İnovasyonun, bilgi teknolojilerinin ve bilişim sektörünün nabzını tutan Bilgi Çağı dergisi, dünyadan ve Türkiye’den en güncel haber ve röportajlarla www.bilgicagi.com’da!
ARALIK 2015
Ayın Konusu
Enerji verimliliğinde “akıllı şebekeler”
Bilgi Çağı’nda Zamanın Ruhu • ABD siber güvenlik için(!) vatandaşlarını takip edebilir • Vodafone’dan kanserle savaşa telefonla destek
Kurumsal Bakış • ESET NOD32 Antivirus 9 ve ESET Smart Security 9 çıktı • Acronis Access Advanced ile paylaşım denetim altında • Türk Telekom Grubu TT175’i tanıttı • Vestel akıllı telefonu Venus’ün yeni modelini tanıttı: V3 • Facebook’a yeni Türkiye Direktörü • “Erişilebilirlik” neden vazgeçilmez?
Röportaj
“Gelirimizin yüzde 70’ini telif olarak ödüyoruz” Ergül Çivi Spotify Türkiye Ülke Müdürü
Piyasada cihaz çok Cihaz Danışmanı tek Siz de yarinahazirim.com’a girin, işinizin ihtiyacı olan cihazları, Vodafone Yarına Hazırlayan Cihaz Danışmanı söylesin. yarinahazirim.com
Vodafone
AYIN KONUSU
Enerji verimliliğinde “akıllı şebekeler” Günümüzde özellikle yenilenebilir elektrik üretiminin önem kazanması ile birlikte, gerçek zamanlı fiyatlamanın yapıldığı serbest piyasa sisteminde akıllı sistemlere ihtiyaç duyuluyor. Böylelikle talep gerçek zamanlı olarak kısmen dengelenebilmekte ve tam olarak hesaplanamayan fakat öngörülebilen yenilenebilir elektrik üretiminin şebeke üzerinde neden olduğu olumsuz etkiler en aza indirilebiliyor. Sayfa 14
İÇİNDEKİLER ZAMANIN RUHU 4 • ABD siber güvenlik için(!) vatandaşlarını takip edebilir • Vodafone’dan kanserle savaşa telefonla destek
KÜNYE İmtiyaz Sahibi Cem Tecimen Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu) Aylin Tarhan Kuru aylin.tarhan@konakmedya.com Yazı İşleri Müdürü Cem Sünbül cem.sunbul@bilgicagi.com Yazı İşleri Ekibi Ayşe Başcı, Ayşen Erdoğan Melda Bağdatlı Web Geliştirme ve Sosyal Medya Ahmet Olgun Grafik Tasarım Kadir Kaymakçı Reklam Müdürü Güler Kına Okumuş guler.okumus@konakmedya.com Yapım ve Yönetim
Vestel Venüs V3
Türk Telekom TT175
KURUMSAL BAKIŞ
• ESET NOD32 Antivirus 9 ve ESET Smart Security 9 çıktı • Acronis Access Advanced ile paylaşım denetim altında • Türk Telekom Grubu TT175’i tanıttı • Vestel akıllı telefonu Venüs’ün yeni modelini tanıttı: V3 • Facebook’a yeni Türkiye Direktörü • “Erişilebilirlik” neden vazgeçilmez?
AYIN KONUSU
Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi 3. Blok No: 10 Kat: 5 Daire: 54 Gayrettepe / İstanbul Tel: 0212 216 97 00 www.konakmedya.com
Baskı
6
14
• Enerji verimliliğinde “akıllı şebekeler”
RÖPORTAJ 18 • Spotify Türkiye Ülke Müdürü Ergül Çivi: “Gelirimizin yüzde 70’ini telif olarak ödüyoruz”
Portakal Basım Matbaacılık San. Tic. A.Ş. Huzur Mah. Tomurcuk Sok. No: 5/1 Seyrantepe-İst. Tel: 0212 332 28 01 Yayın Türü: Platform Yayın Tarihi: Aralık 2015 bilgicagi.com habermerkezi@bilgicagi.com facebook.com/bilgicagicom twitter.com/bilgicagi Açık Radyo 94.9 Bilgi Çağı Programı
Ana sponsor
Bilgi Çağı yazılarına ulaşmak için mobil uygulama mağazalarından telefonunuzla uyumlu uygulamayı ücretsiz yükleyebilir; yazıyı okumak için uygulamayı çalıştırdıktan sonra telefonunuzun kamerasıyla yazının altındaki alanın fotoğrafını çekebilirsiniz.
2
Ergül Çivi
kasım ’15 Amazon ilk fiziksel kitap evini açıyor
1
bakışta ayın özeti
Facebook artık haber kaynağında Spotify ve Apple Music şarkılarını oynatacak Facebook’tan en fazla bilgi talep eden ülke Amerika Sürücüsüz araçlar sürücüsü olan araçlardan daha mı güvenli? Uber Almanya’da üç şehirden çekiliyor Firefox internet tarayıcısının iOS versiyonu nihayet çıktı Google’dan haritalara katkıda bulunanlara 1 TB Google Drive!
Tesla’ya ciddi rakip mi geliyor? YouTube Müzik hayata geçti, ama Türkiye’de yok! Facebook yeni bir fotoğraf özelliği için deneylere başladı Google’ın Drone’ları 2017’de servise başlıyor
Microsoft fotoğraftan ruh halini tanımlıyor 3
ABD siber güvenlik için(!) vatandaşlarını takip edebilir “İzleniyorsunuz. Devlet gizli bir sisteme sahip. Sizi günün her saati izleyen bir makine” diyordu Harold Finch, Person of Interest dizisi başlarken… Siber Güvenlik Bilgi Paylaşımı (CISA) kanunu kabul edilirse bu gizli sistem yasalarla koruma altına alınarak açık bir şekilde kullanılacak. ABD Senatosu Siber Güvenlik için Bilgi Paylaşımı yasa tasarısını (CISA) 21 olumsuz oya karşılık 74 evetle kabul etti. CISA kabul edildiği takdirde teknoloji şirketleri kullanıcı verilerini devlet kurumlarıyla rahatlıkla paylaşabilecek. Benzer bir düzenleme de Temsilciler Kurulu tarafından onaylandı. Her iki tasarı, ABD Başkanı Obama’nın onayına sunulmadan önce konferans komitesine iletilmek zorunda. ABD’de siber güvenliği iyileştirmek için önerilen yasa, Google, Facebook, Twitter gibi teknoloji şirketlerini
“siber tehlike işareti” taşıyan bilgileri ABD Ulusal Güvenlik Bakanlığı’yla kullanıcının haberi olmadan paylaşmasını, yani bir nevi doğrudan NSA’ye teslim etmesini sağlayacak. Bu yasayla birlikte ilgisiz olan
kişisel verilerin paylaşılmasını engellemeye yönelik hiçbir sınır da bulunmuyor; yani e-postalar, mesajlar ve tweetlerin ABD’li yetkililerin gözetiminde olması alenen kabul edilmiş olacak. Apple, geçtiğimiz ay Washington Post’a yaptığı açıklamada “Bu yasa önerisini onaylamıyoruz. Bizim için müşterilerimizin güveni her şeyin üstündedir ve güvenliğin kişisel gizliliğin ihlal edilerek sağlanabileceğine inanmıyoruz,” demişti.
Vodafone’dan kanserle savaşa telefonla destek
Vodafone Avustralya’nın çıkardığı DreamLab adındaki Android uygulamasıyla, akıllı telefonunuz, siz onu kullanmazken kanser araştırmalarına destek oluyor. Sydney’de
4
yer alan Garvan Medikal Araştırmalar Enstitüsü işbirliğiyle geliştirilen DreamLab uygulaması ağa bağlı cihazların gücünü şebeke mantığında birleştirerek merkezdeki veri işleme gücüne direkt katkı sağlıyor. Böylece kanser üzerine yapılan araştırmalardaki kompleks simülasyonların daha hızlı çözülmesine yardımcı oluyor. Uygulama sadece cihazınız şarjdayken çalışıyor ki bu akıllı telefonlar için elzem; aksi takdirde pil ömründen zaten şikayetçi olanlar bu uygulamaya gönüllü olarak destek vermek istemeyebilirdi. Mobil ağlar ve Wi-Fi üzerinden çalışan uygulamanın fikir babası Vodafone Avustralya ise kendi ağını kullananlardan ücret almıyor. Yani Türkiye’den destek vermek istiyorsanız Wi-Fi üzerinden güç vermeniz cebiniz açısından daha faydalı olacaktır.
Kurumsal Bakış ESET NOD32 Antivirus 9 ve ESET Smart Security 9 çıktı Türkiye’nin en çok tercih edilen antivirüs yazılımlarından olan ESET NOD32 Antivirus ve ESET Smart Security ürünlerinin 9’uncu sürümleri kullanıma sunuldu. Bilgisayar kullanıcılarının yüzde 30’unun güvenlik kaygısı nedeniyle finansal işlem yapmaktan uzak durduklarını göz önünde bulunduran ESET, online bankacılık ve alışveriş işlemlerine yönelik ekstra bir güvenlik katmanı geliştirdi. ESET Smart Security, parasal transferlerin güvenli ortamda yapılmasını sağlayan “Bankacılık ve Ödeme Sistemleri Koruması” ile geliyor. Bilgisayar sistemlerini artan dijital saldırılara karşı koruyacak olan ESET NOD32 Antivirus ve ESET Smart Security; virüs, truva atı, solucan, rootkit, botnet, oltalama teknikleri, casus yazılımlar ve şifre-fidye programları gibi kötü amaçlı yazılımlara karşı yeni teknolojiler ve geliştirilmiş algılama metotlarıyla mücadele ediyor. Programlar, ESET’in bildik az kaynak tüketimiyle bilgisayarları yormadan güvenlik sağlarken, Microsoft’un yeni işletim sistemi Windows 10 ile tamamen uyumlu. ESET güvenlik ürünleri, kullanıcılarını her türlü dijital tehdide karşı farklı seviyelerde çok katmanlı bir yaklaşımla koruyor.
Acronis Access Advanced ile paylaşım denetim altında Yeni kuşak veri koruma pazarının küresel lideri Acronis, kurumlar için güvenli dosya erişim, senkronizasyon ve paylaşım çözümü Acronis Access Advanced’in son sürümü olan 7.2’nin pazara sunulduğunu duyurdu. Daha gelişkin güvenlik ve gizlilik fonksiyonlarına sahip bulunan
6
yeni Acronis Access Advanced, pazarın önde gelen içerik yönetimi ve depolama sistemlerini doğrudan destekliyor. Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmak üzere ürünün Apple iOS cihazları için kullanıcı arayüzü yeniden tasarlanmış. Yeni Acronis Access Advanced çözümünün kullanıcısı olan MidValley IT şirketinin Teknoloji Hizmetleri Müdürü Corri Silveira, 7.2 versiyonu ile kullanıcılarına SharePoint’in yanı sıra, özel bulutlarında paylaşılan tüm dosyalara yüksek düzeyde güvenli erişim ve paylaşım olanağı sağladıklarını belirtirken, ürünün geniş kapsamlı güvenlik, granüler politika yönetimi gibi özellikleriyle de verileri tam olarak kontrol edebildiklerini söylüyor. Silveira yeni versiyon ile kullanıcıları, cihazları ve veriyi yönetme becerilerinin arttığını da sözlerine ekliyor.
YASAL DEĞİŞİKLİKLERE DİKKAT!
SİZ DE e-FATURA KAPSAMINA GİRMİŞ OLABİLİRSİNİZ
İ
e-Fatura, e-Defter ve e-Arşiv için son tarih: 31 Aralık 2015
ş süreçlerinin elektronikleşmesine imkân sağlayan e-Dönüşüm uygulamaları, yasal zorunlulukların da etkisiyle ülke çapında hızla yaygınlaşıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı öncülüğünde e-İmza ve e-Fatura ile başlayan Teknolojiye-Dönüşüm hareketi, e-Defter ve e-Arşiv uygulamalarıyla devam ediyor. Yayınlanan yeni tebliğlerle birlikte kapsamı her geçen gün genişleyen sürece, hedeflenen tüm mükelleflerin kademeli olarak dâhil olmaları planlanıyor. Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre 2015 yılı başında yaklaşık 20 bin olan e-Defter ve e-Fatura mükellef sayısının 2016 itibariyle 50 bini aşması beklenirken, kesilen e-Fatura sayısının 2015 yılı sonunda 110 milyon, 2016 yılında ise 500 milyonun üzerinde olacağı öngörülüyor. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) yeni düzenlemesiyle, 10 milyon TL ve üzeri ciroya sahip mükelleflerin 31 Aralık 2015 tarihine kadar e-Fatura ve e-Defter uygulamalarına zorunlu olarak geçmeleri gerekiyor. Düzenlemeyle ayrıca 2014 cirosu 5 milyon TL ve üzerinde olan e-Ticaret yapan firmalara da 31 Aralık 2015 tarihine kadar e-Arşiv uygulamasına geçme şartı geliyor. ISIS BİLİŞİM İLE TEKNOLOJİYe-DÖNÜŞÜM 2002 yılından bu yana BT
ve e-Dönüşüm konularında hizmet veren ISIS Bilişim, Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan aldığı Özel Entegratör yetkisi ile e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-Bilet, e-Saklama ve e-Görüntüleme hizmetlerini tek elden hızlı, güvenli, yenilikçi ve yaygın ürünleri ve çözüm odaklı yaklaşımı ile müşterilerine sunuyor.
DENEYİMLİ BİR ENTEGRATÖRLE ÇALIŞMAK ÖNEMLİ e-Dönüşüm uygulamalarının kurumlara faydalarından bahseden ISIS Bilişim Genel Müdürü Mustafa Yurtoğlu; “Veri güvenliğini artıran, zaman, işgücü ve kâğıt tüketiminde önemli tasarruflar sağlayan e-Dönüşüm uygulamaları, özellikle e-Defter ve e-Fatura kullanımının yaygınlaşmasıyla, kayıt dışı ekonominin önüne geçilmesinde de aktif rol oynuyor” dedi. e-Dönüşüm süreçlerinde alanında uzman ve deneyimli bir entegratörle
çalışmanın önemine de değinen Yurtoğlu; “e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv gibi e-Dönüşüm uygulamalarını kullanmaya başlamak kadar sonraki süreç de önemli. Uygulamalarla ilgili geliştirme, güncelleme ve eğitim gibi hizmetlerin kaliteli bir şekilde sürdürülmesi gerekiyor. Biz ISIS olarak e-Dönüşüm çözümlerini hayata geçirmekle beraber hizmet sürecinin devamlılığı ve kalitesi konusunda da iddialıyız.” şeklinde konuştu. YASAL DEĞİŞİKLİKLERE DİKKAT Yeni yasal düzenlemelerle e-Dönüşüm kapsamının genişlemesine de değinen Mustafa Yurtoğlu; “Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yayınladığı tebliğ ile birlikte 2014 yılı brüt satış hasılatı 10 Milyon TL ve üzerinde olan tüm mükelleflerin 1 Ocak 2016 itibariyle e-Fatura ve e-Defter kullanma zorunluluğu getirildi. İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı cirosu 5 milyon TL ve üzerinde olan mükelleflerin de 1 Ocak 2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına başlaması zorunlu kılındı.” bilgisini aktardı. Yurtoğlu değişikliklerle ilgili mükellefleri uyararak “e-Dönüşümün kapsamının genişlediğinin farkında olmayan işletmeler mevcut. Mükelleflerin yasal değişiklikler konusunda dikkatli olmaları gerekiyor.” dedi.
7
Kurumsal Bakış Türk Telekom Grubu TT175’i tanıttı
Türk Telekom Grubu, kendi markasını taşıyan ilk akıllı telefonu TT175’i düzenlediği bir etkinlikte tanıttı. Türkiye’de parmak izi okuyucusuna sahip ilk operatör markalı cihaz olan TT175, metal gövdesi, 5,5 inç full HD çözünürlüğündeki ekranı, gerçek 8 çekirdekli işlemcisi ile sınıfında dikkat çekiyor. 13 MP arka, 5 MP ön kamera ve Kamera+ uygulaması ile çok kaliteli fotoğraf çekme
özelliğine sahip. TT175, KDV dahil 899 TL’lik peşin fiyatıyla Aralık’ta satışa sunuluyor. Türk Telekom Grubu Bireysel İş Birimi CEO’su Erkan Akdemir bu atılım hakkında şunları söyledi: “Türk Telekom Grubu’nun mobil markası Avea ile başladığımız, ‘kendi markamızla akıllı telefon üretme işine’ bugün artık ‘Türk Telekom’ markası ile devam ediyoruz.”
Facebook’a yeni Türkiye Direktörü Facebook, Derya Özkaya Matraş’ın yeni Türkiye Ülke Direktörü olarak atandığını duyurdu. Şirketin Londra ofisinde görev yapacak olan Matraş, Facebook bünyesinde Türkiye’de faaliyet gösteren marka ve ajansların Facebook, Instagram ve diğer ilgili şirket ürünlerini en iyi şekilde kullanmalarına yardımcı olmak amacıyla çalışan ekibe liderlik edecek. Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Elektrik–Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde alan Matraş, Columbia Business School’da MBA derecesini tamamladı. Daha önce Oliver Whyman, McKinsey & Company gibi uluslararası şirketlerde görev aldı. Matraş, Facebook’a katılmadan önce Doğan Holding bünyesinde Perakende, Eğlence ve Eğitim Grubu’ndan sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yapmaktaydı.
Vestel akıllı telefonu Venus’ün yeni modelini tanıttı: V3 Vestel, 3 milyon adet yurtiçi satış ve 1 milyon adet ihracat hedefiyle, Türkiye’nin ilk yerli akıllı telefonu Venus’ün yeni serisi Venus V3’ü tanıttı. İnce ve hafif tasarımı ile dikkat çeken yeni Venus V3; 5570, 5070 ve 5040 olmak üzere üç yeni modelle tüketicilerin beğenisine sunuldu. Yeni V3 serisinin üst segmente yönelik tasarlanan 5570 modeli, şarj süresini yüzde 75 hızlandıran Quick Charge 2.0 özelliği, 13MP arka ve 8MP ön kamerası, 5.5 inç Full HD IPS ekranı, 8 Çekirdekli 64 bit Qualcomm işlemcisi, 2GB RAM’i ve 32GB dahili depolama kapasitesi sunuyor. Avrupa’nın en büyük endüstri komplekslerinden biri olan Vestel City’de tasarlanıp üretilen Venus V3 serisi, yeni nesil mobil iletişim teknolojisi 4,5G şebeke uyumuna sahip. Venus V3 serisinde tavsiye edilen perakende satış fiyatları 5570 modeli için 1299 TL, 5070 modeli için 1149 TL, 5040 modeli için 849 TL olarak açıklandı.
8
onlinealışveriş
Online olduğumda ESET beni güvende tutar. Şimdi bankacılık ve ödeme sistemleri koruması ile hem şifrelerim hem de kişisel bilgilerim güvende. İnternette keyif aldığım herşeyi yapmakta özgürüm! Daha fazla bilgi için;
www.eset.com.tr
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Kurumsal Bakış “Erişilebilirlik” neden vazgeçilmez? “Kesintisiz” çalışma çağı başladı. Bu da gelişmiş bağlanabilirliğin artması ve internete kolay ve ekonomik erişimi sağlayan cihazlar sayesinde oldu. Çevik mobil iş gücümüz ve müşteri beklentileri, çeşitli saat dilimlerinde ürünlere ve hizmetlere devamlı erişimi olağan karşıladığımız bir dünya yarattı. Dolayısıyla kurumlar artık herhangi bir BT hizmetinin ya da uygulamanın dakikalar içinde kurtarılması gibi zorlu bir görev olan “erişilebilirlik” ile karşı karşıya. Var olan kaynakların daha yüksek bir hızda ve etkili bir şekilde kullanımını sağlamak için pek çok kurum sanallaştırma, modern depolama çözümleri ve bulut tabanlı hizmetler üzerine inşa edilmiş modern veri merkezlerine geçtiler. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Veeam Kıdemli Ürün Stratejisi Yöneticisi Rick Vanover, Veeam’in 2014’te hazırladığı 4. Veri Merkezi Erişilebilirliği Raporu’na göre kurumların hâlâ planlansız uygulama kesintileri yaşadıklarını belirtiyor ve ekliyor: “Bu kesintiler ayda ortalama bir defadan fazla meydana geliyor ve kurumlarda yıllık 1,4-2,3 milyon dolar arası ciro kaybına mal oluyor.”
Bulut bilişim ve mobilite Dünya üzerindeki pek çok ülkede mobilitedeki patlamanın, bulutun evriminin temel yönlendiricisi olduğunu ifade eden Vanover’e göre mobil cihazların yayılmasıyla birlikte bu veri profilinin nasıl yönetileceği ve verinin her an kullanılmaya hazır olmasının nasıl sağlanacağı soruları ortaya çıktı. “Mobildeki veri büyümesi müthiş. Peki,biz hangi bilginin değerli, hangisinin ise gereksiz olduğuna nasıl karar vereceğiz? Her şeyi saklamalı mıyız? Her şeyi sınıflandırmalı mıyız? Mobil cihazınızın hizmet sağlayıcıya gönderdiği her şey sonsuza kadar saklanıyor mu? Buna gerek var mı? Eğer cevap evetse bunun nedeni kanunlar mı yoksa uyumluluk sağlamak için mi? Kurumların bu tür seçimleri yapmasının ardında yatan neden, veri yoğunluğunun bulutun temelindeki yapıyı daha önce hiç görülmemiş ölçüde zorlaması ve sadece yükselmeye ayarlanmış olmasıdır.
Artan mobilite sayesinde müşterilerin taleplerinin artması, bulutu benimsenmesinin ardındaki en büyük etken. Bu arada bulut da kurumların araştırıp bulduğu ve faydalı hale getirdiği tüm verileri destekliyor. Uygulamalar ve bulut sağlayıcılar ayak uydurmaya çalışırken, bulut Vanover’a göre, bir arıza sırasında müşterilerin çoktan erişilebilirliğin ötesinde değişmeye ve IoT sabırla bekledikleri günler çok geride kaldı. (Nesnelerin İnterneti) ile beraber yakalanabilen Kurumlar artık ciro, müşteri tüm oluşmuş veri noktalarını da güveni ve daha da kötüsü kapsamaya başladı. Veri yönetiminin itibar kaybı riskiyle karşı bir sonraki evresi IoT tabanlı giyilebilir karşıya kalıyorlar. Düzgün cihazlar ve diğer akıllı cihazlardan işleyen operasyonlar için gelen veri profilleri olacak. ” Vanover, görev-kritik haline gelen tüm bu verinin erişilebilirliğinin, en “erişilebilirlik”le kurumlar ufak bir arızanın bile kabul edilmediği kesintisiz çalışabilir ve büyük bir zamanda nasıl sağlanacağı veri ve yazılım tanımlı ağı konusuna da değiniyor: “Mobilite yönetmek yanında bulut sadece tüketicileri değil, mobil bilişim, mobilite ve nesnelerin hizmetlere bağlı olan birçok farklı interneti gibi en son sektörü ve bunlar üzerinden sağlık gelişmeleri benimsemeye hizmetleri gibi ulaşılabilir olan verileri Rick Vanover de etkiliyor. devam edebilirler. 12
Ayın Konusu
Enerji verimliliğinde “akıllı şebekeler” Cem Sünbül Akıllı şebekeler ile hem enerji üretimi hem de tüketiminde ciddi farklılıklar meydana geliyor. Akıllı teknolojilerin kullanımı bugün yalnızca enerji firmalarının iş yapış seklini değiştirmekle kalmıyor; geleceği de şekillendiriyor.
G
ünümüzde özellikle yenilenebilir elektrik üretiminin önem kazanması ile birlikte, gerçek zamanlı fiyatlamanın yapıldığı serbest piyasa sisteminde akıllı sistemlere ihtiyaç duyuluyor. Böylelikle talep gerçek zamanlı olarak kısmen dengelenebilmekte ve tam olarak hesaplanamayan fakat öngörülebilen yenilenebilir elektrik üretiminin şebeke üzerinde neden olduğu olumsuz etkiler en aza indirilebiliyor. Bu gibi nedenlerle akıllı şebekeler dünya için olduğu gibi, nüfusu 80 milyona yaklaşan ülkemiz için de elzem konu başlıkları arasında
14
yer alıyor. Okurlarımız için akıllı şebekelerle ilgili olarak farklı şirketlere sorular yönelttik. Genişletilmiş versiyonunu silgicagi.com üzerinde bulabileceğiniz yazımızdaki bilgilere göre, enerji talebinin sürekli arttığı günümüzde ve nesnelerin interneti ile daha da çok artacağı gelecekte, akıllı şebekeler adeta bir zorunluluk olacak. Alcatel-Lucent Uğur Terzioğlu / TürkiyeAzerbaycan Kurumsal Müşteriler Satış Direktörü Enerji şirketlerinin Türkiye’de hangi nedenlerle uzaktan okuma, akıllı sayaç veya akıllı şebekelere ihtiyaçları var? Bunun önündeki engeller neler ve nasıl aşılır? Türkiye’de enerji şirketlerinin uzaktan okuma/ akıllı sayaç uygulamalarındaki temel motivasyon
EPDK düzenlemeleri gereği belirli limitlerde gündeme getirilen zorunluluklardır. Kayıp/kaçak oranı yüksek bölgelerde dağıtım şirketleri bu çözümlere tüm abonelerini kapsayacak şekilde ciddi harcamalar yapmak istemektedir. Fakat bunun için, bu alanda yapılacak tüm harcamaların yatırım olarak adlandırılabilmesi ve tarife yapısına yansıtılması beklemektedirler. Akıllı şebekeler konusu ise ulusal düzeyde ele alınması gereken, makro düzeyde bir stratejiye ve yol haritasına ihtiyaç duyan bir konudur. Mevcutta yürütülen TAŞ 2020 adı verilen ulusal akıllı şebekeler stratejisi/yol haritası çalışmasının 2016 yılı içinde tamamlanmasını ve sektör oyuncularına yön göstermesini bekliyoruz. Atos Servet Solmaz / Enerji Sektörü Satış Direktörü Akıllı sayaçlar, uzaktan okuma yapılabilen sayaçların enerji verimliliğinde ne gibi faydaları var? Uzaktan okuma yapabilen sayaçlar, şirketlerin her bir sayaca tek tek gitme zorunluluğunu ortadan kaldırdığı için hem enerji hem de zamandan tasarruf ederek hizmet kalitesini de arttırmayı sağlıyor. Atos’un “Smart Grid Solution” çözümü, çok sayıda abone ve bu abonelerin
kullanımında olan sayaçların tek bir merkezden yönetilebilmesini sağlıyor. Enerji dağıtım şirketleri, bu çözüm sayesinde tek bir sayaç üreticisine bağımlı kalmıyor; ayrıca birden fazla protokolden faydalanabiliyor. Atos Smart Grid Solution, bu noktada devreye girerek, sayaçların ölçümü ve sayımını gerçekleştiriyor. Atos’un bu çözümünden faydalanan şirketler, sahadaki sayaçlardan veriyi okumakla kalmayıp, merkezden sahadaki sayaca müdahale ederek veri gönderebiliyor. Ayrıca yine sayacın yanına gitmeye gerek kalmadan yönetimini gerçekleştiriyor ve maliyetlerin de düşmesini sağlıyor. Fransız elektrik dağıtım şirketi Électricité de France (EDF), 35 milyon sayacın yönetimini sağlayan Atos Smart Grid Solution çözümünden faydalanıyor. Atos, global firmaların ürünlerini portföyünde barındırırken, Türkiye pazarına özel olarak geliştirdiği “Atos Abone Bilgi Yönetim Sistemi” (ABYS) çözümüyle de ülkenin şartlarına ve dinamiklerine uygun hizmetleri müşterilerine sağlıyor. Finanstan muhasebeye, bütçelendirmeden tedarik zinciri yönetimine, satın almadan envanter yönetimine, coğrafi bilgi sisteminden abone yönetim sistemine kadar birçok konuda Atos’un enerji firmalarının operasyonel sürecine katkı sağlayacak çözümleri bulunuyor. Sahadaki en ufak ekipmandan, CEO’nun önüne konan ‘dashboard’a kadar tüm süreçlere hakimiz. Teknik bilginin yanı sıra tüm sektörel süreçleri de biliyor olmamız, bizi tercih edilen bir iş ortağı kılıyor. Böylece enerji firmalarına esneklik, zaman ve maliyetten tasarruf sağlıyoruz. Deloitte Türkiye Uygar Yörük / Enerji ve Doğal Kaynaklar Lideri Akıllı şebeke nedir? Akıllı şebeke, konvansiyonel elektrik şebekelerinin bilgi ve iletişim teknikleri ile desteklenerek “akıllandırıldığı”, şebeke üzerinde izleme ve kontrol kabiliyetlerinin arttırıldığı uygulamalar bütünü olarak tanımlanabilir. Bilgi akışının üretim-iletim-dağıtım-tüketim döngüsünde çift yönlü olması, şebekeyi 15
Ayın Konusu akıllandıran kabiliyetlerin de çeşitlenmesi ve etki alanının artması açısından önem taşımaktadır. Şebekenin yük konumunda bulunan tüketicilerin, tüketimleri ile ilgili bilgisinin artması, kendilerinin tüketimlerini planlamasına ve kontrol etmesine olanak sağlamaktadır. Aynı şekilde, üretici ve dağıtıcı perspektifinden değerlendirildiğinde de, üretim optimizasyonunun geliştirilmesi, dengesizliklerin azaltılması, izleme ve kontrol sistemleri ile şebekenin verimli kullanımı, teknik ve teknik olmayan kayıpların azaltılması, enerji depolama sistemleriyle yedek kapasite oluşturulması, mikro şebekelerin ve dağıtık üretim tesisleriyle şebeke yönetimine esneklik kazandırılması gibi faydalar tüketim üzerinde planlamayı ve dengelemeyi artırıcı etkiler sunmaktadır.
oluşturulmamıştır. Dağıtım şirketlerinin OSOS kurulumlarını kendi yatırım stratejileri doğrultusunda planlamaları beklenmektedir. Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, Türkiye’de de akıllı sayaç yaygınlaştırma çalışmalarının faydamaliyet analizleri doğrultusunda planlanması ve hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, öncelikle, Türkiye Elektrik Piyasası’nda akıllı sayaç yaygınlaştırmalarına yönelik, faydamaliyet analizine dayanan bir ekonomik etki değerlendirme modelinin oluşturulması gerekmektedir. Bu analizlerde nicel faydaların yanı sıra nitel, yani uzun vadede paraya dönüşebilecek sosyo-ekonomik boyutlara da yer verilmelidir. Bu bağlamda stratejiler, eylem planları, orta vadeli hükümet programları gibi, devlet düzeyinde birçok stratejik çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
IDC Fatma Özdemir / Türkiye Telekomünikasyon ve Medya Program Müdürü
Yukarıdakilerin yanı sıra regülasyon ve vergilerle ilişkili nedenlerle pazarın beklenen noktadan çok uzakta olduğunu söyleyebiliriz. Akıllı sayaçlar için kullanılan SIM kartları da dâhil olmak üzere tüm M2M SIM kartları sadece açılış vergisinden muaf. Ancak açılış vergisinin yanı sıra OIV, BTK ruhsat ücreti, tahsis kullanım ücreti ve KDV gibi farklı vergilere tabi. Mobil operatörlerin BTK ile özellikle her ay alınan ruhsat ücretinin alınmaması için görüşmeleri hâlâ devam ediyor.
Akıllı sayaçlarda devletin yeni iş modeli için çalışmalara desteği ne durumda? Türkiye’de akıllı sayaç sistemlerine ilişkin uygulamalar, günümüze kadar Otomatik Sayaç Okuma Sistemleri (OSOS) adı altında yürütülmektedir. Projelendirilen OSOS uygulamaları EPDK’nın Dağıtım Şirketlerine tahsis etmiş olduğu beş yıllık yatırım bütçelerinden karşılanmaktadır. Bir süre önce Türkiye Elektrik Piyasası’nda, sayaç mülkiyetinin hangi paydaşa ait olacağı çözümlenmiş, dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi süreci tamamlanmış, elektrik dağıtım ve tedarik faaliyetleri ayrıştırılmış, serbest tüketici limiti 2015 yılı itibari ile yıllık 4 MWh düzeyine inmiş ve liberalleşme süreci hızlanmıştır. Ticari kayıp konusu ise gündemdeki sıcak yerini hâlâ korumaktadır. Ancak, ne yazık ki hâlâ Türkiye Elektrik Piyasası’nda akıllı sayaç uygulamalarına ilişkin merkezi bir yaygınlaştırma stratejisi 16
Siemens Kürşat BAŞ / Enerji Yönetimi, Dijital Şebekeler – Yazılım Çözümleri, Teknik Satış ve Operasyonlar Enerji şirketlerinin Türkiye’de hangi nedenlerle uzaktan okuma, akıllı sayaç veya akıllı şebekelere ihtiyaçları var? Bunun önündeki engeller neler ve nasıl aşılır? Akıllı şebeke ve sayaç gibi ekipmanlarla elde edilip merkeze iletilen veri ve olay kayıtları sayesinde dağıtım şebekesi veya tüketici altyapısındaki doğru ve güncel durum analizi imkânı sonucunda işletme ve servis konularında
faydalar sağlanmaktadır. Akıllı ve uzaktan okumalı sayaçların yaygınlaştırılması sayesinde sayaçların yerinden okunması ile kaybedilen insan gücü ve ulaşım giderleri azaltılmaktadır. Haberleşme altyapısı giderleri, gelişen teknoloji ve yaygınlaşan haberleşme imkânları sayesinde insan gücü ve ulaşım maliyetlerinin tersine, devamlı düşmektedir. Akıllı sayaç ve şebekelerin kullanılması ile ileriye dönük altyapı planlamasında daha doğru veriler kullanılmaktadır. Bu sayede kurulum maliyetleri optimize edilmektedir. Akıllı şebeke sistemlerinin yaygınlaşmasındaki en büyük engel ilk kurulum maliyetleridir. Bu noktada doğru maliyet/fayda raporları ile doğru analizler yapılmalıdır. Şebekelerin veya sayaç gibi ekipmanların akıllı ve haberleşmeli olması sonucunda bu sistemleri işleten kişilerin de daha yetkin olması gerekmektedir. Bu noktada yetkin personel sayısının gerekli seviyeye gelmesi zaman alacaktır. Ayrıca yerel yönetmelik ve kanunlardaki hızlı değişimler sonucunda, kurulan sistemlerin kullanım ömürleri dolmadan, güncel şartlar doğrultusunda yenilenmesi gerekmektedir. Kurulacak sistemler esnek yapıda olacak şekilde seçilmeli ve olası değişiklere açık yapıda uygulanmalıdır. Türk Telekom Grubu Coşkun Şahin / Genel Müdür Yardımcısı Akıllı şebekelerde neler ön plana çıkıyor ve nelere dikkat edilmeli? Günümüzde büyüyen ve kalabalıklaşan şehirlerin enerji altyapıları, bilgi ve iletişim teknolojileri yardımıyla, doğru ve etkin yönetim sağlayan akıllı çözümlere büyük ölçüde ihtiyaç duyuyor. Yenilenebilir enerjiden elektrik üretimi yönteminin önem kazanmasıyla birlikte, gerçek zamanlı fiyatlamaya imkân tanıyan serbest piyasa sisteminde, akıllı sistemlere olan ihtiyaç da gün geçtikçe artıyor.
İşletmeciler açısından bakıldığında, şebekeyi doğru planlamak ve yapılandırmak, şebekede oluşabilecek dönemsel talep dalgalanmalarına önceden hazırlanabilmek, şebeke üzerindeki yükü dengeli ve etkin bir şekilde dağıtmak büyük önem taşıyan unsurlar. Bu ihtiyaçlara çözüm üretmek üzere tasarlanan akıllı şebekeler, işletmecilere her geçen gün artan verileri kolayca değerlendirme, yönetme ve anlık durum analizi yapma imkânı veren yapılar olarak öne çıkıyor. Akıllı şebekelere geçen işletmeciler müşteri memnuniyetini artırma, hizmet kesintilerini önleme gibi avantajlara kavuşuyor. Türk Telekom Grubu olarak, özellikle enerji verimliliğini artıran, son kullanıcı tüketiminde ölçülebilirliği kolaylaştıran ve işletmecilerin gereksinimlerini adresleyen çözümlere büyük önem veriyoruz. Bu amaçla akıllı şebekelerin her bir bileşeni için ayrı projeler geliştiriyoruz. Enerji dağıtım şirketleri için mobil tarafta; Makineler Arası (M2M) İletişim ürün ailemizle, sabit tarafta da Telemetri ürün ailemizle “Uzaktan Sayaç Okuma” altyapılarına yönelik erişim çözümleri sunuyoruz. Ayrıca yine enerji dağıtım şirketleri için “Enerji Kesinti Bilgisi” servisi üzerine çalışıyor, son kullanıcılar ve KOBİ’ler için de “Enerji İzleme Servisi” geliştiriyoruz. 17
Röportaj
Spotify Türkiye Ülke Müdürü Ergül Çivi:
“Gelirimizin yüzde 70’ini telif olarak ödüyoruz” Dünyanın büyük bir kısmında olduğu gibi ülkemizde de müzik piyasası oldukça hareketli. Şüphesiz Türkiye de müzik piyasasının etkin olduğu ülkelerden birisi ancak korsan pazarın etkisi de yadsınamaz düzeyde. Ne var ki online seçenekler arttıkça korsan müziğin etkisi de azalıyor. Online müzik servislerinden bahsettiğimizde akla ilk önce Spotify’ın gelmesinin haklı sebepleri var. Türkiye’ye 2013 yılında giren şirket, yapılan bir araştırmaya göre geleneksel bir radyo kanalı olsaydı Türkiye’nin en büyük 6. radyo kanalı olacaktı. Şubat ayından bu yana Türk sanatçılara da yer veren Spotify’ın, servisin kendisi gibi genç ve dinamik Ülke Müdürü Ergül Çivi ile görüştük ve müzik piyasasını ele alan geniş çaplı bir röportaj yaptık. Türkiye’de telif hakları nedeniyle birçok sorun yaşandı. Spotify bu konuyu aşmayı nasıl başardı veya bu konuda halen aşmaya çalıştığınız noktalar var mı? Spotify gibi online müzik dinleme servislerinin çıkış noktası, müzik sektörünün en büyük sorunlarından biri olan telif hakları ve korsan müziğe karşı daha iyi bir alternatif yaratma arzusudur. Spotify, bir eğlence formu olarak müziğe değer veren, tüm sanatçıların emeklerinin karşılığını alması gerektiğini savunan bir şirket. Spotify olarak kurulduğumuz günden bu yana tüm dünyada müzik sektöründeki hak sahiplerine 3 milyar doların üzerinde telif ödemesi yaptık. Bu paradan sanatçıların adil bir pay almasına ise özellikle özen gösterdik, gösteriyoruz. Online müzik dinleme (music streaming) sayesinde günümüzde sanatçıların bugün 10 yıl öncesine oranla daha fazla para kazanma olanağı bulunuyor. 18
Yeni bir pazara girerken, önceliğimiz her zaman müzik dağıtım ve dinleme alışkanlıklarını yasal dijital müzik lehine çevirmek oluyor. Özellikle Türkiye gibi korsan müzik sorunuyla ciddi anlamda başı dertte olan bir pazarda, korsanın yükselişini önlemek istiyoruz. Maalesef Türkiye müzik endüstrisinde korsanın payına dair elimizde net rakamlar yok. Ancak dünya genelinde müzik kayıt sanayisini temsil eden kuruluş IFPI’nin comScore/
Nielsen işbirliğiyle gerçekleştirdiği araştırma sonuçlarına göre dünyada internet kullanıcılarının yüzde 20’si düzenli olarak lisanssız hizmetler kullanmaya devam ediyor. Faaliyet gösterdiğimiz Norveç gibi gelişmiş pazarlarda ise, Spotify gibi online müzik dinleme platformlarının korsan oranını ciddi oranda düşürdüğünü gözlemliyoruz. Norveç’te müzik endüstrisinde korsanın payı yüzde 100 oranında düştü. Türkiye’de de benzer bir başarı elde edilmesi için çalışıyoruz. Türkiye pazarına girdiğimizden beri, MESAM (Türkiye Müzik Eserleri Sahipleri Birliği), MSG (Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği), Doğan Müzik ve Avrupa Müzik gibi bütün meslek birlikleri, ana plak şirketleri ve yayıncılar ile müzik endüstrisinin daha hesap verilebilir ve raporlanabilir hale gelmesi için ortaklıklar kurduk. Müzik hak sahipleri ve sanatçılar ile kurulan bu ortaklıklar, bir pazarda online müzik dinleme hizmetinin gelişmesi için en temel ilk adım. Bu anlamda Türkiye müzik endüstrisinin tam desteğine sahip olduğumuzu memnuniyetle söyleyebilirim. Bağımsız müziği destekleyen uluslararası kayıt, lisanslama ve dağıtım şirketi PIAS verilerine göre, online müzik dinleme platformlarından elde edilen gelir bugüne kadar 24 ülkede internetten müzik indirme sayısını geçmiş durumda. Geleceğe dair bu trendin Fransa, Brezilya, Arjantin, Romanya, Slovakya, Yunanistan ve Türkiye gibi müzik endüstrisi güçlü ülkelere de yayılmasını bekliyoruz. Bulunduğumuz her pazarda kullanıcı tabanımız genişledikçe, korsan müzikle savaş ve sanatçı ve yapım şirketlerine hak ettikleri payı verme konusunda çok daha etkin bir rol oynayacağımızı söyleyebilirim. Türkiye’de ücretli ve ücretsiz Spotify kullanım oranlarıyla ilgili bilgi verebilir misiniz? Dünya genelinde 75 milyon Spotify abonesi bulunuyor. Spotify, dünyada 20 milyonun üzerinde Premium, yani ücretli abonesi ile bugüne kadar en başarılı sonuçlara ulaşan “Freemium” müzik platformu oldu. Spotify’da ücretsiz kullanıcıların aboneliğe geçme oranı yüzde 25’in üzerine ulaştı. Ücretli aboneler, Spotify’da bulunan 30 milyon yerli yabancı şarkı içinden istediği şarkı, şarkıcı ya da albümü, reklamsız olarak ve yüksek
ses kalitesinde dinleyebiliyor. Şarkı dinlemek için online olma gerekliliğini de ortadan kaldıran Premium abonelik, gelmiş geçmiş en iyi müzik dinleme deneyimini kullanıcılara sunuyor. Spotify olarak ülkeler özelinde rakamlarımızı maalesef paylaşamıyoruz. Bu nedenle Türkiye’deki abonelik rakamlarımızı vermem mümkün değil. Ama Türkiye’nin dijital müzik alanında çok büyük potansiyeli olduğunu özellikle vurgulamak isterim. Genç ve dinamik 78 milyonluk bir nüfusun yanı sıra, internet kullanımı ve sosyal içerik anlamında penetrasyonu çok yüksek bir pazar olması da, Türkiye’yi bizim için stratejik ve önemli bir ülke yapıyor. Türk toplumu genel anlamda yeniliklere oldukça açık. Türk kullanıcıları Spotify’ın müziği sunuş yöntemini diğer pek çok yeni teknolojiyi karşıladıkları gibi büyük bir hevesle karşıladılar. Türkiye’de elde ettiğimiz büyüme hızından çok memnunuz. Öte yandan Spotify Türkiye olarak yakın zamanda üçüncü partilerden gelen veri eksikliğini kapatmak adına bir araştırma yaptırdık. İnsanlara dijital müzik platformlarını ne kadar kullandıklarını sorduk. Spotify’ın dışında Soundcloud, Deezer ve iTunes kullanımlarını ölçtük. Genel popülasyonda Spotify yüzde 20,1 ile birinci çıktı. 15-34 yaş aralığında da yüzde 28 ile yine birinci oldu. İkinci sırada iTunes gelirken Deezer ile Soundcloud aralarında çok az farkla üç ve dördüncü sırada belirdi. Yaş aralığında 15-34 grubunun etkisi inanılmaz. Bu yaş grubunda Spotify’ın bilinirlik oranı yüzde 68. Çok meraklılar ve yeni ürünleri muhakkak biliyorlar. 19
Röportaj
Türk sanatçılarının Spotify üzerinden elde ettiği gelirler ile Amerika ve Avrupa ülkelerindeki sanatçıların elde ettiği gelirleri karşılaştırır mısınız? Sanatçılar Türkiye ve yurtdışında dinlenen şarkı başına ne kadar ücret alıyorlar? Spotify olarak, binlerce hak sahibi ile anlaşmamız bulunuyor ve gelirimizin yüzde 70’ini telif olarak ödüyoruz. Bu oranın dağılımını, Spotify platformu üzerindeki dinlenme oranları belirliyor. Sanatçılar bazındaki dağılım ise hak sahiplerinin kendi anlaşmaları doğrultusunda, kendileri tarafından yapılıyor. Telif hakları, ülkeden ülkeye değişmekle birlikte pek çok farklı değişkeni içeren bir formül üzerinden hesaplanıyor. Sanatçılara ödenen telif haklarına ilişkin detaylı bilgileri www.spotifyartists.com adresinde paylaşıyoruz. Kurulduğu günden bugüne, dünya çapında sanatçılara 3 milyar doların üzerinde telif ödeyen Spotify, Avrupa’da dijital müzik endüstrisinden kâr sağlayan plak şirketleri için ikinci büyük gelir kaynağı haline geldi. Lansmanımızı takiben iki yılın sonunda artık Türkiye’de de şu an dijital olarak erişilebilir Türkçe müziğin tamamına sahibiz. Müzik eserlerinin kullanım izni ve lisansı konusunda MESAM ve MSG ile anlaşmalarımız bulunuyor. Telif konusunda tüm anlaşmalar yapıldığı gibi Şubat ayından bu yana tüm Türk sanatçıları da Spotify’da bulunduruyoruz. 20
Önce Apple ve şimdi YouTube (ve dolayısıyla Google) müzik işine resmen giriş yaptılar. Şimdilik birisinin belli başlı ülkelerde, diğerinin ise sadece Amerika’da olduğunu görüyoruz. Spotify’ın Türkiye özelinde erken adım atmış olması nereden kaynaklanıyor ve bu şu an size avantaj sağlıyor mu? Türkiye pazarına 2013 yılında girdik. Bu kararımızda Türkiye’nin yenilik vaat eden büyük ve genç bir pazar olmasının önemli bir etkisi var. Türkiye’nin müzik pazarı da çok yüksek potansiyele sahip. Yerel pazarda dinamik ve yaratıcı bir üretim var. Araştırmalara göre Türk müzik endüstrisi 250 milyon dolarlık değere sahip ve önümüzdeki 4 yılda 8 milyon dolarlık bir büyüme göstermesi bekleniyor. Bununla birlikte, özellikle korsan müzik tüketiminin hala popüler bir tercih olduğunu göz önünde bulundurursak, Türkiye’nin dijital müzik pazarı Avrupa ortalamasının altında kalıyor. Spotify olarak en iyi teknolojileri ve sosyal içerikleri bir araya getirip kullanımı korsandan daha kolay, daha kaliteli ve tabii ki tamamiyle yasal bir müzik hizmeti sunarak Türkiye’nin dijital müzik endüstrisini geliştirmek istiyoruz. Pazara erken girmek elbette bizim için önemli bir avantaj. Bu yıl TNS Research’e yaptırdığımız “Yeni Radyo” adlı bağımsız araştırmaya göre Spotify geleneksel bir radyo kanalı olsaydı, Türkiye’nin 6. büyük radyo kanalı olurdu. 15-34 yaş aralığında yüzde 28 haftalık erişim oranı ile Spotify birçok radyo kanalını geride bırakıyor. Türkiye’de çevrimiçi kitlenin yüzde 49’u Spotify’ı biliyor. Yani her 2 kişiden 1’i Spotify’ı tanıyor. Yaş aralığı düştükçe bilinirliğimiz de artıyor. 25-34 yaş aralığında bilinirlik oranı yüzde 60, 15-24 yaş aralığında yüzde 67’ye çıkıyor. “Yeni Radyo” araştırmasına göre müzik sektörü, gelişen Türkiye dijital sektörünün en önemli içeriklerinden birini oluşturuyor. Araştırmada özellikle Y kuşağının radyodan daha fazla Spotify dinlediği görülüyor. 25-34 yaş aralığında radyo dinleme oranı yüzde 25 iken, Spotify dinleme oranı yüzde 30. 15-24 yaş aralığında radyo dinleme oranı yüzde 24 iken Spotify dinleme oranı yüzde 39’a çıkıyor.
Enerji sektörünün değişken dinamikleri ve talep karşılama zorluklarına karşı geleceğin teknolojileriyle bugünden bir adım öne geçin. Operasyonel teknolojilerinden bilgi sistemlerine kadar, iş sürecinizin her adımında Atos yenilikçi çözümleriyle yanınızda. Firmanız için gelecek bugün başlıyor.