Sayı 327 10 TL Ağustos 2016 21
YAYINCIDAN
FETÖ’DEN DİYARBAKIR’A
IEC 61.439-1’ye göre TİP TEST’li Pano Üretimi Kumanda Panosu, Röle Panosu, LCC, SDK Üretimi TEİAŞ ve ITM Şartnamelerine Uygun (380/154/36 kV) AG, Kompanzasyon, MCC, PLC Pano Üretimleri Y.G. ve O.G. Trafo Merkezleri için Destek Hizmetleri PLC-SCADA-RTU Yazılım Hizmetleri Enerji İzleme Yazılımları ve Proses Otomasyonları Endüstriyel Tesislerin Elektrik ve Otomasyon İşleri Montaj, Test ve Devreye Alma Hizmetleri Saç Köşk, Kompanent ve Özel Kabin İmalatları
Hızla büyüyen ve sürekli bir gelişme içerisinde bulunan Enerji Sektörünün ve Sanayi Tesislerinin elektrik, elektromekanik ve otomasyon ihtiyaçlarına “ çözüm mühendisliği ” sunuyoruz.
VERA ELEKTROMEKANİK PANO SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİK ve MAKİNE SAN. TİC. A.Ş.
9001
14001
İvedik OSB. 1468. Cad. 2239/1. Sok. No:1 06378 Ostim - Ankara / TÜRKİYE Tel: +90 312 394 54 64 (pbx) Fax: +90 312 394 77 97
info@veraelektromekanik.com
www.veraelektromekanik.com
Makel’ den sıfır kilometre kampanya!.. 1 Ağustos - 30 Eylül 2016
• Makel kampanya hediye ve şartlarını değiştirme hakkını saklı tutar.
/MakelSirketlerGrubu
/MakelSirketler
/MakelSirketlerGrubu
Tüm Kampanya Paketlerinde; UMRE ZİYARETİ
veya
TAYLAND PATTAYA SEYAHATİ
HEDİYE
Güvenilir elektrik güç sistemleri için akıllı test cihazları
Batarya kapasitelerini belirlemek için kullanılan “Taşınabilir ve akıllı DC Yük” • Hafif ; 20.6 kg • Güçlü ; 28.4 kW’ a kadar • Evrensel Gerilim aralığı: 6 - 480 V • Daha büyük deşarj akımı temini için parallel çalışma • Sabit Akım, Sabit Güç, Sabit Direnç ve Yük profiline göre çalışma tarzı • Deşarj Akımı; 160 A’ e kadar (0.1 A kademelerle) • DV-B Win yazılımı kullanılarak test sonuçlarının detaylı analizi • Aşırı deşarjı önlemek üzere ayarlanabilir alarm ve kapatma parametreleri Bataryaların periyodik testi ve bakımı, ihtiyaç olduğu anda emre amade olabilmeleri için zorunludur. Bataryaların durumunu kontrol edilmesiyle ilgili olarak standartlarda öngörülen birçok test olmasına rağmen, kapasite testi batarya bankının gerçek kapasitesini doğru olarak tespiti için kullanılan yegâne metottur. DV Power, piyasadaki eşdeğerlerine göre belirgin avantajları olan Batarya Yükleme Ünitesi BLU360V’yi müşterilerinin geniş kapsamlı test ihtiyacını karşılamak üzere üretmiştir.
Batarya Gerilimi
6V
12 V
24 V
48 V
60 V
110 V
120 V
220 V
240 V
360 V
BLU360V
50 A
100 A
200 A
200 A
200 A
160 A
150 A
110 A
100 A
55 A
BXL-V
15 A
35 A
70 A
140 A
180 A
120 A
130 A
110 A
120 A
60 A
* BLU360V cihazında belirtilen maksimum akımlar minimum 1.75 V/hücre gerilimi için geçerlidir, BXL-V için belirtilen maksimum akımlar maksimum 2.35 V/hücre gerilimi için geçerlidir.
k.
2. YILA HAZIR MISINIZ? Bobinaj, yalıtım ve elektrik üretimi endüstrilerinin buluşma noktası CWIEME İstanbul, 16-18 Kasım tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek. İkinci yılımızda da aramıza katılın ve işinizin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak olan tedarikçilerle buluşarak güçlü bağlantılar kurun.
ENDÜSTRİNİZİN KALBİ Ücretsiz davetiyenizi bugün alın: www.coilwindingexpo.com/istanbul/KED
Dynamic, innova ve and modern brand making a dierence in the electricity sector
Up to 36kV Sf6 Gas / A r Insulated Sw tchgear and Controlgear Vacuum C rcu t Breaker Separable Cable Accessor es D str but on Automat on
www.sfaelectr c.com
İÇİNDEKİLER 14
86
VERİMLİLİK TASLAĞI BOŞA ENERJİ HARCIYOR 16 ELEKTRİK HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI 18 TÜRKİYE’NİN EN VERİMLİ HİBRİT ARACI ÜRETildi 24 ELEKTRİKTE İTHALAT YÜZDE 46 AZALDI 26 ‘75. MADDE DEVLETİN DOĞAYA EL KOYMASIDIR!’ 28 Enerji ve tabi kaynaklar bakanı berat albayrak: “ÇAĞRI MERKEZİ YATIRIMLARINIZI EKİME KADAR TAMAMLAYIN” 32 DÜNYADA ENERJİ TÜKETİMİ DOYUM NOKTASINDA 34
Atatürk Barajı’nın Katkısı 23 Yılda 40 Milyar Lirayı Aştı 22
ANKARA – SİVAS YHT HATTI trafoları yerli firma ürünü 38 AB MEVZUATI UYUMUNDA YENİ ADIM: İTHAL ÜRÜNLERE ENERJİ VERİMLİLİĞİ 40 YOZGAT’A GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALLARI KURULUYOR
12 Ağustos
2016
1 milyar 344 milyon kWh üretimi olan beş HES özelleştiriliyor
80
30
ÖZEL BÖLÜ
ENERJİ KALİTM: ESİ 44 MAKEL İRAN FUARI’NDA 46
Antalya güneş tarlası üretime hazır
EPDK PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLARIN RAPORLARINI YAYIMLADI
48
48 DİCLE ELEKTRİK DAĞITIM’DAN KAÇAK ELEKTRİK OPERASYONU 50 BELARUS’TA NÜKLEER SANTRALDE BÜYÜK KORKU
ZORLU ENERJİ’NİN YENİ RÜZGAR ENERJİSİ SANTRALLARI DEVREDE
52 PANASONIC’TEN AKILLI ŞEHİR PROJESİ
36
54 Uedaş, SCADA Projesi ile arızalara uzaktan müdahale edebilecek 56
YENİ TEŞVİK YERLİ KÖMÜR YATIRIMCILARINI UMUTLANDIRDI
Elektrikgüncesi ENERJİ DÜNYASINDAN
82
ELEKTRİK TARİHİNDE YOLCULUK / Cumhuriyet döneminde ilk elektriklendirme hamleleri: 1925’te Trabzon Elektrik Şirketi’nin ve 1929’da Visera Elektrik Santrali’nin kurulması 59
70
ANKARA MEKTUBU: ENERJİ’NİN HAL-İ PÜR MELÂL-İ 63
87
BİLİRKİŞİ RAPORLARI: İkrah, gabin, müzayaka…
13 Ağustos
2016
HABER
www.elektrikdergisi.com
VERİMLİLİK TASLAĞI BOŞA ENERJİ HARCIYOR EMO’nun Türkiye Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı Taslağı üzerinde yaptığı inceleme, planın yeni vergiler ve tüketicinin sırtındaki mali yükü artıracak öneriler içerdiğini ortaya koydu. Yeni kullanılmaya başlanan elektronik sayaçların 2020 yılına kadar “akıllı sayaçlar” ile değiştirilmesi önerilirken, yenilenebilir enerji kaynakları yerine de kömür ve nükleer santrallara vurgu yapılması dikkat çekti. EMO’nun plan ile ilgili saptamalarının yer aldığı basın açıklamasına yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
E
nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı`nın uluslararası danışmanlık şirketleriyle birlikte hazırladığı Türkiye Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı Taslağı, yeni vergiler ve tüketicinin sırtındaki mali yükü artıracak öneriler içeriyor. Yeni kullanılmaya başlanan elektronik sayaçların 2020 yılına kadar “akıllı sayaçlar” ile değiştirilmesi öneriliyor. Yenilenebilir enerji kaynakları yerine kömür ve nükleer santrallara vurgu yapan taslakta, şirketlere yatırımlar yoluyla yeni kaynak aktarımları yapılmasının yolu açılmak isteniyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye`de olmayan kurumlar ve önemli Türkçe yanlışları içeren geçen yılki skandal taslakta bazı düzeltmeler yaparak tekrar görüşe açtı. Yeni taslağı inceleyen Elektrik Mühendisleri Odası`nın saptamaları şöyle: Güncel Veriler Yok; Türkçe Hatalarına Devam: Her ne kadar bazı yanlışlıklar düzeltilmiş olsa da Eylem Planı halen güncel veriler ve mevzuattan uzak maddi hatalarla doludur. Örneğin serbest tüketici limiti için 2015 yılı değeri olan 4000 kWh esas alınmıştır. Oysa EPDK geçen yıl Aralık ayında 2016 yılı için serbest tüketici limitini yıllık 3.600 kWh olarak açıklamıştır. Taslakta “enerji etütçüleri” gibi Türkçede olmayan kavramlar korunmuş; dağıtım şirketleri yerine de çeviri diliyle “şebeke operatörleri” denilmeye devam edilmiştir. Sayaç Sistemi Sil Baştan: Fayda-maliyet analizi yapılarak “elektrik alanında, hanelerin en az yüzde 80`inin 2020 itibarıyla akıllı ölçüm sistemleriyle donatılması” önerilmektedir. Gelişmiş ölçüm altyapısı denilen uygulamalarla ile ilgili yatırımların tarifelere yansıtılarak abonelerden tahsil edileceği açıktır. Otomatik Sayaç Okuma Sistemi kapsamında abonelere takılan elektronik sayaçlar ekonomik ömrünü doldurmak bir yana yeni yeni kullanılmaya başlanmıştır. Bu sayaçların sil baştan
14 Ağustos
2016
“akıllı sayaçlar” ile değiştirilmesi verimlilik ile açıklanamayacak bir savurganlık olacaktır. Taslakta Avrupa Birliği`nde akıllı sayaç takma maliyetinin ortalama 200-250 Avro olduğu belirtilmektedir. Bu durumda ortaya çıkacak maliyetler elektrik tarifelerini artıracak, tüketicilerin ek yüklerle karşılaşmasına neden olacak ve ülkemizi elektronik sayaç çöplüğüne çevirecektir. Olmayan Yönetmelik ve Güç Değeri: Lisanssız elektrik üretimine ilişkin yürürlükten kaldırılan 2011 tarihli yönetmeliği referans alan taslak, mikrokojenerasyon gücü konusunda da yönetmeliklerde olmayan 1.000 kW rakamını içermektedir. Mikrokojenerasyon tesisleri için 2011 yılındaki Yönetmelik`te 50 kW, 2013 yılında yayımlanan Yönetmelik`te 100 kW güç sınırlaması yer almaktadır. Dışa Bağımlı ‘Verimlilik` Planı: Elektrik Sektörüne Genel Bakış Bölümü`nde “…artmakta olan enerji talebini karşılayabilmek ve enerji üretiminde dışa bağımlılığı azaltabilmek amacıyla geleceğe dönük
büyük çaplı projeler yürütülmektedir. Bu projelere örnek olarak toplam kurulu güçleri 14 GW`ın üzerinde olması beklenen 3 nükleer enerji santrali ve Afşin Elbistan bölgesinde kurulması planlanan termik santraller gösterilebilir” ifadelerine yer verilmiştir. Dünyada nükleer santral yakıtını üreten ülke sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar sınırlıyken inşası halinde yakıtı dışarıdan gelecek olan nükleer santrallar ile dışa bağımlılık nasıl azaltılacaktır? Ülkemiz başta güneş ve rüzgâr olmak üzere hidrolik, jeotermal ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynakları yönünden oldukça zengin bir potansiyele sahiptir. Metinde bu kaynaklara yeterince vurgu yapılmadan ve bu kaynakların kullanımında ne kadar yetersiz kaldığımızı görmeden, henüz inşa edilmemiş yerli kömür santralları ile nükleer santralların enerji verimliliği ile ilişkilendirilerek sunulmasını anlamak mümkün değildir. Grafik Planı Yalanlıyor: Türkiye`de kayıp ve kaçak oranının yüzde 14.4 seviyesinde bulunduğu, 3 dağıtım bölgesi hesaplama dışında tutulursa bu oranın yüzde 8-9 civarına olduğu iddia edilerek, teknik kayıpların azaltılması için “ülkede çok ilave enerji yatırımına” gereksinim olduğu savunulmaktadır. Taslaktaki grafikte ise bu oran yüzde 20`lere yakın görünmektedir. Verilen bilgi yanlış ve yanıltıcıdır; 2014 yılı verilerine göre yalnızca dağıtım sisteminde kayıp ve kaçak oranını yüzde 17.19`dur. Şirketlere Sürekli Teşvik Mekanizması: Taslakta, “Her ne kadar dağıtım şirketleri kayıpkaçak oranlarını belli bir oranda düşürme mecburiyetinde bulunsalar da Türkiye`de enerji verimliliğine yönelik başka herhangi bir teşvik edici ya da cezalandırıcı mekanizma mevcut değildir. Diğer yandan; elektik enerjisi ve doğal gazda sektörel büyümenin desteklenmesi
GAZİANTEP`TEKİ SALDIRIYI LANETLİYORUZ
G
aziantep’te düğün evini kana bulayan saldırıyı lanetliyoruz. TMMOB Yönetim Kurulu’nca yapılan açıklamada Türkiye’nin uzun zamandır Suriye’nin bir benzeri haline getirilmek ve iç savaşa sürüklenmek istendiği belirtilerek, “İçerisine sokulduğumuz karanlık süreçte saldırıyı gerçekleştirenleri ve bu karanlık zemini hazırlayanları şiddetle
kapsamında iletim ve dağıtım altyapısı üzerine yatırımların devam etmesi ve zamanında bitirilmesi, enerji verimliliği açısından önem arz etmektedir” denilmektedir. Zaten kayıp ve kaçak hedefleri sürekli yükseltilmekte, şirketlere yurttaşların cebinden örtülü kaynak aktarımı yapılmaktadır. Taslak şirketlere kayıp ve kaçakla mücadele için ayrıca yeni teşvikler verilmesini gündeme getirebilmektedir. Yatırımlarda esas olan ülkenin ihtiyacı değil, ne yazık ki yatırım adı altında tarifelerden yapılacak tahsilatların artırılarak şirketlere kaynak aktarımı sağlanmasıdır. Üstelik taslakta kayıp ve kaçak hedefleri ya da enerjinin üretim ve sunumundaki verimlilik projelerine ilişkin hedef ya da öngörüler dahi bulunmamaktadır. Trafo Çalışmasına ELDER Katkısı: “Trafolarda asgari performans standartlarının uygulanması” başlığı altında; mülkiyeti TEDAŞ`a ait olan tesislere TEDAŞ`ın değil de yasal hiçbir statüsü ve sorumluluğu olmamasına karşın Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği`nin (ELDER) önerileriyle standart getirilmesini anlamak mümkün değildir. Trafo imalatına yönelik elektromekanik sanayi göz önüne alınacak mıdır? Amaç enerji verimliliği mi, yoksa dağıtım şirketlerine yeni yatırım ortamı sağlamak mıdır? Yeni Vergiler: Taslakta kurulması öngörülen Ulusal Enerji Verimliliği Fonu ve İklim Değişikliği Vergisi ile tüketicilere yeni yükler getirilmektedir. Yanlış veriler ve çeviri metinlere dayalı olarak Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı hazırlanamayacağı açıktır. Yalnızca şirketlerin penceresinden onların çıkarlarına göre bir eylem planı hazırlanması kabul edilemez. Ülkenin sosyo-ekonomik durumu göz önüne alınarak, kullanıcıların yararını gözeten bir perspektif esas alınmalıdır. Eylem Planı Taslağı yeni baştan hazırlanmalıdır.
kınıyoruz” denildi. Ülkemiz uzun zamandır Suriye`nin bir benzeri haline getirilmek ve iç savaşa sürüklenmek isteniyor. Dün de karanlık güçler bir kez daha harekete geçti ve Gaziantep‘te bir düğün evini kana buladı. Saldırılarda hayatını kaybedenlerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. İçerisine sokulduğumuz karanlık süreçte saldırıyı gerçekleştirenleri ve bu karanlık zemini hazırlayanları şiddetle kınıyoruz. Emin Koramaz / TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı
15 Ağustos
2016
HABER
www.elektrikdergisi.com
PETROL YENİDEN 50 DOLARIN ÜZERİNDE
17 ELEKTRİK HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI Elektrik dağıtım şirketleri, elektrik sayaçlarını en az 25 en fazla 35 gün olarak belirleyecekleri dönemler içinde ve ayda bir defa okuyacaklar.
E
nerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), elektrik kullanımında, mevzuatın gerektirdiği özel haller dışında, tüketiciye aynı dönem için birden fazla fatura gelmesini engellemek için düzenlemeye gitti. EPDK’nın, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği, Resmi Gazete’nin 4 Ağustos 2016’daki sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Değişikliğe göre elektrik dağıtım şirketleri, elektrik sayaçlarını en az 25 en fazla 35 gün olarak belirleyecekleri dönemler içinde her takvim ayında bir defa okuyacak ve bu, aylık okuma olarak kabul edilecek. Ayrıca elektrik tüketim miktarının tespiti, okuma ve fatura dönemlerine ilişkin ön ödemeli sayaç kullanılması gibi haller dışında, ödeme bildirimine esas fatura dönemi, aylık olarak veya bir yılı geçmemek üzere daha uzun dönemlerle perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmada belirlenecek. Perakende Satış Sözleşmesi kapsamında; aynı ay içinde enerjinin borçtan dolayı kesilmesi, sözleşmenin sona ermesi veya feshi veya tedarikçi değişikliği nedeniyle yapılacak faturalamalar gibi mevzuatta özel olarak tanımlanan haller dışında, birden fazla faturalama yapılamayacak. Değişiklikle birlikte tüketicinin talebi halinde, faturalamanın 3 ayı geçmesi durumunda, dönemi içindeki ay sayısını aşmamak üzere, tüketiciye vade farkı uygulanmaksızın taksit imkanı da sağlanacak. Mevzuatın gerektirdiği özel haller dışında aynı ay içinde birden fazla faturalama yapılmasına engel olacak değişiklikle, zamanında ödenmeyen borçlara ilişkin olarak, uygulamada tüketicilerin çok düşük miktardaki bedeller için yasal takibe alınıp vekalet ücreti ve icra masraflarının eklenerek mağdur edilmesinin önüne geçilmesi amaçlanıyor. Değişiklik, şirketlerin tüketiciler hakkında yasal yollara başvurabilmesi ve icra sürecini başlatabilmesi için elektriğin fiilen kesilmesi, sözleşmenin feshedilmesi ve güvence bedelinin borçlara karşılık mahsup edilmesi zorunluluğu da getiriyor.
16 Ağustos
2016
Ağustos’ta Amerikan Enerji ve Enformasyon İdaresi (EIA) tarafından açıklanan ham petrol stoklarının 2,5 milyon varil azalmasının ardından 49,91 dolara kadar yükselen Brent petrolün varil fiyatı günü 49,79 dolardan tamamladı. 18 Ağustos’ta ise 5 Temmuz’dan bu yana ilk defa 50 doların üzerine çıkarak 50,03 doları gören Brent petrolün varil fiyatı, saat 10.50 itibarıyla 49,90 dolarda seyrediyor. Analistler, ABD Merkez Bankasının (FED) temmuz toplantısına ait tutanakların Fed’in faiz artırım zamanlamasına ilişkin fikir ayrılıklarına rağmen seçeneklerini açık tutmak istediğini göstermesinin ardından dolar endeksinde düşüş yaşandığını ve bunun Brent petrolün varil fiyatını yukarı yönlü etkilediğini belirtiyor. Eylül ayında OPEC tarafından düzenlenecek gayriresmi toplantıdan çıkacak açıklamaların petrol fiyatlarını önemli derecede etkileyeceğini dile getiren analistler, Brent petrolde yükselişin devamı halinde 50,50 doların direnç, olası geri çekilmelerde ise 48,50 - 49,00 doların söz konusu olabileceğini ifade ediyor.
HABER
www.elektrikdergisi.com
TÜRKİYE’NİN EN VERİMLİ HİBRİT ARACI ÜRETildi Tübitak tarafından her sene ‘’Alternatif Enerjili Araç Yarışları’’ adı altında düzenlenen yarışlar bu sene 1-7 Ağustos 2016 tarihleri arasında uluslararası platforma açılarak İzmit Körfez Yarış Pisti’nde gerçekleştirildi. Hydromobile ve Electromobile olmak üzere iki ayrı kategoride düzenlenen yarışlara, birçok üniversite en verimli aracı tasarlamak için katılım gösterdi.
Y
ıldız Teknik Üniversitesi Alternatif Enerjili Sistemler Kulübü Doç. Dr. Alptekin Ergenç (Makine Fakültesi) ve Doç. Dr. Bülent Vural (Elektrik-Elektronik Fakültesi) danışmanlığında yarışmaya katıldı. Doğukan Özavcı kaptanlığındaki takım bu sene de yarıştan kupasız dönmedi. Hydromobile kategorisinde tamamı kulüpteki öğrenciler tarafından tasarlanıp, kulüp atölyesinde üretimi gerçekleştirilen SİRİUS isimli araç 100 kilometrede 0,70 TL yakıt tüketimi ile Türkiye’nin en verimli hibrid aracı oldu ve Yıldız Teknik Üniversitesi Alternatif Enerjili Sistemler Kulübü Türkiye Şampiyonu olmaya hak kazandı. Ekibe birincilik kupasını TÜBİTAK başkanı Prof. Dr. Arif Ergin takdim etti. Farklı kategorilerde ödüllendirmelerin yapıldığı yarışta SİRİUS sahip olduğu 6 adet yerli tasarım ürün sayesinde ‘’Domestic Product Award’’ kategorisinde de birinci seçildi. Motor, Enerji Yönetim Sistemi (EYS), Batarya Yönetim Sistemi (BYS), Yerleşik Şarj Birimi, Telemetri, Hidrojen Sensörü SİRİUS’un sahip olduğu yerli ürünleri oluşturuyor. Bu sene alınan iki ödül sayesinde ekip son 4 senede 7. kupasını aldı. Yıldız Teknik Üniversitesi Alternatif Enerjili Sistemler Kulübü alçak gerilim kablo üreticisi 2M Kablo’dan kablo ve pazarlama eğitimleri almış, kablo üretim süreçlerini daha yakından anlatmak ve üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmek amacıyla fabrikayı ziyaret etmişti.
18 Ağustos
2016
Alternatif Enerjili Araç Yarışları Hakkında
Alternatif Enerjili Araç Yarışları her yıl üniversite öğrencilerine yönelik olarak TÜBİTAK tarafından 2005 yılından itibaren gerçekleştirilmektedir. Farklı kategorilerde düzenlenen yarış organizasyonları sayesinde, alternatif enerji ile çalışan araçlarla ilgili yerli üretimin artırılması ve katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesi, katılımcıların alternatif enerjiler hakkında araştırma yapıp, dünyadaki gelişmeleri takip ederek deneyim kazanmaları ve bu yolla alternatif enerji kaynaklarının kullanımı konusunda ülke genelinde farkındalığın artırılması amaçlanmaktadır. Formula-G adı ile ilk olarak 2005 yılında gerçekleştirilen bu yarışlara 2007 yılında Hidromobil kategorisi eklenmiştir. Elektrikli araçlar ile ilgili dünya genelindeki çalışmalar ve uygulamalar incelendiğinde batarya beslemeli taşıtların öne çıktığı ve yakın gelecekte de batarya beslemeli taşıtların gündelik yaşantımızda yaygınlaşacağı öngörülmektedir. Bu nedenle 2014 yılı itibariyle batarya beslemeli elektrikli araçlar (Elektromobil) yarış kapsamına alınmıştır. Yarışlar kapsamında 10.000’in üzerinde üniversite öğrencisine ulaşılmış olup, konuyla ilgili endüstriyel uygulamaları teşvik edecek ve bu konudaki potansiyeli güçlendirecek bilgi ve tecrübe birikimine sahip genç mühendis ve temel bilimci bir kitle oluşturulmuştur. 12. yılında ilk kez uluslararası takımların katılımıyla “Efficiency Challenge Electric Vehicle” adıyla düzenlenecek yarışlar, üniversite öğrencilerinin çevresel duyarlılıklarını da ön plana çıkararak, yeni teknolojik uygulamalar geliştirmesini sağlayacak ortamlar oluşturmayı hedeflemektedir.
Yeni Tmax XT eXTra sadelik
ABB, 250 ampere kadar yeni Tmax XT kompakt tip devre kesici ailesini sunar. Tmax XT, her türlü tesisteki tüm ihtiyaçlarnz karşlar ve bunu standart olan gelişmiş teknoloji ve çok yüksek ksa devre kesme kapasitesine sahip serileri ile gerçekleştirir. Tmax XT, yeni nesil açma üniteleri ve eXTra montaj kolaylğ sağlayan hzl montaj sistemine sahip yeni aksesuarlar ile donatlmştr. Tmax XT, eXTra sadeliğin olduğu, mükemmelliğin dünyasna hoşgeldiniz... www.abb.com.tr
ABB Elektrik Sanayi A.. Tel : 0.216.528 22 00 Faks : 0.216.365 29 44 E-mail : asli.yagli@tr.abb.com
YAY IN DAN IŞMA KURULU Elektromekanik Sanayii Hüseyin ARABUL Barmek Holding Yönetim Kurulu Başkan› Muzaffer AVCI Elimsan fiirketler Grubu Kurucu orta¤› Mustafa NURDO⁄AN Federal Elektrik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Bülent DAMAR Pelka Yön. Kur. Başkan› Dr. Arnold HORNFELD Siemens Türkiye eski Başkan› Trafo ve Şalt CihazlarI Refik Can ERKÖK ABB Elektrik Transformatör Genel Müdür Yrd. Ergin D‹KMEN TEKON Enerji A.Ş. Teoman ÇET‹N TEKON Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Süleyman KASIRGA EAE Kabin Dan›şman› Kondansatörler Hakk› ONAT TOKAY Elektrik Ltd. Şti. • VISHAY-ESTA Türkiye Temsilcisi Ahmet BAŞARAN KONDAŞ Genel Müdürü Elektrik MakinalarI Prof. Dr. Kemal SARIO⁄LU ‹TÜ Elek.-Elektronik Fak. Emekli Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. H. Bülent ERTAN ODTÜ Elektrik Müh. Bölümü Elektrik ‹letim ve DaĞItIm Sistemleri Dr. T. Tunçay ÇAYLI Yusuf H. KAYA EAE Yönetim Kurulu Başkan› A.G. Tesisat, Şalt CihazlarI Cem BAŞ Legrand-‹malat ve Endüstri Md. Salih Öztekin Elektrik Yüksek Mühendisi Cihan Elektrik Sat›ş Müdürü Elektrikli UlaŞIm Prof. Dr. At›f URAL Kocaeli Üniv. Kurucu Rektörü Rıza Akçan Elektrik Yüksek Mühendisi
ENERJ‹, ELEKTR‹K, AYDINLATMA, ELEKTRON‹K VE OTOMASYON MÜHEND‹SL‹⁄‹ DERG‹S‹ Yerel Süreli Yay›n Avrupa Bak›r Enstitüsü Türkiye Medya Partneri Say›: 327 - Ağustos 2016
Kaynak Yay›n Tan›t›m Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti. ad›na Sahibi,
Yay›n Yönetmeni Sorumlu Yaz› ‹şleri Müdürü Ersin KAYA ersin@kaynakelektrik.com
Reklam Koordinatörü Ayhan ÜSTÜNER ayhan@kaynakelektrik.com
Reklam Müdürü Ziya ALKAN ziya@kaynakelektrik.com
Güç ElektroniĞi Prof. Dr. Nejat TUNÇAY Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Hac› BODUR YT Üniversitesi Ö¤r. Üyesi Güvenlik U¤ur YERTUT Yestaş Güvenlik Sist. Ltd. Şti. Otomasyon Enstrümantasyon Burak CEDETAŞ ABC Cedetaş Otom.Kont.Gn.Md. Levent SÖKMEN Allen-Bradley - Türkiye Ertan SÖYLEMEZ ENELSAN End. Elekt. Gn. Müd. Prof.Dr.Do¤an ‹BRAH‹M Yak›n Do¤u Üniversitesi
Tasarım Binbir Ajans
Ayda bir ç›kar Sayı fiyat›: 10 TL. Y›ll›k (12 say›) abone bedeli 100 TL. Ö¤renciler için 70 TL.
Ölçü ve Kont. Cihz. Ahmet T. UZUNKAYA ENTES Yön. Kurulu Üyesi Ali MANSUR‹ DEMA Yönetim Kurulu Başkanı Halis Erdal GÜREL GEMTA Genel Müdürü O¤uzhan ‹LBAY TERRA Ltd. Şti. Genel Müd.
Eski Osmanl› Sk. Ar›kan İş Mrk.
YIldIrImdan Korunma Çetin TEK‹N Radsan Ltd. Şti. Gn.Müd. Harun SIRMABIYIK Amper A.Ş. Yön. Kur. Bşk.
Tel: (0 212) 272 59 59 (pbx)
Yönetim Yeri
No:30 K:2 D:10 34387 Mecidiyeköy-‹ST.
Faks: (0 212) 272 33 90
AydInlatma Prof. Dr. Mehmet Ş. KÜÇÜKDO⁄U Kültür Üni. Mühendislik ve Mimarl›k Bölümü Başkan› Prof.Dr. Sermin ONAYG‹L ‹TÜ Enerji Enstitüsü
web: http://www.elektrikdergisi.com
Elektrik Müh. EĞt. Prof. Dr. Ahmet DERV‹ŞO⁄LU İTÜ Emekli Öğretim Üyesi
100 Y›l Mah. MASS‹T 1. Cad. No: 88
Kalite ve Standartlar Dr. Sait SAMLI SIEMENS- Kalite Yön. Direktörü
Tel: (0212) 629 00 24-25
Anahtar Teslimi Sistemler ve Fabrika Elektrifikasyonu Ömer OydaIşIk SIEMENS - Endüstriyel Hiz. ve Çözümler Bölüm Direktörü Mehmet Ferit PEKEROĞLU ELPEK MÜHENDİSLİK - Elektriksel Periyodik Kontroller
‹mzal› yaz›lar›n düşünsel sorumlulu¤u yazarlar›na, reklam içeri¤inin sorumlulu¤u ilgili firmaya aittir. Dergimizdeki haber ve yaz›lardan izinsiz al›nt› yap›lamaz.
Mühendis Örgütleri Teoman ALPTÜRK TMMOB ve EMO eski Bşk.
Bask›: G.M. Matbaac›l›k ve Tic. A.Ş.
Ba¤c›lar/‹ST.
Faks: (0212) 629 20 13.
Son Bask› Tarihi: Eylül 2016
YAYINCIDAN
FETÖ’DEN DİYARBAKIR’A ERSİN KAYA • ersin@kaynakelektrik.com
“Fetö’cü avı” baş döndürücü bir hızla sürüyor. On binlerle ifade edilen rakamların sonu gelmek bilmiyor. Bu kadar çok sayıda kişinin Fetöcü olduğunun nasıl belirlenebildiği merak konusu. Son günlerde hiç ilgisi olmayanların da kalabalığa karıştırıldığı, yetkili kişilerce ”at izi, it izine karıştı” darbımeseli ile itiraf edildi. Çok kullanılan bir tekerlemenin günümüzdeki söylenişi ise “kurunun yanında yaşların da yanmaya bırakıldığı” şeklinde.. “Düşmanını Fetöcüleştirme” girişimleri furyasının revaçta olduğu örneklerle dile getiriliyor. Fetöcülüğe layık görülen bazı kişilerin yakalanmalarının Fetöcülere itibar kazandırdığı ciddi kalemlerin sütunlarında yer buluyor. Konu ile ilgili ürperten bir durum ise, muhalif kimlikli kişilerin, hiç ilgileri olmasa bile, Fetö cadı kazanına atıldıkları… Olağan üstü hal yasasının uygulamada, yasanın çerçevelediği sınırların dışına taşırıldığı, yasanın gerekçesi bir yana bırakılarak, “sempati beslenmeyen” adamların kapsama alanı içine alındığı örnekleri ortalıkta dolaşıyor. Bir yandan da romancı, dilbilimci gibi, ne Fetö ne de herhangi bir terör vb eylemlerle ilgisi olmayan kişiler göz altında tutuluyor. Tüm bu gelişmeler ülkesinin ve insanının sorunlarına ilgi duyan demokratların gündemlerinde baş sırada… 22 Temmuz’da , Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi sonrasında, Türkiye’nin Doğusu ve Güneydoğusu adeta yangın yeri gibi. Her gün çok sayıda polis,asker ve “terörist” öldürülüyor. Her gün farklı bölgelerdeki çeşitli kentlerimize ateş düşüyor. Cenazeler kaldırılıyor. Bu içi kan ağlayan bölgelerde yaşayan elektrik mühendisi meslektaşlarımız da var.
Mühendis meslektaşları temsilen EMO Diyarbakır Şubesi Başkanını davet ettik ,bölgedeki mühendislerin sorunlarını, olaylara bakışlarını, sorunlara önerdikleri çözüm yöntemlerini öğrenelim ve sayfalarımızda yansıtalım istedik. Dergimizin iyi bir izleyicisi olan Başkan Mehmet Orak, nerede ise koşarak geldi. Doğrusu bu ya, çok iyi bir röportaj gerçekleştirdik. Başarılı, amacına uygun bir söyleşi oldu. Sıra röportajı, dergi sayfalarına aktarmaya geldiğinde, yoğun bir titizlikle çalışmamız gerekti. Bir yandan Orak’ın söylediklerinin bütünselliğini ve özünü eksiksiz yansıtma endişesi, bununla birlikte, ülkemizin özel durumunda bir kazaya uğramamak kaygı cenderesi arasında çalıştık. Röportaj metninde yer alan bilgiler, Şırnak’ta, Cizre’de, Nusaybin’de yaşananların bir bakış açısından anlatımı ile TV’lerde her gün savunulan bazı düşüncelerden farklı değildi. Suç işlemiş olmamak için, eş anlamlı ya da benzer anlamlı sözcüklerin en uygun olanlarını seçtik. Ortaya çıkan metni Hukuk Danışmanımızın değerlendirmesine sunduk. Danışmanımızın dikkat çektiği birkaç nokta ile ünlü yazar Ahmet Altan ve Prof. Dr. Mehmet Altan’ın da Fetöcü olma iddiası ile göz altına alınmaları, kararımızı belirlemede başlıca etkenler oldu ve röportajı veren Mehmet Orak’ın önerisini kabul ederek, yayımı erteledik. Olağan üstü hal’in kaldırılması ve nispeten daha demokratik bir Türkiye’de bu güzel röportajı, sayfalarımızda sizlere sunmayı umut ediyoruz…
Elektrik ve elektronik mühendisi meslektaşlarımızın üyesi olduğu, EMO’nun Diyarbakır Şubesi, olayların yoğun biçimde yaşandığı 15 ilde örgütlü.
21 Ağustos
2016
HABER
www.elektrikdergisi.com
1 milyar 344 milyon kWh üretimi olan beş HES özelleştiriliyor Çamlıca HES, Kılavuzlu HES, Menzelet HES, Almus HES ve Köklüce HES Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından özelleştirme programına alındı.
K
ullandıkları taşınmaz mallarla birlikte özelleştirilecek olan Çamlıca HES, Kılavuzlu HES, Menzelet HES, Almus HES ve Köklüce HES’te gerçekleşen yıllık toplam elektrik üretimi ortalama 1 milyar 344 milyon kWh’dir.
ÇAMLICA 1 HES Kayseri’de bulunan ve tek başına özelleştirme ihalesi gerçekleştirilecek olan Çamlıca 1 HES’in, yap-işlet-devret modeli ile Ayen Enerji tarafından işletildiği 2009-2013 yılları arasındaki 5 yıllık periyodda yıllık ortalama elektrik üretimi 347,2 milyon kWh olarak gerçekleşmiştir.
KILAVUZLU VE MENZELET HES Ceyhan Nehri üzerinde bulunan ve grup halinde özelleştirilecek 2012 yılı sonlarında elektrik üretimine başlanan Kılavuzlu HES’te 2013-2015 yılları arasında yıllık ortalama 202,5 milyon kWh, aynı özelleştirme grubunun diğer santrali Menzelet HES’te ise son 5 yılda 504,4 milyon kWh elektrik üretilmiştir. Kılavuzlu ve Menzelet HES için son teklif verme tarihi 30 Eylül 2016 olup geçici teminat tutarı 15 milyon TL’dir.
22 Ağustos
2016
ALMUS VE KÖKLÜCE HES Özelleştirilecek üçüncü grup santrallar ise Yeşilırmak Nehri üzerindedir. Tokat ilinde bulunan Almus HES ve Köklüce HES’te 2011-2015 yılları arası gerçekleşen yıllık elektrik üretim miktarı sırasıyla 79,3 milyon kWh ve 210,8 milyon kWh seviyesindedir. Özelleştirme İhalesi Başkanlığı’nca açıklanan ihale şartlarına göre hidroelektrik santralların yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip şirketler ve Türkiye’de kurulan yabancı sermayeli şirketlere işletme hakkı devri, yürürlükteki Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, Tapu Kanunu, Elektrik Piyasası Mevzuatı ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine tabidir. Bu kişiler, işletme hakkı devrinin mümkün olup olmadığını önceden araştırmakla ve ihaleyi kazanmaları halinde en kısa sürede gerekli işlemleri yapmakla yükümlüdürler. İhale konusu gruplardan birine teklif verilebileceği gibi ayrı ayrı olmak koşuluyla birden fazla Grup için de teklif verilebileceği açıklanan şartnamede, grup içinde yer alan santrallar için ayrı ayrı teklif verilemeyeceği belirtiliyor. Ayrıca ihalelere yalnızca tüzel kişiler ile Ortak Girişim Grupları katılabiliyor. Gerçek kişiler ve özel yatırım fonları, en az bir tüzel kişinin bulunduğu Ortak Girişim Grubunda üye olarak yer alabilecek.
TESİD’in 30. yılı ve
Türkiye Elektronik Sanayisi Eki Kaynak Elektrik Dergisi, mamullerinizi ve hizmetlerinizi, yüzde 50 indirimli fiyatla olası müşterilerinizin yanı sıra geniş halk kitleleri ile buluşturuyor.
Milliyet Gazetesi ile tüm Türkiye’de dağıtılacak olan “TESİD’in 30. yılı ve Türkiye Elektronik Sanayisi Eki”nde yer alarak markanızı, sektör profesyonelleri ile son kullanıcıya bir kez daha iletebilirsiniz.
TESİD’in 30. yılı ve Türkiye Elektronik Sanayisi Eki’nde yer alacak ürünlerin grup başlıkları: • Elektronik Bileşenler, • Tüketici Cihazları,
Bu yıl içinde, dergimizin Milliyet Gazetesi ile birlikte dağıtılmak üzere planladığı sonraki ekler programı şöyledir;
• Telekom Cihazları, • Profesyonel Cihazlar ve Endüstriyel Cihazlar, • Savunma Elektroniği Cihazları, • Bilgisayar Cihazları Ayrıntılı bilgi için: info@kaynakelektrik.com • Tel: 0 212 272 5959
15 Kasım Salı Elektrik Makinaları (Motorlar ve Transformatörler) CWIEME 2016 Fuarı
HABER
www.elektrikdergisi.com
Novak: Türk Akımı’nın ilk kolu 2019 sonu tamamlanabilir
R
usya Enerji Bakanı Aleksandr Novak, Türk Akımı’nın birinci kolunun inşasının 2019 yılının sonuna kadar tamamlanabileceğini söyledi. Novak, Rusya’nın Uzakdoğu Bölgesi’ndeki Vladivostok kentinde düzenlenen Doğu Ekonomik Forumu’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
ELEKTRİKTE İTHALAT YÜZDE 46 AZALDI Türkiye’de yılın ilk yarısında elektrik ithalatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 46 azaldı.
İ
thalatın azalmasında son dönemde elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık verilmesi etkili oldu. Geçen yılın ilk altı ayında Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan ve İran’dan 3 milyar 486 milyon 606 bin kilovatsaat elektrik satın alındı. Bu yılın ilk yarısında söz konusu miktar yüzde 46 azalarak 1 milyar 883 milyon 742 bin kilovatsaate düştü. Geçen yılın ilk yarısında Türkiye’nin elektrik ithalatı için ödediği tutar 231 milyon 960 bin Dolar’ı bulurken, bu yılın aynı döneminde komşulardan alınan elektrik için ödenen miktar yüzde 61 azaldı ve söz konusu rakam 89 milyon 97 bin Dolar’a geriledi. Böylece, bu dönemde 142 milyon 862 bin dolar ülke içinde kaldı. Bu yıl en fazla elektrik Ocak ayında alındı. Söz konusu ayda, Bulgaristan ve Yunanistan’dan 359 milyon 54 bin kilovatsaatlik elektrik ithal edildi. Bu miktar için 18 milyon 942 bin Dolar ödendi.
BULGARİSTAN 1. SIRADA Yılın ilk altı ayında en fazla elektrik ithalatı yapılan ülke Bulgaristan oldu. Bu dönemde Bulgaristan’dan ithal edilen elektrik miktarı 1 milyar 457 milyon 808 bin kilovatsaate ulaştı. Bu miktar için ülkeye 66 milyon 858 bin Dolar ödeme yapıldı. Söz konusu dönemde Bulgaristan’ı sırasıyla Yunanistan, Azerbaycan ve Gürcistan takip etti.
24 Ağustos
2016
‘HÜKÜMETLERARASI ANLAŞMA 1-2 AY İÇİNDE İMZALANIR’ Türkiye ile Rusya arasındaki projelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin devam ettiğini kaydeden Novak, Bir yol haritası hazırladık ve Ankara’ya sunduk. Ayrıca hükümetlerarası anlaşmanın taslağı da hazırlandı. Bu anlaşmaların bir ya da iki ay içinde imzalanmasını ve projenin ilk kolunun 2019 sonu itibarıyla tamamlanmasını bekliyoruz. Novak, Türk Akımı projesinin operatörü Gazprom Russkaya’ya uygulanan yaptırımların projeyi etkilemeyeceği de sözlerine ekledi. Geçtiğimiz günlerde Rusya’ya yönelik yaptırımları genişleten ABD Hazine Bakanlığı, listeye Gazprom’un şirketinin iştiraki Gazprom Russlaya’yı da eklemişti.
HABER
www.elektrikdergisi.com
‘75. MADDE DEVLETİN DOĞAYA EL KOYMASIDIR!’ EGEÇEP ve ÇHD’nin ortak açıklamasında KHK’daki 75. Maddenin devletin doğaya sermaye yararına el koyulması olduğu belirtildi.
E
ge Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi yaptıkları ortak açıklamada 20 Ağustos’ta yayınlanan KHK’daki 75. Maddenin devletin doğaya sermaye yararına el koyması olduğunu dile getirdiler. İki kurum tarafından yapılan ortak yazılı açıklamada 15 Temmuz darbe girişiminin daha dumanları tüterken, Gezi Parkında Topçu Kışlasının telaffuz edilmesinin “demokrasi” adı altında gelecek çevre yıkımının habercisi olduğu söylendi. İktidarın son çıkardığı kanun ile doğal kültürel tüm varlıkların ve hazine arazilerinin doyumsuzca talana açıldığının belirtildiği açıklamada şu görüşlere yer verildi; “Geçtiğimiz günlerde çıkarılan KHK’deki 75. Madde devletin doğaya el koymasıdır! Bu madde ile yatırımlar için gerekli olan izin, tahsis, ruhsat, lisans ve tesciller ile diğer kısıtlayıcı tüm hükümler için istisna getirilerek Bakanlar Kuruluna yetki verilmiş, idari ve yargısal denetimin etkisiz kılmanın
TEİAŞ’IN CANLI HAT BAKIM BAŞARISI
E
nerji Bakanlığı’na bağlı Türkiye Elektrik İletim A.Ş’nin (TEİAŞ) canlı hat bakımı ekibi eğitim için geldiği Manisa’nın Soma ilçesinde 400 bin wolt enerji geçen hatta kesinti yapmadan izolatör değişimi yaptı. 25 metrelik yükseklikteki enerji hattında yapılan bakım çalışmasını Soma Kaymakamı Ahmet Altıntaş, Belediye Başkanı HASAN Ergene, ELİ Müessesesi Müdürü Hakkı Duran, Soma Termik Santral Müdürü Mehmet Öksüzler, TEİAŞ Soma İşletme Müdürü Hayrullah Saraç, TEİAŞ 3. Bölge Müdürü Nejdet Gürler de izledi.
26 Ağustos
2016
önünü açmıştır. KHK’de 75. Maddenin kabulü bundan sonraki günlerde yaşam alanlarımızın nasıl talan edileceğini gösteriyor. Bu doğanın katliam yasasıdır. Devletin sermaye yararına doğaya el koyarak yaşam alanlarımıza yaptığı darbedir. Hiçbir şekilde kabul edilemez!”
MADDE 75 NEDİR?
20 Ağustos'ta meclisin onayladığı Madde 75 doğa talanına mı yol açacak? Yasa maddesi ile birlikte Bakanlar Kurulu, Ekonomi Bakanlığı’nın önerdiği projelere, vergi, teşvikler, arazi ve bina tahsisi, denetim ve onay süreçleri ile üretim maliyetlerini yüklenme alanlarında destek verebilecek ve ilgili yatırımların yapılabilmesi için vergi gelirlerinden vazgeçilebilecek. Madde 75'in değişikliğiyle olacaklar: • 10 yıl risksiz kredi: Şirket kredi alacaksa, 10 yıl boyunca riskleri devlet üstlenebilir. • 49 yıl bedelsiz kiralama: Yatırım eğer hazineye ait bir arazide veya mülkte yapılacaksa 49 yıl bedelsiz kiralama kararı alınabilecek. • Yatırımın yüzde 49’u da devletten olabilecek • Kurumlar Vergisi muafiyeti: Bakanlar Kurulu kararıyla projelere yüzde 100 vergi muafiyeti yapılabilecek. Muafiyet de yatırım iki katına ulaşılana kadar ya da 10 yıl boyunca uygulanacak. • Bedelsiz özelleştirme: Yatırım bitince, 5 yıl süresince çalışan hedefini tutturursa şirket mülke veya araziye ücretsiz sahip olabilecek. • %50 indirimli elektrik: Şirketlere 10 yıl süresince yüzde 50 indirimle elektrik sağlanabilecek. • Bir proje tüm destekleri alabilir • Stopaj muafiyeti
Bakım çalışması sırasında açıklama yapan TEİAŞ Canlı Hat Bakım Sorumlu Mühendisi Mahmut Çoban, “Bu çalışmayı önemli kılan enerjiyi kesmeden yapmamız. 2014 yılına kadar biz bu işlemlerin hepsini enerjiyi keserek yapıyorduk. Enerji Bakanlığına bağlı TEİAŞ olarak hedef enerjinin sürekli olrak kesintisiz kullanıcıya ulaşmasını sağlama. Bu sebeple 2008 yılında başlayan süreçle kurumumuzun vizyonu ve hedefleriyle bu doğrultuda çalışmalara başladık. Bu çalışmalardan biri de canlı bakım çalışması oldu. 2014 yılında bu ekibi faaliyete geçirdik. Türkiye gelişmekte ve enerjiye ihtiyacı olan bir ülke. Hem bakanlık ve genel müdürlüğümüz doğrultusunda bu hedeflere ulaşmaya çalışıyoruz.” dedi.
HABER
www.elektrikdergisi.com
Enerji ve tabi kaynaklar bakanı berat albayrak
“ÇAĞRI MERKEZİ YATIRIMLARINIZI EKİME KADAR TAMAMLAYIN”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, elektrik dağıtım sektörünü müşteri memnuniyeti konusunda uyardı ve çağrı merkezi yatırımların ekime kadar tamamlanması gerektiğini belirtti.
E
nerji Bakanlığı, elektrik dağıtım şirketlerine müşteri memnuniyeti uyarısı yaptı. Sektör şirketlerinden müşteri memnuniyeti konusunda gereken adımların geciktirilmemesi ve çağrı merkezi yatırımlarının ekim ayına kadar tamamlanması isteniyor. Berat Albayrak’ın uyarılarının ardından, Enerji ve Tabii Kaynaklar
BERAT ALBAYRAK’TAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, petrol bulunduğu ve kuyuların üzerinin kapatıldığı iddialarını yanıtladı ve “Türkiye’de petrol bulalım, ilk ben açıklayacağım” dedi. Albayrak, TRT’de katıldığı programda çeşitli açıklamalar yaptı. Bakan, “Vatandaşlar diyor ki ‘petrol bulundu kapatıldı’ filan. Kapatılan olmuş mudur olmuştur belki ama siyasi komployu bir yana bırakırsak bulunmuş rezerv verimli olmayabilir, tazyiki düşüktür, rezerv küçüktür çok farklı etkilerde olmuş olabilir. Ama emin olun Türkiye’de petrol bulalım ilk ben açıklayacağım. Petrolü bulup da saklamak gibi bir ajandamız kesinlikle olmayacak. Öte yandan sadece Karadeniz’de değil belki başka denizlerde de aramalarız olacak.” şeklinde konuştu.
28 Ağustos
2016
Bakanlığı ve EPDK İstanbul’da bir zirve düzenledi ve Bakanlık Müsteşarı Fatih Dönmez’in başkanlığında 2016 yılı 1. Dönem Faaliyetlerini Değerlendirme Toplantısı yapıldı. 2020 yılına kadar 18 milyar TL’lik yatırım yapması gereken 21 dağıtım bölgesinin şirketlerine yatırımları tek tek soruldu ve tüm şirketler yaptıkları yatırımları bakanlığa sundu. Bunun karşılığında bakanlık her bir şirkete bütçelerini ne kadar kullandıklarını ve yatırımlarının geldiği aşamaları sordu. Zirvede, müşteri memnuniyeti konusu farklı bir oturumda tartşıldı. Şirketlerden çağrı merkezleri kurmaları ve yatırımlarıyla yaklaşık 2 bin kişiye istihdam sağlamaları istendi. Şirketler de bu yatırımın zamana yayılmasını istedi.
Albayrak elektrik dağıtımına da değinerek, “Elektrik dağıtımında Türkiye’deki 21 bölgeyi özelleştirdik. Bundan sonra bölgeleri devralan firmalar iyileştirmeleri hayata geçirme ile alakalı olarak önemli bir durumla karşı karşıya kaldı. Önümüzdeki 5 yıl için 18 milyar liralık bir yatırım bütçesi belirledik. Türkiye’nin iletim altyapısı yeniden elden geçecek.” açıklamasını yaptı. Müşteri memnuniyeti anketlerine de dikkat ettiklerini belirten Albayrak, 21 dağıtım şirketinin koyulan hedefleri gerçekleştirmesi gerektiğini, iyileşme olmadığı halde “külahların değişeceğini” belirtti. Kömür rezervleri konusunda ise, Türkiye’de büyük kömür rezervlerine ulaşıldığını ve bunları ülke ekonomisine kazandırılması gerektiğini belirtti. Açıklamaların devamında, “Yerli kömür stratejik planlarımızdan bir tanesi. Yapılacak sondajlarla daha büyük keşiflerde bulunmalıyız. Tüm Türkiye’nin enerji haritasını biran önce tamamlamak zorundayız.” şeklinde konuştu.
HABER
www.elektrikdergisi.com
Antalya güneş tarlası üretime hazır Büyükşehir Belediyesi’nin, tarımsal sulamada çiftçinin enerji maliyetini sıfırlamak üzere Döşemealtı İlçesi’nde kurduğu Güneş Enerji Santralı’nın panelleri takıldı. Üretime hazır hale gelen santralın Eylül ayında ulusal elektrik ağına bağlanması hedefleniyor. Projenin ikinci etabı için de ihale süreci sonuçlanmak üzere.
B
üyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in sulama birliklerine ve kooperatiflerine bedava elektrik vaadi hayata geçmek üzere. Döşemealtı İlçesi, Mellidağ Bölgesi`nde 33 bin metrekarelik bir alanda kurulan 600 KW gücündeki ilk güneş enerji santralının güneş panellerinin montajı tamamlandı. Güneş Enerji Santralı’nın Eylül ayı içerisinde TEDAŞ kabul işlemlerinin ardından sisteme entegre edilmesi ve ulusal elektrik ağına dahil olması hedefleniyor. Yıllık 2 milyon 700 bin kilovat saat elektrik üretecek tesisle Türkiye’de ilk kez tarımsal sulama birliklerinin elektrik ihtiyacı güneşten karşılanacak. Çiftçiler, elektriğe ücret ödemeden tarımsal sulamalarını gerçekleştirebilecek.
İKİNCİ ETAP ARA VERMEDEN BAŞLAYACAK İlk etabın üç ayda tamamlanıp panellerin takıldığını ve santralın üretime hazır olduğunu açıklayan Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Murat Demir, “dört etap halinde yıllık 2.7 megavat enerji üretecek Güneş Enerji Santralı’nın ilk etap çalışması tamamlandı. Projenin
30 Ağustos
2016
birinci ayağını oluşturan 600 KW gücündeki ilk enerji santralının Eylül ayı içerisinde sisteme entegresini sağlayıp elektrik vermeye başlayacağız. Son iki etabın da ihale süreci sonuçlanmak üzere. Biri 420 KW bir diğeri de 600 KW kurulu güce sahip iki projenin de yakın bir tarihte de çalışmaları başlayacak. İkinci etabımızın çalışmalarını da yılbaşına kadar sonuçlandırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
ÇİFTİÇİ MAĞDUR ETTİRİLMEYECEK Tarım sektörüne büyük katkı sağlayacak ve tarımsal sulamayı çiftçinin üzerinde yük olmaktan kurtaracak projenin hedefinin sulama birliklerinin ve kooperatiflerin enerji maliyetini sıfırlamak olduğunu belirten Murat Demir, “Elektrik maliyetini herhangi bir şekilde çiftçiye yansıtacak kooperatiflerle çalışmayacağız. Bizim ürettiğimiz elektrik üreticimize direk yansıyacak, çiftçi mağdur edilmeyecek. Her kooperatif ile çiftçilerin huzurunda sözleşme imzalayacağız. Büyükşehir Belediyesi olarak elektrik ücretlerini tamamen yahut ürettiğimiz miktara göre karşılayabildiğimizi çiftçimiz bilecek, kooperatif üreticimizden ayrı bir ücret alamayacak” diye konuştu.
SEL-2488 UYDU BAĞLANTILI ZAMAN SUNUCU SEL ürün ailesinin en hassas ve en yeni üyesi, SEL-2488. Tüm zaman senkron protokolleri ve metotları, hepsi tek bir cihazda! • • • • • • • • • • •
8 adet IRIG-B Port 4 adet Ethernet Port (Fiber veya Bakır) Yedekli Power Supply PTP desteği (IEEE 1588) NTP desteği Stardard ±40 ns hassas saat Opsiyonel ±5 ns ekstra hassas saat Saniye, Dakika, Saat Puls çıkışları Alarm kontağı Modüle IRIG-B çıkışlar Demodüle IRIG-B çıkışlar
• • • • • • • • • •
10 Yıl Garanti Dahili Web Sunucusu Uzaktan Erişim Dahili olay kaydedici (60.000 kayıt) Kablo gecikme kompanzasyonu –40°C +85°C çalışma aralığı Yüksek elektriksel ve manyetik dayanım GPS, GLONASS uyduları desteği Opsiyonel GNSS Anten TEİAŞ şartnamelerine uygunluk
Tel: +90 (216) 366 60 45 Faks: +90 (216) 367 30 45 Web: www.koztek.com E-posta : info@koztek.com
HABER
www.elektrikdergisi.com
DÜNYADA ENERJİ TÜKETİMİ DOYUM NOKTASINDA Petrol ve enerji analisti Neil Beveridge, kişi başına düşen enerji tüketiminin zirvede olduğu uyarısında bulundu.
A
BD merkezli finansal danışmanlık firması Bernstein’ın petrol analisti Neil Beveridge kişi başına düşen enerji tüketimi en üst limitine ulaşmak üzere olduğunu söyledi. Beveridge’in raporuna göre 1970’lerdeki yüksek fiyatlar nedeniyle düşüşe geçen, 2000’lerde Çin ve Hindistan’daki büyümeyle yükselen kişi başına enerji tüketimi son üç yılda geriledi. Uluslarası Enerji Ajansı’na göre, gelecek 25 yılda enerji talebi mevcut seviyelerden çok fazla fark etmeyecek.
HATTAT ENERJİ VE MADEN A.Ş. ÇALIŞMALARINA 3 AY ARA VERDİ
H
attat Enerji ve Maden Tic. A.Ş. ÇED süreçlerinin uzaması, ÇED alınaması ve kömür üretim sürecinin uzaması nedeniyle, uluslararası kredi firmalarından finans desteği sağlanamaması sonucu çalışmalarına 3 ay ara verme ve 850 çalışanını bu süre zarfında ücretsiz izine çıkarma kararı aldı. Konu ile ilgili olarak Hattat Enerji ve Maden’den “Avrupa’nın En Büyük Madencilik – Enerji
32 Ağustos
2016
Rapora göre, enerji talebindeki azalmanın en önemli nedeni dünyadaki nüfus artışının yavaşlaması. Diğer bir neden ise temiz enerji ve “elektrikle çalışan otomobil” gibi gelişmiş teknolojik fırsatlar. “Enerji tüketiminin zirvesi, enerjinin küresel ekonomideki payının ekonomik büyümenin gerisinde kalmasıyla yaşanacak” diyen Beveridge, yüzde 2,5 seviyesindeki küresel büyümenin 2050’ye kadar benzer seviyede kalacağını, nüfusun azalacağını ve bunun da enerji tüketimini sınırlandıracağını söyledi. Bernstein tahminlerine göre 2020’de kömür tüketimi, 2030’da petrol tüketiminin en üst seviyeye çıkacak. 30 yıl içerisinde de dünya enerji tüketimine doymuş olacak.
Projelerini sürdüren Hattat Enerji ve Maden Tic. A.Ş. olarak, yeraltı taşkömürü üretimi ve ülkemizin enerjide yaşadığı dışa bağımlılığı azaltacak enerji santralleri ile Türkiye ekonomisine ve bölgeye istihdam kazandırmayı hedeflemekteyiz. Şirketimiz, ÇED süreçlerinin uzaması, ÇED alınaması ve kömür üretim sürecinin uzaması nedeniyle, uluslararası kredi firmalarının projemize finans sağlamamasından dolayısı ile çalışmalara 3 ay ara verecektir. Çalışmalara ara verilmesi konusunda şirketimiz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvuru yapmış ve GMİS’nı (Genel Maden İş Sendikası) bilgilendirmiştir. Bu süre zarfında tüm çalışanlarımız (850 kişi) 3 aylık ücretsiz izine ayrılacaktır.” şeklinde bir açıklama yapıldı.
HABER
www.elektrikdergisi.com
ANKARA – SİVAS YHT HATTI trafoları yerli firma ürünü
T
arihi ipek yolunu modern demir ağlarla örmenin en önemli ayaklarından olan Ankara – Sivas yüksek hızlı tren projesinin yüzde 50’si geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Ankara - Sivas arasını 12 saatten 2 saate düşürmesi beklenen projenin enerjisini sağlayacak güç transformatörlerini Türkiye’nin önde gelen firmalarından tamamen yerli sermayeye sahip Astor Transformatör sağlayacak. Anadolu illerini yüksek hızla İstanbul ve Ankara’ya bağlayacak olan Ankara – Sivas yüksek hızlı treninin çalışmaları büyük bir hızla devam ediyor. Ankara - Sivas arası ulaşım süresini 12 saatten 2 saate indirecek olan 405 kilometrelik projenin planlanan bitirme tarihi 2020 yılı iken Ulaştırma Bakanlığı bu sürenin yoğun bir çalışmayla 2018 yılının sonuna yetiştirilebileceği müjdesini vermişti. Dünya Demiryolları sisteminin standartlarını tüm ülkeye yaymakta kararlı olan Ulaştırma Bakanlığı’nın Ankara – Sivas hattı güç transformatörlerini Türkiye’nin en büyük üreticilerinden olan ASTOR temin edecek. Ankara – Sivas hızlı tren hattı güç transformatörleri imalatı için yapılan anlaşma ile ilgili açıklama yapan ASTOR Genel Müdürü Enver Geçgel: “TCDD son yıllarda çok önemli adımlar atarak rahat, konforlu ve hızlı Yüksek Hızlı Tren projelerini zamanında devreye alıyor. Ülkemizin ulaşım sistemlerinde sessiz bir devrim yaşanıyor. Ulaşımın oldukça önemli olduğu günümüzde bu değişim hamlesine katkı sağlamak firmamız adına oldukça önemli. Bu nedenle biz de Dünyada 58 ülkeye transformatör ihraç eden bir firma olarak Türkiye’nin ulaşım hamlesine 26 adet , 25 MVA 154 /27,5 kV tek faz yerli üretim güç transformatörlerimiz ile dâhil olduk. Bu özel
güç transformatörü prototip üretimini Tübitak tarafından desteklenen Ar-ge projesi sonucu yaptığımızı belirtmek isterim. Belirlediğimiz Ar-Ge merkezli büyüme stratejimizin olumlu sonuçlar vermesi bizi çok mutlu ediyor. Bu bağlamda bize bu imkanları sağlayan devlet büyüklerine ve özellikle Tübitak’a tekrar teşekkür etmek isterim. ” diye konuştu. İpek yolunun Türkiye ayağında varlık göstermek bizim için bir gurur kaynağı Enver Geçgel konuyla ilgili ayrıca; “İpek yolunun Türkiye ayağında varlık göstermek bizim için bir gurur kaynağı... Dünya’da dağıtım transformatörleri üretimi kapasitesi ile ilk 5’de olan firmamız seri üretim tekniği ile günde 7080 adet aylık toplam 1500-2000 adet dağıtım trafosu üretim kapasitesine sahip. Bu birikimimizi ülkemizin hizmetine sunmaktan her zaman büyük mutluluk duyuyoruz. Bu başarımızı güç transformatörleri imalatında da yakalamayı hedefliyoruz. Bu sayede, hem ülkemizde bulunan projelerde yer almak, hem de ülkemizin ihracat rakamlarına katkı sağlayarak 2023 hedeflerine hep birlikte ulaşmak” dedi.
VİKO’DAN YENİ ELEKTRİK ANAHTARLARI
V
iko geliştirdiği yeni ve farklı elektrik anahtarlarıyla ev dekorasyonuna yenilikler getirmeyi amaçlıyor. VİKO’nun elektrik anahtarları, farklı çerçevelere isteğe göre eklenebilen değişik renklerdeki buton alternatiflerinden oluşuyor. Böylece evlerin ve odaların dekorasyonuna uygun alternatifler yaratılabiliyor. VİKO elektrik anahtarları, duvarlara kolayca monte edilebilerek kullanıma hazır hale geliyor.
34 Ağustos
2016
HABER
www.elektrikdergisi.com
YENİ TEŞVİK YERLİ KÖMÜR YATIRIMCILARINI UMUTLANDIRDI
T
2016 sonuna kadar yerli kömür yakıtlı elektrik üretim santrallarına verilecek teşvik oranı ve temin edilecek enerji miktarı enerji şirketleri tarafından olumlu bir başlangıç olarak değerlendirildi.
TÜRKİYE ENERJİ KORİDORU OLMA YOLUNDA İLERLİYOR
L
übnan’ın bölgede arama çalışmaları yapacak olması Türkiye’nin bölgede enerji koridoru olma hedefini güçlendirecek. İngiltere Merkezli Danışmanlık Şirketi Crystol Energy’nin Üst Yöneticisi Dr. Carole Nakhle, Lübnan’da yakın zamanda arama lisanslarının verilmesiyle bölgede doğalgaz keşif ve sondaj çalışmalarının başlayacağını belirtti. Bu çalışmaların başlamasıyla Türkiye’nin hedeflerine ilerlemesi kolaylaşacak. Nakhle, “Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan petrol
36 Ağustos
2016
ürkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi (TETAŞ) tarafından yerli kömür yakıtlı elektrik üretim santrallerinden bu yıl temin edilecek enerji miktarı 6 milyar kilovatsaat, birim fiyatı ise megavatsaat başına 185 lira olarak belirlendi. Şirketlerden temin edilecek söz konusu miktarın alımına 22 Ağustos’ta başlanacak. Konuyla alakalı olarak Bereket Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhan Saldanlı, elektrik enerjisi üretimi için birincil enerji kaynaklarına ihtiyaç olduğunu, Türkiye’de birincil kaynak olarak çoğunlukla ithal kömür, doğalgaz ve petrol gibi ithalata dayalı fosil yakıtların kullanıldığını söyledi. Saldanlı Türkiye’nin cari açığı içinde, enerji ithalatına harcanan payın yüksek olduğuna dikkati çekti ve “Bu nedenle, ülkemizde yerli kaynak olarak kullanabileceğimiz birincil enerji kaynakları arasında, yerli kömür önemli bir yer tutuyor. Dolayısıyla hem cari açığın kapatılması hem de kaynakların ekonomiye kazandırılması açısından yerli kömüre dayalı tesislerin kurulması ve işletilmesi çok büyük önem taşıyor. Tüm bu gelişmeleri bir bütün olarak değerlendirdiğimizde, Bakanlar Kurulumuzun aldığı kararı ve rakamı olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Karar yerinde bir karardır. 6 milyar kilovatsaatlik enerji alımı olumlu bir başlangıçtır. Bakanlar Kurulunun her yıl revize edeceğini düşünüyoruz.” dedi.
ve doğalgaz boru hatlarının Türkiye’den geçmesinin yanı sıra gemi taşımacılığıyla enerji transferi de boğazlardan sağlanıyor. Doğu Akdeniz’den gelecek yeni arz kaynakları Türkiye’nin bölgede enerji koridoru olma hedefine katkı sağlayacaktır.” şeklinde konuştu. Jeopolitikçi ve Stratejist Dr. Nejat Tarakçı, Gazze, Lübnan ve Suriye’nin Münhasır Ekonomik Bölgesinde (MEB) enerji kaynaklarıyla ilgili detaylı araştırma yapılmadığını ve rezerve ilişkin net bir bilginin bulunmadığını belirtti. Tarakçı, Lübnan ve Gazze’nin mevcut siyasi yapısı sebebiyle bu durum içerisinde yer almasının zor olduğunu ve şimdilik temel amacın İsrail ve Mısır gazının dış pazara aktarılması olduğunu söyledi.
HABER
www.elektrikdergisi.com
AB MEVZUATI UYUMUNDA YENİ ADIM:
İTHAL ÜRÜNLERE ENERJİ VERİMLİLİĞİ Mevzuata uyum çerçevesinde atılan yeni adımla 561 milyon dolarlık ürün enerji verimliliği denetimine girecek.
İ
thalatta enerji verimliliği denetimi uygulaması başlatılıyor. İlk adımda denetime tabi tutulacak ürünler klimalar, elektrik motorları ve elektrikli süpürgeler olarak belirlendi. AB mevzuatında uyum konusunda yeni bir aşamaya geçilmesini sağlayacak olan uygulamayı Ekonomi Bakanlığı başlattı. Bakanlık’tan yapılan açıklamada denetimler kapsamında pek çok farklı ürünün, ilgili teknik mevzuata uygunluğu
ULUDAĞ ELEKTRİK DAĞITIM’DAN BALIKESİR’E 260 MİLYON LİRALIK YENİ YATIRIM
U
ludağ Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Mesut Efe, Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı’yı ziyaret ederek yapılan yatırımlar hakkında bilgi verdi. Efe, Balıkesir’e bugüne kadar 175 milyon liralık yatırım yaptıklarını, UEDAŞ’ın 2020’ye kadar yapacağı ek yatırım tutarı ise 260 milyon lirayı bulacağını belirtti. Bursa, Yalova ve Çanakkale’nin yanı sıra Balıkesir’e elektrik dağıtım hizmetleri veren UEDAŞ Genel Müdürü Mesut Efe, Kurumsal İletişim Müdürü Yusuf Ziya Yüce ve UEDAŞ Balıkesir İşletme Müdürü Taşkın Yıldız’ın gerçekleştirdiği ziyarette ile özel konuların ele
38 Ağustos
2016
yönünden denetlendiği belirtilerek, “15 Ağustos 2016 tarihi itibarıyla bu denetimlerde yeni bir döneme geçildi. İlk aşamada klimalar, elektrik motorları ve elektrikli süpürgeler ürün güvenliği denetimlerinin yanı sıra enerji verimliliği denetimlerine de tabi tutulacak” denildi. Uygulamanın orta ve uzun vadede; enerji etiketi olmayan ürünlerin ithalatına engel olunması ve verimsiz ürünlerden kaynaklanan elektrik israfının önlenmesinde etkili olacağı ve tüketicilerin enerji verimliliği konusunda bilinçlenmesine katkı sağlayacağının değerlendirildiği kaydedildi.
alınmasının yanı sıra UEDAŞ’ın Balıkesir’de gerçekleştirdiği yatırımlar hakkında bilgi verildi. Valilik ziyareti sırasında Mesut Efe, UEDAŞ olarak özelleştirme sonrasında Balıkesir’e bugüne kadar 175 milyon TL civarında yatırım yapıldığını, 2016’da 45 milyon TL’nin üzerinde planlanan yatırımların bulunduğunu dile getirdi. Efe, 2020’ye kadar yaklaşık 260 milyon TL ek yatırım yapacakları bilgisini aktardı. UEDAŞ olarak Balıkesir’de yeni yerleşim alanlarına enerji nakil hatları, enerji nakil hatlarının yer altına alınması ve eskiyen köy şebekelerinin değiştirilmesi alanlarında yatırımları olduğunu belirten Efe, görüşmede “Balıkesir bizim için çok önemli bir bölge. Balıkesir, alan olarak çok geniş. Bu geniş alanı Balıkesir, Edremit ve Bandırma işletme müdürlükleri ile yönetiyoruz. Hem altyapı yatırımlarımız hem de sosyal sorumluluk projelerimizle Balıkesir’e yatırım yapmaya devam edeceğiz” dedi. Öte yandan UEDAŞ, Balıkesir’de “Kardeşim Üşümesin” projesi kapsamında Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile ortak bir çalışma gerçekleştirerek ekonomik gücü yerinde olmayan kişilere yönelik bir kışlık kıyafet yardımı gerçekleştirecek. UEDAŞ ayrıca, “Bi Kitap Daha Aydınlık Bi Hayat” projesi kapsamında yine Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte Balıkesir’de bir kütüphane açmak üzere de çalışmalarını sürdürüyor.
HABER
www.elektrikdergisi.com
YOZGAT’A GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALLARI KURULUYOR Yerli ve yabancı şirketler güneş enerji santralı kurmak için Yozgat’ı tercih etmeye başladı.
Y
enilenebilir enerjinin en çok tercih edilen türlerinden güneş enerjisi için kullanılan güneş panelleri Yozgat’ta da kuruluyor. Yerli ve yabancı olmak üzere birçok şirket Yozgat’ın çeşitli ilçe ve köylerinde güneş enerji tarlaları kurup, ürettiği enerjiyi devlete satıyor. Birçok belediye ve köy muhtarlıkları da özellikle içme suyu giderlerini düşürmek için güneş enerjisinden yararlanıyor. Yabancı şirketler 9 MW, yerli şirketler ise 2 MW’lık güneş enerji sistemleri kurarken, bir çok belediyenin de güneş enerjisi santralı kurmak için çalışma başlattığı öğrenildi.
ALIM SATIMDA ENERJİ KİMLİK BELGESİ ZORUNLULUĞU
ULUSOY ELEKTRİK’TEN 6.5 MİLYON DOLARLIK İMZA
Y
erli sanayinin uluslararası temsilcilerinden birisi olan Ulusoy Elektrik ile Enerjisa dağıtım şirketi gruplarından Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş., Istanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş. ve Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş, 6.5 Milyon Dolarlık sözleşme imzaladı. Taraflar arasında yapılan anlaşma doğrultusunda dağıtım şirketlerinin abonelerine kesintisiz elektrik tedariği sağlaması için gerekli olan trafo merkezleri ve yüksek gerilim anahtarlama ürünleri Ulusoy Elektrik’ten tedarik edilecek. Sözleşme kapsamında elektrik iletiminden dağıtımına giden süreçte önemli bir köprü görevi gören trafo ve yüksek gerilim anahtarlama ürünleri, 34.500 Volt yüksek gerilim ile şehir içerisindeki Trafo merkezlerine ulaşan elektriğin evlerde kullanılabilecek gerilime düşürmektedir.
40 Ağustos
2016
R
esmi gazetede yayınlanan 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ile 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren yeni mevzuata göre, 50 metrekare üzeri inşaat alanına sahip binalara enerji kimlik belgesi alma mecburiyeti getirildi. Yeni mevzuata göre, alım satımlarda tapu müdürlüğünde enerji verimliliği belgesi de aranacak. 2 yaşını aşmış ve 50 metrekarenin üzerinde inşaat alanı olan binaları kapsayan kanuna göre alınan belgede, binalar beyaz eşyalarda kullanılan sınıflandırma sistemi gibi A-verimli ve G-verimsiz arasında sınıflandırılacak. Bu belge bulunmadığı zaman satışlar gerçekleştirilmeyecek. Belgenin alımında en son gün 2 Mayıs 2017 olarak belirlendi. Bir bina yalıtım ve yapı standartlarını tam olarak sağladığı takdirde C enerji sınıfında olacak. Mevcut binaların sınıfının C'nin altında çıkabileceği ancak 2017'den sonra yapılacak olan düzenlemelerde sınıfa göre vergilendirme yapılabileceği belirtildi.
Enerjisa’ya Gümüş StevIe Ödülü
Enerjisa, 440 okulda 208 bin öğrenciye enerji verimliliği ve tasarruFu eğitimi vererek, bu alanda verilen uluslararası ödülü almayı başardı.
E
nerjisa, dünyanın en başarılı kurumlarını ödüllendiren Stevie Ödüllerinde bu yıl “Gümüş Stevie Ödülü”nü kazandı. Enerjisa tarafından yapılan açıklamaya göre, şirket, 5 yıldır 14 ilde yürüttüğü “Dünyanın Enerjisini Ben Koruyorum” projesiyle “Avrupa Yılın Sosyal Sorumluluk Programı” kategorisinde ödüle layık görüldü. Enerjisa, proje kapsamında bugüne kadar 208 bin öğrenciye enerji verimliliği ve tasarrufu eğitimi verdi. Enerjisa Dağıtım Şirketleri Genel Müdürü Murat Pınar, topluma katkı sağlayacak sosyal sorumluluk faaliyetlerine her zaman önem verdiklerini belirterek, “Ülkemizin enerji alanında en önemli konularından biri olan enerji verimliliği hakkında kamuoyunda ve özellikle de geleceğimizin elçileri ilkokul öğrencilerinde enerji tasarruf algısını uyandıracak ve yaygınlaştıracak çalışmaları sürdürmeye büyük önem veriyoruz” dedi. Daha küçük yaşlarda olan çocuklara eğlenceli eğitimler ve tiyatro sanatı ile ulaşarak onların
enerji tasarrufu hakkında bilinçlenmelerini amaçladıklarını aktaran Pınar, “Dünyanın Enerjisini Ben Koruyorum’ adını verdiğimiz sosyal sorumluluk projemizle 2010 yılından beri ilköğretim öğrencilerini enerji verimliliği ve tasarrufu konusunda bilinçlendiriyoruz. 2016 yılında da devam ettiğimiz bu anlamlı çalışmamızın uluslararası alanda Stevie Awards’a layık görülmesi de bizi ayrıca gururlandırdı ve ne kadar anlamlı bir çalışma yürüttüğümüzü tekrar hatırlattı. Hedefimiz çok daha fazla öğrenciye ulaşmak, enerji verimliliğinin önemini genç nesillerimize anlatmak. Enerjisa’nın Enerjik Gönüllülerinin desteği ile 440 okulda 208 bin öğrenciye enerji verimliliği ve tasarrufu eğitimi vermeyi başardık. Sektörde bu alanda alınan ilk uluslararası ödülü ülkemize getirmenin gururunu yaşıyoruz” değerlendirmesini yaptı. Enerjisa, “Dünyanın Enerjisini Ben Koruyorum” projesi kapsamında elektrik dağıtım hizmeti sağladığı 14 ilde enerji verimliliği eğitimleri gerçekleştirdi. Söz konusu projede gönüllü Enerjisa çalışanlarıyla Enerji Verimliliği Tiyatrosu’nu da hayata geçiren şirket, Bremen Mızıkacıları oyununu enerji verimliliği temasına uyarlayarak, çocukların eğlenirken öğrenmelerini amaçlıyor.
41 Ağustos
2016
HABER
www.elektrikdergisi.com
MAKEL İRAN FUARI’NDA
A
vrupa ve Uzakdoğu ülkelerinden çok sayıda katılımcının yer aldığı fuara Makel Şirketler Grubu 30 metrekarelik stant ile katılım gösterdi. İran’daki ana bayimizin yanı sıra diğer bölge bayileri de gelerek standı ziyaret ettiler. Fuara birçok kenttenMakel bayilerine ait müşteriler ziyarette bulundular. Makel’in bir Türk markası olarak bilinirliğinin yüksek olduğu, tüketicilerin de Türk markalarına olan ilgilerinin yoğun olduğu gözlendi. Cellia ve Lumia serileri yoğun ilgi gördü fuarda, İnşaat ve proje firmaları dışında son tüketiciler de yoğun şekilde Makel standını ziyaret ettiler. Bu yıl şalt ve anahtar priz ürünleri dışında Makel Smarthome Akıllı Ev ve Otomasyon Sistemleri ürünleri de her kesim ziyaretçi tarafından standın ilgi konusu ürünü haline geldi. Standa Tahran Ticari Ateşesi ve Ekonomi Bakanlığından yetkililer
de ziyaret ederek, ürünler ve İran’da yapılan çalışmalar hakkında hakkında bilgi aldılar. İran’ da Makel ürünlerine yönelik kalite algısı yönünde son derece iyi imaja sahip olduğu gözlendi. Makel tarafından yapılan açıklamada bölgede gerçekleştirilen satış ve pazarlama faaliyetleri ile toptancı, elektrikçi, satış noktaları ve son kullanıcılara yönelik kalıcı birçok çalışmanın yapıldığını söylediler. İran’da 2015 yılından itibaren azalan taleplerin , 2016 yılı ikinci yarısında artışa geçtiğini bunda İran’nın Avrupa birliği ve Amerika ile yaptığı yeni açılımların etkisi olduğu gözlendi. İran ülkesine yaptırımların azaltıldığı ve birkaç yıl sonrada tamamen kaldırılacağı biliniyor. Bir çok Avrupa üretici firmasının yoğun ilgi ve katılımı görünüyor. Özellikle Çin, Almanya, İtalya, Fransa ülkelerinden çok sayıda katılımcının yer aldığı gözlendi.
MAKEL GRUP PRİZ KAMPANYASI’NA 01-30 Haziran tarihleri arasında düzenlenen Yeni Nesil Grup Priz Kampanyası’na satış noktalarından yoğun katılım oluştu. 5000 TL’lik ürün alan herkes 1.000 TL’lik Opet veya Teknosa çeki alma hakkı kazandı. Gerçekleştirdiği kampanyalar ile her dönem dikkat çeken Makel Şirketler Grubu Haziran ayında da boş durmadı. 01-30 Haziran tarihleri arasında yeni nesil grup priz ürünlerinden 5.000 TL’lik satın alım yapanlar ücretsiz teşhir standı ile 1.000 TL’lik Teknosa veya Opet çeki almaya hak kazandı. Makel gerçekleştirdikleri kampanya ile satış noktalarını hedef aldıklarını belirttiler. Makel yetkilieri oldukça yoğun katılımın gerçekleştiği kampanyadan memnun olduklarını ve başarı ile sonuçlandığını belirttiler.
44 Ağustos
2016
İran’ın başkenti Tahran’da 1215 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Uluslar arası İnşaat Fuarı’na katılan Makel Şirketler Grubu, Anahtar-Priz, Şalt ve Endüstriyel Ürünler, Akıllı Ev ve Otomasyon Sistemleri ile sıva üstü ve nemli yer ürünlerini tanıttı.
9$(67 6Ăľ/Ăľ.21 9( .2032=Ăľ7 8<*8/$0$/$5,
D 550 kVâ&#x20AC;&#x2122;a kadar Silikon Kompozit; Â&#x161; 7iaĂ&#x203A; l[ =[h]_ ĂŞpebWjÂ?hb[h_ Â&#x161; C[id[j ĂŞpebWjÂ?hb[h_ Â&#x161; 9_^Wp Eoka ĂŞpebWjÂ?hb[h_ D :[c_hoebk ĂŞpebWjÂ?hb[h_ D ;feai_ H[Â&#x201A;_d[Z[d ZW^_b_ l[oW ^Wh_Y_ ĂŞpebWjÂ?h" I<, =WpbĂ&#x203A; WoĂ&#x203A;hĂ&#x203A;YĂ&#x203A;" a[i_Y_ jÂ&#x201D;f ]Â?lZ[b[h_ D E= 7oĂ&#x203A;hĂ&#x203A;YĂ&#x203A; % LWakc JÂ&#x201D;fbÂ&#x201D; OÂ&#x201D;a 7oĂ&#x203A;hĂ&#x203A;YĂ&#x203A;
9$(67 6LOLNRQ YH .RPSR]LW 8\JXODPDODUĂł òPDODW YH 7LF $ Ä 7HO )D[ ( PDLO LQIR#YDHVW FRP WU :HE ZZZ YDHVW FRP WU
HABER
www.elektrikdergisi.com
EPDK PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLARIN RAPORLARINI YAYIMLADI
E
nerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Haziran 2016 Petrol ve LPG Piyasası Fiyatlandırma Raporu’nu yayımladı. Rapora göre, 95 oktan kurşunsuz benzinin litresi mayısta ortalama 4,47 liradan satılırken, geçen ay bu rakam 2 kuruş artışla 4,49 liraya yükseldi. Mayısta 3,73 lira olan motorinin litresi de haziranda 9 kuruş artarak ortalama 3,82 lira oldu. İstanbul Avrupa yakasında vergiler dahil 95 oktan kurşunsuz benzinin litresi haziranda 2,86 lirası vergi, dağıtıcı ve bayi marjı toplamı 46 kuruş olmak üzere ortalama 4,49 liradan satıldı. Haziranda İstanbul Avrupa yakasında motorinin nihai litre satışı 3,82 lira olurken, dağıtıcı ve bayi marjı 50 kuruş oldu. Mayısta aynı bölgede motorinin nihai litre satış fiyatı 3,73 lira olurken, dağıtıcı ve bayi marjı değişmedi. Raporda, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile Türkiye’deki 95 oktan kurşunsuz benzin ve motorinin vergisiz fiyatları da karşılaştırıldı. Buna göre Türkiye fiyatı, AB ortalama fiyatının benzinde 8 kuruş ve motorinde ise 9 kuruş üzerinde kaldı. Türkiye’de haziranda 95 oktan kurşunsuz benzinin vergisiz ortalama bayi pompa satış fiyatı 1,63 lira iken AB’de rakam ortalama 1,55 lira olarak hesaplandı. Aynı dönemde motorinin vergisiz ortalama bayi pompa satış litre fiyatı Türkiye’de 1,64 lira, AB’de ise ortalama 1,55 lira oldu. İstanbul Avrupa yakasında haziranda LPG’nin litresi 2,43 liradan satıldı. Dağıtıcı ve bayi marjı 62 kuruş oldu. Mayıs ayında LPG’nin litre fiyatı 2,42 lira, dağıtıcı ve bayi marjı ise 63 kuruştu. Haziran ayında LPG fiyatının yüzde 51,8’lik kısmı vergilerden, yüzde 20,1’lik kısmı ürün fiyatından ve yüzde 28,1’lik kısmı toptancı, dağıtıcı ve bayi marjından oluştu. AB ülkeleri ile Türkiye’deki LPG vergi oranları karşılaştırıldığında, AB’de en yüksek vergiyi yüzde 55,14 oranla Litvanya uygularken, Türkiye’de bu oran yüzde 51,80 oldu.
46 Ağustos
2016
İSTANBUL LIGHT’IN 10.’SU DÜZENLENİYOR
2
002 yılından beri Orta Doğu, Balkanlar ve Doğu Avrupa’nın Aydınlatma sektöründeki buluşma noktası IstanbulLight Uluslararası Aydınlatma Teknolojileri Fuarı ve Kongresi 29 Mart-1 Nisan 2017 tarihlerinde İstanbul Expo Center’da düzenlenecek. Fuara 200’ün üzerinde yerli ve yabancı firmanın ve 10.000 ziyaretçinin katılması bekleniyor. Fuarda standların yanı sıra yarışmalar, seminerler, forumlar ve paneller de gerçekleşecek. Bu etkinliklerin arasında Şehir Güzelleştirme Semineri, İnovasyon Yarışması, Mimarlar Paneli, Mağaza Aydınlatma Semineri ve Tasarımcıları Aydınlatma Forumu da yer alıyor.
DÜNYA ENERJİ KONGRESİ’NDE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ÜST DÜZEYDE
İ
stanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan Dünya Enerji Kongresi’nin güvenlik danışmanlığını Soufan Group üstlendi. Kongre sırasında herhangi bir sorun oluşmaması için çok sayıda tedbir alınacak. İstanbul’daki havalimanlarından Kongre Merkezi’ne kadar olan güzergahtaki otel, turist merkezleri ve diğer ilgili bölgelerde gerekli tüm güvenlik önlemleri gözden geçirildi. Kongreye katılanlar İstanbul’a geldiklerinde önceden belirlenmiş yerlerde karşılanacak ve Kongre Merkezi’ne servis araçları ile transfer edilecekler. Güvenlik incelemelerinin üst düzeyde tutulacak olması sebebiyle katılımcıların pasaportlarını ve kayıt bilgilerini içeren evraklarıyla birlikte toplantı bölgesine erken gelmeleri isteniyor.
HABER
www.elektrikdergisi.com
DİCLE ELEKTRİK DAĞITIM’DAN KAÇAK ELEKTRİK OPERASYONU
D
icle Elektrik Dağıtım ayda 1,3 milyon liralık kaçak elektrik kullanan fabrikalara operasyon düzenledi. Dicle Elektrik Dağıtım kaçak elektrik kullanımının yaklaşık yüzde 75’e ulaştığı şehirlere elektrik tedarik ediyor. Kurum, bunun önüne geçmek için 10 fabrikalık bir komplekse 500 bin liralık önleyici yatırım yaparak kullanılan elektriği kayıt altına aldı. Ayda 3 milyon kWH’nin üzerinde elektrik tüketen 10 fabrikalık sözkonusu kompleksin kullandığı elektriğin yüzde 95’inin kayıt dışı olduğu mahkemelerce tescillenmişti. Kullanılan kayıt dışı elektriğin değerinin ayda 1,3 milyın lira olduğu, ancak yalnızca 100 bin lira ödendiği ortaya çıkmıştı. Daha önceden de girişimlerde bulunan ancak sonuç alamayan Dicle Elektrik Dağıtım bu sefer komplekse polis eşliğinde giderek sorunu çözmek için adım attı. Polisle birlikte gittiğinde engelle karşılaşmayan kurum farbrikalarda bulunan elektrik sayaçlarını dışarıda olan trafolara aldı. Bu operasyonda 500 bin liralık kaçak önleyici yatırım yapıldı ve 3 kilometre uzunluğunda orta gelirim iletkeniyle 5 kilometre xlpe kablo kullanıldı. İletkenlerin taşınması içince 5 beton direk dikildi, 10 hücreli 2 beton köşk montajı yapıldı. Yapılan operasyonların sonucunda Dicle Elektrik Dağıtım yetkilileri kaçak elektrik kullanılmasına müsaade etmeyeceklerini ve kaçak elektrik kullandığı belirlenen işletmelerle ilgili geriye dönük yapılması gereken herşeyi yapacaklarını söylediler.
48 Ağustos
2016
ZORLU ENERJİ’NİN YENİ RÜZGAR ENERJİSİ SANTRALLARI DEVREDE Zorlu Enerji’nin Türkiye’deki ikinci rüzgar santral projesi olan Sarıtepe-Demirciler Rüzgar Enerjisi Santralleri (RES), tam kapasite elektrik üretimine başladı. 80,3 MW kurulu güce sahip iki santral, Osmaniye’nin Bahçe ilçesinde 100 milyon euro yatırımla faaliyete geçti. 80,3 MW kurulu güce sahip proje, Zorlu Enerji’nin, Türkiye’nin en büyük rüzgar santralleri arasında gösterilen 135 MW kurulu güçteki Gökçedağ RES’den sonra Türkiye’deki ikinci RES projesi oldu. Yalnız Türkiye’nin değil, Pakistan’ın da en büyük RES yatırımcıları arasında yer aldıklarını belirten Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, şunları kaydetti: “Osmaniye’nin Bahçe ilçesinde 100 milyon euro yatırımla kurduğumuz Sarıtepe - Demirciler RES ile birlikte yerli ve yenilenebilir enerjinin yurtiçi portföyümüzdeki oranı yüzde 67’ye yükselirken; rüzgarda Türkiye’de 215.3, Pakistan yatırımımızla birlikte ise toplam 271.7 MW’lık güce ulaştık.” Yerli ve yenilenebilir enerji alanında Türkiye’nin vizyonunu ileri taşıyan projeler geliştirdiklerini belirten Ak, tüm rüzgar projelerinde gönüllü karbon piyasasında işlem gören enerji projelerini derecelendiren standartlar arasında en itibarlısı olan “GoldStandard” sertifikasına sahip olmalarının bunun önemli bir yansıması olduğunu dile getirdi. Ak, “Yatırımlarımızda ekonomik sürdürülebilirlik kadar, toplumsal ve çevresel sürdürülebilirliği önemsiyor ve bunun gereklerini yerine getiriyoruz. Sektörümüz açısından da ilham verici olduğuna inandığımız projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz.” açıklamasında bulundu.
www.elexfuari.com
5. ELEKTRİK FUARI 6-9 EKİM 2016
İstanbul Fuar Merkezi (İFM)
HABER
www.elektrikdergisi.com
ABB’DEN SACE EMAX 2 VE EKİP GÜÇ KONTROLÜ FONKSİYONU İLE YÜK YÖNETİMİ
E
BELARUS’TA NÜKLEER SANTRALDE BÜYÜK KORKU Çernobil’in ardından ilk kez nükleer santral inşa edilen Belarus’ta inşaat sırasında 330 tonluk reaktör kabuğu yere düşürüldü. Çernobil’de yaşanan büyük facianın ardından Belarus’ta 30 yıldır ilk kez nükleer santral inşa ediliyor. Ancak inşaat sırasında reaktör kabuğunun düşürülmesi büyük paniğe yol açtı. Olay santralın bulunduğu Belarus şehri Astravets’te ve Litvanya’nın başkenti olan 50 kilometre uzaklıktaki Vilnius’ta da korkuya yol açtı. Enerji Bakanı Yardımcısı Mihail Mikhadyuk can güvenliği endişesi nedeniyle inşaatın bir süreliğine durdurulduğunu belirtti. Olayın gerçekleşmesinden iki hafta sonra Belarus Enerji Bakanı kazayı bizzat onayladı. Bölgede yaşayan siyasetçi Nikolay Ulaseviç de reaktör kabuğunun 2 ila 4 metre yüksekliğinden düştüğü bilgisini verdi.
50 Ağustos
2016
kip Güç Kontrol fonksiyonu sayesinde 400kW’a kadarki HVAC yükleri yılda yaklaşık 11.000 € tasarruf etmeyi sağlayacak şekilde kontrol edilebilir! ABB, İtalya, Bergamo’daki yeni binasında yeni bir gelişmiş otomasyon sistemi kullanıyor. Yeni sistemin hedefinin, şebekeden çekilen toplam gücü azaltarak maliyetlerden tasarruf etmek ve tüm elektrik sisteminin daha etkin çalışmasına fayda sağlamak olduğu söylendi. Elektrik tesisi, 4 adet OG/AG transformatör içeriyor ve her biri için giriş şalteri olarak Emax 1.2 açık tip devre kesici kullanıyor. Amaç, HVAC yüklerinin kolay ve otomatik bir yol ile kontrol edilmesi. Bunu yapabilmek için ABB, Ekip Güç Kontrol Fonksiyonunu geliştirdi. Bu fonksiyonun, halihazırda aşırı akım koruması için kullanılan elektronik koruma ünitesinin içine gömülü bir yazılım olduğu; dolayısıyla ne karmaşık kontrol sistemlerine ne de harici özel yazılımlara ihtiyaç olmadığı belirtildi. Sistemi hayata geçirebilmek içinse bu fonksiyona sahip, giriş şalteri olarak kurulu tek bir devre kesici yeterli oluyor. Böylece 4 adet olan ana Emax 1.2’den sadece birisi Ekip Güç Fonksiyonu ile donatılıyor. Bu, ayarlanan değişkenlere ve şebekeden çekilen toplam enerjiye göre (4 adet Emax 1.2 üzerinden geçen enerjinin toplamı) ne zaman ve hangi yükün devreden çıkarılacağına karar veren devre kesicidir. Ekip Link adlı özel haberleşme sistemi, yük tarafındaki cihazlara uzaktan komut gönderilmesini ve toplam güç tüketimini elde etmek için 4 ana Emax 1.2 arasındaki haberleşmeyi gerçekleştiriyor. Bu sistem panolar arasındaki kablajın, sadece bir Ethernet kablosu olacak şekilde sadeleşmesine olanak sağlıyor.
HABER
www.elektrikdergisi.com
“KALİTELİ ENERJİ ARZI İÇİN YATIRIMLAR SÜRECEK” GDZ Elektrik Dağıtım A.Ş, Manisa İli Akhisar İlçesine 3.5 milyon TL yatırım yaparak mevcut elektrik sistemini yeniliyor.
G
DZ Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Metin Demirdağ, Akhisar İlçesinde başlatılan yatırım çalışmalarını değerlendirdi. Kaliteli enerji arzı için yatırımın şart olduğunu ifade eden Demirdağ; “Akhisar son yıllarda büyük bir gelişim içinde. Akhisar’da tarım sektörünün yanı sıra, organize sanayi bölgesi de son derece hızlı gelişim gösteriyor. Artan nüfusun da bu gelişime katkısı büyük. GDZ Elektrik Dağıtım A.Ş. olarak Akhisar’ın gelişimini destekliyor, yatırımlar yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü kaliteli enerji arzı için yatırımların sürekliliği olmazsa olmaz” şeklinde konuştu. Yatırım çalışmalarını Manisa Büyük Şehir Belediyesi’nden alınan yasal izinlerle ve bölgedeki tüm alt yapı kuruluşlarıyla koordinasyon içinde yürüttüklerini belirten Demirdağ, “Bir başka kuruluşun alt yapısına zarar vermemek için çalışmalarımızı diğer kuruluşların yetkili gözetmenleri eşliğinde sürdürüyoruz” dedi. Çalışmaların hızlı, eksiksiz ve çevreye en az zarar verecek bir şekilde tamamlanması için sık sık yerinde denetleme yaptıklarını aktaran Demirbağ, şöyle devam etti: “Çalışmalar esnasında ister istemez halkımıza rahatsızlık vermiş oluyoruz. Yollar kazılıyor bölge esnafı ve hane halkı dükkanlarına evlerine girmekte zorlanıyor. Çalışmalar esnasında bize sabır gösteren herkese teşekkür ederiz. Yapılan yatırım çalışması ile ekonomik ömrünü doldurmuş şebekeleri, beton direkleri yenileyecek, büyük sorun oluşturan gerilim düşmelerinin önüne geçecek, elektrik direklerini emniyet mesafesi içine alacağız. 3,5 milyon TL’lik yatırımla gerçekleştireceğimiz çalışmaları ekim başında sonuçlandırmayı hedefliyoruz.”
SOLAR IMPULSE, UÇUŞUNU TAMAMLADI
S
olar Impulse, dünya çevresinde sadece güneş enerjisi kullanılarak gerçekleşen ilk uçuşu tamamlayarak tarih yazdı. Uçak, Kahire’den başlayan 48 saat 37 dakikalık son etabı bitirdikten sonra yerel saatle 04:05’te başlangıç noktası olan Abu Dabi’ye iniş yaptı. Bunun, “muazzam sembolik önemi olan, gerçek anlamda bir tarihsel başarı” olduğunu söyleyen ABB CEO’su Ulrich Spiesshofer sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu uçuş, öncü bir ruh ve temiz teknolojilerle dünyayı, yerküreyi tüketmeden de yönetebileceğimizi açıkça gösteriyor. Bertrand Piccard’ı, André Borschberg’i ve Solar Impulse ekibinin diğer üyelerini ABB’deki herkes adına kutluyorum. Bu önemli projeye katkı sunabilmiş olmak bizim için büyük bir gurur kaynağı.” Solar Impulse’ın pilotu Bertrand Piccard “Bu öncelikle yenilenebilir enerji ve temiz teknolojiler bakımından tarihsel bir olay” diye ifade etti. Projenin girişimcisi ve başkanı olan Piccard şunları ekledi: “Solar Impulse ve ABB, güçlerini birleştirerek, çığır açıcı inovasyonların güvenilir çözümlere nasıl dönüştürülebileceğini ve enerjinin daha temiz bir dünya yaratmak adına nasıl daha etkin biçimde üretilebileceğini ve depolanabileceğini göstermiş oldular.”
51 Ağustos
2016
HABER
www.elektrikdergisi.com
PANASONIC’TEN AKILLI ŞEHİR PROJESİ Malatya Büyükşehir Belediyesi, yeni geliştirdiği projelerle yenilenebilir enerji üssü haline gelmek istiyor. Daha Çöpgaz Elektrik Santralı ile Bakım İstasyonu Güneş Enerji Santralı’nda elektrik üreten Büyükşehir Belediyesi, çalışmaları devam eden Malatya Çevre Entegre Tesisi’nden sonra şimdi de iki HES, üç GES ve bir RES projesi hazırladı.
B
üyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı tarafından verilen bilgilere göre, Malatya Büyükşehir Belediyesi 2016 ve 2017 yıllarında yenilenebilir enerji alanında önemli projeler gerçekleştirecek. Su, güneş ve rüzgardan elektrik üretimi ile ilgili olarak 6 adet proje uygulanacak.
İKİ HES 7 MW ELEKTRİK Malatya Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı tarafından ana isale hattı üzerinde kurulması planlanan iki hidroelektrik santralının proje ihalesi yapılarak, çalışmalarda sona gelindi. MASKİ isale hattı projesinin netleşmesinin ardından MOTAŞ tarafından gerçekleştirilecek olan 3.6 MW gücündeki iki HES tesisinde yıllık 27.150.000 kW/h üretim hedefleniyor.
ÜÇ GES 11 MW ELEKTRİK Yılboyu güneşten uzun süre faydalanan Malatya’da, güneşten elektrik üretimi için yine Büyükşehir Belediyesi tarafından üç proje hazırlandı. Şehir Mezarlığı mevkiinde 60 bin ve 120 bin metrekarelik alanlarda hazırlanan proje kapsamında; toplamda 9 MW elektrik üretimi hedefleniyor. Dağıtım şirketinden çağrı mektubu alınarak gerekli projelerin TEDAŞ Genel Müdürlüğü’ne sunulduğu GES’ler ile ilgili çalışmalar devam ederken, 2017 yılında en az birinin tamamlanarak hizmete sunulması hedefleniyor. Büyükşehir Belediyesi ayrıca Trambüs Bakım İstasyonu üzerine kurduğu Güneş Enerji Santralı’ndan yüksek verim alınması üzerine Hal binası çatısı üzerine de GES kurulması için çalışmalar yapıyor. 17.000 metrekarelik çatıya 2 MW gücünde GES tesisi kurulumu için dağıtım şirketine gerekli başvurular yapılırken, bu üç GES projesinden yıllık toplam 40 milyon kW/h elektrik üretilebileceği belirtildi.
52 Ağustos
2016
RÜZGAR ENERJİ SANTRALI Malatya’nın en çok rüzgar alan bölgelerinden olan Arapgir ilçe merkezinde iki farklı bölgede rüzgar enerji santralı kurulacak. Fizibilite çalışmalarının tamamlandığı RES projesi ile ilgili olarak dağıtım gerekli başvuruların yapılacağı ve her iki RES projesinden toplamda 8 MW elektrik üretiminin hedeflendiği kaydedildi.
ÇÖPGAZDAN YILLARDIR ELEKTRİK ÜRETİLİYOR Malatya Büyükşehir Belediyesi yenilenebilir elektrik üretiminin ilkini Orduzu bölgesindeki eski çöp alanında kurduğu Çöpgaz Elektrik santralında gerçekleştirdi. Burada kurulan elektrik santralında 2 MW’ın üzerinde elektrik üretilirken, ayrıca yapım çalışmaları devam eden Malatya Çevre Entegre Projesi’nde de 10 MW’ın üzerinde elektrik üretiminin yapılacağı belirtildi.
HABER
www.elektrikdergisi.com
3. BOĞAZ KÖPRÜSÜNÜN KESİNTİSİZ ENERJİSİ FG WİLSON’A EMANET İstanbul Boğazı’na yapılan dev yatırımla inşa edilen Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün enerji ihtiyacını FG Wilson jeneratörleri sağlayacak. Tüm dünyadaki asma köprüler arasında en geniş, en yüksek kuleye sahip ve üzerinde raylı sistem olan köprüler arasında dünyanın en uzun asma köprüsü olan 3. Boğaz Köprüsü’nün enerji ihtiyacına FG Wilson Türkiye ekibi can verecek.
D
ünyanın da önde gelen markası FG Wilson Jeneratör Sistemleri özellikle global ve büyük yatırımlarda tercih ediliyor. FG Wilson marka jeneratör sistemleri kadar FG Wilson Türkiye ekibinin satış öncesi ve satış sonrası müşteri memnuniyeti odaklı çalışma prensibi de jeneratör sistemlerinin kesintisiz çalışmasını temin ediyor.
KITALARARASI KESİNTİSİZ ENERJİ FG Wilson Türkiye ve Bölge CEO’su Köksal Er: “Türkiye’nin son dönemlerdeki en büyük yatırımlarından biri olan Kuzey Marmara Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü, kıtalararası hayatın sürekliliğine katkı sağlayacak. Böyle bir projede enerji ihtiyacının sorunsuz ve kesintisiz sağlanması ulaşımın konforu için hayati
öneme sahiptir. Kuzey İrlanda – Belfast’taki Mükemmeliyet Merkezimizde test ettiğimiz, global standarttaki jeneratör sistemlerimizle Yavuz Sultan Selim Köprüsünde hayatın kıtalar arasında kesintisiz işlemesini FG Wilson jeneratörleriyle sağlamaktan gurur duyuyoruz. Markamız, Yavuz Sultan Selim Köprüsünün enerji ihtiyacının kesintisiz temininin garantisidir.” dedi.
Dünyanın İlk Ekolojik Solar Adası
Ç
ok sayıda ve verimsiz çalışan kömür santralleri ile uzun yıllardır hem kendi vatandaşlarını hem de dünyayı "zehirleyen" Çin, son zamanlarda ekoloji adına önemli projelere imza atmaya başladı. Geçen hafta 63GW güneş enerjisi santrali kurulu gücüne ulaşan Çin'den bu sefer ilginç bir mimari proje haberi geldi. Foster + Partners, Morphosis, UNStudio gibi dünyaca ünlü mimarlık ofisleri tarafından tasarımı yapılacak 250 hektarlık ekolojik adanın elektrik ihtiyacının ağırlıklı olarak güneş enerjisinden sağlanması hedefleniyor. Haikou körfezinde inşaatı başlayan projenin ekolojik bir turizm merkezi olarak hizmet vermesi hedefleniyor.
53 Ağustos
2016
HABER
www.elektrikdergisi.com
Uedaş, SCADA Projesi ile arızalara uzaktan müdahale edebilecek Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da 2,7 milyon aboneye elektrik dağıtım hizmeti veren Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş., tüm ölçüm, izleme ve kumanda faaliyetlerini 24 saat kesintisiz izlemeye olanak sağlayan SCADA Projesi’nin ilk fazını devreye aldı.
U
ludağ Elektrik Dağıtım A.Ş. (UEDAŞ); Entegre Bilişim Sistemleri kapsamında 2014 yılının Haziran ayında başladığı SCADA projesinin ilk fazını tamamladı. Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova illerini kapsayan proje ile tüm ölçüm, izleme ve kumanda faaliyetleri ilgili bölgeye gitmeden 24 saat kesintisiz gerçekleştirmek mümkün olabilecek. SCADA ile birlikte UEDAŞ, 290 noktadaki arızalara uzaktan müdahale edebilecek.
KESİNTİ AZALIYOR SCADA sistemi sayesinde tüm ana istasyonlar uzaktan izlenebiliyor olacak ve enerji dağıtım sistemlerinde oluşabilecek arızalara; bölgeye gitmeden anında müdahale edileceği için, arıza kesintileri daha kısa sürecek. Ayrıca, saha ekiplerinin istasyonlara girme zorunluluğu ortadan kalkacağı için iş güvenliği açısından oluşabilecek riskler de en aza inecek.
YATIRIM BEDELİ 30 MİLYON SCADA projesinin 2018 yılına kadar Coğrafi Bilgi Sistemleri ile entegre olacağını söyleyen Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Mesut Efe, “SCADA projesinin ilk fazı kapsamında Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da toplam 290 dağıtım merkezi devreye girdi. Projenin ilk
54 Ağustos
2016
fazı için 20 milyonluk yatırım yapıldı. 2018 yılı sonunda tamamlanacak ikinci faz çalışmaları için de 10 milyon liralık yatırım yapılacak. Böylelikle toplamda 30 milyonluk yatırım yapılacak” dedi Bölgedeki trafoların yaklaşık yarısının Bursa’da olduğunu söyleyen Efe, bu trafoların tümünü ilerleyen zamanlarda SCADA sistemine dahil edeceklerini belirtti. Efe, “Örneğin bir hat üzerindeki elektrik direklerinden ya da kablolarından biri hasar gördüğünde sistem alarm verecek. Nerede hangi arıza var sistem bunu bize gösterecek ve biz de arızanın olduğu yere yakın olan ekibimizle iletişime geçeceğiz. Böylelikle zaman kaybetmeden arıza giderilmiş olacak” şeklinde konuştu.
ABONELERE ARIZA MESAJI SCADA ile birlikte entegre olacak Coğrafi Bilgi Sistemi sayesinde elektrik kesintisinden etkilenen aboneler mesaj yoluyla bilgilendirilecek. Konuyla ilgili bilgi veren Efe, “Örneğin bir kamyon elektrik direğine çarptı ve elektrikler kesildi. Bu elektrik kesintisinden etkilenen abonelerimizin cep telefonlarına ‘Kamyon çarpması sonucu elektrik direği hasar gördüğü için elektriğiniz kesildi. Şu anda arıza gideriliyor’ şeklinde mesaj gidecek. Böylece vatandaş elektrik kesintisinin neden kaynaklandığını öğrenecek. Aksi takdirde aboneler elektrik kesintisini bizim yaptığımızı düşünüyor” ifadelerini kullandı.
HABER
www.elektrikdergisi.com
EATON’UN YENİ GÜÇ DAĞITIM ÇÖZÜMLERİ, BT KURULUMLARINDA ESNEKLİĞİ ARTIRIYOR
E
aton, özellikle BT yöneticilerinin, birleşik ve bütünleşik (hyperconverged) altyapı kümeleri (stack) ve küçük BT uygulamalarındaki akıllı güç dağıtımını optimize etmesine yardım etmek için tasarlanmış olan, yeni bir 1U ve 2U raf güç dağıtım birimleri (ePDU) yelpazesini çıkardı. EMEA bölgesindeki (Avrupa, orta Doğu ve Afrika) müşteriler için hazır olan yeni ePDU ürün yelpazesi, küçük BT raflarını kullananların, güç yönetimi şirketinin dikey 0U ePDU’ları ile ilişkili önceki iyileştirilmiş verimlilik, düşük maliyet ve geliştirilmiş iş sürekliliği gibi faydalardan yararlanmalarını amaçlaıyor. Eaton EMEA ePDU Ürün Müdürü Matthieu Jaeger, “Etkin güç yönetimi, bugünün BT ortamlarında çok önemlidir, ancak şimdiye kadar küçük raflarda esnek güç dağıtımı sağlamak sorun olmuştu. Yeni 1U ve 2U ePDU’larımız, bu uygulamalar için kullanışlı ve kapsamlı bir çözüm sunuyor. Bunlar, son 0U ePDU’larımızda bulunan ve oldukça popüler olan yenilikçi özellikleri bir araya getiriyorlar, bu özellikler arasında standart IEC fişlerinin kaza ile yuvalarından çıkmasını engelleyen fiş koruma özelliği de yer alıyor. Bu yeni ePDU’ların BT profesyonelleri için birçok rack entegrasyonu sorununu ortadan kaldıracağından eminiz” dedi. Yeni ePDU’lar, 0U ePDU’ların kullanımına izin verecek kadar yüksek olmayan raflardaki uygulamalar için akıllı güç dağıtım çözümleri sağlıyor. Ayrıca arkadan erişimin mümkün olmadığı duvara monte edilen kabinlerde kullanılmaya da uygunlar. Yeni ePDU’ların hepsi bir fiş koruma özelliğine sahipler ve 60ºC’ye kadar yüksek ortam sıcaklıklarında çalışmak için oldukça uygunlar, bu nedenle yüksek sıcaklıktaki BT ortamlarında kullanılabiliyorlar. Temel ve Ölçülü modeller şu anda hazırlar, Anahtaranabilir (Switched), Çıkışları ölçümlenebilen (Metred Outlet) ve Yönetilen (Managed) modelleriyse bu yılın sonunda ürün yelpazesine katılacaklar. Ağ maliyetlerini en düşük
seviyeye indirmek için sekiz adede kadar ePDU tek bir IP portu ve IP adresinden papatya bağlantısı şeklinde haberleşebiliyor. Kontrol modülleri için ‘hot-swap’ özelliği var, yani kontrol modülleri kesinti oluşturmaksızın değiştirilebilir veya yenilenebilirler. Yeni ePDU’ların ölçülü sürümleri faturalama seviyesinde ± 1% doğruluk sağlıyor, bu da enerji kullanımının izlenmesini kolaylaştırıyor. Yeni ürün yelpazesi, toplu konfigürasyon ve toplu güncelleme yapabilmeyi destekliyor, böylelikle yönetim ve servis süresini azaltıyor ve genel verimliliği artırıyor. Eaton’un sanallaştırılmaya hazır Akıllı Güç Yönetimi (Intelligent Power Manager IPM) yazılımı ile birlikte yeni ePDU’lar, bir sanallaştırma kontrol panelinden kolaylıkla izlenip yönetilebilirler. ePDU’lar Eaton Çevre İzleme Algılayıcısı (Environmental Monitoring Probe - EPM) gibi isteğe bağlı algılayıcılarla kullanıldığında, aşırı sıcaklık veya nem gibi çevresel uyarıları takip edebilir ve felaketten kurtarma politikalarını başlatabilirler, bunlar sanal sunucuların yedek bir merkeze taşınmasını veya kritik görevli yükleri korumak için sistemin otomatik olarak zararsız bir şekilde kapanmasını da içeriyorlar. ePDU’ların özelleştirilmiş sürümleri de, özel kullanıcı gereksinimlerini karşılamak üzere sağlanabilir. ePDU’ların hepsi EMEA bölgesinde üretilirken, hızlı teslimat ve müşteri isteklerine hızlı yanıt garanti edilmektedir. Eaton’un raf PDU’ları hakkında daha fazlasını öğrenmek için www. eaton.eu/epdu, güç kalitesi çözümleri hakkında daha fazlasını öğrenmek için, www.eaton.eu/ powerquality web sitesi ziyaret edilebilir.
55 Ağustos
2016
ELEKTRİKTARİHİNdEYOLCULUK OSMAN BAHADIR
Cumhuriyet döneminde ilk elektriklendirme hamleleri:
1925’te Trabzon Elektrik Şirketi’nin ve 1929’da Visera Elektrik Santrali’nin kurulması
1
925’te kurulan Trabzon Elektrik Şirketi, Cumhuriyet’in ilk yıllarında özel teşebbüs tarafından gerçekleştirilen büyük çapta ilk elektrik üretimi girişimlerinden birisidir. Anadolu’da ve tamamen Trabzonlu tüccarlar tarafından kurulmuş olması da tarihsel bakımdan önem kazanmasına neden olmuştur. Cumhuriyet’in ilk yıllarında şehirlerde elektrik üretimini ve dağıtımını gerçekleştiren şirketler genellikle yabancı şirketlerdi. İstanbul, Ankara ve Adana gibi büyük şehirlerdeki elektrik işletmeleri yabancı sermayenin elindeydi. Bu nedenle erken dönemde Trabzon, Kayseri ve Malatya gibi şehirlerde Türk sermayedarlar tarafından elektrik anonim şirketlerinin kurulması önemli bir gelişmeye işaret ediyordu. Trabzon Ticaret Kulübü ve şehrin önde gelen tüccarları, Trabzon Belediyesi’nin de katılımıyla 1 Mart 1924 tarihinde bir elektrik şirketinin kurulması için müteşebbis heyeti oluşturdular. Müteşebbis heyetinin ilk toplantısı 10 Mart 1924’te yapıldı ve bu toplantıda şirketin bazı esasları tespit edildi, para kaynakları oluşturuldu ve Adana ve Mersin gibi şehirlerin elektrik tesisatını hazırlayan elektrik mühendisi Ribeau’nun teknik müdür olarak çağrılmasına karar verildi. Temmuz ve Ağustos aylarında araştırmalarını sürdüren mühendis Ribeau, Trabzon şehrine 38 kilometre mesafedeki Visera suyu üzerindeki şelalenin hidroelektrik tesisatı için en uygun yer olduğuna karar verdi. Elektrik şirketinin ve fabrikasının kurulması için yapılan hazırlıklardan
56 Ağustos
2016
sonra 23 Ağustos 1924 tarihli bir yazıyla Nafıa Vekaleti’ne başvurularak Trabzon ve Akçaabat’ı elektrikle aydınlatmak ve Trabzon ile Akçaabat arasında elektrikli tramvay hattı kurmak için şirket imtiyazı istendi. İstenilen imtiyaz süresi 99 yıldı. 1924 yılı Kasım ayı başlarında şirketin kuruluşuna ilişkin şartname ve mukavelename hazırlandı ve Nafıa Meclisi tarafından uygun görülmesi üzerine Vekiller Heyeti’nce 30 Kasım 1924’te Trabzon Elektrik Türk Anonim Şirketi’nin kuruluşu onaylandı. Şartname’ye göre fabrika en az 500 kilovatsaat elektrik üretecek ve şehrin caddelerini aydınlatmak amacıyla Trabzon için 80 ve Akçaabat için 10 lamba şirket tarafından ücretsiz yakılacaktı. Ancak şirketin imtiyaz süresi 60 yıl olarak kabul edilmişti. 30 Kasım tarihli kararnamenin altında Reisicumhur Gazi Mustafa kemal imzası bulunuyordu. Mühendis Ribeau’nun birçok usulsüz işlemler ve çalışmalar yapması yüzünden daha sonraki gelişmeler aksayarak yürüdü ve elektrik üretimi çalışmaları gecikti. 1925 yılında Trabzon’daki santralın inşası tamamen, Akçaabat’taki ise kısmen bitmiş durumdaydı. Avrupa’dan 2 türbin, 2 alternatör, 6 transformatör ve 3000 fincan siparişi yapılmıştı. Havai hat için 10 kilometrelik bir mesafede 270 direk dikildi. Çalışmaların istenildiği gibi yürümemesi üzerine 1927 yılında mühendis Ribeau’nun işine son verildi ve 21 Temmuz 1927’de (Alman) Bergman Elektrik Tesisatı Şirketi ile yeni bir antlaşma imzalandı. Tesisatın geri kalan kısmının 81.000 Amerikan Doları karşılığında bu şirket tarafından
yapılması kararlaştırıldı. Karşılaşılan birçok başka aksaklıklardan sonra nihayet 15 Eylül 1929 tarihinde, yani yaklaşık beş yıl süren zor bir inşa sürecinden sonra Trabzon ve Akçaabat şehirleri elektrikle aydınlatıldı. Ülkemizde su kaynağından elde edilen ve 35 kilometrelik hava hatlarıyla iletilen ilk büyük ölçekli elektrik üretimi olması bakımından Trabzon elektriğinin tarihsel bir öncülüğü ve önemi vardır. Tamamen yerli girişimciler tarafından kurulmuş olan Trabzon Elektrik şirketi, kuruluşundan itibaren hükümetlerin ve Atatürk’ün desteğini aldı. Şirket faaliyete geçmeden önce Trabzon’da sanayi olarak kol gücüne dayanan geleneksel dokuma kolları ve mazotla çalışan motorlara bağlı küçük işletmeler varken, şirketin elektrik üretmesiyle birlikte daha büyük sanayi kolları için imkan doğmuştu. Elektriğin gelişinden önce şehirde 30 civarında atölye varken, elektriğin gelmesinden kısa bir süre sonra atölyelerin sayısı 65’e çıkmıştır. Ayrıca elektrik enerjisinden faydalanan birçok fındık kırma makinesi faaliyete sokulmuştu. Elektrik sayesinde kamyon karoserciliği, otomobil tamirciliği gibi yeni iş kolları da açıldı. Şirket, faaliyetinin ilk beş ayı içinde 1000’e yakın abone kaydetmişti. Şirket, imtiyazının belediyeye devredilerek feshedildiği 1 Ağustos 1942 tarihine kadar şehre elektrik sağlayan tek kaynak oldu. Visera Elektrik Santrali, 1971’de Türkiye Elektrik Kurumu’na devredildi. 2010 yılında ise bir özel şirkete satıldı. Böylece Visera Elektrik Santrali, birkaç kez el değiştirdikten sonra tekrar özel teşebbüsün eline geçmiş oldu.
"Bir Visera Mühendisinin Acıklı Öyküsü" Olay kısaca şöyle, 13 yaşında eğitim için Hannover’e gönderilen çocuk, doğduğu kente, İstanbul’a Elektrik Müh. olarak dönüyor. Arkasından 1927’de nişanlandığı iyi bir yüzücü olan Elisabeth de İstanbul’a geliyor, evleniyorlar. Elisabeth Memduha adını alıyor. O sıralarda Trabzon’da kurulmuş özel teşebbüs Visera Elektrik şirketi faaliyette, soyadı yasası da çıkmış, Elek. Müh. Ahmet Arslan bu şirkette çalışmaya başlıyor. Trabzon’da sevilen bir ikili oluveriyorlar.
İki kızları oluyor, Lamia ve Leman, Leman ve İnönü Atatürk 1930’da Trabzon’a gelişinde ve sonrasında şirketle bizzat ilgileniyor.
Bu ziyaret öncesi,Memduha Arslan, Trabzon Atatürk Köşkü için bir avize ve perdeleri hazırlıyor. Fotoğrafta Memduha Hanım Atatürk Köşkü önünde Renkli fotoğrafta Memduha Hanım Atatürk Köşkünde 1930’larda yaptığı avize ile...
57 Ağustos
2016
Ancak şirketin mali yapısı iyi değil, çözüm oluşturamıyorlar.1935’te Başbakan İnönü doğu gezisinde Rize’den Trabzon’a geçiyor, Belediye başkanından şirket hakkında bilgi alıyor ve Visera şirketini ziyaret ediyor. Fotoğrafta, İnönü Ahmet Arslan’dan bilgi alırken...
11 Şubat 1936 tarihli gazeteler, korkunç bir kasırganın İstanbul’da ciddi hasara yol açtığını, yüzlerce deniz aracının battığını, Unkapanı Köprüsünün parçalandığını yazıyor. Bu kasırga, Karadeniz sahillerini vura vura ertesi gün, 12 Şubat 1936 Çarşamba günü Trabzon’a varıyor, iskelesi olmayan Trabzon’a gelen gemiler, açıkta demirler, yolcu ve yüklerini ufak araçlarla sahile gönderip alırlarmış. Limanda demirli İzmir vapurunda, arkadaşlarını uğurlamaya gelen Ahmet Arslan ve 11 kişi, dönüş için küçük bir tekneyle sahile doğru yola çıktıklarında, kasırga patlar ve tekneden üç kişi sağ kurtulur. İyi bir yüzücü ve sporcu olmasına karşın, Ahmet Arslan kurtulamayanlar arasındadır, cenaze bulunamaz.Gazetelerde,zamanın Başbakanı ve Visela ile ciddi ilgilenen İsmet İnönü’nün mesajını yayımlarlar:” Mühendis Arslan ile arkadaşlarına çok acıdım. Hep başınız sağ olsun”
Torun Ahmet, Annesi Lamia Memduha Hanım, 6 yıllık Trabzon macerasından sonra Almanya’ya dönmez, kızlarını İstanbul’da büyütür yetiştirir, torunlarındanbiri, dedesinin adını taşımaktadır. Memduha Hanım, eşinin ölüm yıldönümlerinde Trabzon’da gider, denize çelenk bırakırmış.1995 yılında 87 yaşında hayatını kaybeden Memduha (Elisabeth) Arslan, Gebze Eskihisar’da Osman Hamdi Bey müzesi arkasındaki mezarlıkta yatmaktadır. Yararlanılan Kaynak:
Murat Küçükuğurlu, “Cumhuriyet Devrinde Bir Milli Sanayi Örneği: Trabzon Elektrik Türk Anonim Şirketi’nin Kuruluşu”, Uluslararası Karadeniz İncelemeleri Dergisi, s.91-116, 2012, Trabzon. Bu yazımızda yararlandığımız kaynağa ulaşmamızı sağlayan elektronik ve haberleşme mühendisi ve EMO İstanbul Şubesi eski başkanlarından Sayın Ahmet Uzunkaya’ya çok teşekkür ederiz.
58 Ağustos
2016
ANKARA MEKTUBU Tuncay Derman, Ağustos 2016
ENERJİ’NİN HAL-İ PÜR MELÂL-İ “Hal-i pür melâl”, Osmanlıca’dan dilimizde kalmış, günümüzde yaygın kullanımı olmayan bir deyim. Günümüz Türkçesi’ne “Hüzün veren durum” diye çevrilebilir. Bu deyimi, Enerji’ye uygularsak “Enerji sektörümüzün hüzün veren hali”nden söz etmiş oluyoruz. Bu eski ilginç deyim nereden aklımıza geldi? Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) eski çalışanı bir meslektaşımızın1 İnternet “Enerji Platformu”unda yayımlanan 28 Mayıs 2016 tarihli notunda öne çıkardığı Enerji Sektörü’nde iyi gitmediğini savladığı işler üzerine 2000 yılında kaleme aldığı ilginç metin ilham kaynağımız oldu. Başlığı “Enerji Sektörümüzün Hal-i Pür Melâl-i Üzerine Notlar” olan 12 Mayıs 2000 tarihli bu metnin sadece girişindeki iki paragrafını aşağıda veriyorum. “Enerji ateştir, dokunanı yakar. Ama beylerimiz on yıllardır enerji sektörünü şaka zannettiler, orasından burasından didikleye didikleye it dalamış keçiye çevirdiler. 1987 yılı Mayısında Genel Müdür Ayhan Erkan’ın ölümünden bu yana TEK’in (1994’den sonra TEAŞ) başına getirilen Genel Müdürlerin isimleri şöyle: Remzi Yücebaş (Et Balık Kurumu’ndan), Muhittin Babalıoğlu (nasılsa TEK’ten), Behiç Arıkan (ENKA’dan), Birkan Erdal (Devlet Demiryolları’ndan), Sedat Yıldız (Çimento’dan, öncesi Azot Sanayi’inden), Mustafa Turhan (DPT’den, Meteoroloji Mühendisi), Afif Demirkıran (DPT’den, Maden Mühendisi), Zeki Köseoğlu (Türkiye Kalkınma Bankası’ndan, merhum Turgut Özal’ın yeğeni Yetim Hüsnü’nün
bacanağı, Maden Mühendisi), Muzaffer Selvi (TEAŞ’tan).” Bu tabloya TEK’den sonra 2000 yılına kadar TEDAŞ’ın başına gelen genel müdürleri de biz ekleyelim: Mehmet Bozdemir (Başbakanlıktan), İsmail Ayvalı (TEAŞ’dan), Erdal Coşkun (Ulaştırma Bakanlığı’ndan, devamında özel sektörden), Mustafa Öztürk ( Pendik Tersanesi’nden) ve Kadir Ramazan Coşkun … Not’a devam edelim. “Bu tabloya bakılınca ilk görülen TEK ve TEAŞ’da 13 yılda 9, (TEK ve TEDAŞ’da yine 13 yılda 10) genel müdür değiştiğidir. Demek ki TEK’de, TEAŞ’da (ve TEDAŞ’da) bir genel müdürün ömrü ortalama 1,5 yıldan azdır. Üstelik her gelenin, bir ikisi haricinde hepsi de enerji sektörüyle ilgisiz yerlerden geldikleri için, ciro ve çalışan sayısı olarak, değil Türkiye’nin, Avrupa’nın en büyüklerinden biri olan bu dev kuruluşu daha tanımaya bile fırsat bulamadan sepet havası olmuşlardır. Bir genel müdürün icraatı en az 3-5 yıl sonra meyvelerini verebilir. Demek ki, özellikle TEAŞ (ve TEDAŞ’da) hiçbir genel müdürün, yaptıklarının sonucunu görmeye ömrü vefa etmemiştir. Bu durum artık gelenekselleştiği için ve hesap verme mecburiyeti de bulunmadığından, iş başına gelenler kuruluşu düzeltmekten ziyade bu kısa sürede yevmiyeyi doğrultmayı daha akıllıca bulmuşlardır.” Yukarıdaki not dışında TEK ve TEDAŞ Genel Müdürleri bilgilerini günümüz TEDAŞ’ı tarafından yayımlanmış olan “TEK’den TEDAŞ’a Genel Müdürlerimiz” başlıklı lüks baskılı albümden aldım. Bu albümdeki Genel Müdür
bilgileri TEK’in kuruluşundaki ilk Genel Müdür (rahmetli) İbrahim Deriner’den günümüze -kısa süre önce görevinden ayrılan (albümdeki son) Genel Müdür Mükremin Çepni’ye- kadar fotoğraflı olarak bir süre önce yukarıda sözünü ettiğim İnternet Enerji Platformu’nda yayımlandı. Tabii eleştiri de aldı. İzleyicilerin bir bölümü kısa sürelerle Genel Müdür vekilliği görevine getirilenlerin albümde yer almaması gerektiğini savundular. Ben de Genel Müdür vekillerini yukarıdaki listede göstermedim. TEK, yani Türkiye Elektrik Kurumu, Elektrik enerjisinde dağınık hizmetlerin tek elde toplanması, diğer bir deyişle hizmette tekel tesisi amacıyla 1970 yılı Temmuz’unda 1312 sayılı yasayla kuruldu ve aynı yılın Ekim ayında faaliyete geçti. Ancak kuruluştaki tekel amacı, siyasetçilerin direnişiyle kanunda bazı kuruluşların (DSİ, İller Bankası, Belediye Elektrik İşletmeleri) TEK dışında bırakılması sonucu gerçekleştirilemedi. Böylece Elektrik dağıtım hizmetlerinin yatırım ve işletme olarak büyük kısmı ve hidroelektrik üretim yatırım hizmeti TEK dışında kalmış oldu. Dolayısıyla ilk aşamada hizmette bütünlük, tekel sağlanamadı. Buna rağmen TEK, özellikle ilk 10 yıllık ve onu izleyen ikinci 10 yıllık süreçte çok başarılı işlere imza attı. Türkiye Ulusal Elektrik Sistemi’nin (Enterkonnekte Sistem) ülkenin tüm köylerini de kapsayacak biçimde tamamlanmasını başardı. Kuruluşunu izleyen 12. yılda (12 Eylül askeri ülke yönetiminde) yeni bir yasa ile başlangıçta verilmeyen tekel yetkisine de kavuşturuldu. Ancak
59 Ağustos
2016
“HAL-İ PÜR MELÂL”, OSMANLICA’DAN DİLİMİZDE KALMIŞ, GÜNÜMÜZDE YAYGIN KULLANIMI OLMAYAN BİR DEYİM. GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ’NE “HÜZÜN VEREN DURUM” DİYE ÇEVRİLEBİLİR. BU DEYİMİ, ENERJİ’YE UYGULARSAK “ENERJİ SEKTÖRÜMÜZÜN HÜZÜN VEREN HALİ”NDEN SÖZ ETMİŞ OLUYORUZ
bu tekel çok kısa sürdü. İki yıl sonra Turgut Özal’ın meşhur 3096 sayılı yasası Elektrik Sektörü’nü kamudan sonra özel sektöre de açınca kamu hizmeti de, kamu tekeli de tarih oldu. Nitekim bundan sonra bölünmeler başladı. TEK 1994’te ikiye, 2001’de bölünmüş parçalarından biri yeniden üçe bölünerek 4 ayrı kamu kurumu (anonim şirket) haline getirildi. TEDAŞ, TEAŞ (TEİAŞ), EÜAŞ ve TETAŞ böyle doğdu ve günümüze kadar gelebildi.2 Bu kamu kurumlarından elektriğin yurt çapında dağıtım hizmetleriyle görevli TEDAŞ, bölünmeden bir süre sonra varlıklarının serbestleştirileceği (özel sektöre devredileceği) ge-
60 Ağustos
2016
rekçesiyle, ilgili olduğu Enerji Bakanlığı’ndan alınıp Özelleştirme İdaresi’nin kontrolüne geçirildi. Geçen zamanda TEDAŞ’ın 20 dolayında elektrik dağıtım bölgesi günümüz siyasal iktidarı döneminde serbestleştirildi (özelleştirildi). Varlığı gerçekte kalmayan, bir zamanların elektriğin kamu hizmet görevlisi TEDAŞ ise bekleme odasında varlığını korumayı sürdürüyor. Meclisteki çok eleştiri alan son torba kanunla özelleştirilmesine öncelik verileceği anlaşılıyor. Aslında özelleştirilmesi değil, kapatılması gerekiyor. Özelleştirilse, özel haliyle ne görev yapacak ki? Günümüzde TEİAŞ, Türkiye Ulusal
Elektrik (İletim) Sistemi işletme faaliyetlerini yürütüyor. Bu kurumun önemi büyük. Genellikle dünyada olduğu gibi uluslararası bağlantıları da olan Ulusal Elektrik İletim Sistemi (Enterkonnekte Sistem)’nin kamuda hizmete devamı özellikle elektrik enerjisi konusunda ülke güvenliği bakımından yüksek önemde olduğundan, bu kurumun serbestleştirilmesi -şimdilikdüşünülmüyor. Umarım, bu gidişle ülkede özelleştirilecek kamu varlığı kalmayınca, bu kritik önemdeki kamu kurumuna da özelleştirme sırası gelmez. Elektriğin üretim kamu hizmet görevlisi EÜAŞ, 2000’li yılların başından
beri kayda değer yeni elektrik üretim yatırımı yapmıyor. O da bekleme odasında varlığını sürdürmekle meşgul. Elektriğin ticaretiyle ilgili kamu hizmet görevlisi TETAŞ’ın durumu da TEDAŞ ve EÜAŞ’dan farklı değil: Bu üç kamu kurumu varlıklarını bir biçimde sürdürüyorlar. 2001 yılının hemen başında Enerji Serbest Piyasası yasaları peşpeşe çıkarıldı. Elektriğin özellikle üretim ve dağıtımı, tabii ticareti de bütünüyle serbest piyasaya geçmiş oldu. Serbest piyasanın başına da onu kamu adına düzenleyip denetleme göreviyle EPDK geçirildi.3 EPDK sadece elektrik serbest piyasasının değil, doğalgaz ve petrol serbest piyasalarının da başında tek yetkili kurum. Bundan neredeyse yarım yüzyıl önce koordinasyon malûlü duruma son verilmesi için özellikle elektrikte çeşitli kamu kurumları tarafından yürütülmekte olan dağınık hizmetin tek elden yönetimi konusu bu kez üstüne özel sektörü oluşturan sayısını veremediğimiz kadar çok yerli yabancı şirket eklenmiş olarak günümüzde yine inanılmaz boyutta çeşitlenmiş durumda. Enerji sektörümüzün günümüzdeki hal-i pür melâl-i diyelim. Enerjinin ve özellikle elektrik enerjisinin hal-i pür melâl-i bundan ibaret olsa yine iyi… Elektrik enerjisinin kamuda olsun özelde olsun ülkemize özgü habersiz (programsız) kesinti ve kısıntılarını, elektrik faturalarını şişiren, bir türlü geri adım atılmayan, üstüne yeni torba kanunlarla desteklenen kayıp-kaçak, hizmet, fon vb. payları ile gelirimize göre neredeyse dünyanın en pahalı elektriğini kullanmak zorunda bırakıldığımızı, elektrik üretimindeki inanılmaz plansızlığı, çevreye verilen zararın yetkili ve etkililer tarafından zarar olduğunun bir türlü kabullenilememesini yaza yaza bitiremeyiz, yazıcımıza toner yetiştiremeyiz. Türkiye, başlangıç tarihi günümüz siyasal iktidarının göreve geldiği 2002 yılı sonu kabul edilirse, aradan geçen yaklaşık 14 yılda elektrik kurulu gücünü de, elektrik enerjisi tüketimini (talebini)
KUZEY AMERİKALI “EDİSON”, İNSANLIĞA DÜNYAMIZI DEĞİŞTİREN IŞIĞI, ELEKTRİK IŞIĞINI GETİREREK DÜNYA TARİHİ’NE GEÇTİ. PELE (ASIL ADIYLA ADAŞ EDSON) MİLYONLARIN AŞKI FUTBOLA RENK, HEYECAN VE ESTETİK GETİREREK DÜNYA SPOR TARİHİ’NE GEÇTİ, PEKİ, “BİZİM EDİSON’LAR” YA DA “EDSON’LAR”, DÜNYADAN VAZGEÇTİK, ÜLKEMİZE NE KATTILAR, NE KATIYORLAR? de ikiye katladı. Bu sonucu nasılsa fark eden Enerji’yi yönetenler, 14 yılda “enerjimizi ikiye katladık” diye kostaklanıyorlar. Oysa, Türkiye’de Elektrik enerjisinin organize bir biçimde yönetilmeye başlandığı kabul edilen TEK’in kuruluşu olan 1970 yılı baz alınırsa, ilk on yıl elektrikte 2 defa 2 kat büyümüşüz. Ondan sonra da, yaşanan tüm olumsuz koşullara rağmen her 10 yılda elektrik talebimiz ikiye katlanmış. Bugün kendilerine pay çıkaranlar, üstelik daha geniş (10 yılı aşan) bir zaman diliminde, fevkalâdeden bir başarıyı dile getirdiklerini sanıyorlar. Oysa yaptıkları, “malumun ilâmı”ndan başka bir şey değil. Öte yandan, son 14 yılda elektrik kurulu gücümüz ikiye katlandı da ne oldu? Günümüzde ulaşılan kurulu gücün (75 bin küsur MW dolayında) ancak 40 bin küsur MW’ı ile yani en çok % 60’ı ile elektrik üretebiliyoruz. Çünkü ihtiyacımız o kadar. Kamuözel yüzde 40 (30 küsur bin MW) kurulu güç fazlamız, yedeğimiz, atıl kapasitemiz, artık ne derseniz, var. Yakın enerji tarihimizde bu atıl kapasitenin yarısının oluşmasına yol açanlar ülkenin en yüksek mahkemelerinde “ülke ihtiyacının çok üzerinde yatırım yapıp kamu zararına yol açtıkları” gerekçesiyle yargılandılar. Günümüzde Türkiye toplamı olarak yüzde 40’ları aşan atıl kapasiteye yol açanların öyle büyük kamu zararına neden olmadıkları görüşünün yaygın olduğunu görebiliyoruz. Çünkü
önceki kamu zararı iddiasının sahipleri günümüzdeki kamu zararının tartışmasız müsebbipleri.4 Kadı’nın kendisi aynı konuda bir zamanlar şikâyetçi, şimdi de yargılayan ise kimden hak adalet bekleyeceksin? Bu da, günümüzde Enerji yönetimine soyunan siyasetçilerin, dolayısıyla özenle seçtiğini sandığı vekillerinin ülke yönetiminde kuralsız plansız yaptım-oldu aykırı politikalarından en büyük zararı gören yurdumun gariban vatandaşının hal-i pür melâl-i… BİZİM EDİSON’LAR Edson Arantes do Nascimento, yani yakın dönemin efsane futbolcusu Pele… “1940’da Brezilya’nın hayli fakir eyaleti Minas Gerais’in Tres Coracoes kasabasında dünyaya geldi. Elektriği, suyu, kanalizasyonu olmayan, sıfatı kasaba, kendisi adeta taş devrini yaşayan, zavallı bir yer… O doğdu, kasabaya elektrik geldi. Gariban gecekondularında cılız ışıklar saçan ampuller yanmaya başladı. Babası, bunu ‘Müjde’ kabul etti, oğluna ampulü icat eden Edison’un adını verdi. Ohio’da doğan Amerikalı zengin mucit, Brezilya’da doğan bu çelimsiz bebeğin adaşı olmuştu…Minik Edson, babasının izinden gitmek istiyordu. Babası futbolcuydu. Hatta, bir maçta beş kafa golü birden atarak Brezilya futbol tarihine geçmişti. Ama o yıllarda futboldan şimdiki gibi servet kazanılmadığı için bu büyük yeteneğin ailesi sürünüyordu.” Bu satırları değerli yazar Yılmaz Özdil’in Mart 2011 basımı “İsim, Şehir, Hayvan” isimli kitabının ”Spor, Şehir, Hayvan” bölümünün “Pele” alt başlığından alıntıladım (s.423). Yazar, yazısına, “Neyse, Edson da başladı mahalle aralarında top koşturmaya…” diye devam ederek küçük Edson’un başlangıçta nefret ettiği, ancak ilerleyen yıllarda efsane olmasını sağlayan“Pele” adının ilginç serüvenini şöyle anlatıyor: Küçük Edson, “Allah vergisi yeteneğiyle önüne gelenin (tabii sokak futbolunda) belini kırıyordu. Bir gün rakip çocuklardan biri sinirlendirip oyununu bozmak için ‘PELE!’ dedi ona…Edson sinirlendi hakikaten,
61 Ağustos
2016
‘Ben PELE değilim, EDSON’um’ diye bağırdı. Zayıf noktayı gören çocuklar da, ‘PELE’sin işte, PELE’sin işte’ diye üsteledi. Kavga çıktı. Edson ağlaya ağlaya eve gitti. ‘Neden alay etmek için bana PELE diyorlar’ diye sordu. Babası bilmiyordu. ‘Boşver’ dedi ‘üzerinde durma, unutulur’… Unutulmadı”. PELE, futbol efsanesinin adını Dünya Spor tarihine kazıdı. Edson unutuldu gitti. Yazar , Edson’un büyüdüğünde kızlardan bile duyduğu, duydukça deli olduğu, uzun süre nefretinin sürdüğü “Pele” lâkabının anlamını da konu ediyor. “Röportajda (Pele’ye lâkabının ne anlama geldiğini) sordular. ‘Anlamını bilmiyorum’ dedi. Koskoca Brezilya’da Pele’nin anlamını bilen yoktu. Portekizce’de de böyle bir kelime yoktu. Dünya basını seferber oldu. Aradılar taradılar…” Neticede, Dünya dilleri repertuarında “Pele” sözcüğüne yakın sözcükler bulundu ama PELE’nin kökenine ulaşılamadı. Yazar, “Mecburen işin ucu bırakıldı” diyor. Kuzey Amerikalı Edison, insanlığa dünyamızı değiştiren ışığı, Elektrik ışığını getirerek Dünya Tarihi’ne geçti. Pele (asıl adıyla adaş Edson) milyonların aşkı futbola renk, heyecan ve estetik getirerek Dünya Spor Tarihi’ne geçti. Peki, “Bizim Edison’lar” ya da Edson’lar, dünyadan vazgeçtik, ülkemize ne kattılar, ne katıyorlar? Son 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda sıfır çekerken “Bizim Edson’ları” ister istemez düşündük. Büyük ümitlerle kıl payı katıldığımız turnuvada, guruptan elenmeye az kalmışken gurubun son maçını kazanınca ümitlendik. “En iyi üçüncülerden biri olup yola devam edebiliriz” diye. Ancak, Arnavutluk Milli Takımı gibi elenip turnuvada kalmayı değil, ancak yurda dönmeyi başarabildik. Peşpeşe yenilgiler, sıfır puanlar havada uçuşurken, ister istemez prim direnişleri, süper primler, dudak uçuklatan teknik direktörlük ücretleri günlerce gazetelerin spor sayfalarıyla birlikte köşe yazarlarının konusu oldu.
62 Ağustos
2016
Son RİO 2016 olimpiyat oyunlarına ilk kez 100’ün üzerinde sporcuyla katıldık. Kafiledeki “devşirme” sporcu sayısının fazlalığı hem yurtiçinde hem de yurtdışında tartışma konusu oldu. Bu yazı hazırlanırken olimpiyat oyunlarının sonuna yaklaşmıştık ve topu topu 2 gümüş madalyamız vardı. Başarımız yüzde 2 bile değil. Nüfusu bizim yüzde bir- ikimiz ülkeler bile altın dahil bizi aşan sayıda madalyalar almışken… Ülkemizde artık çağdışılık mı diyelim, taklitçilik mi, cahillik mi, sınır tanımazlık mı, siz karar verin, ülkemizde enerjiyi, elektriği yeniden keşfeden (!) Edison’lardan geçilmediği için bu soruyu sordum. Yanıtını da birlikte açalım. Medyamızın, özellikle basınımız ve televizyonlarımızın bu konudaki değerli (!) katkıları unutulamaz. Ülkemizde Karadenizli vatandaşımızın evinin yanındaki dereye değirmenden mülhem türbin yerine geçen ağaçtan yapılmış derme çatma bir çark koyup ona bağlı bir dinamodan evinin elektriğini sağladığını söylemesinin neredeyse icat olarak sunulduğu örneklerle karşılaşıyoruz. Bir vatandaşımızın, yakıtı bildiğimiz kullandığımız, içtiğimiz su olan motor icat ettiği haberleri ciddi haber konusu yapılabiliyor. Gazeteyi alanlar da okuyor, ‘Vay!’’ diyor. Oysa o harika motoru gören yok. Herhalde AR-GE’si devam ediyordur. Bir kasnağa iple bağlantılı kaya büyüklüğünde bir taşı basit makaralı bir sistemle yüksek bir yerden aşağı bırakıp enerji ürettiğini iddia edenler gördük bir dönem. O kayanın o yüksekliğe hangi enerjiyle çıkarılabildiğini açıklayan yok. En son TV’lerde, gazetelerde izlediğimiz bir mucit demeyelim de (mesleği mühendis) enerji eleştirmenliğine soyunan bir meslektaşımız, harıl harıl Enerji üretilen Barajlı Hidroelektrik santrallarımızı, rezervuarlarında su tutulması mümkün olmayan, içi boş, üstelik bazı melânet projelerine sınır oluşturan tesisler iddiasıyla “gösteriş yatırımı” diye ilân edebildi. Benim kaleme alıp Ankara Mektubu’nda son üç yılda yayınladığım sorgulayan
dört yazı dışında özellikle enerji ve mühendislik toplumlarından ya da akademik platformlardan bir Allah’ın kulu çıkıp “bu adam neye dayanarak bunları söylüyor?” sorusunu sormayı denemedi. Enerjinin ve özellikle Elektrik enerjisinden geçtik, daha da ilerisi yaşadığımız coğrafyanın, doğal kaynaklarımızın ve elbette insan kaynaklarımızın güzelliklerini her fırsatta tekrarladığımız ülkemizin, buna rağmen hal-i pür melâl-i’ni, yani Türkçesi, “insana hüzün veren görüntüsünü” merak edenlere: Başınızı biraz çevrenize çevirin, lütfen yakın dönemin enerji istatistiklerine, gazete koleksiyonlarına bir göz atın. Elektriğinizin haber bile verilmeden kısa uzun sürelerle zırt-pırt kesildiğini, kavşağınızdaki lambanın altı aydır arızalı olduğunu, asayiş ve yaşam güvenliğiniz için trafik kazalarına da davetiye çıkaran lambanın yenilenmesi başvurularınıza bir türlü yanıt verilmediğini düşünün. Hepsi ülkemizi yönetmeye soyunanların ağzından çıkan, belleklerimizi henüz terk etmemiş olan sözlerden, seçim geceleri 40 trafoya kırk kedi girmesi komik bahanelerini anımsayın. Tavsiyeye inanıp acil servise sadece tekleyen kalbiniz için değil, kız bakmaya gidenleri izlemek için de gitmeyi ihmal etmeyin. Üstüne de, “ülkemizin dünyada bir huzur adası olduğunu”, “ülkemizin bilim ve teknolojide, (Akdeniz bölgesi için kuraklık alarmı verme gafletinde bulunan) dünyanın 1 numaralı uzay bilimleri kuruluşu NASA’ya fark attığını” ballandıra ballandıra anlatanlar karşısında, gelin de ülkenizin hal-i pür melâl-i’nden yakınmayın.
Mehmet Aslan TEDAŞ: Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş., TEAŞ: Türkiye Elektrik Üretim İletim A.Ş., TEİAŞ: Türkiye Elektrik İletim A.Ş., EÜAŞ: Elektrik Üretim A.Ş., TETAŞ: Türkiye Elektrik Ticaret A.Ş. 3 EPDK: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 4 Müsebbib: Sebep olan, neden yaratan, yol açan. Osmanlıca- Türkçe Sözlük. 1 2
BİLİRKİŞİ RAPORLARI prof. dr. OSMAN SEVAİOĞLU’nun arşivinden
İkrah, gabin, müzayaka… Davacı Taraf: Mühendislik Ltd. Şti Vekili: Av. M.Y. Davalı Taraf: Elektrik Dağıtım A.Ş Vekili: Av. A.A Dava Konusu: Alacak: • Davalı Tarafın, taraflar arasındaki Proje Sözleşmesini bertaraf edip, Davacı Tarafa uyguladığı ikrah ile iradesini sakatlayarak, gabin oluşturan ve Ek Sözleşme mahiyetindeki ödemeleri düzenleyen akdin feshine, • Proje Sözleşmesindeki tüm hakedişinin ödenmesi ile, -şimdilik- dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 36.391,- TL’sının Davalı Taraftan alınarak Davacı Tarafa ödenmesi talebi 1. Bilirkişi Kuruluna Verilen Görev Sayın Mahkemenizin, yukarıda numarası, tarafları ve konusu yazılı olan davanın duruşmasının ara kararında verilen; Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine, Ankara Davacı Mühendislik Ltd. Şti. ile Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında Mahkememizde görülen alacak davası nedeniyle; Dosyamız ekleri ile birlikte gönderilmiş olup, Üniversitenin Elektrik Bölümünden seçilecek üç kişilik öğretim görevlisi Bilirkişi Kuruluna dosyanın tevdii ile; iddia ve savunmalar doğrultusunda, özellikle dava dilekçesinde ileri sürülen sonradan kararlaştırılan ek işlerin bedellerinin yapılan sözleşmede göz önünde bulundurularak indirimli fiyatların makul seviyede olup olmadığı hususlarında rapor aldırılmasına ve alınacak rapor ile birlikte dosyamızın (talimatımızın) duruşmanın atılı bulunduğu tarihten önce mahkememize iadesi rica olunur. şeklindeki yazılı talimat uyarınca Davacı Tarafın alacak iddiasının yerinde olup, olmadığının ortaya çıkarılması ve bu hususta bir Bilirkişi Kurulu Raporu hazırlanması için Bilirkişi Kuruluna resen verilen görev üzerine tevdi edilen dosya tetkik edilmiştir. Bilirkişi Kurulunun dava konusu ihtilaf üzerinde vardığı görüş ve kanaati belirtmek üzere işbu rapor hazırlanmıştır. 2. Dava Konusu 1.1. Davacı Tarafın İddia ve Talebi Davacı Mühendislik Ltd. Şti. Sayın Vekilinin Mahkemeye ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde özet olarak;
Dava Konusu: Ekli vekâletname uyarınca Davacı Tarafın Vekiliyim. Müvekkil ile Davalı Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında; “Elektrik Dağıtım A.Ş. İli Elektrik Dağıtım Şebekeleri ve YG (OG) Dağıtım Hatları Projeleri ile Kamulaştırmaya Esas Harita ve Planların Hazırlanması İşi” Başlıklı Proje Sözleşmesi imzalanmıştır. Davamızın konusunu oluşturan olayı ve sebeplerini açıklamadan önce Müvekkil Şirket ile Davalı Şirket arasındaki akdi ilişkiye konu işi, ana başlıklar altında kısaca özetlemek gerekmektedir. İşin Adı; Etüt Proje ile Kamulaştırmaya Esas Harita ve Planların Hazırlanması. İşin (ihalenin) Kapsamı; Büyükşehir Belediyesi sınırları orta gerilim (yüksek gerilim) ve alçak gerilim elektrik dağıtımı şebekesinin; kısa (5 yıl), orta (on yıl) ve uzun (20 yıl) dönemli olarak projelendirilmesi ile proje içinde belirlenecek olan trafo bina yerlerinin kamulaştırmaya esas harita ve planlarının hazırlanması. İhalenin türü; Teklif birim fiyatlı hizmet alımı. Sözleşmenin türü ve bedeli; Birim fiyat esasına göre yapılan bir Sözleşme olup, İdarece hazırlanmış cetvelde yer alan her iş kaleminin miktarı ile bu iş kalemlerinin miktarı için Üstlenici tarafından teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucunda bulunan tutarların toplamı olan ilk ihale bedeli 924.190,TL’dir. İşin Aşamaları; a- Mevcut elektrik dağıtım şebekesi ve güç yoğunluğu hesaplarının
b-
c-
hazırlanması; Bu aşamada ihale kapsamının elektrik dağıtım şebekesi tek tek gezilerek, bütün elektrik malzemeleri (trafolar, direkler, alçak gerilim dağıtım kutuları, iletkenler ve trafo binaları içindeki malzemeler v.b.) tespit edilir. Tespit edilen bu elektrik malzemeleri harita ve imar planları üzerine işlenir. Ayrıca, halkın bölgeleri itibarıyla sosyoekonomik yaşamı da esas alınarak güç yoğunluğu hesapları (J (Watt/m)) yapılır ve İdareye teslim edilir. Mevcut şebeke ve güç yoğunluğu hesabının İdarece vize edilmesinden sonra, teklif birim fiyat cetvelindeki toplam bedelin (kamulaştırmaya esas harita ve planların hazırlanması kalemleri hariç) % 20’si ve fiyat farkı ara hakedişle ödenir. Etüt raporunun dağıtım şebekesi ve güç yoğunluğu hesaplarının hazırlanması; Orta Gerilim (Yüksek Gerilim) bazında ihale kapsamının kısa, ara ve uzun dönem elektrik ihtiyacını karşılayacak tasarımın projelendirilmesidir. 20 yıla yönelik olarak ağırlıkla orta gerilim bazında, şartnameleri doğrultusunda projenin hazırlanmasıdır. Yaklaşık olarak toplam 280 klasör doküman içeren bir çalışma ve tasarımdır. Etüt raporunun İdarece vize edilmesinden sonra, teklif birim fiyat cetvelindeki toplam bedelin (kamulaştırmaya esas harita ve planların hazırlanması kalemleri bedeli hariç) % 30’u ve fiyat farkı, ara hakedişle ödenir. Elektrik dağıtım şebeke projesinin
63 Ağustos
2016
(EDŞP) hazırlanması; Bu aşamada, etüt raporu (Orta Gerilim (Yüksek Gerilim) ölçeğinde projelendirme üzerine alçak gerilim malzemelerinin (şebeke direkleri, sokak elektrik dağıtım kutuları, aydınlatma direkleri v.b.) aplike edilerek, hesapları ve seçimleri yapılarak projenin son duruma getirilmesidir. Yaklaşık olarak toplam 550 klasör doküman içeren bir çalışma ve tasarımdır. Bu aşamada projedeki iş kalemleri miktarları (trafo sayıları, direk sayıları, alçak ve orta gerilim yeraltı kabloları metrajı v.s.) sayılır. İş kalemleri miktarları esas alınarak daha önceki ara hakedişlerde ödenenler düşülmek suretiyle hakediş raporu hazırlanır. Bu hakedişteki ödemeye esas toplam bedelin ve fiyat farklarının % 25’i kamulaştırmaya esas harita ve planların ilgili kadastro müdürlükleri ve belediyelerince işlemleri bitirilinceye kadar bloke edilir. d- Orta gerilim (Yüksek gerilim) bazındaki trafo binaları postaları yerlerinin ilgili belediyeler ve kadastro müdürlüklerindeki işlemlerinin yaptırılması ve İdareye teslim edilmesi aşamasıdır. Kesin hakediş raporunda kamulaştırmaya esas harita ve planların hazırlanması kalemi kalan bedeli ile (c-) aşamasında bloke edilen % 25’lik bedel ödenir. Yukarıda niteliği ve safhaları açıklanan proje çalışmaları sırasında iş artışının zorunlu olduğu gerekçesiyle Davalı Tarafça ek iş verilmiştir. Davalı Taraf, ilgili Proje Sözleşmesinin 30.1 maddesi gereğince ek iş vermiş, Müvekkil de Sözleşme şartlarına uygun olarak ek işi yapmayı kabul etmiştir. Bu aşamalardan sonra Sözleşme konusu iş tamamlanmış, Müvekkil Üstlenici, (d-) aşamasındaki işin teslim alınarak kabul işlemlerinin yapılması için, Proje Sözleşmesinin 21.1 maddesi uyarınca bu talebini içeren bir dilekçe ile İdareye başvurmuştur. Teslim alınan işin muayene ve kabul işlemleri Sözleşmenin 21.2 maddesi gereğince, işin teslim edildiği tarihten itibaren 60 (altmış) iş günü içinde yapılarak kesin hakediş raporu düzenlenmesi gerekirken, Müvekkil altı ay bekletilip mağdur edilerek, ancak, muayene ve kabul işlemleri yapılıp iş kabul tutanağı düzenlenmiştir. Davalı Şirket Yetkilileri önce, Proje Sözleşmesinin 30.1 maddesine göre sipariş ettiği ve Müvekkil tarafından teslim edilen ek işin, ilgili maddede belirtilen Sözleşme bedelinin % 30’u sınırını geçtiği gerekçesiyle; Müvekkile yaptırılan ek işin Sözleşme karşılığı olan 181.685,51 TL’sını tüm işi kabul etmesine rağmen-, ödemeyi reddetmiştir.
64 Ağustos
2016
Davalı Tarafın, Müvekkil Şirketi ciddi boyutta mağdur edip, serbest piyasa ilkeleri ve ticari teamülleri hiçe sayan bu uygulaması yetmezmiş gibi, Müvekkil Şirket temsilcisi Davalı Taraf adresine çağırılmış, tüm hakediş ve kabulleri yapılan bu iş için indirim görüşmesi yapmaya zorlanmıştır. Bu görüşmede, Davalı Şirket Yetkilileri, Müvekkil Şirketin bu ve başka bir iş için kendilerinden olan hakediş alacağını hiç ödemeyebileceklerini açıkça ifade ederek, Müvekkil Şirketi, Kesin Kabulü yapılan hakedişinde -ayrıca- hakkaniyetsiz miktarda indirim yapıp, bunu kabul etmeye zorlamışlardır. Davalı Tarafça Müvekkilin alacağından böylesi olağandışı bir kesinti yapılmış, Müvekkil Şirket temsilcisine kendi yazdırdıkları; “Hakedişin revize fiyatlar üzerinden yapılmasının kabul edildiği” hususunda düzenlenen dilekçe ve tutanağı imzalatarak bu koşullarla geriye kalan hakedişini Müvekkile ödemişlerdir. Davalı Tarafın eylemi açıkça ikrahdır ve Müvekkilin zaruret içinde, darda olmasından, alacağının bir kısmını tahsil etmek için kabul zorunda kaldığı yüksek miktarlardaki bu indirimler, açık nispetsizlik, gabin oluşturmuştur. Davalı Şirket, Proje Sözleşmesindeki teklif birim fiyatlarda değişiklik yapılmasını sağlamıştır ve bu yeni fiyatlandırmanın -ilk Sözleşmedeki alakalı hükmü irade fesadıyla bertaraf eden- Ek Sözleşme olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Hakedişinin altı ay ödenmemesi, ekonomik varoluşunu Üstlenicisi olduğu bu işten sağlayan Müvekkil Şirketi tüketmiş, üçüncü kişi ve firmalara borçlanmasına neden olmuş, Davalı Taraf bu durumdan yararlanarak ve kalan tüm hakediş alacağını bu şarta bağlayarak, Müvekkili, yukarıda belirtilen yüksek miktardaki indirime razı olmaya mecbur bırakmıştır. Kamuyu ilgilendiren hayati projeleri ifa etmek için kurulan Davalı Şirket, maalesef hukuka ve ticari örflere aykırı olarak hareket ederek, Müvekkil Şirketi çok ciddi boyutta ekonomik zarara uğratmıştır. Deliller: Her türlü yasal delil H. Sebepler: T.T.K., B.K., H.U.M.K. ve ilgili yasal mevzuat Sonuç ve İstem: Fazlaya ilişkin talep, dava ve diğer yasal haklarımız saklı kalmak üzere; o Davalı Tarafın, taraflar arasındaki Proje Sözleşmesini bertaraf edip, Müvekkil Davacı Tarafa uyguladığı ikrah ile iradesini sakatlayarak, gabin oluşturan ve (yukarıda açıklanan nedenle) Ek Sözleşme mahiyetindeki ödemeleri düzenleyen akdin feshine, o Proje Sözleşmesindeki tüm hakedişinin ödenmesi ile, -şimdilikdava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 36.391,-
TL’sının Davalı Taraftan alınarak Davacı Tarafa ödenmesine, o Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, vekâleten arz ve talep ederim. Saygılarımla. denilmiştir. 1.2. Davalı Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü Sayın Vekilinin Davaya Cevabı Davalı Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü Sayın Vekilinin Mahkemeye ibraz etmiş olduğu davaya cevap dilekçesinde özet olarak; KONU: Müvekkil aleyhine açılan davaya karşı cevaplarımız. AÇIKLAMALAR: Açılan dava haksız ve dayanaksız olup, reddi gerekir Zira; 1- Teknik hususlar içeren dava konusu ihale Sözleşmesi ile ilgili olarak, Müvekkil Kurum Tesis Müdürlüğünden ilgili bilgi ve belgeler istenmiş, 200 Sayılı yazı ile konunun teknik detayları ile ilgili olarak geniş bilgi verilmiştir. (Ek1) Buna göre. ihale ile işi üzerine alan Davacı Şirkete % 30 ek iş verilmesi kararlaştırılmış, fakat, iş artışının belli kalemlere mahsus olması ve bu kalemler için Davacı Firmaca teklif edilen fiyatlarının diğer firmaların teklif fiyatlarından yüksek olması nedeniyle, Davacı Şirketten fiyatlarını revize etmesi istenmiştir. Aksi takdirde, iş artışı ile birlikte oluşan toplam fiyat, ihaleye katılan diğer firmaların teklif fiyatından yüksek kalmaktadır. Bunun ise, Kamu İhale Kanununun, İdarelerin ihaleyle verdikleri işlerin “verimlilik, kaynakların etkin kullanımı ve ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması” ilkelerine ters düşeceği açıktır. 2- Taraflar arasındaki ihalenin şartlarını düzenleyen ve Taraflar arasında imzalanmış olan Proje Sözleşmesinin eki olan; “Hizmet İşleri Genel Şartnamesi”nin 7. Bölüm, Hakedişler ve Ödeme başlıklı Madde 42-a fıkrası 1. bendinde "Yüklenicinin geçici hakedişleri, itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerçekleri, İdareye vereceği ve bir örneğini de Hakediş Raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunun "İdareye verilen ... tarihli dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla" cümlesini yazarak veya bu anlama gelecek bir itiraz şerhi ile imzalaması gereklidir. Eğer, Üstlenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, Yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek
1-
düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile İdareye bildirmek zorundadır. Üstlenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi, kabul etmiş sayılır.” hükmü dikkate alındığında, Davacı Şirketin hakedişine herhangi bir itirazının olmadığı ve bu nedenle, herhangi bir itiraz hakkının olmadığı anlaşılacaktır. 2- Aksi kabul edilse dahi, Türk Ticaret Kanunu 20. maddesinde "Her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır" hükmü uyarınca Davacı Şirketin iddia ettiği hususlarda kendi iradesiyle hakedişi kabul etmeme / ihtirazi kayıtla kabul etmesi imkân dahilindeyken bunu yapmamış, daha sonra ikrah ve gabin iddiasında bulunarak işbu davayı açmıştır. Görüldüğü gibi, Davacı Taraf basiretli bir tacir gibi hareket etmemiştir ve bu nedenle, kendi iradesiyle yapmış olduğu işlemlerden sorumludur. 3- Ayrıca, yine Türk Ticaret Kanunu 20. maddesi 3. fıkrasında "Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmek veya Sözleşmeyi fesih veya ondan rücu maksadıyla yapılacak ihbar veya ihtarların muteber olması için noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü bir mektupla veya telgrafla yapılması şarttır.” hükmü gereğince, Davacı Şirketin -eğer akdi feshetmek istiyorsa-, bu şartlara uygun olarak ihtar çekmesi gerekirken, çekmemiştir. Aynı Şekilde, Davacı Şirket gabin ve ikrah iddiasında bulunmakta olup, Borçlar Kanunu 21. ve 30. Madde gereğince bir yıl içinde bu akitle bağlı olmadığını bildirmesi gerekmektedir. Ancak, Davacı Şirket, ihale Sözleşmesini, -ihale mevzuatına göre fesih etmesi halinde teminatları gelir kaydedileceğinden ve yasaklı ilan edileceğinden-, önce hakediş kabul edilmiş, sonucunda ise işbu dava açılmıştır. Davacı Taraf kötüniyetli davranmış, ihale mevzuatının kendisine verdiği hak ve yetkileri kullanmayıp hakedişi kabul etmiş, akabinde dava açarak uğradığını iddia ettiği zararı talep etmiştir. DELİLLER: İhale Sözleşmeleri. Kurum kayıtları, keşif, bilirkişi ve sair yasal deliller. HUKUKİ NEDENLER: Kamu İhale Mevzuatı, H.U.M.K., Borçlar Kanunu ve sair mevzuat,
NETİCE-İ TALEP: Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, Müvekkil aleyhine açılan davanın reddine, yargılama giderleri vekâlet ücretinin Davacı Tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.15.03.2010 Ek: 1- Vekâletname, 2- Tesis Müd. 200 Sayılı yazısı ve eki bir adet dosya. (İhale ilanı. şartname ve Sözleşme örnekleri, Davacı Şirketle yapılan yazışmalar, kabul tutanakları) denilmiştir. 1. İnceleme, Görüş ve Kanaat Dosyada mevcut Sayın Taraf Vekillerinin iddia ve savunmaları, ibraz edilen belgeler, deliller ve diğer belgelerin Bilirkişi Kurulumuz tarafından incelenmesi sonucunda tespit edilen hususlar ve varılan görüş ve kanaat aşağıda verilmiştir.
1.1.
Bilirkişi Kurulumuz tarafından raporun ilk kısmında dava konusu edilen ihtilafın ne olduğu hususu incelenecektir. Davacı Mühendislik Ltd. Şti. Sayın Vekili tarafından açılan huzurdaki alacak davasında; Davalı Tarafın, taraflar arasındaki Proje Sözleşmesini bertaraf edip, Davacı Tarafa uyguladığı ikrah ile iradesini sakatlayarak, gabin oluşturan ve Ek Sözleşme mahiyetindeki ödemeleri düzenleyen akdin feshine, Proje Sözleşmesindeki tüm hakedişinin ödenmesi ile, -şimdilik- dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 36.391,- TL’sının Davalı Taraftan alınarak Davacı Tarafa ödenmesi talep edilmektedir. Dava konusu edilen ihtilafa yol açan gelişmeler bir özet halinde aşağıdaki kısımda verilmiştir; Davacı Taraf ile Davalı Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında; “Elektrik Dağıtım A.Ş. Elektrik Dağıtım Şebekeleri ve YG (OG) Dağıtım Hatları Projeleri ile Kamulaştırmaya Esas Harita ve Planların Hazırlanması İşi” Başlıklı Proje Sözleşmesi imzalanmıştır. Proje çalışmaları esnasında Davalı Tarafça iş artışının gerekli olduğu yönünde karara varılmış ve ilgili Proje Sözleşmesinin 30.1 maddesi gereğince Davacı Tarafa % 30 oranında ek iş verilmesi kararlaştırılmıştır. Sözkonusu ek işin yapılması Davacı Tarafça kabul edilmiş ve üstlenilmiş ve tamamlanmıştır. İşin bitiminde Davacı Tarafça Proje Sözleşmesinin 21.1 maddesi uyarınca iş teslim edilerek kabul işlemlerinin yapılması yönünde talebi içeren bir dilekçe ile İdareye başvurulmuştur. Davacı Tarafa verilen % 30 oranındaki ek iş için yapılan teklifte mevcut olan, fakat işin esas kısmında kısmen
mevcut olmayan, fiyatı daha önce belirlenmemiş olan bazı iş kalemleri için Davacı Tarafça teklif edilen birim fiyatların aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların birim teklif fiyatlarından daha yüksek olduğunun tespit edilmesi üzerine, Davalı Tarafça Davalı Tarafa yazılan yazı ile; “% 30 oranındaki iş artışı ile birlikte oluşan toplam teklif fiyatının ihaleye katılan diğer firmaların toplam teklif fiyatlarından daha yüksek olduğunun tespit edilmiş olduğu, bunun Kamu İhale Kanununun, İdarelerin ihaleyle verdikleri işlerin “verimlilik, kaynakların etkin kullanımı ve ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması” ilkesine ters düştüğü, bu nedenle de, bu kalemlere ait fiyatların revize edilmesinin gerektiği, bu yapılmadığı takdirde, ek iş için yapılan teklifin kabul edilemeyeceği” ifade edilmiştir. Davalı Tarafın bu tür iş kalemleri için birim fiyatları aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların fiyatlarına indirilecek şekilde revize edilmesi yönündeki talebi taraflar arasında uzun bir süre devam eden görüşmelerin konusu olmuş, bu nedenle de, işin muayene ve kabul işlemleri sözkonusu talep Davacı Tarafça kabul edilinceye kadar uzamış, ve Sözleşmenin 21.2 maddesi gereğince işin teslim edildiği tarihten itibaren 60 (altmış) iş günü içinde tamamlanması gereken muayene ve kabul işlemleri ve kesin hakediş raporu, altı ay sonra tamamlanabilmiş ve Taraflar arasındaki mutabakata dayalı olarak “Revize Edilmiş Birim Fiyatlara” göre Kesin Hakediş Raporu hazırlanmıştır. “Revize Edilmiş Birim Fiyatlara” göre hazırlanan Kesin Hakediş Raporu Davacı Tarafça “İhtirazi Kayıt” konulmaksızın imzalanmış ve bu rapordaki hesaplara dayalı olarak, ek işin bedelinden 181.685,51 TL’lık kısmı kesilmiştir. Bunlara ilave olarak Davacı Tarafça Revize Hakediş Raporunun uygun bulunduğu ve kabul edildiği hususunda bir Kabul Yazısı yazılarak Taraflar arasında mutabakat sağlanmıştır. Bu yazıda; “Elk. Dağ. A.Ş. İl Müdürlüğü Ar-Ge Planlama Etüd Proje Müdürlüğü, Taahhüdümüz ve yükümlülüğümüz altında bulunan Elektrik Dağıtım Şebeke Projesi ve Kamulaştırmaya esas Harita ve Planların hazırlanması işi ile ilgili olarak: 140.3.6 Poz No’lu iş kaleminin 1.327 Km’lik kısmı için, 60,00 TL olan teklif birim fiyatımız, 5,23 TL. olarak, 140.3.3 Poz No›lu iş kaleminin 32.173 Adetlik kısmı için, 3,00 TL: olan teklif fiyatımız, 0,91 TL. olarak ve 140.3.7.5 Poz No›lu iş kaleminin 74 Adetlik kısmı için, 40,00 TL: olan teklif fiyatımız, 10,00 TL. olarak revize edilmiştir. Hakedişimizin bu revize fiyatlar üzerinden yapılmasını kabul ederiz. Gereği hususlarını saygılarımızla arz ederiz. Yukarıdaki kısımda metni verilmiş olan
65 Ağustos
2016
yazıdan da görüldüğü gibi, Davacı Tarafça dava konusu edilen “Revizyon” tüm iş kalemleri için değil, 140.3.6, 140.3.3., 140.3.7.5. poz no ile gösterilen iş kalemleridir ve bu kalemler için Davacı Tarafça teklif edilen birim fiyatların Davacı Tarafça teklif edilen fiyatların aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların teklif fiyatlarından daha yüksek olduğu tespit edilmiş ve İdare tarafından; “% 30 oranındaki iş artışı ile birlikte oluşan toplam teklif fiyatının ihaleye katılan diğer firmaların toplam teklif fiyatlarından daha yüksek olduğunun tespit edilmiş olduğu, bunun Kamu İhale Kanununun, İdarelerin ihaleyle verdikleri işlerin “verimlilik, kaynakların etkin kullanımı ve ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması” ilkesine ters düştüğü, bu nedenle de, bu kalemlere ait fiyatların revize edilmesinin gerektiği, bu yapılmadığı takdirde, ek iş için yapılan teklifin kabul edilemeyeceği” ifade edilmiştir. Bilirkişi Kurulumuz; İdare tarafından ve Davacı Tarafça da yazılı olarak kabul edilen sözkonusu birim fiyat revizyonunun; (a) Sözkonusu birim fiyatların işin esasını teşkil eden asıl iş kapsamında mevcut olmaması, fakat ek iş kapsamında mevcut olması, (b) Bu nedenle de, bu birim fiyatlar için Taraflar arasında imzalanan Sözleşmede Davacı Tarafı bağlayıcı bir hükmün ve fiyatın mevcut olmaması, (c) Bu durumun Davacı Tarafça “Nasıl olsa asıl işi ben tamamladım. Ek iş de bana verilmek zorundadır. Bu nedenle bu ek işi de istediğim fiyata yapabilirim. Davalı Taraf ek iş kapsamında benim teklif ettiğim bu birim fiyatları kabul etmek zorundadır.” anlayışı ile afaki birim fiyatlar teklif edilmesine yol açmış olduğu, (d) Böyle bir durumun M.K. Madde 2.1 de ifade edilen “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” şekline ifade edilen “dürüstlük” kuralına aykırı olduğu, (e) Buna dayalı olarak da Davalı Tarafça sözkonusu 140.3.6, 140.3.3., 140.3.7.5. poz no ile gösterilen iş kalemleri için Davacı Tarafça teklif edilen birim fiyatlara itiraz edilmiş olmasının ancak “Basiretli Tacir” kavramı içinde 1 Medeni Kanun, Madde 2. B. Hukuki ilişkilerin kapsamı, I. Dürüst davranma kısmında da; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.”
66 Ağustos
2016
değerlendirilebilecek, haklı ve yerinde bir davranış olduğu, (f) Davalı Tarafın bu şekildeki davranışının “ikrah, gabin, müzayaka” şeklinde yorumlanmasının haksız, yerinde olmayan ve de kabul edilemez bir iddia olarak görülmesinin gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. Bundan başka; Davacı Tarafça İdareye teslim edilen projeler Davalı Tarafa bağlı yetkili elemanlar tarafından kontrol edilmiş ve: “Sadece Yüksek Gerilim (YG) dağıtım şebekesi projesi yapılacak yerler için yapılan projelerin Proje Özel Şartnamesi 3.17 maddesine uygun olmadığı tespit edilmiştir. Proje Özel Şartnamesi 3.17 maddesinde; “Sadece Yüksek Gerilim (YG) dağıtım şebekesi projesi yapılacak yerler için yapılan projelerde de Alçak Gerilim (AG) şebeke hatlarının projede gösterileceği, ancak, bu projelerde Alçak Gerilim (AG) hesaplarının yapılmayacağı, havai hatların 3 A+R/P kesitinde varsayılacağı ve buna göre direk, tiplerinin seçileceği, bu projeler için ödemenin sadece YG iş kalemleri dikkate alınarak yapılacağı” ifade edilmiştir. Davalı Tarafça Davacı Taraftan “Sadece Yüksek Gerilim (YG) dağıtım şebekesi projesi yapılacak yerler için yapılan projelerde tespit edilen eksiklerin tamamlanması talep edilmiş ve bu süre boyunca işin teslim alınması, kesin kabulü ve kesin hakedişin hazırlanması işlemleri durdurulmuştur. “Sadece Yüksek Gerilim (YG) dağıtım şebekesi projesi yapılacak yerler için yapılan projeler Davacı Tarafça tekrar ele alınmış ve Proje Özel Şartnamesi 3.17 maddesine göre düzeltilerek Davalı Tarafa tekrar teslim edilmiş, onaylanarak ve kesin kabulü yapılarak kesin hakedişi yapılmıştır. Yukarıdaki kısımda ifade edildiği gerekçelerle Sözleşmenin 21.2 maddesine göre 60 (altmış) iş günü içinde tamamlanması gereken muayene ve kabul işlemleri ve kesin hakediş raporu, yani altı ay sonra tamamlanabilmiş ve Taraflar arasındaki mutabakata dayalı olarak “Revize Edilmiş Birim Fiyatlara” göre Kesin Hakediş Raporu hazırlanmıştır. “Revize Edilmiş Birim Fiyatlara” göre hazırlanan Kesin Hakediş Raporu Davacı Tarafça “İhtirazi Kayıt” konulmaksızın imzalanmış ve bu rapordaki hesaplara dayalı olarak, ek işin bedelinden revize edilen kısmına karşılık gelen 181.685,51 TL kesilmiştir. Davacı Mühendislik Ltd. Şti. Sayın Vekilinin Mahkemeye ibraz etmiş olduğu dava dilekçesi ile açtığı huzurdaki dava ile Taraflar arasındaki mutabakata dayalı olarak “Revize Edilmiş Birim Fiyatlara” hazırlanan Kesin Hakediş Raporuna ve bu rapordaki hesaplamalara
dayalı olarak, ek işin bedelinden revize edilen kısmına karşılık olarak kesilen 181.685,51 TL’lık kısmının kendisine geri ödenmesini talep edilmektedir.
1.2.
Bilirkişi Kurulumuz tarafından raporun bu kısmında Davacı Tarafın Talebinin Taraflar arasındaki ihaleyi düzenleyen; Hizmet İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine uygunluğu incelenecektir. Davacı Tarafça “ikrah ve gabin” gerekçe gösterilerek ek işin bedelinden revize edilen kısmına karşılık olarak kesilen 181.685,51 TL’lık kesintinin geri ödenmesi için huzurdaki dava ikame edilmiştir. Taraflar arasındaki ihalenin şartlarını düzenleyen ve Taraflar arasında imzalanmış olan Proje Sözleşmesinin eki olan; “Hizmet İşleri Genel Şartnamesi”nin 7. Bölüm, Hakedişler ve Ödeme başlıklı Madde 42-a fıkrasının 1. Bendinde; Yüklenicinin geçici hakedişleri, itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de Hakediş Raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunun “İdareye verilen ... tarihli dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla" cümlesini yazarak ya da bu anlama gelecek bir itiraz şerhi ile imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorundadır. Yüklenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır. denilmektedir. Davacı Tarafça “Revize Edilmiş Birim Fiyatlara” göre hazırlanan Kesin Hakediş Raporunun imzalandığı tarihi takip eden 10 günlük süre içinde, itiraz edilmesi gerekir iken, bu yapılmamış olduğu ve dilekçesi ile yani bundan tam 43 gün sonra huzurdaki davanın ikame edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi Kurulumuz Davacı Tarafça dava konusu edilen 181.685,51 TL’lık kesintinin geri ödenmesi için “Revize Edilmiş Birim Fiyatlara” göre hazırlanan Kesin Hakediş Raporunun imzalandığı tarihini takip eden 10 günlük süre içinde, yani en geç kadar itiraz edilmesi gerekir iken, bunun yapılmamış olmasının ve bundan tam 43 gün sonra, yani dava dilekçesi ile huzurdaki davanın açılmış olmasının, davanın reddi için geçerli gerekçe teşkil ettiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip
bulunmaktadır. Bundan başka, Davacı Şirket tarafından geçici ve kesin hakedişler imzalanırken hakedişlerin üzerine yukarıdaki kısımda ifade edilen usul ve esaslar doğrultusunda “ihtirazi kaydın” konulmadığı tespit edilmiş bulunmaktadır. Bilirkişi Kurulumuz Davacı Şirket tarafından hakedişler üzerine yukarıdaki kısımda ifade edilen usul ve esaslar doğrultusunda hakedişlere “ihtirazi kaydın” konulmamış olmasının ve/veya hakedişlere ve hakedişlerde öngörülen ödemelere hakediş ödemelerinden itibaren 10 gün içinde herhangi bir itirazının yapılmamış olmasının, hakedişlerin kabul edildiği anlamına geldiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. Yukarıdaki kısımda ifade edilen tespit ve gerekçe doğrultusunda Bilirkişi Kurulumuz; o Taraflar arasındaki ihalenin şartlarını düzenleyen ve Taraflar arasında imzalanmış olan Proje Sözleşmesinin eki olan; “Hizmet İşleri Genel Şartnamesi”nin 7. Bölüm, Hakedişler ve Ödeme başlıklı Madde 42-a fıkrasının 1. Bendinde yer alan düzenleme doğrultusunda, Davacı Tarafın, huzurdaki davanın konusunu teşkil eden geçici ve kesin hakedişlere ve bu hakedişler kapsamında kendisine yapılan ödemelere zamanında itiraz etmeyerek 10 günlük yasal süreyi geçirmiş olduğu, o Davacı Tarafın bu şekilde davranarak itiraz etme hakkının ortadan kalkmış olduğu, o Yukarıdaki kısımda ifade edilen tespit ve gerekçe doğrultusunda Davacı Tarafın huzurdaki davanın konusu edilen iddia ve talebinin reddedilmesinin gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. 1.1. Bilirkişi Kurulumuz tarafından raporun bu kısmında Davacı Tarafça basiretli bir iş adamı gibi davranma mecburiyetinin yerine getirilip getirilmediği ve iddia konusu edilen “gabin”in şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususları incelenecektir. Öncelikle ifade edilmesi gerekir ki, Davacı Tarafça yerine getirilen % 30 oranındaki ek iş için yapılan teklifte mevcut olan, fakat işin esas kısmında kısmen mevcut olmayan, fiyatı daha önce belirlenmemiş olan bazı iş kalemlerinin yer alması; Davacı Tarafça dile getirilen; “Davalı Tarafça tek taraflı olarak Sözleşme birim fiyatlarının Sözleşmenin imzalanmasından sonra tekrar müzakere konusu edildiği, bazı fiyatların Davalı Tarafça tek taraflı
olarak kendi lehine değiştirildiği, yani Sözleşme hükümlerinin çiğnendiği” şeklindeki iddiasının yasal dayanağını ortadan kaldırmaktadır. Zira, Sözleşme imzalandıktan sonra tekrar müzakere konusu edilen birim fiyatlar Davacı Tarafça yerine getirilen % 30 oranındaki ek iş için yapılan teklifte mevcut olan, fakat işin esas kısmında kısmen mevcut olmayan, fiyatı daha önce belirlenmemiş olan bazı iş kalemleri içindir ve bu kalemler için Davacı Tarafça teklif edilen birim fiyatların aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların firmaların birim fiyatlarından daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Yukarıdaki kısımda ifade edilen tespit ve gerekçe doğrultusunda, Bilirkişi Kurulumuz, Davacı Tarafça yerine getirilen % 30 oranındaki ek iş için yapılan teklifte mevcut olan, fakat işin esas kısmında kısmen mevcut olmayan, fiyatı daha önce belirlenmemiş olan bazı iş kalemlerinin birim fiyatlarının Davalı Tarafça müzakere konusu edilmesinin; Kamu İhale Kanununun, İdarelerin ihaleyle verdikleri işlerin “verimlilik, kaynakların etkin kullanımı ve ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması” ilkesine ters düşeceği, bu nedenle de, bu kalemlere ait fiyatların revize edilmesinin gerektiği, bu yapılmadığı takdirde, ek iş için yapılan teklifin kabul edilemeyeceği” şeklinde ifade edilen prensibe uygun olduğu ve de Davalı Tarafın bu şekildeki davranmaya hakkının olduğu yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. Davacı Tarafın “Basiretli Tacir” kavramı doğrultusunda davranıp davranmadığı hususunda Bilirkişi Heyetimizin görüş ve kanaati ise; kendisinin 181.685,51 TL’lık kesintinin geri ödenmesi için “Revize Edilmiş Birim Fiyatlara” göre hazırlanan Kesin Hakediş Raporunun imzalandığı tarihi takip eden 10 günlük süre içinde, bunun yapılmamış olması ve bundan tam 43 gün sonra, dava dilekçesi ile huzurdaki davanın açılmış olması hususlarına dayalı olarak kendisinin “Basiretli Tacir” kavramı doğrultusunda davranamadığı yönündedir. “Basiretli Tacir” kavramı doğrultusunda davranamamanın hukuki sorumluluğunun hukuki ve ticari külfetinin edimin sahibine, yani Davacı Tarafa ait olması gerekir. Davacı Tarafça dile getirilen “Gabin ve İkrar” konusuna gelince; BK. m. 21’e göre, bir sözleşmede edimler arasında açık bir dengesizlik olduğu takdirde, eğer bu oransızlık zarar görenin darda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da tecrübesizliğinden yararlanılarak meydana getirilmiş ise, zarar gören bir yıl içinde bu sözleşmeyi iptal ettiğini bildirerek, karşı tarafa verdiğini geri isteyebilir. Böyle bir durum doktrinde gabin olarak adlandı-
rılmaktadır. Gabinin şartları arasında, dava konusu olayda uygulanması talep edilen unsur, zarar görenin zayıf durumları arasında yer alan müzayaka halidir. Müzayaka hali (Zwangslage/Notlage) deyim olarak darda kalma sıkıntı içinde bulunma demektir1. Yargıtay da bir kararında müzayaka halini “Zaruret içinde bulunma ya da mevcut ya da iktisadi bir zarar veya sıkıntıyı karşılamak için ölçüsüz bir fedakârlıkta bulunma hali” olarak tanımlamıştır2. Dava konusu ihtilafta; Davacı Tarafça yerine getirilen % 30 oranındaki ek iş için yapılan teklifte mevcut olan, fakat işin esas kısmında kısmen mevcut olmayan, fiyatı daha önce belirlenmemiş olan bazı iş kalemleri için Davacı Tarafça teklif edilen fiyatların aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların teklif fiyatlarından daha yüksek olduğunun tespit edilmesi üzerine, Davalı Tarafça; “% 30 oranındaki iş artışı ile birlikte oluşan toplam teklif fiyatının ihaleye katılan diğer firmaların toplam teklif fiyatlarından daha yüksek olduğunun tespit edilmiş olduğu, bunun Kamu İhale Kanununun, İdarelerin ihaleyle verdikleri işlerin “verimlilik, kaynakların etkin kullanımı ve ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması” ilkesine ters düştüğü, bu nedenle de, bu kalemlere ait fiyatların revize edilmesinin gerektiği, bu yapılmadığı takdirde, ek iş için yapılan teklifin kabul edilemeyeceği” ifade edilmiştir. Bir başka ifade ile, huzurdaki davanın konusunu teşkil eden ihtilaf; Davacı Tarafça yerine getirilen % 30 oranındaki ek iş için yapılan teklifte mevcut olan, fakat işin esas kısmında kısmen mevcut olmayan, fiyatı daha önce belirlenmemiş olan bazı iş kalemleri için Davacı Tarafça teklif edilen fiyatların aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların teklif fiyatlarından daha yüksek olduğunun tespit edilmesi üzerine ortaya çıkmıştır. Bir başka ifade ile, ihtilafın kaynağı, işin esas kısmında yer almayan, fiyatı daha önce belirlenmemiş olan bazı kalemleri için Davacı Tarafça teklif edilen fiyatların aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların teklif fiyatlarından daha yüksek olması ve Davacı Tarafın bu birim fiyatları aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların teklif fiyatlarının seviyesine indirmeye yanaşmaması, yani Davacı Tarafın bu şekildeki davranışıdır. Davalı Tarafın işin esas kısmında yer almayan, fiyatı daha önce belirlenmemiş olan bu tür kalemleri için birim fiyatları aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların fiyatlarına indirilecek 1 Aslan, Çiğdem Mine; Gabinin Unsurları ve Hukuki Sonuçları, Ankara 2006, sh. 89; Kalkan, Burcu; Türk Hukukunda Gabin, İstanbul 2004, sh. 122. 2 Karar için bkz. Aslan, sh. 89.
67 Ağustos
2016
Poz No.
Davacı Tarafça Teklif Edilen Birim Fiyat (TL)
Revize Edilmiş Birim Fiyat (TL)
Miktar Birim
Ağustos
2016
Revize edilmiş Tutar (TL)
Fark (TL)
140.3.6.
60,00
5,23
1.375
km
82.500,00
7.191,25
75.308,75
140.3.3.
3,00
0,91
32.173
Adet
96.519,00
29.277,43
67.241,57
140.3.7.5.
40,00
10,00
74
Adet
2.960,00
740,00
2.220,00
Toplam
144.770,32
şekilde revize edilmesi yönündeki talebi taraflar arasında uzun bir süre devam eden görüşmelerin konusu olmuş, bu nedenle de, işin muayene ve kabul işlemleri sözkonusu talep Davacı Tarafça kabul edilinceye kadar uzamış ve Sözleşmenin 21.2 maddesi gereğince işin teslim edildiği tarihten itibaren 60 (altmış) iş günü içinde tamamlanması gereken muayene ve kabul işlemleri ve kesin hakediş raporu, yani altı ay sonra tamamlanabilmiş ve Taraflar arasındaki mutabakata dayalı olarak “Revize Edilmiş Birim Fiyatlara” göre Kesin Hakediş Raporu hazırlanmıştır. “Revize Edilmiş Birim Fiyatlara” göre hazırlanan Kesin Hakediş Raporu Davacı Tarafça “İhtirazi Kayıt” konulmaksızın imzalanmış ve bu rapordaki hesaplara dayalı olarak, ek işin bedelinden 181.685,51 TL’lık kısmı kesilmiştir. Yukarıdaki kısımda ifade edilen tespit ve gerekçe doğrultusunda Bilirkişi Kurulumuz; o Davacı Tarafın işin esas kısmında yer almayan, fiyatı daha önce belirlenmemiş olan bu tür kalemleri için birim fiyatların aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların teklif fiyatlarının seviyesine indirilmesine yanaşmamasının, dava konusu ihtilafı doğuran davranış olarak kabul edilmesi gerektiği, o Davalı Tarafın işin esas kısmında yer almayan, fiyatı daha önce belirlenmemiş olan bu tür kalemleri için birim fiyatların aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların fiyatlarına indirilecek şekilde revize edilmesini talep etmeye hakkının olduğu, bu hakkın kullanılmasının “gabin, ikrah veya müzayaka” olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğu, o Bir kimsenin kendisinin gösterdiği dava konusu ihtilafı doğuran davranıştan dolayı ortaya çıkan olumsuz durumdan hak ve menfaat temin etmeye çalışmasının hukukun temel prensiplerine aykırı olduğu,
68
Teklif edilen Tutar (TL)
o
Yukarıdaki kısımda ifade edilen tespit ve gerekçe doğrultusunda, dava konusu olayda “Gabin”in -bir sözleşmede edimler arasında açık bir dengesizlik olduğu takdirde, eğer bu oransızlık zarar görenin darda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da tecrübesizliğinden yararlanılarak meydana getirilmiş ise, zarar gören bir yıl içinde bu sözleşmeyi iptal ettiğini bildirerek, karşı tarafa verdiğini geri isteyebilir.- şeklinde ifade edilen hukuki şartların gerçekleşmediğinin kabul edilmesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. 1.2. Bilirkişi Kurulumuz tarafından raporun bu kısmında Davacı Tarafça dile getirilen; “Davalı Tarafın dava konusu ihtilafı doğuran davranışı nedeniyle, işin kabulünün ve hakediş ödemelerinin altı ay geciktiği ve bu gecikmeden dolayı kendisinin mağdur olduğu” şeklindeki iddiası incelenecektir. Davacı Tarafça Davalı Tarafa yazılan dilekçe ile “İşin bitirildiği” ifade edilerek, “Kabul işlemlerinin yapılması ve kesin hakedişin tanzim edilmesi” talep edilmiştir. Davacı Tarafça teslim edilen projeler Davalı Tarafa bağlı yetkili elemanlar tarafından kontrol edilmiş ve projelerin: “Sadece Yüksek Gerilim (YG) dağıtım şebekesi projesi yapılacak yerler kısmı için yapılan projelerin Proje Özel Şartnamesi 3.17 maddesine uygun olmadığı tespit edilmiştir. Sözkonusu Proje Özel Şartnamesi 3.17 maddesinde; “Sadece Yüksek Gerilim (YG) dağıtım şebekesi projesi yapılacak yerler için yapılan projelerde de Alçak Gerilim (AG) şebeke hatlarının projede gösterileceği, ancak, bu projelerde Alçak Gerilim (AG) hesaplarının yapılmayacağı, havai hatların 3 A+R/P kesitinde varsayılacağı ve
buna göre direk, tiplerinin seçileceği, bu projeler için ödemenin sadece YG iş kalemleri üzerinden yapılacağı” ifade edilmiştir. Davalı Tarafça Davacı Taraftan “Sadece Yüksek Gerilim (YG) dağıtım şebekesi projesi yapılacak yerler için yapılan projelerde tespit edilen bu eksiklerin tamamlanması talep edilmiş ve bu süre boyunca işin teslim alınması, kesin kabulü ve kesin hakedişin hazırlanması işlemleri durdurulmuştur. Davacı Tarafça tekrar ele alınarak Proje Özel Şartnamesi 3.17 maddesine göre düzeltilen proje Davalı Tarafa tekrar teslim edilmiş ve Davalı Tarafça onaylanarak, kesin kabulü yapılarak kesin hakedişi düzenlenmiştir. Yukarıdaki kısımda ifade edilen tespit ve gerekçe doğrultusunda, Bilirkişi Kurulumuz Davacı Tarafça sözkonusu altı aylık gecikmeye dayalı olarak hak ve tazminat talep edilmesinin; (a) “Sadece Yüksek Gerilim (YG) dağıtım şebekesi projesi yapılacak yerler kısmı için yapılan projelerin Proje Özel Şartnamesi 3.17 maddesine uygun olmaması nedeniyle tekrar ele alınmasının gerekli olduğunun anlaşılması, (b) Buna dayalı olarak da projelerin Davalı Tarafça Davacı Tarafa sözkonusu düzeltmelerin yapılması için Davacı Tarafa geri iade edilmiş olması, (c) Sözkonusu altı aylık sürenin projede tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için harcanmış olması, (d) Bir başka ifade ile, sözkonusu altı aylık gecikmenin Davacı Tarafın kendisi dava konusu ihtilafı doğuran davranışı ve ihmali nedeniyle meydana gelmiş olması nedenleri ile kabule şayan olmadığı, Davacı Tarafın bu gecikmeye dayalı olarak ilave hak ve tazminat talep etmesinin kabul edilemez olduğu; yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır.
1.1.
Bilirkişi Kurulumuz tarafından raporun bu kısmında Davalı Tarafça % 30 oranındaki ek iş için yapılan teklifte mevcut olan, fakat işin esas kısmında kısmen mevcut olmayan, fiyatı daha önce belirlenmemiş olan bazı iş kalemleri için Davacı Tarafça teklif edilen birim fiyatların aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların birim teklif fiyatlarından daha yüksek olduğu yönündeki iddia incelenecektir. Davacı Tarafça Revize Hakediş Raporunun uygun bulunduğu ve kabul edildiği hususunda bir Kabul Yazısı yazılarak Taraflar arasında mutabakat sağlanmıştır. Bu yazıda; “ Elk. Dağ. A.Ş. İl Müdürlüğü Ar-Ge Planlama Etüd Proje Müdürlüğü Taahhüdümüz ve yükümlülüğümüz altında bulunan) Elektrik Dağıtım Şebeke Projesi ve Kamulaştırmaya esas Harita ve Planların hazırlanması işi ile ilgili olarak: 140.3.6 Poz No’lu iş kaleminin 1.327 Km’lik kısmı için, 60,00 TL olan teklif birim fiyatımız, 5,23 TL. olarak, 140.3.3 Poz No›lu iş kaleminin 32.173 Adetlik kısmı için, 3,00 TL: olan teklif fiyatımız, 0,91 TL. olarak ve 140.3.7.5 Poz No›lu iş kaleminin 74 Adetlik kısmı için, 40,00 TL: olan teklif fiyatımız, 10,00 TL. olarak revize edilmiştir. Hakedişimizin bu revize fiyatlar üzerinden yapılmasını kabul ederiz. Gereği hususlarını saygılarımızla arz ederiz. Yukarıdaki kısımda metni verilmiş olan yazıdan da görüldüğü gibi, Davacı Tarafça dava konusu edilen “Revizyon” tüm iş kalemleri için değil, 140.3.6, 140.3.3., 140.3.7.5. poz no ile gösterilen iş kalemleridir ve bu kalemler için Davacı Tarafça teklif edilen birim fiyatların Davacı Tarafça teklif edilen fiyatların aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların teklif fiyatlarından daha yüksek olduğu tespit edilmiş ve İdare tarafından; “% 30 oranındaki iş artışı ile birlikte oluşan toplam teklif fiyatının ihaleye katılan diğer firmaların toplam teklif fiyatlarından daha yüksek olduğunun tespit edilmiş olduğu, bunun Kamu İhale Kanununun, İdarelerin ihaleyle verdikleri işlerin “verimlilik, kaynakların etkin kullanımı ve ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması” ilkesine ters düştüğü, bu nedenle de, bu kalemlere ait fiyatların revize edilmesinin gerektiği, bu yapılmadığı takdirde, ek iş için yapılan teklifin kabul edilemeyeceği” ifade edilmiştir. Dosyada bir örneği mevcut yazıya göre Davacı Tarafın hakedişinden Revizyon ile tenzil edilen meblağ bir özet halinde aşağıdaki tabloda verilmiştir. Davalı Tarafça yapılan sözkonusu revizyon ve tenzil işleminde aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların tekliflerindeki birim fiyatlar esas alınmıştır.
140.3.6, 140.3.3., 140.3.7.5. poz no ile gösterilen iş kalemleri için aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların tekliflerindeki birim fiyat tekliflerinin birer kopyası dosya kapsamında mevcuttur. Yukarıdaki tablonun sonuç kısmında görülen 144.770,32 TL nin DCVTÇ dava konusu edilen 181.685,51 Tl ile aynı olmadığı hususu Bilirkişi Kurulumuz tarafından anlaşılamamıştır ve bunun izahı hususundaki yükümlük taraflara aittir. Bilirkişi Kurulumuz; İdare tarafından ve Davacı Tarafça da yazılı olarak kabul edilen sözkonusu birim fiyat revizyonunun; (a) Sözkonusu birim fiyatların işin esasını teşkil eden asıl iş kapsamında mevcut olmaması, fakat ek iş kapsamında mevcut olması, (b) Bu nedenle de, bu birim fiyatlar için Taraflar arasında imzalanan Sözleşmede Davacı Tarafı bağlayıcı bir hükmün ve fiyatın mevcut olmaması, (c) Bu durumun Davacı Tarafça “Nasıl olsa asıl işi ben tamamladım. Ek iş de bana verilmek zorundadır. Bu nedenle bu ek işi de istediğim fiyata yapabilirim. Davalı Taraf ek iş kapsamında benim teklif ettiğim bu birim fiyatları kabul etmek zorundadır.” anlayışı ile afaki birim fiyatlar teklif edilmesine yol açmış olduğu, (d) Böyle bir durumun M.K. Madde 2.1 de ifade edilen “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” şekline ifade edilen “dürüstlük” kuralına aykırı olduğu, (e) Buna dayalı olarak da Davalı Tarafça sözkonusu 140.3.6, 140.3.3., 140.3.7.5. poz no ile gösterilen iş kalemleri için Davacı Tarafça teklif edilen birim fiyatlara itiraz edilmiş olmasının ancak “Basiretli Tacir” kavramı içinde değerlendirilebilecek, haklı ve yerinde bir davranış olduğu, (f) Davalı Tarafın bu şekildeki davranışının “ikrah, gabin, müzayaka” şeklinde yorumlanmasının haksız, yerinde olmayan ve de kabul edilemez bir iddia olarak görülmesinin gerektiği, (g) Zira eğer kesin hakedişin hazırlanmasında ve kesin ödemelerin yapılmasında Davacı Tarafça “ikrah, gabin, müzayaka” şeklinde ifade edilen bir gecikme olmuş 1 Medeni Kanun, Madde 2. B. Hukuki ilişkilerin kapsamı, I. Dürüst davranma kısmında da; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.”
ise, -ki, bu şekilde nitelendirme doğru olmasa da, böyle bir gecikme olmuştur-, bu gecikmenin asıl nedeninin Davacı Tarafın kendisinin yukarıdaki kısımda ifade edilen davranışı olduğu yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır.
1. Sonuçlar Bilirkişi Kurulu olarak, dosyada birer örneği mevcut Sayın Taraf Vekillerinin iddia ve savunmaları, ibraz edilen belgeler, deliller ve Sözleşme ve dosya kapsamının incelenmesi sonucunda; yukarıdaki kısımda ifade edilen tespit ve gerekçe doğrultusunda takdiri elbette sayın Mahkemeye ait olmak üzere; o Davacı Tarafın Davacı Tarafça yerine getirilen % 30 oranındaki ek iş için yapılan teklifte mevcut olan, fakat işin esas kısmında kısmen mevcut olmayan, fiyatı daha önce belirlenmemiş olan bazı iş kalemleri için birim fiyatların aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların teklif fiyatlarının seviyesine indirilmesini yanaşmamasının dava konusu ihtilafı doğuran davranış olarak kabul edilmesi gerektiği, o Davalı Tarafın ek iş için yapılan teklifte mevcut olan, fakat işin esas kısmında kısmen mevcut olmayan, fiyatı daha önce belirlenmemiş olan bu tür kalemleri için birim fiyatların aynı ihaleye teklif veren diğer firmaların fiyatlarına indirilecek şekilde revize edilmesini talep etmeye hakkının olduğu, bu hakkın kullanılmasının “gabin, ikrah veya müzayaka” olarak görülmemesinin gerektiği, o Bir kimsenin kendisinin gösterdiği dava konusu ihtilafı doğuran davranıştan dolayı ortaya çıkan olumsuz durumdan hak ve menfaat temin etmeye çalışmasının hukukun temel prensiplerine aykırı olduğu, o Dava konusu olayda “Gabin”in -bir sözleşmede edimler arasında açık bir dengesizlik olduğu takdirde, eğer bu oransızlık zarar görenin darda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da tecrübesizliğinden yararlanılarak meydana getirilmiş ise, zarar gören bir yıl içinde bu sözleşmeyi iptal ettiğini bildirerek, karşı tarafa verdiğini geri isteyebilir.- şeklinde ifade edilen hukuki şartların gerçekleşmediğinin kabul edilmesi gerektiği yönünde vicdani bir görüş ve kanaate varıldığını ifade eden işbu Bilirkişi Kurulu Raporu, karar verme ve hüküm tesis etme yetkisi elbette Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, Sayın Mahkemenin ve Sayın Taraf Vekillerinin huzurlarına en derin saygılarımızla arz edilmektedir. 2. Bilirkişi Kurulu (Soyadına göre alfabetik sıra ile) Elk. Yük. Müh. Adnan AKBOYRAZ, Ankara. Prof. Dr. Mirzahan HIZAL, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06531, Balgat, Ankara. Prof. Dr. Osman SEVAİOĞLU, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06531, Balgat, Ankara.
69 Ağustos
2016
www.elektrikdergisi.com
Hazırlayan: Bengi Yıldırım
ENERJİ DÜNYASINDAN
İsrail petrol boru hattı davasını kaybetti, İran’a 1.1 milyar Dolar ve faizini ödeyecek İsviçre’nin en yüksek yargı mercii olan İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi İsrail ve İran arasında onyıllar öncesinden kalan bir petrol boru hattı anlaşmazlığı konusunda İsrail’i 1.1 milyar Dolar ve faizini ödemeye mahkum etti. İran ve İsrail, 1979’daki İran İslam Devrimi’ne kadar yakın ilişki içerisindeydi. Hatta 1967’deki Arap-İrail savaşı olan Altı Gün Savaşı’nda İran İsrail’in petrol ihtiyacının büyük bir kısmını karşıladı. Mısır Süveyş Kanalı’nı kapatarak İran’ın Avrupa’ya tankerle petrol ihracatı yapmasını engellediğinde, İsrail İran’ın petrolünü Eilat-Ashkelon boru hattını kullanarak Eilat’ta bulunan limandan Avrupa piyasasına taşımasına izin vermişti. Bu boru
hattı, 1969’da yapılan ortak bir İran-İsrail girişimi olan Eilat-Ashkelon Boru Hattı Şirketi (EAPC) projesiydi. Boru hattı 10yıl boyunca çalıştı ancak hiç bir zaman 60 milyon ton olan taşıma kapasitesine ulaşmadı. Şah’ın düşüşünden sonra İran ve İsrail birbirleri için bölgedeki en büyük düşmanlar haline geldiler. Sonrasında ise büyük çoğunlukla eski Sovyetler Birliği ülkelerinden petrol taşıyan ve değerlenen EAPC İran için önemli bir düşman şirketi haline geldi. EAPC şu an İsrail’in en büyük petrol ihracatçısı konumunda ve hükümet tarafından yakın takip ediliyor. İran ilk davayı 1994’te Fransa’da şirketten payına düşen kısmı almak için açmıştı. Kaynak: Forbes
Bilim insanları karbondioksidi yakıta dönüştürebilecekler ABD Enerji Bakanlığı’na bağlı Argonne Ulusal Laboratuarında yapılan yeni bir çalışmada, güneş ışığı kullanılarak karbondioksit yakıta dönüştürülebildi. Karbondioksidi ayırmadaki en büyük zorluklardan birinin onun kimyasal olarak reaktif olmaması. Karbondioksidi kullanılabilir bir yakıta dönüştürebilmek için ekibin karbondioksidin daha kolay aktif hale gelmesini sağlayacak bir katalizör bulması gerekti. Bitkiler karbondioksidi şekere dönüştürürken bir enzim kullanırlar, araştırmacılar da yüzey alanını büyütmek ve reaktif alanı ortaya çıkarmak için nano boyutunda tanecikler haline getirdikleri tungsten diselenit kullandılar. Araştırmacılar, bitkilerin karbondioksidi şekere dönüştürmek için kullandıkları katalizörü karbondioksidi karbonmonokside dönüştürmek için kullandılar. Karbonmonoksit bir sera gazı olmasına rağmen, karbondioksitten daha reaktif olduğu için metanol gibi bir yakıta dönüştürmeye daha uygun. Kaynak: breakingenergy.com
70 Ağustos
2016
Teksaslı bir şirketten önemli bir fikir: Elektriği yer altında depolamak Teksas’ta bir arazide Aaron Mandell ve ekibi eski bir petrol ve doğalgaz kuyusunu hayata döndürmek için bir pompa sistemi kullanıyorlar. Ancak petrol veya doğal gaz çıkarmaya çalışmıyorlar. Bunun yerine, kullanılmış kuyuları eletrik depolayabilecekleri bir alana dönüştürmeye çalışıyorlar. Mandell’in bu iş için kurduğu şirketi olan Quidnet Energy’nin arkasındaki fikir basit: Yer altının derinlerine su pompalayarak eskiden içerisinde petrol olan çatlaklara dolmasını sağlamak. Bu basınçlı su serbest bırakıldığındaysa, bir su kaynağı gibi olacak ve yer üstüne kurulmuş türbini hareket ettirerek elektrik üretecek. Kaynak: theguardian.com
Jeotermal enerji için ToshIba-CIbutI birliği Toshiba, ülkede jeotermal enerji üretiminin yapılması için Cibuti ile birlikte çalışacak. Tokyo merkezli şirket ve Office Djiboutien de Developpement de l’Energie Geothermique-ODDEG (Cibuti Jeotermal Enerji Geliştirme Ofisi) Cibuti’deki jeotermal enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve santrallarda çalışacak olan kişilerin yetiştirilmesi adına bir anlaşma imzaladı. Toshiba ODDEG’e santralların kurulumu ve çalışması ile jeneratör sistemlerinin geliştirilmesi konusunda yardımcı olacak. Ülkedeki termik santrallar ve Etiyopya’dan satın alınan enerjiye bağımlı olan Cibuti’nin 50 MW’lık jeotermal enerji santralları geliştirme planları olduğu belirtildi. Kaynak: Renewablenergyworld.com
denizaşırı rüzgar çiftliği projesine izin verildi: 1.8 GW’lık ikinci Hornsea Projesi DONG Enerji’ye İkinci Hornsea Projesi için izin verildi. İngiltere, Yorkshire’ın doğu kıyısının 89 km açığına kurulacak olan 1.8 GW’lık projede 300 rüzgar türbini olacak. DONG Enerji’den Brent Cheshire, projenin İngiltere’de 1.6 milyon eve enerji sağlayabileceğini belirtti. Şirket, şimdiden Üçüncü Hornsea Projesi’nin planlanmaya başladığını bildirdi. Kaynak: renewableenergyworld.com
71 Ağustos
2016
ENERJİ KALİTESİ • TANITICI RÖPORTAJ
SIEMENS
“ENERJİ KALİTESİ KAPSAMINDA İHTİYACA UYGUN KOMPLE ÇÖZÜMLER SUNUYORUZ” Temiz bir enerji kullanan tesis ile enerji kalitesi düşük bir tesisin arıza sayısı, ekipman ömürleri, bakım ihtiyacı, oluşacak arıza, bakım ve kontrol maliyetleri arasında ciddi bir fark oluşacağı açıktır. Bütün sektörlerde kar marjlarının minimuma indiği bir zamanda bu maliyetlerin firmaların rekabet gücüne nasıl etki edeceği ortadadır.
Siemens, enerji kalitesi özelinde hangi ürün, sistem ve çözümleri sunmaktadır? Enerji Kalitesi kapsamında sadece ürün bazında değil, müşterinin ihtiyacına uygun komple çözümler sunabilmektedir. Ölçüm ve analiz, ihtiyaca uygun sistem tasarımı ve sistemi oluşturan bileşenlerin seçimi ve tedariği bu kapsamda değerlendirilebilir.
Enerji kalitesi kavramının içeriğini neler oluşturmaktadır? Enerji kalitesi dendiğinde pazarda ilk akla gelen “harmonik reaktörlü kompanzasyon”dur. Hâlbuki bu enerji kalitesinin sadece küçük bir bölümünü oluşturur. “Enerji kalitesi” kavramının en önemli bileşeni “mühendislik”tir . 2007 yılında yapılan reaktif enerji yönetmeliği değişikliği
İlke İbrahim Kider Siemens Türkiye Enerji Kalitesi Ürünleri Satış ve Pazarlama Yöneticisi
72 Ağustos
2016
ile eline enerji analizörünü alan sayısız kişi firmalara gidip “ tesisinizde ücretsiz ölçüm yapalım, ihtiyacınızı belirleyelim, sonra teklif verelim” demeye başladılar. Bir şekilde öğrendikleri birkaç teknik değerler ki bunlar genelde toplam harmonik gerilim ve akım distorsiyonu (THD-U ve THD-I) değerleridir, sistem tasarlamaya çalıştılar. Bu kişilerin içinde konuya hakim olan mühendisler olduğu gibi enerji kalitesi konusunu kısa vadede para kazanmak için fırsat gören, hayatında ”harmonik distorsiyon” kelimesini ilk defa o yıl duyan kişiler de vardı. Nasıl ki EKG cihazı alıp kalp ritmini ölçmekle kardiyolog olunmuyorsa enerji analizörü alıp harmonik distorsiyon ölçümü yapmakla mühendis olunmaz. Dolayısıyla bu konunun en önemli kısmı “mühendislik” ve standart bilgisidir.
nedeniyle sistemin rezonansa girmesi ve reaktörlerin aşırı ses yaratıp zamanla yanması. Diğer sık yaşanan bir problem ise standart harmonik reaktörlerin her türlü harmonik distorsiyon seviyesi için kullanılabileceğinin düşünülmesi. Her ürünün belli bir üretim standardı vardır, bu standartta belirtilen değerlerin üzerinde bir harmonik distorsiyon seviyesi olan tesislerde kullanıldığında bütün ürünlerde problem olabilir.
Kaliteli enerji kullanan ve kullanmayan bir işletmeyi karşılaştırdığımızda ortaya nasıl bir tablo çıkıyor? Basitçe anlatmak gerekirse; bir insan taze ve temiz gıdalarla besleneceğine bayat ve kirli gıdalarla beslendiğinde nasıl bir etki oluyorsa , temiz bir enerji yerine kirli bir enerji kullanan tesiste de benzer etkiler oluşur. Tesisin bileşenleri hasar görür, sürekli arıza ve bakım ihtiyacı oluşur, beklenmedik masraflar ortaya çıkar.
Kaliteli enerji temin etmek için kurulan kompanzasyon sistemlerinde en çok yapılan hatalar nelerdir? Öncelikle “enerji kalitesi = kompanzasyon “ demek değildir. Kompanzasyon bu konunun bir kısmını oluşturur. Ancak kompanzasyon sistemi tasarlamak panoculara bırakıldığı için hemen herkesin bu konudan anladığı bu hale geliyor. Yıllardır harmonik reaktörlü kompanzasyon sistemlerinde yapılan hatalarla mücadele ediyoruz. Ancak daha gidecek çok yolumuz var. En sık yapılan hata yanlış malzeme seçimi. Özellikle yanlış kondansatör seçimi. Yanlış seçilen kondansatör
Enerji kalitesinin bileşenleri nelerdir? Siemens, bu bileşenlerin tümünü anahtar teslimi olarak müşterilerine sunabiliyor mu? İhtiyacın belirlenmesi ve sistem tasarımı bu konunun en önemli kısmı. Sonrasında ihtiyaca uygun malzeme seçimi ve tedariği geliyor. Malzeme seçimi yapmak sadece reaktör ve kondansatör seçmekten ibaret de değildir. Kompanzasyon panosu tasarımı dahi başlı başına önemli bir konu. Kondansatörlerin ve reaktörlerin yerleşimi, kullanılacak sigortalar, kullanılacak kablolar dahi bir uzmanlık gerektiren konudur. Biz bu aşamaların en başından en sonuna kadar müşterilerimize hizmet sunabiliyoruz.
Kaliteli bir enerji için kamuya hangi sorumluluklar düşmektedir? Ülkemizde enerji piyasasını kanunlarını ve yönetmeliklerini belirleyen, şebekede kaliteli bir enerjiyi sağlaması gereken veya bunun sağlanması için gerekli yönetmelikleri veya kanunları oluşturması gereken kamudur. Ancak diğer yandan kamunun bu yönetmelikleri oluştururken ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu, yönetmeliklerin ve getirilen cezaların uygulanabilirliğini, bu yönetmeliklere uymak için kurulması gereken sistemlerin bulunabilirliğini ve bunun gibi birçok kriteri göz önüne alması gerekmektedir.
73 Ağustos
2016
www.armes-group.com
Dinamik Güç Kalitesi
AKTIF HARMONIK FILTRELERI (AHF) • • • • •
400V-500V-690V 3P-4W VE 3P-3W AÇIK VE KAPALI ÇEVRİM 19’’ RACK VE DUVAR TİPİ TEK MODÜLDE 30-400A ARASI HER TÜRLÜ KOMBİNASYONA UYGUN ÇÖZÜMLER
ELEKTRONIK KOMPANZASYON SISTEMLERI (SVG) • • • • • •
400V-500V-690V AG/OG UYUMLU TAM ELEKTRONİK VE HİBRİT ÇÖZÜMLER 19’’ RACK VE DUVAR TİPİ TEK MODÜLDE 400 KVAR ‘A KADAR 30-50-100 KVAR MODÜLLER
ARMES MÜHENDISLIK ENDÜSTRIYEL SISTEMLER ELEKTRIK OTOMASYON SAN. VE TIC. LTD. ŞTI. Huzur Mah. Kanarya Sok. No: 1/1 Seyrantepe / Şişli 34396 İstanbul TÜRKİYE T.: +90 212 324 43 27 - 28 l F: +90 212 324 43 30 info@armes-group.com
www.armes-group.com
Gerçek Zamanlı Kompanzasyon Kompanzasyonda
Devrim!
Ne Kondasatör Ne Reaktör Yaşasın Statik Var Jenaratör!
SVG: STATIK VAR JENERATÖR
Röle Yok! Kondansatör Yok! Filtre Yok! Buşon Yok! Kontaktör Yok! Tristör Yok! Rezonans Yok! Bakım Yok!
ELEKTRONIK KOMPANZASYON SISTEMLERI (SVG) • • • • • •
400V-500V-690V AG/OG UYUMLU TAM ELEKTRONİK VE HİBRİT ÇÖZÜMLER 19’’ RACK VE DUVAR TİPİ TEK MODÜLDE 400 KVAR ‘A KADAR 30-50-100 KVAR MODÜLLER
ARMES MÜHENDISLIK ENDÜSTRIYEL SISTEMLER ELEKTRIK OTOMASYON SAN. VE TIC. LTD. ŞTI. Huzur Mah. Kanarya Sok. No: 1/1 Seyrantepe / Sarıyer 34450 İstanbul TÜRKİYE T.: +90 212 324 43 27 - 28 l F: +90 212 324 43 30 info@armes-group.com
ENERJİ KALİTESİ • TANITICI RÖPORTAJ
aktif mühendislik
“Güç kalitesi departmanı olarak farklı projeleri hedefliyoruz” Türkiye’de güç kalitesi problemlerine çözüm sunan ilk firmalardan biri olarak kabul edilen Aktif Mühendislik, farklı projeleri listelerine ekleyerek sektörüne katkı sağlamaya devam ediyor. Aktif Mühendislik Güç Kalitesi Ürün Mühendisi Cihan Şenel, “2016 yılında da güç kalitesi departmanı olarak birçok projeye imza atacağız” diyerek hedeflerini ortaya koyuyor.
1
996 yılında kurulan Aktif Mühendislik, o tarihten bu yana güç kalitesi problemlerine çözüm sunmaya, uluslararası ve ulusal birçok projeyi takip etmeye devam ediyor. Bünyesinde konusunda uzman isimleri barındıran Aktif Mühendislik, alçak gerilim ve orta gerilim sistemleri için harmonik filtreli ve filtresiz reaktif güç kompanzasyon sistemleri, aktif harmonik filtreler, orta gerilimde ağır sanayi tesisleri için SVC (Statik VAR kompanzasyonu) sistemleri ve teknolojinin geldiği son nokta olan STATCOM sistemlerini uygulayabiliyor. 2016 yılında güç kalitesi departmanı olarak hız kesmeden çalışmaya devam etmeye hazırlanan Aktif Mühendislik, referanslarına yeni isimler katmayı ve farklı projeleri listeye eklemeyi hedefliyor.
Markanız güç kalitesi alanında hangi ürün ve çözümleri sunuyor?
Aktif Mühendislik Güç Kalitesi Ürün Mühendisi Cihan Şenel
76 Ağustos
2016
Aktif Mühendislik, Türkiye’de güç kalitesi problemlerine çözüm sunan ilk firmalardan biridir. 1996 yılında kurulan firmamız yurt içi ve yurt dışında güç kalitesi ürün, sistem ve mühendislik hizmetleri konusunda binlerce referansa sahip birçok farklı projeye imza atmıştır. Yaşanan tüm güç kalitesi problemlerinde en önemli konu doğru metotları uygulayarak sistemi doğru analiz etmektir. Bu da konusunda uzman mühendisler tarafından, ulusal ve uluslararası standartlara uygunluk ile mümkündür. Güç kalitesi departmanı olarak tesislerin güç kalitesi ölçümünü
gerçekleştirip analiz ettikten sonra bu analizler doğrultusunda çözüm için gerekli ürün ve sistemleri tasarlayıp müşterilerimize sunuyoruz. Alçak gerilim ve orta gerilim sistemleri için harmonik filtreli ve filtresiz reaktif güç kompanzasyon sistemleri, aktif harmonik filtreler, orta gerilimde ağır sanayi tesisleri için SVC (Statik VAR kompanzasyonu) sistemleri ve teknolojinin geldiği son nokta olan STATCOM sistemleri Aktif Mühendislik tarafından uygulanabilen sistemlerdir. Ürün bazında ise, Aktif Mühendislik markası olan ‘ASSET’ marka alçak gerilim ve orta gerilim güç kondansatörleri, harmonik filtre reaktörleri, güç kalitesi kaydediciler, statik anahtarlama modülleri ve kompanzasyon modüler kasetleri de ürün portföyümüzde bulunmaktadır. Aktif Mühendislik güç kalitesi departmanı, yıllar içerisinde kazanmış olduğu tecrübeler ve binlerce referansı ile en iyi ürün ve en iyi mühendisliği harmanlayarak müşterilerine en iyi hizmeti sunmaya devam etmektedir.
Bu alanda nasıl bir rekabet avantajınız var, rakiplerinizden hangi yönlerinizle ayrışıyorsunuz? Aktif Mühendislik olarak müşterilerimizin problemlerini iyi analiz edebilecek, konusunda uzman mühendis kadromuz bulunmakta ve bu sayede müşterilerimize en doğru ve kesin çözümü kısa zamanda sunabiliyoruz. Ayrıca bir uygulamayı yapmadan önce projelendiriyor, gerekli simülasyon ve hesaplamaları bilgisayar des-
tekli olarak yapabiliyoruz, bu da bizim yalnızca ürün satan bir firmadan bir adım önde olmamızı sağlıyor. Bu sayede müşterilerimiz yapacakları yatırımın fizibilitesini ve katma değerini rahatlıkla proje aşamasında görebiliyorlar.
Güç kalitesi projelerinde, enerji verimliliği artarken kayıplar azalıyor. Bunu bir örnek üzerinden açıklayabilir misiniz? Güç kalitesi konusunda Türki2016 yılında ne tür projelerde yer almayı planlıyorsunuz? ye’deki cezai yaptırımlardan Güç kalitesi departmanı olarak hız kesmeden ötürü en çok yatırım yapılan çalışmaya devam ediyoruz. Uluslararası ve ulusal konu hiç şüphesiz reaktif güç birçok projeyi takip ediyoruz. Referanslarımızla kompanzasyonudur. Reakgurur duyuyor her gün yeni referanslar, farklı projeleri listemize eklemek için heyecanla işimize tif güç kompanzasyonunu sarılıyoruz. 2016 yılında da güç kalitesi departmaneden yapıyoruz sorusu nı olarak birçok projeye imza atacağız. sorunuzu net bir şekilde açıklıyor. Tesisler için gerekli reaktif gücün tesise göre uygulayıcı taraftaki bilgi düzeyi yeterli boyutlandırılmış bir kompanzasyon değil. En çok karşılaşmış olduğumuz ünitesi üzerinden yapılması durusorunlar yanlış uygulama örneklemunda, elektrik enerjisinin üretildiği ri ve yanlış projelendirmeler. Aktif noktadan tüketildiği noktaya kadar, Mühendislik olarak proje ofislerine, yükseltici ve indirici trafolar, iletim son kullanıcılara, taahhüt yapan iş hatları, dağıtım hatları, tesis trafoortaklarımıza seminerler ve eğitimler ları gibi birçok elemanın üzerinden vererek doğru projelendirmeler nasıl reaktif akımı akıtmamış oluyorsunuz. yapılmalı ve doğru uygulama için Dolayısıyla bu yol üzerindeki toplam nasıl bir yol izleneceği konusunda empedans değeri üzerinden, çekmiş bilgi paylaşımında bulunarak, güç olduğunuz reaktif akımın kaybını kalitesi bilincini pekiştirmeyi bir görev engellemiş oluyorsunuz. Ayrıca iletim biliyoruz. hatlarının ve trafoların yüklenebilirliğini arttırmış, tüketim noktasındaki Uluslararası çapta bir gelişmişgerilim düşümünün önüne geçmiş lik seviyesi olarak kabul edilen oluyorsunuz. güç kalitesini, önemli kılan
Güç kalitesiyle ilgili yürüttüğünüz projeler kapsamında karşılaştığınız sorunlar oluyor mu? Türkiye’de güç kalitesi konusu son yıllarda gittikçe önem kazanmaya başladı ancak hala kullanıcılardaki ve
unsurlar nelerdir?
Günümüzde gelişmişlik konusu denince değerlendirmeler genelde ekonomik verilerle ifade edilmektedir. Diğer bir deyişle kaynakları verimli kullanmak, katma değeri yüksek ve sürekliliği olan bir üretim akla gel-
mektedir. Düşük güç kalitesi ciddi maddi kayıplara yol açmaktadır, örnek vermek gerekirse güç kalitesi bozulmalarında karşılaşılan gereksiz şalter açmaları sanayide üretim verimliliğini doğrudan etkilemektedir. Kablolar, transformatörler, motor sürücüleri gibi çeşitlendirilebilen elemanlardaki aşırı ısınmalar, ürünlerin kullanım ömrünü kısaltmaktadır. Ulusal olarak belirlenmiş sınırlar içerisinde reaktif tüketim yapmayan son kullanıcılar için cezai yaptırım uygulanmakta buda işletmeye ciddi ek maliyetler getirmektedir.
2015 yılında ilgili alanda hangi projeleri gerçekleştirdiniz?
2015 yılı içerisinde referanslarımıza birçok saygın projeyi ekledik. Bunlardan en önemlilerinden bir tanesi olan yurtdışı bandıralı bir gemide aktif filtre uygulamasını başarılı bir şekilde tamamladık. Gemide sirkülasyon pompalarının devreye girmesiyle Uluslararası standartlarda belirtilen toplam gerilim harmoniği (%THDv) sınır değeri 1kV’un altı tesislerde %8 ile sınırlandırılmış ve bu değerin üzerinde bir gerilim harmoniği bozulumunda çalışmak riskli kabul edilirken, hesaplanan ve sonrasında ölçülen değerler %14 mertebelerine ulaşmaktaydı. Projenin başından sonuna kadar mühendisliğini üstlendik. ETAP yazılımında gerekli simülasyon çalışmalarını ve boyutlandırmaları yaptık, bu boyutlandırma doğrultusunda doğru ürünleri seçtik ve uygulamayı yaptık, uygulamada başarılı bir şekilde, simülasyonda elde ettiğimiz değerleri yakalayarak %14’ten %2’ye düşürmeyi başardık. Aktif mühendislik olarak bu projeye imzamızı attığımız için gururluyuz.
77 Ağustos
2016
ENERJİ KALİTESİ • TANITICI REKLAM
EPKOM
VERİ MERKEZLERİNDE GÜÇ KALİTESİ VE ENERJİ YÖNETİMİ Veri merkezleri (Data Center), IT ekipmanlarının kesintisiz bir şekilde beslenmesi ve yedekli çalışma ekipmanları sağlayarak yüksek IT üretkenliğini sağlamak üzere tasarlanırlar.
78 Ağustos
2016
B
u amaçlara ulaşmak için, karmaşık güç kaynağı sistemleri ve bileşenleri örnek olarak UPS sistemleri (kesintisiz güç kaynağı) ve şebeke yedekleme sistemleri oluşturulmuştur. Birden fazla güç kaynağı yedekli güç devreleri oluşturur. Güç kalitesi ve enerji izleme sistemleri elektrik güç iletiminde şeffaflık yaratmak için gereklidir, böylece
kritik sistem ekipmanlarında oluşabilecek enerji kesintileri önlenebilir. Proaktif bir şekilde elektrik tedarik sürekliliğini izlemek ve limit değer sınırları aşıldığında raporlamak birincil konudur. Aynı zamanda enerji verimliliği de veri merkezlerinin daha düşük maliyetli ve rekabetçi bir şekilde yönetilmesini sağlamak amacında giderek artan bir öneme sahiptir. Ulaşılabilir altyapıda etkili yönetim ve planlama sadece uygun enerji yönetim sistemi (EYS) ile mümkündür. Enerji yönetim sistemlerinin (EYS) uygulanması ve optimizasyonunda EN ISO 50001 başlangıçta bir yönlendirme sağlar. Aynı zamanda EN ISO 50001 şirketlerin/kurumların enerji yönetiminin, enerji veriminin ve enerji ekonomisinin sürekli gelişimini desteklemek için tasarlanmıştır. Bir enerji yönetim sistemi sadece sayaç değerlerini takipten çok daha fazlasını yapabilmelidir. Enerji
tüketim değerleri ile birlikte sistemin güvenilirliğini etkileyen harmonikler, gerilim dengesizliği gibi güç kalitesi parametrelerini de sürekli izlenmelidir. Güç kalitesi analizleri ile sistemin değerlendirilmesi ve analizi yapılarak herhangi bir arıza ve kesintiye neden olmadan olası arıza kaynakları ve zayıf noktalar belirlenebilmelidir. Güç kalitesi izleme sisteminde ölçüm noktaları dağıtım sistemi ortak bağlantı noktasından her bir sunucu kabin çıkışını da kapsayacak şekilde olmalıdır. Bu sayede eş zamanlı olarak hem şebeke kaynaklı hem de dahili dağıtım sisteminden kaynaklı güç kalitesi problemleri sürekli olarak izlenip kayıt altına alınabilmektedir. Sürekli ölçüm ve izleme sistemi sayesinde enerji kesintine neden olabilecek bir durum ortaya çıkmadan ilgili parametreye bir limit değer tanımlanarak limit aşılması durumunda alarm/mail yoluyla operatör bilgilendirilebilir. Veri merkezlerinde kaçak akımların izlenmesi de büyük önem arz etmektedir. Kaçak akımların belli bir seviyenin üzerine çıkması durumunda sistemin işleyişinde ciddi sorunlara neden olmaktadır. Genelde sistem dengesizliği ve izolasyon arızalarının sonucunda ortaya çıkan kaçak akımlar ufak sistem arızalarının yanında yangınla sonuçlanabilen durumlar da ortaya çıkarabilmektedir. Bu durumların önüne geçebilmek için veri merkezlerinde kaçak akım izleme ürün ve çözümleri de bulunmalıdır. Bu çözümler ile bütün elektriksel sistemlerin ve ekipmanların izolasyon dirençleri ve çalışma durumları izlenip herhangi bir kesinti veya duruş olmadan sistem hakkında bilgi sahibi olup önceden belirlenen kritik seviyelerde alarm ve uyarı mesajı gönderilir.
79 Ağustos
2016
ENERJİ KALİTESİ • TANITICI REKLAM
SÖNMEZ TRAFO
“gelişmiş transformatör ve reaktör üretimini, kendi teknolojimizle sürdürüyoruz” STS özellikle enerji kalitesi problemlerinin çözümünde yüksek faz sayısına (12, 18, 24 pulse – darbeli) sahip konvertör transformatörlerinin imalatında uzmanlaşmıştır. Başta Amerika ve Avrupa olmak üzere tüm kıtalara ihracat yapmaktadır. Ürünleri 60 ülkeden daha fazla ülkede çalışmaktadır.
S
önmez Transformatör Sanayi (STS), Kuru veya Yağlı güç transformatörleri, özel transformatörler ve reaktörler üretmektedir. 1976 yılında Gebze’de kurulmuştur. STS şu anda 10.000 m2 alanda hizmet vermektedir. STS gelişmiş transformatör ve reaktör üretimini, kendi teknolojisiyle sürdürmektedir. Bu yıl içeresinde 40.000 metrekarelik arazi üzerinde konumlanan yeni üretim tesisinde üretimine başlayacaktır. STS ürün yelpazesi incelendiğinde; uzmanlık gerektiren ulaşım sektöründeki tren(traction) ve gemi(marine) transformatörleri,
80 Ağustos
2016
demir çelik sektöründeki ark ve pota ocağı transformatörleri, haddanelerdeki konvertör transformatörleri, maden sektöründeki izole maden ve elektro filtre transformatörleri, yenilenebilir enerji sektöründeki çok kademeli(multi tap) transformatör uygulamları ile motor yol verme uygulamalarında kullanılmak üzere yol verme transformatörü ve reaktörleri, güç kalitesi uygulamalar için seri, şönt ve harmonik filtre reaktörleri, kısa devre akımlarını sınırlamak için hava çekirdekli akım sınırlama reaktörleri gibi değişik uygulamalar görülmektedir.
Yükte Kademe Değiştiricili Transformatörler: Güç
STS hem kuru tip hem de yağlı tip ürün imalatı yapabilmektedir. Transformatör yağı olarak standart transformatör yağlarının dışında yüksek yanma noktasına sahip transformatör yağları ile de uygulamalar yapmaktadır. Kullanılan yağların bir çoğu ülkemiz için çok yeni uygulamalar olmuştur. Müşteri ihtiyaçlarına bağlı olarak güç kalitesini iyileştirmeye yönelik transformatör ve reaktör imalatı yapılmaktadır. Bunun için tüm uluslar arası standartlar ve gelişmeler yakından takip edilmektedir. STS TSE EN 60076-6 Reaktör standardını Türkiye’de ilk
olarak alan ve bu standarda uygun her tür reaktörü üreten tamamen yerli sermayeli transformatör fabrikasıdır.
Şönt Reaktörler: STS, enerji dağıtım şirketlerinde saat bazlı kompanzasyon uygulamasına bağlı olarak, kapasitif yüklü merkezlerin kompanzasyonu için sabit, ayarlı ve anahtarlanabilir şönt reaktörleri 36 kV 100 kVAr’dan 10 MVAr’a kadar üretmektedir. Şönt reaktörler uluslar arası standartlarda verilen kayıp değerlerini sağlayacak şekilde imal edilmektedir. Her türlü testleri ise STS fabrikasında gerçekleştirilmektedir.
sistemlerinde bara gerilimlerinin optimizasyonu, reaktif akışların kontrolü için kademe değiştiricilerden faydalanılmaktadır. Bu sisteme Volt/VAR kontrol denilmektedir. STS özellikle 36 kV orta gerilim kademesini 15.8 kV, 12 kV, 10 kV ve 6.3 kV indiren 5 MVA’dan 40 MVA’ya kadar transformatörlerin kademe değiştiricilerin uygulaması ve bakımında uzun yıllardan beri hizmet vermektedir. Bu kapsamda dünyanın ileri gelen yükte kademe değiştirici şalter imalatçıları ile beraber çalışmalar yapmaktadır.
Düşük Kayıplı Transformatörler: Özellikle enerji dağıtım sistemi özelleştirmeleri ile birlikte güç sistemlerinde kayıpların değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. STS hem transformatör dizaynında ve hemde malzeme seçiminde dünya ölçeğinde standarlarda tanımlanan çevreci transformatörler üretmektedir.
81 Ağustos
2016
Elektrikgüncesi basından seçilmiş haberler
Enerji • Elektrik • Ekonomi • Politika • Olaylar
ABD kaya petrolü üretimi yüzde 45 artacak ABD’de kaya petrolü üretiminin 2040 yılına kadar yüzde 45, kaya gazı üretiminin yüzde 114 artması bekleniyor
ortalama 2,3 milyon varile ulaşmasının beklendiği bilgisine yer verilirken, bu bölgenin, ülkenin bir numaralı kaya petrolü üretim sahası olacağının da altı çizildi.
A
Kaya gazında yüzde 114 artış
BD Enerji Enformasyon İdaresinden (EIA), ülkenin kaya petrolü üretiminin 2040 yılına kadar yüzde 45 artmasının öngörüldüğü bildirildi. EIA’dan yapılan açıklamada, ABD’nin kaya petrolü üretiminin 2015’te günlük ortalama 4,89 milyon varilden, 2040’da 7,08 milyon varile yükselerek yüzde 45 artış göstermesinin tahmin edildiği belirtildi. Düşük petrol fiyatlarının üretimi olumsuz etkilemesi nedeniyle, ülkenin kaya petrolü üretiminin 2017’ye kadar günlük ortalama 700 bin varil azalmasının beklendiğinin kaydedildiği açıklamada, “Ancak, üretim maliyetindeki azalmalar ve sondaj tekniklerindeki ilerlemeler sayesinde üretim miktarındaki düşüş hafifleyecek. Daha verimli hidrolik çatlatma teknikleri sayesinde, üreticiler tek bir kuyudan daha fazla petrol çıkarabilecek.” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, ABD’nin Kuzey Dakota eyaletinde bulunan Bakken sahasından elde edilen kaya petrolü üretiminin 2040’ta günlük
82 Ağustos
2016
Açıklamada ayrıca, ABD’de kaya gazı üretiminin de 2040 yılına kadar yüzde 114 artacağının tahmin edildiğini bildirdi. Açıklamada, ABD’nin kaya gazı üretiminin 2015’te günlük ortalama 1,06 milyar metreküpten, 2040’da günlük ortalama 2,26 milyar metreküpe yükselmesinin öngörüldüğü belirtildi. Düşük petrol fiyatlarının ABD’de kaya petrolü üretimini 2017’ye kadar olumsuz etkilemesinin beklendiğinin hatırlatıldığı açıklamada, buna rağmen, kaya gazı üretiminin düşük doğalgaz fiyatlarına rağmen 2040’a kadar kademeli olarak artmaya devam edeceği vurgulandı. Açıklamada, ABD’nin kuzeydoğusunda bulunan Marcellus ve Utica sahalarının elverişli jeolojik yapılarına ve ülkenin doğalgaz pazarlarına olan yakınlığına işaret edilerek, söz konusu bölgelerin düşük gaz fiyatlarına karşı dirençli olduğu ve ABD gaz üretimine uzun dönemde katkı sağlamaya devam edeceği kaydedildi. Kaynak: Dünya
Hükümetten enerji tasarrufuna destek
M
aliye Bakanlığı, ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik işlemlerin gider yazılması, damga ve harçlardan istisna tutulması imkanı getirdi. Hükümet, özellikle binalardaki yalıtımsızlık, elektrik kablolarının eski oluşu gibi nedenlerden ortaya çıkan enerji kaybını önlemek amacıyla bir düzenleme yaptı. “6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile şirketler ve gerçek usulde vergilendirilen ticari kazanç sahibi mükelleflere işletmeye dahil olan gayrimenkullerinin iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalarını aktifleştirmeyip doğrudan gider yazabilmelerine imkan getirildi. “İşletmeye dahil olan gayrimenkulün iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar, yapıldığı yılda amortismana tabi tutmadan doğrudan gider yazılabilir” hükmü eklenerek yapılan değişiklik çerçevesinde getirilen bu imkan 9 Ağustos 2016 tarihinden itibaren geçerli olacak. Kaynak: Enerji Günlüğü
E EWE TURKEY HOLDİNG’DEN BESOB ÜYELERİNE ÖZEL KAMPANYA EWE Turkey Holding’in Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanlığı (BESOB) üyelerine özel hazırladığı kampanyada, tüm işletmelerin önceliği haline gelen enerji verimliliği ve dijital dönüşümden esnafın daha fazla faydalanması hedefleniyor.
SchneIder ElectrIc ve DEIF’den PV Hybrid çözümü
S
chneider Electric, DEIF ile işbirliği içinde geliştirilen yeni PV Hybrid çözümünü, Intersolar 2016’da görücüye çıkarttı. Şebekeye bağlı ve şebeke dışı enerji üretimi için tasarlanan PV Hybrid çözümü toplam karbon ayak izini azaltırken şebeke güvenilirliği sağlıyor. PV Hybrid çözümü ile bazı uygulamalarda operatörlerin güneş enerjisi ile üretilen artan gücü şebekeye geri satarak gelir elde etmeleri mümkün olacak. Enerji yönetimi ve otomasyon alanında global uzman ve güneş enerjisi ve enerji depolama güç dönüşüm zinciri çözümlerinde bir dünya lideri olan Schneider Electric, dizel kontrolörleri alanında global bir lider olan DEIF ile işbirliği içinde geliştirdiği bir PV Hybrid çözümünün tanıtımını gerçekleştirdi.
Intersolar Europe 2016’da tanıtılan esnek PV Hybrid çözümü Şebekeye bağlı ve şebeke dışı enerji üretimi için tasarlanan PV Hybrid çözümü, verimli, güvenilir dizel üretimi temiz ve düşük maliyetli güneş enerjisi ile birleştiriyor. Bu esnek çözüm, operatörlerin enerjiyi akıllıca kullanmalarını sağlıyor ve maliyetli hibrit güç çözümleri oluşturmak amacıyla bir dizi ihtiyacı karşılayacak şekilde özelleştirilebiliyor. Schneider Electric Ticari ve Konutsal Güneş Enerjisi İş Bölümü Başkan Yardımcısı Xavier Datin, PV Hybrid’in tanıtımı sırasında “PV Hybrid çözümü, pazarın gerçek ve artan bir ihtiyacına cevap veriyor. Uzak
84 Ağustos
2016
lektrik, doğal gaz, telekomünikasyon ve enerji verimliliği gibi çoklu hizmetlerin birlikte sunulduğu ilk kurumsal iş birliği protokolü, 90.000 esnaf ve sanatkârın üye olduğu, Türkiye’nin 4. büyük esnaf kuruluşu BESOB’a bağlı meslek odaları üyelerinin iş yeri, ev ve çalışanlarına internet, elektrik ve telefon hizmetlerinde kolaylıklar sunma ve esnafa uzun süreli dijital çözümler ve enerji desteği verme hedefinde. EWE Grup Şirketleri çatısı altında yer alan Bursagaz, EWE Enerji, Enervis ve Millenicom şirketlerinin sunduğu hizmetlerden esnafın daha fazla faydalanmasını hedefleyen kampanya kapsamında; telefon ve internetini Millenicom’dan temin eden üyelerin, aidatına katkı ya da ilk 3 ay ücretsiz hizmet sağlanıyor. Elektrik hizmetlerini EWE Enerji’den alarak kampanyaya katılan üyelere ise 2 yıl zamlanmayan elektrik ve üyelik aidatı ya da %10 indirimli elektrik sunuluyor. Etüt ve belgelendirme işlemlerinde geçerli birim fiyatlar üzerinden %20’den başlayan ekstra indirimlerin de yer aldığı kampanyada; süratli işlem ve hızlı çözüm imkânları sunan ayrıcalıklı (VIP) müşteri hizmetleri gibi seçenekler de yer alıyor. BESOB üyelerine özel fiyat ve şartlar ile hazırlanan bu kampanya, EWE Turkey Holding Genel Müdürü Dr. Frank Quante, BESOB Başkanı Arif Tak, BESOB Meslek Odası Başkan ve üyeleri ile holding yetkililerinin yer aldığı Crowne Plaza Bursa Otel’de gerçekleştirilen bir organizasyonla geçtiğimiz günlerde kamuoyuna duyuruldu. EWE Turkey Holding’in BESOB ile başlattığı bu kampanya sayesinde, Türkiye ekonomisine yön veren esnaf ve sanatkârların günün koşulları ile değişen ihtiyaçlarına çözüm sağlamak ve bu sayede ekonomiye fayda sağlaması hedefleniyor.
çalışma tesislerinden ticari kurumlara kadar, dizel jeneratörlerin birincil veya yedek güç için kullanıldığı birçok enerji santrali bulunuyor, ancak operatörler mali ve çevresel avantajları nedeniyle PV gücünü eklemeyi tercih ediyor.” şeklinde konuştu. Schneider Electric ve DEIF işbirliği ile geliştirilen modüler ve uyarlanabilir PV Hybrid çözümü, hem yeni hem de geriye dönük uygulamalar için uygulanabiliyor. PV Hybrid çözümü, toplam karbon ayak izini azaltırken şebeke güvenilirliği sağlayan güneş enerjisi ve dizel çözümleri bir araya getiren çözüm. Dizel ve güneş enerjisinin bir araya gelmesi kararlı, güvenilir güç şebekesinin kararlılığını ve güvenilirliğini korurken yakıt bağımlılığının azaltılması ve sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması sağlanıyor. PV Hybrid çözümü ile izin verilen bazı uygulamalarda, operatörlerin güneş enerjisi ile üretilen artan gücü şebekeye geri satarak gelir elde etmeleri mümkün olacak. Schneider Electric ve DEIF işbirliği ile geliştirilen PV Hybrid, DEIF’in kontrolörleri, transdüserleri ve aksesuarları ile Schneider Electric’in Conext™ CL redresörlerine sahip. Schneider Electric Ticari ve Konutsal Güneş Enerjisi İş Bölümü Başkan Yardımcısı Datin: “Bu çözümü, DEIF ile işbirliği içinde piyasaya sunmuş olmaktan ötürü gurur duyuyoruz. Bu çözüm iki dünyanın da gerçekten en iyilerini temsil ediyor. DEIF, gelişmiş verimli dizel güç kontrol sistemleri ile bilinirken Schneider Electric ise güneş enerjisindeki yenilikleri ve mükemmelliği ile tanınan iki şirket. Her iki şirketin de uzun yıllar boyunca güç alanında faaliyet gösteriyor olması, müşterilerin dünya çapında, uzun vadeli destek için bu şirketlere güvenebileceğini gösteriyor.” dedi. Kaynak: Enerji Haber
ALTI MİLYON HANENİN ELEKTRİĞİ RÜZGARDAN Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği’nin (TÜREB) ilk yarı yıl için hazırladığı rüzgar istatistik raporu yayınlandı.
T
ürkiye Rüzgar Enerjisi Birliği’nin (TÜREB) ilk yarı yıl için hazırladığı rüzgar istatistik raporu yayınlandı. Raporda 2016 yılı içinde 428 MW’lık santralin işletmeye alınarak toplamda 5.146 MW’a ulaşıldığı belirtildi. İşletmedeki rüzgar enerjisi santrallerinin kurulu güç bakımından yüzde 75’i Ege ve Marmara bölgelerinde bulunuyor. İller bazındaki sıralamaya göre Balıkesir 970 MW ile birinci olurken, 936 MW ile İzmir ikinci, 575 MW ile Manisa üçüncü sırada yer alıyor. Raporda işletmede olan santrallerin yatırımcılara göre dağılımında 558 MW ile Polat enerji ilk sırada yer alıyor, 385 MW ile Demirer Enerji onu izliyor. Üçüncü sırada 341 MW ile Bilgin Enerji ve dördüncü sırada 318 MW ile Borusan EnBW var.
İnşaa halindeki RES’ler İzmir, Muğla ve Afyon’da Ülkemizdeki toplam rüzgar kurulu gücü 2016 haziran sonu itibariyle 127 proje ile 5.146 MW kapasiteye ulaşırken, inşası devam eden 54 RES’in toplam kurulu gücü 1.485 MW’ı buluyor. İnşaası devam eden santrallerde en büyük pay 165 MW ile Güriş’in. Onu 82 MW ile Gestamp ve 80 MW ile Zorlu Enerji izliyor. İnşaa halinde olan RES’lerin 753 MW’ı yani %50’si Ege bölgesinde, %21’i marmara bölgesinde bulunuyor. İller bazında İzmir, Muğla ve Afyon’da yoğunlaşıyor. Raporda Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki inşaa halindeki RES’lerin artışı da dikkat çekiyor.
İşletmedeki RES’lerin çoğu Balıkesir ve İzmir’de İşletmedeki RES’lerin kurulu güç bakımından bölgelere göre dağılımında Marmara ve Ege neredeyse eşit durumda. Yüzde 37.4 ile Ege ilk sırada, yüzde 37.3 ile Marmara, yüzde 13.9 Akdeniz, yüzde 8.3 İç Anadolu, yüzde 2.3 Karadeniz ve yüzde 0.53 ile Güneydoğu Anadolu onu takip ediyor. İşletmede olan RES’ler daha çok Balıkesir ve İzmir’de bulunuyor. Lisanslı RES’lerde Çanakkale yoğunlukta İnşaası başlamamış 86 adet lisanslı RES’in toplam kurulu gücü 3.244 MW’ı bulurken, bölgelere göre dağılımında 1.672 MW ile Marmara ilk sırada, 683 MW ile Ege ikinci, 352
MW ile de İç Anadolu bölgesi üçüncü sırada yer aldı. İllere göre dağılımında ise 456 MW ile Çanakkale ilk sırada gelirken, onu 369 MW ile İstanbul, 236 MW ile Konya ve 219 MW ile Balıkesir izliyor. 2016’nın ilk yarısında rüzgardan elde edilen elektrik Mersin şehrinin yıllık ihtiyacı kadar 2015 yılı sonunda 5,5 milyon hanenin elektriği rüzgar enerjisinden karşılanmıştı. 2016 yılının ilk yarısında 500.000 hane daha eklenerek, 6 milyon hanenin elektriği rüzgar enerjisinden karşılandı. Bir başka deyişle 2015 yılının sonunda İstanbul ve Ankara büyüklüğündeki bir şehrin elektriği rüzgardan karşılanırken, 2016 yılı ortalarında bunlara bir de Mersin şehri eklendi diyebiliriz. Kaynak: Energy World
Irak, Türkiye’ye petrol sevkiyatını iki katına çıkarıyor Irak’ın boru hattıyla Türkiye’ye sevk ettiği petrol miktarını iki katına çıkaracağı bildirildi. Irakla Türkiye arasındaki petrol sevkiyatı normale dönüyor. Türkiye’ye boru hattı üzerinden sevk ettiği petrol miktarını gelecek hafta itibariyle iki katına çıkarmayı planlayan Irak sevkiyatı günde 150 bin varillik olağan seviyeye yükseltmiş olacak. Bağdat hükümetine bağlı olan Kuzey Petrol Şirketi’nden bir yetkili Bölgesel Kürt Yönetimi’nin kontrolü altında bulunan Kerkük sahalarından çıkarılan petrolün boru hattı üzerinden tekrar Türkiye’ye sevk edilmeye başlanacağını söyledi. Kaynak: Enerji Enstitüsü
85 Ağustos
2016
AKSA Enerji Madagaskar’da şirket kurdu
A
ksa Enerji Üretim AŞ, Madagaskar Cumhuriyeti’nde 120 megavat kapasiteli bir fuel-oil elektrik üretim santrali tesis etmek için Aksaf Power Ltd. adında bir şirket kurduğunu duyurdu Aksa Enerji Üretim AŞ’nin, Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımlanan açıklamasında, Madagaskar Cumhuriyeti’nde 120 megavat kapasiteli bir fuel oil santralinin kurulması ve üretilen elektriğin 20 yıl süreyle garantili satışının yapılması amacıyla, yüzde 58,35’i Aksa Enerji Üretim AŞ’ye, yüzde 41,65’i yerel ortağa ait olmak üzere Mauritius’da yerleşik Aksaf Power Ltd. şirketini kurduğunu bildirildi. Açıklamada, Aksaf Power Ltd’nin, Madagaskar Cumhuriyeti’nin elektrik ve su hizmetlerini üstlenen devlet şirketi Jiro Sy Rano Malagasy (Jirama) ile yaptığı anlaşma çerçevesinde avans ve teminatların alınmasından sonra projeye başlayacağı belirtildi. Söz konusu elektrik satış anlaşmasında tarifelerinin dolar cinsinden belirlendiği ve santralin yılda yaklaşık 700 bin megavatsaat garantili satış yapacağı öngörüldüğü vurgulanan açıklamada, “Proje ile ilgili saha, yakıt temini, tüm lisans ve izinler Jirama tarafından sağlanacaktır. 2016 yılının son çeyreğinde inşaata başlanması ve 2017 yılı içerisinde peyderpey elektrik üretimi ve satışına geçilmesi planlanmaktadır. Santralin
inşaatında, halihazırda Aksa Enerji Üretim AŞ portföyünde mevcut fueloil santrallerimizdeki ekipmanlar kullanılacaktır. Santralde kullanılacak ekipmanların ayni sermaye olarak kullanılacak olması yatırım tutarını minimize etmektedir.” ifadeleri kullanıldı. Portföylerinde bulunan fuel-oil santrallerinin Madagaskar’da kullanılmasının, santralin operasyona geçmesi için gerekli inşaat sürecini ciddi ölçüde kısaltacağı aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi: “ABD Doları cinsinden ve yüksek kapasite ile enerji üretecek olan Madagaskar santralimiz, döviz borçluluğumuzu doğal bir mekanizma ile hedge etmemizi, karlılığımızı artırmamızı ve satış hacmimizi yükseltmemizi sağlayacaktır. Gana Cumhuriyeti ile yapmış olduğumuz ve halen süratle yatırımı devam eden ilk projemizin ardından Afrika kıtasındaki bu ikinci projemiz, şirketimizin yurt dışına açılım stratejisinin devamı açısından önemli bir adımdır. Görüşmelerin devam ettiği diğer Afrika ülkelerindeki potansiyel projeler ile ilgili gelişmeler kamuoyu ile paylaşılmaya devam edilecektir.” Kaynak: Habertürk
Atatürk Barajı’nın Katkısı 23 Yılda 40 Milyar Lirayı Aştı
O
rman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, Atatürk Barajı’nın işletmeye alınmasından bu yana geçen 23 yılda milli ekonomiye katkısının 40 milyar lirayı aştığını bildirdi. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünce işletmeye alınan Atatürk Barajı’nın ülke ekonomisine büyük katkı sağladığını belirtti. Barajının işletmeye alındığı 1992’den günümüze kadar geçen 23 yıllık zaman diliminde, 160 milyar kilovatsaati aşan bir enerji ürettiğini bildiren Eroğlu, “Yıllık ortalama 8,9 milyar kilovatsaat enerji üretim kapasitesine sahip Atatürk Barajı, ülke ekonomisine her yıl 2,2 milyar lira katkı sağlayabiliyor. Atatürk Barajı’nın işletmeye alınmasından bu yana geçen 23 yılda milli ekonomiye katkısı 40 milyar lirayı aştı.” ifadelerini kullandı. Eroğlu, Atatürk Barajı’nın yalnızca bulunduğu bölgenin değil, Türkiye’nin kalkınmasına da önemli faydalar sağladığını kaydetti. Kaynak: Enerji Enstitüsü
86 Ağustos
2016
Bilgisayar • Otomasyon • Elektrik • Elektronik
Fluke 279 FC Termal Multimetre 279 FC, entegre termal görüntülemeye sahip tam özellikli bir dijital multimetredir ve verimliliğinizi ve güveninizi artırmak için tasarlanmıştır. Termal multimetre, çoğu elektrik sorununu hızlı bir şekilde bulmanıza, onarmanıza, doğrulamanıza ve raporlamanıza yardımcı olur; böylece sorunların çözüldüğünden emin olursunuz.
T
ermal görüntüleme multimetreleri, yüksek voltajlı ekipmanlarda ve transformatörlerde sıcak noktaları kontrol edebilen, sigortalarda, tellerde, yalıtım malzemesinde, konnektörlerde, birleşim uçlarında ve düğmelerdeki ısınmaları tespit edebilen, elektrikli ekipmanlara yönelik ilk basamak sorun giderme aletleridir. 279 FC’nin termal görüntüleme cihazıyla tarama, pek çok elektriksel sorunu hızla ve güvenli bir mesafeden ortaya çıkarır. İki aleti bir araya getiren termal multimetre, yükü hafifleterek verimliliği artırır. Ölçüm kapasitenizi artırmak ve akım ölçümünde (2500 A AC’ye kadar) dar, erişilmesi güç alanlara erişmenizi sağlamak üzere iFlex® (esnek bir akım pensi) ile uyumludur. Geniş ful renkli LCD ekran, görüntüler ve okumalar için daha kolay ve net görüntüler sağlar. 10+ saat şarj edilebilir pil, normal şartlar altında tüm gün dayanır. Dahili Fluke Connect® ile, sonuçlarınızı kablosuz olarak akıllı telefona aktarın ve işin tamamlandığını doğrulamak için yapılan raporlamada zamandan kazanın. Ölçümler için akıllı telefonunuzun ekranında anlık olarak trend oluşturarak ve anlık izleyerek daha iyi sorun giderin.
87 Ağustos
2016
TORK C82 SERİSİ ENERJİ TASARRUFLU SOKETLER q
P
WM özelliğine sahip soketlerimiz ile 12-24-48V DC arası gerilimlerde çalışan her türlü bobininizin enerji tüketiminde %88’e varan enerji tasarrufu sağlayabilirsiniz. PWM soketler ile çıkış geriliminde soket içerisinde bulunan özel devreler ile darbe genişlik modülasyonu (pulse width modulation /PWM)yapılır. Bu şekilde ABS fren sistemlerinde olduğu gibi darbe sürekli değil de belli aralıklarla verilir. Soketin gecikme süresi özelliği olması nedeni ile başlangıçta çekirdeği valfi açık tutacak şekilde tutmak için gerekli olan ilk manyetik kuvvet sağlanır. Bu aşamadan sonra darbe genişlik modülasyon(PWM) ile çekirdeği açık şekilde tutmak için gerekli gerilim seviyesi ayarlanabilir ve gereken kuvvete göre PWM soket üzerinde bulunan 8 adet dip switch ile %88’e kadar enerji tasarrufu sağlanabilir.
q Fluke Ti450 Termal Görüntüleme Cihazı İster yakın ister uzak olsun, her cisim %100 odaklı MultiSharp™ Odaklama
M
ultiSharp™ Odaklama, kameranın görüş alanı boyunca odaklanmış görüntüler oluşturur Odaklama, termografinin en önemli yönlerinden biridir ve odaklanmamış bir görüntü, binlerce dolara mal olan bir yanlış teşhise yol açabilecek veriler sunabilir. Fluke Ti450 ile, odaklama konusunda artık endişelenmenize gerek yok. MultiSharp™ odaklamayla, tamamen bulanık bir hedeften başlasanız dahi görüş alanınız boyunca odaklanmış görüntüler elde edersiniz. Bunun nedeni kameranın birden fazla görüntü alması ve yakın veya uzaktaki hedefler için net, doğru bir odaklama için bunları birleştirmesidir. Sadece doğrultun ve basın.
88 Ağustos
2016
LaserSharp® Otomatik Odaklamayla tek bir hedef üzerinde anında odaklama Bir düğmeye basmanızla, dahili bir lazer mesafe ölçer belirli hedefinize olan mesafeyi anında hesaplar ve görüntüler; odaklama motoru ise odağı anında ayarlar.
SuperResolution ile daha fazla ayrıntı görüntüleyin Ti450, ödüllü Ti400 form factor’a 640 x 480 SuperResolution özelliğini getirir. 4x piksel verisiyle artık daha fazla ayrıntı görüntüleyebilirsiniz. SuperResolution birden fazla görüntü yakalar ve bunları 640 x 480 görüntü oluşturacak şekilde birleştirir.
Kızılötesi lenslerle imkansızı görüntüleyin Kızılötesi lensler, boyutu ve söz konusu mesafe nedeniyle standart kızılötesi lensle görüntülenmesi güç olan hedeflerin incelenmesini mümkün kılabilmektedir. Ti450 modeli, 2x ve 4x telefoto ve geniş açılı lenslerle uyumludur.
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
Akıllı Şebekelerin Temel Bir Sistem Modeli Üzerinden Yapay Zeka İle Bütünleştirilmesi Elk. Müh. Neriman ŞİMŞEK1
Yazılım Uzm. Evren AKBIYIK
Yrd. Doç. Dr. Necmi C. ÖZDEMİR1 1
Elektrik Mühendisliği Bölümü Mühendislik Fakültesi Kocaeli Üniversitesi, İzmit, KOCAELİ
e-mail: neriman.simsek1@gmail.com • evrenneneo@gmail.com • necmi.ozdemir@kocaeli.edu.tr
Özet Enerji ve enerjinin tüketim miktarı,son birkaç yüzyıldır toplumların gelişmişlik düzeyini gösteren stratejik olgulardan biri olma ünvanını korumaktadır.Pek çok enerji çeşidinin kuşkusuz en önemlisi elektrik enerjisi. Dünya nüfusunun ve paralelinde enerji talebinin artması,buna karşın enerji üretim kaynaklarının azalması,elektrik enerjisinin üretim noktasından son kullanıcıya kadar akılcı çözümlerle taşınmasını zorunlu kılmaktadır. Ayrıca çevreyle uyumlu ve sürdürülebilir bir enerji politikası için sistemlerin en akılcı yoldan işletilmesi oldukça önemlidir. Serüveni sanayi devrimi ile başlayan,20. yy’da bugünkü statik halini alan elektrik şebekeleri 21. yy’a gelindiğinde bilgisayar ve ağ teknolojileri ile entegre edilmiş ve adeta “akıllı”hale getirilmiştir.Yenilenebilir enerji kaynaklarının üretiminin giderek önem kazanması ile birlikte gerçek zamanlı veri toplama yapılabilen sistemler zorunlu hale gelmiş,anlık enerji taleplerinin karşılanması, arızaların ön görülmesi, farklı üretim kaynaklarının farklı zamanlarda devreye sokup çıkarılabilmesi ve maksimum verimi sağlayacak akıllı sistemler zorunlu hale gelmiştir.Bu sistemler enerji kayıplarını azaltacak,CO2 salınımını minimum seviyeye indirecek ve enerji altyapısının optimum şekilde kullanılmasını sağlayacaktır. Giriş Akıllı şebeke,elektrik dağıtım sistemlerinin bilgisayar destekli uzaktan kontrol ve otomasyon sistemleri ile bir arada kullanıldığı bir teknoloji sınıfıdır.1 Akıllı şebekelerin hayatımıza entegre edilmesi sayesinde gerçek zamanlı haberleşme altyapısı, aşırı yüklenmeleri hissedebilecek, enerji akış yönleri düzenlenecek, yenilenebilir enerji kaynakları kolaylıkla sisteme dahil edilip optimize edilecek ve kullanıcı maliyetlerini aşağı çekilerek çevreci ve akılcı bir yapı oluşturacaktır. 2.Enernet Kavramı Günümüz teknolojilerinde “bilgi” artık çift yönlü olarak geliştirilmekte ve kullanılabilmektedir . Yani artık üretici/geliştirici ile birlikte kullanıcı da sisteme dahil olmaktadır. İnternet kullanımında bilgi akışının çift olması gibi elektrik enerjisinin kullanımında da bilgi akışı çift yönlü olacaktır.Bu kavramı2 EMerge Alliance “enernet” olarak tüm dün-
yadaki enerjinin üretim, depolama ve kullanıcı arasında bağlantısını sağlayan elektrik şebeke alt yapısı olarak tanımlamaktadır. Burada asıl soru enernet’in elektrik alt yapısına uyarlanıp küresel olarak nasıl yaygınlaşacağıdır. Bu sistem ile internet arasındaki kıyaslama tablosu şekildeki gibidir. Enernet
İnternet
Enerji,Güç
Bilgi,bant genişliği
Carnot(Termodinamik)
Shannon
1824 -> Entropy
1948-> Entropy
Ergs,Joules
Bits,Bytes
Elektrik
Elektronik
Power=Joules /saniye
Bant gen.=Bits/ saniye
Watt=N*meter/Saniye
Bit.meter/ second
Tablo1 Enernet ve İnternet kıyaslaması
Akıllı Şebekelerin Yapısı Akıllı şebekelerin üç anahtar bileşeni vardır. 1.Olay Önleme • Uzaktan yük profilleme/ yönetimi • Şebeke aktiviteleri incelemesi • Gelişmiş veri analizi • Şebeke durum ölçümü ve kestirimci tepki 2.Kendini Onaran Şebeke • Gelişmiş varlık yönetimi/görünümü • Gerçek zamanlı şebeke durumunun izlenmesi • Otomatik şebeke anahtarlaması • Sensör olarak sayaç • Trafo yük yönetimi • Duruma bağlı insan kaynağı yönlendirmesi • Şebeke olay ve lokasyon algılanması
89 Ağustos
2016
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
3.Gelişmiş Sayaç Altyapısı • Sayaçlar • Sayaç sorgulaması • Sayaç açma/kapama • Elektrik kesintisi uyarısı • Sayaçlar ile iki yönlü haberleşme Akıllı Şebeke Modeli Aşağıda akıllı şebeke yapısının temel modeli görülmektedir.
ve güneş),daha sonra çevreyle dost hidroelektrik santrali,işletme maliyetleri nispeten daha düşük termik santral,puant yük durumunda doğalgaz santrali devrede olacaktır.Senaryoda gece-gündüz durumu,mevsimsel durum/geçişler ve enerji kaynağı olan kömür,doğalgaz vs. ‘nin mevcudiyeti ve işletme maliyeti,barajların pompaj imkanı,nükleer bir tesisin mevcudiyeti
Şekil 1 Akıllı Şebeke Modeli4
Şekil 1’den de görülebileceği gibi akıllı şebekelerde,üretim, iletim, dağıtım, tüketim noktalarının her biri,birbiri ve data kontrol merkezi ile bir ağ yapısı oluşturmaktadır. Sistem Modellemesi, Elektro-Mekanik Model Sistem dört baralı bir yapı olarak tasarlanmış,herhangi bir elektrik üreteci (rüzgar, güneş, hidroelektrik, nükleer vb. ) generatör olarak sisteme dahil edilebilmektedir. Sistemde mevcut tüketicilerin anlık talepleri (puant yük eğrisine göre) karşılamak üzere komutlandırılmıştır. Her hangi bir baraya enerji beslemesi gelmediği zaman(arıza,enerji kaynağı yetersizliği,öngörülmeyen durumlar ) tüketiciler diğer baralardan dengeli şekilde beslenecektir. Biraz senaryodan bahsedecek olursak ; Öncelikle yenilenebilir enerji(rüzgar
90 Ağustos
2016
ve en kritik durumlarda nasıl işletileceği, öngörülmeyen arızalar dahil bütün arızalar,doğal olaylar vb. çok geniş ölçekli faktör ve potansiyeller senaryoya dahil edilecektir.
Sistemin tamamı bir yazılım programı ile modellenecektir.Sistem bir yapay zeka kuramıyla tasarlanacağından üretim-tüketim noktasındaki bütün verilerin tamamı ile bilgisayar ortamında elde edilip işlenecek ve test edilecektir. Sonuç ve Yorumlar Öğrenen makine,akıllı sistemler,yapay zeka ve pek çok ileri teknoloji kuramlarının bahsedildiği dünyada,enerjinin yönetilmesi, maliyetlerin düşürülmesi, akıllı ölçümler, anlık hata eliminasyonları, yenilenebilir enerji dahil bütün enerji üretim sistemlerinin entegrasyonu, üretilen enerjinin akıllı bir şekilde iletilip dağıtılması sadece akıllıca yazılmış programa ve bunu gerçekleştirecek beyinlere ihtiyaç duymaktadır.
Kaynaklar 1. http://energy.gov/oe/services/ technology-development/smart-grid 2. http://designandbuildwithmetal.com/ columnists/kriner-scott/2014/12/02/willthe-enernet-be-the-future-of-electricity 3. Harnessing the Power of the Intelligent Grid to Innovate/Enhance Efficiency and Reliability of Utility, Kevin Klein ve Jim Sheppard, http:// www.utilitiesproject.com/10745 4. Ali Sydney,David S. Ochs,Caterina Scoglio, Don Gruenbacher,Ruth Miller, Using GENI for experimental evaluation of Software defined Networking in smart grids ,Computer Networks,2014,5-16
Şekil 2 Elektro-mekanik model
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
BT Altyapı Zorluklarına Uygun Çözümler
İster küçük bir veri deposunun isterseniz büyük bir veri merkezinin çalışmasını göz önüne alın, çok azı bugünün BT servisi sağlayanların karşı karşıya kaldığı geniş ve gittikçe büyüyen zorluklara karşı koyabilir. Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü olan İpek Demiray, bu zorlukların çoğunu karşılamada önemli noktanın doğru altyapıyı kurmak olduğunu ve en iyi altyapının da sadece birbirinden ayrı en iyi şekilde kullanılan değil, aynı zamanda birlikte uyum içinde çalışmak üzere tasarlanmış elemanlardan oluşması gerektiğini söylüyor. ipek demiray
BT
Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü
yapıları her ne kadar tek racklı küçük bir bilgisayar odasından ve birkaç server’dan başlayıp, birkaç hektarlık alanı kaplayan veri merkezlerine kadar değişik boyutlarda da olsa ihtiyaçları birbirine çok benzemektedir. Hepsinin de maksimum güvenilir, en uygun performansa sahip bir altyapıya ihtiyaçları vardır. Detayına inersek, özellikle IT yapılarının servis süresinden ödün vermeksizin sürekli olarak enerji verimliliğini artırma, doğası gereği ölçülebilir ve daha düşük kurulum süresine sahip
esnek çözümlerin arayışında olduğunu göreceksiniz. Bu son unsur veri merkezi işletmecileri için daha kısa sürede piyasaya çıkma, kurumsal BT servisleri için de daha kısa sürede hazır hale gelme anlamına geliyor. Bu gereksinimlerin etkin bir şekilde karşılanması, önemli zorlukların ve bu zorlukların boyutlarının sürekli olarak arttığını da ortaya çıkarıyor. Örneğin, dün iyi çalışma verimliliği olarak kabul edilen şey, bugünün standartlarında vasattır, bu alanda kazanımlar elde edilmesine rağmen, hâlâ daha yüksek verimlilik için sürekli bir baskı vardır.
Aynı şey güvenilirlik ve esneklik için de söz konusudur – yeterli olmak, asla yetmez! Pek çok organizasyonda bu zorlukların karşılanmasına yardımcı olacak hazır mühendislik kaynakları artacağı yerde azalmaktadır. Öyleyse ileriye doğru hangi yol izlenmeli? Cevap, bunun genellikle verimliliği ve esnekliği belirleyenin BT altyapısı olduğunu anlamaktır. Doğru altyapıya sahip olunduğunda, sözünü ettiğimiz önemli sorunların çoğu çözümlenmiş olacaktır. Elbette bu, şu soruya da yol açacaktır: “Peki doğru altyapı hangisi?” Detaylar
91 Ağustos
2016
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
uygulamaya göre değişir, ancak kısaca doğru altyapı, birlikte uyumlu bir şekilde çalışan güvenilir yüksek performanslı elemanlardan oluşturulur. Bu makalenin devamında, seçimlerinde kılavuz sağlamak için alçak gerilim dağıtım ekipmanları, UPS sistemleri, hava akışı yönetimi ve raf düzenleme gibi bazı önemli altyapı elemanlarına bakacağız, şimdilik bu elemanların uyumlu çalışmalarına olan ihtiyacı inceleyelim. Bu en kolay, beyaz ve gri alanları kapsayacak şekilde komple bir altyapı çözümü sunabilen, giriş şebekesinden rack kabindeki güç çıkışına kadar enerji sağlamaya kadar bütünsel bir yaklaşıma sahip tek bir tedarikçi seçerek kolaylıkla gerçekleştirilebilir. Tek bir tedarikçi ile çalışmak büyük kazanımlar sağlar. Her şeyden önce, tek bir tedarikçiden gelen ekipman parçalarının hepsi bir arada çalışmak üzere tasarlandığından, mühendislik gereksinimleri en aza iner. Uyumluluk sorunları ortadan kalkar ve bir arada verimli çalışma garanti edilir. Yani kurulum hızlı olacaktır ve devreye alma süresi en aza inecektir, pazara daha hızlı çıkma veya hızlı bulunabilirlik için olan gereksinimler böylece karşılanacaktır. Dahası, bir proje için komple bir altyapı çözümü sunan bir şirket “büyük resmi” görebilir ve altyapı çözümünün sadece bir kısmını sağlayan şirketler için mümkün olmayan yararlı fikirlerle gelecektir. Aslında en iyi tedarikçi, geniş kapsamlı tasarım ve proje yönetimi servislerini sağlayabilir olmalıdır, böylece klasik anahtar teslimi maliyetlerinin çok altında bir maliyetle anahtar teslimi bir paket sunabilir. Bu elbette, mühendislik ekibinin örneğin giriş şalterinden güç dağıtım panolarına kadar güç zincirinin her yönüyle belirleyebildiği yeni tasarlanan veri merkezleri gibi projeler için çok iyidir. Ancak küçük veya orta boy işletmelerde sadece veri kabinetinin içeriğini belirleyebilen BT yöneticisi ne olacak? Böyle durumlarda, altyapı elemanlarının uyumlu çalışması önemli
92 Ağustos
2016
bir gerekliliktir ve mevcut proje için mümkün olduğunca elemanların çoğunu tek bir noktadan sağlayabilen tek bir tedarikçi seçmek yine iyi bir stratejidir. Böyle tedarikçiler, üçüncü taraf kaynaklardan gelecek altyapı elemanlarının tedarik ihtiyacını da anlayarak, bunun en iyi bir şekilde nasıl gerçekleştirilebileceğine dair öneriler sunabileceklerdir. Elden geldiğince BT altyapı elemanları için tek bir tedarikçi ile çalışmanın belirli faydalarına sahip olmak, tek tek elemanlar üzerinde ilerlemeye ve özellikle de, şartnameyi hazırlayanların verimliliği, güvenirliği, esnekliği ve mali değeri en yüksek seviyede sağlayan son teknolojilerinden bazılarını incelemesine izin verir. Alçak Gerilim Şalt Sistemleri BT güç zincirinin temel taşıdır, ancak genellikle BT profesyonellerinden sınırlı bir karşılık görmektedir. Ne yazık ki önemli bir şalt hatası, BT sistemlerine sağlanan enerjide uzun süreli bir kesintiyle sonuçlanabilir. Bu nedenle, büyük tesislerde alternatif şebeke kaynakları
arasında anahtarlamalarda hataya dayanıklı bir şalt tasarımı talep edilir. Çekmeceli fonksiyonel elemanlar, servis kesintisi olmaksızın bakım ve güncellemelerin uygulanmasına izin vermesi nedeniyle önemli bir avantaj sağlarr. Ayrıca, Şalt ekipmanları, gerektiğinde yapılacak değişikliklere uymak için hızlı, kolay ve uygun maliyetli genişlemeye izin verecek şekilde tasarlanmış olmalıdır. BT güç zincirindeki bir sonraki önemli eleman, kesintisiz güç kaynağı (UPS) sistemidir. Son UPS’ler, bulut temelli ve sanallaştırılmış ortamlarda kullanılmak üzere en uyarlanmıştır ve bütün modern işletim sistemleri ve sanallaştırma paketleri ile kolayca entegre olan güçlü güç yönetimi yazılımları tarafından desteklenirler. Bunu anlamı kullanıcıların her zaman UPS tesisatının kontrolünü sağlayabilmeleri ve duruma ilişkin detaylı bilgiye hızla erişebilmeleridir. Şebeke kaynağındaki güç kalitesi iyi olduğunda verimliliği %99’a kadar çıkan Enerji Tasarruf Sistemi (ESS)
Elden geldiğince BT altyapı elemanları için tek bir tedarikçi ile çalışmanın belirli faydalarına sahip olmak, tek tek elemanlar üzerinde ilerlemeye ve özellikle de, şartnameyi hazırlayanların verimliliği, güvenirliği, esnekliği ve mali değeri en yüksek seviyede sağlayan son teknolojilerinden bazılarını incelemesine izin verir.
teknolojisini içeren modeller ile son yıllarda UPS’lerin işletme verimliliğinde büyük kazançlar sağlandı. Bu büyük veri merkezlerinde sadece güç maliyetlerinde değil özellikle soğutma maliyetlerinde de büyük tasarruflara dönüşmüştür. ESS’in UPS tarafından sağlanan koruma ile korunacağı unutulmamalı. Eğer güç kalitesi bozulursa, UPS iki milisaniyede tam çift çevrim moduna geçer, bu geçiş o kadar hızlıdır ki, en hassas BT ekipmanında bile hissedilmez. Son geliştirilen UPS’lerin diğer önemli avantajlarıı arasında, bataryanın durumunu belirlemek için kolayca yapılan kapasite testi ve gelişmiş batarya yönetimi, dahili yedekleme ve artan güç gereksinimlerini karşılamak için kolaylıkla uyarlanabilen ölçeklenebilir bir mimari sağlayan hotsync paralelleme de vardır. Rack kabinetler örneğin bir UPS ile
ilişkili biraz teknolojik gelişme içeren basit elemanlar gibi görünse de BT tesisatında temel bir rol oynar ve aslında göründüklerinden çok daha gelişmişlerdir. Örneğin en modern rack sistemleri, ekipman arızalarına yol açabilen sıcak bölgelerin oluşturduğu riski ortadan kaldırmak için gelişmiş hava yönetimi sağlarlar ve rack temelli elektronik erişim kontrolü gibi çok yönlü güvenlik özellikleri içerirler. Ekipman düzenini ve yoğunluğunu en uygun şekilde sağlama yeteneği operatörlere tesislerini ve Yatırımlarının Geri Dönüşünü (Return On Investment - RIO) gerçekten en üst düzeye çıkarma özelliği sağlar. Ayrıca konfigürasyon açısından esnektirler ve ihtiyaç duyulduğunda da genişletilmesi kolaydır. Gerekirse en iyi sistemler, tam montajlanmış ve güç dağıtım birimleri (ePDU) ile donanmış olarak teslim edilir, bu seçenek yeni bir
BT yapısının kurulması veya var olan yapının genişletilmesi için gereken sürenin büyük ölçüde azalmasını sağlayabilir. İlave olarak bu ePDU’lar, genel şemada nispeten küçük bileşenler gibi görünseler de önemsenmesi gereken elemanlardır. Pahalı olmayan standart IEC güç kabloları ile bile güvenilir bir priz koruması sağlayan tipleri mevcuttur, böylece bağımsız sunuculara güç sağlamada oluşabilecek sürpriz bir kesintiye yol açan nedenler ortadan kalkmaktadır. Seçilen tipe bağlı olarak ePDU’lar, uzaktan anahtarlama da sunabiliyorlar, böylece zorlu sunuculara fiziksel olarak erişmeye gerek kalmaksızın uygun bir şekilde yeniden başlatılmasına ve etkin güç yönetimine, faturalamaya ve maliyetlerin bölüştürülmesine yardım etmek amacıyla her bir bağımsız server’ın harcadığı gücün doğru bir şekilde kaydedilmesini sağlayacak şekilde kapsamlı bir ölçüme izin verirler. Özetlersek, BT servisinin güçlüklerle dolu dünyadaki başarısının anahtarı altyapıda yatar. Bu altyapıyı oluşturan bağımsız elemanlar, geniş bir deneyime, ürün güvenilirliği ve desteği açısından da sağlam bir üne sahip olan bir tedarikçi tarafından sağlanmalıdır. Bu ürün ve sistemler verimlilik, güvenilirlik ve ölçeklenebilirlik açısından pek çok kazanım sağlarken, son teknolojileri içermelidirler. Altyapı elemanlarının mümkün olduğunca hepsinin aynı tedarikçiden gelmesi ile uyumluluk sorunu riskini ortadan kaldırır ve bütün elemanların uyum içinde bir arada çalışmasını garantilenir. BT dünyasının zorlukları tamamen ortadan kalkmayacak gördüğümüz gibi, muhtemelen daha da artacaktır. Bu makalede sunulan öneriler umut verici bir şekilde zorlukların boyutunun azaltılmasına yardım edecektir. Eaton’un güç kalitesi çözümleri hakkında daha fazla bilgi almak için www.eaton. eu/powerquality adresini ziyaret edin. Son haberler için bizi @EatonIT yoluyla takip edin veya Eaton EMEA LinkedIn şirket sayfamızdan izleyin.
93 Ağustos
2016
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
Akıllı bir ev nasıl güvenli olur ve güvenliği arttırmak için üretici, elektrikçi ve sistem entegratörü ne yapabilir? Modern tesisatın ayrılmaz parçası akıllı bina teknolojileri Akıllı bir ev, kullanıcılarına maksimum konfor sağlar. Akıllı ev duvarınızdaki anahtarlar ile veya akıllı tablet veya telefonunuz ile kontrol edilebilir. Bu binaya klasik konvansiyonel sistemin sunamadığı yeni imkanlar tanır. Bu sistemden başka yeni çıkan teknolojileri evinize kolaylıkla adapte edebileceğiniz başka bir sistem yoktur. Dolayısıyla evinizi sadece rahat, güvenli ve verimli yapmaz aynı zamanda gelecek teknolojilere açık bir eve sahip olmuş olursunuz. abb türkiye kurumsal iletişim departmanı
A
kıllı bina teknolojisi günümüzde modern yapıların ayrılmaz bir parçasıdır. Yaşam alanı olarak tanımladığınız ev değişen kişisel ihtiyaçlara da cevap verebilmelidir. Akıllı bina teknolojilerinin avantajı bariz ortadadır. Evinizin dışında olsanız dahi tablet veya telefonunuzdan kameralarınızı, aydınlatmalarınızı, ısıtma ve soğutma sisteminizi kontrol edebilirsiniz. Tüm bu konforla beraber verilerinizi güvende tutmak risklerinizi minimuma indirecektir. Riskler Örnek verecek olursak başkalarının özel hayatınıza ve alışkanlıklarınıza müdahale etme riski vardır. Özelinizdeki kapılarınız, pencereleriniz veya internet üzerinden izlediğiniz kameralarınız için ciddi önlemler alırsınız. Özellikle internet üzerinden kameranıza ulaşmaya çalıştığınızda verilerin başkasının kullanımına geçme riskini arttırırsınız. İnternet üzerinden aydınlatmalarınızın açılıp kapanması gibi komutların dahi kötü niyetli insanların eline geçmesi onların sizin hakkınızda günlük yaşam programınız veya alışkanlıklarınız hakkında bilgi sahibi olmalarına sebep olacaktır. Diğer bir risk ise sisteminizin izniniz dışında kontrolü ve programlanması olabilir. Birisi sisteminizin yönetimini izinsiz ele geçirerek binanızın fonksiyonlarını yeniden programlayarak sabit çalışma sisteminizi sekteye uğratabilir.
94 Ağustos
2016
Contact.center@tr.abb.com
ABB güvenliğin arttırılması konusunda ne yapar? Endüstriyel gelişimler siber suçları yoğunlaştırdı. Çözümlerinde istikrar, güvenlik ve sağlamlığı arttırmak amacı ile ABB resmen ürün geliştirme sürecinin bir parçası olarak siber güvenlik testini kurdu. Siber güvenlik bir ürünün geliştirme süreci de dahil olmak üzere tasarım, uygulama, yaşam döngüsü olmak üzere tüm aşamalarda önemlidir. Sağlamlık testi bu aşamanın önemli fazlarından biridir. Bu sepebten dolayı ABB bağımsız Cihaz Güvenliği Güvence Merkezi (DSAC) ni kurdu. Test merkezi port tarama, ağ yoğunluğu, güvenlik açığı ve protokol açığı gibi bir çok konuda testler yapar. Yukarıda sayılan testler ile birikte diğer test araçları da sınıfının en iyisi test platformları üzerinden gerçekleştirilir. Test işlemi işinin uzmanı kişiler tarafından test platformunun üreticileri ile işbirliği içerisinde gerçekleştirilir. ABB test uzmanları
testlerini test platformu üreticileri tarafından aldıkları talimatlar ve destekler ile yaparlar. Ürünler farklı konfigürasyondaki operasyonel performansları üzerinden sürekli teste tabi tutulurlar. Ürünlerin olabildiğince hassas bir şekilde performanslarını diğerlendirebilmek için bu testler herhangi bir koruma olmadan test edilirler. (Güvenlik duvarı gibi) Bağımsız DSAC tarafından elde edilen sonuçlar incelenmek üzere ürün geliştirme departmanına iade edilir. ABB nin ürünleri neden 3.şahıslar tarafından verilen ürün sertifikasyonları içermez? ABB bu konudaki enerjisini hızla değişen çevresel koşullara uyum için harcamaktadır. Tasarımcı, yüklenici ve sistem entegratörü tarafından dikkate alınması gereken nedir? Malesef sadece üretici tarafından alınan önlemler yeterli değildir. Tasarımcının, elektrikçinin ve sistem entegratörünün de tasarım, kurulum ve devreye alma esnasında dikkat etmesi gereken bir çok husus bulunmaktadır. Aşağıda maddeler halinde yazılan önlemler KNX/free@home otomasyon sistemlerinin güvenliğini arttırmak için rehber niteliği taşıyor. Farklı medyalara erişimin önlenmesi Yetkisiz erişime karşı uygulanacak dikkatli koruma, korunma kavramının temelidir. KNX/free@home sistemine fiziksel erişim sadece yetkili personele sağlanmaldır. Bu kişiler teknik personel, bekçi veya tesisatçı olabilir. Planlama ve kurulum aşamasında kritik noktalar mümkün olabilecek en iyi şekilde izole edilmelidir. Genel bir kural olarak sensörler ve cihazlar yerlerine geçici olarak bırakılmamalı,yetkisiz kişilerin yerlerinden sökebileceği düşünülerek sabitleme elemanları ile yerlerine kalıcı olarak sabitlenmelidir. Pano cihazları erişimi sadece yetkili personel tarafından mümkün olan kilit altında tutulan elektrik odalarındaki panolar içerisine monte edilmelidir.
Bükümlü kablo çifti • Sisteme bağlı tüm ekipmanlar kolayca sökülemeyecek şekilde monte edilmelidir. • Bükümlü kablo çifti bina içerisinde veya bina dışarısında görünür bir şekilde olmamalıdır. • Eğer varsa modüllerin hırsızlığa karşı koruma aksesuarları kullanılmalıdır. • Bina dışarısındaki veri hattı riskleri arttırmaktadır. Bu nedenden dolayı dış alanda bulunması gereken tesisat erişimin mümkün olduğunca zor olabilmesi için yer altından yapılmalıdır. • Dış ortam, otopark, WC ve benzeri erişimin daha kolay olduğu mekanlardaki cihazlar bağımsız bir hatta dahil edilmelidir. Bu hattı ana hatta bağlayan hat birleştiricilerde sisteme girişi engellemek için filtre tablosu mutlaka oluşturulmalıdır. • KNx sistemi için BAU şifresinin kullanılması da sistemin yeniden programlanabilmesini önlemek için etkin koruma şeklidir. Bina içerisinde IP kablolama ve BT güvenliği 1. Bina otomasyonu ürünleri için mümkünse bağımsız bir LAN veya WLAN ağı kurulmalı ve cihazları (router, modem, switch) kullanılmalıdır. 2. IP ağları için kullanılan normal güvenlik mekanizmaları KNX/ free@home sisteminde bağımsız olarak kullanılmalıdır. Bunlar; • Ağ ve bilgisayarlar güvenlik duvarı ve anti virüs programları tarafından korunmalıdır. • Kablosuz ağ mutlaka WPA2 veya üstü şifreleme sistemi ile korunmalıdır. • Karmaşık şifreler kullanmak yetkisiz kişilerin sisteme girişini zorlaştıracaktır. • MAC filtreleme kullanmak güvenliği arttıracaktır.
Güvenli bir şifre oluşturma • Şifre minimum 8 karakterden oluşmalıdır. • Şifre noktalama işaretleri, rakam ve büyük/küçük harf içermelidir. • Sık sık değiştirilmelidir. Uzaktan erişim ve kontrol 1. KNXnet/IP routing ve KNXnet/ IP tunelling şifreleme olmadan internet ile kullanımı çok güvenli değildir. Bu nedenle router hiç bir port kullanıma açılmamalıdır. Bu free@home sisteminizin internette yetkisiz kişilerin müdahale etmesine yol açabilir. • İnternet üzerinden sisteminize erişim aşağıdaki şekilde olmalıdır. • VPN bağlantı • Üreticinin sağladığı bulut bağlantısı MyABB-Livingspace ABB nin uzaktan bağlantı çözümüdür MyABB-Livingspace in avantajlı yönü derin IT bilgisine sahip olamdan kolayca kurulum yapabilmenizdir. My.abblivingspace sitesine erişim sağladıktan sonra yönergeleri takip ederek kolayca kayıt olabilirsiniz. MyABB-livingspace mobil cihazlarınız ile sisteminiz arasında köprü oluşturur. İletişim uçtan uca şifreli ve TLS dir. Bu sayede kullanıcı evini herhangi bir risk olmadan güvenli bir şekilde kontrol edebilir.
95 Ağustos
2016
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
Bina uygulamalarında yıldırım ve aşırı gerilim koruması Aşırı gerilim koruması, elektrik sisteminin besleme noktasında başlar ve en hassas ekipmanın yakınında biter. Boşaltım enerjisi kademeli olarak azaltılır: İlk olarak daha dayanıklı parafudurlarda (Tip 1), ardından daha iyi korumayla (Tip 2) ve son olarak da hassas ekipmanın yakınında (Tip 3). Bu koruma düzeni, Yıldırımdan Korunma Bölgesi (LPZ) denilen konseptle temsil edilmektedir. Bu sayede yıldırım darbesinin yarattığı etkilerin temelindeki yapının bölümlendirilmesi sağlanır. ALPER ÇELEBİ
ABB Elektrifikasyon Ürünleri, DIN Rayı Ürünleri Ürün Pazarlama Uzmanı
Y
ıldırım akımlarının elektromanyetik etkilerine (LEMP, yıldırım elektromanyetik darbesi) karşı koruma amaçlı bir yapı, homojen elektromanyetik ortamlara, yani LPZ’lere (Yıldırımdan Korunma Bölgeleri) bölünebilir. Bu bölgeler duvar, kat ve çatılarla kısıtlanmaz ve LPS (Yıldırımdan Korunma Sistemi), ekranlama ve parafudurların bütüncül koruma önlemleri sayesinde oldukça ideal bir hâl alır. Elektrikli ve elektronik sistemlerin türü ve LEMP’ye karşı hassasiyetleri de bölgelerin tanımlanmasına yardımcı olur. Farklı seviyelerdeki elektromanyetik koşullar, korunma bölgeleriyle bağlantılıdır. Ekipman izolasyonunun darbe dayanımı gerilim seviyesiyle bağlantılı olarak yaşanan LEMP azalması söz konusudur. Bölgeler, IEC 62305-1 standardında aşağıdaki gibi tanımlanmaktadır: • LPZ 0A: Açık bölge. Bu bölge, bileşenlerin doğrudan atmosferik boşaltımlara maruz bırakıldığı ve de kendileri tarafından üretilen ve elektromanyetik alanın tümüne maruz bırakılan toplam akımı desteklemeleri gereken harici bir Yıldırımdan Korunma Sistemi (LPS) tarafından korunmamaktadır; • LPZ 0B: Harici LPS dâhilinde bulunan bölge. Bu bölgede doğrudan yıldırım darbelerine
96 Ağustos
2016
•
•
karşı mutlaka koruma sağlanır, fakat tehlikenin kaynağı elektromanyetik alana tamamen maruz kalınmasından doğmaktadır; LPZ 1: İç bölge. Bu bölgede objeler doğrudan yıldırım darbelerine maruz kalmaz ve endüksiyon akımları bölge 0A’dan daha azdır. Ekranlamaya sahiptir ve de gelen hatlarda tip 1 parafudurlar kurulmuştur; LPZ 2, LPZ n: daha ileri seviye ekranlamaya ve de parafudurlara ( tip 2 veya 3) sahip bölgelerdir; farklı bölgelerin sınırlarında bulunduğundan ve uç ekipmanları koruduğundan, korunacak ekipmanın gereksinimleriyle bağlantılı olarak endüksiyon akımının azaltılması sağlanır.
Teorik bilgileri bir otel uygulamasında netleştirelim. Yapılacak ilk şey bir risk analizi yürüterek insanların korunduğundan emin olmak adına binanın dış kısmının doğrudan yıldırım darbelerine karşı koruyacak bir LPS’ye ihtiyaç olup olmadığının belirlenmesidir. Bunu yapmak için de yazılımlar bulunmaktadır.
Bu yazılımlar, yorucu hesaplamaları önler ve de dış yıldırımlığın yakalayabildiği minimum bir akım seviyesi sağlanan binalarda belirli bir seviyede koruma sağlar. Yıldırım akımı bir top olarak düşünülebilir; top ne kadar küçük olursa yakalamak da o kadar zor olur. Buna karşın, parafudurun toprağa veya elektrik şebekesine yönlendirilebilmesi için gereken maksimum akım değeri de sağlanır. Risk değerlendirmesi, IEC 62305-2 yıldırımdan korunma standardına göre yapılmaktadır. 2006’nın Nisan ayından beri geçerli olan uluslararası IEC 62305 yönetmeliği, bir binanın taşıdığı risklerin değerlendirilmesi ve de binalar, sistemler, insanlar ve de onlara bağlı hizmetlerin yıldırımdan korunmasını sağlayacak uygun önlemlerin belirlenmesi için gereken tüm öğeleri sağlamaktadır. Değerlendirme süreci, korunacak yapının analizinin yapılmasıyla başlar: binanın türü ve ölçüleri, binaya giren hizmet tesisatının sayısı, uzunluğu ve tipi, bulunduğu ortamın özellikleri
Şekil-1 Yıldırım Koruma Seviyesi (LPL)’ne göre darbe akımları
L1: insanlarda can kaybı (kalıcı sakatlıklar dâhil); L2: kamu hizmeti kaybı; L3: kültürel miras kaybı; L4: ekonomik değer kaybı (yapı, içerik ve aktivite kaybı).
S1
LPZ 0A 2
2 LPZ 0 B
S3
1 SPD 6
3 LPZ 1
Her kayıp için bir risk R’si hesaplanmaktadır: R1 insanlarda hayat kaybı 5 4 S4 S2 ds SPD LPZ 2 riskidir; R2 önemli toplum hizmetleSPD LPZ 0 LPZ 0 rinin kaybı riskidir; R3 kültürel mi▼ rasın kaybı riskidir; R4 ise ekonomik kayıp riskidir. Her risk türü zarar SPD 1 Structure (shield of LPZ 1) S3 Flash to a line connected to the structure LPZ 1 No direct flash, limited lightning or induced current, damped magnetic field (kişilerdeki adım ve temas sebebiyle 2 Air-termination system S4 Flash near to a line connected to the structure LPZ 2 No direct flash, induced currents, further damped magnetic field ds potansiyellerinden kaynaklı zararlar; 3 Down-conductor system r Rolling sphere radius Protected volumes inside LPZ 1 and LPZ 2 must respect safety distances Şekil-2 IEC62305-1’e göre Yıldırım Koruma olabilir veya tüm yapıya yayılabilir. ds Safety distance against too high magnetic field 4 Earth- termination system Bölgeleri (LPZ) yangın, patlama vb. nedeniyle ortaya 5 Room (shield of LPZ 2) LPZ 0 Direct flash, full lightning current, full Ground level Buna ▼ etraftaki yapılar veya çevre de magnetic field 6 Lines connected to the structure çıkan maddi zararlar; elektriksel 1 Yapı ( LPZ 1 ekranlaması) dâhil Lightning olabilirequipotential (örneğin, kimyasal LPZ 0 No direct flash, partial lightning or induced S1 Flash to the structure bonding by meansveya of SPD 2 - Yakalama çubuğu sistemi current, full magnetic field S2 Flash near to the structure sistemlerde gerilim darbeleri nede3 - İniş iletkenleri radyoaktif yayılımlar). 4 - Yakalama çubuğu sistemi (toprak) niyle oluşan zararlar) ve kaynağıyla Her tür zarar tek başına veya başka 5 - Oda (LPZ 2 ekranlaması) 6 - Yapıya bağlı hatlar (binalara veya dış elektrik hatlarına bir türden zarar ile birlikte korunacak S1 - Yapıya gelen yıldırım doğrudan gelen yıldırım darbeleri, S2 - Yapının yakınına gelen yıldırım yapıda dolaylı olarak farklı zararlara S3 Yapıya bağlı bir hatta gelen yıldırım binaların veya hatların yakınına neden olabilir. Oluşabilecek zararın S4 Yapıya bağlı bir hattın yakınına gelen yılldırım r Yuvarlanan kürenin yarıçapı gelen dolaylı yıldırım darbeleri) türü ise yapının ve içindekilerin nitelikds Çok yüksek manyetik alanlara karşı güvenli mesafe ilgili olarak farklı öğelerin temelinde LPZ 0A Doğrudan yıldırım, tam yıldırım akımı, tam lerine dayanmaktadır. Aşağıdaki zarar manyetik alan ifade edilebilir. Bu üç riskin her biri LPZ 0B Doğrudan yıldırım, kısmi yıldırım veya türleri göz önüne alınmalıdır (tablo 1’e endüksiyon akımı yok, tam manyetik alan için (R1,R2,R3) maksimum bir geçerli bakınız): r
B
B
A
B
ve de alandaki yıldırım şiddeti analiz edilir. Zararın temel kaynağı yıldırım akımıdır. Aşağıdaki kaynaklar darbe noktasına göre ayrılmaktadır (çizim 1’e bakınız): Yıldırımlar, korunacak yapının özelliklerine göre zarar oluşmasına neden olabilir. En önemli özelliklerden bazıları ise yapının türü, içerikleri ve uygulanışı, hizmet türü ve de sağlanan koruma önlemleridir. Bu risk değerlendirmesinin pratik bir şekilde uygulanması adına yıldırım sonucunda ortaya çıkabilecek üç tür temel zararın arasındaki ayrımı yapmak faydalı olacaktır. Bu temel zararlar ise şunlardır: D1: canlılarda elektrik çarpması nedeniyle ortaya çıkacak yaralanmalar, D2: fiziksel zarar, D3: elektriksel ve elektronik sistemlerin arızalanması. Bir yapıda yıldırım nedeniyle oluşan zararlar yapının bir kısmıyla kısıtlı
Yıldırım darbe noktasına göre bir yapıdaki zarar ve kayıp (IEC/BS EN 62305-1 Tablo 2) Darbe noktası
Yapı
Bir Yapının Yakınında
Yapıya bağlı hatlar
Bir hattın Yakınında
Zarar kaynağı
S1
S2
S3
S4
Zarar türü
Kayıp türü
D1
L1, L4**
D2
L1, L2, L3, L4
D3
L1*, L2, L4
D3
L1*, L2, L4
D1
L1, L4**
D2
L1, L2, L3, L4
D3
L1*, L2, L4
D3
L1*, L2, L4
* Sadece patlama riski olan yapılar, hastaneler ya da insan hayatını anında tehdit eden iç sistem arızalarının gerçekleştiği diğer yapılar için ** Sadece hayvanların can kaybı yaşayabileceği yapılar için Tablo-1 Yıldırım darbe noktasına göre bir yapıdaki zarar ve kayıp (IEC/BS EN 62305-1 Tablo 2)
97 Ağustos
2016
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
değer belirlenir: değer geçerli olan değerden daha fazlaysa, binayı korumak ve riskleri azaltmak adına gereken önlemler alınmalıdır (LPS, eşpotansiyel topraklaması, parafudurlar). Dördüncü risk öğesinde (R4) koruma her zaman opsiyoneldir. Maliyet/fayda analizi olumlu görünüyorsa tavsiye edilir. Risk analizi yapının korunmasını gerektirdiğinde düzenlemeler de kabul edilen risk değerlerinin altında kalan belirli risk öğelerini azaltmak adına uygun parafudurlar için seçim kriterleri sağlar. Risk değerlendirmesi otelin LPS ile korunmasını gerektiriyorsa, ana dağıtım panosuna tip 1 parafudur yerleştirmek zorunlu hâle gelecektir; zira bu ana panonun LPS’den gelen yıldırım akımının bir kısmıyla uğraşmasının gerekmesi ihtimali oldukça yüksektir. Ardından da bu parafudurun doğrudan darbeyi toprağa aktarabilecek şekilde tasarlanması gerekmektedir (10/350’lik dalga biçimleri); yıldırımdan korunma bölgesi konseptini izleyerek yapının dışından ilk giriş noktasına, LPZ 0’dan LPZ 1’e gelen darbenin ilk giriş noktasının korunması gerekmektedir. Ana pano tip 1 parafudur ile korunduğuna göre tesisata gelen darbe enerjisinin yaklaşık %90’ını toprağa boşalttık demektir; fakat aşırı gerilim seviyesi birinci kategorideki ekipmanlar için hâlâ fazla yüksek (elektronik ekipmanlar sadece 1.5kV’a dayanabilir). Dolayısıyla, bu otelin her bir katına yerleştirilen kat dağıtım panolarında(LPZ 1’den LPZ 2’ye geçiş) kalan darbe enerjisini boşaltmaya de-
98 Ağustos
2016
vam edecek ve de hassas ekipman için 2.5kV’taki aşırı gerilimi (önceki tip 1 parafudurun koruma gerilimi) yeniden kabul edilebilir bir değere (1.5kV’tan düşük) azaltacak Imax değeri 40kA olan (8/20 dalga formuna göre test edilmiş) tip 2 parafudur kullanacağız. Parafudurdan korunacak cihaza kadar olan mesafe10 metreyi aştığında koruma etkisinin azaldığını belirtmek gerekir. Bu yüzden her odanın dağıtım panosuna (sigorta kutusu) Imax değeri 20kA olan (LPZ 2’den LPZ 3’e geçiş) tip 2+3 veya tip 3 parafudur yerleştireceğiz. Bunu darbe enerjisinin %98’ini toprağa boşaltmış olsak da aşırı gerilim korumasını daha da iyi bir hâle getirerek koruma gerilim seviyesini düşürüp(1kV’a kadar) nihai ekipman için iyi bir koruma sağlamak amacıyla yapıyoruz. İyi bir aşırı gerilim koruması her zaman adım adım yapılır: Her panoya bir parafudur yerleştirilir, binanın her bir yeni bölgesindeki giriş noktalarında bulunan darbe enerjisi azaltılır ve de nihai ekipmana yakın olacak şekilde düzgün bir koruma sağlanır. Koruma ekipmana ne kadar yakın olursa o kadar iyi! Parafudurlar sadece yıldırım darbelerinden korunma konusunda değil, aynı zamanda endüstriyel darbelerden korunma konusunda da kullanışlıdır. Bu endüstriyel darbeler de korunan binanın içerisinde ortaya çıkarabilir. Örneğin bir otelde bulunan asansörler, havalandırma sistemleri ve pompalar gibi fazla güç tüketen aletler, anahtarlama sırasında darbe oluşturabilir.
Şekil-4 Direkt ve endirekt yıldırım darbe şekilleri
10/350 μs dalga formu, doğrudan bir yıldırım darbesi oluşturarak akımın oldukça yüksek bir enerji seviyesinde aniden ve sert bir şekilde artmasına neden olur. Yıldırım çok yüksek bir tepe değeri ile şebekeye doğru 10/350 μs’lik bir akım darbesi oluşturduğundan ideal bir akım jeneratörü olarak değerlendirilebilir. İndgenmiş enerjiye sahip 8/20 μs dalga formu, dolaylı bir yıldırım darbesini ve de elektrik şebekesindeki operasyonların ve de parazitlerin etkilerini temsil etmektedir. Bu dalga biçimiyle ilişkilendirilen enerji, eğri altındaki alana bağlıdır: Enerji ≈ 0∫T i2dt. Dolayısıyla 10/350 μs’lik dalga biçimi ile ilişkilendirilen enerji, 8/20 μs’lik enerjiye sahip olandan çok daha fazladır (yaklaşık 10 kat daha fazla).
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
Doğru Yumuşak Yolverici Seçimi Nasıl Yapılır? Yumuşak yolvericiler; asenkron motorların uçlarına uygulanan gerilimi kademeli olarak yumuşak ve kararlı bir hızlanma elde etmek için arttıran mikroişlemci ve tristör tabanlı cihazlardır. Her fazda birbirine ters bağlı tristörlerin gerilimi kontrol etmesi (başlangıçta yavaşça arttırması, duruşta ise yavaşça azaltması) ile yol verme süresindeki ani gerilim değişimleri engellenir ve başlangıçta çekilen demeraj akımı azaltılmış olur. ozan gültekin
Contact.center@tr.abb.com
G
erilim ayarlanan değerden nominal değere ulaşana kadar sürekli kontrol edilir. Direkt yol verme ve yıldız-üçgende olmayan gerilim kontrolü özelliği ile şebekede ani gerilim düşümleri yaşamaz ve kaliteli bir enerji elde etmeniz mümkün olur. Günümüzde çoğu işletme elektriksel ve mekanik artıları nedeniyle geleneksel yolverme yöntemleri yerine yumuşak yolvericiler tercih eder olmuştur. Peki kullanımı günden güne artan yumuşak yolverici seçimi yaparken hangi hususlara dikkat etmeliyiz. Elimizde bir şartname, proje çizimi, malzeme listesi olduğunda nelere göre seçim yaparız? Bu maddeleri 3 başlıkta toplayabiliriz: 1. Motorun gücü veya akımı 2. Uygulama tipi 3. Ek fonksiyonlar
tasarımı belli gücü taşıyacak şekilde dizayn edilmiştir. Doğal olarak yumuşak yolvericinin kontrol edeceği motorun nominal gerilimindeki gücü ve akımını mutlaka bilmeliyiz. Uygulama tipi Yumuşak yolvericinin kontrol edeceği motor ne yapıyor? Bu motor hava basan bir makinede mi ya da bir fanda mı kullanılıyor? Yoksa bir konveyörü mü döndürüyor? Bu sorunun cevabı çok önemli. Çünkü bilindiği gibi her yük farklı koşullarda çalışır. Başlatılmak istenen atalet momenti yüksek, volanı büyük veya yük altında kalkan bir bir makineyse ağır koşullarda çalışıyor demektir. Ağır şart bu makinelerin kalkış torkunu yenmeleri zordur. Yukarıdaki tabloya bakıldığında eğer motor bir pompa, baş pervanesi, kompresör, kısa konveyör, asansör, yürüyen merdiven gibi normal şart bir uygulama
ise motor gücüne denk gelen yumuşak yolverici seçilmesi uygundur. (Motor gücü 15kW ise 15kW’lık yumuşak yolverici seçilir) Eğer ağır şart bir motorda yumuşak yolverici kullanılacaksa motor gücünün bir üst boyunda yumuşak yolverici seçilmelidir. (Motor gücü 15kW ise 18.5kW’lık yumuşak yolverici seçilir) Üzerinden akım geçen yumuşak yolvericilerin tristörleri her yol vermede biraz daha ısınır. Eğer kısa sürede çok sayıda yolverme yapılırsa tristör aşırı ısınma koruması devreye girip motor duracak veya zamanla zarar görecektir. Bu nedenle eğer saatte 10’dan fazla start-stop yapılacaksa bir üst boy yumuşak yolverici kullanıp tristölerin aşırı ısınması önlenebilir. Ek fonksiyonlar Kullanıcılar artık satın aldıkları cihazların sadece tek bir iş yapmasını istemiyorlar. Yumuşak yolvericiden de
Üreticiler şalt ekipmanları üretirken mutlaka yüke göre üretim yaparlar. Yük fazla akım çektiğinde zarar görmemesi için devre kesiciler geliştirilmiştir. Yük uzaktan kumanda edilmek istenirse kontaktörler icat edilmiştir gibi.. Hep yükün gereksinimlerine göre yeni çözümler üretilmiş ve geliştirilmiştir. O yüzden yumuşak yolverici seçiminde de dikkat edeceğimiz hususlar hep yükle alakalıdır. Yük ne? Neyi gerektiriyor? Nasıl daha verimli çalışır? Motorun gücü veya akımı Yumuşak yolvericilerin bara ve iç
99 Ağustos
2016
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
beklenti sadece motoru yumuşak bir biçimde kaldırıp durdurmak değil. Kullanıcılar aynı cihaz üzerinden koruma yapmak, haberleşme yapmak, uyarı sinyali almak da istiyorlar. Aynı zamanda cihaz kullanıcı dostu olsun, panoda yer kaplamasın, Türkçe menüsü olsun gibi kullanım kolaylığı sağlayacak artılara da sahip olmak istiyorlar. Üreticilerde de o yüzden 2-3 farklı yumuşak yolverici modeli mevcut. ABB için örnek verecek olursak PSR, PSE ve PSTX serisi ürün portföyümüzdeki yolvericilerdir. PSR serisi sadece kalkış, duruş gerilim ve zamanlarının ayarlanabildiği temel bir seri, PSE ise koruma ve ürün özelliklerinin biraz daha fazla olduğu verimli bir seri, PSTX
100 Ağustos
2016
ise tüm istenen fonksiyonların tam olarak sağlandığı gelişmiş bir seridir. Kullanıcılar projelerinin teknik ve maliyet gerekliliklerine göre bu üç seriden birini tercih edebilirler. Şöyle örnek verebiliriz: 15kW bir yumuşak yolvericiye pompa uygulamasında ihtiyacınız olduğunu düşünelim. Eğer sizin projenizde yumuşak yolvericinin sadece duruş ve kalkış ayarı yapılacaksa ve maliyet sizin için ön plandaysa PSR yeterli olacaktır. Sıkışık bir pompayı açmak için darbeli yolverme seçeneğine, motorun boşta dönmemesi için düşük yük korumasına ve ayrıca tork kontrolüne ihtiyacınız varsa PSE kullanılabilir. Dahası yumuşak yolverici yukarıda saydıklarımın tümünü yapsın ve ayrıca şebekedeki
dalgalanmalara karşı motoru korusun, PTC ve analog output çıkışı olsun, ters yöne dönme koruması olsun, motor ısıtma fonksiyonu olsun vs. isteniyorsa en gelişmiş seri PSTX tercih edilmelidir. Pompa uygulamasında tercih edilen bu koruma ve parametreler, fan uygulamasında bir anlam ifade etmeyebilir. Fan uygulamasında da motor freni gibi bir özellik hayati öneme sahip olabilir. Ürün seçim aşamasında projenin gerekliliklerine göre istenen ek fonksiyonlar üretici kataloglarından kontrol edilmeli ve bu bilgiler ışığında doğru yolverici belirlenmeli ve sahada istenen koruma ve uyarı fonkisyonları yumuşak yolverici menüsü üzerinden aktif hale getirilmelidir.
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
Kontaktörlerde AC-3 ve AC-1 Kullanım Kategorileri Kontaktör kataloglarına ve fiyat listelerine baktığımız zaman AC-1 ve AC-3 gibi farklı iki akım görürüz. Çoğu kullanıcıda bu akımlar yanlış anlaşılmalara sebebiyet verir. Aşağıdaki gösterimde görülebileceği gibi 400V’ta 4kW gücünde olan bir kontaktörün AC-3 akımı 9A ve AC-1 akımı 25A’dir. ozan gültekin
S
Contact.center@tr.abb.com
istemlerimizde kontaktör kullanırken ilk göz önünde bulunduracağımız şey bu kontaktörün hangi tip yükü kontrol edeceğidir. Kontaktörler motor, ısıtıcı, aydınlatma, transformatör gibi çeşitli yüklerinin anahtarlamasında kullanılabilir. Yukarıdaki örnekteki AF09 tipindeki kontaktör farklı bir şekilde çalışmaz, ancak kullanılacak uygulamaya göre akım taşıma kapasitesi değişir diyebiliriz. Kontaktörlerin kullanım kategorileri IEC60947-4-1 standardında belirtilmiştir. Bu standarda göre AC-1 ve AC-3 akımları şöyle tarif edilmiştir:
Kullanım Kategorisi
Yükün Karakteristiği
Uygulamalar
Kapama Akımı(I)
Kesme Akımı(Ic)
AC-1
Endüktif olmayan yükler veya çok az endüktif yükler, omik yükler
Isıtma sistemleri
Ie
Ie
AC-3
Sincap kafesli asenkron motorlar
Kompresör, pompa, fan, asansör, konveyör
6xIe
Ie
Bu tabloyu AF09’u da dahil ederek yorumlayalım: Bu kontaktör eğer bir sincap motorlu asenkron motor anahtarlamasında kullanılacaksa nominal akımı 9A’lik bir motora bağlanabilir. Aynı kontaktörü bir ısıtıcı anahtarlamasında kullanacaksak nominal akımı 25A’lik bir ısıtıcıya
bağlanabilir denilebilir. Asenkron motorlar ilk kalkış anında nominal akımlarının katlarına çıkabilen akımlar çekebilirler, ısıtıcılar ise demeraj (ya da kalkış) akımı dediğimiz bu akımları çekmezler. Dolayısıyla motor anahtarlamasında kullanılan kontaktör, kapama sırasında nominal akımının katlarına ulaşabilen akımlara maruz kalabilir ve bu koşullarda kapar. Isıtıcıda ise nominal akımı ne ise o akıma maruz kalarak kapama yapar. Kesme durumunda motor veya ısıtıcı farketmeksizin üzerinden nominal akım akarken keser. (Motor ilk kalktıktan sonra yavaşça nominal akımına döneceğinden kesme anında nominal akımındadır) Yani motor devresinde kullanılan bir kontaktörün ısıtıcı devresinde kullanılan bir kontaktöre göre akım taşıma seviyesi düşük olur diyebiliriz. Kullanım kategorisi göz önünde bulundurmadan yanlış seçilen bir kontaktör zamanla aşınır, delinir ve kontakları yapışır. Bu da yükün zarar görmesine sebebiyet verir.
101 Ağustos
2016
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
Topraklama Trafoları Banu COŞKUNER
Teknik Proje Yöneticisi SIemens Enerji Yönetimi Enerji İletimi Bölümü
Topraklama Trafosunun Kullanım Amacı: Sistem nötr bağlantısı özellikle eski sistemlerde bulunmamaktadır ve bu sistemleri yenilerken nötr bağlantısı eklemek istenildiğinde topraklama trafosu kullanmak uygun bir çözüm olmaktadır. Sistem nötr bağlantısı olmayan, üçgen veya yıldız noktası yalıtılmış sistemlerde arızanın hangi fiderden geldiğini tespit etmek de oldukça zordur. Faz-toprak arızasının oluştuğu bir sistemde eğer arıza temizlenmezse faz-faz arızaları meydana gelebilir ve ayrıca sistemde dolaşan arıza akımı sistemin izolasyonu üzerindeki stresi arttırır. Aralıklı olarak oluşan arızalar ise sistemde geçici aşırı gerilimlerin oluşmasına sebep olabilir. Yalıtılmış sistemleri topraklamak ve/ veya bir nötr noktası elde etmek için topraklama trafosu kullanılır. Şekil-1’de de görüldüğü gibi en yaygın kullanılan topraklama trafosu tipleri zig-zag ve yıldız-üçgen bağlantılı olanlardır. Dağıtım sistemlerinde kullanılan topraklama trafoları yıldız veya üçgen bağlı sistemlerde faz-toprak yolunda düşük empedans göstererek sistemin nötr geriliminin toprak gerilimi seviyesinde kalmasını sağlarlar ve sıfır bileşen akımı için kaynak oluştururlar. Yalıtılmış sistemlerde ark hatalarından meydana gelen geçici aşırı gerilimler
Şekil 2 Topraklama trafosu üzerinden topraklanmış sistemlerde arıza akımı geçişi
görülebilir. Sistem bu şekilde çalışmaya devam edecektir ancak arızasız fazlarda gerilim √3 katı kadar artacaktır ve bu gerilim de trafonun izolasyonu ve diğer ekipmanlarda %173 kadar bir zorlanmaya sebep olacaktır. Şekil-2’deki devre şemasında topraklama trafosunun arıza akımını nasıl toprakladığı görülmektedir. Topraklama trafoları dağıtım şebekesinin tek toprak kaynağıdır ve dağıtım şebekesi devrede olduğu sürece sisteme bağlı kalmalıdır. Topraklama trafoları genel olarak; • Sistemin arıza akımının geçiş yolunda düşük empedans oluş-
Şekil 1 Yalıtılmış şebekelerde nötr oluşturma
102 Ağustos
2016
•
• •
• •
tururlar ve böylece sistemin nötr potansiyelinin toprak potansiyelinde ya da toprak potansiyeline çok yakın bir değerde kalmasını sağlarlar. Herhangi bir nedenle toprak ark arızası oluştuğunda meydana gelen geçisi aşırı gerilimlerin büyüklüğünü sınırlarlar. Faz-toprak arızalarında arıza akımı için kaynak oluştururlar. Faz-nötr bağlantılı yüklerin bağlantısının yapılmasına izin verirler. Hata akımlarını ölçmek için ölçüm noktası oluştururlar. Bir topraklama trafosu aynı zamanda devre üzerindeki dengesiz yüklenme durumunda da görev yapar.
Topraklama Trafosunun Boyutlandırma Parametreleri: 1. Primer Gerilim: Topraklama trafosunun bağlandığı sistemin gerilimidir. 2. Anma Gücü: Topraklama trafoları sadece arıza durumunda kullanılan trafolar olduğu için sürekli devrede olan bir güç
trafosuna göre maliyeti ve büyüklüğü daha düşüktür. Bu nedenle sürekli primer faz akımı ve kısa devre akım değerine göre boyutlandırılırlar. Sürekli primer faz akımı,trafonun çekirdeğinin mıknatıslanma akımını,kabloların kapasitif şarj akımlarını ve eğer varsa yük akımlarını içerir. Bu parametre arttıkça trafo daha büyük ve maliyetli olacaktır. Bu değer tipik olarak 5A ile 200A aralğında olmaktadır. 3. Sürekli Nötr akımı: Topraklama trafolarının dizaynı için bir de sürekli nötr akım değeri olarak tanımlanan ve nötr üzerinden akması beklenen akım değeri vardır. Bu akım sistem dengede iken akmayan sıfır bileşen akımıdır. Bu akım değeri topraklama trafosunun termal kapasitesini hesaplamak için kullanılır. Topraklama trafosu üzerinden geçecek olan sürekli nötr akım değeri bilinmediğinde ANSI/IEEE Std.32 ye göre 10 saniye süreli kısa devre akımının %3’ü olarak kabul edilir. 4. Arıza akımı ve süresi: Arıza süresi saniyelerle hatta çoğu durumda bir kaç periyot ile sınırlıdır. Topraklama trafoları sürekli taşıyacakları yüke göre dizayn edilip arıza akımlarını sistemin izin verdiği süre içinde kaldırabilecek şekilde dizayn edilmelidir. Bu nedenle trafonun dizayn kriterlerini belirlemek için sisteme ait toprak arıza akımının değeri ve süresi bilinmelidir. Bu değerler trafo sargılarındaki sıcaklık artışını hesaplamak ve trafoyu buna göre boyutlandırmak için kullanılacaktır. Örneğin 400A ve 10sn topraklama trafosu için tipik değerlerdir. Arıza akımının geçiş süresi topraklama trafosu boyutlandırması için kritik bir değerdir. Topraklama trafosunda oluşacak herhangi bir arıza durumu koruma sistemi tarafından tespit edilip sistemin ilgili kesicilerine açma gönderilir.Bu açma süresi arıza akımının geçiş süresinden (örn.10sn) daha az olmalıdır. Arıza durumunda arıza akımı topraklama trafosunun üç fazında da aynı anda oluştuğu için, topraklama trafosu arıza akımını sıfır bileşen olarak görür.Üç fazlı ve eşit empedanslı trafolarda arıza akımı bölünecek ve üç fazda da eşzamanlı olarak, faz başına hata akımının 1/3 değerinde olacak şekilde akacaktır. 5. Empedans: Topraklama trafosu üzerinden akım geçtiği zaman trafonun oluşturduğu empedans üzerinde gerilim meydana gelir. Hata akımının büyüklüğüne bağlı olarak topraklama trafosunun empedans değeri çok büyük olursa hata sırasında oluşan gerilimler de çok büyük olacaktır.Topraklama trafosunun herhangi bir sebeple devreden çıkması durumunda ise, oluşabilecek faz-toprak arıza akımları yine yüksek gerilimlerin oluşmasına sebep olur ve bu gerilimler arıza olmayan fazlarda gerilim dengesizliğinin ve yüksek gerilimlerin görülmesine neden olur. Topraklama trafosunun bir görevi de nötr gerilimini belli bir seviyede tutmak olduğu için topraklama trafosu empendans değeri de
Şekil 3 Zig-zag bağlantılı topraklama trafosu
Şekil 4 Zig-zag bağlantılı topraklama trafosu üzerinden düşük empedanslı topraklama ve nötr aşırı akım röle bağlantısı
boyutlandırma için önemlidir. Bu değer arıza sırasında arıza olmayan fazlarda geçici aşırı gerilimlerin ortaya çıkmasını engelleyecek şekilde seçilmelidir. 6. Topraklama Trafosunun Bağlantı Tipleri: Zig-Zag bağlantılı topraklama trafoları: Topraklama trafosu olarak kullanılan zig-zag bağlantılı trafolarda genellikle sekonder sargı bulunmaz ve üç çekirdek üzerinde altı adet sargı barındırırlar. Her çekirdek üzerindeki ilk sargı,bir sonraki çekirdek üzerindeki ikinci sargıya ters yönde bağlıdır ve tüm ikinci sargılar nötrü oluşturmak üzere birbirine bağlıdır. Her faz bir diğer faz ile bağlantlı olduğu için gerilimler sıfırlanır. Trafonun empedans değeri, dengeli üç faz gerilime göre yüksektir bu sebeple,sistemde arıza olmadığında sargılardan sadece mıknatıslanma akımı kadar bir akım akar.Trafonun empedansı sıfır bileşen gerilimine göre ise düşüktür ve böylece yüksek değerdeki toprak arıza akımlarının geçmesine izin verir. Trafonun nötr noktası ile toprak arasına bir empedans eklenerek yüksek ve düşük empedanslı topraklama sistemi sağlanabilir. Düşük empedanslı topraklama sisteminde nötr noktasına ilave edilen bir akım trafosu aşırı akım rölesine bağlanarak faz-toprak arıza (51G) akımı tespit edilebilir. (Şekil-4)
103 Ağustos
2016
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
Şekil 6 Yıldızüçgen bağlantılı topraklama trafosu üzerinden yüksek dirençli topraklama ve açık üçgen sekonder sargı üzerinden aşırı gerilim koruma
Şekil 5 Yıldızüçgen bağlantılı topraklama trafosu üzerinden düşük empedanslı topraklama ve nötr aşırı akım röle bağlantısı
Zig-zag bağlantılı topraklama trafoları üç ve üçün katı harmoniklerin sınırlandırılmasını sağlar. Üçgen bağlantısı olmadan beş bacaklı yapı ile kullanılabilirler. Sekonder sargının kullanılmaması trafonun taban alanının küçülmesini sağlar ve bu da fiyat avantajı getirir. Yıldız-üçgen bağlantılı topraklama trafoları: Yıldız-üçgen bağlantılı topraklama trafoları da direnç üzerinden sistemi topraklamak istenildiğinde kullanılabilir. Üçgen bağlantı sıfır bileşen akımının geçişini sağlamak için kapalı olmalıdır.Primer sargının nötrü ile toprak arasına bir direnç bağlandığında ve bu direnç oluşabilecek arıza akımlarını sınırlayacak değerde seçildiğinde direnç üzerinden topraklanmış sistem sağlanmış olur.Bu tür bağlantı yapıldığında yıldız sargının gerilim değeri faz-nötr sistem geriliminde yüksek olmaz. Primer sargının nötr noktası ile toprak arasına akım trafosu ilavesi yaparak aşırı akım rölesi üzerinde faztoprak (51G) arıza tespiti de yapılabilir. Yüksek direnç üzerinden topraklama yapmak için sekonder üçgen sargı primer toprak arıza akımlarını istenildiği düşük seviyeye getirebiecek değerde seçilen bir direnç üzerinden kapatılır. Bu tip bir uygulama için primer yıldız sargının gerilim değeri sistemin faz-faz geriliminden düşük olmamalıdır ve topraklama trafosu üç adet primer yıldız sargısı topraklanmış tek-faz trafodan oluşmalıdır. Yıldız bağlı sekonder sargı kullanılması durumunda dört veya beş bacaklı olarak imal edilebilirler. Çok yönlü kullanım olanakları vardır; güç trafosu olarak da kullanılacağı zaman tercih edilirler.
Şekil 7 Bir trafo merkezinde kullanımda olan topraklama trafosu resmi
KAYNAKLAR 1. IEEE Std.142TM-2007 Revision of IEEE Std 142-1991 2. IEEE Std.C62.92.4TM-2014 Revision of IEEE Std C62.92.4-1991 3. IEEE Std.C62.92.1-2000 Revision of IEEE Std C62.92.1-1987 4. Westinghouse Instuction Book (System Neutral Grounding and ground Fault Protection guide 1986 S: 5V8)
104 Ağustos
2016
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
Alçak Gerilim Tesislerinde Kısa Devre Hesaplamaları & SIMARIS desIgn Yazılımı IEC 60909-0 standardı, 3 Fazlı Alternatif Akım Sistemlerinde kısa devre akımlarının hesaplanması konusundaki esasları açıklamaktadır. Bu yazıda standard içeriğinde açıklanan önemli noktalardan ve Simaris design yazılımının hesaplama yaparken sağladığı kolaylıktan bahsedeceğiz. Alper KEMER ve Hilmi Uysal
S
tandartta iki durumun ayrımı yapılmıştır: a) Generatöre uzak kısa devreler, b) Generatöre yakın kısa devreler. Şekil-1’de, “generatöre uzak kısa devre”nin zamanla değişim grafiği karakteristik olarak gösterilmiştir. Genel olarak, alçak gerilim uygulamalarının büyük çoğunluğunda “generatöre uzak kısa devreler” durumu söz konusudur. Şekil-1’deki grafikten görüleceği üzere; kısa devre akımı, bir AC bileşeni ve zamanla azalan bir DC-bileşeni ihtiva
SIemens
eder. Standard, aşağıdaki tanımları getirmiştir: Ib: Koruma ekipmanının ilk kutbunun açması anındaki kısa devre akımı AC bileşeninin r.m.s değeri, I’’k: Kısa devre başlangıç anındaki kısa devre akımının AC bileşeni r.m.s değeri Ik: Başlangıç anındaki etkiler bittikten sonraki kalıcı kısa devre akımı r.m.s değeri IEC 60909-0’a göre, generatöre uzak kısa devre hesaplamalarında Ib = I’’k = Ik kabullenimi yapılabilir. İyi bir elektrik tasarımı yapılabilmesi
için kısa devre hesaplamalarının iki uç durum için yapılması gerekir: a) Maksimum kısa devre değerinin hesaplanması, b) Minimum kısa devre değerinin hesaplanması. Maksimum kısa devre değerinin hesaplanmasının amacı, tesiste kullanılacak elektrik ekipmanlarının kısa devre dayanım değerlerini doğru seçebilmektir. Minimum kısa devre değerinin hesaplanma amacı ise; selektivite değerlendirmesi, şalter ayarlarının belirlenmesi, sigortaların seçilmesi vb. çalışmalarda kullanılmak
ŞEKİL-1
105 Ağustos
2016
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
ŞEKİL-2
üzere sistemde oluşabilecek en küçük kısa devre değerlerinin bilinme gerekliliğidir. Maksimum kısa devre hesaplanırken: 1. IEC 60909-0 Tablo-1’deki “Gerilim faktörü c” çarpanı olarak maksimum değer kullanılır, 2. Hesaplama yapılırken en büyük değeri verecek işletme koşulu seçilir (Örneğin: İki dağıtım trafosu parelel olarak çalışması söz konusu oluyorsa, bu duruma göre hesap yapılır.) 3. Sistemdeki motor katkıları göz önünde bulundurulur, 4. Hesaplamada, kabloların ve iletkenlerin 20°C’deki direnç değerleri kullanılır. Minimum kısa devre hesaplanırken: 1. IEC 60909-0 Tablo-1’deki “Gerilim faktörü c” çarpanı olarak, minimum değer kullanılır, 2. Hesaplama yapılırken en küçük değeri verecek işletme koşulu seçilir (Örneğin: Dağıtım şebekesi devrede değilken, sistemde bulunan Dizel Jeneratör vb. gibi
106 Ağustos
2016
bir yedek güç kaynağının devrede olduğu duruma göre hesap yapılabilir.) 3. Sistemdeki motor katkıları ihmal edilir, 4. Hesaplamada, kabloların ve iletkenlerin 20°C’den daha yüksek sıcaklık değerlerindeki direnç değerleri kullanılır. Yazılım kullanmaksızın, bir alçak gerilim sisteminin her düğüm noktasında standartlara uygun ve güvenilir kısa devre hesaplaması yapmak çok zordur. Simaris design yazılımı kullanılması durumunda, yukarıda bahsettiğimiz esaslar yazılım tarafından otomatik olarak uygulanmaktadır. Simaris design yazılımı, bir alçak gerilim sisteminin içerisindeki tüm dağıtım baralarında ve son kullanıcıların terminallerinde hem maksimum hem minimum kısa devre değerlerini hesaplar. Şekil2’de Simaris design yazılımı ile tasarlanmış bir sistemden küçük bir kesit görülmektedir. Görüleceği üzere, son kullanıcıların terminallerinde ve dağıtım baralarında, minimum ve maksimum kısa devre değerleri
hesaplanmış durumdadır. Ayrıca sistemde bağlı bulunan motorun, kısa devreye olan katkısı da motor terminallerinde görülmektedir. Simaris design ile yapılan hesaplamalarda, eğer istenirse motor katkıları kullanıcı tarafından değiştirilebilir. Aynı şekilde, kablo dirençleri istenen sıcaklık değerlerine göre göz önünde bulundurulabilir. Hesaplanan minimum kısa devre değerleri, yazılım tarafından otomatik olarak selektivite değerlendirmesinde kullanılır ve şalterlerin ayar değerleri belirlenir. Böylece sistemin ve cihazların standartlara uygun ve güvenli olarak seçilerek tasarımın tamamlanması garanti altına alınmış olur.
KAYNAKLAR: 1. IEC 60909-0 (Short-circuit currents in three-phase a.c. systems - Part 0: Calculation of currents) 2. Planning Guide for Power Distribution Plants / Design, Implementation and Operation of Industrial Networks – SIEMENS (Hartmut Kiank, Wolfgang Fruth, 2011) 3. SIEMENS Totally Integrated Power Application Manual Part 2: Draft Planning / Integrated Solutions for Power Distribution In Commercial and Industrial Plants 4. Simaris design Software Technical Manual
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
JEOTERMAL SANTRAL ALANLARINDA ATMOSFERİK KOROZYONA KARŞI ÖNLEMLER Jeotermal kaynaklı enerji üretimi Dünya üzerinde 100 yılı aşkın süredir devam etmektedir. İlk olarak 1904 yılında, İtalya’da Larderello bölgesinde jeotermal buhardan elektrik üretimi gerçekleştirildi ve çok benzer teknolojiler ile günümüzde de elektrik enerjisi üretimi devam etmektedir. SELİM COŞKUNER
Kıdemli Proje Mühendisi SIemens Enerji Yönetimi Bölümü
Y
er kabuğunun kilometrelerce altından gelen buhar, bazen buhar su karışımı (brine) çeşitli prosesler aracılığı ile türbin millerini direkt veya dolaylı yoldan hareket ettirerek “elektrik enerjisi” üretmektedir.
•
• •
Elektrifikasyon Jeotermal santraller; türbin (proses) alanları, üretim ve enjeksiyon kuyuları, şalt-kumanda binası ve yüksek gerilim şalt merkezlerinden oluşmaktadır. Jeotermal enerji santralleri elektrik altyapısı (EBOP-Electrical Balance of Plant) aşağıdaki ekipman ve malzeme gruplarını içerir; • Yüksek gerilim şalt merkezi (İletim ve dağıtım şebekesinin durumuna ve santral gücüne bağlı olarak) • Orta gerilim şalt merkezi (Şekil 1 Binary Jeotermal Elektrik Santrali OG Tekhat Prensip Şeması) • Alçak gerilim dağıtım sistemi (Dağıtım panoları, MCC panoları,
•
kompanzasyon panoları) I&C Ekipmanları (Saha klemens kutuları, Remote IO istasyonları, DCS panoları, Merkezi SCADA) Kablolar (Yeraltı, havai hat iletkenleri ...vb.) Santral ve kuyu bölgeleri aydınlatma, zayıf akım sistemleri (CCTV, data, telefon, yangın algılama... vb.) topraklama ve yıldırımdan korunma sistemleri Beton köşkler (Kuyu bölgeleri için)
Tüm bu sistemler ve ekipmanlar, önlem alınmadığı takdirde yer altından gelen çeşitli gazların korozif etkileri neticesinde zarar görebilmektedirler. Jeotermal santrallerin çevresinde bilindik en etkili gazın hidrojen sülfür olduğu söylenebilir. Hidrojen sülfür (H2S) korozyonuna maruz kalan metal yüzeylerde iletkenlik kaybı, mekanik işlevlerin ve görselliğin bozulması, aşınmalar ve erken yaşlanma gibi olumsuzluklar görülmektedir.
Şekil 1 Binary Jeotermal Elektrik Santrali OG Tek hat Prensip Şeması
Jeotermal Enerji Santralleri’nde Korozyon Jeotermal Enerji Santralleri’nde işletme sırasında düzenli olarak hidrojen sülfür (H2S) konsantrasyonu ölçümleri yapılmaktadır. Bu ölçümlerde alınan değerler ile santral içerisindeki hidrojen sülfür (H2S) konsantrasyonunun ekipmanlara ve/veya insana zarar verecek değerlere ulaşıp ulaşmadığı belirlenebilir.Havadan daha ağır bir gaz olan hidrojen sülfürün etkinliği, hava şartlarına bağlı olarak (rüzgar hızı ve yönü) günden güne hatta saatten saate değişiklik gösterebilir. Grafik 1 ‘de görüldüğü üzere ortam sıcaklığı ve nem miktarı ile korozyon etkisi doğru orantılı şekilde artmaktadır. Korozif etkiyi azaltmak için kapalı alanlarda, özellikle elektrik şalt odalarında uygun havalandırma ortamlarının (örn: pozitif basınçlandırma, iklimlendirme) oluşturulması gerekmektedir. İletken Türleri Santrallerde en yaygın kullanılan iletkenler bakır ve alüminyumdur. Alüminyum, hidrojen sülfür (H2S) nedeniyle oluşan atmosferik korozyona karşı dayanıklı bir malzemedir. Bakır iletkenlerde önlem alınmadığı takdirde işletmede ciddi sorunlar ile karşılaşılabilir. Herhangi bir önlem alınmayan bakır yüzeylerde hidrojen sülfür’ün (H2S) aşındırıcı etkisi oldukça yüksektir. Bakır veya gümüş kaplı bakır, korozif çevre koşulları ile başedecek yapıya
107 Ağustos
2016
MAKALE
www.elektrikdergisi.com
Grafik 1 Korozyon ile ortam sıcaklığı arasındaki ilişki
sahip olmadığından korozyona karşı dayanıklı hale getirmenin yolu iletkenleri kalay ile kaplamaktır. Özellikle hidrojen sülfür ve diğer korozif gazların kaynaklarına yakın yerlerde kullanılan tüm çıplak veya plastik izoleli bakır iletkenlerin, iletkenliklerini kaybetmemeleri için mutlaka kalay ile kaplanmaları gerekmektedir. Bir çok sahada görüldüğü üzere, kalay kaplanmamış yüzeylerde ciddi kararmalar, iletkenliklerde zayıflamalar görülürken; kalay kaplı yüzeylerde de bu kararmalar görülebilir ancak iletkenlik kaybı neredeyse hiç yoktur. (Resim 1: Korozif (H2S) Etkiye Maruz Kalmış Çıplak Kalay Kaplı Topraklama İletkeni)
Jeotermal enerji santrallerinde iletkenin izolasyon malzemesinin üzerinde dikkatle ve titizlikle durulması gerekmektedir. Kabloların damar izolasyonlarının ve dış kılıflarının doğru malzemelerden seçilmesinin korozyonun iletkene etkisini azalttığı bilinmektedir. Sülfürün, jeotermal enerji santrallerindeki formu ile PVC dış kılıfa ve polietilen izolasyon malzemesine nufüz ettiği fakat EPR (Etilen Propilen Kauçuk) malzemeden yapılmış olan kablo izolasyonunun hidrojen sülfürden etkilenmediği bilinmektedir. Elektriksel Ekipmanlar Elektrik güç ve kontrol ekipmanları,
Resim 1 Korozif (H2S) Etkiye Maruz Kalmış Çıplak Kalay Kaplı Topraklama İletkeni
108 Ağustos
2016
santral içerisindeki tüm metal yüzeyler gibi hidrojen sülfür gazından ciddi şekilde etkilenmektedirler. Beklenmedik arızaların ortaya çıkışı, bu arızaların neticesinde de tesisin güvenli ve uzun süreli çalışmasının engellenmiş olması önemli olumsuzluklar olarak söylenebilir. Bu sorunları engellemek için elektriksel ekipmanların malzeme seçimleri ve sistem tasarımları yapılırken bazı özel önlemler alınması gerekir. Özellikle akım taşıyan ve anahtarlama yapan ekipmanların yüzeylerinin gümüş kaplanması en sık görülen kaplama şeklidir. Hidrojen sülfür olan bir ortamda ise, bu gazın neden olacağı korozyon neticesinde, yüzeyde AG2S (gümüş sülfür) oluşacağından bu kaplama şekli çok fazla tercih edilmemelidir. İletken ve atmosfere açık olan kontakların kalay kaplı olması ileride karşılaşılması olası problemler için önlem olacaktır. Jeotermal santrallerin kontrol devrelerinde kullanılan, röle ve kontaktörlerde, yani santralin kontrolünde önemli rol oynayan ekipmanların iletken yüzeylerinde kararmalar oluşabilir. Bunun neticesinde motor yolverme, generator koruma, yüksek gerilim şalt koruma-kumanda sisteminde gerekli açma kapamaların yapılmasında aksaklıklar yaşanabilir. Kumanda gerilimi yüksek tutulduğunda ise (220V), kontrol-kumanda ekipmalarının çalışma gerilim aralıkları artacak ve iletkenlik kaybı nedeniyle yapılamama ihtimali olan anahtarlamalar rahatlıkla yapılabilecektir. Kontrol sistemlerinde kullanılan kabloların korozyondan olumsuz etkilenmeleri çalışan santralde ciddi problemler çıkarabilir. Jeotermal santrallerin kontrol sistemleri tasarımı yapılırken, saha dağıtım kutularında ve sinyal kablosu seçimlerinde bu etki göz önüne alınarak, iletkenlerin kalay kaplı olarak seçilmesi gerekmektedir. Jeotermal proses alanları içerisinde kullanılan elektrik panolarının metal yüzeyleri de korozyon tehlikesi altındandır. Özellikle soğutma kuleleri (cooling tower) ve taş dolgulu susturucu (rock muffler)
Toprak Özgül direnci
Tuz İçeriği
[Ωm]
[mg/l]
Korozyon Durumu
Metal Yüzeyler için yıllık ortalama korozyon miktarı [μm/year]
<102
<7500
Çok Yüksek
>100
102 – 103
7500 – 750
Yüksek
100 – 30
103 – 104
750 – 75
Düşük
30 – 4
>104
<75
Çok Düşük
<4
Tablo 1 Toprak özgül direnci ile korozyon etkisi arasındaki ilişki (Wranglén, 1972)3
üniteleri gibi jeotermal buhar, buharsu karışımının atmosferle buluştuğu noktalara yakın tesis edilen panoların dış yüzey malzemelerinin paslanmaz çelik veya metal olmayan malzemelerden; IP66, NEMA 4X standartlarında seçilmesine dikkat edilmelidir. Bu malzemelerden seçilmiş panoların yatırım maliyetleri yüksek, bakım ve yenileme periyotları ise standart uygulamalara göre çok daha uzundur. Orta gerilim ve alçak gerilim güç panolarında kullanılan bakır baraların kalay kaplanması gerekmektedir. Böylece elektrik enerjsi güç kaynağından, son tüketiciye kadar korozyona karşı önlem alınmış iletkenler vasıtasıyla taşınmış olacaktır. Kablo Yolları Jeotermal santrallerde, bina içi mahallerde gerekli önlemler alındığında sıcak daldırma galvaniz elektrik tavalarının kullanımında bir sakınca yoktur. Diğer taraftan korozyon etkisinin çok
yoğun olduğu harici alanlarda kablo tava ve borularının seçimine dikkat edilmesi gerekmektedir. Kablo taşıma ekipmanlarının mekanik mukavemetlerinin yanı sıra, korozif dayanımlarını da dikkate almak gerekmektedir. Yağmur, kar gibi hava olaylarına maruz kalan ıslak metal yüzeylerde korozyon çok daha yoğun görülür. IEEE422 ’de de önerilen alüminyum veya paslanmaz çelik malzemeden yapılmış elektrik tavaları korozyana karşı dayanımı en yüksek çözümler olsa da maliyetleri yüksektir. Alüminyum tavalarda mukavemet ile ilgili problemler yaşanabilmektedir.(Resim 2 Alüminyum tavada kablo yükü nedeniyle oluşan eğilme) Çok sık kullanılmamakla birlikte boyalı sıcak daldırma galvaniz elektrik tavaları korozif ortamlarda yeterli dayanıma sahiptirler. Yeraltında kullanılması gereken kablo borularının ise metal yerine PVC veya polietilen malzemeden seçilmesi
Resim 2 Alüminyum tavada kablo yükü nedeniyle oluşan eğilme
korozyona karşı alınan iyi bir önlem olacaktır. Topraklama Sıfır altı topraklama malzemeleri de jeotermal santrallerde korozyondan etkilenen ekipmanlar arasındadır. Topraklama sistemi dizaynı yapılmadan önce toprak özgül direncinin ölçülmesi gerekmektedir. Toprak özgül direnci de toprağın korozif etkinliğini gösteren önemli parametrelerden biridir. Düşük toprak direnci, elektron akışına uygun olması nedeniyle aşındırıcı korozif reaksiyonları hızlandırıcı etki yapmaktadır. (Tablo 1 ) Toprağın gözenekli oluşu, düşük pH değeri (asidik) toprak altında serili olan çıplak iletkenlerin korozif etkisi olan gazla temasını kolaylaştırır ve korozyon etkisi ciddi şekilde artmaktadır. Tüm bu etkiler göz önüne alınıp, topraklama iletkeni cinsi ve kaplamasına karar verilmesi çok önemlidir. Aksi takdirde toprak altına gömülen iletkenlerin korozyona uğrayıp uğramadıklarını tespit etmek ve düzeltici faaliyette bulunmak çok güç olacaktır. Bu nedenle bakır topraklama iletkenlerinin kalay ile kaplanması önerilmektedir. Sonuç Jeotermal santrallerin elektrik ve otomasyon tasarımında, diğer enerji santrallerinden farklı olarak atmosferik korozyonun dikkate alınması çok önemlidir. Gerekli önlemlerin alındığı şalt ve otomasyon odaları, korozyona dayanıklı seçilmiş malzemeler jeotermal santrallerin güvenli ve sürekli çalışmasında önemli rol oynamaktadır.
109 Ağustos
2016
Elektrik Dergisi’nin yıllık (12 sayı) abone bedeli KDV dahil 100 TL Elektrik Mühendisliği ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerine 70 TL’dir
KAYNAK ELEKTRİK DERGİSİ AĞUSTOS 2016 ARKA KAPAK ARKA KAPAK İÇİ ÖN KAPAK İÇİ
ÇAGDAŞ KABLO İNFORM DEK TMK
EMS
35
ENTES
17
HASÇELİK
5
ABB
19
HES KABLO
27
AFİ
39
KABLOTEL
37
AKTİF MÜHENDİSLİK
29
KOZTEK ELEKTRİK
31
ARMES
74, 75
ASTOR
3
MAKEL MİLLİYET EKİ
7 23
BEST
47
MST ELEKTROTEKNİK
CWIEME
10
ÖZDİRENÇ
DELTEC
83
ÖZGEN ELEKTRİK
33
SFA ELEKTRİK
11
SIEMENS
25
DV POWER EAE ELEKTRİK ELEX2016
8 42, 43 49
ULUSOY ELEKTRİK
EL-KO
9
VAEST
EMEK ELEKTRİK
4
VERA ELEKTROMEKANİK
1 112
2 45 6
OKUYUCU İLGİ FORMU Bu sayımızda, reklam ve yeni ürün sayfalarında tanıtımı yapılan ürün ve hizmetler ve ilgili firmalara ilişkin ayrıntılı bilgi edinmek istiyor iseniz lütfen 0(212) 272 33 90 no’lu faksımıza ya da; Eski Osmanl› Sokak Ar›kan ‹ş Merkezi No:30 Kat: 2 Daire: 10 Mecidiyeköy/‹STANBUL adresine gönderebilirsiniz. İsteğiniz ilgili firmaya bildirilecektir.
Bir Legrand Grup Markasıdır
Türkiye'nin Kesintisiz Enerji Merkezi Bizde ; 35 yıllık tecrübe, açık ara pazar liderliği, 10 yıl üst üste Bilişim500 KGK sektörü birincilik ödülü, dünya standartlarında ürün ve hizmet kalitesi, ileri teknoloji çevre dostu geniş ürün yelpazesi, dev mühendis kadrosuyla ihtiyaca özel müşteri odaklı çözümler, 7/24 Türkiye ve 85 ülkede servis hizmeti, uluslararası tecrübeye sahip Arge kadrosu ve geliştirdiği ürünlerle aldığı ödüller var.
Aslında söylemek istediğimiz ;
biz zaten Türkiye’nin EN İYİSİYİZ hedefimiz DÜNYANIN EN İYİSİ olmak. www.inform.com.tr