SAYI 13 / 2015
Farklı Endüstriler için
BENZERSİZ ÇÖZÜMLER PERAKENDE SEKTÖRÜNDE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ
SİGORTADA DAHA YÜKSEK KÂRLILIK
SAPPHIRE NOW GÜNDEMİ
FIT Solutions, e-Fatura, e-Defter, e-İrsaliye, e-Arşiv, e-Bilet, e-İmza, KEP ve e-Mutabakat Çözümleri
FIT Solutions, şirketlere e-Fatura, e-Defter, e-İrsaliye, e-Arşiv, e-Bilet, e-İmza, KEP ve e-Mutabakat gibi uygulamalarla e-Dönüşüm® süreçlerinin düzenlenmesinde iş verimliliğini artıran, maliyet ve zaman yönetimini kolaylaştıran çözümler sunmaktadır.
........................................................................................................................................................................... ÖNSÖZ
TEKNOLOJİ VE SOSYAL DAYANIŞMA İLE TOPLUMSAL DÖNÜŞÜME KATKIDA BULUNMAK Bireyler ya da kurumlar olarak ekonomiye sağladığımız katma değeri, sosyal hayata sunduğumuz katkıyla desteklemediğimiz sürece “dünya vatandaşı” olmak mümkün değil. Bizler, SAP çalışanları olarak kişisel yaşamlarımızda, SAP Türkiye olarak da kurum genelinde bu ilke çerçevesinde hareket ediyoruz. Dolayısıyla, teknoloji çözümlerimizle kurumsal dünyayı daha verimli, daha sadeleşmiş, daha kaliteli hizmet sunan bir platforma dönüştürürken, sosyal amaçlı girişimlerimizle de bireysel ve toplumsal mutluluğu ve gelişimi destekliyoruz. Kurumsal çözümlerimizde son dönemdeki en büyük gelişme, artık hepinizin yakından tanıdığı SAP S/4HANA oldu. Birkaç ay önce global lansmanı yapılan SAP S/4HANA’yı geçtiğimiz günlerde de Türkiye’de bir basın toplantısıyla tanıttık. CEO’muz Bill McDermott’ın “20. yüzyılın karmaşık BT altyapısının sonunu başlatan çözüm” olarak tanımladığı SAP S/4HANA ile ilgili detaylı bilgiyi daha önce çeşitli vesilelerle sizinle paylaşmıştık. 14 Mayıs SAP Perakende Zirvesi, 22 Mayıs SAP Sigortacılık Zirvesi ve 29 Mayıs SAP İnovasyon Forum etkinliklerimizin hem bu yeni platformumuzu hem de farklı endüstrilere yönelik çözümlerimizi daha detaylı anlatmak üzere iyi bir fırsat olduğuna inanıyoruz. Elbette teknoloji deyince özellikle son dönemde akla ilk gelen konulardan biri de Nesnelerin İnterneti (Internet of Things - IoT). IoT’yi sadece cihazların birbiriyle iletişimi olarak yorumlamak doğru değil aslında. Bu teknolojinin temelinde, SAP olarak büyük önem verdiğimiz bağlantı ekonomisi
(networked economy) yatıyor. Bağlantılı makinelerin sayısının 10 yıl içinde 30 kat artarak 2020’de 26 milyar adede erişeceği tahmin ediliyor. Sadece birbirine bağlı makinelerin 2020’de 1,9 trilyon dolarlık bir global gelir fırsatı yaratması bekleniyor. Diğer bir deyişle, burada teknoloji üreten şirketler için büyük bir pazar, teknolojiyi kullananlar için ise büyük bir fırsat bulunuyor. Biz de bu yöndeki çalışmalarımızı hem global hem de yerel ölçekte artırarak sürdürüyoruz. Ama yazının en başında da belirttiğim gibi, SAP sadece kurumsal dünyaya odaklanan bir teknoloji şirketi değil. Uzmanlık alanımızda edindiğimiz deneyimi ve bilgi birikimini, sosyal yaşama faydalı birer “değer” haline dönüştürmek üzere çeşitli projelere imza atmaya devam ediyoruz. Bunun en yeni örneklerinden biri de Ashoka Vakfı ile birlikte düzenlediğimiz Hızlan FarkYarat projesi oldu. Proje kapsamında beş genç girişimciye bir yıl boyunca destek vereceğiz. Ayrıca mentoring, eğitim, bütçe ve pazarlama olanakları da sunacağız. Seçilen beş projeyle ilgili detaylı bilgiyi dergimizde bulabilirsiniz. Her zaman söylediğimiz gibi, sorumluluğumuz teknolojiyle sınırlı değil. Global “Run Simple” ilkemiz kapsamında kendi iş süreçlerimizi ve kurumların süreçlerini sadeleştirmenin yanı sıra, günlük hayatı da sadeleştirip kolaylaştıran çözümlere odaklanıyoruz. Dayanışma ruhu ve sosyal destek anlayışıyla, toplumsal dönüşümün temelinin paylaşım olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz
Zeynep Keskin SAP Türkiye Genel Müdürü
topluma maddi kaynak ve kazanç sağlamanın ötesinde, bilgi birikimimiz, deneyimimiz, sosyal imkanlarımız, insan kaynağımız ve rehberliğimizle de katkıda bulunmayı her zaman gündemimizin üst sıralarında tutuyoruz. Bu yolculukta sizlerin değerli katkılarından güç aldığımıza hiç şüphe yok. Bir işletmenin en temel iki varlığının insan kaynağı ve müşteri tabanı olduğu bilinciyle, mümkün olan en iyi hizmeti sunma konusundaki kararlılığımızı sürdürüyoruz. Daha önce de çeşitli vesilelerle ifade ettiğim gibi, bizim için önemli olan “birlikte büyümek”. SAP EMEA Kalite Ödülleri’nde Türkiye’den Fenerbahçe Spor Kulübü ve Üstünberk Holding’in, uyguladıkları SAP projeleriyle birincilik almaları da bu kararlılığımızın en yeni iki örneğini oluşturuyor. Her iki kurumun yöneticilerini ve çalışanlarını, danışman firmaları ve SAP Türkiye ekibini bu başarılı sonuçlardan dolayı kutluyorum. Tüm ekosistemimizle verimli işbirliğimizin süreceğine inanıyor, düzenlediğimiz etkinliklerin hem SAP hem de siz değerli müşterilerimiz açısından olumlu sonuçlar vermesini diliyoruz.
1
İÇİNDEKİLER........................................................................................................................................................................................
DOSYA KONUSU: PERAKENDE SEKTÖRÜNDE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ 06 / SAP’NİN PERAKENDE ÇÖZÜMLERİYLE ENDÜSTRİNİN HIZINA YETİŞİN 12 / KÖŞE YAZISI SIMON PARIS İŞ’TE DÖNÜŞÜM: MÜKEMMEL İŞLETMEYİ YARATMAK HAYAL DEĞİL DOSYA KONUSU: SİGORTADA DAHA YÜKSEK KÂRLILIK 14 / POLİÇE SAHİPLERİ SİGORTA SAYESİNDE, SİGORTA ENDÜSTRİSİ DE SAP SAYESİNDE GÜVENDE
06
DOSYA KONUSU: SAPPHIRE NOW GÜNDEMİ
18
18 / SAP S/4HANA, GOOGLE, FACEBOOK VE ÇOK DAHA FAZLASI 22 / TREND E-TİCARETTE TREND ÇOK NET: “MULTI-CHANNEL”DAN “OMNI-CHANNEL”A YOLCULUK
14
26 / TREND CONCUR’DAN SADECE İŞ SEYAHATLERİ İÇİN DEĞİL, TATİLLER İÇİN DE İDEAL ÇÖZÜMLER 30 / TREND SAP’DE SUCCESSFACTORS İLE DAVRANIŞ BAZLI LİDERLİK MODELİNE GEÇİŞ 32 / TREND SAP TÜRKİYE, GENÇ GİRİŞİMCİLERİ “HIZLAN FARKYARAT” PROGRAMINDA BULUŞTURUYOR 35 / KÖŞE YAZISI UĞUR CANDAN ENDÜSTRİ 4.0 NEDEN ÖNEMLİ?
26
36 / PORTRE HASAN ASLANOBA “YENİLİKÇİ İŞ MODELLERİ, ÇOK NARİN BİTKİLER GİBİDİR, HER ORTAMDA YETİŞMEZLER.” 40 / HAYATIN İÇİNDEN GOLF SPORUNUN DEVLERİ, PERFORMANSLARINI SAP HANA İLE ANALİZ EDİYOR 42 / KÖŞE YAZISI BÜLENT KARAL ENDÜSTRİ ÇÖZÜMLERİNE STRATEJİK YAKLAŞIM 43 / HABERLER
36
40
Konak Medya adına İmtiyaz Sahibi: Cem Tecimen Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu): Aylin Tarhan Kuru (aylin.tarhan@konakmedya.com) Yazı İşleri: Ayşe Başcı, Melda Bağdatlı, Merve Yılmaz, Ayşen Erdoğan Görsel Yönetmen: Kadir Kaymakçı Katkıda Bulunanlar: Erdem Aksakal, Uğur Candan, Bülent Karal, Hande Genç, Rengin Köşklü, Ekin Erim, Kutalmış Damar Reklam Müdürü: Güler Okumuş (guler.okumus@konakmedya.com) Yapım-Yönetim ve Reklam Satış: Konak Medya - Yıldız Posta Cad. Akın Sit. 3. Blok No: 10 K: 5 D: 54 Gayrettepe/İstanbul İletişim: 0212 216 97 00 www.konakmedya.com Matbaa: Portakal Basım Matbaacılık San. Tic. A.Ş. Huzur Mah. Tomurcuk Sok. No: 5/1 4 Levent - Seyrantepe - İstanbul Tel: 0212 332 28 01 Faks: 0212 332 02 08 FORUM dergisi, SAP Türkiye ile yapılan sözleşme gereği Konak Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak kurumsal bir yayın olarak yayımlanmaktadır. FORUM dergisinde yer alan görüşler sadece yazarlarına aittir. FORUM dergisinde yayınlanan yazı, fotoğraf ve konuların tüm hakları Konak Medya’ya aittir. Kaynak gösterilmeksizin ve izinsiz alıntı yapılamaz. SAP logosu sözleşme gereği, SAP Türkiye’nin izniyle kullanılmaktadır.
2
w | www.sap.com.tr t | twitter.com/sapturkiye f | facebook.com/sapturkiye
4
5
DOSYA KONUSU: PERAKENDE SEKTÖRÜNDE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ...........................................................................................
SAP’NİN PERAKENDE ÇÖZÜMLERİYLE ENDÜSTRİNİN HIZINA YETİŞİN Perakende artık değişim ve hızla eş anlamlı. Yeni ürünlerin piyasaya çıkma süresinin kısalığı, rakiplerin sundukları fırsatlar, kişiselleştirilmiş promosyonlar, hızla değişen fiyatlar ve pazar koşulları nedeniyle perakende endüstrisi de aynı hızla değişmek ve gelişmek zorunda. SAP, bu endüstrinin gelişim rotasını çizen çözümler sunuyor. Tüketici beklentileri mi, yoksa perakende endüstrisinin süreçleri mi daha önce değişmeye başladı, bunu kestirmek zor. Ama kesin olan bir gerçek var: Gerek tüketiciler gerekse perakendeciler artık mevcut iş modellerini bir kenara bırakıp yenilikler görmek istiyor. Online ve offline satış kanalları hızlı bir şekilde birleşirken, perakendede başarılı olabilmek için müşteri bilgilerinin, siparişlerin ve stokların gerçek zamanlı olarak izlenmesi, yönetilmesi, pazar analizlerinin etkili bir şekilde yapılabilmesi gerekiyor. Bu durum perakende endüstrisinin kurumsal yazılım desteği almasını elbette zorunlu hale getiriyor ama aynı zamanda da endüstriyi bir ikilemle karşı karşıya bırakıyor: Yenilikçi olmayı sağlayacak çözümlerin tasarım, uygulama ve optimizasyon süreçleri yürütülürken endüstrinin gerisinde kalmamak için neler yapılabilir? Cevap, SAP’nin perakende sektörüne özgü çözümlerinde. Bu çözümler, başarısı kanıtlanmış metodolojileri ve kapsamlarıyla, perakende şirketlerinin maliyetlerini kontrol etmelerini, riskleri
en aza indirgemelerini ve inovasyon ile büyümelerini sağlıyor. SAP’nin perakende çözümleri, tüketici davranışlarını 360 derecelik bir bakış açısıyla inceleyerek işletmelerin hem mevcut pozisyonlarını değerlendirmelerini hem de gelecek planlarını daha sağlıklı bir şekilde yapmalarını sağlıyor. Bu çözümler sayesinde hedef kitleye her noktada ulaşabilmek, bu noktalardan elde edilen verileri anlamlı bilgilere dönüştürebilmek, perakendenin e-ticaret ayağını diğer ayaklarla uyumlu ve tutarlı şekilde yürütebilmek, dolayısıyla da müşterilerin tüm beklentilerini karşılayabilmek mümkün oluyor.
Tüketici alışkanlıkları değişirken Perakende müşterileri artık pek çok farklı kanal üzerinden alışveriş deneyimi yaşıyor. Ürün araştırmasını internette yapıp mağazada ürünü denedikten sonra mobil ortamda sipariş veren, ardından da ürün hakkında sosyal medyada mesajlar paylaşan bir kitleden söz
SAP PERAKENDE ÇÖZÜMLERİNİN KAZANDIRDIKLARI • • • • • •
6
Tutarlı ve kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri Mobil teknolojilerin sunduğu fırsatlardan yararlanma imkanı Tüm kanallarda stok seviyelerinin optimizasyonu Hedef kitleye yönelik fırsatların belirlenmesi Çalışanların mobil verimliliğinde artış Operasyonel verimliliği ve kâr marjlarını artıran analitik uygulamalar
ediyoruz. SAP, bütün bu ihtiyaçları karşılamaya yönelik uygulamaları, “omni-channel” perakende ve satış noktası yazılımlarıyla, perakende endüstrisinin en önemli ihtiyaçlarını karşılıyor. SAP’nin perakende çözümlerinden yararlanan işletmeler, marka algısını güçlendiriyor, dolayısıyla tüketicilerin karar alma süreçlerinde avantaj sağlıyor. Öte yandan, pek çok farklı kanalın tutarlı şekilde yönetilmesi sayesinde, tüm kanallarda görünürlük maksimum seviyeye çıkarılarak müşteri ihtiyaçları daha net görülebiliyor. Yine farklı kanalların kullanılması sonucunda, tüketiciler istedikleri ürünü istedikleri yerden, istedikleri zamanda alabiliyorlar.
...............................................................................................................................................................................................................................
Tüketiciyi de sürece dahil eden sistemler
Perakendenin temelinde, tüketici beklentilerinin karşılanmasının olduğunu bilen SAP, işletmelerin iş süreçlerini sadeleştirerek tamamen tüketicilerine odaklanmalarını sağlıyor. Çeşitli raporlama ve takip sistemleri, öngörüye dayalı analizler, satın alma süreçlerini kolaylaştıran çözümler sayesinde müşteri odaklı bir bakış açısı benimseniyor. Müşteri odaklı pazarlama ve satış: Ürün, fiyat ve promosyonları müşteri ihtiyaçlarına göre analiz etmek, planlamak ve optimize etmek. Tedarik zinciri: Tüm kanallarda talepleri esnek bir şekilde karşılamak ve stok,
depo ve nakliye süreçlerini optimize etmek. İnsan kaynakları: İK süreçlerini sadeleştirerek yetenek geliştirmeye odaklanmak ve çalışan memnuniyetini artırmak.
SAP’nin perakende çözümlerine genel bakış
Yazılımlarıyla her sektöre hizmet veren SAP, perakende endüstrisinin işleyişine de hız, güvenilirlik ve kârlılık kazandırıyor.
Tedarik, satın alma ve markalaşma: Global iş ortakları ağı sayesinde markalaşmak.
Perakende için finans çözümleri: Perakende endüstrisinde faaliyet gösteren işletmelerin finansal aktivitelerine bütüncül bakış sağlayarak finansal sonuçları iyileştiriyor. Gerçek zamanlı bilgiler ışığında risk yönetimini ve yasal uyumluluğu etkili bir şekilde yönetiyor.
“Omni-channel” müşteri deneyimi: Farklı kanallar üzerinde, her yerde ve her zaman, beklentilere uygun müşteri deneyimi yaşatmak.
Perakende için BT çözümleri: Perakende şirketlerinin BT birimleri, stratejik bir iş ortağına dönüşüyor. Dinamik pazar koşullarına uyum
Finans: En başarılı finansal uygulamalardan yararlanmak ve gerçek zamanlı kârlılık analizleri yapabilmek.
7
DOSYA KONUSU: PERAKENDE SEKTÖRÜNDE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ.......................................................................................... sağlamak üzere büyük veri, analitik, bellek-içi bilişim gibi uygulamalar sunuluyor. Böylece işletme maliyetleri düşürülürken kârlılık artırılıyor. Perakende için SAP CRM (Müşteri İlişkileri Yönetimi): Müşteri ilişkilerini gerek mağazalarda gerekse internette ve mobil ortamlarda hem firmalar hem de tüketiciler açısından kârlı bir satış ve etkileşim kanalı haline getiriyor. SAP CRM sayesinde müşteri beklenti
ve taleplerine hızlı ve doğru şekilde karşılık verilebiliyor. hybris: Alıcının devrede olduğu bütün noktalardaki karmaşık işlemleri basitleştiriyor, tutarlı bilgi akışı ve müşteri deneyimi sağlıyor. Bu sayede internet üzerinden, kişiselleştirilmiş, interaktif, kullanımı kolay satış ve selfservis hizmetler sunulabiliyor. hybris, güçlü yapısıyla sadece B2B ticareti değil, doğrudan firma ile tüketici
arasındaki B2C ticaret süreçlerini, ürün içerik yönetimi ve sipariş yönetimi uygulamalarını da kolaylaştırıyor. hybris’in mimarisi; envanterde, fiyatlandırmada, sipariş durumuna ve kanallar (yani web, mobil, çağrı merkezi ya da perakende satış mağazaları) arasındaki diğer tüm bilgilerde tutarlılık yaratıyor. Ayrıca, süreç yönetimi katmanı da bütün kanallarda aynı sistemin uygulanmasını sağlıyor; böylece internet ortamında görülen fiyatlar ve promosyonlar mağazalarda ya da mobil cihazlarda görülenlerle aynı oluyor. SAP for Retail: Binlerce mağaza arasından seçim yapabilecek olan müşterilere en iyiyi sunmak, pazarlama taktiklerine ve fiyatlandırmalara olduğu kadar, teknolojik altyapıya da bağlı. Örneğin SAP for Retail portföyü altında yer alan CRM Loyalty, tüketicilerin e-ticaretten beklentilerini yönetebilmeyi sağlayan araçlar ve süreçlerin yanı sıra bu beklentileri firmalar için kâra dönüştürmenin yollarını da sunuyor. SAP BusinessObjects: SAP’nin portföyündeki en önemli çözümlerden biri de SAP BusinessObjects. Temelde tüm ağlar üzerinde insan, bilgi ve işletme arasında bağ kurmayı sağlayan bir çözüm olarak tanımlayabileceğimiz SAP BusinessObjects firmaların performanslarını optimum düzeye çıkarmalarını kolaylaştırıyor. Özellikle SAP BusinessObjects İş Zekası (BI) çözümünü kullanan e-ticaret firmaları somut veriler ve analizler sayesinde karar alma mekanizmalarını iyileştiriyorlar. Bu çözüm çerçevesinde tüm çalışanlar kurumsal bilgilere yetkileri ölçüsünde erişebiliyor, bunları biçimlendirebiliyor, analiz edebiliyor, raporlayabiliyor ve ilgililerle paylaşabiliyor. Özetlemek gerekirse, SAP HANA platformu üzerinde koşan ve bulut üzerinde de kullanılabilen SAP perakende çözümleri, gerçek zamanlı olarak sunduğu tekil ve sadeleştirilmiş yazılımlarla, işletmelerin müşterilerini daha iyi anlamalarını ve iş süreçlerini bu doğrultuda planlayıp uygulamalarını sağlıyor.
8
FARK YARATMAK İÇİN İŞ ZEKASI Yoğun veri hacminin, çok sayıda müşteri ve ürünün olduğu sektörlerde rekabette öne çıkmanın anahtarı, İş Zekası. IBSS Danışmanlık Genel Müdürü Osman Çelik, perakende, hızlı tüketim, enerji, telekomünikasyon, sigortacılık ve finans gibi sektörlerde iş analitiği teknoloji ve çözümlerinin önemini anlattı. Kurumların, verilerden anlamlı bilgiler elde ederek performanslarını ölçmelerine, kontrol mekanizmaları kurmalarına yönelik bir platform olarak tanımlayabileceğimiz İş Zekası, değişik verileri yan yana getirerek karşılaştırmayı, sebep-sonuç ilişkisi içinde çapraz analize yönelik raporlar sunmayı sağlıyor. Gerçek veriye dayanarak, sistem destekli bir şekilde daha doğru, daha anlamlı, daha analitik karar almayı sağlayan bu çözüm, işletmelerin daha doğru kârlılık analizi yapmalarına, daha doğru stratejiler belirlemelerine, sürdürülebilirliği sağlamalarına ve insan kaynaklarını daha iyi yönetmelerine yardımcı oluyor. Özellikle veri hacminin çok yoğun, müşteri ve ürün sayısının çok fazla, işlem sayısının da çok yüksek olduğu sektörler İş Zekası’ndan büyük fayda sağlıyor. Perakende, enerji dağıtım, finans, sigortacılık, telekomünikasyon, hızlı tüketim gibi rekabetin yoğun olduğu alanlarda, İş Zekası çözümleri artık vazgeçilmez teknolojiler arasında görülüyor. Kullanılacak İş Zekası çözümünün yaygınlığı ve referansları, seçim sürecinde önem taşıyor. Çözüm, kurumları bir bütün olarak değerlendirmeyi sağlayacak yapıda, entegre ve güvenilir olmanın yanı sıra, sürekli kendini yenileyebilmeli. Kullanım kolaylığı, raporlama performansı, arayüz rahatlığı da İş Zekası çözümlerini seçerken dikkat edilmesi gereken konular arasında bulunuyor.
Bu bir ilandır.
SAP İş Zekası Çözümlerinin Farkı
ve hizmetin devamlılığı açısından danışman ekibin büyüklüğü de dikkat edilmesi gereken konular arasında yer alıyor. Danışmanlık şirketinin müşterileriyle proje sonrasında da ilişkilerini sürdürerek yeni projelerde destek sunabilmesi de önemli bir avantaj.
İş Zekası’nda Deneyimli ve Uzman Bir İş Ortağı: IBSS 2006 yılında kurulan, geniş ve deneyimli SAP İş Analitiği danışmanlık kadrosu ile danışmanlık, eğitim ve destek hizmetleri sunan IBSS, kaliteli ve sürdürülebilir çözümlerle Türkiye ve yurtdışında gerçekleştirdiği 100’ün üzerinde geniş kapsamlı ve başarılı projelere yenilerini eklemeye devam ediyor. IBSS, gerek SAP İş Zekası gerekse Bütçe Planlama ve Konsolidasyon uygulamalarında yetkin ekibiyle, işletmelerin planlama ve uygulama süreçlerine katkıda bulunuyor.
İş Zekası konusunda önemli yatırımlar ve Ar-Ge çalışmalarıyla oluşturulan SAP İş Zekası çözümleri, güncel teknolojik değişiklikleri izleyerek, gelişen ve değişen ihtiyaçlara en iyi şekilde uyum sağlıyor. Çözümlerin departman bazlı olmayıp kurumun tamamına hitap etmesi, bütünleşik yapısı, kullanım kolaylığı, raporlama performansı, arayüz rahatlığı gibi özellikleri, işletmelerin güvenle yatırım yapabilmesine olanak sağlıyor. Bu alanda birçok sektörden ve müşteriden güçlü referanslarının olması da önemli bir fark yaratıyor.
IBSS, bugüne kadar özellikle uluslararası firmalarda başarıyla gerçekleştirdiği İş Analitiği projelerinde kazandığı farklı bakış açısının ışığında, tüm projelerde derin bir metodoloji bilgisi, kavramsal sürece yönelik önemli bir birikim, dokümantasyon zenginliği ve farklı organizasyonlarla çalışma ve iletişim kurma becerisi ile hizmet sunuyor. İş Zekası çözümlerinde önemli ilklere imza atan IBSS, projelerinde henüz yaygınlaşmamış İş Zekası araçlarını kullanarak müşterilerinin rekabette öne çıkmalarına yardımcı oluyor.
İş Zekası Projelerinde Danışman Firmanın Rolü
Dünyanın en büyük SAP İş Zekası projelerinden birini 4 kıtada gerçekleştirmeyi başaran IBSS, uyguladığı kapsamlı İş Zekası projelerinden bir başkasıyla da 2014 yılında SAP İş Analitikleri Proje Ödülü aldı.
Danışman şirketin referansları, yatırımları ve uzmanlığı, bir İş Zekası projesinin başarıya ulaşmasında en önemli etkenlerden biri. Proje sonrasında sürdürülebilir destek
Varyap Meridian Grand Tower Barbaros Mah. Kat: 17 No: 152 Batı Ataşehir - İstanbul / Türkiye Tel: +90 216 455 92 62 - Faks: +90 216 455 98 62 info@ibss.com.tr - www.ibss.com.tr
9
İ
AWA R D WINNER IN THE CATEGORY
BEST SOLUTION PARTNER AWARD
ÇÖZÜMEVİ PROFESSIONAL SERVICES
2015 Detlev Legler VP Sales EMEA Emerging Markets
10
Holger Burkert Director Sales CIS/CEE
Serdar Abraz
Mey İçki Bilgi Teknolojileri Müdürü
Firmanız ve faaliyetlerinizle ilgili bilgi verebilir misiniz? Mey İçki, 3 milyar TL cirosu, 10 fabrikası ile sektöründe Türkiye'nin en büyük kuruluşudur. Ürün portföyü içerisinde üretimini yaptığı Yeni Rakı, Tekirdağ Rakısı, Binboa, Istanblue, Kayra şarapları gibi yerli markalar ve ana şirketi Diageo’dan ithal edip Türkiye’de satışını gerçekleştirdiği Smirnoff, Johnnie Walker, J&B, Baileys ve Gordon’s gibi tanınmış birçok global marka bulunmaktadır. Firmamızda bin kişinin üzerinde çalışanımız bulunmaktadır. Bu projeye neden ihtiyaç duydunuz? Projeyle ilgili hedeflerinizi paylaşabilir misiniz? Firmamıza gelen kağıt ve e-faturaların onay akışlarından geçirilerek SAP’ye aktarılması, Mobil Onay opsiyonu ile kullanıcıların ofis dışından onay vererek süreci ilerletebilmesi, fatura ve eklerini (hakediş, dekont vb.) onay aşamalarında görebilmeleri hedeflenmiştir. SAP’yi tercih etme nedenlerinizi aktarır mısınız? SAP’nin OpenText ürününü seçmemizin nedeni, mevcutta kullandığımız ERP sistemimiz ile tam entegre olabilmesi, faturaların PDF dosyalarına SAP işlem kodları içinden erişilebilmesi, fatura arşivi imkanı tanıması. Projede hizmet sunan SAP iş ortağını tercih etme nedenlerinizi aktarır mısınız? Çözümevini, 10 senedir beraber çalıştığımız ve yaptığı işlere güvendiğimiz bir firma olması sebebiyle tercih ettik.
Projede hangi ürün ve çözümler kullanıldı? Projede OpenText Vendor Invoice Management ürünü kullanıldı. Proje kurumunuza ne gibi faydalar sağladı/sağlayacak? Faturaların elektronik ortamda dolaşması ile onay süreçlerinde yaşanan fatura kayıpları engellenmiştir. Faturanın scan edilmesi ve scan edilen pdf dosyalarına SAP ECC sistemi üzerinden ulaşılabilmesi sayesinde elektronik fatura arşivine sahip olunmuştur. Fatura belgesine ilgili dokümanlar eklenebilmesi ve elektronik ortamdan erişilebilmesi mümkün hale gelmiştir. Kullanıcılara bekleyen faturalar, onaylanan faturalar ile ilgili bilgilendirme ve hatırlatma maillerin gönderilebilmesi sağlanmıştır. İlerleyen dönemlerde projenin gelişimi için ne tür yenilikler düşünüyorsunuz? İlerleyen dönemlerde satış iade faturalarının devreye alınması için çalışmalar yapmaya başladık. Proje, sonuçları ve SAP hakkındaki görüşlerinizi birkaç cümle ile ifade eder misiniz? Proje ile kompleks iş akış süreçlerimizi sistem üzerine taşımayı sağladık. SAP’nin MM ve FI modülleri ile entegre çalışan bir yapıya sahip olduğu için, onaylar sonunda muhasebe kayıtlarımız otomatik oluşuyor. Mobil ortamdan verilecek onaylar ile, faturaların daha hızlı şekilde proses edilmesi sağlanıyor.
SAP’nin OpenText ürününü seçmemizin nedeni, mevcutta kullandığımız ERP sistemimiz ile tam entegre olabilmesi, faturaların PDF dosyalarına SAP işlem kodları içinden erişilebilmesi Fatura arşivi imkanı tanıması.
11
KÖŞE YAZISI.........................................................................................................................................................................................
İŞ’TE DÖNÜŞÜM: KUSURSUZ İŞLETMEYİ YARATMAK HAYAL DEĞİL Simon Paris SAP Industry Cloud Başkanı
1972’de Apollo 17 mürettebatı, sonradan efsaneleşecek Mavi Bilye fotoğrafını çekmişti. Belki de bu fotoğrafın böylesine popüler olmasının nedeni, gezegenimizin insan eliyle çekilmiş son fotoğrafı olmasıydı (Apollo 17, Ay’a yapılan son “insanlı” yolculuk oldu). Peki, 1972’de bir işletmenin nasıl faaliyet gösterdiğine baksak neler görürdük? İlk anda akla gelen sözcükler “hiyerarşik”, “statik”, “karmaşık”, “manuel”, “kalıpçı” ve “yavaş.” Aradan geçen 40 yılda dünyada büyük değişimler oldu (örneğin zemin kattaki dev ana bilgisayardan cebimizdeki mobil cihaza geçtik). Teknoloji iş dünyasını, iş dünyası da teknolojiyi dönüştürdü. Böylece işlerimizi daha akıllı şekilde yürütebilmeye başladık.
gerçek zamanlı çalışması, her türlü cihazda kullanıcı dostu arayüzlerin bulunması, farklı kaynaklardan gelen verilerin gerçek zamanlı ve entegre bilgilere dönüştürülerek karar mekanizmalarının güçlendirilmesi bekleniyor.
Kurumsal yazılım dünyasında da bu 40 yıllık evrim kilit bir rol oynadı. İlk MRP ve ERP sistemlerinin ardından kısa ömürlü “seçme” oyuncular dönemi geldi. Ardından, başarısı kanıtlanmış entegre iş süreçleri ve çözümlerine dönüldü. Bugün işletmeler, operasyonlarını kısım kısım bulut ortamına taşıyabiliyor, farklı cihazlar üzerinde yürütebiliyor, iş süreçlerini şirket dışında da yönetebiliyorlar.
Kurumsal anlamda da teknoloji, inovasyonun gerçekleşmesini sağlıyor. Yani teknoloji tek başına anlamlı değil. Tıpkı akıllı telefonunuzda olduğu gibi: Kullanılan teknoloji ne olursa olsun, en önemli konu işlevsellik.
Entegrasyon, tutarlılık ve uyumluluk ihtiyacı bugün yine işletmelerin en büyük öncelikleri arasında yer alıyor. O halde şirketin farklı birimlerinin birbiriyle iletişim halinde olmasını nasıl sağlayacağız? Bu yolculuk bizi nereye götürecek?
Kusursuz İşletme’ye yolculuk
Rekabet gücünü korumak için modern kurumsal yazılım çözümlerinin bulut, Nesnelerin İnterneti, büyük veri, mobilite, sosyal medya, “omnichannel” ticaret gibi pek çok unsurdan oluşan yeni dünyaya uyum sağlaması gerekiyor. Öte yandan işletmelerin
12
Bazı işletmeler bunu şimdiden başardı. Kısa süre önce, makine bileşenleri üreten bir şirketin gerçek zamanlı envanter yönetimi çözümüne geçişine tanık oldum. Şirketin bütün ekosistemi, yani bayileri, müşterileri ve çalışanları aynı stok verilerine gerçek zamanlı olarak erişebiliyor. Bu girişim sayesinde şirket stok devir hızında büyük artış kaydetti ve iadeleri önemli ölçüde azalttı.
Platform, uygulamalar, ağ
Bu anlattıklarım bilim-kurgu değil. Açık ve işbirliğine dayalı bir platformdan, birbirine bağlı kurumsal ağlardan, Endüstri ve İş Alanı odaklı uygulamaların kullanılmasından yararlanan tüm endüstriler, Mükemmel İşletme’ye dönüşüyor: • Otomobil yerine mobilite satan otomotiv şirketleri • Öngörüye dayalı analiz sayesinde elektrik ve su şebeke yönetimi ya da tedarik zincirinde optimizasyon • Toplu üretimden kişiselleştirilmiş üretime geçiş • Servis olarak Her Şey
Yeniden hayal edin. Tasarlayın. Sunun.
NASA, Mavi Bilye’nin çekilmesinden
40 yıl sonra, yani 2012’de uydularını kullanarak Siyah Bilye haritasını hazırladı: Dünya’nın gece görüntüsü. NASA’nın ifadesiyle, “Dünya’nın karasal yüzeyinin ve adalarının tek tek net biçimde görüntülenebilmesi için 312 kez yörüngede dolaştılar ve 2,5 terabit veri topladılar.” Gezegenimizde geceleri oluşan ışık modelleri, pek çok taraf için de faydalı oldu. Örneğin, sosyal bilimciler bu ışıklara bakarak ekonomik aktivitenin coğrafi dağılımını belirliyor. Şehir plancıları da elektrik kesintilerini takip etmek için bu görüntüleri kullanılıyor. NASA, 4,5 milyar yaşındaki gezegenimize yeni bir açıdan bakmak için teknolojiden yararlandı. Siz de aynı cesareti gösterebilirsiniz. İşletmenizin merkezini yeniden keşfederek, aklınıza bile gelmeyecek olanaklara kavuşarak, Kusursuz İşletme yolculuğuna çıkarak neler kazanabileceğinizi bir hayal edin. Bu yazı ilk olarak SAP Business Innovation blogunda yayınlanmıştır.
Santa Farma, raporlama süreçlerine METRIC’in SAP iş zekası çözümleri ile hız kattı. İlaç sektörünün öncü firması Santa Farma, iş zekası süreçlerini METRIC danışmanlığında yeniden kurgulayarak mevcut BW sistemini HANA platformuna taşıdı. Böylece, dört saat süren günlük veri yüklemeleri yirmi dakikanın altında gerçekleşmeye başladı. ETL sürelerinde 15 kat civarında hız artışı yaşanırken, raporların hazırlanması da 4 ila 10 kat hızlandı. Dakikalar bazında alınan raporların hazırlanma süresi 5-6 saniyeye kadar indi. Türkiye’nin köklü ilaç firması Santa Farma, iki faz halinde METRIC yönetiminde devreye aldığı iş zekası projesiyle raporlamalarında üst yönetim kadrosunun görsellik, mobilite ve hız ihtiyaçlarına yanıt aradı. METRIC ekibinin yönetim ve rehberliğinde hayata geçirilen çözümlerle rapor ve sorgu performanslarında önemli iyileşmeler kaydedildi. Özellikle mobil alanda yapılan çalışmalarla şirket verisine istendiği zaman tüm cihazlarla her yerden erişim sağlandı. Süreç sonucunda üst yönetime yapılan sunumlardaki raporların hazırlanma süreleri azaldı. Üst yönetim, kullandığı raporlar ve güncel verilerle şirketi Arzu Demirer yakından takip Santa Farma İlaç IT Müdürü edebilir hale geldi. Özellikle SAP HANA geçişi sonrasında ortalama dört saat gibi bir vakit alan günlük veri yüklemeleri yirmi dakikanın altına indi. BW platformundan SAP HANA’ya geçişle gelen yenilikler, tasarım aşamasında daha esnek kararlar alınabilmesini sağladı. “Extract, Transform and Load” (ETL) sürelerinde 15 kat civarında bir hız artışı yaşanırken, raporlarda 4 ila 10 kat hız artışı sağlandı. Dakikalar bazında alınan raporların hazırlanma süresi 5-6 saniyeye kadar indi. Santa Farma İlaç IT Müdürü Arzu Demirer, elde ettikleri sonuçları şöyle anlattı: “SAP Türkiye’nin İş zekası alanında en çok proje tamamlamış iş ortaklarından biri olan METRIC’in yaptığı projeleri ve başarılarını takip ediyorduk. Bu süreçte METRIC, çok kısa bir sürede üstün bir çalışma ile tüm taleplerimizi yerine getirmeyi başardı. METRIC‘in bizim bakış açımızı yakalaması ve projeyi bizim gözümüzden değerlendirmesi, projenin hem hızlı tamamlanmasını hem de
başarısını artırdı. SAP çözümleri ve METRIC’in danışmanlığı sayesinde yalnızca günlük hayatımız kolaylaşmakla kalmadı, sektör genelindeki vizyon ve trendleri takip ederek aksiyon alma hızımız da arttı. Günlük yüklemeler ve ETL sürecimiz hızlandı. Raporlar daha yüksek performans gösterirken aynı zamanda daha kurumsal bir görünüm kazandı. Mobilite ve kolay erişim gibi kolaylıklar da mobil çağın gereklerine ayak uydurmamızı sağladı. Elde ettiğimiz sonuçları ölçme ve değerlendirme çalışmalarımız devam ediyor, önümüzdeki dönemde daha da tatmin edici rakamlar elde etmeyi bekliyoruz”. METRIC Yönetici Kıvanç Oktaş Danışmanlarından METRIC Yönetici Danışman Kıvanç Oktaş da Santa Farma’nın bu teknolojik yatırım sayesinde performans sorunlarını geçmişte bıraktığını belirtti. “Santa Farma çalışanları daha hızlı bir iş zekası deneyimini yaşamaya başlarken, yönetim ekibi de ‘daha taze’ veriye erişerek sektördeki saatlik, hatta anlık değişimler karşısında aksiyon alabiliyorlar. Önümüzdeki dönem, ilaç sektörü için olmazsa olmaz olan mevcut IMS datasının daha da detaylandırılarak SAP HANA üzerinde raporlanması gerçekleştirilecek. Günümüzün ekonomi ve piyasasında daha hızlı hareket edip geleceği öngörebilmek için yalnız ilaç değil, tüm sektörlerde iş zekası platformları büyük önem kazanıyor. METRIC olarak bizler de yıllardır edindiğimiz bilgi birikimi ve tecrübeyi Santa Farma‘nın hizmetine sunmuş olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”
DOSYA KONUSU: SİGORTADA DAHA YÜKSEK KÂRLILIK.................................................................................................................
POLİÇE SAHİPLERİ SİGORTA SAYESİNDE, SİGORTA ENDÜSTRİSİ DE SAP SAYESİNDE GÜVENDE Sigortacılık, dünyanın en büyük endüstrilerinden biri ve bu endüstrinin en büyük 20 şirketinden 19’u SAP’nin çözümlerini kullanıyor. SAP dijital sigortacılık çözümleriyle, geleneksel sigorta mecralarını dönüştürüyor. Sosyal medya, bulut bilişim ve mobiliteyi sektörle buluşturuyor. Böylelikle sigorta şirketlerinin, poliçe sahiplerinin beklentilerini tam olarak karşılamasını sağlıyor.
Sigortacılık aslında, kaybedecek bir şeylerimizin olması anlamına geliyor. Evimiz, aracımız, işimiz, hatta yaşamımız için çeşitli sigorta seçenekleri karşımıza çıkıyor. Sigortanın “varlık”la bağlantılı olduğu bir gerçek ama yeni bir bilgi değil. Bu gerçeğin kökleri Babil dönemine kadar gidiyor. Ünlü Hammurabi Kanunlarında, borçlu kişinin, herhangi bir felaket halinde
14
(sakatlık, ölüm, sel vb.) borçlarını geri ödemekle yükümlü olmadığı yazılı. Ortaçağ loncalarında da gönüllü sigorta hizmetlerine rastlamak mümkün. Lonca üyeleri belirli miktarda parayı ortak bir havuzda topluyor ve böylece, bir atölyenin yanması, ustanın yaralanması, soygun yapılması gibi durumlarda atölye sahibinin kendini toparlayana kadar kullanması için para biriktirilmiş oluyor.
...............................................................................................................................................................................................................................
SAP for Insurance çözümü
1600’lü yıllarda deniz ticaretinin artmasıyla birlikte, dünyanın farklı noktalarından egzotik yiyecekler ve ürünler taşıyan gemilerin sigortalanması gündeme geliyor. Zaman içinde giderek gelişen sigorta endüstrisi, bugün dünyanın hemen hemen her noktasında hizmet veriyor. Teknolojideki değişim ve dönüşüm, elbette teknolojiden yararlanan bütün endüstrileri de dönüştürüyor. Çok sayıda poliçe sahibinin, acentenin ve şirketin yer aldığı ve büyük bir işlem hacmine sahip olan sigorta endüstrisi de bu dönüşümden payını alıyor.
SAP, tüm endüstrilere yaklaşımında iki unsuru temel alıyor: sadeleştirme ve kişiselleştirme. Jenerik çözümlerin sektörel ihtiyaçlar için yeterli olmadığının bilinciyle SAP, çözümlerini farklı endüstrilere göre uyarlayarak teknolojik ve dijital dönüşümde benzersiz fırsatlar sunuyor. Sigorta dünyasına yönelik çözümlerden oluşan SAP for Insurance paketi, sigorta şirketlerinin ihtiyaç duyduğu verimlilik, kârlılık ve müşteri sadakatini sağlamayı başarıyor. SAP’nin çözümlerini kullanan sigorta şirketleri, türünün en iyisi iş süreçlerine kavuşuyor, reasürans süreçlerini optimize ediyor, yasal raporlama işlemlerini hızla ve doğru şekilde tamamlıyor.
Sigorta şirketleri SAP ile hasar yönetimini sadeleştiriyor, poliçe yönetimini standartlaştırıyor ve finansal mükemmellik elde ediyor. Öngörüye dayalı analiz sayesinde kritik konularda daha doğru kararlar alınabiliyor. Ayrıca şeffaflık artarken maliyetler azalıyor. Bütün bunların sonucu da doğrudan şirket gelirlerine ve poliçe sahiplerinin memnuniyet seviyesine yansıyor. SAP çözümlerinin sigorta endüstrisine sunduğu kapsamlı kurumsal platform: • Farklı kanallar üzerinde tutarlı müşteri deneyimi yaratıyor. • Müşterilerin beklentilerine daha hızlı yanıt verilmesini sağlıyor. • Kayıplardan kaynaklanan maliyetleri entegre bir hasar yönetim süreciyle düşürüyor. • Özel sigorta ürünlerinin geliştirilip piyasaya sunulma süresini kısaltıyor. • Yasal düzenlemelere uyumun takibini kolaylaştırıyor.
15
DOSYA KONUSU: SİGORTADA DAHA YÜKSEK KÂRLILIK................................................................................................................
Türkiye ve dünya sigortacılık endüstrisinde SAP
Dünya çapında 2000’den fazla sigorta şirketinin iş ortağı olan SAP, Türkiye’de de sigortacılık sektörüne inovasyon ve verimlilik artışı sağlayan çözümler sunuyor. SAP sigortacılık çözümleri, hasar oranı ve suiistimal (fraud) yönetimi sayesinde sigorta şirketlerinin kârlılıklarını artırırken, sigorta şirketlerinin finansal varlıklarının merkezden daha verimli yönetilmesine imkan tanıyor. Yüksek hasar-prim ve bileşik oranlar, düşen teknik kârlılık, lokal ve global mevzuata uyumluluk gibi sektörel endişelere karşı SAP çözümlerinin sağladığı avantajlar, Türkiye’deki sigorta şirketlerini rekabette öne geçiriyor. Dünyada 50’yi aşkın sigorta şirketinde toplam 500 milyon dolardan fazla hasar dosyası SAP Hasar Yönetimi çözümüyle yönetiliyor. SAP tahsilat ve ödemeler çözümü her ay 450 milyonu aşkın kişinin ödeme ve tahsilat işlemlerini gerçekleştiriyor. Avrupa’daki sigortacılara ait varlıkların üçte ikisi, yani toplamda 1,5 trilyon avroluk bir varlık, SAP Finansal Varlık Yönetimi çözümüyle yönetiliyor.
16
SAP’DEN SİGORTA ENDÜSTRİSİ ARAŞTIRMASI SAP, pek çok farklı ürünüyle hizmet verdiği sigortacılık endüstrisini daha yakından tanımak üzere 2014 yılında Ovum Araştırma Şirketi’yle dünya çapında bir araştırma yaptı. 400 banka ve sigorta kurumunu kapsayan araştırmasının sonuçları da Eylül 2014’te açıklandı. Araştırmanın en dikkat çeken sonucu şu: Finans ve sigortacılık endüstrisi hızla bulut bilişime geçiyor. Bulut artık bankalar ve sigortacılar için sadece maliyet avantajı sağlamıyor, aynı zamanda büyümenin de katalizörü oluyor. SaaS (Servis Olarak Yazılım) çözümleriyle operasyonlar sadeleşiyor, daha iyi ürünler geliştirmek mümkün oluyor ve yeni pazarlara açılım olanakları doğuyor. Banka ve sigortacılık sektörü yoğun rekabet ve sıkı düzenlemeler altında yüksek tüketici taleplerine yanıt vermeye çalışıyor. Bu sektörlerdeki şirketler bulutla verimliliklerini artırabileceklerini ve buna paralel
olarak özellikle SaaS söz konusu olduğunda rekabetçi pozisyonlarını koruyabileceklerinin farkına vardılar. Bugüne kadar yatay fonksiyonlara kısıtlı kalmış SaaS çözümleri, araştırmaya göre günümüzde bankaların %42’si ve sigortacıların %36’sı tarafından operasyonların büyük kısmıyla bütünleştirilmiş durumda. Araştırmada öne çıkan bulgular şöyle: • Sigortacıların %32’si, önümüzdeki 18 ay içinde SaaS harcamalarının belirgin derecede yükseleceğini tahmin ediyor. • Sigortacıların %27’si için SaaS, tercih edilen bulut çözümü. Sigortacılar için bulut yatırımları büyük ölçüde operasyonel fonksiyonlara yönelik olacak. • Ankete katılanların %36’sı düzenlemelere uyum, %35’i güvenilirlik ve erişim kolaylığı ve %31’i mevcut sistemlere adaptasyonda yaşanan zorlukları sorguluyor.
17
DOSYA KONUSU: SAPPHIRE NOW GÜNDEMİ...................................................................................................................................
SAP S/4HANA, GOOGLE, FACEBOOK VE ÇOK DAHA FAZLASI “Rakiplerimi tanımadan nasıl rekabet edebilirim ki? Müşterilerim hakkında nasıl daha fazla bilgi edinebilirim? Karşılaşabileceğim zorluklarla mücadele etmek için ne tür çözümlere ve nasıl bir insan gücüne ihtiyacım var ve bu kaynağı nereden bulabilirim? Elimdeki veriler geçmişi anlatmak yerine, geleceği öngörebilir mi? Giderek karmaşıklaşan bir dünyada nasıl sadeleşebilirim? SAP S/4HANA bana ne kazandırır? Kendi endüstrimde nasıl bir numara olabilirim?” Dünyanın her yerinde işletmeler ve yöneticiler benzer sorular soruyor. Cevaplar, 5-7 Mayıs’ta Orlando’da düzenlenen SAPPHIRE NOW’da verildi.
SAPPHIRENOW 18
............................................................................................................................................................................................................................... Hangi endüstride faaliyet gösterirseniz gösterin, yeni dönemin en temel kriteri, önceliği müşteriye vermek. SAP CEO’su Bill McDermott da SAPPHIRE NOW’da özellikle bu noktayı vurguladı. Erken yola çıkanların, yenilikleri erken dönemde benimseyenlerin hem kendi çalışanlarında hem de müşterilerinde bağlılık yaratmak için gerekli bütün araçlara sahip olacağını belirten McDermott, konuyu iki cümleyle çok net özetledi: “Büyük düşünmenin, veri odaklı strateji geliştirmenin zamanı
geldi. Yeni iş modelleri veriye dayanıyor ve veri odaklı işletmelerin sade, kesintisiz, kusursuz faaliyet göstermesi gerekiyor.”
Karmaşık BT altyapılarında sonun başlangıcı: SAP S/4HANA
Kusursuz faaliyet ve sadeleşme dediğimiz zaman, mutlaka SAP S/4HANA’dan (SAP Business Suite 4 SAP HANA) bahsetmek gerekiyor. Sürdürülebilir büyüme ve rekabette fark yaratabilmek için, kişilerin ve kurumların işlerini sadeleştirip fazla yüklerinden kurtulmaları çok önemli. SAP S/4HANA, insanları ve yazılım teknolojilerini bir araya getirerek gerçek zamanlı, bağlantılı ve basit iş süreçleri tasarlamaya imkan sağlıyor. Diğer bir deyişle, dijital çağ için tasarlanan SAP S4/HANA, 20. yüzyılın karmaşık BT altyapısının sonunun başlangıcı anlamına geliyor. Özellikle bağlantı ekonomisi (networked economy), bulut bilişim, büyük veri, Nesnelerin İnterneti (IoT) söz konusu olduğunda, SAP S/4HANA’nın önemi daha da artıyor. Dünya üzerindeki toplam verinin yüzde 90’ı son iki yılda üretildi. 2020 yılı itibarıyla da 50 milyar cihazın internete bağlı olacağı öngörülüyor. Bu, çok ciddi bir veri hacmi anlamına geliyor. Bu veriyi kolay ve gerçek zamanlı bir şekilde işleyemeyen, trendleri takip edemeyen işletmeler sürdürülebilir olamıyor. İşte bu noktada devreye giren SAP S4/HANA, mimarisi gereği kullanıcılarına sadeleşme, entegrasyon ve gerçek zamanlı karar alma yetkinlikleri sunuyor. Bu kurumsal yazılım platformu aynı zamanda basit kullanım, global şirketler arasında etkileşim ve gerçek zamanlı uygulama avantajları sayesinde kusursuz işletme modelini de mümkün kılıyor.
Pazarlamada yeni bir deneyim alanı: Facebook-SAP işbirliği
SAPPHIRE NOW’daki özel konuklardan biri, Facebook İş ve Pazarlama Ortaklarından Sorumlu Başkan Yardımcısı David Fischer oldu. Etkinliğe uydu bağlantısıyla katılan Fischer, SAP’nin 40 yılı aşkın süredir en küçük startup’lardan en büyük ölçekli işletmelere kadar her boyutta şirketin iş süreçlerini kolaylaştırdığını vurguladı. SAP’nin vizyonunun yaşam kalitesini artıran çözümler sunmak olduğunu
belirten David Fischer, Facebook’un da dünyayı daha şeffaf ve birbirine bağlı bir hale getirmek için çalıştığını söyledi. Temelde iki şirketin vizyonunun birbiriyle bu şekilde bütünleşmesi, Facebook ile SAP arasındaki işbirliğini daha da önemli hale getiriyor. Facebook kullanıcıları bir yandan aile üyeleri ve arkadaşlarıyla bağlantıda kalmak isterken, diğer yandan da ilgilendikleri markaların sayfalarını takip etmek, bu sayfalarda sunulan avantajlardan faydalanmak istiyor. Dünya genelindeki Facebook kullanıcılarının neredeyse yüzde 70’i, küçük ölçekli işletmelerin sayfalarını takip ediyor. Bu da yaklaşık 1 milyar kişi anlamına geliyor. Kısacası, Facebook’ta bir şirketin sayfasını beğendiğinizde, bir ürünle ilgili yorum yaptığınızda, bir beklentinizi dile getirdiğinizde sesiniz duyuluyor. SAP kurumsal yazılımlarının Facebook’a sağladığı imkanlar sayesinde, insanlar ile şirketler arasındaki etkileşim artıyor. Örneğin, reklam verenler dijital mecraları giderek daha fazla tercih ediyor. SAP ile Facebook’un birlikte geliştirdikleri araçlarla işletmeler, hedef kitle tanımlarına uygun müşteri adaylarını daha kolay bir şekilde belirleyebiliyor. Diğer bir deyişle, Facebook ve SAP işbirliği reklamcılık, pazarlama ve teknolojiyi bir araya getirerek işletmeler için daha iyi fırsatlar, bireyler için de daha etkili deneyimler sunuyor.
Dijital dönüşümde de SAP ile sadeleşin
McKinsey & Company araştırmasına göre, dijital dönüşümü benimseyen işletmeler, gelirlerini yüzde 30’a varan oranlarda artırabiliyor. Bu yönelimi yakından takip eden SAP de dijital dönüşüm sürecinde işletmelerin karmaşık yapılarını sadeleştirirken, bireylerin kişisel yaşamlarını da kolaylaştırıyor. SAPPHIRE NOW’da duyurulan SAP Digital organizasyonu, şirketlere, müşterilerine daha cazip dijital olanaklar sunma imkanı veriyor. SAP Digital sayesinde her ölçekten işletme, herhangi bir sipariş, fatura ya da teklif dokümanını SAP’den hızla alabiliyor. Bulut tabanlı, sadeleştirilmiş bir müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) çözümü olan SAP
19
DOSYA KONUSU: SAPPHIRE NOW GÜNDEMİ.................................................................................................................................. Digital for Customer Engagement ise hem bireylerin ihtiyaçlarını karşılıyor hem de işletmelerdeki satış ve müşteri hizmetleri servislerinin yetkinliğini artırıyor. Birkaç dakika içinde kurulumu tamamlanan çözüm sayesinde, örneğin bir müşteri şikayeti için birkaç dakika içinde kayıt ve servis fişi açılabiliyor ya da bir satış müdürü farklı sistemlerdeki (Outlook, Google ya da CSV dosyaları) önemli müşteri verilerini çekip tüm işlemleri tek noktadan yürütebiliyor. SAP Digital’ın temel bileşenlerinden birini de yepyeni bir satın alma deneyimi sunan SAP Store oluşturuyor. SAP hybris Commerce Suite üzerinde çalışan SAP Store, kusursuz bir “omnichannel” ticaret deneyimi sunuyor. Mağazadaki verilerin yönetimi ve güvenliği için de SAP HANA platformu kullanılıyor.
Google ile SAP bir araya gelirse ne olur?
SAPPHIRE NOW’daki en önemli duyurulardan biri, Google ile SAP arasındaki yeni işbirliği oldu. Google ve SAP “İş’te Sadeleşme,”“Verimlilik Artışı” ve “Daha Fazla İşbirliği” başlıkları altında, özellikle kurumsal mobilite, iş analitiği ve iş uygulamaları konusunda güçlerini birleştiriyor. Halen dünya genelinde bir milyardan fazla Android işletim sistemli akıllı telefon bulunuyor. Google’ın sunduğu Android for Work kurumsal mobilite çözümü, işletmelerin Android cihazları
daha fazla ve etkili kullanmasını hedefliyor. SAP de Android for Work uygulamasını, SAP Mobile Secure 2.7 gibi çözümlerle destekliyor. SAP ve Google arasındaki işbirliği, mobilitenin tüm yönlerini kapsıyor. Son kullanıcılar işlerini her yerden yürütebilirken, BT ekipleri de SAP Mobile Secure teknolojisi sayesinde tüm Android cihazların güvenle kullanılmasını sağlıyor. İşletmeler ise SAP HANA Cloud Platform mobil servisler ve Google
dönüştürüp birleştiriyor. Elde edilen ya da birleştirilen veriler, SAP Lumira’nın benzersiz görselleştirme, dashboard ve analitik becerilerinden yararlanıyor.
Play aracılığıyla, SAP’nin sunduğu bütün kurumsal mobil uygulamalardan faydalanabiliyor.
SuccessFactors entegrasyonuyla, kullanıcılar İK dokümanları için Google Drive’ı bir saklama alanı olarak kullanmaya başlayabilecek. Böylece İK uzmanları, çalışan bilgi ve belgelerine SuccessFactors üzerinden, Google Drive özellikleriyle ulaşabilecek. İşe alım sürecinde de SuccessFactors aracılığıyla adaylara iş teklifleri hızlı, kişiselleştirilmiş bir şekilde iletilebilecek. Adaylar ise özgeçmişlerini Google Drive’a ekleyerek mobil cihazları üzerinde kolayca başvuru yapabilecek.
SAP ve Google işbirliğinin bir başka yönü de iş analitiği. Dünya genelinde 5 milyondan fazla işletme, gerçek zamanlı işbirliği için Google Apps’i kullanıyor. SAP de kurumsal iş zekasında lider konumda bulunuyor. Bu iki şirketin uzmanlıklarını birleştirmeleri sayesinde, çalışanlar Google Apps ve SAP Lumira’yı sorunsuz bir şekilde kullanıyor. SAP Lumira’nın eklentileriyle, işletmeler kurumsal verilerine Google Sheets üzerinden erişebiliyor, bu verileri
İş uygulamaları açısından bakınca da SAP, her ölçekten işletmenin sadeleşmek için ihtiyaç duyduğu çözümlerde en geniş portföye sahip bulunuyor. Google ise çalışanların işlerini her ortamda yürütebilmeleri için gerekli uygulamaların tümünü sunuyor. İki şirket, çalışanların işini daha da kolaylaştırmak için çözümler ile uygulamaların entegrasyonunu sağlamak üzere işbirliği yapıyor. Bu işbirliği sonucunda çalışanlar verilerini SAP ve Google uygulamaları arasında kusursuz bir şekilde taşıyabilecek, SAP iş akışlarını Google Apps üzerinden yönetebilecek, SAP uygulamaları içinde Google servislerinden yararlanabilecek. Bu işbirliğinin ilk adımını SuccessFactors HCM ve SAP Fiori oluşturuyor.
SAP Fiori de Google Apps ile entegre olarak yeni bir deneyim sunuyor ve SAP Fiori üzerinden Google hizmetleri alınmasını sağlıyor. Örneğin bir kullanıcı, SAP Fiori içindeyken bir dokümanı doğrudan Google Drive’da saklayabiliyor. SAPPHIRE NOW’da Bill McDermott’ın açılış konuşmasını izlemek için mobil barkodu okutun.
20
21
TREND...................................................................................................................................................................................................
E-TİCARETTE TREND ÇOK NET:
“MULTI-CHANNEL”DAN “OMNI-CHANNEL”A YOLCULUK
Eskiden tek kanal üzerinden yapılan alım-satım işleri, yani ticaret, işletmelerin omurgasını oluşturuyordu. Zaman içinde mağaza, kısa mesaj, internet gibi birden fazla kanala ayrılan pazarlama süreçleri ortaya çıktı. Bugün ise pek çok farklı kanalı sanki tek bir kanalmış gibi tutarlı ve düzenli şekilde yürüterek pazarlamayı satışa dönüştüren “omni-channel” süreçlerden söz ediyoruz. Kısacası, CMO’ların işi giderek zorlaşıyor. Neyse ki hybris gibi çözümler var. İletişim teknolojilerinin yaygınlaşması ile artan iletişim kanalları, tüketicilerin ve tüketiciler ile birlikte kurumların da bu kanalları kullanmasını bir gereklilik olarak ortaya çıkardı. Bu sebeple birçok kurum 1990’lı yılların başından itibaren multi-channel (çok-kanallı) bir iletişim modeli kurgulayarak tüketicileriyle iletişimi çok daha tutarlı ve sürdürülebilir kılmak için çalışmalar yapmaya başladı. Tüketiciler ile kurumlar birçok kanal üzerinden iletişim halindeyken, bu iletişimin tutarlı bir şekilde ilerleyebilmesi için Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) gibi çözümler üretildi. Bu yolculukta öncelikle tüketicilerin kullanmak isteyecekleri e-posta, SMS, sosyal medya, internet gibi ek iletişim kanallarının kurumsal kullanıma açılması hedeflenirken, sonrasında bu kanalların birbirinden haberdar olması ile ilgili birçok çalışma da gerçekleştirildi. Örneğin, bir bankaya sahip olduğumuz kredi kartı ile ilgili bir şikayette bulunmuşken ve henüz şikayetimiz sonuçlanmamışken, bu kredi kartı ile ilgili ek bir teklif almak gibi sorunları, multi-channel CRM stratejileri uygulayarak çözebilir hale geldik. Multi-channel senaryolarda belli bir seviyeye gelmişken, gelişen teknoloji ile birlikte 2000’li yılların başında yeni bir ihtiyaçla daha karşılaştık. Artık tüketiciler bu iletişim
22
kanallarını sadece “iletişim” amacıyla değil, bir işlemi, bir süreci, bir satın almayı gerçekleştirmek için de kullanmaya başladı. Örneğin, sadece iletişim kanalı olarak kullanmaya başladığımız web siteleri, sonrasında elektronik ticaret yapılarına dönüştü ve bu yapılar üzerinden ticaret yapmaya başladık. Bu sürece ek olarak, tıpkı multi-channel CRM süreçlerinde olduğu gibi, bu ticareti sadece “web sitesi” üzerinden gerçekleştirmek yeterli olmadığı için, mobil cihazlar, sosyal medya kanalları ve çağrı merkezi gibi kanallardan da ticaret yapmak gibi bir gereklilikle karşılaştık. Ve tabii ki multi-channel bir etkileşime (interaction) alışık olan tüketicilerimizle birlikte şimdi de multi-channel bir ticarete/sürece (transaction) ihtiyaç duymaya başladık. Bu süreci birçok kanal üzerinde, sanki tekil bir kanal üzerinde ilerliyormuş gibi sağlayabilmemiz için de multichannel’dan bir sonraki adım olarak düşünebileceğimiz omni-channel süreçleri kurgulamaya başladık. Omni-channel yaklaşımı, tüketici ve kurum özelinde tanımlayabiliriz. Tüketici bakış açısıyla bu yaklaşım; bir süreci farklı kanallar üzerinden yürütürken, sadece bir kanal kullanıyormuş gibi tutarlı ve düzgün bir şekilde sürdürmek anlamına geliyor. Kurum açısından ise omnichannel uygulamalar, farklı iletişim kanallarının aynı sürecin adımlarını sorunsuz olarak yürütebilmesi ve
Satışa yansıyan kanal performansı Süreçlerini farklı kanallarla yürütebilen kurumlar, bu kanalları kârlılık, maliyet, hız, gibi konularda önceliklendirerek kanallar arasında bir planlama yapmaya başlayabildiler. Örneğin, mağaza satışlarını artırmak isteyen bir perakende firması, elektronik ticaret platformunu hayata geçirdikten sonra, “online satın al, mağazada teslim al” (buy online, pick up in store) fonksiyonlarını kullanarak, tüketicileri mağazaya daha çok çekmeyi başardı ve mağaza satışlarını yüzde 40 oranında artırdı.
...............................................................................................................................................................................................................................
tüketicilere “kanalsız” bir deneyim yaşatması şeklinde tanımlanıyor. Omni-channel stratejileri uygulamanın temel avantajlarından birini de farklı kanalları, farklı maliyetler ve avantajlarla tüketiciye sunarak, istenen kanal üzerinden işlem ve satın almaların gerçekleştirilmesini sağlamak olarak açıklayabiliriz. Tüketicileri istediğimiz kanalları kullanmaya motive ederek, hem ciddi bir rekabet avantajı sağlayabilir hem de tüketicilere çok daha zengin bir “müşteri deneyimi” sunarak müşteri sadakatini artırabiliriz.
Sahip oldukları kanalları stratejik olarak yönetebilen şirketler tüketicilerini yönlendirmeye ek olarak, iç süreçlerini de daha etkin bir şekilde kullanabilmeye başladı. Örneğin, bayi ve distribütör modeli ile çalışan kurumların B2C odaklı online ticarete girebilmeleri için önlerindeki en büyük engel, bir elektronik ticaret platformundan satış yapmaya başlamaları durumunda, bayi ve distribütörleri ile rekabete giriyor, onların müşterilerini “çalıyor” gibi görünmeleriydi. Omni-channel stratejiler uygulamaya başlayan kurumlar ise elektronik ticaret platformları ile son tüketicilere hizmet
verirken, arka planda bayi stoklarını satabilmeyi ve müşterileri bayiye göndererek satış süreçlerini bayiler ile birlikte tamamlamayı başardı. Özetlemek gerekirse, omni-channel yapı ile birlikte, pazarlama/ticaret/eticaret/bayi ağı gibi pek çok farklı noktadan geçen tek bir çizgi oluşturulması gerekti. Bu iş elbette göründüğü kadar kolay değildi ve yardım gerekiyordu.
hybris ile e-ticarette sorunsuz dönüşüm
SAP bünyesinde faaliyet gösteren hybris, e-ticarete odaklanırken
23
TREND.................................................................................................................................................................................................
Gartner’dan onaylı liderlik SAP’nin hybris Marketing çözümünün başarısı sadece kurumsal örneklerde değil, Gartner raporlarında da açıkça görülüyor. Gartner Pazarlama Kaynak Yönetimi (MRM) Magic Quadrant listesinde üst üste üç yıldır lider olan hybris hakkında en net bilgiyi, Gartner’ın “lider” tanımı veriyor: “MRM pazarının liderleri, sektöre örnek olacak düzeyde iyi performans gösteren çözümlerdir. Entegre MRM işlevlerini büyük ölçekli, kurum geneline yayılan, hatta global uygulamalarla işletmelerin hizmetine sunarlar. Böylece MRM’nin pazarlama süreçlerinin de ötesine taşınmasını sağlarlar.”
24
omni-channel yaklaşımı benimseyen yazılımlar sunuyor.
memnuniyetinin sağlanması kolaylaşıyor.
Tamamen pazarlama odaklı bir çözüm olan hybris Marketing, müşteri davranışları ile son derece çevik ve ölçeklendirilebilir bir platformu bir araya getirerek, nihai hedef olan müşteri memnuniyeti ve satış artışını teminat altına alıyor. İşletmeler bu çözüm sayesinde müşterilerine her kanaldan, ama tümüyle tutarlı bir şekilde ulaşarak gerçek zamanlı verilerle maksimum müşteri deneyimi yaşatıyor.
Müşterilerle başarılı bir iletişimin kilit noktasını, proaktif yaklaşım oluşturuyor. Bireylerin satın alma süreçlerini ve deneyimlerini gerçek zamanlı olarak almak ve işlemek, hybris Marketing çözümünün en büyük avantajı oluyor.
hybris Marketing çözümü sayesinde pazarlama ekipleri ve elbette şirketin CMO’su, müşterilerinin ne yaptığını, ne aradığını, ne istediğini anlıyor. Artık müşterilerin geçmiş deneyimlerini ya da alışkanlıklarını bilmek yetmiyor. “Anlık” bilgiler ve beklentiler kritik önem taşıyor. Bu beklentilere gerçek zamanlı karşılık verilmesi halinde, müşteri
Bir sonraki adım ise bu bilgileri eyleme dönüştürmek. Her şey bu kadar hızla değişip gelişirken, anlık verilerin aynı hızda işlenmesi sayesinde fırsatlar yakalanabiliyor. Fark edilen fırsatlar, yine hybris Marketing sayesinde pazarlama planına hızla uyarlanıyor ve bütçeler buna göre planlanıyor. Üstelik bütün bu süreç, işletmenin pazarlama sisteminin tamamında eş zamanlı olarak yaşanıyor. hybris hakkında detaylı bilgi için: kutalmis.damar@sap.com
BTC, hybris ile
e-ticarette tabuları yıkıyor Bilgi teknolojileri alanındaki deneyimini, e-ticarete yönelik hybris uygulamalarına yansıtan BTC ile artık hedeflerinize ulaşmanız çok kolay. Farklı tüketici profili ve satın alma trendlerine yanıt verecek satış senaryoları geliştirmek, tüketiciyi zincirden koparmadan, birbiriyle entegre kanallarla başarılı satışlar gerçekleştirmek için hybris ile tanışın. BTC Bilişim olarak hybris deneyimimizi sizinle paylaşmaya hazırız.
hybris’i bir de bizden dinleyin.
www.btc-ag.com.tr
TREND..................................................................................................................................................................................................
CONCUR’DAN SADECE İŞ SEYAHATLERİ İÇİN DEĞİL, TATİLLER İÇİN DE İDEAL ÇÖZÜMLER SAP bünyesindeki Concur, iş gereği sık sık seyahat etmek zorunda kalanları uçuş organizasyonları, faturalama, masraf formları gibi zaman alıcı ve sıkıcı süreçlerden kurtarıyor. Halen 25 milyondan fazla aktif kullanıcısı olan Concur, kurumsal dünyaya sunduğu seyahat ve masraf yönetimi kolaylığını, TripIt ile yıllık izinlere de taşıyor. eMarketer’ın araştırmasına göre, dünya genelinde iş seyahatlerine yapılan harcamaların 2015’te yüzde 8,6 artışla 1,3 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Böylesine büyük bir rakamın yönetimi de elbette kolay olmuyor. Herhangi bir şirketin herhangi bir çalışanının iş gereği yapacağı seyahatin planlanması, gerektiğinde revize edilmesi, masraf formlarının hazırlanması, faturalamanın yapılması gibi süreçler zaman ve emek istiyor. Oysa SAP bünyesindeki Concur ile iş
26
seyahatlarini kolayca planlamak ve belgelendirmek mümkün oluyor. 150’yi aşkın ülkede 23 binden fazla müşterisi, 4200 çalışanı ve 25 milyon aktif kullanıcısı olan Concur, seyahat ve masraf (T&E) yönetimi yazılımlarında lider konumda bulunuyor. Küçük ve orta ölçekli işletmelerde Concur çözümleri, SAP HANA tabanlı yeni SAP Business One Cloud çözümünü tamamlayarak her ölçekten işletmeye çok güçlü bir çözüm portföyü sunuyor.
Ağ tabanlı bir bulut çözümü olan Concur, iş seyahatini planlamanın ötesinde, sehayate çıkıldıktan sonra her türlü mobil cihaz üzerinden de uygulamaların kullanılabilmesini sağlıyor. Concur tarafından sunulan çözümler sayesinde bireyler kendileri için en doğru seçimleri yapma konusunda müthiş bir esneklik kazanıyor. Diğer bir deyişle, işletmelerde maliyet kontrolü için insanların konforunu feda etmek gerekmiyor.
27
TREND..................................................................................................................................................................................................
İş seyahatlerindeki rahatlığı özel hayata taşımak
Kurumsal seyahat ve masraf yönetimi çözümü olarak Concur’un kullanıldığı işletmelerde çalışanların bu konfora alışması çok kolay oluyor. Oysa kişisel tatilleri, yani yıllık izinleri aynı kolaylıkla planlamak mümkün değil. İş için Çin’e çok rahat gidebilen bir kişi, ailesiyle birlikte Budapeşte’ye gitmek
için çok daha zorlu bir araştırma, rezervasyon, organizasyon sürecinden geçebiliyor. Gidilecek yer seçildikten sonra gezi planları, rezervasyonlar, görülmesi gereken yerler gibi detaylarla uğraşmak çok zaman alıyor. Özellikle rezervasyon işlemlerini online yapmak ise pek çok farklı web sitesine
kayıt yaptırmak, onay e-postalarını cevaplamak, değişiklik yapabilmek için sayısız form doldurmak gibi can sıkıcı süreçlere neden olabiliyor. Concur, kişisel seyahatler için sunduğu TripIt çözümüyle, şirketlerdeki seyahat konforunu özel hayata da taşıyor.
Tatilde de “sadeleşin”
SAP’nin “sadeleştirme” vizyonuyla bire bir örtüşen Concur’un geliştirdiği TripIt uygulamasında, kullanıcının gideceği yer, tercih ettiği ulaşım aracı ve ortalam fiyat gibi temel bilgileri TripIt’e göndermesi yereli oluyor. TripIt bu bilgileri kullanarak ve seyahati çok daha kolay hale getirecek diğer temel ihtiyaçları otomatik olarak tespit ederek seyahat planını çiziyor. Üstelik bu plana günlük hava tahminleri, yerel haritalar, görülmesi gereken yerler gibi ek bilgileri de ekliyor. Seyahate çıkacak kişiler, bu bilgilerin çıktısını alabiliyor ya da herhangi bir mobil cihaz üzerinden takip edebiliyor.
CONCUR ÇÖZÜMÜNÜN TEMEL BİLEŞENLERİ Concur® Travel
İş seyahatlerini, özellikle de birden fazla lokasyona yapılacak olan seyahatleri planlamak Concur ile çok daha kolay hale geliyor. Concur üzerinde yer alan rezervasyon aracı sayesinde, şirket politikasına ve belirlenen fiyatlara en uygun seçenekler sunuluyor.
Concur For Mobile
Concur seyahat yönetimi uygulamasının en önemli özelliklerinden biri, web tabanlı olması ve bütün mobil cihazlarda kullanılabilmesi. Dolayısıyla, seyahate çıktıktan sonra bir değişiklik yapmak ya da henüz yoldayken bir sonraki seyahati planlamak hiç de zor olmuyor.
28
Concur® Expense
Concur masraf yönetimi çözümü sayesinde, çalışanların iş seyahatlerinde yaptıkları harcamalar tümüyle şeffaflaşıyor. Böylece hem masraflar hem de şirket politikalarına ve yasal yükümlülüklere uyumluluk kontrol edilebiliyor. Üstelik bütün bu süreç tamamen bilgisayarlar ya da akıllı mobil cihazlar üzerinden, evrak gerekmeksizin gerçekleştirilebiliyor.
Concur® Invoice
Concur’un faturalama uygulamasıyla, yapılan harcamalara ilişkin faturaların onay ve ödeme süreçleri müthiş bir hız kazanıyor. Tamamen bulut üzerinde yapılan faturalama işlemlerinde harcamaların da titizlikle kontrol altına alınması mümkün oluyor.
Üstelik seyahatle ilgili bütün bilgiler TripIt üzerinde güvenle saklanarak sonraki seyahatlerde kullanılabiliyor. İş seyahatlerindeki konforu kişisel tatillere de taşıyan ve temel hizmet paketini ücretsiz olarak sunan TripIt şu özellikleri içeriyor: Ana Seyahat Planı: Bütün seyahat planlarınızı tek bir noktada topluyor. Mobil Erişim: Seyahat planlarınıza istediğiniz yerden, istediğiniz zamanda, istediğiniz cihaz üzerinden erişmenizi sağlıyor. Paylaşım: Seyahat bilgilerinizi istediğiniz kişilerle paylaşmanıza imkan veriyor. Takvim Senkronizasyonu: Seyahat planlarınız ile takviminizi senkronize ediyor. Böylece tatil planlarınız iş takviminizle çakışmıyor. Yolcu Profili: Temel seyahat belgelerini ve iletişim listesini tek bir noktada saklıyor. TripIt çalışma sistemini anlatan video için mobil barkodu okutun.
29
TREND...................................................................................................................................................................................................
SAP’DE SUCCESSFACTORS İLE DAVRANIŞ BAZLI LİDERLİK MODELİNE GEÇİŞ Pazarlama, iletişim, tedarik, insan kaynakları gibi pek çok konuda alışkanlıklar hızla değişirken, “liderlik” kavramının tanımı da güncelleniyor. Teknolojik çözümlerle de desteklenen yeni “liderlik” anlayışı, yetkinlikten ziyade davranışlara odaklanıyor. Bu yaklaşımın dünya genelinde en büyük temsilcilerinden olan SAP, sunduğu çözümlerle kurumların daha iyi iş yapmasını sağlarken, kendi bünyesinde de önemli değişimlere imza atıyor. Çalışanların hayatında olumlu farklar yaratmaya odaklanan SAP, nitelikli ve yetişmiş insan kaynağını, en önemli öz varlığı olarak değerlendiriyor. SAP Türkiye, önemli bir yolculuk olarak gördüğü mükemmel işyeri kültürünü yaratma ve çalışanlar için en iyi işveren olma hedefiyle insan kaynağına sürekli yatırım yapıyor. Bu doğrultuda, çalışanların potansiyellerini ortaya koyabilmelerine yardımcı olacak
30
İnsan kaynağı, işletmelerin en önemli varlığı. Dolayısıyla, insan kaynakları birimlerine özel kurumsal yazılım çözümleri de giderek daha fazla ilgi çekiyor. SAP, SuccessFactors çözümüyle işletmelerin İK süreçlerini kolaylaştırmanın yanı sıra kendi içindeki benzer süreçleri de yine bu çözümle yönetiyor. SAP, yetkinlik bazlı liderlik modelinden davranış bazlı liderlik modeline SuccessFactors ile geçiyor. uygulamalara yönelik yatırımlarını artırıyor. Şirket hedefleriyle paralel bir şirket kültürü oluşturarak, yaratıcılığa imkan tanıyarak, çalışanları karar verme
süreçlerine dâhil ederek, şeffaf iletişim anlayışıyla, açık geri bildirim kültürüyle, doğru yetenek yönetimi sistemleriyle mutlu ve şirkete bağlı çalışanlar yaratarak başarıya ulaşabileceğine inanıyor.
Yetkinlik bazlı liderlikten davranış bazlı liderliğe
SAP, mutlu ve kurumsal bağlılığa sahip çalışanlardan oluşan bir şirket ortamı yaratılması için doğru bir liderlik yaklaşımı altında, çalışanların süreçleri sahiplenmesi ve tüm insan kaynakları süreçlerinin birbiriyle entegre yürütülmesi gerektiğine inanıyor. Şirket, özellikle son yıllarda liderlik yaklaşımı ve yetenek yönetimi konularında önemli çalışmalar yapıyor. SAP’nin insan kaynakları politikalarındaki en dikkat çekici değişim, yetkinlik bazlı liderlik modelinden davranış bazlı liderlik
............................................................................................................................................................................................................................... konusunda eğitilerek bir sonraki kariyer adımlarına hazırlanıyor.
Y kuşağının beklentileri farklı
modeline geçmek oldu. Liderlerin gelişimlerini bu doğrultuda destekleyebilmek için kariyerinin başında olan ya da uzun yıllardır yöneticilik yapan liderlere farklı gelişim imkanları sunuluyor. Davranış bazlı liderlik modeli üç temel unsur üzerinde yükseliyor. Bunlardan ilki, iş süreçlerini sadeleştirmeye liderlik etmek. Bu vizyon, SAP’nin de kurumsal sloganı olan “Run Simple”da kendini gösteriyor. Yetenek gelişimine öncülük etmek ve müşteri başarısına yönelik çalışmak, yeni liderlik modelinin üç ayağını tamamlayan diğer iki unsur olarak göze çarpıyor. SAP’de geleceğin liderleri, şirket stratejilerini ve hedeflerini destekleyen yeni davranış modelleri
Yetkinlik bazlı liderlik modelinden davranış bazlı liderlik modeline geçişin önemli bir nedeni, milenyum nesli olarak da bilinen Y kuşağının istihdamda ağırlığının artması ve kariyer basamaklarında yükselişe geçmesi oldu. Y kuşağı için şirkete bağlılık ve lidere güven, iş yaşamında mutlulukta vazgeçilmez kriterler. SAP’nin, geleceğin iş gücünün ihtiyaçlarını, beklentilerini ve iş dünyasına katacaklarını öngören bir araştırma için Oxford Economics ile yaptığı işbirliği, bu kuşağı daha yakından tanımayı hedefliyor. “Workforce 2020” (2020’nin İş Gücü) raporu kapsamında dünya çapında 27 ülkeden 5.400’den fazla profesyonel ve 30’a yakın üst yöneticiyle görüşmelerin sonucunda, kurumların büyük bir kısmının, iş gücüne katılan Y kuşağının ihtiyaçlarını, beklentilerini ve gelişim fırsatlarını değerlendiremediği görüldü. Global olarak şirketlerin üçte ikisinin iş gücüne yatırım yapmadığı da ortaya çıktı. Workforce 2020 araştırmasına göre kurumlar Y kuşağını yanlış tanıyor ve kurumlarda nesiller arası liderlik problemi yaşanıyor. Workforce 2020 araştırmasına göre, Türkiye’deki üst düzey yöneticilerin %61’i, iş gücüne katılan Y kuşağının, kurumların insan kaynakları stratejisinin dönüşümüne kaynaklık ettiğini düşünüyor. Y kuşağının iş gücünde artan ağırlığına karşılık profesyonel memnuniyeti düşüşte. Türkiye’deki çalışanların sadece %41’i işlerinden memnun olduklarını söylüyor. Türkiye’deki yöneticilerin %70’i şirket içi eğitim ve profesyonel
SUCCESSFACTORS NEDİR? Bulut tabanlı İK hizmetlerinde SAP, SuccessFactors ile yeni bir boyuta geçiyor. SAP HANA Cloud Platform ile desteklenen SuccessFactors her sektör ve her ölçekten şirkette uyum, çalışan performansında da optimizasyon yaratıyor. Büyük ölçekli kuruluşlara yönelik uygulamaların bileşenleri, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ihtiyaçlarını da karşılayacak şekilde uyarlanabiliyor.
SuccessFactors’ın entegre yetenek yönetimi çözümleri şunları içeriyor: Eğitim; Performans ve Hedefler; İşe Alım; Ücret Planlama; Yedekleme ve Gelişim; İş Gücü Planlama; kilit veriler, karşılaştırma noktaları ve en iyi uygulamaları da kapsayan İş Gücü Analizi; SuccessFactors Mobil; bütün İK sistemini bir arada tutan yeni nesil Çalışan Merkezli Uygulama (Employee Central).
gelişim fırsatları sunduklarına inanıyor. Fakat çalışanların sadece %36’sı profesyonel gelişim araçlarından faydalandıklarını belirtiyor. Workforce 2020 araştırmasının global sonuçlarına göre Y kuşağının isteklerine kulak veren şirketler, çalışanlarının daha verimli ve daha mutlu bir iş ortamına hayat vermesini sağlayabiliyor. SAP de bu veriler doğrultusunda global insan kaynakları politikasını sürekli geliştiriyoruz.
SuccessFactors ile uçtan uca insan kaynakları SAP İnsan Kaynakları çözümleriyle birlikte SuccessFactors ürününü de kullanarak entegre insan kaynakları süreçlerini hayata geçiriyor. Diğer bir deyişle SAP, müşterilerine sunduğu çözümleri kendi süreçlerinde de uygulayarak, kurumsal performansını sürekli iyileştiriyor. SAP artık tüm çalışanlarına mobil ve bulut uygulamalar aracılığıyla geleceklerini kolaylıkla yönlendirme imkanı tanıyor. Bu çerçevede her bir çalışana bir yetenek gözüyle bakılıyor ve kişiye özel gelişim imkanları sunuluyor.
Yetenek uçurumunu kapatmaya yardımcı olmak ve Y kuşağının beklentilerini de karşılamak üzere SAP, şirketlerin sürekli öğrenme kültürü oluşturmasına yardımcı olacak SuccessFactors Learning çözümünü geliştirdi. SAP’nin profesyonel eğitim stratejisinin önemli bir parçası olan uygulama, kurumların istedikleri zaman ve şekilde kurum içi eğitim sunmalarına yardımcı oluyor. SuccessFactors Learning, SAP Öğrenme Merkezi sitesinde hizmet sunuyor. 45 binin üzerinde üyesi bulunan SAP Öğrenme Merkezi, gerçek zamanlı bellek içi platformu SAP HANA, bulut ve mobilite gibi inovasyonlar başta olmak üzere 4000’in üzerinde eğitim içeriğine erişim sunuyor. Dünyanın dört bir yanındaki kişilerin SAP bilgi birikimine erişimini önemli ölçüde artırmaya yönelik uygulamada 80’den fazla derse ücretsiz erişilebiliyor. SAP Öğrenme Merkezi’nin öğrencilere yönelik versiyonu ise bilgi teknolojilerinde yetenek uçurumunun kapanması için üniversite öğrencilerini SAP sertifikasyon sınavlarına ve SAP kariyer rotasına hazırlayacak bilgilerle donatıyor.
31
TREND...................................................................................................................................................................................................
SAP TÜRKİYE, GENÇ GİRİŞİMCİLERİ “HIZLAN FARKYARAT” PROGRAMINDA BULUŞTURUYOR SAP, dünyayı daha yaşanacak bir yer haline getirme misyonuyla yürüttüğü Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerine bir yenisini ekledi. Toplum için katma değer üretmeyi amaçlayan ve girişimciliğe destek vererek sivil toplum kuruluşları ile sosyal projeler geliştiren SAP, Ashoka Vakfı işbirliğiyle genç sosyal girişimcilik ekosistemini büyütmeye odaklanan “Hızlan FarkYarat” projesini başlattı.
32
............................................................................................................................................................................................................................... “Hızlan FarkYarat” projesi kapsamında SAP ve Ashoka Vakfı beş genç girişimciye bir yıl boyunca destek verecek. 12 ay sürecek hızlandırma programında eğitim, teknoloji gibi farklı alanlarda Türkiye’deki dezavantajlı gençleri güçlendirmeyi hedefleyen projelere destek sağlanacak. Seçilen beş projeye mentoring, eğitim ve bütçe katkısının yanında pazarlama olanakları da sunulacak. Proje sahipleri, sosyal girişimleriyle ilgili giderleri karşılamak üzere aylık
burs alacaklar. Ashoka ağından ve SAP Türkiye gönüllüler ekibinden yüksek kaliteli mentorluk ve koçluk eğitimi alma imkanına da kavuşacaklar. Kapasite geliştirme süreci boyunca aylık toplantılar, bireysel mentorluk oturumları, özel eğitimler, Ashoka ve SAP etkinliklerine katılım için genç girişimcilere davet sunulacak. Program kapsamında sosyal girişimcilerin yarattığı sosyal etkiyi ölçme ve ardından sistematik olarak artırmaları konusunda da SAP teknolojisi seferber edilecek. Ayrıca pazarlama anlamında girişimciler SAP ve Ashoka’nın bilgi birikiminden ve iletişim ağından faydalanabilecek. “Hızlan FarkYarat” programına kabul edilen beş genç girişimci ve projeleri şöyle:
Askıda Ne Var, Oğuzhan Canım (29), İstanbul
Bir üniversite öğrencisinin farklı bir şehirde yaşaması, ailesinin üzerinde çok büyük bir maddi yük yaratıyor. Bu durumda üniversite öğrencileri zaruri giderlerinin haricinde tiyatro, sinema, kurs, konser gibi etkinliklere katılmak için bütçe ayıramıyor, hatta bazı öğrenciler yarı/tam zamanlı bir işyerinde çalışmak zorunda kalabiliyor. Askıda Ne Var, devlet üniversitelerinde okuyan üniversite öğrencilerine, sponsorlar desteğiyle ayda 1000’den fazla etkinlik bileti, 20.000 TL değerinde yemek sağlamayı hedefliyor. Üye restoranlara “Üniversite öğrencisine yemek ısmarlamak ister misiniz?” yazan bir pano asılıyor ve masalara üniversite öğrencisine nasıl yemek ısmarlanacağını anlatan broşürler bırakılıyor. Askıya yemek bırakmak isteyenler, yedikleri yemeğin haricinde kasaya ücret ödüyor ve aldığı ekstra fişi panoya asıyor. Restorana gelen üniversiteliler de panodaki fişi alarak ve öğrenci kimliğini ibraz ederek ücretsiz şekilde yemek yiyebiliyor. Ayrıca sponsor desteğiyle Twitter üzerinden üniversitelilere yüzlerce tiyatro bileti, sinema bileti, konferans bileti, kıyafet, saat, kitap, dergi gibi ürün ve hizmetler dağıtılıyor. www.askidanevar.com www.facebook.com/askidanevar www.twitter.com/askidanevar instagram.com/askidanevar
Yazılım Kulübü, Tugay Tuna (18), Edirne
Yazılım Kulübü, lise öğrencilerinin teknolojiyi tüketen değil, üreten bireyler olmasını sağlıyor. Genç yaşta yazılım geliştirmeyi öğrenmek isteyenlerin yaşadıkları sorunları en aza indirmek üzere kurulan Yazılım Kulübü halen dokuz farklı okulda faaliyet gösteriyor. Bu okullarda 200’ün üzerinde öğrencisi olan Yazılım Kulübü, ikinci senesindeki bu büyümeyi, gelecek senelerde de aynı hızla devam ettirmek istiyor. Lise öğrencileri, haftada iki ya da üç gün, okul sonrasında birkaç saatlerini ayırarak bir yıl boyunca alabilecekleri bu eğitim sayesinde mobil uygulama geliştirebilir ve bunu uygulama marketinde yayınlayabilir hale geliyor. Proje kapsamında, internet sektöründeki başarı hikayelerinin yaratıcılarının Yazılım Kulübü’ne davet edilmesi de planlanıyor. yazilimkulubu.tugaytuna.net facebook.com/YazilimKulubuTR twitter.com/YazilimKulubuTR
YAŞÖM (Yaşayarak Öğrenme Merkezi), Meryem Aydın (22), Nefise Dindar Bugün İstanbul’da 184 bin genç üniversiteye giriş sınavında %5’lik dilime girecek kadar başarılı olduğu halde, özellikle vakıf üniversitelerindeki akranlarının sahip olduğu bireysel ve sosyal gelişimi sağlayacak birçok faaliyetten mahrum kalıyor. Dolayısıyla gençler arasında açık bir fırsat eşitsizliği bulunuyor. Yaşayarak öğrenmenin önemine inanan YAŞÖM, bu eşitsizliği ortadan kaldırmak için çeşitli fırsatlar sunuyor. Fırsat eşitsizliğini, 3F hareketinden yola çıkarak (Fark et- Fark Ettir-Fark Yarat) çözmeye çalışan YAŞÖM’de 2011’den bu yana gerçekleştirilen tüm faaliyetler yine gençler tarafından koordine ediliyor, gençler kendi istek ve ihtiyaçları doğrultusunda aktiviteler geliştirebiliyor. YAŞÖM gençlere, fırsatlardan haberdar olabildikleri, kendi tespit ettikleri ihtiyaçlarını başka gençlerden öğrenebildikleri, yeteneklerini paylaşabildikleri ve toplum için olan fikirlerini hayata geçirebildikleri bir gençlik alanı sunuyor.
33
TREND.................................................................................................................................................................................................. Ocak 2011’den bu yana 5648 gence duyurulan faaliyetler şunları içeriyor: Avrupa Dilleri Konuşma Kulüpleri, Kapasite Geliştirme Atölyeleri, Dünya Kültür Akşamları, Doğu Batı Kampları, Avrupa Birliği Gençlik Projeleri, “Kep Atmaya Hazırım” Projesi, Genç Sosyal Girişimciler Buluşması, Toplumsal Destek Gönüllülük Çalışmaları. www.yasom.org www.facebook.com/ yasayarakogrenmemerkezi twitter.com/yasomistanbul instagram.com/yasomistanbul
SineMASAL, Enes Kaya (28), İstanbul
SineMASAL, kırsalda yaşayan çocukları, sinema başta olmak üzere, sanatın tüm renkleri ile tanıştıran bir sosyal girişim projesi olarak dikkat çekiyor. “Bir çocuk değişirse dünya değişir” sözüne yürekten inanan SineMASAL ekibinin en önemli etkinliklerinden biri Açık Hava Sinema Festivali. Sabahın ilk ışıklarıyla köylere giriş yapılarak, onlara yaşayacakları masalsı günün müjdesi veriliyor. Gün
34
boyu kukla yapımından yüz boyamaya kadar birçok eğlenceli aktivite gerçekleştiriliyor. Havanın kararması ile birlikte festival, gönüllü performans sanatçılarının Flamenko dansı, jonglör, pantomim, sihirbaz ve kukla gösterileri ile devam ediliyor. Gecenin kapanışı ise açık havada, herkesi farklı hayallere sürükleyen filmlerle yapılıyor. Bugüne dek Türkiye’den ve Avrupa’nın altı ülkesinden 195 gönüllü ile 17 bin çocuğa ulaşan SineMASAL projesi, gittiği köylerin %87‘sinde köy halkını ilk defa sinema ile buluşturdu. www.SineMASAL.org www.facebook.com/sinemasalorg twitter.com/sinemasalorg instagram.com/sinemasalorg/
Güneşin Çocuklarına Yardım Kulübü, Erkam Avcı (26), İstanbul
Güneşin Çocuklarına Yardım Kulübü, köy çocuklarına umut oluyor ve
isterlerse her şeyi başarabileceklerini anlatıyor. Sadece çocuklarla değil, yetişkinlerle de iletişim kuran Kulüp, çocuklarına inanır ve onları severlerse daha güzel bir geleceğin kurulabileceğini hatırlatırken, köy öğretmenlerine de yaptıkları fedakârlıklar için teşekkür ediyor. 15 Mart 2010 tarihinden bu yana sadece üniversite öğrencilerinin emekleriyle 48 ilde 80 köy okulu ve yatılı bölge okulunda projeler gerçekleştiren Güneşin Çocuklarına Yardım Kulübü, yüzlerce kütüphane ve oyun odası kurdu. Her köyde altı saat kalarak bilimden sanata, edebiyata kadar 20 farklı etkinlik gerçekleştirdi. 20 bin öğrenciye bire bir dokunan Kulüp, yüzlerce veliye de sevginin önemini anlattı. Bu çalışmaların ardından velilerin okula sahip çıkmaya, öğrencilerin de daha yüksek akademik başarılar kazanmaya başladığı görüldü. www.gcyk.org www.facebook.com/ GunesinCocuklarinaYK
.................................................................................................................................................................. KÖŞE YAZISI
ENDÜSTRİ 4.0 NEDEN ÖNEMLİ? NE ÖLÇÜDE verimli üretim yaptığımızla değil, NEDEN üretim yaptığımızla ilgili.
Uğur Candan SAP Türkiye Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Dünya, üç endüstri devrimi yaşadı. Bunlardan ilki (Sanayi Devrimi) buhar gücünden ve makineleşmeden yararlanarak verimliliğin artırılmasını sağlamıştı. İkinci devrim, elektrik ve seri üretim (montaj hattı) ile birlikte geldi. Üçüncü ve en yeni gelişme ise elektronik ve bilgi teknolojileri (BT) kullanımıyla otomasyondaki hızlanma oldu. Ve şimdi de dördüncü endüstri devriminin eşiğindeyiz. Endüstri Platformu, bu devrimi şöyle tanımlıyor: “ENDÜSTRİ 4.0, gömülü sistemlerden siber-fiziksel sistemlere doğru teknolojik evrilme anlamına gelir.” İlk endüstri devrimi, üretimin GİRDİ kısmıyla ilgiliydi. Buharlı motorun da yardımıyla, yeni bir enerji kaynağı ortaya çıkmıştı. İkinci endüstri devrimiyle insanlık, ÇIKTI’ya odaklanmaya başladı. En önemli kaygı “kitleler için üretim” yapmaktı. Dolayısıyla üçüncü devrim de VERİMLİLİK konusuna, yani ürünlerin pazara çıkış süresini kısaltıp modüler tasarımlar yapmaya odaklandı. Dördüncü endüstri devrimi ise kullanıcı deneyiminden yola çıkıp üretimde geriye doğru gitmeye dayanıyor. Diğer bir deyişle endüstri artık: HANGİ girdi ya da çıktıları ürettiğimizle değil,
Bizim için temel sorular şunlar: “Üretim ve pazara sunum sistemlerinin ortak aklı olabilir mi?” “Bu sistemler kendi başlarına anlama ve eyleme geçme becerisine sahip olabilir mi?” Bu açıdan bakıldığında Endüstri 4.0 için neyin gerekli olduğu açık: Daha hızlı, daha akıllı ve işbirliğine dayalı bir tedarik zinciri. Bu sıfatları tek tek ele alıp detaylandıralım. İşbirliğine dayalı: Burada özellikle “bağlantılı (connected)” sıfatını kullanmaktan kaçındım. Çoğunlukla bütün Endüstri 4.0 metinlerinde “Nesnelerin İnterneti” (IoT) konusuna odaklanıyoruz. Üretim tesisleri ve ürünler/bileşenler birbirlerine bağlanıp karşılıklı iletişim kurarak tamamıyla esnek bir üretim ve dağıtım ortamı yaratacak. Bu elbette ki gerekli bir bağlantı, ama yeterli değil. NEDEN sorusu ve kullanıcı deneyimi eksik kalıyor. Bağlantı ve işbirliğinin, kullanıcı deneyimini de kapsaması gerekiyor. Dolayısıyla “bağlantı” kavramı sadece bileşenlerle değil, tedarik zincirinin tamamını tetikleyen kullanıcı deneyimleriyle de ilişkili. Son kullanıcılardan geri bildirim almak ve sadece tedarikçilere değil, ilgili tüm taraflara anında katma değer sağlamak önemli. Bağlantılı otomobil lastikleri, iyi bir örnek olabilir. Lastiklerin değişim zamanı geldiğinde servise uyarı veren ya da lastik aşınmasını en aza indirecek şekilde araba kullanma konusunda sürücüye önerilerde bulunan lastikler olduğunu bir düşünün. Veya bir kafede bağlantılı bir içecek musluğu kullanılsa, bu musluk tüketim konusunda bilgi verebilir, günlük tüketim miktarını gösterebilir, gün içindeki tüketim modellerini
algılayabilir, buna göre fiyat ve promosyon önerilerinde bulunabilir, müşterilerin içecek tercihlerine göre tavsiyeler verebilir. Kısacası, “toplu üretimden toplu kişiselleştirmeye” geçebilir. Bütün bunların yapılabilmesi için de ağ sisteminin daha akıllı olması gerekiyor. Bugün “akıllı” sözcüğünün karşılığı aslında “yapay zeka”. Bu bağlamda en yeni sistemler ise “kendi kendine öğrenme” (self learning) ve “derin öğrenme” (deep learning). Derin öğrenmenin en büyüleyici yanı, insan beyninin çalışma sistemini modellemeye çalışması. Burada kritik unsur, öğrenme becerisi kazandırmak. Örneğin, hastane sistemleri hasta bilgilerinden, farklı klinik yöntemlerin başarısından, farklı hastanelerde yapılan klinik deneylerden yola çıkarak, yani öğrendiklerine dayanarak hekimlere anında önerilerde bulunabilir. Bir telekomünikasyon operatörü, şebeke servislerinin geçmiş performansına ve müşteri sayısındaki dalgalanmalara bakarak bilgi edinip müşteri memnuniyetsizliğini en aza indirmek için önleyici senaryolar oluşturabilir. Peki ya daha hızlı olma ihtiyacı? Hızlı olmadığımız takdirde, yukarıda anlattıklarımızı yine yapabiliriz ama anında hizmet sunamayız. Her şey birbirine bağlıyken, online topluluklar kullanıcı deneyimi konusunda gerçek zamanlı veriler sağlarken, alt sistemler doğru girdileri talep ederken, hızlı olmaktan, hatta eskisinden en az 100 kat hızlı olmaktan başka çaremiz yok. SAP HANA, işte bütün bu ihtiyaçları karşılayan bir platform. Endüstri 4.0 devriminin sizin işletmenizi nasıl şekillendirebileceğini görmek için bizimle temasa geçin. ugur.candan@sap.com
35
PORTRE.................................................................................................................................................................................................
“YENİLİKÇİ İŞ MODELLERİ, ÇOK NARİN BİTKİLER GİBİDİR, HER ORTAMDA YETİŞMEZLER.” İnovasyon, kimi zaman mevcut sorunlara ya da zorluklara sıfırdan, yepyeni bir çözüm geliştirmek olarak algılanıyor. Oysa inovatif olmak mutlaka yeni bir şey yaratmak değil, mevcut modelleri ya da sistemleri yenilikçi bir şekilde kullanarak çözüm üretmek şeklinde de tanımlanabilir. Türkiye’nin en önemli melek yatırımcılarından Hasan Aslanoba, inovasyon ve melek yatırımcılığı SAP Forum okurları için anlattı.
36
Hasan Aslanoba, Erikli Su ile başladığı yolculuğunda rota değiştirerek yeni fikirlere, yeni projelere, inovatif düşüncelere odaklanan bir isim. Yatırımcı, girişimci, mentor, konuşmacı ve rol model olarak farklı sorumlulukları yerine getiren Aslanoba, ana misyonunu “Türkiye’de internet tabanlı iş modellerini desteklemek” olarak tanımlıyor.
Yatırımcılığın kilit noktaları nelerdir? İyi bir yatırımcı nasıl olmalı?
Öncelikle Melek Yatırımcılık kavramını tanımlamam gerekir: Varlıklı bireylerin
kendi özel sermayelerini, startup denen erken aşama şirketlerine yatırmasına Melek Yatırımcılık diyoruz. Bu şirketler genelde internet teknolojilerinin avantajını kullanarak işlerini hızlıca büyütme iddiası taşıyorlar. Kurucuları da çoğu kez vizyoner ve iyi eğitimli gençlerden oluşuyor. Startup şirketler erken aşamada olduğu için genellikle riskleri yüksektir, bu nedenle bir melek yatırımcının riskini dağıtmak için çok sayıda şirkete yatırım yapması gerekiyor. Örneğin, ünlü melek yatırımcı David Rose en az 20 şirkete yatırım yapılmasını tavsiye eder. Yatırım
............................................................................................................................................................................................................................... Türkiye’deki yatırımlarımdan öne çıkanları şöyle sıralayabilirim: Bitaksi, İncir, İninal, Modanisa, Düğün, Mealbox, Taşıt, Webrazzi, Etohum, Modacruz, Hemenkiralık, BuldumBuldum, Vivense, DoktorSitesi, HotelRunner, Insider, MobilOtoServis.
Yatırımlarınızı seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Öncelikle, bir işin tuttuğunu, yani ivmelendiğini görmeliyim. Niş bir pazarda değil, büyük bir pazarda büyük bir sorunu çözüyor olması gerekir. İkna olabilmem için bir startup, müşterisinin problemini ve buna karşılık sunduğu çözümü çok iyi tarif edebilmeli. Kurucu ortakların yetkinliği de kararımıza yüzde 60 etki eder. Ekibin bilgisi, tecrübesi, işe adanmışlığı, etik anlayışı ve motivasyonu son derece önemli. Sadece bugün değil, gelecekte işler büyüdüğünde de bu ağır yükü taşıyabilmeliler. alan bu şirketlerin bazıları batıyor, bazıları ise inanılmaz derecede başarılı oluyor. Başarılı şirketlerin kurucuları kendi dahice yetkinliklerini, internet ve mobil teknolojilerin avantajları ile birleştirerek şirketlerini çok değerli hale getirebiliyorlar. Portföyünüzdeki startup’lardan 2-3 tanesi bile çok başarılı olduğunda, tüm yatırımınızı kurtarmakla kalmıyor, 4-5 katı geri dönüş sağlayabiliyorsunuz. Ancak melek yatırımcılıkta bilgi ve tecrübe önemlidir; yeterince bilgi ve tecrübe edinmeden büyük riskler almak doğru değil.
İnovatif girişimlere yatırım yapmayı diğer yatırımlardan ayıran özellikler nelerdir?
İnovatif girişimler genelde çok hızlı büyüyen, ancak para yakan startup’lardır. Sonuçta hızlı büyüme, belli dönemlerde sermaye artışları ile finanse edilir. Çok sayıda şirkete ilk yatırımlarınızı yaptıktan sonra, sermaye artış dönemleri geldiğinde çok önemli bir karar vermek zorundasınız: Hangi şirkete yatırım yapmaya devam edecek, hangisine etmeyeceksiniz? Kötü giden bir işe, takip eden yatırımlar yapmayarak zararınızı durduruyorsunuz. Elbette yeni yatırım gelmeyince o iş
çoğunlukla kapanmak zorunda kalıyor. İyi gidenlere ise takip eden yatırımlar yaparak, yatırımlarınızın büyük kısmının bu şirketlerde kalmasını sağlıyorsunuz. Zaten iyi gittiği için, sizden ve başka yatırımcılardan da tekrar yatırım aldığı için, o iş daha da ilerlemeye başlıyor. Bu sayede, 100 liranızın 80 lirası iyi giden yatırımlarda kalabiliyor. Kilit nokta da burada zaten: İyi giden işlere yatırdığınız bu 80 lira, size 5-10 katıyla dönüş yapabiliyor. Belki şirketlerin yarısı 1-2 sene içinde batıyor ama çok başarılı olanların performansı sayesinde, yatırımınızdan 5-10 kat dönüş alabiliyorsunuz. Teknolojiyi avantajına kullanabilen çok iyi ekipler, yatırımcısına, geleneksel işlerde rastlanmayan, çok iyi geri dönüşler sağlayabiliyor.
Melek yatırımcı olarak şu ana kadar kaç startup’a destek verdiniz? Bunlardan kaç tanesi aktif durumda?
Nisan 2015 itibarıyla, 41 adedi Türkiye’de olmak üzere, 66 farklı şirket ve fona toplam 61 milyon dolar yatırım yaptım. Bu yatırımlarımdan 58 tanesi aktif durumda, 8 tanesi ya faaliyetini sonlandırdı veya bir gelecek görmediğim için hisselerimi devredip ayrıldım.
İyi çalışan, kullanıcı deneyimi (UX) olumlu bir ürün (web/app) görmek her zaman kararımızı olumlu yönde destekler. Unutmayın, “UX is your brand”. Bir startup, hedeflediği kategoride pazara ilk girmenin avantajına sahip olmalı. Yerleşik, güçlü bir rakibi aynen taklit eden değil, farklı bir yaklaşımla, kendi kategorisini yaratan bir stratejisi olmalı. Zaten, iyi bir ekibin genelde iyi bir stratejisi de olur; ekibin kalitesini sunumundan bile hemen anlarız. Kesinlikle hızlı büyüme iddiası olmalı. Fikir aşamasındaki projelerle ise neredeyse hiç ilgilenmiyorum. Ancak bazen istisnalar çıkabilir: Süper bir ekip, süper bir fikir etrafında bir araya gelirse istisna yapabilirim. 2013 başında yatırımlarıma ilk başladığımda, yaratıcı iş fikirlerinden fazla etkileniyordum ve bu durum kararlarıma gereğinden fazla etki ediyordu. Ama zaman içinde görmediğimiz, duymadığımız iş fikri kalmadı. Bu işte tecrübelendikçe, asıl değerli olanın bir iş fikrini ortaya koymak değil, onu hayata geçirmek ve ivmelendirmek olduğunu anladım. Yani bir iş fikrinin müşteri tarafında tutmuş olması her şeyden önemli.
37
PORTRE.................................................................................................................................................................................................
Kendi girişimleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yatırımlara tabii ki devam; ancak 2015’te kendi girişimlerim Webnak ve Tazedirekt’e daha fazla odaklanmış durumdayım. Tazedirekt.com, şehirli insanın kolayca ulaşamadığı, bol çeşitte taze ve organik gıdaları, internetten alışverişin ve direkt eve teslimin kolaylığı ile müşterilerine sunuyor. Benzer işlerden en büyük farkımız şu: Kendimize ait büyükbaş ve küçükbaş besi çiftliklerimiz (Boğazköy Çiftliği), et parçalama tesisimiz ve organik gıda çiftliğimiz (Bostandere Çiftliği) var. Diğer sattığımız ürünleri ise güvenilir tedarikçilerden, lokal üretici ve çiftliklerden temin ediyoruz. Webnak.com ise en başta mobil olmak üzere, internet teknolojilerini kullanan bir B2B nakliye pazaryeri iş modeli. Bu pazaryerinde, bir tarafta kamyon bazında yüklerini taşıtmak isteyen şirketler, diğer tarafta ise yük taşıma hizmeti veren kamyoncu esnafı yer
Hasan Aslanoba kimdir? 1963’te Bursa’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’ndeki işletme eğitiminden sonra, San Diego National University’den MBA diploması aldı. 1990’da Bursa’da aile şirketi Erikli Su’da CEO olarak çalışmaya başladı. 2005’te Erikli Su markasını açık ara su pazarının lideri yaptı. 2006’da Erikli Su ile Nestle Waters arasında Türkiye ortaklığını gerçekleştirdi. Ortak şirkette, 2012’ye kadar CEO ve şirket ortağı pozisyonunda çalıştı. Ortaklıktan ve CEO’luktan kendi isteğiyle ayrıldıktan sonra, tamamen internet tabanlı iş modellerine yatırım yapmaya başladı. Ayrıca, bir girişimci olarak da Aslanoba Grup bünyesinde Tazedirekt ve Webnak markaları ile yenilikçi iş modellerini faaliyete geçirdi. Yurtiçi taşımacılıkta yük veren ve yük alanların pazar yeri olmayı hedefleyen Webnak’ın Ağustos 2014’te lansmanı yapıldı. Online taze gıda ve organik pazarını hedefleyen Tazedirekt ise Aralık 2014’te İstanbul’da faaliyete başladı.
38
alıyor. Webnak dijital platformunda bir araya gelen yük veren ve yük taşıyanlar, aralarında “ihale açma ve teklif toplama” süreçleri sonunda anlaşıyorlar. Webnak’a üye olan kamyoncularımızı akıllı cep telefonu olanlardan seçiyoruz; sonuçta teklif verebilmek için Webnak uygulamasını indirmeleri gerekiyor. Webnak kamyoncuları için, cep telefonları artık ekmek kapısı demek; bir tıkla en uygun işi kapabiliyorlar. Diğer tarafta ise Webnak’a üye şirketler, en iyi fiyatlardan, en hızlı ve en güvenilir şekilde taşıma hizmeti bulabiliyorlar.
Girişimcilikte sezginin payı var mıdır? Varsa, ne ölçüdedir?
Genelde, bir girişimci sezgileri ve kişisel yönelimi ile iş alanı seçmeye meyillidir. Ancak, bir girişimcinin en çok potansiyel vaat eden alanları tespit edebilmek için, sezgiden ziyade pazardaki gerçeklere güvenmesi daha doğru olur. Özellikle ABD, İngiltere gibi gelişmiş pazarları takip etmeniz gerekiyor. Yani, hangi iş modelleri yatırım alıyor? Şirket değerleri en fazla hangi alanlarda artıyor? Bunlara bakmanız çok önemli. Ayrıca, işinizi büyütmek için sermaye gerektiğinde, bir yatırımcıyı sadece sezgilerinizin gücüne ikna etmeniz de çok zordur. Girişimci olarak bir alan belirledikten sonra, işinizi nasıl büyütebileceğiniz konusunda da yine sezgilerden ziyade ölçümleme verilerine güvenmek daha sağlıklı sonuçlar verir. Örneğin, A/B testleri ve büyük verinin analizi gibi
araçlar kararlarınıza yön verirse daha az yanılırsınız.
Özellikle odaklandığınız bir sektör var mı?
En fazla odaklandığımız alan “foodtech”. Gerek Tazedirekt ile bir girişimci olarak ve gerekse Mealbox ve Mekan ile yatırımcı olarak bu alandaki yatırımları seviyoruz.
Sizce inovasyon açısından geleceğin en bereketli alanı ne olacak?
Mobilite en büyük potansiyeli sunan alan olarak açık ara öne çıkıyor. Akıllı cep telefonlarının hayatımıza getirdiği büyük kolaylık ve gelişen özellikler, en başta alışverişin gittikçe mobil kanallardan tamamlanmasını sağlayacak. Sadece mobil tabanlı iş modelleri de hızla yaygınlaşacak. Örneğin, Bitaksi gibi cepten bir tıkla taksi çağırma alışkanlığı, günlük hayatımızın vazgeçilmezi olacak. Zaman sıkıntısı ve mobilitenin kolaylığı (sipariş, takip, ödeme vb.), Mealbox gibi sıcak ev yemeği siparişine veya Tazedirekt gibi taze gıda alışverişine dayanan “food-tech” iş modellerine hız verecek. Diğer taraftan, Paylaşım Ekonomisi’nin değeri tüm dünyada gittikçe daha fazla anlaşılıyor ve bu ekonomi dev adımlarla büyüme trendi içinde. İnsanlar sahip oldukları fazla zamanı, işgücünü ve fiziksel kaynaklarını (ev, araba vb.)
............................................................................................................................................................................................................................... paylaşım ekonomisinden ek gelir elde etmek amacıyla, paylaşım ekonomisi şirketlerine sunmaya devam edecek. Mobilitenin sağladığı avantajlar özellikle lojistik alanında daha fazla keşfedilecek ve Webnak gibi B2B lojistik platformlar hızla yaygınlaşacak. İster insan, isterse yük taşınsın; lojistik platformlar mobilitenin ve paylaşım ekonomisinin nimetlerinden en fazla yararlanacak olanlar arasındadır. B2C tarafında da özellikle zamanı az ve beklemeye tahammülü olmayan yeni nesil tüketicilerin mobil ve talebe göre (on-demand) hizmetlere yönelik beklentisi, bu iş modellerinin benzini olacaktır. Finans sektöründe de inovatif fin-tech startup’larının ayak seslerini çok daha fazla duymaya başladık. İşin özünde finans sektörü bilgiye dayanıyor, ancak tüketicilere veya şirketlere yansıtılan aracılık hizmet maliyeti, bugünün bilgi çağında artık çok yüksek kalıyor. Bir yanda yeni nesil tüketiciler daha düşük maliyetli alternatif kanalları tecrübe etmek için istekliyken, diğer yanda teknolojik gelişme, alternatif kanalların dijitalde oluşumunu çok kolaylaştırıyor.
SAP Türkiye’nin sponsor olduğu EnterPrize gibi fikir yarışmalarına da yatırımcı ve jüri üyesi olarak katılıyorsunuz. Global markaların Türkiye’deki bu tür girişimlerini nasıl yorumluyorsunuz? Tabii ki olumlu bakıyorum, ancak keşke global teknoloji şirketlerinin katkıları sadece proje yarışmaları ile kalmasa. Bu yarışma sonuçlarında başarılı olan girişimcilere verilen destekler oldukça sembolik kalabiliyor. Girişimcinin yatırım alabilmesi, günün sonunda tabii ki en önemli husus. Az para ile strateji uygulanamıyor, sürekli para aramak da girişimcinin dikkatini çok fazla dağıtıyor. Maalesef mevcut ekosistemdeki durum şöyle: Fikir çok, para yok. Global markalar, gerçekten bir etki yaratmak istiyorlarsa, kurumsal fonlarını kurup erken aşama startup’lara yatırım yapmaya başlamalıdır.
Gençleri ve startup’ları inovasyona teşvik etmek için neler yapılması gerekiyor?
Önce inovasyon nedir, bunu iyi anlamak gerekir. İnovasyon, pratikte
çoğu kez, önceden başka pazarlarda değer yarattığı bilinen bir iş modelini, yeni girilen bir pazarın şartlarına uyarlayabilmek anlamına geliyor. Gerçekten de inovasyon dendiğinde, aklımıza sadece bir ürünün mucitler tarafından icat edilmesi gelmemeli; çünkü günümüzde pek çok inovasyon aslında iş modeli bazlı olarak ortaya çıkıyor. Sıfırdan yaratılmış inovatif iş modellerinde bile, çoğu kez ortada icat ettiğiniz bir teknolojik buluş olmuyor, var olan internet ve mobil teknolojileri kullanılıyor. Değer yarattığı bilinen bir iş modelinden esinleniyor olsanız bile, inovatif olma iddianızı koruyabilirsiniz; yeter ki bu iş modeli ile hedeflediğiniz pazarda ilk defa siz yer alın, hedeflediğiniz müşteri kitlesi tarafından ilgili iş alanında yarattığınız kategorinin sahibi ve uzmanı olarak ilk siz görülün. Hiçbir teknoloji icat etmediğiniz veya yeni bir iş modeli yaratmadığınız halde, eski köye yeni adet getirmeniz sizi yeterince inovatif yapmaya yeter. Ancak çok önemli bir sorun var: Yenilikçi iş modelleri, çok narin bitkiler gibidir, her ortamda yetişmezler. Uygun ortamın ortaya çıkması için 4 şartın yerine gelmesi gerekiyor: Risk alabilen şirket kültürü, üst yönetim desteği, farklı organizasyonel yapı ve farklı çalışan profili. Bunların ilk üçü olmazsa,
dördüncüsü zaten olamaz. Siz dünyanın en dahi, en yenilikçi insanlarını dahi işe alsanız, şirket kültürünüz o yenilikçi projeyi boğuyorsa, üst yönetim başarısızlığı göze alamıyorsa, desteklemiyorsa, yenilikçi iş biriminizin ihtiyaçlarına göre farklı bir organizasyon kurulmuyorsa, dahilerin şirketinizi en kısa zamanda terk edeceklerinden emin olabilirsiniz. İnovasyon, risk alabilme cesareti gerektirir. Başarısız olma riski yüksek işler için cesaretin en az olduğu yerler, en kurumsal ve en geleneksel firmalardır. Çünkü “sağlamcı oynayalım” dürtüsü, bu şirketlerin kültüründe çok güçlüdür. Yatırımın ince hesapları yapılacak; örneğin 3 senede dönmemesi halinde yatırım yapılmayacak; başarılı olanlar yüceltilirken, başarısız cesurlar belki de kapı dışarı edilecektir. Bana göre kurumsal firmalar, yeni ekonomide yaratılan ekonomik değerden pay almak istiyorlarsa startup şirketlerine yatırım yapmalı. Çünkü yenilikçiliğin en fazla yeşerdiği, hayat bulduğu yerlere baktığınızda, internet odaklı startup şirketlerini görürsünüz. Hele sermaye de bulmuşsa, çok kısa sürede inanılmaz bir enerjinin, yani ekonomik değerin açığa çıktığını görebilirsiniz. Bu tip firmalarda katı olan hiçbir şey yoktur; her şey akışkandır, çok çeviktir, hızla değişim geçirebilir. Yani kurumsal firmalardaki gibi katı kurumsal yapılar, katı stratejiler, kolay değişmeyen dengeler yoktur. Startup’ların odak noktasında şirket politikaları, şirket kuralları yoktur. Odak noktalarında müşterilerinden kendilerine sürekli akan “Büyük Verinin Analizi” vardır, yani elde ettikleri dijital büyük veriyi kısa sürede analiz edebilme ve buna göre en hızlı şekilde pozisyon alabilme kabiliyetleri çok yüksektir. Dijital ortamda A/B testlerini kısa sürede ve bol miktarda yaparak, müşteri tarafında neyin işe yaradığını, çok fazla para yakmadan hızlıca ortaya çıkarabilmektedirler. Başlangıçta stratejinin ne olduğu çok önemsenmez, stratejinin ne olması gerektiğini müşteri söyler ve startup’lar da buna çok hızlı biçimde adapte olurlar. Startup döngüsü çok hızlıdır; 3 temel noktası vardır: Bilgi topla, analiz et, geliştir. Bu döngü sürekli tekrarlanır.
39
HAYATIN İÇİNDEN................................................................................................................................................................................
GOLF SPORUNUN DEVLERİ, PERFORMANSLARINI SAP HANA İLE ANALİZ EDİYOR Uzaktan bakınca golf çok basit görünebilir: Hedef bellidir; top önünüzde, golf sopası elinizdedir. Bundan sonrası büyük ölçüde hedefi görme becerinize ve bilek gücüne bağlıdır. Golf ustalarının bu tanıma katılmayacağından eminiz. Üstelik SAP de katılmıyor. Stratejinin ve performansın diğer bütün spor dalları kadar önemli olduğu golf, SAP HANA ile analiz gücünü önemli ölçüde artırıyor. Golf, Türkiye’de şimdilik sınırlı bir kesime hitap eden bir spor dalı olabilir ama geçmişi çok eskiye dayanan bu spor, dünyada önemli bir izleyici kitlesine, dolayısıyla da ciddi bir pazara sahip bulunuyor. Bu pazarların en önemlileri ABD, Japonya, Güney Kore, İngiltere ve Kanada. Sadece ABD’de golf ekonomisinin yaklaşık 70 milyar dolara ulaştığı, bunun 8,7 milyar dolarının
ise ekipman satışından kaynaklandığı tahmin ediliyor. Hatta golf sporunun popülaritesi son yıllarda öylesine arttı ki bu spor 2016 Olimpiyat Oyunlarında da yer alacak. Her spor dalında olduğu gibi, pazar büyük olunca, oyuncuların üzerindeki baskı da artıyor. Çünkü spor endüstrisinde “kazanmak” sadece
manevi tatminle değil, ekonomik tatminle de ölçülüyor. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz: Futbol, basketbol, tenis ya da yelken gibi, golf sporunun da teknolojiden destek alarak hem sporcu performansı hem de ekonomik performans anlamında gelişme kaydedebilir.
Yüksek performans için detaylı analiz
Aslında golf, dünyanın en zor spor dallarından biri. Bir golf oyuncusu, performansını zirveye çıkarmak için ne yapmalı? Her şeyden önce mevcut performansını objektif ve gerçek zamanlı olarak ölçebilmeli. Uzun atışlarda ne ölçüde başarılı? Hangi zeminde daha iyi sonuç alıyor? Ne tür vuruşları daha başarılı oluyor? Elbette golf antrenörleri, oyuncularının performansını gözle değerlendirip stratejilerini buna göre belirleyebiliyor. Ama kesin stratejiler için kesin veriler gerekiyor. Bugün pek çok spor dalında kullanılan sensör teknolojileri golf için de önemli veriler sağlıyor. Golf toplarına yerleştirilen sensörler sayesinde, golf sopasının topa değdiği anda uygulanan kuvvetten topun aldığı ivmeye ve ulaştığı maksimum hıza kadar pek çok rakamsal veri anlık olarak elde edilebiliyor. Bunların dışında, topun ve sporcunun konumu, golf sahasının durumu, hava koşulları gibi dış faktörler de GPS üzerinden izleniyor. Fakat bütün bu verileri anlamlı bilgilere dönüştürmek için modern teknolojinin “sihirli değneği”ne ihtiyaç duyuluyor: büyük veri.
Büyük veri ile golf analitiği
“Sadeleştirme” vizyonunu sporun da hizmetine sunan SAP, gerçek zamanlı bellek-içi işletim platformu SAP HANA ile Formula 1 yarışlarından futbola ve tenise kadar pek çok farklı spor dalında büyük verinin analitik becerileriyle fark yaratıyor.
40
...............................................................................................................................................................................................................................
GOLFÜN KISA TARİHİ Golfün hangi ülkede ve ne zaman oynanmaya başladığına ilişkin farklı görüşler bulunuyor. Bunlardan birine göre, Çin’de Ming Hanedanı döneminde (1368-1644) oynanan “chuiwan” golfün atasıydı. Yürürken bir sopa ile topa vurularak oynanan bu oyunun Ortaçağ’da tüccarlar aracılığıyla Avrupa’ya yayıldığı öne sürülüyor. Bir başka iddia ise golfün M.Ö. 1. yüzyılda Avrupa ülkelerini fetheden Romalılar tarafından oynandığı. 15. yüzyılda Hollandalılar’ın donmuş kanallarda golfe benzer bir oyun oynadıklarını gösteren kitap resimleri de bulunuyor. Golfün kaynağının net olmamasına karşın, bu spora en düşkün ülkenin İskoçya olduğunu söylemek mümkün. Dünyanın en eski golf sahalarından biri İskoçya’da yer alıyor: St. Andrews sahasının tarihi 16. yüzyıla dayanıyor.
SAP HANA Cloud Platform üzerinde kullanılan golf analitik teknolojisi, bu sporda büyük bir dönüşüm yaratacak. 18-20 Eylül 2015’te Almanya’da düzenlenecek olan 2015 Solheim Cup golf turnuvası da bu dönüşümün canlı olarak izlenebileceği bir ortam sunacak. SAP’nin yeni nesil golf analitik çözümüyle, antrenman ve oyunlar sırasındaki her türlü veri analiz edilerek oyuncu performansı ve antrenman verimliliği artırılacak. Giyilebilir teknoloji ve sensör teknolojisinden yararlanılarak elde edilecek büyük ve karmaşık veriler
SAP HANA Cloud Platform üzerinde analiz edilecek. Üstelik SAP, Solheim Cup 2015 mobil uygulamasıyla da golf hayranlarına, dünyanın en önemli bayanlar golf turnuvasını anlık takip etme imkanı sunacak. SAP bu karmaşık verileri toplayıp analiz ederken, sensör kullanmadan yüksek performans gösteren Doppler radar teknolojisinden ve Nesnelerin İnterneti’nden (IoT) yararlanacak. Yapılan testlerde, SAP HANA Cloud Platform üzerinden antrenörlerin, oyuncuların, izleyicilerin ve
SAP, GOLF EFSANESİ GARY PLAYER’DAN İLHAM ALIYOR Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük golfçülerinden Gary Player, “Kara Şövalye” adıyla tanınıyor. Bugüne dek 165 turnuva kazanan bu efsane isim, spor ve sağlık alanındaki çalışmalarıyla da her zaman gündemde kalıyor. Bugün 77 yaşında olan Gary, “mükemmellik” ve “sürdürülebilirlik” ilkeleriyle kurduğu Gary Player Design şirketi ve The Player Vakfı’nda da
spordaki başarısını tekrarlıyor. Şirket golf sahası tasarımları yaparken, vakıf ise dünyanın her yerindeki yoksul çocukların ihtiyaçlarını karşılamak üzere faaliyet gösteriyor. Golf efsanesi ile aynı ilkeleri paylaşan SAP de bu çalışmalarda üzerine düşeni yaparak, Player’ın gerek şirketinde gerekse vakfında ihtiyaç duyduğu yazılım çözümlerini sağlıyor.
yayıncıların golf turnuvaları sırasındaki deneyimlerinin nasıl maksimum seviyeye çıkarılabildiği görüldü. Bu testlerde kullanılan yazılımların birkaç örneği şöyle sıralanıyor: • En Uzun Atış: Bu uygulama, golf topunun rotasını görsel olarak sunuyor ve mesafe, isabet yüzdesi ve atış verimliliği gibi temel rakamları veriyor. • Solheim Cup İzleyici Uygulaması: SAP HANA Cloud Platform üzerinde kullanılan bu mobil uygulama, golf izleyicilerinin daha fazla bilgi edinmelerini, daha çok keyif almalarını ve kendilerini turnuvanın bir parçası olarak görmelerini sağlıyor. • Oyuncu Performans Göstergesi: Golfçülerin kendi performanslarını görmelerini, analiz etmelerini ve geliştirmelerini sağlıyor. Geçmiş verileri, eğitim ipuçlarını, kaydedilen gelişmeyi ve olasılık senaryolarını da sunan bu yazılım, oyuncuların bir sonraki performanslarını önemli ölçüde etkiliyor. SAP HANA ile CeBIT 2015’te sunulan golf deneyimini izlemek için mobil barkodu okutun.
41
KÖŞE YAZISI.........................................................................................................................................................................................
ENDÜSTRİ ÇÖZÜMLERİNE STRATEJİK YAKLAŞIM odaklı yaklaşımı, değeri kanıtlanmış yönetim metodolojileri ve araçlarıyla birlikte sunuluyor. Böylece işletmeler, sadece kendi uzmanlık alanlarına odaklanmalarını sağlayacak bir süreç optimizasyonu elde ediyor.
Bülent Karal SAP Türkiye Stratejik Endüstriler Satış Direktörü
İçinde bulunduğumuz çağda, “her bedene uygun” çözümlere yer yok. İster bireysel olsun ister kurumsal, bütün müşteriler kendilerine özel olarak hazırlanmış ya da uyarlanmış çözümler istiyor. Benzer alanlarda faaliyet gösteren kurumların genel tanımı olan endüstriler de bu anlamda farklı değil. Her endüstrinin kendine özgü ihtiyaçları bulunuyor. Dolayısıyla “genel” çözümler, endüstrilerin karşılaştığı farklı zorlukları çözmeye yetmiyor. İşte bu yüzden SAP, tek bir endüstri çözümü sunmuyor. SAP’nin endüstri portföyündeki her bir çözüm, her ölçekten işletmenin süreçlerini iyileştirmeye yönelik detaylı bilgi birikimine dayanıyor. Üstelik bu deneyim, SAP yazılımlarının endüstri
SAP bazı endüstrilere “stratejik endüstriler” şeklinde yaklaşarak daha yoğun bir şekilde odaklanıyor. Kaynak ve kabiliyetlerini bu sektörlere daha yoğun biçimde yönlendiriyor. Bu sektörleri yakından takip ederek, inovasyonu müşterileriyle birlikte hayata geçiriyor. Finansal servisler, kamu hizmetleri, perakendeden oluşan bu endüstriler, yatırımların katlanarak geri dönmesini sağlama potansiyeline sahip. Dilerseniz bu stratejik endüstrilere biraz daha yakından bakalım. Finans, bankacılık ve sigortacılığı kapsayan SAP Finansal Servisler, müşteri memnuniyeti sağlamak için hızlı, kaliteli ve kesintisiz hizmet sunulmasına yönelik çözümler üretiyor. Ayrıca finansal servislerde tüm işlemlerin şeffaf ve kayıt altına alınarak denetlenebilir olması ve etkili bir risk yönetimi de büyük önem taşıyor. Bütün bu ihtiyaçları etkin bir şekilde karşılayan SAP, bulut
üzerinde de servisler sunuyor. SAP Finansal Servisler ağı ile bankalar ve diğer finans kuruluşları, bizzat SAP’nin kurduğu ve yönettiği güvenli bir ağ üzerinde buluşuyor. Dünyanın en büyük veri üreticisi ve tüketicisi olan kamu endüstrisi de SAP’nin stratejik odak noktalarından birini oluşturuyor. Bireylerin resmi kurumlardan beklentileri çoğaldıkça, kamunun teknolojiden destek alma ihtiyacı da artıyor. SAP; mobilite, bulut ve büyük veri analitiği gibi teknolojileri kamuya özel çözümlere uygulayarak hem kamu kurumlarının daha istikrarlı ve şeffaf işlemesini hem de bireylerin ve toplumun taleplerinin karşılanmasını sağlıyor. SAP için stratejik endüstrilerden biri de perakende, çünkü bu endüstri global ticaretin ana damarlarından birini oluşturuyor. Tüketici davranışları ve beklentileri değiştikçe, perakendenin yapısı da değişiyor. SAP’nin perakendeye yönelik çözümleri sayesinde tüketiciler tam da istedikleri gibi kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri yaşıyor; mağazalar ise müşterileriyle pek çok farklı kanal üzerinden (mağaza, internet, mobil vb.) gerçek zamanlı etkileşim sağlıyor. Bu stratejik endüstriler için sunulan hizmeti aslında şöyle özetlemek de mümkün: SAP, farklı endüstrilerdeki dikey uzmanlığını, teknoloji ve çözüm felsefesiyle, bulut üzerinde birleştiriyor. Bu buluşma sonucunda, herhangi bir endüstrideki SAP kullanıcıları iki önemli avantaj elde ediyor: • Tamamen müşterilerinin ihtiyaçlarına özel çözümler sunarak müşteri ve çalışan bağlılığını artırmak ve böylece dönemlik/yıllık hedeflere ulaşmak. • Kaynakları, iş süreçlerini ve ağ sinerjisini kurum genelinde optimize ederek müşteri risklerini, maliyetlerini ve karmaşık yapılarını azaltmak. bulent.karal@sap.com
42
.................................................................................................................................................................... HABERLER
ŞEKERBANK, SAP BI 4.1 MIGRATION PROJESİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ 1953 yılında şeker pancarı üreticisinin finansal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Pancar Kooperatifleri Bankası adı altında Eskişehir’de kurulan Şekerbank’ın Türkiye çapında 312 şubesi, 11 bölge müdürlüğü (3 İstanbul, 8 Anadolu) ve 1 yurtdışı temsilciliği bulunuyor. Bankacılık sektöründe önemli bir yere sahip olan Şekerbank’ın maksimum verimlilik için başlattığı İş Zekası projesindeki iş ortağı tercihi ise D-CAT Technologies oldu. D-CAT Technologies bu projeyi, yetkinlik sahibi olduğu SAP BusinessObjects ürün ailesi ile gerçekleştirdi. Mart 2014’te başlayan SAP BI 4.1 Migration projesi kapsamında, Şekerbank’ın kullanmakta olduğu SAP BusinessObjects İş Zekası Platformu 3.1 versiyonundan, İş Zekası platformları arasında devrim yaratan, özellikle mobil bilgi erişiminde son teknolojilerden maksimum fayda sağlayan SAP BusinessObjects İş Zekası Platformu 4.1 versiyonuna geçiş yapıldı. 2 farklı SAP BI 3.1 ortamında bulunan İş Zekası platformu tek bir çatı altında toplanarak tüm raporlar SAP BI 4.1’e aktarıldı ve kullanıcıların tek bir platform altında raporlara ulaşması sağlandı. Toplam 80 adam/gün süresinde tamamlanan proje ile Cluster olarak kurulan SAP BI 4.1’in 64 bit yapısı sayesinde daha önce yaşanan performans problemleri sona erdi.
Geçiş esnasında 10.000 rapor test edildi. 3 aylık bir sürede başarıyla sonuçlanan proje, maksimum verimlilik hedefine ulaşılmasında önemli bir destek sağladı.
İDO BÜNYESİNDE SAP HAZİNE VE RİSK YÖNETİMİ PROJESİ CANLI KULLANIMA ALINDI ACRON Bilişim, 4 Ekim 2014’te start alan İDO Hazine ve Risk Yönetimi Projesi’ni 13 Ocak 2015’ten itibaren canlı kullanıma aldığını duyurdu. Proje kapsamında; TRM-TM, vadeli mevduatlar, krediler, türevler, FX ürünleri ve teminat mektubu olmak üzere 13 çeşit yeni ürün canlı kullanıma alındı. İDO İstanbul Deniz Otobüsleri San. ve Tic. A.Ş. Kurumsal Finans Müdürü Ufuk Bor, projeyle ilgili yaptığı değerlendirmede şunları ifade ediyor: “TRM projesi, şirketimizin 2011 yılında özelleştirmesinden bu yana, Mali İşler ve Bilişim Teknolojileri Genel Müdür Yardımcılığı bünyesinde odaklandığımız önemli teknolojik altyapı iyileştirmelerinden biri. Kamu döneminde çok da efektif olmayan SAP işleyişini, SAP BW, BO, BPC gibi İş Zekası ürünleriyle günden güne iyileştirmeyi sürdürüyoruz. Bu şekilde gerek şirket içi gerekse IFRS raporlamalarını kurumsal standartlar boyutuna taşırken, farklı büyük
firmaların benzer iş modelleri ve uygulamalarından ilham da alarak, bir ek ürün olarak TRM modülünü bünyemize katmak istedik. Günlük kayıtlarımızdaki manuel hataları minimize etmek, otomasyonu artırmak ana amaçlarımız arasında yer aldı. Bunların yanı sıra sofistike finansman ürünlerimizin (proje finansman kredileri kapsamında farklı alt kredi türleri, farklı para birimi kayıtları, hedging ürünleri, çok kreditörlü yapılar) efektif günlük yönetimi ve en doğru şekilde kayıtlara geçirilmesi açısından, TRM’nin kayıt ve takip anlamında en uygun sistem olduğuna karar verdik. Türkiye’de henüz çok sayıda firmada mevcut olmayan bu ürünle ilgili know-how, çözüm getirici yaklaşım ve hız bizim için önem taşıyan faktörlerdi. Bu bağlamda ACRON firmasıyla üretkenliğe dayalı bir işbirliği içine girdiğimizi söyleyebiliriz. Kendilerine süreç boyunca gösterdikleri profesyonel yaklaşım ve getirdikleri çözüm önerileri için teşekkür ederiz.”
TAV, SAP BO FC KONSOLİDASYON PROJESİNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR TAV Yatırım Holding ve TAV İnşaat, SAP BusinessObjects FC (Financial Consolidation) ürününü kullanarak grup şirketleri ve projelerinin konsolide mali raporlamasını gerçekleştirmek amacıyla, Çözümevi ile çalışmaya karar verdi. Finansal raporlamalar konusunda uzmanlaşan Çözümevi, 16 Mart 2015 tarihinde başlayan projeyi, tecrübeli danışmanlık ekibi sayesinde Eylül 2015’te devreye almayı planlıyor. TAV Yatırım Holding ve TAV İnşaat’ın, Çözümevi ile gerçekleştireceği projeyle şunlar hedefleniyor: • Excel dosyaları üzerinden yürütülen konsolide raporlama süreci otomatik ve sistematik olacak. • Sürecin otomatikleşmesi ile zaman ve insan gücünden tasarruf sağlanacak. • Paket girişlerindeki validasyonlar sayesinde kullanıcı hataları en az seviyeye indirilecek. • Şirketlerin birbiri ile olan ilişkileri sistemde tanımlanarak, sahiplik oranlarına göre eliminasyon, düzeltme kayıtları otomatik oluşacak. • Konsolide mali tablo ve dipnotlar sistem dahilinde çıkarılarak raporların daha kısa sürede alınması mümkün olacak.
43
HABERLER...........................................................................................................................................................................................
BİLKOM, İŞ SÜREÇLERİNİ İŞ ZEKASI ÇÖZÜMLERİYLE YÜRÜTÜYOR Bilkom, temsilciliğini yaptığı tüm markaların Türkiye genelinde 750’den fazla noktadaki satış faaliyetlerinin planlama, takip ve yönetimini METRIC danışmanlığında SAP BPC sistemine taşıdı. Daha önce 3-4 hafta süren planlama, raporlama, revizyon ve yeniden raporlama süreleri, SAP BPC altyapısında 3-4 güne indi. Ocak 2014 sonunda start verilen Bilkom BPC projesinin canlı uygulamaya geçişi Mayıs sonunda tamamlandı. Bilkom’un SAP BPC projesindeki birinci önceliği, finansal bütçelemeden ziyade, satış/ciro tahminleri ve paralelinde doğru gider planlaması yapmak oldu. SAP BPC sistemini ve METRIC’i tercih ederken Bilkom, yatırımının karşılığında sistemin çıktılarını etkin kullanabileceği veri ve raporlar sayesinde hızlı raporlama, plan-fiili durum karşılaştırmaları ve plandan yapılacak tahmini kârlılık dağıtımlarını elde etmeyi hedefliyordu. Özellikle bayiler bazında satış ekiplerinin departman kârlılıkları ve sistemsel olarak en ufak bir planlama değişikliğinin bütüne yansımasında saniyelerle çıktı almak, ancak SAP BPC sistemini kullanmakla mümkün olacaktı. Bilkom, böylece ürünlerinin bayi kanalları ve hatta hangi fokus bayiden satılacağı planlamasını da sistem üzerine taşımış oldu.
daha sistematik takip edilebilir bir yapıya kavuştu. SAP BPC implementasyonu ile eşzamanlı olarak raporlama çözümlerine de ağırlık verildi. Daha önce en az 3-4 haftalık bir dönemi kapsayan planlama, raporlama, revizyon ve yeniden raporlama süreleri SAP BPC altyapısında yerini tüm sürecin 3-4 günde en alt detayına kadar tamamlandığı bir sürece bıraktı. Kişi odaklı çalışma sisteminden çıkarak iş devamlılığı prensibini de sağlayan yapı, iş yönetimini yarı manuel veya manuel dolaşan dosyalardan kurtararak, sistemde saklanan ve bilgi güvenliği sağlanmış bir kurumsal hafıza oluşturdu.
Paralelde satış ekipleri haricinde, ürün tedarik planlaması da satış tahminleri üzerinden alınan ikincil raporlarda
TÜRKİYE’NİN SAP FIORI ÜZERİNDEKİ İLK SAP CRM SİSTEMİ, RÖNESANS ENDÜSTRİ TESİSLERİ’NDE HAYATA GEÇTİ Rönesans Endüstri Tesisleri, Regna Danışmanlık tarafından geliştirilen Regna İnşaat SAP CRM ve Mobil çözümü altyapısının kullanıldığı SAP CRM ve Mobil projesini başarıyla tamamladı. Proje sayesinde, Rönesans Endüstri Tesisleri sistemi ve merkezde kullanılan SAP ERP sistemi ile SAP CRM arasında entegrasyon sağlandı. Çözümün SAP Fiori platformu üzerinde uygulanması, projenin en önemli özelliklerinden biri olarak ortaya çıkıyor. Regna İnşaat SAP CRM çözümünün canlı kullanıma alınmasıyla, Rönesans
44
Endüstri Tesisleri’nde kazanılan ya da kaybedilen her projenin ortak, rakip, kazanma ya da kaybetme analizi yapılarak, sonraki projeler için altyapı oluşturulabiliyor. Ayrıca, kazanılan projelerin sonrasında, imzalanan her türlü sözleşmenin takibi de yapılıyor. Satış ekibine belirlenen kriterlerde hedefler koyularak performansları ölçümleniyor. Firma genel hedefleri de bu kapsamda takip edilebiliyor. Regna İnşaat SAP CRM ve Mobil çözümünün Outlook entegrasyonu sayesinde, toplantı, e-posta ve iletişim bilgileri senkronize edilebiliyor.
TÜRKİYE’NİN BİSKÜVİDE ÖNDE GELEN MARKASI BİSKOT’A SAP ÇÖZÜMLERİYLE DÖNÜŞÜM PROJESİ Karaman merkezli bisküvi şirketi Biskot, SAP dönüşümünü Medyasoft danışmanlığında tamamladı. Biskot’un 2 ayrı lokasyondaki 4 ayrı fabrikasında eş zamanlı olarak yürütülen SAP dönüşümü, 6 ay gibi kısa bir sürede tamamlandı. Biskot’un Silivri ve Karaman’daki 4 ayrı fabrikasında Medyasoft’un deneyimli danışman ekibi tarafından uçtan uca tüm süreçlerin SAP’ye taşındığı proje kapsamında Axata depo yönetim sistemi, kantar, el terminali, dokunmatik ekran, terazi gibi tüm mobil uygulama entegrasyonları hayata geçirildi. Proje dahilinde Biskot paydaşlarının şirket ile entegrasyonu sağlanarak satışların üretici mülkiyetinden satış şirketi tarafından yapılması da sağlandı.
SAP İNOVASYON FORUM 29 Mayıs 2015 Rumeli Fuar ve Sergi Salonu İstanbul
Gerçek inovasyonu hareket ettirecek kıvılcım nasıl yaratılır? Bugünün bağlantı dünyasında öngörüler, bir anda beliren fikir baloncukları gibi tesadüfi değil. Çalışan, müşteri ve iş ortaklarının sürekli işbirliğinin bir sonucu. Bulut teknolojileri şirketlerin işleyiş, inovasyon ve rekabet yöntemlerini değiştirirken; BT altyapılarını basitleştirmek, sürdürülebilir bir kurum geleceği için gün geçtikçe aciliyet kazanıyor. İnovasyonun ihtiyaç duyduğu kıvılcımı yaratmak için, 29 Mayıs 2015 Cuma günü, SAP İnovasyon Forum’u kaçırmayın www.sap.com/turkey/inovasyonforum
Platin Sponsorlar
Altın Sponsorlar
Salon Sponsoru
Gümüş Sponsorlar
Bronz Sponsorlar
Özel Oturum Sponsorları
Medya Sponsoru