İnovasyonun, bilgi teknolojilerinin ve bilişim sektörünün nabzını tutan Bilgi Çağı dergisi, dünyadan ve Türkiye’den en güncel haber ve röportajlarla www.bilgicagi.com’da!
AĞUSTOS 2015
Ayın Konusu
Veri Kurtarma
Veriler / Öngörüler
Röportaj
Arbor Türkiye - Serhat Atlı
Bilgi Çağı’nda Zamanın Ruhu • Aya Çıkan Giysi Kickstarter’da • Facebook Afrika’da Ofis Açtı • Google’dan Girişimciye Ücretsiz Patent • Microsoft, Send ile Google’a Rakip Oluyor • IPv4 Adresleri Tükendi
• Facebook’u Değil, YouTube’u Seçiyorlar • İnternette Her Gün 4,5 Saat Eş Arıyorlar • Ice Bucket Challenge ile Ne Kadar Bağış Toplandı? • Bu Yıl 2,5 Milyar Cihaz Satılacak • Yeni Trend: Dış Mekan Ofis
Kurumsal Bakış • PayPal eBay’den Ayrıldı • Amazon Web Services Sınıfa Girdi • IT ve Tesis Yönetimi Birleşiyor • Turkcell ve Aselsan’dan 5G Ortaklığı
“İş güvenliği ve çevrecilik bizim önceliğimiz. Vodafone teknolojisi sayesinde hem forklift kazalarının önüne geçtik hem de çevre kirliliğini azalttık.”
Metin Şengel Still Arser Genel Müdürü
Vf Stillarser_165x240 K2_Bilgi Cagi.indd All Pages
İş makineleri sektörü Vodafone ile yarına hazır Avrupa’nın en büyük forklift şirketlerinden Still Arser, Vodafone’un işine özel geliştirdiği M2M teknolojisi sayesinde müşterilerinin iş kazalarını %40* azalttı.
yarinahazirim.com
Vodafone
İşOrtağım * %40 iş kazası düşüş oranı 2015 ilk çeyrek verisidir. Vodafone Group, 20 yıldır Makineler Arası İletişim teknolojisi alanında hizmet vermektedir. Vodafone İş Ortağım Makineler Arası İletişim Çözümlerine ait detaylı bilgi için vodafone.com.tr/isortagim/m2m’i ziyaret edebilirsiniz.
22/07/15 16:57
AYIN KONUSU
Veri Kurtarma Sahip olduğunuz verileri sonsuza kadar kaybetmek, veri kurtarma (data recovery) teknolojileri sayesinde geçmişte kaldı. Veri kurtarma ise ancak doğru çözümleri tercih ederek, iş süreçlerini standartlaş hale getirerek ve insana bağlılıktan kurtararak mümkün kılınan bir –son çare- güvenlik yöntemi. Peki, normal yollarla erişemediğimiz veriyi hangi teknolojiler ile kurtarabiliyoruz? Sayfa 14
İÇİNDEKİLER ZAMANIN RUHU 4 • Aya Çıkan Giysi Kickstarter’da • Facebook Afrika’da Ofis Açtı • Google’dan Girişimciye Ücretsiz Patent
KÜNYE
• Microsoft, Send ile Google’a Rakip Oluyor İmtiyaz Sahibi Cem Tecimen
• IPv4 Adresleri Tükendi
Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu) Aylin Tarhan Kuru aylin.tarhan@konakmedya.com Yazı İşleri Müdürü Erhan Kahraman erhan.kahraman@bilgicagi.com Yazı İşleri Ekibi Ayşe Başcı, Ayşen Erdoğan Melda Bağdatlı, Merve Yılmaz Web Geliştirme ve Sosyal Medya Ahmet Olgun Grafik Tasarım Kadir Kaymakçı
Yapım ve Yönetim
VERİLER / ÖNGÖRÜLER
8
• Facebook’u Değil, YouTube’u Seçiyorlar • İnternette Her Gün 4,5 Saat Eş Arıyorlar • Ice Bucket Challenge ile Ne Kadar Bağış Toplandı? • Bu Yıl 2,5 Milyar Cihaz Satılacak • Yeni Trend: Dış Mekan Ofis
10
• PayPal eBay’den Ayrıldı • Amazon Web Services Sınıfa Girdi • IT ve Tesis Yönetimi Birleşiyor
Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi 3. Blok No: 10 Kat: 5 Daire: 54 Gayrettepe / İstanbul Tel: 0212 216 97 00 www.konakmedya.com
Baskı
Portakal Basım Matbaacılık San. Tic. A.Ş. Huzur Mah. Tomurcuk Sok. No: 5/1 Seyrantepe-İst. Tel: 0212 332 28 01
• Turkcell ve Aselsan’dan 5G Ortaklığı
AYIN KONUSU
14
• Veri Kurtarma İş Süreçlerini Güvende Tutuyor
BLOG 20 • Erhan Kahraman: Facebook’ta çalışmak mı istiyorsunuz? İşe bu soruları çözerek başlayın…
Yayın Türü: Platform Yayın Tarihi: Ağustos 2015
• Murat Mediçeler: Başarıya Ulaşmanın Kuralları Değişiyor. Ana sponsor
Bilgi Çağı yazılarına ulaşmak için mobil uygulama mağazalarından telefonunuzla uyumlu uygulamayı ücretsiz yükleyebilir; yazıyı okumak için uygulamayı çalıştırdıktan sonra telefonunuzun kamerasıyla yazının altındaki alanın fotoğrafını çekebilirsiniz.
2
• DDoS’u Önlemek İmkansız Değil!
KURUMSAL BAKIŞ
Reklam Müdürü Güler Kına Okumuş guler.okumus@konakmedya.com
bilgicagi.com habermerkezi@bilgicagi.com facebook.com/bilgicagicom twitter.com/bilgicagi Açık Radyo 94.9 Bilgi Çağı Programı
RÖPORTAJ 6
Peki Ya Siz?
GELECEĞE-DÖNÜŞÜM® 23 • FIT Solutions e-Dönüşüm®’e hız kazandırmak için kendi Ar-Ge merkezini kurdu • FIT Solutions’ın yeni CEO’su Koray Gültekin Bahar oldu
temmuz ’15
1
bakışta ayın özeti
Google, mobil uygulama prototipleri geliştiren Pixate’i bünyesine kattı. Apple Pay mobil ödeme sistemi Avrupa’da kullanıma girdi.
Facebook Afrika’daki ilk ofisini Johannesburg’da açtı. Çinli mobil üretici Xiaomi, Türkiye pazarına giriş yaptı. Office 2016 Mac OS X işletim sistemini kullanan bilgisayarlara geldi.
Suruç patlamasına dair görüntüler zamanında kaldırılmayınca, Twitter’a kısa süreliğine erişim engeli uygulandı. Dropbox, konferans görüşme gibi servislere odaklanan Celementine adlı girişimi satın aldı.
Angry Birds 2 çıktı. Ashley Madison adlı “aldatma ağı” saldırıya uğradı. 37 milyon kullanıcının kimlik bilgileri tehlikede. Cisco OpenDNS’i satın aldı. Apple Watch Türkiye’de piyasaya sürüldü.
NASA, Kepler Uzay Teleskobu ile Dünya benzeri bir gezegen keşfetti ve adını Kepler 452b olarak belirledi. 3
Aya Çıkan Giysi Kickstarter’da Üç yıl önce hayata gözlerini yuman Neil Armstrong, Apollo 11 görevi ile Ay yüzeyine ilk ayak basan kişi olarak unutulmazlar arasına girdi. Ancak aynı şeyi o görevde kullandığı uzay giysisi için söylemek pek kolay değil. Tek bir göreve odaklı olarak tasarlanan ileri teknolojiyle donatılmış giysi, geçen yıllar boyu yıpranmaya uğradı. Amerikan Havacılık ve Uzay Müzesi ise çareyi bir topluluk fonlaması oluşturmakta buldu. Müze, Ay’a ilk ayak basan astronot Neil Armstrong’un uzay giysisini onarmak, 3 boyutlu bir taramayla dijital hale getirmek ve iklim kontrollü bir koruma alanında saklamak için 500 bin dolarlık fon ihtiyacını Kickstarter kullanıcılarıyla paylaştı. Muhafazaya alma sürecinin üç ila dört yıl arasında süreceğini belirten yetkililer, işlem tamamlandığında kıyafetin mevcut halinden çok da farklı görünmeyeceğini hatırlattı ve sadece bozulmayı kontrol altına almak istediklerini söyledi.
4
Facebook Afrika’da Ofis Açtı Facebook Afrika kıtasındaki ilk ofisini Johannesburg, Güney Afrika’da açtığını duyurdu. Tüm Afrika kıtasındaki işletmelere hizmet verecek olan Facebook Ofisi, Facebook’un Afrika’da bulunan küçük işletmelerin yerel ve bölgesel büyümesine katkıda bulunmak ve insanlara ve işletmelere daha fazla paylaşım ve bağlantı kurma gücü vermek hedefinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Şirketin Afrika Ofisi, Facebook’un Afrika ve Afrika’da yaşayan insanlar için devam edecek olan yatırımlarının da ilk adımını oluşturuyor. Afrika’da konumlanacak Facebook satış ekibi öncelikli olarak Kenya, Nijerya ve Güney Afrika’dan oluşan Sahra Altı Afrika bölgesine odaklanacak. Facebook ekipleri, tüm kıtadaki reklam verenler ve kullanıcılar için yerelleştirilmiş çözümler sunmak üzere kamu otoriteleri, Telekom operatörleri, ajanslar ve diğer ilgili paydaşlar ile işbirlikleri yapacak. Daha önce Ogilvy’nin Sahra Altı Afrika’daki ağını oluşturmasına yardım eden Nunu Ntshingila-Njeke, Facebook Afrika’nın yeni Başkanı olacak ve ekibe Eylül ayı başında katılacak.
Google’dan Girişimciye Ücretsiz Patent Google, yeni kurulan girişimler için organik olmayan patent ailelerinden iki taneye kadar patenti ücretsiz olarak sunacak. Ücretsiz patentler için gereklilik ise aralarında Dropbox ve SAP’nin de bulunduğu şirketler arası lisanslama inisiyatifi LOT Network’e katılmak. Google’ın bu hamledeki en önemli hedeflerinden biri de, patent trolleri olarak bilinen ve sahip oldukları patentlerde geçen teknolojileri kullanan herkese dava açarak “piyasayı karıştıran” şirketlerin sayısını azaltmak. İhtiyaç duyduğunuz Google patentlerini ücretsiz temin etmek için LOT Network’e katılmanın yanı sıra ilk başvuran 50 girişim arasında yer almak ve yıllık 500 bin dolar ile 20 milyon dolar arasında gelire sahip olmak gerekiyor.
IPv4 Adresleri Tükendi Bilgisayarınıza özgü internet adresini belirten IP adresini almak giderek zorlaşıyor. Hal böyle olunca; İnternet Protokolü’nün (IP) 4. versiyonu anlamına gelen IPv4 adresleri de tükendi. Adresler tükenince bekleme listesi uzadı. ABD İnternet Kayıt Merkezi’nin (ARIN) 1 Temmuz’da gelen talepleri karşılayamadıklarına dair açıklama yaptı. ARIN, ilk kez karşılaştıkları bu durum nedeniyle, blok halinde IP adresi talep eden şirketleri bekleme listesine aldıklarını belirtiyor. Aslında durumun bu hale gelmesi sürpriz değil. Sadece 4,3 milyar internet adresine yetecek havuza sahip olan IPv4, henüz 2011’de havuzundaki adresleri büyük oranda eritmiş. 2014’te ise ABD’deki adreslerin resmen tükenmek üzere olduğu açıklanmış. Çok daha geniş bir adres havuzuna sahip IPv6’ya geçiş beklenenden uzun sürdüğü için de IPv4 adeta “kurumuş” durumda. Bu darboğazın, IPv6 geçişini hızlandırması bekleniyor.
Microsoft, Send ile Google’a Rakip Oluyor Ofis iletişimini Outlook üzerinde toplamak isteyen Microsoft, akıllara Slack’i ve Google Inbox’u getiren bir iletişim aracı olarak Send’i tanıttı. Microsoft Send’in amacı özellikle profesyonel kullanıcılara hızlı yanıt verebilecekleri, çabucak toplantı ayarlayabilecekleri veya personele hatırlatma iletebilecekleri bir ortam sunmak. Send ile oluşturduğunuz mesajlarda konu başlığı (Subject) ya da imza gerekmiyor. Yazmak istediğinizi hızlıca oluşturup, seçtiğiniz kullanıcılara gönderebiliyorsunuz. WhatsApp’in kurumsal dünyada fazla gayrıresmi kaldığını düşünenlerdenseniz ya da her alıcının telefon numarasını bilmiyorsanız, Send tam size göre. Şimdilik sadece iPhone için, ABD ve Kanada civarında kullanılabilen Send’in test sürüşü sonrası önümüzdeki dönemde Android ve Windows Phone’a getirilmesi bekleniyor.
İlginizi çekti mi? Çok daha fazlası www.bilgicagi.com’da.
5
Röportaj
DDoS’u Önlemek İmkansız Değil! Arbor Türkiye Ülke Müdürü Serhat Atlı, DDoS ve gelişmiş tehditlere karşı şirketlerin atması gereken adımları Bilgi Çağı’na anlattı. Güvenlik herkesin ortak endişesi. Son kullanıcılardan IT departmanlarına, kobilerden dev holdinglere kadar herkes dijital bir saldırının çekincesiyle yaşıyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri ise 15 yıl öncesinin aksine, artık tüm varlığımızın internet üzerinde bulunuyor olması. Bugün gerçekleştirilen saldırıların önemli çoğunluğu da bu endişe üzerine odaklanıyor. En büyük korku “erişememek” olunca, en yaygın saldırı yöntemi de web sitelerini, uygulamaları ve diğer online servisleri erişilmez hale getiren DDoS saldırıları oluyor. Arbor Türkiye
Ülke Müdürü Serhat Atlı, “DDoS saldırıları, web sitelerinin ve bulut tabanlı hizmetlerin kullanılabilirliğine yönelik bir numaralı tehdittir. Bu saldırılar oldukça yüksek profillidir çünkü bir web sitesi veya çevrimiçi hizmet çevrimdışı hale getirildiğinde, bu durum müşterilerden rakiplere, onlardan da şirket yönetimine kadar herkes tarafından anında fark edilir. “ diyor. DDoS saldırıları ne kadar geniş bir alana etki ediyorsa, bunun zıttı olarak belirli bir tek kuruluşu hedefleyen gelişmiş tehditler ise, savunma sistemlerini ve çalışanlarını inceleyerek, savunma sistemindeki bir zaaftan dolayı ya da bir çalışan üzerinden içeri sessizce sızmanın bir yolunu arıyor. DDoS ses getirmek isterken, gelişmiş tehditler sessiz kalmak için çalışıyor. Serhat Atlı gelişmiş tipte saldırılar düzenleyenlerin bir ağ içinde ortalama 200 güne kadar gizlenebildiğini paylaşırken, “İçeri sızdıktan sonra etrafta dolanarak aradıkları bilgileri bulmak için erişimlerini yoğunlaştırıyorlar ve bilgilere ulaşınca onları çalıyorlar. Bu saldırganlar sabırlı, yanıltıcı ve durdurulması zor kişilerdir.” diyor. Saldırıyı Önlemek Mümkün mü? Sony’den Microsoft’a pek çok dünya devi DDoS karşısında çaresiz kalınca, akıllara hemen o kutsal soru geliyor: DDoS’u önlemek mümkün mü? Serhat Atlı kendinden emin cevap veriyor: “Kesinlikle mümkün!” Ancak bu elbette torrentten indirdiğiniz antivirüs yazılımlarını tüm departmanın bilgisayarına kurarak gerçekleşmiyor. İşin detayında yerinde korumayı bulut tabanlı koruma ile birleştiren çok katmanlı bir savunma sistemi yatıyor. Arbor Networks, DDoS’un küresel çapta oluşturduğu hasarı ve tehdidi daha iyi anlatabilmek için dijital bir saldırı haritası hazırlamış. Serhat Bey bu haritanın detaylarını bizlerle şöyle paylaşıyor:
6
“Arbor Networks, dağıtık hizmet engelleme (DDoS) saldırılarının ne çapta küresel bir sorun haline geldiğini ortaya koyan bir veri görselleştirmesi oluşturmak üzere Google Ideas ile iş birliği yaptı. Google Ideas, Arbor Networks’ün ATLAS Global Tehdit İzleme Sistemi’nden elde ettiği anonim verileri kullanarak, kullanıcıların geçmişe dönük DDoS saldırı eğilimlerini keşfetmelerine ve belirli bir günde gerçekleşen ilgili olaylarla bağlantı kurmalarına olanak veren bir veri görselleştirmesi oluşturdu. DigitalAttackMap.com adresi üzerinden tüm bu verileri izleyebiliyorsunuz. Bu veriler günlük olarak güncelleniyor ve her ülke için geçmişe dönük olarak görüntülenebiliyor.” 10 Yılda Her Şey Değişti! “Cihazlarımız sayesinde artık tam mobiliteye sahibiz. Aynı zamanda geleneksel ağ bünyesini ortadan kaldırmış bulut bilişime de haiziz. Tehdit tarafında ise saldırganlar, çok daha karmaşık şekilde büyüdü. İş birliği yapmak ve saldırıları planlayıp başlatmak için İnternet’i kullanıyorlar. İnternet korsanlığının yaygınlaşması, kesinlikle son 10 yılda ortaya çıkan bir durum oldu. DDoS saldırıları dünyasında ise, son 10 yılda saldırı boyutunun % 4900 arttığını gördük.” İnternet global olunca, saldırılar da bu küresellikten nasibini alıyor. Ancak Türkiye de hem kamuda hem özel sektörde kendi payına düşen güvenlik önlemlerini almakla yükümlü. Dijital güvenlik için atılması gereken adımları Serhat Bey şöyle özetliyor: “Dijital güvenlik, işletmeler ve resmi kuruluşlar için kesinlikle en çok endişe duyulan konuların başında geliyor. Bu iyi bir ilk adım sayılabilir. Dijital güvenlik, tam anlamıyla her ayrı kuruluşun kendi güvenliğinden sorumlu olmasına bağlı. Dolayısıyla sürecin temeli çalışanlara dayanıyor. Çalışanların en iyi siber güvenlik uygulamalarını izlemeleri ve bu konuda eğitim almaları gerekiyor. Bunun ardından gelen adım, önemli varlıkların korunması için ağ ile birlikte teknolojilerin dağıtılması olmalı. Son safha ise ekiplere savunmalarının uygulatılması ve saldırılara yanıt verebilmektir. Günümüzde bir ağın korunması için üst yönetim kademesinden ortalama bir çalışana kadar tam bir çaba gerekiyor.”
Şirketlerin saldırıya uğramayacağını düşünmesi fazlasıyla iyimser bir yaklaşım olur. Adına ister hack saldırısı deyin, ister DDoS ister cryptolocker; dijital suçlular bir gün mutlaka sizin de kapınızı çalacak. Burada önemli olan, saldırının başarıya ulaşıp ulaşmayacağını kontrol edebilmek. “Bunun için kuruluşların ağlarını hem geniş, hem de derin olarak görebilmesi gerekir. Kimin kimle ve neden konuştuğunu anlamak için tüm çalışanları ve sistemleri görebilmelidirler. Örneğin, bir çalışan ağın belirli bir bölümündeyken maaş sunucusuna bağlanmasının mantıklı olup olmadığı incelenebilmelidir. Bu kuşbakışı görüş açısı, ağdaki anormalliklerin veya sıra dışı faaliyetlerin tespit edilmesine yardımcı olacaktır. Sıra dışı bir davranış algılandığında, derine inebilmeleri, tehdidi izleyebilmeleri, ağ içinde nasıl yayıldığını, hangi sistemi veya verileri hedeflediğini görebilmeleri gerekir. Böylece ağdan ayrılıp bir güvenlik ihlaline yol açmadan onu durdurabilirsiniz. Savunma becerilerinde insan faktörü önemini korumaya devam ediyor. Personel alımı, insan faktörünün sadece bir öğesidir. Diğeri yerinde siber güvenlik süreçlerinin planlanması ve uygulanmasıdır. Personel alımında zorluk yaşayan birçok kuruluş, aynı zamanda siber güvenlik süreçlerini planlama açısından da zorlanır ve bu durum hatalara sebebiyet verebilir. Bu durum iş sürekliliğindeki kesintilere en saldırılar kadar sebep olabiliyor.”
İlginizi çekti mi? Çok daha fazlası www.bilgicagi.com’da.
7
veriler
öngörüler
Facebook’u Değil, YouTube’u Seçiyorlar Facebook’un kendi sosyal ağını bir video cennetine dönüştürme çabaları şimdilik karşılıksız kalmışa benziyor. Facebook son dönemde YouTube ile arasındaki video izlenme oranı uçurumunu küçültebilmek için önemli adımlar attı. Facebook’a yüklenen videoların kolayca diğer sitelere embed edilebilmesi de (gömülmesi) bunlardan biriydi. Ne var ki The Wall Street Journal tarafından yayınlanan yeni bir rapora göre video yapımcıları halen asıl başarıyı YouTube’da buluyor. Son aylarda Facebook günde 4 milyar video görüntüleme aldığını açıklayınca, pek çok içerik üretici sosyal medya devine doğru eğilim gösterdi. Ne var ki halen oranlar YouTube lehine görünüyor: İçerik üreticiler her gün Facebook’a yüklenenin beş katı kadar videoyu YouTube’a yüklemeye devam ediyor. BI tarafından hazırlanan analize göre bu durumun en önemli sebebi, Facebook’un aslında bir sosyal ağ olması. YouTube’un 1 milyara yaklaşan kullanıcısı bu siteye sadece video izlemek için
giriyor. Facebook’ta ise kullanıcıların büyük çoğunluğunun siteye giriş amacı videoyla sınırlı değil. Mayıs ayı içerisinde YouTube’un en popüler kanallarının yüzde 68’i aynı zamanda Facebook’a da içerik yükledi. Ancak her bir video YouTube’da daha çok görüntülenme aldı. Diğer bir nokta ise YouTube’un içerik sağlayıcılar için oluşturduğu gelir paylaşımı sistemi. Video yayıncıları her videoda sunulan reklamlardan elde edilen gelirin yüzde 55’ini alıyor. Facebook yakın zamanda benzer bir model sunmuş olsa da, bunu henüz geniş ölçekte hayata geçirmedi.
İnternette Her Gün 4,5 Saat Eş Arıyorlar
Eşini bulmak için sanal ortamda en çok zaman geçirenler sırasıyla öğretmenler, emekliler, mühendisler, muhasebeciler, turizmciler, tekstilciler, doktorlar, yöneticiler, mimarlar ve bankacılar. 5 milyondan fazla üyesi bulunan ‘ciddi ilişki ve evlilik’ sitelerinden eÇift, eşini sanal ortamda arayanların siteyi kullanım eğilimlerini paylaştı. Üyeler eCift.com’da günde ortalama 15 dakika geçiriyorlar. Bu da yıl boyunca ortalama 98 saate denk geliyor. Siteyi aktif olarak kullanan 8
üyelerin ise ideal çiftlerini bulabilmek için bir günde sitede geçirdikleri süre 4,5 saate kadar çıkabiliyor! eÇift kullanıcıları, siteye her girişlerinde ortalama 35 profil geziyorlar. Kadın üyeler günde ortalama 14:06 dakikalarını eCift.com’da geçiriyor. Ortalama 32 profile bakıyorlar. Yıl boyunca geçirdikleri saat ise 92. Erkekler ise günde ortalama 38 profile bakıyor, 16:03 dakika geçiriyor, bu da 1 yıl boyunca 101 saate denk geliyor. Kadınlar bir profili değerlendirmek için ortalama 84 saniye harcarken, erkeklerin profil başına ayırdığı süre ise ortalama 58 saniye. Erkekler kadınların daha çok fotoğraflarıyla ilgileniyor; kadınlara kıyasla fotoğraflara bakmaya ayırdıkları süre %65 daha fazla. Erkekler kadınların profillerini okumaya da %50 daha az vakit harcıyor. Siteyi aktif olarak kullanan üyeler ise bir haftada ortalama 46 kez siteyi ziyaret ediyor ve her ziyaretlerinde ortalama 42 farklı profili inceliyorlar!
Yeni Trend: Dış Mekan Ofis Her yerden iletişim imkânı sunan tümleşik iletişim çözümleri, zamandan tasarruf sağlamanın yanında seyahat masraflarının azaltılmasını da mümkün kılıyor. Bağımsız araştırma kuruluşu Grand View’ın yaptığı araştırmaya göre, tümleşik iletişim çözümleri pazarı, 2020 yılında 75,81 milyar Dolar’a ulaşacak. “Global Unified Communication as a Service Market 20152019” raporunda ise tümleşik iletişim pazarının 2019’a kadar yüzde 27,5 büyüyeceği öngörülüyor.
Ice Bucket Challenge ile Ne Kadar Bağış Toplandı? ALS hastalığına dikkat çekmek amaçlı yapılan bu kapışmalar hızla yayıldı ve aralarında Bill Gates ve Mark Zuckerberg’in de bulunduğu binlerce ünlü insan bu kampanyaya destek oldu. Bu kapışmaların sonucu, yani toplanan yardım ALS derneği tarafından açıklandı. Yapılan açıklamada direkt olarak ALS için yapılan yardımın 77 milyon dolar, toplamda ise 115 milyon dolar bağış toplandığı belirtildi.
Teknolojinin gelişimiyle birlikte iletişim de dönüşmeye başladı. Mesafeleri ortadan kaldıran ve her yeri toplantı odasına dönüştüren tümleşik iletişim çözümleri; sesi, görüntüyü, konferansları, durum bilgilerini, anlık ve sesli mesajlarla faksı, e-postaları ve mobiliteyi aynı potada birleştiriyor. Bu nedenle ölçek bağımsız her şirketin en çok tercih ettiği uygulamalar arasında yer alıyor. Çalışanlar ise ofis dışında veya sahada olsalar bile kendi aralarında, müşterilerle ve tedarikçilerle kolay bir şekilde iletişim kurup iş süreçlerini optimize edebiliyor.
Bu Yıl 2,5 Milyar Cihaz Satılacak Gartner’ın yayınladığı rapora göre 2015 yılında akıllı telefonlar, tabletler ve kişisel bilgisayarlar dahil cihaz satışları 2.5 milyar adedi geçecek. Rapora göre kişisel bilgisayarların yanı sıra tablet ve Ultrabook pazarının son birkaç çeyrekte olduğu gibi daralmaya devam edeceği tahmin ediliyor. Bu yavaşlamanın nedenini ise Gartner Avrupa ve Rusya’nın yanı sıra Asya’nın ve Latin Amerika’nın da bir bölümünü etkileyen bir sorun olarak Amerikan Doları bazında paranın değer kaybetmesine bağlıyor. Bunun yanı sıra kişisel bilgisayar satışlarını etkileyen bir diğer unsur olarak da, mevcut donanımların kullanım ömrünü uzatması beklenen, bu nedenle bu yıl kullanıma sunulduğunda satışları düşüreceği tahmin edilen Windows 10 gösteriliyor. Tablet ve Ultrabook tarafında ise Gartner bu cihazlara yönelik inovasyon eksikliğinin satışlarda yavaşlama ve fiyatlarda düşmeye yol açtığını ve açmaya devam edeceğini öngörüyor. Gartner’ın rakamlarına göre Apple’ın Macbook
Air cihazı dahil tüm kişisel bilgisayar pazarında bu sene 300 milyon cihazın satışa sunulacağı tahmin ediliyor. Buna tabletlerin de eklenmesiyle bu rakamın 500 milyona civarında olacağı öngörülüyor. Mobil telefonlar ise gerçek bir büyüme gösteren tek segment olarak ortaya çıkıyor. Geçen yıla kıyasla 60 milyon daha fazla bir satışla iki milyar adede yakın bir satış rakamının gerçekleşmesi bekleniyor.
İlginizi çekti mi? Çok daha fazlası www.bilgicagi.com’da.
9
Kurumsal Bakış
PayPal eBay’den Ayrıldı PayPal eBay’den ayrılma sürecini tamamlayarak Nasdaq borsasında PYPL sembolüyle işlem gören bağımsız bir şirket oldu. Dünyanın dört bir yanındaki insanların dijital paranın avantajlarından yararlanmasını sağlayan PayPal, 2014 yılında toplam 235 milyar dolarlık ödeme hacmine imza attı ve 8 milyar doların üzerinde gelir elde etti. Geçen yıl ayrıca 46 milyar dolarlık mobil ödeme gerçekleştiren PayPal, tüm dünyada 203 ülkede 169 milyon aktif müşteriye hizmet veriyor.
Amazon Web Services Sınıfa Girdi Bir Amazon.com şirketi olan Amazon Web Services, Inc. (AWS) bulut işgücüne katılmayı hedefleyen öğrencilerin bulut teknolojisini kullanmasına yardımcı olan AWS Educate ürününü piyasaya sürdü. AWS Educate, eğitmenlerin bulut ile ilgili ders içeriğini hızlı ve kolay bir şekilde bulmasını, eğitim müfredatlarına bulut teknolojisini eklemesini ve öğrencilere bulut teknolojisi kullanma pratiği sunmak için tasarlandı. AWS’ye başvuruları onaylandıktan sonra AWS Educate’e katılmak; eğitim kuruluşları, eğitmenler ve öğrenciler için ücretsiz olacak.
10
IT ve Tesis Yönetimi Birleşiyor Operasyon için gereken tüm varlıkların görselleştirilmesi ve yönetilmesi, veri merkezlerine enerji talebini optimize etme ve operasyonel şeffaflık sağlama imkânı sunuyor. Siemens Bina Teknolojileri, DCIM (Datacenter Infrastructure Management – Veri Merkezi Altyapı Yönetimi) çözümü olan Datacenter Clarity LC, enerji yönetimi, bina yönetimi, yangın güvenliği, bina izleme, veri depolama sistemleri, anahtarlar, yönelticiler, sunucular ve raflar gibi bugüne kadar ayrı olarak yönetilen bir dizi alt sistemden gelen bilgileri bir araya getiriyor. Altyapı ve IT bileşenlerine ait performans verisini gerçek zamanlı ve 3D göstermesi ise veri merkezi operatörlerinin kayıt tutması ve kapsamlı raporlar oluşturmasını sağlıyor. Bu çözüm açık mimarisiyle IT ve tesis yönetimi uygulamalarında 850’nin üzerinde protokolü destekliyor.
Turkcell ve Aselsan’dan 5G Ortaklığı Turkcell ve ASELSAN, 5G alanında atılacak adımlara öncülük etmek üzere elektronik teknolojileri alanında güç birliği yapıyor. Turkcell ve ASELSAN arasında imzalanan çerçeve metin doğrultusunda, iki marka uzun vadeli bir işbirliği yürütmek ve geleceğin mobil teknolojilerini geliştirmek için ortak çalışma konusunda anlaşmaya vardı. Metni imzalamak üzere bir araya gelen Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu ve ASELSAN Genel Müdürü Dr. Faik Eken, ortaya koyulacak çalışmaların ülke çıkarları adına büyük önem taşıdığını vurguladılar. Terzioğlu, Türkiye’nin 5G’de merkez üs olacağını belirtirken; Eken haberleşme alanında Aselsan’ın 40 yılı aşkın bir marka olduğunun altını çizdi.
İlginizi çekti mi? Çok daha fazlası www.bilgicagi.com’da.
Logo’nun, “6 Saniyede 1 Fikir” yarışmasının kazananları belli oldu. Projeleri beğenilen iki genç girişimci, Kasım ayında Dublin WebSummit’e gitmeye hak kazandı. Logo Yazılım’ın düzenlediği “6 Saniyede 1 Fikir” yarışması, genç beyinlere projelerini tanıtma fırsatı sundu. Yeni iş fikrini 6 saniyelik vine video olarak en etkili şekilde anlatan ve #6saniyede1fikir hashtagi ile sosyal medya üzerinden Logo’ya ulaştıran genç girişimciler arasından finale kalan 11 kişi, workshop etkinliğine katılarak birer sunum yaptı ve jürinin görüşleri doğrultusunda projesini geliştirme fırsatı buldu.
Çelik ve Gelal, 3-5 Kasım 2015 tarihinde Dublin’de düzenlenecek, teknolojinin dünyayla buluştuğu WebSummit etkinliğine katılmaya hak kazandı. Finale kalan tüm proje sahipleri ise 21-22 Ekim 2015 tarihleri arasında Türkiye’de gerçekleştirilecek Webrazzi Summit’e davetiye kazandı.
Advertorial
Logo Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Logo Yazılım Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı
Tekbulut, genç beyinleri destekleme misyonuyla
Tuğrul Tekbulut, Webrazzi Kurucu ve CEO’su
hayata geçirdikleri “6 Saniyede 1 Fikir” projesi
Arda Kutsal ve dijital ajans 41?29!’un Kurucu ve
hakkında şunları söyledi: “Logo’nun yazılım
CEO’su Alemşah Öztürk’ten oluşan jüri tüm gün
sektöründeki deneyimini genç beyinlerle
boyunca gençlerin projelerini dinledi ve onlara
paylaşmak, bir girişimci olarak beni çok mutlu
yeni ufuklar açacak görüşlerini paylaştı. Tüm
etti. 31 yıl önce Logo’yu kurduğumuzda, hem
projelerin titizlikle ele alındığı yarışmada; seyahat
girişimcilik ruhu hem de yazılım sektörü bugünkü
severlerin ilgisini çekecek farklı bir seyahat sitesi
koşullara sahip değildi. Bu yüzden, Türkiye’nin
fikri ile Anadolu Üniversitesi Malzeme Bilimleri
lider yazılım kuruluşu Logo olarak gençleri ve
Mühendisliği mezunu Himmet A. Çelik ve internet
genç girişimcileri her fırsatta destekliyoruz
üzerinden sosyalleşmeye yeni bir boyut getiren
ve bu tür projeleri çok önemli buluyorum.”
fikri ile Özyeğin Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu Oğuz Gelal jürinin beğenisini topladı.
Daha fazlası www.logo.com.tr’de.
11
t60_33x24.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1
27/07/15
14:55
Ayın Konusu
Veri Kurtarma İş Süreçlerini Güvende Tutuyor Erhan Kahraman
Hayatımızı yöneten veri, aynı zamanda kurumsal dünyanın nabzını tutan kritik iş süreçlerinin de temelinde yer alıyor. Peki, onu kaybetmeyi göze alabiliyor muyuz?
V
eri kurtarma teknolojisi olası bir felaketi her ihtimalde önleyen sihirli bir ilaç değil. Doğal afet, dijital saldırı ya da diğer nedenlerle maruz kaldığınız kritik veri kayıplarında hasarı en aza indirebilmek için önce depolama altyapılarından işe başlamak gerekiyor. Ancak, verinin oluşturulmasından depolanmasına ve yedeklenmesine kadar uzanan sürecin tamamında doğru çözümler ve teknolojiler kullanılırsa, felaket durumunda kritik veriyi geri kurtarmak mümkün hale geliyor. Her geçen gün geri dönülmez biçimde büyüyen hacimlerdeki veriyi elde tutarken ve yedeklerken atılacak doğru adımlar, olası bir saldırı sonrası iş süreçlerinin mümkün olan en az hasarla ve hatta hasarsız biçimde atlatılmasını sağlıyor. Peki, veri kurtarma teknolojileri hangi sektörlerde öne çıkıyor? İyi bir kurtarma çözümünü nasıl anlayabiliriz? Depolama ve kurtarma pazarının öncüleri, Bilgi Çağı için anlatıyor: Veri Demek Prestij Demek Mecit Yöndem Proline Sistem Çözümleri Yöneticisi Verinin artık prestij, para ve zaman kadar değerli olduğu bir dönemde veri kurtarma teknolojileri
14
bir lüks değil zorunluluk olmuştur. Verinin kaybedilmesi firmaların kurumsal hafızasını kaybetmesine yol açacak bunun sonucu olarak da zaman ve para kaybedilecektir. Bu aynı zamanda verinin sürekli erişilebilir olmasının gerekliliğini de doğurur. Bu yüzden son dönemde artık kurumlar bulut bilişim kapsamında yüksek erişim kabiliyetlerine sahip veri merkezlerini de kullanmaya başlamışlardır. Her zaman her yerden veriye erişim ciddi bir konu haline gelmiştir. Özetle verinin bu denli önemli olduğu bir dönemde veri kurtarma teknolojileri kritik bir öneme sahiptir. Biz de hem kendimiz hem de müşterilerimiz için önemli olduğunu düşündüğümüz bu hassas dünyada veri kurtarma çözümlerini özellikle kullanıyoruz. Bu noktada da çözümlerimizi müşterilerimize sunuyoruz. Veri kurtarma çözümlerinin olmazsa olmazı verinin bir felaket anında en kısa sürede kullanılabilir olmasını sağlamaktır. Bu noktada da verinin saklanma şekli ve ortamı
önem kazanmaktadır. Veri ne kadar sürede yedeklenmelidir, veri nereye yedeklenmelidir gibi sorular önem arz etmektedir. Çünkü verinin yedeklemesi yanında yedekten geri getirilip tekrar kullanılabilir duruma getirilmesi de önemli bir noktadır. O yüzden doğru çözüm belirlenirken verinin en hızlı şekilde yedeklenmesi ve geri getirilebilir olması kurumlar için olmazsa olmaz bir öncelik olmuştur. Verinin kaybedilmesi ile beraber kurumlar prestij, zaman ve para kaybeder, veri kurtarma çözümleri sayesinde ise kurumlar prestij, zaman ve para kazanır. Çünkü kurumsal veri, hizmetin devam ettirilebilmesi için en önemli bileşenlerdendir. Hizmette kesinti müşteri kaybetmenin en önemli nedenlerinden biridir. Müşteri kaybı, hizmet girdi ve çıktısı arasında açığa neden olacağından şirketlerin gelir-gider dengesini de bozar. Özellikle teknoloji odaklı şirketlerde veri kesintilerinin önüne geçmenin en hızlı yolu kaliteli ve hızlı veri kurtarma çözümleridir. Proline olarak veri kurtarma altyapısını oluştururken dikkat ettiğimiz en önemli nokta,
veri merkezinin sağlıklı çalışması için gerekli ortamın sağlanıp sağlanmadığıdır. Çünkü en üst teknolojiyi kullanıyor olsanız da eğer veri merkezi düzgün bir altyapı üzerinde çalışmıyorsa her an veri kaybetmeye mahkûmsunuz demektir. Bu nedenle veri merkezi güvenliğinin de tüm boyutları ile ele alınması gerekiyor. Veri merkezini belli standartları gözeterek inşa ettiğinizde verinin güvenliğinin nasıl sağlanacağını düşünmeye başlayabilirsiniz. Bu noktada da Proline olarak müşterilerimize uygun çözümü sunuyoruz. Felaket Sonrası Toparlanma 2 Ay Sürüyor Yaser Aras Anadolu Bilişim Dönüşüm Projeleri ve Müşteri İlişkileri Grup Müdürü Veri kurtarma dendiğinde akla ilk olarak arızalı bir disk ya da sistemden, kurtarma araçları ile verinin en uygun şekilde çıkartılması geliyor. Veri kurtarma sistemleri olarak ele alındığında ise iki ana başlılık olan veri yedekleme ve 15
Ayın Konusu felaket kurtarma sistemleri öne çıkıyor. Anadolu Bilişim, sunucular üzerinde yer alan doküman, veritabanı uygulamaları gibi hacmi genişleyen tüm verilerin müşteri talebine göre günlük, haftalık, aylık periyotlarla ve istenilen versiyonda otomatik yedeğini almaktayız. Bu kapsamda tüm verilere her zaman güvenli bir şekilde ulaşma ve sürdürülebilir performans sağlama hizmetleri sunmaktayız. Müşterilerimizin kritik iş uygulamalarının ve üzerinde çalışan sistemlerin ihtiyacına göre, küçük veya birebir aynısının Anadolu Bilişim’in uluslararası standartlarda kurduğu veri merkezinde yedeklenmesi ve gerektiğinde buradaki altyapının çalıştırılarak olağanüstü durum süresince kullanılmasını da sağlamaktayız. İş sürekliliği kapsamında kurumların veri kaybı ya da afet sonrası sağlıklı bir şekilde tekrar çalışmaya başlayabilmeleri ve kayıplarını minimumda tutacakları süreyle ilgili iki bileşen bulunuyor. Bunlardan ilki, ürün ve hizmetin sağlanmasına yeniden başlanamadığı takdirde organizasyonun mali yapısının geri dönülemez şekilde risk altında kalacağı süredir. Diğeri ise bir olay sonrasında ürün, hizmet veya etkinliği sağlamaya yeniden başlanabilmesi için hedeflenen süredir. Burada en önemli nokta, hedeflenen toparlanma süresinin kabul edilebilir maksimum kesinti süresinden kısa olması gerekliliğidir. Öngörülemez felaket durumlarının %43’ünde şirketlerin toparlanma süresi iki ay ve daha fazlasını alıyor. İyi bir plan ise toplam kaybı %90 civarında azaltabiliyor. Anadolu Bilişim olarak sunduğumuz olağanüstü durum merkezi (ODM) hizmetimiz sayesinde uzun süreli teknik arıza, yangın ve doğal felaket gibi herhangi bir kritik durumda, şirketlerin işlerine ve operasyonlarına merkezimizde bulunan verilerinden yararlanarak devam etmelerini sağlıyoruz. Kurumlar için donanım yenileme, bakım, yazılım güncelleme, saklama ve işletme külfetlerini ortadan kaldırırken, Anadolu Bilişim Data Center’da hem fiziksel güvenlik hem de veri güvenliğini taahhüt 16
ediyoruz ve her ölçekten müşterimize iş sürekliliği ilkemizle hizmet veriyoruz. Olağanüstü Durum Merkezi hizmetleri kapsamındaki test ve sürekli felaket kurtarma çalışmalarına oldukça önem veriyoruz. Felaket kurtarma senaryolarında olası kesintilerden etkilenecek kritik iş süreçlerinin etkin bir şekilde analiz edilmesini sağlıyoruz. Acil durum senaryolarının tasarlanması, aksiyon planlarının oluşturulması ve doğru iş sürekliliği stratejisinin kurulması çok önemli. Söz konusu yaklaşımları kurulum ve destek alanında en iyi şekilde yürüten şirketlerin iş ortağı olarak tercih edilmesini kritik buluyoruz. Türkiye’deki şirketler de artık tüm bu konularda daha bilinçli hareket ediyor. Anadolu Bilişim olarak müşterilerimize kesintisiz ve güvenli hizmet sunmak bizim için kritik bir sorumluluk. 2011 yılında hayata geçirdiğimiz Anadolu Bilişim Data Center,
akıllı bina konseptiyle 7 aşamalı güvenlik sistemini içeriyor. Kurumların hayati verileri için son derece güvenli bir barınak olan veri merkezimiz Türkiye’de PCI DSS (Ödeme Kartı Endüstrisi Veri Güvenlik Standardı) sertifikasının sahibi olan bir veri merkezidir. Ayrıca, tüm operasyonlarda geçerli olan ISO 9001 Kalite Yönetimi Sistemi, ISO 20000 BT Hizmet Yönetim Sistemi ve ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi sertifikaları ile dünya standartlarında denetlenebilir ve ölçümlenebilir bir hizmet ortamı sunuyoruz. Uluslararası TierIII standartlarıyla uyumlu merkezimizde üç ayrı noktadan ve üç ayrı operatörden fiber optik kablo ve uydu bağlantısı ile desteklediğimiz erişim altyapımız, 7 gün 24 saat boyunca kesintisiz, yüksek performanslı ve güvenli bir şekilde çalışmayı garanti altına alıyor. Özellikle bankacılık, finans, sigortacılık, sağlık, üretim, lojistik, perakende ve otomotiv sektörlerinde veri kurtarma ve felaket kurtarma senaryoları büyük değere sahip.
Veri Kurtarma için Esnek Yedekleme Şart Behçet Yumrukçallı NetApp Türkiye Genel Müdürü Günümüzün teknoloji odaklı dünyasında veri kurtarma yalnızca global çapta iş yapan şirketler için değil artık teknoloji merkezli hizmet veren tüm sektörler için kritik önem taşıyor. Veri kurtarma bankacılık sektöründe kritik öneme sahip olduğu gibi e-ticaret hizmeti veren bir internet sitesi için de kritik öneme sahiptir. Artık şirketlerin gerek ticari işlemler ile ilgili olsun gerekse bütçe planlamaları ile ilgili olsun tüm bilgileri kalem ile kâğıt üzerine yazılmıyor. Bu bilgiler artık sanal ortama aktarılıyor. Verilerin her çeşidinin sanal ortamda muhafaza edilebildiği bir dünyada bu verileri kurtaracak altyapı da tüm sektörler için kritik önem taşıyor. Öncelikle, dikkat edilmesi gereken en önemli konu kurumların kendi altyapılarınının yanı sıra bulut altyapısının da kullanılabileceği esnek yedekleme ortamına sahip olabilmeleridir. Örneğin AltaVault çözümlerimiz bulut tabanlı depolama pazarındaki diğer tüm rakiplerinin çözümlerinden altı kattan fazla yeniden ölçeklenebilir. Bu da kurumların daha fazla kritik öneme sahip veriyi depolayabileceği ve ihtiyaç duyulduğunda bu verileri daha hızlı geri yükleyebileceği anlamına gelir. Diğer dikkat edilmesi gereken nokta ise yedeklerken veri tekilleştirmesi, sıkıştırması ve şifrelenmesi en üst seviyede yapılmalıdır. Böylece depolama alanınızı daha verimli kullanabilirsiniz ve bulut ortamlarında maksimum güvenliğe ulaşırsınız. Bize göre iyi bir veri kurtarma çözümünün olmazsa olmazı verilerin yedeklenme ve geri yüklenme hızları ile esneklik/servis seviyelerinden feragat etmeden maliyetlerin düşük seviyelerde tutulmasıdır. Veri kurtarmanın temelinde aslında veri depolama yer alır. Gerek 17
Ayın Konusu veri depolama olsun, gerekse veri kurtarma olsun bu işlemlerin oldukça hızlı yapılması gerekiyor. NetApp’ın AltaVault çözümü bu açıdan etkili ekonomi, hız ve güvenlik sunan bir çözümdür. Böylece kurumlar yedekleme ve veri kurtarma işlemlerini daha efektif bir şekilde gerçekleştirebilir. AltaVault ile müşteriler verilerini dahili çözümlerine kıyasla yüzde 90’a kadar daha az maliyet ile belirlediği politikalarla, hem kendi ortamlarına hem de herhangi bir bulut sistemine hızla yedekleyebiliyor. Veri yedekleme ve veri kurtarma için doğru çözüm kullanıldığında bunun katma değeri de oldukça fazla oluyor. Doğru çözümü kullanan şirketler sadece maliyetlerini düşürmekle kalmıyor aynı zamanda hizmet verdikleri sektörlerde muhtemel kesintilerin önüne geçerek müşteri kaybı yaşamıyor. Nesnelerin internetinin itici gücü sonucu ortaya çıkmış bulut teknolojisi dünyasında, önde gelen şirketlere bulut ekosisteminden yararlanmalarına yardımcı oluyoruz. Bu çerçeve içerisinde, veri depolama ve buna bağlı olarak veri kurtarma gibi üstün teknolojiler de sunuyoruz. Kendi BT altyapımız içerisinde de dünyanın lider şirketlerine sunduğumuz veri kurtarma teknolojilerimizi kullanıyoruz. Farklı İhtiyaçlara Ortak Çözümler Rami Nasser Arcserve EMEA ve Gelişmekte Olan Ülkeler Satış Direktörü Veri yedekleme ve kurtarma alanında her kurumun farklı bir “olmazsa olmaz özellikler” listesi bulunur. Ürünlere özel bazı farklı özellikleri bir tarafa bırakarak her veri yedekleme ve kurtarma çözümünde olması gereken önemli nitelikte özellik ve fonksiyonları kullanım kolaylığı, 18
çözüm sağlayıcının sunduğu destek ve ürünün uyumluluğu şeklinde üç ana grupta sıralayabiliriz. Veri koruma çözümleri, pek çok temel fonksiyondan oluşan bir kombinasyondur. En önemli yedekleme fonksiyonları ve bunların önemi ise şöyle sıralanır: 1. Temel yedekleme ve kurtarma: Fiziksel ve sanal makinaları koruyan temel ürün, aynı zamanda yönetim konsolu sağlar, disk ve teyp yedeklemesini destekler 2. Replikasyon: Yedekleme verisinin felaket durumlarına karşı ikinci bir ortama otomatik olarak taşınmasını sağlar 3. Yüksek erişilebilirlik: Yüksek RPO ve RTO gereksinimleri için kesintisiz veri replikasyonu gerçekleştirir 4. Bulut depolama: Felaket durumlarının önlenmesi için kurumun fiziksel ortamının dışında buluta da yedekleme yapılabilmesini sağlar Bir yedekleme ve kurtarma çözümü seçilirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; seçilen çözümün satın alınmadan önce test edilmesi, kurumun altyapısı üzerinde tüm uygulama ve verileri koruduğundan emin olunmasıdır. Bunun yanı sıra deneme sürümünün kurulması, ürünün kullanıcılarından görüş alınması, ürünün onlar için yararlığının ve çözüm sağlayıcının sunduğu desteğin öğrenilmesinde de yarar vardır. Bunlar herhangi bir kurumsal yazılım satın alırken göz önünde bulundurulacak en temel öneriler ancak yedekleme ve kurtarma yazılımı söz konusu olduğunda daha fazla önem taşındığının altını çizmek gerekiyor. Zira kurum, bütün verisi için satın alınacak yedekleme yazılımın performansına güvenmek zorundadır. Ayrıca, yeni kuşak yedekleme
yazılımları eski yedekleme çözümlerine göre pek çok avantajlar sağlıyor. Bunlardan bazıları ise şu şekildedir: • Global, kaynağında tekilleştirme: Hızla büyüyen veriler her kurum için büyük zorluk. Arcserve UDP gibi yeni kuşak yazılımlar global ve kaynağında tekilleştirme olanağı sağlıyor. Bu özellikle depolama ortamlarında %95 e varan yer tasarrufunun yanı sıra, ağ bant genişliği kullanımını da etkinleştiriyor. • Virtual Standby. Virtual Standby özelliği ile yedekleme sunucusunda çalışmakta olan sanal makinalar, lokalde ya da uzakta olmasından bağımsız destekleniyor. Virtual Standby herhangi bir uygulama yükünün
makina imajının kaynağına yüklenmesine gerek kalmadan ikincil ortama aktarılmasına imkan sağlıyor. Bu özellik, felaket kurtarma için uygun bir seçenek sunuyor. Bulut yedeklerinin uzun dönemli saklanması: Yeni genele açık bulut altyapıları (Amazon, MS Azure gibi) bulut depolamaya erişimi kolaylaştırırken, uzun dönemli yedekleme verilerinin güvenli biçimde saklanması ve düzenlemelere uygunluğun sağlanması açısından elverişli bir ortam yaratıyor. Arcserve UDP kapsamlı ve entegre bir bulut yedekleme olanağı sağlarken, her ölçekteki kurumun uzun dönemli yedeklerini saklamaları ve Virtual Standby özelliği ile felaket kurtarımı için buluttan yararlanmalarına imkan veriyor. 19
bl
og Facebook’ta çalışmak mı istiyorsunuz? İşe bu soruları çözerek başlayın… Erhan Kahraman
B
ir zamanlar internet = Google demekti. Şimdi ise internet = Facebook. Sosyal ağ furyasını başlatan şirket, öncü olmanın hakkını da veriyor. İstediğiniz ankete göz atabilirsiniz; Facebook son yıllarda “çalışılacak en güzel yer” araştırmalarında zirveyi kimseye kaptırmıyor. Öyle ki şirkete stajyer olarak girenler bile çok iyi ödemeler alıyor. Ancak Facebook’a girmek, hangi pozisyona başvurursanız acayip bir analitik düşünce becerisi gerektiriyor. Sözlü mülakatlarda öyle sorular soruluyor ki, kendinizi yanlış dersin sınavına girmiş kantin müdavimi gibi hissetmeniz mümkün. Yine de şansınızı bir denemek mi istiyorsunuz? Denemesi bedava! İnternette dolaşırken BusinessInsider’da denk geldiğim “en zor Facebook mülakat soruları” haberini kısmen Türkçeleştirdim. Aşağıda, o zorlu soruları ve karşılarında hangi pozisyon için yapılan mülakatta sorulduğunu görebilirsiniz. Veri Bilimci – “100 katlı bir bina düşünün. Size birbirinin aynısı iki yumurta verilecek. Bu iki yumurtayı kullanarak, yumurtaların daha yukarıda ve o katta kesinlikle kırılacağı eşik katını nasıl bulursunuz?”
20
Ürün Tasarımcı – “Bir ATM makinesini tekrar tasarlamak isteseniz, nasıl yapardınız?” Veri Bilimci – “Sıradan bir günde Facebook’ta kaç tane doğum günü paylaşımı yapılır?” Online Satış Operasyonları – “Seattle’daki tüm pencerelerin temizliğini kaç paraya yaparsınız?” Teknoloji Partneri – “Buradaki ilk gününüzde ne yapardınız?” Teknik Proje Müdürü – “Web sitesi nasıl işler?” (sorunun tamamı bu, herhangi bir açıklama yok) Yazılım Mühendisi – “İki ampulünüz ve 100 katlı bir binanız var. Ampuller hangi katta yere düşünce kırılmaya başlayacak öğrenmek istiyorsunuz. Bunu en az düşürmeyle nasıl bulursunuz?” Risk Analisti – “ABD’de kaç tane elektrikli süpürge vardır?” Operasyonlara İlişkin Kullanıcı İstihbaratı – “Fotoğraf yüklemelerinin bir anda yüzde 50 düşmesi durumunda nasıl bir aksiyon planınız olurdu?” Ürün Tasarımcı – “Facebook yeni özellikler eklemeli mi yoksa 3. parti uygulamalara mı sırt yaslamalı?” Medya Çözümleri Uzmanı – “Özgeçmişinizde en az gurur duyduğunuz şey nedir?” Ürün Analitiği – “Facebook’un topladığı tüm veriye erişebilseniz, bununla ne yapardınız?” Reklam Risk Uzmanı – “Tüm bilgilerine sahip olduğunuz 100 kredi kartınız olsaydı, sadece online işlemleri kullanarak 24 saat içinde en fazla parayı nasıl kazanırdınız?” Yazılım Mühendisi – “Bir sokaktaki evleri soymaya çalışıyorsunuz. Her evde bir miktar nakit var. Hedefiniz toplam soygun hasılatınızı en yukarıda tutmak. Tek kısıtlama ise bir evi soyduğunuzda, onun bitişiğindeki evi soyamazsınız.” Yazılım Mühendisliği Yaz Dönemi Stajyeri – “25 yarış atı, 5 kulvar ve kronometre yok. En az yarış sayısıyla en hızlı üç hatı nasıl tespit edersiniz?” Kullanıcı Operasyonları Analisti – “Sahte bir profili tespit etmek için izleyeceğiniz süreç ne olurdu?” Kullanıcı Operasyonları Analisti – “Sizce Facebook Çin’e sunulmalı mı?” Hesap Yönetici – “İnternette ne kadar para harcanıyor?” Süre 40 dakika, istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz.
İlginizi çekti mi? Çok daha fazlası www.bilgicagi.com’da.
AYLIK
e-posta adresine gönderim
iPad
dinleyiciye ulaşan, 100’ü aşkın konuğun katıldığı 250’den fazla program
e-bülten
Facebook, Twitter, Google+ ve LinkedIn takipçisi
radyo programı
Bilgi Çağı ve BT Haber okuru
sosyal medya
aylık ziyaretçi sayısına ulaşan, düzenli güncellenen teknoloji, BT, inovasyon, Ar-Ge odaklı web sitesi
dergi
250.000 6.000 280.000 80.000 52.000 2.600
web sitesi
Platformlar
infografik
Vodafone vRead kullanıcısı
650.000 ’e ULAŞAN OKUR ve TAKİPÇİ Web sitesi
Hızla Artan Sayılar
Temmuz 2010: 4,572 Aralık 2014: 250.000
Twitter Temmuz 2010: 313
Temmuz 2010: 300 Aralık 2014: 260.000
Aralık 2014: 14.200
Mobil
Temmuz 2010: 81 Aralık 2014: 43.000
bl
og Başarıya Ulaşmanın Kuralları Değişiyor. Peki Ya Siz? Murat Mediçeler VMware Türkiye Ülke Müdürü
E
n hızlı büyüyen ulaşım şirketinin hiç araca sahip olmadığı (Uber), en ünlü gayrimenkul şirketinin hiç binası olmadığı (AirBnB) ve dünyanın önde gelen internet televizyon ağının kendine özgü herhangi bir şey yaratmadığı (Netflix) bir dünyada yaşıyoruz. Bu gerçeği sindirmek için kendinize birkaç dakika ayırın. Bu şirketlerin her biri, bizi çepeçevre kuşatan iş ortamlarımızı her geçen gün değiştirip geliştirmeye devam eden bilişim teknolojilerinin yeni cesur dünyası için ayrı birer sembol. Hiper-büyüme gösteren dünyanın önde gelen şirketlerinin artık devasa bir envantere sahip olması gerekmediği artık bir gerçek. Bunun yerine bu şirketler, tüketiciler ve işletmeler için ticareti kolaylaştıran dev bir global platforma güveniyorlar. Günümüzde piyasada ayakta kalabilmek için son kullanıcının her geçen gün değişen taleplerini karşılayabilmenin yanı sıra, işinizi gerektiğinde yeni koşullara adapte edebilmelisiniz. Başarı eskiden mevcut altyapıyı en temel gereksinimlerle besleyip sürdürebilmek olarak tanımlıyordu. Günümüzde ise, inovasyon aracılığıyla yeni fırsatlara kapılarını açmaktan korkmamak olarak tanımlanıyor.
1. Açık kaynağı benimseyin Günümüzde “çevik” olarak tanımladığımız girişimler, açık platformları, kitle fonlama sistemlerini ve büyük veri analizlerini benzersiz birliktelikle mevcut altyapıları güçlendirmekte kullanılıyorlar. Teknolojik değişimin hızı ise, artık her şeyi şirketlerin sorumluluğuna bırakmıyor. İşte tam da bu yüzden işletmeler, açık kaynak sistemlere ihtiyaç duyuyor. Açık kaynak, teknoloji partnerlerinden oluşan geniş bir ekosistem oluşturmaya yardımcı olduğu gibi, bulut uygulama pazarı dâhilindeki ortak standartları, güvenlik yaklaşımlarını ve müşterek çalışma ortamını düzenleyecek geliştiricilerle daha yakın temas halinde çalışmayı sağlıyor. 2. Hızı ölçeklendirin Yazılım tanımlı çalışma biçiminin simge isimlerinden ve Netflix’in kurucularından Adrian Cockroft, bir keresinde “Ölçek donanımı, hız
22
yazılımı, ölçeklendirilmiş hız da her şeyi kırar” demişti. Adrian ölçekte hızı geliştirmek için geleneksel yöntemlerin artık işe yaramadığını, yeni metotların gerektiğini ve bu sayede uygulamaların daha taşınabilir, küçük ve kolay idare edilebilen ünitelere indirgenebileceğini fark etti. Güvenlik ve kimlik doğrulama servislerine yönelik yeni yaklaşımlar, mikro servis mimarilerinin kullanılmasının da önünü açtı. 3. Tümleşik bir platform yaratın Serbest piyasa veri mimarileri, geliştiricilere inovasyon ve deney yapma özgürlüğü verdiği için her geçen gün daha yaygın bir biçimde kullanılıyor. Sürekli değişim içinde olan bir dünyada ayakta kalabilmek için gereken bu olsa da, geliştiricilerin kendilerine özgü kodlamaları nedeniyle BT altyapınız daha karmaşık hale gelme tehlikesiyle karşı karşıya. İşte bu noktada geliştiricilere inovasyon özgürlüğü sunan bu tümleşik mimariler, altyapı yönetimi, uyumluluk, güvenlik ve yönetişim açısından karşımıza benzersiz bir çözüm olarak çıkıyor. Şimdi kendinize şu basit soruyu sorun: Hepimizi çepeçevre kuşatan bu hızlı değişimle başa çıkabilir miyim? Eğer cevabınız kararlı bir evet değil ise, o zaman bunu nasıl yapabileceğiniz konusunda biraz daha fazla düşünmenin vakti gelmiş demektir.
İlginizi çekti mi? Çok daha fazlası www.bilgicagi.com’da.
FIT Solutions e-Dönüşüm®’e hız kazandırmak için kendi Ar-Ge merkezini kurdu
F
IT Solutions e-Dönüşüm® kapsamındaki yoğun araştırma ve geliştirme ihtiyaçlarını karşılamak için kendi Ar-Ge merkezini kurdu. 4 yıllık proje maliyeti 11 milyon TL olan Ar-Ge merkezinde sektörün ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretilirken, hem yurtiçinde hem de uluslararası alanda rekabette avantajlı konuma geçilecek.
e-Dönüşüm®’ün Türkiye’deki lider ismi FIT Solutions kendi Ar-Ge merkezini kurdu. FIT Solutions Ar-Ge merkezi, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının denetim ve değerlendirmelerinin sonucunda Temmuz ayı itibariyle faaliyetlerine başladı. Faaliyet dönemi içerisinde Ar-Ge merkezinin yaptığı ve yapmaya devam edeceği kamu destekli projeler ile sektörü güçlendirecek. e-Dönüşüm®’ün lider markası FIT Solutions, Türkiye’de konusunda lider firma statüsünü korumak ve uluslararası pazarda etkin bir oyuncu olmak için kurduğu Ar-Ge merkezinde, teknoloji yönelimlerini belirleyip yeri geldiğinde bu trendlerin de önüne geçecek bir marka haline gelmeyi hedeflemektedir. Ar-Ge merkezinde oluşan bilgi birikimi ile sektörü yönlendirmek ve Türkiye’yi bu alanda uluslararası düzeye çıkartmak FIT Solutions’ın birincil amaçları arasında yer almaktadır. Teknoloji trendlerini ve piyasa koşullarını gözlemleyen FIT Solutions, Ar-Ge merkezinde hem özel sektör hem de kamusal talepleri
FIT Solutions’ın yeni CEO’su Koray Gültekin Bahar oldu e-Dönüşüm®’ün Türkiye’deki lideri olan FIT Solutions’ta, sektörün deneyimli isimlerinden Koray Gültekin Bahar, CEO görevine atandı. FIT Solutions’ın tüm idari işlerinin başına geçen Bahar, şirketin Ar-Ge merkezini de açması ile birlikte yazılım ve teknoloji alanlarında atılım yapmaya odaklı bir organizasyon hedefliyor. gözeterek ihtiyaca yönelik ürünler üzerinde çalışacak. Temmuz ayı itibariyle sertifikasyonu tamamlanan ve çalışmalara başlayan Ar-Ge merkezinde hem FIT Solutions çalışanlarına hem de iş ortaklarına yönelik faydalar elde edilecek. 4 yıllık proje maliyetleri toplamı 11 milyon TL olarak belirtilen Ar-Ge merkezinde ürettiği ileri teknoloji çözümler ile rakiplerinin her zaman önünde olacak.
e-Denetleme e-Ödeme
e-Saklama
FIT Solutions, e-Defter, e-Denetleme, e-Fatura, e-Mutabakat, e-Arşiv, e-Bilet, e-İmza, e-Ödeme, e-Saklama ve KEP gibi elektronik uygulamalarla iş verimliliğini arttıran, maliyet ve zaman yönetimini kolaylaştıran çözümler sunmaktadır. www.fitsolutions.com.tr
İlginizi çekti mi? Çok daha fazlası www.fitsolutions.com.tr’de.
23
DERGİYİ BEKLEMEYİN! Teknoloji ve inovasyon dünyasından en güncel haberler tek tıkla e-posta kutunuzda ABONE OLMAK İÇİN:
GELECEK SAYI
E-Dönüşüm
e-İmza ve e-Fatura ile başlayan e-Dönüşüm atağı e-Arşiv ve e-Defter ile devam ediyor. Kurumların elektronik ortama geçişine ivme kazandıran e-Dönüşüm’de bir sonraki adımda kurumların neler yapması gerektiğine dair bilgileri ve hangi kurumların e-Dönüşüm yolunda müşterilerine hangi hizmetleri sunduklarını Bilgi Çağı Eylül sayısında bulabilirsiniz.
24
KONA
KONAK MEDYA 16.5x24 cm ILAN.indd 1
25.06.2014 12:36