Kaynak Elektrik Dergisi 331-Aralık 2016

Page 1

Sayı 331 10 TL Aralık 2016

Yeni Yılda Yeni Ufuklara Doğru… 21

YAYINCIDAN 2017’de yeni ufuklara doğru


3” genişliğinde dokunmatik ekran

Türkçe menü

Renkli grafikler

Devre kesiciler gücü açar ve kapar. SACE Emax 2 gücü yönetir.

ABB SACE Emax 2 sisteminizi korur, yükleri ve jeneratörleri yönetir, ölçüm yapar ve enerji kalitesini analiz eder. Bu ürün; standart sistem tasarımlarından, karmaşık otomasyon şebekelerine kadar tüm projelere kolayca entegre olur, beklediğiniz kolaylık ve güvenilirliği garanti eder. www.abb.com.tr

ABB Elektrik Sanayi A.Ş. Tel : (0) 216 528 22 00 Faks : (0) 216 365 29 44 E-mail : asli.yagli@tr.abb.com




utluluk Sağlık, um dolu ve huz rryıl diliyoruz yeni bi


HABER

www.elektrikdergisi.com

Saat uygulaması tasarruf yerine tüketimi artırdı’ EMO İzmir Şubesi Başkanı Ulutaş, kentte enerji tüketiminin geçen ay yüzde 11 artış gösterdiğini, bunun en büyük nedeninin ise saat uygulaması olduğunu bildirdi.

İ

zmir’de kasım ayında elektrik tüketimi, geçen yılın kasım ayına göre yüzde 11.4 artış gösterdi. Artışın yaz- kış saati uygulamasının terk edilmesinden kaynaklandığını belirten Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi Başkanı Mahir Ulutaş, “Saat değişiminin etkisi büyük. Yüzde 11.4’lük artışın sadece konutlarda tüketildiğini varsayarak, yapılan hesaplamada israfın mali boyutu 68 milyon liradır” dedi. Yaz- kış saati uygulamasının terk edilmesinin enerji tasarrufu sağlayıp sağlamadığıyla ilgili tartışmalar, 2016 yılı sonunda yapılan, önceki yıla göre elektrik tüketim harcamaları kıyaslamalarıyla yeniden başladı. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi Başkanı Mahir Ulutaş, cari açık üzerindeki en büyük yüklerden biri olan enerjinin verimli kullanılmasının esas olması gerekirken, EMO’nun uyarılarına rağmen gerçekleştirilen zaman dilimi değişikliğinin enerji tüketimini arttırdığını söyledi. Kasım 2016’da tüketilen enerjinin bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye genelinde yüzde 6.53 artışla 22.6 milyar kilovat saate yükseldiğini belirten Ulutaş şöyle dedi: “Ülkenin en batısında yer aldığı için saat dilimi değişikliğinden en çok etkilenen illerden biri İzmir oldu. İzmir’de de Kasım 2016’da elektrik tüketimi 2015 Kasım ayına göre yüzde 11.4 artarak 1.6 milyar kilovatsaate yükseldi.”

‘yüzde 46 artış var’ Ekim 2016’da İzmir’de tüketilen elektrik enerjisinin 1.1 milyar kilovatsaat düzeyinde olduğunu belirten Ulutaş, Kasım 2016’da aylık artışın yüzde

4 Aralık

2016

46 olduğuna dikkat çekti. Ulutaş, “Kasım ayında bir önceki aya göre elektrik tüketiminin enerjinin ısınmada kullanılmasıyla mevsimsel etkiler nedeniyle arttığı göz önünde bulundurulsa da, ekonomik durgunluk nedeniyle düşme eğilimine giren tüketimin, yaz saatinin kalıcılaştırılmasıyla yeniden artışa geçtiği söylenebilir” diye konuştu.

‘İzmir’de 68 milyon lira israf yaşandı’ Ulutaş, değişiklikten en çok etkilenen büyükşehir olan İzmir’deki artışın ülke genelinin yaklaşık 2 katı olmasının, saat dilimi değişikliğinin kentte daha ciddi boyutlarda bir israfa neden olduğunu gösterdiğini savundu. Mahir Ulutaş şunları söyledi: “2015’in Kasım ayına kıyasla 2016’nın Kasım ayındaki 165 milyon kilovatsaatlik ek tüketimin hepsinin konutlarda harcandığını varsayarsak, bu farkın aylık maliyeti İzmir için yaklaşık 68 milyon liradır. Pek çok okulda öğrenciler karanlıkta derse başlıyor. Kamu çalışanları ise konutlarında sabah saatlerinde aydınlatma amacıyla elektrik tüketiyorlar. Karanlık ve soğuk bir sabaha uyanan İzmirliler ısınma için de eskisinden fazla elektrik tüketiyorlar. Bu israftır.”

Uygulamadan vazgeçme çağrısı EMO İzmir Şubesi Başkanı Mahir Ulutaş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın tasarruf gerekçesiyle başlatmasına karşın israfa neden olduğunu tespit ettiklerini belirttiği uygulamadan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. İzmir’de ise Bakanlık kararı beklenmeden acil önlemler alınması gerektiğini kaydeden Ulutaş, “İzmir’i kelimenin tam anlamıyla ‘gece karanlığında’ bırakan bu uygulamanın, elektrik üreticilerine kazanç sağlamak dışında kimseye faydası olmadığı gibi, ekonomiye de yük yaratmaktadır” görüşünü savundu.



IEC 61.439-1’ye göre TİP TEST’li Pano Üretimi Kumanda Panosu, Röle Panosu, LCC, SDK Üretimi TEİAŞ ve ITM Şartnamelerine Uygun (380/154/36 kV) AG, Kompanzasyon, MCC, PLC Pano Üretimleri IEC 61.850 Mühendisliği Enerji İzleme Yazılım Hizmetleri PLC-SCADA-RTU Yazılım Hizmetleri Proses Otomasyonları Y.G. ve O.G. Trafo Merkezleri için Destek Hizmetleri Primer-Sekonder Test ve Devreye Alma Hizmetleri Endüstriyel Tesislerin Elektrik ve Otomasyon İşleri Montaj, Test ve Devreye Alma Hizmetleri Saç Köşk, Kompanent ve Özel Kabin İmalatları

Hızla büyüyen ve sürekli bir gelişme içerisinde bulunan Enerji Sektörünün ve Sanayi Tesislerinin elektrik, elektromekanik ve otomasyon ihtiyaçlarına “ çözüm mühendisliği ” sunuyoruz.

VERA ELEKTROMEKANİK PANO SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİK ve MAKİNE SAN. TİC. A.Ş.

9001

14001

İvedik OSB. 1468. Cad. 2239/1. Sok. No:1 06378 Ostim - Ankara / TÜRKİYE Tel: +90 312 394 54 64 (pbx) Fax: +90 312 394 77 97

info@veraelektromekanik.com

www.veraelektromekanik.com



HABER

www.elektrikdergisi.com

Berat Albayrak: Yer altı

zenginliklerimizin

yüzde 30’unu keşfettik

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak, “Yer altı zenginliklerimizin henüz yüzde 30’unu keşfetme noktasındayız. Bunun için bir seferberlik başlattık ciddi bir şekilde.” dedi

E

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesi için önemli bir çalışma başlattıklarını anımsatarak, “Artık vagon değil, lokomotif olma stratejisinin bir parçası olarak, ‘Gelin Ar-Ge’yi, teknolojiyi burada kurun, üretin’ dedik. Gelişmiş teknolojileri hem iç hem bölgesel pazar için üretilmek için düğmeye bastık. Bununla ilgili yetişmiş insan kaynağı için de her türlü iş birliğine destek veriyoruz.” dedi. Albayrak, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nda (YÖK), enerji ve maden alanındaki eğitim, araştırma ve akademik çalışmalar üzerine düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, akademik camiayla buluşmanın kendisi için güzel bir beyin cimnastiği olacağını ifade etti. Albayrak, Türkiye’nin son 10 yılda enerji ithalatına yıllık ortalama 40 milyar dolar ayrıldığını ve maden ithalatının bu miktarın içinde olmadığını aktardı. Albayrak, Türkiye’nin bulunduğu bölgenin dünyadaki petrol ve gaz rezervlerinin yüzde 60’ını barındırdığını, şu anda çok kritik krizlerin döndüğü ve haritaların yeniden şekillenme arifesinde olduğu bir süreçten geçildiğini anlattı. Türkiye olarak enerji ve yerel kaynaklar başta olmak üzere eskisinden çok daha farklı ve milli bir maden kaynakları stratejisi yürütmek zorunda olduklarını aktaran Albayrak, “Bu çerçevede yapılabilecek çok fazla kamu-özel-akademi iş birliğine ihtiyaç var. Dünyadaki en iyi örneklerle birlikte kamu-özel-akademi iş birliğiyle ilgili benzer modelleri hızlı bir şekilde hayata geçirecek adımları

8 Aralık

2016

atmamız lazım. Tüm akademik camiaya sesleniyorum. Her türlü iş birliğini artırmak için elimden geldiğince uğraşacağım. Bürokraside tıkandığınız yerlerde kapı kapı, telefon telefon bürokrasi yürüteceğimi taahhüt ediyorum.” değerlendirmesinde bulundu. Albayrak, Türkiye’nin madencilikte çok bakir bir noktada olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu: “Yer altı zenginliklerimizin henüz yüzde 30’unu keşfetme noktasındayız. Bunun için bir seferberlik başlattık ciddi bir şekilde... 2023 hedefleri doğrultusunda önemli adımlar attık. Ulusal Madenlerde Rezerv ve Kaynak Raporlama Sistemi (UMREK) için bir adım attık. İnsan kaynağı noktasında küresel rekabet edebilecek yetişkinlik için iş birliğine ihtiyacımız var. Bu iş birliğini sağlama noktasında yetkin ve yeterli insan kaynağını yetiştirmek için önemli bir sürece doğru ilerliyoruz. Yerli ve yenilenebilir kaynakların değerlendirilmesi noktasında, artık vagon değil lokomotif olma stratejisinin bir parçası olarak, ‘Gelin Ar-Ge’yi, teknolojiyi burada kurun, üretin’ dedik. Gelişmiş teknolojileri hem iç hem bölgesel pazar için üretilmek için düğmeye bastık. Bununla ilgili yetişmiş insan kaynağı için de her türlü iş birliğine destek veriyoruz. Milyonlarca gencimiz var. Nükleer alanındaki süreç de yoğunlukla gidiyor, ama sadece Hacettepe Üniversitesinde bununla ilgili bir bölüm var. Bence yeterli değil. 2030’a kadar olan süreçte üç nükleer santral için yoğun bir insan kaynağı ihtiyacı var. Bu alanda da lokalizasyon hedefliyorsak, bunu dolduracak insan kaynağı için de gerekli süreci bugün başlatmamız lazım.”



HABER

www.elektrikdergisi.com

enerjisi panellerinin icadı 1950’lere dayanıyor. Ne var ki o günden bugüne dek güneş enerjisi panellerindeki etkinliğin arttırılması için yapılan çalışmalar çok cılız kaldı. Bilim insanlarının bu alana hiç ilgi göstermemesi ise, petrol şirketlerinin güneş enerjisi çalışmalarını engellemesiyle açıklanmaya çalışıldı. Ancak o günler geride kalmış gibi görünüyor. Tesla gibi dev şirketler artık güneş enerjisini ucuz bir enerji kaynağı olarak pazarlamaya başlamışken, güneş enerjisi panellerinde de yeni gelişmeler yaşanıyor.

BİLİM İNSANLARI YARIŞ HALİNDE

Elektrikte faturasız günler geliyor mu? Dünyanın çok uzun yıllar boyunca “geliştirmeyi unuttuğu” güneş enerjisi panelleri için nihayet yeniden çalışmaya başlayan bilim insanları, yeni bir rekor kırdılar.

G

üneş enerjisi, farklı yöntemlerle M.Ö 700 yılından beri kullanılıyor. Öyle ki, bazı savaşlarda gemilerin, dev aynalar üzerinden güneş ışığının yansıtılmasıyla yakıldığı biliniyor. Ancak bugün bildiğimiz anlamıyla modern güneş

Siemens,Türkiye’de biyokütleye enerji veriyor

E

ndüstriyel buhar kazanı üreticisi Mimsan tarafından sipariş edilen Siemens SST-111 buhar türbini, Oltan Köleoğlu Enerji’nin Ankara’ya 250 kilometre mesafede yer alan Mecitözü ilçesindeki biyokütle santralinde enerji üretecek. Projenin, 2017 yazında devreye alınması hedefleniyor. Dünyanın fındık

10 Aralık

2016

Bilim insanları şimdi Asia-Pacific Solar Research Conference’da, 16 cm2’lik standart güneş enerjisi panellerinde üretim etkinliğini %12.1’e çıkardıklarını açıkladılar. Daha önceki rekor ise %12 idi. bu, panellere gelen güneş enerjisinin %12.1’inin elektrik enerjisine çevrilebilmesi anlamına geliyor. 2009 yılında 16 cm2’lik panellerin etkinlik oranının %3.9 olduğunu hatırlayacak olursak, yaşanan gelişme daha kolay anlaşılabilir. Söz konusu etkinli oranı yükseldikçe, çok daha küçük panellerle, daha büyük cihazları çalıştırmak mümkün hale gelecek. Bu da, Elon Musk’ın hayalini kurduğu gibi, otomobillerin üzerine yerleştirilecek küçük panellerle, elektrikli otomobilleri neredeyse hiç şarj etmeden, yakıta hiç para harcamadan, sonsuza kadar sürebilmek anlamına geliyor. Ya da evlerin çatısına monte edilecek panellerle, ömür boyu elektrik faturası ödemeden, tüm evi elektrikle ısıtmak, soğutmak ve çalıştırmak da mümkün. Tüm bunların olabilmesi için de güneş enerjisi panellerinin daha yüksek üretim etkinliğine ulaşması gerekiyor.

üretiminin dörtte üçünün gerçekleştirildiği Karadeniz’de kullanılacak olan türbin , elektrik üretmek için fındık kabukları ve tarımsal atıkları kullanan bölgenin lider firması Oltan Köleoğlu Enerji’nin biyokütle santralinde kullanılacak. Oltan Köleoğlu Enerji, SST 111 buhar türbini ile verimli, esnek çalışabilen, düşük bakım maliyetleri ile 5MW’lık biyokütle santraline sahip olacak. Siemens Türkiye’nin uzman teknik çözümlerine ilave olarak geliştirdiği finansal çözümler de enerji yatırımcılarının türbin seçiminde önemli rol oynuyor.


Dynamic, innova ve and modern brand making a dierence in the electricity sector

Up to 36kV Sf6 Gas / A r Insulated Sw tchgear and Controlgear Vacuum C rcu t Breaker Separable Cable Accessor es D str but on Automat on

www.sfaelectr c.com


İÇİNDEKİLER 14 Enerjide 2016 böyle geçti 16 IAEE Başkanı Prof. Dr. Kumbaroğlu: Enerji güvenliği için Türkiye kilit rolde 18 YENİLENEBİLİR ENERJİLER BÜYÜMEYE DAMGASINI VURACAK 22 NÜKLEER’DEN EKONOMİYE 10 MİLYAR DOLARLIK DOPİNG 24 ABB, e-DesIgn Seminerleri, yoğun katılımla gerçekleşti 26

21

Yeni Yılda Yeni Ufuklara Doğru…

Panasonic’den 260 milyon dolarlık güneş enerjisi yatırımı 28 Pelsan Aydınlatma’ nın “Eğitime Destek” Projesi Devam Ediyor… 30 Elektrikte yeni serbest tüketici limitleri müşteriye fayda kampanyalarını öne çıkartacak 32 UEDAŞ ekipleri zorlu şartlarda mücadele veriyor

12 Aralık

2016

04

Saat uygulaması tasarruf yerine tüketimi artırdı’


64

ÖZEL BÖLÜM

10

:

ENERJİ KALİT

ESİ

Elektrikte faturasız günler geliyor mu? 34 Bereket Enerji, Karapınar için kapasiteyi 500 MW’ye çıkarıyor 38 YEPAŞ’tan Serbest Tüketici Limiti Açıklaması 40

46

Makale: yangın ve öğrenci yurtları

thyssenkrupp SEED Campus- Eğitim Merkezi Açıldı 42 MAKEL BAYİLERİ’NE LED TANITIM TOPLANTISI gerçekleştirdi 52 ANKARA MEKTUBU / YANLIŞ HESAP… KANDIRMANIN ABSÜRT HALİ 54 ELEKTRİK TARİHİNDE YOLCULUK / ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİNDE BİR ÖNCÜ: KAMURAN SIRRI BEY

Elektrikgüncesi ENERJİ DÜNYASINDAN

58

60

83

56 BİLİRKİŞİ RAPORLARI / KURU TİP TRAFO BİNANIN BODRUM KATINDA KULLANILABİLİR 76 MAKALE: Enerji Kalitesinde IEC61000-430 class A ve EN50160 yeterli mi?

13 Aralık

2016


HABER

www.elektrikdergisi.com

Enerjide 2016 böyle geçti Türkiye’de bu yılın enerji gündemine, Rus gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesi için hükümetler arası anlaşmanın imzalanması damga vurdu.

T

ürkiye ve dünyada bu yıl enerji sektöründe yoğun gelişmeler yaşandı. Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı anlaşması ve Şangay İşbirliği Örgütü Enerji Kulubü başkanlığı seçimi, Türkiye enerji gündeminin en önemli gelişmeleri oldu. Türk-Rus ilişkilerinin normalleşmesiyle iki ülke hükümetleri arasında imzalanan Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı anlaşması, bölgedeki en önemli anlaşmalardan biri olarak tarihe geçti. Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerinin 6 yıl aradan sonra tekrar normalleşme sürecine girmesiyle de İsrail ve Doğu Akdeniz bölgesindeki doğalgaz projeleri bölgeyi ilgilendiren önemli gelişmeler arasında yer aldı. Petrol fiyatlarındaki dalgalanma ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ile OPEC dışı ülkelerin petrol üretimini kısma konusundaki toplantıları, İngiltere’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden çıkma kararı ve ABD başkanlık seçimini Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın kazanması dünya ekonomisini ve enerji sektörünü etkileyen önemli gelişmeler oldu. Yılın son döneminde ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ile iş birliğini derinleştirme arzusuna yönelik açıklamalarının ardından Türkiye, örgütün Enerji Kulübü’nün 2017 dönem başkanlığına seçildi.

İran ile tahkim süreci ve doğalgazda yüzde 10 indirim Türkiye’nin, İran’dan aldığı doğalgazın fiyatı konusunda 2012 yılında uluslararası tahkim mahkemesinde açtığı dava, 2 Şubat’ta Türkiye lehine sonuçlandı.

14 Aralık

2016

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, davada kazanılan indirimin 1 Temmuz 2011’den geçerli olacağını belirterek, tahkim heyetinin tarafların anlaşması yönünde yüzde 13,3 -15,8 arasında indirim aralığı verdiğini bildirdi. Eylül ayında, doğalgaz fiyatlarında tahkimle ilgili karar aşamasına gelindiğini belirten Albayrak, “Hali hazırda karar imza noktasına gelmediği için süreç tamamlanmadı, ama inşallah kış gelmeden bu süreci başlatacağımızı ifade ettiğimiz için doğalgaz indirimi 1 Ekim’den başlamak üzere hem tüketiciye hem sanayiye yüzde 10 olarak yansıyacak.” ifadesini kullandı.

Akkuyu Nükleer’de hisse satışı 27 Nisan’da, Rus tarafının, Türkiye’nin ilk nükleer santral projesi olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) hisselerinin yüzde 49’unu satışa çıkardığı yönündeki haberler sektörde etkili oldu. Bakan Albayrak, 26 Ekim’de konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda, “Akkuyu özelindeki yüzde 49’luk payın devredilmesi konusu sözleşmede hak olan bir durum. Rosatom şirketi ve Rus tarafından bununla alakalı yerli ortaklar üzerinde görüşmeler yapıldığıyla ilgili bilgimiz var. Projenin finansal olarak daha hızlı hayata geçmesiyle ilgili adımlar çerçeve-


sinde bakıldığında, Rus tarafının bununla ilgili görüşmeler yaptığı, önümüzdeki kısa dönemde bazı adımlar atılacağı bizim de bilgimiz dahilinde gerçekleşiyor.” ifadelerini kullandı.

İstanbul’da düzenlenen 23. Dünya Enerji Kongresinde Rus gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak “Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesi” hükümetler arası anlaşması imzalandı.

OPEC kararı sonrası petrol fiyatları 57 doları aştı

İsrail ile normalleşme süreci

Bu yıl uluslararası piyasada petrol fiyatlarındaki düşüş devam etti. Petrol fiyatları Haziran 2014’te 115 dolar seviyesini gördükten sonra, küresel piyasadaki petrol arzı nedeniyle düşme eğilimine girdi. Bu yıl ocak ayında brent petrolün varil fiyatı 27 dolarla Aralık 2003’ten bu zamana kadarki en düşük seviyeyi gördü.

Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkilerinin 6 yıl sonra tekrar normalleşme sürecine girmesiyle İsrail ve Doğu Akdeniz bölgesindeki doğalgaz projeleri yeniden gündeme geldi. Bu kapsamda, İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, 23’ncü Dünya Enerji Kongresinde İstanbul’da bir araya geldi.

özelleştirme ihalelerine 2,5 milyar liralık teklif Özelleştirme İdaresi Başkanlığının Almus-Köklüce HES’leri için 29 Eylül’de düzenlediği ihaleye, 750 milyon 500 bin liralık teklif verildi. Türkiye Petrolleri Petrol Dağıtım AŞ’nin özelleştirilmesine yönelik 20 Ekim’de gerçekleştirilen ihaleye de 490 milyon liralık teklif geldi. Başkanlığın 3 Kasım’da düzenlediği, yılın en büyük enerji ihalesi olan, Menzelet-Kılavuzlu hidroelektrik santrallerine de 1 milyar 250 milyon lira tutarında teklif verildi.

Enerjinin devleri İstanbul’da buluştu

ŞİÖ Enerji Kulübü 2017 dönem başkanı Türkiye oldu

23. Dünya Enerji Kongresi, 9-13 Ekim tarihlerinde İstanbul’da yapıldı. Global enerji sektörünün önde gelen oyuncularını buluşturan ve “Enerji Olimpiyatları” olarak da bilinen kongre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Türkiye’nin Şangay İşbirliği Örgütü ile iş birliğini derinleştirme arzusuna büyük önem veriyoruz.” açıklamasının ardından Türkiye, 23 Kasım’da örgütün Enerji Kulübü’nün 2017 dönem başkanlığına oy birliğiyle seçildi.

Türk akımında imzalar atıldı

Enerjide Türk lirası dönemi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 1 Aralık 2014’te Türkiye’ye yaptığı ziyarette, Güney Akım projesinin iptal edildiğini, yerine “Türk Akımı” projesinin planlandığını açıklamıştı, ancak geçen yıl kasım ayında Türkiye’nin hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesinin ardından gerilen Türk-Rus ilişkileriyle proje de rafa kaldırılmıştı. Bu olaydan yaklaşık iki yıl sonra

Bu yıl aralık ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dolar yerine Türk lirası kullanımı çağrısının ardından Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, doğalgaz dağıtım ihalelerinin Türk lirası ile gerçekleştirilmesine karar verdiğini açıkladı. Söz konusu ihalelere katılacaklar, kilovatsaat başına dolar/sent yerine, Türk lirası/kuruş cinsinden açık eksiltme usulüyle teklif verecek.

Güneş enerjisinde dev adım Bu yıl ekim ayında Konya’nın Karapınar ilçesine güneş enerjisi alanında 1 milyar doların üzerinde yatırım yapılacağı açıklandı. Bakan Albayrak, güneşteki bu ihalenin benzerinin 2017’nin ilk çeyreğinde rüzgar alanında da yapılacağını söyledi.​

15 Aralık

2016


HABER

www.elektrikdergisi.com

IAEE Başkanı Prof. Dr. Kumbaroğlu: Enerji güvenliği için Türkiye kilit rolde Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği Başkanı Prof. Dr. Kumbaroğlu, Türkiye’nin enerji güvenliği konusunda kritik öneme sahip olduğunu belirtti.

U

luslararası Enerji Ekonomisi Birliği (IAEE) Başkanı ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Türkiye’nin enerji güvenliği konusunda kritik öneme sahip olduğunu belirterek, “Enerjinin ekonomik koşullarda Avrupa’ya taşınabilmesi için Türkiye üzerinden gitmesi gerekiyor. Türk Akımı Projesine ilişkin hükümetler arası anlaşmalar imzalandı. Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesinin (TANAP) inşaatı devam ediyor. Bununla beraber Rus gazı, Türk-Yunan sınırında yakın zamanda Azeri gazıyla buluşacak.” dedi. Kumbaroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, konferans için gittiği Avrupa Birliğinin (AB) birçok ülkesinde, AB’nin doğal gaz talebinin önümüzdeki yıllarda artacağını ve Türkiye’nin dört bir yanının doğal gazla çevrili olduğunu anlattığını belirterek, bu kaynakların ekonomik koşullarda Avrupa’ya taşınabilmesi için Türkiye üzerinden gitmesi gerektiğini söyledi. Türk Akımı Projesine ilişkin hükümetler arası anlaşmaların imzalandığını ve TANAP’ın inşaatının devam ettiğini aktaran Kumbaroğlu, bununla beraber Rus gazının, Türk-Yunan sınırında yakın zamanda Azeri gazıyla buluşacağına dikkati çekti. Türk Akımı Projesinin neredeyse iki katı kapasitesinde ikinci bir Kuzey Akım Projesi için Alman şirketlerin Gazprom ile ortaklık anlaşması imzaladığı bir ortamda Türkiye’nin Rusya ile enerji iş birliğini geliştirmesinin eleştirilemeyeceğini vurgulayan Kumbaroğlu, şöyle devam etti: “Bir sonraki adım Doğu Akdeniz’de İsrail açıklarında bulunan rezervleri Avrupa’ya taşımak. İsrail gazının, diğer ülkelerden gelen gazda olduğu gibi, sadece Türkiye’den geçerek Avrupa’ya ekonomik olarak ulaşması mümkün. İsrail gazı da Türk-Yu-

16 Aralık

2016

nan sınırına gelir ve sınır kapısı farklı ülkelerden gelen doğal gazın buluşma noktası olur. Bunun Avrupa için anlamı kaynak çeşitliliği, rekabetçi bir piyasa ve enerji güvenliği. Bugün Avrupa’nın enerji güvenliğinin önündeki en büyük engel Türkiye ile üyelik müzakerelerinin askıya alınmasına yönelik tavsiye kararı ile ortaya çıkan güvensizlik ortamı. Türkiye ile güvensizlik ortamı Avrupa’nın enerji güvenliğini tehdit ediyor.” Kuzey Irak’taki petrol ve gaz rezervlerine de değinen Kumbaroğlu, bunların da Türkiye üzerinden Avrupa’ya ucuza taşınabileceğini ancak bölgede hüküm süren terör ortamı nedeniyle projelerin hayata geçirilemediğini anlattı. Prof. Dr. Kumbaroğlu, “Suriye ve Irak’ta enerji kaynaklarının, güzergahların, rafinerilerin ve pazarların bulunduğu yerler aynı zamanda terör ve savaş ortamının hüküm sürdüğü yerler. İstikrar ortamı sağlandığında AB enerji güvenliğine katkı sağlayacak yeni bir kaynak Kuzey Irak gazı olacak. Tek ekonomik güzergah yine Türkiye ve buluşma noktası yine Türk-Yunan sınırı. Bir diğer alternatif dünyanın ikinci büyük rezervlerinin bulunduğu İran gazı. Ambargonun kaldırılmasından sonra İran-Türkiye-Avrupa Boru Hattı Projesine ilişkin umutlar yeşerdi ancak burada halen koşullar çok değişken ve belirsiz. Enerjide rotaların yeniden çizildiği heyecanlı ve önemli, dinamik bir dönemdeyiz.” ifadelerini kullandı.



HABER

www.elektrikdergisi.com

“YENİLENEBİLİR

ENERJİLER BÜYÜMEYE DAMGASINI VURACAK’’

Toplantının açılış konuşması, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Kurucu Başkanı Güler Sabancı tarafından yapıldı.

G

üler Sabancı konuşmasında, “Bugünün dünyasında çok çarpıcı küresel trendlere tanıklık ediyoruz. Hızlı kentleşme, dijitalleşme ve elektrifikasyon, enerjinin yaşamsal önemini daha da artırıyor. Enerji, toplumların yaşam kalitesi ve ekonomilerinin sağlıklı işleyişi bakımından stratejik önem taşıyor. En öncelikli gündem maddelerinden birisi olma özelliğini koruyor. World Energy Outlook raporuna göre, 2040 yılına kadar dünyada enerji talebinin %30 artış göstermesi bekleniyor. Enerji kaynaklarına bakıldığında, en yüksek ölçekli büyümenin yenilenebilir enerjiden geleceği görülüyor. Yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payının %23’ten %37’ye çıkması bekleniyor. 2040 yılına kadar mevcut fiyatlarla toplam 44 trilyon dolarlık enerji yatırımı olacağı hesaplanıyor. Buna ilave olarak,

18 Aralık

2016

enerji verimliliğinde iyileştirme için 23 trilyon dolarlık daha yatırım yapılacağı tahmin ediliyor. Yani; zorlu bir enerji geleceği, fırsatlarıyla birlikte bizleri bekliyor. Daha fazla rekabetçilik, uygun yatırım iklimi, artan verimlilik, ileri teknoloji ve ciddi inovasyon konuları, enerjide başarılı bir dönüşümün ana bileşenlerini oluşturacak. Verimlilik bu noktada çok önemli. Enerjide tüketicinin rolü ve önemi artıyor. Tüketiciyi işin odağına alan yeni iş modelleri ve uygulamalar giderek daha fazla yaygınlık ve işlerlik kazanmak durumunda. Enerjide teknolojik gelişmeler ile birlikte, yeni kavramları tartışmaya ve gelecek projeksiyonlarımıza dahil etmeye başladık. Örneğin; dağıtık üretim, akıllı şebekeler, enerji depolaması, talep yönetimi ve elektrikli araçlar gibi her biri çok önemli başlıkların enerji sektörünün geleceğini şekillendirmekte belirleyici olacağı görülüyor. Ayrıca Kasım ayı başında yürürlüğe giren Paris Anlaşması’nın da enerji sektörünün daha sürdürülebilir bir niteliğe ulaşabilmesinde rolü çok kritik olacak” dedi. Güler Sabancı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Enerji ülkemiz için çok stratejik bir sektör. Son 10 yılda birincil enerji talebimiz, dünya ortalamasının çok üzerinde, yıllık ortalama %4’ün üzerinde büyüdü. Bu çarpıcı büyümeye karşın, kişi başına enerji tüketimimiz halen OECD ortalamasının %40’ı düzeyinde gerçekleşiyor. Bu oran, enerji talebimizdeki önemli büyüme potansiyeline işaret ediyor. Enerji talebimizdeki artışı güvenli, rekabetçi ve sürdürülebilir koşullarda sağlamak bizler için ana öncelik olarak görünüyor. Enerjide arzı ve talebi en doğru şekilde yönetmeliyiz.


“Küresel enerjinin geleceği hakkında tek bir senaryo yoktur, çeşitli politikalar gidişatı belirleyecektir.” Bakanlığımızın bu konuda çok yoğun mesai harcadığını biliyoruz. Biz de bu çabaları ve çalışmaları yürekten destekliyoruz. Son dönemde, ülkemiz enerji sektöründe önemli gelişmeler yaşandı. Son 10 yılda Türkiye elektrik sektörüne 75 milyar dolar yatırım yapıldı. Bu yatırımların çok büyük kısmı, özel sektör tarafından Türkiye enerji sektörünün büyümesine ve rekabetçi, serbest bir piyasanın gelişmesine duyulan güven ile gerçekleştirildi. Türkiye elektrik ve doğal gaz sektörleri, toplamda 100 milyar TL’ye ulaşan pazar büyüklüğüyle pek çok kritik sektörden daha önde bir konuma geldi. Enerji Bakanlığımız ve EPDK’nın liderliğinde elektrik piyasasının serbestleşmesinde çok önemli adımlar atıldı. Son 10 yılda Türkiye kurulu gücü yaklaşık iki kat artış gösterdi. Çeşitli üretim özelleştirmeleri gerçekleştirildi. Ancak bu konuda devam etmeliyiz. Dağıtım özelleştirmeleri tamamlandı. Dağıtımda içinde bulunduğumuz yeni tarife dönemi boyunca, teknoloji ve verimlilik odaklı yatırımları ve operasyonları özendirmeye, müşteri memnuniyetini güçlendirmeye devam etmemiz gerekiyor. Enerji borsamız EPİAŞ faaliyete geçti ve şeffaflık ve derinlik anlamında önemli gelişmeler kaydetti. Perakende liberalleşmesinde arzu edilen seviyede olmamakla birlikte bazı gelişmeler kaydedildi. Artık liberalleşme adımlarını hızlandırarak daha ileriye taşımalı ve tüketicinin lehine olan bir piyasaya daha fazla işlerlik kazandırmalıyız. Bunu sağlamak üzere, enerji piyasalarımızda düzenleyici çerçeveyi; piyasanın rekabetçiliğini, şeffaflığını ve elbette öngörülebilirliğini artıracak şekilde güçlendirmeliyiz. Arz talep dengelerini, verimliliği ve maliyetleri yansıtan rekabetçi bir piyasaya işlerlik kazandırmalıyız. İçinde bulunduğumuz arz fazlası ve düşük emtia fiyatları dönemini, bu yönde cesur adımlar atmak için bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. IICEC’i kurarken sektör ve ülkemiz için bir “Kutup Yıldızı” olmasını hedeflemiştik. Bu yolda ilerlerken 2017 yılında IICEC’te önemli bir yapılanma gerçekleştireceğiz. Obama yönetimi boyunca ABD Enerji Bakanı’nın danışmanlarından biri olan Dr. Carmine Difiglio’nun Ocak ayından itibaren

IICEC Direktörü olarak göreve başlayacağını duyurmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Enerji ve iklim konularında nesnel ve kaliteli araştırmalar üretmek, bölgemizde ve dünyada enerjide sürdürülebilir geleceğe yönelik çözümler geliştirmek hedefiyle kurmuş olduğumuz IICEC, Dr. Difiglio’nun aramıza katılmasıyla birlikte çalışmalarına ivme kazandıracaktır. IICEC şimdiye kadar gerçekleştirmiş olduğu çalışmalarıyla bölgesinde ve dünyada tanınan, bilinen bir networking platformu oldu. IICEC bu misyonunu da büyük başarıyla sürdürmeye devam edecektir.”

“World Energy Outlook” Raporu Nedir? “World Energy Outlook” Raporu, küresel enerji piyasalarının bugününe ve gelecek 25 yıla ilişkin en son tahminleri, küresel iklim değişikliğine dair öngörüleri, politika gelişmelerini ve bir önceki yıldan bu yana elde edilen tecrübelerle güçlendirilen analizleri içeriyor. “World Energy Outlook”, farklı senaryolara, bölgelere, sektörlere ve yakıt türlerine göre en son enerji arz ve talep projeksiyonlarına yer veriyor. Rapor, orta ve uzun vadede enerji sisteminin nasıl dönüşebileceğine dair önemli analizler sunuyor.

19 Aralık

2016


YAY IN DAN IŞMA KURULU Elektromekanik Sanayii Hüseyin ARABUL Barmek Holding Yönetim Kurulu Başkan› Muzaffer AVCI Elimsan fiirketler Grubu Kurucu orta¤› Mustafa NURDO⁄AN Federal Elektrik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Bülent DAMAR Pelka Yön. Kur. Başkan› Dr. Arnold HORNFELD Siemens Türkiye eski Başkan› Trafo ve Şalt CihazlarI Refik Can ERKÖK ABB Elektrik Transformatör Genel Müdür Yrd. Ergin D‹KMEN TEKON Enerji A.Ş. Teoman ÇET‹N TEKON Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Süleyman KASIRGA EAE Kabin Dan›şman› Kondansatörler Hakk› ONAT TOKAY Elektrik Ltd. Şti. • VISHAY-ESTA Türkiye Temsilcisi Ahmet BAŞARAN KONDAŞ Genel Müdürü Elektrik MakinalarI Prof. Dr. Kemal SARIO⁄LU ‹TÜ Elek.-Elektronik Fak. Emekli Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. H. Bülent ERTAN ODTÜ Elektrik Müh. Bölümü Elektrik ‹letim ve DaĞItIm Sistemleri Dr. T. Tunçay ÇAYLI Yusuf H. KAYA EAE Yönetim Kurulu Başkan› A.G. Tesisat, Şalt CihazlarI Cem BAŞ Legrand-‹malat ve Endüstri Md. Salih Öztekin Elektrik Yüksek Mühendisi Cihan Elektrik Sat›ş Müdürü Elektrikli UlaŞIm Prof. Dr. At›f URAL Kocaeli Üniv. Kurucu Rektörü Rıza Akçan Elektrik Yüksek Mühendisi

ENERJ‹, ELEKTR‹K, AYDINLATMA, ELEKTRON‹K VE OTOMASYON MÜHEND‹SL‹⁄‹ DERG‹S‹ Yerel Süreli Yay›n Avrupa Bak›r Enstitüsü Türkiye Medya Partneri Say›: 331 - Aralık 2016

Kaynak Yay›n Tan›t›m Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti. ad›na Sahibi,

Yay›n Yönetmeni Sorumlu Yaz› ‹şleri Müdürü Ersin KAYA ersin@kaynakelektrik.com

Reklam Koordinatörü Ayhan ÜSTÜNER ayhan@kaynakelektrik.com

Reklam Müdürü Ziya ALKAN ziya@kaynakelektrik.com

Güç ElektroniĞi Prof. Dr. Nejat TUNÇAY Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Hac› BODUR YT Üniversitesi Ö¤r. Üyesi Güvenlik U¤ur YERTUT Yestaş Güvenlik Sist. Ltd. Şti. Otomasyon Enstrümantasyon Burak CEDETAŞ ABC Cedetaş Otom.Kont.Gn.Md. Levent SÖKMEN Allen-Bradley - Türkiye Ertan SÖYLEMEZ ENELSAN End. Elekt. Gn. Müd. Prof.Dr.Do¤an ‹BRAH‹M Yak›n Do¤u Üniversitesi

Tasarım Binbir Ajans

Ayda bir ç›kar Sayı fiyat›: 10 TL. Y›ll›k (12 say›) abone bedeli 100 TL. Ö¤renciler için 70 TL.

Ölçü ve Kont. Cihz. Ahmet T. UZUNKAYA ENTES Yön. Kurulu Üyesi Ali MANSUR‹ DEMA Yönetim Kurulu Başkanı Halis Erdal GÜREL GEMTA Genel Müdürü O¤uzhan ‹LBAY TERRA Ltd. Şti. Genel Müd.

Eski Osmanl› Sk. Ar›kan İş Mrk.

YIldIrImdan Korunma Çetin TEK‹N Radsan Ltd. Şti. Gn.Müd. Harun SIRMABIYIK Amper A.Ş. Yön. Kur. Bşk.

Tel: (0 212) 272 59 59 (pbx)

Yönetim Yeri

No:30 K:2 D:10 34387 Mecidiyeköy-‹ST.

Faks: (0 212) 272 33 90

AydInlatma Prof. Dr. Mehmet Ş. KÜÇÜKDO⁄U Kültür Üni. Mühendislik ve Mimarl›k Bölümü Başkan› Prof.Dr. Sermin ONAYG‹L ‹TÜ Enerji Enstitüsü

web: http://www.elektrikdergisi.com

Elektrik Müh. EĞt. Prof. Dr. Ahmet DERV‹ŞO⁄LU İTÜ Emekli Öğretim Üyesi

100 Y›l Mah. MASS‹T 1. Cad. No: 88

Kalite ve Standartlar Dr. Sait SAMLI SIEMENS- Kalite Yön. Direktörü

Tel: (0212) 629 00 24-25

Anahtar Teslimi Sistemler ve Fabrika Elektrifikasyonu Ömer OydaIşIk SIEMENS - Endüstriyel Hiz. ve Çözümler Bölüm Direktörü Mehmet Ferit PEKEROĞLU ELPEK MÜHENDİSLİK - Elektriksel Periyodik Kontroller

‹mzal› yaz›lar›n düşünsel sorumlulu¤u yazarlar›na, reklam içeri¤inin sorumlulu¤u ilgili firmaya aittir. Dergimizdeki haber ve yaz›lardan izinsiz al›nt› yap›lamaz.

Mühendis Örgütleri Teoman ALPTÜRK TMMOB ve EMO eski Bşk.

Bask›: G.M. Matbaac›l›k ve Tic. A.Ş.

Ba¤c›lar/‹ST.

Faks: (0212) 629 20 13.

Son Bask› Tarihi: Aralık 2016


YAYINCIDAN

2017’de yeni ufuklara doğru ERSİN KAYA • ersin@kaynakelektrik.com

İ

şiniz elektrikle ilgili ise ve arada bir yazı yazmanız gerekiyorsa, bitmez tükenmez bir veri zenginliği elinizin altındadır. Önce bir başlık açarsınız, “elektrik olmasaydı” diye… Sonra doldurun satırları.

Geçmişten örnekleri hatırlayacak olursak, 96 depreminin sonrasında “depremin ardındaki elektriksel olaylar, uzmanların açıklamaları ile sayfalarımızda yer aldı.

“Şu bilgisayar olamazdı, odamda güzel bir ışık bulunmazdı. Yollar, parklar karanlıkta kalırdı. Haberleşemezdik. Hastaneler çok geri teknolojilere esir olurdu. Kaloriferler bizi ısıtamazdı. Üretim yavaşlar, pahalıya patlardı.

Deprem kadar olmasa da, ülkemiz tarihinde hatırlanmaya değer olaylardan biri, futbol ulusal takımımızın dünya üçüncülüğünü kazandığı yıl idi. Final maçlarında devlet dairelerinde memurlara izin veriliyor ve ülkece TV ekranı başında maç izliyorduk. Bu durumun, elektrik ve haberleşme sektörlerine yansıması ise elektrik güç tüketiminin ve internet kullanımının azalması idi. Dergimiz ulaştığı verilerle maç izlemenin elektriğini ve iletişimini sayfalarında yansıtabildi.

Trenler, gemiler eski usullerle ağır aksak yol alırdı. Uçaklara, modern otomobillere olağan üstü mekanizmalarla kumanda edilemezdi. Onlarca kat yüksekliğindeki apartmanlara, iş merkezlerine çıkamazdık asansörler var olmadığı için. Hayatımızın onsuz olmaz aksesuarları, cebimize sığdırdığımız akıllı telefonsuz bir yaşamı tahayyül edebilir misiniz? Her Allahın günü, rotatiflerde milyonlarca basılan gazeteleri yaşamınızdan çıkarıp, “oh ne güzel, iyi ki elektrik yok, gazeteler ile kafam karışmıyor” deme lüksünüzün yok olmasından şikayetçi misiniz? Abartmış olmayayım, ama sizler de yukarıdakine benzer, içinden elektrik geçen onlarca cümle kurabilirsiniz.

Benzer örnekler arasında savaşın elektroniğini irdeleyen röportajlar, tren kazalarının elektriksel analizleri sayılabilir. Biz, olayların ardındaki elektriksel boyutları öne çıkarmayı hedefleyen bu çabalarımızı 2017’de yoğun biçimde sürdüreceğiz. Bu çizginin mesleğimizin öneminin kavranmasında yararlı olacağını, bize yeni ufuklar açacağını umuyoruz.

Elektrik, yaşantımızda öyle bir yer tutuyor ki, kadın ve erkek arasındaki duygusal ya da tensel yakınlaşma da “elektrik alıp almama” kapsamında ifadesini bulabiliyor. Biz ELEKTRİK Dergisi olarak hayatın her alanındaki elektrik olaylarını ilgi alanımız içinde gördük, görüyoruz.

21 Aralık

2016


HABER

www.elektrikdergisi.com

NÜKLEER’DEN EKONOMİYE 10 MİLYAR DOLARLIK DOPİNG 42 milyar dolarlık nükleer santral yatırımları Türk firmaları için 10-12 milyar dolarlık bir fırsat oluşturacak.

İ

nşaat, imalat, elektrik-elektronik ve makine sanayi altında faaliyet gösteren pek çok sektörün iş hacmini artıracak nükleer santral projeleri yeni istihdam alanları da sağlayacak. Hacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Uluslararası Nükleer Santraller Zirve Başkanı Doç. Dr. Şule Ergün, “Yaklaşık 500 bin ayrı parçadan oluşan nükleer santral projelerinde Türk firmalarının özellikle vana, pompa ve kablo alanında şansları yüksek” diye konuştu Nükleer enerji yatırımları Türk firmaları için yeni bir kalkınma ekonomisi doğuracak. Akkuyu ve kurulması planlanan Sinop nükleer santral projeleri, yerlileştirme çalışmaları kapsamında Türk firmalarına iş vermeye hazırlanıyor. İnşaat, imalat, elektrik-elektronik ve makine sanayi altında faaliyet gösteren pek çok sektör için 10 – 12 milyar dolarlık iş fırsatı oluşturması beklenen nükleer santral projeleri yeni istihdam alanlarını da geliştirecek. Nükleer enerjinin Türk firmalarına sunacağı fırsatlar, Nükleer Mühendisler Derneği’nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Nükleer Sanayi Derneği’nin desteğiyle düzenlediği, 8-9 Mart 2017 tarihlerinde gerçekleşecek 4. Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi’nde masaya yatırılacak. Nükleer santral endüstrisinde Türk firmalarına tedarikçinin tedarikçisi olmak için önemli görevler düştüğünü belirten Ergün, tasarıma bağlı değişiklik gösterse de yeni nesil bir santralde gerekli olan ekipmanın yaklaşık olarak 3000 vana, 250 pompa, 70 kilometre borulama hattı, 483 kilometre elektrik kablo ve 90 bin elektrik ekipmanı olarak sıralanabileceğini ifade etti. Tüm bu ekipmanın nükleer seviye parçalar olmadığını ancak, önemli bir kısmının nükleer kalite gerektirdiğini belirten Şule Ergün, bu malzemelerin yerli üreticilerden temin edilebileceğini, özellikle vana, pompa, kablo, çelik boru, basınçlı kaplar ve bağlantı elemanları alanında önemli fırsatlar olduğunu ancak, bu ekipmandan yüksek teknoloji ile üretim gerektirenleri üretecek firmaların mutlaka performans testlerini geçerek sertifikasyonlarını tamamlaması gerektiğini açıkladı.

22 Aralık

2016

Uzay ve savunma sektörlerini de besleyecek Şule Ergün, “Nükleer endüstrisi için yatırım yapan Türk firmaları sadece yurt içinde değil, yurt dışında da inşaatı gerçekleştirilecek nükleer santral projelerinde yer alabilir. Türkiye’deki iki nükleer santral projesinden yaklaşık 10-12 milyar dolarlık payı Türk firmalarının almasını bekliyoruz. Bu da firmalarımızın uluslararası güvenlik standartları ve kalite yönetim sistemleri ile çalışma vizyonu kazanmalarını sağlayarak Türk firmalarının ürünlerinin yurt dışındaki projelerde de tercih edilmesinin önünü açacak. Ayrıca nükleer santrallere yönelik geliştirilecek kapasite enerji, uzay, savunma, otomotiv, denizcilik, havacılık gibi katma değeri yüksek sanayi kollarında da ülkemizi ileriye taşıyacaktır” diye konuştu. Nükleer sanayinin dev global temsilcileriyle yerli üreticileri buluşturacak 4. Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi, 8-9 Mart 2017 tarihlerin de Pullman İstanbul Convention Center’da düzenlenecek. Zirve’de Türk nükleer endüstrisinin gelişmesi için 200’ün üzerinde ticari eşleştirme görüşmesi gerçekleştirilmesi planlanıyor.



HABER

www.elektrikdergisi.com

ABB, e-DesIgn Seminerleri, yoğun katılımla gerçekleşti EMO İzmir Şubesi, EMO Denizli Şubesi, EMO İstanbul Şubesi ve EMO Bursa Şubesi ile birlikte düzenlenen teknik seminerlerde, ABB e-DesIgn programı katılımcılara detayları ile anlatıldı. ABB Elektrik Elektrifikasyon Ürünleri Bölümü Teknik Tanıtım ve Dizayn Uzmanı Hakan Polatkan tarafından verilen seminerler yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.

S

eminerin ilk bölümünde programın yapısı ve temel özellikleri, ikinci bölümünde de örnek bir elektrik projesi tek hat diyagramı program içerisinde çizilerek elektrik tesisat hesaplamaları, devre kesici seçimi, devre kesici açma eğrilerinin ayarlanması ve seçicilik analizi yapıldı. Seminerin son bölümünde de seçilen şalterler kullanılarak AG pano tasarımı ve sıcaklık artış hesabı ile birlikte raporlama (pdf veya dwg olarak) konusunda bilgiler aktarıldı. ABB’nin geliştirdiği e-Design yazılımı ile orta gerilim girişlerinden, alçak gerilim ana ve tali dağıtım panolarına kadar tek hat şemalarının çizilerek, ilgili IEC standartları doğrultusunda elektrik tesisat hesaplamaları (yük akışı, kısa devre, gerilim düşümü vb.) ve devredeki tüm devre kesicilerin seçimi hızlı ve kolay bir şekilde yapılabilir. E-Design programı yapısında DOC, CAT, Curves ve OTC bölümleri yer almakta olup bu bölümlerin her birinin farklı işlevleri bulunmaktadır. • DOC – elektrik tesisat hesaplamaları ve AG pano tasarımı

24 Aralık

2016

CAT – ürün/ekipman seçimi, malzeme listesi dökümü ve fiyatlandırma • Curves – devre kesici açma eğrileri ayarlanması, test edilmesi ve seçicilik analizi • OTC – AG pano içi sıcaklık artış hesabı Elektrik tesisat hesaplamalarını ve devre kesici seçimini hızlı ve kolay bir şekilde yapılmasını sağlayan ve ücretsiz olarak ulaşılabilen e-Design yazılımı ile ilgili eğitimler, EMO işbirliği ile birlikte diğer şehirlerde de devam edecektir.


SEL-849 ve SEL-710 Motor Yönetim Röleleri

Orta ve Alçak Gerilim Motor Yönetim Rölesi • • •

SEL-849 -40° ile +85°C sıcaklık değerleri arasında en zor saha şartlarda çalışabilecek şekilde tasarlanmıştır. Kolay kurulum ve ortak özellikler sayesinde sisteminiz için kapsamlı koruma yapmanıza olanak sağlar. SEL’in gelişmiş enerji çözümlerini, sıra dışı müşteri hizmetlerini, benzersiz uluslararası 10 yıl garantisini ve daha fazlasını öğrenmek için: www.selinc.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Tel: +90 (216) 366 60 45 Web: www.koztek.com

SEL-849 ve SEL-710 Motor Yönetim Röleleri

Faks: +90 (216) 367 30 45 e-posta : info@koztek.com


HABER

www.elektrikdergisi.com

Panasonic’den 260 milyon dolarlık güneş enerjisi yatırımı

P

anasonic’in ABD’li elektrikli otomobil ve enerji şirketi Tesla Motors’a güneş hücresi (solar cell) üretmek için 30 milyar yen (260 milyon dolar) yatırım yapacağı bildirildi. Panasonic’den bugün yapılan açıklamada, Tesla Motors’un New York eyaletindeki Buffalo kentinde bulunan fabrikasına fotovoltaik güneş hücreleri ve modülleri üretmek için 30 milyar yen (260 milyon dolar) yatırım yapmak için anlaşma sağlandığı belirtildi. Binaların çatılarında güneş enerjisinden elektrik üretmek için kullanılacak hücre ve modüllerin imalatına gelecek sene yazın başlanacağının kaydedildiği açıklamada, üretim kapasitesinin 2019’da 1 gigavata ulaşmasının beklendiği bilgisi paylaşıldı. Açıklamada, anlaşma kapsamında Panasonic’in Buffalo’daki fabrikada gerek duyulan yatırım maliyetlerini karşılaması ve Tesla’ın Panasonic’e “uzun dönem satın alma taahhütü” verdiği ifade edilirken, anlaşma sayesinde Buffalo kentinde yaklaşık bin 400 kişiye istihdam sağlanacağı bilgisine yer verildi. Anlaşmanın duyurulmasının ardından Tesla’nın New York borsasındaki hisseleri yüzde 4,2 artış gösterdi. Geçen ay, Tesla, ABD’de bina çatılarına güneş enerjisi paneli kuran SolarCity adlı şirketi yaklaşık 2 milyar dolara satın alarak elektrikli otomobil sahiplerinin araçlarını evlerinde üretilen güneş enerjisiyle şarj edebilme planında büyük bir adım atmıştı. Tesla’nın elektrikli otomobil modellerinden Model S, Model X ve 2018’de çıkacak Model 3’ün bataryalarını Panasonic tedarik ediyor.

26 Aralık

2016

Enerjisa, Gaziantep’i ‘akıllandıracak’ Enerjisa, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle Türkiye’nin ilk kapsamlı akıllı şehir uygulamasını başlattı. abancı Holding ve Alman E.ON ortaklığı Enerjisa, Türkiye’nin ilk kapsamlı akıllı şehir projesini Gaziantep’te başlattı. Enerjisa Dağıtım Şirketleri bünyesinde yer alan Toroslar Elektrik Dağıtım AŞ’nin görev alanında yer alan Gaziantep’teki proje, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı İşbirliği’yle yürütülüyor. Kritik Altyapıların Yönetimi Projesi (KRİTA) olarak da tanımlanan ‘Akıllı Şehir’ örnek uygulamasının bütçesi 3.6 milyon lira. EPDK Ar-Ge Fonu ile yürütülen projenin Haziran 2018’te tamamlanması öngörülüyor. Proje kapsamında, 2014 yılında Uluslararası Park ve Rekreasyon Yönetim Federasyonu (IFPRA) tarafından en özellikli park ilan edilen ve içinde kafe, restoran, oyun alanları ve tematik bölümler de bulunan 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı’nda yeni nesil enerji sistemlerine ilişkin uygulamalar yapılacak. Bu uygulamalar, elektrik altyapısını iyileştirme ve yenileme çalışmaları, park alanında güneş enerjisi üretim sistemleri kurulumu, enerji depolama pilot sistemi kurulumu ve elektrikli şarj altyapısı kurulumunu içerecek. Bu sistemlere ek olarak park alanı içerisinde gürültü ve hareket sensörlerine sahip akıllı aydınlatma uygulaması da gerçekleştirilecek. Enerjisa Dağıtım Şirketleri Genel Müdürü Murat Pınar da konuşmasında en iyi şebekeyi kursalar da, insan odaklı çözümler üretemedikleri sürece kendilerini başarılı saymayacaklarını ifade etti. Murat Pınar şunları söyledi: “Şebekemizin iyileştirilmesi için son teknolojinin kullanıldığı akıllı şebeke projelerimizle hizmet kalitesinde gelişmiş ülke standartlarını Türkiye’ye getirmeyi hedefliyoruz. Projemizle bölge sakinlerine en yeni nesil enerji teknolojilerinin kullanım imkanı sunulacak. Projenin sürdürülebilir ve kaliteli enerjinin sağlanması açısından dönüm noktası olacağına inanıyorum.”

S



HABER

www.elektrikdergisi.com

Pelsan Aydınlatma’ nın “Eğitime Destek” Projesi Devam Ediyor… Pelsan Aydınlatma, üniversite ve mesleki eğitime destek çalışmalarını arttırarak sürdürüyor.

A

ydınlatma konusunda üniversitelerdeki mevcut laboratuvarların pratik bilgi kazandırma konusundaki gücünü artırma amacı ile yola çıkan Pelsan Aydınlatma, elektrik mühendisliği bölümlerinde bulunan laboratuvarların geliştirilmesi ile ilgili çeşitli projelere imza atıyor. Pelsan Aydınlatma, “Eğitime Destek” projesi kapsamında bu misyonla üniversitelere aydınlatma laboratuvarları kurulmasını sosyal sorumluluk projesi olarak üstlenip ilk laboratuvarını Yıldız Teknik Üniversitesi’nde, ikinci laboratuvarını ise Kocaeli Üniversitesi’ nde açmıştır. “Eğitime Destek” projesi kapsamında mesleki

28 Aralık

2016

eğitime destek çalışmaları da devam etmektedir. Öğrencilerin teorik olarak aldıkları eğitimi pratik beceriye dönüştürebilmeleri amacıyla, 2016 yılının son çeyreğinde on tane mesleki ve teknik eğitim merkezi belirlenmiş olup, bu merkezlerden Samandıra Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Amasya Taşova Şehit Polis Ahmet Yaşar Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi’ ne laboratuvar deney setleri hediye edilmiştir. Bu sayede öğrencilerin aydınlatma ve iç tesisat konusunda temel bilgi ve beceriyi kazanması, doğru bir aydınlatma için ışık kaynağını, armatürü ve yardımcı elamanları seçebilmesi, aydınlatma otomasyon sistemini tanıması, hızla gelişen aydınlatma teknolojilerini yakından takip etmesi ve kullanabilmesi gibi benzer birçok yetkinlik kazanması hedefiyle birlikte yetişmiş insan gücü kazanılması hedeflenmiştir.


20.yıl “Kalitenin Markası”


HABER

www.elektrikdergisi.com

Elektrikte yeni serbest tüketici limitleri müşteriye fayda kampanyalarını öne çıkartacak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 2017 yılında serbest yıllık tüketim limitini 3 bin 600 kilovat saatten 2 bin 400 kilovat saate düşürmesi ile aylık 82 liranın üzerinde elektrik faturası ödeyen yaklaşık 8.4 milyon abone serbest tüketici kapsamına girdi.

H

izmet verdiği 4.2 milyon aboneyle Türkiye’nin en büyük elektrik satış şirketi olan Boğaziçi Elektrik Genel Müdürü Halit Bakal, yeni dönemin müşteri lehine olacağını belirterek, “İndirimin yanı sıra yaptığımız özel anlaşmalarla sağlık sigortası, bedava akaryakıt, mobil internet ve uçak bileti gibi kampanyalarımızla elektrik tüketicilerinin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) bugün yaptığı açıklamayla 2017 yılından itibaren elektrikte serbest tüketici limitini 3 bin 600 kilovat saatten 2 bin 400 kilovat saate indirdi. Böylelikle aylık elektrik faturası konutlarda 123 lira ve üzeri gelen abonelerin serbest tüketici olma hakkı 82 liraya kadar düştü. EPDK’nın açıklamasına göre yeni düzenleme ile Türkiye genelinde serbest tüketici olma hakkını kazanan abone sayısı da 2.6 milyon kişiden 8.4 milyon kişiye çıktı. Hizmet verdiği 4.2 milyon müşterisiyle Türkiye’nin en büyük elektrik perakende satış şirketi olan Boğaziçi Elektrik Perakende Satış A.Ş. Genel Müdürü Halit Bakal, yeni dönemle birlikte daha fazla sayıda elektrik tüketicisinin istediği tedarikçiyi seçme ve daha uygun koşullarda elektrik kullanma hakkı olacağını söyledi.

‘SADECE FİYATTA REKABET YOK’ Belirlenen yeni limitlerle birlikte halen sayıları 200’ü bulan elektrik perakende satış şirketleri arasındaki rekabetin daha da artacağına ancak bunun sadece fiyat üzerinden olmayacağına dikkat çeken Halit Bakal, “İndirimin yanı sıra yaptığımız özel anlaşmalarla sağlık sigortası, bedava akaryakıt, mobil internet ve hatta uçak bileti gibi fayda kampanyalarıyla müşterilerin kapısını çalmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

30 Aralık

2016

TANAP’a 600 milyon dolar kredi daha

A

sya Altyapı Yatırım Bankası Yönetim Kurulunca, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) yapımında Azerbaycan’ın Güney Gaz Koridoru AŞ (SGC) şirketi tarafından kullanılacak 600 milyon dolarlık kredi onaylandı. Asya Altyapı Yatırım Bankasından yapılan açıklamaya göre, banka yönetiminin dünkü toplantısında TANAP’a sağlanacak kredi ve şartlar görüşüldü. Toplantı sonucunda, Asya Altyapı Yatırım Bankasının SGC’ye TANAP’ın yapımı için 600 milyon dolarlık kredi kullandırmasına karar verildi. Azerbaycan garantisinde SGC’ye sağlanacak söz konusu kredi, TANAP’ın inşaası için kullanılacak. Açıklamada görüşlerine yer verilen Asya Altyapı Yatırım Bankası Başkan Yardımcısı D.J. Pandian, TANAP’a sağlanan kredinin bankanın kapasitesini gösterdiğini belirterek, “Asya ve Avrupa arasındaki bu önemli enerji altyapısı sadece Azerbaycan’ın ekonomisini güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin ve Avrupa’nın güneyindeki bir çok ülkenin enerji güvenliğini sağlayacak.” ifadelerini kullandı.



HABER

www.elektrikdergisi.com

UEDAŞ ekipleri zorlu şartlarda mücadele veriyor Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş (UEDAŞ) ekipleri olumsuz hava şartları nedeniyle oluşabilecek elektrik arızalarının mağduriyet yaşatmaması için yoğun çaba gösteriyor. Güney Marmara’da hizmet verdiği 4 il ve 55 ilçede ekipler teyakkuz halinde.

B

ursa, Balıkesir, Yalova ve Çanakkale’de 35 bin 500 kilometrekarelik alanda elektrik dağıtım hizmeti veren UEDAŞ arıza ekipleri zor şartlar altında çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Ekipler zorlu kış şartlarında 1 metreyi bulan kar altında bölgenin yüksek dağ köylerinden Keles İlçesine bağlı Baraklı Mahallesi kırsal kesimlerinde arızalanan elektrik hatlarına anında müdahale etti. Zor şartlarda çalışan ekipler arıza olan dağlık bölgeye 4x4 araçlarla ulaşıyor. Aracın ulaşmadığı alanlara ise sırtlandıkları merdivenle 1 metreyi aşan karları yara yara ilerleyen ekipler arızanın bulunduğu bölgeye zor şartlarda ulaşarak metrelerce yükseklikteki elektrik direklerine kimi zaman tırmanarak kimi zaman ise sepetle çıkarak arızayı onarıp vatandaşların elektriksiz kalmamasını sağlıyor. Büyük gayretle zor şartlarda çalışan UEDAŞ ekipleri kış şartlarında kimseyi elektriksiz bırakmıyor. 4 ilde yaklaşık 2.9 milyon aboneye elektrik dağıtım hizmet veren UEDAŞ, ekipleriyle hangi şart ve koşulda olursa olsun arızaya anında ulaşarak onarıyor. 2010 yılından bu yana bölgenin elektrik

dağıtımını üstlenen UEDAŞ, yaptığı yatırımlar ve hayata geçirdiği tedbirler ile arıza sayısında büyük düşüş sağladı.

KIŞ HAZIRLIKLARI ÖNCEDEN YAPILDI Yaz döneminde kapsamlı şebeke iyileştirme çalışmaları yapıldığı bilgisini aktaran UEDAŞ Genel Müdürü Mesut Efe, “Yapılan çalışmalar kapsamında zarar gören hatlar onarılarak şebekenin kışa hazır olması için gerekli tüm önlemler alındı. Kriz yönetiminin önceden planlanması ve ekiplerimizin teyakkuz halinde görev yapmasının neticesinde oluşabilecek her türlü arızaya karşı müdahale edebilecek hareket kabiliyetine sahibiz” şeklinde konuştu. Kaliteli ve kesintisiz enerji hizmetini ulaştırmak için tüm birimlerin özverili bir şekilde çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Genel Müdür Efe, ekiplerin 24 saat usulüyle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti. Ayrıca vatandaşların yaşanan kesinti ve arızalarla ilgili UEDAŞ’ın 186 numaralı ihbar hattı, sosyal medya hesapları, akıllı telefonlardaki mobil uygulaması ve uedas.com.tr adresinden bilgi alabilecekleri ifade edildi.

Çevreci projeyle enerji tasarrufu

T

urkcell, altyapısında kullandığı ürünleri yenileyerek Türkiye’nin frekans spektrumunu müşterilerine yeni teknolojileri destekleyen ekipmanlarla sunuyor. Çevre dostu olan dönüşüm projesi kapsamında yılda 73 milyon kWh enerji tasarrufu sağlanarak ülke ekonomisine de katkıda bulunulacak. 2016 yılında başlanan ve 2017 yılında da hızla devam edecek olan modernizasyon projesi sonunda Turkcell, çevre dostu bir yaklaşım ile günde yaklaşık 200 bin kWh, yılda ise toplamda 73 milyon kWh enerji tasarrufu sağlayarak ülke ekonomisine de katkıda bulunacak. Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Grup Başkanı Gediz Sezgin, “5G’nin getireceği en önemli yeniliklerden birisi enerji tasarrufu alanında olacak. Hem son kullanıcı tarafında kullanılan cihazların hem sensörlerin hem de altyapı tarafında kullanılan modüllerin artık daha az enerji harcadığı bir dünyaya gidiyoruz. Biz de şimdiden daha az enerji kullanan ürünler ile hem altyapımızı geleceğe hazırlıyoruz hem de ülke ekonomisine katkı sağlıyoruz” dedi.

32 Aralık

2016


M7100 ile Test deneyimi Yüksek Gerilim Teçhizatı Varlık yönetimi TESTLERİN BASİT, GÜVENLİ VE ETKİN YAPILMASI

Doble M7100 Yüksek Gerilim Varlık Çözümleyicisi yüksek gerilim testleri için eşsiz bir çözümdür. Test zamanından tasarruf: Testleriniz geleneksel trafo test süresinin üçte biri gibi kısa bir sürede bitirilebilinir. Doble M7100 test cihazı ve DTA yazılımı, daha önce çeşitli test ekipmanları kullanarak yaptığınız testlerin tek cihazla yapılmasını sağlar. Kesinti sürelerinin en etkin şekilde kullanımı: Daha önce test için ayırdığınız gerekli test zamanını azaltarak planlanan kesinti zamanında daha kapsamlı bakım yapılmasını sağlar. Güvenlik risklerini minimuma indirin: M7100 patentli çiftli yüksek gerilim kabloları ile kaynak ve test edilen teçhizat arasında çeşitli bağlantı kombinasyonları yapabilirsiniz. Tek bir kablo sistemi kullanılmasıyla kablo bağlantıları için gerekli teknisyen sayısı minimuma indirilir. Bu özellikler, Doble M7100 test cihazıyla testlerin basit, güvenli ve verimli hale gelmesini sağlayan kolaylıkların bazileridir. Doble M7100 test cihazı kullanarak elde edilecek kolaylık ve yararlar hakkında daha fazla bilgi edinin. DOBLE'ın lokal temsilcisiyle iletişime geçiniz: TEKON ENERJI Tel: +90 216 384 3562 - 3563; +90 532 423 9737 info@tekonenerji.com www.tekonenerji.com


HABER

www.elektrikdergisi.com

Bereket Enerji, Karapınar için kapasiteyi 500 MW’ye çıkarıyor Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yerli ekipman şartlı Yenilenebilir Kaynak Alanı (YEKA) çalışmaları devam ederken, özel sektör oyuncuları da bu konudaki hazırlıklarını hızlandırdı.

B

akanlık, özel sektörden gelen, şartların yumuşatılması ve hazırlıklar için ilave süre tanınması taleplerini dikkate alarak 15 Aralık’ta düzenleneceği açıklanan Karapınar YEKA yarışma ihalesini 21 Şubat 2016 tarihine ertelediğini duyurmuştu. Enerji Günlüğü’nün edindiği bilgilere göre, Karapınar YEKA GES lisansı yarışma ihalesiyle ilgilenmek üzere şartname satın alan oyuncu sayısı

Elektrikte dağıtım bağlantı bedellerine düzenleme

E

lektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği ile Dağıtım Sistemindeki Kayıpların Azaltılmasına Dair Tedbirler Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, elektrik dağıtım şirketleri tarafından elektrik abonelerinden talep edilen dağıtım bağlantı bedelleri, kullanıcıların dağıtım şebekesine bağlanmasıyla ilgili yapılan tüm masrafları değil, kullanıcının şebekeye bağlanması için ‘inşa edilen bağlantı hattı kapsamında’ katlanılan masraflar ile sınırlı bedeli kapsayacağı belirtildi. Dağıtım şirketleri tarafından sistemin kullanımına ilişkin bedeller hesaplanırken, dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamında, gerekli olan

34 Aralık

2016

30’un üzerine çıkmış durumda. Bunlar arasında Türkiye’nin önde gelen özel sektör enerji oyuncularının tamamına yakınının yanı sıra, yeni isim ve markalar da dikkat çekiyor.

Panel fabrikası büyüyecek Elektrik sektörünün üretim, dağıtım ve satış olmak üzere tüm aşamalarında faaliyet gösteren Bereket Enerji Grubu da YEKA ihalesine katılmaya hazırlanan oyuncular arasında. Şirket bu çerçevede halen Parla markasıyla güneş paneli ürettiği tesisini büyütüyor. Bereket Enerji güneş paneli üretim tesisinin yıllık üretim kapasitesi 150 MW’den 500 MW’ye çıkarılıyor.

yatırım harcamaları ile yatırım harcamalarına ilişkin makul getiri, işletim maliyeti ve teknik ve teknik olmayan kayıp maliyetlerine ek olarak, kesme-bağlama hizmeti, sayaç okuma, reaktif enerji maliyeti ile iletim tarifesi kapsamında ödenen tutarlar gibi maliyet ve hizmetler dikkate alınacak. Her iki yönetmelikte de yer alan, elektrikte ‘Teknik ve teknik olmayan kayıp’ tanımı, maliyetin etkilenmesi ibaresi eklenerek, “Dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı oluşturan ve maliyeti etkileyen, teknik kayıp veya kaçak kullanım gibi sebeplerden kaynaklanan ve teknik bir sebebe dayanmayan kayıp” şeklinde oldu. Ayrıca, yüksek ve düşük tüketimli tüketicilere uygulanacak son kaynak tedarik fiyatının belirlenmesinde izlenecek yöntemlerde de değişikliğe gidildi.


Güvenilir elektrik güç sistemleri için akıllı test cihazları

Tel +90 216 384 35 62 - 63 e- mail info@tekonenerji.com Adres Eminali Paşa Cad. 100/8, Bostancı - Istanbul

www.dv-power.com

RMO500G – İki Ucu Topraklanmış Dirençlerin Ölçümü - 500 A Mikro Ohm metre Devre kesicilerinin her iki ucu topraklanarak test edilmesi, test personeli için sadece bir tarafı topraklanarak uygulanan test yöntemlerine göre daha büyük bir güvenlik sağlar. RMO500G mikro ohm metre’si, her iki taraftan topraklanmış sistemlerin test edilmesi için özel olarak tasarlanmış BSG test özelliğine sahiptir. Cihaz ile birlikte verilen özel pens-ampermetre, topraklama noktalarından geçen akımları ölçmek için kullanılır. RMO500G, “Dead Tank” olarak adlandırılan kesici tipleri için de özel bir test konumuna sahiptir. Her iki test pozisyonu için uygulanan test prosedürü çok basit olup tüm hesaplamalar otomatik olarak cihazın iç algoritması tarafından yapılır.

• Güçlü bir cihaz olmasına rağmen taşınabilir hafiflikte olan (9 kg / 20 lbs) RMO500G’nin çıkış gücü 3 kW ‘dır • Gelişmiş ölçme yeteneği ile ± (0,1 % rdg + 0,1 % FS) RMO500G, 0,1 µΩ ‘luk çözünürlüğe sahiptir • Dört farklı test pozisyonu Single: Standart temas direnci testleri için test pozisyonu Continuous: Test süresi seçilebilen test pozisyonu BSG: İki tarafı topraklı sistemler için kullanılan test pozisyonu DTRtest: “Dead Tank” tipi kesicilerde kullanılan test pozisyonu • Ön Panel Kullanımı / DV-Win yazılımı / Uzaktan kontrol DV-Win yazılımı cihaz fiyatına dahildir İki farklı tipte Uzakdan Kontrol Modülü temini mümkündür


ENERJİ DAĞITIMININ FARKLI YOLLARI...

DABLINE

ELINEDK

ELINESMART

ELINEUK

ELINEKX


EAE Ürün Grupları; Busbar Enerji Dağıtım Sistemleri Kablo Taşıma Sistemleri İç Tesisat Çözümleri Trolley Busbar Enerji Dağıtım Sistemleri

ELINEMK ELINEFL/FLD

ELINEURC

ELINEKO-II

ELINEDL

www.eae.com.tr


HABER

www.elektrikdergisi.com

YEPAŞ’tan Serbest Tüketici Limiti Açıklaması Söz konusu karar çerçevesinde, 2017 yılı için belirlenen limitte aylık faturası 82 liranın üzerinde olan tüketiciler, serbest tüketici niteliğine sahip olacak. Böylece, yıllık tüketimi 2 bin 400 kilovatsaatin üzerinde olan yaklaşık 8,4 milyon abone serbest tüketici olma hakkı kazanacak.

Y

EPAŞ Satış ve Pazarlama Koordinatörü Arif Akşam, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun elektrikte serbest tüketici olma limitinin düşürülmesi kararı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Akşam, “Öncelikli olarak bölgemizde ve ulusalda tam serbest ve rekabetçi bir piyasa hem sektöre hem de elektrik kullanıcılarına çok büyük fırsatlar sağlayacak” ifadesini kullandı. Arif Akşam, şunları söyledi: “YEPAŞ olarak serbest tüketicilere yönelik çalışmalarımıza yaklaşık 3 yıl önce başlamıştık. Bu süreçte enerji uzmanlarımız öncelikle sanayi müşterileri ile yüksek tüketimli iş yerlerine ulaşarak şirketimizin avantajlı tarifelerini anlatmışlardı. Ancak EPDK tarafından serbest tüketici limitinin yeniden belirlenmesi ile birlikte önceliğimiz küçük ticarethaneler ve meskenler olacaktır. Bu yeni dönemde bu kapsamdaki müşterilerimize fiyat indirimine ilave yeni avantajlarda yaratmaya çalışacağız. YEPAŞ serbest tüketici müşterilerine yönelik olarak çok yakın zamanda tanıtımına başlayacağımız yeni bir sigorta ürü-

nünü de onlara hediye edeceğiz. Serbest tüketici hakkını kazanan müşterilerimizin sayaçlarında ve bağlantılarında herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek olmayıp faturalama ve ödeme işlemleri mevcut şekilde devam etmekte olup müşterilerimizin kendi adlarına serbest tüketici sözleşmeleri imzalamaları yeterli olacaktır. Müşterilerimiz, serbest tüketici sözleşmelerini imzalamak için YEPAŞ Müşteri İşlem Merkezlerine başvurabilecekleri gibi anlaşmalı N-kolay yetkili işlem merkezlerimizde de işlemlerini yapabileceklerdir. Bunun yanı sıra “www.yesilirmakepas.com” web sayfamız ve 44 55 23 numaralı çağrı merkezimiz üzerinden de bizlere ulaşabilir ve serbest tüketici hakkını kullanmaya başlayabilirler. Kısaca, yeni dönem serbest tüketici hakkını kazanan elektrik tüketicilerimiz için pek çok yeniliğin yaşandığı bir yıl olacak.”

Aksa Enerji’den 3 milyar lira ciro beklentisi

A

ksa Enerji’den yeni yılda 3 milyar lira ciro beklentisi Aksa Enerji Üretim AŞ’nin, gelecek yıl 12,4 teravatsaatlik satış hacmiyle 3 milyar lira ciro hedeflediği bildirildi. Şirketin Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yer alan açıklamasında, Aksa Enerji’nin yurt dışındaki yeni santralleriyle yerel bir enerji şirketinden küresel bir güce dönüşmekte olduğu belirtilerek, Gana, Madagaskar ve Mali santrallerinin de gelecek yıl haziran sonuna kadar devreye gireceği ifade edildi. Aksa Enerji’nin 2017 yılında 12,4 teravatsaat satış hacmiyle 3 milyar lira ciro hedeflendiğinin kaydedildiği açıklamada, şirketin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki santralinin de devreye girmesiyle gelecek yıl yurt dışında 4 ülkede faaliyet göstereceği belirtildi.

38 Aralık

2016


9$(67 6Ăľ/Ăľ.21 9( .2032=Ăľ7 8<*8/$0$/$5,

D 550 kV’a kadar Silikon Kompozit; š 7iaÛ l[ =[h]_ êpebWj�hb[h_ š C[id[j êpebWj�hb[h_ š 9_^Wp Eoka êpebWj�hb[h_ D :[c_hoebk êpebWj�hb[h_ D ;feai_ H[‚_d[Z[d ZW^_b_ l[oW ^Wh_Y_ êpebWj�h" I<, =WpbÛ WoÛhÛYÛ" a[i_Y_ j”f ]�lZ[b[h_ D E= 7oÛhÛYÛ % LWakc J”fb” O”a 7oÛhÛYÛ

9$(67 6LOLNRQ YH .RPSR]LW 8\JXODPDODUĂł òPDODW YH 7LF $ Ä 7HO )D[ ( PDLO LQIR#YDHVW FRP WU :HE ZZZ YDHVW FRP WU


HABER

www.elektrikdergisi.com

thyssenkrupp SEED CampusEğitim Merkezi Açıldı thyssenkrupp 5 Aralık’ta, Ataşehir’de SEED Campus olarak adlandırdığı yeni eğitim merkezinin açılışını yaptı.

A

ynı zamanda thyssenkrupp Asya Ofisinin de konumlandığı yeni ofis binası burada yer alıyor. Depolama ve yedek parça alanları da yine bu binada konumlanıyor. Eğitim merkezinde yıl boyunca eğitimler gerçekleşecek, simülatörler denettirilecek ve asansör teknolojileriyle ilgili sektörel buluşmalar gerçekleşecek. thyssenkrupp Asansör, eğitimli insan kaynağı yetiştirmeye yönelik faaliyetlerini İstanbul’da hayata geçirdiği eğitim merkezi ile sürdürecek. Bu tam donanımlı merkezde beyaz ve mavi yakalı thyssenkrupp çalışanlarının ve iş ortaklarının eğitim ihtiyaçları eksiksiz karşılanacak, yetenek ve uzmanlıklarını geliştirmelerine yardımcı olunacak. thyssenkrupp CEO’su Turgay Şarlı konuyla ilgili şunları söyledi: “Teknik ve mesleki eğitimler ile birlikte, beyaz yakalı çalışanlarımız ve yöneticilerimiz için yönetim becerilerine yönelik eğitimler de planlıyoruz. Ekibimize yeni katılanların oryantasyon eğitimleri ile iş güvenliğine ve sağlığa yönelik programlar da planda yer alıyor. Haftalık peri-

yotlarda gerçekleşecek eğitimlerle, hem teknisyenlerimizi hem de iş ortaklarımızı thyssenkrupp Asansör’ün ürünlerine yönelik bilgilendireceğiz. Gerek yasal düzenlemeler gerekse şirketimizin küresel çaptaki standartları, projelerde birlikte görev aldığımız iş ortaklarımızın eğitim ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanmasını zorunlu kılıyor. Asansör ve yürüyen merdiven simülatörlerinin yer alacağı eğitim merkezi, ürünlerimizin kurulum süresini azaltırken, teknisyenlerimizin becerilerinin gelişimine de önemli katkıda bulunacak.”

Zorlu Enerji’den 360 milyon dolar’lık teklif

Z

orlu Enerji Elektrik Üretim AŞ tarafından, Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ ve Osmangazi Elektrik Perakende Satış AŞ’nin yüzde 100 hissesinin devri için 360 milyon dolar tutarında bağlayıcı olmayan teklif verildiği bildirildi. Şirketin Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yer alan açıklamasında, “Yüzde 100 bağlı ortaklığımız olan Zorlu Osmangazi Enerji Sanayi ve Ticaret AŞ tarafından, Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ ve Osmangazi Elektrik Perakende Satış AŞ’nin paylarının tamamının satın alınmasına ilişkin olarak, şirketimiz adına söz konusu şirketlerin borçlarından ari faaliyet değerlerinin esas alınmasıyla tespit edilen 360 milyon dolar tutarında bağlayıcı olmayan teklif verilmiştir.” ifadesi kullanıldı. Açıklamada, nihai satın alma fiyatı ve koşullarının, detaylı mali, hukuki ve teknik incelemelerin tamamlanmasının ardından kesinleşeceği kaydedildi. Zorlu Enerji, Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ ve Osmangazi Elektrik Perakende Satış AŞ’nin yüzde 100 hissesinin Osmangazi Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne devrinin, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca onaylandığını bildirmişti.

40 Aralık

2016



HABER

www.elektrikdergisi.com

MAKEL BAYİLERİ’NE LED TANITIM TOPLANTISI gerçekleştirdi Pazara yeni sunduğu Led Aydınlatma ürünlerini geçtiğimiz ay ana bayilerine tanıtan Makel Şirketler Grubu Aralık ayında gerçekleştirdiği organizasyon ile bu kez bayilerine ürünlerinin tanıtımını gerçekleştirdi.

Y

aklaşık 220 kişinin katıldığı organizasyon Makel tesislerinde yapıldı. Kötü hava koşullarına rağmen Türkiye’nin dört bir yanından tanıtım toplantısına gelen Makel bayileri havalimanı ve deniz iskelelerinde karşılandıktan sonra özel servis araçları ile fabrikaya transferleri sağlandı. Sabahın erken saatlerinden itibaren şirket merkezinde toplanmaya başlayan bayilere Makel tesislerinde açık büfe kahvaltı sunumu yapılarak dinlenmeleri sağlandı. Ardından dört ayrı grup halinde tesisin tüm noktalarını, Üretim ve Arge Mühendisleri eşliğinde ziyaret eden misafirler, başta LED Aydınlatma üretim tesisi olmak üzere enjeksiyondan otomasyona Arge Merkezi’nden, TSE ve VDE onaylı test laboratuvarlarına kadar birçok önemli alanı görme fırsatı elde etti. Bayiler Makel kalitesinin ulaştığı son noktayı hayranlıkla izlediklerini ve yüzde yüz yerli sermaye olan bir şirket ile çalışmaktan dolayı gururlu olduklarını belirttiler. Birlikte yenilen öğlen yemeğinin ardına konferans salonuna geçen misafirlere LED Aydınlatma konusunda bilgiler aktarıldı. Toplantıya Makel Şirketler Grubu’ndan Yönetim Kurulu Başkanı Necati Çalışkan, Yönetim Kurulu üyeleri Günay Yalçınkaya ve Turgay Yalçınkaya ile Onur Çalışkan, Koray Yalçınkaya ve Makel Genel Müdürü Hakan Öztürk ile yöneticiler katıldı. Satış & Pazarlama Direktörü Serkan Emsal’in misafirlere hoş geldiniz konuşmasının ardından söz alan Makel Yönetim Kurulu Başkanı Necati Çalışkan, “En büyük yatırımının birlikte çalışmaktan büyük heyecan duyduğu ve keyif aldığı bayilerinin olduğunu söyledi. Şirketin 2017 yılında 40. yılına girecek olması nedeniyle ayrı bir heyecan içinde olduklarını belirten Çalışkan, “Sanayici olarak ülkenin yarınına katkılarımızı sürdürmek ve üretime dayalı mücadelemizi sürdürmek istiyoruz.” dedi. Necati Çalışkan’ın ardından söz alan Makel Genel Müdürü Hakan Öztürk, 2017 yılında Makel’in 40. yılına girdiğini belirten Öztürk, bu deneyim ve üretim tecrübesi ile aydınlatma sektörüne gi-

42 Aralık

2016

riş yaptıklarını ve LED Aydınlatma Ürünleri ile yepyeni ufuklara yelken açmaya hazır olduklarını söyledi. Genel olarak 2016 yılının üzücü olaylarla geçtiğini belirten Hakan Öztürk, ülkenin ekonomik anlamda büyük dalgalanmalar ve iflaslar yaşamadan bu dönemi atlattığını söyledi. Öztürk, “ Biz kötümser değiliz, bunlar da geçecek. Türkiye ekonomisi, birçok ülke ekonomisinden daha sağlam temellere dayalı bir istikrara sahiptir.” dedi. Türkiye’de arzu edilen büyüme oranlarının yakalanmasında en büyük faktörün inşaat ve yapı sektörü olduğunu belirten Öztürk. 2016 yılında inşaat sektörünün büyüme gösteren tek ana sektör olduğunu ve bu rakamın yüzde 7 civarında gerçekleştiğini ifade etti.



cydd.org.tr

ÇYDD’ye destek verin, gençlerin hikayesini değiştirin.

Garanti Bankası IBAN Numaraları TR 7200 0620 0034 0000 0629 5838 • TL TR 8900 0620 0034 0000 0907 5067 • USD TR 6200 0620 0034 0000 0907 5068 • EURO



MAKALE

www.elektrikdergisi.com

YANGIN ve ÖĞRENCİ YURTLARI Ülkemizde sayıları hızla artan yurt-bakım ve koruma evleri güvenirliliği son zamanlarda sıkça olan ve acı sonuçlar doğuran yangına odaklandığımızda; Yurtlar ve yurt gibi çok kişinin kaldığı konaklama tesislerinde yangın güvenlik önlemlerini yeniden irdelememiz gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Necmi ÖZDEMİR, Öğretim Üyesi / Kocaeli Üniversitesi Fikret KIR, Yangın Güvenlik Uzmanı / Demofire Yangın Söndürme Sistemleri

M

evcut duruma şöyle bir bakarsak; Öğrenci yurtları öğrencilerin konaklamaları için kullanılan çok kullanıcılı tesislerdir. Kullanıcılar belirli bir süre için kullanırlar ve herhangi bir sınıflandırmaya , mesleki eğitime ve güvenlik kuralları konusunda eğitim ve bilgilendirmeye tabi tutulmazlar. Gerek özel gerekse devlet yurtlarında bir kaç görevli dışında kimse bulunmaz , üstelik bu görevliler herhangi bir yangın güvenlik eğitimine sahip değillerdir. Üstelik yurtları idare edenlerin birden fazla güvenlik protokolüne uyması gerekir , hatta bazı protokoller de birbirleri ile çelişirler. Mesela yangın çıkış “kapıları genelde kilitlidir…!“ , çünkü buradan yurt dışına izinsiz çıkış ve girişleri engellemek de ciddi bir güvenlik sorunudur.

46 Aralık

2016

Ülkemizde yangın güvenlik kural , yönetmelik ve önlemleri hemen her noktada olduğu gibi yurtlarda da çok ciddiyet ile ele alınmamaktadır. Çoğumuzun yangın konusunda referans kabul ettiğimiz Amerika’da yangın güvenlik kurallarının yazıldı NFPA CODE larına bir bakarsak ; LIFE SAFETY BOOK yaklaşık 1300 sayfadır ve bu kural kitabındaki konuları detaylandırmak için , başka yangın güvenlik bölümleri için ayrı ayrı onlarca kurallar kitapları bulunmaktadır. Ülkemizde ise yangın konusunda sadece özveriyle hazırlanmış tek bir yönetmelik vardır , en son 2015 revizyonu ile Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik ekleri ile beraber toplam 72 sayfadır. Ancak bu özet mahiyetinde olan yönetmeliğimize bile uyulmamakta ve yangın konusu maalesef hep arka planda tutulmaktadır. Yangın güvenlik

önlemleri sadece ruhsat alma amacı ile önemsenmeden yapılmaktadır. Yangın bilinci eksikliğinden dolayı ülkemizde yangının yol açtığı zararlar neredeyse terörün yol açtığı zararlara yaklaşmaktadır. Genel anlamda en az denetlenen kurum ve kuruluşlar bence devlet binaları olduğundan dolayı ülkemizde yangın güvenlik önlemleri açısından en kötü durumda olan yapılar kişisel konutlardan sonra devlet binalarıdır(Bir kısmı konut amaçlı yapıların kismi revizyonlarıyla kullanılmaktadır).Kuralları yazan kurumların binaları bile yangın güvenliğine uygun değildir , yapı ruhsatı veren belediye binaları bile yangın güvenlik kurallarına uyulmadan yapılmış yada yapıldıktan sonra bir takım önlemler alınmaya çalışılmıştır.


kadar uygulamaların da uzman ve yeterlilik sertifikalı kişiler tarafından yapılması çok önemlidir. Yangın mekanik tesisatlarının doğru projelendirilmesi kadar doğru yapılması da önemlidir. Doğru tasarlanmış bir proje yanlış uygulandığında da ciddi bir soru oluşur.

BYKHY içerisinde bağımsız olarak yurtlarda nasıl önlemler alınacağına dair önlemler olmamakla beraber , kurallar içerisinde yurtlarla ilgili önlemlere dair bir sürü madde vardır. Zaten bir binada almanız gereken yangın güvenlik önlemleri vardır ve buna ek olarak bu bina yurt olacaksa da almanı gereken önlemler yönetmelikte tanımlanmıştır. Yurtlar yönetmelikte ‘’ Kamuya açık bina: Otel, sinema, tiyatro, hastane, lokanta, okul, yurt, lokal, işyeri, açık ve kapalı spor tesisleri, eğitim ve dinlenme tesisi ve benzeri binaları ‘’ olarak tanımlanmıştır. Yine BYKHY de MADDE 10- (1) Konaklama amaçlı binalar; konaklama hizmeti veya konaklama hizmeti ile birlikte beslenme, eğlence, gösteri ve animasyon gibi hizmetlerden birinin veya birkaçının sunulduğu yerlerdir. Oteller, moteller, termal tesisler, tatil köyü ve pansiyonlar, kampingler, öğrenci yurtları, kamplar ve benzeri tesisler konaklama amaçlı binalardandır ‘’ denmektedir. Yönetmelikte eksik olsa bile yurtlarda alınması gereken yangın güvenlik önlemleri bir çok yerde tanımlanmıştır. Asıl soru şu ki ; Kurallara ve yönetmeliklere rağmen neden felaketler olmaktadır ve neden doğru uygulamalar yapılamamaktadır ? Mühendislik ve bilimsel önlemler hipotezlere dayalı yapılır , yani

birden fazla hipotez oluşturur bu hipotezlerden en kuvvetli olanını seçer ve bu hipotez üzerine yangın güvenlik konseptini oluşturarak sistem tasarlanır. Ancak en doğru tasarım gerçek verilere göre yapılır yani istatistiklere göre. Geçmişte oluşan yangınların sonuç raporlarına göre hatalar ve eksikler giderilir ve yeni düzenlemeler yapılır. Ne yazıktır ki ülkemizde TUİK yangın konusunda herhangi bir istatistik çalışması yapmamıştır ve halen de yapmamaktadır. Dolayısı ile gerçek sonuç verileri olmadan yapılan yangın güvenlik konsept düzenlemeleri bir bakıma hep eksik kalacaktır. Peki ne yapmalı nasıl hareket etmelidir ? Gerek tüm binalar – yaşanabilir çevreler , gerek se yurtlarda daha projelendirme aşamasında bir yangın güvenlik uzmanından danışmanlık alınması şarttır. Bir uzman görüşü , uzman danışmanlığı altında daha tasarım aşamasında Pasif ve Aktif yangın güvenlik önlemlerinin yetkili mühendisler tarafından projelendirilmesi gerekmektedir. Yetkisiz ve bilgisiz kişiler tarafından yapılan projelendirme ve hesaplamalar hep eksik ve hatalı olacaktır. Sonrasında tasarlanan proje yine uzman mesleki yeterlilik sahibi sertifikalı uygulamacılar tarafından imal edilerek hayata geçirilmelidir. Projelendirme

Ruhsata kadar olan her aşamada uzman danışman tarafından kontrol edilmelidir. Ruhsat veren kurum da daha en başından bu sürece dahil edilerek bilgilendirilmelidir. Sonrasında ruhsat veren kurum proje ve önlemleri bir kerede kendisi yerinde inceleyerek yapılan işlerin uygunluğunu onaylamalıdır. Ruhsatlama sürecinden sonra yılda bir kez denetlemeler yapılarak uygunluğun devam ettiği kontrol edilmelidir. Çünkü genelde işletmeciler önlemleri ruhsat alana kadar yapmakta sonrasında ise bu önlemlere dikkat etmemektedirler. Yangın güvenlik pasif ve aktif önlemlerinin sürekli çalışır yada çalışmaya hazır –amade durumda tutulması da çok önemlidir. Bu sebeple projelendirilmiş ve uygulanmış olan tüm önlemlerin üretici tavsiyelerine – projelendirme konseptine uygun olarak periyodik bakım , test ve kontrollerinin de yetkili uzman kişilerce yapılması gerekmektedir. BYKHY en az olması gerekenleri içerdiğinden olsun olmasın yurtlarda alınması gereken bazı ciddi önlemler vardır. Çünkü yurtlarda tüm ülkenin geleceği olan gençlerimiz – çocuklarımız kalmaktadır. Üstelik yapı sakinlerine yangın güvenlik önlemleri konusunda hiç bir ciddi bilgieğitim verilmemektedir. Öncelikle hali hazırda işletilen yurtlarda akredite sertifikalı bir uzman tarafından ciddi bir ‘’Yangın Risk Analizi ‘’yapılmalıdır. Sonrasında ise yeni yapılacak olna yurtlarda ve eskilerde yapılabiliyorsa aşağıdaki önlemlerin alınması elzemdir. 1.

Oda ve yatak sayısına , bina yüksekliğine bakılmaksızın tüm yurtlarda otomatik yangın söndürme sprinkler sistemlerinin uygulanması gereklidir.

2.

Hiç bir sayı ve kritere bakılmadan

47 Aralık

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

tüm yurtlarda söndürmeyi devreye sokacak yangın algılama ve alarm sistemlerinin yapılması gerekmektedir. 3.

Tüm yurtlarda yangın durumunda çalışacak acil aydınlatma sistemlerinin kurallara uygun biçimde yapılması gerekmektedir.

4.

Acil durumlarda kullanılacak tahliye yollarının uygun olması ve uygun biçimde ışıklı işaretler ile işaretlenmesi gerekmektedir.

5.

Acil çıkış kapılarının kurallara uygun kolay açılabilir biçimde olması ve kilitli olmaması gerekmektedir. Eğer kapılar başka güvenlik sebepleri ile kilitli kalması gerekiyorsa. Yangın anında otomatik olarak açılacak kurallara uygun elektrikli kilit sistemleri ile donatılmalıdır.

6.

Yangın hidrantları bakımlı kurallara uygun bir şekilde olmalıdır.

7.

Yangınların en çok başlangıç sebebi olan elektrik panoları , trafoların otomatik bağımsız yangın söndürme sistemleri ile donatılması gereklidir.

8.

9.

Mutfak bölümü bulunan yerlerde mutfak davlumbazları için bağımsız otomatik yangın söndürme sistemi olmalıdır. Kazan Dairesi vb. yangın riski yüksek bölümler de de doğru çözümler uygulanmalıdır.(Sektörden sahte detektörden talep edildiği de bir gerçektir)

10. Yangın durumunda ilk müdahale için kullanılacak olan taşınabilir yangın söndürme cihazları (yangın tüpleri) yeterli sayıda ve işlevde olmalı , doğru noktalara konmuş olmalı ve sertifikalı kuruluşlarca bakımlarının yapılmış olması gereklidir. 11. Tahliye planları ve acil durumda yapılacaklar yurtlarda her katta görünür noktalara asılarak bunlara dikkat çekilmelidir.

48 Aralık

2016

Geçtiğimiz aylarda Adana’da öğrenci yurdunda 11 çocuk, bir eğitmen yanarak can vermişti

12. Yurt görevlilerinin kesinlikle yangın eğitimi almış olmaları ve bu eğitimlerin her yıl tekrarlanmış olması gereklidir.

a) Yapı ruhsatı vermeye yetkili idareler,

13. Tüm yurtta kalan öğrencilere en az yılda bir kez yangın bilinci ve yapılması gerekenler anlatılmalıdır.

ç) İşveren veya temsilcileri,

14. Tüm yurtta yılda bir kez ciddi bir biçimde yangın tatbikatlarının yapılması gereklidir. 15. Yurtların hem iç hem de dış denetimlerinin her yıl muhakkak yapılması gereklidir. Yukarıda saydığımız önlemler en temel önlemlerdir , bu önlemleri yurt konumu ve durumuna göre spesifik olarak arttırmak gerekebilir. Öncelikle bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorüz; Hali hazırda işletilen yurt&bakım&koruma evleri akredite sertifikalı uzmanlar tarafından ciddi bir Yangın Risk Analizi yapılmalıdır. Kimler nasıl ve neden sorumlu noktasında bakıldığında ; ‘’ Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik MADDE 6- (1) Bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasından;

b) Yatırımcı kuruluşlar, c) Yapı sahipleri,

d) Tasarım ve uygulamada görevli mimar ve mühendisler ile uygulayıcı yükleniciler ve imalatçılar, e) Yapı yapılmasında ve kullanımında görev alan müşavir, danışman, proje kontrol, yapı denetimi ve işletme yetkilileri, görevli, yetkili ve sorumludur’’ demektedir. Yani özetle hemen herkes sorumludur. Eğer felaketler olmasın istiyorsak önlemlerimizi en başından almak durumundayız , yangını önlemek söndürmek ve sonuçlarına katlanmaktan daha ucuz ve kolaydır. Yangın olduğunda itfaiye çağırmaktan önce yangını önlemek ve yangın olduğunda en kısa sürede daha başlangıç aşamasında müdahale ederek can ve mal kaybını önlemek için yapılmasın gerekenler bellidir. Yapmamız gereken bir an önce karar verip, Yangın konusunda; Eğitiminden-Belgelendirmesine ve Denetlenmesine yönelik çalışmalara ağırlık vererek hızlandırmaktır.


AÇIKLAMA

www.elektrikdergisi.com

Kaçak Akım Rölesi Yoktu Prof. Dr. Osman Sevaioğlu Dergimizin önceki sayısında kapaktan işlediğimiz Adana Aladağ yangını konusu sosyal medyada yankı uyandırdı. Prof. Dr. Osman Sevaioğlu, Moderatörlüğünü yürüttüğü, iki bini aşkın izleyicisi bulunan enerji-platformu@ yahoogroups.com sitesinde konuyla ilgili teknik bir değerlendirme yaptı. Site üyelerinden Lütfullah Kuşdemir ve M. Ali Atay’ın, katkılarından yararlanılarak hazırlanan metni sayfalarımızda sunuyoruz...

Sn. Lütfullah KUŞDEMİR’in ve Sn. M. Ali ATAY’ın notları da dikkate alınarak yangının çıkış nedeni üzerinde tekrar düşünüldüğü zaman şunlar ortaya çıkmaktadır; Çocuklar ellerini yüzlerini yıkarken suda elektrik olduğunu söylüyorlar. Bu toprağa (suya) elektrik geçtiğini gösteriyor. Bu da yurttaki elektrikli aletlerden birisinde nötr toprak iletkenlerinin birbirine temas ettiğini, yani aletin (beyaz eşyanın) halk tabiri ile şase yaptığı gösteriyor. Normal olarak her şeyi sağlam olan bir beyaz eşyanın dış gövdesinde (şasesinde) gerilim olmaz ve buna bağlı olarak da herşeyi düzgün, üç fazı dengeli olan bir tesisatta nötr hattında gerilim olmaz. Ama burada var. Bu tesisatın üç fazının dengeli olmadığını, nötrden akım aktığını gösteriyor. Yani, nötr hattında gerilim olması faz gerilimlerinin dengeli olmadığı anlamına gelmektedir. Bu da Yurtta bazı fazlara yüksek güçte yüklerin (beyaz veya kahverengi eşyaların) bağlanmış olduğu anlamına gelmektedir. Sn. M. Ali ATAY’ın buraya gönderdikleri notlar da dikkate alınırsa, Yurtta kaloriferler çalışmamaktadır. Bu da öğrenciler tarafından ısıtmanın/ısınmanın başka bir şekilde yapıldığını göstermektedir. Bu da ısınmanın elbette ve de açıkça elektrikle ısınma/ısıtma ile yapıldığı ve yurt binasında elektrikli ısıtıcıların (yağlı radyatör ve/veya konvektörlü ısıtıcıların) kullanıldığını göstermektedir. Piyasadan kolayca satın alıbilen bu aletlerin gücü 2500 Wattır ve herbiri bir odaya bunlardan birer adet olmak üzere, toplamda iki üç, dört adet bağlanırsa, elektrik iç tesisatından çekilen toplam güç 5 -10 kW yapar. Bu da kolon hattından en az 20-25 Amper geçtiği anlamına gelir. 2.5 mm2 kesiti olan iç tesisat priz linye kablolarından bu kadar yüksek akım geçtiği zaman, kablolar bu yükü kaldıramaz ve ısınır, bu ısınma sonucunda da kabloların üzerindeki plastik (PE, Poly-Ethlylene) kılıfı ergir, daha sonra da kablonun açığa çıkan iletkenlerinin birbirine temas etmesi ve kısa devre olması ile ark ve kıvılcım ortaya çıkar. Bunun ardında da, bu ark ve kıvılcım, ergiyen ve sıvı hale gelen PE kılıf malzemesini yakarak yangını başlatır. PE malzeme sıvılaşınca petrol olur ve aynen pertol gibi kolayca yanar ve sıvı şekilde üzerinde alevler olduğu halde, yere doğru akar ve yerde ne varsa (yerde sentetik malzemeden mamül halının olduğu tespit edilmiş bulunulmaktadır. Bu da son derece yanıcıdır) onu da tutuşturur. Kısaca, nötr hattındaki dengesizliğin nedeni fazlardan birisine diğerlerine nazaran fazla güçte kahverengi eşya (elektrikli ısıtıcı) bağlandığı anlamına gelmektedir. Nötr hattı, fazların dengesizliği, topraklama, kısa devre, şasede gerilim olması gibi son derece teknik konuları bu konuları değme Bilirkişiler dahi bilemez. Sadece ezberlemişlerdir, raporlarında bahseder geçerler. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Elemanları da hiç bilmez. Raporlarında “konunun teknik hususlarının Elektrik Mühendisi Bilirkişi tarafından uygundur” derler, geçerler. Aslında haklıdırlar da, zira, böyle bir tespit onların asli görevi değildir. Olay Yeri İnceleme Ekibinin (OYİ) de bu konuları bu şekilde incelemedikleri, hatta bu konuların yanına bile yaklaşmadıkalrı raporlarından belli olmaktadır. Nedendir bilinmez. Muhtemelen teknik bilgi yeter-

49 Aralık

2016


AÇIKLAMA

www.elektrikdergisi.com

sizliğinden dolayı olmuş olmalıdır. Eğer şase yapan alet (beyaz eşya: muhtemelen su ile ilgili beyaz eşya olduğuna göre, termosifon, şofben veya çamaşır/bulaşık makinası) topraklanmış olsa idi, yani topraklı prizin toprak iletkeni uygun şekilde (bakır levha ile ve en az 4 mm2 lik izoleli bakır iletken ile) toprağa bağlanmış olsa idi, beyaz eşyanın gövdesi üzerinde gerilim olmayacak ve bu gerilim suya da geçmeyecek idi. Ama bu gerilim var. Bu durumda Yurt binasının elektrik iç tesisat topraklama sisteminin doğru çalışmadığının veya olmadığının veya topraklama hattının kopuk olduğunun kabul edilmesi gerekiyor. Bu da son derece ciddi hata ve kusurdur ve Yurt Yönetiminin bu hususta gerekli denetim ve incelemeyi yapmadığı veya eksik yaptığı anlamına gelmektedir. Bu da onlara kusur atfedilmesini gerektirmektedir. Eğer KAR (Kaçak akım rölesi) olsa idi, nötr hattı toprağa temas ettiği anda atacak ve elektriği kesecek idi. Bu da olmamıştır, zira tesisatta (panoda) KAR (Kaçak Akım Rölesi) de yoktur. Bu husus Olay Yeri İnceleme (OYİ) raporları ile de sabittir. Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği gereğince binaların/dairelerin iç tesisatında KAR’lerinin olması gerekmektedir. Yurt binasının panosunda KAR’nin olmaması da ciddi hata ve kusurdur ve bu Yurt Yönetiminin yaptığı denetimi eksik yaptığı veya hiç denetlemediği anlamına gelmektedir. Bu da onlara kusur atfedilmesinin gerektirmektedir. Suda elektrik olduğuna bakarak, faz toprak arızasının olduğunu iddia etmek kolay değildir, zira bu durumda W-otomatların atması ve elektriği kesmesi lazımdı, ama kesmemiştir ve arıza bu şekilde devam etmiştir. Yurtta kalan ortaokul öğrencisi bir çocuktan; nötr hattı, fazların dengesizliği, topraklama, kısa devre, şasede gerilim olması gibi son derece teknik konuları bilmesi beklenemez. Bu hususta ASLİ SORUMLULUK VE Bu KUSURLARIN UZMAN ELEKTRİK TEKNİSYENLERİ VASITASI İLE TESPİT EDİLMESİ VE GİDERİLMESİ HUSUSUNDA ASLİ SORUMLULUK YURT YÖNETİMİNE AİTTİR. EĞER BİNANIN NÖTR HATTININ TEDAŞ TARAFINDAKİ UCU TOPRAKLANMIŞ OLSA İDİ VE/ VEYA EĞER BİNANIN TOPRAK HATTI TOPRAĞA UYGUN ŞEKİLDE BAĞLANMIŞ OLSA İDİ VE EĞER KAR RÖLESİ OLSA İDİ, BİNANIN ISITMASI ÇALIŞSA İDİ VE EĞER Bu KADAR FAZLA GÜÇTE ELEKTİRKLİ ISITICI KULLANILMASINA MÜSAADE EDİLMİŞ, GÖZ YUMULMUŞ OLMASA İDİ; VE EĞER, TÜM Bu HUSUSLAR YURT YÖNETİMİ TARAFINDAN GEREKTİĞİ GİBİ, YANİ ETKİLİ BİR ŞEKİLDE KONTROL EDİLMİŞ OLSA İDİ, BU YANGIN MEYDANA GELMEYECEK İDİ. ODTÜ Elektrik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Sevaioğlu

Yurt yangını ile ilgili olarak,aynı sitede, Teoman Çetin de şu değerlendirmeyi yaptı: Osman Hoca’nın açıklamalarının bina yapımındaki teknik kontroller ve binalara iskan raporu veren birimlerle paylaşılması,bu kurumlardaki görevlilerin eğitilmesi gerekir. Bugün Istanbul’da halen iskan edilmiş ve inşası devam eden, luks inşaatlar dahil, hiçbir inşaat’da topraklama kaidelerine uygun yapılmış bir topraklama sistemi olmadığından endişe edilir. AG bina donanımı yapan ehliyetsiz taşaronların prizlerin toprak terminallerini sistemin nötrü ile birleştirdiği herkesin malumudur. Mevcut koşullarda benzer yangın haberlerini daha çok işiticeğimizden endişe edilir.

50 Aralık

2016


ELEKTRİK ve OTOMASYON Eki 14 Mart’ta, WIN Fuarlarının açılışından iki gün önce, Tüm Türkiye’de Milliyet Gazetesi ile birlikte ücretsiz dağılacak, ELEKTRİK ve OTOMASYON Eki gazetenin olağan tarifesinin yarı fiyatına ürün ve hizmetlerinizi yüz binlere ulaştırma fırsatını değerlendirebilirsiniz.


ANKARA MEKTUBU Tuncay Derman, Aralık 2016

YANLIŞ HESAP… KANDIRMANIN ABSÜRT HALİ

G

azetede Ekonomi yazarının köşe yazısına “İTİNA İLE KANDIRILIR!” başlığını atmış olduğunu görüyoruz. Yıl sonunda yapılacak güncelleme ile yiyecek içecek (beslenme) kaleminin enflasyon sepetindeki ağırlığının yüzde 24’den yüzde 20’ye indirilmesi planlanarak “itina ile kandırıldığımızı” söylüyor.1 Dünyada, az kazanan yoksullar gelirlerinin neredeyse yarısını beslenmeye harcarken, zenginler gıdaya gelirlerinin sadece yüzde beşini ayırıyor diye bir araştırma sonucundan söz ediliyor. Yazar bu tespite örnek olarak, beslenmeye en az para harcayan, nüfusunun yarısı obez olan ABD’yi işaret ediyor. Peki, Türkiye zenginleşti mi de, enflasyon sepetinde gıda harcamalarında böylesine indirim operasyonu yapılıyor? Hayır! Aksine ülkemizde işsizlik ve ona koşut yoksulluk oranı artıyor. Yani yapılmak istenen, dünyadaki yoksul - varlıklı beslenme harcamalarına ilişkin genel kurala tümden aykırı. Oysa, “Ekonomi bakanının iddiasına göre, iktidarları zamanında Türkiye üç misli zenginleştiğinden(!) gıdaya daha az para harcanıyor.” 2 Bu sözlerin sahibi de iki gün sonraki (21 Ekim) yazısında aynı ekonomi yazarı. Yazar, hemen bütün AKP’lilerin yapma alışkanlığında olduğu yanıltmanın geçersizliğini şöyle açıklıyor: “Ülkelerin zenginleşmesi sabit fiyatla hesaplanır. Sabit fiyatlarla hesaplandığında 2002 yılında kişi başına düşen 1 Murat Muratoğlu’nun köşe yazısı, Sözcü, 19 Ekim 2016 2 Nihat Zeybekçi

52 Aralık

2016

milli gelir 1.099 TL iken, 2015 yılında gelinen nokta 1.689 TL’dır. Artış, 13 yılda yüzde 53 dolayındadır. Yok üç kat artmış, yok zenginleşmişiz de… Nereden uyduruyorlar bunları?..” Yazar, “Böylece enflasyon rakamları düşük gösterilerek bir yandan hayat pahalılığı saklanır, böylelikle Türkiye istikrar içinde büyüyor imajı verilir” diyor. Hepsi doğru da, kabul edilemez olan, ülke siyasal yönetiminin halkımızın üzerine yağmur gibi yağdırdığı kandırma ritüellerinin “itina”yla ilgisinin olmadığı, aksine absürt uygulamaların en kaba biçimde gözümüze umursanmadan sokulmakta olması... Aynı gazetenin 20 Ekim 2016 günkü basımında Ekonomi sayfasının neredeyse tamamını işgal eden haber “Sepet Kavgası” başlığını taşıyor. Ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı ve Ekonomi Bakanlarının, enflasyon sepetinde yapılması planlanan, aslında hiçbir bilimsel açıklaması olmayan oran değişikliğinde anlaşamadıkları haberleştiriliyor. Planın mucidi gözüken Ekonomi Bakanı “Sözümün arkasındayım!” yani “kim ne derse desin, bu oranı 4 puan indirip enflasyonu düşüreceğiz” derken, Ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı3 “Asla değiştirilmeyecek!” mesajı veriyor.

görevi üzerine söylemde hatta iddialarda bulunması da dikkati çeken diğer bir aykırı alışkanlık konusu. Son aşamada “enflasyon sepeti” tartışmalarına diğer bir Başbakan yardımcısının da,5 dengeleri korumak adına müdahil olduğu görülüyor. “Mal sepetinde değişiklik yapmanın sakıncası şu: Yanlış algı yaratabilir. Hele böyle bir geçiş döneminde yanlış algının etkileri büyüyebilir. Enflasyon sepetindeki mal gruplarında değişiklik yapılarak kredibilite azalmasına yol açılmaması gerekir.” Son dönemde ülkenin yönetimine soyunmuş siyasetçilerin, üstelik cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar düzeyinde birbirlerinin söylemlerine, hatta uygulamalarına ters düştüklerini sıkça gördüğümüz için son üç bakan ve bir Başbakan yardımcısını karşı karşıya getiren olayı yadırgamadık. Bir süre sonra “nasıl olsa aynı noktaya geleceklerdir” diye düşündük. Gelecekleri ortak nokta da ne yazık ki, enflasyon sepetinde bugüne kadar defalarca yaptıkları gibi kafalarına göre uygulayacakları enflasyonu, ekonominin değerlerine göre değil, yapay olarak küçük göstermeye yönelik operasyon olacaktır.

İşin garibi, “enflasyon sepeti”ni belirleme görevi, Türkiye İstatistik Kurumu’na ait ve bu kurum Ekonomi Bakanı’na değil, Kalkınma Bakanı’na bağlı.4 Günümüz siyasal ortamında herkesin birbirinin

Kaldı ki ülkemizde sık uygulanan bu tür siyasal yönetim operasyonları absürtlüğüne bakılmadan sadece enflasyon sepeti için uygulanıyor da değil. Siyasal yönetimin faaliyet gösterdiği hemen her alanda karşımızda. Ülke siyasal

3 Mehmet Şimşek 4 Lütfi Elvan

5 Nurettin Canikli


platformundan eksik olmayan halkı kandırmaya yönelik algı operasyonlarının farkında olan, mektupta sözünü ettiğimiz ekonomi yazarı, aşağıdaki gibi daha vahim örneklere de dikkat çekiyor. “Hele bir sabah uyandık ki, milli gelir rakamları revize ediliyor. ‘Artık Avrupa Birliği kıstaslarını esas alacağız’ denildi. Uyku sersemi, Bakanlar Kurulu kararıyla bir anda yüzde 28 zenginleşiverdik”. Bu da yetmedi. Cumhurbaşkanı 26 Aralık’da Boğazaltı Avrasya tünelinin açılışında “OECD, Türkiye’nin de içinde yer aldığı sekiz devletin orta gelirli ülkeler sınıfından yüksek gelirli sınıfına geçtiğini açıkladı” deyiverdi. Sonradan bunun 2030 yılına ait bir senaryo olduğu açıklansa da bir defa daha halkımızın belleğine ülke olarak -nasıl olabiliyorsa- yüksek gelirli ülke sınıfına terfi ettiğimiz imajı sokulmuş oldu. Artık inanan kaç kişi olursa… ANCAK KENDİLERİNİ KANDIRABİLİRLER! Dergimizin Eylül 2016, (s. 328) sayısının kapak konusu, Bakanlar Kurulu’nun “Yaz Saatine süreklilik kazandırılması, kış saatinin ortadan kaldırılması kararı” üzerineydi. 1980’li yıllarda Turgut Özal’ın başbakanlığından beri birilerinin kafasından çıkmayan ve uygulanması için fırsat kollanan, OHAL’le fırsat ortamı yaratılan bu operasyonla ilgili olarak Enerji Bakanlığı’nın tasarruf konusundaki görüşüne de dergimizde yer verilmişti. Haberde, Enerji Bakanlığı tarafından, Kış saati uygulamasından vazgeçilmesi, yaz saati uygulamasının 2016 yılından itibaren kalıcı hale getirilmesi sayesinde “1 yıl boyunca karanlıkta kalma süresinin 266.155 (evet, 266 bin 155) dakika azalacağı” gibi absürt bir yıllık tasarruf değeri ileri sürülmektedir. Basit bir hesaplama sonucu, 266.155 dakika’nın yaklaşık olarak 4.436 saat, yani 185 gün, dolayısıyla en az 6 ay’a karşılık olduğu görülebiliyor.6 Demek isteniyor ki, kış saatinin dışlanıp yaz saatinin kalıcı hale getirilmesi o kadar avantajlı ki, ülkemize her yıl, yılın yarısında, 6 Tersten hesaplarsak: 6 ay=180 gün, 180 gün= 4.320 saat, 4.320 saat= 259.200 dakika’dır.

yani 6 ayda tüketilebilen (yaklaşık 150 milyar kWh) kadar elektrik enerjisi tasarrufu sağlama olanağı veriyor (!).7 Gel de gerçekten absürtlüğü ortada bu iddiaya inan! Bununla da yetinilmiyor, fırından yeni çıkarılan yarı yıl tasarrufu (yaklaşık 150 milyar kWh) iddiasının henüz dumanları tüterken, bu kez “Türkiye toplam elektrik tüketiminde yılda yüzde 1,32’ye karşılık gelen ilk iddianın altıda biri kadar, 23 TWh, yani 23 milyar kWh elektrik tasarrufu sağlanacağının hesap edildiği” belirtiliyor. Elektrik tasarrufu diye önümüze konulan rakamların hangisi doğru? 150 milyar kWh mi, 23 milyar kWh mi? İkisi de yanlışın da ötesinde, akıl alır gibi değil. Haberde irdelediğimiz değerler doğru aktarılmışsa ve niyetleri kötü değilse, bu hesapları yapanlar hesap bilmiyor, ola ki biliyorlarsa aklımızla dalga geçiyorlar. Oysa, Türkiye toplam elektrik tüketimi şu sırada 300 milyar kWh’e (300 TWh) yaklaşmış bulunuyor. Enerji Bakanlığı tarafından dakika hesabından sonra verilen tasarruf oranına itibar edersek, toplam talebin yüzde 1.3’ü 3,5 milyar kWh dolayında. Yani, aslında kış saatini uygulanmaz da yaz saatiyle yola devam edilirse, bu yüzde oranıyla (% 1,32) yılda en az 3,5 milyar kWh (3,5 TWh) elektrik tasarruf edebileceğimiz ileri sürülmüş oluyor. Bakanlık (hesap) uzmanları bu tasarruf değerini de, 23 TWh, yani yüzde 8’e yakın, 23 milyar kWh, hatta inanılmaz düzede abartılı biçimde ileri sürdükleri elektrik tasarrufu dakika değerleriyle 150 milyar kWh gibi abartısı akla zarar değerler olarak inandırıcılığı tümden ortadan kalkan (olmayacak dua) biçimde vermek suretiyle hesabı iyice şaşırmış görüntü veriyorlar. Bütün bu yaz saati - kış saati gerçeklerini ortaya seren açıklamalarımızdan sonra kış saati uygulanmayarak yaz saatinin kalıcı hale getirilmesi durumunda bir yılda milyar değil, 300 milyon kWh elektrik tasarrufu sağlanabildiğini düşünelim. Türkiye toplam elektrik talebinin/tüketi-

7 2016 yılında Türkiye toplam elektrik tüketimine göre iddiadaki gibi bir tasarruf değeri yaklaşık 150 milyar kWh olmaktadır.

minin (2016) binde biri olan bu tasarruf kapasitesi, öyle 266 bin dakikalarda (yani 6 ayda) değil, günümüzde yaklaşık yarım günde tüketilen toplam elektrik enerjisine eşdeğerdir. Yaz-kış saati uygulamasının on yıllardır prensiplerini vazeden ve hesaplarını yapan gerçek enerji uzmanlarına sorulsa, şu gerçekleri sıralayacaklarını düşünüyorum. Ülkemizde yaz-kış saati uygulamasının özellikle bir bacağında tasarruf edilebilen elektrik enerjisi kapasitesi milyar kWh düzeylerine gelemez, milyon kWh’ler düzeyini geçemez ve geçmiş on yılların yaz-kış saati uygulamaları değerlerine bakıldığında da hiç bir yıl gelemediği, geçemediği açıkça görülebilmektedir. Bu gerçek çerçevesinde, özellikle bugün olduğu gibi kış saati dışlanıp yaz saati kalıcı hale getirildiğinde, tasarruf edilen elektrik enerjisi yüzde (%) değil, ancak binde (% 0,) ile ifade edilebilir. Yani öyle aman aman, dişe dokunur bir tasarruf değeri değildir. Bu tasarruf değeri ancak, 10 MW kurulu güçte 5-6, bilemediniz 10 akarsu küçük hidroelektrik santralının (HES) yıllık üretimi kadar ya da 50 bin konutlu bir mahallenin bir yıllık elektrik tüketimi kadardır. Kış saatini ortadan kaldırır yaz saatini kalıcı hale getirirseniz, yaz-kış saati uygulamasından daha fazla elektrik tasarrufu sağlayamazsınız. Bunun ispatı yapılabiliyor ki, bizim dışımızda tüm Batı ülkeleri bu uygulamayı, yani yaz-kış saati uygulamasının birlikte yapılmasını, yadsınamayan diğer önemli yarar sağlayan sonuçları dışında, başat amaç olarak “gün ışığından daha fazla yararlanmak amacına dayalı olarak” yapmayı sürdürüyor. Kış saatinden vazgeçilirse, elektrik enerjisi tasarruf kapasitesi ortadan kalkmıyor denilebilir, ama artmıyor da, tasarruf edilebilen elektrik enerjisi kapasitesi daha da küçük, kayda değmeyecek, hatta olasılıkla negatif değerlere geriliyor. Siyasal çıkarları için halkı, itinayla filan da değil, ağızlarına burunlarına bulaştırdıkları absürt söylem ve uygulamalarıyla kandırmayı iş edinenler aslında sadece kendilerini kandırıyorlar.

53 Aralık

2016


ELEKTRİKTARİHİNdEYOLCULUK OSMAN BAHADIR

ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİNDE BİR ÖNCÜ: KAMURAN SIRRI BEY

O

smanlılar döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizde elektrik teori ve pratiğinin gelişiminde çok önemli rolü bulunan insanlardan biri de elektrik mühendisi Kamuran Sırrı Bey’dir. Elektrik bilgisinin ve uygulamalarının ülkemizdeki gelişiminde Emile Lacoine (1835-1899) başta olmak üzere Salih Zeki Bey (1864-1921)’in, Mehmet Refik (Fenmen) Bey (1882-1951)’in, Mehmet Emin (Kalmuk) Bey (1869-1954)’in ve Kamuran Sırrı Bey (ölümü 1926’dan sonra)’in büyük katkıları olmuştur. Bu öncü insanların her birinin katkıları farklı yönlerdedir. Kamuran Sırrı Bey’in diğer öncülerden en önemli farkı, diğerlerinin daha çok elektrik bilgisi ve teorisine yönelik katkılarda bulunmasına karşılık onun daha çok elektriğin pratiğe ve sanayiye uygulanmasına yönelik çabalar göstermiş ve bu doğrultuda yayınlar yapmış olmasıdır. Dergimizin daha önceki sayılarında bazı yazılarına yer verdiğimiz Kamuran Sırrı Bey’in yaşam öyküsü hakkında ne yazık ki çok fazla bilgiye sahip değiliz. 1926 yılında hayatta olduğunu bildiğimiz Kamuran Sırrı Bey, 1913’te elektrik mühendisi ve makine inşaatı mütehassısı olarak çalışıyordu. 1926’da ise Adana tenvirat-ı elektriye (elektrikle aydınlanma) müteahhidi, Tarsus kudret-i miyahiye-i elektrikiye (su, elektrik enerjisi) şirketi müdür muavini ve şebeke-i umumiye işletme mühendisi idi. Kamuran Sırrı Bey’in en önemli eseri, üç cilt olarak (toplam 1045 sayfa) hazırladığı ve üç cildi de 1926 yılında

54 Aralık

2016

Kamuran Sırrı Bey, başta ampul olmak üzere elektrikle ilgili çok sayıda icadı gerçekleştiren ünlü teknoloji insanı Edison'un yaşamını ve çalışmalarını anlatmıştır.

yayınlanmış olan Ameli Elektrik-i Sınai adlı kitabıdır. Bu kitapta uluslararası elektrik sembolleri, elektrik birimleri, elektrik işaretleri, kütle birimleri, zaman birimleri, mekanik, enerji, ısı ve ışık birimleri, mıknatıslık ,elektriksel mıknatıslık, elektriğin tarifi, elektrik akımı, akım şiddeti, çeşitli maddelerin iletkenlik derecesi cetveli, potansiyel farkı ve akım şiddeti arasındaki ilişki, elektrik akımından sağlanan işler, elektrik enerjisi, Joule kanunu, elektrik kaynakları, piller, transformatörler, manyetolar, elektrikle işleyen aletler vb. konuları incelenmektedir. Kamuran Sırrı Bey’in 1919’da yayınlanan diğer kitabı ise İnfilaklı Motorlar, İmal Sureti ve İstimalleri (kullanılmaları) adlı kitaptır. Bu kitapta ise infilaklı (patlamalı) motorların tarihçesi verilmekte ve daha sonra da yanmanın tabi olduğu koşullar anlatılmakta, petrolden başka en çok kullanılan yakıtların başlıca özellikleri, ısı, basınç ve yanma koşulları, motorların esas kısımları, karbüratör, üstüvane (silindir), piston, sübap, pistonlarda infilak

ve basınç, bir motorun hakiki ve itibari beygir kuvveti, motorun hareketli kısımlarının imal ve birleştirme sureti vb. hakkında bilgi verilmektedir. Kamuran Sırrı Bey’in bildiğimiz bu iki kitabı dışında çeşitli dergilerde yayımlanmış yazıları bulunmaktadır. Bu yazılardan saptayabildiklerimiz şunlardır: 1. “Elektrik, kullanacağımız elektrik lambaları”, Fen ve Sanat Mecmuası, Şubat 1913, sayı 9, s.145152. Bu makalede elektriğin ve elektrik lambalarının teknik özellikleri hakkında bilgi verilmektedir. 2. “Elektrik motorları hakkında malumat-ı umumiye”, Fen ve Sanat Mecmuası, Mayıs 1914, sayı 11, s. 195-197. 3. “Fünun ve sanayi hakkında bir mülahaza”, Şehbal Mecmuası, Haziran 1912, sayı 55, s.138-139. Kamuran Sırrı Bey bu yazısında bilim ve teknolojinin gelişmesi sonucunda elektriğin kullanım alanlarının genişlemesi, elektriğin


sanayinin gelişmesindeki etkileri ve işbölümü hakkındaki görüşlerini anlatmaktadır. 4. “Telsiz elektrik vasıtasıyla fotografilerin nakli”, Şehbal Mecmuası, Temmuz 1912, sayı 56, s.147. Bu yazıda yazar fotoğrafların elektrik aracılığıyla transferi konusuna değinmekte ve bu çerçevede televizyon hakkında yapılan ilk çalışmalarla ilgili bilgiler vermektedir. 5. “Terakkiyat-ı sınaiye meselesi ve bizde tarz-ı telakkisi, Şehbal, Ocak 1913, sayı 68, s.388389. Yazar bu yazısında yabancı sermayenin ve teknolojinin ülkeye getirilmesi ve teknik alanlarda eğitim görmeleri amacıyla Avrupa’ya öğrenci gönderilmesi konularından bahsetmektedir. 6. “Elektrikli aletlerin tertibatına bir nazar”, Şehbal, Ocak 1913, sayı 69, s.414-415. Bu yazıda elektrikli ilan lambalarının yaygınlaşması ele alınmakta ve bu lambaların kullanılma biçimi açıklanmaktadır. 7. “Musahabe-i fenniye”, Şehbal, Mart 1913, sayı 71, s.446-447. 8. “Musahabe-i fenniye”, Şehbal, Nisan 1913, sayı 74, s. 32-33. 9. “Şimendifer vagonlarının ve otomobil, otobüs arabalarının elektrikle tenviri (aydınlatılması)”, Şehbal, Temmuz 1913, sayı 79, s.132-135. 10. “Bir Türk ihtiraına (icadına) dair”, Şehbal, Temmuz 1913, sayı 80, s.152-153. Kamuran Sırrı Bey bu yazısında, kendisinin icat ettiği ve muktaa-ı elektrikiye adını verdiği bir aleti tanıtmaktadır. 11. “Ciddiyat-ı cedit”, Şehbal, Eylül 1913, sayı 81, s.177-178. 12. “Hayat ve elektrik”, Şehbal, Ekim 1913, sayı 84, s.232-234. 13. “Merakib-i havaiyede (hava taşıtlarında) telsiz telefon tatbikatına dair”, Şehbal, Aralık 1913, sayı 87, s.294-295. 14. “Elektrik ve tabiat”, Şehbal, Aralık 1913, sayı 88, s.310-311. 15. “Thomas A. Edison”, Şehbal, Nisan 1914, sayı 94, s.436-437. Yazar dergimizde daha önce yayınladığımız bu yazısında ise başta ampul olmak üzere elektrikle ilgili çok sayıda icadı gerçekleştiren ünlü teknoloji insanı Edison’un yaşamını ve çalışmalarını anlatmaktadır. Kamuran Sırrı Bey, ülkemizde elektrikle ilgili henüz bir öğretim kurumunun olmadığı dönemin son elektrik bilimcisidir. En önemli kitabı olan Ameli Elektrik-i Sınai’nin yayın tarihi olan 1926 yılı da bu dönemin sonuna işaret eder. 1926-1927 öğrenim yılından itibaren İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi bünyesinde kurulan Elektromekanik Enstitüsü ile birlikte ülkemizde elektrik bilgisi ve uygulamaları artık akademik dünyanın konusu ve işi haline gelmiştir.


BİLİRKİŞİ RAPORLARI prof. dr. OSMAN SEVAİOĞLU’nun arşivinden

KURU TİP TRAFO BİNANIN BODRUM KATINDA KULLANILABİLİR Dosya No Davalı

: 2009 / 370 Davacılar : M. H., A. H., H. İ. H. : M. M. Elektrik Dağıtım A. Ş. Genel Müdürlüğü

KONU: Elatmanın Önlenmesi

misyonu tarafından, iştirak bedeli alınarak, bloklardan birinin altından kooperatif tarafından M.’a verilen trafo yerine, trafo kurulmak üzere talebin karşılanması kabul edilmiştir M. Konya İşletme Müdürlüğü tarafından onaylanmıştır.

DAVACI İDDİA VE TALEPLERİ : Davacı vekili dava dilekçesi ile, •

S. ilçesi, Y. Mahallesi, P. Sokak, Ç. 2 Sitesi 24 Nolu H. Apartmanı bodrumuna M. tarafından elektrik trafosu kurulmak sureti ile yapılan müdahalenin men’ine,

Trafonun kal’ine,

Ve ayrıca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini

arz ve talep etmişlerdir. DAVALI CEVAPLARI:

Dava konusu trafonun geçici kabulü 5 kişilik teknik heyet tarafından yapılmış ve M. Genel Müdürlüğü tarafından tarih ve 5728 sayı ile onaylanmıştır.

Y. TR 31.5 kV 250 kVA Trafo Postası ve Alçak Gerilim – Orta Gerilim Müş. ENH elektrik tesislerine saat 14’den itibaren enerji verilmiştir.

Dava konusu trafonun bulunduğu parselde bulunan taşınmazların tapu kayıtları listesi, 2. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü’nün ve 361 sayılı yazısı ile mahkemeye sunulmuştur.

Mahkeme heyeti tarafından olay mahallinde keşifler yapılmış ve davacı tanıklarının beyanları alınmıştır.

M.’ın kurmuş olduğu trafonun yağlı tip ya da kuru tip trafo olduğu dosya daki belgelerden anlaşılamamıştır. Dola-

Davalı vekili cevap dilekçesinde, •

Davanın husumetten reddine,

Davanın zaman aşımından reddine,

Haksız ve mesnetsiz açılan davanın, esastan reddine karar verilerek, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini

arz ve talep etmişlerdir. DOSYA TETKİKİ: Dosyanın incelenmesinden, •

56 Aralık

2016

S.S. Y. yapı kooperatifinin enerji talebi üzerine Enerji Talepleri Değerlendirme Ko-

yısı ile her iki durum için de bilirkişi heyetimiz görüşlerini belirtmiştir. •

31.5 kV, 250 kVA’lık trafonun yağlı tip trafo olması durumunda, özellikle kısa devre oluşması durumlarında içeriden patlama, yağ sızıntısı ve akabinde yangın meydana getirme gibi güvenlik riskleri bulunmaktadır. Özellikle, civarında sulama borularının ya da kanallarının bulunması bu riski artırabilecek faktörlerdir. Dolayısı ile, bu yangın ve patlama risklerine karşı yağlı trafoların beton köşk içinde bulunması ve güvenlik riski içerecek yerlerde bulunmaması yani binadan uzakta bir köşk (beton trafo köşkü) içinde bulunması gerekir. Beton köşk içinde olması durumunda patlama olması ya da yangın çıkma halinde dahi, köşk yangının yayılmasını, dışarıya sirayet etmesini engelleyecek ve koruma elemanları da enerjiyi keseceklerdir. Elektrikli Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 37.c.2.g maddesinde; İnsanların yoğun olarak bulunduğu paniğin yaşanabileceği tüm yapılar, bodrumlar, yüksek katlı binalar, hastaneler, tiyat-


rolar, alış-veriş merkezleri, okullar gibi bağımsız olarak enerjilendirilen binalar içindeki trafolar güvenlik açısından kuru tip olması gerektiği, belirtilmiştir. •

31.5 kV, 250 kVA’lık trafonun kuru tip trafo olması durumunda binanın bodrumunda gerekli güvenlik önlemleri alınarak kullanılabilir. Elektrikli Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 37.c.) transformatör odaları ile ilgili maddesinde;

2.madde de, transformatör odalarında döşemede kademe bulunması yasaktır. Odanın iç yüzeyleri toz yapmayacak bir malzeme ile kaplanmalıdır. Tavanlara kesinlikle boya yapılmayacaktır. 37.d) Transformatörlerin elektriksel bağlantıları tesadüfen temas edilmeyecek şekilde yapılacaktır. 39.f) Yeraltı ve bodrumlardaki transformatörlerde, rutubet, havalandırma ve su baskınına karşı önlemler alınmalıdır, şeklinde belirtilmektedir. Bu maddelere uyulduğu takdirde kuru tip trafo binanın bodrum katında kullanılabilir. •

Trafoya 31.5 kV Orta Gerilim girişi olması nedeniyle orta gerilim hattından ötürü elektromanyetik etkileşimler de oluşacaktır. Yalnız, bunun zararlı etkisi sadece binadaki radyolar da parazit olarak görülecektir. Bunun haricinde bina sakinlerinde, orta gerilimden ötürü, insan sağlığı üzerinde zararlı etkiler oluşmayacaktır. İnsan sağlığı üzerine elektromanyetik etkileşimin zararlı etkileri ancak yüksek gerilim hatlarından dolayı düşünülebilir. Bu durum da bu dava için söz konusu değildir. Elektromanyetik etkileşimden dolayı rad-

yolar üzerinde oluşabilecek parazit de trafonun çevresine metal kafes (kutu) yapılarak engellenebilir. SONUÇ VE KANAAT:

3) Orta Gerilim hattının meydana getireceği elektromanyetik etkileşimlerin radyolarda parazit meydana getirebileceği,

Dosyanın incelenmesi neticesinde;

bunun da trafonun kuru tip

1) M. tarafından kurulmuş olan 31.5 kV, 250 kVA’lık trafonun yağlı tip trafo olması durumunda yukarıda açıklanan güvenlik nedenleri (patlama, yangın) ile binanın bodrumundan çıkartılarak, beton köşk içinde binadan uzakta bir yere taşınması,

olup bodrumda kalması

2) Trafonun kuru tip trafo olması durumunda yukarıda açıklanan ilgili Elektrikli Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliklerine uymak suretiyle binanın bodrumunda kalmaya devam edebileceği,

durumunda, trafonun çevresine yerleştirilecek metal kafesle ortadan kaldırıbileceği, 4) Trafonun davacıların bahsettiği gibi insan sağlığı üzerinde zararlı etki oluşturmayacağı görüşleri heyetimiz tarafından kabul edilmektedir. Bu görüş ve kanaatle, takdir ve karar Sayın Yüce Mahkemeniz’ e ait olmak üzere, saygıyla sunulur.

57 Aralık

2016


www.elektrikdergisi.com

ENERJİ DÜNYASINDAN

AB’nin ‘enerjisi’ düşüyor Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, AB’nin son dönemde enerji politikalarında beklenilen başarıyı gösteremediğini belirterek, “Birlik, üyelerinin uzlaşamadığı Kuzey Akım 2 Doğalgaz Boru Hattı Projesi ve Ukrayna ile ilişkiler noktasında siyasi krize dönme ihtimali yüksek problemlerle karşı karşıya. AB’nin enerjisi giderek düşüyor” dedi. Kaynak: YENİŞAFAK

Petrol ve gaz piyasalarında Trump etkisi Uluslararası Denetim ve Danışmanlık şirketi KPMG’nin Enerji Sektörü Grup Başkanı Onur Okutur, petrol ve doğalgaz piyasalarında, Donald Trump’ın ABD başkanlık görevine başladıktan sonra, enerjiyle ilgili iki önemli anlaşmadan çekilip çekilmeme yönünde atacağı adımların belirleyici olacağını belirtti. Okutur, yaptığı yazılı açıklamada, kasım ayı sonunda OPEC üyesi ülkelerin aldığı üretimi kısma kararıyla moral bulan petrol piyasalarının, ABD’nin yeni başkanı seçilen Trump’ın göreve başlayacağı 20 Ocak 2017’ye odaklandığını ifade etti. ABD petrol ve doğalgaz sektörünü, arama ve üretim yönetmeliklerini hafifletecek ve boru hattı onaylarını kolaylaştıracak daha sektör dostu bir yönetimin beklediğini vurgulayan Okutur, “İyileştirilen mevzuat ortamı ve yeni alanlarda arama yapılması için izinlerin verilmesi ABD’nin rekabet gücünü artırabilir ve bu sektöre yeni yatırımlar çekebilir. Trump yönetiminde, gaz talebi düşük fiyatlardan yenilenebilir enerji kaynakları ise vergi indirimleri ve eyalet politikalarından faydalanmaya devam edecek gibi görünüyor.” değerlendirmesinde bulundu. Kaynak: TRTHABER

Gazprom fiyatlarını artacağını öngörüyor Rus devlet kanalı Rossiya 24’e değerlendirmelerde bulunan Miller, petrol sektöründe son dönemde alınan kararların, doğalgaz fiyatlarında da artışa neden olacağını kaydetti. Gelecek yılın ilk çeyreğinde Avrupa’ya ihraç edecekleri doğalgaz fiyatının, 2016’ya göre daha yüksek olacağını bildiren Miller, “Son yıllarda, spot piyasada gaz fiyatları, kontrat fiyatlarından daha yüksekti. Petrol fiyatlarındaki yükselişle birlikte kontratlı gaz fiyatlarında da yukarı yönlü bir trend başladı. Petrol fiyatlarında yaşanan yukarı yönlü trend, doğalgaz fiyatlarına da yansıyacak.” ifadelerini kullandı. Ukrayna üzerinden Avrupa’ya gönderilen doğalgaz konusunu da değerlendiren Miller, gelecek kış döneminde Avrupa ve Türkiye’ye yapılan doğalgaz sevkıyatıyla ilgili önemli risklerin bulunduğunu aktardı. Kaynak: BLOOMBERG

58 Aralık

2016


İsrail’den enerji inisiyatifi İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz’in, Avrupa Komisyonu Enerji ve İklim Değişikliği Komiseri Miguel Arias Canete ile Yunanistan, Güney Kıbrıs ve İtalya Enerji Bakanlarına 2017 yılının başında enerji konulu bir görüşme yapılması yönünde davet gönderdiği bildirildi. Yetkililere göre görüşmenin ana konusunun, İsrail Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki doğalgazı, Güney Kıbrıs ve Yunanistan aracılığıyla İtalya’ya ulaştıracak denizaltı boru hattının maliyeti olduğunu söyledi. Steinitz, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in son üçlü görüşmede İsrail ve Türk yetkililerin İsrail yataklarını Türk kıyılarıyla bağlayacak boru hattı inşasına ilişkin ortak planlarından bahsetmesi nedeniyle endişelerini dile getirmesi üzerine inisiyatif üstlendi. Kaynak: KIBRISPOSTASI

Bill Gates’ten 1 milyar dolarlık temiz enerji fonu Paris İklim Anlaşması’nın kabulünden 1 yıl sonra, Breakthrough Energy Ventures (Yeni Enerji Girişimleri) ismiyle oluşturulan fonun katılımcıları arasında Gates, Facebook kurucusu Mark Zuckerberg, Alibaba Group Holding Başkanı Jack Ma ve Amazon.com kurucusu Jeff Bezos gibi ünlü yatırımcılar bulunmakta. Yatırımcı gruptan yayınlanan açıklamaya göre fonun amacı Paris’te konulan hedefler doğrultusunda yeni ortaya çıkan enerji araştırmalarının finansmanının artırılması ve küresel sera gazı emisyonlarının azaltılması. Fon, Aralık 2015 yılında kurulan ve temiz enerji teknolojilerinin araştırılması, geliştirilmesi ve konuşlandırılması hedefiyle oluşturulan yatırım ortaklığının ilk büyük girişimi. Kaynak: FINANCIAL TIMES

Google yenilenebilir enerjiye geçiyor Yenilenebilir enerji kaynakları ile temiz enerjinin nimetlerinden yaralanmak isteyen büyük firmalar, yavaş yavaş yenilenebilir enerjiye geçiş yapmaya başladı. Büyük boyutlarda üretim yapan ve enerji tüketimi yapan firmalar, kendi enerjilerini üretebilmek için kolları sıvamaya başladı. Bildiğiniz gibi birçok firma bu uygulamaya 2017 itibari ile başlayacak. Bu uygulamaya teknoloji devi Google, bende varım dercesine dahil oldu. Arama motoru, Youtube ve Gmail gibi büyük firmaları bünyesinde barındıran Google, 1 milyardan fazla üyeye sahip. Bu büyük sistemin işleyişini sürdürebilmek için tam 13 tane devasa veri merkezini faaliyette tutan firma, saatte yaklaşık 5,7 terawatt elektirik tüketiyor. . Kaynak: SABAH

59 Aralık

2016


Elektrikgüncesi basından seçilmiş haberler

Enerji • Elektrik • Ekonomi • Politika • Olaylar

‘Güneş enerjisindeki hedeflere 2023’ten önce ulaşılabilir’

Küresel Güneş Enerjisi Konseyi Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bruce Douglas, Türkiye’nin güneş enerjisinde 2023’e kadar 5 gigavata ulaşma hedefini rahatlıkla aşabileceğini belirterek, “Analizlerimiz, 2020 yılına kadar Türkiye’nin asgari 8 gigavat güneş enerjisi kapasitesine ulaşabileceğini gösteriyor” ifadesini kullandı.

T

ürkiye güneş enerjisi sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Douglas, Türkiye’nin güneş enerjisinde potansiyelinin yüksek olduğunu ve bu enerjiyi verimli kullanabilecek kadar geniş kara sahasının bulunduğunu söyledi. Türkiye’nin 2023’e kadar kurulu kapasitesinin yüzde 30’unu yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamayı hedeflediğini hatırlatan Douglas, “Türkiye, hidroelektrik kapasitesine 34 gigavat, rüzgar enerjisine 20 gigavat, güneş enerjisine 5 gigavat, jeotermal ve biyokütle kurulu gücüne de 1 gigavat eklemeyi hedefliyor. Bu hedeflere ulaşmak için su kaynaklarından elde edilmeyen (non-hydro) yenilenebilir enerji üretiminin, 10 yıldan kısa sürede 7 kat artırılması gerekiyor.” dedi. Türkiye’nin 2023’e kadar güneş enerjisi kapasitesini 5 gigavat artırma hedefini kolayca aşabileceğini belirten Douglas, “Analizlerimiz, 2020 yılına kadar Türkiye’nin asgari 8 gigavat güneş enerjisi kapasitesine ulaşabileceğini gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu. Douglas, bu alanda Almanya, İngiltere, ABD ve Çin gibi ülkelerin çalışmalarının örnek oluşturduğuna dikkati çekerek, Türkiye’nin kararlı

60 Aralık

2016

davranması ve destekleyici siyasi düzenlemeleri devreye alması durumunda, yıllık 2 gigavattan fazla güneş enerjisi kurulumunu kolayca gerçekleştirebileceğini dile getirdi. Dünya genelinde fosil yakıtlardan, yenilenebilir enerjiye geçişin başladığını aktaran Douglas, “Güneş enerjisi düşük fiyatı, esnekliği, hızlı inşası, sürdürülebilirliği ve temiz enerji kaynağı olması dolayısıyla 21. yüzyılda en egemen kaynak olacak.” ifadesini kullandı. Douglas, güneş enerjisinin yerel iş imkanı sağlaması açısından da dikkate değer bir ekonomik faktör olduğunu dile getirerek, sektörde dünya genelinde 2,6 milyon kişinin istihdam edildiğini söyledi. Karbondioksit salınımını azaltmada yeşil enerji kullanımının artırılması gerektiğini vurgulayan Douglas, enerji üretimine olan ihtiyacı düşürmek için de enerji verimliliğine yönelik tedbirlerin önemli olduğunu belirtti. Küresel Güneş Enerjisi Konseyi Birliği, geçen yıl Paris’te düzenlenen “COP21 İklim Değişikliği Konferansı’nda” kuruldu. Dünya genelinde birçok ülkenin üye olduğu birlik, 2030’a kadar güneş enerjisi alanında 10 milyon kişiye istihdam sağlamayı hedefliyor. Kaynak: YENİŞAFAK


Enerji ithalatı üretimle azalacak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin son 10 yıldaki enerji ithalatının 400 milyar dolar olduğunu belirterek, “Bunu düşürmek için yerli ve yenilenebilir teknolojilere odaklandık” dedi.

Yenilenebilir enerjide 4 milyarlık hedefi var Ağaoğlu Enerji Grubu yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarına devam ediyor. Grup, Alman Nordex firmasından 68.4 MW kapasiteli 19 rüzgâr türbini siparişi verdi. Yılın son ayında 330 milyon liralık yatırıma imza atan Ağaoğlu Enerji 2016 yılını toplam 700 milyon liralık enerji yatırımıyla kapatmış oldu. Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, “Türkiye kriz psikolojisine yenilmemeli, işadamı günlük kararlarla değil, ülkesinin geleceğine güvendiğini gösterdiği kararlarla hareket eder. Sadece enerji alanında 2016 yılında 700 milyon liralık yatırım gerçekleştirdik. bugün Ağaoğlu Enerji Grubu olarak Yalova Çınarcık’ta bulunan Esenköy RES ile Bursa gemlik’te bulunan Kürekdağı RES projelerimizin rüzgâr türbinleri için Alman üretici Nordex GmbH ile sözleşme imzaladık. Toplam 68.4 MW kurulu güce sahip olacak bu iki projenin yatırım tutarı 330 milyon lirayı bulacak” diye konuştu.

5

. Türkiye İnovasyon Haftası’nın ikinci gününde İstanbul’da konuşan Albayrak, enerji ithalatının azaltılması için, bakanlığın geliştirdiği formülü açıkladı. Bakan Albayrak, Türkiye’nin son 14 yıllık ekonomi başarısının enerjideki büyümeyle desteklendiğini ve enerjide gayrisafi yurt içi hasılayla birlikte, kurulu gücün 30 bin megavattan 80 bin megavatlara yükseldiğini aktardı.

KUR RİSKİNİ YOK EDELİM Albayrak, şöyle devam etti: “Son 10 yılda enerji ithalatına harcanan para yaklaşık 400 milyar dolar, yani yılda 40 milyar dolar biz enerji ihtiyacımızı karşılamak için yurt dışına para veriyoruz. Yerli ve yenilenebilir kaynakların teknolojik fikirlerle desteklendiği bir eko sisteme doğru yürüyoruz. Güneş enerjisinde dünyanın dört bir tarafındaki yatırımları ele alarak yeni bir ihale konsepti oluşturduk. ‘Kur riskini, bankacılık açısından oluşabilecek riskleri elimine edelim, ihtiyaç olan vadeyi de ortaya koyalım.”

YERLİ ÜRETİM YERLİ MONTAJ Kur riskini ortadan kaldırmanın iki şartı olduğunu aktaran Albayrak,” Bunlardan birisi üretimin yerlilik oranının yüzde 65’ten başlaması, ikincisi de yüzde 80 yerli mühendis olması. Burada, parçaların Türkiye’ye getirilip burada monte edilmesi aldatmacasına kapılmadan, tamamının Türkiye’de üretildiği bir konsept baz olacak. Aynı zamanda, nükleer enerji dünyada bir üst lige çıkmanın kriterlerinden birisi. Bu yatırımları Türkiye’ye lokalizasyon stratejisi içinde farklı parçalarının da farklı teknolojilerin de ülkemizde üretilebileceği bir konseptle yoğun bir mesai ortaya koyuyoruz” diye konuştu.

Milletin menfaati önemli Albayrak,”Türkiye’de altını kaldırdığınız birçok halının altından neler çıkıyor bir bilseniz. Ülkemizin menfaatini her şeyin üstünde tutup sonu ihanete giden sürece düşmeden, her türlü kutsalın üzerinde ülkemizi, vatanımızı en üst çerçeveye koyarak, bu topraklara minnet ve bağlılık duyarak sadece alın teri değil, akıl terini de katarak, bu süreci götürmemiz lazım”dedi. Kaynak: SABAH

‘Bürokrasi engel’ Ali Ağaoğlu, 2017 yılının ilk çeyreğinde 850 milyon liralık sözleşme yapacakları bilgisini vererek, “Bu yatırımlar bürokratik engellere rağmen devam ediyor. Yatırım şevkimiz tam bürokrasi bunu yavaşlatıyor” açıklamasında bulundu. Enerji Grubu Başkanı Hakkı Ağaoğlu ise, 2020’ye kadar hedeflerinin 4 milyar liralık yenilenebilir enerji yatırımı olduğunu belirterek, “2018 yılında Konya Sertavul’da 450 MW kapasiteli, tek sahada Türkiye’nin en büyük projesi olacak, 2 milyar 350 milyon liralık yatırım değerine sahip rüzgâr santrali 2017 yılında başlayacak” bilgisini verdi. Kaynak: MİLLİYET

61 Aralık

2016


Anadolu Grubu’ndan Gürcistan’a Enerji Yatırımı Anadolu Grubu ile Gürcistan Enerji Bakanlığı arasında Kheledula 3 Hidroelektrik Santrali’ne ilişkin yaklaşık 100 milyon dolarlık anlaşma imzalandı.

G

ürcistan’ın Tiflis’te gerçekleştirilen imza törenine Gürcistan Başbakan Yardımcısı ve Enerji Bakanı Kakha Kaladze ile Anadolu Grubu’nun Enerji Sektörü Koordinatörü Tuğban İzzet katıldı. İmza töreninin ardından AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Kaladze, dünyada ve bölgede ekonomik göstergelerin pek iyi seyretmediği bu dönemde ülke olarak yatırım almalarının çok önemli olduğunu belirterek, “Bölgede ekonomik açından genelde nasıl bir durum olduğunu görüyoruz. Tam bu dönemde yatırım yapılması son derece önemli. Bu yatırımların ülkemizde gerçekleştirilmesine mümkün olduğunca destek vereceğiz. Çünkü bu hem enerji açısından bizim için önemli hem de ekonomik olarak ülkemizin kalkınmasına ve yeni çalışma yerlerinin yaratılmasına katkı sağlıyor.” ifadelerini kullandı. Türkiye ve Gürcistan’ın enerji alanındaki iş birliğinin önemine dikkati çeken Kaladze, “Biz komşu ve stratejik ortak ülkeleriz. Türkiye ve Gürcistan olarak Avrupa ile Asya arasında bir köprüyüz. Türkiye’nin ekonomik gelişimi bizim için bir örnektir. Enerji alanındaki iş birliğimiz bölgedeki önemli enerji projelerini

teşvik edecek. Yeni inşa edilecek Kheledula 3 Hidroelektrik Santrali için Anadolu Grubu, yaklaşık 100 milyon dolar yatırım yapacak.” diye konuştu.

“Teröre karşı yatırımlara devam” Anadolu Grubu Enerji Sektörü Koordinatörü Tuğban İzzet de İstanbul’daki terör saldırısını lanetlediklerini belirterek, “Teröre karşı hep yeni proje ve yatırımlarla mücadele ediyoruz. Bu anlayışla Anadolu Grubu olarak hem ülkemizde hem de komşu ülkelerde yatırımlarımıza devam edeceğiz. 19 ayrı ülkedeki yatırımlarımızla 60 yılı aşkın süredir 50 binden fazla çalışanımızla ülkemize hizmet ediyoruz.” dedi. Anadolu Grubu olarak Gürcistan’da enerji ve içecek sektörü dahil yaklaşık 500 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını dile getiren İzzet, benzer projelerle iki ülkeyi birbirine daha da yaklaştırarak sınırları ortadan kaldırdıklarını söyledi. Kheledula Nehri’nin üzerinde yapılacak ve 50,7 megavat kurulu kapasiteye sahip olacak santral, yıllık yaklaşık 250 milyon kilovatsaat elektrik üretecek. Kaynak: HABERLER.COM

Kezban teyze köyüne güneş enerjiSİ santrali kurdu

G

erze Gürsökü Köyünde yaşayan Kezban Karaman, Almanya’da yaşayan ailesini ziyarete gittiğinde evlerin çatılarında gördüğü güneş panellerinden oldukça etkilendi ve santrali kendi köyüne kurmak için gerekli adımları attı. Karaman, ilk önce Gerze Gürsökü Köyündeki evinin bahçesine güneş enerji santralini yaptırmak için gerekli mercilere müracaatını yaparak çalışmalarına başladı. Prosedürün bitmesiyle güneş enerji santrali Türkiye Elektrik Kurumu, Samsun YEDAŞ ve Sinop YEDAŞ yetkilileri tarafından incelenerek geçici kabulü yapıldı ve elektrik üretmeye başladı. Hizmete giren güneş elektrik santralinin yaklaşık 26 bin liraya mal olduğu, şu an 3.6 KW elektrik ürettiği, sistemin 30 yıla kadar yüzde 80 verim garantisiyle 7 yılda kendini amorti ettiği öğrenildi. Konu hakkında konuşan Kezban Karaman, “Ben çocukluğumda 7 yıl Almanya’da, 18 yıl İstanbul’da kaldım. Onun haricinde ben köylü kadınıyım, işçi emeklisiyim. Ben bunu ilk gördüğüm zaman bunu Avrupalılar yapmış biz niye yapmayalım diye düşündüm. Çünkü onlar zorunu yapmış, teknolojisini bulmuşlar. Bize kolayı kalmış. Bu kolayı da biz yapalım artık, yani biz Avrupa ile yarışalım bizim onlardan ne eksiğimiz var dedim. Bir gün param olursa bunu yaptıracağım dedim. İnşallah devlet destek verirse bunu büyüteceğim. Eğer destek verilirse 19 olan panel sayısını artıracağım. Bu, ucuz, dumanı, kokusu olmayan sağlıklı bir sistem. Her vatandaşın yapabileceği bir şey. Artık biz de Avrupalı olalım, onlarla yarışalım. 1977’de Gerze’de ilk bayan şoför bendim. Ben şimdi pek kullanamıyorum ama kadınlar hep şoförlük yapıyorlar. Şimdi ben başladım, inşallah bütün kadınlar gelecek ve yapacaklar. Bir de ileride rüzgar enerji santrali yapmak istiyorum” dedi. Kaynak: HABERTÜRK

62 Aralık

2016


Aksa’dan Ağrı ekonomisine katkı Ağrı ve Doğubeyazıt doğalgaz dağıtımı ihalesini kazanan Aksa Doğalgaz’ın CEO’su Yaşar Arslan, bölgeye gelecek beş yılda 100 milyon TL yatırım planladıklarını açıkladı.

A

ksa Doğalgaz CEO’su Yaşar Arslan, halen 24 il ve 106 ilçede yaptıkları gibi, ihalesini kazandıkları Ağrı ve Doğubeyazıt’a da güvenli ve kaliteli hizmet götüreceklerini söyledi. Arslan, bölge ekonomisine 5 yılda 250 milyon TL’lik katkı sağlayacaklarını belirtti. Ağrı ve Doğubeyazıt doğalgaz dağıtımı ihalesini kazanan Aksa Doğalgaz’ın CEO’su Yaşar Arslan, ihale sonrası bir değerlendirme yaptı. Arslan, Ağrı il merkeziyle Doğubayazıt ilçesini kapsayan ihalenin EPDK’nın düzenlediği ilk TL bazlı doğalgaz dağıtım ihalesi olduğunu hatırlattı. Aksa Doğalgaz’ın Türkiye genelinde 24 il, 106 ilçe ve beldede doğal gaz dağıtımı gerçekleştirdiğini kaydeden Yaşar Arslan, “Türkiye’nin dört bir yanında doğalgaz hizmeti veriyoruz. Hizmet verdiğimiz bölgelerin tümünde uzman kadrolarımız ve yatırım azmimizle ülkemizin, vatandaşımızın doğalgaz hizmetinden en iyi hizmet kalitesiyle yararlanması için çalışıyoruz” dedi.

Arslan: Tecrübemiz avantajımız olacak Şimdiye kadar yaptıkları hizmetleri, Ağrı ve Doğubeyazıt ihalesi kapsamında hizmet verecekleri bölgelerdeki hizmet kalitesi için bir teminat olarak nitelendiren Arslan “Bu alanda özel bir uzmanlığımız bulunması da naçizane Ağrı ve Doğubeyazıt bölgemiz için mutlaka önemli bir avantaj olacaktır” diye konuştu. Doğalgazın yaygınlaşması için ülke genelinde faaliyetlerini azimle sürdürdüklerini kaydeden Arslan şöyle dedi: “Aksa Doğalgaz, daha nefes alınabilir şehirler için faaliyette bulunduğu tüm bölgelerde yatırımlarını hızla tamamlayarak gerek müşterilerine bu hizmeti hemen ulaştırmayı ve gerekse de şehirlerimizin havasının tertemiz olmasını amaçlıyor.” Aksa Doğalgaz CEO’su Yaşar Arslan, Ağrı ili ve Doğubeyazıt ilçesinde gelecek beş yılda 100 milyon TL yatırım yapmayı planladıklarını açıkladı. Arslan, “Bu yatırımlar neticesinde, iki ilde doğrudan ve dolaylı olarak 250 milyon TL’lik bir ekonomik büyüklük oluşacak. İstihdama, bölgeye ve ülke ekonomisine katkıda bulunacak olmaktan mutluluk duyuyoruz” ifadelerini kullandı. EPDK’nın açtığı Ağrı ve Doğubeyazıt doğalgaz dağıtım ihalesi, bugüne kadarkilerden farklı olarak döviz ile değil, Türk Lirası üzerinden yapıldı. İhalede 4.460 kuruş/kWh bedelle en iyi teklifi sunan Aksa Doğal Gaz Dağıtım AŞ kazandı Ağrı il merkezi ve Doğubayazıt ilçesi için 30 yıllığına lisans almaya hak kazandı. İhalede Aksa’nın yanı sıra Fernas İnşaat, Akmercan Turizm, Siirt Batman Doğal Gaz Dağıtım ve Alöz Mühendislik şirketleri yarıştı. EPDK bugün de (28 Aralık 2016 Çarşamba) Tunceli il merkezi için dağıtım ihalesi yapacak. Ağrı ve Tunceli’de de doğalgaz dağıtımının başlamasıyla 81 ilin 78’i doğalgaz kullanıyor hale gelecek. EPDK önümüzdeki süreçte, Artvin, Şırnak ve Hakkari ihalelerini de tamamlayarak doğal gazın tüm illerde kullanılabilir hale gelmesini hedefliyor. Kaynak: DÜNYA

10 Bin Konut Çöpten Üretilecek Enerji İle Isınacak

Ş

ehirlerin ciddi sorunlarından biri olan ve her geçen gün artmaya devam eden kentsel ve evsel atıklar önemli bir maliyet oluşturuyor. Atıkları enerjiye dönüştüren yeni teknolojiler sayesinde ise atıklara bağlı oluşan maliyetler artık gelir olarak geri dönebiliyor. Bu konuda önemli bir çözüm sunması beklenen ve Akdeniz Bölgesi’nin en büyük atık enerji dönüşümü projelerinden biri olan Enerji Üretim Tesisi, Hatay’da faaliyete geçmeye hazırlanıyor. Diğer yöntemlere göre hem zararsız olan hem doğaya katkıda bulunan proje ile evsel atıkların çürümesine bağlı olarak ortaya çıkan metan gazı salımı sayesinde enerji üretimi gerçekleştirilecek. Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından 2016 yılının Haziran ayında yapımına başlanan Enerji Üretim Tesisi’nin faaliyete geçmesiyle günlük yaklaşık 900 ton evsel atık toplanarak ilk etapta her biri 1,2 Megavat saat kurulum gücüne sahip 3 adet motor ile elektrik elde edilmesi ayrıca 4 Megavat değerinde elektriğin, şehir hatlarına aktarılarak ekonomiye kazandırılması amaçlanıyor.

Proje ile 2017’de 2 Milyon TL gelir elde edilecek Enerji Üretim Tesisi’nde deneme amaçlı ilk elektrik üretiminin gerçekleştirildiğini açıklayan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, proje kapsamında tamamlanan tesis ile yaklaşık olarak en az 10 bin konutun elektrik ihtiyacının karşılanacağını belirtti. 2017 yılında ise bu projeden elde edilen gelirin%14’lük payına tekabül eden 2 Milyon TL’nin, Büyükşehir Belediyesi’ne gelir olarak geri dönmüş olacağını ifade eden Başkan Savaş, kısa zamanda tesislere ilave edilecek 3 motor ile elde edilen elektrik üretiminin 8 buçuk megavata kadar çıkabileceğini ve buna bağlı olarak da gelirin iki kat artmış olacağını sözlerine ekledi. Lütfü Savaş, metan gazının borular aracılığı ile toplanarak enerjiye dönüştürülmesi sayesinde doğadaki sera etkisinin azaltılacağı, insanın doğaya olan olumsuz etkilerinin asgari düzeye çekilmiş olacağının altını çizdi. Kaynak: HABERLER.COM

63 Aralık

2016


ENERJİ KALİTESİ • TANITICI RÖPORTAJ

BERK ELEKTROTEKNİK

Müşterilerimize En kaliteli ürünü en ekonomik koşullarda sunuyoruz” İşimize duyduğumuz saygı, çalışmalarımızdaki titizlik, müşterilerimize en iyi hizmet verebilmek, kalitesiyle sağlam ve düşük maliyetli iş çıkarmak temel prensiplerimizdendir. En kaliteli ürünü en ekonomik koşullarda sunarak, müşteri memnuniyetini kazanmayı ilke edinen BERK ELEKTROTEKNİK, uzman kadrosu ile enerji kalitesi için geliştirilen elektriksel komponentlerle cevap vermektedir.

Firmanızı tanıtır mısınız? Firmamız BERK ELEKTROTEKNİK 2017 yılında İstanbul’da Transformatör ve Harmonik filtre reaktörleri üretmek için kurulmuştur. İşimize duyduğumuz saygı, çalışmalarımızdaki titizlik, müşterilerimize en iyi hizmet verebilmek, kalitesiyle sağlam ve düşük maliyetli iş çıkarmak temel prensiplerimizdendir. En kaliteli ürünü en ekonomik koşullarda sunarak, müşteri memnuniyetini kazanmayı ilke edinen BERK ELEKTROTEKNİK, uzman kadrosu ile enerji kalitesi için geliştirilen elektriksel komponentlerle cevap vermektedir. Hız ve kaliteyi ilke edinerek yola çıkan BERK ELEKTROTEKNİK, faaliyette bulunduğu enerji kalitesi sektöründe, saygı ve hoşgörüden taviz vermeden, sektöründe öncü bir kuruluş olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir . Şu anda yurtiçi ve yurtdışında, endüstriyel tesis, kompanzasyon sistemi kurulumunda faaliyet gösteren birçok firmanın çözüm ortağı olma konusunda altyapı çalışmalarımız devam etmektedir.

Ürünleriniz, hizmetleriniz ve teknik özellikleri ile ilgili bilgi verir misiniz? Son yıllarda sanayide yoğun olarak kullanılmaya başlanan elektronik ve bilgisayar kontrollü hassas sistemler enerji kalitesi ile ilgili sorunlar yaşayan işletmelerin sayısında önemli artış olmasına neden oldu. Özellikle harmoniklere bağlı enerji kalitesi problemleri motor sürücüler gibi güç

64 Aralık

2016

Caner Recep BERK KİMDİR?

1977 yılında İstanbul’da doğdum. İlk ve orta okulu İstanbul’da, yüksek öğrenimimi 1995-1999 yılları arasında Trakya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Bölümünden mezun oldum. Çalışma hayatına dünya devi tekstil makinaları üretimi yapan Grossbechkerr Gmbh.’da Proje departmanında göreve başladım. 2 yıllık çalışma süremde yüksek kazançlı ve verimli projelerin yönetiminde görev aldım. 2004 yılında Almanya’da Yüksek ve Orta Gerilim TransforMatör Üreticisi J. Schneider Gmbh. firmasında çalışmaya başladım. 10 yıllık görev süresince sahada ve projelerin yönetiminde görev aldım. 2014 yılında Türkiye’ye döndükten sonra yurtiçinde çeşitli üretici firmaların üretim sorumluluğunu üstlendim. Uzmanlık alanım olan Transformatör ve Reaktör üretimi konusunda ciddi bir altyapı ve donanıma sahibiyim. Alman iş disiplini ve üretim teknikleri edindiğim en iyi tecrübelerimdendir.


elektroniği devreleri içeren cihazların sürekli artması nedeniyle birçok tesiste karşılaşılan bir enerji kalitesi problemi haline geldi. Yaşanılan bu problemleri ortadan kaldıracak çözümlerimiz ve ürünlerimizin sektöre yeni bir ivme kazandıracağı kanaatindeyiz. Geniş üretim yelpazesine sahip olan firmamızın başlıca ana ürünleri ve özellikleri şöyledir; • Transformatörler • Emniyet izolasyon transformatörleri • Step-up ve Step-down transformatörler • Medikal tip transformatörler • Çeşitli uygulamalar için kuru tip Trifaze ve Monofaze Transformatörler (1500kVA güce kadar • Harmonik Filtre Reaktörleri • Üç fazlı, demir nüveli ve hava aralıklı üretim • Elektrolitik bakır ve alüminyum sargılı • İstenilen rezonans frekansı üretim (210Hz, 189Hz, 134Hz veya istenilen değer) • Uygulamaya uygun seçilmiş linearite akımı • Aşırı ısınmaya karşı termik çıkışı • 40°C ortam sıcaklığı veya özel değerlerde üretim imkanı • B-F-H sınıfı izolasyon • Vakumda vernikleme • EN61558 2-20 standardına uygunluk • CE işareti • Şönt (Endüktif yük) Reaktörler • Demir veya OG hava nüveli üretim • Motor ve Sürücü Koruma Reaktörleri

Yerli ve uluslararası standart belgeleri ve kalite sertifikalarınızla ilgili bilgi verir misiniz? Üretimini gerçekleştirdiğimiz ürünlerimiz Türk Standartları Enstitüsü

(TSE) ve Avrupa Birliği standartlarına uygun olup CE damgalıdır. Ürünler hem yurtiçi pazarda yoğun olarak kullanılmakta, hem de çeşitli üreticilerin ürünleri ile yurtdışında birçok ülkeye ihraç edilmektedir.

Sektör sorunlarına ilişkin düşünceleriniz? Elektrik enerjisi kullanıldığı sürece transformatörler ve diğer komponentlerde kullanılacaktır. Ancak standartlara uygun üretim yapılmasının önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Eğer üreticilerimiz standartların belirlediği kriterlere uygun üretim yapma konusunda gerekli özeni göstermezlerse ülkemizdeki pazar gelecekte yabancı ürünlerin ağırlıklı olarak kullanıldığı bir pazar durumuna gelebilir. BERK ELEKTROTEKNİK olarak ilgili standartları ve kaliteyi göz önünde bulunduran bir üretim anlayışıyla müşterilerimize güvenilir bir marka olarak pazarda yerimizi alıyoruz.

Kullanıcılara önerileriniz.. Satın almadan önce yapılacak uygulamaya göre ürüne ait tüm elektriksel parametrelerinin ve özel isteklerin (elektriksel ve konstrüksiyon gibi) tam olarak belirlenmesi gerekmektedir. Müşterilerimize tavsiyemiz, Yüksek güçlü Transformatörde gerçekleşen kayıplar (Sargı ve demir) enerji maliyetine yansımaktadırlar. Müşterinin talep etmesi durumunda daha düşük kayıplı transformatörlerin üretimini yapabilmekteyiz. Bu tip transformatörlerin ilk yatırım maliyetleri daha yüksek, ancak işletme maliyetleri daha düşük olacaktır. Üretimini yaptığımız ürünler kuru tip ve bakım gerektirmediğinden kullanıcıya herhangi bir servis ihtiyacı da doğmayacaktır.

Mehmet Sina Üner KİMDİR?

1952 yılında Karabük’te doğdum. İDMMA Kadıköy Mühendislik Yüksekokulu, Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun oldum. 1972 yılında başlayan üniversite hayatımla birlikte iş hayatına da atılmış oldum. 1978 yılında şantiye hayatına atıldım. Sırası ile AEG Genel Elektrik, General Elektrik Servis, Kale Power Controls, Sigma Elektrik, Aktif Mühendislik, Ruha Elektrik ve ALMER firmalarında Pazarlama ve Satış Müdürü olarak görev yaptım daha sonra Federal Pazarlama ve Sigma Elektrik İş Geliştirme Müdürü olarak görev aldım. Son olarak Gazanfer Sanlıtop Mekatronik ve Teslaform çalıştım. Teslaform’dan Eylül 2016’da ayrılarak artık kendi işimiz olan BERK ELEKTROTEKNİK ile ilgilenmeye başladım. Yeni dönemde kompanzasyon ve enerji kalitesi üzerine çalışacağız. Öncelikli işimiz AG için Harmonik Filtre Reaktörü, Şönt Reaktör, izole trafo, OG için Havalı Reaktörler üretmek olacak benim buradaki görevim bu malzemelerin pazarlamasını ve satışını yapmak aynı zamanda marka onayını almak olacak. Çok kısa sürede markamızın Türkiye çapında aranılan ve tercih edilen bir marka olacağına inanıyorum.

65 Aralık

2016


ENERJİ KALİTESİ • TANITICI REKLAM

ENDOKS

ENDOKS BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR 2006 yılından bu yana Orta Gerilim (OG) güç kalitesi uygulamaları konusunda faaliyet gösteren ENDOKS, 2010 yılından başlayarak bünyesine kattığı konusunda uzman ekibiyle yakın zamana kadar sadece çok uluslu firmaların faaliyet gösterdiği OG güç kalitesi sektöründe (özellikle de SVC sistemlerinde) önemli bir boşluğu doldurmuştur.

66 Aralık

2016

G

ücünü yeni araştırma ve geliştirme projeleri ile kaliteli ürün ve hizmetlerinden alan ENDOKS, bünyesindeki 30 uzman mühendis ve ülkemizin en önemli araştırma kurumu olan TÜBİTAK’ta uzun yıllar dünya çapında OG güç kalitesi, enerji yazılımı ve yenilenebilir enerji projelerinin yönetiminde yer almış yönetim kadrosu ile hizmet vermektedir. Ayrıca, 2011 yılında OG hava çekirdekli reaktör üretiminde dünyadaki dört büyük üreticiden biri olan “Quality Power” firması ile ortaklık kurmuş; bu sayede mevcut bayilik ve irtibat ofisleri kanalıyla 45 ülkede ürün ve hizmetlerini sunmaya başlamıştır. ENDOKS Statik Var Kompanzasyon Sistemleri (SVC) başta olmak üzere, Statik Senkron Kompanzatör (STATCOM), Proses Otomasyonu ve Scada Sistemleri, Pasif Harmonik Filtre, OG Reaktif Güç Kompanzasyon ve Harmonik Filtre Sistemleri, Enerji İzleme ve Kontrol Sistemleri, Enerji Yazılımları, Yenilenebilir Enerji Sistemleri, Akıllı Şebekeler gibi alanlarda ileri teknoloji ve özgün, ürün ve hizmetler sunmaktadır. Özellikle, OG güç kalitesinin iyileştirmesi uygulamalarında önemli bir yer tutan SVC (Statik VAr Kompanzatör) ve STATCOM (Statik Senkron Kompanzatör) sistemlerinin kontrol sistemleri ile güç katlarını (tristör ve IGBT tabanlı) üreterek ilk ve tek yerli üretici olan ENDOKS, ülkemizde ve yurt dışında gerçekleştirdiği 30’a yakın kurulum ile pazar liderliğini sürdürmektedir. 2012 yılı itibariyle enerji sektöründe sahip olduğu deneyimi kadrosuna yeni katılımlar ile yenilenebilir enerji

ve enerji yazılımları alanlarına da genişleten ENDOKS, iş ortağı olan T4E ile birlikte, rüzgâr ve güneş enerjisi santralleri için ileri teknoloji ürün ve hizmetlerini de enerji piyasasındaki müşterilerinin hizmetine sunmuştur. Lisanslı/lisanssız yatırım düşüncesinin ilk aşamasından başlayarak, ölçüm istasyonlarının tesisi, ölçüm verilerinin izlenmesi ve analizi için web tabanlı yazılım hizmetleri, danışmanlık ve mühendislik hizmetleri, taahhüt hizmetleri, santrallerin işletme süresince takibi, analizi, optimizasyonu ve izleme yazılımlarının geliştirilmesine ilişkin birçok farklı ürün ve hizmetler firma portföyünde yer almıştır. Özellikle 2013 yılından itibaren enerji yazılımları konusunda önemli çalışmalar gerçekleştiren ENDOKS, genel olarak enerji sistemlerinin web tabanlı izlenmesi, analiz edilmesi, detaylı raporlama alınması ve yöneticiler için karar desteği sunması amacıyla “Inavitas” ürün ailesini sektörün hizmetine sunmuştur. Sahip olduğu üstün yetenekleri ile özellikle elektrik dağıtım sektörünün büyük beğenisini toplayan “Inavitas” 4500’den fazla noktanın anlık olarak izlenmesi, analizi ve raporlanmasını gerçekleştirerek bu alanda önemli bir ihtiyacı da karşılamıştır. Her yıl genişleyen ve gelişen kadrosu, dünya ortalaması üzerinde Ar-Ge’ye ayırdığı kaynağı, kaliteyi temel alan üretim anlayışı ve nitelikli partnerleri ile sektörün hizmetinde olmayı sürdüren ENDOKS, 2015 yılında dünyada sadece birkaç firmanın sunabildiği ürün ve hizmetleri yerli kaynaklarla üreterek, sanayicilerimizin hizmetine sunacaktır.


www.armes-group.com

Dinamik Güç Kalitesi

AKTIF HARMONIK FILTRELERI (AHF) • • • • •

400V-500V-690V 3P-4W VE 3P-3W AÇIK VE KAPALI ÇEVRİM 19’’ RACK VE DUVAR TİPİ TEK MODÜLDE 30-400A ARASI HER TÜRLÜ KOMBİNASYONA UYGUN ÇÖZÜMLER

ELEKTRONIK KOMPANZASYON SISTEMLERI (SVG) • • • • • •

400V-500V-690V AG/OG UYUMLU TAM ELEKTRONİK VE HİBRİT ÇÖZÜMLER 19’’ RACK VE DUVAR TİPİ TEK MODÜLDE 400 KVAR ‘A KADAR 30-50-100 KVAR MODÜLLER

ARMES MÜHENDISLIK ENDÜSTRIYEL SISTEMLER ELEKTRIK OTOMASYON SAN. VE TIC. LTD. ŞTI. Huzur Mah. Kanarya Sok. No: 1/1 Seyrantepe / Şişli 34396 İstanbul TÜRKİYE T.: +90 212 324 43 27 - 28 l F: +90 212 324 43 30 info@armes-group.com


ENERJİ KALİTESİ • TANITICI RÖPORTAJ

SIEMENS

“ENERJİ KALİTESİ KAPSAMINDA İHTİYACA UYGUN KOMPLE ÇÖZÜMLER SUNUYORUZ” Temiz bir enerji kullanan tesis ile enerji kalitesi düşük bir tesisin arıza sayısı, ekipman ömürleri, bakım ihtiyacı, oluşacak arıza, bakım ve kontrol maliyetleri arasında ciddi bir fark oluşacağı açıktır. Bütün sektörlerde kar marjlarının minimuma indiği bir zamanda bu maliyetlerin firmaların rekabet gücüne nasıl etki edeceği ortadadır.

Siemens, enerji kalitesi özelinde hangi ürün, sistem ve çözümleri sunmaktadır? Enerji Kalitesi kapsamında sadece ürün bazında değil, müşterinin ihtiyacına uygun komple çözümler sunabilmektedir. Ölçüm ve analiz, ihtiyaca uygun sistem tasarımı ve sistemi oluşturan bileşenlerin seçimi ve tedariği bu kapsamda değerlendirilebilir.

Enerji kalitesi kavramının içeriğini neler oluşturmaktadır? Enerji kalitesi dendiğinde pazarda ilk akla gelen “harmonik reaktörlü kompanzasyon”dur. Hâlbuki bu enerji kalitesinin sadece küçük bir bölümünü oluşturur. “Enerji kalitesi” kavramının en önemli bileşeni “mühendislik”tir . 2007 yılında yapılan reaktif enerji yönetmeliği değişikliği

İlke İbrahim Kider Siemens Türkiye Enerji Kalitesi Ürünleri Satış ve Pazarlama Yöneticisi

68 Aralık

2016

ile eline enerji analizörünü alan sayısız kişi firmalara gidip “ tesisinizde ücretsiz ölçüm yapalım, ihtiyacınızı belirleyelim, sonra teklif verelim” demeye başladılar. Bir şekilde öğrendikleri birkaç teknik değerler ki bunlar genelde toplam harmonik gerilim ve akım distorsiyonu (THD-U ve THD-I) değerleridir, sistem tasarlamaya çalıştılar. Bu kişilerin içinde konuya hakim olan mühendisler olduğu gibi enerji kalitesi konusunu kısa vadede para kazanmak için fırsat gören, hayatında ”harmonik distorsiyon” kelimesini ilk defa o yıl duyan kişiler de vardı. Nasıl ki EKG cihazı alıp kalp ritmini ölçmekle kardiyolog olunmuyorsa enerji analizörü alıp harmonik distorsiyon ölçümü yapmakla mühendis olunmaz. Dolayısıyla bu konunun en önemli kısmı “mühendislik” ve standart bilgisidir.


nedeniyle sistemin rezonansa girmesi ve reaktörlerin aşırı ses yaratıp zamanla yanması. Diğer sık yaşanan bir problem ise standart harmonik reaktörlerin her türlü harmonik distorsiyon seviyesi için kullanılabileceğinin düşünülmesi. Her ürünün belli bir üretim standardı vardır, bu standartta belirtilen değerlerin üzerinde bir harmonik distorsiyon seviyesi olan tesislerde kullanıldığında bütün ürünlerde problem olabilir.

Kaliteli enerji kullanan ve kullanmayan bir işletmeyi karşılaştırdığımızda ortaya nasıl bir tablo çıkıyor? Basitçe anlatmak gerekirse; bir insan taze ve temiz gıdalarla besleneceğine bayat ve kirli gıdalarla beslendiğinde nasıl bir etki oluyorsa , temiz bir enerji yerine kirli bir enerji kullanan tesiste de benzer etkiler oluşur. Tesisin bileşenleri hasar görür, sürekli arıza ve bakım ihtiyacı oluşur, beklenmedik masraflar ortaya çıkar.

Kaliteli enerji temin etmek için kurulan kompanzasyon sistemlerinde en çok yapılan hatalar nelerdir? Öncelikle “enerji kalitesi = kompanzasyon “ demek değildir. Kompanzasyon bu konunun bir kısmını oluşturur. Ancak kompanzasyon sistemi tasarlamak panoculara bırakıldığı için hemen herkesin bu konudan anladığı bu hale geliyor. Yıllardır harmonik reaktörlü kompanzasyon sistemlerinde yapılan hatalarla mücadele ediyoruz. Ancak daha gidecek çok yolumuz var. En sık yapılan hata yanlış malzeme seçimi. Özellikle yanlış kondansatör seçimi. Yanlış seçilen kondansatör

Enerji kalitesinin bileşenleri nelerdir? Siemens, bu bileşenlerin tümünü anahtar teslimi olarak müşterilerine sunabiliyor mu? İhtiyacın belirlenmesi ve sistem tasarımı bu konunun en önemli kısmı. Sonrasında ihtiyaca uygun malzeme seçimi ve tedariği geliyor. Malzeme seçimi yapmak sadece reaktör ve kondansatör seçmekten ibaret de değildir. Kompanzasyon panosu tasarımı dahi başlı başına önemli bir konu. Kondansatörlerin ve reaktörlerin yerleşimi, kullanılacak sigortalar, kullanılacak kablolar dahi bir uzmanlık gerektiren konudur. Biz bu aşamaların en başından en sonuna kadar müşterilerimize hizmet sunabiliyoruz.

Kaliteli bir enerji için kamuya hangi sorumluluklar düşmektedir? Ülkemizde enerji piyasasını kanunlarını ve yönetmeliklerini belirleyen, şebekede kaliteli bir enerjiyi sağlaması gereken veya bunun sağlanması için gerekli yönetmelikleri veya kanunları oluşturması gereken kamudur. Ancak diğer yandan kamunun bu yönetmelikleri oluştururken ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu, yönetmeliklerin ve getirilen cezaların uygulanabilirliğini, bu yönetmeliklere uymak için kurulması gereken sistemlerin bulunabilirliğini ve bunun gibi birçok kriteri göz önüne alması gerekmektedir.

69 Aralık

2016


ENERJİ KALİTESİ • TANITICI RÖPORTAJ

aktif mühendislik

“Güç kalitesi departmanı olarak farklı projeleri hedefliyoruz” Türkiye’de güç kalitesi problemlerine çözüm sunan ilk firmalardan biri olarak kabul edilen Aktif Mühendislik, farklı projeleri listelerine ekleyerek sektörüne katkı sağlamaya devam ediyor. Aktif Mühendislik Güç Kalitesi Ürün Mühendisi Cihan Şenel, “2016 yılında da güç kalitesi departmanı olarak birçok projeye imza atacağız” diyerek hedeflerini ortaya koyuyor.

1

996 yılında kurulan Aktif Mühendislik, o tarihten bu yana güç kalitesi problemlerine çözüm sunmaya, uluslararası ve ulusal birçok projeyi takip etmeye devam ediyor. Bünyesinde konusunda uzman isimleri barındıran Aktif Mühendislik, alçak gerilim ve orta gerilim sistemleri için harmonik filtreli ve filtresiz reaktif güç kompanzasyon sistemleri, aktif harmonik filtreler, orta gerilimde ağır sanayi tesisleri için SVC (Statik VAR kompanzasyonu) sistemleri ve teknolojinin geldiği son nokta olan STATCOM sistemlerini uygulayabiliyor. 2016 yılında güç kalitesi departmanı olarak hız kesmeden çalışmaya devam etmeye hazırlanan Aktif Mühendislik, referanslarına yeni isimler katmayı ve farklı projeleri listeye eklemeyi hedefliyor.

Markanız güç kalitesi alanında hangi ürün ve çözümleri sunuyor?

Aktif Mühendislik Güç Kalitesi Ürün Mühendisi Cihan Şenel

70 Aralık

2016

Aktif Mühendislik, Türkiye’de güç kalitesi problemlerine çözüm sunan ilk firmalardan biridir. 1996 yılında kurulan firmamız yurt içi ve yurt dışında güç kalitesi ürün, sistem ve mühendislik hizmetleri konusunda binlerce referansa sahip birçok farklı projeye imza atmıştır. Yaşanan tüm güç kalitesi problemlerinde en önemli konu doğru metotları uygulayarak sistemi doğru analiz etmektir. Bu da konusunda uzman mühendisler tarafından, ulusal ve uluslararası standartlara uygunluk ile mümkündür. Güç kalitesi departmanı olarak tesislerin güç kalitesi ölçümünü

gerçekleştirip analiz ettikten sonra bu analizler doğrultusunda çözüm için gerekli ürün ve sistemleri tasarlayıp müşterilerimize sunuyoruz. Alçak gerilim ve orta gerilim sistemleri için harmonik filtreli ve filtresiz reaktif güç kompanzasyon sistemleri, aktif harmonik filtreler, orta gerilimde ağır sanayi tesisleri için SVC (Statik VAR kompanzasyonu) sistemleri ve teknolojinin geldiği son nokta olan STATCOM sistemleri Aktif Mühendislik tarafından uygulanabilen sistemlerdir. Ürün bazında ise, Aktif Mühendislik markası olan ‘ASSET’ marka alçak gerilim ve orta gerilim güç kondansatörleri, harmonik filtre reaktörleri, güç kalitesi kaydediciler, statik anahtarlama modülleri ve kompanzasyon modüler kasetleri de ürün portföyümüzde bulunmaktadır. Aktif Mühendislik güç kalitesi departmanı, yıllar içerisinde kazanmış olduğu tecrübeler ve binlerce referansı ile en iyi ürün ve en iyi mühendisliği harmanlayarak müşterilerine en iyi hizmeti sunmaya devam etmektedir.

Bu alanda nasıl bir rekabet avantajınız var, rakiplerinizden hangi yönlerinizle ayrışıyorsunuz? Aktif Mühendislik olarak müşterilerimizin problemlerini iyi analiz edebilecek, konusunda uzman mühendis kadromuz bulunmakta ve bu sayede müşterilerimize en doğru ve kesin çözümü kısa zamanda sunabiliyoruz. Ayrıca bir uygulamayı yapmadan önce projelendiriyor, gerekli simülasyon ve hesaplamaları bilgisayar des-


tekli olarak yapabiliyoruz, bu da bizim yalnızca ürün satan bir firmadan bir adım önde olmamızı sağlıyor. Bu sayede müşterilerimiz yapacakları yatırımın fizibilitesini ve katma değerini rahatlıkla proje aşamasında görebiliyorlar.

Güç kalitesi projelerinde, enerji verimliliği artarken kayıplar azalıyor. Bunu bir örnek üzerinden açıklayabilir misiniz? Güç kalitesi konusunda Türki2017 yılında ne tür projelerde yer almayı planlıyorsunuz? ye’deki cezai yaptırımlardan Güç kalitesi departmanı olarak hız kesmeden ötürü en çok yatırım yapılan çalışmaya devam ediyoruz. Uluslararası ve ulusal konu hiç şüphesiz reaktif güç birçok projeyi takip ediyoruz. Referanslarımızla kompanzasyonudur. Reakgurur duyuyor her gün yeni referanslar, farklı projeleri listemize eklemek için heyecanla işimize tif güç kompanzasyonunu sarılıyoruz. 2017 yılında da güç kalitesi departmaneden yapıyoruz sorusu nı olarak birçok projeye imza atacağız. sorunuzu net bir şekilde açıklıyor. Tesisler için gerekli reaktif gücün tesise göre uygulayıcı taraftaki bilgi düzeyi yeterli boyutlandırılmış bir kompanzasyon değil. En çok karşılaşmış olduğumuz ünitesi üzerinden yapılması durusorunlar yanlış uygulama örneklemunda, elektrik enerjisinin üretildiği ri ve yanlış projelendirmeler. Aktif noktadan tüketildiği noktaya kadar, Mühendislik olarak proje ofislerine, yükseltici ve indirici trafolar, iletim son kullanıcılara, taahhüt yapan iş hatları, dağıtım hatları, tesis trafoortaklarımıza seminerler ve eğitimler ları gibi birçok elemanın üzerinden vererek doğru projelendirmeler nasıl reaktif akımı akıtmamış oluyorsunuz. yapılmalı ve doğru uygulama için Dolayısıyla bu yol üzerindeki toplam nasıl bir yol izleneceği konusunda empedans değeri üzerinden, çekmiş bilgi paylaşımında bulunarak, güç olduğunuz reaktif akımın kaybını kalitesi bilincini pekiştirmeyi bir görev engellemiş oluyorsunuz. Ayrıca iletim biliyoruz. hatlarının ve trafoların yüklenebilirliğini arttırmış, tüketim noktasındaki Uluslararası çapta bir gelişmişgerilim düşümünün önüne geçmiş lik seviyesi olarak kabul edilen oluyorsunuz. güç kalitesini, önemli kılan

Güç kalitesiyle ilgili yürüttüğünüz projeler kapsamında karşılaştığınız sorunlar oluyor mu? Türkiye’de güç kalitesi konusu son yıllarda gittikçe önem kazanmaya başladı ancak hala kullanıcılardaki ve

unsurlar nelerdir?

Günümüzde gelişmişlik konusu denince değerlendirmeler genelde ekonomik verilerle ifade edilmektedir. Diğer bir deyişle kaynakları verimli kullanmak, katma değeri yüksek ve sürekliliği olan bir üretim akla gel-

mektedir. Düşük güç kalitesi ciddi maddi kayıplara yol açmaktadır, örnek vermek gerekirse güç kalitesi bozulmalarında karşılaşılan gereksiz şalter açmaları sanayide üretim verimliliğini doğrudan etkilemektedir. Kablolar, transformatörler, motor sürücüleri gibi çeşitlendirilebilen elemanlardaki aşırı ısınmalar, ürünlerin kullanım ömrünü kısaltmaktadır. Ulusal olarak belirlenmiş sınırlar içerisinde reaktif tüketim yapmayan son kullanıcılar için cezai yaptırım uygulanmakta buda işletmeye ciddi ek maliyetler getirmektedir.

2015 yılında ilgili alanda hangi projeleri gerçekleştirdiniz?

2015 yılı içerisinde referanslarımıza birçok saygın projeyi ekledik. Bunlardan en önemlilerinden bir tanesi olan yurtdışı bandıralı bir gemide aktif filtre uygulamasını başarılı bir şekilde tamamladık. Gemide sirkülasyon pompalarının devreye girmesiyle Uluslararası standartlarda belirtilen toplam gerilim harmoniği (%THDv) sınır değeri 1kV’un altı tesislerde %8 ile sınırlandırılmış ve bu değerin üzerinde bir gerilim harmoniği bozulumunda çalışmak riskli kabul edilirken, hesaplanan ve sonrasında ölçülen değerler %14 mertebelerine ulaşmaktaydı. Projenin başından sonuna kadar mühendisliğini üstlendik. ETAP yazılımında gerekli simülasyon çalışmalarını ve boyutlandırmaları yaptık, bu boyutlandırma doğrultusunda doğru ürünleri seçtik ve uygulamayı yaptık, uygulamada başarılı bir şekilde, simülasyonda elde ettiğimiz değerleri yakalayarak %14’ten %2’ye düşürmeyi başardık. Aktif mühendislik olarak bu projeye imzamızı attığımız için gururluyuz.

71 Aralık

2016


ENERJİ KALİTESİ • TANITICI REKLAM

EPKOM

VERİ MERKEZLERİNDE GÜÇ KALİTESİ VE ENERJİ YÖNETİMİ Veri merkezleri (Data Center), IT ekipmanlarının kesintisiz bir şekilde beslenmesi ve yedekli çalışma ekipmanları sağlayarak yüksek IT üretkenliğini sağlamak üzere tasarlanırlar.

72 Aralık

2016

B

u amaçlara ulaşmak için, karmaşık güç kaynağı sistemleri ve bileşenleri örnek olarak UPS sistemleri (kesintisiz güç kaynağı) ve şebeke yedekleme sistemleri oluşturulmuştur. Birden fazla güç kaynağı yedekli güç devreleri oluşturur. Güç kalitesi ve enerji izleme sistemleri elektrik güç iletiminde şeffaflık yaratmak için gereklidir, böylece

kritik sistem ekipmanlarında oluşabilecek enerji kesintileri önlenebilir. Proaktif bir şekilde elektrik tedarik sürekliliğini izlemek ve limit değer sınırları aşıldığında raporlamak birincil konudur. Aynı zamanda enerji verimliliği de veri merkezlerinin daha düşük maliyetli ve rekabetçi bir şekilde yönetilmesini sağlamak amacında giderek artan bir öneme sahiptir. Ulaşılabilir altyapıda etkili yönetim ve planlama sadece uygun enerji yönetim sistemi (EYS) ile mümkündür. Enerji yönetim sistemlerinin (EYS) uygulanması ve optimizasyonunda EN ISO 50001 başlangıçta bir yönlendirme sağlar. Aynı zamanda EN ISO 50001 şirketlerin/kurumların enerji yönetiminin, enerji veriminin ve enerji ekonomisinin sürekli gelişimini desteklemek için tasarlanmıştır. Bir enerji yönetim sistemi sadece sayaç değerlerini takipten çok daha fazlasını yapabilmelidir. Enerji


tüketim değerleri ile birlikte sistemin güvenilirliğini etkileyen harmonikler, gerilim dengesizliği gibi güç kalitesi parametrelerini de sürekli izlenmelidir. Güç kalitesi analizleri ile sistemin değerlendirilmesi ve analizi yapılarak herhangi bir arıza ve kesintiye neden olmadan olası arıza kaynakları ve zayıf noktalar belirlenebilmelidir. Güç kalitesi izleme sisteminde ölçüm noktaları dağıtım sistemi ortak bağlantı noktasından her bir sunucu kabin çıkışını da kapsayacak şekilde olmalıdır. Bu sayede eş zamanlı olarak hem şebeke kaynaklı hem de dahili dağıtım sisteminden kaynaklı güç kalitesi problemleri sürekli olarak izlenip kayıt altına alınabilmektedir. Sürekli ölçüm ve izleme sistemi sayesinde enerji kesintine neden olabilecek bir durum ortaya çıkmadan ilgili parametreye bir limit değer tanımlanarak limit aşılması durumunda alarm/mail yoluyla operatör bilgilendirilebilir. Veri merkezlerinde kaçak akımların izlenmesi de büyük önem arz etmektedir. Kaçak akımların belli bir seviyenin üzerine çıkması durumunda sistemin işleyişinde ciddi sorunlara neden olmaktadır. Genelde sistem dengesizliği ve izolasyon arızalarının sonucunda ortaya çıkan kaçak akımlar ufak sistem arızalarının yanında yangınla sonuçlanabilen durumlar da ortaya çıkarabilmektedir. Bu durumların önüne geçebilmek için veri merkezlerinde kaçak akım izleme ürün ve çözümleri de bulunmalıdır. Bu çözümler ile bütün elektriksel sistemlerin ve ekipmanların izolasyon dirençleri ve çalışma durumları izlenip herhangi bir kesinti veya duruş olmadan sistem hakkında bilgi sahibi olup önceden belirlenen kritik seviyelerde alarm ve uyarı mesajı gönderilir.

73 Aralık

2016


ENERJİ KALİTESİ • TANITICI REKLAM

SÖNMEZ TRAFO

“gelişmiş transformatör ve reaktör üretimini, kendi teknolojimizle sürdürüyoruz” STS özellikle enerji kalitesi problemlerinin çözümünde yüksek faz sayısına (12, 18, 24 pulse – darbeli) sahip konvertör transformatörlerinin imalatında uzmanlaşmıştır. Başta Amerika ve Avrupa olmak üzere tüm kıtalara ihracat yapmaktadır. Ürünleri 60 ülkeden daha fazla ülkede çalışmaktadır.

S

önmez Transformatör Sanayi (STS), Kuru veya Yağlı güç transformatörleri, özel transformatörler ve reaktörler üretmektedir. 1976 yılında Gebze’de kurulmuştur. STS şu anda 10.000 m2 alanda hizmet vermektedir. STS gelişmiş transformatör ve reaktör üretimini, kendi teknolojisiyle sürdürmektedir. Bu yıl içeresinde 40.000 metrekarelik arazi üzerinde konumlanan yeni üretim tesisinde üretimine başlayacaktır. STS ürün yelpazesi incelendiğinde; uzmanlık gerektiren ulaşım sektöründeki tren(traction) ve gemi(marine) transformatörleri,

74 Aralık

2016

demir çelik sektöründeki ark ve pota ocağı transformatörleri, haddanelerdeki konvertör transformatörleri, maden sektöründeki izole maden ve elektro filtre transformatörleri, yenilenebilir enerji sektöründeki çok kademeli(multi tap) transformatör uygulamları ile motor yol verme uygulamalarında kullanılmak üzere yol verme transformatörü ve reaktörleri, güç kalitesi uygulamalar için seri, şönt ve harmonik filtre reaktörleri, kısa devre akımlarını sınırlamak için hava çekirdekli akım sınırlama reaktörleri gibi değişik uygulamalar görülmektedir.


Yükte Kademe Değiştiricili Transformatörler: Güç

STS hem kuru tip hem de yağlı tip ürün imalatı yapabilmektedir. Transformatör yağı olarak standart transformatör yağlarının dışında yüksek yanma noktasına sahip transformatör yağları ile de uygulamalar yapmaktadır. Kullanılan yağların bir çoğu ülkemiz için çok yeni uygulamalar olmuştur. Müşteri ihtiyaçlarına bağlı olarak güç kalitesini iyileştirmeye yönelik transformatör ve reaktör imalatı yapılmaktadır. Bunun için tüm uluslar arası standartlar ve gelişmeler yakından takip edilmektedir. STS TSE EN 60076-6 Reaktör standardını Türkiye’de ilk

olarak alan ve bu standarda uygun her tür reaktörü üreten tamamen yerli sermayeli transformatör fabrikasıdır.

Şönt Reaktörler: STS, enerji dağıtım şirketlerinde saat bazlı kompanzasyon uygulamasına bağlı olarak, kapasitif yüklü merkezlerin kompanzasyonu için sabit, ayarlı ve anahtarlanabilir şönt reaktörleri 36 kV 100 kVAr’dan 10 MVAr’a kadar üretmektedir. Şönt reaktörler uluslar arası standartlarda verilen kayıp değerlerini sağlayacak şekilde imal edilmektedir. Her türlü testleri ise STS fabrikasında gerçekleştirilmektedir.

sistemlerinde bara gerilimlerinin optimizasyonu, reaktif akışların kontrolü için kademe değiştiricilerden faydalanılmaktadır. Bu sisteme Volt/VAR kontrol denilmektedir. STS özellikle 36 kV orta gerilim kademesini 15.8 kV, 12 kV, 10 kV ve 6.3 kV indiren 5 MVA’dan 40 MVA’ya kadar transformatörlerin kademe değiştiricilerin uygulaması ve bakımında uzun yıllardan beri hizmet vermektedir. Bu kapsamda dünyanın ileri gelen yükte kademe değiştirici şalter imalatçıları ile beraber çalışmalar yapmaktadır.

Düşük Kayıplı Transformatörler: Özellikle enerji dağıtım sistemi özelleştirmeleri ile birlikte güç sistemlerinde kayıpların değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. STS hem transformatör dizaynında ve hemde malzeme seçiminde dünya ölçeğinde standarlarda tanımlanan çevreci transformatörler üretmektedir.

75 Aralık

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Enerji Kalitesinde IEC61000-4-30 class A ve EN50160 yeterli mi? Okan SARIKAYALAR , Elektrik Yüksek Mühendisi Enerji Kalitesine yönelik, işletilmeye çalışılan standartlarda temel amaç markadan bağımsız olarak aynı noktada yapılan ölçümlerde aynı sonucu elde etmeye yöneliktir. Konsept olarak bu yaklaşım temelde mantıklı olsa da, elektrik üretim, iletim, dağıtım ve kullanıcılar için ciddi riskler taşımaktadır. Üreticiler, ülkelerde var olan standartlara uygun ürün üretmeye çalışırken, enerji kalitesi yöneticileri bu ürünlerden enerji kalitesi problemlerini anlamaya yönelik data ve kayıtları yeterli düzeyde alamama riski ile yapılan yatırımların geri dönüşleri elde edilememe sonucu ile karşılaşmaktadır. Günümüzdeki standartlara uyum açısından enerji kalitesi kayıt eden cihazları üreten firmalar temel olarak, olay bazlı kayıtları kullanmakta ve standartlarda belirtilen şartları sağlamaktadır. Bu yöntem enerji kalitesi yöneticilerine bazı bilgileri zaman ve süre bazlı sağlasa da, tüm parametrelerin olay öncesi, anındaki ve sonrasındaki bilgileri, olay nedenlerini anlamaya yönelik ve daha sonra sistemin nasıl ve hangi koşullarda eski haline döndüğü bilgilerini vermemektedir. Ek olarak bu enerji kalitesi analizörlerinde mevcut hafıza limitleri nedeniyle cihazlar gerekli olabilecek gerçek güç ve enerji parametrelerini, dalga formalarını kayıt altına alamayabilecektir. Birçok durumda enerji kalitesi problemlerinin gerçek nedenlerini çözme konusunda sadece standarda uyan cihazlar yetersiz kalabilir ve bu nedenle problemin tam olarak ortaya çıkarılamadığından dolayı, problemler tekrarlanıp uzun süre kayıplara neden olabilir. Bu yazımızda Enerji Kalitesi problemleri çözme konusunda ilgili standartlara uygun enerji analizörlerinin yetersiz kalabileceği bazı noktaları aydınlatmaya çalışacağız. Bu standartların dışında bu problemlerin çözümü konusunda bilgi vereceğiz. 1- Giriş Enerji Kalitesi Yönetiminde olması gereken temel hedefler aşağıda sıralanmıştır. Enerji kalitesi istatistikleri Elektrik sisteminden genel enerji kalitesi bilgileri almak üzere enerji kalitesi parametrelerinin ölçümü. Birçok durumda elektrik dağıtım şirketleri ve yüksek tüketimi olan kullanıcılar tarafından izlenmektedir. Enerji kalitesi kontratları Ülkemizde henüz bu konu tam olarak uygulama alanında yer edinmemiş olsa da, birçok ülkede enerji kalitesinin üretimde çok hassas olduğu tesislerde, enerji dağıtım firması tarafından sağlanan enerji kalitesinin minimum kriterlerine göre sözleşmeler ile takip edilir Enerji kalitesi problemlerinin çözümü Özellikle yüke ve müşteriye yakın noktalardaki enerji kalitesi problemlerinin nedenlerinin araştırılması önemlidir. Bu analizlerin başlangıç noktası, enerji kalitesindeki bozulmadır. O bölgeye ait geçmiş kayıtların ortaya çıkartılması, problemin nedenleri konusunda önemli bilgiler verecektir.

76 Aralık

2016

Problem tespit edilen bölgedeki ilk iş, problemin nedenini tespit etmek için harekete geçmek ve istenen sonuç ise problemin tekrarlanmaması için düzeltme planlarının uygulanmasıdır. Düzeltme planlarının uygulanması ile sadece o bölge için değil, birçok benzer durumdaki noktalar içinde düzenlemeler yapılması enerji kalitesinde ülke olarak belli adımlar atılmasına neden olacaktır. Ancak mevcut durumda birçok dağıtım şirketinde veya kullanıcıda gerekli enerji kalitesi analizörleri olsa dahi, problemin nedenini anlamak ve çözüme ulaşmak için yeterli veriler olmayacaktır. Bu nedenle enerji kalitesi ihtiyaçlarını belirlemek ve soruna çözüm bulmak için dünyada farklı birçok elektrik dağıtım firmaları veya piyasa düzenleyiciler tarafından istenebilmektedir. 2– Mevcut Standartlar ve Trendler. Günümüzde en bilinen ve takip edilen standartlar IEC 61000-4-30 [1] ve EN 50160 [2]’dir. IEC 61000-4 standartları ölçüm metotlarını, ölçüm formüllerini, doğruluk seviyelerini ve ölçüm aralığını temel olarak tanımlar. Bu standardın temeli farklı üreticilerin cihazları ile ölçüm yapıldığında aynı sonuçların elde edilmesine dayanır. EN 50160 ise farklı enerji kalitesi parametrelerinin tavsiye edilen seviyelerini belirler ve bu seviyeler için zaman bazlı yüzde düzenlemelerini yapar. ( örnek: 1 haftalık ölçüm aralığında yüzde 95 oranında gerilim fliker seviyesi. ) KEMA ve Leonardo Energy «Regulation of Power Quality» [3] veya ERGEG (European Regulators› Group for Electricity and Gas) «Towards Voltage Quality Regulation in Europe» [4]’un yayınladığı birçok teknik makalede bu standartlarda verilen limitler hakkında farklı görüşler bulunmaktadır.


Temel olarak bu iki standardın problem olan noktaları aşağıda verilmiştir. • Zaman aralıklarının var olması bazı enerji kalitesi problemlerinin ortaya çıkartılmasında problem yaşanmasına neden olur. • Zamanın belli bir bölümü için sınır değer belirlemek farklı bölümlerde meydana gelebilecek aşırı değerleri saklar. • Enerji kalitesi problemlerini sadece gerilim kalitesine yönelik tespitler doğru bir yaklaşım olmayacaktır. • Enerji kalitesi problemine yol açan katılımcıların (şebeke veya kullanıcı) etkisi belirsizdir. Enerji kalitesi standartlarının bazı noktalardaki yetersiz tanımları nedeni ile birçok ülke IEC standartlarına ek istekler üretmektedir ve enerji kalitesi yaklaşımlarını sıkılaştırmaktadır. Örneğin NVE, (Norveç Su kaynakları ve Enerji Direktifi) Norveç’te Enerji kalitesi standartlarında değişikliklere gitmiştir. Örnekleme averaj aralığı bu ülkede 10 dakikadan 1 dakikaya indirilmiş ve EN50160’da belirtilen yüzde 95 standardı yüzde 100 olarak belirlenmiştir. Macaristan’da ise averaj örnekleme aralığı 3 saniyeye düşürülmüştür. Bu konudaki ERGEG’in deklerasyonunda “ 10 dakika averaj değer kullanmak termik fenomen için tatmin edici bir koruma verebilir ancak cihazların veya makinaların arızalanma riskine karşı yeterli değildir” şeklinde bir açıklama yapma gereği duymuştur. 3. Türkiye’deki Durum Bilindiği üzere Türkiye’de Enerji Kalitesi uygulamalarına yönelik uygulamalar, enerji dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi ertesinde EPDK’nun (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) 21 Aralık 2012 Tarihli ve 28504 Sayılı Resmi Gazede yayınlanan tebliği ertesinde sevindirici bir şekilde hız kazanmıştır. Tebliğe göre enerji dağıtım şirketlerinden istenen arıza yönetim sistemi kurmaları, tedarik sürekliliğini kayıt altına almaları ve enerji kalitesi problemlerini izleme üzere enerji kalitesi analizörleri ile enerji kalitesi problemlerini dünya trendleri paralelinde IEC 61000-4-30 Class A’ya uygun cihazlar ile EN 50160 raporlamaları elde etme şeklinde özetlenebilir. Farklı ülkelerdeki uygulamalar gibi EPDK’da isteklerini standartlardan farklılaştırmış ve akım harmonikleri takibi ve fliker konusunda da ek uygulama getirmiştir ve bu konuda dağıtım şirketlerine kullanıcılara cezai yaptırım uygulama şansı verdiği gibi, kullanıcıların hakları genişletilmiş ve kullanıcılarında tedarik sürekliliği veya enerji kalitesi problemlerinden dolayı karşılaştığı problemleri dağıtım şirketine yansıtma şansı verilmiştir. Ülkemiz için enerji kalitesi yaklaşımlarının farklı bir boyuta taşınması EPDK’nın bu yaklaşımı önemlidir fakat takip edilen standartların yeterliliği konusunda ciddi şüphelerin ortaya çıkacağı bir dönem yaşayabileceğimiz konusunda soru işaretleri bulunmaktadır. Bu makalede anlatmaya çalışacağımız gibi, farklı ölçüm teknikleri ile birbirlerinden farklı sonuçlar elde edilebilmektedir. Buda sorunların kaynağına inme konusunda ciddi riskler ortaya çıkartmaktadır. Enerji Kalitesi ülke için hem kullanıcılar hem de üreticiler için önemli bir maliyet olarak karşımıza çıkacağı bir dönemde sorunların gerçek kaynağını bulma konusunda sorunların yaşanması muhtemel olacaktır.

4 Enerji Kalitesi Analiz Konseptleri 4.1 Cihazlar. Standartlar mevcut teknolojik gelişmelerin aslında bir aynası konumundadır. Genellikle bir firma tarafından geliştirilen çok özel fonksiyonlardan ziyade, yeni teknolojilerin gelişmesine ve belli bir standardın oluşturulmasına yardımcı olma hedefi ile yayınlanırlar. Günümüzde enerji kalitesini takibi yapılabilecek cihazları 4 farklı grupta toplayabiliriz. 1.Grup: Anlık durum bilgilerinin takip edilebileceği analog veya dijital sayaçlar/enerji analizörleri. Bu gruptaki cihazlar herhangi bir veri kaydı yapmazlar. 2.Grup: Belirlenebilecek parametreleri belli aralıklar ile kayıt altına alabilen enerji analizörleri. Bu enerji analizörleri kağıda baskı yapan veya hafızaya kayıt edenler olabilir ancak ortak özellikleri belli aralıklar ile dahilinde parametreleri kayıt altına almalıdır. 3.Grup: Enerji Kalitesi Analizörleri. Belirlenen parametreleri olay bazlı akım ve gerilim dalga formları ile birlikte kayıt altına alabilen, aynı zamanda verileri düzenli aralıklar ile kayıt edebilen enerji analizörleri bu gruba girer. 4.Grup: Akım ve Gerilim dalga formu ile birlikte tüm parametreleri daimi olarak kayıt eden cihazlar. Elektrik şebekesindeki enerji kalitesi ve hataların etkisini anlamanın en etkili yolu tüm güç ve enerji parametrelerini akım ve gerilim dahil olarak dalga formları ile birlikte kayıt edip arşivlemekten geçebilir. Ancak çok yoğun bir data kullanımı söz konusu olabilir. Genellikle bu tip cihazlar indirici merkezlerdeki tüm bilgileri belli bir noktada kayıt altına almak için kullanılır. Devamlı olarak enerji, güç, akım ve gerilim dalga seviyelerini kayıt altına almak, önceden belirlenmiş eşik seviyesi tanımlarını ortadan kaldırıp, istenen dönemdeki istenen eşik değerlerine göre raporlama almak imkanını doğurur. Bu konsept IEC 61000-4-30 geçmişe yönelik herhangi bir eşik değer atamadan en etkili enerji kalitesi takip yöntemi şeklinde tanımlanmıştır. Devam eden sayfalarda enerji kalitesini karşılaşılabilecek bazı basit örnekler sunulmuştur. 4.2 EN 50160 uyumluluğu? Madde 3’de belirtildiği üzere Türkiye’de EPDK tarafından yayınlanan tebliğ ile enerji dağıtım şirketleri EN50160 raporlarını ölçüm noktalarında üreteceklerdir. Bu raporlama tekniğindeki açık ve belirgin bir problem ortaya çıkartmak üzere bir örnek ortaya koyalım. Şekil 1’de endüstriyel bir kullanıcı için enerji dağıtım firması tarafından yapılan ölçümler neticesinde EN50160 standartlarında enerji verildiği belirlenmiş ve raporlanmıştır. Besleme gerilimi 34.5 kV olarak iki ana dağıtım trafosu üzerinden fabrika içerisindeki motorlar beslenmektedir. Müşteri bu noktada enerji kalitesi problemleri nedeniyle cihazlarında anlık olarak değişimler yaşadığını, cihazların arızalandığını belirterek şikayetçi olmuştur. Ancak enerji dağıtım şirketi de besleme noktasındaki cihazlardan elde edilen bilgiler neticesinde EN50160 standartları ile uyumlu olarak herhangi bir kesinti, varyasyon veya dengesizlik olmadan müşteriyi beslediğini belgelemektedir. Bu standardı takip ederek yüzde 100 uyumlu olmayan tek parametre yüzde 98,1 oranı ile voltaj dipleri parametresidir. (Standartta belirtilen seviye yüzde 95 olduğundan belirtilen yüzde 98,1 oranı standart ile uyumludur). Böyle bir durumda sadece EN50160 raporlaması yapabi-

77 Aralık

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

len cihazın verileri, problemi anlamaya yetmeyeceği açıktır ve endüstriyel müşteride üretimde ve makinalarında problem yaşamaya muhtemelen devam edecektir. Bu durumda yüzde 98,1 gerilim diplerinin nedenini bulmak üzere araştırma yapmak için cihazlar yeterli olmayacak ve üstelik bu diplerin dağıtım şirketinden mi yoksa müşteriden mi kaynaklandığını belirlemek mümkün olmayacaktır.

Şekil 3’de aynı olay için faz-faz olayını göstermektedir. Bu kaydı elde etmek güzel bir yetenektir ancak enerji kalitesinde önemli olan hata kaynağını tam olarak belirleyebilmektir. Şekil 4’de 1 saniye süre ile durumu göstermektedir. Bu durumda hem olay öncesinde hemde olay sonrasında bir takım anormallikler olduğu görülebilir. Şekil 5’te ise faz-nötr gerilimleri gösterilmektedir ve durum net olarak anlaşılmaktadır.

Şekil 3: Faz Faz Dalga Formu kaydı Şekil 1: EN 50160 Raporlama örneği 4.3 Hangi parametreler ? EN50160 raporlamasının en önemli problemi sadece gerilim değerleri ile ilgilenmesidir. IEC 61000-4-30 bu raporlamalara akım değerlerini de eklemeyi önerir. Parametrelerin devamlı veya trigger bazlı kayıt altına alınması ile tüm enerji ve enerji kalitesi parametreleri hesaplanabilir. Bu şekilde tüm parametreler olayları anlamak üzere analiz edilebilir. Ancak ilginç bir nokta Üçgen bağlantılarda ölçümlerde, EN50160 ve diğer standartlar faz-faz ölçümü önermiştir. Ancak bu durum bazı kalite problemlerinin saklanması olarak karşımıza çıkar. Şekil 2’de faz toprak arasında gerçekleşen kısa devre olayı kaydı bulunmaktadır. Faz-Faz gerilim profilini gösteren (şeklin üstündeki grafik) şekilde bu durum çok belirsiz bir şekilde algılanabiliyor fakat olay olarak kayıt edilebilmesi için gereken yüzde 10 eşik değerinde değil. Bu olay nedeniyle meydana gelen hasar hiçbir şekilde sadece EN50160 raporlaması veren bir cihaz tarafından algılanamaz ve analiz edilemez. Bu hatanın nedeni ile bu network’e bağlı herhangi bir cihaz hasar görebilir. ( Üçgen bağlı sistemlerde, analizörün nötr giriş kanalı koruma toprağına bağlanmalıdır).

Şekil 4: Faz-Faz Dalga Formuna geniş bakış

Şekil 5: Faz-Faz ve Faz-Nötr gerilimleri.

Şekil : 2 Faz Toprak Arızası Üçgen şebekelerde faz-toprak ölçümlerinin önemi Şekil 3’den Şekil6’ya kadar anlatılmaya çalışılmıştır.

78 Aralık

2016

Şekil 6: Akım Bilgisi dahil.


Olay analizi: Kırmızı fazda bir kısa devre ile olay başlamış ve diğer iki fazda faz-toprak arasında yüksek potansiyele neden olmuş, mavi fazda atlama meydana gelmiştir. Sonuç ise Şekil 3’de L3-L1de gerilim düşmesi olarak görünse bile asıl sorun L1 ile toprak arasında muhtemelen arızalı bir izolatör veya yabancı cisim nedeniyle faz toprak arızası yaşanmasıdır. Bu şekillere akım değerleri (Şekil 6) eklenmesi ile olay anı sonraki durumda net olarak izlenebilir. Gerilim düşmesi nedeni ile devreden çıkan birçok yük, tekrar gerilimin düzelmesi ile birlikte sisteme bağlanmış ve gerilim düşümüne neden olmuştur. Bir sonraki örnekte üçgen bağlantılarda faz-toprak gerilimlerini eklemenin farklı avantajları gösterilecektir. 4.4 Kayıt uzunluğu? Genel pratik enerji kalitesi analizörlerinde olay bazlı tetiklenen bir kayıt kullanılmasıdır. Hatta IEC 61000-4-30 uyumunda olay anı ile ilgili olarak belli tanımlamalar yapılmıştır. Standartta istenen özellik kayıt edilen dalga formunun dörtte birinin olay öncesine ait olmasıdır. Bir başka değişle olay meydana geldiğinde sadece 4 periyot sinüs eğrisi kayıt ediliyor bu eğrinin 1 periyodu olay öncesine ait olması gerekir. Peki bu yeterli midir? Şekil 7’de bir gerilim düşümü enerji dağıtım firması tarafından, buzdolabı üreticisi fabrikada kayıt altında alınmıştır. Olayı kayıt eden cihaz, 16 periyot kayıt yeteneği ile gerilim dalgalarını kayıt altına almış ve aynı zamanda akım dalga formlarını da kayıt etmiştir. ( Akım dalga formu standartlarda normalde istenmiyor). Kayıtlardan anladığımız akımdaki yükselmeler nedeniyle bir gerilim düşümü meydana geldiği şeklinde anlaşılabiliyor. Bu kayıtlara istinaden kayıtları inceleyebilecek herhangi bir yetkili, bu problemin şebekeden beslenen kullanıcıdan kaynaklı olduğunu rahatlıkla söyleyebilecektir. Bu kayıta göre enerji üretim, iletim veya dağıtım firmasının herhangi bir sorunluluğu olmayacaktır ve muhtemelen arızalanabilecek cihazların maliyeti kullanıcı tarafından karşılanacaktır.

Şekil 7: 16 periyot akım ve gerilim dalga formu Bu olaya bakış açımızı genişletelim. Şekil 8’de aynı olayı olay olmadan 7 saniye önce ve olay sonrası 300 periyot boyunca takip edelim ve inceleme için frekans kayıtlarını da mercek altına alalım. Frekans arz ve talep ile dengelenen elektriğin temel bileşenlerindendir. Elektrik üretimi ve dağıtımı için en hassas konulardan bir tanesidir. Eğer üretilmeye çalışılan enerji tüketimden fazla ise frekans yükselir, üretilen enerji tüketilen enerjiden az ise frekans düşer.

Şekil: 8 Gerilim Düşümü Geniş Bakış Grafikte gösterildiği gibi olaydan 1 saniye sonra frekans artmaya başlamıştır ki burda üretilen enerjinin tüketilen enerjiden fazla olmaya başladığını anlıyoruz. Bu durumun iki sebebi olabilir. 1) Enerji üretiminde bir problem var. 2) Tüketilen enerji ani bir şekilde azaldı. Bu olayın geneline baktığımızda ise, aslında geniş bir coğrafi alanda bir gerilim düşmesi problemi meydana gelmiş ve bu nedenle birçok yük devreden çıkmış. Büyük miktarda yüklerin ani olarak devreden çıkması ile şebeke frekans yükselmiştir. Bir önceki sonucumuzun tam olarak tersi bir sonuç bu ölçüm sonu ile karşımıza çıkmış oldu ki bu meydana gelmiş olan olayın sorumlusu aslında tüketici değil, enerji dağıtım şirketi. Eğer bu olaya daha geniş bir bakış açısı ile bakarsak ne olacak? Şekil 9’da 15dakikalık bir periyot incelemesi mevcuttur. Frekans değişimi açık bir şekilde görülebiliyor ve gerilim düşümü olmadan diğer akım pikleri kayıt edilmiş. Bu durumda meydana gelen akım piklerinin probleme yol açmış olabileceği varsayımında bulunulabilir ve bu durumunda şebekenin çökmesi ile neticelenmiş olabileceği kanaatine varılabilir.

Şekil 9: 15dk’lık gözlem. Şekil10’da ise 1.5 saatlik verinin analizi bulunmaktadır. Bu olayı incelemek için 512 örnek peryot ile 100milyondan fazla data incelenmiştir. Buradan anlaşılan akım pikleri bu noktada daha öncede meydana geliyor ve olaydan sonrada meydana geliyor. Olay anında bir akım pikinin olması ve üstelik bu pikin diğerlerine nazaran daha düşük olması bize bu olayın bu pikten dolayı yaşanmamış olduğunu gösteriyor.

79 Aralık

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

ji Araştırma teknik makalesinden alınmıştır. Makalede Norveç’te parametrelerin hızlı görüntülenmesi ile ilgili avantajları araştırmaktadır. Örnekte 10 dakikalık ölçüm averaj değeri 207V ( Nominal 230V eksi yüzde 10) değeri toplamda bu sürenin yüzde 3,5’unda gerçekleşirken, 1dakikalık ölçüm averajında sürenin yüzde 28’inde 207V altında gerçekleşmektedir.

Şekil: 10 . 90 dakikalık veri. Şekil 11’de zaman senkronizasyonlu iki farklı noktada yaklaşık olarak orijinal bölgeye 106 km ve 62km uzaktaki kayıtları gösteriyor. Gerilim ve frekans kayıtları ve uzaklık aslında bu olayın tüm bölgeyi etkileyen bir olay olduğunu gösteriyor. Bu durumun bize anlattığı aslında meydana gelen olayların analizi için daha fazla parametreye ihtiyaç duyulduğu şeklindedir. Eğer problemin kaynağı konusunda tam emin olamazsak yapılacak cezai işlemler veya bu olaydan sonra gerçekleşecek tazminat talepleri konusunda ciddi sıkıntılar yaşanacaktır

Şekil 11 4.5 10 dakikalık averaj değer ölçüm? Data kayıt kapasitesi problemini aşmak ve farklı enerji analizörlerinin verilerini eşitleyebilmek adına, standartlar farklı parametreler için averaj değer periyotları belirler. Bu averaj değer ortalamaları ise enerji kalitesi üreticileri için daha az maliyet, komponentten tasarruf ve bu verileri tutacak bilgisayarda daha az hard disk yeri anlamına gelmektedir. Fakat bu yaklaşım çok önemli ve gerekli olabilecek bazı enerji kalitesi değerlerinin gözden kaçmasına neden olur ki bunun sonucu her ne kadar farklı enerji analizörlerinden aynı değerleri alabilmek olsa da, enerji kalitesi olaylarını anlama yeteneğinden enerji kalitesi yöneticilerini uzaklaştırır. Örneğin Şekil 12’de hızlı ölçümün yeteneğinin avantajını gösteren bir şekil verilmiştir. Bu örnek SINTEF Ener-

80 Aralık

2016

Şekil 12: 1dk’lık ve 10dk’lık averaj ölçüm Yukarıdaki örnekten anlaşılacağı üzere averaj peryotları enerji kalitesi sorunlarını ortaya çıkartmakta çok farklı sonuçlar ortaya çıkartmaktadır. Sorun olabileceğini anlamak ve gerçek sorunu ortaya çıkarabilmek için periyot bazında RMS değer inceleme yapmak gerekecektir. Buradan çıkartılabilecek sonuç 10 dakikalık averaj ölçümleri aslında enerji kalitesi problemlerini anlamak üzere çok yetersiz bir değerdir. Şekil 13’de verilen örnek Almanya’daki bir punto kaynak fabrikasına aittir. Bu fabrikada IEC 61000-4-30 tarafından istenen periyot bazlı averaj değerleri ile periyot bazlı ölçümler farklı değerler üretmektedir. Peryot bazlı ölçümlemede 5 farklı gerilim çökmesi meydana gelirken, 10 periyot ortalama değerde sadece 1 gerilim düşmesi tespit edilebilmektedir. Ek olarak standartta tarif edilen 10 periyot sabit ölçüme de, son 10 periyot ölçüm tekniğine göre elde edilen gerilim düşmeleri daha küçük ve daha önemlisi gerilim ve akımın pik değerleri daha küçük olarak görünmektedir. Standarda göre ölçüm yapıldığında 60 periyotta bir gerilim düşmesi ve sadece 13V olarak ölçümlenirken, gerçekte 12 periyotta 5 gerilim düşmesi ve 20V’tan fazla gerilim düşmesi meydana gelmektedir.

Şekil 13: Peryot bazlı ölçüm


Gerilim Flicker değerleri biraz daha uzun dönemli ölçülmesi gereken önemli bir diğer enerji kalitesi parametresidir. İlgili standart IEC 61000-4-15 fliker ölçümleme periyodu için iki farklı periyot belirlemiştir. 10 dakika ( PST-ST= Kısa Dönem) ve 2 saat ( PLT-LT-Uzun dönem). Ancak gerçek çalışma koşullarında birçok prosesin 10 dakikalık dönemde sisteme girebileceği düşünüldüğünde, gerçek fliker seviyesini belirlemek güçleşir ve tam anlamıyla neden flicker oluştuğunu anlamak zorlaşır. Enerji Kalitesi problemlerinin anlaşılmasında Pst için daha kısa süreleri kullanabilmek, standartlardan farklı olarak anlık ölçümleri alabilmek ve 10 dakika ve 120 dakikalık ölçüm sürelerine müdahale edebilmek önem arz edecektir. 4.6 Örnekleme frekansı? Enerji kalitesi olaylarının süresini farklı kategorilere uzun dönemli, kısa dönemli ve çok kısa dönemli olarak gruplandırmak doğru olacaktır. Çok kısa dönemli yani 1saniye altında gerçekleşen olayların gelişim ve etkilerini anlamak üzere ise, enerji kalitesi analizörünün yüksek örnekleme frekansına sahip olabilmesi gerekir. IEC 61000-4-30 ise hangi örnekleme frekansının kullanılması gerektiği konusunda bir tanımlama yapmamakta ve sadece 19’da genel tanımlamalarını Class A bir cihazın ölçümlenecek parametreleri standardın istediği şekilde ölçümleyecek yapıda bir örnekleme frekansına sahip olması gerektiği şeklinde yapmaktadır. Ancak Enerji Kalitesi ölçümlerinde eğer örnekleme peryotları yeterli değil ise, gerçekleşen olayın farklı yorumlanmasına neden olmaktadır. Örneğin Şekil 14’de gerçekleşen bir olay peryotta 64 örnek olarak kaydı yapılmış alttaki grafikte ise 1024 örnek olarak yapılmıştır. 64 örnek olarak yapılan kayıtta gerçekleşen olayı hafif bir gerilim düşmesi olarak görebilirken, 1024 örnek alındığı durumda gerçekte gerilimde bir transientin meydana geldiği görülmektedir.

Şekil 14: Örnekleme karşılaştırması Dünyada çok ileri teknolojiye sahip bazı enerji analizörlerinde ise 1024 örnekleme frekansı ile bile yakalanamayan transientlerin kaydı bir periyottan 166.000 örnek alarak yapılabilmektedir.

Örnekleme Frekansı standartlarda belirtilmese de , Enerji kalitesi problemlerinin ortaya çıkartılabilmesinin en önemli parametrelerinden biridir. 4.7 Zaman senkronizasyonu Tipik bir enerji kalitesi olayı tek bir nokta/kaynaktan başlayarak, sistem içerisinde ilerleyerek birçok noktayı etkiler ve sisteme bağlı cihazlar üzerinde kalıcı hasarlar bırakabilir. Bazı olaylar ise birbirlerini tetikleyen veya iki veya üç olayın aynı anda meydana gelmesi neticesinde ortaya çıkabilir. Bir noktadan yapılan ölçüm sadece o nokta hakkında bize bilgi verecektir ve genellikle burada kayıt altına alınan problemden, sorunun kaynağına ulaşmak ve nedenini bulmak için yeterli veri elde edilemeyecektir. Farklı enerji üretim noktalarının iletim hatları üzerinden enerji dağıtım firmalarına ve sonrada son kullanıcılara ulaştığı ve kullanıcıda bulunabilecek birçok dağıtım trafosu üzerinden yüklerin beslendiği bir sistemde çok fazla bilinmeyen ve etki tepki olaylarının meydana gelme ihtimali nedeniyle sorunun üreticidemi yoksa iletim hattındamı veya kullanıcılardan mı kaynaklandığını tespit tek noktalı ölçüm sistemi ile mümkün olmamaktadır. Şekil 15’de Endüstriyel bir müşterinin gerilim seviyeleri görülmektedir. Bu müşterinin şikayeti devamlı meydana gelen cihaz ve makina arızaları. Müşteri besleme noktasından yapılan ölçümlerde küçük gerilim düşmeleri ve devamlı olarak gerilimde transientlerin meydana geldiği gözlemlenmiştir. Birden çok analizör montajı yapıldığında ise, gerilim düşümüne yol açabilecek için en az iki kaynak tespit edilebilmiştir. Soldaki olay, sağ taraftaki MCC tarafında başlamış, trafoya ulaşmış ve daha sonra diğer trafo üzerinden trafonun beslediği yüklere ulaşmıştır. Aynı şekilde sağ taraftaki olay sol tarafa ulaşmıştır. Ana girişten ölçümleme yapıldığında ise iki olayda aynı görünmektedir.

Şekil 15: Fabrikadaki problem Olayları RMS değer bazında analiz edebilmek iyi bir pratik olarak karşımıza çıkar. Ancak ileri bir analizde olaylardaki zaman farklarını da ortaya çıkartabilmek gerekir. IEC61000-4-30 standardının bu konudaki isteği daha ılımlıdır ve tanımlanan değer üzerinden iki analizör arasındaki zaman farkının en fazla +/- 40milisaniye olabileceği sonucu ortaya çıkacaktır. Ancak elektrik şebekesinde meydana gelebilecek transientler 40milisaniye değerden çok daha hızlıdır ve transientlerin sistem üzerinde domino etkisi yapma riski oldukça fazladır. Bu nedenle cihazların zaman senkronizasyonu yapıp, aynı zaman düzleminde çalışmasını sağlamak üzere genel olarak yaklaşım GPS sistemleri kullanmaktır. Buna rağmen farklı enerji analizörleri farklı zaman doğru-

81 Aralık

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

KONTROL

luk değerlerine sahip olabilirler ve IEC standartlarında istenen değer üzerinden 1 peryottan fazla zaman kayması yaşayabilirler. Diğer bir teknik ise LAN üzerinden senkronizasyon yapabilmektedir. Şekil 16’da Şekil15’deki olayın daha geniş bir açıdan göstermektedir. Bu durumda cihazların zamanları eşit olduğundan olayın nerde başladığı ve nereyi etkilediği olarak daha net görünmektedir Schneider açık Electric’in, evde giderek artan dijital yaşam

q Schneider U.Motion

kontrol altna alabilmek amacyla geliştirdiği U.Motion, bir anlamda yaşam alanlar yönetimi sunuyor. U.Motion, kullanclara tek bir kaynaktan enerji verimliliği ve mobil bina kontrolü çözümü frsat yaratrken, ayn zamanda kullanclarn birtakm isteklerini de karşlayabiliyor. Mobil cihaza ya da tablete tek bir dokunuşla; bütün aydnlatmalarn ve stand-by cihazlarnn kapal olduğunu, stmann enerjiden tasarruf eden bir seviyede olduğunu ve izleme fonksiyonlarnn aktif olduğunu görme imkan sağlyor. U.Motion’la bütün cihazlar tek bir tuşla kapal konuma getirilebiliyor. U.Motion uygulamalar, internet erişimi olan herhangi bir akll telefon veya tablette de kullanlabiliyor.

Şekil 16:Standartlaştrlmş Zaman senkronklu ölçüm kullanc ara yüzü; 7, 10 ve 15 inç dokunmatik panellerle ve akll telefonlar ve tabletlerde

kullanlabilen U.Motion, sahip olduğu uygulamalaryla binadaki bütün cihazlar kontrol etme imkann sağlyor. U.Motion sayesinde bina kap giriş sistemleri ekipmanlar birleştirilerek, kapyla ev arasndaki iletişim ve video interkomu gibi özellikler de gerçekleştirilebiliyor. U.MOTİON İLE AKLINIZ EVDE KALMASIN! Evinizden ne kadar uzakta olursanz olun, U.Motion kontrol uygulamas işlerin yolunda olduğunu kontrol etmek için size gerekli desteği sunuyor. Güvenlik kameralarna ya da diğer fonksiyonlara göz gezdirebilir, evinizi dilediğiniz zaman kontrol edebilirsiniz. Eğer biri kapnz çalarsa, U.Motion iletişim uygulamas sayesinde interkom, mobil cihaznza yönlendirilebilir. Evinizden kilometrelerce uzaktan bile ziyaretçilerinizle konuşma imkanna sahip olursunuz. U.Motion sistemi; bütün odalarn, cihazlarn ve senaryolarn genel görünümünü net bir şekilde gösterme özelliğiyle interaktif oda planlar, kullanşl bir kontrol imkan sunuyor. 5. Sonuçlar Yeşil ve krmz noktalar, hangi yüklerin çalşr veya kapal Uluslararası standartlar tüm enerji ölçümleri durumda olduğunu gösteriyor ve kalitesi böylece gereksiz yereiçin enerji belli standartları minimum düzeyi elde edebilmek üzere harcayan tüm uygulamalar kontrol edilebiliyor.

geliştirilmiştir. Fakat enerji kalitesi problemlerini anlamak ve çözmek üzere, ülkelere ve sistemin yapısını uygun standartları üretebilmek büyük önem arz edecektir. SCHNEIDER ELECTRIC Standartları karşılayan bir enerji analizörü ile ve istenen raporlamalar neticesinde enerji kalitesi problemlerine direkt olarak sonuca ulaştırmak ve çözüm üretebilmek üzere standartların üzerinde bir veri yapısına ve enerji kalitesi anlayışına ihtiyaç vardır. Bu noktaları dikkate almadan yapılacak yatırımlardan enerji kalitesine yönelik çözüm üretmek her koşulda mümkün olmayacaktır.

6. Referanslar [1] IEC 61000-4-30:2003, “Testing and measurement techniques – Power quality measurement methods” 2003, pp. 81, 78, 19. [2] EN 50160:1999, “Voltage characteristics of electricity supplied by public distribution systems” [3] V.Ajodhia and B. Franken, “Regulation of Voltage Quality”, February 2007. [4] European Regulators› Group for Electricity and Gas (ERGEG), “Towards Voltage Regulation in Europe”, December 2006, pp. 13. [5] Norwegian Water Resources and Energy Directorate, “Regulations relating to the quality of supply in the Norwegian power system” November 2004.

82 Aralık

2016


Bilgisayar • Otomasyon • Elektrik • Elektronik

Siemens endüstriyel buhar türbinleri teknoloji ödülü kazandı

Dünyanın önde gelen danışmanlık ve araştırma gruplarından Frost & Sullivan, Siemens’i endüstriyel buhar türbinleri pazarında teknoloji lideri ilan ederek, Avrupa Yeni Ürün İnovasyonu 2015 ödülüne layık gördü.

S

iemens’in endüstriyel buhar türbinlerine Avrupa Yeni Ürün İnovasyon 2015 Ödülleri’nde büyük övgü aldı. Avrupa Yeni Ürün İnovasyonu Ödülü her yıl pazara en yeni teknolojileri kazandıran inovatif ürünler geliştirmiş şirketlere veriliyor. Ödül için öncelikle katma değerli ürünler sağlayan ve böylece müşterilerinin yatırım geri dönüşünü artıran inovasyonlar değerlendiriliyor. Frost & Sullivan bu ödülü teknoloji inovasyonu, müşteri hizmetleri ve stratejik ürün geliştirme alanlarında sıra dışı performans gösteren şirketlere veriyor. Kazananlar, pazardaki oyuncularla ilgili karşılaştırmalar yapan, ayrıntılı görüşmeler gerçekleştiren, pazar rakamlarını ve ikincil kaynakları araştıran analistlerin çalışmaları sonucu belirleniyor. Bu ödül, Gelişmiş Platform Tasarımı (EP) ve yağsız çalışan endüstriyel buhar türbinlerine ilişkin ino-

vasyonları teşvik etmek üzere veriliyor. Siemens’in gelişmiş platform konsepti, farklı kurumsal satın almalarla edinilen ürün hatlarını tek çatı altında birleştiriyor ve farklı hatların en çok sınanmış ve onaylanmış teknik özelliklerini bir araya getiriyor. Gelişmiş Platform konsepti modüler bir platform. Buna ek olarak, bu konseptte kanat ve gövde tasarımında da çok sayıda iyileştirme yapıldı. Siemens’in malzeme ve termodinamik konusundaki köklü deneyimi, ana buhar parametrelerinde 565°C/165 bara ulaşan iyileştirmelerin yanı sıra verimlilikte yüzde 2’ye varan oranlarda artış da sağladı.

Buhar türbininin hizmet ömrü sırasındaki CO2 emisyonları da yüzde 15’e varan oranda azaltılabilir hale geldi. 83 Aralık

2016


KONTROL

Kapsamlı koruma q Schneider U.Motion sağlayan yeni UPS serisi

Schneider Electric’in, evde giderek artan dijital yaşam kontrol altna alabilmek amacyla geliştirdiği U.Motion, bir anlamda yaşam alanlar yönetimi sunuyor. U.Motion, kullanclara tek bir kaynaktan enerji verimliliği ve mobil bina kontrolü çözümü frsat yaratrken, ayn zamanda kullanclarn birtakm isteklerini de karşlayabiliyor. Mobil cihaza ya da tablete tek bir dokunuşla; bütün aydnlatmalarn ve stand-by cihazlarnn kapal olduğunu, Güç yönetim şirketi Eaton, uygun stmann enerjiden tasarruf eden bir seviyede olduğunu ve fiyatlıizleme ve kapsamlı çift çevrim fonksiyonlarnnonline aktif olduğunu görme imkan sağlyor. güç koruması sağlayan yeni kesintisiz U.Motion’la bütün cihazlar tek bir tuşla kapal konuma getirilebiliyor.(UPS) U.Motion uygulamalar, internet erişimi olan güç kaynağı ürünlerini sundu. herhangi bir akll telefon veya tablette de kullanlabiliyor.

K

apsamlı koruma sağlayan yeni UPS serisi 1 Yeni Standartlaştrlmş kullanc ara yüzü; 7, 10 ve 15 inç 9Edokunmatik serisindeki modeller, çoktelefonlar yönlülüğü kompakt panellerle ve akll ve tabletlerde vekullanlabilen sağlam birU.Motion, yapı ile sahip birleştiriyor. Bu sayede olduğu uygulamalaryla bütün cihazlar kontrol etme imkann sağlyor. cihazlar;binadaki endüstriyel, tıbbi ve bilişim teknolojisi (BT) U.Motion sayesinde bina kap giriş sistemleri ekipmanlar uygulamaları ve telekomünikasyon için ideal seçenek birleştirilerek, kapyla ev arasndaki iletişim ve video haline geliyor. Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da (EMEA) interkomu gibi özellikler de gerçekleştirilebiliyor. şu anda satışta olan yeni 9E serisi; 6, 10, 15 ve 20 kVA U.MOTİON İLEiçermektedir. AKLINIZ EVDE KALMASIN! gücündeki modelleri Evinizden ne kadar uzakta olursanz olun, U.Motion kontrol Eaton ürün müdürü Juilen Salinas şunları uygulamas işlerin yolunda olduğunu kontrol etmek için paylaşmıştır; “Yeni 9E UPS’lerimiz özellikle güvenilir size gerekli desteği sunuyor. Güvenlik kameralarna ya da ve kapsamlı güç korumasına ihtiyaç evinizi duyan, ancak zaman diğer fonksiyonlara göz gezdirebilir, dilediğiniz dar bütçeleri kontrol nedeniyle edebilirsiniz.sıkıntı çeken kullanıcılar için Eğer biri kapnz çalarsa, U.Motion iletişim uygulamas geliştirilmiştir. sayesinde interkom, mobil cihaznza yönlendirilebilir. Bu birimlerde kullanılan çift çevrim teknolojisi, en Evinizden kilometrelerce uzaktan bile ziyaretçilerinizle yaygın olarak karşılaşılan dokuz temel güç sorununa konuşma imkanna sahip olursunuz. karşı etkin bir koruma sağlar. Tasarımların U.Motion sistemi; bütün odalarn, cihazlarnEaton’un ve senaryolarn yıllara dayanan deneyimi genel görünümünü netile bir gerçekleştirilmesi şekilde gösterme özelliğiyle interaktif oda planlar, bir kontrol imkan sunuyor. sayesinde kullanıcılar, ilgilikullanşl ürünlerin olağanüstü Yeşil ve krmz noktalar,ömrü hangi ile yüklerin çalşr veya kapal güvenilirliği uzun çalışma birleştireceğinden durumda olduğunu gösteriyor ve böylece gereksiz yere enerji emin olabilir.” harcayan tüm uygulamalar kontrol edilebiliyor. Eaton’ın yeni 9E UPS’leri, 0.8’lik çıkış güç faktörüne sahiptir. Bu da aynı nominal güç değerine sahip olan SCHNEIDER ELECTRIC birçok benzer üründen çok daha fazla ekipmana güç sağlayabileceği anlamına gelir. Ayrıca, ekran üzerindeki yük seviyesi, akü şarj seviyesi, giriş/çıkış gerilimi ve frekansına dair gerçek zamanlı bilgiler sunmasının yanı sıra, UPS’nin durumu hakkında kapsamlı bilgi sağlayan bir LCD paneli de içeren sezgisel kullanıcı arayüzü sayesinde kullanım kolaylığı sunar. 9E UPS’ler, uzaktan izleme ve kullanımı kolaylaştırmak için bütünleşik USB ve RS232 haberleşme portları içermektedir. Birimlerin haberleşme kapasitelerini daha da genişletmek için isteğe bağlı olarak ilave edilebilen SNMP ve ModBus tabanlı arayüz kartları mevcuttur.

84 Aralık

2016



36 yıldır sektörün aynası

Elektrik Dergisi’nin yıllık (12 sayı) abone bedeli KDV dahil 200 TL Elektrik Mühendisliği ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerine 150 TL’dir Abone olmak için aşağıdaki formu doldurarak havale dekontu kopyası ile birlikte Eski Osmanlı Sok. Arıkan İş Merkezi No:30 K:2 D:10 Mecidiyeköy-İstanbul adresimize gönderebilir ve 0212 272 59 59 - 0212 217 77 12 - 0532 065 61 87 numaralarıyla irtibata geçebilirsiniz.


KAYNAK ELEKTRİK DERGİSİ Aralık 2016 ARKA KAPAK ARKA KAPAK İÇİ ÖN KAPAK İÇİ 2A MÜHENDİSLİK

ÇAGDAŞ KABLO

17

İNFORM

HASÇELİK

5

ABB

KABLOTEL

31

KOZTEK ELEKTRİK

25

3

AKTİF MÜHENDİSLİK

23

ARMES

67

BEST

45

ÇYDD

44

DELTEC

55

DMS

43

DOBLE

33

DV POWER

35

EAE ELEKTRİK

ENTES

36 ve 37

IGE-XAO

82-84

LÖSEV

85

MAKEL

7

MİLLİYET EKİ

51

ÖZDİRENÇ

88

ÖZGEN ELEKTRİK

27

SFA ELEKTRİK

11

ULUSOY ELEKTRİK

2

EL-KO

9

VAEST

39

EMEK ELEKTRİK

1

VERA

6

EMS

29

WIN 2017

41

OKUYUCU İLGİ FORMU Bu sayımızda, reklam ve yeni ürün sayfalarında tanıtımı yapılan ürün ve hizmetler ve ilgili firmalara ilişkin ayrıntılı bilgi edinmek istiyor iseniz lütfen 0(212) 272 33 90 no’lu faksımıza ya da; Eski Osmanl› Sokak Ar›kan ‹ş Merkezi No:30 Kat: 2 Daire: 10 Mecidiyeköy/‹STANBUL adresine gönderebilirsiniz. İsteğiniz ilgili firmaya bildirilecektir.





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.