SAP Forum Dergisi sayı 8

Page 1

SAYI 8 / 2013

SEKTÖRLERE GÜÇ VEREN

ÇÖZÜMLER PERAKENDE SEKTÖRÜNE YÖNELİK UYGULAMALAR

ENERJİ SEKTÖRÜNDE FARK YARATAN ÇÖZÜMLER

SPOR VE EĞLENCEYE TEKNOLOJİ DESTEĞİ



........................................................................................................................................................................... ÖNSÖZ

SAP’NİN BENZERSİZ SEKTÖREL UZMANLIĞI Teknolojinin günlük yaşamımızdaki rolü arttıkça bireylerin ve kuruluşların bakış açıları da ciddi bir dönüşümden geçiyor. Önceleri karmaşık, hatta göz korkutan süreçler olarak değerlendirilen kurumsal BT uygulamaları artık “olmazsa olmaz” unsurlar arasında sıralanıyor.

SAP Forum dergisinin 2013 yılındaki bu son sayısında sizlere üç sektördeki çözüm ve uygulamalarımızı detaylı bir şekilde sunuyoruz: perakende, enerji ve spor-eğlence. Sektörlere ve ilgili SAP çözümlerine derinlemesine bir bakış sunan yazılarımızı keyifle okuyacağınızı umuyoruz.

Kuruluşların temel amacı değişmiyor: hizmet ya da ürün sunarak kâr etmek. Ama iş yapış biçimleri giderek daha teknoloji-odaklı hale geliyor. Bu durumda şu soru sorulabilir: Bunca farklı sektör olduğuna ve bilgi teknolojileri her biri için ayrı çözüm üretemeyeceğine göre, gerçek anlamda ihtiyaca yönelik çözümler nasıl elde edilecek?

2008’den bu yana SAP’nin en fazla gündeme geldiği konulardan biri de satınalmalar oldu. Bulut çözümlerinden sigorta sektörüne kadar pek çok konuda çeşitli firmaları SAP bünyesine dahil ederek hem ürün-çözüm portföyümüzü hem de kapasitemizi genişlettik. Bu satınalmaların tam listesini de SAP Forum sayfalarında bulabilirsiniz.

SAP olarak bu soruyu son derece anlamlı buluyoruz. Örneğin bir ERP çözümü temelde hem bir enerji şirketine hem de bir kamu kuruluşuna uygun olabilir. Ama enerji sektörüne özel uyarlamalar gerekirse ne olacak? İşte bu noktada SAP’nin fark yaratan gücü ve deneyimi ortaya çıkıyor. SAP bünyesinde çalışan değer mühendislerimiz sektörlere özgü ihtiyaçları biliyor, genel çözümlerin sektörlere göre uyarlanabilmesi ya da yeniden şekillendirilebilmesi için ihtiyaçlar ile teknolojileri doğru şekilde birleştiriyorlar.

Bu sayımızda Formula 1 McLaren takımı sponsorluğumuz, Fenerbahçe Spor Kulübü BT ve İş Geliştirme Koordinatörü Fatih Bayraktar ile keyifli bir sohbet, yabancı bir SAP çalışanının gözünden Kapalıçarşı gibi başka pek çok ilgi çekici konuya da yer verdik.

Uzmanlaşmaya dayalı vizyonumuz sayesinde otomotivden perakendeye, spordan havacılık ve savunmaya kadar yirmiyi aşkın sektöre etkili şekilde hizmet sunan çözümlere imza atıyoruz. Diğer bir deyişle müşterilerimizi, hem yatay hem de dikey eksende uzmanlığımızdan yararlandırıyoruz.

Zeynep Keskin SAP Türkiye Genel Müdürü

2013’e veda ederken, 2014 ve sonrası için beklentilerimizi de gözden geçiriyoruz. SAP olarak bizi çift haneli büyüme rakamlarına ulaştıran ivmemizi koruyacağımızdan, siz değerli müşterilerimize ve iş ortaklarımıza değer katmaya devam edeceğimizden hiç kuşkumuz yok. Birlikte büyüdüğümüz, geliştiğimiz, kazandığımız, güzel ve başarılı bir yıl dileklerimle...

1


İÇİNDEKİLER........................................................................................................................................................................................

06 KAPAK KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ 06 / SADECE TEKNOLOJİ DEĞİL, SEKTÖRLERE YÖNELİK TEKNOLOJİ 08 / PERAKENDENİN ÇEHRESİ DEĞİŞİRKEN SAP’DEN YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLER 12 / KAPALIÇARŞI’DA BÜYÜK VERİ İŞ BAŞINDA 16 / VE ENERJİ ŞİRKETLERİ TEKNOLOJİYİ KEŞFETTİ... 22 / HAYATIN TAM MERKEZİNDE: SAP SPOR VE EĞLENCE ÇÖZÜMLERİ 26 / TREND SAP, STRATEJİK SATINALMALARLA DÖNÜŞÜME ÖNCÜLÜK EDİYOR 30 / YÖNETİCİ GÖZÜYLE SAP GÜNEY AVRUPA KIDEMLİ BAŞKAN YARDIMCISI STEVE TZIKAKIS: KÜRESEL REKABET İÇİN İNOVASYON 34 / TREND SAP DANIŞMANINIZI ÜÇ ADIMDA KENDİNİZ SEÇİN 36 / TREND GİRİŞİM FABRİKASI VE SAP’DEN BÜYÜK VERİ HIZLANDIRMA PROGRAMI 37 / KÖŞE YAZISI ERDEM AKSAKAL-PAZARLAMA AKILLANIRKEN 38 / YÖNETİCİ GÖZÜYLE FENERBAHÇE SK BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İŞ GELİŞTİRME KOORDİNATÖRÜ FATİH BAYRAKTAR: “TÜRKİYE’NİN İLK VE EN KAPSAMLI ENTEGRE SPOR KULÜBÜ ERP PROJESİNİ SAP İLE BAŞLATTIK” 40 / HAYATIN İÇİNDEN DOĞU'NUN GİZEMLİ TOPRAKLARINDA BİR YOLCULUK: ÇİN 42 / HAYATIN İÇİNDEN SAP’DEN MCLAREN’E HIZ KAZANDIRAN ALTYAPI DESTEĞİ 44 / HABERLER

08

30

12

16

42

38

Konak Medya adına İmtiyaz Sahibi: Cem Tecimen Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu): Aylin Tarhan Kuru (aylin.tarhan@konakmedya.com) Yazı İşleri: Ayşe Başcı, Melih Çelik, Ahmet Olgun Görsel Yönetmen: Kadir Kaymakçı Fotoğraf: Celal Kenç Katkıda Bulunanlar: Erdem Aksakal, Ekin Erim, Cansu Cığa, Rengin Köşkli, Cenk Sezgin, Hakan Yakıcı, Elif Ertan Reklam Müdürü: Güler Okumuş (guler.okumus@konakmedya.com) Yapım-Yönetim ve Reklam Satış: Konak Medya - Yıldız Posta Cad. Akın Sit. 3. Blok No: 10 K: 5 D: 54 Gayrettepe/İstanbul İletişim: 0212 216 97 00 www.konakmedya.com, Matbaa: PORTAKAL BASIM MATBAACILIK SAN. TİC. A.Ş. Huzur Mah. Tomurcuk Sok. No: 5/1 4 Levent - Seyrantepe - İstanbul Tel: 0212 332 28 01 Faks: 0212 332 02 08 FORUM dergisi, SAP Türkiye ile yapılan sözleşme gereği Konak Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak kurumsal bir yayın olarak yayımlanmaktadır. FORUM dergisinde yer alan görüşler sadece yazarlarına aittir. FORUM dergisinde yayınlanan yazı, fotoğraf ve konuların tüm hakları Konak Medya’ya aittir. Kaynak gösterilmeksizin ve izinsiz alıntı yapılamaz. SAP logosu sözleşme gereği, SAP Türkiye’nin izniyle kullanılmaktadır.

2

w | www.sap.com.tr t | twitter.com/sapturkiye f | facebook.com/sapturkiye


SADECE İŞ ZEKASI !

- 4 Kıta - 40 Ülke - 16+ Sektör - 50+ Müşteri

- 65.000+ Danışmanlık Günü

- 2.500+ Rapor Sayısı - 13.000+ Kullanıcı - 60+ TB Veri Hacmi




KAPAK KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ...................................................................................................................................................

SADECE TEKNOLOJİ DEĞİL, SEKTÖRLERE YÖNELİK TEKNOLOJİ Teknoloji firmalarının sadece teknoloji üretmekle yükümlü olduğu düşünülebilir. Ama önemli olan, farklı sektörlerin farklı ihtiyaçlarına hitap edebilecek, teknolojiyi sektörel derinliğe taşıyabilecek çözümler üretmek. SAP gerek vizyoner ve inovatif yapısı gerekse bünyesinde barındırdığı değer mühendisleri sayesinde 20’yi aşkın sektöre hizmet veriyor. Türk Dil Kurumu, “uzman” sözcüğünü şöyle tanımlıyor: “Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan (kimse), mütehassıs, kompetan.” Bu tanımın doğruluğundan hiç kuşkumuz yok. Ama günümüz koşullarında yeterli olup olmadığı tartışılabilir. “Uzmanlık” çoğu zaman tek boyutlu, daha doğrusu dikey bir kavram olarak algılanıyor. Yaptığınız iş her ne olursa olsun, o işte bilgi-deneyim-beceri derinliğinizin olması bekleniyor. Örneğin bir otomobil bayii işletiyor olabilirsiniz. Satışını yaptığınız araçların hepsini çok iyi tanıyor olmanız gerekir. Hangi araç ne kadar hız yapabilir, motor gücü nasıldır, araçtaki güvenlik önlemleri nelerdir, benzin tüketimi nasıldır... Peki bu bilgiler yeterli mi? Mesela müşteri ilişkilerini güçlendirmek için psikolojiden biraz anlamak, müşteri satın alım trendlerini incelemek, renklerin insanların karar alma mekanizmaları üzerindeki etkilerini öğrenmek fena olmaz mı? Hangi ürün söz konusu olursa olsun, kullanıcı beklentilerinin sürekli arttığı bir dünyada ayakta kalmak için sadece dikey boyutta uzmanlık artık yeterli olmuyor. Ana alanınızın her noktasına hakim olmanın yanı sıra hizmet verdiğiniz kitlelere yönelik alanları da tanımak, müşteri memnuniyeti için yatay anlamda da uzmanlık geliştirmek zorundasınız.

SAP ve uzmanlık

SAP’nin kurumsal uygulama ve yazılım alanındaki liderliği rakamlarla zaten kanıtlanmış durumda. 2013’ün son çeyreğinin mali sonuçları henüz açıklanmasa da 30 Eylül 2013 tarihinde

6

sona eren üçüncü çeyreğe ilişkin sonuçlar, çift haneli güçlü büyümenin sürdüğünü gösteriyor. Gartner gibi uluslararası kuruluşlar tarafından farklı kategorilerde “dünya lideri” olarak tanımlanan SAP, müşterilerinin inovasyon kapasitelerini ve verimliliklerini artırmaya yardımcı oluyor. Ama SAP’nin “liderliği” sadece bilişim teknolojileri alanındaki vizyonerliğinden, inovasyonlarından ve bilgi birikiminden kaynaklanmıyor. SAP, hem dikey hem de yatay boyuttaki uzmanlığıyla sektörlerde fark yaratıyor. Diğer bir deyişle SAP, hizmet verdiği sektörleri yakından tanıyor ve ihtiyaçlarını iyi biliyor.

SAP’de değer mühendisliği

Akademik dünyada “müşterilerin gereksinim duyduğu fonksiyonları yeniden gözden geçirerek, farklı bakış açılarıyla, daha düşük bir maliyete ulaşmayı sağlayacak ürün tasarım faaliyeti” şeklinde tanımlanan “değer mühendisliği” kavramı, SAP’de yatay boyutta uzmanlık anlamına geliyor. Enerjiden spor ve eğlenceye, sağlıktan perakendeye, finanstan kamuya kadar pek çok farklı sektöre hizmet veren SAP, ileri teknolojiyi sektörel gereksinimler doğrultusunda şekillendiriyor. Bu süreçte de en önemli rollerden birini değer mühendisleri üstleniyor. Hangi sektörün neye ihtiyacı olduğunu bilen bu çok-boyutlu uzmanlar, ihtiyaçlar ile teknolojileri doğru kombinasyon ve ölçülerde birleştirerek sektörlerin profilini değiştiren hizmetler sunuyor. Örneğin, SAP e-ticaret alanında SAP CRM ve hybris teknolojileriyle fark

yaratırken, insan kaynakları alanında SuccessFactors ile lider oyunculardan biri oluyor. Veritabanı ve Veriambarı Çözümleri çeşitli kamu kuruluşlarının süreçlerini kolaylaştırıyor; büyük hastanelerde SAP HANA platformu ile SAP BusinessObjects Explorer çözümü hasta verilerinin çok daha rahat ve güvenli bir şekilde değerlendirilmesini sağlıyor; bilet çözümleri ve sporeğlence sektörü için özel CRM uygulamaları sunan Ticket-Web’in


...............................................................................................................................................................................................................................

SAP’nin hizmet verdiği sektörler alınmasıyla SAP bu alanda da işlem ve süreçleri hızlandırıyor. Özetlemek gerekirse SAP, teknolojideki uzmanlığını hizmet verdiği yirmiyi aşkın sektöre özel çözümlerle sunarak değer yaratıyor. SAP Forum dergisinin bu sayısında, perakende, enerji ve spor-eğlence sektörlerine derinlemesine bir bakış sunuyor, SAP’nin birbirinden farklı alanlarda firmalara sağladığı katma değeri örnekleriyle birlikte sizlerle paylaşıyoruz.

• Bankacılık • Endüstriyel Makine & Parçaları • Hadde Ürünleri (Orman ürünleri, tekstil ürünleri, inşaat malzemeleri, demir çelik ürünleri) • Havacılık & Savunma • Hızlı Tüketim • Kamu Sektörü • Kamusal Hizmetler • Kimya • Madencilik • Medya • Mühendislik, Yapı ve Operasyon • Otomotiv

• • • • • • • • • • • • •

Perakende Petrol & Gaz Profesyonel Hizmetler Sağlık Sağlık/Yaşam Bilimleri Savunma & Güvenlik Sigortacılık Spor ve Eğlence Telekomünikasyon Toptan Dağıtımcılık Ulaşım & Lojistik Hizmet Sağlayıcıları Yüksek Öğrenim Yüksek Teknoloji


KAPAK KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ...................................................................................................................................................

PERAKENDENİN ÇEHRESİ DEĞİŞİRKEN SAP’DEN YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLER Müşteri profillerindeki ve teknolojideki gelişmeler, perakende sektöründe binlerce yıldır var olan rekabeti daha da artırdı. SAP, perakendenin bu trend doğrultusunda şekillenmekte olan geleceğine şimdiden hazır: SAP Customer Activity Repository, SAP HANA, hybris gibi çözümler, satınalmalar ve işbirlikleri, SAP kullanıcısı perakendecileri rekabette öne çıkarıyor. Ölçeği her ne olursa olsun, alışveriş hayatımızın bir parçası. Kahvaltı için bakkaldan ekmek almak ile evimize beyaz eşya almak arasında, harcamalar açısından büyük farklar olsa da alışveriş mantığı anlamında bir fark yok. Aynı şekilde, sokak simitçisinin yaptığı satış ile dev bir hipermarketin satışı da aynı mantık üzerinde ilerliyor. Tüketici olarak her zaman kaliteli ürünleri uygun fiyatla almaya, satıcı olarak da kârlı satışlar yapmaya çalışıyoruz. Kısacası, binlerce yıl önceki takas sisteminden bu yana perakendenin zemini hiç değişmedi. Ama elbette yöntemlerde, platformlarda ve ürün çeşitliliğinde müthiş değişimler yaşandı, yaşanıyor. Tüketicilerin üretici-satıcılarla ya da aracı-satıcılarla yüz yüze temas kurduğu, bire bir pazarlık ettiği, ürünleri dokunarak aldığı perakende ortamı hızlı bir değişim geçiriyor. E-ticaret artık perakende piyasasında çok ciddi bir paya sahip. Pek çok büyük marka, online satış mağazaları açıyor, hatta bu mağazaların kullanımını yaygınlaştırmak için online satışlarda indirimler vaat ediyor. Aynı derecede yaygın görülmemekle birlikte, tersi bir eğilim de söz konusu. Yani bazı online mağazalar da sitelerine ek olarak geleneksel anlamda ürün teşhir ettikleri mağazalar açıyorlar. Kısacası, online ve offline ticaret arasındaki sınırlar belirsizleşiyor. Bu değişim sürecinin merkezinde de elbette tüketiciler var. Tarihin her döneminde rekabetin yoğun yaşandığı perakende sektöründe e-ticaret ve mobil ticaretin de devreye girmesiyle bu büyük yarışın rengi ve şekli değişti. Firmalar bu yarışı ön

8

sıralarda sürdürmek için yeniliklere kapı açıyorlar; en büyük destekçileri de elbette teknoloji oluyor. Çünkü ister online ister geleneksel yapıda olsun, perakende sisteminin arka planında stok kayıtlarından fiyatlandırmaya, müşteri bilgilerinden lojistiğe kadar pek çok bileşen yer alıyor. Firmaların bu bileşenleri kontrollü bir şekilde yönetebilmesi ise ancak gelişmiş teknolojik çözümlerle mümkün oluyor.

Perakendenin çehresini değiştiren altı trend Günümüzde perakendeciler başarılı olmak için müşterilerine her kanaldan ulaşmak zorunda. Çünkü satışta belirleyici olan en büyük faktör, müşterinin ta kendisi. Ve müşteri, artık eskisinden çok daha fazla şey bekliyor. Bu beklentiler, perakendenin de çehresini değiştiriyor.

1. E-ticaret, perakende mağazalarının üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor: İnternet üzerinden kitap ya da kıyafet almak aslında yeni bir uygulama

Perakende kongrelerine büyük veri damgasını vurdu 7-9 Ekim 2013 tarihlerinde Paris’te düzenlenen Dünya Perakende Kongresi’nde ödeme teknolojileri, mobil cihazlar üzerinden müşteriperakendeci bağlantısı gibi konulara odaklanıldı. Etkinliğin kilit konularından biri de büyük veri teknolojisi oldu. Kongre’de perakendecilerin müşterileri hakkında daha fazla bilgi edinmeleri

açısından büyük verinin önemi ele alındı. Aynı dönemde Teksas’ta yapılan SAP Perakende Forumu da büyük veriyi ana konulardan biri olarak seçti. Forum’da perakendecilerin hedef kitlelerine tüm kanallarda, tek noktadan, entegre alışveriş deneyimi sunabilmeleri için büyük veriden nasıl faydalanabilecekleri tartışıldı.


............................................................................................................................................................................................................................... mağazalardaki bütün ürünlerin online satış mağazasında da bulunabilmesini, ürünleri mağazada deneyip online satın alabilmeyi ya da online satın aldıkları ürünü mağazada değiştirebilmeyi istiyorlar. 3. Tüketiciler fikir almak için mağazalara gidiyor: Herhangi bir ürün hakkındaki temel bilgiler zaten internette bulunabiliyor. Oysa satın alımı teşvik etmek için bundan daha fazlası gerekiyor. Bu da mağazalar için bir fırsat yaratıyor. Mağaza içi etkinlikler, demolar, deneyimleme fırsatları, internettekinden daha fazla bilgi sunabilecek satış görevlileri gibi ek hizmetler mağaza içi satış ile e-ticareti birbirine bağlayarak geliştirme potansiyeli sağlıyor. 4. Mağazalarda mobil cihaz kullanımı: Mağazaların faydalanabileceği bir başka teknolojik gelişme ise akıllı telefon ve tabletlerin kullanımındaki artış. Örneğin, mağazaya giren kişilerin cep telefonlarına indirim mesajları göndermek, ürün barkodlarının cep telefonlarına okutulması ve böylece ürün hakkında daha detaylı bilgi alınması gibi uygulamalar müşterilerin markaya bağlılığını artırabiliyor.

değil. Ama e-ticaretin ulaştığı hacim, ticaret dünyasında büyük bir değişim yaratıyor. Örneğin, Alman Perakende Araştırmaları Merkezi IFH’nin verilerine göre, Almanya’da online kıyafet satın alımı 2007’de %5 iken 2012’de %17’ye ulaştı. Bu rakamın önümüzdeki dönemde de hızla artacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de de ciddi bir pazar var. Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) resmi verilerine göre Temmuz 2012 itibarıyla Türkiye’de e-ticaret sektörünün hacmi 3 milyar 186 milyon TL olarak gerçekleşti. Türkiye

Perakendeciler Federasyonu, 2016 yılında internet üzerinden yapılan perakende ticaretin hacminin 25-30 milyar liranın üzerine çıkacağını öngörüyor. Dolayısıyla pek çok marka, mağazalarında sattığı ürünleri web sitesi üzerinden de satışa çıkarıyor. 2. Farklı kanallar üzerinden entegre ticaret: Yeni perakendecilikte, mevcut mağazanın yanı sıra online satış hizmeti sunmak yeterli değil. Müşteriler bütün satış kanallarının birbiriyle bağlantılı olmasını bekliyor. Diğer bir deyişle müşteriler,

5. BT bütçeleri artıyor: Teknolojinin hayatın her alanına girdiği bir ortamda perakendecilerin de bu fırsattan yararlanması gerektiği çok açık. Bunu yapabilmek için de bilgi teknolojileri (BT) bütçelerinin artırılması gündeme geliyor. Yatırım geri dönüşü anlamında büyük kazanç vaat eden BT uygulamaları, rekabet avantajı sağlıyor. Teknoloji İş Araştırmaları (TBR) kuruluşunun verilerine göre Kuzey Amerika’daki perakendeciler 2013’te BT bütçelerini bir önceki yıla göre %5 oranında artırdı. 6. Büyük veriyle müşteri bağlılığı sağlanıyor: Yine TBR’nin verilerine göre perakendeciler bütçelerinin yaklaşık %9’unu analiz yazılımlarına ayırıyor. Bu yatırım sayesinde, müşterileriyle ilgili daha fazla veri toplayıp bunları analiz ederek tüketici davranışları hakkında daha detaylı bilgi elde edebiliyorlar. Bu da elbette müşteriye kişiselleştirilmiş deneyimler sunma imkanı yaratıyor.

9


KAPAK KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ.................................................................................................................................................. SAP Customer Activity Repository ayrıca envanter tahminleri ya da veri madenciliği analizleri gibi çeşitli iş alanları için de algoritmalar içeriyor. Bu sayede, promosyon ürünlerinin stoklarının tükenmesi gibi sorunlar minimuma indiriliyor. Bu çözümü daha da geliştirmek üzere SAP, tahmin modelleri (tahmine dayalı analiz) ve müşteriye özel satış sunumları gibi yenilikler üzerinde çalışıyor. Tahmin modellerinin, orta ve uzun vadeli trendleri belirlemekte kullanılması hedefleniyor. Yeni modüllerin çözüm içine hızla entegre edilebilmesi için de hızlı uygulama çözümleri geliştiriliyor.

Büyük veri platformları ile Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) sistemlerinin işbirliği sonucunda perakendede müthiş fırsatlar ortaya çıkıyor. Büyük veri, perakendecilerin stok yönetimi, tedarik zinciri gibi konularda da hayatını önemli ölçüde kolaylaştırarak iç süreçleri geliştiriyor.

Perakendede SAP teknolojisi

Mobil uygulamalar, TV, kataloglar, online mağazalar, geleneksel mağazalar... Perakende sektörünün satış kanalları çeşitlenirken, müşterilere sunulan hizmetler de giderek daha karmaşık hale geliyor. En büyük sorun ise bütün bu kanalların entegrasyonunu sağlamak. Örneğin mobil bir aplikasyonda başlattığınız satın alım işlemini bir PC’de kaldığınız yerden devam ettirebilmek, olası bir değiştirme ya da iade durumunda doğrudan mağazaya başvurabilmek önemli. Ve bu entegrasyonun, bir ürünün tüm yaşam döngüsünü kapsaması gerekiyor. İşte bu beklentiler SAP’nin SAP for Retail adlı perakende çözüm portföyünde inovasyon için yeni fırsatlar doğuruyor.

SAP Customer Activity Repository ile veriler tek noktada birleşiyor

Müşteriler, satış kanallarının teknik yapısıyla ilgilenmez. Onlar için önemli olan tek şey, aradıkları ürünü bulabilmek ve kolayca satın alabilmektir. Ama bu süreç, perakendeciler açısından çok önemli. Farklı kanallar üzerinden satış yapan çoğu perakendeci, web satış verileri ile mağaza satış verilerini, hatta envanter bilgilerini ayrı ayrı tutuyor.

10

Bunun sonucunda da ortaya karmaşık bir yapı çıkıyor ve her karmaşık yapıda olduğu gibi, müşteriye yansıyan çeşitli sorunlar doğuyor. İşte bu nedenle SAP, perakendecilerin müşteri, satış ve envanter verilerini tek bir noktada toplayabilmelerini, bu sayede müşteri davranışlarını daha iyi anlayıp bu doğrultuda hizmet verebilmelerini, dolayısıyla bütün kanallarda tutarlı müşteri deneyimleri yaratabilmelerini sağlayan bir çözüm geliştirdi. 2013 yazında tanıtılan ve 2014’ün ilk çeyreğinde dünyanın farklı noktalarında satışa sunulacak olan SAP Customer Activity Repository çözümü, farklı kanallardan yapılan satış işlemlerini, çok-kanallı süreçlerde kullanılabilecek şekilde bir araya getiriyor. Web Kanalı Satış Siparişleri üzerinden yapılmış İşlem Kayıtlarından (TLog) ERP Satış Siparişlerine kadar bütün süreç bu yeni çözümün kapsamında yer alıyor.

Kasa işlemleri için işbirliği SAP, perakende sektörüne yönelik çözümlerinde çeşitli kuruluşlarla iş ortaklığı da yapıyor. Bunlardan biri de kasa ve şube sistemlerinde SAP’nin portföy ortağı olan GK Software. GK’nin çözümleri, çokkanallı ortamda entegre süreç zincirlerinin kurulmasına destek veriyor.

SAP Customer Activity Repository, topladığı bütün verileri Twitter ve Facebook gibi sosyal medya ortamlarından gelen kullanıcı geri bildirimleriyle birleştirme imkanı da sunuyor. Tek noktada toplanan tüm bu bilgiler, perakendecilerin markalama, pazarlama, promosyon, fiyatlandırma, satış, envanter yönetimi gibi süreçlerini optimize etmelerini sağlıyor. Müşterilerinin kim olduğunu, neleri tercih ettiğini, neler beklediğini bilen perakendeciler, ciddi bir rekabet avantajı elde ediyor. SAP Customer Activity Repository çözümü, SAP HANA bellek içi platformu üzerinde kullanılınca, perakendecilerin müşteri taleplerini daha da iyi anlamalarına imkan sağlıyor. SAP HANA’nın veri analizi için gerçek zamanlı erişim sağlaması, müşteri davranışlarının daha yakından ve daha iyi takip edilmesine imkan vererek çözümü destekliyor.

SAP for Retail ve SAP CRM için entegre çözümler

SAP for Retail portföyünde başka gelişmeler de yaşanıyor elbette. Perakende sektörüne yönelik çözümlerini geliştirmek üzere çalışmalarını sürdüren SAP, şirket satınalımlarıyla da bu süreci destekliyor. Örneğin Ağustos 2013’te satın alınan e-ticaret uzmanı "hybris" sayesinde SAP, perakende portföyünü modern bir e-ticaret platformuyla zenginleştirmiş oldu. Hybris’in sunduğu temel çözüm modülleri online mağaza, İçerik Yönetimi Sistemi ve sipariş platformundan oluşuyor. Böylece SAP Retail ve SAP CRM çözümleriyle entegre bir yol haritası ortaya çıkıyor.


Koçtaş Raporlama ve Analiz Süreçlerine IBSS Desteği

Koçtaş, sayıları 40 bini bulan ürünlerinin analiz ve raporlama ihtiyacını IBSS’in sunduğu İş Zekası çözümleri ile karşılıyor. Yeni platformun getirileri

Koçtaş yetkilileri, farklı raporların karşılaştırılabilmesi sayesinde iyileştirilebilir noktaların tespitini daha kolay gerçekleştirebiliyor. Yeni açılan mağazaların sisteme entegrasyonu sorunsuz gerçekleşirken, bu mağazaların ilk bir yılı için özel olarak hazırlanan raporlara da erişim sağlanabiliyor. Koçtaş’ın elde ettiği kritik faydalar arasında, perakende ve ticari satışların birbirinden ayrılabilmesi de yer alıyor. Proje, her ay gönderilen yüzlerce raporun ulaşıp ulaşmadığının kontrolünü de içeriyor.

Yüksek performanslı, güvenilir bir platform

IBSS, proje kapsamında mevcut veriambarında önemli değişikliklere gitti. Bu ilk aşamadan sonra gelen yeni rapor talepleri doğrultusunda Koçtaş’ın sisteminde çeşitli iyileştirmeler yapan IBSS, proje öncesinde farklı raporlama ortamlarından faydalanan Koçtaş’ın, yeni platformla birlikte farklı kanallardan gelen raporlar arasındaki tutarsızlıkların da önüne geçmesini sağladı.

Haftanın her günü açık olan mağazalardaki ürünlerin takibi, hangi ürünün kaç adet satıldığı, mağazalar arasındaki farklar ve benzeri veriler, Koçtaş’ın ileriye yönelik hedeflerini planlaması açısından önemli detaylar arasında yer alıyor. Projeyle birlikte, çeşitli kırılımlarla gönderilen raporların adedi aylık ortalama 300’ü buluyor. Hem gün içindeki hem de haftalık ve aylık durumların değerlendirildiği bu raporların doğru saatte, doğru bilgilerle gönderilmesi kritik önem taşıyor. IBSS’ten özel bir ekip, stabil bir sistem talebinde bulunan Koçtaş’ın bu beklentisini karşılamak için sürekli olarak Koçtaş çalışanı gibi görev yapıyor.

IBSS HAKKINDA

2006 yılından bu yana uzmanlaşmış kadrosu ile müşterilerine kaliteli ve uzun ömürlü çözümler sunan IBSS, Türkiye’nin en geniş ve tecrübeli SAP İş Zekası danışmanlık kadrosu ile danışmanlık, eğitim ve destek hizmetleri vermektedir. IBSS, “İş zekası çözümlerinde değişimi yönlendiren uluslararası lider bir kuruluş olmak” vizyonu ile hareket ederek, bugüne kadar 30’un üzerinde ülkede başarılı projeler gerçekleştirmiştir.

Hedefler � Kritik karar alma süreçlerini destekleyerek rekabet avantajı sağlamak � Büyük hacimli verileri bilgiye dönüştürerek operasyonel ve stratejik kararları direkt destekleyebilen bir iş zekası ortamı elde etmek � Doğru, tutarlı, hızlı ve sürdürülebilir raporlama platformu sunmak � Manuel veri raporlama süreçlerini azaltmak � Tek bir raporlama platformu üzerinden süreçleri yönetmek

Sonuçlar � Ortak dil kullanımı ile farklı raporlar arasındaki tutarsızlıklar önlendi � Karşılaştırmalı raporlama olanağı elde edildi � Satış ve stok verilerinin raporlanmasında performans, yalınlık ve şeffaflık sağlandı

Ataşehir Bulvarı 36 Ada Ata 2/3 Plaza Kat: 1 Daire: 20 Ataşehir, İstanbul, Türkiye Tel: +90 216 455 92 62 ¬ Faks: +90 216 455 98 62 Web: www.ibss.com.tr ¬ E-posta: info@ibss.com.tr

Bu bir ilandır.

Her geçen gün artan iş hacmi ve malzeme çeşitliliğine dair kapsamlı raporlama ve analiz ihtiyacı duyan Koçtaş, bu gereksinimini IBSS’in danışmanlığında SAP çözümleriyle karşıladı. Kritik karar alma süreçlerini destekleyerek bunu rekabet avantajına dönüştürmek isteyen şirket, bu kapsamda manuel olarak yürütülen veri raporlama süreçlerini azaltarak doğru, tutarlı, hızlı ve sürdürülebilir raporlama platformuna geçiş yapmayı hedefliyordu.


KAPAK KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ...................................................................................................................................................

KAPALIÇARŞI’DA BÜYÜK VERİ İŞ BAŞINDA

Reza Soudagar SAP Veritabanı ve Teknoloji Pazarlama Kıdemli Direktörü

İstanbul’un merkezinde büyük bir alanı kaplayan Kapalıçarşı, dünyanın ilk kapalı alışveriş merkezlerinden biri... Günde yaklaşık 400 bin kişinin gezdiği mekan, dünyanın en önemli turistik merkezleri arasında yer alıyor. Ben de Kapalıçarşı’nın dolambaçlı koridorlarında bir gün geçirdim. Eski paraların, kakmalı tabancaların ve sedef aynaların satıldığı, yüksek

"Büyük veri" kavramı ilk olarak 2000’li yıllarda kullanılmaya başladı. Artık pek çok yerde karşımıza çıkan bu kavram sadece verilerin hacimsel büyüklüğünü değil, bu verilerin işlenmesi sürecini de kapsıyor. Sürekli online yaşadığımız, gerek iş hayatımızda gerekse sosyal yaşamımızda düzenli olarak veri üretip tükettiğimiz bir dünyada, sistemlerin sağlığı açısından bu verilerin kontrolünü sağlamak kritik önem taşıyor. Ama büyük veriyi karmaşık ifadelerle anlatmaya çalışmak bir işe yaramıyor. Sonuçta bu hizmetten yararlanmak isteyenler, ne elde edeceklerini bilmek istiyorlar. Dolayısıyla büyük veriyi anlatmak için güncel yaşamdan örnekler vermek her zaman işe yarıyor. SAP Veritabanı ve Teknoloji Pazarlama Kıdemli Direktörü Reza Soudagar, İstanbul’u ziyaretinde gittiği Kapalıçarşı’daki deneyimlerini, büyük veri perspektifinden değerlendiren bir yazı hazırladı. Soudagar’ın bu keyifli yazısının pek çok soruyu cevaplayacağını düşünüyoruz. kubbeli Cevahir Bedesteni’ne gittim. Burada kendimi, Kapalıçarşı’nın inşa edilmeye başladığı 14. yüzyıla seyahat etmiş gibi hissettim. Ama ünlü Türk halılarının satıldığı dükkanları gördüğümde, farklı ve şaşırtıcı bir fikir aklıma geldi: Osmanlı İmparatorluğu’nun doğuşundan kısa bir süre sonra kurulan Kapalıçarşı, onlarca yıldır büyük veri kullanıyor!

Bu cümle size ilk başta tuhaf gelebilir ama Kapalıçarşı’daki halı satıcılarının mallarını satmak için müşterileri hakkında bilgi toplama şekli, perakendecilerin aynı amaçla büyük veriyi kullanmalarının mikro ölçekte bir örneği aslında. Girdiğim her dükkanda, girişken ve ağızları iyi laf yapan satıcılar bana hep, iletişim kurmaya yönelik cümlelerle yaklaştılar: “Hoş geldiniz! Nerelisiniz?” “Umarım İstanbul’u sevmişsinizdir. Ne kadar kalacaksınız?” “İstanbul’da nerede kalıyorsunuz?”

Sorular ve cevaplar

Birçok mağazada duymaya alıştığımız klasik “Yardımcı olabilir miyim?” sorusundan son derece farklı olan bu sorular, başlangıçta turistlerin dikkatini çekip sosyalleşme eğilimlerinden faydalanmanın akıllıca bir yolu olarak görünebilir. Kısmen de öyledir zaten. Ama satıcıların bu yaklaşımlarının ardında ben daha derin bir neden görüyorum. Öylesine sorulmuş olmayan bu sorular, hangi tipte insanın hangi halıyı alacağı konusunda satıcıların onlarca yıllık deneyimlerine dayanıyor. Kişinin nereli olduğu veya İstanbul’da nerede kaldığı, gelir düzeyini ve kişisel zevklerini gösteriyor. Bu bilgiyi yaş, giyim, saat

12


...............................................................................................................................................................................................................................

ve mücevher tercihi, kamera markası, vücut dili gibi diğer görsel ipuçları ile birleştiren satıcı, tamamen yabancı bir kişiye dair son derece kesin bir kanaate varabiliyor! Ve bunu, gerçek zamanlı olarak sadece birkaç dakikada yapabiliyor.

Tahmine dayalı analize odaklanmak

Benim yaşadığım deneyimde satıcılar bu bilgileri genel durumumu anlamak, beğeni ve tercihlerimi tahmin etmek ve daha sonra bana ve eşime en uygun halıları sunmak için kullandılar. Lider perakendeciler de büyük veri ile işte aynen bunu yapıyorlar: Müşteriyle olan her bir etkileşimin içeriğini gerçekten anlayabilmek için çeşitli bilgileri toplayıp en cazip satış yöntemini, en uygun fiyat noktasını veya en doğru pazarlama teklifini belirliyorlar. Halı satıcıları, sadece üç-dört soruyla, tam da almak isteyeceğim türde bir halıyı bana gösterme olasılıklarını büyük oranda yükselttiler, çünkü bu sorular yıllarca bana benzer binlerce alıcı üzerinde denenmiş ve incelenmişti. Satıcılar ayrıca, onlara verdiğim cevapları başka bilgilerle (yaşım,

dış görünüşüm vb.) birleştirdiler. Bu da perakendecilerin farklı veri gruplarını (belirli bir grup müşterinin ilgisini hangi ürünlerin çekeceğine dair tahmine dayalı analiz yapmak amacıyla kullanılan satın alma geçmişleri ve genel durum gibi bilgiler) birleştirmelerine veya daha da iyisi, benim için özelleştirilmiş bir alışveriş deneyimi sunmalarına benziyor.

konu olarak algılanıyor. Bu kavram, somutlaştırılması güç “hacim”, “hız” ve “çeşitlilik” gibi soyut kelimelerle tanımlanıyor. Ama Kapalıçarşı’yı düşünürseniz, büyük verinin aslında ne olduğunu kolayca anlayabilirsiniz: Çok sayıda küçük veriyi ve işareti toplayarak işleyen ve bu sayede, müşterilerin kişiliklerini, ihtiyaçlarını ve isteklerini gerçek zamanlı olarak tanımlayan bir sistem.

Çok geniş bir alana yayılmış Kapalıçarşı’yı gezmek biraz göz korkutucu olabilir. Uzun yılların deneyimiyle eğitilmiş satıcılar, bunu daha az stresli bir deneyime dönüştürmenin yolunu keşfetmişler. Dostça sorularıyla önce beni rahatlattılar, sonra çok güzel Türk halılarıyla kaplanmış bir divana oturttular. Üstüne de çay ikram ettiler – mükemmel bir seçimdi.

Hepsi bu kadar da değil. Perakende yöneticileri, büyük verinin ürün kalitesinin takibi, nakliye ve gelecekteki trendlerin öngörülmesi gibi çeşitli kilit alanlarda daha iyi performans göstermelerine yardımcı olacağına inanıyorlar.

Tıpkı Kapalıçarşı esnafı gibi, en deneyimli şirketler de stressiz, keyifli ve cazip bir alışveriş deneyimi tasarlamak ve sunmak için online ve geleneksel mağazalarında büyük veriyi kullanıyor. Büyük veri genelde karmaşık ve anlaşılması zor bir

700 yaşındaki Kapalıçarşı’da halı satıcılarının onyıllardır süregelen yaklaşımları ile modern şirketlerdeki büyük veri uygulamaları arasındaki benzerlikler bizi şaşırtmamalı aslında. Çünkü tarih boyunca satışın odak noktası hiç değişmedi: müşteriler. Bu yazı ilk olarak SAP Business Trends haber bülteninde, daha sonra forbes.com adresinde yayınlanmıştır.

13



Bu bir ilandır.

“ daha iyisi, daha ilerisi için”


KAPAK KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ...................................................................................................................................................

VE ENERJİ ŞİRKETLERİ TEKNOLOJİYİ KEŞFETTİ... Enerji dağıtım şirketleri, geçmişten bu yana bir hayli ilerleme kaydetti. Bir sonraki büyük adımın atılması için gereken ise teknolojiyi etkin ve doğru kullanmak... Elektrik sözcüğünün kehribarla olan bağlantısı, enerjinin binyıllar boyunca gizemini koruması kadar ilginç belki de... Miletli Thales, milattan önce 600’lü yıllarda, bir kürk parçasına sürtünen kehribarın saman çöpü, kuş tüyü gibi hafif cisimleri çektiğini fark edince elektriğin gizem perdesi ilk kez aralandı. Elektrik sözcüğü, kehribar anlamındaki Yunanca "elektron" sözcüğünden türetilmiş. Bu keşiften yaklaşık 2300 yıl sonra Benjamin Franklin’in meşhur uçurtma deneyiyle yıldırım ve statik elektrik arasındaki bağı bulmasıyla daha anlamlı hale gelen bu güç, Alessandro Volta, Michael Faraday, André-Marie Ampère ve tabii Thomas Edison ile Nikola

16

Tesla gibi isimlerin katkılarıyla gerçek potansiyelini bulmayı başardı. Elektrik, enerjinin en önemli formlarından biri olarak bugün tıpkı gıda, su ve barınma gibi insanlığın olmazsa olmaz ihtiyaçları arasında gösteriliyor. Enerjinin olmadığı bir dünyayı ele alan Revolution adlı dizi ise, dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de büyük ilgi görüyor. Günümüze geldiğimizdeyse enerjinin artık çok daha geniş bir tanımı içerdiğini görüyoruz. Enerji, yalnızca elektrik değil, gaz, petrol ve suyu da kapsayan geniş bir ihtiyaç ağını kapsıyor. Endüstri devrimine paralel olarak artan enerji ihtiyacı, bunu karşılayan şirketleri yeni üretim santralleri yapmaya, mevcut

altyapılarını yenilemeye ve beraberinde gerek evsel gerekse endüstriyel müşterilerine daha verimli ulaşmaya yönlendiriyor.

Sayaca git, tüketimi ölç, faturayı kes

Son 100 yıldır enerji dağıtım şirketlerinin süreçleri belirli tarihlerde sayacın bulunduğu noktaya gidilmesi, son ölçümden bu yana tüketilen enerji miktarının tespit edilmesi ve tüketim bedelini içeren faturanın kesilerek müşteriye iletilmesi ve tahsilatıydı. Oysa, adeta paralel evrenlerin iç içe geçmesi misali, tüketiciler aldıkları hizmetlerin bir bütünün parçası olmasını talep ediyor. Enerji sektörünün ‘yeni normali’,


............................................................................................................................................................................................................................... kafa yorarken, dağıtım şirketleri ise küçük ilçelerden milyonlarca nüfusu barındıran şehirlere kadar geniş bir ağda sorunsuz ve kaliteli hizmet verme çabasında. Son yıllarda liberalleşmeyle birlikte sayıları artan perakende şirketleri de yoğun rekabette öne çıkmak için aralıksız çalışıyor. Tüm bu şirketlerin ortak noktası ise kendini teknolojinin yoğun kullanımında gösteriyor.

SAP’nin enerji sektörü stratejisi

SAP, bir enerji şirketinin daha hızlı, daha verimli olabilmesi için neler yapılabilir sorusu üzerine geliştirdiği stratejisiyle sektör firmalarına destek oluyor. Bu kapsamda, hizmet verdiği şirketi diğer kurumlar ve firmalarla karşılaştırabilecek anahtar figürler belirleyen SAP, müşteri başına gelir/ kâr, verimlilik, iletim ve dağıtım şirketlerinde planlı olmayan kesinti oranları gibi anahtar performans kriterlerini masaya yatırıyor. Bakım maliyetleri ve sabit maliyetlerin en yüksek gider kalemleri arasında yer aldığı enerji sektörü için şebeke varlıklarının etkin kontrolü büyük önem taşıyor. SAP, maliyetlerin sabit varlıklara oranını tespit ederek izlenmesi gereken rota hakkında müşterisini yönlendiriyor.

arka planda çalışan, yüksek iletişim teknolojileriyle donatılmış, gelişmiş teknolojik sistemlerle ifade ediliyor. Tüketici, ister evinde düşük miktarda elektrik kullanan bir kişi, isterse devasa bir endüstriyel tesis olsun, bütünü içeren bir hizmet portföyünden, kendisine en uygun hizmeti alma güdüsüyle hareket ediyor. Enerji sektöründeki şirketleri açısından baktığımızda ise konuyu üretim, iletim, dağıtım ve perakende olmak üzere dört farklı grupta ele almak gerekiyor. Bir üretim şirketi, günümüzde aynı anda kömür yakıtlı bir termik santralden, rakımı 2000 metreleri bulan tepelere yerleştirilmiş rüzgar türbinlerinden ya da bir nehir üzerindeki hidroelektrik santralden üretim yapabiliyor. İletim şirketleri, aldıkları enerjiyi nasıl daha verimli iletebilecekleri üzerine

SAP’nin belirlemiş olduğu anahtar kriterler, enerji şirketlerinin sürdürülebilir büyüme ve verimlilik elde etmesini sağlıyor. Üretim şirketlerine üretim kaynaklarının doğru yönetimi, dağıtım şirketlerine ise tedarik ve tüketimi dengeleme olarak yansıyan bu verimlilik, SAP’nin, operasyonların etkin yönetimine yönelik ürünler ve finansal anlamda hizmet maliyetini düşürüp geliri güvence altına alacak sistemler sunmasıyla etkisini artırıyor.

50’yi aşkın çözüm içeren zengin portföy

SAP enerji sektörü çözümleri, alt başlıklarıyla birlikte 50 kadar çözümü içeriyor. Bir enerji şirketinin en önemli ihtiyaçlarından biri olan şebeke operasyon ve bakımıyla ilgili çözümlerden çevresel hizmetler adı verilen geri dönüşüm hizmetlerine, sayaç yönetim sistemlerinden satın alma ve enerji ticaretine kadar pek çok başlık bu portföyde bulunuyor. Sektöre özel bu çözümler, SAP’nin diğer sektörlerdeki şirketlere de sunduğu faturalama, finansal araçlar, raporlama

ve analiz, insan kaynakları ve personel yönetimi çözümleriyle destekleniyor. SAP bu bağlamda, sektördeki tüm kurumların her türlü ihtiyacını verimlilik odaklı karşılayan zengin bir portföyü barındırıyor. Türkiye’deki enerji sektörünün durumuyla diğer ülkeler arasında bire bir benzerlikten söz etmek için ise henüz erken. Türkiye’de, son yıllarda özellikle dağıtım sektöründe gerçekleşen özelleştirme çalışmaları başlangıç için önemli bir adım olmakla birlikte, Enerji Borsası gibi oluşumların henüz tamamlanmaması nedeniyle serbestleşme anlamında bir yakınlıktan söz etmek mümkün değil. Bu değişim için kendini hazırlayan Türk enerji sektörü, kamu idaresinin alacağı kararlar doğrultusunda yeniden yapılanma için bekleme sürecini sürdürüyor. SAP, yakın gelecekte gerçekleşmesi planlanan bu değişimde, dünya genelinde 70’ten fazla ülkede hayata geçirdiği sistemleri, Türk enerji sektörü mevzuatına uygun bir şekilde yorumlayarak sektör oyuncularına sunmaya hazırlanıyor. Türkiye’de kişi başı enerji tüketimi, özellikle gelişmiş ülkelere oranla henüz düşük seviyede bulunsa da yaşanan hızlı artış

70 ülke, 2200 şirket SAP enerji sektörü çözümleri tüm dünyada yaygın olarak kullanılıyor. 2012 verilerine göre, SAP kullanan enerji sektörü şirketlerinin bulunduğu ülke sayısı 70’i geçerken, toplam şirket sayısı 2200’ü geçmiş durumda. Forbes 2000 listesindeki 50 enerji şirketinin yüzde 78’inde kullanılan SAP enerji sektörü çözümleri, yine aynı listedeki en büyük 10 enerji şirketinin 8’i tarafından tercih ediliyor. 40-50 bin nüfuslu bir kasabanın enerji dağıtımını gerçekleştiren şirketlerden, milyonlarca aboneye sahip küresel şirketlere kadar geniş bir müşteri portföyüne sahip olan SAP’yi tercih eden sektör şirketleri, yılda 3 milyardan fazla faturanın basımını SAP sistemleri ile sağlıyor.

17


KAPAK KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ..................................................................................................................................................

nedeniyle oluşacak durumu aşmanın yolu yine teknolojiden geçiyor. Bu konuda dünya, bildiğimiz anlamdaki şebeke yapısından, Smart Grid olarak adlandırılan Akıllı Şebeke’ye geçiş sürecini yaşıyor. Türkiye’de de özellikle dağıtım sektöründe ilk uygulamaları görülen Akıllı Şebekeler, temel itibarıyla, SAP’nin uzmanlık alanı olan ‘veri’nin doğru değerlendirilmesinde önem kazanıyor.

Sıkı dostlar: Akıllı Şebekeler ve Big Data

Akıllı Şebekeler’in veriyle olan dostluğu, kendini sık periyodlarla yeniliyor. Klasik sistemde ayda bir kez sayacın yerinde okunmasıyla toplanan veriler, Akıllı Şebekeler’in çift taraflı veri iletişimine izin veren, uzaktan kontrol ve müdahale

18

sağlayan yapısıyla artık 15 dakikalara kadar inen aralıklarla toplanıyor. Bu durum, tek bir enerji dağıtım şirketinin bile, sahip olduğu milyonlarca aboneye ait inanılmaz büyüklükte bir veriye erişmesi anlamına geliyor. Benzer bir durum, çok fazla sayaca sahip endüstriyel tesislerde de kendini gösteriyor. Örneğin 30-40 bin sayaçlık bir şebekeyi yöneten bir dağıtım şirketi, 15’er dakikalık aralıklarla veri aldığında bu yılda 1 milyara yakın kayıt anlamına geliyor. Ortaya çıkan verilerin doğru değerlendirilmesi kadar bunun hızlı yapılabilmesi de bir başka önemli konu. Özellikle çok sayıda kurumsal müşteri söz konusu olduğunda, toplanan verilerin hızlı bir şekilde

değerlendirilerek ileriye yönelik planlamaların yapılması kritik bir konu olarak öne çıkıyor. SAP HANA platformu, enerji sektörü analizlerinde klasik sistemlerde 17-18 saati bulabilen bir analizi, yalnızca 3-4 saniyeye indirebiliyor. Üstelik HANA, bunu yalnızca tek bir kaynak üzerinden sağladığı verilerle değil, ödeme alışkanlıkları analizi, sayaç okuma değerleri tüketim alışkanlıkları, şebekeden gelen verilerin analizi, sıcaklık değerlerinin de entegre edildiği bir ortamda gerçekleştirebiliyor.

Enerji sektörü, mobil dünyanın kapılarını SAP ile açıyor

Takvimler Mayıs 2010’u gösterdiğinde, dünyanın en güçlü mobil altyapı platformunu geliştiren Sybase’i bünyesine katan SAP, Sybase’in yeteneklerini daha da geliştirerek sektörlere özel mobil çözümler sunuyor. Sybase platformu üzerinde enerji üretimi, sayaç otomasyonu, müşteri hizmetleri, iş zekası, insan kaynakları, güvenlik denetimleri, varlık görselleştirme, sayaç okuma gibi çözümleri kurgulayan SAP, enerji sektörü şirketlerine ayrıca, GIS-Coğrafi Bilgi Sistemi gibi üçüncü taraf sistemleri de mobil platformlar üzerinden kontrol edebilme olanağı sunuyor. SAP, hangi mobil cihazın kullanılacağına bağlı olarak önyüz tasarımını da buna göre şekillendirerek süreçleri kolaylaştırıyor.


.


ENERJİ SEKTÖRÜNDE BT ALTYAPILARINDA DÖNÜŞÜM KAÇINILMAZ Enerji sektöründe gerçekleşen dönüşümden bahseder misiniz? Türkiye’de enerji piyasasının liberalizasyonu ve piyasanın düzenlenmesiyle ilgili önemli değişiklikler yürürlüğe girdi. Elektrik sektörüne yönelik deregülasyon çalışmaları elektriğin tüketicilere en uygun fiyatla, kaliteli ve kesintisiz sunulması için bir dizi reformun hayata geçirilmesini sağladı. Serbest tüketicinin istediği tedarikçi ile anlaşması, liberalizasyon sürecinin tüketiciye yansıyan sonucu oldu. Piyasanın liberalleşmesi için piyasa mali uzlaştırma mekanizmalarının oluşturulması, üretim, satış ve dağıtım operasyonlarının firmalarda yasal ve organizasyonel olarak ayrıştırılması da piyasadaki yeni oyuncuların arasındaki ilişkilerin düzenlenmesini zorunlu kıldı. Tüketicinin tercih hakkına sahip olmasının şirketlere etkisi nedir? En son yapılan düzenlemelerle serbest tüketici limiti 5000 kWh`a düşürüldü ve minimum 150 TL aylık fatura ödeyen kişi ve kuruluşlar serbest tüketici olma hakkını kazandı. Aralık itibarıyla serbest tüketici sayısı 500.000’i buldu. 2015 yılına kadar

da serbest tüketici limitinin sıfıra düşürülmesi hedefleniyor. Serbest tüketiciler, birçok firmadan teklif alabiliyor, en uygun maliyetle elektriği veren ve aynı zamanda hizmet kalitesi de yüksek olan firmayı seçiyor. İsterse bu tercihini sonradan değiştirebiliyor ve tedarikçiler arasında kolaylıkla geçiş yapabiliyor. Dolayısıyla müşteri kazanma ve elde tutma, elektrik satış firmaları için giderek zorlaşıyor. Bu kadar rekabetçi bir ortamda şirketler müşteriyi nasıl elde tutabilir? Artan rekabet sonucunda satış öncesi ve sonrası süreçlerin de sisteme entegre edilmesi ve kullanılan sistemlerin değişen piyasa koşullarında hızlı hareket edebilmesi gerekiyor. Müşterileri kazanma yolunda değişik kampanyaların en kısa zamanda devreye alınacağını ve şirketin faaliyet alanına bağlı olarak çapraz satışların da gündeme geleceğini öngörüyoruz. Tüketiciye sunulan bu önerileri bir ürün paketi olarak değerlendirirsek, paket içerikleri müşterinin tüketim, ödeme alışkanlarına veya farklı parametrelere göre de değişiklik gösterebilecek. Elektrik satış firmalarının altyapılarını bu yeni düzene uyarlamaları artık

Sibel Saraçoğlu BTC Bilişim Danışmanlık Yöneticisi, Servis ve Enerji Uygulamaları

kaçınılmaz oldu. Müşteri takibinin, verilen hizmetin ve faturalama sürecinin sistematik, ölçeklenebilir ve geliştirilebilir bir uygulama çözümü üzerinde gerçekleşmesi gerekiyor. Dolayısıyla BT altyapı yatırımlarının önemli bir rolü bulunuyor. Şirketler mevcut sistemleriyle devam edebilirler mi? Enerji sektöründe müşterinin sistemde bütünleşik biçimde takibinin sağlanamadığını görüyoruz. Ayrıca mevcut sistemler, şirketlerin kazanmayı hedeflediği müşteri hacmini kaldırabilecek durumda değiller. Entegrasyona açık bir altyapının olmaması, deregülasyon sürecine adaptasyon zorluğunu getiriyor. Muhasebesel verilerde tutarsızlık yaşanıyor. Böyle bir altyapı ile piyasadaki rekabette güçlü olmak mümkün değil. SAP Enerji çözümünün güçlü yanları nelerdir? Dünyada enerji sektörünün en büyük firmaları SAP çözümünü tercih ediyor. Bu çözümün 52 ülkede 830’dan fazla müşterisi var. SAP Enerji çözümü, dünya genelinde yaklaşık %40 oranında kullanılıyor. Almanya’daki payı ise %85’ten fazla. BTC Bilişim olarak verdiğiniz hizmetlerden kısaca bahseder misiniz? 1995’ten bu yana danışmanlık, sistem entegrasyonu ve sistem yönetimi için çözümler sunuyoruz. BTC Bilişim olarak iş yazılımı çözümleri ve teknik çözümler olmak üzere iki farklı odak noktamız var. İş yazılımı çözümleri anlamında ERP, CRM, HCM (İnsan Kaynakları Yönetimi), mobil uygulamalar ve raporlama, portal uygulamaları, kurumsal içerik yönetimi ve enerji sektörü çözümlerinde uzmanlaşmış danışman kadromuz bulunuyor.


Enerji Kontrol Uygulamaları birimimizde ise SCADA/DMS/ OMS, Coğrafi Bilgi Sistemleri (GIS), Otomatik Sayaç Okuma Sistemleri (OSOS), Talep Tahmin ve Optimizasyon, Enerji Ticaret ve Risk Yönetimi uygulamaları konusunda uzman danışmanlarımız var. Aynı zamanda her ölçekten uygulama için teknik altyapı oluşturulması konusunda danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bu anlamda enerji sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın ihtiyacı olan ürün ve hizmetleri uçtan uca sağladığımızı söyleyebiliriz. Enerji satış şirketleri için başka hangi ürün öne çıkıyor? Liberal piyasada kazanan, müşterisinin ne kadar tüketeceğini doğru tahmin eden ve dengesizlikleri en aza indirgeyen tedarikçidir. BTC Energy Prof. ürünü ile bütün enerji alım satım süreçlerinizi belirtip bu tür işlemlerinizi otomasyona bağlayabilirsiniz. Bu sayede tüketim veya üretim planlarınızı yapıp dengesizlikle ilgili kayıpları minimuma indirebilirsiniz. SAP Enerji çözümüyle kısa zamanda ve minimum maliyetle sonuç almak isteyen KOBİ’lere ne öneriyorsunuz? BTC olarak sektörde gerçekleştirdiğimiz referans projelerimizde edindiğimiz tecrübeler sayesinde SAP Enerji çözümünü kısa sürede uygun maliyetlerle gerçekleştiriyoruz. Sistemde kurgulanacak süreçler önceden belli olduğu için analiz/tasarım sürecine gerek kalmıyor. Aynı zamanda bu yöntem sayesinde şirketler iç kaynaklarını verimli bir şekilde kullanabiliyor.

Enerji Sektöründe Üretim, Dağıtım, Toptan ve Perakende Satış için Entegre SAP İş Yazılım Uygulamaları, SCADA/DMS/ OMS, İş Gücü Yönetimi, Mobil Uygulamalar, Talep Tahmini, Sayaç Okuma (OSOS), GIS Çözümleri Bu uygulama ile elektrik sektörünün ihtiyacını karşılayacak veri yapılarının kurulması (müşteri, sözleşme, tesisat, sayaç vs.), müşteri yaşam döngüsünün takibi, satış ve satış öncesi süreçleri içeren kurumsal hafızanın oluşturulması, sayaç yönetimi ve PMUM entegrasyonu, mali uygulama süreçlerinin satış ile entegre biçimde yapılandırılması (tahakkuk

ve faturalama, teminat yönetimi, tahsilat yönetimi, ihtar yönetimi, yasal ve kurumsal raporların oluşturulması vs.) hedefleniyor. Bu uygulama fiyat tahminine ve risk analizine uygun sistem altyapısını içeriyor. Aynı zamanda Türkiye’de deregülasyon sürecinin gelişmesiyle beraber ortaya çıkacak entegrasyon ihtiyaçlarını karşılayabilecek yapılar sistemde bulunuyor.

BTC Business Technology Consulting AG, danışmanlık firması 1995’de Almanya’da NETplus GmbH ile kuruldu. 1 Ocak 2001’de üç firma (UMC, CCC ve NETplus) birleştirilerek BTC AG firması oluşturuldu. BTC AG, Avrupa çapında 2000 civarında çalışanıyla, uluslararası kaynakları da yönlendiriyor ve teknoloji uygulamaları konusunda danışmanlık hizmetleri sunuyor. Türkiye’de ise 1995 yılında

kurulmuş danışmanlık firması Eresoft, 2001’de Ekonum adını aldı ve daha sonra 2005 yılında BTC AG’ye katıldı. 1997’de SAP’nin Türkiye’deki ilk yerel iş ortağı olan BTC Microsoft, HP ve EMC² ile de iş ortağı olduğu için projelerde entegre hizmetler sağlayabiliyor. BTC, bütünsel hizmet portföyüyle danışmanlık çerçevesinde sunduğu bütün çözümleri tek elden uygulayabiliyor.

www.btc-ag.com/tr/ 0216 575 45 90 Çayıryolu 1, Partaş Center Kat: 11-12 İçerenköy-İstanbul

Bu bir ilandır.

BTC hakkında


KAPAK KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ...................................................................................................................................................

HAYATIN TAM MERKEZİNDE: SAP SPOR VE EĞLENCE ÇÖZÜMLERİ Spor ve eğlence; çok büyük kazançlar sağlayabilen, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen, gelişmeye ve teknolojiye çok açık bir sektör. SAP sporculara, spor kulüplerine, antrenörlere, izleyicilere ve medyaya sunduğu hizmetlerle sektörün ardındaki gizli kahraman olmaya aday. Sporun her dalında, gerek federasyonlar gibi resmi çatılarda gerekse kulüplerde önemli bir kurumsallaşma süreci başladı. Dünyada ve ülkemizde pek çok spor kulübü profesyonel yöneticiler tarafından idare ediliyor, borsalarda işlem görüyor, gelir modelleri oluşturup finansal gücünü pazar koşulları doğrultusunda yönetiyor. Eğlence alanında da durum farklı değil. Uzun soluklu uluslararası

22

organizasyonlar düzenleniyor ve dünyanın farklı noktalarında, binlerce kişilik etkinliklere imza atılıyor. Spor ve eğlence sektöründeki bu gelişmelerin sosyal ve ekonomik olduğu kadar, teknolojik boyutu da önemli. Radyoda futbol maçları dinlediğimiz günlerden bu yana çok şey değişti. Artık televizyon kanalları dünyanın her köşesinden canlı maç yayını yapıyor, spor kulüpleri idari

yapılarında teknolojik çözümlere yöneliyor, dev stadyumlarda teknoloji tabanlı müthiş gösteriler düzenleniyor, skor tabelaları bile interaktif hale geliyor. Bu durumda, 20’yi aşkın sektöre hizmet veren SAP’nin spor ve eğlence sektöründen uzak durması beklenemezdi. SAP, bu sektördeki çalışmalarıyla deneyimini spor kulüplerine, liglere, sahalara, medyaya ve elbette sporseverlere yansıtıyor. Sistemlerin ve şirketlerin en iyi şekilde işlemesine katkıda bulunma vizyonu doğrultusunda, spor ve eğlence sektörünün önde gelen kurumlarına


............................................................................................................................................................................................................................... en yeni örneklerinden biri, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da düzenlenen WTA İstanbul tenis turnuvasında yaşandı. Turnuvayı izlemek için İstanbul’daki Sinan Erdem Spor Salonu’na giden tenis severler, benzersiz bir deneyim yaşayarak oyuncuların detaylı istatistik bilgilerine, salondaki interaktif pano üzerinden hızlı bir şekilde ulaştı. Ayrıca, salondaki büyük panelde oyuncuların taktikleri rakiple karşılaştırmalı olarak izlenebildi. Diğer bir deyişle izleyiciler maçı adeta saha içinde bire bir yaşadılar.

Kulüpler için SAP

iş verimliliğini artıracak, iş süreçlerini kolaylaştıracak, sporseverlere de benzersiz deneyimler yaşatacak teknolojiler sunuyor. SAP markasının “insana dokunan” yönünün en iyi vurgulandığı alanlardan biri olan spor ve eğlence sektöründe SAP’nin çözüm sunduğu

SAP ile güç kazananlar • NBA.com/Stats adresindeki istatistik portali, SAP HANA platformu üzerinden tüm basketbol hayranlarına ve basına NBA’in resmi istatistik tarihinin tamamını sunuyor. • Kadınlar Tenis Federasyonu (WTA) ile yapılan işbirliği çerçevesinde, SAP özel olarak hazırladığı interaktif panolar üzerinden hem oyunculara hem antrenörlere hem de izleyicilere benzersiz nitelikte ve kapsamda istatistikler sağlıyor. • Rusya’da bisiklet yarışları için SAP’nin özel olarak geliştirdiği bir mobil uygulama sayesinde izleyiciler ile bisikletçilerin anlık iletişim ve etkileşimi sağlanıyor. • Fenerbahçe ve Bayern Münih gibi futbol kulüpleri, SAP ERP sistemini kullanarak kurumsallaşma anlamında önemli kazanımlar elde ediyor. • SAP, New York Yankees ile yaptığı iş ortaklığı ile beyzbol sevenlerin oyun keyfini artırmaya yönelik çalışmalar yürütüyor.

kuruluşlar arasında Amerikan Futbol Ligi (NFL), McLaren, Amerikan Basketbol Ligi (NBA), Kadınlar Tenis Federasyonu (WTA) gibi dünyaca ünlü markalar ve isimler yer alıyor.

Sporseverler için SAP

Eskiden sporseverler ile sporcular sadece radyo ya da televizyon başında ve stadyumlarda bir araya gelirdi. Oysa bugün sosyal medya platformlarından web sitelerine, özel etkinliklerden resmi ürün satışlarına kadar pek çok ortamda taraftarlar destekledikleri takımlarla buluşabiliyorlar. Bu noktada, spor kulüplerinin taraftarla olan ilişki ve iletişimlerini teknolojik açıdan da yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor. Sonuçta spor, büyük bir endüstri ve bu endüstride kazanmak (sadece sportif değil, maddi anlamda da kazanmak) için taraftarlara yenilikçi ve kişiselleştirilebilir deneyimler sunmak çok önemli. Bu deneyimleri sunmanın ilk adımı, taraftar kitlesinin beklentilerini anlamak. SAP’nin bu süreçteki rolü de elbette çeşitli ortamlarda toplanan farklı büyüklüklerde verilerin saklanmasını ve analizini sağlayarak kulüplerin sporseverleri daha yakından tanımasını sağlamak. SAP çözümleriyle, her bir taraftarın 360 derece profili çıkarılıp kişiye özel deneyim imkanları yaratılabiliyor. Bu tür çözümler hem kulüp-taraftar etkileşimini hem de taraftar bağlılığını artırıyor. SAP’nin sunduğu çözümler sadece arka plandaki BT sistemleriyle sınırlı değil elbette. Stadyumdaki inovasyonun

Taraftarlar elbette spor kulüplerini öncelikle sportif faaliyetleriyle değerlendiriyor. Kurumsallaşma ise daha ziyade kulübün işleyişini kolaylaştıran bir süreç ama hiç kuşkusuz sporseverlere de dolaylı olarak fayda sağlıyor. SAP ERP ve CRM gibi çözümler, kulüplerin kurumsallaşma süreçlerinde önemli adımlar olarak dikkat çekiyor. Verileri tek noktada toplayıp gerektiği anda kullanıcıya hızla sunan sistemler, sayfalar dolusu bilgiyi saklayan veritabanları, ihtiyaç duyulan veriyi anında getirebilen çözümler spor kulüplerinin hem sportif hem de şirket faaliyetlerinde yönetimi kolaylaştırıyor. Olası sorunların kök nedenlerini bulmak, senaryolar üretip bunlar doğrultusunda hazırlık yapmak, verilere dayalı öngörülerde bulunmak ve bütün bunlar sayesinde spor kulüplerini daha hızlı, daha çevik, daha güvenli bir şekilde yönetmek mümkün. Sportif anlamda, bu sistemler üzerinde oyuncu veritabanları oluşturulabiliyor, oyuncu performansları anlık olarak takip edilebiliyor, yeni oyuncu seçiminde tamamen bu verilerden yararlanılabiliyor. Böylece takıma yeni üyeler kazandırma sürecinde somut

SAP’nin spora kazandırdıkları • Oyuncu performansında artış • Sporseverlerle daha fazla iletişim ve etkileşim • En iyi takımları oluşturarak daha çok sayıda galibiyet • İş verimliliğinde ve gelirlerde artış

23


KAPAK KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ..................................................................................................................................................

verilere dayalı kararlar kolaylıkla alınabiliyor. Ayrıca, mevcut takımın verileri incelenerek performansında aksama olan oyuncuların geliştirilebileceği veya takıma en çok fayda sağlayabileceği alanlar ortaya çıkarılabiliyor. Böylece kulüpler ellerindeki insan kaynağını en etkili ve verimli şekilde kullanabiliyor. Dünyada özellikle futbolda Bayern Münih gibi dev takımlar, başta SAP ERP olmak üzere çeşitli SAP çözümlerinden faydalanıyor. Türkiye’de de spor kulüplerinin borsada işlem görmek, lisanslı ürün sunarak yeni gelir kaynakları yaratmak,

Denizde SAP SAP çözümlerinin kullanıldığı spor dalları arasında tenis, basketbol, Amerikan futbolu, bisiklet gibi örnekler bulunuyor. Peki ya denizdeyseniz? SAP, yarışlarda 2 ve 3-boyutlu görselleştirme sistemleri geliştirerek yelken sporunda da önemli bir fark yaratıyor. Yarış takibini ve istatistik tutmayı kolaylaştıran bu çözüm, aynı zamanda izleyicilerin de yarışları kıyıdan ya da evlerinden kolayca takip edebilmelerini sağlıyor. SAP’nin yelkencilikteki bir başka önemli girişimi de antrenmanlarda dijital günlük tutma imkanı sağlaması. Bu sistem sayesinde yelken sporuyla uğraşanlar denizdeyken karşılaştıkları akıntı ve rüzgarları ya da çektikleri videoları ortak bir sisteme yükleyip günlüklerini oluşturabiliyorlar.

24

tamamen profesyonellerden oluşan ticari yönetim yapıları kurmak gibi yeniliklerle kurumsallaşma sürecine girdikleri görülüyor. Bu konuda en önemli örneklerden biri, Fenerbahçe Spor Kulübü. Fenerbahçe A.Ş. 8 aylık hazırlık sürecinin ardından SAP ERP uygulamasını hayata geçirdi. Türkiye’de ERP kullanmaya başlayan ilk kulüp olarak Fenerbahçe, bu sayede yönetimdeki şeffaflık ilkesini bir adım ileriye taşıyor. Örneğin, yöneticiler kulübün gelir ve ödemelerine tek bir sistem üzerinden ulaşabiliyor. Teknik heyet de kendi yetkileri dahilinde oyuncularla ilgili sözleşme tarihi, prim ödemesi gibi konuları takip edebiliyor. Kulüp içinde muhasebe kayıtlarından KDV matrahlarına, insan kaynakları verilerinden iletişim bilgilerine kadar her şeye tek bir sistem üzerinden erişilebiliyor. Kulüp içi yazışmalar da bu sistem üzerinden yapıldığı için süreçler daha hızlı ilerliyor.

Bilet satışında otomasyon

Gerek spor gerekse eğlence sektöründe en büyük kazanç elbette bilet satışından elde ediliyor. On binlerce biletin satış işlemleri aynı zamanda en büyük zorluklardan birini de oluşturuyor. Satış işlemlerini zaman zaman aracı kurumlar gerçekleştiriyor ama bu süreci kendisi yönetmek isteyen kuruluşlar da var. Bu durumda güvenilir bir iş ortağı gerekiyor. SAP ve gelişmiş iş ortağı ağı, ölçeklenebilir bir bilet satış platformu oluşturulmasına yardımcı oluyor. Bu platformun en önemli özelliklerinden

biri de stadyumdaki ya da eğlence alanındaki koltukları en iyi şekilde değerlendirmeyi sağlamak. SAP, spor ve eğlence sektöründeki güçlü pozisyonunu yeni satın almalarla da destekliyor. Almanya merkezli Ticket-Web GmbH & Co. KG şirketinin satın alınması, SAP’ye bilet çözümleri ve spor-eğlence sektörü için özel CRM uygulamaları kazandırdı. Bu satın almayla birlikte SAP, yüksek hızlı SAP HANA platformu ile SAP BI (İş Zekası) raporlama araçlarının bir araya getirilerek pazarlama ve satış sürecine katkı sağladığı bir sistem kurmayı hedefliyor.

Spor ve eğlencede bulut çözümleri

Bulut bilişim, işletmelerin daha önce olmadığı kadar etkili bir şekilde rekabet edebilmesine imkan tanıyor. Bu teknolojiler, bilişim çözümlerinin satın alınma ve kullanılma yöntemlerini kökten değiştiriyor. Spor ve eğlence sektöründe de etkisini gösteren bulut, dünya genelinde giderek daha fazla sayıda spor kulübü ve eğlence merkezinin, BT yatırımlarını minimum seviyede tutup maksimum verimlilik elde etmelerini sağlıyor. SAP Spor ve Eğlence Yönetimi, satış işlemlerinden arka plandaki süreçlere kadar her noktada uçtan uca çözüm sunuyor. Üstelik bu çözümler, bulut uygulamaları sayesinde yüklü altyapı maliyetleri gerektirmiyor ve hızla uygulanabiliyor. SAP HANA üzerinde çalışan analiz uygulamalarıyla gerçek zamanlı verilere mobil erişim mümkün oluyor.


25


TREND...................................................................................................................................................................................................

SAP, STRATEJİK SATINALMALARLA DÖNÜŞÜME ÖNCÜLÜK EDİYOR Kurulduğu günden bu yana kurumların gelişimine katkıda bulunan SAP, son yıllarda alanlarında uzman şirketleri bünyesine katarak teknoloji dünyasının geleceğini şekillendiriyor. Henry Ford, 1913 yılında ilk seri üretim bandını endüstriye sunduğunda, gelecekte bu kadar önemli bir değişimin başlangıcına imza attığının belki de farkında değildi. Keza, 1926 yılında yayımlanan Hayatım ve İşim adlı kitabında bahsettiği Toplam Kalite Yönetimi de önce algılanma sorunu yaşamış, ancak takvimler 1950’leri gösterdiğinde Japon yöneticilerin kaliteyi tüm iş birimlerine yaymasıyla dünya çapında kabul görmüştü. Siemens’in kurucusu Werner Von Siemens ise ilk elektrikli treni 1879’da Berlin’de görücüye çıkarmış, ancak bu ürünün dünya genelinde kullanılması için on yıllar geçmesi gerekmişti. Tarih, buharlı lokomotiflerden elektrikli tramvaylara, seri üretim bantlarından endüstriyel otomasyon sistemlerine kadar pek çok farklı konunun iş dünyasını değiştirmesine dair anıları

barındırıyor. 1950’lerden sonra teknolojinin devreye girmesi, transistör ve işlemcilerin gelişimi, bilgisayarların yaygınlaşması, başta internet olmak üzere iletişim teknolojilerinin ortaya çıkması ve yaygınlaşması, iş dünyasını bulunduğu noktadan fersah fersah ileriye taşımayı başardı. Tüm bu yeniliklerin çıkış noktasında ise ortak bir kavram vardı: Verimlilik! Süreçlerde daha verimli olmak, şirketlere sürekli çoğalan rekabette öne çıkma olanağı verirken, yeni atılımlar için uygun ortamın doğmasını da sağlıyordu. Verimliliğin oransal olarak artması içinse bir başka faktörün devreye girmesi gerekiyordu: Yazılım... 1970’lerin başında, iş dünyasına yönelik yazılım tabanlı çözümler sunma amacıyla faaliyete başlayan SAP, o dönem dijital dünyayla yeni tanışan şirketlere yepyeni bir kapı açtı. Şirketlerin, sayfalar dolusu basılı dokümanlar, devasa arşiv odaları ve birimler arası bugüne göre oldukça yavaş ilerleyen iletişim yöntemleriyle kontrol altında tutmaya çalıştığı süreçler, SAP kullanımının ardından inanılmaz bir hız kazanarak verimlilik artışı olarak geri dönmeye başladı.

Değişmeyen tek şey...

Modern dünyanın aforizmaları arasında yerini alan, oysa bundan binlerce yıl önce Herakleitos tarafından ilk kez dile getirilen “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.” sözü, iş dünyasının içinde bulunduğu ruh halini özetleyen çarpıcı bir cümle olarak önemini koruyor. Teknolojinin ve yazılım tekniklerinin gelişimi, gerek kişisel gerekse kurumsal yaşam ömrümüzü uzatıyor. Buna ayak uyduramayan kurumlar adeta bir çeşit "kuşak çatışması"na maruz kalırken, doğru adımlar atanlar rakiplerinin önüne geçmenin ötesinde, bulundukları sektörlere de yön veriyor. SAP, geliştirdiği teknolojilerle bu noktada devreye girerek şirketlerin gelecek planlarına ışık tutuyor. “SAP BusinessObjects, bu teknolojiler içinde ayrıcalıklı bir yere sahip. İş analitiği ve iş zekası kavramlarını kurumlarla buluşturan bu teknoloji, kurumların ileriye yönelik atacağı adımları doğru şekillendirmesinde önemli bir rol oynuyor. Kurumlar, BusinessObjects çözümleri ile sahip oldukları veriyi, işe yarar bilgiye hızlı bir biçimde dönüştürebiliyor. Karar mekanizmalarının işe yarar bilgiye tek bir kaynak üzerinden erişimi, ortak ve koordine bir çalışmanın yolunu açarak mümkün olan en iyi kararın verilmesini sağlıyor.” Aşağıdaki kısım ise, düzeltme öncesi ikinci sayfanın başında bulunan “Veri dünyasıyla mobil dünyayı başarılı bir şekilde buluşturan Sybase, SAP’ye geçiş sonrası sektörlere özel mobil uygulamalar geliştirilmesini sağlayan önemli bir teknoloji platformuna ev sahipliği yapıyor.” “Sybase’in mobil platformlarla iş dünyasını birleştirme vizyonu, aynı zamanda bugün sayısız örneği bulunan mobil iş uygulamalarına açılan bir kapıyı temsil ediyor. Mobil cihazlardan gelen verilerin mevcut veritabanlarıyla birleşimi, çalışanların mekan ve bağımsız bir şekilde iş uygulamalarına erişimini sağlarken, esneklik, mobilite ve verimlilik sağlıyor.”

26


............................................................................................................................................................................................................................... ne kadar çok SAP uygulamasını mobil cihazlara ekleyebilirsek o kadar başarılı olacağız.”

Bulut ‘iş’e göre şekil değiştiriyor

Kurulduğu günden bu yana dönüşümün başlıca adreslerinden biri haline gelen SAP’nin misyonları arasında kuşkusuz geleceği şekillendirmek de yerini almış durumda. Bu doğrultuda kendi içinde geliştirme süreçlerine aralıksız devam eden SAP, gerçekleştirdiği satın almalarla dönüşüm yöntemlerinin daha etkin olmasını sağlıyor.

Dönüşümün sınır taşları

SAP, satın alma kararlarını titiz bir araştırma doğrultusunda, teknolojik gelişmelere bağlı olarak belirliyor. Bu, büyük resimdeki vizyonunu destekleyen bir satınalmanın anahtarı. Mobil dünyanın iş dünyasıyla entegrasyonuna liderlik eden kurumlardan biri olan Sybase’in 2010 yılındaki alımı bu vizyona en çarpıcı örneklerden birini oluşturuyor. Veri dünyasıyla mobil dünyayı başarılı bir şekilde buluşturan Sybase, SAP’ye geçiş sonrası sektörlere özel mobil uygulamalar geliştirilmesini sağlayan önemli bir teknoloji platformuna ev sahipliği yapıyor. SAP’nin mobil teknolojiler üzerine yaptığı alım elbette yalnızca Sybase ile sınırlı değil. 2009 yılında mobil iş uygulamaları geliştiren SkyData’yı bünyesine katan SAP, Nisan 2012’de ise kurumsal mobil uygulama platformu Syclo’yu aldı. 1995 yılında kurulan Syclo, güvenli mobil uygulamalar üreterek bu uygulamaların şirketler için kullanılan mobil cihazlara yerleştirilmesine olanak tanıyor. Syclo ve SAP işbirliği ise satın alma öncesine, 2009 yılına dayanıyor. İki şirketin birlikte hazırladıkları Syclo SMART Mobile

Suite for SAP Systems çözümü, pek çok ülkede büyük ölçekli kurumlar tarafından tercih ediliyor. Satın alma sonrası SAP’nin mobil platformuyla ve SAP Afaria ile entegre edilen Syclo çözümleri, Türk şirketleri tarafından da tercih ediliyor. Dünya genelinde 600’ün üzerinde projede kullanılan Syclo çözümü, çevrimdışı çalışabilme özelliği, iOS, Android, Windows Mobile ve BlackBerry platformlarını desteklemesi, platform bağımsız yapısı ve harita, GPS, barkod okuma, fotoğraf çekme gibi mobil cihazların getirdiği fonksiyonları kullanabilmesiyle avantaj sağlıyor. Syclo’nun en büyük katkısı ise sahada çalışma yapan sektörlerde kendini gösteriyor. Bu sektörlerde görev yapan çalışanlar, Syclo’nun sunduğu güvenli yapı ve etkin kullanım özellikleri sayesinde, tıpkı ofislerindeymişçesine süreçlere dahil olabiliyorlar. Bu da, başta zaman maliyeti olmak üzere pek çok konuda avantaj elde edilmesini sağlıyor. Mobil uygulamalar, iş dünyasına bir daha hiç kopmayacak şekilde dahil oldu. Rakamlar öylesine büyük ki IDC’nin bir araştırmasına göre 2013 yılı sonunda 1,2 milyar çalışanın işini mobil olarak yapacağı öngörülüyor. SAP’nin mobil vizyonu da bu araştırmalarla doğru orantılı ilerliyor. Hedef, 2015 yılında 1 milyar mobil kullanıcıya ulaşmak. SAP Eşbaşkanı Bill McDermott, 2011 yılında yaptığı açıklamada SAP’nin mobil dünyaya yönelik hedeflerini şu sözleriyle dile getirmişti: “Mobilite konusunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz. İşletmeleri daha üretken kılmak için

Adını aldığı coğrafi terimdekine benzer bir şekilde, bulut teknolojilerini de sektörlere göre farklı tarz ve ölçeklerde kullanmak mümkün. Kişisel kullanımdan küçük ve orta ölçekli şirketlere, büyük ölçekli olanlardan dev kamu kurumlarına kadar hemen her alanda bulut teknolojileriyle karşılaşıyoruz artık. Yazılım teknolojilerinin gelişmesi ve sanallaştırmayla birlikte değeri daha da ortaya çıkan bulut teknolojileri, yakın gelecekte de adından söz ettirmeyi sürdürecek. Arka platformda çalışan yazılımların yeteneklerinin artmasına paralel olarak, bulut hizmetlerini şirket içindeki alt birimlere uyarlamak dahi mümkün. Bu denli etkili bir teknolojiyi simgeleyen bulut bilişim, yapılan analizlerde de dikkat çekmeyi sürdürüyor. Örneğin, Forrester’ın araştırmaları, bulut bilişim pazarının 2020 yılında 241 milyar dolar seviyesine yükseleceğini öngörüyor. Bulut teknolojilerinin geleceği şekillendirmedeki rolünü en erken keşfeden şirketlerden biri olan SAP, mevcut hizmetlerini bulutla birleştirerek çok daha verimli uygulamalar sunabiliyor. Bu alanda çözüm sunan lider şirketleri bünyesine dahil eden SAP’nin 2011 yılında aldığı SuccessFactors, o dönemin en çok ses getiren satın almalarından biri olmuştu. Bulut tabanlı insan kaynakları çözümleriyle, hem Gartner hem de Forrester araştırmalarına göre lider konumda bulunan SuccessFactors ile, ilgili iş süreçlerinin yönetimi uçtan uca yapılabildiği gibi, adına Hibrid Model denilen yapıyla Temel İnsan Kaynakları ve Bordro Süreçleri SAP ERP İK platformu üzerinden; Yetenek Yönetimi

27


TREND................................................................................................................................................................................................... ve Stratejik İş Gücü Planlaması ise bulut bilişim üzerinden yürütülebiliyor. SuccessFactors, SAP’nin hem temel insan kaynakları çözümlerini hem de bulut portföyünü yüksek seviyede tamamlayan özellikleri barındırıyor. Bu ürünler, bulut bilişim pazarı için geliştirilen SAP Business ByDesign ve büyük ölçekli kurumlar için geliştirilen SAP Sales on Demand gibi SAP’nin iş dünyasına sunduğu bulut bilişim ürünleri serisini kapsıyor.

Ticaret dünyasının yeni evrimi

e-Ticaret kavramının ilk ortaya atılmasının üstünden on yıllar geçti. Her türlü ürünün satışını yapanlar, yalnızca tüketicilere veya yalnızca kurumlara yapılacak ticaret için hizmet verenler, lokal çalışanlar ya da dünyaya ürün gönderenler derken, bildiğimiz anlamda klasik ticaretin her türlüsü, hatta daha farklı versiyonları internet üzerinden hayatımıza girmiş durumda. Ancak, tıpkı klasik ticarette olduğu gibi e-ticaret de geliştirilebilir pek çok noktada geliştirmeye açık. Daha iyi lojistik süreçleri yönetimi, ERP yapısının e-ticaretle entegrasyonu, faturalama ve elbette ürün ve kullanıcı bilgilerinden oluşan devasa veritabanlarının yönetimi, e-ticaretin kalbine giden damarları temsil ediyor. Bu damarlardan herhangi birinde yaşanacak bir sıkıntı, tüm süreçleri olumsuz etkileyebiliyor. Başta ERP ve CRM olmak üzere klasikleşmiş SAP ürünleri, e-ticaretin yeni evriminde kritik rol oynuyor. Bu yönde geliştirdiği çözümlerle gerek B2C gerekse B2B sitelere işlerlik kazandıran SAP, hizmet verdiği kurumların gelecek vizyonlarını şekillendirme adına bünyesine yeni şirketler katmayı sürdürüyor. Bu şirketlerden biri olan ve 2012 yılında SAP dünyasına eklenen Ariba; e-ticaret, bulut, tedarik zinciri ve kurumsal sosyal ağ kavramlarını bir araya toplayan yapısıyla özel bir konuma sahip. Şirketlerin birbiriyle işbirliği yapmasını ve iş süreçlerini doğrudan bulutta yönetmesini sağlayan Ariba, tipik alıcı-satıcı arası işbirliği ağının ötesinde bir çözüm olma niteliği taşıyor. Pek çok şirketin, tedarikte ödemelerin aksama oranını azaltmak, anlaşmalı indirimleri artırmak ve kişilere bağlılığı ortadan kaldırmak için çözüm aradığı bir ortamda, bu ihtiyaçları karşılayan bir platform sunan Ariba, bulut bazlı harcama yönetimi

28

çözümleriyle kaynak ve tedarik süreçlerini tamamen bulut ortamına taşıyabiliyor. Ariba, e-ticaretin önemli bir ayağı olan bankalara da büyük fayda sağlıyor. Örneğin, Avrupa’nın önemli bankalarından biri, Ariba Network altyapısıyla 4 binden fazla tedarikçinin bulunduğu bir ağ kurmuş durumda. Her yıl 500 binden fazla elektronik faturanın 7 global SAP sistemiyle entegre olarak hazırlandığı bu uygulamada, global fatura hacminin yüzde 70’i kağıt ortamından elektronik ortama geçmiş durumda. Ariba’nın bu örnekte sağladığı katma değer çok net: bankanın BPO giderlerinde yüzde 30 oranında azalma. SAP’nin e-ticaret dünyasını geliştirmek için bünyesine kattığı bir diğer şirket ise hybris. 1997 yılında İsviçre’de faaliyetine başlayan şirket, e-ticarette gerçek çok-kanallı bir çözüm getiriyor.

Etkin bir kanal kontrolü sunan hybris’in katalog yönetimi ve ürün yönetimi çözümleri 500’den fazla şirket tarafından kullanılıyor. Pek çok e-ticaret fuar ve etkinliğinde ödüllendirilen hybris’in çözümlerini kullananlar arasında Adidas, Lufthansa, Reebok, Pirelli, Levi’s gibi alanlarında önde gelen şirketler bulunuyor. Gartner ve Forrester tarafından dünyanın en iyi üç platformundan biri olarak gösterilen hybris'i kullanan şirketler, internet üzerinden, kişiselleştirilebilen, interaktif, kullanımı kolay satış ve selfservis hizmetler sunabiliyor. Müşteri beklentilerine hızlı ve doğru bir şekilde karşılık verilmesini sağlayan hybris’in özgün mimarisi; ürün kataloğu, bilgi yönetimi, talep yönetimi, canlı müşteri desteği, şikayet ve iade yönetimi gibi pek çok noktada katma değer sağlıyor.

Yeni trend: Tahmine dayalı analiz

HANA platformu ile büyük verinin analiz safhasında çığır açan bir teknoloji sunan SAP, bu yeteneğini KXEN şirketini satın alarak daha da geliştirdi. Eylül 2013’te SAP bünyesine katılan KXEN, temel olarak, HANA’nın hızlı ve kapsamlı analiz yeteneğini, ileriye yönelik tahminlerle daha da geliştiren bir şirket. Geliştirdiği akıllı algoritmalarla kullanıcılarına gerçekçi tahminler yapma olanağı sunan KXEN, iş dünyasının ileriye yönelik planlarında daha doğru bir rotayla ilerleyebilmesinin yolunu açıyor. Her geçen gün daha fazla kurum tarafından tercih edilen “predictive analytics-tahmine dayalı analiz” teknolojilerinin liderleri arasında bulunan KXEN, 2017’de 3 milyar dolara ulaşması beklenen bu pazarda, SAP’nin mevcut çözümlerini tamamlayan önemli bir parça. Satın almayla birlikte SAP’nin Predictive Analysis çözümüne entegre edilen KXEN çözümlerinin kullanılacağı çözümler arasında SAP 360 Customer, SAP Smart Meter Analytics, SAP Fraud Management ve elbette HANA bulunuyor. KXEN’in dahil olmasıyla daha da genişleyen tahmine dayalı analiz çözümlerinin başta telekomünikasyon, perakende, üretim ve enerji dağıtım gibi büyük verinin ön planda olduğu tüm sektörlere faydalı olması bekleniyor. 1998 yılında Kaliforniya’da çalışmalarına başlayan KXEN’in mevcut müşteri portföyünde Bank of America, Barclays, ING Direct, RealNetworks gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren firmalar bulunuyor.


...............................................................................................................................................................................................................................

SAP’nin son yıllarda bünyesine dahil ettiği şirketler ve etkileri 2008

Visiprise

Üretim tesislerine yönelik akıllı üretim teknikleriyle verimlilik sağlandı.

SkyData

Kurumsal kullanıcılar, mobil iş uygulamaları ile CRM, şirket içi haberleşme, kurumsal sosyal ağları mekan bağımsız kullanabilir hale geldi. PaaS – Platform as a Service çözümlerinin ilk örneklerinden birini sunan Coghead’in katılımıyla web tabanlı iş uygulamalarının yaygınlaşması sağlandı. Sürdürülebilirlik yolunda adım atmak isteyen kurumlar, Clear Standards çözümleriyle karbon ayak izlerini yönetebilir hale geldi. SAP müşterileri, gerçek zamanlı ödeme sistemleri çözümleri sunan Highdeal’ın katılımıyla telekom maliyetlerini daha etkin yönetmeye başladı. Gelişmiş servis odaklı mimari çözümleri sunan SOALogix’in katılımı, farklı platformlarda çözümler kullanan kurumların bu platformlar arasında sorunsuz iletişim kurabilmesini sağladı. Simulation, Analysis ve Forecasting kelimelerinin baş harflerinden oluşan SAF’ın katılımıyla, SAP müşterilerinin eksik ya da fazla ürünlere ait risklerinin önemli ölçüde azalması sağlanırken, özel müşteri segmentlerine yönelik raflara birbiriyle daha uyumlu ürünler çıkartılmasının yolu açıldı.

Coghead Clear Standards 2009

Highdeal SOALogix SAF

TechniData 2010

Sybase Cundus

SAP’nin sürdürülebilir dönüşüm vizyonunu şekillendirmek için 2010 yılında bünyesine kattığı TechniData çözümleri ile kurumlar, çevre, güvenlik ve sağlık konularında iyileştirmeler elde etti. Mobil dünyanın iş dünyasıyla entegrasyonunda mükemmel bir platform sunan Sybase ile çalışanların tüm iş süreçlerini mobil cihazlardan yönetebilmeleri için uygun altyapı sunuldu. Alanının lider çözümlerini sunan firmalardan bir diğeri olan Cundus’un, finansal çözümlere getirdiği maliyet düşürücü teknikleriyle avantaj sağlandı.

SECUDE

2011

Bulut ve mobil gibi, merkez dışı uygulama alanlarının artması sonucu ortaya çıkabilecek güvenlik sorunları, SECUDE’nin uzman portföyüyle giderildi. Right Hemisphere Rapor okuma/değerlendirme süreçleri, Right Hemisphere’in 3 boyutlu görselleştirme teknolojileriyle kolaylaştırıldı. Şirket yöneticileri, bu çözümlerle artık yalnızca tablolardan oluşan raporları değil, yüksek görselliğe sahip analizleri ister bilgisayarlarından isterlerse de mobil cihazlarından görebilir hale geldi. 2011 yılı sonlarında SAP bünyesine katılan Crossgate’in sunduğu B2B çözümleriyle, Crossgate partnerler, tedarikçiler ve sürece dahil diğer kesimler arasındaki veri alışverişi çok daha verimli hale getirildi. SuccessFactors Yılın tüm dünyada en çok ses getiren satınalmalarından biri olan SuccessFactors’ın SAP bünyesine katılmasıyla binlerce kişinin istihdam edildiği şirketler, insan kaynakları süreçlerini bulut ortamından gerçekleştirebilmeye başladı. Datango

2012

Syclo Ariba Ticket-Web

SmartOps Camilion 2013 Hybris

KXEN

Şirket içi uzaktan eğitim teknolojileri sağlayan Datango’nun katılımıyla farklı lokasyonlardaki personellerine merkezi eğitim vermek isteyen şirketlere çözümler sunuldu. Sybase’in ardından Syclo’nun alımı ile kurumsal mobil uygulama platformuna yeni yetenekler eklendi. e-Ticaret, bulut, tedarik zinciri ve kurumsal sosyal ağ kavramlarını bir araya toplayan yapısıyla Ariba’nın katılımıyla, şirketler arasındaki ticaretin daha verimli olmasını sağladı. Müşteri ilişkileri yönetiminde daha verimli ve etkin bir çözüm sunuldu. Spor ve eğlence endüstrilerinde faaliyet gösteren şirketler, Ticket-Web’in alınmasıyla kişiye özel seçenekler sunabilmeye başladı. Envanter yönetimi optimizasyonu sunan SmartOps’un çözümleri, SAP’nin mevcut ERP uygulamalarıyla entegre edilerek verimlilik artışı elde edildi. Sigorta sektörüne özel çözümler sunan Camilion’un katılımıyla ürün yaşam döngüsü yönetimi daha etkin hale getirilirken, poliçeler ve müşteri ilişkileri konularında oluşan maliyetlerde düşüş sağlandı. e-Ticaret dünyasına gerçek anlamda çok-kanallı bir çözüm getiren hybris ile etkin bir kanal kontrolü sunulurken, kullanıcıların internet üzerinden, kişiselleştirilebilir, interaktif, kullanımı kolay satış ve self-servis hizmetler sunabilmesinin yolu açıldı. SAP dünyasına son katılan şirket olan KXEN ile ileriye yönelik planlarında gerçekçi hedefler belirlemek isteyen şirketlere kapsamlı, tahmine dayalı analiz olanaklarından faydalanma olanağı sunuldu.

29


YÖNETİCİ GÖZÜYLE.............................................................................................................................................................................

KÜRESEL REKABET İÇİN İNOVASYON SAP, dünyanın her yerinde işletmelerin hayatını kolaylaştıran çözümler sunmak için Ar-Ge çalışmaları yapıyor, inovasyona ciddi bir kaynak ayırıyor, 17 bini aşkın mühendisiyle sürekli yenilikler üretiyor. SAP’nin inovasyona global bakış açısının yanı sıra, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) bölgesi ve Türkiye özelindeki hedeflerini ve beklentilerini, SAP Güney Avrupa Kıdemli Başkan Yardımcısı Steve Tzikakis’e sorduk.

Euro toplam geliri aşmaya yönelik hedefimize rahatlıkla ulaşabilecek durumdayız. Bu, müşterilerimizin küresel anlamda daha rekabetçi hale gelmek için SAP çözümlerine yatırım yapma yönündeki isteklerinin doğrudan bir sonucu.

SAP’nin EMEA bölgesindeki mevcut büyüme oranı ve ileriye dönük büyüme hedefleri hakkında bilgi verir misiniz? Pazar koşulları ile yeni teknolojilere yapılan yatırımlar birbiriyle doğrudan bağlantılı ve bu anlamda SAP de global krizden soyutlanmış değil. Yine de bu dönemde iyi bir performans, diğer bir deyişle, rakiplerimizden daha iyi bir performans sergiledik. Bunun sonucunda, 2013’ün ilk üç çeyreğinde EMEA bölgesinde güçlü konumumuzu koruduk. Yazılım ve bulut aboneliği gelirlerimiz,

EMEA’yı diğer bölgelerden ayıran özellikler nelerdir? SAP açısından EMEA’nın önemi nedir? EMEA, farklı ve karma ortamların, farklı kalkınma aşamalarının görüldüğü dev bir pazar. Türkiye ya da Afrika gibi hızlı büyüyen coğrafyaların yanı sıra, ekonominin yavaş büyüme gösterdiği ya da finansal yardım paketi kapsamında olan coğrafyalar da var bölgede. Ayrıca EMEA üç farklı kıtayı, çok sayıda ulusu ve ABD’deki girişimciliğin açıklığı ve kapasitesiyle kıyaslandığında ticari anlamda son derece limitli bir Euro-bölgesini kapsıyor.

sabit kurda geçtiğimiz yıla oranda %14 artış gösterdi. Bu rakamlar, müşterilerimizin inovasyon gündemimizi benimsediğini ve SAP’nin gerçek zamanlı işin gücü ve bulutun uygulama kolaylığı sayesinde, sektördeki dönüşüme liderlik ettiğini ortaya koyuyor. Bu olumlu işaretlere bakarak SAP’nin Güney Avrupa’da yılı %20 büyüme oranıyla kapatmayı hedeflediğini söyleyebiliriz. Küresel anlamda da 2013 için %10-12 büyüme ve 2015’e kadar 20 milyar

EMEA’nın bu benzersiz özellikleri SAP için çok önem taşıyor çünkü burası, 7 milyar 486 milyon Euro gelirle SAP’nin toplam gelirinin %46’sını sağlayarak 2012’de SAP açısından en büyük bölge oldu. İkinci sırada ise toplam gelirimizin %38’ini (6 milyar 100 milyon Euro) sağlayan Kuzey ve Güney Amerika bölgesi vardı. EMEA bölgesinin hızla büyüyen bir üyesi olarak Türkiye ve Türkiye pazarı hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Türkiye, kişi başı 10 bin 673 ABD doları milli gelirle sadece EMEA’nın değil, dünyanın önemli ekonomilerinden biri. Daha net konuşmak gerekirse ülke şu anda dünyanın en büyük 17. ekonomisi ve daha üst sıralara çıkmaya da kararlı görünüyor: Hedef, 2023’te 2 trilyon dolar gayrı safi milli hasılaya ulaşarak dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer almak.

SAP Güney Avrupa Kıdemli Başkan Yardımcısı Steve Tzikakis

30

SAP, Türkiye’yi stratejik ve hızla büyüyen bir pazar olarak görüyor. 2001’den bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren SAP, bu pazarda 1000’i aşkın müşteriye hizmet veriyor. Bu müşteriler arasında; en büyük 10 Türk şirketinin sekizi, Borsa İstanbul'a


............................................................................................................................................................................................................................... kayıtlı en büyük şirketlerin %70’i ve ülkedeki en büyük 10 bankanın dokuzu yer alıyor. İstanbul ve Ankara olmak üzere iki ofiste çalışan SAP Türkiye ekibi, müşterilerimize üstün kaliteli hizmet ve ürünler sunmayı ilke edinmiş durumda. Türkiye’yi ve dinamiklerini çok iyi tanıyoruz. Bu bilgi ve deneyimimiz, finansal rakamlara da yansıyor. SAP Türkiye, %40,9 payla kurumsal uygulamalarda pazar lideri konumunda. (Kaynak: IDC, Türkiye EAS Pazarı 2011 Tahminleri). SAP Türkiye son on yıldır çift haneli büyüme gerçekleştiriyor. Halen, danışmanlar ve iş ortakları da dahil olmak üzere ekosisteminde 2000’i aşkın uzman yer alıyor. SAP pek çok farklı sektöre hizmet veriyor. Global anlamda SAP’nin en güçlü olduğu sektörler hangileri? Ayrıca, EMEA bölgesinde odaklanılan ana sektörler hangileri? Kurumsal yazılımda lider firma olarak SAP, 25 farklı sektörde kullanılabilen, tek platform üzerinden sektörlere göre farklılaştırılabilen en iyi uygulamaları sunuyor. Sunduğumuz çözümlerin sektör odaklı oluşu zaten SAP’yi rakiplerinden ayıran en önemli özelliklerden ve başarımızın ardındaki temel itici güçlerden biri. EMEA özelinde ise, SAP’nin en çok etkili olduğu sektörler arasında otomotiv, bankacılık, tüketici ürünleri, kamu, telekomünikasyon, petrol ve gaz (enerji), perakendeyi sayabiliriz. SAP; son derece rekabetçi olan, pek çok farklı talep ve sunum kanallarında müşterilere ve ürünlere tek bir açıdan bakması gereken ya da ürünlerin piyasaya sunulma süresini azaltmaya ve daha verimli olmaya ihtiyaç duyan bu sektörlerde çok güçlü. Şirketiniz bu kadar çok sayıda farklı sektör hakkında nasıl böylesine derin bir bilgi birikimine sahip olabiliyor? Bu işin sırrı, 130’u aşkın ülkede her sektörden ve ölçekten 251 binden fazla müşteriyi dinlemek, onlarla bağ kurmak ve onlara güvenilir danışmanlık sunmak. Misyonumuz, sadece herkesin kendi alanında başarılı olmasını sağlayacak çözümler ve işletmeye özel hizmetler sunarak

değil, aynı zamanda zorlukları, fırsatları ve olası değişiklikleri öngörebilen inovasyonlara da imza atarak müşterimiz olan her kurumda sistemlerin en iyi şekilde işlemesini sağlamak. İnovasyon geliştirme sürecimize müşterilerimizi de yakından dahil ettiğimiz için, SAP Ar-Ge, müşteri odaklı inovasyon sunma konusunda sektördeki en verimli oluşumlardan biri. 2010’dan bu yana, çözümlerimizin pazara ortalama çıkış süresini %44’ü aşan oranda kısalttık. 17.000’den fazla SAP mühendisi, kesintisiz teknolojik

inovasyonlarla müşterilerimizin işlerini dönüştürmelerine adanmış durumda. SAP, toplam gelirinin yaklaşık %14’ünü (2,253 milyar Euro) araştırma ve geliştirmeye ayırıyor. Ar-Ge, SAP’nin ve müşterilerinin geleceğini şekillendireceğine inandığımız keşiflerin ana kaynağı olarak görev yapıyor. Sizce Bilgi Teknolojileri açısından hangi sektörler en fazla büyüme ve inovasyon potansiyeline sahip? İlk anda aklıma gelenler tüketici ürünleri, telekomünikasyon ve bankacılık. Tüketicilerin gerçek zamanlı etkileşim, mobil bilgiler ve sosyal ağlar gibi araçlarla güç kazandıkları bu sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin, müşterilerini daha iyi tanımaları ve ayrıca şirketten-çalışana (B2E) ve şirkettentüketiciye (B2C) mobil çözümleri oluşturmak, yönetmek ve hızla ölçeklendirmek için bütünleşik ve esnek bir mobil platforma geçmeleri gerekiyor. İkinci sırada profesyonel hizmetler, petrol-gaz ve kamu sektörleri yer alıyor. Bu sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin bir yandan gerçek zamanlı uygulamalarla değişen pazar gereksinimlerine hızla karşılık verebilmeleri, diğer yandan da kullandıkları BT kaynaklarını azaltmaları gerekiyor.

31


YÖNETİCİ GÖZÜYLE............................................................................................................................................................................. Üçüncü olarak da bulut çözümlerinden büyük fayda sağlayabilecek kamu sektörünü sayabiliriz. Bulut, iş teknolojilerinin geleceğini simgeliyor ve kamu kuruluşlarının yurttaşlarla daha hızlı, daha kolay ve daha verimli etkileşime girebilecek esnekliği kazanmalarını sağlıyor. Kurumların işletme giderlerini azaltmalarına ve bu giderleri zamana yaymalarına yardımcı oluyor. Özetlemek gerekirse; büyük veri, sosyal platformlar, bulut bilişim ve mobil teknolojilerin buluştuğu noktalarda yer alan sektörler büyük bir potansiyele sahip. Henüz “inovasyon” kavramı bu kadar yaygınlaşmamışken bile SAP büyük ölçekli inovasyon projeleri üzerinde çalışıyordu. SAP’nin inovasyon anlayışı konusunda bilgi verebilir misiniz? İnovasyon, kurulduğu 1972’den bu yana SAP’nin DNA’sının bir parçası. Bugün SAP, yatırım bazlı inovasyonlara yönelik bir geçiş sürecindeki BT sektöründe değişimi hızlandıran bir oyuncu. İnovasyon stratejimiz kapsamında, sunduğumuz çözümleri beş pazar kategorisine yayıyoruz: uygulamalar, analitik, mobil, veritabanı ve teknoloji, bulut. Büyük veri, bulut bilişim, mobilite ve sosyal ağlar SAP açısından önemli bir pazar fırsatı sunuyor. İş ortağı ekosistemimizle birlikte, müşterilerimizin yeni teknolojileri kullanarak iş sonuçlarını optimize etmelerini ve daha önce hiç olmadığı kadar iyi işlemelerini sağlıyor. Devrim niteliğindeki SAP HANA platformumuz, bütün bu pazarlarda inovatif ürünler ve çözümler geliştirilmesini sağlıyor. Temel stratejimiz, müşterilerimize inovasyon sunarken operasyonları üzerinde minimum etki yaratmak. Hızlı uygulama çözümleri ve kullanıcı deneyimiyle bağlantılı BT çözümlerinin son kullanıcıya

32

uyarlanması sayesinde, hizmet sunumu sürecinde bu stratejimizin hayata geçirilmesini sağlayacağız. SAP’nin en büyük inovasyon merkezlerinden biri geçtiğimiz aylarda Türkiye’de açıldı. Türkiye’nin seçilmesinin temel nedenleri nelerdi? SAP Türkiye’de bir inovasyon merkezine yatırım yapıyor çünkü dünyanın en dinamik kentlerinde inovasyonu ve kalkınmayı teşvik etmeye kararlıyız. Türkiye, EMEA bölgesinin en hızlı büyüyen üç ülkesinden biri olarak gelişmekte olan altyapısı ve ekonomisiyle önemli bir potansiyele sahip. “Orada olmamız gerektiğini” düşündük. Dolayısıyla, gerek ekonomi gerekse teknolojik gelişime bu kadar hazır olan ve genç, yetenekli işgücü oranının böylesine yüksek olduğu bir ülkeyi tercih etmemiz doğal. İstanbul tam bir mega-kent; kıtaları ve kültürleri birleştiren kritik bir nokta. Bu nedenle de EMEA bölgesi ve küresel pazar için inovatif BT çözümleri geliştirmek açısından da ideal bir lokasyon. Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birine yatırım yaparak Türk şirketlerinin yerel ve küresel büyümesine destek olacak, yerel işgücünün

eğitim ve beceri gelişimine katkıda bulunacağız. Uluslararası faaliyet gösteren bir tesis olarak SAP Innovation Center Türkiye EMEA bölgesini nasıl etkileyecek? SAP, Türkiye’de inovasyon merkezi açan ilk global yazılım şirketi. Bu merkezin genel SAP portföyüne katkı sağlayan inovasyon projelerini yürütmenin yanı sıra Türkiye’de kamu sektörü, tüketici ürünleri, perakende ve imalat sektörü gibi kilit yerel endüstrilere inovatif çözümler sunulmasını da teşvik edeceğine inanıyoruz. SAP Innovation Center hem Türkiye’de hem de EMEA bölgesinde ekonomik büyümeyi destekleyen çözümler sunacak. Ayrıca uluslararası yapısı ve Almanya’daki SAP Innovation Center’dan ve Hasso Plattner Enstitüsü’ndeki çeşitli araştırma projelerinden elde edilen deneyim sayesinde yerel ve bölgesel işgücünün eğitimine ve beceriler geliştirmesine katkıda bulunacak. Sizce SAP Innovation Center, Türkiye’ye rekabet avantajı sağlayacak mı? Bu noktada öncelikle SAP’nin inovasyon kavramını Türkiye’ye, SAP Innovation Center’ın açılmasından çok daha önce getirdiğini vurgulamak isterim. Türkiye’deki müşterilerimiz bellek içi teknoloji, mobil çözümler ya da buluta yönelik esnek çözümler gibi inovatif çözümlerimizi ilk andan itibaren benimsediler. Bu çözümler sayesinde sadece daha verimli çalışmakla kalmıyor, sektörlerindeki diğer Türk ya da küresel rakipleri arasında da daha etkin bir konuma geliyorlar. Sonuç olarak Türkiye’deki müşterilerimiz, SAP’nin çözümleri sayesinde şirketlerinin büyüme ve rekabet gücünü artırdıklarını zaten biliyorlar. Öte yandan, Türkiye’de Ar-Ge yeni yeni oturmaya başlamış bir kavram. Halen Ar-Ge harcamalarının, gayrı safi milli hasılaya oranı %1’in


...............................................................................................................................................................................................................................

altında. Bu oranın ABD, Almanya, Japonya gibi gelişmiş ülkelerdeki alt oran olan %2’nin üzerine çıkarılması gerekir. Bu bağlamda SAP Innovation Center’ın Türkiye’yi Ar-Ge ve rekabet anlamında bir adım ileriye taşıyacağına inanıyoruz. SAP’nin inovasyon alanındaki gücü sayesinde pek çok şirket teknolojik dönüşümünü başarıyla tamamladı. Sırada ne var? SAP’nin hedefleri neler? İş dünyasının yeniden keşfini sağlayan yazılım sektörü kısa süre önce bir kez daha keşfedildi: Bu kez keşfin başrolünde SAP HANA vardı. SAP Business Suite powered by SAP HANA sayesinde iş süreçlerini ya da iş modellerini planlama, tahmin, sosyal katılım, gerçek zamanlı fiyatlama ya da teslimat gibi her alanda tamamen yeni yöntemlerle baştan keşfetme fırsatı ve gücü ortaya çıktı. İş dünyasında gerçek zamanlı uygulamaların gücü artık

avucumuzun içinde. Bu, hem şirketlerin hem de bireylerin düşlerinin gerçek olması anlamına geliyor. Bütün şirketlerin müşterilerine kişisel dokunuşlarla ve doğru zamanda hizmet vermesi, çalışanlarına doğru kararlar verebilmeleri için gereken araçları ve bilgileri sunabilmesi, pazarda yaşanan her değişimde doğru kaynakları doğru yerlerde bulundurabilmesi, müşterileri ve iş ortaklarıyla bağlantılı olarak büyüyüp gelişebilmesi halinde dünyanın ne kadar akıllı, hızlı ve kolay bir yer haline geleceğini bir düşünün. SAP olarak, işletmelere yönelik İş Çözümlerimizle müşterilerimiz için değer yaratmayı taahhüt ediyoruz. Müşteri tabanımızda gördüğümüz en büyük eğilimlerden biri, İş Çözümlerini (örneğin Müşteri İlişkileri Yönetimi, İnsan Kaynakları ve Tedarik) bulut ortamına taşımaları. Bulut ortamını daha da güçlendirerek bu

alandaki rekabette hız kazanıyor, dünya çapında kullanıcı deneyimi ve açık ekosistem sunuyoruz. Müşterilerimizi ve onların buluta geçiş süreçlerini desteklemek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Bunun en büyük örneklerinden biri, Temmuz 2013’te açıkladığımız SAP Bulut Yaygınlaştırma Politikası. Bu politikamızla müşterilerimize ve iş ortaklarımıza, mevcut şirket içi çözümlerini bulut ortamına taşımaları için basit ve esnek bir model sağlıyoruz. Bu süreçte SAP bünyesindeki Ariba ve SuccessFactors şirketlerinin hizmetleri de rol oynuyor. Bu model sayesinde, müşterilerimiz ve iş ortaklarımız, şirketlerindeki çözümlerin tüm unsurlarını, mevcut SAP yazılım yatırımları üzerinden SAP bulut çözümüne taşıyabiliyor, şirketlerdeki lisans ve bakım anlaşmalarını bulut aboneliğine aktarabiliyorlar. Bu uygulama, sektörde bir ilk olarak dikkat çekiyor.

33


TREND...................................................................................................................................................................................................

SAP DANIŞMANINIZI ÜÇ ADIMDA KENDİNİZ SEÇİN Hayatı kolaylaştırmayı ilke edinen SAP, kısa süreli danışmanlık hizmetlerine ya da eğitimlere ihtiyaç duyduğunuzda başvurabileceğiniz bir sistem geliştirdi: SAP Consulting Self-Service. Online yürüteceğiniz bu sistem sayesinde aradığınız niteliklere sahip danışmanları kolayca belirleyebiliyor, ihtiyaçlarınıza uygun hizmeti çok daha hızlı bir şekilde alabiliyorsunuz. Tatil planlarınızı nasıl yapıyorsunuz? Nereye gideceğinizi, nerede kalacağınızı, görülmesi gereken yerleri nasıl belirliyorsunuz? Cevap çok basit olsa gerek: internet. İstediğiniz tatil sitesine girip bütçenizi, tatile çıkış tarihinizi, kalış sürenizi belirttiğiniz anda karşınıza pek çok seçenek çıkıyor. Size en uygun olanı seçip rezervasyonunuzu yaptırıyorsunuz. Hepsi bu kadar. Online yaşadığımız bir çağda tatillerden yemek siparişlerine, kıyafetten evcil hayvan ürünlerine kadar her türlü ürün ve hizmeti internet üzerinden alabilirken, teknolojik danışmanlık hizmetleri için neden aynı kolaylık söz konusu olmasın? Müşterilerinin yaşamlarını kolaylaştıran çözümler sunmayı ilke edinen SAP, 2011 yılında önemli bir adım atarak

Sıkça sorulan sorular Bu hizmete hangi adresten erişebilirim? www.sap.com.tr/css adresinden erişebilir, sap_consulting_selfservice@sap.com e-posta adresinden de detaylı bilgi alabilirsiniz. Doğru danışmanı bulamazsam ne yapmalıyım? Doğru danışmanın kim olduğuna karar veremiyor ya da aradığınız niteliklerde bir danışman bulamadığınızı düşünüyorsanız, sayfanın altındaki Bize Ulaşın butonuna tıklamanız yeterli. Karşınıza bir form çıkacaktır. Bu formu doldurup gönderdikten sonra bir SAP temsilcisi sizi arayarak danışman seçeneklerini sunacaktır. Seçtiğim danışmanı sonradan değiştirebilir miyim? Danışmanımız sizin beklentiniz doğrultusunda çalışmaya başlamamışsa kolayca değiştirebilirsiniz. Başlamışsa bile yine SAP Consulting Self-Service platformu üzerinden yeni bir danışman seçerek işin kalanını ona devredebilirsiniz. Danışmanımı ne kadar süre önceden seçmeliyim? SAP Consulting Self-Service, kısa süreli acil ihtiyaçlarınızı karşılamak üzere tasarlandı. Dolayısıyla seçiminizi en erken 4 hafta önceden yapabilirsiniz. SAP Consulting Self-Service hizmet süresi nedir? SAP Consulting Self-Service hizmetiyle, en fazla 10 güne kadar olan danışmanlık talepleriniz karşılanabilir. Daha uzun süreli işler bu hizmet kapsamına değildir.

34

SAP Consulting Self-Service pilot uygulamasını İngiltere’de hayata geçirdi. SAP kullanıcılarının ihtiyaç duydukları SAP danışmanını online seçerek bu danışmandan randevu almalarını sağlayan sistem kademeli olarak yaygınlaştı. 2013 itibarıyla Türkiye’de de sunulmaya başlayan SAP Consulting Self-Service uygulaması, müşterilerin aradıkları niteliklere sahip SAP danışmanlarına kolayca ulaşabilmelerine olanak tanıyor.

Hangi konularda self-servis danışmanlık alabilirsiniz?

SAP Consulting Self-Service hizmeti, en fazla 10 güne kadar olan danışmanlık taleplerinizi karşılamak üzere geliştirildi. Bu hizmetten 3 ayrı kapsamda yararlanabilirsiniz: • Çalışma noktasında danışmanlık: Sistem üzerinde yapılması gereken konfigürasyonlar gibi, yerinde yapılacak işlemler için bu hizmeti kullanabilirsiniz. Online seçtiğiniz SAP danışmanınız ofisinize gelerek gerekli çalışmaları yapacaktır. • Uzman eğitimi: Ekibinize, SAP sistemleri konusunda bilgi aktarılmasını mı istiyorsunuz? Ya da belki kullandığınız bir SAP çözümünü üst versiyona taşıma süreci hakkında ekibinizin bilgiye ihtiyacı vardır. Bu işi elbette en iyi yapacak kişi bir SAP danışmanıdır. SAP Consulting Self-Service hizmeti üzerinden seçeceğiniz danışmanımız, ekibinizi en iyi şekilde bilgilendirecektir. • Bilgi üretimi: Şirketinizde kullandığınız ya da kullanmayı planladığınız SAP çözüm ve uygulamaları hakkında yazılı belgeye ihtiyaç duyarsanız, SAP danışmanları size bu konuda da yardımcı olacaktır. Seçtiğiniz danışmanımız değerlendirme yazıları, kılavuzlar, tanıtım belgeleri gibi dokümantasyonu hızla hazırlayıp size iletecektir.


...............................................................................................................................................................................................................................

Self-servis danışman seçme süreci SAP Consulting Self-Service, danışmanlık ihtiyaçlarınızı hızlı, kolay ve verimli bir şekilde karşılamak üzere geliştirildi. Bu sistemde sadece 3 adımdan oluşan bir seçim ve rezervasyon süreci uygulanıyor:

1. Danışman seçimi: İlk adım, ihtiyaçlarınıza en uygun danışmanlarımızdan programı uygun olanları aratmak. Sadece genel bir anahtar kelime girerek arama yapabilirsiniz. Daha detaylı sonuçlar istiyorsanız, ihtiyaçlarınızı ve kriterlerinizi belirterek (örneğin danışmanın görevi, ilgili SAP çözümü, proje süresi, sektör, beceriler, yer) filtreleme yapabilir, danışmanı bu sonuçlara göre seçebilirsiniz. Hatta isterseniz her iki yöntemi bir arada da kullanabilirsiniz: Önce genel bir arama yaptırıp ardından sonuçları kendi kriterlerinize göre filtreleyebilirsiniz. Bu filtreleme işleminden sonra, seçtiğiniz kriterlere uygun tüm danışmanların bilgileri ekrana gelecektir. Bu bilgileri kıyaslayarak, danışmanların deneyimlerini inceleyerek, en önemlisi de sizin için uygun zaman diliminde müsait olup olmadıklarına bakarak seçiminizi yapabilirsiniz.

2. Beklentilerin paylaşılması: İkinci adım, SAP danışmanından beklediğiniz işi net bir şekilde açıklamak olacak. Sistem üzerine yazılı şekilde yapacağınız bu açıklamadan sonra, seçtiğiniz danışman sizi arayacaktır. Bu noktada beklentilerinizi sözlü olarak da paylaşabilirsiniz. Bu aşama, doğru seçimi yapıp yapmadığınızı görmeniz açısından önemlidir. Bu aşamada başka bir danışman istediğinize karar

verirseniz, görüşmeyi yaptığınız SAP uzmanı sizi yönlendirecektir. 3. İşlemin tamamlanması: SAP danışmanıyla fikir birliğine vardığınız zaman süreç başlayacak, beklentileriniz doğrultusunda hizmet verilecektir. Süreç tamamlandığında danışmanımızın sunduğu hizmete ilişkin geri bildirimde bulunmanız, SAP Consulting Self-Service uygulamamızı daha da geliştirmemizi sağlayacaktır.

35


TREND..................................................................................................................................................................................................

GİRİŞİM FABRİKASI VE SAP’DEN BÜYÜK VERİ HIZLANDIRMA PROGRAMI Özyeğin Üniversitesi Girişim Fabrikası’yla işbirliği içinde gerçekleştirilecek olan SAP Büyük Veri Hızlandırma Programı, büyük veri temeline dayalı yenilikçi fikirlere sahip gençlerin, girişimcilerin ve teknoloji şirketlerinin başvurularına açık. yaptı : “Gelecek, her zaman geçmişte yapılanlara bağlı olmak durumunda değildir; gelecek bazen de bir şeyi yeniden, baştan tasarlamak demek. Biz de bu sebeple platformumuzu Türkiye’deki girişimcilerin hayal gücüne ve yeteneğine sunuyoruz, hep birlikte geleceği tasarlamak için.”

SAP, sadece yeni teknolojiler üretmekle kalmayıp gençlere ve girişimcilere yeni uygulamalar geliştirmenin kapılarını da açıyor. Bunun son örneklerinden biri de Özyeğin Üniversitesi Girişim Fabrikası’yla işbirliği içinde gerçekleştirilecek olan SAP Büyük Veri Hızlandırma Programı. Temelde bir girişimcilik yarışması olarak kurgulanan ve Girişim Fabrikası’nın da desteğiyle hazırlanan bu program, büyük veri temeline dayalı yenilikçi fikirlere sahip gençlerin, girişimcilerin ve teknoloji şirketlerinin başvurularına açık.

eğitimlerin yanında atölye çalışmaları ve alanında önde gelen isimlerin mentorluk programları da yer alacak. Beş haftanın sonunda katılımcılar, edindikleri bilgi ve yönlendirmelerle geliştirdikleri ürünlerini SAP Türkiye ve Girişim Fabrikası uzmanlarına sunacaklar. Ön eleme niteliği taşıyan bu aşamayı geçenler programa devam edecek. Program sonunda, yani 22 Mayıs 2013 tarihinde de özel bir etkinlik olan ‘Demo Day‘ düzenlenerek katılımcıların çalışmaları davetli yatırımcılarla paylaşılacak.

31 Ocak 2014 tarihine kadar SAP Büyük Veri Hızlandırma Programı’na başvuranlar arasından 12 proje seçilecek ve bu katılımcılar 3 Mart 2014’te Özyeğin Üniversitesi’nde SAP’nin uzmanlığıyla düzenlenen beş haftalık girişimcilik hızlandırma programı sürecine başlayacak. Bu süreçte teknik

SAP’de ilk defa Türkiye’de hayata geçen bu projenin yöneticisi Cenk Sezgin konuyla ilgili şu açıklamayı

36

SAP Büyük Veri Hızlandırma Programı’na katılanların elde edeceği en büyük fayda, SAP’nin Startup Focus programı aracılığıyla küresel pazara açılmak olacak. Tamamen genç işletmelere yönelik olan SAP Startup Focus, 2012’de başlatılan bir program olmasına karşın, dünya genelinde 1000’den fazla yeni şirketin ve yeni uygulamanın gelişimine katkıda bulunuyor. Programın temel hedefi, inovasyonu teşvik etmek ve genç şirketlerin yenilikçi çözüm ve uygulamalarını SAP HANA’ya taşıyabilmeleri ve hiçbir masrafa girmeden global piyasada yerlerini almaları için gereken teknolojiyi, desteği, kaynakları ve iletişimi sağlamak. Programa katılmaya hak kazanan genç şirketler, test ve geliştirme amacıyla ücretsiz SAP HANA lisansı ve kullanım yetkisi de elde ediyor. SAP-Özyeğin Üniversitesi Girişim Fabrikası işbirliğiyle düzenlenecek SAP Büyük Veri Hızlandırma Programı’nın sunduğu diğer avantajlar ise SAP müşteri ağına erişim, pazarlama etkinliklerinde sunum imkanı, eğitim, mentorluk desteği, 6 ay süreyle tahsis edilecek ofis, maddi kaynak sağlamaya yönelik Fit Startup Factory Demo Day’de ürünlerini tanıtma imkanı, yasal ve mali konularda danışmanlık olacak.


.................................................................................................................................................................. KÖŞE YAZISI

PAZARLAMA AKILLANIRKEN veriye dayanan doğru sonuçlar elde etmek kritik önem taşıyan bir konu. Kurumlar sakladıkları kadar değil, saklamayıp kullandıkları, sezgisel analizler yapabildikleri ölçüde hakimler ellerindeki veriye.

Erdem Aksakal SAP Türkiye Pazarlama Direktörü

Yıl sonu ile birlikte yeni yılın trendlerini öngörme çabası başladı. Teknolojik trendler daha net görünüyor. Teknoloji firmaları sıçramalarını yaptı, şimdi sıra teknolojiyi geliştirenlerde değil, uygulayanlarda. Bulut, büyük veri ya da mobil teknolojilerin kişilerin, kurumların hayatını değiştireceği konusunda tüm trend takipçileri hemfikir. “Neden” sorusu “daha akıllı bir dünya için”, “ne” sorusu “teknoloji”, “ne zaman” sorusu ise “hemen” diye yanıtlanabilir. “Kim” sorusu ise zaten yanıtlanmış durumda. Biz. Hepimiz. Yanıt bekleyen sorular “nasıl” ve “nerede” artık. Teknoloji, doğru kullanan herkesin emrine amade. İşine teknolojiyi doğru adapte eden şirketler daha hızlı büyüyor. Örneğin Instagram’ın en hızlı büyüyen sosyal ağ olması tesadüf değil. Birinci günden itibaren mobil cihazlara göre konumladı kendisini. Herhangi bir iş kolunda da mobilite daha az önemli değil, çünkü kullanıcılar mobil. İş modellerini mobilize etmek artık bir avantaj değil, zorunluluk. Her kurumun müşterisi, çalışanı, iş ortağı ya da tedarikçisi daha mobil hayatlar sürüyor. Akıllı telefonlar ve tabletler oyunun yeni galibi oldu. Kullanıcılar teknolojiyi bu ekranlardan görüyor.

Her kurum daha çok sayıda, daha doğru müşteriye daha kaliteli hizmet amacıyla ulaşmak istiyor. Mesajını iletebileceği neredeyse sonsuz kanal var. Milyonlarca marka bu kanallardan sesini duyuruyor. Müşteri ve kullanıcılar ise kendilerine mesaj yağdıran değil, kendilerini dinleyen markaları seviyorlar. Hangi sektörde olursa olsun, dinlemenin bilgeliğini yaşayan markalar rakiplerinden ayrışıyor. Müşteriyi dinlemenin bir sonraki adımı da müşteriyi hissetmek. Herkes ayaklı bir veri üreticisi. Markalar müşterisinin tercihlerine, nerede zaman geçirdiğine, sosyal çevrelerine kadar birçok veriye sahip. Giyilebilir teknolojiler ve sensörler sayesinde kullanıcıların her bir anı dijital veriler olarak takip edilebiliyor. Artık kurumlar için fark yaratan konu, bu verileri bilgece çözümler ve akıllı bir iletişim kaynağı

olarak kullanmak. Bilgiyi, duyguya dönüştürebilmek. Google Glass ile başlayan cihaz-insan bütünleşmesinin ilk adımları atıldı bile. Tüm analizler, yakın dönemde pazarlama yöneticilerinin BT gider kalemlerinin hızla artacağını söylüyor. Çünkü teknolojinin (en azından) bu fazı, gelişme aşamasını tamamlayıp yaygınlaşma eğilimine giriyor. E-ticaret, sosyal ağlar üzerinden pazarlama, hedefli pazarlama gibi aktiviteler toplumlara yayılıyor. Aslında bu yepyeni bir yarış. Yarışta teknolojiyi işine daha iyi uyarlayanlar, iyi performans gösterecek. Ancak ve ancak teknolojiyi odağa alarak işini dönüştürmeyi başaranlar yarışın kesinlikle galibi olacak. Daha da kritiği, teknoloji ile birlikte dönüşmeyi başaramayanlar oyunun dışında kalacak. 2014’le birlikte yeterince mobil olan, sahip olduğu veriyi anlayıp o veriye dayanarak harekete geçen, yeni bir girişimci ruhuna sahip, çevik, kullanıcısını hisseden tüm şirketler başarılı olacak. Geleceğe dair en belirgin trend de bu zaten.

Daha da ötesi, veri limitleri aşıldı. Şebekeler sayesinde kolaylıkla erişilebilen verilere sahip olmak büyük bir değer değil. Ama veriyi anlamak,

37


YÖNETİCİ GÖZÜYLE.............................................................................................................................................................................

Fenerbahçe Spor Kulübü Bilgi Teknolojileri ve İş Geliştirme Koordinatörü Fatih Bayraktar:

“TÜRKİYE’NİN İLK VE EN KAPSAMLI ENTEGRE SPOR KULÜBÜ ERP PROJESİNİ SAP İLE BAŞLATTIK” Spor kulüpleri giderek daha profesyonel ve kurumsal bir anlayışla yönetiliyor. Bu süreçte kulüp yöneticilerinin en büyük yardımcısı ise bilgi teknolojileri oluyor. SAP, spor sektöründeki bu beklentiyi etkin şekilde karşılayarak dünya genelinde pek çok farklı spor dalında hizmet veriyor. Türkiye’nin en büyük kulüplerinden Fenerbahçe de kurumsallaşma sürecinde önemli bir adım atarak SAP ERP, BPC ve BO projelerini gerçekleştirdi. Dünyada Bayern Münih ve Manchester United gibi lider kulüplerin kullandığı SAP ERP sistemi, Türkiye’de ilk olarak Fenerbahçe Spor Kulübü’nde uygulamaya koyuldu. Sistem, kulüp yönetimine zaman ve emek açısından büyük bir verimlilik sağlıyor. Ayrıca bu sayede Fenerbahçe, UEFA’nın Financial Fair-Play kriterlerine tam uyum elde ediyor. SAP ERP projesi ve eşzamanlı olarak yürütülen Bütçe Planlama Konsolidasyonu (BPC) ve SAP BusinessObjects (BO) projeleri hakkında, kulübün ve bağlı iştiraklerinin Bilgi Teknolojileri ve İş Geliştirme Koordinatörü Fatih Bayraktar ile sohbet ettik. Bir spor kulübünün Bilgi Teknolojileri ve İş Geliştirme Koordinatörlüğü, bugüne dek yaptığınız diğer işlerden hangi anlamda farklılık gösteriyor? Bir spor kulübünde, özellikle de taraftarı olduğunuz kulüpte çalışmak çok farklı bir duygu; öncelikle bundan

38

gurur duyduğumu belirtmek isterim. Burada çalışmanın, klasik kurumsal şirketlere göre oldukça farklı olduğunu söyleyebilirim. Ne kadar profesyonel olursanız olun, duyguların da ön planda olduğunu unutmamanız gerekiyor. Kurumsallaşma, bir spor kulübü için zorlu bir yol, bu yolda önemli işler başardığımızı düşünüyorum. Fenerbahçe gibi Türkiye’nin en önde gelen spor kulüplerinden birinin kurumsallaşma süreci genel anlamda sporumuz açısından da önem taşıyor. Bu süreç hakkında neler söylemek istersiniz? CEO’muz Sayın Hasan Yılmaz’ın söylediği gibi, kurumsallaşma aslında bir amaç değil, bir araç bizim için. Kurumsal prensiplerle çalışmanın, Türk sporu ve spor kulüplerinin geleceği açısından çok önemli olduğuna inanıyorum. Kurumsal yapılarda süreçler bellidir, plan

yapılır, organize çalışılır, hedeflerle ilerlenir. Karar mekanizmaları somut, gerçek zamanlı verilerle işler. Şeffaflık ve hesap verebilirlik ön plandadır. Spor kulüplerinin doğru yatırımları yapmaları; kurdukları yapıyı verimli çalıştırmaları; kulüplerine katma değer sağlamaları; giderlerini karşılayacak gelir kalemleri yaratmaları; gerekirse giderlerini kesip kulübü ayakları yere basacak şekilde yönetmeleri; gelir-gider dengesini sağlayarak finansal fairplay çerçevesinde hareket edebilmeleri; hem taraftarına hem de TFF-UEFA-SPK gibi düzenleyici kuruluşlara hesap verebilmeleri gerekir. Fenerbahçe’nin kurumsallaşma sürecinde öncü olduğu alanlar ve SAP’nin Fenerbahçe’ye sağladığı bilgi teknoloji çözümleri neler? Türkiye’nin ilk ve en kapsamlı entegre spor kulübü ERP projesini başlattık. Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği, 9 farklı spor branşı ve 8


............................................................................................................................................................................................................................... farklı şirketimizin tümünde SAP ERP projemizi canlıya geçirdik. Bunlardan halka açık olan Futbol A.Ş. şirketimizde proje 3 ay gibi rekor bir sürede hayata geçti. Bütçelerimizi tamamen parametrik olarak SAP BPC üzerinde yapmaya ve izlemeye başladık. SAP BusinessObjects yönetim raporlama sistemini kurduk. Fenerbahçe Spor Kulübü ve Bağlı Şirketleri Nakit Yönetimi Sistemi, Kâr-Zarar Simülasyon Sistemi, Sporcu Sözleşmeleri Yönetim Sistemi, Sponsor Sözleşmeleri Yönetim Sistemi, Karşılaştırmalı Mali Tablolar ve Bütçe Plan-Fiili Karşılaştırma Sistemleri gibi Avrupa kulüplerinde dahi az bulunan karar destek sistemlerine sahibiz. Mali muhasebe, finans, maliyet muhasebesi, satınalma, insan kaynakları ve bütçe planlama konsolidasyon sistemlerini kullanıyoruz. Intranet ile tüm şubelerimiz ve şirketlerimiz arasında iletişimi sağlayan çok verimli bir sistem kurduk. Kulübümüz, branşlarımız ve şirketlerimizin iş yapış şekillerini süreç bazında yazılı ve şematik hale getirdik. Tam 2600 tane süreç akışı yazdık, doküman yönetim sistemi kurduk. 106 yıllık bu çınarın kurumsal hafızasını oluşturduk. Organizasyon şemamızı yeniledik, görev ve sorumlulukları netleştirdik, yetkilerini ve sınırlarını tanımladık. Amaç ve hedefleri belirledik, birimleri ölçülebilir ve hesap verebilir hale getirdik. İnsan Kaynakları ve iç iletişimde önemli uygulamaları hayata geçirdik. Bu çözümlerin Fenerbahçe’nin işleyişine ve kurumsallaşma sürecine ne gibi katkıları olacak? Fenerbahçe; eriştiği iş hacmi, ulusal ve uluslararası alanlardaki konumu ve hedefleri ile bir spor kulübü ölçütlerinin ötesinde, ciddi boyutlara ulaşmış bir organizasyon. Böyle bir büyüklüğü kurumsal bir yapı ve profesyonel kadrolar olmadan yönetmek mümkün değil. Teknoloji ve kullandığımız sistemler de bunun en büyük destekçisi. Kulübümüz ve iştirakleri, çalışanlarımız, sporcularımız ve teknik kadromuz için entegre, bilginin tek noktadan üretildiği ve raporlandığı, kullanıcılar için değer yaratan, yönetim kademeleri için güvenilir ve esnek bir karar destek sistemi oluşturuyoruz. Taraftarlarımız

için de çok önemli çalışmalarımız var, bunları da zamanla görecekler. Teknolojik anlamda Fenerbahçe bünyesinde yapmayı düşündüğünüz başka yatırımlar var mı? Evet, 2014’te de yeni projelerimiz var. Intranet projemiz Ocak ‘ta hayata geçecek. Intranet’imiz tüm kulüp personeline, sporculara ve teknik kadrolara açık olacak. 2014’te ise şirketlerimize özel Intranet sayfaları yapacağız. Kağıt üzerinde yürüyen işleri Intranet ortamına taşıyacağız ve gereken süreçleri SAP ile entegre edeceğiz. Çeşitli şehirlerdeki tüm sportif ve ticari tesislerimizde gerçekleşen iş akışlarını otomatik hale getirerek ciddi maliyet ve zaman tasarrufu sağlayacağız. Tüm Türkiye’ye yayılmış olan spor okullarımız ile ilgili merkezi yazılım çalışmalarımız var, bunları hayata geçireceğiz. Fenerbahçe mobil uygulamalarımız da çok yakında hayata geçecek. Taraftar ilişkileri yönetimi ile ilgili çalışmalarımız olacak. Ayrıca altyapı yatırımlarımız da devam edecek. Teknolojinin spora katkıları hakkında neler düşünüyorsunuz? Spor endüstrisi çok gelişti. Bunda teknolojinin payının oldukça büyük olduğuna inanıyorum. Yatırımlarımızı yaparken ve yol haritamızı oluştururken Avrupa’daki kulüpleri inceledik. Manchester United, Bayern Münih, Hertha Berlin, Hoffenheim, Alman Milli Takımı gibi kulüpler SAP ile çalışıyor. Bazı Avrupa kulüpleri bünyelerinde spor akademileri ve spor

laboratuvarları kuruyor, üniversitelerle teknoloji geliştirme için bire bir işbirliği yapıyor. Biz de hem sportif hem kurumsal hem de taraftarlarımızla ilişkilerimizde teknolojinin tüm imkanlarını kullanıyoruz. Bugün gerek profesyonel futbol takımımızın ve teknik kadromuzun kullandığı yazılımlar, gerekse merkezi yönetim sistemlerimiz birçok Avrupa kulübünden daha ileride. Teknoloji sayesinde çok daha hızlı kararlar alabiliyor, önümüzü görebiliyoruz. İstatistiklere, bilimsel verilere değer veriyoruz. Sporcularımızın performans, sağlık gibi birçok verisini eşzamanlı izleyebiliyor, ölçebiliyor ve paylaşabiliyoruz. Bunlar hem kulübümüz yöneticilerine hem de teknik kadrolara müthiş bir esneklik ve güç sağlıyor. Oyuncu izleme, performans yönetimi, raporlama ve planlama konularında Fenerbahçe olarak öncüyüz ve büyük Avrupa kulüpleri ile yarışıyoruz. Benzer yatırımlar yapmayı düşünen spor kulüplerine önerileriniz nelerdir? Spor endüstrisi sürekli gelişiyor ve büyüyor. Spor kulüplerinin iki ana hedefi olduğunu düşünüyorum: birincisi sportif başarı, ikincisi mali başarı. Tabii ki en önemli konu, bu başarıların sürdürülebilir olması. İşte bu noktada teknoloji ve kurumsal yazılımlar devreye giriyor. Doğru teknolojik yatırımların karşılığının fazlasıyla alınacağını düşünüyorum. Dolayısıyla doğru ekiple, doğru partnerle, bütçeler dahilinde bu yatırımların yapılması gerekir.

39


HAYATIN İÇİNDEN................................................................................................................................................................................

DOĞU'NUN GİZEMLİ TOPRAKLARINDA BİR YOLCULUK: ÇİN Çin, dünyanın en kalabalık ülkesi olma unvanını uzun yıllardır koruyor. Ama ülkenin zihinlerimizde yer eden özellikleri bununla sınırlı değil. Çin Seddi, Çin yemeği, barut, kağıt, Çin malı gibi kavramlar da ilk anda aklımıza gelen şeyler olabilir. Doğu’nun gizemli ülkesi Çin’e biraz daha yakından bakmak istedik. Elbette SAP’nin 20-21 Kasım 2013’te Pekin’de düzenlediği SAPPHIRE NOW etkinliğini de unutmadan… 40

Sarı Irmak’ın bereketli havzasında büyüyüp gelişen Çin uygarlığı, yaklaşık 5000 yıllık bir yazılı tarihe sahip. Hatta yakın zamanda bulunan bazı resimlerin 6000 yıl önceye ait olduğu söyleniyor. Bu uygarlık Çin Seddi gibi bir dünya harikasına imza atmanın yanı sıra kâğıt, barut, pusula, matbaa gibi çığır açan buluşların da anavatanı. Siyasi nedenlerle çok uzun yıllar kapalı kalan Çin’in kapıları son dönemde dünyaya açılıyor. Aslında “Çin” dediğimizde Çin Halk Cumhuriyeti’ni kast ediyoruz elbette. Çünkü bir de Çin Cumhuriyeti ya da daha yaygın bilinen adıyla Tayvan var. Tayvan bağımsızlığını ilan ederken,


............................................................................................................................................................................................................................... Özellikle 1,9 metre yükseklikteki Buda heykeli büyük ilgi çekiyor. Qin Shihuang Mezarlığı ve Yeraltı Heykel Ordusu: Çin’in batısındaki Xi’an kentinde bulunan mezarlık, feodal Çin’in ilk imparatoru Qin Shihuang’a ait. Mezarlığın kendi görkeminin yanı sıra en büyük özelliği, dünyaca ünlü Yeraltı Heykel Ordusu’nu da barındırması. Ortalama 1,80 metre boyundaki heykel askerlerin her birinin yüz ifadesi birbirinden farklı.

Çin mutfağı Çin Halk Cumhuriyeti de Tayvan’ı kendisine bağlı bir eyalet olarak nitelendiriyor. İşin siyasi yanını bir tarafa bırakalım. Çünkü Çin’in mevcut siyasi durumundan çok daha önemli özellikleri var: Her şeyden önce Çin, dünyanın en eski “süreklilik gösteren” medeniyetlerinden biri. Çince de “sürekli olarak kullanılan” en eski yazılı dil. Ülke, yaklaşık 1,35 milyar nüfusla dünyanın en kalabalık bölgesi. Çin’in başkenti Pekin, ülkenin efsanelerle yoğrulmuş en önemli tarihi değerlerine ev sahipliği yapıyor. Ülkenin güneyindeki Hong Kong ise geleneksel Doğu ile modern Batı’yı kaynaştıran zengin bir kültür yapısına sahip. Diğer bir deyişle Çin’de geçmişten bugüne her unsuru bir arada görmek mümkün oluyor. Çin Halk Cumhuriyeti, son yıllarda yapmış olduğu atılımlarla dünyanın en önemli ekonomik güçlerinden biri haline gelmeye başladı. Hatta

2020'lerde Çin Halk Cumhuriyeti'nin dünyanın en zengin ekonomisi olacağı öngörülüyor.

Çin’de görülecek yerler

En az 5000 yıllık bir uygarlıktan söz edince, gezilip görülmesi gereken yerler listesi de uzun olacaktır tabii ki. Belli başlı noktaları kısaca özetleyelim. Çin Seddi: Dünyanın 7 harikasından biri ve en uzun savunma duvarı. İlk önce irili ufaklı savunma hatları olarak çekilen setler, Çin İmparatorluğu kurulduktan sonra İmparator Qin Shi Huang’ın emriyle birleştirilerek bir bütün haline getirildi. Çin Seddi’ne 17. yüzyılda bile sürekli eklemeler yapılıyordu. 2000 yıla ulaşan yapım süreci sonucunda, Çin Seddi’nin uzunluğu toplamda 6.700 km’yi buldu. İnşaatlarda köylü, asker ve tutuklulardan oluşan yaklaşık 1 milyon kişi çalıştırıldı. Tiananmen Meydanı: 440 bin metrekarelik alanı ve 1 milyon kişi kapasitesiyle dünyanın en büyük meydanı. Pekin’in merkezi olarak kabul edilen bu meydan, tarih boyunca pek çok önemli siyasi olaya sahne oldu. Yasak Şehir: Saray Müzesi ya da Gu Gong adıyla da biliniyor. Dünyadaki en görkemli ve geniş imparatorluk konutlarından biri olan saray 720 bin metrekarelik alanı kaplıyor. Etrafı da 52 metre genişliğinde ve 6 metre derinliğinde bir hendekle çevrili bulunuyor. Yeşim Buda Tapınağı: Şanghay’da bulunan tapınak, dünyanın en ünlü Budist ibadethanelerinden biri.

Çin mutfağı, Çin Halk Cumhuriyeti olmak üzere Tayvan, Singapur, Malezya, Endonezya gibi Çin kültürünün yaygın olduğu Uzakdoğu ülkelerinde de benimseniyor. Ayrıca Çin lokantaları yoluyla dünyanın pek çok köşesine de yayılmış bulunuyor. Çin mutfağının belli başlı ortak özellikleri sebze ağırlıklı yemekler, pirinç, wok adı verilen çukur tavalar ve yemek çubukları olarak sıralanıyor. Çin mutfağında pirinç çok önemli bir malzeme. Türk mutfağının aksine, ekmek Çin mutfağında fazla rağbet görmüyor. Yemeklerde doyurucu madde olarak pilav kullanılıyor. Ayrıca pirinçten yapılan pirinç unu makarnası ve pirinç şarabı da yaygın şekilde tüketiliyor.

SAPPHIRE NOW Pekin’deydi SAP’nin 20-21 Kasım 2013 tarihinde Pekin’de düzenlediği SAPPHIRE NOW etkinliği 20 binden fazla kişinin katılımıyla gerçekleşti. “Dönüşüm ve Büyüme Olanaklarını Yeniden Keşfedin” başlıklı etkinlikte verilen mesaj çok netti: Başarı için buradayız. SAP Eş-başkanı Bill McDermott, 2020 yılına kadar Çin’in yazılım alanında SAP’nin en büyük pazarı olacağı öngörüsünde bulundu. McDermott, “Çin, SAP’nin ikinci yuvası oldu. Müşterilerimizi, yenilikçi teknolojilerimiz sayesinde kendi sektörlerinde lider hale getirmeye kararlıyız,” dedi. SAP Çin Genel Müdürü Mark Gibbs de SAP’nin entegre çözümleri sayesinde Çin’deki müşterilerinin karşılaştıkları zorlukları aşarak sürdürülebilir büyüme elde edebileceklerini belirtti.

41


HAYATIN İÇİNDEN................................................................................................................................................................................

SAP’DEN MCLAREN’E HIZ KAZANDIRAN ALTYAPI DESTEĞİ Büyük yatırımların yapıldığı, milyonlarca insanı kendisine çeken spor dallarında takımın, kulübün, sporcunun başarıya ulaşması için birçok süreçten en iyi şekilde geçmesi gerekiyor. Spor ve eğlence sektörlerinde de önemli çözümler sunan SAP, kulüplerin ve markaların başarıya odaklanmasını kolaylaştırıyor. Dünyada en çok izleyiciye sahip sporlardan biri olan Formula 1, tek kişilik otomobil yarışlarının en yüksek düzeyini temsil ediyor. 1 yıl boyunca çeşitli ülkelerde yapılan yarışlar (Grand Prix) sonunda en çok puanı toplayan pilota ve takıma ayrı ayrı birincilik ödülleri veriliyor. Dünya Otomobil Federasyonu (FIA) tarafından yönetilen bu yarışlar ilk dönemlerinde yalnızca Avrupa ülkeleri arasında yapılıyor

42

olsa da zamanla Formula 1’in artan popülaritesiyle dünyanın çeşitli ülkelerinde de yarış ayakları yapılmaya başladı. “Formula” terimi genel olarak araç üreticileri tarafından uyulması gereken kurallar bütününe verilen isim. Bu kurallardan en önemlisi ise maksimum motor kapasitesinin 4,5 litre olması. “1” sayısı ise FIA’nın tanıdığı motor

sporları arasında bu turnuvanın en önemlisi olduğunu gösteriyor.

SAP’nin Formula 1’e katkısı

Amerikan Futbol Ligi (NFL), Amerikan Basketbol Ligi (NBA), Kadınlar Tenis Federasyonu (WTA) şampiyonaları gibi çok sayıda spor etkinliğine katkıda bulunan SAP, Formula 1 takımlarından McLaren ile de bir sponsorluk anlaşmasına imza attı.


...............................................................................................................................................................................................................................

Bu anlaşma kapsamında SAP, McLaren takımının BT altyapısını en iyi şekilde düzenleyip maksimum performans sağlamasına yardımcı oluyor. Verimliliği artırmak ve performans kapasitesini genişletmek için yüksek performans çözümleri sunan SAP’nin tercih edildiğini resmi web sitesinde de duyuran McLaren, veri yönetimini SAP’ye emanet etmiş durumda. McLaren takımı ve yöneticileri, yarış ve test sürüşleri esnasında pilotun yalnızca 1 tur dönmesinden sonra bile araca dair çok büyük bir veri birikimi oluştuğunun farkında. Bu veriyi en hızlı ve en iyi şekilde işlemek için SAP’yi seçtiklerini vurgulayan McLaren Grup Başkanı Ron Dennis, şunları ifade ediyor: “Bizimle aynı değerleri paylaşan, zengin bir portföyü olan SAP ile ortak

çalışma yapacağımız için çok mutluyuz. Elimizdeki büyük verileri işlemek için SAP ile çalışmayı tercih ettik.”

Geçmişten bugüne Formula 1

Çok yoğun bir programa sahip olan Formula 1 yarışlarında tek bir yarış 3 günden oluşuyor. Bu 3 gün boyunca aracın döneceği yüzlerce turun ardından oluşan büyük miktarda veriyi en iyi şekilde değerlendirmek, işlemek ve gerekli analizleri yaptıktan sonra çözüme dönük planlar yapabilmek çok önemli. Sezon aralarında yapılan test sürüşleri, toplanan veri sayısını daha da artırıyor. Çünkü yapılacak en küçük bir çözümleme hatası koca bir sezonu çöpe atabiliyor ve yatırımları boşa çıkarabiliyor. Bu yüzden dikkatli çalışan ve en hızlı şekilde çözüme ulaşan bir yöntem arayışındaki McLaren, çözüm ortağı olarak SAP’yi tercih etti.

1950 yılında başlayan Formula 1 yarışları, teknolojinin gelişimiyle otomobillerin de müthiş değişimlerine tanıklık etti. Bu değişimlerle beraber Formula 1 zenginlerin izlediği bir spor dalı olmaktan çıkıp ciddi yatırımlar alan ve profesyonel takımlar oluşturulan bir spor dalı oldu. Markaların otomobillerine gösterdikleri özen ve motorlarını her geçen yıl daha da geliştirmeleriyle bu yarışlar daha fazla izleyici kitlesi kazandı ve yatırımcı, reklamveren, sponsor sayılarını artırdı. Formula 1’de her yarış üç gün süren bir sürece yayılıyor. Cuma günü gerçekleştirilen iki antrenman seansının ardından Cumartesi günü gerçekleştirilen bir antrenman seansı ve başlama pozisyonu için yapılan sıralama turundan sonra Pazar günleri ortalama 90 dakika süren büyük yarış yapılıyor. 2005 yılında bir ayağının ülkemizde yapılması kararı ile İstanbul Formula 1’e ev sahipliği yaptı. Fakat çeşitli anlaşmazlıklar nedeniyle 2012 yılından itibaren İstanbul yarış takviminden çıkarıldı. 2014 takviminde yer alan ülkeler ise şöyle: Avustralya, Malezya, Bahreyn, Çin, İspanya, Monako, Kanada, Avusturya, İngiltere, Macaristan, Belçika, İtalya, Singapur, Japonya, Rusya, ABD, Brezilya, Abu Dabi.

43


HABERLER...........................................................................................................................................................................................

BIZCON İLE ETDB BİR "İLK"E İMZA ATIYOR 2013 tarihinde bir araya gelen ETDB Başkanı Dr. Hossein Ghazavi ile BIZCON Genel Müdürü Semih Gür el sıkışarak projeyi başlattı. Söz konusu projenin bir yıldan kısa bir sürede hayata geçirilmesi bekleniyor.

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret ve Kalkınma Bankası (ETDB) ile BIZCON, SAP’nin uçtan uca bankacılık çözümünü hayata geçiriyor. 4 Kasım

ETDB Başkanı Dr. Hossein Ghazavi, SAP uygulamasının dünyanın önde gelen çokuluslu finans kuruluşları örnek alınarak Banka Yönetim Kurulu tarafından seçildiğini

söyledi. Bankacılık işlemlerinin entegre, güvenilir ve şeffaf bir sistem üzerinden yürütülmesinin Banka karar mekanizmasına büyük destek sağlayacağını ifade eden Dr. Ghazavi, bu hususta ETDB’nin öncü olmasından büyük gurur duyduklarını dile getirdi. BIZCON Genel Müdürü Semih Gür de BIZCON’un uygulayacağı çözümlerin, ETDB’ye özellikle hazine, risk yönetimi ve kredi verme gibi süreçlerin takibinde büyük katkı sağlayacağını ifade etti. Bu proje sayesinde, ETDB’nin tüm operasyon ve riskleri hakkında son teknolojik gelişimlerle uyumlu, gerçek zamanlı bilgi üretebileceğinin altını çizen Semih Gür, böylece Banka’nın misyonuna uygun olarak tüm süreçleri daha etkin ve verimli yönetebileceğini belirtti.

FIT SOLUTIONS, SAP “EMEA İŞ ORTAKLARI EN İYİ PERFORMANS” KATEGORİSİNDE ÜÇÜNCÜLÜK ALDI

IT Solutions, SAP’nin EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) bölgesindeki iş ortaklarının inovasyon, yeni SAP çözümleri ve teknoloji alanlarındaki performanslarını ölçmeye yönelik verdiği “SAP EMEA İş Ortakları En İyi Performans Ödülleri”nde (SAP EMEA Best Partner Performance Challenge 2013) 120 katılımcı arasında üçüncülük ödülünün sahibi oldu. “Best Performance Challenge” Ödülü, SAP iş ortaklarına, yeni çalışma biçimlerini keşfetme ve rekabetin çok olduğu pazarda yenilikçi çözüm yaklaşımlarından yararlanarak başarılı olmak için mevcut yetenekleri geliştirme imkanı veriyor.

44

FIT Solutions’a ödülü, 25 Ekim 2013 tarihinde SAP çalışanları ve iş ortaklarının katılımıyla düzenlenen bir törenle SAP EMEA İş Ortakları Geliştirme Müdürü Roberto Roncagalli tarafından takdim edildi. Roberto Roncagalli, FIT Solutions’un SAP hizmetlerini kullanarak inovasyon projelerinde farklı ve yenilikçi bir bakış açısıyla değerlendirerek bu ödülün sahibi olduğunu belirtti. En iyi performans kapsamında FIT’nin çok sayıda proje gerçekleştirdiğini ifade eden Roncagalli, FIT’in inovasyonun önemini iyi bilen ve yenilikçiliği araştıran bir iş ortağı olduğunu kaydetti. Ödül alan projenin

koordinatörlerleri Shelly Luijer ve Hüseyin Bilgen de yarışma hazırlık süreci ve yeni projelerle ilgili bilgi verdi. FIT Solutions Genel Müdürü Ahmet Bilgen ise, FIT Solutions tarafından iş ortaklarına sunulan SAP hizmetlerinin dünya standartlarında olmasına verilen önemden bahsederek, “en iyi performans” yarışmasında ödül sahibi olmanın çok önemli ve gurur verici olduğunu söyledi.

IBSS PROJELERİ HIZLA DEVAM EDİYOR IBSS Danışmanlık, faaliyet gösterdiği SAP İş Analitikleri alanında, Türkiye’de ve dünyada farklı sektörlerin lider şirketleriyle gerçekleştirdiği başarılı projelerini 2013 yılında da sürdürdü. IBSS, enerji dağıtım sektöründe Bursagaz ve Kayserigaz SAP BW/BI projesinde sona yaklaştı. Ocak 2013’te canlı kullanıma geçecek olan proje hızla devam ediyor. Çimento sektörünün lider şirketi Akçansa’da ise Mayıs ayında başlayan SAP BW/BI projesi Kasım ayında canlı kullanıma aşındı. Şişecam Öneri Takip Sistemi, Aralık ayında canlı kullanıma alınan bir diğer IBSS projesi. Kasım ayında da Bericap Global ile proje ve destek konusunda çalışmaya başlayan IBSS, uluslararası proje tecrübesini Bericap’la paylaşıyor. Tüm bu yeni projelerin yanında, IBSS birçok farklı sektörden şirkete de proje ve 7/24 destek hizmeti vermeye devam ediyor.


SAP FORUM Ankara Gelecek Bugün

20 Şubat 2014 Rixos Grand Hotel, Ankara

Teknoloji fırtınası dünyayı değiştirdi, kurum ve şirketleri yeniledi. Artık geleceği hayal etmiyor, yaşıyoruz. Çünkü gelecek, bugün. SAP Forum Ankara, 20 Şubat Perşembe günü Rixos Grand Ankara Otel’de, interaktif sunumlar, müşteri başarı hikayeleri ve fuaye alanında SAP ekosisteminin yenilikçi çözümleri ile nasıl farklı yarışılabileceğini gösterecek. SAP FORUM Ankara’da yerinizi alın www.sap.com.tr/sapforumankara

45


Siz “iş”inize bakın BASIS bizim işimiz...

Çözümevi SAP Basis hizmetleri kaliteli ve yetkin ekibiyle her zaman yanınızda…

SAP ürün ailesindeki tüm ürünlerin yönetimi Veri kayıplarının önlenmesi

Sistem sürekliliğinin sağlanması

Halk Sok. Golden Plaza B Blok Kat: 4 - 7 Kozyatağı / İstanbul +90 216 467 14 58 / +90 216 302 85 83 / info@cozumevi.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.