KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN ÜCRETSİZDİR
EKİM 2013
Bazılarımızın bir kahramana ihtiyacı var, organ bağışıyla onların kahramanı siz olun.
www.karacigernakli.org yayınıdır
KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN
Türkiye’de karaciğer naklinde bir marka:
KENT HASTANESİ Bugüne kadar gerçekleştirmiş oldukları 1000'in üzerinde karaciğer nakli ile Türkiye’nin en deneyimli karaciğer nakli ekiplerinden birini bünyesinde bulunduran Kent Hastanesi; %10’un altında mortalite oranıyla sadece Türkiye'deki hastalarına değil, dünyanın bir çok yerinden gelen hastalarına da canlı ve kadavradan karaciğer nakilleri yapmaktadır. Yılda 150 nakil ve %10’un altında mortalite oranıyla;
Canlı vericili karaciğer nakillerinde 3 ayrı ekibin yaptığı ameliyatların her biri üst düzeyde uzmanlık gerektirir. Bu ameliyatlar alıcı-verici ameliyatı ve mikroskop altında mikrocerrahi ile nakil edilen karaciğerin atardamarının dikilmesidir. Alıcı ameliyatı Doç. Dr. Murat Kılıç 'ın, verici ameliyatı Doç. Dr. Murat Zeytunlu 'nun ve mikrocerrahi kısmı ise Prof. Dr. Mehmet Alper 'in sorumluluğunda gerçekleştirilmektedir.
Hedefimiz: mutluluğunuz...
Soldan sağa-Arka sıra: Opr. Dr. Cahit Yılmaz, Prof. Dr. Mehmet Alper, Doç. Dr. Murat Zeytunlu, Dr. Selçuk Onur Duygu , Opr. Dr. Zafer Önen, Koordinatör Hemşire Şenol Kafa. Soldan sağa-Ön sıra: Sorumlu Hemşire Filiz Kurt , Doç. Dr. Latife Doğanay, Doç. Dr. Murat Kılıç, Prof. Dr. Çiğdem Arıkan , Psikolog Nezahat Bingöl.
Kent Hastanesi Gastroentoroloji Uzmanları Soldan sağa: Uzm. Dr. Bülent Şengül, Prof. Dr. Çiğdem Arıkan, Prof. Dr. Ethem Tankurt
1
Kent Hastanesi Anestezi Ekibinden Soldan sağa: Uzm. Dr. Gökhan AYHAN, Prof. Dr. Ali Reşat MORAL, Uzm. Dr. Erhan OLGUN, Uzm. Dr. Ali Han PİRİM
KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN
İZMİR KENT HASTANESİ KARACİĞER NAKİL PROGRAMI 2009 yılı Temmuz ayında başladığımız Kent Hastanesi karaciğer nakil programında 500. nakile yaklaştığımız bu günlerde ilk bültenimizi yayınlamanın heyecanını yaşıyoruz. Bundan sonra üç aylık aralarla yayınlayacağımız bu bülten ile karaciğer nakli konusundaki aktivitelerimiz ve hastalarımız ile ilgili bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz. Temel amacımız karaciğer nakli konusunda yapılanları duyurmak ve paylaşmanın yanı sıra sizlerden bize gelecek haberleri ve geri bildirimleri değerlendirmek olacaktır. Son yıllarda karaciğer nakli alanındaki tıbbi gelişmelere ek olarak gerek Sağlık Bakanlığı gerekse de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun destekleme politikaları ile ülkemizde yapılan nakil sayıları ve başarı oranları giderek yükselmiştir. Akut ya da kronik karaciğer yetmezliği tablosu içinde olan ve nakil olmaz ise kaybedilme olasılığı çok yüksek olan bu hasta grubunun zamanında karaciğer nakli olabilme şansları belirgin olarak artmıştır. Bugün ülkemizde kırkı aşkın merkezde yapılan karaciğer nakillerinin sayısı yılda
1000’i aşmaktadır ve bu rakam nüfus olarak bize yakın ya da bizden çok olan birçok Avrupa ülkesinden fazladır. Sağkalım oranları da genel olarak %80-90’lar düzeyinde olup dünya standartlarının üzerindedir. Uygulanan nakillerin tümü Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenmekte olup, kadavra organ dağıtımı tamamı ile bakanlık hasta bilgi işlem ağı üzerinden ihtiyaca göre yapılmakta ve canlı vericili nakiller de bu sisteme işlenip sonuçları değerlendirilmektedir. Amacımız bu başarıyı daha da artırmak ve daha mükemmel sonuçlara ulaşmak için hastalar, bu hastaları izleyen hekimler ve nakil yapan merkezler arasındaki işbirliği ve iletişimi artırmaktır. Bu amaçla hazırladığımız bu bültende zaman zaman sizlerle ortak hastalarımız ile ilgili bilgileri paylaşmak ve sizden gelecek önerileri değerlendirmek istiyoruz. Karaciğer nakline ihtiyaç duyan ya da nakil olmuş hastalarımızın her türlü sorununa çözüm olabilmek amacıyla bu bültenle de sizlerleyiz. Doç. Dr. Murat Kılıç
Nesrin COŞKUN
Kent Sağlık Grubu Basın Danışmanı Editör
Merhaba, ELİNİZDE tuttuğunuz bu bülteni çıkarmaya karar verirken, ikinci hayatlarını sürdüren hastalarımızın, nakil için bekleyenkonuklarımıza “Yalnız değilsiniz” mesajı vermelerini, deneyimleriyle yol gösterici olmalarını amaçlamıştık.
iki dünya kongresinde bilim adamlarıyla paylaştı. Ekibi Sidney’deki kongrede Opr. Dr. Cahit Yılmaz, Varşova’da ise Prof. Dr. Çiğdem Arıkan ve Opr. Dr. Zafer Önen temsil etti. Bu başarıyı sizlerle paylaşmanın gururunu yaşıyoruz.
Bir başka amacımız da nakil olan çocuklarımız sağlıkla koşup oynarken onların büyüdüklerini görmek, gösterebilmek; en önemlisi de, anne babalarının yüzlerini güldürebilmekti…
Nakil olan çocuklarımızla her gün dönüşümlü olarak buluşup zaman geçiren iki gönüllü abla duygularını kağıda döktü. Ayrıca hastanemizde nakil olup, yeni bir hayata “Merhaba” diyen iki hastamız; öğrenci Naciye Dereli ile gazeteci Hayati Özcan da duygularını, düşüncelerini sizler için kaleme aldı.
Üzüntüleri paylaşarak azaltmayı, sevinçleri paylaşarak büyütmeyi istedik. Yanılmamışız. Daha çok hastamız rutin kontrollerine gelip gittikçe bu mini dergide yer almak istediğini söyledi, mutluluklarını fotoğraflamamızı istedi. Amaçlarımızın çok ötesine geçtiğimizi düşünüyorum, biz artık “Kent Hastanesi İkinci Hayatlar Ailesi” haline geldik. Hepinize verdiğiniz destekler için teşekkür ediyoruz. Üçüncü sayımıza gelince…
Sayfalarımız yine hikayelerinizle, büyüyen çocuklarımızın hayata gülümseyen fotoğraflarıyla dopdolu. Bu hikayelerin büyük bölümü gazetelerde, TV’lerde haber olarak yer aldı, sayfalarımızda kupürlerine yer verdik. Çocuk Kulübü sayfamız çocuklarımızdan yeni resimler, şiirler bekliyor.
Doç. Dr. Murat Kılıç başkanlığındaki Kent Karaciğer Nakil Ekibi, yaptıkları çalışmaları
Yeni sayıda buluşmak üzere, sağlıkla, sağlıcakla kalın. 2
KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN
DÜNYA BİZİ DİNLEDİ Sidney
Uluslararası Dünya Karaciğer Transplantasyon Derneği (ILTS) tarafından 12- 16 Haziran tarihleri arasında Avustralya’nın Sydney Kenti’nde gerçekleştirilen Dünya Kongresi’nde İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ekibini Opr. Dr. Cahit Yılmaz temsil etti. Türkiye’den sadece Opr. Dr. Yılmaz’ın sözlü bildiri sunduğu kongreye dünyanın pek çok
Varşova
ülkesinden iki bine yakın bilim adamı katıldı. Opr. Dr. Yılmaz yaptığı sunumda akut karaciğer yetmezliği çocuk vakalarımızla ilgili nakil sonuçlarını sundu. İzmir Kent Hastanesi’nde 2009 Temmuz2012 Aralık döneminde 154 çocuğun karaciğer nakli olduğu, bunların 24’ünün nakil nedeninin akut karaciğer yetmezliği olduğu vurgulandı. Kongrede Türkiye’den
tek sözlü sunumunun Kent ekibine ait olmasının onurunu yaşadığını belirten Opr. Dr. Yılmaz, “Dünyada karaciğer nakli alanında söz sahibi bilim adamları çocuk nakilleri ve özellikle de akut karaciğer yetmezliğindeki nakil deneyimizden etkilendi. Bu da ayrı bir gurur yaşattı” dedi.
Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlenen Dünya Pediatrik Transplantasyon Kongresi’nde İzmir kent Hastanesi Karaciğer Nakli Ekibini Prof. Dr. Çiğdem Arıkan ve Opr. Dr. Zafer Önen temsil etti. Prof. Dr. Arıkan, kongredeki sunumlarıyla ilgili şunları anlattı: “Kongrede kilosu küçük olan bebeklere nakil yapmamıza olanak veren vericiden alınan karaciğer parçasının küçültülme tekniğini anlatan ve sonuçlarımızı bildiren serimizi sunduk. Merkezimizde geliştirilen bu teknik, 3.5-4 kg ağırlığındaki yenidoğan bebeklere dahil nakil olma şansı sağlamaktadır. Bu küçültme tekniği sayesinde ‘çocuğunuz 10 kilogram olunca nakil olabilir’ ifadesi artık ülkemiz koşullarında söz konusu olmaktan çıkmıştır. Yılda 45-50 çocuk karaciğer nakli yapılan merkezimizde nakil olan çocukların yüzde 70’i 10 kilonun altında olduğundan bu teknik yaşam kurtarıcıdır ve başarı oranımız yüzde 95 olarak dünyanın önemli merkezleri arasında yerimizi almamızı sağlamıştır. Kongrede dünyanın önemli çocuk karaciğer nakil merkezlerinin katılımcılarıyla kendi deneyimlerimizi paylaşarak büyük beğeni topladık. Çocuk karaciğer nakillerinde bugün gelinen nokta nakil yapılan hastaların kaliteli yaşamlarının sağlanarak topluma kazandırılmalarıdır. Bu da deneyimli ekiplerin nakil öncesi ve sonrası titiz bakımlarıyla sağlanabilmektedir.”
3
GÖNÜLLÜLERİMİZ
KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN
HER ŞEY BİR DOKUNUŞ İÇİN Hayat zor, hele bir de sağlık sorunu yaşıyorsanız çok daha zor. Sağlık sorunları olan çocuğunuz ise hayat zor ötesi… Karaciğer Nakli Kliniğimizde işte bu zor hayatların yolları kesişiyor. Canım Ciğerim Gönüllü Ekibi olarak biz de çocuk hastalarımıza, onların annelerine dokunmak istiyoruz, dokunmaya çalışıyoruz. Yepyeni karaciğerleriyle ikinci hayata başlayan çocuklarımızla öğle molalarında bir araya geliyoruz. İstiyoruz ki biz çocuklarıyla birlikteyken anneleri biraz nefes alabilsin. Böyle başlıyor buluşmalarımız… Kah boya yaptığımız, kah kitap okuduğumuz, tombala, kızma birader oynadığımız çocuklarımızın yaşları ne olursa olsun hemen hemen hepsinin gözleri “ben oynamak,
koşmak, diğer çocuklar gibi gezmek istiyorum” diyor. Bazılarının ise gözlerine ihtiyar ağırlığı çöküyor, bakışları yorgun. Tüm bu bakışlar bizi çok üzse de maskelerimizi takıyor ve onlara hayatın devam ettiğini, dışarıda güzel bir yaşamın onları beklediğini hatırlatmaya çalışıyoruz. Onların günlerini renklendiren bu buluşmalarımızda sevinç çığlıkları, odayı aydınlatan gülücükleri ve sevgi dolu bakışları ruhumuzu doyurmaya yetiyor. Birbirimizi sevgi çemberi içine alıyoruz. Onlar mutlu biz mutlu… Aklımda kalan hoş anılardan birini paylaşmak istiyorum sizinle; bizimle hiç iletişime geçmediği için dilin yok mu
dediğimizde dilini çıkartarak bizi, kendini ve diğer arkadaşlarını güldüren miniğimi asla unutamam. Sizlerle paylaşımımı son bir not aktararak sonlandıracağım; biz ne yaparsak yapalım, karaciğer nakliyle yeni bir hayata başlayan miniklerimize en büyük desteği verebilecek olanlar aileleri. Bir an olsun yanlarından ayrılmıyorlar, iyileşsin diye gözlerinin içine bakıyorlar. Ve gözlemlerim o ki tüm anne ve babalar çok güçlü, müthiş bir mücadele içindeler, onları kutluyorum. Hayatta hiçbir şey sağlıktan önce gelemez, sağlık olmadan mutlu olunamaz. Fatma CİHAN Malzeme Yönetimi
ONLAR ÇOCUK… ONLAR FARKLI… Onlar çocuk olmayı becerebildikleri için farklılar. Küçücük yüreklerinde taşıdıkları ağır yükle baş edebildikleri için güçlüler, hayata bu acıyı fark ettirmeyip yüzlerini soldurmadıkları için güzeller ve yanlarına çıktığınızda sizi hatırlayıp bir anda yerlerinden fırlayarak yanınıza geldikleri için şirinler. Ağrısı vardır, acı çekmiştir, belki gece uyumamıştır, ailesini uyutmamıştır ama odasına adım attığınız an kaldırır başını, muzur sevimli bakışlarını size yöneltir. Kimi çekingen davranır; davetinizi bekler, o an duymak istediği ‘hadi gel’ demenizdir. Kimi kalkar sizden önce yönelir oyun odasına, koştururken arada arkasına bakar geldiğinizden emin olmak ister. O an oynadığı oyunun bitmesinden korkarak bir sonraki oyunun pazarlığını yapmaya başlar. Yaptığı işten zevk aldığını belli etmeye çalışır. Hele bir de yaptığı resim, kazandığı oyun, kurduğu Legolar için alkışlarsanız onu, en mutlu çocuk oluverir bir anda. Birbirlerine sahip çıkma yönleri de oldukça
kuvvetlidir, uzun süredir birlikte geçirdiğimiz zaman içinde daha bir kere tartıştıklarına şahit olmadım. Sevgi dolu yürekleri birbirlerinin resimlerine yardım edip, tombala kartında fark etmediği rakamı görmesini sağlar, oyuna başlamadan önce Ömer nerde gelmedi diye farkındalık yaratır, eğer arkadaşı kendisinden yaşça küçükse ona koridor boyu eşlik ederek sahip çıkar. Hepsi oyun oynamaz sizinle, oturup sohbet edersiniz. Sorularınızı cevaplar, size sorular sorar. Okulunu, en sevdiği arkadaşını, öğretmenini anlatır. Yaşadığı yerden, kardeşlerinden bahseder, ailesiyle telefondaki konuşmalarını paylaşır. Bazen size yaptığı resmi hediye eder, bazen de öğretmenim diye seslenerek size yazılarını, resimlerini, okuduğu kitaplarını gösterir. Onlar gerçekten farklı… Onlar diğer çocuklar gibi elbise, oyuncak sebebiyle şımarıklık yapamadıkları için, baş ettikleri hastalığa karşı dik durmaya çalıştıkları için, her şeye rağmen içlerindeki çocuğu
kaybetmedikleri için farklı. Haz duymak deyimi vardır ya; ben onların yanına çıkmaya başladığımdan beri bu deyimin anlamını kavradım. Ben onların gülen yüzünü fark ettim. Ben onların hayatlarındaki birkaç dakikanın ortağı oldum. Ben onları tanıma fırsatı buldum. İşte ben bu yüzden çok şanslıyım. Ben onlara kucaklar dolusu teşekkür borçluyum. Miniklerim; İnsana insanlık, sevgi, farkındalık, hoşgörü, merhamet katan; içimizdeki çocuğa da enerji kazandıran gülen yüzleriniz hiç solmasın. Siz hayat sınavını geçtiniz. Siz kazandınız… Pelin BAKAN Proje Mühendisi
4
KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN
Çigli Kent Hastanesi ailesine Ermenek’ten kucak dolusu sevgilerimle; Merhaba; Umudu her yıl hastanenizde arayan yüzlerce isimden biriydim. 3 Mayıs 2012 tarihinde kolesterol nedeniyle karaciğer nakli oldum. Operasyon gerçekleşeli bir yıl olmak üzere. Bu satırları bana bahşettiğiniz mutluluğu belirtmek ve bu mutlulukta emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunmak için yazıyorum. Operasyondan önce 15 günde bir kanım değişiyordu. Ankara’daki doktorlarım bunun gerçek bir tedavi olmadığını belirterek karaciğer nakli olmamı önerdiler. Tabi ki karaciğer naklinin hiç de küçük bir operasyon olmayışı bu kararı vermeyi güçleştiriyordu. Araştırmalarımız sonucunda görüştüğümüz Kent Hastanesi ailesinin ilgisi ve desteğiyle bu zorlu süreci atlattık. Hastane ekibinin hizmeti, başarıları, dünya çapında bir marka değeri taşıması en büyük referansımız oldu. Dahası, nakil işlemi öncesinde ve sonrasında işinin ehli doktorlarım, sevecen hemşirelerim bana o kadar candan davrandılar ki kendimi evimdeymişim gibi hissettim.
ÖĞRETMENİ İMDADINA YETİŞTİ Karaman’ın Ermenek İlçesi’ndeki İMKB Anadolu Lisesi’nde okuyan Naciye Dereli’nin karaciğeri aşırı kolesterol üretiyordu ve 15 günde bir ankara’ya tedaviye gitmek zorundaydı. Karaciğeri değişirse bu dertden kurtulacaktı. Ancak genetik risk nedeniyle anne, baba ve ablası verici olamıyordu. İmdadına aynı okulda öğretmeni olan, 4. kuşaktan akrabası Beden eğitimi Öğretmeni Orhan Dereli yetişti. Naciye hem akrabası hem öğrencisiydi, tereddüt etmeden gönüllü oldu. İzmir Kent Hastanesi’ne sevk edilen Naciye’ye Orhan Dereli’den alınan karaciğer parçası nakledildi. Sağlığına kavuşan, önümüzdeki yıl gireceği üniversite sınavına hazırlanan Naciye, hayat hediyesi aldığı Orhan Dereli ile birlikte.
Ailemden kimsenin karaciğeri uyuşmadığı için akrabam ve öğretmenim olan Orhan abim verdi bana karaciğerini. Abim umudumdu benim, yardım elini uzatabilecek kişiydi. Ardından “canım” ve “ciğerim”, hayatımın karanlıklarını aydınlatan “güneşim” oldu. Küçükken televizyonda izlediğim dizilerde kan kardeşliği diye bir şey duyardım ve bunun ne demek olduğunu hep merak ederdim. Şimdi kan kardeşliğinden öte, ciğer kardeşliği yaşıyorum ve bunun muhteşem bir duygu olduğunu gönülden söyleyebilirim. Abim ve doktorlarım sayesinde hayatım boyunca hasret kaldığım başta çikolata olmak üzere birçok besinle de aramı düzelttim. Mutluyum ve bu mutluluğu onlara borçluyum. İkinci baharımı yaşamamı sağlayan bu değerli insanlara ne kadar teşekkür etsem azdır ve hiçbir zaman haklarını ödeyemem. Biliyorum ki insanız ve hastalık bizlere en az sağlık kadar yakın. Ve yine inanıyorum ki herkesin çevresinde zor anlarında yardıma koşacak abim kadar güzel yürekli insanlar var. Yeter ki gözlerinizdeki umut ışığı hiçbir zaman sönmesin. Umuduma yol olan herkese bugünlere gelmemi sağladıkları için minnettarım. Nice başarılara imza atmanız dileklerimle… Naciye
Naciye DERELİ
KEŞKE ATATÜRK YAŞIYOR OLSAYDI 1 Mart 2013 Sabahı Karaciğer naklim tamamlanmıştı. Kent Hastanesi’nin dördüncü katındaki Karaciğer bölümünün adeta beş yıldızlı olan, konforu yüksek o muhteşem odasına yeniden dönmüştüm. Ameliyatı gerçekleştiren heyetin birikimi ve her hasta için eşit derecedeki hassasiyeti müthiş bir mutluluk verdi. Bu algı istisnasız tüm hastalar için bana iletilen,benim onlara ilettiğim bir değerlendirmedir.Ne acı ki bu birikim ve konfor Kamuya ait hastanelerimizde yine Devlet eli ile engellenmiştir. Çünkü Ege’de yattığım günlerde özel odalardan ayrıca ek para istenmesi gibi 50 yıllık bir bilim yuvası olan dünyanın ilk 500, belli alanlarda da ilk 4’ü olan Ege ‘nin şanına yakışmamıştı.
5
10 KASIM 1938’DE ATATÜRK ÖLMEMİŞ OLURDU Kent’in misafirhane gibi hasta odasında ilk duyduğum burukluk “Ahh ki ah..Atatürk döneminde bu teknolojiyi niye kullanamadık” şeklindeki bir üzüntü oldu.Eğer bu birikim-bilimin bugünkü tepe noktasındaki hali ile 10 Kasım 1938 günü Atatürk’e yetişseydi ihtimalle 20. yüzyılın şansı olan o fırtına insan 80 yaşını da görebilirdi.Bunu da birçok hasta arkadaşımla paylaştım.Hepsinin ortak fikri “evet..evet” oldu. Kent hastanesinde çalışan o pırıl pırıl genç hemşiresinden personele kadar, başta Sayın “iki Murat” Doktora ve tüm ekibe çalışkanlıkları için titizlikleri için yürekten saygılarımı sunuyorum.
Hayati ÖZCAN
KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN
10 BİNDE 1’Dİ, KURTULDU Konya’da dünyaya gelen 8 aylık Taha Taş’ın henüz 3 günlükken başlayan sarılık macerası geçmeyip de tahliller yapılınca, ne safra kesesinin de de safra kanallarının doğuştan olmadığı anlaşıldı. Taha, annesinin verdiği karaciğerle hayata yeniden gülümserken, Çocuk Gastroenterolojisi Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Arıkan, ortalama her 10 bin bebekten birinin safra kesesi ve kanalları yokluğu ile doğduğuna dikkat çekerek, “anneler uyanık olsunlar, bebek kakasının açık renkte olması tehlikeye işaret eder” dedi.
Mustafa ve Ayşe Taş çiftinin 5. Çocuğu olarak 8 ay önce dünyaya gelen Taha Taş’ın doğuştan safra kesesi ve safra kanalları yoktu. Küçük bebeği, 3 günlükken başlayan sarılığının bir türlü geçmemesi üzerine hastaneye götüren aile, tam teşhis konulamayan hastalığı 8 ay boyunca çeşitli tedavilerle öteledi. Konya’da karaciğer naklinin şart olduğunun söylenmesi üzerine İzmir Kent Hastanesi’ne gönderilen Taha, burada annesi Ayşe Taş’tan alınıp nakledilen karaciğerle sağlığına kavuştu.
HER 10 BİNDE 1 ÇOCUKTA
Taha’nın tedavisini yapan Çocuk Gastroenterolojisi Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Arıkan ise safranın vücut için gerekli olduğunu, karaciğerde yapıldığını, safra kanallarıyla ince bağırsağa akıtıldığını söyleyerek, “safra sayesinde yağlar ve vitaminler sindiriliyor. Kanallar yoksa bu işlem gerçekleştirilmiyor. Sonu da siroza kadar gidiyor. Bu hastalık doğuştan olabildiği gibi sonradan enfeksiyonlar nedeniyle de olabiliyor. Baktığınızda her 10 bin çocuktan 1’nde bu hastalık ortaya çıkıyor. Çok da düşük bir rakam değil” diye konuştu.
BAYRAM VE BERFİN KARDEŞLER DE NAKİLLİ AYDIN Germencik’te temizlik işçisi Seyithan Aras’la ev kadını Hülya Aras’ın beş çocuğundan Bayram ile Berfin “Mavi Işık” adlı hastalıkla doğmuştu. İki kardeş de karaciğerdeki bir enzim eksikliği yüzünden her gün saatlerce mavi florasan ışığı altında yatmak zorunda kalıyordu. Aile, Bayram büyüdükçe karaciğerinin gelişip sorunlarının biteceğini sanıyordu. Ama Bayram söylenenlerin aksine gittikçe kötüleşti, yürümesi ve konuşması bozuldu. Bayram’ın acil karaciğer nakli olması gerektiği ortaya çıktı. Üstelik kadavradan bağış bekleyecek süre de kalmamıştı. İzmir Kent Hastanesi’ne
sevk edilen Bayram için baba Aras canlı donör oldu. 22 Nisan 2010’da nakil gerçekleşti. Bayram sağlığına kavuşmuştu ama Berfin ne olacaktı? Berfin, günde 12 saat mavi ışık altında yatıyordu. Umutla kutsal bağış bekleniyordu. Çok değil, ağabeyinin nakil ameliyatının üzerinden tam bir ay geçmişti ki müjde geldi. Bayram’da olduğu gibi yine Doç. Dr. Murat Kılıç başkanlığındaki ekip Berfin’e kadavradan karaciğer naklini gerçekleştirdi. Bayram nakil olduğunda 13, Berfin ise 6 yaşındaydı. Kötü günler çok gerilerde kalmıştı. Bayram’a can aşısı olan baba Aras, yıllardır çok cahillikler
yaptıklarını, zaman zaman yokluktan zaman zaman yanlış bilgilendirilip yönlendirilmekten oğullarının tedavisini tam ve zamanında yapılamadığını, Berfin’i hastalık zarar vermeden kurtardıklarını vurguluyor. Bir çocukları canlı donör, bir çocukları kutsal bağışla yeni hayata başlayan Aras çifti, tüm organlarını bağışladıklarını belirtip, herkesi organ bağışına davet ederken, Bayram ve Berfin’e sımsıkı sarılıp, objektiflere gülümsüyorlar.
6
KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN
Burak METE
Zahide KIRCAN
Melih EŞTÜRK
Burak Mete 6 yaşında. 4 çocuklu Sidar- İskan Mete çiftinin tek oğulları olan Burak, 4 Ocak 2011’de İzmir Kent Hastanesi’nde karaciğer nakli oldu. Burak’a annesi Sidar Mete’den alınan karaciğer parçası nakledildi. Kent Hastanesi’ne rutin kontroller için gelip gidiyorlar. Anne ve babanın yüzleri gülüyor, çünkü Burak yaşıtlarından farksız büyüyor, koşup oynuyor.
62 yaşındaki Zahide Kırcan 4 çocuk 9 torun sahibi, Fethiye’de yaşıyor. Onu İzmir’e Kent Hastanesi’ne getiren neden hiç beklemediği bir anda koyulan siroz teşhisi ve alınan karaciğer nakli kararı. 23 mayıs 2013 günü ameliyat masasına yatan Zahide Kırcan’a üç çocuk annesi kızı Elif Yaraş (39) can aşısı oldu. Kontrol için geldikleri Kent Hastanesi’nde Zahide nineyi, eşi Yusuf Kırcan, kendisine hayat veren kızı Elif Yaraş, diğer kızı Dudu Koçar, torunu Aziz Koçar ve oğlu Halil Kırcan yalnız bırakmadı.
İzmirli üç kız babası Melih Eştürk, 1997’de diyet yapıp 3 haftada 14 kilo verdi ama zayıflamanın keyfine varamadı, çünkü sağlık sorunları ortaya çıktı. Hızlı kilo vermesinin ardından Hepatit B taşıyıcısı olduğunun ortaya çıktığını belirten Eştürk, 2012 yılının sonunda siroz tanısı koyulduğunu ve sürecin kendisini karaciğer nakline götürdüğünü söyledi. Nitekim kadavradan çıkan bağış organla 9 Mayıs 2013’te karaciğer nakli olan Eştürk, yeni bir yaşama başladı. Melih Eştürk gibi İzmirli olan iki kız babası Mehmet Sami Eriltutmuş 2 yıl önce geçirdiği safrakesesi ameliyatının ardından karaciğeriyle ilgili ciddi bir sorunu olduğunu öğrendi. Tedavi başladı ancak 2 yılın sonunda geldikleri nokta, karaciğer nakli oldu. Eriltutmuş, 14 Mayıs 2013’te nakil oldu, kızı Bahar O’na ikinci hayatın kapılarını açtı. Eştürk ve Eriltutmuş’un yolları birkaç gün arayla yatıp nakil oldukları İzmir Kent Hastanesi’nde kesişti. Ve nakil onların hayatını değiştirdiği gibi yaşamlarına yeni dostluklar da getirdi. Eştürk ve Eriltutmuş, hastanede başlayan arkadaşlıklarını özel yaşamlarına da taşıyıp, sık sık görüşen iki dost olduklarını belirtirken, “Aynı kaderi paylaşan iki hastaydık, taburcu olduktan sonra da arkadaşlığımızı sürdürüyor, birlikte zaman geçiriyor, bundan büyük keyif alıyoruz” diyorlar.
Mardin
Fethiye Emine Naz BAYRAK Manisa’nın Kula İlçesi’nde oturan, iki çocuk sahibi Gülşen Bayrak - Abdil Bayrak’ın 14 aylık kızları Enine Naz’ın yaşamını değiştiren aksilik geçen Temmuz’da yaşandı. Bir sabah içinde sıcak çay bulunan termosu deviren Emine Naz’ın ayağı yandı ve sonrasında yaşananlar onu karaciğer nakline kadar getirdi. Minik kıza annesi can aşısı oldu.
Manisa
7
İzmir
Nisa YAĞMUR
Selahattin KORKMAZ
Osman BİR
Nisa Yağmur 5 Ocak 2012 doğumlu. Nisa Yağmur bebeğe 10 Eylül 2012’de annesi Meliha Şimşek’ten alınan karaciğer parçası nakledildi. Maalesef hastaların yüzde 10-15 kadarında yapılan tüm tetkiklere rağmen siroza neden olan hastalık bulunamıyor ve bu vakalar ‘kriptojenik siroz’ olarak adlandırılıyorlar. Bu gruba girip nakil olan Nisa Yağmur artık sağlıklı, büyüyor. En yakın arkadaşı ablası Aleyna ile oyunlar oynuyor.
42 yaşında 5 çocuk sahibi Selahattin Korkmaz’ı karaciğer nakline götüren hastalığın adı Wilson. 2012 Ocak’ta rahatsızlanıp 10 ay sonra nakil olan Korkmaz’a yeni hayatın kapılarını Balıkesir’de üniversitede okuyan 22 yaşındaki oğlu Selim açtı. Oğlunun donör olmasıyla çok zaman kaybetmeden nakil olup sağlığına kavuştuğunu belirten Selahattin Korkmaz, “Çok şanslıymışım. Oğlum sayesinde bağış organ beklemek zorunda kalmadım. Çok iyi bir ekip tarafından çok iyi bir hastanede nakil olup sağlığıma kavuştum. Çok mutluyum” dedi.
6 çocuk annesi Ayten Bir, oğlu Osman’ı 19 Aralık 2011’de dünyaya getirdi. Osman şirin mi şirin bir bebekti. Ancak doğumdan sonra sararmaya başlamıştı. Geçecek diye beklediği sarılık bir türlü geçmiyordu. Kendilerini hastanede buldular. Osman’ın sarılıktan kurtulmasının çaresi karaciğerinin değişmesine bağlıydı. Anne Ayten Bir, oğluna bir kez daha can vermek için ameliyat masasına yattı. 8 Haziran 2012’de nakil gerçekleşti. Osman da nakil olmuş diğer bebekler gibi hızla büyürken, annesi de oğlunun sağlığına kavuşmasının mutluluğunu yaşıyor.
Antalya
Balıkesir
İzmir
KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN
İsmail SAKİN
Birkan AKTAŞ
İsmail Sakin 3.5 yaşında. 3 Kasım 2010’da nakil olduğunda henüz 6 aylıktı. O da diğer karaciğer nakilli çocuklar gibi sağlığına kavuşurken, hızla büyüdü, yaşıtlarına yetişti. Babası Mustafa Sakin’in kuzeni Tevfik Ekinci’nin karaciğerinden parça vererek ikinci hayatın kapılarını açtığı İsmail, annesi Şahsene Sakin ve ablası Nurgül ile birlikte. İsmail’in 12 yaşında Hatice adlı bir ablası daha olduğunu belirten anne Sakin, “İsmail safra yolları gelişmedi için nakil olmak zorunda kalmıştı, şimdi çok iyi” dedi.
Birkan Aktaş 11 yaşında. O da doğuştan gelen hastalık nedeniyle nakil olmak zorunda kaldı. 4 Haziran 2010’da annesi Dudu Aktaş’ın can aşısı olduğu Birkan, kontrollere babası Güngör Aktaş ile geliyor. Resim yapmayı, ağabeyi Bertan ile oyun oynamayı çok sevdiğini belirten Birkan, Kent Hastanesi’nde kendisi gibi nakil olmuş yaşıtlarıyla da arkadaş olduğunu söylüyor.
Bursa
Kütahya Abdullah CANDAN Konya'da yaşayan Melike-İbrahim Candan’ın tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelen ikiz bebeklerinden Abdullah’a 6 aylıkken diyabet tanısı koyuldu. Diyabet teşhisiyle büyük üzüntü yaşayan Candan çifti, Abdullah’a Konya Devlet Hastanesi’nde bu kez karaciğer yetmezliği tanısı koyulmasıyla kahroldu. Abdullah, karaciğer nakli için İzmir kent Hastanesi’ne sevk edildi. 17 Ağustos’ta annesinden alınan karaciğer parçası nakledilen 2,5 yaşındaki Abdullah, nakil sonrasında yatağında yatarken etrafına gülücükler dağıtırken, bu tablo ailesine de büyük sevinç yaşattı.
Fatma ÇAYIR Fatma Çayır, 10 yaşında Sümeyye, 9 yaşında Hakkı ve 13 aylık Ecem’in annesi. Sümeyye ve Hakkı’da ciddi sağlık sorunu yaşamayan anne Çayır, minik kızı Ecem dünyaya geldikten sonra sarılık olunca her anne gibi soluğu doktorda almış. Kütahya’daki doktorlar Ecem’e “geçici sarılık” teşhisi koymuş. Annesi kaka renginden şüphelenip de Eskişehir Tıp Fakültesi’ne gittiklerinde minik Ecem’in safra kanallarının gelişmediği belirlenmiş. Yapay kanal ameliyatıyla 4 ay idare eden Ecem için karaciğer naklinin kaçınılmaz olduğunu öğrenir öğrenmez araştırmaya başladığını, internetten Kent Hastanesi’ni bulduğunu belirten anne Çayır, “Kızım 5.5 aylıktı, eşim Vedat Çayır ile hızlıca karar verdik, çünkü zaman önemliydi. Kent’e geldik, şükür ki donör arama ihtiyacımız olmadı, benim uydu, bebeğime yeniden can verdim” derken, annelere “geçici” denilen sarılık konusunda uyanık olmaları uyarısında bulundu.
Konya Kütahya
İsmail Batur KAHRAMAN
Elif Kübra OKÇU
Balıkesir'de yaşayan Nurdan-Orhan Kahraman çiftinin 3 yaşındaki oğlu İsmail Batur’un hayat mücadelesi ana karnından çıktığı ilk gün başladı. 7 aylık doğan minik bebek 32 gün kuvözde kaldı. 2 yaşına geldiğinde ise iştahsızlık, karın şişliği gibi şikayetleri başladı, karaciğer kanseri tanısı koyuldu, kemoterapi gördü. Bu hastalıktan kurtuluşu karaciğer nakliydi, İzmir Kent Hastanesi’ne sevk edildi. Ve İsmail Batur da babasından yapılan can aşısıyla yeni bir hayata başladı.
1.5 yaşında Ömer adlı bir de oğulları olan Fadime- Fatih Okçu çiftinin 3 yaşındaki kızları Elif Kübra’yı, “trizonemi” tanısı karaciğer nakline götürdü. Amcası Abdülkadir Okçu’nun donör olduğu kızlarının nakil oluncaya kadar “ağır diyet” yapmak zorunda kaldığını belirten Okçu çifti, “Hastalığı yüzünden kızımız her şeyi yiyemiyordu. Kızımızın yasaklı yiyecek listesi çok kabarıktı, onun yiyemediği her yiyecek bizim boğazımızda kalıyordu. Şimdi yasaklar kalktı ve her şeyi yiyip içiyor. Bu da bizi çok mutlu ediyor” dedi.
Balıkesir
Ekinsu GÜNGÖR Ekinsu Güngör 22 aylık. 9 Nisan 2013’de nakil oldu. Babası Hüseyin Güngör verdi, bilier atrezi 8 yaşında erol ve 10 yaşında emre adlı iki ağabeyi var.
Aydın
Afyon 8
KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN
SAĞLIKLA BÜYÜYORLAR
Mercan ADA
9
KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN
10
İŞTE HAYAT Nişanlı ve üniversite 3. sınıf öğrencisiyken 21 Mayıs 2012’de karaciğerini babası İbrahim Gönültaş’la (47) paylaşarak can aşısı olan Ahmet Gönültaş (23) dünyaevine girdi. Oğul Gönültaş, Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İİBF Maliye Bölümü’nü bitirdi, geçtiğimiz Haziran’da cüppe giyip diplomasını aldı. Diplomadan sonra düğün hazırlıklarına başlayan Ahmet Gönültaş ve nişanlısı Arzu Vural (20) 3 Temmuz 2013’te Akçay’da evlendi. Baba Gönültaş oğlunun mürrivetini görmenin, damat etmenin mutluluğunu yaşıyor.
11
KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN
BABASININ DONÖRÜ DAMAT OLDU
KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN
ÇİFT NAKİLLE İKİNCİ HAYAT Doğan Kadim (23) Yozgat’ın Akdağ Madeni İlçesi Ortaköy’de yaşıyor. Taşlar tüm kanalları tıkadığı için böbrek yetmezliği gelişti. Yozgat’tan Ankara’ya gitti, tedavi gördü, 13 Mayıs 2010’da makineye mahkum oldu. Maden ocağında çalışıyordu, diyaliz nedeniyle işten çıkmak zorunda kaldı. 2010 Ağustos’ta bir yakının düğünü için İzmir’e geldi. Rahatsızlandı, kaldırıldığı hastanede sol böbreği alındı. Böbreğinden çıkan taşlar incelendiğinde, sorunun karaciğerden kaynaklandığı ortaya çıktı. Enzim eksikliği nedeniyle oksalatın karaciğerde işlenememesi sonucu böbreklerde taş oluşumuna yol açtığı
belirlendi. Doktorlar karaciğerin değişmesi gerektiğini söyledi. Kadim memleketine döndü. Diyalizle yaşamını sürdürdü, ancak nakil olması kaçınılmaz hale gelince İzmir Kent Hastanesi’ne yattı. Kadim’i hem diyalizden kurtaracak hem de sağlığına kavuşturacak formül “çifte nakil” idi. 24 Temmuz 2013’te Kadim nakil ameliyatına alındı. Kadim’e önce Doç. Dr. Murat Kılıç, Doç. Dr. Murat Zeytunlu, Prof. Dr. Çiğdem Arıkan, Prof. Dr. Mehmet Alper, Opr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Zafer Önen, Opr. Dr. Rasim Farajov ve Dr. Onur Duygu’dan oluşan ekip tarafından karaciğer nakli gerçekleştirildi.
Kadim’e 21 yaşındaki bir çocuk sahibi kızkardeşi Kamer Özbulut’tan alınan karaciğer parçası nakledildi. Karaciğer nakli tamamlandıktan sonra ameliyata bu kez üroloji uzmanları Opr. Dr. Işık Özgü, Opr. Dr. Uğur Saraçoğlu girdi. Doğan Kadim’e kendisi gibi maden işçisi olan babası Ömer Kadim’den (43) alınan böbrek nakledildi. Böbreği babasından, karaciğeri kızkardeşinden alan Yozgatlı genç için yeni bir hayat başladı.
12
BASINDA KENT 13
KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN
BASINDA KENT
KARACİĞER NAKLİ BÜLTEN
14
KAMPA KATILDILAR Organ Nakil Koordinatörleri Derneği’nin Antalya’da bu yıl 3’üncüsünü düzenlediği, ilk kez yabancı çocukların katılımıyla uluslararası kimlik kazanan organ nakilli çocuklar kampına İzmir Kent Hastanesi’ni Kardelen Yazkı ve Birkan Aktaş temsil etti. Canlı verici veya kadavradan böbrek, karaciğer ve kalp nakli olarak yeni bir hayata başlayan, Türkiye ve yurtdışından 35 çocuğun katıldığı kampta Kardelen ve Birkan yeni arkadaşlar kazandı, oyunlar oynayıp eğlendi.
SAĞLIKLI BESLENME Aburcuburdan uzak durmalısın, Zararlarını unutmamalısın, Meyve yiyerek faydalanmalısın, Sebzeleri de unutmamalısın… Fazla şekerli, tuzlu yememeli Dişleri zamansızca dökmemeli, Boş şişmanlayıp güçsüz düşmemeli, Vitaminli iyi şeyler yemeli… Damarlarında kan rahat dolaşsın, Kalbin tıkır tıkır zevkle çalışsın, Beş duyun görevini rahat yapsın, Güçlü benden vücutla yaşasın… Elif Çekdemir
EVDE EĞİTİMDEN OKULA Geçtiğimiz yıl karaciğer nakli olduğu için okula gidemeyip evde eğitim görmek zorunda kalan 10 yaşındaki Kardelen Yazkı için yasaklar bitti. Kardelen, 2013-2014 öğretim yılının başlamasıyla birlikte birinci sınıf öğrencisi olarak Necati Bey Ortaokulu’nda ders başı yaptı. Kardelen bir yıl ayrı kaldığı arkadaşlarıyla artık okulda eğitim görüyor.
SGK güvencesiyle hiç bir ücret ödemeden
karaciğer nakli! 2009 yılı Temmuz ayında karaciğer nakillerine başlayan Kent Hastanesi, Türkiye'nin en fazla karaciğer nakli yapılan özel hastanelerinden biridir. Siz de sosyal güvenceniz sayesinde hiç bir fark ücreti ödemeden, Türkiye’nin önde gelen özel hastanelerden birinde 5 yıldızlı otel konforuyla sağlığınıza kavuşabilirsiniz!
KENT HASTANESİ 8229/1 Sokak No:56 35580 Çiğli-İZMİR Tel: 0(232) 386 70 70 pbx Faks: 0(232) 386 70 71 info@kenthospital.com
1000’ 150 %10’
ün üzerinde nakil sayısı
Yıllık ortalama nakil sayısı
un altında mortalite oranı
KARACİĞER NAKLİ KOORDİNASYON MERKEZİ
0232 398 11 00 / Dahili: 5083