İnovasyonun, bilgi teknolojilerinin ve bilişim sektörünün nabzını tutan Bilgi Çağı dergisi, dünyadan ve Türkiye’den en güncel haber ve röportajlarla www.bilgicagi.com’da!
OCAK 2016
Ayın Konusu
4.5G’de kartlar henüz açılmadı
Röportaj
Sanal Değerlendirme Merkezi ile İK süreçleri Levent Sevinç Assessment Systems Kurucu ve CEO’su
4.5G
“Hayatın hızına ayak uydurmak için teknoloji ile iç içeyim” Şahika Ercümen Milli Sporcu
Kurumsal Bakış • SAP COO’sundan sektör ve Türkiye değerlendirmesi • ESET’ten tablet ve telefonlar için ‘Ebeveyn Kontrolü’ • Hibrit buluttan veri analitiğine 2016 trendleri • ZTE kendi markasıyla Blade V6 modeliyle Türkiye’de • Türkiye’de 5 taşıyıcı birleştirme teknolojisini ilk defa Turkcell test etti • Veeam Türkiye Yönetim Ekibini güçlendiriyor! • Başakşehir’de drone’la kaçak yapı mücadelesi • Aylık Ortalama 25 Bin TL Maaşla 1000 Yeni İstihdam • CERN Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda yeni bir keşif mi? • Tek bir petrol kuyusundan haftada 15 terabayta kadar veri
Sağlık sektörü Vodafone ile yarına hazır Memorial, Vodafone’un M2M* teknolojilerini kullandı. Böylece doktorlar, hastalarını uzaktan takip edip kronik hastalıkları kontrol etti.
Vodafone
* Makineler Arası İletişim Sistemleri Memorial’a özel olarak geliştirilen Kronik Hastalık Takip Sistemi, kronik hastalıkların yönetimini ve hekimlerin hasta takibini kolaylaştıran web tabanlı bir yazılım hizmettir. Uygulama, Vodafone’un çözüm ortağı MarlinPlus Sağlık Teknoloji ve Danışmanlık Hizmetleri tarafından geliştirilmiştir. 3G ve GPRS ağı üzerinden iletişim sağladığında ücretlendirme müşterinin kendi M2M tarifesinden yapılacaktır. Bilgi: vodafone.com.tr
İşOrtağım
“Vodafone sayesinde diyabet hastalarımızın durumunu her an takip edip acil bir durumda müdahale edebiliyoruz.”
Dr. Tarkan Dizdar Hastane Direktörü
AYIN KONUSU 4.5G’de kartlar henüz açılmadı
N
isan ayında tanışacağımız 4.5G hızına kısa bir süre kaldı. Operatörler 3G’den sonra en önemli atılım olması beklenen 4.5G ile ilgili kartlarını henüz açmadı. Ancak gelecek, LTE teknolojisinin başarılı bir yayılımını adeta mecbur kılıyor. Sayfa 10
İÇİNDEKİLER KURUMSAL BAKIŞ
4
• SAP COO’sundan sektör ve Türkiye değerlendirmesi • ESET’ten tablet ve telefonlar için ‘Ebeveyn Kontrolü’ • Hibrit buluttan veri analitiğine 2016 trendleri
KÜNYE
• ZTE kendi markasıyla Blade V6 modeliyle Türkiye’de • Türkiye’de 5 taşıyıcı birleştirme teknolojisini ilk defa Turkcell test etti
İmtiyaz Sahibi Cem Tecimen Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu) Aylin Tarhan Kuru aylin.tarhan@konakmedya.com
• Veeam Türkiye yönetim ekibini güçlendiriyor! • Başakşehir’de drone’la kaçak yapı mücadelesi • Aylık Ortalama 25 Bin TL Maaşla 1000 Yeni İstihdam
Yazı İşleri Müdürü Cem Sünbül cem.sunbul@bilgicagi.com
• CERN Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda yeni bir keşif mi?
Yazı İşleri Ekibi Ayşe Başcı, Seda Nur Çınar
AYIN KONUSU
Web Geliştirme ve Sosyal Medya Ahmet Olgun
• Tek bir petrol kuyusundan haftada 15 terabayta kadar veri
• 4.5G’de kartlar henüz açılmadı
10
Grafik Tasarım Kadir Kaymakçı Reklam Müdürü Güler Kına Okumuş guler.okumus@konakmedya.com Yapım ve Yönetim Cebesoy Sok. Aziz Apartmanı No:13/4 34734 Sahrayıcedit Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 350 0303 www.konakmedya.com
Baskı
Portakal Basım Matbaacılık San. Tic. A.Ş. Huzur Mah. Tomurcuk Sok. No: 5/1 Seyrantepe-İst. Tel: 0212 332 28 01
RÖPORTAJ 14
Yayın Türü: Platform Yayın Tarihi: Ocak 2016
bilgicagi.com habermerkezi@bilgicagi.com facebook.com/bilgicagicom twitter.com/bilgicagi Açık Radyo 94.9 Bilgi Çağı Programı
• Assessment Systems Kurucu ve CEO’su Levent Sevinç Sanal Değerlendirme Merkezi ile İK süreçleri kısalıyor Ana sponsor
Bilgi Çağı yazılarına ulaşmak için mobil uygulama mağazalarından telefonunuzla uyumlu uygulamayı ücretsiz yükleyebilir; yazıyı okumak için uygulamayı çalıştırdıktan sonra telefonunuzun kamerasıyla yazının altındaki alanın fotoğrafını çekebilirsiniz.
2
• Milli Sporcu Şahika Ercümen “Hayatın hızına ayak uydurmak için teknoloji ile iç içeyim”
BLOG 16 • Serhat Atlı / Arbor Networks Türkiye Ülke Müdürü: Çalışanlarınızı birer siber ajana dönüştürün
aralık ’15
1
bakışta ayın özeti
Elon Musk’ın elektrikli otomobil devrimi Tesla Türkiye’de Anonymous’tan Türkiye’ye Rusya Türk Telekom 175. yılına özel bahaneli siber saldırı olarak duyurduğu TT175 piyasada Teknoloji devi Intel yeni işlemcilerini duyurdu Bilgi Teknolojileri Kurumu’ndan Twitter’a ceza GDDR 6 teknolojisi gelecek yıl hayatımıza girecek Özellikleriyle dikkat çeken Helio X20 göründü Snapdragon 820 işlemcisi ile Qualcomm gücünü hissettiriyor SpaceX’in uzaya gidip dönmeyi başaran roketi Falcon9 oldu
Vodafone Karakartal programında hedef büyüttü
Turkcell 4.5G demosunda hız rekoru kırdı Samsung ile AMD ekran kartı üretiminde bir arada Toyota’dan otonom araçlar için harita sistemi 3
Kurumsal Bakış SAP COO’sundan sektör ve Türkiye değerlendirmesi Bilgi Çağı, geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi ziyaret eden SAP EMEA COO’su Gonzalo Benedit ve SAP Türkiye COO’su Uğur Candan ile bir araya gelerek SAP portföyündeki gelişmeleri ve şirketin kaydettiği başarılı sonuçları ele aldı. SAP EMEA COO’su Gonzalo Benedit, “dijitalleşme”nin SAP’nin ana stratejisi olduğunu belirtti ve bu yaklaşımın tüm iş süreçlerini ve modellerini kökten değiştirdiğini vurguladı. Dijitalleşmeden özellikle ulaşım, lojistik, perakende, finansbankacılık ve kamu sektörünün fayda sağlayacağını söyleyen Benedit, EMEA bölgesindeki durumu da şöyle değerlendirdi: “Bundan birkaç yıl önce, teknolojinin benimsenmesi açısından olgunlaşmış pazarlar ile yeni pazarlar arasında ciddi farklar olurdu ama günümüzde bu fark ortadan kalktı. Her teknoloji, dünyanın her noktasına açık. İnovasyonun benimsenmesi
noktasında, örneğin Türkiye ile Fransa arasında fark yok.” Benedit, SAP’nin her çeyrekte gelirlerini iki katına çıkarma başarısının 2016’da ve sonrasında da devam edeceğini, portföylerini geliştirmek için SAP’nin sürekli yatırım yaptığını belirtti. Uğur Candan da ERP’nin SAP Türkiye cirosundaki payının toplam portföyün üçte birinin altına kadar gerilediğini belirtirken, SAP portföyündeki yeni yapının SAP HANA, çalışanlara yönelik bulut çözümleri, kullanıcı deneyimine yönelik bulut çözümleri ve iş ağı çözümlerini kapsadığını ifade etti. Candan, bu yapının gücüne bir örnek olarak, SuccessFactors’ın abone sayısı bakımından dünyanın bir numaralı bulut çözümü olduğunu, SAP Türkiye’nin cirosunda da portföydeki İK çözümlerinin yüzde 50’den fazlasının bulut çözümlerinden geldiğini söyledi.
ESET’ten tablet ve telefonlar için ‘Ebeveyn Kontrolü’ Antivirüs yazılım kuruluşu ESET, kendi güvenlik yazılımlarındaki “Ebeveyn Kontrolü“ özelliği ile yıllardır internetten gelebilecek tehlikelere karşı çocukların korunmasına yardımcı oluyor. ESET şimdi bu özelliği, Android sistemli tablet ve cep telefonlarına taşıdı. ‘ESET Parental Control for Android‘ uygulaması sayesinde aileler, çocukların uygunsuz veya zararlı içeriğe erişimini kontrol altına alabiliyor. Ocak 2015’te İngiltere’de Bağımsız Medya Regülatörü Ofcom tarafından yayınlanan “İnternet Güvenliği Önlemlerine İlişkin Ofcom Raporu“na göre 2013 yılından itibaren her yaştan
4
çocuğun tablet ve bilgisayar kullanımında önemli bir artış meydana geldi. Buna göre 8-11 yaş arasındaki çocukların %20‘si ve 12-15 yaş arasındaki gençlerin %65‘i kendi akıllı telefonlarına sahipler.
Ayrıca bu cihazlar, çocuklar tarafından en çok özlem duyulan araçlar olarak da öne çıkıyor. Android için ESET Ebeveyn Kontrolü programının bu anlayışla geliştirildiğini belirten ESET Ürün Müdürü Branislav Orlik, şu açıklamayı yaptı: “Bu yazılımı geliştirirken, kullanıcı dostu, anlaşılır ve hem çocuklar hem de aileler için pratik olması için çok çaba gösterdik. ESET Ebeveyn Kontrolü’nün Android uygulaması ebeveynlere ücretsiz ve kaliteli bir dizi özelliği sayesinde akıllı cihaz kullanan çocuklarının güvenli bir kullanıcı deneyimi ve performansı yaşamalarını sağlamaya odaklanıyor.”
Hibrit buluttan veri analitiğine 2016 trendleri 2016 hibrit bulutun yılı olacak. İşyerleri yeni teknolojiler sayesinde daha da “akıllı” hale gelecek, veri analizleri müşteri bağlantılarını güçlendirecek. Nesnelerin interneti yine gündemde olacak, yepyeni sektörlere girecek. Bazı trendler daha bugünden geniş anlamda kabul görmüş durumda. Diğerleri ise 2016 yılında tam olarak yerini alacak. Citrix gelecek yılda en çok hareketin görüleceği gelişmeleri, şirketleri ve kullanıcıları gözden geçirdi, 2016 için öngörülerini açıkladı. Bugüne kadar birçok firma bulut kullanımıyla ilgili endişelere sahipti. Özellikle de bulutun güvenliği ve güvenilirliği açısından çekinceler vardı. Ayrıca birçok şirket içi veya yasal düzenlemeler engel teşkil ediyordu. Bu şartlar hibrit bulutun zaferini sağlıyor. Bu şekilde şirketler ihtiyaca göre kendi lokal BT veya bulut altyapılarını kendi amaçları için kullanabilirler. Sonuç ise şu; Şirketler 2016 yılında çoklu bulut modellerini uygulamak ve yönetmek için tüm gerekli araçlara sahip olacaktır. CIO’lar kendileri için uygun bulutu özel olarak oluşturabilir ve bunları standart ve güvenli şekilde yönetebilir.
Gelecek yıl dijitalleşme trendi mevcut çalışma modelleri konusundaki ezberleri bozacak. BT birimlerine mevcut ağları, sanallaştırmayı ve cihaz yatırımlarını son kullanıcılar için anlamlı şekilde birleştirmek gibi büyük görevler düşüyor. Ancak bu şekilde çalışanlar her yerde ve her zaman gerekli bilgi ve uygulamalara ulaşabilirler, üstelik BT güvenliğini veya yasal düzenlemelere aykırı düşmeyi riske atmadan.
ZTE kendi markasıyla Blade V6 modeliyle Türkiye’de Uzun yıllardır Türkiye’de farklı operatörlerin kendi markaları aracılığı ile ürünlerini satışa sunan ZTE, kendi markası ZTE Blade V6 ile son kullanıcılarla buluştu. Mobil cihaz pazarında bir dünya markası olan ve uzun yıllardır farklı operatörlerin kendi markaları aracılığı ile ürünlerini satışa sunan ZTE, kendi markası olan ZTE Blade V6’yı son kullanıcılarla buluşturdu. Alanının en ince telefonlarından biri olma özelliğiyle ön plana çıkan Blade V6, 6.8 mm inceliğinde geniş açılı ön kameraya sahip. Dünya üzerinde Avrupa ve Latin Amerika bölgelerinde lanse edilen Blade V6 849TL’den başlayan fiyatlarla Türkiye’de satışa sunuldu. ZTE Türkiye Pazarlama ve Halkla İlişkiler Müdürü Murat Sungur Özkan, tüketici elektroniği açısından dikkat çekici bir ülke olan Türkiye’nin kendileri için çok önemli olduğunu belirtti. Özkan “Kendi markamızla ilk kez Türkiye’deki tüketicilerin karşısına çıkmanın heyecanını yaşıyoruz. Dünya üzerinde 20 milyondan fazla satışı gerçekleşen Blade serisinin en yeni üyesi olan Blade V6, ZTE Türkiye ve Teknoteks iş birliği ile Türkiye’ye getirdiğimiz ve satışa sunduğumuz ilk modelimiz. Bu işbirliğinin diğer ZTE modelleri içinde
devam edeceğini ümit ediyorum. Önümüzdeki dönemde kullanıcılarla buluşturmayı planladığımız diğer seri ve modellerimiz ise ZTE Blade V7, Axon ve Nubia ” dedi. Alanının en hafif ve en ince telefonlarından biri olma özelliğine sahip Blade V6, 6.8 mm inceliğinde ve 122 gram ağırlığında olup geniş açılı ön kameraya sahip. 5.0.2 Android Lollipop işletim sistemi olan telefon alüminyum kasasıyla ve üstün ses kalitesiyle oldukça iddialı.
5
Kurumsal Bakış Türkiye’de 5 taşıyıcı birleştirme teknolojisini ilk defa Turkcell test etti Nisan 2016 itibariyle Turkcell’lilere 375 Mbps’e varan hızlarda 4.5G hizmetini sunmaya hazırlanan Turkcell, sonrası için de hazırlıklarına durmaksızın devam ediyor. Türkiye’de ilk defa 4.5G’de 5 taşıyıcıyı birleştiren Turkcell, 1200 Mbps hıza ulaşarak yeni bir rekor kırdı. Standartlara uyumlu ticari şebeke ürünleri kullanılarak yapılan bu test sonucunda ulaşılan hızı Turkcell’liler 2017 yılında kullanmaya başlayabilecek. Turkcell’in Küçükyalı’daki merkezinde düzenlediği basın toplantısında kırılan hız rekoru sırasında 4.5G ihalesinde alınan 79.8 MHz frekans kullanıldı. Turkcell Genel Müdür Yardımcısı İlker Kuruöz, “4.5G ihalesinde doğru strateji ile aldığımız frekansların önemi burada ortaya çıkıyor” dedi. 4.5G İhalesi’nde (IMT-A Uluslararası Mobil
Telekomünikasyon Yetkilendirmesi İhalesi) en fazla frekansı alan Turkcell, Türkiye’de 5 taşıyıcı birleştirilerek gerçekleştirdiği ilk 4.5G testinde 1200 Mbps hıza ulaşarak rekor kırdı. Turkcell’in sahip olduğu frekansların kullanıldığı testte, Huawei’nin geliştirdiği yeni teknoloji, Türkiye’de ilk defa başarılı bir şekilde test edildi. Turkcell’in Küçükyalı’daki merkezinde yapılan test sırasında ulaşılan 4.5G hızının piyasadaki en güncel akıllı telefonların desteklediği maksimum hızın 4 katından daha yüksek olması dikkat çekti.
Veeam Türkiye Yönetim Ekibini güçlendiriyor! Şirketlerin kesintisiz çalışabilmesine yönelik çözümlerin yenilikçi tedarikçisi Veeam Software, 2018’de hedeflediği 1 milyar dolarlık ciroya giden yolda Türkiye’deki yönetim ekibini de güçlendiriyor. Ozan İnan’ın Ülke Müdürü olarak atandığı ve Türkiye’de 480’i aşkın ProPartner ve 3.000’e yakın müşteriye sahip olan Veeam’in Türkiye pazarındaki güçlü bölgesel büyümesinin devam etmesini sağlayacak. İnan bu yeni görevinde bölgesel ekosistemin ihtiyaçlarını analiz ederek şirketlerin kesintisiz çalışma konusunda artan taleplerini karşılamaya yardım edecek ve Türkiye’deki modern şirketlerin erişilebilirlik çözümlerinden talep ettiklerini elde etmelerini sağlayacak. BT sektöründe 18 yıllık bir tecrübeye sahip olan Ozan Inan, Veeam Türkiye ekibine katılmadan önce IBM Türkiye’de satış direktörlüğü ve ardından da genel müdür yardımcısı olarak görev yapmıştır. ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmasının ardından kariyerine Türkiye’nin en büyük bankalarından biri olan Yapı Kredi’de kıdemli yazılım geliştiricisi olarak başladı. Yapı Kredi’den sonra sırasıyla Avaya, Alcatel, Alcatel-Lucent Enterprise ve Alcatel-Lucent’te (RFS) Saha Satış ve Kanal sorumluluğundan MEA Bölge Satış Direktörlüğü’ne kadar birçok farklı görevde bulunmuştur.
6
Başakşehir’de drone’la kaçak yapı mücadelesi
Başakşehir Belediyesi inşaat denetimi ve kaçak yapılara karşı “İnsansız Hava Aracı” dron ile mücadele edecek. İstanbul’da 104 bin 33 kilometre alanıyla ve emlak sektöründe yükselen marka değeriyle dikkat çeken Başakşehir Belediyesi, kaçak inşaat yapanlara karşı mücadelede insansız hava aracı drone’ları kullanacak. Bahçeşehir Fen Lisesi öğrencilerinin, Başakşehir Belediyesi Living Lab (Yaşam Laboratuvarı) bünyesinde geliştirdikleri İnsansız Hava Aracı Drone, ilçe sınırları içinde kaçak yapı, inşaat denetim ve kontrolleri ile usulsüz hafriyat dökümlerine karşı mücadelede kullanılacak. İnşaat denetim ve kontrollerinde dron kullanılması için çalışmalar yapıldığını kaydeden Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, proje kapsamında aracı kullanacak olan zabıta ekiplerine eğitim verileceğini söyledi. Uysal şöyle konuştu: “Başakşehir’de inşaat ve emlak faaliyetleri yoğun olarak sürüyor. İnşaatların denetimi ve kaçak inşaat yapımının engellenmesi için zabıta ekiplerimiz gece-gündüz çalışıyor. Ancak sınırlarımız çok geniş. Ekiplerimizin inşaat denetimi, izinsiz hafriyat dökümü ve kaçak inşaat mücadele çalışmalarını desteklemek için insansız hava aracı dronları da kullanacağız. Bununla ilgili ekiplerimize eğitim planladık. Yeni yılda çalışmalar başlayacak. İlk eğitimi kaçak yapılarla mücadele edecek olan Başakşehir Belediyesi Zabıta ve Bilgi İşlem personeli alacak. Personel, simülatör, model uçaklar üzerinde uygulamalı bilgiler ve teknik bilgiler hakkında detaylı bir eğitimden geçirilecek. Böylece Başakşehir havadan da kontrol edilmiş olacak.”
Aylık Ortalama 25 Bin TL Maaşla 1000 Yeni İstihdam İlk iki yıllık hedefi yıllık ortalama 290 Bin TL maaşla 1000 yeni istihdam olan ABD merkezli Crossover 2015 yılının Kasım ayı itibariyle Türkiye operasyonuna resmi olarak başladı. Crossover iki yılda Türkiye’den 1000 yeteneği farklı pozisyonlarda istihdam ederek, mali değeri iki yılda 50 milyon dolara ulaşacak bir operasyonla Türkiye’deki yetişmiş insan kaynağını kendi sistemi üzerinden uzaktan yöneterek küresel ölçekli bilişim teknolojisi projelerinde kullanılmasını hedefliyor. Crossover, yetenekli insan kaynağının uzaktan çalışabilmesine olanak sağlayan WorkSmart adını verdikleri bir yazılıma sahip. Worksmart, kişilerin iş verimliliğini arttırırken takım arkadaşları arasındaki mesafe sorununu ortadan kaldırarak kişinin yaşadığı yeri değiştirmeden hak ettiği geliri elde etmesini sağlıyor. Çalışanların anlık performanslarının ölçülmesini ve işverene serbest çalışma saatlerinin tüm detaylarıyla raporlanmasını mümkün kılan WorkSmart, bu sayede kişilere ülkemizin herhangi bir yerinden Amerika’daki bir teknoloji şirketinde yönetici olarak çalışabilme imkanını kazandırıyor. Şirketin CEO’su Andy Tryba, uzun yıllar Intel’de üst düzey yöneticilik ve Beyaz Saray’da Yüksek Teknoloji Temelinde İş ve Rekabet başlıklı başkanlık konseyine direktörlük yapmış bir isim. Crossover’ın temelinde Andy’nin “Biz misyonumuz gereği şuna inanıyoruz; iyi maaş ödeyen işleri dünyanın neresinde olursa olsun gerçekten işinin ehline verirsek, dünya pozitif anlamda köklü bir şekilde değişir” düşüncesi yatıyor.
7
Kurumsal Bakış CERN Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda yeni bir keşif mi?
Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’ün Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (BHÇ)’deki iki büyük deney olan ATLAS ve CMS 2015’in, proton verisiyle yapılan ilk analizlerinin sonuçları açıklandı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi ve CERN-ATLAS Deneyi Ulusal Koordinatörü Prof. Dr. Serkant Ali Çetin analizi yorumladı. Dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarı Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’de, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı üzerinde gerçekleştirilen ATLAS ve CMSdeneylerinin 2015 yılındaki proton çarpışmalarında toplanan veriyle
yapılan ilk analiz sonuçları bilim camiasıyla paylaşıldı. Web üzerinden canlı yayınla dünya çapında katılım sağlanan toplantıda ilan edilen sonuçları İstanbul Bilgi Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi ve CERN-ATLAS Deneyi Ulusal Koordinatörü Prof. Dr. Serkant Ali Çetin değerlendirdi. Prof. Çetin “Açıklanan sonuçlar net şekilde yeni bir parçacığın keşfini ifade etmiyor. Her iki deneyin sözcüsü de sözlerinden herhangi bir keşif anlamı çıkmaması için son derece özenli davrandı. Bu özenin sebebi ise aslında her iki deneyin de yeni bir ağır parçacığın izlerine rastlamış olma ihtimalleri. Bu yeni ağır parçacık üç sene önce keşfedilen Higgs parçacığının kütlesinin yaklaşık altı katı civarında. Ancak eldeki istatistik bu yüksek kütlede gözlemlenen olayların henüz yeni bir ‘keşif’ olarak tanımlanmasına yetmiyor. Önümüzdeki yıl yapılacak çalışmalar, şimdi gördüğümüz olayların gerçekten yeni bir parçacıktan mı geldiğini yoksa sadece istatistiksel bir dalgalanma mı olduğunu belirleyecek” dedi.
Tek bir petrol kuyusundan haftada 15 terabayta kadar veri Veri depolama ve yönetimi alanında dünyanın lider şirketlerinden NetApp, verinin petrol ve doğalgaz endüstrisine etkisini göstermek için bir araştırma yaptı. Araştırma sonunda yayınlanan infografikte veri analizlerinin petrol ve doğalgaz şirketlerinin üretimini %6-%8
8
oranında artırabileceği belirtilirken bu sektördeki şirketlerin %63 oranında maliyet tasarrufu sağlayabileceği kaydedildi. Dünya genelinde petrol ve doğalgaza talep sürekli artıyor. Bu talebin 2015 yılı sonu itibariyle günlük 94 milyon varilin üzerine çıkması bekleniyor. Bu nedenle petrol ve doğalgaz endüstrisindeki şirketler de günümüzde ve gelecekte dijital teknolojilere daha fazla yatırım yapmayı planlıyor. Çünkü dijital teknolojiler, şirketlere operasyonel güvenlik ve daha çevreci bir yaklaşım kazandırırken aynı zamanda daha uzak bölgelerdeki doğal kaynaklara uygun maliyetler ile erişebilmelerine yardımcı oluyor. Şirketlerin tedarik zincirleri genelinde kurulan sensörler, kararların daha hızlı ve akıllıca alınmasına yardımcı olan devasa miktarda veri sağlar. IDC, petrol ve doğalgaz endüstrisinin günümüzde ürettiği kullanılabilir veri miktarının 52 eksabayt olduğunu belirtirken 2020 yılında bu rakamın 888 eksabayta çıkacağı tahmininde bulunuyor.
2016 YILINA DAMGASINI VURACAK
İ
ş süreçlerinin elektronikleşmesine imkân sağlayan e-Dönüşüm uygulamaları, yasal zorunlulukların da etkisiyle ülke çapında hızla yaygınlaşıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı öncülüğünde e-İmza ve e-Fatura ile başlayan Teknolojiye-Dönüşüm® hareketi, e-Defter ve e-Arşiv uygulamalarıyla devam ediyor. Yayınlanan yeni tebliğlerle birlikte kapsamı her geçen gün genişleyen sürece, hedeflenen tüm mükelleflerin kademeli olarak dâhil olmaları planlanıyor. 2015 yılı başında yaklaşık 20 bin olan e-Defter ve e-Fatura mükellef sayısının 2016 itibariyle 50 bini aşması beklenirken, 2015 yılı sonunda 110 milyonu geçen e-Fatura sayısının, 2016 yılında 500 milyonun üzerinde olacağı öngörülüyor.
ISIS BİLİŞİM İLE TEKNOLOJİYe-DÖNÜŞÜM 2002 yılından bu yana BT ve e-Dönüşüm konularında hizmet veren ISIS Bilişim, Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan aldığı Özel Entegratör yetkisi ile e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-Bilet, e-Saklama, e-Mutabakat ve e-Denetim ile e-İmza ve KEP hizmetlerini tek elden hızlı, güvenli, yenilikçi ve yaygın ürünleri ve çözüm odaklı yaklaşımı ile müşterilerine sunuyor. e-DÖNÜŞÜM 2016 YILINDA BÜYÜK İVME KAZANACAK Türkiye’de TeknolojiyeDönüşüm® sürecinin 2016 yılında büyük bir ivme kazanacağını ve e-Dönüşüm stratejisi kapsamında yürürlüğe giren hizmetlerin daha da yaygınlaşacağını dile getiren ISIS Bilişim Genel Müdürü Mustafa Yurtoğlu “e-Dönüşüm
hizmetlerinin kapsamının her geçen gün genişlemesi ile artacak mükellef sayısı, zorunluluk kapsamına giren yeni uygulamalar ve çoğalan özel entegratörlerle birlikte sektörü yüksek bir rekabet bekliyor.” dedi. e-DÖNÜŞÜM’DE YENİ BİR DÖNEM: e-BİLET 2016 yılında e-Dönüşüm alanında beklenilen yeniliklerden ilkinin e-Bilet uygulaması olduğunu söyleyen Yurtoğlu; daha önce teknik altyapısı oluşturulan, hukuki usül ve esasları ise 2015’in son günlerinde belirlenen e-Bilet uygulamasının 2016 yılı ile birlikte hayata geçeceğini ifade etti. Yurtoğlu; “Gelir İdaresi Başkanlığı’nca yayınlanan tebliğler doğrultusunda, e-Bilet uygulamasına; havayolu ile yolcu taşıma biletlerinin yanı sıra sportif ve kültürel etkinlik biletleri de dâhil edildi. Uygulama ile birlikte; e-Biletlerin elektronik ortamda düzenlenmesi, elektronik sertifika ile imzalanması, internet de dahil olmak üzere elektronik araçlar ve ortamlar vasıtasıyla muhatabına kağıt baskısı alınabilecek şekilde sunması zorunluluğu geliyor.” şeklinde konuştu. e-DÖNÜŞÜM UYGULAMALARIYLA İŞ SÜREÇLERİ HIZLANIYOR Yurtoğlu ayrıca “şirket ve kurumların operasyonel süreçlerinin sorunsuz ilerlemesi, zaman tasarrufu sağlaması, masrafların azalması ve arşivleme problemlerinin ortadan kalmasına katkı sağlayacak olan e-İrsaliye uygulamasının usul ve esasları
hakkında yasal mevzuatın da 2016 yılında yayınlanmasını bekliyoruz” dedi. Mali denetimlerin elektronik ortama aktarılmasının önemine de dikkat çeken ISIS Genel Müdürü “Gelir İdaresi Başkanlığı’nın iş süreçlerinin
daha verimli ilerlemesini sağlamak ve kayıt dışı ekonominin önüne geçmek amacıyla elektronik ortama taşıdığı denetleme mekanizması da e-Dönüşüm hareketini hızlandıracak. e-Fatura, e-Defter ve e-Arşiv hizmetlerini kullanan mükellefler, denetim süreçlerinin sorunsuz ilerlemesini sağlayabilmek, GİB standartlarına uygun mali rapor hazırlamak ve oluşabilecek hataları ortadan kaldırmak için özel e-Denetim uygulamalarından faydalanabilecekler.” şeklinde konuştu. 01.01.2017 tarihine ertelenen İhracat ve Yolcu Beraberi Eşya Faturaları için e-Fatura kullanım zorunluluğunun da sistemdeki mükellef ve fatura sayısını artıracağını ifade eden Yurtoğlu; e-Ticaret alanında başlayan dönüşüm sürecinin 2016 yılında da yoğunlaşarak devam edeceğini de sözlerine ekledi.
9
Ayın Konusu
4.5G’de kartlar henüz açılmadı Cem Sünbül Nisan ayında tanışacağımız 4.5G hızına kısa bir süre kaldı. Operatörler 3G’den sonra en önemli atılım olması beklenen 4.5G ile ilgili kartlarını henüz açmadı. Ancak gelecek, LTE teknolojisinin başarılı bir yayılımını adeta mecbur kılıyor.
D
aha önce 4G olarak açılmak üzere olan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 4G yerine 5G teknolojisine geçilmesi tavsiyesi üzerine ertelenerek gerçekleştirilen 4.5G hizmetine erişmemize yaklaşık 4 ay kaldı. Yeni bağlantı seçenekleri sayesinde daha yüksek veri hızları, daha düşük gecikme süreleri sunmak mümkün olacak. Böylece bulut servislerinden mobil cihazlar üzerinden video izleme deneyimine, akıllı ev ve şehir altyapılarından mobil ofislere, yüksek boyutlu dosyaların paylaşılmasından mobil sağlık ve mobil eğitim servislerine kadar çok farklı sektörlerde büyük değişimler yaşanması hedefleniyor. Nesnelerin İnterneti dönemi
10
her geçen gün daha fazla makinenin birbiri ile konuşması, daha yüksek veri transfer kapasitesi ve düşük gecikme süreleri gerektirirken, 4.5G teknolojisi akıllı şehirlere giden yolda ihtiyaç duyulan yüksek veri trafiğini rahatlıkla karşılamak üzere konumlandırılıyor. Düşük gecikme süreleri, kurumlar için de kritik öneme sahip. Özellikle sahada faaliyet gösteren çalışanları olan şirketlerin gerçekleştirdikleri işlemlerin süresi bu sayede kısaltılarak müşteri memnuniyetlerinin yükselmesi hedefleniyor. Yeni teknoloji ile hemen 2016 yılından itibaren olmasa bile orta vadede daha fazla işin mobil olarak yapılabilmesi mümkün hale gelebilir ve müşterilerin mobil cihaz kullanım alışkanlıkları dönüşebilir. Ancak altyapı paylaşımı ve geçiş hakkı ile ilgili uygulamadaki problemler 4.5G’nin yaygınlaşmasının önündeki engellerden en önemlileri diyebiliriz. Bu ay Bilgi Çağı okurları için 4.5G konusunu ele aldık. Her ay olduğu gibi dosya konumuzun geniş kapsamlı halini BilgiCagi. com’da bulabilirsiniz.
Proline Serhan Ünalan / Strateji & İş Geliştirme Müdürü 4.5G mobil interneti mobil “geniş bant” internet olarak değiştirebilir mi? Halen Wi-Fi arayan kullanıcılar için maliyet ve hız olarak gerekli esnekliği sağlayabilir mi? Wi-Fi teknolojisi, mobil şebekeyi taban alan internet teknolojisini (mobil veri) alternatifi olarak konumlandırdı. Gerek Ar-Ge gerekse standartlaştırma çalışmaları birbirinden bağımsız şekilde gerçekleştirilirdi. Son senelerdeki eğilim ise; Wi-Fi teknolojisini mobil veriyi de tamamlayacak şekilde konumlandırmak. Yapılan araştırmalar tipik bir akıllı telefon kullanıcısının aylık 4 GB veri trafiği yarattığını ve söz konusu trafiğin %70’nin Wi-Fi teknolojisi üzerinden, %30’unun da mobil veri teknolojileri üzerinden gerçekleştiğini ortaya koymaktadır. Akıllı şehirler çerçevesinden baktığımızda ise, 2020 itibarıyla 50 milyar cihazın birbiriyle haberleşeceğini ve aynı zaman diliminde yaratılan veri hacminin de on kat artacağını öngörmekteyiz. Bu gelişimi gören mobil operatörler, Wi-Fi teknolojisine dayanan şebekeler için yatırım yaparak hazırlıklarını yapmakta ve mobil şebeke abonelerinin Wi-Fi ile mobil veri şebekeleri arasında kesintisiz geçişlerini sağlamaktadırlar. Bu sayede verinin şebekeye aktarımı (offloading) ve kapsama alanı; daha az maliyetli olan altyapı ile iyileştirilmekte böylece kapasitesi ciddi anlamda arttırılmaktadır. Wi-Fi teknolojisi gittikçe hem daha güvenli hem de daha şeffaf hale gelmektedir.
telsiz sinyalleri ile sağlanıyor. Bir sonraki adımda ise baz istasyonlarında toplanan trafik kablolar ile merkez santrallere taşınıyor. 4,5G ile ortaya çıkacak olan büyük kapasitenin taşınabilmesi için her baz istasyonunun fiber ile merkez santrallere bağlanması gerekiyor. Ülkemizde yurt çapına yayılmış toplam 100.000 civarında baz istasyonu olduğu, yeni ihale ile birlikte bu sayının artacağı, baz istasyonlarının yollar, köyler, beldeler, iller ve büyükşehirler gibi tüm yerleşim yerlerine yayıldığı, ilçeler, iller ve büyükşehirler içerisinde çok sayıda baz istasyonu bulunduğu düşünüldüğünde fiber şebekelerin neden hızla yaygınlaştırılmasının gerekliliği açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Fiber altyapının ne kadar olması gerektiği konusunda net bir şey söylemek pek kolay olmasa da, tahminen 5-6 kat arttırılması gerektiğini söyleyebiliriz. BTK raporlarını incelediğimizde son beş yılda fiber altyapının yıllık artış hızının yaklaşık %23 olduğunu görüyoruz. Yani beş yılda ancak iki katına çıkabilmiş. Aynı artış hızıyla devam edilirse fiber altyapı açığının bu kadar kısa sürede kapatılamayacağı açıkça görülüyor. Fiber altyapısının genişlemesi için sektörün önündeki engeller mutlaka kaldırılmalı. Türk Telekom Grubu Rami Aslan / CEO
TELKODER Yusuf Ata ARIAK / Yönetim Kurulu Başkanı
4.5G için ne gibi hazırlıklar yaptınız? 2016’da, 4.5G hizmetinin hayata gireceği yeni dönem için hazırlıklarımız son hız devam ediyor. 4.5G ihalesinde aldığımız frekanslarla, kapsama, hız ve kalite açısından çok önemli bir güç elde ettik. Mobil iletişimin ve mobil genişbantın en iddialı oyuncularından biri haline geldik. 800, 900 ve 1800 MHz’ın toplamında en yüksek frekans payını alarak, bugün ve gelecekteki hizmetler için ideal frekans dengesine sahip olduk.
4.5G hizmetinin ardındaki teknolojiler nelerdir? Türkiye bu teknolojilere hazır mı? Fiber konusundaki yayılımın düşük seviyelerde olması bir sorun olmayacak mı? Cep telefonu ile baz istasyonu arasındaki iletişim
4.5G’nin kullanılmaya başlayacağı tarihten itibaren Türkiye için yepyeni bir dönem başlayacak. Fiber altyapılar, 4.5G iletişim noktalarını besleyecek olan kökleri oluşturacak. 206 bin kilometrelik yaygın fiber altyapımız, 4.5G kurulumunun en hızlı şekilde yapılması ve Türkiye’de 4.5G fiber penetrasyonunun artmasında kilit rol oynayacak. 11
Ayın Konusu Telekomünikasyon sektöründe oyun şimdi başlıyor. Oyunu tersine çevirerek 4.5G ile sektörde değişimin öncüsü olmayı hedefliyoruz. Teknoloji ortağı olarak yer aldığımız 27. Kristal Elma Yaratıcılık Festivali’nde Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. 26 Ağustos’ta yapılan IMT Hizmet ve Altyapılarına İlişkin Yetkilendirme İhalesi sonrasında, 4.5G teknolojisini ilk kez canlı olarak son kullanıcının deneyimine sunan ilk ve tek operatör olduk. Turkcell İlker Kuruöz / Genel Müdür Yardımcısı 2016 yılı Türkiye için mobil dünya için önemli bir yeniliğin başlangıcı olacak. 4.5G nedir? 4.5G hizmetinin ardındaki teknolojiler nelerdir? 4.5G olarak adlandırılan LTE-Advanced teknolojisinde kullanılacak frekans miktarı ne kadar fazla olursa sunulacak hız da o kadar yüksek olacak. 1 Nisan’da 4.5G’yi 3 taşıyıcıyı birleştirerek 375 Mbps’lere varan hızlarda sunabilen tek oyuncu olacağız. Sonrasında 5 taşıyıcı ile 1000 Mbps üzeri hızları sunabilen yine ilk oyuncu Turkcell olacak. Bugün buradaki testte kullandığımız spektrum genişliği rakiplerimizin elinde yok. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte çok da uzak olmayan bir gelecekte ise çok daha fazla sayıda frekansı, çok daha gelişmiş teknolojiler ile birleştirerek daha efektif kullanmaya başlayacağız. Bu yolculuğun sonu 5G’ye çıkacak. Mobil operatör olarak 4.5G testlerinde ne durumdasınız? Büyükşehirlerin dışında taşrada yayılım için planınız var mı? 4.5G ile 3G arasındaki teorik ve pratik hız farkları nedir? Türkiye’nin Taşıyıcı Birleştirme Teknolojisi (Carrier Aggregation) kullanılarak 5 taşıyıcılı internet teknolojisi ile ilk testimizi gerçekleştirdik. Standartlara uyumlu ticari şebeke ürünleri kullanarak yaptığımız test sonucunda, Türkiye’de ilk defa 4.5G’de 5 taşıyıcıyı birleştirip 1200 Mbps 12
hıza ulaşarak yeni bir rekor kırdık. Bu kapsamda, Turkcell olarak 4.5G ihalesinde aldığımız yeni frekanslarla beraber 1800 MHz bandından 29.8 MHz (20 MHz + 9.8 MHz), 2100 MHz bandından 30 MHz (20 MHz + 10 MHz) ve 2600 MHz bandından 20 MHz olmak üzere toplamda 79.8 MHz frekans kullandık. 4.5G’de yüksek hız ve kapasite sunmak için en fazla tercih edilecek olan bantların kullanıldığı test sonucunda elde edilen 1000 Mbps üzeri hızların 2016 yılı sonu itibariyle de Turkcell şebekesi tarafından desteklenecek şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Ulaştığımız bu hızı Turkcell’liler 2017 yılında kullanmaya başlayabilecek. Bu teknolojiyi destekleyen ilk akıllı cihazların ise 2017 yılı ortasına doğru satışa sunulacağını tahmin ediyoruz. Böylece Turkcell’liler bugün 63.3 Mbps’ye varan 3G hızına göre yakın gelecekte 19 kata kadar daha hızlı mobil interneti kullanmaya başlayacaklar. Kullanıcılar neden 3G değil de 4.5G kullanmak istesin? İki hizmeti karşılaştırdığınızda kullanıcıların hayatında neler değişecek? Bugün Turkcell şebekesinde kullanılan data miktarı, 3G lansmanı öncesine göre 200 kat arttı. 4.5G ile yeni ve farklı frekans bantlarının birlikte kullanımı ile çok daha yüksek hız, kapasite ve çok daha düşük gecikme süreleri sunacağız. Her Yer Ofis Şirketler ve çalışanlar, işlerini her yerde ve kesintisiz yürütebilecek, ihtiyacı olan bilgilere ve dosyalara anında ulaşabilecek. Nesnelerin İnterneti (Makinelerarası İletişim) ve Bulut Bilişim, gerçek potansiyelini mobil ultra genişbant sayesinde gösterecek. Akıllı şehir ve akıllı ev altyapıları kusursuzca çalışabilecek, hayatımızın her alanında yüksek verimlilik ve büyük kolaylık sağlayacak. Dosyaları indirmek yerine anında çevrimiçi ulaşabileceğiz. Gündelik hayatta da bir çok işimizi ve etkinliğimizi mobilden daha fazla yapmaya başlayacağız, bu da kullanım alışkanlıklarımızı ve tüm sektörleri dönüştürmeye devam edecek (televizyonculuktan reklama, videodan eğitime her alanda.)
Vodafone Türkiye Gökhan Öğüt / CEO 4.5G ile tanışacağımız 2016 yılı beklentileriniz nelerdir? Vodafone olarak, geleceği genişbant teknolojilerinde ve dijitalleşmede görüyoruz. Gerek abonelerin genişbant internete, yani her yerden ve çok hızlı internete olan ilgisinin artması, gerek internet uygulamalarının günden güne daha fazla kullanılması, bu beklentimizi daha da kuvvetlendiriyor. Ülkemizin katma değerli hizmetler üreten, sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma modeline sahip olması için “bilginin merkezinde” ve “internet bağlantılı” olması gerektiğini düşünüyoruz. İçinde bulunduğumuz “internet çağında” bağlantılı olmanın yegane yolu, genişbant teknolojilerinin yaygınlaşmasından geçiyor. Genişbant teknolojileri içinde de önce 4.5G, ardından 5G teknolojileri sektörümüzün sıcak gündemlerinden olacak.
ciddi katkılar sağlıyor. Bugün 19 ülkede 4G, 5 kıtada ve 15 ülkede ise 4.5G hizmeti veriyoruz. 4G ve üstü teknolojilerde dünyada en çok ülkede tecrübesi ve altyapısı olan operatörüz. Dolayısıyla, tüketici ne ister, bu istek en kusursuz biçimde nasıl karşılanır, çok iyi biliyoruz. Ayrıca, yine bu alanda dünyanın en büyük uluslararası dolaşım ağına sahibiz. Bugün itibariyle 4G uluslararası dolaşım hizmeti verdiğimiz ülke sayısı 82’ye ulaştı. Şimdi bu tecrübemizi Türkiye’deki abonelerimizin hizmetine sunmak üzere gerekli hazırlıkları yapıyoruz. Diğer yandan, 3G hizmetine başladığımız 2009 yılından bu yana müşterilerimize 4G ve üstü teknolojilerle uyumlu Vodafone SIM kartları sunuyoruz. Bu sayede, Vodafone SIM kartlarının %87’si 4.5G uyumlu.
Vodafone Türkiye olarak, 2016 yılında kutlayacağımız 10. yaşımızı 4.5G gibi büyük ve anlamlı bir yatırımla taçlandıracak olmanın heyecanı içindeyiz. 4.5G ihalesi, satın alma ve 3G sonrası Türkiye pazarına yaptığımız üçüncü büyük yatırım niteliğini taşıyor. Sadece frekans alımı değil, frekans alımı sonrası yapılacak yatırımlar ve bu frekansların sahadaki optimizasyonu da önem taşıyor. Bundan sonraki süreçte, elimizdeki bantları birleştirerek çoklu taşıyıcı ile yüksek hızlara ulaşmak suretiyle tüketicilerimize en hızlı, kapasiteli ve yaygın mobil interneti sunacağız. 4.5G yetkilendirme çerçevemiz doğrultusunda hazırlıklarımıza son şeklini vererek 1 Nisan 2016 itibariyle abonelerimize en kaliteli mobil genişbant hizmetini vereceğiz. 4.5G teknolojisinde herkese en uygun cihazların en cazip avantaj ve tekliflerle sunulmasının öncüsü olacağız. Dijitalleşmenin yeni sayfası olarak gördüğümüz 4.5G’de global deneyimimizi de Türkiye’ye taşıyacağız. Grubumuz, 30 yıllık tecrübesiyle, 4G ve üstü teknolojilerin oluşmasına ve gelişmesine 13
Röportaj
Sanal Değerlendirme Merkezi ile İK süreçleri kısalıyor İnsan Kaynakları alanında verdiği hizmet ve sunduğu yeniliklerle dikkat çeken Assessment Systems Kurucu ve CEO’su Levent Sevinç ile insan kaynakları süreçlerine dair konuştuk. Firmanız İK süreçlerine dair nasıl bir yenilik getiriyor? Sektöre getirdiğimiz birçok yenilik var. Bunlardan en sonuncusu “Sanal Değerlendirme Merkezi”. Sanal Değerlendirme Merkezi uygulaması ile danışmanlar artık klavyenin ucunda! İK dünyasında son yıllarda hızla yükselen bu uygulama artık farklı sektörlerdeki birçok firma tarafından tercih ediliyor. Sanal Değerlendirme Merkezi uygulaması ile danışmanlar artık işe alımlarda adayları online değerlendirebiliyor. Esnek ve maliyet odaklı bir değerlendirme yöntemi olarak sanal değerlendirme merkezi, kişinin gelecekteki performansını tahmin etmede oldukça güçlü bir yöntem. Bu değerlendirme aracı ile, farklı lokasyonlardaki çok sayıda aday aynı anda değerlendirilebiliyor. Aynı anda yüzlerce kişiyi sanal değerlendirme merkezi uygulamasına dahil edebilirsiniz. İK’ya ulaşım, konaklama gibi masraf kalemlerinde olduğu kadar, zaman kullanımında da ciddi tasarruf sağlamaktadır. Sisteminizi tercih eden firmalar arasında hangi şirketler var ve bu şirketler mevcut elemanlarının ne kadarını sizin sisteminizi kullanarak karşılıyorlar? Hemen her sektörden hizmet verdiğimiz müşterilerimiz var. İşe alım, yedekleme, terfi, yetenek yönetimi, potansiyel belirleme gibi İK süreçlerinde bizim çözümlerimizle ilerliyorlar. 14
Sisteminizi kullanarak kaç elemanla değerlendirme yapıldı ve geleneksel yöntemlerle bu görüşmeler yapılsaydı müşterileriniz için neler değişirdi? Kurucusu olduğum Assessment Systems, psikometrik ölçme ve değerlendirme alanında insan kaynakları sektörüne hizmet veren lider bir kuruluş. İki ana başlıkta hizmet veriyoruz. İlki, simülasyon içerikli uygulamalarla kişinin potansiyelini belirleyen Değerlendirme ve Gelişim Merkezi uygulamaları. Bu alanda sektörümüzde en geniş kapsamlı projelerde yer alan firmayız. Değerlendirilen kişi için en az yarım, çoğunlukla tam gün süren uygulamalar ile ayda yaklaşık 500 kişi değerlendiriyoruz. Bugüne kadar 20 binden fazla kişinin değerlendirme merkezi uygulamalarını gerçekleştirdik. Diğer ana başlık ise yetenek testi, kişilik ve yetkinlik envanterlerini kapsayan psikometrik araçlar. Bugüne kadar üç milyondan fazla kişi Assessment Systems tarafından geliştirilmiş psikometrik araçlarla değerlendirildi. Sanal değerlendirme seçeneklerinde teknik elemanlar ile karar vericiler arasındaki ayrımı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu anlamda sisteminizde seçim yapmaya yardımcı olunan pozisyonlar nelerdir, dağılım hakkında bilgi verir misiniz? Her pozisyonun gerektirdiği yetkinliklere uygun uygulamalar seçiliyor. Üst düzey, orta kademe ve ilk kademe yöneticiler ve uzman seviyesi için toplamda 40’dan fazla uygulama var.
Şahika Ercümen
“Hayatın hızına ayak uydurmak için teknoloji ile iç içeyim” Teknoloji geçmişte sadece büyük kurumların detaylı hesaplamalarını yaparken bugün bireysel açıdan da teknoloji hayatımızın adeta vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Elbette farklı spor dalları da teknolojinin gelişiminden nasibini aldı. Bunlardan biri de güvenliğin hafife alınamayacağı dalış sporları. Ve dalış sporları denince son yıllarda aklımıza gelen ilk sporculardan biri de rekortmen dalgıcımız Şahika Ercümen. Son rekor denemesinde bizleri kısa süreli de olsa korkutan Ercümen ile Bilgi Çağı okurları için teknoloji üzerine kısa bir söyleşi yaptık. Sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanan Şahika Ercümen, kişisel websitesinde de interaktivite ve tasarımı başarılı bir şekilde buluşturmuş. Dalışlar esnasında veya antrenmanlarında teknolojiden nasıl yararlanıyorsunuz? Eskiye nazaran çok daha gelişmiş cihazlar kullanılıyor. Dalış hata kabul etmiyor ve özellikle
güvenliğimizi sağlayan tüplü dalgıçların sualtında çok özel hesaplar yapan dalış bilgisayarları bulunuyor. Dalarken nerede olduğumu takip edebilmek için kamera ile görüntüleyip kablo ile bu görüntüleri ekrana veriyoruz. Ayrıca özel bir sonar kullanıyoruz ve sualtında ilerleyişimin grafiğini görebiliyoruz. Özellikle sualtı kameralarının gelişimi etkileyici boyutlarda. Gelişimi ve cihazları değerlendirir misiniz? Sualtı kameralarından ziyade onları basınca ve suya karşı koruyan ‘housing’ denilen kaplar çok önemli. Böylece suyun üzerinde çekim yapan tüm kameraları sualtında da kullanabiliyoruz, fakat bu koruyucuları bulmak hiç kolay olmuyor. Günlük hayatınızda teknoloji ile aranız nasıl? Hangi bilgisayar ve telefonu kullanmayı tercih ediyorsunuz? Teknoloji hepimizin hayatında ve hızlı tempoya ayak uydurmak için bende bir hayli iç içeyim fakat dalışlarımın yoğun olduğu dönemlerde bunun tam tersini yapmayı tercih ediyorum ve dünya ile iletişimi kesiyorum. Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorsunuz. Sosyal medya yönetimini siz mi, sizinle birlikte bir ekip mi yapıyor? Sosyal medyayı aktif kullanmaya çalışıyoruz. Rekor denemesi ve antrenman kamplarındayken ekibimizden destek alıyorum fakat sosyal medyada samimilik çok kıymetli. Elimden geldiğince kendim paylaşımlar yapıyorum. Ayrıca mesleğim olan Diyetisyenlik ile ilgili de sağlıklı beslenme önerileri ve dalış ile ilgili çarpıcı sualtı fotoğrafları, videoları paylaşmaya çalışıyorum. 15
Çalışanlarınızı birer siber ajana dönüştürün Serhat Atlı / Arbor Networks Türkiye Ülke Müdürü
“
Kültür” sözcüğü akla uzak yerleri, gelenekleri, sanatı getirir; ancak buna “kurumsal” sözcüğünü eklediğimizde çok farklı bir çağrışım yapar. Coğrafya, etnik yapı ve demografik verilerden etkilenen kurumsal kültür, aslında her gün hepimiz için farklı kişisel anlamlar ifade eder. Otoritenin kaynağı nedir? İşler nasıl yapılır? Sorunlar nasıl çözülür? Nasıl ilerlenir? İlerlemenin doğası nedir? “Kurumsal” yerine “güvenlik” sözcüğünü koyup da güvenlik kültüründen söz etmeye başladığımızda ise, akla gelen çağrışımlar çoğu kez olumsuz olur. Aklımıza hemen insanları bir e-postaya tıklamamaları veya bir yere not almadıkları güçlü bir parola seçmeleri konusunda nasıl eğiteceğimiz gelir, ancak bu güvenliğe yönelik basit bir yapılacaklar listesi yaklaşımıdır. Günümüzün tehdit ortamı düşünüldüğünde yapılması gereken kuruluşlar içinde bir “siber güvenlik kültürü” oluşturmaktır. Bir şirketin en değerli sermayesi çalışanlarıdır. Bu siber güvenlik açısından da böyle. Arbor’un sponsorluğunda Economist Intelligence Unit tarafından yapılan araştırmada, bir şirketin siber güvenlik açıkları ya da saldırılarından haberdar olmasının en etkin yollarından birinin çalışanların bildirimde bulunması olarak belirlendi. Çalışanlar bir şirketin siber güvenliğinin en zayıf halkası da olabilir; tabi bu konuyla ilgili eğitilmedikleri sürece! Kuruluşların yalnızca BT departmanlarındakilerle kalmayıp tüm çalışanlarının tehdit ortamı ve tehditlerle mücadelede kullanılan süreçler üzerine eğitim almalarını sağlamaları gerekir. Akılda kalıcılık ve güncellik açısından bu eğitimler düzenli olmalıdır ve bir güvenlik ihlalinin kuruluşu bütün olarak nasıl etkileyeceğini gösterebilmelidir. Devletler ve şirketler arasında siber savaşların yaşandığı günümüzün tehdit ortamında, şirketler bu konudaki eğitimleri göz ardı etme şansına sahip değil. Burada aslolan “en iyi uygulamalar” üzerine düzenli bir eğitimdir. Çalışanları güncel tehditler, risklerin nasıl belirleneceği ve bunların kime bildirileceği konusunda bilgilendirmek çok yardımcı olabilir. Ancak bu bilgilerin akılda kalması
16
gerekir ki bu da kısmen tekrar yoluyla sağlanabilir. Ancak bilgiler kuru mesajlar yerine iş ve kişisel anlamda ilgi çekici bir içerikle sunulduğunda akıllara yerleşmesi daha kolay olacaktır. Tüm çalışanların kuruluşun güvenliğinde oynadıkları rolü ve doğrudan ilgili kişilerle nasıl etkileşim kurabileceklerini anlamaları çok önemlidir. İnsanlar sıra dışı davranışları belirlemede oldukça iyidir ve tehditlerin tanımlanmasında bundan yararlanılabilir. Ancak bunun işe yarayabilmesi için güvenlikle ilgili kişiler ile geri kalan işletme çalışanları arasında açık bir iletişim kanalının olması gerekir. Bazı şirketlerde ise bu kanalın iyileştirilmesi gerekmektedir.
Her Cuma saat 16:30'da IPPA Kurucusu Fatmanur Erdoğan
Açık Radyo 94.9 frekansında
teknoloji, bilişim ve girişim dünyasından konuklarıyla yayında!
Trend Micro Akdeniz Ülkeler Müdürü Yakup Börekçioğlu
Melek Yatırımcı Ali Rıza Babaoğlan
YeniZengin.com Kurucusu Hakan Akben