Milliyet lezzet EYLÜL 2014 SAYISI

Page 1

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA

işbirliği ile

Gourmet Chef Haldun Z. Tüzel

Yönetiminde Halkımızın Hizmetinde... Levent Metro istasyonu üstü ÇARŞI PAZAR AVM içinde

www.gastrokulturmerkezi.com

Sektörünün lider markası Erikli’den Türkiye’nin en lezzetli suyu. Dünya Gıda Sektörünü Buluşturuyor Türkiye ve Dünya çapındaki LEZZET MARKALARI dünyanın ve ülkemizin ihracatçı, ithalataçı, tedarikçi ve profesyonel kullanıcılarıyla buluşuyor. Sayfa 2’DE

Sayfa 3’TE

Türkiye’nin ilk kivi markası

TAVSİYELER

VERİTA

İDEAL TARIM dünya lezzetlerini halkımıza ve kullanıcılara sunuyor

Türkiye’de Kivi meyvesi, özel sebze ve orman meyveleri elma, armut üzüm türlerini, Kostarika’da ananas üretiyor. Türkiye’de ve dünyada pazarlıyor

Sayfa 2’DE

12. FRANCHISING VE MARKALI BAYİLİK FUARI

SEVEL TÜRK DONDURMACILIĞININ DÜNYA MARKASI

F

abrikası İzmir'de bulunan Sevel, konusunda 72 ülkeye ihracat yapan, Amerika ve Japonya da dondurma reyonlarında pazar lideri olan, dünyada dondurma makinalarının mucidi İtalya’ya

dondurma ve pasta dolabı satan ve onların en zorlu rakibi olan tek firmadır. SevelHömak, 2008 yılından itibaren pasta dolabları üretimine de başlamış olup, her yıl gelişen model ve çeşitleriyle yurt içi ve dışı müşterilerine en iyi şekilde hizmet vermektedir. Sevel'in Amerika Houston, Almanya Iserlohn, Istanbul ve İzmir’de showroomları bulunmaktadır. Sayfa 12’DE

Yalı çiftliği 50.yılında

Sayfa 4’DE

Elit yeme-içme kulubü GASTRO CLUB Sayfa 7’DE

Sayfa 9’DA

BAYİM OLURMUSUN?

18-21 Eylül 2014 tarihlerindeki Fuarın önceliği yerel markalarda! MedyaFors Fuarcılık Organizasyonu ve UFRAD(Franchising Derneği) işbirliğiyle gerçekleştirilen Bayim Olur musun? Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı bu yıl 18–21 Eylül 2014 tarihleri arasında Coldwell Banker Türkiye Ana Sponsorluğu’nda düzenlenecek. CNR Fuar Merkezinde gerçekleştirilecek fuar, franchise ve markalı bayilik veren firmaları, girişimci ve yatırımcılarla buluşturacak. Konuyla ilgili olarak gazetemize bilgi veren Genel Müdürü Aycan Helvacıoğlu, “Uluslararası bir çok marka fuar ile satış noktalarını çoğaltarak, bir kaç şubeli noktalardan, büyük zincir markalar halini aldı. Fuarın hedefi; Türkiyeli markaların dünya pazarlarına açılması, uluslararası pazarlarda daha fazla markayla temsil edilmesi ve ülke ekonomisine katkı sağlamak. Tüm girişimci ve yatırımcı adaylarına ‘Markanı seç, İşini Kur’ ve fuarı ziyarete bekliyoruz” dedi

Öğlen ve akşam yemeklerimize, sabah kahvaltılarımıza bekleriz...


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA

Lezzet yolu

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

Lezzetname M.Vasfi PAKMAN vasfipakman@lezzetgazetesi.com

Sayın Okurlarımız & Firmalarımız; Bana her Konuda, her An Google'dan, e-Mail adresimden ve 0532 4106048 nolu telefonumdan ulaşabilirsiniz.

Yeni “Gastro Sezon” açılırken !

H

alka ve sektöre dönük “gastronomi haberciliğ “ konusundaki ülkemizin ilk ve tek yayını 7. Sayısıyla huzurlarınızda. İnsanımızın sosyalleşmesi, ev dışında yeme-içme olgusuyla orantılı olarak yeni gelişmeler kaydediyor. Dostlar, arkadaşlar aralarında artık, eskisi gibi, spordan, karşı cinsten, otomobillerden konuşmuyorlar. “Şu yemeği yedinmi ? Bu yemeği nasıl yaparsın ?, TV’deki o yemek proğramını izledinmi ?, Şuradaki balıkçıyı denedinizmi ?, Buradaki steakhouse’nin etleri şöyle nefis, O restaurantın şu yemeği böyle lezizmiş “ gibi muhabbetlere giriyorlar, gittikleri mekanları birbirlerine tavsiye ediyorlar, gittikleri mekanlarda arkadaş oldukları kişileri kendi arkadaşlarıyla tanıştırıyorlar ve birlikte iş veya alışveriş yapma ortamları yaratıyorlar. Bunlar iyi işaretler. 2014 yeme-içme hayatının 2. yarısının başladığı bu günlerde; Balık yasağı sona ererken, yeni restaurantlar, cafeler, fastfood yerleri, pastahaneler, fırınlar, AVM ve Oteller peşpeşe açılış haberleri ve davetleri gönderiyorlar. Bu arada tatilcilerin şehre dönmesi, turistlerin artması, ticari ve siyasi hayatın hız kazanması bu sezonu tetikliyor. İşin bir de tabiiki konularımızla ilgili, fuarlar, festivaller ve etkinlikler bölümü var. Yarın Gazetemiz, Gastro Kültür Merkezimiz ve Türkiye Lezzet Hareketini oluşturan LMD, LPD, LDD ve kuruluş aşamasındaki LBD derneklerimizle CNR EXPO’da İTE Fuarcılık tarafından düzenlenen WORDFOOD

İstanbul Fuarına katılacağız. 4 gün boyunca 2. Salon, 225 nolu standımızda Üyelerimizi, Okurlarımızı, Dost ve Arkadaşlarımızı ağırlıyacağız, BEKLERİZ. Sezonun “ Gastroastrolojisi “ yani falına bakacak olursak önümüzde bir çok fuar, yarışma, etkinlik vede en önemlisi Türkiyenin LEZZET OSCARLARI aday seçimleri var. Züccaciye, Bayim Olurmusun? ve Sirha İstanbul fuarı var. Yiyecek ve mekanların falında ise: Et yine liderliğini koruyor, Balık ve deniz mahsullerinde tercih artıyor, Somon da tahtını koruyor. Kanatlılara ilgi yine aynı boyutta, ancak ÖRDEK bu sezon sıçrama yapabilir, bir çok şef mönü’süne alıyor, fümesi ve patesi revaçta, Keçi ve Manda sütü mamullerine talep, öne çıkıyor. Et ve süt ürünlerine ilgi gittikçe yoğunlaşıyor ki bunda ülke çapında çeşitlenmeleri ve genç tüketicilerin çoğalması başlıca neden. Dondurulmuş gıdalar altın çağına giriyor, Et, Balık, Sebze, Meyve bilhassa unlu mamuller tavan yapacak. Dondurma artık kışında yenen bir lezzet, endüstrisi de gelişti ve dünyaya açıldı. İCE-CAFE Zincirleri yolda. Kahve ve Çikolata tüketimi ve yatırımları artıyor, Yaş pasta ve hazır pasta tüketimi de artmakta. Klasik Kebapçılar, Steakçiler, Balıkçılar, Türk ve dünya mutfakları yapan lokantalar yola devam ediyor. Markalı fastfoodcular, dönerci, köfteci, ciğerci, işkembeci, pideci ve pizzacılar müdavimlerini korumak, yeni rakipleriyle mücadele etmek zorunda kalacaklar. Milletimizin Gastronomi macerası bu sezonda devam edecek, mekanlar açılacak, kapanacak ama heyecan sürecek.

İDEAL TARIM’DAN MEYVE’DE DÜNYA LEZZETLERİ

Türkiye’nin ilk kivi markası: VERİTA

T

ürkiye'nin ilk kivi markası “ VERİTA” 1997 yılında doğdu. 80’li yılların sonlarında muz ithalatıyla sektöre adım atan S. Zeki Birincioğlu, kısa bir süre sonra kivi meyvesini de ürün portföyüne kattı ve Türkiye’yi kiviyle tanıştırdı. Halen, VERİTA markasıyla Türkiye’de kivi meyvesi yetiştiriciliğinin özendirilmesinde ve gelişmesinde önemli katkıları olan İdeal Tarım Kuruluşu S.Zeki Birincioğlu yönetiminde, kivi üreticisinin ve tüketicinin bilinçlendirilmesi konusunda bir çok çalışmada yer almakta ve, öncülük etmekte. TAM TADINDA GURME KİVİ Verita Gurme Kivi yıl boyunca tam tadında ve tam kıvamında çünkü olgunlaşmasını tamamlamadan hasat edilmiyor. Olgun ve lezzetli kivinin Brix oranının en az yüzde 12.5 olması gerekiyor. Brix, meyvenin içeriğinde bulunan ve suda çözünebilen kuru madde oranı ve meyveye lezzetini veriyor. Verita bu konuda çok hassas. Çünkü ticari kaygılarla yeterince olgunlaşmadan erken hasat edilen kivilerin tüketicinin zihninde kivi meyvesine dair olumsuz bir algıya neden olduğunun farkında. Verita Gurme Kiviler İyi Tarım Uygulamaları kapsamında tam 213 kritere uygun olarak üretiliyor. Kategori çok yakın bir zamanda Verita Gold Kivi ile zenginleşecek. İdeal Tarım’ın öncülüğünde Türkiye’de ilk defa yetiştirilecek olan Gold Kivi bütün dünyada özellikle çocuklar tarafından yoğun ilgi görüyor ve ihracat potan-

özel bir sürecin sonucunda elde edilen, yeme olgunluğuna erişmiş gurme ürünler. İyi bir Guacamole Salatası için kabuğu siyah renkte ve pütürlü yüzeyli Verita Yemeye Hazır Avokado çok doğru bir tercih. Verita Yemeye Hazır Papaya sindirim sistemi için çok faydalı. Yemeye Hazır Mango ise şekerli tatlıları aratmayacak lezzette bir alternatif. Üstelik hem doğal hem de sağlıklı.

siyeli çok yüksek. Yeni Zelan- da ve Avustralya ortaklı bir firma ile projeyi yürüten İdeal Tarım ürünün bütün satış haklarının da sahibi. Proje 2011 yılında başladı ve Ekim 2014’te ilk hasat yapılacak. Verita Gold Kivi’nin içi sarı renkte. Brix oranı yüksek olduğundan yeşil renkli kiviye göre daha tatlı. 6 KITADA, 35 ÜLKEDEN TAZE MEYVE VE SEBZE İdeal Tarim bugün 6 kıtada, 35 farklı ülkede ve farklı iklimlerde yetişen her çeşit meyveyi düzenli, sağlıklı ve ekonomik koşullarda hepimizin beğenisine sunuyor.Dünyanın dört bir yanından gelen taze meyve ve sebzeler yıl boyunca, üstelik tam mevsiminde yetişmiş olarak, tüketiciyle buluşuyor. Yurt içinde geniş bayi ağıyla bütün Türkiye pazarına hitap eden İdeal Tarım, soğuk hava zincirini kırmadan ülke geneline taze meyve ve sebze dağıtımı yapıyor.

2015’TE AVRUPA’YA İHRACAT BAŞLIYOR Hollanda firması Versland Selection BV ile yapılan ortaklık neticesinde Antalya’daki üretim alanında Türkiye’de pek bilinmeyen ama Avrupa pazarında yoğun talep gören özel sebze türleri yetiştiriliyor. Kostarika’daki üretim alanında

Türkiye için Ananas üretimine başlandı. Yerli bir firmanın kendi ülkesi için yabancı bir ülkede ürün yetiştiriyor olması açısından bu proje bir ilk. Denizli’deki 1000 dönümlük arazide Türkiye pazarı için üretilen elma, armut ve üzüm türleri ihracat potansiyeline de sahip.

VERİTA’DAN LEZZETLİ, SAĞLIKLI ATIŞTIRMALIKLAR! Türkiye’nin ilk kivi markası Verita’nın taze, doğal ve lezzetli bir önerisi var: “Sağlıklı Atıştırmalık.” Verita Yönetim Kurulu Başkanı S. Zeki Birincioğlu’na göre “Sağlıklı Atıştırmalık” sağlıklı yaşam için yeni nesil bir beslenme alternatifi. DrBlue Taze Yaban Mersini, Ahududu, Böğürtlen ve Frenk Üzümü’nden oluşan Sağlıklı Atıştırmalıklar 125 gramlık özel ambalajında tüketiciyle buluşuyor. Ürünlere Macro, Carrefour, Migros, Metro, Kipa gibi satış noktalarındaki Verita Vitamin Dolapları’nda ulaşmak mümkün. “SEKTÖRÜN ÖNÜNÜ AÇIYORUZ.” İdeal Tarım, ürün portföyünü her geçen gün genişleterek Türkiye pazarını yeni ürünlerle tanıştırmaya devam ediyor. Verita Yönetim Kurulu Başkanı S. Zeki Birincioğlu “Böylece yeni bir pazar oluşuyor. Uzun vadede Türkiye’ye ihracat potansiyeli olan yeni ürünler kazandırıyoruz. Sektörün önünü açıyoruz ve açmaya devam edeceğiz; tıpkı kivi, avokado ve kuşkonmaz için yaptığımız gibi.” diyor.

LEZZET TUTKUNLARINA, VERİTA “YEMEYE HAZIR” İşte avokado, mango ve papayanın gerçek lezzetiyle tanışabilmek için iyi bir fırsat. Üzerinde Verita Yemeye Hazır (Ready to Eat) etiketi bulunan avokado, mango ve papayalar

WORDFOOD İstanbul GIDA FUARI Dünya Gıda Sektörünü Buluşturuyor 4 - 7 Eylül 2014 günlerinde dünya’nın binbir tadı İstanbul WORLDFOOD GIDA FUARIN’da ziyaretçilere kapılarını açıyor. Karadenizin meşhur Rize çayından, Sri Lanka’nın seylan çayına, Konya ve Karamanın dünyaya ihraç ettiği bisküvi ve şekerlemelerden Kore’nin uzakdoğu esintili şekerlerine, Adıyamanın nar ekşisinden Afganistanın baharatlarına, Antep fıstığından Malezyanın sıcak çikolatasına, Egenin meşhur zeytinyağından , Türkiye’nin tamamına mal olmuş meşhur sıcak helvamıza kadar dünyanın binbir damak tadı Worldfood İstanbul Gıda Fuarında buluşuyor. Bu yıl 22.si gerçekleşecek olan fuar, 04-07 Eylül 2014 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi / CNR EXPO’da ziyarete açık kalacak. Geçtiğimiz yıl 28 farklı ülkeden, 550’yi aşkın firma ve 1000’den fazla markanın yer aldığı Worldfood İstanbul, Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı bu yıl Türkiye LEZZET HAREKETİ Dernekleri Üyelerinin'de katılımıyla; Dünyanın

binbir tadını ağırlamaya ve tatmaya hazırlanıyor. T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı himayesinde, EUF A.Ş. tarafından düzenlenen ve TGDF tarafından desteklenen fuarda, gıda sektörünün lider firmaları bir araya geliyor. Bu yıl ayrıca Worldfood İstanbul’un “Konuk Ülke Projesi”, Kosova’dan iş adamlarını ağırlıyor olacak. Kosova son dönemde gelişen ekonomisinin yanı sıra, yatırımları ile de dikkatleri üzerine çekiyor. Ülke ekonomisinde yaşanan olum-

lu gelişmelere paralel olarak, yapılacak yeni yerli ve yabancı yatırımlarla büyüme hedefleyen Kosova, Türk gıda sektörü ihracatı için önem taşıyor. Worldfood İstanbul Gıda fuarı, konuk ülke projesi ile iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesinde önemli bir platform oluşturacak. Worldfood İstanbul Gıda Fuarı , 29. Uluslararası Ambalaj, Paketleme ve Gıda İşleme Sistemleri Fuarı Ipack 2014 ve Ingredients Turkey Özel Bölümü ile eşzamanlı olarak gerçekleştirilecek. Fuarlar, sektör durumunu değerlendirme, yenilikleri görme, sektörün geleceğini şekillendirmesine fırsat sağlıyor.


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet markaları

3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

Sektörünün lider markası Erikli, Türkiye’nin en lezzetli suyunu Uludağ’ın zirvesinden, tüketicilerinin kapısına götürüyor.

T

ürkiye’nin her ilinde ve ilçesinde, şehir otellerinden tatil köylerinin restaurantlarına, kebapçısından, balıkçısına, meyhanesinden kır bahçesine hemen hemen her restaurant ve lokantada masaların üstünde ERİKLİ var. Yerel ve ulusal hemen hemen her marketin raflarında küçük şişesi var, büyük şişesi var, bardak ürünü var. Ama netice olarak Erikli var. Yurt dışındaki Türk lokantalarında, market rafl arında boy boy Erikli şişeleri var. Fastfood Zincirlerinde, AVM Food Courtlarında, büfelerde, terminallerde, hava alanlarında ve tabiiki evlerde, ofislerde, atölyelerde, dükkanlarda hayatın içinde hep yanımızda o var, lezzetiyle olduğu kadar çabuk ulaşılabilir ve her yerde bulunabilir olmasıyla tercihleri üzerinde topluyor.

1,5 lt, 5 lt, 8 lt ve 10 litrelik ürünleriyle tüketicilerine geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. “

L

ezzet Dostları Derneği benimde üyesi olduğum ciddi kuruluşların başında gelmektedir. Önümüzdeki yıllarda hem üye sayısı hem de önünü açacak Lezzet Dostları bu yayınında Gastronomi Ekonomisine yönelik TAVAK Vakfı olarak yapacağımız bir araştırmanın ana hatlarını paylaşmak istemekteyim. Türkiye’de daha öncesinde mercek altına alınmamış üç sektör bulunmaktadır. Gastronomi, Spor(Futbol) ve Kültür sektörleri çok büyük bir Pazar oluşturmasına rağmen bugüne kadar kapsamlı bir araştırmaya dahil olmadılar.

Erikli lezzeti, evinizde, ofisinizde, arabada, kısacası susadığınız her an yanınızda.

“DÜNYA ÜZERİNDE 20’YE YAKIN ÜLKEYE İHRACAT YAPIYORUZ...” diyerek sözlerini sürdürüyorlar. “Erikli ürünleri Türkiye’de 8 dağıtım merkezi 1000’e yakın bayi ve hizmet noktası ile hergün yüzbinlerce haneye on binlerce perakende noktasına sistemli bir dağıtım yapısı içinde teslim ediliyor. Erikli, uluslararası platformda Almanya başta olmak üzere İngiltere, Hollanda, Belçika, Danimarka, Avusturya, İsviçre ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi 20’ye yakın ülkeye yurtdışı dağıtım kanalları aracılığı ile ihracat yapıyor. “ Erikli 0,5 litre ve 1,5 litrelik ambalajları dünyanın en büyük 3. perakende zinciri olan ve 12 ülkede faaliyet gösteren TESCO’nun merkezi İngiltere’de satışa sunuluyor. Ayrıca geçtiğimiz ay içerinde Almanya Real’de listelenen 0.5 lt ve 1.5 lt ürünler, Berlin’den başlayan yolculuğunu toplamda 20 mağazaya kadar çıkarmayı planlıyor. "TÜRKİYENİN EN ÇOK TÜKETİLEN VE EN BEĞENİLEN SUYU ERİKLİ "

Erikli lezzetinin kaynağı, Uludağ’ın zirvesinde 2300 metre yüksekliktedir.

Prof. Faruk ŞEN faruksen@gmail.com

Türkiye’de gastronomi sektörünün boyutları ve gelişme eğilimleri

“10 milyar litre büyüklüğünde yaklaşık 300 oyuncunun yer aldığı su sektöründe Erikli, ürün kalitesi, su kaynaklarına verdiği önem, güçlü dağıtım ağı, hizmet kalitesi ve yaptığı düzenli iletişim kampanyalarıyla hem perakende hem de damacana pazarlarında

artan pazar paylarıyla tartışmasız açık ara liderliğini sürdürüyor. Ayrıca, araştırma raporlarına göre Erikli su sektöründe güçlü sadakat oranlarına ulaşmış ve her geçen gün geliştirmeye devam etmektedir. Tüketicisi tarafından Türkiye’nin en lezzetli suyu kabul edilen Erikli son yıllarda bu lezzet algısı üzerinden hareket ederek, gerek mevcut tüketicilerine gerekse bu lezzeti deneyimlemek isteyen tüketicilere özel avantajlar sunuyor. “

ERİKLİ, TÜRKİYE'NİN MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ŞAMPİYONU “Erikli, Kalder tarafından organize edilen, Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi ölçüm sonuçlarına göre müşteri memnuniyeti şampiyonluğunu yıllardır sürdürüyor.” Yıllardır içinde olduğumuz gastronomi sektöründe bu tercihe şahit olduğumuz için siz değerli okurlarımıza da duyuralım ve sorumuzu soralım: “Sizce de Türkiye’nin en lezzetli suyu Erikli değil mi?

Uludağ’ın 2300 metre yüksekliğinde bulunan kaynağından alınarak, el değmeden şişelenen Erikli, dolumun her aşamasında özenle yapılan analizlerle güvenli şekilde tüketicilerine sunuluyor. Özel içim keyfi ile lezzete önem verenlerin vazgeçilmezi olan Erikli’ye lezzet katan mineraller, Uludağ’ın binlerce yıl önce oluşmuş jeolojik katmanlarından geliyor. Erikli’nin eşsiz tadını ve yumuşak içimini deneyenler bu lezzetten vazgeçemiyor. Ambalajlı su pazarının lider markası Erikli, damacana pazarında ev ve iş yerlerine servis edilen 19 litrelik polikarbonat ambalajı ve perakende sektöründe de 0.225 lt, 033 lt , 05,lt, 1 lt,

DOORS AKADEMİ GELECEĞİN ŞEFLERİNİ BEKLİYOR! T

ürkiye'deki yiyecek ve içecek sektörünün ihtiyacı olan uzmanlık ve deneyimi, dünya standartlarındaki eğitim ve yenilikçi yaklaşımlar ile sağlayan Doors Akademi’de yeni profesyonel eğitim dönemi 22 Eylül’de başlıyor. Doors Akademi profesyonel aşçılık, pasta ve ekmekçilik ve yiyecekiçecek işletmeciliği gibi pek çok farklı alanda uzman akademisyen kadrosuyla Türkiye’de bir ilk olan DUAL eğitim modeli ile eğitim veriyor. %40 okul (%70 pratik ve % 30 teori) ve %60 işyeri olarak kurgulanan DUAL eğitimde, ağırlıklı olarak uygulamalı çalışmalarla sektöre hazırlık sürecinden geçen öğrenciler böylelikle gözlem ve karşılaştırma şansını elde ediyorlar.Doors Akademi, profesyonel

kariyerini yiyecek-içecek sektöründe sürdürmek isteyenlere, programları ve gerekli sınavları başarıyla tamamlamaları halinde IHK ve MEB sertifikası da veriyor. Geleceğin şeflerine yeme-içme sektörünün tüm inceliklerini öğreten profesyonel eğitim programında ilk 3’e girenler ise iş garantisi fırsatı elde ediyor.Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanmış bir eğitim kurumu olan Doors Akademi, mutfakta uzmanlaşmak isteyen herkesi kendi mutfağına davet ediyor. Profesyonel eğitimler yılda dört kez Ocak, Mart, Haziran ve Eylül aylarında açılıyor. Eğitimlere katılmak isteyenler www.doorsakademi.com.tr adresinden güncel program tarihlerini takip ederek detaylı bilgi alabilirler.

GASTRONOMİ SEKTÖRÜ

Hizmet sektörün önemli bir dalı olarak yeme-içme faaliyetlerinde de dikkat çekici bir büyümeye, yenilenmeye tanık olunuyor. Başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir, daha sonra da turistik yörelerden Antalya, Bodrum-Marmaris gibi bölgelerde turizmle birlikte yeme-içme sektörlerinde önemli gelişmeler yaşandı. Bunların yanı sıra, Gaziantep, Konya, Kayseri, Denizli gibi yeni sanayi vahalarında da yeme-içme mekânları, şehir turizmi ile paralel gelişme göstermektedir. Türkiye’nin tarihe dayanan zengin mutfak kültürü, sektörün tüm bölgelerde gelişiminde önemli bir etken olmuş, hemen her yörede sektör yenilenme, profesyonelleşme, ticarileşme imkânı bulmuştur. Türkiye’de irtibat ofisleri açan, ya da bölge merkezlerini İstanbul’da kuran, buna paralel olarak içeriden ve dışarıdan yüksek gelirli personel istihdam eden firmaların yoğunlaşması, yine eğlence, yeme-içme mekânlarına ilgiyi artırdı. Türkiye’nin en varlıklı alt sınıflarının yaşadığı İstanbul’da yüksek gelirli yerli-yabancı beyaz yakalı sınıfın Batılılaşan tüketim alışkanlıkları, yeme-içme mekânlarına olan talebe ayrı bir ivme kazandırdı.

AVM’LER VE FASTFOOD ZİNCİRLER

Sayıları hızla artan ofis yatırımları, prestijli konut sitelerinin içinde ya da yakınlarında faaliyet gösteren alışveriş merkezleri(AVM) bünyelerinde fast foodlar’dan lüks lokantalara kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan yeme-içme mekânları kuruldu ve kendi içlerinde uzmanlaşmaya gittikleri görüldü.

FASTFOODLAR VE GASTRONOMİ SEKTÖRÜ

Bu gelişmelere, kişi başına artan gelire bağlı olarak Mc Donalds, KFC, Pizza Hut gibi küresel yeme-içme zincirleri, sadece İstanbul’da değil, bütün kentlerde faaliyete geçtiler. Franchising sisteminin lokomotifi olan fast food, her dönem cazibesini koruyor. Bu alandaki franchise sayısı 9 bine ulaşmış durumda. Tabii bunların önemli bir kısmını yabancı markaların temsilcileri oluşturuyor. Uzmanlara göre, önümüzdeki dönemde de yeni yabancı oyuncular bu pazarda boy gösterecek.

HOLDİNGLER VE GASTRONOMİ SEKTÖRÜ

Son zamanlarda Doğuş gibi büyük holdingler, yeme-içme mekânlarına yaptıkları yatırımlarla dikkat çektiler. Sektör, bu yönelişlerle yeni yapılanmalara yelken açmış görünümdedir. Doğuş Grubu iştiraki olarak eğlence, yeme-içme sektöründe faaliyet göstermek üzere 2012 yılında kurulan D.ream, şimdi de uluslararası birçok grup ile ortak oldu. D.ream; Zuma ve Roka gibi restoran markaları ile operasyonlar yürütmekte olan Azumi Group’ un hisselerinin yüzde ellisini alarak eşit ortak oldu. İngiltere’de kurulmuş olan ve on yıldır faaliyette bulunan Azumi Group bünyesinde hâlihazırda 6 farklı ülke ve şehirde 6 Zuma ve 3 Roka restoranı bulunmaktadır. Bu ortaklık sonrasında güçlerini birleştiren D.ream ve Azumi Group, Zuma ve Roka restoranlarını yeni uluslararası pazarlara açmak, yepyeni marka ve konseptler geliştirmek ve farklı coğrafyalarda çoğaltmak üzere işbirliği yapacaklar. Aynı gelişmeyi Ali Sabancı’da gastronomi sektöründe göstermektedir.

KÜÇÜK AİLE İŞLETMELERİ

Aile şirketleri ve holdingler büyüme planlarında küçük ölçekli şirket satın alımına yöneliyor. Sektörün istihdama, vergi üretimine katkısı, yan sanayi ve hizmetlere ileri-geri etkisi, teşvike muhtaç yanları araştırmada sergilenerek, karar vericilere sektörün daha da geliştirilmesi için politika önerilerinde bulunulacaktır. Ayrıca bu araştırma çerçevesinde İstanbul ve Türkiye’deki yemek fabrikaların konumu ve ciroları, tüm otellerin yiyecek ve içecek üniteleri, başta şarap ve rakı olmak üzere, Türkiye’de üretilen alkollü içeceklerin restoran ve otellere toptan satışları incelenecektir. (Devam Edecek)


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA

Lezzet rehberi

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

Lezzet aşkına Başyazı Özlem MEKİK

ozlemmekik@lezzetgazetesi.com

Sofralarin tadı tuzu

T

uz, başta insan dahil olmak üzere, tüm canlıların besin kaynaklarından biri ve ticari anlamda da oldukça önemli bir maddedir. İnsanlık tarihi boyunca, çok önemli bir ihtiyaç maddesi olan, tuz dünya yüzünde pek çok noktada rastlanabilen bir madde olmuştur. Tuzun insanlar ve canlılar için bu denli önemli olmasının nedeni içeriğindeki iyottur. İyot, insan ve hayvanların normal büyüme ve gelişmesi için gerekli olan önemli bir besin maddesidir. Vücudumuzdaki iyot miktarı yeterli olsa bile, emilimini azaltan guatrojenik besinlerin (tiroit hormonlarının çalışmasını azaltan yiyecekler) aşırı tüketimi durumunda kişide iyot eksikliği görülebiliyor. İyot; deniz ürünleri, sebze, meyve, süt ve süt ürünlerinden alınabilir. Aslında vücut iyot ihtiyacını doğal yollar ile de karşılayabilir. Tuzun vücut için önemi de çok ayrıdır. Tuz, bedenimizin fiziksel anlamda bir arada tutulabilmesi , osmoz işleminin çalışmasını sağlamaktadır. Bunun aksi olsaydı, 100 litre su bile içseniz, bedeninizde tuz olmayınca yine de susuzluktan ölürdünüz, çünkü tuzun sayesinde aldığınız su hücrelerinize bağlanabiliyor, hücreleriniz elektriğine kavuşuyor ve düşündüklerinizi uygulamaya imkan buluyorsunuz. Ve bedeninizdeki tuz oranı da sizin düşünme kapasiteniz ve şuur derecenizle eşdeğerdir. Çünkü, vücut yeterli iyotu doğal yollar ile alamadığında ve ihtiyacını karşılayamadığında, tuz devreye girmektedir. Piyasada satılan ve üzerinde iyotlu yazan tuzlar, rafine edildikten sonra içerilerine, akışkanlık kazansın, nemlenmesin ve topaklanmasın diye alüminyum silikat v.s. gibi birçok vücuda yabancı kimyasal madde katılmaktadır. Bu kimyasallar ile birlikte alınan tuzu vücut yabancı olarak algılamakta bir kısmını kullanıp diğer kısmını biriktirmekte ve bunun sonucunda birçok ciddi hastalığa yol açılmaktadır. Pişirme ile besinlerin bileşimlerindeki iyot miktarı azalmaktadır. Pişirme ile iyot ve besinlerdeki mineral kaybını önlemek için aşırı kaynatma, kızartma ve ızgara da tutma sürelerinin minimum seviyelerde tutulması gerekmektedir. Tuz kullanımının önemine gelirsek; sofralarda kullanılan tuzun iyotlanmasının ise guatrla mücadelede ve gelecek nesilleri korumada büyük bir adım olduğuna dikkat çeken uzmanlar; sofrada çocukların iyotlu, yetişkinlerin ise iyotsuz tuz kullanmasını öneriyor. Sofralarda en sık kullanılan tuz çeşidi, sofra tuzudur. Ancak son zamanlarda, deniz tuzu ve sıvı tuz da yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Sofra tuzu, doğada kaya halinde bulunur ve kimyasal işlemlerden geçirilerek iyot eklenen bir maddedir. %100 doğal deniz tuzu mineral açısından zenginliğindir. Sodyum, klorür, kalsiyum, magnezyum, potasyum ve diğer 90 mineral içerir. Sıvı tuz ise, diğer sofra tuzlarının aksine, doğal ortamda rafine edilmeksizin kendiliğinden kristalize olabilen, doğal olarak yüklendiği mineralleri muhafaza edebilen doğadan toplama yöntemi ile elde edilen tuzlardır. Doğal deniz tuzu, sofra tuzuna oranla daha sağlıklı ve doğal olması dolaysıyla tercih edilmektedir. Sıvı tuzun yaygın olarak kullanılmasının en önemli nedeni ise; kaynaktan çıkan saflığı ile tüketiciye sunulmasıdır. Ayrıca, sıvı tuzlar sprey ve damlalık olarak kullanıldığından, hem tüketiciye pratik kullanım avantajı sağlamakta, hem de doğal kaynak tuzunun yemeğe tam olarak yayılarak nüfuz etmesini sağlamaktadır. Rafine değildir; bu yüzden yüksek tansiyon problemi yaşayanlar için, zararı yoktur. Tuz kullanımı, aşırıya kaçmamak şartı ile vücut için çok önemlidir. Uzmanların söylediklerine göre, hiç tuz kullanmamak ise, bilinenin aksine yanlıştır. Tabii herhangi bir sağlık probleminiz yoksa. Sağlıklı yaşam için önemli olan bir konuyu vurgulamak ve siz sevgili okuyucularımla paylaşmak istedim. Umarım yararlı olmuştur. Sofralarınızın tadı tuzu eksik olmasın. Sağlıkla kalın.

Zomato

Restaurant ve lezzetin yeniden keşfi

Zomato Yeni Global Ürün Güncellemesiyle, Restorant ve Lezzetlerin Keşfini Yeniden Tanımlıyor

R

estoran arama ve keşif platformu Zomato, web ve mobilde tamamen yenilenmiş yeni bir versiyon ile kullanıcıların karşısına çıkıyor. Zengin ve kapsamlı restoran veritabanı ve dünya genelinde milyonlarca kullanıcının yorum ve değerlendirmelerinin yanı sıra, restoran ve gece hayatı keşif sürecine, görüşlerine önem verdiğiniz kullanıcıların önerilerini de katabileceğiniz bir de sosyal katman ekliyor. Zomato kurucu ve CEO’su Deepinder Goyal, yeni güncelleme ile ilgili şöyle diyor: “Henüz internetin bu kadar yaygın olmadığı dönemlerde bile, yeni bir restoran keşfederken insanlar en çok başkalarının tavsiyelerini dikkate alırdı. Kullanıcılarımızla yaptığımız sonu gelmeyen görüşmeler sonucunda, bu davranışın hala aynı kaldığını, ancak mevcut restoran arama ya da mekan yorumu sitelerine etkin bir şekilde taşınamadığını gördük. Yeni ürünümüzde bu esas davranış eğilimini daha ayrıntılı ve sosyal bir ortama taşımak istedik.” Zomato’nun yenilenen ürünü iki ana düşünce yapısı üzerine konumlanıyor: kişisel tercihlerin değişebileceği ve yaratılacak daha güvenilir bir öneri ekosisteminde karar vermenin çok daha kolay ve hızl gerçekleşecek olması. Kişiselleştirilmiş arama sonuçlarından site ya da uygulama üzerinde karşınıza çıkan bir restoranı istediğiniz an gitmek istediklerim listesine ekleyebilme özelliği gibi yeniliklerle, Zomato restoran keş-

Zomato hızla büyüyen uluslarası lokasyonlarına bugün itibariyle Portekiz'İ de ekledi. Artık Lizbon'lular şehirdeki 9500'den fazla yeme-içme noktası arasından seçimini yapabilecek. Websitesi ve mobil uygulama Portekizce ve İngilizce dilleri ile kullanılabilecek.

fini çok daha hızlı ve kişisel hale getiriyor. Yeni özelliklerden FoodFeed, kullanıcılara networklerindeki kişilerin son hareketlerini, ziyaret ettikleri restoranları, yorum ve değerlendirmelerini takip etme imkanı sağlayarak daha sosyal ve anlık bir keşif tecrübesi yaşatıyor. Bu geliştirilmiş sosyal katman ile beraber, kullanıcılar aynı zamanda arama sonuçlarını networklerindeki kişilerin; yani güvendikleri ve takip etmeyi tercih ettikleri foodielerin- önerilerine göre filtreleyebilecekler. Zomato'ya üye olmak isteyen kullanıcılar, kendi networklerini yaratabilir, networklerindeki kişileri takip edip, kişiselleştirilmiş tavsiyelerden faydalanabilirler. Son güncelleme aynı zamanda her zamankinden daha da basit ve kaliteli bir kullanıcı tecrübesini sağlayacak bir çok tasarım değişikliğini de beraberinde getiriyor. Örneğin arama süreci, kullanıcıların restoran ararken çok daha az tıkla daha fazla bilgiye ulaşabileceği şekilde, ve daha üstün bir ürün tec-

rübesi yaşatacak şekilde yeniden planlandı. Restoran değerlendirmeleri, çok fazla sayıda restoranın belli bir puanda toplanmasını engelleyecek şekilde normalize edilerek, arama algoritması aramalara daha ilgili sonuçlar gösterecek şekilde yeniden düzenlendi. Gerçek olmayan yorumları engellemek üzere geliştirimiş spam-kontrol mekanizmaları geliştirildi. Bunların yanı sıra artık kullanıcılar kolaylıkla arkadaşlarını bularak, diğer sosyal ağ platformlarından Zomato’ya davet edebilecek. Deepinder sözlerine şöyle devam ediyor: “Artık ürünümüz konusunda küçük adımlar atmayı durdurmanın zamanı geldiğini anladık. Bu, bugüne kadar attığımız en büyük adım ve bir çok yönden de Zomato’yu yeniden inşa etmek anlamına geliyor. Yeni Zomato için çok emek harcadık, ve şu an sahip olduğu yeni görünüm ve özellikler bizi çok heyecanlandırıyor, umuyoruz ki kullanıcılarımız da Zomato’nun yeni ürününü en az bizim kadar sever.”

YALI ÇİFTLİĞİ SÜT MAMÜLLERİ

ZOMATO HAKKINDA Zomato 15 ülkede 250.000’in üzerinde restoranın detaylı bilgilerini sağlayan online ve mobil bir restoran keşif platformudur. Zomato içeriğinde restoranların güncel menü, fotoğraf, coğrafi koordinatlarını bulundurur ve kullanıcılara kendi foodie ağlarını oluşturma ve restoranları değerlendirip yorumlama olanağı sağlar. Zomato aylık olarak, bulunduğu tüm ülkelerde web ve mobil üzerinden dışarıda yeme, kafe, paket servis ve gece hayatı opsiyonlarını araştıran toplam 23 milyonun üzerinde ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir. Aynı zamanda restoranların dışarıda yemeiçme opsiyonları arayan müşteriler ile restoranları bir araya getirerek, restoranlara oldukça hedeflenmiş bir platform sağlar. Zomato 2008 yılında Deepinder Goyal ve Pankaj Chaddah tarafından kurulmuş ve o günden bu yana hizmetlerini Hindistan, Birleşik Krallık, BAE, Güney Afrika, Yeni Zelanda, Filipinler, Brezilya, Portekiz, Türkiye, Endonezya, Sri Lanka, Şili, Slovakya, Çek Cumhuriyeti ve Katar’a kadar genişletmiştir.

50. YILINI KUTLUYOR Çocukluğumuzda yediğimiz peynirlerin lezzetini bir tek Yalı’da buldum.” 42 yıllık Kadıköylü Nurani Külek (86) hanım’da “1972’den beri peynirimi Yalı Çiftliği’nden alırım. Oradaki peynirler de çocuklar da pek iyidir” diyor.

Kısaca Yalı Çiftliği’nin “dostlarıyla” sadece “ağız tadı” değil her kuruluşa pek nasip olmayacak kadar güzel kıskanılası bir “gönül” bağı da var. Bizde Milliyet Lezzet ekibi olarak yarım asırlık bir çınar olan Yalı Çiftliği’nin ellinci yaşını kutluyor, mensup ve müdavimleriyle geleneksel lezzetlerimizi yaşatmaya olan gayretlerinden dolayı tebrik ediyor, nice yıllar diliyoruz.

Lokman hekim ölümsüzlük iksirini bitkilerde bulmuş ama iksiri bir derenin üzerinden geçerken elinden düşürüp kaybetmiş. O gün bugündür insanlar sağlığı ve şifayı doğada, bitkilerde ararlar, Lokman hekimin kaybettiği iksirin sırrını bulmaya çalışırlar. Gerçekten de bugün kullanılan birçok modern ilacın çıkış noktası doğa ve doğada yetişen bitkilerin özütüdür. Zamanının önemli bir kısmını sağlıklı beslenmenin temellerini çeşitli konferanslarla bizlere aktarmaya adayan değerli bilim adamı Prof. Dr. Kenan Demirkol “merada doğal bitkilerle beslenen hayvanların sütleri ve bu sütlerle üretilmiş ürünler barındırdığı vitaminler, mineraller ve Omega-3 gibi çok önemli antioksidanlarla bir nevi sağlıklı ve uzun yaşam iksiridir” der. Kadıköy’de yarım asırdır Marmara bölgesinin ve bilhassa Kazdağları’nın binbir çeşit şifalı bitkileriyle beslenen koyun, keçi ve ineklerin sütlerinden geleneksel yöntemlerle üretilen bu sağlık ve yaşam iksirlerini müşterilerine sunmaya gayret eden güzide bir kuruluş var : Yalı Çiftliği. Bundan tam 50 Yıl önce Kadıköy Çuhadarağa Sokak’ta kurulan Yalı Çiftliği, bugün İstanbul’un Anadolu yakasında Kadıköy’den Maltepe’ye kadar uzana bölgede 12 şubesiyle hizmet veriyor. Özenle üretilmiş, seçilmiş süt ürünleriyle, bilhassa beyaz peyniri, kaşarı, yoğurdu, tereyağı ve zeytiniyle kısa zamanda Kadıköy’de efsane olmuş Yalı Çiftliği’nin doğallık, geleneksel lezzetlere bağlılık, üstün kalite ve ulaşılabilir fiyat düsturlarından ödün vermeden yarım asıra erişmesi çalışanlarıyla, ortaklarıyla ve bilhassa müdavimleriyle gurur verici bir dönüm noktası olmalı. Geleneksel lezzetlerimiz ve yaşam biçimimiz toplumsal kültürümüzün önemli bir parçası. Hızla

yayılan AVM kültürünün dayattığı tek tip yaşam tarzı, standart fabrikasyon tadlar, geldi geçti ilişkiler hayatımızı kolaylaştırıyor gibi gözükse de aslında nesiller boyu oluşan, bizi biz yapan geleneklerimizi ve kültürümüzü de öğütüp yok ediyor. Yalı Çiftliği yarım asırdır Geleneksel Türk Lezzetlerini yaşatmaya çalışmasının yanısıra, anne babalarımızdan gördüğümüz esas maksadı eve taze taze yiyecek almaktan ziyade ayaküstü iki satır sohbet olan esnaf tarzı alışveriş geleneğini de sürdürerek hem bedenimizi hem de ruhumuzu sağlıklı tutmaya gayret ediyor. Yalı Çiftliği’nin elli yılı başarıyla geride bırakmasının sırlarından biri de bu güzel bozulmamış esnaf – müşteri ilişkisi olsa gerek. Yalı Çiftliği’nin mensupları çalıştıkları şubenin sahibi, mahallenizin 40 yıllık esnafı gibiler. Neredeyse hemen her müşterisini adıyla, aile fertleriyle tanıyor, hal hatır soruyor ve hatta evdekilere selam gönderiyorlar. Personelin çoğu 10 yıldan, 20 yıldan fazla bir süredir hizmet veriyor. 45 seneden fazla hizmeti olan en kıdemli üç personelini henüz geçenlerde üzülerek ama gururla emekli etmek zorunda kaldılar. Müşterileri, daha doğrusu Yalı Çiftliği dostları da müdavimlik konusunda pek farklı değil. 30 - 40 senedir, ikinci, üçüncü nesil Yalı Çiftliği’nden alışveriş yapan, evine Yalı Çiftliği peynirinden başka peynir sokmayan müdavimleri var. Pek reklam yapmayan Yalı Çiftliği’nin en etkili tanıtımını yine müşterileri gönüllü olarak zevkle yapıyor. Yalı Çiftliği müdavimlerinden Özen Şar (74) hanım Yalı Çiftliği’ni şöyle tanımlıyor: “34 yıl önce İstanbul’a taşındığımızda Yalı Çiftliği ile tanıştım.


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA

Lezzet mekanları

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

OTANTİK binbir lezzet diyarına yolculuk

A

Odun ateşinde “Y Döner”

G

Olivia’s

Pizzeria

tadında dürüm yemek isteyenler için harika bir seçenek. AİLENİZİN DÖNERİ Çocuk müşterilere tatile girerken kitap dağıtan, bayramda tüm çocuklara klasik kumaş mendil içinde 10 Y Döner parası harçlık veren Y Döner, ailecek

gidilecek lezzetli bir adres olmaya aday. 2014 yılında iki şube daha açmayı hedefleyen Y Döner, markanın ve hizmetin tam olarak oturduğundan emin olmadan franchise sistemiyle büyümeyi tercih etmiyor. Sağlık koşullarına uygun sertifikalı etleri kendi işleme tesislerinde dönere dönüşteren Y Döner’in lezzet sırları, etin iyisi, et işlemenin ustalığı, odunun ateşi ve lavaşın eşlikçiliği ile özetleniyor. Tüm şubelerde bulunan tandır fırınları, müşteriye anında pişen taze lavaşın lezzetini de yaşatıyor. Y Döner, gezici servisiyle toplu yemek ikramlarında da iddialı. 50 kişi ve üzeri, düğün, parti ve toplu yemek gereken her duruma dürüm döner servisi ile katılan Y Döner özel ikram arabası, lezzeti isterseniz ayağınıza getiriyor. Y Döner Osmanbey: 0 212 230 37 37 Y Döner Fatih: 0 212 635 83 33 Y Döner Beylikdüzü: 0212 871 01 00 Y Döner Kızıltoprak: 0 216 345 40 01

New York stili pizzanın adresi

Turist misafirlerimiz hizmet sektörünün her kaleminde olduğu gibi, yiyecek içecek alanında da önemli bir katma değer oluşturuyor. Ancak, genel kanının aksine Otantik olarak işletmelerimizin turist odaklı çalışmasını çok büyük risk olarak görüyoruz. Mekanlarımızda yoğun turist ilgisinin yanında temel taşını Türk misafirlerimizin oluşturması bizim en önemli mottolarımızdandır. İstiklal şubesi için değerlendirme yapacak olursak, menümüzü ve mimarimizi revize ettikten önceki turist-Türk misafır oranımız %60-%40 civarıydı, değişiklik sonrası ise çok turistik bir bölgede olmamıza rağmen turist misafir sayımızı arttırmanın yanında Türk misafır sayımızda daha da büyük bir artış sağlayarak %45-%55 gibi bir değere ulaştırdık. İstiklal Caddesi No:170 Çiçek Pasajı Bitişiği Asmalı Mescit M. Taksim Tel: 0 (212) 293 84 51

Dragos’ta balık yenir IK GEMİDE BAL

B

K

endilerini “şehirdeki en butik pizza restoran zinciri” olarak tanımlayan Olivia’s Pizzeria’nın lezzet sırrı ne? Neden büyümek istemiyorlar? Mekan sahibi Turgut Kağıtçı anlatıyor... ■ Olivia’s Pizzeria’nın hikayesini öğrenebilir miyiz? Olivia’s Pizzeria; isminin keyifli hikayesi ve kimliğiyle, çağdaş yaşam tarzını buluşturabilmeyi hedefleyen, Türkiye’de halen ciddi bir boşluk olarak nitelendirilebilecek ince hamur, kalın kenarlı, en taze ve adil malzemeler ile hazırlanmış odun ateşinde NY stili pizza konseptinde şehirdeki en butik pizza restoran zinciridir. Olivia’s hızlı büyüyen, müşterilerine mutluluk veren, karlı bir şirket olmayı hedeflemektedir. Olivia’s 5 sene önce Levent’te kurulmuş %100 Türk sermayeli, artizan pizza yapan bir markadır. Açıldığının 6. ayında Hürriyet Gazetesi’nin Türkiye’nin en iyi 10 pizzası listesini girmeyi başarmış, üzerinden 2 sene geçtikten sonra Bağdat Caddesi’ndeki ikinci şubesi açılmıştır. ■ Bize mutfağınızdan bahseder misiniz? Menüdeki tüm reçeteler bize ait, sunulan tüm soslar, yemekler, sıfırdan yapılıyor. Olivias hamurunda veya sosunda kesinlikle hiçbir katkı maddesi, transyağ veya koruyucu kimyasal kullanılmıyor. Domates sos taze domatesten yapılıyor, mozzarella Kırklareli’nden, zeytin Edremit’ten geliyor. Endüstriyel dilimlenmiş zeytin kullanılmıyor, tüm zeytinlerin çekirdekleri elde çıkartılıyor. Kuru domatesler hiç kimyasal katılmadan güneşte kurutuluyor. İsli et, Tuzla’daki Arnavut kasabımız tarafından bonfile etten isleniyor. Pizzalar elde açılıyor, taş fırında pişiriliyor. Toz parmesanın içine ne katıldığı bilinmediği parmesan peyniri hazır alınmıyor, 2 sene dinlendirilimiş Parmiggiano Reggiano veya Grana

rından biri Türkiye’de yerel tatları denemektir. Bu tatları da sadece ve sadece istediğimiz lezzet ve kalite standartlarını yakalayabilmemiz durumunda menüye ekleyebiliyoruz. Eski dekorasyonunuz daha otantikti. Ama şu anda daha modern bir çizgiye sahipsiniz. Neden böyle bir değişiklik yaptınız? Eskı mimarimiz turistler tarafaından ilgi çekici bulunmakla birlikte özellikle Türk müşteriler tarafından demode olarak değerlendirilmeye başlanmıştı. Bu nedenle radikal denebilecek değişiklikler yaptık. ■ İstiklal Caddesi ve Kadıköy çok turistik bir bölge. Peki sizin müşteri kitlenizi daha çok turistler mi oluşturuyor, yoksa yerel müşteriyer ağırlıkta mı?

Padano peynirler kelle olarak alınıyor, Olivias mutfağında toz haline getiriliyor. Başlangıçlardan tatlılara kadar her üründe iddialı Olivias’ta limonata bile taze olarak yapılıyor, limon en az bir gün şekerli suda bekletilip aromasını salması bekleniyor. ■ Öne çıkan lezzetleriniz hangileri? Başlangıçlardan sarımsaklı ekmeklerle alfredo dip sos, enginarlı ıspanaklı dip sos ve tortilla rulolaları ile pizzalardan Milano, Akdeniz pizza en favoriler. ■ Şehirde çok sayıda pizzacı var. Sizi diğer markalardan ayıran en önemli farklar neler?

Diğerlerini bilemiyoruz ama biz herşeyi olması gerektiği gibi yapıyoruz. İyi yemek için en önemli iki unsur iyi malzeme ve iyi uygulama, bizde de bunlar yerine getiriliyor. Biz sadece şehirde veya ülkede değil, tüm dünyada da lezzetimizin beğenileceğini düşünüyoruz, çünkü pizzaları yaparken gizli malzeme, sevgimizi katıyoruz. ■ Levent ve Çiftehavuzlar’dan sonra yeni şube açma planlarınız var mı? Biz kesinlikle kontrolsüz büyümek istemiyoruz. Aynı lezzeti koruyamadıktan sonra büyümenin bir anlamı olmadığını düşündüğümüz için franchise vermiyoruz. Önümüze önemli bir fırsat çıkar ise kendimiz yeni bir dükkan açmayı planlıyoruz ama yakın gelecekte franchise vermeyi hiç düşünmüyoruz. ■ Olivias’ın değerleri nelerdir? Olivias piyasada bulunan en kaliteli malzemeleri kullandığı pizzalarını taş fırında pişirir, tüm lezzet trendlerini takip eder, yenilikçidir, öncüdür. Kendi yemediğini müşterisine kesinlikle yedirmez. Müşterilerine, çalışanlarına ve tedarikçilerine %100 güvenir ve onları hep mutlu etmeye çalışır. Çevreye duyarlıdır. Sosyal sorumluluk sahibidir.

Başlık Sok. No:22 Levent Tel: 0 (212) 284 57 24

alığı sadece Boğaz’da yemek istemiyorum!” diyorsanız, yolunuzu Dragos’a da düşürün deriz. Çünkü burada; ihtişamlı manzarası, birbirinden lezzetli meze ve balıklarıyla Gemide Balık sizi bekliyor. Mekanın bilinmeyenlerini Gemide Balık’ın işletmecisi Bulut Kalkavan’la konuştuk. ■ Gemide Balık’ın hikayesi nedir? Gemide Balık, Anadolu Yakası’nın keyifli manzarası eşliğinde, kaliteli ve yüksek hizmet verebilme amacıyla, farklı lezzetleri yakalamak ve bunu paylaşmak için kurulan bir işletme. ■ Lokasyon olarak Dragos’u tercih etmenizin özel bir sebebi var mı? Balık denince artık Boğaz dışında da bir yerler akla gelsin istedik. Çünkü burada da güneş bir başka batıyor! ■ Nasıl bir mutfağınız var? Türk ve Yunan mutfağından ortak tatları harmanladığı-

mız lezzetli bir mutfak diyebiliriz. ■ Menüde değişiklikler yapıyor musunuz? Ustamızla devamlı araştırma içerisindeyiz, henüz keşfedilmemiş özel tatlar ve tarifler yakalamaya çalışıyoruz. Balıkda farklı pişirme yöntemleri, mezelerde farklı otlar, zeytinyağlılarda farklı tatlar ve sıcak serviste değişik sunumlar deniyoruz. ■ Gemide Balık’ta özellikle

denenmesi gereken lezzetler hangileri? Minekop Pirzola, Levrek Külbastı, Dilli Yunan Sarma, Lezzet Lokumu, Otlu Mücver ve Gemide Tatlı öne çıkan lezzetlerimizden. ■ Size göre, sizi diğer balıkçılardan farklı kılan özellikleriniz neler? Bilinenlerin aksine yeni tatlar ile farklı lezzetleri yakalama çabasındayız; lezzet, sunum, hizmet ve hijyenlik bizim politikamız. Herkese ve her keseye uygun olma çabasındayız. Adres: Kordonboyu Mahallesi, Sahil Yolu Caddesi, No:5 Kartal, İstanbul Tel: 0 (216) 374 54 54

Advertorial

önül rahatlığıyla döner yemek, tertemiz bir mekanda ağırlanmak, hem güler yüzle hem de uygun bir bütçeyle uğurlanmak için iyi bir seçenek, Y Döner. Meşe odununda gözünüzün önünde pişerek tabağınıza düşen lavaşlar da dönere mükemmelen eşlik ediyorlar. Beylikdüzü, Kızıltoprak, Osmanbey ve Fatih’te bulunan 4 şubesi ile lezzet severlere sadece döner ürünleri sunan Y Döner, müşterisine yenilikçi yaklaşımlarıyla dü müşterisinin gönlünü fethediyor. Tüm şubelerde konukların beğenisine sunulan “Dürüm İskender”; sosuyla, tereyağıyla, yoğurduyla klasik İskender tadının dürüm hali. Şubelerdeki tadım günlerinde lezzet severlerden tam not alan Dürüm İskender, Y Döner’in evlere servis yapmadığı tek ürünü. “Dürüm İskender” poşete ambalaja girmeden en taze haliyle müşteriye sunuluyor. Dürüm İskender, İskender

nadolu mutfağının baş tacı lezzetleriyle buluşabilmek için kilometrelerce yol yapmanıza gerek yok. Çünkü Otantik, şehrin en kilit noktalarında sizlerle. Peki Otantik’te hangi yemekler var, menü ne sıklıkla değişiyor, müşteri profilinde turistler mi yoksa Türkler mi ağırlıkta? Otantik’in ikinci kuşak yöneticilerinden Seçkin Dinçkol, sorularımızı yanıtladı. ■ Bize Otantik’i anlatır mısınız? Otantik, Orta Anadolu Türk mutfağını baz alarak kurulmuş bir işletme. Otantik, ilk şubesini 1997 yılında Kadıköy Çarşı’da açtı. Ardından Kadıköy Bahariye, Mecidiyeköy Profilo, Beyoğlu İstiklal ve Bakırköy şubelerini açtı. ■ Menünüzü nasıl oluşturdunuz? Türkiye’nin hangi yörelerinden yemekler var? Otantik’in temelini oluşturan menü Orta Asya Türk mutfağından günümüz Orta Anadolusu’na taşınan öz Türk ve Türkmen yemeklerinin harmanıdır. İstiklal şubemizdeki mimarı değişimle birlikte menümüzü et çeşitliliği bakımından zenginleştirdik. Gelecek süreçle birlikte Orta Anadolu ağırlıklı olmak üzere Türkiye’nin dört bir köşesinden derleyeceğimiz çeşitli lezzetlerle menümüz daha da zengin bir içeriğe kavuşmuş olacak. ■ Menüde ne sıklıkta değişiklik yapıyorsunuz? Hangi yemeklerin menüye gireceğine nasıl karar veriyorsunuz? Menümüz ortalama 6 veya 12 aylık periodlarla revize ediliyor. Menüden çıkarılması gereken ürünler, bu periodların sonunda yapılan kar zarar analizlerine göre değerlendiriliyor. Menümüze girebilecek ürünleri belirlemek asıl bizi zorlayan nokta, çünkü her yeni ürün işletmemizin genel resmine uymak zorunda. ■ Otantik Anadolu yemeklerine uygun yeni ürünlere ulaşmamızın kuşkusuz en iyi yolla-


Project1

Lezzet peşinde

12/27/13

10:33 AM

Page 1

3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

Türkiye’nin ilk ve tek elit yeme-içme kulübü

K

aliteli yeme-içme mekanlarında, özel hizmet ve indirimler eşliğinde; Türk ve Dünya lezzetleri turuna hazırmısınız ? 5 şehirde anlaşmalı olduğu 600’den fazla restoran,cafe ve barda yüzde50’ye varan indirimler sunan ve size yepyeni lezzet rotaları öneren GastroClub’la artık şehrin en popüler mekanlarında bir tanıdığınız var! Hep aynı restoran ve barlara gitmekten sıkıldınız mı? Bir kutlamanız olduğunda gidecek yeni bir mekan düşünmek sizi zorlamaya mı başladı? Artık size yepyeni lezzet rotaları öneren GastroClub’la şehrin en popüler mekanlarında bir tanıdığınız var! Türkiye’nin ilk ve tek elit yeme-içme kulübü GastroClub’a hemen üye olun, GastroClub’ın 5 şehirde anlaşmalı olduğu 600’den fazla restoran,cafe ve barda yüzde50’ye varan indirimlerin, rezervasyon önceliği ve ikramlar gibi size özel ayrıcalıkların ve yeni bir mekan keşfetmenin tadını hemen çıkarmaya başlayın! GASTROCLUB MOBİL UYGULAMASI EYLÜL AYINDA YAYINDA gastroclub.com.tr ‘den GastroClub’ın lezzetli dünyasına katıldıktan sonra İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Bodrum ve Çeşme’de GastroClub’ın anlaşmalı olduğu mekanları hemen keş-

fe başlayın! Şehrin en seçkin restoran, cafe ve barlarında %10 - 50 arasında değişen indirim avantajlarından faydalanın. Ziyaret ettiğiniz restoranlarda ister kartınızı gösterin ister akıllı telefonunuza yüklü olan GastroClub mobil uygulamasından anlık olarak Mobil Kartınızı üretin. Ücretsiz indirebileceğiniz IOS ve Android mobil uygulama sayesinde bulunduğunuz yere en yakın GastroMekanları da hızlıca bulabilir, restoran hakkında bilgi alabilir, seçtiğiniz mekanlardaki GastroClub ayrıcalıklarını hemen öğrenebilirsiniz. Üye ol-

duğunuz takdirde GastroClub avantajlarından beraber yemek yediğiniz tüm arkadaşlarınız faydalanabilir, indirim toplam hesap üzerinden yapılır ve kartınızı yıl boyunca sınırsız olarak kullanabilirsiniz! Aralarında Lacivert,Frankie, Aheste, Cochine,Bloom, Chilai, Banyan,Vapiano, Feriye lokantası, Ky-

donia, Pera Thai ,Taps, Tektekçi, Liman Lokantası, La Mancha, Pizzeria Trio ,Burger House, Bej, Çubuklu Hayal Kahvesi, Venge, Den Cafe, Harvard Cafe, Köşebaşı ve Zarifi gibi şehrin en şık ve lezzetli mekanlarının bulunduğu GastroClub dünyasına giriş yapmak için hemen gastroclub.com.tr ye tıklayarak üye olabilirsiniz. Bodrum’da Bej Beach Club, Liman Köftecisi, Trança, Yalıkavak İskele Balıkçısı, Sapore, Marina Yatch Club’daki Roof Marine, Club Restaurant, Aynalıkavak Restoran; Çeşme’de İstakozcu Canbaba, Dost Pide, Tektekçi,Meyhane Şerefe, Mona, İmren Restoran, Yaya, Picante, Eflatun ve Hayal Kahvesi Bistro gibi mekanlarda da yaz tatillerinizde GastroClub avantajlarından faydalanabilirsiniz!

DONDURMANIN İYİSİNİ VE SAĞLIKLISINI NASIL ANLARIZ? Gıda mühendisleri dondurmanın aslında yoğurt, süt ve peynir kadar besleyici olduğunu belirtiyor. Çocukların kemik gelişimi, yetişkinlerin günlük kalori ihtiyacını karşılamak için dondurmanın sadece yaz dönemi değil, yılın 12 ayı tüketilmesi gerektiğini belirtili-

yor. Aslında günde bir top dondurma, günlük enerji alımınızı dengelediğinizde şişmanlatmıyor! Hatta Hollanda'da yapılan bir araştırmaya göre dondurma "iyi hissetmenin" bir kaynağı olarak gösterilmiş. Bu araştırmaya göre insanların yüzlerinde dondurma yerken %86 oranında bir gül-

ümsemeye ulaşıldığı görülmüş : ) Ama hakiki katkısız dondurmayı nasıl anlarız, nereden buluruz? Bir kere marketlerde satılan endüstriyel dondurmaların hepsini unutunuz! Aşırı yağ ve şeker içerdikleri için aslında hiç de sağlıklı değiller. Referans olarak, Magnum Classic’in 100

gramında 370 kalori varken, saf nar, portakal, limon, mandarin, elma, armut, muz, ananas, armut, kiraz, fındık içi, badem, ceviz, kivi, böğürtlen veya keçiboynuzu (harnup) karışımıyla yapılan hakiki katkısız dondurmanın 100 gramında yaklasık 90-150 kalori vardır.

RESTAURANT, CAFE VE OTELLER İÇİN!

DİGİTAL TABLET MENÜ

H

em restorant hemde müşteriler için akıllı sipariş sistemini pazara sunan Koala Mobil Yazılım Ajans’tan bir ilk daha. Gelişen akıllı cihazlar bireysel kullanıcıların eğlence ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, iş dünyasında da verimliliğin artırılması noktasında da önemli faydalar sağlıyor. Zira artık birçok sektörde yenilikçi projelerin merkezini akıllı cihazların getirdiği imkanlar ve kolaylıklar oluşturuyor. 2013 yılında gazeteci Tuncay Tapar ve Erdal Özbek tarafından kurulan Koala Medya Digital Reklam Ajansı ülkemizde restoranlara ihtiyaçları doğrultusunda akıllı cihazlarla dijital çözümler sunan farklı girişimlerden. Nitekim restoranların sipariş ve rezervasyon sisteminin akıllı cihazlarla yönetilmesini amaçlayan Menulux uygulaması sektörün bu konudaki ihtiyaçlarını gidereceğe benziyor. Girişimin kurucularından Tuncay Tapar’dan aldığımız bilgiye göre yaklaşık bir yıllık ürün geliştirme ve pazar araştırması sürecinden geçen Menulux’ün bir restoranın tüm ihtiyaçlarını ilave çözümlere gereksinim duymadan karşılayabilmesini hedeflediyor. Bu ihtiyaçların neler olduğuna değinecek olursak, Menulux, işletmelerin restoran içi sipariş yönetimi, internetten sipariş, rezervasyon, akıllı muhasebe, promosyon ve reklam işlevlerini gerçekleştirebilmesine yardımcı oluyor. AKILLI TELEFON VE TABLETLERLE YEMEK SİPARİŞİ Tablet, el termanli ve yazıcıdan oluşan bir merkezin oluşturulduğu sistemde, kullanıcılara kendi akıllı cihazlarından sipariş verebilmeleri için dijital menü sunarken, restoranların bütün sipariş ve rezervasyon sürecini tek bir yerden yönetebilmesine imkan tanınıyor. 4-7 Eylül tarihleri arasında WORLFOOD İstanbul Fuarında, TÜRKİYE LEZZET HAREKETİ standında tanıtımı yapılacaktır. Detaylı bilgi: www.mobilyazilimajans.com www.menulux.com

Tolga ATALAY tolgaatalay@lezzetgazetesi.com

TAPULOJİ, Yemeğin Tapusu

Ü

lkemin Lezzet Dostlarına ve Lezzet Profesyonellerine ve Lezzetli ürünleri hazırlayan ve sunan insanlarına, yine bu konularda bazı bilgi ve düşüncelerimi aktarmak amacıyla kaleme sarıldım, yani bilgisayarımın başına geçtim. Lütfen sizlere yazdığım bu ilk satırlarda en derin ve samimi duygular ile kendimi ifade etmeye çalıştığıma inanın. Türkçe kalitemin en üst seviyede olmadığına, fakat en azından kendi kalemim ile sizlerle paylaşımlarda bulunacak özgüvende olduğumdan, ileride de hep kendi kalemimden paylaşımlarda bulunacağım. 1971 yılında Amasya’da doğdum. 1973 yılında İstanbul’a taşındım. Annem Kıbrıslı babam ise Malatyalı, aslında babam Malatyalı mı? Antep li mi? Tartışılır çünkü 30 yıl Antep’de yaşamış. Ben 11 yaşım da İsviçre’nin Lozan şehrine gittim, ortaokul, lise ve Yüksek öğrenimlerimi orada tamamladım. 2 yıl ABD Miami’de çalıştım. Lozan Otelcilik mutfak bölümü ve Glion otelcilik Yeme içme bölümlerini bitirdim. Lozan Otelcilik’te okul velim Ueli Prager’dı. İsviçre’nin en yaratıcı Turizmcilerinden biriydi, Allah rahmet eylesin. Prager aynı zamanda Movenpick markasının yaratıcısı ve sahibiydi. 1994 yılında Türkiye’ye döndüm. Tam 20 yıldır mutfaklardayım. 150’nin üzerinde hotel, beach club, cafe, bistro ve restaurant kurulumunda yer aldım. İşim aslında konsept danışmanlığı fakat uzman şef olmam hep insanlarda sadece mutfağı simgeliyor. Aslında konsept danışmanlığı bir bölge veya mekanın swot analizi, risk analizi, mimari ve konseptsel ilkeleri, menü mühendisliği, tasarımsal ve kurumsal bütünlük, pazarlama planı, insan kaynağı, eğitim ve daha bir sürü diğer başlıkları içeriyor fakat benim o dominant şef imajım sadece menü ve reçeteleri akılda bırakıyor. Ayrıca her zaman bir şey yaratmak değil bazen de yaratılan bir şeyi güncellemek işimin bir parçası, aslında o daha keyifli. 40 yıllık bir markayı çağımıza uyarlmak. Neyse bu kadar reklam yeter. Lezzet Markaları Derneği Kurucu Üyesi ve Y.K.Başkan Yardımcısıyım. W İstanbul’un Uzman şefliğini yaptım, Mc Donald’s Türkiye’nin Uzman Şefiyim. Kurucularından olduğum; Türkiye LEZZET HAREKETİ içinde “ Ortadoğu’da 1001 Türk mekanı projesini “ hazırlıyor ve geliştiriyorum. Hareketimizin hazırladığı Senpazyumlarda bu konulara açıklık getirecek bilgilendirmeler yapacağım. Bu arada 2 televizyon programım oldu ve 2 kitap yazdım. Biri çok kısa Cafe Palas isminde kurduğum bir mekanın kitabı. Sadece baharat hariç 4 malzemeden oluşan ürünler. Cafe Palas’ı kadınlar gününde açmıştık. Bu kitapta açılıştan 1 yıl sonrasında yine Kadınlar gününde çıkarıldı. Ayrıca bir de Tapuoloji diye yeni bir kitabım oldu. Bu kitapta 5 yıl önce daha Alaçatı yeni yeni keşfedildiği dönemlerde hazırladığım bir mekan, türünün ilki ve çok farklı bir füzyon, Ege, Türk ve gündelik Avrupa mutfağı füzyonu diyebiliriz. Füzyonu başka bir yazımda sizlerle paylaşacağım. Neyse kitabın ismi Tapuoloji yani Tapu bilimi.... Bu kitapta ki fotoğrafları Eşim ve sevgilim Beyza çekti yani %75’ni, kalanını ise fotograf sanatçısı İlker Koç. Tapuoloji ismi biraz tıbbı anımsatıyor, hatta D&R ın Cevahir şubesinde kitabımı büyük bir heyecan ile yemek kitapları bölümünde ararken bulamadım. Çıldırdım nasıl Türkiye’nin kitap devinde benim kitabım olmaz diye. Kırmızı tişortlu entelektüel bakışlı bir genç arkadaş geldi ve bir şeymi arıyorsunuz dedi. Evet dedim. Kitap arıyorum. Bana yardımcı oldu ve kitabın o kitapevinde olduğunu öğrendim fakat isminden dolayı hobi kısmındaydı. Allahtan tıbbi kitapların arasına karışmamıştı. Hemen düzelttik, tüm D&R larda aynı gün kitap yemek kitapları bölümüne kaydırıldı. Şu an 3. Kitabımı eşimle yazıyorum. O başrol’de, ben co pilotum. Bebek maması deyip geçmeyin!!! Bu kitabı inşallah ekim sonu tamamlamış olacağız, zaten içeriği isminde saklı!!! Bir de 3. TV Yemek programımın çabasını harcıyorum. Yemek barakası!!! Sizlerle hayallerimi, idollerimi, reçetelerimi, favori ve olmayan mekanlarımı ve yeme içme ile ilgili her şeyi paylaşacağım. Bu gazete ve sevgili Başkanım M.Vasfi Pakman sayesinde, makaleler yazma şerefini de kazandım. Bu yılın en büyük başarılarından biri benim için. Artık bir şekilde beraberiz. Kanka olucaz, aynı duyguları paylaşacağız veya sorgulayacağız.


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA

Lezzet zevki

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

EŞRAF, TÜRK VE OSMANLI YEMEKLERİ İLE GELENEKSEL LEZZETLERİMİZİ TAÇLANDIRDI

1942'DE İSTİKLAL CADDESİNİN ÜNLÜ EŞRAF LOKANTASI

72 YIL SONRA FLORYA'DA YENİDEN HAYAT BULDU

“Biz ne Lezzetsever milletmişiz, biz tadın tuzun, emeğin sanatın, kaliteli ürün ve hizmetin nasıl da farkına varırmışız”

K

ısacası biz millet olarak, Osmanlıdan gelen "Lezzet Duygularımızı" hala kaybetmemişiz, ne mutlu. Hizmete gireli henüz 6 ay olmasına rağmen, adı lezzetsever insanlarımızın ağzından düşmeyen bu mekanı, açılmadan önce ilk keşfedenlerden biriyim. Hatta kendisi de iyi bir lezzetsever olan yatırımcı sevgili Metin Uçar kardeşime bazı fikirler vermiş, birlikte lezzet testleri yapmıştık. Mekanın görkemli açılış haberi de yine gazetemizde yayınlanmıştı. Ramazanda bu mekan doldu, boşaldı. İftar'da yer bulanlar kendilerini şanslı ilan etti. Restaurant Manageri Özkan Demirel, Çırağan Sarayı Tuğra Restaurant'tan, Mutfak Şefi Ahmet Özer ( 1942'de Eşraf Lokantasını tarihe mal eden rahmetli Mustafa Usta'nın oğlu ) memleketini, kendi işini bıraktı geldi. Bu üçlünün müthiş bir performans sergilediğini ben yazmayacağım. Sadece sosyal paylaşım sitelerinde, Eşraf'ta yemek yiyenlerin yazdığı yorumları sizlere aktaracağım. ● Unutulan tatlarımızı yeniden hatırlatan bu mekan, otantik görüntüsü ile hayli ilgi çekici ve şık. Sahip ve yöneticilerini tebrik ederim, yemekler çok leziz. Yemek-

ler kuzinada meşe odunu ateşinde, kemik suyu ile yapılıyor. Hünkar beğendi ve sütlaça bayıldım. Yok böyle bir şey. ● Eşim ve çocuklarımla gitti. Yemeler çok güzel, özellikle zeytinyağlılar harika. Kompostoyu mutlaka tadın, ızgara etler de çok nefis. Ancak Osmanlı yemekleri mutlaka tercih edilmeli. Mekan çok nezih, sakin ve saray dekoru çok dinlendirici. ● Süper bir ortam ve harika yemekler, biz rama-

zan'da gittik. Özel ve muhteşem bir proğram hazırlamışlar, geleneksel lezzetlerimizle komedi sanatımızı birleştirmişler. Her ikiside tiryakilik yapacak kadar güzeldi. ● Gerçek Osmanlı mutfağını tatma ve tanıma fırsatı yarattıkları için işletmeye teşekkür ederiz. Yemekler inanılmaz lezzetli idi, atalarımızın ne zengin, ne lezzetli bir mutfağı varmış. Herşey dört

dörtlüktü, mükemmeldi herkese tavsiye ediyoruz. ● Tek kelimeyle tüm yemeklerin ve tatlıların lezzeti harika, mönü doyurucu, bir de " Manda Tereyağını " ilk defa Eşraf'ta tattım, Nefissss ● İsminin hakkını vermiş, yeni açılan bir yer olmasına rağmen hiçbir detay ihmal edilmiyor, mekan çok güzel, yemekleri bol ve lezzetli.

● Osmanlı estetiği, gustusu çok güzel yansıtılmış, nostalji, kalite, lezzet, bol çeşit ve dinlendirici bir ortam. ● İftar için, misafirlerimle Eşraf'a gittim. Böyle şık ve kaliteli bir mekanda, bu fiyata bu lezzet ve hizmet, rüya gibiydi. "Herhalde ramazanın bereketi bu." dedim. Sütlü kadayıf tatlısı pek nefisti tavsiye ederim. ● Mükemmel mutfağı ve huzur veren dekoru ile muhteşem bir mekan, Allah devamını ve şubelerini nasip etsin. ● Yemekler inanılmaz, Osmanlı bu işi gerçekten iyi biliyormuş. Eşraf; Osmanlı yemeklerinde yeni Fenomen. Baklava ve sütlü tatlıları da harika. ● Osmanlı ve Türk Mutfağının hakkını vermişler. Et Yemeklerini ve Zeytinyağlıları çok beğendim. Lezzetler harika, servis üst düzey ( Odun ateşi ve doğal malzemelerin bu neticede payı olsa gerek) Ekmekten, tatlılara herşeyin kendileri tarafından yapılması da cabası. Emeği geçen herkese, tüm personele teşekkür ederim. Tüm İstanbullulara ve Turistlere özellikle tavsiye ederim. Daha çok yorum var, GURME REHBERİ'nin Ön sözü ile kapatalım. " EŞRAF 1942, Bakırköy Florya'da bizim mutfağımızın geleneksel lezzetlerinin, büyük bir ustalık ve zerafetle sunulduğu özel bir mekandır. "

Et’in jönü Gürkan Şef’ten bir ilk daha “kuzu germe” D

Farklı Kahve Lezzetleri arayanlara

Coffee Sapiens Karaköy’de açıldı

C

offee Sapiens’te dünyanın en özel kahveleri taze kavrulup, özel yöntemlerle demlenerek beğeninize sunuluyor. “Coffee Sapiens olarak bizler, adımızdan da belli olduğu üzere kahvesiz bir dünya düşünemiyor; kahvenin insanları ve kıtaları birbirine bağlayan bir kültür olduğuna inanıyoruz. Bu kültürü diğer Homo Sapiens’lerle paylaşma arzumuz da buradan geliyor” İstanbul gastronomisinin yeni gözdesi Karaköy’de açılan Coffee Sapiens, kahve severlere kahve zevkini değişik şekillerde tadabilecekleri bir ortam sağlıyor. Coffee Sapiens, taze kavrulan kahvelerin baş döndürücü kokuları arasında sadece espresso bazlı içecekleri değil, “third way” yani üçüncü nesil olarak adlandırılan özel demleme çeşitlerini de kahve severlerin beğenisine sunuyor.Mekanda kahveyi en doğal haliyle demleyen ve aromaları en kusursuz şekilde ortaya çıkaran Hario Drip, Aero Press, Hario Siphon ve Belgian Royal Coffee Maker gibi third way yöntemlerinin yanı sıra kahvenin en yoğun halini sunan Cold Brew yani soğuk demleme yöntemi ile ortalama 8-12 saatte damıtılarak hazırlanan kahveler de sunuluyor.Ethiopia Sidamo, Guatemala Antigua, Cos-

ta Rica/Tarazzu, Mocca Ismaili, Kenya AA gibi yüzde yüz Arabica kahvelerin yanı sıra dünyanın en iyi kahvelerinden biri olarak kabul görmüş Jamaica Blue Mountain’ı deneyebileceğiniz mekanın diğer iddialı kahveleri de bizzat Coffee Sapiens’in kurucu ortaklarından Burak Göğüş tarafından harmanlanıyor. Her bir kahve türüne uygun tat profilini yakalamak için kahve çekirdeklerini 1 kiloluk kavurma makinalarında kavuran Göğüş aldığı eğitimlerden sonra uzunca bir süre en iyi kavurma seviyelerini bulmak için çok çalışmış ve yeni harmanlar oluşturmuş. Blend Mutation, Blend Evolution ve Blend DNA adlarıyla sunulan bu özel kahve harmanları mekanda paket olarak da satılıyor.Yıllardır

İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında çalışan diğer kurucu ortak Mirhan Köroğlu Göğüş yarattıkları markanın farklı anlamlar da taşıdığını ifade ediyor: “Kahve çoğunlukla dünyanın az gelişmiş, sürdürülebilir tarım ve su kaynakları konusunda problemli bölgelerinde yetişiyor. Bu nedenle marka olarak ileride sürdürülebilir tarım ve yerel halkın sosyal koşullarının iyileştirilmesi konusunda da çalışmalara dahil olmayı arzuluyoruz. İlk adımımızı Rainforest Alliance ile işbirliği görüşmelerini başlatarak attık.”Haftanın her günü sabah 09.00 akşam 23.00 saatleri arasında açık olan ve take away servisi de sunan Coffee Sapiens’in menüsü kışın sıcak, yazın da soğuk kahvelere odaklanıyor. Sürekli yenilenen alkolsüz kahve kokteylleri de mekanın denenmesi gereken tatlarından.

ünya standartlarında hizmet anlayışıyla yola çıkan Gürkan Şef, İstanbul’u kasıp kavuran ‘steak’ fırtınasında esmeye devam ediyor. Gürkan Şef, Eylül ayından itibaren menüsüne kuzu eti sevenler için yeni ürünü “ Kuzu Germe “ yi ekliyor. Şu anda hiç bir Steak House’da bulunmayan Kuzu Germe’yi müşterilerine sunmaya hazırlanan Gürkan Şef, bu alanda bir ilke imza atıyor. Lezzetleriyle fark yaratan Gürkan Şef, hiçbir ette bulamayacağınız Kuzu Germe’nin sırrını gazetemizle paylaştı: ET’in ülkemizdeki en yakışıklı jön’ü ( Maaşallah diyelim ) Gürkan Şef, Gazetemiz yayın yönetmeni M.Vasfi PAKMAN’a yedirdiği “ Kuzu Germe “ nin tarifini yüksek ısara dayanamayıp açıkladı. Bizde sıcağı sıcağına okurlarımızla paylaşıyoruz. Yazması bizden, Denemesi sizden.” Bakın kiseye söylemiyeceksiniz haa “ diyerek başladı anlatmaya. “ Önce 7 ile 12 kg arasında kıvırcık kuzular bulunmalıdır, özellikle de Balıkesir ve Edirne’den olması tercih edilir. Meşe ve kiraz ağacı odunuyla pişirilen bu kuzu etleri, 8 saatlik bir pişirme sürecinden sonra 2 saat boyunca da dinlendirilmelidir. Sonrasında ise özel olarak tarafımdan yapılan bir karışım ile ama bunu söylemem daha da lezzetli hale geti-

rilir.” Gürkan Şef, kendi geliştirdiği benzersiz et işleme ve pişirme teknikleri yanında, müşterileri ile kurduğu samimi ve sıcak yakınlık sayesinde, İstanbul’da et denince akla ilk gelen adres olma özelliğini taşıyor. Gürkan Şef’in özel ekibiyle hazırlanan etin lezzeti bizim damağımızda kaldı, sizinde kalacak. Gürkan Topçu tarafından hazırlanan zengin içerikli özgün menüde bakınız neler var; Gürkan Şef Şato, Gürkan Şef Vals, Gürkan Şef Kobe, Gürkan Topçu’ nun kendi has spesiyal olan Şehvet Tatlısı ve bunun gibi birbirinden özel lezzetler bulunmakta. Nişantaşı Vali konağı Caddesinin sonundaki Mekan, haf-

tanın her günü 10:00‘dan gece 00:00’e kadar misafirlerini başarıyla ağırlıyor. Et severler için, geriye kalan tek şey Et’in Jönü Gürkan Topçu ve özenle kurduğu ekibi tarafından en güzel şekilde ağırlamnmak, bununda yolu ise GÜRKAN ŞEF STEAKHOUSE’ a misafir olmak...


Lezzet zevki

Y

ine Dünyada önemli bir yeri olan Digital Restaurant Rehberi ZOMATO Türkiye'de ise, GLORIA JEANS COFFEES Zorlu Center Şubesine giden bir kişi yaşadığı deneyimi şöyle aktarmış. " Bu AVM'de eşimle mola vermek için, bu cafe'ye gittik. Boş masa bulmak için yaklaşık on dakika bekledik. Ben sadece filtre cafe içecektim ama, eşimin masaya getirdiği cevizli browni'yi görünce dayanamadım, ucundan tadayım dedim. Beklemediğim ölçüde lezzetli idi, tatlı keyfimize filtre cafeler eşlik etti. Kahve yanı tatlı kampanyası varmış, yararlandık. Bu tarz yerlerde veya alışverişte yorulanlar için Gloria Jeans Cafe'lerin hizmet kalitesi ve ambiyansı ile iyi bir dinlenme noktası olduğunu düşünüyorum. İnternette, Ülkemizden ve başka ülkelerden tüketicilerin her dilde övgü ile bahsettiği GLORİA JEANS COFFEE'nin Haziran 2012 de yeni MASTER FRANCHİSE anlaşmasını imzalayan, DNC Group kuruluşlarından DNC Gıda Sanayii AŞ.nin Konusunda deneyimli ve başarılı Genel Müdürü Emrah Bilgin ile Cennet Mahallesindeki Merkez Şubesinde görüştük. Nefis sıcak ve soğuk cafe çeşitlerinden tatdık. DNC Group Gastronomi sektöründe deneyimli , Hacı Sayid Restaurant & Patisserie mağazaları sahibi, DNC Group Y.K.Başkanı Burhan Dinçerler ve Y.K.Üyesi oğlu Mehmet Dinçerler tarafından yönetiliyor. Cafe'ler ise bu konunun uzmanı olan Emrah Bilgin'e emanet edilmiş. O da geçmiş yıllardaki tecrübeleri ve çevresi ile 2 sene gibi kısa bir sürede 9 Şehirde, 27 mağaza açarak tartışılmaz bir performans sergilemiş. Milliyet LEZZET GAZETESİ'ne yaptığı açıklamaları siz değerli okurlarımızla paylaşıyor, " Gloria Jeans Lezzetlerini deneyin, pişman olayacaksınız " diyoruz. İşte Emrah Bilgin'den aldığımız bilgiler: "Prensiplerle gelişmiş, lezzet ve kaliteden taviz vermeyen, insan huzur ve rahatını önplana çıkaran, dünya çapındaki özel bir tarz'ın Türkiyedeki temsilcileriyiz. Türkiye'ye ilk giren 1999 2011 yılları arasında yaşadığı deneyimlerden dersini alan, yapılanmasını yenileyerek, personelini eğiterek, müşteri memnuniyetine odaklı bir çalışma içindeyiz. Vizyonumuz; Dünyanın en sevilen ve saygı duyulan kahve şirketi olmak. Misyonumuz; En kaliteli kahveyi her zaman canlı bir atmosferde, üstün ve özgün servis anlayışıyla bütünleştirerek eşsiz bir aile ortamında sunmaktır. Değerlerimiz; Dürüstlük ve güvene dayalı ortaklıklar,

3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA

Türkiyede, DNC Gıda Sanayii ile Yeniden Yapılandı 46 Ülkede, 1200 den fazla şube ile hizmet vermekte olan “ GLORIA JEANS “Cafe’lerini, Dijital Ansiklopedi VİKİPEDİ; “ Dünyanın en büyük perakende kahve satıcılarından biridir. 1979 da Şikago’da küçük bir Cafe ve Hediyelik eşya dükkanı olarak ticari yaşamına başlamıştır. “ diye anlatıyor

an’s Coffees’i sattı. 2005 yılında Avusturalya'dan Nabi & Angela Saleh ve Peter & Sue Irvine Gloria Jean’s Coffees International marka haklarını ABD’den satın aldı. ABD kendi içerisinde özerk olarak kaldı. 2009 yılında Nabi & Angela Saleh ve Peter & Sue Irvine GJCs ABD’den ülke içindeki marka haklarını da satın alarak tüm markanın Dünya üzerinde ki sahibi oldu. Kuruluşun Türkiye macerası, 1999 Aralık'ta Reysaş Uluslararası Gıda İşletmeciği ve Turizm A.Ş. nin Gloria Jean’s Coffees Amerika ile anlaşma imzalayarak Türkiye’nin ilk Master Franchise Ortağı olması ile başladı. İlk mağaza İstanbul Mydonose Showland’de açıldı.. MEVCUT LOKASYONLARIMIZ İstanbul ; Zorlu Center, Ümraniye Meydan İst AVM, Vialand Tema Park AVM, The Mall Of İstanbul, Bahçeşehir Prestige Mall, Kavacık Acar Plaza, Osmanbey, Taksim Avantgarde Hotel, Beylikdüzü Beycity, Beylikdüzü Migros AVM, Cennet Mah, Acıbadem, Istwest, Pendik Marina Diğer İller; Ankara Cepa AVM, Ankara 3. Cadde, Bursa FSM Bulvarı, Bursa Park Plaza, Bursa Görükle, Adana Ziyapaşa, Adana Uğur Mumcu Bulvarı, Samsun Atakum, Konya Kent Plaza AVM, Antalya Havalimanı, Diyarbakır Ofis, Diyarbakır Yenişehir, Erzurum Yakutiye

Mükemmeliyetçiliğe ve yeniliklere bağlılık, Tutku ve keyif kültürü, İnsanlara, değişen ve gelişen yaşamlara inanç duymaktır. Gloria Jean’s Coffees 1979'da Şikago'da, Bayan Gloria Jean Kvetko tarafından kuruldu… Birkaç yıl içinde mağaza sayısını 11 yaptı ve 1986’de franchise vermeye başladı. 1993’de Gloria Je-

HEDEFLERİMİZ Türkiye’ye ilk giren Gourmet Kahve Markası olan ve pazarın gelişimine yön vererek önemli bir misyon yüklenen Gloria Jean’s Coffees, 1999- 2011 yılları arasında uygulamış olduğu fiyat politikasından uzaklaştırılarak rekabetçi bir konuma getirilmiş ve rakipleri ile eşdeğer düzeye çekilmiştir. Dünya’da take - away servis olarak hizmet veren GJCs ler, Türkiye’de hem take - away servis hem de masa servisi olarak hizmet vermektedir. Avustralya’da başlanan konsept değişimine Türkiye operasyonunda da uyularak yeni tasarımla hizmet verilmeye başlanmıştır. Yeni dönemde yeni yatırımcılarla sub-franchise sistemiyle büyümeye devam edecektir. "


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA

Lezzet & Gastronomi

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

Exec. Chef CUMA AYKUT

Sağlıklı geleceğin sigortası; CİTYFARM Ürünleri

Eğitim, Deneyim ve Başarı,

Üretiminde kimyasal kullanılmayan, doğal, ambalajlı ve sertifikalı ORGANİK ÜRÜN tüketmek, dünyada yeni bir yaşam tarzı yarattı

M

O

rganik, Ekolojik, Biolojik, Doğak gibi kavramların halkımızın sağlığı, yeni bir beslenme şekli ve yaşam tarzı olduğu konularda en bilgili kişi olarak tanıdığımız Ayhan Sürmeli ile Gn.Yayın Yön. M.Vasfi Pakman görüştü. Kendisine: Bu örnek yatırımınızın bu günkü boyutları nedir? CİYT FARM Ürünlerinin özellikleri ve tercih edilme nedenleri nedir ? ve Organik Ürün nasıl anlaşılır ? Örgütünüz bu konuda neler yapar ? sorularını yöneltti. CİTY FARM MAĞAZALARI HAKKINDA… City Farm’ın kendisine ait 10 mağazası vardır. Mağazaların 7 si İstinyepark, Nişantası, Yeşilyurt, Anadolu Hisarı, Bağdat caddesi, Ataşehir, Göktürk’te olmak üzere İstanbul’da konumlanmıştır. Diğer 3 mağaza ise İzmir, Ankara ve Bodrumda bulunmaktadır. Telefon ve İnternet siparişleri özel araçlarımızla ev ve işyerlerine ulaştırılır. Mağaza sayısını arttırmak öncelikli he-

deflerimiz arasındadır. CİTY FARM ÜRÜNLERİ HAKKINDA City Farm, geniş bir ürün yelpazesine sahiptir ve ürünlerinin tamamı organiktir. Mutfakta gerekli ve temel olan tüm gıdalar ile beraber çeşitli kozmetik ve temizlik malzemeleri ürün çeşitleri arasındadır. City Farm markalı ürünler kendi mağazaları haricinde süpermarket ve gurme butiklerde de satılmaktadır. Ürünler, uluslararası sertifikasyon kuruluşu IMO (Institute for Marketecology) ve T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından denetlenmektedir.

ORGANİK ÜRÜNLER NEDEN TERCİH EDİLMELİDİR? Organik ürünleri tüketmek bir yaşam stilidir ve organik ürünleri tüketmek geleceğin sigortasıdır. Organik ürünler, 5262 sayılı Organik Tarım Kanununa tabidir. Organik ürünlerde yapay ve sentetik maddelerin ayrıca kimyasalların kullanılması yasaktır. ORGANİK OLAN ÜRÜNÜ NASIL ANLARIZ Organik ürün iddiası ve ispatını birlikte taşıyan üründür.

ORYA ORGANİK YAŞAM A.Ş. ve ORGÜDER Yön. Kur. Başk.Ayhan Sümerli kimdir? Elazığ’da doğdu, Avusturya Lisesinde, Robert Kolejinde eğitim aldı. Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Unilever’de, Pendik Nişasta’da, Esas Holding’de çalıştı. Orya Organik Yaşam A.Ş’ nin hisselerini satın aldı. Halen bu şirketin Genel Müdürü olan Ayhan Sümerli Orgüder (Organik Gıda Üreticileri Derneği) Başkanı ve TGDF (Türkiye Gıda ve İçecek Üreticileri Federasyonu)’nun Yönetim Kurulu Asil üyesidir.

Şöyle ki tarlalarında senelerce ilaç kullanmayan kişiler benim ürünüm organik diyebilir. Söyledikleri doğru olabilir ancak bu sadece iddiadır. Organik üründe ise bu iddia bir de ispat ile desteklenir. İspat olarak kastedilen, ürünlerin sertifikasıdır. Bir ürünün organik olabilmesi için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yetkilendirilmiş kontrol sertifkasyon kuruluşlarından onaylı sertifikasının olması gerekmektedir. Ürünlerin, diğer ürünlerden ayrılabilmesi için paketli olması, etiketinde Bakanlığın ve ürüne sertifika veren sertifikasyon kuruluşunun bilgileri bulunmalıdır. ORGÜDER HAKKINDA.. Orgüder üyelerinin sayısı 35’e ulaşmıştır. Bu dernek, Türkiye’de Organik tarım ve organik ürün sanayinin gelişmesine katkıda bulunmak, organik ürün üreticilerine yön vermek, organik pazarın büyümesine yardımcı olmak ve sektörün tüm paydaşlarının çıkarlarını korumak amacıyla kurulmuştur.

Diyabeti Durduracak Yaşam Önerileri

ARÇELİK&BEKO BUZDOLAPLARINDA

İ

lk çalışmalarına 2011 yılında başlanan ‘Diyabeti Durduralım’ projesinde bir adım daha atıldı. Türkiye Diyabet Vakfı diyabeti durdurmak için sağlıklı yaşam reçetesini açıkladı. Sağlıklı yaşam reçetesi ilk olarak ‘Sağlıklı Yaşam Buzdolabı Magneti’ projesi sayesinde Arçelik ve Beko buzdolaplarıyla 10 milyon kişiye ulaşacak. Proje ile sağlıklı beslenme alışkanlığı konusunda farkındalık ve bilinç oluşturulması hedefleniyor. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Türkiye Diyabet Vakfı’nın koordinatörlüğünde ve Dörtok Bersay Sağlık ve İyi Yaşam İletişimi’nin desteğiyle 3 yıldır yürütülen Diyabeti Durduralım Projesi’nde yeni bir aşamaya gelindi. Türkiye Diyabet Vakfı’nın açıkladığı ‘sağlıklı yaşam reçetesi’ ilk olarak Arçelik ve Beko buzdolaplarına ‘Sağlıklı Yaşam Buzdolabı Magneti’ projesiyle taşınıyor. 10 MİLYON KİŞİDE BESLENME BİLİNCİ OLUŞACAK Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘çağın salgın hastalığı’ olarak nitelendirdiği diyabete karşı önemli bir adım olan ‘Sağlıklı Yaşam Buzdolabı Magneti’ projesi, Arçelik ve Beko işbirliğiyle ailelere ulaşmayı hedefliyor. Arçelik ve Beko markalı buzdolaplarının üzerinde yer alacak ‘Sağlıklı Yaşam Buzdolabı Magnet’leri ile 10 milyon kişiye ulaşılması amaçlanıyor. Diyabeti durduracak sağlıklı beslenme alışkanlıkları hakkında farkındalık ve bilinç oluşturması hedeflenen Sağlıklı Yaşam Buzdolabı Magnet’lerinin Arçelik ve Beko servisleri ve bayileri üzerinden de dağıtımı yapılacak. Magnetlerin dağıtımına Temmuz 2014’te başlanıyor.

onun vazgeçilmezleri illiyet LEZZET’in bu ayın konuk Chefi Cuma Aykut, ünlü tatil beldesi BODRUM / Gündoğan’ın incisi COSTA FARİLYA HOTEL’de mesleğini sürdürmekte. Kahramanmaraş Nurhak Lisesinden 1996 yılında mezun alan Cuma Aykut, daha lisedeyken başladığı aşçılığını Antalya, Marmaris, Kocaeli, Bodrum gibi yerlerin resort & business hotellerinde sürdürdü. Mesleki eğitim ve deneyimlerini, katıldığı Aşçılık, Muhasebe, Personel yönetimi ve Bilgisayar kurs, seminer, yarışma ve konferanslarla geliştirdi. Yöneticileri, kadrosu, tedarikçileri ve hizmet verdiği misafirleriyle daima iyi ilişkiler içinde oldu, güleryüzlü, konuşkan ve sempatik yapısıyla sevildi. Mesleki ve sosyal başarılarına eğitimciliği de ekleyen Exec.Chef Cuma Aykut, 2012-2013 eğitim döneminde Okan Ünversitesi, Yiyecek - İçecek bölüm yöneticiliği de yaptı. Dünyanın en iyi Chef’lerini örnek alan Aykut Chef, en yeni pişirme teknikleri, steril ve pastorize yemek pişirme ve sous vide konularında uzmanlaştı. Bu konudaki çalışma ve eğitimlerine ilerleyen sayılarımızda yine yer vereceğiz. Ancak geleneksel pişirme yöntemleri ve yemeklerimizde de iddalı olan chefimizin 2 mönüsünü okurlarımızla paylaştık. Kendisine “ kolay gelsin, başarıların devam etsin “ diyoruz.

TÜRKİYENİN USTA AŞÇILARI

Exec.Chef Cuma Aykut, örnek aldığı üstad Chef Pol Bocuse gibi “İyi yemek için, iyi malzeme seçin” diyor.

ODUN ATEŞİNDE KUZU KOL MALZEMELER

● 100 Gr kereviz ● 100 Gr havuç ● 250 Gr beyaz soğan ● 60 Gr sarımsak ● Üzerine 1 yemek kaşığı bal sürülüyor ve fırınlanıyor. 4 Saat kök sebzelerle berebar fırında pişirilecek olan kuzu kolları .Akşamdan tuz ve taze baharatlarla marina edilip 12 saa dinlendiriliyor daha sonra kök sebzelerle fınlanıyor.

MİDYE BUĞLAMA (MUMBARİYE) MALZEMELER

● Temizlenmiş taze 250 gr midye ● 200 Gr su ● 20 Gr mısır nişastası ● 50 Gr beyaz koruk suyu ● 30 Gr ince kıyılmış sarımsak ● 50 Gr krema ● 3 Adet limon suyu ● 100 Gr kerviz ve tuz ,karabiber Su,limon suyu,sarımsak ,kuru soğanı, nişasta,krema ocağa konup kaynatılır 5 dk. Daha sonra icerisine midyeler konulur ve acılıncaya kadar yaklaşık 7 ,8 dk kısık ateşde pişirilir ve servis edilir.

Uzakdoğunun lezzet lideri

Japon mutfağı göz kamaştırıyor Chef Selin EKİM

selinekim@lezzetgazetesi.com

SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN SUNULAN 10 ALTIN ÖNERİ Arçelik ve Beko buzdolaplarının üzerinde yer alacak ‘Sağlıklı Yaşam Buzdolabı Magnet’lerinde yer alan ‘Türkiye Diyabet Vakfı’ndan sağlıklı bir yaşam için öneriler’ şöyle;

Diyabetin giderek artan tehdidine dikkat çekmek ve projeyi tanıtmak için düzenlenen basın toplantısına; T.C. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Nadir Alpaslan / T.C. Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Kemal İlter, Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. M. Temel Yılmaz, Arçelik A.Ş. Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tülin Karabük ve DörtokBersay Sağlık ve İyi Yaşam İletişimi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Aydın Dörtok katıldı. Yaptıkları konuşmaların özetleri ise şöyle: T.C. Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Kemal İlter " Sağlıklı mesiller için toplumun tüm kesimleri elele vermelidir. " Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. M. Temel Yılmaz " Ülkemizde halkın % 63'ü diyabeti ve önlemini bilmiyor.

● Kahvaltı yapmadan güne başlamayalım. ● Her öğün yemeğe salata ile başlayalım. ● Her gün mutlaka süt, yoğurt ve peynir tüketelim. ● Tam tahıllara ve lifli besinlere soframızda mutlaka yer verelim. ● Haftada en az iki kez balık tüketelim. ● Buzdolabımızda taze sebze ve meyvelere geniş yer ayıralım. ● Soframızdan tuzu ve şekeri kaldıralım. ● Her gün en az beş bardak su içelim. ● Günde beş bin adım yürüyelim. ● Çocuklarımıza sağlıklı beslenme alışkanlığı için örnek olalım. ‘Sağlıklı Yaşam Buzdolabı Magnet’lerinin üzerinde ‘Unutmayın, siz nasıl beslenirseniz çocuğunuz da öyle beslenir’ ve ‘Hayatınızda en büyük yer, her zaman sevginin ve sevdiklerinizin olsun’ tavsiyeleri de yer alıyor.

J

apon Mutfağı dünyanın en zengin, en renkli ve en güzel mutfaklarından biridir. Yemekler damağa olduğu kadar göze de hitap eder. Yemeklerin rengi, sunumu, küçük kaseler, estetik çubuklar hepsi bir ahenk içindedir. Japon kültüründe yemek sadece karın doyurmak değildir ve öğünler ritüel şeklinde yaşanır. Japon yemeği denildiğinde akıllara ilk suşi gelir ancak bu güzel mutfağın lezzetleri çok çeşitlidir. Izgaralar “tepenyaki, teriyaki ve yakitori”, kızartma “tempura”, dana haşlama “şabu şabu”, bir tür omlet “okonomiyaki”, sote et “sukuyaki” ve diğerleri... Japon mutfağında bunların yanında çok zengin erişte çeşitleri vardır. Udon, soba ve ramen. Bu eriştelerden en kalın olanı Udon, buğday unu, su ve tuz ile yapılıyor, genellikle sıcak servis ediliyor. Geniş, çukur bir seramik kase içinde “daşi” adı verilen balık ya da sebze suyu içinde yeniliyor. Soba eriştesi içeriği ve kesim şekliyle Udon’dan farklı. Soba karabuğday unuyla yapılıyor ve bu nedenle rengi koyu oluyor. Kesimi spagettiye benziyor ve soğuk servis ediliyor. Ramen ise çin usulü egg noodle’a benziyor, hamuru yumurta ile yapılıyor. Udon gibi çorba-yemek şeklinde yeniyor ancak çorba stokunun neden yapıldığına göre farklı isimler alıyor. Balık stok, tavuk stok, miso ve sardalya gibi çeşitleri oluyor.

Japonya’da restoranlar belli spesiyaller üzerinde uzmanlaşmışlardır. Sushi restoranları ayrı, ızgara, tempura, okonomiyaki restoranları ayrıdır. Tek çeşitle sınırlı kalmak istemeyenler Japon meyhanesi olarak anılan İzakaya barları tercih edebilirler. “İzakaya barları Japonların iş çıkışı buluşup sosyalleştiği mekanlar olmasının yanı sıra, meze şeklinde sundukları tipik lezzetleriyle kaçırılmaması gereken adreslerdir. Japonya’da ki restoranların kapısında kısa bir kumaş perde yer alır. Perde kapının dışına asılmış ise restoran açık demektir. Restoranlarda menü istemek ye-

rine vitrinlere yerleştirilmiş plastik yemek örneklerinden seçerek yemeğinize karar verebilirsiniz. Japon mutfağının tadını çıkarmak için nasıl olması ve nasıl servis edilmesi gerektiğiyle ilgili tüm önyargıları bir kenara bırakmak gerekir. Sıcak yemeğe alışık olduğumuz şeyler soğuk, ayrı yemeğe alışık olduğumuz şeyler beraber, pişmiş yemeğe alıştığımız şeyler çiğ ve hatta asla yemeği düşünmeyeceğimiz şeyler tabağımızda olabilir. Japon mutfağını tanıdığını düşünenler bile tadacakları bazı yemekler karşısında şaşkına dönebilirler.



Project1

SEVEL

12/27/13

10:33 AM

Page 1

3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA

Lezzet & Endüstri

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

TÜRK DONDURMACILIĞININ DÜNYA MARKASI Gürkan BOZTEPE

Fabrikası İzmir’de bulunan Sevel, konusunda 72 ülkeye ihracat yapan, Amerika ve Japonya da dondurma reyonlarında pazar lideri olan, dünyada dondurma makinalarının mucidi Italya ya, dondurma ve pasta dolabı satan ve onların en zorlu rakibi olan tek firmadır

gurkanboztepe@lezzetgazetesi.com

Yeni markalar teknoloji ve klasikler

2

S

evel-Hömak, 2008 yılından itibaren pasta dolabları üretimine de başlamış olup, her yıl gelişen model ve çeşitleriyle yurt içi ve dışı müşterilerine en iyi şekilde hizmet vermektedir. Sevel'in Amerika Houston, Almanya Iserlohn, Istanbul ve Izmirde showroomları bulunmaktadır. Bu günkü Sevel firması'nın temelleri 1949 yılında atılmıştır ve Türkiyede ki ilk dondurma makinasını üreten firmadır. Sevel'in 3. kuşak genç yöneticilerinden Kıvanç Eriş, Kuruluşun geçmişinin herkesin ilgisini çekecek çok değişik bir hikayesi olduğuna işaret ederek, Türk'ün ticari gayret ve becerisinin gücüne dikkat çeken, bazen buruk, bazende mutluluk veren yaşanmış olayları Milliyet LEZZET GAZETESİ'ne anlattı. Kendi ağzından veriyor ve gelecek kuşaklara ithaf ediyoruz. İşte o gerçek hikaye; Firmanın kurucusu Ahmet Eriş (dedemiz) O zamanlar (1920'li yıllarda) Osmanlıya bağlı olan İstanköy adasında dünyaya gelmiş. (Bodrum un karşısındaki Kos adası) Babası Hasan Çavuş'un İstanköy adasındaki şekerleme dükkanı,1. Dünya savaşı sonrası ada İtalyanların eline geçmesine rağmen Hasan Çavuş şekerlemeci olarak işine devam etmiş. Ahmet Eriş gençliğinde yaz aylarında, eski usul, tuz ve buzla dondurma yaparak babasının yanında dondurma satarmış. Ve tabiki çok meşakatli bir iş olduğundan günde anca, bir kaç kilo satabilirmiş. Bir gün bir Italyan gelip, " delikanlı neden böyle uğraşıyorsun Italyada bunun makinasını yaptılar, ordan alsana" demiş, dedem fabrikanın yerini de öğrenmiş. Kendisi Italyan okulunda eğitim gördüğü için Italyancası da iyi, gençliğin verdiği heyecanla babasından İtalyaya gitmek için izin almış. O yıllarda ulaşım kolay değil, gemilerle ve en son trenle Bolonya ya ulaşmış. O zaman Italyada ilk kurulan dondurma makinası fabrikası olan Catabrica yı ve yetkilisini bulup derdini anlatmış, fakat cebindeki paranın, değil makinayı, maki-

SİRHA

Ü

nanın bakır borularını almaya bile yetmediğini öğrenmiş. Tabi çok üzgün bir şekilde ordan ayrılıp, tren garının yanın da bir cafeye treni beklemek üzere oturmuş. Tabi istediğine ulaşamadığından orda tek başına ağlamaya başlamış. Bu durumu 60 yaşlarında bir adamın dikkati çekmiş ve adam İtalyanca " gel bakayım buraya anlat derdini sen neden ağlıyorsun " demiş. Ahmet Eriş' te orda hikayesini anlatmış. Bu adamın adı Pasquali imiş ve Ahmet Eriş'in bu heyecanı çok hoşuna gitmiş, " oğlum " demiş " ben ilk kez bir Türkle karşılaştım ve sanada kanım ısında ben Catabrica fabrikasında çalışan bir usta başıyım, ne evlendim ne de çoçuğum oldu. İstersen gel, ben seni bu fabrikada işe alırım, bu sürede bende de kalabilirsin, makinayı yapmayı öğrenince de kendi ülkene döner

zemeleri alıp, İstanköy adasına dönmüş. Hakketen de makina yapmış ve en son bitirmeden önçe Pasquali ustayı da çağırmış ve beraberce bu makinayı çalıştırmışlar. ( Daha sonra Pasquali ustanın şeker hastalığı nedeniyle ayaklarını keserler, tabii o tarihlerde sosyal sigortalar olmadığı için işsiz güçsüz kalır ve Pasquali ustaya ölene kadar Ahmet Eriş bakar, ona düzenli olarak para gönderir) Tabi bu dondurma makinasıyla o zamana göre çok ciddi üretim yapar ve adada çok iyi para kazanmaya başlarlar, fakat 2. dünya savaşı sonrası ada Yunanlılara geçince, Ahmet Erişin dükkalarında Türk bayrakları seramik işlemeler olduğu için , işgalciler dükkanlarını talan ederler. Ahmet Eriş'de " bu Yunanlılarla artık bu adada yaşanmaz " deyip, ailesi ile Türkiye ye gelme kararı alır. O

orda kendi makinanı yaparsın " demiş. Ahmet Eriş bu teklife çok sevinmiş, fakat o zamanlar telefon olmadığından geri dönüp, babasına durumu anlatmış. Bir süre sonra Bolonya ya geri dönerek Catabrica fabrikasında çalışmaya başlamış. Bir süre sonra Pasqualinin de desteğiyle, makina yapmayı öğrenmiş, o zamana kadar kazandığı parayla da gerekli mal-

sırada eşi Kaniye Hanım ın erkek kardeşi Yahya bey, Nazilli de katiplik yapmaktadır. Adaya ziyarete geldiklerinde "Ahmet istersen, Nazilliye gel orda sana bir dükkan buluruz ve orda da pastaçılık dondurmaçılık yaparsın " der. Ahmet Eriş'de ailesiyle birlikte Nazilliye gelir , yeni bir dondurma makinası yapar ve dondurma dükkanını açar.

O sıralarda Türkiyede hemen herkes dondurmayı ya eliyle yapmaktadır. (tuzla, buzla) Ayrıca, Istanbulda dondurma makinası getirmiş bir kaç gayri müslim'in dışında dondurma makinası olan da yoktur. Nazillide, Ahmet Eriş adında bir adamın dondurma makinası yaptığı duyulur ve Ahmet Eriş'e " bize de bir makina yaparmısın " diye talebler gelmeye başlar. Bunun üzerine Ahmet Eriş'te dondurma yapmayı bırakır ve 1949 yılında ilk dondurma makinası atölyesini açar. İlk yıllar da ciddi başarılara imza atar ve 1966 da İzmirdeki fabrikasını kurar. Fakat ondan sonraki yıllarda göçmenlerde genel olan bir huy vardırki bu elindekini korumadır. Böylece uzun seneler şirkete hiçbir yatırım yapmaz. Bu yüzden oğlu Önder Eriş'le sürekli çekişirler ve Sevel firması o yıllarda olduğu yerde sayar. 1988 yılında yaşlılık dolayısıyla firmayı oğluna devreder. Önder Eriş'te çoçuklarına " ben dedenizin bana yaptığını size yapmıycam " der ve firmayı doğrudan oğulları Mert, Ahmet ve ( bana ) Kıvanç'a devreder. O sırada en büyük oğlu 27, en küçük oğlu da 17 yaşında idi. Böylece Hömak firması da kurulmuş olur, Bu Şirketin adı Ailenin tüm fertlerinin baş harflerinden oluşmaktadır. Hömak firması ihracatı başlatarak ciddi ilerleme sağlar. Hömak ın açılımı (Hüsniye (eşi), Önder, Mert, Ahmet, Kıvanç) Bu firmamız ihracatı başlattı ve çok ciddi ilerlemeler kaydetti. Türkiyenin Marka Pastahane zincirleri, dondurmacıları Reyhan, Pelit, Sevinç, Mado, Bolulu Hasan Usta ve diğerleri SEVEL tecrübesini ve teknolojisini başarıyla kullanan kuruluşlardan bazılarıdır.

Yiyecek-İçecek Sektör Profesyonellerini 2014 buluşturacak ve Yarıştıracak

lkemiz gastronomi sektör profesyonellerini onurlandıran ve kazandıran 2013 SİRHA'sının ardından, bu yıl daha güçlü, daha büyük ve daha zengin bir İstanbul fuarı gerçekleşecek. Daha kapsamlı bir etkinlik olacak olan bu ikinci buluşmada, yine üst düzey bir kitleye hitap edecek: 200'e yakın katılımcı, otel ve restoranlara yönelik tüm ürün ve ekipmanlarını tanıtırken yaklaşık 10.000 profesyonel ziyaretçinin yer alacağı organizasyonda Bocuse d’Or gibi uluslararası çapta prestijli yarışmalar ve etkinlikler düzenlenecek.Yarışmalara son katılım tarihi 30 Eylül 2014 SİRHA İstanbul 2014 Fuarı ve yarışmaları; Etkinlik endüstrisinin uluslararası çaptaki lider grubu GL event Exhibitions ile Türkiye’deki ofisi Gl events Fuarcılık işbirliğiyle düzenlenmektedir. Lyon, Cenevre ve Moskova'nında yer aldığı uluslararası SİRHA'nın en yeni ayağıdır. GL event Exhibitions, dünya genelinde sayısı 300’ü bulan genel ya da ticari fuarın sahibi ya da düzenleyicisi konumundadır. İlki 1983 'de Lyon'da düzenlenen Sirha Lyon, bugün 3.000 katılımcı ve markanın yanı sıra 18.000’i şef olmak üzere 185.000 profesyonel ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Sirha, iki yılda bir ünlü Bocuse d’Or yarışmasının finaline ve dünyanın en iyi şefi ile pasta şefinin ödüllendirildiği Coupe du Monde de la Pâtisserie’ye ev sahipliği yapmaktadır. Gastronomide geleceğin gıda tüketim trendlerini araştıran " Dünya Mutfağı Zirvesi " de bu etkinlikler çerçevesinde yapılmaktadır.

Ülkemizin ilk SİRHA'sı 2013 de istanbulda düzenlendi ve yiyecek sektöründen 7870 profesyonel ile 145 katılımcıyı bir araya getirdi. BAŞARILI İSTANBUL BULUŞMASI Bu fuarda, ürünlerini Türkiye’de ilk kez görücüye çıkaran yabancı firmalar da yer aldı. Üst düzey yarışmalar, animasyonlar ve dünyaca ünlü şeflerin katılımı sadece iş odaklı değil, aynı zamanda samimi olan bu atmosfer ile fark yarattı. Ziyaretçiler, Bocuse d’Or, Gastrobosphorus Pasta Şampiyonası ve Omnivore İstanbul’un da aralarında bulunduğu yarışmaları büyük bir heyecanla izlediler. Sirha İstanbul,bu yıl Kasım ayında daha zengin ve benzersiz bir içerikle yeni bir gövde gösterisine hazırlanıyor. Restaurant, Pastahane, Cafe, Fastfood ve hotellerin gastronomik ihtiyaçlarına cevap verebilecek ve yiyecek hizmeti sektörünü tamamlayacak tekliflerle geliyor: Türkiye ve Avrupa’dan güçlü katılımcıların yer alacağı bu buluşmada yiyecek içecek sektöründen mutfak ve otel ekipmanlarına, sofra takımlarından kahve ve dekorasyon hizmetlerine kadar oldukça kapsamlı bir sunum gerçekleştirilecek. Sektör profesyonelleri, işyerlerinde ihtiyaç duyabilecekleri her şeyi Sirha’da bulabilecekler! Şehrin merkezi Harbiye'de yer alan ve erişimi son derece kolay olan İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Sirha İstanbul 2014, prestijli etkinlikleri ve animasyon gösterileri ile bir kez daha nefes-

leri kesecek. En iyi Türk ve yabancı şefler yeteneklerini yeni Bocuse d’Or yarışmasında sergileyecek. Sirha İstanbul, düzenlenecek büyük bir gala gecesinde dünyanın en yetenekli şeflerini ağırlayacak: 28 Kasım günü Bocuse d’Or Battle Cuisine Chefler yarışması yapılacak.. Aralarında daha önce Bocuse d’Or’u kazanmış uluslararası şefler ile Türk şeflerin yer alacağı 4 takım, Türk mutfağı üzerine hünerlerini sergileyecekler. Bocuse d’Or Akademisi’nden uluslararası bir şef, ünlü bir Türk şefi ve bir gazeteciden oluşacak jüri, kazananı belirleyecek. Aynı kapsamda gerçekleştirilecek diğer bir yarışma ise Pastry Chefler için olacak. Coupe du Monde de la patısserie'nin ön elemeleri ilk defa İstanbul'da yapılacak. 27 Kasım günü yapılacak bu etkinliğin amacı bir Türk pasta şefi'nin Cuope du Monde de la Patisserie Dünya finalinde Türkiyeyi temsil etmesini sağlamak. Bu yarışmalara katılmak için son tarih 30 Eylül 2014 dür. katılım şartları www.sirha-istanbul.com Web sitesinden alınabilir. DÜNYA MUTFAK FESTİVALİ GERİ DÖNDÜ: OMNİVORE Omnivore, dünya çapındaki en yaratıcı gurme şefleri ve yenilikçi Türk mutfağını Sirha İstanbul’da bir araya getirerek, yine ağızları sulandıracak tarifler verecek. Sektörün geleceğine yönelik konferanslar ve sempozyumlar Fransa’da düzenlenen Sirha Dünya Mutfağı Zirvesi genel temsilcisi Frederic Loeb, gerek dünya çapındaki gerek-

se Türkiye’deki restoran endüstrisindeki son trendleri yorumlayacak. İşyeri sahiplerine yeni fikirler kazandırmak amacıyla Türkiye’deki en yenilikçi restoran konseptleri ya da enerji ve atık yönetimi gibi önemli konulara da değinecek. Dünyanın yaşayan efsanesi, Üstad Chef Pol Bocouse'un " İyi yemek için, iyi malzeme seçin " felsefesine uygun bir konseptle 27 Kasım günü Türkiye LEZZET HAREKETİ tarafından gerçekleştirilecek olan, " MARKA Mekanlar için MARKA Chef'ler, MARKA Chefler için MARKA Ürünler " sempozyumu ülkemizin Ünlü Gastronom ve Cheflerini biraraya getirecek ve sektörün bilgi belleğini güçlendirecektir. Bu sempozyum; 2015 TÜRKİYE LEZZET OSCARLARI Adaylarının belirlenmesi ve gelişimininde önünü açacaktır. VİTRİNDEKİ YEREL TÜRK ÜRÜNLERİ Küçük ölçekli üreticiler de Sirha İstanbul’un sağlayacağı özel bir alanda ürünlerini tanıtabilecekler. Böylece ziyaretçiler yeni ürünleri tanıma fırsatı bulurken mönülerine farklı renkler katacak yeni fikirler edinebilecekler. Bizce bu fuar sadece Gastronomi profesyonellerinin değil, Yemeyi ve içmeyi seven herkes tarafından izlenmeye değer, Dünya standartlarını ülkemize taşıyan çok özel bir etkinlikler toplamı.

015 e girerken teknoloji bize farklı MARKA ları getirmekte. Eskiden bir kız arkadaş edinmek için aylarca çabalayan erkekler, artık Tinder uygulaması ile kız bulabilecek veya Kızlar Görücü usulü tanışmak ve evlilik planları yaparken Cep telefonuna indirdikleri bu program sayesinde erkeklerin ana özelliklerini görebilecekler. Eskiden çiçek siparişi vermek için çiçekçiyi ararken, şimdi cepten Çiçeksepeti uygulaması ile buketi seçip sipariş verebiliyoruz. Eskiden Taksiyi duraktan çağırırdık. Şimdi bitaksi var senin lokasyonunu uydudan alıp nerde olduğunu bulup bastığında en yakın taksiyi sana yönlendiriyor. Hatta ödemeni dekarttan çekiyor Eskiden özel misafirlerimizle geceye giderken, Taksi yerine VİP hizmeti almak istiyorum ama o kadar para verilir mi diyorduk. Şimdi UBER programını indir hemen Mercedes kapında hemde taxiden %15 daha fazla ücretle son model takım elbiseli eğitimli şoförler ile gideceğin yere git. Sinema bileti sırasındayken Marsgate den her işimi çözebileceğimi öğrendim. Sıradan çıktım biletimi kendim aldım. Bu örnekler çoğaltılabilir. İşimizi kolaylaştıran yazılımcılara teşekkür etmek lazım. Artık kurumların ve kişilerin ne kadar Marka olduğu, sosyal medyadaki Takipçi sayıları ile ölçümlenmekte. Face de-Twitter da-İnstagram da ne kadar takipçin var Linkedin’den bakıp seni işe alıp almama kararı bile verilebilmekte .Hatta bu kişi bana uygun mu? Değil mi? gibi. Eskiden istihbarat vardı şimdi sosyal medya var. 100 yıldan beri açık olan markaların dernekleştiğini ve içinde pek çok değerli markanın olduğu biliyor musunuz? Bu arada bu derneğe üye olmayan ama yoluna devam eden Beyaz Fırın gibi değerli markaların da olduğunu hatırlatırım. Dernekte Tevfik Aydın saat-Komili-Uludağ-Yeniasır-Karaca –Ece ajandaları-Vefa bozacısı gibi değerli markalar mevcut. Ama üzülerek görüyorum ki kaybolan veya iyi yönetilemeyen o kadar çok değerli markamız var ki? Ayrıca UFRAD başkanı Mustafa Aydın’ın belirttiği üzere bizim ülkemizde 350 den fazla yabancı marka girmiş durumda buna rağmen bizim yurtdışında zincir olarak açabildiğimiz marka sayımız 50 yi bulmaz. Burada her AVM de gördüğümüz özellikle fastfoood markaları bizim paralarımızla cirosuna ciro katarken Türk markaları da aslında yurtdışı kalitesinde birinci sınıf hizmet vermeye devam ediyor. Mehmet Gürs’ün Akasya Avm de açtığı Enzo İtalyan restoranı gayet başarılı, fiyatlar da makul ama bu lokasyona olan ilgi bilinmez. Newyork da, özellikle soho da bu tarz restoranlar hep sokakta Avm içinde bu tarz nitelikli restoranlar göremezsiniz. Yeni bir marka; Kasap Döner Agresif reklamları “ hamburger çocuklarına Döner yedirmeye geldik “ sloganları ile dikkat çekerken, Abdullah bey’in Newyork da dükkan açacak olması gurur veriyor. Japon Ocakbaşıcısı olarak bilinen Tepenyaki Restoranları ise; Ankara ve Etiler Nispetiye de zorlu rakipleri arasına konumlandı ve onların arasında başarıyı yakaladığı her akşam doluluğundan belli. Tepenyaki de sadece et değil balık ve tavuk suşi çeşitleri, muhteşem alevli showlarla gerçek Japon ustaları tarafından gözönünde yapılması, size ve misafirlerinize “ waaoooow “dedirtiyor. Bildiğimiz klasikler devam ediyor kimler mi? İstiklal de Hacı Abdullah-Bebek de Bebek Balıkçısı-Etiler Ulus da Sunset –Akmerkez de Papermoon – bebek badem ezmecisi bu tarz lokasyonlardaki butik markaların daha fazlat eşvik edilmesi için devlet destekleri mevcut. Bu arada içinden Türk markalarını alıp yurtdışında tanıtım desteği veren Turqualty programı textile sonrası, hizmet sektörü Gıdaya da verilmekte. Ama kimsenin haberi yok. Herkes hala birbirine lahmacunu 50 Tl den nasıl satarım derdinde. Senin yurtdışında Yunana İtalyana Hintliye Amerikalıya o lahmacunu satacak stretejin var mı? Marka Değerin nedir? Ufrad veya Muadil derneklere üye misin Hijyenin ve bayilik sistemin nedir? Bu konuda Big Chefs Dilek Cizreli ye güveniyorum. Bir Türk olarak bazı lokasyonlarda devlet desteği ile de olsa işi sistematikliğe döktü ve Ülkemizin en ücra köşesinde bile açtı. Hayatın sadece Etiler Bebek Levent hattından ibaret olmadığını tüm Gastro yatırımcılarına gösterdi. Tapasuma akşam üzeri atıştırıp manzara da içeren hoş ama pahalı bir mekân. Ama dekoru, ortamı ve işletmesi gayet başarılı. Bu tarz Avrupai yerler açılmalı ki Anadolu yakasında oturanlar köprü trafiği stresinden kurtulsunlar. Caddede ara sokaktaki Suadiye balıkçısı veya Ataşehir de yol manzaralı Beluga, Foça Balık, Çeşme Restoranın yoğun iş yapması, potansiyel müşterinin bir göstergesi. Bu arada size son dedikodu; İzmir in en iyi balık pişiricisi Ali Usta (Selçuk Yaşar’ın eski özel aşçısı) Muhteşem sufleleri ile Alaçatıport Niyazi’nin yerinde bu yaz sakın kaçırmayın derim. Balık yemenin haricinde sadece Sufle ve tatlıları için gidilir. Gelelim Turizm ve Gıdada markalaşma konferansına; Aldığım Duyumlara gore 2015 Şubat da muhteşem konuklar ve konuşmacılarla Zorlu PSM de önemli bir konferans sektörü bekliyor. Amerikadan adı sır gibi saklanan konuşmacılar ve Türsab, Deik, Ufrad, LMD ile Kültür Turizm Bakanlığı gibi önemli kişi ve kurumların desteği ile ikincisi gerçekleşecek konferansta sponsorlar kendilerine yer açtırtmaya çalışıyorlarmış. Brand in Tourism & Gastro konferansı için duayenlere, hedef kitlelere ulaşmak isteyen yatırımcılar burada bir araya gelecekler. Amerika ortaklı restorankuruyorum.com da sanırım ana sponsorlardan biri olarak gıda sektörüne ciddi bir giriş yapacak . Sektöre hayırlı olsun dileklerimizle …


Project1

Lezzet günlükleri

12/27/13

10:33 AM

Page 1

3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

Çilek Kokan İtalyan Köyü “NEMİ” Çilekten yapılmış bir masal dünyasına seyahat ettiğinizi hayal edin... Çeşmesinden akan doğal maden suyu bile sihirli gibi.

Hilal’in lezzet turu Hilal Arslangiray hilalarslangiray@lezzetgazetesi.com

Ç

ocukluk rüyalarımın içine düştüğümü hissettiğim şirin İtalyan köyü; Nemi... Lago di Nemi gölünün muhteşem manzarasının yamacına kurulmuş masalsı güzellik... Kıyısında, mis kokan çilek tarlaları... Sabah ışıklarıyla parlayan göl ve o masalın içinde yudumlanan sabah kahvesinin kokusu... Köy de her şey dağ çileğinden yapılmış. Daracık sokaklarındaki dizi dizi dağ çileği tezgahları sanki yağlı boya bir tablonun içindeymişim gibi hissettiriyor. Küçücük dükkanlarında çilek temalı binbir çeşit hediyelik eşyalar, çilek desenli bebek kıyafetleri ve daha bir çok çeşit sevimli eşya satılıyor. Cafe’ lerin masa örtüleri bile çilek desenli. Ama en unutamadığımsa çilekli tartları... Her şeyin miniği güzel olur derler ya... Çok doğru. Nemi köyü gibi, çilekleri de ufacık ve bir o kadar da lezzetliler. “Fragoline” adı verilen dağ çileği; normal çileklerden daha küçük ve daha leziz. Ya o inanılmaz kokuları... Bu meşhur dağ çilekleri; üreticisi tarafından kimyasal madde kullanılmadan, tamamen doğal koşullar sağlanarak yetiştiriliyormuş. Tabi ki toprağının volkanik elementlerle zengin olması da verimde ve lezzette en büyük etken oluyordur. Roma’ ya 30 km uzaklıkta yer alan Nemi; pencerelerinde çiçeklerle bizi karşılayan rengarenk evleri, daracık sokakları, zengin çeşitlilikte ormanları, yemyeşil doğası ve muhteşem göl manzarasıyla masaldaymış gibi hissettiren bir İtalyan kasabası. Krater gölünün sahip olduğu; antik çağlara kadar dayanan destansı hikayeleri ve ağustos ayı civarında Papa’ nın buradaki yazlık mekanında kalması turistleri akın akın kendine çekiyor. Mehtaplı gecelerde, göl seviyesinden yaklaşık 200 metre, denizden 500 metre yüksekte kurulmuş olan Nemi köyünde, 3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA

Sayı: 7 Yıl: 1

aynı anda izlenebilen “üç ay” görüntüsü buradaki manzarayı muhteşemleştiren bir tılsım. Biri gökyüzünde, diğeri gölün gümüşi renkli suları üzerinde, öteki de Tiren Denizi’nin sakin sularında yansıyan ışıltılarda... Tam üç tane ay olağan üstü bir manzara yaşatıyor ve akıllarda unutulmaz bir iz bırakıyor. Mitolojik hikayelerde de sık sık ismi geçen Nemi Gölü’ ne; Diana’ nın Aynası denmesi bu yüzden olmalı. Lago di nemi; arkeolojik açıdan da önemli sayılıyor. Dönemine göre oldukça ileri bir teknolojiye ve olağanüstü büyüklüğe sahip olduğu söylenen; Batık Roma Gemileri kalıntıları ile de ünlü. Bulunan gemiler, Caligulanın gemileri olarak dilden dile dolaşıyor. “Çilekler ile Çiçeklerin Kenti” olarak tanınan Nemi’ de; her yıl Haziran ayında Çilek Festivali ve aynı tarihlerde de Çiçek

Sergisi düzenlenmekte. Ayrıca termal kaynakları ve akarsuları da oldukça meşhur. Nemi’ de büyük bir sağlık ve terapi merkezi de bulunmakta. Bu küçücük köy; çeşmesinden akan doğal maden suyuyla da nam salmış. Anthony Quinn’ in ünlü “Kasabanın Sırrı” filmiyle de akıllarda iz bırakan Nemi köyü; aynı zamanda da tarihin en

karanlık sayfalarından birini açan II. Dünya Savaşında; bölgeye yerleşen Alman askerlerinin burayı kendilerine üs yapmasıyla, tarifi imkansız acılara ve yıkıma da şahit olmuş. Ama Nemi halkı, zaman içinde tüm yaralarını sararak, tüm köye renkli ve mutlu bir atmosfer hakim olmasını sağlamış. Gurme seyahat sevdalıları içinde bu sevimli Îtalyan Köyü’ ne yolculuk göz ve damak zevkine aynı anda hitap eden bir serüven olacaktır. Kara Elmas denilen, Tanrı ve Kralların besini olarak anılan

“Lezzet Dostları” BULUŞTULAR VE ETİLER SARAY’IN YENİ LEZZETLERİYLE TANIŞTILAR

Yayın Yönetmeni M.VASFİ PAKMAN Genel Koordinatör ALİ AYDIN YELİNER Editörler Özlem MEKİK Hakkı KORKMAZ Haldun Z. TÜZEL Görsel Yönetmen TUNCAY TAPAR

Ü

lkemiz gastronomisinin güçlü STK'larından biri olan, hizmet ve etkinlikleriyle bu sektöre yeni bir bakış açısı ve dinamizm getiren LEZZET DOSTLARI Derneği Yönetim Kurulu, her zaman olduğu gibi yine tüm üyeleri ile birlikte toplandı. Katılan üyeler; Önümüzdeki dönem çalışmaları, Lezzet Oscarları olayı ve Lezzet Gazetemizle ilgili öneri ve görüşlerini yönetimle paylaştılar, arzularını yöneltip Başkan'dan bilgi aldılar. Keyifli ve neşeli sohbetlerle devam eden toplantının LEZZET Boyutuna, gelen iftar vaktiyle geçildi. LEZZET DOSTLARI'na ev sahipliği yapan ve nefis iftar mönüsünü hazırlayarak sunan, Lezzet Dostu Sayın Münevver TOPBAŞ hanımefendi ile değerli asistanı İrem ÇETİN ve tüm Etiler SARAY Personeline " Nefis ve Leziz Mönü " için teşekkürlerini sunan LEZZET DOSTLARI, aynı gün 19.şubesini hizmete açan SARAY Ailesine, geleneksel lezzetlerimizi yaşatan başarılarının devamını dilediler. Ayrıca bu güzel geceye katılan, değerli konuşmacı üyeler TAVAK Vakfı Başkanı Sn.Prof.Dr. Faruk

Şen ile MİCHELİN Vakfı Türkiye Temsilcisi Sn.Merih Şeker ile, toplantıyı kaydeden Vekilim TV ekibi ile Bşk.Sn.Sinan Koyuncu'ya da teşekkür eden Lezzet Dostları 4 Eylül'deki WORDFOOD İstanbul Fuarında buluşmak üzere dağıldılar. LDD ve Toplantılarıyla ilgili geniş bilgi, fotoğraf ve filmlere LDD'nin WEB Sitesinden ulaşabilirsiniz.

Trüf Mantarı, İtalya’da ki adıyla Tartufi; aromatik özelliklerinden dolayı gurmelerin gözdesidir. Son derece pahalı fiyatlara satılan ve zor bulunan bu mantar türünü ve diğer bir çok farklı çeşitteki mantar türlerini Nemi’ de bulabilirsiniz. Bu küçük İtalyan Çilek köyünde her adımda bir rastlayacağınız sevimli Cafe ve restoranlar da çilekli Risotto yada çilekli makarna çeşitlerini de deneyip arzu ederseniz de eve götürmek üzere vakumlu poşetler halinde satın alabilirsiniz. Çilek likörleri ve organik dağ çileği reçellerinin de son derece lezzetli olduğunu söylemeliyim. İnsanın içine huzurun dolduğunu ve hatta taştığını hissettiren çilek cenneti, doğa harikası kasaba Nemi’ yi gördükten sonra; çilek deyince aklıma gelen ilk şey bu güzelim köy oluyor haliyle. Ağız tadınız çilek tadında ve keyfiniz her daim yerinde olsun dilerim. Sevgilerimle...


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.