YIL: 3 SAYI: 27 EYLÜL LOJİSTİĞE MAL VE HİZMET SAĞLAYANLARIN DERGİSİ
2012
LiMAN VE LiMAN EKiPMANLARI
İÇİNDEKİLER
18/19 Çoban Çoban Tur, Tur, U.N U.N Ro-Ro’nun Ro-Ro’nun peşini peşini bırakmıyor bırakmıyor
27
KISA... KISA...
8-17 UN Ro-Ro, gemi için çıkan ‘sicilden terk’ kararının ardından sigorta tazminatı için gerekli son adımı da atmış, 46 milyon 300 bin Euro civarında bir meblağı kasasına aktarmıştı. O kazada 11 dorsesi yanan Çoban Tur da, tek bir tutanakla alınan ‘hurdaya ayrılma’ kararının ardından Denizcilik Müsteşarlığı , İstanbul Gemi Sicil Müdürlüğü aleyhinde, sicilden terkin kararının iptali için İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi’nde dava açmış ve Mahkeme tarafından sicilden silme kararının uygun olduğu gerekçesi ile dava reddedilmiş ve bu defa da Çobantur tarafından Yüksek Mahkeme’ye itirazda bulunulmuştu. İşte o itiraz kararı haklı bulundu…
DTE, denizde eğitim atağı başlatıyor Hem kazançlı hem de itibarlı bir mesleği Türkiye genelinde tanıtmak ve sevdirmek için tüm güçleriyle çalıştıklarını belirten DTE Kurumsal İletişim Direktörü Volkan Üçok, “İstanbul da başlayan eğitimlerimizi, başta Bahçeşehir Üniversitesi–METGEM önderliğinde oldukça geniş bir kitleye yaymayı başardık” diyor...
30/31
20 21 22
Autoport kuracağı Antrepoda Türkiye’nin en büyük özel sektör yatırımlarından sayılan Tüpraş İzmit Rafinerisi B Bölgesi’nde inşaasına başlanan Fuel Oil Dönüşüm tesisi Projesi kapsamında boru ve bağlantı elemanlarının deniz ve karayolu ile Autoport’a getirilmesini takiben, tahliye ve terminal hizmetlerinin yanı sıra katma değerli hizmetlerin de sunulacağı açık ve kapalı alanlarda Antrepo hizmetleri sağlamak üzere Mars Hava ve Deniz Kargo ile uzun dönemli bir kontrat imzaladı.
Avrupalı armatörlerin, işletmecilerin ve brokerlerin egemen olduğu bir alanda Türk denizcisinin sesini daha gür duyurabilmek için yola çıktıklarına değinen UGBD Başkanı Mert Aydıner, “Sektöre farklı bir nefes katmayı hedefliyoruz” diyor...
24/25 4
İDO satışından sonra ekonomik olarak iyice zayıflayan 168 yıllık Şehir Hatları, art arda yaptığı ataklarla sanki küllerinden doğuyor. Bir süre önce KabataşBursa arası yolcu taşımak amacıyla BURULAŞ ile bir anlaşma imzalayan kuruluş, İstanbul içi araba taşıması yapmak için de uygun yer arayışında...
Autoport entegre liman hizmetlerini geliştiriyor
UGBD denizde ‘Avrupalı’ tekelini kıracak
Yılport Gemlik’e başladı GEMPORT’a da talip
Kabataş-Bursa tamam sırada arabalı vapur var
28 29
Marport iki cumhurbaşkanı 23 ağırladı
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
13 BİN 200 KONTEYNER TAŞIYAN DEV GEMİ HİZMETE GİRDİ… İDO 4 GÜNDE 1 MİLYON YOLCU, 160 BİN ARAÇ TAŞIDI… HEİNZ DENİZ TAŞIMACILIĞINDA CEVA İLE ANLAŞTI… RMK MARİNE, MONACO YAT SHOW’A ÖDÜLLÜ SÜPERYAT “KARİA” İLE KATILACAK… GEFCO 2012 YILININ TAŞIMACILIK ŞİRKETİ OLDU… DHL EXPRESS TÜRKİYE CEO’SU MİCHEL AKAVİ FRANSA’DAN DA SORUMLU OLACAK… ALİCAN ULUSOY TFF DIŞ İLİŞKİLER İCRA KURULU BAŞKANI OLDU… HAREKET, ENERJİ TAŞIMACILIĞINDA TAM GAZ… SIKORSKY’DEN OMSAN’A BAŞARI ÖDÜLÜ… TNT EKSPRES, ÇEVRECİ VE GÜVENLİ ARAÇ KULLANAN KURYELERİNİ ÖDÜLLENDİRDİ… SCANİA IAA’DA SEKTÖRE YÖN VEREN MODELLERİ İLE YER ALACAK… TNT AKADEMİ İKİNCİ DÖNEM MEZUNLARINI VERDİ… MERCEDES-BENZ TÜRK TBF SPONSORLUĞUNU UZATTI… ULUSOY ACU TAŞIMACILIK DEV ADIMLARLA İLERLİYOR… NETLOG’DAN DEV BİR DEPO YATIRIMI DAHA… CAPELLA’NIN YENİ MÜDÜRÜ KADİR KUTLU… ETİHAD HAVAYOLLARI’NDAN HER YÖNE İNDİRİMLİ UÇUŞLAR… LUFTHANSA TÜRKİYE’NİN YENİ GENEL MÜDÜRÜ BEA BERKE OLDU… MNG HAVAYOLLARI İLK A330-200F UÇAĞINI TESLİM ALDI… PEGASUS AİRLİNES PWA WİNDSURF DÜNYA KUPASI MUHTEŞEM BİR FİNALLE SONA ERDİ… YENİ CLIO’YA EURONCAP’TEN BEŞ YILDIZ… ABT, AUDİ Q3’Ü SIRADIŞI BİR YOL ARKADAŞINA DÖNÜŞTÜRÜYOR… FIAT 500’E TURBO TAKVİYESİ… CHEVROLET SPARK ŞİMDİ DAHA SPORTİF… EN HIZLI JEEP, İSTANBUL’DA GÖRÜCÜYE ÇIKACAK… SEAT’IN SPORTİF MODELİ LEON FR’DA YILIN FIRSATI… SUBARU XV VE MAXI-COSI İLE ÇOCUKLAR GÜVENDE… VOLVO S60, KARŞILIKLI KISMİ ÇARPIŞMA TESTİNDEN EN YÜKSEK NOTU ALDI…
HABER...
32-50 ALJ FİNANSMAN’DAN AĞIR MAKİNELERE HAFİF KREDİLER… DENİZ TUTKUSU ARVENTO İLE ‘GÜVEN’ KAZANIYOR… AUTODESK, GELECEĞİN OTOMOBİLLERİNİN KAPILARINI AÇIYOR… IFCO’DAN TAM HİZMET, AZ MALİYET: ‘AKILLI ÇEVRİM’… JANTSA’DAN AYDIN’A 36 MİLYON AVROLUK YATIRIM… PAPA İSTERSE VATİKAN’DA DA KRONE SATARIZ… MAPAR OTOMOTİV’İN 81. İEF’DEKİ ARAÇLARI İLK GÜN SATILDI… OTOMOBİL DÜNYASINA MİKRO ARAÇLAR GELİYOR… YENİ CANTER, DUONIC İLE TASARRUFTA ZİRVE YAPIYOR… OTOMOTİVİN 2023 HEDEFİ 75 MİLYAR $ İHRACAT… 2013 PİRİ REİS YILI OLACAK…
EDiTORYAL BAKIŞ İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü LOJİMEDYA Basın Yayın Reklam Pazarlama Org. Tic. Ltd. Şti adına
Selçuk ONUR
Selçuk ONUR Editör Hacı Yusuf ÖZER Şahin ÖNER Burak GÜNER Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürü Funda BİNGÖL Grafik&Tasarım Emre AKALIN Reklam İçin Yetkili Ajans Alpagramedya Perpa Ticaret Merkezi B Bolk 9. Kat No:1523 34384 - Şişli / İstanbul Tel. : +90 - 212 266 03 64 Faks: +90 - 212 210 09 11 www.alpagramedya.com info@alpagramedya.com
Yayın Danışmanı Atilla YILDIZTEKİN Danışmanlar Kurulu Denizyolu: Prof. Dr. Necmettin AKTEN, Kapt. Ayhan ÇEKİÇ, Geza DOLOGH, Adam DUPRE Karayolu: Arif DAVRAN, Zahit SAĞLIK, Mine KAYA Havayolu: Musa ALİOĞLU, Demiryolu: İbrahim ÖZ, Yaşar ROTA Gümrük: Osan BAŞTA Almanya Temsilcisi Doğan PÜRSÜN Hollanda Temsilcisi İlhan KARAÇAY İngiltere Temsilcisi Tahsin ÖZALAN Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Yayına Hazırlayan LOJİMEDYA PERPA Ticaret Merkezi A Blok Kat: 13 No: 2007 OKMEYDANI / İSTANBUL Tel: 0212 – 251 86 70 Faks: 0212 – 320 58 20 CTP ve Baskı MİLSAN Basın San. A.Ş. Cemal Ulusoy Cad. No: 38/A Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 – 471 71 50 Dergimizde yayınlanan yazı ve fotoğraflar izinsiz kullanılamaz.
6
UND’yi kıran kırana bir seçim bekliyor
U
luslararası Nakliyeciler Derneği, RODER’in kurulma sürecini hazırlayana benzer bir seçime daha gebe. Yıllardan sonra ilk kez, iki ya da daha fazla adaylı bir seçim yaşayacağımızı düşünüyorum. UND Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin Özmen, seçim startını Haliç Kongre Merkezi’nde düzenledikleri iftar yemeğinde vermişti. Seçim yarışında yalnız olmayacağının duyumlarını aldığını düşündüğümüz Özmen, yönetim kuruluyla birlikte dönemindeki icraatları anlatmak üzere Türkiye’yi turlayacak. Ruhi Engin Özmen, ilk günlerde yaşadığı iletişim sorunlarının dışında, oturduğu koltuğu doldurduğunu kanıtlayan icraatlara imza attı. Kuruluşundan bu yana ilk kez icra tehdidiyle tanışan derneğin borçlarını yapılandırması başlı başına bir başarı örneğidir. Yine bir önceki dönemde başlatılan sektör raporunun hayata geçirilmesi; Kapıkule’ye TIR Parkı; TOBB ile ortak projeler Sayın Özmen’in artıları…
duğunu düşünüyorum. Yönetim için adaylarının da yine önceki yönetimde görev almış bir isim üzerinde odaklanacağını düşünüyorum. En geç, eylül sonu ekim başı gibi eteklerdeki taşların döküldüğünü göreceksiniz. YÖNETİM NİYE HEP İSTANBUL AĞIRLIKLI? Bu söylem artık daha fazla dillendirilir oldu. Anadolu’da da yönetimde temsil yeteneğine haiz birçok UND üyesi var. Yeni yönetim için sunulacak listelerde bu farkı hepimizin göreceğini düşünüyorum. NASIL BİR YÖNETİM OLMALI? UND’nin değerli temsilcileri sakın, yol göstermek gibi bir densizliğe düştüğümü sanmasın. Amacım, sektörün içindeki bir basın mensubunun gönlünden geçenleri nakliyeci dostlarla paylaşmak.
l Yeni yönetimin bence ilk icraatı, çok değerli bir bölge olan Etiler’deki genel merkezi satmak olmalı. Buradan gelen meblağ da, lojistiğin ruhuna uygun bir bölgede Peki hiç mi eksisi yok: kurulacak ve bütün birimleri bünyesinde toplayacak mekana harcanmalı. Böylece, eğitim l Önceki yönetim, bütün lojistik eğitimi vermek için kiralık daire, konferans vermek veren okulları Ankara’da toplayarak, büyük için salon aramak zorunda kalınmaz. bir zirveye imza atmıştı, eğitim yeni UND’de l Birlikten güç doğar anlayışını hayata eskisi kadar önemli olmadı hiç. l İki yıl önceki seçimlerde, sektör adına geçirmek gerekir. Bunu da sağlamanın yolu, hararetle savunduğum Ro-Ro’yu ağırlıklı tüm nakliyecileri bir araya getirmektir. kullananların oluşturduğu bir yönetimin, Uluslararası ibaresi yerine, NAKLİYE ortak yaptırım gücüyle hiç tanışamamak beni de paydasında buluşup, tüm karayolu taşımacıherkes gibi sûkutu hayale uğrattı. larına yönelik bir konfederasyonun adımları l Önceki dönemlerde yapılan toplantı ve atılmalıdır. organizasyonlara yönetim kurulu katılımlarınl UND Deniz, başarısız bir ticari hamleyda herkesin masrafını cebinden karşılama di. Ancak görüldü ki, rekabetten sektör geleneği rafa kaldırıldı. Bunu, belki kurumkazançlı çıkıyor. Keşke, UND Deniz’in 5 sallaşma adına olumlu görenler olabilir. Anmilyon Euro zararda olduğu dönemde gelen cak, eğitim çalışmaları, vize alımları, aidatlar BKT Ro-Ro’nun 2.5 milyon Euro’yu ödemeyi ve Gürbulak’tan başka geliri olmayan derne- kabul ettiği; karşılığında ise sadece güç ğin, kazancının bir bölümünü bu masraflara birliği istediği teklifi kabul etselerdi. BKT’nin harcaması bana pek doğru gelmiyor. batarak çıktığı Trieste hattına girmeleri onların da sonu oldu. Yeni yönetimin paylaşKULİSLERDE NELER OLUYOR? ma kültürünü bilen kişilerden oluşması ve Mevcut UND Başkanı’nı 2013 yılı ocak ayı yeni bir Ro-Ro kuramasalar da, Ro-Ro’nun içinde gerçekleştirilecek seçimde aynı dümenini tutacak yetkinlikte kişilerden teşkil koltukta görmek istemeyen bir ekibin olduğu edilmesi en büyük dileğimdir. herkesin malumu. Kişileri tek tek açıklamak l UND, gücü ve desteğiyle yine lojistik yerine okurun izanına bırakmayı daha doğru eğitiminin çatı kuruluşu olmalı; hazırladığı buluyorum. sektör raporuyla bilginin değerli olduğunu bir Önceki yönetimde görev alan ve küskünkez daha ispat edenler, bilgiyi satmak gibi lerin oluşturduğu bu grup, yönetimi zora soşark kurnazlıklarına kaçmamalıdır. kacak birtakım bilgilere sahip olduğu iddiasınYeni yıla yeni yönetimle girecek derneğida. Ulaştığım ipuçlarına göre bu iddiaların bir miz üyelerinin yine en doğru isimleri seçecekısmı RODER dönemine kadar uzuyor. Ama, ğine inanıyorum. Bayrağı kim taşırsa taşısın bu grubun en önemli kozunun denizle ilgili ol- kazanan sektörümüz olacaktır. Saygılarımla.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
KISA KISA
İDO 4 günde 1 milyon yolcu, 160 bin araç taşıdı
13 bin 200 konteyner taşıyan dev gemi hizmete girdi Hapag-Lloyd, Hamburg Konteyner Terminalinde gerçekleştirdiği isim verme töreniyle en büyük gemisini hizmete soktu. İsim verme seromonisine Hapag-Lloyd Yönetim Kurulu Başkanı Michael Behrendt'in eşi Cornelia Behrendt katıldı. HapagLloyd, 366 metre uzunluğundaki yeni gemisini Loop 4 adını verdiği Rotterdam,Singapur, Yantian, Ningbo, Şanghay hattında kullanacak. Gemi bu hatta halen çalışmakta olan 8000 TEU luk Hapaglloyd gemisini değiştirecek. Hamburg Express, aslında Hapag-Lloyd'un bu seriden yaptıracağı 10 geminin ilki. Serinin gemilerinden 2 adedi daha Eylül sonu ve Kasım ortalarında teslim edilecek. Kalan 7 gemi ise seneye teslim edilecek.
İDO, 17 Ağustos Cuma ve 21 Ağustos Salı günleri arasında, Ramazan Bayramı boyunca yaşanan trafik yoğunluğunda 1 milyon yolcu ve 160 bini aşkın araç taşıyarak hem yeni bir rekora imza attı, hem de yolcularına bu yoğunlukta en hızlı ve konforlu yolculuk seçeneklerini sunmaya devam etti. Hızlı feribot, deniz otobüsü, arabalı vapur ve İDOBÜS tarifeli seferleriyle birlikte belirlediği anlık ek seferleriyle de trafiği büyük ölçüde rahatlattı. Ramazan Bayramı boyunca, arife gününden başlayarak 4 bin sefer planlayan İDO, bu seferlerinde 1 milyon yolcu ve 160 bini aşkın araç taşıyarak yeni bir rekora daha imza atarak çifte rekor kırdı.
Heinz deniz taşımacılığında CEVA ile anlaştı Dünyanın önde gelen global tedarik zinciri yönetimi şirketlerinden CEVA, dünyanın en büyük ketçap ve mayonez üreticisi Heinz ile deniz taşımacılığında 5 yıllık anlaşma imzaladı. Otomotiv, lastik, elektronik, teknoloji, petrokimya, endüstriyel mamuller, hızlı tüketim ürünleri, basın yayın gibi birçok farklı pazar ve sektöre hizmet sunan CEVA Lojistik Dünya’nın en büyük ketçap üreticilerinden olan ve ABD’nin Ketçap Kraliçesi olarak bilinen Heinz Company ile deniz taşımacılığında anlaştı.
RMK Marine, Monaco Yat Show’a ödüllü süperyat “Karia” ile katılacak Koç Topluluğunun tersanesi RMK Marine, 19-22 Eylül tarihlerinde Monaco’da düzenlenecek olan dünyanın en görkemli ve en prestijli yat fuarı “Monaco Yacht Show″a, bu yıl Dünya Süperyat Ödüllerinde “Jüri Özel Ödülü” alan süperyatı “Karia” ile katılacak. RMK Marine tarafından inşa edilen ve geçtiğimiz günlerde Dünya Süperyat Ödülleri 2012’de, “Jüri Özel Ödülü”ne layık görülen 45 metrelik “Karia”, dünyaca ünlü tasarımcı Ron Holland tarafından tasarlandı. Dünyanın en önemli yat tasarımcılarını, yapımcılarını, yat sahiplerini ve potansiyel müşterileri bir araya getiren Monaco Yacht Show’a bu yıl tüm dünyadan sektörün önde gelen 500 firması katılacak. Fuarda 25 ile 90 metre uzunluğu arasında olan 100 civarında süper ve megayat sergilenecek.
8
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
KISA KISA
GEFCO GEFCO 2012 2012 yılının yılının taşımacılık taşımacılık şirketi şirketi oldu oldu
Kurulduğu günden bu yana Avrupa’daki en iyi lojistik sağlayıcılarından biri olan GEFCO, The Institute of Transport Management (ITM), tarafından büyümeye yönelik çalışmalarının yanı sıra yenilik, müşteri memnuniyeti, çevresel ve sosyal sorumluluk ile personel gelişimi konularındaki çalışmaları ile ‘2012 yılının Taşımacılık Şirketi’ seçildi. 600 uluslararası rotaya bağlanan 157 depoya sahip olan yılda 18 milyon ton navlun ve 3.2 milyon araç taşıyan GEFCO, montaj tesislerinden depolama merkezlerine, bayilere ve kiralama şirketlerine gerçekleştirdiği etkin araç ulaştırma hizmetleriyle ve teslimat öncesi araç hazırlık ve filo yönetim faaliyetleriyle rakipleri arasında öne çıkıyor…
DHL DHL Express Express Türkiye Türkiye CEO’su CEO’su Michel Michel Akavi Akavi Fransa’dan Fransa’dan da da sorumlu sorumlu olacak olacak
Dünyanın lider uluslararası hızlı hava taşımacılık şirketi DHL Express’in Türkiye CEO’su Michel Akavi, şirketin Fransa CEO’luğu görevini de üstlendi. Akavi, yeni görevini, Türkiye operasyonları ile birlikte eş zamanlı olarak yürütecek. DHL Express Türkiye CEO’su Michel Akavi, DHL Express Fransa’nın CEO’su olarak atandı. Akavi aynı zamanda, 2000 yılından bu yana DHL Express Türkiye’de sürdürdüğü görevini de, şirketin Avrupa Başkanı John Pearson’a bağlı olarak devam ettirecek. Hem Türkiye hem de Fransa vatandaşı olan Akavi, her iki ülkede de görev alacak. DHL Express Fransa Genel Müdürü’nün şirket bünyesindeki yeni bir ticari programa önderlik etmesi doğrultusunda gerçekleşen atama ile Michel Akavi, Türkiye’de sürdürdüğü başarılı çalışmalarını ve DHL markası ile 13 yıla dayanan tecrübesini, Fransa pazarına da aktarıyor olacak.
Alican Ulusoy TFF Dış İlişkiler İcra Kurulu Başkanı oldu Ulusoy Uluslararası Yatırım Holding Başkanı Alican Ulusoy, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu tarafından Dış İlişkiler İcra Kurulu Başkanlığına getirildi. Futbolda son dönemdeki gelişmeler nedeniyle dış ilişkilerde daha aktif rol almayı, süreçleri daha profesyonel ve kurumsal yönetmeyi planlayan TFF, Dış İlişkiler İcra Kurulu’nu etkin hale getirdi. Rahmetli Cemal Ulusoy’un oğlu olan Alican Ulusoy “Bu önemli misyonu hakkıyla ve layığıyla yerine getirmek için güçlü bir ekip oluşturduk. Birlikte başarılı işlere imza atacağız” dedi.
Hareket, enerji taşımacılığında tam gaz Yaptığı rüzgar türbin taşımaları ve montajları ile enerji taşımacılığı alanında başarısını kanıtlayan Hareket, Amasya’da 16 adet 2,5 MW’lık Nordex ve Metristepe Bozüyük’de 16 adet 2,5 MW’lık Nordex rüzgar türbinlerinin kurulumu tamamladı. Bu projeler ile taşıma ve montajını gerçekleştirdiği rüzgar enerji santralleri 804,7 MW’a ulaşan Hareket son olarak, Balıkesir Rüzgar Enerji Santrali için gemi tahliyeleri ve türbin montajlarına başlayarak, yeni bir projeye daha adım attı. Mayıs 2012’de başladığı Balıkesir Rüzgar Enerji Santrali’nin taşıma ve montaj işlemlerini içeren projede, 2,75 MW’lık türbinlerden toplamda 52 adet türbin montajı gerçekleştirilecek. Projede 2 ana vinç (Demag CC 2800 NT, Demag CC 2400-1), diğer yardımcı vinçler ve 2 montaj ekibi ile çalışılıyor. Taşımalar Bandırma Limanı’ndan ve Balıkesir Gönen’de bulunan GESTAMP Fabrikası’ndan gerçekleştiriliyor.
10
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
BP’den akaryakıt ve otogaz alan Turkcell’lilere 25 TL’lik yakıt hediye 2012 yılında Türkiye’deki faaliyetlerinin 100. yılını kutlayan BP ile Türkiye’nin lider iletişim ve teknoloji şirketi Turkcell, “Turkcell’liler Yaşadı” programı kapsamında Nisan ayında başlayan stratejik işbirlikleri çerçevesinde ve tüketicilerden gelen yoğun istek üzerine, BP ve Turkcell “hediye yakıt” kampanyasını tekrarlıyorlar. Üstelik her seferinde ne kadar alım yapıldığından bağımsız, toplam 250 TL’lik akaryakıt veya otogaz almak yeterli. Kampanya 27 Ağustos-23 Eylül tarihleri arasında.
KISA KISA
Sikorsky’den Sikorsky’den OMSAN’a OMSAN’a başarı başarı ödülü ödülü OMSAN Havacılık, Türk Havacılık sektörüne sağladığı katkıdan ötürü Sikorsky tarafından ödüllendirildi. OMSAN Havacılık Uçuş İşletme Müdürü Orhan Sıtkı Demir’e ödülü, Sikorsky Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Bob Kokorda ve Bölge Satış Direktörü Deniz Dalay tarafından takdim edildi. Çırağan Sarayında gerçekleştirilen törende, OMSAN Havacılık Uçuş İşletme Müdürü Orhan Sıtkı arasında Demir’e ödülü, lül tarihleri Ey 7 -2 0 2 , k IAA Ticari Scania Türkiye’deki erçekleşece g e d da r’ e v o Hann S-76 kullanıcıları cak standın ’nda yer ala rı e a il Fu rı r a a rl çl to Ara arasındaki hip mo n rmlarına sa rü o ü n n 6 e d ro e Eu e iletişimi artırma, i optimiz in is m o n o k ü R480 yakıt e Türk Sivil çevre ödüll yelpazesi, ndeki cü ü Havacılığının g ir g i, 730 bey is ic k çe gelişimine yönelik araçları V8 motorlu katkı sağlama ve ayrıca ya a m n su helikopter işleticilerinin or. ıy n la ır z a h sesini Sikorsky’e iletme başarısından ötürü verildi.
seekkttöörree yyöönn s a a ’d ’d A A A I A I n n ia ia SSccaa laccaakk ilee yyeerr aala i i il e e r r ll e ll d e o o d m m vveerreenn
TNT Ekspres, çevreci ve güvenli araç kullanan kuryelerini ödüllendirdi TNT Ekspres, araç kullanan tüm personelinin Çevreci ve Güvenli Sürüşü benimsemiş birer sürücü olmaları için 2010 yılından beri ''Sürücü Ödüllendirme Sistemi”ni yürütüyor. Program kapsamında tüm Türkiye'deki kuryeler değerlendirmeye alınıyor. Çevreci ve güvenli sürüşle ilgili belirlenen kriterleri başarı ile yerine getiren kuryeler, her çeyrek sonunda ödüllendiriliyor. Sürücü Ödüllendirme Sistemi kapsamında 2012 yılının ilk yarısında en çevreci ve en güvenli araç kullanan toplam 6 kurye hediye çeki ile ödüllendirildi. Ödül kazanan kuryeler arasında İstanbul’dan Erkan Baltacı, Mehmet Berber, Fazlı Asan; Bursa’dan Turgut Mutlu ve Hüseyin Esen ile İzmir’den Erdem Nakışçı yer alıyor.
TNT Akademi ikinci dönem mezunlarını verdi Sürekli öğrenme felsefesiyle yoluna devam eden TNT Ekspres Türkiye’nin eğitim kalitesiyle Türkiye ve dünyada önemli bir yere sahip olan Sabancı Üniversitesi işbirliği ile hayata geçirdiği TNT Akademi, ikinci dönem mezunlarını verdi. İstanbul Boğazı’nda gerçekleştirilen diploma töreni ile mezunlarına unutulmaz bir diploma töreni yaşattı. TNT Ekspres Türkiye’de çalışan 18 yönetici ve yönetici adayının diplomalarını aldığı mezuniyet törenine, TNT Ekspres Türkiye’nin üst düzey yöneticileri ile Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri katıldı. Diploma törenine katılan TNT Ekspres Türkiye Genel Müdürü Turgut Yıldız, “İki buçuk yıl süren ve içinde birçok modül bulunan akademiden mezun olan tüm arkadaşlarımızı tebrik ediyorum ve kendilerine kariyer hayatlarında başarılar diliyorum” dedi.
12
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
KISA KISA
Mercedes-Benz Türk TBF sponsorluğunu uzattı
ULUSOY ULUSOY ACU ACU Taşımacılık Taşımacılık dev dev adımlarla adımlarla ilerliyor ilerliyor
Türk Milli Basketbol Takımları ana sponsorluğunu 2001 yılından bu yana sürdüren Mercedes-Benz Türk, sponsorluk sözleşmesini Nisan 2014’e kadar uzattı. Yenilenen sözleşme ile birlikte Türkiye Basketbol Federasyonuna daha önce tahsis ettiği araçları yenileyen şirket, sponsorluk kapsamında özel tasarlanan Milli Takım otobüsünün yanı sıra otomobil ve hafif ticari araçlardan oluşan bir Mercedes-Benz filosunu Türkiye Basketbol Federasyonu’nun hizmetine sundu.
Ulusoy Uluslararası Yatırım Holding‘in yurtiçi taşımalarında hizmet veren ULUSOY ACU Taşımacılık hızla büyüyor. Ulusoy Uluslararası Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yıldırım Şahinkanat yaptığı açıklamada, “Uluslararası karayolu, havayolu, denizyolu, depoculuk ve yurtiçi taşımalarda iş ortaklarımıza tek bir elden tüm hizmetleri vermenin kalitesini ve konforunu sunmanın gururunuz yaşıyoruz. Önümüzdeki günlerde ULUSOY ACU Taşımacılık’ın, iç taşıma sektöründe yapacağı yeni yatırımlarla alanında liderliğe aday olacağına tüm ekip olarak inancımız sonsuzdur” dedi.
Netlog’dan dev bir depo yatırımı daha Türkiye’nin lider lojistik şirketi Netlog Lojistik Grubu, Gebze’de 33 bin 500 metrekare kapalı alan lojistik deposunu bünyesine kattı. Yeni depo 2013 yılının başında faaliyete başlayacak. Türk lojistik sektörünün lider şirketi Netlog Lojistik Grubu, depo yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Şirket, son olarak, Gebze Güzeller Sanayi Sitesinde 33 bin 500 metrekarelik kapalı alan lojistik deposunu bünyesine kattı. Şu an inşaat aşamasında olan deponun Kasım 2012’de kaba inşaatının bitmesi ve Ocak 2013 başında ise operasyonlara hazır hale gelmesi planlanıyor. Toplam 34 Rampa, katma değerli hizmetler için 4 bin metrekare, 2 ton taşıma kapasiteli ara kat alanından oluşan deponun 4 bin 500 metrekarelik kısmı gümrüklü saha kalan kısmı ise genel lojistik hizmetleri için ayrılacak.
14
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
Capella’nın yeni müdürü Kadir Kutlu TLS Lojistik bünyesinde daha önce Bursa/İzmir Lojistik Merkezi bünyesinde Müdür olarak görev yapan Kadir Kutlu, Orhanlı-İstanbul Lojistik Merkezi, Capella Depo’nun Müdürü olarak atandı. Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği bölümü mezunu olan Kadir Kutlu, halen Uludağ Üniversitesi’nde tekstil mühendisliği doktorası yapıyor. TLS Lojistik’in yeni açtığı Capella tesislerinde Kimberley-Clark’ın gümrüklü depo operasyonlarına ek olarak; bitmiş ürün, hammadde ve katma değerli hizmet operasyonlarının tamamı yürütülüyor. Bu sayede tüm tedarik zinciri ihtiyaçları bir profesyonel servis sağlayıcı tarafından, tek noktada ve en üst seviyede karşılanmış oluyor.
KISA KISA Etihad Havayolları’ndan her yöne indirimli uçuşlar!
Lufthansa Türkiye’nin yeni genel müdürü Bea Berke oldu Bea Berke (43) Lufthansa Alman Havayolları Türkiye Genel Müdürü olarak göreve başladı. Bea Berke yeni görevinde Lufthansa’nın yanısıra Swiss International Airlines ve Austrian Airlines satışlarından da sorumlu olacak. Daha önce Türkiye genel müdürü olan Gregor Wende ise Mısır, Doğu Afrika ve Doğu Akdeniz Bölgesi satışlarından sorumlu genel müdür olarak atandı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ulusal havayolu şirketi Etihad Havayolları, internet üzerinden rezervasyon yaptıran konuklarına tüm uçuşlarında birbirinden özel indirim fırsatları sunuyor. Düzenlenen kampanya kapsamında Etihad Havayolları, biletlerini 31 Ekim 2012 tarihine kadar alan konuklarını 1 Ekim – 15 Aralık 2012 tarihleri arasında yüzde 10’a varan indirimlerle uçuruyor. Kampanyadan yararlanmak için rezervasyonun www.etihadairways.com ya da online bilet acentası üzerinden yapılması gerekiyor.
MNG Havayolları ilk A330-200F uçağını teslim aldı Türkiye’nin lider hava kargo şirketi MNG Havayolları, dört adet sipariş verdiği ilk A330-200F uçağını teslim aldı. Bugün filosunda 7 adet A300 kargo uçağı bulunduran şirket A330F ile yeni bir adım atmış oldu. MNG Havayolları Genel Müdürü Sedat Özkazanç, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’nin kargo kapasitesinde büyük pay sahibi bir havayolu olarak filomuza A330-200F uçağını eklemekten mutluluk duyuyoruz. Yakıt tasarrufu sağlayan bu Airbus kargo uçağı, gerek kapasitesi gerekse de sağladığı ekonomik avantajlar ile charter ve tarifeli seferlerimizin büyümesine ve müşterilerimize daha iyi hizmet verebilmemize yardımcı olacak.”
Pegasus Airlines PWA Windsurf dünya kupası Alaçatı’da muhteşem bir finalle sona erdi Pegasus Airlines sponsorluğunda, Sportworks organizasyonu ve Türkiye Yelken Federasyonu himayesinde, Alaçatı Belediyesi desteği ile Port Alaçatı ev sahipliğinde Alaçatı Surf Merkezi’nde gerçekleştirilen Pegasus Airlines PWA Windsurf Dünya Kupası sona erdi. Dünyanın en hızlı ve en ünlü windsurfçülerinden 30 ülkeden 64 erkek ve 26 kadın toplam 90 sporcu Alaçatı’nın muhteşem rüzgarında hafta boyunca mücadele etti. 11’i kadın 9’u erkek olmak üzere 20 Türk sporcumuz da bu büyük mücadele içinde yer aldı. Erkeklerde Fransız Antoine Albeau 1. olurken, kadınlarda Arubalı Sarah Quita Offringa Alaçatı Şampiyonu oldu. LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
15
KISA KISA
Yeni Clio’ya Euroncap’ten beş yıldız
ABT, Audi Q3’ü s ıradışı bir yol arkada şına dönüştürüyor
Geliştirdiği ile ri teknolojik ve tasarım modif iye ürünleri ile dünyaca üne sahip Alm an modifiye de vi ABT, Audi Q3 için ka rşı konulmaz bi r motor performans ar tışı sunuyor. Dü şük tüketim, yüks ek sürüş keyf i sl oganı ile yola çıkan yeni ABT performan s kit ile Audi Q3’ ün tem el TDI ve TFSI m otorlarından şimdi çok daha fazla güç elde edilecek. ABT’ nin sunduğu ye ni performans kit ile Au di Q3 yepyeni bir kimlik kazanarak AB T QS3 haline dö nüşüyor. 2.0 TDI motorun gücü yüzde 21 ’den fazla bir artış ile 140 hp’den 17 0 hp’ye çıkarırken tork u da 320Nm’den 370Nm’ye artı yor.
Yeni Clio, bağı msız kuruluş EuroNCAP ta rafından gerçekleştirile n çarpışma testleri sonras ında en yüksek not olan be ş “yıldız” aldı. Ocak 2012 ’de ağırlaşan EuroNCAP prosedürlerine rağmen elde edilen bu sonuç, Rena ult’nun pasif güvenlik konu sundaki uzmanlığını bi r kez daha doğruluyor. Ye ni Clio, elde ettiği yüzde 85 ’lik genel derece ile önce ki versiyonlarına oranla ge lişme gösteriyor ve segmentinde liderliğe yerleş iyor. Aynı zamanda çocu k koruma, yaya koruma ve güvenlik ekipmanları kr iterlerinde aldığı en iyi no t ile segmentinde başı da çekiyor.
CHEVROLET SPARK şimdi daha sportif Sıra Sıra dışı ve etkileyici Sıra dışı ve etkileyici Sıradışı dışıve veetkileyici etkileyici Sıra dışı ve etkileyici Sıra dışı ve etkileyici bir bir otomobil olarak bir otomobil olarak birotomobil otomobilolarak olarak bir otomobil olarak bir otomobil olarak tasarlanan tasarlanan Yeni Spark’ın, tasarlanan Yeni Spark’ın, tasarlananYeni YeniSpark’ın, Spark’ın, tasarlanan Yeni Spark’ın, tasarlanan Yeni Spark’ın, daha canlı bir dış daha canlı bir dış daha canlı bir dış dahacanlı canlıbir birdış dış daha canlı bir dış daha görünüme görünüme sahip olması görünüme sahip olması görünümesahip sahipolması olması görünüme sahip olması görünüme sahip olması bu felsefeyi bir adım bu felsefeyi bir adım bu felsefeyi bir adım bufelsefeyi felsefeyibir biradım adım bu felsefeyi bir adım bu ileriye ileriye taşıyor. Yeniden ileriye taşıyor. Yeniden ileriyetaşıyor. taşıyor.Yeniden Yeniden ileriye taşıyor. Yeniden ileriye taşıyor. Yeniden tasarlanan tasarlanan çiftli ızgara tasarlanan çiftli ızgara tasarlanançiftli çiftliızgara ızgara tasarlanan çiftli ızgara tasarlanan çiftli ızgara ve ve ön tamponun yanı ve ön tamponun yanı veön öntamponun tamponunyanı yanı ve ön tamponun yanı ve ön tamponun yanı sıra, sıra, yeniden şekilsıra, yeniden şekilsıra,yeniden yenidenşekilşekilsıra, yeniden şekilsıra, yeniden şekillendirilmiş lendirilmiş far ve sisler lendirilmiş far ve sisler lendirilmişfar farve vesisler sisler lendirilmiş far ve sisler lendirilmiş far ve sisler bir araya geldiğinde bir araya geldiğinde bir araya geldiğinde biraraya arayageldiğinde geldiğinde bir araya geldiğinde bir Chevrolet Chevrolet Spark’a Chevrolet Spark’a ChevroletSpark’a Spark’a Chevrolet Spark’a Chevrolet Spark’a yepyeni bir yepyeni bir görünüm yepyeni bir görünüm yepyenibir birgörünüm görünüm yepyeni bir görünüm yepyeni görünüm kazandırıyor. kazandırıyor. kazandırıyor. kazandırıyor. kazandırıyor. kazandırıyor.
16
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
Fiat 500’e Turbo takviye s
i!
Dünyanın öncü otomobil üret icileri arasında yer al an Fiat’ın, Kuze y Amerika paza rı için geliştird iği Fiat 500 Turbo mod eli tanıtıldı. 1. 4 litre silindir hacimli ve MultiAir te knolojili 135 HP’lik turb o motora sahi p Fiat 500 Turbo, sportif süspansiyonu , pist üzerinde etkinl iği kanıtlanmış frenleri, dinam ik dış tasarım ı, sportif tarza sahip iç mekânı ve Beat s by Dr. Dre ses sist emiyle de ön pl an a çıkıyor. Fiat Ku zey Amerika Ba şkanı Tim Kuniskis ko nuya ilgili “Müşterilerim izi dinledik. Ye ni Fiat 500 Turbo, düny a çapında büyü k beğeni toplay an modelimizin tarzını seven ancak gü nlük sürüşleri için daha fazla gü ç ve performan s isteyen hayranların is teklerine yanı t veriyor. 135 HP güç üret en Fiat 500 Tu rbo, standart Fiat 500 ve yüksek performanslı Abarth 500 ar asında yer alıyor” aç ıklamasını yapt ı.
Chevrolet’nin yeni küçük SUV’u Paris’e hazır! Chevrolet, 77 sene önce satışa sunduğu Suburban Carryall ile başlayan SUV geleneğindeki iddiasını Yeni Chevrolet Trax ile artırıyor. Trax, dünya prömiyerini 27 Eylül 2012 tarihinde Paris Otomobil Fuarı’nda yapacak. Hızla büyüyen küçük SUV segmentindeki Yeni Chevrolet modeli olacak olan Trax, başarısını kanıtlamış Captiva ile birlikte Chevrolet’nin sunduğu şık SUV araçlar arasındaki yerini alacak.
KISA KISA
En hızlı Jeep, İstanbul’da görücüye çıkacak! Tofaş çatısı altın da temsil edilen ve 2012 yılında kuruluşunun 71. yılın ı kutlayan Jeep markasını n Grand Cherokee mod elinin en güçlü versiyonu olan Jeep Grand Cherokee SRT8 , Kasım ayında düzenlen ecek İstanbul Autosh ow 2012’de Euro NCAP Güve sergilenecek. Ch nlik Testleri’n rysler den be ş yıldız alarak en Grubu’nun iç pe güvenli araç rformans se çi le n ve çocuk koruma departmanı SR testinden ise T (Street and tüm rakiplerin Racing Technolo i geride bıraka gy) tarafınrak teste gi rd iğ i tarihe kadark dan geliştirilen i en yüksek no Jeep Grand al an tu Su ba ru XV, çocuk ot Cherokee SRT8 o güvenlik , 468 HP’lik V8 ko lt uğ u m ar motorunun ya kası Maxi-Cosi nı sıra ile Temmuz ayında performans od başlayan özel aklı tasarımı, iş bi rl iğine devam ed yarış ruhunu ya iyor. Eylül ayı nsıtan sonuna kadar yüksek perfor Subaru XV alan manslı kabin herkese e-Bebek mağaz içi ve sürüş öz alarından Max ellikleriyle i-Cosi ot o güvenlik kolt ön plana çıkıyo uğu alımlarınd r. a geçerli olacak 500 TL değerind e hediye çeki ve rilecek. Subaru XV, çocuk oto güve nlik koltuğu m arkası Maxi-Cosi ile Temmuz ayında başlayan özel işbirliğine Ağus tos ve Eylül ayında da devam ediyor . Eylül ayı sonuna ka dar Subaru XV tercih eden herkese e-Bebek mağazalarında n Maxi-Cosi ot o güvenlik koltuğ u alımlarında 500 TL’lik hedi ye avantajı sunuluyor.
Subaru XV ve M axi-Cosi ile çocuklar gü vende
SEAT’ın sportif modeli Leon FR’da yılın fırsatı Pe
rformans ve ek onomiyi bir arad sunan Leon’un, a sportif versiyon u Leon FR, 44 bin 900 TL ’den başlayan fiyatlar ile SEAT Yetkili Satıc ılarında! 1.4 lt TSI motor 125 HP’lik Leon FR’lar, zengin do nanımları ile de göz do lduruyor. Doğu ş Otomotiv-SEAT’ın dina mik ve sportif tasarımının ya n ısıra 1.4 lt TSI 125 hp motor seçeneği ile yüksek perf ormans ve ekonomik sü rüş keyfini bir arada sunan Leon FR modeli, kompa kt segmentte dikkat leri üzerine çe km eye devam ediyor. Geçen yıllarda 2.0 TDI 170 HP motor seçe neğiyle kendis ine özel bir hayran kitlesine sahip olan FR do nanım paketinin, 1.4 lt TSI motor 125 HP ’lik versiyonu da 2011 ’in son çeyreğin de satışa çıkmış ve büyü k bir beğeni to plamıştı.
Volvo S60, karşılıklı kısmi çarpışma testinden en yüksek notu aldı
Volvo S60, enstitünün son raporunda, IHHS’in önden karşılıklı kısmi çarpışma testinde en iyi performansı gösteren iki otomobilden biri oldu. Bu yeni testte, otomobilin ön kısmının sürücü tarafında kalan yüzde 25’lik kısmın, 64 km/s hızla sert bir engele çarpması sağlandı. Testte sürücü koltuğuna bir Hibrit III manken oturtuldu ve mankenin emniyet kemeri bağlandı. Test, aracın ön köşesinin başka bir araçla veya bir ağaç ya da bir elektrik direği gibi bir nesneyle çarpışması durumunda olacakları canlandıracak şekilde tasarlandı. Volvo Car Corporation’ın Kıdemli Güvenlik Teknik Danışmanı Thomas Broberg, "Çarpışma yüzeyinin görece küçük olması son derece ciddi bir çarpışma durumudur. Bu anlamda test sonuçlarından son derece memnunuz” diye konuştu. LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
17
DOSYA
Çoban Tur, U.N Ro-Ro’nun peşini bırakmıyor
U
.N Ro-Ro, gemi için çıkan ‘sicilden terk’ kararının ardından sigorta tazminatı için gerekli son adımı da atmış, 46 milyon 300 bin Euro civarında bir meblağı kasasına aktarmıştı. O kazada 11 dorsesi yanan Çoban Tur da, tek bir tutanakla alınan ‘hurdaya ayrılma’ kararının ardından Denizcilik Müsteşarlığı , İstanbul Gemi Sicil Müdürlüğü aleyhinde , sicilden terkin kararının iptali için İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi’nde dava açmış ve Mahkeme tarafından sicilden silme kararının uygun olduğu gerekçesi ile dava reddedilmiş ve bu defa da Çobantur tarafından Yüksek Mahkeme’ye itirazda bulunulmuştu. İşte o itiraz kararı haklı bulundu. Türk Ticaret Kanunu gereğince gemi üzerinde kanuni rehin / alacak hakkı olduğundan bahisle, hukuka aykırı olarak verilen sicilden terkin kararının iptal edilmesinde nakliyecilerin menfaati olduğundan bahisle dava açtıklarını ifade eden Çobantur yönetim Kurulu Başkanı Necmi Çobanoğlu, Denizcilik İhtisas Mahkemesi tarafından hukuki gerekçe olmaksızın reddedilen davanın, Yüksek Mahkeme tarafından Çobantur lehine bozulduğunu, verilen hukuk savaşında bu kararın ciddi sonuçlar doğuracağını, geminin pert olduğuna dair verilen karar nedeni ile sicilden terkin edildiğini , bu terkin kararı neticesinde UN Ro-Ro’nun sigortasından 46 milyon Euro aldığını
ifade ederek , “Şimdi bu pert kararı ortadan kalkarsa bu para ne olacak” dedi. HURDAYA ÇIKARILMA KARARI HUKUKA AYKIRI Gemiyi adım adım izlediklerini, son mahkemede de ‘gemi jilet oldu’ raporunun sunulduğunu belirten Çoban Tur Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Çobanoğlu, geminin hurdaya ayrılmasının delillerin de yok olması anlamına geldiğini ifade ederek, bunun yeni bir dava konusu olacağını dile getirdi. Çobanoğlu, şöyle devam etti: “T.C Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü ‘UND Adriyatik gemisi Türkiye sularında yüzemez’ kararı vermiş, çünkü hurdaya çıkmış. Oysa bu kararın hemen öncesinde gemi, Aliağa ile Beşiktaş Tersanesi arasında turluyordu. Hatta, Beşiktaş Tersanesi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Yavuz Kalkavan, Referans Gazetesi’nden Osman Öndeş’e yaptığı açıklamada geminin boyunun 960 lanemeter daha artırılarak 12 ay sonra denizlerde olacağını anlatıyordu. (Okumak için lütfen tıklayınız) http://www.denizhaber.com/HABER/23794/1/rodergemi-und-adriyatik-deniz.html Bu haberlerin ardından hurda kararı alan Müsteşarlık, zor durumda
2008 yılında içindeki yaklaşık 200 dorse ile birlikte yanan UND Adriyatik, U.N Ro-Ro A.Ş’nin başını daha çok ağrıtacağa benziyor. Çoban Tur şirketinin geminin hurdaya ayrılma kararına yaptığı itiraz Yüksek Mahkeme tarafından oybirliği ile kabul edildi...
18
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
DOSYA
kalacağından hareketle sicilden terkin kararının uygulanması için baskı yaptı. Çünkü, gemi tamir edilemez şerhi ile sicilden terkin edildi. Geminin tamir edilmesi, verilen hurda kararına aykırı bir durumdu ve tamir edilmesi halinde aldıkları karar da tartışılır hale gelecekti. Sonradan geminin Kanada siciline kaydedildiğini ve daha sonra da jilet olduğunu öğrendik. Ben, malını bile sigorta yapmayı düşünememiş nakliyeci arkadaşlarım adına da bu hukuk mücadelesini veriyorum. Karşımızda dev bir kuruluş var, olayı çözebilir. Ro-Ro’ya binmek için her ay 2-3 milyon TL ödeme yapıyorum. Benim gibi birçok arkadaşım bulunuyor. Ayrıca, bu gemi hurdaya derç edilerek 46 milyon 300 bin Euro parayı sigortadan tahsil etme hakkına kavuştular. Bu para ihya etti onları. Madem tahsil ettin, paranın 10 milyonunu da zarar gören nakliyeciye öde. Ödemiyor, hukuk savaşı verdiriyorsun; ben şu anda Çoban Tur ve U.N Ro-Ro olarak davalığım, sigortacılarla davalı değilim ki. İkinci davalı da, Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü. Çünkü, müsteşarlık da belgesiz ve yalnızca Cemil Bayülgen’in bir imzasıyla gemiyi hurdaya çıkarmış. Olmaz böyle bir şey. Bu gemi Türk sularında Müsteşarlık’tan bir yetki almış. Dosyası, projesi olmadan yetki alabilir mi? Bütün dosyayı söküp almışlar. Mahkeme, İstanbul Bölge Müdürlüğü’nden gemiye ait dosyayı istiyor, ortada hiçbir dosya yok, veremiyorlar. Kim yok etti? O zaman geminin sahibi var ve o yaptı. Gemi hakkında hurda kararı verebilmek için gemide ciddi incelemeler yapmak ve bu kararı raporlara dayandırmak gerekir. Bu gemi için gerekli yasal incelemeler yapılmadan karar verilmiştir. Biz, bunu tespit ettik. Gemide defalarca keşif yapılmasını bizzat sağladım. Gemi yüzer
haldeydi ve makina dairesinde en küçük bir hasar yoktu. Mahkemeden düzenlenen rapor da son derece lehimizde ve sicilden silme kararına karşı tenkit edici ifadeler taşımaktaydı. ‘Gemiyi hurdaya çıkarıyorsunuz. Projeleri, maliyet raporlarını görelim’ diyorlar, hiçbir belge yok. İdare’nin sicil kararına ilişkin bir sörvey raporu bulunamamış, eldeki tek belge geminin yanan alanlarının 7 madde halinde yazıldığı yarım sayfalık tutanak. Geminin tamir edilip edilemeyeceğine ilişkin bir rapor düzenlenmemiş. Tamir masrafı yönünden bir maliyet hesabı çıkarılmamış. Sağlam yerlerini tespit etmemiş, sadece Un Ro-Ro’nun talebi doğrultusunda karar vermiş. Pert kararı vermek bu kadar kolay mıdır?”İşte bu hurda kararını iptal için açtığımız dava, Denizcilik İhtisas mahkemesi tarafından reddedilmişti. Mahkemenin ret gerekçesi de anlaşılır değildi. Yargıtay karardaki yanlışı gördü ve lehimizde bozdu.” “SİGORTADAN ALINAN PARADA BİZİM DE HAKKIMIZ VAR” UND Adriyatik gemisi yansa da, geminin sahibi olan U.N Ro-Ro’nun hiçbir şekilde mağdur olmadığını söyleyen Necmi Çobanoğlu, “Ama, gemi nakliyeciye zarar vermiş. Geminin hurda olarak satışından elde edilen payda bizim de hakkımız var. Biz şimdi, gemi yoksa geminin yerine geçen paradan pay talep ediyoruz. O gemi üzerinden sigortadan 46 milyon Euro para almışsın ve zararını tazmin etmişsin. Peki, nakliyecinin zararı ne olacak? Bu aşamada geç de olsa en güzeli uzlaşmak” diye konuştu. “AVUKATIMIZI BAROYA ŞİKAYET ETTİK” Kazanın hemen ardından herkesin başına gelebileceğinden hareketle U.N Ro-Ro’ya geçmiş olsun ziyaretine gittiklerini söyleyen Çobanoğlu, daha sonraki gelişmeleri de şöyle aktardı: “U.N Ro-Ro’nun o dönemdeki yöneticileri, ‘bizim sigortamız çok güçlüdür, sizin de mağdur olmanıza izin vermez’ dedi. 20-25 gün sonra, hadise bizim aleyhimize döndü ve ‘dava neticesinde zararınızı alabilirsiniz’ diye bizi hukuk savaşına ittiler. Mağdur olan tüm nakliyeciler, bir avukatı vekil tayin ettik ve her birimiz avukatın hesabına 500’er Euro yatırdık. Avukatı UND bulmuştu, biz de birlik olma adına bu avukatı benimsedik. Yaklaşık 35 bin Euro avukatımızın hesabına yatırıldı. Öncelikle geminin üzerine tedbir konuldu. Fakat daha sonra bizim avukatımız, Ro-Ro’dan bir teminat mektubu aldığını beyan ederek tedbirin kaldırılmasını talep etmiş. Teminat mektubu olduğu söylenen belge, davayı kazanırsak ödeme yapacaklarına dair taahhüt içeren bir yazıdan ibaret. Bu mektupla tedbiri kaldıramamışlar. Bu defa bizim avukatımız sigortanın müdahil avukatlarıyla bir sulh metni imzalamış. Bizim adımıza ve bize danışmadan. Ve böylece tedbirli olan gemi serbest hale geliyor. Bizim avukatımız PI Kulüp garantisini almış, ama aldığı bir kağıt aslında. Davanın kazanılması halinde geçerli bir kâğıt bu. Ama dava 4 yıldır devam ediyor. Gemi üzerinde ki tedbir kaldırılmasaydı U.N Ro-Ro da zarara uğrayacaktı. Oysaki U.N Ro-Ro kazadan 4 ay sonra geminin yanması nedeniyle uğradığı tüm zararını tazmin etti. Biz davalarla baş başa kaldık, bunları geç anladık. 7-8 kişi gittik ve UND’nin bulduğu avukatı azlettik. Baroya da şikayet ettik. Arkadaşımız bizi garantiye aldığını ve problemin ol-
madığını söylüyor ama bize danışmadan geminin üzerind ki tedbiri kaldırmış. İşte biz orada gümbürtüye gittik. Mahkeme koridorlarında sigortacı avukatlara teslim edildik. Geminin üzerindeki tedbir kaldırılınca, gemiyi hurdaya çıkardılar, sicilden sildiler. Sonra da sigortalarından hurdaya çıkan gemi nedeni ile 46 milyon Euro aldılar. Türkiye’de kaybedince, İtalya’da avukat tuttuk ve gemiyi Trieste’de bağladık. Yurtdışında 60 gün tutabiliyoruz. Mahkeme, gemiyi 60 gün bağladı. Gemiyi 3. şahıs olan hurdacılara sattılar, hurdacılar da orada. Onlar da gemiyi kurtarıp, buraya getirme amacında. 60 gün ben, bir 60 gün de başka bir nakliyeci arkadaşım tuttu. Ondan sonra da mahkeme serbest bıraktı, hurdaya alan kişiler de, çekerek Aliağa’ya getirdiler. Bu kez, Aliağa’da da mahkeme tespiti istedik, gemiye çıkıp inceleme yapıldı. Aliağa’dan sonra hurda için satın alanlar da çok zarar gördükleri için onlar da bir petrol alacağı nedeniyle takas olarak bir başka kuruluşa vermiş.Gemi Aliağa’ya getirildikten sonra hem Gemi Sicil Müdürlüğü’ne hem de Ro-Ro’ya karşı açtığımız davaları kendi şirket avukatlarımızla takip ettik.” CMR SİGORTACILARI DA ALEYHİMİZE ÇALIŞTILAR Yangında zarar gören nakliyecilerin sigortadan ancak zararlarının yüzde 75’ini alabildiğini söyleyen Necmi Çobanoğlu, “Araçları yepyeni olanlar vardı. Her biri 10’luk partiler halindeydi ve totalde büyük rakamlara denk geliyordu. CMR sigortacıları da bizim aleyhimize çalıştılar. Çünkü, Ro-Ro yangında kusursuz çıkarsa CMR sigortacıları da tazminat ödemekten kurtulacaklar. Bu davada U.N Ro-Ro suçlu çıkarsa, bütün CMR sigortacıları, ziyanları karşılamak zorunda. Onlar da U.N Ro-Ro’ya dava açabilir ama bu uzun hikaye. Her iki sistemin kapanması için mücadele ediyorlar. Ben de UND’de yaptığımız toplantılara sigortacıların müdahil olarak katılmamaları gerektiğini savundum. Biz hakkımızı savunalım sen de istersen sonradan gel. Her bir nakliyecinin birçok davası var. İhracatçının da kimisi sigorta yapmış, kimisi yapmamış; aramızda hiç sigortası olmayan dahi çıktı. U.N Ro-Ro CEO’su Sedat Gümüşoğlu’na ‘Nakliyeci, bu yangında büyük zarar gördü. Bizimle masaya oturup, bunu da çözersen büyük bir iş başarmış olursun’ dedik. ‘Biz, hiçbir şey yapamayız, davayı kazanın sigorta parayı ödeyecek’ diye bizi yanıtladı. Biz de yanıldığını, davalı olan iki tarafın U.N Ro-Ro A.Ş ile Çoban Tur şirketi olduğunu, sigortacıların hiçbir şekilde olayın içinde olmadığını anlattık. Benden sonra diğer nakliyeciler de gelecek. ‘Masaya oturursan, senin de temiz çıkacağın bölümler olacaktır, bu işi bitirmelisin’ yönündeki uzlaşmacı çabalarım hiçbir yanıt bulmadı” ifadelerini kullandı. TAZMİNAT DAVALARI DA DEVAM ETMEKTE.. Geminin hurda olduğu gerekçesi ile sicilden silinmesinin iptali için verdikleri hukuk mücadelesinin yanı sıra yanan mal sahipleri ve nakliyeciler tarafından açılan tazminat davalarının da hala sürdüğünü vurgulayan Çobanoğlu, “Bu yangında U.N Ro-Ro’nun kusurlu olduğunu ve zararları karşılaması gerektiğini ispatlayacağız. Hukuk mücadelemizin sonuçsuz kalmayacağına inanıyoruz” açıklamasıyla sözlerini tamamladı.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
19
DOSYA
Kabataş-Bursa tamam, sırada arabalı vapur var İDO satışından satışından sonra sonra ekonomik ekonomik olarak olarak iyice iyice İDO zayıflayan 168 168 yıllık yıllık Şehir Şehir Hatları, Hatları, art art arda arda zayıflayan yaptığı ataklarla ataklarla sanki sanki küllerinden küllerinden doğuyor. doğuyor. yaptığı Bir süre süre önce önce Kabataş-Bursa Kabataş-Bursa arası arası yolcu yolcu Bir taşımak amacıyla amacıyla BURULAŞ BURULAŞ ile ile bir bir anlaşma anlaşma taşımak imzalayan kuruluş, kuruluş, İstanbul İstanbul içi içi araba araba taşıması taşıması imzalayan yapmak için için de de uygun uygun yer yer arayışında... arayışında... yapmak
20
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
DOSYA
i
stanbul Büyükşehir Belediyesi, (İBB) zarar eden sorunlu bir işletmeden 861 milyon dolarlık değer yaratma becerisini, yine İDO ekolünden gelen bir genel müdürle sürdürüyor. Elde kalan imkanlarla bir yandan kamu hizmetine devam ederken, öte yandan projeler geliştiren Şehir Hatları Genel Müdürü Süleyman Genç, “Bursa’dan gelen talep doğrultusunda İBB ve Şehir Hatları olarak önlerini açan bir duruş sergiledik. Anlaşmamız ticari olmaktan çok hizmete dayalı bir birlikteliğe dayanıyor. İBB’nin çok güzel bir Halk Ekmek örneği var. Halk Ekmek belki İstanbul’un tamamına yönelik üretim yapamıyor ama Fırıncılar Odası’nın yüksek rant girişimlerini de engelliyor. Yani denge unsuru işlevi görmekte. Burada da esas amaç bu denge unsurunu oluşturmak olacaktır” diye konuştu. Süleyman Genç, sorularımızı şöyle yanıtladı: l Bursa Büyükşehir Belediyesi ile yaptığınız işbirliğinin detaylarını açıklar mısınız? İDO modern bir şirket. En yoğun taşımacılık yaptığı hatta bir rakip gelmesini teşvik etmeyebilir ama rekabetin kalite getireceğinden hareketle olumsuz bakmaz. Tabi yerel yönetimler, bazı hizmetleri yalnızca halkına hizmet götürmek adına kar etmeyi gözetmeden, bedellerinin altında da verebilirler. Ticari bir kuruluş olan İDO’nun ise bunu yapması zordur. Bursa Büyükşehir Belediyesi ve BURULAŞ ile işbirliğimiz iskelelerin yararlandırılmasıyla sınırlı. Tabi, bunun dışında altyapı hizmetleri de vereceğiz. Kısaca yer hizmetlerini karşılayacağız diyebiliriz. Ama dominant olan İstanbul değil, Bursa olacak. İDO, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeyken nasıl Bursa’daki yatırımlarda da ön plandaysa, burada da BURULAŞ öne çıkacak. Bostancı ve Kabataş iskelelerinde işbirliği yapacağız. BURULAŞ, Bursa iskelesinin kendilerine devrinin ardından, bizle yaptıkları anlaşmayı gösterip İstanbul UKOME’den de hat iznini aldı. Bundan sonraki aşama ise, gemilerini alıp, düzenli hat yürütümü için İstanbul ve Bursa liman başkanlıkları aracılığıyla hizmetleri koordineli olarak yürütmek olacak. l İDO’yu alan konsorsiyum, devir işlemleri esnasında rantabilitesine zarar verebilecek böyle bir gelişmeyi hesaplayarak şerh koymadı mı? İtiraz hakkı doğabilir mi? Birçok alanda böyle bir şartın olduğunu zannetmiyorum ama sözleşmenin tamamını okumadım. Böyle bir itiraz durumu, EskihisarTopçular hattına alternatif bir hat dahi olsa söz konusu değil. Belediyeler ile yapılan anlaşmalar yeni hatlar için yeterli. Ama, kendi aldığı iskelelerin kullanım hakkı tabi yine İDO’ya ait. Yolcu taşımacılığında gerekli şartları yerine getiren herkes taşıma yapabilir. Bugün Ambarlı’dan, Tekirdağ’dan, Zeyport’tan da çeşitli taşımalar yapılıyor, yapılacaktır. Buralarda da münhasır bir durum yoktur. BURULAŞ’ın Bursa tarafında her türlü yatırımı yapabileceği açıkça gözüküyor. Bu tarafta bir
alanı da katabildiği sürece araba taşımacılığı da, yolcu taşımacılığı da yapabilir. Fakat araba taşımacılığının gerektirdiği arka alan şartları öylesine zor ki, bunu oluşturmak hiç de kolay değil. Bir deniz otobüsünü 5-8 milyon dolarlara bulabilirsiniz ama bir Adnan Menderes feribotuna ulaşmanız size 50-60 milyon dolarlara mal olur. Kiralamak daha doğru bir yöntem gibi gözüküyor. Bursa Büyükşehir Belediyemiz de, kısmen bildiğimiz kadarıyla bu yöntemi kullanacak. Çeşitli ülkelerden deniz otobüsleri bakılıyor. Oradaki iskelelere uygun, yolcu ve yakıt açısından makul olan; İDO’nun kullandıklarına yakın deniz otobüslerinin tercih edileceğini düşünüyorum. Saha şartlarına uygun ikinci el alacaklarını düşünüyorum. Çünkü, yenisini yaptırmak gerçekten zor olur. l O güzergahta İDO’nun gemileri sorunsuz çalışıyor. O gemilere benzer olması açısından İDO’dan gemi alma talepleri olabilir mi? Bilebildiğim kadarıyla İDO, kendini krediyle tanımlanan bir yola çıkmış, dolayısıyla filosundaki gemileri satması sıkıntı yaratabilir. Borsaya açılmış şirketler gibi birtakım şartlar gerekebilir. İDO da istese bile bunu yapabileceğini düşünmüyorum. Hedefleri olan bir kuruluş, bunu da sıkı ekonomik bütçelerle tanımlamış. YENİ İŞLETME, DENGE UNSURU OLACAK l Esnek fiyat uygulaması çok eleştiri aldı. Hatta, kurumun en yetkili ağzı ‘İDO’da karizmayı çizdirdik’ özeleştirisi yaptı. Sizin
fiyat politikanız nedir? İDO’nun da kendi üst yönetiminden dillendirdiği gibi hizmetin verilmesi konusunda bir sıkıntı yaşanmıştır. Biz de yıllar önce o camiadan geldik. Üzerimizde emekleri olan bir kuruluştur İDO. Üst yönetim değişti diye her şey değişmedi. Onun içindeki cevherde hizmetin nasıl yapılacağının çözümü vardır. Yönetimin de, bu çözümün çıkarılmasına yardımcı olacağını düşünüyorum. İDO yöneticilerimize sesleniyoruz. Artık çıta yükseldi. Kendilerinin çıtasını aşmak zorundalar. Halkın beklentisi de, kendilerinin de beklentisi budur. Bizim anlaşmamız ticari olmaktan çok hizmete dayalı bir birlikteliğe dayanıyor. İBB’nin çok güzel bir Halk Ekmek örneği var. Halk Ekmek belki İstanbul’un tamamına yönelik üretim yapamıyor ama Fırıncılar Odası’nın yüksek rant girişimlerini de engelliyor. Yani denge unsurudur. Burada da esas amaç bu denge unsurunu oluşturmak olacaktır diye düşünüyorum. Çıktıkları çok zorlu bir yol. Çünkü, yolcu taşımacılığını yürütebilmek gerçekten zorlu bir uğraş. Orada da bir kamu sermayesi kullanılacak, biz de üzerimize düşeni yapacağız. İDO’nun Mudanya hattında 7-8 bin bandında bir yolcusu var. Böyle bir potansiyel taşımacılığa alternatif olmak zor. Kabataş, belki de İstanbul’daki en güzel noktalardan biri. Alışılagelmiş, İstanbul’a yaygınlaşabilecekleri bir alan. Alınan vasıtaların hızı, yolcu potansiyeli ortaya konduktan sonra tarifenin belirlenmesi aşaması gelir. Mevcut durumdan daha iyi olacaktır diye düşünüyorum. l Varsayalım BURULAŞ, arabalı taşıma
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
21
DOSYA
için gerekli sermayeyi buldu ve feribotunu aldı. Aynı hatta yolcunun dışında araç da taşıyabilir mi? Kabataş, bu hat için uygun olmayabilir. Lodosun şiddetine bağlı olarak iptal ettiğimiz seferler vardır. Ama ister poyraz, ister lodos iki taraftan birinde sıkıntı yaşarsınız. Kabataş da, buna çok açık bir alan. Lodosun şiddetine bağlı olarak iptal ettiğimiz seferler vardır. Marmara ve karşı yaka taşımalarında İDO tecrübemizden biliyoruz ki, her halükarda iki yaka etkileniyor. Poyraz eserse Bursa, Lodos eserse İstanbul’da sıkıntı oluşuyor. Kabataş da buna çok açık bir alan. Yenikapı çok daha korunaklıdır. Projelendirmelere bağlı ama uzak gelecekte başka alanlar bulunabilir. Maltepe, Pendik gibi alanlar düşünülebilir. Çünkü, buna İstanbul’un ihtiyacı var. Yolcu taşımacılığı hemen yapılabilir ama araba şimdilik zor. Hatları hat yapan gemiler değil, terminallerdir. l Peki Şehir Hatları’nın İstanbul içi araba vapuru hedefi var mı? Bizim İstanbul için araba vapuru projelerimiz var. Bunlar çok gizli projeler değil. Paşabahçe, İstinye, Çubuklu, Çengelköy, Üsküdar, Kabataş’ta çalışmalar yapıyoruz. İstanbul’a ne kadar köprü yapılırsa yapılsın denizi göz ardı etmeniz mümkün değildir. Araba vapuru geçişleri konusunda da uzun bir süredir çalışıyoruz. Bu İstanbullunun net ihtiyacıdır. İkinci köprünün bakıma alınması, deniz alternatifinin gerekliliğini bir kez daha akla getirdi. Herkes, bunun olmasını istiyor. Şehir Hatları, hizmetin duayenidir. 160 yıldır süren misyonu devam ediyor. Araba vapuru hizmeti Marmara’nın karşı tarafına yapılır mı, şu an bizim düşüncemizde değil ama yardımcı oluruz. Fakat, gerçekten zor. Gemilere yapacağınız yatırım kadar alanlara da yatırım yapmanız lazım. Ulaşım hattı planları, şehrin gelişimi gibi detayların incelendiği yerler bulunuyor, inceleyeceklerimiz var. Karar verirken, öncelik sırasını ona göre belirleyeceğiz. İstanbul kıyılarında yer bulmanız çok zor, çünkü her tarafından tarih fışkırıyor. Araba vapuru işletmeciliğinin de art alana ihtiyacı var. İskeleyi bulmanız işi çözmüyor. Belediyemizin destekleriyle art alanları yapılan uygun bir alan gösterilecektir. Bunlar tamamlandığında startı vermek hiç zor değil. KADIKÖY-KABATAŞ SEFERLERİ MOTORLARLA YAPILACAK l Kadıköy ve Kabataş iskelelerinde özellikle demiryolu entegrasyonunu sağlamak amacıyla sefer sayılarını katladınız, bunu nasıl gerçekleştirdiğinizi açıklar mısınız? Kabataş-Kadıköy seferlerimizi Kadıköy yeni iskelemizden motorlarla yapacağız. Bunun ön safhası tamamlandı. Eskiden yarım saatte yaptığımız ve Cumartesi Pazar sefer koymadığımız hizmeti 20 dakikaya indirip 3 kat artırmayı, haftanın 7 gününe yaymayı planlıyoruz. Bunu vapurlarla değil, yeni motorlarla gerçekleştireceğiz. Kadıköy’e gelen
22
raylı desteği, Kabataş’taki raylı sisteme entegre ederek, iki raylı sistemi buluşturmuş olacağız. Kabataş’ın da iyi bir dağıtım merkezi olduğunu halkımıza anlatmayı planlıyoruz. 5-6 bin modunda olan bu hattaki günlük taşımamızı 12-15 binlere doğru artırma hedefindeyiz. Motorları kiralama usulü ile edindik ama ilerde yeni yöntemler kullanabiliriz. Hizmeti, büyük gemilerle aynı iskelede birkaç bölümde veremezsiniz ama bunu küçük motorlarla yapabilirsiniz. Bunun en güzel örneği Üsküdar-Beşiktaş’tır. Bu hat da, vapurlarla sürdürülebilecek bir sefer alanı değildi. Aynı hatta motorlarla sefer yaptığımızda iki katı kadar yolcu artışı elde ettik. Pik saatlerde yolcu
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
ihtiyacını çabuk karşılıyorsanız, tercihleri de yönlendirebiliyorsunuz. Bunun da en iyi örneği metrobüstür. Motorlarımız da İstanbul’da hizmet veren motorların en iyileri olacaktır. l Son bir söz söylemek ister misiniz? Tarihi Şirketi Hayriye’de iki yıldır tarih yazdığımızı söyleyebilirim. Elimizdeki imkansızlıklarla ne hizmetler verdik, ne açılımlar yaptık ortadadır. Beşiktaş, Küçüksu gibi yerlerde yeni hatlar açtık. Kabataş gibi bölgelerimizde hizmeti artırma yönünde çalışmalar yaptık. Bursa partnerliğimiz de farklılığımızın göstergesidir.
DOSYA
Marport
iki iki cumhurbaşkanı cumhurbaşkanı ağırladı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhamedov ile birlikte Ambarlı’yı ziyaret ederek Marport limanında incelemelerde bulundu
A
mbarlı’da kurulu Türkiye’nin ilk özel konteyner limanı Marport, Ağustos ayında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve konuğu Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhamedov’u ağırladı. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun da aralarında bulunduğu heyet, Ambarlı Limanı Yönetim Binasına geçerek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka’dan brifing aldı. İkili ardından Arkas Holding’e ait Marport Limanı’na geçti. Arkas Holding Liman Hizmetleri Grup Başkanı Hakan Genç, Gül ve Berdimuhamedov’a liman krokisi ve maketleri eşliğinde bilgi verdi. Genç, limanın özellikleri, çalışma prensipleri ve gemilere verilen tahmil tahliye hizmetlerini ayrıntılı olarak anlattı. İki devlet başkanına da isimlerine özel yaptırılan baretler hediye edildi. Gül ve Berdimuhamedov daha sonra limanda bulunan bir gemiye konteynerlerin yüklenmesi işlemini izledi. LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
23
DOSYA
UGBD denizde ‘Avrupalı’ tekelini kıracak
Avrupalı armatörlerin, armatörlerin, Avrupalı işletmecilerin ve ve brokerlerin brokerlerin işletmecilerin egemen olduğu olduğu bir bir alanda alanda Türk Türk egemen denizcisinin sesini sesini daha daha gür gür denizcisinin duyurabilmek için için yola yola duyurabilmek çıktıklarına değinen değinen UGBD UGBD çıktıklarına Başkanı Mert Mert Aydıner, Aydıner, “Sektöre “Sektöre Başkanı farklı bir bir nefes nefes katmayı katmayı farklı hedefliyoruz” diyor... diyor... hedefliyoruz” 24
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
DOSYA
U
luslararası Gemi Brokerleri Derneği (UGBD), Türkiye'deki gemi brokerlerinin ortak sesi olmak amacıyla denizcilik dünyasına gönül veren bir grup arkadaş tarafından kuruldu. Ülkemizin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından biri olmak maksadıyla yola çıkan dernek, giderek büyüyen organizasyonel yapısı ve artan üye sayısı ile dikkatleri üzerinde topluyor. En önemli misyonlarının Türkiye’nin uluslararası denizcilik platformunda sesini daha güçlü duyurmak olduğunu belirten Uluslararası Gemi Brokerleri Derneği (UGBD) Başkanı Mert Aydıner, “Dünya deniz ticaretinde Avrupalı tekelini kırarak, sektörde ‘biz de varız’ demeyi arzuluyoruz” dedi.
‘ULUSLARARASI PLATFORMDA SEKTÖRÜN SESİ OLMAYI ARZULUYORUZ’ UGBD’nin Türkiye’de yapılamayanı yapmak gibi bir misyon üstlenerek zorluklarla başa çıkarak yoluna devam etmek istediğini kaydeden Aydıner, “Uluslararası Gemi Brokerleri Derneği olarak Türkiye'deki gemi brokerlerinin uluslararası platformlarda varlıklarını hissettirerek seslerini çok daha güçlü duyurabilmelerini sağlamak amacı ile yola çıktık. Dünya deniz ticaretinin maalesef Avrupalı armatörlerin, işletmecilerin ve brokerlerin kurmuş olduğu üçgen tekelinde yürüyen bir dönemde bu çemberi kırarak biz de varız diyebilmek cesaret isteyen bir konudur. Denizcilik camiamız adına rol model olarak bu cesareti gösterebilmemin tek yolu da muhataplarımızla aynı dili konuşabilecek donanıma ve vizyona sahip olmaktır” diyerek sözlerine devam etti.
‘EĞİTİM EKSİKLİĞİ EN ÖNEMLİ PROBLEMİMİZ’ Gemi brokerliği alanında eğitim eksikliğini sektörün en önemli sorunu olarak gösteren Aydıner, bu sorunu aşmak için yapacakları çalışmaları ise şu şekilde özetledi: “Özellikle gemi kiralama alanında bu engellerin aşılabilmesi, asgari maliyetlerle azami faydanın sağlanabilmesi ve denizcilik firmalarımızın tüm dünyada saygın ve kazançlı bir konuma yükselebilmesi için rol modellerin doğru seçilmesi bu sektörde rol alan herkes tarafından kabul görüyor. Bu konuda Türkiye’de yakın zamana kadar profesyonel anlamda bireylerin ve kurumların gelişimine katkı sağlayacak bir organizasyon bulunmadığı için sektör çalışanları ve kariyerini bu alanda şekillendirmek isteyenler doğru başvuru kaynaklarına erişim noktasında sıkıntı yaşıyorlardı. Ülkemizde, bu alandaki eksikliği önceden görerek bunu giderme yolunda kayda değer adımlar atan ilk kurum olan GBD’yi (Gemi Brokerleri Derneği) örnek alarak 2011 yılında UGBD (Uluslararası Gemi Brokerleri Derneği) adıyla faaliyetlerimize başladık. Amacımız, bir araya getirdiğimiz sektör uzmanlarından oluşan deneyimli yönetici kadromuzun ve değerli üyelerimizin katkısı ile denizci-
lik sektörüne sosyal yönü güçlü, vizyoner brokerler kazandırmak ve çalışan gemi brokerlerinin ihtiyaç duyduğu bilgi ve deneyim açığını gidermektir.” ‘TÜRK DENİZCİLİĞİNİN GELİŞİMİNE KATKIDA BULUNMAK İSTİYORUZ’ Sektördeki ekonomik canlanmanın ışığında bilgiye ve tecrübeye yatırım yapmak istediklerini belirten Aydıner, “Gemi kiralama ve brokerlik konusunda gerekli donanıma sahip olduktan sonra bu saygın mesleği yeniden hak ettiği yere taşıyacak, yurtdışındaki rakipleri ile rekabet edebilecek bilgiye, deneyime ve vizyona sahip olacak ve Türkiye'de denizciliğin gelişmesine katkıda bulunacak gemi brokerlerinin aramıza katılmasıyla sektörün çehresinin olumlu yönde değişeceğine inanıyoruz. Denizcilik sektöründe ekonomik canlanmanın yaşandığı bugünlerde bilgiye ve tecrübeye yatırım yaparak rakiplerin bir adım önünde olmak her zamankinden daha önemli bir konu haline gelmiştir. Bu yönde hareket eden bireyler ve kurumlar sağlam adımlarla sektörün iyileşmesine, gelişmesine ve yeniden şekillenmesine öncülük etme fırsatını da yakalamış olacaklardır” diyerek sözlerini tamamladı.
‘GEMİ BROKERLİĞİ KONUSUNDA FARKINDALIK YARATMAK İSTİYORUZ’ Gemi brokerliğinin Türkiye’de fazla bilinen bir meslek dalı olmadığının altını çizen Aydıner, öncelikli amaçlarının gemi brokerliği konusunda farkındalık yaratmak olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Gemi brokerliği Türkiye'de çok fazla bilinen bir meslek dalı değildir. Öyle ki, zaten çok az sayıda olan denizcilik fakültelerinde de bu konuda yeterli eğitim verilmiyor. Kazancı kadar niteliği ve saygınlığı da yüksek olan gemi brokerliği konusunda farkındalık yaratmak ve denizcilik sektöründe çalışmak isteyen gemi broker adaylarını bu alanda kariyer yapmaya teşvik etmek Gemi Brokerleri Derneği olarak bizlerin de öncelikli hedefi olacaktır. Gerek bu alandaki ciddi eğitim eksikliği gerekse tekellerinde yürüyen sistemin korunması adına bazı kurumların bilgi ve tecrübelerini çevrelerindeki insanlara aktarma konusunda yaşadıkları tereddütler bu alanda yetenekli ve donanımlı yöneticilerin yetiştirilmesinin önündeki en önemli engeller olarak karşımıza çıkıyor. Gemi kiralama, gemi işletmeciliği, gemi alım satım ve gemi brokerliği konularında düzenleyeceğimiz seminerler ve uzun süreli eğitimler ile sektöre profesyonel gemi brokerleri yetiştirerek çıtayı yükseltmeyi ve bu işi çok sınırlı olan bilgisi ve vizyonu ile yapmaya çalışan mevcut brokerlerin tekelinden çıkartmayı planlıyoruz.”
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
25
DOSYA
Deniz tutkusu Arvento ile kazanıyor
’ n e v ‘gü Her Her platformda platformda Türk Türk denizcisinin denizcisinin ve ve yelken yelken sporunun sporunun destekçisi destekçisi olmaya olmaya çalıştıklarını çalıştıklarını ifade ifade eden eden Arvento Arvento Mobil Mobil Sistemler Sistemler Halkla Halkla İlişkiler İlişkiler Müdürü Müdürü Burcu Burcu Yılmaz, Yılmaz, “Türkiye’de “Türkiye’de denizciliğin denizciliğin ve ve yelken yelken sporunun sporunun gelişmesini gelişmesini ve ve daha daha geniş geniş kitlelere kitlelere ulaşması ulaşması için için çalışmalarımıza çalışmalarımıza devam devam ediyoruz” ediyoruz” diyor... diyor...
26
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
DOSYA
M
obil takip sistemleri alanında faaliyet gösteren bir teknoloji şirketi olan Arvento, araç takip ve filo yönetim sistemleri, kişi ve nesne takip sistemleri ve tekne takip sistemleri geliştirip üretiyor. Türkiye’de ve dünyada mobil takip sistemleri alanında yazılım ve cihazı bir arada üreten ve bunu müşterilerine paket halinde sunabilen sayılı şirket arasında yer alan firma, bugün, 13 bin 500’ün üzerinde müşteri ve 185 binin
üzerinde araç referansı ile araç takip sistemleri alanında Türkiye’de pazar lideri konumunda. Arvento ve mobil takip sistemlerinin çalışma mantığı hakkında bilgiler veren Arvento Mobil Sistemler Halkla İlişkiler Müdürü Burcu Yılmaz, “Mobil takip sistemleri, en basit tanımı ile araçların, nesnelerin ve kişilerin GPS uyduları sayesinde 7 gün 24 saat internete bağlı bir bilgisayar üzerinden takip ve kontrol edilmesini sağlayan sistemlerdir. Araç takip sistemleri üzerinden örnek vermemiz gerekirse; sistem sayesinde araçların hızları, izlemiş oldukları rotalar, duraklama yaptıkları yerler, rölanti süreleri gibi çok sayıda bilgi sayısal haritalar üzerinden anlık ve geçmişe dönük olarak izlenebiliyor. Sistem ile araçların kullanımı hakkındaki bilgiler, güncel ve geçmişe dönük raporlar ile kayıt ve kontrol altına alınabiliyor” diyerek sözlerine devam etti. ‘İSTEDİĞİNİZ YERDEN TEKNENİZİ TAKİP EDEBİLİRSİNİZ’ Firmanın mobil takip sistemleri arasında yer alan tekne takip sistemlerinin araç takip sistemlerinden farklı olmadığına işaret eden Yılmaz, “Temelde tekne takip sistemleri ile araç takip sistemlerinin çalışma mantığı aynıdır. Tekneye takılan mobil veri cihazı, GPS uyduların aldığı konum ve hız bilgilerini ve bağlı sensörlerden aldığı rüzgar yönü, rüzgar gücü ve benzerleri gibi verileri, GSM/GPRS şebekesini kullanarak kontrol ve iletişim merkezine aktarıyor. Cihazın bulunduğu tekneden gelen bu bilgiler, özel yazılımlar ile derlenerek sunucular üzerindeki veri bankasına kaydediliyor ve internet üzerinden erişime açılıyor. Kullanıcılar ise kendilerine verilen bir şifre ile internete bağlandıkları her yerden bir PC, tablet ya da akıllı telefon üzerinden teknelerini görüntülüyorlar. Belirli standardın üzerindeki teknelerde ise AIS adı verilen ve telsiz şebekesi üzerinden çalışan bir sistem kullanıyoruz” dedi. ‘7/24 TAM KONTROL SAĞLIYORUZ’ Arvento Tekne Takip Sistemleri sayesinde tekne sahiplerinin teknelerinden uzak oldukları zamanlarda bile teknelerini kontrol edebildiklerini belirten Yılmaz, sistemin sunduğu özellikleri ise şu şekilde sıraladı: “Sistemimiz sayesinde tekneler on-line ve geçmişe yönelik olarak harita üzerinden izlenebiliyor. Sistem ekranında tekne üzerine tıklandığında, tekne ile ilgili tüm bilgiler (teknenin yeri, hızı, açısı, tekne IRC bilgisi) alınabiliyor. Tekneye takılan bir takım sensörler sayesinde, mesela acil bir durum /kaza olması halinde anında tanımlanmış cep telefonlarına uyarı mesajı gönderiliyor. Yine bu sensörler sayesinde kabin iç sıcaklığı, dış sıcaklık, bağıl nem, erişim güvenliği (kapı girişleri, hareket sensörü gibi) bilgiler de kontrol edilebiliyor. Tekneye, hız limiti ve duraklama yerleri ile ilgili alarmlar da tanımlanabiliyor. Tekne izinsiz hareket ettirildiğinde ya da tanımlı sınır bölgesi dışına çıktığında ise kullanıcı cep telefonuna ve e-posta adresine mesaj gönderiliyor. Sistemden, teknenin bütün bu hareketleri ile ilgili güncel ve
geçmişe dönük raporlar alınabiliyor. Sistemin sunduğu bu özellikler sayesinde tekne sahipleri, teknelerinden uzakta oldukları zamanlarda bile 7/24 teknelerini takip ve kontrol edebilmektedirler.” Firma olarak denizciliğe ve yelken sporuna özel bir önem verdiklerini ve imkanları doğrultusunda bu spora destek olmaya çalıştıklarını kaydeden Yılmaz, “Arvento olarak denizciliğe ve yelken sporuna özel bir önem veriyoruz ve elimizdeki imkanları hem sponsorluk hem de teknik anlamda yelkenciliği desteklemek için sonuna kadar kullanıyoruz. 2012 sezonunda Arvento olarak Bodrum Açıkdeniz Kulübü Kış Trofesi yarış ekiplerinden ‘Arsız’ teknesinin ana sponsoru olduk. Bunun yanı sıra geçmişte TAYK’a , Altın Balta Pirat Yarışları’na, Boğaziçi Kıtalararası Kürek Yarışları’na, Kybele Gemi Projesi’ne destek verdik. Ortağımız İ-Marine de uzun yıllardır TAYK Trofesi’nde başarıyla yarışmaya ve yelken yarışlarına destek vermeye devam ediyor” diyerek konuşmasını sürdürdü. ‘YELKEN YARIŞLARIN TÜM İSTATİSTİKLERİ ARVENTO SAĞLIYOR’ Sadece sponsor olarak yelken sporunu desteklemekle kalmayıp gerçekleştirilen yelken yarışlarının da daha sağlıklı olarak yapılabilmesini sağladıklarını vurgulayan Yılmaz, “Sponsor olarak verdiğimiz desteklerin yanı sıra yelken yarışlarında kullanılan sistemlerimiz ile yelken yarışlarının gerçek zamanlı ve geçmişe dönük olarak takip edilmesini ve daha sağlıklı istatistiklerin alınmasını sağlıyoruz. Tekne takip sistemi ile izlenen yarışlarda, yarış esnasında tüm teknelerin, hız ve koordinatları gerçek zamanlı olarak internet üzerinden yayınlanırken, tekne sahiplerine sağlanan kişisel şifre bilgileri ile yarış dışındaki zamanlarda sadece ilgili teknenin pozisyon bilgileri deniz haritaları üzerinde gösteriliyor. Sistem sayesinde geçmiş yarışlarda çizilen rotalar, rakipler ile yaşanan mücadele, Google Earth veya deniz haritaları üzerinden de izlenebiliyor” diyerek konuşmasına son verdi.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
27
DOSYA
Autoport entegre liman hizmetlerini geliştiriyor
A
utoport kuracağı Antrepoda Türkiye’nin tipi Antrepo inşa ediliyor. 5 bin 400 en büyük özel sektör metrekare büyüklüğündeki kayatırımlarından palı antrepo 2 holden oluşacak. sayılan Tüpraş İzmit Rafinerisi Birinci holde 2 bin metrekare B Bölgesi’nde inşaasına raf düzeni ve 700 metrekare başlanan Fuel Oil Dönüşüm serbest depolama alanı, ikinci tesisi Projesi kapsamında holde ise 10 tonluk portal vinç boru ve bağlantı ile hizmet verilecek. Kocaeli elemanlarının deniz ve bölgesindeki limanlar arasında karayolu ile Autoport’a en büyük depolama alanına getirilmesini takiben, tahliye sahip antrepolardan birini ve terminal hizmetlerinin yanı kurmaya hazırlanan Autoport, bu sıra katma değerli hizmetlerin de yatırımı ile kendi bölgesindeki sunulacağı açık ve kapalı alanlarda kapalı antrepo ihtiyacını önemli Antrepo hizmetleri sağlamak üzere ölçüde karşılayacak. Öncelikli olarak Mars Hava ve Deniz Kargo ile uzun limanda elleçleme hizmeti alan müşteridönemli bir kontrat imzaladı. lerine lojistik hizmeti sağlayacak olan antrepo Autoport’un hazırlıkları devam eden yatırımında, ve kapalı depo, İzmit Gümrük Müdürlüğü’ne yakınlığı toplam 21 bin 250 metrekare alan üzerinde 5 bin 400 sayesinde müşterilerine zamandan tasarruf ve metrekaresi kapalı, 15 bin 850 metrekaresi açık A maliyet açısından da önemli avantajlar sağlıyor.
Kocaeli’de bulunan Autoport, yatırım yapacağı antrepoda Mars Hava ve Deniz Kargo’ya hizmet vermek üzere anlaşma imzaladı...
28
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
DOSYA
Yılport Gemlik’e başladı GEMPORT’a da talip on yıllarda yurtiçi ve yurtdışındaki büyük yatırımlarla dikkatleri üzerine çeken Yıldırım Holding, Gemlik Körfezi’nde büyük bir konteyner limanı için düğmeye bastı. 250 milyon dolara mal olması planlanan Yılport Gemlik konteyner limanının yıllık kapasitesi 1.5 milyon teu olacak. Konuyla ilgili Perşeme Rotası’na açıklamalarda bulunan Yıldırım Holding CEO’su Yüksel Yıldırım, limana şimdiden büyük operatörlerden ortaklık teklifi geldiğini fakat kabul etmediklerini söyledi. Yıldırım, bu yatırımın ardından şirketin liman operasyonları ve işletmeciliği portföyünü genişletmeye devam edeceğini belirtti ve “Her zamanki yaklaşım ve anlayışımıza uygun olarak dünya standartlarında, çevre dostu, bölgede ve liman sahasında yeni iş olanakları yaratacak bir tesis kuracağız’” dedi. CMA CGM ve MSC’den hatlarına Yılport Gemlik’i de ekleyeceklerine dair şimdiden söz aldıklarını söyleyen Yüksel Yıldırım, “Fakat biz liman bitmeden ortak almaya-
S
cağımızı söyledik. Onlar da eğer Gemlik’teki gibi STS tipi kreynler koyarsanız gemilerimizi size getiririz dediler. Ardından CMA CGM de aynı taahhütte bulundu. Şu an limanın iki müşterisi hazır ki o bölgedeki yükün büyük kısmını taşıyan servisler bu operatörlerdir” diye konuştu.
cağız” açıklamasını yaptı.
250 MİLYON DOLAR YATIRILACAK Limanın konteyner dışında sıvı ve döke yük hizmeti de vereceğini söyleyen Yıldırım, limanın ayrıca 5 milyon ton genel kargo elleçleyebilecek kapasitesi olacağını belirterek şu bilgileri verdi: “İlk fazda tahmini olarak 150 milyon LİMANCILIĞA 1 MİLYAR DOLAR dolarlık yatırım ile yıllık 600 bin teu Türkiye İş Bankası iştiraki olan Gemport’un elleçleme kapasitesine ulaşılması hedefleniyor. satılığa çıkarıldığını ve limana talip olduklarını Projenin tamamında ise 250 milyon dolarlık açıklayan Yıldırım, “Biz yıllar önce de Gembir yatırım ön görüyoruz. Gebze’de port’a talip olmuştuk fakat kesinlikle satmayaöğrendiğimiz liman altyapı tecrübesini buraya caklarını söylemişlerdi. Şimdi alabilirsek iki uygulayacağız. 770 metrelik bir ön rıhtım ve limanı birleştirerek projeyi geliştirebiliriz” dedi. 250 metrelik bir yan rıhtım yapacağız. Proje Yıldırım Holding olarak, uluslararası global tamamlandığında 1.5 milyon teu’luk bir liman bir liman operatörü olma hedefleri olduğunu olacak. 22 sıralı gemilerle çalışabilen 4 adet söyleyen Yıldırım, “Yılport Gebze limanına sahil vincinin 400 metrelik rıhtımda şuana kadar 200 milyon dolar harcadık. 2. ve 3. konuşlandırılarak ana gemilere, 2 adet hareketli fazın tamamlanması için de 300 milyon dolar sahil vincinin ise 250 metrelik rıhtımda harcayacağız. Malta FreePort’un yüzde 50’lik konuşlandırılarak feeder gemilere hizmet hissesi de 200 milyon euro’ya alındı. Grup olarak verilmesi planlanıyor. 14.000 teu’luk gemiler 1 milyar dolarlık liman yatırımı yapmış olarahatlıkla gelebilir.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
29
DOSYA
İstanbul ve İzmir’den sonra bu ay sonunda Ankara’da da olacaklar…
DTE, denizde eğitim atağı başlatıyor Hem kazançlı hem de itibarlı bir mesleği Türkiye genelinde tanıtmak ve sevdirmek için tüm güçleriyle çalıştıklarını belirten DTE Kurumsal İletişim Direktörü Volkan Üçok, “İstanbul da başlayan eğitimlerimizi, başta Bahçeşehir Üniversitesi–METGEM önderliğinde oldukça geniş bir kitleye yaymayı başardık” diyor...
30
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
DOSYA
Ü
lkemizin deniz ticaretinden daha etkin yararlanması için denizciliğin tüm dallarında uzman ve nitelikli personel yetiştirmeyi amaçlayan Deniz Ticaret Enstitüsü, denizcilik alanında yaptığı önemli araştırmalarla adından sıkça söz ettiriyor. Farklı disiplinlerde ya da bölümlerde eğitim görmüş bireylere denizcilik nosyonu kazandırmayı hedefleyen bir eğitim kurumu olan enstitü, bu bireylerin ilgili alanlarda uzmanlaşarak Türk denizcilik sektörünün ihtiyacı olan kalifiye eleman sıkıntısını ortadan kaldırmak için hizmetlerine devam ediyor. DTE Kurumsal İletişim Direktörü Volkan Üçok, gemi işletmeciliği ve deniz ticaretinin her alanında eğitim faaliyetlerini sürdüren enstitünün amacının sektörün ihtiyaçları doğrultusunda hareket ederek kalifiye eleman ihtiyacını ortadan kaldırmak olduğunu söyledi. Tüm denizcilik alanında nitelikli eğitmen kadrosuyla birçok alanda eğitim çalışmalarına devam ettiklerine değinen Üçok, Deniz Ticaret Enstitüsü tarafından verilen eğitimleri ise şu şekilde açıkladı: “Eğitim kurumumuz tarafından Gemi Kiralama ve Gemi Brokerliği, Deniz Hukuku, Deniz Sigorta Uzmanlığı, Gemi ve Filo Teknik Yönetimi, Deniz Sörvey Uzmanlığı, Liman Yönetimi, Marina İşletmeciliği, Tanker İşletmeciliği, Lojistik Yönetimi, Dış Ticaret Yönetimi, Gemi Alım Satım Uzmanlığı gibi daha birçok alanda profesyonel sertifika programları eğitimleri veriliyor. Eğitimlerin tamamı uygulamalı, alanında uzman kadrolar tarafın-
dan bilgisayar destekli sürdürülmektedir. Eğitimlere başvurular sertifika programlarına göre değişiklik göstermekle birlikte en az lise ve dengi okul mezunları ve 2/4 yıllık üniversite mezunları başvurabilirler.” Hem kazanç olarak hem de itibar olarak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de denizciliğin itibarlı bir meslek olduğunun altını çizen Üçok, küresel ekonomik krizden olumsuz yönde etkilenen sektörün önümüzdeki dönemde belli bir yükseliş trendine gireceğini vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti:“Denizcilik tüm dünyada oluğu gibi ülkemizde de oldukça kazançlı ve itibarlı bir meslek. Her ne kadar deniz ticareti günümüzde dünya ekonomik krizinden etkilense de bu ivme kesinlikle yükselecek. Fakat bizimde bu yükselişe hazırlıklı olmamız, piyasadan pay almayı bilen insanları yetiştirmemiz, meslekte uzmanlaşmalarını sağlamak durumundayız.” ‘ÜLKEMİZDE DENİZCİLİĞİ DAHA FAZLA TANITMAK VE SEVDİRMEK İSTİYORUZ’ Enstitü olarak Türkiye’de denizcilik mesleğini tanıtmak ve sevdirmek maksadıyla çeşitli çalışmalar yaptıklarını belirten Üçok, “Bugün Deniz Ticaret Enstitüsü olarak var gücümüzle denizciliği ve deniz ticaret kaynaklarını tanıtmaya çalışıyoruz. Eğitimlerimizi ülke çapına yaymaya gayret gösteriyoruz. İstanbul da başlayan eğitimlerimizi, başta Bahçeşehir
Üniversitesi–METGEM önderliğinde oldukça geniş bir kitleye yaymayı başardık. Ardından Bahçeşehir Üniversitesi ile birlikte İzmir’de Deniz Ticaret Enstitüsü eğitimlerini planladık. İstanbul ve İzmir’in ardından bu ay Başkent Üniversitesi ile daimi olarak Ankara’da Deniz Ticaret Enstitüsü eğitimlerini hayata geçirmeyi planlıyoruz. Anlaşmalar hazırlandı, planlamalar yapıldı, yakında duyuruları da basınla paylaşılır. Ayrıca yine Ankara’da Ankara Barosu ile daimi olarak Deniz Hukuku Profesyonel Sertifika Programları’nı hayata geçirmeye karar verdik. Yakında bu konuda da çalışmalarımızı paylaşacağız. Tüm bunlarla birlikte eğitimlerimizi Avrupa standartları ile yarışabilecek pozisyonda tutabilmek için İngiltere’nin en saygın akreditasyon kurumlarından biri olan EDEXCEL ve Britain College ile eğitim ve akreditasyon anlaşmalarımız tamamlanmıştır” diyerek sözlerine devam etti. ‘MEZUNLARIMIZIN İŞ BULAMAMA GİBİ BİR KORKUSU YOK!’ Deniz Ticaret Enstitüsü tarafından kursiyerlere verilen eğitimlerin pratik ve iş hayatına yönelik eğitimler olduğuna dikkat çeken Üçok, işverenin DTE mezunu bir elemanı işe alarak hem zaman hem de para kaybının önüne geçtiğini ifade etti. ‘Türk deniz ticaret piyasasında bizim mezunlarımız hali hazırda çok başarılı bir şekilde çalışma hayatına başlamışlardır’ diyen Üçok, “Gerek bizim yönlendirmemiz ile gerekse piyasadan mezun öğrencilerimize gelen teklifler ile işe yerleştirmeleri tamamlanmıştır.Tabii ki şu husus çok önemli, işveren işe aldığı personeli eğitmek zorunda kalmıyor, zaman ve para kaybının önüne geçiliyor D.T.E. mezunlarını seçmekle. Çünkü burada akademik eğitimden ziyade pratik ve iş hayatına yönelik eğitimler verilmekte, katılımcı iş hayatına hazırlanmaktadır” şeklinde konuştu. Kendilerini deniz ticaretine yönelik tam eğitim veren bir eğitim kurumu olarak nitelendiren Üçok, “Türkiye’de Deniz Ticaret Enstitüsü’nün verdiği eğitimleri veren, Bakanlık onaylı hiçbir kurum yoktur. Benzer eğitimler verilmeye çalışılmakta fakat dış ticaret eğitimleri ile deniz ticareti yapılamayacağı bilinmelidir. Ayrıca ileride bu tip kurumlar açılabilir. Çok da iyi olur, çünkü rekabet kaliteyi arttırır. Bizler de daha çok çalışmak durumunda kalırız. Her şeyden öte biz Deniz Ticaret Enstitüsü olarak Türkiye’deki herhangi bir eğitim kurumu ile değil dünya standartları ile yarışıyoruz. Hedefimiz de şudur; ülkemizin denizcilik eğitiminde marka olmasına katkıda bulunmak” şeklinde konuştu. ‘GELECEK TÜRK DENİZCİSİNDEN YANA’ Türk denizciliğinin geleceğinin parlak olduğunu belirten Üçok, önümüzdeki dönemde denizcilik piyasasının yükselişe geçeceğinden emin olduklarını söyleyerek sözlerini şu şekilde tamamladı: “Önümüzdeki dönemde Türk denizciliği kesinlikle gelişecektir. Denizcilik uzun dönemli bir iş döngüsüdür. 7/8 yıl dipte seyreder, fakat ondan sonraki 2/3 senelik yüksek değerler geçmiş 10 senenin de sıra dışı kaybını karşılar. Risk değeri yüksek ama kazançlı bir sektör olarak karşımıza çıkar. Ayrıca bilindiği üzere zorunlu bir taşımacılık şeklidir. Bu kadar büyük parselli yükleri, en az maliyet ile ve uzağa taşımanın başka bir yolu günümüzde yoktur.”
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
31
HABER
ALJ Finansman’dan ağır makinelere hafif krediler
Soldan sağa: Genel Müdür Nilüfer Günhan ile Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Melis Balıkçı
ALJ Finansman A.Ş, lojistik ve inşaat sektörlerine yönelik araç ve makine alımlarına finansman hizmetleri sunmaya başladı. İş makinelerinden kamyon ve çekiciye kadar birçok ürün gamına kredi olanakları sağlayan ALJ Finans, cazip fırsatları ve kredi çözümleri ile farklılaşıyor... 32
2
011 yılında ALJ Grubu bünyesinde Türkiye’de faaliyetlerine başlayan ALJ Finansman A.Ş, hizmet verdiği sektörlere lojistik ve inşaatı da ekledi. ALJ Finansman A.Ş, anlaşmalı olduğu iş makinesi ve ağır vasıta satıcıları aracılığı ile müşteri ihtiyaçlarına yönelik finansal çözümler sunuyor. İlk etapta ALJ Finans, iş makineleri alanında ekskavatör, yükleyici, bekoloder, asfalt finişeri, forklift, mini makineler, vb., ağır vasıta sektöründe ise çekici, kamyon ve üst yapı ürünleri için finansman olanakları sağlıyor. Lojistik sektöründe bir durgunluk yaşanmasına karşın, özellikle inşaat sektöründeki atılımların iş makineleri
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
pazarında geniş bir potansiyel sunduğunu ifade eden ALJ Finansman A.Ş. Genel Müdürü Nilüfer Günhan, “Sektörde hizmet veren rakiplerimize göre faiz oranlarımız ve ürünlerimizle daha geniş finansman seçeneği ve ödeme kolaylıkları sunuyoruz. Müşterilerimiz ile yakından ilgileniyor ve finansman ihtiyaçlarını tespit ediyoruz. Her müşteriye tek tip plan oluşturmuyoruz; bilançolarını, nakit akışlarını inceliyoruz, görüşmeler yapıyoruz, o müşterinin kullanacağı krediyi en uygun nasıl ödeyebileceğine dair çözümler üretiyoruz. İşimizin sırrı aslında bu, müşterilerimizi ve iş ortaklarımızı dinlemek, ihtiyacı tespit etmek ve müşterilerimizin nakit akışları ve
HABER
ihtiyaçlarına uygun bir kredi paketi oluşturmak. Terzi usulü bütçeye uygun hizmet sunuyoruz” açıklamasında bulundu. Günhan, ALJ Finansman A.Ş.’nin iş makineleri sektöründe faaliyet gösteren tek finansman şirketi olduğunu da sözlerine ekledi. ALJ Finans olarak 2012 yılı hedef ve beklentilerini de açıklayan Günhan “2012 yılının ilk 7 ayında 30 milyon TL tutarında 200 adet araca kredi imkanı sağladık. Yıl sonuna kadar kalan 5 ayda da benzer bir performans göstererek 50 milyon TL tutarında finansman sağlamayı hedefliyoruz” dedi. “KİŞİYE ÖZEL ÖDEME PLANI” ALJ Finans’ta müşterilerinin isteği doğrultusunda Türk Lirası, Euro veya Amerikan Doları para cinsinden, yine müşterinin isteği doğrultusunda 6-48 ay vade seçenekleri aralığında kredi kullandırılıyor. Müşterilere kullanacakları kredinin geri ödemesi için bir çok cazip seçenek sunulurken; aylık eşit taksitlerle ödeme imkanı sağlanan “Eşit Ödemeli”, tercih edilen dönemlerde eşit taksit tutarlara ilave olarak ara ödemeler yapılabilen “Ara Ödemeli”, eşit taksitlerin düşük tutularak, son taksidin diğerlerine göre daha yüksek belirlenmesi ile düzenlenen “Balon Ödemeli”, belirli dönemler için taksitlerin geç başlatılması ile oluşan “Ertelemeli Ödemeli” gibi seçeneklerle müşterilerin ihtiyaç ve nakit akışlarına göre kredi kullanma imkanları tanınıyor. ALJ Finansman A.Ş. Genel Müdürü Nilüfer Günhan, “Türkiye’de diğer sektörler gibi finans sektörü de çok dinamiktir. Bu sebeple değişen pazar koşullarını analiz etmek, pazarı yakından takip etmek, ihtiyaçları ve değişimleri masa başında değil de sahada izlemek gerekmektedir. Biz de bu amaçla satıcılarımızı ve müşterilerimizi sürekli ziyaret etmekte ve sonuç odaklı bir hizmet vermekteyiz” diyerek ALJ Finans’ın müşterilerine yaklaşımını açıkladı. “MİNİMUM FORMALİTE-HIZLI SÜREÇ” ALJ Finans, teknolojik altyapısı sayesinde tek noktadan kredi hizmeti veriyor. Kredi kullanım süreçlerinin formalitelerini minimuma indiren ALJ Finans, hızı ve kolaylığı ile müşterilerine zahmetsiz çözümler üretiyor. Müşterilerinin banka limitlerini etkilememesi esas alınan ALJ Finans kredilerinde, kullanıcıya makine/araç sahipliğinin müşteride olması, müşterinin istediği zaman vade sonundan önce makinesini/aracını satarak yenileme imkanı tanınması gibi avantajlar sunulurken, kullanılan kredilerde vade sonu transfer ve noter ücreti gibi masraflar da alınmıyor.
ANA HATLARIYLA ALJ FİNANS FARKLILIKLARI l Bankalardan farklı olarak sahada hizmet veriyorlar. Mobil bir satış ekibi sürekli geziyor. l Terzi usulü bütçeye uygun hizmet sunuyorlar. Nakit akışı en baştan konuşuluyor. l Kredi kararları ‘red’ ya da ‘onay’ şeklinde değil, yeni öneriler olarak iletiliyor. l Her hafta en az bir kez müşteri ziyareti yapılıyor. l İş makinelerine kredi veren tek kuruluş. l Bankalardan ayıran en önemli özellik hız. 200 milyonun altını 1-2 saatte; üstünü ise en geç ertesi gün çözebiliyorlar. l Üretici ve satıcı kuruluşlarla çalıştıklarından ve onların referanslarını baz aldıkları için minimum formalite uyguluyorlar. l Kredi verirlerken yalnızca araca ipotek koyuyorlar.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
33
HABER
Ingo Lübs, dünyanın her köşesine uzanan satış ağı büyüklüğünü şu sözlerle açıkladı:
Papa isterse Vatikan’da da Krone satarız Doğuş Doğuş Otomotiv Otomotiv distribütörlüğünde distribütörlüğünde faaliyetlerini faaliyetlerini sürdüren sürdüren ve ve İzmir İzmir Tire’de Tire’de de de kısa kısa bir bir süre süre sonra sonra üretime üretime start start verecek verecek olan Krone’nin Krone’nin Almanya Almanya olan Lübtheen Lübtheen tesisleri tesisleri Türk Türk sektör sektör basınını ağırladı... ağırladı... basınını
34
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
HABER
B
u yıl sonunda üretime başlaması planlanan Tire dışında, Krone’nin Avrupa’daki 4 üretim tesisinden biri olan Lübtheen, 250 bin m² alana sahip ve Avrupa’nın en gelişmiş teknolojik üretim tesislerinden biri olarak öne çıkıyor. Krone’nin Cool Liner, Duoplex Steel frigorifik tip modellerinin tamamının üretildiği tesiste son teknoloji ile üretim yapılmakta. Fabrika ziyaretinden önce basın mensuplarına Krone hakkında bilgiler veren Krone Satış ve Pazarlama Müdürü Ingo Lübs, Türkiye’nin kendileri için çok önemli bir pazar olduğunun altını çizdiği konuşmasında şunları kaydetti: “Burada 10 bin birimlik bir üretim kapasitesi söz konusu. Halen 3.500-4 bin civarındayız. Dördüncü çeyrekte İzmir-Tire’deki fabrikamızda üretime başlanması ile Türkiye‘nin önemi daha da artacak. Test birimlerimiz halen çalışıyor. Oradaki ekibin bir bölümü Werlte’deydi, kalite kontrol ve üretim teknikleri eğitimi aldılar. Tire’ye döndüler, aynı eğitimi orada da sürdürecekler. Üretimin bütün aşamalarını
Wertle’de aldıkları eğitim doğrultusunda Tire’deki çalışanlara da aktarıyorlar. Tire fabrikası, Krone’nin en modern tesisi olacak ve en yüksek kalitedeki treylerler Türkiye’deki fabrikada üretilecektir.” BİR TREYLERİN DOĞUŞU l Şasiler geliyor, yüzeyleri temizlendikten sonra kullanıma hazır hale getiriliyor. Havayla üflenen parçalar yüzeyden tamamen temizleniyor.
l Kaynak bölümü: Şasilerin kaynak işleri yapılıyor. Buradaki tüm parçalar yakın çevredeki tedarikçilerden temin edilmiş. Her araç müşteri istekleri doğrultusunda üretiliyor, yani her parçanın müşterisi hazır. Bir şasinin kaynak işlemi ise yaklaşık 2 saat sürmekte. l Kataforez: Şasiler, kumlama işlemi yapıldıktan sonra, askıya alınarak 65 derecede yağdan arındırılıyor ve belli bir sıralama doğrultusunda farklı sıvı banyolarına daldırılıyor. Oksidanla koruyucu katman oluşturuluyor. Aracın dış
bölümünde kullanılan alüminyum profiller ise, kataforez mantolamaya gönderiliyor. 2-3 şasinin daldırma işlemi yaklaşık 15 dakika kadar sürmekte. l Kataforez havuzları belli aralıklarla boşaltılıp, bakım ve temizliği yapılıyor. Havuz boşalınca, içerdeki sistemin ne kadar kompleks bir yapıda olduğunu görüyorsunuz. l Toz boyama: Bu boyaların en büyük özelliği ‘tamamen sağlıklı olması’ diye açıklandı. Boya yapan işçilerin yüzündeki maskeler ise sadece boyanın yüze sıçrayıp kirletmemesi nedeniyle takılıyormuş. l Birleştirme: Bu bölüm, kutunun yapıldığı yer olarak öne çıkıyor. Rulo saclar, burada laser ile kesiliyor. Saclar birbirine geçiriliyor, püskürtme yoluyla olası sızdırmalar önlendikten sonra, birbirine geçirilen iki panel presleniyor. Böylece aracın dış yüzeyi hazır hale getiriliyor. 13 metre uzunluğundaki sac çıktıktan sonra kalitesi kontrol ediliyor ve vakumlu vinç, sacı bir sonraki panele aktarıyor. l Sac kesimi: İhtiyaç duyulan bütün kesimler bu bölümde yapılıyor. Uzunlamasına iki şerit üst üste konularak birleştiriliyor. Yaklaşık her yarım saatte bir aracın kesilip yapıştırılma işlemi sona eriyor. l İçerdeki çelik profillerin altında 72 ayrı bağlantı bulunuyor. Çelik parçaların içlerine yivler açılarak kasanın tamamının vidalarla bağlanması sağlanıyor. l Köpük bölümünde 4 pres bulunuyor. Önce bir sac yapıştırılıyor, daha sonra üzerine sürülen tutkal yayılıyor. Ahşap taban konulduktan sonra, üzerine tutkal sürülür ve ardından alüminyum zeminin yapıştırılması sağlanıyor. l Presin içindeki ahşap odacıklara köpük sıkılarak, yapışması için 1 saat beklemenin ardından taban elde edilir. Bağımsız olduğunda zehirli olan bu köpük bileşimi, bir başka karışımla nötralize olur, artık o zehirli değil, bir ev atığıdır. l Boyanmış profil parçaları köşe bağlantılarını oluşturur. Çatı, bu profillerin üzerine oturtulur. İçeride elektrik kablo kanallarının geçmesi oluklar açılır. Kutu içi aydınlanması ve ısı sensörleri de bu aşamada yapılır. l Üretim, son olarak 28 araç kapasiteli bu alanda 3 saat bekletiliyor. Alüminyum kaynakları, elektronik aksam ve vidalamaları yapılıyor. Daha sonra kutu, destek sehpalarının üzerine bırakılır. l Artık tamamen sipariş edene gönderilmek üzere yola çıkacak kutuyu sadece 1 (bir) kişi çekerek diğerlerinin arasına bırakıyor.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
35
HABER
Mapar Otomotiv’in Otomotiv’in Mapar 81. İEF’deki İEF’deki araçları araçları 81. ilk gün gün satıldı satıldı ilk
36
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
HABER
MAPAR Otomotiv Otomotiv MAPAR tarafından 11 Eylül Eylül akşamı akşamı tarafından 81. İzmir İzmir Enternasyonel Enternasyonel 81. Fuarı'ndaki stantta stantta Fuarı'ndaki düzenlenen kokteylde, kokteylde, düzenlenen turizm ve ve taşımacılık taşımacılık turizm sektörünün önde önde gelen gelen sektörünün temsilcileri ve ve yöneticileri yöneticileri temsilcileri bir araya araya geldi. geldi. MAPAR'ın MAPAR'ın bir bin 91 91 metrekarelik metrekarelik standı standı 22 bin büyük ilgi ilgi görüyor.... görüyor.... büyük
F
uarın Lozan Kapısı girişindeki otomotiv bölümünde yer alan renkli ve gösterişli MAPAR standında, MAN'ın inşaat grubu kamyonları TGX, TGL, TGS'nin yanı sıra bu yıl Türk piyasasına sunulan TGS EfficientLine sergileniyor. MAPAR standındaki araçların büyük kısmı ilk gün satıldı ve yeni siparişler alındı. DÜNYADA ÜRETİLEN 555. STARLİNER Dünyada üretilen 1000. Cityliner ve yine dünyada üretilen 555. Starliner, MAPAR'ın İEF'deki standında ilgi gören araçları arasında. MAPAR tarafından Mersin VİF turizm için özel olarak dizayn edilen Starliner ise sadece MAPAR'ın değil, 81. İzmir Enternasyonal Fuarı'nın en çok merak edilen ve incelenen otobüsü. TÜRKİYE'DE İLK DEFA VE MERSİN VİF TURİZM'E ÖZEL STARLİNER MAPAR Otomotiv tarafından Mersin VİF Turizm için, iç dizaynı özel olarak hazırlanan Starliner'da 2+1 oturma düzeni yapıldı. Otobüsün dışı, özel olarak hazırlanan sedefli metalik füme rengine boyandı ve alüminyum jantlar takıldı. Bagaj içleri komple yeni döşeme ile kaplandı ve tabanına ahşap görünümlü kaplama yapıldı. Aracın içine, özel olarak hazırlatılan ve Türkiye de ilk defa uygulanan 55 santimetrelik genişliğe sahip koltuklar yerleştirildi ve arkalarına 10 inç ekran monte edildi. İç döşemelerin tamamı, koltuklara uygun olarak yenilendi. Tabanı ses izolasyonlu, ahşap görünümlü malzeme ile kaplandı. Aracın basamak kasa renkleri yeniden dizayn edildi ve basamaklara taş efektli malzeme uygulandı. Ön göğüs bölgesi de tamamen yenilendi. Aracın yürüyen aksamı komple elden geçirildi. İŞDÜNYASI MAPAR STANDINDA BULUŞUYOR MAPAR'ın otomotiv bölümündeki standı, renkli, hareketli görüntülere de sahne oluyor ve iş dünyasını buluşturuyor. MAPAR Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Şahin, Genel Müdürü Tanju Nayır ve İzmir Şubesi Genel Müdürü Caner Perk, 1 Eylül'de turizmcileri ve yolcu taşımacılığı yapan firmaları bir araya getiren bir kokteyle ev sahipliği yaptı. MAPAR Otomotiv yöneticileri, 8 Eylül’de de inşaat ve nakliye sektörünün önemli isimlerini ve temsilcilerini ağırlayacak.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
37
HABER
Yeni Canter, DUONIC ile tasarrufta zirve yapıyor! Segmentinin en fazla kazandıran aracı olma iddiasını taşıyan Mitsubishi Fuso Canter, yenilenen yüzü, yeni Euro 5 motoru, artan sürüş performansı, uzayan bakım aralıkları ve çift kavramalı otomatik şanzımanı Duonic ile kullanıcılarına artı kazanç sağlıyor
S
ekizinci jenerasyon Mitsubishi Fuso Canter, hafif ticari araçlar segmentinde bir devrimi gerçekleştirdi. Bugatti, Porsche gibi spor otomobillerin kullandığı şanzıman sistemiyle hem sürüş kalitesini artırıyor, hem de yüzde 10 ek yakıt tasarrufu sağlayarak dikkatleri üzerine çekiyor. Segmentinin en fazla kazandıran aracı olma iddiasını taşıyan Mitsubishi Fuso Canter, yenilenen yüzü, yeni Euro 5 motoru, artan sürüş performansı, uzayan bakım aralıkları ve çift kavramalı otomatik şanzımanı Duonic ile kullanıcılarına artı kazanç sağlıyor. Yeni Canter’in lansmanı, Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Amerika’dan sorumlu olan Mitsubishi Fuso Truck and Bus Corporation Satış ve Pazarlama Direktörü Yasuyuki Sudo, Temsa Global CEO’su Tamer Ünlü, Pazarlama ve Satış Genel Müdürü Yusuf Soner’in de katılımıyla gerçekleştirildi.
38
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
HABER
Yeni Canter’in ekoloji, ekonomi ve güvenlik alanlarından çığır açtığını söyleyen Mitsubishi Fuso Truck and Bus Corporation Satış ve Pazarlama Direktörü Yasuyuki Sudo, müşterilerinin kârını ciddi oranda artıracaklarına dikkat çekti. Yeni Canter’le ilgili son derece olumlu tepkiler aldıklarını dile getiren Sudo, sınıfının en verimli aracını yapmış olmaktan gurur duyduklarını belirtti. Sudo’nun ardından konuşan Pazarlama ve Satış Genel Müdürü Yusuf Soner, Yeni Fuso Canter’le ilgili bilgi verdi. ŞANZIMANDA DUONIC DEVRİMİ! İlk kez çift kavramalı şanzımanın hafif ticari bir araçta kullanıldığını söyleyen Soner, bunun segment adına bir devrim olduğunu ifade etti. Yalnızca Bugatti, Porsche gibi spor otomobillerde kullanılan vites değişim sistemini Yeni Canter’e uygulayarak bir ilke imza attıklarını söyleyen Soner, “Mitsubishi Fuso Canter hafif kamyon sınıfında dünyada bir ilk olan Duonic çift kavramalı otomatik şanzımanı sunuyor. Duonic şanzımanlı Yeni Canter, üstün performans, konfor ve kesintisiz hızlanma avantajlarının yanı sıra yakıt ekonomisi de sağlıyor. Duonic şanzıman sayesinde Yeni Canter yokuşlarda yüklüyken bile geri kaydırmıyor, sadece frenden ayak çekilerek gaza basmadan hassas yanaşma yapılabiliyor, eco mode seçeneği sayesinde daha düşük yakıt tüketimi sağlıyor. Duonic şanzıman eco mode seçeneğinde normal trafikte yüzde 2, sıkışık trafikte ek yüzde 8 oranında yakıt tasarrufu sağlıyor. Ayrıca Duonic şanzıman çift kavrama özelliği sayesinde vites geçişlerinde yaşanan sarsıntı ve tork kesintisini minimuma indirerek sürüş performansı ve konforunu artırıyor. Islak tip çift kavraması sayesinde Duonic şanzıman bakım gerektirmiyor, bu da kullanıcısına hem zamandan hem de bakımdan kazandırıyor” diye konuştu. Yeni Fuso Canter’le bir önceki Canter modelini kıyaslayan Soner, “Bir önceki modelde
aracın 200 bin kilometreden sonraki bakım giderleri 18 bin 448 liraya mal olurken Yeni Fuso Canter’de bu rakam 4 bin 680 liraya kadar düşüyor. Eski modelin 200 bin kilometredeki ortalama yakıt gideri 104 bin lira iken yeni modelde ise yalnızca 95 bin 678 lira. Yani yeni Fuso Canter, kullanıcısına 200 bin kilometre sonunda yaklaşık 22 bin lira tasarruf sağlayacak diye konuştu. YENİ CANTER BENZİNİ KOKLUYOR! Sınıfının en düşük yakıt tüketimine sahip aracı olmayı başaran Mitsubishi Fuso Canter’in yeni Euro 5 motoru ile daha da az yaktığını söyleyen Yusuf Soner, aracın teknik yapısıyla da ilgili bilgi verdi: “Yeni Mitsubishi Fuso Canter
kamyonet ve kamyonlar 3.0 lt, 4 silindirli, DPF’li Euro 5 emisyon sınıfında common rail enjeksiyon sistemine sahip 2.998 cc 4P10 turbo motorlar ile donatıldı. Yeni Canter’de kullanılan 2 aşamalı turbo motor ve tam yanma sağlamak için tasarlanan EGR sistemi kullanıcısına daha fazla yakıt tasarrufu sağlıyor.” Yeni Fuso Canter’in 3 buçuk milyon kilometre, her türlü iklim ve çevre koşulunda sürüş testlerine tabi tutulduğunu söyleyen Soner, sınıfının en güçlü şasisine sahip olan Canter’in bir önceki modeline göre güvenlik konusunda da ciddi bir yol kat ettiğini dile getirdi. Soner, bağımsız süspansiyon, disk frenleri, ABS ve EBD gibi özelliklerin de Yeni Canter’de öne çıktığını söyledi.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
39
HABER
Reis 2013 Piri ” ” k k a a c c a a l l o o yııllıı y
“
Türkiye’nin denizcilik sektöründe faaliyet gösteren tüm aktörlerin bir araya gelerek kurulmasına ön ayak olduğu Piri Reis Üniversitesi, bu alanda bir ilk olma özelliğini taşıyor...
40
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
y yıı
HABER
i
MEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) şemsiyesi altında bulunan Türk Deniz Eğitim Vakfı tarafından kurulan Piri Reis Üniversitesi, denizcilik eğitiminin daha verimli bir hale gelmesi için yaptığı çalışmalarla dikkat çekiyor. Türkiye’de denizcilik eğitimini çok daha ileri bir seviyeye taşımak istediklerini söyleyen Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Kamil Sağ, denizcilik alanında verilen eğitimin çok geniş bir yelpazeye sahip olduğuna dikkat çekti. “Deniz hukuku, deniz tıbbı, deniz bilimleri, deniz tarihi gibi denizciliği pek çok farklı kulvarda değerlendirmek mümkün. Bizim amacımız bir ihtisas üniversitesi olarak, denizciliğin mümkün olduğunca çok alanında eğitim vermek” diyen Prof. Dr. Sağ, bu konuyla ilgili çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Özellikle de deniz tıbbı alanında görüşmeler yaptıklarını söyleyen Rektör Sağ, “Bunların sonucunda denizcilik eğitimi adına son derece önemli adımlar atmanın eşiğindeyiz. Denizcilik konusu çok geniş bir alan olduğundan farklı dallarda da uzmanlaşmak gerekiyor. Örneğin
denizci olabilmek için bir sağlık raporu gerekiyor. Bu raporu istediğiniz hastaneden alabiliyorsunuz ancak raporu veren doktorun denizcilikle ilgili ne kadar bilgisi var? Muayene ederken hangi konulara dikkat edeceğini biliyor mu? Özellikle de denizcilik gibi psikolojinin son derece önemli olduğu bir alanda denizci adayının bu durumu göze alınıyor mu? İşte tüm bu sorunların çözümü için farklı alanlarda verilen denizcilik eğitiminin kalitesinin artırılması için çalışmalar yürütüyoruz” diye konuştu. PİRİ REİS DÜNYADA BİR İLK Piri Reis Üniversitesi’nin, bir ülkenin tüm sektör oyuncularının el ele verip gelirlerinin tamamını eğitime yatırmasıyla ortaya çıkan bir üniversite olduğunu hatırlatan Prof, Dr. Sağ, “İMEAK Deniz Ticaret Odası, bütçesinin yüzde 100’ünü eğitime ayırarak bu alanda benzeri görülmemiş bir işe imza atıyor” dedi. Bu durum dünyada bir ilk olduğunu söyleyen Sağ, “Bu çalışma diğer sektörlere de örnek olması gereken bir çalışmadır. 2013 yılı tüm dünyada Piri Reis Yılı olarak kutlanacak. Bunun nedeni ise Piri Reis’in 513 yılında çizdiği meşhur haritanın 500. yaşına basması. Biz de Piri Reis Üniversitesi olarak bu kapsamda yapılacak olan kutlamalarda önemli rol alacağız. Konuyla ilgili konferanslar düzenleyerek Türk denizciliğini dünyaya anlatacağız” ifadelerini kullandı. TÜRKİYE’DE DENİZCİLİK EĞİTİMİNİN VERİMİ DÜŞÜK Özellikle de son zamanlarda büyük bir aşama kaydeden denizciliğin, artık tüm alanlarıyla Türkiye’de okutulması gerektiğini ifade eden Rektör Kamil Sağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elbette ki Türkiye’de denizcilik eğitimi veren kurumlarımız var ancak benim kafamda bu eğitimin verimliliği konusunda bazı soru işaretleri var. Şöyle ki, denizcilik fakültelerinden mezun olan öğrencilerin sadece yüzde 5’inin denizcilik alanında çalıştığını görüyoruz. Hal böyle iken Türkiye’de denizcilik eğitiminin yeterli seviyede olduğunu söyleyemeyiz. Anadolu Denizcilik Meslek Liseleri aslında bu alanda ciddi bir açığı doldurmaya hazır. Özellikle bu liselerde okuyan gençlerimiz denizcilik konusunda oldukça hevesli ve görev almaya hazır. Ancak bu konuda da önümüze bazı sıkıntılar çıkıyor. Bunlardan en önemlisi, Anadolu Denizcilik Meslek Liseleri’nde okuyan öğrencilerimizin mesleki eğitim alması ve dolayısıyla genel ders eğitimlerinden geri kaldıkları için üniversite sınavlarında düşük not almaları. Sistem şu an öyle bir noktada ki, denizciliğe gerçekten ilgi duyan gençlerimiz bu alanda eğitim veren üniversitelere yerleşemiyorken, denizcilik hakkında hiçbir şey bilmediği halde sırf puanı iyi olan biri bu okullara giriş yapabiliyor. Dolayısıyla da denizcilik eğitimi veren okullardan mezun olan gençlerimizin büyük bir bölümü kendi sektörlerinde çalışmayı seçmiyor. Bu yüzden Anadolu Denizcilik Meslek Liseleri’nde okuyan gençlerin önünü açmak için biz, Piri Reis Üniversitesi olarak taban puanlarımızı düşük tutmaya çalıştık. Denizciliğe ciddi anlamda gönül vermiş, gelecekte de bu alanda hizmet vermeyi gönülden isteyen gençlerimize eğitim vererek Türkiye’de denizciliğin kalitesini daha da artırmayı hedefliyoruz.”
PİRİ REİS İÇİN DTO BURSU MODELİ Anadolu Denizcilik Meslek Liseleri’yle ilgili bir diğer sıkıntının ise burada okuyan öğrencilerin maddi sorunları olduğunu söyleyen Rektör Sağ, “Biz bir vakıf üniversitesi olarak elimizden geldiğince burs imkanlarımızı zorluyoruz ancak bizim de gücümüz belli. Ancak yine de İMEAK Deniz Ticaret Odası, denizciliğe gönül vermiş ancak maddi durumu iyi olmayan gençlerimiz için bir çözüm yolu yarattı. Plan şöyle, Deniz Ticaret Odası bir bankayla anlaşıp kredi çekecek ve denizcilik eğitimi almak isteyen gençlerimiz de bu krediden yararlanacak. Okulumuzdan mezun olup çalışmaya başladıklarında ise bu bursu küçük miktarlar olarak geri ödeyecekler. Tıpkı Başbakanlık Bursu gibi… Bu proje hayata geçtiği takdirde denizciliğe sevdalı olan onlarca hatta yüzlerce gencimiz gönül verdiği işi yapabilecek… Tüm bu sorunların aşılması halinde ülkemizde denizcilik eğitiminin veriminin çok yukarılara taşınacağını ve hatta yakın gelecekte tüm dünyaya gemi adamı ihraç etmeye başlayacağımızı düşünüyorum” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN İLK ‘GREEN CAMPUS’Ü 2013 yılında Tuzla Sahili’ndeki ana kampüse taşınacaklarını söyleyen Rektör Sağ, yeni kampüslerinin, Türkiye’nin ilk çevreye duyarlı ‘Green Campus’ü olma özelliği taşıdığının altını çizdi. Prof. Dr. Sağ, “İngiltere’den Braams akreditasyonuyla sürdürdüğümüz bu çalışmaya yurtdışından da ilgi gösteriliyor. İtalya’dan yakın bir zamanda bakanlığımız tarafından sürdürülmekte olan Avrupa projesi kapsamında kampüsümüzün inşaatını incelemeye gelecekler” ifadelerini kullandı.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
41
HABER
‘Akıllı Çevrim’in kasa yatırımının, nakliyenin, hijyenik yıkamanın ve kasa kontrol sisteminin IFCO tarafından sunulan bir hizmet çeşidi olduğunu belirten IFCO Genel Müdürü Onur Aytekin “Bu sayede müşterilerimiz standart ve katlanabilir kasa kullanmanın verimliliğinden faydalanıp, ürünlerini satış noktalarında, en çekici teşhir biçimleriyle müşterilerine sunuyor” diyor...
IFCO’dan tam hizmet, az maliyet: ‘Akıllı Çevrim’
T
aze gıda ürünlerinin taşıması için kullanılan katlanabilir plastik kasa kiralaması konusunda tüm dünyada önemli bir konumda bulunan IFCO, Walmart’dan, Carrefour’a, Metro’dan Migros’a, 26 ülkede 125’ten fazla perakendeciye hizmet veriyor. Perakendeci ve onların tedarikçilerine, taze gıda ürünlerindeki paketleme ve lojistik ihtiyaçları doğrultusunda özel olarak tasarlanan, kaliteli ve verimli, yeniden kullanılabilir ve katlanabilen plastik kasalar ile hijyenik lojistik çözümler sunan firma, Türkiye’de CarrefourSA ile başladığı lojistik sistemleri çözüm ortaklığını dev perakende şirketleriyle sürdürmeyi
42
hedefliyor. Şu ana kadar Türkiye’de yaklaşık olarak 10 Milyon Euro’luk bir yatırım gerçekleştiren firmanın ülkemizde 1 Milyon adetlik kasa havuzu ile büyüklükleri 100 metrekare ile 4500 metrekare arasında değişen 6 tane depo ve yıkama merkezi bulunuyor. IFCO’nun Türkiye’deki çalışmaları hakkında bilgiler veren IFCO Genel Müdürü Onur Aytekin dünyanın çeşitli ülkelerinde birçok perakende kuruluşuna hizmet veren firmanın bir kasa üreticisi olarak değerlendirilmemesini söyleyerek IFCO’nun bir hizmet sağlayıcısı olduğunu bildirdi. ‘Birçok perakende devi taze gıda ürünlerini kasaları ile taşıyorlar ve mağazalarında ürünlerini IFCO kasaları içerisinde teşhir
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
ediyorlar’ diyen Aytekin, “Dolayısıyla, tek odağımız perakende sektörü ve her gün onların hayatını daha kolay ve verimli kılmak için çalışıyoruz” diyerek sözlerine başladı. ‘KASALARDA SÜREKLİ İYİLEŞTİRMELER YAPIYORUZ’ Müşterilerinden aldıkları geri bildirimler sayesinde kasa tasarımlarını geliştirdiklerini belirten Aytekin, firma olarak kasalarda yaptıkları iyileştirmeler ile ilgili şunları söyledi: “Öncelikle, IFCO bir lojistik hizmet sağlayıcı yani bir kasa üreticisi değil. Global olarak çalıştığımız konularında en büyük üretici olan 2 anlaşmalı tedarikçimiz bizim adımıza IFCO kasalarını
HABER
üretiyor. Düzenli periyotlarla müşterilerimizden aldığımız geri bildirimler doğrultusunda kasa tasarımlarımızda iyileştirmeler yapıyor ya da farklı tip taze gıda ürünleri için yeni kasalar dizayn ediyoruz. Örneğin, en son olarak muz ürünlerinin taşıması ve teşhirinde kullanılan yeni bir kasamızı Avrupa ve Amerika’da piyasaya sunduk ve orta Amerika’daki muz üreticileri, uzun yıllardan beri süre gelen karton kasa kullanma alışkanlıklarını bırakıp IFCO sistemini kullanmaya başladılar. Bu muz sektörü için gerçekten radikal bir değişim diyebilirim” ‘ÜRÜNLERDE OLUŞABİLECEK BOZULMALARI MİNİMİZE EDİYORUZ’ Firma olarak ürettikleri kasalarla üründe oluşabilecek hasarlanmaları en aza indirdiklerine değinen Aytekin, böylelikle hem müşterilerine maliyet avantajı sağladıklarını hem de tüketiciye taze ve güvenilir ürün sunmanın keyfini yaşadıklarını vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: “IFCO müşterilerine her zaman ISO 22000 standartlarında yıkanmış olan hijyenik katlanabilir plastik kasalarını tahsis ediyor. Ürün portföyümüzde, her türlü taze gıdanın (yaş meyve sebze, et/tavuk, süt/süt ürünleri, yumurta vs.) taşımasını yapabilecek ebat ve özellikte kasamız mevcut, bu da ürün hasarlanmalarını minimize ederek, perakendecilerin kendi müşterilerine ürünlerini en taze şekilde ve en az fire ile ulaştırmasını sağlıyor. Ayrıca, kasalarımız katlanabilir olduğundan dolayı nakliye ve depolama gibi lojistik süreçlerde ciddi kazanımlar mevcut.” ‘TEK KULLANIMLIK AMBALAJLAR ÇEVREYİ OLUMSUZ ETKİLİYOR’ Türkiye’de tek kullanımlık ambalajların oldukça rağbet gördüğünü vurgulayan Aytekin, IFCO’nun hijyenik ve defalarca kullanılabilen kasaları sayesinde plastik atıklarında zamanla azalacağına dikkat çekerek sözlerine şu şekilde sürdürdü:
düşüyor ve her bir ürün için yeni bir ambalaj üretmeye gerek kalmıyor.”
“Bizim sunduğumuz kasaların defarlarca kullanılabilmesinin ardında yatan en büyük avantaj çevreye olan etkimiz. Türkiye’de taze gıda taşımasında ne yazık ki tek kullanımlık ambalajlar çok rağbet görüyor. Fakat bunların çevremize verdiği etki çok büyük. Karton ambalaj, üretimi için en çok enerji gerektiren malzemelerin başlarında geliyor, her ne kadar belirli bir oranda geri dönüşüm yapılabilse de üretimi için harcanan enerji ve bu sağlanırken doğaya verilen zarar çok büyük. Çok kullanımlı ambalajda ise, kullanımlar arası gerekli hijyen koşullarını sağlayabilirseniz ve yeterince güçlü bir ekipman kontrolü sistemine sahipseniz, doğaya verdiğiniz etki oldukça
‘AKILLI ÇEVRİM HİZMETİ İLE KAZANCINIZI MAKSİMUMA ÇIKARIN’ IFCO’nun global bir lojistik hizmet sağlayıcısı olarak taze gıda ürünleri için kullanılan katlanabilir plastik kasaların kiralanması konusunda şu anda dünyanın lider şirketi olduğuna dikkat çeken Aytekin, “Standart olarak verdiğimiz kasa kiralama hizmetine ‘Akıllı Çevrim’ adını veriyoruz. Akıllı Çevrim, kasa yatırımının, nakliyenin, hijyenik yıkamanın ve kasa kontrol sisteminin IFCO tarafından sunulduğu hizmet çeşidimiz. Buna göre, taze gıdanın hijyenik koşullarda lojistiğinin sağlanması için her bir kullanım sonrasında yıkama merkezlerimizde ISO 22000 standartlarında temizlediğimiz katlanabilir plastik kasalarımızı anlaşma yaptığımız perakendecilerin taze gıda tedarikçilerine kiralıyoruz. Tedarikçi firmalar da taze gıda ürünlerini hijyenik IFCO kasaları içerisinde anlaşmalı perakendecilere sevk ediyorlar. Perakendeciler satış noktalarına kadar gıda ürünlerini IFCO kasaları içerisinde getirip, ürünlerini buralarda standart, tek renk ve hijyenik olan IFCO kasaları içerisinde teşhir ediyorlar. Satış noktalarında boşa çıkan her bir IFCO kasası, tarafımızca toplanıyor ve bir sonraki kullanıma hazırlanmak için yıkama merkezlerimize getiriliyor.” ‘MÜŞTERİLERİMİZE EN EKONOMİK AMBALAJ ÇÖZÜMLERİNİ SUNUYORUZ’ IFCO’nun ‘Akıllı Çevrim’ adını verdiği bu hizmet sayesinde müşterilerinin birçok avantajı tek bir paket halinde aldığının altını çizen Aytekin, “Müşterimiz olan perakendeciler tüm taze gıda tedarik zincirleri içerisinde standart ve katlanabilir kasa kullanmanın verimliliğinden faydalanıp, ürünlerini satış noktalarında, en çekici teşhir biçimleriyle müşterilerine sunuyor. Perakendecilere taze gıda ürünü tedarik eden firmalar ise, IFCO ‘Akıllı Çevrim’ sayesinde hijyenik, standart olarak yüksek kaliteli ve tek kullanımlık plastik ve karton kasalara kıyasla daha ekonomik ambalaj çözümlerinden, herhangi bir yatırım maliyetine gerek duymadan faydalanmış oluyor” diyerek sistemin avantajlarını özetledi.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
43
HABER
Otomotivin 2023 hedefi 75 milyar $ ihracat Nart Sigorta tarafından düzenlenen 9. Nart Risk Management Forum’un bu seneki teması otomotiv sektörü oldu. Forum’da, Türkiye’nin 2023 yılı için belirlenen büyüme hedefi ve otomotiv sektörünün bu hedefe ulaşırken yaşayacağı riskli dönemeçlere dikkat çekildi...
44
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
HABER
O
ldukça yoğun bir ilgi gören forumda öne çıkan bir diğer konu ise Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar’ın elektrikli araçlarla ilgili yaptığı sunum oldu. Aybar, 2024 yılında satılan araçların yüzde 10’unun elektrikli olacağını kaydetti.
törü’nde Gelecek Senaryoları” isimli sunumunda, küresel kapasite fazlalığına rağmen, dünyada geçen yıl 80 milyon otomotiv üretildiğini, bunun daha da artacağının beklendiğini söyledi. Aybar, “2025 itibari ile bu rakamın 100 milyona ulaşmasını bekliyoruz” dedi. Ana eğilim olarak önümüzdeki 15 yılda, çevre sorunlarının getirdiği yeni çözümler, alternatif enerji kaynağı kullanan otomobiller, şehirleşme biçiminin yarattığı yeni konsept araçlar, tüketici davranışlarındaki değişkenlerin öne çıkacağını belirten Aybar, “2024 yılında, toplam satılan araçların yüzde 10’u elektrikli olacak” dedi. Aybar geleceği gören otomotiv devlerinde mikro araç atağı olduğunu, çünkü şehirleşmenin otomobil kullanımını etkilediğini söyledi. “NÜFUSUN YÜZDE 15’İ MOBİLİTEYE İHTİYAÇ DUYACAK” Çin ve diğer BRIC ülkelerinin şehirlerde yaşayan nüfusunun hızla arttığını ve bu nüfusun araç sahiplenmekten ziyade araç kullanma becerisinin daha fazla önemsenmesine sebep olduğunu belirten Aybar, “BRIC ülkelerinde nüfusun yüzde 15’ine kadarlık kısmı mobiliteye ihtiyaç duyacak” dedi.
Ercan Tezer
Mehmet Dudaroğlu “HEDEF 75 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT, RİSK ÇOK” Açılış konuşmalarında söz alan Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Dudaroğlu, Türkiye’nin 2023 hedefinden bahsetti ve çizilen çerçeve gereğinde Türkiye’de otomotiv sektörünün 4 kat büyümesi gerektiğini dikkat çekti. 2023 yılı için otomotive 75 milyar dolarlık bir ihracat payı verildiğini hatırlatan Dudaroğlu, önümüzdeki yıllarda dünyada yaşanacak olan otomobil fazlalığının bu hedef için çok ciddi bir risk oluşturduğunu dile getirdi. Otomotiv ana ve yan sanayinin son yıllarda ciddi bir atılım içerisinde olduğunu belirten Dudaroğlu, özellikle de Ar-Ge konusunun altını çizdi. Etkili bir büyüme için Ar-Ge’ye çok daha fazla önem verilmesi gerektiğini söyleyen Dudaroğlu, “Sektörde bulunan riskler, büyümenin önünde engel oluşturabilir. Bu riskler; müşteri riskleri, parasal riskler, kur riski ve ekonomik riskler. Orta ve uzun vadede otomotivde yüzde 90’a yakın bir üretim artışı yaşanması bekleniyor. Ancak bu üretimin hedefi daha çok Asya ülkeleri olacaktır. Türk üreticinin de bunu göz önünde bulundurması gerekiyor” dedi. “KAPASİTE ARTIRIMINI GÖZDEN GEÇİRMELİYİZ” Dudaroğlu’nun ardından söz alan Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer, otomotiv sektöründeki kapasite
artırımının gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti. 2023 yılına kadar Türkiye’deki otomotiv üretiminin 4 milyona ulaşması gerektiğini ve bunun da 3 milyonunun ihracat olması gerektiğini belirten Tezer, 2012 yılının ise Türkiye için çok iyi olmayacağını söyledi. 2024’TE SATILAN ARAÇLARIN YÜZDE 10’U ELEKTRİKLİ OLACAK” Oturumda konuşan Renault Mais Türkiye Genel Müdürü İbrahim Aybar, “Küresel Otomotiv Sek-
Thomas Meschede
İbrahim Aybar
Allianz Global Corporate & Specialty Risk Danışmanlık Almanya & Orta Avrupa Başkanı Dr. Thomas Meschede ise otomotiv sektöründe risk yönetimin çok önemli olduğunu, sektörün devlerinden Almanya’nın özellikle petrol, yakıt ve otomotivde risk yönetimini üst düzeyde gerçekleştirdiğini söyledi. Geri Çağırma ile ilgili sunumunda konuşan Meschede, geri çağırma / recall’nın son yıllarda artışının iki sebebi olduğunu; bunların, duyarlılık artışı ve otomobillerin 40 yıl öncesine göre çok daha kompleks ve karışık olmasından kaynaklandığını belirtti.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
45
HABER
Autodesk, geleceğin otomobillerinin kapılarını açıyor Otomotiv sektöründe 3 boyutlu tasarım ve modellemelerle yüksek verimli ve hatasız üretimin kapılarını açtıklarını kaydeden Autodesk MED Bölgesi Pazarlama Yöneticisi Bahar Biçer, “Bu sayede kullanıcılarımızın maliyet ve zamandan tasarruf etmelerini sağladık” diyor...
46
A
utodesk, 3 boyutlu tasarım, mühendislik ve eğlence yazılımları alanında dünyanın en önde gelen şirketlerinden biri olma özelliğini taşıyor. İmalat, mimarlık, inşaat ve altyapı endüstrilerine yönelik yazılımlarıyla dikkat çekmesinin yanı sıra aralarında Akademi Ödülleri’nde En İyi Görsel Efekt ödülünü kazanan filmlerin de bulunduğu medya ve eğlence endüstrisi de fikirlerini tasarlamak, görselleştirmek ve simüle etmek için Autodesk yazılımlarını tercih ediyor. Autodesk Türkiye Ofisi ve firmanın Türkiye’deki çalışmaları hakkında bilgiler veren Autodesk MED Bölgesi Pazarlama Yöneticisi Bahar Biçer, 2007 yılının Ekim ayında faaliyete geçen Autodesk Türkiye Ofisi’nin başarılı çalışmalara imza attığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Farklı sektörlerde, çeşitli büyüklükteki birçok firma ile işbirliğimizi her yıl artırarak sürdürüyoruz. Autodesk Türkiye ofisinin amacı, firmaların fikir, tasarım ve projelerinde katma değer yaratacak doğru yazılımları tercih etmelerini sağlamaktır. Öncelikli sektörleri arasında da mimari, inşaat, alt yapı, mekanik, üretim, otomotiv ve genel tasarımı sayabiliriz.”
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
‘ÖZEL ÇÖZÜM PAKETLERİMİZ İLE HER TÜR İHTİYACA CEVAP VERİYORUZ’ Autodesk’in en önemli müşterileri arasında inşaat ve otomotiv sektörünün yer aldığını belirten Biçer, “Multidisipliner firmaların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik tüm ürünlerimizi tek bir paket halinde sunuyoruz. Standard, Premium ve Ultimate olmak üzere 3 tür paketimiz var. Tabi ki maliyet ve lisans avantajlarıyla da tek çözümle birçok değişik alandaki ihtiyacı karşılıyoruz. Otomotiv ve ağır ticari araçlar üretimi için Autodesk Product Design Suite çözüm paketimiz bulunuyor. Autodesk Product Design Suite 2013, müşterilerimizin tüm ürün tasarım süreçlerini, ekonomik ve elverişli tek pakette tamamlayabilecekleri üç boyutlu tasarım, görselleştirme ve simülasyon araçları içeren kapsamlı bir ‘Sayısal Modelleme’ aracıdır. Sayısal Modelleme, ürünün tasarım, görselleştirilme ve simülasyonunun, daha üretim aşamasına geçilmeden önce oluşturulmasını sağlıyor. Örneğin; küresel başarılarıyla öne çıkan Türk otomotivinin öncüsü BMC, hafif ve ağır ticari araçlardan otobüs ve savunma sanayi araçlarına uzanan ürün yelpazesinin tasarım ve üretim sürecinde, Autodesk Product Design Suite yazılımlarını kullanarak, yüksek verimlilik ve hatasız üretim sürecinin avantajlarından yararlanıyor” dedi.
HABER
‘OTOMOTİV SEKTÖRÜNE ÖZEL PROGRAMLAR SUNUYORUZ’ ‘Otomotiv tasarımında Autodesk Alias Automotive de otomotiv sektöründe faaliyet gösteren müşterilerimizin tercihi olma özelliğini taşıyor’ diyen Biçer programın özellikleri hakkında şu bilgileri verdi: “Bu programımız kullanıcılarına çok gelişmiş modelleme, görselleştirme ve analiz araçları sunuyor. Yine örneklemek gerekirse; Ford Otosan, Autodesk Alias Automotive ile çok yüksek kalitedeki tasarımları, çok kısa bir sürede hatasız üretebiliyor. Autodesk Alias Automotive görselleştirme, foto gerçekçi görüntüleme ve yüzey tasarımında çok güçlü olmasının yanı sıra, en basit çizimden en kompleks yüzeylere kadar her aşamada rahatlıkla kullanılabiliyor. AutoCAD Inventor LT Suite 2013 ise tasarım sürecini çok daha verimli hale getirebilen bir yazılım. İmalat başlangıcında oluşabilecek maliyet risklerini modelleme aşamasında minimize ediyor, üretimi hızlandırıyor ve iş ortaklarıyla daha sağlıklı bir veri alışverişini mümkün kılarak parça düzeyinde 3 boyutlu modellerle müşterilerimizin verimliliğini arttırıyor. Otomotiv ve endüstriyel tarım sektörü için yedek parça üretimi yapan ve uluslararası başarılara sahip müşterimiz Erdemgiller de AutoCAD Inventor LT Suite 2013 kullanarak, çizim üretkenliğini geliştiriyor, müşterilerinin beklentilerine uygun şekilde onların kullandığı teknolojilerle sorunsuz ve uyumlu çalışabiliyor.” ‘3 BOYUTLU TASARIM VE MODELLEME İLE HATALARI EN AZA İNDİRİN!’ 2 boyutlu tasarım ve modellemelerle 3 boyutlu tasarım ve modellemeler arasında önemli farklılıkların bulunduğuna değinen Biçer, 3 boyutlu tasarım ve modelleme
programlarının firmalara sağladığı avantajlar hakkında ise şunları söyledi: “Bugün, tasarımdaki bazı detayları 2 boyutlu çözmek çok mümkün değil. 2 boyutlu yazılımlar tasarımın gerçek hayatta nasıl tepki vereceğini, nasıl çalışacağını 3 boyutlu ortamdaki gibi birebir test edemiyorlar. Bir ürünü 3 boyutlu tasarlamak, hem olası hataların kolayca görülmesini sağlıyor hem de müşterilerden gelen revizyonlar çok daha hızlı bir şekilde hayata geçirilebiliyor. Ayrıca 2 boyutlu yazılımlarla günü yakalamak çok kolay değil. 3 boyutlu modeller aracılığı ile üretim öncesinde ürününüzü test ve simüle edebiliyor, yapılan tasarımın gerçek dünya şartları altında nasıl işleyeceğini tam olarak deneyimleyebiliyorsunuz.” ‘MÜŞTERİLERİMİZİN İHTİYAÇLARINA GÖRE ÜRÜN GELİŞTİRİYORUZ’ Autodesk olarak, müşterilerinin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak çözümler geliştirdiklerinin altını çizen Biçer, “Proje ve tasarım süreçlerini birkaç kat hızlandıran, revizyonların hızla hayata geçirmelerini sağlayan ve üretim aşamasına geçişte hatalardan kaynaklanan maliyet kalemlerini ortadan kaldıran birçok çözüm sunuyoruz. Ürünlerimizde veri yönlendirmeli tasarım ile karmaşıklığa çözüm buluyor, yapılan tasarımların sürdürebilir olmasına ve görsel yolla hikaye anlatımına imkan veriyoruz. Geliştirdiğimiz tüm yazılımlar ile çağımızın rekabetçi piyasa koşullarında, en kısa vadede ürünlerin hayata geçirilmesi için çalışıyoruz” diyerek sözlerine devam etti. ‘SEKTÖREL ÇÖZÜMLERDE 1 NUMARAYIZ’ Autodesk’in piyasadaki rakiplerinden ayıran birçok özelliği bulunduğuna dikkat çeken
Biçer, “Autodesk’in ana sektörlerini üretim, mimari, inşaat, altyapı, medya ve eğlence olarak sıralayabiliriz. Autodesk bütün bu alanlarda müşterilerine uçtan uca sektörel çözümler sağlayan tek firma olarak ön plana çıkıyor. Teknoloji, artık bambaşka bir noktada. Örneğin; bir bilgisayar tasarlayacaksınız ama bunu üretmeden görmek istiyorsunuz, fiziksel prototip oluşturacaksınız ancak bunun da ciddi maliyetleri var gibi tereddüte düşülen noktalarda, Autodesk’in sektörünüze özel olarak oluşturduğu yazılımlarla ürününüzü bilgisayar ortamında gerçeğe yüzde yüz yakın bir şekilde tasarlayabilir, görselleştirebilir ve simüle edebilirsiniz” şeklinde konuştu. ‘EĞİTİM KURUMLARI İLE İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDEYİZ’ Autodesk olarak çeşitli eğitim kurumları ile işbirliği içerisinde hareket ettiklerini dile getiren Biçer, “AutoCAD Türkiye’de de dünyada da çok yaygın kullanılan bir program. AutoCAD ve özellikle 3 boyutlu diğer çözümlerimizin eğitim kurumlarında daha yaygın olmasını hedefliyoruz. Eğitime yatırım yapılması Autodesk için çok önemli. Firmalar, çizim masalarından bilgisayar ortamına AutoCAD ile geçtikleri için belli bir birikime sahip, ama genç nesil algılama ve iş yapış tarzıyla teknolojinin içinden geliyor. Bilgisayar üzerinde modellemeye yatkın yeni jenerasyonla deneyimli kuşakları ortak noktada buluşturmak istiyoruz ve bu konuda yakın gelecekte çeşitli çalışmalarımız olacak. Teknik liseler, teknik üniversiteler, mimarlık fakülteleri ile Autodesk’in öncüsü olduğu yeni teknolojilerin müfredata dahil edilmesi, eğitmenlerin eğitilmesi gibi çalışmalarla, öğrencilere yatırım yapmak istiyoruz” diyerek sözlerine son verdi.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
47
HABER
Otomobil dünyasına mikro araçlar geliyor Frost & Sullivan’ın otomobil endüstrisini mercek altına aldığı yeni araştırması, dünya genelinde 25 büyük OEM’in (orijinal ekipman üreticisi) önümüzdeki sekiz yıl içerisinde yoğun olarak mikro araç üretimine yoğunlaşacağını ortaya koyuyor. 18’i binek araç üreticisi olmak üzere 25 büyük küresel aktör 2020 yılına kadar 150’yi aşkın mikro araç modelini kullanıcıların beğenisine sunacak...
48
2
010 yılında Türkiye’de faaliyetlerine başlayan dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık kuruluşlarından Frost & Sullivan, Türkiye’de hazırladığı başta enerji, otomotiv, savunma ve sağlık olmak üzere çeşitli sektörlerde uzun vadeli pazar öngörülerini de kapsayan raporlarıyla uluslararası şirketlerin ve yatırım fonlarının Türkiye’deki faaliyetlerine yardımcı olmanın yanı sıra farklı sektörlerde birçok Türk firmasına özel araştırma ve danışmanlık hizmetleri vererek iç ve dış pazarlarda büyümelerine yardımcı olmayı sürdürüyor. Bu kapsamda Frost & Sullivan, Türkiye otomotiv sektörünü de yakından ilgilendiren mikro araç pazarının yakın geleceğini masaya yatırıyor. Mİkro araç pazarı İvMe kazanıyor Frost & Sullivan’ın “Küresel Üreticilerin Mikro Mobilite Çözümlerinin Stratejik Analizi ve Karşılaştırması” başlıklı araştırması, önümüzdeki dönemde mikro araç üretiminin hız kazanacağını, 2018 yılına gelmeden en az 60 modelin üretime gireceğini ortaya koyuyor. Frost & Sullivan Otomobil Endüstrisi Analisti Vishwas Shankar, artan kentleşme ve değişen mobilite eğilimlerinin yalnızca yakıt verimli araçlara değil, aynı zamanda tamamen yeni bir tür olan
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
mikro araçlara da ilgiyi artırmış olduğunu vurguluyor. Shankar, bu gelişmeye bağlı olarak Çin, Avrupa, Hindistan ve hatta Kuzey Amerika gibi pazarlarda mikro araçların satışlarını artırmak için üretim sübvansiyonlarının yanında teşviklerin sunulduğunu, üreticilerin ise her çeyrekte en az bir ürün lansmanı hedeflediklerinin altını çiziyor. Frost & Sullivan, büyük araç sahipliğinin, “Y jenerasyonu” kullanıcılar arasında popülerliğini yitirmekte olduğunu ileri sürüyor. Geleneksel görünümlü, alternatif yakıtlar kullanan araçlara ek olarak Volkswagen’in Bik.e, Renault’nun Twizy, Honda’nın EV-Neo ve General Motors’un EN-V modelleri gibi birçok yeni modele olan talep hızla artıyor.. Bu modellerin elektrikli araçlar, orta hızlı araçlar, dört tekerli taşıtlar, sub-A segmenti taşıtlar ve küçük taşıtlarla birlikte gelişmesi bekleniyor. Bununla birlikte, yüksek başlangıç fiyatları ve tüketici farkındalığının eksikliği, söz konusu büyümeyi tehdit edebilecek iki temel sorun olarak gözüküyor. Bu konuda Frost & Sullivan, mikro araç segmentindeki modellerin çoğu elektrikli olduğundan, elektrikli araç altyapısındaki yavaş ilerlemenin mikro araç satışlarının geleceğine olumsuz etkide bulunabileceği yönünde uyarıda bulunuyor. Diğer yandan, bireysel araçlara karşı toplu taşımayı destekleyen bir yönetim poli-
HABER tikasının da mikro araç pazarının gelir öngörülerini aşağıya çekebileceği ifade ediliyor. DoĞrU MoDeLLerİ SUnMak ve FarkınDaLık yaraTMak Frost & Sullivan Otomobil Endüstrisi Analisti Vishwas Shankar, 2015 yılına kadar en az 50 modelin tüketicilerin beğenisine sunulacağını, fakat önemli olan faktörün bu modeller için farkındalık yaratmak olacağına vurgu yapıyor. Bununla ilgili olarak Shankar, Segway gibi katılımcıların bu pazarda 10 yıldan uzun bir süredir faaliyet göstermekte olduğunu, ancak çeşitli pazarlama kampanyalarıyla kitlesel farkındalık oluşturmanın önemini yeni anladıklarını belirtiyor. Öte yandan, olumlu bir gelişme olarak Shankar, binek araç üreticilerinin mikro araçlar için farkındalığı artırmak için oto showlar, Dünya Expo Fuarları, Çin Taijin gibi yeni gelişen eko kentler, kamu-özel ortaklı araç deneme forumları, 2012 Londra Olimpiyatları gibi önemli fırsatların ve Kuzey Amerika'daki büyük yerleşimlerin ve sanayi alanlarının önemini anlamakta olduklarını da ifade ediyor. İdeal anlamda, binek araç üreticileri tüketicinin düşüncelerini anlamak için yatırım yapıyor ve doğru bakış açısıyla doğru ürünü tasarlamak için çalışıyor. Shankar’a göre, bu durum olması gerektiği gibi olduğunda, yeni iş modellerinin de oluşması bekleniyor. Birçok binek araç üreticisi kendi markaları altında ve hatta üçüncü taraflar aracılığıyla “mobilite hizmetleri” sunmaya başlamış bulunuyor. Bir başka deyişle, dünya halihazırda otomotiv üreticilerinin yeni DNA’sına tanıklık etmeye başlıyor. Çünkü küresel OEM’ler, artık sadece araç üreticisi değil, aynı zamanda “mobilite sağlayıcısı” konumuna da yükselmiş bu-
lunuyorlar. Büyük global üreticiler de dâhil olmak üzere sektörde tüm üreticilerin, mikro araç modellerini çeşitli şekil ve boyutlarda, farklı tip tekerler ile açık/kapalı üst formatlarında, kısacası geniş seçeneklerle sunmaları bekleniyor. Bazı modeller geleneksel binek araç kullanıcılarını hedeflerken, diğerleri geleneksel motor/scooter kullanıcılarını hedefliyor. Toplu üretilen araçların (mikro araçlar), yakın gelecekte taşıtlarla (mikro otomobiller) bütünleşmesinin mümkün olacağını belirten Shankar, bunun en iyi örneğinin, Bik.e modelini gelecekte satılacak her araçla birlikte stepne yerine satmayı amaçlayan Volkswagen olduğunu ifade ediyor.
Frost & Sullivan; 1961 yılından beri 40 ülkede 2000’in üzerinde analisti ve danışmanı ile otomotiv, enerji, havacılık ve savunma, telekomünikasyon, sağlık, kimya ve daha birçok sektörde pazar liderlerinden yeni kurulanlara kadar çeşitli ölçeklerde 14.000 firma ve kuruluşa hizmet vermekte, müşterilerinin büyümelerini hızlandırmalarını, gelişme, yenilik ve liderlik alanlarında en yüksek düzeye ulaşmalarını sağlamaya yönelik çalışmaktadır. Detaylı bilgi ve talepleriniz için hilal.cura@frost.com adresine başvurabilir, www.frost.com'u ziyaret edebilirsiniz.
Frost & Sullivan – Dünyanın en büyük araştırma ve danışmanlık gruplarından biri olan
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012
49
HABER
Jantsa’dan Aydın’a 36 milyon Avroluk yatırım
İtalyan CLN ile Türk Jantsa ortaklığında 36 milyon Avroluk yatırımla dünyanın en büyük jant fabrikalarından biri Aydın'da kurulacak. Binek araç ve ağır vasıtalar için jant üretecek fabrika, 400 kişiye istihdam sağlayacak. Ekim 2012'de deneme üretimine başlayacak Türk - İtalyan ortaklığındaki JMW, bir yılda 25 milyon Avroluk ihracat ve 50 milyon Avroluk ciro hedefliyor... tomotiv yan sanayisi ve savunma sanayisi için 1977'den bu yana jant üreten ve beş kıtada 80 ülkeye ihracat yapan Jantsa ile dünya pazarındaki en büyük rakibi İtalyan CLN, yüzde 50'lik payla ortaklaşa kurdukları JMW çatısı altında Aydın'da yılda 3 milyon adet jant üretmeye hazırlanıyor. 36 milyon Avroluk dev yatırımla kurulan JMW'nin Aydın'da inşaatı tamamlanmak üzere olan fabrikası, deneme üretimine Ekim 2012'de başlayacak. JMW, 400 kişiye istihdam sağlayarak yılda 2 milyon binek araç ve 1 milyon ağır vasıta jantı üretmeye hazırlanıyor. Dünyanın en büyük jant fabrikalarından birine sahip olacak JMW, Aydın'dan dünyaya yılda 25 milyon Avroluk ihracat yapma ve 50 milyon
O
50
Avro ciroya ulaşma hedefi taşıyor.
MAGNETTO: "TÜRKİYE’DE İTALYA’NIN İKİ KATI ARAÇ ÜRETİLİYOR." ÇERÇİOĞLU: "YILLARDIR RAKİPTİK, İtalyan ortak CLN Group Yönetim Kurulu Başkanı ŞİMDİ ORTAK OLDUK." Gabrielle Perris Magnetto, Jantsa'nın hızlı ve Jantsa Genel Müdürü ve Aydın Sanayi Odası istikrarlı büyüme grafiğinden etkilendiklerini ifade Başkanı Ercan Çerçioğlu, 2008'deki ekonomik ederek "Uluslararası arenadaki en önemli krizde güç birliği yapma kararı aldıkları CLN ile rakibimizle ortak olmak güzel. Bizim gibi aile şirortaklaşa kurdukları JMW'nin Türkiye'ye dünyanın keti olan Jantsa, sektörde önemli bir konuma sahip. en büyük jant fabrikalarından birini Kendileriyle ortak olmaktan ve Türkiye'de bulunkazandıracağını belirtti. 8 bin çalışanı ve 1.7 milyar maktan son derece mutluyuz." şeklinde konuştu. Avro cirosu bulunan CLN ile Jantsa'nın son Türkiye'nin ilk 500 sanayi kuruluşundan biri 10 yıllık büyüme trendlerinin paralellik olmuş Jantsa, 2010'da yüzde 90 büyümüş, gösterdiğini dile getiren Çerçioğlu, fabrikanın 2011'de genişlettiği ürün gamıyla alanında Aydın'ın Umurlu beldesinde 20 bin metrekarelik dünyanın en geniş ürün yelpazesine sahip şirketi alana inşa edildiğini açıkladı. konumuna gelmişti.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / EYLÜL 2012