Konfeksiyon Teknik

Page 1






INDEX KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

4

17 yıldır birlikteyiz / We are together with you for 17 years

AĞUSTOS / AUGUST 2011 YIL / YEAR : 17 SAYI / ISSUE : 203

GRUP BAŞKANI Group Chairman H. Ferruh IŞIK

ADRES Head Of fice İhlas Medya Center 29 Ekim Caddesi No: 23 P.K. 34197 Yenibosna İSTANBUL / TURKEY Tel : +90 212 454 25 00 Fax : +90 212 454 25 55 web : www.konfeksiyonteknik.com.tr e-mail : img@img.com.tr

İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SAN. TİC. A.Ş. adına sahibi SORUMLU GENEL YAYIN MÜDÜRÜ Editor-in-Chief Mehmet SÖZTUTAN msoztutan@img.com.tr

YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ News Editor Ali ERDEM aerdem@img.com.tr YAYIN KURULU BAŞKANI Editorial Board Chief Prof. Dr. Cevza Candan YAYIN KURULU Editorial Board Prof. Dr. Bülent Özipek Prof. Dr. H. Rıfat Alpay Prof. Dr. Yalçın Bozkurt Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş Prof. Dr. W. Oxenham Prof. Dr. Emel Önder Prof. Dr. Yusuf Ulcay Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner SÜREKLİ YAZARLAR Permanent Columnists Prof. Dr. İsmail KAYA Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN Ekrem Hayri PEKER

BİLGİ / Information: Yazı İşleri: Konfeksiyon Teknik Dergisi hakemli dergi olup, bu dergiye yazar veya yazarları tarafından başka bir dergide yayınlanmadığı beyanıyla birlikte gönderilen her yazı, ilgili kurul üyesi tarafından incelenerek bu üyenin olumlu görüşü üzerine yayımlanır. Tüm makale ve haberler elektronik posta ve CD ile gönderilebilir. Bilgi: Konfeksiyon Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.


AKMAZ ....................................... 25 ALBA MAKİNA ........................ 12-13 ATAK MAKİNA ........................ 30-31 ATAK MAKİNA ............................. 47 ATN............................................ 55 CNR-CPI...................................... 49 CNR-TEXBRIDGE ......................... 51 CNR-WEDDING .......................... 61 CREDO......................................Ö.K DEĞİRMEN ................................. 45 GLENGO .................................... 19 İHLAS KOLEJİ .............................. 65 İSTANBUL DİKİŞ .......................... 33 JIAM ........................................... 23 KEÇOĞLU .......................... Ö.K.İ - 1 KILIÇOĞLU ................................. 27 MALKAN .................................... 2-3 MERCAN ................................... 41 NEHİR MAKİNA .......................... A.K ÖZBİLİM ....................................... 7 ÖZER MAKİNA ....................... 36-37 SANKO ....................................... 39 SİLTER ........................................ 21 TETAŞ ......................................... 15 TÜRKİYE GAZETESİ ...................... 57 UĞUR MAKİNA ............................. 9

INDEX

REKLAM İNDEKSİ ADVERTISEMENT

REKLAM MÜDÜRÜ Advertisement Manager Yılmaz ÖZKAN yozkan@img.com.tr

GRAFİK & TASARIM Graphics & Design Hakan SÖZTUTAN hsoztutan@img.com.tr

DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ Foreign Relations Manager Yusuf OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr

BASKI Printed By İHLAS Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna - İstanbul Tel: +90 212 454 35 08 MUHASEBE MÜDÜRÜ Chief Accountant Mustafa AKTAŞ maktas@img.com.tr ABONE VE DAĞITIM Subscription and Circulation Manager İsmail ÖZÇELİK ismail.ozcelik@img.com.tr

BÖLGE TEMSİLCİLİKLERİ BURSA Ömer Faruk GÖRÜN Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81 KONYA Metin DEMİR Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74 Advertising Representatives TAIWAN: Taiwan Bright Co. Ltd. Mr. Vincent Lee Tel: 88 622 755 79 01 Fax: 88 622 755 79 00 vincent@mail.taiwanbright.com.tw JAPAN: Echo Japan Corporation Mr. Ted Asoshina Tel: 8 133 263 50 65 Fax: 8 133 234 20 64 echoj@bonanet.or.jp KOREA: Jes Media Int. Mr. Young Seoah Chinn Tel: 8224813411 Fax: 8224813414 jesmedia@unitel.co.kr

İMG: Konfeksiyon Teknik, Türkiye’de sektörel yayıncılığı başlatan ve bu alanda 27 yıldır öncülüğünü sürdüren İletişim Magazin Gazetecilik’in (İMG) yayınıdır. Türkçe ve İngilizce dillerinde yayın yapan 20 dergisiyle İMG’nin ürünleri büyük bir okuyucu kitlesince takip edilmektedir. Genç ve profesyonel kadroların dinamizmiyle giderek büyüyen İMG, Uluslararası, Sektör ve Aktüel olarak 3 ana başlık altında yayıncılık yapmaktadır. Konfeksiyon Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik Basım Tanıtım Tic. A.Ş.’ye aittir. Ayda bir yayınlanır. Konfeksiyon Teknik is published monthly. Adver tisements responsibilities published in our maga zine per tain to adver tisers.

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

5


Cari açık meselesinde kalıcı önlemler

Kamu ihalelerinde Türkiye’de üretilen mal ve hizmete ‘kısmi’ olarak uygulanan pozitif ayrımcılık ‘zorunlu’ hale geliyor. Bakan Çağlayan, “Türk malı, yabancının yüzde 15 üzerinde olsa bile iç üretim tercih edilecek. Bu ‘Türk üretimi’ diye yüzde 15 pahalı alacağız anlamına gelmiyor ama birçok ülkenin kullandığı bu hakkı biz de kullanacağız” dedi. Dış ticaret ve cari açığı azaltmak için yapılacaklara gelince... Çağlayan’ın anlattıklarına göre formülün iki önemli ayağı var; İlki ithalat patladıysa ithal edilen mamulleri Türkiye’de üretmek. İkincisi milyarlarca dolarlık ihracat yapılabilecekken önünden bile geçilmeyen ülkelere satılabilecek ürünleri tespit edip buralara ihracat yapmak. Türkiye’nin fiziki ve fiili imkansızlık nedeniyle dışardan alması gereken ürünler bulunuyor. Bu sektörlerde Ar-Ge destek-

EDİTÖR

lerini biraz da yoğunlaştırarak bunların Türkiye’de

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

6

üretilmesini sağlamak gerekiyor. Bu sektörlerde dışa bağımlılığı azaltacağız diyen Çağlayan, dışa bağımlılık, cari açık bizim kaderimiz değil. Bu çalışmalarla bunları ortadan kaldıracağız. Dışarıdan ALİ ERDEM

Yazı İşleri Müdürü News Editor

aldığımız ürünleri Türkiye’de üretmeyi sağlayacak yeni bir mekanizma üzerinde çalışıyoruz dedi. “Promosyon Ajansı ile birlikte yatırımcı avına çıkıyoruz” diyen Çağlayan, en önemli silahın da; devlet yardımları ve yeniden düzenlenecek bölgesel ve proje bazlı teşvikler olacağını belirtiyor. Anlaşılan cari açıkta sorun belirlenmiş artık yapılması gereken “nokta atış” yapılarak yatırımcı avlamak olacak. Konunun ikinci ayağı ise ihracatın artırılması. Bunun için ‘Asla rekabet edilemez’ denilen Çin ve Hindistan’ı adres gösteriyor. İddiası, iki ülkede rekabet avantajımızın olacağı birçok ürün olduğu yönünde... Çağlayan 73 ülke bin 243 ürün grubunda yapılan araştırmayla sadece Çin’de değil Kanada, ABD gibi birçok ülkeye ihracatın katlanarak artıralabileceğini söylüyor. Öte yandan Çağlayan’a “Otomobil motorlarını burada üretmeleri için mi yatırıma mı davet edeceğiz yoksa kendi motorumuzu mu yapacağız” diye soruldu. Yanıtı şu oldu: “Otomobil şirketleri lisanslı motorlarını getiriyor burada monte ediyor. Yani onlar üretiyor ama biz hamallığını yapıyoruz. Motorları Türkiye’de üretmeleri için konuşacağız. Ardından niye kendi motorumuzu yapmayalım?”



PANORAMA

liksiz işçilere iş olanağı sağlayan sektör, kadın iş gücünün en fazla (sektörde çalışan sigortalıların yüzde 37’si kadın) çalıştığı alan durumunda. Sektörde talebe bağlı olarak esnek üretim yapılması çalışma koşullarını olumsuz etkilerken, sektörde çalışan sayısının 3 milyondan fazla olduğundan söz ediliyor. Kayıt dışılığın çok yaygın olduğu sektörde, gerçek çalışan işçi sayısının 3 milyon olduğundan söz ediliyor. Küresel rekabetin baskısı altındaki sektörde, düşük maliyet, yüksek kalite ve verimlilik sağlamaya yönelik çaba harcanıyor.

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

8

Hazır giyim sektöründe denetim sıklaştırılıyor Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, kadın işçilerin yoğun olarak çalıştığı hazır giyim sektöründe çalışma koşullarının iyileştirilmesi için işverenlerin kapısını çalacak. Alınan bilgilere göre, İş Teftiş Kurulu Başkanlığı, yıl sonuna kadar Ankara, İzmir, Bursa Grup Başkanlıkları aracılığıyla bu iller başta olmak üzere çevre illerde, Hazır Giyim Sektöründe Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi Projesi uygulayacak. Teftiş için hazır giyim sektörünün seçilmesinde, sektörün çalışma koşulları açısından sorunlu olması ve gelen şikayetlerin fazlalığı etkili oldu. Hazır giyim sektöründe yapılacak teftişlerde, sektördeki risklerden en fazla etkilenen çalışan grubu olan kadınlara odaklanılacak. Sektöre yönelik ön değerlendirmelere göre, hazır giyimde emek yoğun imalat yapılıyor. Nite-

KAYIT DIŞININ ÖN PLANA ÇIKTIĞI SEKTÖR Ön değerlendirmeye göre, sektörde çalışma mevzuatı açısından bulunan sorunlar ise şöyle: Uzun çalışma sürelerinin uygulanması, ara dinlenmeleri, gece çalışmaları, vardiyalı çalışmalarda mevzuata tam uyulmaması, Hafta tatili, genel tatil, yıllık izin haklarının mevzuata uygun olarak kullandırılmaması, Asgari ücretin altında ödeme yapılması, ücretlerin geç ödenmesi, fazla çalışma ücretlerinin, hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi, Kadın işçilere yönelik özel düzenlemelerin uygulanmasında, periyodik kontrollere olanak tanınmaması, doğum izni, süt izni verilmemesi, emzirme odası, çocuk bakım yurdu sağlanmaması, Eşit işlem yapma yükümlülüğüne karşın cinsiyet ayrımcılığı, ücrette adaletsizlik, kadınlara daha düşük ücret verilmesi, Kayıt dışı istihdam olarak sıralanıyor. Hazır giyim sektöründe yapılacak teftiş, kadınlara yönelik özel bir proje olmasının yanı sıra, mobbing (psikolojik yıldırma) açısında da bir ilk olacak. Teftişlerde, iş yerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesine İlişkin 2011/2 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin yayımlanmasının ardından, Türkiye’de ilk kez kapsamlı bir mobbing denetimi gerçekleştirilecek. Teftişten çıkacak sonuçlar, Türkiye’de yeni gündeme gelen mobbing konusunda bundan sonra atılacak adımlar için ışık tutacak. TEFTİŞLER İKİ AŞAMALI YÜRÜTÜLECEK Teftişler iki aşamalı yapılacak. İlk aşamada, iş yerinde var olan sorunlar tespit edilecek, çözüm yolları işbirliği ile ortaya konulacak, aksaklıkların giderilmesi için işverene süre verilecek. İkinci aşamada ise iş yerinde ilk teftişte tespit edilen eksikliklerin giderilmediği kontrol edilecek. Hazır giyim sektörüne yönelik olarak projelendirilen teftişin hedefleri ise şöyle belirlendi: İş yerlerinde mevcut çalışma sürelerinin tespit edilerek, fazla çalışmaların yasal sınırlarda uygulanmasının sağlanması, Dinlenme haklarının tam olarak uygulanmasının sağlanması, Asgari ücretin altındaki ücret uygulamasına son verilmesinin, ücretin zamanında ödenmesinin, fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ücretlerinin ödenmesinin sağlanması, kayıt dışılığın önlenmesi, bu konularda hak kayıplarının önlenmesi, tarafların bilgilendirilmesi, kadın işçilere yönelik özel düzenlemelerin hayata geçirilmesinin sağlanması, eşit işlem yapma yükümlülüğü yönünden tespit, değerlendirme, bilgilendirme yapılması ve aykırı durumların engellenmesi ve mobbing uygulamaları yönünden tespit, değerlendirme ve bilgilendirme yapılması.



PANORAMA KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

10

Kendi markalarının peşindeler Dünya genelinde Victoria Secret, Diesel, Zara, Lacoste, Adidas, Nike, Puma, Pierre Cardin, Tommy Hilfiger gibi markların ürünlerini dokuyarak markaların arkasındaki gizli kahramanlar haline gelen Türk tekstilcisi, fason üretici olmaktan kurtularak kendi markasını oluşturmak istiyor. Denizli Sanayi Odası (DSO) Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci, uzun süredir dünya çapında adını duyuran markaların arkasındaki imzanın Türk tekstilcisine ait olduğunu söyledi. Dünyaya ismini duyuran birçok şirketin, markayı yarattıktan sonra üretim aşamasında Türk tekstilcisini tercih ettiğini belirten Keçeci, şunları söyledi: “Yaşadığımız dünya, marka dün-

yası. Elle McPherson, hamilelik döneminde aldığı kilolardan kurtulur kurtulmaz, çok sevdiği Gucci marka kemer kullanmaya başlıyor. Elle MacPherson, Gucci’den asla vazgeçemeyeceğini söylüyor. Caprice’in giysilerinin hepsi Dolce-Gabbana etiketini taşıyor. Normal vatandaşların ünlülerden pek farkı yok, onlar da markaların yer aldığı kıyafetleri giymeye özen gösteriyor. Böyle olunca da markalar para kazanıyor. Markalar ismini oluşturduktan sonra üretimini devam ettirecek işçiler arıyor. İşçi arayışında güven önemli, eğer isminize leke getirecek bir ürüne imza atarsanız, bir daha güven sağlamak güç. Onun için markalar yetenek avcısı olarak işi


PANORAMA

gerekiyor. Tasarım ve modada adımızı duyuramadığımız müddetçe, uluslararası platformda nitelikli fason üretim merkezi olarak değerlendirilmeye devam edeceğiz. Biz uluslararası alıcıların, moda olan tasarımları satın almaya gelecekleri, moda kümelenmesini tamamlamış bir endüstri olmaya çalışmalıyız. Tekstil üretiminin en küçük birimi olan fason atölyesine varıncaya kadar, tasarım bilincini yerleştirmek için çalışmalıyız. Böylelikle Pakistan’ın Lahor kentiyle değil, İtalya’nın Milano kentiyle eşdeğer niteliğe kavuşmuş olacağız.” Dal, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, İtalya’da Victoria Secret, Diesel Christian Dior, Champion, Calvin Klein, Donna Karan, Esprit, Giorgio Armani, Gucci, Gianni Versace, Lacoste, Laura Ashley, Adidas, Nike, Puma, Pierre Cardin, Tommy Hilfiger, Yves Saint Laurent, Mango, Zara gibi ünlü markaların birçok ürününün Türk tekstilcisinin elinden geçtiğini sözlerine ekledi.

11 KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

doğru yapabilecek ustalar arıyor. Ünlü markaların isimsiz güvenilir ustaları da Türkiye’den çıkıyor.” Türkiye’de çok ünlü marka bulunmadığını ifade eden Keçeci, “Markalarımızı yaratmamız lazım. Ama bu da hemen ‘Hadi marka çıkaralım’ demekle olmuyor. Belli bir birikim, incelik ve farklılık gerekiyor. İyi bir fason üreticisi olduğumuz kesin, yalnız bizi böyleyken kimse tanımaz, bilmez. Acilen adımızı dünyaya duyuracak markalar oluşturmamız lazım. Ünlü markaları inceleyerek, kendi kültürümüzü katarak, yeni markalar çıkarabileceğimize inanıyorum” diye konuştu. Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği (DETGİS) Başkanı İsa Dal ise Türk tekstilinin, ihracatta yüksek nitelikli fason konumunda olduğunu belirterek şunları söyledi: “Baktığımız zaman birçok firmanın havlusunu, bornozunu, bezini dokuyoruz ama çok bilinen markalarımız yok. Biz markların mutfağı konumundayız. Adımızı duyurmak için tasarım ve modada etkin bir hale gelmemiz




PANORAMA KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

14

İthalata ek vergi, yatırımcıyı Türkiye’ye çekiyor Çocuk, genç, kadın ve erkek giyiminde yılda 15 milyon adet mal üreten Sevenhill, üretim ayağını da güçlendiriyor. İstanbul’da fabrikası bulunan Sevenhill, ayrıca Çin, Hindistan ve Bangladeş’te yaptırdığı üretimini Türkiye’ye kaydıracak. Tekstil ve konfeksiyon merkezlerinden Bursa, Düzce veya Bolu’da 100 dönümlük alan üzerinde yeni bir fabrika kuracak. Özbek Tekstil ve Konfeksiyon AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Bektaş Özbek, şirketi 1997 yılında kurduklarını, şu anda 5 çocuğuyla birlikte işi yürüttüğünü ifade ederek, ‘’Yedi tepe anlamına gelen, Sevenhill markasıyla yola çıktık. Hem tüketiciler hem bayiler bizi sevdi. Çok iyi konumdayız’’ dedi. Türkiye genelinde şu anda 71 mağazaları bulunduğunu ve iki üç ay içinde 16 mağaza daha açacaklarını bildiren Özbek, şunları söyledi: ‘’Bizde 3 binin üzerinde model yapılıyor. Hem bayan hem erkek hem de çocuk var. Model çok olunca satış da hızlanıyor. Geçen yılı iyi kapattık, 59 mağazamız vardı. Bu yıl şu ana kadar 12 mağaza açtık. 90 mağaza ile bu yılı kapatacağız. Önümüzdeki yıl 60 mağaza açarak 150 mağazaya tamamlamayı düşünüyoruz. Hedefimiz 300’ün üzerinde mağaza açmak, bu hedefimize üç yıl içinde ulaşmayı düşünüyoruz.’’ Eskiden 200-300 metrekarelik mağaza açarken, artık bin metrekarenin üzerinde mağaza açtıklarına dikkati çeken Özbek, şunları kaydetti: ‘’2011 yılında mağaza yatırımı için 20 milyon liraya yakın bütçe ayırdık. Mağaza büyüdükçe işlerin daha iyi olduğunu gördük. Büyük mağaza açtıkça cirolarımızın arttığını, müşterinin daha rahat dolaşarak aradığı çeşidi bulduğunu görüyoruz. Bundan sonraki hedefimiz bin metrenin üzerinde mağaza açmak. Küçük mağazaları kapatacağız.’’ YÜZDE 50 BÜYÜME HEDEFLİYOR 2010 yılını 135 milyon TL ciroyla kapattıklarını bildiren Bektaş Özbek, bu yıl 50 büyümeyi hedeflediklerini

belirtirken, ‘’Türkiye ekonomisi şu anda fena değil. Bizim satış anlamında büyümemiz çok iyi. Mağaza açarak daha da büyüyeceğiz. Bu yıl inşallah 200-250 milyon TL’ye yakın ciro düşünüyoruz’’ dedi. Cirolarının yüzde 10’unu yurtdışı gelirlerinin oluşturduğunu, bunu büyüteceklerini ifade eden Özbek, yurt dışında bayilik verdiklerini, İsviçre, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Almanya, Rusya, Ukrayna ve Arap ülkeleri olarak 21 ülkede Sevenhill’in 84 bayisi olduğunu anlattı. Özbek, ‘’Her ülkede bayilik sistemi kuruyoruz. Markamızı yurt dışında tanıtmak istiyoruz. Yurtdışında kendi mağazamızı da açacağız. Bir yıl sonra İsviçre’de ilk başlangıcı yapmayı düşünüyoruz. Turqualty programı kapsamında da girişimimiz var’’ dedi. ÜRETİMİ TÜRKİYE’YE TAŞIYACAK Çin’de, Hindistan’da ve Bangladeş’te de üretim yaptırdıklarını anlatan Özbek, devletin 22 Temmuz’da Çin’e yüzde 30, Hindistan’a yüzde 25 ve Bangladeş’e yüzde 22 vergi koyduğunu hatırtarak “Biz eskiden yüzde 40 dışarıda, yüzde 60 Türkiye piyasasında imalat yapıyorduk. Ama şu anda yüzde 90 imalatı Türkiye piyasasında yapmayı düşünüyoruz. Kendi üretimimizi büyütmeyi düşünüyoruz. Hedefimiz yeni bir fabrika yapmak. İstanbul’un biraz dışında 100 dönüm içerisinde, işçinin bol olduğu yerde yapacağız. Tekstil merkezi Bursa, Düzce, Bolu yatırım için uygun. Fabrika yatırımını önümüzdeki yıl düşünüyoruz.’’ Fabrika ve mağazalarında bin 234 kişinin istihdam edildiğini bildiren Özbek, yeni vergi uygulamasıyla istihdam yaratılacağını, ancak birçok Avrupalı firmanın Uzakdoğu’da yaptırdıkları malı vergisiz Türkiye piyasasına sokacağı için rakipleri karşısında şanslarının azalacağını vurguladı. Özbek devletin bu uygulamayı gözden geçirmesi gerektiğini sözlerine ekledi.



PANORAMA

“Türkiye üç büyük hedefine ulaştı”

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

16 Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye’nin 2001 krizinden sonra başarılı bir ekonomik program uyguladığını ve üç hedefine ulaştığını belirtti. Anadolu’da ihracat mayasının tuttuğunu, Anadolu’nun dört bir yanında üretime ve ihracata yönelindiğini aktaran Büyükekşi, Anadolu’nun küresel ekonomiye açıldığını kaydetti. Bunun sonucunda Anadolu’nun ihracatının, istihdamın ve refahın arttığını belirten Büyükekşi, şöyle devam etti: ‘’2023’e giderken dünyada, hedef pazarlarımızda ve ülkemizde oluşacak ekonomik gelişmeleri modelledik. Stratejik hedeflerimizi belirledik ve performans programımızı oluşturduk. Ancak bu çalışmalarımız, sadece makro düzeye yönelik olarak değil.’’ TİM olarak hem firmalar, hem sektörler hem de iller bazında çalışmalar yürüttüklerini, ihracatın tüm bileşenlerini tek tek analiz ettiklerini, her bir bileşen için özel stratejileri hayata geçirdiklerini vurgulayan Büyükekşi, ortak akıl çalışmaları başlattıklarını ve Isparta ile birlikte 5 ilde ortak akıl toplantısı yaptıklarını söyledi.İhracat konusunda belli bir birikimi olan ancak 1 milyar dolar eşiğini geçememiş şehirlere ilk etapta odaklanıldığını dile getiren Büyükekşi, ‘’Amacımız ihracatı ekonomik faaliyetin temel odağı yapmak ve ihracat ile ilgili tüm aktörlerin uyumlanmasına katkıda bulunmak’’ dedi.

‘’TÜRKİYE’Yİ 21. YÜZYILDA BAŞARIYA TAŞIYACAK BİR ANAYASAYA İHTİYAÇ VAR’’ Başarılı bir seçim döneminin geride bırakıldığını ve Türkiye’de yeni bir dönemin başladığını belirten Büyükekşi, ekonomideki istikrarın devamından dolayı geleceğe iyimser baktıklarını bildirdi. Seçim sonrasında yeni bir anayasa yapmak ve ekonomiye odaklanmak niteliğinde iki temel gündemlerinin olduğunu belirten Büyükekşi, şunları söyledi: ‘’Demokrasi yürüyüşümüzü yeni bir anayasa ile taçlandırmamız gerekiyor. Bunun için sivil, insan haklarına saygılı ve özgürlükleri daha da genişleten, tüm Türkiye’yi kucaklayan bir anayasaya acilen ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Çünkü ekonomik gelişme, demokrasi ile at başı giden bir süreçtir. Türkiye’yi 21. yüzyılda başarıya taşıyacak bir anayasaya ihtiyaç var.’’ ‘’ÜÇ HEDEFE ULAŞILDI’’ TİM Başkanı Büyükekşi, 2001 krizinden sonra Türkiye’nin başarılı bir ekonomik program uyguladığını belirterek, ‘’tamirat’’ içeren bir model uygulandığını ifade etti. Bu uygulamayla büyüme, fiyat ve mali istikrarın temin edildiğini kaydeden Büyükekşi, ‘’Türkiye büyük oranda üç hedefe ulaştı, enflasyon yüzde 68’den yüzde 6’ya düştü, milli gelir 3 bin dolardan 10


AVRUPA’NIN İHRACATTAKİ AĞIRLIĞI Krizlerle boğuşan Yunanistan’a ihracatın ilk 6 ayda yüzde 19, İrlanda’ya yüzde 24, Portekiz’e yüzde 5 arttığına işaret eden Büyükekşi, şunları söyledi: ‘’Avrupa kıtası yüzümüzü güldürmeye devam ediyor. Daha önce de defalarca kez ifade ettiğimiz üzere, Avrupa’nın ihracatımızdaki ağırlığı ve önemi her zaman devam edecek. Ortadoğu bölgesinde yaşanan krizin ihracatımıza yansımaları sanıldığı kadar negatif değil. Düşüş yaşadığımız ülkeler var, ancak hız kesmeden ihracatımızın arttığı ülkeler de var. Örneğin ilk 6 ayda Libya’ya ihracatımız yüzde 66, Yemen’e yüzde 31, Cezayir’e yüzde 8, Mısır’a yüzde 7, Suriye’ye ve Ürdün’e yüzde 1 azaldı.’’ Ancak diğer taraftan da Irak’a ihracatın ilk 6 ayda yüzde 38 artış gösterdiğini, miktar olarak bu 6 ülkede yaşanan gerilemeyi sadece Irak’a yapılan ihracattaki artış ile telafi ettiklerini söyleyen Büyükekşi, ihracattaki başarılarının sadece Irak ile sınırlı olmadığını belirtti. Büşükekşi, sonuç olarak Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracatın ilk 6 ayda yüzde 23 artış gösterdiğini bildirdi. Eğer Ortadoğu kriz yaşanmasaydı bu bölgelere ihracat artışının çok daha yüksek olacağını ifade eden Büyükekşi, ‘’Gelecek için iyimserliğimizi koruyoruz. Ortadoğu er ya da geç yatışacak. Türkiye de bu süreçte önemli rol oynayacak. Ortadoğu oturduğunda, geriye düştüğümüz ülkelerdeki ihracat performansımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz’’ dedi.

PANORAMA

YENİ MODEL ‘’YATIRIM, ATILIM VE LİDERLİK’’ Şimdi ise yeni bir modelin inşa edilme zamanı geldiğine değinen Büyükekşi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından dillendirilen ‘’Yatırım, atılım ve liderlik’’ modeliyle ihracata dayalı bir üretim modelinin merkeze alınması gerektiğinin altını çizdi. Yeni dönemde çok daha kapsamlı ve önceki on yıldan farklı, ihracat ve üretim odaklı ekonomi politikalarına ihtiyaç duyduklarını anlatan Büyükekşi, ‘’Yeni dönemin ihracat merkezli olmasını bekliyoruz. Türkiye tüm göstergelerde olumlu bir seyir gösteriyor. Aksayan tek yönümüz cari dengemiz’’ diye konuştu. Türkiye’nin 2011’in ilk çeyreğinde yüzde 11 oranında büyüdüğünü söyleyen Büyükekşi, bu durumun ekonomi için son derece başarılı ve güzel bir gelişme olduğunu aktardı. Türkiye’nin dünyada en hızlı büyüyen ekonomiye sahip olduğunu vurgulayan Büyükekşi, Çin’den bile yüksek bir büyüme oranı yakaladıklarını, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin bir nesil içinde hayal edemeyecekleri bir büyüme rakamına ulaştıklarını kaydetti. Büyükekşi, ancak ithalatta yaşanan yüksek artış oranı, dış ticaret açığı ve cari açığın yüksek seviyelere yükselmesi nedeniyle başarılarının gölgede kaldığından söz etti. Büyümenin sağlıklı ve sürdürülebilir olması için kaliteli büyümeye ihtiyaç olduğunu bildiren Büyükekşi, sözlerine şöyle devam etti: ‘’Büyümenin alt kalemlerini inceldiğimizde özel sektörümüzün makine ve teçhizat yatırımlarının önemli oranda artmasını çok olumlu karşılıyoruz. Cari açık sorunumuzu tam olarak çözmemiz için dış ticaret açığını kapatmamız gerekiyor. Sadece kredi genişlemesini engelleyerek bunu yapamayız. Bizim daha geniş düşünerek Türkiye’nin küresel pazarlardaki rekabet gücünü artıracak üretim odaklı bir bakış açısını ülkemizin tüm politikalarının başına koymamız gerekir.’’

REFORMLAR İhracatta rekabetçi olunabilmesi için hem makro reformları ve hem de ikinci ve üçüncü nesil reformlarının bitmesi gerektiğini savunan Büyükekşi, inovasyon ve tasarıma gerçek anlamda yatırım yapılması ve üretim kültürünün temeline yerleştirilmesi gerektiğini belirtti. Katma değer artırmadan cari dengenin düze çıkmayacağını ifade eden Büyükekşi, ‘’Katma değerin artışı için ise hem kamunun daha fazla kaynak tahsis etmesi hem de teşvik mekanizmasını ihracat odaklı düzenlemesi gerekiyor’’ diye konuştu. Yeni yatırım olmadan birçok sektörde istenilen artışların da yakalanamayacağını söyleyen Büyükekşi, otomotiv sektörünün 2023 hedefinin 75 milyar dolar olduğunu ve bunun için en azından altı büyük yatırımın gerekli olduğunu savundu. Türkiye’nin geleneksel sektörlerinde ileri teknoloji ve yeni sektörlerde sıfırdan yatırım alması gerektiğini belirten Büyükekşi, şunları söyledi: ‘’Bu yatırımları mümkün kılacak şartları oluşması için teşvik mekanizması da uyumlu olmalı. Yatırımlardan sonra atılım gelecek. Ülkemizin çok uzun olmayan bir sürede, Avrupa’nın merkez ülkeleri gibi büyük bir üretici ve ihracatçı olması mümkün.’’

17 KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

bin dolara çıktı, ihracatımız 31 milyardan 132 milyar dolara çıktı’’ diye konuştu. İstikrar ve güven ortamında Türkiye’nin büyüdüğünü ve geliştiğini söyleyen Büyükekşi, devlet bütçesinin seçim döneminde bile fazla verir hale geldiğini, devletin borcunun milli gelire oranının gerilediğini, bankacılık sektörünün güçlendirildiğini ve disipline edildiğini bildirdi. Türkiye’de ciddi bir ihracat artışının da sağlandığını vurgulayan Büyükekşi, ‘’Tüm dünyayı sarsan kriz ortamlarından başı dik bir şekilde çıktı. IMF’ye muhtaç bir ülke statüsünden, başka ülkelerin parmakla gösterdiği bir ülke statüsüne yükseldi’’ dedi.


PANORAMA KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

18

Japon yatırımcı gözünü Türkiye’ye dikti Japon yatırımcı Türkiye’deki işbirliği fırsatlarını mercek altına aldı. Tetaş Grup öncülüğünde Japonya’dan gelen heyet, Türk firmaları ile ticari ilişkileri geliştirmek için incelemelerde bulundu. Japon yatırımcı gözünü Türkiye gıda ve makine sektörüne dikti. Tetaş Grup önderliğinde Türkiye’ye gelen Wakayama şehri Vali Yardımcısı Hiroshi Shimo ve Wakayama Endüstri Teşvik kuruluşu Başkanı Dr. Masahiro Shima, farklı sektörlerdeki işbirliği fırsatlarını değerlendirdi. Türk – Japon işbirliğini güçlendirerek iki taraflı ticaret anlaşmalarının artırılması hedefiyle düzenlenen organizasyona, farklı sektörlerden 6 Japon firması katıldı. Japonya’dan Türkiye’ye yapılan gıda ithalatının düşük rakamlarda seyrettiği aktarılarak, Türkiye’ye yapılan toplam gıda ithalatının %0.1 seviyesinde ve 2 milyon dolar boyutunda olduğu vurgulandı. Ticaret Heyeti’ne, kuru temizleme makineleri üreticisi, mobilya bağlantı elemanları üreticisi,

Endüstriyel ink - jet printer üreticisi, otomotiv yedek parçaları üreticisi, erik şarabı ve geleneksel Japonların içkisi “Sake” üreticisi, kurutulmuş ve tuzlanmış salamura erik üreticisi olarak faaliyet gösteren 6 farklı Japon firmasından toplam 22 üst düzey yönetici katıldı. Heyet kapsamında düzenlenen toplantıda bir konuşma yapan Tetaş Grup Kurucu Üyelerinden Halil İbrahim İper, Türkiye ile Japonya arasında ticari bağların güçlendirilmesinin iki ülkenin de ekonomisine katkı sağlayacağını vurguladı. 22 yıldır Japon firmalarıyla iş ilişkileri bulunduğunu aktaran İper, “Japon menşeli firmalar, iş ahlakı ve disipliniyle tüm dünyada ün kazandı.” dedi. İper’in ardından kürsüye çıkan Wakayama Endüstri Teşvik Kuruluşu Başkanı Dr. Masahiro Shima, Türk şirketleriyle yeni anlaşmalara adım atarak, iki taraf arasında güç birliği oluşturmayı hedeflediklerini aktardı. TÜRK –JAPON İLİŞKİLERİ ERTUĞRUL FIRKATEYNİ İLE GÜÇLENDİ Toplantıda bir konuşma yapan Wakayama Vali Yardımcısı Hiroshi Shimo, “Ertuğrul Fırkateyni’nin yaptığı kaza sonrasında Türkiye ile Japonya Wakayama şehri arasında ilk ilişkiler başladı. Çok eskilere dayanan dostluğumuzun günümüzde de sürmesini diliyor ve Türk – Japon firmaları arasındaki ilişkilerin güçlenmesini bekliyorum.” şeklinde konuştu. Trisad Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Balkuv da toplantıda tekstil sektörüne katkılarından dolayı Wakayama Endüstri Teşvik Kuruluşu ve Shima Seiki Başkanı Dr. Masahiro Shima ve Tetaş Grup Kurucu Üye ve Yönetim Kurulu Üyesi Halil İbrahim İper’e teşekkür plaketi takdim etti.



PANORAMA KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

20

Texbridge İstanbul 10 yıl aradan sonra geri dönüyor Ekim ayında İstanbul’da düzenlenecek olanTexbridge Uluslararası Tekstil ve Aksesuarları Fuarı, UİB ve DOSABSİAD tarafından birlikte organize edilen toplantıda Bursalı tekstilcilere tanıtıldı. Fuar tanıtım toplantısında konuşan Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, “Güzel bir tanıtım yapılırsa bu fuar tekstil sektörünün en önemli fuarlarından biri olur” dedi. DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş de, “Texbridge İstanbul için el ve gönül birliğiyle en iyisini yapmaya çalışacağız” dedi. CNR Fuarcılık tarafından gerçekleştirilecek ve CNR Expo Fuar Alanı’nda 13-15 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan “Uluslararası Tekstil ve Aksesuarları Fuarı’nın” (Texbridge İstanbul) Bursa’daki tanıtım toplantısı DOSABSİAD seminer salonunda yapıldı. Toplantıya Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ve DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş’in yanı sıra CNR Expo yetkilileri de katıldı. FUARA BURSA’DAN ALTI FİRMA Ziyaretçi portföyünün arttırılması için tanıtım önemine değinen UTİB Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, “Güzel bir tanıtım yapılırsa bu fuar sektörün en önemli fuarlarından biri olur. Katılımcı firmaların da mutlaka kendi müşteri portföylerini fuara davet etmesi lazım. Çin bu anlamda çok önemli işler yapıyor ve bütün Dünya’yı fuarlarına çekiyor. Şu ana kadar fuara 46 firma kayıt yaptırmış ve bunların altı tanesi Bursa firması. Bursa firmalarının sayısı inanıyorum ki daha da artacak ve fuara güç katacaklardır” dedi.

YEDİKARDEŞ: TAKIM OYUNU OYNAYACAĞIZ Fuarın çok başarılı olması gerektiğini, buna hem sektörün ihtiyacı olduğunu, hem de gelecek fuarlar için motivasyon unsuru olacağını vurgulayan DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş de, “Bu da kendiliğinden olmayacak. Burada herkesin kendine bir pay çıkarması lazım ki, başarılı bir fuar organizasyonu olsun. Bir takım oyunu oynayacağız, el birliği ve gönül birliğiyle en iyisini yapmaya çalışacağız. CNR bunu gerçekleştirecek güçtedir” diye konuştu. AVRUPALI ALICI HEYECANI DUYACAK Avrupa’daki firmaların Türk tekstil ürünlerine duyduğu gereksinimden dolayı 10 yıl aradan sonra fuarı yeniden yapmaya karar verdiklerini ifade eden CNR Expo Genel Müdür Yardımcısı Şükran Çevik, Avrupalı alıcının bu fuardan heyecan duyacağına inandığını belirtti.Şükran Çevik, ‘’Fuarın düzenlenmediği yıllar için nadasa bırakma diyebiliriz. 10 yıldır hep bir şekilde bu fuar yapmayı planladık. Gerek konjonktür gerek dünyadaki ve sektördeki gelişmeler bunu engelledi. Artık sektörel gelişmelerin Türkiye’ye verdiği destekten, fiyatlardan, Uzakdoğu’daki ve diğer gelişmeleri göz önünde bulundurarak iddialı bir hedef koyduk, bunu da başaracağız’’ dedi. CNR Expo Departman Müdürü Elif Kaya ise Dünya çapında çok önemli tekstil firmalarının kayıt yaptırdığını ve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Ortadoğu ülkelerinden de fuara yoğun katılım beklediklerini söyledi.



PANORAMA KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

22

Kenya’yı Konya Yapalım Türkiye’nin Nairobi Büyükelçisi Tuncer Kayalar, Doğu Afrika’nın kalbi Kenya’da, kaliteli Türk ürünlerinin pazar şansının büyük olduğunu söyledi. Kayalar, Kenya’ya yatırım ve ticaret amacıyla gelecek iş adamlarının kısa sürede bölgenin en büyükleri arasına girebileceklerini belirtti. Türkiye, hem ticarete hem de yatırımda Afrika’da önemli bir konuma geldi. Son yıllarda Afrika’ya yatırım yapan Türk işadamı sayısında da artış yaşandı. Kenya’nın, Doğu Afrika’nın ticaret ve yatırım sektöründe önemli bir rol üstlendiğini ifade eden Türkiye’nin Nairobi Büyükelçisi Tuncer Kayalar, Türk iş adamlarını Kenya’ya yatırım yapmaya çağırdı. Büyükelçi Kayalar, Kenya’nın önümüzdeki yıllarda ticaret ve yatırımda önemli bir konumda olacağının sinyallerini verdi. Büyükelçi Tuncer Kayalar ile Kenya ve Türkiye arasındaki ilişkiler üzerine konuştuk. Sayın Büyükelçimiz sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Kenya’daki Büyükelçiyim. Daha önce 7 yıl süreyle Dış Ticaret Müsteşarlığı yaptım. 7 yıllık görevden sonra buraya atandım. 1, 5 yıldır da burada çalışıyorum. Türkiye ve Kenya arasındaki ticari ve siyasi ilişkilerden bahsedebilir miyiz? Kenya, Doğu Afrika’ya açılan bir kapı. Doğu Afrika dediğimiz zaman burada esas itibariyle 3 tane serbest ticaret alanı var. Comesa, Doğu Afrika Birliği ve Güney Afrika ekonomik pazarı. Bu üç serbest ticaret alanını bir araya getirdiğimiz zaman 700 milyon nüfus, 1 trilyon dolar da gayri safi milli hasıladan bahsediyoruz. Kenya, bu 3 serbest ticaret alanının ortasına yerleşmiş durumda. Dolayısıyla Kenya’yla geliştirilecek ticaret yatırım ilişkileri bütün bu bölgeye açılımda sağlayabi-

lecek nitelikte. Biz işadamlarımız için Kenya’yı bir ticaret ve yatırım merkezi haline getirme çabası içindeyiz. Son zamanlarda da özellikle burada düzenlediğimiz fuarlarla önemli mesafe almış durumdayız. TİCARETTE BEKLENEN ARTIŞ Geçen yıl Türkiye ile Kenya arasındaki ticaret hacmi 100 milyon dolar iken bu yıl bu rakamın çok daha fazla artacağını düşünüyoruz. Çünkü ilk 5 aylık dönemi geçen yılın ilk 5 ayıyla kıyasladığımızda yüzde 180 oranında ticarette bir artış olduğunu görüyoruz. Bu da yılsonu itibariyle karşılıklı ticaretle 200 milyon dolar üzerine çıkaracağı anlamına geliyor. Burada esas itibariyle 2 tane önemli projemiz var. Bunlardan bir tanesi gümrük antrepo projemiz. Türkiye’den gelen ihracata dönük malların depolanacağı bir antrepo ve buradan da başta Kenya olmak üzere Doğu Afrika Birliği ülkelerine malları verebilmek. Bu pazarlarda belli pazar payını elde ettikten sonra kuracağımız bir Organize Sanayi Bölgesi’nde bu ürünlerin üretime geçeceğiz. Dolayısıyla bu üretilen bu malları öncelikle Doğu Afrika pazarına ve geniş anlamda da Güney Afrika Birliği ve Comesa pazarına verebilme imkânımız olacak. Bu durumda Kenya’nın önümüzdeki günlerde dünya ticaret sahasında önemli bir konumda olacağını söyleyebilir miyiz? Hem ticaret hem de yatırım alanında… Türkiye’deki atıl kapasiteyi Afrika ülkelerine yönlendirmemiz gerekiyor. Bu durum; istihdam, üretim ve ihracata da katkı sağlamak açısından çok önemli. Türkiye olarak bu ülkelerde ekonomik olarak güçlenmemiz, bizi siyasi konumumuz itibariyle de çok daha önemli bir ülke haline getirir.



PANORAMA KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

24

İŞADAMLARINA GÜMRÜK KOLAYLIĞI Kenya, Türk iş adamlarına ne tür avantajlar sağlıyor? Yatırım yapmak isteyen vatandaşlar için Kenya hükümetinin verdiği muhtelif teşvikler var. Bu teşvikler başında özellikle 10 yıl süreyle vergi indirimi uygulaması, yine burada kurulacak olan fabrikanın yapımı için ithal edilecek makine ve teçhizatın sıfır gümrükle getirilmesi. Hatta hatta bu fabrikada üretilecek malzemeler için mallar için hammadde ithalatında çeşitli gümrük kolaylıkları söz konusu. Dolayısıyla burada da tabii özellikle işçi ücretlerinin çok düşük olması çok büyük bir avantaj yatırım için. GÜVENLİK SORUN OLMAKTAN ÇIKTI Güvenlik her ülke için çok önemli. Kenya’da güvenlik konusunda çok hassas. Ancak Türk iş adamlarının Kenya’nın güvenli olup olmadığı konusunda bir tedirginlikleri var. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Güvenlik meselesi esas itibariyle bütün Afrika için geçerli olan bir husus. Kenya’da yerleşik 250 bin tane yabancı var. Eğer güvenlikte sorun olsaydı bu kadar yabancının yaşaması mümkün olmazdı. Burada şunu da belirtmek gerekir; her ülkede olduğu gibi Kenya’da da bulunulmaması gereken yerler var. Buralarda gece sokağa çıkıldığı zaman daha dikkatli olmak gerekir. Onun dışında diğer ülkelerden çok da farkı olduğunu açıkçası ben sanmıyorum.

fiyatlar otomatikman yükseliyor. İnşaat malzemesi sanayisinde yapılacak yatırımlarla burada bir rekabet unsuru yaratılmış olacaktır. Tabii inşaat maliyetleri düşeceği için ondan sonra talep de konutlara dönük olarak artacaktır… İkinci önemli sektör de tekstil sektörü. Kenya’nın Amerika’ya dönük gümrüksüz mal ihracat etme hakkını veren yasası çerçevesinde burada kuracağımız tekstil tesislerinde üretilen malı gümrüksüz olarak Amerika’ya ihracat etme imkanımız olabilir. Tekstil tesisini entegre tesis olarak düşünüyorum. İplik üretiminden başlamak suretiyle konfeksiyona kadar giden zincirde entegre tesisi kurulması hem Afrika pazarına dönük ihracatın hem de Amerikan pazarına dönük ihracatın gerçekleştirilmesinde güzel bir imkan sağlıyor. BU SEKTÖRLERE İHTİYAÇ VAR! Bu avantajdan sürekli faydalanmak gerektiğini düşünüyorum. Onun dışında tarım sanayi yani gıda sanayi, ambalaj paketleme sanayi yani bütün bunların yatırıma dönük olarak geliştirilebilecek sektörler olduğunu düşünüyorum.

İsterseniz iş adamlarımıza bu noktada bilgi verelim. Kenya nasıl korunuyor? Kenya’nın gelişmiş bir polis teşkilatı var. Özel güvenlik firmaları aracılığıyla tüm konutların, dairelerin işyerlerinin güvenliği sağlanabiliyor. Normalde gerekli dikkati sarf ettiğimiz takdirde insanların bu coğrafyada yaşamlarını sürdürebilirler.

Yatırım ve ticaret yapmak isteyen işadamlarına önerileriniz var mı? Ben hep söylüyorum. ‘Gelin Hep beraber Kenya’yı Konya yapalım’ diyorum. Özellikle Anadolu kaplanlarımızı, kobilerimizi burada görmek istiyoruz. Kurulan Türk- Kenya İş Konseyi aracılığıyla yatırım konusunda görüşlerimizi paylaşabileceğiz. Buranın istikbalinin çok açık olduğunu düşünüyorum. Özellikle bu iş konseyinde oluşturulmasından sonra kurumsal olarak işadamları arasında karşılıklı ziyaretlerle hem ticaret hem de yatırımı çok daha üst noktalara çıkabileceğini düşünüyorum. Hep beraber Kenya’yı Konya yapalım.

TEKSTİL TESİSLERİ KURULACAK Kenya’ya gelmek isteyen Türk iş adamları merak ediyor. Kenya’da hangi sektör ve ürünlere ihtiyaç var? Yatırım alanları olarak özellikle inşaat malzemeleri sanayisine yönelik yatırım yapmakta çok büyük yarar var. İnşaat malzemeleri her şeyden önce çok pahalı. Açıkçası bir tekel oluşturulmuş vaziyette. Onun için

Bu tür faaliyetleriniz bundan sonra da sürecek mi? Tabii. İşadamlarımız Kenya’yı ziyarette son derece memnuniyet duyuyoruz. Bize bir anlamda memleket hasretini de giderilmesine imkân sağlıyorlar. Vatandaşlarımızı burada gördükçe ve sayılarımız da artıyor. Buraya yerleşen firmalarımız, şirketleşen firmalarımızla Kenya’yı hep beraber değerlendireceğiz.



PANORAMA KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

26

İş dünyası İGİAD’ın iftar yemeğinde bir araya geldi İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) her Ramazan geleneksel olarak düzenlediği iftar programını bu yıl 4 Ağustos 2011 tarihinde İBB Florya Sosyal Tesislerinde düzenledi. İGİAD iftarına iş, akademi, sivil toplum ve medya aleminden çok sayıda davetli katıldı. Yemeğin hemen sonrasında başlayan programda, İGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Alkan kürsüye gelerek davetlilere hitaben bir konuşma yaptı. Konuşmasında, Ramazan ayının güzelliklerine ve gündeme ilişkin birçok konuya temas eden Alkan , iş görenlere Ramazan ayında daha esnek davranılması gerektiğini hatırlattı: “Çalışma hayatında öyle sektörler var ki, iş görenlerin yoğun emeği neticesinde gerçekleşiyor işler. Bu günlerde onlara işverenler olarak biraz daha esnek davranmalıyız. Çalışma saatleri ve koşulları üzerinde biraz daha düşünerek, onlara bu ayda daha fazla yardımcı olmalıyız. Kolaylaştırmalıyız, zorlaştırmamalıyız.“ Alkan, son zamanlarda ülkemizin ana gündemini oluşturan küresel ekonomik kriz söylentilerine ilişkin tedbirli olunması gerektiğini ve borçlanmalara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi: “Türkiye, son on yıldır ekonomi alanında attığı sağlam adımlarla bu gelişmeler karşısında sağlam bir şekilde duruyor. Kriz çığırtkanlığı yapanlara dikkat etmeliyiz. Temkinli olmalıyız. Türkiye’nin son yıllarda ortaya koymuş olduğu vizyonu

doğru okumalıyız. Sizlere tavsiyemiz; bu dönemlerde finans kurumlarıyla olan ilişkilerinize ve borçlanmalarınıza dikkat etmenizdir. Kontrolü elden bırakmamak ve ayağı yorgana göre uzatmak gerekiyor.” Ardından kürsüye gelerek konuşmalarını sürdüren İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş davetlilere hitaben bir konuşma yaptı. Yalçıntaş, ticaret yaparken ana gayenin kar elde etmek olmadığını dolayısıyla tüccarların bunun dışında daha fazla istihdam sağlamak ve erdemli işler yapmak için de çaba sarf etmesi gerektiğini vurguladı. Dünyadaki gelir adaletsizliğinize dikkat çeken Yalçıntaş, her yıl rakamsal olarak dünya ekonomisinin daha da büyüdüğünü ancak ters orantılı olarak ise dünya coğrafyasında açlık ve yoksulluğun arttığını sözlerine ekledi. Yalçıntaş, İGİAD’ın temel felsefesini oluşturan “Helal kazancın adil bölüşümü” ilkesini işaret ederek, “Burada sormamız gereken şey şudur: Her yıl dünya ekonomisi büyüyor, daha da zenginleşiyor fakat diğer taraftan da Afrika’daki durumlar yaşanıyor. Nasıl oluyor da bu zenginlik birkaç kişinin cebine giriyor, adil bölüşülmüyor ve hala dünyada açlık ve sefalet baş gösteriyor” dedi. Program, onur konuğu ve İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Düzenli’nin “Kar ve bereket” adlı kısa konuşmasının ardından son buldu.



PANORAMA

Astaş, Schönenberger sistemleriyle Türkiye’de bir numara olmaya devam ediyor

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

28

Astaş A.Ş. Askılı Hazır Giyim Lojistik Merkezleri kurmadaki Türkiye’de 1 numara olma iddiasını, Aydınlı Gruba ve Batik’e bu sene başında kurduğu lojistik merkezleriyle devam ettiriyor. Uzun yıllardan bu yana, Schönenberger ekipleriyle, planlı ve düzenli çalışan Aştaş A.Ş. Aydınlı ve Batik projelerinde de bu ilkelerini korudu.Aydınlı Grup ve Batik projelerinde ASTAŞ A. Ş Schönenberger ekipleri, öncelikle firmaların kapasitelerini büyüme planlarını analiz ettiler ve sorunlarını dinlediler. Bu firmaların lojistik hizmetlerini verimli hale getirmek için iş akış planları ve projeler hazırladılar. Hazırlanan projeler ve planlar firmaların yönetimleri tarafından onaylandıktan sonra, projelerin üretim montaj aşamalarına geçildi. Lojistik merkezlerindeki personele Schönenberger sistemlerinin kullanım eğitimi verildikten sonra bu sisteler devreye alındı. Her iki lojistik merkeziyle ile ilgili, daha detaylı bilgi edinmek için, Schönenberger GmbH Türkiye satış ve pazarlama müdürü Rıdvan İsmail’e projeleri sorduk. R.İ. : Her iki projede, firmaların kendi verilerine göre hazırlanmış özel ve doğru projelerdir. Doğru diyorum, çünkü öncelikle lojistik merkezlerin yeri, binası, giriş çıkışları, aydınlatması, ısıtması, kullanılan teknoloji doğru seçilmiştir. Unutmayalım, yolu olmayan bir arsaya kurulan lojistik merkezi projesi için doğru projedir diyemeyiz. Bizlere kısaca her iki lojistik merkezinin nasıl planlandığını anlatabilir misiniz? R.İ.: Aydınlı Grup, Çatalca’da 9 m kullanılabilir yüksekliği olan on bin m2.lik bir alan kiraladı. Bu binanın, 2 / 3 alanında üç katlı statik bir sistemde de kolili malların lojistik operasyonları örgütlendi. Bu bölümde katlar arası otomatik bantlı transfer sistemleri ve özel imal adresli raf sistemleri kullanıldı. Binanın geri kalan kısmında ise yarı statik yarı dinamik iki katlı katlar arası otomatik konveyör transferli, kabul ve sevk alanları bölümleri olan, ileri tekno-


Türkiye’ de Sektörün geleceği ile ilgili ne söylemek istersiniz ? R.İ.: Lojistik sektörünün önü açık, gelecek vaat ediyor. Türkiye büyük bir ülke, ülke çapındaki mağazalarınızı veya satış noktalarınızı sadece İstanbul’dan besleyemezsiniz, Türkiye çapında örgütlenmeniz lazım bunu yapmanız içinde ara lojistik istasyonlarına ihtiyacınız olacak. İşte son Batik Lojistik merkezi böyle bir ihtiyaca somut bir örnek…kompakt, basit, hızlı, verimli bir uygulama. Kısacası biz, Schönenberger olarak Astaş A.Ş. olarak bu hizmeti vermeye hazırız. Yaptığımız işler ortada, projelerimizle işverenler, işçilikten, zamandan, sabit giderlerden tasarruf ettiriyoruz, verimlilik sağlayarak firmalara para kazandırıyoruz onların ulusal ve uluslararası

ASTAŞ’ın bu sektörle ilgili yapmış olduğu alt yapı çalışmalarını ve gelecekle ilgili beklentilerini de ASTAS A.Ş. yönetim kurulu üyesi ve satış pazarlama direktörü Turgay Aşcı’ya sorduk. T.A.: Schönenberger sistemleri konusunda da ciddi çalışmalar yaptık. Şirket bünyemizde Bu sistemlerin montajını yapabilecek, servisini eğitimini verebilecek özel eğitim almış profesyonel ustalarımız ve pek çok servis elemanımız vardır. Schönenberger servis çağrılarına aynı gün içersinde müdahale edebiliyoruz. Ustalarımız tam otomatik sistemleri kurup çalıştırabilecek seviyededir. Ayrı otomatik sistemlerin yazılımlarını desteleyecek kadrolarımız mevcuttur.

PANORAMA

rekabet gücünü artırıyoruz. İsabetli projelerimizle, zamanında teslim ile verdiğimiz eğitimlerle, sunduğumuz servis hizmetleriyle müşterilerimizin haklı olarak güvenini ve tercihini kazandık. Kalite ve hizmet anlayışımız istikrarlı oluşumuz dik duruşumuz bizi Türkiye’de bir numara yaptı.

29 KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

loji ürünü esnek ve hızlı Schönenberger sistemleri kullanıldı. Sabit askılı raflarda Aydınlı’nın kendisinin hazırlamış olduğu adresleme yöntemi kullanıldı. Böylelikle depoya mal giriş çıkışları ve malların depoda stoklanması son derece kolay hızlı ve kontrol edilebilir hale geldi. Batik firmasında da bu şirkete özel bir proje hazırlandı. Batik lojistik merkezinde uygulanan metot son derece basit, hızlı ve verimlidir. Schönenberger sistemi iki katlıdır. Statik ve dinamik bölümlerden oluşur. Projede mal kabul, mal çıkış ve mağazalara mal hazırlama alanlarımız planlanmıştır. Sistemde kolili mallarla askılı mallar aynı anda işlem görebilmektedir. Birinci katta askılı ve kolili mallar için mağaza sayısı kadar adreslendirilmiş bölüm veya hücre vardır. Dışardan gelen mallar önce kabul edilir daha sonra bir sipariş dahilinde sevk edilecek mağazaların hücrelerine dağıtılır. Arta kalan mallarda tekrar siparişler için düzenlenmiş stok alanlarında bekletilir. Eğer herhangi bir mağazadan o mala talep gelirse görevli personel o malı alıp ilgili hücresine bırakır. Sevk sırası gelince de hücredeki mallar ilgili mağazaya gönderilir. Son derece basit hızlı ve verimli.




Marka olmak mı, doğmak mı?

PANORAMA

Kemal Yamankaradeniz / Destek Patent AŞ, Yönetim Kurulu Başkanı

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

32

Ürün veya hizmetimizi ayırt edici şekilde sunmamızı sağlayan marka, geleceğimiz içinde değerlidir. Bu değerin oluşması için bilinçli hareket ederek birikimler üst üste konulmalıdır. Marka olacak işareti rastgele seçilmiş kelimelerden değil de, ürün veya hizmetle bağlantısı olan bir işareti uzun uzun düşündükten sonra karar vermeliyiz. Uzun bir yol haritasını gerektiren bu çalışma için iyi bir ekiple marka ve imajını belirlemeliyiz. Bu yapılmadığı zaman bizim ülkemizde olduğu gibi “Marka olunur mu, doğulur mu?”tartışması yapılır. Marka olmanın veya doğmanın ne olduğunu hangi unsurlar ortaya koyacaktır. Marka olmak için; Ürün ve hizmetin tanıtımından, müşteri kitlesine kadar pek çok unsuru birlikte ifade eden işaret olması önemlidir. Aynı zamanda bulunan işaretlerin tescilinden önce Türkiye de tescili yapılıp yapılamayacağının araştırmasının yaptırılması yine önemli bir husustur. Oluşturulacak markanın ihracat ta kullanılması hedefleniyorsa yurt dışında tescilinin olup olmayacağının araştırılması gereklidir. Ayrıca tanıtım için ayrılacak bütçesinin belirlenmesi gibi maddeleri sıraladığımızda marka olmak kolay değildir. Marka olmanın şartlarını değerlendirmeden yapılacak çalışmalar boşa harcanmış zaman ve para demektir. Doğmuş olan markaların vizyonlarını uzmanların belirlemiş olduğu şartlara göre düzelterek yollarına devam etmeleri çok yararlı olacaktır. Ülkemizde markalı ürün ve hizmet sayısını arttırmak için yapılacak çalışmaların sonucu, bizi dünyanın pek çok ülkesinde temsil eden markalar olmalıdır. Bu marka olmak adına yapılan yorucu ve uykusuz geçen geceler demektir. Doğan markaları korumak elbetteki gerekir, ancak değişen ve globalleşen şartlarda hedeflerimizi gerçekleştirmek MARKA OLMAK’ tan geçer. Ülkemizde marka olmanın getirdiği avantajları kullanan çok değerli sanayicilerimiz var ve bunlar Ülkemizin aynı zamanda tanıtım elçileridir. Bu değerli markaların sayılarını arttırıp dünyanın pek çok ülkesinde Türk markalarını ön plana çıkarmak mümkün olacaktır. Kanun hassasiyetiyle paralel olduğu için hatırlatmakta yarar görüyorum. Dış Ticaret Müsteşarlığının 2000 yılında teşvik etme kararı aldığı Markalar bu gün yay-

gınlaşma projelerini bu destekle sürdürmektedir. Dış Ticaret Müsteşarlığımızın aynı şekilde yeniden bir düzenleme yaparak İhracatçı Birlikleri kanalı ile belirlenecek yeni firmalar belirlemesi olumlu sonuçlar ortaya çıkaracaktır. İhracat rakamlarını ancak markalı ürünlerle veya özgün tasarımlı ürünlerle arttırmak mümkündür. Milyonlarca metre kumaş ihraç edip birkaç tane makine almanın ülkemiz kaynaklarının boşa kullanımı anlamına geldiğini vurgulamak isterim. Dünyada Global markaların öyküleri bize bunun yol haritasını göstermektedir. Marka olmak için devamlılık ve marka koruma şemsiyesinin büyük önemi vardır. Taklitleri karşısında zayıf kalan markaların kısa zamanda genelleşip korunamaz konuma düşmemesi için Marka Vekilleri ile markaların tescil kapsamını iyi belirlemek gerekir. Dünya markası diye bir kavram olmadığından Dünyanın her ülkesinde geçerli bir koruma sistemini oluşturan tescil sistemi de yoktur. Ülkemizin 1999 tarihinde dahil olduğu “Madrid Protokolü” halen 55 Ülkede korumanın yapıldığı, tescil kolaylığı sağlayan ve maliyetler bakımından da çok ucuz maliyetle bundan yararlanma imkanı sağlayan uluslararası bir anlaşmadır. Avrupa Birliği yolunda hızla yol alan ülkemiz sanayicileri için yurtdışı marka tescillerinde önemli avantajlar getiren bu uygulama ile bu güne kadar 1000 den fazla markanın yurt dışında tescil işlemi yapılmıştır. Bu müracaat ülkemizde Türk Patent Enstitüsü ne yapılmakta ve ilgili kuruma (WIPO) gönderilmektedir. Tüm bu işlemlerle oluşan markanın birde izlenmesi de son derece yararlı sonuçlar ortaya koymaktadır. Zira Ülkemizde marka müracaatları tek yetkili kurum olan Türk Patent Enstitüsüne yapılmakta ve bu kurum tarafından kendisine yapılan müracaatlar yaklaşık 8 ay sonra 3. kişilere ve kurumlara duyurulmak üzere ilan edilmektedir. İşte bu bültenler izlenerek hem tescilli markalarımıza benzer marka yayınlanıp yayınlanmadığını hem de rakiplerimizin hangi markaları müracaat ettiklerini öğrenmek mümkün olacaktır. Zaten Sınai haklar sistemi firmalar arası bir yarıştır. Ama bu yarışta yenilikler korunarak teşvik edilecek ve katma değerler oluşturulacaktır.



PANORAMA

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ‘İlan-ı Ticaret’

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

34

Şark Eşya Pazarı Bahçekapı’da “Eski Mayer” Mağazası’nda yeniden küşat edildi Hanımlara mahsus mükemmel bir terzihane, hazır buluz, manto ve hırkalar. İşlemeli çamaşırlar. Paris’in en son moda ipekli kumaşları, Bilhassa Viyana’da şirketimiz için imal edilen şık, zarif iskarpinler. Her nevi kadın ve erkek kunduraları, manifatura ve tuhafiye eşyası. Kurdele, dantelâ dairesi, Paris’in lavanta, losyon ve tuvalet eşyası, tuvalet takımlı çanta ve bavullar. [Bir ay zarfında yırtılan bozulan kunduralar geri alınır. Memurlardan ve mallardan şikâyet vukuunda derhal müdüriyete müracaat olunması rica olunur.] Akbaba, 7 Nisan 1924

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO), “İlan-ı Ticaret - Resimli İlanlar Perspektifinde Osmanlı’dan Cumhuriyet’e İstanbul Ticaret Hayatı” kitabı döneminin ticaret hayatının izlerini taşıyor. Kitap, neredeyse bir asır önce uygulanan pazarlama yöntemlerinin bugünün modern satış stratejilerine ne kadar benzediğini de ortaya koyuyor. Eminönü’ndeki Şark Eşya Pazarı, ayakkabılarını deneyip, memnun kalmayan müşterisine, kullandığı ürünü bir ay sonra geri alma vaadinde bulunuyordu reklamlarında. İlanda, müşterilerin ürünlerden şikayetçi olmaları durumunda müdüriyete başvurmaları isteniyor. Yani şikayetleri dinlemeye hazır görevliler bile var. Bankalar, 100 yıl önce de; ilgi çekici, yaratıcı dilleri ve duygusal anonslarıyla günümüz reklamcılık anlayışına uygun reklam ve ilanlarıyla fark oluşturuyordu. Günümüz reklamcılık anlayışına uygun reklam metinleri kullanan bir diğer sektör de mağazacılık ve perakendeydi. Bir asır önceki reklamlarında bugünkü uzmanlaşmış mağazacılık anlaşıyının ilk örneklerini taşıyan dükkanlarını, içindeki değişik malları tanıtıyorlardı hedef kitlelerine. İlan-ı Ticaret’teki eski ilanlarda, endüstriyel ürünlerin reklamlarına geniş tanımlarla, açıklamalarla yer verilmesi de dikkat çekiyor. Reklamlarda kalite ve güven vurgusu öne çıkıyordu.

GÜZELLİK VAADEDEN İLANLAR BİR ASIR ÖNCE DE AYNIYDI Kadınlara gençlik ve güzellik vaad eden ürünler de yine bir asır önce çekici reklam anonslarıyla, bugünkü güzellik anlayışıyla örtüşen manken resimleri ile fark yaratıyordu. İTO kültür, sanat, tarih İstanbul gibi konulardaki prestij kitapları serisine eklediği yeni yayını olan “İlan-ı Ticaret” kitabında, okuyucusunu; bir asır öncesinden bu güne tüketici alışkanlıklarının, sosyal ve kültürel yapının izlerini taşıyan reklamlar tarihinde renkli bir geziye çıkarıyor. TİCARİ REKLAMCILIK 147 YAŞINDA “İlan-ı Ticaret”- Resimli İlanlar Perspektifinde Osmanlı’dan Cumhuriyet’e İstanbul Ticaret Hayatı kitabı tarihimizdeki ilk ticari gezete reklamının 1864 tarihinde Tercüman-ı Ahval’de yayınlandığını söylüyor. Sayısı bir elin parmaklarnını geçmese de, bu gün de hayatını sürdüren 119, 100 ve 80 yaşlarındaki şirketlerimizin kuruluş yıllarındaki ilan ve reklamlarını görmek mutlu ediyor okuyucusunu. 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın ilk yıllarında gazete ve dergilere en çok ilan veren olarak devlet çıkıyor karşımıza. Kitapdaki reklamlar, İstanbul’da ne kadar büyük bir ticaret geleneği olduğunu ve bu günkü bir çok ünlü markanın o günlerde ticaret hayatına nası girdiğini göstermesi açısından da büyük bir değer taşıyor. Tekstilde, kozmetikte, saatte, şekercilikte,


ZAMANIN TİCARET MERKEZİ BEYOĞLU İlan-ı Ticaret’te yüzyıl öncesinde de konularına göre ilanlarda kadın figürlerine yer verildiği göze çarpıyor. Aynı zamanda birçok ilanın adresinin Beyoğlu olduğu ve semtin o dönem iş ve ticaret hayatının merkezi olduğu ortaya çıkıyor.

Elhamra Sineması İstanbul’un En Şık, En Kibar Temaşagâhı En büyük, en muhteşem filmleriyle Ramazan geceleri bütün his ve sanat meftunlarının mevid-i mülakaü (buluşma yeri), odalıdır. Süs, 12 Nisan 1924

İLANLARDA DÖNEMİN HAYAT TARZINI BULMAK MÜMKÜN İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, ilk kez Osmanlı basınında ‘bugünün seri ilanları’ gibi yer bulan ticari reklamların, ticaret geliştikçe tarzını ve üslubunu da geliştirdiğini belirtti. Yalçıntaş, “Kitaptaki reklam metinleri, sadece o dönem ürün ve pazarlama yöntemlerini değil, zamanın genel algısına ilişkin çok önemli veriler sunuyor” dedi.

BURGENİ Beyoğlu’nda Doğru Yol’da numara 376 En zarif ve şık potinler satan işbu mağazada Amerika ve Fransa’nın nefis malları mevcuttur. Kadın - Erkek - Çocuk ayakkabıları Yazlık en son moda ayakkabıları Servet-i Fünûn, 25 Haziran 1908

Bab-ı Ali Caddesi’nde Amerikan Mağazası “Pıraktikos” nam sulu gaz lambası fitilleri 80 mum ziyasında ve saatte iki buçuk paralık gaz yakar. Servet-i Fünûn, 20 Ocak 1907

İSTANBUL’UN TİCARİ ÖNEMİ O ZAMANLARDAN ANLAŞILIYOR Osmanlıca gazete ve dergilerden seçilen reklamlardan elde edilen verilerin iki önemli noktaya dikkat çektiğini vurgulayan Yalçıntaş, “Birincisi, girişimciliğimizin tarihsel köklerini ortaya koyuyor. İkincisi de, dünyayı takip eden vizyoner tutumumuzu bir kez daha hatırlatıyor. Bu ilanlarlarla birlikte İstanbul’da yer edinen yabancı sermayeye ilişkin de önemli ipuçları elde ediyoruz. Aynı şekilde İstanbul merkezli birçok finans kuruluşunun varlığını ilanlarda görüyoruz. Bu şehrin daha o dönemlerden itibaren finans için yönlendirici bir konumda olduğunu ortaya koyuyor” diye konuştu.

35 KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

YAZARLAR İLANLARI YORUMLUYOR İlan ve reklamlar kitapta sadece resim ve yazılarla değil, reklam ve iktisat dünyasının önemli yazarlarının yorumlarıyla sunuluyor. Değişen tüketim anlayışından, gittikçe daha teknolojik bir nitelik taşır hale gelen üretim tarzımıza kadar birçok yenilik yazarların kalemiyle irdeleniyor. Modadan emlak sektörüne, tarımdan tekstile kadar çeşitli konularda ilanların yer aldığı kitap Yrd. Doç. Dr. Rahmi Deniz Özbay, Mario Levi ve Serdar Öztürk’ün yazılarıyla zenginleşiyor. Mario Levi “Bu Reklamlar Sadece Geçmişi Anlatmıyor”, Serdar Öztürk “İlanatlar, Türk Reklamcılığı ve Sosyal Dönüşüm”, Yrd. Doç. Dr. Rahmi Deniz Özbay “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Ticaret Tarihimizde Reklam ve İlanlar” başlıklı yazılarıyla hem reklamcılığın tarihini, hem sektörlere göre reklamların analizlerini, hem de toplum ve ticaretin değişimini okuyucuyla buluşturuyor.

PANORAMA

termal kaplıcalarda bu gün de hayatını sürdüren markaların verdiği ilanlar tarihi birer belge değerinde.




Hammadde ithalatında yükseliş devam ediyor

PANORAMA

miş hammaddeler ithalatı yüzde 44.4 artışla 8 milyar 164 milyon, işlem görmüş diğer yakıt ve yağların ithalatı ise yüzde 29 artışla 7 milyar 359 milyon dolara çıktı.

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

38

Son dönemde cari açık tartışmaları sürerken, dış ticaretteki açık da büyümeye devam ediyor. Altı aylık ithalat faturasında ara malları (hammadde) en büyük kalemi oluşturmaya devam etti. Ancak yıllardır yaşanan sürecin aksine en hızlı ithalat artışı yatırım mallarında görüldü. İlk yarıda, tüketim malı ithalatı da artış oranında hammaddeyi solladı. TÜİK verilerine göre, OcakHaziran döneminde yatırım malları ithalatı, geçen yılın aynı dönemine göre, ‘kaydedilen artış oranında’ diğer mal gruplarını açık farkla geride bıraktı. Özellikle Mart ayından itibaren hızlanan yatırım malı ithalatında altı aylık tutar geçen yılın eş dönemine göre yüzde 58’lik bir artışla 18 milyar 822.5 milyon dolara ulaştı. OcakHaziran döneminde yatırım malları kapsamında özellikle sanayiyle ilgili taşımacılık araç gereçleri ithalatı yüzde 169.9’luk rekor artışla 4 milyar 112.9 milyon dolar oldu. Diğer yatırım mallarının toplam ithalat tutarı ise yüzde 41.6 artarak 14 milyar 709.6 milyon dolara ulaştı. Sanayideki ithal girdi bağımlılığının bir sonucu olarak Türkiye’nin yaptığı tüm ihracat dahi hammadde ithalatını karşılamaya yetmiyor. Hammadde dış alımı, bu yılın ilk altı ayında da toplam ithalat faturasında en büyük kalemi oluşturmaya devam etti. Toplam hammadde ithalatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40.7 oranında 24 milyar 598 milyon dolar artarak 84 milyar 976 milyon dolar oldu. Bunun da en büyük bölümünü, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39.3 artışla 37 milyar 675 milyon dolara ulaşan “Sanayi için işlem görmüş hammaddeler” ithalatı oluşturdu. “Gizli veri” kapsamındaki hammadde ithalatı yüzde 50.2 artışla 16 milyar 25 milyon dolar olurken, işlem görme-

TÜKETİM MALI İTHALATI DA HIZLANDI Tüketim malı ithalatı da artış hızında hammaddenin önüne geçti. Ocak-haziran döneminde tüketim malları ithalatı geçen yıla göre yüzde 41.4 artışla 15 milyar 352.7 milyon dolara yükseldi. Bunun da 4 milyar 325 milyon dolarla en büyük bölümünü geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 82 artış gösteren binek otomobil ithalatı oluşturdu. İthalat tutarı dayanıklı tüketim mallarında yüzde 39 artışla 2 milyar 341 milyon, yarı dayanıklı tüketim mallarında yüzde 37.5 artışla 3 milyar 201 milyon, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 14.9 artışla 3 milyar 89 milyon dolar oldu. Altı ayda 1 milyar 20.4 milyon dolara ulaşan esası yiyecek olan işlenmiş tüketim mallarında da geçen yıla göre yüzde 81.3’le rekor bir artış yaşandı. Bunların işlenmemiş olanında ise ithalat yüzde 7.1 artışla 437 milyon dolar oldu. Tüketim malı kategorisinde yer alan motor benzini ve diğer hafif yağlar ithalatı yüzde 15 artışla 774 milyon, sanayi ile ilgili olmayan taşıma araç ve gereçleri ithalatı yüzde 21.3 artışla 166 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. İTHALATIN YÜZDE 71’İ HAMMADDE Ocak-haziran dönemleri itibariyle toplam ithalat sepetinde ara mallarının payı yüzde 72.4’ten yüzde 71’e, tüketim mallarının payı da yüzde 13’ten yüzde 12.8’e gerilerken, yatırım mallarının payı yüzde 14.3’ten yüzde 15.7’ye yükseldi. Başka bir deyişle sepette hammaddenin payı 1.4 puan, tüketim mallarının payı da 0.2 puan düşerken, yatırım mallarının payı 1.4 puan arttı. Toplam ihracatın hammadde ithalatını karşılama oranı geçen yıla göre 13.4 puan dolayında geriledi. İlk altı ayda ithalatta sadece hammaddeye ödenen faturanın 85 milyar dolara yaklaştığı ilk altı ayda, yapılan toplam ihracattan elde edilen döviz ise 65 milyar 632 milyon dolarda kaldı. Geçen yıl ilk altı ayda yüzde 90.6 olan toplam ihracatın hammadde ithalatını karşılama oranı bu yıl aynı dönemde yüzde 77.2’ye indi. Başka bir deyişle Türkiye’nin hammadde ithalatı, toplam ihracatının yüzde 129.5’i düzeyine ulaştı. Altı aylık ihracat; yatırım ve tüketim malları ile birlikte 119 milyar 610 milyon dolara ulaşan toplam ithalatın ise sadece yüzde 54.9’unu karşılayabildi. Bu oran geçen yıl aynı dönemde yüzde 65.6 olmuştu. Diğer bir deyişle geçen yıl yüzde 152.4 olan ithalatın ihracata oranı bu yıl yüzde 182.2’ye çıktı.



PANORAMA

Tekstilde hedef 8 milyar dolar

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

40

Geçen yıl 6,5 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşan Türk tekstil sektörünün, bu yılın 7 aylık döneminde 4,7 milyar dolarlık ihracat yaptığı ve yıl sonunda 8 milyar doları yakalamayı hedeflediği bildirildi. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nden (UTİB) alınan bilgiye göre, birliğin 7 aylık dönemdeki ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 artışla, 666 milyon 641 bin dolara yükseldi. Bu dönemde Amerika ülkelerine yapılan ihracat yüzde 40, Afrika ülkelerine yüzde 30, Orta Doğu ülkelerine yapılan yüzde 30, Avrupa Birliği ülkelerine ihracat ise yüzde 28 oranında artış gösterdi. Birliğin ihracatında ilk sırayı 443 milyon 61 bin dolarla dokuma kumaşlar alırken, bu mal grubunda geçen yıla göre artış yüzde 26 olarak gerçekleşti. Suni-sentetik iplikler ihracatı yüzde 48 artışla 50 milyon dolar, pamuklu ev tekstili ihracatı yüzde 44 artışla 53 milyon 838 bin dolara ulaştı. Ülke geneli tekstil ihracatı ise Temmuz ayında yüzde 16,2 artışla 626 milyon dolara, 7 aylık dönemde ise yüzde 29,8 yükselişle 4 milyar 727 milyon dolara çıktı. HEDEF 2008 REKORUNU KIRMAK Tekstil sektörü, toplam ülke ihracatında 132 milyar dolarla rekorun kırıldığı 2008’deki rakamını (6,8 milyar dolar ihracat) bu yıl geçmeyi hedefliyor. Sektör, yıl sonunda 8 milyar dolarlık ihracat rakamını yakalamayı planlıyor. UTİB Başkanı İbrahim Burkay, 7 aylık ihracat rakamlarına bakıldığında Türkiye ortalamasının üzerinde ihracat artışı yakaladıklarını söyledi. Nisan, Mayıs, Haziran aylarında Türkiye ihracatı yüzde 20 artış sağlarken tekstildeki artışın yüzde 30’u bulduğunu ifade eden Burkay, Temmuzdaki yükselişin biraz düşük kaldığını anlattı. Gidişata göre yıl başında belirledikleri ihracat hedefini yakalayacaklarını düşündüklerini dile getiren Burkay, şunları kaydetti: ‘’2011 yılında, 2008 yılındaki ihracat rekorunu geçme hedefi var. Tekstil sektörü ihracatı, 2010 yılında 6,5 milyar dolardı. Bu yıl 8 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirecek. İyi bir ihracat artışı yakalanacağı görülüyor. 2010 yılında ihracat yapan 75-80 ülke var dünyada. Türkiye’yi gruplandırdığımız ülkelere bakarsanız Japonya, Kore, Endonezya ve Çin gibi ülkeler yüzde 30’un üzerinde ihracat performans artışları var. Türkiye’de cari açıktan söz ediliyor. Nasıl kapatılacağından söz ediliyor. Rekorlar kırıyoruz. Önümüzdeki 50 yılda dünyaya yön verecek ülkelerde aynı potada değerlendirirsek Türkiye’nin, bazı eksiklikleri var. Türkiye, bugün yüzde 20 performans sergilerken ithalatta daha fazla artış oluyor.’’ Burkay, Türkiye’nin ihracatta Çin ve Endonezya gibi artış performansını yüzde 30’un üzerine çıkarması gerektiğini belirterek, bunun için ihracata odaklanılması gerektiğini sözlerine ekledi.



PANORAMA KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

42

Çorap Terzisi’nden yaz sıcağında “bambu” ferahlığı Türkiye’de ilk kez, terzi hassasiyeti ile kişiye özel erkek çorabı üretimini başlatan Çorap Terzisi, Afrika ormanlarının mistik bitkisi bambunun doğal serinliğini seçkin müşterilerinin ayağına getiriyor. Çorap Terzisi’nin Casual serisinde yer alan Bambu çoraplar, emici ve anti bakteriyel özellikleri sayesinde teri ve kokuyu ortadan kaldırarak, hem ayakları rahatlatıyor, hem de özgüveni artırıyor. Çorap Terzisi’nin dokunuşunda ipeksi bir his uyandıran yumuşacık Bambu çorapları, 38 numaradan 47 numaraya kadar her ayak ölçüsü için özel üretiliyor. Ayaklarda oluşan teri anında emerek kişiyi rahatlatan Bambu çorapların, mini, maxi, midi ve diz altı olmak üzere dört farklı boyu yer alıyor. Siyah, lacivert, kahve ve füme olmak üzere dört farklı renk seçeneğinde üretilen Bambu çoraplar, bünyesinde barındırdığı “bambu kun” isimli anti bakteri maddesi sayesinde sağlıkla dost ve asla koku yapmayan bir ürün olma özelliğine sahip bulunuyor. Birçok kez yıkansa bile bu özelliğini kaybetmeyen çoraplar, istenen adetlerde sipariş edilebileceği gibi, Çorap Terzisi’nin özel 10 adetlik çoklu paketlerinde de satışa sunuluyor. Çorap Terzisi’nin Bambu çoraplarının fiyatları konç boyuna göre, 16 lira 70 kuruş ile 19 lira 90 kuruş arasında değişiyor.

10 adetlik çoklu paketler ise, 119 lira ile 142 lira arasında değişen avantajlı fiyatlar taşıyor. ONLİNE SİPARİŞ 2004 yılından bu yana yüksek kapasitesi ve üstün teknolojisi ile Türkiye’nin önde gelen çorap üreticileri arasında yer alan PLP Çorap Sanayi’nin özel hizmet markası olan Pulpo Çorap Terzisi, www.corapterzisi. com internet adresindeki satış sitesinden online sipariş sistemiyle hizmet veriyor. Giyimine ve yaşam konforuna önem veren, zevk ve özgüven sahibi erkekleri, raflardaki standart çoraplarla sınırlanmaktan kurtaran Çorap Terzisi, onlara iplik hammaddesinden, konç boyuna kadar pek çok detay için kişisel tercih fırsatı sunmakla yetinmiyor. Çorap üzerine isim ve özel mesaj olanağı tanıyan, kişiye özel ve hediye çorap uygulamaları ile çorabı tümüyle kişiselleştiriyor. Müşterilerinin 3.000 farklı seçenek içinden kişisel tercihleriyle belirledikleri siparişlerini, 5 gün içinde onlara özel üreten Çorap Terzisi, bu siparişleri UPS Kargo ile Türkiye’nin her yerine 1 ila 5 gün içinde ulaştırıyor. Çorap Terzisi, özellikle Türk iş dünyasının liderlerinin de aralarında yer aldığı seçkin müşterilerine ise, oluşturduğu Pulpo Premium sistemi ile özel ayrıcalıklı hizmetler sunuyor.


örtüştüğü için bu projede içerisinde yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Yeşimli çocukların çevre sorunlarına karşı duyarlı ve bilinçli bir şekilde yetişmesi için kreşin eğitim programı kapsamında TEMA’nın da desteği ile çocukları çevre konusunda özel olarak eğitileceğini belirten Cesur, her yıl sonunda da 6 yaş çocuklarını TEMA’ya üye yaparak mezun edeceğiz dedi. “Ağaç yaşken eğilir” diyen Cesur hedeflerinin çevreyle daha barışık ve daha duyarlı çocukların yetişmesine katkıda bulunmak olduğunu söyledi. Cesur, bu proje kapsamında Bursa’da ilk rozet takan kreş olmaktan da büyük mutluluk duyduklarını belirterek diğer kreşleri de bu projeye katılmaya davet etti.

43 KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

Çevre ve sürdürebilirlik çalışmalarına büyük önem veren Yeşim Tekstil, çalışanlarından sonra bünyesindeki kreşe devam eden çocukları da çevreci bireyler olarak yetiştirmek için kolları sıvadı. Geçtiğimiz aylarda “ Ağaç yaşken eğilir” atasözünden yola çıkarak TEMA’yla birlikte “Minik TEMA” projesini hayata geçiren Yeşim Tekstil, ailenin en küçük bireylerini de doğaya dost, çevreci bireyler olarak bilinçlendirmeye başladı. TEMA ile Yeşim kreşinin gerçekleştirdiği ortak proje kapsamında bu yıldan itibaren her yıl 6 yaş grubu öğrencileri TEMA’nın gönüllü üyesi olarak mezun olacak. Bu proje kapsamında yıl boyunca kreşin eğitim programı dahilinde çocuklar çevreyi koruma ile ilgili çeşitli eğitimler alacak ve etkinliklere katılacaklar. Her yıl sonunda da 6 yaş grubu çocuklarına mezuniyet töreninde aldıkları çevre eğitimlerinin simgesi olarak rozetleri takılarak TEMA’ya üye yapılacak ve üyelikleri 18 yaşına gelene kadar devam edecek. Bu yıl ilk defa “Minik Temalılar” ailesine katılan Yeşimli miniklerin TEMA rozetlerini ise yıl sonu mezuniyet töreninde TEMA Bursa Şube Başkanı Şaban Uyar taktı. Uyar, Yeşim Tekstil kreşinin Bursa’da Minik Tema projesi kapsamında rozetlerini takan ilk kreş olduğunu belirterek, yetkililere çevre çalışmalarına karşı gösterdikleri duyarlılıktan dolayı teşekkür etti. Çevre bilincinin bu yaşta verilmesinin önemine dikkat çeken Uyar, geleceğimiz için çocuklarımızı da şimdiden bu konuda bilinçlendirmeliyiz dedi. Yeşim Tekstil Kurumsal İletişim Müdürü Dilek Cesur ise yaptığı konuşmada; Yeşim’in çevre ve sürdürülebilirlik çalışmalarına büyük önem verdiğini ve bu güne kadar TEMA ile ortak birçok proje gerçekleştirdiklerini belirterek kurumun bakış açısı ile çok güzel

PANORAMA

Yeşimli çocuklar “Minik TEMA” projesinde


PANORAMA

Tabloları insanlara giydiren tasarımcı Yeşimli’lerle buluştu

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

44

Beğendiği sanatçıların tablolarını kumaşa aktararak bunlarla yaratıcı kıyafetler hazırlayangenç tasarımcı Günseli Türkay Yeşim Moda Tasarım Kulübü’nün davetlisi olarak söyleşi için Yeşim’e geldi. Kendine özgü bir tarz yaratan ve bu tarzıyla sektörde ön plana çıkan Günseli Türkay, Yeşimlilerle yaptığı söyleşide kendi tasarımlarının yanısıra marka oluşturma süreci hakkında da bilgiler verdi. Yeşim Tekstil’in konferans salonunda gerçekleşen söyleşide Günseli Türkay, kendi hayat hikayesinden yola çıkarak genç girişimcilere de örnek

olacak kişisel tecrübelerini paylaştı. Konuşmasında Türkay, modayla ilgili trendlerin yanısıra koleksiyonlarında nelere dikkat ettiğini, neleri ön plana çıkardığını ve kendi marka kimliği çalışmalarını anlattı. ODTÜ İktisat mezunu olmasına rağmen moda sektörünü ve tasarımcı kimliğini kullanarak profesyonel iş yaşantısını kurgulamayı tercih ettiğini anlatan Günseli Türkay, ODTÜ’den sonra tasarım eğitimi alarak tasarım konusunda iş yaşantısını devam ettirmekten çok büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Özel sektörde birçok firmaya tasarımcı olarak hizmet verdikten sonra kendi markasını oluşturmayı tercih ettiğini belirten Türkay, artık kendi markası ile koleksiyonlarını hazırlarken çok daha özgür olabildiğini belirtti. Sanata kişilik olarak kendisinin de çok yatkın olduğunu bellirten Türkay, koleksiyonlarında sevdiği sanatçıların tablolarını kullanmayı tercih ettiğini söyledi. Koleksiyonlarında kendisinin de başarılı bulduğu genç ve modern resim sanatçılarının tablolarını kullandığını anlatan Türkay, her koleksiyonda tek bir sanatçının 4 veya 5 tablosunu kullanarak koleksiyonunu hazırladığını açıkladı. Kendine özgün tasarımlarıyla da sektörde bir tanınırlık elde ettiğini söyleyen Türkay, “hazırladığım kıyafetleri gören kişi etiketini görmeden benim tasarımım olduğunu artık anlayabiliyor” dedi. Sunumunda Türkiye’nin son yıllarda moda alanına büyük yatırım yaptığını, sektörde de bu anlamda ciddi çalışmalar yapıldığını söyleyen Türkay, Paris, Londra, İtalya gibi dünyada modanın merkezi olmak istiyorsak devletin sanatın her alanını ve her alandaki tasarımcıyı çok daha fazla desteklemesi gerekiyor dedi. Tasarımın bir bakış açısı ve vizyon olduğunun altını çizen Türkay, devlet sanatın her alanına yatırım yaparak bu alanda toplu bir kalkınmayı hedeflemelidir, çünkü bunlar bir zincirin ayrılmaz halkalarıdır dedi.



PANORAMA KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

46

Modanın yeni yıldızlarından mezuniyet sergisi Modaya 360 derece bakışla yaklaşan ve geleceğin moda profesyonellerini yetiştirmeyi hedefleyen, Türkiye’nin en yetkin moda eğitimi platformu İstanbul Moda Akademisi (İMA), 2010 – 2011 senesi Tasarım Bölümü öğrencilerini görkemli bir törenle mezun etti. 2007 yılından bu yana faaliyet gösteren İstanbul Moda Akademisi (İMA), tasarım bölümü mezunlarının çalışmalarını, Teşvikiye’deki binasında düzenlenen sergi ile moda severlerin beğenisine sunuyor. İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, sektörün değerli başkanları ve önde gelen isimlerinin de katıldığı 30 Haziran 2011, Perşembe günü gerçekleşen sergi açılışı İMA öğrencilerinin orijinal tasarımla-

rından oluşuyor. Mezunlar, bu sergi ile bir tasarım yaratmanın yanı sıra eserlerinin hayata geçiş evrelerine de bire bir dâhil olduklarını ortaya koyuyor. Moda, tasarım ve sanat bilinci yüksek, küresel pazarlar ve moda pazarlaması farkındalığı olan, yaratıcı ve yenilikçi, risk alabilen profesyoneller yetiştirmeyi hedefleyen İMA, Moda Tasarımı, Moda Teknolojisi, Moda Yönetimi ve Pazarlaması, Moda Perakendeciliği, Moda Fotoğrafçılığı ve Medya alanlarında eğitim veriyor. Müfredatı, moda endüstrisinde profesyonel tecrübesi bulunan yerli ve yabancı uzmanlardan oluşan deneyimli eğitmen kadrosu ile endüstrinin ihtiyaçları paralelinde kurgulanıyor. İMA, bugünün ve geleceğin moda profesyonellerinin heyecanla karşıladığı bir platform. Akademi, moda ve tekstil endüstrisinden beslenerek, sektöre kalifiye insan kaynağı oluştururken yine sektörü güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu doğrultuda İMA’nın gurula mezun ettiği öğrenciler, endüstri ve Türkiye’nin önde gelen tasarımcılarıyla ile iç içe yürüttükleri pek çok proje ile değerli deneyimler kazandılar ve şimdi araştırmacı, yenilikçi süreci disipline etmeyi başarabilecek vizyon sahibi bireyler olarak global rekabette kendi yollarını bulma aşamasındalar. Bilinen biçimleri, yaratıcı gözleriyle farklı algılayıp, sıradışı formlara sokan, hayal güçlerini geometri ve teknolojinin yardımıyla üç boyuta taşıyan geleceğin moda tasarımcıları olarak, tamamlanmış ilk tasarım hikayelerini, taptaze bir heyecanla modaseverlerle paylaşıyorlar.



PANORAMA

“Lycra® beauty kumaşı” Mode City’ye damgasını vurdu

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

48

Dünyanın en büyük entegre elyaf ve polimer üreticilerinden Invista; 9 – 11 Temmuz 2011 tarihleri arasında şekil verme özelliği olan “LYCRA® beauty kumaşı” sertifika programını Paris’te düzenlenen Mode City Fuarı’nda mayo sektörüne tanıttı. Invista tarafından yürütülen, LYCRA® beauty kumaşının şekil veren iç giyim ürünlerindeki başarısının takibi konusunda gerçekleştirilen bir tüketici araştırmasının sonuçlarına göre; kadınların % 96’sı “vücudu sarma” özelliğini bir mayoyu tercih etmekteki en önemli sebep olarak gösterdi. Araştırma aynı zamanda kadınların, vücudu biçimlendiren mayoların öneminin farkında olmaları ile memnuniyet düzeyleri arasında büyük bir fark olduğunu gösterdi. Kadınların isteklerinin; daha fazla konfor, daha yüksek şekillendirme performansı ve daha çok duygusal tatmin olduğu da kaydedildi. Ortaya çıkan bu farkı kapatmak için, mayolara şekil veren LYCRA® beauty kumaşı; mayoları güneş kremlerine, yağlarına, UV ışınlarına ve klora karşı dayanıklı kılan Xtra Life LYCRA® elyaf markası standartları ile buluşarak uzun ömürlü ve rahatlık ihtiyaçlarına da cevap vermeye odaklandı. Mayolarda kullanılan LYCRA® beauty kumaşının, markalara ve tasarımcılara yardımcı olarak belirli ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirilmiş iki özelliği bulunmakta. • Sıkılık: LYCRA® beauty kumaşı hareket özgürlüğü sağlayarak, vücudu saran mayolar sunar. • Ekstra

Sağlamlık: LYCRA® beauty kumaşı, mayo aksesuarlarının vücuda şekil kazandırması için geri toplama özelliği sunarak şekil veren tasarımlara imza atar. Invista’nın İç Giyim ve Mayo Bölümü Global Pazarlama Direktörü Ninabeth Sowell, “Kumaşın iç giyim segmentindeki başarısından sonra Invista; “The Science of Shaping™” (Şekillendirme Bilimi) kavramını, vücuda şekil vermeye odaklanan farklı giysilere de uyguluyor” diye açıkladı. “Şekil verme özelliğine sahip LYCRA® beauty kumaşı; performansını Xtra Life LYCRA® elyafının faydaları ile birleştirince mayolar vücuda mükemmel uyum sağlıyor ve şekil verici özellikler kazanıyor” diye sözlerine devam etti. Brugnoli Giovanni SpA, Carvico SpA, Darlington Fabrics, Eurojersey SpA (Sensitive® FIT), Guangdong Charming Co. Ltd, Guangdong Derun Textile Co Ltd, Gwo Jyh Warp Knitting Industry Co Ltd, Jersey Lomellina SpA, Liebaert, Maglificio Ripa Srl, Piave Maitex SpA, Wegal & Tricotel SpA ve Rosset Group gibi önde gelen mayo müşterileri bu yenilikçi kavramı çoktan benimsemiş. 4 kıtadaki Invista müşterilerinin LYCRA® beauty kumaşı kullanarak tasarladıkları mayolar, Mode City Fuarı’ndaki Invista standında sergilendi. Aynı zamanda LYCRA® beauty kumaşı taşıyan mayolar da ilk defa bu platformda yer aldı ve bu yolla ziyaretçiler LYCRA® beauty kumaşının kullanım çeşitliliğini de fark etmiş oldu.

500 büyük sanayi kuruluşunda Sanko’dan 3 şirket İstanbul Sanayi Odası’nın gerçekleştirdiği Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’nda, 500 büyük arasına Sanko Holding’in 3 şirketi girdi. İstanbul Sanayi Odası’nın 2010 verilerine ve üretimden net satışlar baz alınarak gerçekleştirilen araştırmasına göre, Sanko Holding şirketleri listede ilk 200 firma arasında yer alıyor. Buna göre, Sanko Tekstil işletmeleri Sanayi ve Ticaret A.Ş., 2009 yılında olduğu gibi listede 64. sıradaki yerini korurken, Çimko Çimento ve Beton Sanayi Ticaret A.Ş. 9 sıra yükselerek 147. oldu. Sanko Holding’in ambalaj sektöründeki şirketi Süper Film Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş. ise 38 sıra yükselerek 191. olmayı başardı.



MODA KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

50

Kiğılı’dan doğa temalı “Keşif” koleksiyonu Siz de doğaya meraklı, maceracı ruhunuzu kıyafetlerinize yansıtmak isteyenlerdenseniz, Kiğılı’nın genç ve dinamik “keşif” koleksiyonuna mutlaka göz atın. Klasik kalıplardan çok farklı, genç, dinamik ve etkileyici bir seri “Keşif”… İnsanoğlunun doğa ile ilişkisi, yeniden doğaya dönüşü; bir kâşif gibi onu daha iyi tanımlayacak ve değerli kılacak bir keşfin içine girmesi, koleksiyonun çıkış noktasını oluşturuyor. Özgür ve maceracı ruhlara seslenen seride, toprak tonlarıyla birlikte yeşilin birbirinden güzel birçok farklı tonu işlenmiş. Spor ceketler, bermudalar, pantolonlar, t-shirt ve gömlekler “keşif” serisinin öne çıkan ürünleri arasında. Yaz

sezonu her gün rahatlıkla giyilebilecek envai çeşit renkteki pike örgü polo yaka t-shirtlerdeki detaylar, ürünün ana rengini ortaya çıkarmakta. Keşif koleksiyonunda, doğanın diri, taze yeşil rengi yine doğadan gelen toprak tonlarını taşıyan gömlekle birleşerek bir bütün oluşturuyor. Gömleklerde kullanılan farklı ekose desenler, huzur veren doğa tonlarıyla anlam kazanıyor. Uzun kollu, pamuk içerikli gömleğin uzun kollu olmasından çekinmeyin, gömleğinizin hafifliği sizi yaz sıcaklarında bunaltmıyor. Nakış ve baskı detaylarıyla süslenmiş olan, düz, pamuk içerikli bermuda şortlar ise, keşif koleksiyonunun vazgeçilmezleri arasında.



MODA KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

52

Herry ile bu yaz; turuncu beyaz… Doğanın uyanışını renk ve desen olarak modaya taşıyan Herry, bu yıl Akdeniz’in portakal bahçelerini çağrıştıran turuncu renkli modelleri ile kentli kadına sıcak ve canlı bir tarz sunuyor. Herry’nin turuncu beyaz zarafeti, yaz sıcağında kentin soluk yüzüne renk getiriyor. Herry, hem iş ve ofis, hem günlük hayata uygun özgün ve modern çizgileri taşıyan tasarımları ile kentli kadının tarz farklılıklarını ortaya çıkarıyor. Herry’nin, doğanın canlı renklerinden esinlenerek

oluşturduğu Yaz Koleksiyonu’nda, turuncu ve beyazın kombine edildiği ürünler öne çıkıyor. Kışın kasvetli havasına inat, şortlar ve uçuşan elbiseler, kadına zarif ve bir o kadar çekici görünüm kazandırıyor. Herry Yaz Koleksiyonu’nda yazın hafifliği kumaşlara, cıvıltısı renklere yansıyor. Keten kumaşlar modellere etkileyici bir hava katarken, yazın coşkusunu giyiminde hissetmek isteyenler için, birbirinden zarif, zengin model seçenekleri yer alıyor.


53 KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

Yeni sezonda Dockers® Khaki ve Kargo pantalonlar yepyeni modeller ile sahneye çıkıyor. Militer tarzda güçlü çizgilerle öne çıkan Dockers®’ın Sonbahar Kış 2011 koleksiyonu ile erkekler bu sezon çok daha maskülen ve çok daha özgür olacak. Smart casual tarzı benimseyen modern erkeklerin markası Dockers®, Sonbahar Kış 2011 koleksiyonunda, militer köklerinden aldığı güçlü çizgilerle öne çıkıyor. Yepyeni modellerle Khaki ve Kargo pantolon koleksiyonunu genişleten Dockers®, erkeklere daha çok seçme özgürlüğü sunuyor. Dockers® pantolonlar açık ve koyu bejler, gri tonları, ekose desen, indigo mavi, militer yeşil, kahverengi renk alternatifleriyle karşımıza çıkıyor. Khaki gömlekler, ekose desenli yün gömlekler, yüz kazaklar ve hırkalar, bereler, atkılar ve maskülen tasarıma sahip sırt çantaları ile Dockers® bu sezon da erkeklerin vazgeçilmezi olacak. Khaki’nin denim dünyasından esinlendiği zamanlar geride kaldı. Artık Dockers® Khaki pantolonları yepyeni ve kendine özgü modellerle sahneye çıkıyor. Maskülen ve karakterli tasarımlarının yanı sıra yeni kesimler ve yeni bitirmelerle öne çıkan Dockers® Khaki pantolonlar, efsaneyi sürdürüyor. Militer tarzın tüm detaylarına sahip Dockers® K–1 Khaki’ler ise daha genç erkeklere göre tasarlandı ve önceki sezonlardan daha ince hatlı ve zarif bir siluet sunuyor. Yeni sezonda Dockers®, militer çizgide tasarlanan kargo pantolon modellerini kentsel dokunuşlarla zenginleştiriyor. Dockers® erkeğini daha geniş kesimlerin yanı sıra, yeni renk alternatifleri, yeni modeller ile daha kentsel ve

MODA

Dockers® Sonbahar Kış sezonunda militer köklerine göndermeler yapıyor

genç bir görünüm bekliyor. Gittikçe daralan askeri modellerden daha şık yünlü karışımlarına kadar yepyeni stillerle genişleyen kargo pantolon koleksiyonu sayesinde Dockers®’ta her erkeğin kendine uygun bir model bulması artık daha kolay!


MODA KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

54

Wrangler ile sınırlarını belirle… Orijinal outdoor denim markası Wrangler; 2011 Sonbahar/Kış Koleksiyonu ile sezona yepyeni bir bakış açısı getiriyor. We Are Animals kampanyası ile birbirini tamamlayan Mark Your Territory konsepti ile yeni koleksiyonunda Wrangler, yaşam alanlarınızdan kullandığınız eşyalara kadar etrafınızdaki dünyaya damganızı vurun diyor. Wrangler, 2011 Sonbahar Kış Koleksiyonu’nda, tanınmış jeanler’i ile sınırları çiziyor. Lazer ve manüel teknikler kullanan ikonik denim markası, Yerli Amerikan Sembolleri gibi çeşitli süsleme ve işaretleri jeanler üzerine kalıcı bir şekilde işliyor. Wrangler yeni koleksiyonu ile sizlere kendi jean’lernizi tasarlama imkanı veriyor. Yeni, normal bel Ace ve düşük bel, düz kesim Crank, Sınırlarınızı Çizmeniz ve kendi desenlerinizi jeanler’inize eklemeniz için özel bir kalemle sunuluyor. Kendi imzanıza ya da desenlerinize yer açmak için; bazı modellerde arka cepteki deri etiket bu sezon Wrangler jean’lerinden kaldırılıyor. 2011 Sonbahar

Kış Koleksiyonu’nda; petrol yeşili denimler, folklorik öğeler ya da grunge siyahlar ve şehirli-outdoor gibi temalar dikkat çeken detaylar oluyor. Sezonun dikkat çeken modelleri arasında dar, modern kesimli jeanler, daha dayanıklı gömlekler, Cowachin hırkaları ve uzun ceketler yer alıyor. Deri ve yünün kullanımı geleneksel Wrangler jean tasarımlarına yeni bir soluk getiriyor. Kadın Koleksiyonu’nun yeni cigarette-paça modellerinden Jayne, dar, düz kesimi ve hafif kısa paçaları ile dikkat çekiyor. Bu sezonun en iddiali erkek modeli ise düşük ağ konseptini dar kesim ve daralan paçalarla birarada sunan Vedda olarak karşınıza çıkıyor. Wrangler EMEA Kreatif Direktörü Alessandro Vigano: “Denim’de yenilik her Wrangler koleksiyonu için anahtar kelimedir. Mark Your Territory Kampanyası’nın uygulamaları daha önce görülmemiş uygulamalar. Sonbahar Kış 2011 Koleksiyonu’nda Wrangler denim yıkamalara yepyeni bir yön veriyor.”


ITMA’ya birlikte uçalım...

yine birlikte ITMA’dayız... Tel: +90 212 454 25 00 Fax: +90 212 454 25 55 web: www.konfeksiyonteknik.com.tr • e-mail: yozkan@img.com.tr

Geç olmadan bize ulaşın... www.atn.com.tr ahaspolat@atn.com.tr


Theorie bu Yaz iddialı ve romantik

MODA

Theorie çeşit bolluğu ile, uygun fiyata 150 farklı model ve renkleriyle sizleri bekliyor. Theorie gardırobunu mükemmel kalıplı jean’ler, tiril tiril gömlekler, sandaletler ve tamamlayıcı aksesuvarlarla renklendirmek isteyenlere büyük bir avantaj sunuyor. Modaya yön veren tasarımlar, rahatlık, güçlü hatları ve sofistike renk skalası ile dikkat çekiyor. Theorie ile akılda kalıcı bir stil yakalayın. Geç buruşan, kolay ütülenen gömlek ve takım elbiseler, leke tutmayan, terletmeyen gömlekler, su geçirmez takım elbiselerle Theorie bu yaz çok teknolojik. Tasarım ve modelleri

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

56

ile Theorie ürünleri bu yazın olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Theorie’nin farklı ihtiyaç ve zevklere göre şekillendirdiği zengin koleksiyonu ile günün her saati şıklığı yakalayabilirsiniz. İstanbul da bulunan fabrikada ürütilen ürünlerin %20’sini ağırlıkta İngiltere, İspanya, Fransa ve Avrupa ülkelerine ihracat etmektedir. Theorie 15 kendi mağazalar zinciri yanısıra, Türkiye genelinde toplam 350 seçkin satış noktasında bulunmaktadır. Theorie ürün gamında, klasik ve spor erkek giyiminde 18 - 60 yaş arası, A’dan Z’ye her ihtiyaca cevap vermektedir.



TASARIM KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

58 Ezgi Çılgın

1988 yılında doğan Ezgi Çılgın, 1994 yılında Sair Nedim İlköğretim Okulu’na başlıyor ve 2006 yılında Cent Koleji’ni bitirerek üniversite hayatına İstanbul Teknik Universitesi (ITU) - Fashion Institute of Technology (FIT) Moda Tasarımı bölümünde başlıyor. Halen bu okulda 3. sınıf öğrencesi olan Çılgın, hedefini daha çok küçük yaştayken belirlemiş ve ITU’de böyle bir bölümün açıldığını duyduğunda tek hedefinin burası olduğuna karar vermiş. Zamanını en iyi şekilde değerlendirmek için çeşitli yerlerde çalışan Çılgın, ilk olarak 2009 yılında bir aylığına Mersin Serbest Bölge’de “BHS” adlı firmanın üretim bölümünde görev almış. Daha sonra aynı yıl 2 aylıgına İstanbul’da “BILSAR” firmasında Alex Akimoglu’nun asistanlığını yapan Ezgi, bu firmaya bağlı olan Fred Perry, Falke, Austin Reed departmanlarında da çalışmalarını sürdürüyor. En son olarak da ZeynepTosun’un yanında 6 ay boyunca staj yapan Ezgi Çılgın, tasarımdan üretime kadar her aşamayı görmüş ve takip etmiş. Defile deneyimim ilk olarak 2009 yılında gerçekleşti, İTÜ’nün düzenlediği ‘ Soft Silhouette’ temalı defileye katılmaya hak kazandım. En büyük deneyimlerden biri de 2009’daTommy Hilfiger’in düzenlemiş oldugu “East meets west’ adlı yarışmada finale kalarak, o başarıyı yaşamak oldu. 2010 yılında eğitimime Amerika’da devam ederken, Valentino için hazırlanan sergide, kendi tasarlamış ve dikmiş olduğum kıyafetimle sergiye katılmaya hak kazandım.


KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

59

TASARIM


KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

60

TASARIM



OTOMOBİL KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

62

Peugeot 508 RXH Dizel hibrid ve seçkin tasarım ile Peugeot ürün gamında yükseliş trendini sürdürüyor Dizel hibrid motoru ve üst gam şık tasarımı ile SUV dünyasının orijinal vizyonunu yeni 508 RXH modelinde bir araya getiren Peugeot, şimdi müşterilerine daha da yoğun bir sürüş keyfi sunuyor. Peugeot ürün gamındaki modern ve farklı yükselişi ortaya koyan bu yeni model gün ışığına çıkıyor. 508 RXH’in tarzı ve HYbrid4 yenilikçi motor seçeneği, özgürlük ve sürüş keyfinin bu sınıfta görülmemiş bir şekilde birleştirilmesini sağlayan 200 hp güç, 4 tekerlekten çekiş, % 100 elektrikli mod, kilometrede 100 gramın altında CO2 emisyonları gibi özellikler kazandırıyor. Peugeot RXH’ın dünya prömiyeri Eylül ayında düzenlenecek olan Uluslararası Frankfurt Otomobil Fuarı’nda yapılacak. Göz alıcı zarifliği, seçkin dış görünüşü ve üst düzey standartları ile beğeni gören 508 Sedan ve SW’nun 2011 ilkbaharındaki lansmanından sonra, 508 RXH Peugeot markasının “Premium” imajını bir kez daha yükseltiyor ve markanın teknolojik, çevreye saygılı öncülüğünü pekiştiriyor. Duruşu ve özel tasarımı ilk bakışta aracın SUV dünyasına ait olduğunu gösteriyor. Eşsiz ve seçkin tarzı, yükseltilmiş ve genişletilmiş gövdesiyle olduğu kadar, bu yeni versiyon aynı zamanda, daha da dışa vurumcu tasarımlı dalgalı radyatör ızgarasının her iki yanında 3 pençe izini çağrıştıran, gece olduğu gibi gündüz de etkin LED’li farlarının somutlaştırdığı benzersiz görsel imzasıyla da farklılaşıyor. Aracın özel karakterini güçlendirmek üzere, 508 RXH’in iç mekanı bakır rengi dekorları ya da alkantra deri döşemesinde olduğu gibi, ayırt edici renkler ve kaliteli

malzemelerle tamamen özgün bir görüntü sunuyor. Araç tek bir donanım ve finisyon seviyesi ile sunuluyor. Bu seviye otomobilin üst gam ve teknolojik konumuyla uyum içinde. Anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemi, elektrikli ön koltuklar, head up ekranı, 18” jantlar, camlı panoramik tavan, koyu renkli akustik lamine yan camlar, WIP Nav Plus radyonavigasyon gibi zengin standart ekipmanlarla donatılmış olan araç yolcularını özenle, incelik ve yüksek bir konfor seviyesiyle ağırlıyor. Sadece dünyanın ilk dizel hibrid motor seçeneği 2.0 l HDi FAP HYbrid4 güç ünitesi ile sunulan 508 RXH, sürüş keyfi ve değişim özgürlüğü ile eşanlamlı. 147 kW (200 hp) maksimum güç, 4 tekerlekten çekiş ve 450 Nm’lik maksimum tork ile 508 RXH her türlü yol koşulunda tüm kullanım ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tasarlandı. Araç ayrıca şehir içinde kullanım için ideal, yakıt tüketimini karma devirde 100 kilometrede 4,2 litrenin altına, emisyonları kilometrede 109 gram CO2 emisyonunun altına düşüren %100 elektrikli kullanım modu da sunarak, bu segmentte yepyeni perspektifler açıyor. 3008 HYbrid4’ün de birkaç hafta içinde yapılacak olan uluslararası lansmanı ile, birçok modelinde HYbrid4 teknolojisini sunacak olan Peugeot, sürüş keyfi ve çevreyi koruma alanında çığır açan yenilikçi stratejisini sürdürüyor. 508 RXH Eylül 2011’de Uluslararası Frankfurt Otomobil Fuarı’nda dünya prömiyerinde tanıtıldıktan sonra, 2012 ilkbaharından itibaren Avrupa pazarında satışa sunulacak.


Yüce Auto tecrübesi ve kalitesiyle tüm yurda yayılmış ve kampanyaya dahil olan Skoda servis noktalarında yedek parça ve işçilik ücretlerinde yapılan yüzde 30 indirim, Skoda’nın satış sonrası servis hizmetine verdiği önemin bir göstergesi olarak da dikkati çekiyor.

63 KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

Konforu, kalitesi, sürüş rahatlığı ve teknolojisiyle otomotiv sektörüne gözde modeller sunan Skoda, 31.12.2007 tarihinden önce trafiğe çıkmış Skoda modelleri için yüzde 30 oranında indirim yaptığı bir kampanya başlattı. Trafikte bulunan 4 yaş ve üstü Skoda modelleri için bir “gençlik aşısı” niteliğindeki bu kampanya Skoda’nın Türkiye’ye yayılan servis noktalarında geçerli olacak. Kampanyadan, belirlenen yaş kriterlerine uyan tüm Skoda modelleri faydalanabilirken bu uygulama ile Skoda’nın trafikte “güvenliğe” verdiği önem bir kez daha ortaya konmuş olacak. 2007 yılından önce trafiğe çıkan Skoda modellerinin gerek periyodik bakım gerekse de parça değişikliklerinin zamanında ve doğru eller tarafından yapılmasını teşvik eden ve 15 Ekim 2011 tarihine kadar sürecek kampanya ile binlerce Skoda sahibinin güvenliği sağlanmış oluyor.

OTOMOBİL

Skoda yetkili servislerinde “GENÇLİK AŞISI”


İşin adı pazarlama

Bir akademik disiplin olarak marketing 1881’den beri konuşuluyor. İlk pazarlama (marketing) dersi 1902 yılında ABD’de verilmiş. Bir asırdan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen hala herkes pazarlamayı kendine göre anlıyor. Yıllardır türlü yollardan anlatageldiğimiz pazarlamayı bir daha tanımla deseler, şu sıralar bendeniz, “Pazarlama, iş yapmanın adıdır”, “Pazarlamasız iş olmaz” der, keser atarım. Peki, iş nedir? İş; dünyayı, memleketi, kurum ve kuruluşları, firmaları, kişileri ve benzerini daha güçlü, daha üstün bir konuma getirmek amacıyla değiştirmeye ve dönüştürmeye girişmektir.

PAZAROLA

Hiçbir iş tek başına yapılmıyor. İnsanlar tek başlarına çalışabiliyor ama iş yapamıyor. İş, başka insanlarla birlikte yapılıyor ve işin sonunda başka insanlara ihtiyaç duyuluyor.

64

İş yapmak için, birlikte hareket etmek; maksadı ve işi tarif ettikten sonra, bu iş etrafında olabildiğince çok sayıda insanı arkasına almak, onları taraftar, destekçi, ortak, işbirlikçi, avukat, yandaş, yardakçı, alkışçı haline getirmek gerekiyor. PROF. DR. İSMAİL KAYA

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

ismailkaya@gmail.com

İşe ve işi yapanlara sahip ve arka çıkanlar ne kadar çoğalırsa işin başarılma ihtimali de o kadar büyük oluyor. Her iş ve her değişme, bir başka iş ve bir karşı tepki (direnme) doğuruyor. İş yapanların muvafıkları ve destekçileri kadar muhalifleri ve köstekçileri de oluyor veya sonradan oluşuyor. İşin büyüklüğü, etkilediği insanların, taraftarlarının sayısı kadar muarızlarının çokluğundan da anlaşılıyor. Dünyada, siyasette, adalette, askeriyede, bürokraside, sanayide, ticarette ve piyasalarda şu sıralar gündemin saat be saat değişmesi, dikkatlerin her gün başka bir yere çekilmeye çalışılması önemli işlerin yapılmakta olduğunun da işareti. İş yapmak istiyorsanız, pazarlamanız her bakımdan kuvvetli olacak; kendinize düşmandan çok taraftar toplayacaksınız. Davanıza inanıyor, taraftarlarınıza güveniyorsanız, attığınız adımlarda ve girişimlerinizde sizi her alanda hararetle alkışlayacakların sayı ve güçlerinin yuhalayacaklardan daha fazla olacağından eminseniz, kim tutar sizi? İşe ve yola devam. Tarih, başka türlü yazılmıyor!



Büyük beden kadınların sütyen satın alırken karşılaştıkları problemler

MAKALE

Yrd.Doç.Dr.Sevim AYDİNÇ BÖLAT / sevimaydincbolat@aydin.edu.tr Öğr.Gör. Hatice YÜKSEL / haticeyuksel@aydin.edu.tr İstanbul Aydın Üniversitesi / Güzel Sanatlar Fakültesi / Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

66

ÖZET Sayıları her gün artmaya devam eden obezite hastalarının vücut yapıları ideal kiloya sahip kişilere göre farklılık gösterdiğinden satın aldıkları giysilerde pek çok problem yaşamaktadırlar. Hazır giyim sanayiinin hızla geliştiği ülkemizde büyük bedene sahip kadınlar için iç çamaşırı üretimi yapan işletme yok denecek kadar azdır. Bu nedenle bu kişilere yönelik üretim yapan işletmelerde vücut tiplerine uygun kalıplar kullanılarak özel giysiler tasarlanmalı ve üretilmelidir. Bu araştırma, büyük beden kadınların sütyen satın alırken karşılaştıkları problemleri belirlemek amacı ile yapılmıştır. Araştırmanın verilerini, Ankara ve İstanbul’da random yoluyla seçilen 130 büyük beden kadınlara uygulanan anketler oluşturmaktadır. Yapılan analizlerden sonra sonuçlar tablolar halinde sunulmuştur. Araştırmanın sonuçlarına göre; büyük beden kadınlar, vücut özelliklerine göre sütyen bulmakta sıkıntı yaşarken, kullanılan malzeme ve aksesuarın kalitesinden de memnun olmadıkları belirlenmiştir. 1.GİRİŞ Obezite, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlanmaktadır (1). Bölgesel yağ dağılımı genetik olarak erkek ve kadınlarda farklılık göstermektedir. Erkek tipi obezitede yağ, vücudun üst bölümünde bel, üst karın ve göğüs bölgelerinde (elma tip) toplanmaktadır. Kadın tipi obezitede ise yağ, vücudun alt bölümünde kalça, uyluk ve bacaklarda (armut tip) toplanmaktadır (2). Tek başına bel çevresi ölçümü karın bölgesindeki yağ dağılımı ve sağlığın bozulmasında önemli ve pratik bir gösterge olarak kullanılmaktadır. Bel çevresinin kalça çevresine oranı erkek tip obez sınırlarında olan hastalarda beden kitle indeksi (BKİ) ile bel çevresi arasındaki ilişkiyi yansıtan denklemler elde edilmiştir (3). Yetişkinlerde bel çevresi ölçümüne göre hastalık oluşma riski Tablo 1’de gösterilmiştir (4).

Obezitenin oluşmasında başlıca riskler ve riski etkileyen faktörler aşağıda sıralanmıştır: *Aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları, *Yetersiz fiziksel aktivite, *Yaş, *Cinsiyet, *Eğitim düzeyi, *Sosyo - kültürel etmenler, *Gelir durumu, *Hormonal ve metabolik etmenler, *Genetik etmenler, *Psikolojik problemler, *Sık aralıklarla çok düşük enerjili diyetler uygulama, *Sigara- alkol kullanma durumu, *Kullanılan bazı ilaçlar (antidepresanlar vb.), *Doğum sayısı ve doğumlar arası süre (5). Halk sağlığını tehdit etmesinin yanı sıra ekonomik, ergonomik ve sosyal bir problem olarak da kendini gösteren obezite, diğer hastalıklardan farklı olarak doktorların dışında uçak mühendislerini, otomobil tasarımcılarını, stadyum, konser, tiyatro salonu gibi gösteri yerlerinin mimarisini planlayan kişileri de ilgilendirmektedir. Ayrıca; giysi kalıplarının da genişlemesine yol açtığı için çeşitli giysilerin, iç çamaşırı ve takıların üretimini de etkilemektedir. (6) Şişmanlık; gelişmiş ülkelerde en çok orta ve az gelire sahip kimselerde görülürken Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin orta ve yüksek düzeyde geliri olan kesimlerinde sık görülmektedir. Bu durum, gelişmiş ülkelerde yoksul sınıfın beslenme özelliklerinin, gelişmekte olan ülkelerdeki orta tabakanın beslenme özellikleriyle benzerlik göstermesiyle açıklanmaktadır. (7) Kilo alımına bağlı olarak insan vücudunun sahip olduğu fiziksel özellikler değişmektedir. Bu duruma bağlı olarak da farklı giysi ve giyinme ihtiyaçları ortaya çıkmaktadır. Büyük beden giysi tasarımı, obez


2.YÖNTEM Araştırmada, büyük beden kadınların sütyen kullanımında karşılaştıkları problemleri belirlemek amacıyla betimsel yöntem (survey) kullanılmıştır. Hazırlanan anketler örneklem grubuna uygulanarak problemler belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmanın örneklemini Ankara ve İstanbul illerinden random (tesadüfi) yolla seçilen 130 büyük beden kadın oluşturmuştur. 3. BULGULAR VE YORUM Bu bölümde araştırmadan elde edilen bulgular verilmekte ve söz konusu bulgular analiz edilerek yorumlanmaktadır.

MAKALE 67 KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

insanların modaya uygun işlevsel, estetik ve ergonomik özellik taşıyan giysilere yönelik taleplerinin hazır giyim üreticileri tarafından saptanması ile büyük gelişme göstermiştir. Aynı zamanda işletmelerin bu saptaması sonucu, büyük beden giysi üretimi tüketici talebinin karşılanması ve pazarın karlılığı bakımından önem kazanmıştır. Özellikle genç büyük beden kadınlar modaya uygun giysilere ilgi duymaktadırlar. Bu durumda uygun kalıpları oluşturmak da zorlaşmaktadır. Hazır giyim sektörü için yeni bir uzmanlık alanı olan büyük beden kalıp hazırlama sistemi, öncelikle büyük beden anatomisini bilmeyi gerektirir. Çünkü büyük beden vücut yapısı, normal bedene göre deforme olmuş ve yapısı değişmiş bir vücut özelliği taşır. Büyük beden kadınlar, boyun, sırt, bel, kalça ve karın bölgelerinde normal vücutlara göre farklı bir yapıya sahiptir. Bu nedenle kalıpta bu özellikler dikkate alınarak ve özel bir yöntem kullanılarak çalışılmaktadır. Hazır giyim piyasasında var olan büyük beden giysi üretimi yapan işletmeler, kendi oluşturdukları ve geliştirdikleri kalıp hazırlama yöntemlerini kullanmaktadırlar. Hazır giyim sektöründe, büyük bedenler için sütyen üretiminin ayrıcalıklı bir yeri vardır. Çünkü sütyen, dış giyimin ve vücudun duruşunu ve estetiğini de etkileyen çok önemli bir giysi çeşididir. Özellikle büyük beden kadınlar dış giyimin yanı sıra vücut özelliklerine, modaya uygun ve kullanışlı iç çamaşırı bulmakta problem yaşamaktadır. Doğru sütyen ölçüsünü belirlemek, estetik görünümün yanı sıra sağlıklı yaşam ve rahat kullanım için önem taşır. Doğru sütyen bedeninin anlaşılması için iki ölçünün belirlenmesi gerekir. Birinci ölçü, mezuranın sırttan ve göğsün tam altından geçirilerek alınan ölçüdür. Bu ölçü, göğüs beden ölçüsüdür. Alınacak ikinci ölçü ise göğüs cup ölçüsüdür. Bu ölçüyü elde etmek için mezura göğüslerin en yüksek noktasından geçirilir. Örneğin; göğüs altı kafesi ölçüsü 75 cm ise göğüs beden ölçüsü 75’tir. Göğüs cup ölçüsü 82 cm olarak ölçüldüğünde ise sütyen beden ölçüsü 75 B’dir. Bu ölçü şöyle formüle edilir; 82-75=7 cm’dir. Oysa 6,5 cm ve altındaki değerlerdeki cup ölçüsü A grubuna girer. 6,5cm-12 cm arası B cup, 12 cm-17 cm arası C, 17 cm ve üzeri ise D cup ölçüsüdür (8).

Araştırmaya katılan kadınların demografik özellikleri incelendiğinde büyük çoğunluğunun 28-37 yaş arasında oldukları, lisans/lisansüstü, lise eğitimi aldıkları ve yarıdan fazlasının çalıştıkları görülmektedir. Çağımızın en büyük problemlerinden olan şişmanlık ve obezitenin kişilerin eğitim durumları yükseldikçe daha az görülmesi beklenmektedir. Çünkü, şişmanlığın en önemli sebeplerinden biri sağlıksız ve bilinçsiz beslenme alışkanlıklarına sahip olunmasıdır. Ancak veriler incelendiğinde, lisans ve lisans üstü eğitim alan kadınların sayıca çoğunlukta olmalarına rağmen obezite sınırında oldukları görülmektedir. Tablo 4 incelendiğinde araştırmaya katılan kadınların beden ölçülerinin %36,2’sinin 48 beden, %26,2’sinin 50 beden, %21,5’inin 46 beden ve %16,2’sinin 44 beden olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; araştırmaya katılan kadınların çoğunluğunun 48 ve 50 beden arasında olduğu söylenebilir.


MAKALE KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

68

Tablo 5’e bakıldığında kadınların % 48,5’inin 85 beden sütyen kullandıkları görülmektedir. Bu sonuca göre, katılımcıların en küçük beden ölçülerinin 44 olmasına rağmen sütyen bedenlerinin çoğunlukla 85 beden olması, büyük beden kadınların göğüs ölçülerinin beden ölçülerine oranla küçük olduğunu göstermektedir. Tablo 6 incelendiğinde, katılımcıların neredeyse tamamına yakın bir kısmının iç çamaşırlarını çok uzun süre kullandıkları görülmektedir. Çoğunluğunu eğitimli ve çalışan kadınların oluşturduğu bu grubun, iç çamaşırı kullanımına ilişkin genel kurallara uymadıkları sonucuna varılmıştır. Bir sütyenin kullanım ömrü 3 ay olmalıdır. Sütyen, daha fazla süreyle kullanıldığında işlevini kaybederek, göğüs formunu korumak yerine zarar verebilir. Katılımcıların yarıya yakın bir kısmı büyük bedenler için daha ergonomik olan kalın askılı sütyen (% 41,5) kullanmakla birlikte, beklenilenin aksine toparlayıcı sütyen (%2,3) kullananların sayısı oldukça azdır. Bununla birlikte dolgulu sütyen kullanan katılımcıların da olması, doğru sütyen seçme konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarını ve beden yapılarına uygun ergonomik model bulmakta zorlandıklarını göstermektedir. Tablo incelendiğinde, katılımcıların büyük çoğunluğunun pamuklu kumaştan üretilen iç çamaşırlarını

tercih ettikleri görülmüştür. Pamuklu çamaşırlar ter emme ve vücuda nefes aldırma özelliklerinden dolayı doğru bir seçimdir. Bununla birlikte, dantel ve saten iç çamaşırlarının da azımsanmayacak derecede kullanılıyor oluşu fantezi iç giyimin tercih edildiği sonucunu gösterir. Katılımcıların % 35,4’ü sütyen satın alırken göğüs üstü ölçülerine, % 26,9’u göğüs altı ölçülerine uygun çamaşır bulmakta zorluk yaşadığını belirtmiştir. Kendilerine uygun kalıp özelliği bulmakta her zaman sıkıntı yaşayanların oranı % 28,5’dir. % 26,9’u balenlerde, % 23,1’i ise kapamada sık sık problem yaşadıklarını belirtmişlerdir. % 24,6’sının vücut özelliklerine uygun sütyen modeli bulmakta zorluk çektiği yine tabloda görülmektedir. Katılımcıların % 51,5’i sütyenlerde kullanılan aksesuarlarda, % 41,5’i ise lastiklerde sık sık sorun yaşadıklarını belirtmiştir. Sonuç olarak, katılımcıların büyük çoğunluğunun vücut özelliklerine uygun sütyen modeli bulmakta zorluk yaşadıkları, kullanılan aksesuar ve lastiklerden memnun olmadıkları belirlenmiştir. İç çamaşırlarının vücudu rahat ettirecek nitelikte olmasına dikkat etmek gerekmektedir. Sütyen seçiminde aranması gereken ilk özellik kavrama ve rahatlık olmalıdır. Bu nedenle satın almadan önce denenmeli ve deneme aşamasında yapılacak hareketlerle ergonomik olup olmadığına karar verilmelidir. Çünkü yanlış seçilen bir sütyen kan dolaşımını bozabilir. Çamaşırın vücudu sıkması o bölgedeki yağ dokusunda bazı kayıplara yol açabilir. Bunun yanında, baskı oluşan deri bölgelerinde temastan dolayı egzama gibi rahatsızlıklar da meydana gelebilir (9). Tablo 10 incelendiğinde; katılımcıların % 32,3’ünün fiyat, % 41,5’inin moda ve % 26,9’unun marka konularında sık sık sorun yaşadığı görülmektedir. % 45,4’ü kalite, % 44,6’sı ergonomi, % 27,7’si model ve % 30,8’i ürün bakımı konularında her zaman problem yaşadıklarını belirtmişlerdir. % 25,4’ü ise istediği rengi bulmakta nadiren sıkıntı yaşadıklarını belirtmişlerdir. Bu sonuçlar ışığında, katılımcıların kalite ve ergonomi konularında bilinçli olmalarına ve bilinen markaları tercih ediyor olmalarına rağmen piyasadaki ürünlerin bu konulardaki beklentilerini karşılamadığı, modaya ve vücut özelliklerine uygun model bulmakta zorluk yaşadıkları sonucuna varılmıştır. Renkli iç çamaşırı alırken, kumaşı renklendirmek için kullanılan boyalara dikkat edilmelidir. Çünkü bazı boyalar kanserojen madde içermektedir. Bu sebeple, satın alınan iç çamaşırlarının doğal boyalarla renklendirilmiş olup olmadığı öğrenilmelidir. Ayrıca boya maddesi kadar, iç çamaşırların bakımının kolay olmasına da büyük özen gösterilmelidir (10). 4. SONUÇ VE ÖNERİLER Bu araştırmada büyük beden kadınların iç çamaşırı kullanırken karşılaştıkları problemler belirlenmeye çalışılmış, ulaşılan sonuçlar aşağıda sunulmuştur.


5. K AYNAKL AR: 1. World Health Organization. Obesity and Overweight Fact Sheet No:311,Geneva,WHO. http://who.int/mediacentre/ factsheets/fs3117en/print.html. (Erişim:14.01.2011). 2. Akbulut, G., Özmen, M. ve Beşler,T. (2007). Çağın Hastalığı Obezite, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi. 3. Köksal, E. ve Küçükerdönmez, Ö. (2008). Şişmanlığı Saptamada Güncel Yaklaşımlar. (Ed.Baysal A ve Baş M.) Yetişkinlerde Ağırlık Yönetimi, Türkiye Diyetisyenler Derneği Yayını, s. 35-70, Ekspres Baskı. 4. Han, T., Van Leer, E., Seidell, J. and Lean, M. (1996) Waist Circumference as a Screening Tool for Cardiovascular Risk Factors: Evaluation of Receiver Operating Characteristics (ROC) Obes Res.4(6): 533-47. 5. Arslan, M., Başkal, N., Çorakçı, A. ve ark., (1999). Ulusal Obezite Rehberi, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yayını. 6. Branca, F., Nikogosian, H. and Lobstein,T. (2007). The Challenge of Obesity in the WHO. European Region and the Strategies for Response, Denmark. 7. Kabalak, T. (2005). Obezite, Boyut Yayıncılık, İstanbul, sf :8-12. 8. Büyük Göğüslü Bayanların Kullanması Gereken Sütyen Modelleri, http://camasirim.blogcu.com/etiket/b%C3%BCy%C3%BCk%20beden, (Erişim:27.04.2011) 9. Sütyen Seçimi ve Bedene Uygunluğu Kontrolü Nasıldır? http://www.haberdisk.com/sütyen-secimi-ve-beden-uygunlugu-kontrolu-nasildir/ (Erişim:15.05.2011) 10. Doğru İç Çamaşırı Seçmek, http://www.aamedya.com/Haber-47006 (Erişim:30.04.2011)

69 KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

4.1.Sonuçlar Örneklem grubunu oluşturan büyük beden kadınların göğüs ölçüleri beden ölçülerine kıyasla küçüktür. Katılımcıların çoğunun eğitim durumunun yüksek olmasına ve çalışma hayatında yer almalarına rağmen büyük beden olmaları, gelişmekte olan ülkelerde şişmanlık ve obezite sorunun orta ve üst gelir grubunda daha çok görüldüğü tezini destekler nitelikledir. Satın alınan iç çamaşırların uzun süre kullanılıyor olması, tüketicilerin bu ihtiyaçlarına kısıtlı bütçe

4.2. Öneriler Genel olarak armut tipi şişmanlığa sahip olan Türk kadınının göğüs ölçüsü beden ölçüsüne oranla küçüktür. En çok vücut yapılarına ve anatomilerine uygun sütyen bulmakta zorluk çekmektedir. İç giyim alanında üretim yapan firmaların büyük beden iç giyimi alanında, Türk kadınının anatomik özelliklerini belirleyerek ölçü ve kalıp standardizasyonu geliştirmeleri gerekmektedir. Büyük bedenler için modaya uygun estetik ve fonksiyonel tasarımlar yapılabilmesi için bu alanda uzmanlaşmış tasarımcılar yetiştirilmesi gerekmektedir. Üretimde kullanılan malzemenin (özellikle aksesuar ürünlerinin) kalitesine önem verilmelidir. Sağlığa zararlı olmayan tekstil ürünleri kullanılmalıdır. Giderek artan obezite hastalığını önlemek için sosyal, kültürel, ekonomik ve psikolojik alanda akademik çalışmalar yapılmalı, bu araştırmaların sonuçları kamuoyuyla etkin bir şekilde paylaşılmalı ve çözüm önerileri getirilmelidir. Doğru beslenme alışkanlıklarının geliştirilmesi için okul öncesi eğitimden başlamak üzere bilinçli beslenme alışkanlıkları eğitim sisteminin bir parçası haline getirilmeli, sağlıklı gıda tüketimi teşvik edilmeli, bu amaçla kamuoyu oluşturulmalıdır. Obeziteyle mücadele için etkin devlet politikaları ve çözüme odaklı önlemler alınmalıdır.

MAKALE

ayırdıklarını, dış giyim kadar özen göstermediklerini, konuyla ilgili bilinç düzeylerinin yetersiz olduğunu göstermektedir. Kullanıcıların kendi vücut özelliklerini ve anatomik yapılarını iyi tanımadıkları, bu nedenle de sütyen seçiminde hata yaptıkları görülmüştür. En çok tercih edilen kumaş türü pamuk olmakla birlikte, fantezi kumaşlar da rağbet görmektedir. Kadınların sırt ve cup genişlikleri orantısız olduğu için piyasada ihtiyaçlarına uygun sütyen bulmakta sorun yaşadıkları görülmüştür. İç çamaşırı seçerken kalitesine ve ergonomik oluşuna dikkat etmektedirler. Buna rağmen kullanımda sorun yaşamaları piyasadaki ürünlerin ihtiyaçlarına cevap veremediğini göstermektedir. Moda ve estetik beklentiler, iç çamaşırı seçimini etkileyen önemli unsurlardandır. İç çamaşırı üretiminde kullanılan aksesuar ve yan ürünlerin (lastik, balen vb.) kalitesinden tüketicilerin memnun olmadıkları görülmüştür.


ENGLISH KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

70

Premiere Brasil attracts record number of visits The fourth edition of Première Brasil, a Latin America major event for the fashion industry supplies, ended last Thursday (July 21) reporting a number of visitors that exceeded the expectations of the promoters. A record attendance (6,156 visits – increase of 34% compared with July 2010) of qualified buyers from Brazil and other countries who have appreciated the latest launches of fibers, yarns, fabrics, designs and accessories for the Autumn/Winter 2012. Due to an ever growing demand of the fair, which posted a greater number of exhibitors, 121 companies - 38% over the same season last year, the organizers have announced the new venue – Expo Center Norte ù which will host the next Première Brasil, to be held on January 18 and 19, 2012. Once again, the Latin American clothing market has approved the new business format we have implemented with Première Brasil, says Riente Carolina, Show Manager of the event. ôUndoubtedly, the significant increase in the number of exhibitors and buyers is a sign that we are on track and that Brazil could become, in the short term, a trendsetter and a benchmark of quality products for the Latin American fashion

designers. According to Jacques Brunel, general manager of Première Vision Group, Brazil was chosen to host the event due to its relevance in the world market. ôWe want to present a crossoffer with products from all regions. Our goal is to encourage local manufacturers to develop their brand,ö the director explained.For the president of ABIT – Brazilian Textile and Apparel Industry Association, Aguinaldo Diniz Filho, ôPremière Brasil means the opening the door for our industry. Without the apparel industry, the textile industry will not prosper,ö the executive said during a press conference on the opening day. Confident exhibitors Among the exhibitors, a self-assuring atmosphere was clearly perceived and, according to several opinions, sales targets were fully achieved. The American Diana Garreau, from the printing design studio Garreau Designs, closed deals with Brazilian companies and appreciated the number of visitors and the pertinence of the event. ôA lot of people and great visibility for the product. I intend to return next year,ö the designer says. Celebrating the


ENGLISH

tually involved with fashion. In this edition, I can say weÆve had 150% more buyers in our stand in comparison to the first day of the last edition. In its first participation as an exhibitor, the industrial laundry All Washed approved the results obtained. ôWe prospected many potential customers and had a high number of visitors in our stand. Première Brasil provided a good visibility for our brand, precisely at the moment we are seeking new market positions by investing in communication and technology. It went far beyond our expectations and we will be there at the next edition, celebrates the Marketing Manager Jonathas Pinheiro. Covolan participates for the second time in Première Brasil precisely in a year in which the company goes through massive streamlining efforts. The trade show has certainly met our expectations. We closed deals and were visited by buyers from Italy, Chile, France, Spain, the United States and Uruguay, as well as customers who are already part of our portfolio such as Marisa, Hering, C& A, M. Officer, Carmim, among others. Première Brasil is the best trade show in Brazil. We will not miss the next edition, says Kamila Oliveira from the companyÆs marketing department. Adriana Lavandeiro Matos, Capricórnio TêxtilÆs fashion and marketing coordinator, is another exhibitor who obtained good results in Première Brasil. ôThis is our first participation in the event and we found out that it is an excellent opportu-

71 KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

deals closed with Brazilian apparel companies, the French Broderie Lêveque has fulfilled the business objectives established for their first participation in Première Brasil, emphasizing the quality of visitors and the marketing activities designed to promote the event. ôIt was a good show, adds Thierry Grégoire from Michele Lemaire pour Tissus. Jocelyne Meurant, from the French lace producer Sophie Hallette, said that expectations were met on their 1st participation and confirms presence at the next edition. Meurant declares that this season has been ôgood and effectiveö and the event attracted a ôqualified audience. An executive from the Turkish manufacturer Confetti, Ertugrul Arikonmaz said the company has opened new businesses. ôIt is a different country and as we are trying to expand our market, it is a very interesting opportunity. The fair is becoming increasingly famous and that makes me very optimistic,ö says Arikonmaz. The Brazilian company Kalimo declared that the event was ôexcellent.ö They also reached the sales goals established. ôThis edition had a considerable growth. Visitors come to the event with the intention of doing business,ö says the director Jay Kalifeh. Cinara Raulino, marketing supervisor for Haco Etiquetas, underscores the ôexcellent level of Première Brasil, both in the organization and visitation. ôIt is a result-oriented trade show that brings together the entire fashion sector; those who come here are ac-


ENGLISH

yers from Argentina, Peru, Colombia and Paraguay. This event brings together, in one venue and at one time, buyers from all over Brazil providing the opportunity for the companies to showcase their offerings and expand future businesses,ö says the marketing manager Roberto Sander. Constantino Roumeliotis, SomelosÆs CEO, points out that ôPremière Brasil was very good, and quite busy. We have participated in Première Brasil since the first edition and the event was well publicized and some deals were closed. We are planning to participate in the next edition.ö ôPremière Brasil is a great place to advertise our products and schedule visits for future deals. We manufacture trimmings and were visited by buyers from Argentina, Paraguay and Peru. The visitors are sector-oriented, really focused on the business, and know what they need to buy for developing their collections. Our expectations were met,ö says André Luís Toledo, Corozita BotõesÆ technical director.

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

72

nity to prospect clients. Many visitors have placed a number of orders. Participating in a trade show like this has changed the vision of our clients, who now see our company from another perspective. Among the positive points, the level of visitors should be stressed, as they are actually interested in doing business and in seeing new products to create their collections,ö the executive says. Participating in this edition of Première Brasil was very positive. The trade show has a very good feature, as it brings together all the leading fashion exhibitors of Brazil. WeÆve received visitors from Argentina and Peru,ö says Isaac Antabi, production manager of Têxtil Internacional. Renaux View, a traditional fabric manufacturer, has also approved their participation. ôWeÆve actually closed a great number of deals in this Première Brasil and we saw that the event is achieving a solid position in the Brazilian fashion market. Over one thousand people have visited our stand, among them bu-

Buyers approve The variety and quality of the products featured in Première Brasil are the characteristics most frequently mentioned by those buyers who attended the event, and the high level of exhibitors. ôThat was my first time in Première Brasil and I found it amazing. The level of product quality is very high,ö says Aparecida Leite, a clothing manufacturer from São Paulo. Also in his 1st visit to the event, the clothing manufacturer Eduardo Mastelotto, from Santa Catarina, approved the profile of the show. ôI found it very cool, farranging and with many exhibitors. The venue is perfect and the opening and closing hours, very nice. ôThat was our second visit to the show, which is cool and has the best suppliers,ö says the clothing manufacturer Sheila Almeida, from the state of Bahia. ôPremièreÆs initiative is very interesting, as it brings together the Brazilian market of fabrics with the international market; it is really a cool idea,ö says the businesswoman Telma Azevedo, from Rio de Janeiro. Autumn/Winter 2012 Fashion Information More than ever, Première Vision’s fashion information presented in the show proved an important tool for visitors, who have received guidance on a prospective basis, specifically designed for their market. In addition to meetings with exhibitors, the discovery of the Trends Forum and the Color Range wall were the key steps in the visit to the event. This unique space presented a selection of the general offers displayed in the show, organized by product families. An opportunity to identify key points of the season and the best yarns, fabrics, prints and fashion accessories. Every seat offered in the Conference Fashion sessions presented by Pascaline Wilhelm, Première Vision’s Fashion Director, was occupied. A meeting that allows Latin American designers to go further in the season and get real clues to their creations.


perfectly characterize the boundless creativity of the Indigo exhibitors. Four inspirational themes - Disorderly Precision, Committed Graphics, Raw and Sophisticated and Wild Things - are put forth to spark the imagination. At the fashion area at the heart of Indigo, “Urban Poetry” steps into the spotlight, with a display illustrating a City/Nature duality. The double yellow line delineating this informative and convivial space is a reference to ‘Parking Day,’ when ‘citizens’ are urged to appropriate a parking space by creating temporary green spaces and places to gather. A wild garden arises in the heart of the city, and poetry is born from the novel use of typically urban elements. Exhibitors’ patterns will be presented on the area’s by-now traditional Exhibitors’Wall, as well as on posters, display screens, and the signage in this back-to-nature city. Each September session, 24 “star designers” - young designers from British fashion schools and colleges and winners of the Texprint competition - join the ranks of Indigo exhibitors. On 21 September, French designer Agnes B. will preside over the awards ceremony at Indigo. Finally, this season Indigo also has a new advertising visual for the Paris, New York and Brussels shows: a rabbit transformed into a leopard by the magic of decoration. A wittily light touch to communicate the role the show plays in relaying the creative energy and diverse talents of its exhibitors.

73 KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

The fashion market is more than ever eager for news. The Paris edition of Indigo last February suggested as much, and Direction by Indigo last April in New York, with its record number of exhibitors, confirmed it. Whatever the industry, from haute couture to swimwear or accessories, buyers are looking for original, unique and creative patterns to add that extra something to their collections. Aware of this, especially as the industry begins moving out of the crisis, studios and independent designers favour shows to put them in direct contact with international clients and prospective customers. As the leading international trade fair for textile designs and creation, Indigo is part of this approach, and the September session of Indigo Paris is looking auspicious. 181 exhibitors from 16 countries have registered to date, a nearly 6% increase over the 171 exhibitos showing last September. Among them are 20 new exhibitors from nine countries: 6 French, 4 Brazilians, 3 British, 2 Japanese, 1 Italian, 1 Dutch, 1 Mauritian, 1 Bulgarian, 1 American (see attached list). These newcomers, who have chosen Première Vision Pluriel for their first show participation, speak to the vitality of decoration across the globe. The show’s fashion area will draw inspiration from the major influences for autumnwinter 12 13, a season the Première Vision/Indigo fashion team defines in two words: dynamic and generous. Two words that also

ENGLISH

Indigo: A fashion edition full of promise


ENGLISH

Turkey hits its three major targets

KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

74

Mehmet Buyukeksi, Chairman of Turkish Exporters’ Assembly (TIM), stated that Turkey had utilized a successful economic program after the crisis and hit its three major targets. Pointing out that the export initiation in Anatolia was very successful, Buyukeksi said that the Anatolian region had opened to the global economy and as a result the Anatolian exports had increase thereby increasing the living standards of the region, too. “On our way to 2023 we modeled the economic developments to occur in the world, in our target markets and in our country. We have determined our strategic targets and produced our performance program. But these works are not only addressing to macro level,” he stated. Buyukeksi revealed the figures at a press conference held in the Inner Aegean city of Isparta. The increase in June means that exports have been rising at a pace of over 20 percent for the past seven months. The annual increase in agricultural goods exports was 28.4 percent, reaching a volume of $1.37 billion. The share of agriculture in overall exports stood at 11.9 percent. Meanwhile, overall exports of the industrial sector surged by 25.6 percent to $9.77 billion. In June, foreign sales of the mining sector totaled $370.7 million, rising by 7.8 percent compared to last year, according to TİM data. Turkish companies exported $11.5 billion worth of goods in June, despite the eurozone crisis and the turmoil in the Middle East. The 12-month rolling figure has touched $125 billion. The depreciation of the Turkish currency is helping exporters Exports in June totaled $11.5 billion, rising 25.2 percent compared to June 2010.Turkey’s export performance in June was much better compared to last year, but as the surge in imports is much faster, the figures do not represent much hope for a dangerously high foreign trade deficit. According to preliminary figures recently released by TIM, exports in June totaled

$11.5 billion, rising 25.2 percent compared to June 2010. The 12-month rolling exports have surpassed $124.9 billion, posting an annual increase of 14.4 percent. The export champion sector was once again automotive, with $1.8 billion in monthly foreign sales. Textiles, with $1.48 billion in exports, and chemicals, with $1.46 billion of exports, followed. According to data released, Turkey’s trade deficit in May surged to $10.1 billion, exceeding all estimates. As of April, the annual current account deficit stands at $63.4 billion.A depreciating currency has been supportive of exports in the first half of the year, according to Özgür Altuğ, chief economist at BGC Partners. “Turkish exports became more competitive thanks to the lira depreciation, but the unrest in the [Middle East and North Africa] region and EU’s debt crisis could affect Turkey’s export performance negatively in the coming period,” Altuğ said in a note to investors. Recalling a TİM survey conducted at the end of the first quarter, Büyükekşi said exporters wanted to see the U.S. dollar at 1.63 lira and the euro at 2.22 liras on average. “The current level is ideal for exporters,” he said. “And we have begun to see the results.” Since the start of April, the U.S. dollar advanced 6.7 percent against the Turkish currency. In the same period, the euro’s rise has been over 7 percent. Turkey’s top export destination in June was Germany, followed by Italy and the UK. However, the monthly rise in exports was the most impressive for Greece, which hiked Turkish imports by 58.6 percent to $187.3 million in the month. The Greek surge was followed by Saudi Arabia, which increased Turkish imports by 47.7 percent to $354.4 million. Exports to four countries declined in June, compared to May: Egypt, the United States, France and Romania. Foreign sales to Egypt declined by 17.3 percent, displaying how the political turmoil in North Africa has affected the economy.


relationship with the Japanese firms for 22 years. Taking the desk after Iper, Dr. Masahiro Shima, Wakayama city Industry Promotion Corporation Manager, declared that they aimed to get the collaboration between two countries by according new agreements with Turkish firms. In the meeting Hiroshi Shimo, Wakayama City Deputy Governor, said, “The first relations between Turkey and Japan started with the accident of the Frigate Ertugrul. I hope to continue the relationship dating back to old times and to strengthen the commercial ties between Turkish and Japanese firms.” In the meeting, Mustafa Balkuv, Board Chairman of Trisad presented an appreciation plaque to Dr. Masahiro Shima, Wakayama city Industry Promotion Corporation Manager and Halil Ibrahim Iper, member of board and founder member of the Tetas Group for their contributions to the textile sector.

75 KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

Japanese investors studied the cooperation opportunity in Turkey. Japanese committee got information to promote relations with Turkish firms under the leadership of Tetas Group. Japanese investors set their concentrated on the food and machinery sectors. Hiroshi Shimo, Deputy Governor of Wakayama City and Dr. Masahiro Shima, Wakayama city Industry Promotion Corporation Manager evaluated the collaboration opportunity in different sectors. 6 Japanese firms attended the organization held to enhance Turkish - Japanese collaboration for developing the bilateral trade relations. They stressed that the Turkish food imports from Japan were at low level as 0.1% representing 2 million dollars. 22 senior managers from 6 different Japanese firms who are dry-cleaning machine manufacturers, furniture connections manufacturer, industrial ink - jet printer manufacturer, automotive spare parts manufacturer, greengage wine and traditional Japanese drink “Sake” manufacturer and dried and salted greengage manufacturer participated in the trade delegation. Halil Ibrahim Iper, Founder Member of Tetas Group, emphasized on strengthening the commercial ties between Turkey and Japan to contribute to the economy of two countries. Iper said, “Japanese firms have won the fame of business ethics by labor discipline worldwide,” by stating that they had been in

ENGLISH

Japanese investors eye on Turkey


ENGLISH KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

76

ITU Fashion Show 2011 dazzled Istanbul Technical University Faculty of Textile Technologies and Design and State University of New York Fashion Institute of Technology (FIT) common program ITU FASHION SHOW 2011, ITU-FIT fashion design program that consisted of designs made by the fourth year of graduates, was held in Tophane-i Amire Culture and Art Center. The designs presented by famous models got full marks from participants. The fashion design program coordinator Prof. Dr. Cevza Candan made the opening speech of the show that was held with the honors of Faculty of Textile Technologies and Design as the state of design competition. Speaking on behalf of the ITU, Vice Rector Prof. Dr. M. Fevzi Unal and on behalf of Faculty of Textile Technologies and Design, Prof. Dr.

Emel Onder, both emphasized the factors of the success of fashion design students and graduates and importance for the Turkish textile sector. Then, certificate of appreciations were presented by the dean to sponsor representatives. ITU Fashion Show that is the summary studies of students yearly has become a tradition. And this year it was held for the fourth time with the contributions of Banu Noyan Event Office Organization and ITU. Young designers prepare all the designs themselves in particular to pattern layout. The designers who passed the first exam greeted invitees by taking the podium with fashion models after the show. And Ayse Ozyilmazel took the stage at the night in which Eysan Ozhim emceed. The selection jury of design competition included


ENGLISH

Fashion Institute of Technology got the diploma by having the best education from two universities both. It is a necessary for our textile and clothing industry to trend fashion brand productions group by increasing more the ability of unique design, quality, and performance, marketing and distributing to continue the state of competitiveness in the globalizing world and in this context to raise the designers that has the ability to make fashion and brand is obligatory. ITU-FIT Fashion Design Program invigorated in corporation with two deep-rooted corporations Istanbul Technical University and “Fashion Institute of Technology” (FIT) which is affiliated to The State University of New York in 2004. FIT that takes place near the top of the best fashion schools in the world provides an academicals support to many educational institutions in the field of fashion; but ITU-FIT Fashion Design Program is the unique program that Fashion Institute of Technology provides common diploma for undergraduate program among all universities and institutes in the world.

77 KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

Seda Domanic Vogue Executive Editor with the famous people of fashion and art world Atil Kutoglu, Barbaros Yüksel, Ece Sukan, Zeynel Abidin, Orhan Bademli. In scoring result Fashion Design Program sophomore Ezgi Cilgin’s “Kentsel Gezme” themed design was granted with championship award, and the freshmen Hazal Aydogdu’s “Coban Yildizi” themed design gained second prize and final year student Ayca Gungor’s “Fusion” themed design gained third prize. Main sponsor of the activity of ITU FASHION SHOW 2011 was General Secretariat of Istanbul Textile and Apparel Exporter Associations (ITKIB). Other sponsors important firms and brands of our country were Desa, Kom, Bossa, Mavi Jeans, LC Waikiki, Seven Hill, Taypa, Erba Mumessillik, Seleksiyon Tekstil, Perseus and Ozkan Shoes with Metro City Avm that is mentioned most often with fashion days which it held. The students graduated from ITU-FIT Fashion Design Program that is the unique program has common undergraduate diploma of The State University of New York


ENGLISH KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

78

TexBridge returns Istanbul after a decade International Textile Accessories Fair, Texbridge, a fair organized by CNR fair Organization, to be held in Istanbul in October, was introduced in a meeting held in Bursa. UTIB Chairman Ibrahim Burkay delivered a speech at the meeting and said, “This fair will be one of the main events for the industry if it is promoted accordingly. Participants should invite their customers to the fair. Chinese are highly active in this field and attracts masses to the fairs held in China. Presently 46 firms

were signed in the fair, six of them are from Bursa. Their number will be more, I believe.” On the occasion, Selim Yedikardes, Chairman of Dosabsiad, said, “The success of this event could not be possible without powerful supports of the parties. Every organization and company should assume their responsibility to be successful. We have to act as a team. CNR is able to attract necessary interest towards the event.” Sukran Cevik, deputy general manager of CNR Expo company, said, “We decided to reorganize this fair after a decade. We are hopeful for the results. We have been working on this even for ten years. The global events and other developments in the region prevented us. Now, sectorial developments and other events in the industry, encouraged us to organize this fair again. We have assertive targets and we will be successful. Elif Kaya, a department chief of CNR, also said that, many a world famous textile companies have already been signed in and others are expected from both European and Middle Eastern countries.


very satisfied with the event. 76 percent responded that they were “very satisfied/satisfied” with regard to achieving the objectives of their visit. These are ideal prerequisites for a high level of customer loyalty, as exists at IMB. Next year, special focus will be on the subject of know-how transfer. In addition to the highcalibre supporting programme, the exhibitors will offer a comPage prehensive range of product-specific workshops and user training sessions. IMB gives exhibitors the option to use their stand or a dedicated “knowledge area” for this purpose. “This add-on brings us very close to our customers, exhibitors and visitors, since the subject of know-how transfer plays an increasingly important role today”, says the product manager. “By actively promoting the exchange of knowledge, we are consolidating IMB’s position as a leading information platform.” Those wanting to expand their knowledge while at the same time discovering new trends will not have a better opportunity to do so than at IMB in Cologne in May 2012 with its host of international exhibitors, tailor-made workshops, events and the attractive supporting programme as well as the IMB Innovation Award. As a cosmopolitan metropolis in the heart of Europe, Cologne is also keen to demonstrate that it has more to offer than just a trade fair; visitors will enjoy a varied mix of culture, gastronomy, entertainment, shopping and more. All that – coupled with the outstanding service quality at Koelnmesse – will guarantee an unforgettable trade fair experience in a high-quality environment for exhibitors and visitors to IMB.

Premiere Vision shows growth, welcomes 32 new exhibitors For its second 2011 edition (20-22 September), dedicated to the autumn winter 2012-13 fabric collections, Premiere Vision’s indicators are looking positive, encouraging a climate of optimism. Four months before the show, 694 companies have already confirmed their presence. The bar of 700 participants looks to be attained for the first time since the start of the worldwide financial crisis. Another positive indicator: many weavers have sought increases in their stand surfaces, a sign that that they are betting both on the event, and on increased business discussions and strong sales activity during the 3 days of

the Paris show. Among the exhibitors, who will be presenting their autumn winter 2012-13 collections, some 24 will be new to the show while 8 are returning after several sessions of absence. A total of 32 weavers, from all style universes, will be enriching the multi-specialty offer of the world’s premier fabric show. Remember that all Premiere Vision exhibitors are admitted following a decision by the Selection Committee. This body of experts and international weavers examines each candidacy according to rigorous criteria of creativity, quality of services, and financial reliability.

79 KONFEKSİYON TEKNİK AĞUSTOS - AUGUST 2011

IMB set to focus increasingly on know-how transfer IMB – World of Fashion and Textile Processing – is going to open its doors on 8 May 2012. As in the previous 38 years, the “who’s who” of the industry will once again come together in Cologne to present the world’s most comprehensive range of machinery, systems, control and production technologies, including IT, for the entire textile supply chain. Preparations for this large-scale event are already running at full speed. “We are now entering the key phase. Our discussions in recent weeks have shown us that the industry is currently looking for orientation. For this reason, this is a time where it is particularly crucial to demonstrate what IMB stands for. Specifically, for us this means that we will host a leading trade fair of proven quality with fresh ideas. My promise to our customers is that in May 2012 Cologne will be the international meeting place for the world of flexible material processing”, says Bettina Glamsch, IMB Product Manager. Experience has shown that the international mix of exhibitors and visitors is extremely high in Cologne, as is the quality on display. Almost 80 percent of industry and trade visitors are decision-makers. “The advantage of IMB is that the producers of textile-processing machines not only meet up with dealers, but also directly with the managing directors, technical directors, mechanics and purchasers of the producing companies from the textile processing industry– in short: with the actual decision-makers from the industry”, comments Bettina Glamsch, emphasising the importance of the event. Furthermore, visitors are

ENGLISH

Fresh ideas for a strong IMB 2012


SUBSCRIPTION FORM ABONE FORMU Name / İsim : ...................................................................................................................................................... Surname / Soyadı : ............................................................................................................. Company / Firma : .......................................................................................................................................................................................................................................................................................................................... Mailing adress / Posta Adresi : ................................................................................................................................................................................................................................................................................. Tel : .................................................................................................................................................................................. Fax : ........................................................................................................................................................... Vergi dairesi : .................................................................................................................................................... Vergi no : .......................................................................................................................................... Business Type / Faaliyet Alanınız : ......................................................................................................................................................................................................................................................................... ...................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................... ......................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Subscription starts in / Abone Başlangıç : .................. / 20 .................. Ω One year EURO 100 Ω One year USD 130 Ω Two year EURO 170 Ω Two year USD 230

Subscription ends in / Abone Bitiş : .................. / 20 .................. Ω Yıllık abone ücreti ( Türkiye için ) 120 TL.

PAYMENT FORM ÖDEME ŞEKLİ Ω Check is enclosed / Çek ektedir. Ω Payment was transferred to your bank account. The receipt is enclosed. Ödeme banka hesabınıza yatırılmıştır. Makbuz ektedir. Ω Debit my credit card / Kredi kartımı borçlandırınız. Credit card no / Kredi kartı no : Security number / Güvenlik numarası : Name of the card holder Kart sahibinin adı-soyadı Expiry date / Geçerlilik süresi Type of the card / Kartın cinsi Date / Tarih : .................... /

....................

: .................................................................................................................................................................................................................................. : .................... / : Ω Visa /

....................

/ .................... Ω Master / Eurocard

....................

Stamp & Signature / İmza :

...........................................................................................................................................

Bank account name / Hesap adı : İletişim Magazin Gazetecilik Basım Tanıtım Tic. A.Ş. YURTİÇİ BANKA HESAP NUMARALARIMIZ (TL) İŞ BANKASI : İstanbul / Bakırköy Ticari Şubesi • Şube Kodu: 1396 • Hesap No: 0001028 POSTA ÇEKİ HESABI : Havaalanı Şubesi • Hesap No: 5368188 BANK ACCOUNT NO Turkiye Is Bankasi Bakirkoy Ticari Branch / 1030 (USD) / Turkiye Is Bankasi Bakirkoy Ticari Branch / 1044 (EURO)

İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş. İhlas Medya Center, 29 Ekim Cad. No: 23 34197 Yenibosna - İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 454 25 22 Fax: +90 212 454 25 97 web: www.tekstilteknik.com.tr / e-mail: img@img.com.tr




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.