SAP Forum Dergisi – Sayı 18

Page 1

SAYI 18 / 2017

PERAKENDE İÇİN YENİ İŞ MODELLERİ

KAMU HİZMETLERİ DİJİTALLEŞİYOR KOBİ’LER İÇİN ERP ÇÖZÜMLERİ

SAP KALİTE ÖDÜLLERİ

SAP HAYATA ANLAM KATIYOR


© 2016 Tüm hakları SAP SE şirketine aittir.

KARMAŞIKLIK HAFTASONU ÇOK ÖNEMLİ BİR PLANIN OLMADIĞINI UMAR

SADELİK BİR HAYAT SUNAR

Karmaşık BT altyapıları, mesai saatlerinin %40’lık dilimine mal oluyor. Çalışanların hem hak ettikleri hafta sonlarından, hem de yaptıkları işe olan sevgilerinden çalıyor. İşinizi daha basit yöntemlerle yürütmek için elinizden geleni yaptınız mı? Daha fazla bilgi için sap.com/runsimple adresini ziyaret edin.


........................................................................................................................................................................... ÖNSÖZ

GELECEĞİ SİZLERLE BİRLİKTE ŞEKİLLENDİRİYORUZ Zeynep Keskin SAP Türkiye Genel Müdürü

İnovasyon kavramının temeli, yenilikçi düşünce biçimlerine dayanıyor. Fakat hiç kuşkusuz, bu düşünce biçimleriyle yaratılan yeniliklerin uygulanabilir olması da kritik bir unsur. Uygulanamayan inovasyonlar hayata, topluma, işletmelere değer katmıyor. Bir başka önemli konu ise inovasyonun sürekli olması. İçinde yaşadığımız çağ hızla değişirken, inovasyonun da bu hıza ayak uydurabilmesi, zaman içinde güncellenebilmesi, her anlamda sürdürülebilir çözümler sunması gerekiyor. İşte bu yüzden, her yeniliği “inovasyon” olarak tanımlamak mümkün değil. Gerek kuruluşundan bu yana bünyesinde barındırdığı inovatif ruhla, gerekse Hasso Plattner Enstitüsü gibi kuruluşların, SAP Innovation Center gibi Ar-Ge merkezlerinin, Hızlan FarkYarat gibi projelerin katkılarıyla SAP dünyada ve Türkiye’de inovasyonu gerçek anlamda hayata geçiren bir marka olmayı sürdürüyor. İnovatif gelişmelerin en büyük potansiyele sahip olduğu alanların başında da kamu sektörü geliyor. Özel sektörün aksine, önceliği kârlılığa değil, hizmete veren; hedef kitlesi özel sektöre kıyasla çok daha geniş olan kamu sektörü, dijital dönüşüm ve inovasyondan azami seviyede faydalanmak zorunda. Dünyanın farklı

yerlerinde tanık olduğumuz belediyecilik, şebeke dağıtım hizmetleri, e-devlet uygulamaları gibi projelerde bu gerçeği çok net bir şekilde görüyoruz.

ülkemizdeki perakende endüstrisinin gelişimine katkı sağlamaktan, değerli müşterilerimiz ve iş ortaklarımızla birlikte pek çok başarı hikayesine imza atmaktan gurur duyuyoruz.

Diğer taraftan kamu sektörü, inovatif çözümlerin kullanıcısı olmanın yanı sıra, bu tür çözümlerin geliştirilmesine katkıda bulunmak anlamında da kritik bir noktada bulunuyor. Her çözümün bir ihtiyaçtan doğduğu gerçeğinden yola çıkarak, kamu kuruluşlarının ihtiyaçlarının dijital dönüşümde bizleri yeni ufuklara taşıyacağından çok eminim. SAP olarak bu süreçte deneyimimiz ve geniş vizyonumuzla fark yaratmayı sürdüreceğimizi bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isterim.

Elbette SAP’nin ülkemize katkısı kamu ya da perakende endüstrisiyle sınırlı değil. Üretimden eğitime, ekonomiden topluma kadar her alanda “dijital dönüşüm” ve “inovasyon” ilkesi doğrultusunda fark yaratıyoruz. Bu çerçevedeki girişimlerimizin sonuçlarını kimi zaman kârlılığını artırmış bir işletmemizin başarı öyküsünde, kimi zaman SAP Türkiye’den aldığı destekle bir yeniliğe imza atmış bir gencimizin heyecanında görüyoruz.

Gerek iş süreçleri gerekse gelişim potansiyeli açısından kritik endüstrilerden bir diğeri ise perakende. Ekonomik koşullardan etkilenmenin yanı sıra kimi zaman bu koşulların belirleyicisi de olan perakende endüstrisi, bilgi teknolojilerinden yararlanarak geleceği bugünden yaratma gücüne sahip. İnovasyonun temeli olan “hayal kurma” becerisinin en gelişkin olduğu alanlardan biri konumundaki perakende, yarın için düşlediklerimizi bugünden hayata geçirmemizi sağlayan bir itici güç oluşturuyor. Bu bağlamda SAP Türkiye olarak,

Hızlı, birbirine bağlı, anlık değişimlere açık bir dünyadayız... Dijital dünya, bize benzersiz olanaklar sunuyor. Bu olanakları değerlendirmek, aynı zamanda geleceği şekillendirmek demek. Ve biz bu süreci sizlerle birlikte yürütmekten, ülkemizle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. İyi ki varsınız, iyi ki bizimlesiniz...

1


İÇİNDEKİLER........................................................................................................................................................................................

KAPAK KONUSU: KAMU HİZMETLERİ DİJİTALLEŞİYOR 06 / KAMU SEKTÖRÜNDE DİJİTALLEŞMENİN VAAT ETTİKLERİ: VERİMLİLİK, ŞEFFAFLIK VE SADELİK 12 / YENİLİK SAP’NİN İNOVATİF ÇÖZÜMLERİ BARSELONA’YI CANLANDIRDI DOSYA KONUSU: PERAKENDENİN İŞ MODELLERİ DEĞİŞİYOR 14 / MÜŞTERİLER DEĞİŞİRKEN PERAKENDE DÖNÜŞÜYOR 21 / TREND ÇALIŞAN SAĞLIĞI UYGULAMALARINDA DA LİDER

06

22 / TREND KOBİ’LER ERP KULLANMAMA LÜKSÜNE SAHİP Mİ? 24 / TREND DEĞER KATMANIN ÖTESİNE GEÇİYORUZ 26 / KÖŞE YAZISI DÜNYA DİJİTALLEŞTİKÇE 27 / BAŞARI HİKAYELERİ SAP FORUM ANKARA MÜŞTERİ BAŞARI HİKAYELERİ 31 / SAP KALİTE ÖDÜLLERİ SAP TÜRKİYE’DEN EN KALİTELİ PROJELERE ÖDÜL 34 / TREND 10 BİNDEN FAZLA MÜLTECİ, YENİ BİR DİL ÖĞRENDİ: KODLAMA

12

36 / HAYATIN İÇİNDEN GİRİŞİMCİLİĞİ DESTEKLERKEN, TOPLUMDA “İYİLİĞİ” YAYGINLAŞTIRMAK

14

21

39 / EĞİTİM SÜREKLİ ÖĞRENEN BİR ORGANİZASYON 40 / YENİLİK OKUYARAK DAHA İYİYE ULAŞMAK 42 / HABERLER

24 Konak Medya adına İmtiyaz Sahibi: Cem Tecimen Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu): Aylin Tarhan Kuru (aylin.tarhan@konakmedya.com) Yazı İşleri: Ayşe Başcı, Burçin Tarhan Görsel Yönetmen: Kadir Kaymakçı Katkıda Bulunanlar: Erdem Aksakal, Özge Kılıç, Tuba Kuş, Buse Demir, Aykut Ergin, Elif Ertan, Selen Burgaz, Cihat Onbaşı, Okşan Börekçioğlu, Hande Genç, Anıl Görgülü, Janin Afar, Ekin Erim Yapım-Yönetim ve Reklam Satış: Konak Medya - Cebesoy Sokak Aziz Apt. No: 13 D: 4 Sahrayıcedit-Kadıköy/İstanbul İletişim: 0216 350 03 03 www.konakmedya.com Matbaa: Gezegen Basım 100. Yıl Matbaacılar Sitesi 2. Cad. No: 202 / A Gezegen Binası Bağcılar / İstanbul Tel: 0212 325 71 25 Faks: 0212 325 61 99 FORUM dergisi, SAP Türkiye ile yapılan sözleşme gereği Konak Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak kurumsal bir yayın olarak yayımlanmaktadır. FORUM dergisinde yer alan görüşler sadece yazarlarına aittir. FORUM dergisinde yayınlanan yazı, fotoğraf ve konuların tüm hakları Konak Medya’ya aittir. Kaynak gösterilmeksizin ve izinsiz alıntı yapılamaz. SAP logosu sözleşme gereği, SAP Türkiye’nin izniyle kullanılmaktadır.

2

w | www.sap.com.tr t | twitter.com/sapturkiye f | facebook.com/sapturkiye





KAPAK KONUSU: KAMU HİZMETLERİ DİJİTALLEŞİYOR...................................................................................................................

KAMU SEKTÖRÜNDE DİJİTALLEŞMENİN VAAT ETTİKLERİ:

VERİMLİLİK, ŞEFFAFLIK VE SADELİK Kârlılık değil, hizmet odaklı bir iş modelinde çalışan kamu sektöründe temel hedef, vatandaşların yaşam kalitesini iyileştirmek. Bu hedefe ulaşabilmek için de uzun vadeli projelerin sürdürülebilirliğini sağlamak ve süreçleri kolaylaştırmak büyük önem taşıyor. Bu noktada, dijital dönüşüm ve bilgi teknolojileri tabanlı çözümler, kamu sektörünü geleceğe taşımayı vaat ediyor. Dijital ekonomilerde giderek büyüyen rekabet, bireylere çok çeşitli seçenekler sunabiliyor. Bugün bir tüketici akıllı telefonunu, bilgisayarını, otomobilini veya oturacağı evi sayısız alternatif arasından tercih edebiliyor. Öncelikli hedefi büyümek, kârlılığı ve müşteri kitlesini artırarak daha fazla tüketiciye hitap edebilmek olan özel şirketler, bu hedeflere ulaşmanın en kolay ve garantili yolunun kurumsal iş uygulamaları olduğunu biliyor. Her mali çeyrekte rapor yayınlarken yüzlerin gülmesi için, dijital dönüşümden ve sadeleşmeden yana olmak gerekiyor. Peki, ya asıl hedef büyümek ya da kârlılığı artırmak değilse? Ya hizmet sunulan insanlara erişim için rekabet etmek gerekmiyorsa? Ya projelerin çoğunluğu onlarca yıla uzanan vadelerde gerçekleşiyorsa? Tamamen kendine has dinamikleri, iş yapış şekilleri ve proje hedefleri olan kamu sektörünün gerçekliğine hoş geldiniz! Bu sektörde üstesinden gelinmesi gereken en önemli konu; vatandaş odaklı bir hizmet anlayışıyla devletin tüm organlarının en iyi şekilde işlemeye devam etmesini sağlamak. Sadece bireylerin değil, toplumların her geçen gün artan beklentilerine yanıt verirken bütçe kısıtlamalarına uygun adımlar atmak, yasal yükümlülükleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirmek ideal bir kamu kurumundan beklenenler arasında başı çekiyor. Kamu sektörü kârlılığı değil, insanların ve şehirlerin yaşam kalitesini yükseltmeyi hedefliyor. Bu sektördeki oyuncuların, kısa vadeli kâr-zarar hesaplarını değil, onlarca yıl sonra ortaya çıkabilecek etkileri göz önünde bulundurması gerekiyor.

6

Özel sektöre kıyasla, alışılmışın bir hayli ötesinde dinamiklere sahip olan kamu sektöründe tüm bu dengeleri koruyarak daha verimli çalışmak, vatandaş odaklı süreçlerle sosyal devlet yapısını güçlendirmek için geleneksel yöntemler yetersiz kalıyor. Dijital dünyaya ayak uyduran dijital devletler, bulut bilişimden kurumsal mobiliteye ve iş analitiklerine kadar pek çok yeni nesil teknolojiden faydalanarak kurum ve kuruluşların performansını artırıyor, geleceğe yönelik düşünce yapısını güçlendiriyor ve vatandaş odaklı programlara imza atabiliyorlar. SAP’nin kamu sektörüne özel olarak geliştirdiği çözümler ile çok daha sade bir yönetim ve işleyişe sahip olabilen kamu kuruluşları, bu sayede benzersiz inovasyonlara imza atarken, hizmet sağladıkları vatandaşların hayatlarına anlamlı bir katkıda bulunmak için geleneksel iş süreçleriyle mümkün olmayan fırsatlarla karşılaşıyor.

Gelecek, akıllı şehirlerde!

Dünyanın dört bir yanında şehirleşme devam ederken, artan nüfusun doğrudan muhatabı olan kamu sektörünün elindeki en büyük koz akıllı şehirler olacak. Daha temiz, daha güvenli ve yaşam kalitesi daha yüksek şehirler için, yönetimin her kademesinde teknolojiden faydalanılması gerekiyor. Birleşmiş Milletler raporuna göre bugün şehirlerde yaşayan nüfusun toplam dünya nüfusuna oranı yüzde 54 ve 2050’de bu oranın yüzde 66’ya yükselmesi bekleniyor. Eğitimin gelişmesi, sağlık hizmetlerine erişimin artması, sosyal ve finansal hareketlilik gibi dinamikler, şehirleşme oranlarını yükseltiyor. Veriye erişimin kolaylaştığı akıllı şehirlerde halka sunulan hizmetin kalitesi artıyor; güvenlik ve refah seviyesi yükseliyor.

Akıllı şehir olma yolculuğu, devletlerin dijitalleşme çalışmalarıyla başlıyor. Dijital dönüşümle elde edilen verimlilik artışının anlık olarak olumlu sonuçlara dönüşmesi, bu alana daha fazla yatırım yapılması için önemli bir teşvik unsuru oluşturuyor. Nesnelerin İnterneti ve sensör teknolojilerinin yaygınlaşmasının yanı sıra, öğrenebilen cihazlar (machine learning) ve ileri düzey iş analitikleri sayesinde geleceğin akıllı şehirleri gerçeğe dönüşüyor. İnternete bağlı milyarlarca cihaz ölçüm yaparken, ortaya çıkan veri de baş döndürücü bir hızla büyümeye devam ediyor. Bu veriden en iyi faydayı elde


...............................................................................................................................................................................................................................

edebilmek için, tüm tarafların fayda sağlayabileceği ortak bir veri platformu kurmak gerekiyor. SAP’nin sektör lideri çözüm ve servisleri, şehirlerin yönetimini kolaylaştırmakla kalmıyor; aynı zamanda ekonomik kalkınmanın önünü açıyor ve

Kamu kurumları otomatik süreçlerle çalıştığında hesap denetim maliyetleri

%22 düşüyor.

vatandaşlar için güvenli yaşam alanı oluşturuyor. Daha iyi bir şehir yaşantısı için sadeleşme odaklı bir dijital dönüşümü esas alan SAP çözüm portföyü, kamu sektörünün içinde varlık gösteren farklı değer zinciri için yatay iş kollarını entegre ederek süreçleri birbirine bağlıyor. Merkezi iş süreçlerinin bilgisayar ekranlarında, bulutta veya mobil cihazlarda kullanıcılara sunulması sayesinde kamuda işler sadeleşiyor. Anlaşılması ve takibi kolay süreçler sayesinde hız ve verimlilik artıyor. Dijital bilincin değer kazanmasıyla, uzun vadeli finansal istikrar ve dünya standartlarında bir yönetim mümkün oluyor.

Kamu varlıkları daha iyi yönetiliyor

Kamu sektöründe asıl odağın kârlılık değil, vatandaşa hizmet ve fayda olması, kurulacak her türlü yeni tesisin en az maliyetle inşa edilmesini ve araziyi en verimli biçimde kullanmasını zorunlu kılıyor. Doğru bir varlık ve altyapı yönetimi çözümüyle, arazi ve mülkler entegre işlevlerle daha verimli yönetilebiliyor. SAP’nin Kurumsal Varlık Yönetimi çözümü, kamu varlıklarının yatırım ve bakım süreçlerinin entegre şekilde yürütülmesini ve daha kapsamlı bir görünürlük elde etmesini sağlıyor.

7


KAPAK KONUSU: KAMU HİZMETLERİ DİJİTALLEŞİYOR..................................................................................................................

Ruhsat süreçlerindeki gecikmeler, dijital dönüşüm sayesinde

%99,5

azalıyor.

Uçtan uca tescil, onay, lisanslama, ruhsat ve inceleme süreçlerinin merkezi bir sistemden kolay ve verimli biçimde kontrol edilmesi, kaynakların çok daha sürdürülebilir olmasını sağlayarak arazi ve tesis kullanımını en iyi hale getiriyor. Varlıklar ve altyapılar için akıllı ve sürdürülebilir çözümlerin kullanıma geçmesi, bugünün ve yarının ihtiyaçlarına en güncel teknolojilerden faydalanarak yanıt vermenizi sağlıyor. Tasarım ve mühendislik fonksiyonlarını, saha ve inşaat operasyonlarını ve bütçe görüntüleme süreçlerini koordineli hale getirmek, operasyonel mükemmeliyeti gerçeğe dönüştürüyor. Dahası, sürdürülebilir yatırımlar sayesinde kamuya ait her türlü varlığın en iyi şekilde kullanılması için yeni yöntemler ortaya çıkarmak mümkün oluyor. Bakım ve onarım çözümleriyle bütçe planlaması ve takibi yapıldığında operasyonel maliyetler ve enerji giderleri en aza indirilirken, tedarikçilerle kurulan iletişimin ve ortaklıkların dijital ortama taşınması pek çok süreci muazzam ölçüde kısaltıyor.

8

Gerçek-zamanlı kararlar ve şeffaflık

Gerçek-zamanlılık, hayatımızın her alanında olduğu gibi, kamusal hizmetlerde de büyük önem taşıyor. Enerji ya da su dağıtım sistemleri gibi kompleks yapılarda gerçek-zamanlılık, sunulan kamu hizmetinin kalitesini ciddi ölçüde artırıyor. Bu avantajdan yararlanmak için ise dijital dönüşüm ile beraber süreçlerin sadeleştirilmesi, kompleks yapıların daha kontrol

Online İK servisleriyle, kamu personelinin veri yönetimine ilişkin giderler

%25 düşüyor.

edilebilir ve öngörülebilir hale gelmesi gerekiyor. Operasyonel verimlilik ve hizmet güvenilirliği elde etmek üzere son yıllarda dijital teknolojilere önemli yatırımlar yapan belediyeler de elektrik, su, doğal gaz gibi hizmetlerde dağıtım altyapısını bilgi teknolojileriyle güçlendiriyor. Dahası, büyük veri ve analitik odaklı dijital çözümlerle kurum genelinde kullanılan tüm veriyi bir arada tutmak, yüz binlerce tüketicinin kullanım alışkanlıkları, ihtiyaç ve beklentilerine ilişkin çok daha net bir tablonun ortaya çıkmasını sağlıyor. Tüm bu veriyi bellekiçi teknolojilerle yönetmek, gerçekzamanlı müşteri analitiğine güç katıyor ve insanların hangi ürünlere ve tasarruf programlarına yöneldiğini ortaya çıkarabiliyor.



KAPAK KONUSU: KAMU HİZMETLERİ DİJİTALLEŞİYOR..................................................................................................................

Genel defter ve finansal sistemler entegre olduğunda, kapatma giderleri

%90 azalıyor.

Gerçek-zamanlılığın büyük önem taşıdığı bir başka alan ise belediyelerin karar alma süreçleri. Tıpkı Buenos Aires, Birmingham, Barcelona gibi, belediye yönetimindeki karar mekanizmalarını SAP çözümleriyle destekleyen Kiev bu anlamda etkileyici bir örnek. Kiev’de gerçekleştirilen SAP projesi, Belediye Başkanı Vitali Klitschko tarafından Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda da “The Soul of the City” ve “Fostering Innovation in Cities” panellerinde katılımcılarla paylaşılmıştı. Belediye Başkanı Klitschko 2013 yılında göreve başladıktan sonra, “Open City Budget” ismi verilen projeyi uygulamaya aldı. SAP HANA üzerinde hayata geçirilen bu projenin amacı, Kiev Belediyesi genelinde bütçe ve karar alma süreçlerinin şeffaflaştırılması

ve karar vericilerin ilgili süreçler ile ilgili anlık bilgilendirilmesiydi. SAP çözümleriyle elde edilen bu şeffaflık, aynı zamanda Kiev’in yatırımcılar için de cazip bir bölge haline gelmesini sağladı ve şehir kısa süre içinde 1,7 milyar dolarlık yatırım kazandı. Bütçe, satın alma, vatandaş etkileşim süreçlerinin daha etkin ve verimli hale gelmesi sayesinde Kiev’in geliri, ekonomideki büyümeyi aşan rakamlara ulaştı.

Acil durum!!!

İnsanların bir arada yaşadığı her ortamda sayısız felaket senaryosu ortaya çıkabilir. Acil durumlar ve olası felaketler için ilk müdahale ve kurtarma planlarını etkin biçimde yapmanız, felaket yönetiminde çok daha isabetli kararlar almanızı sağlayacak ve belki de pek çok vatandaşın hayatını kurtaracaktır. SAP’nin acil durum ve felaketlere özgü çözümlerini kullanarak, kamu yönetiminde etkin olan tüm kurumlar ve sistemler genelinde gerçekzamanlı görünürlük elde edebilir ve bu tür olumsuz senaryolar karşısında etkin biçimde müdahalede bulunabilirsiniz. Kamu kurumları, STK’lar, altyapı operatörleri ve toplulukların

HAMBURG LİMANI Birçok sektörde ulaşım ve lojistik ağının etkin yönetilmesi ile ciddi kazanımlar sağlamak mümkün. Bunun en güzel örneği, Almanya’nın en büyük, Kuzey Avrupa’nın ise en yoğun ikinci limanı olan Hamburg Limanı. SAP HANA Cloud Platform üzerinde gerçekleştirilen projede, liman işletmesinin ekosisteminde yer alan tüm iş ortaklarının, terminal operatörlerinin, gümrükçülerin, nakliyecilerin, depolama ve kargo operatörlerinin tedarik zincirini anlık yönetip izleyebilecekleri bir sistem geliştirildi. Günlük ortalama 40.000 girişçıkışın olduğu limanda, yük taşıyan her araç başına yaklaşık 5 dakika tasarruf sağlanarak tüm tedarik zinciri için günlük toplam 5000 saat kazanım elde edildi. Bu sayede limanda hem araç bekleme süreleri düşürüldü hem de kargo işlem kapasitesi tam iki katına çıkarıldı.

10

koordinasyonunu sağlayacak merkezi bir bilgi sisteminin yanı sıra, tutarlı ve paylaşılabilir iş akışları, süreçler, formlar ve planlar sayesinde farklı kuruluşların ortak çalışması kolaylaşıyor. Büyük veri, bulut bilişim, mobil teknolojiler ve iş analitikleri ile acil durumlar felakete dönüşmeden önlenebiliyor. Acil durumlar için hazırlanacak kılavuzlar, süreçler ve fiziksel önlemler olumsuz etkileri en aza indirirken, planlı müdahale için yetkili kurumların tam bir hazırlık içinde bulunması sağlanıyor. İş analitiklerinin kullanımı sayesinde kazalar ve riskler daha isabetli olarak öngörülüyor ve önleniyor. Felaketin gerçekleşmesi olasılığına karşı ise acil müdahale mekanizmaları, teknolojiden faydalanarak can ve mal kaybını en aza indirecek şekilde iyileştiriliyor. SAP’nin kamu çözümleri hakkında detaylı bilgi almak için: Kamu Sektörü Çözüm Yöneticisi Cihat Onbaşı (cihat.onbasi@sap.com)

AKILLI ŞEHİR ÖRNEKLERİ Sadece metropollerde değil, gelişime açık olan her şehirde teknolojiyi verimliliğe dönüştürmek mümkün. Örneğin Çin’in Nanjing şehrinde sensör verileri ve trafik hareket şablonları kullanılarak vatandaşlar için rotalar belirleniyor ve onlara fayda sağlayacak kararlar alınabiliyor. Buenos Aires, su tünellerinden ve diğer kritik noktalardan gelen sensör verilerini analiz ederek şehirde su baskınlarını önlemeye yönelik gerçek-zamanlı kararlar alabiliyor. Ayrıca akıllı aydınlatma dönüşümüyle şehrin dört bir yanındaki 91 bin lambayı LED teknolojisiyle yenileyen Arjantin’in başkenti; sokak lambalarında, kanalizasyon ızgaralarında ve parkmetrelerde kullandığı 360 derece gerçek-zamanlı sensörler sayesinde yüzde 50 gibi inanılmaz bir oranda enerji tasarrufu sağlıyor. Fukui, Japonya’da ise NTT Group ile Keifuku Bus Company arasında kurulan ortaklık sonucunda kullanılan kemersiz otobüs koltukları, teknolojiden faydalanarak yolculara maksimum güvenlik sağlıyor.



YENİLİK................................................................................................................................................................................................

SAP’NİN İNOVATİF ÇÖZÜMLERİ BARSELONA’YI CANLANDIRDI 27 Şubat-2 Mart tarihleri arasında Barselona’da gerçekleştirilen Mobile World Congress 2017’de SAP her yıl olduğu gibi, mobil dünya ile inovasyonu buluşturan çözümleriyle yer aldı. Bu yılki etkinliğin en dikkat çeken haberi, SAP’nin Concur Technologies, Hertz ve Nokia ile yaptığı işbirliği oldu. GSMA tarafından düzenlenen ve her yıl mobil endüstrinin devlerini bir araya getiren Mobile World Congress bu sene de 27 Şubat-2 Mart tarihlerinde yine Barselona’da gerçekleştirildi. Dünyanın lider markalarını buluşturan etkinlikte SAP de her zamanki gibi yerini aldı ve bulut tabanlı çözümleri başta olmak üzere, pek çok deneyimi “canlı” sunan standıyla ziyaretçilerini ağırladı. SAP’nin Mobile World Congress 2017’de yaptığı duyurulardan en dikkat çekici olanı, Nesnelerin İnterneti aracılığıyla sürücüler ve kiralık araç kullanıcıları açısından hayatı kolaylaştıran SAP Vehicles Network çözümü oldu. SAP’nin Concur Technologies, Hertz ve Nokia ile işbirliği içinde geliştirdiği SAP Vehicles Network, araç kiralamadan benzin istasyonlarına ve ödemeye, entegre navigasyondan iş seyahatleri için harcama yönetimine kadar geniş bir kapsamda otomatize edilmiş deneyimler sunuyor. SAP Cloud Platform üzerinde çalışan SAP Vehicles Network, ağa dahil olan işletmelerin sürücülere ve yolculara mobil hizmetler sunmalarını sağlıyor. Ayrıca iş süreçlerini standartlaştırarak, bu işletmelerin yeni gelir akışları ve iş fırsatları yakalamalarına imkan tanıyor. Ağa üye olan işletmeler cihazdan ya da araçtan bağımsız olarak park, yakıt alımı, lokasyon-bazlı yiyecek servisleri, seyahat planlama süreçleri gibi noktalarda güvenli ve rahat hizmetler sunuyor. SAP Vehicles Network, sürücülere sunduğu tüm bağlantı imkanları ve mobil çözümlerle markası ve modeli ne olursa olsun her aracı “akıllı araca” dönüştürüyor. Araç üzerinden ödeme sistemi sayesinde sürücülerin nakit taşıma ihtiyacını ortadan kaldırıyor,

12

gelişmiş navigasyon özellikleriyle benzin istasyonu ya da açık restoran arama gibi süreçleri kısaltarak yakıt masrafını azaltıyor, ve emisyonları düşürüyor. SAP’nin inovatif Nesnelerin İnterneti portföyü SAP Leonardo’nun bir parçası olan SAP Vehicles Network’e, Deutsche Telekom ve T-Mobile ABD’nin bağlantılı araç platformu Mojio da katıldı. Bu sayede, Mojio kullanıcıları ABD ve Avrupa’da bu uygulama üzerinden park ve yakıt işlemlerini gerçekleştiriyor.

Bulut her yerde

SAP’nin Mobile World Congress 2017’de duyurduğu bir başka yenilik ise SAP Cloud Platform’un (eski adıyla SAP HANA Cloud Platform) yeni özellikler ve geliştirmelerle sektörün lider “servis olarak platform” (PaaS) hizmetine dönüştürülmesi oldu. SAP ayrıca, iOS işletim sistemli cihazlar için SAP Cloud Platform SDK çözümünü de 30 Mart tarihinden itibaren kullanıma sunacağını açıkladı. Bu çözüm sayesinde iPhone

ve iPad için uygulama geliştiriciler, çok daha güçlü araçlara erişim sağlayacak. Çözümü kullanmak isteyen geliştiriciler, kendi uygulamalarını oluşturmak için gerekli eğitimi almak üzere SAP Academy’ye başvurabilecek.

“Canlı” deneyimler

SAP, Mobile World Congress 2017’de canlı dijital deneyimler sunan sahnelerinde pek çok farklı çözümünü de tanıttı. Örneğin, Live Connected Stadium alanında FC Bayern Munich gibi futbol kulüplerinin, SAP çözümleri sayesinde taraftarlarına bilet satın almadan ürün satışına ve stadyum oturma planlarına kadar her noktada nasıl “tamamen bağlantılı” deneyimler sunduğu anlatıldı. Live Smart Transportation deneyim alanında, toplu ulaşım sistemlerinin sorunlara anında ve gerçek-zamanlı olarak karşılık verebilmesini sağlayan çözümler tanıtıldı. Live Decision Making alanını ziyaret edenler ise, üst düzey yöneticilerin gerçek-zamanlı iş zekası ve analizler sayesinde işletmenin kârlılığını artıracak kararları alma konusunda nasıl avantajlar sağladığını deneyimledi.



KAPAK KONUSU: PERAKENDENİN İŞ MODELLERİ DEĞİŞİYOR......................................................................................................

MÜŞTERİLER DEĞİŞİRKEN PERAKENDE DÖNÜŞÜYOR Bireysel anlamda dijitalleşmenin artması, kurumları da dijitalleşmeye yönlendirdi. Değişen müşteri ve paydaş beklentileri, dijital dönüşümü her endüstri için kaçınılmaz hale getirirken, bu süreçten en erken ve en çok etkilenen alanlardan biri de perakende oluyor. Perakende endüstrisi yakın zamana dek hızlı üretim ve tüketim, uygun maliyet, zincir mağaza yapıları, tek kanal üzerinden satış gibi unsurları içeren bir yapıda ilerliyordu. Teknolojik gelişmeler, bu endüstriyi önceleri tanıtım amaçlı online ortamlara, daha sonra bir satış kanalı olarak dijital ortama taşıdı. Bugün ise perakendenin değişime ve dönüşüme her zamankinden daha çok ihtiyacı var. Çünkü bu endüstride büyüme yavaşlıyor, rekabet artıyor, tüketici beklentileri çok hızlı bir şekilde değişiyor. Bu zorluklarla başa

14

çıkmanın yolu ise bir yandan veriyi değer yaratacak şekilde kullanırken, diğer yandan da her şeye rağmen ayakta kalan fiziksel mağazalardaki deneyimleri iyileştirmekten geçiyor. National Retail Federation (NRF) tarafından Ocak 2017’de düzenlenen ve endüstrinin nabzını tutmak açısından dünyanın en önemli etkinliklerinden olan Retail’s Big Show kapsamında, Deloitte’in perakende ve e-ticaret odaklı raporu paylaşıldı. Bu rapora göre, 2016 yılında ABD’deki perakende e-ticaret hacmi 295 milyar

dolara ulaştı. Peki online’da artış gözlemlenirken, mağazalarda durum nedir?

Online mı, mağaza mı?

Her ne kadar dijital dünya perakende açısından önemli bir kanala dönüştüyse de aslında satın alma faaliyetlerinde online kanal henüz ağırlıklı değil. Müşteri beklentilerinin oluşma süreci dijital dünyada başlıyor, ama satın alma işlemlerinin büyük çoğunluğu hâlâ mağazalarda yapılıyor. Bu bağlamda hem online kanalların hem de fiziksel mağazaların


...............................................................................................................................................................................................................................

kendilerine özgü avantajları var. Örneğin ürün ve model çeşitliliği, ürün bulunabilirliği gibi konularda dijital dünya bir adım öne çıkarken, iade süreçlerinin kolaylığı açısından fiziksel mağazalar hâlâ gündemdeki yerini koruyor. Bu durumda, rekabet avantajı kazanmak isteyen işletmelerin atması gereken birkaç adım var: • Çoklu kanallar arasındaki ve üzerindeki (omni-channel) deneyimleri birbirine entegre etmek • Büyük veri ve analitikten yararlanarak müşteri verilerinden anlamlı bilgiler edinmek • Öngörüye dayalı analizden faydalanarak proaktif hareket edebilmek • Elde edilen bilgileri olumlu ve inovatif deneyimlere dönüştürmek Diğer bir deyişle, perakende şirketlerine verilen mesaj şu: İhtiyaçları henüz oluşmadan öngörün, en iyi fiyatla ve en tatminkar deneyimle sunun, ışık hızıyla teslim edin!

Bunu yaparken de ürünlerinizi ve hizmetlerinizi kişiselleştirin, özelleştirin, dijitalleştirin. Kolay olmayabilir, ama imkansız da değil!

Başarılı bir müşteri deneyimi için veri

Veri, her endüstriyi dönüştürüyor ama Intel CEO’su Brian Krzanich’in ifadesiyle, özellikle perakendede üç değişimi zorunlu hale getiriyor: mağaza içi deneyimi yeniden şekillendirmek, veri analitiğinin gücünden yararlanmak ve geleceğin mağazalarını yaratmak. Bunu yapabilmek için de müşterilerin satın alma sürecinde daha fazla kontrol sahibi olabilmesi, işletmelerin de daha fazla veri elde edebilmesi gerekiyor.

Örneğin, Çinli perakende devi Alibaba bu yönde önemli bir çalışmaya imza attı ve müşterilerine New York’ta çokkatlı bir mağazada alışveriş yapma deneyimini, akıllı telefonlar üzerinden üç boyutlu olarak yaşattı. 11 gün süren bu projeyle, 8 milyonu aşkın kullanıcıya ilişkin veri elde edildi. Peki işletmeler, müşterilerinden aldıkları bu verileri hangi yöntemlerle kazanca dönüştürebilir? • Mekana-dayalı pazarlama • Sadakat programları • Mobil sipariş • Ar-Ge • Öngörüye dayalı analiz • Dağıtım ve stok optimizasyonu çözümleri

MİGROS İsviçre’nin en büyük perakende zinciri, 1400 mağazasındaki müşteri deneyimini nasıl iyileştirdi? SAP’nin mobil çözümleriyle müşterilerine ve mağaza görevlilerine gerçek-zamanlı ürün bilgileri sunarak...

15


KAPAK KONUSU: PERAKENDENİN İŞ MODELLERİ DEĞİŞİYOR......................................................................................................

Pazardaki değişikliklere, sadece tüketici davranışlarına uyum sağlamak için karşılık veren işletmeler, yeni teknolojilerden optimum faydayı sağlayamaz. Retailwire’ın yaptığı araştırmaya göre, perakende şirketlerinin büyük bölümü, mağazalarda müşteri deneyimini artırmak açısından veriye yatırım yapılması gerektiğine inanıyor. Ama bu şirketlerin yarısından çoğu, müşteri verisi deyince sadece isim, adres, e-posta ve alışveriş geçmişini anlıyor. Oysa bugünün veri analitiği uygulamaları ve perakendeye odaklı çözümleri, çok daha farklı ve fazla miktarda müşteri verisini, klasik bağlılık programlarının çok ötesinde bir faydaya dönüştürme gücüne sahip.

SAP for Retail ile tüketicilere anlık ulaşın

SAP’nin gerçek-zamanlı müşteri ve satış noktası verilerini anlamlı bilgiye dönüştüren, tüketicilere her kanaldan erişim imkanı veren, sürecin tamamını optimize eden SAP for Retail çözümleri, perakende endüstrisinin ihtiyaçlarından yola çıkılarak özelleştirildi. Perakendeye özel SAP çözümleri, tüketicilerin alışveriş deneyimlerini öngörmeyi, proaktif şekilde karşılamayı ve farklı kanallardan sunmayı

PAZARLAMANIN ESKİ KURALLARI • En önemli şey üründür • Ürün tedarikçileri ile satıcıları birbirinin rakibidir • “Fiyatı düşür, kazanç sağla!” • Müşteriyi bunaltıncaya kadar promosyon yap

PAZARLAMANIN YENİ KURALLARI • • • •

16

En önemli şey müşteri deneyimidir Müşteriye her kanaldan ulaş “Beklentini yüksek tut!” Doğrudan promosyon yerine, yenilikleri duyur

Tüketici davranışlarına uyum sağlama sürecindeki fırsatları gören işletmeler, yeni teknolojileri kullanarak gelirlerini ve kârını önemli düzeyde artırabilir. sağlıyor. Bu çözümlerin etkili veri analizine dayanarak sunduğu bilgiler sayesinde, perakende işletmeleri doğru müşterilere doğru ürünleri doğru zamanda ulaştırıyor.

%30

SAP for Retail ile stoklara gerçek-zamanlı erişim sayesinde stokta olmayan ürünlerde %30 azalma. SAP HANA® platformu üzerinde ve bulut ortamında sunulan SAP perakende çözümleriyle, perakende şirketleri, müşterilerine ve işletmelerine dair verilere gerçek-zamanlı ulaşarak bütün süreçleri tek noktadan yönetebiliyor. Böylece perakende süreçleri optimize ediliyor ve kusursuz müşteri deneyimi sunuluyor. Pazarlama: Müşteri ihtiyaçlarına göre çeşit, fiyat ve promosyon analizi, planlaması ve optimizasyonu Tedarik zinciri: Farklı kanallar üzerinden esnek talep yönetimi ve stokların, depoların ve nakliyenin optimizasyonu İnsan kaynakları: Sadeleştirilmiş İK süreçleri, yetenek geliştirme programları ve çalışan katılımının maksimum seviyeye yükseltilmesi Tedarik ve özel ürünler: Global iş ortağı ağı sayesinde özel ürünlerin satın alımı ve üretimi

Dünya genelindeki en büyük 20 giyim ve ayakkabı şirketinin 18’i, en beğenilen 10 giyim markasının tamamı SAP çözümleri kullanıyor.

2,5 kat

SAP for Retail ile ürüne, kanala ve müşteriye göre maliyet ve kâr değerlendirmesi yaparak 2,5 kata varan gelir artışı Çoklu-kanal müşteri deneyimi: Her an, her yerde etkili müşteri deneyimi Finans: En başarılı finans uygulamaları ve kârlılık verilerine gerçek-zamanlı erişim

Perakendenin farklı segmentlerinde SAP

SAP, genel anlamda perakende çözümleri sunmanın yanı sıra, dijital çağın kişiselleştirme ve özelleştirme trendlerinden ilham alarak perakende endüstrisinin farklı segmentlerine de ayrıca odaklanıyor. Örneğin moda endüstrisinde faaliyet gösteren perakende şirketleri, SAP çözümleriyle işletmelerindeki dikey süreçleri iyileştiriyor, tasarımdan sunuma kadar olan süreyi kısaltıyor, tedarik zincirinin tamamında işbirliğini artırıyor, uçtan uca görünürlük, esneklik ve hız sağlıyor. Bütün bunlar da müşteri memnuniyeti ve bağlılığı olarak işletmeye geri dönüyor. SAP çözümlerinin sunduğu verimli ve otomatik süreçler sayesinde, daha az kaynak ve masrafla hedeflere ulaşmak mümkün oluyor. Gıda, ilaç ve temel ihtiyaç maddeleri segmentinde de SAP kullanan işletmeler, müşterileriyle tüm kanallar üzerinden, en doğru anda ve gerçekzamanlı olarak iletişim kurabiliyor. Müşteri verilerini SAP ile analiz eden ve bu veriler sayesinde müşterilerini çok iyi tanıyan, beklentilerini öğrenen perakende şirketleri, bu doğrultuda sundukları kişiselleştirilmiş çözümlerle bağlılığı artırıyor. Elektronik ürünler, ev aletleri, spor malzemeleri, dekorasyon malzemeleri, otomotiv yedek parçaları, oyuncaklar... Hangi ürünü satıyor olursanız olun, SAP for Retail iş süreçlerinizi sadeleştirip sizi rekabette bir adım ileri taşıyor.


...............................................................................................................................................................................................................................

SAP, NRF’TE “RETAIL IS LIVE” DEDİ National Retail Federation (NRF) tarafından Ocak 2017’de düzenlenen Retail’s Big Show etkinliği, 35 binden fazla bireysel katılımcıyı ve dünyanın 94 ülkesinden 3300’ü aşkın perakende şirketini buluşturdu. Perakende endüstrisine yönelik çözümleriyle bu alanda işletmelerin en önemli çözüm ortaklarından olan SAP de etkinlikte görkemli standıyla yer aldı. 3 gün süren etkinlik boyunca SAP standı 7000’den fazla ziyaretçiyi ağırladı. Standda yapılan çözüm tanıtımlarının

yanı sıra, SAP Women’s Leadership (Kadın Liderler) özel etkinliği ve SAP ve Hybris etkinliği de düzenledi.

oturumlar halinde yapılan sunumlarda SAP Retail uzmanları katılımcılarla bire bir iletişime geçme imkanı buldu.

SAP’nin bu yılki NRF etkinliğinde kullandığı sloganlar, gerçek-zamanlının da ötesinde “canlı” işlem gücünün önemini vurgular nitelikteydi. “Retail is Live” ve “Engagement is Live” sloganlarını kullanan SAP, standındaki deneyim alanında da Alex aslı kahramanın bir günlük perakende yolculuğu canlandırıldı. Bu yolculuk, Alex’in sabah uyanıp Concur Seyahat Uyarısı almasıyla başladı. Gün içinde marketten online sipariş vermekten Under Armour’daki en yeni ürünleri incelemeye kadar pek çok adımı içeriyordu. SAP’nin NRF’teki standı aynı zamanda bir rekora da imza attı: Standda toplam 351 kişiyle toplantı yapıldı. 61 yeni müşteri toplantısı da SAP’nin kırdığı bir başka rekor oldu.

27 sunum, 370 mesaj

SAP, 3 günlük etkinlikte perakendenin pek çok farklı alanına değinen 27 sunum yaptı. Her sunum NRF ziyaretçilerinin ve SAP müşterilerinin büyük ilgisini çekti. 20’şer dakikalık

NRF SÜRESİNCE SOSYAL MEDYADA SAP • Sosyal medya mesajlarının sayısı: 370 • Etkileşim sayısı: 2.871 • Toplam tıklanma sayısı: 4.545 • Erişilen kişi sayısı: 7.253.363

17


KAPAK KONUSU: PERAKENDENİN İŞ MODELLERİ DEĞİŞİYOR......................................................................................................

GELECEĞİN MAĞAZASINI BUGÜNDEN KURMAK İÇİN İ 7 TEKNOLOJ Fiziksel mağazalar aracılığıyla faaliyet gösteren perakende şirketleri, mağazaların işlevini ve değerini yeniden gözden geçirmeli ve bu mağazaları müşterilerin dijital etkileşimlerine entegre edebilmeli. Peki ama nasıl?

1.

Dijital ekranlar Giyim mağazalarında kullanılan dijital ekranlar tüketicilerin, farklı kıyafetleri sanal olarak üzerlerinde görüp denemelerini sağlıyor.

%31.8 18

Dijital ekran uygulamaları toplam satışları %31,8 oranında artırma potansiyeline sahip.1


...............................................................................................................................................................................................................................

Mobil satış temsilciliği Mağazalarda çalışanların, ürünler konusunda en az müşteriler kadar bilgili olması gerekiyor. Satış temsilcilerine yönelik mobil çözümler, bu anlamda büyük avantaj sağlıyor.

%

Müşterilerin %59’u satın almadan önce ürünleri akıllı telefonlarından araştırıyorlar.2

59

RFID

Müşteri, elinde ürünle birlikte deneme kabinine girdiğinde, RFID etiketini cep telefonuna okutarak interaktif ekran üzerinden ürün bilgilerini görebilmekte.

2.

3.

4.

3D yazıcılar Rakiplerinin bir adım önünde olan perakende şirketleri, 3D yazıcı teknolojisinden yararlanmaya başladı bile. Örneğin, 3D yazıcılar sayesinde, kapı kolu ya da adres levhası gibi ürünlerin müşterinin istediği renkte, şekilde ve malzemede üretilmesi sağlanabiliyor.

2014’te 3 milyar 2016’da 8 milyar etiket

Giyim endüstrisinde, RFID etiket sayısı 2014’te 3 milyar iken 2016’da 8 milyarı aştı.3

3D yazıcı endüstrisinin değeri 2021’de 10,8 milyar doları aşacak.4 19


KAPAK KONUSU: PERAKENDENİN İŞ MODELLERİ DEĞİŞİYOR....................................................................................................

5.

Beacon teknolojisi SessionM’in araştırmasına göre, ABD’de tüketicilerin yüzde 90’ı, mağaza alışverişi sırasında akıllı telefonlarını kullanıyor. Perakende şirketleri de bu alışkanlıktan yararlanmak üzere farklı beacon çözümlerini devreye alıyor.

Beacon uygulamalarının ABD’deki perakende satışlara doğrudan etkisinin 2016’da 10 kat arttığı tahmin ediliyor.5

6.

Mağaza içi analitik

Mağaza içi analitik sayesinde perakende şirketleri, mağaza tasarımının ve sunulan satın alma deneyiminin genel etkisini değerlendirebilir. Yeni müşteri sayısını tespit etmenin yanı sıra, müşterilerin mağazaya geliş nedenleri, tüketici-satış temsilcisi oranları gibi verilere de ulaşılabilir.

7.

Biyometri Parmak izi, el ya da yüz tanıma gibi teknolojileri içeren biyometri daha şimdiden pek çok alanda kullanılıyor. Bu teknolojilerin daha fazla kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimi için perakende dünyasına girmesi de an meselesi.6 Kaynak: 1 digitalsignagetoday.com/static_media/filer_public/d6/88/d6888637-5e84-4aa6-b566-b1dd2f86f0b4/digital-signage-key-facts-infographic-v3-full.jpg 2 nielsen.com/us/en/insights/news/2014/shopping-lists-how-mobile-helpsconsumers-tick-all-the-boxes.html 3 idtechex.com/research/reports/rfid-forecasts-players-and-opportunities-2016-2026-000451.asp 4 mckinsey.com/insights/consumer_and_retail/making_stores_matter_in_a_multichannel_world 5 businessinsider.com/beacons-impact-billions-in-reail-sales-2015-2 6 statista.com/statistics/261693/3d-printing-market-value-forecast/

20


........................................................................................................................................................................... TREND

ÇALIŞAN SAĞLIĞI UYGULAMALARINDA DA LİDER Kurumsal dünyada iş modellerinin yanı sıra insan kaynakları uygulamaları da giderek değişiyor. Bu değişimin gerçekleştiği en önemli alanlardan biri de sağlık. İnsan kaynağının değerini çok iyi bilen ve çalışan sağlığına özel bir önem veren SAP Türkiye, 2016’da sağlık alanında gerçekleştirdiği etkinlikleriyle “SAP Global Health Ambassador Network”ten birincilik ödülü aldı. Her yeni nesille ve her yeni teknolojiyle birlikte iş gücünün yapısı değişirken, işletmelerin çalışanlara yönelik uygulamaları da gelişiyor. Bu yeni uygulamalarda sağlık konusu da önemli yer tutuyor. Çalışan sağlığına yönelik çalışmalar artık özel sağlık sigortası gibi çözümlerin ötesine geçip, tedavi sunan değil, öncelikle sağlığı korumaya odaklanan girişimlere dönüşüyor. Çalışan sağlığının kurumlar açısından önemini şöyle özetlemek mümkün: 2010 yılındaki Dünya Ekonomik Forumu’nda açıklanan verilere göre, sağlıklı çalışanlar üç kat daha yaratıcı olurken, işi sahiplenme oranları da sekiz kat artıyor. Çalışanlarını en değerli varlığı olarak gören ve onların fiziksel ve ruhsal sağlığını korumaya yönelik çalışmalar yapan SAP Türkiye, bu bağlamdaki faaliyetleriyle global bir başarıya imza attı. SAP Türkiye bünyesindeki Sağlık Takımı, çalışanlar için yıl boyunca hayata geçirdiği sağlık uygulamalarıyla “SAP Global Health Ambassador Network” tarafından 2016 yılında dünyanın en iyi takımı (“2016 Health Ambassador”) seçildi. SAP Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Hande Genç’in liderliğinde birbirinden farklı platformlarda İK çalışmalarına imza atan SAP Türkiye Sağlık Takımı’nın faaliyetleri böylece bir kez daha taçlandırıldı. SAP Türkiye’nin sağlık uygulamaları, sağlıklı beslenme seminerlerinden masaja, checkup’tan stres yönetimine, göz sağlığı seminerlerine ve empati eğitimlerine kadar birçok farklı başlıktaki aktiviteleri içeriyor. SAP Türkiye İK Departmanı’na verilen “2016 Health Ambassador” ödülü,

SAP Health Ambassador Network tarafından 60’ı aşkın ülke temsilcilikleri arasında yapılan değerlendirme sonucunda belirleniyor. SAP Health Ambassador Network, küresel sağlık faaliyetlerinin iletişimini ve koordinasyonunu artırmak için kurulmuş bir platform olarak görev yapıyor. Aynı zamanda, yerel seviyede gerçekleştirilen en iyi uygulamaları SAP içerisinde global olarak paylaşarak bilgilendirmelerde bulunuyor. Platform ayrıca küresel programların geliştirilmesi için önemli bir rol üstleniyor.

Üç kat daha verimli çalışanlar

SAP Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Hande Genç, bu ödülle ilgili olarak şunları ifade ediyor: “Health Ambassador Network tarafından takdir edildiğimiz ve birincilik ödülünü aldığımız için son derece mutluyuz. Dünyada yapılan araştırmalar gösteriyor ki şirketlerin sağlık odaklı çalışma kültürüne

SAP’DEN ÇALIŞANLARA 7/24 DESTEK SAP’nin çalışanların fiziksel ve ruhsal sağlığını desteklemek üzere sunduğu yeniliklerden biri de 2016’da SAP Global Health Management ekibi tarafından başlatılan Employee Assistance Program (EAP - Çalışan Destek Programı) Çağrı Merkezi. SAP çalışanlarına 7/24 hizmet veren bu çağrı merkezi 4 farklı konuda destek veriyor: Psikolojik destek, hukuki konular, mali destek ve genel bilgi servisi. sahip olması, çalışanlarının üzerinde pozitif etkiler sağlıyor. Günden güne değişime uğrayan çalışma ortamında dijitalleşme ve global rekabet insanları daha verimli, ancak daha uzun süre çalışmaya zorluyor. Bu noktada ise çalışanların sağlıklı bireyler olmaları büyük önem taşıyor. Yapılan araştırmalar, çalışanların sağlıklı olması durumunda, verim ve yaratıcılıklarının üç kat arttığını ve işlerini sahiplenme oranının da sekiz kata yakın artış gösterdiğini açıklıyor. Bir diğer araştırma ise çalışanlarını sağlıklı ve motive olmaları için aktif şekilde destekleyen şirketlerin daha etkin ve verimli bir iş gücüne sahip olduklarını ortaya koyuyor. Bu doğrultuda SAP Türkiye olarak çalışma koşullarını sürekli iyileştiren, çalışanların gelişimlerine katkı sağlayan ileri görüşlü insan kaynakları uygulamaları ile farklılaşarak elde ettiğimiz bu ödülü almak bizim için önemli bir gurur kaynağı oldu.”

21


TREND ..................................................................................................................................................................................................

KOBİ’LER ERP KULLANMAMA LÜKSÜNE SAHİP Mİ? Küçük ya da orta ölçekli bir işletmeniz varsa ve kurumsal kaynak planlama (ERP) çözümüne yatırım yapıp yapmama konusunda kararsızsanız, kendinize “Bu yatırıma ayıracak maddi kaynağım var mı?” yerine, şunu sormalısınız: “Bu yatırımı yapmamanın maliyetini göze alabilir miyim?” Özellikle kurumsal uygulamaların işletmeler üzerindeki etkilerini ele alan bağımsız araştırma şirketi Mint Jutras 2013 yılında bir araştırma yaparak, 475 küçük ve orta ölçekli işletme sahibiyle görüştü. En fazla 100 çalışanı olan bu işletmeler, kurumsal kaynak planlama (ERP) konusundaki görüşlerini ve deneyimlerini paylaştılar. Bu araştırma, KOBİ’ler için ERP’nin faydalarını gösteren sonuçlar verdi. Örneğin, “Global Kalitede” bir ERP çözümü kullanmakta olan katılımcıların yüzde 87’si, ERP’nin sadece maliyet tasarrufu özelliği sayesinde bile, yaptıkları yatırımın geri dönüşünü ilk 1-2 yıl içinde almışlardı. Maliyet tasarrufu ise büyük ölçüde insan kaynağı, süreçler ve teknolojilerde kaydedilen iyileştirmelerden kaynaklanıyordu. Maliyet tasarrufunun ötesinde, kârlılığın da bir önceki yıla göre ortalama yüzde 28 arttığı tespit edildi. Zamanında ve sorunsuz teslimat, müşteri bağlılığı dağıtım ve üretimde döngü süreleri, üretim gibi alanlarda da yüzde 23-29 iyileşme sağlandı.

ERP’nin faydasını nasıl göreceğiz?

Gartner’ın 2014 tarihli “Working Smarter, Not Harder Is the Key to Business Success With ERP” (ERP ile Kurumsal Başarının Anahtarı, Daha Çok Değil, Daha Akıllıca Çalışmak) adlı raporu da ERP sistemlerinin gerçek faydasını ölçümlemenin yollarını bilmek gerektiğini vurguluyor. ERP’nin faydasını ölçümlemenin ilk adımı, şirket içindeki değerini ve işletmeyi nasıl daha rekabetçi

22

hale getirebileceğini anlamaktan geçiyor. İşletmelerin ERP’yi sadece bir teknoloji olarak değil, pazarda fark yaratmaya, stratejik hedeflere ulaşmaya ve rekabet avantajı elde etmeye yönelik bir araç olarak görmeleri gerekiyor. Gartner’ın raporuna göre, şirketlerin rekabet gücünü artırmak söz konusu olduğunda ERP, inovasyon gibi yatırımlar kadar öncelikli görülmüyor. Oysa yeni inovasyon yetenekleri kazanmayı sağlayacak derecede doğru ve güncel bilgiler edinmek için öncelikle sağlam ve entegre bir ERP zemini oluşturmak gerekiyor. Örneğin bir işletme, her an ve her yerden erişim için mobil bir uygulamaya yatırım yapma kararı alabilir. Ama bu uygulamanın sağlıklı bir şekilde çalışması için, temelindeki bilgilerin her zaman güncel ve entegre olabilmesi şart. Kısacası ERP, pek çok hedefiniz için en doğru başlangıç noktasıdır ama maliyet söz konusu olduğunda KOBİ’ler tereddüt edebiliyor. Bu durumda önerimiz, işletmede iyileştirilmesi gereken ana noktaları belirlemek. İşletmenizi farklı kılan nedir? Sizin için en kritik görevler nelerdir? Değişime hangi noktada ihtiyacınız var? Öncelikli olarak sadece bu alanlara odaklanmak, maliyetleri düşürür ve uygulama sürecini sadeleştirir. Pek çok KOBİ’nin, ERP uygulamasına ayıracak maddi kaynaklarının olmadığına inanmalarına karşın, deneyimlerimiz bunun aksini söylüyor. KOBİ’ler, gelecekteki büyümelerini sınırlamadan, stratejilerini bugünden hayata geçirmelerini sağlayacak, dünya kalitesinde bir ERP çözümüne maddi kaynak ayırabilir.

Üstelik, SAP’nin online sunduğu ücretsiz benchmarking araçlarını kullanarak, ERP uygulamasına başlamadan önce, işletmelerin iyileştirilme potansiyeli yüksek noktalarını belirlemek de mümkün. SAP KOBİ çözümleri, gerek önceden yapılan analizler, gerekse hızlı ve kolay uygulama konusunda KOBİ’ler için uygun maliyetli ERP seçenekleri sunuyor. Gartner ayrıca, kullanılan ERP çözümünün kurumsal stratejilere uygun olması ve uzun vadeli bakım ve destek hizmetlerini de kapsaması gerektiğini vurguluyor. ERP sisteminin yeteneklerini anlayan ve sistemi başarılı bir şekilde kullanıp geliştirme kapasitesine sahip anahtar kullanıcıların oluşturduğu bir yapı, uzun vadede gelişmeye daha açık bir sistem kurulmasını sağlıyor. Bu anahtar kullanıcıların bilgi teknolojileri uzmanı olması gerekmiyor; bu kişiler, müşterilerin ve şirketin iş yapış biçimini anlayan gerçek kullanıcılar olmalı. Bu sayede hem şirketi en iyi tanıyan kişiler bu süreçte aktif görev alıyor hem de ERP uygulaması için ek personel alımına gerek kalmıyor. Bir KOBİ olarak maddi kaygılarla ERP’den uzak durmak yerine, getiri odaklı bir perspektiften bakmanın zamanı geldi! Hedefiniz, uzun vadede ihtiyaçlarınızı karşılayacak, uygun maliyetli bir süreç oluşturmaksa, ERP sizin için en uygun ve en temel araç. Dolayısıyla kendinize şunu sormalısınız: “ERP yatırımı yapmamanın maliyetini göze alabilir miyim?” Bu yazı, Digitalist Magazine’de Dror Orbach imzasıyla yayımlanmış makalelerin derlenmesiyle oluşturulmuştur.


...............................................................................................................................................................................................................................

KOBİ’lere özel SAP çözümleriyle, istediğiniz yönde büyüyün SAP’nin KOBİ’lere özel çözümleriyle, işletmenizi ister yerinde ister bulut üzerinde yönetin. Ölçeklenebilir SAP çözümleri; ERP, İK, e-ticaret, analitik, raporlama gibi pek çok uygulamayı destekliyor. Siz de dünya genelinde 250 binden fazla KOBİ’nin deneyimine ortak olun; işletmenizi teknoloji desteğiyle başarıya taşıyın.

23


TREND...................................................................................................................................................................................................

DEĞER KATMANIN ÖTESİNE GEÇİYORUZ

AMACIMIZ, ANLAM KATMAK Kurumsal dünya, kâr odaklı yapıların ötesine geçeli çok oldu. Artık finansal değerler kadar, dünyaya ve insanlığa katkı da kurumların marka gücünü belirleyen unsurlar arasında yer alıyor. SAP, bu anlamda da hayata değer katmanın ötesinde, anlam kazandırıyor. RadleyYeldar tarafından hazırlanan Fit for Purpose 2016 Endeksi’nde, SAP ilk 20 şirket arasında yer alıyor. Büyük dönüşümlerin ardında, büyük markaların imzası bulunuyor. RadleyYeldar (RY) danışmanlık şirketinin ifadesiyle, “iddialı sözcüklerin bir adım ötesine geçip, amaçların gerçeğe dönüştüğünü gösterebilen” markalar bu dönüşümlere öncülük ediyor.

Fit for Purpose 2016’da liderliğin şartları; şirketin amacı ve bu amacın öyküsü, amaç doğrultusunda kurulan iletişim, performans ve davranışlar olarak sıralanıyor.

Dünyaya ve insanlığa katkı amacıyla hareket eden şirketler, daha büyük bir bütünün parçası olma, faydanın ötesinde “anlamlı” bir etki yaratma konusunda da öncülük ediyor. Çalışanlarını, müşterilerini ve yatırımcılarını bu ortak tecrübenin bir parçası haline getiriyor ve tutkuyu eyleme dönüştürüyor. Diğer bir deyişle, değer katmanın ötesinde, anlam katmak öncelikli oluyor. SAP de bu bilinçle hareket ederek milyarlarca insanın hayatına dokunacak amaçlar doğrultusunda çalışıyor ve hayata anlam katmayı hedefliyor.

Anlam arayışı ve bir fark yaratma isteği genelde milenyum kuşağıyla birlikte anılsa da günümüzde bireysel ya da kurumsal manada herkes daha anlamlı işler yapmak için çaba gösteriyor. Pek çoğumuz, yaptığımız işlerle dünyaya ve insanlığa olumlu bir etki yaratmak ve daha büyük bir amaca hizmet etme hissini yaşamak istiyoruz. Bizi her gün yataktan kaldıran, yoğun trafiği aşıp ofise taşıyan itici güç ve ilham kaynağı da bu aslında. Çalışmayı sadece para kazanmaya indirgemeksizin, bir amaç uğruna gayret göstermek ve dijital ekonomide insanların büyümelerine destek olmak şeklinde algılıyoruz. Fit for Purpose Index işte tam olarak bu yüzden büyük önem taşıyor. Bu listeye kısaca göz atarak, diğerlerine ilham olacak şekilde iş yapan şirketlerle ortak çalışma ve inovasyon olanaklarını ortaya çıkarabiliriz.

Dünyaya anlam katanlar

İngiltere’nin başkenti Londra, 21 Eylül 2016 günü önemli bir etkinliğe sahne oldu. Fit for Purpose 2016 adını taşıyan bu etkinlikte, geride bıraktığımız 2016 yılı boyunca dünyaya anlam katan ilk 100 şirket listelendi. Dünyanın en anlamlı markalarının belirlendiği ve RY tarafından yayınlanan Fit for Purpose 2016 Endeksi’nde SAP de bu yıl 20. sırada yer aldı. Pek çok teknoloji şirketini ve Google ya da Facebook gibi markaları geride bırakan SAP, bu sayede marka değerini de bir önceki yıla göre yüzde 13 artırmayı başardı.

24

Anlam katmaya neden ihtiyacımız var?

Diğer yandan, bir amaca sahip olmak hem küçük hem de büyük ölçekli şirketler için çok daha fazla büyüme fırsatları sunuyor. Çünkü davranış bilimi, bize şunu söylüyor: “İnsanlar, kendilerini iyi hissetmelerini sağlayan ürünleri satın alıyor ve güvendikleriyle iş yapıyor.”


...............................................................................................................................................................................................................................

SAP DÜNYAYA NASIL ANLAM KATIYOR? • Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek amacıyla, dijital ekonomi çağında herkesi daha kolay bir yaşama kavuşturmak üzere çalışıyoruz. • Teknolojimizle kanser araştırmalarına destek olup milyonlarca hastaya umut veriyoruz. • Milyonlarca kişinin daha iyi beslenmesine yardımcı olacak kamu ve özel sektör çözümleri sunuyoruz. • Milyonlarca küçük ölçekli işletmenin büyüme hayallerini gerçekleştiriyoruz. • Tenisten futbola kadar, sporun keyfini artıran çözümler sunuyoruz. • Dünyanın her yerinde, öğrencileri başarıya yönlendiren eğitim uygulamalarına imza atıyoruz. • Geleceğin girişimcilerine, ihtiyaç duydukları teknolojileri ve becerileri kazandırıyoruz. • Karbon emisyonlarımızı azaltıyoruz.

25


KÖŞE YAZISI........................................................................................................................................................................................

DÜNYA DİJİTALLEŞTİKÇE

Erdem Aksakal SAP Türkiye Pazarlama Direktörü

Dijital devrimin daha önceki aşamalarının tümünde, kurumlar bireylerin dönüşümünü takip etti. İnternet önce bireylerin hayatında iz bıraktı, daha sonra kurumsal iş modelleri oluştu. Elektronik ticaret önce bireyler arasındaki alışverişle başladı. Müzik endüstrisi kullanıcıların inovasyonuyla dijitalleşti. Bireyler, mobilleşmeyi kurumlardan önce başardı. İnovasyonun yayılımı teorisine göre, teknolojiye erken adapte olan kesimin başlıca özellikleri kanaat önderliği, finansal esneklik, sosyal statü. Doğal olarak da tek bir birey ya da belirli bir sosyal topluluk; karar verme mekanizmaları katmanlı olan kurumlara göre daha çevik davranabiliyor. Günlük işleyişini hızlıca yeni bir sisteme geçirebiliyor. Kurumlar ölçekleri itibariyle daha kontrollü adımlar atmak zorunda kalıyor. Bu durum, kurumlara takipçi olma avantajını getiriyor. İşletmeler, bireylerin hayatını değiştiren teknolojileri gözlemleme ve daha yumuşak bir geçiş sağlama fırsatından faydalanıyorlar. Önümüzdeki teknoloji devriminin görünen aşamalarında yapay zekalı öğrenen makinelerin, Nesnelerin İnterneti’nin, Blockchain’in insansı

26

özelliklere daha da yaklaşan arayüzleri olacak. Bunun örneklerini bir süredir görüyoruz zaten. Bireyler sesli asistanları ya da bitcoin’i hızla hayatlarına entegre ettiler. Apple’ın Siri’si, Amazon’un Alexa’sı kişisel hayatlarımıza girdi bile. Kurumlar da bu yeni dönüşümleri iş modellerine nasıl uygulayacaklarına dair yol haritaları tasarlıyor. Dijital dönüşüm de burada gündeme geliyor işte. Kurumlar tüm süreçlerini teknolojik bir seviyeye getirdikçe, dijitalleşmeyle işlerini ivmelendiriyorlar. Bir de Y kuşağının iş hayatını domine etmeye başlaması, teknolojiyle barışık kurumlara daha da büyük bir avantaj sağladı. Teknolojiyle doğan kuşak dijitalleşmeyi daha da hızla yerleştiriyor iş hayatına. Dijital tüketiciler, kurumlardan dijital hizmetler talep ediyor. Kurumlar öncelikle operasyon ve pazarlama birimlerinde dijitalleşmeyi konuşurken, şimdi finans, İK, satış, hatta üst yönetim

gibi birçok fonksiyonun süreçlerini dijitalleştiriyor. Dijital süreçler, öğrenen makineler sadece basit operasyonel işleri üstlenmenin ötesinde, kurumların stratejik karar mekanizmalarında yer ediniyor. SAP olarak her sektöre, kurum içindeki her departmana yönelik çözümler sunmak; dijitalleşmeyi yaygınlaştırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Nesnelerin İnterneti kurgularımızı her çözümümüze entegre ederek, büyük veriden büyük anlamlar çıkarabiliyoruz. Bulut çözümlerimizle milyonlarca kurumsal kullanıcının iş hayatını hızlı ve etkin biçimde düzenliyoruz. Mevcut işleri daha hızlı, daha risksiz yapabilen kurumların ötesinde; dijitalleşme sayesinde yepyeni işleri hayal edebilen bir noktaya taşımak için uğraşıyoruz. Kişilerin, kurumların ve nihayetinde toplumun, dijitalleşmeden faydalandıkça dünyaya daha çok anlam katacağının bilincindeyiz.


Dijital Dönüşüm Dijital Türkiye SAP FORUM ANKARA Müşteri Başarı Hikayeleri

VERGİ DENETİM KURULU İHTİYACI OLAN RAPORLARA ANLIK OLARAK ULAŞIYOR Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, risk odaklı vergi incelemeleri yapmak, kayıt dışı ekonomi ve yolsuzlukla mücadele etmek, idarenin etkin, verimli ve hukuka uygun bir şekilde işleyişinin sağlanmasına yönelik teftiş ve soruşturma faaliyetlerini yürütmek amaçları ile 2011 yılında kuruldu. Kurum, MDSap danışmanlığında SAP IQ, SAP BusinessObjects Data Services, SAP BusinessObjects Business

Intelligence (BI) çözümlerini hayata geçirme kararı aldı. Projenin hedefleri; iş hedeflerine uygun raporlama ve analiz ortamını oluşturmak, hızlı ve etkin raporlama süreçleri geliştirmek, dağınık yapıda bulunan verileri bütünleşik sisteme taşıyarak ulaşılabilir ve anlaşılır kılmak ve kullanıcı gruplarının kendi ihtiyaçlarına özgü raporları geliştirmelerine olanak tanımak şeklinde belirlendi.

Proje sonucunda Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı yöneticileri, ihtiyaç duydukları raporlara daha hızlı ve görsel olarak erişebilir hale geldi. Ayrıca hızlı ve yüksek analiz gerektiren sorgularda yüksek performans ile başarı sağlandı. Kurum genelinde stabil bir raporlama sistemi ve dashboard kullanılması da önemli faydalardan biri oldu. SAP çözümleriyle, kullanıcı yetkilendirme ve rol yönetiminde kolaylık sağlandı.

“Kurum genelinde başarıyla uyguladığımız SAP çözümleri sayesinde ihtiyacımız olan bilgilere hızlı ve anlık erişimi sağladık. Son kullanıcıların yüksek memnuniyetiyle sonuçlanan projeyle kurumsal verilere genel ve detay bakış imkanı elde edilmiştir.”

Mehmet Yazıcı, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, Bilgi İşlem Koordinatörü

Your Partner in Digital Transformation


MÜKEMMEL FİLETO İŞÇİLİĞİ SAP S/4HANA 1610 İLE 7/24 KONTROL ALTINDA Deniz balıkları yetiştiriciliğinde Türkiye’nin öncü kuruluşları arasında yer alan Noordzee, uçtan uca entegre bir platform kurmayı hedefledi. İstenen yönetim ve maliyet raporlarını SAP aracılığı ile en doğru şekilde üst yönetime sunmayı amaçlayan Noordzee’nin bir başka hedefi de manuel iş gücünü minimuma indirmekti. Noordzee, bu ihtiyaçları karşılamak üzere, SAP’nin yaygın ve geliştirilebilir

çözümlerinden yararlanmaya karar verdi. MBIS danışmanlığında yürütülen projede uygulama için SAP S/4 HANA 1610 modülleri kullanılırken, dokümantasyon aracı olarak SAP Workforce Performance Builder kullanıldı. MBIS’in deneyimli danışman kadrosu, projeyi başarıyla hayata geçirdi. Proje sonucunda Noordzee’de farklı departmanlar arasındaki iletişim etkin hale getirildi. Şirketin iş süreçlerinde

iyileştirme sağlanırken, şirket kaynakları da daha verimli şekilde kullanılmaya başlandı. Ayrıca finans, İK, satış, müşteri yönetimi ve envanter yönetimi gibi süreçleri entegre ve daha verimli yönetilir hale geldi. Gelişen ve devamlı büyümeyi hedefleyen Noordzee, ihtiyaç duyduğu yönetim seviyesi raporlamalar ve üretim entegrasyonlarıyla, kurguladığı SAP çözümlerini ilerleyen dönemde daha da yaygınlaştırmayı hedefliyor.

“Titiz bir hazırlık sürecinin ardından çözüm ortağının uzman ekibiyle birlikte başladığımız projeyi başarıyla tamamladık. Canlıya geçiş gününde tüm süreçlerin işlediği bir altyapıyı kullanıma aldık ve mesaisiz bir çalışma ile günü tamamladık.”

Ceyda Ata, Noordzee, Internal Auditor/Proje Yöneticisi

BAŞKENTGAZ SAP ÇÖZÜMLERİYLE MALİYETLERİNİ DAHA İYİ YÖNETİYOR 2007 yılından bu yana Ankara’da 2 milyonu aşkın aboneye hizmet veren Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş., bütünleşik bir bilişim sistemi ihtiyacını karşılamak üzere BTC danışmanlığında bir SAP projesi gerçekleştirdi. Projede ayrıca; birbiriyle konuşan akıllı iş süreçleri oluşturmak, süreçlerin ve iş disiplinlerinin organizasyonuyla karar mekanizmalarına destek sağlamak da hedeflendi.

Projede SAP Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) SAP IS-Utilities (IS-U) kapsamındaki çözümlerin yanı sıra SAP Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM), SAP İnsan Kaynakları Yönetimi (HCM), SAP Enterprise Portal (EP), SAP Business Planning and Consolidation (BPC), SAP Business Warehouse (BW), SAP Process Orchestration (PO) ve SAP Kurumsal Veri Yönetimi (OpenText) de devreye alındı.

Proje sayesinde BAŞKENTGAZ uçtan uca entegre bir sisteme geçti. Ölçeklenebilir iş süreçleri ve etkin gider yönetimiyle maliyetler düşürüldü. Sahada ve satış noktalarında müşterilere en hızlı erişim sağlandı. Karar alma süreçlerinin akıllı ve hızlı işlemesi, bilgi ve erişim güvenliğinin sağlanması, sistemin insana bağlı yapıdan kurtularak daha hatasız iş disiplinlerinde çalıştırılması da mümkün oldu.

“Projeyle elde edilen ilk kazanım veri temizliğiyle sağlanan etkin iş yönetimi oldu. SAP CRM, sistem üzerinde daha etkin ekran ve kullanıcı yönetimlerini de beraberinde getirdi. Bunun yanında ön ödemeli satış sistemlerinde, bakım uygulamalarında, stok, İK ve muhasebe entegrasyonlarında kusursuz bir iletişim sağlandı. Tüm bu kazanımlar, şirketimize marka değeri kattı ve güvenilir bir mali dengeyi de beraberinde getirdi.” Gökhan Demir, BAŞKENTGAZ, Bilgi Sistemleri Müdürü


ASELSAN Bütçe Süreçlerini Detaysoft Danışmanlığında SAP BPC on HANA’ya Taşıdı

T

ürkiye'nin en büyük savunma elektroniği kuruluşu olan ASELSAN; başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere yurt içi ve yurt dışı ihtiyaç makamlarının, haberleşme ve bilgi teknolojileri, radar ve elektronik harp, elektro-optik, aviyonik, insansız sistemler, kara, deniz ve silah sistemleri, hava savunma ve füze sistemleri, komuta kontrol sistemleri, ulaştırma, güvenlik, trafik, otomasyon ve sağlık teknolojilerine yönelik ihtiyaçlarını karşılayabilecek geniş bir ürün yelpazesine sahip bulunmaktadır. ASELSAN, özgün ürünlerini ihraç eden, dünyanın ilk 100 savunma sanayi şirketi (Defense News Top 100) listesinde yer alan, yerel kuruluşlar ile işbirliği modelleri kurgulayarak uluslararası pazarlarda ortaklıklar kuran, yatırım yapan bir markadır.

değer katan, bilgiyi ve süreçleri kaynak sistemlere entegre etmek gibi ihtiyaçları doğrultusunda Detaysoft’un sunduğu bütçe (SAP BPC 10.1 Embedded on HANA) projesine başladı.

ASELSAN, bütçe planlama ve kontrol süreçlerini, entegre bir yazılım üzerinde tasarlamak ve gerekli alt yapının kurulması sonucu doğru bilgiye sürekli ve anında ulaşmak, bu süreçlerde hedeflenen değişimi destekleyen, iş süreçlerine

ASELSAN ve Detaysoft ekiplerinin, 1 yıldan kısa sürede tamamladığı proje neticesinde, en önemli çıktı olan mali tablo raporları ASELSAN üst yönetimine sunuldu. Ayrıca BPC on HANA projesi sayesinde, kullanılmakta olan SAP ECC

ASELSAN BPC on HANA projesi, Detaysoft bütçe projelerinde temel alınan metodolojiye göre modüler olarak gerçekleştirildi. ASELSAN’ın bütçeleme ihtiyaçlarına paralel olarak, projenin uygulama evresinde parametre planlama, teslimat ve nakit giriş planlama, genel gider planlama, proje üretim/satınalma/maliyet planlama, yatırım planlama, proje planları ve proje işçilik saatleri planlama, finansman planlama, personel planlama ve mali tablo (VUK/IFRS) modelleri geliştirildi.

sisteminden BPC sistemine alınan veriler sisteme entegre edilerek ilgili yapıların ve verilerin bütçe sistemine aktarılması sağlandı. HANA altyapısı ile çalışma süreleri düşürülerek, ERP üzerindeki sistemsel iş yükü ortadan kaldırıldı. BPC sisteminin esnek ve parametrik yapısıyla simülasyon olanakları sunulmaya başlandı. Kolay giriş ekranları ile veri toplama süreleri azaltılarak, daha etkin analiz ve karar verme süreci oluşturuldu. Değişen raporlama taleplerine hızlı ve esnek bir şekilde cevap verilmesi sağlandı. Mevcut ve gelecekteki iş ve bilgi gereksinimlerini karşılayabilecek, iş modelindeki değişimlere uyarlanabilecek esnek bir mimari geliştirildi. ASELSAN bünyesinde yürütülen projelerin uzun dönemli olması göz önünde bulundurularak tahmin ve bütçe yılları için ay detayında 3 yıl, ayrıca uzun vadeli stratejik planlama yapılmasına olanak sağlayacak şekilde yıl detayında 10 yıllık olarak planlama yapılmasına olanak sağlandı.

ORS, SAP S/4HANA İLE ÜRETİM VE YÖNETİM SÜREÇLERİNDE MÜKEMMELLİĞİ YAKALADI 1986 yılından bu yana metal sektöründe faaliyet gösteren Ortadoğu Rulman Sanayi ve Tic. A.Ş. (ORS), Vektora danışmanlığında SAP S/4HANA’ya başarılı bir geçiş yaptı. Türkiye’de üretim sektöründeki ilk SAP S/4HANA projelerinden biri olan çalışmada, mobil uygulamalar için de geliştirmeler yapıldı. Projede, Vektora uzmanlığıyla EDI, PDKS, Akıllı Depo, Veri Toplama Sistemleri gibi dış

sistemlerle entegre çalışan, eksiksiz bir SAP ERP sistemi oluşturuldu. Proje sonucunda ORS’de çalışana bağımlılık büyük oranda ortadan kalktı, lokal yönetilen süreçler entegre bir yapıya dahil edildi. Daha önce Excel’de takip edilen birçok işlem SAP tarafından veya SAP içinde yapılır hale geldi. Ayrıca büyük oranda ihracat yapan ORS’nin müşterileri ve tedarikçilerin büyük

çoğunluğu da SAP kullanıcısı olduğu için aynı dil kullanılır hale geldi. Yine Vektora danışmanlığında, sistemin bazı noktalarında B2B entegrasyonları için çalışmalar başlatıldı. En önemlisi ise ORS’nin mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayacak, her zaman desteği bulunabilecek, teknolojisi yüksek, sürdürülebilir bir sistem kazandırılmış oldu.

“Ortadoğu Rulman (ORS) için bugüne ve yarına ait ihtiyaçlara yanıt veren, uluslararası ölçekte hızlı büyümenin getirdiği yükü taşıyabilecek, diğer sistemlerle kolayca entegre edilebilecek bir çözüm arayışımız mevcuttu. Müşteri ve tedarikçilerimizin de yoğun olarak tercih ettiği SAP çözümlerinin yüksek performans ve yaygın destek ekosistemi sayesinde hedeflediğimiz noktaya başarıyla ulaştık.” Dr. Alptekin Demiray, ORS, Üretim Planlama Müdürü ve SAP Program Yöneticisi


ETİ MADEN İŞLETMELERİNİN DİJİTAL DÖNÜŞÜM YOLCULUĞU Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve İşletme Müdürlükleri tarafından yürütülen stratejik planlama, proje yönetimi, satış, üretim, dağıtım, mali kaynaklar yönetimi, satın alma, bakım onarım, stok yönetimi, kalite yönetimi, değerlendirme ve denetleme, insan kaynakları yönetimi, bütçe hazırlama ve planlama gibi faaliyetler kapsamındaki iş süreçlerinin, Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) sistemi üzerinde bütünleşik bir yapıda yürütülmesi, bu süreçlerin RFID, PDKS sistemleri ve

İş Zekası ile desteklenerek entegre bir yönetim sistemi oluşturulması hedefiyle 2012 yılında yola çıkılmıştır. Projede Kurumsal Kaynak Yönetimi için SAP ERP, İş Zekası için SAP BusinessObjects çözümlerinin yanı sıra RFID (radyo frekans ile kimlik takibi) hayata geçirilmiştir. Kurum bünyesinde üretilen ürünlerin ve ara ürünlerin üretimden son varış noktasına kadar olan süreçlerinin ve anlık stokların RFID teknolojisi ve

kantar entegrasyonu ile otomatik veri toplanarak, bu verilerin Eti Maden İşletmeleri Kurumsal Kaynak Planlama Sistemi (SAP ERP) ile bütünleştirilmesi sağlanmıştır. PDKS sistemiyle de Kurum bünyesinde çalışan tüm personelin devam takip işlemlerinin ve maaşa esas puantajlarının biyometrik doğrulama yöntemleri ile tek merkezden takip edilmesi ve suistimallerin asgariye indirilmesi sağlanmıştır.

“Projede SSO ve Process Orchestration (SAP PO) ile tek noktadan tüm sistemlere erişim sağlandı. SAP PI ile farklı birim ve kurumlarda çalışan uygulamalarla kesintisiz iletişim sağlanabilir hale geldi. Genişleyebilir ve esnek bir kurumsal yönetim yapısı oluşturuldu.” Abdurrahman Çeliker, Eti Maden İşletmeleri, Yönetim Bilgi Sistemleri Daire Başkanı

SATINALMADA DÖNÜŞÜM: ASELSAN TEDARİKÇİ PORTALI ASELSAN’ın tedarik süreçlerini ve tedarikçi yönetimini elektronik ortama taşıma hedefiyle yola çıkılan ASELSAN Tedarikçi Portalı Projesi, ASELSAN tarafından çeşitli platformların incelenmesi ve SAP SRM Tedarikçi İlişkileri Yönetimi ve SAP SLC Tedarikçi Yaşam Döngüsü modüllerine karar verilmesiyle başladı. ASELSAN Tedarikçi Portalı, tedarikçiler ile ASELSAN arasında pek çok kanaldan sürdürülen iletişimin tek bir platformda toplanmasını sağladı. Bu kapsamda ASELSAN Tedarikçi Portalı, elektronik

teklif toplamadan sipariş takibine, kalite bildirimlerinden tedarikçiler ile doküman paylaşımına kadar süreçleri içeren ve duyuru yönetimi, tedarikçi eğitim yönetimi, ekipman takibi ve modifikasyon süreci gibi bileşenleri de üzerinde bulunduran geniş bir tedarikçi ilişki ağı platformu oldu. Yine proje kapsamında satınalma süreçlerinin katalog yönetimi işlevi ile iyileştirilmesi, katalog verilerinin etkin bir şekilde yönetilmesi ve satınalma süreçleri ile entegre edilmesi sağlandı. Proje ile ASELSAN’a tedarikçi olmak

isteyen firmaların ASELSAN’a başvurusu, yeterliliklerinin ölçülmesi ve onaylı tedarikçi olarak kabulünü içeren tedarikçi seçme ve değerlendirme süreci Tedarikçi Portalı üzerinden yürütülebilir hale geldi. Ayrıca, Tedarikçi Portalı üzerinden tedarikçilerin performans karnelerinin oluşturulması ile tedarikçi performans süreci de elektronik ortama taşındı. Mevcut ve potansiyel tedarikçilerin satınalma kategorileri bazında yönetilmesi ve değerlendirilmesi mümkün olan bir yapı ve süreç kurgulandı.

“Yurt içi, yurt dışı ve yan sanayi satınalma süreçleri ASELSAN Tedarikçi Portalı ile artık daha hızlı ve daha verimli. ASELSAN’ın tedarikçileri ile ilişkilerinde 360 derece işbirliğini sağlayan proje, satınalmada dönüşüm için bir başarı hikâyesi olarak nitelendirilmeyi hak ediyor.”

Ali Rıza Kılıç, ASELSAN, Merkezi Tedarik Direktörü


................................................................................................................................................ SAP KALİTE ÖDÜLLERİ

SAP TÜRKİYE’DEN EN KALİTELİ PROJELERE ÖDÜL Başarının ödüllendirilmesi gerektiği ilkesinden yola çıkan SAP Türkiye, 21 yıldır düzenlediği SAP Forum etkinliklerinde en başarılı projeleri ödüllendirme geleneğini sürdürüyor. Bu gelenek doğrultusunda, 27 Ekim 2016’da gerçekleştirilen SAP Forum’da da SAP Türkiye Kalite Ödülleri 2016 sahiplerini buldu.

SAP Türkiye’nin “Reimagine Business for the Digital Economy” temasıyla 27 Ekim 2016’da gerçekleştirdiği SAP Forum İstanbul’da, gelenekselleşen SAP Kalite Ödülleri de sahiplerini buldu. Her sene, yılın en başarılı kurumsal teknoloji uygulamalarına dikkat çekmek amacıyla verilen SAP Türkiye Kalite Ödülleri, bu yıl da “Hız”, “İnovasyon” ve “Dönüşüm” olmak üzere 3 ayrı kategoride yılın en başarılı projelerine verildi. Altın kategoride ödül kazanan firmalar SAP EMEA (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) bölge yarışmasına katılmaya da hak kazandı.

31


SAP KALİTE ÖDÜLLERİ........................................................................................................................................................................

Hız Dijitalleşmeyle birlikte değişen iş dünyası için yenilikçi çözüm ve fikirlerin paylaşıldığı SAP Forum İstanbul kapsamında gerçekleştirilen ödül töreninde, “Hız” kategorisinde Altın Ödül, SAP’nin iş ortağı MBIS ile gerçekleştirdiği SAP uygulamalarıyla Uğur Selüloz Kimya A.Ş.’nin oldu. Ödülü, Uğur Selüloz Kimya A.Ş. adına Genel Müdür Ali Kaplan, SAP Türkiye Danışmanlık ve İş Geliştirme Yöneticisi Murat Benlidayı’nın elinden aldı. Bu kategoride Gümüş Ödül SAP iş ortağı Detaysoft ile gerçekleştirdiği SAP uygulamalarıyla Erdemir Grubu’na; Bronz Ödül, Accenture işbirliği ile gerçekleştirilen projeyle Türk Telekomünikasyon A.Ş.’ye verildi.

Uğur Selüloz Kimya A.Ş.

Erdemir Grubu

İnovasyon “İnovasyon” kategorisinde ise Altın Ödül AGT Ağaç San. ve Tic. A.Ş.’nin oldu. Yine MBIS işbirliği ile gerçekleştirilen projenin ödülünü AGT Ağaç San. ve Tic. A.Ş. CEO’su Mehmet Söylemez, SAP Türkiye Dijital İş Hizmetleri Direktörü İsmail Hakkı Bosnalı’dan aldı. Gümüş Ödül BimSA ve SAP Türkiye işbirliği ile gerçekleştirilen proje için BRİSA A.Ş.’ ye; Bronz Ödül ise yine BRİSA A.Ş.’ye verildi.

AGT Ağaç San. ve Tic. A.Ş.

Dönüşüm “Dönüşüm” kategorisinde Altın Ödül Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri Grubu’na verildi. Acron işbirliği ile hayata geçirilen projenin ödülünü Eczacıbaşı CIO’su Hilmi Koçak, SAP Türkiye Proje Yönetim Ofisi Yöneticisi Bahar Kulbul’un elinden teslim aldı. “Dönüşüm”de Gümüş Ödül’e Fiz Bilişim işbirliğiyle gerçekleştirilen proje ile Abdi İbrahim İlaç San. Tic. A.Ş. layık görüldü. Bronz Ödül ise BTC Türkiye ile gerçekleştirilen projesiyle Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş.’ye takdim edildi.

32

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri Grubu

Abdi İbrahim İlaç San. Tic


...............................................................................................................................................................................................................................

u

c. A.Ş.

Türk Telekomünikasyon A.Ş.

BRİSA A.Ş.

Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş.

33


TREND...................................................................................................................................................................................................

10 BİNDEN FAZLA MÜLTECİ, YENİ BİR DİL ÖĞRENDİ: KODLAMA SAP, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ile birlikte düzenlediği Mülteci Kod Haftası kapsamında Türkiye, Mısır, Lübnan ve Ürdün’de toplam 10 binden fazla kişiye kod eğitimi verdi. 8-24 yaş arasındaki mülteci çocuk ve gençleri hedefleyen Mülteci Kod Haftası’nın Türkiye ayağında 700’e yakın çocuk ve genç, kod eğitimlerine katıldı. Bugünün dünyasındaki en ciddi insani sorunlardan biri, mültecilerin yaşam koşulları. Ülkelerinden ayrılmak zorunda kalmış kişilere yardım eli uzatmayı amaçlayan girişimler arasında en çok dikkat çekenlerden biri ise, mülteci çocuk ve gençleri, geleceğin lisanı olan kodlama ile tanıştırmaya yönelik Mülteci Kod Haftası oldu. SAP ve Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) ilk duyurusunu İstanbul’daki Dünya İnsani Zirvesi’nde yaptıkları Mülteci Kod Haftası; Türkiye, Mısır, Lübnan ve Ürdün’de gerçekleştirildi. SAP öncülüğünde yürütülen bu insani girişim, Galway Education Center ve UNHCR işbirliğiyle, yerel hükümetlerin, kâr amacı gütmeyen kuruluşların, eğitim kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının da dâhil olduğu 30’un

34

üzerinde iş ortağının katkılarıyla hayata geçirildi. Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (UNCHR) göre dünyanın en kalabalık mülteci nüfusuna ev sahipliği yapan Türkiye, Mısır, Lübnan ve Ürdün’de düzenlenen

Mülteci Kod Haftası çerçevesinde toplam 10 binden fazla gence kodlama eğitimi verildi. Mülteciler, dijital çağda kritik öneme sahip kodlama ve web sitesi programlama konusunda bilgi ve beceri kazandılar. Kadınların bilgi teknolojileri sektöründe desteklenmesi çerçevesinde; eğitime katılanların

UNHCR KURUM VE VAKIF İLİŞKİLERİ YÖNETİCİSİ BRAD HENDERSON “Mülteci Kod Haftası’nın bu başarısı; hükümetlerin, özel sektörün, uluslararası kuruluşların ve sivil toplumun güçlerini birleştirerek, gençler için sürdürülebilir bir dijital ekonomi eğitim modeli geliştirilebileceğini kanıtladı. UNCHR olarak, tüm iş ortaklarımız ile birlikte Afrika ve Orta Doğu’daki mültecilerin ve gençlerin bilişim teknolojileri alanında kariyerlerini geliştirmeyi hedefledik. Aynı zamanda projemizin amacı, dijital ekonomide gençlerin ülkelerini yeniden inşa etmelerine destek olmak ve kadınların iş hayatında daha fazla istihdam edilmesine katkıda bulunmaktı.”


............................................................................................................................................................................................................................... yüzde 43’ünü kadın katılımcılar oluşturdu. Mülteci Kod Haftası’nın Türkiye ayağında da 8-24 yaş arasındaki mülteci çocuk ve gençlerden oluşan yaklaşık 700 kişi kod yazma atölyelerine ve online eğitim kurslarına katıldı. Eğitimlere Ürdün’de 4 bin 783, Lübnan’da 4 bin 31 ve Mısır’da ise 568 kişi katılım gösterdi. Mülteci Kod Haftası’nda, genç yaştaki katılımcılar basitleştirilmiş kod platformu Scratch’i öğrenirken, daha ileri yaştakiler ise HTML, CSS, Javascript, PHP ve SQL Business One kurumsal yazılımı hakkında da bilgi alma şansı yakaladılar.

Mülteci Kod Haftası, 2015 yılında başlayan ve bu yıl da devam eden, 426.758’den fazla katılımcının kodlama becerilerini geliştirmeleri için eğitildiği Afrika Kod Haftası (Africa Code Week)’ndan ilham alınarak tasarlandı.

Yerel İş Ortaklarının Desteği

2,5 milyon mülteciye ev sahipliği yaparak dünya genelinde en büyük mülteci nüfusu barındıran Türkiye’de, Işık Üniversitesi, IMC, Impact Hub, KızCode ve Hayata Destek Derneği gibi 7 kurum, Kiron Open Higher Education eğitim kurumuyla işbirliği yaparak mülteciler için sürdürülebilir online ve

SAYILARLA MÜLTECİ KOD HAFTASI TÜRKÇE

Türkİye 688 İNGİLİZCE

ÜRDÜN 4783

ARAPÇA

LÜBNAN 4031

MISIR 568

fransızca

10.070genç

TOPLAM

İstanbul’da ~40 kod yazma atölyesİ

8-24

2439 eğİtİmcİ katılımcıların yaş aralığı

2168

310

TOPLAM

gönüllü eğİtİmler İçİn ayrılan saat

kodlama atölyesİ

offline eğitimler sundu. Türkiye’deki eğitimlerde tüm Mülteci Kod Haftası katılımcıları aynı zamanda Kiron Open Higher Education Sertifika Programı’na kayıt yaptırma şansına sahip olurken, SAP gönüllüleri de genç öğrencilere destek vermek için Kiron mentorları arasında yerlerini aldı. Kod eğitimi vermeleri için Türk vatandaşları ve mülteciler arasından 300’e yakın kişiyi eğitmen olarak yetiştiren SAP, etkinlik sonrası da online eğitimleri kullanıma açarak, eğitimlerin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladı.

ZEYNEP KESKİN: “KODLAMA DİJİTAL EKONOMİDE GELECEĞİN MESLEĞİ” “Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da teknoloji alanında on binlerce iş açığı var. Dijital ekonomide ‘kodlama’, yarının mesleklerinin temelini oluşturacak. Bu doğrultuda Mülteci Kod Haftası, mülteci kamplarından başlayarak gençlere uzun soluklu bir yol haritası sunma hedefiyle; gençlerin kodlama becerileri kazanmalarını, meslek seçimlerinde teknoloji alanına yönelmelerini ve kodlamayı uzun vadeli sürdürülebilir bir teknoloji eğitimi haline getirmeyi amaçlıyor. İnanıyoruz ki dönüşüm önce insanın kendisinden başlar. Mülteci Kod Haftası ile çocuklar ve gençler teknolojiyle yakınlaştılar ve kodlamayı öğrendiler. Bulundukları ülkelerde bilgi teknolojileri sektöründeki iş fırsatlarını yakalayacaklar ve dijital dönüşüme katkı sağlayacaklar. SAP olarak, mültecilerin ve gençlerin kendi kendilerine yetebilmelerine yardımcı olmak, geleceğin kariyer fırsatlarına erişimlerini ve iş hayatına katılımlarını kolaylaştırmak öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bize bu hedefimizi gerçekleştirirken destek olan tüm iş ortaklarımıza ve paydaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz.”

35


HAYATIN İÇİNDEN................................................................................................................................................................................

GİRİŞİMCİLİĞİ DESTEKLERKEN, TOPLUMDA “İYİLİĞİ” YAYGINLAŞTIRMAK SAP Türkiye’nin Ashoka Türkiye ile birlikte yürüttüğü Hızlan FarkYarat projesi, Türkiye’deki girişimcilik ekosistemini büyütürken sosyal dayanışmayı da destekleyen bir platform oluşturdu. Hızlan FarkYarat, Türkiye’deki dezavantajlı gençlerin daha iyi eğitim alarak kariyer gelişimleri için gerekli donanıma sahip olmalarını, toplumla etkin bir bütünleşme sağlayabilmelerini ve vizyonlarını genişletmelerini amaçlıyor. Projeleriyle programa dahil olan genç sosyal girişimcilere, Ashoka Vakfı ve SAP Türkiye ekibi tarafından aylık eğitim bursu ve mentorluk desteği sağlanıyor. Bu sayede, genç sosyal girişimciler projelerini daha da geliştirme ve daha geniş kitlelere ulaştırma fırsatı buluyor.

36


...............................................................................................................................................................................................................................

BİR KAHVE İÇİP SORUNLARIMIZI KONUŞALIM MI? SAP Türkiye ile Ashoka Türkiye’nin işbirliğiyle gerçekleştirilen Hızlan FarkYarat projesi girişimcilerinden biri, Dem Derneği’nin Aşkını Başka Dilde Anlat projesi. Bu proje, sağır ve duyan toplum arasındaki diyalog sorununu, algı değişikliği yaratarak çözmeyi hedefliyor. Proje, özellikle özel günlerde alternatif hediye arayanları hedefleyen, farklı mekan ve konseptlere göre dönüştürülebilen ve “duyan” katılımcılara, kendilerini işaret diliyle ifade ettikleri video hediyeler hazırlama imkanı sunan bir sosyal girişim. Proje kapsamında İstanbul-Beşiktaş’ta açılan demgoodcoffee de aynı amaçla hizmet veriyor. Dem Derneği’nin kurucularından Ayşe Damla İşeri ile hem Aşkını Başka Dilde Anlat projesi hem de demgoodcoffee hakkında sohbet ettik.

Dem Derneği’ni kısaca tanıtır mısın?

Medya ve tarih eğitimi alıp 2013 yılında University of Virginia’dan mezun olduktan sonra, gazeteci olmak isteyen, yolun henüz çok başındaki bir genç olarak toplumsal diyalogsuzluklarımız üzerine kafa yordum. Bunu gazeteci olarak paylaşmak yerine, çözüm mekanizmasında, yani sivil toplumda olmayı tercih ettim. Kurucularından olduğum ve başkanlığını yürüttüğüm Dem Derneği’ni 2014 yılında kurduk. Amacımız toplumsal diyalogsuzluk hallerimize, sosyal girişimcilik anlayışı ile diyalog alanları oluşturarak çözüm üretmek. Tematik çalışıyoruz ve ele aldığımız ilk diyalogsuzluk hali, işiten toplum ile sağır toplum arasındaki iletişim sorunlarıydı. Hedefimiz, iç içe yaşayan ancak iletişimde farklı diller kullanan ve farklı algılara sahip bu iki toplum arasında dil algısının ve bunun beraberinde getirdiği dil ve kültür farkındalığının oturduğu diyalog alanları yaratmak. Bu diyalog alanları, uzun vadede sağır toplum ile ilgili söylem değişikliğini de beraberinde getirecek diye düşünüyoruz.

Derneğin en dikkat çekici projesi olan Aşkını Başka Dilde Anlat nasıl doğdu? Aşkını Başka Dilde Anlat projesinin kurgusu, iki toplum arasındaki diyalogsuzluk halimizin temeline

acıma duygusunu oturtmamızla başladı. Bir yandan, işiten toplumun Türk İşaret Dili’ni (TİD) farklı bir dil olarak tanımasını istiyor; bir yandan da derneğe gelir modeli de yaratabilir miyiz sorusunu kendimize soruyorduk. Bu süreçte ortaya çıktı Aşkını Başka Dilde Anlat. Farklı mekanlarda düzenlenebilen ve Türk İşaret Dili ile sevdiğimiz kişilere alternatif bir hediye olarak TİD videosu hazırlayabildiğimiz bir kurgu.

Proje kapsamında demgoodcoffee’yi açma fikri nasıl doğdu?

Aslında en başından beri bir kahve dükkanı fikrimiz vardı. Kahve dükkanlarının, yani aslında kahvehanelerin 15. yüzyıldan bu yana toplumsal sorunlar ile bağdaştırılan bir yanı var. Bizim içimizden de bunu tekrar canlandırmak, farklı fikirlerin yer aldığı sosyal bir ortamda sorunlara uzlaşı içinde çözüm bulabilmek geçiyordu.

demgoodcoffee sadece bir mekan olmanın ötesinde bir anlama sahip. Bu anlamı senden dinleyebilir miyiz?

Gerçekten de bir mekanın ötesinde demgoodcoffee; çünkü insan, bir araya gelme ve üretebilme öğeleri de kahve kadar ön planda bizim için. Kahvenin sohbet etrafında birleştirici olma gücünden yararlanıyoruz.

Sadece kahve tüketmiyor, kahve tüketimi ile fikir üretimini bir araya getirdiğimiz, iki dilin var olduğu bir diyalog alanı yaratıyoruz.

Projenin İstanbul’un başka semtlerine ya da Türkiye’nin başka şehirlerine yayılması gündemde mi?

Oldukça istekliyiz bu konuda. Finansal sürdürülebilirliğin ardından İstanbul’da ve Türkiye genelinde özellikle sağır nüfusun oldukça yoğunlukta olduğu yerlere öncelik vermek istiyoruz.

Ashoka Türkiye ile SAP’nin birlikte hayata geçirdikleri Hızlan FarkYarat Programı, Derneğin gelişiminde nasıl bir fark yarattı?

SAP Türkiye, Dem Derneği’ni ve derneğin yarattığı marka ve sosyal girişim olan demgoodcoffee’yi görünür kıldı ve farklı kitleler ile iletişime geçmesini sağladı. Projeye farklı mecralarda yer vererek hizmet tecrübesi kazanmasına da destek oldu.

Bu tür girişimcilik projelerine SAP gibi büyük ölçekli şirketlerin katkısı nedir?

Özel sektör ile işbirliği, sivil toplumun ve sosyal girişimlerin kaynak ve tecrübe paylaşımı anlamında olmazsa olmazı bizce. Dolayısıyla SAP’nin bu tür projelere verdiği desteğin çok değerli olduğuna inanıyoruz.

Peki sosyal dayanışma çalışmalarında teknolojiye düşen rol nedir?

Günümüzde teknoloji olmadan var olan bir dayanışma hali düşünülemez. Özellikle makro seviyede de var olmak isteyen sosyal girişimlerin, hangi alanda çalışılarsa çalışsınlar, teknoloji olmadan sosyal etki alanlarını artırmaları ve ölçmeleri çok zor.

Derneğin bundan sonraki hedefleri nelerdir?

Öncelikle mevcut projelerimizde sürdürülebilirlik sağlamayı hedefliyoruz. Bunun ardından da amacımız yeni diyalogsuzluk alanlarını değerlendirmek ve bu değerlendirme sonrasında seçilen alanları projelendirmek.

37


HAYATIN İÇİNDEN..............................................................................................................................................................................

OTİZMLİ ÇOCUKLARA TEKNOLOJİ DESTEĞİ Hızlan FarkYarat kapsamında desteklenen projelerden biri, Otsimo adlı mobil platform. Otizm sendromlu çocuklara ücretsiz eğitici oyunlar ve bu çocukların ailelerine büyük veri analizine dayalı kontrol imkânı sunan Otsimo, otizmli çocukların eğitimindeki en büyük problemlerden biri olan konsantrasyon eksikliğini oyunlaştırma teknikleriyle çözüyor. Uygulamanın yaratıcısı Zafer Elçik, otizmli kardeşinden yola çıkarak geliştirdiği Otsimo ile pek çok çocuğa umut, pek çok aileye ise destek oldu. Geçtiğimiz ya boyunca San Francisco’da ODTÜ Teknokent T-jump ofisinde çalışmalarına devam eden Zafer, Otsimo’yu ABD’de de hizmete sundu.

Otsimo’dan kısaca bahseder misin? Otizmli çocuklarla ilgili bir proje geliştirme fikri nasıl doğdu? Otsimo, otizmli çocukların kendileri için özel tasarlanmış eğitsel oyunlar aracılığı ile tablet üstünden eğitim almalarını sağlayan bir uygulama. Bu sayede aileler çocuklarının eğitimini kişiselleştirebiliyor ve onlara uygun eğitici oyun önererek çocuklarının yanında olabiliyor. Bu projeyi geliştirme fikri ilk olarak otizmli olan kardeşim için eğitsel bir oyun yaratma fikrinden doğdu ve bu noktaya geldi. Bugün geldiğimiz noktada otizmli çocuklar ve aileleri için sayısız oyun içeren Otsimo Çocuk ile onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Otsimo, otizmli çocuklara ve ailelerine neler kazandırıyor?

Otsimo her şeyden önce, çocuklara okulda sunulan eğitime iyi bir alternatif oluşturuyor. Bunun dışında eğitim alamayan otizmli çocuklar çeşitli oyunlarla sayı saymayı, alfabeyi, cümle kurabilmeyi ve daha fazlasını, tablet üstünden eğlenceli bir şekilde öğrenebiliyor. Otizmli çocukların oldukça

38

kısıtlı olan konsantrasyon süreleri bizim uygulamamız ile ciddi ölçüde artırılabiliyor. Ve tüm bu süreç içerisinde aileler çocuklarında olan ilerlemeyi gözleme şansına sahip oluyor. Bunun yanında, çocuklar için kişiselleştirebilir içerik sunarak ailelerin çocuklarına çeşitli oyunlar önerebilmelerine, gelişmeyi gözlemleyebilmelerine imkan veriyoruz.

Bu tür projelerde, SAP gibi büyük ölçekli şirketlerin katkısı nedir?

Her şeyden önce, SAP gibi global şirketlerin Hızlan FarkYarat ve benzeri projelere verdikleri desteğin çok önemli olduğuna inanıyorum. Bu projelerde bize sunulan bilgi, deneyim ve destek, çok daha hızlı yol almamızı sağlıyor. Otizm açısından bakarsak da, otizmli çocukların yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde günlük hayata katılması oldukça önemlidir. Otizmli çocukların günlük hayata kazandırılması açısından, SAP gibi firmalara büyük sorumluluk düşmektedir. SAP, global projelerle dünyada otizmli çalışanları bünyesine katarak çok olumlu bir şekilde örnek oluşturuyor.

Mobil uygulamalar, açık kaynak, Nesnelerin İnterneti (IoT) gibi teknolojik gelişmeleri sosyal yardımlaşma anlamında yeterince etkili kullanıyor muyuz? Bu konuda neler yapılması gerekir? Nesnelerin İnterneti ve mobil cihazlar, geliştirilmeye çok açık. Artık her alanda kullanımı yaygınlaşmış olan IoT ve akıllı cihazlar, aslında sosyal yardımlaşma ve sosyal teknoloji girişimleri tarafından da yaygın şekilde kullanılıyor ama geliştirme sürecinin karmaşık olması nedeniyle bu tür ürünler yüksek fiyatlarla karşımıza çıkıyor. Biz ise, piyasadaki talebi dengeleyerek fiyatları daha ulaşılabilir hale getirmek için Otsimo’da açık kaynak geliştirmeye önem veriyoruz. Zamanla Otsimo gibi sosyal teknoloji girişimlerinin de açık kaynak topluluklarına katkıda bulunması sayesinde, sosyal yardımlaşmada IoT ve mobil uygulamaların daha yaygın bir şekilde kullanımı sağlanabilir.

Otsimo’da başka yenilikler görecek miyiz? Ya da yakın gelecekte başka projeleriniz olacak mı?

Otsimo’da yenilikler görmeye devam edeceğiz. Yakın zaman içerisinde Android kullanıcılarının heyecanla beklediği Otsimo Çocuk uygulamamızın Android versiyonunu sunmayı planlıyoruz. Bunun yanında Otsimo’yu farklı alanlarda da görmeye devam edeceğiz. Otsimo’nun Apple Watch için özel bir sürümü üstünde çalışmaya devam ediyoruz ve yakın zamanda onu da kullanıcılarımızla paylaşacağız.


............................................................................................................................................................................EĞİTİM

DİJİTAL DÖNÜŞÜMDE BAŞARININ ANAHTARI:

SÜREKLİ ÖĞRENEN BİR ORGANİZASYON Dijital dönüşüm sürecindeki en kritik unsurlardan biri, öğrenme odaklı bir şirket kültürü oluşturmak. Fakat bu kültürün aynı zamanda kurumsal kültüre uyumlu olması ve gelişim tekniklerini doğru bir dengede kurabilmesi gerekiyor. İşletmelerde öğrenme odaklı bir kültür oluşturmanın tek bir standart yöntemi yok. Ama bu yönde doğru bir yaklaşımı benimsemek için yararlanabileceğiniz bazı senaryolar var. Öncelikle kendinize şu soruları sormalısınız: • İhtiyaç duyulan noktalarda eğitimleri ne şekilde sunuyoruz? • İşe yeni başlayan çalışanlarımızı iş süreçlerine nasıl dahil ediyoruz? • Yeni görevlere atanan deneyimli çalışanlarımız için neler yapıyoruz? • Teknolojik yenilikleri hayata geçirirken tüm çalışanlarımıza nasıl destek oluyoruz? Bütün mesele, farklı eğitim yöntemlerini optimum şekilde kullanarak bu eğitim ihtiyaçlarını hızlı ve etkili şekilde karşılayabilmekte. Bunun için de şirket genelinde bir öğrenme kültürünün oluşması gerekiyor. Bu kültürü oluşturmak için öncelikle 5 ana noktadan işe başlayın. 1. Sağlam bir temel oluşturun: İşletmenizin hedeflerine, kurumsal stratejilerinize uygun bir öğrenme kültürünü benimseyin. Ayrıca işletme genelinde tercih edilen öğrenme yöntemlerini de inceleyin ve mümkün olduğunca bu yöntemleri kullanın. Buna ek olarak, işletmenin kilit paydaşlarının da bu süreci desteklemesini sağlayın.

2. İhtiyaçları belirleyin: Mevcut öğrenme ve eğitim sisteminizdeki olumlu ve gelişmeye açık yönleri belirleyin. Sözgelimi, bugüne dek kullanılmış öğrenme yöntemleri, mevcut teknoloji açısından çok eskimiş olabilir ya da bu yöntemler yeni nesil çalışanlar için uygun olmayabilir. Bu sürece yönetici kademesini de mutlaka dahil ederek, tüm iş birimlerinin eğitim ihtiyaçlarını ortaya çıkarın. 3. Eğitim seçeneklerini tespit edin: Çalışanların mevcut sistemler hakkında hangi yöntemlerle eğitim almak istediklerini, hangi konularda eğitim beklediklerini belirleyin. Örneğin, Y kuşağı çalışanlarınız zaten doğduklarından beri dizüstü bilgisayarlar ve akıllı telefonlarla yaşadıkları için, teknoloji konusunda diğer nesillere kıyasla zaten avantajlı durumda oluyor. Dolayısıyla yeni teknolojiler konusunda eğitim alma ihtiyaçları da daha düşük olabiliyor. Diğer yandan, lokasyonun da eğitim seçenekleri açısından önemli bir faktör olduğunu unutmayın. Sözgelimi, tek bir fabrikadan oluşan bir tesisin ihtiyacı ile global yapıdaki bir işletmenin ihtiyacı birbirinden çok farklı olacaktır.

maksimum performansla kullanabilecek şekilde eğitim almasının yolu, eğitimin içeriğini en başarılı uygulamalara dayandırarak planlamaktır. İçerik ve eğitim malzemelerini geliştirme sürecinde anahtar kullanıcılardan destek alın. Hazırladığınız içeriğin sunumunda ise konuları detaylı şekilde sunan malzemeler ile hızla erişilebilecek (hap haline dönüştürülmüş) bilgiler arasında doğru dengeyi kurmaya çalışın. Eğitim sürelerinin eskisi kadar uzun tutulmasının artık mümkün olmadığını unutmayın. 5. Uygulayın ve sürekli geliştirin: Eğitimi sadece sunmak elbette yeterli değil. Verilen eğitimin etkisini ölçmek, eğitimleri daha da geliştirmenin yollarını belirlemek, istenen sonuca ulaşmak için başka neler yapılabileceğini araştırmak da çok önemli. Bu konuda geri bildirim almayı kesinlikle ihmal etmeyin. SAP olarak, global tecrübemiz ve etkili çözümlerimizle öğrenme dönüşümünüzde size nasıl destek olabileceğimizi öğrenmek isterseniz education.turkey@sap.com adresinden bize ulaşabilirsiniz.

4. İçerik oluşturun ve sunun: Çalışanların belirli bir teknolojiyi

39


YENİLİK..................................................................................................................................................................................................

OKUYARAK DAHA İYİYE ULAŞMAK Kimileri ün kazanmak için yazar, kimileri de paylaşmak için... Öte yandan, kimileri sadece günleri tüketmek için yaşar, kimileri de daha iyiye ulaşmak için... Bill McDermott, Ogan Özdoğan ve Onur Bekmezci de paylaşmak için yazan, daha iyiye ulaşmak için yaşayan üç isim.

“KAZANMA HAYALİ” Bill McDermott SAP CEO’su olarak tanınıyor. Ama bu unvanın ötesinde McDermott kazanmayı hedefleyen, asla vazgeçmeyen, sadeliğin gücüne inanan, insan olmanın değerini bilen, en önemlisi de hayal etmekten kaçınmayan bir yönetici. Ama bugünkü unvanına ulaşmak için geldiği yol, hayallerdeki kadar kolay değil elbette. Daha da önemlisi bu yol, yeni başlayanlara rehberlik edebilecek anılarla dolu. Bill McDermott 2014 yılında, çocukluğundan itibaren karşılaştığı (ve değerlendirdiği ya da kaçırdığı) fırsatları, kritik kararlar gerektiren zorlu anları, yaşamın sürprizlerini içtenlikle anlatan bir kitabı, Joanne Gordon’ın da katkılarıyla yayımlamıştı. “Winners Dream” adlı bu kitap, global şirketlerin üst düzey yöneticilerinden iyi bir kariyer hedefleyen gençlere kadar, geniş bir kesimden ilgi görmüştü. “Winners Dream” 2016 yılında da Türkiye’deki okurlarla buluştu. Barış Emre Alkım tarafından Türkçeleştirilen kitap, “Kazanma Hayali” adıyla Modus Kitap tarafından yayımlandı. On bir yaşındaki Bill’den bugünün SAP CEO’su Bill

“Bill McDermott iş dünyasında hırs ile şefkatin birbirine rakip değil, yoldaş olduğunu düşünüyor. Bu nadir görülen bir bakış açısı. Kendisine sorarsanız sağduyunun bunu emrettiğini söyler...ama bana kalırsa içindeki İrlandalı söylüyor bunu.” Bono 40

McDermott’a kadar uzanan kitaptaki anılar, deneyimler ve uyarılar, başarılı olmak isteyen gençlere kılavuzluk ediyor. Pazarlamaya Giriş dersi niteliğinde bir örnek verelim: On bir yaşındaki Bill, gazete dağıtmaya karar verir. Ama bir fark yaratması gerektiğinin bilincindedir. “İyi bir gazete dağıtıcısının nasıl olması gerektiğini araştırmıştım. ... Ben bu işi ciddiye aldığımı insanlara açık seçik söylüyor, müşterilerime nasıl hizmet ettiğim konusunda dürüst olmak istiyordum. ‘Gazetenin ulaştırılma biçimi konusunda esnek olabilirim, hanımefendi. İsterseniz kapınızın eşiğine bırakırım, isterseniz posta kutunuza. Islanmasın diye naylona sararım.’ ... İyi bahşiş almanın sırrı, gazetenin insanların istediği biçimde ulaştırılmasıydı.” Xerox’ta satış görevlisi pozisyonuna başvuru yaptığı zaman dile getirdiği hayali, McDermott’ın bakış açısını ve kararlılığını özetliyor: “İleride bir gün

CEO olmayı umuyorum, efendim.” Gazete dağıtıcılığı, süpermarket elemanı, şarküteri, restoran, ABD’nin büyük markaları derken SAP’ye varan bu yolculukta Bill McDermott’ın içten anlatımı, herkesi kendi “kazanma hayalini” anımsamaya davet ediyor.

“Bill McDermott ile iyi arkadaşız, çünkü o da benim gibi, ne kadar büyük bir başarı kazanmış olursa olsun, mütevazı başlangıç noktasını unutmuyor. Bugün tanıdığımız Bill, ailesinin yaşadığı zorluklardan ilham ve güç alan o çocuktan doğdu. Bu kitabı okuyunca siz de ilham ve güç alacaksınız.” Tony Bennett


...............................................................................................................................................................................................................................

“BÜYÜK VERİ DENİZİ”NDE BOĞULMAMAK İÇİN Büyük verinin ne olduğunu, sadece iş dünyasına ya da bilişim sektörüne değil, hayatımıza neler kattığını bu derginin sayfalarında pek çok kez ele aldık. Fakat büyük veriyi daha geniş kitlelere anlatmak, bilgi

teknolojilerini sadece sektörel uzmanlıklarla sınırlamamak, veriyi bilgiye dönüştürmenin önemini vurgulamak gerekiyor. Bu görevi üstlenenlerden biri de SAP Türkiye Çözüm Satış Yöneticisi Ogan Özdoğan oldu. Özdoğan, Elma Yayınevi’nden çıkan ilk kitabı “Büyük Veri Denizi”nde, büyük veri konusunda zihinlerde oluşan soruları yanıtlıyor. ilkçağlardaki duvar resimlerinden bugünün dijital süreçlerine kadar her noktada insanoğlunun daima ürettiğini ve üretileni anlamlandırmaya çalıştığını vurgulayan Özdoğan, cevabını aradığı soruyu şöyle açıklıyor: “Büyük veri gözlerimizin gördüğü her yerdedir. Ürettiğimiz veriler nehir, aktığı deniz ise büyük veridir. Bindiğimiz uçakta, uğradığımız bankada, kullandığımız arabada, genlerimizin araştırılmasında ve hastalıkların tedavisinde, kısaca attığımız her adımda ve atan her nabızda bulunmakta. Ömrümüzden geçen her saniye veri üretilmekte. Bu kadar yoğun veriye nasıl hükmedebilir ve

kendimiz için anlamlı bilgileri nasıl elde edebiliriz?” Bilgi teknolojilerinde güncel içeriklere sahip Türkçe kaynakların kısıtlı olması nedeniyle, Ogan Özdoğan’ın “Büyük Veri Denizi” adlı kitabı, gerek içeriği gerekse paylaşım odaklı yaklaşımıyla daha da değerli bir kaynağa dönüşüyor.

SAP PRESS, ONUR BEKMEZCİ’NİN KİTABINI YAYIMLADI SAP dünyasına özgü konularda bugüne dek çok sayıda kitaba imza atan SAP Press, Türkiye’den bir yazarın daha kitabını bastı. Marmara Üniversitesi İşletme Enformatiği Bölümü öğretim görevlisi Onur Bekmezci’nin SAP İş Planlama ve Konsolidasyon (SAP Business Planning and Consolidation) çözümündeki uzmanlığını ve deneyimini paylaştığı “Business Planning and Consolidation with SAP” adlı kitabı Mart 2017’de yayımlandı. Uzun yıllar SAP danışmanı olarak kurumsal kaynak planlama, iş zekası, tedarik zinciri yönetimi gibi pek çok alanda SAP projelerini hayata geçiren Onur Bekmezci, bu deneyimlerini SAP University Alliance programı kapsamında verdiği derslerle

paylaşıyordu. Bekmezci, SAP Press tarafından yayımlanan “Business Planning and Consolidation with SAP” kitabıyla ise çok daha geniş kitlelere ulaşma imkanı buluyor.

SAP Türkiye Genel Müdürü Zeynep Keskin, Türkiye için bir ilk olan kitap hakkında şunları ifade ediyor: “Kurumlar açısından önemli bir değer olan SAP BPC, hem zaman hem de emek tasarrufu sağlayarak inovasyon ya da gelişim gibi daha öncelikli alanlara odaklanmayı sağlıyor. Bu nedenle, Marmara Üniversitesi öğretim görevlisi Sayın Onur Bekmezci’nin SAP BPC üzerine yazdığı bu kitabın çok değerli olduğuna inanıyorum. Kitabı okuyanların, iş planlama ve konsolidasyon uygulamalarına daha geniş kapsamlı ve net bir bakış açısı kazanacağından eminim.”

41


HABERLER............................................................................................................................................................................................

ASSAN HANİL, İŞ SÜREÇLERİNDE SAP S/4HANA PLATFORMUNA GEÇTİ Kibar Holding grup şirketlerinden Assan Hanil, Doruk Projesi adını verdiği iş süreçleri reformuna 21 Kasım’da Viaport Crowne Plaza’da düzenlediği toplantıda start verdi. Assan Hanil, bu proje ile uçtan uca yeniden tasarladığı iş süreçlerini SAP S/4HANA 1610 platformunda uygulayan ilk Türk otomotiv firması olacak. Assan Hanil’in kurumsal dönüşüm yolculuğunda önemli kilometre taşlarından olan Doruk Projesi’nin tanıtım toplantısına, proje ekibinin yanı sıra proje partnerleri olan SAP Türkiye, EY ve Detaysoft temsilcileri katıldı. Toplantıda Assan Hanil Genel Müdürü Okan Gedik, BT Müdürü Ediz Sarıkaya, Mali İşler ve Kurumsal Fonksiyonlar Direktörü (CFO) Osman Başaran ve Kibar Holding CIO’su Hakan Korkmaz’ın yanı sıra Detaysoft Genel Müdürü Serpil Mermer, SAP Türkiye COO’su Uğur Candan ve EY Kıdemli Müdürü Ezgi Argüder yaptıkları sunumlarla süreçler hakkında detaylı bilgiler verdiler.

süreçleriyle entegre biçimde, Endüstri 4.0 uygulamalarını barındıracak şekilde SAP S/4HANA uygulamaları hayata geçirilecek. İkinci faz olarak adlandırılan SAP ERP uyarlama ve devreye alma aşaması, Ağustos 2017’de tamamlanacak. Ardından Endüstri 4.0 ve uç uygulama fazlarına geçilecek. Buna göre uç uygulama adımları olan bütçe ve raporlama, iş zekası gibi araçlar kurgulanacak; Endüstri 4.0 tarafında da otomasyon ve akıllı fabrika uygulamaları hayata geçirilecek. Assan Hanil Genel Müdürü Okan Gedik, projenin kurumsal uygulamaları iyileştirme ve altyapıyı yeni teknolojilere adapte etme ihtiyacından doğduğunu, bu noktada da SAP S/4HANA teknolojisini tercih ettiklerini vurguladı. Proje için ayrı bir yönetim kurulu oluşturduklarını anlatan Gedik, proje ekibinin yönetim kurulunun Genel Müdür ve Direktörlerden

oluştuğunu, ayrıca “Mavi” ve “Yeşil” olarak tanımlanan iki ayrı ekiple proje adımlarının hayata geçirildiğini söyledi. Süreçlerin yapılandırılmasından sorumlu olan Mavi ekip, ağırlıklı olarak birim yöneticisi ve üzeri kademedeki çalışanlardan oluşturuldu. Anahtar kullanıcılardan oluşan Yeşil ekip ise, proje uygulamaya geçtiğinde kendi birimlerinde çalışanlara kullanıcı desteği sağlayacaklar.

Doruk Projesi’nin ilk adımında, Assan Hanil’deki tüm iş süreçleri gözden geçirilerek günün ihtiyaçlarına uygun ve otomotiv sektöründe en iyi uygulamalarla desteklenmiş şekilde yeniden tanımlandı ve bu aşama, Ekim 2016 sonunda tamamlandı. Çalışmanın ikinci boyutunu ise “dijital dönüşüm” oluşturacak; yeni iş

DUYAR VANA SAP STRATEJİ YÖNETİMİ PROJESİ BAŞARIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ ACRON Bilişim liderliğinde hayata geçirilen Duyar Vana SAP Strateji Yönetimi Projesi, başarılı bir şekilde canlı kullanıma alındı. Proje kapsamında Duyar Vana süreçlerindeki 100’ün üzerinde KPI’ın SAP Strategy Management (SSM) üzerinden sunumu ve anlık olarak aktarılan fiili verilerle hedef-fiili karşılaştırması yapılabilmesi işlevleri başarıyla tamamlandı. Projenin temel hedefleri doğrultusunda yaklaşık 500 adet tekil göstergenin ERP ile entegrasyonu ve departman seviyesinde hedef kartlarının oluşturulmasını içeren ilk fazın tamamlanması, ek olarak yapının yönetici/uzman seviyesine yayılımının sağlanması ve bu göstergelerin de SSM üzerinden etkin takibinin sağlanması gerçekleştirildi. Bir sonraki aşamada ise sisteme girişi manuel olarak yapılan gösterge sayısı en aza indirilerek ERP-SSM entegrasyon alanı genişletildi. Duyar Vana Stratejik Yönetim Uzmanı Çağatay Açıksöz

42

proje ile ilgili olarak, “Projenin ACRON tarafından ele alınış şekli, uygulanan metodoloji ve danışman ekibin yetkinliği ihtiyaçlarımızı karşılar nitelikteydi. Yazılım üzerinde talep ettiğimiz özelleştirme noktaları titizlikle değerlendirilerek, sonuca ulaşma noktasında önemli bir efor harcandı. Proje sonunda 500’e yakın tekil KPI’ın başarıyla entegrasyonunun sağlandığını görmek hepimiz için mutluluk verici bir çıktı oldu,” dedi. ACRON Bilişim Bütçe Planlama Birim Yöneticisi Mustafa Karazlı ise şunları ifade etti: “Proje sürecini; strateji hedeflerine bağlı olarak şirket performansının gözlemlenmesi, strateji içerisindeki alt bileşenlere odaklanmaya yardımcı olması, amaçlar arasındaki sebepsonuç ilişkilerinin gözlemlenmesi, kaynak kullanımı optimizasyonu, iş süreçlerine göre kategorizasyonun hayata geçirilmesi, kullanımı kolay ve tek arayüzde entegre hedeflerin oluşturulması, KPI ve inisiyatif yönetimi şeklinde özetleyebiliriz.”


...............................................................................................................................................................................................................................

ÇAPA MEDİKAL, SEKTÖRÜNDE SAP ÜZERİNDEKİ İLK IFRS PROJESİNE İMZA ATTI Medikal malzeme sektörünün öncü kuruluşu Çapa Medikal ve aynı grup bünyesindeki Honnes Sağlık’ı uluslararası finansal raporlama standartlarına (IFRS) ulaştıran SAP projesi Varucon Teknoloji imzası taşıyor. Sektörün SAP üzerindeki ilk IFRS projesi, üç ay gibi kısa bir sürede tamamlandı ve böylelikle ortalama altı ayda tamamlanan IFRS projeleri alanında da bir ilk gerçekleştirildi. Proje kapsamında ayrıca iki şirketin konsolide finans raporları alabilmesi için gerekli altyapı inşa edildi. Çapa Medikal, rekabet gücünü Ar-Ge ve teknoloji yatırımlarıyla artırıyor. İş süreçlerini SAP teknolojileri üzerinde yönetmekte olan Çapa Medikal ve grup şirketlerinden Honnes Sağlık’ta finansal raporlama sistemi Varucon Teknoloji’nin danışmanlığında iyileştirildi. Proje sayesinde SAP’nin sağladığı yetkinlikleri çok daha etkin biçimde kullanmaya

başlayan Çapa Medikal ve Honnes Sağlık, bir yandan uluslararası finansal raporlama standartlarına erişirken, diğer yandan konsolide raporlama ve yönetime özel raporlama yapabilme imkanına kavuştu. Bugüne dek yalnızca Vergi Usul Kanunu’na göre raporlama yapılan şirketler, Varucon’un şekillendirdiği yeni sistemle dünyanın diğer ucundaki rakipleriyle aynı standartlarla raporlama yaparak karşılaştırma olanağı bulacak. Karmaşa yaratan verilerin temizliğinin de yapıldığı projede, Varucon’dan dokuz, Çapa Medikal ve Honnes’tan altı kişilik bir ekip görev aldı. Toplam 25 kullanıcısı bulunan proje, 10 yılı aşkın deneyime sahip danışmanların yönderliğinde hatasız şekilde tamamlandı. Proje ile konsolidasyon hesap planı oluşturma, konsolide raporlama, IFRS standartlarında raporlama gibi hedeflere ulaşıldı.

D&R TÜM ANALİTİK İHTİYAÇLARINI SAP BUSINESSOBJECTS İLE KARŞILIYOR Doğan Medya Grubu bünyesinde 1996 yılında kurulan ve ilk mağazasını 1997 yılında açan D&R, Türkiye genelinde 28 ilde bulunan 151 mağazasında geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. D&R, tüm analitik ihtiyaçlarını karşılayacak güvenli, merkezi ve esnek bir altyapı kurulması amacıyla başlatılan SAP projesinde D-CAT Technologies İş Zekası ekibi ile çalışmayı tercih etti.

Ağustos 2016’da başlayan projenin ilk aşamasında, kullanıcılar ile toplantılar yapılarak D&R’ın mevcut ihtiyaçları belirlendi. İhtiyaç analizleri sonucunda veri yapısı modellendi ve SAP BW on HANA geliştirmelerine başlandı. BW geliştirmelerinin tamamlanması ile birlikte SAP BusinessObjects ile kullanıcıların ihtiyaç duydukları analitik arayüzler geliştirildi.

Ocak 2017’nin ilk günlerinde başarılı bir şekilde canlıya alınan proje sonucunda: • D&R tüm analitik ihtiyaçlarını tek bir merkezi noktadan karşılamaya başladı. • Yetkilendirme ile kullanıcıların hangi veriye erişebilecekleri belirlendi. • Audit raporları ile mevcut raporlar loglanmaya başlandı. • Merkezi sistem yapısı ile tüm verilerin tutarlı ve tek elden çıkması sağlandı. • SAP BusinessObjects’in çizelge özelliği sayesinde standart raporların gün içerisinde otomatik olarak gönderilmesi sağlandı. • Kullanıcıların takip iş yükü ortadan kalmış oldu. Sektörünün en büyüklerinden biri olan D&R ile projeyi gerçekleştiren D-CAT Technologies İş Zekası ekibi, bir projeyi daha başarıyla tamamlamış olmanın mutluluğunu yaşıyor ve yeni sektörlerde deneyimler kazanmaya devam ediyor.

43


HABERLER...........................................................................................................................................................................................

ÇELİK MOTOR YEDEK PARÇA PLANLAMA SÜREÇLERİ İÇİN SAP’Yİ SEÇTİ Türk otomotiv sektörünün ve Anadolu Grubu’nun en köklü şirketlerinden biri olan Çelik Motor, geçen sene başlatmış olduğu stok yönetimi süreçlerinin iyileştirilmesi projesi kapsamında planlama alt süreçlerinin yönetimi ve takibi için bir yazılım arayışına girdi. Yaklaşık 10 yıldır SAP ERP kullanıcısı olan Çelik Motor bu arayışı sonucunda yola IMPROVA danışmanlığında SAP SPP on HANA (Service Parts Planning) ürünü ile devam etme kararı aldı. Çelik Motor, IMPROVA uzman ekibi ile beraber 1 Şubat 2017 tarihinden bu yana proje çalışmalarını sürdürüyor. Özellikle SAP ERP sistemi ile yüzde 100 entegre çalışabilen; farklı ihtiyaç grafiklerine sahip, çok yüksek çeşitlilikteki yedek parça ihtiyaçlarını, tutarlı ve hızlı bir biçimde planlayabilen; esnek modellenebilir yapısı ile yedek parçaların doğru miktarda, doğru adrese, doğru zamanda tedarik edilmesini ve doğru stokun doğru lokasyonda tutulmasını sağlayabilen SAP SPP ürünü ile Çelik Motor yedek parça satış, stok ve tedarik planlama süreçlerini iyileştirecek. Çelik Motor ayrıca SAP HANA platformunun sunduğu güç ve hızı kullanarak, eş zamanlı ulaşılabilen gerçek verinin temelinde, ileri düzey analitik ve görsel raporlama araçları sayesinde etkin ve verimli bir stok

yönetim metodolojisine geçilmesini hedefliyor. Temmuz 2017’de canlıya geçmesi planlanan projeden beklentiler şöyle sıralanıyor: • Yedek parçaların ileriye dönük satış tahminlerini yaparken parçaları, yaşam süresi döngülerine, kategorilerine ve kullanım alanlarına göre ayrıştırarak farklı istatistiksel tahmin modellerine oturtup, daha gerçekçi ve doğru satış tahminleri hesaplamak. • Kurulan bu tahmin model altyapısı ile sistemi, tüm parça tiplerinin tahminleme ihtiyaçlarına cevap verebilen otomatik bir yapı haline dönüştürmek ve böylece

• • •

planlamacıların üzerindeki birçok iş yükünü alarak zamanlarını daha efektif halde kullanmalarını sağlamak. Daha doğru stok hedefleri koyarak atıl stok miktarını en aza indirmek, böylece stok maliyetlerini azaltmak. Servis seviyelerini yükselterek, müşteri taleplerini zamanında karşılama oranlarını iyileştirmek. Farklı planlama senaryoları oluşturarak what-if analizleri yapmak ve içinde bulunulan duruma göre en doğru senaryoyu seçerek ilerlemek. Sistemin sunduğu ileri analitik görsel raporlama altyapısı sayesinde operasyonel ve taktiksel düzeyde yapılan tüm stok yönetim faaliyetlerinde planlamacılara verimli bir karar destek sistemi sunmak.

SAP, 2020 İÇİN HEDEF YÜKSELTİYOR SAP SE, 31 Aralık 2016’da sona eren yılın dördüncü çeyreğine ilişkin ve 12 aylık finansal sonuçlarını açıkladı. 2016’da yılın tamamı için belirlenen ve yıl içerisinde yükseltilen hedeflerine ulaşan SAP, 2020’ye ilişkin yüksek hedefler belirledi. 2016 yılında güçlü bir faaliyet nakit akışı sağlayan SAP, yılın dördüncü çeyreğinde yeni bulut aboneliklerinde %40’lık bir artış yakaladı. 2016 yılının tamamında, IFRS bulut ve yazılım gelirleri %7, IFRS olmayan bulut ve yazılım gelirleri ise %8 (sabit kurda) arttı. Buluttaki satış başarısının temel ölçütü olan yeni bulut abonelikleri 2016’da %31 artarak 1,15 milyar Euro’ya yükseldi. Bulut abonelikleri ve destek rezervleri %47 artarak yıl sonunda 5,4 milyar Euro’ya ulaştı. Yeni bulut abonelikleri ve bulut rezervleri, SAP’nin bulutta devam eden güçlü büyümesinin en önemli göstergelerini oluşturuyor. SAP’nin bulut alanında yakaladığı hızlı büyüme ivmesi ve destek gelirlerindeki sağlam büyüme, daha öngörülebilir gelirlerin payını artırmakta önemli bir rol oynadı. Bulut

44

abonelikleri ve destek gelirlerinin ve yazılım destek gelirlerinin toplamı, 2016 yılı toplam gelirinin %61’ini aştı. Bu oranda geçen yıla göre %2 artış sağlandı.

2020 hedefi

SAP, şirketin buluttaki tutarlı ve hızlı büyümesi, güçlü yazılım ivmesi, faaliyet kârındaki genişleme ile birlikte döviz kurlarındaki gelişmeleri de değerlendirerek 2020 için hedef yükseltiyor. • IFRS olmayan bulut abonelikleri ve destek gelirlerinde 8-8,5 milyar Euro artış (önceki hedef 7,5-8 milyar Euro) • IFRS olmayan toplam gelirler 28-29 milyar Euro (önceki hedef 26-28 milyar Euro) • IFRS olmayan faaliyet kârı 8,5-9 milyar Euro (önceki hedef 8-9 milyar Euro) SAP, daha öngörülebilir gelirlerinin (bulut abonelikleri ve destek gelirleri ile yazılım destek gelirlerinin toplamı) oranının 2020’de %70-75’e ulaşacağı beklentisini sürdürüyor.


SAP BUSINESS ONE® POWERED BY SAP HANA® ILE SADELEŞMENİN TAM ZAMANI İşletmenizi büyütürken her dakikanız değerlidir. SAP Business One powered by HANA, işletmenizle ilgili gerçek-zamanlı bilgiler sunarak daha doğru kararları daha hızlı almanızı sağlıyor. Planlama döngülerinizi, satış süreçlerinizi, finansal işlemlerinizi, günlük işlerinizin çoğunu bugünden hızlandırın. Böylece yarını düşünmeye zamanınız kalsın. Detaylı bilgi için discover.sap.com/business-one-sap

© 2016 SAP SE. All rights reserved.

ŞİRKETİNİZ BÜYÜRKEN, BUGÜN YAPACAK ÇOK İŞİNİZ VARKEN, YARINI DÜŞÜNMEK KOLAY DEĞİL.


Dijital Dönüşümün Her Noktasında Çözümevi

Hızlı, yalın ve akıllı kurumsal işletme yapısı

Başarıya ulaştıran insan kaynağı yaklaşımı

Fark yaratan müşteri etkileşimi

Daha iyisi, Daha ilerisi için

Askent Sokak Kosifler İş Merkezi No: 3/B A Blok Kat: 5 İçerenköy, Ataşehir - İstanbul

+90 216 467 1458 +90 216 302 8583

info@cozumevi.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.