Lezzetin değişmez adresi
M.Vasfi PAKMAN
NİŞANTASI BAŞKÖŞE
“Yeme - İçme” de İletişim, nedir? ve nasıl sağlanır? Sayfa 2’DE
Türkiye Project1
12/27/13
10:33 AM
meyve ile tanışıyor
Page 1
Sayfa 9’DA
Sayfa 2’DE Sayfa 7’DE
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA
KOSOVA’DA “OSMANLI MUTFAĞINI” TANITTI
TAVSİYELER
Balıkçılığın Liderinden, Anadolu Yakası
SAGUN BALIK HALİ
Lezzet, Müzik ve Eğlence
THE MARMARA’DA!
Balık Deniz Kenarında
Sayfa 5’DE
Sayfa 6’DA
ANGEL GROUP’ta yenir
Yılbaşı Sofrasının Hindisi
DEVELİ’DEN
Sayfa 8’DE
İstanbul’un efsane lezzetleri
’DE
Ülkemiz ve Dünya denizlerindeki Avcı Markamız, Balık ve Deniz ürünlerinde ihracat şampiyonumuz, ithalat ve iç pazar lideri kuruluşun büyük hizmeti
Anadolu Yakası SAGUN Balık Hali İşletmesi Balık Restaurantları, Toptan ve Perakende balık satıcıları ile Balık severlere Tüm deniz canlılarını, Sancaktepe’de taze ve uygun fiyatlarla sunuyor.
Sayfa 12’DE
NOEL BABA'NIN VATANI
Sayfa 3’DE
Yılbaşının değişmez Lezzeti A’LA HİNDİ
Sayfa 9’DA
60 YIL
Lezzete ve Markaya Güvende FİNLANDİYA Sayfa 11’DE
Hilal Aslangiray
Sayfa 15’DE
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA
Lezzet yolu
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Dünya’nın, Türkiye’nin ve İstanbul’un Yiyecek İçecek Sektör Profesyonelleri buluştu!
Lezzet
name
M.Vasfi PAKMAN vasfipakman@lezzetgazetesi.com
Sayın Okurlarımız & Firmalarımız; Bana her Konuda, her an Google'dan, e-Mail adresimden ve 0532 4106048 nolu telefonumdan ulaşabilirsiniz.
“Yeme - İçme” de İletişim, nedir? ve nasıl sağlanır?
Ü
lkemiz insanının “Yeme-İçme” olayına nasıl yaklaşmalıyız? Tüm dünya insanlarının olduğu gibi, ülkemiz insanlarının da “Yeme-İçme” gereksinimi vardır. Genelde insanlar kendi yemeklerini kendileri yaparlar. Evde, işte veya piknikte, yalnız, ailece veya dostlarıyla birlikte yerler. Bazen’de ev dışında, bizim HORECA dediğimiz yerlerde; Restaurant, lokanta, köfteci, dönerci, pizzacı, pideci, kebapçı, pastahane, büfe veya fast food yerleri, hotellerin restaurantları, kantin & sosyal tesislerde cateringcilerin hazırladığı yemekleri yerler. Her iki türlü beslenmede de olmazsa olmazlar: Etler, sebzeler, yağlar, meyveler, şarküyeri vesair yiyecek kalemleri ile pişirme, muhafaza, ikram cihaz ve ekipmanlarıdır. Bu ürünler veya ekipmanlar; Üreticiler, sanayiciler veya sanatkarlar tarafından yapılırlar, Perakende unsurlarda ( Market, Mağaza, Büfe, Fırın Vs) gibi yerlerde halkımızın alımına sunulurlar. Bu ürünleri toptan tedarik eden, yukarıda saydığımız gastronomik mekanlar da mutfak ustalarına hazırlatıp, servis elemanlarıyla halkımızın damak zevkine, beğenisine sunarlar. İşte tüm bu çabaların, yatırımların geniş kitlelere duyurulması, yapılan bu sanayii veya hizmet içerikli gastronomik işlerin geniş kitlelere ulaştırılması, konuyla ilgilenecek kesim veya kişilerin o yöne sevk edilmesi biz, bir grup basın mensubunun, gazetecilerin işidir. Ancak, bu tarz faaliyetler öylesine hızla gelişmekte ve çoğalmaktadırlar ki, bu alanda kurulmuş haber ajansları da henüz ülkemizde bulunmadığından, bu hizmet, kurum veya kuruluşların bünyelerinde istihdam ettiği elemanlarca
( sağlıklı bir seçenektir ) yada, bedeli mukabilinde bu hizmeti vermek üzere kurulan ve isimlerinin önüne veya arkasına PR, İLETİŞİM, İLETİŞİM DANIŞMANLIĞI, MEDYA, HALKLA İLİŞKİLER veya bu kelimelerin ingilizcelerini yazan firmalarca yapılmaktadır. Şimdi ise iş terse dönmüş, bahse mevzu bu hizmeti verecek kuruluşların adedi, hizmet talep edecek kuruluşları aşmış bulunmakta, hatta aralarında ciddi bir rekabet pazarı oluşmaktadır. Önemli olan ise kendilerini kamuoyuna duyurmak isteyen kuruluşlara sağlayacakları faydadır. Sadece bizim konumuzda, yani “Yeme-İçme” konusunda, bu tarz kuruluşlarca bize ulaştırılan bültenlerle ayda bir değil, 4-5 gazete yayınlanabilir. Geri kalanı ne oluyor? derseniz cevap kısa “kullanılmıyor” çünkü yeterli bulunmuyor. Bültenler “ 5 N + 1 K “ kuralına uygun hazırlanmıyor, bu kuruluşların bir çoğu haberlerini takip etmiyor, yayınlandıktan sonra bir teşekkür mesajı dahi çekmiyor. Örneğin: Herhangi bir etkinliği olmadan bildirmiyor, ancak neticesini, resimlerini “ yer verirseniz, değerlendirirseniz seviniriz Vs “ diyerek gönderebiliyorlar. Konumuzda faaliyet gösteren saygın, sevilen bir çok markanın çalışmalarına aracı kurumların sırf bu yanlış davranışları nedeniyle de biz! maalesef yer vermiyoruz. Yeni yılda, yeni fikirlerle, yeni ve düzgün davranışlarla, yeni kuruluşlarla, yeni etkinliklerle, sağlıkla, mutlulukla, huzurla, bereketle birlikte olma dileklerimizle Tüm okurlarımızın, dostlarımızın, işbirliği içinde olduğumuz kurum ve kuruluşların YENİ YILINI kutlarız.
üye ve yöneticilerinin
M
erkezi Fransa'da bulunan, ancak dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi 3 yıldır İstanbul'da da yapılan SİRHA İstanbul, dünyanın ve yurdun birçok yerinden gelen konuklarına rağmen, geçen yılki yoğun ilgiyi göremedi. Çok fazla yarışma, konferans ve aktivite organizasyonunun aynı anda ve birarada sunuluyor olması bizce; ziyaretçilerin ve katılımcıların dikkatlerini dağıttı, ilgiyi zayıflattı. Bu tafiğin arasında kalan Stand sahibi sergileyicilerin de durumdan pek mutlu olmadıkları gözlemlendi.SİRHA Fuarları Dünya Direktörü Madam Marie-Odile Fondeur'un sempatik tavırları ve müthiş enerjisi, İstanbul teşkilatının pasif yapısını aşamadı. Milliyet LEZZET GAZETESİ & Türkiye Lezzet Hareketi olarak içinde yer aldığımız, yayınlarımızla da aylar öncesinden destek verdiğimiz bu etkinlikte, bazı
TÜRKİYE
kişi ve grupların etkisi yoğun hissedilmekteydi. Önümüzdeki yıl projelerinin, bilhassa çarpık ve karmaşık etkinlikler gayretinin sadeleşmesi dileklerimizi, bu sektörün lezzetsever halkımızla direkt ve tek ilişki aracı olan yayınımız ve Hareketimiz adına duyurmayı görev kabul ettik. Fuarın en önemli standı Ataşehir'de Ziylan Holdinğ tarafından kurulan "Watergarden" projesinin takdimiydi. Özyeğin Ünversitesi bünyesindeki "Le Cordon Bleu" çalışmaları çok başarılıydı. Evinoks standı, ülkemiz gastronomi endüstrisine yön veren TUSİD'in toplantı merkezi gibiydi. Gazetemiz standı, TLH Derneklerinin
yanısıra; Dünyaca ünlü Kitchen Gerillas grubundan Onur ve Koral Elçi ve Dünyadaki Michelin yıldızlı 2.Türk chef Serkan Güzelçoban ile sektörün ve basının önemli isimlerini ağırladı. Sirha'nın dikkat çeken standları arasında Arbella Makarnaları, Güven Asa Zeytinyağları, Royal Havyarları, İmren Balıkçılık , Külsan, Luano, Dolfin, Apikolu, Of çay, Jumbo, Trakya çiftliği, Palivor Çiftliği, Altınkaya/Beşyıldız, Somer, Makpa, Himalaya Tuz, Pirge Bıçakları ile bir çok yabancı marka'nın temsilcileri vardı.
Z A Y E B I Ş A K meyve ile tanışıyor LEZZET GRUBUNUN Türkiye’nin ilk sertifikalı meyve markası Doal, doğallığından şüphe duymadan, gönül rahatlığı ile yenebilecek meyveler sunuyor
Ü
lkenin en büyük meyvecilik ve meyve suyu projesini hayata geçirmek üzere 2009 yılında kurulan Anadolu Etap, Türkiye’nin ilk sertifikalı meyve markası Doal’ı pazara sundu. Doal markası ile satışı yapılan meyveler, uluslararası Global G.A.P ve İyi Tarım Uygulamaları sertifikalarına sahip, Duyarlı ve Kontrollü Tarım uygulamaları ile yetiştiriliyor. Anadolu Etap’ın hem kendi çiftliklerinde yetiştirilen hem de kontrolündeki bahçelerden temin edilerek Doal markası ile satışa sunulan meyveler, 600 farklı aktif maddenin kontrolünün yapıldığı Doal markalı meyveler, titizlilikle yürütülen tüm analiz süreçlerinden başarı ile geçiyor. Meyveyi en çok çocuklu aileler tüketiyor Doal markası, tüketicinin taze, doğal ve güvenilir meyve markası ihtiyacını karşılamak üzere altı yıllık çalışmanın ardından satışa sunuldu. Türkiye’nin beslenme piramidinde yüzde 14 ile önemli bir paya sahip olan meyve, Anadolu Etap’ın yaptırdığı bir araştırmaya göre en fazla çocuklu aileler tarafından tüketiliyor. Toplam meyve tüketiminin yüzde 60’ı ço-
cuklu aileler tarafından yapılıyor. Kişi başı tüketim ise Türkiye İstatistik Kurumu verisine göre yıllık 120 kilogram ile, 74 kilogram olan dünya tüketiminin oldukça üzerinde. Sağlıklı nesiller için sağlıklı meyveler yetiştirme misyonuyla kurulan Anadolu Etap, Doal ile tüketicilere, hem çocukları hem de kendileri için doğallığından şüphe duymadan, güvenle tüketebilecekleri sertifikalı meyveler sunuyor. İstanbul’daki zincirlerde satışa başlandı Türkiye’nin en büyük meyve bahçesinden en saf haliyle meyveyi tüketicilerle buluşturan Doal’ın satışına İstanbul’daki Migros ve Carrefour gibi zincir marketlerde başlandı. Yaz döneminde ise Türkiye genelindeki tüm ulusal zincirlerde yerini almaya başlayacak Doal markalı meyveler, ayrıca seçkin hal noktalarındaki toptan satışlar aracılığıyla, önde gelen manavlarda da satılacak. Genel Müdür Demir ŞARMAN, Milliyet LEZZET GAZETESİ’ne ANADOLU ETAP’ı tanıttı Anadolu Grubu, Özgörkey Holding ve Brezilyalı Cutrale Grubu işbirliği ile
50.
KEBAPÇI'YI RESTAURANT YAPAN MARKA
Anadolu Etap Genel Müdürü Demir ŞARMAN
2009 yılı sonunda kurulan Anadolu Etap, Avrupa’nın önde gelen meyve suyu ve taze meyve firmalarından birisi olma stratejisiyle faaliyetlerini sürdürmektedir. Kendi fabrikalarında oluşan yüksek kaliteli hammadde ihtiyacını ve taze meyve sektöründeki talebi karşılamak amacıyla 2010 yılında plantasyon yatırımlarına başlamıştır. İlk fidan dikimini 23 Nisan 2011 tarihinde gerçekleştiren Anadolu Etap, Ekim 2015 itibariyle beş farklı bölgede 25.000 dekar alanda kurulu altı çiftliğinde 3,5 milyon dikili meyve ağacına sahip olup, 2020 yılında 50.000 dekar arazi üzerinde 10 milyon meyve ağacına ulaşmayı hedeflemektedir. Çiftliklerde vişne, kayısı, armut, elma, erik, kiraz, şeftali, nektarın ağaçlarının dikimi yapılmakla birlikte deneme bahçelerinde onlarca çeşit meyve çeşidi ve cinsi farklı ve yeni metotlar uygulanarak yetiştirilmektedir. Türkiye’nin en büyük meyvecilik projesi olan Anadolu Etap Ağustos 2014’te Sürdürülebilir Tarım Uygulamaları İlkeleri’ni yayınlayan ilk şirket olmuştur.
İSTANBULU gerçek kebap lezzetiyle tanıştıran Kaşıbeyaz Lezzet Grubu’nun kurucusu Ahmet Kaşıbeyaz, Yeniköy Kaşıbeyaz Bosphorus’da özel misafirlerine 50. yıl daveti verdi. Duygu dolu anların yaşandığı gecede konuklar, Kaşıbeyaz’ın yeni lezzeti “Kaşıbeyaz Pastırmalı Kebap” şeflerin “Satır Showu “ eşliğinde denendi. Güneydoğu mutfağı ve kebap denilince ilk akla gelen marka Kaşıbeyaz Lezzet Grubu, kusursuz hizmet anlayışıyla yarım asrı geride bıraktı. Kaşıbeyaz markasının kurucusu Ahmet Kaşıbeyaz ve oğulları Murat ve Suat Kaşıbeyaz’ın ev sahipliğinde Yeniköy Kaşıbeyaz Bosphorus’da 50. yıla özel olarak düzenlenen görkemli gecede duygu dolu anlar yaşandı. Kaşıbeyaz Lezzet Grubu Y. K. Başkanı Ahmet Kaşıbeyaz, “Bu özel gecede yanımda olduğunuz için öncelikle hepinize çok teşekkür ederim. Kaşıbeyaz’ın marka haline gelmesinde bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayan dostlarımızın, bizi her zaman el üstünde tutan misafirlerimizin büyük katkısı var. Misafirlerimizin göstermiş olduğu
sadakat ile kalitemizden ödün vermeden nice 50 yıllar olacağına gönülden inanıyorum.” dedi. Kaşıbeyaz Lezzet Grubu’nun tüm personelinin hazırladığı sürpriz video ile duygu dolu anlar yaşayan Ahmet Kaşıbeyaz, davetliler ile Gaziantep’ten İstanbul’a uzanan hayat hikayesini de paylaştı.
50. YILA ÖZEL PASTIRMALI KEBAP Aralarında, ülkemiz ekonomik gelişiminin mimarları: Anadolu Endüstri Holding Kurucusu ve onursal Başkanı Kamil YAZICI, Bayraktar Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı Murat BAYRAKTAR ile Dilek Holding Kurucusu ve Y.K.Başkanı Adil DİLEK gibi Gastronomi, Turizm, Finans, Otomotiv, Tekstil Sektörlerinin Dünya Markası kuruluşlarının üst düzey yöneticilerinin bulunduğu misafirler; Antep
yılı
yöresi müzikleri eşliğinde ilk kez bu özel gecede sunulan “Kaşıbeyaz Pastırmalı Kebap”ın da tadına baktılar. Kebabın duayeni Ahmet Kaşıbeyaz’ın Kaşıbeyaz Lezzet Grubu’nun birbirinden deneyimli şefleri ile hazırladığı pastırmalı kebap misafirlerin beğenisini kazandı. Mevsimsel lezzetlerden oluşan kış mönüsünün de sunulduğu gecenin sürprizi ise “Kaşıbeyaz Lezzetleri” kitabı oldu. Nesilden nesile aktarılan Kaşıbeyaz lezzetlerini kitaplaştıran Kaşıbeyaz Lezzet Grubu Başkanı Ahmet Kaşıbeyaz “Bugüne kadar misafirlerimiz hep, ‘Kebabın içine ne koyuyorsunuz? Hangi baharatları kullanıyorsunuz?’ gibi sorular soruyorlardı. Biz de Kaşıbeyaz’ın bugünlere gelmesinde çok büyük katkıları bulunan misafirlerimize hem lezzetlerimiz hakkında bilgi sahibi olmaları hem de evlerinde bizden bir anı olarak bulundurmaları için mönümüzdeki lezzetleri kitap haline getirdik. ‘Kaşıbeyaz Lezzetleri’ kitabı, Kaşıbeyaz’a gelen her misafirimize verebileceğimiz bir hediye oldu.” dedi. Ahmet Kaşıbeyaz ve oğulları Murat ve Suat Kaşıbeyaz, bu özel geceyi birlikte kestikleri pastayla noktaladılar.
Lezzet markaları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
Türk Balıkçılığının Dünya Devi BASINDA GÜVEN
SAGUN BALIKÇILIK
Ülkemiz ve Dünya denizlerindeki Avcı Markamız, Balık ve Deniz ürünlerinde ihracat şampiyonumuz, ithalat ve iç pazar lideri kuruluşun büyük hizmeti Anadolu Yakası SAGUN Balık Hali İşletmesiBalık Restaurantları, Toptan ve Perakende balık satıcıları ile Balık severlere Tüm deniz canlılarını, Sancaktepe’de taze ve uygun fiyatlarla sunuyor başlayacaktır. Sagun Grup olarak son beş yılımıza baktığımızda: Türkiye’nin ilk özel balık halini İstanbul’da açtık. İzmir’de çipura ve levrek çiftliği kurduk.Türkiye’nin deniz ürünleri alanında en modern tesislerinden birini Antalya’da açtık. Kayseri’de alabalık çiftliği kurduk. Antalya da çipura-levrek çiftliği kurduk. Urla’da Türkiye’nin deniz ürünleri alanındaki en modern ve en büyük tesislerinden birinin inşasına başladık. Bu tesis hem ihracat miktarını arttıracak, hem de burada işlenen ürünler sayesinde ülkemizdeki su ürünleri işleme tekniği çok daha yukarılara çıkarılacak. Ayrıca yine inşası devam eden
B
ünyesinde Balık ve Deniz mahsulleriyle ilgili avlanma, yetiştirme, toptan ve perakende pazarlama, depolama, lojistik, işleme, yem üretimi “Balık Hali” işletmeciliğininde bulunduğu 6 farklı şirket ve 11 üretim tesisi olan Group SAGUN, topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tuncay Sagun, Grubu “Balıkçılık” boyutundan “Sanayicilik” boyutuna taşıyan ve bu sektörün dünyaca en bilindik Türk Firması haline getiren üçüncü nesil yöneticisi.
www.marines.com.tr
rid Jumbo Ka Kalibre Caliber
2/4 4/6 6/8 8/12 13/15 16/20 21/30 31/40 41/50
Net Ağırlık Net Weight 10 kg 10 kg 10 kg 10 kg 10 kg 10 kg 10 kg 10 kg 10 kg
i Koli İçi Aded n Pieces Carto 10 x 1kg 10 x 1kg 10 x 1kg 1kg x 10 10 x 1kg 10 x 1kg 10 x 1kg 10 x 1kg 10 x 1kg
Ürün Özelliği Qualification / pcs. 250-500 g/ad. / pcs. 150-250 g/ad. / pcs. 125-250 g/ad. / pcs. 80-120 g/ad. pcs. 60-80 g/ad. / pcs. 50-60 g/ad. / pcs. 30-50 g/ad. / pcs. 25-30 g/ad. / / pcs. g/ad. 20-25
Karides Ka
Raf Ömrü Shelf Life 18 ay/m. 18 ay/m. 18 ay/m. 18 ay/m. 18 ay/m. 18 ay/m. 18 ay/m. 18 ay/m. 18 ay/m.
Kalibre Caliber
16/20 21/25 26/30 31/40 41/50 51/60 70/100 100/200 200/300
Net Ağırlık Net Weight 10 kg 10 kg 10 kg 10 kg 10 kg 10 kg 10 kg 10 kg 10 kg
p
eled Shrim
rides / Pe
Shrimp es / Jumbo
i Koli İçi Aded n Pieces Carto 10 x 1kg 10 x 1kg 10 x 1kg 10 x 1kg 10 x 1kg 10 x 1kg 10 x 1kg 10 x 1kg 10 x 1kg
Ürün Özelliği Qualification pcs. 25-30 g/ad. / pcs. 20-25 g/ad. / pcs. 16-20 g/ad. / pcs. 12-16 g/ad. / pcs. 10-12 g/ad. / 8-10 g/ad. / pcs. pcs. / g/ad. 5-8 3-5 g/ad. / pcs. 2-3 g/ad. / pcs.
Raf Ömrü Shelf Life 18 ay/m. 18 ay/m. 18 ay/m. 18 ay/m. 18 ay/m. 18 ay/m. 18 ay/m. 18 ay/m. 18 ay/m.
Biomar Sagun yem fabrikası, yerli balık üreticilerinin ve komşu ülkelerdeki balık üreticilerinin yüksek performans balık yemi ihtiyacının büyük bir kısmı karşılanması hedefleniyor. Group SAGUN, halkımıza, sağlıklı ve lezzetli SOMON BALIĞI'nı tanıtan, sevdiren ve satış lideri kuruluş olmanın mutluluk ve gururunu yaşıyor. Gururla belirtmek isterim; Dünya Balıkçılık Sektöründeki yerimiz çok iyidir. Avrupa’nın bütün ülkelerine ihracat gerçekleştiriyoruz. 2004’den bu yana 9 kez “Su Ürünleri Sektörü İhracat Birinciliği” ödülünü aldık. 2009 yılında TİM’in 2023 hedefleri için bizim birliğimize ayırdığı payı bu yıl itibari ile yakalamış bulunuyoruz. Ayrıca Marines markamız yurt içinde ve Avrupada konusunun en tanınan markası konumundadır. Balık insanoğluna sunulmuş çok değerli bir nimettir. Balık sağlık kaynağıdır, biz ülkemizin ve dünyanın lezzetseverlerine bu nimeti ulaştırma görevini üstlenmiş olmaktan mutluluk duyuyoruz ve işimizi kuşaklar boyu bu duygularla yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz. Bilhassa Lezzetsever halkımıza sağlıklı ve lezzetli SOMON BALIĞI'nı tanıtan, sevdiren ve bu konuda satış lideri kuruluş olmanın da ayrıca mutluluk ve gururunu yaşıyoruz. SAGUN BALIKÇILIĞIN etiket ve küpelerini taşıyan taze, donuk, işlenmiş tüm balık ve deniz mahsülleri çeşitlerimizi; Ulusal ve yerel marketlerin balık reyonlarında, balıkçı tezgahlarında bulabilir, İstanbulun seçkin balık restaurantlarında yerli ve yabancı restaurant zincirlerine) er ak st yiyebi-L de afiyetle b a e Lo (S h lirler." tenli / fis
lıklar fileto ba s fish fillet ‘portion
Çocukluğu ve eğitimi süresince yanında olan ve bu gün yönetimde görev alarak kuruluşta, dördüncü nesli temsil eden oğlu Kemal Oğulcan Sagun ile Milliyet LEZZET GAZETESİ'ne çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. " Samsun'da klasik balıkçılık yapan Büyük babamızın mesleğini, babam Kemal Sagun geliştirdi. Kumkapı halindeki firmamızı ihracatcı yaptı. Bilahare benim yönetimimde şirketler topluluğuna dönüşen; Grubumuz bu gün Türkiye’nin su ürünleri alanındaki lider kuruluşlarındandır. Dünyanın 50 den fazla ülkesine ihracat gerçekleştirmekteyiz. “MARİNES” markamız ile dondurulmuş deniz ürünlerinde, "Pazar lideri" konumundayız. MARİNES markası ile 200’e yumuşakçalar yakın molluscs deniz ürününü tüketicisi ile buluşturuyor, ülkemizde faaliyet gösteren perakende ve toptan mağaza zincirlerinin büyük bir bölümüne tüketime hazır ürünler sunuyoruz. Ayrıca Marines markamızla; Yiyecek-içecek sektörlerine yönelik HORECA kanalı satış alanında, ülkemizin yedi ayrı bölgesinde bulunan soğuk hava depoları ve yaygın soğuk zincir lojistik ağımız ile hizmet vermekteyiz. Anadolu Yakası SAGUN Su ürünleri Hali, Avrupa’nın ilk ve tek özel balık hali olarak hizmet veriyor lularyılında Kartal Sancaktepe mevkii oto uk2010 kabyol üzerinde, yönetim merkezimizin içinde oldullfish sheğu 6000 m2 arazi üzerine kurduğumuz, Sagun Su ürünleri Hali, Avrupa’nın ilk r ve tek özel kabuklulah balık hashellfis li özelliğine sahiptir. İstanbul’unda Anadolu yakasındaki tek balık halidir. Sagun Su Ürünleri Hali olarak: zengin lar ürün çeşitliliği ve modern sh teknolojisiyle İstanbul’un balık ihtiyacının yarısını karşılayacaktır. Burada ül-
bütün bal ık whole rou lar nd fish sine ulaşıncaya dek birçok kontrol ve laboratuvar testinden geçirilmektedir. Amacımız; Halkımızın sağlıklı deniz ürünleri tüketmelerini sağlamak, tükettikleri deniz ürünleri çeşitliliğini arttırmak, benimsetmek ve sevdirmektir. dilimlenmiş Grubumuzun lokobalıklar motif sliced fish şirketi “KEMAL BAfüme balıklar LIKÇILIK” Türkismoked fish ye’nin ihracat yapan ilk 1000 şirketi arasındadır. Bu başarısını İstanbul İhracatçı Birlikleri tarafından her yıl düzenlenen ödül töreninde Su Ürünleri alanında aldığı birincilik ödülleriyle Group SAGUN Şirketleri Deniz ürünleri konutaçlandırmaktadır. Hâli hazırda Japonya ve Avrupa sunda; Yetiştiricilikten işlemeye, iç ve dış ticaretten Birliği Ülkeleri başta olmak üzere dünyanın 50’den lojistiğe her alanda faaliyette. Grup Şirketlerimizden, 2002 yılında faaliyete ge- fazla ülkesine ihracat gerçekleştirilmektedir Söke'de Balık Yemi üretmek üzere kurduğumuz çen “TSM Deniz Ürünler Şirketi” orkinos yetiştiri‘’BİOMAR-SAGUN’’ Danimarka BioMar Grubu ve ciliği üzerine yoğunlaşmıştır. Orkinos çiftliğimiz İzançüez Türkiye Sagun Grup %50 mir’de bulunmakta olup, Akdeniz’in en önemli çiftsalted anchovy %50 Ortak Girişimidir. Yaliklerinden birisi olma özelliğini sürdürmektedir. ton konserve kında Türkiye’de balık çiftGrubumuz, diğer bir şirketi “MERLİON” aracanned liklerine BioMar yüksek cılığı ile dünyanın birçok ülkesinden ithal ettiği en tunny ‘fish performanslı balık yekaliteli balık ve deniz ürünlerini ülkemiz tüketicimi ve teknik destek sağlamaya miz sularında avlanan ve yetiştirilen bütün türlerin yanı sıra, taze ve donuk olarak ithal edilen Su Ürünlerinin satışı da yapılmaktadır. Toptancı ve Perakendeci Balıkçılar ile Balık Restaurantları ve Hotel satınalmacılarının yanısıra halkımızın'da alış veriş yapabileceği Sagun Balık Halinde, deneyimli personel tarafından ürünlerin temizliği, parçalanması, yapılacak yemeğe göre hazırlanması gibi işlemlerde sağlanmaktadır.
www.marines.com.tr
kaplamalı ürünler breaded &battered products
nes.com.tr
www.mari
ü mr f Ö ife Ra elf L . /m Sh ay 8 1
ke-
si ile tanıştırmaktadır. İthal edilen balıklar, tüketici-
oz
i ed Ad rton çi li İ Ca Ko ces Pie
An
lık ğır ht t A ig Ne t We s. e c N ./p ad
re
)/
n
ya
ur
v Pa
e (Y
Cr
i ed Ad rton çi li İ Ca Ko ces g 5k Pie 2x
lık ğır ht t A ig Ne t We Ne 0 kg 1
e
u
kl
bu
Ka
l se us / M dedi n
A rto çi . li İ Ca cs Ko ces d. / p Pie 10 a 010
)/
s de
W
o
rty
ye
id
M
s
nu
Ve
iği
ell Öz tion ün ica ck Ür ualif Blo Q k/ Blo
lM
se
Et
/M
lık ğır ht t A ig Ne t We Ne 0 kg 1
i ed Ad rton çi li İ Ca kg Ko ces x5 Pie 1 / 2 x 10
ye
/O
i ed Ad rton çi li İ Ca pcs. Ko ces ./ ad ie 0 P 1 10
lık ğır ht t A ig Ne t We Ne 0 kg 1
oz
y
g an
ü mr f Ö ife Ra elf L . /m Sh ay 18
l Sa ü mr f Ö ife Ra elf L m. Sh y/ 8a
lık ğır ht t A ig Ne t We Ne -
ı)
ğl
ya
(T
e er
n /S
i ed Ad rton çi li İ Ca pcs. / Ko ces d. 0a Pie 0x
10
1
c rli
ith
lW
ai
0x
id
tir
ü mr f Ö ife Ra elf L . /m Sh ay 18
iği ell Öz tion ox ün ica cs.b Ür ualif li/ p Q . ko ad 0 0 10
r te
ys
İs
ü mr f Ö ife Ra elf L . /m Sh ay 18
iği ell Öz tion cs. p ün ica Ür ualif /ad. / Q kg 80 0-1 15
t ea
us
ü mr f Ö ife Ra elf L . /m Sh ay 18
iği ell Öz tion box ün ica s. Ür ualif pc li / Q . ko ad 00 10
/
a Cr
i ed Ad rton çi li İ Ca Ko ces kg Pie 0 x 1 1
lık ğır ht t A ig Ne t We Ne 0 kg 1
ü mr f Ö ife Ra elf L . /m Sh ay 18
ç ge
e
D t(
vi
Ke
iği ell Öz tion s. ün ica . / pc Ür ualif /ad Q 0g 0 0-2 15
l)
Gö
zni
ü mr f Ö ife Ra elf L y a Sh g/ d 15
iği ell Öz tion s. c ün ica /p Ür ualif d. Q g/a -50 25
y
k
ta
İs
ab
iği ell < Öz tion ün ica 0 g & Ür ualif 0 /7 Q tü -üs g 0 70
Ga
iği ell Öz tion ox ün ica cs.b Ür ualif li/ p Q . ko d a 00 10
r
tte
Bu
ü mr f Ö ife Ra elf L . /m Sh ay 8 1
23
Project1
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA
12/27/13
10:33 AM
Page 1
www.milliyet.com.tr
BALIĞI MEVSİMİNDE K I L A B SUNAN ELDE
Lezzet rehberi
BASINDA GÜVEN
Başyazı
Özlem MEKİK
ozlemmekik@lezzetgazetesi.com
YEPYENİ BAŞLANGIÇLAR...
Y
eni bir yıla daha “merhaba” demeye az kaldı. Birkaç hafta sonra, yeni yıla gireceğiz. Bu ay ne yazsam diye düşünürken, birden aklıma, yeni yılın tarihi, ilk çıkış noktası geldi. Bildiklerime yenilerini de ekledim, geçtim bilgisayarın başına. Yeni yıl ile ilgili yazmak ve sizlerle de paylaşmak istedim ki; bu yıla daha bilinçli, daha farkındalığımızla, daha umutlu girelim… Yılbaşı, en genel tanımı ile, takvime göre içinde bulunduğumuz yılın bitimi ve yeni bir yılın başlangıcı. Gregoryen takvimini kullanan (-ki; bu takvim dünyada en yaygın olarak kullanılan takvimi olarak kabul edilir) ülkelerde 31 Aralık gecesini 1 Ocak’a bağlayan geceyi, bizler yılbaşı gecesi olarak kutluyoruz.1 Ocak gününü de, ülkemizde dahil olmak üzere, dünyadaki pek çok ülke tarafından kullanılan Miladi takvime göre yılın ilk günü olarak kabul ediyoruz. Tabii farklı din ve kültürlere göre değişkenlik gösteriyor yılbaşı. Mesela, Roşaşana (İbranice yeni yıl) Musevi’lerin yılbaşı. Hamursuz Bayramı’ndan 163 gün sonra kutlanıyor. Ortodoks alemi yılbaşını, Hz. İsa’nın sünnet yıldönümüne de denk gelen 14 Ocak’da kutluyor. Çin’de yılbaşı her yıl ilk kameri ayınının yeni Ay gününde kutlanıyor, aslında bu dönem ilkbahara denk geliyor. Ama tam tarih olarak, Miladi takvime göre 21 Ocak ile 21 Şubat arasına düşüyor. İran’da yılbaşı Norous yani Nevruz olarak anılıyor ve ilkbaharın başında kutlanıyor. Tayland, Kamboçya ve Laos gibi Uzakdoğu ülkelerinde ise, yılbaşı 13 Nisan’dan 15 Nisan’a kadar kutlanıyor. Gördüğünüz gibi, her kültürün yılbaşı ve yeni yılı karşıladıkları zamanlar farklı. Ancak, genel olarak algılanan zaman Aralık ayının son günü. Pek çok kültürde de özel olarak hazırlık yapılarak yaşanıyor bu gece. Yeri gelmişken bir yanılgıya da değinmek isterim. Genellikle noel ve yılbaşı gecesi hep karıştırılır. Yeni yılın noelle hiçbir alakası yoktur aslında. Noel, her yılın 25 Aralık’ında, Hz. İsa’nın doğumunun kutlandığı bir Hristiyan bayramı. Ayrıca Doğuş Bayramı, Kutsal Doğuş veya Milât Yortusu olarak da biliniyor. Noel, her yıl dünyadaki Hristiyanların çoğunluğu tarafından 25 Aralık’ta kutlanır. Kutlamalar 24 Aralık’ta Noel arifesiyle başlıyor ve bazı ülkelerde 26 Aralık akşamına kadar devam ediyor. Yeni yıl ya da yılbaşı gecesi ise, 31 Aralık’ta yeni yılı karşılamak için kutlanıyor. Tabii Noel’in simgesi haline gelmiş olan Noel Baba teması 31 Aralık için kullanılıyor, ancak, bu sadece esinlenilmiş ve genellikle ticari olarak tercih edilen bir obje. Bu yüzden, yeni yılı kutlamak farklı, noel farklı bir olgu. Okuduğum ilginç bir detayı da paylaşmadan geçmeyeceğim. Aslında yılbaşının kökenin çok eskilere dayandığını, ilk yeni yıl kutlamasının Sümerler tarafından yapıldığını biliyor muydunuz? Daha detaya inmek gerekirse, Sümerliler yaz aylarında, işlerininin bitimini bir festivalle kutluyor, bir çeşit hasat bayramı görünümünde, güz festivali yaparlarmış. Buna da Akiti ya da Zagmuk derlermiş. Bu kutlama genellikle yıl sonuna denk geldiğinden, yeni yıl karşılama, Allah’tan dileklerde bulunma adı altında eğlenirlermiş. İlk duyduğumda çok şaşırmıştım. Bu ilginç detayı da paylaşmak istedim bu yüzden. Bizler, yeni yılı hangi kültüre ait olursak, hangi din mensubu olursak olalım, sadece ve sadece bitirilen yılı iyisiyle, kötüsüyle uğurlamak, yeni gelen yılı huzurla, umutla, bereketle karşılamak olarak algılıyoruz aslında. Bu yüzden en mutlu haliyle yolcu ediyor, en keyifli haliyle hoş geldin diyoruz. Bu yıl ben sadece huzur ve barış diliyorum ülkemiz için ve tüm dünya insanları için. İçinde bulunduğumuz ve geride bırakacağımız yıl, gerçekten zor ve acılarla dolu bir yıl oldu evet ama yeni yıldan çok umutluyum. Barışın daim olacağı, insanların bir arada ve mutlu yaşayacakları bir yıl olacağına inanıyorum. Yeni yılda, tüm bunların yanında, sevgi, bereket, bolluk, mutluluk ve sağlık diliyorum. Ben yine sizlerle birlikte olacağım ve köşemden sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Çok güzel bir yılbaşı gecesi ve çok güzel bir yeni yıl günü olsun şimdiden. Afiyette kalın, sevgiyle kalın. Mutlu seneler…
M
enü ve konsept danışmanlığını yapmış olduğum Elde Balık’ı hatırlayacaksınız. Ali – Banu Ilgın’ın sahibi olduğu, Anadolu Yakası’nın yükselen yerleşim merkezi Ümraniye’de Elde Balık, 13 Aralık Pazar günü, sizler için kapılarını açtı. “Canınız balık çektiğinde evde değil Elde Balık’ta yiyin sloganı ile yola çıkan ve hanımların şimdiden gözdesi olan mekan, profesyonel, genç ve deneyimli kadrosuyla, yılların verdiği tecrübeyi bir araya getiriyor. Mutfaklarındaki her şey taze ve günlük. Menü çok zengin; bendenizin özel tarifiyle hazırlanan balık çorbasından, Karadeniz’in en özel lezzeti Karalahana dolmasına, güveçte mantıdan, mezelerin en renklisi şakşukaya, yeşilin en iddialı hali roka salatasından, kalamar tavaya, balıkların kralı levrekten, enfes tat hamsi kuşuna varana dek , bir balık restoranında aklınızdan geçen, geçme-
yen her çeşit lezzet mevcut. Balık lezzetini tercih etmeyenler içinse güveçte Çayeli kuru fasulyesinden, dana etinin en özel yerinden çekilmiş kıymasıyla köftesine kadar ne ararsanız var. Kahvaltısı ile de
iddalı Elde Balık... Tosttan, menemene, ballı kaymaklı bir kahvaltı sunuyor. Önce Ümraniye ve Anadolu Yakası’nın, ardından tüm Türkiye’nin en iyi değil, müş-
terisini en memnun uğurlayan işletmesi olmayı hedefliyor. Çünkü, en önemli ilkeleri müşteri memnuniyeti. Rahatınız, göz zevkiniz için her şeyi düşündüler. Ambiyans ev sıcaklığında tutuldu. Pötikare masa örtüleri ile evinizin rahatını aratmayacak şekilde dekore edildi mekan. Gittiğinizde huzurlu hissedin, tıpkı eviniz gibi hissedin istediler. Fiyatlar, cebinizi zorlamayacak, yormayacak şekilde belirlendi. Önce gözünüze, sonra midenize ve tabii ki gönlünüze talipler. Bu arada hem pişmiş, hem de çiğ olarak kilo ile satın alabililiyorsunuz balığı. Sakın önyargılı olmayın, inanın en az Bebek, Yeşilköy, boğaz ve Anadolu Yakası sahilindeki balıkçılar kadar memnun kalacaksınız. Mutlaka denemenizi tavsiye ederim, pişman olmamak garanti.
SAKLI CENNET MODA SAKLI KÖŞK
S
izleri çok özel bir mekanla daha tanıştıracağım. Sevgili Oya Emerk’in daveti üzerine gittiğim Moda Saklı Köşk, bir zamanların görkemli Kadıköy köşklerinden geriye kalan son bir kaç örnekten biri. 1909’dan bugüne varlığını sürdüren Köşk, pek çok yaşanmışlığa tanıklık etmiş. Romanyalı bir işadamının kızı için yaptırdığı Köşk, 1937 yılında dönemin her şeye muhalif karikatüristi Cemil Cem’in evi olmuş. Yakın döneme kadar müzayede evi olarak sürdürmüş varlığını. Ge-
çirdiği her dönemden ruhuna bir parça ekleyen Köşk, bir süre de kapalı kalmış. Saklı Köşk, iki yıl önce, Anadolu yakasında gastronomi adına mutluluk verici bir girişim ile Galata Kiva’nın eski ortaklarından Zeynep Kakınç’ın ellerinde yeniden bulmuş. Mutfak Dostları Derneği Başkanlığını da sürdüren ve Logos İletişim Ajansı’nın kurucusu olan Kakınç, yıllar boyunca edindiği birikimi Moda’ya olan sevgisiyle birleştirerek kocaman kırmızı kapılar arkasında gizlenmiş bu mekânı Anadolu
yakasının farklı bir lezzet mekanı olarak yeniden yaratmış. Saklı Köşk, lezzet konusunda özgün bir iddiaya sahip. Anadolu’nun çok kültürlü mutfak geleneğini dünyadan en seçme lezzetlerle harmanlayan modern sunumlarla şekillenmiş bir menüsü var. Menüdeki yemeklerin her biri başlı başına birer proje gibi ele alınmış. Kastamonu’dan gelen Siyez bulguru, Konya’nın küflü obruk peyniri, Erzincan ve Sivas’ın kuru kaymağı, Rize Celayir bölgesinin tuzlu tereyağı, bunlardan sade-
ce birkaçı... Geceleri ışıldayan fenerlerle bezenmiş masalsı bahçesiyle konuklarını karşılayan Moda Saklı Köşk’ün iç kısmında yer alan, duvarları büyük tablolarla süslenmiş özel yemek odaları ise eski bir film karesindeymişsiniz hissi yaşatıyor. Tarama, humus, fava, haydari, patlıcan salatası, beyin salatası, Çerkez tavuğu, favorim olan Topik, Moda Saklı Köşk’ün lezzetlerinden bazıları. İstanbul’un orta yerindeki bu saklı cennete gitmenizi, bu büyülü atmosferi yaşamanızı içtenlikle tavsiye ediyorum.
%100 LEZZET ARAYANLARIN ADRESİ
DÖNERCİ AHMET USTA
Ç
GKM'de SURİMİ LEZZETLERİ
T
ürkiye’nin ilk ve tek gastronomik gösteri mekanı GKM de Lezzet yazar ve Bologgerları ilk workshoplarını yaptı.Uluslararası Gurme/Chef Chaines des Rotisseurs Haldun Z.Tüzel LYD’nin ilk workshopunu gerçekleştirdi. Dünyanın yeni Lezzeti Yükselen trend SURİMİ ürünleri ile ilgili workshopta, Haldun Hoca RedTiger markalı surimi ürünleri ile ilgili harika bir sunum yapt. Sebzeli deniz mahsulleri çorbası ile başlayan sunumda; Çorba, yengeç ve istakoz surimileri krema ile terbiye edilerek lezzetlendirildi. Ara sıcaklarda,
yine RED TİGER Baharatlarla panelenmiş balık köfteler, yengeç, karides, istakoz,kalamar çeşitlerinden derlenmiş deniz ürünü kızartmalar, tarator ve harissa soslar ile sunuldu. Yanlarında ise sızma zeytinyağında kişniş, kapari taneleri ve çeşitli baharatlarla marine edilmiş surimi yengeç kuyruğu ve bol limonlu roka salata vardı. Ana yemek olarak Akdeniz yeşillikleri üzerinde safran, zerdeçal, krema ve arpacık soğan ile pişirilmiş surimi istakoz kuyruğu hazırlandı. Yemeklerin tamamının yapımı Haldun hoca eşliğinde, Lezzet yazar ve bloggerları tarafından birlikte yapıldı ve hep birlikte keyifle yenildi. Sunum T.Lezzet Hareketi Genel Başkanı M.Vasfi Pakman ve Başkan Yardımcısı Ali A.Yeliner’in de katılımlarıyla önem kazandı, GKM önünden geçenlerde ilgiyle izledi..
ok sevdiğim ülkemiz için iki değerli şeflerim Saim Umar ve Ali Demir davetiyle gittiğim özel bir nokta Dönerci Ahmet Usta. Dönerci Ahmet Usta Ataşehir – Küçükbakkalköy arasında bulunuyor. Son zamanlarda her semtte Dönerciler geçen dönemlerin Steakhouse furyası gibi oldu. Olsun olsun başarılı olanlar sıyrılıyor ve onlar ocak ocak yaprak döner takıyor. Bu arada döneri takmak önemli de asıl önemli olan o güzelim yaprak yaprak dizilmiş eti pişirirken ziyan etmemek de çok önemli. Bildiğiniz gibi et piştikçe fire verir o yüzden pişiren de çok önemlidir. O da tabii usta sırrı. Ülkemizin ortak lezzetlerinden biri döner, artık sınırlarını aşıp dünya çapında bir lezzet oldu. Bilen bilir bende çok severim ama iyi de anlarım dönere bakınca daha yemeden takılışından, lezzetinden, pişerken bıraktığı izden. Bu lezzeti bizlere sunan Dönerci Ahmet Usta bunlardan biri. Bazen öyle şeyler görüyoruz ki et iyi, ka-
lite iyi, büyük yatırımlı mekanlar yapılmış ama gel gelelim ocakta pişerken güzelim et ziyan ediliyor. İşte et ‘in pişerken verdiği hazzı, ustanın keserken et ile bütünlüğü çok önemli. Öyle bir kesim yöntemleri var ki Dönerci Ahmet Usta’nın sizde benim gibi hayran kalacaksınız. Tabii Döner’in baştacı Tandır ekmeğini unutmamak lazım. Bir ara çocukluğum aklıma geldi masada. Tandır ekme-
ğinde nerdeyse Hacivat – Karagöz oynatmak istedim o kadar inceydi. Ama hem Hacivat – Karagöz yoktu hem de benim o inceliğe ve lezzete dayanacak gücüm. Sıcak sıcak sarıp yemeliyim dedim kendime hazır önüme %100 yaprak döner eşliğinde gelmiş. Bırakırmıyım hiç, asla... 2011 yılının Ekim ayından bu yana Sancaktepe Çamlık’ta açmış Ahmet Usta. Ünü İstanbul’a yayılmış durumda. Dönerci Ahmet Usta ISO 220002005 ve Helal Et belgelerine de sahip bir marka. Kullanılan etler Balıkesir – Trakya yöresinden günlük olarak getiriliyor. Eğer, % 100 yaprak döner yemek isterseniz, 250 kişilik kapasitesi ve özel otoparkı ile, siz lezzet severlerin uğrak durağı olduğunu göreceksiniz.
Lezzet yolu
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
L E T O H M U E S MU BASINDA GÜVEN
Aslı Durukan PASİNLİ
B
Tolga ATALAY
sinde
Kongre ” ux ea at Ch & s ai el “R ile K ZO BO Chef MURAT
aslidurukanpasinli@lezzetgazetesi.com
tolgaatalay@lezzetgazetesi.com
Zincirlessek de mi büyüsek, zincirleşmesek de mi büyüsek?
2016 yolda
u aralar, senelerdir heyecanla takip ettigim Marka Konferansi’nda, bu sefer konusmaci olarak yer almanin heyecanini yasiyorum. 10 seneyi asmis ve tek sube olarak kalmayi basarmis 3 restoran markasinin kuruculari olarak, sevgili meslektaslarim Cem Mirap (Lucca), Baris Tansever ( Sunset) ve ben (Banyan), butun dünya zincirleşirken, en az 10 senelik markalarimızı neden ‘tek’ tutmayi tercih ettiğimizi tartişacağız. Bu bir zincirleşmek kötüdür tartışması degil. Bütün dünyada kabul görmüs ve başarili olmus bir iş modeline meydan okumak gibi bir niyetim yok pek tabii. Herkesin kendi ozelinde kendi hikayesi var. Ben işe, seneler evvel, meshur restorator Danny Mayer’in “Setting the Table” isimli kitabindan etkilendigimi itiraf edeyim. Danny Mayer, kendisine yeni restoran acarken 5 dakika kuralı koymus.New York’ta, evine 5 dakika yürüme mesafesinde , hepsi birbirinden basarili 11 farkli restoran acmis. Ben de birbirini tekrar eden islerden heyecan duymuyorum. Heyecan duymadan yaptigim bir iste de basarili olabilecegime inanmiyorum. Isin icinde biraz romantiklik de var tabii. Benim için restoranimız, yazdığım bir roman. Bir ask hikayesi. Yemek yaratma aski, guzellikleri paylasma aski, egzotik lezzetlerin aski. Bu duygularla yaratilmis, bir markayi zincirlestirmek, markama ihanet olurdu. Neyse ki, is ve hayat ortagim, eşim Cem de en az benim kadar romantik bu konuda. Bu sebeple, belki zor olani sectik ama, biz de evimize yürüme mesafesinde 4 farkli restoran kurduk. Olasi ortaklik icin görüştüğümüz tüm yatirimcilari da itina ile kacirdik. Evet, klasik yatirimci gözlüğüyle, ne kadar sube o kadar iyi. Ama ben, sube sayimla degil, yaptigim islerle dev olabilmeyi umuyorum. Bunun ekonomik olarak da gayet gecerli bir is modeli oldugunu dusunuyorum. Meshur ekonomist Schumacher’in, 40 küsür sene evvel yayinlanan Small is Beatiful (vs Bigger is Better) (Küçük guzeldir - büyük iyidire karşı) kitabi da bosuna mı The Times tarafindan 2. Dunya Savasindan beri yayinlanan en etkin 100 kitap arasina girdi?
NAR GOURMET İLE YENİ YIL HEDİYESİ
B Türkiye’nin tek Relais & Chateaux ünvanlı oteli “Museum Hotel”, tüm dünyada bu unvana sahip olan otellerin buluştuğu, geleneksel “Relais & Chateaux” Kongesi’ne bu sene çok özel bir iş birliğine imza attığı Chef Murat Bozok ile katıldı!
S
eyahat severlerin en özel rotalarından Kapadokya’da, “Relais & Chateaux” hizmet ayrıcalığı ile dünya çapında ağırladığı misafirlerine benzersiz anlar yaşatan Museum Hotel (*), bu sene ünlü şef Murat Bozok ile çok özel bir iş birliğine imza attı. Sunduğu ayrıcalıklı hizmetlerine, Murat Bozok’un benzersiz lezzetlerini de ekleyen Museum Hotel, bu anlamlı iş birliğini, geleneksel olarak her sene dünya çapında gerçekleştirilen “Relais & Chateaux” Kongresi’nde de duyurdu. Geçen ay düzenlenen kongreye bu yıl Malta ev sahipliği yaptı. Benzersiz bir organizasyonla gerçekleşen “Relais & Chateaux” Kongresi’ne dünya çapında sunduğu ayrıcalıklı hizmet anlayışı ve kalite standardıyla fark yaratan “Relais & Chateaux” unvanlı oteller ve birbirinden önemli profesyoneller katıldı. Kongre boyunca her gece çok özel etkinlikler gerçekleştirildi. Kongrenin ilk gecesi düzenlenen “Get Together Evening” organizasyonunda, Akdeniz ülkelerinin ünlü şefleri bir araya gelerek benzersiz lezzetlere imza attılar. Bu özel gecede Türkiye’yi, Museum Hotel’in de danışmanlığını yürüten ünlü şef Murat Bozok temsil etti ve hazırladığı “Baharatlı siyez bulguru yatağında, humus ve as-
ma yaprağı ile doldurulmuş, fırınlanmış tavuk butları”yla büyük beğeni gördü. Gecede ayrıca Museum Hotel’in kendi bağlarından özel olarak hazırladığı “Museum Hotel Special - Cabarnet Sauvignon 2014” servis edildi. (*)1998 yılında Indigo Group’un sahibi (YKB) Ömer Tosun tarafından, var olan dokusu bozulmadan, restore edilerek hizmete giren Museum Hotel, Türkiye’nin tek “Relais & Chateaux” ünvanlı oteli olma özelliğine sahip. Her biri farklı dekore edilen, ağırladığı misafirlerine butik hizmet anlayışı ile unutulmaz anlar yaşatan Museum Hotel, Avrupa'dan ve Türkiye'den aldığı onlarca uluslararası ödülün yanısıra bünyesinde sergilediği antika parçalar ile de “yaşayan müze” unvanına sahip çok özel bir adres olarak öne çıkıyor.
LEZZET, MÜZİK VE EĞLENCE THE MARMARA’DA!
DOSTLARA SICAK
BİR ANADOLU SELAMI ANADOLU topraklarının nadide lezzetlerini Türkiye’ye ve dünyaya sunan Nar Gourmet, bereketli ellerden çıkan eşsiz ürünlerle Yeni Yıl Koleksiyonu hazırladı. Şık tasarımlarıyla mükemmel yılbaşı hediyesi seçenekleri sunan Nar Gourmet Yeni yonu, her niteliğine ambalajları le dikkat çekike zevklere hitap eden, Anadolu’nun özenle korunan ve geliştirilen çok özel zeytinyağları, ballar, reçeller, pekmezler, şekerlemeler, baharatlar gibi ürünler Nar Gourmet Yeni Yıl Koleksiyonu ile hem tüketicilerin yılbaşı alışverişlerine, hem de dostlarına sunacakları hediye tercihlerine hitap ediyor.
Yıl Koleksibir ürünün üstün göre hazırlanan ve eşsiz lezzetleriyyor. Her biri sofisti-
T
he Marmara Taksim ve The Marmara Pera, yeni yılı İstanbul’un kalbinde karşılamak isteyenlere lezzet, müzik ve eğlence dolu seçenekler sunuyor. Yılbaşı gecesi düzenlenecek partiye katılmanın yanı sıra ufak bir hafta sonu tatili yapmak da mümkün. The Marmara Taksim ve The Marmara Pera, yılın en özel anlarının yaşandığı yılbaşı gecesi için hazırladığı konaklama paketleri ve zengin menüleriyle, misafirlerinin yeni yıl heyecanına eşlik ediyor. The Marmara Taksim, 2016’nın ilk ve en güzel günlerinde otelde konaklayacak misafirlerine, iki farklı alternatif sunuyor. Tek gecelik paket kapsamında; Misafirlerini Tuti Restaurant’ta, hünerli şeflerin imzasını taşıyan yeni yıl akşam büfesi ile karşılıyor. İki kişilik pakette ayrıca, yarım saatlik dinlendirici bir masaj ile The Marmara Chocolate Shop’tan bir kutu el yapımı çikolata hediye ediliyor. Konuklar, The Marmara’nın şehir manzaralı konforlu odalarında geçirdikleri gece sonrasında yılın ilk sabahında, geleneksel ve modern tatları buluşturan bir kahvaltı büfesinde ağırlanıyor. Yılın ilk gününü unutulmaz bir anıya dönüştürecek konaklama paketi için rezervasyonlar başladı.
THE MARMARA PERA’DA 80’LER 90’LAR PARTİSİ The Marmara Pera ise hazırladığı yeni yıl paketinde konuklarını, lezzet şölenine dönüşecek yılbaşı yemeği ile birlikte konsept bir partiye davet ediyor. Zengin gala yemeği menüsünde konuklara, ana yemek olarak kuzu tandır; yan lezzetlerde ise paçanga böreği, bohça mantısı, katmer tatlısı gibi tatlar sunuluyor. Yemek sonrasında konuklar, limitsiz
yerli içki eşliğinde 80’ler ve 90’lar partisinde ağırlanıyor. 2016’nın ilk gününde ise konukları, huzur ve tazelikle 13.30’a kadar devam edecek doyurucu bir kahvaltı bekliyor. Konaklama haricinde yalnızca 80’ler ve 90’lar partisine katılmak isteyenler de bu eğlenceyi yaşayabiliyor.
THE MARMARA’NIN GELENEKSEL YILBAŞI BÜFESİ’NDE YOK YOK The Marmara Taksim bünyesindeki Tuti Restaurant’ın artık gelenekselleşen yılbaşı büfesi, bu yıl da eskimeyen tatlarla yenilikçi anlayışı aynı lezzet skalasında buluşturuyor. Özel yılbaşı büfesinde, taze ve mevsiminde ürünlerle sunulan soğuklar ve salatalar, yerli ve dünya mutfaklarından peynir çeşitleri, güne özel hazırlanmış balkabağı çorbası, geleneksel tatlılardan sütlü çeşitlere kadar geniş yelpazede tatlılar yer
alıyor. Kırmızı etten beyaz ete uzanan sıcak yemekler arasında dana bonfile, fırınlanmış kuzu incik, ızgara levrek, İskenderun karidesi, patlıcan beğendi gibi lezzet sanatının en güzel örnekleri bulunuyor.
SOFRANIN YILDIZI HİNDİ THE MARMARA CATERİNG’DEN Geleneksel yılbaşı sofralarının vazgeçilmezi hindi, bu yıl da The Marmara Catering hizmetiyle sofraların başköşesini süslüyor. The Marmara mutfağının usta şefleri tarafından özenle hazırlanarak iç pilavı ve gartinürü eşliğinde kilo gramı 50 liraya satışa sunuluyor. Yeni yılı sıcak bir aile yemeğinde karşılamayı tercih edenler ya da toplu olarak almak isteyenler The Marmara Taksim’in 0212 334 84 16 numaralı telefonundan hindi siparişi verebilir.
5
ugün hem yılbaşı inançları, törecilik ve batıl inanç menülerini paylaşalım hem de 2016 bombalarını hatırlatalım. Yeni yıl gecesi bazı kavimler balık yemenin bereket getireceğine inanırlar. Neden mi? Çünkü balığın pulları metal para veya değerli metale benzediği için. İspanyol dünyası ise gece yarısı son 12 saniyede 12 üzümü ağızlarına atarak yılın her ayının şansını hissetmeye çalışırlar , umarım aralarında ekşi üzümler çıkmaz. Kuru bakliyatlar ise tane tane oldukları için yine bereket ve parayı temsil ediyorlar. Yılbaşında meyveler de önemli örneğin incir üreyebilme ve doğurganlığı temsil ediyor tabii ki her ülkenin yılbaşı ikliminde incir bulmak kolay değil. Nar ise başarı ve muvaffakiyeti temsil ediyor fakat Yunan kardeşlerimiz bunun ile yetinmiyorlar bir de üzerine nar’ı yere fırlatarak patlatmaya çalışırlar ve bunun şans getirdiğini düşünüyorlar. Uzakdoğulular ise noodle yiyorlar ve bunun uzun hayatı temsil ettiğini düşünüyorlar. Bütün yeşil yapraklılar ise ıspanaktan tutun marula kadar paraya benzediği için bir kere daha bereket getireceği düşünülüyor. Bir de meşhur pasta içinde gizlenen metal para hikayesi var, para kime çıkarsa daha şanlı ve bereketli bir yıl geçirecek . Sadete gelirsek sonuç nasıl ki vücut hücrelerimiz her yıl kendisini yeniliyor ve yeni hücreler(beyin hariç) ile yola devam ediyoruz, ruhen ve motivasyon anlamında da belli fiziki parametrelere ihtiyacımız var. Yeni yılın veya tüm bayramlarımızın öncesi hazırlık süreci seremonileri ve o gün ve an ki ruh halimiz ve vücut enerjimiz çok önemli. Dikkat ederseniz bir de ertesi günü vardır her bayramın veya yılbaşının moral, huzur ve hedef dolu, eğer bu bakış açısını incir veya nohut ile yakalayabiliyorsak ne mutlu bize az ile çoğu elde etmiş oluyoruz. Ne yazık ki yılbaşı 10 niyetin 8’i para odaklı. Bence bu da geldiğimiz noktanın kanıtı. Umarım yeni nesil bu ünlü Z nesli bazı felsefelerde kristal çağ çocukları diye adlandırılan 2000 yılı ve sonrasın da dünyaya gelenler ve dünyayı kurtarma misyonu ile doğdukları düşünülenler yeni lezzetleri artık para veya bereketten çok dünya da açlık kalmaması adına veya dostluk ve kardeşliğin olgunlaşması, kötülüğün sona ermesi insanlığın ve birlikteliğin olgunlaşması, sınırlar, hudutlar ve ayrımların erimesi ve tek dünya, tek ülke, tek insanlık tanımının hakim olmasına dilek tutarlar. Ben bu dileklerim için bu yılbaşı tek bir toz şeker tanesini saat tam 12 de dilimin üstüne koyacağım ve bütün bunları dileyeceğim hadi sizde yapın gelin bir toz şeker tanesi ile dünyayı kurtaralım. Yılbaşı gecesi Karaköy bölgesi partileri çok konuşuluyor. Orada bir çok meslektaşım harika lezzetler yaratıyorlar sakın atlamayın. Çok fazla yılbaşı için bilgi vermeyeceğim sebebine gelince her yer o kadar özenerek o kadar güzel şeyler çıkarıyor ki bana göre her yer keyifli, hoş ve romantik. 2016 yılına gelince Kaşıbeyaz Anadolu yakasında ilk kalesini açıyor. Palma D’oro 10.yılına girdi ve Ataşehir’de 2. şubesini açacak, Hukka efsanesi Ataşehir’de açmak için kolları sıvadı. Ataşehir’de inanılmaz bir Türk bistro konsepti yolda ve içinde canlı hayvanlar ile çiftlik hayatını şehre taşıyacak. Mood up konsepti ile Türk büfe tanımı değişecek diğer tarafta Num Num versiyon Z nesil hazır ve 2016 da tüketebileceğiz. Efsanevi İskenderun Petek pastanesi Ataşehir’i düşünüyor, tabii ki bu daha dedikodu boyutunda. Watergarden Ataşehir ve Maslak 42 Lezzet Müzesi Dünya’nın en büyük yeme içme ve eğlence vahaları olarak 2016’nın en büyük ilgi odaklarından olacak. Dünya’da trend olan eğlence ve yeme içme sunan, alan mantığı Türkiye’de 2016 yılında daha yoğun hissedilecek. Beşiktaş’da çok büyük bir sürpriz gelişme var fakat şu an paylaşma hakkım yok. 2016 yılında 30’ a yakın yeni yeme içme markası İstanbul’da kapısını açmaya hazırlanıyor. Herşey Ataşehir’de değil tabii ki Avrupa yakasında da bir dünya yenilik var hatta 2016 ilk ayı Tarabya sırtında Chalet Yeti fondü restaurantı açılacak.
6
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet peşinde
Page 1
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
BALIK DENİZ KENARINDA YENİR, ANGEL GROUP BUNU İYİ BİLİR
Dr. Burak KÖSEOĞLU
burakkoseoglu@lezzetgazetesi.com
Değerli Okurlar
Y
eni bir yıla yeni umutlarla giriyoruz.2016 yılının tüm insanlığa,ülkemize ve hepimize sağlık,huzur ve mutluluklarla bezeli başarılar getirmesini dileyerek szöe başlamak istiyorum.Bu ay öğretim üyesi olan bir dostumun daveti ile İstanbul Aydın Üniversitesinin yeni gastronomi bölümünü ziyaret etme fırsatı buldum. Bugüne kadar bir kaç üniversitemizin gastronomi bölümlerini ziyaret ederek gerçekten mutluluk duymuştum ancak bu defa gerçekten gurur duydum. Ortam,tasarım,alt yapı,kullanılan ekipmanın kalitesi ve en önemlisi öğretim üyesi arkadaşlarımızın katkısı ile gerçekten Türkiye’ye İstanbul’a ve sektörümüze heyecan veren bir yer yaratılmış. Burada okuyan genç arkadaşlarımızın gerçekten çok şanslı olduklarını yeniden ifade etmek istiyorum.Bu vesile ile Mütevelli Heyeti Başkanı Sn.Mustafa Aydın nezdinde tüm İstanbul Aydın Üniversitesi ekibini yeniden kutlamak istiyorum. Bu ay sizlere küçük küçük lezzetler vermeye çalışacağım.Eşimin arkadaşlarının daveti ile başlayan bir Restaurant ziyaretimizden bahsetmek istiyorum.Beşiktaş akaretler’de küçük bir otelin terasında açılan Şef dostumuz İsmet Saz yönetimindeki TOİ bir süredir kulağımıza çalınmasına rağmen nedense fırsat bulup deneme fırsatımız olmamıştı Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Mutfak Sanatları ve Gastronomi Bölümünden mezun Saz mezun olduktan sonra Four Seasons otelde çalışmaya başladı. Türkiye’de Ulus 29, Panini Restoranları, Kemer Country & Golf Club şef olarak çalışan İsmet Saz’ın edindiği deneyimler ışığında yoluna devam ederek Amerika macerasına başladı.
PİRİ REİS’te buluşalım!
Tuzla'dan Baltalimanına 3 muhteşem mekanda hizmet veren ANGEL Group, 26 yıl önce Yusuf Köksal tarafından kurulmuş. Hepsi deniz kıyısında ve kuruluşa ait değerli araziler üzerine kurulmuş mekanları, sektörde tanınmış deneyimli işletmeciler yönetmekte. Ortak özellikleri yıllardan beri kendilerine bu şöhreti sağlayan Balık ve Deniz mahsulleri tedariğini, GROUP SAGUN'un profesyonellerine bırakmış olmaları.ANGEL GROUP kuruluşlarını Milliyet LEZZET GAZETESİ'ne yapan, Grubun genel satın alma yetkilisi Serkan Yıldırım, " İşletmelerimizdeki genel prensip: Doğal ortamda konumlanmış, Özenli ve Temiz Dekorasyon, Nefis Lezzet ve Kaliteli Hizmettir. ANGEL MERCAN & ANGEL BLUE FİSH RESTAURANTLARIMIZ'da ve CHİLAİ de bunu herkes rahatlıkla görebilmekte, tercihlerinde de mekanlarımız daima öncelikli olmakta." dedi
ANGEL Mercan
ANGEL BLUE
BALTALİMANI’NDA Boğaz’ın ışıltılarının altında balık ve meze kültürüne taptaze bir soluk getiren Angel Blue; şıklığın, yaratıcılığın ve eşsiz lezzetlerin bütünleştiği çok özel bir mekan olarak misafirlerine hizmet veriyor. Ana menüye geçmeden önce tadacağınız özenle hazırlanmış bir birinden leziz günlük soğuk mezeler ve ara sıcaklar lezzetseverlere, Anel Blue’nun farkını hissettirmekte. Angel Blue’nın özel lezzetlerine, İstanbul’un ve denizin en göz alıcı hali de eşlik ediyor. Ara sıcaklardan Angel İçli dolma , Balık kül bastı, Jumbo sarma, Cafe da Paris soslu fener balığını mutlaka denenmesi gereken lezzetler arasında sayılıyor. Angel Blue’i tercih, ayrıcalığa dönüşmekte.
ESKİMEYEN Balık Keyfi'nin merkezi, Angel Mercan, Tuzla’dan Prens Adalarına muhteşem deniz manzarası eşliğinde, gün batımının en ihtişamlı hallerini unutulmaz tatlarla birleştiriyor. Angel Mercan, lezzetseverlerin akşamlarını çok özel bir keyfe dönüştürüyor. Dünyanın çeşitli denizlerinden getirilmiş ender bulunan birçok balık türünün yer aldığı akvaryumlarla dekore edilmiş salon, mekanın mutfağında yaratılmış denizden gelen lezzetler konuklara farklı bir deneyim sunuyor. Angel Mercan 200 kişi kapasiteli salonunda, özel toplantı ve davetler için katılımcı grupların sayısına göre alternatif masa düzenleri oluşturulabiliyor. Ayrıcalıklı hizmet için detaylara verilen önemin çok net hissedildiği restaurant konuklarına tüm streslerini unutturacak düzeyde olup, servis her gün 12.00-24.00 saatleri arasında veriliyor.
BOĞAZIN eşsiz manzarası ile modern ve şık mimarinin bir araya geldiği, Bebek semtindeki eğlencenin kalbi olan Chilai, Hristiyanlık döneminden önce, bilinmeyen tarihlerde Bebek semtinin eski adıymış ve yan yana dizili iskeleler anlamına geliyormuş. Şimdi ise, Ünlü şeflerin benzersiz lezzetleri bir araya getirerek oluşturdukları özel menüsü ile adından sıkça söz ettiren Chilai, tüm deniz mahsulleri ve balık’ta olduğu gibi Sushi’de de iddiasını sürdürüyor. 4 kattan oluşan mekan her katta farklı dekoru, mutfağı ve manzarası ile kendini diğer mekanlardan tamamen farklı kılıyor. Bar şeflerinin hazırladıkları nefis kokteyller ile müşterilerinin eğlencesine eğlence katan Chilai, ismini İstanbul’un vazgeçilmez mekanlar arasına yazdırmayı başardı.
CHILAI
P.F. CHANG’S ile geleneksel deniz Dean&Deluca Commissery ve Tom&Cat firmalarında Bakery eğitimleri alan İsmet Saz, Amerika’da ise; Marriott Providence RI, Aperitif Group NYC, 2 Michelin Yıldızlı Gordon Ramsay at London NYC’de Sous Chef olarak çalıştı. Daha sonra Türkiye’ye dönüş yapıp yeniden bazı projelerde yer aldıktan sonra SAZ en son projesi TOİ’yi hayata geçirmiş. Gerçekten İstanbul’da kendinizi New York’ta gibi hissedeceğiniz damak lezzetleri ile bu mekanı mutlaka deneyin. Deniz Tarağı,Risotto ve Newyork Cheesecake’i gerçekten denemeye değer.İyi bir şarap menüsü ile sevdiğiniz bir kişi ile gerçekten unutulmaz dakikalar yaşamanızı umuyorum. İsmet Sazın yeni projesi önümüzdeki yıllarda NewYork’ta yeni bir mekan açarak Michelin için koşmak olduğunu öğrendiğim Saz’ı yeniden kutluyorum. Son olarak sizlere çokça yazılıp çizilen Beşiktaş Çarşı içindeki Karadeniz Pide Döner salonundan bahsetmek istiyorum.Üç beş yıldır bir çok defa üstadlar tarafından yazılıp çizilen Karadeniz Döner salonunu bir akşam BKM için yolum Beşiktaş çarşıya düşünce denemeye karar verdim ama oda ne? Mekan kapalı sorduk soruşturduk zaten mekan saat 17-18 gibi döneri bitirip kapanırmış. İlgim bir kat daha arttı ve bende hafta içinde yeniden Beşiktaş çarşı’ya uğrayıp öğlen mekanı ziyaret ettim,kapıdaki kuyrukta 20’ye yakın kişi vardı oldukça küçük bir dükkan girişin üstünde 2 kat daha var. Döner yıllardır yeriz bazı favori mekanlarımız vardır ama gerçekten karadeniz Pide Döner lezzeti oldukça üst seviyede olan harika bir sokak lezzeti bu mekanı yolunuz düşerse mutlaka deneyin ama sakın 17.00’dan sonra uğramayın. NİCE MUTLU YILLARA, 2016’DA BULUŞMAK DİLEĞİ İLE...
Yılbaşına BALIK’la girmek için
ürünleri dünyasına lezzetli bir yolculuk!
DÜNYA genelinde 20 ülkede, 275 restoranı bulunan P.F. Chang’s’in geleneksel olarak gerçekleştirdiği “Karides Festivali” bu yıl ikinci kez düzenleniyor. Festival boyunca, karides severler P.F. Chang’s’in Etiler ve Ataşehir Bulvar 216 şubelerinde, birbirinden farklı balık ve deniz lezzetleri tatma şansına sahip olacak. Asya mutfağının özel lezzetlerini, paylaşım kültürü ve iyi servis anlayışıyla sunan P.F Chang’s, Karides severler için başlangıç ve ana yemeklerden oluşan özel bir menü sunuyor. Shrimp Cakes, Seasoned
Garlic Prawns ve Thai Coconut Curry Shrimp, bu özel menüdeki lezzetlerden tattıklarımızın sadece bazıları. Dünyadaki tüm P.F. Chang’s Restaurantlarının olduğu gibi ülkemizdekilerinde Balık ve Deniz Ürünleri tedarikçiliğini GROUP SAGUN yapıyor. Nefis Kalamar, Karides ve
diğer deniz ürünlerinin farklı yöntem ve lezzetlerde hazırlanıp sunulduğu Karides Festivali, 16 Ocak 2016’ya kadar devam edecek. Amman kaçırmayın! P.F.Chang’s, ana misyon olarak benzersiz Asya mutfağı deneyimini misafirlerine yaşatmayı amaçlıyor. Bu yüzden, yemeklerin pek çoğu “wok hay” ya da “wok’un nefesini” oluşturan 600 derecelik bir alev ile ısıtılan kuzey tarzı bir Çin wok’unda, en iyi Asya ürünleri ve sebzeleri günlük olarak hazırlanarak pişiriliyor.
CADDEBOSTAN Barlar sokağında yer alan bu mekan içeri girdiğinizde size Yunanistandaymışsınız hissi veriyor. Mavi masalar kareli örtüler ve degisik aksesuarlarla, deniz kabuklarıyla süslenmiş PİRİ REİS Balık Restaurantının içinde, her şey cıvıl cıvıl .Servis elemanlarının güler yüzü, yiyeceğiniz yemekten keyif alacağınızı çok net belli ediyor. Mezelerin çeşitliliği ve lezzeti kulaktan kulağa yayılmış durumda özellikle,Leverek Marın ,uskumru marın,nareksili kereviz,otuz çeşit mezeden ilk sayabileceklerimiz. Ayrica Ege otlarından olusan mezelerden sayabileceklerimiz Kaya koru,deniz fasulyesi,cibez,deniz borulcesi Tüm balık çeşitlerini ve deniz ürünlerini GROUP SAGUN'dan temin eden, Mekanın ara sicaklarida çok lezzetli kalamar, tereyağda karides, karides guvec, ama asıl spesyallerden balık kokorec ve balık kavurma ozellikle tavsiye ediliyor. Ege otlarından yapılan mücver ara sıcaklarda denenmesi gereken lezzetler arasında Balıklara gelince hepsi çok taze ve günlük, hemen hemen tüm mevsim balıklarını PİRİ REİS'de bulmanız mümkün. Tatlılardan sıcak helva ve incir tatlısının yani sıra dondurmalı ırmik ve kabak tatlısı da piri reis in vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Konuklar, yemekte Yunan müzikleri dinleyebilecegi gibi, 10 adet plazma tv olan mekanda lig maclarını da keyifle izleyebiliyor. Yılbaşını PİRİ REİS de geçirmek isterseniz zengin bir yılbaşı monusu yanisira Canlı fasıl eşliğinde keyifli bir yeni yıl yemeği sizleri bekliyor.
Bir Alkolsüz "Deniz Lezzetleri" mekanı KARİNA BALIK
GROUP SAGUN tarafından Balık ve Deniz Ürünleri ihtiyacı karşılanan, alkolsüz Balık Lokantası Karina'yı LEZZET GAZETESİ'ne Ortak kardeşlerden Özgür Yılmaz tanıttı: "Biz Karina Balık ailesi olarak 5 erkek kardeş, turizm sektöründe 20 yıl bir çok işletmelerde birim şefi ve sorumlu personel olarak çalışdık. Son üç yıldan beri kendi bölgemizde, çok kaliteli ve nezih bir alkolsüz aile balık restaurantının eksik olduğunu farkettik. Beş kardeş bir araya gelip bu eksikliği giderdik ve içinde yaşadığımız Pendik ilçesine kazandırdık. Çok mutluyuz. Restaurantımızın 16. ayını doldurduğu bugüne kadar hiçbir olumsuzlukla karşılaşmadık ve gelen müşterimizi lezzetimizle, servisimizle memnun etmeyi başardık. Biz sadece kendi becerilerimizle, meslek deneyimimizle, sunulması gerekeni sunuyoruz gelen müşterilerimize. Bundan dolayı 16 ay gibi kısa bir zaman içerisinde iyi bir yol katettiğimize inanıyoruz. Kendi işçiliğimizi kendimiz yapıyoruz. Üç kardeş aşçı ve iki kardeşte salonda garson olarak çalışıyoruz. En beğenilen ürünlerimiz bakır sağanlarda , harlı ateşte yaptığımız somon, mezgit, levrek, hamsi, palamut balık buğlamaları; kömür ızgarasında yaptığımız çupra, levrek, somon, uskumru, tekir, çinekop, miekop ve mısır unu kullanarak yaptığımız istavrit, mezgit, levrek, somon, sardalya, tekir, hamsi, uskumru balıklardır. Ayrıca menümüzde; Karides söğüş ve Tereyağlı karides, kalamar tava, balık çorbası ve diğer klasik salata, ve diğer lezzetlerin hemen hepsi bulunmaktadır" dedi.
YENİ YIL ZİYADESİYLE YİNE “ZİYADE FASIL”DA
Y
eni yılı karşılamaya sayılı günler kala, hala kafanızda nereye gideceğiz sorusu varsa, yeni yılı İstanbul’un alternatifsiz fasıl mekanı Ziyade’de karşılayabilirsiniz. Dopdolu ve eşsiz eğlence programı ile birlikte ünlü şef ve gurme Özlem Mekik’in yılbaşı gecesine özel hazırladığı menü ile eğlence ve lezzetin doruklarına çıkabilirsiniz. Yılbaşı gecesine özel eğlencesi ile Ziyade Fasıl ‘da program yine dopdolu, 20.30 itibariyle misafirler solo kanun ve klarnet performansları ile karşılanacak, 21.00 itibariyle başlayan fasıl programı her zaman ki gibi en eğlenceli Türk Müziği şarkılarından oluşturulmuş repertuarı ile saat 01.00’a kadar devam edecek. Fasıl aralarında gecenin ateşleyicisi birçok Show sahnelenecek. Zeybek Dans Gösterisi, Kızlar Korosu, Roman Shov,
Davul Shov, ve Dj Performansları gibi birçok gösteri bu özel geceye renk katacak. Saat 01.00 itibariyle Dj ile devam edecek olan program 03.00’a kadar sürecek. Ziyade Fasıl’ın işletme ortaklarından Ünlü şef ve gurme Özlem MEKİK ‘in bu geceye özel hazırladığı ve en özel reçetelerinden derlediği zengin menüsü ile Yılbaşı gecesinde Ziyade misafirlerinin damaklarında bir lezzet fırtınası yaratacak. Açıldığı ilk günden beri İstanbul gece hayatına yön veren, kaliteli hizmet anlayışı ve profesyonel ekibi, benzersiz konsepti ile, seçkin mekanlar arasında yer alan Ziyade Fasıl kendi kategorisinde aldığı sayısız ödül ve müşteri memnuniyeti ile yine eğlenmeyi bilenlerin klasiği olacak. Bu ayrıcalığı yaşamak istiyorsanız, acele edin. Şimdiden mutlu yıllar...
Lezzet markaları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
7
KOSOVA’da “Osmanlı Mutfağını” tanıttı
Yunus Emre Enstitüsü Priştine Türk Kültür Merkezi, Türkiye Lezzet Hareketi’nin katkılarıyla “Osmanlı Mutfağı” tanıtımını çok “Lezzetli” bir boyutta sergiledi.
kecek fikrinde buluştular. Yemekten sonra konuşan, organizasyonu düzenleyen Yunus Emre Enstitüsü Priştine Türk Kültür Merkezi Müdürü Bülent Uçpunar, bu başarılı geceye katkısı geçenleri tek tek kutladı ve teşekkür ederek hediye takdiminde bulundu.
Ç
ok renkli ve başarılı geçen geceye; Kosova'nın T.C Büyük Elçisi Kıvılcım Kılıç, Kosova Meclisi KDTP Milletvekili Fikrim Damka Prizren Başkonsolosu Selen Evcim, TİKA Kosova Koordinatörü Eyüp Yavuz Ümütlü, Türk Temsil Heyet Başkanlığı temsilcileri ve Kosova-Türkiye kuruluş temsilcileri ile Başkent Priştinedeki farklı kesimlerden davetlilerin yoğun katılımı oldu. 500 kişilik salonun tamamen dolduğu etkinlikte; Osmanlı Mutfağı hakkında, Sakarya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Arif Bilgin bir konferans verdi. Kosovalı sanatçı İlir Bırvenik orkestrası konseri eşliğinde Türkiye Lezzet Hareketi Başkanı M.Vasfi Pakman'ın takdimiyle Türkiye’den gelen Lezzet Profesyonellerinin hazırladığı birbirinden güzel ve lezzetli gerçek Osmanlı mutfağı örnekleri sunuldu. Osmanlı Mutfağı Konferansı, Min- yatürlerle Osmanlı Mutfağı Sergisi ve Osmanlı Lezzetleri Sunum Etkinliklerinin açılış konuşmasını gerçekleştiren Türkiye Cumhuriyeti Büyük Elçisi Kıvılcım Kılıç, " 600 yılı aşkın bir süre Avrupa ve Ortadoğu'ya hükmeden Osmanlı'nın çok zengin ve güzel bir mutfak kültürü olduğunu ve Türk damak tadını oluşturan Osmanlı mutfağının izleri, bugün bir çok ülkenin mutfağında görmek mümkündür. Ülkemiz için tarihin derinliklerinden gelen çok özel anlamlarla yüklü ilişkiler içerisinde olduğumuz bu coğrafyada, dost ve kardeş ülke Kosova’da da halklarımız arasındaki yakın bağları, günlük hayatımızda pek çok
Fehmi Derviş
M.Vasfi Pakman
Prof. Dr. Arif Bilgin Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Bülent Üçpınar Kıvılcım Kılıç YEE Priştine Türk Kültür KOSOVA Merkezi Müdürü T.C. Büyükelçisi
alanda gördüğümüz gibi tabiatıyla mutfağımızda da görüyoruz. Aynı yemeklerden aynı tadı alabiliyorsak, bu aslında başlı başına bir hikâyedir. Dünyaya benzer gözlerle bakıyor olmanın bir diğer ifadesidir. Kültürlerimizin büyük bir kazanda birlikte kaynadığının en güzel örneğidir.” diyerek tamamlayan Büyükelçi Kıvılcım Kılıç, proğramın devamında ise Yunus Emre Enstitüsü Kurucu ve Yöneticileri başta olmak üzere YEE Priştine Türk Kültür Merkezi Müdürü Bülent Üçpınar, İdari Yönetici Fehmi Derviş, Konuşmacı Prof. Dr. Arif Bilgin, Yemeğin ve sunumun koordinatörü TLH Başkanı Gazeteci Yazar M.Vasfi Pakman ile Maslak İstanbul STEIGENBERGER Hotel Lezzet Profesyonelleri Exec.Chef İlker Erdoğan, Chef Hüseyin Uysal, Chef Tolga Topçu ve organizasyona tüm katkı verenlere plaketlerini vererek teşekkür etti. Osmanlı Mutfağı konferansını veren Prof. Dr. Arif Bilgin Osmanlı İmparatorluğu’nun dünyada tek hanedanlı en uzun imparatorluk özelliğine dikkati çekti, Osmanlıların kendi mutfağını imparatorluk coğrafyasının farklı bölgelerine de taşıdıklarını ifade etti. “Bu çerçevede bol miktarda ürünün, yemeğin farklı coğrafyalarda aynı isimlerle anıldığını görüyorsunuz. Osmanlı mutfağını karakterize eden bir sürü yemek var ama 3 tane ana yemekten söz etmek mümkündür. Bunlardan birisi çorba, ikincisi et yemeği ve üçüncüsü de pilavdır. Bu üçü Osmanlı mutfağını temsil eder. İçecekler ise yemekte şerbet, sonrasında kahvedir” diyen Bilgin, sözlerine devamla " batı ve Osmanlı mutfağını kıyaslarken özellikle, batı mutfağında ağırlıklı sığır etti kullanılırken Osmanlı yemeklerde küçükbaş hayvan eti kullanmıştır." dedi. Konferansın ardından Türkiye Lezzet Hareketi Başkanı M.Vasfi Pakman, Osmanlı Mutfağı lezzetlerini hazırlayan şefleri ve onların hazırladığı, aralarında: Çerkez tavuğu, Nar ekşili Humus, Patlıcan salatası, Haydari, Şakşuka, Mücver, Enginar , Narlı yaprak dolması, Portakallı biber dolması, Taze Fasulye, Zeytinyağlı bamya, Barbunya pilaki, Çoban salata, Kaşık salatası, Zeytin salatası, Nohut salatası gibi soğuk yemekler ile Türkiye'nin şarExec. Chef Chef Chef küteri çeşitlerinden Ezine beyaz peyİlker Erdoğan Hüseyin Uysal Tolga Topcu niri, Kars gravyeri, Erzincan tulumu,
M. Vasfi Pakman Türkiye Lezzet Hareketi Başkanı
Diyarbakır örgü ve Van otlu peyniri, Kayseri Pastırması, Afyon Sucuğu iştah açıcı olarak, Ezogelin, Yayla ve Tarhana çorbaları, Ana yemeklerde: Çoban kavurma, Kuzu tandır, Piliç Topkapı, Güveçte sucuklu kuru fasulye, Pastırmalı paçanga böreği ( Sn.Büyükelçi Çok beğendi ) Cevizli erişte, Fıstıklı iç pilav, Tatlılarda: Tahinli cevizli kabak, Kaymaklı ekmek ve Cevizli tel kadayıfı, Ayva tatlısı, Portakallı irmik, Narlı güllaç'ında bulunduğu yüze yakın yemek ve Kızılcık, Demir hindi, Keçi boynuzu ve Gül Şerbetleri'ni takdim ettikten sonra konukları Açık Büfeye davet etti. Bütün bu yemeklerin tadına bakma fırsatı bulan davetliler Pakman ve Türkiyeden gelen Chef'lere teşekkür ederek beğenilerini ifade ettiler. Priştine'ye gerçek bir OSMANLI LOKANTASI mutlaka gere-
Evlad-ı Fatihan diyarı PRİZEN’de mutlu oldum
Y
EE Priştine Türk Kültür Merkezi değerli müdürü Bülent Üçpınar ve ekibinin fevkalade başarılı etkinliğinde TLH Başkanı olarak görevlendirilmiş olmanın heyecan ve mutluluğunu hala yaşıyorum ve inaın ben yaşadığım kadar da bu duyguyu yaşayacağım. Kendisine ve bu meşakkatli çalışmanın en büyük hizmetini veren idari yönetici Fehmi Derviş’e tüm fedakarane gayretleri ( Arabasıyla İstanbula geldi, 500 kişilik bu yemekte kullandığımız birçok malzemeyi 2 gün
Nadir Shantiri
dolaşarak satın alması, aracın yükleyerek biz Priştineye vardığımızda mutfağımızda hazır etmesi ) dolayısıyla genel olarak teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca özel olarak sunacağım teşekkür ise: Bana PRİZEN denen kenti ( 80.km ) gösterdiği için. Burası benim çocukluğumun BURSA’sı gibi, Türkçe konuşan sami-
mi, bonkör insanların, Evlad-ı Fatihan torunlarının yaşadığı, muhteşem bir manzara sunan Şara Dağlarının eteğinde, buz gibi suları çeşmelerinden güldür güldür akan, kuzu eti’nden başka etin yenmediği nefis gastronomik bir hazine. Buraya getirdiği için ve Sevgili kasap kardeşim Nadir Shantiri ve pastacı kardeşim Redjep Kadrija’yı tanıştırdığı için. Fehmi bana çok değerli bir insanı tanıttı, onu da çok sevdim. Adı Nadir Shantiri olan bir Türk Kasap, Mükemmel bir işetmesi, AB standartlarında bir Et Ürünleri Enteğre Fabrikası var. Avrupadan Orta duğu’ya bir çok ülkeye HELAL ET ve ET Ürünleri ticareti yapıyor. Ancak. bizzat yaptığı çok zel bir sanatı varki, muhteşem. KURU ET yapıyor, ama ne kuru et, “yeme yanında yat” derlerya o cinsten. Söz verdim Nadir’in yanına tekrar gidicem. Bu kenti ve onun çalışmalarını örnek olsun diye özel olarak yazıcam ve tüm Türkiye’ye tanıtıcam.
8
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet rehberi
Page 1
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
CALİPSO BALIK’TAN
Yılbaşı Sofranızın Özel Hindisi
N E D ’ İ L E V E D ADALAR’A KARŞI BALIK KEYFİ! A
Z
engin menüsü, kaliteli hizmeti ve birbirinden taze mevsim balıklarıyla Küçükyalı Sahil’inin hemen girişinde yer alan Calipso Fish, senelerin deneyimiyle haftanın her gününde müdavimlerine Ege’nin müthiş lezzetlerini sunuyor. Şehrin stresinden uzak, aynı zamanda kolay ulaşımı ile de şehrin kalbinde bulunan Calipso Fish; Adaların, Marmara ile buluştuğu muhteşem manzarasıyla, birbirinden enfes mezeleriyle ve mevsimin tüm taze balıklarıyla müdavimlerine eşsiz bir keyif yaşatıyor. Tarihte Calipso; Gizemli bir Tanrıça ve Su Perisi olarak anılmıştır. İsmini buradan alan ve menüsünde her gün mevsimin en taze balıklarını ve sebzelerini bulunduran Calipso Fish’in özel menüsü oldukça geniş. Ara sıcaklarda Safranlı Külbastı, Fındık soslu Dil Sarma, Beybi Kalamar ve birbirinden enfes deniz mahsullerinden oluşan Lezzet Topu bulunuyor. Bunların dışında Karides Mantı, Somonlu Levrek Sarma ve Ege’nin en özeli Cibes Otu, Şevket-i Bostan ve salataları en olmazlardan..Taze mısır ekmeği ve çeşitli mezelerle harmanlanan menü oldukça iddialı ve balık severlerin en gözde adresi. Restoranın içerisinde aynı zamanda taş fırın bulunuyor, tüm ekmek çeşitleri, tatlılar ve şuanda tam mevsimi olan Kalkan Tandır burada yapılıyor. Tatlılarda klasik balıkçı anlayışına modern dokunuşlar getiren Calipso Fish menüsünde;
Calipso Spesiyal tabağında beyaz çikolata ve damla sakızlı özel tatlılar ve haşhaşlı çeşitli sosları olan Panna Cotta servis ediyor. Tüm sosları da yine kendi mutfaklarında çıkaran Calipso Fish, Spesiyal tatlı tabağı gibi kendisine özel tatlılar bulunduruyor. Bunların yanı sıra Nirvana çikolatalı Sufle ve Sıcak Katmer tatlısı oldukça seviliyor. Oldukça geniş bir şarap kavı bulunan Calipso Fish’de tüm içeceklerin yanı sıra şömine keyfi bile yapmak mümkün. Toplamda açık ve kapalı olmak üzere 250 kişilik kapasitesi olup; şirket toplantıları ve özel yemek organizasyonlar için de farklı seçenekler sunuyor. Lezzet avcılarının yeni durağı olan Calipso Fish hazırladığı çok özel menüsü, senelerin deneyimine sahip işletmecileri ve farklı mutfak kültürlerinden topladığı tarifleri ile bütün yemek severleri, sunumları ve lezzetleri ile büyülemeye hazırlanıyor.
ntep mutfağının duayeni, asırlık lezzet ustası Develi’de, yılbaşı sofralarınız için özel bir hizmet var. Yılbaşı sofralarının vazgeçilmez lezzeti “Hindi”, Develi Ustalarının gizli tarifi ile hem evlerinizde sevdiklerinize ayrıcalıklı bir ikram olacak, hem de tüm Develi Restaurantlarında konuklarına sunulacak. Her damak zevkine hitap eden ayrıcalıklı lezzetleri ile 103 yıldır misafirlerini ağırlayan Develi, yılbaşı akşamı da sofranıza geliyor. Yeni yıla girerken, aileniz ve misafirlerinize hazırlayacağınız özel sofranın "Yılbaşı Hindisini" Develi’den isteyebilirsiniz. Develi ustalarının gizli tarifleriyle ve özenle pişirilen "Kestaneli Hindi Dolması" Lezzetiyle ve görünümüyle, Yılbaşı gecesini evinde geçirmek isteyen, Develi lezzetini sevdikleriyle paylaşmayı tercih edenleri mutlu edecek. Tüm Develi şubelerinden sipariş üzerine evlere servis edilecek.Kuşaktan kuşağa aktarılan lezzet hikâyesiyle Türkiye’nin güçlü restoran gruplarından biri olan Develi, Samatya, Kalamış, Etiler, Marin, Ataşehir, Florya, Eminönü, Tuzla ViaMarin ve Nişantaşı’nda şubeleriyle lezzetsever hal-
kımıza hizmete hazırdır Milliyet LEZZET GAZETESİ'ne bilgi veren Nuri DEVELİ," Geçtiğimiz aylarda, Nişantaşı’nın en özel caddelerinden Abdi İpekçi Caddesinde Reasürans binası altında hizmet vermeye başlayan Nişantaşı Develi'nin, her biri lezzet efsanesine dönüşmüş unutulmaz tatlarını, Antep mutfağının lezzetlerini, Mimar Kaan Çetinkaya’nın tasarladığı olağa-
nüstü dekorasyona sahip restoranında misafirleri ile buluşturuyoruz. Et ve kebap mutfağında bu semtte büyük bir boşluğu dolduran Develi, Nişantaşı şubesine özel hazırladığı “Klass Kebap” ile de konuklarına yeni ve ayrı bir tat sunuyor. Asırlık lezzetleri misafirleri için özel olarak hazırlayan Nişantaşı şubemizin şefleri uzun yıllardır ailemizde olan Fetih Topal ve Murat Avşar'dır. Tüm şubelerimizde, geleneksel DEVELİ Lezzetleri ve Yılbaşı lezzetleri Aralık ayı boyunca birarada servis edilmekte, özellikle YILBAŞI GECESİ Rezervasyonlarımız halen devam etmektedir" dedi
Saray Muhallebicisinin 80 Yıllık
LEZZET GELENEĞİ...
LEZZET’in Kısa Yolu MEZEDAKİ Lezzet Atelyesi
1
935 den bu yana muhallebicilik kültürüne değer katan Saray Muhallebicisi, “Adab-ı Muhallebi” kampanyası ile 80 yıllık lezzet geleneğini yaşatmayı ve gençlere sevdirmeyi amaçlıyor. ADAB-I MUHALLEBİ MENÜSÜ Saray Muhallebicisinin Tavuk Etli Çorba, Tavuklu Pilav ve Saray Muhallebisi’nden oluşan “Adab-ı Muhallebi Menüsü” tüm şubelerinde lezzet düşkünlerini bekliyor. Saray Muhallebicisi’nin zengin menüsünde her daim olan bu geleneksel lezzetler, yılın 365 günü tüm şubelerinde meraklılarıyla buluşuyor. ADAB-I MUHALLEBİ NEDİR? Hikayesi lezzetinden gelen bir kültürdür. Damaktaki tatla, keyifli sohbetler arasında nesilden nesile aktarılan bir köprüdür. Önce tavuk etli çorba, ardından pilav üstü tavuk ve tadını manda sütünden alan tatlı bir sondur. 80 yıllık bir lezzet geleneğidir Adab-ı Muhallebi. Biz başlattık, biz yaşatıyoruz, sizi de bekliyoruz. Tavuk Etli Çorba: Yüzyılların şifa kaynağı, sağlığı koruyan önemli bir destek unsurudur. Saray Muhallebicisi’nde tavuk etli ve tavuk suyu olmak üzere iki şekilde servis edilir. Günün her saatinde hazır olan bu çorba, başlı başına Saray Muhallebicisi’ne gelme sebebidir. Tavuklu Pilav: Saray Muhallebicisi’nin en eski ve en özel lezzetlerindendir. Gerçek tavuk suyunda hazırlanan tavuk etleri pilavın üstünde özenle servis edilir. Saray Muhallebisi: İsmini Saray Muhallebicisi’nin özel olarak hazırladığı çikolatalı sosundan alan ve manda sütüyle üretilen bu muhallebi; Saray Muhallebicisi’nin klasikleşmiş en özel ürünlerindendir.
Yılbaşında Lezzetli Eğlencenin Adresi:
İ
Agency
stanbul'un eğlence hayatında standartları değiştiren Agency Bistro & Lounge, yılbaşı kutlamalarında Selen Servi’nin canlı performansı ve mutfağının zengin menüsüyle yeni yıla renkli, lezzetli ve hareketli giriyor. İstanbul Levent’te lezzetli yemek ve iyi müzik misyonuyla faaliyet gösteren Agency Bistro & Lounge, her gün farklı etkinlik ve ikramlar ile konuklarını şaşırtıyor. Yüksek zevk standardına sahip ziyaretçilerini lezzetli yemek, kaliteli servis ve lüks eğlence anlayışıyla ağırlayan Agency, yılbaşı gecesine özel canlı müzik eşliğinde sunulacak özel bir menü de hazırladı.
YILDIZLAR SAHNESİ! Sahnesinde yıldızların parladığı Agency, şehrin gözde canlı müzik mekanlarının arasında yer alıyor. Yılbaşı gecesi müzik dünyasının başarılı ismi Selen Servi performansıyla, konuklarına yeni yılın ilk dakikalarına eğlenerek girme imkanı sunan mekan, leziz menüsüyle damakları fethedecek ve göz dolduracak.
2016’YA LEZİZ BİR BAŞLANGIÇ… Eğlenirken aynı zamanda farklı lezzet deneyimleri edinebileceğiniz Agency’nin yılbaşı menüsü de oldukça başarılı. Kimyonlu Gouda, Dana Carpaccio, Lomi Lomi Somon, Kadayıfa
Sarılı Mozzarella, Yufkada Karides, Ay Çekirdekli Bonfile, Sebzeli Kuskus ve Sıcak Çikolata Soslu Profiterol gibi çok özel sunumların yer aldığı Agency yılbaşı menüsü, lezzetseverleri de neşelendirecek.
AGENCY BİSTRO&LOUNGE Kaliteli müzik, her güne özel farklı ikramlar ve başta şarap olmak üzere her zevke hitap eden içecekler Agency’nin tercih sebepleri arasında yer alıyor. İstanbul’un en popüler mekanlarından Agency, birbirinden değerli sanatçıların canlı performansları eşliğinde lezzetli yemekleri yiyip, şarabınızı yudumlamak için en doğru adres. Deneyimli ve başarılı işletmeci Bülent Ilgaz yönetimindeki, Levent Agency Bistro&Lounge, konumu nedeniyle özellikle çalışan kesimin favori mekanlarının başında geliyor. Agency, yaz aylarında da Bodrum Yalıkavak’ta hizmet veriyor.
Türk&Yunan Mutfaklarının İstanbul’daki ünlü ismi, Lezzet Dostları Derneği Kurucularından Meri Çevik Simyonidis, nam-ı diğer “Mezedaki”, Maslak “ Uniq İstanbul “daki yeni adresinde “Mezedaki Lezzet Atölyeleri” proğramını başlatıyor.
N
oel ve Yılbaşı günlerinde sizde sevdiklerinize sunmak ve kutlama sofralarınıza nefis lezzetler eklemek üzere farklı bir şeyler yapmak, yeni lezzetler yaratmak istiyorsanız “ bu fırsatı kaçırmayın “ diyen, Meri Usta’da Lezzet Gazetesi ile Lezzetseverlere seslendi. “Konuk Şefimiz, gerçek bir meze ustası, Prokopi Pera’dan ve şimdilerde yeni işlettiği dükkanı olan Prokopi Cihangir’den tanıdığımız, Alex Karakulakyan. Birbirinden harika mezeleri hem yapmak, hem tatmak, sohbetmuhabbet harika bir cumartesi geçirmek, Uniq İstanbul’un doğa içindeki eşsiz atmosferinde kafa dağıtmaktan hoşlananları, İstanbul’un yeme İçme ve Meze Kültürü hakkında bilgi edinmek isteyenleri ve hatta hepinizi “Mezedaki” nin sıcak ortamına bekliyoruz. “ dedi. Her hafta sonu yapılan ve kontenjanı 9 kişi olan etkinliklerin ilki 12 aralık saat 15.00-19.00 arasında yapıldı. Lezzet Yazar ve Bloggerlarınında katıldığı ilk çalışmanın konusu MEZE; Güveçte Pastırmalı Humus, Tarama, Midye Dolma olup, ücreti 100 Lira idi Bilgi ve katılım için kontact adres: merisimyonidis@ hotmail.com
Lezzet rehberi
Project1
12/27/13
10:33 AM
9
Page 1
16 ARALIK
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Yılbaşının değişmez lezzetİ, HİNDİ Değişmez adresİ, NİŞANTAŞI BAŞKÖŞE
Yılbaşı sofralarının olmazsa olmazı hindi, Nişantaşı Başköşe’nin kendine has yorumuyla sofraların baş misafiri oluyor
Belçika çikolatasıyla yapılan Lav tatlısını veya kaymaklı künefesini deneyebilirsiniz. Nişantaşı’nın değişmez lezzeti, Nişantaşı KÖŞEBAŞI olarak misafirlerini ağırlıyor ! 2002 yılından beri Nişantaşı’nda hizmet veren Köşebaşı Nişantaşı’nın sahipleri,en iyi kebap deneyimini
sunmak için bu zincirden ayrılarak aynı lokasyonda, aynı deneyimli ekip ile Nişantaşı Başköşe olarak hizmet vermeye devam ediyor. Başköşe Yönetimi Kurulu Başkanı Murat Ayaz öncülüğünde, İşletme Müdürü Kaan Hatipoğlu, Mutfak Şefi Reşit Demir, Salon Şefi Ali Ekber Gökdeniz ve diğer çalışanlarla birlikte 200 kişilik
Yaşar Holding’in Seferihisar Çiftliklerinde yetiştirilen “Wild Turkey “ A’LA HİNDİ ünlü chef ve gurmelerden tam not aldı.
E
ti, yumuşak ve sulu, rengi esmer ve sağlıklı. A'LA HİNDİ "Alternatif bir Et Lezzeti " olarak, bu yılbaşından itibaren bütün ve değişik gramajlarda parça halinde tüketicilerin beğenisine sunuluyor. Doğal yemlerle beslenen, siyah ve beyaz ırkın birleşmesinden oluştuğu için bronz renkli olan "A'la hindi", diğer türleri gibi tam an-
lamıyla zengin bir enerji deposu. Çamlı Yem ve Besicilik A.Ş tarafından, üst segment marketlerde ( Metro ) , özel gurme restorantlarda, beş yıldız otellerde tüketicilerle buluşturuldu. Parçalar kemiksiz üst but, baget, fleto ve bonfile olarak Gross Market ve marketlerde satışa sunuldu.
YAŞAR Holding'in Tarım hayvancılık ve balıkçılık alanlarında faaliyet gösteren şirketi Çamlı A.Ş, Türkiye’de bir yeniliğe daha imza attı. İzmir ve Manisa illerinde doğal bir ortamda, rahat dolaşım alanına sahip kendi hazırladıkları bitkisel yemlerle yetiştirdikleri Çamlı Çiftliği markalı A’la hindileri, Metro Toptancı Market’in İstanbul’da gastronomi profesyonellerine ilham vermek ve gelişimlerine
katkı sağlamak amacıyla hayata geçirdiği Gastonometro’da, birçok ünlü otel/restaurant şeflerlerinin beğenisine sundu. Organizasyondaki şefler A’la hindinin diğer türlere göre koyu etli ve daha sulu olması bakımından farklı bir lezzeti olduğunu söyledi. Türkiye’de ilk kez pazara sunulan bir ürün olduğunu belirten yetkililer, lezzetli ve doğal ürünlerle tüketicilerin yaşamına değer katmayı amaçlamakta olduğunun altını çizdi.
Gastronometro’da A’LA HİNDİ Lezzeti
Ö
zel olarak yetiştirilen hindiler, 4 saat fırında reçetesi sır gibi saklımuhteşem sosuylapişiriliyor. Nişantaşı Başköşe, yılbaşı hindinizin yanında hindi yağı ile pişirilen kestaneli iç pilavı da size sunuyor. Eşsiz tadıyla sunulan yılbaşı hindiniz paket servislerinde 8 kişilik veya 12 kişilik seçenekleriyle karşınıza çıkıyor. Bu lezzet şölenini hem evinizdeki özel akşam yemeğinizde hem de Nişantaşı Başköşe’de tatma imkanınız bulunuyor. Nişantaşı Başköşe yılbaşı akşamınızı Anadolu mutfağıyla ziyafete çeviriyor. Kırklareli’nde kendi çiftliklerinde yetişen %100 kıvırcık kuzu ve süt danası etleriyle hazırlanan özel tatları, odun fırından çıkan lahmacun ve pideleri, meşe odunu kömürüyle pişirilen et ve kebap çeşitleriyle sunduğu yemek deneyimini özel yılbaşı yemeğinizle birleştirip kusursuz hale getiriyor. Sevdiklerinizle Nişantaşı Başköşe’de geçireceğiniz yılbaşı akşamı yemeğinizde odun fırınında 5 saatte pişen kuzu tandır, pirzola, terbiyeli şiş, Başköşe kebap ve fıstıklı kebap gibi bir çok lezzet seçeneği size sunuluyor. 2016 ‘ya tatlı yiyip tatlı bir giriş yapmak için Nişantaşı Başköşe’nin
YILBAŞINDA, ÖNCESİNDE VE SONRASINDA YEPYENİ, NEFİS BİR HİNDİ ETİ A’LA HİNDİ LEZZETSEVERLERİN DENEYİMİNDE
mekanı başarıyla yönetiyorlar. Haftanın 7 günü saat: 12.00- 00.00 saatlerinde misafirlerini ağırlayan Nişantaşı Başköşe, TürkAnadolu mutfağının en iyi et ve kebap çeşitlerinin yanında biribirinden zengin meze alternatiflerini ve taşfırın lezzetlerini misafirlerine sunuyor. 2014 yılında Tripadvisor tarafından “The Certificate of Excellence” ile ödüllendirilen Nişantaşı Başköşe , 100’den fazla çeşitten oluşan zengin kavında ödüllü şarapları da bir araya getiriyor. Ana restoranın dışında, özel davet ve organizasyonları için ayrı bir VIP odası da bulunan Nişantaşı Başköşe, catering ve paket servis hizmetleri ile bu eşsiz tatları evlerinize de taşımaktadır.
10
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet & Temizlik
Page 1
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Temizlik Sektörüne Kadın Eli Değmeli
Hakkı KORKMAZ
hakkikorkmazz@lezzetgazetesi.com
NOOVACLEAN Firması Genel müdürü Funda TÜFEKÇİOĞLU ile sektördeki 15 yıllık tecrübesi ve firmasının hedefleri üstüne güzel bir sohbet gerçekleştirdik
F
irmamız NOOVA İç ve Dış Ticaret A.Ş., NOOVACLEAN markası altında Profesyonel Temizlik Makine ve Ekipman satış ve pazarlamasını yapmaktadır. Otel, hastane, okul, fabrika, ibadethane, toplu taşıma araçları, gösteri salonları, her çeşit oÎs, işyeri, halı ve oto yıkama Îrmaları gibi Profesyonel temizliğe ihtiyaç duyulan her yerde; Profesyonel Otel Tipi Kuru Vakum Makinelerinden, Sanayi Tipi Islak & Kuru Üç Motorlu 60 litrelik Metal Kazanlı Vakum Makinelerine, Zemin Cila ve Parlatma Maki-
nelerinden, İtmeli ve Binicili Tip Yer Yıkama Otomatlarına, Yüksek Basınçlı Yıkama Makinelerinden, Yürüyen Merdiven Temizleme ve Sokak Süpürme Makinelerine kadar pek çok çeşidi NOOVACLEAN markası altında siz değerli müşterilerimize sunmaktayız. NOOVACLEAN olarak uzun yıllara dayanan profesyonel temizlik sektörü deneyimli ekibimizle, sektöre yepyeni bir satış ve pazarlama anla-
Bir dünya markası Arcora InternatIonal Arcora International Ceo’su Sami Memili; Global düşün Lokal hareket et! 1992 yılında ilk firmamız olan Arcora Handles GmbH firmasını kurduğumuzda, Amerika”da üretilen ancak Avrupa”da olmayan yüksek teknolojiyi, üstün fikri yani Know- How denilen olguyu distribütör mantığı ile Münih merkezli faaliyetimize başladık. İlk etapta Avrupa”daki temizlik sektöründeki çok geri kalınan üstün teknolojiyi Amerika”dan kendi adımıza getirerek çalışmalarımızı sürdürdük. 1992-1999 yılları arasında bu mantıkla ABD patentli ürünleri Avrupa”daki temizlik sektörü pazarına yönelttik. 1999 yılından sonra ise sektörün ihtiyaç duy-
duğu tüm ürünlerde hizmet vermek için bunun yeterli olmadığını anlayınca uluslararası satın alma grubumuzu oluşturmaya karar verdik. 1999-2002 yılları arasında oluşturduğumuz uluslararası satın alma grubumuz ile sektördeki tüm aksesuarları, yani temizlik bezleri, kat arabaları, mop bezleri gibi ürünleri kendi markamızla bünyemize alıp, pazar payımızı genişlettik. Bu dönemde tam 86 patentli markamız-
Farklılıkları ve ayrıcalıkları biz
FİLMOP TÜRKİYE ile yaşayın DÜNYAMIZ için çevremizin korunmasının önemli olduğu bir çağda,soyut bir değer ya da sadece bazı pazarlama veya moda Yeşil Dünyanın yanında seçim olaGürkan maz. Biz bugünden bu Gündemir çalışmalar ile Dünya’mızın Yeşil olduğunu söylemeyiz ama her zaman da daha önce de Yeşil olmuştur, olacaktır. Çevresel sürdürebilirlik için uzun bir yola yıllar önce başladık. Bu sonsuz küçük adımlarımız, çevre, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından farklı yönlerini birleştiren küresel bir yaklaşımın sonucudur.Filmop olarak sürdürülebilir eylem ve tanımlamak için, Yeşil Çözümlerimiz, LOVE CLEAN, BE GREEN. Filmop olarak şirket Îkrimizi özetlemektedir. Filmop, şirket sorumluluk bilinci ile ISO 9001:2008 Kalite Belgesi, Çevre SertiÎkası UNI EN ISO 14001 ve BRC GLOBAL STANDARD TÜKETİCİ ÜRÜNLERİ, hijyen ve ve ürün güvenliği kontrol etmek için bir yönetim sisteminin yönetmeliklere uygunluğu elde etti. Ayrıca, 2012 yılından bu yana IPPR (Geri Dönüşümlü Plastik Teşvik Enstitüsü) tarafından “Plastic Second Life” belgesi almak için janito-
rial ürünlerin ilk İtalyan üreticisidir. Plastic Second Life ilk İtalyan ve Avrupa marka, geri dönüştürülmüş plastic malzeme kullanılarak elde edilen ürünleri tanımlar, garanti ve geri dönüşümlü plastic malzeme, PSV marka bir katma değerdir ve kamu yetkililerinin seçim kriterleri ve “çevre dostu” ürün ile ilgilienen tüm şirketlere yardımcı olur. Bu yüksek kalite standartlarından vazgeçmeden, minimum çevresel etkilerini azaltarak çevre dostu çözümler aramak için FilmopYeşil belgesi ile sürdürülebilir kalkınmaya yönelik Filmop katkısı şimdiki ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarına uygun yatırım ve yönlendirmek, teknolojik gelişme için gerçekten anlamı, çevrenin korunması adına önemli bir angajmandır. Sonuçta, İnsana ve Doğaya saygı herşeyin başında geliyor. Işimiz sadece satış veya ticaret yapmak değil. Doğru olan bir düşünce yapısı ile birlikte olmak ve O’nu Türkiye’ye getiren Distribütör olmak DEKA MÜHENDİSLİK adına çok daha önemlidir.
yışı, uzun soluklu işbirlikleri, bununla beraber güçlü satış sonrası teknik destek sunmayı hedeÏiyoruz. HedeÏerimizi gerçekleştirmenin, siz değerli müşterilerimizin, çevre duyarlılığı, Îyat / kalite dengesi ve Türkiye pazar şartları düşünülerek tespit edilen, yüksek kaliteli ve makul Îyatlı ürünlerimize göstereceğiniz ilgi ve destekle mümkün olacağının bilincindeyiz. Dış Ticaret Müdürü Füsun AKBAŞ Ekonomik şartlar göz önünde bulundurularak ürün yelpazesinde iki seri var, MARE Serisi Premium, SOLE Serisi Standart ürünleri içeriyor. İtalya ve Çin’de NOOVA markası adına ürün yaptırılıyor. Yerli üreticilerle sağlam işbirliği. Sektörde 15 yıllık kişisel tecrübe Güçlü alt yapı, yurt çapında bayi ve teknik servis ağı. Özellikle komşu ülkeler ve Afrika ülkelerine ihracat...
la temizlik sektöründe ihtiyaç duyulan kimyasallar, makinalar ve tekstil ürünlerini Arcora adı altında tüketiciye ulaştırdık. Bu gün ulaştığımız noktada ise 26 ülkeye ihracat yaparak 8 ayrı ve artı 2 yenilikçi ürünle beraber 11 ürün yelpazesi ve bu yelpazelerin kendi içinde 250-280 ürünü içinde barındırarak toplamda 2800 adet kendi ürün markamızla dünya temizlik sektörüne hizmet vermekteyiz.Goncamızın daha çok büyümesine çaba sarfediyoruz.
4 Funda Tüfekçioğlu
Ödül töreni
. Cleaner Magazine Endüstriyel Temizlik Sektörü ödül töreni bu yılda birbirinden değerli dostlarımızın katılacağı törenle 17 Aralık’ta Grand Cevahir otelde yapılacak. Ödül Töreni Düzenleme Komitesi Başkanı Hakan Halit Yeni ve Koordinatör A.Ömer Karaşehirli başta olmak üzere bütün katkı veren dostlarımıza çok teşekkür ederim. Yıldan yıla daha da geliştirdiğimiz katılımın giderek arttığı ödül törenimize bu yıl yurtdışı katılım 11 ülkeden firma sahipleri, yöneticileri ve basın mensupları olacak. Ödül törenimize İstanbul, Antalya, Alanya, Ankara, İzmir, Marmaris, Fethiye, Van, Diyarbakır ve diğer illerimizden 3 Federasyon Başkanı, 20 dernek başkanı, belediye başkanları, mülki ve idari erkan katılım sağlayacaklar. Katılımın bu kadar kaliteli ve yoğun olması ekip olarak çok çalışmanın ve bizim yıllardır ne kadar doğru bir iş yaptığımızın göstergesidir. Sektörümüzün bir yerlere gelmesi için elimizden geleni yapmaktayız yazılı ve görsel basını devamlı haberlerimizle kullanmaktayız. Sadece bizim gayretimizle bir yere gelmemiz zor bütün işadamları ve bu sektöre yıllarını vermiş herkesle birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeliyiz.Sektörümüz sahipsiz ve kenara itilmiş vaziyette,dernekleşme yok,sıkıntı büyük.Bu gibi organizasyonlarla da sesimizi duyurmalıyız. Şimdiden 2016 yılınızı kutlar, sağlık, başarı ve mutluluklarla dolu bir yıl geçirmenizi dilerim.Ekip olarak bizde 2016’ya bu günden hazırlanmaya başlayalım.
4.CLEANER MAGAZİNE ÖDÜL TÖRENİ SAHİPLERİNI BULDU
Sami Memili
POLİPAK AMBALAJDAN peynirin yapışmasını önleyen SEPERATÖR kapladığından dolayı ağır olmakta kullaPOLİPAK Ambalaj ve Kimya Genel nımı zorlaştırmaktadır. Ayrıca kullanımMüdür Ferhat Uğur; Peynir ve peynir türü gıda maddelerinin, muhafaza edildikle- ları rahat ve pratik olmayan bu aparatlar, teneke içinde ekstra ağırlığa neden olri tenekelerinde birbirlerine yapışmasını makta ve sert bir yüzeye sahip olduklaönler ve tenekelerinden kolayrın dan dolayı da peynirlerin olgunlaşma lıkla parçalanmadan çıkartılaşamaları sonunda tenekelerden çıkarmasını sağlar. Gıda sektörüntılması esnasında, peynirlerin kırılmade peynir üretiminde kullasına ve parçalanmasına neden olmaknılan; malzeme maliyeti, detadırlar. Mevcut teknolojiye sahip plaspolama ve peynir israfı nedetik peynir ayırma aparatları, çok yer ni ile olabilecek dezavantajları kapladığından depolanmaları ortadan kaldırmaya yönelik, da problem teşkil etmektestandart ölçülerde peynir dir. Bu da depolama ve işkalıplama yapmaya olanak çilik maliyetlerini yükselsağlayan bir peynir seperaterek istenmeyen sonuçtörüdür. lar ortaya çıkarabilmekPeynir separatörü; tedir. Günümüzde, peypeynir kalıpları arasınnir ve peynir türü gıda da peynir suyunun dolamaddelerinin şekillenGenel Müdür şımını sağlamasına yardirmesi, kurutulması, Ferhat Uğur dımcı olarak, olgunlaşmuhafazası, istiÏenmemanın daha hızlı ve iyi si, kesilmesi ve tenekeneticeler alınmasına lerden çıkarılması ile ilyardımcı olur. Olgungili uygulamaların olduğu laşma; peynir tenekebilinmektedir. sinin içerisinde, dışPeynir ve peynir türü tan başlayarak ortaya gıda maddelerini dilimledoğru olmakta. Kullame, şekillendirme ve peynılacak olan peynir sepenir çıkartma aparatlarında ortak olarak; ratörü sayesinde peynir tenekesinin orekstra malzeme, ekstra işçilik, ekstra hata kısmındaki peynirin de sert ve tadı da cim kaplama, depolama, seri üretimde zadış kısım ile aynı tadı yakalamasına yarman kaybı ve peynirlerin zarar görerek dımcı olur. Her bir kare peynirin aynı tad ve sertlikte olmasına yardımcı olur.Günü- parçalanması gibi olumsuzluklar söz konusu olduğundan gıda sektöründe ortamüzde, peynir ve peynir türü gıda madya; pahalı, kullanışsız ve istenmeyen ürün delerinin olgunlaşma aşamasında, peynir çıkmasına neden olmaktadır. Bu da hem katlarının arasına konumlandırılan apaetkin zaman kullanımı hem de ekonoratlar sayesinde şekillendirilmesi, muhami açısından istenmeyen olumsuz bir dufaza edildikleri tenekelerden çıkartılmarumdur. sının sağlanması, kurutulması, istiÏenmeSonuç olarak peynirlerin yapışmasını si ve peynir üretiminde kullanılan çoklu önleyen, maliyeti düşük ve kullanımı kokalıp sistemleri ile ilgili yapılandırmalalay peynir seperatörüne olan gereksinira yarar. Tenekelerde olgunlaşıp tüketimin varlığı ve mevcut çözümlerin yeterme hazır hale gelen peynirlerin parçalansizliği ilgili teknik alanda bir geliştirme madan ve zarar görmeden çıkartılması oldukça zordur ve ekonomik olarak kayıpla- yapmayı zorunlu kılmıştır. Bahsedilen gereksinimlerin hepsira neden olmakta, ürünlerden maksimum ni karşılayan, tüm dezavantajları ortadan fayda sağlanamamaktadır. Dolayısı ile kokaldıran ve bazı ilave avantajlar getiren, lay olmayıp zahmetli bir işleyişe sahiptir. teneke içindeki peynirlerin yapışmasını Günümüzde peynir seperatörü olave tenekeden çıkartılırken kırılmasını önrak kullanılan aparatlar, genellikle plasleyen, katlanabilir peynir seperatörüdür. tik malzemeden oluştuğundan ve çok yer
ENDÜSTRİYEL temizlik sektörünün, sürdürürebilir gelişimi ve kalkınması doğrultusunda, sektörde birlik beraberliğin gelişimi pekiştirilmesi ve başarılı firmalara teşvik, motivasyon katma adına, 17 Aralık 2015 tarihinde, Grand Cevahir Hotel Convention Center’de gerçekleştirelecek olan ‘CLEANER MAGAZINE ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK SEKTÖRÜ ÖDÜL TÖRENİ’’ hazırlıkları devam ediyor. Yapılacak ödül töreni ile ilgili bilgisine başvurduğumuz,Ödül Töreni Düzenleme Komitesi Başkanı Hakan Halit YENİ Yarışmanın Amacı, katılımcı koşulları ve ödüller hakkında bilgi verdi. YARIŞMANIN AMACI; Endüstriyel temizlik sektörünün,Hijyen Sanitasyon,makina,ekipma n,kimya,kağıt, konularında toplumun duyarlılığını ve farkındalığını arttırmak adına, İnsan ve Çevre Sağlığı konularında, başarılı ve duyarlı projeler, çalışmalar ve uygulamalarda bulunan gerçek ve tüzel kişileri seçmek ve ödüllendirmektir. YARIŞMANIN TARZI: Yarışmaya katılan, önerilen yarışmacı adaylarının jürimiz tarafından seçilmesi biçiminde gerçekleşecektir. YARIŞMAYA KATILIM KOŞULLARI: Geleneksel Cleaner Magazine endüstriyel temizlik sektörü ödül yarışması’na Türkiye’de faaliyet gösteren yerli veya yabancı tüm gerçek ya da tüzel kişiler katılabilir. Yarışmacı adayları, aday adaylığına, internet üzerinde Cleaner Magazine tarafından düzenlenecek ve başlangıç ve bitiş tarihi Cleaner Magazine tarafından yine bu sayfada belirtilen zaman aralığında kendileri başvurabileceği gibi 3. şahıslar tarafından da aday gösterilebileceklerdir. Yarışmanın Ana Kategorileri: Yarışma aşağıda anılan ana kategorilerde yapılacaktır; KİŞİSEL ÖDÜLLER 1-Yılın İşadamı 2-Yılın Girişimcisi 3-Yılın İşkadını 4-Yılın Yöneticisi 5-Yılın Akademisyeni 6-Yılın Housekeeperı 7-Yılın Öğrencisi 8-İnovasyon Ödülü 9-Yılın Personeli ÜRÜN ÖDÜLLERİ 1-En İyi Tasarım 2-En Çevreci Ürün 3-Yılın Yerli Makina Üreticisi Yarışmaya aday adayı olabilecek projeler, çalışmalar ve uygulamalar ise şu şekilde özetlenmiştir; ●Sosyal Sorumluluk Projeleri, ●STK Projeleri, ●Kampanyalar, ●Eğitim Çalışmaları, ●Akademik Araştırma, Çalışma ve Uygulamalar, ●Reklam ve Pazarlama Çalışmaları, ●Ticari Uygulamalar, OPERASYONEL BAŞARI ÖDÜLLERİ 1-En Temiz Belediye 2-Yılın Fuar Organizasyonu 3-YılınTeknik Servis 4-Yılın Avm Hizmeti Veren Firma 5-Yılın Halı Yıkama İhracatcısı
Hakan Halit Yeni
Lezzet markaları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Lezzete ve Markaya Güvende
11
L I Y 60
‘TAMEK'se Koy Sepete Gıda ve Meyve Suyunda 60 yıldır faaliyet gösteren Türkiye’nin markası Tamek, kaliteli ve yenilikçi ürünlerle sofralarımıza renk ve lezzet katıyor
Y
emeklerin yanındaki en besleyici ve sağlıklı içecek olan TAMEK MEYVE SUYU, etli, tavuklu, hindili ve balıklı yılbaşı sofralarının yine gözdesi olacak. Tamek; konserve, domatesli ürünler , hazır yemek gruplarıyla ve Meyve Sularıyla Ülkemiz ve Dünya İnsanlarına “ Sağlıklı, Güvenli ve Lezzetli Ürünler sunuyor ! Ülkemizin meyve ve sebzelerini dalındaki tazeliğiyle sofralarımıza getiren, köklü ve yenilikçi Lezzet Markası TAMEK, kalite ve lezzetini: Ulusal ve yerel marketlerden, bakkallar ve büfelere, EDT / Ev dışı Tüketim de, restaurant & Fast Food mekanlarına başarıyla ulaştırarak Lezzetsever halkımıza sunmaktadır. Bugün; Türkiye’nin gıda sektörünün öncüsü ve dünya devlerinden biri olan Tamek, 1955 de, Bursa-Demirtaş’ta Mehmet Sipahi tarafından kurulmuş. Türk Alman Meyve Ekstreleri Kumpanyası sözcüklerinin baş harflerinden oluşturduğu “ TAMEK “ bir yıl sonra % 100 Türk menşeili bir gıda üreticisi olarak sektörde yerini almış. İstikrarlı gelişimi ve yenilikçi yapısıyla bu süreçte, Yurt içinde ve dışında “ Lezzette Güven’in “ sembolü olmuştur. Ülkemiz gıda ve meyve suyu sektör-
lerine, yenilikçi ürünler sunan, bir çok ilke imza atan TAMEK, Türkiye’de ilk ketçap ve domates suyunu, hazır yemek ve dolmayı, meyve suyunu, haşlanmış bakliyatı, diyabetik reçeli, teneke kutu meyve suyunu, karton kutuda salçayı, katkısız ve koruyucu içermeyen konserve ürünlerinin üretimini gerçekleştiren ve her zaman yenilikleri üretim kalitesi ile harmanlayan bir firma hüviyeti sergilemiştir. 3 ayrı üretim tesisindeki toplam 45.000 m2 lik kapalı alanda, ,yaklaşık 850 kişi çalışanıyla faaliyet göstermekte olan Tamek A.Ş.’nin tüm ürünlerde toplam yıllık kapasitesi gıda grubu için yaklaşık 75.000 ton; meyve suyu grubu içinse konsantre üretimi dahil 430.000 tondur.
60 yıllık köklü geçmişiyle Tamek, ülkemizde ve dünyada en çok tercih edilen markalar arasında yer almaktadır. 80’nin üzerinde ülkeye ihracat yapan Tamek, dış pazarlardaki gücünü her geçen gün artırmakta, meyve ve sebzenin besleyiciliği ve yararlarından ödün vermeden tüketicilerin aradığı lezzeti, Tamek güvencesi altında sunmakta ve dünyanın dört bir yanına ulaştırmaktadır. Üretimden satışa kadar her adımda, “sağlık ve kalite önce gelir” prensibiyle hareket eden Tamek; en iyi kaliteye sahip sebze ve meyveleri Türkiye’nin dört bir yanından toplamakta, Karacabey, Salihli ve Kızıksa Fabrikaları’nda en ileri teknolojileri kullanarak üretmektedir. Türkiye’nin gıda devi Tamek, kuruluşunun 60. Yılında, üretim, satış, pazarlama, fi-
nans, ihracat ve insan kaynakları alanlarında her yıl daha iyiye ve ileriye gitmekte, ilk günkü heyecanını, yenilikçi ruhunu koruyarak yeni nesillere sağlıklı ürünler sunmaya devam etmektedir. Ar-Ge Çalışmalarıyla, her yıl yeni lezzetlerle listesini genişleten TAMEK, Gıda ve içecek kategorilerinde değişik boy ve gramajlarda yüzlerce ürünü iç ve dış pazarlara sunuyor. Tamek, gıda grubunda salça, domates ürünleri, sebze konserveleri, bezelye, garnitür, haşlanmış sebze, mısır, turşu grubu, reçel, ketçap, mayonez ve barbunya pilaki gibi hazır yemek ürünleri ; meyve suyu grubunda da, %100, nektar, meyveli içecek, limonata ve soğuk çay ürünleri bulunmakta, ayrıca sürekli yapılan araştırma ve geliştirme yatırımları ile nektar, %100 ve meyveli İçecek segmentlerinde yeni ürünler geliştirerek içecek grubu ürün portföyünü genişletmektedir. Son yıllarda hızla büyümekte olan içecek kategorisinde, özellikle yenilik arayan tüketicilere çeşitli alternatifler sunmaya devam etmektedir.
Tamek tüketici trendlerini ve pazar dinamiklerini takip ederek yeniliklerini sürdürmekte olup, Hazır Yemek Grubunda taze barbunyadan yapılan Barbunya Pilaki, Fasulye Pilaki, ev yapımı tadındaki Yaprak Sarma ve Patlıcan Kızartma tüketicilere sağlıklı, besleyici ve pratik lezzet alternatifleri sunmaktadır. Öncü kuruluş Tamek, 60 yıldır olduğu gibi gelecek yıllarda da Türkiye’ye değer katan yatırımlarına, Perakende kanalında: Lezzetsever halkımıza, HORECA kanalında: Yiyecek -İçecek Sektör Profesyonellerine, İhracaatta tüm dünya insanlarına yeni, sağlıklı, güvenilir lezzetler sunmaya devam edecektir.
12
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet yolu
Page 1
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
DOYGUN TORTİLLA İLE LEZZETİYLE BAŞ DÖNDÜREN
KEYİFLİ ATIŞTIRMALIKLAR HAZIRLAYIN
Başyazı Fırkan
GÜLAYDIN
firkangulaydin@lezzetgazetesi.com
#Lezzet Sokakta
S
okağın müzik ve lezzeti bütünleyen gizli bir sırrı var bana göre. CAMDEN TOWN Birkaç yıl önce Londra Seyahatime çıkarken harika anılar biriktireceğimi henüz Münih Hava alanındayken zaten biliyordum. Şehrin tarihi yapısı, görülmeye değer müzeleri ve Thames nehrinin eşsiz romantik çizgileri.. Ancak ; tahmin etmediğim şekilde lezzeti hiç beklemediğim bir yerde buldum. Gidip bu tecrübeyi edinmesem kimse beni buna ikna edemezdi. Camden Town’a gidenler bilirler. Yeryüzündeki en uçuk insanların, serserilerin, esrarkeşlerin ve seks düşkünlerinin merkezidir. Boyanmış sokaklar, çöp konteynırlarından yükselen ateşler ve barlardan süzülen müzik gerçekten bambaşka bir deneyim yaşatıyor insana. Eski at ahırlarının çarşıya dönüştürülme fikrini çok sevmiştim. Londra merkezde birçok restoranı gezdim. Ancak burada çeşmekeşliğin ve esrar kokusunun içerisinde sokakta yapılan çin yemeklerinin Soho’dakilerden çok daha iyi olacağını asla tahmin edemezdim. Tarihi taş bir çarşının içerisinde yüzlerce stant vardı. Bir nevi yemek festivalini andırıyordu. Genelde burada yaşan Hintliler, Uzak Doğulular, Afrikalılar kendi mutfaklarının en seçkin örneklerini burada, sokakta yapıyorlardı. Hemde çok ucuz fiyatlara. Harika deneyimler yaşadım. Buda #lezzetsokakta tezimi daha çok kuvvetlendirmişti. Mesela Ankara’da soğuk bir akşamda üşüyerek ellerinizi ovuşturduğunuz anda hayatınızın sesi ansızın bir sokak köşesinden yükselebilir ‘’ Kestanelerrrrr Nesffissss ‘’Dumanı üzerinde, yerken damağınızda sıcaklığı hissettiğiniz harika lezzeti lüks bir lokantada asla bulamazsınız. İzmir’de deniz kokusunu tüm benliğinize çekip hissettiğiniz anda, gözünüze ilişen bol limonlu midye dolmalar… Karaköy’de çürümeye yüz tutmuş eski balıkçı Finikelerinin Vapurlara kafa tutmasını izlerken yediğiniz balık ekmek… Antalya’da kale içinin dar tarihi sokaklarında geçmişe yolculuklar yaparken, tonton bir amcanın size uzattığı ‘yanık dondurma” Sokağın müzik ve lezzet ile olan gizli bir sırrı var bana göre. Sokakta meşhur olmuş ve harika besteler yapan bir insanın stüdyo albümleri asla o tadı vermeyecek mesela. Bunun gibi sokak lezzetlerini bazı restoranlar menülerine taşımaya başladılar. Balık ekmek, midye dolma bunun bazı örnekleri. Dediğim gibi; sokakta, bu ikisini bütünleyen bir sır olduğuna inanıyorum. Hikayesi Olan Tatları Daha Çok Seviyorum. Birçok lezzetin farklı hikayesi vardır. Şarkılar gibi, Öyküler gibi yemeklerinde yaşanmışlıkları vardır. Bu anlamda beni en çok etkileyen şarkı ‘Hotel California’dır’’ Çünkü; o acının ezgisidir. Bazı yemekleri yerken ardında yatan hüznü hissedersiniz. Bir çok yemek hikayesi dinledim, araştırdım. Sizlere en çok etkilendiğim ve yerken de muazzam keyif aldığım bir tat olan Fondue’nün öyküsünü yazacağım.. Çaresizlikten doğar en güzel lezzetler. Yüzyıllar önce İsviçre’nin dağlık arazisinde olan kasabalarda savaş dönemlerinin getirdiği zor şartlar ve karla kaplı coğrafyanın olması sebebi ile, köylüler dışarıda tarım yapamıyor ve evlerinden çıkmıyorlardı. Ambarlarında aylarca öncesine ait olan kurumuş ekmekler, şarap ve bolca peynir vardı. Diğer erzaklarının bitmesi sonrası kalan bu malzemeleri değerlendirmek istediler. Ekmekleri tek başına tüketmek çok kuru olacaktı. Çareyi şarabı ısıtıp içerisinde peynirleri eriterek buldular. Sos kıvamına gelen bu harcada kurumuş ekmekleri batırıp yediler. Kısaca; Şimdilerde lüks bir yemek olan ve gözde restoranların menülerini zenginleştiren Fondue’nün yaratılış şekli çaresizlik, yokluk ve ısınma ihtiyacı üçgeninde şekillenmiştir. Daha sonra, Amerika ve başka ülkelerde de tüketilmeye başlayan bu lezzetin şimdilerde geliştirilmiş ve çeşitlendirilmiş onlarca versiyonunu görmek mümkün. Ben sizler için klasik Fondue’nün tarifini vereceğim, Çeşitlendirmek sizin damak zevkinize kalmış. Fondue (4-6 Kişilik) Gruyère (Gravyer) Peyniri 250 gr Emmantel Peyniri 250 gr Sarımsak 2 diş yarıya kesilmiş Beyaz Şarap 2 Kadeh Tane Karabiber (öğütülmüş) Muskat Rendesi (Tercihen) Kızarmış Küp Ekmekler Limon (yarım) Öncelikle Fondü kabına yarıya kesilmiş sarımsağı güzelce sürüyoruz, Daha sonra beyaz şarabı ve limonu içine ekleyerek kısıt ateşte ısıtıyoruz. Kaynamasına müsade etmeden rendelenmiş peynirleride içerisine ekleyerek bir tahta kaşık ile sürekli karıştırıyoruz. İyice özleşince içerisine karabiber ve muskat rendesinide ekleyerek sıcak olarak servis ediyoruz. Fondü kabının altına küçük bir mum yakarak peynirlerin sertleşmesini önleyebilirsiniz. Afiyet Olsun.. Lezzetler iz bırakır Lezzetli hatıralarınız olsun Sevinç ve Sağlıklar Dilerim.. Firkan Gülaydın
YILBAŞINDA TORTILLA’DAN
İstanbul’un efsane lezzetleri
E
Istanbul Now! Menüsü’nde
minönü’nün balık ekmeği, Beykoz’un özel soslu kebabı, Tarabya’nın balığı, Kanlıca’nın yoğurdu, Vefa’nın bozası ve Karaköy’ün baklavası çarpıcı yorumları ile Istanbul Now! Menüsü’nde buluştu. La Torre’nin ödüllü şeflerinin yarattığı, şehrin yarınını temsil eden bu efsanevi lezzetleri henüz tatmadıysanız, İstanbul’a özel keşfetmediğiniz daha çok şey var demektir. Dünya deneyimli, başarılı Exec. Chef ve F&B Müdürü Tarkan Özdemir yönetiminde; Akdeniz tatları ile Türk mutfağının yaratıcı lezzetlerini modern bir yorumla birleştiren Le Meridien La Torre, ödüllü şeflerinin hazırladığı Istanbul Now! Menüsü ile yeniden keşfedilmeye hazır. Muhteşem panoramik manzarasıyla İstanbul’un bambaşka bir noktasında sizlere unutulmaz bir deneyim yaşatan Le Meridien İstanbul Eti-
ler, şimdi de semtlerle bütünleşmiş çok özel geleneksel tatların yepyeni yorumlarını sunuyor. Eminönü, Sarıyer, Beykoz, Çengelköy, Kumkapı, Yedikule, Topkapı, Eyüp, Tarabya, Kanlıca, Vefa, Karaköy, Ortaköy gibi İstanbul’un en özel tatlarına sahip 13 semtinin efsanevi lezzetlerine getirdiği özgün yorumlarla şaşırtan Istanbul Now! Menüsü, şehrin kozmopolit kültürünün de bir yansıması. Istanbul Now! tadım menüsü 110 TL’ye La Torre’de sizleri bekliyor. Başlangıç, ana yemek ve tatlılar bölümlerinden kendinize özel bir menü yaratarak daha fazla Istanbul Now! yemeği tatmanız da mümkün. Istanbul Now! Menüsü’nde göze çarpan ana lezzetler arasında; Kumkapı’nın karidesli kabak çiçeği dolması, zeytinyağlı enginar mus, beyaz peynir kremi ve kömür ateşinde ızgara edilmiş kavun gibi farklı yorumlanmış mezeleri; brioche ekmeği, karışık pancar turşusu espuma ve kırmızı
soğan yorumu ile Eminönü’nün balık ekmeği; havuç püreli, soğan dolmalı özel soslu Beykoz Kebabı; dağ mantarları, zeytinyağlı kök sebzeler ve kuru domates ile zenginleştirilmiş iç pilav ile doldurulmuş tavuk göğsünden Piliç Topkapı yer alıyor. Menüdeki tatlılar ise yine şehrin efsane semtlerinden geliyor. Kanlıca Yoğurdu’nu dondurma, kek ve espuma orman meyveli su muhallebisi ile birlikte sunan Istanbul Now! menüsü, Vefa Bozası’nı tarçın dondurması, leblebi çıtırları ve taze meyvelerle çarpıcı bir lezzete taşırken, Karaköy Baklavası’nın güllü, Türk Kahveli, çikolatalı, fıstıklı ve kaymaklı çeşitlerini sunuyor.
NACHOS KEYFİ BİR koca yılı geride bırakıp yeni başlangıçlara “merhaba” dediğimiz yılbaşı gecelerini anlamlı ve keyifli kılan en önemli şey hiç şüphesiz sevdiklerimizle birlikte olduğumuz yılbaşı sofraları… İşte DOYGUN’dan, bu özel sofraları farklı tatlarla donatmak için haftalar öncesinden planlar yapanlara alternatif bir lezzet önerisi… DOYGUN’un tam buğday ve sade tortilla çeşitlerini kullanarak lezzetiyle baş döndüren nachoslar hazırlayabilir, keyifli anlarınızı eğlenceli atıştırmalıklarla taçlandırabilirsiniz. DOYGUN tortillaları üçgen şeklinde kesip her iki tarafına da tereyağı sürdükten sonra üzerlerine tatlı toz kırmızıbiber ve cajun baharatı karışımı serpebilirsiniz. Ardından fırında ya da mikrodalgada kısa süre pişirdiğiniz bu tortillaların üzerine, tercihinize göre cheddar peyniri, jalapeno turşusu, meksika fasulyesi, avokado, kıyma, et, tavuk gibi farklı malzemelerle hazırlayacağınız harçlar ekleyerek nefis nachoslarla misafirlerinizi şaşırtabilirsiniz.
RÜYA GİBİ PASTALARIN SIRRI
E T S A P R D
D
oğum Günleri, Düğünler, Nişanlar ve daha bir çok MUTLU GÜNÜN vaz geçilmez PASTALARI vardır. Bu pastaların lezzetini katlayan onlara görsel boyut kazandıran gizli kahramanlar ise, daima PASTA SÜSLERİ ve rengarenk ŞEKER HAMURLARIDIR. Türkiyenin bu konuda en iddialı kuruluşlarından olan, PASTA SÜSLEME ve HAMURU üretimiyle, profesyonel Pastry Chefler'e olduğu gibi amatörce pasta yapan ev hanımları ve meraklı lezzetseverlere de hitab eden ünlü marka DR PASTE'nin sahibi ve MCC kuruluşunun yöneticisi Faruk Sanisoğlu ile SİRHA İstanbul Fuarındaki standımızda görüştük. Şeker Hamuru nedir? Nasıl yapılır? Şeker hamuru ile neler yapılır? Şeker Hamuru ve pasta süsleri, genellikle pastalar, kekler ve özellikle'de nişan, düğün. kutlama gibi temalı pastaların üzerinin kaplanmasında kullanılan veya dolgu malzemesi yapılan su ve şeker'in ana malzemesi olduğu, arzuya göre gıda boyasıyla renklendirilen görsel ve sanatsal bir gıda maddesidir. Pasta yapımında genellikle BEYAZ tercih edilmekte, sebebi pastacılık sanatının güzellik ve inceliğini yansıtması, us-
tanın marifetlerini sergilemesine olanak tanımasıdır. Bu konuda dünyada ve ülkemizde yarışmalar yapılmakta, Türk pastry Chefleri yüksek kaliteli DR PASTE şeker hamurlarımızla yarattıkları eserlerle kendilerine ve ülkemize madalyalar kazandırmaktadırlar Bu üretimi ne zamandır yapıyorsunuz? Neleri önemsiyorsunuz? MCC Şirketimiz Pasta Süsleri ve DR PASTE Pasta Süsleme Hamuru üretimine 10 yıllık tecrübesiyle devam etmektedir. Ürün çeşitliliğini her geçen gün zenginleştiren firmamız; bu pazara, hijyenik ortamlarda büyük bir titizlilikle üretilmiş, kaliteli ve lezzetli ürünler sunmayı ilke edinmiştir. Gıda sektöründe üretim yapma hassasiyetinin bilincindeki şirketimiz, ürünleri kalite standartlarının gerektirdiği bütün özellikleri taşımaktadır. Tüm ürünlerimizin gıda üretim ve gıda sicil serti-
fikaları bulunmaktadır. DR PASTE Pasta Süsleme Hamuru TSE imalat yeterlilik belgesine sahip olmanın yanında ISO 9001 ve ISO 22000 standartlarına uygunluğu ile sektöründe lider olmayı hedeflemiştir. Profesyonel ustalarımız ve halkımız DR PASTE Pasta Süsleme Hamuru ve pasta süslerini internet ve telefon siparişleri veya üretim tesisimizden temin edebilirler. Kullandığınız ürünlerin imalatını yakından izleyebilirler. Ürünlerimize ait analiz raporlarına ulaşabilirler. Firmamız, sağlık ve kalite normlarına uygunluğunu noktasında ürünleriyle gurur duymaktadır. Şirketinizin Misyon ve Vizyonunu nedir? Pastacı Ustalarımıza, amatör pastacılarımıza, halkımıza ve en değerli varlıklarımız olan çocuklarımıza öncelikle sağlıklı, son derece hijyenik ortamlarda üretilmiş, lezzetli ve kaliteli ürünler sunarak Pasta yapan, yapmayı ve yemesini sevenlerle aramızda güçlü bir bağ kurmaktır. Müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmayı ilke edinen firmamız, çalışanlarının ve tedarikçilerinin de memnuniyetini gözeterek; sürekli gelişerek büyüyen, yurt içinde ve dışında saygın kuruluş olmayı hedeflemiştir.
İLE İSTİNYE
KALİTELİ patates yetiştirmeyi, verimi artırmayı ve tarımsal üretimde sürdürülebilirlik sağlamayı en büyük önceliklerinden sayan PepsiCo Türkiye, hasat deneyimini şehrin merkezine taşıdı. İstinye Park AVM deki, PepsiCo’nun Sürdürülebilir Tarım faaliyetlerinin aktarıldığı etkinlikte, katılımcılar patates hasadını deneyimlemenin yanı sıra, Chef Cenk Doğar’la lezzetli tarifler hazırladılar. Dünyanın en büyük yiyecek-içecek ve tarım işletmelerinden biri olan PepsiCo, hem tüketicilerine en iyisini sunabilmek, hem de çevreye karşı olan sorumluluğunu yerine getirmek amacıyla gerçekleştirdiği Sürdürülebilir Tarım çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Patatesin 8 bin yıllık tarihinin de işlendiği etkinlikte katılımcılar, PepsiCo’nun Sürdürülebilir Tarım konusundaki yenilikçi yöntem ve hedeflerini, PepsiCo Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Didem Şinik ve PepsiCo Türkiye Agro Müdürü Hakan Sarı’dan dinlediler. PepsiCo Türkiye, insanlar ve dünya için geleceğe daha sağlıklı yatırımlar yaparak sürdürülebilir büyümeyi sağlamak anlamına gelen Fayda Gözeten Performans vizyonu ile tüketicilerinin hayatlarına keyif katan besleyici, lezzetli yiyecek ve içeceklerden oluşan bir portföy sunmakla kalmıyor; aynı zamanda enerji, su ve ambalaj kullanımını azaltmaya yönelik yenilikçi yöntemler bulmaya, çiftçiler için en verimli üretim yöntemlerini geliştirmeye devam ediyor.
Park’ta Hasat
Lezzet peşinde
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
13
Miyase BÜLBÜL
miyasebülbül@lezzetgazetesi.com
ALKALİ YAŞAM ALKALİ MUTFAK
H Makarna, pizza, krep, dondurma ve tatlı menüsüyle
O L L E P P A C Unu özel öğütülen, elde günlük kesilen efsane Makarnalar, Dev taş fırında pişen gerçek Pizzalar CAPPELLO’nun Lezzet şöleninde
İtalyan Restaurant, CAFE&PATISSERIE
M
akarna sevmeyen yoktur eminiz! Acaba gittiğiniz mekanlarda gerçek makarna mı yiyorsunuz? İşte gerçek İtalyan Cappello, size gerçek makarna vadediyor! Cappello’da özel seçilmiş buğday, İtalya’dan getirilen öğütücüde günlük olarak öğütülüyor ve makarna taze taze hazırlanıp, kesiliyor. Tüm sosları da doğal, taze ve katkısız malzemelerle hazırlanan makarnalar ile Cappello size eşsiz bir lezzet şöleni sunuyor! İtalya’dan özel getirilen dev taş fırında pişen gerçek pizzayı, en iyi makarnayı, 20 çeşit tuzlu ve tatlı krebi, sağlıklı salataları, günlük hazırlanan 24 çeşitten fazla dondurma ve tatlıları, özel kahve çeşitleri, buzdan damıtılan soğuk
kahveler ve atıştırmalıklar ile lezzet farkını deneyimletiyor. Yurtdışında mutfak ve dondurma eğitimi alan, mekanın ortağı Exec.Chef Ahmet Demirhan’ın yönettiği bu özel konseptin pasta tatlı şefi Ferdi Balcıoğlu!Taze makarna gibisi yoktur! Hele hamuru gerçek makarna tarifiyle hazırlanıyorsa bu lezzete karşı koyma imkanı da yoktur. Soslar özel mandıralardan gelen krema, çiftliklerden özel seçilen etler ve seçilmiş tarlalardan gelen sebzelerle hazırlanıyor. En önemli nokta sadece taze ve doğal malzemeler kullanılıyor. Cappello’da hiç bir yemekte hazır sos veya ön hazırlıktan geçmiş malzemeler yok! İşte lezze-
tinin sırrı da bu! Lazanyası dilden dile dolaşan ve çok özel fırın makarnalarıyla 20 çeşit den fazla makarna menüsü bulunan Cappello’da makarna yemeden en iyi makarnayı yediğinizden emin olmayın... Yakında İstanbul’da yeni şubeler de açmayı planlayan Cappello ile tanışarak siz de en iyi İtalyan yemeğini yiyebilirsiniz... Cappello’ya Tuzla Marina (Viaport Marina) içinde lezzet aşıklarını bekliyor.
SAF LEZZETLER DÜKKANI AÇILDI DOĞANIN ve vücudun kendini iyileştirme gücüne inanarak yola çıkan BLENDED ilk mağazasını “Bitki Mutfağı” konseptiyle Maçka’da açtı. BLENDED mağazasına yeşil içeceklerin yanı sıra günlük olarak üretilen bitkisel yiyecekleri de ekledi. Blended Store Bitki Mutfağı’ndan dilediğiniz içeceğin yanı sıra lezzetli avokado tostunun ya da badem sütlü Chia pudinginin tadına bakabilirsiniz. Yeşilliklerle meyveleri karıştırarak hazırlanan lifli yeşil içecekleri üyelik sis-
temi ile her sabah taze olarak teslim eden Blended, bir yıl sonunda Blended Store Bitki Mutfağı’nı açtı. Blended bir masa etrafında toplanıp bitkilerin ve gıdanın gücüne tanıklık etmeye hazır. Mevsimin sunduğu tüm sebze ve bitkileri lezzetli karışımlarla taptaze sunan Blended, düzenleyeceği workshoplarla da bilgilerini paylaşacak. Artık BLENDED Store’a gelip dolaplarından hazır taptaze bir Blended alabilir ya da kendi istediğiniz karışımı yaptırtabilirsiniz.
Tangonun başkenti
uenos Aires B K elime anlamı “güzel havalar” olan Buenos Aires hem Arjantin’in hem de tangonun başkentidir. La Boca’da kafelerden yükselen tango ezgileriyle yürümek ayrı bir keyiftir. Bu mahalle Buenos Aires’in belki de en ünlü bölgesidir. Rengarenk boyalı orijinal evleri herkes tarafından bilinir. Semt İtalyan göçmenler tarafından kurulmuştur ve İtalyan etkisi kuvvetli olarak hissedilir. Her köşe başında turistler için tango yapan sokak dansçılarına rastlamak sıradandır. Ressamlar, tasarımcılarla dolu ve her sokağından tango fışkıran keyifli bir bölge olan La Boca ayrıca futbol kulübü “Boca Juniors” ve kulübün futbol stadı “La Bombonera” ile de ünlüdür. Buenos Aires şehir merkezi “Plaza de Mayo”daki “Casa Rosada”(Pembe Saray) ile tanınır. Arjantin’in sevilen lideri Eva Peron –daha bilinen adıyla Evita- bu sarayın balkonundan yaptığı bir konuşma ile akıllara kazınmıştır. 1996 yılında Madonna’nın başrolünü oynadığı Evita filminde de bu
balkon sahnesi, “Dont cry for me Argentina” şarkısı ile birlikte unutulmaz olmuştur. Arjantin tarihinde önemli ve sevilen bir lider olan Eva Peron’un mezarı meşhur “Recoleta” mezarlığında yer alır. Bu mezarlık Buenos Aires’in en çok ziyaret edilen turistik yerlerinin başında gelir. Mezarlığın mimari planlı ağaçlı yolları, birbirine açılan düzenli geçitleri, ailelere tahsis edilmiş tek katlı ev görünümlü yapılarıyla adeta küçük bir şehir gibidir. Eva Peron gibi birçok tanınmış politikacı, sanatçı ve önemli isimlerin mezarları burada yer alır. Buenos Aires’in bir diğer renkli, canlı ve keyifli semti Palermo bölgesidir. Kafeler, tasarım ürünler satan butikler ve sanat galerileriyle dolu olan bu bölge restoranlarıyla da öne çıkar. Dünyanın en çok göçmen nüfusuna sahip ülkelerinden biri olan Arjantin’in bu zenginliği mutfağına da yansımış. Ancak Arjantin Mutfağı denildiğinde akıllara ilk önce lezzetli biftekleri (steak) gelir. Arjantin Bifteği dünyaca ünlüdür. “Parilla” adı verilen et restoranları
Chef Selin EKİM selinekin@lezzetgazet
esi.com
yaygındır. Parilla’larda büyük ve kalın biftekler kömür ateşinde pişirilir. Müthiş lezzetli bu biftekler genellikle “Chimichurri” adı verilen maydanoz, soğan ve sarımsakla hazırlanan bir sosla birlikte yenilir. Empanada, sütlü tatlı “Dulce de leche” ve Mate çayı yine Arjantin Mutfağının en bilinen tatlarından bazılarıdır. Arjantin’in Mendoza Bölgesi şaraplarıyla tanınır. Yerel Malbec üzümü ile üretilen kırmızı şaraplar; orta tanen ve asiditeye sahip, gövdeli şaraplardır.
ayat, sık ve çok gülmek; zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini, şefkatini kazanmak; dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek; güzelliği takdir edebilmek ve sağlıktır. Sağlıklı olmak, iyi hissetmek ve hissettirmek, yaşama karşı dayanıklı, sabırlı, sağlam ve dengede durmaktır. Kendine özgü yöntemleri ile giderek ilgi odağı olan Çin tıbbı, 2500 yıl önce kişinin ve bedenin her koşulda denge halinde olmasının önemini ortaya koymuştur. Bugün Dünya Sağlık Örgütünün de sağlık kavramını kişinin bedenen, zihnen ve ruhen tam iyilik halidir diye tanımlayarak aslında denge halinin önemine vurgu yapması ‘DENGE’ kelimesinin yeniden değer kazanmasına neden olmuştur. Denge bir cisme etki eden kuvvetler bileşkesinin ve herhangi bir noktaya gore momentlerin toplamının sıfır olması halidir. Denge halinde bulunan bir cismin ivmesi sıfırdır. Dışarıdan herhangi bir kuvvet etki etmediği müddetçe cismin denge hali bozulmaz. Bir cismim ya da bir insanın devrilmeden durma hali bedenen, zihinen ve duygusal açıdan istikrar ve uyumu ifade eder. Insan bedeninde denge halinin bozulmasına sebep olan hastalık ve rahatsızlıkların en temel nedeni yanlış beslenme ve yaşam biçiminin yanı sıra negative düşüncelerle üretilen stress ve mutsuzlukluklardır. Bu yüzdendir ki, yaşamamızın her dönem ve ânında hem zihnimiz, hem ruhumuz hem de bedenimiz dışarıdan gelen etkilere karşı kendisini dengeleyebilmek adına büyük uğraşlar vermektedir. Bu mücadele hızla kirlenen dış çevrenin, sanayileşen tarım ürünleri ve beslenme hatalarının yüzünden iç çevrede giderek artan asit yükü ile zorlaşmakta , vücudun yapı taşlarına zarar vermektedir. Bu zararı önlemek için vücudun asit-baz dengesini nasıl korunduğu, 7,357,45 gibi küçücük bir aralıkta kan pH değerini dengede tutabilmek adına ne mücadeleler verdiği inanılır gibi değildir. Hayatımız yüksek pH( alkali) seviyesinden düşük pH(asidik) seviyesine yapılan bir yolculuktur. Hepimiz alkali doğar, asidik ölürüz. Yaşamın her noktasında, her durumunda olduğu gibi vücudun kan asit-baz durumunda da denge en önemli unsurdur. Hastalıklardan korunmak, yaşlanmayı geciktirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için asidik atıkların oluşmasının engellenmesi ya da bu atıkları yok etmenin etkili yollarını bulmak vücudun doğal asit-alkali(baz) dengesini korumak gerekmektedir. Bu gereklilik sonucu sağlıklı bir kişi için günlük beslenmesinin, %60 alkali, %40 asidik besinlerden oluşması, eğer yaşam şartlarının oluşturduğu olumsuz koşullar, çevre kirliliği, egzozs, aşırı sters söz konusuysa günlük beslenme planının %75 alkali, % 25 asidik besinlerden oluşturulmasına kadar çıkabileceği tavsiye edilmeye başlanmıştır. Bu tavsiyeler dünya mutfaklarını, pişirme tekniklerini, kullanılan besinleri, mutfak ekipmanlarını, günlük beslenme listelerini ve biçimlerini değişime, geleneksel menülerin, geleneksel diyetlerin yeniden gözden geçirilip yeni dünyanın gerekliliklerine uyum sağlayacak şekle getirilmesine yol açmıştır. Genel olarak ağırlıklı kalsiyum, potasyum, magnezyum, sodyum gibi alkali mineralleri içeren antioksidan yönünden zengin, sindirim sistemini zorlamayacak, yormayacak besinler daha çok tüketilmeye başlanmıştır. Vücuttaki asit yükü arttıran hazır ve işlenmiş gıdalar, cipsler, şekerlemeler, rafine karbonhidratlar, konserveler yerine taze ve doğal gıdalar, doğal karbonhidratlar, doğal şekerler kullanılır olmuş, sodalı, kolalı içeceklerden uzak durulup taze sıkılmış sebze, meyve sularına, bitki çaylarına talep artmış , rafine yağların, margarinlerin, katı yağların devri kapanırken alkali değeri yüksek sızma zeytin yağ, hindistan cevizi yağı, fındık yağı pirim yapar olmuştur. Keçi sütü, peyniri, yoğurdu gibi rağbet görmeyen besinlerin yıldızı parlamış, çiğ kuru yemişler, çekirdekler, güneşte kurutulmuş besinler mutfaklarda baş köşeye oturmuştur. Günümüzde mutfak sanatlarının temeli olarak kabul edilen, yeme, içme kültürüne yön vermiş şaşalı mutfaklarda bu dengeye ayak uydurmaktadır. Giderek artan hastalıklar dengeli beslenme bilinçinin hızla yayılmasına yol açmakta, vücudun doğal pH dengesini korumasına yardım eden asit yükünü artırmaktan korkmadan cüretkâr düşünebilmeye imkan veren yeni kuşak mutfaklar ön plana çıkmaktadır. Üstelik bu mutfaklar şeflere keşfedilmiş ya da keşfedilmeyi bekleyen kolay, zevkli ve lezzetli sonsuz şeçenekler sunmaktadır.
14
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet yolu
Page 1
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
LYD/ LEZZET YAZARLARI & BLOGGERLAR DERNEĞİ TARAFINDAN MİLLİYET LEZZET GAZETESİ İÇİN HAZIRLANMIŞTIR
Başyazı Betül
ALTINBAŞAK
2 BLOGGER & 2 YEMEK TARİFİ KABAKLI BİSKÜVİLİ
HÜNKAR BEĞENDİ
MALZEMELER betulaltınbasak@lezzetgazetesi.com
YENİ YIL ADETLERİ
MALZEMELER
■ 2 paket çifte kavrulmuş bisküvi ■ 1 kg soyulmuş bal kabağı ■ 1 su bardağı toz şeker ■ 1/2 su bardağı üzüm pekmezi ■ 1 paket kaymak tadında krem şanti ■ 1,5 su bardağı süt ■1
■ Yarım kg kuşbaşı ya da dana eti ■ 6 Adet kemer patlıcan ■ 3 Adet domates ■ 3 Adet sivri biber ■ 1 Çorba kaşığı domates salçası ■ 2,5 Yemek Kaşığı Un ■ 2 Su bardağı süt ■ 2 Yemek kaşığı tereyağ ■ 1 Su bardağı kaşar peyniri rendesi ■ 1 çay bardağı sıcak su ■ Sıvı yağ■ Tuz-karabiber www.begendimpaylastim.blogspot.com.tr
su bardağı hindistan cevizi
YAPILIŞI:
A
ralık ayı gelince sanırım birçoğumuzun içini hem bir heyecan, hem de hüzün kaplıyor. Acı ve tatlı hatıralarıyla geride bıraktığımız koskoca bir yılın, bir daha dönmemek üzere gitmesinin oluşturduğu iç burukluğunun tesellisi ise, yeni yılın yeni umutları beraberinde getireceğine dair inancımız olsa gerek. O yüzden de neredeyse tüm dünyada, insanlar için yeni yılın çok özel bir yeri var. Prof. Dr. Ahmet Pirverdioğlu’na göre, bir yıl içerisinde doğada baş gösteren değişiklikler, insanların hayatını her zaman etkilemiş ve bunlar tarih boyunca bütün halklar tarafından çeşitli tören, ayin ve bayramlarla kutlanmıştır. Antik zamanlara kadar gidebildiğimiz kayıtlara göre, yeni yıl asıl olarak 21 Aralık tarihi ile anlam kazanıyor. Çünkü ağırlıklı olarak tarımla geçinen o dönemin insanları için güneş çok önemli ve kış gündönümü denilen bu tarihte, güneş yüzünü daha çok gösteriyor ve günler artık uzamaya başlıyor. Toprak bereketleniyor. Güneş Tanrısı Ra’ya tapan Antik Mısırlılar, Ra hastalandığı için kışın geldiğini düşünüyorlar. Kış gündönümü onlar için Ra’nın hastalıktan kurtulup kendisine gelmesini temsil ediyor. Bu dönemde Mısırlılar evlerine hurma yaprakları koyarak yakın zamanda doğanın tekrar canlanacağını hatırlıyorlar. Benzer şekilde Antik Romalılar kış dönümünü tapınaklarına ve evlerine yeşil ağaç dalları asarak kutluyorlar. Bugün yeni yılın simgeleri arasında görülen çam ağaçlarıyla ilgili olarak Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’ın çok ilginç bir tespiti var. Çığ’a göre, Çam ağacı süslemek tamamıyla Türk âdetidir. Eski Türklerde yerin göbeğinden göğe kadar bir ağaç tasavvur edilirmiş. Buna hayat ağacı denmiş. Aynı ağaç Sümerlerde de var. Bir ucunda gök tanrısı duruyor. 22 Aralık’ta güneş yeniden fazla olarak dünyayı aydınlatmaya başlayacak. Günler uzamaya başlayacak. Türklerin Gök tanrısı gün ile geceyi tanzim ediyor gökte. Sözde gün ile gece sürekli münakaşa halinde. 22 Aralık›ta gün geceyi yeniyor. Buna “Yeniden doğuş bayramı” deniyor. Türkistan›da bir ağaç varmış, akçam ve bu akçam başka yerde yetişmiyormuş. Akçam getirip eve koyuyorlar, akçamın altına o sene Tanrı onlara güzel şeyler verdi, güzel bir yaşam verdi, diye Tanrı’ya hediyeler koyuyorlar.. Aileler toplanıyor, özel yemekler yeniliyor, güzel elbiseler giyiliyor. Bu adet Türkler yoluyla Avrupa›ya geçiyor. Ağaç süsleme, 16. yy’da Almanya’da başlıyor, daha sonra Fransa’ya geçiyor ve dünyaya yayılıyor.” Günümüzde de yeni yıla girerken, her toplumun farklı inançlarının olduğunu görüyoruz. Mesela nar patlatmak Antik Yunan`dan, semavi dinlerin sonuncusu olan İslamiyet’e kadar bir çok kültürde yüz yıllardır bolluk, bereket ve doğurganlıkla iç içe anılıyor ve yeni yıla girerken kapıda patlatılıyor. Filipinler’de, birçok ülkede olduğu gibi, yeni yıla nasıl adım atarsanız yılın geri kalanında da öyle olacağı inancı var. Bu nedenle, yeni yılda cebe para koymak yılın geri kalanında da ceplerinizde para olacağı anlamına geliyor. İspanyollar, yeni yılın her ayında mutluluk ve şans getirsin diye, tam gece yarısı saatin her vuruşunda bir üzüm tanesi yiyerek 12’yi tamamlar. Japonlar yeni yılı karşılarken hem kötü ruhları kovması hem de mutluluk ve iyi şans getirmesi için kapılarının önüne ip asıyor. Saatler 00.00’ı gösterdiğinde ise kahkaha atmaya başlıyorlar. Bunun nedeni de neşeli ve şanslı bir yıl geçirmek. Hollanda’da hem bir önceki yılın ruhlarını göndermek hem de yeni yılı karşılamak için sokaklarda yakılan ateşlerde yılbaşı ağaçları ateşe veriliyor. Almanya ‘da yılbaşında insanlar eritilmiş kurşunu soğuk suya atarak, kurşunun şeklinden geleceği tahmin etmeye çalışıyor. Eski Türklerde, yılbaşı sabahı oluktan en erken kim su getirirse o zengin olur. Yılbaşına dört beş gün kala değirmen kurulur, un kapları doldurulur, yeni yıla dolu kaplarla girilir ki o yıl un kapları hep dolu olsun. Şili’de tam gece yarısı bir kaşık mercimek yiyenlerin bütün yılının iş ve parayla dolu olacağına inanılır.. İskoçya’da saatler gece yarısını vurur vurmaz eşin dostun evine “ilk ayak” basan olmak için bir yarış başlar. Türkiye’de kurşun dökmek nazarı savarken, Finlandiya’da geleceği tahmin etmek için kullanılır. Örneğin dökülen kurşunda yüzük ya da kalbe benzeyen bir şey görülüyorsa o yıl aşk ve evlilik var demektir. Kaynak: travelandleis Bereketin, başarının ve barışın olduğu bir yılda sağlıkla buluşmak üzere, şimdiden mutlu yıllar efendim…
Küp küp doğranmış kabaklara şekerle birlikte çok az su ilave edilerek yumuşayıncaya kadar pişirilir. Püre yapacağımız için suyunun çok az olması gerekmektedir. Ilınınca el mikseriyle püre haline getirilip pekmez ilave edilir. Kaymak tadında krem şanti soğuk sütle çırpılarak katı bir kıvama getirilir. Sunum kabının ilk sırasına bisküviler yerleştirilir. Üzerine ikinci kat olarak kabak püresi ince bir tabaka olarak sürülür. Üçüncü kata krem şanti ince bir kat olarak sürülür. Kabınızın büyüklüğüne göre malzeme bitinceye kadar bu işleme devam edelilir. Sıralama işlemi bitince en üste bolca hindistan cevizi serpilir. En az 3 saat, mümkünse 1 gece buzdolabında dinlendirilir. Şeker hamurlarıyla süslenip, servis edilir.
YAPILIŞI:
www.zubeydesaracoglu.com / ZÜBEYDE SARAÇOĞLU Zübeyde Saraçoğlu İzmir’de dünyaya gelmiş ve Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı bölümünden mezun olmuştur. Kurumsal firmalarda satın alma yöneticiliği yapmıştır. Yemek pişirme sevgisi çocukluk yaşlarında başlayan Saraçoğlu profesyonel iş hayatına devam ederken bir yandan da lezzetler yaratmış ve çevresi ile paylaşmıştır. Daha ziyade bilinen veya yazılı tarifleri birebir yapmak yerine denenmiş lezzetlere bile farklı bir tat ve yorum katmaya gayret etmiştir. Deneyimlerini son bir yıldır sahibi olduğu “www.zubeydesaracoglu.com” adresindeki bloğu ve “zubeydesara” instagram hesabından takipçileri ile paylaşmaktadır. Aynı zamanda Lezzet Yazarları ve Bloggerlar Derneği üyesidir.
/ŞERİFE ÖZBİLEK
Kuşbaşı doğranmış dana veya kuzu etleri, tencereye ilave ettiğiniz sıvı yağda kavrularak pişirilir. Pişen etlere doğranmış kuru soğanı ilave edilir kavurmaya devam edilir. 1 Yemek kaşığı salçayı da tencereye ilave ederek kokusu çıkana kadar kavurulur. Çekirdekleri çıkartılarak doğradığınız domatesleri ve doğranmış sivri biber de ilave edilir, domatesler biraz yumuşayana kadar pişirilir. Bir çay bardağı sıcak su ve tuz, karabiber de ilave edilip bir taşım daha kaynatılıp ocağın altı kapatılır. BEĞENDİ YAPILIŞI: Patlıcanlar ocakta közlenir.. Közlenmiş patlıcanların kabukları iyice temizledikten sonra ince ince doğranır. 2 çorba kaşığı tereyağı tencerede eritilir. Eriyen yağın içerisine 2,5 yemek kaşığı un eklenir ve unun kokusu çıkana kadar kavrulur. Süt devamlı karıştırılarak una yedirilir. nce ince doğranmış közlenmiş patlıcanlar da ilave edilerek karıştırmaya devam edilir. Tuz ve rendelenmiş kaşar peynir de eklenip ocağın altı kapatılır. Servis yapacağımız tabağa öncelikle patlıcanlı sos alınır, üzerine etli harçtan koyarak servis edilir.
Şerife Özbilek evli ve bir çocuk annesidir.Uzun yıllar anaokulu öğretmenliğinden sonra modern dan , bale ve halk oyunları eğitmeni olarak çeşitli okullarda görev aldı. 2,5 yıl önce çalışma hayatına ara verince blog yazmaya başladı. www.begendimpaylastim.blogspot.com.tr adlı blogunda; yaşamın içerisinde gördüğü, gezdiği, kullandığı, pişirdiği her şey hakkında kendi deneyimlerini insanlarla paylaşıyor. Life Style bloguna sizleri de bekliyor.
GEZGİN DAMAKLAR’dan
DAMAK TADI ile bezenmiş turlar KARS Ani Harabeleri ve Çıldır Gölünde Yılbaşı, Konya'nın Mistik Dünyası ve enfes yemekleri ile zenginleşen, 20'şer kişilil gerçek gurme turlarına yoğun ilgi var. Sıra dışı menüler, kahvaltılar, yemekler bu LEZZET ve KÜLTÜR turlarında Lezzet Düşkünlerini buluşturuyor.
Gastronomi ve Turizm Basını
Y E B I C HA
Döner Lokantasında buluştu
Güneydoğu mutfağının sıra dışı tadı Halepişi, Hacıbey Döner Lokantası’nın ustalığı ile birleşerek müdavimlerini bekliyor.
OLİVE FARM’dan
Mektup var
İ
stanbul’da sadece HACIBEY Döner Lokantası tarafından uygulanan “İstanbul Dönerciliği” şehir hayatının rutini içerisinde çok sayıda kişiyi, aynı anda, bekletmeden ve sunum ritüellerinden vazgeçmeden ağırlayan yeni bir dönercilik konsepti olarak tanımlanıyor. Bu konsepti deneyimleterek ttanıtmak amacıyla biraraya gelen Gastronomi ve Turizm basınını ağırlayan İsmet Hacıbeyoğlu, Klasik Döner, Bursa Kebabı ve Halepişi’ni tanıttı ve tattırdı. Ataşehir’de kapılarını yeni açan Hacıbey Döner Lokantası, Güneydoğu’dan gelen, ancak unutulmuş bir lezzet olan Halepişi’ni geleneksel yöntemlerle hazırlayıp özel bir sunumla Gurme yazar Vedat Milor’un da beğenisine sundu. Bu özel yemeğin Bursa keba-
bından farkı işlenmiş soğan karışımının yer almasıdır. İsmet Hacıbeyoğlu tarafından özel geliştirilen soslar ile zenginleştirilen Halepişi’nin içerisinde yer alan soğan, ağızda koku bırakmıyor. Halepişi, dilimlenmiş pide yatağı üzerine, çırpılarak inceltilmiş yoğurt üzerinde domates sosuyla servis ediliyor. Piyaz şeklinde doğranmış soğan, ince kıyım maydanoz ve sumak ile terbiye edilip kenarda bekleyen karışım, yoğurtlu pide yatağının üzerine dikkatlice diziliyor. Sonra da döner eti dizilip kızdırılmış tereyağ ile lezzetlendiriliyor. Kara fırında sade, çörek otlu ve tam buğday unundan yapılan özel
ekmeklerde servis edilen ekmek arası döneri, pilav üstü döneri ve lavaş döneri ile Hacıbey, İstanbul’un en lezzetli dönerini vadediyor. Hacıbey’in özel kebap sosuyla hazırlanan dönerleri, sosun et lezzetini bastırmaması özelliği, gurmeler ve damak tadına düşkün olanlar tarafından özellikle tercih ediliyor. Zarif sunumları ile Patlıcan Ezmesi ve Balkan Ezmesi ikramları, gerçek et, veya sebze suyu kullanılarak hazırlanan çorbaları ve en düşük şeker oranı ile tam tadında hazırlanan özgün tatlıları, şıra, limonata ve şerbetleri ile Hacıbey, misafirlerini özledikleri lezzetlerle buluşturuyor.
ftliğinde live Farm çi Datça’da, O leneksel velerden, ge yetişen mey ller ile çe yapılan re yöntemlerle enecek. nl şe ız aların kahvaltı sofr tiştirilen çiftliğinde ye Olive Farm da taze an gunlaştığı meyveler ol dikkatle r, nı la p to an taze dallarınd le temizlenir, tazlik ayıklanır, titi eden kaynatılır ve m en el neler zed Çünkü zzetini alır. le in in el anne ptığı o ya lerimizin eskiden anne ni aratri lle çe re bi ev doğal mis gi ruz. masın istiyo ı düşük, de şeker oran iz Reçellerim Çocuklaı yüksektir. meyve oran bileceği te venle tüke rınızın da gü yucu ru ko ri reçelle Olive Farm renklenve cı rı tı ar m madde, kıva . dirici içermez ni sofrarm reçelleri Fa e liv O mutSiz de ve in sik etmey larınızdan ek i sevdiklerinizle etin luluğun lezz lerine e Farm ürün liv O n. şı veya payla an d ın mağazas sinden Kuruçeşme re d ra .t om m.c www.olivefar iz. ulaşabilirsin
Lezzet rehberi
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
ANI T A V N I A'N B A B L E NO
A Y İ D N FİNLA
Haldun Z.TÜZEL halduntuzel@lezzetgazetesi.com
Sarma değil, DOLMA
H ere olduğumuz Eski seneyle vedalaşmak üz m; Yeni Yıl'ın 2015'in son günlerinde rota aus yani Noel efsanevi karakteri Santa Cl ... Baba'nın vatanı Finlandiya
Hilal’in lezzet turu
h lalarslang ray@lezzetgazetes .com
Hilal ARSLANGİRAY
Y
eni Yıl,Yeni Umutlar... Yeni yılın gelişini beklediğimiz şu son günler... Tükettiğimiz senenin; kazandırdıkları ve kaybettirdiklerini de düşündüğümüz günlerdir. Deniz’i-kum’u, kar’ıbuz’uyla geçip gidiveren mevsimler... Ve ansızın kalbimizi çalan Aşk gibidir hayatın sürprizleri. Hızla kendi içine alan umutlar yada hayalkırıklıklarımız... Kariyer çıkışları, gelen para- giden para gibi hayata dair muhasebe mecburiyetleri, seyahat heyecanları, mutlu haberler, buruk haberler... Kahkahalar yada gözyaşları... Endişeler, heyecanlar hissettik. Hissedeceğiz tabii, insanız sonuçta. Ne çok şey olmuş şöyle bir düşününce... Akreple, yelkovan birbiriyle yarışadursun, zamanın bizler için bıraktığı dilerim hep huzur olsun. Yeni yıl gelirken; karlar Krallığı Finlandiya sizler için kalemimin ucunda. Finlandiya Cumhuriyeti, Kuzey Avrupa’da Baltık Denizi kıyısında bir Kuzey Avrupa ülkesi. İskandinavya yarımadasında yer alan Ülke’nin başkenti Helsinki’dir. Doğusunda Rusya, kuzeyinde Norveç ve batısında İsveç yer alır. Göller ülkesi Finlandiya; beş milyon nüfusa sahip olan sakin, medeni, soğuk ve yemyeşil bir ülke. Helsinki deyince burnuma mor leylakların kokusu geliveriyor. Nerede bizim yaşadığımız trafik çilesi, sıra beklemeler, kaos dolu yaşam, nerede Helsinki? En güzel ayları yaz aylarıdır. Özellikle Haziran ve Temmuz, hava 23 °C’ye kadar çıkabiliyor ve buna bir de “Beyaz Geceler” eklenince seyahat ina17 HAZİRAN ÇARŞAMBA 16 ARALIK 20152015 ÇARŞAMBA Sayı:19 Yıl:2 Yıl: 2 Sayı:15
Project1
12/27/13
10:33 AM
nılmaz bir maceraya dönüşüyor. Finlandiya’nın kuzeyinde (Laponya) aylarca güneş hiç batmıyor. Helsinki’de ise saat 23:00Ð te bile sanki öğleden sonraymış gibi fakat 00:00Ða doğru hava loş bir hal alıyor ve yaklaşık üç saat sonra güneş tekrar doğuyor. Buna şahit olmak inanılmaz bir deneyim. Bin Göller Ülkesi olarak anılan Finlandiya sınırları içerisinde tam 187.888 göl bulunmaktadır ve dünya üzerinde en çok göle sahip ülkedir. Ayakları toprağa değince rahat hissedenler için de keşfedecek 179.888 Fin adası olduğunu belirtmeliyim. Dünya üzerinde keşfedilmeyi en çok hak eden ülkelerin başında geliyor benim için. Finlandiya’da trafik cezaları için çok değişik bir sistem uygulanıyor. Trafik ve hız cezaları, ihlali yapan sürücünün yıllık gelirine göre hesaplanıyor. Hız tutkunu bir zenginin, tek bir hız sınırı ihlali için 200.000 Euro para cezası ödediğini duyunca keşke ülkemize de de böyle bir uygulama gelse diye iç geçirdim. Trafik kazalarına ancak böyle dur denilebilir bu cana kıymet verilmeyen toplumumuzda! Bu güzel ülke de dans’a verilen değer taktiri hakediyor ve ülke içindeki Tango ateşini; buzlu kıyılarında 1913 yılından beri yaşatıyor. Günümüzde, Dünya’nın her yerinden Tango tutkunları, dans etmek için Temmuz’da gerçekleştirilen efsanevi Tangomarkkinat Festivali’ne geliyor. Tango
Page 1
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Yayın Sahibi
Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni
FİKRET BİLA Okur Temsilcisi
BELMA AKÇURA Sorumlu Müdür ALİ NAZIM ONARAN
Tüzel Kişi Temsilcisi
İSMAİL ERALP
Yayın Yönetmeni M. VASFİ PAKMAN Genel Koordinatör ALİ AYDIN YELİNER Editörler ÖZLEM MEKİK HAKKI KORKMAZ HALDUN Z. TÜZEL BETÜL ALTINBAŞAK
Yönetim Yeri İzzetpaşa Mahallesi Abide-i Hürriyet Caddesi No. 162 Çağlayan-Şişli 34387 İstanbul T. 0212 337 99 99 Haber Merkezi T. 0212 337 92 39 Temsilcilikler ANKARA T. 0312 410 88 00 (pbx) F. 0312 417 38 78 EGE İzmir HAMDİ TÜRKMEN T.0232 464 16 00 (pbx) F.0232 464 16 01 AKDENİZ Antalya OKTAY PİRİM T. 0242 322 24 60 F. 0242 321 57 60 ADANA T. 0322 458 13 72 (pbx) F. 0322 459 85 03 Basıldığı Yer DPC, Hoşdere Yolu, Esenyurt-İstanbul
Milliyet Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir. Milliyet Gazetesi ve eklerinde yayımlanan yazı, haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Yayın Türü Yaygın Süreli
seviyorsanız bu romantik atmosferi kaçırmayın derim. Ayrıca Finlandiya, Dünya’nın en ilginç sporlarına da sahip. Bu sporların içlerinde en ilginci de, “Eş Taşıma Dünya Şampiyonası”. Sonkajärvi’de her Temmuz’da gerçekleştirilen sıra dışı engelli parkur etkinliği; Danimarka, Hong Kong ve Avustralya gibi uzak noktalardan bile gelen çiftlerle uluslararası bir fenomene dönüşmüş. Her yıl Dünya Şampiyonası düzenlenen diğer garip sporlar arasında da, sivrisinek avlama, cep telefonu fırlatma, bataklık futbolu gelmesi hayli ilginç. Gelelim vazgeçilmez lezzet konusuna... Geleneksel Fin mutfağı; Alman, İsveç ve Rus lezzetleriyle benzerlik taşır. Ren geyiği eti, Milli yemekleridir. Ren geyiği avcılığı yapılır ve av etleri Fİnlandiya mutfağının temel lezzetidir. Geyik eti dışında; orman tavuğu, ördek, yaban tavşanıyla hazırladıkları yemekler ülke mutfağını temsil eder. Kızarmış jambon veya sığır eti olan Palvikinkku, gözde İskandinav lezzetlerindendir. Deniz ürünleri konu-
sunda da; göl balıkları da çok tüketilir. Balık yemeklerini soğuk hazırlamaları oldukça yaygındır. Kylmäsavustettu lohi(Somon füme), Gravlax (şeker ve dere otuyla Marine edilmiş çiğ somon), Hernekeitto (Soğuk Kızartılmış Tatlısu levreği), Baltık Ringa’sı, Ringa balığı turşusu ilginç tatlar arasında yer alır. Bezelye Çorbası, Dut ve Yaban Mersini marmeladı ve lahana sarması Fin mutfağı deyince en akla gelen değişik lezzetlerin başında yeralır. Neredeyse her öğünde haşlanmış patates, karnabahar, kaşar peyniri tüketilir. Süt, yoğurt, peynir, yumurta tüketimi çok fazladır. Dünya’da en çok kahve içen ülkeler arasında yer alırlar. Fin kahvesi, Türk kahvesi gibi pişirilir. Gurme yolculuklar peşindeyseniz, Beyaz Geceler yaşatan kuzey ülkesi Finlandiya; keyifli bir macera olacaktır. Dilerim 2016; tüm iyi yürekli insanları aşka getirip en neşeli şarkılarını söyletsin hep bir ağızdan. En içten tebessümler koysun yüzümüze. En adaletli ve vefakâr duygular sarsın etrafımızı. En merhametli, en şefkatli bakışlarla baktırsın. Gözlerimizin içi gülsün, aynı çocuklar gibi... Mutlu yıllar ....
YILBAŞI SOFRALARINA FİNLANDİYA ESİNTİSİ
C
am ve porselenin zerafeti İİTTALA ile kutlama sanatına dönüşüyor. Cam ve porselen ürünleriyle yeniliklere imza atan Finlandiya kökenli global tasarım markası iittala, yılbaşının büyülü rengi kırmızıyı, İskandinav tasarım devlerinin eşsiz koleksiyonlarında sofralarınızla buluşturuyor.
GEOMETRİK KIRMIZI Teema, iittala’nın ikonik tasarımcısı Kaj Franck ‘in, çok yönlü koleksiyonu, üç temel formda; daire, kare ve dikdörtgen olarak tasarlanmış. “Renk, gereken tek dekorasyon.” Yeni yılın gelişiyle sofralar Teema Kırmızı serisiyle hayat buluyor. Bu koleksiyon, günlük kullanım için de mükemmel bir seçim. Her bir Teema parçası mikrodalgada, fırında, dondurucuda ve bulaşık makinesinde kullanılabiliyor. KIRMIZI ÇİY DAMLALARI : KASTEHELMİ Fince” çiy damlası” Kastehelmi, Iittala’nın
Yayına Hazırlayan Yeliner Reklam Ajansı Danışmanlık Ticaret Limited Şirketi’dir. Tel: 0212 213 76 89 www.aydajans.com
www.milliyet.com.tr
15
küçük cam boncuklarının esin kaynağı. İlk kez OivaToikka tarafından 1964 de tasarlanan Kastehelmi serisi, 2010 da revize edilerek koleksiyona eklenen farklı renk ve formdaki ürünlerle bugünkü halini aldı.
MUMLUKTA BİR İKON : NAPPULA Nap-
pula koleksiyonu, Matti Klenell’e özgü Nordik tasarım dilini temsil ediyor. Nappula mumluk, pirinçten ve seçilen renklerde toz kaplamalı çelikten modelleriyle, klasik ve modern formlarda. İnanılmaz derecede pratik olan parçalar, şimdiden tüm dünyada bir ikon haline geldi. Bir asrı aşan, kuşaktan kuşağa aktarılan ürünleriyle estetik İskandinav tasarımının öncüsü olan iittala, 1881 yılında, Finlandiya’nın güneyinde, markaya ismini veren iittala şehrinde bir cam fabrikası olarak kurulmuş. Doğduğu topraklara ve global tasarım dünyasına öncülük eden, iittala’nın ürünleri: Delicious Addres İstanbul, Pomstore.net ve Pomstore Showroom Levent, Vakko Zorlu AVM, Vakko Suadiye ve Luxuria Nişantaşı mağazalarında satışa sunuluyor.
Cam ve porselenin zarafeti iittala ile kutlama sanatına dönüşüyor
erkeste bir Osmanlı Mutfağı merakı, herkeste bir Osmanlı yemekleri sevdası, nedir bu nereden geliyor anlamıyorum,. Sokakları dolaşırken, her üç veya beş lokantadan birisi olmuş Osmanlı lokantası. Osmanlı et döner, Osmanlı kasap köfte, Tarihi Osmanlı lokantası ya da Osmanlı pidecisi,yemeklerin isimlerine gelince; hemen devrik hale getirip sunuyorlar Osmanlı diyerek. Mesela Talaş Böreği olmuş Böreğ-i Talaş yada Kebab-ı Adana Tarihi Osmanlı kebapçısının mönüsünden bir nesne. Bazen tebessüm ediyorum, bazen gülüyorum, bazen gerçekten sinirleniyorum. Maalesef gelip geçemiyorum. Talaş kebabı o zamanın saray yemeklerinden, adı da Nemse Böreği, Nemse ise günümüz Avusturyasının Osmanlı dilindeki adı. Nedense Hollandanın adının Felemenk olduğu hatırlanır ama, Avusturyanın adının Nemse olduğu pek bilinmez, Osmanlı dilindeki kullanılış şekli pek hatırlanmaz. Tıpkı Dolma gibi, Dolma Osmanlı saray mutfağının kadim yemeklerinden bir çeşidin ana başlığı, Tıpkı bastılar, kapamalar, sarmalar ve kebaplar gibi ayrıca bir de dolmalar faslı var. Osmanlı Saray Mutfağı üzerine çalışanlar bilirler bu fasılları ama bu yazıyı okurken konuya pek vakıf olmayan yeni yetme şeflerimiz; özellikle kulaktan dolma bilgilerle trend diye Osmanlı mutfağnı anlatmaya ve kendilerince uygulamaya çalışanlar, öncelikle Osmanlı mutfağı diye bir mutfak olmadığını bilmiyorlar. Kastetmek istedikleri Osmanlı Saray mutfağı ise onuda tarif etmekte zorlanıyorlar. Osmanlı devrinde bir Saray mutfağı vardı, genelde en iyiler,en yeniler, en güzeller Yüce Hünkar için yapılırdı. Meşhur olan Afyon kaymağının bile merkezi İstanbuldu ve Saray için Eyüp semtinde imal edilmeye başlanmıştı. Namı çok daha sonra hayvancılığı gelişen toprakları besiciliğe elverişli, manda yetiştirmeye uygun arazisi bol Afyon'a devir olana kadar meşhur Eyüp kaymağı idi, öncelikle sadece saray için yapılırken daha sonraları emekli saray erkanı, hizmetlileri ve kalfaları tarafından halk da tanımaya başladı ve tutuldu. Dolma diye başladık detaylardan bir türlü dolmaya gelemedik, ama sarayın bu kadim lezzeti de günümüzde ad değiştirmeye yüz tuttu, bir şehir efsanesi aldı başını yürüyor, Osmanlı Saray mutfağının meşhur; kavun dolması, ayva dolması, lahana dolması veya yaprak dolması gibi lezzetleri de, yok efendim kavunun içi dolarmış, kabağın içi dolarmış ama lahana veya yaprak sarılırmış. Efendim tıpkı ayvada veya kabakta olduğu gibi lahana da da asmada da pazıda da yaprağın içi doldurulur, sarılarak tamamlanması adını sarma yapmaz. Sarma bağırsak ile, kuzu gömlek ile yada et dövülüp inceltilerek yapılır, birde salma vardır o ayrı bir bahis; amma yaprak dolma, lahana dolma, pazı dolma yada fındık yaprağına veya körpe atkestanesi yapragına yapılan dolmaların hem zeytinyağlısı hem etlisi nefis olur, Kavun dolması, Ayva dolması maalesef unutulan lezzetler listesine girmeye aday, midye dolma o asil lezzet sokaklara düştü, yeni nesil bayılıyor, midyeli pirinç lapası yemeye, dalak dolması Türk Ermenilerinin o kadim lezzeti hemen hemen kalmadı desem yeridir. Ege sahillerinin o meşhur Ekmek Dolması için gerekli ekmeği çıkaran fırın sayısı bile parmakla sayılacak kadar azaldı. Ekmek dolmasını yapan veya bilen aile sayısı bir avuç kadar, tıpkı Uskumru dolmasını bilenler gibi. Dolmaya sarma dememeniz dileklerimle