Eylul 2010

Page 1

ÖNCE YIL: 19

ISSN 1301-4978

SAYI: 146 6,50 TL EYLÜL 2010



EDİTÖRDEN

Dünyamız doğal kaynaklarıyla, bilimin ve teknolojinin sağladığı kazanımlarla insanlığın gelişimi için yeni fırsatlar sunarken, bir yandan da demografik değişimler, iklim, çevre ve güvenlik alanlarındaki endişe veren gelişmelerin doğurduğu sorunlarla yüz yüze gelmektedir. Yenileşim bu ortamda hem rekabetçi olabilmenin, hem de sorunlara karşı insanlığın ortak ideali olan barış ve refah içinde yaşamın ana itici gücü olarak ortaya çıkmaktadır. KalDer referans yönetim ve değerlendirme modeli olarak her kesimden kuruluşa önerdiği EFQM Mükemmellik Modeli’nin yenileşim ve yaratıcılığı temel bir mükemmellik kavramı olarak ele almasından yola çıkarak 19.Kalite Kongresi’nin ana temasını “Yenileşim Yönetimi” olarak belirledi. Bu sene özel oturum konuşmacılarımız CISCO Systems Küresel Operasyonlar Strateji Planlama Başkan Yardımcısı Inder Sidhu, Innovation Resources Başkanı Robert Tucker ve Principled Innovation LLC’in Başstratejist ve Kurucusu Jeff De Cagna bizlerle olacak. A.Hamdi Doğan “Görüş” köşesinde fikir ve yorumlarını bizimle paylaştı. “Türkiye’nin vizyonu yenileşim olmalıdır” başlığını taşıyan makalesinde, Doğan, yenileşim konusuna değinerek, yenileşim (İnovasyon) kültürü’nün henüz gelişmekte olduğu ülkemiz için yaratıcı düşüncelerin yaşama yansımasının iyileşmeye açık alanımız olduğunu belirterek, genç nüfusa sahip diğer ülkeler için de yenileşimin bir fırsat olduğunu vurguluyor.

Neslihan Cingi

Yenileşim Yönetimi

Bu sayımızda dosya köşemizde keyifle okuyabileceğiniz ve sizlere yeni bakış açıları kazandıracağına inandığımız isimler ve konular var; “Mükemmellik ve Yenileşimin Yönetimi” yazısı ile KalDer’in yenileşim konusuna bakış açısını anlatan KalDer Başkan Danışmanı İrfan Onay, Genç İnovatif Girişimcilik Projesi, Avrupa Yenileşim Raporu, “Yenileşim için yeni bir yol: Kümelenme” yazısı ile İzmir Ticaret Odası Burcu Bilir, HP’nin “Eğitim’de İnovasyon Fonu”, Zihni Sinir karakterinin yaratıcısı İrfan Sayar, vb..gibi önderlerin yorumlarını keyifle okuyacağınızı umuyoruz. Ulusal Kalite Hareketi köşemizde ise, “Rekabet ortamında fark yaratabilmek” diyen MAN Kamyon ve Otobüs Garanti Hizmetleri Yöneticisi Duygu Ünlü ve “Değişimin Yönetilmesini” vurgulayan Fillo Kargo İnsan Kaynakları Eğitim ve Kalite Müdürü Mihrimah Yıldırım ile yaptığımız röportajları da okuyabilirsiniz. 8-10 Kasım tarihlerinde düzenlenecek 19.Kalite Kongresi’nin ayrıntılarını bir sonraki sayımızda paylaşıyor olacağız. Kongremize katılım ve ayrıntılar için www.kalitekongresi2010.org adresine başvurabilirsiniz. Sevgilerimle,

Kurumsal Sponsorlar

Önce Kalite’146 Eylül 2010

3


içindekiler ÖNCE YIL: 19

Görüş

SAYI: 146 6,50 TL EYLÜL 2010

8

Türkiye'nin vizyonu yenileşim olmalıdır

A. Hamdi Doğan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı

ISSN 1301-4978

12 Mükemmellik

ve Yenileşimin Yönetimi İrfan Onay KalDer Başkan Danışmanı

16 19. Kalite Kongresi

Özel Konuşmacıları

18 19. Kalite Kongresi Programı

20 Avrupa

Ulusal Kalite Hareketi

Şube Haberleri - Ankara

Şube Haberleri - İzmir

Şube Haberleri - Eskişehir

48 Değişimin

52 13. Kalite

54 1 Nolu F Tipi

55 KalDer Eskişehir

yönetilmesi Mihrimah Yıldırım Fillo Kargo İnsan Kaynakları Eğitim ve Kalite Müdürü

Çemberleri Paylaşım Konferansı 14 Ekim’de!

Cezaevi bir ilki gerçekleştiriyor…

55 Ulusal Kalite

Şube Haberleri - Bursa TMME

50 Ulusal Endeks 0,5

puanlık artışla 75,6 olarak gerçekleşti

53 KalDer Bursa

Şubesi faaliyetleri

4

Yenileşim Raporu

Önce Kalite’146 Eylül 2010

Şubesi Üyeleri İftar Yemeğinde Buluştu

Hareketi Katılımcıları ve Kalite Ödülü Sahipleri Deneyimlerini Paylaştı

KalDer’den Haberler

2011 Yılı Ödül Süreci Değerlendirici Başvuruları Başladı!

56 KalDer, İstanbul

Valisi Hüseyin Avni Mutlu'yu ziyaret etti AB destekli, Türkiye'de Kalite Altyapısının Güçlendirilmesi Projesi başladı


Mükemmellik Yolculuğu

KalDer Adına Sahibi A. Hamdi Doğan Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Neslihan Cingi

22 Genç İnovatif

34 Porof. Zihni Sinir ile yenileşim üzerine

Girişimçilik Projesi

42 Kurumsal 24 Almanya'nın

yenileşimde 60 yılı

36 Kadınların en

büyük tutkularına yenileşim ve çevre yön veriyor

28 Yenileşim için

yeni bir yol: Kümelenme

Burcu Bilir İzmir Ticaret Odası

32 HP’nin “Eğitim’de

İnovasyon Fonu” Meyvelerini Veriyor

Alp Halil Yörük İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Siemens A.Ş.

Editör Ayşe Uyguner editor@mavitanitim.com.tr

Ulusal Kalite Hareketi

Teknik Yönetmen Tevfik Fikret Çalışkan

38 Kısa... Kısa...

tevfik@mavitanitim.com.tr

Yenileşim Turu

2. Editör Burçin Yeşiltepe

40 2025’te internette

neler değişecek?

44 Rekabet ortamında

Müze

iletişimde kalite

Yayın Kurulu A. Hamdi Doğan Prof. Dr. Ali Rıza Kaylan İrfan Onay Özlem Yüzak Vedat Çakmak

Gezi

fark yaratabilmek Duygu Ünlü MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. Garanti Hizmetleri Yöneticisi

Yönetici Kitaplığı

64 İnovasyonla

Başarıyı Yakalayan Türkler

burcin@mavitanitim.com.tr

Sayfa Düzeni Reyhan Yalpur reyhan@mavitanitim.com.tr

İdare Merkezi Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Centrum İş Merkezi, Aydınevler Sanayi Cad. No: 3 Küçükyalı 34854 İstanbul Tel: 0 216 518 42 84 Faks: 0 216 518 42 86 www.kalder.org -kalder@kalder.org

Yapım Mavi Tanıtım ve İletişim Rasimpaşa Mah. Ayrılıkçeşme Sok. No:122 Yeldeğirmeni Kadıköy İstanbul Tel: 0 216 418 59 31 pbx

58 Tarihe ışık tutan

1001 İcat

62 Yenileşimin

ve ekolojinin buluştuğu şehir: MASDAR

Sabancı Üniversitesi ‘Araç Kutusu’ ile şirketleri inovasyona çağırıyor

www.mavitanitim.com.tr

Baskı Özgün Ofset. Tic. Ltd. Şti. Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No: 21 4. Levent 34418 İstanbul Tel: 0 212 280 00 09

Önce Kalite Dergisi, Türkiye Kalite Derneği tarafından ayda bir yayınlanır. Ulusal-Türkçe-Aylık-İlmi ISSN: 1301-4978 Önce Kalite’146 Eylül 2010

5


İstanbul Merkez EFQM Mükemmellik • 2010 Modeli (4-25-26 Ekim2010)

Ye ni

KalDer-Genel Katılıma Açık Eğitimlerinden bazıları

9 ana kriterden oluşan Model; müşteri, çalışan ve toplum mutluluğunun; stratejilerin; çalışanların, kaynakların ve süreçlerin etkili bir liderlik yaklaşımı ile yönlendirilerek sağlanabileceği ve kurumların ve kuruluşların mükemmel iş sonuçları elde edeceği mantığı üzerine kurulmuştur. EFQM Modeli’ni bir özdeğerlendirme aracı olarak benimseyen kurum ve kuruluşlar uygulama sonuçlarını gözden geçirerek kuvvetli yönlerini ve iyileştirmeye açık alanlarını belirlemekte, bu doğrultuda hazırladıkları eylem planları ile yönetim yaklaşımlarını iyileştirme fırsatı elde etmektedir. Mükemmel Yönetim: Liderlik (18-19 Ekim 2010) Eğitimin amacı, katılımcıları iş yaşamının en önemli unsurlarından biri olan yönetim ve liderlik kavramı hakkında bilgilendirmek ve bir liderin sahip olması gereken nitelik ve yetkinlikler konusunda bilgi sunmaktır. Problem Çözme Teknikleri (20-21 Ekim 2010) Eğitimin amacı, işletmelerde geçici önlemlerle giderilmeye çalışılan kronik problemleri çözebilmek için gerekli olan sistematiği ve teknikleri kullanılabilir hale getirmek ve katılımcılara etkin ekip çalışmalarının nasıl yapılacağını göstermektir.

Çevre Mevzuatında Atık Yönetimi (22 Ekim 2010) Katılımcıların, atık yönetimi konusundaki mevzuat ve sanayideki atık yönetimi uygulamaları hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak amaçlanmıştır. Yalın Üretimde Hızlı Tip Dönme (23 Ekim 2010) Sürekli akışa ait üretim sistemlerine geçerek, kitle üretimlerinden daha küçük şarjlarda üretim yapabilmek, üretim süreçlerindeki esnekliği artırarak süreçlerdeki tip dönme kayıp zamanları (tip dönme işlemindeki kayıplar için geçen zamanı) azaltmak. İzmir Şubesi Yalın Altı Sigma Farkındalık Eğitimi * (4 Ekim 2010 ) Yalın 6 Sigma, bir şirketin iş süreçlerini hatalardan arındırarak mükemmel hale getirmeyi, veya ihtiyaç duyulduğunda yeni bir süreç tasarlamayı mümkün kılan; istatistiksel analizlere ve verilere dayalı, modern yönetim ve karar verme araçlarının kullanımına imkan sağlayan, tanımlı adımları ve kuralları olan bir yönetim ve iş yapış modelidir. Yalnızca süreç iyileştirme aracı olarak kullanıldığı gibi, tüm organizasyonda topyekün kültürel dönüşüm yaratacak, organizasyonu bir üst seviyeye taşıyacak bir değişim altyapısı olarak da ele alınabilir. *Borusan Akademi ile yapılan işbirliği kapsamında gerçekleştirilmektedir.

Yalın 6 Sigma – Farkındalık Eğitimi (9 Ekim 2010)

Stres Başarıya Nasıl Dönüştürülür (14 – 15 Ekim 2010)

Yalın 6 Sigma felsefesi tanıtılarak; hem bir süreç iyileştirme/yaratma aracı, hem de bir yönetim felsefesi olarak modern iş hayatında nasıl kullanılabileceği konusunda fikir verilecektir. Borusan Grubu’nun değişim yönetimi deneyimlerini paylaşılacaktır.

Katılımcılar, kurum yönetici ve çalışanlarının iş yaşamlarında vazgeçilmez unsurlardan biri olan stresle baş edebilme ve stresi başarıya dönüştürebilme ile ilgili yöntem ve teknikler hakkında bilgi sahibi olabilecekler.

İnsan Kaynakları Yöneticiliği Gelişim Programı

Eskişehir Şubesi

(2-3-9-10-16 Ekim 2010)

ISO 14001 Kuruluş İçi Çevre Denetçisi Eğitimi (30 Eylül 2010)

İnsan kaynakları yöneticiliği gelişim programının amacı, katılımcılara insan kaynakları yönetiminin temel fonksiyon, kavram ve uygulamalarını aktarmaktır. Program insan kaynakları yöneticilerinin, yönetici adaylarının, insan kaynakları uzman ve çalışanlarının yönetimdeki etkinliklerini geliştirmeyi ve bu alanda asgari düzeyde bir donanıma sahip olmasını hedeflemektedir. Program aynı zamanda insan kaynakları yönetiminin kurumsal ölçekte dizaynı için gerekli işlemleri ve adımları aşamalı ve uygulamalı bir perspektifte öğrenebilme olanağı yaratmaktadır.

Ekolojik denge ve çevre koruma bilinci toplumun tüm kesimlerinin uymak zorunda olduğu ahlaki, sosyal ve anayasal sorumluluğumuzdur. Bu eğitimle Çevre Yönetim Sistem Denetimi’nin ISO 14001 sisteminin bir parçası olduğunu göstermeyi; eğitime katılanların, kendi kurumlarında çevre sistemlerini sorgulamalarını ve sistematik bir yaklaşımla çevre sistemlerini iyileştirmelerini ve bu bağlamda yapılacak pratiklerle denetçileri yetiştirmeyi hedeflemekteyiz.

Takdir-Tanıma Ödüllendirme Sistemleri (21-22 Ekim 2010)

EFQM Kurumsal Sosyal Sorumluluk Eğitimi (14-15 Ekim 2010)

Takdir Tanıma ve Ödüllendirme Sistemleri eğitiminin hedefi katılımcılara takdir tanıma sistemlerine dayalı ödüllendirme modellerini tanıtmak ve bu alandaki uygulamaları aktarmaktır. Eğitim ayrıca çeşitli örnek olaylarla katılımcılara işletmelerindeki uygulamaları için ipuçları sağlamayı hedeflemektedir.

Gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılamalarından ödün vermeksizin şu anki paydaşların ihtiyaçlarını karşılayacak Kurumsal Sosyal Sorumluluk çalışmaları uzun vadede kuruluşlara yarar sağlayacaktır. Bu eğitimle Kurumsal Sosyal Sorumluluk kavramının anlaşılması ve kuruluşlarda içselleştirilmesi amaçlanmaktadır. Paydaşların beklentilerinin analizi, KSS kapsamında risk değerlendirmesi, EFQM’in KSS Çerçevesinin anlaşılması, kuruluşlarda kullanımı ele alınacak; grup çalışmaları ile kavramların iş ortamlarında uygulanması için yetkinlik kazanılması sağlanacaktır.

Poka Yoke Çalıştayı (16 Ekim 2010) Katılımcılar eğitimin sonunda Poka Yoke tanımı, uygulama alanları ve yöntemi hakkında bilgi sahibi olacaklardır. Katılımcılar ürün, hizmet ve iş süreçlerinde yaşadıkları sorunların, düşük maliyetli hata önleyici düzenekler ile nasıl Sıfır Hata şartlarının sağlanacağı konusunda bilgilendirilecekler; örneklerle ve gerçek problem çözümleri ile “kusur-önleme” düzenekleri oluşturma becerisi kazanacaklardır.

EFQM Mükemmellik Modeli - 2010 (28 Ekim, 25-26 Kasım 2010)

Ye

Bursa Şubesi

ni

Ankara Şubesi

Ulusal Kalite Hareketi’ne (UKH) yönelik temel bilgilerin de paylaşıldığı bu eğitimde özdeğerlendirme çalışmalarını başlatmayı, Ulusal Kalite Ödülü ve/veya Avrupa Kalite Ödülü süreçlerinde yer almayı planlayan kurum ve kuruluşların yönetici ve çalışanlarına EFQM Mükemmellik Modeli’nin temel kavramları, model kriterleri, RADAR puanlama yöntemi aktarılacaktır.

KalDer 2010 yılı 2.yarı Genel Katılıma Açık Eğitim Programı için lütfen web sitemizi ziyaret ediniz.



GÖRÜŞ

Türkiye'nin vizyonu yenileşim olmalıdır

A. Hamdi Doğan

KalDer Yönetim Kurulu Başkanı

T

ürkiye küreselleşme sürecinin başladığı 1990 yılların başından bu yana yalnızca içe dönük ekonomik ve sosyal göstergeleri açısından değil, küresel ölçekte yerini ve hedeflerini belirlemeye çalışan bir ülke görünümündedir.Bu önemli bir değişimdir.Türkiye küresel gelişim sürecinde bir yer edinme çabasındadır. Vizyonun ana teması, “Yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve rekabete hazır bir toplumun oluşturulmasıdır.’’ 2023 yılı vizyonunda; Cumhuriyetin 100’üncü yılında; l Bilim ve teknolojiye hakim, l Teknolojiyi bilinçli kullanan ve yeni teknolojiler üretebilen, l Teknolojik gelişmeleri toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürme yeteneğini kazanmış bir refah toplumu olma, öngörüsü ortaya konmuştur. (Tübitak) Bu nasıl gerçekleşecektir? Mükemmel kurum ve kuruluşlar, mükemmel toplumlar sürekli öğrenme, sürekli iyileştirme ve sürekli yenileşim fırsatlarını kovalayan ve sonuçta değişimi gerçekleştirenlerdir. 8

Önce Kalite’146 Eylül 2010

Bütün ülkeler ve büyük kurumsal yapılar küreselleşme süreci içerisinde politik, ekonomik ve teknolojik açıdan birbirine bağlılıklarını artırmışlardır. Türkiye bu süreçte AB ile yakınlaşarak, Avrupa ve Asya ile Ortadoğu arasında bir merkez rol üstlenerek stratejik önemini derinleştirmek ve yaygınlaştırmak çabasını göstermiştir. Türkiye’nin dünya koşullarında yerini belirlerken önemli göstergelerden biri de rekabet edebilirlik düzeyidir. 133 ülke arasında 61. sırada yer almaktayız. Bu olumsuz gösterge Türkiye’nin büyüyen nüfusuna, ekonomisine ve stratejik önemine karşın gelişmenin sürdürülebilirliğini etkileyebilecek bir göstergedir. Sürdürülebilir büyümeyi engelleyen faktörler arasında “altyapı” önemli bir yetersizliği yansıtmaktadır. 133 ülke arasında bu kriterde de 105. sırada bulunmaktayız. BM İnsani Gelişme Endeksi göstergesinde (2007) Türkiye 182 ülke arasında 79. sıradadır. 1968 yılında 152. sıradaydı.1998’de 85. sıraya yükselmişti. Türkiye’nin 10. büyük ekonomi olma hedefi, bazı göstergelerde hızlı bir gelişme sürecine girilmesi ve bunun sürdürülür olmasını sağlamak ile olanaklıdır.


2023 vizyonunu Türkiye’nin dünya koşullarında yerini konumlandırırken, dünyadaki gelişmelerden ayrı değerlendirmek mümkün değildir. Dünya bir değişim yaşıyor. Değişim dalgaları birbirinin ardına geliyor ve gelecektir. Bu eğilimleri ve yönelimleri yakalayamazsak sürdürülebilir bir büyümeyi de sağlayamayız.

2023 vizyonunu Türkiye’nin dünya koşullarında yerini konumlandırırken, dünyadaki gelişmelerden ayrı değerlendirmek mümkün değildir. Dünya bir değişim yaşıyor. Değişim dalgaları birbirinin ardına geliyor ve gelecektir. Bu eğilimleri ve yönelimleri yakalayamazsak sürdürülebilir bir büyümeyi de sağlayamayız. Bu süreçte düne kadar hiç gündemde olmayan küresel tehditleri karşılamak durumundayız. Genel tanımı ile ÇEVRE bunun en önemli faktörlerinden biridir. Bu bağlamda KYOTO sözleşmesi bağlayıcı hükümlerini 2012’den itibaren gösterecektir. Yenileşim de herkesin parlak bir örnek olarak sunduğu,1968 de 3M’in Post-it buluşundan bu yana örnekler öylesine çoğaldı ve yaratılan değerler öylesine katlanarak büyüdü ve hızlandı ki yenileşim en çok kullanılan sözcüklerden biri ve izlenen yöntem oldu. Bugün 3G ile henüz tanışırken, 4G seçeneği ortaya konuverdi. Pek çok işletme liderlik ve risk alma özelliklerini kullanarak günümüzün önemli dev şirketlerini yarattılar. Zaman ve gelişmeler bazen öylesi bir kavşakta çakışır ki, ortam adeta beklentiyi yaratır.

Malcolm Gladwell ‘’Outliers-Çizginin Dışındakiler’’adlı kitabında, bazı insanların neden daha başarılı olduklarını sorgularken yetenek, fırsat, zaman gibi olguların bir araya gelmesi yanı sıra önemli bir bulguya da dikkat çekmiştir. “10 Bin Saat Kuralı” Bill Gates, Paul Allen, Beatles bu kuralın şöhretlerinden sadece bir kaç örnektir. Başarının ardında uzun bir çalışma saatinin varlığı ve gerekliliği ortaya konmaktadır. Yaratıcı düşünceler ve Türkiye’nin vizyonu Yenileşim (inovasyon), yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş ürün (mal ya da hizmet), veya sürecin; yeni bir pazarlama yönteminin; ya da iş uygulamalarında, işyeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel yöntemin uygulanmasıdır.” (Oslo kılavuzu) Yenileşim (İnovasyon) kültürünün henüz gelişmekte olduğu ülkemiz için Yaratıcı düşüncelerin yaşama yansıması iyileşmeye açık alanımızdır. Genç nüfusa sahip, dinamik ülkeler için yenileşim bir fırsattır. Türkiye’nin küresel ekonomide teknolojileri iyi uygulayan ülkeden, teknolojileri yaratan ülke sınıfına geçmesi önemlidir. Bugün ihracatımızın içinde yüksek teknojili ürünlerin payı Önce Kalite’146 Eylül 2010

9


GÖRÜŞ

Yenileşim (inovasyon), yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş ürün (mal ya da hizmet), veya sürecin; yeni bir pazarlama yönteminin; ya da iş uygulamalarında, işyeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel yöntemin uygulanmasıdır.”

Güney Kore’de öğrenme süreci ile başlayan bilgi birikimi önce mevcut ürünlerde değişiklik döneminin ardından yeni ürün geliştirme ile Samsung dünya markası olmuştur. İrlanda da Endüstriyel Kalkınma Ajansı IDA süreci yönetmiştir. Finlandiya 1990 da % 20’ye ulaşan işsizlik ve tarım ile ormancılık ağırlıklı yapıdan 20 yılda Nokia ile iletişim sektöründe yakaladığı yenileşim atağı ile 1985’te 10.470 dolar olan fert başı Milli Geliri 2004’de 29 bin dolara çıkartmıştır. Dünyada 700’ün üstünde CEO Yenileşim’i en önemli konu olarak görmektedir.Bir başka araştırmaya göre şirketlerin cirolarının % 75’inden fazlası son birkaç yıl öncesine kadar piyasada var olmayan ürün ve hizmetlerden oluşmaktadır. Bütün başarılı yenileşim ülke modellerinde;Devlet Firmalar-Üniversiteler ve Araştırma kurumları üçgeni vardır. Politikaları oluşturan, yürüten, koordine eden bir çatı kurum vardır. Ülkenin Ulusal ve Küresel Yenileşim Sistemi kurulmuş ve tanımlanmıştır. Türkiye bunu başarmak durumundadır. Türkiye’nin Vizyonuna açılan bir pencere 19. Kalite Kongresi

% 5.1 dir.Bu değer AB de % 21.5 dır. Kapatılması gereken büyük bir fark vardır. Değerlendirilmesi tartışılmakla beraber her yıl yayınlanan Avrupa Yenileşim Endeksinde (Europeans Innovation Scoreboard) Türkiye 27 AB ülkesi ardında yer almaktadır. Sonuç 2009 yılı içinde değişmemiştir.

10

Türkiye’nin gelişim sürecinde “Yenileşimin Yönetimi” önemli kilometre taşlarından biridir. KalDer bu aşamada 8-9-10 Kasım tarihlerinde 19. Kalite Kongresi’nde bu ana tema çerçevesinde konuyu tartışacak. Dünyadaki ve ülkemizdeki iyi örnekleri paylaşacak ,yöntemleri uzmanlar ve uygulayıcılardan dinleyecek. Robert Tucker ve Jeff de Cagna gibi ünlü konuşmacıların yanı sıra Inder Sidhu gibi ünlü teknoloji şirketlerin (Cisco) yöneticileri ve ABD başta olmak üzere bir çok ülke Yenileşim Kurumlarının Direktörleri bizlerle olacaktır. Türkiye yenileşim rüzgarını kuvvetle duyacağı bir kongre ile tanışacaktır. l Yenileşim öğrenilir mi? l Süreçleri nelerdir?

Son yıllarda Ar-Ge çalışmalarına verilen destekler artmıştır. Patent gibi yaratıcı çıktı göstergelerinde artışlar olmasına karşın yeterli olmanın çok gerisindeyiz. Teknoparkların gelişim sürecinde fiziksel yapılanma ötesine geçebilen başarı öykülerimiz henüz ortada yok. Üniversite- sanayi işbirliğinde yıllardır zorlama ve sürdülebilir olmayan az sayıda projemiz var. Tasarım da başarılı örneklerimiz artıyor. Ama maalesef yaygın değil ve süreklilik taşımıyor.

l İcat etmek bir ayrıcalık mıdır ?

Yenileşim politikalarının belirlenmesi ülkeden ülkeye farklılık göstermekle beraber genel bazı özellikleri taşırlar. İyi örnekler arasında 1990’lı yıllarda Japonya’da başlayan “sürekli iyileştirme” Kaizen yaklaşımı Toyota ve Komatsu firmalarına dünya pazarlarında rekabet gücü kazandırmıştır.

Sorular çok ! Yanıtlar da öyle. 19.Kalite Kongresi yanıtlarınızı bulacağınız ortamdır.KalDer geleneksel kongrelerine yeni bir tema ile yeni teknolojilerin uygulanacağı bir yeni sunum tekniğini de sizlerle tanıştırarak ortamınıza renk katacaktır. ç

Önce Kalite’146 Eylül 2010

l Ar-Ge ile yenileşim farklı mı ? l İşletmelerde yenileşim sistemi nasıl çalışıyor ? l Yenileşim ortamı nasıl yaratılmalıdır ? l Sektörlerden örneklerle yenileşim platformları


Dünyamız doğal kaynaklarıyla, bilimin ve teknolojinin sağladığı kazanımlarla insanlığın gelişimi için yeni fırsatlar sunarken, bir yandan da demografik değişimler, iklim, çevre ve güvenlik alanlarındaki endişe veren gelişmelerin doğurduğu sorunlarla yüz yüze gelmektedir. Yeni sorun ve fırsatlara çözüm üretmek ise kamu yönetimleri, sivil toplum kuruluşları ve özel kesim için oluşturulması ve geliştirilmesi gerekli bir yeterlilik ve beceri unsuru olmuştur. Yenileşim bu ortamda hem rekabetçi olabilmenin, hem de sorunlara karşı insanlığın ortak ideali olan barış ve refah içinde yaşamın ana itici gücü olarak ortaya çıkmaktadır. Yenileşimde başarılı ülkelerin yaşam boyu öğrenme ve araştırma-geliştirme alanlarında anlamlı harcamalarının yanında, insan kaynaklarının geliştirilmesinde, yeni teknoloji, ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi ve benimsenmesinde birçok yöntem ve aracı başarı ile kullandıkları gözlenmektedir. Teknolojik yenileşimin ve araştırma – geliştirme’nin yanı sıra birçok ülke ve kuruluş yenileşimde tasarım yetkinliğinin de temel bir rekabet unsuru olduğunu kavramış ve tasarıma ilişkin ölçütleri de yenileşim göstergelerine eklemişlerdir. KalDer referans yönetim ve değerlendirme modeli olarak her kesimden kuruluşa önerdiği EFQM Mükemmellik Modeli’nin yenileşim ve yaratıcılığı temel bir mükemmellik kavramı olarak ele almasından yola çıkarak 19. Kalite Kongresi’nin ana temasını “Yenileşim Yönetimi” olarak belirlemiştir. Amacımız kamu, özel kesim ve STK’lardan yönetici ve uzmanların öncü yaklaşımları ve uygulamaları tartışmaları, sorgulamaları ve kendi kuruluşları için yeni düşünceler geliştirmeleridir. Ana tema, küresel, bölgesel ve ülke düzeyinde, uygulamacılar, uluslararası uzmanlar ve Türkiye’nin fikir önderleri tarafından ele alınacaktır. Önce Kalite’146 Eylül 2010

11


YENİLEŞİM

İrfan Onay

KalDer Başkan Danışmanı

Mükemmellik ve Yenileşimin Yönetimi

U

luslararası ticaret kurallarındaki ve haberleşme teknolojilerindeki gelişmelerin rekabet koşullarında yarattığı olumlu/olumsuz etkiler yenileşimin kuruluşa yön verme ve beklenen başarıları gerçekleşmede öne çıkmasına yol açtı. İnsanların gereksinmeleri artar ve çeşitlenirken, çevre ve doğal kaynakların karşılaştığı tehditler yenileşimi sadece iş çevrelerinin değil kamu yönetimi ve STK ların da gündemlerinin en üst sıralarına yükseltti . Öte yandan her alanda üretilen bilginin ve bilgi paylaşımının son yıllardaki olağanüstü artışı yeni ürün ve hizmetler yanında iş modelleri, ve süreç yönetiminde de yaratıcı fikirlerin uygulama alanlarına aktarılmasında geniş olanaklar sunar duruma geldi. Sistemli yaklaşımlarla paydaş beklentilerinin karşılanıp aşılması, yüksek düzeyde performans gerçekleştirilmesi ve sürdürülebilmesini amaçlayan mükemmellik hareketi de bu gelişmelerden etkilendi. Yenileşim böylece yönetim bilimleri ve sistemlerinin önemli bir alanı olarak algılanmaya başlandı. 12

Önce Kalite’146 Eylül 2010

Yenileşim ve yaratıcılık her zaman Avrupa Kalite Yönetim Vakfı-EFQM Mükemmellik Modelinin mükemmelliği arayan kuruluşlarda aradığı temel özelliklerden birisi idi. Bildiğimiz gibi Model esas olarak öngörülebilir bir gelecek için başarılı kuruluşların ortak özelliklerinin tanımlandığı “Temel Kavramlara dayanıyor. 2010 yılı öncesi temel kavramlar listesinde “Sürekli Öğrenme, Yenileşim ve İyileştirme” temel kavramlardan birisi olarak açıklanmıştı. Modelin 2010 da güncellemesinde bu kavram çok daha açık, ve yönlendirici biçimde “ Yaratıcılık ve Yenileşimi Besleme” olarak aşağıdaki gibi tanımlandı; “Yaratıcılık ve Yenileşimi Besleme: Mükemmel kuruluşlar; paydaşlarının yaratıcılıklarını harekete geçirerek sürekli ve sistematik yenileşimle artan değer ve performans düzeyleri yaratır”. Modeli açıklayan kitapta bu kavramın uygulamada fırsatların nasıl belirleneceği, stratejilerin oluşturulacağı, çalışanlar ve diğer paydaşlarla bu doğrultuda nasıl çalışılacağı, süreçlerin yenileşimci olma yönünde nasıl tasarlanacağı,


YENİLEŞİMİN 8 DALGASI

özet olarak yenileşimi destekleyen bir çalışma kültürü, ve sistemli yönetim ortamının nasıl yaratılacağı konusunda açıklamalara yer verilmiştir.[1] “Temel Kavramlar” ın bütünsellik içinde yorumlanması gerektiğinden yenileşim ve yaratıcılık diğer temel kavramların da kapsadığı bir eylem alanı olarak algılanmalı; Örneğin liderler vizyon ve misyon belirlerken, toplumun ve çalışanların algılarını öğrenirken, yenileşim için sistemler kurar, çalışanlara cesaret verip, kaynaklar ayırırken belirleyici roller üstlenmektedir. Benzer biçimde müşteriler için değer yaratırken, çalışanlarlarla başarma kavramını yaşama geçirirken, süreçlerle yönetirken ve işbirlikleri oluştururken yenilikçi yaklaşımların ve uygulamaların değerlendirilmesi kuruluşların mükemmellik yolundaki konumlarını gösterecektir. Son olarak “Sürdürülebilir bir gelecek için sorumluluk alma” olarak ifade edilen ve mükemmel kurumlardan sosyal sorumluluk alanında da öncü ve etkin uygulamalar bekleyen temel kavram da başlıbaşına yenileşimi gerekli kılan ve yeni fırsatların araştırılmasına yol açan bir kavram durumuna geldi.

KRİTERLER ve YENİLEŞİM Mükemmellik Modeli 2010 temel kavramlarda önemle altı çizilen “yenileşim ve yaratıcılık” konularını da tüm kriterlerin ilgili başlıklarına taşıyarak özdeğerlendirme çabalarında yön gösterici oldu. YENİLEŞİM RADARI Çoğunuzun bildiği gibi RADAR (Sonuçlar-YaklaşımlarYayılım-Değerlendirme ve İyileştirme) mantığı ve yöntemi başlı başına bir planlama yaklaşımı olmanın yanında sık kullanıldığı biçimi ile Mükemmellik Modeli kriterlerinin tutarlı biçimde puanlanması olanağını yaratmaktadır. Kapalı bir sürekli iyileşme döngüsü olarak RADAR da 2010 yılı Model güncellenmesini destekleyecek biçimde gözden geçirilmiş ve “Değerlendirme ve Gözden Geçirme” boyutu, 2010’da “Değerlendirme ve İyileştirme” olarak adlandırılarak kuruluşları değerlendirmeler sonucunda somut iyileştirmelere yönlendirmeyi hedeflenmiştir. “Değerlendirme ve İyileştirme” boyutunun unsurları olarak ölçmenin yanı sıra öğrenme etkinlikleri gerçekleşirken yaÖnce Kalite’146 Eylül 2010

13


YENİLEŞİM

yecanlı çalışmalarını kaotik bir ortamda yürütürken, kimileri ayrıntılı yönetmeliklerle tanımlanmış katı süreçler izleyerek yaratıcılığı tehlikeye atmaktadır. Önerilen uygulama ise iki uç yaklaşımın dengelenmesi ile yenileşim yatırımlarının kazanımlarını artırmaktır. Nereden başlamalı?: Liderlerin yenileşimin kuruluş için anlamını, ne kadar risk alabileceklerini tanımlamaları daha sonra asgari kontrol, çalışanların özendirilmesi, risk yönetimi gibi yönetim yaklaşımlarının yaşama geçirilmesi öneriliyor.

ratıcı fikir ve yaklaşımların geliştirileceği mekanizmaların mevcudiyeti öğrenme ve yaratıcılık unsuru ile, yenileşim çabaları ise yenileşim ve iyileştirme unsuru ile değerlendirilmektedir. YENİLEŞİM ÇERÇEVESİ [2] Avrupa Kalite Yönetim Vakfı-EFQM uzmanlardan oluşan bir ekiple daha önceden gerçekleştirdiği kapsamlı bir kıyaslama çalışmasının bulgularından da yararlanarak Mükemmellik Modeli’nin yapı ve dinamiklerine uyumlu bir “Çerçeve” geliştirmiştir. 39 Sayfalık bu kitapçıkta Mükemmellik Modelinin 9 ana kriteri alt başlıklar halinde kapsanarak önemli unsurlar belirtilmiştir. Örneğin “Politika ve Strateji” kriteri için çok sayıda söz konusu olabilecek özelliğin sıralandağı üç alt başlık şunlardır; l Yeni fikir ve fırsatlar sürekli taranır ve ilgilenilecek olanlar tanımlanır, l Ümit verici ve dengeli yenilik öncelikleri araştırılır ve belirlenir, l Yenileşimin stratejik yönetimi yönetim sisteminin tamamı ile bütünleşmiştir. Kriter açıklamalarından önce ise yenileşim konusundaki çok değerli uzmanlık birikimi aşağıdaki soruların yanıtları etrafında anlatılmaktadır: Yenileşim nedir?; Yeni fikirlerin ürün ve hizmetlerdeki teknik değişikliklerin yanında süreçler, sistemler, hatta toplumsal ilişkileri değer yaratan biçimde dönüştürmesi çerçevede yenileşim olarak tanımlanıyor. Yenileşimden kimler yararlanıyor?; Kuruluşun kendisi, müşterileri, çalışanları ve toplum yenileşim yolu ile yaratılan değerlerden farklı biçimlerde yararlanmaktadır, Yenileşimin zorlukları nelerdir?: Kuruluşlar yenileşim alanında başarılı olmak için etkinlik alanının da zorladığı farklı yaklaşımlar uygulayabilmektedir. Kimi kuruluşlar he14

Önce Kalite’146 Eylül 2010

Yenileşim Çerçevesi’nin bu kapsamı ile değişik biçimde yararlanılabilecek bir kaynak olduğunu düşünüyoruz; l Yenileşim ekiplerinin fikirlerin yaşama geçirirkenki kilometre taşlarında kendilerini değerlendirmeleri, l Yenileşim ekipleri ve yöneticilerinin sorumluluklarının tanımlanması, l Lider ve çalışanların yenileşim yetkinliklerinin geliştirilmesi, l Tedarikçi yada işbirliği yapılan kuruluşların yenileşim yeteneklerini değerlendirmek ve geliştirilmesi, l Kuruluşun yenileşim kapasitesinin değerlendirilmesi ve stratejik plan için girdi sağlamak için. KalDer YENİLEŞİM DESTEKLERİ Yenileşim Çerçevesi’nin sağladığı yukarıdaki olanakların yanında KalDer yenileşim alanında eğitimler ve çalıştaylar düzenleyerek ülke ve kuruluşlarımızın başarılarına destek olmaya çalışmaktadır: Yenileşimin 8 Dalgası: Kalıcı yenileşim kapasitesi oluşturmak için oluşturulması ve geliştirilmesi gereken 8 temel alanın açıklanması; geleceği algılamak, liderlik, değerlendirme, yenileşim stratejileri, ekip oluşturma, yeni fikir üretme, proje yönetimi ve deneyimlerden öğrenme. LaSalle Matrisleri ile öneri geliştirme: Ekip halinde, ürünler, hizmetler, süreçler ve yepyeni fırsatlar için yeni fikirler yaratma süreci, Muhteşem Yedili: Yedi yaratıcı sorun çözme, yeni fikirler üretme aracı. Beklentimiz başta UKH üyeleri, tüm üyelerimizin ve ülkemizin her kesimden kuruluşunun kurumsal mükemmellik yolunda yenileşim yetkinliklerini geliştirerek sorunlara çözüm bulması, yeni gelişme fırsatları yakalaması ve dünya ölçeğinde başarılar yakalamaları. ç [1]: EFQM Mükemmellik Modeli-2010 : KalDer Yayınları [2] : EFQM Framework for Innovation :EFQM yayınları;2005



KALİTE KONGRESİ

19. Kalite Kongresi Özel Konuşmacıları

9 Kasım 2010 - INDER SIDHU CISCO SYSTEMS Küresel Operasyonlar Strateji ve Planlama Başkan Yardımcısı Inder Sidhu, Cisco’da Küresel Operasyonlar, Strateji ve Planlama’dan sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Sidhu, Cisco İşletme Komitesi üyeliğinin yanı sıra, Çin, Hindistan, Brezilya, Meksika ve Orta Doğu ülkeleriyle ilgilenen gelişmekte olan Ülkeler Konseyi’nin de Eş Başkanı’dır. 2010 yılında, New York Times, Wall Street Journal, USA Today ve Amazon.com’un en çok satanlar listesine giren Doing Both: How Cisco Captures Today’s Profit & Drives Tomorrow’s Growth kitabını çıkarmıştır. Bu kitapta, Sidhu; iş dünyasındaki yaygın ikileşimleri (dikotomi) tanımlamış, başarılı şirketlerin bir şeyi kazanmak için diğer şeylerden vazgeçme durumundan nasıl sakındıklarını incelemiş ve bunun yerine ikisini de gerçekleştirerek (doing both) nasıl büyük değerler kazandıklarını anlatmıştır. Bu çerçeveyi kullanarak Cisco’nun istikrarlı yüksek performansına ve yenileşim başarılarına eşsiz bir bakışla yaklaşmıştır. 2006’dan 2009’a kadar Sidhu, Cisco’nun toplam gelirinin yarısını temsil eden Enterprise Business Council’in Eş Başkanlığını yapmıştır. 1995 yılında Cisco bünyesinde çalışmaya başlayana kadar Inder Sidhu, satış, hizmet, iş geliştirme, ileri mühendislik hizmetleri gibi sektörlerde başkan yardımcısı, genel müdür seviyesinde lider pozisyonlarda bulunmuştur. Cisco’dan önce Sidhu, uluslararası bir danışmanlık şirketi olan McKinsey & Company’de, Intel ve Novell’de çalışmıştır. Sidhu öğretim üyesi olarak Harvard Business School, Standford Üniversitesi ve California Üniversite’sinde dersler vermektedir. Inder Sidhu, lisans öğrenimini Delhi’deki Hindistan Teknoloji Enstitüsü’nde elektrik mühendisliği üzerine almış, Massachusetts Üniversitesi’nde elektrik ve bilgisayar mühendisliği konusunda ve Pensilvanya Üniversitesi Wharton School of Business’ta işletme yönetimi konusunda yüksek lisans yapmıştır. Ayrıca Harvard Business School İleri Yönetim Teknikleri Programı’nı başarıyla bitirmiştir.

10 Kasım 2010 - ROBERT B. TUCKER The Innovation Resources Başkanı Robert B. Tucker, The Innovation Resources’un Başkanı ve aynı zamanda uluslararası düzeyde tanınmış bir yenileşim uzmanıdır. Los Angeles California Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak bulunmuştur. 1986’dan bu yana danışmanlık ve çeşitli kongrelerde konuşmalar yapmaktadır. Fortune 500 listesinde bulunan en az 200 firma için konuşmalar gerçekleştirmiştir. Zamanın 50 yenileşim lideriyle yaptığı görüşmelerden oluşan ‘‘Winning the Innovation Game’’ isimli ilk kitabını 1986’da yayınlamıştır. Bu kitaptan sonra; 13 dile çevrilen ve “en çok satanlar” listesine giren “Managing Future: 10 Driving Forces of Change for the New Century” kitabını çıkarmıştır. En çok tanınan kitabı olan “Driving Growth Through Innovation”da 23 öncü şirketin iyi uygulamalarını okuyucularla paylaşmış ve bu kitabın 2008 yılında güncellenmiş baskısı yayınlanmıştır. Tucker’ın yazıları, sık sık Journal of Business Strategy & Leadership ve Harvard Management Update dergilerinde yer almaktadır. PBS ve CBS’te televizyon programlarına katıldığı gibi, CNBC’nin ‘‘The Business Innovation’’ programında konuk olarak yer almıştır. Çığır Açan Sonuçlar ve Sürdürülebilir Büyüme için Yenileşim 24 yıldır süregelen bir araştırmaya dayanan bu dinamik sunum kapsamında küresel yenileşim gurusu ve bestseller yazarı Robert B. Tucker, bizi dünyanın en yenileşimci şirketlerinin bazılarının perde arkasına doğru bir tura çıkaracak. Onların güçlü büyüme, kar ve rekabet üstünlüğüne ilişkin yenileşim stratejilerini keşfedeceksiniz. Ayrıca herhangi bir kuruluşta kendi çalışmalarınızda kullanabileceğiniz alışılmadık yöntemler öğrenecek ve çığır açan sonuçlar elde edeceksiniz.

16

Önce Kalite’146 Eylül 2010


10 Kasım 2010 - JEFF DE CAGNA Principled Innovation LLC’in Baş Stratejist ve Kurucusu Jeff De Cagna, Principled Innovation LLC’in baş stratejisti ve kurucusu ve kuruluşlar için önemli bir yenileşim lideridir. 10 yılı aşkın bir süre yönetici olarak çalışan De Cagna 2002’de Principled Innovation LLC’yi kurarak diğer firmaların, gelecek hakkında daha verimli düşünebilme kapasitelerini ortaya çıkarmalarına yardım etmektedir. Kuzey Amerika’da olduğu kadar Dünya’nın başka birçok yerinde kuruluşlara danışmanlık yapmaktadır. Ayrıca bir yazar ve konuşmacıdır. Jeff De Cagna, “The Center for Association Leadership” yönetim kurulu üyeliği görevini sürdürmektedir. ASAE ve Merkezin Araştırma ve Finans Komitesi üyesidir. Ayrıca Association Forum of Chicagoland, American Mensa, Board Source, Special Librarires Association veWorld Future Society’nin üyesidir. We Have Always Done It That Way: 101 Things About Associations We Must Change kitabını yazan “5 Bağımsız Düşünür”den biridir. Jeff De Cagna, John Hopkings Üniversitesi’nden mezun olmuş, Harvard Üniversitesi’nde yüksek lisans derecesini almış, MIT Sloan School of Management’tan yenileşim ve strateji (yöneticilik) sertifikası almıştır. Küresel Yenileşim Ruhu Uzun bir süre büyüme çizgisi izleyebilen bir şirket kurmak, liderler için hiç bu kadar zor olmamıştı. Bugün çok daha karmaşık bir iş ortamında yaşıyoruz ve sürekli artan değişim oranı her yerde derin bir toplumsal dönüşüm yaratmakta. Fakat dünyanın ileri gelen şirketleri, küresel yenileşim ruhunu sahiplenerek geleceğe hazırlanıyorlar. Belirsizlik ve büyüme fırsatıyla aynı anda karşı karşıya gelinen zorlu ekonomik koşullarda bile, yenileşimle paydaşlara yeni ve köklü değerler yaratmak gelişim için vazgeçilmez bir unsurdur. Hizmet ettiğiniz insanlar için göze çarpan bir marka oluşturmak için şirketinize küresel yenileşim ruhunu nasıl getirebileceğinizi öğrenin.

Önce Kalite’146 Eylül 2010

17


KALİTE KONGRESİ

19. Kalite Kongresi Programı

9 Kasım 2010 REKABET GÜCÜ VE YENİLEŞİM POLİTİKALARI Ulusal rekabet gücü ve kamu politikaları Hükümetlerin yenileşim politikalarının etkinliği Değişim dinamikleri, uzgörü çalışmaları, eğilimlerin izlenmesi Yenileşim için kamu-özel kesim işbirliği

SEKTÖREL YENİLEŞİM: OTOMOTİV Ne Yaptık? Nasıl Yaptık? Nerede Zorlandık? Neler Öğrendik?

SEKTÖREL YENİLEŞİM: HİZMET/FİNANS Ne Yaptık? Nasıl Yaptık? Nerede Zorlandık? Neler Öğrendik?

DIŞ DEĞERLENDİRME KalDer,EFQM Mükemmellik Modeli ve RADAR değerlendirme ölçütlerine uygun özdeğerlendirmenizi yapıyor Kapsamlı bir şekilde raporluyor Gelişim yol haritalarınızın oluşturulmasına destek veriyor Dış Değerlendirme hizmeti almış kuruluşların deneyimleri ve kazanımları

YENİLEŞİM YÖNETİMİ, BİLİŞİM VE İNTERNETİN ROLÜ İnternette yaratıcılığın/yenileşimin paylaşımcı/ kollektif yapılanması “Semantik Web” Anlayan Makineler İnternette suni zeka uygulamaları: düşünene ve fikir geliştiren makineler İnternette sosyal iletişim İnternetin düşünme sistemlerimize etkileri İnternette gözetim, denetim ve yasaklama uygulamaları

TÜRKİYE MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ENDEKSİ Ölçülebilir müşteri memnuniyeti Müşteri memnuniyetinde süreklilik İyi uygulamalar ve başarı hikayeleri *KalDer, program üzerinde değişiklik yapma hakkını saklı tutar.

18

Önce Kalite’146 Eylül 2010

YENİLEŞİM İÇİN DESTEK YAPILARI ve KURUMLAR Yenileşimci kümeler, teknoloji parkları Bölgesel Kalkınma Ajansları Kuluçka merkezleri temel başarı gerekleri, melek sermaye Başarı hikayeleri, zorluklar ve çözümleri

ULUSAL KALİTE HAREKETİ İyi uygulamalar paylaşım platformu Kurumsal dönüşümün yol haritası Mükemmellik Modeli ile özdeğerlendirme Rekabet ve başarı

YENİLEŞİM İÇİN TASARIM KAPASİTESİ Krizden çıkışta tasarım Yenileşim döngüsünde tasarımın yeri KOBİ’ler için tasarım desteği, etkileşim tasarımı Yerel kültürel birikimden tasarımda yararlanma

AÇIK YENİLEŞİM VE ORTAK YARATIM Açık yenileşimin yarattığı fırsatlar Zorluklar nedir nasıl aşılabilir? Uygulamadan öğrendiklerimiz

ARGE VE YENİLEŞİM AB 2020 stratejisi ve CIP Programı Yenileşim açısından temel teknolojilere bakış KOBİ’ler için olanaklar

SEKTÖREL YENİLEŞİM: İNŞAAT Ne Yaptık? Nasıl Yaptık? Nerede Zorlandık? Neler Öğrendik?

TÜRKİYE VATANDAŞ MEMNUNİYETİ ENDEKSİ

YENİLEŞİM İKLİMİ: KÜLTÜR, LİDERLİK VE İK YÖNETİMİ

Amerika Vatandaş Memnuniyeti Endeksi (ACSI) Uluslararası/ülkelerarası kıyaslamalar Türkiye’de vatandaş memnuniyeti ölçümünün gerekliliği

Yenileşim için olumlu sosyolojik ve kurumsal kültürün bileşenleri, kurumsal yenileşim kültürümüzü anlamak, kültürel ortamı etkileme ve iyileştirmenin yolu, yordamı Yenileşim için uzgörü ve vizyon, yenileşimci liderlerin yetkinlikleri, yenileşim için değişim yönetimi Çalışanların yenileşim stratejisini sahiplenmesi, bireylerin özendirilmesi, gelişimi ve desteklenmesi, yenileşime dost çalışma ortamı

STRATEJİDEN PAZARA: ÜRÜN/HİZMET GELİŞTİRME Yeni ürünler için “ufuk taraması” Eğilimler ve müşteri beklentilerinin ürün/hizmete yansıtılması Kilit tedarikçilerle ilişkiler Değer zinciri, değer yönetimi Onay süreçleri Alet kutusu (TRIZ, Kalite evi, DMIAC…)

SEKTÖREL YENİLEŞİM: SAĞLIK Ne Yaptık? Nasıl Yaptık? Nerede Zorlandık? Neler Öğrendik?


10 Kasım 2010 KURUMLARDA SORUN ÇÖZME KAPASİTESİ YARATMAK VE GELİŞTİRMEK Sorun çözme kapasitesinin (SÇK) önemi SÇK öğeleri İş dünyası,medya, bilim ve kültür, kamu kesimlerinde SÇK ve SÇK ile kazanılabilecekler

SEKTÖREL YENİLEŞİM: GIDA Ne Yaptık? Nasıl Yaptık? Nerede Zorlandık? Neler Öğrendik?

YENİLEŞİM VE ÖĞRENME Eğitim sisteminin yenileşimi destekler biçimde gözden geçirilmesi Yaşam boyu öğrenme programları ve yenileşim Yenileşim için üniversite tasarımı Eğitimde yenileşim örnekleri, eğitim reformu Teknoloji destekli öğrenme

SEKTÖREL YENİLEŞİM: YEREL YÖNETİMLER Ne Yaptık? Nasıl Yaptık? Nerede Zorlandık? Neler Öğrendik?

YENİLEŞİM ÖLÇÜTLERİ VE DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ EFQM Yenileşim Çerçevesi, girdiler ve sonuçlar Türkiye İmalat Sanayiinde Yenileşim Araştırması Şirketlerde yenileşimin etkinliği: Kritik başarı faktörleri, kilit performans göstergeleri, süreç ölçütleri vb.

ULUSAL KALİTE ÖDÜLÜ Güncellenen EFQM 2010 modelinin getirdikleri ve yeni yaklaşımlar Modelin EFQM, KalDer, Değerlendirici ve Değerlendirilen Kuruluşlar açısından ele alınması Paydaşların EFQM 2010 modelinden beklentileri Mevcut durum,uygulama süreci ve gelecek planları

SEKTÖREL YENİLEŞİM: TURİZM Ne Yaptık? Nasıl Yaptık? Nerede Zorlandık? Neler Öğrendik?

SEKTÖREL YENİLEŞİM: LOJİSTİK Ne Yaptık? Nasıl Yaptık? Nerede Zorlandık? Neler Öğrendik?

ÖZEL OTURUM Küresel Yenileşim Ruhu Belirsizlik ve büyüme fırsatıyla aynı anda karşı karşıya gelinen zorlu ekonomik koşullarda bile, yenileşimle paydaşlara yeni ve köklü değerler yaratmak gelişim için vazgeçilmez bir unsurdur. Hizmet ettiğiniz insanlar için göze çarpan bir marka oluşturmak için şirketinize küresel yenileşim ruhunu nasıl getirebileceğinizi öğrenin.

SEKTÖREL YENİLEŞİM: PERAKENDE Ne Yaptık? Nasıl Yaptık? Nerede Zorlandık? Neler Öğrendik?

SEKTÖREL YENİLEŞİM: TEKSTİL Ne Yaptık? Nasıl Yaptık? Nerede Zorlandık? Neler Öğrendik?

*KalDer, program üzerinde değişiklik yapma hakkını saklı tutar.

Önce Kalite’146 Eylül 2010

19


YENİLEŞİM

Avrupa Yenileşim Raporu AB Komisyonu tarafından açıklanan “Avrupa Yenileşim Puan Tablosu 2009” raporuna göre, Türkiye inovasyonda Avrupa’nın en alt sıralarında yer alıyor, bu alanda öncü durumundaki ülkelere yetişme hızında ise umut veriyor.

da iş uygulamalarında, işyeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel yöntemin ortaya konulması” şeklinde tanımlanan yenileşimde içinde bulundukları durum incelenip sıralama yapıldı.

A

l İnovasyon performansları AB 27 ülkeleri ile diğer tümünden oldukça yukarıda bulunan Danimarka, Finlandiya, Almanya, İsveç, İsviçre ve İngiltere bu alanda lider.

vrupa Birliği Komisyonu tarafından, Ortak Araştırma Merkezi ve Sussex, Londra, Urbino, Leiden üniversitelerinin katkısıyla Maastricht Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi’ne hazırlatılan Avrupa Yenileşim (İnovasyon) Puan Tablosu 2009 raporu açıklandı. Raporda AB üyesi ülkelerle Hırvatistan, Sırbistan, Türkiye, İzlanda, Norveç ve İsviçre’nin “Yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş ürün (mal ya da hizmet) veya sürecin; yeni bir pazarlama yönteminin; ya

20

Önce Kalite’146 Eylül 2010

Türkiye üst sıradakilerin peşinde Raporun “İnovasyon Performansının Karşılaştırmalı Analizi” bölümünde ülkeler şöyle anlatıldı:

l İnovasyon lideri ülkeleri izleyen Avusturya, Belçika, Kıbrıs Rum Kesimi, Estonya, Fransa, İzlanda, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda ve Slovenya’nın performansları liderlerin altında ama AB 27 ortalamasının üzerinde ya da ona yakın. l Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Litvanya, Malta, Norveç, Polonya, Portekiz,

Slovakya ve İspanya ortalama seviyedeki inovasyoncular, performansları AB’nin altında. l Bulgaristan, Hırvatistan, Latvia, Romanya, Sırbistan ve Türkiye inovasyonda yukarıdaki ülkeleri yakalama (catchingup) grubundaki ülkeler. İnovasyon performansları AB 27 ortalamasının bir hayli altında olsa da bu performanslar AB 27 ülkelerinin ortalaması karşısında zaman içinde artmaktadır.” Hırvatistan, Letonya, Romanya, Sırbistan, Türkiye Raporda Türkiye ve benzer ülkelerin “insan kaynaklarında inovasyon” alanında AB ortalamasının altında bulundukları, ekonomik büyümelerinin ise ortalamanın üstünde oldukları kaydedildi. Raporda Türkiye’nin durumu hakkında şöyle denildi: “Avrupa’nın inovasyon liderlerini ‘yakalamak’ için çalışan’ grupta bulunan Türkiye’de inovasyon performansı, AB ülkeleri ortalamasının oldukça altında, iyileşme hızı ise AB 27 ülkelerinden üç kat daha fazla.


Türkiye'de Yenileşim

ÇIKTILAR Ekonomik Etkiler

Firma Yatırımları SONUÇLAR Finansman ve Destek

0.00 0.10 0.20 0.30 0.40 0.50 0.60 0.70

Ülkenin ortalama performansıyla kıyaslandığında göreceli güçlü yönleri ‘Finans ve Destek’, ‘İnovasyoncular’ ve ‘Ekonomik etkiler’, göreceli zayıflıkları ise ‘İnsan kaynakları’, ‘Firma yatırımları’ ve ‘Üretilen iş’ alanları olarak belirlendi. Geçen beş yılda ‘İnsan kaynakları’, ‘Finans ve destek’, ‘Firma yatırımları’ ve ‘Üretilen işler’ alanları; özellikle bilim ve mühendislik ile sosyal ve insani bilimler alanlarındaki mezunlarda (yüzde 17.2), Hayat boyu öğrenimde (yüzde 13.1), Özel kredilerde (yüzde 17.3), İş âlemi Ar-Ge harcamalarında (yüzde 28.5) ve Avrupa Patent Ofisi patentlerinde (yüzde 15) güçlü büyümenin sonucu olarak inovasyon performansında iyileşmenin ana sürükleyicileri olmuştur. Diğer inovasyon alanlarında performans küçük adımlarla artmıştır.” 0.700

AB inovasyon raporunda ölçülen alanlar şu anlama geliyor: İnsan Kaynakları: Yüksek vasıflı ve eğitimli kişilerin iş alanında bulunabilirliği. Finans ve Destek: Hükümetlerin inovasyon etkinlikleri için desteklerini ve inovasyon projeleri için finasman bulunabilmesi durumu. Firma Yatırımları: İnovasyon üretmek için firmaların yaptığı değişik yatırımların sahası. Bağlantı ve Girişimcilik: Girişim ve işbirliğinde, inovasyon firmaları arasında ve kamu sektörü ile yapılan girişim ve işbirliği çabaları. Üretilen İşler: İnovasyon sürecinde üretilen fikri mülkiyet haklarının düzeyi. Yenileşim: Piyasaya inovasyonların sunan firmaların sayısı.

-4%- 2% 0% 2% 4% 6% 8% 10%1 2%14%

Ekonomik Etkiler: İnovasyonun istihdam, ihracat ve inovasyon etkinliklerine bağlı satışlarda elde ettiği başarı. Genel Durum Rapora göre, son istatistikler AB’nin inovasyonda ABD’yi, inovasyon performansında ise diğer ülkeleri yakalamakta güçlükle karşı karşıya bulunduğunu gösteriyor. Rapor Avrupa’da daha fazla inovasyona gereksinim duyulduğunu belirtirken, “2008’den bu yana birçok AB 27 devleti inovasyon performanslarını düzenli bir şekilde iyileştirdi. Ancak ekonomik kriz bu süreci engelledi. İnovasyonda ABD’nin gerisinde bulunan Avrupa ülkeleri, Brezilya, Rusya, Hindistan ve hızlı iyileştirmelere karşın Çin gibi ülkelerin açık farkla önünde bulunuyor.ç

Avrupa Yenileşim Tablosu

0.600 0.500 0.400 0.300 0.200 0.100 0.000 RS TR BG LV HR RO LT PL HU SK MT IT GR ES NO PT CZ SI EU CY IS EE NL FR IE BE LU AT DK UK DE FI SE CH

Önce Kalite’146 Eylül 2010

21


YENİLEŞİM

Genç İnovatif Girişimçilik Projesi Türk Eğitim Derneği (TED) koordinatörlüğünde, Türkiye’nin birçok bölgesinden yaklaşık 30 okulun katılımı ile Technopolis Türkiye ve Uluslararası Eğitim ve Kaynak Ağı (International Education and Resource Network) danışmanlığında yürütülen Genç İnovatif Girişimcilik Projesi’nin nasıl hayata bulduğunu aktarıyoruz.

P

rojenin temelinde; Türk gençliğinin yaratıcılığının desteklenmesi, yeniliğin öneminin vurgulanması, sürdürülebilir bir ekonominin oluşması için yenilikçi tabanlı girişimcilikle ilgilenen gençler yetiştirmek yer almaktadır. Projenin ana hedefi ise, gençlerin inovasyon kültürüne sahip, güçlü bir ekonominin dinamosu olan inovasyona dayalı girişimciliğe yatkın bireyler olarak yetişmelerini sağlayarak ülkemizin gelişmesi ve kalkınmasında anahtar rol oynayacak inovasyon konusunda toplumda farkındalık yaratmak ve inovasyon kültürünü oluşturabilmektir. Proje sonunda elde edilmesi beklenen çıktılar l Lise öğrencilerinin ve eğitimcilerin inovasyonun ve inovasyona dayalı

22

Önce Kalite’146 Eylül 2010

girişimciliğin önemi ve iş planı oluşturma konusunda bilgi sahibi olmaları, l Bu bilgiyi yaymak üzere gerekli donanımı kazanmaları, l Şirketlerin ve üniversite öğrencilerinin katılımı ile sinerji yaratılması, l Ebeveynlerin de işbirliğinin sağlanması ile başarı oranının yükseltilmesi, l Öğrencilerin diğer derslere olan ilgilerinin arttırılması (matematik, fen dersleri, yabancı diller, vs. gibi), l Öğrencilerin geleceğe yönelik kariyer planlarını geliştirmeleri, l İnovasyon ve inovasyona dayalı girişimcilik konularında Türkiye’deki okullar arasında ve Türkiye’deki okullarla ABD okulları arasında yeni işbirliklerinin oluşturulması, l Türkiye’de ilk defa lise öğrencilerine yönelik inovatif girişimcilik konulu eğitim içeriğinin hazırlanacak olmasıyla milli eğitim sistemine önemli bir katkı sağlanması, l Toplum genelinde konuyla ilgili farkındalık yaratılması Bu amaç çerçevesinde izlenecek ana adımlar ve eğitimin kapsamı ise şu şekildedir: 1. Eğitim ve öğretim dönemi boyunca, öğrencilerin inovasyon ve inovasyona dayalı girişimciliğin öğretmenlerinin desteğiyle gerçek

hayattan örneklerle öğrenmeleri, l Uzmanların ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren başarılı girişimcilerin okulları ziyaret ederek bilgilerini ve “inovasyona dayalı girişimcilik” deneyimlerini öğrencilerle paylaşmaları, l Öğrencilerin, inovatif firmaları ziyaret ederek girişimcileri işyerlerinde görmeyi tecrübe etmeleri, 2. Eğitim ve öğretim döneminde, ekipler halinde, l Dönemde kazanılan bilgi altyapısı ile inovasyon fikirleri geliştirip iş planı oluşturmaları, l Öğrencilerin iş planlarını genel katılıma açık final etkinliğinde sunmaları, l Final etkinliğine, ABD’den katılımcı öğrenci ve uzmanların davet edilmesi, l Projeyi tanıtıcı web sitesinin yeniden yapılandırılması, l Projenin etkin bir şekilde tanıtılması ve toplumda konuyla ilgili farkındalık yaratılması amacıyla bir iletişim stratejisinin yürütülmesi.ç Proje hakkında detaylı bilgi için: http://www.gencgirisim.biz



YENİLEŞİM

Binek otomobillerindeki yolcu hücresinden Airbus 380’e, sinek kovuculardan bilgisayarlı tomografiye: Alman buluşları onlarca yıldır gelişimin önünü açıyor. Üstelik bunu pek çok farklı şekilde gerçekleştiriyor.

ALMANYA’NIN

60 YILI 1950 Alfred Kärcher Avrupa’nın gelecek vaat eden basınçlı buhar temizleyicisi DS 350’yi (ilk basınçlı sıcak su temizle­yicisi) geliştirmeyi başardı. 1950 Stihl firması dünyanın ilk tek kişilik benzinli testeresini pazara sürdü. Her ne kadar 16 kiloluk ağırlığıyla taşıması pek kolay değildiyse de Stihl BL, Şuab Bölgesi’nin bu firmasına günümüzdeki dünya pazarı liderliğinin temellerini sağladı. 1952 Avusturya kökenli mühendis Béla Barényi Daimler-Benz firması için yolcu hücresi prensibini geliştirdi. Arabanın ön ve arka kısımları esnek olduğu takdirde çarpışma anında sürücünün üzerine binen kuvvetin azaldığını keşfetti. Yolcu hüc­resi 1952’de patent aldı ve Barényi pasif güvenliğin öncülerinden biri haline geldi. 24

Önce Kalite’146 Eylül 2010

Béla Barényi Daimler-Benz firması için yolcu hücresi prensibini geliştirdi.

1955 Dünyanın ilk bilgisayarı 1941 yılında Berlinli mucit Konrad Zuse tarafından geliştirilmişti. Zuse, efsanevi Z3’ün 14 yıl ardından seri üretim için uygun bir model olan Z11’i tanıtacak noktaya ulaşmıştı. 1955 İlaç firması Merck, Gerobion ile ilk geriatrik karışımı piyasaya sürdü. Böylece Merck günümüzün en önemli tıbbi alanlarından biri sayılan geriatri için erkenden harekete geçmiş oldu. 1958 Wankel motorlarının ilki olan DKM54 (döner pistonlu motor) üretildi. Yapboz ustası Felix Wankel’in buluşu sarsıntısız sürüş sağlayarak günümüze kadar Mazda RX-8 gibi spor araba­larda yüksek hız yapmayı olanaklı kıldı. 1958 Bayer’e bağlı Drugofa firması sivrisinek ve kenelere karşı koruma sağlayan AUTAN’ı piyasaya sürdü. Başlangıçta losyon olarak hazırlanan

ürün zaman içerisinde sprey ve kalem formatında da üretildi. Dünya Sağlık Örgütü günümüzde dahi AUTAN’ın hammaddesini öneriyor. Dünyaca tanınan bu madde bugün bir Amerikan şirketi SC Johnson tarafından pazarlanıyor. 1958 Artur Fischer tarafından bulunan kancalı dübel prensibi basit olduğu kadar da dahiyane: Bir dübelin içine bir vidayı sabitlerken küçük tırnaklar da yanlara doğru alçılıyor ve duvara sıkı sıkıya oturuyor. Böylelikle dübelin vidayla birlikte dönmesi engellenmiş oluyor.


kavramını ilk kez tanıttıysa da başarısızlığa uğradı. Fakat bundan kırk yıl sonra tasarımcılar “Maltese Falcon” yatını onun ekolojik DynaRigg-Kavramına dayandırdılar. 1967 Daha az atık, daha az tüketim: Bosch D-Jetronic ile modern benzinli motorların temelini attı. Dünya çapındaki ilk elektronik benzin püskürtme sistemi, seri üretilen kişisel otomobiller grubunda ilk olarak bir Volkswagen’da kullanıldı. 1969 İşadamı Eugen Lägler buluşlarıyla zemin taşlama yönteminde devrim yaptı. 1969’un ünlü HUMMEL’i bugün de dünyada en çok satılan parke spiral makinesi.

1960 Karl Storz’un “soğuk ışık kaynağı” buluşu endoskopi sırasında cam lifi üzerinden gönderilen ışık sayesinde insan bedeninin net görüntüsünü alma olanağı yarattı. Soğuk ışık tekni­ğinin geliştirilmiş olması bugün uygulanan “minimal invaziv cerrahi”nin de önünü açtı. 1962 Walter Bruch tarafından geliştirilen PAL tekniği, Federal Almanya’da renkli televizyona geçişi mümkün kıldı. PAL sistemi renkleri mükemmel derecede aslına uygun yansıtan bir uygulama olarak Avrupa’da ve Asya, Afrika ve Güney Amerika’nın neredeyse bütün ülkelerinde kabul gördü. 1963 Şeker hastalığının tedavisinde önemli bir gelişmeyi sağlayan Aachenlı kimyager Helmut Zahn, insülinin ilk sentetik üretimini gerçekleştirdi. 1965 Doğu Alman matbaa makineleri üreticisi Planeta, çok

1969 Jürgen Dethloff ve Helmut Göttrup’un patentini aldığı “ayırt edici şalter” bir dünya kariyerini başlattı. Çip kartı olarak uygulanan bu buluş olmadan bugünkü dünyayı düşünmek mümkün değil.

Dünyanın ilk bilgisayarı 1941 yılında Berlinli mucit Konrad Zuse tarafından geliştirilmişti.

elemanlı yapım tekniğine dayalı ilk tabaka ofset baskı makinesini yapan şirket. Variant 4’ün yapımında uygulanan model, yeni tabaka ofset baskı makinelerinde standartlaştı. Planeta bugün Koenig & Bauer şirketler grubuna, dünyanın en büyük matbaa makineleri üreticilerinden biri olan firmaya bağlandı. 1967 Wilhelm Prölss 20 knot hızındaki büyük yük gemilerinin dahi 50 dereceye kadar rüzgara karşı yelken açabileceklerine inanıyordu. 1967 yılında Hamburg Üniversitesi’nde Dyna-Rigg-

1973 Aachen Üniversitesi’nin araştırmacıları zamanın ilerisindeydiler. Bugün otomotiv sektörünün hakim akımı haline gelen hibrid motorların uygulamada ortaya çıkmasından çok önce benzin ve elektriği bir arada kullanan ilk motoru geliştirmişlerdi. 1974 Telefaksın arkasındaki firma olan Infotec, Almanya’da ileri teknolojiler alanında başarılı. Infotec Avrupa çapında ilk faks aletini piyasaya sürdü. 1976 Makine fabrikası “Böhler und Weber” (bugünkü adıyla Böwe Systec) erken dönemlerde sektöre yeni standartlar getirdi. Büro makineleri sektöründe faaliyet gösteren şirket 1976 yılında saatte 12.500 adetle dünyanın en hızlı zarflama sistemini tanıttı. 1976 Bauer firması BG 7 ile ilk Önce Kalite’146 Eylül 2010

25


YENİLEŞİM

büyük ölçekli matkap aygıtını geliştirdi. Derin delme işlemlerinde (örneğin açık denizlerde rüzgar enerjisi santrali için temel açılması gerektiğinde) büyük matkaplar merkezi eleman. Bauer Maschinen bugün derin delme aygıtları üretiminde dünya lideri. 1976 Max Planck Enstitüsü’nde çalışan araştırmacı Erwin Neher ve Bert Sakmann “patch clamp” yöntemiyle, hücre iletişiminde çok sayıda bilmeceyi çözdüler. Bu gelişmeden yarar sağlayan alanlardan biri nörobiyoloji. 1976 Darmstadt kentinde bulunan Merck firması daha 1904 yılında akışkan kristali piyasaya sürmüştü. 1976 yılında bu maddenin kimyasal ve optik özellikleri sayesinde yüksek görüntü kalitesi veren LCD ekran­ları geliştirmek mümkün oldu. 1979 Alman firmaları Hamburg’ta dünyada yolcu taşımacılığına dönük ilk manyetik raylı treni tanıttılar; trenin rayla temas etmeden hareket ettiği bu sistem günümüz hızlı trenlerinin öncüsüydü. 1978 Christiane Nüsslein-Volhard ABD’li Eric Wieschaus’la birlikte, meyve sineği drosophila üzerinden “gradyant kuramı”nı geliştirmeye başladı. Araştırmacıların vardığı sonuçlar insan genetiği için de önemli nitelikteydi. 1980 Dornier firması ilk olarak çığır açıcı bir buluş olan böbrek taşı kırma aygıtını geliştirildi. Buluşun özelliği: Bugün daha da geliştirilmiş olan bu sistem sayesinde böbreğin içindeki taş, dalga etkisiyle parçalanıyor. Böylece hastaların cerrahın neşterinden kurtulması mümkün oluyor. 1981 Daha 1971 yılında MercedesBenz gelecek vaat eden bir hava 26

Önce Kalite’146 Eylül 2010

yastığı testi gerçekleştirmişti. Ama ürünün piyasaya sürülmesi kolay olmadı. 1981’de artık o notaya gelinmişti: Mercedes-Benz S sınıfına, özel donanım olarak hava yastığı kondu. Bugün bu güvenlik sistemi teknik standartlar arasında yer alıyor. 1984 Sunta tabakalar hesaplı ve çevre dostu mobilya üretimine olanak tanıdı, çünkü hızarlardan çıkan talaş kullanılarak üretilebi­ liyordu. Siempelkamp’ın ContiRoll baskı makineleri sayesinde özellikle sağlam suntalar üretilebildiğinden firma bugün dünya çapında bir marka haline geldi. 1985 Manyetik rezonans tomografisi sayesinde omurların, beynin, kalbin ve başka organların ayrıntılı görüntüsünü elde etmek mümkün hale geldi. Bunun uygulanabilmesi Jens Frahm’ın 1985’te geliştirdiği Flash görüntüleme yöntemiyle mümkün oldu. 1987 Siemens, Permasyn motoruyla denizaltıların hareket sisteminde atılım yaptı. Bu motor kendinden öncekilerden belirgin biçimde daha sessiz, daha küçük ve daha hafif. 1987 Müzik dosyaları, ses kalitesinde düşme olmadan sorunsuzca nasıl sıkıştırılabilir? Ses dosyası sıkıştırma sistemi MP3’le. Bu yenilikçi çözümü ilk olarak Karlheinz Brandenburg’un başında olduğu Erlangen Fraunhofer Enstitüsü’nün uzmanları tanıttı. 1988 Birbirinden bağımsız ve hemen hemen eş zamanlı olarak Fransız Albert Fert ve Alman Peter Grünberg, dev manyetik direnç efektini buldu: Gigabyte boyutlarında hard disk yapılmasına olanak veren büyük buluştu bu. 1993 Bilim dünyası hidro floro kloro

karbonun (HCFC) ozon tabakası için ne kadar tehlikeli olduğunu anladıktan sonra, hummalı şekilde çözümler arandı. Saksonyalı firma Firma Foron ve Greenpeace hızlı bir sonuç aldı: HCFC kullanmayan ilk buzdolabı olan çevre dostu “Greenfreeze”i tanıttılar. 1994 Daimler, NECAR 1’le yakıt hücreli ilk otomobili tanıttı. O zamandan beri Stuttgartlı firma bu ekolojik tekniğe bir milyar Avro’dan fazla para yatırdı ve yakıt hücreli otomobilde dünyadaki en büyük filo olarak 100 test aracına sahip. 1995 Optimal güvenliği temsil eden üç harf: Bosch çığır açıcı bir buluş olan elektronik stabilite programını, kısaca ESP’yi geliştirdi. Bir otomobil kontrolden çıktığında sistem tek tek uygulanan frenlerle aracı tekrar hızla kontrol altına alıyor. ESP bugün tüm dünyada benimsenmiş durumda. 1995 Büyük traktör üretiminde bugün Avrupa’nın en başarılı firması olan Fendt’in Vario 900 serisinin ilk örneği “Modell 926”ydı. 260 beygirlik Vario 926’un harika tarafı, kendi dönemi için benzeri olmayan basamaksız vites sistemiydi. Onun ardılı Vario 936 dünyanın en hızlı ve en verimli traktörü olma başarısını yakaladı.


1998 Daha sonra Nobel Ödülü alacak olan Theodor Hänsch tarafından bulunan “frekans tarağı tekniği”, yüksek kaliteli ölçüme olanak tanıyan bir yöntem. Yöntemin sansasyonel yararları, atom analizinden evrenin araştırmasına kadar uzanıyor.

1996 Endüstri robotlarının PC tabanlı kumandasını geçekleştiren Augsburglu firma Kuka Robot Group, robotların çalışmasında yazılım, kumanda ve mekaniğin hassas birlikteliğini geliştirme yönünde çok önemli bir adım attı. 1997 Otto Bock Healthcare'nin geliştirdiği C-Leg ile ilk kez tamamen mikro işlemci üzerinden yönlendirilen diz eklemini tanıttı. Özel başarılı bir tasarımla üretilen protez doğal yürüyüşe yakınlığıyla göz dolduran bir ürün.

1999 Stefan Hell, STED mikroskopunu ilk olarak deneysel olarak gerçekleştirdi ve tıpta yeni umutların doğmasına yol açtı. 2008 yılında bu mikroskopla hücre yaşamını nano çözünürlükte filme alma başarısını gösterdi. 2002 ThyssenKrupp’un, TWIN asansörlerinde her asansör boşluğunda üst üste gelen iki kabin birbirinden bağımsız olarak farklı katlara inip çıkabiliyor. Böylece kısa sürede yüzde 40 daha fazla insan istedikleri yere ulaşabiliyor. 2003 SARS kısaltmasıyla tanınan kuş gribi dünyada ölümlere ve büyük korkuya yol açtı. Hastalıkla mücadele önemli bir gelişmeyi Hamburg’taki Bernhard Nocht Enstitüsü’nün

araştırmacıları, SARS’a yol açan virüsü belirleyerek gerçekleştirdi. 2004 Siemens, SOMATOM Sensation 64 ile dünyanın en hızlı bilgisayar tomografisini tanıttı. Ama sadece hızda değil görüntü kalitesinde ve ayrıntı kesinliğinde de SOMATOM Sensation 64 kendi alanında yeni standartlar getirdi. 2005 Göklerin devi 27 Nisan 2005’te ilk uçuş denemesini başarıyla gerçekleştirdi. Airbus A380 dünyanın en büyük yolcu jeti – aynı zamanda da Avrupa’nın ortak bir projesi ve Alman teknolojisinden geniş ölçüde yararlanıyor. 2007 Liebherr’den yolların cüsseli aracı LTM 11200-9.1. Saatte 75 km hız yapabilen ve 202 ton kaldırabilen yüksek performanslı teleskobik vinç dünyadaki en hızlı vinç olarak piyasaya çıktı. Teleskobik yöntemle açılan kolları 100 metrelik bir rekor uzunluğa ulaşıyor. Ayrıca vinç kolu otomatik olarak istenen uzunluğa getirilebiliyor. 2009 Avrupa uzay teleskopları Herschel ve Planck 14 Mayıs 2009’da uzaya fırlatıldı. Güvertede yerini alan Alman tekniğiyle o günden beri evrenin mükemmel görüntüleri dünyaya ulaşıyor. 2010 Volkswagen 2009’da yarattığı model dizisi BlueMotion Technologies’le New York International Auto Show’da World Green Car Award’ı kazandı. Bu ödül, düşük emisyonlu tüketimi taltif ediyor.ç Johannes Göbel Kaynak: Magazine-Deutschland Önce Kalite’146 Eylül 2010

27


YENİLEŞİM

Burcu Bilir

İzmir Ticaret Odası

Yenileşim için yeni bir yol:

Kümelenme

B

ir araya gelmek ve birlikte çalışmak, neredeyse her zaman ve her konuda verimli bir yöntemdir. Bu nedenle hepimiz eğitim ya da iş hayatında bir küme, grup ya da ekip çalışması içerisinde bulunmuşuzdur. Günümüzde ise bu tür çalışmaları sadece bizlerin değil, işletmelerin de kullandığını görüyoruz. Bir grup içerisinde yer alan işletmeler, kendi güçlerinin yanında grubun gücünden de yararlanıyor. Çünkü, hızla gelişen teknoloji ve ticaretin değişen kuralları işletmeleri de daha iyi, daha yenilikçi, daha verimli olmaya zorluyor. Bu noktada en önemli sorun değişimi yönetebilmek. Yeni trendleri takip eden, küresel düşünen işletmeler faaliyetlerini sürdürürken; çağın gerisinde kalan, vizyonu dar işletmeler piyasadan silinip gidiyor. 28

Önce Kalite’146 Eylül 2010

Değişimi yönetebilmek, rakiplerinin arasından sıyrılmak için de inovasyon yani yenilikçilik şart. Son yıllarda inovasyon ve kümelenme terimlerini sıkça duyuyoruz. l İnovasyon tüm sektörlere yönelik bir ifade iken, l Kümelenme bir sektöre/alana odaklanıyor ve o sektördeki/alandaki inovasyon sisteminin verimli hale gelmesini hedefliyor. Kümelenme kavramı bilinenin aksine sadece aynı iş kolunda faaliyet gösteren firmaların aynı coğrafi bölgede yoğunlaşmasını ifade etmiyor. Belirlenen sektörün “inovasyon sistemi”nin (İşletmeler, tedarikçiler, üniversiteler, araştırma kurumları, fon sağlayıcı-


lar, kamu kurumları, STK’lar, müşteriler gibi) tanımlanması ve iyi işler hale getirilmesi üzerine yürütülen projeleri de içeriyor. Kümelenme: Nerede ve Nasıl? 1990’lı yıllarda Porter tarafından ortaya atılan kümelenme çalışmalarının başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünya genelinde yaygın bir uygulama alanı var. Kümelenme çalışmalarında belki de en önemli nokta; doğru kümenin ve doğru sektörün seçilebilmesi. Örneğin; tekstil sektöründe bir küme çalışması için ihracat ve pazarlama yönü güçlü oyuncular gerekir iken, nanoteknoloji alanı için mutlaka güçlü bir Ar-Ge oyuncusu gerekli. Kümelenme faaliyetinin karar vericiler ve politika yapıcılar tarafından benimsenmesi de şart. Kümeye katkı sağlayabilecek kuruluşların sürekli iletişim ve işbirliği halinde de olması gerekli. Kısaca, kümelenme çalışması çıktıları uzun vadede alınacak, yatırım ve emek gerektiren bir iş. Başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünya genelinde yaygın bir uygulama alanı var. Birçok ülke kümelenme politikası uygulayabilmek için projeler geliştirmekte ve kümelenmeyi ekonomi politikalarının temeline oturtmakta. l Amerika ve AB gibi ülkeler kümelenme yaklaşımını yeni teknolojilerin geliştirmesi amacıyla kullanırken; l Hindistan, Meksika gibi ülkeler endüstriyel rekabet gücünü ve ihracat kalitesini artırma ve yeni pazarlara girme amacıyla kullanmaktadır. Kümelenmenin bilinen en güzel örneği ise; Kaliforniya’daki Silikon Vadisi. l Almanya otomotiv, l Norveç deniz taşımacılığı, l Japonya elektronik eşya, l İtalya hazır giyim ve ayakkabı, Bu ülkeler başta işgücü maliyetleri olmak üzere çeşitli dezavantajlara sahip olmalarına rağmen başarılı küme çalışmaları sayesinde dünyada rekabet edebilir hale gelmişlerdir. Bu da kümelenmenin içinde bulunduğu ülkeye sağladığı faydalar yanında, başarılı olduğu takdirde uluslararası arenada önemli bir rekabet kozu olduğunu göstermekte. Kümelenme: Faydası Ne? Kümelenmenin kendi içindeki firmaya, bulunduğu bölgeye

ve ülkeye sağladığı faydalar da oldukça fazla. l Bölgede sektörle ilgili bütün ilgili parçaların bir arada bulunması, l Kümenin tarafları arasında bir öğrenme ortamı yaratması, l Firmaların tüm noktalara erişimde zaman ve kolaylık elde edilmesi, l Firmaların en iyi bildikleri işe yoğunlaşmalarını sağlaması, l Firmaların çok da iyi olmadıkları işlerle vakit kaybetmelerini engellemesi, l Birlikte çalışmaktan kaynaklanan ortak başarı, l Tedarik zincirinin kısalması, l Kalifiye işgücüne ulaşma kolaylığı, l Firmaların Ar-Ge ve inovasyon maliyetlerinin düşmesi ve l Başarılı kümelerin ülke çapına yayılarak teknoloji transferi sağlaması gibi. Ülkemizde Durum Ülkemizde birlikte çalışma kültürünün en yaygın örnekleri; organize sanayi bölgeleri ve teknoparklar. Kümeler ve kümelenme kavramı ise son yıllarda revaçta. Ülkemizde politika bağlamında henüz kümelenmelere özel bir yasal çerçeve bulunmadığı gibi kümelenme politikalarının ve faaliyetlerinin düzenlendiği belli bir politika alanı da yok. Ülkemizde kümelenme pilot çalışmaları ilk kez Competitive Advantage of Turkey (CAT) grubu tarafından başlatılmış. Bu alanda gönüllü bir kuruluş olarak çalışan CAT grubu daha sonra Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) adıyla bir sivil toplum kuruluşu kimliği kazanmış. Ülkemizdeki kümelenme çalışmalarının öncelikle turizm, tekstil, bilişim, gıda, otomotiv, finans ve inşaat sektörlerinde ön plana çıktığı görülmekte. Kümelenme projelerine verilecek en iyi iki örnek; Denizli’deki tekstil ve Bursa’daki otomotiv sektörleri. Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın da kümelenme ile ilgili projeleri devam etmekte. Türkiye’nin küme haritasını çıkaran Dış Ticaret Müsteşarlığı, 32 sektörde birbiriyle ilişkili sektörlerin kümelendiğini tespit etmiş. Pilot uygulama için bunlardan 10’una yol haritası çizmiş. Bunlar; Ankara İş ve İnşaat Makineleri İş Kümesi, Ankara Yazılım İş Kümesi, Bodrum Yat İmalatı İş Kümesi, Denizli ve Uşak Ev Tekstili İş Kümesi, Eskişehir, Bilecik, Kütahya Seramik İş Kümesi, İzmir Organik Gıda İş Kümesi, Konya Otomotiv Yan Sanayi İş Kümesi, Manisa Elektrik Elektronik Ürünler İş Kümesi, Marmara Otomotiv İş Kümesi, Mersin Tarım ve Gıda İş Kümesidir. Önce Kalite’146 Eylül 2010

29


YENİLEŞİM

Öyle ki bazı kurumlarda tüm hedef “kümelenmek” haline gelmiş. Oysaki kümelenme rekabet gücünün artırılması için sadece bir araç. Dünyadaki başarılı kümelenme örnekleri incelendiğinde, birkaç uç örnek haricinde, sanayi kümelenmelerinin kendiliğinden oluştuğu gerçeğiyle karşı karşıya kalıyoruz. Önemli olan doğru sektörün seçimi ve uygun politikalarla genişlemesinin sağlanması. Dünyada oldukça başarılı örnekleri görülse de kümelenme ülkemiz için henüz yeni bir kavram. Bu kümeler içinde ise; l Girişimcilik ortamı açısından Ankara Yazılım Kümesi avantajlı. l Marmara Otomotiv, Manisa Elektrikli ve Elektronik Ürünler, Seramik Kümesi ile Ankara Yazılım’ın rekabet kalitesi daha yüksek. l Sadece İzmir Organik Gıda İş Kümesi, yol haritasına yerel piyasalara yönelik faaliyet hedeflerini koymuş durumda. l Talep şartları açısından en avantajlı küme Konya Otomotiv Parça ve Aksamları. l Ulaşım altyapısı açısından Mersin Tarım ve Gıda ile İzmir Organik Gıda kümeleri önde. l İklim ve doğa şartları açısından en avantajlı küme ise Seramik Kümesi. Ülkemizde birçok avantaja sahip kümelenme çalışmaları mevcut iken, kümelenme konusunda bazı eksiklikler de yok değil. l Destek mekanizmalarının eksikliği, l Şirketler, kamu kuruluşları, üniversitelerden oluşan üçlü sarmalın verimsiz çalışması, l İşbirliği ile iş ortaklığına dair iş kültürünün azlığı, l Kümelenme kavramının henüz iyi anlaşılamamış olması gibi unsurlar karşılaşılan zorluklardan birkaçı. Ülkemizde kümelenme çalışmalarının başarısı için kümelenmeye olan ilginin ortak bir anlayışa dönüştürülmesi gerekiyor. Sonuç olarak; Hızla gelişen teknoloji bireyleri, işletmeleri ve ülkeleri değişime zorluyor. Rekabetin çetin bir hale geldiği günümüz ekonomik koşullarında küresel eğilimleri takip eden ve yerelden kopmayan bir anlayış kazandırıyor. İnovasyon, kümelenme ve işbirliği başarının ve kalkınmanın anahtarı. 30

Önce Kalite’146 Eylül 2010

Bu kapsamda ülkemizin kümelenme politikasının acilen hayata geçirilmesi gerekmekte. l Kümelenmenin önemi ve sağladığı yararlar farkındalık çalışmalarıyla KOBİ’lerimize anlatılmalı, l Bunu izleyerek öncelikli sektörler seçilmeli ve kümelenmenin getireceği avantajlar vurgulanmalı, l Firmalara Ar-Ge’nin rekabet için zorunlu bir çalışma olduğu anlatılmalı, l Kümelenme çalışmalarının maddi olarak desteklenmesi için fonlar oluşturulmalı, l Kümelenme konusunda gerekli hukuksal ve yönetsel kural ve sistemler oluşturulmalıdır. Bu uygulamalar sonucunda ülkemizin teknolojik ve ar-ge faaliyetlerinin daha etkin ve iddialı yapıldığı bir ülke olarak dünya pazarındaki yerini alması kaçınılmaz olacaktır. Ancak; kümelenmeye dayalı bir girişim başlatırken unutulmaması gereken nokta, bu yaklaşımın her şeye ilaç olmadığıdır. Bu yeni iktisadi düzende, bilgiyi en iyi yöneten, insan kaynağını en iyi kullanan ve sürekli olarak güçlendiren, inovasyonu tüm faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline getiren işletmeler rekabet edebilecektir. ç Kaynakça l Rekabet Yolculuğunda Yeni Pusulamız: Kümelenme, Arife Yılmaz, www. iconomy.org l Bir Kümenin Nesi Var Kümelenmenin Sesi Var, Gülizar Büyükkara, www. bilgicagi.com l En Popüler Kalkınma Modeli: Kümelenme, Arda Mutlu, www.yenilesim. org l www.referansgazetesi.com, Haziran 2009 l İzmir Kümelenme Stratejisinin Geliştirilmesine Yönelik Araştırmalar Sonuç Raporu, İzmir Kalkınma Ajansı, Şubat 2010 l Türkiye’de Yerelleşme Ve Rekabet Gücü: Kümelenmeye Dayalı Politikalar Ve Organize Sanayi Bölgeleri, Esen Çağlar, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı l Bölgesel İnovasyon Merkezleri:Türkiye İçin Bir Model Önerisi,Şirin Elçi, İhsan Karataylı,



YENİLEŞİM

HP’nin “Eğitim’de İnovasyon Fonu” Meyvelerini Veriyor

HP’nin nitelikli teknoloji profesyoneli yetiştirilmesine destek olma hedefiyle Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesindeki üniversitelerde başlattığı “Eğitimde İnovasyon 2009 Fonu" girişimleri, fondan yararlanan üniversitelerde sonuçlarını vermeye başladı.

D

ünyada yüksek nitelikli teknoloji profesyonellerine olan talep gün geçtikçe artıyor. Öğrencileri ileri teknoloji alanında diploma alabilecekleri nitelikli programlara çekmek ve buralardan mezun etmek de zorlu bir görev haline geliyor. HP’nin nitelikli teknoloji profesyoneli yetiştirilmesini özendiren “Eğitimde İnovasyon 2009 Fonu” kapsamında geçtiğimiz sene, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi’nden başvuruda bulunan 50 eğitim kurumu içinden dört Türk üniversitesinin her biri 100 bin ABD Doları değerindeki fonu ve bir Türk akademisyen de HP Laboratuvarları İnovasyon Araştırmaları Ödülü kazanmıştı. HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar, bu dört üniversitede gerçekleştirilen eğitim projelerinin sonuçlarını görmek üzere üniversitelere ziyaretlerde bulunuyor. Özellikle mühendislik ve bilgi teknolojileri alanında uzman yetiştirilmesini özendiren HP Eğitimde

32

Önce Kalite’146 Eylül 2010

Inovasyon Fonu, eğitim ve öğrenim deneyimini etkin bir teknoloji kullanımıyla harmanlayarak öğrencilerin akademik başarısını olumlu yönde etkiliyor ve sonuçta aranan nitelikte teknoloji profesyonellerinin yetişmesine katkıda bulunuyor. 2009 yılında projeleriyle fondan yararlanmaya hak kazanan; Boğaziçi üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi’nin projeleri de bu hedef doğrultusunda akademisyenler tarafından tasarlanan etkin eğitim modellerini kapsıyor. Eğitime her zaman önem veren ve çeşitli sosyal sorumluluk projeleriyle eğitime katkıda bulunan HP Türkiye, geleceğe ışık tutan bu vizyonu doğrultusunda hayata geçirdiği “Eğitimde İnovasyon 2009" fonu girişiminin katettiği mesafeyi, basın mensuplarıyla paylaştı. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Binası’nda gerçekleştirilen toplantıya; HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü


Prof. Dr. Kadri Özçaldıran ile Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Levent Akın katıldı. Boğaziçi Üniversitesi’nin Eğitimde İnovasyon 2009 fonu girişimi kapsamında gerçekleştirdiği “Mühendislik Derslerinde Sınıfta Tasarım” projesi HP teknolojileriyle öğrenim ortamlarının iyileştiğini ortaya koydu. Güçlü bir tasarım becerisi gerektiren mühendislik derslerinin sınıfiçi faaliyetlere katılımla etkin hale getirilmesini sağlayarak öğrencilerin tasarım becerilerini geliştirmelerini hedefleyen proje hakkında bilgi veren Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Suzan Üsküdarlı: “Bilgisayar Mühendisliği’ne

gelen öğrencilerin bir çoğu daha önce programlama yapmamış oluyor. Bölümde her sene 350 öğrenciye verdiğimiz temel lisans dersi olan “Programlamaya Giriş” kapsamında öğrenciler, bilgisayar dillerini, programlamayı ve tasarım yapmayı aynı anda öğrenmek durumunda kalıyorlar. Teorik ders anlatım formunda öğrenciler derste öğrendiklerini uygulamaya geçiremedikleri için, öğrencilerin konuyu anlayıp anlamadıklarını ölçümleyemiyorduk. Bu sene, HP Tablet PC’ler üzerinde öğrencilerle eş zamanlı bir biçimde tasarım ve uygulamaları gerçekleştirerek hangi

noktalarda hatalar yapıldığını sınıf içerisinde anlık olarak tespit edip eksikleri sınav öncesinde giderebilecek pilot bir çalışma yapılmıştır. Eğitim kalitesinin artması için mühendislik derslerinde kullanabileceğimiz açık kaynak kodlu uygulamaların artmasını arzu ediyoruz.”dedi. HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar “Mühen-

düzenlediği bir program kapsamında verdiği HP Laboratuvarları İnovasyon Araştırmaları Ödülü’nü bir Türk profesör kazandı. 28 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen ödül programına, 200 üniversiteden 450'yi aşkın teklif sunuldu. Yapılan değerlendirme sonucu, 34 üniversiteden 41 proje seçildi. Ülkemizden Yrd. Doç. Dr. Alper

HP Eğitimde İnovasyon Fonu Hakkında HP EMEA bölgesi inceleme komisyonu tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda toplam 16 ülkeden 50 proje teklifi fondan yararlanmaya hak kazanmıştı. Hak kazanan proje teklifleri arasında Türkiye’den Boğaziçi, Selçuk, Pamukkale ve İnönü üniversitelerinden gönderilen 4 teklif de yer almıştı. Fondan yararlanma hakkını kazanan 50 eğitim kurumu içindeki bu dört Türk üniversitesinin her biri, toplam değeri yaklaşık 100.000 ABD doları (yaklaşık 75.500 Avro) olan fonun yanı sıra, projeye destek olarak kullanılmak üzere araştırma lideri için ayrılan 10,000 dolar tutarındaki nakit fon da gerektiği takdirde, ithalat masraf ve vergilerinin yanı sıra projeyle ilgili diğer harcamaları karşılamak üzere kullanılabiliyor.

dislik Derslerinde Sınıfta Tasarım” projesinin başarısını kutlayarak: “HP olarak, bu tür projeleri, teknoloji alanında uzman sayısının artmasına katkıda bulunacağı için desteklemeye devam ediyoruz, Türkiye’de dört üniversitede bu hedefimizin hayata geçmiş olmasından gurur duyuyoruz . Türkiye’yi EMEA Bölgesinde gerçekleştirilecek diğer eğitim ve inovasyon programlarına da dahil ederek, ülke ekonomisinin kalkınmasında kritik role sahip olan teknoloji profesyoneli sayısının artmasını sağlamak en büyük dileğimiz. HP kurum olarak tablet PC’leri eğitim ve sağlık sektöründeki kalitenin artırılması için konumlandırıyor, bu konuda da bölgesel olarak sonuç alıyor olmaktan da memnuniyet duyuyoruz” dedi. HP Laboratuvarları İnovasyon Araştırmaları Ödülü ve Yrd. Doç. Dr. Alper Şen HP’nin Ekim 2008'de dünya çapında

Şen de 41 araştırma ödülünden birini almaya hak kazandı. Yaklaşık 3 yıl boyunca Palo Alto’daki HP Labs ile satınalma ihale süreçleri ve tedarik zinciri yönetimi üzerine çalışmalar yürüten Yrd. Doç. Dr. Alper Şen, EMEA bölgesinde sadece 7 ülkeden 41 kişiye verilen bu ödülün sahibi oldu. Ödül programı kapsamında “Satınalma Sözleşmeleri ve İlgili İhale Süreçlerinin Tasarımı ve Analizi” konulu ortak bir araştırma projesi yapan Alper Şen, HP ve diğer birçok organizasyonun satın alma kararlarını daha iyi verebilmesi için, satın alma sözleşmelerinin ve bu sözleşmeleri yüklenecek tedarikçilerin seçiminde kullanılan ihalelerin birlikte tasarımını amaçlayan matematiksel modeller geliştiriyor. Ayrıca projenin sonunda satın alma süreçlerini yöneten insanlara yardımcı olabilecek yönetimsel çıkarımlar bulmayı ve bu konudaki akademik literatüre katkı sağlamayı amaçlıyor. ç Önce Kalite’146 Eylül 2010

33


YENİLEŞİM

Cep telefonunuz çaldığında uyaran mesaj kedisi, saçları ortadan ayıran tarak, mum söndürme makinesi, protestocu kalemlik, çay poşeti sıkma makinesi, güneş pilli uçak, ters yürüyen takunyalar Zihni Sinir’in “proce”lerinden bazıları... Mizah dergisi Gırgır’ın sayfalarında bir çizgi kahraman olarak doğan Zihni Sinir ve “proce”leri, yıllar sonra gerçek hayatta kullanılabilecek ürünler olarak karşımıza çıktı.

Size hem bilim adamı hem mizahçı hem mucid diyorlar. Siz kendinizi nasıl adlandırıyorsunuz? Sanatçı... Keskin ayırımlar yapmada tıkanıyorum. Bir şeyi kolaylaştırmak için bu tür ayrımlar yapılıyor ama sonuçta hepsi birbiriyle çok bağlantılı. Bir olay yaşanıyor ve farklı bir kameradan olayı izleme ihtiyacı hissediyorsa insanlar, yani gerçekliği başka açılardan görmek istiyorlarsa o zaman Zihni Sinir onu gösteriyor. Yani bilime sanata diğer konulara birlikte bakabilen başka bir kamera diyebiliriz.

Yıllar önce mizah dergisi Gırgır’da bizlerle buluşan Zihni Sinir karakterinin yaratıcısı İrfan Sayar, “proce”lerini Taksim’deki atölyesinde meraklılarıyla buluşturuyor.

Z

ihni Sinir yıllar önce doğan ve her zaman popüler olan bir kahraman. Bugüne kadar nasıl kalabildi?

Gırgır dergisindeki karikatürlerle popülerleşmeye başladı önce, sonra ben mizah dergilerinde çizmeyi bırakıp üç boyutlu çizimlere başlayınca bu sefer yeni bir alan açılmış oldu. Hayal dünyasıyla gerçek dünya, sanatla fonksiyonel ürünler arasındaki özellikler sorgulanabilir oldu. Son dönemlerde de Türkiye'de yenilikçilik, yaratıcılık konularının ön plana çıkmasıyla bir kahraman olarak başka açılardan yerini buldu. Aslında üç boyutlu çalışmaları başlatırken, çemberi çok geniş tutmaya çalışmıştım. Bu geniş alan içerisinde çeşitli tecrübelerle hem konuyu irdelemek hem de gelecek olan cevaplar doğrultusunda yeni şeyler yapmayı sürdürüyorum. 34

Önce Kalite’146 Eylül 2010


İrfan Sayar Manisa'da doğan İrfan Sayar, çocukken, çiftçi olan anne ve babasıyla köye gittiğinde, şehirden götüremedeği oyuncaklarının yerine köyde çamur, ahşap gibi malzemeler kullanarak kendi oyuncaklarını üretmeye başladı. Bir süre sonra gerçek oyuncaklardan kendi yaptıklarından aldığı keyfi almadığını fark etti. İşte bir yaratıcılık öyküsü böyle başladı. Manisa Lisesi'nin ardından Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Dekoratif Sanatlar Bölümü, Sahne ve Görüntü Sanatları İhtisas atölyesinden mezun oldu. Akademinin ikinci sınıfındayken Oğuz Aral ile tanıştı. 1975 yılında Gırgır dergisinde profesyonel olarak karikatür çizmeye başladı. Bu arada Porof. Zihni Sinir tipini yarattı. (30 Ocak 1977). Beş arkadaşı ile birlikte "Mikrop" karikatür dergisini

Türkiye’nin genç girişimcilerine ve KOBİ’lerine neler önerirsiniz? Önereceğim yegane şey “yılmamak” olabilir. Çünkü, zaten ne kadar elverişli bir ortamda olursak olalım ilk hareket çoğunlukla olumsuz olacaktır. Muhakkak aksilikler çıkabilecektir. Çünkü birşeyi düşünce platformundan gerçek hayata taşırken inatla olayın üzerine gitmek gerekiyor. Zaten geçmişte buluşların oluşumuna baktığımızda da hep bunu görüyoruz.

çıkardı. Sonra "Hıbır" dergisi yönetiminde bulundu. Hayal Mahsulleri Ofisi adıyla bir şirket kurarak, "RR-Resimli Roman" dergisi çıkardı. Karikatür ve heykel çalışmalarında bulundu. Arnavutköy'deki atölyesinde buluşların üç boyutlularını üretmeye başladı. wwww.zihnisinir.com sitesini yayına açtı. Vizontele filminin baş karakterinin bisikleti, atölyesi ve çeşitli elektronik ve mekanik aletlerini tasarladı. Arnavutköy'deki atölyesini Taksim'de Lamartin Caddesi'ne taşıdı. Atölye, ofis ve gösteri salonu olan yeni mekanına 2005 yılında Porof Vecafe kısmını ekledi. Kurumlara ve minik öğrencilere yönelik Atölye çalışmalarını başlattı. 2008 yılında da seri üretim atölyesini kurdu. TÜBİTAK'ın Bilim ve Teknik dergisinde Porof. Zihni Sinir sayfasını çizdi.

Web sitenizde yer alan Zihni Sinir Üniversitesi nasıl çalışıyor? İnternetin yeni başladığı dönemlerden beri Zihni Sinir sitesi var (www.zihnisinir. com). Orada sanal bir üniversite bulunuyor. Üye olanlar imajlarını da ekliyorlar. Herkes bir karakter yaratmış oluyor. Orada da Zihni Sinir bakış açısında olduğu gibi gerçeklikle oyun birbirine girmiş halde. Aynı alt yapıyla gerçekten bir sanal üniversite oluşturulabilir. Çok gelişmiş bir teknik altyapısı var okulun. Bir Zihni Sinir Parası var mesela bütün kayıplar kazançlar doğrudan rakamsal hale dönüşüyor. Dolayısıyla sınavda aldığınız puan aslında para. Herkesin kasası var, birbirlerine havale gönderebiliyorlar. İmaj ve metin yükleyebiliyorlar. Çok kapsamlı, kaybolunabiliyor içinde.

Önce Kalite’146 Eylül 2010

35


YENİLEŞİM

Kadınların en büyük tutkularına yenileşim ve çevre yön veriyor Geliştirdiği ürünleri ile topluma sosyal, çevresel ve ekonomik anlamda değer kazandırmaya devam eden beyaz eşya sektörü şirketi BSH Ev Aletleri’nin, evdeki yaşam tarzlarımızı ve değişen alışkanlıklarımızı belirlemek üzere düzenlediği anket sonuçlandı.

T

üketicilerin küçük ev aleti satın alırken en çok neye önem verdiklerini çarpıcı bir şekilde ortaya koyan 3.691 kişinin katıldığı “Durma, Keşfet Kendini” adlı anket, kadınların % 55’inin ev aleti alırken en çok yeniliğe önem verdiğini ortaya koydu. Öte yandan kadınların % 20’si çevreye değer katan teknolojileri tercih ederken, %17’si ürünlerin ekonomik olup olmadığına dikkat ediyor, % 8’i ise tasarım ve şıklığa önem veriyor. Türkiye’de Bosch, Siemens, Profilo ve Gaggenau markalarıyla tüketicilerine sosyal, çevresel ve ekonomik anlamda değer kazandıran ürünler geliştiren BSH Ev Aletleri A.Ş. ailesinin “en küçük yapı taşları” olan küçük ev aletlerine yönelik bir anket düzenledi. Anket, değişen “eğilimler” ve “yaşam tarzlarına” dair önemli bilgilerin yanı sıra küçük ev aletleri pazarının bugününe ve geleceğine ışık tutan bilgileri de ortaya koydu. Çağdaş ürünler tüketicinin yalnız aklına değil, duygularına da hitap ediyor Günümüzde küçük ev aletleri, tüketicilerin yaşama bakışını ve tercihlerini yansıtmakta önemli rol oynuyor. Değişen eğilimlerle birlikte tüketiciler artık evde daha çok zaman geçiriyorlar, evlerinde yemek pişirmeyi tercih

36

Önce Kalite’146 Eylül 2010


ediyorlar, dolayısıyla da evlerine daha çok özen gösteriyorlar. Öte yandan çalışan, şehirli insanlar için ev işlerini hızlı yapabilmek de önemli bir ihtiyaç! Bu nedenle tüketiciler, artık pratik olduğu kadar birden fazla ihtiyaca çözüm sunacak kaliteli ürünleri talep ediyor. Kurulduğu günden bu yana tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tüketici alışkanlıklarındaki değişimleri çok yakından takip eden BSH Ev Aletleri, tüketici ihtiyaçlarına yönelik olarak, daha pratik ama aynı zamanda mükemmel sonuçları beraberinde getiren ürünler sunuyor. Geçtiğimiz günlerde BSH tarafından tüketici alışkanlıklarını ve değişen trendleri belirlemek üzere düzenlenen bir anket, hem pratik hem de çok yönlü olan bu ürünlere olan ilgiyi ortaya koyuyor. Kadınlar, en çok yenileşimci ve çevreci ürünleri tercih ediyor Tüketicilerin küçük ev aleti satın alırken en çok neye önem verdiklerini belirlemek üzere 3.691 kişinin katılımıyla düzenlenen “Durma, Keşfet Kendini” adlı anket, kadınların %55’ini (2.021 kişi) küçük ev aleti satın alırken en çok yenileşime önem verdiğini gösteriyor. Bu da her sene cirosunun %3’ünü Ar-Ge yatırımlarına ayıran BSH’ın yıllardır bu alanda yaptığı çalışmalarda ne kadar haklı olduğunu kanıtlıyor. Öte yandan kadınların %20’si (742 kişi) küçük ev aleti satın alırken çevreye değer katan teknolojileri tercih ediyor. Bu da çevre bilincinin ülkemizde her geçen gün daha da yaygınlaştığını gösteriyor. Evlerde sarf edilen elektriğin %65’inin ev aletleri kaynaklı olduğu göz önüne alındığında Türk kadınlarının çevreyi öncelik olarak belirlemesinin önemi de daha iyi vurgulanmış oluyor. Kadınların yenilikçi yaklaşımların

Tüketicilerin küçük ev aleti satın alırken en çok neye önem verdiklerini belirlemek üzere 3.691 kişinin katılımıyla düzenlenen “Durma, Keşfet Kendini” adlı anket, kadınların %55’ini (2.021 kişi) küçük ev aleti satın alırken en çok yenileşime önem verdiğini gösteriyor.

ardından en çok tercih ettiği çevreci yaklaşımlar, BSH’ın bir kez daha sürdürülebilirlik ve enerji verimliliğinde başarılı ürünlerinin tüketici ihtiyaçlarıyla ne denli örtüştüğünü kanıtlıyor. BSH, kahve makineleri ve mutfak robotları gibi akıllı çözümleri ile hem çevreye hem de topluma değer katan teknolojileriyle kadınların ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap veriyor. Son yıllarda BSH, enerji sarfiyatını tüm ürünlerinde önemli oranlarda azaltarak tüketicilerin bu duyarlılıklarına tercüman oluyor. Kadınların yenileşimci ve çevreci yaklaşımların ardından üçüncü sırada ürünlerin ekonomik değeri geliyor. Türk kadınlarının yaklaşık %17’si (629 kişi) küçük ev aletlerini seçerken ekonomik olup olmadıklarına dikkat ediyor, öte yandan tasarım ve şıklık 299 kişi ile son sırada yer alıyor. 3.691 kişinin katıldığı “Durma, Keşfet Kendini” isimli anket, BSH Ev Aletleri A.Ş.’nin değişen alışkanlıklarımız ve önceliklerimiz doğrultusunda ihtiyaçlarımıza net bir şekilde cevap verdiğini ortaya koyuyor. Küresel ısınma ve dünya nüfusundaki artışa paralel olarak, enerji tasarrufu ihtiyacının da giderek arttığı bilincinde olan BSH, sadece günümüzü değil geleceğimizi de iyileştiren teknolojiler üretmeye

devam ediyor. BSH, üç ana kavramı olan sürdürülebilirlik, enerji verimliliği ve yenileşim tutkusundan vazgeçmeden tüketicilerinin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayan ve hayatımıza keyif katan ürünleriyle hem eğilimleri belirliyor, hem de yaşam tarzlarımıza yön veriyor. Anketten “gülümseten gerçekler” Amacı, kadınların dünyasına dair sırlara ışık tutmak olduğu kadar gülümsetmek de olan “Durma, Keşfet Kendini” adlı anket ortaya koyuyor ki kadınlar sanıldığı kadar pırlanta düşkünü değil. “Eşiniz/sevgiliniz önemli bir yıldönümünde pırlanta yerine hangisini alsa onu kafasında paralayacak kadar kızmazsınız?” sorusuna kadınların %39’u (1.463 kişi) “Yeter ki düşünsün, küçük bir tost makinesi bile beni mutlu eder” cevabını vermiştir. İkinci sırada ise yine çevreci görüş var: Birbirinden leziz yemekleri çok kısa sürede hazırlamayı sağlayan enerji tasarruflu bir mutfak robotu… Öte yandan olur da Türk kadınları bir adaya düşerse çoğunluk (1.193 kişi) adada kendilerine efsane bir Formula 1 pilotu ve onun hızına yetişirken bile harika görünecek saçlar için süper hızlı bir saç şekillendirici tercih ediyor. Neredeyse bir o kadar Türk kadını (1.098 kişi) ise ünlü bir İngiliz şef ile çok fonksiyonlu bir katı meyve sıkacağını adaya götürmeyi istiyor. Üçüncülüğü dünyanın en hızlı yüzücüsü ve onun yakalayacağı balıklarla hazırlanacak süper yemekler için özel bir ocak göğüslerken son sırayı Brezilyalı bir futbolcu ve tropik kokteyller hazırlayacak blender alıyor. Türk kadınlarının hayallerini süsleyen küçük ev aletleri ise tek dokunuşla saçlarında harikalar yaratacak bir saç şekillendirici ve yemeğin pişme durumuna göre renk değiştiren ocak...ç Önce Kalite’146 Eylül 2010

37


YENİLEŞİM

Kısa... kısa... yenileşim turu Ge, Avrupa’nın ‘Yenileşim Barometresini’ Açıkladı Tofaş ve Vodafone’dan ‘yenileşimci’ işbirliği TOFAŞ’ın tüm kurum içi mobil telefon, sabit telefon ve internet bağlantılarını birbirine mobil platform üzerinde entegre eden çözüm sayesinde hem tasarruf imkanı sağlanırken aynı zamanda iletişim hızı ve çalışan verimliliğinde de artış sağlandı. Tofaş CEO’su Ali Pandır, “Vodafone Türkiye ile ortak projemiz, diğer bilgi üretimi için yapılan yatırımlarımız; Ar-Ge çalışmalarımız, firma düzeyinde teknoloji ve yenileşime yaptığımız yatırımların bir başka değerli adımını temsil etmektedir. Kulvarlarında ezber bozan TOFAŞ ve Vodafone Türkiye’nin ülkemizde bir ilk olarak ön plana çıkan inovatif işbirliğinin, örnek olacağına inanıyoruz.” dedi.

Volkswagen 2010 Yenileşim Ödülü Otomotiv tedarik sanayinde faaliyet gösteren Standart Profil yenileşim çalışmalarının sonucu olarak Volkswagen 2010 ödülünü aldı.

Başarılı KOBİ’lere ödül İstanbul Ticaret Odası’nın KOBİ’leri yüksek katma değer üretmeye teşvik etmek amacıyla 2004 yılından beri düzenlediği ‘Başarılı KOBİ Yarışması’nın bu yılki ödül töreni İTO Meclis Toplantısı’nda gerçekleştirildi. Altı kategoride verilen ödüllerden Teknoloji ve Yenileşim Kategorisinde ise Teknoloji ve İnovasyon kategorisinde birinci, dünyanın en büyük foto-voltaik sistemini yapan Bisam Cephe Sistemleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi oldu.

38

Önce Kalite’146 Eylül 2010

General Electric (GE), Avrupa Birliği’ndeki inovasyon politikaları ile ilgili bağımsız bir araştırma niteliğindeki ‘GE Yenileşim Barometresi’nin sonuçlarını yayınladı. Brüksel’deki 240 fikir lideri arasında yapılan Araştırma, Avrupa Parlamentosu Üyesi (MEP) Sean Kelly’nin ev sahipliğinde Brüksel’de gerçekleştirilen etkinlikte Araştırma, İnovasyon ve Bilimden sorumlu Avrupa Komisyonu Üyesi Maire Geoghegan-Quinn tarafından lanse edildi. Kilit bulguların bazıları l Araştırmaya katılanların yüzde 90’ı, inovasyonun daha rekabetçi ve yeşil bir ekonomi yaratmak için temel bir araç olduğunu düşünmektedir l Yüzde 86’sı, inovasyona yatırım yapmanın AB’nde iş gücü yaratmak için en iyi yol olduğunu düşünmektedir l Yüzde 91’i, AB’nin, inovasyon ürünlerinin ve hizmetlerinin benimsenmesinin hızlandırılması için yapısal fonlar kullanmasını istemektedir. l Yüzde 78’i, gelişmiş bir inovasyon politikasıyla desteklenmesi halinde Enerji endüstrisinin en çok iş yaratacak sektör olduğunu düşünmektedir; Sağlık sektörü yüzde 66 ile ikinci ve Telekomünikasyon da yüzde 57 ile üçüncü konumdadır. l Yüzde 83’ü daha inovatif bir Avrupa geliştirmek için Kamu/Özel Sektör Ortaklıklarının esas olduğunu düşünmektedir. l Katılanların sadece yüzde 41’i mevcut fikri mülkiyet hakkı düzenlemelerinin inovasyonun AB’nde serpilmesi için yeterli olduğunu düşünmektedir.


Yenileşim herkesin işidir İnşaat malzemeleri sektörünün gerçek gücünü ortaya koyabilmeyi ve sektörde güç birliğini sağlamayı hedefleyen İMSAD, Eczacıbaşı Holding İnovasyon Koordinatörlüğü iş birliğiyle girişimciliğin önemli bir fonksiyonu olan “İnovasyon” kavramına yönelik pratik ve uygulamaya dönük bir çalışma toplantısı (workshop) düzenliyor. Eczacıbaşı Holding İnovasyon Koordinatörü Ata Selçuk’un koordinatörlüğünde gerçekleşecek olan toplantı, 28 Eylül 2010 günü 09.00–17.00 saatleri arasında The Marmara Oteli Taksim’de yapılacak. İki bölüm halinde düzenlenecek toplantı, ‘Hiç bitmeyen yolculuk: İnovasyon’ ve ‘Mavi Okyanus Stratejisi’ başlıkları altında düzenlenecek.

Sun Express’den yenilleşimci yıkama SunExpress, yenilikçi uygulamalarıyla çevreyi koruyor ve yeni motor yıkama sistemiyle kirli suyun aprona sızmasını engelleniyor. Ayrıca yeni yöntemle uçak temizliğinde yıkama yerine silme medoduyla yılda bin 500 ton su tasarrufu sağlanıyor. SunExpress, geliştirdiği yenilikçi uygulamalarla operasyonel verimliliğini artırırken çevrenin korunmasına yönelik önemli adımlar da atıyor. ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi sertifikasına sahip olan firma, uçak motorlarının temizlenmesi esnasında kirli suyun aprona dökülmesini engelleyen yeni bir sistemi hayata geçirirken gövde temizliğinde yıkama yerine dış silme yöntemini geliştirerek, yılda yaklaşık bin 500 ton su tasarrufu sağlıyor. SunExpress’in İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndaki hat bakım departmanı, tamamen kendi imkanlarıyla uçak motorlarlarının temizliği esnasında egzost ve VBV portlarından çıkan kirli suyun aprona dökülmesini önleyen bir motor yıkama aparatı geliştirdi. DHMİ’nin onayından sonra Türkiye`de ilk kez SunExpress tarafından kullanılmaya başlanan kapalı devre motor yıkama sistemiyle atık sular, çevre kuralları dahilinde tasfiye edilerek çevrenin korunması yönünde önemli bir katkı sağlandı.

Coca-Cola’nın büyümesinde yenileşimin payı... Coca-Cola Türkiye, 2010’u yenileşim yılı ilan ederek, yaz döneminde maden suyu kategorisine girdi. Böylece, alkolsüz içecek sektörünün yüzde 90’ını oluşturan tüm kategorilerinde aktif oyuncu olan Coca-Cola Türkiye’nin yeni ürünlerle birlikte toplam 8 kategoride 15 markası oldu. 3 markasının altında geliştirdiği 11 yeni ürünle 4 adım atan şirket, Doğadan markası ile sıcak bitki ve meyve çayını soğuk içecek olarak üretirken, Damla Minera markası ile maden suyu kategorisine girdi. Cappy Çilekli Limonata ile gelişen bu kategoriye yenilik getirilirken, Cappy Ramazan Şerbeti ile Ramazan ayına özel bir ürün geliştirildi.

Nissan’ın yeni kampanyasında ‘yenilikçilik’ vurgusu Bu yılın başında, anti-fren kilinde ve gaz pedallarındaki hatadan ötürü arabalarını piyasadan çekmesi sebebiyle Toyota’nın yaşadığı PR felaketinin ardından, Nissan, “her şey için inovasyon” teması üzerine kurulmuş bir kampanya yürütmeye hazırlanıyor.

GSO’nun ‘Sanayi Başarı Ödül Töreni’ için başvurular başladı Gaziantep Sanayi Odası(GSO) tarafından düzenlenecek ve değişik kategorilerde ödüllerin verileceği 2010 yılı `Sanayi Başarı Ödül Töreni` için başvurular başladı. Düzenlenecek ödül töreninde, Türkiye`nin 1000 büyük sanayi kuruluşları arasına giren Gaziantepli firmaların yanı sıra, üretim faaliyetlerinde markalaşma, Ar-Ge ve inovasyon konusunda başarılı çalışmalar yapmış ve yapmakta olan firmalar ile ulusal ve uluslararası çapta ödüle layık görülen kuruluşlar ödüllendirilecek. GSO’dan yapılan açıklamada, markalaşma, Ar-Ge ve inovasyon konularında çalışmalar yürüten firmaların ya da şahısların yaptıkları çalışmaları değerlendirmek üzere GSO’ya bildirmeleri istendi. Önce Kalite’146 Eylül 2010

39


YENİLEŞİM

2025’te internette neler değişecek? Cisco’nun gerçekleştirdiği ‘Gelişen İnternet’ araştırması önümüzdeki 15 yıl içerisinde internetin nasıl şekilleneceğini ortaya koyuyor. Günümüzün 3 trilyon dolarlık pazar büyüklüğüne sahip internet dünyasını gelecekte, gelişen pazarlardaki henüz internetle tanışmamış olan yaklaşık 3 milyar kişinin şekillendireceği öngörüsünde bulunuluyor.

C

isco, günümüzde 2 milyar kullanıcısıyla 3 trilyon dolarlık pazar büyüklüğüne sahip olan internetin 2025 yılında nasıl büyüyeceğini ortaya koyan “Gelişen İnternet” adlı raporunu yayınladı. Senaryo planlaması konusunda çalışan Monitor Group’un iştiraki Global Business Network’ün (GNB) de imzasını taşıyan bu araştırmada önümüzdeki 15 yıl içerisinde internetin potansiyelinin son noktasına varıp varmayacağı sorgulanıyor. Her ne koşulda olursa olsun gelecekte internetin

araştırma sonucunda internetin geleceğine dair dört değişik senaryo ortaya konarak farklı potansiyel yollar açıklanıp detaylandırılıyor. Altyapı yatırımları, yeni fiyatlama modellerine müşteri geri dönüşleri ve teknolojiyi kabullenme gibi kritik faktörlerin etkilerinin ele alındığı bu senaryolardan üçünde geleceğe yönelik risk ve fırsatların altı çizilirken, ilk senaryoda ise internetin bugünkü hızla genişlemesinin sürebileceği öngörüsüne yer veriliyor.

yolunu belirleyecek itici güçlerin ve belirsizliklerin araştırıldığı bu araştırmada tüm dünya nüfusunun internete bağlı olması durumunda küresel refahı, iş üretimini, eğitimi ve sosyal etkileşimi artırabileceğine dikkat çekiliyor.

Sabater, “Bu yeni kitle halihazırdaki 2 milyar kullanıcıdan çok farklı olacak. Küresel iş modelleri ve ulusal politikalar eski beklentilere, davranışlara, tavırlara, tercihlere ve başarılara dayandırıldığı takdirde çökebilir ve başarısız olabilirler” diye konuşuyor.

Bir yılı biraz aşkın süre içinde toparlanan veriler ve yapılan röportajlarla tamamlanan bu 40

Önce Kalite’146 Eylül 2010

Gelecekte internetle tanışması beklenen 2 veya 3 milyarlık yeni kullanıcı kitlesinin büyük bir bölümünün gelişmekte olan piyasalardan olacağına dikkat çeken raporun eş yazarı ve Cisco Gelişmekte Olan Piyasalar Strateji ve Ekonomi Direktörü Enrique Rueda-

Rapora büyük katkıda bulunan GBN’nin kurucu ortağı Peter


Schwartz ise, “Biz geleceği öngöremeyiz ama 2010 yılında internet bağlantılı olarak yapılan tercihlerin ister istemez uzun soluklu sonuçlar doğuracağını biliyoruz. Bu senaryoların bugünün kararlarının geleceği nasıl etkileyeceği konusunda teknoloji ve siyaset gruplarının stratejik iletişimini tetikleyeceğini umuyoruz” diyor. Disiplinler arası bir ekip tarafından yürütülen bu araştırma, internetin geleceğine damga vuracak şu beş ana bulguya dikkat çekiyor: İnternete bağlı pazarlardaki en büyük büyüme günümüzün yüksek gelirli veya “gelişmiş” ekonomileri dışında gerçekleşecek. İnternetin küresel yönetimi büyük oranda değişmeyecek. "Dijital yerlilerin" internet ile bağları önceki nesillere göre önemli ölçüde farklı şekillerde olacak. Q klavye internetin ana arayüzü olmaktan çıkacak. Tüketiciler internet bağlantısı için çok farklı ödeme yollarını seçebilecek. Sabit fiyatlı ödeme seçenekleri giderek azalacak. İnternetin geleceğini etkileyecek değişimlerin ne yönde olacağına yönelik birçok belirsizlik bulunmasına karşın

rapor gelecekte şu dört farklı senaryonun yaşanabileceğini ortaya koyuyor: DEĞİŞKEN SINIRLAR: Gelecekte internetin daha yaygın ve dağınık biçimde olacağını öngören bu olumlu senaryoya göre teknoloji, internete bağlanmayı ve cihazları daha da düşük maliyetli hale getirecek ve dünya çapındaki talepler hızlı biçimde karşılanabilecek. GÜVENSİZ BÜYÜME: Hükümet ve uluslararası kuruluşların önleyici yeteneklerine karşı gelmek için yapılan acımasız siber saldırılar ve kullanıcıların aşırı güvenlikten sıkıldığı bir internet ortamının gelişeceğinin öngörüldüğü bu senaryoda güvenli alternatiflerin ortaya çıkacağı, ancak çok pahalı olacağı belirtiliyor. YERİNE GETİRİLMEYEN VAADLER: Ekonomik durgunluğun süregeldiği bir dünyada internetin yayılımının azalacağının düşünüldüğü bu senaryoda korumacı politikaların ağ teknolojilerinin gelişimini engelleyeceği ve bunun da ekonomik zayıflığı artıracağı kaydediliyor. YOĞUN İLGİ: İnternetin kendi başarısının kurbanı olacağının öngörüldüğü bu senaryoda ise IP bazlı hizmetlere olan aşırı talebin darboğazlar yaratacağı ve beklentiler ile gerçek internet kullanımı arasında büyük uçurumlar yaratacağına işaret ediliyor. ç

Gelecekte internetle tanışması beklenen 2 veya 3 milyarlık yeni kullanıcı kitlesinin büyük bir bölümünün gelişmekte olan piyasalardan olacağına dikkat çeken raporun eş yazarı ve Cisco Gelişmekte Olan Piyasalar Strateji ve Ekonomi Direktörü Enrique Rueda-Sabater, “Bu yeni kitle halihazırdaki 2 milyar kullanıcıdan çok farklı olacak. Küresel iş modelleri ve ulusal politikalar eski beklentilere, davranışlara, tavırlara, tercihlere ve başarılara dayandırıldığı takdirde çökebilir ve başarısız olabilirler” diye konuşuyor.

Önce Kalite’146 Eylül 2010

41


MÜKEMMELLİK YOLCULUĞU

Kurumsal iletişimde kalite Alp Halil Yörük

İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Siemens A.Ş.

Y

aklaşık 8 yıl önce iş süreçlerimizi gözden geçirirken, iletişim gibi son derece esnek ve disiplinler arası bir alandaki iş verimliliğinin artırılmasının belli araçlara ve sistemlere bağlı olmadan mümkün olamayacağını gördük. Bu çıkarımdan hareketle şirketimizin de kurumsal düzeyde benimsediği yaklaşım olan "EFQM Mükemmellik Modeli”ni iletişim alanında uygulamaya karar verdik ve Siemens Kurumsal İletişim Bölümü olarak mükemmellik yolculuğumuza başladık. Çalışmalarımız kapsamında iletişim bölümü olarak düzenli bir şekilde her yıl vizyon, misyon ve stratejilerimizi ekip olarak hep birlikte değerlendirdik. Bunları şirketimizin stratejileri ve iş hedefleri doğrultusunda yeniledik ve bir sonraki yıl için yeni hedeflerimizi belirledik. Bunun yanında yine mükemmellik anlayışımız doğrultusunda iletişimimizi

42

Önce Kalite’146 Eylül 2010

“Stratejik İletişim Süreci” çerçevesinde gerçekleştirmeye başladık. "EFQM Mükemmelik Modeli”nin belirlediği 9 kriter doğrultusunda kendimizi liderlik, strateji, müşteriler, paydaşlar, çalışanlar ve bu konulardaki tüm çalışma ve iyileştirmelerimizin sonuçları alanlarında değerlendirip, eksik noktalarımızı belirledik. Mükemmellik döngüsünün temel dayanaklarından birisi olan iyileştirme çalışmalarına yönelik projelerimizle eksik noktalarımızı tamamlamaya gayret ettik. Bu değerlendirmeler ve iyileştirmelerin sonunda yönetim, iş ve destek süreçlerimizin her biri için somut ve ölçülebilir kriterler belirleyerek tüm süreçlerimizi ölçümledik. Bütün bu çalışmaları düzenli olarak yapmak tabii ki bizde ve paydaşlarımızda büyük bir kültür değişimi yarattı. En önemli ve bizi motive eden noktalardan bir tanesi de yıllar içinde bu kültür değişiminin sürekli ve sürdürülebilir olduğunu görmek ve yaşamak oldu. Bunu başarmanın en önemli adımı her aşamada stratejimizle aktivitelerimizin her zaman aynı doğrultuda olmasını sağlamaktı.Bu aynı zamanda bizi her yıl vizyonumuza biraz daha yaklaştırırken, misyonumuzun genişlemesini sağladı ve daha fazla sorumluluk alabildik. Za-


Alp Halil Yörük

man içerisinde en başta belirlediğimiz stratejik iletişim planı, basın ilişkileri, iç iletişim /liderlik iletişimi, imaj yönetimi/ reklam ve online iletişim, organizasyon yönetimi süreçlerimizin yanı sıra pazarlama iletişimi, kamu ilişkileri gibi temel iş alanlarını da kurumsal iletişim şemsiyesi altında toplarken zorlanmadık, süreç entegrasyonumuzu yılların verdiği mükemmellik anlayışı ve süreç yaklaşımımızla hızlı ve etkin bir şekilde gerçekleştirdik. Sorumluluk alanımızı genişletmenin yanı sıra zaman ve iş verimliliği, kalite felsefesi ile birleşince iç müşteri memnuniyetimiz önemli ölçüde arttı. Birkaç yıl içerisinde iç müşteri memnuniyetinde 9. sıradan 1. sıraya kadar yükseldik ve lider konumumuzu korumayı başardık. Bu da biz ve paydaşlarımız için “Mükemmellik Yaklaşımı”nın en somut ve değerlendirilebilir sonuçlarından bir tanesi oldu.

TED Ankara Koleji ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mekteb-i Mülkiye) mezunu olan Alp Halil Yörük iş hayatına Koçbank’ta (Yapı Kredi) hazine departmanında başladı. Sırasıyla Merchant Bank (Deutsche Bank) ve Merrill Lynch’te çalıştıktan sonra hazine bölümünü kurmak üzere Siemens’in bünyesine katıldı. Beş yıl hazine bölümünü yönettikten sonra halen yürütmekte olduğu İletişim ve Kamu İlişkileri bölümünün direktörlüğünü üstlendi. Şirket bünyesinde kurulan Mevzuata Uyum (Compliance) Kurulunun da üyesi olan Yörük, Siemens AG’nin dünya çapında görevlendirilmiş belirli sayıdaki Çeşitlilik (Diversity) Elçilerinden birisidir. Görevi gereği şirketi iş örgütlerinde ve sivil toplum örgütlerinde temsil etmekte olup Troia Vakfı’nın yönetim kurulu üyesi ve Propeller Derneğinin de denetim kurulu üyesidir. Gençlerin gelişiminde aktif sorumluluk üstlenmek üzere gerek uluslar arası, gerek yerel ölçekte tüm mentorluk programlarında gönüllü olan Yörük, evli ve iki çocuk babasıdır.

Bir iletişim bölümünde “Mükemmellik Yaklaşımı” nı hayata geçirmenin diğer bir ölçülebilir sonucu da her ne kadar ön plana çıkartmak konusunda temkinli de olsak her yıl belir-

Mükemmellik yaklaşımını benimseyecek ekiplere verilebilecek en önemli tavsiye, mükemmelliği kısa vadede ulaşılacak bir hedef olarak değil, bir yolculuk olarak algılayıp, bunu kişisel ve bölümsel bazda hayata adapte edebilmek ve günlük hayatımızda da işlerimizi yaparken bu anlayışla çalışmaktır. lediğimiz, özdeğerlendirme puanı hedeflerimiz oldu. Bu 8 yıllık zaman zarfında özdeğerlendirme puanımızın her yıl gözle görülür bir şekilde artması iletişim ekibi olarak motivasyonumuzu çok olumlu şekilde etkiledi. 8 yıllık bir sürede başlangıç puanı 156 olan bir olgunluk düzeyini 573 seviyesine çıkartmayı başardık, hedefimiz ise önümüzdeki yıl 600 baremini aşmak ve ödüle başvurabilecek kriterleri sağlamak. Her ne kadar Kalite Ödüllerinde kurumsal bölüm kategorisi olmasa da bunun önümüzdeki yıllarda “Operasyonel Birim” kategorisinin yeniden tanımlanması ile ödül kategorisi olarak ekleneceğine inanıyoruz. İletişim gibi esnek ve disiplinler arası bir konuya mükemmellik anlayışıyla yaklaştığınızda bu konuyu tüm kriterler bazında somut olarak değerlendirme fırsatı yakalanabiliyor. Bu bir yandan hedef kitle ile gerçekleştirilen iletişimin etkinliğini artırırken, bir yandan da hem departmanda hem de paydaşlarda bir kültür değişimi yaratıyor. Strateji ve vizyon

odaklı bir yaklaşım benimsendiğinden stratejiden sapmamayı sağlıyor ve bu da iletişim mesajlarının hedef kitlelerine çok daha etkin ve sürdürülebilir şekilde ulaştırılmasına neden oluyor. Zaten iletişimin de ana hedefi bu. Herşeyden önce başarılı bir takım çalışması gerekiyor ve iletişimde mükemmellik yolculuğu mutlaka kararlılık gerektiriyor. Ki bu yaklaşım ekip içerisinde bir kültür haline gelebilsin ve ekibe sonradan katılan kişiler ya da süreçler kolayca sisteme ve bu kültüre entegre olabilsin. Kültür oluşturmak da zaman ve kararlılık meselesi. Mükemmellik yaklaşımını benimseyecek ekiplere verilebilecek en önemli tavsiye, mükemmelliği kısa vadede ulaşılacak bir hedef olarak değil, bir yolculuk olarak algılayıp, bunu kişisel ve bölümsel temelde hayata uyarlayabilmek ve günlük hayatımızda da işlerimizi yaparken bu anlayışla çalışmaktır. Ancak bu şekilde elde edilen başarılar uzun soluklu ve sürdürülebilir olabilecektir. ç Önce Kalite’146 Eylül 2010

43


ULUSAL KALİTE HAREKETİ

Rekabet ortamında fark yaratabilmek

Duygu Ünlü

MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. Garanti Hizmetleri Yöneticisi

44

Önce Kalite’146 Eylül 2010


K

alite faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

Şirketimizin kalite faaliyetleri, sağlam temellere dayalı kalite yönetim sistemimiz kapsamında yürütülmektedir. Toplam kalite felsefesi üzerine kurulu, müşteri odaklı yönetim sistemimizin esaslarından olan müşteriyi anlamak, ihtiyaçlarını belirlemek ve bu ihtiyaçları karşılamak için stratejiler oluşturmak amacıyla düzenli olarak müşteri memnuniyeti analizleri gerçekleştirmekte ve sonuçlarını titizlikle değerlendirmekteyiz. Sürekli iyileştirmeyi hayat felsefesi haline getirmiş çalışanlarımızın yaratıcı fikirleri ile oluşturulan çözümler sayesinde müşteri memnuniyeti ölçümlerinde her geçen gün daha iyiye giden sonuçlar elde etmekteyiz. Son dönemde gerçekleşen ölçüm sonuçlarına göre %84 müşteri memnuniyeti puanı ile Türkiye genelinde çok önemli bir yer elde ettik. Bu çerçevede başarıyla tamamladığımız önemli projeler arasında, müşteri ilişkileri yönetimimizde kaliteyi arttırmada büyük katkı sağlayan SBYS (Satış Bilgi ve Yönetimi Sistemi) projemiz yer almaktadır. Bu proje, gerçekleştirildiği kuruma ve ekonomiye katkısı, analizin ve uygulamanın kalitesi gibi kriterleri esas alan, Yöneylem Araştırması Derneği (YAD) tarafından düzenlenen “En iyi Endüstri Mühendisliği, Yöneylem Araştırma Projesi ve Uygulaması Yarışması”nda büyük ödüle layık görülmüştür. Periyodik olarak gerçekleştirdiğimiz bayi ve servis denetimleri ile personelimize vermiş olduğumuz satış ve servis eğitimleri hizmet kalitesini arttırma yönündeki önemli uygulamalarımızdandır. Müşteri istekleri, şirket politikalarımız ve hedeflerimiz ile uyumlu süreçlerin oluşturulması ve yönetimi de anahtar

kalite faaliyetlerimiz arasında yer almaktadır. Her sürecimiz için tanımlanmış performans göstergeleri ve bir süreç sorumlusu mevcuttur. PUKÖ döngüsü kapsamında gerçekleşen çalıştaylarda süreçlerin performansı gözden geçirilerek gerekli iyileştirmeler yapılmaktadır. Tüm bu faaliyetlere yön veren vizyon sahibi liderlerimiz ve toplam kalite bilincine sahip çalışanlarımızın katkıları ile sürekli yükseliş gösteren bir başarı grafiği elde etmekteyiz. Ulusal Kalite Hareketi'ne katılma fikri nasıl doğdu? Ulusal Kalite Hareketlerinde temel alınan EFQM Mükemmellik Modeli konusunda eğitim almış, hatta Türkiye’de ve benzer modelde Amerika’da değerlendirici görevlerinde yer almış yöneticilerimiz bulunmaktadır. Bu modeli benimsemiş kuruluşların elde ettiği kazanımlar bizzat gözlemlenmiş ve aynı yaklaşımın şirketimizde de uygulanması isteği ve alt yapısı oluşmuştur. Bu alt yapı ile meydana getirdiğimiz, toplam kalite felsefesine dayalı yönetim sistemimizin, EFQM mükemmellik modeline paralel uygulamalara sahip olduğunu düşünüyoruz. Şirket vizyonu doğrultusunda oluşturulan şirket hedeflerini kişisel hedeflerle ilişkilendirmiş, sonuç odaklı politikalarımızla mükemmelliğe doğru ilerlediğimize inanıyoruz. Mükemmelliğin bir hedef değil, bir yolculuk olduğunun farkındalığıyla “şu an neredeyiz” ve “daha iyiye nasıl ulaşırız” sorusunu daima kendimize sormaktayız. Model çerçevesinde bulunduğumuz konumu belirlemek için, Ulusal Kalite Hareketleri kapsamındaki özdeğerlendirme de şirketimizin önem verdiği bir araçtır. Bu özdeğerlendirme sonuçlarının,

gelecekteki uygulamalarımıza çok önemli katkılar sağlayacağına inanmaktayız. Ortaya çıkan bu ilgi ve ihtiyaçlar sonucunda, Ulusal Kalite Hareketleri’ne dahil olmaya hazır olduğumuza inanarak KalDer ile iyi niyet sözleşmesini imzaladık. Başta mükemmelik proje ekibimiz olmak üzere, tüm çalışanlarımızın desteği ve Türkiye genelindeki diğer organizasyonlara da örnek oluşturabileceğini umduğumuz uygulamalarımız ile gelecekte Kalite ödülünü kazanmayı hedeflemekteyiz. Kalite yolculuğunda geçirdiğiniz evreleri ve kaydedilen aşamaları anlatır mısınız? Kalite yolculuğumuz, MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. olarak ayrı bir yönetim sistemi kurma gerekliliği ile başlamıştır. Burada, sürekli iyileştirmeyi benimsemiş kurum kültürü ve bu kültürün oluşturulmasında çok önemli yeri olan vizyon sahibi liderlerimizin verdiği destek yadsınamaz. Sistemi oluştururken hedefimiz, ISO kalite belgesini almaktan çok daha fazlasıydı. Konu Önce Kalite’146 Eylül 2010

45


ULUSAL KALİTE HAREKETİ

hakkında bilgi ve deneyime sahip çalışanlarımızdan oluşan bir proje takımı kurduk. Ekibimiz, sorumluluk alanlarındaki uygulamaları yine PUKÖ döngüsü çerçevesinde geliştirerek, liderlerimizin de desteğiyle sürdürülebilirliğini sağladı. Devamında, daha önce bir kısmından bahsettiğim faaliyetler birbirini takip etti. Kazanmış olduğumuz bu ivme ile şimdiki hedefimiz, müşterilerimiz için daha farklı değerler oluşturmak ve mükemmellik yolculuğunda ilerlemektir. Bu amaçla da Ulusal Kalite Hareketleri içinde yerimizi almış bulunuyoruz. KalDer’in çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? Türkiye’de kalite bilincinin geliştirilmesi yönünde KalDer’in göstermiş olduğu çabaları ve kurumlara verdiği desteği takdirle karşılıyoruz. Şirket olarak, Türkiye’de kalite bilincinin arttırılması konusunda KalDer’in misyonuna elimizden gelen katkıyı sağlamaya devam edeceğiz. Dileğimiz, bu olanaklardan daha çok kurumun faydalanmak istemesi ve dünya sınıfı Türk şirketlerinin sayısının artış göstermesi ile yaşam kalitesi yükselen ulusumuzun beklenen refah seviyesine ulaşmasıdır. Ülkemizde mükemmellik anlayışının gelişmesi için vereceğiniz tavsiyeler var mı? Kalite anlayışının gelişmesi için, müşteri odaklı politikalara ve toplam kalite yönetimi felsefesinin kurum kültürüne yerleştirilmesine ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bütün bunlar, şüphesiz, üst yönetimlerin çalışmalara tam desteği ile gerçekleşebilmektedir. Burada söz konusu olan, alışılmış yöneticilik kavramı yerine vizyon sahibi liderlik anlayışıdır. Geleceğin liderlerinin yetiştirilmesi stratejik 46

Önce Kalite’146 Eylül 2010

yatırımlardandır. Diğer bir konu ise sistemsel bakış açısıdır. Bilindiği gibi günümüzde kalite konusunda faydalanabileceğimiz birçok araç ve yöntem mevcuttur. Bu yöntemleri uygulayan her şirketin istenilen sonuçlara ulaşamamasındaki etkenlerinden biri, sistemsel bakış açısının eksikliğidir. Önemli olan, kurumların kaliteye sistemsel bakış açısı getirerek, kendilerine uygun araç ve yöntemlerin entegrasyonuyla oluşturdukları yönetim sistemleriyle kalite anlayışını geliştirmek ve yaygınlaştırmaktır. İşte burada, toplam kalite ve buna bağlı olarak mükemmellik modelleri ön plana çıkmaktadır. Kalite bilincini oluşturmak ve toplam kaliteyi yaşam biçimi olarak hayata geçirmek isteyen şirketlerimiz, KalDer gibi kuruluşların etkinliklerine katılım ile diğer organizasyonların örnek uygulamalarını kıyaslama fırsatları bulabilirler. KalDer’in birçok önemli etkinlik ve faaliyetleri arasında, özellikle Ulusal Kalite Hareketleri’ni ilgili kurumlara tavsiye ederim. Sektörünüzdeki kalite anlayışının gelişmesi için neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz? İçinde bulunduğumuz sektör ne olursa olsun aslında kalite anlayışının gelişmesi için atılması gereken adımlar benzerdir. Bu

anlamda, ülkemizde kalite bilincinin yerleşmesi için yapılması gerekenler konusundaki düşüncelerimin, sektörel anlamda da benzer olduğunu söyleyebilirim. Üretim sektöründe faaliyet gösteren firmalardan hastanelere, eğitim kurumlarına kadar değişik sektörlerdeki kuruluşların, aynı mükemmellik modeline göre sistemlerini geliştirerek başarıya ulaşması da aslında bunun en güzel kanıtıdır. Bu sistemlerin oluşturulmasında müşteri odaklılık, liderlik, veriye dayalı karar mekanizmaları, herkesin katılımının sağlanması gibi her sektör için benzer olan prensipler yer almaktadır. Şüphesiz ürün kalitesi ve müşteri beklentilerinde sektörler arası farklılıklar gözlenmektedir. Bunların iyi anlaşılması ve beklentilerin karşılanması gerekmektedir. Fakat, aynı zamanda, bugün kalitenin gelmiş olduğu yer düşünüldüğünde, fark yaratacak uygulamaların, oluşturulan stratejik ve bütünü kapsayan sistemlerde yer aldığı bir gerçektir. Günümüzün rekabetçi ortamında ancak bu farkı yaratabilen şirketler yerlerini korumayı başarabilmektedir. ç



ULUSAL KALİTE HAREKETİ

Değişimin yönetilmesi K Fillo Kargo 7 Ocak 2010 günü Ulusal Kalite Hareketi İyiniyet Bildirgesi'ni imzaladı. Fillo Kargo'nun İnsan Kaynakları Eğitim ve Kalite Müdürü Mihrimah Yıldırım, şirketlerindeki kalite yolculuğunu bizlere aktarıyor.

48

Önce Kalite’146 Eylül 2010

alite faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

2008 yılı sonunda Aras Lojistik, Aras Kurye ve Fillo Kargo tüzel kişilikleri devam etse de Fillo Markası altında tek merkezden yönetilmeye başlandı. 2009’un başından bu yana her ay büyümeye ve sinerjisini arttırmaya devam ederken Toplam Kalite Yönetimi felsefesini benimseyerek Fillo son iki sene içerisinde kalite konusunda önemli aşamalar katetti. Öncelikle tüm yöneticilerin önderliğini yaptığı

Mihrimah Yıldırım

Fillo Kargo İnsan Kaynakları Eğitim ve Kalite Müdürü

bir değişimle üç ayrı şirketin yönetim süreçleri ve operasyonel süreçleri birleştirildi ve bu değişim ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi ile tescil edildi. ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi haricinde yine Toplam Kalite Yönetiminin bir modeli olan EFQM Mükemmellik Modeli doğrultusunda çalışmalar başlatıldı. Tüm yönetim kadrosu süreç eğitimleri ve model eğitimleri alarak yapılan işleri sistemsel hale getirmek için, iyileştirme ve kriter ekipleriyle çalışmalarımıza başlamış olduk.


Ulusal Kalite Hareketine katılma fikri nasıl doğdu? Aras Holding bünyesinde faaliyet göstermekte olan Fillo; holding bünyesinde devam etmekte olan Ulusal Kalite Hareketi çalışmaları ve KalDer ile yapılan görüşmeler sonrasında Ulusal Kalite Hareketine katılma kararını aldık. Değişimi yönettiğimiz ve sistemleri entegre ettiğimiz dönemde modelle tanışmamız başarılarımızın temelini oluşturacağı bilinciyle KalDer’le 07 Ocak 2010 tarihinde İyi Niyet Bildirgesi imzalandık. Mükemmellik yolculuğunda geçirdiğiniz evreleri ve kaydedilen aşamaları anlatır mısınız? Ulusal Kalite Hareketinde çok yeni olmamıza rağmen Toplam Kalite Yönetimi bize yabancı bir kavram olmadığı için kısa sürede büyük adımlar atıldı. 2009 yılı başından günümüze kadar süreçlerin yönetilmesi ve iyileştirilmesi üzerine devam eden çalışmalar ile birlikte Mükemmellik Modeli’ni iş yapma biçimimiz olarak benimsememiz sayesinde Değişimin Yönetilmesi sürecinde yola hazırlıklı çıktık. Birleşmeden sonra tekrar belirlenen temel ve destek süreçlerimiz ile birlikte iyileştirme ve kriter grupları kuruldu. Çalışanlarımızın katılımıyla sürekli iyileştirme felsefesi doğrultusunda çalışmaları devam ettirdik. ISO 9001:2008 belgesi ile tescil edilen Kalite Yönetim Sistemimizle 2010 yılında Mükemmellikte Kararlılık basamağını atlayarak Mükemmellikte Yetkinlik başvurumuzu yaptık. Kitabımızı yazmaya başladığımızda her çalışanımızın inancı ve heyecanı sistemlerin yazılması aşamasında işimizi kolaylaştırdı. Bu uzun soluklu yolculuğumuzda yaptığımız özdeğerlendirmelerle iyileştirmeye

FILLO KARGO 1998'de Kargo sektöründe faaliyet göstermeye başlayan şirketimiz, 2003 yılından itibaren FILLO Kargo olarak, Aras Holding bünyesinde hizmetlerine devam etmektedir. FİLLO 2009 yılında Aras Holding bünyesinde bulunan ve her biri alanında uzman olan Fillo Kargo, Aras Lojistik ve Aras Kurye'nin birleşmesi ile yeniden yapılanmıştır. Bu üç kuruluşun gücü, müşterilerinin tedarik zincirinde daha etkin ve verimli olmasını sağlayacak hizmetleri rahatlıkla sunabilecek bir şekilde bir araya getirilmiştir. Fillo, hammadde tedarikten ürün dağıtımına, satış sonrası hizmet

açık alanlarımızı güçlendirerek her geçen gün mükemmelliğe bir adım daha yaklaşmaktayız. KalDer’in çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? Mükemmellik kültürünün yaşam biçimi haline dönüştürülmesi yolunda Gönüllülük değeri ile hareket etmekte olan bir KalDer; deneyimli, bilgili ve bu deneyim ve bilgilerini paylaşmaktan asla çekinmeyen ekibi ile Türkiye’nin tamamında çalışmalarına devam etmekte ve başarıları her platformda göstermektedir. Mükemmellik yolculuğumuzda KalDer’i bir yol arkadaşı olarak görmekteyiz. Ülkemizde kalite anlayışının gelişmesi için vereceğiniz tavsiyeler var mı? Tüketici tarafından oluşturulan algının haricinde kalitenin bir iş yapma biçimi olmasının ve sadece pazar payı arttırmak gibi hedeflerle değil felsefe olarak benimsenmesini

desteğinden ters lojistik hizmetlerine kadar tedarik zincirinin tüm aşamalarında müşterisinin ihtiyacına özel çözümler üreten bir firmadır. Fillo sektör odaklı bir lojistik hizmeti anlayışına sahiptir. Bu sayede müşterilerine piyasadaki rekabet koşullarında avantaj sağlar. Fillo sunduğu hizmetleri müşterilerinin taleplerine göre şekillendirebilecektir. Fillo Kargo'nun hizmetleri: Kargo Hizmetleri, Şehirlerarası Taşımacılık (Karayolu) ve Şehir içi Toplama/Dağıtım, Depolama Hizmetleri, Depo içi Katma, Değerli Hizmetler, Şehir içi Dağıtım ve, Taşımacılık Hizmetler, Odaklı/Özel, Hizmetler, Kurye Hizmetleri.

sağlamak için yapılan çalışmalara daha fazla değer verilmesi gerekmektedir. Bu Farkındalığı yaratmayı amaç edinmiş KalDer’in yarattığı algının desteklenmesi ve yaratılan değerin gün geçtikçe katılımlarla desteklenmesine katkıda bulunulmalıdır. Sektörünüzdeki kalite anlayışının gelişmesi için neler yapılması gerektiğini düşünüyor sunuz? Lojistik sektörünün diğer tüm sektörlerle olan ilişkisinden dolayı lojistik sektöründeki anlayış diğer tüm sektörleri etkilemektedir. İmalat sanayinde son ürün maliyetinin ortalama %12’inin taşıma, depolama gibi lojistik faaliyetlerine ait olması örneğinde görüldüğü gibi lojistik sektöründe kalite kavramının tüm süreçlere yayılması ile hem mevcut sektörde hem de diğer tüm sektörlerde rekabet gücü başta olmak üzere verimlilik ve etkinliğin artması sağlanabilecektir. ç Önce Kalite’146 Eylül 2010

49


TÜRKİYE MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ENDEKSİ

Ulusal Endeks 0,5 puanlık artışla 75,6 olarak gerçekleşti Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi 2010 yılı 2. çeyrek ölçümlerinde ambalajlı su, meyve suları, akaryakıt istasyonları, havayolları ve küçük ev aletleri sektörleri kapsandı. 2009 yılı ölçümleri ile karşılaştırıldığında, meyve suları, akaryakıt istasyonları, havayolları sektörlerinde müşteri memnuniyeti artarken, ambalajlı su sektöründe aynı seviyede kaldı.

A

CSI (American Customer Satisfaction Index), National Quality Research Center ve Michigan Üniversitesi lisansı ve proje yönetim desteği ile yürütülen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) ile, 2005 yılından beri her 3 ayda bir, cep telefonundan gıdaya; binek otomobilden bankacılığa kadar 25’i aşkın sektörde müşterilerin memnuniyeti ölçülerek, sonuçlar kamuoyunu açıklanıyor. En kapsamlı ve örnek uygulama Türkiye’den KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A.Hamdi Doğan, yaptığı açıklamada, ACSI modeli ile dünyada Amerika dahil 20’yi aşkın ülkede müşteri memnuniyeti endeksinin ölçüldüğünü ve modelin sahibi olan Amerika’dan sonra en kapsamlı ve örnek uygulamanın Türkiye’de gerçekleştirildiğini söyledi.

50

Önce Kalite’146 Eylül 2010

80 79

TMME

78

ACSI

77 76 75 74

74.1 73.5

73 72

74.4

73.8

73.9

Q1 2006

Q2 2006

74.4 74.3

74.9

75.2

74.5 73.9

75.3

74.1

75.2

74.6

74.9

74.3

75.2

75.7 75.1

75

74.7

74.6

76

76.1

76

75.9

75.9

75

75.1

75.1

Q3 2009

Q4 2009

Q1 2010

75.8 75.2

75.2

75.9

75.6

73.4

72.5

71 70 Q4 2005

Q3 2006

Q4 2006

Q1 2007

Q2 2007

Q3 2007

Q4 2007

Q1 2008

Q2 2008

Q3 2008

Q4 2008

Q1 2009

Q2 2009

Q2 2010

Ambalajlı su sektöründe Erikli; meyve suları sektöründe Pınar; akaryakıt istasyonları sektöründe Opet ve Shell; havayolları sektöründe Türk Hava Yolları; küçük ev aletleri sektöründe ise Bosch, Beko ve Arçelik müşteri memnuniyetinde en yüksek puanları alarak birinci oldular.

TMME, kurumsal karne niteliği taşıyor TMME ile Türkiye’nin rekabet haritasının çıkarıldığını belirten KalDer Yönetim Kurulu Başkanı, “TMME üyelerine iletilen detaylı raporlar kuruluşlar için hem kendi hem de rakiplerinin durumunu görerek strateji geliştirebilecekleri bir kurumsal karne niteliği taşıyor, 5 yıllık bilgilerin de yer aldığı TMME raporları kuruluşlara, geçmişle bugünü kıyaslama imkanı sağlıyor” dedi. Vatandaş memnuniyeti de ölçülmelidir ACSI modeli ile Amerika’da 1993 yılından beri vatandaş memnuniyetinin de ölçüldüğünü ve ölçüm sonuçlarının performans göstergesi olarak kullanıldığını belirten Doğan, Amerika’da vatandaş memnuniyeti ölçümlerine başlanmadan önce dünyada en iyi 60 modelin incelendiğini,

en güvenilir ve en uygun modelin ACSI modeli olduğu görülerek uygulamanın başlatıldığını ekledi. Türkiye’de de vatandaş memnuniyeti ölçümesinin önemini vurgalayan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı, “vatandaş memnuniyeti ölçümü ile kamu kurumları, öncelik ve hedeflerini tanımlayabilecek ve başarılarını ölçebileceklerdir, vatandaş memnuniyeti performansına göre kamu kuruluşlarına kaynak ayrılması başarılı kurumların desteklenmesini sağlayacaktır” dedi. Vatandaş memnuniyeti ölçümleri için devletin ilgili kurumlarının karar ve desteğine ihtiyaç duyduklarını söyleyen Doğan, “Beş yıldır özel sektörde sürdürdüğümüz Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi çalışmamız vatandaş memnuniyeti ölçümlerine temel oluşturacak niteliktedir” dedi.ç


Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) 2006-2010 2. Çeyrek TMME Sonuçları Türkiye Sonuçları TMME

ABD Sonuçları

200

2007

2008

2009

2010

73.9

74.1

73.4

75.2

75.6

Sektörel Sıralama 1. Çeyrek 2006-2010 Sıra

TMME TMME TMME TMME TMME Sektör 2006 2007 2008 2009 2010

Sektör

Sektör

Kurum Marka

1 Ambalajlı Su*

80

80 Pınar Aroma Cappy Dimes Tamek İçim Meyöz Meysu Diğer

3 Akaryakıt İstasyonları

78 Opet Shell Petrol Ofisi BP Diğer

4 Havayolları

82 82 78

80 80 77

79 79 75

Ölçülmedi

Ölçülmedi

Ölçülmedi

74

73

70

80 79 78 77 72

Su Meyve Suları Akaryakıt İstasyonları Havayolları

Ölçülmedi

Türk Hava Yolları AtlasJet Sun Ekspres Pegasus Onur Air Diğer

82 86 83 84 83 75 80

80 84 83 83 82 80 83

79 84 81 82 79 76 76

Ölçülmedi

Ölçülmedi

Ölçülmedi

80 82 86 82 81 81 84 85

77 80 83 82 79 80 79 85

76 79 82 79 82 79 80 83

Ölçülmedi

Ölçülmedi

Ölçülmedi

73 75

77 75

78

Kurum Marka

2009

2010

75.1

76.1

75.9

ACSI 2006

ACSI 2007

ACSI 2008

ACSI 2009

ACSI 2010

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

71 65

70 63

74 62

76 64

66

ACSI 2006

ACSI 2007

ACSI 2008

ACSI 2009

ACSI 2010

Ambalajlı Su

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Meyve Suları

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

Ölçülmüyor

70 72

77

75

78

Akaryakıt İstasyonları*

71

70

74

76

Açıklanmadı

79 79 77 77 74 74 78 76

80 77 76 76 76 73 80 71

79 77 73 74 71 70 76 66

Ölçülmedi

Ölçülmedi

Ölçülmedi

68 70 69

66 68 67

68 65 67

80 80 77 74 75 72 77 75 70 68 68 73

65 74 74 67 62 64 62 61 63

63 76 75 69 60 59 61 61 56

62 79 75 62 62 60 54 57 56

64 81 77 68 60 64 59 57 56

66 79 75 71 63 62 62 61 60

Havayolları Southwest Airlines Co Diğer Continental Airlines İnc. American Airlines (AMR) Delta Airlines Inc. US Airways Group Inc. United Airlines (UAL C.)

Ölçülmedi

Bosch Beko Arçelik Philips Arzum Tefal Braun King Sinbo Diğer

2008

75.3

79 84 83 82 79 79 79 76 77 80 83 82 81 81 80 80 78 74 72

Nortwest Airlines Co.

5 Küçük Ev Aletleri

2007

74.4

Kurumsal Sıralama 2. Çeyrek 2006-2010

TMME TMME TMME TMME TMME Sektör 2006 2007 2008 2009 2010

Erikli Nestle Pınar Hayat Sırma Aytaç Damla Su Diğer 2 Meyve Suları

2006

Sektörel Sıralama 1. Çeyrek 2006-2010

1 Meyve Suları* 80 2 Su* 80 3 Akaryakıt İstasyonları 78 Ölçülmedi 4 Küçük Ev Aletleri Ölçülmedi 5 Havayolları Kurumsal Sıralama 2. Çeyrek 2006-2010 Sıra

ACSI

Ölçülmedi

Ölçülmedi

Ölçülmedi

77 82 82 82 81 79 78 77 74 70 73

*Meyve Suları ve Ambalajlı Su sektörleri 2006 yılında Alkolsüz İçecekler kategorisi altında ölçülmüşlerdir. **Memnuniyet sadece sektör düzeyinde ölçülmüştür.

Önce Kalite’146 Eylül 2010

51


ŞUBELERDEN HABERLER-ANKARA

13. Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı 14 Ekim’de! KalDer Ankara Şubesi tarafından düzenlenen 13. Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı bu sene 14 Ekim 2010 tarihinde ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Ülkemizde kalite çemberleri uygulamalarının yaygınlaştırılması farklı sektörlerdeki başarılı uygulamaların ve bilgi birikiminin paylaşılması amacıyla her yıl KalDer tarafından Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı gerçekleştirilmektedir. 14 Ekim 2010 tarihinde on üçüncüsü düzenlenecek olan konferansa, kalite profesyonelleri, kuruluş yöneticileri ve çalışanların oluşturacağı 600 kişilik katılım beklenmektedir. Konferans bünyesinde bu yıl üçüncü kez, “Kalite Çemberi Ödülü” verilecektir. 8 Kalite Çemberi Finale Kaldı! Şubat ayında değerlendirici başvuruları ile başlayan 2010 Yılı kalite Çem52

Önce Kalite’146 Eylül 2010

beri Ödül sürecinde ikinci aşamaya girildi. 14 Temmuz tarihinde gerçekleştirilen toplantıda, değerlendiriciler tarafından sunulan uzlaşım puanları ışığında 11 başvurunun 8’inin finale kalmasına ve bu kalite çemberlerine saha ziyareti gerçekleştirilmesine

karar verildi. Ağustos sonunda biten saha ziyaretleri sonrasında ödül alacak kalite çemberleri, 14 Ekim 2010 tarihinde gerçekleştirilecek 13. Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı’nda açıklanacak. ç

2010 Kalite Çemberi Ödülü Finalistleri KURUM

ÇEMBER ADI

İnci Akü

Grup Anemon

Schott Orim Cam

Grup Bepanthen

Boytaş Mobilya

Grup Periyod

Boytaş Mobilya

Non-Stop

Odtü Mersin Koleji

Okuyan Çocuk İçimizde Umut

Kordsa Global

Etkin Bakım 2

2 Gizli Firma KalDer üyelerine 80 TL, diğer katılımcılara 105 TL olan Konferans katılım bedelleri ve program hakkında detaylı bilgi edinmek ve kayıt yaptırmak için www.kalder.org adresini ziyaret edebilirsiniz.


ŞUBELERDEN HABERLER-BURSA

KalDer Bursa Şubesi faaliyetleri 2010 Bursa Kalite Ödülü Deneyim ve Paylaşım Toplantısı gerçekleşti Çağdaş kalite anlayışının yaygınlaşması, kalite çalışmalarının teşvik edilmesi ve ödüllendirilmesi amacıyla 1998 yılından bu yana BUSİAD ve KalDer Bursa Şubesi işbirliği ile yürütülen Bursa Kalite Ödül süreci, 16 Eylül 2010 Perşembe günü yapılan “2010 Bursa Kalite Ödülü takviminin açıklandığı Basın Toplantısı” ve ardından gerçekleşen, 2009 Bursa Kalite Ödülü sürecinde yer alan kurum ve kuruluşların deneyimlerini aktardığı “Paylaşım Konferansı” ile başladı. Basın toplantısında BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı M. Arif ÖZER, KalDer Bursa Şubesi Yönetim Kurulu

Başkanı Emin DİREKÇİ, KalDer Bursa Şubesi Bursa Kalite Ödülü Yürütme Kurulu (BKÖYK) Başkanı Sadettin ÇİÇEK süreç hakkında kamuoyunu bilgilendirdi. Ardından gerçekleşen Paylaşım Konferansı’nda 2009 yılında ödül sürecinde yer alan Makbule Atadan Anaokulu Müdürü Kezban ERKEN, Gıda Kontrol ve Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürü Harun SEÇKİN, Zübeyde Hanım Kız Meslek Lisesi Müdür Yrd. Emel KARA, Farba Genel Müdürü Ayhan GÜRBAY ödül sürecindeki deneyimlerini paylaştı.

Üniversite Öğrencilerine Yönelik Kalite Personeli Yetiştirme Programı'nda 5. Dönem Başlıyor Uludağ Üniversitesi ve KalDer Bursa Şubesi işbirliğinde 2006’da başlayan ve bugüne dek 167 öğrencinin katıldığı Kalite Personeli Yetiştirme Programı’nın beşincisi 16 Ekim 2010’da başlıyor. Kalite anlayışının ülke genelindeki özel ve kamu kuruluşlarında yaygınlaştırılması, öğrencilerimizi TKY konusunda eğiterek iyi bir iş yaşamına başlamalarını sağlamak amacıyla gerçekleştirilen programda; kaliteye giriş ve toplam kalite yönetimi, kalite araçları ve teknikleri ve standartlar hakkında bilgiler veriliyor. Programlar arasında uzman konuk konuşmacılar yer alarak deneyimlerini öğrencilerle paylaşıyor. Eğitmenler; toplam kalite yolculuğunda tecrübeli kuruluşların örnek uygulamalarında fiilen yer alan deneyimleri üst seviyede olan yöneticiler ve özel sektörü yakından takip eden Uludağ Üniversitesi’nin değerli akademisyenlerden oluşuyor. İş hayatına atılmadan önce katılan öğrencilerin TKY konusunda donanımlı olarak mezun olmaları konusunda avantaj sağlayan program, ortalama 10 hafta sürecek ve hafta sonları gerçekleşecek. Programı bitiren öğrencilere belgeleri törenle verilecek.

Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler MYO Mezuniyet Töreni KalDer Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Emin Direkçi ve Genel Sekreter Aykan Kurkur 22

Haziran 2010 tarihinde Fethiye Kültür Merkezi’nde düzenlenen U. Ü. Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu mezuniyet törenine katıldı. U. Ü. Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Rıdvan Ezentaş’ın daveti ile Emin Direkçi ve Aykan Kurkur öğrencilere mezuniyet belgelerinin takdiminde yer aldı ve öğrencilere bundan sonraki iş yaşamlarında başarılar dilediler.

Üyelerimizden Presmetal UKH’ye katıldı Presmetal yöneticileri Serkan Atay, Macide Binici, Gözde Deliömeroğlu, Veysel Sırlı ve Halim Ferik’in katılımıyla gercekleşen sunumun ardından Presmetal UKH İyi Niyet Bildirgesini imzalayarak “Kalite yolculuğunda ben de varım” dedi. ç Önce Kalite’146 Eylül 2010

53


ŞUBELERDEN HABERLER-İZMİR

1 Nolu F Tipi Cezaevi bir ilki Gerçekleştiriyor… Türkiye’de ilk defa bir cezaevi kalite çalışmalarında KalDer’in profesyonel tecrübesinden yararlanarak mükemmellik yolunda önemli bir adım attı… 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu, KalDer İzmir Şubesi’ne üye oldu ve İyi Niyet Bildirgesi’ni imzalayarak, Ulusal Kalite Hareketi’ne girdi. 2009 Eylül ayında, Kurum yönetimine atanan Kurum Müdürü Ayhan ÇAPACI ile geçmişte yapılan çalışmalar yeniden tanımlandı ve Ayhan ÇAPACI liderliğinde Ceza İnfaz Kurumları içerisinde daha önce yapılmamış projeler hayata geçirildi. Kurum psikoloğu Ece Atalay Telsarar konuyla ilgili “Kurumumuzda İdari kadronun değişmesi ile başlayan kurumsal değişikliğin bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği düşüncesi ile arayışımızda KalDer’le tanışıp, değişim ve gelişimimizi sistemli bir şekilde geliştirmek amacıyla katılmaya karar verdik.” dedi. Bu projelerle hedeflenen yalnızca hizmet vermek değil, verilen hizme54

Önce Kalite’146 Eylül 2010

tin kalitesinden ödün vermeyerek sürekliliğinin sağlanması oldu. Bu çalışmalar “oluşturulan kalitenin tescillenmesi ve ölçülebilir hale getirmesi” düşüncesini doğurdu. Bu düşünce KalDer İzmir Şubesi ve 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’nun kesişme noktası oldu. KalDer İzmir Şubesi, 1 Nolu F Tipi Cezaevi’ne mükemmellik yolculuğunda refakat edecek, ona yol haritası çizecek ve onu Kalite Ödülleri’ne hazırlayacak. Bu sayede “Kurumda geliştirmeye çalışılan programlar sistematik hale gelecek ve bir standart kazandırılarak, kurum

misyonunu duyurmak konusunda yardımcı olacak.” T.C. Adalet Bakanlığı’ndan alınan onayla başlatılan faaliyetler Türkiye’deki başta F tipi olmak üzere cezaevlerinin Avrupa standartlarına getirilmesi konusunda örnek ve daha önce benzeri olmayan bir çalışma olacak. 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu ilerleyen günlerde de Türkiye’de bulunan ceza infaz kurumları içinde farklılığını ortaya koyarak, yasaların öngördüğü çerçevede vizyonu ve misyonu ile örnek ortaya koyarak çalışmalarına devam edecek.ç


ŞUBELERDEN HABERLER-ESKİŞEHİR

KalDer Eskişehir Şubesi Üyeleri İftar Yemeğinde Buluştu Ulusal Kalite Hareketi Katılımcıları ve Kalite Ödülü Sahipleri Deneyimlerini Paylaştı Ege Bölgesi’nde kalite bilincinin yükseltilmesi ve yaygınlaştırılması, kuruluşların kalite yönündeki çabalarının özendirilmesi ve ödüllendirilmesi amacıyla bu yıl altıncısı düzenlenen Kazananlar Konferansı 15 Eylül 2010 tarihinde Kaya İzmir Termal & Convention Oteli'nde yapıldı. Ulusal Kalite Hareketi (UKH), KalDer’in başlatmış olduğu bir Toplam Kalite seferberliği ve ülkemizde daha çok kuruluşun TKY’ni benimsemesi doğrultusunda bir sivil toplum hareketi yaratma girişimidir. Bu harekete katılan kurum ve kuruluşlar, EFQM Mükemmellik Modeli ve Özdeğerlendirme eğitimi ile birlikte, TKY çalışmalarında KalDer gibi bir ortağın rehberlik ve desteğini yanlarına alarak, performanslarını yükseltme olanağını elde etmektedirler. Yerel Kalite Ödülleri, Bölgemizdeki kurum ve kuruluşların başarılı TKY çalışmalarını duyurmak, bilgi ve deneyimlerini paylaşmak ve EFQM Mükemmellik Modeli çerçevesinde değerlendirerek Büyük İşletme ve KOBİ kategorilerinde ödüllendirmek amacıyla, KalDer İzmir Şubesi öncülüğünde yürütülen bir etkinliktir. Gerçekleştirilen konferansta önceki yıl KalDer İzmir Şubesi 2010 yılı ödül sürecinin kazananları, Ulusal Kalite ödülü kazanan kuruluşlar, Avrupa Kalite Ödülü kazanan kuruluşlar ve KalDer İzmir Şubesi 2010 yılı Ulusal Kalite Hareketi katılımcıları deneyimlerini paylaştılar. ç

KalDer Eskişehir Şubesi, üyeler arasındaki işbirliği ve kaynaşmayı güçlendirmek amacıyla 6 Eylül 2010 Pazartesi günü Eskişehir Anemon Otelde bir iftar yemeği düzenledi. Derneğin seçkin üyelerinin, aynı zamanda Eskişehir ileri gelenlerinin katıldığı davette Yönetim Kurulu Başkanı Uz. Dr. A. Burak Erdinç üyelere katılımları için teşekkür ettiği bir konuşma yaparken Şube Genel Sekreteri Salih Yalçın, KalDer Eskişehir Şb.’in 2010 yılında verdiği eğitimler, kurum ziyaretleri ve diğer etkinlikleri hakkında ayrıntılı bir sunum aktardı. Gecede KalDer Ailesine yeni katılan Sedef Medya’nın sahibi ve yöneticisi Fatih Sezer’e Katılım Belgesi YK Başkanı Uz. Dr. A. Burak Erdinç tarafından sunuldu. Ayrıca gecede KalDer’in 2011 yılı Mayıs ayında düzenleyeceği Kalite Şöleni’nin ana temasını belirlemek üzere küçük bir anket düzenlendi. İlerleyen saatlerde geniş bir yuvarlak masa etrafında toplanan üyeler KalDer’in 2011 yılı hedefleri, daha sağlıklı bir yayılım, tanıtım ve eğitim faaliyetleri için neler yapılabileceği konularında görüş alışverişinde bulundu. Üyelerden bazıları bu konularla ilgili gönüllü görevler üstlendiler. Geceden keyifle ayrılan üyeler KalDer’in bu tür etkinliklerle üyelerini daha sık bir araya getirmesi dileğinde bulundular. ç

2011 Yılı Ödül Süreci Değerlendirici Başvuruları Başladı! Prestijli bir görev olan ödül değerlendiriciliği için her yıl düzenlenen eğitimlerin tarihleri belli oldu. Ülkemizde ve Ege Bölgesi’nde kalite bilincinin yükseltilmesi ve yaygınlaştırılması, kuruluşların kalite yönündeki çabalarının özendirilmesi ve ödüllendirilmesi amacıyla 2002

yılından bu yana düzenlenen “Ege Bölgesi Kalite Ödülü” ile kuruluşların süreçlerinde iyileştirmeye açık alan olarak belirledikleri konularda yaptıkları ekip çalışmalarının değerlendirildiği “Yılın Başarılı Ekibi Ödülü”nün değerlendirici başvuruları başladı. Bu sene değerlendirici eğitimleri Model ve Vaka eğitimleri olarak iki bölümde yapılacak.

2011 Yılı Yerel Kalite Ödülleri Değerlendirici Eğitim Tarihleri: Ege Bölgesi Kalite Ödülü Model Eğitimi 5–6 Ekim 2010 Vaka Eğitimi 23–24 Kasım 2010 Yılın Başarılı Ekibi Ödülü Model Eğitimi 7 Ekim 2010, Vaka Eğitimi 25 Kasım 2010 ç

Önce Kalite’146 Eylül 2010

55


KalDer’den Haberler

KalDer, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'yu ziyaret etti KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A.Hamdi Doğan, KalDer Yönetim Kurulu Üyesi Önder Kıratlılar, KalDer Genel Sekreteri Selim Güven ve KalDer Ulusal Kalite Ödülü Sorumlusu ve Üye/Gönüllü İlişkileri Yöneticisi Orhan Argon ile birlikte 30 Temmuz 2010 tarihinde İstanbul Valisi Sn. Hüseyin Avni Mutlu’yu ziyaret etti. Doğan, İstanbul Valiliği görevine atanan Sn.Mutlu’yu kut-

ladı. Doğan aynı zamanda KalDer’in gelecek hedef ve stratejilerinden, Valilik ve KalDer arasında olabilecek işbirliğinden, Valiliğin ve bağlı müdürlüklerde (Milli Eğitim) kalite alt yapısının iyileştirilmesi ve İstanbul Kalkınma Ajansı ile KalDer’in ortak bir çalışma yapılmasından bahsetti. Mutlu ise KalDer’in çalışmaları konusundaki takdirlerini ve elinden gelecek her türlü desteği sağlayacağını ifade etti.ç

AB destekli, Türkiye Kalite Altyapısının Güçlendirilmesi Projesi başladı hedef grupları arasında kamu kesimi ve özel sektörün yanı sıra tüketiciler de bulunuyor. Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ticarette teknik engellerin ortadan kaldırılması ve taraflar arasında malların serbest dolaşımının sağlanması amacıyla uygulanacak olan Türkiye’de Kalite Altyapısının Güçlendirilmesi (TKAG) Projesi başladı. AB tarafından finanse edilen ve Merkezi Finans ve İhale Birimi (MFİB)’nin sözleşme makamı olduğu 4.8 Milyon Euro tutarındaki projede kamu kesimini Dış Ticaret Müsteşarlığı, özel sektörü ise KalDer temsil ediyor. Proje kapsamında metroloji, standardizasyon, akreditasyon, gibi alanlarda kısa dönem teknik destekler, ülke raporları, laboratuarlar arası karşılaştırma ve yeterlilik testleri, ve farkındalık yaratma etkinlikleri düzenlecek. Türkiye’de Kalite Altyapısının Güçlendirilmesi Projesi’nin açılışı 22 Eylül 2010, Çarşamba günü Ankara Sheraton Otel’de düzenlenen törenle gerçekleşti. Açılış törenine Dış Ticaret Müsteşarı Ahmet Yakıcı, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Müsteşarı Michele Villani, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A.Hamdi Doğan ve MFİB Başkanı Muhsin Altun da konuşmacı olarak katıldı. Avrupa Birliği tarafından finanse edilen 4.8 milyon Euro tutarında yeni bir proje hayata geçiyor. Ana faydalanıcıları Dış Ticaret Müsteşarlığı ile KalDer olan Türkiye’de Kalite Altyapısının Güçlendirilmesi Projesi’nin (TKAG) sözleşme makamı ise Merkezi Finans ve İhale Birimi (MFİB). 27 ay sürecek projenin 56

Önce Kalite’146 Eylül 2010

Açılış konuşmasını yapan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan, “Türkiye ekonomisi uluslar arası, yüksek kalite beklentili müşterilerin isteklerini karşılamadaki başarısı, başarı ile gerçekleştirdiği yapısal reformlarla mali krizlere ne kadar dayanıklı olduğunu göstermiş ve bu başarılarını dış satımdaki sıçramalı artışlarla perçinlemiştir. Yıllık 500 Milyar Dolar gibi hedefler artık kimseyi şaşırtmıyor. KalDer olarak bu başarının sürmesi için katma değer payı yüksek, kalitesine güvenilir, yenilikçi ürünleri artan oranlarda uluslar arası pazarlara sunma yolunda bu projenin de yaşamsal katkısı olacağına inanıyoruz.” dedi.ç



MÜZE

Tarihe ışık tutan

1001 İCAT 1000 yıllık tarihi süreçte İslam Medeniyetinin dünya bilim ve teknolojisine yaptığı katkının interaktif olarak aktarıldığı “1001 İcat” adlı sergi, Londra’dan sonra İstanbul’da açılıyor. Sultanahmet Meydanı’nda 1000 metrekarelik kapalı alanda açılacak olan sergide bilim tarihine ışık tutacak birçok eserin… yanısıra teknolojinin yardımıyla geçmişe uzanan sanal tarihi yolculuklar da yapılabilecek. İslam Medeniyetindeki kültürel ve bilimsel mirasın yeni nesillere en doğru şekilde aktarıldığı sergi, 17 Ağustos’tan itibaren 5 Ekim 2010 tarihine kadar görülebilecek.

S

ergide, 700-1700 yılları arasındaki bin yıllık döneme ait, Ortaçağ’da Arap doktorların, gökbilimcilerin kullandığı araç gereçten, 13. yüzyılda bugün Türkiye’de bulunan Cizre’de yapılmış bir saate kadar bir çok ilginç tasarım var. Filli saat, aslında serginin en dikkat çeken parçalarından. 1206’da tasarlanıp yapılmış olan orijinal saatin maketi, altı metre yüksekliğinde. Dev bir fil yontusunun üzerine oturtulmuş saatin akrep ve yelkovanı ejderhalara benzetilmiş. Ayrıca saat başlarının vuruşuyla birlikte hareket eden sarıklı bir takım robotlar var. Saat, daha önce antik Yunan’da da kullanılan bir su düzeneğiyle çalışıyor. 58

Önce Kalite’146 Eylül 2010

Serginin hem fikren doğuşunda hem fiilen gerçekleşmesinde önemli rol oynayan Profesör Salim el Hasani bu tasarımı şu sözlerle anlatıyor: “1200’lerde, Türkiye’nin güneyinde; Irak’ın biraz kuzeyinde bulunan Cizre’de, İsmail Ebul aziz Bin Rezzaz El Cizirî tarafından tasarlanıp yapılmış. Çeşitli medeniyetlerin, insanlığın gelişmesine katkısını sembolize ediyor. El Cizirî kendi yaşadığı yerin doğal ortamında böyle bir hayvan ol-


Sultanahmet Meydanı’nda 1000 metrekarelik kapalı alanda açılan sergide bilim tarihinin görülebileceği birçok eserin yanı sıra teknolojinin yardımıyla sanal tarihi yolculuklar da yapılabilecek.

mamasına rağmen, saati bir filin üzerine oturtmuş, bu Hint medeniyetini simgeliyor. Filin karnına yerleştirilen ve saati çalıştıran su düzeneği antik Yunanı, inip çıkan ejderhalar Çin’i, sarıklı robotlar İslam dünyasını, kalenin üzerinde duran Zümrüd-ü Anka kuşu da antik Mısır medeniyetini temsil ediyor. Kısacası medeniyetler saati diyebiliriz buna...” Profesör Hasani aslında sergilenenlerin “İslam bilimi diye nitelenmesine de karşı. “Çünkü, bilim bilimdir. Bilimin Hristiyanı, Müslümanı, Yahudisi olmaz. Müslüman fizik, hristiyan fizik ayrımı yoktur mesela.” diyor. “Ama, bizim burada vurgulamak istediğimiz, tarih boyunca, dini inançları ile bilimsel araştırma arasında herhangi bir çelişki görmemiş çok sayıda Müslüman bilim adamı olduğudur. Bilim, Çinli, Hintli, Yunan, Müslüman, Hristiyan, Musevi herkesçe geliştirilmiş ve birbiriyle uyum içinde alıp verilmiştir. Bu serginin ana fikri de bu. O nedenle belki sergiye, “İslamî bilim” değil, “İslam aleminde bilim” demek daha doğru olacaktır.” Serginin bir amacı da genç nesilleri bilime yönelmeye teşvik etmek, bu

Bilim adamlarının günümüz dünyasının mühendislik, tıp ve mimarisine katkılarını interaktif bir şekilde ortaya koyan ve İslam medeniyetindeki kültürel, bilimsel mirasın yeni nesillere en doğru şekilde aktarılmasını amaçlayan sergi, 17 Ağustos-5 Ekim tarihleri arasında açık kalacak. İstanbul’dan sonra New York’a taşınacak ‘1001 İcat’, 7’nci yüzyıldan başlayarak 17’nci yüzyıla uzanan bilimsel mirası gözler önüne seriyor. Lagari’nin roket gücüne dayanan uçuşları, El-Cezeri’nin filli su saati, Hezarfen’in yaptığı kanatlarla uçuşu, Mimar Sinan’ın dehası ve birçok bilimsel eserin yer aldığı sergi alanı; ev, elışveriş, okul, hastane, şehir, dünya ve evrenin temsil edildiği yedi ayrı bölümden oluşuyor. Londra’da açık kaldığı süre içinde 400 bin kişi tarafından ziyaret edilen sergi, Bilim, Teknoloji ve Medeniyet Vakfı tarafından ALJ Sosyal Sorumluluk’un sponsorluğunda düzenleniyor. Ücretsiz olarak gezilebilecek ‘1001 İcat’ kapsamında ayrıca konferanslar da düzenleniyor.

nedenle eserlerin hem eğitici hem de eğlendirici olmasına çalışılmış. Sergilenen Cam imbik, değerli parçalardan biri. Orta Doğu’da türünün bugüne kadar kalabilmiş en eski örneklerinden biri olan 10 ila 12. yüzyıl eseri imbiğin kimyasal damıtma işlemlerinde, özellikle parfüm üretiminde kullanıldığı düşünülüyor. Bunlar arasında yıldızların yerlerini gösteren ve kıblenin yönünün ve namaz saatlerinin belirlenmesinde kullanılan bir disk şeklindeki usturlaplar da var. 17. yüzyıldan kalma Cebir’in tarihini anlatan bir kitap da Han’ın gururla tanıttığı parçalardan. “El cebir aslında arapça bir kelime, dengenin kurulması, denklemin eşitlenmesi anlamına geliyor. Yazar John Harris, kitabında nefis bir dille cebirin nasıl medeniyetten medeniyete geçtiğinin hikayesini anlatıyor. Hindistan’dan, Farslara, oradan Araplara, giderek Avrupa’ya ve İngiltere’ye kadar yolculuğunu takip ediyor.”

Peki İslam alemi, nasıl oldu da yüzlerce yıl bilimde oynadığı öncü rolü kaptırdı? Profesör Salim el Hasani bilimsel gelişimi bir döngü olarak tarif ediyor. “Bilimin tarih içinde, medeniyetler arasındaki seyahati, tamamen kendine özgüdür. Sıra Avrupa’ya, Avrupa rönesansına gelmişti bu döngü içinde. Kuşkusuz tarihin döngülerinin yanında başka faktörler de vardır ve uzmanlar bunlar üzerinde durabilir.” “Ama biz bu sergiyle, yüzlerce yıl önce sağlanmış ilerlemelerin hala ne kadar heyecan verici olduğunu, yeni kuşakların günlük yaşamlarını hala nasıl etkilediğini, bir yandan onlara ilham verdiğini bir yandan da başka kültürleri, halkları ve tarihi daha iyi anlamalarına yardımcı olduğunu göstermeye çalıştık.” ç Önce Kalite’146 Eylül 2010

59




GEZİ

Yenileşimin ve ekolojinin buluştuğu şehir: MASDAR Otomobilin, çevreyi kirleten yakıtların, hava kirliliği yaratan gazların ve çöplerin olmadığı bir kent düşünün. Bugünün modern yaşamında bir hayal gibi gözüken bu düşünce, Abu Dabi’de gerçek oluyor.

62

Önce Kalite’146 Eylül 2010

A

bu Dabi Emirliği, çöl üzerinde geleceğin ekolojik kentini inşa ediyor. Yaklaşık 50 bin kişinin yaşayacağı Masdar Şehri’nin altyapısında ve bu kentte inşa edilecek konutlarda çevre dostu en son teknolojiler kullanılacak. Dev projenin maliyeti ise 22 milyar dolar. Dünyanın altıncı büyük petrol ihracatçısı olan Abu Dabi Emirliği, bu maliyeti tek başına karşılamayacak. Zira, Masdar’daki konutlar çevreye duyarlı yapılar olacak. Bu nedenle finansmanın bir kısmı Kyoto Protokolü’nün de öngördüğü şekilde, emisyon sertifikalarının satışıyla gerçekleştirilecek. Konutların, 2016 yılından itibaren konfor

içinde yaşamak isteyen alıcılara sunulması planlanıyor. İngiliz mimarlık şirketinin sahibi Lord Norman Foster dünyanın farklı ülkelerinden 500 uzmanla, 21’inci yüzyılın ileri teknolojileri ile donatılmış kentini inşa etmeye çalışıyor. “Bu şehirle bir rüya gerçeğe dönüşüyor. Hepimiz iyi bir yaşam standardı istiyoruz. Yine hepimiz doğal kaynaklarımızı korumak, çocuklarımız ve torunlarımıza güzel bir gezegen bırakmak istiyoruz. Projemizin on ilkesi var. Bunlar arasında sıfır karbon, sıfır atık başta geliyor. Sürdürülebilirlik dediğimiz zaman çoğunlukla ihmal edilen adil


ticaret, fırsat eşitliği, sağlık, mutluluk, bölgesel gelenek ve kültürlere saygı” diyen Doğal Hayatı Koruma Vakfı uzmanı Rezzan El Mübarek, bu ilkelerin Masdar şehir projesine rehberlik ettiğini belirtiyor. Enerji kullanımında tasarruf Masdar, yüzde 80 daha az su kullanımı, çöplerin yüzde yüz geri kazandırılması ve karbondioksit salınımının 0 düzeyine indirilmesi ile geleceğin örnek kenti olmaya aday. Tüm bu önemli çevre dostu özelliklerinin yanı sıra mimari olarak şehir geleneksel Arap şehirlerinin çizgilerini taşıyacak. Güneş ve rüzgar enerjisi kullanılacak Şehirdeki binaların, yeşil alanların ve su kaynaklarının aşırı sıcaklardan korunması da akıllıca tasarlanmış bir mimariyle sağlanacak. Ve tüm

bunların da yine çevreye zarar veren fosil yakıtlar kullanılmadan yapılması planlanıyor. Masdar’ın en önemli artılarından biriyse tüm elektriğin güneş ve rüzgar enerjisinden yararlanılarak üretiliyor olması. Üretim fazlası şebeke aracılığıyla diğer şehirlere aktarılabilecek. Peki bu şehirde insanlar neyle geçinecek? “Tüm dünyadan şirketler için burası cazibe merkezi olacak, yatırım yapmak, burada boy göstermek isteyecekler. Aynı zamanda bankalar, finans kuruluşları, Ar-Ge faaliyetleri geliştirmek isteyen teknoloji şirketler için de burası önemli bir merkez olacak” diyen Masdar Yönetim Kurulu Başkanı Sultan El Yaber, Masdar’ın yenilenebilir enerji sektörü için katma değer yaratmanın çözümü olacağını belirtiyor. ç

Önce Kalite’146 Eylül 2010

63


YÖNETİCİ KİTAPLIĞI

Sabancı Üniversitesi ‘Araç Kutusu’ ile şirketleri inovasyona çağırıyor

T

İNOVASYONLA BAŞARIYI YAKALAYAN TÜRKLER Mediacat Kitapları, 191 sayfa, 2. hamur, ISBN: 9789944383547; Eylül 2007 Kitabı okuduğunuzda her millette olduğu kadar, Türklerin de ticari hayatta yenilikçi fikirlerle içlidışlı olduklarını göreceksiniz. Zaten Türkler yenilikçi fikir ve farklı düşünme şeklinin hiç de yabancısı değil. Her ne kadar kendi keşifleri olmasa da, icadının üzerinden çok geçmeden kullanılmaya başlanan uçak, telgraf, tramvay, radyo ve son olarak cep telefonu, Türklerin yenilikçi fikirlere çok çabuk adapte olduğunu ve inovasyonun genlerine yerleştiğini kanıtlayan örneklerdir. Kitapta, yenilikçi fikirleriyle başarıyı yakalayan Türk işadamlarının öykülerinin yanı sıra aynı zamanda işledikleri “vahim” hatalar nedeniyle yok olan kimi markaların öykülerini de bulacaksınız. 64

Önce Kalite’146 Eylül 2010

ÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu, şirketler için ‘İnovasyon Araç Kutusu’ üretti. Uluslararası Rekabet Stratejileri dizisinin 12’nci kitabı olan ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Rekabet Forumu (REF-www. ref.sabanciuniv.edu) Direktörü Prof. Dr. Dilek Çetindamar ile Teknolojik ve Kurumsal İşbirliği Merkezi (TEKİM-www.tekim.com.tr) kurucu ortaklarından Elif Baktır tarafından hazırlanan ‘İnovasyon Araç Kutusu: Yöneticiler için Teknikler’ isimli kitap yayımlandı.

Sabancı Üniversitesi, Türkiye’nin inovasyon yönetimiyle ilgili ilk kitabını yayımladı. Şirketlere ‘inovasyondan korkmayın’ çağrısı yapan kitapta, inovasyon süreci örneklerle anlatılıyor

“İnovasyon Araç Kutusu: Yöneticiler için Teknikler” isimli çalışma Prof. Çetindamar ve REF Direktör Yardımcısı Selçuk Karaata tarafından basına tanıtıldı. Kitap, inovasyonun şirketlerde yeşermesi ve kalıcı olması için yöneticilerin yeteneklerinin gelişmesine yardım edecek teknikleri içeriyor.

Rekabetin hızla artarak gittikçe karmaşık hale geldiği günümüzde yöneticiler farklı yaklaşımlara ihtiyaç duyuyorlar. Bu çalışmanın, Türkiye’de düşünce değişimini gerçekleştirecek olan yöneticilerin ve girişimcilerin ihtiyaç duyduklarında yardımına koşacak bir kaynak, bir “el kitabı” olmasını hedefledik. Teorik kısımları mümkün olduğunca kısa tutmaya çalıştık” dedi.

REF Direktörü Prof. Dr. Dilek Çetindamar, çalışmayla ilgili olarak: “Küresel ekonomik kriz, yöneticilere, ekonomi ve yönetim eğitimiyle şekillenen düşünce sistematiğinin, karşılaşılan yönetim sorunlarını çözmekte yetersiz kaldığını gösterdi.

Kitapta, “inovasyon”, bir fikrin, “pazarlanabilir bir ürün ya da hizmete, yeni bir üretim ya da dağıtım yöntemine ya da yeni bir toplumsal hizmete dönüştürülme süreci” olarak tanımlanıyor. İnovasyonun tanımının da kendi


içinde bir dönüşüm geçirdiğini vurgulayan yazarlar, “İnovasyon Araç Kutusu” ile inovasyon konusuna farklı yaklaşmayı hedeflemişler. Yazarlar, inovasyonu bir “evrim”, “öğrenmek, yenilik peşinde sürekli deneyler yaparak, yeni iş modelleri aramak ve uygulamak” olarak tanımlıyorlar. İnovasyona yaklaşımın 2000’li yıllarda ciddi bir değişikliğe uğradığını, ekonominin ve şirketlerin artık statik kabul edilmediklerini, birer canlı organizma gibi sürekli evrilen, karmaşık ve dinamik işleyişe sahip olduklarını belirtiyorlar. Buradan hareketle “açık inovasyon” kavramını gündeme getiriyorlar. Açık inovasyon kavramıyla, salt şirket içinde üretilen bilgi ve fikirlerden yararlanmak değil, şirket dışında üretilen bilgilere ulaşıp bu bilgileri şirket içinde işbirlikleri aracılığıyla kullanmak, yani inovasyonu açık bir sistem içerisinde gerçekleştirmek kastediliyor. Kitapta, açık inovasyonun en başarılı örneklerinden biri olarak Procter & Gamble’ın (P&G) deneyimleri ele alınıyor. Ar-Ge için yılda 1,8 milyar dolar harcayan ve 8.000 araştırmacı çalıştıran P&G’nin, elde ettiği buluşların sadece %10’unu ekonomik değere dönüştürdüğünü fark edince diğer geri kalan %90’dan nasıl faydalanacağının yollarını

aramaya başladığı ve şirket-içi ve dışı ticarileştirme stratejileriyle hareket ettiği vurgulanıyor. Kitapta yer alan bir başka önemli bulgu, OECD üyesi ülkeler arasında yapılan çarpıcı bir çalışmaya dair. OECD’nin 1995 verilerine göre, 1970–1995 yılları arasında gelişmiş ekonomilerdeki büyümenin yarıdan fazlası inovasyondan kaynaklanıyor. Bu verilerin de ışığında yazarlar, inovasyon için gerekli iklimin sağlanması konusunda makro ve mikro ölçekte çeşitli programlar uygulanmasının şaşırtıcı olmadığını ifade ediyorlar. Son dönemlerde uluslararası işletme dergilerinde, yeni bir kademe olarak “İnovasyon Müdürlüğü”nün haber konusu olmasını mikro düzeyde, AB’de yürütülen çerçeve programlarının odağında inovasyonun olmasını da makro düzeyde uygulamalara örnek olarak gösteriyorlar. 2007–2013 dönemlerini kapsayan 7. Çerçeve programının ana teması da “Rekabet ve İnovasyon” olarak saptanmış bulunuyor. İnovasyon, zamana yayılan çeşitli aktiviteleri içeren temel bir yönetsel süreçtir Yazarlar, inovasyona dair temel konuları ve yaklaşımlarını ortaya koyduktan sonra inovasyon

süreçlerini inceliyorlar. İnovasyonun zamana yayılan çeşitli aktiviteleri içeren temel bir yönetsel süreç olduğunu vurgulayarak, bu sürecin bir şirketin sunduğu ürünlerin, hizmetlerin, teknolojilerin nasıl üretildiğini ve nasıl dağıtıldığını kapsadığını ifade ediyorlar. Bu tanım çerçevesinde, inovasyon yönetimi sürecinin, tüm firmalar için tanımlanabilecek ortak aşamaları şöyle sıralanıyor: Arama: Şirket içindeki ve dışındaki ortamda var olan değişim potansiyeline dair farklı sinyalleri algılayabilmek. Seçim: Şirkete hitap eden teknolojik ve pazar fırsatlarına dair sinyaller; firmanın mevcut teknolojik altyapısı ve şirketin genel stratejisi çerçevesinde seçim yapmak. Uygulama: Stratejik seçimlerden sonra, fikirleri yeni bir ürüne, servise veya iş modeline dönüştürmek. Öğrenme: Yeni ürünün, hizmetin veya sürecin pazarda başarısız olması durumunda, bunun nedenlerini araştırarak geleceğe dönük dersler çıkartmak. Süreçlerin tanımlanmasının ardından, her bir sürecin yönetiminde kullanılabilecek, yöneticilerin inovasyon yeteneklerinin gelişmesine yardım edecek teknikler listesini içeren “araç kutusu” hakkında detaylı bilgi veriliyor. Kitap, son dönemde popüler olan inovasyon kavramı konusunda önerilen çok sayıda modelin yarattığı karmaşadan yola çıkarak konuyu basitleştirip, şirketlerde değişik kademelerde görev yapan her tür yöneticinin anlayarak günlük yaşamına uygulayabileceği bir teknikler listesi sunuyor.ç Önce Kalite’146 Eylül 2010

65


YÖNETİCİ KİTAPLIĞI

İnovasyon

Girişimcilik Üzerine Yaratıcı Çalışmalar

Tina L. Seelig, Kuraldışı Yayınları, 2010, ISBN:9752751514 Stanford Üniversitesi’nin en yaratıcı, ilham verici ve öğrencileri tarafından çok sevilen eğitimcilerinden biri olan Girişimcilik Bölümü Başkanı Tina Seelig, öğrencilerine okul dünyasından profesyonel dünyaya geçiş sürecinde gerekli somut becerileri kazandıran uygulamaları sizlerle paylaşıyor. Kitapta, beklentinin ötesine geçen deneyleri, ilham veren önerileri, şaşırtıcı örnekleri, varsayımlara meydan okuyan başarıları, ömür boyu yararlı olacak ders uygulamalarını bulacaksınız. Eski kuralları aşan ve potansiyelimizi açığa çıkaran yeni bir düşünce modeliyle karşılaşacaksınız. 66

Önce Kalite’146 Eylül 2010

Değişimi Yönetmek

Yaratıcılık ve Yenilik Bağlamında

Girişimcilik ve KOBİ'ler Linda Hill, Optimist Yayın Dağıtım, 2010, ISBN:6055655310, 96 Sayfa Grubunuzu Hazırlayın-Belli Bir Planı Takip Edin-Tepkileri Ele Alın Yöneticiler, gitgide agresif hale gelen piyasalarda rekabetçi kalabilmek için, değişim karşısında olumlu bir tutum almalıdırlar. Başarılı yöneticiler, açık bir zihinle değişimi benimser ve bunu, yeni fikirler, coşku ve ilerleme için bir özendirici olarak kullanırlar. Değişimi Yönetmek’de şunları öğreneceksiniz: Değişim çabasının değişik aşamalarında nasıl iletişim kurmalısınız. Değişime karşı olumlu ve olumsuz tepkileri nasıl önceden görüp karşılık verebilirsiniz. Değişimi oluşturmak ve uygulamak için nasıl bir sistematik yaklaşım geliştirebilirsiniz.

Rıfat İraz, Çizgi Kitapevi, 2010, ISBN:9758867474, 274 Sayfa Yaratıcı olmak ve yenilik yapmak bir girişimcinin en temel özelliklerinin arasında yer alıyor. Günümüzde sürdürelebilir ekonomik kalkınmanın en önemli aracı olarak görülen KOBİ'lerin en önemli özelliği yaratıcı ve yenilikçi bir düşünce sistemine ve girişimciliğine sahip olmalarıdır. KOBİ'lerin sahip oldukları bu misyonu gerçekleştirebilmeleri; sürdürülebilir bir yenilikçiliğe sahip olmalarını zorunlu kılmaktadır. Sürdürülebilir yenilikçiliğin gerçekleştirilebilmesi ise, yaratıcılığın temel bir bir dinamik olarak değerlendirilmesini ve önündeki engellerin kaldırılmasını gerektirmektedir.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.