumumuzda Türkiye’nin Dünyanın 10. Ekonomisi olma hedefi doğrultusunda ihtiyaç duyduğu vatandaş odaklı kamu yönetimi yapı ve dinamikleri ele alınacaktır. Bu çerçevede stratejik planlamadan kurumsal performans değerlendirmesine, uzman kurumların rolüne ve kurumlar arası eşgüdüme kadar bu hedefe ulaşma

doğrultusunda önem taşıyan bütün kilit konular özlü bir biçimde irdelenip tartışılacaktır. Bu alanlarda Türkiye’de vatandaş odaklı kamu yönetimi açısından kritik roller üstlenen kurumların deneyim ve perspektifleri de ortaya konacaktır.

Program Başlıklarından Bazıları:

Dünyanın 10. Ekonomisi için Vatandaş Odaklı Kamu Yönetimi’nden Örnekler Eğitimde Vatandaş Odaklı Yönetim • Birol Ekici, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İl Yönetiminde Vatandaş Odaklı Yönetim / Sivas ve Denizli Örneği

Kamu Kurumları Arasında Eşgüdüm Paneli • Emin Dedeoğlu, Tepav Yönetişim Etütleri Direktörü • Mehmet Cömert, Ekonomi Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü • Oğuz Engiz, Medicana International Ankara Hastanesi Genel Müdürü Stratejik Planlama ve Kaynak Yönetimi Paneli • Anıl Yılmaz, Bilim, Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü • Kutluhan Taşkın, Kalkınma Bakanlığı Kurumsal ve Stratejik Yönetim Dairesi Başkanı • Doç. Dr. Hakan Yılmaz Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi

KalDer Ankara Şubesi Tarafından Gerçekleştirilen Eğitimler Genel Katılıma Açık Eğitimler KalDer Ankara Şubesi tarafından, • Kaizen • Süreç Yönetimi ve İyileştirilmesi • ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi (2) • ISO 9001: 2008 Kuruluş İçi Kalite Denetçisi • Eğiticinin Eğitimi eğitimleri düzenlenmiştir. Genel Katılıma Açık Çalıştaylar İnsan Kaynakları Kongresi kapsamında KalDer Ankara Şubesi tarafından, • Pozisyon Değerlendirme ve Ücret Belirleme Sistemleri • EFQM Mükemmellik Modeli ve İK Yönetimi • Stratejik Planların Bireysel Hedeflere İndirgenmesi ve Çalışanların Performansının Değerlendirilmesi • Performans Sonuçlarının Ücrete Yansıtılması • Çalışanlar Performansını Neden Kullanmaz? Çalışanların Performansını Arttırmanın Yolları • İK Profesyonellerinin İletişim Becerilerinin Geliştirilmesi çalıştayları gerçekleştirilmiştir.

Kamu Kalite Sempozyumu Çalıştayları Ayrıca, 3 Mayıs 2012 tarihinde gerçekleştirilecek olan Kamu Kalite Sempozyumu çerçevesinde aşağıdaki çalıştaylar planlanmıştır. 2 Mayıs 2012 tarihindeki çalıştaylar: Stratejik Planların Bireysel Hedeflere İndirgenmesi ve Çalışanların Performanısının Değerlendirilmesi Risk Yönetimi Kamu Kurumlarında Mükemmellik Modeli 4 Mayıs 2012 tarihindeki çalıştaylar: İç Kontrol Kamuda Protokol ve Davranış Kuralları İşletmelerde Planlı Bakım Yönetimi Vatandaş Memnuniyeti Kuruluş İçi Eğitimler KalDer Ankara Şubesi tarafından gerçekleştirilen Kuruluş İçi olarak • EFQM J2E Mükemmellik Yolculuğu (2) • Takım Çalışması • Liderlik • Entegre Yönetim Sistemi İç Denetçi • Süreç Yönetimi ve İyileştirilmesi (3)

• Stratejik Yönetim • Profesyonel Satış Teknikleri • Müşteri Memnuniyetinin Etkili Yönetimi • Özdeğerlendirme • 6S İle Kayıp Giderme eğitimleri ile Stratejik Yönetim, Süreç Yönetimi ve Özdeğerlendime konularında rehberlikler gerçekleştirilmiştir. HGC Hukuk & Danışmanlık, Ulusal Kalite Hareketi’ne Katıldı HGC Hukuk ve Danışmanlık’tan Sayın Hulusi Coşkun ve Sayın Gürkan Coşkun, Ulusal Kalite Hareketine katılmaları konusunda şunları ifade etmişlerdir: Teknolojik gelişmelerin insan yaşamındaki kaliteyi yükselttiği gibi iş yaşamındaki kaliteyi de yükseltmesi gerekmektedir. Fonksiyonel anlamda iş kalitesinin yükselmesi, sadece bireysel başarılarla değil kurumsal anlamda kalitenin yükseltilmesiyle mümkündür. Biz de HGC Hukuk Bürosu olarak kurumsal anlamda yenileşmenin ve buna paralel olarak kaliteli hizmet vermenin doğal sonucu olarak çalışmalarını ve başarılarını dikkatle izlediğimiz ve takdir ettiğimiz KalDer ailesi içerisinde yer almayı uygun gördük.

Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


68

ÜYE KÖŞESİ

Sermaye Ötesi Değerler ve Toplam Kalite … Murat ACAROĞLU Saya Grup İş Geliştirme Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi

D

eğişik sektörlerde öneli yatırımları bulunan Saya Grup, ürettiği başarılı projelerle toplum geleceğine de katkı sağlamayı amaçlıyor. Önce Kalite Dergisi’nin Üye Görüşü bölümünün bu sayısında Saya Grup İş Geliştirme Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi Murat Acaroğlu ile konuştulk.

Kuruluşunuzun kalite çalışmalarından söz edebilir misiniz?

Öncelikle Saya Grup kimdir? Sorusunun yanıtını vererek başlamak ve satır aralarında kalite çalışmalarımızdan da bahsetmek daha doğru olacaktır düşüncesindeyim. . Saya Grup “Başarıya giden yolda sermaye ötesi değerler” sloganı ile toplumsal faydayı temel alan, kendisini sürekli bu anlamda sorgulayan, ülkemizin gelişmesinde ihracat, istihdam ve Ar-Ge’nin en önemli üç unsur olduğu düşünen, ilaç üretim, inşaat, elektrik motorları ve kalıp sanayinde faaliyet gösteren Şirketler Grubu’dur. Saya Grup; ülke topraklarının her karışından değerler üretmeyi ve paylaşmayı, ülkemizin ihtiyaçlarını ele alarak, değerleÖNCE KALİTE Nisan 2012

ri doğrultusunda “Faaliyet gösterdiği tüm alanlarda ilk üç firma arasında yer almak” vizyonuna sahiptir. Sosyal Sorumluluk anlayışımız ve değerlerimiz paralelinde yarının müreffeh Türkiye’sine katkıda bulunabilmek için; Sancaklar Vakfı, şahsi ve aileye ait şirketlerimiz kanalıyla yardımlar yapmaktayız. Bu kapsamda ülkemizin eğitim, sağlık, kültürel ve sosyal yönden gelişmesine katkıda bulunulmak amacıyla; eğitim kurumları, sağlık kuruluşları ve ibadethaneler kazandırmak, iki bin beş yüz başarılı öğrenciye burs vermek, ulusal ve uluslar arası felaket ve olağanüstü durumlarda gerekli yardımları yapmayı sayabiliriz. Grup Şirketlerimizden de kısaca bahsetmek gerekirse; - Folkart, “Hayat buna değer” sloganı ile insanların yaşam kalitesini artırmak ve yatırımcılara; değeri sürekli artan, özgün eserler kazandırmak üzere 2006 yılında inşaat sektöründe faaliyete başlanmış olup, İzmir’in A+ Proje eksikliğinden yola çıkarak Narlıdere ve Mavişehir projeleri ile büyük başarı elde etmiştir. Narlıdere

ve Mavişehir projelerimizde Mimar Emre Arolat ile çalışılmış, Narlıdere projemizin düşey ormana sahip çevreye uyumlu, yenilikçi, son teknoloji içeren mimarisi çok dikkat çekmiş ve Emre Arolat Avrupa’nın gelecek vaat eden 40 genç mimarına verilen ‘Europe 40 Under 40’ ödülüne layık görülmüştür. “İzmir’in kalbi yükseklerde atıyor”sloganı ile de, Folkart Yapı’nın Bayraklı’daki Folkart Towers projesi tamamlandığında, 200 m yüksekliğindeki 40’ar katlı iki kulesi ile Türkiye’nin 2. Avrupa’nın da en yüksek 5. İkiz kulelerini yapmış ve faaliyete geçtiğinde yaklaşık 4. 000 kişinin çalışacağı ve yaşayacağı dev bir kompleks haline getirmiş olacağız. Önümüzdeki süreçte Folkart, İzmir dışında da yatırımları ile hızla büyümesini sürdürecektir. - Volt Elektrik Motorları, ihracat ve istihdama katkı sağlamak amacıyla endüstriyel sektörün en büyük ihtiyacı olan elektrik motorları üreten, sektörün en saygın ve önde gelen firmalarından biri olup, 2011 yılı Nisan ayında bünyemize katılmıştır. 25. yılını kutlamaya hazırlanırken, birikim ve tecrübelerimizi yeni teknoloji yatırımı ve en son teknoloji ürünü test cihazları ile donatılan laboratuarı ve üretimin her aşamasında kalite kontrol ile dünya pazarları ile rekabet edebilen bir marka haline getirmiş olacak ve istihdamı da % 50 arttırarak yeni döneme taşımış olacağız. - Voltsan İhracat ve istihdama katkı sağlamak amacıyla Elektrikli ev aletleri, elektrik motorları, otomotiv ve beyaz eşya sanayine kalıp üretimi ile destek veren diğer bir grup şirketimiz olup, ISO 9001-2008 Kalite Yönetim Sistemi’ni uygulamaktadır.


69

ÜYE KÖŞESİ

- PharmActive , “Sağlığınız için Aktif” sloganı ile Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde 108. 000 metre karelik alan üzerine kurulmakta olan ilaç üretim tesisinde, ilk etap tamamlandığında 40. 000 metre karelik kapalı alanda non-steril katı, sıvı ve yarı katı formların tümü üretilecek olup, tüm etaplar tamamlandığında 80. 000 m2’lik kapalı alanda, ürün skalasına ek olarak onkoloji, hormon, OTC ve kozmatik ürünleri de üretilebilecektir. Tesis de ürün geliştirme çalışmalarının yürütüleceği ve Türkiye’nin en büyük Ar&Ge merkezlerinden biri statüsüne getirilecek olan 3. 200 metre karelik alana sahip Ar-Ge laboratuarı da yer almaktadır. PharmActive; Tubitak ve üniversiteler ile iş birliği yaparak karşılıklı gelişim projeleri de gerçekleştirmektedir. Sorunuza ve grubumuzun kalite anlayışına dönersek, Saya Grup olarak, Toplam Kalite başlığı altında tüm süreçlerimizi gözden geçirerek iyileştirmeyi sağlayacak yönetim felsefesini benimsemiş bulunmaktayız. Bu amaçla 2011 yılından başlayarak; - Tüm şirketlerimizin ve grubumuzun 2012-

2016 dönemini kapsayan, 5 yıllık stratejik planlarını oluşturmaya, - Stratejik hedef , hamle ve girişim projeleri paralelinde süreçlerini, iş planları ile desteklemeye ve bütçe ile entegre etmeye, - Sürdürülebilirlik anlayışı ve politikalarını oluşturmaya, - Kurumsal Karne/Denge ile ölçüm ve performans değerlendirmelerini yapmaya, - Değerlendirme sonuçlarını da sistemin tekrar bir girdisi olarak iyileştirme süreçlerini sürekli kılmaya çalışmaktadır. Bu sürecimizi, KalDer, AB 7. Çerçeve Programı, Turqality, Tubitak vb. kurumlarla yapacağımız proje çalışmalarımızla da desteklemek istiyoruz. Sürdürülebilirlik stratejimiz; - Ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltme çabalarını, çevreyi ve insanların yaşam kalitesini koruyarak ve arttırarak gerçekleştirme yöntemine destek vermek, - Sürdürülebilirlik bilincini şirket kültürü olarak benimsemek, - Çalışanlarımızın sürece etkin olarak katılmalarını sağlamak, - Sürdürülebilirlik bilincini sektör paydaş-

larımız ile paylaşmak ve yaygınlaştırmak, - Sürdürülebilirlik göstergelerini belirleyerek, bu göstergeler paralelinde; izlemek, değerlendirmek, iyileştirmek ve sürekli gelişmesini sağlamak olacaktır.

Ülkemizde kalite çalışmaları ve iş mükemmelliği size göre hangi noktada?

Öncelikle Toplam Kalite Yönetimi denince neyi anladığımız çok önemli. TKY’ni firmalar ile sınırlamak ta mümkün değil. Dünyamızda kaynaklar hızla tükeniyor. Bugünkü gidişatla 2050 yılında 3, 2 Dünyaya ihtiyaç duyulacağı her mecrada dile getiriliyor. Kamu kurumları, özel sekör, STK kısaca toplum olarak kaynaklarımızı etkin kullanmamız ve yaşam kalitemizi geliştirmemiz gerekir. Bunun en temel basamağı da yönetim kalitesidir. Türkiye’de halen stratejik düşünme ve yetkinlikleri geliştirmek üzerine yeterince yol kat edemediğimizi düşünüyorum. UKH bu manada çok büyük bir gelişme kazandırdığı ve bildiğim kadarı ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın UKH’ne dahil olan ilk Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


70

ÜYE KÖŞESİ

KalDer’den beklentileriniz neler?

bakanlık olması da sürecin yurt geneline yaygınlaştırılmasında çok etkili olmuştur. Türkiye’de şirketler düzeyinde en büyük stratejinin “komşunun yaptığını yap” şeklinde olduğunu bir makale de okumuştum. Bu düşünce ile iyi getirisi olan ya da olduğu düşünülen sektörler de gereğinden fazla arz oluşması da yaşadığımız bir süreç. Şirketler düzeyinden bakarsak, Stratejik Planlama yapmak, stratejik düşünmek, özgün farklılıklar yaratmak en temel adım olmalıdır. Sonrasında Toplam Kalite Yönetimi ile sistemi oluşturmak ve kurumsallaşmak en temel süreç olacaktır. Son yıllarda Avrupa Kalite Ödülleri’nde de Türk şirketlerinin başarılarını görmek umut verici ve bunun hızla kamu ve özel tüm şirketlere ve halka halka tüm topluma daha hızlı yayılacağına ve gelişimin hızla artacaÖNCE KALİTE Nisan 2012

ğına inanıyoruz. Sektörel olarak baktığımızda ise her sektörün paydaşları vardır. O sektörün değer zinciri, paydaşlarının birbirleri olan işbirlikleri, ortak hedefler doğrultusunda oluşturdukları çözüm ortaklıkları ve birbirlerine değer sunmaları ve sinerji yaratmaları ile mümkündür. Sektörün hedeflerine, ancak tüm paydaşların birbirlerini düşünerek ortak hareket ederek ulaşacakları bilincine ulaşması çok önemlidir. Zaten KalDer UKH başlatarak bu bilinci ile şirketlerin departmanları değil bütününde işlerin mükemmellik anlayışıyla değerlendirilmesi ve geliştirilmesinin öneminin kavranmasına temel oluştururken, şirket ilişkileri ve sektör paydaşlarının da birbiri ile etkileşimi tüm sektörlerde gelişimi çığ gibi arttıracaktır.

Konuşmanın başında da ifade ettiğim gibi “Başarıya giden yolda sermaye ötesi değerler” sloganımız, Toplumsal faydayı temel alan, kendisini sürekli bu anlamda sorgulayan, Ülkemizin gelişmesinde İhracat, İstihdam ve Ar-Ge’nin en önemli üç unsur olduğu düşüncemizi ve toplam kalite anlayışımızı, KalDer ile sinerji dolu bir işbirliği sürecine taşıyabileceğimize inanıyoruz. Bu süreç paralelinde; - Sürdürülebilir başarıyı geliştirmek için KalDer ile özellikle EFQM Mükemmellik Modeli uygulayarak ekip eğitimlerimizi de bu kapsamda ağırlık vererek bu döngünün süreçlerini oluşturmak, - Çalışanlarımızın sürece etkin katılımlarını sağlamak, - Sürdürülebilirlik Politikalarımızı KalDer ile koordineli yürütmek, - Öncelikle Volt Elektrik Motor fabrikamızı Ulusal Kalite Ödülü alma ciddiyetinde hazırlamayı planlıyoruz. Yönetim Kurulu’muzun da Ulusal Kalite Hareketi’ne olan inancı ve destekleri ile bizzat “EFQM Mükemmellik Modeli Değerlendirici Eğitimi”ne katılma kararı alarak eğitim sürecine başladım ve modeli tüm yönleri ile sindirmeyi ve takip etmeyi hedefliyorum. KalDer’in - Ulusal Kalite Hareketi, - KOSGEB Destek Modeli, - Kalite Akademisi, - Sürdürülebilir bir Topluma dönüşme, Yenileşim Yönetimi ve Fark Yaratmak temalı kongreleri, - Kıyaslama Grup Projesi, gibi bir kaçını sayabildiğim ancak “Cumhuriyetimizin 100. yılında sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı çerçevesinde ülkemizi çağdaş yaşam düzeyine ulaştırmak amacı ile, Türkiye’nin tüm bölgelerinde mükemmellik kültürünü içselleştirmiş, rekabetçi kurum ve kuruluşlar yaratılmasına katkıda bulunan bir kuruluş olmak. ” Vizyonu ile özlü bir biçimde ifade ettiği, ülkemizin aydınlık yarınları için toplam kalite anlayışını bir yaşam biçim haline dönüştürme amacı, her türlü takdire şayandır. Saya Grup olarak “az olsun devamlı olsun” felsefesi ile KalDer ailesi, üye ve paydaşlarımıza sağlık, sıhhat, başarılar ve kalite dolu bir gelecek dileriz.


C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K


72

SÜRDÜRÜLEBILIR YAŞAM

TÜRKİYE’NİN SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEĞİNE ODAKLANMAK WWF’in küresel olarak iki temel amacı bulunmaktadır: Bunlardan ilki doğal yaşam ortamlarını ve biyolojik çeşitliliği korumak, ikincisi ise insanın ekolojik ayak izini azaltmaktır. WWF, birbirini tamamlayan bu iki amaca ulaşmak için öncelikle gezegenimizin ne durumda olduğunu ortaya koyar.

WWF tarafından, 1998 yılından beri Küresel Ayak İzi Ağı ve Londra Zooloji Derneği ile işbirliği içinde yayınlanan “Yaşayan Gezegen Raporu”, WWF’in doğa koruma stratejisine yön veren “amiral gemisi” niteliğinde bir çalışmadır. Yaşayan Gezegen Raporu, dünyanın biyolojik kapasitesi (arz) ile Ekolojik Ayak İzi’ni (talep) ölçerek, gezegenin durumu hakkında önemli sonuçlara ulaşır. Ekolojik Ayak İzi incelemesini Türkiye ölçeğinde gerçekleştiren WWF-Türkiye, ülkemizin ekolojik bilançosunu çıkarmış durumdadır. Sonuç: Ekolojik limit aşımı yaşıyoruz. Türkiye’nin tüketim düzeyi, dünya genelinde kişi başına düşen doğal kaynak kapasitesinin %50 üzerinde. 1961-2007 arasındaki yaklaşık 50 yıllık eğilimlerin incelendiği Raporumuzda, Türkiye’nin Ekolojik Ayak İzi ile biyolojik kapasitesi arasındaki açığın önemli ölçüde arttığını ortaya koyuyoruz. Bu dönemde yaşadığımız nüfus artışı ve sanayileşme hamlesi söz konusu açığın en önemli nedeni. Ekolojik Ayak İzimizde en önemli paya sahip olan karbon emisyonlarındaki hızlı artış, ÖNCE KALİTE Nisan 2012

WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar


73

SÜRDÜRÜLEBILIR YAŞAM

Mathis Wackernager, Uğur Bayar

gelişmekte olan bir ülke olmasına rağmen Türkiye’nin, çözüm üretmesi ve önlem alması gereken en önemli konu olarak karşımıza çıkıyor. Dünyada ve ülkemizde karar vericilerin çözüm aradığı en önemli sorun; artan nüfus ve refah seviyesine paralel olarak, ya-

şadığımız gezegenin ekolojik sınırları içerisinde yaşayabileceğimiz sürdürülebilir bir yol bulmaktır. Doğal kaynakları kendilerini yenileme hızından daha fazla tüketmek, dünyamızı yok etmek anlamına gelir. Doğal çevredeki bozulmayı durdurmak ve doğayla uyum içinde yaşayacağımız bir gelecek kurmak için öncelikle ne durumda olduğumuzu ortaya koymamız gerekiyor. Ne kadar kaynağımız olduğunu, bunun ne kadarını kullandığımızı ve kimin neyi kullandığını belirlemeye yönelik bir hesaplama aracı olan Ekolojik Ayak İzi, sürdürülebilir bir yaşama ne kadar yakın ya da ne kadar uzak olduğumuzu anlamamızı sağlıyor. Ekolojik Ayak İzi hesapları, bankacılıktaki hesap özetlerine benzer şekilde, ekolojik bütçemizi aşıp aşmadığımızı gözler önüne seriyor. Sürdürülebilirliği ölçülebilir hale getiren bir doğal kaynak hesaplama aracı olan Ekolojik Ayak İzi’ni geliştiren Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network) ile işbirliği içinde hazırladığımız Türkiye’nin Ekolojik Ayak İzi Raporu, ülkemizde doğa üzerindeki insan talebi ile doğal kaynak arzı arasındaki dengeyi inceliyor.

Türkiye’nin sürdürülebilirlik trenini yakalaması için, büyüme hızı dışındaki göstergeleri kalkınma planlarına dahil etmesi ve kalkınma politikalarıyla doğa koruma politikalarını bütünleştirmesi gerekiyor. Ekolojik Ayak İzi’nin azaltılması ekolojik açığın azaltılması için yeterli değildir. Limit aşımına son vermek için aynı zamanda biyolojik kapasiteye yatırım yapılmalı, üretken alanların verimliliği artırılmalıdır. Gidişat, Türkiye’de biyolojik kapasite açığından kaynaklanan ekonomik çalkantılar yaşanacağını gösteriyor. Bununla birlikte, büyük bir yıkımı engellemek için zamanımız var. Ekolojik Ayak İzi kaynak muhasebesi sayesinde elde edilen bilgiler, kaynak yönetimi konusunda stratejik kararlar vermek için yol göstericidir. Bu da, ülkenin daha büyük başarılar ve ekonomik güvence elde etmesinde kilit rol oynayabilir. Ülkeler, kaynakları kısıtlı dünyada da rekabet güçlerini ellerinde tutabilir. Bu başarı uygulanacak kararlara bağlıdır. Doğal kaynakların durumunu, sınırlarını ve bağımlılıklarını anlamayı seçen öncü ülkeler, vatandaşlarının refahını ve ülkelerinin zenginliğini garanti altına alabilirler. Türkiye bu öncü ülkelerden birisi olmalıdır. Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


76

KÜLTÜR - SANAT

Kadın Gözüyle Hayattan Kareler Anadolu Hayat Emeklilik tarafından düzenlenen ‘Kadın Gözüyle Hayattan Kareler Fotoğraf Yarışması’nın altıncısı sonuçlandı. ÖNCE KALİTE Nisan 2012

B

u sene de ‘Hayata Dair’ teması ile fotoğraf sanatına ilgi duyan kadın fotoğrafçıları buluşturan yarışmada, Sakarya’dan katılan Emel Taranoğlu ‘Bakış’ adlı fotoğrafıyla birinciliğe layık görüldü. İstanbul’dan Hülya Kurt ‘Sıcak Simit’ adlı fotoğrafıyla ikinci olurken yine İstanbul’dan Eda Kum

‘Bekleyiş’ adlı fotoğrafıyla üçüncü oldu. Kadın Gözüyle Hayattan Kareler Fotoğraf Yarışması’na bu sene 1.207 yarışmacı 5 bin 527 fotoğrafla katıldı. Fotoğraf sanatına ilgi duyan 18 yaş üzeri tüm amatör ve profesyonel kadın fotoğrafçının katılımına açık olan ve bu yıl da “Haya-


77

KÜLTÜR - SANAT

ta Dair” temasıyla düzenlenen Kadın Gözüyle Hayattan Kareler Fotoğraf Yarışması, Türk kadınının sosyal, kültürel ve toplumsal gelişimine katkıda bulunmayı hedefliyor ve kadınlara kendilerini ve hayata bakışlarını özgürce ifade edebilecekleri bir platform sunuyor. İlk kez düzenlendiği 2007 yılından bu yana 6 bine yakın kadının, 20 bini aşkın fotoğrafla katıldığı “Kadın Gözüyle Hayattan Kareler Fotoğraf Yarışması” kısa zamanda Türkiye’nin en çok ilgi gören fotoğ-

raf yarışmalarından biri haline geldi. Kadınların kendi objektiflerinden hayatın farklı renklerini, farklı yönlerini fotoğraf kareleriyle yansıtmalarına fırsat tanımayı hedefleyen Kadın Gözüyle Hayattan Kareler Fotoğraf Yarışması, her geçen yıl etki alanını genişletiyor. Bu sene bin 207 yarışmacının 5 bin 527 fotoğrafla katıldığı yarışmada Emel Taranoğlu “Bakış” adlı fotoğrafıyla birinciliğe layık görülürken, Hülya Kurt “Sıcak Simit” adlı fotoğrafıyla ikinci, Eda Kum ise “Bekleyiş” adlı fotoğrafıyla üçüncü oldu. Anadolu Hayat Emeklilik’in Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) danışmanlığında yürüttüğü yarışmanın bu yılki jüri üyeleri arasında; Arel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Güler Ertan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Nihal Kafalı, fotoğraf sanatçısı Çerkes Karadağ, fotoğraf sanatçısı Ali Balkı ve Anadolu Hayat Emeklilik İletişim Müşaviri Nihan Güney yer aldı. Yarışmanın birincisi 5 bin TL, ikincisi 3 bin TL, üçüncüsü ise bin TL ile ödüllendirildi. Ayrıca sergilenmeye değer bulunan her esere de 200 TL telif ödenecek. Yarışmada dereceye giren ve sergilenmeye değer bulunan eserler 10 Mayıs itibariyle İstanbul Tepe Nautilus alışveriş merkezinde fotoğrafseverlerle buluşacak. Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


78

EĞİTİM TAKVİMİ

KalDer MERKEZ NISAN - MAYIS - HAZIRAN 2012 EĞITIM PROGRAMI Eğitimler

Gün Sayısı

Nisan

Mayıs

Haziran

Üyeler İçin Fiyat - TL (%18 KDV Hariç)

Üye Adayları İçin Fiyat - TL (%18 KDV Hariç)

6S ile Kayıp Giderme

1

11

220

280

AB Projesi Yazma Eğitimi

2

14-15

420

530

Beden Dilini Etkili Kullanma

1

18

220

280

Beynin Etkin Kullanımı ve Düşünme Ağacı Tekniği

1

4

220

280

Bireysel Öneri Sistemi

1

220

280

Çevre Mevzuatı

1

220

280

Dış Ticaret ve Lojistik Yönetimi

2

26-27

420

530

Eğiticinin Eğitimi

2

12-13

420

530

İç Kontrol

2

420

530

İletişimde Zor Anları Yönetme

1

220

280

İş Etiği

1

23

220

280

İşletmelerin Başlıca Sorunları ve Çözüm Önerileri

1

8

220

280

İstatistiksel Proses Kontrol

2

10-11

290

350

Kalitesizlik Maliyetleri

2

23-24

420

530

Kıyaslama

2

420

530

Kurumsal Görgü ve Davranış Kuralları

2

420

530

Maki Gami

1

220

280

Mükemmel Yönetim - Liderlik

1

11

220

280

Müşteri İlişkilerinin Etkili Yönetimi ve CRM İçin Uygun İş Modelinin Oluşturulması

2

20-21

420

530

Müşteri Memnuniyetinin Etkili Yönetimi ve İş Süreçleriyle İlişkilendirilmesi

2

15-16

420

530

11 19

17-18 9

6-7 10-11

10-11 4 20

Motivasyonun Kimyası

1

220

280

Poka Yoke

1

22 1

220

280

Problem Çözme Teknikleri

2

18-19

420

530

Stratejik Planların Bireysel Hedeflere İndirgenmesi ve Çalışanların Performansının Değerlendirilmesi

2

18-19

420

530

Sürdürülebilir Müşteri İlişkisi İçin Doğru Satış Doğru Tahsilat Yönetimi

1

17

220

280

Süreç Olgunluk Seviyesi Araçları (SOS)

2

19-20

600

720

Süreç Yönetimi ve İyileştirilmesi

2

25-26

420

530

Toplam Kalite Yönetimi

1

220

280

Yalın 6 Sigma Farkındalık

1

220

280

Yaratıcı ve Değer Odaklı Satış Teknikleri

2

21-22

420

530

Yetkinlik ve Hedef Bazlı Mülakat Teknikleri (T-Grow ve Performans Chartları Teknikleriyle)

1

9

220

280

ISO 10002:2006 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi

2

11-12

420

530

ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemleri

2

16-17

420

530

ISO 22000 Gıda Güvenliği

2

13-14

420

530

ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi

2

5-6

4-5

7-8

290

350

ISO 9001:2008 Kuruluş İçi Kalite Denetçisi

3

26-27-28

24-25-26

28-29-30

540

660

13-14 13

12

Yönetim Sistemleri Entegrasyonu

2

30-31

420

530

Ohsas 18001:2007 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi

2

28-29

420

530

EFQM Mükemmelliğe Yolculuk (J2E)

2

EFQM Mükemmellik Modeli Değerlendirici Eğitimi (EAT)

3

4 Nisan / 10-11 Mayıs / 9 Nisan / 8-9 Mayıs

10-11

1000

1200

7 Mayıs / 30-31 Mayıs

1600

1900

KalDer BURSA MAYIS - HAZIRAN 2012 EĞITIM PROGRAMI Eğitimler

Gün Sayısı

Mayıs

Haziran

Üyeler İçin Fiyat - TL (%18 KDV Hariç)

Üye Adayları İçin Fiyat - TL (%18 KDV Hariç)

Zor İnsanların Yönetimi ve Negatif Duygularla Başetme Çalıştayı

1

12

220

280

Lojistik Yönetimi

1

25

220

280

Kanban

1

26

220

280

Kurumsal Motivasyon

1

9

220

280

Görsel Fabrika

1

16

220

280

KalDer IZMIR NISAN - MAYIS 2012 EĞITIM PROGRAMI Eğitimler

Gün Sayısı

Nisan

Üyeler İçin Fiyat - TL (%18 KDV Hariç)

Üye Adayları İçin Fiyat - TL (%18 KDV Hariç)

6 S ile Kayıp Giderme

1

4

220

280

Bireysel Öneri Sistemi

1

11

220

280

Kobetsu Kaizen

1

18

220

280

Kurumsal Risk Analizi Yönetimi

1

2

220

280

Maki Gami

1

9

220

280

Poka Yoke ( Hata Önleme )

1

16

220

280

ÖNCE KALİTE Nisan 2012

Mayıs


79

EĞİTİM TAKVİMİ

KalDer ESKIŞEHIR NISAN - MAYIS - HAZIRAN 2012 EĞITIM PROGRAMI Eğitimler

Gün Sayısı

Nisan

Mayıs

EFQM Mükemmelliğe Yolculuk (J2E)

2

25-26

Stratejik Yönetim

1

15

Süreçlerle Yönetim Ve Süreç Yönetimi

1

24

IS0 14001 Çevre Yönetim Sistemi

2

İş Yerinde Başarı ve Duygusal Zeka

1

Zaman Yönetimi

1

Haziran

20-21 11 6

Üyeler İçin Fiyat - TL (%18 KDV Hariç)

Üye Adayları İçin Fiyat - TL (%18 KDV Hariç)

1.000

1.200

220

280

220

280

420

530

220

280

220

280

KalDer ANKARA NISAN - MAYIS - HAZIRAN 2012 EĞITIM PROGRAMI Eğitimler

Gün Sayısı

Nisan

Mayıs

6S İle Kayıp Giderme

1

Bireysel Öneri Sistemi

1

EFQM Mükemmelliğe Yolculuk J2E

2

Eğiticinin Eğitimi

3

Ekipman Yönetimi Ve Bakım Süreçleri Çalıştayı

2

15-16

Entegre Yönetim Sistemi

2

22-23

Entegre Yönetim Sistemi Kuruluş İçi Denetçisi

3

ISO 9001 : 2008 Kalite Yönetim Sistemi

2

ISO 9001 : 2008 Kuruluş İçi Kalite Denetçisi

3

ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemleri

2

ISO 14001 Kuruluş İçi Çevre Denetçisi

3

ISO 16949 Otomotiv Sektörü Kalite Yönetim Sistemi

2

İç Kontrol

2

İleri Ürün Kalite Planlaması (APQP) ve Üretim Parçası Onay Süreci (PPAP)

1

İstatistiksel Proses Kontrol

2

İş Etüdü

1

İş Örneklemesi

Haziran

Üyeler İçin Fiyat - TL (%18 KDV Hariç)

Üye Adayları İçin Fiyat - TL (%18 KDV Hariç)

19

220

280

17

220

280

28-29

1000

1200

7-8-9

540

660

420

530

420

530

540

660

290

350

540

660

420

530

540

660

21-22-23 8-9 14-15-16 17-18 31 Mayıs 1-2 Haziran 6-7

420

530

420

530

220

280

290

350

24

220

280

1

25

220

280

Kaizen

1

18

220

280

Kalite Bilincini Arttırma (Mavi Yakalılar İçin)

1

26

220

280

Kalite Çemberleri

2

420

530

Kalitesizlik Maliyetleri

2

420

530

Kurum Kültürü

1

220

280

Maki Gami

1

220

280

Motivasyonun Kimyası

1

220

280

Müşteri İlişkilerinin Etkili Yönetimi ve CRM için Uygun İş Modelinin Oluşturulması

2

420

530

Müşteri Memnuniyetinin Etkili Yönetimi İş Süreçleri ile İlişkilendirilmesi

2

26-27

420

530

Örgüt Psikolojisinin Analizi ve Grubun İçten Değiştirilmesi Yöntemleri

1

1

220

280

Otonom Bakım (Benim Makinam, Benim Fabrikam)

1

220

280

Özdeğerlendirme

2

420

530

Planlı Bakım Yönetimi

1

220

280

Poka Yoke

1

220

280

Problem Çözme Teknikleri

2

SMED (Setup Süresi Azaltımı)

1

Stok Yönetimi

1

Stratejik Planların Bireysel Hedeflere İndirgenmesi ve Çalışanların Performansının Değerlendirilmesi Çalıştayı

2

Stratejik Yönetim

1

Süreç Yönetimi Ve İyileştirilmesi

2

4-5

Toplam Kalite Yönetimi

1

20

Toplam Üretken Yönetim

2

Yalın 6 Sigma Farkındalık

1

Yenileşim Ve Fırsat Avcılığı: La Salle Matrisleri

2

Zor İnsanları Yönetme Ve Negatif İnsanlarla Başetme Çalıştayı

1

10-11 12 25-26

12-13 29-30 6 20 13 4-5

30 12-13 31 29 5-6

420

530

220

280

18

220

280

2-3

420

530

8

11

220

280

420

530

220

280

420

530

9

220

280

24-25

420

530

220

280

13-14 27-28

19

Genel Bilgiler * Aynı kuruluştan 3-4 kişinin katılımında %10 indirim uygulanmaktadır. (Kampanya kapsamındaki ISO 9001:2008 KYS, İstatistiksel Proses Kontrol eğitimleri için geçerli değildir.) * Aynı kuruluştan 5 kişi ve üstü katılımlarda %20 indirim uygulanmaktadır. (Kampanya kapsamındaki ISO 9001:2008 KYS, İstatistiksel Proses Kontrol eğitimleri için geçerli değildir.) * Kamu ve Sivil Toplum Kuruluşu çalışanları ile öğrencilere %25 indirim uygulanmaktadır. (Kampanya kapsamındaki ISO 9001:2008 KYS, İstatistiksel Proses Kontrol eğitimleri için geçerli değildir.)

*Katılımcılara ancak tek bir indirim uygulanmaktadır. * Ücretlere %18 KDV ilave edilecektir. * Eğitim içeriklerine KalDer web sayfasından ulaşılabilir. * Eğitimlere katılmak için lütfen web sayfamızdaki başvuru formunu doldurunuz.

Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


80

KÜLTÜR - SANAT

İK’NIN DÖNÜŞÜMÜ Hümanist Kitap’ın yeni kitabı İK Dönüşümü, Dave Ulrick, Justin Allen, Wayne Brockbank, Jon Younger ve Mark Nyman imzasıyla çıktı. İK yöneticilerinin ve çalışanlarının yönetim içerisindeki yerin yeniden gözden geçirilmesi konusunda bilgiler veren kitap ayrıca internet sitesiyle de destekleniyor. Yazarların ortak ön sözünde konuyla ilgili şu ortak görüşe yer veriliyor: İK uzmanlık alanının gözlemcileri olarak, gelecek için büyük bir güvene ve umuda sahibiz. Bu kitapta, bu umuda giden yolu ortaya koyuyoruz. Şirket liderleri için İK’nın önemini gösteren nedenler ve İK’nın şirket içindeki çalışmalarını şirket dışındaki müşteriler, yatırımcılar ve topluluk liderleriyle ilişkilendirebileceği yollar öneriyoruz.”

İŞ’TE TÜRK Zafer Parlar’ın İş’te Türk isimli kitabı çıktı. İngilizce ve Türkçe olarak çift yüzlü yayınlanan kitap Türk iş kültürü üzerine ilginç notları okuyucuyla paylaşıyor. Yazar kitabıyla ilgili şunları söylüyor: “Bu kitabın yazılmasının ana nedeni farklı kültürlerden insanların Türkiye’yle iş yaparken önyargılarının değil, temel iş ilkelerinin bilincinde, sürtüşmelerden uzak daha verimli ve keyifli çalışmalarını sağlamak. Bu sayede onlarla iş yapan Türkleri de rahat ettirmek. Her yazıda bu ülkeye özgü iş kültürüne dair bir şeyler bulmanız umuduyla, eğlenceli okumalar dileriz.”

ÖNCE KALİTE Nisan 2012

ŞAHANE HATALAR TALİH KUŞU Oyuncaklı, interaktif kitap denildiğinde son dönemde akla ilk olarak April Yayıncılık tarafından yayınlanan Heather McElhatton imzalı Şahane Hatalar geliyor. İkinci kitapta ilk kitaptan farklı olarak yazar aids, büyü, sinestezya gibi kavramlara da eğiliyor. Bu yönüyle sonlar daha eğlenceli, öyküler daha incelikli, sürprizler ise daha çok. Kısa zamanda çoksatanlar listesinde yerini alan Şahane Hatalar’ın devamı Şahane Hatalar Talih Kuşu’nun bir diğer özelliği ise öykülerin çok katmanlı olması.

E-SOSYAL TOPLUM Daha önce bestseller olmuş Google Olsa Ne yapardı? Kitabının yazarı Jeff Jarvis, Dijital Çağın yenilikçi ve optimist düşünürlerinden biri. Onun temel çalışma alanı olan internet ve değişen sosyal hayat, bu kitabının da ana konusunu oluşturuyor. İnternetin hayatımızın en önemli parçalarından biri haline gelmesi hatta bazı kuramcılara göre insan bedeninin halihazırda en işlevsel uzuvlarından biri olması beraberinde, mahremiyet ve kamusallık kavramların da yeniden tartışılmasına neden oldu. Jarvis, kitapta internet ile paylaşımın sınırsızlaşmasının faydalarına methiyeler düzerken, onun zararlarından dem vuranların da görüşlerini tartışmaktan kendi teoremine göre haklı veya haksız bulduğu noktaları irdelemekten geri durmuyor.

KORKUNÇ İVAN Çar olarak taç giyen ilk Rus hükümdarı olan IV. İvan, yani bilinen adıyla Korkunç İvan’ın hayatı İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıktı. Osmanlı padişahları Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat’a denk düşen uzun iktidarı (15471584) süresince bir yandan ülkesini genişleterek iktidarı kurumlaştırırken öte yandan bir korku imparatorluğu yaratan Korkunç İvan’ın biyografisi Isabel de Madariaga tarafından kaleme alındı. Rusya tarihinin önde gelen otoritesi Isabel de Madariaga’nın, Korkunç İvan’ı kendi çağının içinde ve ortaya koyduğu kişiliğin yakın tarihe kadar uzanan çağrışımları çerçevesinde ele aldığı bu muhteşem biyografi, Rusya’nın derin tarihine ışık tutuyor.

E-SOSYAL TOPLUM Tarih Hırsızlığı, tarihyazımı aracılığıyla tarihin Batı tarafından ele geçirilişini anlatıyor. Bu hırsızlık, geçmişin çoğu zaman Batı Avrupa ölçeğinde yaşanmış süreçlere göre kavramsallaştırılıp sunulmasını, ardından da dünyanın geri kalanına dayatılmasını ifade ediyor. Jack Goody bu tarih yazımını, Marx, Weber, Norbert Elias, Fernand Braudel, Moses Finley ve Perry Anderson gibi kuramcılar ve tarihçiler üzerinden inceleyip eleştirel bir bakış geliştirirken, “Batı niye üstün geldi? Doğu niye geri kaldı?” sorusunu hem Avrupa-merkezci perspektifi, hem de dayandırıldığı olgusal zemindeki hatalar bakımından çok ciddi bir eleştiriye tabi tutuyor.


81

KÜLTÜR - SANAT

“BAŞARININ ANAHTARI DİRENİŞTE” Walter Isaacson’ın kaleminden çıkan Steve Jobs biyografisini okudum. Steve Jobs hastalandığını öğrendiği anda Albert Einstein başta olmak üzere pek çok ünlünün biyografisini yazan Walter Isaacson’a gidip yalvarıyor, ama bir türlü razı edemiyor. Yıllar sonra hastalık çok ilerleyince karısı gidip “Eğer bir gün yazmayı düşünüyorsan pek fazla vaktin kalmamış olabilir” diyerek ikna ediyor. Herkese bu kitabı tavsiye ederim. Hikaye, hayatın iniş-çıkışları, istenmeden doğan bir çocuğun babasının yanı sıra belki de bütün dünyadan intikamı ya da meydan okuması denebilir. Roman tadında, bazen çok duygulandığım ama gerçeğin ta kendisi bir hikaye. Üstelik kitabı iPad’den okudum. AvivaSA Emeklilik ve Hayat CEO’Su / Meral Eredenk

İŞ HAYATINA YENİ ATILANLAR STEVE JOBS’U TANIMALI iz İş kitabı olarak nitelendirebileceğim cson Isaa lter kitaplardan en son Wa tarafından kaleme alınan Steve Jobs biyografisini okudum. Kitaptan mini hayallerinin peşinden gitmenin öne i, mey etme pes hissettim bir kez daha, . dım anla nı dığı olma paranın her şey Steve Jobs evlatlık olduğunu bilerek büyüyor ve terk edildiği hissine özel kapılmıyor. Tam tersine seçilmiş, Bu da r. üyo büy k nere biri olduğunu düşü ini kend nın insa atta hay ve a iş yaşamınd nı dığı motive etmesinin hiç de zor olma gösteriyor bize. Bu derslerden yola ve çıkarak kitabı önce çocuklarıma ç gen tüm ış atılm yeni a iş hayatın e arkadaşlara öneriyorum. Meva Ayş ı. kitab dık” Önyurt’un “Kutsal San ım Benimde öneriyle okumaya başladığ an rom yla tlığı raha ül gön ı bu kitab severlere önerebilirim. raktar Bimeks Genel Müdürü / Arif Bay

“GÜNCEL KİTAPLAR GELECEK HAKKINDA FİKİRLER VERİYOR” Hıfzı Topuz’un “Başın Öne Eğilmesin, Sabahattin Ali’nin Romanı” kitabını okudum. Bunun yanında Ece Temelkuran’ın Muz Sesleri ve Ekrem Dumanlı’nın “Üç Mesele: İktidar Medya Ergenekon” isimli eserini bitirdim. Genel olarak güncel kitapları okumayı tercih ediyorum. Türkiye’nin gündemine hakim olmak geleceği hakkında fikir üretme yeteneği veriyor. Tercihimi güncelden yana kullanmamın ana nedenlerinden biri de bu. Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili / Mustafa Boydak

DELIOTTE CEO’SU JAMES H. QUIGLEY, YENİ KİTABI

TEK VÜCUT

Deliotte CEO’su James H. Quigley, yeni kitabı As One henüz Türkçe olarak yayınlanmadan Capital için kitabını anlattı. Türkçesi Tek Vücut olarak Hümanist Kitap’tan çıkacak olan eserde liderler için önemli ip uçları yer alıyor. James H. Quigley yeni kitabıyla ilgili şunları söylüyor: Deloitte’in önündeki en büyük zorluk – üyemiz olan tüm şirketlerdeki müşterilerimize kesintisiz bir hizmet sunmak. Organizasyonel ve fonkisyonel yığın sistemlerinin üstesinden nasıl gelinir ve hisse sahiplerine hak ettikleri maksimum değeri verebilmek için kaynaklardan en iyi şekilde nasıl faydalanılır? Bir kuruluş, tek tek birimlerin toplamı olarak değil de bir bütün olarak nasıl daha iyi bir hale getirilebilir? Özellikle hesap verme yükümlülüğü bulunan yapılar

ve teşviklerin düzenlemelerinin yığın sistemiyle çalışmanın ödüllendirdiği bir ortamda bunlar cevaplanması çok zor sorular. Ancak ‘As One’ (Tek Vücut) davranış biçimi başlamak için iyi bir yer. Kollektif performansın rekabet avantajı yaratmanın anahtarı olduğunun bilincinde olmak, konsantrasyona kesinlikle yardımcı oluyor. Liderlerin net bir strateji sahibi olması gerekiyor. Zorlayıcı bir neden sahibi olmak ve bunu efektif bir şekilde çalışanlarla paylaşmak gerekir. Ekip üyeleri arasında güçlü bir bağ olmalı. Aynı şekilde ulaşmayı hedefledikleri yatırımlarla da aralarında güçlü bir bağ olmalı. Bunun gerçekleştirmekte liderin görevidir. Son olarak; hedefler, liderlik tarzı ve vazifelerin nasıl gerçekleştirildiğine dair ortak algı arasında uyum olmalıdır. Kitapta, mükemmel sonuçlara

ulaşılmasını sağlayacak çeşitli ‘Tek Vücut’ yaklaşımlarından örneklere yer veriliyor. Biz bunlardan 8’ini tespit ettik. Ancak sayılarının daha fazla olduğuna dair kafamızda en ufak bir soru işareti yok. Önemli olan, duruma en uygun olan yaklaşımı seçip uygulamaya koymak. ‘Tek beden herkese uyar’ (one-sizefits-all) tarzı bir yaklaşım mevcut değil. Komuta ve kontrol işe yarayabilir ki bu da acil durumlarda ve kriz anlarında izlenebilecek tek yoldur. Ancak diğer zamanlarda, esneklik ve özgürlük aslidir. Farklı liderlik örnekleri aynı kuruluş içerisinde bir arada var olabilirler. Örneğin, AR-GE departmanı, büyük ihtimalle pazarlama departmanından çok daha farklı bir çalışma biçimine sahip olacaktır. Burada esas olan, temel değer ve ilkelerden taviz vermeden esnek olabilmek.

Nisan 2012 ÖNCE KALİTE


82

YAŞAM

Olumsuz düşüncelerden arının Uzmanlar, sürekli olumsuz düşünen, bir işe başlayacağı zaman “Başarabilir miyim?” kaygısı yaşayan ya da her an kötü bir şey olacakmış gibi tetikte bekleyen insanların mutluluğu yakalamasının zor olduğunu söylüyorlar.

K

işinin karakterinden kaynaklanan olumsuz düşüncelere bir de çevresindekiler eklendiğinde sorunun içinden çıkılmaz hal aldığına işaret eden uzmanlar, “Etrafına negatif enerji saçanlardan uzak durun. Aksi takdirde umutsuzluk ve güvensizlik hayatınızı karartabilir “ diye uyarıyor.

ğı olabilecek, pozitif kitaplar okumaktır. Bu kitaplar size dünyanın en güzel mucizesi olduğunuzu, düşlerinizi gerçekleştirebilecek gücünüz olduğunu anlatacak, en önemlisi bunları gerçekleştirmek için ne yapmanız gerektiği konusunda yol göstereceklerdir.

Pozitif kitaplar okuyun

Neşeli, başarılı, iyimser, istekli, olumlu düşünen bir kişi olmak istiyorsanız, bu özelliklere sahip kişilerle bir arada olun. Sü-

Çevrenizdeki olumsuz insanlardan etkilenmemenin bir yolu da size esin kaynaÖNCE KALİTE Nisan 2012

İyimser kişilerle bir arada olun

rekli öfkeli, üzgün, yaşama ve olaylara olumsuz bakan insanlarla birlikte olursanız, ne kadar iyimser, neşeli, başarılı da olsanız bir süre sonra bu nitelikleri kaybetmeye başlarsınız. Size, gereksinim duyduğunuz desteği verebilecek kişilerle birlikte olmaya özen gösterin. Eğer bu olumsuz kişilerin bir kısmı asla yaşamınızdan çıkartamayacağınız aile yakınlarınız veya sık görüştüğünüz kişiler ise ne zaman size olumsuz sözler söylerlerse bunun tam tersini düşünün. Bu kesinlikle işe yarayacaktır.


Statistical Software Eğer verilerinizi Minitab 16 ile analiz ediyorsanız, tüm kalite geliºtirme hedeflerinize ulaºmak artık çok daha kolay. Dünya çapında ºirketlerin binlercesi Minitab 16’yı tercih ediyor, çünkü Minitab 16 size gerekli olan tüm araçları sunmakta ve analizlerinizde rehberlik etmek için geliºtirilen interaktif Asistant menüsü ile kullanımı son derece kolaydır. Sadece iºinizi geliºtirmekle kalmayın, olumlu yönde radikal değiºikliklere de imza atın.

www.minitab.com

İNOVA Danıºmanlık Ltd. ªti. Minitab 16 Türkiye Bağımsız Yerel temsilcisidir ve Minitab 16 satıº ve teknik destek hizmetleri sunmaktadır. Telefon: +90 312 210 13 44 www.inovadanismanlik.com.tr

INOVA_ManyChallenges_A4_TR-TR_05-20-11.indd 1

7/5/2011 9:57:37 AM


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.