Bilgi Çağı Dergisi Temmuz 2015

Page 1

İnovasyonun, bilgi teknolojilerinin ve bilişim sektörünün nabzını tutan Bilgi Çağı dergisi, dünyadan ve Türkiye’den en güncel haber ve röportajlarla www.bilgicagi.com’da!

TEMMUZ 2015

Ayın Konusu

Yeşil Dönüşüm

Röportajlar LiderlerVadisi.com Acronis

Bilgi Çağı’nda Zamanın Ruhu • Facebook Yapay Zeka için Paris’i Seçti • Amazon Kulak Tanıma Teknolojisini Patentledi • GloveOne ile Sanal Gerçekliğe Dokunun • Cortana Android ve iPhone için Geliyor

Veriler / Öngörüler • Bu Yıl Google’da Ne Aradık? • En Nüfuzlu Yönetici Satya Nadella Oldu • En Sevilen CEO’lar Belli Oldu • Apple Pay’e Güvenmiyorlar

Kurumsal Bakış

• Tayfun Acarer BTK Başkanlığı Görevinden Ayrıldı • Nesnelerin Analitiği ile Tanıştınız mı? • Samsung Gelecek Vizyonunu Anlattı • İlk 1000 Kullanıcıya Ücretsiz e-Fatura!


Güzellik sektörü Vodafone’la yarına hazır Vodafone’un işine özel geliştirdiği mobil uygulama sayesinde Avon, temsilci ağını genişletti, verimliliğini artırdı. Şirketlerin ihtiyacına uygun çözümler Vodafone’da.

yarinahazirim.com Vodafone

“Önceden yeni temsilci bulmak çok zaman alırdı. Şimdi Vodafone sayesinde saniyesinde buluyoruz.”

Şule Acar Avon İzmir Bölge Satış Müdürü

İşOrtağım Avon’a özel geliştirilen Avon FMR & Heat Map uygulaması, sahada iş takibi ve personel yönetimi yapmayı kolaylaştıran ve kurumların saha verimliliğini artıran, mobil tabanlı bir hizmettir. GPS ve A-GPS teknolojisi ile çalışır. Uygulama Vodafone’un çözüm ortağı tarafından geliştirilmiştir. Akıllı telefonlar, tablet PC’ler üzerindeki üretici tarafından yüklenmiş uygulamalar ve sonradan kullanıcı tarafından yüklenmiş uygulamalar ile bunların otomatik versiyon güncellemeleri data kullanımı yaratabilir. Uygulamalar, 3G ve


GPRS ağı üzerinden iletişim sağladığında ücretlendirme, müşterinin kendi data tarifesi üzerinden yapılacaktır. Servisi kullanabilmek için internet erişiminin olması gerekmektedir. İnternet bağlantısından dolayı servisin kullanılamamasından ortaya çıkabilecek problemlerden dolayı servise ulaşılamaması, serviste kesinti olması, servisin yavaş çalışması hallerinden ve/veya konum bilgilerinden ortaya çıkabilecek problemlerden Vodafone ve Vodafone’un çözüm ortağı sorumlu değildir. Bilgi: vodafone.com.tr


AYIN KONUSU

Yeşil Enerji Nüfus patlamasıyla birlikte kuraklık, iklim değişiklikleri ve kıtlık özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri derinden vuruyor. Çevre duyarlılığı çok uluslu şirketler için en büyük öncelikler arasına girerken, Bilgi Çağı Temmuz sayısında yeşil IT ile ilgili neler yapıldığını ve neler yapılması gerektiğini araştırıyor. Sayfa 14

İÇİNDEKİLER ZAMANIN RUHU 4 • Facebook Yapay Zeka için Paris’i Seçti • Amazon Kulak Tanıma Teknolojisini Patentledi

KÜNYE

• GloveOne ile Sanal Gerçekliğe Dokunun İmtiyaz Sahibi Cem Tecimen

• Cortana Android ve iPhone için Geliyor

Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu) Aylin Tarhan Kuru aylin.tarhan@konakmedya.com Yazı İşleri Müdürü Erhan Kahraman erhan.kahraman@bilgicagi.com Yazı İşleri Ekibi Ayşe Başcı, Ayşen Erdoğan Melda Bağdatlı, Merve Yılmaz Web Geliştirme ve Sosyal Medya Ahmet Olgun

Reklam Müdürü Güler Kına Okumuş guler.okumus@konakmedya.com

• Acronis: Güvenli Bulut Yedekleme Herkesin Hakkı

VERİLER / ÖNGÖRÜLER

8

• Bu Yıl Google’da Ne Aradık? • En Nüfuzlu Yönetici Satya Nadella Oldu

• Apple Pay’e Güvenmiyorlar

KURUMSAL BAKIŞ

10

• Tayfun Acarer BTK Başkanlığı Görevinden Ayrıldı

Yapım ve Yönetim Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi 3. Blok No: 10 Kat: 5 Daire: 54 Gayrettepe / İstanbul Tel: 0212 216 97 00 www.konakmedya.com

Baskı

Portakal Basım Matbaacılık San. Tic. A.Ş. Huzur Mah. Tomurcuk Sok. No: 5/1 Seyrantepe-İst. Tel: 0212 332 28 01 Yayın Türü: Platform Yayın Tarihi: Temmuz 2015

• Nesnelerin Analitiği ile Tanıştınız mı? • Samsung Gelecek Vizyonunu Anlattı • İlk 1000 Kullanıcıya Ücretsiz e-Fatura!

AYIN KONUSU

14

• Teknolojide Yeşil Dönüşüm Sürüyor

BLOG 22 Ana sponsor

Bilgi Çağı yazılarına ulaşmak için mobil uygulama mağazalarından telefonunuzla uyumlu uygulamayı ücretsiz yükleyebilir; yazıyı okumak için uygulamayı çalıştırdıktan sonra telefonunuzun kamerasıyla yazının altındaki alanın fotoğrafını çekebilirsiniz.

2

• Girişimciler ve Yatırımcılar Bu Platformda Buluşuyor

• En Sevilen CEO’lar Belli Oldu

Grafik Tasarım Kadir Kaymakçı

bilgicagi.com habermerkezi@bilgicagi.com facebook.com/bilgicagicom twitter.com/bilgicagi Açık Radyo 94.9 Bilgi Çağı Programı

RÖPORTAJ 6

• Figen Onur: Akıllı Telefonlar, Aptal İnsanlar

GELECEĞE-DÖNÜŞÜM® 23 • e-Arşiv, nihai tüketiciye ve e-Fatura’ya kayıtlı olmayan mükelleflere de kolaylık sağlıyor


haziran ’15

1

bakışta ayın özeti

Fortune 500 listesi açıklandı, ilk 10’a teknoloji sektöründen sadece Apple girdi. Microsoft, görev yöneticisi Wunderlist’in geliştiricisi 6Wunderkinder’ı satın aldı.

Facebook, haber akışına hareketli GIF desteğini ekledi. Windows 10, 29 Temmuz’da yayınlanacak. Brandz raporuna göre “En Değerli Marka” Apple oldu.

WWDC etkinliğinde iOS 9, Apple Music ve OS X El Capitan tanıtıldı. Twitter özel mesajlarda 140 karakter sınırını kaldırdı.

Nokia 2016 yılında kendi markasıyla telefon piyasaya sürecek. Twitter CEO’su Dick Costolo görevinden istifa etti. Instagram web tasarımını güncelledi.

LastPass adlı parola yönetim servisinde ortaya çıkan güvenlik açığı panik yarattı. 3


Amazon Kulak Tanıma Teknolojisini Patentledi Facebook Yapay Zeka için Paris’i Seçti Daha iyi hizmet vererek, kullanıcı deneyimlerini üst noktalara taşımayı hedefleyen Facebook bunun için yapay zeka araştırmalarını Menlo Park ve New York’taki laboratuvarlardan sonra Avrupa’ya genişletti. Facebook Yapay Zeka Araştırmaları (FAIR) için Avrupa’da ilk merkez Paris’te açıldı. Yapay zeka araştırmaları; Facebook kullanımı sırasında öne çıkan fotoğraf ve ses tanıma, gerçek zamanlı dil işleme gibi hizmetlere odaklanıyor. Ayrıca bu hizmetleri mümkün kılan altyapılar da bu araştırmalara bağlı olarak iyileştiriliyor.

4

Telefonu kulağınıza yaklaştırdığınızda güvenlik kilidinin otomatik olarak açılması ilginizi çeker mi? Amazon’un patentini aldığı yeni teknoloji tam olarak bu işe yarıyor. Parmakizi tanıma teknolojisi mantığıyla çalışan yeni teknolojide, telefon, kullanıcısının kulağını fotoğraflayarak hafızasına kaydediyor. Parmakizi gibi kişiye özel olan kulak biçimi ve kıvrımları sayesinde kullanıcı telefonunu açmak için şifre veya benzeri bir parola kullanmak zorunda kalmıyor. Yeni teknoloji sayesinde, telefonunuz kendi ses ayarlarını, kulağınızın telefonunuza uzaklığına göre yapabilecek.


GloveOne ile Sanal Gerçekliğe Dokunun Sanal gerçeklik hayatımıza gözlüklerle adım attı. Şimdi ise görme duyusunun bir adım ötesinde, dokunma duyusunu yaşatmak üzerine çalışmalar yapılıyor. NeuroDigital Technologies isimli şirketin geliştirdiği GloveOne adlı akıllı eldiven, parmak uçlarında ve avuç içinde bulunan algılayıcılar sayesinde sanal gerçeklik kullanıcısına dijital objeleri tutma hissi sağlıyor. Dokuz açılı eylemsizlik ünitesi ile sanal diyarlarda konumunuzu belirleyen GloveOne, fonlama platformu Kickstarter’da 150 bin dolarlık bütçe desteği bekliyor.

Cortana Android ve iPhone için Geliyor Microsoft, Apple’ın dijital asistanı Siri ve Android’in Google Now aracıyla rekabeti deplasmana taşıyor. Kendi resmi sayfalarında yayınladıkları blog yazısına göre Windows geliştiricisi firma, kendi akıllı asistanı Cortana’yı yakın gelecekte Android ve iPhone için yayınlamayı planlıyor. Bu platformlarda üçüncü parti bir dijital asistan olarak işlev gösterecek olan Cortana, mobil cihazların Windows 10 yüklü bilgisayarlara yan cihaz olarak destek olmasını sağlayacak. Android için Haziran sonunda yayınlanacak olan Cortana uygulaması, iOS cihazlarda ise yılın ikinci yarısında görülecek.

İlginizi çekti mi? Çok daha fazlası www.bilgicagi.com’da.

5


Röportaj

Girişimciler ve Yatırımcılar Bu Platformda Buluşuyor Liderlervadisi.com CEO’su Metin Uçucu ve Kurucu Ortağı Süleyman Pekmez, girişimcilik trendine getirdikleri yeni yaklaşımı Bilgi Çağı’na anlattı. Girişiminizle ilgili aldığınız kararlar da işin başka bir boyutu: Yatırımı hangi aşamada almak istiyorsunuz? Teknoloji transfer merkezleriyle ne zaman görüşmelisiniz? Fikrinize ve ihtiyacınıza uygun desteği hangi yatırımcılar, hangi koşullarla sunuyor? Tüm bunları bir arada bulmak yakın zamana kadar oldukça zordu. Mevcut platformlar ya yatırımcılara ya da girişimcilere özel arama ve filtreleme araçları sunuyor. Bilgi Üniversitesi mezunu iki arkadaş, Metin Uçucu ve Süleyman Pekmez’in hayata geçirdiği Liderlervadisi.com projesi yatırımcıları, danışmanları ve girişimcileri bir araya getirerek her yeni girişim için “Amerika’nın yeniden keşfedilmesi” ihtiyacını ortadan kaldırmayı hedefliyor. “Yaptığımız girişimlerden birinde, bir noktada ihtiyaç duyduğumuz sanal tasarımları yaptırabilmek için tam iki ay sekiz ayrı üniversitede iyi bir akademisyen aradık. O dönem teknoloji transfer ofisleri olmadığı için süreç çok uzadı. Aradığımız kişi elektrik elektronik alanında ihtisas yapmış, mikrodalga teknolojisini bilen ve gıda alanında uygulama yapabilecek biriydi. Bu zorlu arayış, Liderlervadisi.com projesini hayata geçirmede itici güç oldu bizler için. Hem ihtiyacımız olan uzmanı hem de finansmanı bu projeyle bulalım. Geliştirmeyi tamamlayınca devam etmek istemezsek bir teknoloji transfer merkezi aracılığıyla yatırımcılara ulaşalım.” 6

Kapı kapı dolaşıp fon aramayın Yaklaşık 6 bin üyesi bulunan Liderler Vadisi’ne girişimcilerin yanı sıra yatırımcılar, uzmanlar, teknoloji transfer ofisleri, akademisyenler ve danışmanlar kolayca üye olabiliyor. Arka planda birbirine entegre çalışan modüller sayesinde tıpkı LinkedIn gibi yapılan aramalar detaylandırılarak, ihtiyaç duyulan içeriğe hızlı erişim sağlanabiliyor. Liderlervadisi.com kurucuları, bunu bir örnekle açıklıyor: “Bir girişimci, portaldeki fon merkezinde yer alan filtreleri kullanarak ihtiyacına uygun fon için detaylı arama yapabiliyor. Örneğin sadece girişimcilere verilen hibeleri görmek mümkün. Nakit akışınızın kötü olması durumunda avans veren fonlardan, yatırımcıya hisse vermek istemeyenler için kamu girdilerine kadar pek çok seçenek var. Tüm kriterleri filtreden seçtiğinizde, tek tek mevzuat okumaya gerek kalmaksızın sonuca ulaşabiliyorsunuz. Yaptığınız seçimler sonucu beş tane fon mu kaldı? Bunları doğrudan karşılaştırabilirsiniz çünkü bu fonların size uygun olduğunu biliyorsunuz.” Aklınızdaki fikir, kuracağınız şirket için yatırım size yetmeyecek diyelim. Aynı zamanda yönetim süreçlerinde de desteğe ihtiyacınız var. Bu durumda yönetime katkı sağlayacak bir melek yatırımcı ya da teknoloji transfer merkezi seçerek, işinizin kurulumunda profesyonel yardım alabilirsiniz. Birbirine entegre çalışan modüller, aynı girişim için uzman, akademisyen ve danışman bulmayı da kolaylaştırıyor. LinkedIn ile birlikte sabit bir Word dosyasından kurtularak, kolayca genişletilebilir bir profil


haline getirilen özgeçmişlerin Liderlervadisi.com’da da kullanıldığını dile getiren Metin Uçucu, “esnek profil sistemi” adını verdikleri bu sistem ile kendilerini tanıtırken kullanıcıya tercih hakkı tanıdıklarını anlatıyor. Elbette bu sistemin üzerine bazı yeni bölümler, girişimcilere ve yatırımcılara özgü pek çok yeni alanlar eklenmiş. Kullanıcı veritabanının ne kadarının girişimci, ne kadarının yatırımcı olduğunu sorduğumuzda cevap şu oluyor: “Girişimci dediğimiz kişi aynı zamanda yarı zamanlı bir işte çalışır, üniversite öğrencisidir. Birden fazla kimlikleri vardır. Öte yandan bir danışman da olabilir. Hatta hem girişimci hem yatırımcı olanlar bile var. O yüzden esnek profil sistemi sayesinde her kullanıcı kaç tane uzmanlık alanı varsa bunları sisteme tanımlayabiliyor. Sunduğu hizmetleri de isteğine bağlı olarak giriyor. Bu nedenle biz üyelerimizi girişimci ya da yatırımcı şeklinde ayıramıyoruz.” Yapı LinkedIn, hedef Facebook Kurucu ortakların 30 ülkede 2 binin üzerinde fon programını inceleyerek oluşturduğu fon merkezinin hedefi Türkiye ile sınırlı değil elbette. Türkiye’den çıkan global bir web platformu olarak dünyaya yayılmayı hedefleyen girişimciler, bu amaca uygun olarak tüm modüllerin dil değişikliklerini sadece bir çeviri dokümanını değiştirme düzeyine indirmişler. Türkçe ve İngilizce olarak sorunsuz çalışan Liderlervadisi.com’un örneğin Çin’de çalışması için tek ihtiyaç duyulan şey, dil dokümanlarındaki metinleri yerel dile çevirmek. Kuruluş aşamasında LinkedIn modülleri ve bunların etrafına geliştirilen özgün uygulamaları baz alan ikilinin hedefi ise Facebook gibi bir

büyüme stratejisini benimsemek. “Facebook’un başarısının altında yatan temel yaklaşım, tamamı birbirine entegre uygulamalarla çalışması ve bunların yazılım geliştirmelerinin kolayca gerçekleştirilebilir durumda olması,” diyen Metin Uçucu, kendi platformlarında sundukları 6 ayrı uygulamanın da tamamen birbirine entegre çalıştığını anlatıyor. İnovasyonun haritasını oluşturuyoruz Liderlervadisi.com için hedefledikleri sistemi bir Google Maps sorgusuna benzeten Süleyman Pekmez, “İnovasyonun haritasını kullanıcılarımız için oluşturuyoruz. Tıpkı Google Maps gibi nerede olduğunuzu (fikrinizi) ve ne yapmak istediğinizi belirleyeceksiniz sadece. Geri kalan tüm adımlarda sistem elinizden tutacak. Fikrin aksiyona dönüşüp başarılı bir iş modeli oluşturulmasına kadar tüm adımları listeleyip, ‘projeni hazırla’, ‘finansmana başvur’ gibi yönlendirmelerle kullanıcılarımızın kendi işlerini kurma sürecini kolaylaştırıyoruz,” diyor. Sistemin çalışma mantığı da oldukça basit ve işlevsel: Liderlervadisi.com’a üye olduğunuzda hesabınıza bir kredi tanımlanıyor. Platformda yaptığınız uzman aramaları, fon sorgulamaları vb. işlemleri bu krediyle gerçekleştirebiliyorsunuz. Krediniz tükendiğinde ihtiyaç duyduğunuz işlemler için yeni kredi kontör paketleri satın alabiliyorsunuz. Sistemin nasıl işlediği ve neler yapabileceğinizle ilgili detayları Liderlervadisi. com üzerinde kendiniz tecrübe edebilirsiniz. 7


veriler

öngörüler

Bu Yıl Google’da Ne Aradık? Google 2015 yılının ilk 5 ayına dair arama verilerini yayınladı. Türkiye genelini kapsayan veriler, 2015 yılı ilk 5 ayını içeriyor. Bu yıl yükselişte olan kelimeler ise şöyle sıralanıyor; “survivor”, “e okul veli”, “acunn”, “tv8”, “milli piyango” ve “dolar”. Sağlık kategorisine bakıldığında ilk kelime “Bursa” ardından “SGK” ve “randevu” geliyor. Yaz aylarının başlamasıyla erken rezervasyon için “Seyahat” kategorisinde ise ilk sıra “THY”nin. “İstanbul”, “uçak bileti”, “Barcelona” en çok arananlar arasında. Google aramaların seçimin etkisi de oldukça yüksek. “seçim 2015”, “AK Parti”, “MHP”, “CHP” ve “seçim sonuçları” aramaları en yüksek çıkışın görüldüğü aramalar. Aynı zaman dünya genelinde, “Facebook”, “YouTube”, “Hotmail”, “film”, “song” aramaları başı çekti. Spor kategorisinde “lig”, “ligtv” ve “Galatasaray” aramaları dikkat çekiyor. İnternet kategorisine bakıldığında “Google”, “Twitter”, “Hotmail”

aramaları ilk sıralardayken, “Gayrimenkul” başlığında ise “emlak vergisi ödeme”, “vergi borcu ödeme” aramaları gözlendi. “Görseller” kategorisinde, “tumblr”, “bebek”, “Facebook” ilk sırada yer alırken “Özgecan Aslan”, “Merve Oflaz” gibi isimler en hızlı yükselen aramalarda yerini aldı. Türkiye’de aynı dönemde “YouTube” aramalarında “dj”, “gel”, “Ahmet Kaya” en çok aranan kelimelerdi.

En Nüfuzlu Yönetici Satya Nadella Oldu Juniper Research adlı araştırma şirketi, her yıl teknoloji dünyasına yön veren en nüfuzlu yöneticileri listeliyor. 2015 için hazırlanan “top 10” listesinin birinci sırasında ise Microsoft CEO’su Satya Nadella bulunuyor. Kurucu Bill Gates ve ardından Steve Ballmer tarafından uzun yıllar geleneksel bir anlayışla yönetilen Microsoft’a geldiği günden bu yana “önce mobil, önce bulut” vizyonuyla yenilik rüzgarları estiren Nadella’nın Windows ekosistemi üzerindeki etkisi, Juniper’ın listesine zirveden girmesini sağladı. Listede dikkat çeken bir diğer isim, uzun süre Apple’da tasarımdan sorumlu başkan vekili olarak çalıştıktan sonra, kendisine özel açılan Tasarım Baş Yöneticisi (CDO) pozisyonuna geçen Jony Ive, ikinci sırada yer alıyor. En etkin teknoloji patronları şöyle sıralanıyor: 1. Satya Nadella – Microsoft CEO 2. Jony Ive – Apple Baş Tasarım Yöneticisi 3. Min-Liang Tan – Razer Eş Kurucu & CEO 4. Travis Kalanick – Uber CEO 5. Reed Hastings – Netflix Eş Kurucu & CEO 6. Jack Ma – Alibaba Kurucu & İcra Kurulu Başkanı 7. Paul Eremenko – Google ATAP Yöneticisi 8. Jeff Bezos – Amazon Kurucu & CEO 9. Elon Musk – Tesla Kurucu & CEO 10. Lei Jun – Xiaomi CEO 8


En Sevilen CEO’lar Belli Oldu Kariyer web sitesi Glassdoor çalışanların oylamasıyla seçilen yılın ilk 50 CEO’sunu duyurdu. Bu yıl Google CEO’su Larry Page %97’lik çalışan oyuyla yılın CEO’su seçildi. Page geçen yıl bu listede 10. sıradaydı. Geçen yılın liste birincisi Linkedin CEO’su Jeff Weiner ise bu sene 12. sırada yer alabildi. İlk 50 CEO listesinde dikkat çeken diğer CEO’lar arasında %95 oyla 4. sıradaki Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, %94 oyla 10. sıradaki Apple CEO’su Tim Cook ve %91 oyla 22. sıradaki Yelp’in CEO’su Jeremy Stoppelman yer alıyor. Haberi yayınlayan 9to5 sitesine göre Google’ın son dört yılda arka arkaya çalışmak için en iyi şirket seçilmesi nedeniyle Page’in de en iyi CEO seçilmesi bir sürpriz değil. Yılın ilk 50 CEO’sunda bu sene 15 teknoloji firması yöneticisi yer alıyor, ancak geçen seneki listede 20 teknoloji şirketi CEO’su kendine yer bulmuştu. Bu seneki listenin ilk 10’unun 4’ü de teknoloji şirketlerinden. İlk 50’deki teknoloji şirketleri CEO’ları listesi şu şekilde:

Mark Zuckerberg

Larry Page

1. Google – Larry Page, %97 4. Facebook – Mark Zuckerberg, %95 5. Ultimate Software – Scott Scherr, %95 10. Apple – Tim Cook, %94 11. Expedia – Dara Khosrowshahi, %94 12. LinkedIn – Jeff Weiner, %93 21. Salesforce – Marc Benioff, %92 22. Yelp – Jeremy Stoppelman, %91 33. Cognizant Technology – Frank D’Souza, %91 34. CDW – Thomas E. Richards, %91 35. Infosys – Dr. Vishal Sikka, %91 36. Intuit – Brad Smith, %91 39. Intel Corporation – Brian M. Krzanich, %90 47. Adobe – Shantanu Narayen, %89 48. Airbnb – Brian Chesky, %89

Apple Pay’e Güvenmiyorlar ABD’nin önde gelen 100 perakendecisi, Apple Pay üzerinden yapılan mobil ödemelere hâlâ güvenemediklerini itiraf ediyor. Reuters araştırmasına göre Apple’ın mobil ödeme servisinin henüz beklenen çıkışı gerçekleştirememesinin gerekçesi, perakende satış yapan yerlerden yeterli ilgiyi görememesi. Araştırmaya katılan firmaların yüzde 25’i, Apple Pay ödemelerini almakta kullanacakları teknoloji için gereken bedeli satışlarla karşılayabileceklerinden emin olmadıklarını belirtiyor. Yüzde 28 oranında katılımcı ise ticari işlemler için gerekli verilere ulaşmanın zorluğundan ötürü Apple Pay’den uzak durduklarını söylüyor. İlginç bir durum da, araştırmaya katılanlar arasında rakip ödeme sistemlerinden de bahsedilmesi. Yakın gelecekte piyasada yerini alacak Android Pay ve Samsung Pay gibi en az iki mobil ödeme sistemi, perakende satış yapanları hangi altyapıya yatırım yapacakları konusunda kararsızlığa düşürüyor olabilir.

İlginizi çekti mi? Çok daha fazlası www.bilgicagi.com’da.

9


Kurumsal Bakış

Tayfun Acarer BTK Başkanlığı Görevinden Ayrıldı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu Başkanı Dr. Tayfun Acarer görev süresinin sonuna geldi ve başkanlıktan ayrıldı. Daha önce adı Telekomünikasyon Kurulu olan kurumda 2005 yılından bu yana çalışan Dr. Tayfun Acarer, 10 yıllık hizmeti sonrası görev süresinin dolmasıyla birlikte kuruma veda etti. BTK’da düzenlenen veda törenine BTK Kurul 2. Başkanı olarak tayin edilen Dr. Ömer Fatih Sayan ve Kurul üyeleri katılırken, Acarer veda konuşmasında “Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bürokrasi içinde kurumsal kimliğini tamamlamış ve kurumsal yapısını oturtmuş ilk üç kurum arasında sayılabilir” dedi.

Nesnelerin Analitiği ile Tanıştınız mı? SAS Türkiye, Nesnelerin Analitiği yaklaşımını anlatırken “Büyük veri dediğimiz şey, aslında o andan sonraki tüm zamanlar için en küçük veri olacak. Çünkü veri durmadan artmaya devam edecek,” diyerek özellikle nesnelerin interneti ile devasa boyutlara ulaşacak dijital veri hacmini bazı örneklerle açıkladı. SAS Türkiye Genel Müdürü Hakan Erdemli “Bu değeri oluşturmak için gerekli olan teknolojide dünyada lider ve öncü konumda bulunuyoruz. Büyük veri, gelişmiş analitik ve gerçek zamanlı karar alma yeteneği bir araya geldiğinde ortaya sınırsız fırsat çıkıyor. SAS olarak ortaya çıkardığımız Nesnelerin Analitiği kavramı analitiğin gücünün dünyayı nasıl değiştirebildiğini gösterecek,” şeklinde konuştu.

10

Samsung Gelecek Vizyonunu Anlattı Samsung’un kurumsal mobil trendler, dikey sektörlerle ilgili çözümler ve içgörülerini paylaşmak üzere 9-10 Haziran’da, İstanbul Hilton Bomonti Hotel’de düzenlediği etkinlikte; Samsung’un perakendeden eğitime, sağlık çözümlerinden konaklama-ağırlamaya kadar birçok farklı endüstride seçkin iş ortaklarıyla birlikte geliştirdiği uçtan uca çözümler de tanıtıldı. Etklinliğe Samsung’un Türkiye’de işbirliği yaptığı ve desteklediği girişimler de katıldı. Aralarında fiziksel web, mobil ödeme sistemleri, nesnelerin interneti (IoT) ve sanal gerçeklik teknolojileri geliştiren; Blesh, Odatek, ÖdeAl, Infotech, Ingenous gibi yenilikçi ve yerel girişimlerin çözümleri Türkiye’nin Bilgi Teknolojileri (BT) liderlerinin beğenisine sunuldu.

İlk 1000 Kullanıcıya Ücretsiz e-Fatura! Cari hesap uygulamalarının MS DOS ortamında yönetildiği dönemler geride kaldı. Yurtdışı destekli yatırımlarla hızla büyüyen Paraşüt, sadece büyük şirketlere değil, ayda birkaç fatura kesen küçük işletmelerin bile kolayca temin edebileceği e-fatura ve e-arşiv çözümleriyle rekabeti yeni bir boyuta taşıyor. Paraşüt’te 2015 yılı boyunca ilk 1000 e-Fatura kullanıcısı ücretsiz e-Fatura hizmetinden faydalanabilecek. Paraşüt’ün kullanıcı dostu ara yüzüyle kolayca e-Fatura gönderip almak için uygulamaya üye olmak yeterli. E-fatura ile fatura yazdırma, kurye ile gönderme ve takip sürecini ortadan kaldırarak operasyonel verimliliğini artıran işletmeler, aynı zamanda maliyet avantajı da sağlayacak.

İlginizi çekti mi? Çok daha fazlası www.bilgicagi.com’da.


APP IN APP TEKNOLOJİSİ VE KİŞİSELLEŞTİRİLEBİLEN ARAYÜZ TASARIMI İLE GO 3 İŞ UYGULAMALARINIZI YENİ BİR BOYUTA TAŞIYOR GO 3, yeni yaklaşımı ile iş uygulamalarınızı büyütecek, geliştirecek yeni özelliklerin tek tıkla app ya da widget olarak eklenmesine olanak sağlıyor. Platform bağımsız olarak geliştirilen bu uygulamalar akıllı telefonlar, tabletler ve web tarayıcı kullanılabilen tüm cihazlardan rahatlıkla kullanılabiliyor. GO 3’te yer alan kişiye göre özelleştirilebilen masaüstü ve kısayol tanımlamaları ile kullanıcılara çok yönlü bir kullanım, verimlilik ve hız kazandırıyor. Böylece, GO 3 ile işletmeler maliyetlerini düşürürken yeteneklerini bir üst seviyeye taşıyor. www.logo.com.tr 444 56 46




Ayın Konusu

Teknolojide Yeşil Dönüşüm Sürüyor Erhan Kahraman

Silikon Vadisi başta olmak üzere teknoloji sektörü çevre dostu ve sürdürülebilirlik odaklı bir dönüşüm için atılımlar yaparken, diğer sektörlerin IT yöneticilerine de önemli görevler düşüyor.

Y

eşil teknoloji, bulutla iç içe olmasına karşın, bir açıdan buluta hiç benzemiyor. Dosya konumuzun araştırma aşamasında sadece IT çalışanlarına değil, teknolojiyle ilişkisi zayıf olan bazı son kullanıcılara da “Yeşil teknoloji nedir?” diye sorduk. “Bulut nedir?” sorusunun aksine aldığımız tüm yanıtlar konuyla ilgili, sorunun çözümüne katkı sağlayacak nitelikte başarılı senaryolar içeriyordu. Şirketlerde enerji tüketiminin daha verimli hale getirilmesi, düşük karbon emisyonuna sahip teknolojilerin kullanılması, stajyerlerin fotokopi makineleri başında daha az vakit geçirmeleri gibi

14

beklentiler sadece profesyonel teknoloji kullanıcılarının değil, sektör dışı duyarlı bireylerin de istek listelerinde yer alıyor. Bu gezegen hepimizin ve sürdürülebilirlik mutluluk yerine kaygı veren bir sözcük haline geldiğinden bu yana geleceği düşünen tüm Dünya insanları aynı sorunu içselleştirmeyi başarmış durumda. Sürdürülebilirliğimizi korumak için teknoloji kadar insan faktörü de önemli rol oynuyor. Ancak insanlar her ne kadar bireysel olarak duyarlılık gösterse de, şirket ve devlet politikaları kimi zaman akıllarda soru işaretleri oluşturuyor. Yeşil teknolojiyi ve teknolojinin ötesinde bir çevre duyarlılığını düşünceden eyleme dökmekte bazı ülke ve şirketler başarılı olurken, diğerleri aynı hassasiyeti göstermek için henüz kendilerini yeterince hazır hissetmiyor.


Artan nüfusla birlikte hızlı sanayileşme, uzun ve detaylı üretim süreçlerinden geçen kompleks teknolojik aygıtlara olan ilginin adeta patlama yapması, hatta kimi uzmanlara göre iş seyahatlerindeki artış bile Mavi Gezegen’i yoruyor. Sivil toplum örgütlerinin bilinç ve farkındalık oluşturma çabaları yer yer sonuç verse de, çoğu zaman göz ardı ediliyor. Peki bu mühim konunun teknoloji ayağında nelere dikkat etmek gerekiyor? Şirketlerin IT departmanlarının üstüne hangi sorumluluklar düşüyor? Türkiye’de yeşil IT çalışmaları hangi aşamada? Konuyu uzmanlarına sorduk. İşte aldığımız yanıtlar: Sorun Teknolojide Değil, Kullanıcıda Yüksel Samast TÜRKKEP Genel Müdürü Her teknoloji devriminde olduğu gibi yeşil teknoloji dönüşümünün önündeki en büyük engel de alışkanlıklarımızdan kolay kolay vazgeçemeyişimiz. Halen birçoğumuz kredi kartı hesap özetlerimizi, faturalarımızı sayfalarca kâğıda bastırmaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. Elimizle tutamadığımız bir verinin doğruluğuna, güvenilirliğine inanmakta zorlanıyoruz. Bu ve benzeri önyargıları yenmek için mümkün olduğunca yeşil teknolojinin faydaları ve kaçınılmazlığı konusunda insanları bilinçlendirmek gerekiyor. Biz TÜRKKEP olarak, sunduğumuz yenilikçi ve çevreci çözümlerle, hem kurumların hem de bireylerin hayatını kolaylaştırmayı hedeflerken; yeşil bir gelecek için de var gücümüzle çalışıyoruz. Teknolojik gelişmeleri yakından takip etmek kuşkusuz çok önemli. Çevreye duyarlı ürünlerin ve teknolojilerin Ar-Ge çalışmalarına ayırılan bütçelerin, en az satış odaklı AR-Ge çalışmalarına ayırılan bütçeler kadar tatminkâr olması gerekiyor. Çevreye duyarlı bir teknolojik altyapı için bunlar şart.

Enerji verimli donanımlar, tasarruflu güç kaynakları kullanma, kağıt tüketimini azaltmak için onay mekanizmalarında ıslak imza yerine E-imza’ya geçmek gibi IT yöneticilerinin üzerine düşen birçok şey var. Fakat her şeyden önce farkındalık yaratılmalı. Bunun için de şirketlerin içerisindeki tüm departmanların birlikte çalışması gerekir Yeşil BT’ye geçişi hızlandırmak ve teşvik etmek için devletler, tüm e-dönüşüm ve e-devlet uygulamalarını teşvik edici düzenlemeler, etkinlikler yapmalı; yeşil enerji politikaları benimsetmeli, yeşil teknolojiye karşı motivasyon oluşturmalıdır. Türkiye, öncelikle e-devlet uygulamalarının başlamasıyla birlikte Yeşil BT yolunda önemli bir adım atmıştır. Devletin e-dönüşüm uygulamalarının hızı son 10 yılda katlanarak artmıştır. Devletimiz, kağıt kullanımını neredeyse sıfıra indiren, zamandan ve iş gücünden tasarruf eden, doğa dostu hizmetler olan Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) ve E-İmza gibi hizmetleri zorunlu hale getirerek; aynı zamanda E-Fatura, E-Arşiv Fatura, E-Defter, E-Tebligat, E-Mutabakat ve E-Saklama gibi uygulamalar ile ilgili yasal düzenlemeler yaparak Yeşil BT’ye önemli desteklerde bulunuyor. Yeşil IT’de En Önemli Rol Bulutun Hakan Cimşir L’Oréal Türkiye Bilgi Sistemleri Müdürü Yeşil teknoloji dönüşümünün önünde hiçbir ciddi engel bulunmuyor. Yeşil IT’nin gerektirdiği çözümlerin temelinde en az enerji tüketimine sahip cihazları kullanma tercihi yatıyor. Aklın hâkim olduğu bir kurumda yeşil teknolojiyi tercih etmemek ancak bilinçsizlik ve bilgisizlikle açıklanabilir. 15


Ayın Konusu Çevreye duyarlı bir altyapıda enerji tüketimi, üretim aşamasında karbondioksit salımı en az olan cihazların kullanımı vazgeçilmezdir. Sanallaştırma, bulut ve akıllı veri merkezleri de yeşil IT’nin en önemli öğeleri arasında yer alıyor.

f. Bulut teknolojilerini kullanan uygulamaları tercih etmek, g. Akıllı bina sistemlerinin bulunduğu, elektrik ve aydınlatmanın gün ışığına bağlı olarak çalıştığı sistemleri desteklemek ve seçmek.

Sürdürülebilir gelecek hedefinde IT yöneticilerine düşen görev, son 10 yıl içerisinde L’Oréal’de yapıldığı gibi ekipleri ile birlikte her sene en az bir tane Yeşil Teknolojiye geçişi sağlayan aşağıda sıralanmış kolay ve eğlenceli projeleri deneyimlemek olabilir: a. Güvenli ve kartlı sistem kullanarak yazıcıların kullanılması, b. Tüm bilgi sistemlerinde kullanılan cihazların otomatik olarak kapanması veya uyutulması, i. Toplantı odalarında kullanılan projektörlerin merkezi yönetilmesi ve otomatik kontrol edilmesi ii. Printer, Monitör ve PC lerin belli süreler sonunda uyutulması c. Değişim veya yeni alımlarda Enerji Tüketimi az olan Tablet kullanımına geçmek, d. Seyahatleri azaltacak Video-Konferans ve Telepresence sistemleri kullanıma almak, e. Sistem Odaları yeşil teknoloji için en fazla önlemin alınacağı yerlerdir: Sunucuları sanallaştırılarak doğrudan sunucu sayısını azaltmak,

Teknolojik cihazlarını genellikle ithal eden bir ülke olarak, enerji tüketimi düşük cihazların ithalatının kolaylaştırılması ve vergi kolaylıkları sağlanması yeşil IT için devlet kademesinde sunulabilecek en iyi teşvik olacaktır. Yeşil Dönüşüm için Farkındalık Artmalı Koray Gültekin Bahar FIT Solutions CTO Farkındalık seviyesinin hala düşük oluşu ve çevreye duyarlı teknolojiler üreten firmaların azlığı, yeşil dönüşümün önünde ciddi bir engel oluşturuyor. Eskiden firmalar altyapı yatırımlarına çok bütçe ayırıyordu, ancak günümüzde gelişen bulut teknolojisi sayesinde firmaların farkındalıkları artıyor. Biz FIT Solutions olarak maliyeti arttıran teknolojilerin oluşturduğu engeli bulut çözümlerimiz ile aşıyoruz. Bilişim teknolojilerinin gelişimi, sektörel ihtiyaçların doğru belirlenmesi ve ihtiyaca yönelik akılcı, geliştirilebilir ve sürdürülebilir çözümler üretmek için olanak yaratıyor. Teknolojik altyapınız sayesinde bu olanakları en iyi şekilde değerlendirebilmelisiniz. Bizler iş ortağı firmalarımıza sağladığımız çevreci teknolojik altyapılarla, aslında her gün doğa bilincinin ve yeşil teknolojilerin önemini vurguluyoruz. e-Dönüşüm® uygulamalarımız içinde yer alan e-Fatura, e-Defter, e-İrsaliye, e-Arşiv, e-Mutabakat, e-Bilet, e-İmza ve KEP çözümlerimiz maliyetleri azaltıyor, zaman

16


yönetimi ve denetim kolaylığı saylıyor, şirketlerin daha verimli çalışmasına olanak veriyor. Ancak bu yeterli değil. Sunduğumuz teknolojik altyapı aynı zamanda şirketlerin iş süreçlerini çevreci biçimde dönüştürebilmelerini sağlıyor.

girişimcilerin sadece maddi teşvikler değil, teknoloji geliştirme anlamında da daha çok destek görmesi gerekiyor. Alacağımız uzun bir yol olduğunu düşünüyorum.

Dünyamızda nüfus her gün biraz daha artıyor. 2050 yılına geldiğimizde 9 milyar kişi olacağımız öngörülüyor. Öte yandan dünya dev bir şehre dönüşüyor. Bizler, yeni dünyanın bilişim teknolojilerinin doğaya kalkan olabileceğini biliyoruz ve her adımımızı bu bilinçle atıyoruz. FIT Solutions olarak ürünlerimiz de bu vizyonu ile örtüşüyor. FIT Solutions olarak sadece bizim e-Fatura müşterilerimiz 2010’dan beri milyonlarca faturayı elektronik ortamda işledi. Yine milyonlarca sayfa yevmiye ve büyük defter e-Defter şeklinde oluşturuldu ve bu şekilde binlerce ağacın kesilmesini engellendi. Birçoğumuz için artık kağıda basılı bilet çok gerilerde kaldı; bunu gereksiz ve israf olarak niteliyoruz. Kısacası yöneticilerin minimum çevre zararı veren ve minimum karbon izi bırakan teknolojilere karşı bilinçli olması, kendi çalışanları ve müşterilerini, davranış ve düşüncelerini bu bağlamda dönüştürmeye davet etmesi gerekiyor.

Can Orhun

Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD, yeşil teknolojilerin teşvik edilmesi için uzun yıllardan beri çalışmalar sürdürüyor. Gelişmiş ülkeler, insan yaşamına birebir etkisinin yanı sıra, iklim değişikliğinin çok yakında sanayi, ulaştırma, enerji ve tarım gibi ekonomik faaliyetlerde de ciddi olumsuz etkiler yaratacağını farkındalar. Türkiye bu trende dahil olsa da, henüz biraz geride diyebiliriz. Özellikle enerji ve inşaat sektörlerinde yeşil teknolojilere teşvikler bulunuyor ancak yeterli değil. Yeşil girişimcilik için kullanılabilecek vergi muafiyetleri ya da indirimleri gibi kolaylıklar sağlanıyor; ancak bugün Türkiye’deki Ar-Ge ve girişimcilik faaliyetlerinin sadece yüzde 15’lik bölümünün çevre ile ilişkili olduğu görülüyor. Türkiye’de ticaretin çok büyük bir kısmını kaplayan KOBİ’lerin farkındalık düzeyinin yükseltilmesi gerekiyor. Yeşil teknolojiler geliştiren firma ve

e-İmza Yeşil Dönüşümü Kolaylaştırıyor E-GÜVEN Genel Müdürü Günümüzde nüfus artışı ve ekonomideki büyüme, doğal kaynakların üzerindeki baskıyı artırarak çevrenin doğal yapısını bozmaya yönelik en büyük tehdidi oluşturuyor. Diğer yandan yaşanan hızlı teknolojik dönüşüm ve eskiden kağıt üzerinde yapılan işlemlerin elektronik ortama taşınması doğa üzerindeki bu tahribatı azaltmak için bize ciddi bir fırsat sunuyor. Fakat kurumlar yeşil teknolojiye yatırım yaparken maliyetlerin yüksek olacağı ön yargısıyla hareket edebiliyorlar. Oysa şirketler maliyetleri düşürmek adına geçici çözümlere değil, uzun vadeli ihtiyaçlara hizmet edecek çözümlere odaklanmalılar. Yeni teknolojilere geçişi bir maliyet olarak görmeyip çevreye olan katkısını ön planda tutarak; zamandan ve insan kaynağından da kazanç sağlamaya çalışmalılar. Bizim gibi şirketler de hem farkındalık yaratarak hem de e-imza kullanılan yeni projeler geliştirerek çevreye katkı sağlayacak yenilikler üretmeliler diye düşünüyoruz. Şirketlerin doğaya ve insan hayatına duydukları saygının bir gereği olarak uyguladıkları çevre politikalarının ve faaliyetlerinin başında çevreye duyarlı ürünler geliştirmek ve bu ürünleri yine çevreye duyarlı süreçler ile üretmek gelmeli. Çevreye duyarlılık aslında yeni ürün, yeni sistem ya da yeni proje fikrinin ortaya çıkma aşamasında ön planda tutulması gereken 17


Ayın Konusu konuların başında gelmeli. Ürünün, sistemin veya projenin altyapısı, teknik gereksinimlerinin yanı sıra çevre gereksinimlerini de karşılayacak şekilde kurgulanmalı. Çevreye karşı duyarlı bir politika ancak bu şekilde sürdürülebilir hale gelebilir. E-GÜVEN olarak geliştirdiğimiz ürünlerin ve projelerin temelinde her zaman e-imza, mobil imza ve zaman damgası bulunuyor. Danışmanlık yaptığımız ve eğitim verdiğimiz her şirkete ya da bireye öncelikle kağıdı hayatlarından çıkarmanın yöntemlerini anlatıyoruz. Bilindiği üzere alışkanlıklardan kolaylıkla vazgeçilemiyor ancak kişilere kendi önlerine gelen imzalı bir kağıdın serüvenini ve maliyetini anlattığımızda başarılı sonuçlar elde ediyoruz. Bizim çevre konusundaki şirket politikamız bir ağaç kesilmeden hemen önceki yerde devreye giriyor. Bu sayede ağaç büyümeye devam ediyor ve işler eskisinden daha hızlı bir şekilde aksamadan tamamlanıyor. Uzun vadede elektronik devlet kavramının tüm ülke vatandaşlarını kapsayacak şekilde düzenlenmesi ve vatandaşların okul çağlarından itibaren bilinçlendirilmesi gerekiyor. Yeşil IT kavramının sürdürülebilir hale gelmesinin yolu ise vatandaşların kendilerine yabancı bu yeni sistemlere güvenmelerinden geçiyor. Bu güveni sağlamak da yine sistem kuruculara düşen görevler ve onların alacakları tedbirler arasında yer alıyor. Bu güven sağlanırsa vatandaşlardan kamu kurumlarına ve belediyelere, şirket çalışanlarından şirketlere, öğrencilerden okullara yeşil IT’ye geçiş konusunda talep artacaktır. Ülkemizde kamu kurumları, özel şirketler, belediyeler, sivil topum kuruluşları vb. kurumlar adım adım yeşil IT sistemlerini uygulamaya başladılar. E-devlet portalı ise Türkiye’de bireylere dokunan en önemli yeşil IT sistemleri arasında bulunuyor. E-GÜVEN olarak tüm geliştirdiğimiz projelerde biz daha çok sistemi yeşil IT süreçlerine entegre 18

etmeyi hedefliyoruz. Bir insanın yıllık ortalama oksijen ihtiyacını karşılamak için 7 - 8 ağaç gerekiyor. E-GÜVEN olarak şirketlerin e-imzalı projeler üretmesine destek olarak ve bireylerin e-imza edinmesini sağlayarak kurtardığımız 10 binden fazla ağaçla ortalama 1500 insanın oksijen hakkını elinden almamış olduk. Bu değerli kazanımı, doğaya saygılı ve teknolojiyi yakından takip eden şirket ve bireylerin bilinçli tutumuyla elde ettik. Henüz e-imzaya geçmemiş tüm birey ve kurumları bu duyarlılığın bir parçası olmaya davet ediyoruz. Bunlara ek olarak 2012 yılında gerçekleştirdiğimiz pazar araştırmamızdaki katılımcıların %70’i e-imza sayesinde %20 kağıt tasarrufu yaptığını belirtirken, %20’si ise %50’nin üzerine tasarruf sağlıyor. Bu verilere ek olarak kullanıcıların %88’i e-imzayı çevreci bir uygulama olarak görüyordu. Araştırmamız katılımcıların, ıslak imza ve kağıt kullanımının gereksiz maliyet olduğunu düşündüğünü de ortaya çıkardı. Dolayısıyla e-imza, ıslak imza karşısında zaman, iş gücü ve maliyet avantajlarını bir arada sağlıyor. Teknolojinin Sürdürülebilirliğe Katkısı Gizem Keçeci Vodafone Türkiye Kurumsal İlişkiler ve İletişim Direktörü Dünyamız, küresel ısınma ve küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini her geçen gün daha şiddetli hissediyor. Artan insan nüfusunun beslenmesi, barınması ve sağlıklı yaşam hakkından yararlanması, sınırlı kaynakları sürdürülebilir biçimde kullanarak mümkün olacak. Dinamik ve yenilikçi yapısı ile bilişim sektörü, diğer sektörlerin iş yapış biçiminin değişmesini sağlıyor. Bilişim sektörünün binalar, enerji, ulaşım, tarım gibi sera gazı salımının yoğun olduğu sektörlerde yaygın olarak kullanılmasıyla


ulaşılabilir kılan mobil teknolojiler, daha yeşil bir dünyaya hizmet ediyor.

birlikte hizmet ve ürünlerin sunumunda; kaynak kullanımı, enerji kullanımı ve enerji verimliliği gibi konularda sağlayacağı faydalar vasıtasıyla iklim değişikliği ile mücadelede kilit rol oynayacağı pek çok çalışmada ortaya konulmuş bulunuyor. Global e-Sustainability Initative (GeSI) Smarter 2020 Raporu’na göre, bilişim teknolojilerinin, en yüksek karbon salımlarına neden olan enerji, sanayi, ulaşım, tarım gibi sektörlerde uygulanması durumunda, 2020 yılındaki toplam küresel salım miktarında yüzde 16,5’lik bir tasarruf sağlanabileceği öngörülüyor. Bu potansiyel, 1,9 trilyon dolarlık enerji ve yakıt tasarrufu anlamına geliyor. Bu oranın Türkiye’deki karşılığının ise 20 milyar dolar olması bekleniyor. Sağladığı altyapı ve hizmetlerden dolayı, bilgi ve iletişim teknolojileri sektörüne, iklim değişikliğiyle mücadele için düşük karbonlu topluma geçişte ve sürdürülebilir ekonomik büyümede çok önemli rol düşüyor. Mobil iletişim teknolojileri, eğitimden sağlığa, finanstan lojistiğe, tarımdan üretime, tüm iş alanlarını yeniden tasarlayarak hız ve tasarruf sağlıyor. Çözüm, verimlilik ve inovasyon sağlayan mobil teknolojilerin yaygınlaşmasında yatıyor demek, yanlış olmaz. Doğal kaynakların kontrollü kullanımı ve sürdürülebilir kalkınma hedefini

Günümüzde yaşanan insan kaynaklı çevre sorunlarına karşı geliştirilen farkındalık ve bilinç düzeyi, yaşam tarzlarımızda kökten sorgulamaları beraberinde getiriyor. Hükümetler, iş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve sorumlu bireyler, sürdürülebilirlik prensiplerinin gözetilmesi ve mevcut koşullardan daha sürdürülebilir yaşam tarzlarına geçiş için çalışmalar sürdürüyor. Bu geçişin sağlanması adına bilişim teknolojileri, toplumun tüm katmanları için fırsatlar sunuyor ve davranış kalıplarımızda değişikliğe neden oluyor. Türkiye’de de çevre bilincinin artırılmasına yönelik önemli çalışmalar yapılıyor. Özellikle mobil iletişim teknolojileri, sosyal alanda bireylerin hayatına katma değer sağlarken, kurumlar için de daha etkin iş yapış modelleri, optimizasyon, verimlilik artışı sunarak ülkemizin sürdürülebilir büyümesinde rol oynuyor. Vodafone Türkiye olarak, çevreci tablonun önümüzdeki yıllarda daha da güçleneceğine, çevresel farkındalığın hem birey hem de kurum bazında artacağına ve yeşile saygının ulusal kültürümüzün önemli bir parçası haline geleceğine inanıyoruz. Sürdürülebilirlik kavramını, yeşile olan saygımız çerçevesinde, “Teknoloji hayatın hizmetinde” felsefemizle şekillendiriyoruz. Sürdürülebilirliğe yaklaşımımız, toplumun yaşam kalitesini artırmak hedefiyle, mobil teknolojilerin erişilebilir olması, etkin şekilde kullanılması ve hayatın hizmetine sunulması esasına dayanıyor. Bu doğrultuda, mobil iletişim teknolojilerinin gücüyle sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlayan birçok önemli çalışmayı hayata geçiriyoruz. Ekonomik ve toplumsal gelişimi hayata geçirmemize olanak sağlayan mobil teknolojilere ilişkin global gücümüzü insanların iyiliği için en iyi şekilde kullanmaya çalışıyoruz. 19


Röportaj

Acronis: Güvenli Bulut Yedekleme Herkesin Hakkı Türkiye faaliyetlerinde vites yükselten, bulut yedekleme pazarının genç ve güçlü oyuncularından Acronis, sunduğu yüksek güvenlikli çözümler ve ölçeklenebilirlik ile bulutun ABC’sini yeniden tanımlıyor. “Teknolojinin geçmişine doğru yolculuk ettiğinizde, yedekleme sistemlerinin, bilgisayar ile neredeyse eşzamanlı geliştirildiğini görürsünüz.” Bu sözler, Acronis Uluslararası Başkanı JanJaap Jager’a ait. Bir öğle yemeğinde bir araya geldiğimiz Jager, Acronis’in sunduğu yenilikçi bulut yedekleme çözümlerini anlatmadan önce bizi kısa bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. “Apollo Programı 1960lı yıllarda göreve hazırlanırken, arka uç sistemlerinin tamamı bilgisayara geçmişti ve ayrıca üretilen tüm veri kasetlere kaydedilmişti.” Bugün ise o günlerle kıyaslanamayacak büyüklükte verilerle çalışıyoruz. 2000 yılından önce ve o yıl içerisinde üretilen tüm veriyi bugün 10 dakikada üretiyoruz. Tüm bu verinin yönetilmesi, yedeklenmesi ve felaket durumunda

kurtarılması başlı başına bir pazar oluşturmuş durumda. Acronis de bu pazarın önemli oyuncularından biri. Jager’ın anlatımına göre iki yıl süren yoğun bir yazılım geliştirme sürecinin ardından sınırsız ölçeklenebilirlik ve “gerçek bulut” uyumluluğuyla tepeden tırnağa yeni bir mimari geliştirdiler ve bugün gerek fiziksel, gerek sanal ortamda, gerekse bulut ortamında yer alan veriyi güvenle yedeklemek, farklı konumlar arasında taşımak ve korumak denince ilk akla gelen şirketler arasında yer alıyorlar. Faaliyet gösterdikleri 90 ülkede 5 milyondan fazla bireysel müşteri ve 300 binin üzerinde işletme iş sürekliliğini Acronis ürün ve çözümleriyle koruyor. Dünyanın dört bir yanında veri merkezleri bulunuyor. Jan-Jaap Jager bize bulutla ilgili tanımlamaların elden geçirilmesini gerektiğini anlatıyor: “Eski sürüm yazılım ve donanımı alıp, bir veri merkezine getirerek buna ‘bulut depolama’ demek doğru değil. Oysa çoğu satıcı bu şekilde çalışıyor. On yılı aşkın süredir kullanılan yazılımı bulutta çalışan bir veri merkezine getirip kurduğunuzda ‘buluta geçmiş’ olmuyorsunuz. Bu bulut değil.” Bulutun en önemli ihtiyacının bağımsızlık olduğunu belirten Jager, Acronis’in öncelikli hedeflerinden birinin bunu sağlamak olduğunu belirtiyor. İki yılda geliştirilen yazılım mimarisi sayesinde üretici ya da satıcıdan bağımsız bir şekilde veriyi güvenle saklayıp yedeklemenin ve taşımanın mümkün olduğunu söylüyor. “Acronis ile herhangi bir donanımı, herhangi bir sabit diski kullanarak, bizim yazılım katmanımızı entegre ederek bir bulut depolama ortamı oluşturabilirsiniz. Bu esneklik

20


büyük önem taşır ve bunu ancak yazılımınızı her türlü değişikliğe kolayca adapte olacak şekilde geliştirerek mümkün kılabilirsiniz.” Her şirket çalışanının aynı zamanda bir son kullanıcı olması, Acronis için uçtan uca bir mobil entegrasyonu da zorunlu hale getirmiş. Acronis’in iPhone, Android ve diğer mobil platformlar için sunduğu uygulamaların hedefi ise basit: BYOD trendiyle gelen güvenlik açıklarını kapatmak ve IT departmanının iş yükünü hafifletmek. Jager bunu şöyle açıklıyor: “Tüm cihazlar geneline yayılmış, kolayca ayarlanabilir ve yönetilebilir uygulamalar sayesinde kullanıcılar kontrolün kendilerinde olduğunu hissediyor. Ne zaman yedek alacaklarına, nasıl bir güvenlik kullanacaklarına karar verebiliyorlar. Normalde bir IT uzmanının denetlemesini gerektiren yedekleme ve veri koruma ayarlarını o kadar kolaylaştırdık ki son kullanıcılar da bunu kolaylıkla yapabiliyor. Böylelikle IT departmanı kendi iş süreçlerine odaklanabiliyor.” Türkiye Pazarında Acronis Neler Yapıyor? Acronis’in Türkiye’deki faaliyetleri Nihat İmsir ve Mehmet Çolakoğlu ile yürüyor. Ayrıca 60’ın üzerinde çözüm ortağı ve distribütör ile anlaşmalar yapılmış. Henüz yeni bir yapılanma olmalarına karşın Vodafone, Avea ve HSBC gibi büyük ölçekli müşterilerle çalışıyorlar. Yerel pazardaki çalışmaların detaylarını Nihat Bey’den öğreniyoruz: “Acronis’in birkaç ana ürün grubu bulunuyor. Büyük şirketlerle çalıştığımız ana ürün gamını kurumsal yedekleme çözümleri oluşturuyor. Türkiye’deki gelirin yüzde 80’i de bu ürünlerden sağlanıyor. Birkaç yıl önce yapılan GroupLogic satın alımı sonrası mobilite de Acronis’in odağında yer alan ürün gruplarından biri haline geldi.” Servis sağlayıcılara sundukları hizmetlerin de en hızlı büyüyen iş modellerinden biri olduğuna dikkat çeken Nihat İmsir, Acronis Backup Cloud bulut yedekleme ve veri kurtarma çözümlerinin hızlı kurulum, kolay yönetim ve düşük maliyetiyle servis sağlayıcılara yeni gelir kapıları açacağına

dikkat çekiyor. Dileyen servis sağlayıcıları, lisans sözleşmeleriyle (SPLA) Acronis çözümlerini kendi sunucularında barındırarak da müşterilerine veri kurtarma ve yedekleme servisi sunabiliyor. Nihat Bey bu noktada servis sağlayıcılara sunulan tüm ürünlerin özelleştirilebilir durumda olduğunu belirtiyor. Diğer bir deyişle servis sağlayıcı bu platformda kendi müşterilerine hizmet verirken, kendi markasını kullanıcıların erişeceği her türlü arayüze yerleştirebiliyor. Acronis, servis sağlayıcılara ‘kullandığın kadar öde’ modeliyle özellikle servis sağlayıcılara yeni bir gelir kapısı oluşturmayı hedefliyor. Dünya genelinde 5 milyonun üzerinde kullanıcısı bulunan tüketici sınıfı yedekleme ürünleri True Image da Acronis’in yakın gelecekte Türkiye için planladığı ürünler arasında yer alıyor. Şirketler Dropbox Yerine Acronis Access Advanced Kullanıyor Bulut depolama büyük ölçekli şirketler için büyük önem arz ediyor. Çoğu süreç kağıtsız ofislerde, bulut üzerinden yürüyor. Ancak yerel yönetmeliklere tabi olan finans ve telekomünikasyon gibi sektörlerde verinin bulutta tutulması kanunlarla engelleniyor. Acronis bu noktada çözümü Acronis Access Advanced ile getiriyor. Tüm veri lokal sunucularda tutulduğu için yönetmeliklerle birebir uyumlu çalışan Acronis Access Advanced, veriyi kurum içerisinde kolaylıkla ulaşılır hale getirirken, aynı zamanda kullandığı askeri standartlarda şifreleme teknolojileriyle güvenliği de elden bırakmıyor. Dünyada Pentagon, Deutsche Bank gibi kurumların tercih ettiği Acronis Access Advanced, Türkiye’de de Bursa Belediyesi’nde canlı kullanıma alınmış. Bulutun ABC’si Archive (Arşivleme), Backup (Yedekleme) ve Cloud Storage (Bulut Depolama) ile Acronis hem kendi önceliklerini hem de bulutu basit bir ABC ile tanımlıyor. Bunların devamında ise Disaster Recovery (Felaket Kurtarma) ve e-Discovery (e-Keşif) geliyor. Bu çözümleri son kullanıcıya ve servis sağlayıcılara farklı iş modelleriyle sunan şirket, bulut üzerinde tam veri korumayı sağlayarak pazarda daha da büyümeyi planlıyor. 21


bl

og Akıllı Telefonlar, Aptal İnsanlar Figen Onur

T

elefon zırıl zırıl çaldı. Bilmediğim bir Numara. Açtım. Karşı taraftan Aylin’in panik içinde sesi geliyordu ama ne dediğini anlayamıyordum. “Yavaş yavaş” dedim. Ağlayarak “Telefonum tuvalete düştü” dedi… Ben gülmeye başlayınca şaşırdı. Kızarak “Anlamadın galiba. Telefonum diyorum, tuvalete düştü…” “Tamam… Sakinleş. Hemen aç, pilini kartını çıkar kâğıt havluyla kurula, pirinç dolu kavanoza göm. İki üç gün bekle” dedim… Bir sessizlik oldu. “Tecrübe konuşuyor hadi hemen yap”…

Tuvalet Kazaları İlk Sırada Beş dakika sonra aradı. Sakinleşmişti ama bu sefer çaresiz bir insan olmuştu. Arkadaşının telefonundan arıyormuş. “Telefonsuz ne yapacağım şimdi, her şeyim gitti” diye sızlanıyordu. Tuvalete girmiş, telefon arka cebindeymiş ve pat, düşmüş… Ve ilk hatayı yapmışlar. Saç kurutma makinesiyle kurutmaya çalışmışlar. Ekran gitmiş, telefon açılmıyor. Açılmaz tabii, bütün devreler ıslandı. Benim gülmeme gelince, inanın aynı hikayeyi o kadar çok duydum ki… Çünkü cep telefonu kazalarında ilk sırayı “Tuvalete düşürme” alıyor. Kadınlar arka ceplerine, erkekler ön ceplerine telefonlarını koyuyor. Telefon akıllı ama taşıyan o kadar da değil… Kızmayın, binlerce lira harcadığınız telefona gözünüz gibi bakmalısınız. Cepte taşıyorsanız, her an düşme riskini de göze almalısınız. Hemen “Ama tuvalet pis” demeyin. Yapılan araştırmalar akıllı telefonlarımızın tuvaletten

22

daha fazla bakteri barındıracağını gösteriyor. Neden mi? Sürekli elde kullanılması, cepte ve sıcak ortamda bulunması her yere yanımızda gelmesi nedeniyle, tuvaletten daha pis… Aylin bir ay içinde 3. vukuat olunca bu konuyu yazmaya karar verdim.

İkinci Sırada Yere Düşürme Var Yine ön cep arka cep olayı… Ayrıca masa üzerinde dururken el kol çarpması, konuşurken elden kayması (bunda kolunuza çarpmalarının büyük etkisi var), sinirlenip fırlatma, ağzı açık çantadan düşme vb. liste uzar gider. Telefonun akıllı olması, dayanıklı olması anlamına gelmiyor. Tam tersi akıllı telefonlar son derece hassas. Ayrıca gençlerin birbirlerine “Benim telefonum çok dayanıklı, taa 3. kattan düştü, bir şey olmadı” şeklinde hava atmaları da tamirciye yolu düşenlerin sayısını arttırıyor. İnanmayın. Ne kadar kırılmaz çatlamaz dayanıklı deseler de hiçbir akıllı telefon dayanıklı değil… Garanti Kapsamı Dışında Geçen yıl benim yeğenimin başına geldi. Daha bir haftalık telefonu şortunun cebinde unutup denize girdi. Beş dakika sonra panik içinde geldi. “Ne yapacağız?” dedi. Hemen kapatıp, kartını pilini çıkardım. Havluyla kuruladım. Eve dönüp pirinç seremonisini yaptık. Babası servisi aradı, pirinç tavsiyesini tekrarladılar. İki gün sonra servise götürdüklerinde “Kullanıcı hatası” denildi. Yani garanti kapsamı dışında kalıyor. Ana kartın değişmesi gerektiğini söylediler ve istedikleri fiyat telefon ücretinin neredeyse yarısına denk geliyordu. Beni aradılar. “Duruuuunnnn” dedim. Benim tamircim var. Oraya yönlendirdim. İki saatte işi halletti. Ana kart değişmedi, Fatih ne yaptı bilmiyorum ama telefon gayet güzel çalışıyordu. Aylin o kadar şanslı değildi… 10 günlük telefonu hiçbir şekilde çalışmadı. Servis saç kurutma makinesi kullandıkları için telefona hasar verdiklerini söylemiş. Mecbur yenisini aldı, şimdi iki telefon taksitini birden ödüyor.

İlginizi çekti mi? Çok daha fazlası www.bilgicagi.com’da.


e-Arşiv, nihai tüketiciye ve e-Fatura’ya kayıtlı olmayan mükelleflere de kolaylık sağlıyor

T

ürkiye’nin lider e-Dönüşüm® şirketi FIT Solutions, milyonlarca arşiv imzası kapasitesi, basit entegrasyon katmanı, gelişmiş arayüzü ile faturaları 10 yıl boyunca saklayabilen bir e-Arşiv çözümü sunuyor. Çok sayıda fatura üreten ve ürettikleri belgelerin ikinci nüshalarını kağıt ortamında saklamaları kendileri için ağır yük oluşturan mükelleflerin düzenlediği belgelere ait örnek nüshaların elektronik ortamda arşivlenmesini sağlamak amacıyla geliştirilen e-Arşiv ile aylık raporlar hiçbir ek işlem gerektirmeksizin Gelir İdaresi Başkanlığı’na (GİB) iletiliyor.

e-Arşiv’i zorunluluk kapsamı dışındaki şirketler de kullanabiliyor Regülasyon kapsamında zorunlu olan şirketler dışında da isteğe bağlı olarak e-Arşiv’e geçilebiliyor. Özellikle zorunlu olmayan ancak çok sayıda satış yapıp, aylık kağıt fatura gönderim ve saklama maliyetlerinden kurtulmak isteyen şirketler için büyük fayda sağlıyor. Ek olarak e-Arşiv sistemi, nihai tüketicilere ve e-fatura sistemine kayıtlı olmayan mükelleflere de elektronik ortamda fatura düzenlenebilmesini sağlıyor.

î,%#3 Ɋ0 Ɋ î(3ċ ċ 7555x (Ɋ ċ4&ċɊŢ#,% . e-Dönüşüm® Çözümlerinde FIT Solutions’u Tercih Ediyor

e-Fatura

e-İmza

e-Arşiv

KEP

e-Defter

e-Mutabakat

e-Denetim

e-Bilet

FIT Solutions, e-Defter, e-Denetim, e-Fatura, e-Mutabakat, e-Arşiv, e-Bilet, e-İmza ve KEP gibi elektronik uygulamalarla iş verimliliğini arttıran, maliyet ve zaman yönetimini kolaylaştıran çözümler sunmaktadır. S

O

L

U

T

I

O

N

S

www.fitsolutions.com.tr

e-Dönüşüm® FIT Solutions tescilli markasıdır.

Süreç şeffaf izliyor, iş yükü azalıyor, kırtasiye masrafları ve saklama maliyeti sıfırlanıyor FIT Solutions’ın binlerce e-Fatura ve e-Defter projesi ile kazandığı tecrübe ve birikimini aktardığı e-Arşiv çözümü, yüksek performans sayesinde dakikada binlerce fatura işleyebilme kapasitesi ile işletmelerin tüm faturalarını çok kısa süre içerisinde elektronik ortama aktarabiliyor. e-Arşiv, fatura ve rapor süreçlerinin işlem sırasında şeffaf bir şekilde izlenebilmesinin yanı sıra, firmaların raporlama yükümlülüğünü kolaylaştırıyor ve işletmelerin iş yükünü azaltıyor. Saklama alanı, arşivleme zorluğu gibi problemleri ortadan kaldıran e-Arşiv, böylece mali tasarrufu da beraberinde getiriiyor. Tüm faturaların ikinci kopyalarının

elektronik olması ile kırtasiye masrafları neredeyse sıfırlanırken, arşiv alanı problemi de ortadan kalkıyor. Fatura verilerinin toplanması ile başlayan e-Arşiv süreci e-Fatura numarasının oluşturulması, ardından e-Fatura’nın oluşturulması, arşiv imzası olarak da bilinen e-İmza ile imzalama ve fatura görüntüsünün oluşturulması ile devam ediyor. Sonrasında müşteriye yine elektronik ya da basılı olarak iletilebilen faturanın elektronik kopyası e-Arşiv’de saklanıyor; aylık raporlama dönemlerinde otomatik olarak GİB’e gönderiliyor.

İlginizi çekti mi? Çok daha fazlası www.fitsolutions.com.tr’de.

23


DERGİYİ BEKLEMEYİN! Teknoloji ve inovasyon dünyasından en güncel haberler tek tıkla e-posta kutunuzda ABONE OLMAK İÇİN:

GELECEK SAYI

Veri Kurtarma

Sahip olduğunuz verileri sonsuza kadar kaybetmek, veri kurtarma (data recovery) teknolojileri sayesinde geçmişte kaldı. Veri kurtarma ise ancak doğru çözümleri tercih ederek, iş süreçlerini standartlaş hale getirerek ve insana bağlılıktan kurtararak mümkün kılınan bir –son çare- güvenlik yöntemi. Peki, normal yollarla erişemediğimiz veriyi hangi teknolojiler ile kurtarabiliyoruz? Bilgi Çağı Ağustos sayısında veri kurtarma pazarını mercek altına alıyor.

24


AYLIK

e-posta adresine gönderim

iPad

dinleyiciye ulaşan, 100’ü aşkın konuğun katıldığı 250’den fazla program

e-bülten

Facebook, Twitter, Google+ ve LinkedIn takipçisi

radyo programı

Bilgi Çağı ve BT Haber okuru

sosyal medya

aylık ziyaretçi sayısına ulaşan, düzenli güncellenen teknoloji, BT, inovasyon, Ar-Ge odaklı web sitesi

dergi

250.000 6.000 280.000 80.000 52.000 2.600

web sitesi

Platformlar

infografik

Vodafone vRead kullanıcısı

650.000 ’e ULAŞAN OKUR ve TAKİPÇİ Web sitesi

Hızla Artan Sayılar

Temmuz 2010: 4,572 Aralık 2014: 250.000

Twitter Temmuz 2010: 313

Facebook

Temmuz 2010: 300 Aralık 2014: 260.000

Aralık 2014: 14.200

Mobil

Temmuz 2010: 81 Aralık 2014: 43.000



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.