Ocak - Subat 2010

Page 1

Y›l: 19 • Say›: 141 • 6.50 Tl • OCAK - fiUBAT 2010




45_YAYINKAMPANYASI.qxt

2/2/10

6:52 PM

Page 45

YAYIN KAMPANYASI

KalDer ve EFQM yay›nlar›nda %35’e varan indirimler

KalDer Yay›n Kampanyas› Türkiye’de EFQM yay›nlar›n›n tek adresi olan KalDer, EFQM Mükemmellik Modeli ve araçlar›n›n bilinirli¤inin art›r›lmas› için kalite konusunda baflucu kitaplar› olarak say›labilecek yay›nlarda %35’e varan indirimler yapm›flt›r. Yap›lan indirimle kalite gönüllülerinin ve konuyla ilgilenenlerin kitaplara ulafl›m›n›n kolaylaflt›rmas› amaçlanarak Avrupa ve Ulusal Kalite Ödülü Vakalar›’ndan EFQM Çerçeveleri’ne kadar ‹ngilizce ve Türkçe birçok yay›n okuyucular›n be¤enisine sunulmufltur. EFQM Mükemmellik Modeli’yle paralellikler içeren bu kitaplar, model e¤itimi ve uygulanmas›nda okuyuculara büyük faydalar sa¤layacakt›r. Kampanya ile ilgili detayl› bilgi için lütfen www.kalder.org/yayinkampanyasi adresini ziyaret edebilir yada 0216 518 42 84 no’lu telefon numaras›ndan Burak Olkun’la görüflebelirsiniz.

Kampanya paketinde bulunan baz› yay›nlar: EFQM RADARISE YOUR BUSINESS EFQM ÇERÇEVELER ! EFQM FRAMEWORK FOR CORPORATE SOCIAL RESPONSABILITY ! EFQM FRAMEWORK FOR RISK MANAGEMENT ! EFQM FRAMEWORK FOR INNOVATION ! EFQM FRAMEWORK FOR KNOWLEDGE MANAGEMENT 7 SOS ARACI ! ÜRET‹M SÜREÇ YÖNET‹M‹ ! TEDAR‹K Z‹NC‹R‹ YÖNET‹M‹ ! ‹NSAN KAYNAKLARI YÖNET‹M‹ ! SATIfi SÜREÇ YÖNET‹M‹ ! SATIN ALMA YÖNET‹M‹ ! TES‹S YÖNET‹M‹ ! F‹NANS YÖNET‹M‹ 1 ADET VAKA (TR YA DA ‹NG)

KAMPANYA DETAYLARI ‹Ç‹N www.kalder.org/yayinkampanyasi ADRES‹N‹ Z‹YARET ED‹N‹Z


!"#$#%&'()$*+,-%-.&,!/#0!/#,()111 !" !"#$%"&'%"()*&+%,*-*)(./*&-%)0"%/&-#,#"#1"%,0/&-#,#2$%"&3*"(1(2"*,(/(&4*$)*-"*2*-&%40/%&5678& 89-*22*""(-& 8:4*"(& ;*,;*<*$(/4*& (=)(>%;& 4#>%?("*@*-"*,(& -:/#"%,& (;(/& & ;:-& 4%=%& 3*/(1& ?(,& %"%/4%&=(A2*)&<*,*@*B(AC !& 5678& 89-*22*""(-& 8:4*"(./4*& DE%"01%/"%,0/& FG/*)(2(H& -,()*,(/(& 4*$)*-"*>*@*-& *B()(2& I,:3! ,%2"%,0&>%I201&:"4#B#2#A&(1?(,"(-"*,(&4:B,#")#$#/4%&4*<,*>*&%"0/201)0,C !& 5B()(2&I:,)JG>929A*&K/$%/&'%>/%-"%,0&*B()(2"*,(&L*22#A&MNNO&)%,(=(&()(?%,(>"*&4%=("&*4("2(1)(,C !& 5B()(2&I:,)JG>929A4*&:"2%>%/P&(=)(>%;&4#>4#B#2#A&4(B*,&*B()(2&?%1"0-"%,0/4%&4%&(1?(,"(-"*,(! 2(A&4*<%2&*4*@*-)(,C

#2342&546247849:&!;<=<>8?9< !"

&

5-:/:2(-&',(A&Q,)%20/4%&K/$%/&'%>/%-"%,0&FG/*)(2(R& S")*,/%)(J&T),%)*U(&V&!>3#"%2%"%,0

!"

Y#>3#$%"&^*-%"0&_(4*,"(-&

!&& K/$%/&Y%<,%/010&<*&8:)(<%$>:/&FG/*)(2(

!& K/$%/&'%>/%-"%,0&FG/*)(@("(B(&W*"(1(2&X,:3,%20&

!&& X*,J:,2%/$&Y*B*,"*/4(,2*4*&5)-(/"(-

!& K/)*,%-)(J&X*,J:,2%/$&Y*B*,"*/4(,2*&!>3#"%2%"%,0

!&& T),%)*U(-&5B()(2&FG/*)(2(

!& X*,J:,2%/$& Y*B*,"*/4(,2*& T($)*2(/*& Y%>%"0& Z@,*)"*/4(,2*& 8:4*""*,(&V&!>3#"%2%"%,0

!&

!& T),%)*U(-&&K/$%/&'%>/%-"%,0&FG/*)(2(

L%-024%&F%,%)0@0"0-&&

!&& L%-024%1"0-

!& L%-4(,[L%/02%&\49""*/4(,2*&T($)*2"*,(

!" '%2#& '#,#2"%,0& K;(/& 89-*22*""(-& '9")9,9/4*& T),%)*U(-& K/$%/& '%>/%-"%,0&]("(/;&W*"(1)(,2*&5B()(2(&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&& !&

'%2#&'#,#2"%,0&(;(/&89-*22*""(-&'9")9,9/4*&K"*)(1(2&]*@*,("*,(

!" K"*)(1(2&]*@*,("*,(/(/&W*"(1)(,("2*$(&`\A*""(-"*&!"#$%"&'%"()*&& & +%,*-*)(/*& -%)0"%/& -#,#"#1"%,0/& I,:U*& 3,#I"%,0/%& >G/*"(-& :"%,%-& =%A0,"%/2%-)%40,Ca

78*&*9'3#("1:$'1%((*;)*#'*0'3#*((248#<'&<5<%21(+3#,30'3;&*#*'930&32*#/

!"#$%&$'$()*'+*(*,*%-(.../01'23#/4#+(12#35*%*(6*"1#3&(323)*'*#5*%*6/



‹Ç‹NDEK‹LER

5 Editörden 6 Gelece¤i fiekillendiren Paradigmalar

2010 Beklentiler, Öncelikler ve Hedefler

Prof. Dr. Ali R›za Kaylan KalDer Yönetim Kurulu Baflkan›

10 Dosya / 2010 Beklentiler, Öncelikler, Hedefler 30 Güncel / COP15 40 Baflar› Öyküsü / Yazar: Vedat Çakmak • Vebjorn Sand

42 E¤itim / KalDer Merkez E¤itim Süreci

Dr. Hasan Kufl Mehmet Ayd›n Prof. Dr. Ercan Tezer Suat Baysan Murat Yalç›ntafl

Baflaran Ulusoy Ahmet Nakkafl Mehmet Büyükekfli Ömer Burhano¤lu Neyyir Berktay

Toplant›lar› devam ediyor

44 Ulusal Kalite Hareketi

Kütahya Yap› Kimyasallar›

46 Haber / Fillo, mükemmellik yolculu¤una ç›kt› 47 Haber / KalDer heyeti Y›lmaz Büyükerflen’i ziyaret etti

48 Yenilikler 52 fiube Haberleri

KalDer - Y›lmaz Büyükerflen buluflmas› sf. 47

56 Gezi / Yazar: Mesut Do¤an Süyümbike’nin bin y›ll›k flehri: Kazan

Vedat Çakmak’›n kaleminden Vebjorn Sand’›n baflar› öyküsü

60 Kitap 62 Ajanda

sf. 40

64 Abone Cop15 bitti, yank›lar› sürüyor

sf. 30 Mesut Do¤an’›n kaleminden Kazan kenti

sf. 56 4

EM‹TT 2010 M›s›r, ‹stanbul Kahve Festivali ve daha birçok etkinlik ajandada

sf. 62


ED‹TÖRDEN KalDer Ad›na Sahibi: Genel Yay›n Yönetmeni ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü: Yay›n Kurulu:

Yay›n Yönetmeni: Haber Merkezi:

Yay›n Koordinatörü: Grafik Tasar›m:

Foto¤raf: ‹dare Merkezi:

Yap›m:

Bask›:

Prof. Dr. Ali R›za Kaylan

Neslihan Gök neslihan.gok@kalder.org

Neslihan Gök

Yeni y›lda yeni hedeflerimiz var.. . Önce Kalite’nin bu say›s›n› haz›rlarken, yeni bir y›l›n bafllang›c›nda her sektörün, her kuruluflun ve hatta her bireyin kendi beklentisi, hedefi ve öncelikleri oldu¤u gerçe¤inden yola ç›kt›k.

Prof. Dr. Ali R›za Kaylan Hamdi Do¤an ‹rfan Onay Neslihan Yeflilyurt Vedat Çakmak Serra Sönmez serra.sonmez@konakmedya.com Gülizar Büyükkara gulizar.buyukkara@konakmedya.com Demet fieker demet.seker@konakmedya.com Nida Ö¤ütveren nida.ogutveren@konakmedya.com Aktan Akmefle aktan.akmese@konakmedya.com Emre Alptekin emre.alptekin@konakmedya.com Muhsin Ergün - muhsin@muhsinergun.com Onur K›l›ç - onurkilic6@gmail.com Türkiye Kalite Derne¤i (KalDer) Centrum ‹fl Merkezi, Ayd›nevler Sanayi Cad. No: 3 Küçükyal› 34854 ‹stanbul Tel: 0 216 518 42 84 Faks: 0 216 518 42 86 www.kalder.org - kalder@kalder.org

Bu do¤rultuda sivil toplum kurulufllar›n›n önderleri ile görüfltük, ifl dünyas›n›n ve farkl› sektörlerin 2010’a dair öngörülerini, yeni y›ldan beklentilerini ve hedeflerini sizler için araflt›rd›k. Her ay keyifle okudu¤unuz Prof. Dr. Ali R›za Kaylan görüfl köflesinde de¤erli fikir ve yorumlar›n› bizimle paylaflt›. “Gelece¤i fiekillendirecek Paradigmalar” bafll›¤›n› tafl›yan makalesinde, Kaylan’›n rekabet gücü ve insani kalk›nm›fll›k endekslerinin en son verilerine k›saca göz att›ktan sonra, yaflam kalitemiz aç›s›ndan mevcut durumu de¤erlendirerek gelece¤in flekillendirilmesinde belirleyici olacak paradigma de¤iflikliklerini nas›l özetledi¤ini görece¤iz. Kaylan ayn› zamanda, bizlere flu sorular› soruyor: Yapt›¤›m›z her iflte ve toplum genelinde ortak bir kalite bilincini ne ölçüde oluflturabildik? Türkiye’nin küresel rekabet gücü ve yaflam kalitemiz ne durumda? Ekonomik krizin yo¤un bir flekilde yafland›¤› 2009 y›l›ndan ne tür dersler ç›karmal›y›z? Bu sorular›n cevaplar›n› bulabilmemiz için Kaylan, Birleflmifl Milletler Kalk›nma Program› (UNDP) taraf›ndan haz›rlanan ‹nsani Geliflme Endeksi gibi yaflam kalitemizi ortaya koyan baz› göstergeleri bizlerle paylafl›yor. Bu say›m›zda dosya köflemizde keyifle okuyabilece¤iniz ve sizlere yeni bak›fl aç›lar› kazand›raca¤›na inand›¤›m›z birçok isim var. Sa¤l›k sektörünün 20 y›lda önemli mesafeler ald›¤›n› vurgulayan SK‹D Baflkan› Dr. Hasan Kufl ve SK‹D ‹cra Kurulu Üyesi Mehmet Ayd›n, otomotiv sanayisinin 2009 de¤erlendirmesini yapan Otomotiv Sanayi Derne¤i Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer ve TAYSAD Yönetim Kurulu Baflkan› Ömer Burhano¤lu gibi sektörlerinin önde gelen sivil toplum liderlerinin röportaj ve görüflleri ilginizi çekecek. Öte yandan Elektronik sanayinin performans›n› de¤erlendiren Türk Elektronik Sanayicileri Derne¤i Yönetim Kurulu Baflkan› Suat Baysan, 2009’u de¤erlendiren ve 2010’a dair öngörülerini kamuoyuyla paylaflan ‹TO Yönetim Kurulu Baflkan› Murat Yalç›ntafl, Türk turizmini de¤erlendiren TÜRSAB Yönetim Kurulu Baflkan› Baflaran Ulusoy gibi önderlerle gerçeklefltirilen söyleflilerimizi ve önderlerin yorumlar›n› keyifle okuyaca¤›n›z› umuyoruz. Haz›r giyim sektörünü de¤erlendiren TGSD Yönetim Kurulu Baflkan› Ahmet Nakkafl, 2010 y›l› için 111 milyar dolar, 2023 y›l› için 500 milyar dolar ihracat hedefleri oldu¤unu belirten T‹M Yönetim Kurulu Baflkan› Mehmet Büyükekfli, kaliteli e¤itimin herkesin hakk› oldu¤unu vurgulayan E¤itim Reformu Giriflimi Koordinatörü Neyyir Berktay gibi çok de¤erli isimlerin görüfllerini bu say›m›zda okuyucular›m›zla buluflturmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Ayr›ca bu say›m›zda tüm dünyan›n heyecanla izledi¤i, Kopenhag’da 7-18 Aral›k 2009’da gerçeklefltirilen COP15 ‹klim Zirvesi’ne yer verdik. Konuy-

Konak Biliflim Teknolojileri ve Kültürel Ürünler Tic. A.fi. Abbasa¤a Mah. Y›ld›z Cd. No: 21 Befliktafl / ‹stanbul Tel: 0212 236 23 10 Özgün Ofset Yeflilce mah. Aytekin sok. no: 21 34418 4. Levent/‹stanbul Tel. : 0212 280 00 09 Faks: 0212 264 74 33 Yay›mlanan yaz›lar›n sorumlulu¤u yazarlar›na aittir. Yay›nlanan yaz›lardan kaynak gösterilmeden al›nt› yap›lamaz. Önce Kalite Dergisi Türkiye Kalite Derne¤i taraf›ndan ayda bir yay›mlan›r. Ulusal-Türkçe-Ayl›k-‹lmi ISSN: 1301-4978

la ilgili Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Uygar Özesmi, Bo¤aziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisli¤i Bölümü Ö¤retim Üyesi, ayn› zamanda Enerji Ekonomisi Derne¤i Baflkan› Doç. Dr. Gürkan Kumbaro¤lu ve ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma Derne¤i Genel Sekreteri Engin Güvenç’in de¤erli görüfllerine yer verdik. Baflar› Öyküsü bölümünde ise Leonardo da Vinci’nin 1502’de tasarlad›¤› köprüleri buzdan infla ederek küresel ›s›nmayla mücadeleyi destekleyen sanatç› Vebjorn Sand’in hikâyesini Galatasaray Üniversitesi Ö¤retim Görevlisi Vedat Çakmak’›n kaleminden zevkle okuyabilirsiniz. 2010 y›l› KalDer için çok önemli bir y›l. Çünkü kuruluflumuzun 20. y›l›n› kutluyoruz. KalDer, 2.000’i aflk›n üyesi, binlerce Kalite Gönüllüsü, fiubesi ve Kalite Odaklar› ile birlikte Türkiye’nin rekabet gücünü ve yaflam kalitesini artt›rmaya devam ediyor. Son olarak, de¤erli KalDer üyelerini 29 Nisan 2010’da gerçekleflecek “KalDer Ola¤an Genel Kurul Toplant›s›’na” davet ediyorum. Herkesin hedeflerine ulaflt›¤› bir y›l olmas› dile¤i ile Sevgiler

Kurumsal Sponsorlar

5


GÖRÜfi

GELECE⁄‹ fiEK‹LLEND‹RECEK PARAD‹GMALAR Prof. Dr. Ali R›za Kaylan KalDer Yönetim Kurulu Baflkan›

Bugün karfl›laflt›¤›m›z sorunlar, dünün çözümlerinden kaynaklanmaktad›r. Benzer flekilde yar›n›n sorunlar›na da bugünkü çözümler neden olacakt›r. Bu nedenle geçmiflte yaflanan olaylar› iyi analiz etmek gerekir.

2

010 y›l› Türkiye Kalite Derne¤i için önemli bir y›l. Kuruluflunun yirminci y›l›nda ülke olarak geldi¤imiz noktay› de¤erlendirmek ve bu çerçevede gelecekle ilgili öneriler gelifltirmek yerinde olur. KalDer 2000’i aflk›n üyesi, dört flubesi ve 380’i aflan Ulusal Kalite Hareketi’ne kat›lan kuruluflla Türkiye’nin rekabet gücünü ve yaflam kalitesini artt›rmada önemli bir itici güç. Mükemmellik Modeli kullan›larak yap›lan özde¤erlendirmeler, d›fl de¤erlendirmeler, kurulufllar için sürekli iyileflmeyi sa¤layan etkileflimli bir ö¤renme ortam› oluflturuyor. Bugüne kadar kazan›lan 62 Ulusal Kalite Ödülü il e belirlenen öncü ve örnek kurulufllar, iyi uygulamalar›n ülke düzeyinde paylafl›lmas› için katk› sa¤l›yor. Kazan›lan Avrupa Kalite Ödülleri, Türkiye’nin uluslararas› düzeyde sayg›nl›¤›n› artt›r›yor. Türkiye’nin ülke s›ralamas›nda ‹ngiltere’den sonra ikinci ülke olmas› sevindiricidir. 2009’da yaklafl›k 2500 kifli KalDer e¤itimlerine kat›ld›. KalDer’in gücü, kalite gönüllülerinin katk›lar›yla sürekli art›yor. 2010’un bafl›nday›z, kendimize flu sorular› soruyoruz: Yapt›¤›m›z her iflte ve toplum genelinde ortak bir kalite bilincini ne ölçüde oluflturabildik? Türkiye’nin küresel rekabet gücü ve yaflam kalitemiz ne durumda? Ekonomik krizin yo¤un bir flekilde yafland›¤› 2009 y›l›ndan ne tür dersler ç›karmal›y›z? Türkiye ‹statistik Kurumu’nun 2009 nüfus say›m› so-

6

nuçlar›na göre, Türkiye nüfusu, 72 milyon 561 bin 312 kifliye ulaflt›. Ülke nüfusunun yar›s› 28,8 yafl›ndan küçük. Ülkede 15-64 yafl grubunda bulunan çal›flma ça¤›ndaki nüfus, toplam nüfusun yüzde 67’sini oluflturuyor. Nüfus yo¤unlu¤u olarak kabul edilen kilometre kareye düflen kifli say›s›, Türkiye genelinde 94 kifli. Nüfus yo¤unlu¤unun en yüksek oldu¤u ‹stanbul’da ise 2 bin 486 kifli. Baflka bir deyiflle ülke nüfusunun yüzde 17,8’i ‹stanbul’da yafl›yor. Nüfus art›fl›na paralel olarak, sorunlar›n da büyümesi ve çözümlerin de zorlaflmas› kaç›n›lmaz. H›zl› nüfus art›fl›, e¤itim, sa¤l›k hizmetlerinde yetersizlik, iflsizlik, gelir da¤›l›m›nda dengesizlik gibi sorunlar› do¤rudan besliyor. Bilindi¤i gibi Türkiye G-20 grubu içinde yer al›yor. 25 Eylül 2009’da duyurulan ve dünyan›n en geliflmifl ekonomilerinden oluflan G-20 grubu, küresel düzeyde gayri safi milli has›lan›n yüzde 85’ini, dünya ticaretinin yüzde 80’ini ve dünya nüfusunun da üçte ikisini kaps›yor. Türkiye ekonomik büyüklü¤ü ile 17’nci s›rada yer al›yor. Ülke olarak 2023’de en büyük on ekonomi aras›na girme hedefimiz var. Oldukça iddial› bu hedefe ulaflabilmek için di¤er ülkelerle yap›lacak k›yaslama çal›flmalar› çok önemli. K›yaslama çal›flmalar›nda, mevcut durumu saptamadan öteye, “nas›l” sorusu üzerinde de durmak gerekir. Türkiye’nin verileri ile k›yaslarken, geliflmifl ülke statüsündeki ülkelerin rekabet güç-


lerini nas›l koruduklar›n›, nas›l gelifltirdiklerini izlemek, ülkenin stratejik önceliklerine ve eylem plan›na ›fl›k tutacak. Bu yaz›da rekabet gücü ve insani kalk›nm›fll›k endekslerinin en son verilerine k›saca göz att›ktan sonra, yaflam kalitemiz aç›s›ndan mevcut durumu de¤erlendirecek ve gelece¤in flekillendirilmesinde paradigma de¤iflikliklerini özetleyece¤im.

Göstergeler yaflam kalitemizi ortaya koyuyor Dünya Ekonomik Forumu (WEF) taraf›ndan her y›l yay›nlanan küresel rekabet endeksi Eylül 2009’da aç›kland›. Bilindi¤i gibi endeks üç ana grupta toplanm›fl 12 adet alt kritere ba¤l› olarak hesaplanan puanlar›n a¤›rl›kl› ortalamas›yla olufluyor. Üç ana kriter grubunu; temel faktörler, verimlilik ve yenileflim (innovation) kriterleri belirliyor. 133 ülkenin de¤erlendirildi¤i 2009-2010 raporunda Türkiye 61’inci s›rada yer al›yor. Bir önceki 2008-2009 raporunda ise Türkiye 63. s›rada yer al›yor. Kriz y›l›nda iki s›ra yükselmifl olmam›z olumludur. Ancak 2007’de Türkiye’nin s›ralamada 53’üncü oldu¤u unutulmamal›d›r. Pazar büyüklü¤ünün yüksek olmas›na karfl›l›k, Türkiye’nin genel s›ralamada ilk 20’de olamamas›n›n nedenlerini irdelemek için alt kriterlere daha ayr›nt›l› bakmak gerekir. Ayr›ca, WEF taraf›ndan haz›rlanan Küresel Biliflim Teknolojisi raporu ve Küresel Cinsiyet Eflitsizli¤i raporlar› da mercek alt›na al›narak incelenmelidir. Ülke kalk›nmas›nda bilgi ve iletiflim teknolojilerinin lokomotif rolü, teknolojinin ve yenileflimci yap›lanman›n önemi yads›namaz. Bilgi toplumuna haz›r olma derecemizi irdelerken, geliflmeye aç›k alanlar› belirlemek ve ilgili eylem planlar›n› h›zla gerçeklefltirmek gerekir. Göstergeler incelendi¤inde, kad›n - erkek eflitli¤i konusunda Türkiye s›n›fta kal›yor. Kad›nlar›n toplum yaflam›ndan bu denli d›fllanmas›n› kabullenmek, topluma yap›lan büyük haks›zl›k. Türkiye bas›n özgürlü¤ü, yarg› ba¤›ms›zl›¤› gibi alanlarda da hak etti¤i yerde de¤il. Yaflam kalitemiz için önemli bir gösterge, Birleflmifl Milletler Kalk›nma Program› (UNDP) taraf›ndan haz›rlanan ‹nsani Geliflme Endeksi. Ortalama ömür, okur-yazarl›k, e¤itim ve sat›n alma gücüne göre ülkeler için karfl›laflt›rmal› olarak haz›rlanan rapor 5 Ekim 2009 günü aç›kland›. Rapora göre Türkiye 182 ülke aras›nda 79’uncu s›rada bulunuyor. Yukar›da belirtildi¤i gibi ekonomik büyüklükte 17’nci s›rada olan Türkiye için 79’uncu s›ra kuflkusuz çok düflük. Alt göstergeler incelendi¤inde, Türkiye 71,96 y›l ortalama ömür ile 93’ncü s›rada. Okur-yazarl›k göstergesinde yüzde

87,4’le 100’üncü s›rada. E¤itimde ise 0,824 puanla 105’inci s›rada. Raporlar, göstergeleriyle Türkiye’nin dünyadaki konumunu aç›k olarak ortaya koyuyor. Ekonomik büyüklü¤ü ile dünyada 17’nci s›rada olmas›na karfl›n, insan haklar› ve kamusal kurumlarda, makro ekonomik dengede, sa¤l›kta, ilkö¤retimde, kad›nlar›n iflgücüne kat›l›m›nda durum hiç parlak de¤il. Türkiye kifli bafl›na ulusal gelir, iflsizlik oran› ve özellikle de gelir da¤›l›m› bak›m›ndan da çok gerilerde kal›yor. Ayr›ca ülkemizde bölgeler ve bireyler aras› gelir da¤›l›m›nda büyük farklar oldu¤unu biliyoruz.

Olumsuz manzaralar ve gecikmifl dersler Bugün karfl›laflt›¤›m›z sorunlar, dünün çözümlerinden kaynaklan›yor. Benzer flekilde yar›n›n sorunlar›na da bugünkü çözümler neden olacak. Bu nedenle geçmiflte yaflanan olaylar› iyi analiz etmek gerekiyor. 2009 y›l›na kalite penceresinden bakmadan önce, bireysel boyutta yaflam kalitesi dendi¤inde akla gelen temel özellikleri saymaya çal›flal›m. Birey olarak yaflam kalitemizi tan›mlamak istersek ilk akl›m›za gelen göstergeler soludu¤umuz havan›n, içti¤imiz suyun kalitesi, ne ölçüde sa¤l›kl› beslendi¤imiz olabilir. Yaflad›¤›m›z konut ve iflyerinin iç hava kalitesi, ›s› konforu, do¤al ›fl›k almas›, gürültü, görüntü ve di¤er kirlilikler önem verebilece¤imiz özellikler aras›nda say›labilir. Zaman bütçemizi ne flekilde harcad›¤›m›z da yaflam kalitemizi etkileyen faktörler aras›ndad›r. Düzenli uyuyabilme ve spor yapma, ailemizle geçirebilece¤imiz süre, kültür ve sanat etkinliklerine ne ölçüde kat›ld›¤›m›z, tatil ve dinlenmeye ay›rabildi¤imiz süre yaflam kalitemizi belirleyici göstergelerdir. Sayd›¤›m›z çok boyutlu göstergeler aras›nda can güvenli¤i de kuflkusuz olmazsa olmazlar aras›nda say›lacakt›r. Yaflam kalitemiz ne ölçüde güvence alt›nda? Bu soruyu yan›tlamak için dilerseniz 2009 y›l›na geri dönerek bir kaç ac› olay› an›msayal›m. Tarih 9 Eylül 2009. Yaflanan sel felaketi, baflta ‹stanbul ve çevresi olmak üzere Türkiye’nin pek çok yerinde büyük can ve mal kay›plar›na neden oldu. Dünyan›n önemli havalimanlar›ndan biri olan Yeflilköy yak›nlar›nda, E-5 ve TEM otoyollar›na ba¤lanan bir yerde 21 kifli göz göre göre sele kurban gitti. Ayn› bölgede daha önce de sel felaketi yaflanm›flt›. Sanki do¤a, uyar›lar›na kulak asmayan insanlara ac›mas›z bir ders veriyor, do¤al yaflam› bozdu¤u için onlardan intikam al›yordu. Uzmanlar›n tüm uyar›lar›na ra¤men dere yataklar›ndaki yap›laflma sonucu her afl›r› ya¤mur sele dönüflüyor. Bu nedenle baflta konuyla ilgili karar vericiler olmak üzere toplum olarak üzülmenin ötesinde utanmam›z gerekir.

7


GÖRÜfiGÖRÜfi

Tarih 12 Aral›k 2009. Bursa Mustafakemalpafla’da maden oca¤›nda meydana gelen göçükte 19 maden iflçimiz yaflam›n› yitirdi. Türkiye’de maden kazalar›nda hayat›n› kaybedenlerin say›s› ne yaz›k ki çok yüksek. Al›nan önlemlerin yetersiz oldu¤u uzmanlarca belirtiliyor. Bunun bedelini maden iflçilerimiz maalesef hayatlar›yla ödüyorlar. Geliflmifl ülkelerdeki madenlerde bu gibi kazalar›n yaflanmamas› için çok etkili önlemler al›nd›¤› biliniyor. Örne¤in Almanya’da 1992 y›l›ndan beri önemli bir maden kazas› olmam›fl. Etkili havaland›rma ve gaz ölçme sistemleriyle, gaz oran› belli bir düzeye yükselince merkezi sisteme bildiren uyar› ayg›tlar›yla, iflçiler çok daha güvenli bir ortamda çal›fl›yorlar. Felaket geliyorum demesine ra¤men önlem almamak kabul edilemez. Her iki ac› olayda da temel neden, planlaman›n hiçe say›lmas› ve yeterli önlem al›nmamas›d›r. Do¤aya ve kente karfl› ifllenen suçlar, ya¤mac›l›k kültürü ve k›sa sürede sa¤lanan kazanç, insana de¤er verilmemesi yaflanan felaketlerin özünde yat›yor. 2009 y›l›, Kocaeli depreminin de onuncu y›l›d›r. ‹nsanlar› depremlerin de¤il kalitesiz binalar›n öldürdü¤ü her f›rsatta uzmanlarca söyleniyor. ‹stanbul’da toplam bina stoku içerisinde güvensiz bina oran›n›n yüksekli¤i ürkütücüdür. Geçen on y›lda göçer nitelikli binalar yeterli düzeyde güçlendirilemedi. Ayr›ca bina güçlendirmek üretim hatt›ndan ç›kan hatal› ürünlerin yeniden ifllenerek düzeltilmesi gibi ideal bir yaklafl›m da de¤il. En ak›lc› çözüm kuflkusuz ilk seferinde do¤ru yapmak. Toplumda ortak kalite bilincini güçlendirerek, depremde s›f›r can kayb› hedeflenmesi gerekiyor. Yaflam›n de¤erini parayla ölçmek mümkün olmamal›. Yukar›daki felaketlerde oldu¤u gibi insan yaflam›n›n ne kadar ucuz oldu¤unu gösteren manzaralar, ne yaz›k ki 2009 Türkiye’sinde de yaflanmaya devam edilmifltir. Toplu intihar say›labilecek çarp›c› bir di¤er örne¤i de tekstil sektöründen verelim. Ço¤umuzun giydi¤i kot giysileri, beyazlatmak-eskitmek için yap›lan kot tafllama ifllemi yüzünden, çal›flanlar›n sa¤l›klar›n› kaybettiklerini biliyor musunuz? Kot tafllama, kumun kuru hava kompresörleriyle kotlar›n yüzeyine tutularak afl›nd›r›lmas› ifllemidir. Geliflmifl ülkelerde makinelerle yap›lan bu ifllem, Türkiye’de ucuz diye elle yap›l›yor. Bu uygulama s›ras›nda solunan tozlar akci¤erde silikozis hastal›¤›na yol aç›yor. ‹nsan yaflam›n›n de¤erini s›f›rlayan utanç verici, korkunç bir olay… Makinan›n yapabilece¤i bir ifllemi, daha ucuz olmas› nedeniyle, sa¤l›¤›n› kaybedece¤ini bile bile insana yapt›rmak kabul edilmemelidir.

8

De¤iflimi etkileyen yeni paradigmalar Çözüm üretmenin önündeki engelleri özetlemek istersek, sorunlara bütünsel bak›fl aç›s›n›n eksikli¤i, bireysel ç›karlar›n toplumsal ç›karlar›n önüne geçmesi, at›l›m, saydaml›k ve hesap verebilirlik ilkelerinin uygulanmamas›, kentlilik ve çevre bilincinin yetersizli¤i say›labilir. Dünyan›n karfl› karfl›ya oldu¤u en büyük çevre sorunlar›ndan biri do¤al kaynaklar›n bilinçsizce tüketilmesidir. Artan dünya nüfusu yan› s›ra, kifli bafl›na kaynak tüketiminin de artmas› ekolojik ayak izini büyütüyor, su, enerji, hammadde kullan›m›n› sürdürülemez duruma getiriyor. Ülke düzeyinde k›yaslama yapmak istersek, kifli bafl›na ayak izi küresel hektar olarak http://www.footprintnetwork.org adresinde görülebilir. Küresel hektar (gha) biyolojik üretkenli¤i ölçmek için kullan›lan bir ölçü birimidir. Bu de¤erler, ABD’de 9, ‹ngiltere’de 6.1, Almanya’da 4, Fransa’da 4.6, Türkiye’de ise 2.8 küresel hektard›r. UNESCO’ya göre, mevcut durum oldu¤u gibi devam ederse 2020’de 1,5 milyar insan temiz sudan yoksun kalacak. Yapt›¤›m›z her iflte “azaltmak, yeniden kullanmak ve geri dönüfltürmek” yeni bir bak›fl aç›s› olarak ortaya ç›k›yor. Kurulufllar için üçlü bilanço, yaflam çevrimi de¤erlendirmesi, beflikten befli¤e gibi yeni paradigmalar giderek daha çok benimseniyor. Böylece daha genifl aç›dan bakmak ve bütünsel resmi görebilmek mümkün olacak. Uygulanan stratejilerin sa¤lad›¤› parasal kazanc›n yan› s›ra, karbon ayak izinde azal›fl, çal›flan ve müflteri memnuniyetindeki art›fl üçlü bilançoyla daha sa¤l›kl› izleniyor. Özetle üçlü bilanço insan, gezegen ve parasal kazanç boyutlar›n› kullanan bir çerçevedir. Ayn› flekilde yaflam çevrimi de¤erlendirmesi de bütünsel bir bak›fl aç›s› getirerek, fikrin oluflmas›ndan ürün ve hizmetin sonland›r›lmas›na kadar tüm aflamalar› göz önüne al›yor. Bafllang›çta görülemeyen gizli maliyetler ilk maliyetten çok daha yüksek olabilir. Maliyeti hesaplarken do¤aya, çal›flanlara ve kullan›c›lara verilen zarar da dâhil edilmelidir. Beflikten befli¤e kavram› ise, bak›fl aç›m›z› toptan de¤ifltirmekte, ürün ve hizmetin bitifl noktas›nda herfleyin tekrar sisteme döndü¤ü bir yap› oluflmas›n› öneriyor. Böylece do¤adaki “at›k eflittir besin” kavram›ndan esinlenerek, her at›¤›n sistem için girdi oluflturdu¤u bir ortam öngörülüyor. Sürdürülebilir topluma dönüflebilmek için hiç bir fleyin eskisi gibi olmayaca¤› aç›k.



DOSYA

Röportaj

Sa¤l›kta Kalite ‹yilefltirme Derne¤i (SK‹D) AB fonlar›ndan desteklenen “Avrupa Kalite ‹yilefltirme Anlay›fl›n›n Derinlefltirilmesi” (Deepening Our Understanding of Quality Improvement in Europe - DUQue) projesinin parças› oldu. 10


“Sa¤l›k sektörü 20 y›lda önemli mesafe ald›”

H

Dr. Hasan Kufl Sa¤l›kta ‹yilefltirme Derne¤i (SK‹D) Yönetim Kurulu Baflkan›

er sektörde oldu¤u gibi sa¤l›k alan›nda da kalite deyince akla ilk önce insan geliyor. Bu nedenle özellikle son günlerin popüler tart›flmalar›ndan biri olan, doktorlar›n çal›flma saatlerini yeniden düzenlemek üzere ortaya at›lan “Tam gün çal›flma” yasas› Sa¤l›kta Kalite ‹yilefltirme Derne¤i’nin (SK‹D) de üzerinde çal›flt›¤› bir konu olarak yerini al›yor. Öte yandan Türkiye’nin sa¤l›k sektöründeki eksikliklerini sorgulayan SK‹D bu alandaki sorunlara çözüm üretmeye çal›fl›yor. SK‹D Baflkan› Dr. Hasan Kufl ile SK‹D ‹cra Kurulu üyesi, Kad›köy fiifa Sa¤l›k Grubu Kurumsal Performans ve Kalite Müdürü Mehmet Ayd›n Önce Kalite okurlar› için sa¤l›kta kalite anlay›fl›na dair sorular›m›z› yan›tlad›. Ülkemizde sa¤l›k alan›nda yap›lmas› gereken öncelikli reformlar sizce hangileridir? Hasan Kufl (H.K.): Geride b›rakt›¤›m›z 20 y›lda sa¤l›k sektörünün hizmet sunumunda önemli mesafe ald›¤› görülüyor. Sa¤l›k sistemine bakt›¤›m›zda ise, son dönemde SSK hastanelerinin Sa¤l›k Bakanl›¤›’na devri, tüm sosyal güvenlik kurulufllar›n›n SGK çat›s› alt›nda birleflmesi ve ülke nüfusunun neredeyse tamam›n›n sosyal güvenlik flemsiyesi alt›na al›nmas›n› çok önemli buluyoruz. Gündemde ise tam gün yasas› var. fiu anda sa¤l›k hizmetinin önündeki en ciddi sorun, sa¤l›k harcamalar›m›z› ülke olarak karfl›layamaz durumda olmam›zd›r. Bu nedenle hükümet 2010 için sa¤l›k harcamalar›n› k›s›tlayacak önlemler ald›. ‘Global bütçeleme’ yaklafl›m›yla, verilecek sa¤l›k hizmeti ne olursa olsun yap›lacak toplam ödemenin sabitlenmesi, harcamalar›n kontrolü aç›s›ndan olumlu bir geliflme olmakla birlikte, zaten çok düflük olan kamu hizmet bedellerinin hizmet bafl›na daha da düflmesinin kaliteyi olumsuz etkileyece¤i endiflesini tafl›mak yersiz olmayacakt›r.

Sa¤l›k hizmetlerinde Toplam Kalite Yönetiminin uygulanabilirli¤i ve kalite güvence sistemi hakk›nda neler söyleyeceksiniz? H.K.: Sa¤l›kta Toplam Kalite Yönetimi ihtiyac›n›n di¤er tüm sektörlerden daha fazla oldu¤unu düflünüyorum. Öte yandan çözüm için basit bir formül de bulunmuyor. Önümüzde alternatif olarak duran farkl› kalite sistemlerinden birini kullanabilece¤iniz gibi, bunlar› birbirinin tamamlay›c›s› olarak görüp birlikte de kullanabilirsiniz. JCI’›n uluslararas› standartlar›, EFQM mükemmellik modeli, ISO 9001, 14001, 18001 standartlar› uygulanabilecek kalite sistemlerinden baz›lar›d›r. Ayr›ca elimizde çok geliflmifl araçlar da bulunuyor. Yal›n 6 Sigma istatistiksel bir yöntem olmakla beraber, yönetim yaklafl›m› olarak da ortaya ç›kabiliyor. Buradaki yaklafl›m sa¤lam, ayaklar› yere basan ve sürekli geliflen, çal›flan aç›s›ndan hangi standard›n hangi kaynaktan geldi¤inin çok da önemli olmad›¤›, kapsaml› tek bir sistem oluflturulabilmek. Sa¤l›k hizmet sunumunun do¤as›ndan kaynaklanan karmafl›k yap›s›, çok say›da sürecin varl›¤› ve basit formüllerin bulunmamas›, sofistike bir yap›n›n kullan›lmas›n› destekleniyor. Türkiye’de sa¤l›k sisteminin en büyük eksikli¤i sizce nedir? Bunu gidermek için neler yap›labilir? H.K.: Kalite penceresinden bak›l›nca sa¤l›k sistemimiz için iki önemli bafll›k ruhsatland›rma ve akreditasyon sistemidir. Bugünkü mevzuat uyar›nca ruhsatland›rma standartlar› sadece özel hastaneler ve t›p merkezleri için zorunlu olup, kamu sa¤l›k kurulufllar› kurulurken böyle bir süreçten geçilmesi gerekmiyor. Sa¤l›k Bakanl›¤› hastaneleri ve üniversite hastaneleri için de benzer sürecin bafllat›lmas› uygun olacak.

11


DOSYA

Uluslararas› standartlara (ISQua – International Society for Quality Improvement in Healthcare) uygun, geliflmifl bir ulusal sa¤l›k akreditasyon sistemi hizmetin niteli¤inin ülke çap›nda yükselmesine önemli katk› yapacak. Politika gelifltirilmesi derken, sektörümüzün önceliklerinden biri sa¤l›k turizmi olarak görülüyor. Sa¤l›k turizminin Türkiye için önemli bir f›rsat oldu¤unu düflünüyorum. Türk Hava Yollar›’n›n proaktif bir yaklafl›mla destek verdi¤i sa¤l›k turizmi ülkemiz için y›lda 10 milyar ABD Dolar› gelire ulaflma potansiyeline sahip. Bu konuda h›zl› bir geliflme var, daha da h›zlanmas› ve Türkiye’nin bu konuda ana oyunculardan biri olabilmesi için ulusal bir politikaya gereksinim var. Bu amaçla Sa¤l›k Bakanl›¤›, Turizm Bakanl›¤›, Hazine Müsteflarl›¤› ve di¤er tüm oyuncular›n özel sektörle bir araya gelmesi ve flu ana kadar yap›lan çal›flmalar›n desteklenmesi, gelifltirilmesi gerekiyor. Sa¤l›k kurulufllar›n›n kaliteye yeterince önem verdi¤ini düflünüyor musunuz? Mehmet Ayd›n (M.A.): Bu konuda çeflitli hastanelerin münferit çabalar› var. Ama bu bilinç flu anda istenilen seviyede de¤il. Bu bilince sahip hastaneler JCI Akreditasyonu, EFQM Mükemmellik Modeli ve ISO belgelendirmesi gibi kalite sistemleri ile hizmet kalitelerini ve standartlar›n› üst seviyeye tafl›maya çal›fl›yor. Ancak bu bilinç sadece hastanelerin çal›flmalar› ile de¤il hizmet alan hastalar›m›z›n talepleri ile de artacakt›r. Geliflmifl ülkelerde hastalar hastaneye gitmeden önce oran›n hizmet standartlar›n›, baflar› oranlar›n›, doktorunun tecrübesini vb. kriterleri sorgulan›yor. Bizler de birey olarak bu sorgulamalar› yapmaya bafllad›¤›m›zda hastanelerimiz kalite çal›flmalar› yapmak ve performans sonuçlar›n› aç›klamak zorunda kalacak. Bu yüzden hastanelerimizle birlikte hizmet alan bireyler olarak bizlere de çok ifl düflüyor. Son günlerde marketlerde ilaç sat›lmas›na iliflkin eczanelerle hükümet aras›nda yaflanan gerilimi nas›l de¤erlendiriyorsunuz? M.A.: OECD ülkelerinde toplam ilaç giderlerinin toplam sa¤l›k harcamalar›ndaki pay› ortalama yüzde 15-18 aras›nda de¤ifliyor. Türkiye ilaç harcamalar›n›n ülke toplam sa¤l›k harcamalar›ndaki pay› çok daha yüksek. Toplam sa¤l›k harcamalar›n›n büyük bir k›s-

12

Röportaj

m›n› Sosyal Güvenlik Kurumu taraf›ndan gerçeklefltiriliyor. Bu kurumlar›n sa¤l›k harcamalar›n›n temel unsurunu ilaç harcamalar› oluflturuyor. ‹lgili yasaya göre ilaçlar›n ecza deposu taraf›nda eczane d›fl›na sat›fl›na iliflkin yasak bulunuyor. ‹laçlar›n eczane d›fl›nda sat›labilmesi için öncelikle ilgili yasal bir düzenleme yap›lmas› gerekir. SGK’n›n ilaç fiyatlar›n› düflüren kararnamesinin ard›ndan, eczanelerin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile sözleflme imzalamamas› bu süreci bafllatt›. “‹laçta tekelleflmenin önüne geçilmesi ve rekabet alan›n›n gelifltirilmesinin gereklili¤i” gerekçesi ile bu konu gündeme geldi. Bu yüzden uygulama kaliteyi artt›rmaktan ziyade ilaç maliyetleriyle ilgili bir konudur. 2010 y›l›nda planlad›¤›n›z etkinlikleriniz nelerdir? H.K.: SK‹D 2009 y›l›n› oldukça baflar›l› geçirdi. Sa¤l›kta Kalite ‹yilefltirme Derne¤i, 2009’da bafllay›p 2010 y›l›nda da devam eden önemli bir projenin parças› oldu. AB fonlar›ndan desteklenen “Deepening Our Understanding of Quality Improvement in Europe” (DUQue) projesi kapsam›nda sa¤l›kta dört klinik alanda performans ölçümü de¤erlendirilecek. Böylece Türkiye, kalp krizi, inme, kalça k›r›¤› ve do¤um için verilen hizmetin ölçümlendi¤i bu projeyi hayata geçiren sekiz ülkeden biri olacak. Di¤er ülkeler Almanya, Fransa, Polonya, ‹spanya, Portekiz, Çek Cumhuriyeti ve ‹ngiltere. Avrupa Birli¤i d›fl›ndan seçilen tek ülkenin Türkiye olmas› SK‹D’in ESQH (European Society for Quality in Healthcare) üyesi olmas› ile yak›ndan iliflkili. Bir di¤er önemli çal›flmam›z Nisan ay›ndaki, temas› sa¤l›kta performans ölçümü olan Kalite Haftas›. Hafta kapsam›nda; ESQH’in ilkbahar çal›fltay›na ‹stanbul’da SK‹D ev sahipli¤i yapacak. ESQH’in önemli isimlerinin kat›laca¤› bu organizasyona, Türkiye’den kat›l›mc›lar› da davet edece¤iz. Kat›l›m›n ücretsiz olaca¤› çal›fltay 30 Nisan Cuma günü Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nde gerçeklefltirilecek. 29 Nisan’da sa¤l›kta performans ölçümü konulu ulusal bir konferans planl›yoruz. Bu hafta içerisinde ayr›ca Yal›n 6 Sigma konulu, ABD’den uzmanlar›n konuflmac› olaca¤› bir konferans ve bir çal›fltay organize ediyoruz. Geliflmeleri internet sitemizden (www.skid.org.tr) duyuraca¤›z.



DOSYA

GÖRüfl

Otomotiv sanayinin 2009 de¤erlendirmesi ve öngörüler

“Türk otomotiv sanayi, rakibi olarak de¤erlendirilen yeni AB üyesi ülkeler ile k›yasland›¤›nda; sahip oldu¤u yüksek kalite, yönetim anlay›fl› ve yüksek iflgücü verimlili¤i ile çok önemli avantaja sahiptir.”

2

001 ve 2002 y›llar›nda ülkemizde etkili olan krizin ard›ndan, özellikle 2003’den itibaren AB ülkeleri ile entegrasyon sürecindeki yo¤un geliflmelerle birlikte sanayimizin ihracat potansiyeli h›zla geliflmeye bafllad ›. Türk Otomotiv Sanayii, son y›llarda yapm›fl oldu¤u yat›r›mlar sonucunda, üretiminin yüzde 80 gibi önemli bir k›sm›n› ihraç edebilir hale getirmifl ve üretim adetlerini 2008’de 1 milyon 150 bin adede yükseltd i. 2000’e göre ihracat›m›z befl kat artm›fl, sanayimiz Türkiye ihracat s›ralamas›nda yedinci s›radan birincili¤e yükseldi. Ancak bilindi¤i üzere, 2008’in son çeyre¤inde ABD’de finans araçlar› ve türevlerinin de¤er kayb› sonucunda geri ödeme sorunlar› ortaya ç›kt›. Buna ba¤l› olarak geliflen finansal kriz, h›zla küresel bir nitelik kazand› ve tüm pazarlarda talep düflüklü¤ü ortaya ç›kt›. Ülkemizde oldu¤u gibi, bu dönemde, tüm dünya ülkelerinde, öncelikli olarak otomotiv ürünlerine talep daralmaya bafllad ›. 2008’in son çeyre¤inden itibaren AB ülkelerinde sat›fllar düflmeye bafllad› ve dolay›s›yla ihracat›m›z›n yüzde 90’›n› bu bölgeye gerçeklefltirmemize ba¤l› olarak, üretim adetlerimiz May›s ay› itibariyle önemli oranda azalmaya bafllad ›. Hurda araç teflviki ile 2005’te 785 bine kadar ulaflan toplam iç pazar, daha sonraki daralmalar ve küresel krizin de etkisi ile

14

2008’de 526 bin’e düfltü. Krizde h›zla artan stoklar›n eritilmesi ve talebin canland›r›lmas› amac› ile hükümetimizin 15 Mart - 16 Haziran 2009 aras›nda uygulad›¤› ÖTV indirimi, daha sonra azalarak 30 Eylül 2009’a kadar devam ett i. Bu uygulama özellikle 1.600 cc otomobil pazar› ve kamyonetlerden oluflan hafif ticari araç pazar›nda olumlu etki sa¤lad ›. Bununla birlikte flirketlerin yapm › fl oldu¤u kampanyalara ba¤l› olarak, bu araç s›n›f› talebindeki yüzde 23 oran›ndaki art›fl, toplam pazar›n 2009’da, bir önceki y›la göre yüzde 10 oran›nda artmas›n› sa¤lad ›. 2008’den 2009’a üretim, ihracat ve pazar Ancak ÖTV’nin yap›s› gere¤i, indirim özellikle a¤›r ticari araçlarda etkili olamad ›. Sanayimizin üretiminde büyük yer tutan ticari araçlarda, ihracat azalmas› ile birlikte ticari araç üretimindeki düflüfl yüzde 60’lar düzeyine kadar ulaflt ›. Özellikle a¤›r ticari araçlar pazar›nda yaflanan keskin düflüfllere ba¤l› olarak, bir önceki y›la göre, 2009’da toplam ihracatta yüzde 31 ve üretimde ise yüzde 24 düzeyinde daralma yafland ›. A¤›r Ticari Araç Pazar› ‹hraç pazar›m›z olan AB’de küresel krizin otomotiv sanayi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak ve dara-


lan pazar› canland›rmak amac› ile ilgili Avrupa Komisyonu taraf›ndan haz›rlanan paket kapsam›nda 2009 bafl›nda düflük faizli fon ile özellikle sanayide Ar-Ge teflviklerinin özel olarak artt›r›ld›¤› de¤iflik önlemler uygulamaya konuldu. Ancak AB ülkelerinde, özellikle 2009’un son aylar›nda teflviklerle hareketlenen pazar, ihracat›m›zda istenilen hareketlili¤i sa¤layamad ›. 2009’da bir önceki y›la göre, toplam otomotiv sanayi ihracat›ndaki daralma yüzde 31 düzeyindeyken, otomobil ihracat›nda düflüfl yüzde 26 düzeyinde gerçekleflti. Kas›m ay›nda oldu¤u gibi, otomotiv sanayinin 2009 Aral›k ay› üretim ve ihracat›n›n, 2008 Aral›k ay›na göre önemli oranda artm›fl oldu¤u görülüyor. Üretim ve ihracat de¤erlerinde oldu¤u gibi, 2009 Aral›k ay›ndaki otomobil ve toplam pazar›n›n, 2008’in Aral›k ay›na göre art›fl›, “baz etkisi” göz önüne al›narak de¤erlendirilmelidir. Di¤er bir ifadeyle; bu y›l Aral›k ay›nda üretim ile birlikte ihracat›n bir önceki y›la göre artm›fl gibi görünmesi, küresel krize ba¤l› olarak Ekim 2008’de bafllayan ve etkisi att›rarak devam eden üretim ve ihracattaki önemli düflüfllerden kaynaklan› y o r. Öte yandan 30 Eylül 2009 itibariyle, ÖTV indirimi uygulamas›n›n sona ermesiyle birlikte, özellikle sanayi faaliyetlerimizin yüzde 50’sini oluflturan ticari araçlar ve traktörler ile birlikte tüm sanayimizi kapsayacak KDV indirimi, beklentilerimizin aksine uygulanmaya bafllamad›. Özellikle a¤›r ticari araç üretimi yapan firmalar›m›zda, çal›flma günlerinin 2/3’ünde üretime ara verild i. 2009’da özellikle orta ve a¤›r ticari araçlar ile birlikte traktörde yeterli önlem al›nmamas› sonucu, talepte ve dolay›s› ile üretimdeki kay›plar önemli boyuttad›r. 2009’da orta ticari araç pazar› 2008’e oranla yüzde 30 oran›nda azal›rken, önemli daralma yüzde 42 ile a¤›r ticari araç pazarlar›nda yafl a nd ›. A¤›r ticari araç üretimindeki keskin düflüfller 2009 boyunca devam ett i. 2009’da, ticari araç üretimi 5 y›l geriye giderek, 2004 y›l› de¤erlerinin alt›nda gerçekleflti. Büyük kamyon üretimi 0,74 bin adet ile 2002 y›l› düzeyinin de alt›nda kald ›. Di¤er taraftan, sanayimizde üretimdeki daralman›n önemli boyutlara ulaflmas›na ra¤men fiubat ay›nda yürürlü¤e giren K›sa Çal›flma Ve K›sa Çal›flma Ödene¤i Mevzuat› sayesinde ‹flsizlik Fonu kaynaklar›n›n kullan›ma aç›lmas›na ba¤l› olarak sanayimizde büyük emek ve maliyetle yetifltirilen insan gücü kayb› asgari düzeyde tutuldu. 2010’da AB ve iç Pazar için ek teflvikler olmayaca¤› ve talebin ancak 2009 düzeyinde seyredece¤i b e k l e ni y o r. 2009’da talep art›fl›n›n önemli ek teflviklerle sa¤land›¤› dikkate al›n›rsa, krizin etkisinin de-

Prof. Dr. Ercan Tezer Otomotiv Sanayii Derne¤i (OSD) Genel Sekreteri

vam etmesi durumunda, 2010’da toplam pazar›n yüzde 10 dolay›nda azalmas› söz konusu olabilecektir. Di¤er taraftan, iç ve d›fl talebin s›n›rl› düzeyde olmas›na ba¤l› olarak, üretimin de ancak 2009 düzeyinde kalaca¤› tahmin edili y o r. Sanayimizdeki bu olumsuz geliflmelere ra¤men, banka ve finans sistemindeki olumlu sinyaller gelecek ile ilgili beklentilerin olumlu olabilece¤ini göstermektedir. Türk otomotiv sanayi, rakibi olarak de¤erlendirilen yeni AB üyesi ülkeler ile k›yasland›¤›nda; sahip oldu¤u yüksek kalite, yönetim anlay›fl› ve yüksek iflgücü verimlili¤i ile çok önemli avantaja sahiptir. Son dönemlerde yaflanan flirket ortakl›klar› ile birlikte, küresel sanayide yeniden yap›lanma süreci yafland›¤› bilinmekte olup, krizden ç›k›fl sürecinde, e¤er koflullar iyi de¤erlendirilebilirse, Türk otomotiv sanayinin sahip oldu¤u bu üstün niteliklere ba¤l› olarak birçok f›rsat elde edebilece¤i bekleni y o r. Sanayimiz ad›na olumlu bir geliflme olarak de¤erlendirdi¤imiz 2009’da yürürlü¤e giren Ar-Ge Destekleri Mevzuat› çerçevesinde, sanayi Ar-Ge merkezlerinin kurulmas› ve Ar-Ge alt yap›s› ile ilgili çal›flmalar devam ediyor. fiu anda sanayimiz, kurulan 62 Ar-Ge merkezi içinde 17 adet merkez ile di¤er sektörler aras›nda ilk s›rada yer al› y o r.Di¤er taraftan bu kriz ortam›nda, küresel pazarlarda oldu¤u gibi, ülkemizde de otomotiv sanayinin 2007’deki üretim ve pazar adetlerine tekrar ulaflabilmesinin üç-dört y›l gibi uzun bir süre alaca¤› da bilini y o r. Bu zor koflullar alt›nda, otomotiv sanayi mevcut strateji ve hedeflerimizde bir de¤ifliklik yapmam›fl ve 2015’te; 2 milyon adet üretim, 1,5 milyon adet ihracat, 50 milyar $ ihracat geliri ve 600 bin istihdam hedefine ulaflmak çal›flmalar›n› planl›yor. Sanayimiz,“Mükemmeliyet Merkezi” olma hedefi yolunda, bundan sonra da istikrarl› iç pazar ve ihracat projelerine ba¤l› olarak büyümek üzere yo¤un çal›flmalar›n› sürdürüyor.

15


DOSYA

GÖRüfl

Elektronik sanayinde 2010 beklentileri sektörün geliflmesi yönünde…

“Bu sektördeki geliflmeler çarpan etkisiyle di¤er sektörleri de harekete geçirir. Bu nedenle bu sektörde yat›r›m yapman›n her kesim taraf›ndan desteklenmesi laz›m.”

Suat Baysan Türk Elektronik Sanayicileri Derne¤i Yönetim Kurulu Baflkan›

T

ürkiye’de, Elektronik Sanayi performans›n›n 2009’daki durumunu önceki y›llar›n performanslar› ile de¤erlendirmekte yarar var. Böylece önce 2007’e ve 2008’e bakmak gerekiyor. Rakamlara bak›ld›¤›nda üretim veya net sat›fllar›n 2007 ve 2008’de hemen hemen ayn› seyretti¤i ve 10 milyar ABD Dolar› oldu¤u görülüyor. Ayn› fleyi ihracat için de söylemek mümkün, ihracat da 5 milyar ABD Dolar› seviyesinde kalm›fl. ‹thalat rakamlar› da 14 milyar ABD Dolar› civar›nda.

2009 rakamlar› ise henüz olgunlaflmad›. Üretim rakamlar› çal›flmalar› biraz zaman alacak. ‹hracat ve ithalat›n 11 ayl›k verileri elimizde. Buna göre 2009’un ilk 11 ay›nda (Ocak-Kas›m) ihracat 3,7 milyar ABD Dolar›, ithalat 10,6 milyar ABD Dolar› seviyesinde gerçekleflmifl. Bu de¤erleri 2008’in ayn› dönemine ait de¤erler ile karfl›laflt›rd›¤›m›zda, ihracat ve ithalatta yüzde 18 oran›nda azalma oldu¤unu hesaplayabiliyoruz. Bu azalmalar›n üretim de¤erlerine de yans›mas› beklenmeli.Rakamlardan da anlafl›laca¤› üzere kriz, di¤er sektörleri oldu¤u kadar elektronik sanayini de olumsuz olarak etkilemifltir. Küresel krizin reel sektöre yapaca¤› etkiden sektörümüzün de etkilenmesi kaç›n›lmazd› ve beklenen oldu. Kiflilerin harcamalar›n› azaltmas› tüketicilere yö-

16

nelik üretim yapan firmalar›m›z› olumsuz etkiledi. Yat›r›mlar›n azalmas› da yat›r›m mal› üreten firmalar›m›z› etkilemifltir. Dolay›s› ile talep taraf›nda azalma olmufltur. 2010’da global mali krizin etkisinin iyice azalmas›n› ve sektörümüzün geliflmesini bekliyoruz. Elektronik sektörü ülkelerin geliflmesinde en önemli rolü oynayan sektörlerin bafl›nda gelir. Bu sektörün geliflmesi hayati öneme sahiptir. Bu sektördeki geliflmeler çarpan etkisiyle di¤er sektörleri de harekete geçirir. Bu nedenle bu sektörde yat›r›m yapman›n her kesim taraf›ndan desteklenmesi laz›m. Sektörde önümüzdeki y›llarda yeni yat›r›mlar›n yap›laca¤›n› umuyoruz. Sadece umut beslemek yetmez, önlemler de al›nmal›d›r. Elektronik sanayi yüksek teknolojiye dayanan, sürekli de¤ifliklikler ve geliflmeler yaflayan dinamik bir sektördür. Mevcut sanayi altyap›s› talebin toplam›n› karfl›layamamaktad›r. Özellikle bileflenler alan›nda temel bileflenlerin ülkemizde üretilmemesi önemli bir sorundur. Bu ve di¤er nedenlerle sektörümüz için bir strateji belirlenmesi ve uygulanmas› için kamu ve özel sektör birlikte çal›flma yürütülmesi gerekmektedir. 2010’da strateji belirleme ve uygulama çal›flmalar›na a¤›rl›k verilecektir.


DOSYA

GÖRüfl

“Kamu kendi yaram› saraca¤›m derken, özel sektöre zarar vermemeli” Murat Yalç›ntafl ‹stanbul Ticaret Odas› (‹TO) Yönetim Kurulu Baflkan›

‹stanbul Ticaret Odas› (‹TO) Baflkan› Dr. Murat Yalç›ntafl, 4 Ocak 2010’da ‹TO Genel Merkez’inde yap›lan toplant›da 2009’u de¤erlendirdi ve 2010’a dair öngörülerini kamuoyuyla paylaflt›.

stanbul Ticaret Odas› (‹TO) Baflkan› Dr. Murat Yalç›ntafl, 4 Ocak 2010’da ekonomi gazetecileriyle bulufltu. ‹TO Genel Merkezi’nde düzenlenen bas›n toplant›s›nda 2009 y›l› de¤erlendirmesinin ard›ndan 2010 beklentilerini dile getiren Baflkan Dr. Yalç›ntafl, önemli mesajlar verdi. “Kamu, kendi yaram› saraca¤›m derken özel sektöre zarar vermemeli. Kamunun a盤› kapat›rken uygulayaca¤› politika, özel sektörün rekabetçili¤ine zarar vermemeli” diyen Yalç›ntafl, kamunun a盤› kapat›rken uygulayaca¤› mali politikan›n, özel sektörün rekabetçili¤ine zarar vermemesi gerekti¤ini belirtti. Kamunun, a盤› kapatmak için afl›r› borçlanmaya gitmemesi gerekti¤inin de alt›n› çizen Yalç›ntafl, bu stratejinin likiditenin kamuya akmas›na ve özel sektörün bu kaynaktan yararlanamamas›na yol açaca¤›n› ifade etti. Yalç›ntafl, Aral›k 2008’de kredilerin takibe düflme oran›n›n yüzde 3,7’den Eylül 2009’da yüzde 5,3’e yükseldi¤ini, bu verilerin de özel sektördeki s›k›nt›n›n devam etti¤ini gösterdi¤ini belirtti. 2010’da özellikle KOB‹’lerin finansman ihtiyac›n›n rahatlat›lmas› gerekti¤ini söyleyen Yalç›ntafl, 2010 y›l› maliye politikalar› için en önemli beklentilerinin bu oldu¤unu vurgulad›. Yalç›ntafl, yaflanan not art›r›mlar›yla Türkiye’nin 2010’da ciddi yabanc› sermaye çekece¤i düflüncesinde oldu¤unu belirtti. 2010’da en önemli sorunun iflsizlik olmaya devam edece¤ini, iflsizlik oranlar›nda ani bir düflüflün gerçekleflmesinin zor göründü¤ünü kaydeden Yalç›ntafl, dünyan›n krizden ç›kt›¤› y›l olacak 2010’da Türkiye’nin daha h›zl› ç›k›fl potansiyeli tafl›d›¤›n›, bunu h›zland›rman›n da, yavafllatman›n da Türkiye’nin kendi elinde oldu¤unu dile getirdi. Ekonominin iyi gitmesinin ancak sosyal bar›fla, kurumlar›n eflgüdümlü çal›flmas›na ba¤l› oldu¤unu

ifade eden Yalç›ntafl, gerginlik, kaos ve huzursuzluktan en fazla ve ilk olarak ekonominin olumsuz etkilendi¤ini anlatt›.

Kamu - Özel sektör dengesi “Kamunun, maliyenin aç›klar› kapat›rken uygulayaca¤› politika, özel sektörün rekabetçili¤ine zarar vermemeli” diyen Yalç›ntafl, kamu-özel sektör dengesine dikkati çekti. Kamunun musluklar› açarak, kendi yaras›n› saraca¤›m derken özel sektöre zarar vermemesi gerekti¤ini, a盤› h›zl› bir flekilde kapatma çabas›n›n ‘piyasay› s›k›flt›raca¤›n›’ ve 2010’da özel sektörün büyümesini engelleyece¤ini dile getiren Yalç›ntafl, KOB‹’lerin rahat büyüyebilece¤i bir mali politika çizilmesi gerekti¤ini yineledi. Bir gazetecinin, zamlar›n sanayicinin maliyetlerini art›raca¤›na ve iç talebin daralmas›na yol açaca¤›na iliflkin sorusu üzerine Yalç›ntafl, olaya tek aç›dan bak›lmamas› gerekti¤ini, zaten Türkiye’de üretici ya da sabit gelirlinin zamlar› memnuniyetle karfl›lamas›n›n mümkün olmad›¤›n› söyledi. 2010’da Türkiye’nin büyümesi, özel sektörün rekabetçi üretmesi gerekti¤inin alt›n› çizen Yalç›ntafl, bunun için de girdilerin rakiplerden daha iyi olmasa bile daha dezavantajl› olmamas› gerekti¤ini kaydetti.

“Görünen bahard›r” 2010’da erken seçim beklentisine iliflkin bir soru üzerine Yalç›ntafl, ne dünya ne de Türkiye’nin 2002-2007 aras›ndaki güzel günlerde olmad›¤›n›, ancak krizin geride b›rak›ld›¤›n› ve bahar›n göründü¤ünü ifade ederek, “Görünen bahard›r; 2002-2007 aras›ndaki s›cak mutlu yaz günleri de¤il. Bunu en iyi flekilde de¤erlendirecek ad›mlar at›lmal›... Sadece kiflisel hesaplar için Türkiye kaosa sokulursa bu bahar sert bir flekilde k›fla döner” dedi.

17


DOSYA

Röportaj

Çok turist mi? Kültür turizmi mi? Baflaran Ulusoy Türkiye Seyahat Acentalar› Birli¤i (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Baflkan›

Türkiye Seyahat Acentalar› Birli¤i (TÜRSAB) Baflkan› Baflaran Ulusoy sektörel anlamda yeni y›ldan umutlu… “2010’un, 2009’dan daha iyi geçece¤ini düflünüyoruz” diyen Ulusoy her yönüyle Türk turizmini de¤erlendiriyor.

B

irleflmifl Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) turist say›s› ve turizm geliri kategorilerinde ülkelerden toplad›¤› verilere dayanarak bir s›ralama yap›yor. Kuruluflun bu alanda en son yapt›¤› s›ralama 2008 y›l›na ait. Türkiye bu s›ralamada 25 milyon turist say›s›yla 8., 22 milyar dolar turizm geliriyle ise gelir kategorisinde 9. s›rada yer al›yor. Türkiye’de turizm sektöründeki beklentileri, hedefleri ve önceliklerini görüfltü¤ümüz Türkiye Seyahat Acentalar› Birli¤i (TÜRSAB) Baflkan› Baflaran Ulusoy “Türkiye’nin, a¤›rl›kl› olarak günefl-deniz-kum yani kitle turizmi var›fl ülkesi oldu¤unu söylemeliyiz” diyor. Bu kategoride iddial› var›fl ülkeleri aras›nda Akdeniz’de ‹spanya, Türkiye ve Yunanistan’›n yer ald›¤›n› söyleyen Ulusoy, bir yandan “Önümüzdeki on y›l›k vadede kitle turizmi kategorisinde Türkiye’nin lider konuma yükselmesi çok büyük bir olas›l›kt›r” diyor. Di¤er taraftan Türk turizminin farkl› kategorilerde de geliflebilmesi için çeflitli önerilerde bulunuyor.

yer al›yor. Ancak bu kategoride s›ra atlaman›n belli bir noktadan sonra daha güç oldu¤unu da belirtmek gerekir. Bunun nedeni ABD, Fransa, ‹talya, ‹spanya, Almanya ve ‹ngiltere gibi güçlü rakiplerin bu alanda aç›k ara önde olmalar›d›r. Bu ülkelerin baz›lar›n›n tarihi ve ekonomik anlamdaki geliflmifllikleri ve bugünkü ekonomik ve sosyal yap›n›n tarihi öncüleri olmalar› nedeniyle geliflmekte olan ülkelere göre çok güçlü kozlar› var. Bilim, edebiyat, sanat, spor, moda ve teknoloji gibi alanlarda oluflmufl bulunan küresel ortak kültüre kat›l›mlar› daha fazlad›r. Türkiye’nin 1990’l› y›llardan itibaren küresel ortak kültüre olan kat›l›m› fazlalaflt›kça kültür destinasyonu olarak h›zl› bir yükselifl içinde oldu¤unu görebiliyoruz. Yazarlar›m›z›n, sinema yönetmenlerimizin, futbol ve basketbol tak›mlar›m›z›n baflar›lar›, AB üyeli¤i sürecinde ciddi bir sürece girilmesi, özellikle Türkiye’nin tarihi ve kültürel yap›s›n›n en fazla harmanland›¤› yer olan ‹stanbul’a olan ilgiyi son y›llarda art›rd›.

Türkiye’nin kongre ve kültür turizmindeki potansiyelini nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Kültürel turizmde Türkiye biraz daha ortalarda

Ancak “Kültür turizmi” çok genifl bir kavram... Kent gezileri kültür turizminin önemli bir parças› olarak kabul ediliyor. Fakat hepsi de¤il. Burada bil-

18


hassa ‹KSV’nin düzenledi¤i ‹stanbul Bienali, Anadolu Atefli, Cumhurbaflkanl›¤› Uluslararas› Türkiye Bisiklet Turu gibi baflar›l› organizasyonlar›n da hakk›n› vermek gerekiyor. Bu organizasyonlar Türkiye’nin kültür turizminde tan›t›m›na büyük katk›da bulunuyor. Kongre turizmi kategorisinde ülkemiz bilhassa ‹stanbul ile önemli bir ivme kazand› ve bize göre önümüzdeki y›llarda bu alanda ilk befl ülke içine girmemiz kuvvetle olas›. Nitekim ‹stanbul’un yükseliflinde kongre turizminin büyük pay› var. Son on y›lda bu ilimizde HAB‹TAT II Zirvesi, AG‹T ve NATO zirveleri, IMF toplant›s›, Dünya Su Forumu gibi çok önemli uluslararas› toplant›lar›n ard› ard›na gerçekleflmifl olmas› bu alanda ‹stanbul’un y›ld›z›n› daha da parlatm›flt›r.

TÜRSAB’›n kalite konusundaki çal›flmalar› nelerdir? TÜRSAB olarak 2005’ten bu yana ISO 9001:2000 kalite sertifikas›na sahibiz. TÜRSAB olarak turizmde kalitenin en baflta e¤itimden geçti¤inin bilincindeyiz. Bu nedenle kuruluflumuz bünyesinde bilginin örgütlenmesi ve kolay eriflilebilir duruma getirilmesi konusundaki çal›flmalara ve e¤itim yat›r›mlar›na a¤›rl›k veriyoruz. Bu do¤rultuda ‹stanbul’da ve Ankara’da Bilkent Üniversitesi ile ifl birli¤i yaparak Anadolu Turizm ve Otelcilik Meslek liseleri açt›k. Ayr›ca meslek standartlar›n› yükseltmek için “Acenta Yolcu Sat›fl Temel Kurslar›”, Rehberlikte Uzmanlaflma E¤itim Programlar› gibi meslek içi e¤itim programlar› veriyoruz.

Turizmde ve hizmet sektöründe kalite deyince öncelikle hangi k›staslar› yerine getirmek gerekiyor? Hizmet sektöründe öncelik elbette ki insan kalitesinin yükseltilmesindedir. Bir var›fl noktas›n›n daha çekici, ya da daha itici olmas› konusunda temel de¤iflken oraya gelecek ziyaretçiye sunulan hizmetin kalitesidir. ‹flte bu kalite Türkiye’nin rakiplerine göre konumunu belirler. Türkiye 1980’lerden önce de do¤al ve kültürel kaynaklara sahipti, bu kaynaklar›n kalitesinde önemli bir de¤iflim yaflanmam›flt›r. Türkiye’yi bu tarihten sonra bir var›fl ülkesi haline getiren fley kaliteli tesisler ve bu tesislerde verilen kaliteli hizmetlerdir. Görüldü¤ü gibi her ikisi de kaliteli bir ifl gücünün varl›¤›na ba¤l› geliflmelerdir. Bu nedenle turizmde kaliteli bir iflgücü baflar›n›n anahtar›d›r. Böyle bir iflgücü ise ancak toplam kalite süreçleriyle mümkün olabilir. Turizmde kalite konusunda ön plana ç›kan ikinci özellik ise turizmin müflteri odakl› bir sektör olmas›d›r. Turizmde müflteri memnuniyeti her zaman daha yukar›ya çekilebilir. Yarat›c› gücün iyi kullan›lmas› ve yenilikçi düzenlemelerle bu alanda hep ileriye gidilebilir. Bunun için de uygun ortam›n sa¤lanmas› gerekir ki bu ortam yine toplam kalite örgütlenmesini zorunlu k›lar.

Yeni y›lda hedefleriniz ve beklentileriniz nelerdir? 2010’un Türkiye turizmi ve özelde seyahat acenteleri aç›s›ndan 2009’dan daha iyi geçece¤ini düflünüyoruz. Tahminlerimize göre 30 milyon yabanc› turist efli¤i ilk kez bu y›l afl›lm›fl olacak. 2009’da yaflanan küresel buhran hem iç pazar›, hem de d›fl talebi bir miktar azaltt›, yabanc› turist say›m›z hafif oranda yükselse bile turizm gelirlerimiz yüzde 7 oran›nda geriledi. 2010’da ekonomik ortama dayal› olarak tüketimdeki genel art›fl e¤ilimi seyahat sektörüne de olumlu yans›yacak. Türkiye son y›llarda turizmde en büyük ç›k›fl yapan ülkelerden birisid i r. Bu e¤ilim sürecek. ‹stanbul’un 2010 Avrupa Kültür Baflkenti olmas› bu y›l elimizde büyük bir koz. Avrupa medyas› ve kamuoyunun dikkati kültür baflkentlerine mutlaka çekilecek. 2010’da sadece daha çok turist de¤il daha çok “kültür turizmi” beklentisi içindeyiz.

19


DOSYA

GÖRüfl

Gelecekte tüketimin artaca¤› tahmin edilen pazarlar›n Türkiye ve çevresinde oldu¤u düflünüldü¤ünde ve flu anda en çok tüketimin oldu¤u Avrupa piyasas›na yak›n olmam›z bizim en önemli avantaj›m›z.Yeni pazarlara ulafl›lmas›nda ilave teflvikler verilmesi, Eximbank olanaklar›n›n iyilefltirilmesi yerinde olacak.

20


Haz›r giyim sektörüne çok yönlü yenilikçilik gerekiyor

T

Ahmet Nakkafl Türkiye Giyim Sanayicileri Derne¤i (TGSD) Yönetim Kurulu Baflkan›

ekstil ve haz›r giyim ihracat› Türkiye’nin genel ve di¤er sektörler ihracat› gibi küresel krizden olumsuz etkilendi. Türkiye’nin ihracat› 2009’da yaklafl›k yüzde 25 oran›nda azalarak 98 milyar dolar seviyelerinde gerçekleflecek. 2008’de 6,8 milyar dolar olan tekstil ihracat› yaklafl›k yüzde 20 gerileyerek 5,5 milyar dolar ve yine 2008’de 15,7 milyar dolar olan haz›r giyim ihracat› da yüzde 15 azalarak 13,5 milyar dolar seviyesinde olacak. ‹ç ve d›fl pazarda rekabet artmaya devam edecek. Böyle bir ortamda firmalar›n tasarruf ve verimlilik tedbirlerini azami kullanmalar›, yeni ürün ve yenilikçili¤e a¤›rl›k vermeleri, aktif pazarlama ile yeni pazarlara ulaflmalar›, de¤iflen tüketici davran›fllar›n› ve e¤ilimlerini iyi analiz ederek fiyat farkl›laflt›rmalar›na gitmeleri, kendilerini her yönü ile yeniden konumland›rmalar› gerekiyor. Yeni dönemde geliflmifl ülkeler daha az tüketerek daha çok tasarruf edecekken, geliflen ülkeler daha çok tüketecek. Buna ba¤l› olarak tekstil ve haz›r giyim sektörü için de geliflen ülkeler giderek daha önemli pazarlar haline gelecek. Tekstil ve haz›r giyim tüketimi geliflen ülkelerde daha h›zl› artacak. Bu nedenle geliflen ülkeler önemli pazarlar olacak. Ancak geliflen ülkeler ayn› zamanda tekstil ve haz›r giyim sektöründe üretici konumundalar. Geliflen ülkelerin pazarlar›nda geliflen ülkeler aras› rekabet artacak. Türkiye pamuk üretiminden, ürün sat›fl›na kadar tam servis veren bir ülke. Türkiye, Avrupa ve Amerikan markalar›n›n Uzak Do¤u ve Orta Do¤u pazarlar› için köprü olacak. Ayr›ca uluslararas› konumda, Avrupa Birli¤i ile olan Gümrük Birli¤i anlaflmas› Türkiye’nin lehine tekrar müzakere edilebilir hale gelebilir. Avrupa Birli¤i üyeleriyle Serbest Ticaret Anlaflmas› yapan ve yapacak ülkelerle, ayn› masada görüflmelere kat›labilme hakk›na sahip olabilir. Hem siyasi irade olarak hem de özel sektör kanad› olarak yo¤un müzakerelerde

bulunulmas› gerekiyor. Burada en önemli husus bizim uluslararas› rekabetimizi sürdürebiliyor olmam›z. Gelecekte tüketimin artaca¤› tahmin edilen pazarlar›n Türkiye ve çevresinde oldu¤u düflünüldü¤ünde ve flu anda en çok tüketimin oldu¤u Avrupa piyasas›na yak›n olmam›z bizim en önemli avantaj›m›z. Kamu kesimi iktisadi faaliyetlerdeki canlanman›n içerde ve d›flar›da yavafl ve kademeli olaca¤› öngörüsüne ba¤l› olarak firmalar üzerindeki yüklerin azalt›lmas› gerekiyor. Bürokratik ifllemlerin hafifletilmesi ve h›zland›r›lmas›, kredi garanti fonuna ifllerlik kazand›r›lmas›, yeni pazarlara ulafl›lmas›nda ilave teflvikler verilmesi, Eximbank olanaklar›n›n iyilefltirilmesi ve özellikle haz›r giyim sektörünün teflvikli dördüncü bölgeye tafl›nmas›n› cazip k›lacak ek düzenlemelere a¤›rl›k vermesi yerinde olacak. Baflta k›dem tazminat› ve bölgesel asgari ücret uygulamalar› olmak üzere istihdam piyasas›nda iyilefltirmelere ihtiyaç duyuluyor.

‹hracat›n yeni dönemdeki seyri Tüm dünyada ekonomideki yavafl ve kademeli iyileflme do¤rultusunda dünya ticareti de yavafl geniflleyecek. 2008’de 15,9 trilyon dolar olan dünya mal ticareti 2009’da 12 milyar dolara gerileyecek. 2010’da ise 12,7 trilyon dolar olarak öngörülü y o r. Bu çerç e v e d e tüm sektörlerde ve haz›r giyim sektöründe de ihracat s›n›rl› geniflleme içinde olacak. Buna ba¤l› olarak Türkiye’nin tekstil ve haz›r giyim sektörleri ihracat› da s›n›rl› ve yavafl bir büyüme içinde olacak. Yeni dönemde tekstilciler krizi, kitle üretiminden kiflisel üretime geçiflle aflacaklar. Tekstilciler teknik alanda yapacaklar› Ar-Ge çal›flmalar› ve bu yönde ortaya koyacaklar› ürünlerle fark yaratabilecekler, bununla küresel pazarlarda özellikle Avrupa ve Amerika pazarlar›nda kendilerine yer bulabilecekler.

21


DOSYA

GÖRüfl

Hedef 500 milyar dolar ihracat

‹yi bir çal›flma sayesinde ihracat miktar›m›z› 100 milyar›n alt›na düflürmedik ve 100’ler kulübünde kalmaya devam ettik. 100 milyar dolar bizim için psikolojik s›n›rd› ve bu s›n›rda tutunmay› baflard›k.

2

009, küresel kriz nedeniyle tüm dünyada zor bir y›l oldu. Türkiye de bu krizden, d›fl piyasalardaki talep düflüflü nedeniyle olumsuz etkilendi. Makro ekonomik dengelerimiz bir miktar bozuldu. Özellikle d›fl piyasalardaki talep düflüflü nedeniyle ihracat›m›z gerileme gösterdi. Bununla birlikte iyi bir çal›flma sayesinde ihracat miktar›m›z› 100 milyar›n alt›na düflürmedik ve 100’ler kulübünde kalmaya devam ettik. 100 milyar dolar bizim için psikolojik s›n›rd› ve s›n›rda tutunmay› baflard›k.

Maliye Bakanl›¤›’n›n aç›klad›¤› son verilere göre Türkiye’nin 2009’un ilk 11 ay›ndaki cari a盤› 9,9 milyar dolar oldu. Y›l›n tümündeki cari aç›k mikta-

22

r›n›n ise 11 milyar dolar civar›nda gerçekleflece¤ini tahmin ediyoruz. Dolay›s›yla büyük ihtimalle y›lbafl› hedefini tutturaca¤›z. D›fl ticaret dengesinde verdi¤imiz aç›k ise 20 milyar 797 milyon dolar oldu. Bu durum geçen y›la oranla yüzde 58,7 oran›nda bir azalma anlam›na geliyor. Küresel krizin bu anlamda tek olumlu geliflmesi cari aç›k alan›nda oldu, Türkiye için oldukça iyi bir geliflme. 2009 y›l› rakam›yla ülkemiz son alt› y›l›n en düflük cari a盤›na sahip olmufl oldu. Geride b›rakt›¤›m›z y›l, 1929 Bunal›m› ile karfl›laflt›r›labilecek ölçüde büyük bir küresel kriz yafland›¤›ndan, s›ra d›fl› bir y›l olarak kabul ediliyor. Türkiye bu kritik y›l› oldukça az bir hasarla atlat-


ettirmek olacak. Hepimizin yak›ndan takip etti¤i üzere ihracat›m›z›n kompozisyonu de¤iflim içerisinde. Geliflmifl pazar olarak nitelendirdi¤imiz AB pazar›n›n tüm ihracat›m›z içindeki pay› gerilerken, alternatif pazarlardaki ihracat›m›z›n pay› art›yor. Baflta çevre ve komflu ülkeler olmak üzere bugüne kadar d›fl ticaret iliflkilerimizin zay›f oldu¤u ülkeleri mercek alt›na alarak bu ülkelerle gerçeklefltirdi¤imiz d›fl ticaret hacmini gelifltiriyoruz. Bu trend 2010'da da devam edecek. ‹lk etapta 2010 y›l› için 111 milyar dolar ihracat hedefimiz var. Gerek mevcut pazarlar›m›z›n toparlanma sürecine girmesi, gerek alternatif pazarlardaki pazar kazan›mlar›m›z›n artmaya devam etmesiyle birlikte bu hedefin üzerine ç›kma ihtimalimizi de yüksek görüyoruz.

Mehmet Büyükekfli Türkiye ‹hracatç›lar Meclisi (T‹M) Yönetim Kurulu Baflkan›

m›fl çok az dünya ülkesinden birisi oldu. Bu da bizim ileriye umutla bakmam›z› sa¤l›yor. Nitekim ülkemizin kredi notlar›n›n ard› ard›na artm›fl olmas›n› bunun bir sonucu oldu¤unu düflünüyoruz. Bir di¤er önemli ekonomik gösterge, TU‹K’in geçti¤imiz hafta aç›klam›fl oldu¤u Sanayi Üretim Endeksi idi. Bu rakamlara göre sanayi endeksi bir önceki aya oranla yüzde 0,2’lik bir art›fl gösterdi.

Uzun vadede ise 2023 y›l› için 500 milyar dolar ihracat hedefimiz var. Bu hedefe ulaflmak amac›yla geçti¤imiz sene bir çal›flma bafllatt›k. Daha sonra bu çal›flmay› tüm sektörleri de içerecek flekilde genifllettik. Projede birçok farkl› kurumla çal›flarak onlar›n deste¤ini sa¤l›yoruz. Mart ay› itibari ile tamamlay›p kamuoyu ile paylaflaca¤›m›z bu çal›flmayla birlikte, 2023’de 500 milyar dolarl›k ihracat hedefine ulaflmak için nas›l bir strateji izlememiz gerekti¤ini ortaya koyaca¤›z. Öte yandan ülke ziyaretlerimiz devam edecek. Geçen sene çok say›da ülkeye, Say›n Cumhurbaflkan›m›z, Say›n Baflbakan›m›z ve Say›n D›fl Ticaret

“2010 y›l› için 111 milyar dolar, 2023 y›l› için 500 milyar dolar ihracat hedefimiz var.” Bu ayl›k temelde küçük bir ilerleme olsa da, Türkiye’nin sanayi üretimindeki toparlanmas›n› simgeliyor. Zira sanayi üretim endeksi Mart 2008’den itibaren, küresel krize paralel olarak keskin bir düflüfl yaflam›flt›. Bu düflüfl Mart 2009’a de¤in fliddetli bir biçimde devam etti ve bu bir y›ll›k süre içerisinde sanayi üretimimiz yüzde 18,5 oran›nda düfltü. Bu dip noktas›n›n ard›ndan Türkiye neredeyse kesintisiz bir toparlanma sürecine girdi, halen de sürüyor. Bu ç›k›fl›n 2010’da daha da ivme kazanaca¤›n› öngörüyoruz. Bu elbette daha çok üretim anlam›na geliyor. 2010 için öncelikli stratejimiz yak›n ve çevre ülkelere bafllatt›¤›m›z ihracat hamlesini devam

Bakan›m›z baflkanl›¤›nda önemli ticari heyetler düzenledik. Bu geziler 2010’da da sürecek. Hedefimiz d›fl ticaret iliflkilerimizin zay›f oldu¤u ülkeler ile iliflkilerimizi gelifltirerek bu ülkelere gerçeklefltirdi¤imiz ihracat› ve yat›r›m› artt›rmak olacakt›r. Di¤er taraftan ihracat potansiyeli yüksek olan illerimizin ihracatlar›n› y›ll›k 1 milyar dolara yükseltmek için bu illerde “Ortak Ak›l Toplant›lar›” düzenliyoruz. Geçti¤imiz sene Mardin, Van ve Samsun'da bu toplant›lar› düzenledik. Bu sene çal›fltaylara h›z vererek çok say›da ilde bu toplant›lar› düzenleyece¤iz.

23


DOSYA

GÖRüfl

TAYSAD’›n ekonomiyi canland›rma formülü

“16 yafl üstü arac›n› hurdaya teslim edenlerin KDV muafiyetiyle yeni araç almas›na olanak sa¤lamak devletimizin bütçesini bozmayacak, ekstra harcama yaratmayacak, tam tersine gelir sa¤layacak bir çözümdür.”

Ömer Burhano¤lu Tafl›t Araçlar› Yan Sanayicileri Derne¤i (TAYSAD) Yönetim Kurulu Baflkan›

hracatta geçmifl y›llara oranla yüzde 40 civar›nda düflüfl söz konusu. Önümüzdeki y›llarda teflviklerin devam edece¤ini düflünüyor ve yaklafl›k yüzde 5 dolay›nda bir ihracat art›fl› olaca¤›n› öngörüyoruz. Kas›m ay› sonu itibariyle 319 bin 355 adet otomobil olmak üzere toplam 510 bin 448 adet araç ihraç edilmifltir. 2009 sonu itibariyle toplam 825 bin, 2010’da 880 bin, 2011’de 990 bin ve 2012’de ise 1 milyon 170 bin araç üretimi öngörmekteyiz. Görüldü¤ü üzere ancak üç y›l sonra 2008 üretim rakamlar›na ulaflmam›z mümkün olabilecektir. Kriz öncesinde bu rakamlara iliflkin öngörülerimiz ise 2008’de 1 milyon 300 bin, 2010-2011’ler de ise 1 milyon 500 bin adedi geçip 2 milyon araca do¤ru ilerleyece¤imiz fleklindeyd i . fiu anki durumda hedefledi¤imiz rakamlara çok uzaktay›z. Tüm yat›r›mlar›m›z 2012’de 2 milyon araca yönelik olarak yap›lm›flt›.

mal›d›r. Formül k›saca; 16 yafl üstü araçlar için arac›n› hurdaya teslim edenlerin KDV muafiyetiyle yeni araç almas›na olanak sa¤layacak.

Bizim önerimiz, firmalar›n bütçelerini muhakkak 2012’ye kadar yapmalar› ve temkinli davranmalar› yönünde. Kyoto anlaflmas›/karbon emisyon o r a nlar›ndaki beklentiler / kaza istatistiklerinde ticari araç oran› ve yafl›/ölüm risk faktöründe trafik Türkiye’de 1. s›rada (Avrupa’da 9.) /yak›t tüketim oranlar› ve petroldeki d›fla ba¤›ml›l›¤›m›z düflünüldü¤ünde, esnaf›m›z›n dükkan›, sanayi ve ticaretle u¤raflanlar›n yat›r›m mal› olan ticari arac›n hurda indirim formülüyle hareketlenmesi sa¤lan-

Önerimiz devletimizin bütçesini bozmayacak, ekstra harcama yaratmayacak, tam tersine gelir sa¤layacak bir çözümdür. Ayr›ca, önerimiz ile daha fazla dayanma gücü kalmayan ticari araç sektörüne nefes ald›r›lm›fl olacakt›r. Hükümetimizden beklentimiz; binek araçlarda ÖTV indiriminin kademeli olarak devam ettirilmesi ve ticari araçlarda ise ya direk olarak daha düflük bir KDV oran› uygulanmas› ya da hurda indirimi metoduyla KDV muafiyetinin sa¤lanmas›d›r.

24

Bu sayede yukar›da sayd›¤›m›z olumsuz sosyal etkenler düzeltilece¤i gibi, ekonomik olarak hareketlenme sa¤lanacak, sat›fllar› s›f›ra yaklaflan ve hiçbir flekilde vergi toplanmayan bu sektörde KDV d›fl›nda tüm ara mal›, yan sanayi ve sat›fl sonras› hizmetlerin KDV’leri ve kurumsal vergileri al›naca¤› gibi SSK primlerinde de art›fl olacak. Devletimiz de eksik çal›flma ödene¤i harcamas›nda bulunmak zorunda kalmayacak. Zira birçok ticari araç üreticisi firmam›zda y›lbafl›ndan bugüne çal›flmalar yüzde 10’lara düfltü, dolay›s›yla yan sanayimizde de kapasiteler yüzde 10’a geriledi ve birçok yan sanayicimiz nakit s›k›nt›s› içinde küçülme, hatta kapanma yoluna gitti.


Tüm bu risk faktörlerine karfl›l›k potansiyel f›rsatlar da mevcut. Otomotiv art›k bölge de¤ifltiriyor, Do¤u’ya do¤ru kay›yor. Bu noktada Türkiye çok iyi bir potansiyele sahiptir. Çünkü Do¤u’ya giderken ilk durak, Do¤u’dan Bat›’ya giderken de en yak›n son dura¤›z. Bu f›rsat› kullanmam›z laz›m. Ama yeni ülkelerin ç›kaca¤› muhakkak... Art›k herkes Çin, Hindistan ve Rusya’y› biliyor. Bunlar›n da d›fl›nda yeni ülkeler ç›kacak. Bu, Türkiye için hem bir tehdit hem bir f›rsat. Yeni projeler/modeller söz konusu... Bu kadar kapasite fazlas› olmas›na ra¤men pazar› canland›rmak için

var. Bu tedarikçilerin flans› daha fazla, çünkü küresel rekabet girmeden yerel tedarikçi oluyor, tedarik zincirinde Tier 2 olmay› kabul ediyor. Bu tedarikçilerin ülke içindeki yap›s›, tekni¤i, fiyat yap›s› güçlü oluyor ama sadece bölgesel olarak çal›fl›p, d›fl kaynakta s›n›rl› rol oynuyor. Bunlar›n hiçbirini yapam›yorsak yine Tier 2 olarak tan›mlanan emtia üreticisi olarak devam edebiliriz. Emtia üreticileri ve yerel tedarikçi konumu n d a l a r . Ortak gelifltirme rolleri bulunmayan emtia üreticilerinin karfl›l›kl› iliflkileri fiyata dayal› o l u y o r.

Yeni teknolojilerle birlikte yeni nesil araçlar ç›kacak, dünya tamamen de¤iflecek... u¤raflan OEM’lerle birlikte bizler de bu yeni projelerde yer almak için u¤raflabiliriz. Yeni teknolojilerle birlikte yeni nesil araçlar ç›kacak, dünya tamamen de¤iflecek. Bildi¤imiz yanmal› motorlar›n ötesinde elektrikli/hibrid motorlar ve bunlara ba¤l› olarak da farkl› aktarma organlar› ve farkl› hafif metallerin kullan›lmas›, plastik oran›n›n artmas› söz konusu. Bu yeni teknolojiler, tedarikçilerimizin kendilerine f›rsat yaratmalar› aç›s›ndan son derece önemli. Bu teknolojilere flimdiden yat›r›m yap›lmas› gerekiyor. Bu tarz projeleri kesinlikle destekliyoruz. Çünkü ülkemiz yeni oluflan bu dünyada bir koltuk kapabilir. Kendi otomobil markam›z› yaratamad›k ama bu f›rsat› da kaç›rmayal›m istiyoruz. Küçük tedarikçileri konsolide edip, büyük çapl› yan sanayicilere ba¤lamak üzere olan politikalar da bizler için yeni potansiyel f›rsat olarak görülebilir. Küçük tedarikçileri bir araya getirip kendimize daha büyük potansiyel yaratmam›z da mümkün. Türkiye’deki yerel tedarikçiler aç›s›ndan bakt›¤›m›zda, bizler Tier 1 olarak hizmet verebilmek için kendimizi daha çok bölgesel tedarikçi olarak konumland›rmal›y›z. Bunun için de anahtar tedarikçi felsefesine sahip olmak gerekiyor. OEM’lerle iliflkilerimizde mutlaka s›n›rl› ortak geliflim rolümüz olmal› ve anahtar tedarikçiler için fiyat rekabetlerin d e ve özellikle d›fl kaynak anlaflmalar›nda ön plana geçmemiz laz›m. Bunun d›fl›nda Tier 2 olarak adland›r›lan yerel tedarikçiler

Tedarikçilerimiz stratejilerini bunlara göre oluflturmas› gerekiyor. Nakit ak›fl› dengeli, yüksek kredi borçlar› olmayan tedarikçilerimiz, otomobil ve hafif ticari araç sektörlerinde 2013 y›l›na haz›rlanmal›. Ancak özellikle küçük kamyon ve kamyonete çal›flanlar için durum daha s›k›nt›l›, onlar difllerini s›k›p ayakta kalma çabas› vermeli. Bizleri en fazla düze ç›karacak olan yeni nesil araç projelerinin ülkemize getirilmesi oldu. Bu sayede karar vericiler koltu¤unda oturabiliriz. 50 y›ll›k yan sanayi tecrübesi, kalite ve bilgi birikimi, müflteri memnuniyeti odakl› çal›flma anlay›fl› ve otomotiv disiplinini oldukça iyi bilen yan sanayi yap›s› ile Türkiye’nin yeni oluflumlarda flans› da yüksek olacak. Kim önce hamle yaparsa, o avantajl› duruma gelecek.

25


DOSYA

Röportaj

Kaliteli e¤itim herkesin hakk›

E¤itim Reformu Giriflimi’nin öncelikli hedefleri aras›nda erken çocukluk döneminde e¤itimin yayg›nlaflt›r›lmas› geliyor. E¤itim sisteminde cinsiyet ayr›mc›l›¤›n›n önlenmesi için çal›fl›lmas› gerekti¤ini belirten ERG Koordinatörü Neyyir Berktay okullar›n kaliteleri aras›nda uçurum oldu¤unu söylüyor.

F

aaliyete geçti¤i 2003’ten bu yana slogan› “Herkes için kaliteli e¤itim” olan E¤itim Reformu Giriflimi (ERG) bu amaç do¤rultusunda, erken çocukluk döneminde e¤itimin yayg›nlaflmas› ve e¤itimde cinsiyetler aras›ndaki ayr›mc›l›¤›n önlenmesi için etkin flekilde çal›fl›yor. “Kaliteli e¤itim, temel bir insan hakk›d›r” diyen ERG Koordinatörü Neyyir Berktay bu e¤itim anlay›fl›n› toplumun demokratikleflmesi yolunda vazgeçilmez bir ö¤e ve sosyo-ekonomik kalk›nma sürecinin de anahtar› olarak tan›ml›yor. Öncelikli olarak ö¤retmenlerin, gerçekleflen e¤itim reformlar› süresince desteklenmesi gerekti¤ini belirten Berktay okullar aras›ndaki kalite farkl›l›klar›n›n azalt›lmas›n›n birincil önem tafl›d›¤›n› söylüyor.

“Herkes için kaliteli e¤itim” neleri kaps›yor? Kaliteli e¤itim nas›l olmal›d›r? Kaliteli e¤itim; bireyin dünyan›n diledi¤i köflesinde insanca bir yaflam sürdürmesini sa¤layacak flekilde

26

istihdam edilebilmesini, potansiyelini kendi seçimleri do¤rultusunda gerçeklefltirmesini, insan haklar›na sayg›, demokrasi ve dayan›flma temellerinde iflleyen bir toplumda etkin bir yurttafl olmas›n›, seçti¤i alanda dünyan›n toplumsal, kültürel ve ekonomik birikimine katk›da bulunmas›n› destekleyen e¤itim anlay›fl›d›r. Kaliteli e¤itim, temel bir insan hakk›d›r. Toplumun demokratikleflmesi yolunda vazgeçilmez bir ö¤edir ve sosyo-ekonomik kalk›nma sürecinin de anahtar›d›r. “Herkes için” kavram› ise bize e¤itimde eflitlik ilkesini gösteriyor. E¤itim, toplumdaki tüm bireylere f›rsat eflitli¤i sa¤lanmas› için çok önemlidir. Bunun olabilmesi için herkesin topluma etkin kat›l›m›n› sa¤layacak temel beceri ve yetkinlikleri kazanabilmesi gerekiyor. Bu temel beceri ve yetkinliklerin tan›mlanmas› ve herkesin bunlar› edinip edinemedi¤inin merkezi teflkilat taraf›ndan izlenmesi gerekiyor.


Neyyir Berktay E¤itim Reformu Giriflimi Koordinatörü

Ayr›ca temel beceri ve yetkinliklerden ötesini kazand›ran e¤itim kademelerine eriflim ve e¤itimde baflar›n›n bireyin seçimine ba¤l› olmayan etmenler taraf›ndan belirlenmemesi gerekiyor. Nedir bu etmenler? Çocu¤un seçemedi¤i, içine do¤du¤u flartlar. Örne¤in ailesinin geliri, yaflad›¤› bölge ya da cinsiyeti… E¤itim sisteminde, bu etmenlerin belirleyicili¤inin azalt›lmas› için özel önlemler al›nmal›. Ancak bu durumda e¤itimde eflitlik ve e¤itim yoluyla f›rsat eflitli¤i sa¤lanabilir, “Herkes için kaliteli e¤itim” sa¤land›¤› iddia edilebilir. Zorunlu e¤itim süresini yeterli buluyor musunuz? Herkesin en az bir yabanc› dili etkili bir flekilde kullanabilmesi, bilgi toplumunda iflgücü piyasalar›nda tutunabilmesi, demokratik bir toplumda siyasal tart›flmalarda aktif bir biçimde yer alacak kadar elefltirel düflünme yöntemlerini içsellefltirebilmesi için sekiz y›l yeter mi? Bu nedenle Türkiye’nin en k›sa zamanda zorunlu e¤itim süresini art›racak yol haritalar›n› oluflturmas› gerekiyor. Ama zorunlu e¤itim süresini art›rmak gibi e¤itim reformlar›, bir gecede gerçeklefltirilecek de¤ifliklikler de¤il. Okul öncesi e¤itimin yayg›nlaflt›r›lmas› gerekiyor. Okul öncesi e¤itim konusunda kamu kurum ve kurulufllar›na ne gibi tavsiyelerde

bulunuyorsunuz? Elimizdeki araflt›rmalar, okul öncesi e¤itimin çok daha etkili ve ayn› zamanda verimli bir yat›r›m oldu¤unu gösteriyor. Bu nedenle, Milli E¤itim Bakanl›¤›’na erken çocukluk e¤itimine öncelik vermelerini öneriyoruz. Özellikle dezavantajl› gruplardan gelen çocuklara olabilecek en erken yaflta müdahale edilmesi ve çocuklar›n akranlar›yla aralar›ndaki zihinsel, fiziksel ve biliflsel geliflim fark›n›n çok aç›lmadan kapat›labilmesi için erken çocukluk e¤itimini çok önemsiyoruz. Politika ve uygulamalar› izleyen bir kurulufl olarak, Milli E¤itim Bakanl›¤›’na okul öncesi e¤itime verdi¤i önemi artt›rarak sürdürmesini öneriyoruz. Ancak bunu yaparken dezavantajl› bölgelerden bafllamak gerek. Geçti¤imiz y›l 32 ilde okul öncesi e¤itime özel bir teflvik getirildi. Ancak bu 32 il, hâlihaz›rda okul öncesinde kay›t oranlar›n›n çok yüksek oldu¤u küçük illerdi. Oysa biz, en az›ndan befl ilin “zor” diye tan›mlayabilece¤imiz, oranlar› artt›rman›n MEB personeline büyük tecrübe kazand›raca¤› illerden seçilmesini önermifltik. San›yorum ikinci aflamada bunu yapacaklar. Di¤er yandan, yayg›nlaflt›rma s›ras›nda kaliteden de ödün vermemek gerek. 60 çocu¤a bir ö¤retmen düflerse, o tür bir okul öncesi e¤itim çok da anlaml› olmaz. Okul öncesi e¤itim konusunda üçüncü önerimiz de sivil toplum taraf›ndan bafllat›lan, okul ya da kurum merkezli olmayan, toplum merkezli olarak tan›mlad›¤›m›z e¤itim modellerinin yayg›nlaflmas›n›n desteklenmesidir.

Kad›nlar Kad›nlar›n çal›flma hayat›na kat›l›m› için ne gibi çal›flmalar yap›yorsunuz? Ülkemizde kad›nlar›n istihdama kat›l›m oran› hala yüzde 25 düzeyinde ve ne yaz›k ki artma e¤ilimi de göstermiyor. Bu e¤itim sistemimizin içeri¤iyle ilgili de bir sorun oldu¤unu gösterir. Yani k›z çocuklar›m›z›n okullulaflma oranlar› uzun dönemli bakt›¤›n›zda art›fl e¤iliminde, ama istihdama ve sosyal yaflama kat›l›mlar› arzulad›¤›m›z gibi artm›yor. Demek ki e¤itim sistemimiz toplumsal cinsiyet eflitli¤inin içsellefltirilmesini sa¤layacak bir perspektifi herkese kazand›ram›yor. ERG’nin bu alanda yay›mlad›¤› bir bilgi notu var, bafll›¤› “E¤itimde ve E¤itimle Toplumsal Cinsiyet Eflitli¤i”. Biz diyoruz ki, yaln›zca k›z çocuklar›n›n okullulaflma oranlar›n› art›rmay› hedeflemek yeterli de¤ildir. E¤itimin amac› aç›k biçimde toplumsal cinsiyet eflitli¤inin sa¤lanmas›na en yüksek düzeyde katk›da bulunmak olmal›d›r. Bu ko-

27


DOSYA

nuda Say›n Nimet Çubukçu’nun göreve gelmesiyle daha somut ad›mlar at›lmaya baflland›, bu çok sevindirici. Türkiye e¤itim sisteminde öncelikli olarak hangi reformlar›n yap›lmas› gerekiyor? Yap›lmas› gereken birçok reform var. Ancak bunlar›n aras›nda ö¤retmenlerin acil biçimde desteklenmesi ve okullar aras› kalite farkl›l›klar›n›n azalt›lmas›n› en öncelikli reform alanlar› olarak gördü¤ümüzü söyleyebilirim. Biraz açmak gerekirse ilkö¤retimde son on y›l reformla geçti, eriflim oranlar› artt›r›ld›. Ö¤retim programlar› yenilendi, flimdi de ilkö¤retim okullar› standartlar› oluflturuldu ve okullar›n yönetimleri art›k bu standartlara dayand›r›lacak. Bu reformlar›n etki de¤erlendirmelerinin yap›lmas› ve bu de¤erlendirmeler ›fl›¤›nda hareket edilmesi gerekir. E¤itim teknolojileri altyap›s› h›zla tamamlan›yor ama bu teknolojiler ö¤renme-ö¤retme süreçlerine ne kadar eklemlenebiliyor? Bunun gerçekleflebilmesi için de ö¤retmenlere etkili destek mekanizmalar› sa¤lamam›z gerekiyor. Ortaö¤retimde en büyük sorun ise okullar ve okul türleri aras› kalite farkl›l›klar›. Ortaö¤retimde Anadolu liseleri, genel liseler ve meslek liseleri aras›nda kalite uçurumlar› var. Ayr›ca her okul türü içinde okullar aras›nda çok kemikleflmifl bir kalite hiyerarflisi var. Bu farkl›l›klar o kadar yo¤un ve belirleyici ki kaliteli e¤itim alman›n yolu çok rekabetçi bir s›nav sisteminde baflar›l› olmaktan geçiyor. Bu nedenle tüm e¤itim sistemimiz rekabetçi s›nav sistemlerinin etkisi alt›nda kal›yor. Bu sorunu da öncelikli olarak çözmek gerekiyor. Türkiye’de e¤itime ayr›lan bütçeyi yeterli buluyor musunuz? Türkiye’de e¤itime ayr›lan toplam kaynaklar, di¤er bir deyiflle kamunun ve hane halklar›n›n ay›rd›¤› toplam kaynaklar, GSYH’nin oran› olarak düflünüldü¤ünde, az olarak nitelenemez. Ülke olarak milli gelirin yüzde 5,5 kadar›n› e¤itim hizmetlerine ay›r›yoruz. Bu OECD ortalamas›na yak›n. Ancak bizdeki sorun flundan kaynaklan›yor: Bu yüzde 5,5’un üçte birinden fazlas›, hane halklar› taraf›ndan gerçeklefltiriliyor. Di¤er bir deyiflle, bizde hane halklar›n›n e¤itime ay›rd›¤› kaynaklar OECD ortalamas›ndan fazla, kamunun e¤itime ay›rd›¤› kaynaklar OECD ortalamas›ndan az. Dolay›s›yla kamunun e¤itime ay›rd›¤› kaynaklar kesinlikle yeterli de¤il. Bak›n, Türkiye’de genelde flöyle bir tez savunulur: “Biz Avrupa ülkeleri kadar zengin de¤iliz, o yüzden e¤itim, sa¤l›k gibi sektörlere çok fazla para ay›ram›yoruz. Zenginlefltikçe bu durum düzelecek.” Ama biz kendi zenginli¤i-

28

Röportaj

miz ölçüsünde düflünüldü¤ünde e¤itime yeterli kayna¤› ay›rm›yoruz. Fransa’da nüfusun üçte biri çocuk ve gençlerden olufluyor, kamu milli gelirin yüzde 6’s› kadar e¤itim hizmetlerine harcama yap›yor. Bizde ise nüfusun neredeyse yar›s› 25 yafl alt› çocuk ve genç, ama bizim devletimiz milli gelirimizin yüzde 3-3,5 kadar›n› e¤itim hizmetlerine ay›r›yor. Üstelik bu oran› art›rmak yönünde bir planlama da yapm›yoruz. 2010’da hedefleriniz ve projeleriniz nelerdir? E¤itimde Reform Giriflimi, 2010’ da e¤itim politikalar›n› izleme etkinliklerini sürdürecek. E¤itim ‹zleme Raporu’yla ilgili çal›flmalar›m›z bafllad›, bu y›l üçüncüsünü yay›mlayaca¤›m›z raporumuzda 2009’da yaflanan geliflmeleri bütüncül bir bak›fl aç›s›yla de¤erlendirip kamuoyuyla paylaflaca¤›z. E¤itim bütçesiyle ilgili araflt›rmalar›m›z devam ediyor, sonuçlar›n› yak›nda kamuoyuyla paylaflabilmeyi hedefliyoruz. Bunun yan›nda okullar›n nas›l yönetildi¤i ve nas›l yönetilmesi gerekti¤iyle ilgili araflt›rma ve fikir üretme süreçleri bafllatmay› hedefliyoruz. E¤itimde haklar çal›flmalar›m›z da sürüyor. E¤itimde haklar› yaln›zca okula gitmek olarak tan›mlam›yoruz, çocu¤un e¤itim ortam ve süreçlerinde de gerçeklefltirilmesi gereken birçok hakk› var. Sa¤l›kl› ve güvenli bir ortam, fliddet ve istismardan tam korunma, ifade özgürlü¤ü, bilgi ve belgeye eriflim bu haklardan yaln›zca birkaç›. Tüm bu haklar›n gerçekleflip gerçekleflmedi¤inin yerel sivil gruplar taraf›ndan izlenebilmesi için bir gösterge seti gelifltiriyoruz. Ayr›ca, haklarla yak›ndan alakal› ama Türkiye’deki siyasal ortam yüzünden hak etti¤i biçimde tart›fl›lamayan din ve dil konular›nda diyalog zeminleri oluflturulmas›na iliflkin çabalar›m›z devam ediyor.

E¤itimde ‹yi Örnekler Konferans› ERG, her y›l E¤itimde ‹yi Örnekler Konferans› düzenliyor. Sabanc› Üniversitesi’nde gerçekleflen bu konferansa her y›l yaklafl›k 2000 e¤itimci kat›l›yor. Konferansta ö¤retmenler daha önceden ERG’ye gönderdikleri ve eleme aflamas›n› baflar›yla geçen iyi örneklerini (materyal, uygulama, etkinlik...) di¤er ö¤retmenlerle paylafl›yor. Bu y›l yedincisi gerçeklefltirilecek etkinlik hakk›nda ayr›nt›l› bilgi almak için www.egitimdeiyiornekler.org web sitesini ziyaret etmek yeterli.



COP15 ‹kl‹m Z‹rves‹ sona erd‹, umutlar COP16’ya ertelend‹



GÜNCEL

COP15 bitti, ama küresel ›s›nma devam ediyor

T

üm dünyan›n heyecanla bekledi¤i Kopenhag ‹klim Zirvesi büyük tart›flmalar yaratarak sona erdi. Zirveye 192 ülkeden 15 bin delege kat›ld›. Ancak bu zirve kimilerine göre sonuçsuz kald›, kimileri ise son anda ileri sürülen “Kopenhag Mutabakat›” adl› metinden memnun kalarak zirveden ayr›ld›. Mutabakat, küresel s›cakl›k art›fl›n›n 2 derecede korunmas›n› öngörüyor. Ama çevreciler bunun bir felaket olaca¤›n› savunuyor. Bu konuda imzalanan metnin, herhangi bir yasal ba¤lay›c›l›¤›n›n bulunmamas› özellikle bu zirvenin sonuçsuz kald›¤›na dair öne sürülen görüflleri destekliyor. Çünkü metin, bir denetleme mekanizmas›n›n gelifltirilmesi gerekti¤ine de¤inmiyor. Öte yandan “fakirlere yard›m” anlay›fl› içinde, geliflmifl ülkelerin geliflmekte olan ya da az geliflmifl ülkelere CO2 sal›m›n›n azalt›lmas› için teknik ve maddi destek sa¤layaca¤›na de¤inen metnin bu konuda herhangi bir yapt›r›m ortaya koymamas› yine sonuçsuzluk yönünde bir boflluk olarak yer al›yor. ABD’nin, Japonya’n›n ve AB’nin vaat etti¤i yard›m miktarlar› ise yeterli görülmüyor. Obama memnun, STK’lar mutsuz Küresel ›s›nmayla mücadele çerçevesinde sesini duyurmak isteyen sivil toplum örgütleri ise Danimarka polisi karfl›s›nda zor anlar geçirdi. Kimileri fliddete maruz kald›, kimileri tutuklanarak Noel’i gözalt›nda geçirdi. Greenpeace baflta olmak üzere tüm çevreci örgütler için COP15 bir hayal k›r›kl›¤› olarak sona erdi. Sadece STK’lar aç›s›ndan de¤il, AB Komisyonu Baflkan› Jose Manuel Barroso da zirvenin beklentilere cevap vermedi¤ini düflünenler aras›ndayd›. Ancak Almanya fiansölyesi Angela Merkel mutabakat› imzalaman›n yan› s›ra zirveden memnun kalmadan ayr›lanlar›n aras›nda yer ald›.

Zirve sonucu olarak imzalanan mutabakattan memnun kalanlar›n bafl›nda ise ABD Baflkan› Barack Obama yer al›yor. Birleflmifl Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon de onu takip ediyor. Moon’a göre bu belge sadece bir bafllang›ç. Daha ilginç bir yorum ise Venezüella Baflkan› Hugo Chavez’den geldi. Küresel ›s›nmayla mücadele için “Dünyay› ancak Sosyalizm kurtar›r” diyen Chavez zirvede ilgi çekenler aras›ndayd›. Kurakl›¤›n sebebini Kapitalizme ba¤layan Chavez kendisine ayr›lan befl dakikay› aflarak 26 dakika boyunca tüm dünyaya bu pencereden seslendi. Ya Türkiye’nin sorumluluklar›? Türkiye ise küresel iklim sorunuyla ilgili olarak herhangi bir taahhütte bulunmad›, bulunmayacak. Ayr›ca Cumhurbaflkan› Abdullah Gül Türkiye’nin bu konuda mali ve teknolojik yard›m almas› gerekti¤ine de¤indi. Türkiye’nin geliflmekte olan ülkeler içinde yer almas› sebebiyle teknolojik ve finansal destek alacak olmas›, bundan sonraki süreçte iklim sorununun daha fazla gündeme gelece¤i anlam›n› tafl›yabilir. Ancak yine de konunun uzmanlar› bu konuda farkl› görüfllere sahip. COP15’e kat›larak, sadece Türkiye aç›s›ndan de¤il küresel bir bak›fl aç›s›yla konuyu ele alan Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Uygar Özesmi ve Sürdürülebilir Kalk›nma Derne¤i Genel Sekreteri Engin Güvenç sorular›m›z› yan›tlayarak de¤erli yorumlar›n› bizlerle paylaflt›lar. Ayr›ca Bo¤aziçi Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Gürkan Kumbaro¤lu da özgün fikirleri ve yaklafl›m›yla iklim sorununu Kopenhag’›n ard›ndan bir kez daha ele almam›z› sa¤lad›.

Haz›rlayan: Serra Sönmez

32


Kopenhag’da 7-18 Aral›k 2009'da gerçeklefltirilen COP15 ‹klim Zirvesi hayal k›r›kl›klar› ile sonra erdi. Tam anlam›yla bir çözüm getiremeyen zirveden memnun ayr›lanlar da oldu, ABD Baflkan› Obama gibi… Ancak yine de sorunlar çözülmüfl de¤il. Ayd›nlar, devlet baflkanlar› ve STK’lar iklim sorunuyla mücadele etmeye devam ediyor. Yaklafl›mlar› baflka baflka olsa da…


GÜNCEL

RÖPORTAJ

Küresel Is›nma “Hayat memat meselesi”

Dr. Uygar Özesmi Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü

“Ortaya son anda ç›kan “Kopenhag Mutabakat›” ad› verilen metin, yasal ba¤lay›c›l›¤› bulunmayan ve daha çok 'uzlafl›' niteli¤i tafl›yan yetersiz b i rbelge… Metinde sera gaz› sal›m›nda k›s›tlama yap›lmas› gerekti¤i ifade ediliyor, bu zaten y›llard›r söyleniyor ve yeterli de¤il. Bilmek istedi¤imiz: Kim, ne zamana kadar, ne kadar, indirim yapacak?”

Y

eni y›la Kopenhag ‹klim Zirvesi’nin ard›ndan giren çevrecilerin beklentileri de¤iflmedi… 2009’a kadar çözümsüz kalan tüm çevre ve iklim sorunlar›n›n 2010’da da güncelli¤ini korumas› beklenirken Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Uygar Özesmi soruyor: “Sera gaz› sal›m›nda kim, ne zamana kadar, ne kadar, indirim yapacak?” “Zorunlu hedeflerin konmas› ve 1,5 santigrat derecenin afl›lmamas› gerekiyor” ifadesiyle tüm dünya ülkelerini uyaran Özesmi, Kopenhag Mutabakat›’n›n yetersizli¤ini elefltiriyor: “Kopenhag mutabakat›, geliflmekte olan ülkelerin sera gaz› sal›m›nda k›s›tlama çabalar›n›n yine kendileri taraf›ndan gözlemlenmesini ve gözlem sonuçlar›n›n iki y›lda bir BM'ye iletilm e s ini öngörüyor. Gözleyecek ve denetleyecek bir organdan bahsedilmiyor…” 2010 boyunca adil, bilimsel sonuçlara dayanan hedeflerin bulundu¤u, hukuken ba¤lay›c›l›¤› olan bir anlaflman›n gerçekleflmesini sa¤lamak için Greenpeace’in çal›flmaya devam edece¤ini söyleyen Özesmi “Bunun için karar vericiler üstünde fliddetsiz, do¤rudan eylemlerimizle bask› oluflturmaya devam edece¤iz” diyor. Sizce STK’lar küresel politikalar› nas›l etkileyebilir? Kopenhag’da STK’lar› baflar›l› buldunuz mu? Sivil Toplum Kurulufllar› ad› üstünde toplumun ve toplumsal vicdan›n sözcüleridir. Sivil toplumun katk›s› ve yön vermesi olmadan demokrasiden söz edilemez. Kopenhag’da 516 çevre örgütünün organize etti¤i gösteriler gerçekleflti, talepler aç›kça ifade edildi.

34

‹klim Konferans›’n›n düzenlendi¤i s›rada alternatif forumlar, eylemler ve küresel yürüyüfller düzenlendi. Tarihte görülmemifl ve üstelik bar›flç›l bir kat›l›m vard›. Sivil toplum kurulufllar› gelecek kuflaklar için yaflanabilir bir dünya b›rakmak üzere politikac›lar› göreve ça¤›rd›lar… Ayn› zamanda milyonlarca insan dünyan›n dört bir yan›nda eylemler düzenledi. Buna ra¤men sivil toplum hareketi istedi¤ini elde edemedi, ancak bu bir baflar› veya kazanmak meselesi de¤il, bu bir gelecek, hayat memat meselesi. Sivil toplumun karar vericileri ve polikac›lar› ikna edememifl olmas› onlar›n baflar›s›zl›¤› çünkü görevlerini yerine getirmediler. Polisin göstericilere karfl› izledi¤i sert tutumu nas›l yorumluyorsunuz? Avrupa Birli¤i ülkelerinin y›llard›r Türkiye’yi insan haklar›, düflünce özgürlü¤ü gibi konularda uyard›¤› göz önüne al›n›rsa, polisin göstericilere tutumunu trajik buluyorum. Danimarka polisi sokaklar› aç›k hapishaneye çevirdi. Arkadafllar›m›n da dâhil oldu¤u binlerce gösterici saatlerce so¤ukta tutuldu. Herkesin gözü önünde fiili bir iflkence sahnelendi. Bununla birlikte 17 Aral›k akflam› Kraliçe’nin dünya liderlerine verdi¤i yeme¤e kat›larak pankart açan dört Greenpeace eylemcisi de mahkeme önüne ç›kar›lmadan 20 gün hapiste gözalt›nda tutuldu. Noel’i ve yeni y›l› ailelerinden uzakta geçirdiler. Mahkeme yap›lmadan gözalt›nda tutulan bu eylemciler neyse ki sonra serbest b›rak›ld›. Bu da Danimarka polisinin insan haklar› konusundaki tavr›n› net bir biçimde ortaya koyuyor. Benim kanaatim Danimarka bu zirveyle her alanda s›n›fta kald›.


Sarkozy’nin Çin’e karfl› sert ç›k›fl›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Benzer ç›k›fl Kyoto’yu imzalamayan ABD’ye karfl› neden yap›lmad›? ABD ve Çin ekonomileri flu anda ayr›lmaz bir biçimde birbirine girmifl durumda, keza ayn› fley Avrupa için de geçerli. Çin, ABD’nin hemen önünde, bugün toplamda en fazla karbon sal›m› yapan ülke olabilir, fakat kifli bafl› sal›m›nda bu durum geçerli de¤il, kald› ki Çin’in sera gaz› sal›mlar›n›n yüzde 30’u ABD ve Avrupa’ya ihraç etti¤i ürünlerden geliyor. Sorumluluk son kullan›c›ya ait ise kimsenin Çin’e söz söylemeye hakk› yok, önlem ve sorumluluk almas› gerekenler belli. Art›k herkesin sorumluluk almas› gerekiyor! Sorumluluktan kaçarak vakit geçirecek zaman›m›z kalmad›. Bu mücadeleye hemen herkesin önce evde tassaruf gibi önlemler alarak bafllamas›, yar›n sivil toplum kurulufllar›na üye ve destek olmas› ve ilk seçimde bu konuda önlem alan veya güçlü bir program ortaya koyan politikac›lara oy vererek devam etmesi gerekiyor... Obama’n›n tutumunu de¤erlendirir misiniz? Obama hem küresel ›s›nma en önemli fley deyip, hem de ABD ad›na hiçbir fley yapmaya yanaflmad›. ABD “Yapt›¤›m›z ve yapaca¤›m›z bu, ister be¤enin ister be¤enmeyin” tutumu içindeydi. Kendisine, san›yorum iklim zirvesine gelmesinden iki gün önce, “iklim” için mücadele edebilmesine destek olmak üzere verilen Nobel Bar›fl ödülü konuflmas›nda maalesef 1 defa iklim, 26 kez bar›fl ve 41 kez savafl dedi. T›pk› Afganistan’da savafl› t›rmand›r›p üstüne Nobel bar›fl ödülünü ald›¤› gibi… ‹klim kahraman›ym›fl gibi sözler verip sonra ad›na “mutabakat” denen bir belgeyle halk›n karfl›s›na ç›kt›. Gerçek bir liderlik örne¤i gösteremedi, umuyorum yapt›¤› hatalardan döner. 2 santigrat derece art›fl›n temel al›nmas› sizce do¤ru mu? Latin Amerika ülkeleri bunun bir felaket olaca¤›n› söylüyor… Küçük ada devletleri 1,5 santigrat derecenin üstüne ç›k›lmas› durumunda sular alt›nda kalacak, Afrika ülkeleri ve Latin Amerika çok büyük zarar görecek ve bunun kendileri için ölüm oldu¤unu ifade ettiler. 2 santigrat derece art›fl insanl›k için “telafisi mümkün olmayan” sonuçlar do¤uracak. Yeryüzünde ortalama s›cakl›k son 100 y›l içinde 0.74 derece artt›. Bu yüzy›l içinde 2 dereceye varmas› ise, kritik efli¤in afl›lmas› anlam›na gelecek. Latin Amerika bofluna feryad etmiyor. Bu durumda Bolivya, fiili, Ekvator, Paraguay ve Peru ekilebilir arazilerinin yüzde 60’›n› kaybedecekler. Latin Amerika ve Karayipler, Pasifik adalar› ve ülkemizin yer ald›¤› Akdeniz kufla¤› küresel ›s›nmadan en

fazla zarar görecek bölgede yer al›yor. Deniz seviyesindeki yükselmeler ciddi bir toprak kayb› ve beraberinde nüfus hareketini getirecek. Kopenhag’›n ard›ndan ortaya ç›kan sonuçlar tatmin edici oldu mu? “Kopenhag’da yar›m kalm›fl, bitirilmemifl bir mesele var. Ortaya son anda ç›kan “Kopenhag Mutabakat›” ad› verilen metin, yasal ba¤lay›c›l›¤› bulunmayan ve daha çok 'uzlafl›' niteli¤i tafl›yan bir yetersiz belge… Metinde sera gaz› sal›m›nda k›s›tlama yap›lmas› gerekti¤i ifade ediliyor, bu zaten y›llard›r söyleniyor ve yeterli de¤il. Bilmek istedi¤imiz: Kim, ne zamana kadar, ne kadar, indirim yapacak?” Zirve sonucunda kayda de¤er olarak ç›kan tek sonuç, geliflmekte olan ülkelere; ormanlar›n› korumak, düflük karbon ekonomisine geçifl yapmak ve iklim de¤iflikli¤inin etkilerine uyum sa¤lamak için y›ll›k 100 milyar dolara ç›kan finansal yard›m üzerinde anlafl›lm›fl olmas›. Bunun gerçekleflmesi için yeni “‹klim Fonu” mekanizmalar› kurulacak, ancak paran›n nereden geldi¤i belli de¤il. Ama Kopenhag’da ilginç geliflmeler de yafland›. Mesela haritada belki yerini bile gösteremeyece¤iniz Tuvalu gibi bir küçük devlet ç›k›p, iklimi ve topraklar› üzerinde yaflayan insanlar› için büyük bir cesaret örne¤i gösterdi. Kopenhag’dan güçlü bir iklim adaleti hareketi do¤du. ‹skandinavya tarihinde görülmemifl bir kalabal›k 100 bin kiflinin üstünde insan adil, yüksek hedefli ve hukuken ba¤lay›c› bir antlaflma için yürüye yürüye caddeleri afl›nd›rd›. Tck Tck Tck kampanyas› 15 milyon 250 bin imza toplad› bir adil antlaflma ç›kmas› için! Bu orta büyüklükte bir Avrupa ülkesi demek… Çevre mücadelesinin bir hak mücadelesi oldu¤u ve bütün sektörleri ilgilendirdi¤i anlafl›ld›. Hareket ileride çok daha siyasallaflacak flüphesiz. Bu konferans›n tek olumlu sonucu yoksul ülkelerin Kyoto’nun ortadan kald›r›lmas›n› önlemesi oldu.

35


GÜNCEL

GÖRÜfi

Kopenhag’›n ard›ndan “Küresel ‹klim Sorunu” “Kyoto sonras› bir anlaflmada Esneklik Mekanizmalar›n›n aksayan yönlerinin giderilmesi ve sal›m azaltmada uluslararas› iflbirli¤ini gerçek anlamda ortaya koyabilecek bir yap›n›n gelifltirilmesi gereklidir.”

K

Doç. Dr. Gürkan Kumbaro¤lu Bo¤aziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisli¤i Bölümü Ö¤retim Üyesi Enerji Ekonomisi Derne¤i Baflkan›

yoto Protokolü’nün bitiminde, yani 2012 sonras›nda, geçerli olacak yeni bir uluslararas› anlaflma metni üzerine müzakereler 2009 y›l› boyunca çok say›da çal›flma grubu toplant›lar›nda sürdürüldü. Fakat mutabakata yönelik ilerleme sa¤lanamad›. Bu toplant›lar›n devlet ve hükümet baflkanlar› düzeyindeki tamamlay›c›s› niteli¤indeki Kopenhag ‹klim De¤iflikli¤i Zirvesi’nden de do¤al olarak somut bir sonuç ç›kmad›. fiimdi ayn› süreç 2010’da devam edecek, y›l içerisindeki çal›flma grubu toplant›lar›nda ilerleme sa¤lanabilirse 2010 sonunda Meksika’da yap›lacak ‹klim De¤iflikli¤i Zirvesi’nde yeni bir Protokol üzerinde anlaflmaya var›lacak. Var›lamazsa 2011’de süreç yine devam edecek ve umutlar 2011 sonunda Güney Afrika’da yap›lacak zirveye tafl›nacak. Yeni bir anlaflmay› geciktiren, müzakerelerde zorluk yaratan dü¤üm noktas›n›n ülkelerin uzun vadede alacaklar› sal›m azaltma hedefleri oldu¤u söylenebilir. Geliflmifl ve geliflmekte olan ülkeler aras›nda görüfl ayr›l›klar› öne ç›kt›¤›ndan bu ekonomiler aras›ndaki temel farkl›l›¤› vurgulamakta fayda var.

Küresel ‹klim Sorunu’nun oluflumunda tarihsel sorumlulu¤u bulunan, kifli bafl› sal›m› çok yüksek olan ABD, Avustralya, Kanada, Hollanda, Almanya gibi zengin ve geliflmifl ülkeler art›k enerji tüketiminde belirli bir doyum noktas›na ulaflm›fl olduklar›ndan enerji talepleri artm›yor. Bu nedenle, hiçbir önlem almasalar da, karbondioksit sal›mlar› artmayacak. Bu ülkeler eskiyen enerji teknolojilerini yenileyerek daha verimli veya yenilenebilir teknolojilere geçiyor ve sera gaz› sal›mlar›n› azaltabiliyor.

36

Geliflmekte olan ülke ekonomileri ise kalk›nma sürecinde h›zla artan bir enerji ihtiyac› ile karfl› karfl›ya bulunuyor. Bu nedenle yenileme yat›r›mlar› d›fl›nda artan talebi karfl›lamaya yönelik yeni yat›r›mlara ihtiyaç var. Bu ihtiyac›n ilave sal›mlara neden olmadan tümüyle yenilenebilir enerji kaynaklar›ndan karfl›lanmas› hem çok yüksek maliyetli hem de birçok sektörde teknolojik olarak da mümkün de¤il. Bu nedenle geliflmekte olan ülkeler sera gaz› sal›mlar› artmaya devam ederken art›fl h›z›n› k›s›tlamay› amaçl›yor. Nitekim Türkiye de art›fltan azalt›m yaparak 2020 y›l› toplam sera gaz› sal›m›ndan yüzde 11 azalt›m hedefi alabilece¤ini belirtti. Birinci Ulusal Bildirim’de yer alan 2020 y›l› CO2 sal›m tahmini 2005 sal›m seviyesinin 2.5 kat›. Bu durumda Türkiye’nin azalt›m hedefi; 2020 y›l›nda 2005 y›l›n›n sal›m seviyesinin yaklafl›k 2.2 kat›na ulafl›lmas›na denk geliyor. 2020 y›l›na gelindi¤inde bu hedefin tutup tutmad›¤›, 2005 y›l›na göre art›fl oran› olarak kolayca hesaplanabilir. Ama hedefin azalt›m olarak ölçülmesi, yani ne kadar azalt›m yap›ld›¤›n›n hesaplanmas›, 2020 y›l› için bugünden yap›lan sal›m tahmininin kullan›lmas›n› gerektirdi¤inden bir hata pay› söz konusu. Art›fltan azal›fl hedefinin ölçülmesinde aç›k bir zorluk bulunuyor. Bu nedenle Kyoto sonras› yeni bir anlaflmada geliflmekte olan ülkeler için ölçülebilir daha somut göstergelerin belirlenmesi gerekecek. Örne¤in Çin ve Hindistan’›n Kopenhag’da aç›klad›¤› gibi katma de¤er bafl›na sal›m yo¤unlu¤unun azalt›lmas›na yönelik hedeflerin a¤›rl›k kazanmas› öngörülebilir. Yo¤unluk de¤eri toplam karbondioksit sal›mlar›-


n›n, yani Emisyon Hacminin, Gayrisafi Yurtiçi Has›laya bölünmesiyle tespit edilir: Katma De¤er Bafl›na Emisyon Hacmi = Sal›m Yo¤unlu¤u Gayrisafi Yurtiçi Has›la

“Katma de¤er bafl›na sal›m yo¤unlu¤u” kavram› önem kazan›yor Katma de¤er bafl›na sal›m yo¤unlu¤u, hem sanayinin teknolojik altyap›s› ve ba¤l› olan üretim süreçlerine, hem de üretime girdi teflkil eden enerjinin kayna¤›na ba¤l› olarak farkl›lafl›yor. Yeni ve yüksek verimli, çevre dostu teknolojilerin kullan›labildi¤i ölçüde bu yo¤unluk azalacak. Dolay›s›yla yo¤unluk göstergeleri ülkenin yap›sal özelliklerini yans›t›r. GSYH art›fl h›z› sal›m art›fl h›z›ndan daha yüksek olursa sal›mlar artarken yo¤unluk de¤eri düflecektir. Çin, 2020 y›l›na kadar gayri safi milli has›lada birim bafl›na düflen karbondioksit sal›m yo¤unlu¤unu 2005 seviyesine göre yüzde 40-45 oran›nda azaltabilece¤ini ilan etti. Benzer flekilde Hindistan’›n sal›m yo¤unlu¤u azalt›m hedefi 2005 y›l›na göre yüzde 20-25 düzeyinde. 2005 y›l› sal›m yo¤unlu¤u bilindi¤i için Çin ve Hindistan’›n bu hedefi ‘ölçülebilir’ durumda. Yeni bir uluslararas› anlaflmaya haz›rl›k kapsam›nda Türkiye’nin de sal›m yo¤unluklar›n› azaltma potansiyelini hesaplamas›nda fayda var. Yapt›¤›m›z araflt›rmaya* göre Türkiye katma de¤er bafl›na sal›m yo¤unlu¤u Avrupa ülkeleri karfl›laflt›rmas›nda 0.68 t CO2/Euro de¤eri ile sekizinci s›rada yer al›yor. Kopenhag sonras› 2010 y›l›nda yeni toplant›larla birlikte ülkelerin azalt›m hedeflerine yönelik tart›flmalar sürüp gidecek ve sonunda büyük olas›l›kla Meksika’da, olmad›¤› takdirde Güney Afrika’da mutlaka bir anlaflma imzalanacak. Bu süreç sonunda ortaya ç›kacak olan anlaflmay› insano¤lunun baflar›s› olarak nitelemek mümkün mü? Bu soruyu cevaplamak için bir ad›m geriye çekilip Küresel ‹klim Sorunu’na farkl› bir küresel pencereden bakmakta fayda var. Düflük maliyet hesaplanmal› Sorunun “küresel” olmas›n›n yayg›n olarak bilinen anlam› ›s›nman›n küresel boyutta oldu¤u ve iklim de¤iflikli¤inin etkilerinin Dünya’n›n her yerinde farkl› flekillerde kendisini göstermesi olarak özetlenebilir. Ancak bir baflka küresel boyut daha var: sera gaz› sal›mlar›n›n toplamda önemli ölçüde azalt›lmas› gerekirken bunun nerede gerçekleflece¤inin hiçbir önemi bulunmuyor. Dolay›s›yla azalt›m en ucuz nerelerde gerçeklefltirilebiliyorsa oralardan ifle bafllamakta fayda var. Bu nokta çok önemli; çünkü azalt›m maliyeti e¤-

risinin konveks yap›da oldu¤u ve azalt›m oran› artt›kça marjinal azalt›m maliyetlerinin h›zla yükseldi¤i biliniyor. Bunun anlam› fludur: düflük maliyetle önemli miktarda azalt›m gerçeklefltirilebilirken, azalt›m oran› artt›kça ilave azalt›mlar›n maliyetleri bir anda çok h›zl› yükselebilir. Bu nedenle tüm ülkelerdeki düflük maliyetli azalt›m potansiyelinin de¤erlendirilmesi küresel ekonomik bak›flla en etkin çözüm olmaktad›r. Kyoto Protokolü’nde tan›mlanm›fl olan Esneklik Mekanizmalar› sonucu oluflan sal›m ticaretinin de esasen temel amac› sal›mlar›n ucuz olan ülkelerde azalt›lmas›d›r. Ancak uygulamada birçok aksakl›k, çeflitli suistimaller ve ‘kirlet-öde’ anlay›fl›n›n da oldu¤u görülmüfltür. Kyoto sonras› bir anlaflmada Esneklik Mekanizmalar›n›n aksayan yönlerinin giderilmesi ve sal›m azaltmada uluslararas› iflbirli¤ini gerçek anlamda ortaya koyabilecek bir yap›n›n gelifltirilmesi gereklidir. Ancak böyle bir yap› olufltu¤unda yeni bir uluslararas› sal›m anlaflmas›nda baflar›dan söz etmek mümkün olabilir. Yoksa ülkelerin yükümlülük almas›, bunun hukuki, organizasyonel ve finansal çerçevesinin ortaya konmas› ve bir anlaflmayla ba¤lay›c› nitelik kazanmas› tek bafl›na baflar› vesilesi olarak görülmemeli, karbon ticaretinde sa¤lanacak geliflmelerle birlikte de¤erlendirilmelidir. Karbon ticareti ise, yeni bir anlaflmada hak etti¤i yeri almasa bile, h›zla geliflecek gibi duruyor. Bu çerçevede karbon sal›mlar› yüksek olan flirketler ürettikleri mal ve hizmetleri uluslararas› piyasalarda pazarlamakta ve ihracat yapmakta çeflitli güçlüklerle karfl›laflabilirler. Henüz uluslararas› ticareti etkileyecek ba¤lay›c› bir durum söz konusu olmasa da Avrupa Komisyonu kulislerinde bu konunun y›llard›r konufluldu¤u bilinmektedir. Özel sektörden örnek projeler fiirketlerin karbon sal›mlar›n›n hesaplanmas›n›n Türkiye’deki ilk genifl çapl› uygulamas› ise Akbank deste¤iyle Sabanc› Üniversitesi taraf›ndan 2010 Ocak ay›nda bafllat›lan Karbon Saydaml›k projesi. Projenin Baflkan› Paul Dickinson, ilk etapta ‹MKB-50 endeksine dahil olanlar olmak üzere, Türkiye' den çok say›da flirkete projeye kat›lmalar› yönünde talep göndereceklerini belirtti. ‹ngiltere’den yönetilen proje kapsam›nda halihaz›rda 60 ülkeden flirketin karbon künyesi ç›kart›l›yor ve raporlan›yor. Bu flirketlerin karbon künyeleri, ürettikleri mal ve hizmetlerin kalitesinin bir parças› haline geliyor. * Kumbaro¤lu, G., Ar›kan, Y. (2009). Fark›ndal›k ve Fark Yaratmak: Türkiye’nin CO2 Sal›mlar›, Aç›k Toplum Vakf› Yay›nlar›, Yelken Bas›m (ISBN 978-605-5659-05-9

37


GÜNCEL

RÖPORTAJ

Cop15 hayalk›r›kl›¤› yaratt› COP15 bitti, ama yank›lar› sürüyor. ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma Derne¤i Genel Sekreteri Engin Güvenç organizasyonda yaflanan hayal k›r›kl›klar›n›n yan› s›ra zirvenin tam anlam›yla bir çözüm üretemedi¤ini söylüyor. Türkiye’nin iklim de¤iflimi karfl›s›ndaki tutumu ve durumu ise risklerle dolu...

K

openhag ‹klim Zirvesi kat›l›mc›lar›ndan ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma Derne¤i Genel Sekreteri Engin Güvenç, COP15’e ilgi gösteren gençlerin ve STK’lar›n zirve sürecince varl›¤›n› iklim de¤iflikli¤ine verilen önemle do¤ru orant›l› buluyor. Çeflitli organizasyon sorunlar›na de¤inen Güvenç Kopenhag’›n yüzde 100 tatmin edici olmad›¤›n› söylüyor. Önce Kalite sorular›n› yan›tlayan Güvenç, Türkiye’nin iklim sorununa bak›fl›n› ve Kopenhag’›n geride b›rakt›klar›n› irdeliyor.

COP15’e kat›l›m› de¤erlendirir misiniz? Zirvede ilk göze çarpan kat›l›mc› say›s›yd› denebilir. Özellikle STK’lar›n ve gençlerin kat›l›m›n›n yo¤unlu¤u, gelece¤in önemli bir risk unsuru olan iklim de¤iflimi konusuna verilen önemin ve küresel platformda COP15’ten beklentilerin büyüklü¤ünün önemli bir göstergesiydi. De¤iflik verilere göre 40 bin ila 42 bin kiflinin akredite oldu¤u etkinli¤in sadece 7 bin kat›l›mc›s› kamu yetkililerinden oluflurken, geri kalan ka-

38

t›l›mc›lar a¤›rl›kl› ifl dünyas› ve di¤er STK’lar ile akademisyenler, medya ve çeflitli kurumlardand›. Kopenhag’›n ard›ndan ortaya ç›kan sonuçlar tatmin edici oldu mu? Gecikmeye ra¤men bir uzlaflma haberi olmas›na sevindik ama detaylar ve kat›l›m hakk›ndaki duyurum ciddi bir flok yaratt› dersek yeridir. Çok genel hatlar ile hiçbir detay ve ba¤lay›c›l›¤a girmeyen ve sadece 5 ülke taraf›ndan haz›rlanarak öncelikli kabul edilen ‘Kopenhag Uzlaflmas›’ tabiki çok yeterli bulunmad›. Birçok ülke an›nda imzalamayacaklar›n› aç›klad›. Baz› di¤er ülkeler ise bildi¤iniz gibi sonradan imzalayacaklar›n› aç›klad›. Bas›nda ve çeflitli ortamlarda birçok elefltiri ald›. K›sacas› tatmin edici bulunmad›. Ama bu sonucun da hiç sonuç al›nmamas›ndan iyi oldu¤unu düflünüyorum. Önümüzdeki dönemde özellikle COP16’ya kadar geçen dönemde ana hatlar› ile belirlenen bu uzlaflma, karfl›l›kl› çal›flmalar ile daha somut ve ba¤lay›c› maddelere dönüfltürülebilir ki san›r›m bu yolda ilerlemeler de var. BM Genel Sekreteri Ban Ki


nu da iletmek isterim. Türkiye’den ise yaklafl›k 150 Moon bu konuda çal›flmalar›n bafllamas›n› daha ilk kiflinin kat›ld›¤› tahmin ediliyor ama çok etkin oldugünlerde talep etti. Bu durum altyap› çal›flmalar› ile ¤umuz maalesef söylenemez. Daha organize, ilgili ve as›l gidilmesi gereken noktaya tafl›nabilir. fiahsen çok yap›c› olmal›yd›k. Sesimizin daha duyulur olmas› umutsuz de¤ilim, zira bu çal›flmalar mutlaka yap›lmak ve iklim de¤iflimi için koyulan hedefler tutturulbize önemli avantajlar sa¤lard›. mak zorunda. Bugüne kadar her uygarl›k bir önceki uygarl›¤›n getirdi¤i noktadan bayra¤› devir alarak ileri Türkiye aç›s›ndan iklim de¤iflimini de¤erlentafl›m›flt›r. E¤er bu jenerasyon iklim de¤iflimi konudirmek gerekirse neler söyleyeceksiniz? sunda gerekli önlemleri almaz ise ileride çok da sem‹klim de¤iflimi Türkiye için çok önemli ve gözard› pati ile an›lan bir jenerasyon olmayacakt›r. Uygarl›k edilemeyecek bir konudur. Biz kültürel yap›m›z gereciddi kesintiler yaflayacak, belki de yok olacakt›r. ¤i daha anl›k ve kendimize dönük yaflad›¤›m›z için, Kötü bir ünümüz olmas›n› da çok istemeyece¤imizi uzun vadede karfl›m›za ç›kacak bu tarz riskleri sanki düflünüyorum. Bu hepimizin sorumlulu¤u. Daha önbaflkalar›n›n sorumlulu¤uymufl gibi alg›layabiliyoruz. ce de bahsetti¤im gibi bu zirvede verilen vaatler çok Ancak son dakikada harekete nas›l olsa geçebiliriz didaha somut veriler ile belirlenmeli ve prosedürler taye düflünebiliyoruz. Bu tutum bize çok fley kaybettirin›mlanmal›. Ölçülebilir hedefler koyulmal›. Bu çal›flyor ama özellikle iklim de¤iflimi maalesef bu tutumu malara paralel olarak kat›l›mc› hiçbir flekilde kabul etmeyecek ülke say›s› da artt›r›lmal›. Birbiri bir risk unsuru. 2006 y›l›nda gerile uyumlu ve ulusal/kurumçeklefltirdi¤imiz Sürdürülebilir sal/kiflisel beklentilerden çok Kalk›nma Kongresi’nde WRI Engin Güvenç kitlesel çözümlere hitap eden Baflkan› Mr. Johnattan Lash, ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma Derne¤i Genel Sekreteri bir network oluflturulmal›. IPCC Raporlar›’nda da yer ald›¤› üzere 2050’de yaflanan küresel Organizasyonu nas›l ›s›nma etkisi ile Türkiye’nin gübuldunuz? ney sahilinin turizm, tar›m ve or‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir man alanlar›n› kaybedece¤ini, Kalk›nma Derne¤i olarak bu bölgede yaflanacak olan sel COP15’in ard›ndan haz›rlad›¤›ve taflmalardan dolay› sorunlar m›z özet raporumuzda da bahyaflayaca¤›n› söylemiflti. Bu etki setti¤imiz gibi maalesef organizasyonda çeflitli sorunnedeni ile temiz su kaynaklar›nda ve enerji üretim lar vard›. Etkinli¤in gerçeklefltirildi¤i merkez olan Belimkanlar›nda sorunlar yaflanaca¤›n› da ayr›ca iletmiflla Center’›n 15 bin kifli olarak bilinen kapasitesinin ti. O zamanlar fütüristik bak›fl gibi alg›lanan bu suneredeyse üç kat›na varan kay›t say›s› ve organizasnumun tespitleri bugün yine ayn›. Dört sene önce yon taraf›ndan son dakikada koyulan k›s›tlamalar konufltuklar›m›z hiç de¤iflmedi ama bu süreç içinde ciddi sorunlara neden oldu. Özellikle STK kat›l›mlar›Türkiye’de hiçbir ciddi çal›flma yap›lmad›! n›n yüzde 85’ inin girifline izin verilmemesi organizasyonda ciddi hayalk›r›kl›¤› yaratt› ve birçok kifli ve Türkiye kendisi için önemli sektörleri, turizm ve takurum taraf›ndan elefltirilirken protestolara da neden r›mda önemli alanlar› kaybediyor olacak ve bu süreç asl›nda bafllad›. fiu an en verimli topraklar olarak göoldu. rülen bu alanlar yok olursa ekonomide ciddi bir girdi Zirvenin içeri¤inde ise hükümetlerin - geliflmifl ülkeler de yok olacak. Ormanl›k alanlar›n yok olmas› ise ayile geliflmekte olan ülkelerin - farkl› ve uzlaflmadan r›ca bafll› bafl›na bir kay›p. Çok fazla zaman ve kredi uzak tav›rlar› ile mutabakatlar› kilitlemeleri ise ciddi kaybediyoruz. Bilim birçok fleyi tespit etmifl ve tespitzaman ve enerji kayb› olarak de¤erlendirilebilir. Her ler kendini do¤ruluyor. Dernek olarak biz de bunlar› ülkenin kendine göre beklentileri oldu¤u bir gerçek, gücümüz yetti¤i oranda öncelikli ifl dünyas› ama tüm ancak tüm dünyan›n etkilenece¤i ciddi riskler içeren paydafllar ile paylaflmak için aktiviteler yap›yoruz. bir konuda beklenti daha uzlafl›c› olabilmekti. Bu neH›zla ciddi çal›flmalar yap›lmas› laz›m. Her kifli ve denle de oldukça geç ve beklentilerin çok afla¤›s›nda kurumun, bu alandaki katk›s›n› ve iyilefltirici etkisini bir sonuç elde edildi. Tüm bunlara ra¤men ifl dünyabence onur mücadelesi ve yaflam savafl› olarak görüp s›n›n çok daha haz›rl›kl› ve organize oldu¤unu ve cidiçsellefltirmesi gerekiyor. diyet konusunda hükümetlerden daha ileride oldu¤u-

39


BAfiARI H‹KAYES‹

Vebjorn Sand’›n sessiz 盤l›¤›: Da Vinci’nin köprüleri Leonardo da Vinci’nin 1502’de tasarlad›¤› köprüleri, sanatç› Vebjorn Sand’›n küresel ›s›nmayla mücadele projesi sayesinde 500 y›l sonra var oldu. Sand dünyan›n çeflitli yerlerinde Da Vinci’nin köprülerini buzdan infla ediyor. H›zla eriyen köprüler kamuoyunun dikkatini küresel ›s›nmaya çekmeyi baflard›.

Yazan: Vedat Çakmak Galatasaray Üniversitesi Ö¤retim Görevlisi

40


z

Y

›l 1998. Berkeley’den bir bilim tarihçisinin yazd›klar›, Leonardo da Vinci’nin 1502’de Sultan II. Beyaz›t’›n misafiri olarak, Topkap› saray›nda bir süre geçirdi¤ine beni ikna etmeye yetti. Hemen internete baflvurdum. O zamanlar, Google henüz yoktu, muhtemelen Altavista’ya baflvurdum: “Constantinople Leonardo da Vinci…” Sözcüklerin cazibesinden olsa gerek, yüzlerce sayfa geldi önüme. Bunlardan biri, Norveçli bir sanatç›n›n, daha sonra arkadafl olaca¤›m Vebjorn Sand’›n web sayfas›yd›. Sayfan›n ortas›nda bir duyuru vard›: “Leonardo’nun köprüsünü infla etmek için bir Alt›n Boynuz (Golden Horn) ar›yoruz.” Bence saçma bir duyuruydu. Dünyada kaç tene “Golden Horn” var ki? Sayfadan ç›kt›m.Bir hafta sonra, sanat tarihine merakl› bir arkadafl›m ile birlikteyken akl›ma bu sayfadan bahsetmek geldi. Beraberce adrese girdik. Bu kez duyuru de¤iflmiflti: “Dünyan›n her k›tas›nda bir Leonardo köprüsü infla edece¤iz.” Bunu be¤endim ve sayfadaki ba¤lant›ya hemen bir ileti gönderdim: “‹stanbul’da yaflayan bir mühendis olarak sizi, sanata ve bilim tarihine olan duyarl›l›¤›n›zdan ötürü tebrik etmek isterim.” Vebjorn, ilk Leonardo köprüsünü, Oslo yak›nlar›nda, gerçe¤inin on alt›da bir boyutunda 2002’de yapt›, tasar›m›ndan tam befl yüz y›l sonra… Y›l 2004, Vebjorn Sand ‹stanbul’a geldi, Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen bir konferans için. Alt› y›l ve çok say›da yaz›flma sonras›nda tan›flm›fl olduk. Mimar Sinan’›n köprüsü dâhil, ‹stanbul’da belki elli köprü gezdik. Rönesans sanat›na âfl›k bir ressam olan Vebjorn’un, Ayasofya, Sultan Ahmet Camii ve Kariye Müzesi’ni gezerken gösterdi¤i tepkileri izlemifl olmak, bütün yorgunlu¤umu götürdü.

Biz, bir “sanat ve bilim tarihi” projesi olarak dünyan›n her yerine bir Leonardo köprüsü yapmak için çeflitli bürokrasilerle u¤rafl›rken, 2006’da, Al Gore Norveç’te bir konferans verdi. Vebjorn da izleyicilerin aras›ndayd›. Al Gore’un Norveçlilere söyledi¤i fluydu: “Sizin çevreye karfl› özel bir sorumlulu¤unuz var, zira ülkenizin petrol ve do¤algaz kaynaklar› sizlerin kirlenme karfl›l›¤› servet yapman›za neden oldu.” Al Gore’un “bütünlükçü düflüncesi” çarp›c› bir etki yapt›, zira Vebjorn’un önceki çal›flmalar› Eflatunvari düflünce ile örtüflüyordu. Daha önce de Antarktika’da bulunmufl olan Vebjorn, 2007’de tekrar oraya giderek, buzdan bir Leonardo Köprüsü yapt›. 16. yüzy›l bafl›nda yap›lan bu tasar›m›n, asl›nda ne kadar 21. yüzy›l ifli bir tasar›m oldu¤unu göstermek amac›yla… Daha sonra, küresel ›s›nman›n etkilerini göstermek üzere, Birleflmifl Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Mun’un da deste¤i ile 15 Aral›k 2007’de Birleflmifl Milletler bahçesine, Antarktika’dan getirilmifl “mavi buz” ile bir köprü daha yapt›. Bas›n aç›klamas›nda bu köprünün, New York’ta, Aral›k ay›nda bile h›zla eriyece¤i vurguland›. Bu köprünün h›zla erimesi, bas›nda ciddi yank› buldu ve “küresel ›s›nma” konusunda bilincin yükselmesine neden oldu. Köprü üç günde eridi gitti. Sonra projeler devam etti. 2008’de Grönland’da, Ilullissat yak›nlar›nda yap›lan buz köprü, bir ay içinde eridi. Son olarak, Birleflmifl Milletler’in Kopenhag’da düzenledi¤i iklim konferans› esnas›nda, 12 Aral›k 2009’da bir köprü de Danimarka Parlamentosu önünde yap›ld›, o da eridi. Bu köprülerin erimesinin, “eriyeceklerini söylemenin” arkas›nda nihai bir amaç var: Antarktika’daki köprünün sonsuza kadar durmas› için, bütün insanl›¤›, küresel ›s›nmaya karfl› mücadeleye ça¤›rmak!

Tarihten bir not: Sultan II. Beyaz›t, tahta ç›k›nca, Papa’ya bir mektup gönderir, “Roma ‹mparatoru” edas›yla yazar:

“Ey Papa hazretleri, sizin oralarda iyi mimar ve mühendisler oldu¤unu duyuyorum, onlara haber ver, gelip Payitaht ile Pera aras›na bir köprü yaps›nlar.” Buna cevap, Leonardo da Vinci’den gelir, y›l 1502… Mektubun ekinde, bir eskiz vard›r. Bu eskizler, Topkap› ve Vinci müzelerinde mevcut.

41


E⁄‹T‹M

KalDer Merkez E¤itim Süreci Toplant›lar› devam ediyor K›yaslama E¤itimi Tan›t›m Toplant›s› ve KalDer E¤itmenler Toplant›s› Ocak ay›nda gerçeklefltirildi. K›yaslama E¤itimi Tan›t›m Toplant›s› 8 Ocak 2010

8

Ocak 2010’da 14 kiflinin kat›l›m›yla KalDer’de gerçekleflen K›yaslama E¤itimi Tan›t›m Program›, KalDer E¤itim Yöneticisi Nezahat Eren’in aç›l›fl konuflmas› ile bafllad›. Hemen ard›ndan De¤erlendirme Hizmetleri Yöneticisi Zülal K›z›ltafl’›n KalDer Tan›t›m› ile devam etti. Ard›ndan Mükemmellik Aflamalar› ve Üye/Gönüllü Yönetimi Sorumlusu Lale Evliyazade kat›l›mc›lara KalDer K›yaslama Grup Projeleri hakk›nda ayr›nt›l› bir sunum yapt›. Kat›l›mc›lar bu sunumla, K›yaslama Raporlar› ve K›yaslama Veritaban› da dâhil olmak üzere KalDer’in bu kapsamdaki tüm hizmetleri ile tan›flm›fl oldu. E¤itmen Salih Ar›man’›n kat›l›mc›larla sohbeti ile devam eden program boyunca K›yaslama E¤itimi hakk›nda merak edilen tüm sorular yan›tland›. Kat›l›mc›lar K›yaslama E¤itiminin afla¤›daki temel bafll›klar› hakk›nda genel bilgi sahibi oldular: K›yaslama nedir? Ne de¤ildir? K›yaslama ne zaman yap›lmal›d›r? Süreç Yönetiminin K›yaslama ile ilgisi nedir? S›çramal› ‹yilefltirme için K›yaslama ne anlama gelir? • Kimlerle ve hangi kurumlarla K›yaslama yap›lmal›d›r? • K›yaslamada “Kritik Baflar› Faktörleri” nelerdir?

KalDer E¤itmenler Toplant›s› 19 Ocak 2010 2006 y›l›ndan bu yana periyodik olarak gerçeklefltirilen “E¤itmenler Toplant›s›”, 19 Ocak 2010’da KalDer’de düzenlendi. Toplant›da KalDer E¤itim Süreci gözden geçirilerek de¤erlendirildi, bu süreçte geçen y›llar›n performanslar› da incelendi. E¤itmenlerden, KalDer’in e¤itim yaklafl›mlar›nda ve sonuçlar›nda s›çramal› iyilefltirmelerin nas›l sa¤lanabilece¤ine iliflkin görüflleri al›nd›. E¤itimlerin yay›lmas›na yönelik katk›lar›n›n neler olabilece¤ine iliflkin karfl›l›kl› görüflmeler yap›ld›. E¤itim sürecine yönelik fikir ve öneriler paylafl›l›rken yap›c› tart›flmalar ortaya koyuldu.

• • • •

42

KalDer E¤itim Süreci’ne destek veren tüm e¤itmenlerimize teflekkürlerimizi iletiyoruz.


KalDer - Genel Kat›l›ma Aç›k E¤itimlerinden baz›lar› ‹stanbul Merkez K›yaslama E¤itimi (19 - 20 fiubat 2010) E¤itimde, EFQM Mükemmellik Modeli kriterlerinde d›fl kurulufllarla karfl›laflt›rma, iyilefltirme önceliklerini belirleme ve gerçeklefltirme aflamalar›nda “K›yaslama” uygulamalar›n›n gereklili¤ine iflaret edilmektedir. Duygusal Zekâl› Liderlik (22 - 23 fiubat 2010) E¤itimin amac›, duygusal zekâl› ve birlikte çal›flt›¤› insanlar› mükemmele tafl›yan liderlik tarzlar› ve becerileri ile ilgili bilgi vermek, fark›ndal›k yaratmak ve kat›l›mc›lara uygulamalar ile beceri kazand›rmakt›r. Tedarik Zinciri Yönetimi (18 Mart 2010) Tedarik Zinciri Yönetimi (TZY) ilk tedarikçiden son kullan›c›ya kadar olan kilit ifl süreçlerinin bütünüdür. Bu e¤itimde, TZY konusundaki bilgi ve deneyimlerin paylafl›m› ve tart›fl›lmas› amaçlanmaktad›r.

Ankara fiubesi Müflteri Memnuniyetinin Etkili Yönetimi ve ‹fl Süreçleri ‹le ‹liflkilendirilmesi (12 - 13 fiubat 2010) Müflteri tan›mlamas› Müflteri memnuniyetine giden yol Müflteri memnuniyetinin ölçümü Müflteri alg›lamalar›n›n de¤erlendirilmesi E¤iticinin E¤itimi (4 - 5 - 6 Mart 2010) Baflar›l› e¤itimin temelinde etkili iletiflimin yatt›¤› vurgulanarak, e¤itimcinin sahip olmas› gereken özellikler, öneriler, e¤itime nas›l haz›rlan›laca¤›, e¤itimin uygulan›fl, yönetim ve de¤erlendirilmesi ile e¤iticilerin bilmeleri gereken beceri ve yöntemler metodolojik olarak sunulacakt›r. Stratejik Yönetim (13 Mart 2010) Bu e¤itimde amaç EFQM Mükemmellik Modeli’nin "Politika ve Strateji" bafll›¤›n› tafl›yan ikinci kriterin temel beklentilerine ait konular› stratejik yönetim sürecinin ad›mlar› olarak ele almak, kat›l›mc›lar› bu aç›dan bilgilendirmektir.

Bursa fiubesi Yal›n Üretimde H›zl› Tip Dönme (13 fiubat 2010) Sürekli ak›fla ait üretim sistemlerine geçerek, kitle üretimlerinden daha küçük flarjlarda üretim yapabilmek, üretim süreçlerindeki esnekli¤i artt›rarak süreçlerdeki tip dönme kay›p zamanlar›n› (tip dönme ifllemindeki kay›plar için geçen zaman›) azaltmak. ‹fl ve Zaman Etüdü Çal›fltay› (13 Mart 2010) Metot etüdü kavram› ve yaklafl›mlar Zaman etüdü teknikleri Standart zaman›n belirlenmesi Üretimde Performans Artt›rma, Maliyet Düflürme Teknikler Çal›fltay› (19 Mart 2010) Verimlik kavram› ve yaklafl›mlar Yönetim ve verimlilik Verimlilik artt›rma yöntemleri ‹yilefltirme alanlar›n›n belirlenmesi Verimlilik ölçme yöntemleri

‹zmir fiubesi Toplam Üretken Yönetim (17 - 18 fiubat 2010) Toplam Üretken Yönetim, iflletmenin performans›n› artt›rmaya odaklanm›fl yönetim yaklafl›m›d›r. E¤itimin amac›; performans artt›rma çal›flmalar›n›n ölçülebilir sonuçlar getirmesini sa¤lamak için yap›lmas› gerekenleri ve sistematik yaklafl›m› aç›klamak, bu çal›flma için yol haritas›n› vermek, performans artt›rma çal›flmalar›n›n kurumsallaflt›r›lmas› sa¤lamaya yönelik yöntemleri aç›klamakt›r. Laboratuvar Akreditasyonu Çal›fltay› (16 - 17 Mart 2010) Kat›l›mc›lar bu çal›fltay›n sonucunda ISO 17025:2005 beklentileri do¤rultusunda akreditasyon için gerekli olan farkl› uygulama deneyimlerini ö¤renip paylaflabilecekler. Türkiye’de akreditasyonu gerçeklefltiren TÜRKAK-Türk Akreditasyon Kurumu’nun uluslararas› tan›n›rl›¤› ve uyulmas› gerekli TÜRKAK kriterleri ve tebli¤ler hakk›nda da bilgi paylafl›m› yap›lacakt›r.

Genel Kat›l›ma Aç›k Güncel E¤itim Program›m›z için www.kalder.org adresini ziyaret edebilirsiniz.


ULUSAL KAL‹TE HAREKET‹

Kütahya Yap› Kimyasallar› rekabette öne geçiyor Kütahya Yap› Kimyasallar› sürekli geliflmenin ve yüksek rekabet gücüne ulaflman›n formülünü Toplam Kalite Yönetimi’ni benimseyerek buldu. Ulusal Kalite Hareketine kat›lan flirket, “Özde¤erlendirme Yöntemi” ile tüm süreçlerini gözden geçirdi ve iyilefltirdi.

lk olarak Eskiflehir’de 2001’de kurulan Kütahya Yap› Kimyasallar› (KYK) 19 ülkeye ihracat yap›yor. Seramik yap›flt›r›c›lar›, derz dolgular›, teknik yap›flt›r›c›lar, su ve ›s› izolasyon ürünleri gibi inflaat sektörünün hayati kabul edilen malzemelerini Türkiye’nin dört bir yan›na temin eden KYK, Mart ay›nda Diyarbak›r ve Adana tesislerini de hayata geçirecek. Mersin ve Samsun’da birer üretim tesisi bulunan KYK 2004’ten itibaren BRUNO markas› ile Seramik Bordür, Mozaik, Fon ve Precut üretimine devam ediyor. Son olarak 2009’da sahip oldu¤u kalite anlay›fl›n› koruyabilmek ve güçlendirmek için Ulusal Kalite Hareketi’ne kat›lan KYK, Kalite Kontrol çal›flmalar›n› gelifltirmeye devam ediyor. KYK Planlama ve ‹fl Gelifltirme Müdürü Gülsen Altuntafl Ulusal Kalite Hareketi sürecinin ard›ndan yaflanan geliflmeleri aktar›yor.

Ulusal Kalite Hareketi’ne kat›lma karar›n› nas›l ald›n›z? KYK olarak, kuruldu¤umuz günden bu yana sürekli geliflme ve yüksek rekabet gücüne ulaflma hedefiyle çal›fl›yoruz. Bunu da ancak Toplam Kalite Yönetimi’ni (TKY) benimseyerek yapabilece¤imizi biliyoruz. Bu nedenle, flirketlerde TKY’nin yayg›nl›k kazanmas› amaçlayan Ulusal Kalite Hareketi’ne (UKH) 19 Ocak 2009’da kat›lma karar› ald›k.

Gülsen Altuntafl KYK Planlama ve ‹fl Gelifltirme Müdürü

44

UKH’nin firman›za sa¤lad›¤› katk›lardan bahseder misiniz? Kuruluflumuza UKH’nin en önemli katk›s› Mükemmellik Modelini esas alan “Özde¤erlendirme


Mükemmellik Modeli ile

Yöntemini” bize sunmufl olmas›d›r. Bu yöntem ile kuvvetli ve iyilefltirmeye aç›k alanlar›m›z› düzenli olarak belirleyecek, sistematik iyilefltirmeler yapacak ve ilerlememizi periyodik olarak ölçmüfl olaca¤›z. Mükemmellik Modeli, kuruluflun tüm ifllevlerini sorgulayan, her alanda yarat›lan sonuçlar› izleyen ve inceleyen bir yönetim felsefesi oldu¤undan, kuruluflumuzda var olmayan sistemlerin hayata geçirilmesine, var olan sistemlerimizin ise sürekli iyilefltirilmesine olanak sa¤layacak. Toplam Kalite Yönetimi’nin getirdikleri Kalite kontrol sürecinizi anlat›r m›s›n›z? Toplam Kalite Yönetimi çerçevesinden bakt›¤›m›z için “Kalite” kavram›n› sadece kalite kontrol süreci olarak görmüyoruz. Buna ra¤men TKY çal›flmalar› esnas›nda mevcut Kalite Kontrol sürecimizi de gözden geçirme f›rsat›m›z oldu. Kalite kontrol sürecimizde, “Girdi” ve “Nihai ürün” kalite kontrolü olmak üzere temel iki faaliyet var. Girdi kontrollerinde sat›n al›nan ve depomuza giren tüm hammaddeler belirledi¤imiz teknik gereklilikler do¤rultusunda kontrol edilir ve kullan›m› için onay verilir. Onays›z hiçbir malzeme kullan›lamaz. Nihai ürünlerin kalite kontrol aflamas›nda ise, yüzde 95 güven aral›¤›nda ana kütleyi temsil edecek örnek

numuneler al›narak o ürüne ait TSE’nin ve kendimizin belirledi¤i kalite kriterleri çerçevesinde testler yap›l›r. Test sonuçlar› anl›k olarak bilgisayar ortam›na aktar›l›r, alt ve üst kontrol s›n›rlar› içerisinde sürecin kararl›l›¤› sürekli takip edilir. Kalite kontrol sürecinde onay verilmemifl hiçbir ürün sevk edilemez.

KYK’da kalitenin art›r›lmas› için yap›lan çal›flmalar›n›z nelerdir? Toplam Kalite Yönetimi çerçevesinde birçok çal›flma yürütüyoruz. Örnek vermek gerekirse, Müflteri Memnuniyeti anketi düzenledik. Anket sonuçlar›ndan eylem planlar› oluflturduk, “Müflteri ‹liflkileri” sürecini iyilefltirdik. “Çal›flan Memnuniyeti” anketleri yapt›k ve ç›kan sonuçlar› da dikkate alarak, “‹nsan Kaynaklar›” sürecini yeniden oluflturuyoruz. Tüm süreçlerimizi gözden geçirdik ve tüm paydafllar› kapsayacak flekilde süreç çerçevemizi genifllettik. Tüm süreçlerimize performans göstergeleri belirledik ve hedefler do¤rultusunda yönetilmesini sa¤lad›k. fiirketimizin temel stratejilerini belirledik, her strateji için alt stratejiler ve faaliyet planlar› oluflturduk ve bunlar› periyodik olarak izlemeye bafllad›k. Böylece Stratejik Planlama sürecini oluflturmufl ve hayata geçirmifl olduk.

45


HABER

Fillo, mükemmellik yolculu¤una ç›kt› Kriz döneminde lojistik sektöründe ilk kez “Tek elden çoklu hizmet” modelini uygulayarak ad›ndan söz ettiren Fillo, KalDer’in “‹yi Niyet Bildirgesi’ni” imzalayarak EFQM Mükemmellik Modeli’ni uygulamaya bafllad›. Fillo Genel Müdürü Serkan Akbudak, Ulusal Kalite Ödülü’ne de uzanan Mükemmellik yolculu¤unun kurumsal dönüflüme çok önemli katk›lar› olaca¤›n› söylüyor.

L

ojistik sektörünün genç ve dinamik flirketi Fillo, Ulusal Kalite Ödülü’ne dek uzanan merdivenin ilk basamaklar›ndan biri olan ‹yi Niyet Bildirgesi’ni 7 Ocak 2010 tarihinde Türkiye Kalite Derne¤i Yönetim Kurulu Baflkan› ve yöneticilerinin de kat›ld›¤› bir törende imzalad›. Fillo Genel Müdürü Serkan Akbudak, ‹yi Niyet Bildirgesi’ni imzalayarak Ulusal Kalite Hareketi’ne kat›lman›n k›vanc›n› yaflad›klar›n› belirtti. Akbudak “KalDer’in yol göstericili¤inde Toplam Kalite Yönetimi anlay›fl›n› bir yönetim biçimi olarak benimsedi¤imizi ve bu nedenle de Ulusal Kalite Hareketi’ne kat›ld›¤›m›z› duyurmak isterim” dedi. Fillo çat›s› alt›nda lojistik, kargo ve kurye hizmetlerini, kurumsal müflterilerin amaçlar› ve hedefleri do¤rultusunda sürekli gelifltirerek sunduklar›n› söyleyen Akbudak “Hizmetlerimizi sunarken müflterilerimizle

46

ve tedarikçilerimizle bir tak›m oluyor, süreçleri (operasyonlar›) birlikte tasarl›yor, birlikte gelifltiriyoruz” ifadesine yer verdi. Akbudak flöyle devam etti: “Bizi var eden de¤erlerimizi ön plana ç›kartarak 2010 y›l›n› kurumsallaflma y›l› olarak planlad›k ve bu hedeften yola ç›karak EFQM Mükemmellik Modelini kurumsallaflma çabalar›m›zda temel bir çerçeve olarak seçtik. Hedefimiz 2012’de Büyük Ödül baflar›s›n› tüm paydafllar›m›zla paylaflmak.” Türkiye Kalite Derne¤i Yönetim Kurulu Baflkan› Prof.Dr. Ali R›za Kaylan imza töreninde yapt›¤› konuflmada Fillo’nun kriz dönemi olmas›na karfl›n bir ilki gerçeklefltirerek lojistik sektöründe “tek elden çoklu hizmet” modelini uygulad›¤›n› vurgulad›. Kaylan, Fillo’nun kalite yolculu¤unda baflar›l› olaca¤›na inand›klar›n› dile getirerek “Fillo, müflterilerine kaliteli, h›zl› ve özenli hizmet etmek amac›yla yenilikçi ürünlere imza at›yor. Hem müflterileri hem kendi kazan›yor” dedi.


HABER

KalDer heyeti Y›lmaz Büyükerflen’i ziyaret etti Gerçeklefltirdi¤i dönüflüm projeleri ile dünya çap›nda örnekler yaratan Eskiflehir Büyükflehir Belediye Baflkan› Y›lmaz Büyükerflen, 19 Ocak 2010’da KalDer heyeti taraf›ndan makam›nda ziyaret edildi. Buluflmada gelecekte yap›lmas› planlanan etkinlikler için sözkonusu iflbirli¤i olanaklar› konufluldu.

E

skiflehir’de yaflam kalitesinin artmas›nda 1999’dan bu yana Büyükflehir Belediye Baflkanl›¤›n› baflar›yla yürüten Y›lmaz Büyükerflen’in katk›lar› çok büyük. KalDer Yönetim Kurulu Baflkan› Prof. Dr. Ali R›za Kaylan önderli¤indeki KalDer Heyeti Eskiflehir Büyükflehir Belediye Baflkan› Prof. Dr. Y›lmaz Büyükerflen’i makam›nda ziyaret ederek çal›flmalar›ndan ötürü teflekkürlerini iletti. Büyükerflen, aralar›nda KalDer Genel Sekreteri ‹rfan Onay, Eskiflehir fiubesi Yönetim Kurulu Baflkan› Dr. Burak Erdinç, Yönetim Kurulu üyesi Dr. Tu¤rul Akça, Eskiflehir fiubesi Genel Sekreteri Salih Yalç›n, ‹zmir fiubesi Yönetim Kurulu Baflkan› Murat Hocalar ve Bursa fiubesi Genel Sekreteri Aykan Kurkur’un bulundu¤u heyetin ziyaretinden büyük mutluluk duydu¤unu ifade etti.

Kaylan ziyarete dair yapt›¤› konuflmas›nda Eskiflehir’in Türkiye için örnek oldu¤unu belirterek “Bu flehirde yaflam kalitesinin artt›r›lmas›n› sa¤layan çok büyük dönüflüm projeleri gerçeklefltiren Baflkan Büyükerflen’i baflar›l› çal›flmalar›ndan dolay› kutluyoruz” ifadesine yer verdi. Kaylan ayn› zamanda Büyükerflen’in bürokratik k›s›tlar ve kaynak eksikli¤i sorunlar›na karfl›n yarat›c› çözümlerle yüksek hedeflere ulaflmay› baflararak özellikle yüksek ö¤renim alan›nda dünya çap›nda yaratt›¤› örneklerle Türkiye için umut kayna¤› olan bir liderlik modeli oldu¤unu vurgulad›. Büyükerflen ise yerel çözümlerin ülkenin genel sorunlar› için her zaman yeni seçenekler sunaca¤›n› söyleyerek, “KalDer’in çal›flmalar›n› takdir ediyorum ve her zaman elimden gelen deste¤i sa¤layaca¤›m” dedi.

47


YEN‹L‹KLER

ASELSAN’›n 3G telsizleri cep telefonu gibi… ASELSAN'›n kurdu¤u alt yap› sayesinde SMS gönderebilen telsizler, ayn› zamanda bir modem gibi kullan›larak foto¤raf ve video gibi verilerin bilgisayar üzerinden transferine olanak sa¤l›yor. Sabit ve cep telefonu flebekelerinden ba¤›ms›z olarak kurulan alt yap› sayesinde örne¤in ‹stanbul’daki bir görevli, gerek duydu¤unda telsizindeki tufllar› kullanarak Bursa’daki meslektafl›yla baflka kimsenin duyama yaca¤› flekilde iletiflim kurabiliyor. Telsiz haberleflme sisteminin alt yap›s› için 20 flehre 9 büyüklü¤ündeki depreme ve fliddetli f›rt›nalara dayanacak flekilde tasarlanan baz istasyonlar› ve anten kuleleri kuruldu. Sistem flu anda ‹stanbul, Ankara, ‹zmir ve Bursa’n›n da aralar›nda bulundu¤u 20 ili kapsama alan›na ald›, bunun d›fl›nda 15 ilde de altyap› kurulumu gerçeklefltirildi. Türkiye’nin en büyük entegre, say›sal telli ve telsiz haberleflme sistemi olarak kabul edilen bu sistemin 2016’ya kadar tüm illerde altyap›s› kurulacak. Sistem sadece güvenlik güçleri taraf›ndan kullan›lmayacak, sabit ve cep telefonu flebekelerinin çöktü¤ü büyük deprem ve afetlerin meydana gelmesi halinde valilikler, belediyeler ve sivil savunma ekipleri kesintisiz say›sal telsiz sistemi ile koordine olabilecek. ASELSAN, terör, kriz ve afet durumlar›nda haberleflmenin devaml›l›¤›n› sa¤lamak amac›yla yaklafl›k 10 y›l önce say›sal telsiz sistemi üzerinde çal›flmalara bafllad›. Yaklafl›k befl y›l süren sistemin yaz›l›m gelifltirme çal›flmalar›nda 50 Türk mühendis görev ald›. Sistemin AR-GE çal›flmalar› için ise 40 milyon dolar harcand›. ASELSAN’›n yeni nesil dijital telsizleri ABD’de de büyük ilgi gördü ve 6 bin adet sat›ld›.

Ecoist misin? Egoist misin? Küçük bir fark yarat, Dünya de¤iflsin!

Makarnan›n suyunu tencerenin kapa¤›n› kapatarak kaynatarak ya da arac›n›z›n lasti¤inin havas›n› s›k s›k kontrol ederek enerji tasarrufu sa¤layabilece¤inizi biliyor muydunuz? Siemens Gigaset taraf›ndan destek lenen "http://www.kucukbirfarkyarat.com” web sitesi tamamen bu amaçla kuruldu. “Çevre için hayat›n her alan›nda küçük bir fark yarat” slogan›yla yola ç›kan sitede, fark yaratan ünlülerle röportajlar ve pratik bilgilerin yan› s›ra “Ecoist misiniz, Egoist misiniz?” testi gibi pek çok ilginç bölüm yer al›yor. Sürekli güncellenen sitede çevreye duyarl› her bireyin ö¤renmesi gereken pek çok ilginç bilgiler de yer al›yor. Ayr›ca kullan›c›lar interaktif flekilde “küçük farklar yaratan” deneyimlerini de paylaflabiliyorlar.

Türk Telekom’a üç büyük ödül Amerikan ‹letiflim Profesyonelleri Ligi (LACP) taraf›ndan düzenlenen 2009 Macellan Ödülleri’nde Türk Telekom üç ödüle lay›k görüldü. Çevreci sosyal sorumluluk projesi E-fatura Ormanlar› ile Toplum ‹liflkileri ve Çal›flan ‹letiflimi kategorilerinde birer platin ödül alan Türk Telekom, grup flirketlerinden Argela taraf›ndan gelifltirilen, ev telefonunu cebe tafl›yan teknoloji Wirofon ile Tüketici Ürünleri / Hizmetleri ‹letiflimi kategorisinde bronz ödüle lay›k görüldü. Türk Telekom, e-fatura’ya geçerek çevreye olan duyarl›l›klar›n› gösteren müflterilerine teflekkür etmek amac›yla Türkiye’nin dört bir yan›nda e-fatura ormanlar› oluflturdu¤u sosyal sorumluluk projesi ile geçti¤imiz aylarda IPRA (Uluslararas› Halkla ‹liflkiler Derne¤i), CIPR (‹ngiliz Halkla ‹liflkiler Birli¤i), Sabre, Stevie gibi uluslararas› platformlardan befl ödül kazanm›flt›.

48


Teknolojide gelinen son nokta 6. His (SixthSense)

Cambridge'ta bulunan Massachusetts Institute of Technology'de gelifltirilen 6.His (SixthSense) sayesinde herhangi bir duvarda e-postalar›n›z› okuyabilecek, dört parma¤›n›z› birlefltirerek foto¤raf çekebilecek ve hatta avuç içinize say›lar› tufllayarak telefon edebileceksiniz. Prototipi gelifltirilen bu yeni bir teknoloji sayesinde sanal ve gerçek dünya bir araya geliyor.

Parmak uçlar›na tak›lan sensörler ve boyna tak›lan kamera-projektör yard›m›yla kullan›lan 6. His sistemi sayesinde her an her yerde foto¤raf çekebilirsiniz. Bunun için iki elinizin bafl ve iflaret parmaklar›na tak›lan sensörleri birlefltirip kare flekline getirmeniz yeterli. Bu flekilde projektör-kamera kar›fl›m› olan sistem parmak uçlar›n›za odaklanarak çizdi¤iniz s›n›rlar dâhilinde foto¤raf karesi alabiliyor. Ayr›ca herhangi bir duvar›n önüne geçip e-postalar›n›z› kontrol edebilirsiniz. Nas›l m›? Parmaklar›n›z› kullanarak bir duvar›n önünde "@" iflaretini havada çizdi¤inizde, projektör otomatik olarak duvara görüntü yans›tacak ve bu sayede an›nda e-posta hesab›n›z› kontrol edebileceksiniz. 6. His’in yapabildikleri bu kadar de¤il. Örne¤in bir ma¤azada kitap sat›n almay› planl›yorsunuz. Parmak uçlar›n›zdaki sensörleri kullanarak kitab› elinize ald›¤›n›zda fiyat›n›, kitapla ilgili daha önce yap›lan yorumlar› ve di¤er bilgileri web sitelerine girerek an›nda ö¤renebilirsiniz. Ayr›ca telefon etmek de oldukça basitleflecek… Projektörün yans›taca¤› telefon numaralar› avuç içinizde belirecek ve aramak istedi¤iniz kifliye avuç içinize dokunarak ulaflabileceksiniz. 6. His’in tan›t›m videosunu izlemek için http://www.ted.com/talks/pattie_maes_demos_the_sixth_sense.html adresini ziyaret edebilirsiniz.

Pamuk, besin maddesine dönüflebilecek Amerikal› biliminsanlar› yüksek miktarda protein içeren eden pamu¤u besin maddesine dönüfltürmeyi baflard›. Alman "Die Welt" gazetesinde ç›kan habere göre ABD’li biliminsanlar›, pamu¤un çekirde¤indeki "gossypol" ad› verilen zehirli maddeyi ayr›flt›rmay› baflard›. Bu sayede pamuk bir besin maddesi olarak kullan›labilecek. Bu geliflme ise açl›¤a karfl› mücadelede çok önemli bir ad›m olarak kabul ediliyor. Çünkü dünyadaki pamuk tarlalar›n›n 500 milyon insan› besleyebilecek kapasiteye sahip oldu¤u biliniyor. Bu önemli baflar›y› sa¤layan Texas A&M Üniversitesi araflt›rmac›lar›ndan Keerti Rathore, dünyada çok say›da fakir insan›n yeterli protein alamad›¤›na dikkati çekerek, bu eksi¤in giderilebilmesi için pamuk gibi bir kaynaktan yararlanman›n iyi bir çözüm olaca¤›n› söylüyor.

Airties’dan kablosuz a¤larda güvenlik ve kapsama alan› sorunlar›na kesin çözüm AirTies kablosuz a¤ kurulumunu kolaylaflt›ran yaz›l›m›na ra¤men, son üç y›lda özellikle flifreleme ve kapsama alan› sorunlar› ile ilgili 100.000’e yak›n ça¤r› ald›. Bu ihtiyaca çözüm için gelifltirilen AirTouch teknolojisi, ‹nternet kullan›c›lar›n›n kablosuz a¤lar›n› tek tufla basarak kolay ve güvenli bir flekilde kurmalar›n›, yönetmelerini ve geniflletmelerini sa¤l›yor. Bu konuda hiçbir bilgisi olmayan bir kullan›c›, modemini kendi kendine kurup, a¤›n› oluflturabiliyor. Bu yeni teknoloji ayn› zamanda notebook, AirTies harici disk sunucusu ve AirTies set-top-box ürünleri gibi kablosuz cihazlar› tek tufla basarak a¤a ba¤lama kolayl›¤› da sunuyor. Tüm güvenlik ve kurulum ayarlar›n›n otomatik gerçekleflmesini sa¤layan teknoloji ile a¤a ba¤lamak istenen cihaz› seçip, modem üzerindeki “tufl”a basmak yeterli oluyor. Sistem, güvenli ba¤lant› için de önemli bir avantaj yarat›yor. WPS (Wi-Fi Protected Setup) standard›n› kullanan ve Windows 7 iflletim sistemi ile uyumlu olan AirTouch teknolojisine sahip ürünler, k›sa süre sonra raflarda yerini almaya bafllayacak.

49


YEN‹L‹KLER

Airbus füze uçaklar tasarl›yor Frans›z Le Figaro gazetesine verdi¤i bir röportajda Airbus Genel Direktörü Fabrice Brégier gelece¤in uçaklar›n› anlatt›. Avrupa’n›n çevreci teknolojide ve rekabetçilikte varl›¤›n› daha da güçlendirece¤ini söyleyen Brégier “2020’de Avrupa’da kullan›lacak uçaklar›n CO2 sal›m› yar› yar›ya düflecek” ifadesine yer verdi. 2040 y›l›na kadar bir uça¤› daha farkl› ve çevreye daha az zarar verecek flekilde nas›l uçurabileceklerini araflt›rd›klar›n› söyleyen Brégier, petrol yerine elektrik ya da flarj edilebilen pillerin kullan›lmas› için çal›flt›klar›n› belirtti. Füze uçaklar sayesinde Paris-Tokyo aras›ndaki mesafenin 2 saate inece¤i, Concorde’dan daha h›zl› uçaklar›n yolda oldu¤u da verilen bilgiler aras›ndayd›.

Panasonic, Türkiye ofisi aç›ld› 20 Ocak 2010 tarihi itibariyle faaliyetlerine bafllayan Panasonic Elektronik Sat›fl A.fi. (PTR) en yeni tüketici elektroni¤i ve iflletme sistemlerini Türkiye pazar›na sunacak. Panasonic Europe Ltd. Panasonic Denizafl›r› Operasyonlar K›demli Direktörü Hitoshi Otsuki, Panasonic Avrupa Yönetim Kurulu Baflkan ve CEO'su Laurent Abadie ve Panasonic Elektronik Sat›fl A.fi. Ülke Direktörü Shigeo Suzuki'nin kat›l›m› ile gerçeklefltirilen bas›n toplant›s›nda, ‹stanbul’da yeni bir ofis açarak Avrupa sat›fl operasyonunu geniflletti¤ini aç›klad›. Faaliyetlerine resmi olarak 20 Ocak 2010 tarihinde bafllayan PTR, firman›n çeflitli ürünlerinin Türkiye’deki tüketici ve kurumsal müflterilere sat›fl›nda ve pazarlamas›nda etkin rol oynayacak.

TOYOTA ve ALCATEL-LUCENT 4G’de bulufltu Geçti¤imiz hafta Paris’te düzenlenen bas›n toplant›s›yla tan›t›lan Alcatel-Lucent’in gelifltirdi¤i Long Term Evolution teknolojisine sahip Toyota Prius model araçlar telefonlardan önce sahip olduklar› 4G teknolojisi sayesinde dikkat çekiyor. Ba¤›ms›z dört bilgisayarla donat›lm›fl olan araçlar 120km/h h›za kadar ADSL konforunu sunuyor. Yolcular için de pratik olan bu teknoloji sayesinde hem video izlenebilecek, hem de sabit bir bilgisayar ile internette yap›labilen her fley seyir halindeyken de yap›labilecek. Ayr›ca trafi¤in güncel durumunu ses komutlar›yla sorgulayabilecek olan Toyota Prius kullan›c›lar› 4G fark›n› hissedecekler. 3G’den teorik olarak en az dört kat daha h›zl› oldu¤u aç›klanan LTE teknolojisi sayesinde 24Mbit/s ba¤lant› sa¤lanabiliyor. Zorlu Enerji Grubu Baflkan› Murat Sungur Bursa, GFDRR’nin Yönetim Kurulu Üyeli¤ine Seçildi

50


Zorlu Enerji Grubu Baflkan› Murat Sungur Bursa, GFDRR’nin Yönetim Kurulu üyeli¤ine seçildi Zorlu Enerji Grubu Baflkan› Murat Sungur Bursa, Dünya Bankas› Afet Azaltma ve Yeniden Yap›lanma Küresel Fonu (Global Facility for Disaster Reduction and Recovery-GFDRR) Yönetim Kurulu üyeli¤ine seçildi. Sungur, GFDRR’ye teknik dan›flmanl›k veren ve gerçeklefltirilen projelerin izleme ve de¤erlendirme çal›flmalar›n› yürüten kurulda (Results Management Council) Bursa’daki afet risklerini azaltma konusunda sonuç odakl› yaklafl›mlar›n oluflturulmas› amac›yla, iki y›l boyunca görev yapacak. GFDRR, afet oluflumu ve etkilerini, sadece bölgesel de¤il küresel ölçekte de en aza indirgemek amac›yla, az geliflmifl ve geliflmekte olan ülkeler ile uluslararas› finans kurulufllar›, Birleflmifl Milletler kurulufllar›, akademik araflt›rma merkezleri, üniversiteler ve sivil toplum örgütleri aras›nda iflbirli¤ini teflvik eden çal›flmalar› tasarl›yor ve uygulamaya koyuyor.

Ford Baflkan›’ndan, Ford Otosan’a “‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i” alan›nda üç ödül birden Ford Baflkan›’ndan, Ford Otosan’a “‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i” Alan›nda Üç Ödül Birden 50. y›l›n› kutlayan Ford Otosan 1999’dan bu yana düzenlenen ve bu alanda Ford Motor Company’nin en prestijli ödülü olan “President Health and Safety Award” program› dâhilinde 2007 ve 2008 y›llar›nda alm›fl oldu¤u ödüllere 2009’da yenilerini ekledi. Kocaeli ve ‹nönü olmak üzere iki farkl› noktadan baflvuruda bulunan Ford Otosan’›n sunmufl oldu¤u projelerinden üçü farkl› dallarda ödüller ald›. 2009 President Health and Safety Award program›nda Ford Otosan ‹nönü Fabrika Müdürlü¤ü’ne ba¤l› Üretim Planlama Müdürlü¤ü’nün Yaya Güvenli¤i Uygulama Felsefesi projesi Avrupa K›tas›’n›n En Yenilikçi Proje Ödülü’nü al›rken, ‹nsan Kaynaklar› Direktörlü¤ü ‹fl Sa¤l›¤› & Güvenli¤i Müdürlü¤ü’ne ba¤l› Sa¤l›k Ekip Liderli¤i’nin Acil Sa¤l›k Vakalar›na Müdahaleyi Gelifltirme ‹fllemi projesi Özel Takdir Ödülü ve Kocaeli Fabrika Müdürlü¤ü’nün ifl sa¤l›¤› & güvenli¤indeki sürekli iyileflmelerinden dolay› ‹fl Sa¤l›¤›, Güvenli¤i ve Kültürel Dönüflümünde Organizasyonel Olarak Sürekli Taahhüt prosesi ise Özel Takdir Ödülü ald›.

Ve Google Nexus’u yaratt›! Cep telefonu pazar›na bomba gibi düflen Nexus One, Google taraf›ndan Kaliforniya’da tan›t›ld›. Google’›n yeni telefonu Nexus One Apple’›n iPhone’una rakip olarak gösteriliyor. Neredeyse ayn› ölçülere sahip olan iki telefonun karfl›laflt›r›lmas› ise özellikle ekran çözünürlü¤ünde farkl›l›k gösteriyor. Nexus’un 480x800 olan ekran çözünürlü¤ü iPhone 3Gs’de 320x480… Bu da görüntü kalitesi aç›s›ndan Nexus’u bir ad›m öne ç›kar›yor. Ancak iPhone 3Gs’de bulunan multi-touch (çoklu dokunma) seçene¤i Nexus’da bulunmuyor. Nexus’un bir art› özelli¤i daha var. Bu da iflletim sistemi ile do¤rudan ba¤lant›l›. Nexus’ta ayn› anda hem müzik dinleyebilir, hem de telefon açabilirsiniz. Birkaç ifllemi ayn› anda yaparken herhangi bir sorunla karfl›laflmaman›z›n en büyük sebebi ise Nexus’da bulunan yeni nesil Android 2.1 mobil platformu. Ayr›ca Nexus One Qualcomm Snapdragon Arm Cortex a8 1Ghz ifllemciye sahip, iPhone 3Gs ise Arm Cortex a8 600Mhz bir ifllemciye sahip. Bu durumda Nexus yine bir ad›m önde gidiyor.

51


flube haberler‹ - ankara

Kalite Yönetimi Sertifika Program› ilk mezunlar›n› verdi

Kalite Yönetimi Sertifika Program›’na kat›lan ilk 16 kifli, dokuz hafta süren e¤itimlerini tamamlad›.

K

alDer Ankara fiubesi taraf›ndan 17 Ekim 2009 tarihinde bafllat›lan Kalite Yönetimi Sertifika Program› 5 Ocak 2010’da ilk mezunlar›n› verdi. Dokuz hafta boyunca süren programa 16 kifli kat›ld› ve program sonunda kat›l›mc›lar›n tamam› sertifika almaya hak kazand›. fiubede düzenlenen kutlama töreninde belgelerini alan kat›l›mc›lar, özellikle kalite yolunda ilerlemek ve kariyerlerini daha üst seviyeye tafl›mak için hangi e¤itimleri almalar› gerekti¤ine karar veremediklerini ancak bu bütünlefltirilmifl program›n bu aç›dan da çok faydal› oldu¤unu belirttiler.

Kalite Yönetimi Sertifika Program›n›n amac› yönetim kalitesi konusunda kat›l›mc›lara temel bilgi ve

52

teknikleri aktararak ciddi bir altyap› oluflturmak olarak belirlendi. Bu amaçla, içerik tümden gelim ve tüme var›m yöntemleriyle tasarland›. Seminerin ilk dersi; tüm yönetim kalitesi prensiplerini aktarmak ve en genifl çerçevede yönetim kalitesinin felsefesini anlatmak üzere Toplam Kalite Yönetimi olarak belirlendi. Ard›ndan ifl yaflam›nda tek tek temel prensipleri destekleyen ve güncel olarak çok kullan›lan Süreç Yönetimi, Stratejik Yönetim, ISO 9001:2008, OHSAS 18001, ISO 14001 Yönetim Sistemleri, Problem Çözme Teknikleri, Liderlik ve Yönetim Kalitesi e¤itimleri aktar›ld›. En sonunda kurumsal mükemmelli¤i yakalama yolunda etkin bir uygulama arac› olan ve bütünü kapsayan EFQM Mükemmellik Modeli ve Özde¤erlendirme e¤itimleriyle program tamamland›.


flube haberler‹ - BURSA

Kalite Personeli Yetifltirme Program› ifl yaflam›nda baflar› getiriyor KalDer Bursa fiubesi’nin 4. dönem Kalite Personeli Yetifltirme Program›’ndan baflar›yla mezun olan 38 ö¤renciye belgeleri törenle verildi. Törende konuflan KalDer Bursa fiubesi Yönetim Kurulu Baflkan› Emin Direkçi, ÜS‹GEM Müdürü Prof. Dr. Zeyyat Sabuncuo¤lu ve Uluda¤ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mete Cengiz, program›n ifl yaflam›nda mezunlar›na sa¤lad›¤› faydalara dikkat çektiler.

U

luda¤ Üniversitesi’ni temsilen ÜS‹GEM (Üniversite Sanayi ‹fl birli¤i Gelifltirme Uygulama ve Araflt›rma Merkezi) ve KalDer Bursa fiubesi iflbirli¤i ile düzenlenen Kalite personeli Yetifltirme Program›’nda 4. dönem, 17 Ekim 2009 – 19 Aral›k 2009 tarihleri aras›nda tamamland›. Program sonunda yap›lan s›navda baflar›l› olan 38 ö¤renciye 23 Aral›k 2009 Çarflamba günü düzenlenen törenle belgeleri verildi. Törende KalDer Bursa fiubesi E¤itim ve Muhasebe Sorumlusu Güleser Su Kalite Personeli Yetifltirme Program›’n› tan›tt›. Ard›ndan, KalDer Bursa fiubesi Yönetim Kurulu Baflkan› Emin Direkçi program›n ö¤rencilere

yer alan 23 e¤itmene katk›lar›ndan dolay› teflekkür plaketi verildi. KalDer Bursa fiubesi üyeleri, gönüllüleri ve Bursa protokolünün kat›l›m›yla gerçeklefltirilen tören kokteylle sona erdi.

ve ifl yaflam›na sa¤layaca¤› katk›lardan bahsederek, “‹fl yaflam›nda, kalite altyap›s› oluflmufl çal›flanlar kazan›r” ifadesine yer verdi. ÜS‹GEM Müdürü Prof. Dr. Zeyyat Sabuncuo¤lu ise üniversite ad›na bu programda yer almaktan memnuniyet duydu¤unu ve bu tür programlar›n sanayi ile üniversite aras›nda iflbirliklerini gelifltirece¤ini belirtti. Uluda¤ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mete Cengiz “Dört y›ld›r düzenlenen bu programdan mezun olan ö¤renciler ifl arama sürecinde avantajl› olacak” dedi. Törende, programda

bilgi ve tekniklerin uygulanmas›n› sa¤lamay› hedefliyor. 21 farkl› Toplam Kalite Yönetimi konusunun ifllendi¤i programda dersler, Uluda¤ Üniversitesi’nin de¤erli akademisyenleri ve özel sektörde tecrübeli 23 e¤itmen taraf›ndan verildi. Yedi hafta ve 13 gün süren programda 100 saat ders yap›ld›. ‹lki 2006’da bafllayan Kalite Personeli Yetifltirme Program›’ndan 2006-2007-2008 y›llar›nda toplamda 129 ö¤renci mezun oldu.

‹fl yaflam›na iyi bafllang›ç için Ö¤rencileri Toplam Kalite Yönetimi konusunda e¤iterek iyi bir ifl yaflam›na bafllamalar›n› hedefleyen ve ifl dünyas›na da donan›ml› insan kayna¤› sa¤layacak olan Kalite Personeli Yetifltirme Program›; ö¤rencilere kalite problemlerini analiz etme, çözüm becerileri kazand›rma, yetkin ve profesyonel bir yaklafl›mla

53


fiUBE HABERLER‹ - ‹ZM‹R

11. Yerel Kalite Ödülleri sahiplerini ar›yor ‹zmir fiubesi taraf›ndan 11 y›ld›r düzenlenen Yerel Kalite Ödülleri için baflvurular kabul ediliyor.

T

ürkiye Kalite Derne¤i ‹zmir fiubesi taraf›ndan, 11 y›ld›r büyük bir heyecan ve özveriyle düzenlenen Yerel Kalite Ödülleri süreci Ocak 2010’da bafllad›. Bu süreç içinde adaylar titizlikle incelendikten sonra içlerinden kazananlar, May›s 2010’da düzenlenecek Mükemmelli¤i Aray›fl Sempozyumu’nda ilan edilecek.

Öte yandan “Ege Bölgesi Kalite Ödülü” ve “Y›l›n Baflar›l› Ekibi Ödülü’ne” baflvurular sona erdi. Ülkemizde ve Ege Bölgesi'nde kalite bilincinin yükseltilmesi ve yayg›nlaflt›r›lmas›, kurulufllar›n kalite yönündeki çabalar›n›n özendirilmesi ve ödüllendirilmesi amac›yla Ege Bölgesi Kalite Ödülü" 2002’den bu yana düzenleniyor. "Y›l›n Baflar›l› Ekibi Ödülü" ise kurulufllar›n süreçlerinde iyilefltirmeye aç›k alan olarak belirledikleri konularda yapt›klar› ekip çal›flmalar› de¤erlendiriliyor ve böylece çal›flanlara motivasyon sa¤lan›yor.

Rekor say›da baflvuru... 2010 y›l› Ege Bölgesi Kalite Ödülü’ne baflvurular 盤 gibi büyürken Kamu sektöründen Ege Genç ‹fladamlar› Derne¤i ve ‹zmir Mesleki E¤itim Merkezi baflvuruda bulundu. Y›l›n Baflar›l› Ekibi Ödülü’nde ise Denizli Çivril Devlet Hastanesi 2, Denizli Devlet Hastanesi 3, Denizli Servergazi Devlet Hastanesi 2, Denizli ‹l Sa¤l›k Müdürlü¤ü 1, Göztepe Anadolu Meslek ve Meslek Lisesi 1, Hayes Lemmerz ‹nci Jant Alüminyum 2, Hayes Lemmerz ‹nci Jant Saç ‹flletmesi 1, Karfl›yaka A¤›z ve Difl Hastanesi 1, Petkim 2, Sek Süt 2 ve isminin aç›klanmas›n› istemeyen bir kurulufltan 3 ekip olmak üzere toplam 20 ekip yar›flacak.

54

Rekor seviyede baflvurunun oldu¤u Y›l›n Baflar›l› Ekibi Ödül'ü bu y›l da geçti¤imiz y›l gibi ulusal çapta baflvurular› kabul etti. Kurulufllar ve ekipler özel e¤itim alacak de¤erlendiricilerin gönüllü olarak çal›flaca¤› üç buçuk ayl›k bir süre zarf›nda de¤erlendirilecekler. 2010’da düzenlenecek 11. Mükemmelli¤i Aray›fl Sempozyumu ise 05 -06 May›s 2010 tarihlerinde gerçeklefltirilecek. Baflvuruda bulunan kurum ve kurulufllar›n ödülleri Mükemmelli¤i Aray›fl Sempozyumu’nun son günü sahiplerini bulacak.



Gez‹

SÜYÜMB‹KE’N‹N B‹N YILLIK fiEHR‹: KAZAN Suskun bir bak›fl, bir a¤lama gibi Kalakald› o karanl›k avlularda Ne günefl ne de bahar u¤rar oraya Hangi hüzünlerde y›kar ellerini Tanr›m yard›m et ona…

2

005’te kuruluflunun bininci y›l›n› kutlayan Tataristan’›n baflkenti Kazan flehrine bir tur program› vard› ve kontenjan dolu oldu¤undan afl›r› ›srar›m sonucu geziye ben de kat›lm›flt›m. ‹lk kez uça¤a binecektim ve kafamda filmlerde gördü¤üm lüks uçaklar›n hayali vard›. Ama Tataristan Havayollar› uça¤›n›n içine girdi¤imde birden kör bir kuyuya düfler gibi düfltüm ve çocuklu¤umdaki o mutat köy otobüsü canland› kafamda. Uça¤›n koltuklar› köy otobüsünün koltuklar› gibi dar ve bak›ms›zd›. Uça¤›m›z uçsuz bucaks›z k›rsal alanlarla kapl› bir baflkent olan Kazan’a indi¤inde içimde ilk kez baflka bir ülkeyi görmenin heyecan› vard›. Hava alan›ndan bizi almaya gelen rehberlerle birlikte kalaca¤›m›z yere do¤ru taksilerle bir yolculuk bafllad›. Baflkent Kazan, Volga’n›n bir kolu olan Kazanka ile birleflti¤i yerde kurulan ve zengin kültür ve sanat yap›lar›yla dikkat çeken, uçsuz bucaks›z bir düzlükte yemyeflil ovalar ve k›rlarla kapl›, adeta hiçbir Rus flehrini aratmayan siluetiyle karfl›m›zda canlanmaya bafllam›flt›. Sokaklar ve yollar çok genifl ve bak›ml› görünüyordu. Ruslar Osmanl›lar gibi ald›klar› her ülkeye kendi vatandafllar›n› yerlefltirerek oralara kendi kültürlerini yaym›fllard›. Kazan’da nüfusun yaklafl›k yüzde 45’i Ruslardan oluflmaktayd›. Kazan’da okuma yazma oran› yüzde 100 ve günlük 170 gazete ç›k›yor, her y›l 2,5 milyon kitap bas›l›yor. Tolstoy ve Lenin gibi ünlülerin ö¤renim gördü¤ü meflhur Kazan Üniversitesi, ‹stanbul ile “kardefl flehir” olan bu kentte bulunuyor.

56

Yazar: Mesut Do¤an Kazan’da apartmanlar Sovyet döneminden kalma bitiflik nizam ve yedi-sekiz katl›, çok genifl bir alanda “U” çizerek infla edilmifl. Hepsi birbirine o kadar çok benziyor ki, insanlar›n kendi evlerini nas›l bulduklar›n› merak ediyorsunuz. Apartmanlara girince t›pk› bir matruflka gibi beni flafl›rtan baflka bir yaflam tarz›n› görüyorum. Apartmanlardaki her dairenin odas›nda baflka bir aile yafl›yor. Ev üç odal› ise burada üç ayr› aile yafl›yor. Banyo, mutfak ve lavabo gibi ortak kullan›m alanlar›nda her aileyi temsil eden renklerde havlular görüyorsunuz. Ruslardan kalma bu yaflam tarz› son y›llarda gittikçe azal›yor ve insanlar art›k genifl alanlarda kendi müstakil evlerini infla ederek bir anlamda özgürlük alanlar›n› geniflletiyorlar. Apartmanlardan çöplerin do¤rudan d›flar›ya at›ld›¤› helezon fleklinde bir tünel var. K›fllar so¤uk oldu¤undan bu tünellerde çöplerin dondu¤unu söylüyorlar. Apartmanlardaki asansörler çok bak›ms›z ve çok kötü kokuyor. Apartmanlar›n önündeki araç parklar›n› her iflte oldu¤u gibi mafya iflletiyor. Haziran ay›nda Kazan’da güneflin batmas› ve do¤mas› aras›nda yaklafl›k üç saat gibi k›sa bir zaman dilimi var. Günefl hiç batm›yor denilebilir. ‹lk gün öncelikle Kazan flehrini geziyoruz. Birçok tarihi mekânlar, an›tlar ve di¤er yerlerden oluflan bir terkiple Kazan’› keflfetmeye çal›fl›yoruz. Kazan’da görülecek önemli yerler aras›nda Kremlin Saray› ve Süyümbike Kulesi yer al›yor. Kremlin Saray›, içinde hükümet binalar›, Süyümbike Kulesi, Kul fierif Mescidi (Kor-


kunç ‹van’›n orijinalini y›kmas› üzerine 2001 y›l›nda Türkler taraf›ndan yeniden yap›lm›fl) gibi bir kompleksi bar›nd›ran yap›ya sahip. Saray›n s›n›rlar› içinde ve hemen karfl›s›nda hafif yana yatm›fl, t›pk› ad›na infla edilen Süyümbike gibi hüzünlü ve boynu bükük, yüzy›llard›r koyu bir ac›y› durufluyla gelip geçene anlatan, hakk›nda fliirler yaz›lan, a¤›tlar söylenen Süyümbike Kulesi’ne gözlerim tak›l›p kal›yor. ‹çimde amaçs›zca uçuflan duygu sa¤ana¤›n› toparlay›p, bir ritim tutturarak fliire dönüflmesi için zorluyorum ama baflaram›yorum. Düflündü¤üm her fley, renk, duygu ve sesler kulenin o boynu bükük ve içime iflleyen görüntüsü karfl›s›nda çaresiz kal›yor. Süyümbike kulesi (y›k›lan Han Mescidi’nin minaresi) yedi katl› ve k›rm›-

sonuçta yüzy›llard›r Tatar halk›n›n özgürlük sembolü olarak yüreklerde yaflamay› sürdürüyor. Ertesi gün çok genifl, düzlük ve çay›rl›k bir alanda her y›l Kazan’l›lar›n ekini topra¤a ekince yapt›klar› Saban Toy (Saban tuy) flenliklerine kat›lmak üzere flenlik alan›na do¤ru hareket ediyoruz. Tatarlar›n milli bayram› Saban Toy’un tarihi en az Kazan kadar eski ve tam olarak kökleri bilinmiyor. Bu flenlik için haz›rl›klar yaklafl›k bir ay öncesinden bafll›yor. Tatarlar törene ve özel günlere afl›r› derecede önem veren bir yap›ya sahipler. En küçük bir olay› bile hemen tören havas›na ve ciddiyetine büründürmekte oldukça ustalar. Bu davran›fllar›n›n içinde belki de sokaklarda Rus kültürüne teslim olan insanlar›n› bu tür flenlik ve törenler-

“Tatarlar›n yaflad›¤› hayat tarz›n›n, benim tan›d›¤›m ve bana ac› çektiren hayata hiç benzemedi¤inden Maksim Gorki eminim.” z› tu¤lalardan infla edilmifl. Kule, Korkunç ‹van’›n Kazan flehrini iflgalinde her yer yak›l›p y›k›lmas›na ra¤men, dokunulmayan tek eser olmas› nedeniyle, ilk Kazan hanl›¤›ndan günümüze kalan son eser olma özelli¤ini de koruyor. Uzun süre sessiz ve hüzünle kuleye bak›yorum. Hakk›nda birçok efsane niteli¤inde rivayet bulunan kuleden rüzgâr bir anda kula¤›ma bir a¤lama sesi getiriyor. Çocuk iniltilerine benzer bu ses, belki de Süyümbike’nin sesi…

Süyümbike: Özgürlük sembolü Son Kazan hanlar›ndan Giray Han’›n efli olan Süyümbike, eflinin genç yaflta ölmesi üzerine zorunlu olarak tahta geçiyor ve ac›kl› bir hikâye de böylece bafll›yor. 1552’de Ruslarla yap›lan savaflta surlarda erkeklerle birlikte çarp›flan Süyümbike, Kazan’›n ele geçirilmesi ile esir ediliyor. Kendisini Rusya’ya götürecek gemiye bindirilirken arkada gözü yafll› halk›na do¤ru dönüp; “Keder ve kan dolu flehir, sana kayg› ve hasret olsun! Bafl›ndan tac›n düfltü; efendi iken köleli¤e indin, flöhretin bitti, halsiz kald›n ve yere serildin. Nereden bulay›m sivri kanatl›, güçlü kuvvetli bir kuflu babama göndermek için?” diyerek gözyafllar› içinde flehirden ayr›l›yor. Rusya’da ise adeta kendisini ölüme terk ederek fazla yaflam›yor. O¤lu da kendisi gibi k›sa süre sonra ölüyor. Kazan’›n iflgali s›ras›nda kuleden atlay›p öldü¤üyle ilgili de rivayetler var. Ama Süyümbike

de olsun kendi özüne döndürme çabas› ›fl›ld›yor. Tören alan›nda bizi korkunç bir kalabal›k karfl›l›yor. Renk renk abart›l› giysiler, çalg›larla dans eden kad›n ve erkekler var her yerde. Bir toplulu¤un yan›ndan geçerken yerel k›yafetiyle dans eden bir bayan giriveriyor birden koluma, flafl›r›p kal›yorum ve kolumu zorla b›rakt›r›yorum. Konuflmalardan Rus lideri Putin’in de törene kat›ld›¤›n› ö¤reniyoruz. Putin 2000’de seçilmiflti ve bu tür organizasyonlara mutlaka kat›l›yor. Her ne kadar Tataristan ba¤›ms›zl›¤›n› kazansa da, Putin Ruslar›n varl›¤›n› hissettirmek amac›yla kat›l›yordu bu törenlere belki de. Kazan’da birçok sokakta hala varl›¤›n› sürdüren KGB binalar› da asl›nda bunu do¤ruluyor. Ekip olarak ya¤l› direklerde yürümeye çal›flan gençlerin gösterisini izlemek üzere bir çad›r›n alt›na

57


Gez‹

oturuyoruz. Bu alan Saban Toy flenliklerinin esas alan›n› oluflturuyor. Bu alanda, önce çocuklar yar›fl›yor ve halat çekme, a¤›rl›k kald›rma, dire¤e t›rmanma, çuvalla koflma, kafl›kla yumurta tafl›ma, su dolu kovalarla koflma, kapal› gözlerle ipteki oyunca¤› kesme gibi yar›flmalar yap›l›yor. Halk, yabanc› ve Türk oldu¤umuzu anlad›¤›nda afl›r› bir sevgi ve sayg› gösteriyor bize. Gösteriden sonra flenlik alan›n› dolaflmaya bafll›yoruz. Tataristan’›n en önemli sanatç›lar› da burada ve yerel k›yafetleri ile hepsi de ayr› bir hayran kitlesine flark›lar söylüyor. Biraz ileride uzaktan kumanda aletleri ile suda gemi yar›flt›ran ve maket uçak yar›fl› yapan insanlara rastl›yoruz. Ö¤le vakti Kazan’›n bir resmi yetkilisi bize bir çad›rda ö¤le yeme¤i ikram›nda bulunuyor ve gruptakilere Kazan’› tan›tan ‹ngilizce kitaplarla çeflitli hediyeler veriyor. Saban Toy’da herkese hediye verilmesi yine gelenekler aras›nda yer al›yor.

Sivil taksiler, ressamlar, Türk dönerciler Yemekten sonra Kazan’›n meflhur caddesi olan Bauman’› görmek üzere flölen yerinden ayr›l›yoruz. Yollarda s›k s›k sivil taksilere otostop yapan kiflileri görüyoruz. Kazan’da sivil insanlar da para ile taksicilik yapabiliyor. Sokaklarda seyreden araçlar çok eski ve modelli araba neredeyse çok az. Tramvaylar elektrikle çal›fl›yor ve onlar da çok eski. Hemen hemen hepsini

58

bayanlar kullan›yor. Kazan'›n en meflhur ve kalabal›k caddesi Bauman'a geldi¤imizde baflka bir zamana geçmifl gibi kulaklar› rahats›z edecek yo¤unlukta gürültülü bir dünyaya ad›m at›yoruz. Korkunç bir kalabal›k amaçs›zca ak›p gidiyor caddede. Yer yer seyyar ressamlar, sokak müzisyenleri, seyyar sat›c›lar, birkaç tane Türk dönerci ve kitapç›lar var. Di¤er tüm ressamlar dolu oldu¤undan bende tatar bir ressama portremi yapt›r›yorum. Ressam›n neden hiç müflterisinin olmad›¤›n› ve benim nas›l bir seçim yapt›¤›m› ancak ifl bitti¤inde ve tablonun bana hiç benzemedi¤ini gördü¤ümde anlayabiliyorum. Al›flverifl merkezleri çok büyük ve her fleyi bulabiliyorsunuz. Halk›n gelir seviyesi düflük oldu¤undan çarfl› ve marketlerde görülen birçok mal sat›lam›yor. Burada da yine bayanlar› görüyorsunuz. Akflam saat tam beflte ma¤azalarda birisi zil çal›yor ve ma¤azalar kapan›yor. Deri giysiler satan bir dükkânda al›flverifl yapan bir bayana rastl›yoruz. Tezgâhtar bir bayan›n deri bir ceket almak için yaklafl›k bir y›l çal›flmas› gerekti¤ini söylüyor ve buna ra¤men bayanlar›n para biriktirip yine de ceketi ald›¤›n› anlat›yor. Gerçektende burada bayanlar erkeklerin tam tersine giyimlerine afl›r› önem gösteriyorlar.

Çuvaflistan’a yolculuk Ertesi gün Kazan’a çok yak›n baflka bir ülke olan Çuvaflistan’› görmek üzere yola ç›k›yoruz. Yine uçsuz


bucaks›z yeflillikler yol boyunca ak›p gidiyor. Eski Türk devletlerinden Çuvaflistan, yaklafl›k bir buçuk milyon nüfusa sahip ve din olarak en son Ortodoks H›ristiyanl›kta karar k›lm›fl ilginç bir ülke. Baflkent Çeboksar’a giriflte güneflin Volga’da y›kayarak keskinlefltirdi¤i ›fl›klar›nda kiliselerin haçlar› ve çat›lar› par›ld›yor. Bir meydandan geçerken Yuri Gagarin’in heykelini görüyoruz. Yuri Gagarin’in Çuvafl as›ll› oldu¤u rivayet ediliyor. Ayr›ca Yuri Gagarin’den sonra uzaya ç›kan üçüncü astronot olan Andrey Nikoleyev’in bu ülke vatandafl› olup halen Çuvaflistan’da yaflad›¤›n› ö¤reniyoruz. Çuvaflistan çok güzel parklar› ve yeflil alanlar› olan bir ülke. Özellikle köy evleri ve yaflam› daha da ilgi çekici… El sanatlar› ve di¤er sanatlarda di¤er ülkelere hayli fark atan Çuvaflistan’da, tüm aramalar›ma ra¤men bulamad›¤›m çok farkl› ve daha güzel matruflkalar› gördü¤ümde sevinçle hepsini al›yorum. Çuvaflistan’da da baz› kilise ve tarihi yerleri ziyaret ediyoruz. Burada kiliseler çok bak›ml› ve kiliselere çok önem veriliyor. Daha sonra ‹kinci dünya savafl›nda ölen Çuvafl askerler için yap›lan an›t› görmeye gidiyoruz. Bu an›tta do¤algazla çal›flan ve sürekli yanan, hiç sönmeyen bir atefl var. Bu atefl Çuvafllara o zorlu günleri her zaman hat›rlatmas› için düflünülmüfl. Bir günde bir baflkenti, bir ülkeyi gezmek elbette mümkün de¤il ve biz de birçok yeri göremeden üzgün bir flekilde geri dönüyoruz. Akflam vakti dönüfl yolu üzerinde biraz kuzeye saparak bir baflka ülkeye daha u¤ruyoruz. Buras› daha çok ormanl›k ve batakl›k alan› ile öne ç›kan Mari El Cumhuriyeti. Sovyet Devrimi ard›ndan eski topraklar›n›n büyük bir bölümünü kaybetmifl olan ülkenin yüzde 47,5'i etnik Ruslardan ve yüzde 42,9'u Marilerden olufluyor. Ülkenin yüzde 6’s› Tatar ve geri kalan yüzde 3,6’s›, 50 farkl› etnik gruptan olufluyor. Ortalama yaflam süresi çok k›sa (37 y›l) olan bir ülke buras›. Burada çok meflhur olan ve bir gölün k›y›s›nda adeta gözlerden saklanm›fl ve inzivaya çekilmifl bir an›t gibi duran manast›r› ziyaret ediyoruz. Bizi bir grup rahip karfl›l›yor ve rehberlik yap›yor. Genç rahiplerin baz›lar›n›n saçlar› uzun ve arkadan ba¤l› olmas› bizi flafl›rt›yor. Buraya genelde zengin ai-

lelerin k›zlar›n› b›rakt›¤›n› ve buraya giren kimsenin ç›kma flans›n›n çok zay›f oldu¤unu ö¤reniyoruz. Evlenmek ve buradan ayr›lmak yasak… Batan günün son k›z›ll›¤› bütün esrar›n› bu tuhaf ve gözlerden uzakta kalm›fl manast›r›n camlar›na ve içimize dökerken grubumuz kutsal sudan içmek üzere manast›r›n ön taraf›na do¤ru ilerliyor. Bir anda gizli bir el beni grubun içinden çekiyor ve adeta al›koyuyor. Omzuma bir el kadar hafif ve yak›c› bir flekilde dokunan bir fley hissedip geriye döndü¤ümde, genç bir rahibenin umutsuz bak›fllar›na yakalan›yorum. Akflam›n ilk belirtileri ile manast›r›n kararmaya bafllayan avlusunda beyaz bir u¤ultu gibi titreflen yüzüyle, gürültülü ve içimi rahats›z eden bir sessizlik içinde, hayatta belki de bir kez ele geçebilecek k›sa bir an› ne kadar çabalasam da asla yakalayamayaca¤›m bir h›zla aram›zda gezdiriyor. O anda zihnimde uçuflan

m›sralar› h›zla ve hüzünle bir k⤛da karal›yorum. “Suskun bir bak›fl, bir a¤lama gibi / Kalakald› o karanl›k avlularda / Ne günefl ne de bahar u¤rar oraya / Hangi hüzünlerde y›kar ellerini / Tanr›m yard›m et ona… Bir gün içimdeki ac›y› duyacak / Ve e¤ilip durgun göle bir gül b›rakacak / Karanl›k avluda s›çrayan ayd›nl›k yüzüyle / Büyük bir özgürlü¤ü kucaklayacak / Tanr›m yard›m et ona.”Yorgun ve aram›zda t›pk› b›çak gibi iflleyen garip bir sessizlik içinde Kazan’a dönüyoruz. Ertesi gün sabah kahvalt›s›ndan sonra istemeyerek de olsa dönüfl için havaalan›na gidiyoruz. Süyümbike’nin bin y›ll›k flehri Kazan, bir matruflka gibi içimizde gittikçe derinleflerek ve baflkalaflarak, keflfedilmesi neredeyse imkâns›z, hayatta ancak ac› ve kederin huzur ve mutlulu¤u yüre¤imizin tam olarak görüp hissedebilece¤i bir hizaya getirebilece¤i gerçe¤ini hat›rlatarak, peflimizden dipsiz bir deniz gibi büyük sessizli¤ine çekilerek, bulutlar içinde kayboluyor.

59


önce kal‹te k‹tapli⁄i

Siyah Ku¤u Nassim Nicholas Taleb Çeviren: Nazan Ar›bafl, Osman Ç. Deniztekin Varl›k Yay›nlar›, ‹stanbul, 2008 'Siyah Ku¤u' deyimiyle Nassim Nicholas Taleb; olmas› ihtimal d›fl› görülen, fakat vuku buldu¤unda etkisi çok büyük olan ve bir kez gerçeklefltikten sonra, onu daha az rastlant›sal k›lacak bir aç›klama uydurdu¤umuz olaylar› kastetmektedir. Siyaset ve ekonomi ya da bilim ve teknoloji tarihinde olsun, arkas›nda iz b›rakan tüm olaylar›n birer 'Siyah Ku¤u' oldu¤unu hat›rlatan yazar, özellikle hayat›n› riskleri hesaplayarak kazanan insanlara çok önemli bir yeni bak›fl aç›s› sunuyor. New York Times '›n çok satanlar listesinde uzun bir süre kalan Siyah Ku¤u’nun Lübnanl› yazar› kendisini bir Osmanl› vatandafl› olarak tan›ml›yor.

Türkan - Tek ve Tek Bafl›na Ayfle Kulin Everest Yay›nlar›, ‹stanbul, 2009 Ça¤dafl Yaflam› Destekleme Derne¤i Kurucusu Prof. Dr. Türkan Saylan’›n hayat›n› anlatan bu kitap bir biyografiden çok, mücadeleyle geçen bir yaflam›n belgesi olarak kabul ediliyor. Saylan’›n yak›n dostu Ayfle Kulin taraf›ndan kaleme al›nan yaflam öyküsü, cüzamla savafltan e¤itimde f›rsat eflitli¤ine kadar birçok konuda yeni nesillere ›fl›k tutuyor. “Bütün ifllerimi tamamlad›m. Konser gecesini de atlatt›ktan sonra kemoterapiyi kestirece¤im. Yolcu yolunda gerek!”

Efendisiz Halklar Harold Barcley Çeviren: Zarife Biliz, Versus Kitap Yay›nlar›, ‹stanbul, 2010 Harold Barcley bu kitab›nda Aborjinler, Eskimolar, Pigmeler, Santallar, K›z›lderililer ve Berberiler gibi dünyan›n dört bir yan›nda yaflayan topluluklar› inceliyor. Devletsiz bir toplum düflüncesinin ütopyac› bir düfl olmad›¤›n›, tersine insanl›¤›n geçmiflini karakterize eden bir sistem oldu¤unu ortaya koyan Barcley “Günümüz ö¤rencileri kilisenin dininden vazgeçmifl olsalar bile, milliyetçilik ve devletçilik dinlerinden vazgeçmediler” diyor.

Yeflil ‹flyeri Leigh Stringer Türkiye Metal Sanayicileri Sendikas› (MESS) yay›nlar›, ‹stanbul, 2009 21. yüzy›l›n flirketleri ekonomiyi tahrip etmeden çevreyi nas›l kurtarabilir? fiirketler için sürdürülebilir yeflil stratejiler oluflturan Leigh Stringer bu kitab›nda hemen benimsenebilecek yüzlerce öneride bulunuyor. ‹nflaat sektörünün önde gelen eksperlerinden biri olan Leigh Stringer’in LEED Professional sertifikas› bulunuyor. Bu tecrübesini okurlarla paylaflmak isteyen Stringer, okurlar›na, çevreci de¤ifliklikleri sorunsuz bir flekilde nas›l uygulayabilece¤ini aç›kl›yor.

Ak›ld›fl› Ama Öngörülebilir Dan Ariely Türk Henkel Yay›nlar›, 2009 Times çok satanlar listesine giren, devrim niteli¤indeki bu kitap günümüzde sosyal bilimlerin piyasalar› hangi yaklafl›mlarla inceledi¤ini ele al›yor. Yazar Dan Ariely’e göre sosyal bilimciler “ak›lc› ekonomik adam›n” yerine insan tercihlerinin tan›mlad›¤› yasalar› koymak istiyorlar. MIT Sloan School of Management’›n Davran›flsalc› Ekonomi Profesörü Dan Ariely Duke University, Fuqua School of Business’ta misafir ö¤retim görevlisi olarak dersler veriyor.

60



ajanda

Etkinlik: INTERREGIONAL BUSINESS FORUM Paris’te gerçeklefltirilecek olan INTERREGIONAL Business Forum, ‹stanbul Ticaret Odas› ile Paris Sanayi ve Ticaret Odas› iflbirli¤iyle düzenleniyor. Orta Asya, Akdeniz ve Bat› Afrika bölgelerini kapsayan forum Fransa’da düzenlenen Türkiye Sezonu dâhilinde gerçeklefltirilecek. 9 - 10 fiubat 2010, Hôtel Potocki, 27 avenue de Friedland Paris 8, Fransa

Etkinlik: AKADEM‹K B‹L‹fi‹M 2010 Üniversitelerde bilgi teknolojileri konusunda ilgili gruplar› bir araya getirerek, bilgi teknolojileri altyap›s›, kullan›m›, e¤itimi ve üretimini tüm boyutlar›yla tan›tmak, tart›flmak amaçlar›yla 1999’dan bu yana ulusal boyutta her y›l düzenlenen Akademik Biliflim 2010 konferans› bu y›l Mu¤la Üniversitesi’nde gerçeklefltirilecek. Bilgi teknolojileri konusunda tecrübeleri paylaflmak ve ortak politika oluflturmak amac›yla düzenlenen konferans ilgili herkese aç›kt›r. 10 - 12 fiubat 2010, Mu¤la Üniversitesi

Söylefli: YALÇIN SAVURAN - NEfiET KUTLU⁄ Foto¤rafç› Yalç›n Savuran’›n haz›rlay›p sundu¤u ünlü yönetmen Metin Erksan filmlerinin foto¤raf kareleri üzerinden okumalar›n yap›laca¤› bu ilginç söyleflide konuk olarak çevirmen-foto¤rafç› Neflet Kutlu¤ foto¤raf-sinema iliflkisi üzerine bir söylem oluflturacak. 09 fiubat 2010, Akbank Sanat, 19:00 ‹stanbul

Konser: ÖZGÜR ÜNALDI Akbank Sanat’›n Gençlik Konserleri kapsam›nda sahne alacak olan genç piyanist Özgür Ünald›, Mendelssohn, Ravel, Rachmaninoff, Brahms, Schubert gibi ünlü bestecilerin yan› s›ra kendi eserlerini de müzikseverlere sunacak. 18 fiubat 2010, Akbank Sanat, 20:00 ‹stanbul

Sergi: OTHMAR PFERSCHY - Modern Türkiye Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kurulufl y›llar›nda, foto¤raflar›yla genç cumhuriyetin ve Türk insan›n›n dünyaya tan›t›lmas›nda en büyük görevi üstlenen Avusturyal› sanatç› Othmar Pferschy’nin foto¤raflar›, Viyana ve Salzburg‘dan sonra bu kez do¤du¤u kent Graz’da sergileniyor. ‹stanbul Modern taraf›ndan düzenlenen “Othmar Pferschy: Modern Türkiye” bafll›kl› foto¤raf sergisinde sanatç›n›n 89 yap›t› yer alacak.

Sergi: TÜRK RESM‹NDE YÜZYILIN TABLOSU HSBC Bankas› deste¤iyle düzenlenen Türk Resim Sanat›n›n Bir As›rl›k Öyküsü II “Türk Resminde Yüzy›l›n Tablosu” sergisinde Türk Resim Sanat› tarihinin en iyi örnekleri sanatseverlerle buluflmaya devam ediyor. Bu sergide; Fausto Zonaro, Alberto Pasini, Fabiust Brest gibi Oryantalist ressamlardan; Osman Hamdi, fieker Ahmet, Halil Pafla, Mahmut Cûda ve Feyhaman Duran gibi Türk Resim Sanat›’n›n önemli isimleri ile Ça¤dafl Ressamlardan Erol Akyavafl, Burhan Do¤ançay ve Kemal Önsoy gibi sanatç›lar›n en iyi eserlerinden örnekler yer al›yor. 19 Kas›m 2009 - 30 Nisan 2010, Rezan Has Müzesi, ‹stanbul 62


Fuar: EMITT 2010 MISIR Geçen y›l bir ilke imza atarak konuk ülke uygulamas›n› bafllatan Do¤u Akdeniz Uluslararas› Turizm ve Seyahat Fuar› (EMITT), ‹stanbul TÜYAP Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi’nde kap›lar›n› 14. kez açmaya haz›rlan›yor. Asya’y› içine alan her bölgenin yan› s›ra dünyan›n dört bir yan›ndan binlerce firman›n kat›ld›¤› EMITT 2010 Fuar›, geçen y›l bafllatt›¤› konuk ülke uygulamas› kapsam›nda bu kez M›s›r’› a¤›rl›yor.

11-14 fiubat 2010, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi, Beylikdüzü, ‹stanbul

E¤itim: ULUSALARARASI LOJ‹ST‹K SERT‹F‹KA KURSU Tümdengelim yaklafl›m›yla genel lojistik fonksiyonlar›na dayal› olan Expertexim’in bu e¤itimi gerçek ifl yaflam› uygulamal› ve problem çözümleriyle pekifltirilmifl bir aktar›mla kat›l›mc›lara sunuluyor. Uluslararas› Lojistik konular›n›n ayr›nt›l› bafll›klar›n› kapsayan bu e¤itimde kat›l›mc›lar›n bu konularda katma de¤er sa¤layabilecek düzeye erifltirilmesi hedefleniyor. 30 Ocak - 6 Mart 2010, ‹stanbul Teknik Üniversitesi Maçka Kampüsü, ‹stanbul

Festival: ‹STANBUL KAHVE FEST‹VAL‹ Türkiye'nin kahve ve kahve teknolojilerine özel ilk festivali ‹stanbul’da düzenlenecek. Bu etkinlik ‹stanbul 2010 Avrupa Kültür Baflkenti Ajans› deste¤i kapsam›nda gerçekleflecek. ‹stanbul’un gözde etkinlik mekânlar›ndan Binbirdirek Sarn›c›’n›n ev sahipli¤i yapaca¤› festivale kahve, çikolata, pastane ve kahve teknolojileri dünyas›n›n seçkin firmalar› kat›lacak. Düzenlenen yar›flmalar ve konserler ile renklenecek festival, profesyonel ziyaretçilerin yan› s›ra kahve tutkunlar›n› ve yurtd›fl›ndan gelen kahve gurmelerini a¤›rlayacak. 19 - 21 fiubat, Binbirdirek Sarn›c›, ‹stanbul

Gösteri: SUNAY AKIN Y›llard›r modern bir meddah tavr›yla sahnede sevenleriyle buluflan Sunay Ak›n, anlatt›klar›yla geçmiflten günümüze köprüler kuruyor. Bu yeni gösterisiyle gerçek de¤erlerimizin “hisse senetleri de¤il hissi senetler” oldu¤unu bir kez daha anlatacak olan Ak›n, izleyenleri kendi düfllerinde unutulmaz bir yolculu¤a davet ediyor. 21 fiubat 2010, Ankara Devlet Tiyatrosu fiinasi Sahnesi, saat: 20.00, Tunus Cad. No: 92 Kavakl›dere, Ankara

Yar›flma: ORHAN KEMAL 2010 ÖYKÜ ÖDÜLÜ Çukurova Edebiyatç›lar Derne¤i taraf›ndan düzenlenen ve Ceyhan Belediyesinin katk›da bulundu¤u Orhan Kemal Öykü Yar›flmas›’n›n 2010 y›l› baflvurular› bafllad›. Sonuçlar Nisan ay›n›n son haftas› düzenlenecek etkinlikte aç›klanacak. Orhan Kemal an›s›na düzenlenen bu yar›flma yaz›n dünyas›na öykü dal›nda özgün yap›tlar kazand›rmay› amaçl›yor. Öykülerin kitap halinde yay›mlanmam›fl ve daha önce baflka bir yar›flmaya kat›lmam›fl olmas› ön koflulu bulunuyor. Son baflvuru 12 fiubat 2010, Çukurova Edebiyatç›lar Derne¤i, Cemal pafla Mah. 7. Sk. Karabucak ‹fl Merkezi Zemin Kat. No 90 (015073) Seyhan, Adana

Yar›flma: KADIN GÖZÜYLE HAYATTAN KARELER 2010 Anadolu Hayat taraf›ndan bu y›l dördüncüsü düzenlenen kad›nlara özel foto¤raf yar›flmas› Kad›n Gözüyle Hayattan Kareler" bafllad›. Yar›flman›n bu y›lki konusu “Hayata Dair”… Yar›flma foto¤raf sanat›na ilgi duyan amatör-profesyonel tüm kad›nlara aç›k. Birinciye 5 bin TL, ikinciye 3 bin TL, üçüncüye bin TL ödül verilecek olan yar›flmada, sergilenmeye de¤er bulunan eser sahiplerine ise 200’er TL telif ödenecek. Son baflvuru 12 Mart 2010, Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürlü¤ü, ayr›nt›l› bilgi "http://www.anadoluhayat.com.tr" web sitesinde.

63


Abone Hizmetleri

ÖNCE KAL‹TE Abone Fiyatlar› (Bireysel Abonelik) (Adet-Y›l) Abonelik Fiyat›...............................: 70.- TL

(Adet-Y›l) KalDer Üyeleri...........................: 60.- TL

Abone Fiyatlar› (Toplu Abonelik) (Adet-Y›l) Ayn› iflyerinde 10 kifli......................: 50.- TL

Ayn› iflyerinde 20 kifli.................: 40.- TL

Fiyatlara KDV dahildir. Abonelik Bilgileri Ad› Soyad› Kurulufl Ad› Faaliyet Alan› Dergi Teslim Adresi Telefon (ev) Fatura Adresi Vergi Dairesi

:................................................................................................................................................. :................................................................................................................................................. :................................................................................................................................................. :................................................................................................................................................. :................................................................................................................................................. :...........................................Telefon(ifl) :.........................................Faks:.................................... : :............................................Vergi No:......................................................................................

ÖDEME B‹LG‹LER‹ Havale gönderiyorum. Garanti Bankas› Suadiye fiubesi Hesap Numaras› 1299686 (Garanti Bankas› Suadiye fiubesi 1299686 No’lu hesaba toplam bedeli ödedikten sonra 0 216 518 42 86’ya fakslay›n) Banka, havale ücreti talep edebilir. Toplam bedeli kredi kart›mdan çekin.

! Visa Kart Sahibinin Ad› Soyad› Kart No Geçerlilik Tarihi

! Mastercard :........................................................................................................................................... :........................................................................................................................................... :...........................................Güvenlik No:............................................. Tarih:......................

‹mza :.................................................................................................................... Abone Bedeli ile ilgili dekont ve formlar›n dernek merkezimize fakslanmas› ya da postalanmas› yeterli olacakt›r. Abonelik sistemi, abone olunan tarihten itibaren 1 y›ld›r. Centrum ‹fl Merkezi Ayd›nevler Sanayi Cad. No:3 Küçükyal› 34854 ‹stanbul Tel. : +90 (216) 518 42 84 PBX Faks: +90 (216) 518 42 86

Reklam Tarifesi: Arka kapak Ön kapak içi Arka kapak içi Tercihli Tercihli çift sayfa (4-5, 6-7, 8-9) 3. Sa¤ sayfa ‹ç sayfalar

Tek Frekans 6.000 TL 5.500 TL 4.000 TL 2.000 TL 3.600 TL 3.000 TL 1.200 TL

3 Frekans 5.500 5.000 3.500 1.800 3.300 2.500 1.050

6 Frekans 4.500 TL 4.000 TL 3.000 TL 1.500 TL 2.800 TL 2.200 TL 900 TL

12 Frekans 3.000 TL 2.500 TL 2.000 TL 1.000 TL 1.800 TL 1.400 TL 600 TL

Tema sponsorlu¤u: 6 say› için(Birim Fiyat)..................................4 sayfa: 2.000 TL.................................8 sayfa: 3.500 TL (Fiyatlara %18 KDV eklenecektir)

64




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.