MAVİŞEHİR DERGİSİ EKİM 2019

Page 1

Ekim 2019 Yıl.7 Sayı.67

10.00

Genel kültür,

BİR ÇOCUK DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLİR




EŞSİZ BİR KONUMDA,

SEÇKİN BİR YAŞAM BAŞLADI

K

atal İnşaat, eşsiz deniz manzarasını eve çok yaklaştıran Portmarin Mavişehir ile hem denize sıfır hem de şehrin tüm büyüsünü içine alan konumu ve tarzıyla çok özel bir projeye imza attı. Bu eşsiz projede artık yaşam başladı.

Projenin önemli noktaları arasında; yenilikçi ve farklı tasarımı, çocuk oyun alanları, yüzme havuzu, doğayla iç içe yeşil bölgeler ve akıllı ev sistemi gibi özellikler bulunuyor. Luxury Homes serisinin ilk projesi Partmarin, 30 kat, 117 daire ve 5 villadan

oluşuyor. Türkiye’de ilk üçe girebilecek kapasitede olan bu proje aile yaşantısına uygun tasarlandığı için tamamı 3+1 ve 4+1 dairelerden oluşuyor. Denizin kıyısındaki projenin 39 metrekare balkonları ise eşi benzeri olmayan bir yaşam tarzı sunuyor.



V. MURAD BALESİ İzmirlilerle buluşuyor V. Murad balesinde dans dili kullanılarak Osmanlı İmparatorluğu’nun en kısa süre tahtta kalan padişahı V. Murad’ın yaşamı, hayalleri ve korkuları anlatılmakta. Eserin müzik düzenlemeleri Emre Aracı ve Bujor Hoinic tarafından yapıldı. Koreografisi Armağan Davran ve Volkan Ersoy’a ait. V. Murad İzmir’de şef Tulio Gagliardo yönetiminde sunulacak. Eserin dekor ve kostümleri Savaş Camgöz tarafından tasarlandı. Işık tasarımcılığını Fuat Gök, video prodüksiyon tasarımları da Ahmet Şeren yaptı. Başlıca rolleri; Boğaçhan Bozcaada, Doruk Demirdirek, Çağın Hazar Özideş, Dolun Doyran, Yiğit Erhan, Sertan Yetkinoğlu, Burcu Olguner, Sülün Duyulur, Oben Yıldırım, Aslı Çilek, Çisil Bozcaada, Hülya Susurluk, Gülfem İncecik

Özcan, Neslihan Mert Kılıç, Esra Bilgilioğlu paylaşıyorlar. V. Murad balesi, Türk bale tarihinde, kendi el yazması besteleri kullanılarak bir padişahın hayatına göndermeler yapan ilk eserdir. Dekor ve kostümleri dönemsel estetik gözetilerek hazırlanmış; Dolmabahçe Saray Tiyatrosu, Çırağan Sarayı’nın Rıhtım Kapısı, Sultan Abdülaziz’in Saltanat Kayığı gösterinin asal unsurları arasında yer almıştır.

V. Murad, ilk kez 3 Mayıs 2012 tarihinde Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelendi. V. Murad balesi, 12 Ekim’deki prömiyerin ardından; 15, 17 ve 19 Ekim, 25, 28 ve 30 Kasım ile 3 Aralık 2019 tarihlerinde İzmirlilerin izlenimine sunulacak.

CEP HERKÜLÜ: NAİM SÜLEYMANOĞLU N aim Süleymanoğlu, tüm dünyada bu kadar küçük yaşta haltere başlamasına izin verilen ilk ve tek sporcuydu. Çok çalışıp insanüstü gayret gösterdiği, mucizelerle dolu spor kariyerinde hep zirvede oldu. Küçük yaşından itibaren katıldığı her müsabakayı kazandı, rekor üstüne rekor kırdı, nihayetinde üst üste üç farklı olimpiyatta altın madalya kazanma başarısı göstererek adını silinmez bir biçimde Türkiye ve dünya spor tarihine yazdırdı. 22 Kasım’da vizyona girecek, Barış Pirhasan’ın senaryosunu yazdığı Özer Feyzioğlu’nun yönetmenliğini 6

üstlendiği “Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu” filminde ekranların en sevilen oyuncularından GÜRKAN UYGUN, Naim’deki cevheri ilk fark eden antrenör Enver Türkileri rolünde.

Genç oyuncu Hayat Van Eck’in Naim Süleymanoğlu’nu canlandırdığı filmde ayrıca; Yetkin Dikinciler, Selen Öztürk, Levent Ülgen, Renan Bilek, Barış Kıralioğlu, Bülent Alkış, Kemal Başar, Maria Rumenava Sotirova, Mehmet Esen, Evren Erler, Mustafa Kırantepe ve Uğur Güneş ile İsmail Hacıoğlu gibi birbirinden değerli oyuncular rol alıyor. Ekim - 2019


www.mavisehirdergisi.com

Mavişehir Dergisi; Duygu Attila Reklam Tasarım Hizmetleri’ne aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

İmtiyaz Sahibi (Sorumlu)

Duygu Attila

Genel Yayın Yönetmeni

Aras Attila

aras@kabinekibi.com.tr Reklam ve İletişim kurumsal@mavisehirdergisi.com Görsel Yönetmen / Editör Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu

Duygu Attila

Hukuk Danışmanı

Av. Kemal Buğday Reklam Rezervasyon / Bilgi

0(549) 323 3031 - 0(549) 501 8832 Yapım ve Tasarım

Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu İstanbul Temsilcisi

Süheyl Atay RUNLTD Yayın Türü

Yerel - süreli - aylık Yönetim Yeri Yalı Mh. 6404 Sk. No.15 D:1 Karşıyaka / İZMİR Web Sitesi

ÖNSÖZ BEN HANIMDAN KORKUYORUM Genelde erkeklerin birbirleriyle alay ettiği konulardan birisidir bu; bir erkek izin alamazsa veya ne bileyim, bulunduğu ortamdan eşi aradığında kalkarsa falan hemen alay edilir… Açıkça söylemek gerekirse Türk Töresinde kadın erkek ayrımı yoktur. Kaldı ki kadın erkekten daha üstündür, önemlidir, değerlidir ve kutsaldır. Eşinin sözlerini ve fikirlerini dinlemeyen erkekler süreç içinde hep kaybeden olmuştur, erkekler ve kadınların dünya görüşleri farklıdır… Avrupa ve Ortadoğu’da kadınlar bir mal gibi alınıp satılır, köle muamelesi görürken; Türklerde kadın ve erkek eşit statüde, kadınlar devlet başkanlığı yapmaktaydı. M.Ö. 1500’lerde Pers ve Medlerin en güçlü hükümdarı Kirus’u bozguna uğratan İskit/Saka imparatoriçesi Tomris Hatun buna en iyi örnektir. Türklerin islamlaşma süreci ile birlikte arap kültürünün Türk toplumuna olumsuz etkisi ile kadın zamanla ikinci plana itilmiş, değersizleştirilmişti. Cumhuriyetimizin kuruluşu ile birlikte Türk Kadını toplumda hak ettiği statüyü yeniden kazandı. Atatürk’ün 5 Aralık 1934’de Anayasa ve Seçim Kanunu’ndaki girişimi ile yasa değişikliği olmuş; kadınların ilk kez oy kullanmasının ve aday olabilmesinin önü açılmıştır. Türkiye; Fransa ve İtalya’dan 11yıl, Romanya’dan 12yıl, Bulgaristan’dan 13, Belçika’dan 15, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştır. Tarihini, özünü bilmeyen, Türk olmayan bir erkek 29 Ekim’de sokağa çıktığında neyi kutluyoruz biz diye sorabilir kendine ama bir kadın için Cumhuriyet şereftir.

www.mavisehirdergisi.com Baskı:

aras@kabinekibi.com.tr Basım ve Yayın Tarihi

Katkıda Bulunanlar Uğur Oral İsmail Barış Özpazarcık Arzu Özpazarcık Serdar Sütcü Özgür Şişik İsmail Gökgez

facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi

• • • • • •

İÇİNDEKİLER

Lugo Kids Eğitim Kurumları (6-7-8-9) Gıda intoleransı nedir? (12-13) Sevtap Çapan ile özel röportaj (32-33) Çağı yakalamak, çağa yakalanmak (42-43) Lezzetli tarifıer (54-55) Köşe Yazıları

Özgür Şişik - Serdar Sütcü Uğur Oral - İsmail Barış Özpazarcık Ekim - 2019

w. i w w .c o m er g uu i e - D a s i s n i z ın d i z . r gi a t in D e f o r m b il ir s a uy ok

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.

7


İzmir’de bir ilk! ÇOCUK FELSEFESİ

BİR ÇOCUK DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLİR

L

ugo Eğitim Kurumları’nda okul öncesi eğitim alan çocukların öncelikle güvenli, sevgi dolu olan ortamda birey kimliklerini bulmaları desteklenir. Bireysel kimliklerinin gelişimi, yapılanması tam zamanlı uzman psikolog tarafından takip edilir. Eğiticiler ve velilerle ortak tutumlar belirlenerek çocukların kendilerini gerçekleştirmeleri için bilinçli desteklemeler gerçekleşir. Okul öncesinde verilen anaokulu eğitiminde 2- 6 yaş arasındaki çocuklar, ev ortamından çıkarak

ebeveynleri dışındaki kişilerle de iletişim kurmaya başlar. Bu da günlük yaşam becerilerini artırması için ona fırsat yaratır. Lugo Eğitim Kurumları’nda branş dersleri de çok önemsenmektedir. Çocukların alanın da profesyonel çalışanlarla yeteneklerini keşfetme yolculuğu desteklenmektedir. Çağımızın gerekliliği ROBOTİK KODLAMA vizyon, estetik, gelişimi destekleyen SATRANÇ, DRAMA, ORF, RİTİM VE MÜZİK bir ilk

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE ÇOCUK FELSEFESİ ile farklılık yaratmaya devam etmektedir. Birey kimliklerini oluşturmayı gerçekleştirirken yeterlilik ve yeteneklerini keşfetmek çocuklarımızın kendilerini anlamalarına büyük katkı sağlamaktadır. LUGO Eğitim Kurumları’nda çocuklarımız bilinçli ve güvenli ortamda arkadaş ilişkilerini geliştirip yönetmeyi öğrenirler. Bir yandan oyuncaklarını ya da yiyeceğini


Sınıflarımızda aynı anda iki öğretmen eşliğinde hem Türkçe hem İngilizce eğitim verilmektedir.

paylaşmayı öğrenirken diğer yandan karşılıklı iletişim kurma yeteneğini geliştirir. Özellikle okul öncesinde arkadaşlarıyla yaşadığı çatışmaları yönetmeyi öğrenmesi, ileriki yaşamında fayda sağlar. Bu durum çocuğun çözümlemeyi öğrenmesini sağlarken, kendini nasıl ve ne zaman koruyacağına dair fikir sahibi olmasına yardımcı olur. Gelişen iletişim yeteneği sayesinde aynı zamanda karşısındaki kişiye saygı duymayı da öğrenir.

Okul öncesindeki dönemde anaokulunda eğitim alan çocuk, ebeveynlerinden uzakta, tek başına bulunduğu ortama ayak uydurmayı öğrenir. Kendi işini kendisinin yapması, sorunları kendisinin halletmesi ve bazı kararları kendisinin vermesi gerekir. Bu sayede kendine olan güveni ve bağımsızlık duygusu gelişir. Ve tabi ki bir toplum olarak yaşamanın gerektirdiği sınırlara ve kurallara uymayı da anaokulunda öğrenir.


Kurumlarımızda çalışan personellerimizin çocuk psikolojisi, çocuk sağlığı ve çocuk eğitiminde uzman kişiler olması; çocukların beden, zihin ve ahlâk yönünden sağlıklı gelişmesine ve olgunlaşmasına katkı sağlamaktadır. Eğitimcilerin yetenekli ve nitelikli olması çok önemlidir. Anne-babalar henüz ihtiyaçlarını karşılayamayan ve isteklerini tam anlatamayan yavrularını sevgi, şefkat ve eğitime en fazla muhtaç olduğu dönemde uzun

süre bir başkasının eline bırakmak zorunda kaldıklarında buradaki eğitimcileri seçmek durumunda kalmaktadır. Buradaki eğitimciler hangi özelliklere sahip olmalıdır? Çocuğunu anlayacak, ihtiyaçlarını karşılayacak ve ona iyi bir eğitim verebilecek alanında yeterli bulmak aileye güven verecektir. Çocukların şuur altı beslenme dönemi eğitimcilere göre 0–7 yaşları arasıdır. Bu dönemin çok iyi

değerlendirilmesi gerekir. Okul öncesi eğitim kurumlarımız günümüzde bu önemli ihtiyacı karşılamaktadır. Verilen bilgiler hayatın şartları göz önünde tutularak plan ve program içinde eğitim ve öğretim, hikâye ve oyunlarla süslenerek bir sevgi atmosferi içinde verilmektedir. Bilimsel olarak kanıtlamıştır ki; bir insanın hayatındaki en önemli evre okul öncesi aldığı eğitim evresidir. Kurumlarımızda bunun bilinciyle; yarının büyükleri bu toprakların, vatanın gelecekteki bekçilerini yetiştirmenin sorumluluğunun farkındayız. Atatürk ve İnkılaplarını benimseyen, önemseyen bir nesil yetiştirme hedefimiz. Ailemize katılmanızı bekliyoruz.


Değerler eğitimi - Scamper çalışmaları Fen ve doğa etkinlikleri - Robotik kodlama Ritim ve orf - Tam zamanlı İngilizce

“İYİLİK BULAŞICIDIR” MAVİŞEHİR LUGOKIDS

8291/2 Sk. No: 1/E Ataşehir Mahallesi Family Park Villaları Mavişehir Tel: 0232 324 56 00 Gsm: 0534 015 70 64 mavisehir@lugokids.com

KARŞIYAKA LUGOKIDS

Bahriye Üçok Bulvarı Latife Hanım Sk. No: 33/1 Karşıyaka Tel: 0232 323 24 00 Gsm: 0552 220 07 94 karsiyaka@lugokids.com

Canan Tiryakigil

LUGO Okul Öncesi Eğitim Kurumları kurucusu Canan Tiryakigil profesyonel eğitim kadrosu ve planlanmış eğitim faaliyetleri ile 2-6 yaş sağlıklı gelişimini kendine misyon edinerek kurumlarını bu yönde yapılandırmıştır.


Melike Baykara Birinci Instagram: pisimel pisimelblog@gmail.com

TRENÇKOT KADINI

K

onu giyinmekse her mevsimin öne çıkan trend bir parçası mutlaka var. Sonbaharı tüm renkleri ve güzelliği ile yaşarken sokak modasının yıldızı da yine trençkotlar. Üzerinden yıllar dahi geçse gardırobumuzun asla eskimeyecek parçasını bu yazımda sizler için ele aldım.

Biliyoruz ki artık “trençkot kadını” diye bir kavram var. Minimalist, rahat ve modern; işte biz şehirli kadınlar için anahtar, bu kelimeler eşittir trençkot demek. İlk olarak İngiltere’nin ünlü markası Burberry ile tanıdık onu. Çalışan ofis kadınlarının rahat ve şık görünmesi için tasarlanmıştı. Öyle sevildi öyle sevildi ki yalnızca çalışan kadınların

12

değil stil sahibi tüm kadınların en sevdiği dış giyim parçası haline geldi. Örneğin: Fransızların moda ikonu parizyen kadınları trençkotsuz düşünülemez ya da yağmurlu İngiltere sokaklarında bej rengi trençkotlarıyla gezen bir hayli moda sever görebilirsiniz. Ben de sonbaharın toprak tonlarına bej ve yeşil renklerini çok yakıştırdığım için fotoğraflarda gördüğünüz trençkot kombinlerimi bu şekilde hazırladım. Sportif ve de şık stillere rahatlıkla uyarlanabilen trençkotları doya doya giymenin tam zamanı; kişisel stilinizle harmanlayıp trendy görünmek onlarla çok kolay. Sevgiyle kalın :)

Ekim - 2019



Besin maddelerinin vücutta yarattıkları reaksiyonlar gıda intoleransı ve gıda alerjisi olarak ikiye ayrılır. Sık sık birbirleri ile karıştırılan bu kavramlar aslında birbirinden oldukça farklı iki durumdur.

GIDA İNTOLERANSI NEDİR?

G

ünlük hayatta tüketilen ve sağlıklı olduğu düşünülen pek çok besin vücutta olumsuz etkiler yaratabilir. Besin maddelerinin vücutta yarattıkları reaksiyonlar gıda intoleransı ve gıda alerjisi olarak ikiye ayrılır. Sık sık birbirleri ile karıştırılan bu kavramlar aslında birbirinden oldukça farklı iki durumdur. Gıda intoleransı, gıda alerjilerinden daha yaygındır. Reaksiyon yemek yendikten sonra 8 saatten 72 saate kadar gecikebilir. Sıklıkla yetişkin yaş grubunda görülmektedir. Kadınlarda erkeklere oranla 2 kat sık görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık yarısında besin duyarlılığı bulunmaktadır. Gıda intoleransı, tüketilen gıdanın içinde yer alan bir maddeye karşı sindirim sisteminin reaksiyonudur. Besin içerisindeki bu madde kişinin sindirim sistemi tarafından doğru bir biçimde

sindirilemez ya da parçalanamaz. Pek çok gıdanın sindirilmesi için enzimlere ihtiyaç vardır ve enzim eksiklikleri gıda intoleransına neden olan önemli faktörlerden biridir. Gıda alerjisi ise, gıdanın içinde yer alan bir maddeye karşı bağışıklık sisteminin verdiği yanıttır. Vücut, besin içerisinde yer alan bu maddeye karşı savunma sistemini harekete geçirir ve IgE denilen bir çeşit antikor oluşturur. Alerjinin tanısı da hastanın vücudunda alerjen için özgül IgE antikorlarının olup olmadığının araştırılması esasına dayanır. Laboratuvarımızda solunumsal ve gıda alerjilerine yönelik paneller bulunmaktadır. Yüksek kaliteli kan testleri cilt alerji testlerine göre oldukça spesifik yöntemlerdir. Dünyada yaygınlığı artan gıda alerjisi hem çocukları hem de erişkinleri etkilediğinden, önemli bir sağlık sorunudur.

GIDA İNTOLERANSI BELİRTİLERİ NELERDİR? Karın ağrısı, akne, şişkinlik, kabızlık, kronik yorgunluk, depresyon, ishal, baş dönmesi, egzema, bitkinlik, irritable barsak sendromu (IBS), kaşıntı, ödem, hiperaktivite, iştah kaybı, migren, mide bulantısı, solunum sıkıntısı, huzursuz bacak sendromu, mide krampları görülebilir. Bu bulguların başka bir hastalıkla ilişkilendirilemediği durumlarda gıda intoleransından şüphelenilebilir. Belirtileri kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Kilo alma ya da tüm laboratuvar testleri normal olmasına ve diyet yapmaya rağmen kilo verememe gıda intoleransının sık görülen bulgularındandır.


TANI VE TEDAVİ

Gıda intoleransı tanısı, gıda intolerans testi ile konulmaktadır. Gıda intoleransı testi için kan alınan hastanın hangi besine hangi seviyede duyarlı olduğu belirlenmektedir. Başka bir yöntem Eliminasyon diyetidir. İntoleransa neden olan besinlerin saptanması için doktor ya da diyetisyen kontrolünde kuşku duyulan besinler tümüyle diyetten çıkarılır. Daha sonra bu besinler tek tek diyete eklenerek

belirtiler incelenir, hangi besinlerin gıda intoleransına neden olduğu belirlenmeye çalışılır. Gıda intolerans testi ile 300 gıda araştırılır ve raporda hangi besin maddelerinin, hangi ölüde duyarlılığa neden olduğu belirtilir. Bireyin hangi besinlere karşı duyarlı olduğu tespit edildikten sonra tedavi için bu besinlerin kişinin diyetinden çıkarılması önerilir. Bu besinler diyetten çıkarılırken mutlaka bu

gıdaların yerini tutabilecek uygun, alternatif gıdaların diyete eklenmesi gerekmektedir. Örnek olarak gluten intoleransı nedeniyle buğday tüketiminin olmaması B vitamini alımında yetersizliğe neden olabilir. Bu durumda diyete alternatif olarak gluten içermeyen ve B vitamini yönünden zengin alternatifler eklenebilir. Gıda duyarlılığı testi ile daha kaliteli ve sağlıklı bir yaşam hedeflenmektedir.

Uzm. Dr. Özlem Günay

Uzm. Dr. Serdar Seven

Yalı Mah. 6523 Sk. No:32/B Kat:4 D:417 Park Yaşam Ofisleri Mavişehir

Tel: 0232 404 0 555 (Pbx) - Fax: 0232 404 0 557 Merkez: Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak - İZMİR

Tel: 0 232 422 68 75 (Pbx)

Şube: Mimar Sinan Mah. 1394 Sk. No:15 D:2 Alsancak - İZMİR Tel: 0 232 464 88 88 (Pbx)

www.talatpasatip.com


mekan tasarımcısı

YELİZ FİDAN Yeliz Fidan İçmimarlık kurucusu, mekan tasarımcısı Yeliz Kahvecioğlu Fidan’ın Mavişehir Karşıyaka Evleri’ndeki villanın tasarımını gerçekleştirmiş olduğu şık ve kullanışlı mutfağı kendisinden dinledik.

M

avişehir Karşıyaka Evleri’nde müşterim için tasarladığım villanın mutfak kısmında beyazın sakinliği ve aydınlığı ile sıcaklığın rengi sarının uyumunu kullandım. Kalabalık ve zarif davet sofralarına ev sahipliği yapan müşterimizin mutfağı en verimli şekilde kullanabilmesi tasarımdaki önceliğimdi.


Mutfak dolaplarının bütünlüğünden ayrışan büfe tarzındaki dolapları kullanarak depolama alanını arttırmayı ve görselliği ile vurucu noktalar yaratmayı seviyorum. Orta alanda konumlandırdığım oturma bölümünde kalabalık bir görüntü olmaması için hayalet sandalye kullanmayı tercih ettim.

Adres: Cehar Dudayev Bulv.No:77 D:5 Mavişehir Tel: 0(232) 336 27 42 yelizkahvecioglufidan


Koray Yılmaz

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK PIRELLI KONSEPT MAĞAZASI

YÜKSEL JANT VE LASTİK VIP HİZMET SUNUYOR Pirelli’nin sadece Avrupa üzerinde bulunan Pirelli All Terraın Plus m+s özellikli lastiğini artık Türkiye piyasasında da her ölçü olarak stoklarımızda bulundurmaktayız... Son 1 seneden itibaren Brezilya’da üretilen bu lastiği tüm 4x4 SUV ve PİCK-UP araçlarına offroada uygun olarak geniş argemizle siz müşterilerimize sunmaktayız.

1999 senesinin sonlarında 50m2’lik bir alanda faaliyete başlayan Yüksel Lastik; 2019’un yaz aylarında 30 yıllık hayalin gerçeğe dönüştüğü muhteşem bir tesis haline geldi... Araba jant ve lastik konusunda Avrupa standartlarında hizmet veren, Türkiye’de sayılı ve üstün özelliklere sahip makineleri, her modele ve çeşide uygun stok avantajı ile çok hızlı çözüm sunan Yüksel Jant ve Lastik VIP hizmet anlayışı ile müşterilerini karşılıyor. Üst katında bulunan geniş ve konforlu bekleme salonu, bilarda masası, 2 adet play station, çocuk oyun alanı, engelli tuvaleti, bünyesinde bulunan elektirkli engelli aracı ve mescit gibi hizmetleri ile sektörde fark yaratıyor.


VALE HİZMETİ PİRELLİ MARKA YAZ VE KIŞ LASTİKLERDE %35 İNDİRİM AVANTAJI İzmir Barosu üyelerine ve Adliye memurlarına, Eczacılar odası ve Eczacılar deposu çalışanlarına, öğretmenlere ve Milli Eğitim Bakanlığı memurlarına, doktorlarımıza ve sağlık bakanlığı personellerine, tüm kamu çalışanlarına Pirelli marka yaz ve kış lastiklerimizde %35 özel iskonto yapılıp istek dahilinde ücretsiz sökme takma balans hizmeti vermekteyiz.

Eylül ayından itibaren vale hizmetine başlayacaklarını müjdeleyen Yüksel Jant ve Lastik, vale hizmetlerini şöyle anlatıyor; Bir müşterimiz örneğin Mavişehir’de alışveriş merkezinde vakit geçirirken biz araçlarını oradan alıp, işlemlerini tamamlayıp sonra yine bulundukları yere teslim ediyoruz. Aynı zamanda onlara da kameralarımızın IP numalarını veriyoruz, bu sayede rahatlıkla araçlarını işlem sırasında izleyebiliyorlar. Bunun yanı sıra aracın bütün işlemleri bittiğinde cep telefonlarına gönderdiğimiz mesajla araçlarının teslime hazır olduğunu bildiriyoruz. Bu mesajdan sonra aracı geri istedikleri zamanı bize söyledikleri takdirde, biz o saatte bulundukları yere araçlarını teslim ediyoruz.

Adres: 8780 / 35 Sokak No: 7 Atasanayi Sitesi / Çiğli - İzmir Tel: 0(232) 328 13 50


S PAKeEtiTmizSle EisteRrsVenİiz

hizm terseniz iş yerinize, is . verebilirsiniz ş ri a ip s e iz evin

Tarihi


TARİHİ BAFRA PİDECİSİ Açıldığı günden beri ürünlerinin kalitesi ve lezzetiyle Mavişehirlilerin vazgeçilmez adresi olan Tarihi Bafra Pidecisi’nin paket servis hizmeti de bulunuyor. Herkesin favorisi olan, 5 buğdayın harmanlanmasıyla elde edilen Bafra Pidesi kapalı olarak servis ediliyor. En önemli özelliği içindeki kavrulmuş kıyma ve kullanılan unun esnekliği… Sakin ve huzurlu bir ortamda, gürültüden uzak ama Mavişehir’in içinde ailecek ya da arkadaşlarınızla pide yiyebileceğiniz harika bir yer Tarihi Bafra Pidecisi….

TARİHİ BAFRA PİDECİSİ Rezervasyon: 0(232) 336 72 64

Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 (Karşıyaka Göz Hastanesi sokağı) Mavişehir - İzmir

www.tarihibafrapidecisi.com


25 MART OLTU CAĞ KEBAP’dan

İNANILMAZ FİYATLAR Gerçek et, gerçek Erzurum lezzetleri... 25 Mart Oltu Cağ Kebap, Erzurum’un meşhur Cağ Kebabını Mavişehir Mavibahçe AVM’de ve Bornova’da lezzet tutkunları ile buluşturuyor.

Yaprak Döner Gobit 16.50 TL Yaprak Döner

16.90 TL

(Tek : 100 gr)

Yiyebileceginiz en lezzetli döner ve Cag Kebap Mavibahçe’de

Mavibahçe AVM - Kat:3 Tel: 0(232) 503 57 76 (Forum Bornova karşısı) Bornova Tel: 0(232) 343 35 25


Pilav üstü Cağ Döner 22.90 TL (Tek : 100 gr)

Cağ Porsiyon 30.00 TL

(Cağ adet: 14. 50TL )

En lezzetli Cag Kebap için Erzurum’a kadar gitmenize gerek yok!

Yaprak Döner İskender

Pilav üstü Yaprak Döner 18.50 TL

19.90 TL

(Tek : 100 gr)

(Tek : 100 gr)

Cağ Döner İskender

25.90 TL (Tek : 100 gr)

Cağ Döner Tek 19.90 TL (Tek : 100 gr)


Atakent - 0(232) 336 35 27

Bostanlı - 0(232) 323 5545

Uluoğlu 7 şubesi ile hizmetinizde

A

takent şubesinde hizmet vermeye başladığı günden beri Mavişehirlilerin en çok tercih edilen tatlıcısı Uluoğlu; yıllardır kalitesinden ve lezzetinden ödün vermeden hizmet vererek, doğum günü, organizasyon, düğün, nişan ve özel günleriniz için siparişler alıyor. Mutfağındaki titizlik, güleryüzlü servisi ve ürünlerinin kalitesi ile lezzet tutkunlarından her zaman tam not alan Uluoğlu, Mavişehirlilerin en çok tercih ettiği tatlıcısı olmuş durumda. Baklava, pasta ve diğer ürünler için en yakın Uluoğlu’nu ziyaret etmeyi unutmayın.

*Bostanlı *Atakent *Alaybey *Bornova *Çiğli *Hatay *Karataş


tatlı anlar

ANTEP’İN USTASINDAN BAKLAVANIN HASINDAN

15 yıldır kalitemizden ödün vermeden sizlerle birlikte olmanın gururuyla

ŞUBELERİMİZ Merkez Bostanlı - 0(232) 323 5545 / Karataş - 0(232) 445 1527 / Hatay - 0(232) 243 5533 Çiğli - 0(232) 376 3968 / Alaybey - 0(232) 366 7639 / Bornova - 0(232) 457 3527 / Atakent - 0(232) 336 35 27

Caher Dudayev Blv. No:93/A Atakent

Tel: 0(232) 336 35 27


Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com

ZAMAN YÖNETİMİ VE PLANLAMA

Z

aman asla geri alınamayacak ve durdurulamayacak en değerli hazinelerden bir tanesi. Herkes için bir gün 24 saat. Peki biz bu 24 saati yeterince iyi bir şekilde değerlendirebiliyor muyuz? Bu soru, hepimiz için çok büyük bir önem taşıyor aslında.

Hangi işi yaparsan yap, zaman konusu hepimiz için çok önemli, çok hızlı akıp gidiyor, yapmak istediklerimiz, hedeflerimiz, amaçlarımıza ulaşabilmek için adeta zamanla yarış halindeyiz. Çünkü biz

çalışırken kimse durmuyor, herkes çalışıyor, hedeflerine ulaşmak isteyen herkes tüm gücüyle çalışıyor. Peki, bu yarış içerisinde hedeflediğimiz yere ulaşabilmek adına, doğru işlere imza atmak için gereken ilk ve en önde gelen şeylerin başında ne geliyor. Hiç düşündünüz mü? Bence planlama, hiç kuşkusuz bir çoğumuz içinde böyle olduğundan eminim. Herhangi bir amacınız, hedefiniz varsa, buna ulaşmak için mutlaka bir planınız olmalı. Hatta bazı zamanlarda tek

bir plan bile yeterli olmuyor. Meşhur ‘B planına’ sahip olmamız gerekiyor. Karşılaşmak istemeyeceğiniz bir durumla karşı karşıya geldiğiniz de sizi en az kayıpla hedeflerinize bir adım daha yaklaştıran, o meşhur B planı oluyor. Sizin ve oyuncunuzun gelişimi için, günlük, haftalık, aylık, yıllık ve daha uzun vadeli planlar yapmak, yol haritanızı periyodik olarak kontrol etmek, hedeflerinize belirlediğiniz zamanında ulaşmanız için yardımcı olacaktır.

SPOR, OLDUĞUN YERE GELSİN MOBILFIT spor tutkunlarına hem zamandan tasarruf hem de branşında uzman eğitmenlerle spor yapma imkanı sunuyor. Mobilfit sayesinde artık spor yapmak isteyenler internet üzerinden profesyonel spor eğitmenlerini istedikleri yere çağırarak spor yapabilecekler. Tenis, yüzme, personel training, zumba ve yoga, olmak üzere 14 branşta spora tek tık ile ulaşabilecekler. Facebook / Instagram: mobilfitofficial İletişim: 0 (530) 267 77 35 www.mobilfit.com.tr

Mavişehir Dergisi okurları 35MD35 koduyla Mobilfit aktivitelerini

%15 indirimli satın alabilirler.

İndirim sadece 8 ve 12’lik paketlerde geçerlidir.


Atölye Tat tam 5 yıldır sizlerle

Taze ve lezzetli

U

zun yıllarıdır yöneticilik ve aşçılık yapan Salih Burçoğlu, sevgi ile bağlı olduğu bu hobisini kendi işletmesi olan Atölye Tat’ta her gün farklı yemek sürprizleriyle sizlerle buluşturuyor. Uygun fiyatları, hijyeni, her gün değişen sıcak yemek mönüsü, zeytinyağlıları ve tatlılarıyla 5 yıldır Mavişehirlilerin vazgeçilmezi haline gelen Atölye Tat, muhteşem lezzetlerini sunmak için sizleri bekliyor. Türk ve dünya mutfağından en özel lezzetleri Atölye Tat’ın rahat ve huzurlu ortamında yiyebilirsiniz. Atölye Tat haftaiçi 18:30’a, cumartesi günleri ise 17:00’a kadar hizmet veriyor. Tirileçe tatlısında oldukça iddialı olan Atölye Tat’ta supangle, kremkaramel, tiramisu, incirli cevizli ve mozaik pastayı da mutlaka denemelisiniz.

6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent (Başkent Polikliniği sokağı) Tel: 0(232) 336 3060

www.atolyetat.com


Yönetebilmektir diyorum, çünkü sigortalılarım tarafından, sanki ihtiyaç duyduğu bir yardımı sunmaktan kaçınıyormuşum gibi anlaşılma ihtimali var. Fakat işin aslı, yaptığım yönlendirmemin tamamen doğru olması. Unutulmaması gereken bir şey vardır: Özgür Muharrem Şişik Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr

SİGORTACI MI KOMİSYONCU MU?

B

izim eve bir sigorta yapalım. Tamam abi, bazı bilgilere ihtiyacım var, onları alayım senden. Ya uğraştırma şimdi, sen standart bir şey ayarla işte *** 2016 model bir araç almak istiyorum, yaklaşık 70.000.-tl civarında, ne kadar çıkar sigortası? Abi önce aracı alman lazım, gerçek ruhsat bilgileri ile sisteme girip teklifler çalışabiliyoruz sadece. Zaten aksi halde teklif ile gerçek araca ait poliçe birbirinden çok ilgisiz olacaktır. Ya yaklaşık bir şeyler söyle sen. *** Bir sağlık sigortası teklifi hazırla da, yarın bir bakalım, sonra da başlatırsın hemen. Standart bir teklif hazırlayayım ben ama, hem sana özel gerçek şartlarla teklifi hazırlayabilmem hem de poliçeyi başlatabilmem için başvuru formunu doldurmana ihtiyacım var. Gözünü seveyim beni uğraştırma bunlarla, doldur sen uygun bir şekilde. *** Sigortacılık mesleğinin belki de en zorlu yanlarından birisi bu diyalogları yönetebilmektir.

28

SİGORTA POLİÇELERİ, SİGORTALININ BEYANINA GÖRE OLUŞTURULMAKTADIR Anlamı şudur: Yarınlarda, satın alınan poliçedeki hata ya da eksiklikten kaynaklanan bir sorun yaşanırsa, teminatlara ilişkin bilgileri, sigortalı kendisi beyan etmiştir, sigortacı da sadece bu beyanı taşımıştır poliçeye. Hata ya da eksik veri girişi sigortalının sorumluluğundadır. Biz sigorta acenteleri olarak, sizlerden almış olduğumuz bilgileri sisteme birebir işleyerek poliçeyi hazırlayabiliriz. Bunda hiçbir engel yoktur. Poliçenin satışı gerçekleşmiş ve biz de kazancımız olan komisyon gelirimizi elde etmiş oluruz. Fakat bu durumda sigortacı olmuş olur muyuz? Maalesef, bu durumda sadece komisyoncu olmuş oluruz. Çünkü, aracı kurumların varlık sebebi, aracılık ettiği işleme, taraflarının her birinin çıkarını ayrı ayrı koruyacak şekilde yön vermesidir. Sigorta şirketleri, satışını yaptıkları hizmetlerin şartlarını en başta ortaya koymaktadır. Bu teminatı ancak bu şartlar altında sunarım, şu teminatı bu şekilde devreye alırım, bu tazminatı eğer bu durumlar gerçekleşmişse öderim şeklinde uygulamaları vardır. Biz acenteler de bu uygulama esaslarını bilmek ve sigortalılarımızı, poliçeyi oluşturma aşamasında bilgilendirmek ve onları uygun olan poliçeye yönlendirmek durumundayız. Yoksa sadece alım satıma aracılık edip, ortaya hiçbir katma değer eklemiyorsak bir meslek erbabı değil, sadece komisyoncu olabiliriz.

Ekim - 2019

BAŞTA GÜÇLÜK ÇEKİLMEZSE, SONRA ÇEKİLİR! Ayağımıza bir ayakkabı alacağımız zaman bile, bir sürü dükkan dolaşıp, bir sürü model deneyip, epey bir emek harcıyoruz. Uzun yıllar emek harcayıp kazandığımız evimiz, iş yerimiz, aracımız ve ayrıca kaybettiğimiz zaman belki de her şeyi kaybedeceğimiz sağlığımız ile ilgili poliçeleri (ki güvence sözleşmeleri de diyebiliriz) satın alırken nasıl olur da titizlenmeyiz? Üstelik yukarıdaki önerme, sigorta poliçeleri için biraz daha farklıdır: Başta güçlük çekilmezse, sonradan ne kadar güçlük çekerseniz çekin faydası olmayacaktır! Çünkü ihtiyaç ortaya çıktığı anda, hasar gerçekleşmiş demektir. Bu noktadan sonra, poliçelerimizde hangi şartlar söz konusuysa, sadece o şartlara göre işlem yapılacaktır. Belki çok basit bir hatadan dolayı, tazminat almaya hak kazanamayabiliriz. Sahip olduğumuz değerlere ilişkin özellikleri en iyi, ona sahip olan bizler bilebiliriz. Sigortacımız bizi sadece yapılacak olan sigorta poliçesinin şartlarına dair yönlendirmeler ile destekleyebilir. Doğru poliçeyi oluşturabilmek için, sorular sorup, riski doğru analiz etmeye çalışmaktan başka bir inisiyatif koyamaz. Dolayısıyla şundan emin olmalısınız ki; doğru bir sigorta acentesi, sigortalısına en çok soruyu sorandır. Çünkü hatalı bir poliçe satmamak için ihtiyacı doğru analiz etmeye çalışıyor demektir. Her zaman söylediğim gibi; Doğru bir hasar süreci, doğru bir poliçe üretilmiş olması ile yaşanır. Sağlık ve mutluluk dolu günler dilerim.


ULU BALIK

Şeflerin özel tarifleriyle hazırlanan lezzetlerine hayran kalacağınız, temiz ve uygun fiyatlı şık bir mekan... İçinde bulunan geniş çocuk oyun alanı, bahçesi ve kapalı alanı ile ailecek gidebileceğiniz ve lezzete doyacağınız Ulu Balık Restaurant Cafe sizi davet ediyor.

ULU BALIK RESTAURANT Adres: 30 Ağustos Mahallesi 4. Cadde No:16/D Egekent2 Menemen - İzmir Sipariş / Rezervasyon : 0534 081 77 81


BİSİKLET Peugeot Bisikletleri Mola Konsept mağazasında

Köstebek Tasarım Ürünleri Mola Konsept mağazasında

Kaliteli bir bisiklet deneyimi yaşamak isteyen herkesi

Farklı olmayı ve farklı görünmeyi seven herkesi

Peugeot Bisikletlerini keşfetmeye bekliyoruz.

Mola konsept mağazasına bekliyoruz.


Çevre dostu ve sessiz... Müziğini aç, hayatı doyasıya yaşa! İstediğin an istediğin yerde Hayata Mola Ver... Kişiye özel tasarım scooter, kask, aksesuar ve daha fazla model seni bekliyor...

Adres: Bostanlı Mah. Cengiz Kocatoros Sk. No:55

0(541) 670 27 29

molakonseptizmir


MOLA KONSEPT ARTIK YENİ ADRESİNDE! Mola Konsept, yeni adresiyle birlikte konseptini de yeniledi. Çevre dostu elektrikli motor ve bisiklet satışı olan mekanda artık birbirinden lezzetli içecekler ve atıştırmalıklar da var. Ayrıca bisiklet kiralama ve kendi bisikletinizi tamir edebilme gibi seçenekler de sunuyorlar.

M

ola Konsept farklı tarzı, muhteşem kahveleri, ev yapımı soğuk içecekleri ve leziz tatlıları ile artık yeni adresinde. Geçtiğimiz yıl çevre dostu ürünleri İzmirliler ile buluşturmaya başlayan işletme sahipleri, hayata mola vermek isteyen herkesi yeni yerine bekliyor. Haftanın yedi günü 8:30 /23:00 saatleri arasında açık olan bu güzel mekanda kahvenizi yudumlarken kitabınızı okuyabilir, bisiklet

32

Ekim - 2019


www.mavisehirdergisi.com

kiralayarak muhteşem sahilin tadını çıkarabilirsiniz. Bisiklet satışı da olan mekanda bisikletinizi tamir edebilmeniz için ufak bir tamir atölyeleri bile var. Bir yandan leziz kahvelerin tadına bakarken bir yandan da bisikletinizi ücretsiz olarak tamir edebiliyorsunuz. Gelirken patili dostlarınızı da yanınıza alabilir onları da geçirdiğiniz keyifli dakikalara ortak edebilirsiniz. Ayrıca burada küçük hediyelik eşyalar da satılıyor. Kendinizi şımartabilir ya da sevdikleriniz için bir hediye alabilirsiniz. Şehir içinde kolaylıkla kullanabileceğiniz, sizi trafik derdinden kurtaracak olan elektrikli motorları yakından incelemek, test sürüşü yapmak ve lezzetli içecekler içmek için Mola Konsept sizi yeni adresine davet ediyor.

Adres: Bostanlı Mahallesi, Cengiz Kocatoros Sokak No:55 Tel: 0(232) 336 18 81 0(541) 670 27 29 Instagram: molakonseptizmir Ekim - 2019

33


Sevtap Hanım öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Tabii… Sevtap Çapan. Çeyrek asırdır sanatın içinde olan bir oyuncuyum. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin ilk mezunlarındanım. Hatta son sınıftayken profesyonel sahne hayatıma İ.B.B Şehir Tiyatroları’nda başladım. Tiyatro, dizi ve sinema filmi çalışmalarımın yanı sıra dublaj sektöründe de yer almaktayım. Metin yazarlığı ve Beykoz yerel gazetesi Özgün Haber’de köşe yazarlığı yapmaktayım. Aynı zamanda Türk Kadınlar Birliği Beykoz Şube Başkanıyım. Tiyatro P.A.S’ın Genel Sanat Yönetmenliğini yürütmekteyim. Dürüstlüğü ve disiplini severim. Çalışkan ve idealist bir yapım var. En çok aileye, arkadaşlığa ve doğaya değer veren biriyim. Saygısız insanlara tahammülüm azdır. Sorunlarla değil, çözümlerle ilgili olmak için gayret gösteriyorum. Sizi tiyatroya yönelten sebep ne oldu? İçimde hep sanata karşı bir yakınlık hissi vardı. İlkokulda orkestra şefiydim, iyi resim yapardım, güzel şiir okurdum. Ortaokul yıllarımda ise tiyatro ile tanıştım. Edebiyat öğretmenimiz yönettiği bir oyunda bana rol verdi. Sahnede olmak bundan sonraki en büyük tutkum oldu.

Sevtap Çapan

özel röportaj

Kuşatma Altında Aşk, Türk Usulü, Gelinlik Kız, Kara Melek, Mühürlü Güller, Zeytin Dalı, Affet Beni, Evimin Erkeği, Çılgın Dostlar, Kalbim Seni Seçti gibi sinema ve dizilerden aynı zaman da Savaş ve Barış, Abelard ve Heloise, Kral Oidipus, Sahibinin Sesi, Huzur, Romeo & Jüliet, Suç ve Ceza, Yaprak Dökümü, Cengizhan’ın Bisikleti, Tekrar Çal Sam, Romeo & Juliet, Çığ, Türkiye Kayası, Bankta İki Kişi, Günışığına Mektup adlı tiyatro oyunlarından izlediğimiz samimi, enerji dolu, sevecen, başarılı aktris Sevtap Çapan Mavişehir Dergisi’nin sorularını tüm içtenliğiyle yanıtladı.

34

Ekim - 2019

2019 - 2020 yeni tiyatro sezonu için yeni projeleriniz var mı ? Hangi oyunlarla seyirci karşısına çıkacaksınız? Elbette… Sahneye çıkmadan olmaz. Tiyatro P.A.S olarak bu sezon Seri Oyun projemiz var. Ben Serisi – Kurtuluş ve Ben Serisi – Cumhuriyet olmak üzere bu iki döneme ait, tarihimizde önemli yeri olan şahsiyetlerin biyogrofilerini içeren oyunlar hazırlamaktayız. Kurtuluş Serimizde Mehmet Dağıstanlı’nın kalemi, Özgür Kaymak’ın yönetimiyle “Ben Kara Fatma” oyununda Kurtuluş Savaşı Kahramanımız Fatma Seher’i canlandıracağım. Şu an provalara başladık. Kasım ayında prömiyer yapmayı hedefliyoruz. Cumhuriyet Serimizde ise Elçin Gürler’in kalemiyle “Ben Nezihe Muhiddin” oyununda şube Başkanlığını yaptığım Türk Kadınlar Birliği’nin kurucusu, kadın hakları savunucusu, öğretmen ve yazar olan Nezihe Muhiddin’i canlandıracağım. Prömiyer için


www.mavisehirdergisi.com

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü hedefliyoruz. Ben Serisi – Kurtuluş ‘un provada olan ve provaya girecek olan oyun isimlerini de eklemek isterim; Ben Kazım Karabekir, Ben Nezahat Onbaşı, Ben Hasan Tahsin, Ben Fevzi Çakmak olmak üzere bu ilk serimizde dört oyun daha mevcuttur. Kurtuluş savaşımızın başlangıcının yüzüncü yılına ithafen bu seri yaratılmıştır. Tiyatro sahnesinde seyirci ilk kez bir oyun serisiyle tanışacaktır. Ben Serisi – Cumhuriyet’in ikinci oyunu ise “Ben Celile – Nazım Hikmet’in Annesi” yazım aşamasındadır. İlk ressamlarımızdan Ayşe Celile Uğuraldım’ın hayatını konu almaktadır. 2019 - 2020 sezonunda “İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarında” sahnelecek oyunlar arasında yer alan kendinizin yazıp ve yönettiği “Peri Kız Müzikali” adlı çocuk oyunu hazırlıkları nasıl gidiyor? Harika… Çok heyecanlıyım. Okuma provalarımız başladı. Oyuncularımız ve yaratımcı ekibimizle ortak bir dil oluşturmayı hedefliyordum. İkinci haftamızda bu ortaklık oluşmaya başladığı için hepimiz mutluyuz ve hızlı yol kat edeceğimizi düşünüyorum. Yaklaşık 20 şarkıdan oluşan tam bir müzikal yapıya sahip olan bir Çocuk Müzikalidir, Peri Kız Müzikali. Özgün öyküsü, özgün müzikleri ve özgün tasarımlarıyla ilgi çekeceğini düşünüyorum. Şarkılarımızın bestesine başlandı ve ilk şarkı çalışmalarımız başladı. Önümüzdeki günlerde koreografi çalışmalarımıza başlayacağız. Sahne ve kostüm tasarımlarımız da tamamlanmak üzere… Hayırlısıyla kısa bir süre içinde “Ve perde” diyeceğiz.

bulduğum noktalar içeriyordu. Belki esinlendiğim asıl şey budur; Tamamlayabilme ihtiyacı. Taklit yapmadan, yapaylığa kapılmadan daha gerçekçi bir yaklaşımla çocuklarla buluşmak, fantastik bir dünya bile olsa inandırıcılığı koruyabilmek… Çünkü günümüz çocukları artık kendilerinin çocuk yerine konulmasından hoşlanmıyor. İnternet ellerinin altında ve oldukça bilgili, olgun ve farkındalıkları gelişmiş durumda. Tiyatroya önem kazandırmak için neler yapılabilir? Tiyatroyu bedava sunmamak… Bir meslek, geliştirici ve iyileştirici bir güç olarak kabullenmek, harcanan emeğe saygı duyarak saygınlığını arttırmak… Herkesin yapabileceği bir alan anlayışından geri adım atabilmek… Bunlar için bilgi gerekir. Bir şeyi hafife alan insan o şeyi tam olarak bilmeyen insandır. Lakin “Bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır.” derler. Sanata bakışı ancak bilgi geliştirebilir. Çünkü bilgi algıyı geliştiren şeydir. Algı ise insanı ya yanıltır ya da… Diziler tiyatroyu nasıl etkiler? Bu da algıyla ilgili mesela! Yaratılan algıyla… Diziler tiyatroyu niçin etkilesin ki nasılını konuşalım! Pek çok konuda gerçekten bilgisiziz. Tiyatro en ilkel çağdan beri var. Dizi bir elektrik kesintisine bakar, tiyatroda ışık oyuncunun kendidir.

Mum ışığı yüzü aydınlatsa yeter. Aydınlatmasa nefesi, sözü ve yüreği karanlığı deler. Çağın gereği dediğimiz şeyler hep bahane, hep kaçış bana göre… Aynı zamanda Türk Kadınlar Birliği Beykoz Şube Başkanı görevini yürütüyorsunuz. Gerçekleştirdiğiniz faaliyetler hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? Elbette… Kadınlar, çocuklar ve gençler için onların sosyal, ekonomik vd. koşullarının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için çalışmaktayız. En son gerçekleştirdiğimiz faaliyetimiz kadınların kendilerini korumalarına yönelik bir worshoptu mesela. Hakan Tekcandan tarafından gerçekleştirilen çalışmada kadınlar herhangi bir tehlike anında kendilerini nasıl koruyabileceklerine dair temel bilgiler edindiler. Gerekli ve fayda sağlayacak konularda mini konferanslar, kültür ve sanat alanında geliştirici, eğlendirici etkinlikler düzenlemekteyiz. Gençlere bugüne ve yarına dair tavsiyeleriniz nelerdir? Her daim kendileri olmaları... Kendi gerçekliğini kabul etmeyen yol alamaz. Ve hayatlarında bir hedef belirlemeleri… O hedefe giderken işin kolayına kaçmamaları. Bugün uygulasınlar, yarın rahat ederler. Teşekkür ediyor, yayın hayatınızda başarılar diliyorum.

Peri Kız Müzikali oyununu yazarken esinlendiğiniz bir şey oldu mu? Kendi hayal dünyam ve oluşan dünya üzerine araştırmalarım! Sadece yazmak istedim. Onca yıldır ilk kez boşta kaldığım bir dönemdi. Evrensel dili olan bir oyun yazmayı hedeflemiştim. Aslında kafamdaki ne çocuklar içindi ne de müzikal. Fakat hayal dünyam beni Peri Kız Müzikali’ni yazmaya yöneltti. Çocuk Oyunlarına bakış açısı, yaklaşım biçimi hep sorguladığım ve eksik Ekim - 2019

35


Seymen Sipahi

www.docunox.com

TASARIMLARINIZI E-TİCARET İLE TANIŞTIRIN Y aratıcı insanlara hayatım boyunca hayran oldum. Özellikle biriktirdikleri tüm deneyimlerini farklı çalışan zihinleri ile işleyip hepimizin görebileceği, dokunabileceği ya da işitebileceği bir çıktı haline getirmeleri ve bunu sürekli olarak yapabiliyor olmaları gerçekten muhteşem.

Dijital dünyada Pinterest, Instagram, YouTube gibi platformlar milyonlarca yaratıcı insanı takip edebilme şansını bize sunuyor. Özellikle hashtagler sayesinde ilgimizi çeken yetenekleri takip edebilmek oldukça kolay. Benim favorim ise Instagram’daki tasarım sayfalarını takip etmek. Oradaki ürünler ne olursa olsun, hatta asla kullanmayacağım bir ürün 36

bile olsa, o tasarımın arkasındaki hikayeyi, hangi zihinsel ve fiziksel süreçlerden geçerek son haline ulaştığını öğrenmek oldukça hoşuma gidiyor.

Tasarımcıları takip ederken, ister istemez farklı bir gözle bu sayfaları inceliyorum. Bir yazılım geliştirici, girişimci aynı zamanda da yıllarca e-ticaret yapan insanlara hizmet vermiş biri olarak, zihnim ister istemez ‘Bu ürün nasıl daha iyi bir şekilde tanıtılır?’, ’Doğru hedef kitleye nasıl ulaşılır?’ ve ‘Ne yapılırsa bu emek, hak ettiği ekonomik değeri alır?’ gibi sorularla meşgul oluyor. Aslında asıl soru şu: ‘E-ticaret ile bu ürün nasıl satılabilir?’

Ekim - 2019

ÖNCE OYUNUN KURALLARINI ÖĞRENİN

Bana ‘Nereden başlamam gerekiyor?’ sorusuyla gelen herkese şu örneği veriyorum. Bir piton yılanıyla Amazon’da mı karşılaşsanız daha güvende hissedersiniz yoksa Mavişehir’de mi? Sanıyorum hepimizin cevabı Mavişehir olurdu. Çünkü genel olarak yabancı olduğumuz ortamlarda kendimizi güvensiz hissederiz. E-ticaret dünyasında da bu böyle. Size rahatlıkla, dijital dünyanın dinamiklerini bilmeyen çoğu girişimci adayı için e-ticaretin uzaktan korkutucu göründüğünü söyleyebilirim.


www.mavisehirdergisi.com

Bu anlamda ilk olarak yapmanız gereken; dijital dünyayı iyi anlamak ve e-ticaret dünyasının kurallarını doğru bir şekilde öğrenmek.

EN ÖNEMLİSİ PAZARLAMA ‘Ben tasarımcıyım pazarlama konusunda hiçbir bilgim yok’ diye düşünüyor olabilirsiniz. İyi haber şu ki, aynı zamanda pazarlamanın en kolay olduğu çağda yaşıyorsunuz. Örneğin çok işlek bir caddede bir mağaza açmak zorunda değilsiniz, kapı-kapı gezerek ürününüzü tanıtmanıza da hiç gerek yok. Tek yapmanız gereken doğru bütçe planlamasıyla birlikte size uygun pazarlama stratejinizi belirleyip ürününüzü dijital dünyadaki vitrininize taşımak. Ayrıca pazarlama stratejinizin merkezine veri analizini koyarsanız başarılı olma şansınız da oldukça yüksek. İşinizi kurarken ya da geliştirirken size yardımcı olabilecek çok fazla veri şu an erişilebilir şekilde internette sizi bekliyor. Tek yapmanız gereken onlara ulaşmayı öğrenmek.

Örneğin satmayı planladığınız ürünün tahminen hangi şehirde daha çok alıcısı olduğunu bir tıkla öğrenmeniz mümkün. Aynı şekilde basit bir anket yaparak bile ürünlerinizi hedef kitlenize sunup onların görüşlerini alabilirsiniz. Önemli olan bu edindiğiniz bilgileri doğru şekilde saklamak ve stratejinizi bu verilerin ışığında belirlemek.

E-TİCARET SANDIĞINIZ KADAR KOLAY YA DA ZOR OLMAYABİLİR Genelde e-ticarete başlamaya karar vermeden önce iki çeşit girişimci adayı yaklaşımıyla karşılaşıyorum. Birincisi ‘Pazarlama, marka oluşturma, müşteri ilişkileri bunlar çok zor işler ben bunu beceremem’ diyen girişimci adayları. İkincisi ise ‘Zaten benim ürünüm çok güzel ve bunu mağazada sattığım gibi internette de kolaylıkla satabilirim’ şeklinde yaklaşan girişimci adayları. Bence bu iki görüş de gerçeği pek yansıtmıyor. Çünkü e-ticarette başarı birbiriyle bağlantılı birçok çarkın Ekim - 2019

uyum içerisinde çalışması sonucu geliyor. Bu çarkların işleyişini doğru bir şekilde öğrenmeden başarılı olup olamayacağınızı düşünmek çok doğru değil. Ayrıca bu çarkların işleyişi konusunda bilgi sahip olabilmek için birçok kitaba, eğitime ve bu konuda size yardım edebilecek profesyonel kişilere kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Umarım çok daha fazla tasarımcı, girişimcilik özelliklerini geliştirerek daha fazla insana ürünlerini ulaştırabilir, böylece daha iyisini yapabilmek için motivasyonunu devam ettirebilir. Estetik kaygıyla üretilen ürünlerin hayatımıza daha çok girdiğini bir düşünsenize? Bence müthiş olurdu!

Adres: Kazımdirik Mah 296/2 Sok No:33, Bornova / İzmir Tel: +90 232 700 28 87

www.seymensipahi.com 37


YÜREKLERİ AĞZA GETİRMEYİ SEVİYORUM

mentalist

OLCAY KUTLUCA

Göslerileriniz arasında neler var? Düşünce okuma (telepati), telekinezi, hipnoz ve tehlikeli gösteriler yapıyorum. Extrem gösteriler yapmayı, yürekleri ağza getirmeyi seviyorum.

özel röportaj

Farklı bir mesleğiniz var. Türkiye’de iş imkanı bulabiliyor musunuz? Evet, iş imkanı var. Çalışana her zaman iş var. Bu alanda Türkiye’de 5 kişiyiz ama fark yaratmak işleri de beraberinde getiriyor. Mesleğinizi seviyor musunuz? Sevmeyen insan bu alanda kendini geliştiremez. Çünkü büyük emek ve yıllarca çalışmanın sonucunda ortaya çıkanları sahnede paylaşıyoruz. Sevgi olmazsa bu kadar emek de olmaz.

Türkiye’nin En İyi Mentalisti ödülünün sahibi Olcay Kutluca, sıra dışı mesleği ve kendisi hakkında merak edilenleri anlattı. Röportaj: İsmail Gökgez Instagram: isogkgz Bilmeyenler için açıklar mısınız mentalist nedir? İllüzyon alanı içerisinde gösterilen aslında İllüzyon ile uzaktan yakından alakası olmayan bir alan. Farkı ise İllüzyon belli malzeme ve el becerisi gerektiren bir kandırma sanatı iken Mentalizm tamamen gerçekliğe dayalı psikoloji - hipnoz - metafizik olaylarının sahnede şova dönüşmüş hali. Mentalist ise bunu sunan kişiye verilen isimdir. Yani bana verilen isim. Bu işe başlamanızdaki dönüm noktanız neydi? Çocukluk yıllarımda izlediğim bir televizyon programından etkilenerek araştırmalar yapıp tekniklere çalışarak kendimi geliştirmeye

başladım. Yani Mentalizm benim için çocukluk yıllarımda başlayan bir hobi iken şuan paramı kazandığım sahne sanatım; mesleğim oldu. Ailenizin mesleğinize ilk bakışı nasıldı? Şimdi nasıl? Çok destek olmadılar açıkcası. Sanıyorum onların yerinde ben olsam mesleki açıdan düşünüldüğünde kendi çocuğuma destek olmazdım. Doktor, avukat, mimar, öğretmen gibi meslekleri seçmek varken mentalizm alanında kendimi geliştirip bu işin sahne sanatçısı olmak benim için de ailem için de çılgınca bir karardı. Ancak şuan geldiğim noktada bu alanda bulunduğum konumdan dolayı benimle gurur duyduklarını hissediyorum.

Türkiye’de sizin yaptığınız işi yapan kendinize örnek aldığınız mentalistler var mı? Sanıyorum bu soru yanlış kişiye soruldu. Çünkü bu alanda Türkiye’nin En İyi Mentalisti ödülünün sahibiyim. Ancak yurtdışında örnek aldığım mentalistler var. İllüzyon ve mentalizm alanında örnek aldığım kişi Criss Angel. Dünyada illüzyon, sihir, mentalizm, metafizik gibi alanlar nasıl? Bizle aralarındaki fark nedir? Onlar neredeler bu konuda? Dünyaya kıyasla malesef çok kötü durumdayız. Bunun sebebi Türk mentalistlerin başarısız olması değil. Aksine hepsini çok başarılı buluyorum. Ama malesef ülkemizde bu alana bir sanat olarak bakılmıyor. Amerika’da mentalistler FBI da görev alırken bizim ülkemizde çok önemsenmiyor.


Hedef kitleniz kimlerdir? Hedef kitlem 12 yaş ve üstü. Yetişkinlere gösteriler yapmayı daha çok seviyorum. Ancak çocuklara hitap edecek gösteriler de yapabiliyorum. Çocukların size ilgisi nasıl? Küçük yaş grubu çocuklar genelde korkuyor belki tarzımdan dolayı bilmiyorum ama 12 yaş ve üzeri çocuklardan yoğun ilgi görüyorum. Takipçilerimin de bir çoğu 12-18 yaş arası. Türkiye’de sizin gibi gösteriler yapan herkese ya hokkabaz ya da sihirbaz denir. Böyle nitelendirilmekten rahatsız oluyor musunuz? Sizi anons ettikleri zaman ne diyorlar? Evet, rahatsız oluyorum. Bir avukata psikolog, bir doktora polis demiyorsak bir mentaliste de sihirbaz dememeliyiz. Bununla ilgili tepkimi göstermek için gösterilerime “sihirbaz değil zihinbaz” ismini verdim ve hala aktif kullanmaya devam ediyorum. En son nerede sahne aldınız ve yeni projeleriniz neler? En son Rings AVM’de gösteri yaptım. Proje olarak biliyorsunuz ki daha yapmadan ses getirmeye başlayan rekorlar kitabı için mezarda 8 gün kalacağım. İnsanlar sizi izledikleri veya sohbet ettikleri zaman en çok neler söylüyorlar? Türkiye’de bir mentalist ile karşılaşmak ve tanışmak zor. İzlemek ise keyifli. Genelde benim düşüncemi okuyamazsın, ben hipnoz olmam gibi şeyler söyleniyor ama bu sadece bir düşünce. Çünkü herkesin düşüncesini okuyabilir ve hipnoz edebilirim. Bu benim işim... İleriye dönük planlarınız nelerdir? İleriye dönük isteklerim arasında bir korku filmde oynamak veya kamera karşısında oyunculuk deneyiminde bulunmak var.


EKMAS MAVİŞEHİR, COLDWELL BANKER İZMİR OFİSLERİNİ AĞIRLADI İzmir’in ve Mavişehir bölgesinin yükselen değerlerinden Ekmas Mavişehir projesi, 2 Ekim’de gerçekleştirilen özel bir etkinlik ile ülkemizin gayrimenkul sektöründe lider markalarından Coldwell Banker’ı misafir etti.

E

tkinlikte CB Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve ülkemizde gayrimenkul sektörünün öncülerinden olan Sayın Gökhan Taş, Ekmas Mavişehir hakkında görüşlerini dile getirdiği kısa bir konuşma yaptı. CB Plus Gayrimenkul ile Ekmas Mavişehir arasındaki iş birliğinin önemine vurgu yapan

Sayın Taş, projenin Coldwell Banker Türkiye için de oldukça önemli bir iş ortaklığı olduğunu dile getirdi. Ekmas Mavişehir; emsallerinden farklı olarak, şeffaf satış anlayışı çerçevesinde örnek dairelerini orijinal yapıda sunarak, alıcıya doğrudan temsil yapan ender projelerden. Ziyaretçiler örnek daireyi gezerken

BAŞKAN SOYER, “Dünya Mirası Yolunda” pedal çevirdi İzmir’in ev sahipliğinde bu yıl beşincisi düzenlenen “UNESCO Dünya Mirası Yolunda Bisiklet Turu” başladı. İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu desteği, Bergama ve Selçuk belediyeleri işbirliğiyle gerçekleşen tur bu sene iki ayrı dünya mirasından Selçuk ve Bergama’dan aynı anda başladı. Başkan Tunç Soyer, Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel ve Selçuk Kaymakamı Ekrem İnci, Efes’teki başlangıç noktasından birlikte tura katıldı. Başkan Soyer, yaklaşık 17 kilometre bisikletçilerle birlikte pedal çevirdi. 40

Organizasyona katılan 200 amatör sporcu Selçuk’tan, 200 sporcu ise Bergama’dan yola çıktı. “Hedeflere beraber varacağız” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bisiklet turunun başlangıç töreninde yaptığı konuşmada, iki UNESCO Dünya Mirası ilçenin birbiriyle buluşmasının hem kentin tarihi değerlerine sahip çıkmak hem de bisiklet kullanımı konusunda bir farkındalık yaratmak adına önem taşıdığını ve hedeflere beraber varmayı amaçladığını söyledi. Ekim - 2019

aynı zamanda inşaatın gelişimini de eş zamanlı görerek süreç hakkında eksiksiz bilgiye aracısız ulaşıyor. Coldwell Banker satış ekiplerine de satış ofisinde gerçekleştirilen bir sunum ile Ekmas Mavişehir projesine ait detaylar anlatıldı ve ardından örnek daire gezilerek proje değerlendirildi.


Ege Park Mavişehir’de Evinizde Hissedin…


Arzu Özpazarcık İsmail Barış Özpazarcık www.aurumera.com

PARA KAZANMA HAKKINDA KIRMIZI ÇİZGİLER (2. bölüm)

“Bu yazı okuyup geçilmek için değil, üzerinde çalışma yapmak içindir. Eğer bu yazıyı okuyorsan, mutlaka kendi içinde bakman gereken bir gelişim alanı vardır.” Keyifli okumalar, verimli çalışmalar diliyoruz.

*** İlk bölümde, “para kazanmak” konusunda olumsuz inançlar, engelli düşüncelerin faturalarından söz etmiştik. Para konusunda algımız, deneyimlerimiz, yüklediğimiz anlamlar üzerinde durmuştuk. İkinci bölümün konusu, “kırmızı çizgileri” fark ederek dönüştürmek. **** Para konusunda kırmızı çizginin üzerindeyseniz; şöyle ya da böyle, bir şekilde para hayatınızda bir “problem” haline gelmiştir. Farklı farklı hikayeler olabilir herkes için. Mesela, elinizde avucunuzdakileri yetirememek, ay sonunu zor getirmek, biriken borçlar, iflas, başkaları tarafından mal ya da paraya el konulması, kazandığıyla yetinememek, hırsla para kazanmak, parayı güç kavramıyla 42

özdeşleştirmek, para harcayamamak, borç verip alamamak, eline geçen parayı hemen harcamak, para tutamamak, para hesabı yapamamak, cimrilik yapmak, para alamamak, para verememek, para kazanırken paralanmak vb.. Bu durumda kişi “kendi üzerinde çalışmalı ve para ile olan ilişkisine bakmalı. Peki, olumsuz durumları dönüştürmek için neler yapabiliriz? *****

1.PARA HARİTASINA BAKMAK:

Bir oyun oynar gibi yapmış olduğumuz bir teknik var. Bunu kendi kendinizle de yapabilirsiniz. Bunun için ses kayıt cihazıyla çalışmanızda yarar var. Hızlı hızlı sorun kendinize ve hızlı hızlı cevaplayın. Fakat bunu yaparken düşünmek yok. O an aklınıza ne gelirse, onu söyleyeceksiniz.: “Para kazanan insanlar nasıl insanlardır?” Arka arkaya sıralayın düşüncelerinizi... Ardından şu soruyu cevaplayın: “Para kazanamayan insanlar nasıl insanlardır?..” Hızlı hızlı o an ne ağzınıza ne gelirse, süzgeçten Ekim - 2019

geçirmeden söyleyin... Bu çalışmayı yaparken düşünmek yok! Niye? Düşününce mantıklı olmaya özellikle çalışırız. Oysa ki bilinçaltı zihnimiz mantıklı bağlantılar kurmaz. Birbiriyle ilgisi olmayan, hatta saçmasapan şeyler de düşünür. Bu durumda, para haritamız ortaya çıkar. Eğer korkularımız, engelli düşüncelerimiz varsa, su yüzüne çıkmış olur. Korkularımızı, kaygılarımızı deşifre etmek, yazmak, dönüşüm için şahane bir başlangıçtır.

2. AİLE FOTOĞRAFI ÇALIŞMASI:

Bir aile fotoğrafını gözünün önüne getirir misin? Bu aile fotoğrafında annen, baban, ebeveynlerinin annesi ve babası (büyük baban, büyük annen) olsun. Ve onların gözlerinin içine doğru bak. Böyle somut bir fotoğraf varsa aile albümünde, harika... Her birinin gözününün içine bakarken, şu niyette olmak iyidir: “Aile üyelerimde para ile olan ilişkisinde sorunlar yaşamış bir büyüğüm var mı? İflas, mal kaybı, parasına el konulma, hak yemiş ya da hakkı yenmiş bir büyüğe sahip miyim?” Bu araştırmayı yaparken objektif


www.mavisehirdergisi.com

olmak iyidir. Geçmişte olmuş bitmiş bir durumun haklıydı, haksızdı hikayeleriyle oyalanacak vaktimiz yok. Ne olduysa olmuş... Buradaki amaç, onlardan bize aktarılmış olumsuz bilgi varsa, bunlardan arınmak... Bu hikayeleri mümkünse aile büyüklerinden dinlemekte, onlarla konuşmakta fayda vardır. Çünkü onların yaşadığı ancak çözemediklerini, biz karma olarak yaşıyor olabiliriz. Onların parasal korkularını satınalmış olabiliriz. Örneğin savaş döneminde yaşamışlarsa, göç ederek yeni bir hayat kurmuşlarsa, muhtemelen büyük bir dram vardır ve para konusunda hiç de iç açıcı hikayeleri yoktur. Bu durumda bize geçen bolluk bilinci mi, kıtlık bilinci midir? Aile büyüklerimiz ölmüşlerse de, onlar adına empati kurabilir ve hikayeleri sonucunda para ile olan ilişkilerini aşağı yukarı tahmin edebiliriz. Onların yaşadıkları deneyime dışarıdan bakabilir, anlayış geliştirebiliriz. Bu genetik aktarımdan özgürleşmek konusunda niyetinizi ifade etmeniz bile, bilinçaltı kodlarının çözülmesini sağlar ve bu konuda blokajlarımızı çözebilir. Hatırlamamız gereken şu ki; aile büyüklerimiz kıtlık bilincine sahiplerse, biz de payımıza düşeni alır, para ile kıtlık fikrini eşleştirebiliriz. Para ile bolluk fikrini eşleştirmek için, gerçekten de bolluk farkındalığına sahip olmak şarttır. Dünya yüzünde yeteri kadar bolluk içinde yaşamak için, kıtlık algısını, bolluk algısıyla değiştirmek gerekir. Her şey bir enerjidir, para da bir enerjidir ve bolluk bilincine odaklıysan, bolluk içinde sana akar.

3. PARA HAKKINDA OLUMSUZ DÜŞÜNCELERİ YAZMAK:

Aile büyüklerinizden para hakkında ne duydunuz? Özellikle çocukluk dönemlerinde? Para kazanmanın zor olduğuna mı inanıyorlardı, parasız fakat yoksul olmanın daha ahlaklı ve erdemli olduğunu mu söylüyorlardı, çok parası olan insanların kötü

insanlar olduğu gerçeğine mi inanmışlardı?.. Aile büyüklerinden iyi niyetli şekilde satın alınmış çocukluk inançları, genellikle hiç sorgulanmaz. Oysa ki, üzerinde düşündüğümüzde, ciddi olarak bizi etkilediğini görmemiz mümkündür. Bununla birlikte, bizim olumsuz tecrübelerimiz de sınır yaratmış olabilir. Bu nedenle, “Para hakkında ne gibi olumsuz düşüncelerim var? Bu konuda nelere inanıyorum?..” sorusunu sorarak, aklımıza geleni not alabiliriz. Aklımıza geldikçe not almaya devam ederek, sonra da bu notları şu sorularla sorgulayabiliriz: -Para hakkında bu düşüncem doğru mu? -Bu düşünce, bende olumlu duygu mu oluşturuyor, olumusuz duygu mu oluşturuyor? (Eğer olumsuz duygu oluşturuyorsa) -Bu düşüncenin bana faydası nedir? Bu düşüncenin size faydası olmadığını ve değiştirmeniz gerektiğine inanıyorsanız, şu soruyı sorun: -Eğer bu düşünce olmasaydı, ben nasıl biri olurdum? Gözünüzün önüne, bu düşünceden özgürleşmiş, dönüşüm sağlamış kendinizi getirin

4. DEĞERLİLİK DUYGUSU VE HAKEDİŞ:

Para bir değer. Sen de bir değersin. Ürettiğin değer karşılığında bir değer alırsın. Ürettiğin değere değer veriyorsan, karşılığında o değerde (ya da o değere yakın) bir maddi bedel sana ödenir. Peki ya, ürettiğin değerin farkında değilsen, ya da kendine güven duygusunu yaşamıyorsan? Bu durumda hak ediş ne olur? Gönül rahatlığıyla, “Evet, ben değer üretiyorum ve bu parayı hak ediyorum” diyorsan, para da seni buluyor zaten. Sorun, “Ben hak etmiyorum” dediğinde yaşanır. Bu konuda nasıl olduğunu merak ediyorsan, “Ben bir değer üretiyorum ve bu değerin karşılığında bir değer olarak para kazanmayı hak ediyorum” diye kendine yüksek sesle konuş. Bu sesi bir dinle, kendine güvenli mi çıkıyor, cılız mı çıkıyor? Gerçekten bunu rahatlıkla ifade Ekim - 2019

edebiliyor musun? İçinden kendini onaylayan bir sese sahip misin? Eğer, “hak etmediğini” düşünüyorsan, bu konunun üzerinde çalışmalısın. “Pazara sunduğunuz değer oranında para kazanırsınız” diye bir söz vardır. Ben bunun yanına şunu da ekliyorum: “Kendi değerinizi siz belirlersiniz, sonra başkaları. Neyi ne kadar hak ettiğini düşünüyorsan, hak ettiğin kadarını hayat sana verir.”

5. PARAYA DEĞİL FAYDAYA ODAKLANMAK:

Hayat alış-veriştir. Bazen karşımızdakine sevgimizi veririz, bazen zamanımızı, bazen hizmetimizi, bazen paramızı... Enerjimizi veririz, karşılığında para alırız. Zamanımızı veririz, karşılığında para alırız. Malımızı veririz, karşılığında para alırız. İlle de bir mal ya da ürün olmasa bile, bazen fikrimizi veririz, karşılığında para alırız. Burada, “ürünfayda” denklemi vardır. Bir kişiye, kişilere ya da organizasyona “fayda” değeri söz konusudur. O halde odak, “Para kazanmak” mı olmalı, sağlanan “fayda” mı olmalı? Bu durumda para zaten bir araç. Amaçsa, değer katmak, fayda sağlamak. Biz amaca odaklandığımızda “manevi dünyamızda” sağladığımız katkıdan dolayı tatmin olur, mutluluk, huzur, heyecan, tutku vb. olumlu titreşimlerle dolarız. Dolayısıyla işin ya da hizmetin kalitesi artar. Her seferinde iletişimin, ürünün, hizmetin, yaratıcılığın, paylaşımın kalitesi katlanır. Durum böyle olunca, zaten para da kendiliğinden gelir. Çünkü çok iyi geliştirilmiş bir iş varsa, sizi takdir edecek, başkalarına referans verecek insanlar her zaman bonus olarak yanınızdadır.

43


Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr

ÇAĞI YAKALAMAK... ÇAĞA YAKALANMAK

Ç

ağı yakalayanlardan mısınız? Çağa yakalananlardan mı? Hayır, hiç de aynı şeyler değil aslında. Çağı yakalamak, yeniliklere vakıf olmak, günün koşullarına uyum sağlamak demek. Çağa yakalanmak ise, yeni düzenin hayatınızı ele geçirmesi… Adeta sizi zorla kendisine uyarlaması. Tüm eski zevklerinize, alışkanlıklarınıza format atıp, metazori, yeni bir kalıba sokması… *** Çağı yakalamak zorunluluk… Çağa yakalanıp yakalanmamak ise bireysel bir tercih, bir duruş. Misal, günümüzün “Olmazsa olmaz”ı, interneti kullanabilmek, çağı yakalamak… Fakat internetin yokluğunda apışıp kalmak, çağa yakalanmak. Cep telefonu kullanmak çağı yakalamak mesela. Ama ergenler gibi, tüm gün cep telefonuyla oynamak, çağa yakalanmak... Çağı yakalamak çağa hâkim olabilmek… Çağa yakalanmak ise çağın hayatınızı eline geçirmesi…

44

Kendi adıma, elimden geldiğince, çağın gerisinde kalmamaya çalıştığımı söyleyebilirim… Çağı ne oranda yakalayabiliyorum, bilmiyorum. Ama ve lakin çağın önüme geçmemesi, bana tozunu yutturmaması bağlamında başarılı olduğumu düşünüyorum. Deyim yerindeyse, “Direniyorum.”… Bugün ile kâh barışığım kâh kavgalı. O beni kendi sınırları içine çekmeye çalışıyor sürekli. Bense öznel duvarlarımı örmeye çabalıyorum bugün ile aramda. Kendi kurduğum dünyamı yutmasına izin vermiyorum içine ittirildiğim dünyanın…

Kullanıp atılan pratik tükenmezleri de sevemedim hiç. Hiçbir kaleme değişmem misal, her hafta düzenli bakımını yapıp, mürekkebini doldurduğum dolma kalemimi. Hazır çakmakları sevmem, ille de gazını kendim koyduğum çakmağımı tercih ederim. İtiraf etmeliyim ki, ne zaman trafikte “Kaplumbağa” tabir edilen bir Volkswagen görsem içimden “Temiz bir tane bulsam da, alsam” diye geçirmiyor değilim. Eski moda mı oldum, dinozorlaştım mı, bilmiyorum. Önemsemiyorum da açıkçası. Zira insanın yaşı ilerledikçe, eski zevklerine sahip çıkarak daha mutlu olduğunu fark ettim.

***

***

Sevemedim örneğin kot pantolonu hiç. Karton bardakta çay, kahve içmeyi de… Self servis sisteminden, fast food restoranlarından da uzak durdum hep… Mecbur kalmadıkça, gelişmemiş bir kültür ürünü addettiğim, şehirlerarası otobüs terminallerine has, plastik masalı sandalyeli mekânlara gitmem. Ne CD çalar, ne iPod; hiçbir yenilik sarsamadı radyonun gönlümdeki yerini.

Çağın elimden almasına izin vermediğim zevklerimden biri de mektup yazmak. “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler.” diyor ya hani Özdemir Asaf… Bütün güzel geleneklerin içi boşalıyordu ve mektup feda edildi önce… Mektupla vedalaştıktan sonra başlar

***

Ekim - 2019


www.mavisehirdergisi.com

samimiyetten de uzaklaşmamız aslında. İçtenlik vardı mektupta, emek vardı, özen vardı. İlk cümlesi beğenilmeyince yırtılıp defalarca yeniden yazmaya başlanan… Bazen gözyaşlarının mürekkebe karıştığı… Bazen kokunun kâğıda geçtiği… Her bir harfin kıvrımından ayrı bir mana çıkartılmaya çalışılan mektuplar tarih oldu. Soğuk, ruhsuz, içi boş, donuk elektronik postalar, sosyal medya mesajları aldı o doğallığın ve içtenliğin yerini. Kokusuz, cansız, plastik çiçekler misali… Hatırlayan kaldı mı acaba yalarken dilimize oturan, pulun arkasındaki yapışkanın tadını? *** Dünyaya bir çivi çakmaktı aslında mektup yazmak. Arkamızda bıraktığımız bir izdi… Boşuna değil edebiyatın en etkili eserlerinin hep mektuplarda yaşıyor olması. Nazım’ın Piraye’ye, Kafka’nın Milena’ya, Napolyon’un Josephine’e yazdığı mektuplar örneğin. Sigmund Freud nişanlısı Martha’ya tam 900 mektup yazmış. Her biri ayrı bir sanat eseri… Her bir satırı ayrı bir baş yapıt… Küçük Prens’in yazarı Antoine De Saint Exupery’nin, savaştayken sevgilisi için kaleme aldığı mektup geçenlerde, açık arttırmada, 240 bin 500 avroya alıcı buldu. İşte mektubun değeri burada. *** Sabretmeyi öğretirdi mektup bize… Mektup arkadaşları vardı biz internet çağı öncesi gençlerinin. Mektubumuzu postaya verdiğimiz andan itibaren sabırla postacının yolunu gözlerdik. O bekleyişin de, sonunda alınan cevabi mektubun da ayrı bir keyfi vardı. Hiç sormazdık “Aldın mı mektubumu?” “Neden hala yanıt yazmadın?” diye. Sabırla beklerdik satırlarımızın bulacağı karşılığı. Bekleyiş uzadıkça ruh dünyamızda iniş çıkışlar yaşardık. En nihayet, sabrımızın ödülü mektup elimize geçtiğinde her bir kelimesini ayrı bir değer vererek, bir daha bir daha okurduk. Bir iki saniyede okunup tüketilen o

soğuk elektronik postalardan, sosyal medya mesajlarından çok daha değerliydi el yazısıyla kaleme alınmış o cümleler. Yanıtsız kalırdı bazen mektuplar… Olgun bir kabulleniş içine girerdik o zaman. Ne engellerdik, ne de arkadaş listemizden çıkartırdık yanıt alamadığımız kimseyi. Saygıyı öğretirdi aslında mektup bizlere. *** Anıya değer vermekti aynı zamanda mektup. Elektronik posta kutunuz dolduğunda silersiniz size gönderilmiş eski emailleri… De… Kaçınız yırtıp atabilirsiniz size özel yazılmış bir mektubu, ya da notu… Hele ki yazarıyla ebediyen vedalaştıysanız… 40 yıldır sakladığım mektuplar, el yazısıyla kaleme alınmış notlar vardır evimde. Bir peçetenin üzerine yazılmış birkaç kelimelik notları dahi saklarım, atamam, hepsi “değer”dir benim için. Yazarını ölümsüzleştirir o minik notlar içimde. Keza o satırların yazarına duyduğum sevgiyi, saygıyı, hayranlığı. Mumyalarım, ruhumda zamanında hissettiklerimi… Yüzlerce kitap dizilidir örneğin kütüphanemde… Ama yazarlarının adıma bir iki cümleyle imzaladıkları hep gözümün önündeki raflarda durur. Bazılarının yazarları çoktan toprak olsa da, yaşamaya devam ederler benim için o bir iki satırlık hitaplarında.. *** Mektupla vedalaşan yeni nesil kalemi de çoktan rafa kaldırdı ne yazık ki. “Kaleme almak” deyimi anlamını yitireli o kadar uzun zaman oldu ki. Öğrencilik yıllarının ardından el yazısını kullanan kaç kişi kaldı? Bu yüzden artık herkesin el yazısı bir felaket, estetikten fersah fersah uzak. Soğuk klavyeleri soktuk kelimelerle, duygularla aramıza. Nerede kaldı verdiğimiz hediyelere iliştirdiğimiz o küçük notlar? Boyutu küçük olsa da değeri hediyenin kendisinden bile büyük o minik Ekim - 2019

pusulalar… İnternet üzerinden çiçek gönderilen siteleri sevmiyorum bu yüzden. Birisinin benim duygularımı bilgisayar yazıcısından çıkartmasını kabul etmiyorum. Mutlaka el yazımla yazmak istiyorum gönderime iliştireceğim notu. *** Mektup, benim için çağa teslim olmamanın, başkaldırının bir sembolü. Bu yüzden inadına, hala çok seviyorum mektup yazmayı. El yazımla, sevdiklerim için küçük notlar kaleme almayı. Düşünün bakalım, en son ne zaman mektup yazdınız; hatırlıyor musunuz? Ya da ne zaman heyecanla bir mektup açıp okudunuz? Daha da zor bir soru var sorulacak… Kaç kişi var hayatınızda oturup da mektup yazabileceğiniz? *** Çağın gerisinde kalmamak, değişmek önemlidir. Bu gerçek inkâr edilemez… Ama değişmenin yanında bir de dönüşmek var. Asıl tehlikeli olan bu. Değişmek mevcudun revizyonudur. Eskinin rötuşlanması, günümüze adapte edilmesidir değişmek. Dönüşmek ise eskiyi yok edip yerine apayrı bir şey koymaktır. Tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibi… Dönüşmeyi kabul eden geçmişine sünger çeker. Çağa yakalanmanın acı bir etkisi işte bu dönüşüm. Hayatı pratikleştirirken içini boşaltıyoruz farkında olmadan. Sözde kolaylaştırırken yaşamı, anlamsızlaştırıyoruz yaşadıklarımızı. Duvardan duvara led televizyonlarda seyrettiğimiz aslında kendi yalnızlığımız. Otomobili park ederken ekrandan görmesine görebiliyoruz geriyi… Ama geride bıraktıklarımızı fark edemiyoruz maalesef… Çağı yakalamak değişimdir… Çağa yakalanmak ise dönüşüm… Değişirken dönüşmeyenlere, çağa yakalanmayanlara selam olsun…

45


Av. Kemal BUĞDAY

B

SON DÜZENLEMELER IŞIĞINDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU VE UYGULAMADAKİ ÖNEMİ

ireylere ait kişisel veriler günlük hayatta sıklıkla kullanılmakta ve işlenmektedir. Verilerin işlenmesinin bireylere sağladığı birçok kolaylık olsa da dezavantaj olarak görülebilecek unsurlar içerdiği de aşikârdır. Verilerin işlenmesinin kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal edebilecek durumlara yol açması da büyük bir olasılıktır. Özellikle gelişen teknolojinin etkisiyle çağımızda birçok yerde kişisel verilerimizi paylaşmaktayız. Alışveriş yaparken, kurumlarda işlemler gerçekleştirirken, iş başvurusunda bulunurken gibi birçok işlemi gerçekleştirdiğimiz sırada kişisel verilerimiz ilgili tüzel ya da gerçek kişilerin bilgisine sunulmakta ve bu kişilerce verilerin işlenmesi sonucu doğmaktadır. Verilerin hukuka aykırı olarak kullanılmasının engellenmesi amacıyla Türk Uygulaması yasada değişikler yapmış ve yenilikler getirmiştir. Bu yazıda işbu değişiklikler ile getirilen güvenceler, verilerin korunmasına yönelik haklar ve ihlal durumunda doğacak yaptırımlar incelenmiştir.

46

KİŞİSEL VERİ NEDİR? Kişisel veri ‘’kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade eder’ şeklinde tanımlamaktadır. Kişisel verilere ilişkin örnek olarak sayabileceğimiz hususlar; kişilerin adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri, kişinin fiziki özellikleri, aile bireylerine ilişkin bilgileri, maddi durumu, telefon numarası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası gibi bilgilerdir. Kanun ayrıca koruma alanının önemli ve esas noktasını oluşturan Özel Nitelikli Kişisel Veriyi tanımlamış ve sınırlı olarak saymıştır. Kanunda belirtilen özel nitelikli kişisel veri kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyo metrik ve genetik verileridir. Günlük hayatta sıklıkla bu verilerimizi kullanmaktayız , işbu nedenle verileri korumak zorunluluğu doğmuş ve yasa buna uygun düzenleme getirmiştir.

Ekim - 2019

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN NEDİR? Gelişen teknoloji ile gündelik hayatta kişisel verilerin kullanım sahası genişlemiştir. Fakat verileri işleyen kişilerin sorumlu olmayan davranışları nedeniyle verilerin izinsiz kullanımı ve yayılması gibi sonuçlar meydana gelmiş ve bu durum özel hayatın gizliliğini ihlaline neden olmuştur. Anayasanın 20. maddesinde “Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması Hakkı”, başlığıyla bireylerin özel hayatının gizliliği koruma altına almıştır. 2010 yılında yapılan değişiklik ile AY m.20’ye bir ek fıkra eklenmiştir. “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen haller de veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. İşbu düzenleme ile Kişisel Verilerin Korunması Hakkı


www.mavisehirdergisi.com

Anayasal güvenceye kavuşmuş bulunmaktadır. Akabinde 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 24.03.2016 tarihinde kabul edilmiş ve 07.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun ilgili hükmü gereğince verilerin işlenmesinde ‘’ hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olma. doğru ve gerektiğinde güncel olma, belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenme, işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma, ilgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmesi” ilkeleri esas alınmalıdır. Kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenebilir mi? Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Kanunun açık hükmü gereği Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 5. Maddesinin 2. Fıkrasında tahdidi olarak sayılan durumlar dışında kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmadan işlenemez. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi dahil olmak üzere her türlü kişisel verilerin işlenmesi açısından sadece rızanın değil açık rızanın varlığını aramaktadır.. Kişilerin kişisel verilerinin alındığı ve işleneceği yönünde aydınlatılması ve karşılığında kişinin bunu kabul ettiğine dair açık bir irade beyanı alması gerekmektedir. Yasal bir düzenleme bulunmaması ya da bireyin kendisine ait kişisel verilerin işlenmesi yönünde açık bir irade beyanının olmaması durumunda kişisel verilerin işlenebilmesi ve aktarılması mümkün değildir. VERİ SORUMLUSU KİMDİR? Veri Sorumlusu, kişisel verilerin işleme amaçlarını ve yöntemlerini belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişidir. Tüzel kişiler, kişisel verileri işleme konusunda gerçekleştirdikleri faaliyetler kapsamında kendileri “veri sorumlusu” olup, ilgili düzenlemelerde belirtilen hukuki sorumluluk tüzel kişinin kişiliğinde vuku bulacaktır. Kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişiler veri sorumlusu olmaktadır. Örneğin işverenseniz çalışanlarınıza ilişkin kişisel verileri bulunduruyorsanız;

bu verileri işlemekte kanunun getirdiği kurallara uygun davranmak zorundasınız. Bunun için sözleşmelere ek olarak aydınlatma yükümlülüğünü içeren düzenlemeler getirmelisiniz. Eğer çalışansanız çalıştığınız işyeri kişisel verilerinizi hukuka aykırı bir biçimde, rızanız olmadan işlemiş, işlenen bu verilerin başkaca kişi ve kurumların eline geçmesine sebebiyet vermiş olabilir. Telefon numaranızı paylaştığınız banka telefon numaranızı ilgili başka kurumlara göndermiş ve bu kurumların size reklam mesajları atmasına sebebiyet vermiş olabilir. Bu gibi durumlarda kanunun size tanıdığı haklardan yararlanabilir, kişisel verilerin korunmasına aykırı davranışların yaptırıma tabi tutulmasını sağlayabilirsiniz. VERİ SORUMLULARI SİCİLİ NEDİR? Yıllık çalışan sayısı 50’den çok veya yıllık mali bilanço toplamı 25 milyon TL’den çok olan gerçek ve tüzel kişi veri sorumluları için Veri Sorumluları Siciline kayıt yükümlülüğü başlangıç tarihinin 01.10.2018 olması ve sicile kayıt yaptırmaları için bu veri sorumlularına 31.12.2019 tarihine kadar süre verilmesinin kabulüne karar verilmiştir. Yıllık çalışan sayısı 50’den az ve yıllık mali bilanço toplamı 25 milyon TL’den az olmakla birlikte ana faaliyet konusu özel nitelikli kişisel veri işleme olan gerçek ve tüzel kişi veri sorumluları için Veri Sorumluları Siciline kayıt yükümlülüğü başlangıç tarihinin 01.01.2019 olmasına ve sicile kayıt yaptırmaları için bu veri sorumlularına 31.03.2020 tarihine kadar süre verilmesinin kabulüne karar verilmiştir. İşbu tarihler uyarınca veri sorumluları siciline kayıt yapılmaması durumunda Veri Sorumluları Siciline kayıt ve bildirim yükümlülüğüne aykırı hareket eden veri sorumlusu olan gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişiler hakkında 20.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar idari para cezası verilebilecektir. Para cezasına maruz kalmamak için bir hukukçuya danışmalı ve usule yasaya uygun şekilde veri sorumluları siciline kayıt yaptırmanız gerekmektedir.

Ekim - 2019

VERİ İHLALİ DURUMUNDA ŞİKAYET NASIL YAPILIR VE YAPTIRIMLAR NELERDİR? Kişisel verilerinizin ihlal edildiğini düşünüyorsanız ihlali yapan tüzel ya da gerçek kişi veri sorumlusuna ihlalin durdurulması yönünde talepte bulunabilirsiniz. Veri sorumlusu talebi kabul eder veya gerekçesini açıklayarak reddeder.Başvuruda yer alan talebin kabul edilmesi hâlinde veri sorumlusunca gereği yerine getirilir. Başvurunun reddedilmesi, verilen cevabın yetersiz bulunması veya süresinde başvuruya cevap verilmemesi hâllerinde; ilgili kişi, veri sorumlusunun cevabını öğrendiği tarihten itibaren otuz ve her hâlde başvuru tarihinden itibaren altmış gün içinde Kişisel Verileri Koruma Kurumuna şikâyette bulunabilir. Şikayet üzerine Kurul, talebi inceleyerek ilgililere bir cevap verir. Şikâyet tarihinden itibaren altmış gün içinde cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Şikâyet üzerine veya resen yapılan inceleme sonucunda, ihlalin varlığının anlaşılması hâlinde Kurul, tespit ettiği hukuka aykırılıkların veri sorumlusu tarafından giderilmesine karar verir. Kanunda belirtilen yükümlülüklere uyulmadığı takdirde, 5.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar idari para cezası verilebilmektedir. Aynı zamanda kişisel verileri hukuka aykırı kaydeden, verileri hukuka aykırı olarak veren ve kanunda belirlenen sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri yok etmeyen veri sorumluları hakkında Türk Ceza Kanunun 135140 maddeleri uyarınca hapis cezası verilmektedir. Özetle kişisel verileriniz yasa güvencesiyle koruma altına alınmış olup verilerinizin izinsiz kullanımı , paylaşımı gibi durumlarda ihlalin önlenmesini sağlayabilirsiniz. Eğer veri işleyen tüzel kişiler ve gerçek kişi iseniz veri işlemede açık rızanın varlığı ve yasada yer alan durumları göz önünde tutmalısınız. Aksi durumda idari para cezası ve hapis cezası yaptırımları ile karşı karşıya gelebilirsiniz. Kişisel verileri yasaya uygun olarak işlemek ve verilerin ihlal durumunda ilgili yerlere müracaat için bir hukukçuya danışmanızda fayda olacaktır. 47


ALIŞVERİŞTE SONBAHAR ESİNTİSİ Askılı bluzların üzerine giyilen ince hırkalar, mini eteklerin altına giyilen mevsimlik çizmeler, sıcak renklerdeki aksesuarlarla sonbahar modasına hazır olun.

Dolce&Gabbana


Kolye - Betsey Johnson

Zincir kolye - Mango

Yüzük - Gucci

Küpe Saint Laurent

Dolce&Gabbana

Ch a

nel

Chanel

Ayakkabı Dolce&Gabbana

Ayakkabı - Dior

Ayakkabı - Valentino

Çanta - Saint Laurent

Ayakkabı Versace

Çanta - Gucci


UNUTULMAZ BIR

SONBAHAR DÜĞÜNÜ IÇIN ÖNERILER

Son yıllarda düğün için sonbahar ayları çok sık tercih edilir oldu. Sebebi ise konsept olarak çok fazla seçenek sunup, turuncu tonlarındaki dekorasyonu ile içimizi ısıtması. Sonhabarda gerçekleşecek bir düğüne hazırlanırken, o en özel gününüzde kötü sürprizlerle karşılaşmamak için birkaç önemli detaya dikkat etmenizde fayda var.


MEKAN SEÇİMİ Havanın yazın olduğu gibi çok sıcak olmaması sonbahar düğünlerinin en büyük avantajı. Açık alanda bahçede veya havuz başında bir düğün gerçekten rüya gibi olur ancak yağmur yağma ihtimaline ve rüzgarın şiddettini arttırma ihtimaline karşı düğün mekanınızın mutlaka bir kapalı alanının da olmasına dikkat edin. Aksi takdirde bütün geceniz büyük bir hüsranla sonuçlanabilir.

GELİNLİK MODELİ Nasıl günlük hayatımızda mevsime göre giyiniyorsak, gelinlik seçerken de düğün yapacağınız mevsimi göz önünde bulundurmanız gerekiyor. Sonbaharda saten, tafta, ipek ve dantel gelinlik modellerini tercih edebilirsiniz. Ayrıca gelinliğinizin üzerine istediğiniz zaman giyip çıkarabileceğiniz sizi sıcak tutacak bir aksesuar ayarlamanızı öneririz. Yine sonbaharda sık tercih edilen modeller arasında, eteği kabarık olmayan romantik, tülden uzun kolları olan gelinlik modelleri yer alıyor. Beyaz renk seçmek yerine, şarap rengi dediğimiz kırık beyaz tonlarındaki gelinlikleri tercih ederek sonbahar konseptine daha uyumlu bir görüntü elde edebilirsiniz. Makyajınız da kesinlikle abartıdan uzak, kahve ve turuncu tonlarında olmalı.

DEKORASYON Ilıman havalarda düğün için mumlar dekorasyonda baş rolü oynuyor. Masaların üzerine renkli ve küçük boy mumlar yerleştirebilir. Mekanın farklı yerlerine ise büyük boy fenerler yerleştirebilirsiniz. Mevsime uygun bir diğer obje ise kozalaklar ve turuncu tonlardaki çiçekler. Gerçekten özenle hazırlanmış bir masa, misafirleriniz tarafından asla unutulmayacak anı olarak kalabilir.

PASTA SEÇİMİ En özel gecenizin pastası da herkesi kendine hayran bırakacak kadar özel olmalı. Sonbahar düğününe yakışır bir pasta tasarımı doğru tercih olacaktır. Üzerinde sonbaharı anımsatan çiçekler, turuncu, kahverengi ve yeşil tonlarında zevkinize uygun objelerle size özel bir tasarım hazırlatabilirsiniz.


SONBAHARA

EN ÇOK YAKIŞAN AKTİVİTELER

Yazın bunaltıcı sıcaklarından uzakta sonbaharda yapabileceğiniz romantizmden, adrenaline her isteğe uygun aktiviteler var. Tarihi yerler ve yeni lezzetler keşfedebilir, sanatla iç içe olabilirsiniz. Her yerin sarı ve turuncu tonlarında olduğu bu güzel mevsimin tadını çıkarın.


Tarihi yerler keşfedin

Sonbaharda hava ne sıcak ne soğuk olur. Tam da yeni yerler keşfetmeye uygun bir mevsimdir. Bulunduğunuz şehirdeki veya uzun zamandır gitmek istediniz bir başka şehirdeki tarihi yerleri keşfetmek için en iyi mevsimdir sonbahar.

Yeni lezzetler keşfedin

Yazlıklardan şehre dönüldüğüne göre artık şehrin tadını çıkarma zamanı. Daha önce gitmediğiniz yeni mekanlara gidip, menülerindeki farklı lezzetleri sipariş edebilirsiniz.

Yeni bir diziye başlayın

Arkadaşlarınız veya eşinizle birlikte yeni bir diziye başlayın. Bütün kış sizi heyecanlandıracak kaliteli bir dizi seçmeye özen gösterin. Yağmur damlaları cama vururken evinizde olmanın keyfini çıkarın.

Piknik yapın

Piknik denilince akla ilkbahar mevsimi gelse de aslında sonbaharda dökülen yaprakların yarattığı eşsiz atmosferin içinde sakin huzurlu bir piknik gerçekten kış öncesi tazelenmenizi sağlayacak. Yanınıza mutlaka bir kitap almayı da unutmayın.

Sanatla bütünleşin

Sinema ve tiyatroyu yakından takip edin. Özellikle çocuklarınızla şehrinizdeki tiyatro ve sergileri sık sık ziyaret edin. Ayrıca ilgi duyduğunuz farklı alanlardaki sanat atölyelerine katılmak, yeni şeyler yaratmak da size çok iyi gelecektir. Belki bu sayede daha önce hiç keşfetmediğiniz bir yeteneğinizi keşfetme şansı yakalayabilirsiniz.


Kahveyi gurmeleştiren akım

3. NESİL KAHVECİLİK “Kahve” kelimesini duyduğunuzda bile burnunuza kahve kokusu geliyor mu? Mis gibi taptaze bir Türk kahvesi ya da sütlü Cappuccino hemen hemen herkesin günün farklı saatlerinde ihtiyaç duyduğu lezzetler arasında. Son zamanlarda ise 3. nesil kahvecilik terimini çok sık duyar olduk. Peki 3. nesil kahvecilik denilen şey tam olarak ne? Aslında bu kavramı daha kolay açıklayabilmek için birinci ve ikinci nesil kahveciliği daha yakından incelemek gerekiyor.


Kahve, keşfedilip içecek olarak tüketilmeye başlamasından itibaren içinde bulunulan dönemin ihtiyaçları ve teknolojik imkanları kapsamında farklı yöntemlerle insanların beğenisine sunulmuştur. Bunların yaygınlaşmasıyla beraber ‘kahve nesilleri’ denilen trendler oluşmuştur. Birinci dalga 1900’lü yılların başında içilen, şimdi de aşina olduğumuz Nescafé gibi markalarla ulaştığımız suda kolayca çözünebilen, doğrudan su ile karıştırılıp tüketilen kahve anlayışını kapsıyor. İkinci dalga ise 1960 ve sonrasında ortaya çıkan Starbucks gibi zincirlerde Espresso, Latte, Cappuccino gibi kahvelerin servis edilmesini, kahveden daha fazla keyif almayı ifade ediyor.

Üçüncü dalga kahve akımı temelde kahveye saygı duymayı; ona şarap, yemek, müzik gibi bir kültür olarak yaklaşmayı temsil ediyor. Üçüncü nesil kahve akımı ile artık kahveleri daha iyi tanıyoruz ve en taze kalacak şekilde saklıyor, öğütülmesi ve demlemesine daha çok özen gösteriyoruz. Kahvenin yetiştiği bölge, çekirdek türü, çekirdeğinin kafein oranı, hasat şekli, hasat dönemi, kavrulma süresi, kavrulma derecesi, kavrulma tarihi, dinlendirilme süresi, nasıl ve hangi kahve demleme ekipmanlarının kullanıldığı, sertliği, yumuşaklığı üçüncü nesil kahve akımının en çok önem verdiği konular arasında yer alıyor.


&

LEZZET TARIF

BALKABAĞI ÇORBASI Farklı lezzetler denemek her zaman güzeldir. Daha önce balkabağı çorbası denemediyseniz emin olun bu tarife bayılacaksınız.

250 gr Balkabağı, havuç, soğan ve patatesi eşit büyüklükte doğrayın. (Hepsinden birer adet) Tencerenize zeytinyağı, ve doğranmış malzemeleri alarak orta ateşte 5 dakika kadar kavurun. Daha sonra bir bardak et suyu ve bir litre sıcak suyu tencereye ilave edin, tuz ve baharatlarını da ekleyin. Orta ateşte havuçlar yumuşayıncaya kadar pişirin. Pişen çorbayı blenderdan geçirin ve 1-2 dakika daha kaynatıp ocaktan alın. Servis ederken çorbanın üzerine pulbiberli tereyağ gezdirebilir, dereotu ile süsleyebilirsiniz.


&

LEZZET TARIF HAZIR KEKTEN PASTA

Bu son derece basit olan pastaya sihirli dokunuşlarla bambaşka bir hava katabilirsiniz. Farklı olması için yapmanız gerekenler çok sayıda hazır keki üst üste kullanmak ve pasta bittikten sonra üzerine dekoratif çiçeklerle süslemek. Hazır keklerinizi süt ile ıslatın. Her katın arasına koyacağınız kremayı hazırlamak için; 3 yemek kaşığı un, 2 çay bardağı şeker, 3 su bardağı süt, 1 yemek kaşığı tereyağ veya margarini tencerede pişene kadar karıştırın. Pastanızın katlarını eğer çok fazla yapacaksanız bu ölçüleri arttırmanız gerekiyor. Pişen kremayı her katın arasına düzgünce sürün. Pastanız hazır, afiyet olsun.


DERGİ İNDEKSİ

Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.

Atölye Tat 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 3060 www.atolyetat.com Katal İnşaat 444 61 91 katalportmarin.com Lugokids Mavişehir 8291/2 Sk. No: 1/E Ataşehir Mah. Family Park Villaları Mavişehir Tel: 0232 324 56 00 Gsm: 0534 015 70 64

MakroYapı - İç Mimari Tasarım 0 (232) 329 80 29 - 329 90 29 İstasyonaltı, Semra Aksu Cd No:6 35630 Çiğli / İzmir

Uluoğlu Pastane Adres: Caher Dudayev Blv. No: 93/A Atakent Tel: 0232 336 35 27

Yeliz Fidan İç Mimarlık Adres: Cehar Dudayev Bulv. No:77 D:5 Mavişehir Tel: 0(232) 336 27 42

Mola Konsept Adres: Bostanlı Mahallesi, Cengiz Kocatoros Sokak No:55 Tel: 0(232) 336 18 81 0(541) 670 27 29 Instagram: molakonseptizmir

Tarihi Bafra Pidecisi Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 (Karşıyaka Göz Hastanesi sokağı) Tel: 0(232) 336 72 64

Yüksel Jant ve Lastik 8780 / 35 Sokak No: 7 Atasanayi Sitesi / Çiğli - İzmir Tel: 0232 328 13 50

Mobilfit Tel: 0 (530) 267 77 35 www.mobilfit.com.tr

Talatpaşa Tıp Laboratuvarı Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak Tel: 0 232 422 68 75 Tanınmış Suite 0544 672 74 73 www.mbtaninmiş.com

25 Mart Oltu Cağ Kebap Aziz Nesin Bulv. Mavişehir Mah. Mavibahçe B Blok Kat:3 No:306 Tel: 0(232) 503 57 76

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor

Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Mavişehir Ege Park AVM’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.

www.mavisehirdergisi.com


Triplex Kat Planları 5+2 285 m 2

Dublex Kat Planları 3+1 175 m 2

www.focaterrace.com


Foça’nın merkezinde deniz manzar alı dublex ve trıplex lüks taş evler, sizi tarih ve doğa ile başbaşa olmaya davet ediyor.

MAKROYAPI

0(232) 329 79 00 Çanakkale Asfaltı No:17 Ulus Mahallesi 35660 Koyundere Menemen - İzmir focaterrace

www.focaterrace.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.