Mavisehir Dergisi Eylül - Ekim 2016

Page 1

Eylül - Ekim 2016 Yıl.4 Sayı.33 5.00 Genel kültür,

özel röportaj

Selin Yeninci Türk - Yunan dostluk yarışı Çeşme ve Didim’de kutlandı

Dekorasyon önerileri Psikoterapi nedir? Ne değildir? Doç. Dr. Ozan Pazvantoğlu



Mavişehir Dergisi; Reklam Arası - Aras Attila’ya aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İmtiyaz Sahibi (Sorumlu) Genel Yayın Yönetmeni

Aras Attila

aras@kabinekibi.com.tr Reklam ve Pazarlama Sorumlusu

Ziynet Attila

ziynet@mavisehirdergisi.com Görsel Yönetmen / Editör Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu

Duygu Gönen Attila Hukuk Danışmanı

Av. Kemal Buğday Reklam Rezervasyon / Bilgi

0(549) 323 3031 - 0(549) 330 0 500 Yapım ve Tasarım

Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu Yayın Türü

Yerel - süreli - aylık Yönetim Yeri 6323 Sk. No.21/1 Karşıyaka / İZMİR Web Sitesi

ÖNSÖZ

MESELE Mesele senin yaşamansa, yaşatmak da meselen olmalı... Mutlu olmak istiyorsan; mutlu etmen gerekir, saygı için saygı duymalısın mesela...

Yaşadıklarımız kaderimiz değil de bizim izin verdiklerimiz oluyor genelde, yere çöp atanı uyarmaya uyarmaya çevremiz daha da kirleniyor örneğin. Trafikte emniyet şeridini ihlal edenlere, hatalı sollama yapanlara tepki göstermeye göstermeye haberlerde acılı anonslar duyuyor, gün içinde belki de birçok tehlike atlatıyoruz. Doğru olan ve yapılması gerekenleri de unuttukça meselenin ne olduğunu fark etmiyoruz. Birisi çıkıp herhangi bir konuda hakkını aramaya veya doğruyu savunmaya kalktığında doğrunun ne olduğunun farkında olmadığımızdan; boşver diyerek yalnız bırakıyoruz haklı olanları. Sıra bize gelince de yalnız kalıyoruz haliyle... Aslında en büyük meselenin bu dünyayı farkına vararak yaşamak olduğunu hep göz ardı ediyoruz... “Benim yapmamla mı değişecek?” demediğimiz gün çok fazla şeyi değiştirmeye başlayacağız aslında. Mesele özgürlüğümüz ve geleceğimizse; özü gereği gelişme arzusu taşıyan, yönünü geleceğe çevirmiş cumhuriyeti yaşatmak da meselemiz olmalı. Kuşaklar boyu sürecek, yurdumuz karakterine özgü zenginlikleriyle, öğrene öğrene, gelişe gelişe... 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun

www.mavisehirdergisi.com Baskı:

Saygılarımla,

Basım ve Yayın Tarihi Katkıda Bulunanlar

Uğur Oral İsmail Barış Özpazarcık Serdar Sütcü Fügen Yenilmez Özgür Şişik Dr. Gürkan Ersoy

facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi

• • • • • •

İÇİNDEKİLER

Türk - Yunan dostluk yarışı (2) EgePark’ta sanat rüzgarı (6) Psikoterapi nedir? Ne değildir? (18-19) Selin Yeninci ile özel röportaj (22-28) Ofıs şıklığı (44-45) Köşe Yazıları

Uğur Oral - Özgür Şişik - Serdar Sütcü Fügen Yenilmez - Av. Kemal Buğday İsmail Barış Özpazarcık - Dr. Gürkan Ersoy

w. om i w w r g i .c er g de - D i y i z i e da en r gin i a t ın in i z . D e f o r m b il ir s a uy ok

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay MaviBahçe AVM ve EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.


TÜRK-YUNAN DOSTLUK YARIŞI ÇEŞME VE DİDİM’DE YAPILDI 29 Eylül günü Çeşme Marina’daki açılış kokteyli ile başlayan Aegean Link yat yarışı, 2 Ekim tarihinde D-Marin Didim Marina’da gerçekleştirilen ödül töreni ile noktalandı. Aegean Link’in ilk ayağı olan ÇeşmeSamos yarışı, 15 teknenin katılımı ile 30 Eylül sabahı erken saatte başladı. 10-15 knot kuvvetindeki rüzgar keyifli başlayan yarışın ilk ayağı, akşam saatlerinde Samos Marina’da son buldu. Aegean Link’in ikinci ayağı olan Samos-Didim yarışı, 2 Ekim sabahı teknelerin Samos Marina önünden start alması ile başladı. 2 saat

4

sonra Doğanbey civarında rüzgarın kesilmesi ve rotanın devamında da rüzgarın olmamasından dolayı hakem heyeti tarafından yarış iptal edildi. D-Marin Didim Marina’da düzenlenen ödül törenine Çeşme Marina Genel Müdürü Can AKALTAN, D-Marin Didim Genel Müdürü Ahmet ARICASOY ve Didim Garnizon Komutanı Albay Çetin GÜLSEVEN de katıldı. Ödül töreni açılış konuşmasını yapan D-Marin Didim Genel Müdürü Ahmet ARICASOY’dan sonra sahneye organizasyona katkı sağlayanlara plaketlerini vermek için Çeşme Marina Genel Müdürü Can AKALTAN

Eylül - Ekim - 2016

çıktı. Can AKALTAN, “Ülkemizde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen yarışı gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Gelenekselleşen Aegean Link 2017’de de tüm takımları aramızda görmek istiyoruz.” dedi. EAYK Komodoru Akif Sezer’in sunuculuğunu yaptığı ödül töreninde IRC ve Destek sınıflarında toplam 12 ödül verildi. IRC I birinciliğini “Arnes”, IRC II birinciliğini “Blue Miles”, IRC III birinciliğini “Goodday Sunshine” ve Destek Sınıfı I birinciliğini de “Second Wind” teknesi kazandı. Tören, Sibel Emek Trio grubunun güzel müzikleri eşliğinde sona erdi.



FRATELLI LA BUFALA’da Chef Polloino ile Makarna Yapım Atölyesi İtalyan mutfağının Türkiye’deki en iyi temsilcilerinden Fratelli La Bufala kapılarını dünyaca ünlü şef Geovani Polloino’ya açtı. Mavişehir’deki Fratelli La Bufala’nın; çeşitlendirerek sürdürmeyi planladığı atölye etkinliklerinden sadece biri olan makarna yapım atölyesi renkli karelere sahne oldu. Bu arada Chef Polloino sorularımızı yanıtlayarak merak edilenleri cevapladı... Sizin için seçtiğimiz cevapları keyifle okuyabilirsiniz. Röportajın tamamını ve sayfaya sığmayan fotoğrafları Mavişehir Dergisi web sayfasından görebilirsiniz. Size en uygun etkinliği kaçırmamak ve lezzetli İtalyan yemeklerini keşfetmek için Fratelli La Bufala’yı takip etmeyi unutmayın.

Bay Polloino Hoşgeldiniz. İzmir’de Dünyaca ünlü İtalyan Restaurantı olan Fratelli La Bufala’da buluştuk sizinle. Kendinizi evinizde hissediyor musunuz? :) Kesinlikle evet. Türkiye’de İtalyan restaurant kültürünü bu kadar güçlü yansıtan bir markanın mutfağında olmak oldukça heyecan verici Neden Makarna? Makarnayı bu kadar özel kılan şey nedir? Kimi insanların hızlı tüketim dedikleri, kimisi için iyi bir sos ile harika bir akşam yemeği.. Sizin için makarna hangisi ? Makarna tüketim biçimine göre anlam kazanır... Benim için Makarna; gerçekten özel bir yemektir.

İtalyanlarla anılan bu müthiş lezzet, Türklerin de vazgeçilmezi. Bilmemiz gereken 3. bir ülke var mı? Makarna savaşları başlayacak mı? :) Hayır tabi ki başlamayacak, hepimize yetecek kadar makarna var :) İngiltere’yi de katmalıyız. En az bizler kadar makarna tüketiyorlar. Yemeklerinizde kullandığınız olmazsa olmaz bir baharatınız ya da gizemli bir malzemeniz var mı? Sarımsak ve zeytinyağı. Kesinlikle doğru ölçüde kullanıldığı zaman, müthiş bir aroma katıyor. Fratelli La Bufala İzmir’i nasıl buldunuz? İtalyan kültürünü İzmir’e yansıtan önemli bir nokta olduğunu düşünüyoruz… Ya siz? Kesinlikle evet. Dünya’nın en büyük İtalyan Restaurant zincirindeyiz şu anda... En sevdiğiniz İtalyan sözü :) İyi ye, çok gül, çok sev Chef Pallaino size gerçekten çok teşekkür ederiz. Keyifli bir sohbet ve az bulunur mutfak tecrübeleri yaşadık. Bizim için harika bir gündü. Size ve organizasyonu yapan Fratelli La Bufala’ya teşekkür ederiz. Değer kattınız..

6

Eylül - Ekim - 2016

Röportajın tamamı web sayfasında www.mavisehirdergisi.com


www.mavisehirdergisi.com

EylĂźl - Ekim - 2016

7


EGEPARK’TA SANAT RÜZGARI Karşıyaka Bostanlı’da bulunan farklı sunum ve seçenekleriyle ilgiyi çeken EGEPARK AVM, bu kez kapılarını sanata açtı.

E

ğlence anlayışı ve uluslararası markaları buluşturmasıyla İzmir halkının ilgisini çeken EGEPARK; yönetim kurulu kararı ile, 30 ülkede temsilciliği olan ve merkezi İzmir’de bulunan uluslararası Aktivist Sanatçılar Birliği dayanışmasıyla, kent kültürü ve ulusal kültüre emek ve ürün veren sanatçıları destekleyerek halkla buluşmasını sağlamak için harekete geçti. Yıl sonuna kadar yerel-ulusal ve 2017’de de uluslararası tanınmış sanatçıların konuk alınacağı etkinliklerle EGEPARK’a gelenlerin ücretsiz yararlanacağı, katılımcı sanatçılarla tanışma, söyleşilerin

yapılacağını ifade eden EGEPARK Halkla İlişkiler Müdürü Seren Türker, sezon itibariyle açılışı İzmirli yazarları okuyucularıyla buluşturarak yapacaklarını söyledi. 24 Eylül Cumartesi günü saat 15.00 de başlayan ilk etkinliğe; ilk romanını Amerika’da Şikago kentinde yazan ve daha sonra “Rüzgarlı Şehir” isimli romanı Amerika’da “Broken Angel” adıyla filme çekilen ve ülkemizde de “Meleğin Sırları” adıyla vizyona giren film romanı yazarı sayın Tülay Duygulu Pırlant yeni yapıtı “Yeniden Yeniden Doğmalısın” romanı ile katıldı…

Bu etkinliğe ayrıca ünlü Rus, Gürcü Ressam Elizabeth Tuganova’nın hayatını anlatan ve kısa sürede edebiyat ortamında ilgiyle karşılanan “Aşkın Yüzyılı-ELİZABETH” in yazarı Selmina Melikoğlu’ yeni yapıtı ile ilgili açıklamalarda bulunarak okuyucularıyla söyleşti. Yayınlandığı 1987 yılında bütün dünyada haber olan Ümit Yaşar Işıkhan’a ait “Okunabilir, Dünyanın En Küçük Şiir Kitabı” bu kez kendi rekorunu kırmış olarak okuyuculara ve kamuoyuna sunuldu. Guinness rekorlar kitabına giren Azerbaycan Bakü’deki “Minyatür Kitaplar Müzesi”nde Türkiye’yi temsil eden dünyanın en küçük, en hafif ve en pahalı ve hiçbir yerde satılmayan bu minyatür yapıt bu etkinlikte İzmirli okuyucularına sunuldu. Kitap tanıtım Kokteyline İzmirli sanatçılar ile bürokratların da katılımıyla çok renkli geçti. Seren Türker, konuk olarak tanınmış müzisyenlerin de katıldığı EGEPARK Mavişehir’deki bu etkinliğe İzmir halkının gösterdiği yoğun ilgiden çok memnun olduklarını dile getirdi.

8

Eylül - Ekim - 2016


www.mavisehirdergisi.com

Oben Gülsu Şirket Müdürü ve Kişisel Gelişim Uzmanı

Kuşkusuz ki çocuklarımızın gelişimi ve kendini keşfederek mutlu bir gelecek çizebilmeleri hepimizi çok ilgilendiriyor. Okul eğitimine ve çocuğumuzun geleceğine katkı sağlayan Future Park; Mavişehir’de eğitim danışmanlığı ve koçluğuna başladı. Biz de sizin için Oben Gülsu’ya Future Park’ı sorduk. Future Park ne zaman ve ne amaçla kuruldu? Future Park 2016 Mart ayında kuruldu. Future Park’ın açılış nedeni öğrencilere her yönden en iyi eğitim ve bilişsel gelişimi sağlamak. Biz öğrencilerimize bir bütün olarak bakıyoruz. Yani bir öğrencinin sadece branş derslerini öğrenmesi yeterli değil. Bunun yanında öğrencinin dünyayı algılayış şekli, hafızasını kullanışı, kişilik yapısı, motivasyon şekli, aile yapısı, ders çalışma şekli gibi bir çok konunun üzerinde çalışılması, öğrencinin başarısında büyük etkiye sahip. Biz Future Park’ta bunların hepsini bir arada sağlıyoruz. Bilişsel gelişim ne demek? BİLİŞSEL GELİŞİM; Bireyin, çevresindeki dünyayı anlamasını ve

Kendini keşfetmek için

Geleceğin eğitimine şimdiden başlayabilirsin öğrenmesini sağlayan aktif zihinsel faaliyetlerin tümüdür. Bu faaliyetler öğrencinin küçük yaştan başlamak üzere tüm okul hayatı boyunca gelişimini sağlar ve okul hayatı dahil tüm hayatında büyük bir fark oluşturur. Bu farkı nasıl oluşturuyorsunuz? Bu farkı oluşturacak çalışmalarınız neler? Günümüzdeki yaygın eğitim anlayışı sadece çocuğun sınavlarda başarılı olmasını sağlayacak bir sistem oluşturmak. Çıkabilecek sorulara çocukları hazırlamak ve ezbere dayalı, sol beyin ağırlıklı bir eğitim vermek. Bu sistemde çocuğun tek amacı sınava hazırlanmak. Bu tür çocukların genelinde kendini tanıma, kendine güven, yeteneklerinin ve potansiyelinin farkında olma, ilgi alanlarını bilme, hedeflerini ve onlara nasıl ulaşacağını bilme gibi bir çok konuda eksiklik var. Öğrencinin tek amacı önündeki sınavı geçmek ya da derslerinde başarılı olmak. Halbuki Eylül - Ekim - 2016

bu sınavı neden geçmesi gerektiği, gelecekte nasıl bir hayat istediği, nasıl bir meslek istediği, gibi soruların cevabını oluşturacak büyük resim hep arka planda kalıyor. Bir şeyi neden istediğimizi bilmeden o istediğimiz şeye ulaşamayız ya da tam olarak düşünmeden bir neden uydururuz. Neden olmadan hedef başarılamaz. Bizim amacımız öğrencileri bu konu üzerinde düşündürmek. Kendini tanıyan, yeteneklerinin farkında olan, hedefini bilen, sorgulayan kararlı ve kendine güvenen çocuklar yetiştirmek. Söylediğiniz konularda öğrencilerde farkındalık yaratmanız, öğrencilere ne gibi yararlar sağlıyor? Bu konularda farkındalık sağlayan öğrencinin zaten içsel motivasyonu güçlü oluyor. İçsel motivasyonun güçlü olması derslerine önem vermesini ve uzun saatler çalışmasını sağlıyor. Bunun neticesinde de başarı otomatikman geliyor. 9


Anlattığınız sonuçlara ulaşmak için sunduğunuz programlar nelerdir? Nasıl çalışmalar yapıyorsunuz? Okul çağındaki çocuklar için branş derslerinin yanında öğrenci koçluğu, NLP, hafıza teknikleri, zihin haritaları, hızlı okuma, öğrenci gelişim atölyesi, psikolojik danışmanlık, aile terapisi, hiperaktivite, dikkat eksikliği ve konsantrasyon çalışmaları yapıyoruz. Okul öncesi çocuklar için psikolojik danışmanlık, oyun terapisi, zihinsel gelişim ve okul öncesi hazırlık programlarımız var. Aileler için; Yaşam koçluğu, aile terapisi, psikolojik danışmanlık, aile içi iletişim eğitimleri veriyoruz. Bu çalışmaları öğrenci neye göre alıyor? Siz mi öneriyorsunuz yoksa bir paket program mı var? Her şeyden önce öğrencinin ya da velinin talebi önemli. Öğrenci ne için merkezimize başvuruyor? Danışmanlık için mi sınava hazırlık için mi? Öncelikli amaç ne ise o yönde başlangıç yapıyoruz. Öğrenciyi tanıdıktan sonra ve uygulanan testler sonucunda ihtiyaçları belirleyip veliye sunuyoruz. Velinin isteği doğrultusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Amaç ve çalışma ne olursa olsun Future Park’a gelen çocuğun geldiği dönemle çıktığı dönem arasında çok büyük farklar oluyor. Aileler de aynı yönde gelişim sağlıyor çünkü çocuk aileden ayrı düşünülemez. Dolayısıyla ailenin de aynı yönde ilerlemesi şart.

Çocuk aileden ayrı düşünülemez ve ailenin de ilerlemesi şart dediniz. Bu durumda ailenin rolü ne oluyor? Çocuğun problemleri sadece çocuktan kaynaklı olarak düşünülemez. İçinde bulunduğu çevre ve aile yaşantısı bu problemlerin oluşmasında etkili rol üslenmektedir. Bu yönde çocuk ile çalışma yapılırken aile ile de yapılması gerekiyor. Problemin yoğunluğuna göre, çocuklarda aile terapisi şart olmakla birlikte diğer çalışmalarımızda da çalışmanın içeriğine göre aile ile belirli aralıklarla görüşmeler yapıyoruz. Çocuğun durumuna ve aile içerisindeki dinamiğe bağlı olarak görüşmelerimizin sıklığı ve içeriği değişiyor.

Future Park’ın branş dersleri açısından öğrenci kapasitesi ve eğitim tarzı hakkında neler söyleyebilirsiniz? Öncelikle Future Park’ı dizayn ederken iç mimarisine çok önem verdik. İçerisi baştan aşağı özel bir mimari işlemden geçti. Beş adet özel ders sınıfı, bir adet de maksimum on kişi kapasiteye sahip grup sınıfımız ve özel etüt sınıflarımız var. Her özel ders sınıfımız için farklı bir konsept düşünüldü. Örneğin mercan sınıfımız kırmızı ve kütüphanesi olan bir sınıf, bulut sınıfımız mavi ve ferah bir sınıf, vitamin sınıfımız turuncu ve canlı… Her ders sınıfında öğretmenin ders anlattığı son sistem bilgisayarlar ve öğrencinin dersi takip edebildiği büyük ekranlar var. Öğretmen bilgisayarındaki görüntüyü büyük ekrana yansıtarak öğrencinin takip etmesini sağlıyor. Grafik tabletler yardımıyla ekrana çizim yapabiliyor ve yazı yazabiliyor. Hazır dokümanlarımız sayesinde öğretmen ve öğrenci yazı yazarak vakit kaybetmiyor. Bu nedenle tahta üzerinde yapılan bir ders saatinin iki katını bir derste öğrenciye verebiliyoruz. Özel ders sınıflarımız maksimum üç kişi alıyor. Talebe göre bir kişi, iki kişi ve üç kişilik gruplar şeklinde özel derslerimizi verebiliyoruz. Maksimum on kişi olan sınıfımızda akıllı tahtamız yardımıyla öğrencilerin çok rahat ve hızlı ders işlemelerini sağlıyoruz. Öğrencilerimize ders esnasında yiyebilecekleri ve içebilecekleri çeşitli ikramlarımız mevcut. Bizim için öğrencilerimiz çok değerli olduğu için onları mümkün olduğu kadar memnun etmeye ve kendilerini evlerinde gibi hissetmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Öğrenciler burada kendilerini çok rahat ve değerli hissettikleri için derslerini aksatmadan gelmeye devam ediyorlar.

Zihni geliştiren ve odaklanma kabiliyetini arttıran oyunlarla öğrenciler kendi potansiyellerini keşfediyorlar.

Future Park Mavişehir Yalı mahallesi 6436-2 Sokak No: 18 Kat: 3 Mavişehir Tel: 0232 330 90 91 10

Eylül - Ekim - 2016


sınavlarda çocukların Türkçe ve sosyal dersleri çok hızlı bir şekilde okuyup anlamalarını hem de kitap okuma alışkanlığı kazanmalarını sağlıyor. Hafıza teknikleri öğrendikleri her bilgiyi daha hızlı bir şekilde öğrenmelerini ve unutmamalarını sağlıyor.

Future Park’ta daha önce de bahsettiğiniz gibi öğrencilerin derslerinde başarılı olmalarını sağlayacak diğer eğitimler de mevcut. Bu eğitimlerden biraz bahsedebilir misiniz? Hızlı okuma, hafıza teknikleri, öğrenci gelişim atölyesi ve zihin haritaları bu eğitimler arasında. Her öğrencimize bu eğitimleri almalarını tavsiye ediyoruz çünkü okul başarısı üzerinde çok büyük etkileri var. Hızlı okuma dersi zaten bildiğiniz gibi okumayı hızlandırarak hem

Öğrenci gelişim atölyesi beynin çalışma prensipleri, konsantrasyon, temsil sistemleri, etkin öğrenme ve dinleme, hafıza teknikleri, zihin haritaları, zeka tipi ve doğru meslek seçimi, hedef belirleme ve hedef planı oluşturma gibi bir çok konuyu içinde barındıran bir gelişim atölyesi. Öğrenciye çok büyük farkındalık sağlayan bir program. Zihin haritaları bir ders çalışma ve not alma tekniği. Beynin çalışma şekli esas alınarak Tony Buzan tarafından geliştirilmiş, öğrencinin eğlenerek sıkılmadan çalışmasını ve bu haritalama sayesinde bilgileri asla unutmamasını sağlayan özel bir teknik. Yurt dışında çok kullanılan ancak Türkiye’de yeni yeni duyulmaya başlayan bir teknik. Bu çalışmaların hepsi öğrencilerimizin diğer öğrencilerin önüne geçmelerini sağlayan çok önemli ve geliştirici çalışmalar.

yaratmasını istiyoruz. Future Parklı olmak bir ayrıcalık olmalı. Öğrenci bizden eğitim aldıktan sonra hem eğitim yönünden hem de kişisel gelişim yönünden arkadaşlarının önüne geçmeli. Biz kendini tanıyan, kendinin farkında olan, kitap okuyan, beynini kullanmasını bilen, sorgulayan, hedefleri olan öğrenciler yetiştirmek istiyoruz. Bu öğrencilerin kim önüne geçebilir ki? Biz geleceğin eğitimi olacağız. Yani bir eğitim sisteminde olması gereken her şeyi öğrenciye veren bir kurum olarak bilineceğiz. İşte hedefimiz bu algıyı oluşturabilmek.

Future Park olarak uzun dönem hedefleriniz nelerdir? Bizim hedefimiz Future Park’ı bir akademi algısına ulaştırmak. Bizim eğitimimizi alacak öğrencinin fark

Maksimum 3 kişilik sınıflarda, Future Park’a özel son teknoloji sistemler ile işlenen dersler daha akılda kalıcı olduğu gibi; öğrencinin tüm geçmiş kayıtlarına anında ulaşılabiliyor. Eylül - Ekim - 2016

11


SONBAHARDA BESLENME M

evsim geçişleri çoğumuz için yorgun, halsiz ve bitkin geçen bir dönemdir. Yapılan çalışmalar havaların soğumasıyla depresyona yakalanma riskinin daha fazla olduğunu gösteriyor. Sonbaharı her zamankinden daha enerjik ve sağlıklı geçirmek istiyorsanız söylediklerimize kulak vermenizi tavsiye ederiz.

Depresyona eğilim arttığında kişiler genelde karbonhidrat içeriği yüksek besinlere yönelir. Bunun nedeni, kanbonhidrat içeriği yüksek olan un ve şeker oranı yüksek besinlerin vücutta serotonin salgılatarak mutluluğa kısa süreli katkıda bulunmasıdır. Bu yiyeceklerin kalorisi yüksek aynı zamanda besin değeri oldukça düşüktür ve hızla kilo alımına sebep olurlar. Doğru tercihler yapılarak mevsim geçişlerinde yaşanan olumsuzlukların önüne geçmek mümkün. Yapılan birçok araştırma, Omega-3 ün beyindeki serotonin ve dopamin hormonlarını etkileyerek, psikolojiye pozitif yönde katkıda bulunduğunu gösteriyor. Özellikle bu geçiş dönemlerinde Omega-3 içeriği yüksek; balık, ceviz, keten tohumu, koyu yeşil yapraklı sebzelerden faydalanılabilir. Depresyona iyi gelecek bir diğer besin ögesi ise magnezyumdur. Magnezyum metabolizmanın sağlıklı çalışması için oldukça önemli bir mineraldir. Aynı zamanda stres ile başa çıkmada da önemli bir yardımcıdır. Tüm bunların yanı sıra magnezyum vücutta insülinin

Fulya Yazılıkaya Zeytinoğlu Beslenme ve Diyet Uzmanı

görevini düzgün bir şekilde yapılmasını da sağlayarak çağımızın hastalığı insülin direncine karşı bir koruyucudur. Magnezyumun en iyi kaynaklarından olan koyu yeşil yapraklı sebzeleri, fındık, badem, kurubaklagiller ve tahılları da beslenmenize eklemek bu konuda faydalı olacaktır. Vücüdumuz kış aylarında soğuyan havaya karşı adapte olmak için yağ depolamaya eğilimlidir. Çünkü yağların bir görevi de vücut için gerekli ısıyı sağlayarak vücudu soğuğa karşı korumaktır. Buna çare olarak yavaşlayan metabolizmayı canlandırmak adına düzenli egzersiz yapmaya gayret gösterilmelidir. Dünya Sağlık Örgütü sağlıklı bir bireyin haftada en az 150 dakikalık orta tempoda yürüyüş yapmasını öneriyor. Ayrıca ek sağlık yararlarından faydalanmak isteyen bireylerin ise haftalık 300 dakika orta tempolu yürüyüşler yapması gerektiğine değinmektedir. Egzersiz vücutta endorfin salgılatarak depresyonu

İrem Karahallı Beslenme ve Diyet Uzmanı

azaltacağı için doğal bir antidepresan görevi de görecektir. Yaz aylarına nazaran kış aylarında daha az susuzluk hissedenler günlük su tüketimine ekstra özen göstermelidir. Gün içine yayarak tüketilecek su; metabolizmanızın daha iyi çalışmasına katkıda bulunacak, vücuttan toksinlerin atımını sağlayacaktır. Ayrıca düzenli su tüketimi ile beraber gün içinde yapılacak ara öğünler, iştahı dengeleyerek ana öğünlerinizde fazla yemenizi engelleyecektir. Havaların soğumaya başlamasıyla, hastalıklara karşı direncimiz azalır. Hastalıklardan korunmak için vücutta antioksidan görevi gören A, C ve E vitaminlerden yararlanmak gerekir. Bu vitaminlerden yararlanmak için beslenmenizde yumurta, balık, havuç, koyu ve yeşil yapraklı sebzeler, portakal, mandalina, greyfurt, biber, domates gibi besinlere yer vermeye özen gösterilmelidir.

*Ön görüşmelerimiz ücretsizdir, randevu alınması rica olunur.


Üst segment hizmet verebilen, komplike bir kliniğiz. Fulllight ailesi olarak siz değerli konuklarımıza en iyi hizmeti vermek için buradayız. Sizleri salonumuzda görmekten mutluluk duyarız.

Güzellik Birimi

Akne skar bakımları Leke bakımları El gençleştirme ve leke bakımları Epilasyon - Depilasyon Kalıcı makyaj ( kaş, dudak, eyeliner ) Ölçülü kaş tasarım El ayak bakımları Masaj LPG sistemi ile; Kısa sürede sıkılaşma Liposaction öncesi ve sonrası bakımlar Göğüs toparlama ve kaldırma * Bireysel Yoga ve Reformer Plates birimi * Kişiye özel saç tasarım birimi

Beslenme ve Diyet Danışmanlığı Beslenme ve Diyet Uzmanı Fulya Zeytinoğlu Beslenme ve Diyet Uzmanı İrem Karahallı eşliğinde... Güzellik Birimimiz; Klasik cilt bakımları Profesyonel bakımlar; -Plasenta -Kök hücre - Büyüme faktörlü bakımlar - Naturel lifting ile kısa sürede gençleşme hissi

Adres: S. Cengiz Topel Caddesi N:16 D:3 (Reyhan Pastanesi üstü) Bostanlı - Karşıyaka / İzmir Tel: 0 232 365 72 22

www.fulllight.com.tr


ULUOĞLU

MAVİŞEHİR’E DAHA YAKIN U

luoğlu’nun baklava ve pastacılık konusundaki hünerlerini ve lezzetlerini henüz keşfetmemiş olanlar için harika bir haber... Caher Dudayev Bulvarı Atakent Mavişehir kavşağında hizmet vermeye başlayan Uluoğlu Baklava ve Pasta; 6. şubesini Mavişehirlilere sunmanın mutluluğunu yaşıyor. 15 yıldır kalitesinden ve lezzetinden ödün vermeden hizmet veren Uluoğlu; doğum günü, organizasyon, düğün, nişan ve özel günleriniz için siparişler de alıyor. Pastalarının kremaları ve kullanılan kaliteli malzemelerde lezzet konusunda çıtayı oldukça yüksek tutan Uluoğlu sizi yeni adresine bekliyor.

14

Eylül - Ekim - 2016

Adil - Mehmet - Mehmet - Hayri Ulu


ATAKENT ŞUBEMİZ HİZMETİNİZDE 15 yıldır kalitemizden ödün vermeden sizlerle birlikte olmanın gururuyla

Yeni şubemizde de tatlı anlarla buluşmak dileğiyle... DİĞER ŞUBELERİMİZ Bostanlı - 0(232) 323 5545 / Karataş - 0(232) 445 1527 / Hatay - 0(232) 243 5533 Karşıyaka - 0(232) 366 7639 / Bornova - 0(232) 457 3527 / Atakent - 0(232) 336 35 27

Caher Dudayev Blv. No:93/A Atakent

Tel: 0(232) 336 35 27


İzmir Dans Atölyesi kurucuları Goşi Ilgaz Görmez - Gürkan Görmez

İZMİR DANS ATÖLYESİ

ARTIK ÇİĞLİ ATAŞEHİR’DE 2014 yılında iki dans aşığı Goşi Ilgaz Görmez ve Gürkan Görmez’in hayalleri ile İzmir’de temelleri atılan İzmir Dans Atölyesi; Çiğli Ataşehir’deki yeni salonunun açılışını bütün İDA Ailesi ile birlikte kutladı. İDA sporcuları ve ailenin parçası olan herkesin katıldığı coşkulu açılışta; öğrencilerin anneleri hazırladıkları birbirinden güzel ikramlarla gerçekten aile olmalarının sıcaklığını yaşattılar. Açılış, öğrencilerin dans gösterileriyle daha da renklenerek herkesin bir arada olduğu güzel bir etkinliğe dönüştü...

16

Türkiye’yi milli sporcu olarak temsil eden İzmir Dans Atölyesi kurucuları Goşi Ilgaz Görmez ve Gürkan Görmez ikilisi, başarılı eğitmen kadrosu ile hayat verdikleri İzmir Dans Atölyesi’nde Dans Sporu ağırlıklı olmak üzere Sosyal Latin, Salon Dansları, Bale ve Halk Dansları gibi farklı branşlarda eğitimler vermektedirler... Türkiye’deki dans sporları kulüpleri sıralamasında ilk 10’un içinde yer alan İzmir Dans Atölyesi, artık Çiğli Ataşehir’deki yeni adresinde başarıdan başarıya koşacağı sporcuları ve dans tutkunlarını bekliyor.

Eylül - Ekim - 2016



BU KALPLER

TÜRK SANAT MÜZİĞİ İÇİN ATIYOR Mavişehir Geleneksel Türk Sanat Müziğini Yaşatma ve Uygulama Derneği yeni dönem çalışmalarına başladı

S

ize Mavişehir’deki çok saygıdeğer, harika bir topluluktan bahsetmek istiyoruz... 2006 yılında Türk Sanat Müziğini yaşatmak adına müzik çalışmalarına başlayan dernek; onbir yıldır aralıksız olarak çalışmalarına devam ediyor ve sene içinde büyük bir disiplin ve ciddiyetle hazırlandıkları konser performanslarıyla dinleyicilerine müzik ziyafeti yaşatıyorlar... 2010 yılından bu yana Av. Ferruh Mücahit Gazioğlu’nun başkanlığında, Kültür Bakanlığı İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu ses sanatçısı Sn. İsmail Devrim’in hocalığında ve şefliğinde, tamamen amatör bir ruhla, profesyonel bir ciddiyetle ve Türk Müziğine yakışır bir duruşla

18

çalışmalarına devam eden dernek; benzeri zor bulunan dostluklara da şahitlik ediyor... Sezonun ilk çalışmasında hasret gideren koro üyeleri, her Pazartesi akşamı Mavişehir Albatros sitesindeki sosyal tesislerde toplanarak hem eğleniyorlar hem de çok sevdikleri Türk Sanat Müziği eserlerini hep bir ağızdan seslendiriyorlar. Birbirleriyle bu kadar uyumlu, bir aile gibi hareket eden, saygı ve sevginin en iyi örneğini sergileyen bir topluluğun; yanıbaşımızda, komşularımızdan birileri olması çok mutlu edici ve gurur verici. Bu değerlere sahip çıkıp bizlere örnek

Eylül - Ekim - 2016

oldukları için her birini kutluyor ve çalışmalarında neşe, mutluluk ve başarılar diliyoruz.


Ege’yi Keşfetmeye Çeşme Marina’dan Başlayın! Türkiye’nin önde gelen yatırım firmalarından biri olan IC İbrahim Çeçen Holding ve marinacılık sektöründe köklü bir geçmişe sahip Camper & Nicholsons Marinas International ortaklığında işletilen Çeşme Marina, tekne sahiplerine ve ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Tarihi ve stratejik bir Akdeniz liman yerleşimi içinde yer alan ve 24 saat boyunca rahatlıkla ulaşılabilecek korunaklı bir limanda bulunan Çeşme Marina, denizde 400, karada ise 100 tekne kapasitesi ile 60 metre uzunluğa kadar olan teknelere hizmet verebilmenin yanında yat kulübü, restoranlar, barlar ve kafeler ile misafirlerine değişik seçenekler sunuyor. Bir yaşam merkezinden beklenileceği üzere marinanın 12 ay boyunca açık olan çarşı alanında birbirinden şık ve huzurlu restoranların yanı sıra giyim ve aksesuar mağazaları, yat satış ve kiralama ofisleri, optik, sanat galerisi, tasarım mağazaları, müzik ve kitap mağazası, teknoloji market, çocuk oyun alanı yer almaktadır. Çeşme Marina’da restoranlar, kafeler ve barlarla geceleri canlı ve eğlenceli bir atmosfer oluşmaktadır. Çeşme Marina, Ege Denizi’ni ve birbirinden güzel adalarını günübirlik seyirlerle keşfetmek için mükemmel bir konumda yer almaktadır. Maceraperest bir ruha sahip olanlar için bütün Ege, bu kapının ardında keşfedilmeyi bekliyor…

Tel : +90 (232) 712 25 00

e-Mail : info@cesmemarina.com.tr

Fax : +90 (232) 712 99 14

web

: www.cesmemarina.com.tr

% 40 or an ın da

KIŞL AMA İNDİR

İMİNİ

ka çı rm ay ın


PSİKOTERAPİ NEDİR? NE DEĞİLDİR?

Doç. Dr. Ozan Pazvantoğlu Psikiyatrist & Psikoterapist

Psikoterapi nedir? Ne değildir? Psikoterapi, düşünce, algı ve tutumlarda değişim sağlayarak bireyin yaşam kalitesini yükseltme ve şikayetlerini azaltma amacıyla, eğitimli bir terapist tarafından yapılan, uygulama yolu dinleme, anlama ve konuşma olan bir tedavi şeklidir. Psikoterapi bir “sohbet” değildir. İnsanlar birbirlerine dinleyerek ve konuşarak destek olabilirler. Ama bu plansız ve düzensiz bir süreçtir. Psikoterapi, düzensiz olan bu yardım biçimlerinden iki yönüyle ayrılır. Birincisi, terapistler bu uygulamayı yapabilmek için özel bir eğitim almışlardır. İkincisi, bu uygulamaları, hastaların/danışanların sorunlarının kaynaklarını açıklayan ve bunları giderme yöntemlerini öneren bir kuram tarafından sistemli olarak yönlendirilmektedir. Psikoterapinin amaçları nelerdir? Psikoterapide, terapist, hastayla/ danışanla terapi hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik, planlanmış, sınırları belirli bir profesyonel ilişki kurar. Bu hedefler; varolan sorunları ortadan kaldırmak ya da etkilerini azaltmak, sorunlu davranış örüntülerini değiştirmek, olumlu kişilik gelişimini desteklemektir. Bütün psikoterapi türlerinin amacı, bireyin sevgi, kabul 20

görme, yaşamdan doyum sağlama, var olan sorunlarından kurtulma vb. haklı gereksinimlerinin giderilmesine yardımcı olmaktır. Psikoterapide bu tür gereksinimlerin sağlanmasına engel olan yanlış tutumlar, düşünceler, duygular ve davranışlar düzeltilerek bu amaçlara ulaşmak hedeflenir. Farklı psikoterapi türleri var mıdır? Özellikleri nelerdir? İnsan psikolojisini ve ruhsal sorunlarını ele alış biçimlerine, uygulanan sorun alanlarına göre birçok psikoterapi türü vardır. Bunlardan birkaçı; psikodinamik psikoterapi, bilişsel-davranışçı psikoterapi, destekleyici psikoterapi, varoluşçu psikoterapi, cinsel terapi, evlilik terapisi, aile terapisi, grup psikoterapisidir. Psikoterapi seanslarının süresi uygulanan psikoterapi türüne göre değişebilir. Bilişsel davranışçı terapinin ilerleyen seansları 30 dakika olabileceği gibi evlilik terapisi seansları 90 dakikaya kadar uzatılabilir. Genel olarak bireysel terapilerde 45-50 dakikalık görüşme süreleri uygun ve gereklidir. Görüşme sıklığı psikoterapi türüne göre değişmekle birlikte, haftada bir ila 2-3 haftada bir arasındadır. Görüşme sıklığı psikoterapi sürecinin ilerleyen dönemlerinde seyrekleştirilebilir. Eylül - Ekim - 2016

Psikiyatrist ile psikolog arasındaki farklar nelerdir? Ruhsal sorunları olan bireyler öncelikle kime gitmelidir? Bu iki meslek insanlar tarafından çokça karıştırılır ya da yanlış tanınır. Öncelikle psikiyatristler hekimdir, 6 yıllık tıp fakültesi mezunudur. Bu nedenle genel sağlık ve tıbbi hastalıklar konusunda da yeterli bilgiye sahiplerdir. Mezuniyet sonrası tıpta uzmanlık sınavında başarılı olarak – ortopedistler, cerrahlar ya da çocuk doktorları gibi- psikiyatri bölümünü tercih etmişlerdir. Dört yıl uzmanlık eğitimi aldıktan sonra uzmanlık sınavını geçerek ve tezlerini tamamlayarak “psikiyatrist” olmaya hak kazanırlar. Öte yandan psikologlar üniversite sınavında üniversitelerin fen-edebiyat fakülteleri kapsamında bulunan psikoloji bölümünü kazanmışlardır. Dört yıllık bu eğitimden sonra “psikolog” ünvanı alırlar. Bu aşamadan sonra çeşitli alanlarda yüksek lisans yaparak uzmanlaşabilirler, örneğin endüstriyel psikolog, sosyal psikolog ya da klinik psikolog gibi. Bunlar arasından sadece “klinik psikoloji” yüksek lisansını yapanlar ve psikoterapi eğitimi alanlar hasta/danışan bakabilirler. Psikoloji bilimi, bireyi daha çok psikolojik ve sosyal yönlerini değerlendirerek anlamaya çalışır.


www.mavisehirdergisi.com

Psikiyatri ise insan sağlığını ve hastalıklarını ele alırken insanın biyolojik yönünü de hesaba katar. Psikoloji ve psikiyatrinin ayrıldığı temel noktalardan biri, insan biyolojisi hakkındaki bilgi derecelerinin farklılığı ve bunun tedavi yöntemlerine yansımasıdır. Bu nedenle psikiyatristler hastalarının tedavi sürecinde ilaç tedavisini de kullanabilme ehliyetine ve avantajına sahiptirler. Bu nedenlerden dolayı ruhsal sorunları olan bireyler öncelikli olarak bir psikiyatrist tarafından değerlendirilmelidir. Çünkü hemen her türlü ruhsal belirtinin temelinde az ya da çok biyolojik bir bileşen de vardır. Bunun ardından psikoterapi uygulayabilen bir psikiyatrist ya da psikoterapi eğitimi olan bir psikologdan yardım alabilirler. Psikiyatristler psikoterapi yapmayı bilirler mi? Bu sorunun kısa cevabı; ”evet” dir. Buna karşın toplumda “psikiyatristler sadece ilaçla tedavi eder, hastayla pek konuşmazlar, psikoterapi bilmezler/ yapmazlar” şeklinde doğru olmayan bir algı vardır. Bu oluşan algının aksine, yeterli psikoterapi eğitimi almış psikiyatristler kendilerine başvuran bireylerin tedavilerinde psikoterapiyi de en az ilaç tedavisi kadar etkin olarak kullanabilirler. Öte yandan bunun için bazı gereklilikler vardır. Bunlardan birkaçı, hastalara ayrılan görüşme süresinin yeterli uzunlukta olması, psikiyatristlerin bir ya da birkaç psikoterapi ekolünde hem teorik hem de uygulamalı eğitim almış olmaları ve bu eğitimlerin yetkin kişi ya da kurumlardan alınmış olmasıdır. Bu temel şartlar sağlanmadığında yapılanın “gerçek” bir psikoterapi olduğunu söylemek zordur.

Herkes psikoterapiden yararlanır mı? Onlarca psikoterapi türü geliştirilmiştir. Psikoterapi türü bireye ve sorunlarına uygun seçilir ve ehil bir terapist tarafından uygulanırsa her bireyin psikoterapiden yararlanma olasılığı vardır. Öte yandan, birey terapi sürecine ne kadar odaklanır ve değişim için gerekli koşulları yerine getirirse, yararlanma olasılığı o kadar artar. Bireyin psikoterapiye uygunluğu ve uygulanacak yöntem terapist tarafından değerlendirilir. Psikoterapi seanslarında konuşulanlar gizlidir, hastanın “gizlilik” hakları hem etik hem de hukuk kuralları tarafından korunmaktadır. Cinsel terapi nedir? Bireyin ya da çiftin sorunlarının odağında cinsellik ve cinsel yaşam ile ilgili bir problem olduğunda bu terapi kullanılabilir. Terapi türlerinden birinin ya da birkaçının ihtiyaca göre kullanıldığı bir yaklaşımdır. Genellikle terapi eşli olarak sürdürülür, zorunlu hallerde kişiler bireysel olarak da terapiye kabul edilebilir. Sorunun ne olduğuna (örneğin, vaginismus, sertleşme güçlüğü, erken boşalma, cinsel isteksizlik vb.) göre terapinin süresi değişir. Seans aralıkları ideal olarak haftada bir, zorunlu hallerde on beş günde birdir. Seanslar arası günlerde eşlerden bazı egzersizler (ev ödevleri) yapmaları ve bunlarla ilgili çizelgeler tutmaları istenir. Cinsel sorun ya da bozuklukların tedavisinde ilaçların hemen hiç yeri yoktur, sorun ancak doğru şekilde uygulanan cinsel terapi ile aşılabilir. Ülkemizde bu alanda yetkin terapist eğiten en nitelikli kurum Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD)’dir. Derneğin web sitesinden her ildeki eğitimlerini tamamlamış

cinsel terapistler öğrenilebilir. (www.cetad.org.tr)

Evlilik/Çift Terapisi nedir? Evlilik ya da henüz evli olmayan çift ilişkilerinde zaman zaman bazı sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu sorunlar kapsamlı olduğunda ve/veya çözülemeyerek kronikleştiğinde bir uzmandan yardım alma gereksinimi duyulur. Başvurularda eşler yardım alma konusunda eşit motivasyonda olmayabilir. Bu motivasyon eksikliği çiftin sorunlarının giderilmesinin önündeki en büyük engellerden biridir. Çift terapistinin öncelikli amaçlarından biri eşlerden birinde ya da her ikisinde olan bu motivasyon zayıflığını gidermektir. Evlilik/çift terapisinin amaçları nelerdir? • Evlilik içi çatışmaları çözmek • Eşlerin duygusal gereksinimlerinin algılanmasını ve bunların doyurulmasını sağlamak • Eğer varsa bireydeki ruhsal belirtileri ve işlevsel bozuklukları ilişki içinde ele almak ve düzeltmeye çalışmak • İletişim becerilerinin artırılmasını sağlamak • Sorunun çözümü için eşlerin kullanabileceği davranışları belirleyip, kullanma becerilerini uygulamaya koymak • Eşlerin karşılaştığı travmatik olaylar, fiziksel ya da ruhsal problemler gibi zorlayıcı yaşam olayları karşısında problem çözme becerilerini arttırmak. Evlilik/çift terapisinde eşler arasındaki sorunlar her bir eşten ayrı ayrı dinlendikten sonra üzerinde uzlaşılarak bir problem sıralaması yapılır ve öncelik sırasına göre bu sorunlar çiftle birlikte ele alınır. Görüşme arasındaki günlerde çifte uygulamaları için bazı egzersizler verilebilir. www.ozanpazvantoglu.com

Kimler psikoterapi uygulayabilir? Psikiyatristler ve klinik psikoloji yüksek lisansı/doktorası bulunan psikologlar psikoterapi yapma yetkinliğine sahiptir. Bunun dışındaki adaylar ancak nitelikli bir eğitim aldıktan sonra psikoterapi uygulayabilirler. Psikoterapist adayı çoğunlukla psikoloji, psikolojik danışmanlık-rehberlik, tıp gibi alanlarda lisans eğitimi tamamladıktan sonra psikoterapi alanına yönelir, teorik ve pratik eğitim alır. Psikoterapi eğitimleri, hastanelerin ya da fakültelerin ilgili kliniklerinden alınabileceği gibi eğitim ve sertifikasyon veren uzman kişilerden ve derneklerden de alınabilmektedir. Eylül - Ekim - 2016

21


Her ay EgePark AVM’de açtığımız standımızdan Mavişehir Dergisi’ni ücretsiz alabilirsiniz.

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Mavişehir Ege Park AVM’de ve MaviBahçe’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.

Her ay MaviBahçe’de açtığımız standımızdan Mavişehir Dergisi’ni ücretsiz alabilirsiniz.

22

Eylül - Ekim - 2016


a d a r u b ” r e l k e m e y “Yencek

Gel-al servisimiz ile hizmetinizdeyiz

Trileçe tatlısı

Salih Burçoğlu İşletme Sahibi

Öğle yemeklerinin vazgeçilmez adresi Ev yemekleri konusunda artık Mavişehir’in alternatifsiz mekanı olan Atölye Tat’a her gün gelseniz de yemeklerinden sıkılmayacaksınız, çünkü her gün Atölye Tat’ta farklı yemeklerle karşılaşacaksınız. Yemeklerinin lezzeti ve gıda güvenirliği konusunda herkesin gönlünde taht kuran Atölye Tat; sağlıklı öğünlerin lezzetli adresi olmaya devam ediyor ve bu güzel yemek kokuları sizi de çağırıyor. Günlük menüleri Atölye Tat’ın web sayfasından görebilirsiniz.

Her gün farklı menü Mezeler, ev yemekleri ve tatlılar aradığınız çeşitliliği sunarken, günlük taze ürünlerle yapılan yemekler sizi daha da mutlu edecek. Salih Burçoğlu titizliği ve elinin lezzetiyle menü harici istediğiniz her türlü yemeği de ayrıca yapıyor... Kısıtlı vaktinizde yemek konusunda size yardımcı oluyor.

Atölye Tat’ta öğle yemeği menüsü 3 çeşit 15 TL

6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent (Başkent Polikliniği sokağı) Tel: 0(232) 336 3060

www.atolyetat.com


Selin Yeninci Mavişehir Dergisi

Özel Röportaj

Bu ayki konuğumuz İzmirli hatta Karşıyakalı, daha da detaya inersek Mavişehir’den hepimizin komşusu sayılan Türkiye’nin tanınmaya başlamış, kariyerinde emin adımlarla yürüyen genç ve güzel oyuncu Selin Yeninci... Yazın İzmir’de çekilen “Rengarenk” dizisinde sergilediği başarılı oyunculuğuyla ekranlardan tanıdığımız Selin Yeninci, Mavişehir Dergisi’nin sorularını tüm içtenliği ile yanıtladı...


www.mavisehirdergisi.com

Selin Yeninci’yi daha yakından tanımak istersek; bize neler anlatmak istersiniz? Kardeşiniz var mı? Nasıl bir ailede büyüdünüz? Hangi okullardan mezunsunuz? 16 Ocak 1988 İzmir doğumluyum. Sabah gözümü açtığım andan gece yattığım saate kadar kardeşim Okan’la oyunlar oynadığım, İzmir’de geçen son derece mutlu, sevgi dolu kalabalık bir ortamda çocukluğumu yaşadım. Annemin muazzam etkisi üzerine okula başlamadan okumayazma, temel matematik öğrendiğim, en iyi arkadaşım olan kardeşimle bir olay karşısındaki duygularımızı yazarak ifade ettiğimiz ve bunu aile içinde sesli okuyup üzerine konuştuğumuz, sonra hemen koşa koşa sokağa çıkıp çamur toprak oyun oynamaya devam ettiğimiz, hissini hayatımda tutma gayretinde olduğum şahane bir nefes aralığında geçti zaman. Okan benden iki yaş küçük, şu an yurt dışında kineziterapi okuyor. İyiki beni ablası olarak seçmiş, hayatımdaki en özel insan. Hala en çok onunla gülüyorum ve onun yanında dinlenebiliyorum. Annem, idolüm, Şafak Özer’de işinde ve annelikte kendini kanıtlamış, İzmir’in hatırı sayılır iş kadınlarından. Tv programları, kongreler, röportajlarla geçen bir hayatı var. Bostanlı’daki estetik polikliniğimizde yirmi yıldır annemin sayesinde ve kardeşimin desteğiyle, alanında öncü hizmet veriliyor.

canlı yayın sunuculuğu, oyunlar sonrası İstanbul’la tanıştığım ve uyum sağlamaya çalıştığım süre içinde Oyun Atölyesi’nde Don Juan’ın Gecesi oyunu, eş zamanlı Galip Derviş, Bir Çocuk Sevdim dizilerinde bölüm oyunculuklarım oldu. Ana castında yer aldığım ilk dizi Kanal D’de yayınlanan “Vicdan” dizisiydi. Muhteşem bir kadrosu vardı maalesef kısa sürdü. Ardından Altın Koza’da en iyi film ödülünü alan “Toz Ruhu” filmi ilk uzun metraj deneyimim oldu. Orada oynadığım Neslihan karakteri de ilk göz ağrım.

Ardından Show Tv’de yayınlanan, içinde olduğum için son derece şanslı hissettiğim “Ah Neriman” dizisinde deli aşık mahalle kızı Gönül, senaryosunu Alper Kul ve Ali Kobanbay’ın yazdığı “OLUR OLUR” filminde oynadığım, çocukluk arkadaşına ümitsizce aşık Ebru, Star Tv’de yayınlanan “Tatlı Küçük Yalancılar” dizisinde Merve, en son da İzmir’de çekilen “Rengarenk” dizisinde Neşe. Bu arada İstanbul Halk Tiyatrosu’nda 3 sezondur oynadığım, kadrosunda Erkan Can, Cem Davran, Bahtiyar Engin, Yıldıray Şahinler’in olduğu “Alevli Günler” ve “Bezirgan”

İlköğretimi Bostanlı’da Emlak Bankası İlköğretim Okulu’nda okudum. Onu İZMİR ATATÜRK LİSESİ izledi. Hayatımda belki de tek fanatik olduğum konu İZMİR ATATÜRK LİSE’li olmaktır. İAL’li olmaktan hep gurur duydum, hayatımın her alanında ayrıcalığını hissediyorum... Lise bitince ODTÜ Uluslararsı İlişkiler Bölümü’nü ve 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk’u kazandım. Oyuncu olmak hayalimdi o nedenle Türkiye’deki az sayıda iyi oyunculuk okullarından biri olan 9 Eylül GSF’den mezun oldum. İzmir’de erken başlayan bir çok seslendirme, belgesel, çocuk programları, TRT Belgesel kanalında Eylül - Ekim - 2016

25


olmam sanırım. Benim yakıtım neşe. Korkularım elbette var ama bunları minimuma indirmeye çalışıyorum, bizim topraklarda ‘Allah korktuğundan kurtarsın’ diye bir söz vardır. Korkularıma kapılmadan, direnç göstermeden, izin vererek teker teker veda etmeyi öğrendiğim bir dönemdeyim. Korkmayada izinliyim korkusuz olmayada. Herkes gibi yoldayım, öğrene öğrene yürüyorum kendimce.

oyunları ve turnelerim sürüyor. 23-24 Ekim’de Bezirgan oyunuyla İzmir’e tekrar geliyorum. Herkesi oyunumuza beklerim. Selin Yeninci nasıl biri? Mesleğiniz gereği farklı rollere bürünebiliyorsunuz, sizi kendinizden dinlersek; hayat görüşünüzden, nelerden hoşlandığınıza, sizi siz yapan özelliklerinizden, korkularınıza kısaca bahseder misiniz? Ben kendimden 3. tekil şahısla bahsetmeyen her an kendime daha 26

da yakınlaşmaya, kendimle bir olmaya gayret eden, mutluluğumu, huzurumu, varoluşumu iş, maddiyat, kariyer üzerinden değerlendirmeden sırf bu hayatta yaşadığım için her gün şükreden biriyim. Hayatımı sevmek, aşkla yaşamak üzerine kurmaya gayret ediyorum. Mesleğime çok bağlıyım. Çalışmayı, üretmeyi bu yolla yeni insanlarla tanışmayı çok seviyorum. Aileme son derece düşkünüm. İstanbul’da yaşamama rağmen her anımızdan haberdarızdır. En hassas olduğum konu ailem. En tanımlayıcı özelliğim de neşeli Eylül - Ekim - 2016

Oyunculuğa başlama hikayenizi merak ediyoruz… Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz? En fazla desteği kimden aldınız? Ailenizin desteği nasıl oldu? Annem kendi çocukluğunda pazar sabahları TRT Radyosu’nda “Çocuk Saati” diye bir programı dinliyormuş. Benim de çocukluğum annem sayesinde pazar sabah 09.00’da kardeşimle birlikte çocuk saatini dinleyerek geçti. Bir gün programda ‘sınavla çocuk seslendirmeciler alınacaktır’ diye bir anons duyduk. Başvurduk. Üç ay boyunca bir takım meslek eğitimleri ve elemelerden geçtim ve sonra altı yaşında İzmir TRT Radyosu’nda ‘Çocuk Saati’ programında seslendirme yapmaya başladım. Belgesel, çizgi film, reklam seslendirip hem para kazanıyordum hem de yeni arkadaşlar ediniyordum. Hoşuma gitti, haftasonları da Karşıyaka Ziya Gökalp Kültür Merkezi’nde Zekeriya Hocalar yönetiminde provalara, çocuk oyunlarında oynamaya başladım. Bu sürece lise tiyatrosunda da devam ettim. İzleyen herkes, tüm öğretmenlerim oyuncu olmam konusunda beni yüreklendirdiler. Dolayısıyla ‘büyüyünce doktor olacağım dansöz olacağım ‘diye bir cümlem yoktu zaten TRT’de çalışıyordum, para da kazanıyordum, oyunculuktu yani benim işim. Geçenlerde sosyal medyadan bir mesaj aldım. Beş yaşındayken oyun arkadaşım olan sonra koptuğumuz eski bir arkadaşım yazmış: ‘o zaman da söylüyordun oyuncu olmak istediğini, hayalini gerçekleştirdiğini gördüğüm için çok mutluyum’... Başka bir meslek yapmayı düşünmedim.


www.mavisehirdergisi.com

Bir yandan da derslerimde çok iyiydim, anneme oyunculuk okumak istediğimi söylediğimde bunun benim için son derece sıradan, onun için korkunç bir karar olduğunu fark ettim. Annemin isteği üzerine ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümünü, kendi isteğimle 9 Eylül GSF Oyunculuk Bölümü sınavlarını kazandım. Oyunculuğu tercih ettim. ODTÜ konusu açılınca bir ah’lansa da maddi manevi en büyük destekçim ve rol modelim yine annem oldu. Mezuniyet tezim esnasında Oyun Atölyesi oyuncu seçmesi yapacağını duyurdu. Haluk Bilginer’e zaten hayranım, gidip seçmede şansımı denedim, kazandım. Okulum biter bitmez de Oyun Atölyesi’nin yeni oyununda oynamak üzere apar topar İstanbul’a taşındım.

meslekler yapan pek çok kişiyi örnek alıyorum. Yaratımını, işini hayatıyla harmanlamış, işine aşkla bağlı, çalışkan ve sürekli yeni olan ve oluşuna her şeye rağmen devam eden herkes ve her şey dahil buna, bir ağaç da dahil. Cate Blanchett’den Mardin’deki Şahmeran ustası Tacettin’e, Toroslar’da Türkiye’nin ilk kadın tiyatro grubunu kuran, film çeken Ümmiye Koçak’tan, gelişen teknolojiye rağmen tüm çizimlerini hala elle yapan dünyanın en büyük anime yönetmeni Miyazaki’ye kadar temas ettiğim her şey benim için ilham verici. Chekhov’un bir sözü var: ‘Sanatının üzerinde çalışmak istiyorsan hayatının üzerinde çalış.’ Bundan daha iyisi nasıl olur? sorusunu sorup yoluna devam eden herkes benim için örnek allınmaya değer.

Mutlaka örnek aldığınız birileri vardır… Sanatınızı daha ileri taşımak ve hedeflerinize ulaşmak için kimi, ne özelliklerine göre örnek alıyorsunuz? Ben sadece oyuncu olan kimseleri değil işinde çok iyi olan, apayrı

Haluk Bilginer, Yılmaz Gruda, Ayten Uncuoğlu gibi usta sanatçılarla çalışma şansınız oldu, onlardan neler öğrendiniz? Evet bu isimlere Erkan Can, Cem Davran, Perran Kutman gibi diğer büyük ustalar da eklendi zaman

Eylül - Ekim - 2016

içinde. Gerçekten çok büyük, çok iyi, çok hayran olunan, çok çalışılmak istenen isimlerle usta-çırak ilişkisi kurma şansım oldu, bunun için şükürler olsun. Benim düşüncem hayatıma giren herkesin benim için bir mucize olduğu yönünde. Dolayısıyla her yeni projede ismini bildiğiniz bilmediğiniz pek çok insandan her an çok şey öğrenme niyetinde ve açıklığında olmaya çalışıyorum. İnsan ilişkileri, sahne adabı, işin nasıl yapılmaması gerektiğinden aile hayatına kadar gözlemlediğim pek çok şey var elbette ama çok saygı duyduğum ve hayran olduğum oyuncuların ortak özelliği bir şeyi yaratırken salt akılla değil, insanın içinden gelen oyun oynama güdüsüyle eylemeleri, sevdikleri şeylerle oynama eğilimi. Bu güdü oyuncuyu yaşsız, zamansız dolayısıyla sonsuz yapıyor. Akışta gözlemlediğim en büyük katkı bu. Gayretim de bu gözlemimi içselleştirmek ve muhafaza etmek yönünde.

27


Hayatınızda hoşunuza gitmeyen veya şöyle olsa herkes için daha iyi olur dediğiniz bir şeyi düşünün, ve bize öyle bir şey söyleyin ki; düzelmesi adına bu evrene bir mesaj olsun… Benim bir duam var: ‘Allahım beni sevgi, onay veya takdir arzusundan kurtar. Amin’ Bu kaygıların ve beklentilerin devreye girdiği her türlü ilişkilenme bize ve temasta olduğumuz her şeye zarar veriyor, ego devreye giriyor ve bizi ‘olma’ halinden uzaklaştırıyor. Tüm bunlardan özgürleşince en otantik halimizi yaşıyoruz ki bu bizi en mutlu eden halimiz. O nedenle kendime ve çevreme sıklıkla hatırlattığım şey şu: Herkes biricik. Herkes olduğu gibi tam ve mükemmel. Gündemde yeni projeler var mı? Yakın gelecekte de olabilir… Buradan merakımızı gidermek adına yeni ve olası projelerinizden biraz bahsedebilir misiniz? Yeni dizi görüşmelerim devam ediyor. Şu anda senaryosu yazılmakta olan bir sinema filmiyle ilgili yönetmenle iletişim halindeyiz ve adını çok duyduğunuz iki farklı tiyatroda yeni oyun projelerim olacak... Vincent Cassel “Kariyerinizi evet ve hayır dedikleriniz belirler” demiş. Ben de seçimlerim konusunda titiz davranmaya çalışıyorum. Bunların dışında kendimi atmosferine çok yakıştırdığım, içinde kendimi çok iyi hissettiğim ve hayal ettiğimde beni çok heyecanlandıran bir takım fotoğraflar var kalbimde gelecekle ilgili. Kendimi hayatımın sonuna kadar oyun oynarken hayal ediyorum. Coğrafyaları farklı karakterterleri yaratmaya çabalamak, dünyanın farklı ülkelerinde sinema filmlerinde oynamak istiyorum mesela... Oynadığım filmlerle beraber gezmek, her an yeni olanla ilişkilenmek, keşfetmek ve sağlık oldukça son ana kadar deneyimimi aktarabileceğim heyecan verici karakterleri mesleğimi yapabildiğim her platformda oynamaya talibim, istekliyim, gönüllüyüm.

28

Sosyal medya ile aranız nasıl? En fazla hangi platformu kullanıyorsunuz? Sosyal medyanın kullanımı konusunda çok değişik düşünceler var… Siz nasıl görüyorsunuz? Tanınmış kişilere en kolay ulaşma kanalı olduğu için çok önemseniyor… Ben kendimi bildim bileli teknolojiyle aram pek iyi olmadı, işimi hep yakınlarım gördü. Sosyal medya hesaplarımı modaları geçmeye yakın, en yakın arkadaşım zorla açmıştır. Annem bu konuda takdir edilecek şekilde benden çok daha iyidir. Ben utanırdım bir şey yazmaya ya da öylesine bir fotoğraf Eylül - Ekim - 2016

paylaşmaya, tanımadığım birilerini mahremiyetime dahil etmek manasız gelirdi. Ancak sosyal medya sayesinde gerçekleşen mucizeleri gördükçe hızla uyumlanmaya başladım o dünyaya çünkü ben mucizelere bayılırım. İşinizle ilgili son derece faydalı ve önemli geri bildirimler aldığınız, sosyalleştiğiniz, geliştiğiniz, ‘yeni’ olanı hızla takip ettiğiniz, adınızı, sesinizi, yaratımınızı paylaştığınız ve bu sayede çoğaldığınız muhteşem bir olanak. İnsanları yargılamayı bıraktıkça içinde daha rahat devindiğim eğlenceli bir üçüncü göz benim için. Sosyal medya sayesinde imkansız kalmadı,


www.mavisehirdergisi.com

fonlamalar sayesinde filminizi çekebiliyor, partinize Pharrell’ı davet edebiliyorsunuz. Bir sonsuz olasılıklar dünyası olarak görüyorum artık. Çalışmalardan zaman kaldığında neler yaparsınız? Gündelik hayatınızdaki giyim tarzınızı ve olmazsa olmazınızı öğrenebilir miyiz? Alışveriş konusunda nasıl biri Selin Yeninci? Benim yeni olana muhteşem bir merakım var ve hayatımı çok eğlenceli hale getiriyor bu eğilimim. Mesleğim açısından da başka coğrafyalardaki insanları görmek ve bir şey öğrenme süreci beni çok zinde tutuyor. O nedenle boş vakitlerimde görmediğim bir şehir seçip kalkıp 2-3 gün oraya gider, şehri keşfederim, yeni arkadaşlar edinirim, güzel hikayeler biriktirip dönerim. En son tek başıma Mardin’e gittim. Olağanüstüydü. Eğer seyahat edemiyorsam her gün kesin yürüyüş yaparım. Spor yapmayı seviyorum. Bu ara daha geliştimek için İngilizce kursuna gidiyorum ve tap dance yapmaya başladım. Festivallere katılmak, iyi bir sergi gezmek, güzel bir film izlemek, özenerek seçtiğim yeni kitabıma başlamak, yazmak benim rutinim. Ayrıca yakın arkadaşlarımla, adına edebiyatta ikinci yeni akımından etkilenerek ‘ölmeme günü’ dediğimiz bir gün yapıyoruz. Evimizde balık yiyip uzun uzun sohbet ediyoruz, gülüyoruz. Ayrıca günlük olmazsa olmazım annem ve kardeşimle konuşmaktır.

Peki biraz aşktan bahsetsek... Size göre aşkın tarifi nasıl? İnsanın tek ihtiyacı sadece sevmektir. Hep çok severek dinlediğim Neşet Ertaş’ın bir sözü var. Benim de kulağıma küpedir. ‘Ne zaman ki aşk biter, o zaman yorulur insan’ der. Saf sevgi ve tutkuyla bağlandığım her şey aşk, aşklarım da kökten birbirine, hepsi de birleşince bana bağlı. Aşk benim bütün duyularımı provake eden, dünyamı güzelleştiren ve çoğaltan, akışta olmaya teslim olduğum ve bunu korkusuzca yaptığım bir yolda olma hali.

Tek kelime ile cevaplar istiyoruz; Aşk: Nefes Para: Seviyoruz Şöhret: Doğal sonuç İzmir: Anne Son olarak İzmir ve İzmirliler hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Bir İzmirli olarak ne zaman buraya gelsem, havaalanına vardığım andan itibaren aklımdaki playlist değişiyor. İçimde başka türlü, hafif, içinde salınabileceğim şarkılar çalmaya başlıyor. Palmiyesi, denizi, lezzeti, güleryüzü ve şehirdeki her şeye

O gün nasıl hissetmek istiyorsam öyle giyiniyorum. Genel olarak özenliyim. Vücut yapma uygun spor şık olmayı seviyorum. En özensiz halimde aksesuarlarla giydiklerimi kendime ait hale getirmeyi tercih ediyorum. Ancak alışveriş konusunda çok plansızım. Modayı takip ediyorum ama ben kabinde bir şey denemekten, mağaza dolaşmaktan çok sıkılan biriyim. O nedenle sıkı bir alışverişkolik olmaktan çok uzağım. Neyse ki styling yapan arkadaşlarım bana destek oluyorlar. Sadece ayakkabı alırken çok hassas ve tutkuluyum çünkü İzmirliyim :)

Eylül - Ekim - 2016

29


sirayet etmiş olan ‘her şey yolunda, keyfine bak’ hissi bana çok iyi geliyor. İzmir’de zaman başka türlü akıyor. Hayat ritmim değişiyor. İstanbul’da saatinden 1 dk sonra vapura binmeniz imkansızdır. Geç kalır, vapuru kaçırırsınız. İzmir’in zamanı esnektir, isteseniz de geç kalamazsınız zaten. Ya herkes sizinle birlikte geç kalır ya da zaten sizi beklerken bunun tadını çıkardığını bilirsiniz ya da zaten vapur

geç kalkmıştır :) Bu duygu beni çok özgürleştiriyor. Ayrıca Türkiye’nin başka neresinde görürsem göreyim ritmini gözlemleyerek bir İzmirliyi tanıyorum. İbni Hadun’un bir lafı var: ‘Coğrafya kaderdir’ der. Kökümde, nefesimde izi olan bu şehirde doğduğum için çok şanslı hissediyorum kendimi. Her adımında anımın olduğu, bana kendimi hatırlatan, yumuşatan, seven,

Röportaj: Duygu Attila Fotoğraflar: Emre Karataşoğlu 30

Eylül - Ekim - 2016

kucak açan, son derece keyif odaklı muhteşem bir yuva benim için. İzmir benim için ‘anne’. Selin Hanım güler yüzünüz ve samimi cevaplarınız için çok teşekkür ederiz. Ben de size ve Mavişehir Dergisi ekibine bu sıcak sohbet için çok teşekkür ederim.


İzmir’in kalbi

KABİN EKİBİ

EGE PARK’ta atıyor


Fügen Yenilmez fugnyenilmez61@gmail.com

SERAMİK ABAJURLAR M

erhabalar, sıcak yaz günlerinden sonra elbette İzmir’in sanat hareketliliği de artmaya başlıyor. Ben de sizlere seramik sanatı etkinliklerini bu köşemde aktarmaya devam edeceğim. Bu sayıda hemen hemen her evde akşamları dekoratif bir aydınlanma sağlayan seramik

abajurlar nasıl yapılır konusunda biraz bilgi vereceğim. Abajurun en ekonomik yapım şekli torna makinelerinde çok çabuk seri şekilde üretilenidir. Diğer ekonomik üretim şekli de, alçı kalıp yaparak aynı modeli defalarca seri şekilde yapmaktır. Zor olan teknik ise; plaka ve sucuk tekniği ile elde şekillendirmektir. Köşe hatlara sahip bir form yapılacaksa plaka tekniği ile çamurdan levha açmak gerekir. Formun ölçüsü belirlenince, oklavayla çamurların üzerinden geçilir. Yüzeyde oluşan ek boşluklar çamurla doldurulur çamurunuzun iki yanına (aynı kalınlıkta olması için) ahşap çıtalar yerleştirilir. Kullanılacak metal/ ahşap böbrek aletiniz ile yüzeyi düzeltebilirsiniz. Çamur yüzeyi düz ve pürüzsüz bir hale geldiği zaman, plakalar açılır ve çamur ters çevrilir. Ardından plakalar tekrar yerleştirilir ve aynı işlemler tekrar uygulanır. Arkadaki boşluklar da çamur ile doldurularak, iki çamur kaynaştırılır. Bu plakadan formunuza göre taban ve kare/

32

Eylül - Ekim - 2016

dikdörtgen/üçgen plakalar kesilir. Turnetin üzerine önce formun tabanın kenarı balçık çamur ile çatallanır, sonra dikine olan plakaların kenarları tek tek balçıklanarak istenilen formda birbirine montajlanır. Geniş bir ahşap ile vurarak veya ıslatılmış süngerle şeklin daha iyi yapışması, düzgün şekil alması sağlanır. Çamur istediğiniz formun şeklini aldıktan sonra süngerle son rötuşlar yapılır. Tabanına ve üst tarafına elektrik sistemi için delik açmayı unutmayın. Diğer yöntem olan sucuk tekniği ise; önce taban sonra yan duvarları oluşturmak için kalın ve uzun sucuklar hazırlanarak, form düşünülen kadar yükseltilir. Dikkat edilecek en önemli husus, her sucuk arası iki tarafta balçıklanarak kaynaştırılır. Metal böbrek ve ıslak süngerle pürüzler alınır. Diğer işlemler iki formda da aynı. En az bir hafta sonra kuruyunca önce büskivi fırınında(900’) pişer sonra da istediğimiz renk sır, yumuşak fırça ile 2-3 kat sürülür. En son olarak da sır fırınında(1100’) pişer. Elektrikçinizin ve abajur şapkasının eklenmesiyle evinizin bir köşesinde, el emeği ürününüzü gururla sergileyebilirsiniz. Güzel ve aydınlık günlerde buluşmak dileğiyle…



Kahvaltının keyfi

MAVİBAHÇE’DE ÇIKAR 34

Eylül - Ekim - 2016


www.mavisehirdergisi.com

İ

zmir’in en prestijli moda ve yaşam merkezi MaviBahçe’deki mekânlar, misafirlerine organik ve lezzetli ürünlerden oluşan zengin bir kahvaltı sunuyor. Seçkin markaların buluştuğu, İzmir’in yeni yaşam alanı MaviBahçe’de, tadına doyamayacağınız lezzetleri ve kaliteli hizmeti bulabilirsiniz. Ziyaretçilerini en iyi şekilde ağırlayan markaları bir araya toplayan MaviBahçe, size mükemmel bir kahvaltı deneyimi sunuyor. Dünya mutfaklarından farklı tatların sunulduğu MaviBahçe dükkânlarında, kahvaltının keyfini sonuna kadar çıkartabilirsiniz. Eğer güne uzun ve lezzetli bir kahvaltı ile başlamak istiyorsanız, MaviBahçe bunun için en uygun adres olacaktır. İzmir’i andıran mimarisi, havuzları, ahşap köprüleriyle ziyaretçilerine özel anlar yaşatıyor. Arnavut kaldırımları, cumbalı evleri andıran mimarisi ile MaviBahçe, İzmir Ege ve Türkiye’nin değişik illerinden ziyaretçilere ev sahipliği yapıyor. Kahvaltı sektöründe de iddialı markalara ev sahipliği yapan MaviBahçe, güne sağlıklı ve organik bir kahvaltıyla, dinç başlamak isteyenlere hizmet ediyor. Zengin bir kahvaltı menüsü sunan mekânlar, MaviBahçe’nin İzmir manzarası eşliğinde çocuklarınız ve sevdiklerinizle neşeli ve keyifli saatler geçirmenizi sağlıyor.

Eylül - Ekim - 2016

35


MÜFETTİŞİN ZİYARETİ B

ir kitap, bir makale okuduktan ya da bir film, tiyatro eseri izledikten sonra uyguladığım bir düşünsel sağlamam vardır… Kendimce kullandığım bir filtredir bu... Yazının son noktasının, kitabın son sayfasının; filmin, oyunun son sahnesinin ardından sorarım kendi kendime: “aklında kalan bir cümleyi söyle bakalım!” Eğer bir cümle geziniyorsa beynimin kıvrımları arasında… Ya da örneğin bir soru takıldıysa kafama beni düşündüren… Bir şimşek çaktırmayı başarabilmişse okuduğum ya da izlediğim. “Tamam” derim, zamanımı “değerlendirmişimdir”, “kazanmışımdır” kendime bir katkıda bulunmuşumdur… Yok, finalin ardından beni düşündüren en ufak bir detay ya da kafamda kalan en ufak bir cümle dahi yoksa zamanımı “israf” ettiğim gerçeğiyle yüzleşirim… *** Geçenlerde izlediğim bir film bu bağlamda beynimi ve düşüncelerimi

36

oldukça sert biçimde tokatladı… Filmin ardından uzun bir süre düşünmekten alamadım kendimi… Filmin ismi “An İnspector Calls”… Türkiye’de “Müfettişin Ziyareti” ismiyle vizyona girdi. Hayranı olduğum İngiliz sinemasından bir film… İngiliz dramaturg J. B. Priestley’in kaleme aldığı ve ilk defa 1912 Nisan’ında sahnelenmiş bir tiyatro eserinden esinlenerek çekilmiş bir film. 2015 yapımı… Filmin yönetmeni Aisling Walsh Oyuncuları “ Lucy Chappell, Miranda Richardson, Sophie Rundle” Daha filmin ilk cümlesindeki diyalogla başlıyor düşünce girdabı… -Tanrıya inanıyor musun? -Evet -Nasıl oluyor da inanabiliyorsun? -İnsanlara inanmıyorum çünkü… *** Filmde, orta sınıfın üzerinde bir hayat süren Birling Ailesi’nin akşam yemeğine beklenmedik bir ziyaretçi dahil oluyor: “Polis müfettişi Goole” Eva Smith isimli bir kadının intiharını Eylül - Ekim - 2016

soruşturuyor müfettiş Goole… Filmin kurgusu öyle başarıyla hazırlanmış ki... Müfettiş tüm aile bireylerinin bu intiharda dolaylı da olsa paylarının olduğunu öyle rasyonel bir biçimde ispatlıyor ki, insan hayrete düşüyor izlerken... Bay Birling kızı fabrikasından kovarak açıyor intihara giden yolu… İşsiz kalan Eva Smith aylarca sefalet içinde yaşadıktan sonra bir butikte iş buluyor ama Bay Birling’nin şımarık kızının kaprisiyle işten atılıyor ve yine sefaletin pençesine düşüyor. Bay Birling’in damadı dahil oluyor sonradan kızın hayatına. Kısa süren bir gönül ilişkisinin ardından kıza bir darbeyi de damat adayı indiriyor. Sonra evin küçük oğlu çıkıyor sahneye. Bay Birling’in oğluyla yaşadığı ilişkiden hamile kalıyor Eva Smith… Ve zor durumdaki kadınlara yardım amaçlı bir derneğin başındaki eşi de alıyor bu sorumsuzluklar silsilesinden payını… Hamile kalmasına rağmen Bay

Designed by Jcomp - Freepik.com

Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr


www.mavisehirdergisi.com

Birling’in oğlundan bir şey talep etmeyecek kadar gururlu olan Eva Smith Bayan Birling’in başında olduğu dernekten maddi yardım talep ediyor. Ve geri çevriliyor. Çaresizlik içinde kalan genç kadın intihar ediyor. Bu intihardaki paylarından ve sorumluluklarından o ana kadar haberleri bile olmayan aile üyeleri büyük bir şok yaşıyor sorgu boyunca. Sorgulamanın ardından müfettişin replikleri ise gerçekten bir hayat dersi gibi… Şöyle diyor müfettiş Goole “… Hala bizimle birlikte geride kalan milyonlarca Eva Smith var. Hayatları, umutları, acıları korkuları ve mutlu olma şansları bizim hayatlarımızla, düşündüklerimizle, söylediklerimizle ve yaptıklarımızla iç içe olan insanlar. Dünya üzerinde yalnız yaşamıyoruz. Bütün insanlığın sorumluluğu hepimizde. İnsanoğlu bu dersten sınıfta kalırsa çok yakında gün gelecek, dersini etrafı ateşle, kanla, ızdırapla çevrili şekilde öğrenmek zorunda kalacak…” Filmin çarpıcı ve şaşırtıcı finali ise müfettiş Goole’ın evden ayrılmasından sonra yaşanıyor ki bu kısmı merak edip “Müfettişin Ziyareti”ni izlemek isteyenlere bırakıyorum heyecanı koruma adına… *** Hepimiz, başkalarının hayatlarında bir dönüm ya da kırılma noktası olabiliyoruz. Bazen bilinçli bir biçimde… Bazen hiç farkında bile olmadan. Bazen bir hayata “ışık” oluyoruz; bazen de ışıkları söndürüyoruz. Bazen asla unutulmayacak bir dokunuş oluyoruz başkalarının hayatlarında. Bazen de hiçbir zaman unutulmayacak bir pişmanlık olarak alıyoruz yerimizi. Ve en acısı, diğerlerinin hayatlarında yaptığımız bu etkilerden haberdar bile değiliz aslında. Küçük bir dokunuşla çökmüş bir binayı ayağa kaldırabiliyoruz bazen… Bazen de sorumsuzca sarf edilmiş tek bir sözcükle sayfalar dolusu bir romanın kurgusunu sil baştan yapabiliyoruz.

Ya da küçücük bir virgülle, okunması zor ve yorucu olan bir cümleyi keyifli hale getirebiliyoruz bazen … *** “İnsan insanın kurdudur” İnsanlığın yaşadığı en büyük acıların sorumlusu doğal felaketler değil bizzat insanların sebep olduğu yıkımlar. İnsanlığı kemiren insanın ta kendisi… Vicdanının sesine sağırlaşan… Olayları başkasının gözünden göremeyen, körleşen… Ya da özetle “bencilleşen” insan; kendi hayatını kurtarmaya çalışırken kaç hayatı karartıyor aslında? *** Zor iş “insan” olabilmek… Ağır bir sıfat “insan” Hak etmek gerekiyor. İçini doldurmak gerekiyor. “İnsan” olarak doğmak yetmiyor. İnsan doğmak bir detay sadece… Asıl olan insan “olabilmek” ve insan “kalabilmek”... Hiç başkalarının hayatlarına verdiğimiz zararları sorguluyor muyuz? Gerek duyuyor muyuz buna? Ama tıpkı müfettiş Goole’in sorgusundaki gibi kendimizle bu yüzleşmemiz bizi insan kılıyor aslında… “Nasılsa ödemez” deyip verilmeyen bir borç paranın… Sadece yaşamış olmak için yaşanmış ucuz bir ilişkinin… İyice bilmeden araştırmadan yapılmış bir suçlamanın, iftiranın. Hak edilmesine rağmen teslim edilmemiş bir ödülün... Unutulmuş bir teşekkürün, özrün, takdirin…

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyerek görmezden gelinmiş bir haksızlığın… Bir yalanın… Bir başkasının hayatında nelere yol açabileceğini düşünüyor muyuz? Defterdeki bir yanlışı silgiyle siler gibi başkasının hayatlarına verdiğimiz zararları telafi etmek mümkün müdür? Basit bir “pardon” yeter mi kartopu gibi yuvarlana yuvarlana çığa dönüşmüş bir hayal kırıklığını gidermeye? *** Kendi mahkememizde öfkeli bir savcı ve adil bir yargıç olmayı öğrenmekle başlarız “insan” olma yolculuğuna… Müfettişin ziyaretini beklersek çok geç kalmış olabiliriz belki... Biraz vicdan… Biraz empati… Hepsi bu... Çok basit görünebilir ama aynı oranda zor… Çok doğal gelebilir ama aynı oranda ender… Bay Goole öyle güzel özetliyor ki… “…Hayatları, umutları, acıları korkuları ve mutlu olma şansları bizim hayatlarımızla, düşündüklerimizle, söylediklerimizle ve yaptıklarımızla iç içe olan insanlar var… Bütün insanlığın sorumluluğu hepimizde...” Bu sorumluluğun bilincinde miyiz peki? Kendi kendimize verdiğimiz zararların faturasını kendimiz öderiz. Peki ya başkalarının hayatlarına verdiğimiz zararlar? Başkalarına ödettiğimiz bedeller? “Bilmiyordum” demek geçerli bir özür mü? “Farkında değildim” demek değiştirir mi sonucu?

Designed by Jcomp - Freepik.com

Eylül - Ekim - 2016

37


Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com

HEDEF BELİRLEME İ

leride başarılı bir tenisçi olmayı hayal eden kardeşlerime, antrenörlerine ve ebeveynlerine en büyük tavsiyelerimden bir tanesi mutlaka kendilerine hedef belirlemeleridir. Hedef belirlenmeden çıkılan bir yolda mutlaka aksaklıklar olacaktır. Ya gerçekleştirilmeye çalışılan eylemin gerçekleşme süresi uzayacaktır ya da eylem asla gerçekleşmeyecektir. Yapılan bazı araştırmaların sonucuna göre hedef belirleme tekniğinin kullanıldığı durumlarda %70 ile %90 arasında başarı sağlandığı görülmüştür. Peki, bu uzun ve zorlu yolda hedef belirlerken nelere dikkat edilmelidir. Bir defa hedef kesin olmalıdır. Olabildiğince spesifik hedefler koymak, hedefe ulaşabilmek için

38

beyni daha iyi programlar. Hedef mutlaka ölçülebilir olmalıdır. Mesela 100 metreyi 12 saniyede koşmak istiyorum gibi. Konulan hedef mutlaka gerçekçi olmalıdır. Henüz 14 yaşında olmana rağmen bu sene Fransa Açık’ta şampiyon olacağım dersen, bunun için bir süre beklemen gerekebilir ama gerçekten istersen ilerde neden olmasın? Hedef belirlerken mutlaka hedefine ulaşman gereken tarihi belirlemen ve çalışmalarını o tarihe göre yürütmen gerekir. Örneğin daha agresif bir forehand için kendime bir hafta süre veriyorum gibi. Ben her zaman yazının gücüne inanırım. Yıllar önce yazıp cüzdanıma koyduğum, belirli zamanlarda açıp

Eylül - Ekim - 2016

okuduğum 12 maddeden oluşan bir listenin gerçekleştiğini bizzat yaşadım. Bunun için sizlere tavsiyem hedeflerinizi mutlaka yazın ve belirli aralıklarla okuyun. Ve başarana kadar hiç kimseyle paylaşmayın. Yapacağım demekle, yaptım demek arasında oldukça fark vardır. Sonuna kadar inanıp hedeflerinizi yazarsanız ve çok çalışırsanız onlara mutlaka ulaşırsınız, buna emin olun ve asla vazgeçmeyin.



Fotoğraf: pexels.com

İsmail Barış Özpazarcık Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü baris@etkininsan.com

Ömrünün 112.000 saatini harcamak mı? Kendini gerçekleştirmek mi istersin? “Ya sevdiğin işi yap, ya da yaptığın işi severek yapacak yeni yollar bul” felsefesini benimsemeli insan. Bu felsefe yoluna ışık tutmuyorsa, ayakların geri geri giderken işe gidiyorsan, o ayaklar bir gün olur, seni taşımak istemeyebilir. Ya da o beden, işine ruh katamadığı için, ruhsuz işler senin sonun olabilir. *** Mutsuzluğun arttığı bir toplumda, bu dengeyi bozacak olan, yeni nesil insanın, iş yaşamının kararını bilinçli bir donanımla vermesi olacaktır. Mutlu bir toplum hepimizin sorumluluğu. Eğer mutlu bir toplum istiyorsak, her birimizin, rastgele, gelişigüzel, amaçsız, hedefsiz, vizyonsuz gelecek kararları vermeye son vermemiz gerekiyor. *** Potansiyelinin farkına varamayan... Yeteneklerini bilmeyen... Seçeneklerini göremeyen... Başkalarının fikrine göre davranan... Ailesinin hedeflerin kendi hedefi yapan... Korkuları ile seçim yapan... Parasal koşulları ilk planda tutan... Kapağı herhangi bir yere atmak isteyen... Bir nesil geride kalmalı, tarih olmalı artık. *** Yeni çağın insanıysan, içindeki cevheri bilmek durumundasın. O cevherden herkeste olduğunu, 40

ancak seni sen yapan çok güçlü bir yanın varolduğunu... Bunu açığa çıkarmanın yolunun, kendini etraflıca tanımak olduğunu... Kendine değer verip, sende saklı gizli hazine için araştırma yapmanın sorumluluğun olduğunu... Anlamalısın. *** Yeni çağın insanıysan, Kendi yolunu çizecek kaynakları bir araya getirmeye, hayallerine kaptanlık etmeye, bilinmeyen dünyaları bilinir kılmak için deniz aşırı bir yolculuğa çıkmaya, okyanusları aşacak yürekliliğe sahip olmalısın. Ebeveynlerinin, öğretmenlerinin, arkadaşlarının senin geleceğin hakkındaki düşüncelerini, hatta kararlarını dinlesen de, en son kararı verecek olanın sen olduğunu onlara hatırlatmalı, kendi hayatına ve hedeflerine sahip çıkarak kendini ileriye taşımalısın. Yeni çağın insanıysan, önündeki 112.000 saat için, heyecanlanmalısın. Bir an önce kolları sıvamak, iş başı yapmak, fayda odağında çalışmak, ürettiklerinle, verdiğin hizmetle, başkalarına değer katarken, yaşamın sana verdiği armağanlara karşılık, sen de kendi Öz’ünden olanı paylaştıkça, yaşam gibi doğurgan olduğunu anlamalısın. *** Eylül - Ekim - 2016

Ömür dediğin üç beş nefesse, Sen o üç beş nefesi alıp, beşe, ona katlayacak yeni yollar bulmalısın. Ömrünün bugün son günü olsa, vicdanını ve yüreğini yokladığında, “Şunları şunları yaptım, yine olsa yapardım, iyi ki de yapmışım” diyebiliyorsan, birileri rahat nefes alıyorsa senin de katkılarınla... Sen de rahat nefes verebilirsin işte o zaman. *** Ömrünün 112 bin saatini, iş yaşamında harcamak mı, işini yaparken kendini gerçekleştirmek mi istersin? Bu soruya vereceğin cevap, senin geleceğini şu anda inşaa edecektir. Şu anda nerede, ne yapıyorsan, eğer içinin onay vermediği bir yol üzerindeysen, o yoldan seni çekip çıkaracak imgelem gücüne sahipsin. Şimdi ve tam da bu anda, ne istemediğine değil, nerede ne yaparak değer yaratmak istediğine odaklan ve bunu ifade et. Gir içine düşlerinin, kucakla kendini, yürü içinde, ak git. Dön sonra kalbini yokla, yolunda mı her şey? İçin onay veriyor mu yeni duruma? İçinde itiraz eden bir şey var mı? Taa derinden onay veriyor musun? Yazının devamı için www.mavisehirdergisi.com


www.mavisehirdergisi.com

DÖNER TUTKUNLARININ VAZGEÇİLMEZ ADRESİ

EVİNİZ VE OFİSİNİZ İÇİN HESAPLI SULUBOYA TABLOLAR ÇOK YAKINDA WhoopShop markasıyla, sevinç çığlıkları attıracak kişiye özel tasarım ürünleri şimdi çok daha hesaplı tasarım ürünleriyle karşınıza çıkıyor. 75 TL’den başlayacak ve çerçeveli olarak satılacak suluboya tabloları WhoopShop facebook sayfasından ve WhoopShop internet sitesinden kapıda ödeme sistemi ile sipariş edilebilecek. Özel sipariş de isteyebileceğiniz suluboya tabloları için WhoopShop facebook sayfasını takip edebilirsiniz.

Döner sektörünün sıradışı markası KasapDöner yatırımcıların yüzünü güldürecek kampanyalara imza atmaya devam ediyor. Sadece bifteklik etten döner yapan ve döner severlerden tam not alan KasapDöner, işletmecisine brüt yüzde 55 kar marjı sunarken yatırımcı adaylarına da özel fırsatlar öneriyor. ‘Hamburger çocuklarına döner yedirmeye geliyoruz’ sloganı ile yola çıkan Global Restoran Yatırımları A.Ş.’nin Genel Müdürü Bahar Özürün, 14 tanesi merkeze ait olmak üzere 45 şubelerinin bulunduğunu belirterek, ‘2015 yılında tüm şubelerimizde toplam 400 ton et sattık. 2014 yılında 12 milyon TL olan ciromuzu üçe katlayarak 2015 yılında 36,5 milyon TL’ye ulaştık’’ açıklamasını yaptı.

BAKS

EgePark AVM’de Pastalar, tatlılar, salatalar, tostlar, pizzalar derken zengin menüsünden seçmekte zorlanacağınız birbirinden güzel lezzetler sunan BAKS; Mavişehir EgePark AVM’de zemin katta sizleri bekliyor. Evlere servis hizmeti de sunan BAKS, kahvaltıdan ana yemek çeşidine kadar oldukça zengin menüya sahip. Tel: 0(232) 324 24 07

Eylül - Ekim - 2016

41


on y s a or k De

ÖNERİLERİ

Y

aşam alanlarımızda uyumu ve mutluluğu yakalamak için ufak ayrıntılara dikkat etmemiz gerekiyor. Yastıklar ile perdeyi, ortamdaki bibloları ya da abajurları aynı renk tonlarında veya desenlerde seçebilirsiniz. Mavi ve yeşilin dinlendirici bir etkisi vardır. Oturma odanızda kullanacağınız turkuaz bir perdeye uyumlu tonlarda aksesuarlar kullanarak modern ve huzurlu bir ortam elde edebilirsiniz.

Dekoratif obje H&M 29,99 TL

Hasır sepet H&M 69,99 TL Metal saat English Home 19,99 TL


Hasır sepet Linens 29,95 TL

Dekoratif hasır sepetler evinizi düzenlemede son derece önemli bir rol oynarken evinizin dekorasyonuna da büyük bir katkı sağlarlar.

Kavanozlar Karaca Home 39,90 TL Kırlentler Zara Home 169 TL - 90 TL

Küre formlu obje Linens 34,95 TL


Mevsim in renklerini üzerinizde taşıyın

Küpe - H&M 24.99 TL

Gömlek - Şort Mango

Çanta - H&M 119.00 TL 44

Eylül - Ekim - 2016

Bronz Far MaxFactor 21.00 TL


www.mavisehirdergisi.com

Deri Ayakkabı Matraş 254.00 TL Şal İpekyol 79.00 TL

Portföy - Zara

Ruj Bobbi Brown 95.00 TL

Ayakkabı - Aldo 259.00 TL

Bilezikler - Yargıcı 19.99 TL

Eylül - Ekim - 2016

45


S İ F O I Ğ I L ŞIK

Erkek Modeller Zara

Kravatlar Sarar 39,99 TL

Kulaklık Massimo Dutti 329,00 TL

Kemer Damat Tween 29,99 TL 46

Eylül - Ekim - 2016


Fotoğraf: pexels.com

www.mavisehirdergisi.com

Koldüğmesi NetWork 74,99TL

Küçük Çanta Massimo Dutti 229,00 TL

Şapka - H&M 59,99 TL

Gömlek Mango 139,99 TL Çanta Mango 89,99 TL Ayakkabı - Hotiç 349,00 TL

Eylül - Ekim - 2016

47


HOŞGELDİN SONBAHAR Ş

arkılara konu olan, romantizmi çağrıştıran sarı sonbahar... Yaz bitti diye üzülüyoruz belki ama her mevsimin ayrı bir güzelliği var. Yağmurlar, suya hasret kalmış toprakları özenle sular sonbaharda. Kırmızıdan sarıya doğru her tonu görürüz sokaklarda, caddelerde. Yazın coşkusuyla yaşanan hareketli günler yerini sakin ve huzurlu geçirilen saatlere bırakır.

48

Farklı, ruhu dinlendiren, insanı hayaller kurmaya iten bir havası vardır sonbaharın. Ağaçlar yemyeşil güzelliklerini kaybederek yapraklarını dökmeye, bitkiler sararmaya, hayvanlar kışa hazırlık yapmaya başlarlar. Sonbaharda diğer mevsimler gibi istikrarlı bir hava yoktur. Aynı gün içinde serin ve sıcak hava birbirine harmanlanır... Eylül - Ekim - 2016

Kimilerine göre ‘Depresyon mevsimi’dir sonbahar. Ama önyargılarınızdan kurtulup birbirinden güzel şeyler yapabilirsiniz bu mevsimde. Bu havalarda en çok ne yapmaktan keyif alırız hiç düşündünüz mü? Mesela kalorilerden korkup yiyemediğiniz o frambuazlı cheesecake’i afiyetle yiyebilirsiniz artık :)


www.mavisehirdergisi.com

Kuşkusuz klasik olan ama en çok keyif alınan ise bir film seçip, kahvenizi ve battaniyenizi alıp miskin bir gün geçirmek olur böyle havalarda... Evde vakit geçirmekten sıkılanlardansanız sinemaya gitmek için doğru zaman. Çünkü yazdan kalma filmler yerini başarılı yapımlara bırakır... Yazın şezlongta soğuk içeceğinizi yudumlarken okuduğunuz kitap; deniz, eğlence derken yarım kaldı diye üzülmeyin... İşte o kitabı doya doya okumak için harika bir zamandır sonbahar...

Evinizin dekorasyonunu değiştiren ufak dokunuşlar yapmak size çok iyi gelecek. Sonbaharı anımsatan renklerde çerçeveler, karamel ve tarçın kokulu mumlar, sarı turuncu tonlarda dekoratif yastıklarla evinizi mevsime uygun şekilde hazırlayabilirsiniz. Hatta bunu ailecek yapacağınız eğlenceli bir aktivite haline getirebilirsiniz. Yağmurda yürüyüş yapmak hem romantik hem de eğlenceli Eylül - Ekim - 2016

olabilir. Zaten sonbaharda olması gereken şey bolca yağmurdur. Eğer yağmurda yürümeye niyetliyseniz bolca vaktiniz olacaktır. Ancak bunu eğlenceli kılabilmeniz için şemsiye, yağmur botları ve biraz kalın kıyafetlere ihtiyacınız olacak. Sonuçta eğer bir aşk filmi çekimi yapmıyorsanız soğuk havada yağmurda ıslanıp hasta olmak çok da romantik olmayabilir. 49


Photo: pexels.com

Prof. Dr. Gürkan ERSOY Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, Acil Tıp Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi “Herkes İçin Acil Sağlık Derneği” Genel Sekreteri

Isırık vakaları ve ısırık vakalarında ilk yardım uygulamaları

M

avişehir Dergisi’nin değerli okuyucuları, dergimizin bu sayısında sizlerle “Isırık Vakaları ve Isırık Vakalarında İlk Yardım” konusunu işleyeceğiz. Müsaade ederseniz bu konudaki yazımıza, yaşadığım bir anı ile başlayayım. Tahminen on yıl önce, eşim, ben ve kızımız İpek, İzmir’de, meşhur alışveriş merkezlerinden birisinde (AVM) dolaşıyorduk. Kızım, o sıralar altı yaşlarında idi. Kızım önümüzde yürürken karşıdan çok hoş 4-5 yaşlarında bir kız çocuğu geliyor, annesinin elini tutuyor ve bizim 3-4 metre ilerimizde bize doğru yürüyordu. O anda ne olduysa oldu o kız çocuğu bir anda annesinin elini bıraktı, koşarak kızımın yanına geldi, sarılıp öpeceğini düşündüm. Tam tersine saniyeler içinde kızımı yanağından ısırdı. Peki, o güzel kız, güzel ve sakin kızımı neden ısırdı? Ne oldu da ısırdı? Veya biz o anda ne yaptık? Bunu da isterseniz yazımızın sonunda konuşalım. 50

Isırıklar deyince aklımıza üç tür ısırık geliyor. Tabii en sık olarak; hayvan ısırıkları, hayvanlar içinde kedi tırmalaması, köpek ısırığı ve insan ısırığı olabilir. Şunu çok merak etmiştim. Bu yazıları, yani kitap bilgilerini okuduktan sonra insan ısırır mı? Veya neden ısırır? Fakat şimdi biliyorum ki ısırır, çünkü gördüm ve bizzat yaşadım. Kızımın saniyeler içinde, yine bir insan tarafından ısırıldığını gördüm. İnsanın insanı ısırması, yani öfke nöbetleri nedeni ile ısırması, çocuklarda görülebiliyor. Biz erişkinlerde ise insanın insanı ısırması başka nedenlerle ortaya çıkıyor. Birincisi kavgalarda bir kişi karşı tarafa sinirlenip yumruk atıyor. Tam yumruk atarken, elini yumruk haline getirdiği için elin ön yüzünde parmakların kıvrıldığı eklemler kişinin dişleri arasına girip, dişler kişinin elini sıyırabiliyor. Bu yaralanmanın arkasından elde çok ciddi iltihaplı tablolara, hatta elin kaybedilmesine kadar gidebiliyor. Eylül - Ekim - 2016

Çünkü normalde insan ağzının içinde son derece zararlı mikroplar var. Normal zamanlar ve şartlarda bu mikroplar zarar vermiyor. Ama böyle bir yaralanmada, dediğim gibi ciddi enfeksiyon yani iltihap oluşabiliyor. İnsanın insanı ısırdığı ikinci durum, ise cinsel ilişki sırasında partnerin kontrolünü kaybetmesi, haz duygusunun tavan yapması sonucu karşısındakini ısırması halidir. Isırıklar içinde en kötü ve tehlikelisinin köpek ısırıkları olduğunu zannederdim. Çünkü sonunda kuduz olma riski var. Çok şükür, 30 yıllık hekimim ama hiç kuduz vakası, yani kuduran insan hiç görmedim. Ama Tıp Fakültesinde okurken Enfeksiyon Hastalıkları hocamızın anlattıklarını çok iyi hatırlıyorum. Kendisi “Çocuklar hayatımda bir tane kuduran insanı tecrit odasında gördüm çok korkunç bir tabloydu, saldırgandı. Tükürüğünü yutamadığı için ağzından salyası akıyordu. İşin en kötü tarafı, saldırganlığı, nöbetler halinde geliyordu. Nöbet durduğu


www.mavisehirdergisi.com

anda kişi tamamen sakin, normal fakat tekrar kendisine nöbet geleceği bildiği ve o zor anları yaşayacağını bildiği için son derece mutsuz ve gergindi” demişti. Hatta son cümlesi de; İnşallah, siz hayatınız boyunca böyle bir hasta görmezsiniz, olmuştu. Tabii buradan çıkartmamız gerek en önemli ders, yazımızın sonunda da söyleyeceğimiz gibi, mutlaka böyle ısırık vakalarında hastaneye giderek tedavimizi, aşımızı yaptırmak. Öyle ise ısırık vakalarında en ciddi, en tehlikeli (özellikle iltihap gelişmesi açısından) ısırık hangisi diye düşünecek olursak en tehlikeli ısırık insan ısırığı arkasından kedi tırmalaması arkasından da köpek ısırığıdır. Bir gün yine ağabeylerim ve annem ile bir pazar sabahı kahvaltı yapmak için dışarıda bir mekâna gittik. Keyifli bir kahvaltı sonrası evimize dönmek üzereyken dışarıda sahipli, bağlı fino köpeği gördüm. Galiba o anda yemek yiyordu. Bende tamamen içten duygularla, gidip sevmek istedim. Tam o anda başını bir döndürdü ve sağ el başparmağımı ciddi şekilde ısırdı. Hem çok korktum hem de çok canım yandı ve o anda da şunu anladım. Köpeklerin çene yapısı çok güçlü, ısırdığı bölgeden parça bile kopartabilir. Tabii ben hemen elimi sabunlu suyla bolca yıkadım. Bana en yakın yer olan, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, Acil Servis’ine gittim. Arkadaşlar değerlendirdiler. Gerekli tetanoz, kuduz aşısı gibi aşıları yaptılar ve bana aşı kartı verdiler. Tedavimi kuduz merkezinde tamamlamamı istediler. Söylediğimiz gibi insan ısırıklarında insanın ağzında uyumakta olan çok güçlü mikropların ortaya çıkması ile çok ciddi iltihabi durumlar ortaya çıkabiliyor. Kedi tırmalaması ve ısırıklarında da çok ciddi mikrop kapma, yaralanma ortaya çıkabiliyor. İnsan ısırıklarında ise en büyük tehlike tatbikî kuduz hastalığıdır. Isırıklarda belirtiler; • Isırılan yerde ağrı ve hassasiyet • Isırılan yerde diş izi • Deride açılma ya da yaralanma

(kopma, açılma) • Isırılan yerde cilt/doku kaybı • Az ya da çok kanama • Eğer ısırığın üzerinden bir süre geçti ise kızarıklık veya morluk Isırıklarda ilkyardım uygulamaları İnsan, köpek ısırması, kedi tırmalaması gibi durumlarda, ilk yapmamız gereken şey, her nerde olursak olalım ısırılan yeri sabunlu suyla en az 5 dakika boyunca yıkayalım. Sabunlu sudan kastım şudur; Hepimizin evimizde iş yerimizde, lavabomuzda bulunan piyasadan satın aldığımız klasik sabun. Yoksa mikrop öldürdüğü iddia edilen bir sürü ticari madde vardır. Bunlarda etkin olabilir ama ilk yardım ve tedavi amacı ile bizim önerimiz lavabomuzda bulunan klasik sabunla yaralanan veya ısırılan veya tırmalanan bölgeyi 5 dakika sabunlu su ile yıkamak, durulamaktır. Daha sonra bu bölge şişiyor, çok ağrıyor ise üzerine endirekt yol ile buz parçası koyabiliriz. Fakat buz parçası veya buzluk hiçbir şekilde cilde ve yaralı cilde asla direkt olarak uygulanmaz, çünkü orayı yakar. Buz parçasını havluya sararak veya naylon torbaya koyarak, dolaylı yolla o bölgeye uygulamamız gerekir. Daha sonra yapacağımız iş ise en uygun en yakın acil servise en hızlı ve en uygun şartlarda gitmek, tedavimizi orada tamamlatmaktır. Çünkü acil serviste bizi muayene edecek hekim arkadaş belki bize mikrop öldürücü bir antibiyotik, belki ağrı kesici verecek, tetenoz ve kuduz aşısı yapacak veya şu anda aklıma gelmeyen herhangi bir tedaviyi uygulayacak. İşte, bizler hekim değil, sadece ilk yardım gönüllüsü olduğumuz için, lütfen ısırık vakalarında da en uygun tedavi, ilk yardım uygulamasından sonra en yakın en uygun sağlık merkezine acil servise ulaşmak olmalıdır. Peki, kızıma ne oldu? Tabii biz heyecanlandık, sinirlendik, öfkelendik, şaşırdık. Olayı yapan 5-6 yaşlarında bir çocuk olduğu için hiçbir şey söylemeden ve yapmadan kızımızı önce ısırdığı yanağını 5 dakika süreyle lavaboda sabunlu su ile yıkadık. Sonra kızımı çalışmakta Eylül - Ekim - 2016

olduğum Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi acil servisinde muayene ettirip tedavisini düzenledik. Özet Değerli okuyucularımız, her zaman söylediğimiz gibi en ucuz, en etkin, en başarılı tedavi korunmadır. Yani hasta olmayı engellemek gerekmektedir. Yani nedeni ortadan kaldırmak gerekir. Ne demek istiyorum; mesela kavga etmemek gerekir veya kavga ederken karşımızdaki insanı gerildiğini sinirlendiğini bize yumruk atabileceğini veya fiziksel şiddet uygulayabileceğini düşünüyorsak önce ondan bir yumruk mesafesi uzakta durmamız gerekir. Çünkü beklemediğimiz anda bize yumruk atacak böylece yumruk bize ulaşmayacaktır. İnsan, köpek veya bilmediğimiz bir hayvan ısırıklarında yapacağımız tek şey ısırılan bölgeyi sabunlu su ile yıkamak, üstüne merhem, krem, ve herhangi bir ilaç sürmeden en yakın acil servise gitmektir. Hep sağlıklı ve güzel günlerde görüşebilmek, Mavişehir Dergisi’nin yeni sayısında tekrar buluşabilmek ümidi ile en derin sevgi ve saygılarımı sunarım.

Kaynaklar • Zehirlenmeler, Böcek Sokması Ve Hayvan Isırmalarında İlk Yardım. http://ailehekimligi.gov.tr/yal-veoezuerlue-bakm/564-zehirlenmelerboecek-sokmas-ve-hayvanisrmalarnda-lk-yardm.html. • http://www.ulkumenrodoplu.com/ ilkyardim. • Hayvan Isırıkları ve Böcek Sokmaları. https://tr.wikipedia. org/wiki/%C4%B0lk_ yard%C4%B1m#Hayvan_Is.C4.B1r. C4.B1klar.C4.B1_ve_B.C3.B6cek_ Sokmalar.C4.B1 • Hayvan Isırık ve Sokmalarında İlk Yardım. http:// kurtalansumeranaokulu.meb.k12.tr/ meb_iys_dosyalar/56/07/973760/ dosyalar/2012_12/08091324_ dieracildurumlardailkyardm.pdf

51


vermesi amacı ile gerçekleştirilen yeniden yapılandırma, sağlamlaştırma işlemleridir. Bu şekilde planlı bir değişim ile yenilenmiş ve onarılmış, daha yaşanabilir kentlerin inşası mümkün olmaktadır. Kentsel dönüşüm ile imar planına aykırı, ruhsatsız veya zaman içerisinde eskiyerek kullanılması tehlikeli hale gelmiş ya da kent dokusunun estetiğini bozan yapıların kentin genel fiziksel ve sosyal yapısı gözetilerek yenilenmesi ve kent nüfusunun kullanımına sunulması şeklinde de tanımlanabilmektedir. Av. Kemal BUĞDAY

KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMALARI ‘’Kentsel Dönüşüm’’ kavramı planlı kentleşmenin önemli bir adımı ve büyük şehirlerde ortaya çıkan yerleşim sorunlarının çözümünde önemli bir yol olarak görülmektedir. Şehir yaşamının daha kaliteli ve güvenli sürdürülmesini sağlamak, nüfusun dağılımını düzenlemek ve yanlış yapılaşmaların önünde geçebilmek bu uygulamanın temel amaçlarındandır. İnsan ihtiyaçlarına ve nüfus artışına bağlı olarak sürekli değişen kent yapıları doğrultusunda bu dönüşümler zorunlu faaliyetler halini almaya başlamıştır. Zira bu şekilde kentlerin nüfusunun ihtiyaçlarına daha iyi hizmet verebilecek, daha güvenli yapıların inşası sağlanacak ve kentlerin görünüşleri de düzeltilmiş olmaktadır. Bu çalışma ile kısaca kentsel dönüşüm kavramı, gelişimi ve amaçları üzerinde durulacak, kentsel dönüşümün yasal dayanakları ile olumlu ve olumsuz yönlerine değinilecektir. Kentsel dönüşüm projeleri yıpranan kentlerin düzenlerinin yeniden sağlanması, eskiyen ve dayanıklılığını yitiren binaların sağlamlaştırılması, artan nüfus ihtiyaçlarına karşılık 52

Ülkemizde, 1950’lerden bu yana hızlı bir iç göç yaşanmış ve bu hareketlerin etkisi ile kentsel alanlarda büyük değişiklikler meydana gelmeye başlamıştır. Özellikle 1980’lerin sonundan itibaren hızla gelişen kentlerde çok katlı apartmanlaşma ile kaçak yapılar çoğalmış ve kent dokusu bozulmaya başlamıştır. Büyükşehirlerin tümünde görülen bu bozulmalar kentsel dönüşümün bir bütün halinde ele alınmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır. Kentsel dönüşümün ülkemizde en yaygın kullanımı, gecekondu alanlarının düzenlenmesi ve kullanılır hale getirilmesidir. Ancak son yıllarda artan özel sektör – kamu işbirliği ile yeni imar planlarının hazırlanarak özellikle depreme dayanıklı konut yapımı amacı ile kentsel dönüşüm projeleri hazırlanmaktadır. Kentsel Dönüşüm projelerini gerçekleştiriliş biçimlerine göre dört kısım altında incelemek mümkündür. Buna göre bozulan ve yıpranmış yapıların tahliye edilip yıkılarak yerlerine yeni ve dayanıklı yeni yapılar inşa edilmesi amaçlanan “Yeniden Yapılandırma Yöntemi” olarak adlandırılır. Bu şekilde bir yapılandırmaya gidildiği takdirde genellikle ilgili taşınmazlardaki nüfus kentin başka bir kısmına yerleştirilmektedir. Her ne kadar ülkemizde yaygın bir yöntem olarak kabul görmüş ve uygulanmakta ise de gelişmiş ülkelerde bu yöntem terk edilmiştir.

Eylül - Ekim - 2016

Bu halde uygulamada tahliye edilen uygulama alanındaki yapılar ile uygulama alanı dışındaki riskli yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren konut ve işyerlerinin teslim tarihine veya ilgili kurumca belirlenecek tarihe kadar, mümkün olması hâlinde geçici konut veya işyeri tahsisi, mümkün olmaması hâlinde ise, Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılmaktadır. Kira yardımı aylık 600 Türk Lirasını, yardım süresi ise, 18 ayı geçemez. Aylık kira bedeli, her yıl Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi oranında güncellenir. Yapılacak kira yardımının ilk beş aya kadar olan kısmı, taşınma masrafları da dikkate alınarak peşin olarak ödenebilir. Yapılarda kiracı veya sınırlı aynî hak sahibi olarak ikamet edenlere veya işyeri işletenlere, Bakanlıkça belirlenecek oranda defaten kira yardımı yapılabilir. Dönüşüm Projeleri Özel Hesabından aynı kişiye hem kira yardımı ve hem de faiz desteği yapılamaz. Kira yardımından faydalananlar faiz desteğinden, faiz desteğinden faydalananlar ise kira yardımından faydalanamaz. Bir diğer Rehabilitasyon olarak adlandırılan yöntemde ise; kullanıma bağlı ve zaman içinde yıpranan binaların yapılarının korunarak tekrar işlevsel hale getirilmesi amaçlanmaktadır. Bu sistemde amaç asıl yapıyı bozmadan yapılacak değişikliklerle hasarlı/yıpranmış binaların iyileştirilmesidir. Entegrasyon ismi verilen bir diğer yöntemde ise mevcut binaların yanına yeni yapıların eklenmesi ile gelişim sağlama amaçlanmaktadır. Bu şekilde yapılan dönüşüm işlemlerinde ilgili alanda yaşayan eski sakinler yaşamlarına aynı şekilde devam ederken yapılan yeni binalara yeni sakinler de gelmekte ve bu şekilde yeni bir çevre yaratılmaktadır.

Yazının devamı için www.mavisehirdergisi.com


www.mavisehirdergisi.com

Rehber / Oteller

ALAÇATI İMREN HAN OTEL Alaçatı Mah. 1039 Sk. No: 26 Çeşme - İzmir 0 (232) 716 6002 www.alacatiimrenhanotel.com

AMPHORA GRAND HOTEL İsmet Paşa Mahallesi 206 Sokak No: 7 FOÇA / İZMİR 0(232) 812 39 30 www.hotelgrandamphora.com

BEGOVİNA MOTEL Buk Mahallesi No:35 Selimiye Koyu Marmaris Muğla 0(252) 446 4292 www.begovinamotel.com

ÇEŞME MARİNA KONUKEVİ 1016 Sk. No: 2/24 Çeşme 0 (232) 712 1526 www.cesmemarina.com.tr/ konukevi

EGE PALAS BUSİNESS HOTEL Cumhuriyet Bulvarı No:210 Alsancak - İzmir 0 (232) 463 9090

HİLTON İZMİR Gazi Osmanpasa Bulvarı No: 7 İzmir 0 (232) 497 6060 www.izmir.hilton.com

İMREN HAN CADDE OTEL Alaçatı Mah. Kemalpaşa Cad. No: 65 Çeşme - İzmir 0 (232) 716 8356 www.alacatiimren.com

KAMER SUITS & HOTEL Üniversite Mah. 4258 Sok No:1 35945 Dalyanköy Çeşme - İzmir www.kamerotel.com 0(232) 724 05 50

MOY HOTEL Haci Memis Mah. 2070 Sk. No: 29 Alaçatı - İzmir 0 (232) 716 9574 www.moyotelalacati.com

OĞLAKCIOĞLU PARK BOUTIQUE HOTEL 1366 Sokak No: 6 Çankaya / İzmir - 0(232) 425 33 33 info@parkhotelizmir.com www.parkhotelizmir.com

RADİSSON BLU RESORT & SPA Altınyunus Mah. 3435 Sok. No: 25 Çeşme / İzmir +90 232 455 45 00 www.radissonblu.com/tr/ resort-cesme

SHERATON ÇEŞME HOTEL Şifne Caddesi, No: 35 llıca - Çeşme 0 (232) 750 00 00 www.sheratoncesme.com

Rehber sayfamızda yer almak için; İrtibat: 0549 323 3031 Eylül - Ekim - 2016

53


anlaşılması. İkincisi de bahsi geçen eşyanın değerinin tespit edilmesi. Dolayısıyla faturası talep edilebilen eşyalar genelde bu değerli eşyalar kapsamındaki eşyalardır.

Özgür Muharrem ŞİŞİK Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr

Konut sigortaları için

eşya faturaları

K

onut sigortası satın almak isteyen kişiler ile yaptığım görüşmelerde en çok sorulan soruları tespit ettim. Bugün bunlardan bir tanesi üzerinde durmak istiyorum.

- Evdeki eşyalarımın faturaları olması şart mı? Evlerimiz birer ticari kurum değildir. Dolayısıyla, faturalarını saklamak zorunluluğumuz yoktur. Zaten genelde saklanan faturalar da, garanti süresi devam eden eşyalar içindir. Garanti süresinin sona ermesi ile faturalar da sıklıkla kaybedilebilmektedir. Bununla birlikte pek çok eşya bize hediye olarak da gelmiş olabilir. Dolayısıyla evdeki eşyaların faturaları olması şart değildir.

Fakat her evde standart olarak olmayabilecek özellikteki bazı eşyalar vardır. Antika bir dolap, gümüşten yapılmış biblolar, çeşitli müzik aletleri (piyano, viyolonsel, vs), normalden çok daha büyük ya da özel yetenekleri olan elektronik cihazlar, kıymetli halılar, kürkler, tablolar, gibi eşyalar özellikli eşyalar ya da diğer bir anlatımla değerli eşyalardır. Bir hasar durumunda bu eşyaların faturaları istenebilir. Konut sigortalarında bir eşyanın faturasının istenmesinin iki sebebi vardır. Birincisi o eşyanın gerçekten o evde bulunup bulunmadığının 54

Sigortacılar, konut poliçesi düzenlerken sigortalılarına bu durumu iyice anlatmalıdır. Anlatmalıdır ki, sigortalı, evindeki değerli eşyaların neler olabileceğini tespit etsin. Daha sonra bunların faturaları var mı yok mu diye araştırsın. Faturası olsun ya da olmasın bir konuttaki değerli eşyaların tek tek marka-model-seri numarası ve fiyat bilgileri ile poliçenin arkasına bir liste şeklinde yazılması aslında en kurtarıcı çözümdür. Çünkü bir poliçe oluşturulurken, poliçeye düşülmüş her not, sigortalının beyanı olarak kabul edilmekte ve hasar sürecine ciddi bir ışık tutmaktadır.

- Hasar meydana geldi. Faturam yok. Poliçeye de not düşülmemiş. Ne olacak?

Eğer böyle bir durumla karşı karşıya kalırsanız ve sigorta şirketi hasara şüpheli gözle bakıyorsa, o eşyanın o evde bulunduğuna dair delil niteliğinde birşeyler sunabilmek gerekecektir. Bir kumanda, bir kullanım klavuzu, onun da kare içinde gözüktüğü bir fotoğrafınız, vb şeyler sürece olumlu bir yön kazandırabilir.

Doğru eşya bedellerinin belirlenmesi Sigortacılar konut içindeki eşyaları üç ana başlık altında değerlendirmektedir.

Ev eşyası: Bir evde bulunması gereken ve çok özel olmayan eşyaların tamamını ev eşyası olarak tanımlıyoruz. Beyaz eşyalar, mobilyalar, halılar, mutfak eşyaları, giyim eşyaları gibi standart ev eşyalarını bu grupta değerlendiriyoruz. Değerli eşya: En basit anlatımla her evde olmayan özellikteki eşyalar, sigortacılık dilinde değerli eşyalar olarak tanımlanmaktadır. Yazımın başında örneklediğim gibi piyano, antika eşyalar, standardından daha fazla özellik taşıyan elektronik eşyalar, kürkler, vs hep bu grup Eylül - Ekim - 2016

altında yer almaktadır. Bu eşyaların poliçeye detaylı olarak not edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde hasarda bu eşyalara ilişkin tazminat ödemesinde sorun yaşanması çok olasıdır. Ziynet eşyaları: Değerli madenlerden üretilmiş, takı ve süs amaçlı kullanılan eşyalar ziynet eşyalarıdır. Bilezik, kolye, küpe, yüzük, saat gibi eşyalardır. Kulp altınlar, kıymetli evraklar, vs ziynet eşyalarının içinde tanımlanmadıkları gibi, poliçe kapsamında teminat altına da alınmamaktadır. Ziynet eşyaları için genelde kasada muhafaza edilmesi şartı aranmakla birlikte, bazı poliçelerde günlük kullanıma ait ziynet eşyalarını belli bir üst limit ile kasa şartından bağımsız olarak da teminat altına alabilmekteyiz. Konut poliçesi yaparken bu üç gruba ait olacak eşyaların bütününü ayrı ayrı hesaplamak gerekmektedir. Bunun sebebi, her bir eşya grubunun birbirleri ile orantılı olarak poliçede teminat altına alınmasıdır. Genelde şu oranlar kullanılmaktadır: Değerli eşyalar, toplam eşya bedelinin %30’u oranıyla teminat altındadır. Ziynet eşyaları da, değerli eşya bedeline denk gelen rakamın 1/3’ü kadarlık kısmı dahilindedir. Bir örnek vermek gerekirse, toplam eşya bedelinin 60.000TL olarak belirlendiği bir konut poliçesinde değerli eşya için üst limit 18.000TL olacak olup bunun 6.000TL’lik kısmı ziynet eşyası için değerlendirilebilecektir. Yani ziynet eşyası 6.000.TL, değerli eşya 12.000TL, ev eşyası 42.000.TL üst limitleri ile teminat altında olacaktır. Eğer bizim hesapladığımız rakamlar bunların üstünde kalıyorsa, o zaman teminatları güncellemeli ve doğru rakamlara getirmeliyiz. Hasar sürecimizin sonucunda mutlu olmak için, poliçeyi alırken biraz daha detaylı çalışma yapmak şarttır. Okumalı, sormalı tam olarak anlamalı ve öyle karar vermeliyiz.


Kuaför Hüseyin Erken, Emlak Konut Mavişehir Evleri’nde açtığı yeni şubesi ile kaliteli hizmet vermeye devam ediyor.

SAÇLARDA KIŞA HAZIRLIK BAŞLASIN

K

ışa girerken deniz ve güneşten yıpranan saçlarımız iyi bir bakımla yeniden sağlıklı ve ışıltılı görünümlerine kavuşabilir.

istiyor; size gidecek model saç kesiminiz anında yapılacak, gerekirse saçlarınıza ışıltılar atılacak ve kuaför salonundan mutlu ayrılacaksınız.

Bu konuda yapacağınız ilk iş, Kuaför Hüseyin Erken’den bir randevu almak olmalı. Hüseyin Erken sizi; saçlarınıza yapacağınız bakım ve sonrasında kullanmanız gereken ürünler hakkında bilgilendirecek ve bu konuda ne yapılması gerekiyorsa onu uygulayacaktır. Saçlarınız kesim mi

Saçınız söz konusu olduğunda gönül rahatlığı ile saçlarınızı emanet edeceğiniz doğru adres her zaman dediğimiz gibi; Kuaför Hüseyin Erken olmalı. Çünkü burada her zaman güler yüzle karşılanır ve evinizdeymiş gibi rahat hissedersiniz. Öyleyse saçlarda kışa hazırlık başlasın…

Adres: 6351 Sokak No: 40/B Atakent- Bostanlı-İZMİR Tel: 0232 336 14 74 Şube: Emlak Konut Mavişehir Evleri A Bölgesi D1 Blok No:7/4C Mavişehir Tel: 0531 259

11 09


TEŞEKKÜR Gebelikten doğuma kadar olan dönemde, bilgi ve deneyimlerini bizimle paylaşan, karşılaşabileceğimiz olasılıklara önceden değinip içimizi rahatlatan ve normal doğum konusunda bizi cesaretlendirip güvenimizi kazanan, normal doğum ile bebeğimizi kucağımıza almamızda önemli rol oynayan; Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Op. Dr. Müfit ÖZYİĞİT’e Özel Çınarlı Hastanesi mesul müdürü ve Anestezi Uzmanı - Dr. Önder Şenocak’a, Dr. Ayşe Çoban’a Doğum öncesi ve doğum anında ilgilerini ve desteklerini esirgemeyen Ebe Filiz Bozkurt ve Ebe Nigar Zeyrek’e Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi 1. kat hemşire ve personeline yakın ilgilerinden ve yaklaşımlarından dolayı sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Telefonla arayan, ziyaretimize geleren tüm akraba ve dostlara ayrıca teşekkür ederiz.

Duygu Attila - Aras Attila

Mavişehir Dergisi

ABONE FORMU

Aşağıdaki formu eksiksiz ve okunaklı bir şekilde doldurarak banka havale belgesi ile birlikte abone@mavisehirdergisi.com adresine gönderebilirsiniz veya Web sayfamızdaki online abone formunu da kullanabilirsiniz.

Ad - Soyad

:

e-Posta

:

Doğum Tarihi

:

Meslek

:

Adres

:

Telefon

:

12 sayı dergi aboneliği

60 TL

Havale/EFT Bilgileri İŞ Bankası - İZMİR Girne Şubesi Aras Attila IBAN: TR13 0006 4000 001 3479 025 7183 Şube No: 3479 Hesap No: 0257183

Mavişehir Dergisi’nin 60 TL abonelik ücreti karşılığında 12 sayısının adresime gönderilmesini, bilgi amaçlı e-Posta göndermesini kabul ediyor ve onaylıyorum.

56

Eylül - Ekim - 2016

Tarih :............./............./................

İmza


Satılık

Alaçatı’da YATIRIM FIRSATI Toplam 640 m2 alan içinde 360 m2, 2 katlı, yüzme havuzlu, özel otoparklı, kaliteli inşaat ve mükemmeliyet ödüllü, ruhsatları eksiksiz turistik tesis. Diğer tüm detaylar için bilgi alabilirsiniz.

0(549) 501 8832 www.jets.estate • 0(232) 330 0 500


DERGİ İNDEKSİ

Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.

Atölye Tat 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent (Başkent Polikliniği sokağı) Tel: 0232 336 3060

Fratelli La Bufala Caher Dudayev Bulvarı 2040/3. Sk. Mavibahçe AVM A Blok Kat:3 No:304

Future Park Yalı mahallesi 6436-2 Sokak No: 18 Kat: 3 Mavişehir Tel: 0232 330 90 91

İzmir Dans Atölyesi www.izmirdansatolyesi.com

MakroYapı Tel +90 232 329 80 29 329 90 29 MaviBahçe www.mavibahce.com.tr

Kuaför Hüseyin Erken Adres: 6351 Sokak No: 40/B Atakent Tel: 0232 336 14 74

Full Light Beslenme ve Diyet Danışmanlığı Tel: 0 232 365 72 22

Doç. Dr. Ozan Pazvantoğlu Psikiyatrist & Psikoterapist www.ozanpazvantoglu.com Uluoğlu Pastaneleri 1738 Sok. No:138 Bostanlı Tel: 0232 323 5545

EVLERE SERVİS RESTORAN VE CAFELER

ŞEHİR REHBERİ LÜZUMLU TELEFONLAR Alo Trafik Ambulans Bilinmeyen Numaralar Elektrik Arıza İtfaiye İzsu Arıza Polis İmdat Sahil güvenlik Telefon Arıza Uyandırma

15 4 112 118 18 6 1 10 185 155 15 8 121 135

HASTANELER VE POLİKLİNİKLER Başkent Üni. Zübeyde Hanım Hast. İkinci Yaşam Diyaliz Merkezi Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Karşıyaka Devlet Hastanesi İzmir Üniversitesi Hastanesi Özel Egem Fizik Tedavi Dal Merkezi Özel Kardiya Kardiyoloji Dal Merkezi Özel Karşıyaka Göz Hastanesi Özel Zübeyde Hanım Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Ege Üniversitesi Hastanesi 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Central Hospital El ve Mikrocerrahi Hastanesi (EMOT) Kent Hastanesi Özel Altınordu Hastanesi Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi Egeria Çocuk Sağlığı Park Tıp Merkezi Kızılay

VETERİNER KLİNİKLERİ Pet-Vet Mavişehir Veteriner Kliniği Atakent Veteriner Kliniği Bostanlı Veteriner Polikliniği

YARDIM

Kardelen Çilingir Karşıyaka Güvenlik DGS Alarm ve Güvenlik Sistemleri Çilingir Bay Adem

DİŞ POLİKLİNİKLERİ Asude Polat

241 10 00 382 06 07 444 35 43 366 88 88 399 50 50 367 70 70 336 35 35 362 54 54 366 22 77 483 14 14 444 13 43 412 22 22 341 67 67 441 01 21 444 53 68 464 24 00 462 27 27 433 00 84 367 22 22 421 47 90

368 96 66 337 02 08 336 44 89 330 55 16

441 92 16 381 28 22 376 14 96 337 21 36 0539 235 25 87

Red Dragon - Uzak Doğu mutfağı Mc Donald’s Nane Lezzet Atölyesi Tarihi Bafra Pidecisi Doritali Pizzeria Elti’s Cafe Edem Çıtır Waffle

483 00 79 444 62 62 833 33 40 336 72 64 502 12 32 330 20 88 330 10 13

MARKET ve ŞARKÜTERİ Ömerağa Tire Market Şarküteri

368 11 24 290 06 22

SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLER Karşıyaka Briç Derneği 368 73 08 Dance Castle Gençlik ve Spor Derneği 369 02 65 Karşıyaka Spor Kulübü 368 69 95 Bostanlıspor Gençlik SK Derneği 0544 735 19 12 483 22 42 İzmir Dağcılık Kulübü Ege Açık Deniz Yat Kulubü 745 81 00 İzmir Fotoğraf Sanatları Derneği 464 32 12 BESİAD 330 90 01 Mavişehir TSM Platformu Derneği 0532 788 93 33 Mavişehir Tenis Atölyesi 0505 580 00 25

ÜNİVERSİTELER

Ege Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Özel İzmir Ekonomi Üniversitesi Özel Gediz Üniversitesi Özel İzmir Üniversitesi Özel Yaşar Üniversitesi Özel Şifa Üniversitesi

TİYATROLAR

Karşıyaka Oda Tiyatrosu İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Mavi Tiyatro Konak Sahnesi Bornova Sahnesi Ege Sanat Merkezi Hamle Tiyatrosu Tansaş Çocuk Tiyatrosu Pınar Çocuk Tiyatrosu Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu

311 10 10 412 12 12 750 60 00 329 35 35 279 2525 355 00 00 246 49 49 411 50 00 308 00 00

369 64 87 368 22 39 445 00 71 483 50 35 343 04 33 381 64 06 484 44 70 484 48 28 463 15 15 362 61 61

RESTORAN VE CAFELER Red Dragon Servet’in Yeri Mc Donald’s Borga Çiğ Börek Filos Atölye Tat Karşıyaka Ocakbaşı Grano Pizzaria Doritali Pizzeria

483 00 79 362 51 51 444 62 62 330 24 12 362 48 84 336 30 60 330 14 44 330 72 62 502 12 32

TAKSİ DURAKLARI Atakent Bostanlı Birlik Bostanlı Köprü Mavişehir Etap Karşıyaka Merkez Umut Taksi Mavişehir Taksi

OTOBÜS ŞİRKETLERİ Ulusoy Turizm Kamil Koç Turizm Pamukkale Turizm Varan Turizm Metro Turizm

KÜLTÜR MERKEZLERİ

Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkezi İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Bülent Ecevit Kültür Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Sabancı Kültür Merkezi Alman Kültür Merkezi İZFAŞ Sanat Galerisi İtalyan Kültür Merkezi Fransız Kültür Merkezi Ziya Gökalp Kültür Merkezi

350 10 77 362 28 28 362 80 00 324 01 00 381 37 15 330 17 92 324 08 82

362 41 53 330 22 30 330 52 01 362 19 92 362 00 52

369 27 90 368 22 39 361 06 23 483 85 20 446 06 64 489 56 87 482 12 70 421 52 42 466 00 13 366 44 59

MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ 1. Etap Yönetim 2. Etap Yönetim Albatros Yönetim Soyak A Bölgesi Soyak B Bölgesi

Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya

58 bilgi@mavisehirdergisi.com adresine iletişim bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.

324 10 12 324 10 14 324 25 26 324 60 93 324 55 70


Satılık

Hayalinizdeki ev Çeşme’de... 1070 m2 arsa içinde Modern mimarinin en iyi örneklerinden, teraslar hariç 410 m2, 6+2, 5 banyo, yüzme havuzlu, özel otoparklı... Diğer tüm detaylar için bilgi alabilirsiniz.

0(549) 501 8832 www.jets.estate • 0(232) 330 0 500


MAKROYAPI

İç Mimari Tasarım ve Uygulama

Tasarım Ofisi: Tel : 0232 3298029 - 0232 329 9029 www.makroyapitasarim.com

Fabrika: Tel: 0232 329 7900 (pbx 4 hat) Faks: 0232 833 3323 www.makroyapi.com.tr


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.