editörden
Dünya Piyasalarında Son Durum ve Türkiye’ye Bakış OECD Türkiye Raporu
Uğur Dündar Editör
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) 2012 Türkiye Raporu’nda, uygulanan yapısal ve makroekonomik politikaların Türkiye'nin ekonomisinin güçlenmesinde etkili olduğu belirtildi. OECD'in hazırladığı raporda "Küresel kriz boyunca Türkiye'de uygulanan makroekonomik ve yapısal politikalar ülke ekonomisinin güçlenerek yeniden yükselişe geçmesinde etkili oldu. 2010-2011 yıllarında ülkede büyüme ortalama yüzde 9 olurken iş alanları oluşturma konusunda da güçlü artış oldu" ifadesi kullanıldı. Cari açık ve enflasyon oranlarına da dikkatin çekildiği raporda, "2010-2011 döneminde Türkiye'de cari açığın GSYH'ye oranı yüzde 10'a yaklaşırken, tüketici fiyatları enflasyonu da yüzde 10'un üzerine yükseldi" ifadelerine yer verildi. 2011'in ortalarından beri yavaşlayan ekonominin iç ve dış dengesizlikleri azaltmaya yardımcı olduğu belirtilen raporda, cari açığın azaltılması ve enflasyonun yüzde 5 hedefine inmesi için makroekonomik ve yapısal politikaların kullanılması gerektiği bildirilerek, "Bu, yaşam standartlarında uzun vadede istikrarlı gelişmelere de temel oluşturacak" denildi. Raporda, ülke ekonomisinde iç ve dış talebi dengelemek, istihdamın sürdürülebilirliğini sağlamak ve gelirlerle yurt içi tasarrufların artması için dış rekabet gücünün artırılması gerektiği kaydedildi. Merkez Bankası'nın para politikasıyla ilgili olarak ise "İhtiyatlı maliye politikası enflasyonu düşürmeye ve volatil sermaye akışlarıyla mücadele etmeye yönelik" ifadesi kullanıldı. OECD raporunda, Türkiye için 2012 yılında enflasyon tahminini yüzde 9,2, 2013 yılı için yüzde 7,2 olarak açıkladı. Büyüme 2012 yılı için yüzde 3,3, 2013 yılı için yüzde 4,6 olarak tahmin edildi. İşsizlik oranının 2012 yılı için yüzde 9,5, 2013 yılı için yüzde 9,1 olacağı belirtildi. Cari açığın GSYH'ye oranının ise 2012'de yüzde 8,9, 2013 yılında yüzde 8,4 olarak beklendiği ifade edildi.
Türkiye ve BRIC Ülkeleri Dünyanın Umut Işığı Grant Thornton'un araştırmasında, yatırım planları yapanların sayısı artarken, gelir ve karlılıkta artış bekleyenlerin sayısının geçtiğimiz 18 aya göre ya aynı kaldığı ya da gerilemiş durumda olduğu bildirildi. Araştırmaya ilişkin yapılan açıklamada, geçtiğimiz 18 ay içinde şirketlerin yeni bina yatırım planlarının global ölçekte 16'dan 21'e, fabrika ve makine parkı yatırım planlarının yüzde 35'den 38'e yükseldiği, benzer şekilde Ar-Ge yatırım planlarının da arttığı ve bunu destekler nitelikte bilginin Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'nden geldiği kaydedildi. Geçtiğimiz yıl bir önceki yıla göre yüzde 10,7'lik bir patent başvurusu artışı olduğu belirtilirken, bu artış oranının 2005 yılından bu yana gözlemlenen en büyük oran olduğuna işaret edildi. Avro kullanan ülkeler ile Çin ve Amerikalı işadamlarına göre azalan talebin büyümenin önündeki en büyük engel olduğunun altı çizilen araştırmada, Çin'de azalan talebi büyümenin önündeki en büyük engel olarak görenlerin oranının yüzde 44 ile 2009'dan bu yana görülen en yüksek seviye olduğu belirtildi. Türkiye-BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ülkelerinin global ekonomi için yeni bir umut ışığı olabilir mi sorusunun gündeme geldiği araştırmada bölgesel sonuçlar incelendiğinde, uzun vadeli yatırımlarda gelişmekte olan ülkelerin başı çektiği sonucu ortaya çıkarken, BRIC ülkelerinde önümüzdeki yıl yüzde 45'lik, Türkiye'de ise yüzde 46'lık kesimin Ar-Ge yatırımlarını arttırmayı planladığı, bu oranın G7 ülkelerinde yüzde 18 olduğu görüldü. BRIC ülkelerinde önümüzdeki yıl yeni fabrika ve makine parkı yatırımı planlayanların oranı yüzde 47 olurken, bu oran Türkiye'de yüzde 54 ve G7 ülkelerinde yüzde 37 seviyesinde gerçekleşti.
künye
GRUP BAŞKANI: H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. adına İMTİYAZ SAHİBİ
Mehmet SÖZTUTAN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI Ahmet KIZIL
ahmet.kizil@img.com.tr
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ YUSUF OKÇU
yusuf.okcu@img.com.tr
EDİTÖR Uğur DÜNDAR
ugur.dundar@img.com.tr
GRAFİK TASARIM İpek ERDOĞAN
ipek.erdogan@img.com.tr
SANAT YÖNETMENİ İsmail GÜRBÜZ
ismail.gurbuz@img.com.tr
REKLAM MÜDÜRÜ M.Akif TATLISU REKLAM DANIŞMANI Ahmet Hamza HAKVERDİ
akif.tatlisu@img.com.tr ahmet.hakverdi@img.com.tr
DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ M.Akif TATLISU
akif.tatlisu@img.com.tr
KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ Ebru PEKEL
ebru.pekel@img.com.tr
MUHASEBE MÜDÜRÜ Mustafa AKTAŞ ABONE/SUBSCRIPTION Hatice ERDÖNMEZ
mustafa.aktas@img.com.tr hatice.erdonmez@img.com.tr
CTP - BASKI İhlas Gazetecilik A.Ş 29 Ekim Cad. No: 23 34197 Yenibosna/İstanbul Tel: 0212 454 30 00 ADRES/HEAD OFFICE
29 Ekim Cad. No: 23 34197 Yenibosna / ‹stanbul / Turkey Tel: +90.212 454 25 00 Faks: +90.212 454 25 98 www.matbaateknik.com.tr
matbaa&teknik® dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. matbaa&teknik® Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan matbaa&teknik® Dergisi ayda bir yayınlanır. matbaa&teknik® İletişim Magazin Gazetecilik Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin tescilli markasıdır. Articles and news may be reproduced by stating matbaa&teknik® as the source. matbaa&teknik® is published monthly. Advertisements’ responsibilities published in our magazine pertain to advertisers.
içindekiler
Baskının Malzemesini En İyi O Makineyi Üreten Bilir
6
Devamlılık Esas
8
Sektörünün İhtiyaçlarını Karşılayacak Şartları Oluşturmak
12
Temel Prensip; Uzun Ömür, Keskin Nokta
16
reklam indeksi
4
ACAR GROUP...........................................83
ESEN GRAPHİCS .......................................55
PAKMER...................................................65
AKTİF ISI ..................................................89
FEZA CİLTBEZİ ..........................................63
PASİFİK ....................................................27
AKTİF MATBAA MAKİNELERİ ...................61
FUJİFİLM ..................................................13
ARAS GRUP.......................................23 - 25
GRENSAN..........................................39 - 41
ARGEMAT ................................................53
HEIDELBERG........................................9 - 11
ARGES......................................................37
İBR ...........................................................96
SUNCHEMICAL.........................................21
BAKON ...................................Ö.K - 17 – 19
MSM MÜMESSİLLİK ...................................3
TEKFORM .................................................67
BATI KAUÇUK ..........................................57
MATBAA TEKNİK TV.............................A.K.İ
DERELİ GRAPHIC........................7 – 35 – 59
MATKİM ................................................A.K.
DYO .........................................................15
MATSET ............................................43 - 45
EFEM MATB. MALZ. .................................81
MİTRA...............................................29 - 31
UPM...........................................................1
ERAYSAN ..........................................Ö. K. İ.
ODAK BİLGİ .............................................49
XEIKON-TR ...............................................51
PRINTWATER............................................33 REİS DİJİTAL ............................................ 95
TEKNOVA .........................73 – 75 – 77 - 79 ULTRA......................................................71
index
Mutsuz Bir Tablo Görmüyoruz
Yeni Projeler Yolda
20
22
Flint Group’tan Yeni Sistem Libra Mürekkep ve Hazne Suyu Teknoloji
MSM, Yeni Ürün ve Sürprizlerle Geliyor
32
36
Bir Temsilci ve Üç Dev Üretici Odak – X-Rite – Pantone ve Eizo
Türkiye’de Son İki Yıl içinde Ciddi Atılımlar Gerçekleştirdik
48
54
aktüel
ayın konusu 10 Yeşil Baskı Sadece Çevreci Değildir
68 Başarıyı Yerel Olarak Kutluyor
İlker Uçar: “Son yıllarda yaşanan birleşmeler, satın almalar rekabet koşullarını da arttırıyor. Bütün bunların yanı sıra teknolojik gelişmelerden doğrudan etkileniyoruz. “
Sappi, 2012 yılında, müşterileri ile daha yakın çalışma girişimlerinin bir parçası olarak Yılın Avrupalı Matbaacıları Yarışması’nı kazananlar ile bir araya gelme (kazananların onlara gelmesi yerine onlar kazananlara gidecek) ve yerel kutlama yapma kararı verdiğini duyurdu.
print and publishing
print buyer
40 HP sets sights on EcoPrint HP announced initial details of its activities for the forthcoming EcoPrint Europe 2012 event, 26th-27th September, in Berlin, at which the company is the headline partner.
82
“Xerox iGen4 XXL’ı Görünce Ofset Yatırımından Vazgeçtim” Xerox ile büyümeye devam eden Çetin Ozalit, Xerox iGen4 XXL ile hedef yükseltti.
ayın konusu
matbaa&teknik
Heidelberg Türkiye, Matbaa Malzemeleri Satış Uzmanı Burçin Ilgaz:
Baskının Malzemesini En İyi O Makineyi Üreten Bilir Heidelberg Türkiye, Matbaa Malzemeleri Satış Uzmanı Burçin Ilgaz ile firmanın piyasaya sunduğu baskı malzemeleri ve yenilikleri hakkında görüştük. Ilgaz, Heidelberg’in tüm çözümleri tek çatı altında toplamasının verdiği avantajlar ve ve bu avantajları kampanyalar ile matbaacılar lehine daha kârlı bir hale getirdiklerini, anlatıyor:
Burçin Ilgaz
matbaa&teknik: Malzeme pazarının dinamikleri ve bugünkü durumu hakkında yorumlarınızı rica edebilir miyim? Burçin Ilgaz: Genel tabloya baktığımızda malzeme satışı konusunda birçok açıdan rekabetin çok zorlayıcı olduğunu söyleyebiliriz. Ürün fiyatları konusunda agresif olmak adına malzeme güvenliği ve kalitesi geri planda bırakılabildiği gibi uzun vadelerde tahsilat yapmak pazardaki diğer malzeme satıcılarını da olumsuz etkilemekte. Heidelberg firması olarak başlangıcından bu yana sarf malzemeleri satışında ana hedefimiz markamıza uygun yüksek performanstaki, insan sağlığı ve çevreye dost
ürünleri uygun fiyatlara daha çok müşteriye ulaştırabilmektir. Bu anlamda her alandaki mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Ayrıca hem tahsilatları düzene sokmak hem de müşterilerimizi bunu yaparken kârlı çıkartmak adına çeşitli kampanyalar düzenliyoruz. Bunlardan birisi de şu anda gündemimizde olan kredi kartına vade farksız taksit ve kredi kartı ile ödeme yapanlara yıllık ödemelerinin % 3’ü tutarında ücretsiz mal ve hizmet alımı hakkı verilmesi. Bu sistem ile hem müşteri kârlı çıkacak hem de biz ödemelerimizi daha düzenli alma şansına sahip olacağız. matbaa&teknik: Şirketinizin sunduğu çözümlerden ve avantajlarından ve teknik detaylarından bahseder misiniz? Burçin Ilgaz: Firmamızın tek çatı altında makine satış, yedek parça, servis ve sarf malzeme çözümlerini bulundurmasından dolayı çok çeşitli çözümlerimiz bulunmakta ve bunları kampanyalar haline müşterilerimize sunmaktayız. Son dönemde özellikle çevre dostu ürünlerimizin tanıtımı üzerinde duruyoruz ve ürün paketlerimiz kampanya
Heidelberg’in Saphira Koru konvansiyonel kalıpları ile mükemmel çalışma uyumuna sahip olan Suprasetter 106 UV CTcP makinesi
6
ayın konusu
olarak bu ay içerisinde duyurulacak. Çevre dostu ürün portföyümüz arasında termal kalıp banyoları, soya bazlı Saphira ve Cristala serisi mürekkepler, özel teknolojilere sahip Fogra ve ISEGA sertifikalarına sahip Saphira hazne suları ve yıkama solventleri bulunmaktadır. Ayrıca yeni CTcP sistem çözümü olarak drupa 2012 sonrası piyasaya sunulan Suprasetter UV 106 konvansiyonel bilgisayardan kalıba pozlama makinemiz ile yüksek performans gösteren Avrupa menşeili CTcP kalıbımız olan Koru kalıplarımızın lansmanı üzerine çalışıyoruz. matbaa&teknik: Günümüzde matbaa malzemeleri söz konusu olduğunda en popüler ve en yüksek trende sahip fikir nedir? Burçin Ilgaz: Son dönemde bizim pazarımızda CTcP kullanımında çok ciddi bir artış var, bunu termal CtP’ler takip ediyor. Çevre hassasiyeti arttıkça ürünlerde de sürekli yenilikler olması kaçınılmaz olduğu kadar çok önemli. Gıda ambalajı için özel üretilen mürekkep ve laklar, insan sağlına duyarlı kimyasallar, özel baskılar için geliştirilen tutkal ve yaldızlar.. Bu ürünler sektörümüzün gelişimine de büyük katkı sağlamakta diye düşünüyorum. Ayrıca şu anda malzeme kısmında makine üreticilerinden malzeme tedarik etmenin yaygınlaştığını da görüyoruz ve yaşıyoruz. Bu da bizim “baskı malzemesini en iyi o makineyi üreten bilir ve üretir” tezimizi daha da destekliyor. matbaa&teknik: Kimyasalların ve matbaa malzemelerinin içerdiği kimyasal maddelerin baskı operatörleri üzerindeki etkisi, iş ve işçi sağlığı konusunda fikirleriniz çerçevesinde değerlendirir misiniz? Burçin Ilgaz: Firma olarak Saphira markası vereceğimiz ürünleri seçerken en çok önem verdiğimiz hususlardan birisi işçi sağlığı diyebiliriz. Birçok kimyasalın güvenlik bilgi formu’na bakıldığında insan sağlığı açısından birçok tehlike içerdiğini görebiliriz. Burada ürünün kendisi kadar önemli olan bir diğer konu da ürünün kullanım şartları tabii ki. Birçok matbaada alkol bulunan alanda sigara içildiği düşünülürse, işçi sağlığı ve güvenliği konusunda daha duyarlı işverenlerin de bulunması çok önemli diye düşünüyorum. Ayrıca göz önüne alınması gereken en önemli faktör malzemenin kim tarafından satıldığı yani her türlü soru işareti ve istenmeyen durumlarda karşınızdaki muhatabın kim olduğu ve konu ile ilgili bilgi düzeyidir. Uzman ve geniş kadrolu bir ekip tarafından test edilip sağlığa ve üretim şartlarına uygun olduğu kanıtlanarak sunulan malzemelerin tercih edilmesi gerekir. matbaa&teknik: Tedarik portföyünüzde bulunan diğer ürünler ile ilgili olarak ilaveler yapmak ister misiniz? Burçin Ilgaz: Kimyasalsız termal kalıplarımız, çevreye dost baskı kimyasallarımız ve yüksek performanslı CTcP kalıplarımızın yanı sıra son dönemde baskı sonrası ürünlere de ağırlık vermeye çalışıyoruz. Bir süredir dikiş teli ürünlerimizin arasında katıldı, çok kısa süre sonra tutkal satışına da başlayacağız. Bizimle çalışan değerli müşterilerimizin her türlü ihtiyaçlarında en güvenilir ürünlerle yanıt verebilmek hedefindeyiz.
ayın konusu
matbaa&teknik
Devamlılık Esas DYO Matbaa Mürekkepleri Genel Müdürü İrfan Çimen: “Matbaacılık ve baskı pek çok parametrenin etkileşim içinde olduğu; kalite, teknik destek ve servis hizmetlerinin devamlılık gerektirdiği sektörlerden biri.” DYO Matbaa Mürekkepleri Genel Müdürü İrfan Çimen, düşük kâr marjları yüzünden maliyet odaklı çalışmak zorunda kalan şirketlerin karşısına çıkan ve devamlılığı olmayan ürünlerin pazarda yer bulmasını eleştiriyor ve matbaacılığın devamlılık gerektiren bir sektör olduğunu, söylüyor: matbaa&teknik: Malzeme pazarının dinamikleri ve bugünkü durumu hakkında yorumlarınızı rica edebilir miyim? İrfan Çimen: Globalleşen dünya koşullarında her sektörde olduğu gibi matbaacılık sektöründe de her türlü malzemeye ulaşmak daha kolay hale geldi. Gittikçe düşen kâr marjları, firmaları maliyet odaklı davranmak durumunda bırakıyor. Bu nedenle de düşük fiyatlı, devamlılığı olmayan ürün grupları tercih edilerek, pazarda yer buluyor. Matbaacılık ve baskı pek çok parametrenin etkileşim içinde olduğu; kalite, teknik destek ve servis hizmetlerinin devamlılık gerektirdiği sektörlerden biri. DYO Matbaa Mürekkepleri olarak, baskı sektöründe her türlü ürün ve yardımcı malzemeleri içeren geniş ürün paletimizle hizmet veriyoruz. Etkin teknik gücümüz ve problem çözme becerimizle tercih edilen bir firmayız. Öne çıkan bu özelliklerimizle de piyasadaki rekabetçi gücümüzü koruyoruz. matbaa&teknik: Şirketinizin sunduğu çözümlerden ve avantajlarından ve teknik detaylarından bahseder misiniz? İrfan Çimen: 2011 yılında yeni ofset serimiz “DYOPLUS, EP” serimizi matbaacılarımızın hizmetine sunduk. Hızlı kuruma, yüksek parlaklık özellikleri ile universal kullanıma uygun, beğenilen ve talep gören bir seri. 2012 yılı başında bitkisel yağ bazlı, hızlı kuruma ve yüksek parlaklık özelliklerinde “DYOKING, DK” serimizin de çalışmalarını tamamladık. Bu yıl içinde bu serimizin de pazarda yaygınlaşmasını sağlayacağız. Web ofset mürekkeplerinde ise, yeni nesil reçinelerle tasarladığımız, su direnci geliştirilmiş iki yeni mürekkep serisini web ofset matbaalarının hizmetine sunduk. UV ürün gruplarında da
8
çalışmalarımıza hız vererek, bu ürün grubunda pazar payımızı arttırmayı hedefliyoruz. matbaa&teknik: Günümüzde matbaa malzemeleri söz konusu olduğunda en popüler ve en yüksek trende sahip fikir nedir? İrfan Çimen: Türkiye’de ve dünyada kimyasalların kullanımı ile ilgili uygulanan yönetmeliklerde sürekli değişiklikler oluyor. Bu nedenle kimyasalları üreten ve kullananlar bu yönetmelikler çerçevesinde hareket ediyorlar. Bilgi kaynaklarına kolay ulaşımın sağlanması ve kişilerin bilinçlenmesi ile birlikte insan sağlığına zarar vermeyen çevre ve doğa ile uyumlu ürünlere talepler artıyor. matbaa&teknik: Kimyasalların ve matbaa malzemelerinin içerdiği kimyasal maddelerin baskı operatörleri üzerindeki etkisi, iş ve işçi sağlığı konusunda fikirleriniz çerçevesinde değerlendirir misiniz? İrfan Çimen: Ürünlerimizin hem üretilirken, hem de kullanılırken insan ve çevre sağlığına zarar vermeyecek şekilde geliştirilmesi,
uygun hammaddelerin kullanılması öncelikli kriterimizi oluşturuyor. ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi belgelerine sahibiz. Çalışanlarımızın ve ürünlerimizi kullananların bilinçlenmesine yönelik çeşitli faaliyetler yürütüyoruz. TSE ve bakanlıklarca denetlenen firmamız bünyesinde çalışanlarımız için eğitimler düzenliyor, ürünlerimizi kullanan matbaacılarımıza da eğitim faaliyetlerimizde düzenli olarak bilgilendirmeler yapıyoruz. Matbaa ziyaretlerimizde de Ar-Ge ve Teknik Destek personelimiz bu konuda destek veriyor. matbaa&teknik: Tedarik portföyünüzde bulunan diğer ürünler ile ilgili olarak ilaveler yapmak ister misiniz? İrfan Çimen: İnsan sağlığı ve çevre faktörleri gözönüne alındığında, bu çerçevede uçucu organik bileşikleri içermeyen temizleme solventi, su bazlı temizlik solventleri gibi ürünler üzerinde Ar-Ge çalışmalarımız bulunuyor. Kısa süre içinde migrasyon ve koku özellikleri bakımından gıda ambalajına uygun UV mürekkep serimizi de matbaacılarımızın hizmetine sunmayı hedefliyoruz.
ayın konusu
matbaa&teknik
Yeşil Baskı Sadece Çevreci Değildir İlker Uçar: “Son yıllarda yaşanan birleşmeler, satın almalar rekabet koşullarını da arttırıyor. Bütün bunların yanı sıra teknolojik gelişmelerden doğrudan etkileniyoruz. “ Matbaa malzemeleri tedariği konusunda Türkiye’nin en eski kuruluşlarından biri olan Aras Matbaa Malzemeleri’nden İlker Uçar, teknolojik gelişmelerden etkilenen bir malzeme pazarına dikkat çekiyor. Özellikle dijitale dikkat çeken Uçar, yeşil baskı konusundaki distribütörü oldukları üreticilerin önemli çözümlerine de dikkat çekiyor: matbaa&teknik: Malzeme pazarının dinamikleri ve bugünkü durumu hakkında yorumlarınızı rica edebilir miyim? İlker Uçar: Basım sektörü sanayinin diğer dalları ile zincirleme ilişki içinde. Dolayısıyla sektörün genel ekonomik gidişatı tüm sektörleri olduğu gibi basım sektörünü de etkiliyor. Ayrıca son yıllarda yaşanan birleşmeler, satın almalar rekabet koşullarını da arttırıyor. Bütün bunların yanı sıra teknolojik gelişmelerden doğrudan etkileniyoruz. Günümüzde dijital teknolojisinin basım sektörünü önemli ölçüde etkilediğini görüyoruz. Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de basılı gazete okuma oranı düşüyor. Çok yakın bir gelecekte dijital olması muhtemel her şeyin dijital olmasını bekliyoruz. Ayrıca doğa dostu, yeşil baskı kavramları önem kazanıyor. Malzemelerini Avrupa’dan ithal eden bir firma olarak, Aras Matbaa Malzemeleri, hem çevre dostu hem de Avrupa güvenlik sertifikalarına sahip ürünleri ürün yelpazesinde bulunduruyor. matbaa&teknik: Şirketinizin sunduğu çözümlerden ve avantajlarından ve teknik detaylarından bahseder misiniz? İlker Uçar: Firmamız 30 yıldan beri matbaa malzemeleri satışı konusunda hizmet vermektedir; sektörle ilgili yenilikleri takip etmekte, yurtdışında ortaya çıkan çözümleri ve yenilikleri Türkiye pazarına taşımakta ve sektörün önde gelen firmalarıyla büyümeye devam etmektedir. Temsilciliğini yaptığımız tanınmış markalardan bazıları: • Flint Group (Ofset ve Heatset Baskı Mürekkepleri) • Continental-Contitech (Baskı Blanketleri) • Fuji (Baskı Kalıpları) • Pulse (Su Bazlı ve Yağ Bazlı Vernikler) • Schlenk (Yaldız Mürekkepleri) • Presstek (Kimyasalsız Baskı Kalıpları) • Sontora (Temizleme Bezi) • Policrom (Temizleme Bezi)
10
matbaa&teknik: Günümüzde matbaa malzemeleri söz konusu olduğunda en popüler ve en yüksek trende sahip fikir nedir? İlker Uçar: Yeşil baskıya, doğa dostu ürün kullanıma verilen önem gün geçtikçe artmaktadır. Firmaların CO2 salınımını azaltmak için karbon ayakizi ölçümleri yaptırdıklarını görüyoruz. Yeşil Baskı sloganı altında yer alan ürünler ve teknolojiler sadece doğa dostu değildir; aynı zamanda maliyetleri azaltarak üreticininde kazanç sağlamasına imkan verirler. Bu anlamda distribütörü olduğumuz Flint Group ve Conti ‘nin yeni teknolojilerinden bahsedebiliriz: CONTI/PURE PRINTING: Conti’nin Pure Printing etiketli blanketlerinde kullanılan kalenderleme teknolojisi CO2 salınımını %70 azaltır, dolayısıyla karbon ayakizi düşer. Ayrıca üretim verimi artar. Bunun nedeni blanketlerin optimize kağıt besleme özelliklerinin enerji ihtiyacını büyük ölçüde kesmesidir.
CONTI/LASERLINE: Flekso Baskıda Yeni Kalıp Bu teknoloji sadece çevresel yararlar sağlamaz. Ayrıca pahalı tutkalları ortadan kaldırarak matbaacılar için maliyet tasarrunu da mümkün kılar. CONTI® Laserline fleksografik baskı kalıpları mürekkep sistemleriyle birlikte kullanıldıklarında şişmeye karşı boyutsal olarak sağlam ve dirençlidirler. Dahası yüksek çözünürlüklü gravür sağlamaktadırlar. Kalıcı baskı
kalitesi ve hem su bazlı hem alkol bazlı mürekkeplerde optimize mürekkep transferi diğer avantajlarıdır. Uzun kullanım süresi sayesinde CONTI® Laserline bütün flexografik baskı kalıpları ile karşılaştırılabilecek ürünlere göre çok daha dayanıklıdır. CONTI® Laserline fleksografic baskı kalıpları: Baskı kalıbı ile destek materyali arasındaki entegre sıkıştırılabilir katman titreşim işaretlerini azaltmaya ve çıktıyı geliştirmeye yarar. FLINT GROUP/LIBRA: Baskıda IPA teknolojisinin çevre, sağlık ve güvenlik nedenleriyle istenmediği bilinmekte. Buna rağmen hazne suyunun vizkozitesini arttırması ,mürekkep/su dengesini sağlaması gibi nedenlerle kullanımdan vazgeçilememiştir. Ancak son yıllarda çevreye olan duyarlılığın artması ve maliyetleri düşürme çabaları nedeniyle I.P.A’yı kullanmayı azaltmak hatta tamamen ortadan kaldırmak yönünde giderek artan bir istek oluştu. Flint Group sheetfed baskıda yeni bir dönemi başlattı ve I.P.A içermeyen LIBRA teknolojisini sundu. Bu teknoloji yeni bir mürekkep serisi ve yeni bir hazne suyu ile bir set oluşturmaktadır. LIBRA teknolojisi,baskıda israfı önleme yönünde çok önemli bir adımdır; bu teknoloji baskıda I.P.A kullanmadan mürekkep /su dengesini piyasadaki ürünlere oranla daha hızlı sağlayarak başlangıç israfını azaltır. Ayrıca blanketlerin temizlenmesi ihtiyacını azaltarak, materyalden ve zamandan tasarruf sağlar. I.P.A maliyetini sıfırlayarak firmaya önemli bir tasarruf sağlar.
ayın konusu
matbaa&teknik
Sektörünün İhtiyaçlarını Karşılayacak Şartları Oluşturmak
Ertan Coşkun
FujiFilmTR Grafik Satış ve Pazarlama Müdürü Ertan Coşkun, sorumuz üzerine pazardaki agresif pazarlama tekniklerinden uzak durmayı tercih ettiklerini, söylüyor. Coşkun, şirketin ana amacının sektörün bugün ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayacak şartları oluşturmak olduğunu anlatıyor: matbaa&teknik: Malzeme pazarının dinamikleri ve bugünkü durumu hakkında yorumlarınızı rica edebilir miyim? Ertan Coşkun: FujiFilm TR, agresif olarak tanımladığınız pazarlama tekniklerinden uzak durmayı tercih etmiştir. Pazarda düşük fiyat ve düşük kaliteleri ile varolmaya çalışan oyuncular her zaman olacaktır. FujiFilm TR nitelikli ürünleri ile bu olumsuz yapının dışında durmayı bilmiştir. FujiFilm TR’nin ana amacı, sürekli gelişme içinde olan Türk Baskı Sektörünün bugün ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayacak şartları oluşturmaktır. matbaa&teknik: Şirketinizin sunduğu çözümlerden ve avantajlarından ve teknik detaylarından bahseder misiniz? Ertan Coşkun: FujiFilm, geniş ofset baskı kalıbı çeşitliliği ve donanım özellikleri ile daha çevreci sonuçlar elde etme ayrıcalığını ‘’LoChem’’ ürün grubu ile sunmaktadır.
12
Bu ürünleri sıralarsak, ZAC: Termal CtP hattı için tasarlanan, düşük kimyasal kullanımı sağlayan otomatik kontrol modüllü ZAC banyo makineleri pazara sunulmuştur. Sistem banyo tüketim miktarını %85-%90 oranında azaltmaktadır. Banyo kullanım süresi yaklaşık dört aya ulaşmakta ve banyo yenileme sırasında temizlik yalnızca su ile yapılabilmektedir. PRO-V AMBER: Tazeleme, zamk ve su kullanımı gerektirmeyen Violet Kalıp ve Banyo sistemidir. Mevcut sistemden % 63 oranında daha az kimyasal tüketimi sağlar. PRO-V sistemi; mevcut violet banyo makinalarından % 35 daha küçük olan banyo makinası ve özel ‘’çok katmanlı’’hassas tabakası ile PRO-V kalıbı, güçlü alkali çözücüleri barındırmayan banyo kimyasalının kullanımını sunması ile Lo-Chem konseptinin önemli ürünüdür. PRO-T3 Kimyasalsız Kalıp: Banyo makinesi, kimyasal, su, sıvı atık olumsuzluklarını tamamen elemine eden termal sistem ürünüdür. Banyo işleminin olmaması, kalıp üretimi için büyük atölye ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır. Ofis ortamında bile üretim yapılmasını sağlar. Yakında satışa sunulacak PROT3, su kaynaklarını koruma ve temiz su sağ-
ayın konusu
lama hedefi olan’’Water Aid’’adlı sivil toplum kuruluşunun destekçisi olacaktır. Bu nitelikleri ile PRO-3 yükselen bir marka değerine ulaşacaktır. LH-PYE Termal Kalıp: Düşük kalitelidüşük fiyatlı, kalınlığı inceltilmiş ürünlerle; kaliteden ödün vermeden rekabet etmek üzere tasarlanmış termal kalıptır. Ucuz kalıplarla tek benzerliği inceliğidir. Hassas tabaka yoğunluğu % 20 oranında azaltılan bu üründe, pozlanırma-işleme kapasitesinde kalite kayıbı olmamaktadır. İç ambalaj malzemesinde daha ucuz kombinasyonların kullanılması da diğer özelliğidir. Banyo atığı azaltma sistemi ‘’XR-1200 F’’: Banyo makinesi atığını, konsantre atık ve distile edilmiş su olarak ayıran sistemdir. Kimyasal atığını %70-% 90 oranlarında azaltır. ZAC sistem kuruluşlarında mükemmel uyum sağlar. Ağustos 2012 de satışa sunulacaktır. matbaa&teknik: Kimyasalların ve matbaa malzemelerinin içerdiği kimyasal
14
matbaa&teknik
maddelerin baskı operatörleri üzerindeki etkisi, iş ve işçi sağlığı konusunda fikirleriniz çerçevesinde değerlendirir misiniz? Ertan Coşkun: Kimyasal kullanımının olduğu her üretim alanında çalışanların maruziyeti kaçınılmazdır. Önemli olan kullanılan ürün niteliklerinin ne olduğunu bilmek ve korunma şartlarını uygulamaktır. Malzemelerin içeriklerini ve kullanım şartlarını açıklayan,Türkçe düzenlenmiş Malzeme Güvenlik Bilgi Formları-Teknik Bilgi Formları ile çalışanların farkındalıklarının sağlanması ana unsurdur. Koruyucu malzemelerin kullanımı ( kulaklık, gözlük, maske, eldiven vb.), ortam şartlarının düzenlenmesi (çevresel etkilerin değerlendirilmesi) gerekliliği vardır. Mutlaka FOGRA ve makine üreticilerince onaylanmış baskı kimyasallarının kullanımına özen gösterilmelidir. Etiketsiz-Kimliksiz ürün kullanımı artık sonlandırılması gereken bir vak’a haline gelmiştir.
matbaa&teknik: Tedarik portföyünüzde bulunan diğer ürünler ile ilgili olarak ilaveler yapmak ister misiniz? Ertan Coşkun: FUJIFILM TR yenilikçi ürün yelpazesi ile; -Yüksek performans/ verimlilik, -Ekolojik çözümler, -İlerici ve Müşteri odaklı Araştırma&Geliştirme, -Malzeme uyumluluğu, Felsefesi ile Baskı Kimyasalları alanında da faaliyetlerini yükseltecektir. Solventler, hazne suları, silikonlar, laklar (uv-subazlı), tozlar, tutkallar dünyaya yayılmış altı üretim merkezinde üretilmektedir. Almanya, Belçika(2),ABD, Singapur, Japonya’ da yerleşik bu birimler küresel bir Araştırma & Geliştirme ağı oluşturmuşlardır. FujıFilm TR küresel bilgiyi Türk kullanıcıların hizmetine sunacaktır.
ayın konusu
matbaa&teknik
Temel Prensip; Uzun Ömür, Keskin Nokta Tamer Yenibeken: “Temel prensip; uzun ömür, keskin noktadır ve üreticimiz Vulcan üretim hattındaki tüm serilerde keskin nokta transferini korumak ve daha uzun zaman baskı yapılmasını sağlamak amaçlı çalışma yapmaktadır.” hızla değer kaybettiğini izlemekteyiz. Bir çeşit maliyet azaltma düşüncesiyle yola çıkılan bu tür tasarruflar zamanla işletmelerde müşteri kaybına ya da iş kazalarına dahi neden olmaktadır. Birlikte getirdiği sayısız birçok zararın hem işletme maliyetlerini olumsuz etkilediği hem de sarf malzemeleri tüketiminde artırdığı tespit edilmektedir. Ticari yönde ise, tahsilat zorluklarının beklenenin üzerinde olmasından ötürü sektör üzerinde belirgin bir yavaşlama kaydettiği görülmektedir. Bu bağlamda kârlılığın düştüğü, tahsilatın zorlaştığı satış ve pazarlamanın agresif yaşandığı bir dönem için üreticisinden ithalatçısına, tedarikçisinden matbaasına kadar tüm birimlerin daha hassas bir hesaplama yapmasının gerekli olduğu ortaya çıkmaktadır. Baskı blanketlerinde Türkiye pazarında çok önemli bir paya sahip, Vulcan: Trelleborg şirketinin ürettiği markalardan biri olarak Türk matbaacılarının da en çok tercih ettiği marka. Türkiye Bak-On tarafından çok uzun yıllardır temsil edilen bu şirketin her tür makine ve baskı için çözümü mevcut olduğunu söyleyen Bak-On Satış Müdürü Tamer Yenibeken, 25 farklı karakter ve seride blanket sunuyoruz, diyor: matbaa&teknik: Malzeme pazarının dinamikleri ve bugünkü durumu hakkında yorumlarınızı rica edebilir miyim? Tamer Yenibeken: Baskı makineleri denince aklımıza gelen tüm negatif etkenlerin sadece tedarik gruplarının değil tüm sektörün gerçeği olduğu kanaatindeyiz. Agresif pazarlama, düşük fiyatlar, düşük kaliteli malzemeler, tahsilat problemleri ve finansörlük rolü gibi zor durumların, bir zincir halkası misali matbaalardan tedarik gruplarına ve hatta üreticilere kadar sirayet ettiği gözlenmektedir. Sektörün içinde bulunduğu bu zor koşulları teknik ve ticari olarak iki şekilde değerlendirirsek, teknik yönde yapılan anlamsız ve faydasız tasarruflar ile düşük kaliteli malzemeler, hem iş kalitesinin azaldığını hem de işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili unsurların
16
matbaa&teknik: Şirketinizin sunduğu çözümlerden ve avantajlarından ve teknik detaylarından bahseder misiniz? Tamer Yenibeken: Bak-On Mühendislik adına matbaa malzemeleri çözümlerinden çok blanket çözümleri ile öne çıktığımızı düşünüyoruz. Blanket alanında artık tüm matbaacılar Bak-On’ dan her türlü baskı için blanket tedarik edebileceklerini biliyor. Heatset, coldset, tabaka ofset, ambalaj baskısı, teneke ofset, plastik baskı, sürekli form, Lak transferi vb. gibi alanlarda yaklaşık 25 farklı karakter ve seride blanket ile matbaacıların beklentilerine cevap vermeye çalışıyoruz. Herkesin bilmesini arzu ettiğimiz konu bünyemiz dahilinde blanket konulu her makine ve baskı için çözüm bulunduğudur. Vulcan sağladığı avantajlar ve teknik özellikler dolayısıyla matbaacıların hem maliyetlerini düşürmekte hem de baskı kalitesini daima yükseltmek amaçlı yenilikler ile pazar payını arttırmaya yönelik çalışmaya devam etmektedir. Temel prensip; uzun ömür, keskin noktadır ve üreticimiz Vulcan üretim hattındaki tüm serilerde keskin nokta transferini korumak ve daha uzun zaman baskı yapılmasını sağlamak amaçlı çalışma yapmaktadır.
ayın konusu
matbaa&teknik: Günümüzde matbaa malzemeleri söz konusu olduğunda en popüler ve en yüksek trende sahip fikir nedir? Tamer Yenibeken: Tüm yenilikleri yakından takip eden, uygulayan ve hızlıca eskiten bir sektör olarak, kaliteli baskı Lak, yaldız, kokulu mürekkepler gibi birçok gelişmeyi geride bıraktığımızı düşünüyorum. Kanaatimizce Pur tutkal çok daha taze bir konu. Makine sayısının oldukça sınırlı olması,
18
matbaa&teknik
müşterilerin henüz yeni yeni talep etmeye başlaması ve yapılan işlerdeki memnuniyet Pur tutkalının bir süre daha gündemde kalacağını gösteriyor. Oldukça önemli işlerin Pur tutkalı ile yapılıp son derece başarılı olduğu ve belirgin bir zaman tasarrufu sağladığı da düşünülürse ilerleyen dönemde hem talebin hem de makine sayısının artacağını düşünebiliriz. Avrupa’nın önemli tutkal üreticilerinden olan PLANATOL tutkal konusunda 120 yıllık deneyimi ile PUR üretimini de yaklaşık 4 yıldır devam ettirmekte.
Veb gruplarının yakından tanıdığı PLANATOL, Türkiye’ de PUR versiyonunu matbaacılara yine Bak-On Mühendislik aracılığı ile ulaştırmaktadır. matbaa&teknik: Kimyasalların ve matbaa malzemelerinin içerdiği kimyasal maddelerin baskı operatörleri üzerindeki etkisi, iş ve işçi sağlığı konusunda fikirleriniz çerçevesinde değerlendirir misiniz? Tamer Yenibeken: Tüm teknik ve ticari zorluklara rağmen kimyasal konusunda tasarruf edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Muhteviyatına kolay müdahale edilebilen ve birçok merdiven altı tabiri ile üretilen kimyasalların matbaalarda bulunması hem işçi sağlığı hem de iş güvenliği için son derece tehlikeli bir durum arz ediyor. Tüm matbaa malzemelerinde aynı hassasiyette dikkat edilmesi gereken işçi sağlığı konusu kimyasal gruplarında çok daha fazla önem kazanıyor. İçerisinde çok tehlikeli ve agresif çözücülerin bulunabileceği kimyasal malzemelerin ucuz fiyatlar ile matbaalarda yön bulduğu ve insan sağlığının önemsenmediğini görmek oldukça büyük bir sorun. Bu konuda kalite belgesi mevcut üretim şartları stabil olan uluslar arası onaylı markalar ile işbirliği yaparak hem matbaalara kaliteli hizmeti götürmek hem de insan sağlığına karşı duyarlılığımızı vurgulamak istiyoruz.
ayın konusu
matbaa&teknik
Yeni Projeler Yolda Emel Hacer Özer: “Bu konularda kendimizi de hep geliştirmekteyiz, yeni projelerin de yolda olduğunu buradan belirtmek isteriz.” SunChemical Türkiye Satış ve Pazarlama Sorumlusu Emel Hacer Özer, matbaa mürekkepleri ve kimyasalları konusunda çok geniş bir segmentte hizmet veriyoruz, diyor ve ekliyor: Amacımız sadece ürün satmak değil müşterilerimizi partner olarak görüp onlara inovasyon sağlamak. matbaa&teknik: Malzeme pazarının dinamikleri ve bugünkü durumu hakkında yorumlarınızı rica edebilir miyim? Emel H. Özer: Türkiye matbaa sektörü finasmanını sağlamakda zorluk çeken bir sektör, bu nedenle sizin de söylediğiniz üzere malzemecilerini aynı zamanda bir finansman kaynağı olarak görüyor. Pazardaki malzeme tedarikçilerinin parçalı yapısı ve pazardaki rekabetin yüksekliği de bu tavrı kolaylaştırmaktadır. Bu anlayış ve uygulanan sistem sektöre zarar vermektedir. Buradaki finansman maliyetini yapamayan baskı şirketleri zararına bir rekabete girmekte ve nakit akışı bozulan şirket kısır döngü içerisinde kendisi ile beraber etrafındakileri de çöküşe sürüklemektedir. Bunu önlemenin basit bir yolu yoktur. Rekabet kendi dinamikleri ile bu sorunu çözecektir. matbaa&teknik: Şirketinizin sunduğu çözümlerden ve avantajlarından ve teknik detaylarından bahseder misiniz? Emel H. Özer: SunChemical olarak matbaa mürekkebi ve kimyasalları konusunda çok geniş bir segmentte müşterilerimize hizmet veriyoruz. Amacımız sadece ürün satmak değil müşterilerimizi partner olarak görüp onlara inovasyon sağlamak. Bu kapsamda 2012 yılı firmamız adına olumlu çalışmalarla geçiyor. Birinci yarıda çok güzel işlere imza attık. Matbaalarda Standardizasyon çalışmalarımıza çok geniş bir talep söz konusu. Bu konu, bizim reklamlarımızla değil; tavsiyeyle büyüdüğü için müşterilerimizden gelen ilginin ve memnuniyetin büyüklüğü bizim daha azimle çalışmamızı sağlıyor. Ayrıca Matbaalarda alkol kullanımını düşürme projemize de talep artmakta. Türkiye de birçok nokta da alkolsüz baskı ile mürekkeplerimizi çalıştırıyoruz.
20
matbaa&teknik: Günümüzde matbaa malzemeleri söz konusu olduğunda en popüler ve en yüksek trende sahip fikir nedir? Emel H. Özer: SunChemical’ın tarihi 1818 yılına dayanıyor, bu tarihten itibaren SunChemical yaptığı Ar-Ge çalışmaları ve birçok kimyasalda pazara getirdiği yeniliklerle mürekkep ve kimyasal alanında hep bir adım önde olmuştur. Günümüzden örnek vermek gerekirse Gıda Ambalajları için geliştirdiği migrasyonsuz diyebileceğimiz mürekkepler, sadece gıda ambalajı için dizayn edilen Frankfurt Fabrikası, yeni geliştirilen patenti SunChemical’a ait olan SunLit Titan adıyla lanse ettiğimiz çok hızlı kuruyan mürekkep, Sadece SunChemical Mürekkeplerinde olan kendi mürekkeplerimize has lito performansı yüksek reçine yapımız gibi sayabileceğimiz birçok yenilik mevcut. Ürünlerimiz geri dönüştürülebilir materyallerden oluşuyor, her yıl Karbon ayak izi raporumuzu yayınlıyoruz. www.sunchemical.com adresinden ulaşılabilirsiniz. matbaa&teknik: Kimyasalların ve matbaa malzemelerinin içerdiği kimyasal maddelerin baskı operatörleri üzerindeki etkisi, iş ve işçi sağlığı konusunda fikirleriniz çerçevesinde değerlendirir misiniz?
Emel H. Özer: İş ve İşçi sağlığı konusunda özellikle bu yıl alkolsüz baskı konusunun üzerinde duruyor eğitimler veriyoruz. Birçok noktada alkolsüz hazne suyumuzla çalışmaya başladık ve başarıyla devam ediyoruz. Özellikle eklemek istediğimiz bir konu var ki buda sektörde gördüğümüz gereğinden fazla speragum kullanımı. Speragum aseton içerir ve işçi sağlığı için çok tehlikelidir. Makine temizliğinde özellikle dar alanda kullanıldığı için operatör tarafından direk solunmaktadır. Bu nedenledir ki SunChemical speragum satmamaktadır. Özellikle bu tarz bir temizleyici yerine önerdiğimiz işçi sağlığını düşünen ürünlerimiz mevcuttur. matbaa&teknik: Tedarik portföyünüzde bulunan diğer ürünler ile ilgili olarak ilaveler yapmak ister misiniz? Emel H. Özer: Blanket ürün grubu da gelişerek ürün portföyümüzde yer alıyor. Özellikle karton ambalaj için özel bir serimiz mevcut. Serigrafi mürekkepleri de artık portföyümüze dahil olmuş durumdadır. SunChemical Türkiye olarak şununun altını çizmek isteriz ki sadece mürekkep ve kimyasal satmıyoruz, müşterilerimizi partner olarak görüyor ve onlara inovasyon getiriyoruz. Bu konularda kendimizi de hep geliştirmekteyiz, yeni projelerin de yolda olduğunu buradan belirtmek isteriz.
ayın konusu
matbaa&teknik
Mutsuz Bir Tablo Görmüyoruz Suat Sonakın: “Biz pazarda genele yayılmış mutsuz bir tablo görmüyoruz. Aksine başlangıçtan bugüne kadar yapılan tüm çalışma ve yatırımların günümüz dünyasının ihtiyaçlarındaki değişimler nedeniyle işletmelerin yavaşça şekil ve biçim değiştirmeye zorlandığı bir süreç yaşıyoruz.”
Teknova A.Ş, Ahmet Sezginel, Baki Anapalı ve Suat Sonakın tarafından yönetiliyor. Her üç kurucu yönetici de matbaa sektörüne uzun yıllar emek vermişler. Matbaa malzemeleri dosyamız için hazırladığımız soruları Suat Sonakın, cevapladı. Sonakın, şirketin konusundaki kalite çıtasını yükseltmek için yaptığı çalışmalara dikkat çekiyor ve “Uluslar arası standartlar ve koşullarda üreterek, ithal ederek firmalara doğru ürünlerle ve özverili bir çalışma anlayışı ile özellikle teknik destekle birlikte sunmaya çalışıyoruz” diyor: matbaa&teknik: Malzeme pazarının dinamikleri ve bugünkü durumu hakkında yorumlarınızı rica edebilir miyim? Suat Sonakın: Matbaa sektörünün dünü bugünü karşılaştırıldığında aslında gelişme, modernleşme, makineleşme çabalarının ve de ihtisaslaşmaların oldukça başarılı olduğunu hepimiz görmekteyiz. Matbaalarımızın makine parkları, çok hızlı gelişti ve yenilendi. Kullandıkları yardımcı donanımlar çoğaldı. Artan teknolojik değişimler tabii ki daha teknik bilgiyle donanmış, daha ne yaptığını bilen ve bu modern teknolojili makine ve donanımları kullanacak aşağıda belirttiğimiz insan ve malzeme ihtiyaçlarını olmazsa olmaz çizgisine taşımıştır. 1-Yetişmiş veya alt yapısı olan yetiştirilecek nitelikli eleman 2-Yine tüm bu yapıya hâkim olabilecek nitelikte Üniversite, Yüksek Okul mezunu teknik ve yönetim personeli 3-Yeni teknolojili, yüksek hızlı makinelerin ihtiyacı olan kaliteli ve nitelikli malzeme 4-Müşteri ya da firmanın ilişkili olacağı
22
her kurumla doğru iletişim kuracak eğitimli idari personel. Matbaalarımızın bugün kat ettiği yol, yukarıda bir kısmını saydığımız gelişmiş sistemleri kullanabilen çalışanların vasıflarıyla da doğrudan ilişkilidir. Kurumsallaşma çalışmalarını ve personel seçimlerini ve bu modern makine parklarını en doğru, en verimli, en uzun ömürlü kullanabilecek şekilde organizasyonlarını tamamlamış firmaların hızla diğer rakiplerinden ayrılmaya başladığı bir dönemde olduğumuzu düşünüyoruz. Bu yüzden biz pazarda genele yayılmış mutsuz bir tablo görmüyoruz. Aksine başlangıçtan bugüne kadar yapılan tüm çalışma ve yatırımların günümüz dünyasının ihtiyaçlarındaki değişimler nedeniyle işletmelerin yavaşça şekil ve biçim değiştirmeye zorlandığı bir süreç yaşıyoruz. Doğal olarak zamanın da ihtisaslaşma ve kurumsallaşma yükümlülüklerini yerine getirenler lehine çalıştığına inanıyoruz. Bir şekilde yatırımlarını da ihtiyaçlar doğrultusunda değiştirip, geliştiren ihtisas matbaalarının sayısal artışını hepimiz izliyo-
ruz. Bunun yanında çok sayıda bu tarz kuruluş Uluslar arası büyük firmalarla ya birleşmekte ya da o firmanın Türkiye pazarındaki kardeş firma haline dönüşmektedir. Biz Teknova A.Ş. olarak günümüz hızlı ve teknolojik matbaa sektörünün tamamının ihtiyacı olan ürünleri; Uluslar arası standartlar ve koşullarda üreterek, ithal ederek firmalara doğru ürünlerle ve özverili bir çalışma anlayışı ile özellikle teknik destekle birlikte sunmaya çalışıyoruz. Müşterilerimiz adına Ar-Ge ve kalite kontrol laboratuarımızda her türlü (ön kabul - nihai) kontrolleri yaptığımızdan müşterilerimizle belirli bir karşılıklı güvene dayalı ortak çalışma içindeyiz. Ödemeler, düşük fiyat, kötü kaliteli ürün, agresif pazarlama vb. sektörün uzun yıllardır var olan sorunları. Elbette ki her firma zaman zaman bu sıkıntılı süreçleri yaşamaktadır. Ancak bu yeni dönemin kendi içinde bu sorunları çözeceğine inancımız tamdır. Zamanla bazı şeyleri tekrar konuşmaktan öteye gitmeyen bu çözümsüzlük sarmalının kesin bir biçimde bu yanlışların büyük bölü-
ayın konusu
matbaa&teknik
kurumsal yapıdaki firmalarla olan çalışma ortaklığımızı geliştirme gayretindedir. Görünen o ki bu kurumsal firmalar da TEKNOVA A.Ş. nin sektöre kazandırdığı yenilikleri, çağdaş, özverili, güvenilir çalışma anlayışını ödüllendirmektedirler. Biz firmamıza duyulan bu güvenin farkında olduğumuzu, bu farkındalık çerçevesinde çalışmalarımızı her gün artan bir tempo ile sürdürdüğümüzü söyleyebiliriz.
münü sistemden ayıklayacağından hiç şüphe duymuyoruz. Bazı arkadaşlarımızın ticari kaygılarla söylediği gibi yerli üretici hiçbir denetim olmadan üretim yapan firma demek değildir. İthal üretimleri ve ürünleri kim ne kadar kontrol edebiliyor diye kendilerine sormalıdırlar. Sadece İthal olduğu için bu ürünleri üretenlerin sürekli olarak üretim ortamlarını denetim kuruluşlarına açtığını denetim yaptırdığını düşünmek ve söylemek en azından saflık olur. Yerli üreticileri sektörümüzde çok sıkça anlamı bilinmeden bazı tabirler kullanarak itham etmek en hafifinden ülkemiz sanayinin gelişme göstermesine ve ülkemiz çalışanlarına yapılan ağır bir hakarettir. Biz firmamızın Türkiye matbaacılık tarihine adını silinmeyecek izlerle kazımakta olduğuna inanıyoruz. Ticari rekabetin de ancak ahlaki sınırlar içinde sürdürülmesi halinde sektörümüze kazanımları olacaktır. Aksi takdirde sektör önderlerinin ağzını her açtığında yalan yanlış, bazı zaman bilimselliği inkar edecek derecede sözleri kullanmaları firmaların biz tedarikçilere olan güven duygusunu zedeleyecektir. Firmamız bu konudaki sıkıntıları en aza indirebilmek amacıyla müşteri seçiminde
24
matbaa&teknik: Şirketinizin sunduğu çözümlerden ve avantajlarından ve teknik detaylarından bahseder misiniz? Suat Sonakın: Şirketimiz 2001 yılından bu yana tam bir kararlılıkla ve tüm olanaklarını seferber ederek üretim faaliyetlerini hızlandırmaktadır. Ürün çeşitliliğimiz ve kalite standartlarımızla şu anda sadece Türkiye pazarına değil katıldığımız Uluslar arası (2008 drupa- 2007 Güney Afrika -2008 Türkmenistan -2011 Dubai )fuarlarda talepte bulunan Yurt dışı firmalara da hizmet vermekteyiz. Bu gün için yaklaşık 70 çeşit matbaa ürünü üretmekteyiz. Bu ürünlerden kendi bünyemizde Türk mühendislerinin başarılı ARGE çalışmalarıyla dört tanesine FOGRA sertifikası aldık. Tabiidir ki sertifikalı bu 4 ürünümüz bizim için ön plandaki ürünlerdir. Önümüzdeki dönemde çalışmaları süren yeni FOGRA’ lı ürünlerimizi de sektöre sunmak için gün sayıyoruz. Beş yıldır UNİCERT – ISO 9001/ 2008 kalite belgeli bir kuruluşuz. Bu güne değin 16 ülkeye ihracat başarımız var. Öne çıkardığımız değil ancak öne çıkmayı hakkeden ürünlerimizi sıralamak isteriz kısaca; TURKUAZ WASH 60WM –Otomatik yıkama solventi (FOGRA Sertifikalı ürünümüz); Özellikle otomatik yıkama ünitesi olan çok renkli tabaka baskı makinelerinde, ya da manuel olarak kullanılır. Suyla karışabilen 63°C tutuşma sıcaklığı olan, koruyucuları sayesinde merdanelerinizin çalışma ömrünü koruyan avantajlı bir üründür. NOVA BLUE WASH 60 WM-Otomatik yıkama solventi (FOGRA Sertifikalı ürünümüz); Bu ürünümüz daha geniş kullanım alanına sahiptir. Web makinelerinde (fırınsız) de kullanılabilen, kimi otomatik yıkama sistemlerinde oluşabilen tıkanıklılara meydan vermeyen. Suyla karışabilen 63°C tutuşma sıcaklığı olan, koruyucuları sayesinde merdanelerinizin çalışma ömrünü koruyan avantajlı bir üründür. TURKUAZ SF –Tabaka baskı Hazne Suyu (FOGRA Sertifikalı ürünümüz.)
ayın konusu
matbaa&teknik
Günümüz hızlı teknoloji çok renkli tabakla baskı makinelerinde kullanılan oldukça etkili bir hazne suyudur. Hızlı ve sorunsuz adapte edilmesi, optimum kullanım oranları, direnci ve baskıya pozitif katkıları ile kazançlı bir üründür. Çalışma kullanım oranları % 24. Alkol kullanım oranı % 5-8’dir. TURKUAZ CS – Web hazne suyu (FOGRA Sertifikalı ürünümüz) Günümüz hızlı teknoloji Web ve Ticari Web baskı makinelerinde kullanılan oldukça etkili bir hazne suyudur.Hızlı ve sorunsuz adapte edilmesi,optimum kullanım oranları,direnci ve baskıya pozitif katkıları ile kazançlı bir üründür.Çalışma kullanım oranları % 2-4. Alkol kullanım oranı % 0 dır. NOVA Thermodev CTP Developer Termal CTP Kalıp Banyosu NOVA Thermodev CTP Developer V.K. (Vella /KODAK) - Termal CTP Kalıp Banyosu TURKUAZ CTP Termal Developer Termal CTP Kalıp Banyosu Bu üç tip termal CTP Banyo değişik emisyonlu kalıplar için üretilmiş ürünlerdir. Her bir kendi sınıfındaki kalıplar üzerinde etkili bir çözüm ortağıdır. Sorunsuz bir başlangıç için sadece kalıbınıza uyumlu banyoyu seçmeniz yeterli olacaktır.Uzun ömürlü ,yüksek kalitede tram keskinliği,tüm nokta değerlerinde hassasiyet elde etmeniz için bu üç ürün her türlü emisyon değerindeki kalıpları kullanabilmenizin önünü açacaktır. NOVA Thermodev CTP Replenisher – Termal CTP Banyo Tazeleme Termal CTP banyo tazeleyicisi uygun oranlarda dozlandığında banyonuzun ömrünü uzatarak toplam kalite ve veriminizin artmasına yardımcı olacak. Aynı zamanda ekonomi sağlayacaktır. Her bir banyo makinesi
26
ve kalıp değeri için gerekli miktarlarda doz lamanız önerilir. TURKUAZ CtcP Developer (1+9) – Konvansiyonel CTP Kalıp Banyosu Turkuaz CtcP Banyo ile konvansiyonel Termal CTP uygulamalarında çok başarılı sonuçlar almaktayız.Gerek banyonun hassasiyeti gerekse uzun ömrü ile tercih edilen bir üründür.Her türlü kalıp için karışım oranlarını değiştirerek benzer başarılı sonuçlara ulaşmanız mümkündür. TURKUAZ CtcP Developer Ready To Use – Kullanıma Hazır Konvansiyonel CTP Kalıp Banyosu; Genelde hızlı çalışma koşullarında uygulamada kolaylık ve standart değeri ile tercih edilen bir üründür.Uzun zaman dilimlerinde değişmeyecek kalıp tipi ve ortam şartlarında kullanıcılara çok kolaylık sağlar.Genelde bir sezon üç altı ay gibi zaman dilimlerinde aynı ürünü kullanacak ,çok sayıda ve hızlı üretim yapan firmalara tavsiye ettiğimiz üründür.Oldukça ekonomik ve pratik bir üründür. TURKUAZ CTP Thermal GUM- Termal CTP Kalıp zamkı Termal CTP kalıpların otomatik zamklama ünitelerinde kullanılmak üzere geliştirilmiştir. Termal kalıplardaki emisyon hassasiyetine zarar vermeden koruyan. Kalıbın baskı ömrünü ve çalışma sırasında ihtiyaç duyacağı başlangıç korumasını başarıyla yapabilen bir üründür. NOVA Thermo-gum – Fırın Zamkı ( Termal CTP ve CtcP Kalıplar için) Termal kalıpların baskı kabiliyetini, baskı ömrünü arttıran Fırınlama uygulamalarında kalıbın yüzeyini fırınlama sırasında korunmasına yardımcı olacak mutlaka kullanılması
ayın konusu
gereken bir üründür. Bu ürün diğer zamklardan farklı olarak kalıbın yüzeyini, baskılı alanları yüksek ısıdan korur baskıya geçişte hiçbir sorun yaşatmaz. Ekonomik kolay kullanımı olan faydalı yüz akı bir ürünümüzdür. NOVA ALCOFREE SF – Tabaka Baskı Alkolsüz Hazne Suyu Tabaka Baskı makinelerinde Alkolsüz (İPA) baskı uygulaması için üretilmiş bir hazne suyudur. Uzun bir zaman dilimine yayılmış sabırlı bir çalışma ve uygu çalışma şartlarında %100 başarılı bir üründür.Özellikle yeni kullanıma başlayan ve ALKOLSÜZ baskıya uygun merdanelere sahip makinelerde direkt % 0 ile (Alkolsüz)baskıya geçiş imkanı sağlar.Çok etkili ,uzun ömürlü,koruyucular ve Alkol yerine geçen ürün içeriğiyle baskı maliyetlerinizi çok aşağıya çekmenizi sağlayacağı gibi,daha canlı,daha parlak ve daha rahat kontrol edilebilir bir baskı sağlar. Kullanım oranları %34 tür. NOVA ALCO FREE HS- Ticari Web Alkolsüz Hazne Suyu Ticari web makinelerinde çok kısa bir zaman diliminde Alkol kullanımını saf dışı edebileceğiniz,kullanımı son derece kolay ve tüketimi düşük bir üründür.Sahip olduğu özelliklerle çok yüksek hızlı makinelerde dahi başarısını kanıtlamış bir üründür.Ticari Web makineleri, sürekli form baskı makineleri,ofset etiket baskı makineleri gibi değişik ofset baskı makinelerinde aynı çalışma başarısına sahiptir.Kullanım oranı % 3-4 tür. matbaa&teknik: Günümüzde matbaa malzemeleri söz konusu olduğunda en popüler ve en yüksek trende sahip fikir nedir? Suat Sonakın: Günümüzde her bir ihtisas alanı için farklı ürünler ön plana çıkmaktadır. Fakat uluslar arası ilişkiler, kalite standartlarındaki belirleyici değerler, İSO, FOGRA, FDA, FAO, ILO, BM vb kuruluşların ürünlerin insan, çevre, doğa üzerinde etkileri konusunda getirdikleri zorunlu uygulamalar bizleri sektör olarak farklı bir noktaya taşımaya devam ediyor. Öyle ki üretimden sonraki bertaraf etme uygulamaları da hissedilir ölçüde firmalara çeşitli yeni zorunluluklar getirmektedir. Yakın bir gelecekte herkes kullandığı ürünlerin tüm özelliklerini ve bertaraf yöntemlerini belgelemek zorunda olacaktır. Dolayısıyla sadece birkaç ürün değil sektörün kullandığı her şey kontrollü kullanıma girecektir. Sektörümüzde kullanılan ürünlerdeki bu ölçütler haliyle her firma için uygulamada daha seçici ve kaynağı, sorumlusu, adresi belli ürünler kullanmak konusunda zorlayıcı bir etkendir. Tüm ürünlerin malzeme güven-
28
matbaa&teknik
lik bilgi formlarında belirttikleri değerlerde olması gerekmektedir. Öne çıkan ürünler sektörün ne tarafa doğru aktığı ile de alakalıdır.Bugün Ambalaj sektörü,etiket sektörü,dijital baskı hızlı gelişme göstermektedir. Dijital baskının küçük matbaa uygulamaları için ne kadar avantajlı hale geldiğini konuşmak bile yersizdir. Adeta “one man show” durumu vardır. Teknolojik gelişmelerin ortaya çıkardığı avantajlar çalışma hızlarının artması, küçük orta ölçekli matbaaların maliyetleri nedeniyle, dijital baskı bu alanda hızla büyümektedir. Bir yandan çevreciler ürünlerin daha çok çevreci geri dönüşüm özellikli olması gerektiği yönünde baskı uygularken, bir yandan dünya sağlık kuruluşları insan etkileşimlerini en aza indirilmesi için uğraş veriyor. Bu etkiler altında üreticiler de tüm bu ihtiyaçlar ve tüm bu özellikleri taşıyan ürünler konusunda yoğun bir çaba sarf etmektedir. Bu koşullar altında çok sayıda ürünün yapısı hızla değişmektedir. Ancak genel olarak Dünyada Alkolsüz baskı ürünleri, UV ürünler, düşük emilimli ürünler, dijital ürünler, Flekso baskı teknolojileri daha çok konuşulur hale gelmiştir. matbaa&teknik: Kimyasalların ve matbaa malzemelerinin içerdiği kimyasal maddelerin baskı operatörleri üzerindeki etkisi, iş ve işçi sağlığı konusunda fikirleriniz çerçevesinde değerlendirir misiniz? Suat Sonakın: Ürünlerin insan sağlığı üzerindeki etkilerini aslında sadece ürün özellikleri ile ele alırsak konu eksik kalabilir. Ürünlerin kullanım, depolama, çalışma şartları, ortam şartları gibi tüm koşulları göz önüne almak gerekir diye düşünmekteyiz. Çünkü ürünleri de tüm standartların dışında kabul etmek de yanlış olur. Ancak hepimizin bildiği üzere özellikle kimyasal ürünlerin kullanım sırasında ürünün insan sağlığı üzerindeki etkileri çoğu zaman kullanım hataları kaynaklıdır.Bu şekildeki hatalar; temas biçimleri,ortam şartları,çalışma şartlarındaki eksikler nedeniyle ortaya çıkmakta ya da etkisi artmaktadır. Her çalışanın bilmesi gereken en önemli şey tümüyle uluslar arası standartlardaki belgeli kimyasal ürünlerle çalışırken dahi temas biçimiyle ilgili kurallara uymak gerekir. Yani artık şu” bize bir şey olmaz abi” tavrından vazgeçmek ve araştıran sorgulayan bilinçli tüketici olmak zorundayız. Ancak ticari rekabet nedeniyle istenilen özelliklerde olmayan, hatta zararlı kimyasal içeren ürünleri de kullanmaktan özellikle kaçınılmalıdır. Biz ürünlerin özelliklerini, kullanım kurallarını uygulamayı önemsediğimiz kadar çalışma ortamı koşullarının da bu tip etkileşimleri hızlandırdı-
ğı, hassasiyetleri arttırdığı inancındayız. Mutlaka çalışma ortamı çok iyi havalandırılmalı ortam şartlarındaki havada asılı duran, kâğıt tozları, gaz, mürekkep zerrecikleri vb. gibi bu tip etkilerden korunmalıdır. Aksi takdirde çok basit hamlelerle örneğin eldiven kullanmak, gözlük takmak gibi önlenecek bu etkiler daha fazla kayıplar oluşturmaktadır. Alerjik reaksiyonlar, uzun süren rahatsızlıklar, bitmeyen yorgunluklar. Biz, matbaa çalışanı arkadaşlarımızın bu konularda daha dikkatli olmalarını istiyoruz, yanlış çalışma şekilleri konusunda uyarıyoruz. Ancak son bir şey daha söyleyelim her insanın hassasiyetleri farklı olduğundan kimyasallarla temas konusunda daha dikkatli ve kesinlikle önlem almış olmalıyız. matbaa&teknik: Tedarik portföyünüzde bulunan diğer ürünler ile ilgili olarak ilaveler yapmak ister misiniz? Suat Sonakın: Firmamız kendi bünyesinde ürettiği ürünler yanı sıra çeşitli temsilciliklerle de sektöre hizmet vermektedir. Örneğin; BALDWIN Türkiye temsilciyiz Baldwin yıkama bezleri (Kuru-Islak),Tutkalları ile sektörün ihtiyaçlarına geniş bir stokla karşılamaya çalışıyoruz. Ayrıca JUMBO bezleri mini-rolle şeklinde özel ambalajda BALDWIN logolu olarak çok özel fiyatlarla sunuyoruz. ARETS UV mürekkep (WEB),UV lakları ile hizmet veriyoruz. Özellikle önümüzdeki dönemde ARETS UV laklarının serigrafi, düz baskı, flekso baskı için özel ürünlerin tanıtımını yapıyoruz ve yapacağız. Şimdilik gıda ile temas lakları, özel diğer laklar konusunda önceliğimiz var.Ayrıca firmaların bizimle UV uygulama talepleri için görüş alışverişinde bulunmaları da bilgilerimizi paylaşmak açısından bizi mutlu edecektir. NOVA Termal CTP ve CtcP kalıp banyoları konusunda yukarıda bahsettiğimiz çok iddialı ürünlerimiz var.Bu ürünlerin satışında günden güne artış sağlıyoruz.NOVA Termogum /Fırın zamkı CTP ve CtcP’ nin bir yardımcı ürünüdür.Kalıpların fırınlanmasında güvenle kullanabileceğiniz üründür. Biz müşterilerimizin çalışmalarımızdan, hizmetimizden mutlu olması için sektörümüzün ihtiyaç duyduğu her konuda taşın altında elimizi tutmaktan hiç kaçınmadık. Bundan sonra da aynı güven duygusu ile bize gösterilen ilgi ve samimiyetin hakkını vereceğimizden hiç kuşkumuz yok. TEKNOVA / JUST CHOOSE IT.. Bizim meşhur sloganımız. Bugün doğru seçimi yapmanın her zamankinden daha önemli olduğu günlerde olduğumuzu hatırlatmak isteriz.
ayın konusu
matbaa&teknik
Baskı Operatörlerinin Sağlığı Tehdit Ediliyor Matbaa Yüksek Mühendisi Coşkun Buğday: “Ucuz ve ne oldukları belirsiz kimyasal malzemeler, bilinçsiz ve maksat dışı kullanılan malzemeler baskı operatörlerinin sağlıklarını ciddi anlamda tehdit etmekte.”
Basım Endüstrisinin kalesinin büyük burçlarından biri olan Matset’in Teknik müdürü Matbaa Yüksek Mühendisi Coşkun Buğday, sorularımızı cevaplarken özellikle malzemelerin kalitesi üzerinde durdu. Buğday, kullanılan kimyasal sayısındaki artışa ve bunların kullanımındaki bilgisizliğe de dikkat çekiyor: matbaa&teknik: Malzeme pazarının dinamikleri ve bugünkü durumu hakkında yorumlarınızı rica edebilir miyim? Coşkun Buğday: Malzeme piyasasında ne yazık ki bir çok ufak tedarikçiler ortaya çıktı. Piyasayı da bulandıran bu tip malzemeciler. Uzakdoğu dan getirdikleri ucuz ve kalitesi ispatlanmamış malzemelerle piyasaya giren bu gibi kişiler, giderleri az olduğundan dolayı çok düşük kar marjları ile uzun vadeli malzeme satabiliyorlar. Kısacası cebinde 10 bin doları olan malzemeciliğe soyunuyor. Tahsilatlarda ise günümüzdeki piyasa koşulları gereği biraz zorlanıyoruz tabi. Genelde şirketimizin tahsilat politikası ve kuralları dahilinde hareket ediyoruz. matbaa&teknik: Şirketinizin sunduğu çözümlerden ve avantajlarından ve teknik detaylarından bahseder misiniz? Coşkun Buğday: Bilindiği üzere Matset olarak TOYO Ink, Schwegmann baskı kimyasalları temsilciliklerinin yanısıra, kendi markamız olan Alfa ile de piyasada tanınmaktayız. Alfa markamız altında Film ve film kimyasalları, CTP / CtCP ofset baskı kalıpları ile kalıp kimyasalları ile sektöre hizmet sunmaktayız. Ayrıca Matset menşeyli tüm malzemeler için Türkiye çapında teknik destek te sunulmaktadır. matbaa&teknik: Günümüzde matbaa malzemeleri söz konusu olduğunda en popüler ve en yüksek trende sahip fikir nedir? Coşkun Buğday: Günümüzde matbaa malzemeleri konusunda ne yazık ki kalite ve
30
işlevden ziyade fiyat daha önde gelmektedir. Çevre dostu yeşil malzemeler fikir olarak cazip ve mantıklı gelse de iş fiyatlandırmaya ve kullanıma gelince birden kesiliyor. Malzeme kullanımındaki bilinçsizlik te had safhada diyebilirim. Gerek satan kişi gerek te kullanıcı çoğu zaman malzemenin ne işe yaradığını ve nasıl kullanılacağını bilmiyor. Buna ürün etiketlerinin yabancı dillerde olması, Türkçe kullanım talimatlarının olmaması tabiiki en büyük etken. Matset olarak ithal ürünleri piyasaya sunduğumuzdan dolayı, malzemelerin hem teknolojik olarak en güncel olanlarını hem de Türkçe kullanım kılavuzlarını bir arada sunmaktayız. İstendiğinde yerinde uygulamalı malzeme kullanım eğitimleri de vermekteyiz. matbaa&teknik: Kimyasalların ve matbaa malzemelerinin içerdiği kimyasal maddelerin baskı operatörleri üzerindeki etkisi, iş ve işçi sağlığı konusunda fikirleriniz çerçevesinde değerlendirir misiniz? Coşkun Buğday: İşte en can alıcı sorunuz bu. Ülkemizde ne yazık ki kimyasal malzemeler hoyratça ve bilinçsizce kullanılmaktadır. Matset ve şahsım olarak bu konu ile çok yakından ilgilenmekteyim. Çeşitli dergilerde bu konu üzerine yazılarım yayınlandı. Ucuz ve ne oldukları belirsiz kimyasal malzemeler, bilinçsiz ve maksat dışı kullanılan malzemeler baskı operatörlerinin sağlıklarını ciddi anlamda tehdit etmekte. Bilindiği üzere, matbaada kullanılan kimyasal maddelerin sayısı bundan 15 sene öncesine göre iki kat kadar çoğaldı. Satıcıların ve kullanıcıların malzemeler hakkında eğitilmeleri kaçınılmaz olmuştur. Ne yazık ki piyasada hala eski fikirler ile Gaz, Mazot, Benzin, Tiner, Boya sökücü, asitler gibi bir matbaada bulunmaması gereken malzemeler çoklukla kullanılmaktadır.
ayın konusu
matbaa&teknik
MSM, Yeni Ürün ve Sürprizlerle Geliyor
MSM Mümessillik şirketinin kurucusu ve sahibi Murat Açıkgöz, matbaa malzemelerine ilişkin sorularımızı cevaplandırırken bu konudaki şirketinin yeniliklerini de dergimizle ilk kez paylaştı. Son birkaç aydır drupa ile birlikte şekillendirdiğimiz hatta sonlandırdığımız bir yol haritamız var artık, dilen Açıkgöz, kalıp, film, blanket ve kimyasal konusundaki yeni ürünlerini anlattı: matbaa&teknik: Malzeme pazarının dinamikleri ve bugünkü durumu hakkında yorumlarınızı rica edebilir miyim? Murat Açıkgöz: Bugünkü malzeme satıcıları biz de dahil olmak üzere, yapacak başka bir iş bulamadığından, ya da yıllardır bunu yapıyorum bunu biliyorum bu saatten sonra başka ne yapabilirim dediği için bu işi yapmaktadırlar. Kâr marjları aldığınız riske göre dibe vurmuş durumda. Vadeler inanılmaz anlamsız ve sanırım Dünya’da bizim gibi vadeli satışlar yapan bir tane daha bir ülke yok. Tüm bu negatif durumlara rağmen, pazardaki oyuncu sayısı her geçen gün artıyor ve de rekabet daha kötü boyutlara taşınıyor. İş böyle olunca mümessillik kavramı da tamamen değiş-
32
miş durumda. Herkes her şeye son derece rahat ulaşabiliyor. Bugün 10.000 metrekare siparişle bile direkt olarak İtalya’dan kalıp getirebiliyorsunuz. Size daha da ironik bir şey söyleyeyim. Ana tedarikçiler, birden fazla bayi, satıcı kullanmak bir tarafa dursun ürünlerini direkt olarak son kullanıcılara önermeye başladılar. Geçenlerde İspanya’dan bilinen bir kalıp firması bizi ziyaret etmek istediğini söyledi ve ayrıca bazı matbaalara gideceklerini de hiç çekinmeden fütursuzca iletiler. Biz tabii ziyaretlerini geri çevirdik. Artık pes dedirtecek bu satışa başka ne tepki verilebilir merak ediyorum. Aynı ürünü 4-5 firma ile rekabet haline gelmenin dışında bir de 5 centlik bir farkla matbaa da alabilecekse, hepimizin burada düşünmesi gereken çok şeyi var demektir. Finans konusu tabi burada en önemli sorun. Yıllardır bu sektördeyim, hala anlayamadığım belki de anlamak istemediğim bir şey var. Bir firmaya malzemeyi bilmem şu kadar ay çekle satmanın yanında, o çeki almak için verdiğiniz 1-2 aylık mücadelenin anlamı nedir? Yani zaten vadeli iş yapıyorsunuz. Bir de abartı vadelerde mal veriyorsunuz, bir de bunun açık hesap zahmetine
kavuşturulmasının anlamı nedir. Aldığınız çeki zaten bankaya verip deposit hesabıyla yeniden mal getirmek istiyorsunuz ama bu da çoğu zaman mümkün olamayabiliyor. matbaa&teknik: Şirketinizin sunduğu çözümlerden ve avantajlarından ve teknik detaylarından bahseder misiniz? Murat Açıkgöz: Yaklaşık 2 yıldan daha az bir zamandır malzeme işini bayağı azaltmıştık. Yukarıdaki sebeplerden dolayı tamamen şirketimizi makine gelirlerimizle yürüttük. Şimdi yeniden bu departmanın gelirlerine ihtiyaç içinde olduğumuz yeni bir döneme giriyoruz. Dolayısıyla son birkaç aydır drupa ile birlikte şekillendirdiğimiz hatta sonlandırdığımız bir yol haritamız var artık. Malzemede kalıp, film, blanket, kimyasallar üzerine yoğunlaştık. Bu ürünlerde de bilinen markaları direkt olarak getirmeye başladık. Özellikle Eylül ayından itibaren çok ciddi bir malzeme satışımız başlayacak. Hala bazı ürünlerimizin depomuza inmesini bekliyoruz. Kalıplar konusunda hem konvansiyonel CtcP cihazları için uygun çözümler getiriyoruz hem de yine ekonomik Thermal kalıplar sağlayacağız. Blanket konusunda Day Brasil’in
ayın konusu
markası olan Printec ile bir yol haritası belirledik. Blanket konusunda belki yavaş ama disiplinli bir plan yaptık. Özellikle blanket finishing ile ilgili ekipmanlarımızı profesyonel bir firmayla götürdüğümüzü belirtmek isterim. İki sene içinde bu departmandan çok büyük beklentim var. Umarım bu disiplin çerçevesinde hak ettiğimiz sonuçları alırız. Kimyasallarda herkesin bildiği bilinen markalar üzerinde durduk. Yeniden yeni yerler keşfetme hayalinde değiliz. İtalyan markaları ile bu yolda devam edeceğiz. Hali hazırda İmaf’dan büyük oranda ihtiyaçlarımızı gideriyoruz. Yine önümüzdeki 2 ay içinde açıklayacağımız bir proje var. Üzerinde çok ciddi olarak çalışıyoruz ve sonlandırmak üzereyiz. Son bir iki unsurda da çözüme ulaşır ulaşmaz bu proje ile ilgili tanıtımlarımıza başlayacağız. Bir ayağında makine diğer ayağında matbaa kalıbı olan bir projemiz bu. matbaa&teknik: Günümüzde matbaa malzemeleri söz konusu olduğunda en popüler ve en yüksek trende sahip fikir nedir? Murat Açıkgöz: Popülariteyi fiyat belirliyor. Farklı olmak her zaman önemlidir ancak matbaacılıkta farklı olabileceğiniz hangi fikir kaldı ki? Dolayısıyla bu sorunun muhatabı olabilecek bir elin parmaklarını geçmeyen bir matbaa sayısı vardır en fazla. Düşünün ki Türkiye’de 10.000 civarında matbaa bulunuyor. Hemen hemen hepsi nasıl para kazanabilirim telaşında. Popüler bir fikir aradıklarını da düşünmüyorum. Ama Türkiye’deki matbaacılık için size biraz da bu sorunun cevabı olabilecek bir öngörümü iletebilirim. Bundan 5-10 yıl sonra bence sadece organize matbaacılar ve onların tabiî ki basamadıkları işleri basabilen high end matbaalar kalacaklar. Orta seviye matbaalar bu iki grubun içine asimile olabilirse olacak ama çoğunluğu batacaklar. Bu kaçınılmaz sondur. Ofset sektörünün başka bir mecraya devinimidir bu da hayatın heryerine bir virüs gibi girmiş olan Dijitalleşme çağıdır. Sırf bu yüzden matbaaların birçoğu bu bağlamda planlarını yapmalıdır, diye düşünüyorum. Ambalaj da bu değişimin diğer bir koludur ve o bölgede büyük değişiklikler olacağını da düşünüyorum. matbaa&teknik: Kimyasalların ve matbaa malzemelerinin içerdiği kimyasal maddelerin baskı operatörleri üzerindeki etkisi, iş ve işçi sağlığı konusunda fikirleriniz çerçevesinde değerlendirir misiniz? Murat Açıkgöz: Yeşil teknolojilerin Türkiye’ye adapte edilmesinde sanırım uzun bir süreç var. Bu süre içinde zaten ayrıca bir devinim yaşanacak. Dolayısıyla yeni kuralların uygulayıcıları da bu döneme ayrıca yön verecektir. Bugün kullanılan malzemelerin tabiî ki işçi sağlığına uygun olduğunu düşünmüyorum. Tabi bir de ülkemizde en önemli problem: Kanunu yapmakta değil uygulamadaki sıkıntılar. matbaa&teknik: Tedarik portföyünüzde bulunan diğer ürünler ile ilgili olarak ilaveler yapmak ister misiniz? Murat Açıkgöz: Yukarıda zaten malzeme gurubundaki etkinliklerimizi belirttim. Şunu ek olarak belirtebilirim. Makine satışlarında genel anlamda düşüşler yaşanacağını bekliyorum. Dolayısıyla firmaların ayakta kalabilmesi için gerekli olarak ve de sürekliliği olan kalemlere ihtiyaç var ki bu da malzemeden geçiyor. Biz de bu anlamda önümüzdeki 2-3 yılı içeren planlarımızı yaptık ve disiplinli bir şekilde uygulamaya karar verdik. Hayırlı olsun.
ayın konusu
matbaa&teknik
Baskıda Kullanılan Tüm Ürünler Turgut Karcı: “Michael Huber Türkiye, Almanya merkezli ana firmanın (Michael Huber München) Türkiye Şubesi olarak faaliyet göstermektedir ve Türkiye ekibi olarak Hubergroup’un Almanya ve diğer ülkelerde sahip olduğu tüm üretim tesisi ve dolayısıyla ürünlerin Türkiye’de satış ve pazarlamasını gerçekleştirmekteyiz.”
M. Huber Türkiye’nin satış ekibinden Turgut Karcı, Hubergroup’un ürün çeşitliliğine ve Türkiye şubesi olarak tüm bu ürünleri Türkiye’ye taşıyor olmalarına dikkat çekiyor. Karcı’ya göre sektördeki en yeni trendler ise laklar ile üretilen çözümler: matbaa&teknik: Malzeme pazarının dinamikleri ve bugünkü durumu hakkında yorumlarınızı rica edebilir miyim? Turgut Karcı: Malzeme pazarına bugün itibari ile genel olarak göz attığımızda pazardaki ürünlerin %95’inde fiyat rekabetinin yoğun yaşandığını görmekteyiz. Bulunduğumuz çağda artık tüm ürünlerin birden çok üreticisinin olmasının yanı sıra, her firma ürünlerinin bulunabilirliğini her pazarda kolaylıkla sağlamakta ve müşterisine uygun ve hızlı bir şekilde ulaşmaktadır. Bunun farkındalığını yaşayan müşteriler de kendi aralarındaki rekabetten ötürü zincirleme olarak bu tür tedarikçi firmaları rekabete dahil etmektedir.
34
Aslında buraya kadar her şey normal seyrindedir; monopol olmayan bir piyasada yaşanan sıradan bir süreçtir ve bu sürecin değişmesi mümkün değildir. Ancak bundan sonra yaşanacak süreç, daha büyük önem kazanmaktadır. Firmaların kendi değişkenlerini iyi belirleyememesi hem kendisine hem de piyasaya darbe vurmaktadır. Bu değişkenler fiyat ve ürün kalitesi ile aslında toplam kaliteyi ifade etmektedir. Müşterilerimizde her zaman belirttiğimiz ve belirli zamanlarda kendini ispatlayan ‘Pahalı ürün bazen ucuzdur!’ deyişi aslında tam da bu noktaya temas etmektedir. Müşterinin o üründen elde etmeyi hedeflediği toplam verim(kalite), karar verdiği üründeki toplam kaliteye eşit veya daha fazla ise bu durum müşterinin o üründe doğru kararı verdiğine işarettir. Özellikle bulunduğumuz pazarlar gibi B2B işletmelerde kullanıcıların ürünlere hakimiyeti çok daha önem göstermektedir. Görünmeyen maliyetlerin görünür hale getirilmesi ya da ortadan kaldırılması ancak kullanabileceği ürünler konusunda hakimiyeti çok yüksek kullanıcılar tarafından gerçekleştirilebilmektedir. Bahsettiğimiz piyasa özelliğinin Türkiye’deki malzeme pazarındaki fonksiyonuna baktığımızda ise tedarikçilerin sunduğu ürünlerin sırf fiyat rekabetine endeksli olduğunu ve bu rekabete direncini sağlayabilmek adına tedarikçilerin ve üreticilerin sürekli olarak ürün kalitelerinde değişiklik yaparak kaliteyi azaltmaya ve dolayısıyla fiyatı düşürmeye yöneldiklerini görmekteyiz. Ancak işletmenin varlığını uzun yıllar koruyabilmesi için aslında süreklilik çok önemlidir ve bu sürekliliğin sağlanması için kalitede belirli standartların oluşmasının gereği vardır. Bu standardizasyon esnasında malzeme kalitesindeki standartlar da bir o kadar etkilidir ve bu etki sonuç olarak işletmenin hizmetindeki standardı etkilemektedir.
matbaa&teknik: Şirketinizin sunduğu çözümlerden ve avantajlarından ve teknik detaylarından bahseder misiniz? Turgut Karcı: Michael Huber Türkiye, Almanya merkezli ana firmanın (Michael Huber München) Türkiye Şubesi olarak faaliyet göstermektedir ve Türkiye ekibi olarak Hubergroup’un Almanya ve diğer ülkelerde sahip olduğu tüm üretim tesisi ve dolayısıyla ürünlerin Türkiye’de satış ve pazarlamasını gerçekleştirmekteyiz. Bu ürünler arasında mürekkepleri, teneke ofset baskı tabaka ve bobin makine mürekkepleri, fleksibl ambalaj ofset mürekkepleri, transfer baskı mürekkepleri ile özel renk üretim laboratuarımızda üretilen özel renk mürekkepler, vernik, lak, hazne suyu ve çeşitli yardımcı kimyasallar ile baskıda kullanılabilen hemen hemen tüm ürünler bulunmaktadır. Açıkçası bu ürünlerin hepsi ön plandaki ürünler olup firmamız esas olarak daha önce bahsettiğimiz kalitedeki sürekliliği hedeflemektedir. Dolayısıyla aralarından herhangi birini seçmek çok zordur ve hemen hemen pek azının pazardaki rekabette ürün kalite-fiyat endeksinde geride kaldığını söylemek yanlış olmayacaktır. matbaa&teknik: Günümüzde matbaa malzemeleri söz konusu olduğunda en popüler ve en yüksek trende sahip fikir nedir? Turgut Karcı: Bu özellikte bir kaç fikir ön plana çıkmaktadır. Bunlardan ilki UV ile basılan gazetelerdir. Bu teknoloji yeni değildir ancak daha önce ticari baskılarda nispeten düşük hızlarda yapılan bu iş şimdilerde ilk defa Türkiye’de ulusal gazetelerde başlamıştır. Bir diğeri ise ülkemizde kullanımı günden güne yaygınlaşan tamamen gıda uyumlu mürekkepler ve laklardır. Kokulu vernikler ve mürekkepler de işletmelerin pazarlama fonk-
ayın konusu
siyonlarında farklı bir öneme sahiptir. Son olarak yeni geliştirilen farklı UV sistemlerine uyumlu UV mürekkepler bu heyecan verici fikirlere ve uygulamalara örnektir. Bu ürünlerin sağladığı motivasyonu incelediğimizde ürünlerde çeşitliliğe gidebilmek, sanayi toplumlarında artık çevreye verilen önemin artması ve hatta alarm durumuna geçilmesi ve üretimde kolaylık sağlanarak üretim stabilizasyonunun korunması hedefleri bulunmaktadır. matbaa&teknik: Kimyasalların ve matbaa malzemelerinin içerdiği kimyasal maddelerin baskı operatörleri üzerindeki etkisi, iş ve işçi sağlığı konusunda fikirleriniz çerçevesinde değerlendirir misiniz? Turgut Karcı: Matbaa malzemelerinde kullanılan kimyasal maddelerin seçilmesinde iş ve işçi sağlığı en önemli etkenlerden biridir. Matbaa malzemelerinin kimyasal içerikleri üretildikleri bölgelere göre farklılık göstermektedir; Avrupa’da üretilen ürünlerde kullanılması yasak olan kimyasal malzemeler Asya’da üretilen ürünlerde kullanılabilmektedir. Matbaa mürekkebi üreticisi olarak mürekkep üretiminde kullandığımız kimya-
matbaa&teknik
salların seçiminde çok dikkatli davranıyoruz. Malesef matbaalar ve baskı operatörleri mürekkep seçimi ve kullanımında aynı özen ve dikkati göstermemektedir. Baskı operatörleri yılların verdiği kullanım alışkanlıkları ile kullanım uyarılarını dikkate almamaktadır. Mürekkep seçiminde mürekkebin işçi sağlığına etkisi ise maalesef değerlendirilmemektedir. Dolayısı ile mürekkebin içinde bulunan kimyasalların işçi sağlığına etkisini bu şartlarda ölçmek mümkün değildir. Ancak bu noktada sadece anlatabileceğimiz durum yukarıda da bahsettiğimiz gibi üretim kısıtı olmayan ucuz hammaddeye bağlı sıkıntılı kimyasal kullanımlarıdır. Bu da elbette çoğu zaman ürünlerin maliyet ve fiyatlarına etki etmesi amacıyla tercih edilmekte ve bu yolla rekabette avantaj sağlanması hedeflenmektedir. Böyle bir ortamda dolayısıyla ürünlerin kullanımı ile ilgili bulunduğumuz coğrafyada da dünya standartlarının getirilmesi gerekmektedir. matbaa&teknik: Tedarik portföyünüzde bulunan diğer ürünler ile ilgili olarak ilaveler yapmak ister misiniz? Turgut Karcı: NewV pack MGA markası
ile ürettiğimiz düşük migrasyon UV mürekkep serisi piyasada yer alan diğer düşük migrasyon mürekkeplerden tamamen farklıdır. UV enerjide yaşanabilecek düşüş ve tamamlanmamış kürlenme / polimerizasyondan kaynaklanabilecek migrasyonu NewV pack MGA tamamen ortadan kaldırmaktadır. Bu özellik eksik kürlenmenin yol açabileceği migrasyon endişelerini ortadan kaldırdığı için baskı firmaları esas işi olan baskı kalitesine odaklanabilir. Hubergroup kendi geliştirdiği ve sentezlediği UV bağlayıcı ve pigmentler sayesinde detaylı bilgi ve tecrübeye sahip olmuştur. Kürlenme olmadan ulaşılan düşük migrasyon seviyesi ancak özel seçilen çok reaktif bağlayıcılar kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Düşük molekül ağırlığına sahip içerikler formülasyonlardan çıkartılmıştır. Mürekkep ve lak üretimi hubergroup GMP standartlarına uygun olarak ayrı üretim tesislerinde gerçekleştirilmektedir. Bu yöntem standart mürekkeplerden oluşabilecek kontaminasyonu engellemektedir. NewV pack MGA ile Avrupa yasal yönetmeliklerine uygun UV ofset baskı üretimi mümkündür.
ayın konusu
matbaa&teknik
Flint Group’tan Yeni Sistem Libra Mürekkep ve Hazne Suyu Teknoloji Europe - Flint Group Print Media announces the launch of
Libra ink&fount technology IPA’sız baskı ile yenilikçi ürünler, mükemmel sinerji, kağıt ve karton atıklarının en aza indirilmesi.
Innovative products, perfect synergy, minimising paper and board waste with effortless IPA free printing. Balance, Harmony, Stability – the three principles behind LIBRA Technology, Flint Group’s new system for optimised printing. LIBRA Technology signifies Flint Group’s unique capabilities as an innovative global manufacturer of both inks and fount solutions, and heralds a new age of technology leadership for the Sheetfed Print Division. Nick Brannan, VP Product Management Sheetfed Inks and Pressroom Chemistry explains the background “For the last 12 months, our Product Development and Technical Service Teams have been striving to solve some of the industry’s most enduring challenges, including paper wastage and IPA free printing! Now, after months of rigorous testing at printers across Europe we are pleased to announce the launch of LIBRA Technology”
‘Denge, Uyum, Sağlamlık’ optimize edilmiş baskı için Flint Group’un yeni sistemi olan Libra Teknolojisi’nin arkasındaki üç prensip olarak sıralanıyor. Libra Teknolojisi, hem mürekkep hem de hazne suyu çözümleri alanında yenilikçi küresel bir üretici olarak Flint Group’un benzersiz kapasitesini ortaya koyuyor ve tabaka beslemeli baskı için teknoloji liderliğinin yeni çağı ile ilgili haber veriyor. Tabaka beslemeli mürekkepler ve kimyasalları Ürün Yönetimi Başkan Yardımcısı Nick Brannan, son 12 aydır Ürün Geliştirme ve Teknik Hizmet Ekiplerinin sektör sorunlarının bazılarını çözmeye çalıştığını, söylüyor: “Bu sorunlara kağıt atıkları ve IPA’sız baskılar dahil. Avrupa’daki matbaacılarda aylar süren
36
titiz testlerden sonra, Libra Teknolojisinin piyasaya çıktığını duyurmaktan mutluluk duyuyoruz.”
Atıklarda Azalma “Kaynakların azaldığı dünyada, atıkların azaltılması ihtiyacı hepimizi hızlı davranmaya yönlendiriyor. Matbaacıların mürekkep / su dengesini piyasadaki diğer ürünlere oranla daha hızlı kurmasına imkan sağlayan Libra Teknolojisi doğru yönde atılmış büyük bir adım. Böylece, atıklarda önemli azalma kaydediliyor, aynı zamanda daha az ara blanket yıkanması gerekiyor, bu da atık maddelerde azalmaya neden oluyor ve bekleme süresini kısaltıyor.” Ekonomik nedenlerin yanı sıra, çevre,
Reduce Wastage ”In this world of diminishing resources” Brannan continues, “the need to reduce wastage now presses upon all of us to act quickly. LIBRA Technology is a huge step in the right direction, as it enables printers to achieve ink/water balance faster than most other products in the market place, thus considerably reducing start-up waste. It also requires less intermediate blanket wash ups, leading to further reductions in waste material and less down time.” It has long been recognised that the use of IPA in the printing process is undesirable, for environmental, health and safety as well as economic reasons. However its advantages in increasing the viscosity of the fount
ayın konusu
matbaa&teknik
solution, optimising ink/water balance and creating a wide and stable printing window far outweighed the pressure to stop using it. However as the world has changed in recent years, with more emphasis on environmental protection, and cost savings programmes, there has been a growing need to reduce or eliminate IPA from the printing process. Many attempts to provide stable solutions to this challenge have ultimately failed – but now there is a high quality, very stable option - Libra! “These advantages alone do not paint the full picture” Explains Juergen Riedlinger, Director of Product Management Sheetfed Inks. “LIBRA Technology brings performance benefits, such as reduced misting on high speed wide-format presses, and reduced picture framing, which is a long standing problem in the industry” Nick Brannan concludes “Flint Group’s capability to cross develop product lines has been identified as a clear advantage for our customers, and ink, press room chemicals and transfer media technical teams are now working diligently together, optimising this opportunity to enhance on press product performance for our customers”
sağlık ve güvenlik nedeniyle uzun süredir, baskı sürecinde IPA’nın kullanılması istenmiyor. Bununla birlikte, hazne suyu çözümü ile kıvamının artması bir avantaj. Böylece mürekkep / su dengesi optimize ediliyor ve geniş ve sağlam bir baskı penceresi oluşturuluyor. Bununla birlikte, son yıllarda, dünyanın değişmesi ile birlikte çevrenin korunmasına ve maliyet tasarruf programlarına daha fazla önem veriliyor. Baskı sürecinden IPA’nın kaldırılması veya azaltılması ihtiyacı giderek artıyor. Kalıcı çözümler sunmak için yapılan pek çok girişim başarısız oldu – ama şimdi kaliteli ve sağlam bir seçenek var. Tabaka Mürekkepler Ürün Yönetim Müdürü Juergen Riedlinger bu avantajların tek başına yeterli olmadığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Libra Teknolojisi yüksek hızlı geniş format baskı makinelerinde daha az buğulanma ve sektörde uzun süredir sorun olan azaltılmış resim çerçeveleme gibi performans faydaları sağlıyor.” Flint Group’un ürün hatlarını geliştirme kapasitesinin müşteriler açısından belirgin bir avantaj olduğunu belirten Nick Brannan sözlerine şöyle devam etti: “Mürekkep, baskı odası kimyasalları ve transfer ortamı teknik ekipleri bir arada çalışarak müşterilerimiz için ürün performansını geliştirmeye çalışıyor.”
38
LIBRA Teknolojisi 3 Düzeyde Sonuç Sunuyor Çevresel düzeyde: • IPA yok • Daha az atık kağıt / karton • Daha az VOC • Azaltılmış karbon ayak izi • Daha az ambalajlama • Atıkların bertaraf edilmesinde azalma • Daha sağlıklı çalışma koşulları Teknolojik düzeyde: • Optimum baskı performansı • Resim çerçevelemede önemli azalma • Buğulanmanın en aza indirilmesi • Gelişmiş ayar hızı • Azaltılmış blanket yıkaması • Optimum mürekkep / su dengesi, sıfır IPA ile bile • OEM onaylı hazne suyu formülü • Dayanıklı IPA’sız baskı Maliyet tasarrufu düzeyinde: • Kağıt / karton tasarrufu • IPA – Litre başına maliyet • Sigorta primleri • Çevre vergileri • Depolama
LIBRA Technology delivers results on 3 levels Environmental · No IPA · Less waste paper/board · Lowers VOCs · Reduces Carbon footprint · Less packaging · Reduction of waste disposal · Healthier working conditions Technological · Optimum press performance · Dramatically reduces picture framing · Minimises misting · Improved setting speed · Reduced blanket washes · Optimum ink/water balance, even with zero IPA · OEM approved formulation of the fount · Stable IPA-free printing Cost savings · Paper/board savings · IPA - Costs per litre · Insurance premiums · Environmental tarrifs · Warehousing
ayın konusu
matbaa&teknik
HP’nin, EcoPrint Europe Katılımı HP sets sights on EcoPrint to demonstrate why going green is good for print businesses HP, 26-27 Eylül’de Berlin’de yapılacak olan ve şirketin baş ortağı olduğu yaklaşan EcoPrint Europe 2012 etkinliği için faaliyetlerinin ayrıntılarını duyurdu.
EcoPrint’de, HP’nin sürdürülebilirlik ve özellikle de çevresel etkiyi azaltmak için tasarlanmış teknolojileri kullanan baskı hizmet sağlayıcılar (PSP’ler) için sağlanabilecek ticari faydalara odaklandığı görülecek. Bu durum, eğitim amaçlı tanıtımlar ve tartışmaların yanı sıra kokusuz(Bazı maddelerin kendinden kokusu olabilir.) baskılar üreten su bazlı HP Latex Mürekkepler bulunan HP Designjet L26500 Yazıcısındaki canlı baskı uygulamaları aracılığı ile gösterilecek. HP, etkinliğin Ecoshowcase faaliyeti olarak iki bilgilendirici tanıtım yapacak: • Perakende Mağaza Dekorasyonu için Daha Sürdürülebilir Çözümler
40
26 Eylül Saat 13:00 Roman Barba, HP Latex Uygulamaları Uzmanı Dijital levha ve pano baskı teknolojileri (HP Latex gibi) ve yeni baskı altı malzemeler perakende mağazaların dekorasyonu için daha sürdürülebilir çözümler sağlıyor. Bu oturumda, çevresel etki azaltılırken müşteri etkisini artıracak şekilde en son çözümlerden sadece bazıları değerlendirilecek. • Etiket ve Ambalajların Dijital Baskılarının Çevresel Faydaları 27 Eylül Saat 13:00 Christian Menegon, HP Indigo İş Geliştirme Müdürü
HP announced initial details of its activities for the forthcoming EcoPrint Europe 2012 event, 26th27th September, in Berlin, at which the company is the headline partner. EcoPrint will see HP reiterate its focus on sustainability and, in particular, the commercial benefits achievable for print service providers (PSPs) that deploy technology designed to reduce the impact on the environment. This will be demonstrated via live printing applications on the HP Designjet L26500 Printer, which features water-based HP Latex Inks that produce odourless(Some substrates may have inherent odour.) prints; as well as through educational presentations and discussions. HP will hold two informative presentations as part of the event's Ecoshowcase activity: More sustainable choices for retail store decoration 26th September, 13.00hrs Roman Barba, HP Latex applications specialist Digital sign & display printing technologies - such as HP Latex - and new substrates are providing opportunities to make more sustainable choices for decorating retail stores and creating retail signage. This session will review just some of the latest solutions in a way that increases customer impact, whilst reducing environmental impact. The environmental benefits of digital printing of labels & packaging 27th September, 13.00hrs Christian Menegon, business development manager, HP Indigo Innovation in digital printing is for the first time allowing brand owners to reduce inventory, waste and the carbon footprint in their label and packaging supply chains.
ayın konusu
matbaa&teknik
Dijital baskıda yenilik ilk defa marka sahiplerinin etiket ve ambalaj tedarik zincirlerinde envanterleri, atıkları ve karbon ayak izini azaltmasına imkan sağlıyor. Bu oturumda marka sahiplerinin hızlı tasarım değişiklikleri yaparken aynı zamanda bunu nasıl başarabildiği ile ilgili gerçek örnekler gösterilecek. • ABD Piyasasına Bakış – Çevresel Değişim İçin Bir Barometre HP’nin Grafik Çözümler İşletmesi Çevresel Liderlik Programı Müdürü Stephen Goddard, eğitsel tanıtımların yanı sıra ABD’deki son sürdürülebilirlik gelişmelerine yönelik bir panel tartışmasına ev sahipliği yapacak. Bu, Avrupa’daki yöntemlerin ve uygulamaların nasıl etkilenebileceğinin erken bir göstergesi. Bu tartışma çevresel sorunlar açısından piyasanın nasıl yönleneceğini gösterecek. Bu oturumun bir parçası da, büyük ABD baskı birlikleri, HP ve diğerleri tarafından desteklenen, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Sürdürülebilir Yeşil Baskı Ortaklığına (SGP)(Grafik iletişim sektöründeki Sürdürülebilir Yeşil Baskı Ortaklığı, sürdürülebilir baskı taahhüdü olan kuruluşlara sertifika sunar. Daha fazla bilgi için www.sgppartnership.org adresini ziyaret ediniz.) ayrılacak. SGP iyi bilenen markaların desteğini almaya başlıyor. Goddard’a göre, Kuzey Amerika’daki GSP gibi baskı işletmelerine verilen sertifikalar PSP’lerin sadece sürdürülebilirliği geliştirmek için bir yaklaşım benimsemesini sağlamakla kalmaz, müşterilerine sürdürülebilirlik referansları sunmaya yardımcı olabilecek “onur nişanları” sunuyor. Çoğu PSP’nin müşterilerinden sürdürülebilir baskı çözümleri talebi aldıklarını belirten Goddard sözlerine şöyle devam etti: “Bu talepte bulunan müşterilerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu da daha sürdürülebilir üretim yöntemlerinin uygulanmasını teşvik ediyor.” “Bu tür gerekli adımları atan ileri görüşlü PSP’ler çevre düşünülerek baskı yapılmasının işletmeler için iyi olabileceğini düşünüyor. Böylece paradan tasarruf edilir.” “Baskı işletmelerinin sahipleri baskı sektörü için daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek istiyor. EcoPrint yeni fikirlerin sunulması, en iyi uygulamalara bakmak ver PSP’lerin çevresel seçenekleri konusunda karar vermesi için ideal bir forum sunuyor.”
42
This session will look at real examples of how brand owners have already been able to achieve this, whilst enhancing their ability to make rapid design changes.
Looking at the US market - a barometer for environmental change In addition to its educational presentations, Stephen Goddard, environmental leadership programme manager for HP's Graphics Solutions Business, will host a panel discussion looking at recent sustainability developments in the USA. Often an early indicator to what can influence methods and practices in Europe, this discussion will consider where the market is headed in terms of environmental issues. Part of this session will look at the work of the Sustainable Green Printing Partnership(The Sustainable Green Printing Partnership provides certification within the graphic communication industry to organisations committed to sustainable printing. For more information visit www.sgppartnership.org.), a not for profit organisation, backed by major US printing associations, HP and others. SGP is starting to win the support of well-known brands, some of which are already requesting that PSPs that undertake work for them have attained the certification. According to Goddard, leading certifications around the world that are applicable to printing businesses - like the one from SGP in North America - can not only drive PSPs to take a structured approach to sustainability improvement in their print shop, but can also provide them with a 'badge of honour' that they can use to help demonstrate their sustainability credentials to their customers. "As suppliers, most PSPs would readily acknowledge that more and more customers - especially international brand owners - are asking them for more sustainable print solutions and, increasingly, driving them to implement more sustainable production methods," he explained. "Those forward-thinking PSPs that have taken such necessary steps would also likely concur that printing with the environment in mind can be good for business; saving them - and even making them - money. "Print business owners remain at the sharp end of the challenge to build a more sustainable future for the printing industry and consequently, they need to be at the heart of the discussion. EcoPrint provides us the ideal forum to present new ideas, look at best practice and help PSPs to make informed decisions regarding their own environmental choices," he concluded.
ayın konusu
matbaa&teknik
NatureFlex™ Web Sitesi Faaliyete Geçiyor NatureFlex™ Website Launches NatureFlex™’in zaman geçtikçe nasıl parçalandığını gösteren hızlandırılmış (sadece 1 dakikadan biraz uzun bir süre içine 12 hafta sığdırılarak) bir video klip de yer alıyor. Böylece malzemenin çürüyebilen bir malzeme olduğuna kimsenin şüphesi kalmıyor!
Haziran 2012’de uluslararası bir özel baskı altı malzeme üreticisi olan Innovia Films, biyolojik olarak bozulabilen, selüloz bazlı NatureFlex™ ürününe odaklı yeni bir web sitesini www.NatureFlex.com adresinde faaliyete geçiriyor. Sitede Tüketiciler, Tasarımcılar ve Converter’lar için bölümler bulunuyor. Bunlarla hızlı bilgi taraması yapılıyor. Ana sayfada NatureFlex™için hedeflenen önemli uygulama alanlarına (kahve, kuru gıda, ev ve kişisel bakım gibi) yer veriliyor. Eğer buradaki resimlere tıklarsanız, açılan bir metin kutusunda o piyasa için NatureFlex™’in sunduğu faydaları göreceksiniz. Ayrıca, NatureFlex™’in zaman geçtikçe nasıl parçalandığını gösteren hızlandırılmış (sadece 1 dakikadan biraz uzun bir süre içine 12 hafta sığdırılarak) bir video klip de yer alıyor. Böylece malzemenin çürüyebilen bir malzeme olduğuna kimsenin şüphesi kalmıyor! Ayrıca, özel ürünler için selüloz filmler kullanılarak başarı veya avantajı teşvik etmek için bazı yeni örnek çalışmalar geliştirildi. Innova Film Küresel Satış ve Pazarlama Müdürü Alexander van ’t Riet, yenilenebilir ve çürüyebilir bu ürünün ana mesajını vermek için NatureFlex™’in özel web sitesini
44
faaliyete geçirmenin tam zamanı olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “İnsanların ihtiyaçları olan bilgiyi yerleştirmesini kolaylaştırmak istedik. Sonuçtan oldukça memnunum ve hem mevcut hem de potansiyel müşterilerin de memnun olacağından eminim.” Dünya genelindeki converter’lara, marka sahiplerine ve nihai kullanıcılara Innovia’nın şeffaf, metalleştirilmiş ve renkli filmleri satılıyor. Bunlar günlük tüketici mallarının (pasta, parfüm, peynir, çay, şampuan, alkolsüz içecekler, tütün ve bisküvi dahil) dünyanın en çok bilinen pek çok markası için ambalaj, etiket veya overwrap çözümlerinin dahili bir parçası haline geliyor NatureFlex™ filmleri Amerikan ASTM D6400, Avrupa EN13432 ve Avustralya As4736 standartlarına uygunluk açısından belgelendiriliyor. İyi Ormancılık prensipleri (FSC veya eşdeğer) bulunan tedarikçilerin dikim alanlarından kağıt hamuru elde ediliyor. NatureFlex™ filmlerinin yenilenebilir biyolojik tabanlı içeriğinin oranı ASTM D6866’ya göre ağılığın %95’i dir. NatureFlex™ atık gömme alanlarından organik atıkların uzaklaştırılmasına yardımcı olan anaerobik sindirim gibi teknikler için uygun.
June 2012 Innovia Films, the leading international producer of speciality substrates, has launched a new website focusing specifically on its compostable, cellulose-based product, NatureFlex™ at www.NatureFlex.com There are sections for Consumers, Designers and Converters. These have been created to provide a fast track to focused information and headlines. The home page has a carousel reflecting the key application areas we are targeting for NatureFlex™ (such as coffee, dried foods, home and personal care). If you click on the images in this section, a pop-up text box will outline the benefits of NatureFlex™ for that market. There is also a time-lapse video clip showing how NatureFlex™ breaks down over time in a see through compost bin (12 weeks has been condensed into just over 1 minute). This is essential viewing for anyone who doubts the material’s compostability credentials! In addition, some new case studies have been developed to promote successes or the prime advantage of using cellulose films for particular products. Alexander van ’t Riet, Innovia Films’ Global Sales & Marketing Director, commented: “We decided it was time to launch a NatureFlex™ specific website to strengthen the core messages of this renewable and compostable product. We also wanted to make it easier for people to locate the information they needed . I am particularly pleased with the result and I am certain both our existing and potential customers will also.” Innovia’s transparent, metallised and coloured films are sold to converters, brandowners and end-users across the globe. They become an integral part of the packaging, labelling or overwrap solution for many of the world’s best known brands across a wide variety of everyday consumer goods including confectionery, perfume, cheese, tea, shampoo, tobacco, soft drinks and biscuits. NatureFlex™ films are certified to meet the American ASTM D6400, European EN13432 and Australian AS4736 standards for compostable packaging. The wood-pulp is sourced from managed plantations from referenced suppliers operating Good Forestry principals (FSC or equivalent). The renewable biobased content of NatureFlex™ films is typically 95% by weight of material according to ASTM D6866. NatureFlex™ has been confirmed as suitable for emerging 'waste to energy' techniques such as anaerobic digestion, aiding the diversion of organic wastes from landfill.
ayın konusu
matbaa&teknik
Matbaa Mürekkepleri Hakkında Genel Bilgiler – 2’nci Bölüm UV Mürekkep ve Lakların içeriği ve Kuruma Sistemleri UV mürekkepler pigmentler, taşıyıcılar ve yardımcı maddelerden oluşur: • Oligomerler • Monomerler • Photoinitiatorler • Pigment • Katkı Maddeleri Birkaç istisna dışında UV mürekkeplerde kullanılan pigmentler konvansiyonel mürekkeplerde kullanılan pigmentlerle aynıdır. Krome, siyah, çinko beyazı ve metal pigmentli UV mürekkeplere ilaveten florasan ve manyetik olanları da mevcuttur. Oligomerler: Oligomerler sıvıdır. Moleküler ağırlığı yüksek olduğu için viskoziteyi yükseltirler. Oligomerler pigmentlerin kaplanmasını ve su dengesini sağlar. Üstelik mürekkep filminin tutuculuğu, esnekliği ve çizilme direncini de ayarlarlar. Monomerler: Monomerler oligomerlerden daha sıvıdır ve moleküler ağırlığı düşüktür. Monomerler mürekkebin akıcılığını ve yüzey gerilimi ayarlar. Photoinitiator: UV ışık ile buluştuklarında kürlenme olayını başlatan tetikleyicilerdir. Yüzey, yüzey-altı ve toplam kürlenmeye etkisi vardır. Ayrıca UV mürekkep ve UV laklardaki koku ve sararma etkisi Photoinitiator’ lardan kaynaklanmaktadır.
UV Mürekkeplerin Kuruma Sistemleri Likit, tepkisel yapıdaki taşıyıcı bileşenlerin çapraz bağlanması UV radyasyon enerjisinin uygulanmasının tetiklediği zincirsel reaksiyon şeklinde gerçekleşen kimyasal bir süreçtir.
Münir Demirel Ink Academy Türkiye Eğitim Koordinatörü
46
ayın konusu
Elektromanyetik ışınların enerji potansiyeli dalga boylarıyla ters orantılıdır. Dalga boyu ne kadar kısaysa ışının enerji potansiyeli o kadar yüksektir. Kısa-dalga UV lambası uzun-dalga UV lambasından daha fazla enerjiye sahiptir. UV mürekkep ve laklar baskıdan sonra bir hacim kaybına uğramadıkları için uygulandıkları film kalınlığında sabit kalırlar. Böylece hem görsel etki hem de koruyuculuk artmış olur. UV mürekkep ve laklar UV ışığa maruz kaldığı anda içerisindeki Photoinitiator‘lar domino taşlarının yıkılmasına benzer bir kürlenme olayını başlatırlar. Böylece son monoküller birbirine çapraz bağlarla bağlanıncaya dek süren bir işlem başlar. Yani UV mürekkep ve laklar zaman geçtikçe daha da iyi kururlar.
Yaldız Baskı Mürekkepleri En iyi metalik efekt, muntazam ve pürüzsüz bir yüzeye sahip olan kuşe kağıtlarda elde edilebilir. Oldukça yüksek pigment içeriğine ve örtücülüğe sahip olan bu mürekkeplerde aşırı mürekkepleme yapılması ile metalik görünüm efektini arttırmak gereksiz bir işlemdir ve tavsiye edilmez. Aşırı mürekkepleme yapmak bir kural olarak, zayıf istifleme karakteristiklerine, uzun kuruma sürelerine ve yetersiz sürtünme direncine neden olur. Kullanışlı olan diğer bir kural da özellikle metalik mürekkeplerin yoğun olarak kullanılması gereken işlerde yaldız mürekkebin son üniteden basılmamasıdır. Bu baskıların ilave bir blanketle pürüzsüzleştirilmesi metalik görünüm efektini daha da arttıracaktır. Metalik pigmentler korozyona oldukça duyarlıdır. Baskıyı yapan kişinin mutlaka göz önüne alması gereken bir başka durum da en iyi metalik görünümün pH’ın 5.5 değerinde elde edilebileceğidir. Bunun için uygun bir hazne suyu katkısı kullanılması tavsiye edilir. Zayıf mürekkep yerleşimini ve kuruma problemlerini önlemek için hazne suyu çözeltisi uygulaması mümkün olduğunca düşük seviyede tutulmalıdır. Baskı karakteristikleri yönünden alüminyum bazlı altın yaldız mürekkeplerini pirinç ihtiva eden mürekkeplere göre sınıflandırmak daha kolaydır çünkü nispeten daha kaba yapıya sahip olan metalik pigmentlerin oranı daha düşük seviyede tutulabilir. Sürtünme direncini arttırmak gibi yapılacak olan her işlem, metalik görünümü negatif yönde etkileyecektir. Burada en iyi çözüm yüzeyi bir dispersiyon lak ile işlemektir. Baskı işiyle uğraşanlar günümüzde daha
matbaa&teknik
da artan şekilde önceden karıştırılmış olan yaldız mürekkeplerinin kullanımını seçmektedirler. Bunların basılabilirlik karakterleri karıştırılan mürekkeplere göre daha iyi olmakla beraber metalik efektlerinde çok hafif bir azalma söz konusudur. Bununla birlikte uzun depolama sürelerinde metalik partiküllerin oksidasyonu nedeniyle mürekkeplerin metalik parlaklığında azalma oluşur. Depolama süresi bu nedenle 6 ayı geçmemelidir. Tek bileşenli mürekkepler yüzeyde tutunma problemleri oluşacağından film veya film benzeri malzemeler üzerine basılmamalıdır (bu türden yüzeylere baskı yapılacaksa önceden test yapılmalıdır). Alüminyum bazlı altın yaldız mürekkepleri ile elde edilebilecek olan renkler, pirinç bazlı mürekkepler ile elde edilebilecek olanlarla karşılaştırılamaz çünkü iyi bir metalik efekt vermesi için yüzeyde konumlanması gereken alüminyum partiküllerinin ( gümüşbeyaz ) metalik karakteri, pirinç partiküllerininki ile aynı değildir. Bu nedenle klasik altın yaldız mürekkeplerinin parlaklığı sadece yaklaşık şekilde elde edilebilir. Alüminyum bazlı mürekkepler genel olarak kullanıma hazır şekilde tedarik edilirler çünkü alüminyum pigmenti öğütülmüş pirince göre oksidasyona daha az duyarlıdır.
Metalik Mürekkeplerde Yüzey İşleme Metal pigmentli ofset mürekkepleri ile basılmış yüzeylerin işlenmesi durumunda (UV-laklama, laklama, film laminasyon vs.) yüzeyde tutunma problemleri ile sıkça karşılaşılır. Bunun nedeni, metal pigment yüzeyine stabilizatörlerin ve kayganlaştırıcı bileşenlerin tutunmasıdır. Kurumuş mürekkep yüzeyinde hangi oranda oldukları, pigment konsantrasyonuna, kullanılan kâğıdın emiciliğine ve baskı sırasındaki mürekkep uygulamasının miktarına bağlıdır. Bu nedenle öncelikli olarak mürekkep filmi ile yüzey işleme arasında lak trappinginin ve tutunma özelliklerinin kontrol edilmesi gerekir.
Teneke Ofset Mürekkepleri Teneke ofset mürekkepleri emayeli ve ya emayesiz tabaka metal yüzeylere baskı için dizayn edilmiştir. Yaş üstü yaş veya kuru üstü yaş kaplama uygulanması ile tek, iki veya çok renkli makinelerde kullanabilirler. Kullanılabileceği ürünler kapaklar, iki parçalı gıda ambalajları, sterilize edilmiş meşrubat ve kahve ambalajlarıdır. Tavsiye edilen kurutma şartları 150 – 185 °C’ de 10 dakikadır.
Solvent Bazlı Transfer Mürekkepleri Özellikleri Bu mürekkepler sentetik tekstillere olacak süblime transfer baskısına uygundur. Bunun için bir transfer kâğıdın veya buna benzer bir maddenin üstüne baskı yapılır ve ardında ısı ile kumaşın üstüne transfer edilir. Bu mürekkepler baskıda uyum sağlar ve yoğun özlüdür. Kuruması çabuktur ve ışık, deterjan ve sürtünme direnci yüksektir. Kullanım alanı Giyim için kullanılan sentetik kumaşlar. Ev tasarımı için kullanılan sentetik kumaşlar. Buna benzer katı malzemeler. Baskı sistemi Flexo Baskısı (Merdanenin 100 – 120 lines/cm olması tavsiye edilir.) Tiefdruck (Gözeneklerin derinliği 25/30 mikron olması tavsiye edilir.) Transfer kağıdı Kuşeli veya kuşelenmiş kağıt (40/60 g/m2) Kullanabilinen malzemeler Polyester ve triasitat Transfer parametreleri Sıcaklık: 205 – 210 derece Zaman: 35 – 40 saniye Dikkat: Renk tonu ancak transfer edildikten sonra kontrol edebilirsiniz. Ancak burada kullanılan sıcaklık ve süre çok büyük bir faktördür. Süre uzadıkça, renkler kumaşın içine daha çok işler. Kullanım şekli: Transparant: Mürekkebin özünü inceltir ve renkleri oluştururken en azından 50% oranı ile kullanılır. İnceltici: İnceltmek için etanol veya isopropanol kullanabilirsiniz. Tavsiye edilen değerler: Flexo’da 18/20, Tiefdruck’da 14/16 saniye. Geciktirici: Methoxypropanol yada Ethoxypropanol. Temizleme malzemeleri: Yıkama için alkol veya alkol + geciktirici kullanın. Raf Ömrü Orijinal ambalajında iyi havalandırılan bir yerde ve (+5) ile (+40) derece ortam sıcaklığında kalan ürünlerin raf ömrü bir senedir. Açılmış ve ardından hemen kapatılan ürünlerin raf ömrü altı aydır. Açıklama: Mürekkepleri istediğiniz oranlarda karıştırabilirsiniz. devam edecek...
47
aktüel
matbaa&teknik
Bir Temsilci ve Üç Dev Üretici
Odak – X-Rite – Pantone ve Eizo Odak Kimya’nın temsilcilikleri içinde yer alan X-Rite, Eizo ve Pantone’nin bölge satış ve pazarlama müdürleri ile görüştük.
Baskı öncesi çözümleri ile tanıdığımız Odak Kimya, zaman zaman yeni ürünlerin anlatıldığı makale ve haberler ile dergimize misafir olurlar. Şirketin önde gelen markalarından x-rite 2012 yılın en beğenilen marka ve şirketleri araştırmasında da yılın en beğenilen baskı öncesi kontrol sistemi ödülü kazanmıştı. Şirketin temsilcilikleri içinde yer alan X-Rite, Eizo ve Pantone’nin bölge satış ve pazarlama müdürleri ile görüştük. Her üç şirketin de son önemli etkinlik drupa 2012’de sergilenen yenilikler ışığında yeni ürünleri ile Türkiye pazarına bakışlarını şöyle özetledik:
X-Rite – Simone Viscomi Simone Viscomi, X-Rite şirketinin İtalya, Türkiye, Orta Doğu ve Afrika’dan sorumlu satış müdürü. Viscomi, Türkiye’yi potansiyeli yüksek olan bir Pazar olarak tanımlıyor. Türkiye’nin büyüme oranının büyüklüğüne dikkat çekiyor. Odak Kimya ile uzun süredir güçlü bir ortaklıkları olduğunu söyleyen Viscomi’nin bu işbirliğinden ne kadar memnun olduğu çok belli. Ancak bununla birlikte halen Türkiye’de birçok iş fırsatı olduğunun da altını çiziyor. X-Rite ve Pantone grafik ve baskı sektörlerinde çeşitli baskı teknolojilerinde renk sürekliliğini koruyan ve kontrol eden benzersiz çözümler sunuyor diyen Viscomi’nin X-Rite çözümlerine ilişkin verdiği bilgileri ise şöyle:
i1Pro 2 Renk Yönetim Çözümleri “10 yıldan uzun süredir en çok tercih edilen i1 Pro’dan daha yüksek düzeyde hassasiyet, çok yönlülük, ergonomi, işlevsellik ve
48
Simone Viscomi
değer sağlayan yeni geliştirilmiş i1Pro 2 spektro fotometre içeren i1Pro 2 renk yönetim çözümleri ana oyuncumuz. En son piyasaya sürülen i1Profiler v1.3 yazılımı ile i1Pro 2 portföyünün birleştirilmesi, baskı öncesi, dijital baskı ve fotoğraf görüntüleme profesyonellerinin benzersiz ihtiyaçlarını karşılıyor. En yeni touch-and-swipe navigasyon teknolojisi ile birleşen yeni spektro fotometre platformu ve dokunmatik yazılım baskı odası personeli için renk ölçümlerini hızlı ve kolay hale getiriyor, renklerin yeni ve gelişen ISO standartlarına göre izlenmesini ve kontrolünü sağlıyor ve Pantone’nin yeni ürünleri renk kütüphanelerini büyütüyor. Özetle X-Rite baskı öncesi, baskı, yayıncılık ve converting sektörlerine yönelik ilave çözümler sunuyor.”
Pantone – Giovanni Marra Giovanni Marra, Pantone şirketinin Pazarlama Müdürü. Marra’nın sorumuz üzerine Türkiye pazarına ilişkin değerlendirmesi neredeyse tüm yabancıların değerlendirmeleri gibi çok pozitif. Öncelik tabii ki Odak
Kimya’nın. Marra da Odak ile çalışmaktan ne kadar mutlu olduklarını, anlatıyor: Türkiye’deki konumumuzdan dolayı mutluyuz, Odak Kimya ile çalışmaktan heyecan duyuyoruz. Bizim için uzun süre çok iyi bir ortak oldular ve ayrıca şu anda Türkiye'de daha geniş bir varlığa sahip olduğumuz için de mutluyuz. Türkiye'deki pazarın daha fazla büyümesi için burada daha çok gayret göstermeyi planlıyoruz çünkü Türkiye dünyadaki üretimin büyük bir parçası haline geliyor ve bu hem bizim hem Türkiye için olumlu bir durum. Ayrıca dünyanın diğer yerleri için de Türkiye'de daha fazla imalat oluşumunu görmek sevindirici olacaktır.” Pantone dendiğinde aklıma geliveren bir iki soru var. Hazır pazarlama müdürünü bulmuşken sormamak olmaz. Öncelikle takıldığım konu: Niçin Pantone kataloglarınızı değiştiriyorsunuz? Niçin yeni renkler ilave ediyor ya da değiştiriyorsunuz? Ömür boyu katalog satışı gerçekleştirmek için mi? Marra, kısaca cevapladı. Değişen trendler yeni renkler ve ve eskiyen katalogların rehber misyonunu kaybetmesi:
aktüel
matbaa&teknik
Giovanni Marra
“Genelde ortalamamıza göre dört yılda bir yeni renkler ekliyoruz, ortalama dört - beş yılda bir. Bazen daha sık oluyor, bazen daha uzun sürüyor. 2010'da 224 yeni renk eklemiştik. Şimdi 2012 yılındayız ve 336 yeni renk ekliyoruz. Yani iki yıl içerisinde palete eklediğimiz renk sayısı neredeyse 600. Bu, matbaacıların yeni katalogları alması için iyi bir sebep, böylece tüm diğer renk seçeneklerine sahip olabilecekler. Diğer sebep ise, katalogların zaman içerisinde eskimesi. Özellikle bir basım evinde, günlük olarak kullanıldığında. Matbaacıların katalogları bir yıldan uzun süre saklanmalarını gerçekten de önermiyoruz; çünkü kağıt sararmaya başlar, renkler soluklaşır, kirlenir ve o noktada artık renk belirlemek için doğru araçlar değildirler.”
Yeni Bir Pantone Kataloğu Nasıl Oluşur? “Yeni renkler eklemek bizim için ortalama iki yıl araştırma anlamına gelir ve renklerin nereye gittiğini görmek için de uzun zaman harcanır, bu yüzden trend tahmini de yapıyoruz, farklı pazarlara bakıyor ve hangi renklerin daha popüler olduğunu, tasarım işinde insanların hangi renkleri daha fazla kullandığını görüyoruz. Daha sonra mevcut paletimize bakarak bu paletlere yeni renkler eklememiz gerekip gerekmediğini anlıyoruz. Örneğin, yeşillerin normalden daha fazla kullanıldığını, şu anda sahip olduğumuzdan farklı yeşil gölgeler olduğunu biliyorsak, o zaman bu renkleri eklemeye çalışırız, fakat bu genelde yaklaşık iki yıllık çalışma demektir ve genelde daha geniş bir palet ile başlar sonra onu pazara yardım edecek en etkili renklere göre daraltırız.”
Nasıl Oluyor da Bir Ticari Marka Tüm Renkleri Belirleyebiliyor? Pantone ile ilgili takıldığımız bir başka konu da dünyanın her yerinde kabul gören
50
bir standart oluşturmuş olması. Nerede olursa olun mesela bir grafik tasarım programı aldığınızda içinde Pantone renkleri ile birlikmte geliyor. Nereye bakarsanız Pantone görüyorsunuz. Marra, bunu Pantone’nin 50 yıllık geçmişine bağlıyor. Evet rakipler de varmış ama varlık gösterememişler: “Sanırım, 50 yıllık tarihimiz boyunca her zaman müşterilerimizi dinlediğimiz için çok şanslıydık. İlk olarak mürekkep şirketleri ve matbaacılarla çalışmaya başladık ve çoğaltabilecekleri renklerin gerçekten bunlar olduğundan emin olmak istedik. Mürekkep şirketleri ve matbaacılar Pantone'yi kabul ettiler ve desteklemeye başladılar. Daha sonra renkleri iyi bildiklerinden ve kullanmak istedikleri renklerin bunlar olup olmadığından emin olmak için tasarımcılara odaklandık. Yani bizim için önemli olan, her zaman pazara istediği şeyi vermek ve pazara gerçekten kullanıp birlikte büyüyebilecekleri ürünü vermek oldu, bunun da yıllar içerisinde gelişmemize yardımcı olduğunu düşünüyorum. Evet tabii ki dünyanın farklı yerlerinde rakiplerimiz var. Fakat, hiç kimse bizimkine benzer bir global varlığa sahip değil. Asya'da, Kuzey Amerika'da, Avrupa'da ve belirgin bir şekilde Kuzey Amerika'da tanınıyoruz ve neredeyse 50 yıllık bir geçmişe sahibiz. Aslında önümüzdeki yıl tam 50 senemiz dolmuş olacak. Yani, rakiplerimiz olsa bile bizden çok daha küçükler ve bizim renklerimizde sahip olduğumuz ayrıntı düzeyine sahip değiller. Ayrıca rakiplerimizin paletleri yok ve müşterilerimize avantaj sunan bizdeki gibi bir global varlıkları yok.”
Eizo – Lucas Zastrow Lucas Zastrow, Eizo grafik çözümleri satış müdürü. Zastrow, drupa 2012 esnasında matbaacıların ilgisine sunulan ürünler üzerinden bilgi verdi. Hatırlanacağı gibi Eizo, drupa’da konsept ürünler ile dikkat çekmişti. Zastrow’un verdiği bilgiler şöyle: “ColorEdge
monitörlerimizle birlikte Renk Navigatörü isimli donanım kalibrasyonu yazılımı drupa’da sergilediğimiz ürünlerin arasındaydı. Drupa 2012'de beta sürümü Renk Navigatörü 6.2 kullanarak grafik pazarı için konsept modellerimizi gösterdik. Gösterimdeki konsept modeller henüz ürün değiller. Dünyada ilk kez Drupa'da gösterildi ve LED arka ışığıyla bütünleşiyorlar. Bu, EIZO'nun grafik çeşitlerimiz için LED geri aydınlatmalı monitörlerin ön izlemesini kamuoyuna ilk sunuşuydu. Monitörler, Renk Navigatörü beta 6.2'de çalıştırılıyor. Kendinden düzeltmeli bir bakım fonksiyonunu barındırıyorlar ve böylece kullanıcının, müşterinin, dış sensör ile ilk başlangıç kalibrasyonunu oluşturduktan sonra dış sensörü kullanarak bir kalibrasyon gerçekleştirmesi gerekmiyor. Bunun anlamı, ilk kalibrasyon hedefini oluşturmak için bir dış sensöre ihtiyacınız olduğudur ve sonra, ayarlandığında, kendinden düzeltme fonksiyonu, monitörün doğru kalibrasyonunu sürdürmek için, kalibre edilmiş bir duruma geri dönmesine izin verecektir.”
Dura-Vision FTH 3601 “drupa’da 23" ve 24" olmak üzere iki modelimiz vardı. Piyasaya sürülüş tarihine henüz karar verilmedi. Ayrıca, bir de ultra yüksek çözünürlüklü soft-proof konsepti de gösterdik. Bu da bir ürün değil fakat EIZO'nun sekiz mega piksel monitörünün kullanımıdır. Grafik kullanımı için tasarlamayı düşündüğümüz Dura-Vision FTH 3601 modelimiz de gösterimdeydi. Grafik kullanımı için bu modeli uyarladık. Bunu drupa 2012'de, müşterilerimizin geniş formatta baskıya karşı soft-proofing için böyle bir ürünü kabul edip etmeyeceğini anlamak amacıyla onlardan geribildirim almak için gösterdik. FTH 3601'de kullanılan panel oldukça alışılmadık ve eşsiz bir panel. Sekiz mega piksel çözünürlüğe sahip, yani bu
aktüel
matbaa&teknik
Lukas Zastrow
modelin geldiği endüstriyel ürün hattımızda kullandığımız en yüksek çözünürlüklü panel olan HD'nin dört katı büyüklüğünde. FTH 3601 modeli aslında hava trafik kontrolü uygulamaları ve coğrafi görüntüleme için tasarlanmıştı. Onu grafik uygulamalarıyla kullanım için uyarladıktan sonra, bu ürün için bir grafik ürünü olarak doğal bir uyuma sahip olacağını düşünüyoruz, şu anda FTH 3601, bizim markamızı kullanan donanım kalibrasyonunu veya Renk Navigatörü yazılımını desteklemiyor. Ürünü grafik pazarında piyasaya sürersek, Renk Navigatörü yazılımını kullanarak hepsi EIZO tarafından yapılmış olan donanım kalibrasyonunu destekleyeceğiz.”
Color Navigatörü 6.1 “drupa 2012'de son olarak piyasaya sürdüğümüz Renk Navigatörü 6.1'in en yeni özelliklerini de gösterdik. Bu renk Navigatörü önemli bir ortam öykünümüdür. Bugünkü çok kanallı yayıncılık dünyasında, baskıyı prova etmek artık yeterli değildir. Dijital cihaza da prova etmeniz gerekmektedir. Pazarda mevcut olan çok sayıdaki tablet, iPad, telefon, smart phone, video oyun konsollarıyla, tasarımcıların ve içerik sağlayıcıların renklerinin hedef cihazlar için ekranlarda doğru bir şekilde gösterilip gösterilmeyeceğine odaklanmaları gerekir. Şu anda bizim çözümümüz tahmini bir renk sunmaktadır. Bu, Renk Navigatörü 6.1'i kullanarak tablet cihazının ölçümlerini alırsanız, Renk Navigatörü ile oluşturulmuş bir ICC profili alacağınız anlamına gelir. Bu ICC profili ise ColorEdge monitörüne donanım kalibrasyonu uygulayacaktır. Bu şekilde, tablet cihazın
52
görünüşünü ColorEdge monitörüne simule edebiliyor veya benzerini yapabiliyoruz. Bu, içerik sağlayıcının veya tasarımcının, kullanılan rengin bir uygulamada, PDF'de veya oyun içerisinde kullanıldığında hedef cihaz üzerinde nasıl gözükeceği hakkında makul bir fikre sahip olmasını sağlar. Çözümümüzde eşsiz olan ise, patch'lerin yerel kablosuz ağ yoluyla internet erişimli cihaza Renk Navigatörü yazılımımız ile yüklenmesidir. Bu şekilde, kalibrasyonu uygulayan içerik sağlayıcısının veya tasarımcının kendi patch'lerini üretmesine gerek yoktur. Bunlar, otomatik olarak üretilir ve Renk Navigatörü yazılımımızda depolanırlar. Bu eşsiz bir konsepttir ve EIZO, dünyada bu çözüm tipine sahip tek şirkettir. Bu çözüm, foto-spektrometreler, colour monkey veya i1 X-rite sensörleri kullanarak çalışır, filtre sensörü kullanarak çalışmaz. Ayrıca, EIZO EasyPIX yazılımımızdan yararlanarak 24" ve 27" SX2462W 24", SX2762W 27"lerin Flex Stand SX sıralamasını gösteriyoruz. EIZO EasyPIX, hassas doğru kalibrasyon bekleyen yüksek kaliteli son grafik kullanıcıları için flex scan monitöre basit donanım kalibrasyonu uygulama yoludur ve renkli kenar ile Renk Navigatörü yazılımı tarafından desteklenir.”
Konsept Ürünlere Gelen Geri Bildirimler “Ultra yüksek çözünürlüklü soft-proof konsepti gösterimimiz hakkında oldukça olumlu geribildirim aldık. Bana bunun drupa'daki en ilginç gösterim olduğu söylendi. Bu radikal bir konsept ve soft-proof pazarı, bu tip uygulamayı destekleyen teknolojinin
var olduğuna biraz şaşırıyor. Normalde teknoloji piyasaya sürülür ve bir kuruluma uydurulması gerekir. Bu durumda ise, kurulum müşterilerimiz tarafından henüz düşünülmeden, hatta bundan çok daha önce bu teknolojiyi piyasaya sürmüş olduk. Bu nedenle ürünü gelecekte geliştirmeye karar verirsek, daha önce hiç bir kenara koymadığımız yeni, ilginç bir soft-proof alanına girmek için harika bir fırsat sunuyor. Henüz konsept olan ve piyasaya sürülmeyen yeni LED modellerimizle ilgili olarak, geribildirim renginin sadece kabul edilebilir olmadığı aynı zamanda bizim konsept modellerimizi görmeden önce arka ışıklarında CCFL teknolojisi kullanmış olan müşterilerimizin ihtiyaçlarını da karşıladığı yönündeydi. Diğer bir deyişle CCFL ile yeni LED'imizi yan yana karşılaştırdıklarında herhangi bir algılanır fark görmediklerini belirttiler. Diğer geribildirimler ise şunlar: Ortam öykünümü, ilginç bir teklif ve Adobe veya içerik sağlama için diğer sağlayıcı suite programları gibi bir uygulamayla kullanılabilir ve bu şekilde soft-proofer'lara karşı olarak özellikle tasarımcıların ilgisini çekiyor.”
Odak Kimya’ya Alkışlar “Türkiye'de Eizo olarak bizi Odak Kimya temsil ediyor ve Türkiye'deki tek distribütörümüz olarak faaliyet gösteriyorlar. Odak Kimya'ya tam destek ve kaynak sağlıyoruz. Aynı şekilde onlar da Türkiye'de bizim temsilcimiz olarak çalışıyor yani onlarla görüşmeniz doğrudan EIZO, yani imalatçı firma ile görüşmek demektir. Oldukça olumlu bir iletişim akışına sahibiz. Sürekli iletişim halindeyiz ve Odak Kimya ile uzun, yararlı bir ilişki beklentisine sahibiz.”
aktüel
matbaa&teknik
Ferrostaal Proje Yöneticisi Ersel Oflu:
Türkiye’de Son İki Yıl içinde Ciddi Atılımlar Gerçekleştirdik “Türkiye'de son iki yıl içinde ciddi atılımlar gerçekleştirdik ve drupa sonrasının daha da hareketli ve hararetli olacağı kesin.”
Ferrostaal, başarılı bir drupa fuarı ardından yeni çalışmalarını sürdürüyor ve yepyeni bir biçimde pazardaki etkinliğini artırmayı hedefliyor. Şirketin özellikle baskı sonrası konusunda önemli temsilcilikleri bünyesinde bulundurduğunu biliyoruz. Bu temsilciliklerin yanı sıra yeni çalışmaları da olan Ferrostaal’in proje yöneticisi Ersel Oflu ile Mayıs ayında Almanya’da neler olduğunu konuştuk: matbaa&teknik: Temsilcisi olduğunuz Brause, Petratto, Feida ve Steinemann şirketlerinin drupa salonlarında ilgi çeken makineleri hakkında bilgi verir misiniz? Ersel Oflu: drupa 12 bizim için gerçekten çok hareketliydi. Özellikle 3. Hall'de bulunan Steinemann ve 13. Hall'de bulunan Brausse arasında, yani drupa'nın bir ucundan diğer ucuna koşup durduk. Steinemann'da gösterilen Lotus 102 SF artık Türkiye selefon piyasasında çok iyi tanınıyor ve tüm profesyonellerin yatırım listesinde. Burada gösterilen makine 350 mm yükseltilmiş olup 1000 mm'den uzun tabakalar-
54
da dakikada 100 mt'lik hıza çıkıyor. Özellikle yüksek tirajlarda çok ciddi bir performans ve maliyet avantajı sağlıyor. Brausse standı da 7500 tabaka/saat mekanik hızlı 1050 SEF Varak / Kesim ve 9000 tabaka/saat mekanik hızlı 106 CE Tornado Kesim/Ayıklama makinelerin gösterimi ile çok hareketli günler geçirdi. Her iki makine de 300 T'luk baskı kuvvetleri ve yüksek ekipman standartları ile teknik açıdan büyük beğeni kazandılar. Özellikle Bobst grubun Brausse'nin % 80'ini satın almasından sonra fabrikada % 30'luk bir üretim artışı gerçekleşti. Şu anda Brausse fiyat/performans rasyoları ile "die cutting - hot foil stamping" segmentinin tepelerinde. Türkiye'de de son iki yıl içinde ciddi atılımlar gerçekleştirdik ve Drupa sonrasının daha da hareketli ve hararetli olacağı kesin. Petratto Drupa 12'de dijital sonlandırma üzerine yeni geliştirdiği Digi Folder Gluer küçük katlama yapıştırma makinesi, Digi Roll - dijital baskı ve mücellit arayüzü ve Digi-SI dijital sonrası robotlu tel dikiş sistemleriyle çok yenilikçi bir görüntü çizdi. Bununla birlik-
aktüel
matbaa&teknik
Ersin Şahin
te Türkiye'de de çok tutulan Metro78/105 katlama yapıştırma makinesi ve SAB 80 flexi cover ( yalancı sert kapak ) makineleri de standda ziyaretçilerin seyrine sunuldu. Gelişen dijital pazarı ile birlikte bu tip katlama- yapıştırma ve pliyaj-perforaj makinelerinde ciddi talep artışları yaşanıyor. Bu tip "akıllı makine" uzmanı olan Petratto fonksiyonel teknolojisi ve çalışma kabiliyetleri ile matbaacılara sorunsuz bir yatırım imkanı sunuyor. matbaa&teknik: Genel olarak drupa’yı bir ticaret fuarı olarak değerlendirdiğinizde Türkiye pazarı için ne kadar bir ticaretten bahsedebilirsiniz? Türk ziyaretçi sayısı ve fuar sayesinde geliştirilen projeler hakkında yorumlarınız nelerdir? Ersel Oflu: İletişim çağının başlangıcı ile birlikte hemen her sektörde fuarlar ticari kimliklerinden tanıtım kimliklerine bir geçiş eğilimi sergiliyor. Ziyaretçiler de fuarlarda ticari bir anlaşma yapmaktan ziyade yeni sistem ve teknolojileri, yeni trendleri görmeyi tercih ediyorlar. drupa 2012'de de bu hava kesinlikle vardı. Geçen drupa'ya göre çok daha az makine kurulumu vardı ve kurulanların birçoğu da boş dönüyordu. Bunda elbette makine üreticilerinin mevcut marjlarla fuarları finanse edememelerinin büyük rolü var. Türk ziyaretçiler drupa 2012'de çok bilinçli bir görüntü çizdiler. Sayı olarak gayet iyi olmakla birlikte her standda pür dikkat bilgi alan, sorular soran Türk ziyaretçiler görmek mümkündü ve bu gerçekten çok keyif ve ümit verici bir durumdu bizler için. Ticari rakamlar ve projeler hakkında varsayımlarda bulunmak şu an için gerekli net veriler tam olarak sağlanmış görünmemekle birlikte Drupa 12'nin ticari yansımalarının
56
Ersel Oflu
2013 başı ile birlikte çok daha yoğun bir şekilde görülmesini bekliyoruz. matbaa&teknik: Sizce drupa fuarında ön plana çıkan ve şu teknoloji drupa’da ses getirmiştir diyebileceğiniz bir başlık var mıdır? Varsa nedir? Ersel Oflu: Dijital teknolojiler ve nano teknolojiler çılgınlığı aşikardı. Bunların altının ne kadar dolu olduğu ve bizim pazarımızda gereklilikleri ve kullanılabilirlikleri tartışılır kanımca. Konvansiyonel sistemlerin teknolojik farklar iyice kapandığından pek fazla yenilik göstermemesi de bunun etkenlerinden sayılabilir. Türk ziyaretçilerin eğilimleri ve katılımcılarının sunumları açısından değerlendirdiğimde Dijital drupa'dan ziyade Maliyet & Kalite Dengesi drupa'sı terimi daha anlamlı görünüyor. Bu sebeple benim drupa 2012'deki ilk başlığım "Malzeme".. matbaa&teknik: drupa’dan Türkiye’ye taşıyacağınız projeler, fuarda gerçekleşmiş satışlar hakkında bilgi verir misiniz? Oluşan projeleri de göz önünde bulundurarak Ferrostaal Türkiye olarak gerçekleştirilmesi muhtemel projelerin sayısı ve total ciro konusunda tahminde bulunur musunuz? Ersel Oflu: Bizce en güzel tarafı drupa projelerimizin % 80'ini drupa 2012'ye gelmeden önce bitirmemizdi. Bu da fuar verimimizi ciddi oranda artırdı. Biraz da ziyaretçi gözü ile bakabildik fuara. drupa 2012 ışığında şekillenen ve şekillenecek projelerimizin terminini 2013 sonu olarak görüyoruz. Bunların cirosal boyutunun ise 3.000.000 Euro'nun altında olmayacağını tahmin ediyoruz.
aktüel
matbaa&teknik
SunChemical-Odak Kimya-Ümit Matbaa Malzemeleri Ankara İşbirliği İle
Ankara’da ISO 12647-2 Semineri SunChemical, Odak Kimya ve Ümit Matbaa Malzemeleri’nin ortaklaşa düzenlediği ISO 12647-2 semineri, Ankara Crown Plaza Otel’de 220 kişinin katılımı ile gerçekleştirildi.
Göksel Şen
Matbaacılık sektörüne uluslararası alanda ISO 12647-2 standartlarında uygun üretim altyapısı ve iş akışının nasıl olması gerektiği ve işletme personelinin eğitimi konularını içeren seminer, SunChemical Teknik Destek Sorumlusu ve Fogra Türkiye Gözlemcisi Hakan Çelik ile baskı öncesi ve baskı uygulamarında PSO süreci ve Fogra belgelendirme süreci ve baskı öncesi bölümünü Odak Kimya’nın Baskı Öncesi Uzmanı ve Fogra Gözlemcisi Göksel Şen, tarafından verildi. Seminerin içeriğini SunChemical Teknik Destek Sorumlusu ve Fogra Türkiye Gözlemcisi Hakan Çelik, özetledi:
ISO 12647 Standardı Nedir? ISO 12647 standardı grafik teknolojileri ve basım endüstrisi için baskı öncesi, prova ve baskı işlemlerinde uygulanacak uluslararası standartları ve ölçüm metotlarını tanımlamaktadır. Bu standartlardan ISO 12647-2
58
standardı ise ofset baskı tekniği ile ilgili standardı belirtmektedir. Günümüzde standarda uygun üretim yapmak isteyen matbaaların bünyelerinde kurmaları gereken bu standardın gerekliliklerinin bilinmesi ve kurulum sırasında karşılaşılan güçlüklerin aşılması oldukça önemlidir. Çalışmada standardın kurulması için gerekli aşamalar olan baskı hazırlıkda kullanılan grafik programlarına ECI icc profillerin yüklenmesi, bu profiller ile hazırlanan imajlar ile 12647-7 uygun prova baskının alınması, bilgisayardan kalıba sistemin ISO 12647-2 standartlarına uygun kalibre edilmesi, baskıda ise baskı makinelerinde gerekli ayarların kontrol edilmesi FOGRA test imajı ile ilk baskının alınması, yapılan test baskının ISO 12647-2 standartlarına uygun değerlendirilmesi, CtP Rip sisteminden gerekli düzeltmelerin yapılması, test baskının tekrarlanması ve düzeltmelerin kontrol edilmesi., alınan
uygun test baskı ile dijital provanın uygunluğunun karşılaştırılması gerekmektedir.
ISO ve ISO 12647 Standardı ISO ‘International Organization for Standardization’ Standartları geliştiren ve yayınlayan Dünya’nın en büyük uluslararası organizasyondur. ISO 12647 Grafik Teknolojileri, Baskı proses kontrol için baskı öncesi, prova ve baskı işlemlerinde uygulanacak standartları ve ölçüm metotlarını belirlemektedir. Bu standartları sıralamak gerekirse: ISO 12647-1: Renk ayrımı, prova, baskı uygulamalarında kullanılacak olan ölçüm metotlarının belirlenmesi ISO 12647-2: Tabaka ofset, heatset baskıda, renk ayrımı, prova ve baskı uygulamalarında kullanılacak olan standart ve toleranslar ISO 12647-3: Coldset baskıda, renk ayrı-
aktüel
matbaa&teknik
mı, prova ve baskı uygulamalarında kullanılacak olan standart ve toleranslar ISO 12647-4: Tifduruk baskıda, renk ayrımı, prova ve baskı uygulamalarında kullanılacak olan standart ve toleranslar ISO 12647-5: Serigrafi baskıda, renk ayrımı, prova ve baskı uygulamalarında kullanılacak olan standart ve toleranslar ISO 12647-6: Flexo baskıda, renk ayrımı, prova ve baskı uygulamalarında kullanılacak olan standart ve toleranslar ISO 12647-7: Dijital prova baskı alınabilmesi ile ilgili standartları belirler.
Basım Sektörünün Türkiye’de ki Mevcut Durumu Özellikle Türk matbaa sektöründe önemli tutarlara ulaşan baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası departmanlarında makine yatırımları gerçekleştiriliyor. Fakat bu yatırımlardan maksimum verimliliğin sağlanabilmesi için ekipmanların belli standartlar içinde birbirleri ile uyumlu çalışabilmesi gerekiyor. Oysaki sektörde genel olarak bu makine ve ekipmanlar kendi yapıları dâhilindeki standartlar içinde çalışmalarına rağmen iş akışını bir bütün olarak ele alan bir standart içinde uyumlu değiller. Bu uyumsuzluktan kalite olumsuz yönde etkileniyor. Matbaalar önemli yatırımlar gerçekleştirmiş olsa da istediği kaliteye bir türlü ulaşamıyor. ISO 12647 standartları çalışmalarında, her ekipmanın standartlarının nasıl olması gerektiği ve birbirlerine nasıl uyum sağlayacağı konularına açıklık getiriyor, Örneğin; kullanılan ekranın donanımsal uygunluk kriterleri ve kalibrasyonu, RGB renklerin doğru ICC profilleri ile
60
CMYK renklerine çevrilmesi, ISO 12647 standartlarında tanımlanan referans ve tolerans değerlerinde prova alınması, CtP ‘Computer to Plate’nokta kazancı ayarlarının baskı makinesindeki test sonuçlarına göre kalibre edilmesi gibi. Temel olarak her ekipman için ayrı ayrı belirlenen standartları hepsinin dahil olduğu tek bir havuzda birleştirilmesini ISO 12647 standardı ile sağlanabiliyor.
ISO 12647-2 ve PSO ISO 12647 uluslararası standart organizasyonunun Tabaka Ofset ve Heatset Baskıda, Renk Ayrımı, Prova ve Baskı uygulamalarında kullanılacak olan standart ve toleransları tanımlamaktadır. İngilizce açılımı Proccess Standart Offset olan “PSO” dilimizdeki anlamıyla Ofset baskı sistemi standardıdır. PSO sertifikası, ISO 12647-2 standartlarına uygun bir çalışma ortamının oluşturulabilmesi ve akabinde test aşaması için matbaanın, eğer baskı öncesi departmanı var ise; uygun ışıklandırma şartlarının oluşturulması, uygun kalibrasyonlu bir ekran, prova cihazı, CtP kalıp pozlandırma sistemi ve baskı makinesi gerekli oluyor. Fakat firmanın baskı öncesi departmanı yok ise ve sadece müşterilerden hazır olarak gelen dataların baskısını gerçekleştiriyor ise CtP makinesi baskı öncesi ekipmanı olarak yeterli olmaktadır. Sonrasında matbaa test prosedürüne yalnızca baskı kalıbının kalibrasyonu (Nokta Kazancı) ve test baskının yapılması ile sorumlu olacaktır. Eğer global anlamda kurumsallaşmış firmalarla çalışılmak isteniyorsa, gerekli makine
aktüel
ve tesis yatırımları dışında baskı kalitesinde de dünyaca kabul edilmiş ISO 12647 standartlara uyulması gerekmektedir. Bu kalitede üretim gerçekleştiren bir matbaanın da bunu kanıtlamasının yollarından biriside bağımsız denetim kurumundan PSO gibi bir sertifika almasıdır.
ISO 12647-2 ve Matbaa İşletmelerinde Uygulanması Kullanılan Ekipman ve Profiller: Uluslararası standartlarda bir baskı öncesi departmanı oluşturulabilmesi için işletmemenin bünyesinde sahip olması gereken temel ekipmanlar; Kalibrasyonlu Ekran: Baskısı yapılacak olan imajları doğru bir renk ayrımı yapılabilmesi, imajların renleri ile ilgili düzeltmelerin uygulanmasında ve hazırlanan imaj ile prova ve gerçek baskısının karşılaştırılmalarında ekranın ISO 12647 normlarına uygunluğu gerekmektedir. Görüntüleme Açısı uygun olmalıdır, kullanıcının değişik açılardan ekrandaki görüntüyü aynı renklerde algılayabilmeli, göründe bakış açısına göre renk değiştirmemelidir. Bunun için ekran uygunluğunun tespiti maksadı ile ekranın hue, chroma, lightness ve gradasyon ölçümleri spectrophotometer ile gerçekleştirilir. Ekranın homojenliğinin uygunluğu ise diğer bir kriteri oluşturmaktadır, bunun içinde belirlenmiş test patch leri ekranda görüntülenerek ölçümleri spectrophotometer ile gerçekleştirilir. Işık Kabini – ISO 3664: Prova baskı yâda müşteriden gelen renk ayrımı yapılacak imaj ve dokümanların ekran görüntüsü ile doğru karşılaştırılabilmesi için uygun ışık altında görüntülenmesi gerekmektedir. Bunun için baskı öncesi departmanında bulunması gereken ışık kabinin sahip olması gereken özellikler; Renk Ölçümleri (CRI, CIE ve CIE UV) Işık Doğruluğu (D50, limunens) Homojenlik Kalıp Densitometresi ve Spektro Densitometre Cihazı: Kalıp ve baskının
62
matbaa&teknik
ölçümlerinin yapılmasında kullanılacak olan bu ekipmanların üretici firmaların tavsiye ettikleri sürelerde kalibrasyonlarının yapılması gereklidir. Böylece yapılan ölçümlerin doğruluğu konusunda tereddüt oluşmaz. Prova Cihazı - ISO 12647-7: Dijital prova baskı sistemleri tasarımı yapılan çalışmanın baskı bölümüne gitmeden önce fiziksel olarak renklerinin baskısının gerçekleştirildiği cihazlardır. Ofset baskıyı kullanılan baskı altı çeşidine göre birebir simule edebilmelidirler. Baskı öncesine tasarım aşamasında, müşteriye işin onayında ve baskı bölümüne ise işin üretimi sırasında referans olmaktadır. Bunun için baskı öncesi departmanında bulunması gereken prova cihazının sahip olması gereken özellikler; Prova kâğıdını renk ve parlaklığı Süreklilik ve Işık haslığı Renk doğruluğu [Gamut] Solması Tekrarlayabilme özelliği Prova baskısını sürtünme dayanımı Ton değerleri üretme limitleri Imaj register ve otomatik ayarlama Colorimetric renk değerleri transferi PDF/X uygunluğu ECI – icc Profilleri: Ofset baskıda kullanılacak standart 5 tip kağıt çeşidi vardır ve bu kağıt tiplerine uygun olarak uygulanacak toplam mürekkep miktarını ve uygun renk dönüşümünü tasarım aşamasında ve prova cihazında aynı veriler ile işleyebilmesi için ECI tarafından yayınlanan icc renk profilleri ile çalışılmalıdır.
PSO ‘Process Standard Offset’ Matbaa İşletmelerinde Uygulanması PSO uygulamasının baskı öncesi ve baskı aşamaları olmak üzere iki bölümde uygulanmaktadır. Baskı Öncesi Uygulaması; • İmaj görüntüleme ekranının kalibre edilmesi • ECI icc. profillerinin sisteme yüklenmesi • Testte kullanılacak RGB imajların
baskıda kullanılacak kağıt tipine uygun olarak CMYK çevrilmesi • Çevirimi yapılan imajların pdf formatında kaydetmek • Baskıda kullanılacak kağıt tipine uygun icc profili ile prova alınması • CtP ‘Computer to Plate’ sisteminden Linear kalıp alınması • Linear kalıbın kalıp densitometer ile ölçümünün yapılması • Kalıpta ölçülen değerlerin Rip sisteminde düzenlenmesi Baskı Bölümü Uygulaması; • Baskı kontrol masasının ışık kaynağının ölçülmesi ISO 3664 • Baskı makinesinin fiziksel ve kimyasal kondisyonlarının kontrolü • Hazırlanmış Linear kalıp ile ilk test baskının alınması • Basılı imajın L*a*b* değerlerinin striplerden ölçülmesi DE <5 • Basılı imajdaki nokta kazancı değerlerinin ölçülmesi • CtP Rip yazılımından ISO 12647-2 uygun nokta kazancı düzeltmesi • Test baskının tekrarlanması ve düzeltilmiş noktaların ölçülmesi • Baskı yapılan test imajı ile uygun ışık altında provanın eşleştirilmesi • Standardizasyon her sektörde olduğu gibi basım sektöründe de oldukça önemli bir konudur. Ofset baskı için TSE de tanımlanmış bir standart olmamasına karşın dünyaca kabul edilmiş ISO 12647-2 standardı ülkemizde de uygulanmaya başlanmıştır. Basım endüstrisinde kullanılan baskı öncesi ve baskı bölümlerinde bulunması gereken ekipman ve yazılımların birbirleri ile entegre bir şekilde aynı zamanda uluslararası ISO 12647 normlarında çalışması gerektiği ve bunun işletmelere üretim kalitelerinde doğru ve stabil üretim yapabilme imkanı sağlamaktadır. Bir basım işletmesinde standardizasyonun kurulması sadece bir başlangıçtır. Esas önemli olan bu standardizasyonun devam ettirilmesidir. Günümüz ekonomik koşulları içinde baskıda kullanılan hammaddelerin değişkenliği, eğitimli eleman sorunları standardizasyonun sürekliliğinin sağlanmasında birer engel olarak işletmelerin önüne çıkmaktadır. Bu engeli aşmak ise işletmenin üst yönetiminin standardizasyonun arkasında durarak gerekli kaynakları ayırması ve tüm çalışanların standardizasyonu benimseyerek üretime gerekli hassasiyeti göstermeleri ile mümkün olacaktır.
aktüel
matbaa&teknik
Sizin için, Benim için, Herkes için Fark Getiren Fikirler Ideas that Matter to you, me, everybody Fark oluşturmak ve pozitif değişimi etkilemek amacıyla baskının gücünü kullanmak: Sappi Fine Paper Avrupa 2012 Fark Oluşturan Fikirler (Ideas that Matter) Yarışmasının kazananları duyuruldu ve önümüzdeki sorunlara dikkat çekildi. Sappi Fine Paper Avrupa’nın Fark Oluşturan Fikirleri Yarışması hem öğrencilere hem de profesyonel tasarımcılara açık bir yarışma. Çevre, Kültür, Eğitim, Sağlık, İnsan hakları ve Toplum kategorilerinde iyi bilinen ve daha az bilinen sorunlar hakkında farkındalık meydana getirmek amacıyla tasarım projeleri gerçekleştirilmesine önem veriliyor. Yarışma, tasarımcılar ile kâr amacı gütmeyen kuruluşlar arasındaki ortaklığın geliştirilmesini sağlıyor, baskı aracılığı ile içinde yaşadığımız dünyada olumlu bir fark oluşturmayı amaçlıyor. Sappi tarafından sağlanan finansman ve malzeme desteği ile kazanan fikirler anlamlı görsel kampanyalara dönüştürülüyor. İngiltere’den profesyonel kategorisinden kazanan CHI (Community Healthcare Innovations - Toplum Sağlık Yenilikleri) adlı bir kuruluşu destekleyen Zoe Watkins’in PTO – (Please Turn Over – Lütfen Dönüştürün) kampanyası oldu. Kuruluş, İngiltere’deki mahrum bölgelerdeki yerel toplulukların sağlık ve refah ihtiyaçlarına odaklanıyor. Bunların amacı insanların yenilikçi teknolojiler aracılığı ile “dönüştürmesine” yardımcı olmak. Bu nedenle Zoe’nin kampanyası bu adı aldı. Girişimler arasında sağlıklı yaşam çalışmaları ve tavsiyeleri, sigaranın bırakılması, evsizler için sağlık hizmetleri, ilk yardım eğitimi ve Growing Kids Allotment aracılığı ile çocuklar için sağlıklı beslenme yer alıyor. Kuruluşun umudu temsil etmek için tasarlanan yaprak sembolü kullanılarak, Zoe’nin kampanyası mümkün olduğu kadar çok insana ulaştırıldı. Bardak altlıkları, oyun kartları ve broşürler dahil, kağıt bazlı malzemeler kampanyanın odak noktası olacak. Proximity BBDO Genel Müdürü Dirk Peremans ve uzmanlardan birine göre
64
Using the power of print to make a difference and influence positive change : winners of Sappi Fine Paper Europe’s 2012 Ideas that Matter Competition are announced, drawing attention to issues that are just on our doorstep.
Sappi Fine Paper Europe’s Ideas that Matter competition is open to both student and professional designers. The emphasis is on the realisation of design projects to generate awareness of well known, and less well known issues in the broad categories of Environment, Culture, Education, Healthcare, Human Rights and Society. The competition relies on the development of partnerships between the designers and non-profit organisations, with a view to making a positive difference to the world we live in through the medium of print. With a combination of financial and material support provided by Sappi, the third element in the partnership, winning ideas, are transformed into the meaningful and hardhitting visual campaigns they have been designed to be. Zoe Watkins from the UK is winner in the professional category with her PTO – (Please Turn Over) campaign, supporting an organisation called CHI (Community Healthcare Innovations). The organisation focuses on the health and well-being needs of local communities in deprived areas in the UK. Their objective is to help people to ‘turn over a new leaf’ through innovative
aktüel
“hedef segmente uyarlanmış basit, anlaşılır grafikler ve akıllı medya seçimi nedeniyle kampanya ilgimizi çekti.” İngiltere’den Emily Boonyingtan ise Big Issue ile bağlantılı olarak, Drawing Life Initiative ile 2012 Fark Oluşturan Fikirler Yarışmasında öğrenciler arasında kazanan oldu. Kampanyanın temel amacı, terapi ile evsizleri çevreleyen tabuları azaltmaya yardımcı olmak. Ortaklık yapmak için seçtiği kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Big Issue, profesyonel gazeteciler tarafından yazılan ve evsizler tarafından satılan bir dergi. Evsizlerin yasal gelir elde etmesine imkan
66
matbaa&teknik
sağlayan ve topluma yeniden entegre olmalarını destekleyen bu yapı, İngiltere’nin lider sosyal işletmelerinden biri haline geldi. Emily’nin konsepti evsizler için bir dizi açık hava sanat etkinliği sunuyor. Buradaki odak noktası çeşitli ağıt türlerinin yer aldığı karalama defterleri, bir bilgilendirme kitapçığı ve çeşitli çizimler içeren Art Pack. Etkinlik, evsizler hakkında farkındalığı artırmanın yanı sıra sosyal bütünleşme için toplum ve evsizler arasında iş birliğini destekliyor. Bu durumda, uzmanlar Emily’nin görüşünü paylaşıyor ve dikkat çeken kitapçıklar ile net mesajlar yollanıyor.
techniques, hence the name of Zoe’s campaign. Initiatives include healthy living workshops and advice, smoking cessation, healthcare for the homeless community, first aid training and healthy eating for children through the Growing Kids Allotment. The main challenges faced by CHI are of profile and awareness. Zoe’s campaign has been conceived to reach as many people as possible using the organisation’s leaf symbol which has been designed to represent hope. Paper-based materials including beer mats, playing cards and leaflets would be at the core of the campaign. According to Dirk Peremans, General Manager of Proximity BBDO and one of the judges, “we were attracted to the campaign due the ‘simple, recognizable graphics, and the smart media choice, exactly adapted to the targeted segment.’” Emily Boonyingtan, also from the UK, is winner of the 2012 Student Ideas that Matter Prize with her Drawing Life Initiative (Creative Campaigning with the Homeless) in conjunction with The Big Issue. The campaign’s main objective is to help diminish the taboo surrounding homelessness, using art therapy as a means to build self-esteem for people who find themselves in this situation. The non-profit organisation she has chosen to partner with, The Big Issue, is a magazine written by professional journalists and sold by homeless individuals. It has become one of the UK’s leading social businesses with a structure that enables the homeless to earn a legitimate income, supporting reintegration into society. Emily’s concept revolves around a series of open air art events for homeless people to come and draw. The central element is an Art Pack which is both an invitation to the event as well as a personal art pack containing sketchbooks with different types of paper, an information booklet, and a variety of implements for drawing. As well as using creativity to raise awareness of homelessness, the events are designed to foster collaborative creativity between the public and the homeless, and to use this as a stepping stone towards social interaction and integration. In this case the judges connected with Emily’s insight and the attractiveness of the leaflets and the art box, with its clear message. Dirk Peremans remarked that this entry was "a fresh example of the golden statement -' the medium is in the message' - inspiring enthusiasm with participants at first sight!"
aktüel
matbaa&teknik
Sappi Yılın Avrupalı Matbaacıları:
Başarıyı Yerel Olarak Kutluyor Sappi European Printers of the Year
Celebrating Success Locally
Sappi, 2012 yılında, müşterileri ile daha yakın çalışma girişimlerinin bir parçası olarak Yılın Avrupalı Matbaacıları Yarışması’nı kazananlar ile bir araya gelme (kazananların onlara gelmesi yerine onlar kazananlara gidecek) ve yerel kutlama yapma kararı verdiğini duyurdu. Mart ayında kazanalar duyurulduğundan beri Avrupa genelinde kutlamalar yapılıyor. Kazananların yerel Sappi temsilcileri ile bir araya gelmesi bu formatı anlamlı hale getirdi. Bu durum Sappi’nin müşterileri ile daha yakınlaşmasına ve onların ihtiyaçlarını daha iyi anlamasına yardımcı oluyor, matbaacıların yaptığı mükemmel işlerin tanınmasına imkan sağlıyor. Sappi Yılın Matbaacı Yarışması için Pazarlama İletişimleri Etkinliği Ekip Lideri olan Sophie de Guignard, Avrupa’nın her köşesinden aldıkları geri bildirimlerden çok memnun kaldıklarını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Yılın Matbaacısı yarışması mükemmelliğin ödüllendirilmesi için tasarlanmış uzun süredir verilen bir ödül. Standartlar her zaman çok yüksek oldu. Bu nedenle matbaacıların ve işletmelerin yerel olarak desteklenmesi için
68
büyük bir fırsat.” Gıpta ile bakılan Altın madalya alanlar, Gümüş ve Bronz madalya alanlar ile birlikte kutlanıyor. Almanya Cologne’daki Schloss Bensberg’de, Hollanda Maastricht yakınındaki Château Neercanne’da bir akşam yemeğinde ve İspanya’da Casino de Madrid’de kutlamalar yapılıyor. Sappi HQ’nun temsilcileri ile birlikte CEO Berry Wiersum ve Satış ve Pazarlama Müdürü Marco Eikelenboom bu etkiliklere katılıyor. Yaz boyunca süren yerel etkinlikler ile Gümüş, Bronz ve Mavi Yeşil Ödül kazananları da kutlanıyor. Kazananların tam listesini Sappi Yılın Avrupalı Matbaacıları’nda bulabilirsiniz. Sappi Yılın Avrupalı Matbaacıları ödülleri matbaacıların en iyi sonuçlara ulaşması için en iyi süreçleri, en iyi kağıtları ve en iyi uzmanlık ve grafik malzeme kombinasyonlarını bulma konusunda teşvik ediyor. En iyiyi sunan matbaacıların ödüllendirilmesi ve baskı mükemmelliği açısından daha yüksek standartların oluşturulması Sappi için büyük öneme sahip. 2014 Yılın Avrupalı Matbaacıları Yarışması ile ilgili duyurular gelecek aylarda yapılacak.
In 2012, as part of a number of initiatives that Sappi is taking to work more closely with its customers under the banner of Sappi, the art of adding value, the company announced its decision to go and meet the winners of the European Printers of the Year and celebrate with them locally (rather than have the winners come to them). What a success this has been! Celebrations have been taking place throughout Europe since the winners were announced in March. The consensus from the winners, and from local Sappi representatives was that this format makes sense. In addition to helping Sappi to get closer to its customers and understanding their needs better, it gives them the opportunity to recognize the excellent work done by the printers, in the community that they are based. Sophie de Guignard, Marketing Communications Events Team Leader for the Sappi Printer of the Year competition said, “We are delighted at the feedback that we have received from all corners of Europe. The Printers of the Year competition is a long standing award designed to reward and recognize print excellence; the standards have always been very high so it’s a great opportunity to support and recognise printers and their businesses locally.” Celebratory events to recognise coveted Gold Winners along with Silver and Bronze winners in the same region so far have included a particularly prestigious function in Schloss Bensberg in Cologne, Germany; an exclusive reception and dinner in Château Neercanne near Maastricht in Holland; and a fiesta in the splendid Casino de Madrid, Spain. Representatives from Sappi HQ, including Berry Wiersum, CEO and Marco Eikelenboom, Director of Sales and Marketing attended the different events. Silver, Bronze and Blue Green Award winners are also being celebrated and acknowledged with local events throughout the summer. A full list of winning entries can be found on Sappi European Printers of The Year. The Sappi European Printers of the Year awards encourage printers to find the best processes, find the best papers and find the best combination of experience and graphic materials to achieve the best results for their customers. It is of great importance for Sappi to recognize printers who give their utmost and set increasingly higher standards in print excellence. Announcements concerning the 2014 edition of the European Printers of the Year competition will be made in the coming months.
aktüel
matbaa&teknik
UPM “En Yenilikçi Şirket” Seçildi UPM Named ‘Most Innovative Company’ at 2012 Ethical Corporation Awards UPM has been awarded ‘Most Innovative Company’ at the 2012 Ethical Corporation Awards held in London. UPM was highlighted for its Eco Design approach and overall sustainable thinking. UPM’s innovative approach has seen new products created such as the world’s first biodiesel manufactured from wood raw material. “Our focus on producing more with less is a clear example of UPM as a forest industry company is now creating tangible results with bio composites, bio fuels and the use of nonfossil fuel energy”, comments Hartmut Wurster, Executive Vice President Technology and responsible for new businesses and environmental issues. “The integration of the biobased and forest industries has created the Biofore vision the foundation of our corporate responsibility.”A spokesperson for Ethical Corporation commented: “The judges commended UPM for its commitment to creating innovative materials for increased recyclability and robustness. This is traditionally a very challenging category and the judges commended the effort of all entrants to demonstrate genuine innovation in their sustainability approach.” UPM has brought to market several innovative products recently including UPM ForMi a composite material made from pulp fibres from sustainably managed forests and clean plastic polymers. It has also launched the fuel of the future, UPM BioVerno, the first woodbased biofuel. UPM aims to be a major player in the production of advanced transportation biofuels. The Ethical Corporation Awards (http://events.ethicalcorp.com/awards/) recognises companies and individuals who have made significant advances in the field of corporate responsibility. Previous winners have included Unilever, L’Oreal and the Rainforest Alliance. UPM was shortlisted alongside Acelor Mittal, McDonalds Europe and CottonConnect.
Londra’da düzenlenen 2012 Etik Şirket Ödülleri (Ethical Corporation Awards) kapsamında UPM, “En Yenilikçi Şirket” ödülüne layık görüldü.
UPM özellikle eko-tasarım yaklaşımı ve genel sürdürülebilirlik fikri ile öne çıktı. UPM’nin yenilikçi yaklaşımı, dünyanın odundan üretilen ilk biyodizel ürününün de ortaya çıkmasını sağladı. UPM Teknoloji Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda yeni iş alanlarından ve çevresel konulardan sorumlu Harmut Wurster, “Bir orman endüstri şirketi olarak artık biyo-kompozitler, biyo-yakıtlar ve fosil olmayan yakıt enerjisi kullanımıyla ilgili somut sonuçlar almamız, daha az materyal ile daha çok üretim yapma konusundaki çalışmalarımızın net bir örneğidir. Biyo-temelli endüstriler ile orman endüstrisinin entegrasyonu, kurumsal sorumluluğumuzun temeli olan Biofore vizyonumuzu oluşturmuştur” dedi.
Yenilikçiliğin Öncüsü UPM Ethical Corporation’a katkıda bulunan Editör Mallen Baker, “Jüri üyeleri, UPM’nin daha fazla geri dönüştürülebilirlik ve sağlamlık elde etmek için farklılaşan malzemeler üretmeye olan bağlılığını takdir ettiler. Bu, geleneksel olarak oldukça iddialı bir kategori ve jüridekiler bütün katılımcıların sürdürülebilirlik yaklaşımlarında özgün yenilikler ortaya koyma çabalarını çok başarılı buldular. UPM, son zamanlarda piyasaya birçok yenilikçi ürün sundu. Bunlardan bir tanesi
de, sürdürülebilir biçimde yönetilen ormanlardan elde edilen selüloz elyafından ve polimerlerden oluşan kompozit malzeme UPM ForMi. UPM, ayrıca geleceğin yakıtı olan odun bazlı BioVerno’yu da piyasaya çıkardı. UPM, gelişmiş ulaşım biyo yakıtlarının üretiminde en büyük oyunculardan biri olmayı hedefliyor. Etik Şirket Ödülleri, kurumsal sorumluluk alanında önemli ilerlemeler gösteren şirket ve bireyleri ödüllendiriyor. Daha önce ödülü kazananlar arasında Unilever, L’Oreal ve Rainforest Alliance gibi şirketler bulunuyor. UPM, finalde Arcelor Mittal, McDonald’s Avrupa ve CottonConnect gibi isimlerle yarıştı.
Etik Şirket Ödülleri Etik Şirket Ödülleri bu yıl Londra’da üçüncü defa gerçekleştirildi. Organizatör şirket olan Ethical Corporation, 2001 yılından beri sürdürülebilirlik alanında iş zekası çözümleri sağlamaktadır. Ethical Corporation aynı zamanda Londra’da faaliyetlerini sürdüren İngiltere menşeli bağımsız şirket FC Business Intelligence Ltd.’nin bir parçasıdır. Ethical Corporation, küresel ölçekteki etik işlere ve büyük şirketlerin sürdürülebilirlik iş ajandasına nasıl karşılık verdiğine odaklanmaktadır. http://www.ethicalcorp.com/
69
aktüel
matbaa&teknik
Fujifilm, Dijital Çözümlerde Büyüyecek Türkiye’deki operasyonlarına başlayan Fujifilm, hızlı bir büyüme hedefliyor.
1 Haziran 2012 tarihinden itibaren Türkiye’deki operasyonlarına başlayan Fujifilm, geleceğe yönelik hedeflerini düzenlediği basın toplantısı ile paylaştı. Bilindiği gibi FUJIFILM Corporation, geçtiğimiz ay, Türkiye'de dijital kamera, fotoğraf baskı ürünleri, medikal ve grafik sistemleri dağıtımcısı olan Filmat Dış Ticaret A.Ş.’nin tüm hisselerini satın aldığını açıklamıştı. FUJIFILM Dış Ticaret A.Ş. Türkiye Başkanı Jun Higuchi, Kurumsal Planlama Genel Müdürü Shinichiro Takeuchi ile Türkiye Grafik ve Medikal Sistemler Genel Müdürü Cengiz Metin’in katılımıyla gerçekleşen basın toplantısında, kurumun global stratejileri ve Türkiye için geliştirdiği iş fırsatlarından bahsedildi. FUJIFILM, dijital kameralar ve fotoğraf baskı ürünleri gibi görüntüleme ürünleri, medikal teşhis cihazları ve medikal görüntüleme ağ sistemlerinin yanı sıra grafik sistemleri alanındaki dijital baskı sistemleri ve çevreye duyarlı baskı kalıpları ile iş fırsatlarını genişletiyor. Pazar ihtiyaçlarını karşılayacak ürünlerin ve çözümlerin sunumunu desteklemeyi hedefleyen FUJIFILM Dış Ticaret A.Ş., 3 yıl içerisinde yüzde 100 büyüme, 2014 yılında ise yüzde 5 net kârla 100 milyon Avro’luk satış elde etmeyi planlıyor.
Yoğun Bir Dönem Fujifilm Dış Ticaret A.Ş. Grafik ve Medikal Sistemler Genel Müdürü Cengiz Metin, “Türkiye’de 1989 yılından beri çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 1 Haziran 2012 tarihi itibariyle FUJIFILM olarak Türkiye’de direkt operasyonlarımıza başladık. Fujifilm’in iş alanları Görüntüleme Çözümleri, Bilgi Çözümleri ve Doküman Çözümleri oluşturmaktadır. Fujifilm, Dünya Çapında Uyguladığı VISION 80 Politikası ile, Medikal alanında hızlı büyüme sağlamak, Yüksek fonksiyonlu materyal alanındaki çalışmaları artırmak, Doküman çözümleri alanındaki çalışmaları ilerletmek ve karlılığını geliştirmek için yoğun bir çalışma içindedir”
70
(soldan saga) Kurumsal Planlama Genel Müdürü Shinichiro Takeuchi, FUJIFILM Dış Ticaret A.Ş. Türkiye Başkanı Jun Higuchi ile Türkiye Grafik ve Medikal Sistemler Genel Müdürü Cengiz Metin’in katılımıyla gerçekleşen basın toplantısında, kurumun global stratejileri ve Türkiye için geliştirdiği iş fırsatlarından bahsedildi.
Türkiye Pazarına Bakışı Fujifilm’in Türkiye’yi gelecek vadeden bir pazar olarak gördüğünü anlatan Metin, “Bu doğrultuda Fujifilm, yönetim kaynaklarını doğrudan aktarmak amacıyla Türkiye pazarına giriş yapmıştır. Böylece gelişen pazarlarda satış ve karlılığını artırmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda Türkiye pazarına önem vermektedir” dedi. Fujifilm’in geniş kapsamlı hedeflerini de paylaşan Metin şöyle devam etti: “Müşterilerimizin yaşam kalitesini artırmaya yönelik çözümler sağlamak, müşterilerimiz, çalışanlarımız ve toplumumuz için duyarlı olmak, açık, adil ve şeffaf yönetim yaklaşımı ile iş operasyonlarımızı yönetmek Fujifilm’in en önemli hedefleri arasındadır”
2012 Cirosu 22 Milyar Avro Fujifilm Türkiye Başkanı Jun Higuchi de, “Türkiye, yüksek ekonomik büyüme oranlarına ulaşma potansiyeline sahip bir pazar olarak öne çıkıyor ve yıllık olarak yüzde 8’in üzerinde bir ekonomik büyüme kaydediyor. Fujifilm’in Global strateji olarak belirlediği; dijital kamera, fotoğraf baskı ürünleri, medikal ve grafik sistemlerinde hızlı bir büyümeyi
gerçekleştirmek Türkiye’deki en önemli hedeflerimizden biri. Fujifilm olarak artık Türk iş ortaklarımıza ve tüketicisine çok daha yakın olarak, onları destekleyeceğiz” şeklinde konuştu. Kurumsal Planlama Genel Müdürü Shinichiro Takeuchi de, Fujifilm’ın 2011 mali yılında global cirosunun yaklaşık 22 Milyar Avro olduğunu belirterek, “Fujifilm olarak Türkiye pazarını iş alanlarını ve ürünlerini geliştirmek anlamında büyük bir potansiyel olarak görüyoruz” dedi. Takeuchi, yeni ürünlerle Türkiye pazarında fark oluşturmayı planladıklarını söyledi. Fujifilm Müşteri Grupları 1. Grafik Sistemler Bölümü - Gazete ve Ticari Matbaa Müşterileri 2. Medikal Sistemler Bölümü Devlet, Özel Hastaneler ve Görüntüleme Merkezleri 3. Fotoğraf Baskı Ürünleri Bölümü - Fotoğrafçılık Mağazaları ve Elektronik Perakendeciler 4. Dijital Kamera Ürünleri Bölümü - Elektronik Perakendeciler 5. NDT Endüstriyel Filmler, Mühendislik şirketleri
aktüel
matbaa&teknik
ASUS, Microsoft Türkiye ve Turkcell’den Önemli İşbirliği ASUS, Microsoft Türkiye ve Turkcell işbirliğiyle Asus Zenbook ayrıcalığını artık daha fazla kişi yaşayacak.
Üstün performans ve çarpıcı tasarımıyla tüm dünyada kullanıcıların büyük beğenisini kazanan Asus Zenbook’lar üç dev markanın işbirliğiyle artık çok daha uygun koşullar altında tüketicilerle buluşacak. Diz üstü bilgisayar pazarında teknolojiye yön veren vizyonuyla tanınan Asus, performans ve tasarımı bir araya getiren Zenbook isimli ultrabook’larını daha fazla kullanıcıya, daha uygun koşullarda sunabilme adına Microsoft Türkiye ve Turkcell ile işbirliğine gitti. Metalik dış kaplaması ve kıvrımlı hatları ile göz alıcı bir tasarıma sahip olan Asus Zenbook, gövdesinin içerisinde son derece güçlü donanımları barındırıyor ve bu yönüyle kullanıcıların yüksek beklentilerini karşılıyor.
72
Zengin özelliklerini uzun pil ömrü ve yüksek ses kalitesi ile pekiştiren Asus Zenbook’lar, Microsoft’un Windows 8’e yükseltme imkânı sunan Windows 7 işletim sistemi ile Turkcell İletişim Merkezleri üzerinden tüketicilerle buluşacak. Üç marka arasındaki işbirliğinin ayrıntıları 5 Temmuz’da, İstanbul Edition Otel’de düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. ASUS Türkiye Ülke Müdürü Bora Aras basın toplantısında şunları söyledi: “Microsoft ve Turkcell gibi kendi alanlarında dev iki marka ile bu anlamlı işbirliğini gerçekleştirdiğimiz için mutlu ve gururluyuz. Telekom kanalı, potansiyeli ve ulaşılan kitle bakımından bizler için çok önemli. Yaptığımız işbirliği ile Asus
Zenbook’lar, Turkcell avantajlarıyla Turkcell İletişim Merkezlerinde de tüketiciyle buluşacak. İlham veren yenilikçi ürünlerimiz ve daimi mükemmellik vizyonumuzla adımızdan söz ettirmeye devam edeceğiz.” Microsoft Türkiye Operatör Kanalları Direktörü Egemen Gönen ise şunları söyledi: “Microsoft Türkiye olarak gerçekleştirdiğimiz işbirlikleri ile Türkiye’de bilgisayar kullanıcılarının son teknolojiye avantajlı biçimde sahip olabilmeleri için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün burada duyurduğumuz işbirliği sayesinde yeni bir diz üstü bilgisayar satın almak isteyenler, geleceğin işletim sistemi Windows 8’e şimdiden yatırım yapabilecek ve böylece ihtiyaçları olan yeni Windows PC’ye avantajlı biçimde bugünden sahip olabilecekler,” dedi. Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Emre Sayın konuyla ilgili açıklamasında, “Performansları, incelikleri ve hafiflikleriyle diz üstü bilgisayar kategorisinde yeni bir çığır açan ultrabook cihazları sektörümüzde ilk kez Turkcell olarak, Microsoft ve Asus işbirliğiyle müşterimizle buluşturmaktan memnuniyet duyuyoruz. Dünyanın en iyi 3G altyapılarından birisiyle Turkcell kalitesini, daha fazla hayat sunan mobil servis ve uygulamaları ile teknolojinin en son ürünü cihazları müşterilerimizle buluşturmaya devam edeceğiz,” dedi.
aktüel
Lefter’in Hayatı UPM Desteğiyle Kitaplaştı Türk futbolunda unutulmayacak izler bırakan Lefter Küçükandonyanis’in hayatının geçtiği Büyükada şimdi futbolcunun geride kalan değerli anılarına ev sahipliği yapıyor. “Biz Bu Memleketi Seninle Sevdik Lefter” kitabı ise Lefter sevgisini okuyucularla paylaşıyor. 2012 yılının başında kaybettiğimiz Büyükada aşığı “Ordinaryüs” lakaplı futbolcu Lefter Küçükandonyanis için Adalar Müzesi tarafından düzenlenen “Vixit Sergisi”nin kitabı, UPM’nin kağıt sponsorluğuyla yayımlandı. Türkiye’de bütün takımların taraftarlarını aynı sahada toplayabilen eşsiz isim Lefter’in hayatından önemli kareler ve sevenleri tarafından ona yazılan yazılar kitapta yer alıyor.
İlklerin Adamı Lefter Eski Romalılar, yitirdikleri insanların ardından “öldü” demek yerine “yaşadı” anlamına gelen “vixit” sözünü kullanırlardı. Gelecek nesillere büyük bir miras bırakan futbolcu için düzenlenen serginin ismi için de bu anlamlı kelime seçildi. Futbola Büyükada’da başlayan Lefter, Fenerbahçe forması altında 615 maç ve 423 gole imzasını attı. Milli takımda ise 50 maç, 21 gol ve 7 kez kaptanlığı futbol tarihine yazdırdı. Ellinci milli maç madalyası alan ilk futbolcu ve milli takımda en çok gol atan üçüncü futbolcu oldu. Aslında Lefter’in geçmişi “ilk”lerle dolu: Yurt dışına bonservis ücreti alınmak suretiyle transferi yapılan, 1954 Dünya Kupası’nda 400’üncü golü atan ve yaşarken heykeli dikilen ilk futbolcu. Efsane futbolcu Lefter Küçükandonyadis zatürre nedeniyle tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi'nde 13 Ocak 2012 tarihinde yaşamını yitirdi.
“Sponsorluktan Gurur Duyduk” UPM Türkiye Genel Müdürü Gülay Akkuş, verdikleri destekle ilgili olarak: “UPM, kültür ve sanat dünyasının desteklenmesine büyük önem veriyor. Lefter Küçükandonyanis, Türk futboluna kazandırdığı başarılarla futbol camiasının her zaman hatırlayacağı ve örnek alacağı bir isim olacak. Biz de bu hayat hikayesini gelecek nesillere aktaran “Biz Bu Memleketi Seninle Sevdik Lefter” kitabının kağıt sponsoru olmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Kitabın önsözünde, serginin küratörü Ersin Salman, Lefter Küçükandonyanis’in hayatlarımızda bıraktığı etkiyi şu sözlerle anlatıyor: “…Eğer bu coğrafyada evini, adasını, toprağını, denizini, memleketini ve insanını hiç ayrım gözetmeden seven, birbirini dostça, insanca kucaklayan kişiler hala varsa, bunda onun payı önemlidir. Lefter’in adı, bizim hayatımızda sadece bir futbolcunun adı olarak iz bırakmamıştır. O sahiden dünyanın bütün dillerinde özgürlük, insanlık kardeşlik, eşitlik anlamına gelmiştir…”
aktüel
matbaa&teknik
Bilişim 500'ün ilk üç şirketi Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone
Türkiye bilişim pazarı 29 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştı Bu yıl 13. kez gerçekleşen, Türkiye'de bilişim alanındaki tek kapsamlı araştırma olan Bilişim 500'ün sonuçlarına göre, 2011'de bilgi teknolojileri pazarı yüzde 12,7 büyürken, iletişim teknolojileri pazarı ise yüzde 1,9 küçüldü. Şirketlerin net satış gelirlerine göre sıralandıkları Bilişim 500'de ilk 10'da yer alanlar sırasıyla Türk Telekom, Turkcell, Vodafone, Avea, TTnet, KVK Teknoloji, Genpa, İndeks Bilgisayar, Teknosa ve HP oldu. Tüm şirketlerin ar-ge harcamalarının toplam ciro içindeki payı yüzde 13'e yükseldi. Bilişimcilerin yüzde 65'i nitelikli insan kaynağı sıkıntısı çekiyor. Türkiye'nin en büyük ilk 500 bilişim şirketinin yanı sıra pazar verilerinin ve CEO'ların 2012 hedeflerinin açıklandığı Bilişim 500 Töreni, 16 Temmuz 2012'de, İstanbul'da gerçekleştirildi. Törende 2011 yılı net satış gelirlerine göre ilk 10'a giren şirketlerin yanı sıra, donanım, yazılım, hizmet ve özel bölüm başlıkları altındaki 67 kategorinin birincilerine plaket sunuldu. Araştırmaya göre ilk 10'daki şirketler sırasıyla şöyle: Türk Telekom, Turkcell, Vodafone, Avea, TTnet, KVK Teknoloji, Genpa, İndeks Bilgisayar, Teknosa, HP. Öte yandan son üç yılın en fazla büyüyen bilişim şirketi Biotekno ile son üç yılın en iyi performans gösteren şirketi Mobiltel dikkat çekti. Araştırma bu yıl ilk kez Dijital Türkiye Platformu'nun içerik iş birliği ile gerçekleştirildi. Şirket tipine göre düzenlenen ve dokuz temel kategoride bilgi toplanan araştırmada kategori birincileri şöyle belirlendi: Türkiye merkezli üretici kategorisi: Exper, Uluslararası Türkiye dışı merkezli üreticinin Türkiye temsilcisi/satıcısı kategorisi: NCR, Sistem entegratörü kategorisi : Ericsson, Hizmet sağlayıcı: Digitürk, Telekom şirketi: Türk Telekom, Dağıtıcı kategorisi: KVK Teknoloji, Bayi: Akfa Bilişim, Perakende zinciri: Teknosa, E-ticaret şirketi: Portakal Teknoloji
Bilişim pazarı 2012'de 30 milyar doları aşacak Araştırmanın Türkiye bilişim pazarına ilişkin
74
ortaya koyduğu veriler, BT donanımı, yazılım ve hizmetleri içeren bilgi teknolojileri pazarının yüzde 12,7 büyüdüğünü; telekom donanımı ve taşıyıcı hizmetleri içeren iletişim teknolojileri pazarının yüzde 1,9 küçüldüğünü ortaya koydu. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin toplamı olarak bilişim pazarının ise 2011'de yüzde 2 artışla 29 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığı tespit edildi. İnterpromedya yetkilileri, bilişim pazarının 2012'de yüzde 6 büyüyerek 30 milyar doları aşacağını tahmin ediyor. Büyüme tahmini bilgi teknolojileri pazarı özelinde yüzde 14,1 olarak bildirilirken, iletişim teknolojilerinde yüzde 2,6 olarak ortaya kondu.
CEO’lar 2012'de hedef büyüttü Araştırma kapsamında ayrıca ilk 500'deki 446 bilişim şirketinin CEO'larının katılımıyla bir anket gerçekleştirildi. CEO'ların yüzde 55'i 2012 büyüme hedeflerini artırdıklarını belirtirken, hedeflenen sektörler arasından yüzde 50,4 ile kamu, yüzde 43,7 ile finans, yüzde 41,5 ile telekom ilk üçte yer aldı. Anket sonuçlarına göre şirketlerin yüzde 58'inin ar-ge yatırımı yaptığı tespit edilirken, ar-ge harcamalarının toplam ciro içindeki payının önceki yıla oranla yüzde 1 artışla yüzde 13'e ulaştığı gözlendi. CEO'lar en önemli sorunlarının başında nitelikli insan kaynağı sıkıntısını yüzde 65,2'lik oranla birinci sırada gösterirken, gündemlerinde yer tutan başlıklardan öne çıkanları sırasıyla markalaşma, çevrecilik, yeni sektörlere yatırım, ar-ge ve inovasyon yatırımları, sosyal sorumluluk ve reorganizasyon olarak saydı.
aktüel
Bilgitaş’a Bilişim 500’den Ödül Çevre Birimleri Türkiye Dışı Merkezli Üreticinin Türkiye Temsilcisi Kategori Birincisi: “Bilgitaş” Bilgitaş’ın İnterpromedya tarafından yapılan 2011 yılı İlk 500 Bilişim Şirketi Araştırması’nda elde ettiği ‘Çevre Birimleri Türkiye Dışı Merkezli Üreticinin Türkiye Temsilcisi’ kategorisi birincilik ödülü, 16 Temmuz’da yapılan törende Bilgitaş Yönetim Kurulu Başkanı Habib Pişan’a takdim edildi.
Gelirde İlk 100 içinde Dünyanın önde gelen fotokopi, yazıcı ve dokümantasyon çözümleri üreticilerinden Japon KYOCERA Document Solutions’ın Türkiye distribütörü Bilgitaş, şirketlerin net satış gelirlerine göre sıralandıkları Bilişim 500 genel sıralamasında da ilk 100 firma arasında yer aldı. Bilgitaş Pazarlama ve İş Geliştirme Koordinatörü Türkay Terzigil konu ile ilgili, “Bilişim 500 kapsamında Türkiye bilişim sektörünün en prestijli ödüllerinden birine sahip olmaktan çok mutluyuz. Uluslararası bağımsız araştırma şirketi IDC’nin araştırma sonuçlarına göre Bilgitaş KYOCERA ürünleri ile 2011 yılı Türkiye fotokopi pazarı lideridir. Türk Basım Endüstrisi’nin En Beğenilen Markalarının belirlendiği Zirvedekiler 2012 araştırmasında KYOCERA’nın yılın en beğenilen ofis makineleri kategorisinde birinci olması pazar liderliği başarımızı pekişmiştir.
30’uncu Yılda Ödül Yağdı KYOCERA’nın bağımsız araştırma ve test laboratuarı BERTL’ın Bahar 2012 ‘’Yılın Ofis Ürün Gamı’’ ödülünü ve tarafsız test merkezi Buyers Laboratory LLC (BLI)’nın 2012 Kış Seçimi ödülünü alması müşterilerimize en iyi değere üstün performans ve güvenirlik vaadimizi gerçekleştirdiğimizin bağımsız kurumlarca da onaylanmasıdır. Kuruluşumuzun 30’uncu yılında Bilgitaş ve KYOCERA’nın Türkiye ve yurtdışında elde ettiği başarılar, ödüller gurur verici" şeklinde görüşlerini açıkladı.
aktüel
matbaa&teknik
Nokia’nın En İyi Görüntüleme Cihazı Nokia 808 Pureview Türkiye’de Nokia 808 PureView Temmuz ayının ilk yarısında ülkemizde satışa çıkıyor.
İnovasyona verdiği öneme paralel olarak Nokia 41 MP’lik Nokia 808 PureView ile tüketicilere daha iyi ve daha farklı seçenekler sunmaya devam ediyor. Fotoğraf ve görüntü teknolojileri alanında aralıksız çalışan ve dünyanın en büyük kamera üreticisi olan Nokia’nın PureView görüntü teknolojisi üst düzey görüntü deneyiminde yeni bir endüstri standardı getiriyor. Nokia 808 Pureview,
41 MP kamera ile görüntü teknolojilerinde bir devrime öncülük ediyor. Nokia 808 PureView yüksek çözünürlüklü 41 megapiksel sensör, Carl Zeiss mercek ve Nokia’nın geliştirdiği over-sampling teknolojisini bir araya getiriyor. Bu, standart çözünürlüklerde (2/3, 5 ve 8 megapiksel) netlikten ödün vermeden zoom yapabilmek ve yedi piksellik bilgiyi bir piksele sıkıştırmak
76
suretiyle hayal edebileceğiniz en net görüntüyü elde edebilmek anlamına geliyor. Böylece yüksek çözünürlüklerde (maksimum 38 megapiksel) görüntüleri yakalamak, zoom yapmak, keserek yeniden boyutlandırmak ve görülmesini istediğiniz detaylara odaklanmak mümkün oluyor. Düşük aydınlatmalı ortamlardaki üstün performansı ve eposta, MMS ve sosyal ağlarda paylaşmak için yoğun boyuttaki görüntü dosyalarını kaydedebilme özelliği ile Nokia 808 PureView, herkesin her koşulda bir profesyonelin elinden çıkmış gibi görünen fotoğraflar çekebilmesine olanak tanıyor. Üstün hareketsiz görüntü teknolojisine ek olarak Nokia 808 PureView, kayıpsız 4X zoom ile full HD 1080p video kaydetme ve oynatmanın yanı sıra Nokia Rich Recording özellikli ilk telefon olma niteliğini taşıyor. Rich Recording, daha önce yalnızca ekstra bir mikrofonla elde edilebilen CD kalitesinde ses kaydı elde etmeye olanak tanıyor. Nokia 808 PureView herhangi bir stereo ses içeriğini herhangi bir kulaklıkta surround ses deneyimine dönüştüren özel Dolby Kulaklık ve 5.1 kanal surround ses için Dolby Digital Plus
teknolojisi sunuyor. Nokia Türkiye Genel Müdürü Çiçek Uyansoy İcan Nokia 808 ve Pureview teknolojisi hakkında şunları söyledi: “Nokia 808 PureView tüm dünyada oldukça ses getiren ve merakla beklenen bir ürün. Nokia 808 PureView ile akıllı telefonlarda görüntüleme teknolojileri alanında çıtayı yükseltiyoruz. Bizler Nokia’da cep telefonlarının kusursuz fotoğraflar ve videolar çekmek için hayal bile edilmeyen yüksek standartlara ulaşacağını biliyorduk. Bugün 41 MP’lik Pureview teknolojimiz ile akıllı telefonlarda ve kameralarda oyunun kurallarını baştan yazıyoruz, diyebiliriz. Yeni kamera teknolojisi ile birlikte, kamera arayüzümüz de yeniden tasarlandı. Beyaz dengesinden parlamaya, görüntü doygunluğundan geniş diyafram açıklığına kompakt kameralarda bulabileceğiniz tüm seçenekler Nokia 808 Pureview’da var. Nokia’da inovasyona verdiğimiz öneme paralel olarak tüketicilere daha iyi ve daha farklı seçenekler sunmaya devam ediyoruz.” Ülkemizde Temmuz ayının ilk yarısında kullanıcılarla buluşacak olan ürünün tahmin edilen perakende satış fiyatı 1500 TL civarında olacak.
aktüel
Xerox “Wireless” Sektörüne Giriyor
Xerox, yeni iş süreci hizmetlerini global anlamda yaygınlaştırmaya yönelik şirket satın almalarına devam ediyor. Xerox; kablosuz (wireless) telekomünikasyon şirketlerine teknik destek, veri saklama ve bilgi yönetimi hizmetleri veren, 2.000 çalışanı olan WDS şirketini satın aldı. Xerox, dünyanın farklı ülkelerinde faaliyet gösteren başarılı şirketleri satın alarak, yeni iş süreç hizmetlerini dünyaya yayma stratejisini sürdürüyor. Xerox, son olarak dünyanın lider kablosuz (wireless) telekomünikasyon markalarına hizmet veren WDS şirketini satın aldı. Amerika, İngiltere, Güney Afrika, Singapur, Avustralya ve Yeni Zelanda’da faaliyet gösteren İngiltere merkezli WDS’in yaklaşık 2,000 çalışanı bulunuyor. WDS; GlobalMine adı verilen bulut (cloud) tabanlı bir yapı üzerinden, dünya üzerinde kullanılan milyonlarca mobil cihazın verilerini saklama, analiz etme ve birbirleri ile etkileşimini yönetmeye yönelik teknik destek hizmetleri veriyor. WDS elde ettiği verileri; müşterilerinin gerçek zamanlı ihtiyaçlarını karşılamak, sistem kaynaklı veya müşteri deneyiminden kaynaklanan problemleri gidermek üzere kullanıyor. 1995 yılında kurulan WDS, nihai satın alma işlemleri tamamlandıktan sonra da şimdiki CEO’su David Ffoulkes-Jones tarafından yönetilmeye devam edecek. David Ffoulkes-Jones satın almayla ilgili; “Müşteri deneyimine odaklanan kablosuz (wireless) markaların, müşteri sadakati ve deneyimlerini de artırmaya çalışacağız. Xerox ile bu hizmetleri global ölçeklerde yaygınlaştırma şansını yakalayacağımız, müşterilerimize daha çok değer katacağımız ve çalışanlarımıza daha fazla olanaklar sunacağımız için mutluyuz” dedi. Xerox Telekomünikasyon ve Teknoloji Grubu Başkanı Chris Tranquill ise; “WDS’in telekomünikasyon endüstrisindeki uzmanlığı, Xerox’un müşteri hizmetleri çözümlerindeki mevcut portföyünü büyütüyor. Bu satın alma; müşterilerinin ihtiyaçlarına cevap vermek için güvenilir, erişilebilir ve ölçeklenebilir yollara ihtiyaç duyan telekomünikasyon sektörü içinde, güvenilir bir iş ortağı olarak bizi iyice farklılaştıracak” dedi. Dünya üzerinde 150 farklı lokasyonda 48,000’den fazla çağrı merkezi çalışanı ile müşteri ilişkileri hizmetleri alanında da lider olan Xerox, her gün 1 milyondan fazla müşteriye telefon ve web üzerinden cevap veriyor.
aktüel
matbaa&teknik
Bilgitaş’tan 30’uncu Yıla Özel A4 Çok Fonksiyonlu Fotokopi Fırsatı Japon KYOCERA Document Solutions Türkiye yetkili distribütörü Bilgitaş bu yıl 30’uncu yaşını kutluyor.
Bilgitaş 30’uncu yıla özel fotokopi, yazıcı, tarayıcı ve faks gibi tüm ofis ihtiyaçlarını karşılayan KYOCERA FS-3140MFP+ modelinde Ağustos ayında uygun ödeme seçenekli ve cazip fiyatlı fırsatını kullanıcılara sunuyor. Her büyüklükte işletmenin ihtiyaç duyduğu siyah/beyaz A4 dokümantasyon ihtiyacını 40 A4 s/b sayfa/dakika hızı ile profesyonelce karşılayan FS-3140MFP+ modeli standart olarak 600 sayfa kâğıt kapasitesi, fotokopi, ağ yazıcı, ağ tarama, faks, önlü arkalı baskı (dubleks), otomatik doküman besleyici özelliklerine sahip. Ağustos ayı sonuna kadar uygun ödeme seçenekleri ile yürütülecek FS3140MFP+ kampanyası için www.bilgitas.com.tr sitesinden daha detaylı bilgiye ulaşılabilir. Kyocera Document Solutions Hakkında; 1959 yılında Japonya’nın Kyoto şehrinde kurulan Kyocera şirketler grubu, seramik parçalar, güneş enerjisi panelleri, endüstriyel kesiciler, yarı iletken ve elektronik parçalar, LCD ekran ve dokunmatik paneller, telekomunikasyon ekipmanları, tıbbi malzeme, kimyasal malzemeler, fotokopi ve lazer yazıcı sektörlerinde faaliyet göstermektedir. Fortune 500 şirket listesinde yer alan Kyocera’nın temel felsefesi doğayı koruyan, yaşam kalitesini arttıran ürünler geliştirmektir.
78
Dünyanın lider dökümantasyon çözümleri üreticilerinden ve Kyocera grup şirketlerinden biri olan Kyocera Document Solutions, uzun ömürlü parçalarıyla sunduğu düşük toplam sahip olma maliyeti ile müşterilerine yazıcılar, çok fonksiyonlu sistemler, geniş format baskı sistemleri, dökümantasyon yazılımlarından oluşan ürün yelpazesini sunmaktadır. Kyocera dokümantasyon ürünlerinin temelini oluşturan ECOSYS konsepti Ekonomi, Ekoloji ve Sistem kavramlarına dayanmaktadır. Uzun ömürlü parçalara sahip olan ECOSYS cihazlar bakım, yönetim ve sarf maliyetlerini içeren toplam sahip olma maliyetini minimuma indirirken, maksimum verim, dayanıklılık ve çevre koruması sağlamak üzere tasarlanmıştır. Bilgitaş Hakkında: 1982 yılında kurulan Bilgitaş, Türkiye’nin önde gelen doküman yönetimi çözümleri ve hizmetleri kuruluşlarındandır. Japon Kyocera Document Solutions şirketinin Türkiye yetkili distrübütörü Bilgitaş, müşterilerine Dijital Çok Fonksiyonlu Fotokopiler, Lazer Yazıcılar, Geniş Format Yazıcılar, Döküman Üretim Sistemleri, Dijital Renkli Baskı Makinaları, Yazılım ürünlerinden oluşan ürün portföyü ile “Koşulsuz Müşteri Memnuniyeti” ilkesi kapsamında en hızlı ve etkin şekilde servis sağlamaktadır. Bilgitaş, Türkiye yetkili distribütörü olduğu Kyocera Document Solutions ile uzun yıllardır Türkiye fotokopi pazarının lideridir. ISO 9001 Kalite Belgesine sahip Bilgitaş, Tükiyenin en büyük 500 Bilişim Şirketini gösteren İnterpromedya Bilişim 500 listesinde yer almaktadır. Bilgitaş’ın İstanbul (Merkez), Ankara ve İzmir‘de ofisleri bulunmakta olup, kendi ve yetkili bayilerinin uzman kadroları ile Türkiye çapında satış ve servis hizmeti sunmaktadır. Bilgitaş sahip olduğu deneyim ve enerjiyi, sektörün ihtiyaçlarını önceden tespit etmek, yenilikleri yakından takip etmek ve son teknoloji ürünleri pazara kazandırmak için kullanmaktadır.
aktüel
2012 Kyoto Ödülü Bir Bilgisayarcının Oldu
Japonya’nın Nobel ödülleri olarak bilinen Kyoto ödülleri 2012 yılı sahiplerini buldu. Ödül, Kyocera Şirketler Grubu’nun kurucusu Kazua Inamori’nin kurduğu Inamori Vakfı tarafından bilim, kültür ve insanlığın manevi gelişimi için önemli katkılarda bulunmuş kimselere Temel Bilimler, İleri Teknoloji ve de Sanat ve Felsefe olmak üzere 3 ana dalda veriliyor.
Ödüller ABD, Japon ve Hindistanlı Bilim İnsanlarına Bu yıl Kyoto ödülleri İleri Teknoloji dalında, bilgisayar grafik arayüzleri alanındaki çalışmalarından ötürü, ABD'li bilim insanı Ivan Sutherland’a verildi. Sutherland'in çalışmaları sayesinde, kullanıcı dostu grafik arayüzlerin oluşturulması mümkün hale geldi ve karmaşık programlama dillerini bilmeyen kişiler de bilgisayar kullanmaya başlayabildi. Temel bilimler dalında Japonyalı bilim insanı Dr. Yoshinori Ohsumi ve Sanat ve Felsefe dalında Hindistanlı bilim insanı Profesör Gayatri Chakravorty Spivak ödüle layık görüldü.
Tören Kasım’da Japonya’da Kyoto ödülleri her yıl olduğu gibi kasım ayında Japonya'nın Kyoto kentinde düzenlenecek bir ödül töreniyle sahiplerine verilecek. Ödül olarak, altın Kyoto ödül madalyasının yanında bir şilt ve 50 milyon Yen tutarında bir çek veriliyor.
aktüel
matbaa&teknik
AWA Alexander Watson’dan Yeni Bir Rapor
Afrika ve Orta Doğu Etiket Pazarı The Label Market in Africa & Middle East New Report From AWA Alexander
Watson Associates Uzman yayın ve market araştırma şirketi AWA Alexander Watson Associates, yeni çalışması Label Markets Africa & Middle East Market Study&Sourcebook 2012’i yayınlandı.
New from specialist publishing and market research company AWA Alexander Watson Associates is ‘Label Markets Africa & Middle East Market Study & Sourcebook 2012’. The report is the company’s firstever analysis of these markets, and it offers an in-depth assessment of the opportunities and challenges across all the major labeling technologies – pressure-sensitive, wet glue, sleeving, and in-mold.
The world after BRIC
Rapor, bu pazarların ilk defa analiz edilen şirketleri ile gerçekleştirilmiş ve kendinden yapışkanlı, yapışkansız etiketler ile sarmal ve in mold etiketler için derinlemesine hazırlanmış bir içerik sağlıyor.
BRIC’ten Sonraki Dünya BRIC ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) ile gelişme yolunda olan ve stabil ekonomilere gelişmekte olan yerli ve yabancı yatırımcılar odaklandı. Hızla gelişen top on dışındaki yedi ekonomi, 2011-2015 uluslar arası mali fona göre Afrika’da ve bu çalışma global etiket pazarının içeriğinde kıtaları ve onların orta doğu komşularını bölgesel değerler zincirini belirlemeyi, aktif coğrafi ve
80
demografik pazar segmentleri büyük ürün kimlik belirlemesine ve dekorasyon teknolojilerinin bugünün ve yarının birbiriyle ilişkili önemini değerlendiriyor. Ayrıca makro ekonomik talep etkilerini , pazar sürücülerini ve çevresel konuları da tartışıyor. Rapor, kağıt ve film materyalleri üreticileri, ekipman üreticileri, baskıya duyarlı laminatörler, tukal ve mürekkeplerin tedarikçileri ve matbaacılar gibi pazara hizmet veren şirketler için bir rehber ile tamamlanıyor. AWA’ nın etiket pazarlarına ait uygulanan tüm diğer çalışmaları ve ‘Label Markets Africa & Middle East Market Study & Sourcebook 2012’ www.awa-bv.com sitesinden sipariş edilebilir vediğer detaylara da bu siteden ulaşılabilir.
With the BRIC countries well on the way to becoming developed, stable economies, the countries which will succeed them as emerging domestic and foreign investment markets are now a timely focus. Seven out of the top ten fastest-growing economies, 2011-2015, according to the International Monetary Fund, are in Africa; and this new study evaluates the continent and its Middle East neighbours in the context of the global label market, profiling the regional value chain, active geographical and demographic market segments, and the relative importance today and tomorrow of the major product identification and decoration technologies. It also discusses macro economic demand influences and market drivers, raw material pricing, and environmental issues. The report concludes with a directory of companies serving the market – paper and film material suppliers; equipment manufacturers; pressure-sensitive laminators; suppliers of inks and adhesives; and printers. Complementing AWA Alexander Watson Associates’ other in-depth studies of labeling markets, ‘Label Markets Africa & Middle East Market Study & Sourcebook 2012’ is available to order now via the website, www.awa-bv.com, where full details are also available.
aktüel
KYOCERA TASKalfa Serisine BERTL Bahar 2012 “Yılın Ofis Ürün Gamı” Ödülü
TASKalfa çok fonksiyonlu fotokopi ürün gamı bağımsız araştırma ve test laboratuarı BERTL tarafından Bahar 2012 “Yılın Ofis Ürün Gamı” ödülüne layık görüldü. Ofis ekipmanları konusunda dünyanın lider dokümantasyon çözüm firmalarından Japon KYOCERA Document Solutions’ın Renkli ve S/B TASKalfa çok fonksiyonlu fotokopi ürün gamı bağımsız araştırma ve test laboratuarı BERTL tarafından Bahar 2012 “Yılın Ofis Ürün Gamı” ödülüne layık görüldü. BERTL analistleri yüzlerce MFP modelini değerlendirdiler ve Kyocera TASKalfa serisini rekabette öne çıkan temel özelliklerini belirleyerek BERTL “En İyi Ofis Ürün Gamı” ödülü ile onurlandırdılar. BERTL analistleri tüm TASKalfa makinelerinin, makine kurulumundan baskı, kopya ve tarama işlevlerine kadar yıl boyunca test edilen diğer ürün serilerinden daha iyi performans sergilediğini tespit ettiler. Bu ödül ile onurlandırılan TASKalfa renkli serisi TASKalfa 7550ci, TASKalfa 6550ci, TASKalfa 5550ci, TASKalfa 4550ci, TASKalfa 3550ci ve S/B serisi TASKalfa 8000i, TASKalfa 6500i, TASKalfa 5500i, TASKalfa 4500i, TASKalfa 3500i çok fonksiyonlu fotokopi modellerinden oluşuyor. BERTL’ın Başkanı Art Wynne, “KYOCERA TASKalfa serisi kolay kullanımı, sağlamlığı ve uzun ömürlü parçalarıyla BERTL tarafından test edilen diğer rakip ürünlere göre üstün performans göstererek bu ödülü hak etmiştir’’ şeklinde görüşlerini aktardı. Bilgitaş Pazarlama ve İş Geliştirme Koordinatörü Türkay Terzigil ödül ile ilgili, “Kyocera ürünleri sağlamlığı ile sektörün standartlarını yükseltiyor. Kyocera TASKalfa çok fonksiyonlu serisinin BERTL “En İyi Ofis Ürün Gamı” ödülünü alması Kyocera’nın mükemmellik hedefinin sonucudur” yorumunda bulundu.
print buyer
matbaa&teknik
“Xerox iGen4 XXL’ı Görünce Ofset Yatırımından Vazgeçtim” Xerox ile büyümeye devam eden Çetin Ozalit, Xerox iGen4 XXL ile hedef yükseltti. Makine parkına Xerox iGen4 XXL’ı ekleyen Çetin Ozalit, baskı kapasitesini 364 x 660 mm’ye çıkardı; aylık renkli baskı hedefini 500 bine yükseltti. Xerox, Türkiye’deki baskı merkezleriyle iş birliğini güçlendirmeye devam ediyor. İstanbul’un en büyük baskı merkezlerinden Çetin Ozalit de, Xerox ile başlayıp Xerox ile büyüyen baskı merkezlerinden. Makine parkına Xerox iGen4 XXL’ı ekleyen Çetin Ozalit, yıllık renkli baskı hacmini üç katına çıkarmayı hedefliyor.
Ofset Yatırımı Fikri Xerox iGen4 XXL ile Değişti drupa 2012 Fuarı’na ofset makinesi almak amacıyla gittiğini, Xerox standında Xerox iGen4 XXL ile tanışınca fikrinin değiştiğini söyleyen Çetin Ozalit Firma Sahibi Mehmet Çetin; “364 x 660 mm ebatlarına, bu kadar yüksek kalitede baskı alan bir dijital baskı sistemi görünce, ofset makineye gerek olmadığına karar verdim. Xerox iGen4 XXL ile büyük ebatta ve en iyi kalitede renkli tabaka baskı yapabiliyoruz. Müşterilerimden aldığım tepkiler ve iş hacmindeki artış oranlarına bakınca, doğru bir karar verdiğimi görüyorum” dedi. Çetin Ozalit; Xerox iGen4 XXL ile renkli baskı hacmini 500 bine çıkartmayı hedefliyor. Bunun için pazarlama çalışmalarına da ağırlık verdiklerini söyleyen Mehmet Çetin; öncelikle bu ebatlarda dijital baskı yapıldığını duyuracaklarını belirtti. Mehmet Çetin; ajansların, matbaacıların hatta kurumsal şirketlerin çoğunun 364 x 660 mm ebatlarında dijital baskı alındığını bilmediklerini; onlara ulaşmak için satış pazarlama ekiplerini genişleteceklerinin, fuarlara katılacaklarının, katalog, broşür gibi kitler basacaklarının altını çizdi.
“Xerox Color 1000 ile 1 yılda renkli baskı hacmimizi 5 kat arttırdık” Geçtiğimiz yıl Xerox Color 1000 yatırımı da gerçekleştiren Çetin Ozalit’in renkli baskı hacmi, bir senede 30 binden 150 bine yükseldi. Bunun çok büyük bir büyüme olduğunu söyleyen Mehmet Çetin; “Xerox Color
82
Mehmet Çetin 1000 ile baskı hacmini büyüttüğümüz merkez ofismize, daha da büyümenin zamanı geldiğini düşündüğümüz için Xerox iGen4 XXL yatırımını gerçekleştirdik. Şimdi Xerox Color 1000’i Esenyurt şubemize taşıdık ve aynı büyümeyi orada da gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” dedi. Yatırım yapmak için baskı hacminin büyümesini beklemenin yanlış bir strateji olduğunu vurgulayan Mehmet Çetin; “Önce iş hacmim artsın sonra yatırım yapacağım mantığının yanlış olduğunu düşünüyorum. Müşteri makineyi görmeden, işin kalitesini arttırdığını görmeden gelmez. Önce sistem kurulmalı ki müşteri gelsin, hacim artsın. Biz hep bu mantıkla hareket ettik ve hep kazandık” ifadelerini kullandı.
Xerox ile Başladı, Xerox ile Büyüyor Bugüne kadar hep ölçülebilir yatırımlar yaptıklarını ve planlı büyüdüklerini söyleyen Mehmet Çetin; “Doğru zamanda, doğru iş ortağı ile doğru makineye yatırım yaparak 11 senede Xerox iGen4’e kadar yükseldik. Xerox DocuColor 12 ile başladığım dijital baskı sektöründe, bugün en büyükler arasında yer almak bize gurur veriyor” dedi. Bundan sonra da yatırımlarına devam edeceğini belirten Mehmet Çetin, Xerox ile
çalışmaktan çok memnun. Mehmet Çetin; Xerox’un baskı kalitesinin yanı sıra sunduğu iş geliştirme ve pazarlama desteğinin kendileri için çok önemli olduğunu söylerken, bu desteğin büyümelerine sunduğu katkının da altını çizdi. Xerox ile çalışmanın en büyük avantajlarından birinin Xerox teknik servisinin kalitesi olduğunu belirten Mehmet Çetin, Xerox teknik servisin hızı ve tecrübesi sayesinde işlerinin kesintisiz devam ettiğini söyledi.
“Dijitalin geldiği noktaya drupa’da şahit oldum” Geleceğin dijital baskıda olacağını düşünen Mehmet Çetin; “Dijitalin geldiği noktayı, bu yıl Drupa’da da çok iyi gördüm. Drupa’ya dijital baskı adeta damgasını vurdu. Ben bir sene gibi kısa bir sürede dijitalin ofsetin önüne geçeceğine inanıyorum” sözlerini kullandı. Artık müşterilerin kısa tiraja yönlendiğine dikkat çeken Mehmet Çetin, hızlı teslimatın da öneminin arttığını söyledi. Dijital baskı sayesinde bu taleplere cevap verebildiklerini ifade eden Mehmet Çetin, karlılıklarının da arttığını belirtti. İstanbul’da 1995 yılında kurulan Çetin Ozalit, şu anda Güneşli, Esenyurt, Arnavutköy ve Kurtköy’de bulunan dört şubesiyle faaliyet gösteriyor.
aktüel
matbaa&teknik
Şan Ofset Matbaa Müdürü Serhat Ünal:
“Termal CtP’nin Daha İyi Kalıp Pozladığına İnanmıyorum” “Kişisel olarak termal bir CtP’nin daha iyi bir nokta pozladığını kabul etmiyorum. Aynı ripten çıkmış, aynı gradizasyon eğrisiyle pozlanmış, uygun şekilde ayarlanıp, doğru şekilde banyodan geçmiş bir kalıbın hangi teknolojiyi kullanan makineyle pozlandığını ayırd etme şansınız bence yoktur.” Bu ayki yatırım haberimiz için kendi adıma bir kapalı kutu olan Şan Ofset’in kapıları, dergimize açıldı. Kapıyı açan ise matbaanın yeni Ajuhitek konvansiyonel CtP yatırımı yapması oldu. Klasik bir yatırım röportajı olur derken karşımızda bambaşka bir bakış açısı ile bir matbaa müdürü bulduk. Serhat Ünal. Ben bu bakış açısını bir matbaada daha görmüştüm ki o matbaanın müdürü de tıpkı Serhat Ünal gibi makine mühendisi idi. Ünal, üretime tamamen bir matematik çerçevesinde ve kimyasal ya da fiziksel bağıntı olarak bakıyor. Böyle bakıldığında ise termal, konvansiyonel ya da violet fark etmiyor. Cevabı bulmak ise çok basitleşiyor. Şan Ofset, bu yıl 30. Yılını kutluyor. 1982 yılında Cağaloğlu’nda start veren Tamer ve Turgay Uluşan, bir iki ay içinde matbaayı Kağıthane’daki kendi yeni binalarına taşıyacaklar: matbaa&teknik: Şan Ofset ne zaman kuruldu? Makine parkurunuzdan bahseder misiniz? Serhat Ünal: Şan Ofset Tamer ve Turgay Uluşan kardeşler tarafından 1982 yılında Cağaloğlu’nda kuruldu. 2000 yılında ise şuan bulunduğumuz yere taşındık. Üretim parkurumuzda; iki tane dört renkli 70x100 Komori, bir tane sekiz renk 70x100 Roland, bir tane beş renk 50x70 Komori, yine bir tane 10 renk 70x100 Akiyama baskı makinelerimiz var. Ayrıca tek renk kitap, vernik gibi işleri bastığımız iki renk bir Heidelberg’imiz bulunuyor. Baskı sonrasında ise selofan makinemiz, Amerikan kapak takma makinemiz, çeşitli iplik dikiş makinelerimiz ve cilt işleri için
84
kırımda kullandığımız farklı katlama makinelerimiz bulunuyor. Çok özel uygulamalar dışında her türlü matbaacılık hizmetinin bünyemizde tamamlandığı entegre bir yapıya sahibiz. matbaa&teknik: Ağırlıklı olarak ne tip işler basıyorsunuz? Serhat Ünal: İş yoğunluğumuz genel olarak süreli yayınların basımına yöneliktir. Üretim yapısı içinde yüzde 50-60 oranlarında dergi baskılarına yönelik çalıştığımızı söyleyebilirim. Şuan ayda 100 civarı derginin basımını yapıyoruz. Tabi bunun yanında kitap, katalog ve broşür gibi baskı işleri yapıyoruz. Mevcut iş yapımız içinde bazı zamanlar çok
yoğun geçse de bunu başarılı bir şekilde sürdürebiliyoruz. Zaten yoğunluğun ve işin önemli bir bölümü baskı öncesinde çözülüyor. matbaa&teknik: Baskı öncesinde bu yükü hafifleten bir grafik departmanına ve kalıp makinelerine sahip misiniz? Serhat Ünal: Grafik departmanında çalışan başarılı arkadaşlarımız var fakat işlerimiz genel olarak FTP üzerinden PDF olarak geliyor. Hazırlanmış olarak gelen işleri montajlayarak ozalit hallerini onaya sunuyoruz. Kalıp işlerimiz de bir termal bir CtCP teknolojili iki adet makinemiz vasıtasıyla çözüyoruz. Termal CtP makinemizi her zaman kullanmı-
aktüel
yoruz. Özellikle CtCP teknolojisiyle çok uygun fiyatlara mal edilebilen kalıplar nedeniyle üretimin ağırlığını bu makinenin üstlendiğini söyleyebilirim. Termal CtP’yi ise bir arıza ya da acil yetişmesi gereken bir iş durumunda üretime çekiyoruz. İki ay önce Ajuhitek marka CtCP yatırımı gerçekleştirdik. Daha önce başka marka bir CtCP ile çalışıyorduk fakat hız ve performansından memnun kalmadık. Piyasa da çeşitli alternatif olmasına rağmen 800 x 1030 saatte 25 kalıp alan Ajuhitek marka bir makineyi tercih ettik. Şuan kalıp işlerimizin yüzde 80’ini bu makine ile çekiyoruz. matbaa&teknik: Ajuhitek markası güveninizi nasıl kazandı, tercihiniz olmasını sağlayan etmenler nelerdi? Serhat Ünal: Yatırım öncesi ne firma ne de makinenin performansı ile ilgili bilgimiz yoktu. Hiçbir teknik inceleme ya da test çalışması yapmadık. İsmini bile söylemekte zorlandığımız bir makineye yatırımı yaparken tercihimizi belirleyen en önemli etken Türkiye pazarına Grensan güvencesiyle sunulmasıydı. Arkasında Grensan’ın olduğunu öğrendikten sonra tereddüt duymadan yatırıma karar verdik. Şuana kadar kararımızdan pişman olmadık, pişman olacağımızı da düşünmüyoruz. Piyasadaki bazı markalar çok kurumsal olduğundan, bazıları ise kurumsallaşamadığından teknik desteği beklenilen zamanda sağlayamadığı olabiliyor ancak Ajuhitek kurulduğu günden bu yana Grensan 7/24 yanımızda. matbaa&teknik: İş yapınız gereği belli dönemlerde duraklamayan bir üretim süreci gereksinimi duyuyorsunuz. Ajuhitek baskı öncesinde hız ve süreklilik beklentilerinize cevap verebiliyor mu? Birçok işletme özellikle daha kaliteli baskı için termal CtP teknolojisini tercih ettiğini aktarırken sizin termal makinenizi CtCP’nin yedeği olarak kullanma nedenleriniz? Serhat Ünal: Kişisel olarak termal bir CtP’nin daha iyi bir nokta pozladığını kabul etmiyorum. Aynı ripten çıkmış, aynı gradizasyon eğrisiyle pozlanmış, uygun şekilde ayarlanıp, doğru şekilde banyodan geçmiş bir kalıbın hangi teknolojiyi kullanan makineyle pozlandığını ayırd etme şansınız bence yoktur. Firma olarak doğru ayarlamalar yaparak son iki aydır termalden daha iyi sonuçları Ajuhitek makinemizden aldığımızı söyleyebilirim. Üstelik Ajuhitek 2400 değil 2540 dpi da kalıp pozluyor. 2540 dpi’de saatte 25 kalıp çekebiliyoruz. Daha hızlı çalışan maki-
85
matbaa&teknik
Volkan Kuruten
nelere de yatırım yapabilecek olmamıza rağmen makine yedekli çalışmayı seçtiğimizden bu sayı beklentimizi karşılıyordu. Şuan 3 kalıbımızı Ajuhitek’ten bir kalıbımızı termal makinemizden alarak bile baskı yapabiliyoruz. Kullandığımız Ajuhitek kasetli bir makine. 40 kalıba kadar kasede yükleme yapabiliyorsunuz. Makineyle yan zamanlar son derece kısaldı. Örneğin önceki CtCP makinemizde pozlama bittikten sonra kalıbın alınmasını yeni kalıp sarılmasını sizin sağlamanız gerekiyordu. Ajuhitek’te ise kalıp, pozlaması bitip dışarı çıkarken yeni kalıbı vakumlayıp aynı anda sarmaya başlıyor. Kalıp yüklediğiniz müddetçe makinenin durması söz konusu değildir. Ortalama olarak iki vardiyada günde 400-450 kalıp alabiliyoruz. Bu da ayda 13-14 bin kalıplık çok ciddi bir potansiyele denk gelir. İşletmemizde anlık yoğunlukları ise iki makineyle rahatlıkla çözebiliyoruz. Bilindiği üzere her kalıbın bir emisyon enerji değeri vardır. CtP makineler üzerinde ise ayarlanabilir enerji ve hız değerleri bulunur. Piyasada çeşitli değerlerde kalıplar bulunmaktadır. Kullandığınız kalıba uygun değeri makineye verebiliyorsunuz. Yani aslında kalıbınızı makineye değil makinenizi gerekli ayarlamaları yaparak kalıba uydurabilirsiniz. Firma olarak çalıştığımız birkaç kalıp ile ilgili makinemizde standart ayarlarımız var. Hangi kalıp markasına geçilecekse arkadaşlarımız o ayara geçiyor ve sorunsuzca üretime devam ediyor. matbaa&teknik: Hedeflerinizi ve geleceğe yönelik planlarınızı öğrenebilir miyiz? Eklemek istediğiniz herhangi bir şey kaldı mı?
Serhat Ünal
Serhat Ünal: Bildiğiniz gibi Uluslararası baskı standartlarında nokta kazançları belirlenmiş durumdadır . Bu aşamada kalıpda mevcut nokta değerlerini termal ya da CtCP teknolojisi nasıl pozluyordan çok, makine linear olarak bir kalıbı hangi değerlerle pozluyor, hangi ayarları yaparak istediğim hale getirebilirim? kısmı çok daha önemlidir. Makinenin önemi ise istikrarlı ve düzenli olarak bu noktaları sürekli vermesinde gizlidir. Termaller bu açıdan hep daha başarılı oldu. Ama son dönem içinde CtCP makinelerinde bu başarıya ulaştığını düşünüyorum. Termal kalıplar CtCP makinelerde kullanılanlara göre halen çok pahalı durumda. Şuan ikinci el termal makinemizi zaman zaman kullanmakla birlikte yeni yerimize taşındıktan sonra bu makineyi satarak yerine saatte 19 kalıp çekebilen kasetsiz bir Ajuhitek makine yatırımı yapmayı düşünüyoruz. Bununla birlikte baskı dünyasında dijital sektör gelişiyor. Hala çok bilinmeyenli yapısı nedeniyle işletme olarak mesafeli duruyoruz. Bu yönde şimdi adımlar atılmazsa geç kalınacağını düşünenlere katılmıyorum. Kişisel görüşüm; baskı öncesi ve sonrasına hakim bizim gibi firmalar için masaüstü bilgisayardan dizüstüne geçmek gibi bir durum. Bence önemli olan teknolojiden öte pazar oluşturabilmek. Pazarınız varsa iş yaparsınız mantığı hakim bu konuda da. Şuan müşterilerimiz böyle bir makinemiz olmadığını bildiğinden bu yönde bir taleple gelmiyor. Fakat zaman içinde dijital baskı makinesi yatırımına yönelirsek bu tip mevcut işlerini de bize getirebilirler. Belki 1,5-2 yıl içinde dijital alana yönelik bir yatırım gerçekleştirebiliriz. Şuan için gündemimizdeki en önemli iş ise ;tesisimizin yeni yerine taşınıp makine kurulumlarının sorunsuzca tamamlanmasıdır…
teknoloji
matbaa&teknik
Paketlemede Esneklikten Kaliteye From flexibility to quality - It’s in the bag Bio-Nahrung Mesul Müdürü Christian Winzer: “SVI 2620 makinesini eşsiz kılan, çok sayıda torba tipinin kullanımına imkân tanımasıdır.”
1979 yılında kurulan Bio-Nahrung trend belirleyici olarak görülebilir. Şirket işlenmemiş gıda ürünleri ithal ediyor ve bu ürünleri büyük perakendeciler için paketliyor. Şirket, dünya genelinde gelişmiş ülkelerde organik ve sağlıklı yaşam furyası başlamadan çok önce, kurulduğu tarihten bu yana sağlıklı ve doğal ürün çeşitleri sunuyor. Merkezi Avusturya, Salzburg yakınlarındaki Grödig kasabasında bulunan Bio-Nahrung kuru meyve, kuruyemiş, meyve ve kuruyemiş karışımları, atıştırmalık gıda, tohum ve bakliyatın yanı sıra tahıl gibi organik gıdaları paketliyor. Bio-Nahrung müşterilerine en kaliteli ürünlerin sunulmasını güvenceye almak için, sadece onaylanmış organik tarım mahsulü işlenmemiş ürünleri alır. Yıllardan beri birinci kalite ürüne gösterilen büyük özen modern paketleme teknolojisinin kullanımı ile birleşerek Bio-Nahrung'u Avrupa organik gıda ticaretinde lider durumuna getirmiş. Şirketin 80 personelden oluşan ekibi hâlihazırda Almanya, Fransa, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerindeki toptancılar, süpermarketler ve eczanelerden alınan siparişlerin hızlı bir şekilde hazırlanmasından sorumlu.
86
Rafta Farklılaşmanın Yeni Biçimi Bio-Nahrung’un kullandığı paketleme yöntemleri son 30 yıllık dönemde üretim hacmine paralel olarak önemli ölçüde değişmiş. Bio-Nahrung hâlihazırda yılda dolum hacmi 100 ile 1.000 gram arasında değişen yaklaşık 24 - 25 milyon torba paketliyor. Günümüzde, Bio-Nahrung adı kendi pazarında her zaman yüksek kaliteli ürünler, esneklik ve yüksek üretim kapasitesinin teminatı olarak algılanıyor. Bu gereksinimlerin ve ayrıca perakendeci ve toptancı müşterilerin beklentilerinin karşılanması için, gelişmiş ve esnek makineler sunan güvenilir bir ekipman ortağına ihtiyacı bulunan Bio-Nahrung'un yöneticileri, “Bosch Packaging Technology ile aradığımız ortağı bulduk.” diyor. Bio-Nahrung 1980'lerden bu yana, kuruyemiş paketlemek üzere temin ettiği kesintili dikey paketleme makinesi ile başlayarak Bosch ekipmanları kullanıyor. Şirket hâlihazırda paketleme işlemlerinde yedi adet Bosch ürünü makine kullanmakta. BioNahrung Mesul Müdürü Christian Winzer “Bosch ile bir ortak olarak harika bir deneyim yaşıyoruz. Bosch her zaman neye ihtiya-
High flexibility is key for Bio-Nahrung to meet changing consumer demands
Founded in 1979, Bio-Nahrung can be considered a trendsetter. The company imports raw foods and contract packs them for large retailers. It has provided a range of healthy and natural products since its foundation, long before the organic and wellbeing hype started in developed countries around the world. Based in Grödig near Salzburg, Austria, Bio-Nahrung packages organic food such as dried fruit, nuts, fruit and nut mixtures, snacks, seeds and grains as well as cereals. To make sure to provide the best quality products to its customers, Bio-Nahrung only obtains its raw products from certified organic cultivation. For years now, this rigorous attention to first-class product combined with the use of modern packaging technology has made Bio-Nahrung a leading player in the European organic food trade. The company’s team of 80 employees is currently responsible for the rapid handling of orders from wholesalers, supermarkets and drug stores in Germany, France, UK and other European countries.
New style for on-shelf differentiation Over the last 30 years, Bio-Nahrung’s packaging methods have changed considerably as has the volume of production. BioNahrung now packages approximately 24 to 25 million bags per year with a filling volume of 100 to 1,000 grams. Today, the name BioNahrung guarantees consistently top-quality products, flexibility and high output capacity. To meet these requirements and also the expectations of its retailer and wholesaler clients, Bio-Nahrung needs a reliable equipment partner with advanced and flexible machines. With Bosch Packaging Technology, BioNahrung found such a partner.
teknoloji
Bio-Nahrung has used Bosch equipment since the 1980s, starting with an intermittent vertical form, fill and seal machine to package nuts. To date, the company is using seven machines from Bosch for its packaging processes. Christian Winzer, Managing Director of Bio-Nahrung, summarized his satisfaction: “We have had a great experience with Bosch as a partner. Bosch always understands what we need and delivers.” Recently, Bio-Nahrung wanted to add a re-closable doy-style bag to its product portfolio to add a premium look and differentiate its products on store shelves. However, its existing, standard vertical form fill and seal machines were not capable of handling the change. Of importance was also very low interference of the machine in order to avoid waste as well as process reliability, which is especially important for handling gas-tight film to package delicate products. To incorporate this new pack style and meet its flexibility, quality and output requirements, Bio-Nahrung turned to long-term partner Bosch Packaging Technology. Keeping its options open Bio-Nahrung’s needs were quite unique. While its output is high, this is not the company’s major focus. As a premium provider of organic products, Bio-Nahrung emphasizes quality - it must deliver best-in-class products to the retailers it serves. Additionally, consumer demands have a tendency to change quite rapidly, challenging Bio-Nahrung to incorporate flexibility into its lines. There are periods where consumers prefer nuts and other times when dried fruits are all the rage. Preferences of retailers and wholesalers regarding product presentation also continuously change. In order to adapt to fluctuating demands, BioNahrung needs flexible machines that allow rapid - or in the best case immediate – changeover of products and pack styles on its lines. Not only was the company seeking to add a reclosable doy-style bag to its offering, but it also wanted to the flexibility to handle a variety of bag sizes and styles without slowing down the line. Therefore, machine flexibility was essential. To meet the needs of Bio-Nahrung, Bosch provided the intermittent vertical bagger SVI 2620. The SVI 2620 offers the ultimate in flexibility with retrofitting options to produce a wide variety of bag styles, including pillow, side gussetted, block-bottom, corner seal and doy-style bags with
matbaa&teknik
cımız olduğunu anlıyor ve onu bize sunuyor” diyor. Bio-Nahrung kısa bir süre önce ürünlerine seçkin bir görünüm kazandırmak ve mağaza raflarında farklılaşmasını sağlamak amacıyla ürün portföyüne tekrar kapatılabilen dik durabilir bir torba eklemeyi planlıyordu. Ancak, eldeki mevcut standart dikey paketleme makineleri bu değişikliği gerçekleştirecek kapasitede değildi. Ayrıca atık oluşumunu engellemenin yanı sıra hassas ürünlerin paketlendiği gaz geçirmez filmin kullanımında özellikle önemli proses güvenliğini sağlama açısından makinenin çok az müdahale gerektirmesi önem taşıyordu. BioNahrung bu yeni paket tipini kullanmak ve esneklik, kalite ve kapasite gereksinimlerini karşılamak için uzun vadeli ortağı Bosch Packaging Technology şirketine yöneldi.
Seçenekleri Geniş Tutmak Bio-Nahrung’un ihtiyaçları oldukça özeldi. Üretim kapasitesi yüksek olmakla birlikte, bu şirketin temel hedefini oluşturmuyordu. Bio-Nahrung seçkin bir organik ürünler tedarikçisi olarak kaliteye önem vermektedir - hizmet verdiği perakendecilere sınıfının en iyisi ürünleri sunması gerekir. Ek olarak, oldukça hızlı değişme eğiliminde olan tüketici talepleri Bio-Nahrung'un üretim hatlarına esneklik kazandırmasını zorlaştırmaktadır. Tüketicilerin kuruyemişleri tercih ettiği dönemler ve kurutulmuş meyvelerin oldukça revaçta olduğu zaman dilimleri bulunmaktadır. Perakendeci ve toptancıların ürün sunumuna ilişkin tercihleri de sürekli değişmektedir. Bio-Nahrung'un değişen taleplere uyum sağlayabilmesi için, üretim hatlarında ürün ve paket tiplerinin hızlı - veya en iyi ihtimalle anında değiştirilmesine ola-
87
teknoloji
nak tanıyan esnek makinelere ihtiyacı bulunmaktadır. Şirket sadece ürün portföyüne tekrar kapatılabilen dik durabilir bir torba eklemeyi amaçlamıyor, aynı zamanda hattaki üretimi yavaşlatmadan çeşitli torba ebat ve tiplerinin kullanımına imkân veren bir esnekliğe sahip olmak istiyordu. Dolayısıyla, makine esnekliği vazgeçilmez önem taşıyordu. Bosch Bio-Nahrung'un ihtiyaçlarını karşılamak için, SVI 2620 kesintili dikey paketleme makinesini temin etti. SVI 2620 isteğe göre fermuar eklenebilen yastık, yandan körüklü, blok tabanlı, köşe kaynaklı ve dik durabilir torba dâhil çok sayıda torba tipinin üretilmesine imkân veren uyarlama seçenekleri sayesinde maksimum esneklik sunar. Bu teknoloji, Bio-Nahrung'a güncel ve gelecekteki torba tipi ihtiyaçlarını, ürünlerini satış noktasında sürekli olarak farklılaştıracak şekilde karşılama imkanı veren bir esneklik kazandırıyor. “SVI 2620 makinesini eşsiz kılan, çok sayıda torba tipinin kullanımına imkân tanımasıdır" diyen Winzer, “Bu teknoloji, yalnızca üretim verimliliğimizi artırmamıza değil, aynı zamanda ürünlerimizi satış noktasında çok çeşitli torba şekil ve tip seçeneği ile farklılaştırmamıza yardımcı olmaktadır” ifadesini kullandı. SVI 2620 makinesinin temel özelliklerinden biri de, kolay değişiklik yapılabilmesidir. Yastık, körüklü veya blok tabanlı torba tipleri arasında geçiş yapabilmek için, operatörün genel ekipman verimliliği açısından biçim ayarını minimum duruş süresi sağlanacak şekilde değiştirmesi yeterlidir. Biçim setinin değiştirildiği ve bir köşe kaynak ünitesinin eklendiği dört köşe kaynaklı torbalara geçişte de aynı durum söz konusudur. Bio-
88
matbaa&teknik
Nahrung’un makinesi dik durabilir torbalara uyarlanabildiğinden, dört köşe kaynaklı ve dik durabilir torba tipleri arasındaki geçiş, biçim ayarını değiştirmek ve mevcut çapraz kaynak yuvasını 90 derece döndürmek suretiyle çok daha hızlı bir şekilde sağlanabilir. Bio-Nahrung gelecekte köşe kaynaklı veya dik durabilir torba tiplerinin biçim ölçülerini değiştirmeye karar verdiği takdirde, tek yapması gereken, mevcut kaynak ünitesi kullanılabileceğinden, uygun biçim ayarını yapması yeterli olacaktır. Winzer şöyle devam etti: “Başka hiçbir paketleme makinesi tedarikçisi hızlı değişiklik yapma ihtiyacımızı Bosch ölçüsünde karşılayamadı. Döner çapraz kaynak çenesi yuvası, gördüğüm en kolay değişime olanak sağlıyor.”
optional zippers. This allows Bio-Nahrung the flexibility to handle current and future pack style needs to continually differentiate its products at the point-of-sale. “The uniqueness of the SVI 2620 is its ability to handle a large variety of bag formats,” said Winzer. “It helps me not only to increase our production efficiency, but also differentiate our products at point-of-sale with a diverse choice of bag shapes and styles.” A key feature of the SVI 2620 is easy changeover. To change between pillow, gusseted or block-bottom bags, the operator simply changes the format set with minimal downtime, for overall equipment efficiency savings. This is also the case when switching to full corner seal bags, where the format set is changed and a corner sealing unit is added. As Bio-Nahrung’s machine is retrofitted for doy-style bags, changeover between full corner seal and doy-style bags can be even more quickly realized by exchanging the format set and turning the existing cross-seal housing by 90 degrees. In the future, if Bio-Nahrung decides to change the format sizes of its corner-sealed or doy-style bags, it has to simply acquire the corresponding format set as the existing sealing unit can be used. Winzer stated: “No other packaging machine supplier was able to meet our need for rapid changeover to the extent that Bosch could. The rotary cross-seal jaw housing allows the easiest changeover I have experience.”
Sealing in Quality Kaynakta Kalite Kesintili SVI 2620 makinesinin kullanımı, Bio-Nahrung'a uzun kaynak süresi sayesinde ürünlerini güvenilir şekilde kaynatılan yüksek kaliteli torbalarda paketleme imkânı sağlar. Ayrıca, dik durabilir torbalardaki tekrar kapatılabilen fermuar ürünün tazeliğini koruyarak tüketicilere rekabet avantajı sağlar. Tüm bunlar, çok az müdahale gerektirmesi sayesinde duruş süresinin kısa tutulduğu bir paketleme prosesine olanak tanıyan bir makine olan SVI 2620 ile mümkün olmuştur. Bunun yanında, yüksek proses güvenliği hassas atıştırmalık ürünlerde vazgeçilmez önem taşır ve Bosch'un SVI makinesi sağlam tasarımı sayesinde bunu sağlar. Winzer şu ifadeyi kullandı: “Bu makine bize bir tedarikçi olarak değişe tüketici taleplerine yanıt verme ve müşterilerimize kaliteli bir ambalaj sunma güvencesi sağlıyor.”
Using the intermittent SVI 2620 machine enables Bio-Nahrung to package its products in high quality bags with secure seals resulting from long sealing times. Plus, the reclosable zipper on its doy-style bags will lock in freshness for a competitive advantage with consumers. All of this was made possible by the SVI 2620, a machine that allows a packaging process with little downtime due to its low interference. Additionally, high process reliability is essential for delicate snack products and Bosch’s SVI ensures this through its robust design. Winzer said: “This machine gives me the security that we as a supplier are able to respond to changing consumer demands and bring a quality package to our customers.”
teknoloji
matbaa&teknik
basysPrint ve MacDermid ile Maliyet Etkin Laklama basysPrint and MacDermid Put Spotlight on
Cost-Effective Varnishing basysPrint, MacDermid Printing Solutions ile yaptığı iş birliğinin ardından dikkatleri maliyet etkin laklamaya çekti.
basysPrint, ortak geliştirme çalışması ile ambalaj ve ticari ofset matbaacıları için MacDermid Accent’e kaliteli lak kalıbı sunabiliyor. MacDermid lak kalıbı, özel bir beşinci baskı ünitesi aracılığı ile basılı malzeme üzerine yapışan blanket kaplamanın aksine spot parlatıcıya uygulanıyor.
90
405 nm lazer ışınına duyarlı su ile yıkanabilir polimer bazlı kalıp, basysPrint’s UV CtP çözümleri tarafından görüntülenebilir. Işımanın ardından kalıp kurutma ve kürleme adımlarının ardından yüksek basınçlı washout ünitesi aracılığı ile geliştirildi. Bu durum lak kalıplarının ofset kalıpları ile aynı hassasiyette üretilmesini sağlıyor. Aynı zamanda matbaacıların lak kalıp üretimini yerinde yapmasına imkan sağlıyor böylece önemli maliyet avantajı sağlanıyor. Ürünlerini daha özel sonlandırma çözümleri ile farklılaştırmaya çalışan nihai kullanıcıların sayısının giderek artığını belirten basysPrint Satış ve Pazarlama Müdürü Christophe Lievens, sözlerine şöyle devam etti: “Inline spot lak, ayrı bir baskı sonrası sürecine gerek kalmadan bu özelliği sunabilir. Flekso ekipmanlarının bu tür kalıplar üretmesi için geleneksel baskı evleri pahalı lak kalıpları almak zorunda kalıyordu. Geleneksel baskı kalıpları için ve spot vernik baskı için artık basysPrint UV-Setter’ı kullanılabilir. Böylece, müşterilerimize çok çarpıcı Toplam Sahiplik Maliyeti ve rekabetçi piyasada fark sağlama fırsatı sunulur.”
basysPrint has made spot varnish printing a costeffective reality following co-operation with MacDermid Printing Solutions. Through the joint development, basysPrint is now able to offer the MacDermid Accent high quality coating plate for packaging and commercial offset printers. The MacDermid coating plate applies spot varnish, as opposed to blanket coverage, on the printed matter via a dedicated fifth printing unit. The water washable polymer based plate, sensitive to 405 nm laser light, can be imaged by basysPrint’s UV CtP solutions. After exposure the plate is developed by means of a high pressure wash-out unit followed by a drying and curing step. This produces coating plates with the same accuracy as offset plates and in perfect registration. It also enables printers to bring coating plate production in-house, which results in a considerable cost advantage. “Increasingly end-users are looking to differentiate their products with more creative finishing. Inline spot varnish can offer this creativity without the need for a separate post-press process,” explains Christophe Lievens, basysPrint Director of Sales and Marketing. “Traditionally print shops had to buy their occasional expensive coating plates at a trade shop because it required flexo equipment to produce such a plate. Now they can use a basysPrint UVSetter for their conventional printing plates and the same imager to expose coating plates for spot varnish printing. This offers a very attractive Total Cost of Ownership to our customers with on top of that the possibility to make a distinction in their competitive market.”
teknoloji
matbaa&teknik
Lumix G5 Standartları Belirliyor Panasonic Lumix G5 dijital tek lensli aynasız fotoğraf makinelerinin yeni standardını belirliyor.
Lumix G5’in yeni 16M dijital Live MOS sensörü ve Venus Engine 7 FHD teknolojisi özellikle düşük ışık koşullarında mükemmel fotoğraf ve video kalitesi sağlıyor. Panasonic, devrim niteliğindeki dijital tek lensli aynasız fotoğraf makinesi (DSLM) fotoğraf makinesi Panasonic Lumix G5’i tanıttı. LUMIX G, mükemmel çözünürlük, görüntü oluşturma ve renk üretimiyle gerçeğe uygun detaylar yansıtarak yüksek kalitede fotoğraflar çekebiliyor. Panasonic Lumix G5 yeni bir algoritmada ve daha hızlı şekilde çalışan ileri görüntü işleme motoruyla daha bile yüksek çözünürlüğe erişebiliyor. Hassas Contrast AF (Otomatik Odaklama) sistemi, yüksek hızlı AF sistemini “Hafif Hız AF”*ye taşıma başarısı gösteriyor. Seri çekim kabiliyeti de ayrıca 16.05-megapiksel tam çözünürlükte saniyede 6 kareye yükseltilmiş durumda. 16.05-megapiksel Canlı MOS sensörü ve Venus Engine VII FHD Motoru’nun avantajına sahip olan Panasonic Lumix G5 ayrıca, AVCHD Progresif formatında stereo sesle
1,920 x 1080 50p (PAL) Full HD video çekebiliyor. Pratik tam-zamanlı AF ve izleme AF’si dahil olan ileri AF sistemi video kayıt için kullanılabiliyor. Böylece her fotoğrafçı büyük bir rahatlıkla yüksek kalitede video çekmenin keyfini yaşıyor. Sensör ve görüntü işlemcisi arasındaki mükemmel denge sayesinde Panasonic Lumix G5 özellikle düşük ışık koşullarında olağanüstü görüntü kalitesi sunan 160 * 12.800 ISO aralığı sunabiliyor. Fotoğraf makinesinin dış tasarımı yapılırken kavrayış, kadran ve kaplamadan hiçbir taviz verilmedi ve her bir detay incelikle işlendi. Görüş alanı göz sensörüne yüzde 100 uyum gösteren ve yeni Dokunmatik fonksiyonuyla aynı anda LCD ile de kullanılabilen yaklaşık 1.4x (yaklaşık 0.7x*)’lık Canlı Vizör 1,440,000 noktaya eşit. Seviye camı da kadraj kesinliği için yeniden uyarlandı. Popüler farklılaşan kontrol, sanatsal çekim keyfi yaşamak için filtre seçeneğini 5’ten 14’e yükseltmiş bulunuyor. Çok kabiliyetli çekim destek fonksiyonu iA’ya (Intelligent Auto – Akıllı Otomatik) ek olarak, fotoğrafçılığa yeni başlayanların kolay-
ca kullanabileceği ekran kılavuzu da bulunuyor. Panasonic Türkiye Optik Ürünler Grup Müdürü Evren Köksal Panasonic Lumix G5 için şunları söylüyor: “Micro Four Thirds formatındaki ilk dijital aynasız değiştirilebilir lensli fotoğraf makinesini piyasaya sürdüğümüz 2008 yılından beri Lumix G ekosistemimiz dijital görüntüleme pazarında yaşanan devrimin bayraktarlığını yapıyor. Panasonic Lumix G5, dijital tek lensli aynasız makinelerin yüksek kaliteli, kolay kullanımlı ve gelişimci değiştirilebilir lensli fotoğrafçılılık için en uygun çözüm olma sürecinde çok önemli bir adım. Olağanüstü görüntü kalitesi ve zengin özellikleri klasik bir fotoğraf makinesi tasarımında bir araya getiren Panasonic Lumix G5 ile gurur duyuyoruz.” Siyah renkte üretilen Panasonic Lumix G5, rahatlıkla kullanılabilen ileri fonksiyonlarının yanı sıra yüksek resim kalitesi ve yüksek yanıt hızıyla desteklenmiş tam bir performansla kullanıcılarının keyifle kullanacağı bir makine. Panasonic Lumix G5 eylül ayından itibaren Türkiye’de satışa sunulacak.
91
teknoloji
matbaa&teknik
Röntgen Filmleri Kağıda Basılacak Xerox'un Türk iş ortağı Mek Bilgi Teknolojileri’nin geliştirdiği yeni bir teknoloji, tıbbi röntgen görüntülerinin ofis yazıcıları ile kağıda basılmasını sağlıyor. Geliştirilen yeni çözüm ile MR, tomografi, ultrason, dijital röntgen gibi radyolojik görüntüler, normal ofis baskı cihazları ile kağıda basılabilecek. Bu teknoloji, kamunun ilgili sağlık harcamalarını ve hastanelerin röntgen filmi maliyetlerini yüzde 75’e varan oranlarda azaltma imkanı veriyor.
Örnek Uygulamalara Başlandı Xerox’un Türk iş ortağı Mek Bilgi Teknolojileri’nin geliştirdiği yeni bir teknoloji ile röntgen görüntüleri kağıda basılabilecek. Geliştirilen bu teknoloji, örnek uygulama olarak Türkiye'deki bazı hastane ve tıbbi görüntüleme merkezlerinde başarı ile kullanılmaya başlandı. Radyolojik görüntülerin normal ofis baskı cihazları ile özel kağıtlara basılması, mevcut röntgen filmi maliyetlerini yüzde 75’e varan oranlarda azaltma imkanı veriyor. Ayrıca röntgen çıktı cihazları yerine çok daha ucuz olan ofis yazıcılarının kullanılması da, bu iş için gerekli olan donanım yatırımını da azaltıyor. Basılan görüntülerin netliği ve kalitesi, yapılan tetkik sonuçların doktorlar tarafından herhangi bir sıkıntı yaşanmadan yorumlanabilmesine imkan veriyor. Röntgen filmleri çevreye zararlı plastik bir malzeme yerine yüzde 100 geri dönüşümlü kağıtlara basıldığından, çevre ile ilgili sorumluluklar da yerine getirilmiş oluyor. Kağıda basılan röntgenler, gün ışığında negatoskopa gerek olmadan rahatlıkla incelenebiliyor.
Türk Mühendis ve Uzmanlarının Başarısı Mevcut sistemlerle üretilen medikal görüntüler, gümüş alaşım içeren oldukça pahalı, kalın plastik röntgen filmlerinin üzerine basılıyor. Mek Bilgi tarafından Xerox yazıcılarına entegre edilen baskı çözümü, DICOM (Digital Imaging and Communications in Medicine) standardındaki her görüntünün, Xerox ürünleri ile daha az bir maliyete daha uygun fiyatlı özel kağıtlara basılmasını sağlıyor. Mek Bilgi Teknolojileri Kurucu Ortağı Murat Aydın konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede; “Geliştirdiğimiz teknoloji, Türkiye’de kullanılmaya başladı. Doktorlar
92
son derece memnun. Röntgenlerin baskı kalitesi, teşhis ve tedavide herhangi bir sıkıntı vermeyecek netlik ve kalitede. Bu teknoloji, Türk mühendis ve uzmanlarının başarısıdır. Xerox’a da bize destek verdiği için teşekkür ederiz” dedi. Xerox Türkiye Genel Müdürü Mehmet Sezer ise; “Sağlık harcamalarının çok yüksek olduğu ülkemizde, geliştirdiğimiz DICOM baskı çözümü önemli bir yeniliktir. Bu çözümü hastaneler ve görüntüleme merkezlerinin yaygın kullanımı ile sağlık harcamalarında önemli bir düşüş olacaktır. Yurt dışına örnek olacak böyle bir teknolojiyi geliştiren iş ortaklarımızla birlikte çalışmaktan çok mutluyuz” dedi. DICOM Baskı çözümünü kullanacak firmalar, pahalı röntgen filmleri yerine çeşitli özel kağıt türlerini (şeffaf filmler, parlak kağıtlar, yarısaydam filmler vb.) kullanarak ciddi maliyet avantajları yakalayacak. Mevcut röntgen filmlerini basmaya yarayan ekipmanların, ofis yazıcılarına göre fiyatlarının oldukça pahalı olması da ayrı maliyet avantajı sağlıyor. Xerox makineleri ile basılan röntgen görüntüleri, uzun yıllar gri ve renkli formalarda bozulmadan saklanabiliyor.
DICOM Nedir? DICOM (Digital Imaging and Communications in Medicine) değişik cihazlardan elde edilen medikal görüntülerin, tüm
dünyada kullanıldığı standart bilgi formatıdır. DICOM, tıbbi görüntülere ilişkin bilgilerin iletimi için geliştirilmiş ve şu anda en yaygın olarak kullanılan bir endüstri standardı. DICOM veri iletimi ve depolanması için geliştirilen TCP/IP üzerinde kurulu bir ağ protokolü olmasının yanı sıra aynı zamanda bir görüntü formatı olarak çalışıyor. DICOM görüntü formatı, siyah-beyaz görüntüde 65536 (16 bit) gri düzeyi destekleyerek görüntüleme cihazlarından elde edilen görüntünün sağlıklı görüntülenmesini sağlıyor. Bu açıdan, DICOM formatındaki görüntüleri JPEG ya da BMP gibi formatlara çevirmek veri kaybına sebep olacağından, DICOM formatını görüntüleyebilen yazılımlar kullanmak gerekiyor.
DICOM Baskı Çözümü ile Veri Kaybina Son DICOM Baskı çözümü ile gümüş içeren pahalı röntgen filmleri yerine çeşitli kağıt türlerinin üzerine radyolojik görüntülerin basılabilmesi, bu çözümü benzerlerinden farklılaştırıyor. Türkiye’de yeni yeni kullanılmaya başlanan DICOM Baskı çözümü, kurumlara göre özel olarak yeniden yapılandırılabiliyor. Oluşturulan yazılımla, basılan röntgen filmlerinde, görüntünün yanı sıra kurumun logosu ve hastanın özel bilgilerinin de yer aldığı bölümler bulunuyor.
teknoloji
matbaa&teknik
ASUS ve Google’den Nexus™ 7 Tablet Dünyanın ilk 7” dört-çekirdekli tableti, Android™ 4.1, Jelly Bean’le bir araya geldi. Süper Güçlü ve Portatif
Google I/O 2012 etkinliğinde tanıtımı yapılan Nexus™ 7, Google’nin Nexus serisi cihazlarının birincisi ve Android™ 4.1, Jelly Bean için üretilen ilk cihaz olma özelliğiyle ön plana çıkıyor. Nexus 7, ASUS’un son Android versiyonuyla tasarladığı yüksek kaliteli donanım ile Google Play’in tüm eğlencesini bir araya getiriyor. ASUS ile Google’ın ortaklaşa geliştirdiği, dünyanın ilk 7 inç ekrana sahip dört-çekirdekli tableti Nexus 7, ele mükemmel oturan ince ve taşınabilir formuyla Google’nin en iyilerini tüketicilere ulaştırıyor. ASUS Başkanı Jonney Shih, “Bu ortaklıktan ve bu cihazı tüketicilerimizin avuçlarına ulaştıran sinerjiden büyük heyecan duyuyoruz,” dedi. Google’nin Mobil ve Dijital İçerik Kıdemli Başkan Yardımcısı Andy Rubin, “En sevdiğiniz eğlence aracınızı gittiğiniz her yere yanınızda götürebileceğiniz kadar hafif ve portatif ama yine de enerji ve performanstan kesinlikle ödün vermeyen bir tablet yapmak istedik,” dedi. “ASUS’la birlikte Nexus 7’yi başarıyla gerçekleştirdik. Uygun fiyatıyla bu cihaz, herkesin keyfini sürebileceği bir şey olacak.” Nexus 7’nin NVIDIA® Tegra® 3 dörtçekirdekli işlemciye sahip olması demek her şeyin daha hızlı olması anlamına geliyor – sayfalar çabucak yükleniyor, oyunlar kesintisiz ve komutlara anında tepki veriliyor, aynı anda birden fazla uygulama rahatça çalışıyor. Patentli 4-PLUS-1™ CPU tasarımı ihtiyacınız olduğunuzda maksimum performans ve ihtiyaç duymadığınızda güç tasarrufu sağlarken, 12-çekirdekli GeForce® GPU ileri grafik görüntüsüne imkân tanıyor. Tüketicilerin çok daha fazla içeriği avuçlarının içinde (online olmasalar bile) tutmalarını sağlıyor.
Berrak, 1280 x 800 yüksek-çözünürlüklü ekranıyla Nexus 7 uygulamalara, oyunlara, kitaplara ve filmlere can veriyor. Yeni ASUS TruVivid teknolojisi renk netliği ve parlaklığını zenginleştirirken, IPS paneli canlı ve detaylı görselleri ultra-geniş 178-derecelik görüş açısına taşıyor. Çizilmelere dayanıklı Corning® FIT Camı ve kaymayı önleyen dokulu dış kasa tasarımı Nexus 7’yi son derece dayanıklı kılarken, sürekli hareket halindeki tüketicilerin taleplerini de rahatlıkla karşılayacak nitelikte. 9,5 saate kadar pil ömrünü 10,5 mm inceliğinde ve 340 gr. hafifliğinde
sunarak, bir kitabın ağırlığında tüm bir dijital eğlence dünyasına bağlı olmanın konforunu getiriyor. Nexus 7’nin içinde güçlü NVIDIA Tegra 3 dört-çekirdekli işlemci var; bu da heyecan verici bir performansa ve canlı mobil oyun deneyimine imkân tanıyor. Oyun zevki, Nexus 7’nin içinde bir jiroskop, ivmeölçer ve NFC (yakın alan iletişimi) bulunan sensörleriyle (bunun yanı sıra 10-çok dokunuşlu duyarlı ekranıyla) kullanıcıların Google Play™ Store’daki uygulamaları ve oyunları incelerken, onu eğerek, dokunarak ya da vurarak skor tabelalarının zirvesine çıkmasını sağlıyor.
93
teknoloji
matbaa&teknik
Renkli Basmaktan Korkmayın Xerox ColorQube, sayfa üzerindeki renk miktarına göre ücretlendirme yaparak, renkli baskı maliyetlerini yüzde 62 oranına kadar azaltıyor.
Ambalajı olmayan katı mürekkep tabletleri ile yüzde 90 daha az atık oluşturan, daha az elektrik enerjisi kullanan, üzerinde 361 adet yeni patent bulunan, dünyadaki ilk yüksek hızlı katı mürekkep teknolojili çok fonksiyonlu ofis ürünü Xerox ColorQube 8900; 7 inç Türkçe dokunmatik ekranla geliyor.
Xerox; renkli baskıda yeni bir çığır açan ve ofislerde daha az maliyetle renkli baskı alınmasını sağlayan, A4 baskı yapan çok fonksiyonel Xerox ColorQube 8900’ü Türkiye’de kullanıma sunuyor. Xerox ColorQube 8900, üzerinde bulunan Hibrid Renk Ücretlendirme Planı ile basılan sayfa üzerindeki renkli alanların yoğunluğuna bağlı olarak farklı renkli baskı ücretlendirmesine olanak sağlayarak, renkli baskı maliyetlerini önemli ölçüde indirebiliyor. Sektördeki mevcut renkli baskı yaklaşımı, söz konusu sayfada tek bir piksel bile renkli basılsa, o baskıyı renkli baskı kabul ederek sabit bir maliyetle hesaplamaya dayanıyor. Xerox ColorQube 8900 sınıfındaki lazer yazıcılara oranla yüzde 90’a varan oranda da daha az katı atık bırakıyor.
94
Katı mürekkep (solid ink) teknolojili çok fonksiyonlu Xerox ColorQube 8900, dakikada 44 sayfa renkli ve siyah beyaz baskı ve kopyalama yapıyor. Yeni çok fonksiyonlu Xerox ColorQube 8900’ün kağıt kapasitesi ise 3,475 adede kadar çıkıyor. Katı mürekkep teknolojisi sayesinde, medya boyutu farketmeksizin tutarlı renkler sunan Xerox ColorQube 8900, Color by Words (renk dili) özelliği ile de tam istenilen renklerde baskı alınmasını sağlıyor. Xerox ColorQube 8900, renkli baskıda maliyet tasarrufu sağlarken; sürdürülebilirlik, fonksiyonellik ve güvenlikten de ödün vermiyor. Xerox ColorQube 8900 sınıfındaki lazer çok fonksiyonlu ürünlerle kıyaslandığında, yüzde 90’a varan oranda daha az baskı atığı oluşturuyor. Duraklama zamanlarında düşük güç moduna geçmeyi sağlayan Intelligent Ready özelliği ile ürün ömrü boyunca, piyasadaki diğer yazıcılardan yüzde 17 daha az enerji harcıyor. Xerox ColorQube 8900 ile birlikte sunulan GreenPrint yazılımı da; yazıcıya gönderilen her sayfayı analiz edip baskıdan önce istenmeyen kısımları ve sayfaları (sadece bir URL, banner, reklam, logo veya yasal yazılar içeren son sayfa gibi) otomatik olarak belirliyor ve kaldırıyor. Böylelikle ihtiyacın dışındaki sayfaları tanımlayarak, gereksiz baskının önüne geçiyor. Türkçe destekli ve 7 inç dokunmatik ekrana sahip olan Xerox ColorQube 8900;
dokümanların basılması, taranması, dağıtılması gibi işlemleri kolayca yapıyor. İçerisinde bulunan görüntü üzerine yazma, şifreleme; dokümanları ve sabit diski saldırılardan koruma gibi güvenlik özellikleri ile de güvenli baskı sağlıyor. Xerox ColorQube’un katı mürekkebi, kartuşu olmayan, toksik madde içermeyen, elde leke, toz, koku bırakmayan; eritilerek tamamı kullanılabilen patentli ve sadece Xerox ürünlerinde olan bir teknoloji. Xerox ColorQube, lazer tabanlı yazıcılarla karşılaştırıldığında ise yaklaşık yüzde 9 daha az enerji harcıyor ve yüzde 10’a varan oranda daha az karbon ayak izi oluşturuyor. Masaüstüne bile sığabilecek kompakt tasarımı ile her ölçekteki işletme için uygun olan renkli çok fonksiyonlu Xerox ColorQube 8900 ile satış broşürleri, el ilanları ve prezentasyonlar gibi çok farklı tarzda dokümanlar çok düşük baskı maliyetlerine, yüksek kalitede basılıyor. Xerox ColorQube 8900 kullanan ofisler, geri dönüştürülebilir kağıtta dahil olmak üzere geniş bir medya seçeneğiyle, profesyonel görünümlü dokümanlar elde ediyor. Duyurulduğu andan itibaren bağımsız yayın ve kuruluşlar tarafından alanının en iyi ve en yenilikçi ürünü olarak tanımlanan Xerox ColorQube, getirdiği maliyet avantajları ve çevreci özellikleri ile her geçen gün daha çok ofis tarafından tercih ediliyor.
aktüel
matbaa&teknik
Kurt Walker’den Bir Yıllın Değerlendirmesi
One Year On Başkan Kurt Walker ofisteki ilk 12 ayını değerlendiriyor ve FINAT için beklentilerini belirliyor.
President Kurt Walker reviews his first 12 months in office and sets out future expectations for FINAT.
A year after taking over as president of FINAT, the world-wide association representing the interest of the self-adhesive labelling industry, Kurt Walker discusses current and future strategy as well as milestones and collaborations with other leading associations.
FINAT’s developing strategy
Kendinden yapışkanlı etiket sektörünü temsil eden dünya çapında bir birlik olan FINAT başkanlığı görevi devralmanın ardından bir yıl sonra, Kurt Walker, kilometre taşlarının yanı sıra mevcut ve gelecek stratejileri ile önde gelen diğer birlikler ile yapılan iş birlikleri konusunda bilgi verdi:
re sunulan hizmeti geliştirmek. Kurul ile komiteler arasındaki sinerjiyi artırmak. Kendinden yapışkanlı birliğini olarak FINAT’ın kapsamını yeniden değerlendirmek. Sürdürülebilirlik ve geri dönüşümü teşvik etmek için net bir gündem.
İlişki Başarısı FINAT’ın Gelişen Stratejisi “FINAT’ın dört yıllık stratejisi dört temele dayanıyor: FINAT’ın profilini yükseltmek ve sağlıklı bir büyüme sağlamak; Avrupa’nın şemsiye bir kuruluşu olarak FINAT’ı güçlendirmek; uluslararası işletmelerin gelişmesi ve şebeke oluşturma için daha fazla alan sunmak ve son olarak Asya’da tohum ekmek. Kısa sürede 600 üyeye ulaştık ve Etiket Matbaacıları Forumu ile Genç Yöneticiler Kulübü’nü kurduk. Bunların ikisi de girişimcilik ve yönetim konusunda üyelere yardımcı oluyor. Üzerinde anlaşmaya varılmış olan dört stratejik hedefi beşincisi izliyor: FINAT ve üyeleri olarak dünya geneline yayılmak için küresel birliklerin ağını geliştirmek. Yeni medya teknolojisini kullanarak üyele-
96
Ulusal ve uluslararası birlikler ile ilişkilerimiz değer sistemimiz için önemli ve son on yıldır büyük bir değişim yaşanıyor. Özellikle Avrupa’da pek çok ulusal birlik gönüllü kuvvetler iken operasyonel bağlarımızı güçlendirmeye yardımcı olan daha profesyonel yapılara dönüştü.
Büyük Sektör Görüşmelerinden Öğrenilenler Önemli karar alıcılar ile FINAT ile ilgili düşünceleri ve beklentileri konusunda yapılan pan-Avrupa görüşmeleri karşılıklı olarak birbirimizi daha iyi anlamamıza yardımcı oldu. Geçmişteki görüşmeler farklılıklarımıza odaklanıyordu ama şu anda enerjimizi geri dönüşüm, sektör istatistikleri, en iyi uygulamalar ve eğitim gibi ortak konulara yönlendiriyoruz.
FINAT’s initial four-year strategy was built on four pillars: raising the profile of FINAT and ensuring a healthy growth; further strengthening FINAT as the European umbrella organisation; offering more room for international business development and networking; and, finally, planting seeds in Asia. And fairly quickly we achieved the 600 member benchmark we had set ourselves and established The Label Printers Forum and the Young Managers Club and both helped increase membership interest in entrepreneurial and management issues. This success was followed by the agreement of four defined strategic intentions that were later extended to include the fifth: Enhance the global associations network as FINAT and its members go worldwide Improve our service to members by using new media technology Increase the synergies between the Board and committees Re-assess FINAT’s scope as a self-adhesive association A clear agenda to promote sustainability and recycling.
Relationship success Our relationship with national and international associations is central to our ethos and over the past ten years there has been tremendous evolution. Many national associations, especially in Europe have moved
aktüel
from a purely volunteer-driven force to a more professional structure helping strengthen our operational ties.
Learning from broad industry conversations Pan-European conversations with key decision makers about their perceptions and expectations regarding FINAT as their European umbrella has helped us to create a better mutual understanding. As I understand it, past discussions tended to focus on our differences but we are now concentrating our energy on subjects where we have a common interest such as recycling, industry statistics, best practice, and education.
Putting into practice We are now seeing the first tangible results. Thanks to a concerted effort, we have made a real impact in lobbying the European Commission. On the initiative of the Swedish association, the national associations have joined forces to commission AWA to develop and monitor industry-specific raw materials indices. The German association has kindly offered to upgrade their Occupational Health and Safety Best Practice Guide to European level, and an English translation is currently under review by the different associations. The Italian association is sharing their legal terms and conditions of sale and other (technical) industry guidelines. The German and French associations collaborated with FINAT on the first-ever ‘Operators’ Day’ at Labelexpo. The UK association adopted our FINAT Liner Recycling Brochure and proposed the creation of a European good manufacturing practice guide for food labels. By pooling resources and sharing know-how and expertise, we can be stronger than the sum of our individual parts.
The importance of L9 L9 started as an informal get-together of global label associations at Labelexpo Asia in Shanghai at the end of 2009, at the invitation of Roger Pellow from Tarsus. Eight associations from across the globe met to exchange experiences, discuss common problems, and explore the possibilities for closer future interaction. Obviously, many topics addressed within these associations were of a local nature but, as we talked, we found out that we also share several challenges in common. First of all, it’s a fact that many of the
matbaa&teknik
suppliers offering materials and technology to the label and narrow web industry are now global. A growing proportion of our members' customers are also operating on a global scale. In response to all this our members are now reaching out on a global scale to adopt global standards, share best practices, establish global partnerships, expand their B2B network, and promote the versatility of our products to the world’s markets in a consistent manner. And last but not least, all the associations share the same corporate responsibility towards our planet and the people who live in it. It seemed only logical that our associations would follow up on this global trail we had defined, and it was therefore decided to meet on a more regular basis. One of the participants came up with the idea to use the name L8 for our informal platform. In the meantime, a ninth association has joined, and we soon expect to welcome our tenth member.
FINAT’s global growth
Uygulamaya Koymak Şu anda ilk somut sonuçları görüyoruz. Ortak amaçlar sayesinde, Avrupa Komisyonu’nda kulis faaliyetleri üzerinde gerçek bir etki oluşturduk. İsveç birliği girişiminde, sektöre özgü ham maddeleri geliştirip izlemek için ulusal birlikler güçlerini birleştirdi. Alman birliği Avrupa düzeyinde İşçi Sağlığı ve En İyi Güvenlik Uygulamaları Kılavuzunu yeniledi. İngilizce tercümesi şu anda farklı birliklerde değerlendiriliyor. İtalyan birliği yasal ve diğer (teknik) sektör kılavuzlarının satış şartlarını ve koşullarını paylaşıyor. Alman ve Fransız birlikler Labelexpo’daki ilk “Operatörler Günü”’nde FINAT ile iş birliği yaptılar. İngiltere birlikleri FINAT Liner Geri Dönüşüm Broşürü’müzü benimsediler ve gıda etiketleri için Avrupa iyi üretim uygulaması kılavuzunun oluşturulmasını önerdiler. Kaynakları bir araya getirip teknik bilgi ve uzmanlığı paylaşarak bireysel parçaların toplamından daha güçlü olabiliriz.
L9’un Önemi
While FINAT has its roots in Europe, we maintain a strong global outlook. One fifth of our membership is from outside Europe Asia in particular - and we have a long tradition of managing international diversity. FINAT members have a natural interest in international communication, information exchange, networking, and understanding different business cultures and practices outside their own locale. We believe international collaboration does not stop at the borders of Europe. It is for this reason we have been a strong supporter of the L9 initiative. In our opinion, there is considerable benefit for our members in gaining a better mutual understanding of the comparative strengths, weaknesses and commonalities around the globe. It is a wonderful and enriching experience to find that label printers across the globe share the same values and interests, and to be able to develop business friendships. At the same time, FINAT member companies also have an interest in addressing certain matters on a global scale, but a platform for leading this activity was lacking. The L9 is therefore definitely fulfilling a need for FINAT members.
L9, 2009 yılının sonunda, Tarsus’tan Roger Pellow’un daveti ile Şangay’da yapılan Labelexpo Asya’daki küresel etiket birliklerinin gayri resmi olarak bir araya gelmesi ile başladı. Tüm dünyadan sekiz birlik deneyim alış verişi yapmak, ortak sorunları tartışmak ve daha yakın etkileşimler için ihtimalleri keşfetmek için bir araya geldi. Bu birlikler ile, yerel pek çok konuya değinildi ve ortak sorunlar paylaşıldı. Etiket ve dar web sektörüne malzeme ve teknoloji sunan tedarikçilerin çoğunun küresel hale geldiği bir gerçek. Küresel ölçekte faaliyet gösteren üyelerimizin müşterilerinin oranı giderek artıyor. Üyelerimiz buna cevap olarak küresel standartlar benimsemek, en iyi uygulamaları paylaşmak, küresel ortaklık kurmak, B2B ağlarını genişletmek ve ürünlerin çok yönlülüğünü teşvik etmek için kürsel ölçeğe ulaşıyor. Son olarak, tüm birlikler gezegenimize ve içinde yaşayanlara karşı aynı kurumsal sorumluluğu paylaşıyor. Birliklerimizin belirlemiş olduğumuz küresel yolu izlemesine ve daha düzenli toplanmaya karar verdik. Katılımcılarımızdan biri, gayri resmi platformumuz için L8 adını kullanma fikri ile geldi. Dokuzuncu birlik aramıza katıldı, kısa süre içinde onuncu üyemizi karşılayacağız.
L9’s future industry influence
FINAT’ın Küresel Büyümesi
L9 represents a group of associations from regions that are at different stages of the development cycle. On the one hand, there are the organisations from the mature regions in North America, Europe, Japan
Kökleri Avrupa’da bulunan FINAT ile güçlü küresel bir görünüm kazanıyoruz. Üyelerimizin beşte biri Avrupa dışından (özellikle Asya). Uluslararası çeşitlilik konu-
97
aktüel
sunda uzun geçmişe sahip bir geleneğimiz var. FINAT üyelerinin uluslararası iletişim, bilgi alış verişi, ağ oluşturma ve kendisi dışındaki farklı iş kültürlerini ve uygulamalarını anlama konusunda doğal bir ilgi alanları bulunuyor. Uluslararası iş birliğinin Avrupa sınırlarına durmayacağına inanıyoruz. Bu nedenle, L9 girişiminin kuvvetli bir destekçisiyiz. Bize göre, üyelerimizin güçlü yanlarını, zayıflıklarını ve ortak yönlerini karşılıklı daha iyi anlaması büyük fayda sağlayacak. Dünya genelindeki etiket matbaacılarının aynı değerleri paylaştığını ve iş arkadaşlığı geliştirebildiğini görmek harika bir deneyim. FINAT’a üye şirketler aynı zamanda küresel ölçekte bazı sorunlara değiniyor ancak bu faaliyeti sürdürmek için bir platform bulunmuyor. Bu nedenle L9 FINAT üyelerinin ihtiyaçlarını karşılıyor.
L9’un Gelecekte Sektöre Etkisi L9 gelişme devrinin farklı aşamalarında bulunan bölgelerdeki birlikleri temsil ediyor. Bir yandan Kuzey Amerika, Avrupa, Japonya ve Avustralya / Yeni Zelanda’daki gelişmiş bölgelerden kuruluşlar yer alırken diğer yandan, Hindistan, Çin, Brezilya ve Meksika gibi hızla büyüyen bölgelerdeki birlikler yer alıyor. Gelişmiş bölgelerin oturmuş bilgi tabanı ve zengin bir geçmişi var. Büyümekte olan bölgelerin kısa bir geçmişi var ve henüz keşfedilememiş piyasa potansiyelinin ortaya çıkaracak bir girişimcilik zihniyeti bulunuyor. Bu nedenle birbirimize sunacağımız çok şey var. L9’un faydası sektörün ortak faydası için bu güçleri birleştirmek.
Üye Hizmetini İyileştirmek Bilgi alış verişi için bir platform olan internet günümüzdeki iletişim dünyasında çok önemli bir yere sahip. FINAT ile üyeleri arasındaki mesafenin kısaltılması ve üyeler arasında sanal bir ağ oluşturmak için de değerli bir araç. Daha interaktif özelliklere sahip olan yeni FINAT web sitesi ve üye topluluğu ikinci gelişme aşamasına yeni girdi ve kısa süre içinde bir iPhone Uygulaması tarafından desteklenecek. FINAT artık sadece CEO’lar ve üye şirketlerin sahipleri için değil, yeni platformu sayesinde pek çok başka firma da FINAT üyeliğinin yararlarından faydalanabilecek. Üyelerin gelişmesi 2013 için önemli bir hedef bu nedenle, bu yeni iletişim çağını yönlendirmek ve üyelerin sorumluluklarını artırmaya yardımcı olmak için bir Topluluk Müdürü görevlendiriyoruz. Pazarlama komi-
98
matbaa&teknik
and Australia/New Zealand. On the other hand, there are the associations in the rapidly-emerging regions like India, China, Brazil and Mexico. The developed regions have an established knowledge base and a rich history. The emerging regions have a short history, but a huge, unexplored market territory and an entrepreneurial mindset dedicated to uncovering that potential. We therefore have a lot to offer each other, and the benefit of the L9 lies in linking these two strengths for the common benefit of the entire sector.
Improving member service The internet as a platform for the exchange of knowledge and information is vital in today’s connected world. It is also a valuable tool for reducing the distance between FINAT and its members and, finally, for enabling a virtual network between members. The new FINAT website and member community has just gone through its second development phase with more interactive features, and will soon even be supported by an iPhone App. FINAT is no longer just for the CEO and owners of the member companies and thanks to this new platform many other levels of a company will be able to enjoy the benefits of FINAT membership. Member development is a key target for 2013 so we are also appointing a Community Manager, to drive this new area of communication activity and help increase member engagement. With the marketing committee, we are also running an internet member survey across the whole membership and are looking forward to seeing the results. Initial response has been strong, which demonstrates our members’ engagement with FINAT. But we are also looking outside the association, since we are convinced that the biggest potential lies in the emerging countries in eastern Europe where FINAT is currently under-represented. We are conscious that most of the markets there come from a different association background, and are at a different stage of their economic and business lifecycle, but there is definitely value for them in FINAT membership. That is why we are planning a roadshow. We have the support of two major suppliers on the membership committee and hope that we will be able to use their leverage in addressing converters in the region.
Redefined mission and leadership structures When the Board set the strategy for the future, it was concluded that a certain degree of streamlining of committee work was
necessary. With the growth of the association, the number of committees, sub-committees, task forces and forums had been growing and was becoming more and more difficult to manage. The distance between board and committee members became too great and, sometimes, committee members were asking themselves what, in fact, they were expected to do; what was the association’s strategy that they were supposed to execute; and what their personal contribution should be. Other members who were not themselves serving on a committee were asking what were the requirements for becoming a committee member. And finally, clear guidelines were lacking on committee members’ duties and accountability. We therefore drafted guidelines to put some structure in place. For the last two years, most committee meetings have taken place back-to-back with board meetings, which has certainly facilitated a better ‘workflow’ and has strengthened the personal contacts between volunteers serving in the different bodies in FINAT. The first committee to implement the new guidelines was the Technical Committee; and although it appeared that there was still a strong need for additional clarification, I think we have now installed an effective framework, which is now also being implemented by the Marketing Committee. The main challenge now is to broaden the engagement of label converters in the work of FINAT.
Recycling and sustainability in the self-adhesive labeling industry A number of recycling initiatives have been developed and are being deployed. However, it is crucial to keep the momentum and create critical mass. To date, only a minor fraction of spent release liner materials in Europe is collected for recycling, and this is not sufficient to establish a sustainable business proposition for companies interested in using the materials generated by our customers. Technically the solutions are there, but awareness is lacking, and the logistics requirements still suffer from a lack of economies of scale. FINAT has identified recycling and sustainability as key to the continued success of the self-adhesive label industry, and this is exactly why we have re-established the FINAT recycling committee, and why the L9 meeting dedicated an entire session to this topic. Although collection and recycling are typically local activities and circumstances may vary across countries and even regions, there is still a benefit in joining forces internationally, if only to spark new ideas and innovations and to share knowledge and experiences.
aktüel
Identifying industry drivers behind the recycling and sustainability In many countries, firm legislation is now in place that limits or even eliminates the possibility of landfill as an option to dispose of waste. However, the increased focus on recycling of spent liner materials and matrix waste is not just driven by legislation. Technological and commercial drivers are gaining importance. Higher landfill disposal costs favour the development and implementation of commercially-viable recycling programmes, provided the logistical challenges are properly addressed. Raw material price inflation has increased the comparative value of recovered materials for recycling, but also favours the development and use of thinner materials. And, finally, pressure from customers, either ‘missionary’ (i.e. as part of their corporate social responsibility requirements) or ‘monetary’ (as part of their intention to cut costs from the system) is pushing the label industry to embrace programmes and processes that are more environmentally sustainable.
The digital future As stated, we are currently expecting the results of the member survey, and this should offer us interesting leads and insights for our future strategy, for which we have set up separate meetings this summer and autumn. At our National Associations Board meeting held at the end of May, we also asked for feedback from that sector of the industry. For sure we will also continue our ongoing internal discussions on the scope of our FINAT: should we widen our remit, and embrace narrowweb converting as a full part of our territory as TLMI and VskE have done? Or should we retain our focus on self-adhesive, with an open eye to alternative decoration and conversion methods relevant to our core members? I know that, some time ago, we discussed whether we should embrace digital print - but the reality has overtaken the debate, and digital label printing is now fully part of our remit. Another thing that I would like to see is a continued effort to strengthen the corporate culture of the label industry by offering management education programmes that transcend national borders. Our recent L9 visit to Japan, and the opportunity we had to experience ‘Kaizen’, gave us new inspiration - and this should be back on our agenda next year.
matbaa&teknik
tesi ile birlikte tüm üyeler arasında bir internet üye anketi yapıyoruz ve sonuçları görmeyi dört gözle bekliyoruz. İlk sonuçlar üyelerimizin FINAT ile bağlantılı olduğunu gösteriyor. Ama birlik dışına da bakıyoruz, çünkü FINAT’ın pek fazla temsil edilmediği doğu Avrupa’daki gelişen ülkelerde büyük bir potansiyel olduğundan eminiz. Buradaki piyasaların çoğunun farklı bir birlik geçmişi bulunuyor ve ekonomik yaşamlarının farklı aşamasında yer alıyorlar ama FINAT üyeliğinin onlar için değeri var. Bu nedenle, bir tanıtım gezisi planlıyoruz. Üyelik komitesindeki büyük iki tedarikçiyi destekliyoruz.
Yeniden Tanımlanmış Misyon ve Liderlik Yapıları Kurul gelecek için strateji oluşturduğunda, komitenin düzene koyulması gerekiyor birliğin büyümesi ile birlikte, komitelerin, alt komitelerin, görev güçlerinin ve forumların sayısı da büyüyor ve yönetilmesi giderek daha zor hale geliyor. Kurul ile komite arasındaki mesafe çok artıyor ve komite üyeleri bazen kendilerine ne yapmalarının beklendiğini, birliklerinin stratejisinin ne olduğunu ve kişisel katkılarının ne olabileceğini soruyor. Komitede hizmet vermeyen diğer üyeler ise komite üyesi olmak için gerekliliklerin ne olduğunu soruyor. Ve son olarak, komite üyelerinin görevleri konusunda net eksiklikler bulunuyor. Bu nedenle bazı yapıları yerine koymak için çeşitli ilke taslakları oluşturduk. Son iki yıldır, çoğu komite toplantısı kurul toplantıları ile arka arkaya gerçekleşti. Böylece daha iyi bir “iş akışı” sağlanması kolaylaştı ve FINAT’da farklı görevlerde hizmet veren gönüllüler arasında kişisel iletişimler güçlendi. Yani ilkleri ilk uygulayan komite, Teknik Komite oldu. Ayrıca, Pazarlama Komitesi tarafından uygulanacak etkili bir çerçeve oluşturduğumuzu düşünüyorum. En önemli sorun, etiket konvertırlarının dahil olduğu FINAT çalışmalarını genişletmek.
Kendinden Yapışkanlı Etiket Sektöründe Geri Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Çok sayıda geri dönüşüm girişimi geliştirildi ve şu anda uygulanıyor. Bugüne kadar Avrupa’da geri dönüşüm için sadece çok az miktarda release liner malzemesi toplandı. Bunlar müşterilerimiz tarafından oluşturulmuş malzemeleri kullanmakla ilgilenen şirketler için sürdürülebilirlik oluşturmak için yeterli değil. Teknik olarak çözümler burada, ama konu hakkında bilinç eksikliği var. FINAT geri dönüşüm ve sürdürülebilirliği kendinden
yapışkanlı etiket sektörünün başarısının sürdürülmesi için önemli görüyor. Bu nedenle, FINAT geri dönüşüm komitesini yeniden oluşturduk. L9 toplantısında da bütün bir oturum bu konuya ayrıldı. Toplama ve geri dönüşüm yerel faaliyetler olmasına rağmen ülkeler ve hatta bölgeler arasında farklılık gösterebilir. Eğer yeni fikriler ve yenilikler harekete geçirilecek, bilgi ve deneyim paylaşılacaksa uluslararası olarak güçlerin birleştirilmesinde fayda var.
Geri Dönüşüm ve Sürdürülebilirliğin Ardındaki Sektör Yönlendiricilerinin Belirlenmesi Pek çok ülkede, atıkların bertaraf edilmesi için kullanılan bir seçenek olarak atıkların gömülmesini sınırlandıran veya hatta ortadan kaldıran sıkı bir mevzuat yürürlükte. Bununla birlikte, liner sarf malzemeleri ile matris atıkların geri dönüşümü mevzuatla yönlendirilmiyor. Teknolojik ve ticari yönlendiriciler önem kazanıyor. Daha yüksek atık gömme maliyetleri geri dönüşüm programlarının geliştirilmesini ve uygulanmasını destekliyor. Ham madde fiyatlarındaki artış geri dönüşüm ile geri kazanılan malzemelerin değerini artırıyor ve daha ince malzemelerin geliştirilmesini ve kullanımını destekliyor. Son olarak, müşterilerin baskısı görev açısından (kurumsal sosyal sorumluluk gerekliliklerinin bir parçası olarak) veya parasal açıdan (sistem maliyetlerini kesmek için) etiket sektörünün çevresel açıdan sürdürülebilirliği desteklemesini sağlıyor.
Dijital Gelecek Daha önce de belirtildiği gibi, üye anketinin sonuçlarını bekliyoruz. Bu sonuçlar gelecek stratejimiz için bize yol gösterecek. Bu amaçla yazın ve sonbaharda toplantılar düzenledik. Mayıs ayı sonunda yapılan Ulusal Birlikler Kurulu toplantımızda, sektörden geri bildirimler istedik. Emin olmak için FINAT kapsamında görüşmelere devam edeceğiz. TLMI ve VskE olarak bölgedeki dar web converting işini genişlettik mi? Yoksa alternatif dekorasyon ve conversion yöntemleri için kendinden yapışkanlı sektöre odaklı mı kaldık? Bir süre önce dijital baskıyı benimseme konusunu tartışmıştık. Artık dijital etiket baskısı işimizin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Etiket sektörünün kurumsal kültürünü güçlendirmek için sürekli bir çaba görüyoruz. Bu amaçla ulusal sınırları aşan eğitim programları sunuluyor. Japonya’ya yaptığımız son L9 ziyaretimiz ve “Kaizen” deneyimi bize yeni ilhamlar verdi. Bunları gelecek yıl gündemimize alacağız.”
99
aktüel
matbaa&teknik
BASEV’in Bu Yılki İftarı Görsel Sanatlar Matbaası’ndan Basım Sanayi Eğitim Vakfı’nın (BASEV) gelenekselleşen iftar yemeği 24 Temmuz’da Conrad İstanbul Otel’de gerçekleştirildi.
BASEV tarafından organize edilen Ramazan ayı etkinlikleri kapsamında gelenekselleşen, sektör temsilcilerini her yıl aynı masada biraraya getiren iftar yemeği bu yıl da Conrad İstanbul Otel’de gerçekleştirildi. Çeşitli firmalardan 88 davetlinin katıldığı iftar yemeğinin bu yılki sponsorluğunu ise Görsel Sanatlar Matbaası üstlendi.
BASEV’e Desteğe Teşekkür Gelenekselleşen organizasyonla ilgili bilgi vermek için söz alan BASEV Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı C. Aysan Şakar, öncelikle bu yıl ki iftarın maliyetini karşılayan Görsel Sanatlar Matbaası yetkililerine, daha sonra da bu organizasyonda kendilerini yalnız bırakmayan sektör firmalarının üst düzey yöneticilerine teşekkür etti. Boğaz Turu, 20’nci Yıl, Kongre ve Sergi Şakar, yakın dönem içinde dernek çalışmaları kapsamında planlanan; geleneksel
100
boğaz turu, 20’nci yıl gecesi, basım dünyasının ilk kongre ve sergisi şeklinde sıraladığı üç önemli çalışmayla ilgili de davetlileri bilgilendirdi. Her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen ve iftar yemeği gibi sektörden isimleri biraraya getiren tekne turunun Eylül ayı içerinde gerçekleştirileceğini aktaran Şakar, 2013 Mart ayı içerinde 20’nci kuruluş yıldönümünü BASEV’in ismine layık bir gece ile kutlayacaklarını söyledi. Bu geceyle ilgili çalışmaların vakfın Kadın Platformu tarafından yürütüldüğünün bilgisini veren Şakar, sponsorluk görüşmelerinin sürdüğünü iletti. Önümüzdeki yıl içinde Marmara Üniversitesi’nden akademisyenlerinde desteğiyle Türkiye’nin ilk basım kongresi ve sergisini düzenlemeye yönelik çalışmalarında sürdüğünü ifade eden Aysan Şakar, sektördeki tüm unsurların katkısıyla başarıların daha üst noktalara taşınacağına olan inancını paylaştı.
aktüel
matbaa&teknik
Türkiye, Gidue için Anahtar Pazar Konumunda “Türkiye yenilik ve teknolojiye duyulan ilgi açısından dijital teknolojiye ciddi bir alternatif. Temel projemiz de dijital flekso üzerine. Yeni alternatifler sunmaya hazırız ve makine üretimimizle bu konuda başarılı olacağımızı düşünüyoruz.”
Ana işi UV flekso için baskı makineleri üretmek olan Gidue, bunun yanında esnek ambalaj ve kendinden yapışkanlı etiketler için ofset makine üretimi de yapıyor. Türkiye pazarında Imex Grup’la çalışmaya 4 yıl önce başlayan Gidue özellikle son iki yıldır önemli firmalara esnek ambalaj ve kendinden yapışkanlı etiketler için makine kurulumları yaptı. Firmanın Türkiye pazarına yönelik planları ve sunmayı düşündükleri yeni teknolojilerle ilgili bilgi aldığımız Gidue Bölge Satış Müdürü Giorgio Deliziosi şunları aktardı: matbaa&teknik: Firmanızın Türkiye pazarına bakışını ve pazara yönelik planlarını öğrenebilir miyiz? Öncelikle biraz firmamızdan bahsedeyim, temel olarak UV flekso için baskı makineleri üretiyoruz. Tabi bunun yanında esnek ambalaj ve kendinden yapışkanlı etiketler için ofset makine üretimimiz de var. Firmamız İtalya-Floransa’da, oradan tüm dünyaya satış yapıyoruz. Ve inanıyoruz ki Türkiye de gelecekteki bizim için ana marketlerden biri olacak. Türkiye’nin çok hızlı olarak istikrarlı ve güvenilir bir şekilde büyüdüğünü görebiliyoruz. Görünen o ki daha önünde çok ciddi bir büyüme periyodu var ve inanıyoruz ki Türkiye bizim anahtar pazarlarımızdan biri olacak. Türkiye’deki istikrarlı büyüme sektöre de
102
aktüel
teknolojik anlamda da yansıyor. Çünkü ekonomik anlamda gelişen sektör yeni baskı teknolojilerini daha kolay satın alabiliyor. Shrink ve ambalaj temel olarak büyüyen marketler. Bunlar, müşterilerimize yaptığım ziyaretler ve pazardaki intibalarım neticesinde düşündüklerim. Bu yüzden etiket ve esnek ambalaj makineleri sınıfında Türkiye’de iyi bir sırada yer alacağımızı düşünüyoruz. matbaa&teknik: Türkiye’deki yerel sektörün fiyat politikası hakkında ne düşünüyorsunuz? Az çok Avrupa ülkeleriyle aynı. Hatta bir adım geride bile diyebilirim ancak fiyatların 2 - 3 yıl sonra Avrupa’yla aynı seviyeye geleceğini düşünüyorum. Çünkü Avrupa büyük bir krizin içerisinde ve fiyatlar yüksek. Türkiye bu fiyatlara çıkmasına daha 2 - 3 yıl var diye düşünüyorum. matbaa&teknik: Imex Grup ve kurduğunuz işbirliği ile ilgili değerlendirmelerinizi alabilir miyiz? Imex Grup’la çalışmaya 4 yıl önce başladık. Başladığımızdan beri sıkı bir çalışma içerisindeyiz. Birlikte başladığımızdan 2 yıl sonra iyi neticeler elde etmeye başladık. Şu an 2 yıl ise daha iyi sonuçlar elde ediyoruz. İyi firmalara iyi kurulumlar yaptık. Esnek ambalaj ve kendinden yapışkanlı etiketler için çok iyi makineler kurduk. Imex Grup’ta çok büyük
matbaa&teknik
bir potansiyel görüyoruz. Çok yetenekli insanlar çalışıyor. İşini tutkuyla, istekle yapan insanlar. Birlikte şimdikinden çok daha fazla ileriye gideceğimize inanıyorum. Çünkü birlikte çok büyük bir potansiyelimiz enerjimiz var, birlikte doğru teknolojiyi sunuyoruz. Imex bu konuda Türkiye’de birlikte çalışabileceğimiz en doğru firma. Çok daha iyi işler yapacağımızı umuyoruz. matbaa&teknik: Gaziantep’te kurulumunu yeni gerçekleştirdiğiniz makineyle ilgili bilgi verir misiniz? Şunu söyleyebilirim ki teknik açıdan basit bir makine ama performans açısından mükemmel. Basit derken şunu kastediyorum; kullanımı gayet basit, rahat, kullanış açısından dost canlısı, ofset baskıdan letter press üzerinden flekso teknolojisine geçişte mükemmel bir makine. matbaa&teknik: Son olarak sektöre iletmek istediğiniz bir mesajınız varsa alabilir miyim? Türkiye yenilik ve teknolojiye duyulan ilgi açısından dijital teknolojiye ciddi bir alternatif. Bu yüzden bizim temel projemiz de dijital flekso üzerine. Diğer teknolojide yeni alternatifler sunmaya hazırız ve bizdeki makine üretimiyle bu konuda başarılı olacağımızı düşünüyoruz.
103