HACIBEY DÖNER LOKANTASI İSTANBUL’DA DÖNER’E YENİ BİR “ANLAM” KAZANDIRDI...
Piyasalar hareketlendi, Mekanlar Canlandı !
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
Sayfa 2’DE
Sayfa 8’DE
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
ını Dünyas a k e c e ç İ ’d Yiyecek 26-28 Kasım e ’d e rbiy ezi / Ha ruyor ! k r e M e Kongr buluştu eri ve l u b n a t İs enl zmet ed erenleri i H ’e t e Lezz Gönül v kliyor. be
BÜYÜK AÇILIŞ YARIN
Lezzetini Dünya Onayladı, Ödüllendirdi
"SELVA Makarna"
Dünyada ilk defa 3 yıl üst üste, 3 Yıldızlı “ ÜSTÜN LEZZET ÖDÜLÜ “ alan SELVA MAKARNA bu başarısını “ KRİSTAL KUPA ÖDÜLÜ “ ile zirveye taşıdı. SELVA, merkezi Brüksel’deki İTQİ / Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsünün; MAKARNA üretimi, kalitesi ve lezzeti alanında, dünyada bu dereceyle ödüllendirdiği tek kuruluş oldu.
A
NUGA 2015'de Köln'de tanıştığım, kuruluşun Gn.Md Özkan KOYUNCU'dan bu bilgiyi alınca çok heyecanlandım. İTQİ'de yaptığım araştırmada öğrendimki, dünyaca ünlü şef ve gurmelerin kör testleri ile SELVA; 3 yıl üst üste, en büyük ödül olan 3 Yıldızı alarak “dünyanın en lezzetli” makarnası seçilmiş. Ayrıca bu sebeple bir de KRİSTAL KUPA ÖDÜLÜ kazanmış. Devamı sayfa 3’de
Selva Gn. Md. Özkan Koyuncu
BULGUR
L U B N A T S İ N E D Ataşehir’e R A G R E T A yeni bir renk, W hayata yepyeni bir tat katacak
DÜNYADA BİR İLK
ZİYLAN Gayrimenkul'ün Muazzam projesi Su Parkı konseptli gastronomi ve eğlence merkezi olarak hızla ilerliyor. Yerli ve yabancı gastronomi kuruluşlarının mekan yerlerini
RUHU BESLEYEN MEKANLAR
SOUL GROUP
Duru Bulgur Gn. Md.Yrd. Ziya Duru
TÜRKİYENİN ve TÜRK MUTFAĞININ TANITIM MARKASI OLMALI
kapıştığı proje 2016 yazında açılıyor. Kiralama hizmetleri Mergen Consulting, Gastronomi hizmetleri Solid Consulting tarafından verilmekte. Sayfa 10-11’DE
Sayfa 16’DA
TURIZM & GASTRONOMİ SEKTÖRLERİNE YENİ BİR NEFES
!
1935 yılında, Karaman’da, Ziya Duru tarafından kurulan sektörünün lider kuruluşu Duru Bulgur, bulgurun Türkiye ve Dünya’da tanıtılmasına yönelik çalışmalarla ülkemizi temsil ediyor. Sayfa 7’DE
‘EDUCHOS GRUP'
BAfiBAfiI BULGURLU RENKL‹ B‹BER DOLMALARI
T A V S İ Y E L E Boğaz’ın Lezzet Rotası UNIQ’in yeni mekanı THE PİDDE’S R TAÇ Balık Restaurant Sayfa 12’DE MEZEDAKİ Restaurant Sayfa 13’TE Bebek’te Açıldı
Sayfa 15’DE
ETİLER’de yemek&eğlence THE GALLIARD
Sayfa 16’DA
Sayfa 2’DE
Sehrin CAZ hali
ADAHAN CACHI’de
Sayfa 17’DE
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
Lezzet yolu
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Lezzet
name
Turizm & Gastronomi Sektörlerine Yeni Bir Nefes
‘EDUCHOS GRUP' Turizm ve Gastronomi Sektörlerindeki AGIRLAMA & SERVİS PERSONELİ ihtiyacını karşılayacak ve eğitecek yepyeni bir oluşum hayata geçirildi.
M.Vasfi PAKMAN vasfipakman@lezzetgazetesi.com
Sayın Okurlarımız & Firmalarımız; Bana her Konuda, her an Google'dan, e-Mail adresimden ve 0532 4106048 nolu telefonumdan ulaşabilirsiniz.
Piyasalar hareketlendi, Mekanlar Canlandı !
M
illetimiz İstikrarı seçti, iş ve ekonomi alemi moral buldu. İstanbul’da bütün bir yazı sıkıntı içinde geçiren Lokantacı Esnafı, hemen seçim ertesi artan müşteri trafiğinden memnun. “Ağzımızın tadı yerine geldi, AFİYET OLSUN TÜRKİYE” diyorlar. “ Seçimlerden önce bırak otoparkımızı kapımızı önünde duran araba yokken, şimdi otoparklarımız dolup dolup boşalıyor” diyorlar. Tabiiki bunlar bir kaç örnek, ancak bir kısmı ithal ürünler olan, bilhassa dünya mutfağına ait lezzetler EU’nun 3,5 TL olmasından yakınıyorlardı, döviz fiyatları duruldu. Toptancılar, tedarikçiler satamadıkları için gıda maddelerini satın alamıyorlardı, bu da sanayici ve üreticiyi etkiliyordu. Hatta eski hesaplar bile ödenmiyordu. Çok şükür o günleri geride bıraktık. Şimdi yeni sıkıntılar devreye girmek için bekliyor. Örneğin terör ve harp korkusu yurt içinde ve dışında yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Güçlü iktidar, kuvvetli ve bilgili milletvekillerinden oluşan bir bakanlar kurulu ile bu sorunlarında üstesinden gelecekdir, umarız. Yurt dışından, Türkiye’deki özellikle İstanbul’un restaurancılığına, büyük bir ilgi var. Ünlü gastronomi markaları ve yabancı Chefler İstanbulda bir mekam sahibi olmak veya istanbul’da çalışmak için can atıyorlar. Anuga Gıda fuarının yıldız ülkelerinden biri de Türkiye idi dersem yalan olmaz. Et ve Süt ürünlerinde kısıtlansak bile diğer ürünlerimizin lezzet
Project1
12/27/13
10:33 AM
ve kalitesinde gururla söylüyorum, rakip Akdeniz Ülkelerinin çok ilerisindeyiz ve fiyatlarımız’da makul. Yurt dışında yerleşik Türklere ait firmalar artık, başka ülkelerin değil kendi ülkelerinin ürünlerini bakliyat, makarna, konserve, dondurulmuş gıdalar, içecekler vs satmak için fuarlardaki standlarımızı dolduruyorlar. Hatta Türkiye’ye gelip anlaşmalar yapıyorlar. Türkiyeden dondurulmuş olarak giden bilhassa unlu mamuller ve içinde peynir, krema, yap ve sü bulunmayan ürünlerimiz çok tutulmakta. Yine yerleşik Türklerin bazıları da Türkiye’ye özgün ürünleri ve imalatlarını orada yapsalar, hatta ham maddelerini oradan temin etselerde, isimlerini TÜRKÇE koyuyorlar. Sebebi ise bu tarz ürünlerin, ülkemizde daha doğal, hatta organik olmasının yanısıra helal boyutuna girmesidir. Çünkü Avrupalıların çoğu müslümanların temizliğine ve titizliğine daha çok güvenmekte. Simitçilerimiz, pastanelerimiz ve çiğ köftecilerimiz Türkiyedeki isimleriyle franchise veya kendi yatırımlarıyla mağazalar açabiliyorlar. Aynı istek, İstanbul ağırlıklı olarak yurt dışında yerleşik Türklerde de var. Onlarda yurt dışında edindikleri Fast food, Döner ve Cafe deneyimlerini ülkelerine taşımak, hatta yabancı ortaklarla ülkemizde iş yapmak istiyorlar. Konu derin, ilerleyen sayılarımızda yine değiniriz. Ne diyelim “hayırlısı olsun”.
E
DUCHOS Grup yetkileri ile gazetemiz yazarlarından deneyimli eğitimci, Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Taşlıca görüştü. Turizm ve Gastronomi Sektörlerinde Servis Personeli ve Eğitimi konusundaki ihtiyaç ve nasıl karşılanacağı konusunu işleyen Grubun amaçlarını sektöre yapacakları katkıyı sorguladık. Educhos ile sektöre kalifiye eleman yetiştirilmesini hedeflediklerini belirten İsmet Öztanık, şu bilgileri verdi: “Sektörden 4 yönetici olmak üzere 7 ortaklı bir yapı oluşturduk. 4 ayrı şirketten oluşuyor bu yapı... Mutfak personeli hariç servis personeli, barmen, komi, şef, house keeping, ön büro personeli gibi otel ve restoran sektörlerine yönelik eleman yetiştirecek bir akademi kurduk. Seyrantepe’de 2 bin metrekarelik bir merkezde faaliyetlerimize başladık. Neden Edichos Academy? Günümüz itibarı ile Turizm ve Hizmet sektörlerinin en büyük gereksinimi doğru şekilde yetişmiş, tecrübeli iş gücü olarak gözükmektedir. Educhos Academy, bu gücü yaratmaya yönelik programları kurgulamak, geliştirmek ve uygulamak fikirleri ile kuruldu. Educhos Academy, Türkiye’de henüz çok yaygın olmayan; eş zamanlı teori ve uygulama eğitimlerinin birlikte verildiği, Avrupa Standartlarında kurgulanmış “Dual” eğitim modelini uygulayan ve işleyişini ISO 17024 Standartlarına göre sürdüren bir özel eğitim kurumu olarak faaliyete geçti.
Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Taşlıca
Öğrenci eğitim dönemi içerisinde eğitimin %40’nı okulda (%70 pratik ve %30 teori), %60’nı işyeri uygulaması şeklinde almaktadır.
DUAL EĞİTİM SİSTEMİ NEDİR? Eş zamanlı yürütülen teori ve uygulama ağırlıklı eğitim sistemimiz, öğrencilere ortaklarımızın bünyesinde bulunan otel, butik ve zincir restoranlarda gözlem ve karşılaştırma imkânı, dolayısıyla daha hızlı öğrenme ve sürecin bir parçası olma avantajını sağlıyor.Eğitim Üc-
retleri ve süreleri hakkında bilgi verir misiniz? Tüm eğitimlerimiz ücretsiz ve başarılı olanlara iş imkanı verecek şekilde kurgulandı. İŞKUR destekli eğitim programlarına katılabilmek için İŞKUR kayıtlı tüm işsizleri önce bir görüşmeye alıyor, meslek tanıtımı yapılıyor ve uygun olanlar programlarımıza kabul ediliyorlar. İŞUR Destekli Eğitimler sektörde görev almayı planlayan gençlerimize ne tür katkılar sağlayacak? İŞKUR Eğitimli Türk servis Destekli Eğipersoneli G20’de timler; 2, 4 ve grurumuz oldu. 6 aylık eğitim programları olarak düzenlenir ve seçilen adaylar eğitimlere ücretsiz olarak katılım sağlarlar. İŞKUR tarafından kursiyerlere devam ettiği fiili eğitim günü süresince günlük (20 TL) ödeme yapılır ve İş Kazası ve Meslek Hastalığı Sigortası ile bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar için Genel Sağlık Sigortası Prim Giderleri de İŞKUR tarafından ödenir. Eğitim sonunda katılacakları sınavlarda başarılı olmaları durumunda, Mesleki Yeterlilik Belgesine sahip olacaklardır. Adaylar için özel şartlarınız var mı? 18 yaşını tamamlamış olmak, en az ilkokul mezunu olmak ve İŞKUR’a
kayıtlı işsiz olmak bizim için temel şartlar.Eğitim programlarınız nelerdir ve mezun olan öğrencilerimizin kariyer planlarına katkı sağlıyor musunuz? Eğitime, GARSON/ SERVİS GÖREVLİSİ ve KOMİ programları ile başladık. Hemen başlayacak programlarımız ise BARİSTA/ KAHVE BAR GÖREVLİSİ, ÖN BÜRO, ODA HİZMETLERİ ve GENEL ALAN TEMİZLİK eğitim programlarıdır. Okulumuzu bitiren öğrencilerimiz, yine grubumuza bağlı akredite bir sınav merkezinde sınava alınacaklardır. EDUCHOS-SABEMER Sınav Merkezinde, mesleki yeterlilik sınavına giren başarılı adaylar ya grubun bünyesinde bulunan EDUCHOS-PEOPLE bünyesinde iş hayatına başlayacakla yada grup ortakları şirketlerinde işe yerleştirileceklerdir.
EDUCHOS-PEOPLE NEDİR? Educhos People, Educhos Academy ve Educhos Career gibi bir Educhos Grup kuruluşudur. Educhos Academy, hizmet sektörü için personel eğitimi verirken; Educhos Career bu personelin istihdamını sağlar, Educhos People ise sektörün günlük kaliteli personel ihtiyacını giderir. Lucis Global bünyesinde bulunan Avangarde Collection Otelleri’nin yanı sıra Sütiş ve Saray Muhallebicisi markaları ve Türkiye’nin birçok önemli işletmesi; Educhos People’dan günübirlik personel istihdam etmektedir.
Page 1
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
, müzik, eğlence ve alışveriş bu festivaldeydi
KAHVE KAHVE OLALI BÖYLE FESTİVAL GÖRMEDİ ! H
aydarpaşa Garı’nda düzenlenen İSTANBUL COFFEE FESTIVALİ Kahvecileri, Kahve Markalarını, Kahve Makinacılarını, Kahve Sunum Malzemecilerini ve Tiryakileri biraraya getirdi. 4 günde 25 bin 500 kişinin ziyaret ettiği festival katılımcı sayısıyla dünyanın en çok ziyaret edilen festivali oldu. Ayrıca Dünya Kahve Şampiyonası’nda ülkemizi temsil edecek isimler de yapılan yarışmalar sonucunda belirlendi. dsm Group tarafından, Paşabahçe’nin katkılarıyla gerçekleşen İstanbul Coffee Festival, ulusal ve uluslararası 3. dalga kahve akımı temsilcilerini bir araya getirdi. Aralarında Sözer Gıda, Kivahan, Kahve Dünyası, Nestle, Cafe Nero, Miele, Sahi, Tchibo, La Marzacco, Arzum, Uludağ,Taş Kahve,Kuru Kahveci Mehmet Efendi,Zapatista,Walter's,
Douwe Egberts,Toper, Boxx, Eti, Caribou, MOC, Coffee Manifesto, Petra gibi 160 kahve ile ilgili firma ve kahve bileşeninin aynı çatı altında buluştuğu festivali ortalama her gün 6 bin kişi ziyaret etti. İstanbul Coffee Festival’de dört gün boyunca; yaklaşık 1,5 ton kahve çekirdeği öğütüldü, 4 ton şişe su, 2 ton arıtılmış su ile 2 ton süt kullanıldı. Misafirlerin kahve ve çikolataya doyduğu festivalde 50 binin üzerinde çikolata tüketildi. Seminer ve workshop’larda 5 bin kişi kahve üzerine eğitimler aldı. Türk
kahvesi, mırra ve dibek kahvesi gibi yerli kahvelerin de unutulmadığı festivalde, 18 bin fincan yerli kahve tüketildi. Tüm kahve severler ayrıca 50 bin bardak kahve tadımı yaptılar. Tarihi Haydarpaşa Garı’nın üç peronu üzerinde; kompartımanlarla birlikte vagonların da kullanıldığı festivalde şehrin müzik ve eğlence hayatına yön veren Babylon, canlı performanslar sundu.
KAHVENİN ŞAMPİYONLARI Kahve konusunda dünya genelinde düzenlenen, tek resmi organizasyon olan World Coffee
Events’in Türkiye seçmeleri SCAE Türkiye tarafından İstanbul Coffee Festival bünyesinde Haydarpaşa Garı’nın tarihi atmosferinde gerçekleşti. Beş farklı kategoride yapılan seçmelerde dünya şampiyonalarında ülkemizi temsil edecek isimler; Brewers-Demleme Yarışması Şampiyonu Ege Akyüz; Barista Yarışması Şampiyonu Nisan Ağca; Latte Art Yarışması Şampiyonu Özkan Yetik; İbrik Cezve Yarışması Şampiyonu Hazal Ateşoğlu ve Roasting Kavurma Şampiyonu Özgün Sarısoy oldu.
" a n r a k a "SELVA M
Lezzet markaları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Lezzetini Dünya Onayladı, Ödüllendirdi Dünyada ilk defa 3 yıl üst üste, 3 Yıldızlı “ ÜSTÜN LEZZET ÖDÜLÜ “ alan SELVA MAKARNA bu başarısını “ KRİSTAL KUPA ÖDÜLÜ “ ile zirveye taşıdı. SELVA, merkezi Brüksel’deki İTQİ / Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsünün; MAKARNA üretimi, kalitesi ve lezzeti alanında, dünyada bu dereceyle ödüllendirdiği tek kuruluş oldu.
A
NUGA 2015'de Köln'de tanıştığım, kuruluşun Gn.Md Özkan KOYUNCU'dan bu bilgiyi alınca çok heyecanlandım. İTQİ'de yaptığım araştırmada öğrendimki, dünyaca ünlü şef ve gurmelerin kör testleri ile SELVA; 3 yıl üst üste, en büyük ödül olan 3 Yıldızı alarak “dünyanın en lezzetli” makarnası seçilmiş. Ayrıca bu sebeple bir de KRİSTAL KUPA ÖDÜLÜ kazanmış. Böyle bir MAKARNA firmasının; Türkiye'den Anadolu'nun bağrından çıkmış olmasının, yıllardır hizmet verdiğim GIDA SEKTÖRÜMÜZ açısından önemli bir haber olacağı inancıyla siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istedim. Köln'den dönünce hemen, SELVA Makarnayı ülkemize kazandıran kuruluşu: İTTİFAK HOLDİNG yönetimini aradım. Beni Konya'ya davet ettiler, fabrikalarında ağırladılar, önce üst düzey yöneticiler tarafından bilgilendirildim sonra fabrikayı gezdim ve SELVA ürünleriyle yapılmış nefis lezzetler tatdım. Lezzetini ve kalitesini dünyanın tanıdığı ve ödüllendirdiği, ancak büyük bir tevazu içinde; Sadece işlerini en iyi şekilde yapmaya odaklanmış " Her şey bir paket SELVA için " felsefesiyle çalışan, çok değerli bu " Anadolu İnsanlarını " tanıdım. Ülkem ve gıda sektörü adına gurur duydum ve mutlu oldum. Allah yollarını açık, hizmetlerini daim etsin.
Sistemi (Eski adı HACCP) • GİMDES Helal Sertifikası • TSE 4500 Buğday Unu Standardı Belgesi • TSE 1600 Makarna Standardı Belgesi • Un ve makarna yerli Malı Belgeleri olup, tesislerimiz Otonom Bakım, Planlı Bakım, 5S ve Eği-
EL Z Ö BER HA
dünyada bir ilke imza attık. Dünyada ilk kez helvalık irmiği gerçek meyve tozlarıyla buluşturan Selva; portakallı, çilekli, muzlu ve vanilyalı irmiklerini tatlı bir yenilik olarak
ÜLKEMİN 3 YILDIZLI, ÜSTÜN LEZZET ÖDÜLLÜ MAKARNASI Kuruluşun Y.K.Üyesi Mehmet KARAKUŞ'u yoğun mesaisinden ayırdığı bir zaman dilimi içinde ziyaret ettim. Kendisine " Size hiç soru sormayacağım, sadece bir ricada bulunacağım. Dünyada bizden daha güçlü Makarna Ülkeleri, sizden daha ünlü Makarna Markaları varken, lütfen bana sadece; Bu başarıyı yakalamanızın sırrını veya hikayesini anlatın " dedim. Ve işte azmin, sabrın, inancın ve çalışmanın eseri SELVA: Nasıl doğmuş, gelişmiş, tanınmış ve dünyaya açılarak ödüllendirilmiş bir "MARKA Hikayesi" " SELVA Gıda, 1988 yılında Konya'da bir grup idealist girişimci tarafından un ve irmik üretmek üzere, İttifak Holding’in ilk işletmesi olarak kuruldu. Un kalitesiyle zirveyi yakaladı ve hızlı bir şekilde Anadolu’ya yayıldı. 10 yıl sonra o dönemin en modern üretim tesisini kurarak, kalite ve lezzetten ödün vermeyen tecrübesini makarnaya aktardı. O günden bu yana da ürün gamını genişleterek un, irmik ve makarnanın yanı sıra bulgur, şehriye, tatlı yardımcıları, mutfak yardımcıları, sağlıklı yaşam ürünleri gibi pek çok ürünü tüketicilere sundu. 2011 yılında ise, üretim hattımızı daha ileri bir teknolojiyle yeniledik ve kapasitemizi arttırdık. İç ve dış pazarların Perakende ve EDT alanlarında iddialı bir markayız. Konya OSB’deki fabrika alanımızda; Bu gün; Makarna ve irmik üretim tesisleri, ARGE un değirmeni, un paketleme tesisi, depolar, genel müdürlük ve diğer idari ofislerimiz bulunmaktadır. Fabrikamız 34.561 m2 üzerinde, 16.382 m2 kapalı alana sahiptir. Selva’nın üretim tesisleri özel yalıtımlı termos bina yapısı, bilgisayar kontrollü ısı ve nem dengesi sayesinde yaz ve kış aynı iklimde üretim imkânı veriyor. Bu ise yaz ve kış, tüketicimizin aynı kalite ve lezzette Selva ürünleri yiyebilmesini sağlıyor. İstikrarlı duruşumuz, üretim kalitesinden ödün vermeyen politikamız ve marka anlamında yapmış olduğumuz yatırımlar, bu sürede dünya markaları arasına girmemizi sağladı. Selva makarnaya ait Kalite Standartlarımız ve Belgelerimiz arasında: • ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi • ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim
tim başlıklarından oluşan KAİZEN Japon yönetilmektedir. Bu sistem ülkemiz unlu mamuller sektöründe, sadece Selva tarafından uygulanmaktadır. Bu sistemde, “Benim Makinam, Benim Fabrikam” anlayışıyla; sıfır arıza, sıfır iş kazası, sıfır kusurlu ürün, sıfır temizlik duruşu hedeflenmektedir. Selva makarnayı, sadece Anadolu’nun bereketli topraklarında yetişen "Amber Durum Buğdayı" irmiği ve saf sudan üretiriz. Eşsiz lezzetinin ve kehribar sarısı altın renginin sırrı işte bu doğal birleşimdir ! Yüksek ürün kalitemiz: İtalyan üretim teknolojisinden, Japon verimlilik felsefesinden, başarımız ise Türkün beyni, çalışma azmi ve gönlünün sentezinden kaynaklanmaktadır. Selva’nın üretim tesislerinde, 340 ton/gün durum buğday kırma kapasitesinde irmik, 120 ton/ gün buğday kırma kapasitesinde un ve 210 ton/ gün makarna üretiyoruz. Bugün itibariyle 10 kategoride 170’in üzerinde ürüne ulaştık. Geçtiğimiz yıl 85 milyon adetin üzerinde paketli makarna ürettik ve portföyümüze 30 yeni ürün ekleyerek sektörde fark oluşturduk.Selva üretim tesislerinde, kalite kontroller son teknolojiye sahip cihazlarla laboratuarlarda yapılmaktadır. Paketleme üniteleri Alman Bosch teknolojisi ile yapılır ve ürünler tüketicilere en düzgün ve hijyenik koşullar altında gönderilir. Her paketin kameralarla izlenebildiği robotlu paketleme, kolileme ve paletleme teknolojimiz itibarıyla ülkemizdeki ilk ve tek sisteme sa-
hibiz. Üretim tesislerimizi 24 saat monitörlerle izleyerek hijyen kontrolünü yapıyoruz. Özel klima sistemi ile üretim ve depo binası içerisinde, artı hava basıncı oluşturarak dışarıdan toz girmesine izin vermiyoruz. Ülkemizin en fazla makarna çeşidini üreten markasıyız. Kare şehriye, kulaklı şehriye, kristal kesme şekillerini ve üç dakikada pişen şipşak makarnayı da ülkemizde ilk kez Selva kalitesiyle ürettik. Ispanaklı ve peynirli mantı çeşidimizle ise
lezzet hayatımıza sokmayı başardık. Selva Gıda olarak insan sağlığına büyük önem veriyoruz. Sağlıklı nesiller için yeni, kaliteli ve doğal ürünler geliştiriyoruz. Sahip olduğumuz güçlü Ar – Ge alt yapımız ile toplumun değişen tüketim alışkanlıklarını gözlemliyor, gelecekte sağlıklı yaşam kavramının önem kazanacağını öngörüyor ve bu konuda sektörümüze de öncülük ediyoruz. Bu kapsamda, ‘Sağlıklı Yaşam Ürünleri’ kategorisinde Buğday Ruşeymi, Buğday Kepeği ve Yulaf Kepeği’ni bu yıl tüketicilerimizin beğenisine sunduk. Selva kalitesiyle üretilen ve Türkiye’de ilk defa vakumlu paketlerde, özel prospektüsleriyle satışa sunulan bu ürünlerle sağlıklı beslenmeyi teşvik ederek, kaliteli yaşama yardımcı olmayı hedefliyoruz. Tüketicilerimizden gelen geri dönüşler ve yoğun ilgi, doğru yolda olduğumuzu göstermekte. 2016 yılında, ürün gamımıza sağlıklı yaşamı destekleyen yeni ürünler eklemeye, sektörde ilklere imza atmaya ve büyümeye devam edeceğiz. Selva, kuruluşundan bu günlere, yalnızca maddi kazançlar elde etmeyi değil, aynı zamanda insanlığa hizmet etmeyi de bir görev bilerek gelmiştir. Üretim felsefemiz daima, kaliteli ve sağlıklı ürünleri tüketici ile buluşturmak olmuştur. “Gerçek gıda” üretimine gösterilen hassasiyet, tüketicimiz tarafından farkedilmiş ve takdir edilmiştir. Markalaşma için yaptığımız yatırımlar da bizi dünya markaları arasına taşımıştır Üretimden, kaliteye, lojistikten pazarlamaya her birimde yer alan personelimiz almış olduğumuz bu sorumluluğun bilinci ile çalışmalarını yürütmüş ve Selva’nın bugünlere ulaşmasında büyük rol oynamıştır. Markamıza ve kalitemize yaptığımız yatırımlar, Selva markasını tüm pazarlarda rekabette ve liderlikte öne çıkarmış. İlk günden bu güne, kalitemizi yüksek ve sürdürülebilir kılmak adına sarf ettiğimiz çaba, ürettiğimiz her pakete gösterdiğimiz özen, gelen her bir müşteri şikâyet veya talebini aynı titizlikle inceleyip ve sonuçlandırmamız, kuru-
luşumuza değer katmıştır.. Markalaşma yolunda; Ürün gamında birbirine yakın kategori özelliklerine ve hedef kitlelere sahip ürünleri Selva ana markası altında toplayan doğru bir strateji izledik. Böylelikle, piyasaya sunulan yeni ürünlerimiz, hem güçlü Selva markasının algı ve bilinirliliğinden, hem kurum markası itibarından yararlanıyor. Marka bilinirliğimiz için çeşitli pazarlama faaliyetleri yürütüyor, sosyal medyayı kullanıyor ve içerik üretiyoruz. Satış ağımızı, yurt içi ve ihracat olmak üzere iki farklı kadro olarak dizayn ettik. Distrübütörlük sistemiyle çalışıyor, Selva ürünlerini 81 vilayetimizdeki tüketicilerimize ulaştırıyoruz. Dünya gıda fuarlarına katılıyor, özel etkinlikler düzenliyoruz. 2014’de 80'den fazla ülkeye ihracat gerçekleştirdik. Bu ihracatın neredeyse tamamını kendi markamızla yaptık ve dünyaya tanıttık. Türkiye’deki İhracatçı Birlikleri kayıtlarına göre; 8 yıldır Türkiye’nin markalı makarna ihracat lideriyiz Yine sektörde bir ilke imza atarak kendi web sitemiz selva.com.tr üzerinden online satışa başladık ve tüketicilerimizin ürünlerimize kolayca ulaşmasını sağladık. Uzun vadede hedefimiz; Ürün ve hizmet kalitemizi devam ettirerek, dünya markası olma yolunda emin adımlarla yürümeye devam etmek ve kalıcı olmaktır. Amacımız, dünya makarna sektöründe Selva markası imajını daha da geliştirerek bu sayede hem şehrimizin hem de ülkemizin ihracatına ve tanıtımına katkıda bulunmaktır. Yakın dönemde yatırımlarımızı ArGe çalışmaları üzerinde daha da yoğunlaştırmayı planlıyoruz.
Anadolu Kokan Lezzetler... Lezzet ustası Selva, Anadolu’nun geleneksel lezzetlerini, EDT yani HORECA sofralarına da kavuşturdu. Selva’nın, Anadolu amber durum buğdayı irmiği ile zenginleştirilmiş, sanki evde yapılmışçasına muhteşem tattaki erişte ve mantı çeşitleri sofralara can veriyor. Anadolu insanının geleneksel damak tadı, Selva ile yaşamaya devam ediyor. İlk kez Selva’nın ürettiği özel erişte ve mantılar kültürümüze yeni alışkanlıklar kazandırıyor. EDT'nin daha çok kullandığı çeşitler; Selva Lazanya ve Tagliatelle, yüksek kalitede Durum buğdaylarından İtalyan teknolojisi ile üretilmektedir. Birbirinden lezzetli Lazanya ve Tagliatelle yemekleri için özel kıvamda, kalınlıkta ve diriliktedir. EDT’de, uzun benmari süreleri için idealdir. Sos tutma özelliği diğer makarnalara kıyasla daha fazladır. Selva Lazanya, haşlama gerektirmez. Selva Tagliatelle kuş yuvası şeklinde, özel bir şekle sahiptir, haşlandığında açılır. Selva Tagliatelle ve Lazanya, özel tadıyla yüksek damak zevklerine hitap etmektedir. Selva Tagliatelle, bronz kalıpla üretildiğinden yüzeyi geleneksel, ev yapımı makarna gibidir.
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet rehberi
Page 1
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Özlem Mekik’in gözünden
Başyazı
Özlem MEKİK
KEBABIN USTASINDAN BALIK DAVET ORGANİZASYONLARINDA ÖZEL BİR SOLUK
ozlemmekik@lezzetgazetesi.com
‘FİYONK ORGANİZASYON’
COĞRAFİ İŞARETLİ
MENÜLER RESTORANLARDA
B
ugün sizlere, gastronomi dünyasında başlayan çok yeni bir hareketten söz edeceğim. Bunu oldukça hevesle yapacağım üstelik, çünkü çok heyecan veren bir proje ve çok ses getireceğine inanıyorum. Sizleri daha fazla merakta bırakmadan başlayayım. Aslında en yalın anlatımı ile, İstanbul’da seçilmiş restoran ve bistrolarda, malzemenin mücevheri olan coğrafi işaretli ürünlerle hazırlanmış lezzetlerin yer aldığı menüler lezzet tutkunları ile buluşuyor diyebilirim. Eylül ayında başlayan uygulama, pek çok kişi tarafından beğeni ile karşılandı. Projenin altında, yerelliğe verdiği değerle mutfak kültürümüzün yeni nesillere aktarılması ve gerçek potansiyelinin ortaya çıkması konusunda önemli çalışmaları olan Metro Toptancı Market Türkiye’nin imzası bulunuyor. İstanbul’un seçkin restoranları ile işbirliği yapılarak, Türkiye’nin coğrafi işaretli ürünlerine sahip çıkmak ve bu ürünlerin herkes tarafından bilinmesini ve sahiplenilmesini sağlamak amacıyla yürüttüğü Coğrafi İşaretli Ürünler Projesi kapsamında, bu restoranlarda coğrafi işaretli ürünlerin yer aldığı menülerin hazırlanmasına öncülük ediliyor. Projeye katılan restoranlara gelince; Lebiderya, Escale, Colonie, Topaz, Cafe Zone, Morini, Halat Restoran, Yeni Lokanta, The Brasserie, Müzede Changa, Neolokal, Sivuple, Divan Brasserie restoranları gibi İstanbul yiyecek ve içecek sektörünün önde gelen isimlerini sayabiliriz. Bendeniz sırasıyla tüm coğrafi işaretli ürünleri kullanan restoranları gezmeye başladım. Son olarak gittiğim Nişantaşında bulunan Cafe Zone bu projede en önemli lezzetleri barındırıyor. Erzincan Tulum Peynirli Salata Karışık akdeniz yeşilikleri, marul, Aydın inciri, Malatya kaysısı, kuru üzüm, domates, Zile pekmezli balsamik, Beypazarı kurusu ile servis edilirken, Zile Pekmezili Teriyaki Soslu Piliç Şiş ise, Zile pekmezi, teriyaki sos ile marine edilmiş kalça şişleri, sebzeli noodle, susam ile, Afyon Sucuklu, Kars Kaşarlı Çıtır Pide’ye bayıldığımı söyleyebilirim. Firik Buğdaylı Risotto ile Kuzu Kol Confit ise, Köz patlıcanlı firik buğday risottosu eşliğinde ağır ateşte pişirilmiş kuzu kol olarak mönü de bulunuyor. Son olarak bu kadar güzel lezzetlerin üzerine Mustafa Kemal Paşa Peynir Tatlısı ise Cafe Zone ‘a beş yıldız vermeme sebep oldu diyebilirim. Gastronomi adına atılan bu özel adımı sizlerle paylaşmak, bu işe, bu sektöre gönül veren biri olarak, benim için çok önemliydi, bunu bir bakıma görev atfettim kendime. Umarım sizlerde en az benim kadar heyecan durmuşsunuzdur. Projeye destek vereceğim, sizinde aynı duyarlılığı göstereceğinizden son derece eminim. Ülkemiz için de son derece önemli olan bu projeyi kazandıran Metro Grup’a sektör adına teşekkür etmek istiyorum. Projenin uygulandığı restoranlara gitmenizi ve bu deneyimi yaşamanızı tavsiye ederim.
ELİNİZİN LEZZETİ
A CAFE’DE
YOĞUN iş temposu içerisine girince bazen yemek yapmayı, bırakın yemek yemeyi bile unutabiliyorsunuz. Benim de başıma sık sık geliyor. Ya da daha pratik, belki de sağlıksız besinlerle geçiriyorsunuz öğünleri. Ev yemeği yapan mekanlarda işte burada imdadınıza yetişiyor. İşte bu mekanlardan birisi de Betül Timuçin’in sahibi olduğu İçerenköy’de yer alan, A Cafe Ev Yemekleri. Tüm yemekler ev yapımı, el emeği. Annenizin yemekleri yada kendi el lezzetiniz gibi. Her yemek özenle pişiriliyor, malzemeler özenle seçiliyor. Pilav tane tane, tereyağı ile yapılıyor, nefis Kuru fasulye, mercimek çorbası, patlıcan yemeği ve günlük çıkıyor. Her biri çok lezzetli. Eğer canınız gerçek ev yemeği yemek isterse mekanın ve o şirin lezzetlerin sahibi Betül Timuçin ile taBetül Timuçin nışmanızı tavsiye ederim.
KEBAP denince ilk akla gelen isimdir Köşebaşı, yıllara dayanan lezzet ustalığıyla, alışkanlığa dönüşecek yeni bir mekan olan Köşebalık’ı açtı. Köşebaşı kebap denince aklıma çöp şiş, lahmacun gelirken, Köşebalık dendiğinde de bundan böyle her gün farklı ve taze balık çeşitleri gelecek. Bağdat Caddesi’nde açı-
lan Köşebalık, ilhamını denizlerle çevrilmiş Türkiye’ye özgü, geleneksel bir bolluk ve bereket anlayışından alıyor. Köşebalık’ta, her şey zamanında, doğal ve taptaze sunuluyor. Doğallığın ve tazeliğin her mevsim korunabilmesi için Köşebalık’ta sabit bir menü bulunmuyor. Onun yerine günün lezzetleri her
gün kara tahtaya yazılıyor ve müşteriler siparişlerini bu kara tahtada yazan menülerden seçiyor. İnsanı adeta içeri çeken atmosferi ve geleneksel mezeleri barındıran zengin mutfağıyla da yepyeni ve vazgeçilmez bir mekan olmaya aday diyebilirim Köşebalık. Yolunuz uzun bahtınız açık olsun Köşebalık...
HAYDARPAŞA’NIN ÖZEL ADRESİ ’ E M R U G S O T ‘MYH SİZLERİ öyle b r mekanla tanıştıracağım k ; kapıdan g rd ğ n z an kend n z esk hatıralarınıza götürecek b r mekan. Adından da anlayacağınız üzere, burası Ege ve Rum mutfağının en güzel örnekler n sunan, amb yansı le de son derece huzur dolu b r mekan. Mekanın sah pler Cüneyt - Cem B şk n adete restorancılık aşığı k ş ler. Mythos’ta tüm ege mezeler or j nal olarak sunuluyor. Mezeler çok başarılı. K myasal şlemden geçmem ş saf sızma zeyt nyağı Ildır köyünden, salçalar Urla’nın köylüler nden, tatlı lor Manyas’tan, süzme yoğurt T re’den, koyun peyn r esk usul mayalama yapan Urla mandıralarından, Greek salata da ve mezelerde kullanılan kalamata zeyt n Akh sar’dan gel yor. Den z mahsuller n n
tamamına yakını se, Urla ve Çeşme den gel yor. Mekanın b r de dd ası var, İstanbul’da ender yerl kalamar bulab leceğ n z mekanlardan b r . Mezeler n heps şahane, abartmıyorum. Ama özell kle gömme patlıcan salata, Cunda zeyt n p yazı, Urla favası, Narlı Mas p yazı ve Urla ahtopot salata favor ler m oldu. Balıklar
BUTİK LEZZETLERİN ADRESİ
KİKAS RESTORAN’
‘YENİ keşfim Kikas Restoran, Gümüşsuyu’nda nev-i şahsına münhasır bir mekan. Beyoğlu’nun karmaşasından çok uzakta ama bir kaç adım kadarda yakın. Sabah kahvaltısından, öğle yemeğine, hatta hafta sonları fasıla kadar uzanan geniş bir yelpaze ile hizmet veriyor Eğitimli şeflerin hazırladığı birbirinden güzel zeytinyağlılar ve mezeleri dışında, Ege ve Antakya mutfaklarına ait tatları ve farklı sunumları ile hem göze hem de damak tadına hitap ediyor. Özellikle kıymalı çiğ köftesi, saç oruğu, güveçte tereyağlı köy pey-
niri, cevizli biber, humus gibi mezeleri ve et balık seçenekli ana yemekleri ile ön plana çıkıyor. Cuma ve Cumartesi akşamları Ünlü klarnetçi Çorlulu Savaş ve grubu ile tadı damağınızda kalacak fasıl ve lezzetlerini birleştiriyor. Mekanın sahibi Atakan Arslan, 25 yıldır bu işe gönül veren bir isim. Tecrübesini, mekandaki her detaya yansıtmış. Kikas’ın butik bir adres olmasına da özen göstermiş. 90 kişilik kapasiteye sahip olan Kikas, akşamları hoş müzikler ve özel tatları keşfetmeniz için en doğru adreslerden biri. Kesinlikle gitmenizi tavsiye ediyorum.
ÇİÇEKLERİNİZ ARTIK
‘ÇİÇEĞİM ÇİÇEKÇİLİK’TE ÇİÇEKLER, en güzel günlerin vazgeçilmez güzellikleri. Özellikle yeni trend tüm restoran masalarında canlı soft renklerden oluşan masa çiçekleri. Düğünlerin, doğum günlerinin, evlilik yıldönümlerinin ve daha birçok özel anı ölümsüzleştiren nadide güzellikler. Bu kez durağım, Cumhur - Aylin Aşkın’ın sahibi olduğu Çiçeğim Çiçekçilik oldu. Merter’de hizmet veren Çiçeğim Çiçekçilik, her detayı incelikle düşünerek hazırlıyor aranjmanlarını. Mesela, gelin buketlerinde uzun süreli koruma sağlanması için OASIS adı verilen soketler kullanıyorlar. Çoğu çiçekçinin kullandığı sim ve parlatıcı spreyleri, doğallığı ve görüntüyü bozmaması açısından kullanmıyorlar. Çiçek seçimlerini sadece estetik olarak yapmıyorlar, organizasyon sahiplerinin isteklerine, ambiyansa kadar her detayı göz
önünde bulunduruluyor. Mevsimine göre çiçek kullanan Çiçeğim Çiçekçilik farkını bu özelliği ile de yansıtıyor. Eğer özel günleriniz için, farklı, şık ve estetik bir çiçek tasarımı istiyorsanız, adresiniz kesinlikle Çiçeğim Çiçekçilik olmalı.
HEDİYE paketlerinin en heyecan veric i anıdır Fiyonk. Bende sizlere bir hediye paketinden yola çıkarak müşterilerine Fiyongu çözme anı kadar heyecanlandıran bir yara tıcılıktan bahsetmek istedim. Davetler her zam an özenle hazırlanılmayı gerektiren organiza syonlardır. Bu konuda da işi bilenine bırakmak , sanırım en doğrusu. İşte, Ayşe Sema Aşkın tarafından İstanbul’da kurulan Fiyonk Organiza syon’da, 1996 yılından bu yana mekana ve ama ca özel tasarımlarıyla hizmet veren, sektörün aranılan isimlerinden biri. Fiyonk Organizasyon bu güne kadar Türkiye’nin her yerinde kalit esi ve detaylara önem veren tutumuyla yüzl erce organizasyona da imza atmış. Fiyonk ailes i, eğitimli olmasının yanı sıra, sorumluluk sahi bi ve titiz bir ekibe sahip. Eğer, özel günlerinizde ne yapacağınızı bilemiyorsanız, Fiyonk Orga nizasyonu arayın, onlar sizin için yapsınlar . 16 senelik deneyimi ile fark yaratan marka, her geçen büyüyen vizyonu ile de dikkat çekiyor. Sizde özel ayrıcalıklı bir davet organizasyonu düşü nürseniz Fiyonk ailesinin deneyimli ekibinde n mutlaka fikir alın derim.
çok taze, ama balık yemem dersen z, etler de nef s, ben mangal köfte ve Urla saç kavurmaya da bayıldım. Tatlı menüsü de oldukça zeng n Mythos’un. Fırında helva veya Aydın tatlı tabağını tavs ye eder m. Tatlı tabağında üç farklı çeş t tatlı gel yor. Haftanın bell günler nde olan canlı müz kte tüm bu güzel tatların cabası.
İ HALİ L T E Z Z E L N İ Ğ İ GÜZELL E’DE
GAIA CADD
HER zaman lezzetlerle lg l mekanlar öner yorum, ama bu kez s zler , güzell k ve bakım le lg l b r mekanla tanıştıracağım. Ga a le tanışmam, güzell k ve bakım üzer ne yazan blogger’ların davet üzer ne oldu. 7 Kasım’da moderatörlüğünü yaptığım buluşma son derece key fl d . Ga a’da, pek çok uygulamaya b zzat şah t oldum. Özell kle Jane Iradele m neral bazlı makyaj ürünler le yapılan uygulamalar har kaydı. Cem yet hayatından Esra Kızıltaş’ın Bağdat Caddes ’nde açmış olduğu Ga a Cadde Şubat ayından bu yana h zmet ver yor. Estet k ve güzell k uygulamalarında yen b r dönem başlatan Ga a Cadde, uzman ek b , elegan ve şık dekorasyonu, en son teknoloj ek pman ve ürünler , büyüley c atmosfer le Bağdat Caddes ne yen b r soluk kazandırmış g b görünüyor. Ga a, kend ne saygısı olan hanımların uğrak noktası. Ga a da lk olarak d yet l sten z n yanında d yet yemek tar fler de ver l yor. Bu da tab ben m alanım. Buna nanın en çok ben mutlu oldum. Eğer kend n z sev yorsanız ve bakımlı olmanın önem ne nanıyorsanız, mutlaka Ga a Cadde Güzell k Merkez ’ne uğrayın der m. İnanın bambaşka b r g b çıkacaksınız.
ORGANİZASYONLARIN VAZGEÇİLMEZ İSMİ TARÇIN EVENTS 5.YILINI KUTLADI 2009 yılından bu yana h zmet ver yor Tarçın Events ve bu konuda da oldukça başarılılar. Müşter memnun yet odaklı b r mantıkla çalışıyorlar ve dört farklı ( k ş sel gel ş m, yoga, gurme-şef danışmanlığı, kar yer yönet m eğ t m kategor s nde çözüm ortaklığı yapılıyor. Danışmanlık, etk nl k, PR ,sosyal medya g b h zmetler le gerçek anlamda 360 derece let ş m h zmet vereb len b r yapı. Hem kurumlara hem medyaya çağa uygun, yaratıcı ve her k tarafın ht yaçlarını doğru anlayan b r yaklaşımla h zmet verme lkes n ben mseyerek, f rmaya özel PR kampanyaları, organ zasyon, sponsorluk, fuar, sosyal sorumluluk projeler le hedefler n z gerçekleşt rmen ze yardımcı oluyorlar. Sloganları ‘’Doğru Yerdes n z ‘’. T car olarak 5.yıllarını kutladıkları ve basın, medya, sanat dünyasından pek çok öneml sm n katıldığı brunch davetler renkl ve key fl d . Ben m de davetl ler arasında olduğum ve 360 East’te gerçekleşen davet muhteşemd . Kend ler n kutluyor, başarılı n ce yıllar d l yorum.
ÇİKOLATANIN ALTIN HALİ
‘GOLD ÇİKOLATA’
BENDENİZ bilirsiniz bir çikolata bağımlısıyım. Bu yüzden nerede çikolata orada ben diyerek, yeni keşfim Feneryolu’nda bulunan Gold Çikolatadan bahsetmek istiyorum. Birbirinden leziz çikolatalarıyla damaklarda taht kuran bir marka Gold Çikolata ve 1979 yılından bu yana aynı kalite ve anlayışı ile hizmet veriyor. Birbirinden özel ürünleri, spesiyal tatları, bir çikolata klasiği madlenleri, fıstıklı, fındıklı drajeleri, özel günleriniz için özel yapım çikolataları. Hangi birini saysam bilemedim, hepsi çok leziz, her biri damakta ayrı tatlar bırakıyor. Ayrıca Gold Çikolatanın alt kuruluşu Konfeti Gold aynı mekanda bir alt katta hizmet veriyor. Birbirinden eğlenceli parti ürünleri, kişiye özel doğum, baby shower, düğün, nişan ürünleri hazırlanmış. Konfeti farkını da Gold çikolataya uğramışken yaşamanızı isterim. Ağzınızın tadı ve unutulmaz anlarınızın lezzetleri hep bol olsun.
ÖNCÜ İSMİ PROMOSYON SEKTÖRÜNÜN
KING PROMOSYON
inizde promosyon RESTORANLARA gittiğ kmaklar, kalemler Ça r. zdü ürünleri görmüşsünü rin kurumsallaşma ve gibi. Bu, ürünler, şirketle lamlaştırma yönündekurumsal kimliklerini sağ Promosyon ürünleri . idir bir ki çalışmalarından de restoranların ürün şirketlerin ve son dönem kaçınılmaz dinanin eci yada hizmet satış sür ların kendi logolarımiklerinden biri. Restoran slo l ganlarını bastırarak nı yada kendilerine öze etici firmalar tarafıntük r nle dağıttıkları bu ürü kalarak şirketlerin kadan her zaman akıllarda King Promosyon ‘da İşte lıcı olmasını sağlıyor. ellerden biri. Zamabu işi en yapan profesyon in yanı sıra , doğiğin nında teslimat güvenirlil şterilerinin güvemü de rle nle ru ve kaliteli ürü arına giderek daha da nini kazanan ve referansl marka.2005 yılınbir n eye büyük markalar ekl umsal firmanın yıllarca dan bu yana bir çok kur lerini gerçekleştirmiş , promosyon ürün tedarik yönetim süreçlerinde firmalara satış ve marka King Promosyon sektökatkıda bulunmuş olan ilerlemekte.6000’den rla ründe sağlam adımla baskı kalitesi ayrıca fazla ürün çeşidi, ürün ve a iddialı. güvenilir kimliği ile oldukç
Lezzet rehberi
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
GÖRSELLİĞİN VE LEZZETİN DOYULDUĞU MEKAN
Özlem Mekik’in gözünden
HUZURUN VE LEZZETİN ADRESİ
’ K I L A B A N İ S ‘Mİ
le getiriyor. Sanırım favorilerimden bahsetmekte en zorlanacağım mekanlardan biri Misina Balık. Öyle ki; neredeyse tüm menüyü yazmam gerekir. Kabak çiçeği dolması, jumbo karidesi, meşhur otları, bayıldığım roka salatası, karidesli avakado, ahtapotu hangi birini saysam bilemiyorum. Ama illa ki, dülger, illa ki kalkan balığı. Kusursuz hizmet anlayışı, güler yüzlü personeli, enfes lezzetleri, cennet bahçesi kıvamındaki ambiyansı, ikramları, mezeleri ile gerçekten en gidilesi İstanbul mekanlarından biri Misina. Gidin, deneyimleyin ama es geçmeyin derim.
W Y
BENDEKİ yeri çok başkadır Misina Balık’ın. En sevdiğim balıkçılardan biridir. Fenerbahçe’de yer alan mekan lezzetleriyle de, ambiyansı ile de, müşteri kitlesi ile de Anadolu Yakası’nın en özel lokasyonlarından biri. 2005 yılından bu yana hizmet veren Misina Balık, bugün Girit ve Rum mutfağı başta olmak üzere Ege ve Marmara’nın alışıldık ve alışılmadık her tür lezzetini en taze haliyle müşterisine sunuyor. Misina’nın deneyimli gurme mutfağı aracılığıyla, yalnızca balık ve balık mezelerinin değil; akivadisten kidonyaya, bangoleden istiridyeye uzanan benzersiz deniz lezzetleri ve Ege’nin ot mezelerini de ulaşılabilir ha-
30 YILLIK BİR KLASİK
PINAR RESTORANT
BIR Bağdat Caddesi, bir Anadolu yakası klasiği Pınar Restoran. 33 yıllık bir işletme ve Türk Sanat Müziği’nin duayen sanatçısı Zeki Çetin cümleleri tanımlıyor kısaca bu özel mekanı. Şu an Narcity hizmet veriyor. Mekanın üst katında hafta sonları Zeki Çetin kendi sahne alıyor. Program yıllardır olduğu gibi, fasıl’da Esra Bozkurt (Z.Çetin’in manevi kızı) ve Zeki Çetin. Mekanın en ünlü lezzeti pazı dolması. Normal dolmalık kıyma değil kıyması, özellikle kalın çekilen ve içinde kuzu eti barındırmayan tamamen % 100 dana eti kullanılıyor. Osmanlı mutfağı mezelerinde çerkes tavuğu, fava, acılı ezme, süzme yoğurtla yapılan mezeler veee nasıl bir zeytinyağlı biber dolmadır anlatılmaz yenir. Narcity deki yerin giriş katı, dünya mutfağı. Pizza (inceliği ve lezzetine bayıldım), Fajita (dana bonfileden olması müthiş lezzet katıyor), şimdi mönüye balıklar da girmiş. Hamsi her çeşitiyle (hamsili pilav dahil) yapılmakta. Levrek, uskumru marin, izmarit turşusu, hamsi turşusu, kalamar tava, tereyağında karides güveç, levrek buğulama ve günün balıkları da mevcut. Çok güzel bir ortam, çok keyifli. Mutlaka ve mutlaka gitmeli, bu ambiyansı yaşamalısınız.
SAMOS’da yenir
veren de o dur. Ben herzaman onu demişimdir. Bir restaurant’a olması gereken üç özellik deniz kenarında olması gerekli, iyi müzik olması ve iyi mezeler olması gereklidir. Şimdi bu özelliklerden iki tanesini yakalarsanız iyi restaurant olmuş olursunuz. Biz şimdi bu ikisini yaptık ama denizi getiremedik buraya. Buraya deniz yerine dostluk arkadaşlık getirdik. Burası birazda semt meyhanesi oldu. Burda öyle bir ortam var ki herkes birbiri ile tanışıyor sohbet ediyor, eğleniyor. Bazen öyle sürpriz ler oluyor ki yan masanın biri çıkıp hesabını ödeyebiliyor. Ben uzun yıllardır televizyonda yemek programları yapıyorum. Kitaplarım var. Ben burada kendi sevdiğim şeyleri yapıyorum aslında. Ben halkın içinden gelen biriyim. Yemek yemeyi seven biriyim, gezmeyi seven çok gezen biriyim. Burayı böyle aile yeri ben kızkardeşim Tuğba ile birlikte burayı işletiyorum. Tuğba hn. tamamen mali işlere bakıyorum para kısmı bende, temizlik hijyenrestaurantın düzeni bana ait herşeye o bakar. Herkes ailesi ile rahatlıkla gelip balığını yiyip eğlenip gidebiliyor burada, Buranın en çok tercih edilm-
A K L D A N M A I Ş R G M A H D N
DÜNYA turizminin en önemli markalarından biri olan oteller zincirinin, Kalamış Marina’daki oteli açıldığı günden bu yana, farklılığını ortaya koyuyor. Özellikle lezzetleri ve ekibin başarısı ile İstanbul’un en özel noktalarından biri oldu. Dünya mutfağının en güzel örneklerini sunuyor olsa da, geleneksel yapıya da önem veren bir menüye sahip olan mekanda, brunch çok ama çok keyifli. 300 çeşit açık büfeden oluşan büfe de yok yok.Bu arada, hemen baştan belirtmeliyim, ismine ve konumuna bakıp, çok yüksek ücretler olduğunu düşünmeyin, menü ve hizmete göre ücreti oldukça makul. Her biri ait olduğu yöreden getirilen doğal kahvaltılık ürünler, gelenekselliği bozulmadan hazırlanan onlarca çeşit reçel, ekşi mayalı gözlemesine kadar aklınıza gelen gelmeyen yüz-
BALIK
DENIZ ürünleri balık ve meze denince akla gelen ilk isimlerden‘Deniz’den gelen lezzetlerin’ ustası İlker ERCAN ile kendi restaurant’ıSamos’ta Milliyet Lezzet gazetesi adına Neşe BERBER konuştu. İlker Ercan’ı biz ‘Denizden gelen lezzetler’ ile tanıdık iyi gurme’dediyebilirmiyiz? Futbol oynamayan iyi antrenör olurmu, bu birazda buna benziyor, çok iyi yemek yapmayan yemek yemeyi sevmeyen ama yemek tarifleri veren insanlar var. Ben de farklı, ben yemek yemeyi çok seven biriyim. Yemek yapmayı da çok seviyorum. Aile’de ve arkadaşlarımın arasında mangal’ın başında olan kişi hep ben olmuşumdur. Mangal’ın başında duran kişiysen oluyor bu işler. Deniz lezzetlerinde mi daha ustasınız? Biz deniz’in içinde büyüdüğümüz için deniz ürünleri bizim için mesela lakerda başkaları için meze ama bizim kışlık yiyeceğimiz balıktı. Karides mesela günlük yemeğimizdi bizim. Yani biz çok zengin bir aile değildik ama kendimiz çok ucuza alabiliyorduk yada kendimiz tutuyorduk ve bunlar zamanla geliştirip bu duruma getirdim. Samos ne demek? Samos bir televizyon programı için farklı farklı yerlerde çekimler yapıyoruduk. Bunlardan biride Kuşadası’nın karşısında Samos adası oldu. Samos adasında çok sıcak bir çekim yaptık. Samosbasınıda çok ilgi gösterdi. Hatta her gidişimde Türkiye’nin ünlü ahçısı geldi diye yazdılar. Samos halkından tut’da belediye başkanına kadar herkesle inanılmaz güzel dostluklar kurduk. Bende burdan esinlenerek buranın adını Samos koydum. Samos balık restaurant’ın en önemli özelliği dostluktur. Gittiğiniz her balık restaurant’ta dikkat ederseniz mezeler hep aynıdır. Belli başlı değişiklikleri vardır. Usta’nın belli dokunuşları vardır. Lezzet
5
esinin nedenlerinden biride çok kişinin sevdiği mezeleri yapıyor olmamız. Ben doğu mutfağı ile batı mutfağının karıştırılıp yapıldığı mezeler var mesela balıklı içli köfte ben bunlara karşıyım. Beğenenlere saygı duyuyorum. Onlara ben pek rağbet etmiyorum burada da yapmıyorum. Balık’ın balık gibi yenmesi taraftarıyım. Burada da onu uygulamaya çalışıyorum. Biz daha natürel daha meyhane havasında bir restaurantız. 35 çeşit mezemiz var. Burada balıkları ben kendim alırım günlük taze olur herzaman, 35 yıllık balık avcısıyım. Ben ve kızkardeşim çocukken oyunlarımız elimizle karides yakalamaktı. Biz deniz’in içinde büyüdük. dolayısıyla balık bizim hayat biçimimiz.Annem kışlık turşularını hazırlarken ben de kışlık ahtapotlarımızı hazırlardım. Çocukken ne iş yapacağınız aslında belliymiş, sizi yönlendirmiş yaşam şekliniz. Eylül’den itibaren taze balık yeme şansı herzaman var misafirlerimizin, yazında dikkat etmeye çalışıyoruz. Yasalara uymaya çalışıyoruz. Tabiki bazen dondurucudan balık çıkardığımızda oluyor ama 7/8ay taze balık yeniyor burada. Balığı yalın hali ile ikram etmeyi seviyoruz. Üzerinde sos olmasın balık tuz ekilip pişirilip ikram etmek yeterli bizim için.
lerce lezzete sahip brunch, huzur veren ambiyansı ile hafta sonunuzu renklendirecek, eninim. Milli şef Mehmet Yalçınkaya’nın hünerli ekibi yemeklerde olduğu kadar brunch daki idaasını da sürdürüyor. Saat 11.00’de başlayan brunch, saat 15:00’ e kadar devam
ediyor. Yoğun bir haftanın ardından kendinize ve sevdiklerinize vereceğiniz en güzel ödüllerden biri olabilir. Ne dersiniz? Ben derim ki, bu brunch kaçmaz, gidin ve tadını çıkarın. Bu arada gitmişken her anını orada ekip motivasyonu ve eğitimiyle geçiren Genel Müdür Mustafa Alparslan ile sohbet etmeyi deneyimleyin. Otelcilik sektörünün başarısını daha yakından göreceksiniz.
Arap mutfağının VAZGEÇİLMEZİ
ANAVATANININ Mısır olduğu rivayet edilen Falafel, nohuttan yapılan bir sebze köftesidir, içerik olarak maydanoz, soğan, sarımsak ve hafif acı sivri biber gibi taze sebzelerden ve bir baharat karışımından oluşur, Falafel’e esas özelliğini veren Arap mutfağına özgü bu baharat çeşididir ayrıca lezzet açısından kırmızı et ile yapılan köftelere benzerliğinden dolayı Orta Doğu’da köylü köftesi olarak da tabir edilir. Falafel’in hazırlanışında kullanılan baharatların, sağlık açısından faydaları bulunmaktadır, karbonhidrat ve protein açısından zengin olduğu gibi aynı zamanda doğal lif kaynağıdır. Ülkemizin güney ve güneydoğu bölgelerinde bilinen falafeli batıda da tanıtmak amaçlı ilk şubemizi Upper West Side Falafel adı ile şişli de Cevahir avm de açtık, misafirlerimizden gelen talepler doğrultusunda,falafeli pişmemiş olarak da satışını yapmaya karar verdik ve West Falafel markasını oluşturduk,bir ürünün içinde katkı ve koruyucu olmadan da üretilip sunulabileceğini, West Falafel markamızda bir kez daha
ortaya koyarak çalışmalarımızı bu yönde geliştirdik ve sonucunda muhteşem West Falafel lezzetini ürettik, Türkiyenin en önemli profesyonel market platformlarından olan Metro Gross marketler aracılığıyla tüm türkiyede falafel severlere ulaşmayı hedefli-
TÜRKİYE’DE
yoruz. Falafel’in sadece restoranlarda değil evlerimizde’de keyifle tüketilmesi,aynı zamanda kolay hazırlanışı ve sunumu ile profosyonel lerinde tercih sebebi olacağını düşünmekteyiz 2016 yılı içerisinde hedefimiz, West Falafel markasını franchising noktası haline getirip, yatırımcılar ile buluşturmak olacaktır. 2015 yılı içerisinde tüm Avrupa’da Vegan ve Vejetaryen tüketicilerin güven kaynağı olan Avrupa Vegan ve Vejetaryenler Derneği, belgemizi alarak, West Falafel markamızın aynı zamanda vegan bir ürün olduğunu tescillemiş olduk. Şimdilik West Falafel markası Metro CC Gross Marketlerde 1 kg lık ambalajlı paketlerde satışa sunulmuştur.
6
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet peşinde
Page 1
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
‘Chef Taha Dinç ile Ekşi Mayalı Ekmek’ BASINDA GÜVEN
‘Yemeğin Antropolojisi’ Başyazı Betül
ALTINBAŞAK
betulaltınbasak@lezzetgazetesi.com
İnsanoğlunun bolluk ve kıtlıklarla dolu yemek tarihi ve sessiz kahramanı...
‘Van Gogh ‘un’ patates yiyenler adlı tablosu”
İ
nsanoğlunun dünyada var olma mücadelesi, onu sürekli olarak bir avcılığa itmiştir. Başlangıçta doğanın kendisine izin verdiği ve tamamen kendi fiziksel gücüne bağlı olarak giriştiği açlığa karşı kendini koruma çabası , yemeğin tarihsel gelişimi boyunca çeşitli kültürel özelleri de beraberinde taşıyarak kıtlık ve bolluğun olduğu çeşitli dönemlerden geçmiştir. Sosyal Antropolojinin yemek kültürünü güç , din, tabular, şölenler ve törenler ile sosyal hayatın bir parçası olarak incelemesinde tüketilen yiyeceklerin, kurulan masaların toplumsal hareketleri ve sosyal statüyü belirlediğini görüyoruz. Büyük sosyal ve ekonomik değişimlerin yaşandığı Ortaçağ Avrupa’sına baktığımızda, bir çok değişimin nedenin gıda maddeleri ve bunların tüketildiği sınıflar arası farklılıklar yüzünden olduğunu söylemek hiç yanlış olmaz. Nitekim, Roma İmparatorluğunun yıkılmasının ardından Avrupa’nın barbarların istilasına uğradığını, onlarında et, süt, peynir gibi yiyecekleri tükettiğini ve tarım ürünleriyle ilgilerinin olmadığını, bu durumun doğal bir sosyal değişimi beraberinde getirdiğini tarihsel kaynaklar gösteriyor. Geçen süre içerisinde kent insanlarının köylerine tekrar göç etmesi, sabanın icadı, nadas gibi toprağın daha verimli olmasını sağlayan bilgi ve becerinin artmasıyla tarımsal üretim zenginleşiyor. Köylünün refahına paralel, nüfus artıyor. Kaynaklara göre bu artış genç köylü nüfusu, tekrar şehre yöneltiyor. Bu seferde şehirde işsizlik ve yemek kavgası başlıyor. Diğer yandan Avrupa’da bolluğa rağmen sert geçen kışlar köyde kalan halkı Feodal Beylere adeta bir köle gibi çalışır hale getiriyor ve bu durum yine kendini beslenme alışkanlıklarında gösteriyor. Köylü kara ekmekle beslenirken, asilliğin simgesi olan beyaz ekmek ve o dönem az bulunduğu için son derece değerli bir madde olan tuz burjuvazinin masasında yerini buluyor. Hatta vergisi yüksek olan tuz yüzünden, pek çok ayaklanmalar oluyor. Dünyada kıtlığın en sert görüldüğü yıllar var. 1317 yıllarında, 1329’da Avrupa’da yeni kıtlıkların olduğunu , insanların meydanlarda “ekmek, ekmek” diye bağırdıklarını kaynaklardan öğreniyoruz. O yıllarda yiyecek sıkıntısı zengin , fakir halkın bütün kesimlerini etkiliyor. Açlık krizleri , kıtlıklar Avrupa’yı öyle bir sarıyor ki, kimi tarihçilere göre yamyamlığın ortaya çıktığı , insan etinin yendiği ve adına da “ iki ayaklı koyun eti ” dendiği rivayetler arasında. Hatta Halk edebiyatındaki vampir ve kurt adam söylentilerinin kökenleri bu dönemlere dayanır. Roche ,Beslenme Tarihi albümüne göre , 1600 lü yıllara kadar giden dünya kıtlığında Asya, Çin ve Hindistan’ da durum daha da vahim. Sokaklar açlıktan ölen veya artık insan olma özelliğini yitirmiş kişilerle doluymuş. Tarihe bir de patates kıtlığı damgasını vuruyor ki, oda kendi başına upuzun bir hikaye aslında. Tarihte ilk defa İnkalar tarafından yetiştirilen patatesin masalardaki yerini alması çok uzun yılları bulsa da, dünyada öyle bir dönem var ki patates üretiminin yapılamamasından dolayı “Büyük Kıtlık” diye anılıyor. Patatesi başlarda benimsemeyen Avrupalılar, savaş esirlerine, hayvanlarına veriyor. Ancak ne zaman ki Avrupa’da kıtlık dönemi başlıyor, patatesin şansı dönüyor. Kıtlıkla birlikte, Fransız subay ve kimyacı Antoine-Augustin Parmentier, patates üzerine geniş çaplı araştırmalar yapmaya başlıyor. 1785 ‘deki büyük kıtlık, Parmentier’in önünü açıyor. Patatesin Kimyasal Olarak Gözden Geçirilmesi adlı eseri yayınlanıyor. Fransa Kralı XVI. Louis’nin de desteğini alarak, Paris’te tarlalarda patates üretimi yapıyor ve patatesin zehirli ve cüzzama neden olan bir bitki olmadığını kanıtlayınca, adeta halkı kıtlıktan kurtaran bir kahramana dönüşüyor. Hatta 1885 yılında Van Gogh’un yaptığı, Patates Yiyenler Tablosu, bugün lezzeti kadar faydaları da çok anlatılan patatesin, o dönemde kahramanlığa gerçekten layık olduğunu görüyoruz. Sağlıklı, bolluk dolu günler olsun efendim hayatınızda…
L
ezzet Gazetesi Pastry&Bakery sayfasında bu ay Kadıköy’deki Mutfak Kitap’a konuk olduk. Mutfak meraklılarının her türlü malzeme, ekipman ve gastronomi dünyasından yerli ve yabancı pek çok kitabı bulabileceği Mutfak Kitap’ta ayrıca pastacılık ile ilgili uygulamalı eğitimler de veriliyor. Mutfak Kitap’ın kurucu şeflerinden, Taha Dinç ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik, arge çalışmalarını 2 yıldır sürdürdüğü sağlıklı, doğal ekşi mayalı ekmeğin püf noktalarını öğrendik. Bolu Mengen Aşçılar Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi mezunu Chef Taha Dinç; okul yıllarında staj yaptığı bir otelde tanıştığı ustadan öğrendikleriyle hayatının değiştiğini, pastacılığa yöneldiğini ve sonradan bırakamadığını söylüyor. Pek çok ulusal yarışmada jüri üyeliği yapan ve uluslararası yarışmalarda ülkemizi başarıyla temsil eden “pastry chef” in çocukken resim ve güzel sanatlara ilgisi varmış. Mutfak maceranız nasıl başladı? Aslında ilginç bir öyküm var, çocukken futbolcu olmak istiyordum, resime olan yatkınlığımdan dolayı da öğretmenlerim güzel sanatlar okumamı istiyordu, mutfakla ilgili biri değildim. Ağabeyim Mengen Aşçılık Okulunda olduğu için aşçılığı ben de denemek istedim, 2. sınıfta gittiğim bir stajda ustabaşı beni otelin pastacılık bölümüne yönlendirdi. İstemeyerek gittiğim pasta bölümünde Hatay’lı bir usta ile tanıştım, bana kendi hikayesini ve pastacılığın inceliklerini anlattı, çok etkilendim, pastacılığı bu sayede sevdim. Mutfak Kitap fikri nasıl oluştu? Mutfak Kitap profesyonellerin ve mutfağa merakı olan herkesin buluştuğu bir konsept. Yaklaşık 3 binden fazla mutfak ekipmanı, pas-
ta malzemesi ve Türkiye’de bulunmayan pek çok gastronomi yayınını hem e-ticaret platformumuz hem de Ortaköy ve Kadıköy’de bulunan mağazalarımız ile tüketiciyle buluşturuyoruz. İlk olarak Ephesus Princess, The Marmara İstanbul ve W İstanbul otellerinde çalıştım. Ardından Michelin yıldızlı pastry chef Jean Georges Vongerichten tarafından tasarlanan “W Kitchen”ın kuruluşunda yer aldım. MSA’nın eğitmen kadrosuna katılarak 3 yıl boyunca asistan ve eğitmen şeflik yaptım. Bu sene 5. yılını kutladığımız Mutfak Kitap, babam Mehmet Dinç ve ağabeyim şef İbrahim Dinç’in öncülüğünde başladı, 2014 yılında Kadıköy’deki Mutfak Kitap’a arge mutfağımızı kurduk ve artık eğitmen şef olarak burada devam ediyorum. Kişiye özel ekmek, pasta, çikolata eğitimleri ve workshoplar veriyorum. Ekşi mayalı ekmeği nasıl yapıyorsunuz özellikleri neler? Ekşi mayalı ekmeği tamamen geleneksel ve doğal yöntemlerle, soğuk mayalama tekniği kullanarak yapıyoruz. %100 taş değirmende
Güneşin İlk Damlası
Yeni Hasat
1950’DEN bu yana yemeklik sıvı yağlara adını veren, Türkiyenin Ayçiçek yağı Salat, Trakya’nın ilk hasat mahsullerinden sınırlı sayıda üretilen “Yeni Hasat” ile sofralarda. 65 yıldır, Türkiye’de ayçiçek yağı denince akla gelen ilk marka olan Salat’ın, güneşin ilk damlası ile olgunlaşan, altın değerindeki ay çekirdekleriyle hazırladığı yeni ürünü “Yeni Hasat” sofralara bambaşka bir lezzet katıyor. Salat’ın, Ağustos sonundaki ilk Trakya hasadında özenle topladığı, en körpe mahsullerden ürettiği “Yeni Hasat” ile yapılan yemeklerin tadı da bir başka oluyor. En güzel kızartmalar, en özel tatlılar lezzetleriyle iştah kabartıyor. Yalnızca ilk hasat mahsullerinden yapıldığı için sınırlı sayıda üretilebilen “Yeni Hasat” besin değerleriyle de dikkat çekiyor. Dünyanın ÜSTÜN LEZZET ÖDÜLÜ sahibi Salat, dün olduğu gibi bugün de sofralara lezzet ve doğallık katmaya, Lezzetsever tüketicilerin vazgeçemediği marka olmaya devam ediyor.
SALAT’TAN LEZZETSEVERLERE
öğütülmüş un kullanıyoruz. 1 ekmeği yaklaşık 48 saat e yakın bir sürede hazırlıyoruz o nedenle sipariş üzerine üretim yapıyoruz. Ekmek yaparken kaliteli un ve su kullanmak çok önemlidir. Ekmeği daha gözenekli yapabilmek için un ve suyu karıştırıp 21, 26 derecede oda sıcaklığında ortalama 1,5 gün mayalanmaya bırakıyoruz, mayalanma süresi uzadıkça ekmeğiniz o kadar lezzetli ve sağlıklı olur. Hamuru mümkün olduğunca yumuşak tutmak gerekiyor. Mayalanma işlemi tamamlandıktan sonra; 4 saat boyunca her 20 dakikada bir yaklaşık 10-15 defa katlama işlemi yaparak mayanın oluşturduğu gözenekleri ekmeğin içine hapsediyoruz, böylelikle ekmek daha havalı oluyor ve kabarıyor. Pişirme işlemine ise öncelikle ekmeğin suyunu kaybetmemesi ve içinin yumuşak olabilmesi için 270 derecede 1,2 dk buhar vererek başlıyoruz. Sonra ısıyı 240 dereceye düşürüp yaklaşık 45 dk. süreyle ekmeklerimizi pişiriyoruz. Ekşi mayalı ekmek 1 hafta boyunca bozulmadan, sertleşmeden dışarıda durabiliyor, dolapta ise 1 ay süreyle saklayabiliriz. Eğitimlerimiz iki gün sürüyor, eği-
tim boyunca yaklaşık 15 çeşit ekmek yapıyoruz. Ağrı, Ankara gibi illerimizden hatta Kıbrıs’tan gelen fırıncılarımız var, eğitimlerimizde öğrendiklerini kendi fırınlarında uyguluyorlar, ev hanımlarının da yoğun ilgisi var. Mutfak Kitap olarak amacımız ekşi mayalı ekmek yapımını daha çok kişiye öğreterek evlerde sağlıklı, doğal, hazmı kolay, kilo problemi yaratmayan bu güzel ekmeklerin üretilmesini yaygınlaştırmak ve doğal ekşi mayalı ekmek üreten yerel fırın sayısının artmasına yardımcı olmaktır. Yeni başlayanlara tavsiyeleriniz neler? Pastacılık tamamen kimya ile tekniğin birleşimidir, ben reçete yazarken neyin ne kadar olması gerektiğine kimyasal tepkimelere göre karar veriyorum. Unun ne kadar sıvı çektiğini veya sıvının fırında ne kadar performans göstereceğini, yağın ne kadar kabartacağını çok fazla araştırıyorum ve deniyorum. Mutfakla uğraşan insanların bu tepkimelere yoğunlaşmaları gerektiğini düşünüyorum, kalıplardan kurtulsunlar. Araştırmaya ve okumaya elverişli olmaları lazım, sadece reçete değil teknik olarak da kendilerini geliştirsinler.
NOODLE IST
ORTAKÖY’ÜN GÖZDE MEKANI İLE ÇİN LEZZETLERİNİN AYRICALIĞINI YAŞAYIN ORTAKÖY’DE bu gece konaklamak ve Çin restaurantı tadlarını denemek için ‘White Dream’ Beyaz Rüya Oteli’nde kalabilir ve otelin altında 7 aydır açılmış olan Noodle ist’un ustası Tuncay ALAGÖZ ile Milliyet Lezzet gazetesi adına Neşe BERBER konuştu. ‘White Dream’ Beyaz Rüya Otel’de işte tam burada Ortaköy’de 8 oda kapasitesi ile Ortaköy’de ana caddeye çok yakın bir konumda konuklarına hizmet vermektedir. Otel’den sahile yürüyerek 1 dk. mesafede gidebilirsiniz. Tüm odalarında standart olarak HD kalite TV ve uydu yayını, klima, ücretsiz kablosuz internet, su ısıtıcı, saç kurutma makinası, 24 saat sıcak su ve ütü bulunmaktadır. Ücretsiz günlük temizlik ve oda servisi hizmeti verilmektedir. Tek kişilik, Çift kişilik, 3 kişilik ve aile odası seçenekleri. Ayrıca 3 adet balkonlu oda seçeneği mevcuttur. “NOODLE İST” TAPTAZE ÜRÜNLERLE HARİKALAR YARATIYOR! Otelin hemen altında Ortaköy’ün samimi sakin sıcak bir sokağında . ‘White Dream’ Beyaz Rüya Oteli’nin altında yaklaşık 7 aydır açılmış olan Noodle ist yıllardır çin restaurantlarında çalışan Tuncay ALAGÖZ tarafından hizmete sokulmuş. Noodle ist bir butik şehir oteli olan. ‘White Dream’ Beyaz Rüya Otelin’de konaklayanlara da hizmet verirken özellikle Çin damak tadını sevenlere her çeşit lezzetleri sunuyor. Arkadaşlarla evde toplanınca, işten eve dönünce, evde yemek yapmaya üşenince veya öğle yemeği için pratik ve besleyici bir alternatif isteyince ilk aklınıza gelen adres “NOODLE İST”, paket servisteki hızı kadar noodle’larının ve Sushi çeşitleri’nin
benzersiz lezzetiyle hizmet veriyor. “NOODLE İST”da ayrıca dilediğiniz noodle alternatifini seçebilir, istediğiniz içerikle zenginleştirebilir ve muhteşem soslarla
daha da lezzetli hale getirebilirsiniz. “NOODLE İST”da; normal, ramen, udon, soba ve pirinç çubuğu seçeneklerinden oluşan noodle alternatifinizi havuç, soya filizi, yeşil soğan, dana eti, tavuk, karides, mantar, brokoli, ananas, bambu filizi, zencefil ve daha bir çok seçenekten oluşan içeriklerle zenginleştirebilir, tatlı-ekşi, satay, teriyaki, thai tatlıacı, istiridye, sarımsak ve acı biber soslarıyla tamamlayabilirsiniz.
Lezzet peşinde
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
TÜRKLER AVRUPA’NIN TÜKETİM ALIŞKANLIKLARINI DEĞİŞTİRDİ
T
ürklerin, başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği ülkelerinde, göçten 55 yıl sonra bile, büyük oranda tüketim alışkanlıklarını koruduğu belirtiliyor. TAVAK Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ekonomist Prof. Dr. Faruk Şen önderliğinde yapılan, “Avrupa Türk Gıda Pazarı Araştırması”, Almanya’da Türklerin kendi alışkanlıklarını korumasının yanı sıra, Almanlarında gıda alışkanlıklarını değiştirdiklerini ortaya koyuyor. Almanya ve Avrupa’ya işgücü göçü sırasında alışkanlıklarını da beraberinde götüren ailelerin temelini attığı Avrupa Türk Gıda pazarı, bugün küçümsenemeyecek bir konuma sahiptir. Avrupa’da bir gelecek kurma ve yeni bir statü kazanma arzusunun bugün bu pazarı oluşturabileceği o zamanlar düşünülemezdi.
Prof. Dr. Faruk Şen
“BABAANNE MUTFAĞINDAN VAZGEÇEMİYORLAR” TAVAK Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ekonomist Prof. Dr. Faruk Şen “İşgücü göçlerinin ardından, ilk yıllarda, Türkiye’ye tatile gelindiğinde götürülen yiyeceklerle giderilmeye çalışılan ihtiyaçlar koca bir yılı karşılamıyordu. Babaanneden kalma alışkanlıkla kullanılan tarhana, kışlık erişte, biber salçası olmazsa olmazdı ama Türkiye’den taşımak da çözüm değildi. Böylece ilk Türk bakkalları, marketleri, lokantaları hatta Türk gıdası üreticileri oluşmaya başladı” dedi.
“GIDA DA BAVUL TİCARETİ” Bavul ticareti yaparcasına valizlerle yiyecek taşınması ile başlayan bu macera günümüzde etnik sınırları aşıp tüm pazara hitap edebilecek duruma geldi. Yemek yemek sadece biyolojik bir eylem değildir. Yiyeceklerin üretimi, taşınması, depolanması ve tüketimi sürecinde oluşan farklı toplumsal birliktelikler, ritüeller kültürün beslenme konusundaki etkisini ortaya koymaktadır. Prof. Dr. Faruk Şen araştırma ile ilgili şöyle konuştu: “Yaptığımız araştırmayla, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde faaliyet gösteren Türk gıda üreticilerini, toptancılarını ve ithalatçılarını bir araya getirerek sektörün şu
Y. K. Bşk. İhsan Duru
1
935 yılında, Karaman’da, Ziya Duru tarafından kurulan sektörünün lider kuruluşu Duru Bulgur, bulgurun Türkiye ve Dünya’da tanıtılmasına yönelik çalışmalarla ülkemizi temsil ediyor. Bu amaçla katıldığı ANUGA 2015 Fuarında, tüm dünyadan gelen ziyaretçilere ikram ettikleri “Bulgur Yemekleri” ile takdir toplayan Kuruluşun dününü ve bugününü, gelecekteki hedeflerini, Y. K. Başkanı, İhsan Duru Milliyet Lezzet Gazetesi’ne açıkladı. “DURU BULGUR Firması 1935’te Ziya Duru tarafından kuruldu, 80 yılda konusunda yenliklere imza atarak gelişti. Geçmişte soframızın en önemli besini olan ve 3 öğün tükettiğimiz bulguru, insanımıza hatırlatmak amacı ile 2000 yılından bu yana “Bulgurun Şehirleştirilmesi” projesini gerçekleştiriyoruz. Bu bağlamda restoranlarda bulgurun çiğ köfte ve içli köfte yemekleri dışında da kullanılabilmesi adına çalışmalar yapıyor, aşçılarla yeni yemekler gerçekleştiriyoruz. Farklı ve pratik bulgurlu karışımlar hazırlayarak piyasaya sunuyoruz. 2006 yılı yılında Dr. Nermin Işık ile Anadolu’nun değişik yerlerinden 114 “Bulgur Yemeği” tarifi topladık ve derledik. Çorbasından, pilavına; köftesinden tatlısına bu değerli tarifleri içeren bir “BULGUR YEMEKLERİ” kitabı yayınladık. Anadolu’nun nefis lezzetlerini Türki-
an ki konumunu, ortak sorunları tespit etmeyi ve ortak sorunlara çözüm arayarak dayanışma sergilemeyi hedefledik. Bu güne kadar Federal Almanya’daki Türk işletmecilerini sektör bazında ele alan bu tür kapsamlı bir araştırma bulunmamaktadır.” TAVAK Vakfı’nın tespitlerine göre bugün için Almanya’da 82.400 Türk girişimci bulunmaktadır. Bu girişimcilerin yapısında özellikle Türk gıda maddeleri ithalatçıları, satıcıları ve tüketicileri çok büyük rol oynar. Son yapılan araştırmalarda bu sektördeki büyüme hızı da gözle görülür boyuttadır. Hukuksal açıdan bugün Almanya’da iş kurmak Türk göç tarihinin başlangıcında olduğu gibi çok büyük bir engel teşkil etmediği için, başlarda gerekli olan Alman vatandaşlığına geçmek bugün artık bir zorunluluk değildir. Oturma hakkı ya da bazı hallerde süresiz oturma iznine sahip Almanya’da yaşayan her Türk, bugün iş kur-
ma ruhsatını sorunsuz alabilmektedir. Yapılan araştırmaya göre; Türk perakendecilerinin yüzde 51,1 gibi yarıdan fazlası, müşterilerinin yarısının Almanlardan oluştuğunu bildirdi.
“ALMANLAR DA TÜRK GIDALARI İSTİYOR” Bu istatistiği, Türk perakendecilerin Alman ekonomisine ve sektörün yapısına tamamen uyum göstermiş bir yapıya sahip olduğu görülüyor. Ancak Türk ürünlerinin, Alman büyük satış zinciri içindeki Süpermarketlerde artan oranda yer bulmasının, Türk perakendeciliğini olumsuz etkileyebiliyor. Günümüzde, Tük isletmeciler büyük oranda gıda maddelerini Türkiye’den ithal etmekte veya Türk ürünü olarak Almanya’da üretiliyor. 146 bin Türk girişimci hâlâ büyük bir oranla gıda sektöründe çalışıyor. Almanya’da ve Avrupa’da ihtiyaç duyulması ile başlayan Türk Gıda Pazarı, dünün ve bugünün girişimcileri için büyük bir fırsat yaratıyor.
7
BESLENME VE DİYET UZMANI DİLARA KOÇAK’TA BM’YE ÇAĞRI:
“BULGUR YILI İLAN EDELİM;
SAĞLIKLI ZENGİNLİĞİ DÜNYAYA TANITALIM” EKONOMİ Bakanlığı ve DDF tarafından Milli katılım yapılan EXPO 2015 Milano Fuarında konuşan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara Koçak, 2016 yılını “Uluslararası Bakliyat Yılı” ilan eden Birleşmiş Milletler’e “Artık bulgur da hak ettiği değeri görmeli, BM’nin “Uluslararası Bulgur Yılı”nı ilan ettiğini görmek en büyük hayalimdir” dedi. Teması “Gezegeni beslemek, Yaşam için enerji” olan EXPO 2015 Milano, 5 milyondan fazla ziyaretçiye ülkemizin geçmişinden aldığı mirası nasıl geleceğe taşıdığını, topraklarımızın bereketini, kültürümüzün çeşitliliğini, insanımızın hoşgörü ve yardım severliğini tanıttı. Koçak, fuarın kapanış programında yaptığı konuşmada, ülkemizin zengin topraklarındaki beslenme yönünden çok kıymetli yiyecekleri, mutfağımızın zenginliğini aktaran Dilara Koçak : Ülkemizin her bölgesinin yemek kültürü ayrı birer hazine. Sağlık faydaları yönünden geleneklerimize sahip çıkmak ve dünyaya anlatmak hepimizin önemli sorumluluğu. Yoğurt, tarhana, bulgur, fındık, badem, mercimek, kefir ve ayran hepsi çok sağlıklı ve lezzetli. Bunları tüm dünyaya daha fazla anlatmamız gerekiyor. Günden güne artan obeziteye çare bulmak için çok uzaklara gitmeye gerek yok. Kendi topraklarımızın tohumu, bereketi ve geleneksel yeme alışkanlıklarına dönmek ve
hareketi artırmanın en iyi çözüm olduğuna dikkat çekti. ‘BULGUR YILI İLAN EDİLMELİ’
Birleşmiş Milletler’in 2013 yılını Güney Amerika’ya ait bir tahıl olan “kinoa (quınoa)” yılı ilan ettiğini ve 2016 yılını ise “Uluslararası Bakliyat Yılı” olarak belirlediğini hatırlatan Koçak, en yakın zamanda “Uluslararası Bulgur Yılı”nıda görmek en büyük hayali olduğunu belirtti.. Dilara Koçak yaptığı sunumda bulgur tariflerini, mutfağımızdaki önemli baharatlar ile mezelerin özelliklerini ve sağlık açısından faydalarını anlattı. “Milano EXPO 2015 Türkiye pavyonu ziyaretçilerine: 10 bin bardak nar şerbeti, 50 bin fincan Türk kahvesi, 25 bin tabak bulgurlu lezzetler, 500 bin bardak Türk çayı ikram edildi.
BULGUR
TÜRKİYENİN ve TÜRK MUTFAĞININ TANITIM MARKASI OLMALI !
ye’ye hatırlattık. (Kitapları Ulusal ve Yerel Marketlerde bulabilirsiniz) Bulgurun tarihsel ve besinsel özelliklerinin daha iyi anlaşılabilmesi için de Diyetisyen Seçil Kenar ile “Tarihinden Tarifine Bulgur” kitabını hazırladık. Ülkemiz ve bulgur adına, dünyada bilinen 54 “Bulgur Yemeği” tarifine yer verdik. Ayrıca dünyanın tanınmış pirinç yemekleri: İtalyan risottosunu, Japon suşisini ve İspanyol paellasını bulgurla denedik ve resmettik. Türkiye’deki bu çalışmaların yanısıra, yurtdışında 2006’dan bu yana 59 fuara katıldık. ANUGA’da ol-
duğu gibi tüm katıldığımız fuarlarda, değişik pilavlarımızı ve bulgurlu salatalarımızı ziyaretçilere tattırdık. Bulgur Yemekleri kitabımızı 11 dilde bastırıp, 450.000 adet dağıtarak bir çok ülkenin bulgurla tanışmasına vesile olduk.
BULGURU TANIYALIM, PİŞİRMESİNİ ÖĞRENELİM ! Bulgurda, tanıma ve pişirme anlamında sorunlarımızın olduğunu belirtmeliyiz. Bulgurun rengi nasıl olmalı. Bulgurun rengi parlak sarı ve tensi pürüzsüz olmaz. Bulgur, doğal buğdayın renginde ve kokusunda olmalıdır. Elinize aldığınızda özü olan buğday kokmalıdır. Sapsarı, parlak bulgurları aldığınızda bu kokuyu hissetmezsiniz çünkü bu renk elde edinceye kadar birçok işlemden geçtiği ve de içerisinde boya ve benzeri kimyasal
maddeler katıldığı için istense de buğday kokamaz. Maalesef pişirmeyi de bilmiyoruz. Bugün kebapçılarda gördüğümüz, meyane pilavı adıyla servis edilen salçalı bulgur pilavı tamamen yanlıştır. Bulgura salça konmaz, salça bulgurun lezzetini değiştirir, ekşimsi bir tat verir. Salça, buram buram bulgur kokusunu kaybettirir. Salçasız da, bulgurun içine tüm sebzeleri ekleyip bulgur pilavı hazırlayabilirsiniz. Bir yanlışımız da bulguru sadece pilavdan ibaret sanmamızdır. Hâlbuki pilav’ın dışında bulgurla; çorba, salata, dolma, köfte, sebzeli yemekler ve hatta tatlı bile yapabiliriz.
DURU BULGUR; 40 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR, ÇİNLİ VE JAPONLARA BULGUR YEDİRİYOR! Duru Bulgur olarak 5 kıtaya ihracat yapıyoruz. Amerika, Kanada, Avustralya, Avrupa Birliği ülkeleri, Kosova, Bosna Hersek, Mısır, Nijerya, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan, Japonya, Çin gibi 40 ülke sayabilirim. Bizim mutfak kültürümüze tamamen yabancı ve pirincin hâkim olduğu bu ülkelerde; Çin ve Japonya’da yerli halka bulgur yediyoruz. Japonya’da 300 şubeli markette ürünlerimiz satılmakta, Çin’de ise yerel ve ulusal marketlerde ürünlerimizin bulunmasının yanı sıra bulgur, restoran menülerinde yer alıyor. Pirinç tüketiminin fazla olduğu Çin ve Japonya gibi ülkeler, glisemik indeksi yük-
sek olan pirinçi terk edip, alternatif ürünleri mutfak kültürlerine adapte etmeye başladılar. Hedefimiz ihracat yaptığımız ülke sayısını daha da artırmak, bu milli ve değerli besinimizi tüm dünyaya tanıtmak ve dünya mutfaklarına kazandırmaktır.
İTALYA 2 MİLYON TON MAKARNA, TÜRKİYE 200 BİN TON BULGUR İHRAÇ EDİYOR! Bulgurda ihracat yapılan ülke sayısı ve ihracat hacmi bakımından birinci sırada olmamıza rağmen, ülke bazında bulgur anlamında çok gerilerdeyiz. İtalya, makarnası ile yıllık 2 milyon ton ihracat yaparken, Türkiye için bulgurda bu rakam sadece 200 bin ton! İtalya makarnasının bugün dünyada çok popüler olmasının ve kaliteli makarna olarak algılanmasının iki nedeni vardır. Birincisi İtalyan Şeflerin gittikleri ülkelerde, ülkelerini en iyi şekilde tanıtmaları ve kendi mutfak kültürlerini o ülkeye benimsetmeleri, nihayetinde kendi ürünlerini kullanmaları ve ikincisi de devlet desteğidir. Milliyet LEZZET GAZETESİ aracılığıyla hem ülkemizin yetiştirdiği birbirinden değerli şeflere, hem de devletimizin yetkili mercilerine, derneklere ve tanıtım gruplarına seslenmek isteriz, bulguru tanıtmak için deneyimlerimizi, bilgi birikimimizi paylaşmaya hazırız, gelin el ele verelim bulgurumuzu tüm dünyaya tanıtalım ve yedirelim.
12/27/13
10:33 AM
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Sağlıklı ve lezzetli… U
TÜRKİYE Lezzet Hareketi'nin aktif üyesi, gazetemiz yazarı Chef Selin Ekin 1 Kasım tarihli Hürriyet SEYAHAT GAZETESİ'ne kapak konusu oldu. İki yıldan beri, dünya mutfaklarını bizzat yerinde inceleyen, tadan, çevre ve doğal yapılarıyla birlikte yorumlayarak, Milliyet LEZZET GAZETESİ'ne yazan çok değerli LDD, LPD ve LYD derneklerinin Y.K.Üyesi arkadaşımızı kutluyor ve başarılı çalışmalarının devamını diliyoruz. KOLAY GELSİN SELİN
BAKLİYAT DEPOSU ÜLKEMİZ
2016 DÜNYA BAKLİYAT YILI ETKİNLİKLERİNE HAZIR MI ?
MERSİN merkezli ARBEL'den doğan, Kanada menşeili Dünya Bakliyat devi AGT Foods & İngredients ve Uluslararası Dünya Bakliyat Konfederasyonu CICILS'in Y.K.Bşk. Hüseyin ARSLAN, BM / Birleşmiş Milletler'in " DÜNYA BAKLİYAT YILI ‘ilan ettiği 2016 etkinliklerini, büyük bir çaba neticesinde.
Lezzet peşinde
Page 1
zak doğunun bu lezzetli mutfağında; ekşi, acı, tatlı ve baharatlar damakta nefis izler bırakıyor, kokular ise adeta büyülüyor. Vietnam mutfağı beş temel tat üzerine kurulmuştur ve her yemekte bu tatlardan en az birkaç tanesi kullanılarak lezzetli yemekler sofralara gelir. Bu beş temel bileşen; Balık sosları, karides ezmesi, soya sosu, pirinç, taze baharatlar, meyveler ve sebzeler Vietnam mutfağının temelini oluşturur. Reçetelerde en sık karşılaşılan lezzetlendiriciler, lemongras (limon otu), nane, kişniş ve fesleğen yapraklarıdır. Geleneksel Vietnam mutfağında tazelik ve dirilik her zaman ön plandadır; yağ ise minimal düzeyde kullanılır. Hal böyle olunca doğal olarak ülke mutfağı, dünyanın en sağlıklı mutfaklarından biri olarak kabul ediliyor. Protein ihtiyaçlarını ise genellikle balık, tavuk, domuz ve sığır eti ve çeşitli deniz mahsulleriyle karşılıyorlar. Budizm etkisinden ötürü ülkede ayrıca sıkı bir vejetaryan beslenme şeklini benimseyenler de çoğunlukta. Ying Yang felsefesi Vietnam mutfağında yemekler servis edilirken gözetilen bir ritüel. Malzemelerin sezonunda kullanılması, yazın soğuk servis edilen etin kışın sıcak servis edilmesi, acının ekşi ile dengelenmesi gibi… Vietnam’da mutfak gelenekleri bölgeden bölgeye değişse de bazı kurallara her bölge sıkı sıkıya bağlı. Yemeğin sadece malzeme açısından tazeliği değil, pişme zamanı da çok önemli. Her şey, o an tüketilecek şekilde hazırlanıyor; burada temel
VİETNAM MUTFAĞI
amaç koku ve rengi kaybetmemek. Sebzeleri çoğunlukla çiğ tüketiliyor; illa ki pişirilecekse ya haşlıyor ya da vog tavada soteleniyor. Sonuçta yemeklerin alabildiğine renkli ve çeşnili olması ise ortak bir görüntü olarak Vietnam mutfağının ana karakterini oluşturuyor. Vietnam Mutfağından söz ederken belki de ilk önce sokak yemeklerini anlatmak gerekir. Tüm Vietnam’da kaldırımlar sabahın ilk saatlerinden itibaren alçak masa ve taburelerle dolar. Sabahtan gecenin ilerleyen saatlerine kadar bu masalar dolar taşar. Çok uygun fiyatlara, gerçek Vietnam lezzetlerini keşfetmenin en iyi yolu bu sokak satıcılarında yemektir. Temizlik ile ilgili aşırı hassas olanları zorlayacak bu deneyim, muhteşem tatları, aromaları keşfetmek isteyen lezzet gezginleri için unutulmaz bir deneyim olacaktır. Vietnam mutfağının en bilinen ye-
Chef Selin EKİM
selinekin@lezzetgazetesi.com
8
Project1
meklerinden bazıları: Pho Çorbası: Geleneksel olarak sabah kahvaltısında tüketilen; et suyu, pirinç noodle, ince dilimlenmiş dana eti bazlı, taze otlarla çeşnilendirilen doyurucu bir çorba. Bahn Mi: Fransız Kolonyal dönemin mutfakta bıraktığı izlerden biridir. Bu sandviç baget ekmeği içine et, turşu ve yeşillikler eklenerek hazırlanır. Goi Cuon (Spring Rolls): Pirinç unuyla hazırlanan ince ve şeffaf yufkalara, karides ve yeşillikler eklenerek yapılan bir çeşit dürümdür. Goi: Mango veya papaya ile hazırlanan salata. Çoğunlukla karides ve yer fıstığı içerir. Hot Vit Lon: Embriyo halinde haşlanmış ördek yumurtası. Ördeğin yumurta içinde yeni oluşan embriyosu, bizler için hiç çekici olamasa da Vietnamlılar tarafından sevilen bir yiyecektir.
GELECEKLE İŞ YAPMAK, TARIM’IN GÜCÜNÜ KULLANMAK Pankobirlik Başkanı ve Karaman Milletvekili RECEP KONUK'un "Tarladan rafa bir markalaşma modeli olarak TORKU" konuşması, Gelecekle İş Yapmak & Gelecekte Markalaşmak konusunda MÜSİAD'ın düzenlediği VİZYONER'15 Sektörler Zirvesine damgasını vurdu.
TÜRKİYE'YE TAŞIDI
GEÇTİĞİMİZ Şubat ayında, gazetemizde yayınlanan, dünyaya örnek olacak müthiş başarı hikayesini anlatan, "GELECEĞİ KURGULAMAK BİR VİZYON MESELESİDİR. BİR MARKA GEÇMİŞİNDE BARINDIRDIĞI HİKAYE KADAR BÜYÜKTÜR" diyen Konuk, " Marka Birlikleri kurulmalı, herkes kendi gücünü muhafaza etmeli ve markalaşma
için: Ar-Ge ve İnovatif çalışmalar yapılmalı" diyerek sözlerini tamamladı. Yerli ve yabancı otoritelerin konuşmacı, Türkiyenin hemen her tarafından 1000 den fazla iş adamı ve yöneticinin izleyici olarak katıldığı son sünün, son panelindeki konuşmayı tüm salon eksiksiz izledi. Kendisine MÜSİAD Başkanı Nail Olpak teşekkür etti.
TV Yıldızı Ünlü Chefler, Mövenpick Hotel Istanbul’da
Lezzetseverlerle buluştu
M ‘19-22 Mayıs 2016 da Çeşme SHERATON Hotel’de 55 ülkeden 1000’den fazla patron, yönetici ve basın mensubu ağırlanacak. İnsanlık beslenmesinde önemli bir yeri olan BAKLİYAT tüketiminin arttırılması, sağlık açısından önemi ve Türkiyenin bu büyük tanıtım pastasından alacağı pay, yapılacakkonferans ve oturumlarla değer kazanacaktır “ diyen ARSLAN, bir kere daha elimize geçmesi zor olan bu fırsatı değerlendirmek için, Türkiyedeki firmaların bu konularda hazırlıklı olması gerektiğine işaret etti.
övenpick Hotel Istanbul’un İtalyan Başaşçısı Giovanni Terracciano ve televizyonlardaki yemek programlarıyla tanınan ünlü şefler: Danilo Zanna, Esat Özata, Memet Özer, Sahrap Soysal, Sedef İybar ve Yağız İzgül, 19 Kasım akşamı düzenlenen “Giovanni ve Arkadaşları” gecesinde konuklara benzersiz lezzet deneyimleri yaşattı. Ev sahipliğini Mövenpick Hotel Istanbul’un yeni Gn.Md. Bozkurt Atabek’in yaptığı, AzzuR Restaurant’taki yemeğe, aralarında Milliyet Gazetesinden Atılay Kandemir ve M.Vasfi Pakman'ında bulunduğu iş, cemiyet ve basın dünyasından 130 kişi katıldı.Türkiye’de ilk kez “Televizyonların Yıldız Mutfak Şeflerini” bu konsept altında buluşturan, yaratıcı yorumlardan
klasik tatlara farklı lezzetlerin sunulduğu etkinlikte, her biri ayrı bir şefin imzasını taşıyan 5 farklı spesiyalite sunuldu. Gecenin kokteylinde Royal Golden Sturgeon havyar ve füme mersin balığı yer alırken, yıldız şeflerin gurme dokunuşlarıyla hazırlanan yemekte ise Sahrap Soysal'ın "kıyma ve bulgur ile doldurulmuş bal kabaklı dilim dolması", Esat Özata'nın "sote karides, baharat kaplamalı
orkinos ve Royal mersin balıklı muska böreği", Danilo Zanna'nın "sonbahar rüyası Cannelloni makarnası", Memet Özer ve Yağız İzgül'ün "ağır ateşte pişirilmiş dana incik ana yemeği" ve tatlı olarak da Sedef İybar'ın "be- yaz çikolatalı ve frambuazlı parfesi" sunuldu. Her Şef'in kendi yemeğini bir ön konuşma ritüeli ile takdim ettiği yemekle-
rin yanında Sevilen firması adına Enis Güner bir şarap seçimi yaparak tanıttı. Başarılı bir organizasyon olarak tanımlayabileceğimiz etkinliğin mimarı Exec.Chef Terracino'yu kutluyor ve bu tarz fikirlri ülkemiz gastronomisine kazandırdığı için, kendisine ve tüm Mövenpick ailesine teşekkür ediyoruz. Ayrıca, gecede sahne alan Hande Ateş cazdan, soul'a, latin ezgilerinden balladlara kadar geniş repertuarı ve muhteşem sesiyle dinleyenleri hayran bırakırken kendisine piyanoda Erman Türkeli eşlik ettiğinide belirtelim..
Lezzet rehberi
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Yine Rekor Katılımcı, Yine Rekor Ziyaretçi
9
5 1 0 2 A G U N A
ANUGA Küresel Gıda Endüstrisi için benzersiz bir iş ve bilgi platformu olduğunu bir kez daha kanıtladı. Katılımcı ve ziyaretçilerine; Uluslararası düzeyde iletişimsel, yenilikçi ve bilimsel boyutlarda iş bağlantıları ve lezzet deneyimleri yaşattı.
D
ünya Gıda ve Gastronomi Sektörünü 2 yılda bir Almanya'nın Köln kentinde biraraya getiren bu muhteşem organizasyon: 192 Ülkeden 160.000 profesyonel ziyaretçiyi ağırlarken, 108 ülkeden de 7063 katılımcı kuruluşa hizmet verdi. Açılışta bir çok ülkenin bakanları, bürokratları ve Türkiye Lezzet Hareketi'nin de aralarında bulunduğu Sivil Toplum Kuruluşlarının başkanlarıyla temsil edildi. Her türlü gıda ürününün ve pişirme
& saklama makinaları ile yardımcı hizmet konularının da sergilendiği fuarda VEGAN ve HELAL ürünlerin ön plana çıktığı görüldü. ANUGA'ya bu yılda Türkiyeden çok sayıda, uluslararası ticaret hacmi olan marka kuruluşlar katıldı. Bir çok kuruluşun ise, artık yurt dışında yerleşik Türklere ait firmaların farkına vardığını ve onlarla ciddi işbirliği içinde olduklarını görmek bizleri de sevindirdi. Dünya'nın çeşitli ülkelerindeki Türklerin
Firmalarının standları ise bu mutluluğumuzu daha da arttırdı. Yayın yönetmenimiz, TLH Gn.Bşk. M.Vasfi Pakman'ın 5 gün boyunca gezdiği ve bitiremedim dediği ANUGA 2015 deki firmalarımızdan bahsedecek olursak, aralarındaki İhracatçı birliklerimiz, Kalkınma ajanslarımız, Belediye ve Valiliklerimiz ile Ticaret odalarımızdan bahsetmeden geçmeyelim. Selva Makarna, Duru Bulgur, Avşarlar , Ant gıda, Billur Tuz, Yayla Gıda, Su-
nar Grup, Yörükoglu, Park gıda, Banvit, Burcu Konserve, Ugur Sogutucu, Yöre Grup, Eriş Un, Tayaş, Ana gıda, Baktat, Tariş, Dardanel, Soyyiğit, Viking Temizlik, Kaysu Minibar, Fine Food, Yonca Yağ, Uludağ içecek, Aroma, Acarsan Makarna, Ekrem Narin, Memişler grup, Yakamoz Turşu, Keskinoğlu, Muhtaroğlu grup, Kom Gıda, Elmacık Su, Dimes, Kızılay Maden Suyu, Meykon, Tamek, Dogadan, Çaykur, Hazerbaba, seyidoğlu, Evliya, Balparmak, Maun, Tat makarna,
Oba Makarna, Denimeks, Sera, Marmara Birlik, Kemal Kükrer, Kadooğlu Yağ, MND gıda, Nuh'un Ankara Makarnası, Kilikya, Zade Yağ, Tukaş, Okullu, Tatlıses Gıda, Ansolive ( BE ), Helal Food ( NL ), Damak Gıda (PL), AGT Foods ( CANADA), Ozan Food, Tatlıcılar, Öz Kayseri Pastırma, DT Food, Yayla Türk, Selver Gmbh, İpek Yufka, Y&B Foods, Düzgün Food, Buram Bal, Beys Food (DE) Anuga Fuar katılımcılarından bazıları olarak dikkat çektiler.
12
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet yolu
Page 1
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
BOĞAZ'IN LEZZET ROTASI Başyazı Firkan
GÜLAYDIN
KARŞI KOMŞUDA PİŞER BANA DA DÜŞER….
TAÇ Balık Restaurant
SAKIZ ADASI ANILARIM
İ
S
firkangülaydin@lezzetgazetesi.com
EĞİTİMLİ ŞEF–BİLİNÇLİ TÜKETİCİ
H
er yemeğin bir hatırası vardır. Sahra‘nın sıcak kumları üzerinde yalın yürümek gibi olmalı ya da New Jersey‘de taze sokak melodilerini işitmek gibi .. Yemek yemek sağlıklı ve keyifli olduğunda anlamlıdır. Özellikle ev dışında ki işletmelerde‚ ‘Eğitimli Şef –Bilinçli Tüketici‘ paralelinde olmalı yemek yeme sanatı. Görsel şovların tavan yaptığı, hazır katkı maddeli ürünlerin neredeyse tüm işletmelere girdiği çağımızda, bilinçli ve sağlıklı yemek yiyebilmek bence çok önemlidir. Bunun en temel kuralı işletmelerin eğitimli mutfak personellerine sahip olması ve üretimi satın almadan, servis aşamasına kadar kontrollü ve bilinçli yaptırabilmesidir. Global Dünya’ya zarar vermeden, doğaya, hayvanlara ve insanlara saygı duyularak yapılması gereken bir icraattır Yemek İşletmeciliği ve Sanatçılığı. Ve Evlerde Yemek Yaparken; Havaların soğuduğu ve hastalık salgınlarının çoğaldığı şu günlerde. Yemeklerde taze otları mutlaka kullanmalısınız. Hem hastalıktan korunmuş olursunuz hemde sıradanlıktan çıkıp farklı lezzetler elde edersiniz. Taze adaçayı, kişniş, fesleğen, reyhan, rezene gibi otları tavsiye ederim. Yemek piştikten sonra ve pişmesine çok az kala kullanmaya ve vitaminini öldürmemeye dikkat edin. Ada çayı soslu bir makarna, kişnişli bir tavuk, çiğ brokoli salatası gibi tatları özellikle tavsiye ederim. Sebzeleri pişirirken ise fazla öldürmemek önemli. Türk damak kültürü makarna da dahil olmak üzere sebzeleri çok daha pişmiş olarak tüketiyor. Ancak; bu alışkanlığımızdan vazgeçmeliyiz. Hem gıdaların asıl lezzetlerini kaybetmemek hemde içerisindeki vitaminleri korumak adına.
SOĞUK HAVALARIN VAZGEÇİLMEZİ ‚‘SICAK ŞARAP‘‘ Rüzgar tüm cüretkarlığı ile yüzüme çarpıyordu. Messina Limanın da ki yük gemileri manzarayı bütünlerken. İtalya ana karası tüm heybeti ile karşımda duruyordu. Ancak bir şeyler eksik gibiydi. Rometta‘dan gelen seyyar bir şarap satıcısı az sonra küçük bir kamyonet ile yolun kenarında durdu. Mangal benzeri metal bir tezgah çıkarıp altını yaktı. Az sonra rüzgarında etkisi ile odunlar köz olmuştu. Metal bir kabın içine iki şişe nefis Sicilya şarabını döktü. Baharatlar ile tatlandırdı ve ısıttı. Çok geçmeden plastik kadehlere şarabı doldurdu ve yavaş adımlarda yanımıza gelerek Messina‘nın misafir perverliğini bize ispat edercesine ikram etti. Evet. Bu harikaydı. Artık hiç bir eksiklik yoktu. Serin havalarda özellikle romantik zaman geçirmek isteyenlerin evlerinde kolaylıkla yapabileceği bu tarifi sizler için paylaşıyorum. 1 Şişe Kırmızı Şarap (5-6 Kadeh İçin) 1 Stick Tarçın 1 Ad Çubuk Vanilya 2 Ad Portakal 200 Gr Çiçek Balı 1 Ad Yeşil Ekşi Elma Portakalları ve Elmayı ikiye kesin. Şarabı ve bal hariç diğer tüm malzemeyi bir tencerede kısık ateşte ocağa koyun. 5-6 dakika ısıttıktan sonra balıda ilave edin ve karıştırın. Şarabın bu aşamada kaynanaması alkolü gitmemesi açısından çok önemli. Kaynar dereceye geldiğinde ocaktan alıp sıcak olarak servis edin.. Yanında ise Gouda peyniri, Permesan, Emmantel Peyniri, Siyah üzüm gibi garnitürler çok yakışacaktır. Lezzetli Hatıralarınız Olsun Sevinç ve Sağlıklar Dilerim…
KOR ORGANİK YUMURTA YE ÜLKEDEN, ÜLKE UYOR BAŞARIYA KOŞ
AVRUPADA ÜSTÜN LEZZET ve KALİTE ÖDÜLÜ alan İzmir’in KOR ORGANİK YUMURTA kuruluşu, Dubai’de Arap yarımadasına; Yumurtada Sağlık ve Lezzeti tanıttı. Ülkemizde 7 den 70’e bilinçli tüketicinin değişmez Lezzet Markası KOR Organik Yumurta, 2-4 Kasım günleri Dubai’de düzenlenen MENOPE Uluslararası Organik Gıda Fuarına katıldı. Ürünlerini ( Yumurta & Aspir Yağı ) böylesi zengin bir uluslararası platformda görücüye çıkarmış olmanın mutluluğunu yaşayan, Y.K.Bşk.Dr.İsmail KOR, fuarın çok olumlu ve başarılı geçtiğini, standlarını ziyaret eden Dubai Kraliyet ailesinin yanısıra, yoğun iş adamı ve müşterininde ziyaret ettiğine dikkat çekti ve “ Bu yıl Avrupada Üstün Lezzet Ödülü alan kuruluşumuz, bu fuarda da yoğun ilgi gördü ve çok
stanbul Boğazı’nın dillere destan güzelliğini seyrederken, başka yerde olmayan lezzetlerin tadına varmak. İşini keyifle yapan deneyimli bir salon ekibi tarafından, evinizdeymiş gibi ağırlanmak, Dünya denizlerinin en güzeli İstanbul Boğazının kıyısında, denizlerin en güzel lezzetlerini tatmak. İster bahçesindeki çeşit çeşit ağaçların altında, ister salonlarındaki sıcak ve seçkin dekor içinde. Taç Balık Restaurant, İstanbulu yaşamayı seven herkesi benzersiz bir lezzet ve keyif yaşamaya davet ediyor. Kanlıca’da Dalgıç Okulu’nun hemen yanında 42 yıldır hizmet veren Taç Balık Restaurant kurulduğundan beri İstanbullulara ve yerli-yabancı ziyaretçilerine tadına doyulmayan deniz lezzetleri ve özenli servisi ile benzersiz bir Boğaz keyfi yaşatıyor. Dünyanın en özel yerlerinden biri olan Boğaziçi’nin hemen kıyısında, Kanlıca’nın bol oksijenli yemyeşil çevresi içinde, asırlık ıhlamur ve manolya ağaçlarının gölgesinde mükemmel bir ziyafet ortamı sunan Taç Balık Restaurant, Boğaz’a, balığa, lezzete, sohbete, sakinliğe ve güler yüze değer verenlere bitmeyen bir heyecanla hizmetini sürdürüyor. Mekanı, 25 yıldır Giresunlu Yüksel Baykara işletiyor. Salon yönetimi ise 15 yıldır, kendisi gibi hem Giresunlu, hem de mesleğin içinden gelen sempatik ve maharetli Emin Balcı’da. Mutfak ise uzun yıllardır Osman Usta’nın elinde. Çok uyumlu, saygın ve samimi bir hizmet sunan mekanın mönüleri hem lezzetli ve kaliteli, hem de fiyat itibariyle uygun. Arasında büyük farklar bulunmayan; Soğuk Mezeler, Ara Sıcaklar,
Ana Yemek ve Tatlı’dan olusan 2 grup fiks menü seçeneğini kişibaşı 130-140 TL aralığında sunan Taç Balık Restaurant’ın alakart çeşitleri de var. Yayın Yönetmenimiz M.Vasfi Pakman’ın da konuk olduğu ve tadına baktığı, klasik soğuk zeytinyağlılar, deniz ürünleri, yanısıra ara sıcaklarda pazı kavurmalı levrek, ıspanaklı karidesli mantı, levrek dolma, levrek beğendi, ahtapot tandır ve ahtapot ızgara, kalamar ve diğerleri de mevcut.Taç Balık Restaurant’ın yaratıcı ve yenilikçi mutfağı, küçük büyük tüm balık ve deniz
ürünlerinden oluşan zengin menü çeşitlerinin, her türlü pişirme yöntemiyle hazırlanıp, sürpriz lezzetlerle sunulduğu mekan: Bahçe ve Salon olmak üzere 2 ayrı bölümde hizmet vermekte. Asırlık ıhlamur ve manolya ağaçları arasında yer alan 150 Kişilik Bahçesiyle yaz aylarında hizmet verirken , Sade ve şık dekorasyonuyla eşsiz boğaz manzarası eşliğindeki salon 150 kişiye yaz- kış hizmet vermekte olup, Taç Balık Restaurant’ta vale hizmeti, minik misafirler için açık ve kapalı çocuk oyun alanları da bulunmaktadır.
Güzel Müzik, Lezzetli Yemek ve Sıcak Sohbetler için;
‘BAYLO’DA BULUŞALIM’
Y
ıllar öncesinden tanıdığım, gerçekten lezzet’e gönül vermiş iki bayan arkadaşım Güldal Seçener ve Neslihan Sağlamer, güzel müzik dinleyip, aynı zamanda lezzetli yemekler yiyebilecekleri, farklı kokteyller deneyebilecekleri, en önemlisi rahat edebilecekleri bir mekan hayal etmişler ve 4 yıl önce Baylo Bistro Bar’ı açmışlar. Meşrutiyet Caddesinde, Kamondo ailesi tarafından 19. Yüzyılda yaptırılmış bir binada yer alan mekan, orjinaline sadık kalarak restore ettirilmiş. Londra’da düzenlenen European Property Awards 2013 yarışmasından, Leisure Interior Design dalında birincilik ödülüyle dönen Baylo’nun dekorasyonu da, böylece taçlanmış. Mekana girdiğinizde sade ama sıcak detayları ve ışığı sizi o kadar huzurlu ve konfrolu hissetiriyor ki, bu ödülü hak etmişler demekten kendinizi alamıyorsunuz.Baylo için, tam bir müdavim mekanı; misafirleri kısa bir süre sonra sizin de dostunu-
za dönüşüyor. Yurt dışında sıkça rastladığımız, müdavimlerinin her gün mutlaka uğramadan geçmediği semt mekanlarının bizim ülkemizdeki sayılı örneklerinden diyebiliriz. İstanbul’un merkezi Pera’da, çok dilli, çok ırklı bir yapısı olan mekanın menüsünün de bu ruhu yansıtması gerektiği düşünülmüş ve şehrin kozmopolit yapısına uygun tasarlanmış. Bunun için de 5-6 tane çok özellikli mutfak baz alınarak, onların en bilinen ve klasikleşmiş yemekleri bizim kültürümüzle yorumlanmış. Örneğin, Fransız mutfağının klasiklerinden hollandaise soslu kuşkonmazın taratorla sunulması ya da steak tartarın satır bonfile ve isot, kurutulmuş domates gibi yöresel
aromalarla hazırlanması gibi. Aslını anımsatan ama Türkçeleştirilmiş dünya klasiklerini içeren bu menüyü ben çok beğendim, sizlerde bayılacaksınız.
BAYLO’DA ÖZEL GÜNLERİNİZ İÇİN BUTİK EĞLENCE’DE VAR!
Her Cuma ve Cumartesi geceleri yormayan fakat kesinikle eğlendiren DJ performansları Baylo’da müzik severlerle buluşuyor. Baylo’nun ev gibi olmayan ama evinizde gibi hissettiren atmosferinde özel günleriniz için eğlence de organize edebiliyorsunuz. Bu özel mekanı tanımanızı tavsiye ederim, sonrasında ise bir parçası olmak size de iyi gelecek. Haydi gün içinde, hafta sonunda veya özel günlerde Baylo’da buluşalım.
evgili lezzet dostları, havaların baharı anımsattığı Kasım başında hem içimi daha da ısıtacak, hem de yemeklerini tadarken biraz da gezgin ruhumu besleyecek nereye gitsem diye düşünürken uzun zamandır görmek istediğim Ege’ deki komşumuz güzel Sakız (Chios) Adası’na gitmeye karar verdim. Tamam karar verdim de en kolay nasıl gidileceğini araştırmak için benim sağ kolum ve asistanım olan bilgisayarımla biraz dans etmem gerekti, küçük bir valsden sonra her şeyi söyledi kerata. Önce internetten İzmir uçak biletini, sonrasında da Ege Birlik sayfasına girerek Sakız feribot biletimi ve tur programını satın aldım. Tek eksiğim oteli de ayarlayınca seyahatin ana detayları ortaya çıktı. Küçük seyahat çantamın birkaç eksiğini de tamamlayınca, bana da bekle beni Sakız demekten başka bir şey kalmadı. İki gün sonra uçaktan indiğimde güneşli bir İzmir sabahı beni karşıladı. Ne demiş şair Cemal Süreya “İzmir’de hayat beklenmez, kovalanmaz’da o zaten sizinle beraberdir”. Gerçekten öyle bir kere İzmir insanı çok yardımsever, aydın, özgür, hayatı ve İzmir’i yaşamasını biliyor. Geceleri İstanbul gibi bu şehirde de canlı ve eğlenceli geçiyor yani İzmir hep yanınızda, içinizde sizle yaşıyor. Ertesi gün erkenden uyanarak, Uçkuyular’dan kalkan Çeşme otobüsüyle limana varıp, gümrük işlemlerini de hallederek Sakız feribotuna bindim. Yaklaşık 45 dakikalık yolculuktan sonra Sakız adasına vardık.. Sevgili okuyucular, Yunanistan’ın 5.büyük adası olan Sakız’da 66 adet köy var. Cenevizlilerin elinde bulunan ada daha sonraları Osmanlı ordusu tarafından fed edilmiş. 1881’deki depremde çoğunluğu Rum 5bin kişi ölmüş, 30bin kişi evsiz kalmış. O zaman İzmir’den giden yardımlarla birlikte birçok Avrupa ülkesi de ada insanına yardımda bulunmuş. Sakızda bizi bekleyen rehberle buluşarak otobüsle ada turuna başlıyoruz. İlk dikkatimi çeken ise sahildeki pansiyonların balkonlarına ve yol üstündeki duvarlara kuruması için gelişigüzel atılmış mülteci giysileri oluyor. Onları ve yaşam şartlarını görünce bir kez daha yaşadığım hayata şükrediyorum . Merkezden içlere doğru ilerlerken hemen hemen tüm evlerin bahçelerini çevreleyen yüksek duvarlar dikkatimi çekiyor ve rehberden öğreniyoruz ki narenciye burada çok iyi yetiştiği için onları rüzgar ve nemden korumak adına bu dik duvarlar yapılmış... Adada ki ilk köyümüz olan Armolia’ya vardığımızda köyün küçük meydanındaki seramik atölyeleri ve dükkanları çok şirin. Bir iki atölye ve seramik mağazasını gezdikten sonra, rehber eşliğinde meşhur Sakız ağaçların olduğu alana gidip bu bitkiyi yakından tanıma fırsatı buluyoruz. Sakız ağacı 100 yıldan fazla yaşayan ve 5 yılda sakız salgılayan bir bitki: Ağaç başına 1-2 kilo sakız veriyor. Yeşilimsi renkte çiçek açan bu bitkinin dal ve gövdesinden akan reçineden Mastik” adı verilen sakız elde ediliyor ve bu sakız’ın macununun mide ve bağırsaklara şifalı geldiği söyleniiyor. Sonrasında merkeze 25 km uzaklıktaki Pyrgi(Pirgi) köyüne doğru yola çıkıyoruz. Bence Sakız’ın en etkileyici köylerinden biri. Evlerin cephelerinde sadece beyaz ve siyah geometrik şekillerin sıva üzerine işlendiği el oymacılığı tekniğiyle yapılmış çeşitli süsleme motifleri dikkat çekiyor. Öğreniyoruz ki geçmişi ve dokuyu korumak adına yeni yapılacak evlerinde bu teknik ve özellikle yapılması şartmış. Köyde dolaşırken karşımıza Ayion Apos kilisesi çıkıyor bu kliseyi de mutlaka görün, hatta hemen önündeki alanda oturup nefis Frappe içmeden Mesta köyüne doğru yola çıkmayın dostlar. Mesta köyü merkeze yaklaşık 35 km mesafede en korunmuş ortaçağ köylerinden biri. Bizans döneminde kurulan köy o dönemde korsanlardan korunmak ve onların dar sokaklarda kaybolmalarını sağlamak amacıyla labirent şeklinde yapılmış. Size tavsiyem sokaklarda kaybolmak istemiyorsanız yürürken sokakların ortasında ki uzun ve kesintisiz olukları takip edin. Burada tavsiye üzerine adanın meşhur sakız dondurmasını deniyorum, bugüne kadar yediğim en güzel sakızlı dondurmaydı desem yalan olmaz. Çok beğendim adaya geldiğinizde mutlaka tadın. Daha sonra bir balıkçı köyü olan Emborios’da doğru yola çıkıyoruz . Bu köyün sakin sahili ve birkaç küçük balıkçı restoranı dikkatimi çekiyor, hatta yazın gittiğinizde denize girmek isterseniz hemen kayaların arkasında güzel bir plajı da var. Burada güzel manzaraya karşı yemek molası verilir diyerek, sahildeki lokantaya hep birlikte oturduk. Hem yorgun, hem de aç olunca bir an önce komşu yağlarını ve yemeklerini bu güzel manzaraya bakarak tatmak için can attım. Sevgili dostlar, burada ne yediğimden çok tat ve fiyatlardan bahsetmek istiyorum. Açıkçası komşular bu işi hem ucuz hem de lezzetli yapıyorlar. Bizde 3 kaşıkta mezeler biter beş kaşık parası öderiz ya öyle değil, tek kişilik porsiyonlar oldukça doyurucu, taze ve lezzetli ayrıca makul fiyatlarla masadan kalkıyorsunuz. Yağlarına gelince alışık olmadığınız şekilde tüm yemeklerde ve mezelerde sızma yağ oldukça fazla kullanıyorlar, bu da yediğiniz yemekleri ve deniz ürünlerini tabî ki müthiş lezzetli kılıyor. Denize karşı yenilen güzel ve sağlıklı yemeklerden sonra, hem ruhumuz hem midemiz doymuş bir şekilde yanımızdaki insanlarla sohbet ederek otobüslere biniyoruz. Yolda gördüğümüz küçük köylerden geçerken çektiğimiz fotolar, anlatılan hikayeler ve bol sohbetler eşliğinde Sakız merkeze geldiğimizde herkesin yüzünde güzel geçen bir günün mutluluk ifadesi vardı. Ada çarşısından alınan birkaç hediyelik eşya ve tabiî ki sakız ve fıstık reçeli ile birlikte Çeşme’ye hareket ediyorum. Limanı gezmeden ve meşhur Kumru’nun tadına bakmadan gönlüm İzmir’den İstanbul’a dönmek istemiyor... Sevgili okuyucular, siz de arada bir hayata mola verin, kendiniz sadece kendiniz için bir şeyler yapın, mesela tek çıkın tatile ve yaşadığınız anı iyi yaşayın. Sevdiklerinize ve işinize en önemlisi hayata daha mutlu bakmaya başladığınızı göreceksiniz. Yüreğinizden sevgiyi, damağınızdan lezzeti eksik etmeyin, sağlıcakla kalın. Nil Ünsal / Zeytinyağı Panalisti/Yazar/ Eğitmen/ Gezgin
Lezzet rehberi
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
HACIBEY DÖNER LOKANTASI BASINDA GÜVEN
13
İSTANBUL’DA DÖNER’E YENİ BİR “ANLAM” KAZANDIRDI
Teşvikiye’nin ünlü dönercisi HACIBEY, şimdi “ İstanbul Dönerciliği “ konseptiyle Ataşehir’de..“İstanbul Dönerciliği” şehir hayatının rutini içerisinde çok sayıda kişiyi, aynı anda, bekletmeden ve sunum ritüellerinden vazgeçmeden ağırlayan yepyeni bir dönercilik konsepti olarak tanımlanıyor.
A
taşehirde geçtiğimiz ay açılan Hacıbey Döner Lokantası, konuklarına tüm zerafeti ve nefasetiyle geleneksel döner lezzeti sunuyor. Bursa’da 1950 yılında dedesiyle başlayan ve 19932013 yılları arasında 20 yıl Teşvikiye’de bizzat dönerciliğe devam eden 3. Kuşak İsmet Hacıbeyoğlu yönetiminde hizmet vermeye başladı. Bursa'da doğan, Teşvikiyede yetişip gelişen, İstanbul ve Misafirlerinin gözdesi olan Lokantaya, başta Bursa olmak üzere Anadolu'nun diğer şehirlerinden
bile gelenler var. Yoğun ilgi gören 500 kişilik mekanda hafta sonları yer bulunmuyor. Çocuklu ailelerin geniş ve rahat ortamı, güvenilir ve sağlıklı lezzetleri için, İş adamlarının sakin ortamı ve kaliteli mönü-
leri için tercih ettiği Hacıbey Döner Lokantası bağımsız salonları teras ve aydınlık bölümleriyle şimdiden İstanbulluların gözde Yeme-İçme yerleri arasına girmiş durumda. GASTROCAST İleri çözümler mutfağı ve iş geliştirme platformu AŞ Y.K.Bşk. Aydın Şeker ve profesyonel ekibi tarafından işletilen, aynı anda 750 kişiye mükemmel servis vermek üzere tasarlanan 5 katlı muhteşem bir binada faaliyet gösteren Hacıbey Döner Lokantası'nın, salonunda ve mutfağındaki yaklaşık 100 kişilik deneyimli kadrosu, akıllı binası, şık dekorasyonu, 100 araçlık özel otoparkı ve lezzet odaklı mönüsü ile şehre yeni bir müdavim mekânı olarak katıldı. Ulusal bir lezzete dönüşen döneri kendi üslubuyla zenginleştirerek sunan, " Dönerin Aslı ve Esasını " anlatan İsmet Hacıbeyoğlu, zarif kişiliği ve lezzetsever yapısıyla İstanbul gastronomisinin yakından tanıdığı bir üstad. Hacıbey Döner Lokantası’nda Döner Kebap ve Bursa Kebabı başrolde… Önceliğin dönerde olduğu menü, dönerin lezzetini tamamlayacak Hacıbey’e özel tatlarla destekleniyor. Doğal ortamda beslenen ve özenle seçilen kuzu ve dana etleri yılların ustalık becerisiyle işlenerek döner haline getirilip, misa-
r. araya geldile ntasında bir ka Lo er n ö D hir HACIBEY rini özledikleri lezzetlerle buluştuamaçla Ataşe u b , ri le ye ü ruyor." diyelim ve sözü fazla uzatin n İ’ R LE NEK LEZZET DER bir DÖNER SARAYI'dır. Zarif sui mayalım. Kesinlikle denemelisizl ke er m l u İstanb numları ile Patlıcan Ezmesi ve Bal- niz, lezzetler şahane, fiyatlar şaşırtıcı derecede ehven. Daha ne diyekanla bütünleştiğine şahit olacak- kan Ezmesi ikramları, gerçek et, firlerin gözleri sınız. Reçetesi İsmet Hacıbeyoğlu veya sebze suyu kullanılarak hazır- lim. önünde odun lanan çorbaları ve en düateşinde pişitarafından özel olarak hazırlanan şük şeker oranı ile tam riliyor. Lezzeözel sos ile marine edilip tereyağı tadında hazırlanan özgün ti içinde, yağı, ile servise sunulan Bursa Kebabı, suyu, tadı, tuzu, mekânı Nişantaşı’ndan hatırlayan- tatlıları, şıra, limonata ve baharatı tam yelar için özlenen bir tada kavuşma- şerbetleri ile Hacıbey, kürinde bir döner ziyı sağlıyor. Kara fırında sade, çörek çük büyük tüm misafirleyafeti sunuyor Hacıotlu ve tam buğday unundan yapılan özel ekmeklerde servis edilen bey Döner Lokantası, iş moekmek arası döneri, pilav üstü dödeli gereği özgün dekorasyonunu neri ve lavaş döneri ile Hacıbey, İsaçık mutfak ile tamamlıyor. tanbul’un en lezzetli dönerini vaDöneri tam kıvamında sunan, dediyor. Hacıbey’in özel kebap sosofra estetiği ile heyecanlandıran suyla hazırlanan dönerleri, sosun mekanda, lezzetin devamı birbiriet lezzetini bastırmaması özelliği, ne çok uyumlu geçişlerle sağlanıgurmeler ve damak tadına düşkün yor. Değişik turşular, piyaz salataolanlar tarafından özellikle tercih sı, iştah açıcılar, farklı çorba lezediliyor. zetleri de denemeye değer. Hacı"İsmet bey, bey'in özgün tatlılarını, bilhassa buraya Döner Limonlu muhallebisi ve portakallı sütlaçı, zerdesi ve diğerlerini de ih- Lokantası diyor, bizce haksızlık mal etmeyelim. Masaya gelen ekediyor. Bu mekan mek tepsisinden, tuzluğuna her eşsiz ve emsalsiz detayın özgün tasarımlarıyla me-
UNIQ İstanbul LEZZET, SANAT, EĞLENCE VE SPOR ETKİNLİKLERİNDE HIZ KESMİYOR…
Y
eni sezona hızlı başlayan UNIQ İstanbul hız kesmiyor; Yeni sergiler ve restoranlar peşpeşe açılıyor, konserler, festivaller, iş toplantıları, spor müsabakaları, ödül törenleri ve eğlenceli aktivitelerle şehri Maslak’ta buluşturuyor. UNIQ İstanbul’da sanat, lezzet ve eğlence birarada sunuluyor. Şehrin içinde, ancak gürültüsünden ve stresinden uzak. Doğanın içinde, ancak konforlu ve güvenli bir ortamda. Her damağa ve bütçeye uygun lezzetlerin sunulduğu 20 yiyecek içecek mekanı. Otopark ve çocuk oyun alanları, Müzik ve diğer hobi mağazaları, Fitness Center, Süpermarket, toplantı salonları, açık kapalı konser ve sportif aktivite merkezleriyle insan için, mükemmel bir yenilenme ortamı yaratılmış.
YEME-İÇME MEKANLARI OLARAK UNİQ’de bu ay başında, Gurme yazar ve chef Meri Çevik Simyonidis tarafından işletmeye açılan MEZEDAKİ nin dışında BTA yönetimindeki FOODS&WOODS Konseptinde TİCKERDAZE, CAKES&BAKES, ANADOLU TADINDA, işletmeleri var. Ayrıca Yemek ve Müzik için TAMİRHANE, İtalyan Mutfağı için ROSSOPROMODORO, Uzak doğu mutfağı SUSHİCO, Diğerleri arasında: WINE& MORE, CAFFE VERGNANO, BURGER LAB, NEWYORK FRİES, PLUS KİTCHEN,
KAPTA, KANTİN, PLANET DÖNER, BY TRİLEÇE, WAFFLE PARK, JUİCE BOX ve ünlü KARA FIRIN Pastanesi bulunmakta. Eğlenceli ortamlarında unutulmadığı UNİQ’de; Dünyaca ünlü macera parkları ve yüksek ip parkurlarıyla Xtrem Aventures; dünyanın dört bir köşesindeki 15 ülkenin arasına bu yıl Türkiye’yi de kattı, UNIQ İstanbul’da yaz boyunca adrenalin dolu dakikalar yaşattı. Xtrem Aventures, adrenaline tüm hızıyla devam ediyor ve kış döneminde de kapılarını açık tutuyor. Xtrem Aventures, 8000 metrekarelik orman alanda “yerden göğe kadar eğlence” konsepti ile adrenalin tutkunlarını haftanın yedi günü bekliyor Dünya standartlarında teknik altyapıya sahip olan The ZONE, 1.600 M2’lik dev bir alanda hizmet veriyor. İçerisinde geniş olanaklara ve teknik alt yapıya sahip özel bir Sergi Alanı, çocukların öğrendiklerini uygulama, yaşıtlarıyla birlikte bilgi ve becerilerini geliştirme ve ekip olarak çalışma fırsatı bulacakları Da Vinci Learning eğitim kanalının ilim, bilim, teknoloji kültür ve sanat alanlarındaki zengin içeriği ile Atölye Alanı-Auditoryum ve Türkiye’nin ilk indoor Trambolin Park’ın bulunduğu The ZONE; geleceğin büyükleri olan çocuklar için çok özel bir dünya sunuyor.
LEZZET DOSTLARI, UNİQ İSTANBUL'UN YENİ LEZZET DURAĞI
MEZEDAKİ Açılışında Buluştular
‘Butik Meze Evi’ tanımının hakkını fazlasıyla veren Mezedaki, UNIQ İstanbul’da açıldı. İstanbul’un eski meze kültürünü menüsünde karşımıza çıkaran mekan, konuklarına günün her saati meze yemenin keyfini yaşatıyor.
Ö
zel restoranların farklı lezzetleriyle açık & kapalı alanlarda yemek keyfi sunan UNIQ İstanbul, lezzet duraklarına Mezedaki’yi de ekledi. 2012 yılında, ailesi İstanbullu olan Rum Meri Çevik Simyonidis tarafından butik bir meze evi olarak Bebek’te açılan Mezedaki, genişlettiği menüsü ile Maslak’taki UNIQ İstanbul’a taşındı. Deniz Biber Eyüboğlu ortaklığıyla açılan Mezedaki, öncelik İstanbul mutfağı olmak üzere Türk, Yunan ve dünya mutfağından seçme lezzetlere
yer veriyor. Söyleşi, workshop ve panellerle de meze kültürünü yaşatmaya devam eden Mezedaki Konseptinin yaratıcısı, LDD/Lezzet Dostları Derneği Kurucularından Simyonidis, çok beğenilen kitabı "İSTANBUL'UM TADIM,TUZUM,HAYATIM" dan sonra yazdığı "BİR VARMIŞ, BİR YOKMUŞ" un tanıtımını, açılış öncesi UNİQ içinde bulunan Sultan Abdulhamit'in Av Köşkü binasındaki kültür merkezinde; Gurme
Yazar Artun Ünsal ile birlikte yaptı ve dostlarına imzaladı. Müzik ve sohbetler eşliğinde gece geç saatlere kadar devam eden açılışta, konuklar birbirinden nefis sıcak ve soğuk mezelerin tadına enfes şarapların eşliğinde baktılar. Kurucu ve İşletmeci bayan ortakları tebrik ederek başarılarının devamını dilediler. Maslak / Ayazağa Caddesi No:4 (Her 20 dakikada bir İTÜ Ayazağa Metro çıkışı, Windowist karşısından ring servisi bulunmaktadır.)
14
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet & Temizlik
Page 1
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GĂœVEN
AYDOS MAKÄ°NA GENEL MĂœDĂœRĂœ SELÄ°M ARIKAN
HakkÄą KORKMAZ
hakkikorkmazz@lezzetgazetesi.com
Gastronomi sektĂśrĂźnde kiĹ&#x;isel hijyenin Ăśnemi
A
lmanya’da her yÄąl mikroorganizmalarÄąn ve Ăśzellikle de gÄąda maddelerinde bulunan bakteriler virĂźsler veya parazitlerin neden olmuĹ&#x; olabileceÄ&#x;i 100.000’in Ăźzerinde rahatsÄązlanma olayÄą bildirilmektedir. Ancak uzmanlarÄąn tahminlerine gĂśre bu sayÄą aslÄąnda çok daha yĂźksek. Bu kapsamda ßçßncĂź taraflar için yemek hazÄąrlayan kiĹ&#x;iler bĂźyĂźk sorumluluk taĹ&#x;Äąrlar. Yemekler saÄ&#x;lÄąk açĹsÄąndan kesinlikle gĂźvenli ve kalite açĹsÄąndan kusursuz olmalÄądÄąr. Bu hedefi baĹ&#x;armak için mutfaktaki gĂźnlĂźk çalÄąĹ&#x;malar sÄąrasÄąnda tĂźm mutfak ekibi temizlik ve hijyene dikkat etmelidir. Bu kural benzer Ĺ&#x;ekilde hem kiĹ&#x;isel vĂźcut ve el hijyeni için hem de gÄąda maddelerine yĂśnelik iĹ&#x;lemlerin doÄ&#x;ru Ĺ&#x;ekilde uygulanmasÄą ayrÄąca mutfak ve tĂźm iĹ&#x;letme temizliÄ&#x;i için geçerlidir. Bu kurallarÄąn gastronomi sektĂśrĂźnde çalÄąĹ&#x;anlar açĹsÄąndan gĂźnlĂźk mutfak uygulamalarÄąnda nelere baÄ&#x;lÄą olduÄ&#x;u aĹ&#x;aÄ&#x;Äąda yer alan hijyen kurallarÄąnda kÄąsa ve ĂśzlĂź olarak açĹklanmaktadÄąr.
KİŞİSEL HÄ°JYEN VĂźcudun temiz tutulmasÄą. Cilt Ăźzerinde ve Ăśzellikle de kafa derisinde çok sayÄąda mikroorganizma yaĹ&#x;ar. VĂźcudumuzu yÄąkadÄąÄ&#x;ÄąmÄązda bu mikroorganizmalarÄąn çoÄ&#x;alma seviyesi dĂźĹ&#x;er. Bu nedenle vĂźcut hijyeni çok Ăśnemlidir. SaçlarÄąn dĂźzenli olarak yÄąkanmasÄą kafa derisinin Ăźzerinde bulunan ve mikroorganizmalar için besin kaynaÄ&#x;Äą oluĹ&#x;turan kepeklerin temizlenmesini saÄ&#x;lar. TÄąrnaklar daima kÄąsa kesilmeli temiz tutulmalÄą ve kesinlikle boyanmamalÄądÄąr. Ă–zellikle uzun tÄąrnaklarÄąn altÄąnda mikroorganizmalar birikebilir. Bu nedenle tÄąrnaklar mĂźmkĂźn olduÄ&#x;unca kÄąsa kesilmelidir. TÄąrnak boyasÄą tÄąrnak altÄąndaki kirlenme seviyesinin fark edilmesini Ăśnler ve ayrÄąca tÄąrnak boylarÄą kßçßk parçalar halinde dĂśkĂźlĂźr bu nedenle tÄąrnak boyasÄą mutfak iĹ&#x;lerinde kesinlikle yasaktÄąr. Ă–zel kÄąyafetler ve iĹ&#x; elbiseleri kesinlikle birbirlerinden ayrÄąlmalÄądÄąr Mikroorganizmalar Ăśzel kÄąyafetlerinizin Ăźzerinde mutfak bĂślgesine taĹ&#x;Äąnabilirler. Bu nedenle iĹ&#x;yerinde daima temiz iĹ&#x; elbiseleri giyilmelidir. DolabÄąnÄązda iĹ&#x; elbiselerinizi ve Ăśzel kÄąyafetlerinizi birbirinden ayrÄąlmÄąĹ&#x; Ĺ&#x;ekilde muhafaza edin. Her gĂźn temiz elbiseler giyin ve temiz mutfak bezleri ve havlularÄą kullanÄąn Ä°Ĺ&#x; elbiselerinin mutfak bezlerinin ve havlularÄąnÄąn Ăźzerinde çoÄ&#x;alan mikroorganizmalar gÄąda maddelerine bulaĹ&#x;abilirler. Bu nedenle iĹ&#x; elbiselerinizi mutfak bezlerini ve havlularÄąnÄą her gĂźn deÄ&#x;iĹ&#x;tirin. Ä°Ĺ&#x; elbisesinin kumaĹ&#x;Äą kaynatÄąlmaya uygun tipte ve açĹk renk olmalÄądÄąr. Mutfak alanÄąnda daima baĹ&#x;lÄąk takÄąlmalÄądÄąr Ä°nsan kafa derisi zaman zaman kepeklenir. AyrÄąca her gĂźn bir miktar saçĹmÄąz dĂśkĂźlĂźr. GÄąda maddelerinde kepek ve saç kÄąllarÄąnÄąn bulunmasÄą hem mide bulandÄąrÄącÄą bir durumdur hem de Ăźzerlerinde çok sayÄąda mikroorganizma bulunmasÄą nedeniyle hijyen deÄ&#x;ildir. Bu nedenle çalÄąĹ&#x;Äąrken daima uygun tipte bir baĹ&#x;lÄąk kullanÄąlmalÄą ve uzun saçlar mutlaka toplanmalÄądÄąr. ÇalÄąĹ&#x;maya baĹ&#x;lamadan Ăśnce: Kol saatinizi el ve parmak takÄąlarÄąnÄązÄą çĹkartÄąn Terleme nedeniyle kol saati ayrÄąca el ve parmak takÄąlarÄąnÄąn altÄąnda bir nemlenme oluĹ&#x;ur bu da bakterilerin çoÄ&#x;almasÄąna uygun bir ortam yaratabilir. AyrÄąca takÄąlar el ve kollarÄąn itinalÄą bir Ĺ&#x;ekilde yÄąkanmasÄą ve temizlenmesini engellerler. Bu nedenle çalÄąĹ&#x;maya baĹ&#x;lamadan Ăśnce takÄąlar çĹkartÄąlmalÄądÄąr. Benzer nedenlerle iĹ&#x; sÄąrasÄąnda kĂźpe ve kolye takÄąlmamalÄądÄąr. Eller dĂźzenli olarak ve itinalÄą bir Ĺ&#x;ekilde yÄąkanmalÄą ve dezenfekte edilmelidir. Ellerimiz mikroplar ve hastalÄąklara neden olan etkenlerle her an temas halindedir. Ellerin sabun ve ÄąlÄąk suyla iyice yÄąkanmasÄą ve ardÄąndan tek kullanÄąmlÄąk havluyla kurulanmasÄą bu mikroorganizmalarÄąn gÄąda maddelerine taĹ&#x;ÄąnmasÄąnÄą Ăśnler. Ellerinizi daima el yÄąkamak için ĂśngĂśrĂźlen lavabolarda yÄąkayÄąn. İçerisinde gÄąda maddeleri veya bulaĹ&#x;Äąk yÄąkanan lavabolarda el yÄąkanmak yasaktÄąr. Ellerinizi iĹ&#x;e baĹ&#x;lamadan Ăśnce iyice ve iĹ&#x; safhalarÄą arasÄąnda dĂźzenli olarak yÄąkayÄąn. Ă–zellikle ve en azÄąndan et kanatlÄą hayvan ve yumurta gibi çiÄ&#x; gÄąda maddeleriyle yapÄąlan çalÄąĹ&#x;malarÄąn sonrasÄąnda ve her tuvalete gidiĹ&#x;in ardÄąndan eller mutlaka iyice yÄąkanmalÄą ve ayrÄąca dezenfekte edilmelidir. KiĹ&#x;isel hijyene iliĹ&#x;kin iĹ&#x;letme talimatlarÄąna dikkat edin ve mutlaka uyun. GÄąda maddelerini Ăźzerine doÄ&#x;ru ĂśksĂźrmeyin ve hapĹ&#x;ÄąrmayÄąn GÄąda maddesi zehirlenmelerine neden olabilecek bakteriler saÄ&#x;lÄąklÄą insanlarÄąn da burun ve boÄ&#x;az bĂślgelerinde bulunurlar. Bu nedenle burun ve boÄ&#x;az bĂślgesinde bulunan bakterilerin ve virĂźslerin kßçßk damlacÄąklar Ăźzerine yemeklere bulaĹ&#x;masÄąnÄą Ăśnlemek için ĂśksĂźrmeniz veya hapĹ&#x;ÄąrmanÄąz gerektiÄ&#x;inde gÄąda maddelerine arkanÄązÄą dĂśnĂźn. Kol dirsek bĂślgesinin içte kalan bĂślĂźmĂźyle aÄ&#x;zÄąnÄązÄą kapatarak ĂśksĂźrĂźn ve burnunuzu temizlemek için kâÄ&#x;Äąt mendil kullanÄąn. KullandÄąÄ&#x;ÄąnÄąz kaÄ&#x;Äąt mendili hemen çÜpe atÄąn ellerinizi iyice yÄąkayÄąn ve dezenfekte edin.
Hedefimiz Ä°hracatta 100 Ăźlke H
alÄą yÄąkama makinalarÄą sektĂśrĂźnde saÄ&#x;lam temeller ĂźstĂźne kurulmuĹ&#x; firmalarÄąn baĹ&#x;Äąnda gelen Aydos Makina Genel MĂźdĂźrĂź Selim ArÄąkan ile firmasÄąnÄą ve sektĂśrĂźn geldiÄ&#x;i noktayÄą konuĹ&#x;tuk.Genç tecrĂźbeli ve ne istediÄ&#x;ini bilen ArÄąkan sektĂśrĂźn içinde bulunduÄ&#x;u durumu Ĺ&#x;Ăśyle kÄąsaca Ĺ&#x;Ăśyle Ăśzetledi. Daha dĂźne kadar her yerde halÄą yÄąkayan merdiven altÄą iĹ&#x;letmecilerin birçoÄ&#x;u makinacÄą oldu ve bunun akabinde sektĂśrde yapÄąlan makinalarÄąn bĂźyĂźk bir bĂślĂźmĂź kullanÄąlmadan çÜpe gitti.Bunun ĂśnĂźne geçmeliyiz dernekleĹ&#x;me diyorlar ama dernek baĹ&#x;kanlarÄąnÄąn bir çoÄ&#x;unun yaptÄąÄ&#x;Äą tek Ĺ&#x;ey telefon açĹp çekiliĹ&#x;ler için makina istemek fakat merdiven altÄą ile uÄ&#x;raĹ&#x;maya hiç niyetleri yok.Bu gidiĹ&#x;le sÄąkÄąntÄąlar daha da bĂźyĂźyecek.AslÄąnda bunlarÄąn bĂśyle olmasÄą sektĂśrde bizim gibi kurumsal çalÄąĹ&#x;an firmalarÄąn daha Ăśn plana çĹkmasÄąnÄą saÄ&#x;lÄąyor. Bizim amacÄąmÄąz daha çok ihracaat yapmak. FirmamÄązÄąn makina Ăźretiminin baĹ&#x;Äąnda bulunan firma ortaÄ&#x;ÄąmÄąz Taner Ă–zbar ve Ar-Ge kÄąsmÄą ile gece gĂźndĂźz toplantÄąlar yapÄąp daha iyiye nasÄąl ulaĹ&#x;abilirizi konuĹ&#x;up tartÄąĹ&#x;Äąyoruz.KÄąsaca kendimi ve firmamÄą tanÄątmak isterim. 1979 kartal doÄ&#x;umluyum Makine MĂźhendisliÄ&#x;i bĂślĂźmĂź mezunuyum. 2005 e kadar beraber çalÄąĹ&#x;tÄąÄ&#x;Äąm babamdan Kartal’da bulunan atĂślyemizi devralarak endĂźstriyel temizlik makinalarÄą Ăźretimi imalatÄąna firma ortaÄ&#x;ÄąmÄąz Taner Ă–zbar ile beraber baĹ&#x;ladÄąk ve 10 yÄąldÄąr bu iĹ&#x;i devam ettirmekteyiz. Yenilikci yatÄąrÄąmlar yaparak her gecen yÄąl kalitemizi artÄąrmaya devam ediyoruz. Otomatik halÄą yÄąkama makinalarÄą halÄą çĹrpma vibrasyon makinalarÄą hav alma paketleme makinalarÄą halÄą sÄąkma ve kurutma makinalarÄą imalatÄąnÄą yaptÄąÄ&#x;ÄąmÄąz Ăśncelikli makinalar arasÄąndadÄąr. Her geçen
gĂźn yenilikçi yatÄąrÄąmlar yaparak mĂźĹ&#x;teri memnuniyetini Ăśn planda tutma ve teknolojiyi yakÄąndan takip ederek mĂźĹ&#x;terilerimize hizmet vermeye devam etmekteyiz. Aydos makine olarak uzman kadromuzla tĂźm dĂźnya Ăźlkelerine hizmet vermekteyiz. Ă–ncelikli olarak Arap ve DoÄ&#x;u Ăźlkeleri MÄąsÄąr Ä°ran Libya Katar Almanya Rusya Ä°talya Romanya Kosova Makedonya ve daha bir çok Ăźlkeye bugĂźne kadar hizmet vermiĹ&#x; bulunmaktayÄąz. Ä°malatÄąnÄą uzman kadromuz ile birlikte geliĹ&#x;tirdiÄ&#x;imiz otomatik halÄą yÄąkama makinalarÄą halÄą sÄąkma makinalarÄą halÄą çĹrpma vibrasyon makinalarÄą hav alma ve paketleme makinalarÄą yedek parça bakÄąm-
onarÄąm ve 7/24servis garantisi ile ĂźrĂźnlerimizde en iyi olma dĂźĹ&#x;Ăźncesi ile Ăźretmeye devam etmekteyiz. Firma olarak yaptÄąÄ&#x;ÄąmÄąz iĹ&#x;ler yapacaklarÄąmÄązÄąn garantisidir.
ARIMOP GENEL MĂœDĂœRĂœ REMZÄ° ARITĂœRK
Mop Ăźretimi bizim iĹ&#x;imiz! ENDĂœSTRIYEL temizlik sektĂśrĂźnde mop Ăźretimi konusunda sĂśz sahibi olan ĂœrettiÄ&#x;i moplarÄąn bĂźyĂźk kÄąsmÄąnÄą ihrac eden ĂźrĂźn kalite ve çeĹ&#x;itlilik konusunda sektĂśrĂźn lider firmalarÄąndan ArÄąmop’un Genel mĂźdĂźrĂź Remzi ArÄątĂźrk ArÄątĂźrk tekstil temizlik olarak prensibimiz Ăźretim planlarÄąmÄązÄą yaparken kendimizi satÄącÄą ve tĂźketici konumuna koyarak kalite hizmet titiz iĹ&#x;çilik ve seri Ăźretim gibi ilkelere dikkat ederek hizmet sunmaktÄąr. çßnkĂź satÄącÄąnÄąn rahat pazarlayamadÄąÄ&#x;Äą ve tĂźketicinin takdirini kazanamayan ĂźrĂźnlerden verim alÄąnamayacaÄ&#x;ÄąnÄąn bilincindeyiz. Bu gĂźne kadar olduÄ&#x;u gibi bundan sonrada kalitesine ve amacÄąna uygun ĂźrĂźnler Ăźretip sunmaya devam edeceÄ&#x;iz. 2016 hedeflerimizin baĹ&#x;Äąnda tesislerimizi daha modernize etmek kaliteli elaman istihdamÄą yapmak ve yapacaÄ&#x;ÄąmÄąz ihracatlarla Ăźlkemizin kalkÄąnmasÄąna bir nebzede olsa katkÄąda bulunmak.
Genel MĂźdĂźr Nursel YĂźksel
SektĂśrĂźn dd alÄą portalÄą Bize biraz yeni projenizden bahseder misiniz? EndĂźstriyel temizlik sektĂśrĂźnĂźn gĂśzĂź kulaÄ&#x;Äą olarak sektĂśrdeki Ăźretici tedarikçi ithalat ve ihracatçĹlarÄą bĂź- yĂźk bir çatÄą altÄąnda toplayarak karĹ&#x;ÄąlÄąklÄą kazanç ve ticaretin gĂźvenilir bir ortamda yapÄąlmasÄą- nÄą saÄ&#x;layacak olan bĂźyĂźk ve uluslararasÄą bir e-ticaret portalÄą hayata geçiriyoruz. Bu projeyi nasÄąl ve neden hayata geçiriyorsunuz? EndĂźstriyel temizlik sektĂśrĂźnĂźn tv gazete dergi olarak tĂźm mecralarÄąnda yer almak sektĂśrĂźn nabzÄą- nÄą tutmak adÄąna grubumuza Ăśnemli bir ayrÄącalÄąk kazandÄąrmakta buna farklÄą sektĂśrlerdeki global deneyimler de eklenince doÄ&#x;al olarak sektĂśre çok daha geniĹ&#x; bir açĹdan bakabilmemiz mĂźmkĂźn oluyor. ÇaÄ&#x;ÄąmÄąz hÄązlÄą bilinçli sistemli ve seri hareket edenlerin baĹ&#x;arÄąya ulaĹ&#x;tÄąÄ&#x;Äą bir çaÄ&#x;... Bizler de bu trioyu tĂźm sektĂśrĂźn kazanabileceÄ&#x;i bir projeye çevirdik..KÄąsa bir sĂźre sonra da aktif hayata geçireceÄ&#x;iz. Sizinle iĹ&#x;birliÄ&#x;i içinde olmak sektĂśre ne kazandÄąracak kÄąsacasÄą Ĺ&#x;irket ve markalar niye sizinle iĹ&#x;- birliÄ&#x;ine girmeli? Daha Ăśnce de belirttiÄ&#x;im gibi yÄąllardÄąr sektĂśrĂźn nabzÄąnÄą tuÄątan bir medya grubuyuz istikrarÄąmÄąz rakiplerimiz olmasÄąna raÄ&#x;men baĹ&#x;arÄą ile devam etmekte haliyle bu durum bizlere gĂźven olarak da geri dĂśnĂźyor.Yani sektĂśre bizi tanÄąyÄąn biz buyuz demek gibi bir zaman kaybÄąmÄąz yok GĂœVEN ve BÄ°LÄ°NÄ°LÄ°RLÄ°K temelinin çok Ăśnceden atÄąlmÄąĹ&#x; olmasÄą projemize bĂźyĂźk bir sermaye ama daha Ăśnemlisi ciddi bir zaman tasarrufu saÄ&#x;layacak.BĂśylelikle sanal satÄąĹ&#x;taki ‘’dokunmadan al-
3 3 3 M E T
mam’’ psikolojisini de Ăśnemli bir Ĺ&#x;ekilde yok etmiĹ&#x; olacak. AyrÄąca medya kuruluĹ&#x;u olmamÄąz sektĂśre tarafsÄąz bakabilmemizi saÄ&#x;ladÄąÄ&#x;Äąndan adaletli bir rekabet ortamÄąnÄą da en ekonomik fiyatlarla saÄ&#x;layabileceÄ&#x;iz. Hedefleriniz ve beklentileriniz neler? Ă–ncelikle sektĂśrdeki haklÄą rekabet ve gĂźvenimizi bu proje ile daha da saÄ&#x;lamlaĹ&#x;tÄąracaÄ&#x;ÄąmÄąza gĂźvenimiz tam enerjik ve ekip ruhu ile çalÄąĹ&#x;an bir grubumuz var pazar araĹ&#x;tÄąrmamÄąz tam yenilik ve deÄ&#x;iĹ&#x;ikliklerden Ăśnce bizim haberimiz oluyor TĂźm bu avantajlara raÄ&#x;men beklentimiz e-ticaret de gĂźven ve istikrar. gĂźven ve istikrar baĹ&#x;arÄąyÄą oluĹ&#x;turur. Gerisi zaten gelir..BKM verilerine gĂśre 2007 yÄąlÄąnda 5.537.17 tl olan e-ticaret hacmi 2012 de 30.6 milyar tl a ulaĹ&#x;mÄąĹ&#x;tÄąr.Ve bu ivme son iki yÄąlda katlanarak bĂźyĂźmektedir.Bu da e-ticaretin Ĺ&#x;irketlere ve giriĹ&#x;imcilere ne denli kazanç ve bilinilirlik kazandÄąrdÄąÄ&#x;ÄąnÄąn bir diÄ&#x;er gĂśstergesidir. EndĂźstriyel temizlik sektĂśrĂźnde e-ticaretin risk ve avantajlarÄą nelerdir? SektĂśrĂźn nabzÄąnÄą tutan bir konumda olduÄ&#x;umuz için riskleri avantaja çevirmemiz bizim en bĂźyĂźk artÄąmÄąz.SatÄąĹ&#x; sonrasÄą da hem Ăźretici ve tedarikçimizin hem de mĂźĹ&#x;terimizin yanÄąnda olmamÄąz ayrÄąca bir avantaj.. Buradan sektĂśre sĂśyleyecekleriniz nelerdir? Gelin hep birlikte gĂź- venli ve istikrarlÄą bir ortamda hep birlikte kazanalÄąm ve kazandÄąralÄąm. Hem reklam hem ticaret hem gĂźven ve istikrar.
ArĹmop’un Genel mßdßrß Remzi ArĹtßrk
ENDĂœSTRÄ°YEL TEMÄ°ZLÄ°K SEKTĂ–RĂœNĂœN 4. CLEANER MAGAZINE Ă–DĂœL TĂ–RENÄ° SAHÄ°PLERÄ°NÄ° BULUYOR YAPILACAK ĂśdĂźl tĂśreni ile ilgili bilgisine baĹ&#x;vurduÄ&#x;umuz Ă–dĂźl TĂśreni DĂźzenleme Komitesi BaĹ&#x;kanÄą Hakan Halit YENÄ° YarÄąĹ&#x;manÄąn AmacÄą katÄąlÄąmcÄą koĹ&#x;ullarÄą ve ĂśdĂźller hakkÄąnda bilgi verdi. YarÄąĹ&#x;manÄąn AmacÄą EndĂźstriyel temizlik sektĂśrĂźnĂźn Hijyen Sanitasyon makina ekipman kimya kaÄ&#x;Äąt konularÄąnda toplumun duyarlÄąlÄąÄ&#x;ÄąnÄą ve farkÄąndalÄąÄ&#x;ÄąnÄą arttÄąrmak adÄąna Ä°nsan ve Çevre SaÄ&#x;lÄąÄ&#x;Äą konularÄąnda baĹ&#x;arÄąlÄą ve duyarlÄą projeler çalÄąĹ&#x;malar ve uygulamalarda bulunan gerçek ve tĂźzel kiĹ&#x;ileri seçmek ve ĂśdĂźllendirmektir. YarÄąĹ&#x;manÄąn TarzÄą: YarÄąĹ&#x;maya katÄąlan Ăśnerilen yarÄąĹ&#x;macÄą adaylarÄąnÄąn jĂźrimiz tarafÄąndan seçilmesi biçiminde gerçekleĹ&#x;ecektir. YarÄąĹ&#x;maya KatÄąlÄąm KoĹ&#x;ullarÄą: Geleneksel Cleaner Magazine endĂźstriyel temizlik sektĂśrĂź ĂśdĂźl yarÄąĹ&#x;masĹ’na TĂźrkiye’de faaliyet gĂśsteren yerli veya yabancÄą tĂźm gerçek ya da tĂźzel kiĹ&#x;iler katÄąlabilir. YarÄąĹ&#x;macÄą adaylarÄą aday adaylÄąÄ&#x;Äąna internet Ăźzerinde Cleaner Magazine tarafÄąndan dĂźzenlenecek ve baĹ&#x;langĹç ve bitiĹ&#x; tarihi Cleaner Magazine tarafÄąndan yine bu sayfada belirtilen zaman aralÄąÄ&#x;Äąnda kendileri baĹ&#x;vurabileceÄ&#x;i gibi 3. Ĺ&#x;ahÄąslar tarafÄąndan da
aday gĂśsterilebileceklerdir. YarÄąĹ&#x;manÄąn Ana Kategorileri: YarÄąĹ&#x;ma aĹ&#x;aÄ&#x;Äąda anÄąlan ana kategorilerde yapÄąlacaktÄąr. KİŞİSEL Ă–DĂœLLER 1-YÄąlÄąn Ä°Ĺ&#x;adamÄą 2-YÄąlÄąn GiriĹ&#x;imcisi 3-YÄąlÄąn Ä°Ĺ&#x;kadÄąnÄą 4-YÄąlÄąn YĂśneticisi 5-YÄąlÄąn Akademisyeni 6-YÄąlÄąn HousekeeperÄą 7-YÄąlÄąn Ă–Ä&#x;rencisi 8-Ä°novasyon Ă–dĂźlĂź 9-YÄąlÄąn Personeli OPERASYONEL BAĹžARI Ă–DĂœLLERÄ° 1-En Temiz Belediye 2-YÄąlÄąn Fuar Organizasyonu 3-YÄąlÄąnTeknik Servis 4-YÄąlÄąn Avm Hizmeti Veren Firma 5-YÄąlÄąn HalÄą YÄąkama Ä°hracatcÄąsÄą ĂœRĂœN Ă–DĂœLLERÄ° 1-En Ä°yi TasarÄąm 2-En Çevreci ĂœrĂźn 3-YÄąlÄąn Yerli Makina Ăœreticisi YarÄąĹ&#x;maya aday adayÄą olabilecek projeler çalÄąĹ&#x;malar ve uygulamalar ise Ĺ&#x;u Ĺ&#x;ekilde ĂśzetlenmiĹ&#x;tir *Sosyal Sorumluluk Projeleri *STK Projeleri *Kampanyalar *EÄ&#x;itim ÇalÄąĹ&#x;malarÄą *Akademik AraĹ&#x;tÄąrma ÇalÄąĹ&#x;ma ve Uygulamalar *Reklam ve Pazarlama ÇalÄąĹ&#x;malarÄą *Ticari Uygulamalar .
Lezzet rehberi
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
LEZZET TUTKUNLARININ DİKKATİNE!
YENİ MENÜSÜ İLE DAMAKLARI FETHEDİYOR
MİYABİ SUSHİ & JAPANESE GRILL BAR
15
Aslı Durakan PASİNLİ
aslidurakanpasinli@lezzetgazetesi.com
Benim şahane oyun alanım...
J
apon mutfağının istanbul’daki iddialı mekanı, Miyabi Sushi & Japanese Grill Bar yenilenen menüsü ile lezzet tutkunlarına yepyeni tadlar sunuyor. Mekan menüye yeni eklediği japon usulu çorba, salata, sashimi, roll, nigiri, tepanyaki, tatlı ve kokteyl çeşitleri ile bu sezon çok iddalı. Miyabi Sushi’nin yenilenen kış bahçesinde yeni tadlarla, hayatın akışında kendimize lezzetli bir mola verdik, bakın neler yedik, neler öğrendik. Adını ünlü Japon Sashimi bıçağından alan mekanın sahip ve işletmecileri; Yıllarını bu alandaki uzakdoğu restaurantlarında geçirmiş deneyimli isimler Yüksel Akkök, Nurullah Kürtür ve Mehmet Yüce. Açılıştan beri birlikte çalıştıkları Tayland’lı Chef Apichat Lumluar ve ekibi ile konuklarını; Lezzetle Mutlu ediyorlar. Akatlar semtindeki Miyabi Sushi’nin, İstanbul’un her yerinden, hatta yurt dışından bile konukları var. Bir kısmını tadabildiğim yeni menüsünde carpacciodan tatakiye, rollardan tartarlara farklı tadların bulunduğu sıcak ve soğuk başlangıçlar, birbirinden lezzetli tempura, nigiri, sashimi, sushi, teppanyaki, noodle ve tatlılar mevcut.
Ö Ordu’lumu? yoksa Osaka’lımı? olduğunu hala anlayamadığım ( Japona benzeyen, ancak çok iyi Türkçe konuşan ) Yüksel Akkök’le “Mori Sushi” zamanından tanışırız. Konusunda uzman, işinin ehli bir kişidir. Kendimi ona teslim ettim ve uzakdoğu lezzetlerine sıkı bir dalış yaptım. Menüye eklenen yeni lezzetlerin tadımına, başarılı şef Apichat Lumluar’ın yeni rolları: Alaskan Roll, Beauty Roll, Spicy İka Tempura Roll ve Montana Roll ile başladık. Alaska’n Roll, pane somon, kuşkonmaz avakado üstü levrekden oluşmakta, mandalin sos ve tobiko ile servis ediliyor. Beauty Roll, deniz tarağı, avakado, taze soğan, susam, somon ve üstünde somon yumurtasından oluşmakta olup, tobiko ve acı mayonez sosla servis ediliyor. Spicy Ika Tempura Roll ise pane kalamar, salatalık, avakado,taze soğan, tempura parçaları ve acılı mayonezden oluşuyor. Barbekü sos sevenler, pane deniz kereviti, yılan balığı, salatalık, avakadodan oluşan ve tobiko ile servis edilen Montana Roll’
u tercih edebilirler. Nigiri favorim diyenler, tatlı karidesli Amaebi Nigiriyi ve acısoslu deniz tarağı tobiko Spicy Hotateyi deneyebilir. Tek parça ile yetinmeyenler, üç parçadan oluşan Amaebi sashimi ile bu lezzet serüvenine devam edebilirler. Bu arada ben; Mekana adını veren Miyabi Sashimi ve Beef Teppanyaki’yi de bi güzel götürdüm, Tepanyaki sevenler, yine menüye yeni eklenen: Karides, deniz tarağı, ve karışık deniz mahsullerinden oluşan tepanyakileri ve özellikle de Şefin Tabağını denesinler, ben öyle yaptım, pişman değilim, yine yaparım! Son olarak tüm bu lezzetleri Miyabi’nin yeni süpriz kokteylleri ve tatlıları örneğin Yeşil Çaylı Dondurma veya Kestane Püreli Çikolata ile taçlandırabilir, sizlerde yenilenen bu yeşillikler içerisindeki kış bahçesinde hayatınızın akışında, güzel bir mola verebilirsiniz….
s ’ e d d i P e Th BEBEK’TE AÇILDI Pidenin ‘en iyisinin’ ilk şubesi
Türk mutfağının vazgeçilmez lezzeti pide, yeniden yorumlanan tatlarıyla Bebek’te! Bildiğiniz pideyi, bilmediğiniz bir lezzette sunan The Pidde’s ilk şubesini Bebek’te açtı.
DARDANEL ’den Dünyada bir ilk:
ACILI TON BALIĞI
KONSERVESİ
G
eleneksel lezzetimizden biri olan pidenin “en iyisi”, uluslararası standartlara ve günümüz sağlıklı yaşam trendlerine uygun tarifleriyle, yeni adresinde İstanbullularla buluştu. Son yıllarda gastronomi sektöründeki yatırımlarla tüm dünyada dikkat çeken şehirler arasında yer alan İstanbul, yeni bir restoran zincirinin ilk halkasına daha ev sahipliği yapıyor. QT Holding’in gıda sektöründe farklı yatırımlarla faaliyetlerini sürdüren iştiraklerinden QT Food, ilk restoran yatırımı “The Pidde’s” Bebek’te açıldı. Pideye gurme bir yorum getiren “The Pidde’s” pide çeşitlerini yayın yönetmenimiz, Türkiye Lezzet Hareketi başkanı M.Vasfi Pakman bizzat tattı, çok beğendi ve hayran kaldığını itiraf etti. Hatta bir ara “ Biz bu güne kadar pide isminde bir şeyler yiyorduk, ama bu yani The Pidde’s şekliyle, lezzetiyle vede sunumuyla bambaşka. Benim için umulmadık bir deneyim oldu, ama mutluyum “ dedi. Pideyi, yenilikçi ve geleneksel 14 farklı yorumla sunan The Pidde’s, pidelerini çı-
ncelikle yeni köşemden merhaba ! Çocukluğumdan beri hep yazarım, ama kendime saklarım. Paylaşmak bugüne kısmetmiş, çok mutlu ve heyecanlıyım. İlk restoranımı açalı neredeyse 15 sene oldu. 20-30 yaş arasını okuyarak, master yaparak, uluslararası şirketlerde profesyonel olarak çalışarak geçirdim. Sonra herşeyi bırakıp, eşimle hayalimiz olan restoran işine girmeye karar verdim. En büyük korkum, tabii öncelikle batmaktı. Sonrasında da, çok uluslu bir şirketteki gibi kendimi geliştirememek, beslenememekti. Neyse ki, ikisi de olmadı. İlk günden beri yeme içme işine fazlasıyla akademik yaklaştık. Raporlar, sistemler, mülakat yöntemleri, stratejiler, iş planları, aksiyonlar vs vs.. Alt tarafı restoran işletiyoruz, amma da abartıyoruz diye düşündüğüm çok olmuştur. Hakikaten de o seneler için fazla sofistikeydi yaptıklarımız. Fakat son senelerde, yerli -yabancı yatırımcıların ilgisi ve sektöre giren nitelikli işgücünün artmasıyla birlikte, sektörün kurumsallaşması epey ivme kazandı. Bana da şahane bir oyun alanı oluştu. Hem kendimi, hem işimi geliştirirken, sektöre de faydalı olduğunu düşündüğüm bir oyun alanı. Bu oyun alanımda neler mi var ? Benim de öncüsü olduğum, tüm kalbimle ve ruhumla desteklediğim Yeşil Nesil Restorancılık girişimi var. Yeme içme dünyasında, WWF ve Boğaziçi Üniversitesiyle birlikte, atığı azaltmayı hedefleyen bu hareketle, restoranlar 95 farklı kriter üzerinden değerlendirilip sertifikalandırılıyor. Olağanüstü atık üreten yeme içme dünyasında basit farkındalıklarla ne kadar büyük farklar yaratılabildiğine tanık olduğum bu süreci ayrıca detaylarıyla paylaşacağım. Sonra, sektörün dijitalleşmesi konumuz var. Menülerin tabletlere taşınmasından, tüm müşteri ve rezervasyon sisteminin dijitalleşmesine kadar uzun ince bir yol. Bilgi yönetimi, sektörel raporların hazırlanması ayrı bir konu. İnşallah, artık menü fiyatlarımızı yaparken, sektörde fiyatlar ne durumda diye nokta nokta gezip menü çalmak zorunda kalmayacağım, ya da piyasa durgun mu değil mi diye manavı aramam gerekmeyecek, önüme raporlar gelecek. Gastronomiyi bir turizm kolu olarak konumlamak için sektörel festivaller, patronların, aşcıların, profesyonellerin eğitimleri, benim de başkan yardımcısı olduğum Turyid (Restoran Yatırımcıları Derneği) ile birlikte yaptığımız diğer projelerden bir kaçı. Her gün yapacak onlarca güzel işin heyecanıyla işime gittiğim için çok şanslı hissediyorum kendimi. Her ay sizinle bu heyecanı paylaşacağım için şimdi daha da şanslı olduğumu düşünüyorum...
tır çıtır yapıyor. Üzeri ne kadar bol malzemeli olursa olsun, Toskana Pizzaları gibi ucu aşağı düşmüyor! Bebek semtinde farkıyla, hemen fark edilen The Pidde’s Misafirlerine lezzet dolu bir deneyimin kapılarını aralıyor. İstanbul’un diğer semtlerinden de bu pideyi tatmaya gelenlerin yoğunluğu, Qatar sermayeli grubun bu alandaki yatırımlarına ve şubeleşmeye 2016 da hız vereceğini, hatta yurt dışında ABD ve Avrupaya’da, Türkiye’nin bu özel lezzetini tanıtacağını belirten Gıda Operasyonları yöneticisi Süreyya Şenlik, Milliyet Lezzet Gazetemize yaptığı açıklamada; “Yaklaşık sekiz ay süren Ar-Ge çalışmalarının sonucu ortaya çıkan ve bildiğiniz tat-
ları, farklı birer lezzete dönüştüren pidelerimiz, Türkiye’nin en ünlü ustaları tarafından hazırlandı. Her biri vazgeçilmez olmaya aday tatların yer aldığında menüsünde Pidde’s Fajitas, Sebze Carpaccio, Ispanaklı Green Festival, Beğendi QT Special, Anatolian Dream, Kaşarlı Vegetarian gibi farklı lezzetler yer almakta. Ayrıca, yöresel lezzeti-
mizin pideye getirdiği gurme yorumuyla, fark yaratan The Pidde’s, sadece menüsüyle değil, sunduğu ortamdan servisine, restorandaki her detayla bu alanda farklı bir boyut, yepyeni bir tecrübe vadediyor.” dedi. Gün boyunca tüm öğünlere eşlik eden The Pidde’s, kahvaltı saatlerine özel hazırlanan pideleriyle de unutulmayacak bir lezzet deneyimi yaşatıyor. Özel reçetelerle hazırlanan kış çorbaları ve salataları ile de öne çıkan “ günümüz lezzetleri “ arasında yer alan The Pidde’s evlere ve işyerlerine de servis hizmeti sunuyor.
◆ Lezzet tutkunlarına farklı deneyimler yaşatmak için büyük bir heyecanla çalışmalarını sürdüren Dardanel, dünyada bir ilki gerçekleştirerek acılı ton balığı konservesinde bir devrim yaptı. ANUGA 2015 Gıda Fuarında; Dünya Pazarlarına giren Dardanel Acılı Ton, sarımsak ve kırmızı biber içeren özel sosuyla ton balığında Türkiye’deki ezberleri de bozan yepyeni bir lezzet oldu. Dardanel imzasıyla sofralara taşınan, % 100 doğal ve katkısız olan bu özel ürün, Türk damak tadı için formüle edilmiş olmasına rağmen lezzetiyle, ANUGA fuarında tüm insanların beğenisini kazandı. 1986’dan bu yana tüketiciyi bir çok yenilikçi lezzetle tanıştıran kuruluşun yöneten Önen ailesinden Niyazi ve Mehmet Önen’le Almanya Köln’de yapılan ANUGA’daki standlarında görüştük; Baricci, Mister No ve Dardania markalarınında sahibi olan yetkililer, Lezzet Severlere verdikleri mesajda: ‘ Türkiye’de ve dünyada ilk kez Dardanel tarafından geliştirilen bu lezzetli ürün 160 gramlık teneke kutularda tat avcılarını bekliyor.’ dediler.
16
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet & Mekan
Page 1
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
RUHU BESLEYEN MEKANLAR
P U O R G L U O S Soul Group’un kurucuları Aslı ve Cem Pasinli çifti
T
ürkiye çapında ve uluslararası alanda 10’dan fazla ödüllü, Ortaköy Banyan’ı 2003’den beri hizmet veren Ortaköy Banyan’ı bünyesinde bulunduran Soul Group, 2012 yılında Kuruçeşme’de boğazın en güzel köşesinde eski bir şarap imalathanesini restore ederek, İstanbul’a La Mancha, Kydonia, İncirli Şaraphane ve Soul Room mekanlarını kazandırdı. Birbirini tekrar etmeyen, özenli ama abartılı olmayan, “ruhu besleyen” rahat butik mekanlar yaratma felsefesiyle yola çıkan Soul Group’un bu yaklaşımı tüm mekanlarında hissediliyor. Şarabın büyülü dünyası İncirli Şarap-
hane, 700 çeşit yerli ve yabancı markasıyla Türkiye’nin en zengin kavı. İncirli Şaraphane’nin market bölümünde, sommelier danışmanlığı ile, perakende fiyatlarla şarap alınabiliyor. İncirli restoran bölümünde, şaraba, odun fırınında pişen pizzalar, Türkiye’nin ve dünyanın farklı yörelerinden özel olarak getirilen peynirler ve şarküteriler, etler ve diğer gurme lezzetler eşlik ediyor. Akıllarda iz bırakan otantik ortamı ile farklı canlı müzik etkinliklerine ev sahipliği yapan İncirli Şaraphane’de, aynı zamanda şarap tadımları ve eğitimleri düzenlenebiliyor. Ege denizinin iki yakasında yaşayanların ortak sofrası Kydonia’nın 70 çeşit mezesi ve balıkları, Girit’ten mübadele ile gelen Türkler’in tarihi reçeteleriyle hazırlandı. Kydonia’nın Ege dağlarından toplanan otları, Alaçatı’dan getirtilen közlenmiş bebek enginarı, Sakız adasının sakızlarıyla yapılan sakızlı ahtapotu, Ay-
valık’tan mandıradan getirtilen yatırma peyniri, zeytin odununda ızgara mevsim balıkları damaklarda iz bırakan lezzetlerinden. Binanın en üst katında bulunan La Mancha, İspanyol ateşi, İtalyan aşkı ve Akdeniz güneşi ile yoğrulan lezzetleri, etkileyici Boğaz manzarası ve haftasonları yemek sonrası hareketlenen kıpır kıpır barı ile öne çıkıyor. Boğaza karşı konumlanan barında, yöresel tapas şeklinde sunulan mezelere, taze meyvelerle hazırlanan kokteyller ve hafta sonu dj performansı eşlik ediyor. Aynı zamanda, yeme-içme sektöründe bilinçli bir tüketim anlayışıyla gıda ve ambalaj atığını azaltmak, yerel gıda kullanmak, enerji verimliliğini sağlamak için yola çıkan ‘Yeşil Nesil Restoran Hareketi’nin öncüsü La Mancha, Boğa-
ziçi Üniversitesi ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı tarafından Türkiye’nin ilk sertifikalı Yeşil Nesil Restoranı olmanın gururunu taşıyor. Aslı Pasinli Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümü ve University of Illinois,ABD’de Master derecelerini aldıktan sonra ABD, Türkiye ve Viyana’da uluslarası şirkette yöneticilik yaptıktan sonra, 2002 yılında hayali olan restoran işine girdi. Sektörde 15 senelik deneyimiyle, Soul Group Yönetim Kurulu görevini, Turyid (Turizm Restoran Yatırımcıları Derneği) Başkan yardımcılığı ve WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) mütevelli heyeti üyesi olarak görevlerini sürdürüyor. Asıl mesleği Endüstri mühendisliği olan Cem Pasinli, University
of Illinois’den MBA derecesin aldıktan sonra, Amerika’da ve Türkiye’de uluslararası şirketlerde, 20 yıllık yöneticilik tecrübesini, ve en son Genel Müdürlük ve CEO’luk görevlerini takiben, 2015 yılı itibari ile Soul Group Yönetim Kurulu görevine tam zamanlı olarak başladı. Soul Group’un menüleri, Cem Pasinli’nin 15 senedir tutkuyla yaptığı araştırmalar ve yemek seyahatlerinden aldığı ilhamla şekilleniyor. 80 kişilik kadrosuyla,13. Senesini kutlayan Soul Group, her sene istikrarlı büyüyerek, yeme içme dünyasının klasikleşen işletmelerinden biri olmanın gururunu taşıyor.
ÖĞLE YEMEKLERI İLE ERKEN GECE EĞLENCESİNİN ETİLER'DEKİ YENİ ADRESİ
THE GALLIARD BRASSERIE E
tiler’in gözde lezzet durağı The Galliard, yepyeni konsepti “The Galliard Brasserie” ile hafta içi ve hafta sonu öğle saatlerinde de birbirinden özel lezzetlerle konuklarını ağırlıyor. Batı Akdeniz mutfağının dikkat çeken lezzetlerinin özenle servis edildiği The Galliard, uygun fiyatlı “Brasserie Menü”sü ile fine dining çizgisinin yanı sıra, giriş alanında yer alan yeni dekorasyonu ile sevdikleriyle keyifli ve lezzetli bir zaman geçirmek isteyenlere hizmet sunmakta. Bu sezon “Early Night” konsepti ile yepyeni bir eğlence akımına öncülük eden The Galliard, geceye erken başlayanlara da müzik dolu bir eğlence sunuyor. İş, sanat ve moda hayatından ünlü isimlerin akınına uğrayan “Early Night” her Perşembe, Cuma ve Cumartesi günü farklı Dj’ler eşliğinde İstanbul gece hayatının favorisi olacak. Ünlü mimar Murat Atabarut tarafından tasarlanan dekorasyonuyla büyük beğeni toplayan The Galliard'ın kurucusu Ahmet Uras ve işletme ortağı Ersin Süzer, herkesin kendini rahat ve özel hissedebileceği üç ayrı bölüm ve üç ayrı konsept ile de sahip olduğu konumun ayrı-
calığını her yaş kesiminden misafirlerine yaşatabileceğinin altını çiziyor.
ÖĞLE YEMEKLERİNİN YENİ ADRESİ Özel günler ya da toplantılar için tasarlanan özel odalarda kutlama, iş toplantıları ve buluşmalarına ev sahipliği yapmaya devam eden The Galliard, ön kısmında sağladığı rahat ve şık dekorasyonuyla da öğle yemeklerinin ve erken
gece eğlencesinin vazgeçilmezi olmaya hazır. The Galliard Brasserie'de; Tavuk Kokteyl’den Kuzu Kavurmalı Humus’a, Kalamar Sote’den İspanyol Böreği Empanada’ya, Kabak Çiçeği Tempura’dan İspanyol Köfteleri’ne kadar birçok özel tadı bir arada bulabileceğiniz Brasserie Menü’de başlangıçlardan mutlaka birini denemeyi unutmayın. Batı Akdeniz lezzetlerinden oluşan Brasserie menüsüyle büyük ilgi gören
The Galliard’ın mutfağı: Deneyimlerini ödüllerle taçlandırmış başarılı şef Turgut Ay’a emanet.
11 KİŞİLİK MUTFAK EKİBİYLE BATI AKDENİZ LEZZETLERİ Öğlen ya da akşam saatlerinde bu mekana yolunuz düşerse oldukça zengin bir Brasseri Menü sizleri bekliyor. Yirmiye yakın seçenek arasından mutlaka damağınıza uygun bir lezzet bulacaksınız. Isınma turu-
nun hemen ardından Beef Bourgiugnon veya Etli Pazı Sarma’yı tatmanızda fayda var. Öğünü hafif geçirmek isteyenler içinse Izgara Enginar Salata, Kinoa Salata, Anasonlu Pancar Carpaccio veya Mini Hamburgerler ideal. Gitmişken The Galliard’ın özel tarifi ve özel tekniklerle pişirilen The GALLIARD Mantı’yı denemeden çıkmayın. Deniz mahsüllü ve safranlı Risotto, İspanyol Köfteleri ile servis edilen Linguini, beyaz şarap ve sote somonla harmanlanmış Fettucine de makarna ve risotto sevenlerin şimdiden favori lezzetleri arasına girdi. Ana yemeklerde; Kibrit patatesle servis edilen The GALLIARD Kebap, Kuzu Şaşlık, Cafe de Paris Bonfile ve The GALLIARD Burger öne çıkıyor. Bu güzel lezzetlerin ardından Yaz Sarhoşu Çıtır Kabak, karamelli patlamış mısırların lezzetlendirdiği cheesecake Karamelli Rüyalar, sunumu ve lezzetiyle damaklarda iz bırakan Portakallı Çikolatalı Sufle ile yemeğinizi tamamlayabilirsiniz. Güne unutulmaz lezzetlerle devam etmek istiyorsanız, Etiler’in ayrıcalıklı konumunda Batı Akdeniz lezzetlerini bir arada sunan The Galliard Brasserie’yi, bizce öğle yemeği rotalarınıza mutlaka ekleyin.
Lezzet rehberi
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Avuç içi kadar ama Dünya'nın en zengin ülkesi!... Adı üstünde! Lüks ülke; Lüksemburg.
17
Dr. Burak KÖSEOĞLU burakkoseoglu@lezzetgazetesi.com
Yeni ufuklara...
LÜKSEMBURG
B
BÜYÜK DÜKALIĞI Hilal’in lezzet turu
h lalarslang ray@lezzetgazetes .com
Hilal ARSLANGİRAY
L
üksemburg Büyük Dükalığı; Avrupa’nın en küçük ülkelerinden biri olmasına rağmen; ekonomisi son derece güçlü, halkı refah ve mutlu. Burada kişi başına düşen yıllık milli gelir 90 bin doları geçiyor. Ve bu konuda Dünya’da ilk beşe giriyor. Ülke nüfusu yarım milyonun altında olması; Dünya’nın sayılı Çelik Sanayii’lerinden olmasını engellememiş. Ayrıca ülke; Avrupa Birliği’nin bankacılık ve sigortacılık merkezi. Kıskanıyorum... Kocaman, güzeller güzeli ülkemde burada ki refahın onda biri yok diye. Utanıyorum... İstanbul’un günden güne artan kuru kalabalığı güç yerine güçsüzlük timsali oldu diye... Lüksemburg; Kuzey Batı Avrupa’da denize kıyısı olmayan küçücük bir devlet. Toprakları Belçika, Fransa ve Almanya ile çevrelenmiş. Başkenti, ülkeyle aynı adı taşıyan Lüksemburg ve nüfusu 80.000. Ülke’nin üç resmi dil var. Lüksemburgca konuşuyorlar, Fransızca yazışıyorlar ve Almanca dua ediyorlar. Herkes üç dil biliyor. Buna İngilizce’yi de eklemek gerekiyor. Çünkü otobüs şoförleri bile İngilizce biliyordu. Halkın kültür seviyesinin yüksekliğine de imrenmemek mümkün değil. Ülkenin yüzde 30’u da bu dillere ilaveten Portekizce ve İtalyanca konuşuyordu. Çünkü ülke nüfusunun yüzde 30’unu, bu ülkelerden gelen göçmenler oluşturuyor. Lüksemburg şehri; Avrupa’daki diğer şehirlerden çok farklı bir coğrafi konuma sahip. Şehir nehir yerine, çok derin vadi ile bölünmüştür. “Pétrusse” ve “Alzette” Nehirleri bu vadinin tabanında yer alır. Bu nedenle şehir “Üst Şehir” ve “Alt Şehir” olarak ikiye ayrılıyor. Üst Şehrin farklı bölgeleri birbirine köprü ve viyadüklerle bağlanmış. Va17 ÇARŞAMBA 25 HAZİRAN KASIM 20152015 ÇARŞAMBA Sayı: 18Yıl:2 Yıl: 2 Sayı:15
Project1
12/27/13
10:33 AM
dinin içindeki Alt Şehir’e merdivenler, dik yollar veya asansörle inilmektedir. Yemyeşil, tarihi evlerin, kiliselerin, kalelerin yer aldığı Eski Alt Şehrin muhteşem görünümü Üst Şehrin farklı noktalarından, vadinin üzerindeki köprülerden seyredilebiliyor. Lüksemburg Şehri’ni tanıtan tüm fotoğraflarda göreceğiniz “Adolphe Köprüsü” bir taş köprüdür. Pétrusse Vadisinin muhteşem manzarasını seyretmeye doyamazsınız. Army Meydanı’ndaki cafe’ler dinlenmek ve şehrin nabzını tutmak için ideal. Parke taşlı tertemiz sokakları, çevre düzenlemesindeki özeni, yemyeşil tabiatıyla güzel bir şehir. Sunduğu stressiz hayatı, refah bir topluma sahip olduğunun izlerini insanların yüzlerinden anlamak kolayca mümkün. Parlamentonun karşısındaki Press Cafe’de yemek yerseniz, yan masanızda; korumasız, özel kalemsiz, her hangi bir vatandaş gibi sıradan yemek yiyen bakan’lara rastlayabilirsiniz. Bizler için hayli ilginç bir görüntü tabii. Daha çok Avrupa Birliği’nin çelik ve camdan yapılmış binalarının yer aldığı modern bölümünü çabuk bitirdim.
Page 1
www.milliyet.com.tr
Bu köşesi; kentin merkezi kadar etkilemedi beni. Ülke böylesi zengin olunca; haliyle restoran ve cafe sektörü de o kadar gelişmiş. Lezzet çeşidi, servis kalitesi, dekorlardaki yaratıcılık taktiri hakediyor. Bunun en iyi göstergesi, ülkede tam 11 tane Michelin yıldızlı restoranın olması. Onların dışında kalan restoranlar da müşterilerine çok lezzetli yemekler sunuyordu. Çünkü, sektöre kıran kırana bir rekabet hakim. Lüksemburg’un sınır komşuları Belçika, Fransa ve Almanya olan bu küçük ülkenin ekonomisi gibi mutfağı da çok zengin. Komşulardan gelen lezzetler, büyük göçmen grubu Portekizlilerin muhteşem yemekleri, İtalyan mutfağının zengin malzemeleri ve Lüksemburg’un kırsal tatları birleşince ortaya çok lezzetli bir mutfak çıkmış. Judd matt Gaardebounen”, “Friture de la Moselle”, “Pike in Riesling Sauce”, “Wild Boar” , Bouneschlupp, fasulye çorbası. Kachkeis; bir çeşit ekmek üstünde eritilmiş peynir. Gromperekichelchee ise; soğan, maydanoz, krema ile fırında pişirilen ince patates dilimleri. yerel yemeklerden bazılarıdır. Lüksem-
burg’da “Moselle Vadisi’ndeki” üzümlerden elde edilen beyaz şaraplar çok tanınmıştır. “Riesling”, “Pinot Girls”, “Pinot Noir”, “Elbing” önemli şarap markalarıdır. Yerel biralar arasında “Diekirch”, “Mousel” ve “Bofferding” sayılabilir. Lüksemburg’ta “Gastronomi Adası” denilen semtte, yanyana sıralanmış restoran ve cafe’lerde lezzet yarıştırıyor. Bunlardan en gözüme çarpan örneklerden biri; 500 yıllık olduğu söylenen bir binada yer alan Chocolate House. Bu küçük restoranda; tütsülenmiş Arden salamı, havuç ve zencefille hazırlanan çorba, tütsülenmiş gerdan etiyle pişirilen kuru fasulye yemeği en favori lezzetler. Yemeğin sonunda ise küçük bir kadeh ceviz likörü tatmanız tavsiyemdir. Lüksemburg’un geleneksel mutfağında alabalık, turna, kerevit gibi tatlı su canlılarını çok kullanılıyor. Ayrıca fasulye, patates, jambon, lahana, soğan ve diğer kök bitkilerini yemeklerin ana malzemeleri olarak kullanıyorlar. Akşam yemeği için Michelin yıldızlı bir deneyim kazanmak isterseniz, Lea Linster’in Yeri’ni tavsiyemdir. Ülkenin en ünlü şeflerinden biriydi olan Lea Linster; Michelin yıldızının yanı sıra, Fransızların önemli ödüllerinden biri olan ve genç yeteneklere verilen “Bocuse d’Or”u kazanmış. Kremalı balkabağı çorbası, ekşili acılı sos ve greyfurt eşliğinde ıstakoz tabağı, rendelenmiş patatese sarılıp kızartılan kuzu bonfile etkileyici. Etin üstüne biberiye sosu dökülmüş, yanına da şantarel mantarı konmuştu. Bu muhteşem yemeği Crem Brule ile sonlandırabilirsiniz. Hayat; değişik kültürler tanıyarak, tadarak, keşfederek çok daha anlam kazanıyor. Anlamlarınıza; yenilerini kattığınız keyifli seyahatler dilerim.
ir seçimi daha geride bıraktık ve bizler için yılın en önemli aktivitelerinden SİRHA fuarına geldik. Son bir kaç yazımda belitmiş olduğum sektördeki tıkanıklık ise henüz aşılabilmiş değil birde üstüne piyasayı ve sektörümüzü yeniden hesap yapmaya iten yeni asgari ücret tartışmaları başladı son bir haftadır görüştüğüm bazı büyük grupların CEO ve yöneticileri katlamalı maliyetle bakıldığından özellikle çok sayıda personel çalıştıran grupların maliyetlerinde ciddi oynamalar olacağını bununda reel olarak ya ürün fiyatlarına,ya personel azaltımına yada her ikisine birden yol açabileceği düşünülmekte,bu olayın bizim yurt içinden baktığımız kısmı. Diğer taraftan ise birde yurdumuza dışarıdan yatırımcı bakışı mevcut.Son yıllarda Amerikalı ve Avrupalı grupların ilgisi azalırken hatta noktalarını kapatarak çıkış yapmaya başlamışken özellikle Ortadoğu ve Asya kökenli yatırım grupları,fonlar ve bireysel büyük çaplı yatırımcılar gerek Türkiye’nin henüz potansiyeli yüksek bir ülke olduğunu gerekse Türk markalarının bir kısmının özellikle Ortadoğu algısının yüksek olduğunu ve/veya yüksek olabileceğini ifade etmekteler. Ülkemizde gerçekten işlerini çok başarılı yapan onlarca ve hatta yüzlerce küçük ve orta boy işletme ile son 10 yılda büyüyen bir çok grup var.Bu sektörde kendinize stratejik bir ortak yani yurt dışında size yol gösterebilecek,sektörel deneyimleri olan bir ortak arayabileceğiniz gibi başarmış olduğunuz sistemin bir kısmını veya tamamını yabancı bir ortağa satmak fikrinede sıcak bakabilirsiniz. Ayrıca yabancı bir yatırımcı ve/ veya bir yatırım fonu şirketinizin veya markanızın yatırım yapılarak büyütülebileceği ve mevcut değerinin çok üstünde yeniden satılabileceğini öngörebilir. Peki ortadoğu’lu bir yatırımcı,ortak ve/ veya bir fon ile çalışabilmek için nelere ihtiyaç var.Öncelikle bu yatırım grubu alkol kullanılan ve sunulan işletmeleri portföylerinde yer verme arzusu taşımıyorlar. İkinci ve Türkiye’de en çok sıkıntı çektiğimiz konu işletmenin hesaplarının tamamının düzgün ve yasal olması,vergi borcunun bulunmaması,kredi,leasing v.s borçlarının zamanında ödeniyor olması. Kurmuş olduğu işletmenin ve işin tüm manuellerinin reçetelerinin bir düzen içinde hazırlanmış olması,eğitim kitapçıkları ve eğiticilerinin yetiştirilmiş olması. Bir franchise sistemi ile ilerleniyorsa tüm sözleşmelerinin uluslararası standartları karşılıyor olması ve son olarak profesyonel bir yönetim anlayışının olması. İşte tüm bu yeterlilikleri sağlarım veya zaten sahibim diyorsanız aslında çok büyük bir fırsat penceresinin önünde olabilirsiniz. Son günlerde Ortadoğu bölgesinden bir kaç büyük yatırımcı bizimle ciddi temas içinde ve Türkiye’de küçük,orta ve büyük marka arayşındalar.Sizde markanızı geleceğe taşımak için yeni bir fırsat penceresi aralamak isterseniz veya bu konuda soracağınız bir şeyler varsa benimle irtibat kurabilirsiniz.Siz değerli okurlarıma ve Türkiyemizin dört bir tarafındaki yatırımcılara yardımcı olmaktan memnuniyet duyarım.
MERSİN’DE
Turizm Zirvesi, Lezzet’le şenlendi
ADAHAN Otel’in CACHI Lokantası ile
BASINDA GÜVEN
Yayın Sahibi
Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni
FİKRET BİLA Okur Temsilcisi
BELMA AKÇURA Sorumlu Müdür ALİ NAZIM ONARAN
Tüzel Kişi Temsilcisi
İSMAİL ERALP
Yayın Yönetmeni M. VASFİ PAKMAN Genel Koordinatör ALİ AYDIN YELİNER Editörler ÖZLEM MEKİK HAKKI KORKMAZ HALDUN Z. TÜZEL BETÜL ALTINBAŞAK Yayına Hazırlayan Yeliner Reklam Ajansı Danışmanlık Ticaret Limited Şirketi’dir. Tel: 0212 213 76 89 www.aydajans.com Yönetim Yeri İzzetpaşa Mahallesi Abide-i Hürriyet Caddesi No. 162 Çağlayan-Şişli 34387 İstanbul T. 0212 337 99 99 Haber Merkezi T. 0212 337 92 39 Temsilcilikler ANKARA T. 0312 410 88 00 (pbx) F. 0312 417 38 78 EGE İzmir HAMDİ TÜRKMEN T.0232 464 16 00 (pbx) F.0232 464 16 01 AKDENİZ Antalya OKTAY PİRİM T. 0242 322 24 60 F. 0242 321 57 60 ADANA T. 0322 458 13 72 (pbx) F. 0322 459 85 03 Basıldığı Yer DPC, Hoşdere Yolu, Esenyurt-İstanbul
Milliyet Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir. Milliyet Gazetesi ve eklerinde yayımlanan yazı, haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Yayın Türü Yaygın Süreli
www.milliyet.com.tr
LEZZET BOYUTU KAZANDI!
2
5.Akbank Caz Festivali bu yıl, CAZLI BRUNCH'larla LEZZET'li bir boyuta geçti. ADAHAN Otel terası, CACHİ Lokantasındaki CAZLI BRUNCH uygulamasıDeniz Taşar Triosu, mekan ve lezzetler açısından muhteşemdi. Tepebaşı Meşrutiyet caddesindeki 1874 yapımı 2 kapılı, 3 yüzlü yaklaşık 850 m2'ye oturan tarihi yapı'da gerçekleştirilen etkinlik; Genç ve yetenekli caz sanatçılarının yanısıra, mekan ve lezzetleri sunan ADAHAN Otelinin samimi ve işinin ehli yöneticileriyle'de göz doldurdu. Festival yönetimini, bu mekanı buldukları ve böyle bir değeri katlıyarak
İstanbula sundukları için kutlamak gerek. Ancak; 140 yıl önce Ca'mondo ailesi tarafından, iş hanı olarak inşa edilen bu binayı, içindeki değerleri: Mahzenleriyle, mermerleriyle, ahşaplarıyla, sanatsal işlemeleriyle koruyarak günümüze taşıdıkları ve turizme kazandırdıkları için de kutlamamız lazım. Festival çerçevesinde, CACHİ Lokantasında: 2013 genç caz ödülleri sahibi Deniz Taşar ve ekibi, sevdikleri caz standartlarını, yorumladıkları new soul parçaları ve Deniz'e ait bestelerle süsledikleri bir repartuarla sahne aldılar. Otel ve Lokanta müdürü A.Lale Platin tüm zerafetiy-
le izleyici konukları ağırladı. Galata Kulesi ve Haliç Manzaralı teras katında sunulan zengin brunch mönüsündeki lezzetler ve restoranın bir bölümündeki Anadolu El Sanatları Galerisindeki ürünler gerçekten çok etkileyiciydi. Okurlarımızın da fevkalade ilgisini çekeceğine inandığımız; Mahzenlerinde sanatsal etkinlikler düzenlenen, caddeye bakan cephesinde 4 ünlü gastronomi mekanı bulunan ADAHAN Otelinin ve Anadolunun doğal ürünleriyle hazırlanmış modern Anadolu & Akdeniz mutfağı lezzetlerinin, Anadolu Şarapları eşliğinde sunulduğu CACHİ Lokantası hakkındaki yayınlarımıza önümüzdeki sayılarda daha geniş yer vereceğiz.
“Bu yıl Mersin’de ilk kez düzenlenen Uluslararası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi’ni, Neşe Berber gazetemiz için izledi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin KOCAMAZ ‘ın zirveye evsahipliği yapması ile 25 ülke, 52 belediyeden 200’e yakın temsilci bir araya gelirken gözlemlerimi aktarmak istedim. Mersin gerçekten bir yeryüzü cenneti. Tarihin derinliklerinden günümüze gelmiş bir serüven. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir yer. Aslında Mersin’e Tarsus’a insanlık tarihi ile yaşıt diyebiliriz. İlk insan ilk peygamber Hz. Adem’in oğlu Şit a.s.’ın Tarsus’ta makamı var. Demek ki insanlık tarihi ile yaşıt bir yer burası” diye söze başlayan Başkan KOCAMAZ ile birlikte Mersin’in Kızkalesinde sahilde bir öğlen yemeğinde biraraya geliyoruz. Balık yedikten sonra tatlı vazgeçilmezdir. Masa’ya kadayıf ile künefe karışımı bir tatlı geldi. Bu ustanın tarifi imiş Bir çeşit künefe içinde peyniri olan inanılmaz lezzetli bir tatlı yedik. Başkan’a özel bir tabak geldi. Tabak’ta 4 dilim vardı. Sordum neden size 4 dilim? Kocamaz, “ben her zaman ikram ederim, o yüzden fazla yaparlar” dedi. Uluslararası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi , Mutfak kültürünün zenginliğinden tutun da, yayla turizmine kadar eşsiz bir coğrafyayı içinde barındıran Mersin’in kapısını tüm dünyaya açacak, muhteşem zenginliğini sergiledi. Özellikle mutfak kültürünü gösterme imkanı buldu.
DÜNYACA ÜNLÜ ŞEF ve GURMELER SEÇİMİNİ YAPTI
“KALİTE ve LEZZET İSTİKRARI SELVA’DA”
Selva olarak tam 3 yıldır “Üstün Lezzet Ödülü” alıyoruz. ITQI (Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü) tarafından gerçekleştirilen dünyaca ünlü şef ve gurmelerin kör testleri ile üç yıldızlı “Üstün Lezzet Ödülüne” defalarca sahip olan Selva Makarna’yı sizlere sunmaktan gurur duyuyoruz.
www.selva.com.tr / info@selva.com.tr /
/selva
/selvamakarna
/selvamakarna