Tepe'den sayı 2

Page 1

Sayı: 2 ∆ Aralık 2013

Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri'nin Kurumsal Yayınıdır

Odeabank İç Hizmetler ve Bankacılık Destek Direktörü Melih Erenoğlu:

“En iyilerle çalışmayı, en iyilere yatırım yapmayı hedefliyoruz” Alarm sistemlerinin zamanda yolculuğu Güvenlik şirketlerinde iç ve dış denetim süreçleri

Banka güvenliği


İçindekiler Odak

Banka güvenliği...................................................................................2

Söz Müşterinin

“En iyilerle çalışmayı, en iyilere yatırım yapmayı hedefliyoruz”.........................................................................................8

Güvenlik Penceresi

Havaalanlarına sertifikalı güvenlik......................................11 8

Tepe'den Haberler

Tepe Çağrı Merkezi’nin hizmet kalitesi tescillendi.........................................................12

28

Zaman Yolcusu

Alarm sistemleri..............................................................................14

Vaka Analizi

Banka şubelerinde saldırı ve soygun riskleri...............18

Gelişim Zamanı

Öfkelenmek çok doğal ama...................................................20

Tepe'den

“Projelerimiz 7/24 Denetim Altında”................................22

Gezgin

Palandöken’de kesintisiz kayak keyfi...............................28

Güvenli Adrenalin

Kayak: Hızlı ve sağlıklı...................................................................30

Sokaktan Manzaralar

Bankalarda kendinizi güvende hissediyor musunuz?...........................................................................................32

2

TEPE’den Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. Yayın Organı Ya­yın tü­rü: Ye­rel, sü­re­li, üç ay­lık der­gi Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Adı­na İm­ti­yaz Sa­hi­bi: Levent Güler So­rum­lu Müdür: Sanem Subaşı Ya­yın Koordinatörü: Aylin Tarhan Kuru Edi­tör: Melda Bağdatlı Gra­fik Ta­sa­rım: Kadir Kaymakçı Fotoğraflar: Celal Kenç Katkıda Bulunanlar: Ahmet Olgun Ya­zış­ma Ad­re­si: Tepe Savunma ve Güvenlik Sis. San. A.Ş. Beytepe Köyü Yolu Üzeri, No: 5, 06800 Bilkent/ Ankara Tel: +90 (312) 266 42 15, Faks: +90 (312) 266 48 90 Web: www.tepesavunma.com.tr Ya­pım: Konak Medya Selahattin Pınar Cad. Cemal Sahir Sok. Polat İş Merkezi No: 29 Kat: 4-5 D: 45 Mecidiyeköy / İstanbul Tel: 0 212 216 97 00 www.konakmedya.com Renk Ay­rı­mı ve Bas­kı: Portakal Basım Matbaacılık San. Tic. A.Ş Huzur Mah. Tomurcuk Sok. No: 5/1 4. Levent Seyrantepe-İstanbul Tel: 0212 332 28 01 Faks: 0212 332 02 80


editörden

13

Değerli dostlarımız, Tepe Savunma ve Güvenlik’in kurumsal yayını Tepe’den dergisinin ikinci sayısıyla sizlerle birlikteyiz. Çalışanlarımızla aramızda köprü kurmak, müşterilerimiz ve iş ortaklarımızla bağımızı güçlendirmek amacıyla yayın hayatına başlayan dergimizin ilk sayısı beğeni ve ilgiyle karşılandı. İkinci sayımızın “Odak” konusu bankalarda özel güvenlik. Banka güvenliği konusunda, bir uzmanımızdan aldığımız bilgilerin yanı sıra, banka güvenliği, para ve kıymetli eşya/evrak taşıma hizmeti sunduğumuz müşterilerimize de yer verdik. Ayrıca, “Vaka Analizi” bölümünde, banka güvenliğinde özel güvenlik personelinin rolünü ve önemini ortaya koyan iki olayı inceledik. Dergimizin kapağında yer verdiğimiz Odeabank İç Hizmetler ve Bankacılık Destek Direktörü Melih Erenoğlu ise, Odeabank’ın Tepe Savunma ve Güvenlik’ten aldığı banka güvenlik hizmetleri konusunda bize bilgi verdi.

22

30

Tepe Savunma ve Güvenlik’in farklı çalışma birimlerine yer verdiğimiz “Tepe’den Haberler” bölümünün bu sayıdaki konukları, Tepe Savunma ve Güvenlik İç Denetim Ekibi ile kurumumuza dış denetim hizmeti veren ASSA Güvenlik Denetim Danışmanlık ve Eğitim Hizmetleri oldu. Tepe Savunma ve Güvenlik Denetim Grup Müdürü Savaş Aydın ve ASSA Güvenlik Denetim Danışmanlık ve Eğitim Hizmetleri’nin kurucusu ve yöneticisi Yusuf Acıbiber, denetim süreçlerinin nasıl işlediğine dair sorularımızı cevapladı. Dergimizde güvenlik sektörüyle ilgili haber ve röportajların yanı sıra, hayatın içinden konuları da paylaşıyoruz. Tepe Savunma ve Güvenlik Eğitim Kurumu’nda Etkili İletişim Uzmanı olarak eğitimler veren Zahide Pamir, bu sayımızda öfke kontrolünün püf noktalarını bizimle paylaştı. Özel güvenlikle ilgili teknolojik cihazların gelişim hikâyelerine yer verdiğimiz “Zaman Yolculuğu” sayfamızda ise, alarm sistemlerinin tarih içindeki gelişimini ele aldık. Keyifli olduğu kadar adrenalin katsayısı yüksek sporlardan biri olan kayak ve ülkemizin en uzun kayak pistlerine ev sahipliği yapan Palandöken kayak merkezi de bu sayımızın konuları arasında. Yeni yılda, yeni sayımızda buluşmak dileğiyle...

14

20

Tepe Savunma ve Güvenlik Sis. San. A.Ş. 1


Odak

Banka güvenliği Banka işleyişinin aksamaması, kişilerin korkusuzca çalışabilmesi, müşterilerin huzur ve güven içinde işlemlerini gerçekleştirebilmesi ve kurumun itibarının zedelenmemesinde güvenlik görevlilerine büyük rol düşüyor.

Çalışanların ve müşterilerin hayatı ve sağlığı başta olmak üzere, nakit ve kıymetleri hedef alan terörist eylemler ve politik saldırılar, soygunlar, doğal afet ve kazalar, itibarı zedeleyici ve güven sarsıcı olaylar, bilgi hırsızlığına ve fiziki güvenliğe yönelik teknolojik sistemsel riskler, bankaların karşı karşıya olduğu en önemli güvenlik riskleri arasında yer alıyor. Bankaların en sık karşı karşıya kaldığı güvenlik riski ise silahlı soygun olayları. Soygunlar genel olarak maddi hasarla sonuçlanıyorsa da, zaman zaman ölüm ve yaralanmalar da meydana gelebiliyor. Bankaların tüm bu risklere karşı korunabilmesi için öncelikle risk analizinin çok iyi yapılması gerekiyor. Koruma ve iş sürekliliği planlarının hazırlanması, bankalara gerekli teknolojik sistemlerin kurulması ve yeterli teçhizatla donatılan çalışanların eğitilmesi de önleyici ve koruyucu tedbirler olarak büyük önem taşıyor. Banka işleyişinin ideal şartlar altında sürebilmesi için banka güvenlik görevlilerinin her an dikkatli olması ve tedbiri elden bırakmaması gerekiyor. Güvenlik görevlilerinin hazırlıklı olmasını gerektiren durumları şu şekilde sıralayabiliriz: • Şube içinde ve yakın çevresinde personele ve müşterilere yönelik

2

Aralık 2013


saldırı, hırsızlık, gasp, tehdit, şantaj, dolandırıcılık ve darp olayları • Şubeye yönelik silahlı soygunlar • Şube önünde bekleyen kıymet nakil araçlarına yönelik saldırılar • Şube ATM’lerine yönelik saldırı ve dolandırıcılıklar • Şube varlıklarına yönelik şiddet, saldırı, vandalist ve terörist hareketler • Yangın, sel, deprem gibi doğal afetler ve toplumsal olaylar

Kahramanlık değil tedbir can kurtarır

Banka güvenlik personeli öncelikle, soygun öncesinde keşif amaçlı çalışma yapılabileceğini bilerek hareket etmeli. Şube içerisinde ve etrafında sürekli gözlem yapmalı ve müşterileri analiz etmeli. İşlem yapmadan giden, sıra numarası almadan bekleyen, sırasını birilerine veren, sırası geldiğinde şubeden ayrılan, sürekli telefonla konuşan ya da meşgul olan, göz temasından kaçınan kişilerle mutlaka temas kurmalı, iletişime geçmeli ve şüpheli faaliyetleri takibe almalı.

Eğitim şart

Bankalarda güvenlik sisteminin aksaksız işleyebilmesi için, banka güvenlik personelinin gerekli eğitimleri almış olması büyük önem taşıyor. Güvenlik personelinin hem tutarlı performans sergilemesi hem de takım çalışmasına uygun hizmet verebilmesi için, düzenli olarak meslek içi hizmet ve atış eğitimleri alması gerekiyor. Banka güvenlik personeli için ilgili eğitimleri, Tepe Savunma ve Güvenlik bünyesindeki uzman eğitmenler ve kuruma dışarıdan eğitim hizmeti veren uzmanlar sağlıyor. Güvenlik personelinin göreviyle ilgili yasaları ve mevzuatı bilmesi; gerektiğinde üçüncü kişilere aktarabilmesi ve çalıştığı kurumun misyon ve vizyonuna uygun davranışlarda bulunması eğitimde öncelikli bir yere

sahip. Banka güvenlik personeli; ilgili yasal mevzuat, saldırı, soygun, rehin alma, şüpheli durum, eşkal tespiti, yangın, tahliye, ilkyardım, müşteri ilişkileri ve iletişim, öfke kontrolü, stresle başa çıkma, x-ray ve diğer teknik cihazların kullanımına yönelik çok sayıda eğitimden geçiyor. Ayrıca sahada senaryolu sızma testlerine tâbi tutularak görev başı eğitimler de alıyorlar. Banka güvenliği eğitimlerinde özellikle vurgulanan detaylar arasında; güvenlik personelinin uygulanan prosedürleri ve görev talimatlarını iyi bilmesi, çalıştığı işyerindeki elektronik güvenlik sistemlerini, çalışanları, müşteri ve ziyaretçileri çok iyi takip etmesi ve gözetim altında tutması, şüpheli durumları öncesinde veya anında

Güvenlik görevlilerinin, hareketlerinin izlenerek taktik geliştirilmesi ihtimaline karşı rutin hareketlerden kaçınması da önemli bir detay. Güvenlik görevlileri ayrıca, şube personeliyle koordinasyon içinde olmaya ve iyi iletişim kurmaya özen göstermeli. Etrafta olan olayları ve şüpheli durumları takip etmeli ve ilgili makamlara bilgi vermeli. Banka güvenlik görevlileri, kahramanlık adına, çalınmak istenen parayı kurtarmak amacıyla gereksiz ve yanlış hareketlerde bulunarak, kendisinin ve bankadaki diğer kişilerin hayatlarını tehlikeye atmaktan kaçınmalıdır.

3


Odak

tespit ederek önlem alabilmesi, ani ve acil durumlarda soğukkanlı olması ve bilinçli davranış sergilemesi yer alıyor. Özellikle, şube önü ve çevresinde park halinde bulunan şüpheli araçlar, şube içinde ve yakın çevrede bulunan şüphe uyandıran şahıslar, şubedeki elektronik sistemlerin (klima ünitesi, jeneratör, kamera vb.) yerinde olup olmadığı ve çalışıp çalışmadığı, kameraların planlanan gözetleme alanına dönük olup olmadığı, dış cephe üzerinde ve çevresinde, kapı, cam ve çerçevelerde olağandışı bir durumun olup olmadığı da güvenlik görevlisinin dikkatinden kaçmaması gereken öncelikli durumlar.

Öncelik insan hayatı

Eğitimlerde, banka güvenliğini tehdit edebilecek kötü durum senaryoları

4

Aralık 2013

düşünülerek hazırlanan eğitim setleri de kullanılıyor. Daha önce yaşanmış olumlu ve olumsuz örneklerin biraraya getirilmesiyle oluşturulan eğitim setleriyle, yanlış ve eksiklikler tespit ediliyor, doğru davranış ve yönetim biçimleri personele görsel olarak iletiliyor. Tepe Savunma ve Güvenlik’in sorumluluk alanındaki banka güvenlik personeline, belli aralıklarla habersiz sızma testleri de uygulanıyor. Uzman denetim ekiplerinin bilgi güvenliğine yönelik gerçekleştirdiği bu testlerde, banka güvenlik personelinin şüpheli eşya ve durum tespitine yaklaşımları ölçülüyor ve değerlendiriliyor. Hatalı veya yetersiz davranış sergileyen personel ilgili alanda eğitime alınıyor. Banka güvenliğinde teknolojinin

rolü de çok önemli. İyi bir güvenlik politikası ile mutlaka elektronik ve fiziki güvenlik çemberi oluşturulması gerekiyor. Bu nedenle fiziki, elektronik ve siber güvenlik teknolojileri bankacılıkta geniş anlamda kullanılıyor. Bu sayede çalışanlar ve müşteriler kendileri ve kıymetlerinin daha güvende olduğunu hissediyor. Öncelikli sorumluluğu insan hayatını korumak ve güvenliğini sağlamak olan Tepe Savunma ve Güvenlik, banka güvenliği konusunda Türkiye’nin önde gelen kurumlarıyla birlikte çalışıyor. Bu kapsamda T.C. Ziraat Bankası, Türkiye Finans Katılım Bankası, HSBC Bank, Türk Ekonomi Bankası, Citi Bank, Odeabank ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’na Türkiye’nin dört bir yanında 1200’ün üzerinde çalışanıyla hizmet veriyor.


Bankalara 800 yıllık güven Banka kelimesi, İtalyanca para bozma gişesi, para bozma yeri anlamına gelen “banca” kelimesinden Türkçeye geçmiş. Pek çok dilde de benzer biçimde telaffuz ediliyor. Banka kelimesinin kökeninin İtalyanca’dan gelmesi nedensiz değil: İlk bankacılık faaliyetleri, ortaçağda Vatikan’a bağlı kiliselerin kutsal topraklara yapılan seyahatlerde hacı adaylarının kıymetli eşyalarını korumasıyla ortaya çıkmış. 13. ve 14. yüzyıllarda yeni deniz yollarının keşfiyle İtalya, Floransa, Venedik, Cenova gibi yeni gelişen ticari merkezlerin kalbi olur. Bu gelişmeler şehirler ve ülkeler arası para hareketlerine hız verir; tüccarlara, iş sahiplerine hizmet veren bankerler ortaya çıkar. Ticaret hacminin ve sermaye ihtiyacının artmasıyla da ilk bankalar kurulur. Avrupa’nın ilk etkin bankası 13. yüzyılda Floransa’da faaliyete geçer. 15. ve 16. yüzyıllarda Amsterdam ve Londra gibi yeni finansal merkezlerle bankacılık ve banka şubeleri yayılmaya başlar. İstanbul’da ilk banka 1845 yılında İstanbul Bankası adıyla kurulur.

İlle de insan gücü

Bankalar güvene dayalı kurumlar olarak ortaya çıkar. Ancak belli mekânlarda toplanan para ve kıymetli evraklar, hemen her çağda ilgi odağı olur. Soygun ve saldırı girişimlerine karşı bankalar da güvenlik sistemleri geliştirir. Gelişen teknoloji sayesinde, farklı güvenlik, kamera ve alarm sistemleri kullanılır. Ama silahlı ya da silahsız insan gücünden hiçbir dönem vazgeçilmez.

Günümüzde banka soygunlarına en çok, bankaların çok sayıda bulunduğu büyük yerleşimlerde rastlanıyor. Hatta, sahip olduğu banka ve şube adedinden daha fazla sayıda soygun yaşayan yerleşimler var. Örneğin Kanada’daki banka şubelerinin yüzde 30’unu barındıran yedi Kanada kenti, soygun oranının yüzde 66’sını sahiplenmiş durumda. Benzer şekilde ülke bankalarına ait şubelerin yüzde 10’unun yer aldığı Londra, soygun oranlarında yüzde 39’la başa koşuyor. Banka soygunlarının çoğu, modern teknolojiye, izleme ve alarm sistemlerine hatta etraftaki bir çok görgü tanığına rağmen gündüz saatlerinde gerçekleşiyor. Bütün bu etkenler sayesinde de soyguncuların

çoğu aynı gün içinde yakalanıyor. Hatta diğer tüm suçlar arasında banka soygunlarının çözüme ulaşma oranı yüzde 60’la en yüksek seviyede. Son yıllarda sayıca artan münferit olaylar bir yana, “banka soygunu”, “banka saldırısı” gibi kavramlar Türkiye’ye yabancı. Titiz bir planlama isteyen banka saldırıları, hem geleneklerimize hem de genlerimize ters düşüyor.

En güvenli 10 banka

Global Finance dergisinin, 21 yıldır sürdürdüğü “Dünya’nın En Güvenli Bankaları” sıralaması, Moody’s, Standard & Poor’s ve Fitch’den alınan kredi verilerine göre belirlenen 500 büyük banka arasından seçiliyor. 2014’te açıklanacak 2013 verilerini beklerken, 2012 sıralamasını gözden geçirelim: ¬¬ 1. KfW (Almanya) ¬¬ 2. Bank Nederlandse Gemeenten (Hollanda) ¬¬ 3. Zürcher Kantonalbank (İsviçre) ¬¬ 4. Landwirtschaftliche Rentenbank (Almanya) ¬¬ 5. Landeskreditbank BadenWürttemberg-Förderbank (Almanya) ¬¬ 6. Caisse des Depots et Consignations (Fransa) ¬¬ 7. Nederlandse Waterschapsbank (Hollanda) ¬¬ 8. NRW.BANK (Almanya) ¬¬ 9. Banque et Caisse d’Epargne de l’Etat (Lüksemburg) ¬¬ 10. Rabobank Group (Hollanda) 5


Odak

Merkezde ve tüm şubelerde Tepe Savunma ve Güvenlik Türkiye Finans Katılım Bankası’na 2010 yılından bu yana banka güvenliği konusunda hizmet sunan Tepe Savunma ve Güvenlik’in uzman personeli sayesinde, banka çalışanları, ziyaretçiler, müşteriler huzur ve güven içinde işlemlerini yapıyor. Türkiye genelinde 3600'ü aşkın çalışanıyla 1 milyondan fazla müşteriye hizmet veren Türkiye Finans Katılım Bankası, genel müdürlük binaları ve 270 şubesinin fiziki güvenlik ve alarm izleme konularında Tepe Savunma ve Güvenlik'ten hizmet alıyor. Bu hizmetler kapsamında, 29’u Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Müdürlüğü’nde, 4’ü genel müdürlük ek hizmet binasında olmak üzere, Tepe Savunma ve Güvenlik'in 279 güvenlik personeli görev alıyor. Türkiye Finans Katılım Bankası’nın 270 şubesi ve 40 ATM’sinde yer alan ve Tepe Savunma ve Güvenlik'in uzman personeli tarafından

6

Aralık 2013

denetlenen hareket sensörleri, kapı kontakları, acil durum butonları ve kasa darbe dedektörleriyle tam koruma sağlanıyor. Ayrıca olası yangın tehlikesine karşın duman dedektörleri, ısı dedektörleri ve kır-bas butonları ile 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet sağlanıyor. Yangın ve hırsız ihbar sistemlerinin alarm durumu bilgilendirilmesi haricinde, her türlü teknik bilgi, Tepe Savunma ve Güvenlik’in konusunda uzman operatörleri tarafından veriliyor. Tüm şube ve ATM’lerde kurulu alarm sistemleri Tepe Savunma ve Güvenlik’in uzman ekipleri tarafından her hafta düzenli

olarak kontrol ediliyor. Sinyal alınamayan veya kurma-kapama işlemi yapmayan şube ve ATM’ler aranarak, durumları hakkında bilgi alınıyor. Alınan bilgilere göre oluşturulan raporlar Türkiye Finans Katılım Bankası yetkililerine bildiriliyor. Hırsız ihbar sisteminde ya da yangın ihbar sisteminde oluşan arızalar ise, konusunda uzman operatörler tarafından verilen online destekle çözüme ulaşıyor. Malzeme arızası veya ürün yer değişikliği 81 ilde oluşturulan geniş teknik servis ağı sayesinde 48 saat içerisinde müdahale edilerek gideriliyor.


Para ve kıymetleriniz Tepe güvencesinde Tepe Savunma ve Güvenlik para ve kıymet nakli, kurumsal müşteri tahsilatı ve ATM destekleme konularında pek çok kuruma hizmet veriyor. 1992 yılından bu yana özel güvenlik sektöründe faaliyet gösteren Tepe Savunma ve Güvenlik, para çekme/ yatırma, nakit merkezleri ve kayıtlı şubeler arasında güvenli para ve kıymetli eşya/evrak nakli, kurumsal

müşteri tahsilatı ve ATM destekleme konularında pek çok kuruma hizmet veriyor. Para nakli işlemleri ile ATM destek hizmetleri, Tepe Savunma ve

Güvenlik’in uzman personelinin gözetiminde pek çok aşamadan geçiyor: Banknot ve madeni para işleme ve sayımı, banknotları kalitesine göre ayrıştırma, desteleme ve balyalama, torbalama, ATM’ler için nakit hazırlama, ATM kasetlerini istenen standartlar doğrultusunda hazırlama ve ATM kasetlerindeki banknotların sayımı. Bu kapsamda, İDO A.Ş., BTA A.Ş., İris Ekspres A.Ş. firmalarının para ve kıymet nakli ihtiyaçlarını güvenli ve etkin şekilde sağlayan Tepe Savunma ve Güvenlik, bu hizmetler için uzman yönetim kadrosu, silahlı özel güvenlik personeli ve zırhlı araçlarından faydalanıyor.

7


Söz Müşterinin

“En iyilerle çalışmayı, en iyilere yatırım yapmayı hedefliyoruz” İlk şubesini 1 Kasım 2012’de Maslak’ta açan Odeabank, 1000’den fazla çalışanıyla bir yıl içinde 20 şubeye ulaştı. Hızlı hareketi benimseyen Odeabank, banka güvenliği konusunda hızına ve kalitesine güvendiği Tepe Savunma ve Güvenlik’i tercih ediyor. Hayatını ve zamanını önemseyen herkesin bankacılık ihtiyaçlarında ilk akla gelen banka olmayı hedefleyen Odeabank, bankacılıkta en iyiye yatırım yaparak paydaşlarının mutluluğunu sağlamayı misyon ediniyor. 1 Kasım 2012’de ilk şubesini Maslak’ta açan Odeabank, bugün 20 şubeye sahip ve 1000’den fazla çalışanı bulunuyor. 15 şubesinin inşaatı ve proje çalışmaları devam ediyor; 2013 yılını Türkiye genelinde 32’yi aşkın şubeyle kapatmayı hedefliyor. Odeabank İç Hizmetler ve Bankacılık Destek Direktörü Melih Erenoğlu, 15 yıl aradan sonra sıfırdan banka kurma lisansı alan ilk banka olarak, 49. banka olarak girdikleri Türk bankacılık sektöründe, dokuz ayda mevduat bankaları arasında 14. sıraya yükseldiklerini belirtiyor. Odeabank, Eylül 2013 sonu itibariyle 13,4 milyar TL aktif büyüklüğe sahip bir banka haline gelmiş; bu büyüklüğün 8,6 milyar TL’sini krediler, 10 milyar TL’sini mevduatlar oluşturuyor.

8

Aralık 2013

2017’de ilk 10’a girmeyi hedefleyen Odeabank’ın ana hissedarı, Lübnan merkezli Bank Audi. Kurumsal, ticari, bireysel, yatırım ve özel bankacılık da dahil olmak üzere bankacılığın tüm birimlerinde faaliyet gösteren Bank Audi, Lübnan’ın en büyük bankası konumunda. Ayrıca, Ortadoğu’da faaliyet gösteren en büyük 20 banka arasında yer alıyor. Odeabank olarak değerlerini,

müşteri dostu, yenilikçi, çalışanına değer veren, özgün ve kaliteli olmak olarak özetleyen Melih Erenoğlu, banka güvenliği konusunda deneyimli ve kurumsal bakış açısına sahip, profesyonel bir kadroyla çalışmayı tercih ettiklerini vurguluyor. Kendi hizmetlerini de buna göre belirlemişler. Kurulduğu günden itibaren hem personel hem de altyapı olarak güvenlikte en iyiye yatırım yapmayı amaçlamışlar.


Odeabank’ın güvenlik sistemi, genel müdürlük ve şubelerinin birbirine online olarak entegre edildiği, 24 saat görüntüleme ve izleme imkânı veren bir altyapıya sahip. Kartlı geçiş ve alarm sistemlerinin de diğer güvenlik sistemleriyle birbirine entegre edildiği bu sistemi daha da geliştirmek için çalışıyorlar. Bu kapsamda kurdukları yeni kamera sistemleri için, Tepe Savunma ve Güvenlik’ten yerinde bakım hizmeti alıyorlar. Sektördeki en iyilerle çalışmayı ve en iyilere yatırım yapmayı hedefleyen Odeabank’ın üç kişilik güvenlik kadrosu dışında, dışarıdan hizmet aldığı 39 güvenlik personeli bulunuyor. Bu personelin 19’unu Tepe Savunma ve Güvenlik’in silahlı elemanları oluşturuyor ve Odeabank’ın 11 şubesinde hizmet veriyorlar.

Erenoğlu, Tepe Savunma ve Güvenlik ile çalışmaya karar vermelerini, Tepe’nin sektörde verdiği hizmetin doğruluğu ve güvenilirliği konusunda herkesin fikir birliği içinde oluşuyla açıklıyor: "Biz koşmayı, hızlı hareket etmeyi tercih eden bir bankayız. Tepe Güvenlik’in bizim hızımıza ulaşabileceğini düşündük. Banka

olarak başarı tutkusu olan, hızı ve azmi olan, müşterilerine değer veren, müşteri odaklı bir bankayız. Dolayısıyla, banka güvenliğimizin de bu değerlerimizi yansıtabilmesini sağlayacak bir iş ortağımız olmasını istedik. Bu isteklerimizi hayata geçirebileceğine inandığımız için de Tepe Güvenlik’i tercih ettik. Tepe Savunma ve Güvenlik’ten, şu anda fiziki güvenlik ve bakım hizmeti alıyoruz ama önümüzdeki günlerde daha farklı konularda da çalışmaya başlayacağımızı düşünüyoruz.” Odeabank, Tepe Güvenlik sayesinde güvenlik elemanı ihtiyacını büyük ölçüde aşmış. Şubelerdeki kamera ve izleme sistemlerinin altyapı bakım anlaşmasıyla da sorunlara daha hızlı müdahale imkânı bulabilmişler. Tepe Savunma ve Güvenlik’in eğitim sistemleri, seçim sistemleri ve personel yetiştirmedeki farklılığının da tercihlerinde etkili olduğunu belirten Erenoğlu, “Tepe ile çalışmaya başladıktan sonra doğru kararı verdiğimizi anladık. Tepe'den aldığımız servisten biz genel anlamda çok memnunuz” diyor.

Sayılarla Odeabank ¬¬ Aktif büyüklüğü 13,4 milyar TL ¬¬ Türkiye’deki mevduat bankaları arasında 14. sırada ¬¬ 1000’i aşkın çalışan ¬¬ 20 şube ¬¬ 39 güvenlik personeli

9


Güvenlik Penceresi

Siber saldırılar SOME’lenecek Siber olaylara müdahale için bakanlıklar ve kritik sektörlerde Siber Olaylara Müdahale Ekipleri (SOME) kurulacak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan “Siber Olaylara Müdahale

Ekiplerinin Kuruluş, Görev ve Çalışmalarına Dair Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ” Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğ, Siber Olaylara Müdahale Ekipleri’nin kuruluş, görev ve çalışmalarına ilişkin usul ve esasları belirleyerek, hizmetlerin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamayı amaçlıyor. Buna göre, kurumsal SOME’ler bakanlıkların bünyesinde, hizmet gereklerine göre, bakanlık birimlerini, bağlı, ilgili ve ilişkili kurumlarını kapsayacak şekilde kurulacak. Diğer tüm kamu kurum ve kuruluşları kendi bünyelerinde kurumsal SOME kurabilecek. Kurumsal SOME’lerin

kuruluşunun eşgüdümü Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından yürütülecek. Sektörel SOME’lerin bulunduğu sektörlerdeki özel kurumlar ve diğer kuruluşlar da kendi bünyelerinde kurumsal SOME kurabilecek. Kurumsal SOME’ler kurumlarına doğrudan ya da dolaylı olarak yapılan veya yapılması muhtemel siber saldırılara karşı gerekli önlemleri alma veya aldırma, bu tür olaylara karşı müdahale edebilecek mekanizmayı ve olay kayıt sistemlerini kurma veya kurdurma ve kurumlarının bilgi güvenliğini sağlamaya yönelik çalışmaları yapmak veya yaptırmakla yükümlü olacak. Siber olayların önlenmesi veya zararlarının azaltılmasına yönelik faaliyetler, varsa birlikte çalıştığı sektörel SOME ile eşgüdüm içerisinde yürütülecek. Durumdan gecikmeksizin Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) haberdar edilecek. Kurumlarına yapılan siber olayları raporlayıp ve gecikmeksizin USOM ve birlikte çalıştığı sektörel SOME'ye bildirecek kurumsal SOME’ler, USOM ve/veya birlikte çalıştığı sektörel SOME tarafından iletilen siber olaylara ilişkin alarm, uyarı ve duyuruları dikkate alarak kurumlarında gerekli tedbirleri alacaklar. Kurumsal SOME’ler 7/24 erişilebilir olan iletişim bilgilerini belirleyerek birlikte çalıştığı sektörel SOME’lere ve USOM'a bildirecekler.

10

Aralık 2013


Havaalanlarına sertifikalı güvenlik

Türkiye’nin üyesi olduğu uluslararası organizasyonlar ve AB mevzuatı gereğince; güvenlik kontrol noktalarında, kargo taramasında EDS sistemi vb. yerlerde tarama görevini yapan personel yetkili otorite tarafından sertifikalandırılacak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü

(SHGM), bu kapsamda, ulusal bir proje hazırlayarak Tarayıcı Personel Sertifikasyon Sınavı (TPSS) için çalışmalara başladı. SHGM’nin yayımladığı talimatın ardından başlatılan sınav ve sertifikasyon uygulamaları devam ediyor. Bu kapsamda, havaalanlarında görev yapan 6800 güvenlik personelinin sertifikalandırılmasını hedefleniyor.

Türkiye’de Stadyum Güvenliği Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) tarafından İKSARA Araştırma Şirketi’ne yaptırılan “Stadyum Güvenliği Araştırması”nın sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. “Stadyum Güvenliği Araştırması” 1000 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye’de her 10 kişiden 7’si stadyumları güvensiz buluyor. Stadyumlara duyulan güvensizlik, karşılaşmaları izlemek için statlara gitmeye engel teşkil ederken; her 4 kişiden 1’i şiddet sebebiyle stadyuma gitmediğini belirtiyor. Yine her 3 kişiden 1’i güvensiz bulduğu için ailesiyle birlikte stadyuma

gidemediğini belirtiyor. Her 10 kişiden 8’i ise stadyuma giden bir yakını için endişe duyuyor. Stadyuma gidenlerin yüzde 73’ü stadyuma gittiğinde ya şiddete maruz kalıyor ya da şiddete tanık oluyor. Katılımcıların yüzde 13’ü fiziksel, yüzde 30’u sözlü şiddete maruz kalıyor. Yüzde 30’u ise fiziksel

SHGM tarafından hayata geçirilen projeyle, havaalanlarında yolcu kabin bagajı, uçakaltı bagajı (x-ray ve EDS), kargo, eşyaların taramasını gerçekleştiren ve x-ray ile tarama yapan personelin 2014 yılı sonuna kadar sertifikalandırılması amaçlanıyor. İlk etapta Ankara, İstanbul ve Antalya havaalanlarında çalışan personele yönelik düzenlenen ve Haziran ayından itibaren devam eden sınavlara yaklaşık 1000 güvenlik görevlisi katıldı. Görüntü yorumlama ve teorik bilgi bölümlerinden oluşan sınavlarda başarı gösteren güvenlik görevlilerine sertifikaları verilmeye başlandı. SHGM'nin 26 Nisan 2013’te yürürlüğe giren “Tarayıcı Personeli Sertifikasyon Sınavı-TPSS Talimatı”na göre; sertifikası olmayan güvenlik personeli 2015 yılından itibaren bu görevlerde bulunamayacak. veya sözlü şiddete kendisi maruz kalmasa bile tanık olduğunu söylüyor. Araştırma sonuçları, stadyumda görülen şiddetin kaynağının fanatik grupların yanı sıra “sıradan kişiler” de olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre her 10 kişiden 7’si spor güvenliği konusunda eğitim almış özel güvenlik personellerinin stadyumlarda şiddeti önleyebileceği görüşünü paylaşıyor. Yaklaşık her 10 katılımcıdan 7’si, polis, özel güvenlik ve savcı işbirliğinin sporda güvenliği artıracağını düşünürken, yüzde 65’i stadyumlarda ırkçı, ideolojik ve siyasi içerikli slogan atılması ile şiddet suçlarının ve holiganlığın önlenmesi için spor savcılarının görevlendirilmesini uygun buluyor.

11


Tepe'den Haberler

Tepe Çağrı Merkezi’nin hizmet kalitesi tescillendi Tepe Çağrı Merkezi, müşteri iletişim merkezinin stratejisi, süreçleri, çalışan memnuniyeti, altyapı ve sağladığı müşteri memnuniyeti süreçlerini kapsayan denetimleri başarıyla tamamlayarak, Müşteri İletişim Merkezleri Hizmet Sertifikası’nı almaya hak kazandı. Tepe Servis ve Yönetim A.Ş. Çağrı Merkezi, Çağrı Merkezleri Derneği (ÇMD) tarafından verilen, Avrupa Standardizasyon Komitesi’nce (CEN) hazırlanan “EN15838:2009 Müşteri İletişim Merkezleri Hizmet Sertifikası” ile hizmet kalitesini tescilledi. Pek çok iş sürecini kapsayan bir dizi zorlu denetimden başarıyla geçen Tepe Çağrı Merkezi, Avrupa Birliği standartlarında hizmet verdiğini belgelemiş oldu. Müşteri İletişim Merkezleri Hizmet Sertifikası,

12

Aralık 2013

düzenlenen törenle ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı tarafından, Tepe Servis ve Yönetim A.Ş. Genel Müdürü Levent Güler’e takdim edildi. Yeni kurulan İstanbul şubesiyle birlikte, Tepe Çağrı Merkezi'nin hizmetlerine artık hem Ankara hem İstanbul'da sürdürdüğünü belirten Tepe Çağrı Merkezi Koordinatörü Nuran Şahin, kuruldukları günden itibaren müşterilerine sosyal ve

yasal sorumluluklarının da bilinciyle, yüksek seviyede teknoloji, güçlü bir teknik altyapı ve kalifiye insan kaynağıyla hizmet verdiklerini vurguladı: “Sunduğumuz kaliteli hizmeti belgelendirmek ve iyileştirilecek yönlerimizin uluslararası standartlarda takibini sağlamak için EN15838:2009 Müşteri İletişim Merkezleri Hizmet Sertifikası’nı almak istedik.” ÇMD’nin, uluslararası standartlarla ilgili çalışmalarını takdirle karşıladıklarını ekleyen Şahin, EN15838:2009 Hizmet Sertifikası’nı almış olmaktan büyük gurur duyduklarını ekledi. Tepe Çağrı Merkezi Koordinatörü Nuran Şahin, “EN15838:2009 Müşteri İletişim Merkezleri Hizmet Sertifikası, bir çağrı merkezinin altyapısından başlayıp müşteri memnuniyetine kadar giden tüm süreçlerin kontrolünü sağlıyor. Buna bağlı olarak şirketimizin çağrı merkezi politikası, altyapısı, süreçleri, müşteri temsilcileri, müşteri memnuniyeti ve sosyal sorumlulukla ilgili mevcut durumunu belirli standartlara göre takip etmemizin büyük fayda sağlayacağını düşünüyoruz. Çıkan sonuçlara göre, sürekli iyileştirme faaliyetlerinin başlatılması, hem müşterilerimizin alacağı hizmetin kalitesini üst seviyelere çıkartacak hem de çağrı merkezimizin uluslararası standartlarda çalışmasını sağlayacaktır. Üyesi olduğumuz ÇMD’nin, bu süreçteki iş


ortağının uzun yıllardır çalıştığımız ve profesyonelliğine güvendiğimiz Bureau Veritas olması da bu konuda doğru bir seçim yaptığımızı kanıtlamış oldu” dedi. ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı, yaptıkları çalışmalarla bu sertifikayı almaya hak kazanan Tepe Çağrı Merkezi ekibini tebrik ederek sertifikalarını takdim ederken şunları söyledi: “Hızlı bir gelişim gösteren sektörümüzün sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi için hizmet kalitelerinin belgelendirilmesi konusundaki çalışmalarımız büyük önem taşıyor. Çağrı merkezleri için özel hazırlanmış bir içeriğe sahip olan bu sertifikasyon ile sektörümüzde sunulan hizmetlerde standardizasyon sağlanırken, sertifikaya sahip olan firmalar

da süreçlerinin etkinliğini artırıyor ve rekabet anlamında önemli avantajlar elde ediyorlar. Diğer yandan vatandaşlarımız da daha iyi ve standart seviyede bir hizmete kavuşuyorlar. ÇMD olarak Türkiye’yi temsilen üyesi olduğumuz ECCCO da (European Confederation of Contact Centre Organisations) bu belgeyi tüm Avrupa’da yaygınlaştırmak için çalışmalar yürütüyor. Benzer bir sürecin Türkiye’de bizim tarafımızdan gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki dönemde bu sertifikaya sahip kurumların sayısının hızla artacağını öngörüyoruz ve ÇMD olarak bu yöndeki çalışmalarımıza hızla devam etmeyi hedefliyoruz. Ayrıca Tepe Servis ve Yönetim A.Ş.’nin belgelendirme sürecinde ÇMD’yi tercih etmesinden büyük memnuniyet duyduğumuzu da belirtmek isterim.”

Çağrı Merkezleri Derneği Çağrı Merkezleri Derneği (ÇMD), Türkiye’de çağrı merkezleri sektörünün gelişimini sağlamaya, faaliyet ve etki alanını genişletmeye yönelik iş/ güç birliğini hedefleyen referans kuruluş olmak üzere, Kasım 2008 tarihinde 9 kuruluşun ortak girişimiyle kuruldu. Kısa sürede 42 kurumun üyeliğiyle, sektörün yaklaşık yüzde 85’ini temsil eder konuma gelen ÇMD, çağrı merkezlerinin faaliyet alanlarını kamuoyuna daha iyi tanıtmayı, sunulabilecek katma değerleri iş dünyasına anlatmayı, mesleki sorunları paylaşmayı, değişik paydaşlar arasında bir iletişim ve uzlaşı platformu olmayı ve sektör problemlerine çözüm getirmeyi amaçlıyor. www.cagrimerkezleridernegi.org

13


Zaman Yolcusu

Yalnızca hırsızlık değil sağlık, yangın, güvenlik tehdidi gibi durumlar için de kullanılan alarm sistemleri, “güvenlik” ve “erken uyarı sistemi” denince akla ilk gelen önlemlerden biri. 14

Aralık 2013


Tarih boyunca alarm sistemleri Evimizde, iş yerimizde, bahçemizde gözümüzü arkada bırakmayan, daha rahat hissetmemizi ve daha rahat uyumamızı sağlayan alarm sistemleri, hayatımızın vazgeçilmez detaylarından biri haline geldi. Alarm sistemleri günümüzde tehlike anında veya alarm sistemini devreye sokacak durumun oluşması halinde üçüncü bir şahsı (alarm merkezi, mal sahibi, polis, ambulans vb.) haberdar edebiliyor ve yardım talep ediyor. Alarmınız alarm merkezine ulaştıysa, alarm tipine göre gerekli kuruma yönlendiriliyor ve size en kısa zamanda gerekli yardımın ulaşmasını sağlıyor. Günümüzde durum böyle... Aslında alarm sistemlerinin ve aynı şekilde erken uyarı sistemlerinin henüz söz konusu olmadığı yıllarda bile insanlar birbirlerine yaşadıkları çağın şartlarıyla “sinyaller”

yollayabilmiş. Tehlike anında diğer insanları uyarmak amacıyla ses veya ıslık, duman gibi uyarı yöntemleri kullanılmış, hatta bir tepeden diğerine güneş ışınlarını yansıtarak sinyal gönderildiği örnekler bile yaşanmış. Tüm bu çabaların nedeni, insanın güvenliğe duyduğu ihtiyacın neredeyse insanlık tarihi kadar eski oluşu... Dolayısıyla insanın ev, toprak ve eşya sahibi olmaya başladığı dönemlere, yani binlerce yıl öncesine gidiyor alarm sistemlerinin miladı. İnsanın ilk evcilleştirdiği hayvanlardan olan köpeği, aynı zamanda ilk “alarm sistemi” olarak da düşünebiliriz. Alarm görevi gören hayvanlar arasında ilginç örnekler de var. Tarihçiler, MÖ 4. yüzyılda Romalıların ev ve kamu binalarının güvenliği için kazları kullandığını belirtiyor. Kazların çıkardığı tiz sesten, caydırıcı ve kuvvetli ısırıklarından birçok hırsız ve kötü niyetli kişi nasibini almış. Uzun bir dönem mahalle bekçisinin düdüğü, uyarı çanları ve bekçi köpeklerinin havlamaları ve saldırılarıyla geçer.

1700’lerde İngiliz mucit Tildesley, evler için ilk hırsız alarmını geliştiren kişi olarak tarihe adını yazdırır. Tildesley’nin, kapı kilidine monte ettiği ve birbirine bağlı bir dizi zilden oluşan mekanik sistem, neredeyse yüz yıl boyunca hırsız alarmı olarak kullanılır. Eve izinsiz girmeye çalışan biri maymuncuk veya benzeri bir aletle kapıyı açmaya yeltendiğinde, ziller devreye girerek ev sahibini uyarır.

Yangın geliyorum diyor

1835 yılında New York’taki büyük bir yangında yaklaşık 700 bina yerle bir olurken, beraberinde 20-40 milyon dolarlık maddi hasara da yol açar. Bu olay sonrası önlem almak isteyen yetkililerin aklına ilk gelen çan sesiyle bir uyarı sistemi

15


Zaman Yolcusu kurmak gelir. Günümüzde hâlâ kullanılan itfaiye sireni de bu şekilde ortaya çıkar. Fakat bu ses o zamanlar etkin kullanılamadığı için, dönemin ilk “erken alarm sistemi” tabiri caizse pek işe yaramaz. Bu sistemi daha etkin biçimde kullanabilmek için şehir, ilçe ve köylere birer yangın kulesi yapılır ve her birinde bir kişi görevlendirilir. Tarihi alarm sistemi etkisini ve faydasını bu kez gösterir. Ancak bu sefer de kuleler arası iletişimde sıkıntılar yaşanmaya başlanır. 1847 yılında mühendis Cornelius Anderson yangın kulesi sistemine bir de telgraf ekleyerek, her kulenin birbiriyle iletişimini sağlar. İtfaiye merkezine de aynı sistem kurulur ve her yangın merkeze bildirilerek yangınlara en hızlı şekilde müdahale edilmeye başlanır.

Hırsızlara kötü haber

İlk elektromanyetik alarm sistemi ise 1800’lerin ortasında Amerika

16

Aralık 2013

Birleşik Devletleri’nin Boston kentinde Augustus Russell Pope tarafından tasarlanır. Bu ilk alarm sistemi her ne kadar basit bir sisteme sahip olsa da, davetsiz misafirlere karşı etkili bir yöntem olduğu için büyük ses getirir. Varlıklı insanlar evlerine hırsız girmesini önlemek için bu sisteme hücum eder. Russell Pope, sistemin patentini 1853 yılında alır. Pope’un buluşunu geliştirmek isteyen Edwin Holmes, alarm sisteminin patent haklarını satın alır ve “Holmes Elektronik Koruma Şirketi”ni kurar. Pope’un fikirlerini en iyi şekilde değerlendiren ve geliştiren Holmes, adını hızla duyurur ve birçok mücevher şirketi Holmes’un alarm sistemlerini satın almaya başlar. Fakat rüzgâr Holmes için tersten esmeye başlamıştır... Oğlu Edwin T. Holmes’un geliştirdiği fikir,

babasının sistemini sollayacak niteliktedir. Oğul Holmes, babasının tasarımlarında kullandığı telgraf telleri yerine telefon tellerini kullanarak daha gelişmiş bir tasarımla tüm takdirleri toplar. Tasarım Holmes’un aynı zamanda iyi bir girişimci olduğunu da gösterir: geceleri kullanım dışı kalan iş telefonu hatları, Holmes’ün alarm sisteminin altyapısını oluşturur.

Alarm sistemleri tarihinde önemli kilometre taşlarından biri olan Edward A. Calahan’ın hikâyesi de dikkati çekicidir. Altın ve hisse senedinin mucidi kabul edilen genç Calahan, kısa sürede bütün borsacıların dikkatini çeker. Bir gece Calahan’ın patronu Elisha Andrews’un evi soyulur. Calahan da patronunu korumak amacıyla yeni bir alarm sistemi geliştirir: Bir acil çağrı kutusu ve çan hazırlayan Calahan, 50 komşusu arasında bir iletişim sistemi kurarak ayırt edilebilecek seviyede 3 farklı alarm sesi hazırlar. Çalan alarm sesine göre hırsızın nerede olduğunu tespit eden sisteme bir de merkezi uyarı sistemini ekleyen genç mucit, 1871 yılında telgraf şirketiyle anlaşır. 1875 yılında ise Brooklyn, New York, Baltimore, Philadelphia ve Chicago’da son derece başarılı olan ofisler açar. Başarısı dikkat çeken Calahan kısa bir süre sonra polis ve itfaiye ile de çalışmaya başlar.


Alarm sistemi neden gerekli?

Yeni yüzyıl, yeni teknolojiler

20. yüzyıl alarm teknolojisinde yeniliklerin müjdecisi olur. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra sağlık hizmetleri için de alarm sistemleri kullanılmaya başlanır. 1970 yılında ilk hareket sensörlü alarm sistemleri yapılır. Teknolojik gelişmelere paralel olarak alarm sistemleri de günümüzdeki son halini almaya başlar. 1980’lerde hareket sensörlü alarm sistemleri, kızılötesi görüntü sistemlerinin eklenmesiyle geliştirilir ve yanlış uyarılar büyük ölçüde ortadan kalkar. 1990’lara gelindiğinde, alarm sistemleri artık daha düşük maliyetlerle uygulanabilir olur. Alarm sistemlerinin ev ve işyerinde kullanımı yaygınlaşır. Üstelik, alarm sistemini bağlayan güvenlik firmalarının desteği de artık işin içindedir. Günümüzde tercihe ve ihtiyaca göre, kablolu veya kablosuz, farklı boyutlarda alarm sistemleri mevcut. Sabit hat artık bir gereklilik değil, çünkü sistem kendi

hücresel hattı üzerinden çalışıyor. Hatta akıllı telefon sistemleri üzerinden güvenlik sisteminin kontrolü de mümkün. Alarm sistemlerinin sunduğu diğer bir hizmet görüntü aktarım özelliği. Evde bakıcısıyla kalan bebek veya hastaların durumunu kontrol etmek için görüntü aktarma özelliği mevcut. Bu özellik ev/apartman girişlerinde, hastanelerde hasta kontrolünde de kullanılıyor. Bugün en dikkati çeken yenilikler ise, alarm sistemlerine tehdit ve panik unsurlarının da eklenmiş olması. Bir tehdit anında asıl girmeniz gereken şifre yerine daha önceden belirlediğiniz tehdit şifresini girerek üst düzey önem taşıyan bir sinyali merkeze yollamış oluyorsunuz. Panik halinde ise alarm sistemi üzerinde bulunan ya da alarm sisteminin kumandasındaki panik düğmesine basarak yardım talep edebiliyorsunuz.

“Alarm sistemleri günümüzde sadece eşya değil, can güvenliği için de vazgeçilmezdir. Hırsız ihbar sistemlerinin görsel caydırıcılığı yanında, sistemin siz evdeyken herhangi bir hırsızlık teşebbüsünde devreye girmesi ve sirenlerin çalması, hırsızları evinizden uzaklaştırarak, yüzyüze gelmenizi engeller. Evde olmadığınızda ise, Alarm İzleme Merkezi (AIM) üzerinden herhangi bir hırsızlık girişiminin bildirilmesi ve kolluk kuvvetlerinin kontrol için hızlı bir şekilde yönlendirilmesi, olumsuz durumları ortadan kaldırır, hatta hırsızların yakalanmasını sağlayabilir. Ayrıca, CO (karbonmonoksit) ve gaz kaçağı alarmı kombi, soba, ocak gibi ünitelerden yayılan zehirli gazlara karşı önlem alınabilmesi açısından önemlidir. Bunların dışında sisteme farklı ihtiyaçlara göre ilave edilen; su baskını, duman ve sıcaklık dedektörleri ile diğer yangın ihbar sistemi dedektörleri de mal ve can güvenliğinizi güvence altına alır. Sistemin en önemli özelliği “ilk yardım butonu” ile AIM tarafından en hızlı şekilde adresinize ambulans yönlendirilebilmesidir. Türkiye genelinde yaygınlaşan bu sistemi biz de Tepe Güvenlik olarak öneriyoruz. Günümüzde fiyatları ve ödeme şekilleriyle daha makul seviyeye gelen bu sistemler kişisel korunmada alınacak ilk önlemlerdendir.” İsmail Barış Sandıkçı Tepe Güvenlik Teknik Koordinatör

17


Vaka Analizi

Banka şubelerinde saldırı ve soygun riskleri Banka şubelerinin güvenliğinde, güvenlik personelinin riskli ve şüpheli durumlara yaklaşımı büyük önem taşıyor. Olumlu örneklerin yanında, olumsuz örnekler de yaşanabiliyor. Olayın özeti: Daha önce banka şubesine gelerek kapı önünde bekleyen, neden beklediği sorulduğunda ise, içeride araç satış işlemleriyle uğraşan arkadaşını beklediğini beyan eden bir şahıs, birkaç gün sonra yeniden banka şubesine gelir ve sıra numarası alır. Bekleme koltuğuna oturduktan kısa bir süre sonra telefonla görüşmeye başlar. Şahsın daha önceki günlerde banka kapısı önünde beklediğini hatırlayan güvenlik görevlisi, şube içerisine hakim, giriş kapısına yakın bir noktadan kendisini takibe alır.

1

Kısa bir süre sonra şube önüne motorsikletiyle gelen başka bir şahıs kaskını çıkarmadan şube kapısına doğru ilerler. Kapıya birkaç metre kala silahını çekerek içeri girmek isteyince güvenlik görevlisi hızla kapıyı kapatarak kilitler ve alarm sistemini devreye alır, polise

18

Aralık 2013

telefon ederek polisin gelmesini sağlar. Polisin incelemesi ve kamera kayıtlarını kontrolü sonrası şüpheli şahıslar yakalanır. İçeride telefon görüşmesi yapan şahıs ile bankaya kaskla girmek isteyen şahsın birlikte hareket ettiği ve sabıkalı oldukları anlaşılır. Olayın değerlendirilmesi: Güvenlik görevlisi dikkatli ve bilinçli davranarak herhangi bir olumsuzluğa meydan vermeden şüphelinin yakalanmasını sağlamıştır. Olay, örnek davranış biçimi olarak güvenlik görevlileriyle paylaşılmış ve gözlem yapmanın önemi vurgulanmıştır. Güvenlik görevlileri şube içerisini ve etrafı sürekli gözlem altında tutmalı, şüpheli durumları tespit ederek gerekli önlemleri alabilmelidir. İşlem yapmayan şahıslara, bırakılmış çanta ve paketlere, oyalama taktiklerine ve bilgi almaya yönelik durumlara karşı duyarlı ve tedbirli olmalıdır. Olayın özeti: Bir kış günü banka şubesi müşteriye kapatılmıştır. Güvenlik görevlisi banka giriş kapısını kilitlemiş ancak anahtarı içeriden kapının üzerinde bırakmıştır. Görevliler rutin çalışmalarına devam etmektedir. Güvenlik görevlisi de şubenin kilitli olduğu düşüncesiyle

2

kapı girişine hakim olmayan bir noktada bir banka çalışanıyla konuşmaktadır. Bu arada diğer bir çalışan sigara içmek üzere kapının üzerindeki anahtarla kapıyı açarak


dışarı çıkar. Dışarıda uygun bir anı kollayan ve bu durumu fırsat bilen soyguncu, sigarasını bitiren çalışanı takiple şubeden içeri girerek silahını çeker ve güvenlik görevlisinden silahını bırakmasını ister. Gişe yetkilisinden aldığı paralarla soygunu gerçekleştirerek kaçar.

güvenlik zaafıdır. Söz konusu olayın tekrarlanmaması için alınabilecek önlemler:

ve çalışanların soğukkanlı davranışı sayesinde soygun sadece para kaybıyla sonuçlanmıştır.

Tüm güvenlik görevlileri ve şube çalışanları oluşabilecek güvenlik zaafiyeti ve daha ağır riskler konusunda bilgilendirilmiştir.

Olaya neden olan güvenlik zaafı: Güvenlik görevlisinin kilitli kapı üzerinde anahtar bırakması ve giriş çıkışları takip etmemesi en önemli

Olayın değerlendirilmesi: Dikkatsiz ve tedbirsiz davranış soyguna ve soyguncunun kaçışına neden olmuştur. Güvenlik görevlisi

Bir bankanın en önemli varlıkları çalışanları ve müşterileridir. Güvenlik görevlisi bunlara yönelik tehditleri, riskleri iyi bilmeli ve önleyici tedbirleri almalıdır. Saldırı ve soygun gibi durumlarda güvenlik görevlisi, yasal yetkiler ve görev talimatlarına uygun davranış biçimleriyle olası kayıpların önüne geçebilmelidir.

19


Gelişim Zamanı

Öfkelenmek çok doğal ama... Tepe Savunma ve Güvenlik Eğitim Kurumu’nda Etkili İletişim Uzmanı olarak eğitimler veren Zahide Pamir’e göre, öfkemizi sözlü olarak dışa vurma ihtiyacı duyuyor ve fiziksel olarak hissediyorsak, öfke kontrolüne ihtiyacımız var. Öfke son derece doğal bir duygu. Nasıl mutlu olduğumuzda gülüyorsak, haketmediğimiz bir şey yaşadığımızda da öfkeleniyoruz. Öfke, insanın olumsuz olaylar karşısında verdiği bir tepki aslında. Kimi insan kendiliğinden öfkesini kontrol edebiliyor ve öfke kontrolüne ihtiyaç duymuyor. Kimi insan da olumsuz bir olay yaşadığında, örneğin trafik sıkışıklığına maruz kaldığında kolaylıkla öfkelenerek işi kendine ya da yanındaki insanlara zarar verecek boyutlara vardırabiliyor. Öfke kontrolüne duyulan ihtiyaç kişiden kişiye değişiyor. Çünkü kişilik özellikleri devreye giriyor. Sakin mizaçlı bir kişiyle çabuk sinirlenen bir kişinin öfkeyle başa çıkabilme başarısı da farklı oluyor. Yanlış öğrenilmiş davranış kalıplarının da etkisi büyük. İlişkilerimizdeki sorunları sürekli öfkemizi dışarı vurarak çözüme ulaştırabiliyorsak, bu bir yanlış “öğrenilmiş davranış” biçimi olarak öfkemizi kontrol edemediğimize işaret ediyor.

20

Eylül 2013

Zihni ve bedeni kandırın

Öfkelendiğimizde hem zihin hem de beden belli tepkiler veriyor. Bu nedenle öfke kontrolünde, sakinleştiğimize dair hem bedeni hem de zihni kandırmak gerekiyor. Kalp atışının hızlanması, kesik kesik nefes alıp verme, kasların aşırı gerilmesi gibi bedensel tepkileri sakinleştirmek gerekiyor. Yani bedene, “hiçbir tehlike yok, merak etme” demek lazım. Zihni sakinleştirmenin yolu ise, uykudaki halimize benzer bir duruma girebilmekten geçiyor. Uykudaki dinginliğin en başlıca sebebi nefes alışveriş ritmimiz. O yüzden öfke kontrolünde nefes egzersizleri çok önemli. Akciğerden kesik kesik nefes almak yerine, diyaframdan, doğru nefes alarak sakinleşmek gerekiyor. Aklı kandırmanın da belli yolları var. Beyin, enerjisini kandaki oksijenden alıyor, dolayısıyla oksijen beyinde nereye giderse o alan çalışıyor. Eğer öfke merkezine giderse öfkelenmeye başlıyoruz. “Kan beynime sıçradı” doğru bir deyiş aslında. Kan, öfke merkezine gittiği sürece öfkemiz de sürüyor. Zihni kandırmak için, öfke anında dikkati başka yöne çekecek, yoracak matematik işlemler yapmak gerekiyor. Mesela 100’den geriye 3’er 3’er saymak, çarpma ya da bölme işlemi yapmak, bulmaca çözmek... “Bütün bunları yaptım ama öfke sorunum değişmedi” diyenler de oluyor. Oysa öfke kontrolüyle amaçlanan, öfke anında bilinçli, sağlıklı düşünme yetisini kaybetmemek. Matematik işlemi yapınca, doğru nefes alınca, ne


trafik sorunu ne de öfke kaynağı olan sorunumuz değişmiyor elbette. Aslolan, sorun karşısında verdiğimiz tepkinin ne size ne de başkasına maddi manevi zarar vermemesi.

Kendinizi tanıyın

Öfke kontrolünde kişinin kararlılığı önemli. Biz de kişinin kendisine, “Hayatta öfkelenecek şeyler olacak ama ben sorunun çözümüne odaklanacağım, öfkemi dışa vurup insanları kırmak yerine onu kontrol edeceğim” telkininde bulunmasını sağlamaya çalışıyoruz. “İnsan ne zaman öfkelenir, ne zaman öfkelenmez? Kişinin öfkesinin altında yatan nedenler nedir?” sorularının cevabını arıyoruz ki, o kişinin öfkeye bakışını, beklentisini değiştirebilelim. İnsanın kendini tanıması da önemli bir adım. Çünkü öfke sadece yaşadığımız olaylarla değil, fizyolojik halimizle de ilgili. Aynı olay karşısında bazen öfkeleniyorsunuz, bazen öfkelenmiyorsunuz... Mutluluk hormonu belli durumlarda çok, belli durumlarda az salgılanıyor. Dolayısıyla, aynı olayı yaşarken eğer az mutluluk hormonu salgılanmışsa daha çok ve daha çabuk öfkeleniyoruz. “Burama kadar geldi, artık patladım” dediğimizde, “buramıza kadar geldiğinden” değil, fizyolojik olarak mutluluk hormonuna ihtiyacımız karşılanmadığı için “patlıyoruz” aslında. Mutluluk hormonunun salgılanması güneş ışığına bağlı olarak bile değişiyor. Bazı insanlar yaz aylarında aşırı sinirli oluyor. Kişilere, “Öfke patlamalarınız sıklıkla hangi dönemlere denk geliyor? Ailenizle yaşıyorsanız şiddetli kavgalarınız ne zamanlar

yoğunlaşıyor?” gibi sorular soruyoruz. Öfke genellikle belli periyodlarla tekrarlanıyor. Kimileri sadece sabahları öfke patlamaları yaşarken, günün geri kalanında sakin bir insana dönüşebiliyor.

En az altı ay gerekli

Kişinin öğrendiği bilgileri hayatına uyguluyor olması öfke kontrolünde başarıyı getiriyor. Başarı en az altı aylık bir süreçte sağlanabiliyor. Kalıplaşmış düşünce biçimlerinin yıkılması, yerine yenilerinin oturtulması belli bir süreçte gerçekleşiyor. Bireysel terapiyle de öfke kontrolünde daha hızlı yol almak mümkün. Bireysel terapilerde kişinin belli bir olaya neden öfkelendiği irdeleniyor. Eğer amaçlanan öfke kontrolünden çok öfkenin kaynağını değiştirmekse, yine bireysel terapiler daha etkili oluyor.

Güvenli öfke

Öfke kontrolü güvenlik görevlileri için de büyük önem taşıyor. Her gün farklı kişilikte onlarca müşteriyle karşılaşıyorlar. Bunlar içinde kişiyi öfkeye sürükleyebilecek özellikte müşteriler de olabiliyor. Ancak

müşteriye öfkelenmek ve öfkeyi dışa vurmak, olayı farklı bir boyuta taşıyabiliyor. O yüzden güvenlik görevlilerine altı ayda bir öfke kontrol eğitimi veriyoruz. Çünkü öfkelendiğimizde sadece o müşteriyi kaybetmiyoruz, etrafta olanı izleyen, dinleyen ve görevlinin o noktaya nasıl geldiğinden habersiz diğer müşterileri de etkiliyoruz.

Zahide Pamir kimdir? Lisans derecesini 2011'de Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden alan Zahide Pamir, yüksek lisans eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Bilişsel Bilimler Programı’nda sürdürüyor. Bilkent Üniversitesi bünyesinde kurulan, Ulusal Manyetik Rezonans Araştırma Merkezi’nde (UMRAM) 2010’dan bu yana araştırmacı olarak çalışan Pamir'in çalışmaları bilişsel sinirbilim ve insan görsel algı sisteminin beyindeki işleyişine yoğunlaşıyor. Pamir, 2011’den bu yana Tepe Savunma ve Güvenlik Eğitim Kurumu’nda Etkili İletişim Uzmanı olarak eğitimler veriyor.

21


Tepe'den | Denetim Süreçleri

“Projelerimiz 7/24 Denetimimizde” Tepe Savunma ve Güvenlik, 7 ilde yer alan denetim ekibiyle, 78 ilde 1860 hizmet biriminin iç denetiminden sorumlu. Tepe Savunma ve Güvenlik bünyesinde 1996’da Nöbetçi Amirliği biriminin sorumluluğunda başlayan iç denetim süreçleri, 2009’dan bu yana Denetim Müdürlüğü’nün çalışma alanı kapsamında devam ediyor. Tepe Savunma ve Güvenlik’in denetim süreçlerinden sorumlu olan Risk Eğitim Denetim ve Hakediş Grup Müdürü Savaş Aydın, İstanbul (Anadolu ve Avrupa yakası), Ankara, Kocaeli, İzmir, Antalya, Adana ve Bursa’da 8 kişiden oluşan gece denetim ekibi; İstanbul’da ve Ankara’da 1’er kişiden oluşan gündüz denetim uzmanlarıyla ile 1860 birimin denetimine hizmet verdiklerini söylüyor. İç denetim hizmeti neleri kapsıyor? İç denetim ekibimiz iki gruptan oluşuyor. Gece denetim ekibimiz, gece personelinin sağlıklı ve zinde nöbet tutmasını sağlıyor. Hem personelin kılık kıyafetini hem görevinin başında olup olmadığını denetliyor. Gündüz denetiminden sorumlu ekibimiz de 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’a göre evraklarımızı ve İSO belgelerimizi denetleyerek raporluyor. Her iki denetime ait raporlar, Tepe Süreç Yönetimi Sistemi üzerinden online giriş yapılarak müşterilerimizin ve ilgili proje yöneticilerimizin eposta adreslerine gönderiliyor. Mesela personel görev yerinde olmayabilir, uyuyakalmış olabilir

22

Aralık 2013

veya kıyafeti düzgün olmayabilir... Değerlendirmelerimizi raporlayarak bu sistem üzerinden müşterilerimize sunuyoruz. Bu süreç bütün müşterilerimiz için aynı biçimde işliyor. Denetimlerinizi hangi aralıklarla gerçekleştiriyorsunuz? Aylık en fazla 8, en az 2 denetim üzerinden sözleşme yapıyoruz. Gece denetimlerinde sözleşmeye bağlı olmaksızın ayda iki defa gerçekleştirdiğimiz rutin denetimlerimiz oluyor. Gündüz denetimlerimizi ise yıllık belli dönemlere bölüyoruz. Yeni başlayan projelere bir ay içinde mutlaka denetim için gidiyoruz. Güvenlik şirketleri için iç denetimin önemi nedir? İç denetimi hem müşterilerimize objektifliğimizi göstermek hem de 5188 sayılı kanuna uygunluğumuzu

denetlemek açısından önemli buluyorum. Eksikliklerimizi herkesten önce farkederek gerekli önlemleri almak bizim için en önemli konulardan biri. Kaç kişilik bir ekibiniz var? Gece ekibimiz İzmir, Kocaeli, Bursa, Ankara, Antalya, Adana ve iki de İstanbul’da olmak üzere sekiz kişiden oluşuyor. Bu dağılımı proje sayımızla orantılı yaptık. Yoğun bulunduğumuz iller dışındaki gece denetimlerimizi operasyon müdürümüz ve/veya operasyon şeflerimiz vasıtasıyla gerçekleştiriyoruz. Aylık ve yıllık kayıtlarımıza göre, Türkiye genelinde ayda ortalama 1500 gece denetimi gerçekleştiriyoruz. İstanbul ve Ankara’daki gündüz ekibimizde yer alan iki kişi ağırlıklı olarak 5188 sayılı kanunla ilgili denetimlere odaklı çalışıyor. İlgili kanuna göre aynı gün içinde, 15 gün içinde ve bir ay içinde hazırlanmış olması gereken evraklarımızı kontrol ediyor. Denetim ekibinizi oluştururken nelere dikkat ediyorsunuz? Özellikle gece denetiminde çalışan arkadaşlarımızı daha önce sahada operasyon tecrübesi olan kişilerden seçiyoruz. Personelin şirkete karşı aidiyet duygusuna sahip olması da önemli. Tecrübesi olmayan kişileri tercih etmiyoruz. Çünkü gece çalışmak zor... Arkadaşlarımız ayda 26 gece çalışıyor, 4 gün izin kullanıyor. Bu yüzden fiziki kondisyon önemli. Gündüz ekibinde çalışan arkadaşların da hem yasaya hakim olmasına hem de tecrübe sahibi olmasına dikkat ediyoruz. Şu an


çalışan iki arkadaşımız da daha önce silahlı kuvvetlerde görev yapmış kişiler. Personelinize ne tür eğitimler veriyorsunuz? Personelimizin uygunluğunu ve performansını artırmak için yaptığımız eğitimlerimiz altı ayda bir gerçekleşiyor. Hem 5188 sayılı kanunla ilgili prosedürü öğrenmelerini amaçlayan hem de güvenlik görevlilerinin sıkıntılarına odaklanan eğitimler bunlar. Yılda bir de yöneticilere yönelik liderlik eğitimi var. Ayrıca kanunla ilgili herhangi bir değişiklik olduğunda veya yeni aldığımız projeler için hazırladığımız sözleşmeleri arkadaşlarımızla paylaşıyoruz. Denetimlerinizi nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Gündüz denetimleri araçlı veya araçsız, haberli veya habersiz gerçekleşebiliyor. Sadece bankaların denetimini haber vererek yapıyoruz. Çünkü bankalarda değerli evraklar kasada bulunduğu için denetim yapacak kişiye yetki verilmesi gerekiyor. Diğer bütün projelerimiz habersiz denetleniyor. Personelin iç denetiminde güzergâhlarımızı her ay

değiştiriyoruz. Dolayısıyla güvenlik görevlisi ne zaman geleceğimizi bilmiyor. Müşterilerimizin isteği de bizim için önemli. Bazı müşterilerimiz, yalnızca önceden isimlerini bildirdiğimiz yöneticilerimizi ve belirli alanların denetimini kabul ediyor, biz de bu isteğe harfiyen uyuyoruz. Bazı müşterilerimizle de bizim güvenlik yetkililerinin bilgisi olmadan bir senaryo belirliyoruz ve birlikte uyguluyoruz. Bankalara nasıl bir denetim hizmeti veriyorsunuz? Bankaların gece denetimi yok, sadece genel müdürlük ve bazı hizmet binalarına gece denetimi yapılıyor. Gündüz denetimi içinse bir program hazırlıyoruz ve operasyondan sorumlu bölge müdürüne iletiyoruz. Bölge müdürü müşteriden onay aldıktan sonra denetime gidiliyor. Bankaların gündüz denetimi tamamen evrakların denetlenmesine yönelik. İç denetim müşteriye bir fayda sağlıyor mu? Denetim ekipleri kendi şirketlerindeki diğer denetlenen birimler tarafından genelde hoş karşılanmaz. Ama

denetim ve eğitim bölümlerimiz güvenlik şirketi olarak bizim artımız. Sözleşmemizde denetim maddesi olmayan müşterilerimize de denetim hizmeti veriyoruz. Bunun için ek bir ücret almıyoruz, müşterimize daha iyi hizmet verebilmek için yapıyoruz. Dış denetim hizmeti de buna dahil... Uygunsuz durumda yakalanan güvenlik görevlileri için yaptırım uygulanıyor mu? Görev talimatına aykırı hareket eden personele disiplin cezası uygulanıyor. Uygunsuz durumda yakalanan kişiyi fotoğraflıyoruz. Gerekiyorsa alkol testi uyguluyoruz. Denetim ekibimizi, özellikle teftiş uzmanlarımızı ilgili yerin kamera sisteminden de denetliyoruz. Net fotoğraf alamadığımız veya kanıtlardan emin olmadığımız hiçbir durumu suç olarak kabul etmiyoruz. Şirketin disiplin kurulunun verdiği karar doğrultusunda gereken işlem yapılıyor. Denetim ekibinizin de denetimi yapılıyor mu? Ekibimizin yıllık kontrolleri şirketimizin Kalite Yönetim Müdürlüğü tarafından Tepe Süreç Yönetim Sistemi üzerinden yapılıyor.

23


Tepe'den | Denetim Süreçleri

"Dış denetim, yanlışı önceden tespit edebilmektir" Tepe Savunma ve Güvenlik'in dış denetim firması ASSA Güvenlik Denetim Danışmanlık ve Eğitim Hizmetleri, firmalara güvenlik denetimi, eğitimi ve danışmanlık hizmeti sunuyor. Tepe Savunma ve Güvenlik’in bağımsız dış denetim firması olan ASSA Güvenlik Denetim Danışmanlık ve Eğitim Hizmetleri, kurulduğu 2010 yılından bu yana Tepe Savunma Güvenlik Sistemleri ile beraber çalışıyor. Aynı zamanda Türkiye genelinde farklı profilde pek çok kuruma güvenlik denetimi, eğitimi ve danışmanlık hizmeti veriyor. ASSA’nın kurucusu ve genel müdürü Yusuf Acıbiber, dış denetim hizmetini, “güvenlik hizmetlerinin kalitesini ve seviyesini üçüncü bir göz olarak test etmek” olarak açıklıyor.

24

Aralık 2013

ASSA nasıl kuruldu? 2004-2009 yılları arası TAV bünyesinde Güvenlik Genel Müdürü unvanıyla görev yaparken, üçüncü bir gözün işleyişi incelemesine ve aksayan noktaları tüm gerçekliğiyle bana bildirmesine ihtiyaç duyuyordum. Havalimanları işleyiş açısından uluslararası alanlar olduğu için, rutin olarak ECAC (Avrupa Sivil Havacılık Konferansı), ICAO (Uluslar arası Sivil Havacılık Organizasyonu) ve TSA (Taşımacılık Güvenliği İdaresi) gibi uluslararası yapılanmalar tarafından

denetleniyordu. Bu denetimlerin ve ISO kapsamında şirket bünyesinde yapılan denetimlerin işleyişe ve hizmet kalitesine yaptığı etkiyi görüyor ve takdirle izliyordum. Gelişimi gerçekleştirebilmeniz için yaptığınız işi ölçmeniz, olumsuz ve olumlu yanlarını tespit edebilmeniz gerekir. Ölçmek ise ancak denetimle olabiliyor. Denetim, aynı zamanda yaptığınız işi tanıyabilmenizin, hizmet kalitesini sizin olmadığınız zaman da görebilmenizin de en önemli unsuru. ASSA’nın doğuşu da bu ihtiyaçla oldu ve 2010’da kuruldu. ASSA’nın açılımı, Acıbiber Security Services Auditing, yani Acıbiber Güvenlik Hizmet Denetimi. ASSA’yı kurarken verdiği hizmetler kapsamında denetim, danışmanlık ve eğitim olmasını istedik. Güvenlik sektörü


alt yapısından gelmeyen bir yönetim yapısının bu hizmeti olumsuz etkileyeceğini düşündüğümüz için, farklı ortaklıklar içerisine girmedik. Tüm imkânlarımızı kullanarak kendi kontrolümüzde bir şirket kurmaya çalıştık. Kuruluşumuzun ikinci yılında, denetim sonrası tespit ettiğimiz eksiklikleri giderebilmenin önemli bir unsuru olan ASSA Güvenlik Eğitim Kurumu’nu da İçişleri Bakanlığı onayıyla bünyemize kattık. Hizmet verdiği kuruluşların güvenlik hizmeti kalitesini artırmayı amaçlayan, butik bir şirket olmayı hedefledik. En önemli gurur kaynaklarımızdan biri, hizmet verdiğimiz hiçbir kuruluşun sözleşmesini sonlandırmaması ve hizmet verdiğimiz kuruluşların sayılarının artarak devam etmesidir. Personeliniz kaç kişiden oluşuyor? Nasıl bir yapılanmanız var? Tam zamanlı ve proje bazlı çalışan yaklaşık 22 personelimiz var. Her denetimi üç kişiyle yapıyoruz: Emekli kolluk kuvveti mensubu arkadaşımız, işin teknik ve raporlama kısmını üstlenen üniversite mezunu arkadaşımız, bir de her denetimde değişen “drill” (sızma) personeli olarak görevlendirdiğimiz yarı zamanlı personelimizle hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Dış denetim nedir, bilgi verebilir misiniz? “Kapıda güvenlik görevlisi varsa bir şey olmaz” diye düşünülüyor, ta ki olana kadar... Aslında en doğrusu, yanlışı önceden tespit edebilmek ve zamanında tedbir alabilmektir. Dış denetimi bu şekilde tarif edebiliriz. Önceleri kendimizi ve hizmetimizi tanıtabilmek için çok uğraştık. Ancak hizmetimizin katkısı anlaşılmaya başlandıktan sonra bizi aramaya ve

“Biz de bu hizmeti istiyoruz” demeye başladılar. Bu da bizi mutlu ediyor. Hizmetimiz, güvenlik hizmetlerinin kalitesini ve seviyesini üçüncü bir göz olarak test etmek. Hizmet kalite seviyesi testi için farklı denetim türlerimiz var: haberli ve habersiz denetim, test/sızma denetimi ve karma denetim. Bir güvenlik yapısının üç ayağı olmalıdır: İlki yaptığınız işten ve işi yaptığınız yerden kaynaklanan riskin kabul edilebilir seviyeye düşürülmesidir. Biz buna “konjonktürel risk” diyoruz. Güvenlik hizmeti, işletmede rahatsızlık yaratmayacak, işletmenin kabul edebileceği uygulamalarla riskin kabul edilebilir seviyeye düşürülmesine yönelik olmalıdır. İkinci ayağı, güvenlik yapısının yasal gereklilikleri karşılıyor olmasıdır. 5188 sayılı kanunun cezai yaptırımları ağırdır. Valilik denetiminde bir eksiklik ortaya çıkarsa ceza alırsınız. Dolayısıyla eksiklikleri valilik denetlemeden önce sizin görmeniz gerekir. Üçüncü ayağı ise, müşterinin güvenlik hizmetinden beklentisinin yasal mevzuata uygun olarak

karşılanmasıdır. Örneğin bir alışveriş merkezinde müşteriniz, güvenlik personelinin devriye sırasında gördüğü açık su vanasını işletmeye bildirmesi istiyor olabilir. Bu tür isteklerin güvenlik görevlilerinin talimatına eklenmesi gerekir. Eklenmemişse, bu istek “uygulanıyor değildir”. Bu da güvenlik hizmetinin verimini düşüren bir unsurdur. Güvenlik hizmeti bu üç ayak üzerine oturuyorsa etkindir. Bu kapsamda dört tip denetim uyguluyoruz. Planlı–Haberli Denetim: Güvenlik sisteminin ekipman, eğitim, prosedür ve personel uygulamaları açısından güvenlik yöneticileriyle beraber incelenmesidir. Güvenlik personelinin yeterlilik ve riski karşılama oranı, her bir projenin özelliğine göre oluşturulmuş denetleme formu doğrultusunda nümerik olarak değerlendirildiği bir denetimdir. Plansız-Habersiz Denetim: Güvenlik sisteminin ekipman, eğitim, prosedür ve personel uygulamaları açısından güvenlik yöneticileri olmadan incelenmesidir. Makul bir süre önce haber vermek suretiyle, o anda görevli bulunan yöneticiler veya sorumlularla birlikte, güvenlik sisteminin algılama, bilgi ve uygulama yönüyle belli bir program dahilinde, denetleme formuna uygun olarak değerlendirilmesidir. Drill (Sızma) Denetimi: Güvenlik sisteminin yeterlilik, etkinlik; güvenlik görevlilerininse görev farkındalığı, bilgi ve görev hassasiyeti yönüyle değerlendirilmesi amacıyla yapılır. Görevlilerin seviyesinin ölçülmesine yönelik, hassasiyet arttıran, görev başı eğitimi neticesini de doğuran senaryolu test denetimleridir. Karma Denetim: Özellikle az sayıda güvenlik personelinin görev yaptığı alanlar için geliştirdiğimiz, sızma ve

25


Tepe'den | Denetim Süreçleri habersiz denetimin ortak uygulandığı, işletme yapısındaki güvenliği olumsuz etkileyen hususların incelendiği bir denetim türüdür. Müşteri profilinizden bahsedebilir misiniz? Çok farklı profilde kuruluşlara hizmet veriyoruz. Tepe Güvenlik’in bağımsız dış denetim firmasıyız. Bunun dışında Bilkent Üniversitesi, İDO A.Ş., İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş., Maslak Sheraton Otel, Yapı Kredi Sigorta, LC Waikiki, Plato Meslek Yüksekokulu, Rixos Otelcilik Grubu, HSBC Bank, Petrol Ofisi Genel Müdürlüğü ve CNR EXPO Holding olmak üzere değişik hizmet alanlarında faaliyet gösteren kuruluşlara hizmet veriyoruz. TEPE Güvenlik ile çalışma sisteminizi anlatabilir misiniz? Çalışma rutinimizi belirleyen Tepe Savunma ve Güvenlik Genel Müdürlüğü’nün istekleridir. Tepe

26

Aralık 2013

Güvenlik, bize ay içinde nerelerin denetlenmesi gerektiğini bildirir. Bu doğrultuda aylık denetim programları yaparız ve denetim ekiplerimizi organize ederiz. Denetimlerimiz bu noktadan sonra gün ve saat olarak tamamen Tepe Güvenlik yöneticilerinden habersiz icra edilir. Tepe Güvenlik’in Türkiye genelinde hizmet verdiği tüm şirketler düşünüldüğünde, ayda en az 20 denetimimiz olur. Denetimlerimizi gerçekleştirdikten sonra, üç gün içinde raporlarımızı hazırlar ve e-posta ile ilgili kişilere iletiriz. Ay sonunda hazırladığımız kitapçıklara, görsel raporlamalarımızı kaydettiğimiz CD’leri de ekleyerek Tepe Güvenlik’e sunarız. Denetim ekibinizi oluştururken nelere dikkat ediyorsunuz? Kişinin gördüğünü anlayabilmesi, anladığını anlatabilmesi ve yazıya dökebilmesi önemli. Raporu okuyan kişi, anlatılanları yaşayabilmeli.

Bu nedenle algılama yetisi güçlü arkadaşlarla çalışmaya özen gösteriyoruz. Ekip arkadaşlarımız öncelikle teknolojiyi çok iyi kullanabilmeli, yabancı dili olmalı, güvenlik uygulamalarını çok iyi bilmeli. En önemlisi de, güvenlik alt yapısı olan ve denetim yaptığı konuda tecrübeli kişilerle çalışmak. ASSA Güvenlik Eğitim Kurumu olarak ne tür eğitimler veriyorsunuz? Eğitimlerimizin biri rutin, 5188 sayılı kanunun öğretildiği eğitim. Bunun yanında kaliteyi artırıcı eğitim modülleri de hazırladık. Hizmet verdiğimiz sektörlerin eğitim ihtiyaçlarına yönelik modüller oluşturuyoruz. AVM güvenliğini etkinleştirme, üniversite güvenliğini etkinleştirme, havalimanı güvenliğini etkinleştirme eğitimleri gibi... Örneğin: AVM’de görev yapan güvenlik personeli ve amiri, otogazlı bir aracın neden otoparka alınmaması gerektiğini bilmeli ve sorulduğunda anlatabilmeli. Etkinleştirme eğitimleri, bu bağlamda ilgili kanun ve mevzuatların personele aktarılmasını da kapsıyor. Bir de uygulama eğitimlerimiz var. X-ray cihazında daha önce bomba düzeneği görmemiş bir güvenlik görevlisinin, böyle bir maddeyi tespit etmesini bekleyemezsiniz. Dolayısıyla önce nasıl göründüğünü göstermek ve eğitmek gerekir. Bu eğitimler için hazırladığımız, X-ray cihazında gerçeğine uygun görüntü veren ama tehlike teşkil etmeyen, farklı görünüş ve tipte çeşitli “simule” düzeneklerimiz var. Bu eğitim materyalini x-ray cihazlarında güvenlik personeline gösteriyor ve farkındalıklarını artırmayı amaçlıyoruz.


Tepe'den Haberler

“Takım Ruhu” Abant’taydı eden oyunlarda yerini planlamaya, birbirini dinlemeye, görev paylaşımına, ekip olmanın bilincine ve etkin bir lider seçimine bıraktı. Oyunlar sonunda en fazla puanı toplayan ilk 3 takım kupa almaya hak kazandı: Mavi Takım birinci, Gri Takım ikinci, Turuncu Takım ise üçüncü oldu. Tepe Savunma ve Güvenlik’in eğitim uygulamaları çerçevesinde düzenlenen “Takım Ruhu” konulu açık hava eğitimi 7-8 Eylül’de Bolu Abant Otel’de gerçekleşti. Üst yönetim, idari ve operasyonel birim çalışanlarıyla birlikte 120 kişinin katıldığı “Takım Ruhu” eğitiminin ana eksenini takım oyunları oluşturdu.

Kurtarma operasyonu, sessiz opera, piramit, virüs operasyonu ve orienteering gibi takım oyunları, katılımcıların işbirliği içerisinde çalışmalarını ve kişilerin kendi farklılıklarını yaşayarak görmelerini sağlama amacıyla seçildi. Katılımcılar ilk gün 6 takıma ayrıldı. Takımların ilk oyunlarda yaşadığı hafif belirsizlik, takip

Takım oyunlarının ardından, farklı kişisel özellikler ve iş yapış biçimleri takımın hedefleri doğrultusunda organize edildiğinde; işlevsel ve avantajlı olabileceği kararına varıldı. Liderin önemi, gruptaki bireylerin fikirlerini demokratik bir şekilde belirtmesi ve karşıdaki kişiyi dinlemenin önemi anlaşıldı.

Tofaş "Altın Fabrika" seviyesine yükseldi Tofaş’ın Bursa’daki Fabrikası, 175 Fiat-Chrysler Grup fabrikası ve grubun 350 tedarikçisinin fabrikalarında uygulanan WCM– Dünya Klasında Üretim Programı kapsamında 13-15 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen denetim sonucunda “Altın Seviye”ye ulaşarak başarısını taçlandırdı. Endüstriyel alandaki standartları dünya klasına yükseltmek amacıyla 2006’da

faaliyete geçirilen programın ilk yıllarında “En Hızlı İlerleyen Fabrika” ödülünü alan Tofaş, 2009’da ise Gümüş Seviye’ye ulaşan ilk Fiat fabrikası olmuştu. Programa başladığı 2006’dan bu yana, üretim standartlarını sürekli yükseltmeye odaklanan Tofaş, WCM programıyla iş kazalarını yüzde 97, dış kalite göstergesini

yüzde 68, üretkenliğini yüzde 35, makine arızalarını ise yüzde 75 oranında iyileştirdi. Denetleme sürecinde fabrikanın fiziki güvenlik, refakat, trafik düzeni konularında çözüm ortağı olan Tepe Savunma ve Güvenlik’e titiz, hızlı ve özverili çalışmaları için teşekkür eden Tofaş İnsan Kaynakları Direktörlüğü Fiziki Güvenlik Sorumlusu Ersin Akköseler, “Tofaş’ta uzun yıllardır görev yapan saha ve yönetim kadrosunun, alınan başarıda katkılarının çok değerli ve büyük olduğunu” sözlerine ekledi.

27


Gezgin

Palandöken’de kesintisiz kayak keyfi

Erzurum‘un güneyinde yer alan Palandöken kayak merkezinde sezon Aralık’tan Mayıs’a dek sürüyor ve mevsim boyunca “toz kar” üzerinde kayak keyfi sunuyor. Erzurum’un güneyinde yer alan 3185 metre rakımlı Palandöken, Türkiye’nin en iyi kayak merkezlerinden birini barındırıyor. Yılda en az 150 gün karla kaplı Palandöken’deki kar tabakası uzun bir süre “toz kar” özelliğini koruyor. Kalabalık kayak merkezlerinden farklı olarak, Palandöken’de doğayla uzun saatler başbaşa kalabiliyor, sakinliğin keyfini kayarak çıkarabiliyorsunuz.

28

Aralık 2013

Sadece bu nedenlerle bile Palandöken’e “kayakçıların cenneti” demek abartılı olmaz. Toplam pist sayısı 23 olan dağda her seviyede kayakçı için pist seçeneği var. Kayak merkezinde ayrıca, uluslararası standartlarda, slalom ve büyük slalom yarışları için tescilli iki pist de bulunuyor: Ejder ve Kapıkaya. Toplam uzunluğu 28 kilometre olan

pistler, 2100 metre ile zirve arasında yer alıyor. Başlangıç yeriyle varış noktası arasındaki yükseklik farkı ise 1100 metre.

En uzun Ejder burada

10 kilometrelik kesintisiz uzunluğa sahip Ejder Pisti, Türkiye’nin en uzun, dünyanın ise sayılı büyük pistlerinden biri. Palandöken’i rakiplerinden ayıran en önemli özelliği de bu. Kayak merkezinde, 5 telesiyej (4500 kişi kapasiteli), 1 teleski (300 kişi kapasiteli), 2 baby lift (1800 kapasiteli), 1 adet gondol lift (1500


kişi kapasiteli) hizmet veriyor. Çeşitli kategorilerde kayak ve snowboard yarışmaları ile kar festivallerine evsahipliği yapan Palandöken kayak merkezinde dileyen kayak malzemesini kiralayabiliyor. Yeni başlayanlar için kayak dersi olanağı da mevcut. Tur kayağını tercih edenler için de Palandöken’de farklı parkur seçenekleri var. Uzun bir rota yapmak isteyenler, kayak merkezinin solundaki tepenin sağından geçerek yaklaşık iki üç saatlik bir tırmanışla sırta çıkabilir. Sırtı takip ederek Ejder Tepe’ye ulaşanlar buradan kayarak aşağıya inebilir. Elbette rüzgâr için gerekli önlemleri alarak...

Palanları döken dağ

Palandöken’e adını veren “palan”, eşek semeri anlamını taşıyor. Eşeklerin palanına vurulan heybelerin dağın dik yollarında devrilmesine, dökülmesine gönderme yapan bu isim, Palandöken’in heybetini de vurguluyor.

Dağdaki kar kalınlığı mevsimine göre yer yer 2 metreyi bulabiliyor. Kayak merkezlerinin bulunduğu dağlık

gidip kayak yapmak mümkün. Havaalanına yakın olması da çok büyük bir avantaj. Uçak, otobüs ya da trenden indikten sonra yaklaşık yarım saat içinde pist ve otellere ulaşabiliyorsunuz. Palandöken yolu en sert hava koşullarında bile her zaman ulaşıma açık.

Erzurum’a da uğrayın

alanlar çok fazla çığ riski taşımıyor. Ancak Palandöken’de bazı bölgelerin ciddi çığ riski taşıması nedeniyle, kayak yaparken pistlerin dışına çıkılmaması öneriliyor. Kayak merkezi çevresinde farklı standartlara sahip otellerin yanı sıra kayak evi, günübirlik tesisler ve lokantalar bulunuyor. Ayrıca kente sadece 10 kilometre uzaklıkta olduğu için, Erzurum’da konaklayarak da gün içinde dağa

Dağa kayak için gidenler bir günlerini Erzurum’a ayırmalı: Çifte Minare, kümbetler, Yakutiye Medresesi, Taşhan ve Erzurum Kalesi, oltu taşıyla yapılan dekoratif objeleriyle ünlü Kapalı Çarşı, eski Erzurum evleri görülmesi gereken tarihi değerler arasında. Müze gezmekten hoşlananlar, Erzurum Arkeoloji Müzesi, Türk İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi ile Atatürk Evi Müzesi’ni de görmeli. Bu geziyi kış aylarında yapacakların, Erzurum’un ünlü soğuğunu hatırlayıp çok sıkı giyinmesinde fayda var.

Odun ateşinde cağ kebabı

Erzurum’un meşhur cağ kebabı, cağ döneri ve yatık döner isimleriyle de biliniyor. “Cağ” adı verilen şişlerle servis edilen kebap, adını da bu şişlerden alıyor. Önceden terbiye edilmiş keçi ya da kuzu etinin yatık bir şişe geçirilerek odun ateşinde pişirilmesiyle hazırlanan kebabın servisi, yöreye özgü lavaş ekmeğiyle beraber yapılıyor.

29


Güvenli Adrenalin

Kayak: Hızlı ve sağlıklı Kayak ekipmanı almadan önce seviyenize, tercih ettiğiniz stile ve bütçenize göre mutlaka bir uzmana danışmanız gerekiyor. Bu üçünü tanımladıktan sonra adrenalin dolu bu spora hazırsınız demektir. 30

Aralık 2013

En eski sporlardan biri olan kayağa gönül verenler çok fazla. Her yaştan insana hitap eden kayak, doğayla iç içe yapılan bir spor. Dolayısıyla verdiği adrenaline huzur ve sağlığı da katıyor. Tarihi 5 bin yıl öncesine giden kayak, bir ulaşım biçimi olarak ortaya çıkar. Karda batmamak amacıyla kullanılan ilk kayak ekipmanları, ağaç gövde ve dallarından elde edilir. Zaman içinde tabanlarına katran ve deri kaplanmasıyla daha kullanışlı hale gelen bu malzemeler, ilk kayak

yarışlarının düzenlendiği 19. yüzyıla dek büyük gelişme gösterir. Ülkemizde, özellikle zorlu kış koşullarının yaşandığı Doğu Anadolu'da ulaşım amacıyla çok eskiden beri kayaktan yararlanılıyor. 1914’te, Kafkas cephesine kayakçı er yetiştirmek üzere Erzurum’da açılan kurslarda 30 kayakçı yetiştirilir. Bu kayaklar Haliç’te bir marangoz atölyesinde yapılır. 1933’te ise bir grup öğretmen Uludağ’da kayak yaparak sporun ülkemizde yayılmasında öncü olur.


Kişiye özel malzemeler

Kayak sporu günümüzde, temelde iki farklı disiplin altında uygulanıyor: uzun kayak yarışlarında kullanılan “kuzey disiplini” ve yamaçlardan hızlı bir şekilde inilerek yapılan “Alp disiplini”. Kuzey disiplininde, ayak topukları serbest bırakılarak sadece burun kısımları kayağa bağlanıyor. Alp disiplininde ise ayaklar, bilekle birlikte kayağa sabitleniyor. Kayak malzemelerinin günümüzde geldiği nokta ise bambaşka bir teknolojik evrime işaret ediyor. Gelişen teknoloji malzeme ve tasarımı etkilese de, kayak ekipmanlarının temelini kayakbağlama-ayakkabı üçlüsü oluşturuyor. Kayak bağlamaları: Güvenlik açısından hayli önem teşkil eden bağlama sistemi, kayak sakatlanmalarını en aza indiriyor. En ideal kayak bağlamasını seçmek için kilonuzu ve kayak seviyenizi iyi belirlemeniz gerekiyor. Kayak bağlaması kayış performansını değiştirmez fakat en tehlikeli anlarda sizi sakatlıklardan korur.

Batonlar: Kullanıldığı disipline göre farklı misyonlar üstlenen batonlar en başta dengeyi sağlayarak sabit durmanızı ve dönüşleri en iyi şekilde yapmanızı sağlıyor. Batonlar, düşme sonrası kaybolmaması için tepe kısmından bir kayışla sporcunun bileğine bağlanıyor. Gözlük ve eldivenler: Gözünüzü kardan yansıyan güneş ışınlarından koruyacak iyi bir ultraviyole gözlük ve elinizi soğuktan koruyacak bir eldiven kayak sporunun olmazsa olmaz aksesuvarları. Kötü eldiven seçimi ellerinizin üşümesine

ve kontrolü kaybetmenize sebep olabilir. Kötü bir gözlük ise zamanla buhar yaparak sakatlanmalara yol açabilir. Diğer aksesuarlar: Özel kumaşlardan üretilen kayak kıyafetleri ve içlikler de rahat bir kayak keyfi için şart. Kötü bir mont, tulum veya pantolon seçimi esnekliğinizi kaybetmenize yol açarak keyfinizi düşürebilir.

Kayak ayakkabıları: Ekipmanın en önemli parçası olan kayak ayakkabısını alırken çok dikkatli seçim yapmak gerekiyor. Ayakkabı alırken kayak sürüş tarzınız başta olmak üzere ayağınızın rahatlığına da dikkat etmeniz gerekiyor. Zira yanlış ayakkabı ayak sağlığınızı kötü etkiler ve rahat kaymanıza engel olabilir.

31


Sokaktan Manzaralar

Bankada kendinizi güvende hissediyor musunuz? Farklı meslek gruplarından insanlara, “Bankada kendinizi güvende hissediyor musunuz?” diye sorduk. Çoğunluk bankalarda kendini güvende hissetmiyor ve güvenlik görevlilerini sayıca az buluyor. Oysa uzmanımızın görüşü tam tersi yönde. Tek görevli koruyor

Güvende hissediyorum

Adı-Soyadı: Hakan Yıldız Yaşı: 30 Mesleği: Makine mühendisi

Adı-Soyadı: Aydan Berberoğlu Yaşı: 26 Mesleği: Okulöncesi öğretmeni

Evet güvende hissediyorum ama ya fatura yatırıyorum ya da küçük miktarlarda para işlemleri yapıyorum. Daha ciddi işlemler yapsaydım tedirgin olabilirdim. Hırsızların ya da kötü niyetli insanların nerede ne zaman ne yapacakları belli olmuyor. Üstelik bankaları yalnızca tek güvenlik görevlisi koruyor.

Evet, güvende hissediyorum. Bankalar genelde çok işlek ve güvenli yerlerde oluyorlar. Güvenliğin iyi bir şekilde sağlandığını düşünüyorum. Her ne kadar soygun haberleri ya da filmleri izlesek de, bankadayken bu tür şeyler aklıma gelmiyor. Yine de birkaç güvenlik memuru fena olmaz tabii.

Hissetmiyorum, çünkü görevlilerle diyalog kuramıyorum. Güven vereceklerine daha çok soğutuyorlar. Daha ılımlı davranmaları, daha rahat hissetmemizi sağlamaları gerekir. Gerisi zaten gelir... Riskin olduğu bir yerde, bir de çalışanlar tarafından güven sağlanamaması iyice tedirginlik verici.

O güveni hissedemedim

Soyguna elverişli yerler

Uzman görüşü

Adı-Soyadı: Nevriye Yılmaz Yaşı: 36 Mesleği: Ön muhasebeci

Adı-Soyadı:

Güvenmiyorum sanırım. Çünkü bankaya her girişimde hâlâ paramı koruma telaşındayım, gişeden çağrılana kadar cüzdanımda tutuyorum. Neden böyle bilmiyorum ama o güveni hiç hissedemedim. İki üç farklı bankayla işim oluyor ve bu his hep aynı. Daha fazla güvenlik görevlisiyle bunu giderebilirler belki.

32

Aralık 2013

Emir Karanki

Yaşı: 27 Mesleği: Biyolog Güvenmiyorum kesinlikle. Önemli işlerin yapıldığı ve yüklü miktarda paranın bulunduğu bir yeri sadece bir ya da iki güvenlik görevlisi ne kadar koruyabilir ki? Soyguna ya da benzeri panik durumlarına çok elverişli yerler... Tedirgin olmamak elde değil. Müşterileri daha rahat hissettirebilirler. Mesela daha fazla güvenlik görevlisi bulunabilir.

Görevlilerle diyalog kuramıyorum Adı-Soyadı: Oğuz Saltık

Yaşı: 23 Mesleği: Kuyumcu

Gelişen güvenlik teknolojileri ve eğitimli güvenlik personeli tarafından uygulanan güvenlik tedbirleri sayesinde, banka merkezleri ve şubeleri en güvenilir iş alanlarıdır. Hem kendi iç güvenlik sistemleri, hem dışarıdan aldıkları güvenlik hizmetleriyle bankalar, kasa yapılarından, bilgi güvenliğine kadar profesyonel anlamda korunan kurumlardır. Güvenlik personelinin yanı sıra tüm banka personeli, acil durumlar ve güvenlik konusunda eğitim almaktadır. Banka şubelerinde tüm işlemlerinizi gönül rahatlığıyla gerçekleştirebilirsiniz.


444 15 98



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.