SAP Forum Dergisi – Sayı 19

Page 1

SAYI 19 / 2017

KRİTİK İHTİYAÇLARA GERÇEK ZAMANLI ÇÖZÜMLER

SAP CLOUD PLATFORM TEKNOLOJİNİN RÖNESANSI SAP LEONARDO

CANLIYA GEÇİN: SAP LIVE BUSINESS

iPAD SİHİRBAZI SIMON PIERRO


© 2016 Tüm hakları SAP SE şirketine aittir.

........................................................................................................................................................................... ÖNSÖZ

KARMAŞIKLIK HAFTASONU ÇOK ÖNEMLİ BİR PLANIN OLMADIĞINI UMAR

BULUT, KAÇINILMAZ BİR GERÇEKLİK Geçtiğimiz yıl SAP Türkiye’nin 15. yaşını kutlarken, o zamandan bugüne geliş hikayemizi gururla sizinle de paylaşmıştık. Bu süreç, sadece bir şirketin başarı öyküsü değil, aynı zamanda teknoloji dünyasındaki değişimlerin ve gelişmelerin de izini sürebildiğimiz bir yolculuktu.

SADELİK BİR HAYAT SUNAR

Bu 15 yıllık dönemin içerisinde, dünyamız ortalama 5 yılda bir değişiyor, yeni bir teknolojiyle tanışıyordu. Zamanla teknolojik değişimin hızı arttı. Şimdi neredeyse her 2 yılda bir dönüşüme tanıklık ediyor, beraberinde iş süreçlerimizi yeniden tanımladığımız bir ritimde çalışıyoruz. Bu değişim, yeni ihtiyaç ve beklentileri de beraberinde getiriyor. Müşterilerimiz ortalama 90 günlük projeler yapmak istiyor; çünkü tempo hızlı, kaybedecek zaman yok. Üstelik düşünceyi hayata geçirme süreçleri de o kadar kısaldı ki, 3 ayda bir projeleri canlı kullanıma almak mümkün. Peki nasıl?

Karmaşık BT altyapıları, mesai saatlerinin %40’lık dilimine mal oluyor. Çalışanların hem hak ettikleri hafta sonlarından, hem de yaptıkları işe olan sevgilerinden çalıyor. İşinizi daha basit yöntemlerle yürütmek için elinizden geleni yaptınız mı? Daha fazla bilgi için sap.com/runsimple adresini ziyaret edin.

Hız deyince bizim aklımıza gelen iki kavram var: SAP HANA ve Bulut Bilişim. SAP HANA, bellek-içi teknolojiyle müthiş bir hız yarattı. Farklı uygulamaların yer aldığı bir zemin oluşturarak kurumsal yazılım süreçlerinin çehresini değiştirdi.

Bulut ise pek çok bağımlılığı ortadan kaldırdı. Artık işletmeler sipariş vermek-beklemek-kurulumbağlantı-test-entegrasyon-çalıştırma gibi doğrusal ilerleyen işlemlerle zaman kaybetmek istemiyor. Hatta bu sözcükleri kullanmıyor bile... Bunun yanında, veri miktarının da artması, rakamların ötesine taşan büyüklükte bir yük haline geldi. İster veri, ister fonksiyon, ister entegre çalışan kurum adedi, isterse API (uygulama programlama arayüzü) olsun, şirketin kendi içinde üretilenden binlerce kat daha fazla veri dışarıda bulunduğu için de bulut bilişim hayati önem taşıyor.

Uğur Candan SAP Türkiye Genel Müdürü

Bizim bütün çabamız, en hızlı değer üreten şirket olma yolculuğunda farkımızı ortaya koyabilmek.

Bulut, kaçınılmaz bir gerçeklik. Düne kadar belli başlı işletmeler ve sektörler için gündemde olan bir konuydu; bugün ise bulut herkes için gerekli. Çünkü talep edilen hızı yakalamak istiyorsak, bulutun alternatifi yok.

Bu hedefe ulaşma yolunda var gücümüzle çalışırken; çift haneli büyüme rakamlarına, giderek genişleyen müşteri portföyüne, SAP markasını en iyi şekilde temsil eden iş ortaklarına ve müthiş bir marka değerine sahip olduğumuzu görmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu başarıda kuşkusuz, ekip arkadaşlarımızın yanında 2012’den itibaren şirketimizin Genel Müdürü olarak görev yapan Sevgili Zeynep Keskin’in de payı çok büyük. Bu nedenle, Nisan 2017 itibarıyla Genel Müdürlük görevini vekaleten devraldığım Zeynep Keskin’e tüm katkılarından dolayı teşekkür ediyor, üstlendiği yeni global görevinde de aynı başarıları sergileyeceğine olan inancımı vurgulamak istiyorum.

Tüm bu dijital dönüşümün merkezinde ise SAP var. Global başarımıza paralel şekilde, SAP Türkiye olarak da bu süreçte liderliğimizi sürdürdüğümüzü gururla söyleyebilirim. Ancak bu gurur, yanında büyük bir sorumluluk da getiriyor. Çünkü lider, bulunduğu konumla yetinmeyen, daha iyisini isteyendir. Her gün kendimizi aşmamız gerektiğinin bilincindeyiz.

SAP Türkiye Genel Müdürü olarak imza attığım bu ilk SAP Forum yazımda son olarak; her sektörden ve her ölçekten işletmeye, dijital dönüşümün tüm evrelerinde en yakın iş ortağı olarak yardımcı olmaya hazır, istekli ve kararlı bir ekip olarak karşınızda bulunduğumuzu hatırlatmak istiyorum. İhtiyaç duyduğunuz değişimi yaratmak üzere yanınızdayız.

1


İÇİNDEKİLER........................................................................................................................................................................................

KAPAK KONUSU: SAP CLOUD PLATFORM 06 / DİJİTALLEŞEN ŞİRKETLER KENDİ KURALLARINI, KENDİ UYGULAMALARIYLA YAZIYOR 15 / GÜNDEM BULUTTA, İNOVASYONDA, DÖNÜŞÜMDE SON DAKİKA GELİŞMELERİ DOSYA KONUSU: SAP LEONARDO 16 / TEKNOLOJİNİN RÖNESANSI 19 / TREND DİJİTAL DÖNÜŞÜM İÇİN DEV İŞBİRLİKLERİ

Dünyanın en büyük havalimanı olacak İstanbul Yeni Havalimanı'nın ERP projesi Detaysoft danışmanlığında gerçekleşecek. Türkiye'nin %100 Türk sermayeli en büyük SAP danışmanlık şirketi olarak Türkiye tarihinin en büyük projesi İstanbul Yeni Havalimanı’nın ERP altyapısını tamamlayacak olmaktan gurur duyuyoruz.

DOSYA KONUSU: SAP LIVE BUSINESS 20 / UYGULAMALAR “CANLIYA GEÇTİ”, ŞİMDİ SIRA ŞİRKETLERDE! 23 / TREND SAP’DEN İNOVASYONA YENİ BİR DESTEK: SAP.IO FONU

Dünyanın En Büyük Havalimanı Detaysoft ile Güçleniyor

06

34

DOSYA KONUSU: KOBİ’LERDEN BAŞARI HİKAYELERİ 24 / REKABET ORTAMINDA BÜYÜMEK İÇİN SAP 26 / PORTRE UĞUR CANDAN: “SAP TÜRKİYE, DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN DESTANINI YAZIYOR” 32 / TREND YAPAY ZEKANIN GÖZDESİ: EMPATİ 34 / YÖNETİCİ GÖZÜYLE BURÇAK AKSOY KILINÇER: YETKİN İŞ GÜCÜ İÇİN ETKİLİ EĞİTİM

C

M

26

Y

CM

37 / GÜNDEM SAP, YİNE TÜRKİYE’NİN EN İYİ İŞVERENLERİNDEN BİRİ

20

38 / HAYATIN İÇİNDEN SIMON PIERRO: “TEŞEKKÜRLER TÜRKİYE, BİNBİR GÜZEL ANI İÇİN”

MY

CY

CMY

K

40 / TREND ENGELLİ ÇALIŞANLAR SAP’DE GURURLA TEMSİL EDİLİYOR 42 / GÜNDEM PERAKENDEDE KAZANMANIN YOLU: DİJİTALLEŞMEYE VE DENEYİME ODAKLANMAK 43 / HABERLER 38

16

Konak Medya adına İmtiyaz Sahibi: Cem Tecimen Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu): Aylin Tarhan Kuru (aylin.tarhan@konakmedya.com) Yazı İşleri: Ayşe Başcı, Burçin Tarhan Görsel Yönetmen: Kadir Kaymakçı Fotoğraflar: Barış Tekin Katkıda Bulunanlar: Burçak Aksoy Kılınçer, Buse Demir, Ekin Erim, Elif İsmailoğlu, Erdem Aksakal, Hande Genç, Hür Bakan, Merve Senar, Özge Kılıç, Tuba Kuş, Uğur Candan Yapım-Yönetim ve Reklam Satış: Konak Medya - Cebesoy Sokak Aziz Apt. No: 13 D: 4 Sahrayıcedit-Kadıköy/İstanbul İletişim: 0216 350 03 03 www.konakmedya.com Matbaa: Gezegen Basım 100. Yıl Matbaacılar Sitesi 2. Cad. No: 202 / A Gezegen Binası Bağcılar / İstanbul Tel: 0212 325 71 25 Faks: 0212 325 61 99 FORUM dergisi, SAP Türkiye ile yapılan sözleşme gereği Konak Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak kurumsal bir yayın olarak yayımlanmaktadır. FORUM dergisinde yer alan görüşler sadece yazarlarına aittir. FORUM dergisinde yayınlanan yazı, fotoğraf ve konuların tüm hakları Konak Medya’ya aittir. Kaynak gösterilmeksizin ve izinsiz alıntı yapılamaz. SAP logosu sözleşme gereği, SAP Türkiye’nin izniyle kullanılmaktadır.

2

w | www.sap.com.tr t | twitter.com/sapturkiye f | facebook.com/sapturkiye

Detaysoft is member of United VARs, which is a SAP Platinum partner

+90 (216) 443 13 29 www.detaysoft.com info@detaysoft.com



KAPAK KONUSU: SAP CLOUD PLATFORM......................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

DİJİTALLEŞEN ŞİRKETLER KENDİ KURALLARINI, KENDİ UYGULAMALARIYLA YAZIYOR Standart uygulamalar artık sorunları çözemiyor! İş dünyasında dijitalleşme son sürat devam ederken, uygulamaların faydaya dönüşme süresi de gittikçe kısalıyor. Bu ortamda şirketlerin rekabette öne çıkabilmek için kendi ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayan uygulamaları geliştirmeleri ve bunu oldukça hızlı yapmaları gerekiyor. Her türlü kullanıcı için, her ekrandan ulaşılabilen, her türlü süreci sadeleştiren uygulamalar SAP’nin yeni PaaS çözümü SAP Cloud Platform üzerinde kolaylıkla geliştiriliyor ve kullanıma alınıyor. Dijital dönüşümün meyvesi olan sadeleşme çağının tam ortasındayız. İş dünyası bir yandan müşterilerin sürekli artan beklenti ve ihtiyaçlarına verilecek cevabı teknolojide ararken; diğer yandan da süreçleri sadeleştirerek karmaşayı ve hatayı önlemek istiyor. Her sektörde pazar dinamiklerinin durmaksızın değiştiği bir dönemde, şirketlerin rekabet gücü de dijital varlıklarıyla ölçülüyor. Gelişen teknolojiye ayak uydurabilen; yeni nesil Nesnelerin İnterneti kullanım senaryoları üretip Büyük Veri projelerine hız kazandıran, hatta yapay zeka ve öğrenen makineler (machine learning) gibi yarının trendlerine şimdiden yatırım yapan şirketler kazanıyor. İşletmelerin karar mekanizmaları tarafından rotası çizilen dijital dönüşümün, bu dönüşümü gerçekleştirecek ve kullanacak ekiplere yansıması ise ayrıca ilgi isteyen bir konu. Geleneksel bilgisayar uygulamaları, masa başında durmayan yeni nesil çalışanlar için hiçbir anlam ifade etmiyor. Sahada ve mobil çalışan pek çok profesyonel için geleneksel uygulamaların özelleştirilmesi, her şirketin faaliyet alanına ve beklentilerine göre geliştirilmesi gerekiyor. Tek bir uygulamayı geliştirmek için aylarca vakit harcamak ise artık çoğu şirket için bir lüks. Rekabette geri kalmak istemeyen kurumların, yenilikçi iş fikirlerini düşünce hızında uygulamaya dönüştürmeleri gerekiyor.

6

Nasıl ki BYOD (bring your own device) trendiyle birlikte cihazlarda profesyonel ve kişisel kullanım sınırları ortadan kalktıysa; dijital dönüşümle de şirketler, iş ortakları ve müşteriler arasındaki sınırlar günden güne ortadan kalkıyor. Bu nedenle tüm kullanıcıların kolayca ve güvenle erişebileceği, yetkilendirmelerin anlık olarak yapılabildiği, en önemlisi de tüm cihazlardan sorunsuz erişim olanağı sunan bir platforma ihtiyaç duyuluyor. Bulut, bu ihtiyaca mükemmel yanıt veriyor. Üstelik bulut platformu, SAP HANA gibi bellek-içi mimariyle performansta yeni ufuklar açan bir altyapı mimarisinden gücünü alırsa, her an, her yerde, herkese en iyi uygulamaları sunarak verimlilikte çığır açıyor. Bulut ile ortadan kalkan donanım ve bakım maliyetleri ise işletmelerin en iyi uygulamaları hızla ve kolayca geliştirerek kullanıma almalarına uygun ortam sunuyor. Bulut bilişimin verimlilik, maliyet, erişilebilirlik ve performans avantajları; SAP’nin yeni bulut platformu SAP Cloud Platform ile zirveye ulaşıyor.

SAP Cloud Platform

Entegre bir hibrit yapının değerini bilen liderler, işletme genelindeki veri ihtiyaçlarını karşılamak üzere SAP Cloud Platform’u tercih ediyor. Bu açık platform; yeni uygulamaların geliştirilmesini, mevcut uygulamaların kapsamının genişletilmesini, mevcut veriler nerede tutulursa tutulsun işletmeye modern, mobil uygulamaların entegre edilmesini sağlıyor.

Benzersiz hızı ve kapsamlı özellikleriyle SAP Cloud Platform, yeni uygulamalar geliştirmeyi kolaylaştırıp hızlandırarak şirketlerin en kritik ihtiyaçlarına gerçek zamanlı yanıt veriyor. SAP uygulamalarının kullanım ve entegrasyon alanının genişletilmesiyle birlikte, Nesnelerin İnterneti ve Büyük Veri gibi yeni nesil teknolojilerin hayat verdiği projeler hızlı bir biçimde kullanıma alınabiliyor. Akıllı telefonların yanı sıra, Nesnelerin İnterneti trendiyle birlikte diğer akıllı cihazlar da hızlı bir yayılım gösteriyor. Tüm bu cihazların iş dünyasındaki profesyoneller ve süreçlerle ilişkilendirilmesi ise yeni nesil dijital şirketlerin olmazsa olmazı haline geliyor. Hizmet olarak sunulan platform (PaaS)

modeliyle üç yıl önce SAP HANA Cloud Platform adıyla sunulan bu çözüm; o günden bu yana sayısız SAP kurumsal iş uygulamasının yanı sıra güçlü SAP iş ortağı ekosisteminin geliştirdiği 1.000’in üzerinde uygulamanın temelini oluşturuyor. Bu platform; Mart ayında Barselona’da düzenlenen Mobile World Congress 2017 etkinliğinde SAP Cloud Platform adıyla yeniden dünyaya tanıtıldı ve yepyeni özelliklerle şirketlerin kullanımına sunuldu. SAP Cloud Platform, temelinde SAP HANA bulunan çevik bir bellek-içi bulut geliştirme ve kurulum platformu olmaya devam ediyor. Ancak bunun yanı sıra, sahip olduğu uygulama geliştirme servisleriyle, şirketlerin kendi iş ihtiyaçlarına göre diledikleri

uygulamayı doğrudan bulut üzerinde geliştirmelerine ve entegre etmelerine olanak tanıyor. SAP Leonardo ve SAP Clea gibi yeni nesil uygulamaların yer aldığı portföyler de SAP Cloud Platform üzerinde çalıştırılabiliyor.

getiren SAP Cloud Platform; analitikten kullanıcı deneyimine, güvenlikten veri depolamaya kadar pek çok noktada, işletmelere sıra dışı beceriler kazandırıyor.

Bulut uygulamalarının geliştirilmesi ve entegrasyonu için çevik bir platform çözümü olan SAP Cloud Platform; başta SAP S/4HANA, SAP SuccessFactors, SAP Ariba, SAP Fieldglass, Concur ve diğer SAP uygulamaları olmak üzere dünyanın dört bir yanında binlerce işletme ve milyonlarca profesyonel tarafından tercih edilen dijital iş uygulamalarının genişlemesini sağlıyor. Bulut tabanlı kurumsal uygulamalar geliştirmeyi çok daha kolay, hızlı ve optimize hale

SAP Cloud Platform sayesinde, farklı birimlerdeki kişilerin ortak kurumsal içeriklere, bilgilere, uygulamalara ve süreçlere güvenle erişmesini sağlamak mümkün. Böylece işletme genelinde verimlilik artarken, kurumsal düzeyde işbirliği de optimum seviyeye taşınabiliyor. Örneğin SAP CRM, SAP Cloud for Customers, SAP Cloud for Service, SAP ERP gibi pek çok yönetim

İşbirliği için SAP Cloud Platform

7


KAPAK KONUSU: SAP CLOUD PLATFORM....................................................................................................................................... sistemini mobil ortamda entegre etmeyi sağlayan SAP Jam, SAP Cloud Platform ile harika bir ikili oluşturuyor. SAP Jam ve SAP Cloud Platform, işbirliği ve kritik veri üretimini, çalışanların günlük uygulamalarına entegre ediyor. Bir başka örnek ise SAP Cloud Platform Gamification. Oyunlaştırma anlamında kolay uygulama ve analitik çözümleri sunan Gamification, SAP Cloud Platform üzerinde daha da etkili çalışıyor. Dahili analitik modülü de oyunseverlerin

davranışları hakkında gelişmiş analizler yapmayı, böylece oyunları sürekli olarak iyileştirmeyi sağlıyor. Son olarak, kurumlar için en değerli varlıklardan biri olan belgeler, SAP Cloud Platform üzerinde kolayca saklanıp paylaşılabiliyor. Platform üzerinde çalışan SAP Document Center, içeriklere her an, her yerden kolayca erişimi mümkün kılıyor. Yetkilendirme dahilinde dosyaların kolay paylaşımı, iş süreçlerini hızlandırıp sadeleştiriyor.

Kullanıcı deneyimi için SAP Cloud Platform

SAP Cloud Platform, işletmelere sadeleştirilmiş, kişiselleştirilmiş ve duyarlı (responsive) kullanıcı deneyimi sunma imkanı tanıyor. Bu çerçevedeki SAP Cloud Platform Build uygulaması, proje ekiplerinin yerden ve zamandan bağımsız olarak birlikte prototip geliştirmesini ya da son kullanıcılardan tek platform üzerinden geri bildirim almasını son derece kolaylaştırıyor. SAP’nin kullanıcı deneyimini benzersiz bir seviyeye taşıyan çözümü Fiori de SAP Cloud Platform’da kendine yer buluyor. SAP Fiori Cloud ile kişiselleştirilmiş kullanıcı deneyimi ve yerleşik sistemlere her noktadan bağlantı mümkün oluyor.

SERVİS OLARAK PLATFORM (PAAS) İŞLETMENİZE NE KAZANDIRIR? Kurumsal çözümlerin sunulduğu modellerden biri olan “servis olarak platform” (PaaS) çerçevesinde, işletmeye bir bilgi işlem platformunun yanı sıra bu platform üzerinde çalıştırabilecekleri bir dizi yazılım sistemi sağlanır. PaaS müşterileri, bu yazılım araçlarını kullanarak kendi uygulamalarını, kendi ihtiyaç ve beklentilerine göre kolaylıkla geliştirir. PaaS modelinin temel avantajı, hem yazılım geliştirme sürecinde hem de bu uygulamaların koşulacağı platformun yönetiminde kullanıcıya mutlak bir hakimiyet sunmasıdır. Bu sayede kurumlar; yüklü bir donanım ve yazılım maliyetine, ayrıca bunların bakımına ihtiyaç duymaksızın güçlü bir uygulama geliştirme platformundan faydalanabilir. Servis olarak platform, şirketlere başlıca 4 fayda sağlar: Kurulum maliyetleri azalır: Yazılım geliştirme üç ana bileşenden oluşur; programlama dili, tasarım ve sistem yönetimi. Projenizi entegre bir ortamda geliştirmek istediğinizde, bu bileşenlerin alınması, tasarlanması ve bakımının yapılması gerekir. PaaS sayesinde hem kurulum hem de sonrasında ortaya çıkacak bakım masrafı ortadan kalkar. Platform hakimiyeti artar: PaaS modelinde konfigürasyon ve yönetim konusunda söz sizdedir. Platformun bir bulut sağlayıcı tarafından sunulması bunu değiştirmez. Kendi uygulamalarınızı geliştirip mevcut iş süreçlerinize entegre ederken bu hakimiyet önemli bir avantajdır. Uygulama kurulum süresi kısalır: PaaS ile kendi uygulamalarınızı geliştirip canlıya alma süreniz kısalır. Çünkü platformu oluşturmak için gereken donanım ve yazılım kurulumlarıyla uğraşmazsınız. Üretkenlik ve inovasyonu artırır: Platformun hazır gelmesi, kurulu donanım için gerekecek bakım ve işletme gibi görevleri ortadan kaldırır. Böylece çalışanlarınız, en iyi uygulamaları tasarlayıp geliştirmeye odaklanabilir.

8

SAP Cloud Platform Portal ise erişim yönetimini, varlık yönetimini ve uygulamaların entegrasyonunu kolaylaştırıyor. SAP SuccessFactors, SAP Hybris Cloud For Customer ve yerleşik SAP sistemlerini entegre eden SAP Cloud Platform Portal sipariş açma ve tamamlama alanlarını, müşteri destek noktalarını, iş ortağı portallerini ve daha pek çok bileşeni tek noktada buluşturuyor. Farklı markalarla birlikte uygulama geliştirme imkanı sunan SAP Cloud Platform’un bu anlamdaki yeteneklerinin en iyi örneklerinden biri, Adobe ile birlikte geliştirilen SAP Cloud Platform Forms by Adobe. SAP Cloud Platform üzerinde uygulanan ADS (Adobe Document Services) ile online ve offline ortamda baskı ya da interaktif formatta PDF belgeleri üretmek mümkün oluyor.

Entegrasyon için SAP Cloud Platform

SAP Cloud Platform Integration portföyü; bulut tabanlı uygulamalar, üçüncü partiler tarafından geliştirilen uygulamalar ve yerleşik çözümler arasında tüm süreç ve verilerin entegrasyonunu sağlıyor. SAP Cloud Platform Remote Data Sync çözümü ise farklı noktalardaki veritabanları ile merkezdeki SAP


KAPAK KONUSU: SAP CLOUD PLATFORM...................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................... bulut veritabanı arasında karmaşık yapılandırılmış verilerin çift yönlü senkronizasyonuna imkan tanıyor. SAP Agile Data Preparation adlı self-servis; uygulama veri keşfi, entegrasyonu ve dönüşümünü sağlayarak verilerinizi hızla ve kolayca sunulabilir bilgilere dönüştürmenize katkıda bulunuyor. Diğer bir deyişle, analitik süreçleri ve veri taşıma süreçlerini iyileştirip hızlandırıyor. Sonuç: Daha çevik iş süreçleri. SAP Cloud Platform OData Provisioning ile SAP Business Suite sistemlerindeki veriler SAP Cloud Platform’a güvenle taşınırken, SAP Cloud Platform API Management uygulaması da hem SAP hem de SAP dışı çözümlerle entegrasyonu kolaylaştıran açık bir platform sunuyor. Farklı paydaşların rol aldığı iş akışlarınız varsa, SAP Cloud Platform Workflow çözümü tam sizin işletmenize göre bir bulut uygulaması. Bu uygulama sayesinde iş ortaklarınız ve müşterileriniz en basit fatura onayından en uçtan uca süreçlere kadar her işlem sırasında iş akışları oluşturabiliyor, uygulayabiliyor ve yönetebiliyor. SAP Cloud Platform Business Rules ile uygulama geliştiriciler ile işletmelerdeki anahtar kullanıcılar arasındaki iletişim sorunları sona eriyor. Çalışma mantığını değiştirme ve iş kararlarını doğrudan kullanıcıların anlayabileceği bir dile dönüştürme konusunda, bu uygulama esneklik sağlıyor. Diğer taraftan, SAP Cloud Platform Connector ile yerleşik sistem ile bulut uygulamaları arasında son derece güvenli ve güvenilir bağlantı kurulurken, SAP Cloud Platform Smart Data Integration ile de farklı kaynaklardan gelen veriler çoğaltılıyor, sanallaştırılıyor, dönüştürülüyor ve SAP Cloud Platform üzerinde SAP HANA veritabanında anında depolanabiliyor. Bu alandaki son uygulama ise SAP Cloud Platform Enterprise Messaging. Bulut tabanlı bu mesajlaşma çerçevesi sayesinde, farklı teknolojiler, platformlar ve bulutlar üzerindeki uygulamalar, servisler ve cihazlar birbirine bağlanıyor. Böylece her saniye milyonlarca mesaj anlık olarak iletilebiliyor.

10

Analitik için SAP Cloud Platform

İşletmelerin geleceğe hazırlanması açısından raporlama ve öngörüye dayalı analizler büyük önem taşıyor. Geçmişi ve bugünü iyi analiz ederek yarına hazırlanan işletmeler, artık SAP Cloud Platform’un gücünden de yararlanarak gelişmiş analitik uygulamalarını mevcut çözümlere kolayca entegre edebiliyor. Böylece farklı veri kaynakları bir araya getirilip etkili bir şekilde yönetilebiliyor ve gerçek-zamanlı, gelişmiş analitik modelleri oluşturulabiliyor. Bu çerçevede sunulan SAP Cloud Platform Predictive servisleri, işletmenizin gelecek rotasını çizmek açısından kritik olan öngörü odaklı çözümleri doğrudan buluta taşımayı sağlıyor. SAP Cloud Platform Streaming Analytics ise, hangi kaynaktan gelirse gelsin, tüm verilerin sisteme girer girmez analiz edilmesi sayesinde ham verileri anlamlı bilgilere dönüştürüyor. Ve SAP HANA... Veri işleme konusunda en gelişmiş bellek-içi çözüm olan SAP HANA, yapılandırılmış olsun ya da olmasın tüm verileri analiz edip bilgiye dönüştürerek işletmenize hız kazandırıyor. SAP HANA on SAP Cloud Platform ise bu müthiş gelişmeyi bir adım daha ileri taşıyarak maksimum esneklikle veri görselleştirme, yeni bilgiler edinme ve sonuçları paylaşma imkanı sunuyor. Son olarak, SAP’nin kurumlara yönelik analitik uygulamalarında çığır açan iş zekası çözümü SAP BusinessObjects de buluta taşındı. Yeni nesil servis olarak yazılım (SaaS) uygulaması SAP BusinessObjects Cloud, tüm analitik fonksiyonlarını tek bir üründe topluyor. Böylece işletmenin tamamında farklı noktalarda ya da silolarda tutulan veriler, güvenilir bir kamusal bulut üzerinde toplanıyor.

Nesnelerin İnterneti için SAP Cloud Platform

İnsanların cihazlar aracılığıyla birbiriyle konuşabilmesinin devrim sayıldığı dönem çoktan geride kaldı. Artık

cihazlar birbiriyle konuşarak insanların hayatını ve işletmelerin süreçlerini kolaylaştırıyor. Makineler arası iletişim (M2M) ile başlayan bu dönem, Nesnelerin İnterneti ile çok daha kapsamlı ve gelişmiş bir evreye geçti. SAP Cloud Platform Internet of Things uygulaması, farklı sensörlerden ve noktalardan gelen verilerin hızla sisteme alınmasını ve gerçek-zamanlı senkronizasyonunu sağlıyor. Böylece birbirine bağlı cihazlar bulut üzerinde yönetilerek, sağlanan verilerin anında bilgiye dönüştürülmesi sayesinde iş zekasında önemli bir adım daha atılmış oluyor. SAP Cloud Platform Internet of Things uygulamasını kullananlar operasyonel süreçlerde cihazların gücünden maksimum yararlanıyor; verimliliği artırıyor; yeni nesil gelir modelleri, ürünler ve servisler geliştiriyor.

Güvenlik için SAP Cloud Platform Bulutun güvenliği konusundaki kaygılar çok gerilerde kaldı. SAP’nin veri merkezleri, dünyanın her noktasında 7/24 veri güvenliği sağlıyor. SAP Cloud Platform Security kapsamında, çalışanlar/müşteriler/iş ortakları/ tüketiciler için kimlik doğrulama, tek oturum açma, yerleşik sistemle entegrasyon, kayıt ve şifreleme gibi güvenlik hizmetleri sunuluyor.

SAP Cloud Platform ile bulutta güvenlik maksimum seviyeye çıkarken, SAP Cloud Platform Identity Authentication uygulamasıyla, platformunuza erişmesini istediğiniz herkes, kolayca ve güvenle sürece dahil olabiliyor. SAP Cloud Platform Identity Provisioning uygulamasının bulut ortamında sunduğu kapsamlı ve uygun maliyetli kimlik süresi yönetimi ise bulut tabanlı kurumsal uygulamalara kolay giriş için kimlik ve yetkilendirme süreçlerini otomatik hale getiriyor.

Mobilite için SAP Cloud Platform Hayatımız eskisinden çok daha hareketli. Mobil cihazlar ve uygulamalardan giderek daha çok şey bekliyor, her

bilgiye anında ulaşabilmek istiyoruz. Aynı beklenti, işletmeler için de geçerli. Bu mobil hızı ve kapsamı sunmanın en etkili yolu ise elbette bulut. SAP Cloud Platform Mobile Services ile istediğiniz yerde ve zamanda gerek yerleşik gerekse bulut tabanlı sistemlere erişebiliyorsunuz. Veri senkronizasyonundan uzaktan giriş kontrolüne kadar istediğiniz her işlemi, istediğiniz mobil cihaz üzerinde gerçekleştirebiliyorsunuz. Dahası, ihtiyaç duyduğunuz uygulamaları doğrudan kendiniz de yaratabiliyorsunuz. Bu amaçla geliştirilen SAP Cloud Platform SDK for iOS, bu işletim sistemini kullanan mobil cihaz sahiplerinin SAP üzerinden kritik işlerini yürütebilmeleri için yepyeni uygulamalar geliştirme imkanını sunuyor.

tüm bunları şirket içinde herhangi bir altyapı ya da bakım yatırımına gerek kalmaksızın yapıyor. İşletmeler ister bulut üzerinde mevcut bulunan ya da şirket bilgisayarlarında koşulan uygulamaları SAP Cloud Platform ile genişleterek, büyüme hedeflerini on ikiden vuruyor. Sunulan platformda mevcut uygulamaları

özelleştirmek mümkün olurken; aynı zamanda SAP iş ortaklarının geliştirdiği binlerce hazır uygulamadan faydalanarak SAP uygulamalarıyla kusursuz entegrasyon yakalanıyor. SAP Cloud Platform ile tüm IT yapılanması haftalar mertebesinde bir araya getirilirken; Nesnelerin İnterneti ve Büyük Veri uygulamaları da çok hızlı geliştirilebiliyor.

Kurumsal servisler için SAP Cloud Platform

SAP Cloud Platform kapsamındaki SAP Business Services, buluta yönelik kurumsal uygulama ve servislerin hızla geliştirilmesini kolaylaştırıyor ve yeni kurumsal uygulamalar için herkese açık bir pazar sunuyor. Bu pazarda SAP çözümleri, Hybris, ISV ve diğer üçüncü parti uygulamalar yer alıyor. İhtiyacınız olan müşteri hizmetleri ve e-ticaret uygulamalarını bu portföyden seçin ya da hazır çözümleri kendinize hızla uyarlayın. SAP Business Services for YaaS (servis olarak Hybris) e-ticaret dünyasında standartları yeniden belirlerken müşteri sadakat programları gibi uygulamaların hızla oluşturulmasını sağlıyor. Bu süreçte yasal uyumluluk için de SAP Localization Hub adlı bulut tabanlı vergi servisi devreye giriyor. 120 ülkenin vergi sistemlerine uyumlu şekilde kurgulanan bu uygulamayla, vergi hesaplamaları önceden ve otomatik olarak yapılıyor.

SAP Cloud Platform’un iş süreçlerine kazandırdıkları

SAP Cloud Platform sayesinde şirketler işlerinde çeviklik elde ederken, gerçek anlamda entegre bir işletme yapısına geçiyor ve uçtan uca dijital dönüşümü hızlandırıyor. Üstelik

DAHA SADE İŞ SÜREÇLERİ İÇİN 6 YENİ SERVİS SAP Project Companion, doğal (native) bir iOS uygulaması olarak çalışıyor ve SAP Cloud Platform’un SAP S/4HANA Professional Services Cloud çözümüyle entegrasyonunu gerçekleştiriyor. Böylelikle gerçek-zamanlı veriyi iPhone ve iPad cihazlarında kullanan proje yöneticileri, danışmanlar ve diğer kullanıcılar ofiste masa başında değilken de verimli çalışabiliyor. SAP API Business Hub, SAP uygulamaları için bir dizi uygulama programlama arayüzü (API) sunuyor. Yeni işlev ve uygulamaları daha kolay geliştirip test etmek adına sürekli olarak yeni API’lar ekleniyor. Örneğin SAP S/4HANA Cloud Suite, SAP Mobile Service uygulaması ve SAP Localization Hub için API’lar bulunuyor. SAP Cloud Platform Workflow Services, yeni iş akışlarını hızlıca oluşturabilmek için iş fonksiyonlarını bir grafik arayüzü aracılığıyla iş analistlerine sunuyor. SAP Cloud Platform Virtual Machine Services, mevcut şirket içi yazılım veya programlama dilini temel alan ve doğrudan SAP Cloud Platform üzerinde çalışan iş yükleri ekleyerek müşterilerin çözüm yapılanmasını bütünsel bir hale getirmelerini sağlıyor. SAP Cloud Platform IoT Services, desteklediği 40’ın üzerinde cihaz protokolüyle şirketlerin Nesnelerin İnterneti trendini hemen faydaya dönüştürmesini sağlayan bir cihaz yönetim servisi olarak çalışıyor. Bu çözüm ile IoT servisleri ve SAP Cloud Platform Streaming Analytics servisi birbirine entegre oluyor ve akış halindeki veri çok daha hızlı işlenebiliyor. SAP Cloud Platform Big Data Services, Büyük Veri uygulamalarına zemin oluşturmak için bulut üzerinde Hadoop kullanımına olanak tanıyor.

11


KAPAK KONUSU: SAP CLOUD PLATFORM.......................................................................................................................................

Uygulama geliştirme maliyetlerinde %40-50 azalma 1000+ uygulama

Uygulama geliştiren 600+ SAP iş ortağı

Cloud Platform

Toplam sahip olma maliyetinde %20-25 düşüş

SAP Cloud Platform IoT tarafından desteklenen 40 cihaz protokolü Uygulama geliştirme sürelerinde %50-75 kısalma

MOBİL PLATFORMDA DÜŞÜNCE HIZINDA UYGULAMA GELİŞTİRME SAP ve Apple arasında kurulan stratejik ortaklık çerçevesinde iOS için yayınlanan SAP Cloud Platform yazılım geliştirme kiti (SDK), dünyanın dört bir yanındaki geliştirici ve tasarımcıların kurumsal düzeyde uygulamaları iPhone ve iPad cihazları için kolayca hazırlamalarını sağlıyor. Zengin bir kullanıcı deneyimi (UX) bileşen kütüphanesiyle birlikte gelen yazılım geliştirme kitiyle, iOS cihazların Touch ID ve konum tabanlı servisler gibi yenilikçi özelliklerine erişim de kolaylaşıyor. Böylelikle uygulama geliştirme süresi benzersiz biçimde kısalırken, hazırlanan uygulamanın daha sonra şirket içinde kullanıcılar tarafından benimsenmesi de kolaylaşıyor. SAP Cloud Platform’un mobil servislerini ve diğer özelliklerini tüm geliştiricilere açmak için tasarlanan bu yazılım geliştirme kiti sayesinde her ölçekte şirket için tek noktadan kayıt, çevrimdışı veri senkronizasyonu ve günümüz dijital şirketlerinin karmaşık ihtiyaçlarına yanıt verecek diğer özellikleri kullanıma açmak mümkün oluyor. Müşteri deneyimi kavramını yeniden tanımlayan bu stratejik ortaklık sayesinde Burberry gibi şirketler, gerçek zamanlı veriye her ekrandan erişerek çok daha gelişmiş bir kullanıcı deneyimi sunabiliyor. SAP ve Apple ile uzun süredir birlikte çalışan Burberry, iPad ve iPhone aygıtlarını 2012 yılından bu yana mağaza içi cihazlar olarak kullanıyor. Böylece müşteri ihtiyaçları anlık olarak kolayca tahmin ediliyor ve karşılanıyor. Benzer şekilde, Suudi Arabistan’da bulunan King Abdullah University of Science and Technology (KAUST), kampüste yaşayan sakinlerin hayatını kolaylaştırmak için SAP Cloud Platform’un iOS yazılım geliştirme kitinden faydalanıyor. iOS SDK sayesinde üst düzey eğitimin yanı sıra KAUST, hem öğrencilere hem de profesörlere en iyi deneyimi sunarak rekabette öne çıkıyor.

12

İşe dair bilgiye, içeriğe, uygulama ve süreçlere paylaşımlı bir platform üzerinden güvenli erişim sahibi olan SAP Cloud Platform kullanıcıları, sonuç odaklı çalışarak üretkenliği artırıyor. Şirketler sade, özelleştirilmiş ve her ekranla uyumlu bir kullanıcı deneyimini kolayca geliştirip ölçeklendiriyor. Bu uygulamalar her cihazdan, her kullanıcıya sunulabiliyor. Bulut uygulamalarını iş ortamına kesintisiz ve güvenli biçimde entegre eden platform, bu sayede çeviklik sağlarken veri ve uygulama yığılmalarının da önüne geçiyor. SAP Cloud Platform ile şirketler; müşteri ve iş ortaklarıyla çok daha güvenli bir ortak çalışma gerçekleştiriyor. Desteklenen yeni nesil teknolojiler sayesinde, sensör ve cihazlardan elde edilen gerçek zamanlı raporlar da karar mekanizmalarına avantaj sağlıyor. Java, XSJS ve HTML5 gibi farklı programlama modellerini destekleyen SAP Cloud Platform, açık standartları esas alan bir geliştirme ortamı sunuyor. Geliştiriciler için hazırlanan panelde, tüm operasyonel ihtiyaçlara mükemmel yanıt verecek fonksiyonlar yer alıyor. İleri düzey iş analitiğinin uygulama çözümlerine dahil edilmesi, işletmelere birden fazla veri kaynağını tanımlayıp yönetme imkanı sunuyor. Gelişmiş analitik modeller iş uygulamalarının içine ekleniyor ve böylece şirketin iş modeline tam oturan, içeriğe duyarlı ve gerçek-zamanlı çalışan uygulamalar kolayca geliştirilebiliyor. Platforma sıkı biçimde entegre edilmiş güvenlik servisleri ise yetkilendirme, tek giriş, şirket içi donanım entegrasyonu gibi özellikler barındırıyor. Şirket çalışanları, müşteriler ya da iş ortakları ise kayıt olma ya da şifre yenileme gibi self servis hizmetlerle sorunlarını çok daha hızlı çözüyor. Yapılan işlemlerle gerçekleşen iş analitiği arasındaki bölünmeyi ortadan kaldıran SAP HANA, tüm iş sorgularını her yerden gerçek-zamanlı olarak yanıtlayabiliyor. SAP HANA ile uzamsal (spatial) işleme ve veri sanallaştırma aynı mimari üzerinde çalışıyor ve böylece Büyük Veri’yi kullanarak inovasyon yapmak hem basitleşiyor hem de hızlanıyor. Performansı benzersiz bir ölçekte artırarak süreçleri hızlandıran SAP HANA, iş dünyasında gerçek bir devrime imza atıyor.

13


KAPAK KONUSU: SAP CLOUD PLATFORM.......................................................................................................................................

SAP CLOUD PLATFORM Kapsamlı, çevik, açık bulut platformu Daha etkili kullanıcı deneyimi • Sade, kişiselleştirilmiş ve duyarlı kullanıcı arayüzleri oluşturun • Maliyetli tasarım süreçlerini en aza indirin ve uygulama geliştirme süreçlerini hızlandırın • Önceden yapılandırılmış uygulamaları ve tasarım şablonlarını kullanın

Müşterilerinizi de sürece dahil etmek ve yeni gelir fırsatları yaratmak için yeni uygulamaları hızla geliştirip hayata geçirin.

Jaguar Land Rover SAP Cloud Platform üzerinde test sürüşleri için yeni bir online rezervasyon uygulaması geliştirdi. Şirket bu sayede test sürüşü yapan müşterilerini daha iyi takip edip davranış modellerini daha net bir şekilde belirleyebiliyor; böylece daha cazip fırsatlar sunabiliyor.

Bulut uygulamalarında sorunsuz ve güvenli entegrasyon • Bulut, yerleşik ve üçüncü parti sistemlerdeki verileri senkronize edin • Müşterileriniz ve iş ortaklarınızla güvenli işbirlikleri gerçekleştirip verimliliği artırın • Ekipman sensörleri, uzak noktalardaki cihazlar ve online hareketlerden gelen verileri entegre edin Owens-Illinois sadece 10 hafta içinde SAP Cloud Platform uygulamalarını canlı kullanıma alarak yerel mevzuata tam uyumluluk elde etti.

Anında ve eksiksiz bir uygulama geliştirme paketi • Kurulum gerektirmeyen, bulut-bağlantılı uygulama platformunuzu hayata geçirin. • Prototip oluşturmaktan paketlemeye kadar her noktada iş süreçlerinizi sadeleştirin • Her noktada işbirliği yapın Walmart SAP Cloud Platform üzerinden gerçek-zamanlı tedarikçi puanlaması, kıyaslaması ve raporlaması yaparak en başarılı sürdürülebilir uygulamaları ana faaliyet alanına entegre ediyor. Yerleşik uygulamaları ve bulut uygulamalarını süratle ve güvenli bir ortamda genişletip ihtiyaçlarınıza göre özelleştirin.

Güvenli sosyal işbirlikleri • Sosyal becerilerinizi ve kurumsal verilerinizi her gün kullanılan uygulamalarla bütünleştirin • Ekip verimliliğini artırmak için içeriklerinizi güvenle paylaşın • Yeni ve mevcut uygulamalarınıza oyunlaştırma özellikleri ekleyin CHIO Aachen SAP Cloud Platform ile dünyanın en büyük binicilik etkinliğinde izleyici deneyimini geliştirdi.

Yüksek hacimli işlemler ve Büyük Veri analizine destek Yeni nesil cihazlar arasında bağlantı kurarak dijital ekonomiden maksimum seviyede yararlanın.

• Farklı sistemlerdeki verilerin yüksek hacimli ve yüksek hızlı analiziyle her soruyu hemen yanıtlayın • Ek altyapı maliyeti gerekmeden her ölçekte işlemi hızla ve güvenle işleme koyun • Öngörüye dayalı analiz, coğrafi tabanlı işlemler ve veri sanallaştırma için tek bir platform kullanın The Timken Company veri güvenilirliği ve bilgi teknolojileri verimliliğini SAP Cloud Platform ile iyileştirdi.

Hazır mobil uygulamaları hızla oluşturma, hayata geçirme ve yönetme imkanı • Tek platform üzerinden eksiksiz ve güvenli mobil uygulama desteği sunun • Buluttaki ve yerleşik mobil uygulama geliştirme ve yönetimini entegre edin • Offline senkronizasyon, otomatik güncelleme ve uyarılarla mobil uygulamaları tüm yönleriyle hayata geçirin CAMPOSOL zamanında ve eyleme dönüştürülebilir verilerle çiftçilere hizmet vermek için SAP Cloud Platform’un çevik uygulama geliştirme özelliğinden yararlanıyor.

SAP Leonardo çözümleriyle sensörden eyleme • Nesnelerin İnterneti, makineler arası iletişim ve uzak veri senkronizasyonu için gerçek-zamanlı uygulamalar oluşturun • Gerçek-zamanlı öngörüye dayalı analiz ile ana faaliyet alanı süreçlerinizi optimize edin • Uzak cihazlardan interaktif sensör verilerine erişerek yeni ürün ve servisler geliştirin Hamburg Limanı SAP Cloud Platform sayesinde kargo sayısını ve trafik akışını iyileştirdi.

Yeni ve inovatif bulut uygulamaları için açık bir pazar • Kullanıma hazır uygulamalar oluşturmak için istediğiniz servisi seçin • Hızlı uygulama geliştirme servisleriyle hız kazanın • Hazır uygulamalar ve mikro-işletme servisleriyle müşterilerinizi ve e-ticaret uygulamalarını destekleyin Roche Diabetes Care online müşteri deneyimini üstün kaliteye kavuşturmak için SAP Cloud Platform çözümlerini tercih etti.

14

....................................................................................................................................................................... GÜNDEM

BULUTTA, İNOVASYONDA, DÖNÜŞÜMDE SON DAKİKA GELİŞMELERİ SAP’nin her yıl düzenlediği SAPPHIRE NOW etkinliği, 2017’de de inovasyonun ve dijital dönüşümün odak noktası oldu. SAP’nin her yıl Orlando’da düzenlediği ve kurumsal teknolojilerdeki en heyecan verici yeniliklerin paylaşıldığı SAPPHIRE NOW etkinliği bu sene 16-18 Mayıs tarihlerinde düzenlendi. Etkinliğin açılışını, her zamanki dinamik sunumuyla SAP CEO’su Bill McDermott ve SAP Ürün ve İnovasyondan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Bernd Leukert yaptı. Bill McDermott, SAP’nin 45 yıldır pek çok inovasyona imza attığını, 2010 itibarıyla da inovasyon stratejisini daha da geliştirdiğini vurguladı. SAP HANA’nın şirket tarihindeki tüm çözümlerden çok daha hızlı bir şekilde benimsendiğini belirten McDermott, bulut tarafında da en geniş portföye sahip şirketin SAP olduğunu ifade etti.

geleceğe yönelik ürün tavsiyeleri, SAP S/4 HANA ve SAP’nin bulut çözümlerinin entegrasyonu, yaratılan iş değerini artırmanın yolları, servislerin genel değerlendirmesi gibi konuları içeriyor. SAP Transformation Navigator, işletmenizin mevcut ürün haritasını ve BT stratejilerini inceleyerek, gelecekteki ürün haritanız için çok net önerilerde bulunuyor.

Google ile daha kapsamlı işbirliği Her yıl kurumsal yazılım ve uygulamaların çehresini değiştiren duyuruların yapıldığı SAPPHIRE NOW’da 2017’nin en önemli açıklamalarından biri, Google ile yapılan işbirliği kapsamının genişletilmesi oldu. Yeni işbirliği çerçevesinde, daha çok sayıda SAP teknolojisi ve uygulaması Google Cloud Platform (GCP) üzerinde sertifikalandırılacak. Örneğin, SAP NetWeaver teknoloji platformu bundan böyle GCP üzerinde uygulanabilecek ve işletmeler SAP S/4HANA ve SAP Business Warehouse uygulamalarını GCP üzerinde devreye alabilecek. Ayrıca bu iki dev marka; öğrenen makineler, Nesnelerin İnterneti, veri şeffaflığı ve iş yeri verimliliği konularında da işbirliğini güçlendirecek.

Dijital dönüşümde yolunuzu kaybetmeyin

SAPPHIRE NOW etkinliğinde en çok dikkat çeken duyurulardan biri de tüm endüstrilerdeki ve iş alanlarındaki SAP S/4HANA kullanıcılarına bulut çözümlerine geçişte rehberlik etmek üzere tasarlanmış self-servis SAP Transformation Navigator oldu. 2100 adet SAP ürününün incelenmesiyle oluşturulan bu “rehber”; dijital

SAP Leonardo büyüyor

SAP Leonardo; dijital işletmelerin iş modellerini ve iş süreçlerini de dijital teknolojilere uyumlu hale getirmek üzere öğrenen makineler, Nesnelerin İnterneti, Büyük Veri, analitik ve blockchain yazılımlarını SAP Cloud Platform üzerinde bir araya getiriyor. SAP portföyündeki bu uygulamaların her biri, işletmelere dijital yolculuklarında büyük avantajlar sağlıyor. SAP Leonardo’ya eklenen yeni özelliklerden biri, SAP Leonardo Machine Learning Foundation oldu. Bu özellik sayesinde, faturalamadan müşteri servislerine kadar pek çok kurumsal işlevde, öğrenen makinelerden yararlanmak mümkün oluyor.

Bulut tabanlı, dijital, mobil çözümler

SAPPHIRE NOW’da yapılan diğer bir duyuru da SAP Digital Commerce portföyüne yeni katılan çözümler. 105 ülkedeki SAP kullanıcılarının dijital yolculuklarını daha iyi anlayıp planlamaya yönelik yeni

uygulamaların eklendiği portföyde artık SAP SuccessFactors çözümleri için paket servisler ve yeni yeteneklerle geliştirilmiş WorkConnect by SAP çözümleri de yer alıyor. Bir başka yenilik ise SAP Cloud Trust Center adlı web sitesi oldu. Herkese açık olan bu site SAP’nin bulut çözümlerinde süregelen çalışmaları hakkında gerçek-zamanlı veriler içeriyor. Site aynı zamanda SAP’nin güvenlik ve kişisel verilerin gizliliği konusundaki yaklaşımını da detaylarıyla açıklıyor. SAP App Center kullanıcılarını yakından ilgilendiren bir gelişme de söz konusu. SAP AppCenter, SAP çözümlerini tamamlayıcı inovatif çözümler sunan SAP iş ortaklarına gerçek-zamanlı erişim sunuyor. Bu platform üzerinde çözümler doğrudan SAP iş ortaklarından satın alınabiliyor, böylece SAP ekosistemindeki tüm yeniliklerden faydalanmak kolaylaşıyor.

20 bin müşteri hikayesi

Dünyanın her yerinden 20 bin SAP kullanıcısı da dijital dönüşüm yolculuklarını SAPPHIRE NOW etkinliğinde katılımcılarla paylaştı. Farklı endüstrilerden ve bölgelerden gelen bu işletmeler arasında İtalya’nın Güney Tirol Özerk Eyaleti’nden ABD’li sağlık hizmetleri şirketi Mercy’ye kadar pek çok marka yer aldı. Örneğin Güney Tirol eyaleti, dijital süreçlerin verimliliğini artırmak üzere bir blockchain ağı kurulması için SAP ile yaptığı işbirliğini anlattı. Global donanım, yazılım, bulut ve BT servisleri sağlayıcısı Insight Enterprises şirketi dijital dönüşümde Concur, SAP Fieldglass, SAP SuccessFactors and SAP Hybris çözümlerini nasıl kullandığını aktarırken, Kuzey Amerikalı petrol ve gaz servis sağlayıcı C&J Energy Services de SAP Cloud Platform üzerinde kurduğu sahada dijital faturalama sistemini katılımcılarla paylaştı.

15


DOSYA KONUSU: SAP LEONARDO.................................................................................................................................................................................................................................................................................................. .................................................................................

SAP LEONARDO İNOVASYON PORTFÖYÜ

TEKNOLOJİNİN RÖNESANSI: SAP LEONARDO Rönesans’ın ikonlarından Leonardo da Vinci’den ilham alan SAP, “Teknolojinin Rönesansı”nda ikonlaşacak bir portföy oluşturdu. SAP’nin Nesnelerin İnterneti portföyü SAP Leonardo; insanları, nesneleri ve süreçleri birleştiren çözümler sunuyor. Gizemini hâlâ koruyan bir gülümseme, anatomi araştırmaları, ilk uçak taslakları, hidrolik üzerine çalışmalar, 2. Bayezid’e sunulan bir köprü projesi... Rönesans’ın en önemli figürlerinden biri olarak tanımlanan ve sadece ressamlığıyla değil, başka pek çok alandaki çalışmalarıyla da tanınan bir isim. Resim, heykel, mimari, bilim, müzik, matematik, mühendislik, edebiyat, anatomi, jeoloji, astronomi,

16

botanik, paleontoloji, tarih ve haritacılıkla ilgilenen, çok-yönlü bir deha: Leonardo da Vinci. SAP ile da Vinci’yi “Leonardo”da buluşturan da işte bu çok-yönlülük ve yenilikçi ruh. SAP’nin Nesnelerin İnterneti (IoT) portföyü SAP Leonardo, “Teknolojinin Rönesansı” olarak tanımlayabileceğimiz bir dönemde, isim babası kadar farklı ilgi alanlarıyla

endüstrileri, bağlantıları, dünyayı değiştiren çözümler sunuyor.

İnsanlar, nesneler ve süreçler birbirine bağlanıyor

Dünyanın her yerinde, farklı endüstrilerdeki işletmeler ve bilgi teknolojileri (BT) yöneticileri sürekli yeniliklerin peşinde koşuyor. Çünkü rekabet yoğun, zaman önemli, zorlukları fırsata dönüştürmek gerekiyor. Müşterilerin gözünden bakınca, artık sadece mobil olmak yeterli değil. Beklentiler; sürekli “online” olmak, her an hizmet alabilmek, sade ama etkili süreçlerden ve “nesne”lerin gücünden yararlanmak. Kısacası, iş

modelini değiştirerek Nesnelerin İnterneti ile gelen avantajlardan faydalanmaya başlayan endüstriler için bu yeni dünyada pek çok fırsat var. Birbirine bağlı cihazların ve bu cihazlar tarafından üretilen verilerin devasa ölçeğe ulaşması, iş yapış biçimlerimizi sonsuza kadar değiştirecek. Dördüncü Endüstri Devrimi’nin, internete bağlanabilen akıllı aygıtları sarmalayan gizemi ortadan kaldırmasıyla birlikte; geleneksel endüstriyel üretime yaklaşımı sonsuza kadar değiştirecek “sanat” niteliğinde bir tablo ortaya çıktı. Kurumların “nesneyi faydaya dönüştürme” yolculuğu, dijitalizasyon için temel motivasyonu oluşturuyor. Bu yolculukta Nesnelerin İnternetinden faydalanan işletmeler, veriyi elde edip depolamak ve kimi zaman görselleştirmekle sınırlı kalıyor. SAP Leonardo ise sadece mevcut iş

süreçlerini uçtan uca dijital dönüşüme uğratmayı değil, dijital olarak çalışan yepyeni iş modellerine geçişi hedefliyor. Yenilikçi bir IoT çözüm portföyüne sahip olan SAP; temel dijital uygulamaları uyarlanabilir uygulamalar ve büyük veri uygulamalarıyla genişletiyor. Bu sayede yeni iş süreçleri, yeni iş modelleri ve yeni iş kurulumları kolaylıkla tasarlanabiliyor.

IoT ile ortaya yepyeni fırsatlar çıkıyor

Makineler, operasyonel veriyle iletişim kurduğunda, her bir birimin performansı gerçek zamanlı olarak takip edilebiliyor. Olası bozulmalar ve bakım süreleri, ekipman arızalarının öngörülmesiyle önlenebiliyor. İnternete bağlı bu akıllı makineler, otomatik olarak servis talepleri oluşturabiliyor ve bakım için zamanlama yapabiliyor. Üretim

Nesnelerin İnterneti uzun yıllar boyu şirketlerin ajandasında gerçeğe dönüştürülemeyen bir madde olarak kaldı. Mevcut teknoloji operasyonel kullanıma olanak tanımıyordu... şimdiye kadar! Bağlantı teknolojileri, büyük veri yönetimi, iş analitiği ve bulut bilişimde yaşanan gelişmeler sonucunda; operasyonel teknolojiyi (OT) bilgi teknolojileriyle harmanlayabilir ve daha akıllı makinelerle uçtan uca dijital dönüşümü gerçekleştirebilir hale geldik. Daha önceleri sadece satış katındaki operasyonel aktivitelerle sınırlı kalan ve kurumsal kullanımda fayda sağlayamayan IoT; Endüstri 4.0 ve endüstriyel internetin evrimi sayesinde büyük veriyi faydaya dönüştürüyor ve iş yapış biçimine özgü akıllı uygulamalarla uçtan uca süreçleri geliştirebiliyor. SAP Leonardo Bridge; bağlı nesnelerden gelen gerçek zamanlı bilgiyi iş süreçleriyle birleştirerek genişletilmiş tedarik zincirlerini “canlı” tedarik zinciri ortamlarına dönüştürüyor. Bağlı nesneler için ürünlerden insanlara kadar geniş bir iş kolu ve sektör yelpazesinde hazır, uçtan uca kurumsal çözümler bulunuyor. SAP Leonardo Foundation; kullanıcılara dijital ikizler, yeniden kullanılabilir uygulama servisleri ve öngörüye dayalı algoritmalar ile hızlıca IoT uygulamaları geliştirme olanağı sunan iş servislerinin yanı sıra; yüksek hacimli veriyi akış halinde analiz etme ve öngörüsel senaryolar çalıştırmayı mümkün kılan temel teknik servisleri sunuyor. SAP Leonardo for Edge Computing, bağlantı durumuna, gecikmeye ya da cihaz protokollerine bakmaksızın veriyi alarak, aynı anda akıllı uç uygulamaları sağlıyor.

17


DOSYA KONUSU: SAP LEONARDO................................................................................................................................................... makinelerinin böylesi proaktif bir sistemle izlenmesi sayesinde bakım maliyetleri önemli ölçüde azalırken, servis süreçleri de hız kazanıyor. Öte yandan üretime ait bileşenlerin finansmanı, üretilen birimlere göre ayarlandığında yatırım riskinin azalmasının yanı sıra, üretim giderleri de önceden net biçimde öngörülebiliyor. Üretim hatları arasında uçtan uca görünürlük sağlayan sanayi kuruluşları; kritik varlıklarını çok daha verimli biçimde kullanabiliyor. Tarihi bilgiyi sensörlerden gelen veriyle birlikte kullanmak, sistem arızalarını önceden tespit etmeye yarıyor. İster uzaktan bakım, isterse yedek parçaların doğru zamanda tedariği olsun; Nesnelerin İnterneti sayesinde üretim hattı sorunsuz biçimde durmaksızın çalışmaya devam ediyor. Gerçek zamanlı olarak işlenen veri, tüm sektörlerde süreklilik gösteren bir rekabet avantajı sağlıyor. SAP portföyünde yer alan IoT çözümleri; mevcut iş operasyonlarını dönüştürmek isteyen şirketlere, yeni iş modellerini hayata geçirmek ve benzersiz müşteri hizmetleri sunabilmek için gerekli tüm araçları sunuyor.

Ürün merkezli operasyonlarda uçtan uca görünürlük

Bilgiye ve analize duyulan ihtiyaç arttıkça, tüm sektörler genelinde akıllı ve bağlantılı ürünlerin (connected product) tasarım ve üretiminde kayda değer bir artış gözleniyor. Sensörlerden, bağlantılı ürünlerden ve diğer büyük veri kaynaklarından gelen veriyi kullanarak yapılan Ar-Ge; hedeflenen sonuçları sağlayacak daha güvenilir ve işlevsel aygıtları geliştirebiliyor. Böylelikle kurumlar, rekabet ettikleri pazarda daha fazla talep ve fırsata kapı aralarken; hem kendileri hem de müşterileri için bilgiye daha kolay erişim sağlıyor. Üretim sistemlerinin ve varlıkların, üretim ve bakıma ilişkin iş süreçleriyle bağlantı halinde olması; operasyonel giderleri ve bakım giderlerini azaltıyor. Network genelinde net bir biçimde görüntülenebilen, analiz edilen ve yönetilen bağlantılı varlıkların çalışma süreleri de artıyor. Şirketlerin ve kamu hizmet kuruluşlarının sahip olduğu araç, robot ya da forklift gibi hareketli varlıklardan oluşan filoların canlı telemetri ve sensör verilerini toplayan bağlantılı filolar (connected fleet); temel iş süreçlerine entegre çalışarak operatörler için servis ve güvenliği iyileştiriyor. Lojistik

NESNELERİN İNTERNETİ, SAP LEONARDO İLE SANATA DÖNÜŞÜYOR: BUENOS AIRES, SEL BASKINLARINI IoT İLE ÖNLÜYOR Rio de la Plata nehrinin girişine kurulan Buenos Aires, her yıl aşırı yağışla mücadele ediyor. Yoğun nüfus, şehrin eski altyapısıyla birleşince sel baskınları kaçınılmaz oluyordu. Tıkanan rögarlar şehirdeki hayatı felç ederken, can ve mal kaybı yaşanabiliyordu. Yakın dönemde yaşanan üç günlük sel ise ilk kez şehirde hiçbir baskına neden olmadı. SAP HANA platformunu kullanarak rögarlardaki sensörleri gerçek zamanlı olarak analiz eden ve SAP Mobile Platform üzerinden sokakların ve mazgalların durumunu izleyen Buenos Aires; ağır yağışın sebep olabileceği tehditleri en aza indirmek için hazırlıklıydı. Sokak lambaları, parklar, otobüs durakları, rögarlar, köprüler ve binalardan oluşan toplamda 700 bini aşkın varlığın bakımını yapan kaynakların yönetiminden sorumlu olan Buenos Aires, bakım taleplerine daha hızlı yanıt vermeyi, olası sel baskınlarını öngörüp önlemeyi ve çöp toplama gibi süreçleri iyileştirmeyi hedefliyordu. Altyapısını SAP çözümleriyle yöneten şehir, vatandaşlara sadece temiz sokaklar ve daha fazla güvenlik sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda şeffaflığı da en yüksek seviyeye çıkarıyor.

18

süreçlerin görünürlüğünü artıran çözüm, aynı zamanda son kullanıcılara sunulan hizmetin kalitesini artırıyor.

Dijital operasyonel zekayla fiziksel altyapı sistemlerinde dönüşüm

Daha verimli, düşük maliyetli operasyonlar, altyapı uyumluluğu ve riskin en aza indirilmesini sağlayan bağlantılı altyapı (connected infrastructure) ile ekonomik büyüme için fırsatlar yakalanabiliyor. Fiziksel altyapı varlıklarına dahil olan sensör ve kontrol teknolojileri, BT sistemleri ve iş uygulamalarıyla birbirine SAP Leonardo ile bağlandığında dijital dönüşüm hızlanıyor. Sensörler gerçek zamanlı veri teminine olanak tanıyor. Bu verilerin analitik uygulamalarıyla iş süreçlerine entegre edilmesi sonucunda gerçek zamanlı şartlarda öngörü ve planlama yapmak, ortaya çıkan durumlara canlı olarak müdahale etmek mümkün oluyor. Elde edilen gerçek zamanlı bilgiyi işletme verisine entegre edebilen şirketler, kurum genelinde üretkenlik ve operasyonel verimlilik sağlayarak yeni altyapı modelleri oluşturabiliyor. SAP Leonardo’nun inovasyon portföyünden faydalanarak yeni ürün ve hizmetler ile yerel pazarlarda, şehirlerde, kentsel ve kırsal çevrelerde büyümek kolaylaşıyor. Bağlantılı pazarlar (connected markets) ile yerel pazarda doğru anda yapılabilen inovasyon, üretim ve kurulum neticesinde yarının ihtiyaçlarına çözüm üretiliyor. Böylelikle geleceğin zorlukları, bugünün fırsatlarına dönüşüyor. Dünyanın daha iyi çalışması ve insanların yaşam kalitesini artırmak, SAP’nin global vizyonunu oluşturuyor. Bu vizyonu gerçeğe dönüştürmek için insanları ve toplumları daha iyi ürünlere, varlıklara, marka ve hizmetlere ulaşabilir hale getirmek gerekiyor. SAP Leonardo’nun yenilikçi uygulamalarıyla bu mümkün. Yeni hizmetlerini bağlantılı insanlara (connected people) gerçek zamanlı ve konum, aktivite ve beklentiye göre tamamen özelleştirilebilir olarak sunabilen şirketler; sorunlara daha ortaya çıkmadan çözüm üretmeyi başarabiliyor.

........................................................................................................................................................................... TREND

DİJİTAL DÖNÜŞÜM İÇİN DEV İŞBİRLİKLERİ Dijital dönüşüm tüm endüstrileri hızla değiştirirken, SAP de bulut temelli bu dönüşümde Apple ve Google gibi dünya devleriyle işbirliklerine imza atıyor. Mobil iş deneyimini iyileştirmek ve bulut çözümlerinden maksimum faydayı sağlamak için sadece teknoloji değil, farklı teknolojileri buluşturan işbirlikleri de büyük önem taşıyor. SAP, sunduğu platformların ve çözümlerin yanı sıra, Apple ve Google ile yaptığı işbirliği anlaşmalarıyla da kurumsal dünyada dijital dönüşümü hızlandıracak, esnek ve verimli bir ortam sağlıyor.

iPhone ve iPad’ler için SAP HANA

Apple® ve SAP, her ölçekten kurumsal işletmenin mobil iş deneyiminde devrim yaratmak üzere işbirliği yapıyor. Bu işbirliği sayesinde iPhone® ve iPad® cihazlardaki uygulamalar, SAP HANA platformunun en son teknolojileriyle donatılıyor. Ayrıca geliştiriciler, iş ortakları ve müşterilerin kendi ihtiyaçlarına uygun iOS uygulamaları oluşturabilmeleri için yeni bir iOS yazılım geliştirme kiti (SDK) ve özel bir eğitim de sunuluyor.

Academy kuruldu. Yeni SDK, tasarım dili ve akademi, 2016 sonunda kademeli olarak uygulamaya alınmaya başladı. İş ortaklığının bir parçası olarak SAP de kritik kurumsal işlemler için iOS uygulamaları geliştiriyor. iPhone ve iPad cihazlarda kullanılabilen bu uygulamalar, Apple’ın modern, güvenli ve interaktif programlama dili Swift™ ile hazırlanıyor. Böylece her endüstriden profesyoneller, iPhone ya da iPad cihazları üzerinden kritik kurumsal verilere ve süreçlere ulaşabiliyor. Örneğin bir saha bakım çalışanı parça sipariş emrini ya da servis randevusunu veya bir doktor hastaya ilişkin en yeni verileri bu cihazlar üzerinden ilgililerle paylaşabiliyor.

SAP HANA şimdi de Google Cloud üzerinde

Google ve SAP arasındaki işbirliği anlaşması da SAP HANA’nın Google’ın açık bulut platform Google Cloud üzerinden sunulmasını kapsıyor. Amazon AWS ve Micsoroft Azure’un yanı sıra Google Cloud’un da SAP HANA’ya açılması sayesinde,

kurumsal yazılım pazarının çehresi değişiyor. Bugüne dek çoğunlukla son kullanıcılara hitap eden Google’ın bu pazara girmesiyle birlikte, Google Cloud kullanan işletmeler de SAP HANA’nın hız, güvenlik, esneklik ve ölçeklendirilebilirlik sunan gerçek-zamanlı platformundan faydalanabiliyor. Uygulama geliştiriciler için de SAP HANA express edition, Google Cloud Launcher Marketplace üzerinden sunuluyor. Diğer bir deyişle, artık sadece bir dizüstü bilgisayar kullanılarak pek çok SAP tabanlı uygulama geliştirilebilecek. Bu iş ortaklığının değerini en iyi anlatan ifadelerden biri, ColgatePalmolive CIO’su Mike Crowe’dan geliyor: “Teknoloji stratejimiz, az sayıda strateji iş ortaklığı kurmaya dayanıyor. 23 yıldır SAP ile çalışıyoruz, Google ile iş ortaklığımız da geçtiğimiz yıl başladı. İki şirketi de aynı sebepten tercih ettik: İkisi de son derece yenilikçi ve bize büyük değer katan teknolojiler sunuyor.”

İşletmeler, tasarımcılar ve geliştiriciler SAP HANA Cloud Platform üzerinden iPhone ve iPad için iOS uygulamalarını hızla ve kolayca oluştururken, bu uygulamalar SAP S/4HANA üzerinden ana verilere ve iş süreçlerine erişim sağlıyor. Ayrıca iPhone ve iPad’in Touch ID®, Lokasyon Servisleri ve Bildirimler gibi özelliklerinden de yararlanma imkanı sunuluyor. iOS tasarım diline özel olarak uyarlanan yeni SAP Fiori versiyonuyla da tüketici seviyesinde iOS deneyimi ile SAP Fiori’nin kullanıcı deneyimi bir araya getirilerek kurumsal anlamda yeni nesil uygulamalar geliştirilebiliyor. SAP odaklı 2,5 milyon geliştiricinin bu yeni SDK’den ve Apple’ın yenilikçi donanım ve yazılımlarından tam anlamıyla yararlanabilmesi için, iOS araç ve eğitimlerine yönelik yeni bir SAP

19


DOSYA KONUSU: SAP LIVE BUSINESS ...........................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

DELL TECHNOLOGIES “CANLI” ÇALIŞIYOR

UYGULAMALAR “CANLIYA GEÇTİ”, ŞİMDİ SIRA ŞİRKETLERDE! SAP Live Business ile şirketler, canlı verilerle çalışıyor. Dijitalleşen iş süreçlerinde sadelik, hız ve rekabet avantajı elde ediliyor. Dördüncü Sanayi Devrimi’nin kapısında duran iş dünyası; başta Büyük Veri ve Nesnelerin İnterneti olmak üzere, iş yapmayı hiç olmadığı kadar kolaylaştıracak bir fırsatlar dönemine merhaba diyor. Buna karşın, her geçen gün sayısı artan, birbirine ve internete bağlı olarak çalışan akıllı aygıtların bir iş senaryosunda kullanıma alınması,

20

anlık olarak başarıyla yönetilmesi ve güvenliğinin sağlanması da bugüne kadar hiç karşılaşmadığımız türden bir zorluk teşkil ediyor. Günümüz teknoloji trendlerinin bir zorluk mu yoksa fırsat mı olduğu sorusu, her bir kurum için ayrı bir yanıta dönüşüyor. Gerçek zamanlı iş süreçlerinin bir adım ötesine geçerek “canlı” çalışmaya başlayan şirketler, teknolojinin getirdiği tüm fırsatlardan en iyi şekilde fayda sağlıyor. SAP’nin “Run Live, Run Simple” sloganıyla hayata geçirdiği SAP Live Business; dijitalleşmenin karmaşadan

uzak, basit ve hızlı olmasını çok güçlü bir dijital altyapıyla sağlıyor. Bu yaklaşımda gerçek-zamanlı sunuculara, yazılıma ve bulut çözümlerine sahip bir şirket için her uygulamanın kendine özgü bir kopya oluşturması, her departmanın kendi bağımsız çözümünü kullanması ve yönetim kurulundan gelen taleplerin ancak bir çeyrek sonra yanıtlanabilmesi ciddi bir zaman kaybı olarak görülüyor. Müşteriler anlık sonuçlar, sürekli kontrol ve sezgisel bir sadelik istiyor. Ve tüm bunları “hemen” isteyen müşterilerin beklentilerini karşılamak için canlı çalışmak gerekiyor.

Gücünü SAP HANA’nın devrim yaratan bellek-içi mimarisinden alan SAP Live Business ile şirketler canlı uygulamalara ve canlı değerlere geçiş yapabiliyor. Bu canlılık, yönetim kurulu toplantılarından başlayıp müşterinin kapısına kadar ulaşan süreç boyunca uçtan uca korunuyor. Veride hiçbir gecikmenin olmaması sayesinde benzersiz bir netlik ve çeviklik sağlanıyor. Bu da dijital şirketlerin en önemli ihtiyacı olan sadeleşmeyi beraberinde getiriyor. İlk olarak geçtiğimiz yıl SAPPHIRE NOW etkinliğinde duyurulan SAP Live Business felsefesi, aynı zamanda Run Simple yaklaşımının bir devamı niteliği taşıyor. Geride bıraktığımız beş yıl boyunca SAP HANA bellek-içi teknolojisini baz alan kapsamlı bir

ürün ve servis portföyü geliştiren SAP’nin hedefi net: Kurumsal ölçekli şirketlerin eski veriye dayalı ve başarısızlık riski taşıyan geleneksel çalışma yöntemlerini, dijital dönüşüm marifetiyle, dijital ekonomide rekabet edebilen, çevik birer dijital işletmeye dönüştürmek! Bu dönüşümün en önemli adımını ise birkaç saat ya da birkaç gün öncesine ait bilgiyi değil, doğrudan o anda üretilen veriyi kullanarak karar alınacak şekilde iş süreçlerini iyileştirmek oluşturuyor. Cirque du Soleil’den FC Bayern München’e, Dell Technologies’den HPE’ye, NHL’den Under Armour’a kadar dünya devi pek çok SAP müşterisi, SAP Live Business geçişini şimdiden tamamlamış bulunuyor.

“Düşünsenize; iş yerindeki makineler sürekli bir düşünce halinde olsa, her şeyin daha iyi çalışabilmesi için sürekli yeni yollar ve şablonlar bulsa nasıl olurdu? Ben buna ‘Her Şeyin İnterneti’ diyorum bu gerçekten de günlük hayatın interneti haline geldi. Dell Technologies ve SAP arasındaki iş birliği, Nesnelerin İnterneti ile elde edilen potansiyeli müşterilerimiz için gerçeğe dönüştürmemizi sağlıyor. Canlı verinin ne kadar güçlü olabileceğini biliyoruz ve Dell’de finanstan seyahat masraflarına kadar her süreçte SAP kullanıyoruz. Şimdi ise bu tür canlı raporları tüm müşterilerimize sunabiliyoruz. Daha iyi bilgi ve daha derinlemesine analizler elde ettiğimiz sürece, toplumun ve ekonominin her kademesinde iyileşme gözlemleyebiliriz. Dördüncü Sanayi Devrimi, bizim neslimizin sahip olduğu paha biçilmez bir fırsat. Dell Technologies bu yüzden SAP ile canlı çalışıyor.” Michael Dell Dell Technologies

21


DOSYA KONUSU: SAP LIVE BUSINESS ........................................................................................................................................... Canlı çalışan bir işletme; müşteri deneyiminden iş gücüne ve tedarik zincirine kadar her alanda geçmişi raporlamaya ayıracağı kaynakları, geleceği öngörmek için kullanabiliyor. Böylelikle her unsuru her bir müşteri için toplu şekilde kişiselleştirme olanağı ortaya çıkıyor ve tümüyle çevik iş süreçleri elde ediliyor. Tüm çalışanların ve sahip olunan varlıkların akıllı ve dijital bir merkezi sisteme bağlanmasıyla birlikte; bu temel sistem yeni fırsatları anlık olarak öngörüp, senaryolaştırabiliyor.

İş süreçleri sadeleşince, ortak iş yapmak kolaylaşıyor

İşin canlı biçimde yönetilebilmesi sayesinde, geçmişe dönük veriler yerine anlık gerçekler üzerinden çalışmak mümkün oluyor. Müşterilerin geri dönüşlerini göz açıp kapayıncaya kadar analiz edebilen kurumlar, hem çalışanların hem de iş ortaklarının vaktini en verimli şekilde değerlendiriyor. Bu canlılık 25 farklı sektörde platformlar ve uygulamalar arasında korunduğu gibi, bulutta da sağlanabiliyor. SAP’nin Live Business felsefesi, altı temel yaklaşım üzerine kurulmuş bulunuyor: Toplantı odası yok, kontrol odası var. Canlı verilerin anbean gün yüzüne

çıkardığı gerçekler sayesinde aynı anda birden fazla senaryoyu çalıştırmak mümkün oluyor. Böylelikle senaryolar anlık olarak karşılaştırılıyor ve sonuçlar öngörülebiliyor. SAP’nin dijital çözümleri, yönetim ekibine, her zaman en doğru adımı atmanın verdiği iç huzurunu sağlıyor. Anlık analizlerle, uçtan uca yönetim. SAP HANA’nın gücüyle işinizin dijital merkezinde konumlanan SAP S/4HANA; tüm şirketinizin gerçek bir görünümünü çıkarabilen kapsamlı ve canlı çözümler sunuyor. Uçtan uca yönetim sayesinde farklı departmanlar arasında süreçler senkronize ediliyor ve her an daha iyi kararlar alınıyor. Müşterinin zihnini anında okuyabilmek. Hem müşterinin hem de şirketinizin beklentilerini SAP Hybris çözümleriyle karşılamak mümkün. Canlı ve dinamik profillemeyle ihtiyaçların önceden tahmin edilebilmesi, çok kanallı ve entegre bir deneyimle anında yanıt verme fırsatı sunuyor. Üstelik ilk temastan son işleme kadar tüm süreçler müşteri odaklı bir şekilde ilerliyor. Kendi kendini inşa eden ortaklıklar. Kolay erişim ve basit uygulama sunan SAP Ariba ve Concur çözümleriyle iş gücünü, seyahatleri ve sevkiyatları

HEWLETT PACKARD ENTERPRISE “CANLI” ÇALIŞIYOR “Büyük Veri patlaması sonucunda, ortaya inanılmaz derecede dinamik bir endüstri çıktı. Gelecek, inovasyon motorunu çok daha hızlı çalıştıran şirketlerin olacak. Hewlett Packard Enterprise 50 milyar dolar değerinde bir şirket ve bugün, şirket tarihi boyunca üretilenden daha fazla veri akışı gerçekleşiyor. Bu çok katmanlı ortamı düzenli biçimde yönetmemiz ve takip etmemiz gerekiyor. Işık hızında birçok inovasyon gerçekleşiyor. Teknoloji, öğrenen makineleri kullanarak gerçek-zamanlı karar almaya olanak tanıyacak şekilde ilerliyor. Tedarik kanalımızı daha da iyileştirmek için SAP S/4HANA kullanıyoruz. SAP HANA’nın ilk kullanıcılarından biri olmak, maliyetlerimizi ve müşterilerimizin beklentilerini yönetebilmek için bize anı yakalayan kararlar alma imkanı tanıyor. Bir CEO olarak tüm bunları canlı ve gerçek zamanlı yapabilmek büyük önem taşıyor. Sektördeki en karmaşık ve kapsamlı tedarik zincirlerinden birine sahibiz. Her saat 1 petabaytlık depolama ünitesini, her dakika 5 adet sunucuyu sevk ediyoruz. SAP Ariba ve Fieldglass bizim iş gücümüzü ve tedarik sürecimizi yönetiyor. SAP Live Business ile daha küçük, çok daha çevik ve hızlı bir şirket haline geleceğiz.” Meg Whitman Hewlett Packard Enterprise

22

yönetin. Üstelik farklı sektörler ve ülkelere uzanan canlı, dinamik, akıllı ve hedef odaklı ağlar üzerinde. İnsan, etkilemeniz gereken en önemli kaynağınızdır. SAP SuccessFactors ve Fieldglass çözümlerini kullanarak doğru insanları ekibe dahil edin. Başarmalarını sağlayın. SAP’nin canlı İK çözümleri, işletmenizin merkezinde yer alan çalışanlarınızın her an hak ettikleri ilgiyi görmelerini ve kendilerini değerli hissetmelerini sağlıyor. Bunu ekip için etkili bir network oluşturmaktan global ölçekte kurumlar arası işe alma çözümlerine kadar, insana dokunan her süreçte kullanmak mümkün.

............................................................................................................................................................................TREND

SAP’DEN İNOVASYONA YENİ BİR DESTEK: SAP.iO FONU

Henüz sormadığınız soruların bile yanıtı var. SAP Cloud Platform ile Büyük Veri ve Nesnelerin İnternetini kullanarak trendleri takip edin. Başarıyı getirecek öngörüleri oluşturun. Sonrasında bu bilgileri gelire dönüştürecek son kullanıcı uygulamalarını geliştirip kullanıma alın.

Pazar liderleri canlıya geçti bile!

SAP’nin yeni vizyonu SAP Live Business, teknolojiden perakendeye, eğlenceden sağlığa, spordan kamuya kadar dünyanın en güçlü markalarının canlı çalışmasını ve iş süreçlerini sadeleştirmesini sağlıyor. SAP HANA’yı kullanan NBA, 1946 yılından bu yana oynanan tüm müsabakaların istatistiklerini sunduğu nba.com/stats portalinde en yeni oyunların anlık rakamlarını paylaşıyor. Finans, seyahat ve İK çözümleriyle kurumsal süreçlerinde de SAP çözümlerini kullanan NBA, böylece kortun hem içinde hem dışında canlı kalmayı başarıyor. Omnichannel marka deneyimleriyle müşterilerinin kalbini fethetmek ve müşteri analizleriyle katma değer oluşturmak isteyen Piaggio, bunun için SAP Predictive Analytics ve nesnelerin internetiyle canlı veriden faydalanıyor. Reuters ise SAP HANA tabanlı Polling Explorer ile 100 milyonun üzerinde canlı veri noktasını analiz ederek kamuoyu yoklamalarını aynı anda raporlayabiliyor. SAP teknolojisi sayesinde Reuters, dünyanın dört bir yanındaki haber kuruluşunun öncelikli haber kaynağı oluyor.

SAP.iO NEDİR? SAP, ekosistemini genişletebilecek yazılım startup’larına destek vermek üzere, 35 milyon ABD doları yatırımla kurduğu SAP.iO Fonu’nu tanıttı. Fon; SAP bünyesinde olan ya da olmayan inovasyon geliştiricilerin SAP verilerinden, uygulama programlama arayüzlerinden (API) ve platform teknolojilerinden yararlanmalarını sağlayan SAP.iO açık inovasyon modelinin bir parçasını oluşturuyor. Fonun yanı sıra, öğrenen makineler ve blockchain gibi öncü teknolojileri de kullanarak yazılım uygulamaları geliştiren startup’lara kuluçka desteği verecek global SAP.iO Foundry programı da başlatılıyor. İlk adımda San Francisco-ABD ve Berlin-Almanya’da hayata geçirilen SAP.iO Foundry oluşumları, New YorkABD ve Tel Aviv-İsrail’deki mevcut SAP.iO startup kuluçka merkezlerini tamamlayıcı rol üstlenecek. SAP CEO’su Bill McDermott, bu konuda şunları ifade ediyor: “SAP.iO, sayıları 350 bini aşan müşterilerimizin dijital dönüşümünü hızlandıracak

yeni bir ekosistem yaratacak. Girişimcilere bir mesajım var: Ciddi bir engelin aşılmasını sağlayacak, cesur bir hayaliniz varsa bize katılın; hayallerinizin peşinden birlikte koşalım.”

SAP ekosisteminin bir parçası olan SAP.iO devrim niteliğinde yeni nesil yazılımlara imza atıyor. SAP verilerini, API’ları ve yeni teknolojileri kullanan vizyoner girişimcilerin desteklendiği bu yapıda, işletmelerin iş yapış biçimlerini dönüştüren çözümler üzerinde çalışılıyor. SAP.iO, desteklediği girişimcilerin ürünlerini hayata geçirmelerine, müşteri bulmalarına ve endüstrileri dönüştürmelerine yardımcı oluyor. Detaylı bilgi için: http://sap.io/

SAP CSO’su (Chief Strategy Officer) Deepak Krishnamurthy ise SAP.iO ile ilgili görüşünü şöyle açıklıyor: “Açık inovasyon modelimiz, müşterilerimize değer katmaya devam ediyor. SAP.iO, SAP bünyesindeki inovasyon geliştiricileri daha da güçlendirmenin yanı sıra, endüstrilerin çehresini değiştirecek yazılımlar geliştiren girişimcilere de fon sağlayacak.”

sıra mentorluk, müşteri iletişimi ve çeşitli API’lara erişim konusunda da Paradata’ya destek verecek.

SAP.iO tarafından fon desteği sağlanan ilk startup, San Jose’deki (KaliforniyaABD) Büyük Veri analitik şirketi Parable Sciences, Inc. (bilinen adıyla Paradata) oldu. Paradata, öğrenen makineler teknolojisini kullanarak tedarik zincirinde daha fazla şeffaflık sağlıyor ve böylece doğrudan malzeme alımı ve tedarik zinciri şeffaflığı açısından SAP Ariba çözümlerini tamamlıyor. SAP.iO ve SAP, fon sağlamanın yanı

SAP, müşterilerinin dijitalleşme yolculuğunu destekleyecek teknolojiler geliştirmek üzere tüm ekosisteminde inovasyon kültürünü teşvik ediyor. SAP’nin inovasyon konusundaki girişimleri arasında 16 ülkede 19 laboratuvardan oluşan SAP Labs Network, 10 lokasyonda faaliyet gösteren SAP Innovation Center Network ve SAP.iO gibi girişim ve kuluçka merkezleri bulunuyor.

23


DOSYA KONUSU: KOBİ’LERDEN BAŞARI HİKAYELERİ ..................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

REKABET ORTAMINDA BÜYÜMEK İÇİN SAP Küçük ve orta ölçekli işletme terimini farklı bir şekilde açıklamak da mümkün: Büyüme potansiyeli çok yüksek olan işletme. KOBİ’ler SAP ile sadeleşerek, dijital dönüşüme katılarak, işletmelerini canlı hale getirerek büyüme yolunda önemli adımlar atıyor. Büyüme potansiyeli olan işletmeler, aynı zamanda rekabetten de en çok etkilenenler oluyor. Bu zorlu rekabette fark yaratmanın yolu da sadeleşmekten, dijital dönüşüm trendini yakalamaktan ve elbette buluttan geçiyor. Dünya genelinde 250 binden fazla küçük ve orta ölçekli işletme (KOBİ), SAP çözümleriyle büyüyor. Yerleşik ya da bulut üzerinde hayata geçirilen bu çözümler kurumsal kaynak planlama (ERP), müşteri ilişkileri yönetimi (CRM), e-ticaret, insan kaynakları, analitik gibi pek çok farklı alandaki ihtiyacı karşılarken, KOBİ’lere anlık ve doğru kararlar alma imkanı sağlıyor. Bu imkandan yararlanarak dönüşümü yakalayan ve SAP ile büyüyen KOBİ’lerin başarı hikayelerini sizin için derledik.

Milyonlara umut dağıtan şirket: SCHOTT KAISHA

Hindistan’da nüfus artışıyla birlikte ortalama yaşam süresi de uzadıkça ilaç endüstrisi büyüyor. Bu büyümenin 2020’de yüzde 18’e ulaşması bekleniyor. Bu ortamda, ilaç ambalaj endüstrisinde faaliyet gösteren ve yıllık yüzde 5 büyüme hedefleyen SCHOTT KAISHA (SKPL), amacına ulaşmak için üretim süreçlerini iyileştirmek ve dünya standartlarında ambalaj malzemeleri üretmek zorundaydı. Bunun yolu da dijital dönüşümden geçiyordu. SKPL, dijital dönüşüm yolculuğuna SAP S/4HANA ile çıktı. Tesisinde günde 7,5 milyondan fazla ampul, flakon, tüp ve şırınga üreten SKPL, SAP S/4HANA’nın kazandırdığı sadeleşme ve hız sayesinde finanstan satışa her alanda verimliliğini artırdı.

24

Staples, siparişlerin yüzde 96,8’ini bir gün içinde teslim ediyor Avustralya ve Yeni Zelanda’da faaliyet gösteren ofis malzemeleri şirketi Staples, tedarikçi ve stok yönetimi süreçlerinin karmaşık yapısı ve zaman alıcı süreçleri nedeniyle iş akışlarında sorun yaşıyordu. SAP Ariba tedarik zinciri çözümlerinden yararlanmaya başlayan şirket, tedarik ve stok süreçlerinde elde ettiği iyileştirme sayesinde, müşteri memnuniyetini de artırdı. Bugün sisteminde 348

tedarikçi bulunan Staples’ın bu tedarikçilerle yaptığı işlemlerin yüzde 75,6’sı otomatik olarak gerçekleşiyor. Arka plandaki bu iyileştirilmiş yapı sayesinde, siparişlerin yüzde 96,8’i müşteriye ertesi gün teslim edilebiliyor.

Modern perakendecilikle 1 milyar kişiye erişim: Tata Cliq Hindistan’da faaliyet gösteren Tata Cliq, 900 şehri ve 10 bin köyü modern perakende ile tanıştırıyor ve 1 milyar kişiye hizmet veriyor. Müşterilerine tek platform üzerinden yüzlerce markanın binlerce ürününü sunan Tata Cliq, online satın alma deneyimini mükemmelleştirmek üzere SAP Hybris çözümünden yararlanıyor. e-Ticaret çözümü SAP Hybris sayesinde, Hindistan’daki büyük şehirlerden ücra köylere kadar her noktada, Tata Cliq müşterileri, seçtikleri ürünleri kolay ve hızlı bir şekilde satın alabiliyor.

Köpek eğitim platformu “klimb” yükseliyor

Köpeklerin eğitiminde kullanılan “klimb” adlı fiziksel platformun yaratıcısı Blue 9 Pet Products, bu ürünü pazara sunduktan sonra yılda yüzde 100’e varan oranda büyüme yaşadı. Bu büyümeyi sağlıklı bir şekilde yönetmek isteyen şirket; stok yönetimi, müşteri hizmetleri, satış, müşteri takibi gibi konularda verimliliğini artırmayı hedefledi. Aradığı çözümü, SAP’nin ön ofis çözümü olan SAP Anywhere’de bulan Blue 9 Pet Products, müşteri ilişkileri yönetiminden satışa kadar tüm süreçlerini tek noktadan yönetebilmeye başladı.

Pedernales Electric Cooperative emeklilik ikilemini çözdü

ABD’deki Pedernales Electric Cooperative (PEC) Inc. enerji ve doğal kaynaklar alanında faaliyet gösteriyor. 40 yıl önce hızlı bir büyüme

sürecine giren şirket, yakın dönemde emeklilik yaşı gelen personel sayısında müthiş bir artışla karşı karşıya kaldı. Bu durumda yeni nesil çalışan işe alımlarını son derece hızlı bir şekilde yapması ve mevcut personelin yetenek yönetimini de iyileştirmesi gerekiyordu. Bu süreçte PEC’in en büyük yardımcısı, SAP SuccessFactors insan kaynakları çözümleri oldu. İK süreçlerinde ana yapı olarak SAP SuccessFactors Employee Central çözümünü kullanan şirket, eskiden aylar süren işe alım sürecini 2 haftaya indirmeyi başardı.

A/V/E müşteri kayıp oranlarını düşürdü

A/V/E Almanya’da 45’ten fazla enerji dağıtım şirketine profesyonel hizmetler sunuyor. Enerji piyasasının serbestleşmesinin ardından enerji şirketlerinin, diğer bir deyişle kendi müşterilerinin kullanıcı sadakati anlamında sorunlar yaşadığını gören A/V/E, bu sorunu çözmek üzere servis portföyünde iyileştirmeler yaparak sadakat odaklı önlemler aldı. Şirket bu amaçla, SAP BusinessObjects Predictive Analytics çözümü üzerinde geliştirilen gisa.Customer Insight uygulamasının yanı sıra SAP HANA ve SAP Business Warehouse çözümlerini de hayata geçirdi. Sözleşme feshetme riski yüksek olan kullanıcıları yüzde 80 doğruluk oranıyla ve 3 saniyeden de kısa süre içinde tespit etmeye başlayan A/V/E, müşterisi olan enerji dağıtım şirketlerini bilgilendirerek müşteri kaybını en aza indirmeye yönelik önlemlere katkıda bulundu.

elde etti. Şirkette artık sözleşmeler stoklara ve malzeme gruplarına göre otomatik olarak yapılabiliyor, dağıtım süreçleri daha düzenli işliyor, maliyetler daha net hesaplanabiliyor ve verimlilik artırılıyor. SAP S/4HANA ve SAP Fiori ile Lohiya Group’un sağladığı avantajların rakamlara yansıması ise şöyle oluyor: iş gücünde yılda 1200’den fazla iş gününe denk gelen tasarruf, yüzde 60 daha yüksek işlem hızı, karar alma süresinde yüzde 70 azalma, tüm lokasyonlarda stoklara yüzde 100 erişim.

Hansaloy’da esnek talep planlama dönemi

Ekmek dilimleme bıçakları üreten Hansaloy, dünyanın farklı noktalarındaki müşterilerine 1933’ten

bu yana hizmet veriyor. Üretim sürecinde özel bir çelik alaşımı kullanan şirket, kaliteden ödün vermemek için titizlikle çalışırken sipariş ve dağıtım noktalarında bazı sorunlar yaşıyordu. Büyüyen işletmenin daha esnek çalışabilmesi için bir yazılım çözümüne ihtiyaç vardı. Bu amaçla Hansaloy, SAP Business All-in-One for Industrial Machinery & Components çözümünü devreye aldı. Şirket bu çözüm sayesinde üretim planlama ve denetim süreçlerinde daha fazla şeffaflık elde etti. Süreçlerin büyük ölçüde otomatize edilmesi sonucunda, uzman kadro ve yönetim, günlük işlere değil, analizlere daha fazla zaman ayırmaya başladı.

Lohiya Group mükemmelliğin peşinde

Hindistan’da milyonlarca kişi, yemek yaparken Lohiya Group’un sunduğu sıvı ve katı yağları kullanıyor. Son derece dinamik ve değişken olan yemeklik yağ pazarında en kritik nokta, müşterilerin ihtiyaç duyduğu her anda ve her noktada ürün sunabilmek. Bunu yaparken de kalite kontrol ve lojistik koşullarını maksimum düzeyde iyileştirmek. Lohiya Group, iş süreçlerini sadeleştirip iyileştirmek, müşteri ve tedarikçi verilerine anlık erişim sağlamak üzere SAP çözümlerinden yararlanmaya karar verdi. SAP S/4HANA ve SAP Fiori çözümlerini hayata geçiren şirket, böylece kullanıcı dostu, gerçekzamanlı raporlama ve analiz imkanı

25


PORTRE: UĞUR CANDAN..................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

“SAP TÜRKİYE, DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN DESTANINI YAZIYOR” SAP Türkiye’de yeni bir atama oldu: Unvanı yeni olsa da kendisi SAP’nin Türkiye’deki sıfır noktasından bugüne kadarki tarihinin şahidi olacak kadar köklü ve sadık bir SAP çalışanı olan Uğur Candan. Türkiye’de SAP ile herhangi bir şekilde yolu kesişen neredeyse herkesin tanıdığı Uğur Candan, geçmişi, geleceği ve dikkatle kulak verilmesi gereken vizyoner görüşlerini anlatıyor. İş yaşamına başladığı günden bu yana SAP için çalışan, 2001 yılında da SAP Türkiye ofisi açıldığında çekirdek ekibin içinde yer alan Uğur Candan, o günden bu yana tüm gelişmeleri yakından takip etmiş, geleceğe dönük bakış açısı ve vizyoner kimliğiyle de öne çıkmış canlı bir SAP tarihi: “Üniversitede endüstri mühendisliğiyle makine mühendisliğini beraber okudum. Çünkü bu ikisinin kesişim noktasında çalışmak istiyordum. Endüstri mühendisliği daha çok sistem, yazılım ve uygulama tarafıdır. Makine mühendisliğiyse üretim tarafını oluşturuyor. Ben mezun olduğumda bu ikisinin kesiştiği noktadaki en ideal marka SAP idi. Kraliçe tarafından verilen bursla bu kesişim kümesinde master yapmak için İngiltere’ye gittim. Orada üzerinde çalıştığım konulardan biri de SAP oldu. O zamanlar öğrenen algoritmalar yoktu, ‘expert system’ diyorduk. Lisp adında bir programlama dili vardı. Lisp’te ‘expert system’ olarak üretimdeki bazı çizelgeleme problemlerinin algoritmik ya da öğrenen sistemlerle nasıl çözüleceğine yönelik bir bitirme tezi hazırladım. Dolayısıyla Türkiye’ye döndüğüm zaman SAP’de çalışmaya hazırdım. 1996’dan bu yana da SAP dünyasının içindeyim. Sayısız proje ve deneyimle büyük bir endüstriyel bilgi birikimi kazanmamda SAP’nin payı çok büyüktür.” SAP Türkiye’nin şu anda sayısı 1300’e varan müşterilerinin her adımında Uğur Candan da yanlarındaydı; büyüyen, holdingleşen, global birer markaya dönüşen müşterilerinin bu yolculuğuna eşlik etti. Bu nedenle

26

vekaleten atandığı Genel Müdürlük unvanı onun için heyecan verici bir gelişme olsa da, SAP’deki misyonu açısından büyük bir değişiklik olmadığını söylüyor: “Bu göreve gelmeden önce Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı’ydım. Görevim pazarlamadan satış desteğe, lokalizasyondan iş geliştirmeye kadar çok geniş bir spektrumu kapsıyordu, yeni görevim de bunları kapsamaya devam ediyor. Ben, iş yaptığımız çoğu insanı artık sadece müşteri olarak göremiyorum. Yıllardır SAP ile çalışan bir iş ortağı, uzun vadeli bir yol arkadaşı, bazen de bir ‘mentor’ olarak görüyorum. Bu yolculuğumuzda birlikte büyüdük. Zamanında ERP dönüşümünde yanında olduğumuz markalarla, bugün dijital dönüşümün destanını yazmanın heyecanı çok büyük. Bu açıdan onlara mahcup olmayacak şekilde iş yapmak, bu yeni görevimde de en büyük hedefim.” Dijital dönüşümün iş dünyasındaki mimarlarından olan SAP’nin kendi içinde yaşadığı yenilenmenin şahidi olan Uğur Candan, bu gelişimi şöyle anlatıyor: “SAP Türkiye’nin kuruluşundan bu yana sıkılmaya bile zaman bulamadığımız müthiş dönemlerden geçerek bugüne geldik. O zamanlar 5 yılda bir dünyamız değişiyordu. Bu aralık, zaman içinde kısaldı ve şimdi neredeyse her iki yılda bir kendi kendimizi yeniden tanımladığımız bir ritimde çalışıyoruz. Çünkü müşterilerimiz neredeyse üçer aylık projeler yapmak istiyor. Artık düşünme-zaman ekseni o kadar

küçüldü ki; her 3 ayda bir projelerin canlıya alındığı bir ritim var. Bu ritimle yaptığımız iş adedi sabit kaldı ama her bir işin süresi inanılmaz azaldı. Bu azalma devam edecek; bulut bilişim bu yüzden çok önemli.”

Artık şirketler bulut bilişimi içselleştirmeli

Bulut bilişim deyince gerisi geliyor. SAP’nin son yıllarda kendini “bulut bilişim şirketi” olarak tanımladığını hatırlatan Uğur Candan, SAP ile ya da değil, artık şirketlerin bulut bilişimi içselleştirmeleri gerektiğini belirtiyor: “Bulut hızlı koşanın, değer üretenin kazanabileceği bir oyun. Kaçınılmaz bir realite. Düne kadar bazı işler için

iyi olan bir teknoloji terimi gibiydi. Şu anda ise bulut herkes için gerekli. Çünkü alternatifi kalmıyor; o hızı başka şekilde yakalamanız mümkün değil artık. Şirketlerin bunu bir an önce içselleştirip kendi bulut bayrağını dikmesi gerekiyor. Bulutu bir yaklaşım olarak görüp, bununla sorunları çözebilme yetkinliğini kazanmaları lazım. Bunun iki nedeni var. Birincisi hız artışı. Artık hiç kimsenin ‘Sipariş edeyim, gelsin, kurdum, bağladım, entegre ettim, düğmeye bastım, çalıştırdım’ gibi yıllardır kullandığımız fiilleri bile kullanmaya vakti yok. Bu yüzden bulut.

İkincisi veri büyümesi. Kurumun kendi içindeki bilgiyle kendi dışındaki bilgi arasındaki oranı artık mantıklı rakamlarla mukayese etmesi mümkün değil. Dışarıdaki veri inanılmaz büyüdü. Şirketin kendi içindeki verilerinin yanı sıra dışarıda da binlerce kat veri bulunduğu için bulut bilişim hayati önem taşıyor. Bizim burada hedefimiz, müşterilerimize en iyi ve en verimli bulut çözümlerini ve platformlarını sunmaktır. Daha önce internet furyası, CRM trendi gibi yaşanan teknolojik dönüşümlerde de biz kurumları kendi markamıza kilitlemek yerine işbirlikleri ile bu yolları açmaya odaklandık. Dünyada rakibiyle en

fazla entegrasyonu olan ürüne sahip marka SAP’dir. Bu duruş bulutta da değişmeyecek. Biz bugüne kadar kurum içi uygulamalar kurduk, SAP olan ve olmayan sistemler arasında entegrasyonları modelledik. Hatta müşterilerimiz ek çözümler yaratmak istiyorsa kendi çözümlerini yarattılar. Şimdi aynı senaryo buluta taşınıyor. SAP bulutta insan kaynakları için SuccessFactors, satın alma için Ariba, dijital ticaret için Hybris gibi çözümlerinin yanı sıra son olarak üzerinde durduğu IoT için SAP Leonardo, öğrenen makineler için SAP Clea gibi önemli çözümler sunuyor. Bunun ötesinde, SAP olan ya da olmayan bulut servisleri ile

27


PORTRE: UĞUR CANDAN..................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

SAP’nin en başarılı olduğu nokta bütün değişimlerde liderliğini koruyabilmesi. Bu liderliği bizi tercih etmiş kurumlara, iş ortaklarına, çalışanlarımıza, paydaşlarımıza değer ürettiğimiz, hayatlarına anlam kattığımız sürece koruyabiliriz. kurum içi uygulamalar arasında köprü kuran, farklı uygulamaların kurum içinde ve bulutta birbiriyle etkileşimli bir süreç yaratabilmelerini sağlayan SAP Cloud Platform önemli bir fark yaratıyor.”

Dijital dönüşümün çekirdeği

SAP’nin en başarılı olduğu noktanın bütün değişimlerde liderliğini koruyabilmesi olduğunun altını çizen Uğur Candan, SAP HANA’nın bu liderliği en iyi yansıtan gelişme olduğunu anlatıyor: “Bizi biz yapan değer, dünyada 1970’lerden, Türkiye’de 2000’lerden bu yana her değişen dalgada kendini yeniden tanımlayabilen bir marka olabilmemizdir. SAP’yi SAP yapan, bilgi birikiminin yanı sıra, bu birikimle en hızlı şekilde yeni dönüşüme ayak uydurarak, yeni işlevleri herkesten önce pazara sunan marka olmasıdır. R/3’ten S/4HANA’ya giden yolculukta çok hızlı değiştik ve hiç var olmadığımız alanlara girdik. Ancak şunu net olarak söyleyebilirim; SAP

28

Uğur Candan, bu başarıyı sağlayan yaklaşımın sonuçta her alanda elde edilen başarıyı getirdiğini söylüyor:

programlar düzenliyoruz. Bu bize büyük bir enerji ve farklı bir bakış açısı kazandırıyor.”

“Bu ofise giren herkesin yüzünden gülümsemenin eksik olmadığı bir ortam sağlamaya çalışıyoruz. Sadece çalışanlarımız değil, müşterilerimiz ve iş ortaklarımız da bu çabaya dahil. Bu değer zinciri bizim açımızdan çalışanla başlıyor. Çünkü çalışanın yüzü gülüyorsa, o zaten müşterinin yüzünü güldürür. Müşterimin yüzü gülünce o bir şekilde dönüp bize değer olarak gelir. Bu döngü hızlanarak devam eder ve sürdürülebilir başarıyı getirir. SAP Türkiye’nin başarılarının temelinde yalnızca Türkiye’deki çalışanlar da yer almıyor. Bizim Türkiye’deki başarımıza gönül vermiş bölge başkanı ve yönetim kurulu üyemizden, resepsiyondaki görevlimize kadar hepimizin ortak çabasıdır bu.

Uğur Candan, başarının olmazsa olmazının SAP Türkiye ekosistemi olduğunun altını çiziyor:

Bunun yanı sıra yeni kuşağın katkısı da çok önemli. İçinde bulunduğumuz bölgede, her dört çalışanımızdan biri yeni kuşaktan geliyor. Genç kuşağı bizim dünyamıza hızlı kazandırabilmek adına özel HANA pazara sunulduğunda biz tam olarak bugünleri hedefledik. Bir uygulama devi, teknolojide herkesin uğraşmayı bile unuttuğu veritabanı ve platform teknolojisinde çalışma yapmaya başladı (bellekiçi teknolojisi) ve o gün bunu ilk yapan firmaydı. Bugün S/4HANA varsa, içinde HANA geçiyorsa, ‘dijital dönüşümün çekirdeği kurum içindeki çekirdek fonksiyonlar’ diyorsak, bunu hem kurum içi altyapılarda hem bulutta koşabilir hale getirdiysek, daha o zamandan bugünleri görebildiğimiz içindir. Açık bulut bilişim teknolojilerinde, kuruma özel bulutta ve kurum içindeki kendi altyapılarında kullanılabilecek dünyanın en esnek, en yaratıcı, hızın ötesinde günün ihtiyaçlarına en iyi cevap veren teknolojilerle donatılmış bir platform olarak S/4HANA burada gelinen son noktadır. R/3 bir uygulamaydı; adındaki R gerçek zamanlı (realtime), 3 ise üç seviyeli mimariden geliyordu. S/4HANA’nın adındaki S ise ‘Simple’, yani sadeleştirilmiş bir dünyayı yansıtıyor.

“Bugünün dünyası platform ekonomisine dayanıyor. Burada sadece platform yaratmak yeterli olmuyor. Platform üzerinde çalışan müşteri, iş ortağı ya da son kullanıcılar için uçtan uca planlı ve odaklı çalışmalar da yapmak gerekiyor. Türkiye’de bunu başarıyla gerçekleştiriyoruz. Analitik platformlarda en çok iş ortağıyla faaliyet gösteren markayız. Teknoloji tarafında oyuna daha sonra girdiğimiz halde, yepyeni bir bakış açısıyla girmiş olmanın ayrıcalığına sahibiz. Artık sırtımızda taşımamız gereken eski, hantal teknolojiler yok. Tüm bu yeniliklerin gerçeğe taşınması ekosistemle mümkündür. Bizim ekosistem anlayışımız sadece iş ortaklarımızı değil, tüm müşterilerimizi de kapsıyor. Satıcı ve müşteri arasındaki çizgi günden güne

silikleşiyor. Artık herkes birbirinin iş ortağı, doktoru, ilacı, hastası... Dolayısıyla bu denklemin iki taraflı çalışması gerekiyor. Bizim en büyük heyecanımız da bu yeni bakış açısıyla Türkiye’de örnek projelere, ilklere imza atmaya devam edebilmek.” SAP Türkiye’nin ilklere imza atmak konusunda kanıtlanmış başarıları olduğunu söyleyen Uğur Candan, dünyanın gündemine yerleşmeye başlayan yeni konularda SAP Türkiye’nin de öncü olmasının bir gurur kaynağı olduğunu belirtiyor: “Yapay zeka, IoT ve derin öğrenme gibi konular herkes tarafından konuşulur oldu. Bu işi ilk konuşanlardan, düşünenlerden biri de SAP Türkiye’dir. SAP Türkiye, büyük ölçekli şirketler arasında Türkiye’de laboratuvarı olup, kendi ürününü dünya için geliştiren bir mega şirkettir. SAP’nin büyük veri çözümü SAP Vora gibi ürün ailelerini geliştiren çoğu mühendis Teknopark İstanbul’daki laboratuvarımızda çalışıyor. Bununla gurur duyuyoruz.

Tüm bu değişimlerde liderliğimizi koruyabildik. Bu liderlik bizim en büyük varlığımız. Bu elbette geleceğin garantisi değil; her gün kendimizi aşmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Her şeyi daha iyi ve daha verimli yapabilmek için çabamız devam edecek. Bizi tercih etmiş kurumlara, iş ortaklarımıza, çalışanlarımıza, paydaşlarımıza, hepsine değer ürettiğimiz sürece liderliğimizi koruyabiliriz. Bizim bütün çabamız, en hızlı değer üreten şirket olma yolculuğunda farkımızı ortaya koymak. Türkiye’de SAP HANA’nın benimsenme oranı buradaki başarımızı açıkça gösteriyor. Şu anda en büyük 10 holdingin çoğunda SAP HANA tercih ediliyor. Bunu yapmak için de var gücüyle çalışan bir yönetim takımımız ve ekibimiz bulunuyor”

Memnun çalışanlar, güçlü ekosistem, yeniliklerde öncülük

Söz ekipten açılmışken SAP Türkiye’nin Top Employers ve Great Place to Work listelerinde ilk sıralarda yer aldığını özellikle vurgulayan

29


PORTRE: UĞUR CANDAN.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. mücadelelerinin her adımında yanlarında olup, dijital dönüşüm yolculuklarına değer katma hedefindeyiz.”

Ay Üssü Alfa tarzı projeler yapmak lazım

Teknolojideki baş döndürücü gelişimin yakın bir takipçisi olan Uğur Candan, bu gelişmelerin şirketlerin mevcut işlerini en iyi şekilde yapmalarını sağlamanın ötesinde bir amaca hizmet etmesi gerektiğini düşünüyor. Şirketlerin artık gelecekte kendi işleriyle ilgili daha farklı neler yapabileceklerini hayal etmeleri, Ay Üssü Alfa gibi projeler düşünmeye başlamaları gerektiğine inanan Uğur Candan, bu kapsamdaki her çabaya el vermekten büyük heyecan duyacaklarını belirtiyor.

Bunun üzerine eğilip, avantajlarını kullanmamız ve bu bilgi birikiminin Türkiye’de yarattığı sinerjiden faydalanarak yepyeni, modern projelere imza atmamız gerekiyor. Bunun hakkını vermemiz lazım. Bu konunun bu coğrafya için, bu topraklar için, bizim açımızdan önem taşıdığına inanıyorum.”

Hollanda da değil. İç pazarımız küçük değil ama büyük de değil. Dolayısıyla bir an önce, yerküreyi bir pazar gibi görüp iş yapabilmemiz ve yaptığımız işi birkaç gün içinde X ülkenin Y mahallesinde yapabilecek hale getirmemiz gerekiyor. Artık Türkiye’deki kurum ve kuruluşların önündeki yeni mücadele bu.

Türkiye’deki kurum ve kuruluşların yeni mücadelelerinde yanlarındayız

Dijital dönüşüm bunun kurallarını yeniden yazıyor. Köşe kapmaca oyununda köşeleri kapılmış bir yerkürede yaşanan zorlukların olmadığı bir noktaya gidiyoruz. Köşelerin kapılmadığı veya kapılmaya henüz başlandığı bu yeni yapıda öncü olma kaygımızın dünden daha güçlü olması gerekiyor. Bulut, dijital, tedarik ağı gibi değerlerin üzerine eğilip yaptığımız başarılı projeleri vitrine koymamız gerekiyor. Türkiye’nin bu değerlerle global arenada ve sadece bilişim değil, tüm endüstrilerde neler yapabileceğini analiz ederek kendini yeniden tanımlaması gerekiyor.

Bu coğrafya ve topraklarda, özetle Türkiye’de yeniliklerden güç alarak çok farklı bir noktaya gelinebileceğine inanan Uğur Candan, kurum ve kuruluşların global pazarlarda yaşanan zorlu rekabette kazanmalarına yardımcı olmayı, her adımlarında yanlarında yer almayı hedeflediklerini belirtiyor: “Türkiye’nin, coğrafyasıyla, geçmiş kültürüyle ve BT’de yapılan projelerin verdiği deneyimle diğer ülkelerden farklılaştığını düşünüyorum. Çok hızlı hareket edebiliyoruz, çok daha cesuruz. Hızlı karar verip ilerleyebiliyoruz. Büyük resmi her zaman göz önünde tutarak, küçük başlangıçlarla odak kaybetmeden çok hızla hedefe doğru ilerleyebiliyoruz. Farklı kültürlerle entegre olup onlarla hemen kaynaşabiliyoruz. Ama Türkiye bir Hindistan değil, bir

30

Biz, SAP Türkiye olarak hızlı büyüyen ve dünyadaki çalkantıya karşın büyümesini sürdürülebilen, güçlü bir organizasyonuz. Gurur duyduğumuz bir özelliktir bu. Büyüme için herkesin gözü üzerimizde. Biz bu özelliğimizle Türkiye’deki kurum ve kuruluşların önlerindeki yeni mücadelelerde sırtlarını dayayabilecekleri, güç alabilecekleri bir konumdayız. Bu

“Satürn’e yolculuk ya da Mars’ta koloni kurmak gibi bazı şeylerin zaman ekseninde çok hızlı olmayacağını düşünüyorum. Doğası itibarıyla 10 yıl içinde bitmeyecek projeler bunlar. Ancak kulağa çok uçuk gelen bu tür fikirlerin çoğunun zamanla ana akım işlere dönüşeceğine inanıyorum. Bu işler olurken bile, bugün konuşamayacağımız teknolojiler icat olacak. Artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, blockchain, 3D baskı, mikro servisler... Bu ezber bozan teknolojiler standart hale dönüşecek ve yepyeni uygulamalar doğacak. Örneğin bugün herkes bitcoin’i konuşuyor. Oysa bitcoin, blockchain’in sadece bir uygulama senaryosu. Ara katmanların kendi gücünü, tekelliğini hiçbir teknolojik soru işaretine yer bırakmaksızın kaldıran yapıdır blockchain. Bu anlayışı dokunduğunuz her şeye uygulanacak kadar genişletebilirsiniz. Bir taksi çağırmaktan telefon görüşmelerine kadar aradaki tüm katmanların güvenli bir şekilde ortadan kalktığını düşünün. Ama beni asıl heyecanlandıran, bu teknolojilerin yaygınlaşması değil; o uçuk dediğimiz ‘moonshot’ yani ‘Ay Üssü Alfa’ projelerin ortaya çıkması. Her kurumun bu tür projeleri sorgulaması, düşünmesi gerekiyor. Çünkü bunlar çalışırken biz yeni ‘E=MC2’ formüllerini bulacağız. Bugün

hâlâ ‘Bulut bilişime geçmeli miyiz?’ diye sormak yerine artık bunları halledip, enerjimizi bu Ay Üssü Alfa projelerine odaklamamız lazım. Diğer işlere o kadar çok vakit ayırıyoruz ki bu tür geleceğe yönelik projelere zaman kalmıyor. Oysa artık herkesin hayata anlam katacak projelere zaman ayırması gerekiyor. İşte bu yüzden, biz diğer işleri masadan kaldırmanın yolunu sağlıyoruz; al, kullan, gerisini unut ve geleceğe bak!”

İnsan beyni, anlam katan işler için çalışmalı

Her yenilikle birlikte oluşan gelecek kaygısının yersiz olduğunu savunan Uğur Candan, bütün bunların insan beyninin hayata anlam katacak daha değerli işler için çalışmasına olanak sağlayacağını vurguluyor: “Yapay zeka, Endüstri 4.0, öğrenen algoritmalarla ilgili olarak gündeme gelen bir kaygı var: Bunlar insanların işinden olmasına neden olacak mı? Hayır! İnsan beyninin güzel işlerle, kendi doğasına değer ve anlam katan işlerle uğraşması gerekiyor. Bir insan beyninin bir fatura kaydını belli bir kayıtla eşleştirip sisteme girmesi için harcanması kime ne değer katıyor? İşte değer katmayan bu gibi işlerin, hayata anlam katan işlerle yer değiştirmesi gerekiyor. Bizi biz yapan şey yaratıcılığımızdır. Örneğin hesap makinesi insan beyninin kolayca yapamayacağı hesapları yapabiliyor. Ancak bir Rembrandt tablosu yapamıyor. Hayata anlam katan, insanı insan yapan değerler neyse, bizim onlara odaklanmamız gerekiyor. 24 saati artıramayacağımıza göre, o 24 saat içindeki bazı işleri düşünmeyi bırakıp, buradan kazanılan zamanı başka anlamlı işlerle doldurmamız lazım. Bunun için, bildiğimizi unutmalı ve yeni şeyler öğrenmeliyiz. İnsanoğlunun bu çemberden geçmesi gerekiyor. Refah istiyorsak, daha az kaynakla, dünyayı daha az kirleterek yaşamak istiyorsak, çevreye ve doğaya duyarlı olmak, açlık ve sefaleti azaltmak istiyorsak, işte buradan başlayalım.”

olan ilgisi, “Her Şey Çıplak” adlı kitabın yazarlarından olması gibi özellikleri de konuyla ilgilenenlerin çoğu tarafından biliniyor. Peki, Uğur Candan bunların dışında neler yapıyor: “Spor yapmayı çok severim, aileden gelen bir deniz tutkumuz var. Bundan 40 yıl önce yelken yoktu Türkiye’de. Zorba adında mavi gövdeli bir yelkenli Boğaz’da seyir yapardı, tek bir tekneyi bütün İstanbul seyrederdik. Şimdi geldiğimiz noktada biz de o keyfi alabiliyoruz. Bu da ne kadar geliştiğimizin bir göstergesidir bence. Çünkü o gün vardı ama erişilmezdi. Bugün ise var ve erişilebilir durumda. Deniz tutkum devam ediyor. Sadece deniz tutkum sayesinde tamamen bağlantısızlık haline geçebiliyorum. Denize çıktığınız zaman cep telefonu çekmiyor. Büyük bir keyifle bağlantımı koparıyorum. Bir limana girene kadar ulaşılmaz hale geliyorsunuz. Şu an bunun dışında en sevdiğim ve zihnimi dinlendirdiğim spor okçuluk. Gittikçe ilerletiyorum becerilerimi. Çocukluğumdan bu yana yaptığım diğer sporlar tenis ve voleybol. Boş zamanlarımı denizde, bu sporlarla ya da çocuklarımla geçirmeye çalışıyorum. Onlara zaman ayırmaya özen gösteriyorum.”

Bizi biz yapan şey yaratıcılığımızdır. İnsan beyninin değer katmayan işlere yorulması yerine hayata anlam katan işlere odaklanması lazım. Artık Ay Üssü Alfa projeler düşünmeliyiz.

Deniz tutkunu bir sporcu

SAP Türkiye’nin Uğur Candan’ını, SAP dünyasına aşina olan birçok kişi tanıyor. Uğur Candan’ın teknolojiye

31


TREND.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

YAPAY ZEKANIN GÖZDESİ: EMPATİ Markus Noga - SAP Öğrenen Makineler Kuluçka Merkezi Başkan Yardımcısı, Chandran Saravana - SAP İleri Analitikler Kıdemli Direktörü, Stephanie Overby - İş ve teknoloji odaklı gazeteci

Duygularımızı anlayan ve onlara karşılık veren bir yapay zeka, dijital ekonominin gözdesi olacak. Bu yapay zeka formu, hem müşterileri hem de çalışanları mutlu edecek. Elbette sınırlarımıza saygı göstermeyi öğrenirse... Psikolog Dr. Paul Ekman 1967’de Papua Yeni Gine yerlilerinden Fore kabilesini ziyaret ettiğinde, yapay zekanın temellerini attığının muhtemelen bilincinde değildi. Ekman, Taş Devri’nden bu yana aynı yaşam biçimini sürdüren bu kabileyi inceledikten sonra, evrensel insani duyguların olduğunu ve bu duyguların tüm insanlarda aynı yüz ifadeleriyle dışa vurulduğunu öne sürdü. Buradan yola çıkarak yüzdeki hareketleri objektif şekilde ölçümlemeye yönelik Yüz Hareketi Kodlama Sistemi’ni oluşturdu. Bu sistem, duyguların sözsüz dile getirilmesi sırasında şiddet eğilimlerini tespit etmek üzere FBI ve emniyet birimleri tarafından kullanıldı. Bugün de bilgisayar sistemlerine hissetmeyi öğretme sürecinde Ekman’ın çalışmasından yararlanılıyor. Yapay zekanın alt dallarından biri olan “duygusal hesaplama” (affective computing) çerçevesinde, araştırmacılar ve geliştirmeciler, makinelerin karşılarındaki insanın beden dili, yüz ifadesi ve ses tonunu değerlendirerek duygusal durumunu belirlemelerini sağlayacak algoritmalar üzerinde çalışıyor. Daha da önemlisi, öğrenen makineler (machine learning) tekniklerini kullanarak duygusal zekası gittikçe gelişen arayüzler oluşturuyorlar. Bu sayede makineler insanların duygularını algılamanın yanı sıra, bu duygulara uygun şekilde tepki vermeyi de öğreniyor. Bu gelişmelerin en çok yarar sağlayabileceği alanlardan biri, müşteri deneyimi. Forrester, 2014 ve 2015 tarihli müşteri deneyimi verilerini inceledikten sonra, ele alınan 18 endüstriden 17’sinde belirleyici unsurun duygular

32

olduğunu ortaya çıkardı. Yine de çoğu işletme, müşterilerinin duygusal deneyimlerine değil, işlevsel deneyimlerine odaklanmaya devam etti çünkü bugüne dek, duygusal deneyimi değerlendirecek ya da ele alacak bir yöntem yoktu. Duygusal işlemler, müşteri hizmetlerinin ötesinde de fayda sağlama potansiyeline sahip. Uygun maliyetli, giyilebilir sensörler sayesinde işletmeler ortamın ve deneyimlerin çalışanları nasıl etkilediğini ölçümleyebilir. Böylece, verimliliği ve çalışan memnuniyetini artıracak iş ortamları yaratılabilir. Diğer bir deyişle, kurumsal yazılım sistemlerine, empati de dahil edilebilir. Bu gelişme, gerçekten de gelecek vaat ediyor. Araştırma şirketi Research and Markets’a göre, 2015’te 9,3 milyar dolar olan global duygusal işlem pazarı, 2020’de 42,5 milyar doları aşabilir. Elbette bu yapay zeka alt dalının olgunlaşması zaman istiyor. Bu sırada işletmelerin önüne de iki engel çıkacak: Doğru duygusal ipuçları sağlayan verilerin olmaması ve bu hassas bilgilerin güvenliğinin sağlanması.

Duygu ekonomisi

Çoğu işletme, müşteriyle doğrudan iletişim kurulan süreçlerde ve noktalarda duygusal işlemlerin gücünden yararlanmaya başladı bile. Ne de olsa, rekabette fark yaratan asıl unsurun müşteri deneyimi olduğu bir çağdayız ve bu çağın en gözde uygulaması empati olabilir. BBC, Coca-Cola ve Disney gibi şirketler, duygusal işlemler sisteminin en basit

formunu, yani duygu analitiğini kullanarak tüketicilerin reklamlara, film tanıtımlarına ve TV programlarına verdikleri tepkileri değerlendirebiliyor. Reklam ajansları da bu analitik uygulamalar sayesinde marka adının değiştirilmesi ya da satın alma niyeti gibi konularda müşteri tepkilerini ölçebiliyor. Fakat işletmeler için en büyük fırsat, bireylerin duygularına gerçek-zamanlı karşılık verme olanağı. Çoğu dijital asistanda metne bakarak duygu analizi yapma yeteneği standart bir özellik haline geldi. Hedef, duygu algılama kapasitesini iyileştirip artırarak müşterilere en uygun karşılığı vermek ve böylece daha anlamlı, daha kişisel, daha gerçek bir deneyim sunmak. Örneğin, Humana sigorta şirketi, çağrı merkezi çalışanlarının zorlu müşterilerle yaptıkları görüşmelerde ipuçları alınmasını sağlayan bir yapay zeka yazılımı kullanıyor. Sistem, müşterinin sesindeki ani değişimleri

yakalıyor, müşteri ile çağrı merkezi çalışanı arasındaki konuşmanın gerildiği anları algılıyor. Sistem aynı zamanda her çağrıyı, müşteri deneyimi açısından 1 ile 10 arasında puanlıyor. Şirket, bu yazılım sayesinde müşteri memnuniyetinde yüzde 28, çağrı merkezi çalışanlarının iş motivasyonunda yüzde 63, sorunların tek görüşmede çözülme oranında yüzde 6 artış sağladı. Aynı yapı, çalışan memnuniyeti için de kullanılabilir. Söz gelimi Bank of America, birkaç hafta boyunca çağrı merkezi çalışanlarını sensörler üzerinden takip etti ve en uyumlu birimlerde çalışanların, aynı zamanda en verimli kişiler olduklarını gördü. En verimli dijital işletmeyi kurma yolunda, insan duygularını anlamak ve yanıtlamak büyük fark yaratabilir. Duygusal bilince ve duygulara karşılık verme yeteneğine sahip işletmeler, müşteri deneyimini iyileştirmek ve çalışan memnuniyetini artırmak açısından mutlaka avantajlı olacaktır.

İŞLETMELER İÇİN İPUÇLARI Aşılması gereken zorlukların ve çözülmesi gereken etik konuların olmasına karşın, duygusal makineler hayatımıza giriyor. Bundan yararlanmak isteyen işletmelerin dikkatle düşünmesi gereken noktalar var: • Çözmek istediğiniz sorunu değerlendirin. Duygusal işlemlerden en çok yararlanabileceğiniz alanı belirleyin. • Hangi duygusal verilere sahip olduğunuzu belirleyin. Elinizde mevcut veriler olabilir ya da uygun maliyetlerle sisteminize entegre edebileceğiniz ek veri kaynakları bulunabilir. • Teknik zorlukları tespit edin. BT ve mühendislik ekiplerinizle birlikte, büyük miktarda duygusal verinin toplanması, birleştirilmesi ve analizi sırasında mevcut sisteminizde ne tür entegrasyon sorunları yaşayabileceğinizi araştırın. • Duygusal karmaşa seviyesini dikkate alın. Beğenme ya da beğenmeme gibi duygular nettir. Ama tespiti daha zor duygular olabilir.

Bu makale, İngilizce aslından özetlenerek hazırlanmıştır. Yazının tamamına erişmek için QR kodu mobil cihazınıza okutabilirsiniz.

33


YÖNETİCİ GÖZÜYLE...........................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

YETKİN İŞ GÜCÜ İÇİN ETKİLİ EĞİTİM Teknolojideki gelişmelerin hızı, bu teknolojileri kullanma becerisine sahip iş gücünün de aynı hızda yetiştirilmesini gerektiriyor. Bunu sağlayabilmek için de eğitimler ve eğitim stratejileri büyük önem taşıyor. SAP eğitimleri, bilgi teknolojileri alanında çalışmak isteyen ya da halihazırda çalışan pek çok genç için çok değerli bir kazanım. Ama SAP, kendi portföyündeki çözümler için eğitim vermenin yanı sıra işletmelerin eğitim stratejilerinin de belirlenmesine ve yönetilmesine yardımcı olan uygulamalara ve üniversitelerle işbirliklerine imza atıyor. SAP Türkiye’nin bu alandaki faaliyetlerini, Eğitim Direktörü Burçak Aksoy Kılınçer anlatıyor.

SAP Türkiye Eğitim biriminin faaliyetleri nelerdir?

Dijital ekonomi, endüstri 4.0, nesnelerin interneti... Teknolojik gelişmeler dünyamızı şimdiye kadar görülmemiş bir hızda değiştiriyor. Ancak, insan kaynaklarını bu değişime hazırlamadıkları sürece, firmaların arzuladıkları sonuçlara ulaşması çok zor. Bu sebeple SAP’nin Eğitim organizasyonu olarak, eğitim ve adaptasyon süreçlerinde strateji aşamasından yatırımların geri dönüşlerinin takibine kadar baştan sona müşterilerimizin yanındayız. En çok bilinen yüzümüz düzenlediğimiz

SAP eğitimleriyle SAP ekosistemini güçlendirmeye ve SAP’nin yeni çözümlerini Türkiye’de hayata geçirecek insan kaynağını yetiştirmeye devam ediyoruz. Ikinci alanımız da eğitim çözüm ailemiz, ki burada SAP’nin 2012’deki SuccessFactors ve Datango satınalımlarıyla başlayan eğitim teknolojileri ve insan kaynağına yönelik ciddi bir yatırımı ve yönelimi söz konusu. Bu ailedeki eğitim çözümlerimizle de müşterilerimizin eğitim ihtiyaçlarını objektif olarak belirlemelerine, bu ihtiyaçlara uygun içerikler geliştirip doğru kişilere doğru zamanda ulaştırmalarına ve sonrasında bütün bu faaliyetlerin sonuçlarını ölçerek dijital dünyada sağlam adımlarda yürümelerine yardımcı oluyoruz. Bunu yaparken de bu ihtiyaçları eğitim teknolojileri anlamında uzaktan eğitim, sosyal öğrenme, mikro öğrenme ve oyunlaştırma gibi en güncel trendlerle cevaplıyoruz. Bu noktada SAP, eğitim yazılımları alanında da ciddi bir oyun kurucu. Son olarak da, eğitim danışmanlık birimimizden bahsetmeliyim. Eğitim Stratejistlerimiz bir kurumun eğitim

stratejisinin kurulup aynı zamanda IT organizasyonlarının yetenek haritalarının çıkarılmasına kadar çeşitli katma değerli hizmetler sunuyor. Bu anlamda geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de de başarılı projeler hayat geçirdik, örneğin Mercedes Benz Türk’te 60’a yakın danışmanın organizasyonun 3 yıllık proje ve teknoloji stratejisine ayak uydurmasını sağlamaya yönelik as-is ve to-be analizleri çıkarıldı, buna göre yetenek haritalarını hazırladık ve akabinde de karma eğitim modeliyle bu danışmanların yetkinliklerini arttırdık.

SAP eğitimleri ağırlıklı olarak hangi konuları kapsıyor ve hangi kitleleri hedefliyor? SAP eğitim portföyü, SAP’nin sunduğu bütün çözümlerde, farklı çalışan profillerinin ihtiyaç duyacağı tüm eğitimleri bünyesinde bulunduruyor. SAP danışmanlarından proje ekiplerine, son kullanıcılardan IT çalışanlarına kadar tüm müşterilerimizin ve paydaşlarımızın en doğru eğitimlere erişebilmesi için eğitim danışmanlarımızla önce ihtiyaçları belirliyor, sonrasında bu ihtiyaçları gerek sınıf eğitimleri, gerekse dijital eğitim kaynaklarımızla karşılayabiliyoruz. Bir yandan endüstri standardı haline gelmiş SAP ERP, SAP BusinessObjects gibi çözümlerimizin eğitimlerine devam ederken, diğer yandan da Hybris, SAP Vora, SAP S/4HANA, SuccessFactors gibi en yeni teknolojilerimizin eğitimlerini de hiç vakit kaybetmeden müşterilerimize sağlayabiliyoruz.

SAP eğitimi almak neden önemli? Dünya genelindeki yüzbinlerce müşterimizden öğrendiklerimiz, SAP eğitimlerini hazırlarken en büyük yardımcılarımızdan biri oluyor. SAP çözümlerinden en yüksek faydanın sağlanması için dünya genelindeki en iyi uygulamaları, önerilen iş süreçlerini ve çözümlerimizin bütün standart yeteneklerini eğitimlerimizde bir araya getiriyoruz. Fayda denilince, öncelikle kurumlardan başlayalım. Proje öncesinde doğru planlamanın yapılması, proje boyunca kontrolün sağlanması ve proje sonrasında kazanımların hızlıca yaygınlaştırılması

34

sertifikaları, sertifika sahibinin ilgili çözümde yalnızca teknik yetkinliklerini değil, bu inovatif süreçlere ve en iyi uygulamalara da hakim olduğunu gösteriyor. Müşterilerimizin de proje ekiplerinde sertifikalı danışmanlarla çalışmaları, riskleri minimuma indirerek proje başarısını ve memnuniyetini artırmaları için büyük önem taşıyor. Türkiye’de de firmalar, gün geçtikçe sertifikasyona daha fazla önem veriyor; projelerini, yetenekleri SAP tarafından tescillenmiş kişilere emanet etmek istiyor.

Eğitimlerde son trendler nelerdir? Burçak Aksoy Kılınçer için SAP eğitimleri büyük önem taşıyor. Müşterilerimiz, eğitimler sayesinde kullandıkları çözümlerin yetkinliklerini uçtan uca tanıyıp, vizyonlarıyla en iyi şekilde örtüşecek kurguyu hayata geçirebiliyorlar. Son yıllarda müşterilerimizle transformasyon ve yeni teknolojilere geçişleri konusunda çok yakından çalışıyoruz. Yeni teknolojilere geçişlerde karşılaşılan en önemli engellerden biri mevcut sistemlerde yapılan standart dışı uyarlamalar; SAP diliyle Z-Kodlu Transaction’lar. Sistemler standarttan uzaklaştıkça hem bakım maliyetleri artıyor, hem de yeni versiyonlara geçişlerde engellerle karşılaşılıyor. IT çalışanlarını, proje ekiplerini ve anahtar kullanıcıları SAP çözümleri içindeki standart süreçler, fonksiyonlar ve en iyi uygulamalar konusunda yetkinleştirmek, müşterilerimizi proje döneminde gereksiz geliştirmeler yaparak proje süresini ve maliyetini arttırmaktan korurken, ilerleyen dönemlerde gelen güncellemelerden/ geliştirmelerden daha kolay, hızlı ve maliyetsiz faydalanmalarını sağlıyor. Bu eğitimleri almış bireyler, sonrasında SAP sertifika sınavlarını geçerek dünya çapında en değerli sertifikalardan birine sahip oluyor ve dijital dönüşümün öncüleri arasındaki yerlerini alıyorlar. Sonuçta SAP sertifikası uluslararası bir pasaport haline geldi, son yıllarda eğitim ve akabinde sertifikasını alan bireylerin yurtdışında çok heyecan verici projelere dahil olduğuna tanık oluyoruz ve ülkemizden çıkan bu yeteneklerin başarısı bizleri gururlandırıyor. SAP

Eğitim alanındaki en büyük önceliklerden biri, en doğru eğitimlerin, en doğru ve motive olmuş kişilere, tam olarak ihtiyaç duyulan zamanda sunulabilmesidir. Sınıf eğitimleriyle daha geniş gruplar hızlıca istenen seviyeye yükseltilirken, sonrasında dijital ortamdaki mikro içeriklerle, oyunlaştırma veya sosyal öğrenme yöntemleriyle kişilere özel eğitim ihtiyaçları karşılanabiliyor ve firma genelindeki yetenekler çeşitlilik kazanıyor. Y ve Z kuşaklarının alışkanlıklarına da uyum gösteren, karma model dediğimiz bu yaklaşımda sınıf eğitimleri, projelerin akışını ve üretkenliği bozmayacak şekilde planlanıyor. Dijital içerikler ise her yerden her zaman erişilebilir hale geldiği için çalışanlar günlük işlerinden geri kalmaksızın tam da ihtiyaç duydukları yetenekleri birbirlerinden bağımsız şekilde kazanabiliyor.

Eğitim yazılımları portföyünüzle kurumlara ne şekilde destek oluyorsunuz?

SAP, müşterilerine bütün iş süreçlerini dijital ortamda yönetme imkanını sağlıyor. Konu eğitime geldiğinde de aynı yaklaşım devam ediyor. Biz müşterilerimizin yalnızca SAP eğitimi ihtiyaçlarına değil, genel olarak bütün öğrenme ve adaptasyon süreçlerine teknolojiinin avantajlarını dahil ediyoruz. İlk sorunuzu cevaplarken, işe eğitim stratejisinden başladığımızı söylemiştim. Eğitim stratejisini belirlerken, eğitim ve gelişim ihtiyaçlarını doğru bir şekilde saptamak büyük özen gerektiriyor. Müşterilerimize sunduğumuz ölçme ve değerlendirme çözümü (SAP Assessment Management by Questionmark) ile bu ihtiyaçlar ve

eğitim aktivitelerinin sonuçları yani eğitimle geliştirmeye çalıştığımız davranışlar gelişti mi, eğitim amacına ulaştı mı gibi çıktılar doğru bir şekilde ölçümlenip uygun stratejiler geliştirilebiliyor. Sonuçta ölçemediğimiz yatırımı yönetemeyiz. Ardından bu ihtiyaçları karşılayacak eğitim içerikleri SAP Enable Now ile üretiliyor ve SAP ya da non-SAP herhangi bir uygulamada, uygulama içinden kullanıcıları yönlendiriyor. Sonuçta teknolojiyle mavi yaka, beyaz yaka ve hatta işimize dokunan tedarikçilerimiz de dahil olmak üzere kurumsal anlamda tüm ekosistemimize dokunuyoruz. Bu sebeple kullanıcı adaptasyonuna daha geniş bakabilmek önemli. Örneğin geçtiğimiz Perakende Forum’da müşterilerimizle paylaştığımız üzere, marka algısı mağazaya veya bankacılıkta şubeye girildiği anda başlıyor, dolayısıyla sürekli yenilenen bu sektörlerde çalışanlarınızı çevik ve hızlı şekilde eğitebilmeniz çok önemli. Bu anlamda da Enable Now, SAP ya da non-SAP sistemlerimizin tüm paydaşlar tarafından akıcı ve kolay şekilde kullanılmasını sağlayan gayet çevik bir çözüm. Son 3 yıldır da TSIA ve Brandon Hall gibi kurumlardan ödüller alıyoruz. Buna ek olarak bütün eğitim operasyonları 2016’da Gartner’ın Magic Quadrant’ında Lider kategorisinde yer alan SAP SuccessFactors Learning üzerinden yönetilirken, SAP Jam ile bu sürece sosyal öğrenme ve oyunlaştırma ögeleri ekleniyor. Günlük hayatlarında SAP sistemlerine dokunan çalışanların yaşadıkları kullanıcı deneyimini de, standart dışı uygulamaları ve yetki problemlerini tespit edebildiğimiz SAP User Experience Management by KNOA çözümüyle takip edip, hayata geçirilen değişimlerin sonuçları gözleniyor ve eğitim stratejisini ya da yardım masası maliyetlerini buna göre revize edebiliyoruz. Bir adım geriye gidip büyük resme baktığımızda kendini sürekli güncelleyen, geliştiren, yaşayan ve kuruma sürdürülebilir katkı sağlayan bir öğrenim altyapısı kurulmuş oluyor. Kurumların insan kaynaklarının, hızla dönüşen iş dünyasının gerekliliklerine doğru refleksleri gösterebilmesi için bu altyapının kurulması ve sürdürülebilmesi bir lüks değil, ihtiyaç. Biz de kendimizi, bu ihtiyacın karşılanması için en doğru iş ortağı olarak görüyoruz.

35


YÖNETİCİ GÖZÜYLE...........................................................................................................................................................................

Kurumların bulut çözümleri tercih etmesi, eğitim ihtiyaçlarını nasıl etkiliyor?

Bulut çözümler kullanıcı dostu arayüzleriyle, kolay kurulum süreçleriyle eğitim ihtiyaçlarını azaltıyor gibi görünebilir. Ancak gözden kaçırılmaması gereken bir nokta var: değişim yönetimi. Bulut çözümlerin tercih edilmesiyle eskiden yıllara yayılan projeler, artık haftalarla ifade edilen sürelerde bitirilebiliyor. Bu kadar büyük değişimleri bu kadar kısa sürelerde hayata geçirirken, çalışanları da çok hızlı şekilde eğitme ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu nedenle herkesin ihtiyacına göre özelleşmiş mikro içerikler önemli. Her çalışan, kendi göreviyle ilgili değişiklikleri diğer çalışanlardan bağımsız şekilde, çabucak öğrenebilir hale gelmeli. Müşterilerimiz SAP Enable Now ile bunu bir adım ileri taşıyor ve son kullanıcılarını canlı sistem üzerinde, yapacakları aktiviteler boyunca yönlendirebiliyor. Böylece adaptasyon süreleri kısalıyor ve son kullanıcılar daha ilk günden sistem üzerinde çalışabilir hale geliyor. SAP ile ilgili eğitim ihtiyaçları için de SAP Learning Hub, ihtiyaç duyulan bütün içerikleri bireylere sağlayarak bulutta SAP eğitimi konseptini hayatımıza sokuyor. SAP Learning Hub, SAP’nin eğitim portfolyosunda yer alan bütün materyalleri herhangi bir sınırlama olmaksızın abonelerine online olarak sağlayan bulut platformumuz. Son yıllarda hepimizin hayatına giren EdEx, Coursera, Khan Academy gibi kitlesel açık sınıf eğitim platformlarının (Mooc) SAP’deki yansıması olarak düşünebilirsiniz. Bu platformda sunduğumuz materyaller arasında e-eğitimler, e-kitaplar, eğitim haritaları, kullanıcı rehberleri gibi birçok farklı kaynak yer alıyor. Ancak burada önemli bir husus var, o da son yıllarda yapılan araştırmalar gerek Mooc’larda, gerek uzaktan eğitim platformlarında kullanım oranlarının zaman içerisinde azaldığını gösteriyor. Bunun en büyük sebebi, teknoloji anlamında en gelişmiş ülkelerde bile bireylerin hala insan dokunuşuna ihtiyaç duyması. İşte bu anlamda öğrenen kişiyle o duygusal ilişkiyi kurmak önemli. Biz de kendi uzaktan eğitim platformumuzda sınıf eğitimlerinde deneyimlediğimiz paylaşımcı ortamı korumak için çeşitli temalarda tasarlanan ve her biri SAP

36

Global’den bir uzman tarafından yönetilen Sosyal Öğrenme Odalarıyla da, kullanıcıların kendi aralarında bilgi paylaşımında bulunmalarını ve merak ettiklerini sormalarını sağlıyoruz. Dünya genelinde beş yüz binin üzerinde teknoloji meraklısı tarafından kullanılan SAP Learning Hub, SAP eğitimleri için en hızlı ve etkili kaynak konumunda yer alıyor.

Üniversite İşbirliği programıyla SAP eğitimleri üniversite müfredatlarına girmeye başladı. SAP Learning Hub’ın üniversite öğrencileri için hazırlanmış özel bir versiyonu ile de öğrencilerimizin gelişimlerine hız katıyoruz.

SAP Eğitimi almak isteyen kişiler, Türkiye’de hangi kurumlarla çalışabilir?

Dünya genelindeki teknolojik ilerleyişin hızı, bugün çok değerli olan bilgi ve yetenekleri kısa sürede standart gereksinim haline getiriyor ve yeni, farklı yetenekleri ön plana çıkarıyor. Hal böyle olunca, kurumların ihtiyaç duyduğu yetenekler hızla değişiyor ve bu yeteneklere sahip kişileri bulmak gittikçe zorlaşıyor. Manpower’ın araştırmasına göre Türkiye, dünya

Şu an için Türkiye’de SAP eğitimi vermeye yetkili iki kurum var: SAP Türkiye olarak biz ve yetkili eğitim iş ortağımız PwC Türkiye. PwC Türkiye, bünyesindeki PwC Business School ile 2017 yılından itibaren SAP danışmanlık eğitimlerini vermeye başladı. Bu

Önümüzdeki yıllarda başka ne gibi projeleri hayata geçirmeyi planlıyorsunuz?

....................................................................................................................................................................... GÜNDEM

SAP, YİNE TÜRKİYE’NİN EN İYİ İŞVERENLERİNDEN BİRİ SAP Türkiye’nin insan kaynakları yönetimine getirdiği yenilikçi yaklaşım, Top Employers Institute tarafından üst üste ikinci kez ödüle layık görüldü. Çalışanlarına dokunan uygulamalarıyla her yıl ödüllerine bir yenisini ekleyen SAP Türkiye, 2016’nın ardından bu yıl da Top Employers Institute tarafından “En İyi İşveren” sertifikasına layık görüldü. Türkiye’de sertifikaya başvuran şirketler arasında en yüksek puanı alarak sıralamada birinci olan SAP Türkiye, coğrafi konumu itibarıyla Türkiye’nin yanı sıra Avrupa ve Orta Doğu için ayrı ayrı verilen “En İyi İşveren” sertifikası ile de ödüllendirildi. Top Employers Institute, her yıl uluslararası çapta düzenlediği araştırmayla, uçtan uca yetenek yönetimi süreçlerini başarıyla yürüten, çalışanları için keyifli çalışma ortamı ve yaratıcılığın, dinamizmin, çeşitliliğin önemli olduğu bir şirket kültürü oluşturan dünyanın öncü işverenlerini belirliyor. 2017 Top Employers Institute global araştırmasına göre SAP, 3 bölgede ve 15 ülkede “En İyi İşveren” Sertifikasına sahip olarak İnsan Kaynakları uygulamaları ile dünyanın önde gelen kurumları arasında yer aldı.

ortaklık sayesinde eğitimlerimizi İstanbul dışında, Ankara, İzmir ve Bursa gibi şehirlerde de verebilir, daha çok insana ulaşabilir hale geldik.

SAP Üniversite İşbirliği de eğitim çalışmalarının bir parçası. Bu konuda SAP Türkiye’deki çalışmalarınızı kısaca anlatır mısınız? Türkiye bu programın en hızlı yaygınlaştığı ülkelerden biri. Hatta sadece üniversiteler değil, liseler de bizim hedef kitlemizde yer alıyor. SAP çözümlerini tanıyan ve etkin kullanabilen genç yetenekler, müşterilerimizin dijital yolculuklarına hem hız hem de vizyon katacaklar. Gençlerimizdeki bu potansiyeli parlak bir geleceğe çevirebilmek için hem üniversitelerimizle hem de müşterilerimizle birlikte yakın bir çalışma gerçekleştiriyoruz. SAP

genelinde doğru, yetkin iş gücüne erişim konusunda en çok zorlanan beşinci ülke. Bilgi teknolojileriyle ilgili pozisyonlar ise, Türkiye’de doldurulması en zor ikinci pozisyon olarak belirtilmiş. Biz de SAP Türkiye Eğitim organizasyonu olarak kendimize Türkiye’deki istihdam konusunda değer yaratmayı hedefledik. Şu anda SAP Yetenek Fabrikası projesi üzerinde çalışıyoruz. Hazırlıkları yakında tamamlanacak olan bu projeyle birlikte müşterilerimiz, kullandıkları SAP çözümleri konusunda da geleceklerini şekillendirecek genç yetenekleri hızlıca yetkin hale getirme imkanına kavuşarak bu zorlukların üstesinden kolayca gelebilecekler. Üniversitelerimiz, iş ortaklarımız ve müşterilerimizle gerçekleştireceğimiz başka projeler üzerine de çalışmaya devam ediyor, ileride daha da çok sayıda projeyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz.

SAP Türkiye İK Direktörü Hande Genç konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları ifade etti: “İki yıl üst üste Top Employers Sertifikası’nı almaya layık görüldüğümüz için mutlu ve gururluyuz. Yetenek yönetimi adı altında topladığımız tüm süreçlerimiz işe alım, oryantasyon, ücretlendirme, ödül, performans yönetimi, yedekleme, öğrenme, kariyer yönetimi gibi detaylı bir analizden geçirildi. SAP Türkiye olarak bir taraftan insan kaynakları süreçlerimizi dijitalleştirirken bir taraftan da insan odaklı uygulamaları çeşitlendirmek bizler için büyük önem taşıyor. İnsan kaynakları yönetimine getirdiğimiz yenilikçi yaklaşım; bizlere yaratıcılığımızı kullanabildiğimiz, eğlenebildiğimiz, takdirin ve ödüllendirmenin önemli olduğu, sağlık, aile hayatı, spor, sosyalleşme gibi konulara önem veren, iş ve özel

hayat dengesini gözeten, takım ruhu ile hareket eden ‘mutlu’ bir şirket kültürü yaratma imkânı tanıyor. SAP Türkiye olarak önümüzdeki dönemlerde de fark yaratan insan kaynakları uygulamalarımız ile çalışanlarımız için en iyi çalışma koşullarını oluşturmaya devam edeceğiz.” Kurumsal uygulama ve yazılım alanının lider şirketi SAP, Türkiye’nin yanı sıra Belçika, Kanada, Çin, Fransa, İsrail, İtalya, Meksika, Hollanda, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, İspanya, Birleşik Krallık ve ABD dâhil olmak üzere toplam 15 ülkede “En İyi İşveren” sertifikasını almaya hak kazandı. Ayrıca SAP; bölgesel olarak başarılı İK uygulamaları ile Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Amerika bölgelerinde de “En İyi İşveren” sertifikasına layık görüldü. SAP Yönetim Kurulu Üyesi ve İnsan Kaynakları Genel Müdürü Stefan Ries, görüşlerini şöyle aktardı: “Birçok ülke ve bölgede ödüllendirilmekten dolayı son derece gururluyuz. Yeteneklerin korunması, desteklenmesi ve geliştirilmesi bizim için her zaman öncelikli konular oldu. Çalışan memnuniyetini üst seviyede tutmak için kültürümüzde kesintisiz diyaloğu, yenilikçi ve müşteri odaklı yaklaşımı

benimsiyor ve geliştiriyoruz. Her zaman dediğimiz gibi adaylar, çalışanlar ve müşterilerimiz için deneyimler çok değerli. Bu çabaların hem şirket içinde hem de şirket dışında fark edilip böylesi önemli bir ödülle taçlandırılması bizim için onur verici.” Top Employers Institute, şirketlerin çalışanları için mükemmel çalışma koşulları sağladığını belgeliyor. “En İyi İşveren” sertifikasını alabilmek için şirketler, Top Employers Institute tarafından yetenek stratejisi, iş gücü planlaması, işe yerleştirme, öğrenme ve gelişim, performans yönetimi, liderlik gelişimi, kariyer ve yedekleme yönetimi, sunulan yan haklar ve avantajlar, kurum kültürü gibi farklı alanlarda değerlendirilerek uçtan uca tüm insan kaynakları süreçlerinin analiz edildiği oldukça titiz ve tarafsız bir araştırmaya tabi tutuluyor. “En İyi İşveren” sertifikası, araştırma sonucunda geçerli standartları karşılayabilen kurumlara veriliyor. Sürecin geçerliliğini daha da güçlendirmek için, bütün cevaplar bağımsız olarak denetleniyor. Bu araştırma, SAP’nin olağanüstü çalışan koşullarını doğruluyor ve dünyanın en iyi işverenleri arasında yer almasını sağlıyor.

37


HAYATIN İÇİNDEN..............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

iPAD SİHİRBAZINDAN MESAJ VAR: “TEŞEKKÜRLER TÜRKİYE, BİNBİR GÜZEL ANI İÇİN” Sergilediği benzersiz sihir performanslarıyla dünyaca tanınan “iPad Sihirbazı” Simon Pierro, SAP Türkiye’nin düzenlediği SAP Cloud Forum’un açılışında gösteri yapmak üzere bir kez daha ülkemizde!

iPad ile yaptığı sihirbazlık gösterileriyle Hong Kong’dan ABD’ye kadar tüm dünyada geniş kitlelere ulaşan Simon Pierro, SAP Türkiye Cloud Forum etkinliğinde bir gösteri yapmak üzere yeniden Türkiye’de. Sosyal medyada yayınladığı videoları ve katıldığı televizyon programlarıyla milyonlarca kişiye ulaşan Pierro; yaptığı işi, izleyicilere sunduğu deneyimi ve inovasyona bakış açısını SAP Forum dergisi okurlarıyla paylaştı.

Üniversitede mühendislik ve iş idaresi eğitimi aldınız. Akademik eğitiminiz ile yenilikçi ruhunuzu bir araya getirerek “iPad sihirbazı” olma fikri nasıl doğdu? iPad’in 2010 yılında piyasaya sunulmasından çok daha önce bile kimsenin denemediği performanslar ve illüzyon gösterileri üretmeye çalışıyordum. Üniversitedeki son

yılımda, Dünyanın En Çok Gelecek Vaat Eden Yeteneği dalında Siegfried & Roy Ödülü almıştım. Çok kısa süre sonra da ünlü Alman televizyoncu Frank Elstner’in prime-time kuşağında yayınlanan programına konuk olmuştum. Kısacası, tam zamanlı bir performans sanatçısı olmaya karar verdiğimde, zaten bütün kapılar önümde açıktı ve böylece tamamen yaratıcılığa ve inovasyona dayalı bir kariyere odaklanmayı başardım. Daha sonra “iPad sihirbazı” olarak elde ettiğim başarı ise her şeyi bambaşka bir seviyeye taşıdı.

İnovatif bir sanatçı olarak, sizi en çok etkileyen ya da heyecanlandıran inovasyon hangisiydi?

Nobel ödüllü fizyolog Albert Szent-Györgyi’nin çok sevdiğim bir sözü var: “Keşfetmek, herkesin gördüğünü görmek, ama kimsenin düşünmediğini düşünmek demektir.” Bundan sonraki büyük yeniliğin orada bir yerde olduğunu ve çaba gösteren herkesin bunu keşfedebileceğini bilmek beni çok heyecanlandırıyor. iPhone bu anlamda harika bir örnek. Piyasaya sunulmadan önce hiçbirimiz bu cihaza ihtiyaç duyabileceğimizi bilmiyorduk. Ama artık endüstriler bile bu inovasyona dayanıyor. Ünlü düşünür ve yazar Ralph Waldo Emerson’dan da bir alıntı yapayım: “Zihin, yeni bir fikirle genişlediği anda, bir daha asla önceki boyutuna dönmez.” iPad ile sihir gösterileri yapmaya başladığımdan bu yana pek çok yeni fikir ürettim ve hâlâ başka fikirler de üretme potansiyelinin olduğunu düşünüyorum.

38

dünyanın pek çok farklı noktasında düzenlediği konferanslara konuşmacı olarak katılma imkanı buldum. Dijital dönüşüm, uzun soluklu bir süreçtir. Teknoloji, çoğu insandan daha hızlı ilerliyor ve nesillerin, bu yeni dünyada kendilerine bir yer edinmesi gerekiyor.

Bu dönüşümün eğlence dünyasına etkileri neler oldu?

Bundan sonraki süreçte inovasyon dünyasından başka neler bekliyorsunuz?

İnovasyonların, büyüleyici performanslar üretebilmem için bana iham vermeye devam edeceğine inanıyorum. iPad sihirlerindeki başarım, seyircilere inovasyon sunabilmemden kaynaklanıyor. Ama elbette bunlar aslında gerçek değil. Bir “Helyum aplikasyonu” kullanarak iPad’den bardağa su boşaltabileceğimi ya da iPad’in havada süzülmesini sağlayabileceğimi düşünmüyorsunuz, değil mi? Sürekli bilim-kurgu ve fütüristlerin makalelerini okuyorum; böylece gösterime dahil edebileceğim, olası inovasyonlar hakkında fikir ediniyorum.

Aynı zamanda kurumsal etkinliklerde de sunumlar yapıyorsunuz. Bu sunumlarda, teknoloji ve inovasyon anlamında verdiğiniz ana mesaj nedir?

sahnem, sanal Las Vegas’ım oldu. Ve kariyerimi çok olumlu yönde etkiledi.

Simon Pierro için sırada ne var?

iPad odaklı sihir gösterilerimden oluşan repertuvarımı sürekli geliştirirken, aynı zamanda 3D yazıcılar, sanal ve artırılmış gerçeklik, akıllı saatler gibi yeni teknolojileri de yakından takip ediyorum. Etkinliklerde yaptığım sunumlarda bu hikayeleri de anlatmak ve izleyicilere, yaptığım işin ardındaki gerçekleri açıklamak istiyorum. Ve elbette ki yeni fikirleri denemek ve sadık takipçilerimi eğlendirmek için YouTube videoları çekmeye devam edeceğim.

Bildiğiniz gibi SAP, dünyanın lider “dijital dönüşüm” aktörlerinden biri. Siz dijital dönüşümü nasıl tanımlıyorsunuz? SAP her zaman dijitalizasyonun öncülerinden biri olmuştur. Ben de SAP’nin Hindistan’dan ABD’ye kadar

Özellikle kurumsal dünyadaki eğlence anlayışının değişmesi ve konferanslarda ya da toplantılarda ele alınan konulara göre uyarlanması gerekiyor. Eğlence amaçlı gösterilerin, etkinliklerin ve işletmelerin, savundukları mesajları ve fikirleri vurgulaması giderek daha fazla önem kazanıyor. Herkes gibi biz sanatçılar da yeniliklere uyum sağlamak ve yıkıcı inovasyon dediğimiz gelişmeleri faydaya dönüştürmenin yolunu bulmak zorundayız. Benim için değişim, her zaman büyük bir ilham kaynağı olmuştur.

SAP Türkiye’nin düzenlediği SAP Cloud Forum etkinliği için Türkiye’desiniz. Bir sihirbazın gözünden, burası gerçekten de “sihirli” bir yer mi?

Burayı sihirli yapan faktör, insanlar! Türkiye’ye her gelişimde çok sıcak ve nazik bir şekilde karşılandım. Konuk olarak katıldığım “Yetenek Sizsiniz” programındaki performansım sayesinde sosyal medyada çok sayıda Türkiyeli hayranım oldu. Onlara şunu söylemek istiyorum: Teşekkürler Türkiye, binbir güzel anı için...

İzleyicilerimi, teknolojiden doğan değişimden korkmak yerine, bu değişimin getirdiği fırsatlara odaklanmaya teşvik ediyorum. YouTube ilk kurulduğunda, sihirbazlar tüm sırlarının bu kanal üzerinden açığa çıkarılacağından korkuyorlardı. Elbette bu gerçekten de yaşandı. Ama artık gizemli bir sihir numarasının arkasındaki sırra sığınamayacağınızı kabullendiğiniz zaman, sunumunuzu daha da iyileştirmeniz gerekiyor. Ben de burada bir fırsat gördüm ve 80 milyondan fazla izlendiğim bu video paylaşım platformu benim dijital

39


TREND.................................................................................................................................................................................................

.................................................................................................................................................................. KÖŞE YAZISI

ENGELLİ ÇALIŞANLAR SAP’DE GURURLA TEMSİL EDİLİYOR Çalışanlarına yönelik politikalarıyla her yıl ödüllerine yenilerini ekleyen SAP, Almanya’da oluşturduğu Engelli Çalışanlar Temsil Kurulu (SBV) ile yine fark yaratan bir uygulamaya imza atıyor.

SAP TÜRKİYE’DEKİ YENİ NESİL ÇALIŞANLARIN BULUŞMA NOKTASI

SAP’nin ciddi düzeyde engeli olan çalışanlarını temsil eden Siegfried Peisle, 1991 yılından bu yana SAP ailesinin bir parçası. 2004 yılında şirket bünyesinde oluşturulan Engelli Çalışanlar Temsil Kurulu’nda da (SBV) 2007 yılından bu yana seçilmiş temsilci olarak görev yapıyor. SBV, engelli bireylerin yanı sıra kanser, MS, Parkinson gibi ciddi hastalıklardan etkilenen SAP çalışanlarına da destek oluyor.

Hür Bakan, SAP Türkiye Satış Öncesi Destek Uzmanı, Early Talent Ambassador (Genç Yetenek Büyükelçisi)

içi eğitimler, mentorluk, rotasyon, dijital öğrenme gibi aktivitelerle desteklediğimiz bu programla, yeni çalışma arkadaşlarımızı, ilgi alanlarına ve yeteneklerine göre şirketimizde farklı bölümlere yönlendirebiliyoruz. Ayrıca Teknopark’ta yer alan SAP Development Center’da çalışan yazılım geliştirme uzmanlarımız ile merkez ofisimizde çalışan arkadaşlarımızı sıklıkla bir araya getirerek bir köprü görevi üstleniyoruz.

SAP Türkiye; çalışanlarına dokunan uygulamalarıyla Top Employers Institute ve Great Place to Work gibi uluslararası organizasyonlar tarafından her yıl ödüllerine bir yenisini ekliyor. Bu başarının temelinde yatan neden ise, tıpkı SAP’nin global kurum kültüründe olduğu gibi, SAP Türkiye’de de insan odaklı yaklaşımın esas alınması. Bu zemin üzerine eklediğimiz yenilikçi yaklaşımlar da bize başarının kapılarını açıyor.

Early Talent Programı bizim için sadece bir iş demek değil. Amaçlarımızdan biri de aramıza yeni katılan Y kuşağı arkadaşlarımızı bir arada üretmeye, eğlenmeye ve zaman geçirmeye teşvik etmek. Bu amaçla çeşitli aktiviteler ve kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları düzenliyoruz. Bir tür kulüp olarak da nitelendirebileceğimiz Early Talent Programı çerçevesinde çeşitli spor ya da yetenek yarışmalarına katılıyor, burada SAP Türkiye’yi gururla temsil ediyoruz.

Şirketin bu anlamda üstlendiği sosyal sorumluluk, sıradan bir iş gününün pek çok noktasında belirgin şekilde gözlemlenebiliyor: körler için kılavuz sistemleri, görme yetisi az olanlar için cam bölmelere karşı uyaran bantlar, sesli destek, tekerlekli sandalye rampaları, engelsiz girişler. Kafeteryada kendi yemeğini taşıyamayacak durumda olanlar için yemek servisi ayrıca yapılıyor.

Diğer yandan Siegfried, engelliler açısından iletişim ve yazılım konusunda erişimin ciddi bir sıkıntı olduğunu belirtiyor. Sözgelimi, bazı e-postaların formatı, görme engellilerin kullandığı ekran okuyuculara uyumlu değil. Ama SAP, bu konuya da eğiliyor. Global All-Hands toplantısı sırasında, canlı altyazı seçeneğinin sunulması bu anlamda değerli bir fikir olarak öne çıkıyor.

Kuruluşundan itibaren sorumluluk alanını sürekli genişleten SBV, SAP Almanya’da, ciddi düzeyde engeli olan yaklaşık 600 çalışana hitap ediyor. SBV’nin bugüne dek hayata geçirdiği uygulamalar arasında, toplantı odalarına, merdiven boşluklarına ve tuvaletlere görme engelliler için kabartma yazılı levhalar asılması gibi önlemler yer alıyor. SAP ayrıca, tekerlekli sandalyeli çalışanlarının girişlerde ve şirket içi dolaşımda rahat etmeleri için de her türlü kolaylığı sağlıyor. Duyma engelli SAP çalışanlarının geniş toplantı odalarında sorun yaşamaması için ise konuşmalar kablosuz cihazlarla doğrudan işitme cihazlarına aktarılıyor. SBV son dönemde, yeni binaların inşaatında da söz sahibi oluyor. Böylece engelli bireylerin konforuna yönelik çözümler henüz inşaat aşamasında gündeme geliyor. Örneğin, bina planlarında, görme engellilerin merdivenleri ya da cam bölmeleri dokunarak algılayabilmelerine yönelik değişiklikler yapılıyor. SAP’nin çeşitlilik ve katılım odaklı yaklaşımının önemli bir parçası olan SBV, şirket yönetiminde de temsil ediliyor. Siegfried Peisel’in ifadesiyle bu yaklaşım, SAP’yi farklılaştırıyor. Siegfried SAP’nin Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ne tam uyumluluk sağlama konusunda kararlı olduğunu vurguluyor.

40

SAP’DE ÇEŞİTLİLİK SAP’de “çeşitlilik” kavramı şöyle tanımlanıyor: Çalışanların tüm yönleriyle takdir gördükleri, inovasyon ve ilham dolu bir çalışma ortamının yaratılması. Böyle bir ortam, müşteri ve çalışan memnuniyetine doğrudan yansıyor. SAP uzun yıllardır çeşitlilik ve katılım konusuna büyük önem veriyor. Şirket, 2013 yılında bu anlamdaki stratejisini güncelledi ve 4 ana ilke belirledi: Cinsiyetler Arası Eşitlik, Nesiller Arası Eşitlik, Kültür ve Kimlik, Farklı Yeteneklere Sahip Bireyler. Cinsiyetler Arası Eşitlik ilkesi doğrultusunda, 2017 sonunda yönetim kademesinin yüzde 25’inin kadınlardan oluşması hedefleniyor. 2016 sonu itibarıyla bu oran yüzde 24,3. Nesiller Arası Eşitlik çerçevesinde, tüm yaş gruplarında ve kariyer seviyelerinde işe alım yapılıyor. Kültür ve Kimlik ilkesi; farklı kültürel ya da etnik geçmişten gelen, farklı dinden ve cinsiyetten bireylerin bir arada çalışmasına odaklanıyor. Mültecilere yönelik girişimler de bu çerçevede ele alınıyor. Farklı Yeteneklere Sahip Bireyler ilkesi ise SAP’nin engelli bireylere verdiği değerden yola çıkarak, her bireyin engelini değil, yeteneklerini öne çıkarıyor.

Elif İsmailoğlu, SAP Türkiye Satış Operasyon Uzmanı, Early Talent Ambassador (Genç Yetenek Büyükelçisi)

SAP’nin Early Talent (Genç Yetenek) Programı bu anlamda çok değerli bir global uygulama. Early Talent’ın doğuş öyküsü aslında kuşaklar arası anlayış farklılıklarına dayanıyor. Daha önceki dönemlerde SAP’nin global yapısının farklı kültürlerden gelmiş, 35 yaş ve üzeri çalışanlardan oluştuğunu görüyoruz. Zaman içinde Y kuşağının iş hayatına dahil olmasıyla, iş gücünün yapısı değişti ve nesiller arasındaki diyaloğu artıracak bir çözüme ihtiyaç duyuldu. Yeni neslin daha deneyimli kişilerin birikiminden faydalanmasını (mentoring), deneyimli çalışanların ise Y kuşağının farklı bakış açısından yararlanmasını (reverse mentoring) sağlayacak bir uygulama olarak Early Talent Programı doğdu.

Diğer yandan, SAP Türkiye’nin üniversite öğrencileriyle olan iletişimi açısından da Early Talent Programı çok

değerli. Programa katılanların büyük bölümü üniversiteden yakın zamanda mezun olmuş arkadaşlarımızdan oluştuğu için kendimizi ve SAP’yi öğrencilere onların dilinden anlatmak daha da kolaylaşıyor. SAP’nin yenilikçi yapısının en önemli dayanaklarından biri olan Design Thinking (Tasarım Odaklı Düşünce) atölyeleri de üniversitelerde yaptığımız çalışmalar arasında yer alıyor. Early Talent Programı’nın bir parçası olarak Türkiye’de hayata geçirdiğimiz bir diğer başarılı uygulama da SAP’yi farklı üniversitelerde temsil eden Kampüs Temsilcileri. Sosyal becerileri gelişmiş, öğrenci kulüplerinde aktif rol oynayan, teknoloji alanında kariyer yapmayı hedefleyen öğrenciler arasından titizlikle seçilen temsilcilerimiz akademi ile iş dünyasını bir araya getiriyor. SAP’nin çeşitliliğe odaklanmış vizyonunu ve kurumsal kültürünü besleyen önemli uygulamalar arasında yer alan Early Talent Programı, SAP Türkiye’yi alanında farklılaştırarak çalışan memnuniyetini artırıyor.

SAP Türkiye’de de son 5 yıldır büyük bir başarı ile devam ettirdiğimiz bu program, Y kuşağından gelen çalışma arkadaşlarımızı kapsıyor. SAP Türkiye İK departmanımızla birlikte sınıf

41


GÜNDEM.............................................................................................................................................................................................

.................................................................................................................................................................... HABERLER

PERAKENDEDE KAZANMANIN YOLU: DİJİTALLEŞMEYE VE DENEYİME ODAKLANMAK

ZİYLAN GRUP SAP HANA İLE RAPORLAMA SÜRESİNİ YAKLAŞIK 20 KAT KISALTTI

Perakende sektörünün teknoloji zirvesi SAP Perakende Forum, 9 Mayıs Salı günü The Grand Tarabya Hotel’de, “Yaşayan Perakendecilik” temasıyla gerçekleştirildi. SAP Perakende Forum 9 Mayıs’ta The Grand Tarabya Hotel’de gerçekleşti. “Yaşayan Perakendecilik” temasıyla düzenlenen SAP Perakende Forum’a perakende sektörü ve iş dünyasından 750’nin üzerinde profesyonel katıldı. Etkinlikte SAP, sektöre özel sunduğu yenilikçi teknoloji ve çözümleri de başarı hikayeleri ve canlı demolar eşliğinde katılımcılarla paylaştı.

Sektörün liderleri dönüşüm hikayelerini anlattı

Sektörün lider isimlerini konuşmacı olarak ağırlayan SAP Perakende Forum; Boyner, E-bebek, CarrefourSA, English Home, Penti, FLO, Gratis, D&R, Özsüt ve Mopaş gibi öncü kurumların hayata geçirdiği dönüşüm projeleri ve başarı hikayelerine de tanıklık etti. Gün ortasında Ayhan Sicimoğlu’nun ilgi çekici sunumuyla renklenen SAP Perakende Forum 2017, SAP Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Bülent Karal’ın açılış konuşması ile başladı.

Bülent Karal yaptığı konuşmada şunları söyledi: ‘‘Perakende sektörü en çok istihdam yaratan sektörlerden biri. Ancak sektörün dinamikleri değişiyor. Dijitalleşme ile birlikte perakendenin süreçleri, iş yapış biçimleri ve tüketiciye ulaşmak için kullanılan kanallar değişiyor. Bütün bu gelişmeler sektörün dinamiklerini yeniden tanımlıyor. Operasyonel verimlilik ancak yenilikçi

42

Özpamukçu, maliyetleri düşürmenin yolunun verimlilikten geçtiğini, bunun da ancak yenilikçi teknolojilerle mümkün olduğunu belirtti.

teknolojilerin kullanımıyla oluşturulan birbirine entegre çözümler ile mümkün. Önümüzdeki on yılda dijitalleşme ve müşteriye odaklanmak kazandıracak.’’ Karal, Nesnelerin İnterneti, Yapay Zeka ve Öğrenen Makineler, 3D, Robotik, BlockChain, Sürücüsüz Araçlar’ı perakende sektörünü baştan aşağı değiştirebilecek potansiyele sahip teknolojiler olarak tanımladı.

“Perakendede Yeni Dönem”

Açılışta Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendecilik Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Alp Önder Özpamukçu, Birleşmiş Markalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel, Kategori Mağazacılığı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Acar’ın katılımıyla gerçekleştirilen “Perakendede Yeni Dönem” panelinde sektörün geleceği konuşuldu. Perakende sektörünün Türkiye’nin yaklaşık 2,6 trilyon TL’lik gayri safi milli hasılasının yaklaşık dörtte birini oluşturduğunu belirten Alp Önder Özpamukçu, ‘‘Türkiye’de genç nüfusun ve kadınların iş gücüne katılımında perakende sektörünün öncü bir rolü var. Organize perakendeciliğin kadınlara ve gençlere sağladığı istihdam kriz ortamında dahi her geçen sene büyüyor. Bu anlamda organize perakendecilik ülkemizin gelişmesine önemli bir katkı sağlıyor. Sektörümüz bu yıl da istihdam artırmaya devam edecek” dedi. Dijitalleşmenin yeni bir bakış açısı ve iş yapma biçiminde değişiklik anlamına geldiğini belirten

Sinan Öncel ise açılış panelindeki konuşmasında şunları söyledi: ‘‘Yurtdışı açılımları gündemimizdeki kritik konulardan biri. 2017 yılında derneğimizin üyeleri yurt dışında 500’e yakın mağaza açacak. Dijital ise yurt dışına açılan en önemli kapılardan biri. Sektörün gelişimi için mevzuatı izin veren ülkelere dijital satış atağı başlatmalıyız. E-ticaretin payı artmaya devam edecek.’’ Tekin Acar da panelde katılımcılar ile şunları paylaştı: ‘‘E-ticaret ve klasik mağazacılık birlikte ilerlemeye devam edecek. Büyük verinin yönetimi ve veri madenciliği de geliştirilmesi gereken konuların başında geliyor. Sektörümüzde veri madencilerine giderek daha çok ihtiyaç duyacağız.’’

Detaysoft danışmanlığında gerçekleşen SAP BW on HANA projesi ile Ziylan Grup raporlama hızını yaklaşık yüzde 95 artırırken veri hacminde de yarı yarıya tasarruf sağladı. Ziylan Grup yurt içinde 382, yurt dışında da 15’i franchise olmak üzere toplam 27 mağazasında 200 bin metrekarenin üzerinde satış alanıyla hizmet veriyor. Doğrudan 6 bin, dolaylı olarak da 30 bine yakın kişiye istihdam sağlayan Grup, yılda 3,5 milyon çiftten fazla ayakkabı üretimi ve 35 milyon çift ayakkabı satışı gerçekleştiriyor.

Ziylan Grup geçtiğimiz sene içerisinde Detaysoft danışmanlığında SAP BW on HANA projesini gerçekleştirdi. Şirket bu projeyle, artan veri hacmiyle birlikte ortaya çıkan ihtiyaçlara yanıt vermeyi, yüksek performanslı bir sistemle veri transfer hızını artırmayı, ihtiyaç duyulan raporlara daha hızlı erişmeyi

ve BW sistemini yeniden modellemeyi hedefliyordu. Ziylan Grup’un mevcut ERP sisteminin SAP olması ve HANA platformunun yüksek performansa ve iş sürekliliğine sahip olmasından dolayı yine SAP tercih edildi. Detaysoft’un SAP HANA alanındaki deneyimi, proje ekibinin uzmanlığı, SAP ve sektör tecrübesi ve sahip olduğu güçlü referansları danışman firma olarak seçilmesinde önemli etkenler oldu. Tamamlanan proje neticesinde raporlama sürecinin yaklaşık yüzde 95 hızlanması, veri hacminde yaklaşık yüzde 50 oranında tasarruf sağlanması, azalan veri hacmi ile birlikte veri depolama maliyetlerinin düşmesi, raporlama hızında sağlanan artışla birlikte bilgiye daha hızlı ulaşılması, iş birimlerinde memnuniyetin artması ve veri transferindeki artışla beraber yüksek performans sağlanması gibi birçok fayda elde edildi. Ziylan Grup, ilerleyen dönemde SAP HANA ile elde ettiği yüksek performans sayesinde mevcut sistemi de yeniden modellemeyi, SAP BO sistemini SAP HANA üzerinde konumlandırmayı ve böylelikle kurum içinde SAP BO kullanımını yaygınlaştırmayı planlıyor.

SEPAŞ ENERJİ İK SÜREÇLERİNİ SAP SUCCESSFACTORS İLE DAHA ETKİN YÖNETİYOR Akkök Şirketler Grubu ile CEZ Group’un stratejik ortaklığıyla hizmet veren Sepaş Enerji, büyüyen organizasyonuyla birlikte İnsan Kaynakları süreçlerini, BTC Bilişim Hizmetleri’nin danışmanlığında, SAP’nin yeni nesil bulut çözümü olan SAP SuccessFactors ile daha sistematik bir hale getirdi. BTC’nin konusunda uzman ve deneyimli danışman kadrosu ile Sepaş Enerji’nin İnsan Kaynakları, Bilişim Teknolojileri, Kalite ve İş Geliştirme birimlerinden oluşturulan proje ekibi tarafından yürütülen Enerjik Projesi kapsamında, “Hedef ve Performans Modülü” devreye alındı ve manuel işlemler minimize edilerek iş süreçleri hızlandırıldı. Sepaş Enerji çalışanlarının, kullanıcı dostu ekranları sayesinde hızla benimsedikleri sistem ile Sepaş Enerji’nin İnsan Kaynakları süreçleri SAP SuccessFactors raporlama araçları ile daha hızlı ve kodlamaya gerek olmadan sistem üzerinden doğrudan raporlanabilir hale geldi.

KOCAER HADDECİLİK’TE SAP S/4HANA PROJESİ TAMAMLANDI

Açılış paneli öncesinde Penti CEO’su Sami Kariyo, A101 CEO’su Erhan Bostan ve LC Waikiki COO’su Osman Şentürk de video mesajlarıyla katılımcılara “Yaşayan Perakendecilik” ile ilgili yorumlarını iletti. SAP Perakende Forum’da perakende sektörünün öncü şirketlerinin başarı hikayelerinin yanı sıra SAP’nin sunduğu en yenilikçi teknolojiler de davetlilerle paylaşıldı. Ayrıca, SAP Perakende Forum bu yıl ilk defa perakende sektörünün en önemli gündem konularından biri olan POS (yazarkasa) çözüm örneklerinin sunulduğu teknoloji köşesine de ev sahipliği yaptı.

Çözümevi, SAP S/4HANA ile gerçekleştirilen Kocaer Haddecilik SAP projesini devreye aldı. Proje; 1 proje yöneticisi, 10 modül danışmanı, 2 çözüm lideri, 5 ABAP danışmanından oluşan 18 kişilik bir ekip tarafından hayata geçirildi. SAP S/4HANA ile gerçekleştirilen proje kapsamında FI-Muhasebe, TRM-Kredi ve Risk, AA-Duran Varlıklar, COMaliyet Muhasebesi, MM-Malzeme Yönetimi, PP-Üretim Planlama, QM-Kalite Yönetimi ve SD-Satış Dağıtım modülleri kurgulandı. Ayrıca Kocaer’e özgü süreçler çerçevesinde şu uygulamalar oluşturuldu ve devreye alındı: Sipariş Karşılama Programı, Üretim Planlama Havuzu Programı, İş Emri Kokpit Programı, Kütük Kesim Ekranı, SAP-EBA Entegrasyonu, SAPPratis Entegrasyonu, SAP-Boysweb Entegrasyonu, Kantar Entegrasyonu, SAP-Excalibur Üretim Sistemi Entegrasyonu, e-Fatura Çözümü, e-Defter Çözümü. Çözümevi’nin başladığı ilk SAP S/4HANA projesi olan ve deneyimli danışman kadrosu tarafından başarıyla hayata geçirilen proje sonucunda, Kocaer Haddecilik tüm iş süreçlerinde entegre bir yapıya kavuştu. Proje öncesinde

stok takibi konularında yaşanan sıkıntılar ortadan kaldırılarak genel anlamda daha sağlıklı ve güvenilir bir raporlama yapısı elde edildi. Üretim yapan bir firma olarak Kocaer Haddecilik, SAP S/4HANA ile üretim planlama ve satış süreçlerinin entegrasyonu sayesinde üretim planlamada da verimlilik artışı elde etti.

43


HABERLER..........................................................................................................................................................................................

YILPORT HOLDİNG DİJİTAL DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE SAP’Yİ SEÇTİ Dünyanın en büyük 15 liman operatöründen biri olan Yılport Holding, dijital dönüşümünü itelligence Türkiye ile gerçekleştiriyor. 8 ülkede işlettiği 20 liman ve 6 kara terminaliyle 2025’e kadar dünyanın en büyük ilk 10 işletmecisi arasında yer almayı hedefleyen Yılport, itelligence Türkiye’nin sunduğu uçtan uca SAP uygulama hizmetleriyle BT altyapısını sadeleştirerek tüm fonksiyonlarını tek elden yönetmeyi planlıyor. Proje kapsamında, iş süreçlerini kolaylaştıran ve hızlandıran SAP çözümleri uygulanarak Yılport Holding’in global büyüme stratejisi desteklenecek. Atlas adı verilen proje, Yıldırım Şirketler Grubu çatısı altındaki şirketlere özel bir dijital dönüşüm projesi olarak başlatıldı. Yılport Holding, projenin ilk uygulama ayağını oluşturuyor. Holding’in Türkiye, İsveç, Norveç, Portekiz, Peru ve İspanya gibi birçok ülkedeki liman operasyonlarında kullanılan lokal fiyatlandırma yapılarını aktivite bazlı

esnek fiyatlandırma modelleriyle global bir bütünlüğe ulaştırmak ve terminal bazlı özelleştirilebilir fonksiyonlarla kolay yönetilebilir hale getirmek, projenin temel hedefleri arasında yer alıyor. Bu doğrultuda limanlarda verilen servislerin tarifeleri,

müşteri sözleşmeleri ve operasyonel aktiviteler üzerinde eş zamanlı kontrol ve faturalandırma yapılması hedefleniyor. Finansal raporlamaya kadar tüm süreçler birbirine entegre edilerek hızlandırılıyor, kolay arayüzler sayesinde verimlilik artışı sağlanıyor.

TÜRKTRAKTÖR, SAP ÇÖZÜMLERİYLE SATIŞ PLANLAMADAN STOK YÖNETİMİNE KADAR PEK ÇOK SÜRECİ İYİLEŞTİRDİ TürkTraktör, IMPROVA danışmanlığında SAP S&OP, ERP ve SPP ürünlerini canlı kullanıma alarak Satış ve Operasyonel Planlama, Ar-Ge, Planlama, Çizelgeleme, Üretim Takip, Stok Yönetimi, Parça Temini/Tedarikçi Yönetimi ve Yedek Parça Planlama süreçlerini iyileştirdi. Türkiye’nin en büyük traktör üreticisi olan ve 1954 yılından beri modern tarıma yön veren şirket olma vizyonu ile hareket eden TürkTraktör, IMPROVA danışmanlığında gerçekleştirilen SAP S&OP projesiyle yurt içi-yurt dışı sipariş toplama ve onay süreçlerini konsolide bir elektronik ortama taşıdı. Planlamada hız ve esneklik kazanarak uzun dönemli simülasyonları gerçekleştirebilecek bir veri ortamına da geçen TürkTraktör’deki projede lojistik kısıtlar ile birlikte

44

finansal hedef ve göstergeler de dikkate alındı ve bunlar mevcut üretim-satış planı ile örtüştürüldü. Diğer taraftan, Ar-Ge projesiyle de ana ürün ve komplelere ait ürün ağaçları çeşitli kurallara bağlı olarak otomatik biçimde oluşturulmaya başladı. Yedek parça tarafında, fabrika ile aynı veri ortamında çalışılması sağlanırken, yedek parça süreçlerine özgü merkezi bir planlama için SAP altyapısı kullanıldı. Ana depo, dağıtım merkezleri, servis noktalarının da dahil olduğu bir stok-tedarik planlama süreci kurgulandı ve stok performansı tüm tedarik zinciri üzerinde izlenebilir ve anlık olarak ölçülebilir hale geldi. Kapsamlı projenin Üretim Takip tarafında yapılan çalışmalar

sonucunda tüm montaj hatları el terminalleriyle yönetilebilir hale geldi. Komponent ve araç montaj hatlarında anlık izlenebilirlik sağlandı. Bileşen tüketimlerinin anlık olarak gerçekleştirilmesiyle de stok ve plan yanlışlıkları önlendi. TürkTraktör’ün Üretim ve Malzeme Planlama sürecinde SAP S&OP tarafından belirlenen aylık/günlük tempolara uyumlu bir üretim planı hayata geçirildi. Stok Yönetimi’nde yapılan iyileştirmeler sonucunda ise iç kanban ile hat beslemeleri eksiksiz ve minimum stok ile yapılmaya başladı. SAP projesi çerçevesindeki Parça Temin ve Tedarikçi Yönetimi süreçlerinde de planlı ve kesin siparişler tedarikçilere anlık olarak yayınlanabilir hale geldi.


Dijital Dönüşümün Her Noktasında Çözümevi

Hızlı, yalın ve akıllı kurumsal işletme yapısı

Başarıya ulaştıran insan kaynağı yaklaşımı

Fark yaratan müşteri etkileşimi

Daha iyisi, Daha ilerisi için

Askent Sokak Kosifler İş Merkezi No: 3/B A Blok Kat: 5 İçerenköy, Ataşehir - İstanbul

+90 216 467 1458 +90 216 302 8583

info@cozumevi.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.