MAVİŞEHİR DERGİSİ EYLÜL 2015

Page 1

Eylül 2015 Yıl.3 Sayı.22

5.00

Genel kültür,

Değişime açık olun “Bayılırım İzmir’e ve medeni insanlara. İyi ki varsınız, bu ülkede temiz bir nefessiniz.”

Billur Kalkavan özel röportaj

Yeni sezona hazır mısın? Ücretsiz internet müjdesi

Düşünceler insanı hasta ederUzm.mi?Dr. Tolga Enver Yücetürk


Zor beğenenlerin tercihi

Ücretsiz kargo ve koşulsuz iade imkanları ile www.softcotton.com.tr Soft Cotton bir Gökhan Tekstil markasıdır.

Kabin Ekibi

*Destan Havlu


Mavişehir Dergisi Reklam Arası - Aras Attila’ya aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

İmtiyaz Sahibi (Sorumlu) Aras Attila aras@mavisehirdergisi.com

Editör / Yayın Yönetmeni Ziynet Attila ziynet@mavisehirdergisi.com

Görsel Yönetmen ve Grafik Tasarım Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu Duygu Gönen Attila

Reklam Rezervasyon / Bilgi

Kabin Ekibi 0(549) 323 3031 - 0(549) 330 0 500

Yapım

Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu

Yayın Türü

Yerel - süreli - aylık

Yönetim Yeri

6003 Sk. No.7/A Karşıyaka / İZMİR

Web Sitesi

www.mavisehirdergisi.com

ÖNSÖZ

Neyi paylaşamıyoruz, bu nefret, bu kin neden? Zor günler geçiriyoruz ulus olarak; birçok şehit verdik ne uğruna? Bu güzel ülkemizde insanlar neyi paylaşamıyor, anlamıyorum ki? Bu nefret, bu kin neden? Halbuki sevgi kurtaracak dünyayı. Savaşmak yerine barışı tercih etmek varken; hain pusular, saldırılar her iki tarafın da canına mal olmuyor mu? Birçok şehit verdik, o şehit ailelerinin yaşadığı üzüntü, keder geçer mi sanki? Kendi adıma söylüyorum. Çok ağladım; Mehmetçiklerimize çok dua ettim. Tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anarken, acılı ailelerine Allah’tan sabır ve dayanma gücü vermesini diliyorum. Benim gibi birçok kişi de artık tüm bu saçmalıkların bitmesi gerektiğine inanıyoruz. Lütfen, lütfen bitsin artık bu kin, bu nefret. Bana göre iyi insan ve kötü insan vardır ki; Allah hepimizi iyilerle karşılaştırsın. Yok aleviymiş, sünniymiş, kürtmüş, rummuş. Yok öyle şey… Tek Türkiye var; bu vatan hepimizin. Ulu önder Atatürk ve silah arkadaşları bizi Türk milleti yapabilmek için neler çekmişler. Tüm bunları tarih kitaplarından okuduğumuz gibi; dedelerimizden ve ninelerimizden de çok dinlemişizdir. Neler çekmişler, ne kötü günler yaşamışlar; ne diye? Hep bize iyi bir gelecek, güzel bir vatan bırakmak adına... Tüm o savaşlar vatanımızı kurtarmak için yapılmış. Şimdi bu güzelim vatanın bu hale gelmesine çok ama çok üzülüyoruz hepimiz. Herkes yüreğini sevgi ile doldursa nefret ve kine zaten yer kalmaz. Tüm kötülükleri sevgi iyileştirir diye öğrettiler bize büyüklerimiz. Sevmek güzel; çünkü sevgi barıştan yana, güzelliklere kucak açmış. Sevmek sözcüğünü söylerken bile gülümsüyor insan hiç fark ettiniz mi? Oysa savaşmak çok soğuk, sonu karanlık, dipsiz bir kuyu gibi… Başka Türkiye yok, başka ay yıldızlı al bayrak yok. Kalbimiz buruk da olsa Kurban Bayramımız kutlu olsun. Nice sağlıklı, huzurlu ve mutlu bayramlara… Sevgi ve Saygılarımla Ziynet Attila ziynet@mavisehirdergisi.com mavisehirdergisi@gmail.com

Baskı:

Basım ve Yayın Tarihi Katkıda Bulunanlar Uğur Oral - Özgür Şişik - Serdar Sütcü Doç. Dr. Gürkan Ersoy - İsmail Barış Özpazarcık - Fügen Yenilmez Kaan Yenilmez Uzm. Dr. Tolga Enver Yücetürk Dilara Sezen

facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi

• • • • • •

İÇİNDEKİLER

Ücretsiz internet müjdesi (2) Düşünceler insanı hasta eder mi? (6-7) Billur Kalkavan özel röportaj (18-23) Giysi bankası ilaç oldu (28) Hobilerinizi keşfedin (38-39) Köşe Yazıları

Uğur Oral - İsmail Barış Özpazarcık Özgür Şişik - Doç. Dr. Gürkan Ersoy Uzm. Dr. Tolga Enver Yücetürk Fügen Yenilmez - Kaan Yenilmez Serdar Sütcü

w. om i w w r g i .c er g de - D i y i z i e da en r gin i a t ın in i z . D e f o r m b il ir s a uy ok

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.


ÜCRETSİZ İNTERNET MÜJDESİ Kentin 8 farklı noktasında ücretsiz internet hizmeti sunan İzmir Büyükşehir Belediyesi, “Kablosuz İnternet Erişim Hizmeti ve Bilgi İletişim Teknolojilerinin Kullanımı” konusunda panel düzenledi. Uzman isimlerin yer aldığı panelde, 8 noktada başlatılan açık alan internet hizmetinin 2016 yılında 36 noktaya çıkarılacağının müjdesi verildi.

İ

zmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Kalkınma Ajansı işbirliğinde hayata geçirdiği “WizmirNET” projesi ile 1 Haziran 2015 tarihinden itibaren kentin 8 farklı noktasında ücretsiz internet erişim hizmeti sunmaya başladı. Büyükşehir Belediyesi, kısa sürede 100 binin üzerinde giriş yapılan ve İzmirliler tarafından büyük ilgi gören “WizmirNET” projesi kapsamında bir de panel düzenledi. Kültürpark İzmir Sanat Merkezi’nde düzenlenen panelin açılış konuşmaları Türkiye Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı (TBD) İlker Tabak, İzmir Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Murat Yılmaz Çoban ile İzmir Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Daire Başkanı Güler Sağıt tarafından gerçekleştirildi. Bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımının önemi ve bilgi toplumuna dönüşümün masaya yatırıldığı panele 9 Eylül Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Yalçın Çebi, İzmir Kalkınma Ajansı Planlama Birimi Başkanı Murat Çelik, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Tuğkan Tuğlular, Ege Üniversitesi Bilim Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi 2

Uzmanı Reha Şentürk ve Emekli Cumhuriyet Savcısı M. Nevhan Akyıldız da konuşmacı olarak katıldı. 36 noktaya yaygınlaştırılacak WizmirNet hakkında bilgi veren İzmir Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Güler Sağıt, 8 noktada başlatılan açık alan internet hizmetini 2016 yılında 28 noktaya daha yaygınlaştırarak toplam 36 noktada devamlılığının

sağlanacağını söyledi. Proje yapmak kadar projelerdeki sürekliliğin de önemine değinen Sağıt, “WizmirNet projesinin ikinci adımı olan Kapalı Alan Yönlendirme Sistemi” hakkında sunum yaptı. Sağıt, “Çalışmalarını sürdürdüğümüz sistem sayesinde, başta görme engellilerimiz ve yaşlılarımız olmak üzere tüm vatandaşlarımız İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yapacakları ziyaretlerde hangi işlerini hangi birimin yaptığını, birimin nerede olduğunu online yönlendirmeyle en hızlı ve etkin şekilde öğrenerek zamandan tasarruf edecekler” diye konuştu. Bilgi toplumu için önemli adım İlklerin şehri İzmir’de yine bir ilkle karşı karşıya gelmekten mutluluk duyduğunu belirten TBD Başkanı İlker Tabak, “Kablosuz ve Engelsiz İnternet projesini, toplumcu bir yaklaşımla çağdaş bir yaşamın gereği görüp İzmir’in bilişim toplumu olma yolunda önemli bir adım attığı için, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu ve İZKA’yı kutluyorum” şeklinde konuştu.

Eylül - 2015



ARKAS SANAT MERKEZİ’NDE “İZMİR: YARINLARA BİR MİRAS” FOTOĞRAF SERGİSİ

A

rkas Sanat Merkezi, yeni sezonu İzmir için “sosyal sorumluluk” boyutu taşıyan ve geleceğe miras değeri taşıyan ve bir şehir hafızası niteliğinde fotoğraf sergisi ile açıyor. 18 Eylül itibari ile açılacak olan “İzmir: Yarınlara bir Miras” isimli fotoğraf sergisi, Türk ve uluslararası fotoğraf sanatçılarının objektifinden İzmir’in bugününü belgeleyerek yarınlara taşıyacak. Kent fotoğrafları, bir şehrin yaşantısı ve görünümünün en önemli tanıkları olmasının yanında kentin geçmişi ortaya konulurken de başvurulacak en kıymetli kaynak olma özelliğini taşıyor. Arkas Sanat Merkezi bu noktadan yola çıkarak IFOD (İzmir

Fotoğraf Sanatı Derneği) işbirliği ile “İzmir: Yarınlara bir Miras” sergisini hazırladı. Sergide; mimarisi, doğası, iş alanları, yerleşim alanları, insanları gibi pek çok farklı noktası mercek altına alınan 2015 yılının İzmir kenti, gelecek nesillere kentin bugününü aktarabilmek adına 18 sanatçının çektiği karelerde ölümsüzleştirildi. Fotoğraf sanatçıları tamamen kendi bakış açılarıyla İzmir’in görülmesi ve hatırlanması gereken güzelliklerini fotoğrafın evrensel dilini kullanarak yansıttı. Geçen yıl Unesco Dünya Mirası listesine giren Bergama, Alaçatı, Asansör, Bornova, Karşıyaka, Kordon, Urla gibi kentin çeşitli ilçe

ve mahallerlerinde yaklaşık bir yıl süren çekimlerin ardından seçilen fotoğraflar, İzmir fotoğraf günleri ile eş zamanlı olarak sergilenecek. Sekiz hafta sürecek sergi süresince Arkas Sanat Merkezi’nde projeye katılan fotoğrafçıların da katılacağı söyleşiler düzenlenecek. Böylece fotoğrafa meraklı sanatseverlerin, fotoğraf sanatçılarını daha yakından tanıma, fotoğraf sanatı ve değişik tekniklerle ilgili bilgi sahibi olabilmeleri de amaçlanıyor.

Sergide eserleri yer alacak sanatçılar: Arjantin; Nicolas Berlingieri İspanya; Gabriel Brau İtalya; Virgillo Bardossi, Valter Bernardeschi, Gulio Veggi, Mario Cioni Kanada; François Nadeau Macaristan; İstvan Kerekes Pakistan; Muhammad Jahangir Khan Polonya; Wojtek Laski Tayland; Dow Wasiksiri Türkiye; Atilla Özdemir, Beyhan Özdemir, Murat Germen, Nilgün Özdemir, Selim Bonfil, Yusuf Tuvi Ukrayna; Alexander Karvat 4

Eylül - 2015



SAĞLIK

Uzm. Dr. Tolga Enver YÜCETÜRK

DÜŞÜNCELER İNSANI HASTA EDER Mİ? D

üşünceler, özellikle de olumsuz düşünceler insanda gerçekten hastalığa neden olur mu? Bunun cevabı kocaman bir EVET. Öncelikle algıdan bahsedelim, yani dış dünyayla beden ve zihnimizin iletişimini sağlayan olgudan konuşalım önce. TDK sözlüklerinde algı için: “Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak” açıklaması yapılıyor. Peki algımız kesin gerçekliği gösterir mi bize? Yani dış dünyadaki her durum herkes için aynı şekilde mi yorumlanır? Daha da net sorarsak algılarımız gerçek midir? Örneklerle düşünelim. Sık kullanılan bir söz vardır: “ Gözümle gördüğüme inanırım” diye. Görmek, bir cisimden gelen ışınların görme organı olan gözden geçip görme sinirleri vasıtasıyla elektriksel sinyallere dönüştürülerek beynin görme merkezine ulaştırılması ve bu sinyallerin görme merkezinde yorumlanması işlemidir. Yorumlamadan bahsedildiğinde de kesin bir gerçeklikten bahsetmek mümkün olmaz doğal olarak. Bir köpek, bir kartal, bir örümcek aynı cismi bizden farklı olarak görürler, farklı algılarlar. Keza biz de aynı cismi parlak ışıkta, güneş gözlüğüyle, mikroskopla farklı görürüz. Algıyla ilgili bir başka olgu da uyaran aynı olsa da bizde uyandırdığı duygu hep aynı olmaz. Bayıldığınız bir yemeğin kokusunu düşünün, örneğin bol 6

kaşarlı, sucuklu, kızaran ekmeğin ve üzerindeki tereyağın nefis kokularını duyduğunuz tostun kokusunu canlandırın zihninizde. Açken insanın ağzını sulandırıyor. Şimdi aynı kokunun hasta olduğunuzda, mideniz bulanıp kusarken size nasıl geldiğini düşünün. İğrenç mi? Koku aynı, tost aynı, lezzeti aynı ama algınız değişti, size hissettirdikleri değişti, öyle değil mi? Yani algılarımız değişmez değil, kesin gerçekliği yansıtmıyor. Dahası algı her canlı, her doku, her hücre için de bu şekilde değişken. Bu olguyu vücudumuzun küçük modeli olan hücrelerin işleyişi açısından inceleyelim. Vücudumuz normal işlevlerini sürdürmek, olumsuz durumlara tepki verip vücudu yeniden sağlıklı haline döndürmek, tehditlerden kaçınmak için harika bir mekanizmaya sahip. Örneğin yolda yürürken karşımıza çıkan vahşi bir havyan olduğunu düşünün. Öncelikle duyu organlarımız devreye girer. Gözlerimizle görür, burnumuzla koklar, kulaklarımızla hayvanın tehditkar sesini duyarız. Aldığımız bu bilgiler vücudumuzda elektriksel sinyallere dönüştürülüp tehlike varlığı konusunda bizi uyarır, yani tehlikeyi algılarız. Vücut buna tepki vermek için gerekli mekanizmaları devreye sokar. Örneğin adrenalin gibi hormonların salgılanması uyarılır. Eylül - 2015

İç Hastalıkları ve Romatoloji drtolgayuceturk@gmail.com www.drtolgayuceturk.com facebook/izmirromatizmatedavisi

Bu hormonların etkisiyle kalp atışlarımız hızlanır, kan basıncımız yükselir, kan iç organlardan kol ve bacaklara doğru yer değiştirir. Amaç “kaç ya da savaş” tepkisini vermektir. Kaçmak veya mücadele etmek gerekirse kalbimizin daha hızlı atması, koşmak veya dövüşmek için kol ve bacaklarımızın daha kuvvetli olması ve bu bölgelere daha çok kan ulaştırılması gerekir. Tehdit ortadan kalkınca, yani vahşi hayvan ortadan kaybolunca tüm bu değişen vücut işlevleri eski normal haline döner. Kısaca duyu organlarımızla dış dünyadaki tehdidi fark eder, sinir sistemimiz yoluyla bunu yorumlayıp algılar, tepki vermemizi sağlayacak hormonlar gibi ara mesajcı denebilecek maddelerle ilgili organlara haber verir ve tepki vermesi gereken organların hazırlanması ve harekete geçmesini sağlarız. Hücrelerimiz de aynı mantıkla çalışır. Hücrenin de aynı vücudumuzda olduğu gibi duyu organları, algılama mekanizmaları, ara mesajcıları ve yanıt veren son organları vardır. Hücre dışında hücreye faydalı olacak bir maddenin bulunduğunu varsayalım. Hücre dışındaki madde yararlı olsa bile direkt hücre zarından geçip hücreye giremez, girebilmesi için o maddeye özgü bir kanalın hücre zarı yüzeyine yerleştirilmesi ve


www.mavisehirdergisi.com

hücreye maddenin faydalı olduğuna dair bilgi gitmesi gerekir, yani hücrenin duyu organlarına ihtiyacı vardır. İşte bu duyu organlarına “reseptör” denir. Hücre zarı yüzeyinde ilgili maddeye uyumlu çıkıntılar oluşur, o maddeye bağlanır ve hücre içine bu maddenin niteliğine dair (faydalı, zararlı veya gereksiz) mesaj iletir. İletilen mesaj ara mesajcılar vasıtasıyla hücre çekirdeğine taşınır. Hücre çekirdeğinin içinde DNA denen ve genlerimizi taşıyan yapılar mevcuttur. Genler bir dizi inşaat planı, DNA da bu planların saklandığı bir kütüphane gibidir. İletilen uyarıya göre gerekli olan gen kütüphaneden yani DNA’dan çıkartılıp aktif hale getirilir ve bu planda yani gende yazılı olan protein üretilir. Örneğimize dönersek hücre dışında faydalı bir madde algılandı ama hücre zarı geçirgen olmadığı için hücre içine alınamadı, duyu organları yani reseptörler içeri haber gönderdi, ara mesajcılar bu bilgiyi çekirdeğe iletti, çekirdek içinde DNA kütüphanesinden gerekli gen planı çıkarıldı, bu gen planına uygun protein üretildi. Üretilen bu protein de hücre zarından içeri alınmak istenen faydalı maddenin geçebileceği bir kanal oluşturmak üzere hücre zarına yerleşti. Özetle duyu organlarıyla hissedilen etkenle ilgili mesaj iletildi, ara mesajcılar haberi merkeze taşıdı, gerekli hazırlık yapıldı ve bu istenen etki sağlandı. Aynı vücudumuzda olduğu gibi. Şimdi bu bilgiler rehberliğinde düşüncelerin bizi nasıl hasta edebileceğini görelim. Önce algının değişkenliğini bir örnekle inceleyelim. İki farklı kişi düşünün, Okan ve Zeynep, yakın arkadaşlar ve bir bahar günü ağaçlı bir yolda sohbet ederek yürüyorlar. O sırada karşıdan süratle kendilerine doğru koşan bir köpek görüyorlar. Zeynep çocukluğundan beri köpeklere bayılıyor, yakın zamana kadar da evinde baktığı köpeği vardı. Okan’ın ise köpeklerden fobi düzeyine ulaşan bir korkusu var, 4-5 yaşlarında sokakta tek başına oynarken bir köpek tarafından oyun amaçlı da olsa yere yıkılmış,

düşünceleriniz. İşte bu etkiye tıpta o günden beri köpek düşüncesiyle “plasebo etkisi” deniyor”. bile titremeye başlıyor. Kendilerine doğru süratle koşan köpeğin Düşüncelerin etkisi olumlu olabildiği amacı oyun oynamak, Zeynep kadar olumsuz da olabiliyor. Hepimiz bunu kolaylıkla hissediyor, algıları doğarken anne ve babalarımızdan açık. Okan ise yaşadığı endişeyle bize aktarılan ve hücre çekirdeğinde bir yorum yapabilecek durumda saklanan bir DNA yapısıyla, yani değil, sadece kendisine doğru koşan bir gen-plan kütüphanesi ile köpeğin korkusunu hissediyor; koşup doğuyoruz. Bu genlerin içinde bize koşmamak konusunda kararsız, kişisel özelliklerimizi, başkalarından karnında bir ağrı ve sıkışma hissi var ve kalbi dakikada 120’den fazla atıyor. farklı yanlarımızı kazandıracak genler olduğu kadar hastalıklara Köpek iyice yaklaştığında Okan yol açabilecek genler de var. Ama yaşadığı korkunun etkisiyle düşüp ilginç bir gerçek var, DNA yapımızda bayılıyor ve omzunu ciddi biçimde bir hastalıkla ilişkili bir gen olması incitiyor. Önümüzdeki 1 ay boyunca mutlaka o hastalığın ortaya çıkmasını incinen kolunu kullanmaması sağlamıyor. Yani bu gen planının gerekecek, dahası günlerce de kütüphaneden çıkarılıp kullanılmaya ağrıları olacak. Ortada gerçek bir başlaması için buna neden olacak tehlike, bir tehdit yokken, köpeğin başka etkenlerin de olması gerekiyor. tek amacı oyun oynamakken Okan Bu dış faktörlerin bazıları net algılarının verdiği yanlış mesajlar olarak biliniyor, örneğin sigara, yüzünden kendine zarar verdi, kötü beslenme. Bu dış etkenler vücudunda hasara neden oldu. kadar etkili bir diğer etken stres Şimdi bu olguyu hücre düzeyinde ve olumsuz düşünceler. Olumsuz düşünelim. Öncelikle hücrelerin düşünce de reseptörlerce bir tehlike dış etkenlere karşı yanıt verme varlığı olarak algılanıp hücrenin mekanizması hakkında ek bir gen-plan kütüphanesinden hastalık bilgiyi paylaşmamda fayda var. içeren geni açığa çıkarmasına ve Bruce Lipton’ın “İnancın Biyolojisi” bu plan doğrultusunda kullanmaya kitabından kısa bir alıntı yapayım: başlamasına, yani hastalığın “Alıcılar (yani hücre reseptörleri) enerji başlamasına neden olabiliyor. alanlarını algılayabildikleri için, hücre Düşüncelerimiz o kadar kuvvetli fizyolojisi üzerinde sadece fiziksel ki olmayan hastalığı başlatabildiği moleküllerin etkili olduğu düşüncesi gibi var olan hastalığın da ortadan eskide kalmıştır. Biyolojik davranış, kalkmasını sağlayabiliyor, tabii düşünce de dahil olmak üzere bazı ki tıbbi destekle çok daha etkili görünmez güçler tarafından da biçimde. Ve tabii ki algının ve daha kontrol edilebilir” Daha net açıklamak da önemlisi bilinçaltı olumsuz gerekirse hücrelerin duyu organları düşüncelerin de olumlu olanlarla olan reseptörlerin harekete geçmesi değiştirilmesi önemli. Bu noktada da ve sinyal iletmesi için fiziksel bir EFT (Emotional Freedom Technique) molekülün var olması ve reseptöre ve psikokinesyoloji gibi yöntemler direkt bağlanması şart değil. fayda sağlıyor. Düşünceler de reseptörün, sanki üzerine bağlanan bir madde varmış Sonuç olarak özetlemek gerekirse: gibi aktif hale geçmesini ve hücrede 1. Algılarımız kesin bir yanıt tepkisini sağlayabilir. gerçekleri yansıtmaz. Somut bir örnek vermek gerekirse 2. Bir hastalığa ait genleri taşıyor hasta oldunuz ve hastalığınız olmamız o hastalığın bizim mutlak ile ilgili size bir ilaç verildi. İlacı kaderimiz olduğu anlamına gelmez. kullanmaya başladınız ve bir süre 3. Vücudumuz kendini iyileştirme sonra hastalığınız iyileşti. Ama bilgisine sahiptir. sonradan aldığınız tabletin içinde 4. Düşünceler bizi hasta edebildiği gibi gerçek bir ilaç olmadığı, sadece iyileşmemizi de sağlayabilir. bir nişasta tableti olduğu söylendi. 5. Olumsuz düşünce kalıplarımızı ve Yani sizi iyileştiren ilaç değil ilacın bilinçaltı olumsuz mesajları düzeltmek mümkün. sizi iyileştireceğine yönelik olumlu Eylül - 2015

7


İsmail Barış Özpazarcık Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü baris@etkininsan.com

TÜRKİYE SENİN EVİN VE HER CENAZE SENİN AİLENİN CENAZESİDİR

D

iyorlar ki... Her gün acı haberler okumak istemiyoruz. Bu yüzden gazete okumuyoruz. Diyorlar ki... Şehit haberlerinden içimiz parçalanıyor. Bu yüzden televizyonu kapatıyoruz.

Sevgili arkadaşım; Senin evinden cenaze çıkarken; “-Ben bu cenazeyi görmemiş olayım, siz sessizce bu ceseti alıp götürün. Aman ha, bana ne gösterin, ne duyurun,” diyebilir misin? Diyorlar ki... Ülkenin doğusuna giderek görev yapılmasın, doğuluya hizmeti doğulu yapsın yeter. Sevgili arkadaşım; Evinin önemli bir ihtiyacı varken, “Bu ihtiyaçla başka birisi ilgilensin, bu ihtiyacı karşılamak benim sorumluluğum değildir. Ben görmemiş, duymamış olayım,” diyebilir misin? Diyorlar ki... Dağın eteğinde yaşayanlar savaşın içinde, batıda ve şehirde yaşayanlar eğlence içinde... Batıda yaşayan doğunun halinden ne anlasın?. Evine yangın düşünce, sen yangın için su taşımak yerine, DNA kodlarında 8

olan lale devri saltanatına ve saray hayatına geri dönüyorsan, kim sana ne diyebilir ki?.. Diyorlar ki, “-Ben de bu askerler gibi şehit olmak istiyorum.” Onlar şehit ise... Sen de bu duruma şahit isen, Göz göre göre şehit olmayı değil, fakat şahitlik mertebesinin hakkını vermeyi isteyebilirsin. Şahitlik mertebesine ulaşabilmen için; gözlerinin tanık olduğu her şeyi vicdanınla sorgulaman, izini sürmen gerekir. Şahitliğinin bedelini ödemen için, vicdanını keskin bir kılıç gibi kullanabilirsen, akan kanın da, akan gözyaşının da hesabını sorabilmelisin. Önce kendine ve kendi vicdanına hesap vererek. İnanıyorum. Hatta çok iyi biliyorum. İnsan vicdan programı ile çalışır. Bu vicdan programının içinde akıl ve sevgi yüklüdür. Hiç bir ölü beden yerde kalmaz. Hiç bir çığlığa sessiz kalınmaz. Akıl cehaleti dönüştürmek içindir. Sevgi korkuları temizlemek için. Türkiye ailenin gücünün, her şeyi onaracak, iyileştirecek, dönüştürecek bir akılla ve sevgiyle yüklü olduğunu yüreğimde hissediyorum. Eylül - 2015

Türkiye senin evin, Ve bu evden kalkan her cenaze senin ailenin cenazesidir. Doğudaki cenaze de, dağ başından gelen cenaze de, askerinin cenazesi de, her hangi bir vatan evladının cenazesi de; sadece ve sadece kendi insanının cenazesidir. Ve bunlar şehit ise... Sen de bunlara şahit isen, Akan kanın yerde kalmaması için, cehalete karşı aklını her zamankinden daha fazla kullanabilmen, düşmanlığa karşı, barışı her zamankinden daha çok savunman, vicdansızlığa karşı vicdanını uyanık tutman, şeyhtanlığa karşı, sevgi dolu, olgun insan tavrını sürdürebilir şekilde yaşam biçimi yapabilmen gerekir. Türkiye senin evin ve bu cenazeler senin evinin cenazesi ise, Ölümün yerine, yaşamın ve umudun gelmesi için; siyasi bir fikir, kişisel bir çıkar amacı gütmeden kendini toplumuna adaman gerekebilir. Ve bunun için her geçen gün kayıp olabilir. O zaman soru şudur: Türkiye ailesinin, bu toplumun faydasına, barış ve kardeşliğine yönelik elimden gelen nedir, şimdi ve şu anda neler yapabilirim?


TEŞEKKÜRLER İZMİR Kısa sürede göstermiş olduğunuz yoğun ilginize sonsuz teşekkürler... Tarihi Bafra Pidecisi; unlarını Bafra’dan, tereyağını Trabzon’dan, kavurmalarını Rize’den, pastırmalarını Kayseri’den özel getirerek hazırladığı eşsiz pideleri ile sizlere kaliteli hizmet vermeye devam ediyor.

Tarihi

TARİHİ BAFRA PİDECİSİ Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 (Karşıyaka Göz Hastanesi sokağı) Mavişehir - İzmir

Rezervasyon 0(232)

336 72 64


Pelin Güle

STUDIO 35 WORKOUT

HERKESİ SAĞLIKLI YAŞAMA DAVET EDİYOR 2014 yılı Mayıs ayında Pelin Güle ve ortağı Günnur Yıldız tarafından kurulan STUDIO 35 WORKOUT, kişiye özel spor konsepti ile Mavişehir Park Yaşam Ofislerinde hizmet vermeye başladı. Buradaki tüm eğitmenler Beden Eğitimi Spor Yüksek okulu mezunu olup spor kariyerlerinde kendilerini kanıtlamış sporculardan oluşuyor. Konu hakkında bilgi aldığımız STUDIO 35 WORKOUT sahipleri PilateSystem Master Trainer Pelin Güle ve Günnur Yıldız bakın neler söylediler. “Stüdyo bünyesinde Reformer, mat pilates, hamile pilatesi, fonksiyonel antrenman, 4dpro , trx, stretching, kick boks özel dersleri ile couple ve tekli olarak kişilerin ihtiyacına yönelik programlar uyguluyoruz. Kişiye özel derslerde ise; ayrıca boyun ve bel fıtığı,

skolyoz, ms, romatoid artrit, sporcu sakatlıkları ve hamilelere yönelik özel programlarımızla sağlığı ön planda tutan egzersizler yaptırıyoruz. Sabah 06.30 akşam 22.00 arası açık olan stüdyomuzda dersler 50 dakika sürüyor. 3 farklı stüdyoda verilen özel derslerde kardiyovaskuler çalışmalar, kilo verme, sıkılaşma, farklı kas gruplarına yönelik statik ve dinamik egzersizler uyguluyoruz. 7 den 70 e herkesin yapabileceği pilates egzersizlerinin yanısıra PilateSystem eğitim programları da vermekteyiz. Stüdyomuzda reformer ve mat sertifikasyon programlarımızla İzmir ve Türkiye’nin birçok spor kulübüne eğitmen de yetiştiriyoruz. 3 gün süren eğitim programlarımız sonunda aynı zamanda STUDIO35WORKOUT’ta staj imkanı da sunuyoruz. PilateSystem eğitim programı klasik pilates yöntemine dayanmakla birlikte size sadece ne öğreteceğinizi değil neyi nasıl öğreteceğinizi öğretir.

10

Eylül - 2015


www.mavisehirdergisi.com

Eğitim programlarımızda reformer, cadillac, chair, barrel, trapez, miniball, çember gibi ekipmanlar ve aynı zamanda Türkiye’nin birçok ilinde workshoplar bulunmaktadır. Eğer 60 yaşında ceketinizi kendiniz giymek ve sağlıklı bir yaşam sürmek istiyorsanız spor yapın. Pilates fark ve farkındalık yaratır. Doğru eğitmenlerle çalışıldığı sürece istediğiniz vücuda kavuşmak kaçınılmazdır.” Diyerek sporun insan yaşamındaki önemine dikkat çektiler. STUDIO 35 WORKOUT, size profesyonel hizmet sunmak için pazar hariç haftanın 6 günü kapılarını açıyor. Bilgi için 0232 501 2061 numaralı telefondan arayarak randevu alabilir veya e-posta gönderebilirsiniz. pelin@studio35workout.com

6523 Sokak Park Yaşam Ofisleri 32/B Giriş Kat:3 Daire:317 Eylül - 2015

Elçin Görür- Günnur Yıldız Pelin Güle - Ebru Ekmen

www.studio35workout.com 11




MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Ege Park Mavişehir AVM’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.

Web sayfamızda

dergi sayfalarına sığmayan fotoğrafları görebilirsiniz Öneriler bölümünde; restoranları, cafeleri, kuaförleri ve diğer ilginizi çekebilecek mekanları inceleyebilirsiniz. Logonun üstünde bulunan BÜLTEN ABONELİĞİ’ne bilgilerinizi bırakarak fırsatlardan ilk siz haberdar olabilirsiniz. Web sayfamızın iletişim bölümünden her türlü öneri ve isteklerinizi bizimle paylaşabilirsiniz. İleride yapacağımız sürprizler için de Facebook sayfamızı beğenmenizi öneririz. İlgi ve desteğiniz için teşekkür ederiz.

www.mavisehirdergisi.com Daha güncel, daha interaktif

facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi

Web sayfamızı QR Code okuyucu program ile sağ tarafraki görseli taratarak mobil cihazınızdan görüntüleyebilirsiniz.


Yeşillikler İçinde Bir Bahçe Hem de Şehrin Ortasında...

Tüm Günün Yorgunluğunu Atacağınız Kömür Ateşinde Pişen Eşsiz Kalite ve Lezzetleriyle Bir Adım Uzağınızdayız...

Oltu Cağ Kebap

CAHER DUDAYEV BULVARI NO: 106/A ATAKENT/IZMIR

330 14 44


ÜNLÜ DJ, PRODÜKTÖR ILGAZ BULUT’UN KARŞIYAKALILARA SÜRPRİZ JESTİ T am bir Karşıyaka tutkunu olan Ilgaz Bulut, büyüdüğü ilçe olan Karşıyaka için büyük bir sürpriz hazırladı. Tüm Karşıyakalıların ve Karşıyaka fanatiklerinin ezbere bildiği ‘ipek siyah mantolu’ sözlü, Karşıyakalı isimli parçayı, yeniden düzenlediği akustik haliyle Karşıyakalılara armağan edecek. Hiç bir ayrıntıyı göz ardı etmeyen Bulut, Türkiye’nin önde gelen müzisyenleri ile stüdyoya girerek yeni bir kayıt aldı. Türkiye’de kanto dansıyla tanınan, güzelliğiyle başdöndüren Nurhan Damcıoğlu yıllar sonra “Karşıyakalı” isimli parçayı yeniden seslendirecek. Damcıoğlu’na şarkının finalinde değerli sanatçı Attila Atasoy eşlik edecek.

Ilgaz Bulut’un projesinde yer alan isimleri tanıyalım Parçanın davulları: Duman, Haluk Levent, Demir Demirkan, Sertap Erener, Nil Karaibrahimgil, Yavuz Çetin gibi isimlerle çalışmış olan ünlü davulcu Alen Konakoğlu eşlik ediyor.

16

Parçanın bass gitarları: Murat Boz’un bass gitaristi ve Ali Altay,Teoman, Gökçe, Sarp Sanin, Yılmaz Erdogan, Deniz Arcak, Mustafa Sandal gibi isimlerle çalışmış olan Cüneyt Karayalçın üstleniyor.

Eylül - 2015

Parçanın üflemelileri: Dolapdere, Volkan Konak, Hüsnü Şenlendirici, Sezen Aksu gibi isimlerle çalışmaları ile tanınan Hasan Gözetlik trombone ve trompeti ile eşlik edecek.

Parçanın akustik ve electro gitarları: Alen Konakoğlu ile çalışmalarını sürdüren İstanbul’un genç yeteneklerinden Ozan Ariz üstlenecek.


www.mavisehirdergisi.com

Gel-al servisimiz ile hizmetinizdeyiz

a d a r u b ” r e l k e m e y k “Yence Trileçe tatlısı

Salih Burçoğlu İşletme Sahibi

A

tölye Tat lezzetiyle istediğiniz yemeği ve mezeyi istediğiniz miktarda hazırlatabilir, konuklarınıza güzel bir davet verebilirsiniz. Menü harici istediğiniz her türlü yemeği de ayrıca sipariş verebileceğinizi hatırlatmak isteriz. Kısıtlı vaktinizde yemek konusunda size tüm titizliği ve lezzetiyle yardımcı olan bir mutfağınız olduğunu unutmayın.

Sipariş üzerine yemek

Siz işteyken canınız bir yemek istedi ve vaktiniz yok; istediğiniz yemeği hemen Salih Bey’i arayarak akşam için sipariş verebilirsiniz. Pazardan en taze ürünleri seçerek Atölye Tat’ın tertemiz açık mutfağında yemeğinizi istediğiniz

saatte hazır ediyor. Atölye Tat’ın web sayfasından o gün çıkan yemeklerin hepsini görebilirsiniz. 14 senedir yöneticilik ve aşçılık yapan Salih Burçoğlu, sevgi ile bağlı olduğu bu hobisini kendi işletmesinde her gün farklı yemek sürprizleriyle sizlerle buluşturuyor. Yaz mevsiminde en çok tercih gören zeytinyağlı yemekler de günlük menülerdeki yerlerini aldı.

Canınızın çektiği herhangi bir zeytinyağlı yemeği Atölye Tat’tan sipariş edebilir ve evinizde afiyetle yiyebilirsiniz. Mevsimin en güzel sebzelerinden taze seçilen ürünler Salih Bey’in hünerli ve lezzetli ellerinden sofralarınıza geliyor. Her gün ayrı lezzetleri bulabileceğiniz Atölye Tat’ta öğle yemeği menüsü 3 çeşit 14 TL.

6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent (Başkent Polikliniği sokağı) Tel: 0(232) 336 3060 - 0(533) 601 5200

www.atolyetat.com Eylül - 2015

17


özel röportaj

Billur Kalkavan Hayata bakışı, duruşu, hayvansever yönü ve baş döndüren güzelliği ile Türkiye’nin önemli isimlerinden Billur Kalkavan, Mavişehir Dergisi’nin sorularını tüm içtenliği ile cevapladı.


www.mavisehirdergisi.com

Billur Hanım kendinizden biraz söz eder misiniz? Nerede doğdunuz? Nasıl bir ailede yetiştiniz? İstanbul’da doğdum. Babam Rize kökenli ünlü Kalkavan ailesinin bir ferdi, annem ise yarı Arnavut yarı Osmanlı Hanedanı’ndan Germiyanoğlu ailesinden. Ailem, iyi eğitimli ve öğrenimli, çağdaş, modern görüşlü, son derece şık ve kaliteli bir ailedir. Çocukluğum harika bir çocukluktu. Beni yaratıldığım gibi kabul eden, hiç bir konuda baskı yapmayan, fikirlerime saygı duyan ebeveynlerlerim olduğu için minnettarım. Çocukluk döneminiz nasıl geçti? Çocukluğum neşe içinde geçti. Evimizde bir sürü hayvanımız vardı, kocaman bahçelerde onlarla oynayarak, sürekli ağaçların tepesinde ve denizdeydim... Bundan dolayı doğaya ve hayvanlara aşırı düşkünüm. Okul hayatım pek parlak değildi çünkü evde her şeyi

öğrendiğim ve çok sosyal bir çevrede büyütüldüğüm için okula gitmeyi hep zahmetli ve gereksiz buldum. Sizi siz yapan özellikleriniz nelerdir? Beni ben yapan özelliklerim, açık kalpli olmamdır. Kalbim açık olduğundan çocuk gibi patavatsızca dürüst, saf ve sevecenimdir. Bunlar genellikle yanlış anlaşılır ama taviz vermem. Enerjim acayip yüksektir ve genelde neşeliyimdir. Bir sürü bet huyum da vardır tabii ki zira yıllar geçtikçe törpülemeye çalışıyorum. Yanlış anlaşılmaktan çekinir misiniz? Hayatım boyunca yanlış anlaşıldım. Sonradan öğrendim ki yanlış anlaşılma yoktur, kendini yanlış anlatma vardır. Kendimi anlatmak gibi bir derdim olmadığını da gördüm. O an aklımdan ne geçiyorsa öyleyim ve kim benimle ilgili ne düşünür hiç takmam, hayatıma bakarım. Neticede

Eylül - 2015

bu benim hayatım, bir kerelik Billur’um, insanlara rahatsızlık vermediğim sürece istediğim gibi yaşarım. Yaşadım da! Bir günlüğüne birisinin yerine geçme şansınız olsa kimin yerine geçerdiniz? Neden ve ilk ne yapardınız? Çok popüler ve beğenilen bir erkek olup, onların dünyasından ve görüşünden erkekçe birşeyler yaşamak isterdim. Bir kadınla sevişirdim. Oyunculuk, hayatınızın neresinde? Oyunculuğu çok seviyorum ama şu aralar sadece film veya kısa rollerde var olmak istiyorum. Aslında programcılığı ve insanlara bir şeyler katmayı tercih ediyorum. Eğer yurt dışında olsaydım oyunculuğa çok daha fazla ağırlık vermeyi hatta dünya çapında olmayı isterdim. Ülkemde şartlar çok ağır olduğundan son yıllarda dizilerde oynamayı tercih

19


etmiyorum. Ondan dolayı da billur. tv’yi kurduk. Biraz da Billur Tv’den bahsedelim. Bu projeye nasıl karar verdiniz? Erkek arkadaşım Buğra da ben de 2014 sezonunda çalışmıyorduk. Bizim meslekte çalışmadığın zaman oturup iş beklemek gibi bir durum var ki çok yıpratıcı ve sinir bozucu olabiliyor. Buğra bana milyar dolarlık marka değerimin olduğunu ve bunu değerlendirmek istediğini söyledi. Ben ilk önce dalga geçiyor zannettim fakat ciddi olduğunu anlayınca neden olmasın diye düşünüp giriştim işe. Daha önce yapmış olduğum cinsel sağlık programlarıyla açtık kanalı. Sonrasında astroloji, spor, hukuk, güzellik-estetik, eğitim, ilişkiler, magazin derken bir senede 600 program çektik. Kendi alt yapımızla ve rejimizle Türkiye’nin ilk resmi internet tv kanalıyız. Hala büyüyoruz ve gelişiyoruz. Yeni formatlarla da büyümeye devam ediyoruz. Billur. tv bizi tv’lerden ve iş beklemekten kurtardı, çok mutluyum. Billur Tv’de işlenen konularda topluma verilmek istenen mesajlar neler? Daha önce de dediğim gibi ben her daim insanların yararına bir şeyler yapmaktan yanayım. Dünyada tv trendlerini de göz önüne alırsak hep insanları cahilleştirmek üzerine kurulu tembelliği arttıran bir iletişim olduğunu görürüz. İnternet ise tam aksine bilgi almaya yönelik bir mecra. Bizim de amacımız insanlığın yukarıya çıkması, bilgilenmesi ve hayatını daha kaliteli ve farkında yaşaması. Mesaj demeyelim de amaç ve hedef diyelim tüm bunlara. Cinsellik konusunda bilinçli olmakla, bilinçsiz olmanın insanlar ve toplum için sizce önemi nedir? Yıllardır yaptığım her programda formata uysun uymasın mutlaka bir cinsel sağlık sıkıştırmayı başardım. Amacım ülkemde hayati bir konu olan cinselliğin daha rahat konuşulur bir konu olması. Hayatımızın başlangıcı olan, keyfi ve eğlencesi olması gereken cinsellik konusu maalesef tüm dünyada 20

Eylül - 2015


www.mavisehirdergisi.com

Hayatım boyunca yanlış anlaşıldım. Sonradan öğrendim ki yanlış anlaşılma yoktur, kendini yanlış anlatma vardır. Kendimi anlatmak gibi bir derdim olmadığını da gördüm.

çok az irdeleniyor halbuki mutlu ve bilinçli cinsel hayat insanları daha gülümseyen bireyler haline getirir. Asla vazgeçmeden bu konuda toplumumu bilinçlendirmeyi ve mutlandırmayı hedefliyorum. Gücüm yettiğince de peşini bırakmaya niyetli değilim. Buğra Bey ile mutlu bir beraberliğiniz var. İş ortaklığından sonra ilişkiniz hakkında neler söylemek istersiniz? Biz mükemmel bir çiftiz. Benzemeyenlerin birlikteliğini daha sağlıklı buluyorum çünkü biz yap-boz parçaları gibi birbirimizi tamamlıyoruz. Ben delidolu çocuksu ve fevriyim, Buğra ise aklıbaşında, sakin ve ciddi. Ben ondaki, o da bendeki eksikleri ya da fazlalıkları kapatıyor ve bir tam parça oluyoruz.

Tabii ki ortak yanlarımız da var mesela spora olan sevgimiz, hayvan merakımız, sağlıklı beslenmemiz, vb. İşteyken sevgili gibi değil iki ortağız zaten. Ev hayatımız eğlencelidir, evimiz çok huzurludur. 6 kedimizle süper bir hayatımız var. 6 sene oldu, arada ufak tefek tartışmalarımız hariç gayet iyi gidiyor maşallah :) Ne tür projeler sizi tekrar televizyona ve sinemaya taşır? Ben dünyaya köle olmaya gelmedim, bundan dolayı ancak saatleri beni zorlamayacak, insani boyutlarda çalışabileceğim, değişik bir senaryolu dizi veya kendime uygun bulduğum bir sinema filmi olabilir. Keyif alarak yaşamayı seçtiğimden keyfimi kaçıracak hiç bir olaya kendimi sokmam.

Eylül - 2015

21


Hayvan dostu olduğunuzu biliyoruz. Hayvanlar için yapmak isteyip yapamadığınız bir şey var mı? Sizce toplum olarak hayvanlara yardım etmek için neler yapılmalı? Olmaz mı? Hayvanlar için istediğim bir sürü şeyi daha yapamadım. Ülkemde maalesef korkunç bir ego hüküm sürüyor ve insanlar kendileri hariç hiçbir canlıya önem vermiyor. Tabii ki sevenler, koruyan kollayanlar da var onları tenzih ediyorum. İlk önce Allah’ın yarattığı canlılara eşit derecede saygı duyulmasını sağlamak lazım. Bence kesinlikle ilköğretimde başlamalı eğitim. Müfredata hayvanları ve doğayı tanıtıcı animasyonlar koymalı, çocuklara bu sevgiyi aşılamalıyız ki ilerde iyi insanlar olsunlar. Kafamda bir sürü proje var ve dünyadan gitmeden yapabildiğim kadarını hayata geçireceğim.

22

Eylül - 2015


www.mavisehirdergisi.com

Billur Kalkavan’ı yıllar değiştiremiyor. Formunuzun ve güzelliğinizin sırrı nedir? Bizimle paylaşır mısınız? Bu konuda da bir program yapacağım inşallah :-) Aslında genç kalmanın insanın kafasıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Günü yakalayabilen insan yaşlanmaz. Bunun yanısıra tabii ki sağlıklı beslenme, kilodan uzak durmak, sigara içmemek, içki içmemek ve spor yapmak büyük etken. Güzelliğim annem babam sayesinde Allah vergisi. Ben korumaya çalışıyorum sadece. Arada ufak estetik dokunuşlar da yardımcı oluyor. Hayata sevgiyle ve neşeyle bakmak, dramdan uzak yaşamak, üzüntüleri çok abartmamak lazım. “Önce can sonra canan” dersek ki -bu bencillikle karıştırılmasın- süper olur. Sizce kısaca; Siyaset: Sosis gibi iğrenç Türkiye: Dünyanın cenneti İnternet: Müthiş bir kütüphane Aşk: Hepimizin içinde İzmir ve İzmirliler hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? İzmir’e ve insanına bayılırım. Eskiden çok işim olurdu sık sık ziyaret ederdim. Her gittiğimde İstanbullu olmasaydım kesin burada yaşardım dediğim muhteşem insanları olan harika bir şehir. Bayılırım İzmir’e ve medeni insanlarına. İyi ki varsınız, bu ülkede temiz bir nefessiniz. Bu güzel sohbet için çok teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim. Mavişehir Dergisi’nin başarılarının devamını dilerim. Eylül - 2015

23


Kaan Yenilmez Mimar kaan.yenilmez@gmail.com

ALAÇATI EVLERİ B

ir İzmirli olarak Çeşme ve Alaçatı gururumuz. Alaçatı’nın sevilmesinin en büyük özelliği eski Türk mimarisinin bozulmamış örneklerinin olması ve yeni yapılan evlerin de bu dokuya uygun yapılması.

Alaçatı’nın taş duvarları, beyaz boyalı kireç evleri ve dar sokaklarında gezerken bu özel evlerden etkilenmemek mümkün değil. Begonvil, lavanta, sardunya, yasemin çiçekleri ve sakız ağaçları sokakların senelerdir değişmezleri... Tüm bunlar Ege evlerindeki aydınlık ve genellikle beyaz dekorasyon tarzının karakterini belirliyor. Taş rengi, mavi, beyaz, turkuaz, toprak ve 24

nasil olur? biraz da kırmızı bu evlerin değişmez rengi. Duvarlarda beyaz, gri ve mavi tonları... Yerlerde desenli yer karoları, kayrak taşları, cotto sermik ve patine boyanmış natural veya beyaz ahşap kullanabilirsiniz.

Alaçatı evleri taş duvar olduğundan bu evlerde mümkün olduğunca doğal malzeme kullanmalı. Pastel tonlarda keten farbalı kanepeler, tekli koltuklarda eskilerin yenilenmiş haliyle kullanımı olan (vintage) oymalı koltuklar eskitilerek goblen ve çiçekli bahar dalları ile döşenerek atmosfere uygunluk sağlanmalı. Taş evlerde genelde şömine de olacağından ferforje sehpalar, Eylül - 2015

avizeler, şamdanlar, fenerler bu ortamı tamamlayan aksesuarlar.

Birkaç küçük püf noktası ile yazımı sonlandırmak istiyorum. Unutmayın dar alanların olduğundan geniş, geniş alanları da küçük göstermek isteyenler için renkler idealdir. Dar ve uzun mekanlarda, uzun olan duvarı açık renk, kısa duvarı ise koyu renge boyamak gerekiyor. Eğer odanızın abartıdan uzak olmasını istiyorsanız, tüm pervazları ve duvarları aynı renge boyayabilirsiniz. Ya da pervazları duvarlarla aynı renge boyayıp, kapı ve pencereler için zıt bir renk seçebilirsiniz. Herkese mutlu günler dilerim...


MÜHİM OLAN İÇ GÜZELLİK

MAKROYAPI

İç Mimari Tasarım ve Uygulama Hem fonksiyonel hem de estetik değeri yüksek çözümler ile yaşam alanlarınıza benzersiz bir dokunuş... MAKROYAPI sizi gerçek tasarım aşkına şahit olmaya davet ediyor... Tasarım Ofisi: Tel : 0232 3298029 - 0232 329 9029 www.makroyapitasarim.com

Fabrika: Tel: 0232 329 7900 (pbx 4 hat) Faks: 0232 833 3323 www.makroyapi.com.tr


ya bir menfaat için ya da ben şu kulüpte yöneticiyim demek için yöneticilik yapıyor. Yöneticilik yaptığı spor branşına hakim olmayan, farklı sektörden gelen ve geleceğe yönelik planı ve hedefleri olmayan bir yöneticinin ne kadar faydalı olabileceğini bir düşünün. Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com

Spor yöneticiliği Ü

lkemizde sporun branşı farketmeksizin yaşadığımız en büyük sıkıntılardan birisi, spor yöneticisi eksikliğidir. Gözlemlediğim ve kimi zaman da yaşadığım deneyimlerimden yola çıkarak yazıyorum. Genellemiyorum ama, yöneticilerin büyük bir çoğunluğu,

26

artık eskisi gibi oyuncu üretemez duruma geldi. Tabiki bu durumdan sadece yöneticileri sorumlu tutmak olmaz ama bir organizasyonda, bu kurum, kuruluş, kulüp olabilir, bir başarısızlık varsa ve bu duruma çözüm bulunamıyorsa, bence en büyük problem yetki sahibi olan yöneticilerindir.

Bana göre spor yöneticiliği, en az sporcu ve antrenör kadar önemli. Vizyonu olan, görev yaptığı organizasyonu geliştirmeye yönelik hedefleri ve planları olan, sporcunun ve antrenörün dilinden anlayan bir yönetici profilini görmek gerçekten çok zor. Bu durumun olumsuz etkilerini daha da hissedilir şekilde görmeye başladık.

Onların görevi bu durumu düzeltmektir, düzeltemiyorlarsa da görevi bir başkasına bırakmaktır. Ama maalesef bizde yöneticilerin ya görev süreleri dolar, ya da ancak seçimle giderler. Ben bu işi beceremedim diyen ve görevi başka bir arkadaşına devreden yönetici görmek hayal gibidir.

Son yıllarda İzmir’de performans tenisinde gözle görülür şekilde bir gerileme var. Gerek kulüplerdeki plansızlık ve istikrarsızlık, gerek yöneticilerin keyfi uygulamaları yüzünden 3-4 yıl önceki tablo mumla aranıyor. Bir dönem ülke tenisine büyük katkılar yapmış olan şehrimiz,

Bu durumun değişebileceğini pek düşünmesem de spordan ve sporcudan anlayan yöneticilerin artmasını umut ediyorum. Yarınların bugünden daha güzel olması dileğiyle. Herkese sağlıklı, mutlu ve tenisle dolu günler diliyorum.

Eylül - 2015


Dekorasyon Kösesi

Dekorasyon Kösesi

Dekorasyon Kösesi Dekorasyon Kösesi Dekorasyon Kösesi

FARK YARATAN MUTFAKLAR

Ö

zellikle vaktinin çoğunu mutfakta geçiren bayanlar için mutfak tasarımı çok önemlidir. Aynı zamanda yemeğini mutfakta yiyen aileler için de, ortak zaman geçirdikleri alan olduğundan ayrı bir önemi vardır. Görselliğin dışında iyi bir mutfak tasarımında, rahat hareket edebilmemiz için gereken mesafelere ve mutfağın ihtiyaçlarımıza cevap veriyor olmasına da dikkat edilmelidir. Örneğin günümüzde kullanımı artan açık mutfak, görsellik açısından farklılık kazandırıp bize daha ferah mekanlar algılatsa da, özellikle kalabalık ve sürekli yemek pişen evler için çok da uygun değildir. Zira yemek kokuları yaşam alanına yayılacaktır. Aynı zamanda, mutfakta çalıştırılan aletlerin sesi oturanları rahatsız edebilir. Günümüzde kullanılan bir diğer mutfak çeşidi ise ada mutfaktır. Ada mutfak, mutfak dolaplarının ortada kullanıldığı bir sistemdir aynı zamanda 3 tarafı açık yarım ada

şeklinde kullanılanları da vardır. Bu mutfak tipi için geniş bir mutfağa sahip olmamız gerekmektedir. Ada modülü evye, ocak veya sadece tezgah olarak kullanılabilir. Ancak önceden bunun planlamasının yapılıp gereken tesisatın ona göre çekilmesi gerekmektedir. Bu yüzden mutfağımızı seçerken kendi yaşantımıza en uygun olan mutfak tipini seçip mutfak planını ona göre çalışmalıyız. Mutfaklar da en önemli gereksinimlerimizden biri depolama alanlarıdır. Eğer yeteri kadar alanımız varsa boy kiler dolaplardan kullanılıp erzaklarımızı saklayabiliriz. Özellikle köşe dolaplarda kullanılacak döner raflar bize fazlasıyla yer kazandırılacaktır. Mutfaklardaki bir diğer önemli konu ise tezgah malzemesinin hem tasarıma hem de kullanımımıza uygun olarak seçilmesidir. Örneğin country veya rustik tarzda yapılmış bir mutfakta ahşap bir tezgah tercih edilebilirken,

minimal modern bir mutfakta sert yüzey tezgahlar kullanılabilir. Bunların dışında tezgah malzemesi olarak mermer, granit, paslanmaz çelik ve laminat kullanılabilir. Kullanacağımız malzememizi seçerken avantaj ve dezavantajlarını araştırıp bize en uygun olanını seçtiğimizden emin olmalıyız. Ve şunu unutmamalıyız ki mekanlardaki en önemli şey gereksiz eşyalardan kurtulmaktır. Kullandığımız eşyaların dışındaki eşyaları barındırmazsak en küçük mutfaklarda büyük farklar yarattığını görebiliriz.

MİMARLIK - MOBİLYA - DEKORASYON - GÖRSELLEŞTİRME 6497 Sok. 25/A Yalı Mahallesi Karşıyaka-İzmir Tel: 0534 494 88 53 - 0507 548 58 10 www.woodandirondesign.com info@woodandirondesign.com


GİYSİ BANKASI ‘İLAÇ’ OLDU Karşıyaka Belediyesi ve Kızılay Karşıyaka Şubesi’nin bir araya gelerek oluşturduğu Giysi Bankası, geçim sıkıntısı çeken ailelere ‘ilaç’ oldu. Projeden, 10 günde 2 bin kişi faydalandı. addi durumu yetersiz ailelere destek için bir araya gelen Karşıyaka Belediyesi ve Türk Kızılayı Karşıyaka Şubesi, “Giysi Bankası” kurarak, hayırseverler ile ihtiyaç sahipleri arasında köprü oldu. Kızılay, ilk etapta birime 19 farklı kalemde 3 bin adet yeni giyim eşyası ile ayakkabı desteği sağladı. Karşıyaka Belediyesi de bu eşyaları dar gelirli ailelere ulaştırmaya başladı. Yılda 5 bin aileye hizmet Kadın ve erkekler için ayrı ayrı kazak, atlet, kaban, pantolon, çamaşır gibi her çeşit giyim eşyası ile çizme, bot ve spor ayakkabıların bulunduğu Giysi Bankası’ndan, 10

28

günlük süreçte, geçim sıkıntısı yaşayan 2 bin kişi faydalandı. Yıl boyunca en az 5 bin aileye destek sağlanacağı belirtildi. Banka; Girne Kültür Parkı’nda bulunan ‘Karşıyaka Belediyesi Butik Elele’ ile aynı çatı altında faaliyet göstermeye devam ediyor. Proje için Karşıyaka Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’ne 399 40 80 numaralı telefondan ulaşılabilecek. “Hizmet artarak devam edecek” Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “Sosyal belediyecilik anlayışımız gereği, dar gelirli ailelerimize destek olmaya devam ediyoruz. Bu hizmetimizi artırarak

Eylül - 2015

devam ettireceğiz” dedi. Türk Kızılayı Karşıyaka Şube Başkanı Kamil Karadeniz “Karşıyaka Belediyesi ile örnek bir işbirliğine imza atarak ailelerimizin yüzünü güldürüyoruz. Bu protokolün devamlılığını ve artmasını diliyorum” diye konuştu.

Sosyal belediyecilik anlayışımız gereği, dar gelirli ailelerimize destek olmaya devam ediyoruz. Bu hizmetimizi artırarak devam ettireceğiz

M


www.mavisehirdergisi.com

MAVİŞEHİR SOYAK A BÖLGESİNDE HAYAT BİR BAŞKA GÜZEL T

oplu konut sitelerin en önemli konusu hiç şüphesiz site yönetimleri... Bir sitenin değerini arttıran, huzurlu ve sistemli bir biçimde yaşanabilir olması için site yönetim kadrosuna büyük görevler düşmekte.

Mavişehir’in ilk sitelerinden olan Mavişehir Soyak sitesi; komşuluk ilişkileri ve sistemli yapısıyla güzel bir örnek. Biz de Mavişehir Soyak A bölgesi site müdürü Orhun Karakaya’yı ziyaret ederek kısa bir görüşme yaptık... Karşıyaka’nın güzide sitelerinden biri olan Soyak A Bölgesi’nin yönetim faaliyetlerini yürütmenin mutluluğunu ve sorumluluğunu yaşıyoruz. Mutluyuz çünkü; komşular arasında çok sıkı dostluklar ve çoğu yerde rastlanamayacak arkadaşlıklar var, bu bize güç verdiği gibi sorumluluğumuzu da sürekli hatırlatıyor. Site içindeki tüm elektrikli ve mekaniksel donanımları sürekli kontrol ediyor, gerektiği zamanlarda onarım faaliyetlerini üretici firma veya yetkili firmalara yaptırarak site sakinlerimizin güvenliğini ve konforunu sağlıyoruz. Peyzaj alanları, havuzlar ve ortak kullanım alanlarının temizliği ve bakımı da eklenince yaptığımız işin ne kadar ciddi olduğu anlaşılıyor. “Farkımız kalitemizdir” sloganıyla yola çıkan yönetim kurulu; sitemizdeki huzuru ve konforu en üst seviyede tutarak site sakinlerine en iyi hizmeti vermeye devam etme gayretinde. Tüm site sakinlerimize Mavişehir Dergisi aracılığıyla sevgi ve saygılarımızı iletiyoruz. Saygılarımla Orhun Karakaya. Eylül - 2015

29


Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr

BİLİM KONUŞ(A)MAZSA Bir olay olur… Bir gelişme… Bir polemik… Vs… Herkes, konuşur bu ülkede… Bilen de, bilmeyen de… Kimileri, konuşmak zorunda olduğu için… Kimileri ise sadece “konuşmuş olmak” için… *** Siyasiler konuşur… Sivil toplum örgütleri konuşur… Yazarlar konuşur… Televizyonlarda boy gösteren yorumcular konuşur… Hatta vatandaş bile facebook, twitter vs. aracılığıyla konuşur... Kim konuşmaz bu ülkede? Mevcudiyetlerinin amacı halkı bilgilendirmek ve bilinçlendirmek olanlar… Yani, en çok konuşması gerekenler… Yani, üniversiteler… Ama hiç sesi çıkmaz üniversitelerin… Adeta “kampüsteki üç maymun”u oynar üniversiteler… Görmedik, duymadık, söylemedik… *** Örneğin, bir başka ülkeyle ilişkiler gerginleşir… Herkes konuşur, ahkâm keser… Hiç konuyla alakası olmayanlar bile görüş bildirir… Üniversitelerin “uluslararası ilişkiler” 30

bölümlerinden ses çıkar mı hiç? Siyasi erk tiyatrolarla ilgili bir karar almaya kalkar… Tiyatrocular ayaklanır. Sanatçılar konuşur… Güzel sanatlar fakültelerinden, konservatuarlardan “çıt” çıkar mı? Gazetecilerin özgürlüğü kısıtlamaya yönelik girişimler olur. Gazeteciler ses verir… Basın mensuplarının mesleki örgütleri ses verir… Toplum ses verir… Ama iletişim fakültelerinden ses çıkmaz… Tarımla ilgili husus gelir ülkenin gündemine mesela… Bilen bilmeyen herkes bülbül gibi şakımaya başlar… Yalan yanlış bilgilerle, yorumlarla insanların kafası karışır… Ama ziraat fakülteleri tek bir kelime dahi etmez… Ekonomide, turizmde, kültür alanında vs. bir şeyler olur. Birileri bir öneri getirir… Kaos doğar… Üniversitelerden, yani bu işin evrensel boyutuyla muhatap olanlardan, yani konunun uzmanlarından bir ses gelmesini bekler toplum… Bekler ama nafile… Konuşmaz bu ülkede üniversiteler… Herkes konuşur, bilim susar! *** Burada şu soruyu sormak lazım… Üniversitelerin tek sorumluluğu mezun vermek midir? Dersini veren bir akademisyen görevini tamamlamış olur mu? Yani “Bana ne” deyip ülkesindeki gelişmelere sırtını dönebilir mi üniversite? Konuşmayan bir üniversite evrensel sorumluluğunu yerine getirmiş olur mu? *** Bütün bu soruların yanıtlarını Alman düşünür Emmanuel Kant yıllar önce vermiş aslında. Kant 1798’de yayınlanan “Fakülteler Çatışması” isimli eserinde üniversitelerin esas görevini “modern, demokratik toplumun ve kültürün özgürlük, eşitlik ve bağımsızlık gibi temel değerlerin ışığında toplumsal-kültürel Eylül - 2015

yaşam biçimleri ortaya koymak ve bunları yaygınlaştırabilmek” olarak açıklıyor. Yani, bir başka deyişle Kant, üniversitelerin sadece eğitim veren bir kurum olarak düşünülemeyeceğini, sosyal sorumluluğu gereği toplumunu yönlendiren ve bilinçlendiren kurumlar olarak ele alınması gerektiğini savunuyor. Bu misyonundan uzaklaşan bir üniversitenin ancak bir “meslek okulu” statüsünde kalabileceğini öne sürüyor Kant. *** Peki, neden konuşmaz üniversite? Neden suya sabuna karışmaz? Kant, kitabında dönemin Prusya Hükümeti’nin üniversitelerin üzerinde kurduğu baskıyı eleştirerek üniversitelerin özerkliğine dikkat çekiyor… Kant’a göre devletin siyasi geleceğini garanti altına alması “gerçek”lerin kendi çıkarlarına uymasıyla mümkündür… Yani siyasi erki ellerinde bulunduranlar bilimin “kendi istediklerini” dillendirmesini, kendileri gibi düşünmesini isterler… Bunun sonucunda fakültelerin gerek ders programları, gerek yönetimleri devlet tarafından belirlenir ki, söz konusu durum üniversitelerin özerklik kaybından başka bir şey değildir. *** Peki çözüm? Kant “eleştirel üniversite” olarak kavramsallaştırdığı üniversite olgusunu “özerklikle” ve “özgürlükle” bağdaştırır. Kant’a göre eleştirel aklın kullanılması, eleştiri özgürlüğünün güvence altına alınmasıyla mümkündür. Eleştirel aklı kullanma serbestîsi ise, bir başka kurumun veya kişinin görüşlerinden ve/veya yönlendirmelerinden bağımsız olabilmekle mümkündür. *** 1980 sonrasında Türkiye’de üniversitelerin düştüğü durum herkesin malumu… Askeri darbenin faturasını en ağır ödeyen kurumlardan biri de


www.mavisehirdergisi.com

üniversiteler olmuştur ne yazık ki Türkiye’de… Ama ilginçtir ki, darbenin bozduğu sosyal dokunun onarılması gerektiğini savunanlar bugün aynı hassasiyeti üniversitelere karşı göstermiyorlar… Ve trajik olan, üniversitelerin de yıllardır bu konuda bir rehavet içinde olması… Evet, üniversitelerin ne kadar özgür oldukları konusu tartışılır… Bu husus, belki üniversitelerin suskunluğunu hoş görebilmek bağlamında hafifletici bir sebep olabilir… Ama üniversitelerin hiç mi suçu yok? Yoksa işine mi geliyor üniversitelerin bazı bahanelerin arkasına sığınmak? Üniversitelerin bu durumun değişmesi bağlamında gerekli azmi, çabayı ve kararlılığı gösterdiğini söyleyebilir miyiz? *** TÜBİTAK-ULAKBİM yönetimi tarafından yayınlanan yayınlanan “Türkiye’nin Bilimsel Yayın Göstergeleri” isimli kitaptaki veriler düşündürücü… 1981-2007 yılları arasında Türkiye kaynaklı bilimsel araştırmaların, yayınların sayısı dünya ortalamasının sadece üçte biri kadar… Türkiye’de üretilen bilimsel yayınlar AB ülkelerinde ve ABD’deki çalışmaların ancak yüzde 1,8’ine denk geliyor… Üniversite sayısı hızla artıyor ama bilimsel yazıların, araştırmaların oranı azalıyor… Paradoksal bir durum bu… Nicelik ve nitelik ters orantılı… Bilimsel kurumların sayısı artarken, bilimsel etkinliklerin oranı düşüyor… Üniversite binalarının sayısı çoğalıyor ama bilimsel anlamda içleri boşalıyor… Bu da gösteriyor ki Türkiye’de üniversiteler yavaş yavaş bir “yüksek lise” haline dönüşüyor… Yani, üniversiteler “doldur boşalt” mantığıyla hareket ediyor… *** Tenzih ederim, çok değerli bilim insanları da var bu ülkede… Araştıran, sorgulayan, öğrencilerine daha faydalı olabilmek adına sürekli kendisini geliştirmeye çabalayan…

Genelleme yapmak, “hepsi” demek haksızlık olur… Ama görülen o ki akademisyenlerin büyük bölümü devlet okuluna kapağı atıp emekliliğini garantilemiş “köhne öğretmen” modeline bürünüyor… Garanti maaşı tatlı bulan, hiçbir şey üretmeden, tüm görevlerini asistanlara yıkarak yaş sınırını bekleyen öğretim elemanları yok mu Türkiye’de? Bugün birçok akademisyen üniversitede öğrendiklerinin üzerine yeni bir şey eklemeden görevini tamamlamıyor mu? Bunları inkâr edebilir miyiz? Üniversiteye giriş sınavında tüm öğrencilerin bir iki üniversiteye odaklanması diğer üniversiteleri ise “açıkta kalmamak” için bir can simidi olarak görmesi bunun sonucu değil mi?

Mum, çevresini aydınlatabiliyorsa mumdur. Çevresine ışık yay(a)mayan bir mum “sönmüş mum”dur… Konuşmayan bir üniversite de sönmüş mumdan farksızdır. Kendisine bile faydası olmaz… Ne kadar demokratik olduğu tartışılan rektör atama yöntemine bile sesini çıkartamayan üniversitelerden ülke demokrasinin gelişimine katkı koymalarını bekleyebilir miyiz? Bu ülkede herkes sussa, görüş belirtmeye çekinse dahi, bilim insanlarının böyle bir şansı ve lüksü yoktur… Adı üzerinde “bilim insanı”dır onlar… Ne hükümetin bilim insanını klasik bir “devlet memuru” kalıbına sokması kabul edilebilir... Ne de bilim insanının içine sokulmak istendiği bu kalıbı kabullenmesi…. Bunu yeltenen devlet ne kadar hatalıysa… Bu duruma “eyvallah” diye(bile)n üniversite de , sosyal ve evrensel sorumluluğunu reddederek, aynı oranda hatalı duruma düşmez mi?

*** Evet, bugün üniversitelerin özerkliği ve özgürlüğü tartılışır… Ama bunun yanında üniversitelerin randımanı ve bilimselliği de sorgulanmalıdır… Kant’ın tabiriyle bir “meslek okulu” haline dönüşmüştür üniversiteler. *** Konuşmayan… Bilim, aydınlığın ışığıdır… Üretmeyen… Özgürlük, eşitlik, demokrasi fikrini Katılmayan… yayma görevi üniversitelerindir… Bilim konuşmazsa meydan cehalete Tabii bu da önce üniversitelerin kalır… kendi bünyelerinde bu değerleri Halk, hiçbir fikirsel ve bilimsel temeli anımsaması ve bunun için mücadele olmayan fikirleri dinler durur… etmesiyle mümkündür… Ya da meydan, sadece medyada Söyledikleri hoşumuza gitse görünme aşkıyla yanıp tutuşan, de gitmese de konuşmalıdır sırf kendi kişisel reklamını yapmak üniversiteler… isteyen, bir avuç akademisyene kalır… Çünkü esas konuşması gereken üniversitelerdir, bilimdir… *** Ve… Bilim objektiftir… Asıl konuşması gerekenler susarsa… Bilim kimseye şirin gözükmeye Susması gerekenler başlar çabalamaz. konuşmaya… Bilim popülizm yapmaz. Bugün Türkiye’nin kangren haline Bilim rasyoneldir… dönüşmüş birçok meselesinin sebebi Bilim evrenseldir… bu değil midir? Doğrunun ve gerçeğin sesinin Bunda siyasi istikballeri uğruna halkı duyulabilmesi için… uyutan, kendi çıkarları doğrultusunda Bilim konuşmalıdır bu ülkede… popülizmle, demagojiyle toplumu Kendisine “ne düşünüyorsun” diye manipüle eden siyasilerin suçu sorulmasını beklemeden… vardır da… “Konuşursam başıma bir şey gelir mi?” endişesini gütmeden… Doğruları dillendirmeye çekinen, Akademisyenler her şeyden önce topluma önderlik etme misyonunu kendi “duruşlarıyla” öğrencilerine yadsıyan, “bana dokunmayan yılan bir örnek olmalıdır… yaşasın” diyen üniversitelerin hiç mi Üniversiteler konuşmalıdır… suçu ve sorumluluğu yoktur? Eylül - 2015

31


ürünleri tanıtmak, onları yurt dışındaki müşterilere ulaştırmak ve yeni talepler toplamak için çalıştıklarını belirten Ege Seramik Genel Müdürü Göksen Yedigüller, “Üretimde en son teknoloji kullanarak, pazarımızı yakından takip ederek katma değeri yüksek ürünler imal etmeye çalışıyoruz. Portföyümüzde bulunan ürünlerimizi son kullanıcımıza erişebileceği, makul fiyat ama kaliteden asla ödün vermeyen bir strateji ile ulaştırıyoruz” diyerek sözlerine devam etti. “Her yıl yenilikçi ürünler üretmek adına yatırımlar yapıyoruz. Bu konuda sektörün en hızlı hareket eden firması olduğumuzdan eminim”

EGE SERAMİK CERSAIE’DE İDDİALI Ege Seramik, 28 Eylül – 2 Ekim 2015 tarihlerinde İtalya’nın Bologna kentinde gerçekleşecek olan seramik, banyo mobilyaları ve vitrifiye üzerine dünya fuarları arasında birinci sırada sayılan CERSAIE Fuarı’na katılarak Türk seramik sektörünü gelmiş olduğu noktayı müşterilerine kanıtlamaya hazırlanıyor. Dünya’nın en büyük seramik fuarı olarak nitelenen CERSAIE Seramik

Fuarı bu yılda yerli yabancı birçok tasarımcı, sektör temsilcisi ve profesyoneli ağırlayacak. Sektörün önemli yeniliklerinin sergileneceği fuara 2015-2016 koleksiyonundan 14 ürün ile katılacak olan Ege Seramik, yurt dışı taleplerini yakından takip edecek. CERSAIE Fuarı’na, Ege seramik olarak aylar öncesinden hazırlanarak uluslararası pazarda tüm yeni

Türk Seramik sektörünü Avrupa’da temsil etmekten gurur duyduklarını belirten Yedigüller, Bu yıl İtalya’daki fuardan daha fazla beklentimiz var, Türk Seramik endüstrisinin geldiği noktayı artık tüm Avrupa’ya hatta dünyaya gösterdik. Türk seramik sektörünü yeni pazarlara ulaştırmak ve yeni alıcılarla buluşturmak adına CERSAIE Fuarı’na yeni ürünlerimiz ve ekibimiz ile 16.salon A56-B51 stantlarında çıkarma yapacağız” diyerek sözlerini noktaladı.

2015-2016 Sonbahar kış sezonundan ne bekliyoruz?

K

ocaman bir yaz mevsimini geride bıraktık. Tenimiz, cildimizin yıprandığı kadar saçlarımız da güneşin yakıcı etkisinden nasibini aldı. Birde üzerine deniz veya havuz suyunu da eklersek sonuç kaçınılmaz oluyor. Aslında canlı, pırıl pırıl saçların alt yapısını bakımlı saçlar oluşturuyor. Zemin çalışmasını ne kadar verimli ve sağlıklı kılarsak inanın o kadar güzel gösteriyor. Diyorlar ya her şeyin başı sağlık. Bizim için de en önemli ilke saç sağlığı. Biz bunu temel tutup üzerine katları çıkıyoruz. Sonbahar ve kış aylarında saçlarımız daha çok yorulur. Gerek dış etkenler

32

gerekse devamlı kapalı alanlarda bulunmamız, yünlü ve pamuklu giysiler kullanmamız saçlarımızın yıpranmasında büyük rol oynuyor. Bütün bunlara dikkat edip, saç bakımımıza özen gösterirsek saçlarımızdan beklediğimiz her şeyi alabiliriz. 2015-2016 son bahar kış sezonunda görsel moda saçlarımızda kahvebakır ve soğuk gri tonlarında seyrediyor. Genellikle local renklendirmeler, ombreler kahve tonlarının üzerinde oturuyor. Fakat kahveler doreli kahveler değil soğuk ve doğal tonlar olmalıdır. Sarı renklerde gri, platin renklendirmeler Eylül - 2015

Serkan Kahya Saç Tasarım Uzmanı

ön planda kullanılıyor. Ve bu renklendirmeler gerekli özen ve Serkan KAHYA profesyonel kullanımda yapılmalıdır. Saç Tasarým Uzmaný Bodrum Bia Otel Ürün Lansmaný Aksinde saç ve Artego saç derisi tahribatlarına sebep olmaktadır. Sağlıklı günler geçirmeniz dileğiyle.


Beyazlale Düğün Davet Organizasyon - Alsancak - 0232 4648834 facebook/beyazlalecicekmarket

instagram/beyazlalecicekcilik


Kutlu Özemrak Facebook.com/yemeicmeaskina Instagram: YEME_ICME_ASKINA

Bafralı lezzet Mavişehir’de

O

dun ateşindeki çıtır çıtır tereyağlı, kıymalı bir pide ömür uzatır. Kapısından içeri girdiğinizde nefsinize hakim olamıyorsunuz. Pideci deyince her köşe başında vardır. Hele bir dönem önüne gelen pideci açardı ama hakkıyla yapanlar çok azdır. Bizim kültürümüzde pidenin yeri ayrıdır. Her yöre kendine göre yöntem ve malzeme değişikliği ile pide yapar ve farklı isimler verirler.

Bafra pidesinin de yeri ayrıdır bende. Mavişehir’deki Bafra Pidecisi son zamanlarda yediğim en lezzetli pidelerden. Tüm malzemeler yöresel lezzetlerden oluşuyor. Beş buğdayın

34

karışımından yapılan hamuru bir metrelik bafra pidesini oluşturuyor. Ben genellikle tarz olarak odun ateşinde pişmeyen pideyi yemem. İşte Bafra Pidecisi bu konuyu ciddiye almış ve eksiksiz usulü yerine getirmiş durumda. 18 çeşit birbirinden güzel ve çıtır çıtır pideyi tatmanız mümkün. Şirin ve tertemiz bir pideci burası. Unlar bafradan geliyor. Tabi benim için en hayati unsurlardan birisi de tereyağı, onuda Trabzondan getiriyorlar. Kapalı kıymalı, pastırmalı, kavurmalı, sucuklu bir çok çeşidi seçebilirsiniz.

Eylül - 2015

Yanında ayran ile bu tatlar daha bir lezzetli oluyor. Bafra pidesinde hamur çok önemlidir. Hamuru tutturamazsanız o pideden hayır gelmez. İşte bu konuda hiç endişeniz olmasın. Bu adres doğru adres. Ben genelde birkaç kişi ile gidersem farklı çeşitlerde söyleyerek hepsinden tatmayı tercih ediyorum. Mavişehir’de yöresel bir pide için, Bafra Pidecisi’ni tavsiye ediyorum.


www.mavisehirdergisi.com

YAMANLAR’DA KAHVALTI KEYFİ BAŞLADI K

arşıyaka’da bahar aylarından bu yana 30 binden fazla kişiye ev sahipliği yapan Yamanlar Piknik ve Mesire Alanı’nda kahvaltı keyfi başladı. Karşıyaka Belediyesi, vatandaşlardan gelen talep üzerine, tesiste bulunan restoranı baştan sona yenileyerek kahvaltı hizmetiyle halkın kullanıma sundu.

Doğayla baş başa Karşıyaka Belediyesi’nin, bir kısmını Milli Emlak’tan, bir kısmını da Orman Bölge Müdürlüğü’nden kiraladığı 65 dönümlük alanda hizmete açtığı Yamanlar Piknik ve Mesire Alanı, İzmirlilerin gözdesi oldu. Geçtiğimiz Mayıs ayından bu yana 30 binden fazla ziyaretçinin doğayla buluştuğu tesiste, artık kahvaltı hizmeti de verilmeye başlandı. Karşıyaka Belediyesi; halktan gelen talep üzerine tesisteki restoranı baştan sona yenileyerek, kahvaltı servisiyle halkın kullanımına sundu. 5 Yıldızlı tesis Karşıyaka’nın doğayla buluşma noktası olan Yamanlar Dağı’nda piknik keyfini ‘5 yıldızlı’ konfora ulaştıran tesiste ayrıca; Paintball sahası, arıtma tesisi, sabit mangallar, yangın dolapları, otopark, çeşme ve umumi tuvaletler de bulunuyor.

“Herkesi bekliyoruz” Yamanlar Piknik ve Mesire Alanı’nı vatandaşlardan gelen taleplerle geliştirmeye ve güzelleştirmeye devam ettiklerini belirten Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “İlçe merkezine sadece birkaç dakika uzaklıkta, ormanın içinde, eşsiz bir piknik ve mesire alanı olan tesisimizin gördüğü ilgiden çok memnunuz. Baştan sona yenilediğimiz ve işler hale getirdiğimiz restoranımız da, şehir içinde doğayla baş başa kahvaltı keyfi yapmak isteyen İzmirliler için yepyeni bir alternatif olacak. Herkesi bu güzel bahar günlerinde piknik ve kahvaltı keyfi için Yamanlar’a bekliyoruz” dedi.

eki ete açılan tesist zm hi da an al k 65 dönümlü , kahvaltı na yenilenerek so an st ba an restor eye basladı. hizmeti de verm

Eylül - 2015

35


Sosyallesin Sosyalleşme; “bireyin, içinde yaşadığı toplumun normlarını, değerlerini, kendisinden beklenen rolleri, toplumsal etkileşim için gerekli becerileri ve içinde yaşadığı kültürü içselleştirme” sürecidir. Hayatınızın işleyişi ne olursa olsun, kendinize farklı insanlarla tanışıp yeni şeyler keşfetmek için zaman ayırın.

degisime

AÇIK OLUN İçinde bulunduğumuz bilgi çağı, aynı zamanda mesafelerin kısaldığı adeta bir hız çağı. Saniyede milyonlarca bilgiye, habere, insana ve kaynağa ulaşmak artık mümkün… Yaşamak, değişmeyi ve gelişmeyi içerir. Değişim zihnin bir yaklaşımıdır. Eğer bu hızlı gelişime ayak uydurmamak için direnirsek hayatı ertelemiş hatta bir çok zevkten mahrum kalarak yaşamış oluruz.

36

Eylül - 2015

Teknoloji Teknoloji, hayatımızda lüks olmaktan çıktı ve artık çoğu teknolojik ürün ihtiyaç halini aldı. Bunu avantaja çevirmek bizim elimizde. Teknolojik ürünler günlük hayatımızda bize birçok kolaylık sağlıyor. Bir tuşla dünyadan haber alabiliyoruz. Gündemi günün her saati sosyal medyadan takip edebiliyoruz. Sanal hayatın bağımlısı olmadan günümüzün getirdiği yenilikleri yakından takip etmek, içinde bulunduğumuz zamana daha kolay adapte olmamızı sağlıyor.


www.mavisehirdergisi.com

Yeni maceralara yelken açin Monoton giden hayatınıza dur demenin ve yeni maceralara açık olmanın zamanı geldi. Uzun zamandır hayalini kurduğunuz ama yapmaya cesaret edemediğiniz planlarınızı artık ertelemeyin. Doğa yürüyüşü, deniz gezileri, yurt dışı seyahatleri, içinde bulunduğumuz zamana hızla adapte olmanızı sağlayacaktır.

Dünya mutfagini kesfedin Ufkumuzu genişletmenin, farklı kültürleri tanımanın bir başka yolu da dünya mutfağını bilmekten geçiyor. Mutfak, ülkeler için ayrı özel bir kültürel unsurdur. Türk mutfağı da zenginliğiyle dünya mutfakları arasında yerini alır. Dünyanın en iyi mutfaklarından biri de İtalyan mutfağıdır. Yeni lezzetler tatmak, yeni sunumlar öğrenmek hatta hazırlayabilmek kendimizi yenilenmiş hissetmemize yardımcı olacaktır. Eylül - 2015

37


HOBİLERİNİZİ

kesfedin

Bazılarımızın sesi güzel, bazılarımız çok güzel resim çizebiliyor. Bazılarımızın hafızası kuvvetli, bazılarımızın ise el becerileri... Peki sizin yetenekleriniz hangisi ve en son ne zaman kendinize vakit ayırdınız? Mutfakta yeni şeyler yaratmak veya bir doğa yürüyüşünde fotoğraf çekmek. Bütün bunları yapıp hayattan keyif almak aslında çok kolay. Tek yapmamız gereken karar verip kendimize zaman yaratmak...

Pasta yapın Mutfakta vakit geçirmeyi keyifli hale getirmek sizin elinizde... Birbirinden farklı pastalar yapabilir, en sevdiğiniz meyveleri kullanabilir ve şeker hamurları ile istediğiniz şekilleri kendi zevkinize göre uygulayabilirsiniz.

Fotoğraf çekin Fotoğraf çekmek için profesyonel olmanıza, kurslara katılmanıza gerek yok. İçinizden geldiği gibi gözünüze hoş gelen objeleri, doğayı fotoğraflayabilirsiniz.

Resim yapın Vakit kaybetmeden bir tuval alın ve kendinizi renklerin büyüsüne teslim edin. Eğer çizecek bir konu bulmakta sıkıntı çekiyorsanız, sizi en mutlu eden anlarınızı düşünün. Veya önünüze örnek olarak aldığınız bir manzarayı resmetmeye çalışın. Yeteneğinizin her geçen gün ilerlediğini mutlaka fark edeceksiniz. 38

Eylül - 2015


Ahşap eşyalarınıza yeniden can verin yıllardır kullanmaktan sıkıldığınız ahşap dolabınız, yemek masanız, yatak başınız çok basit ve eğlenceli bir yöntemle yepyeni bir görünüme kavuşabilir. El becerilerinizi geliştirmenin bir başka yolu olan ahşap boyama tekniği ile, ahşap eşya veya objelerinizi evinize uygun renklerle yeniden yaratabilirsiniz.

Keçe ile fark yaratın Çeşitli renklerdeki keçeleri birleştirerek bardak altlığından, yastığa, oyuncaktan kokulu keselere kadar birçok şey yaratabilirsiniz.

Takı tasarlayın İşte size tasarım gücünüzü gösterebileceğiniz harika bir fırsat. Hayal gücünüzün sınırlarını zorlayarak farklı renk ve modellerde takılar yapabilir ve sevdiklerinize hediye edebilirsiniz.

Çamur ile rahatlayın İnsanoğlunun çamura şekil vermesi, hayallerini formlara yansıtması, ateşi keşfetmesiyle başladı. Gideceğiniz bir kurs ile hem ruhunuzu dinlendirebilir hem de özgün tasarımlar yaratabilirsiniz.


ALISVERIS Yazın sıcak ve cıvıl cıvıl günlerini geri de bıraksamış olsak bile hala güneş yüzünü göstermeye devam ediyor. Yeni sezonda bizi hangi renkler bekliyor? Hangi aksesuarlar hangi elbiselerle uyum sağlıyor? 2015’in sonbaharında bizleri

Küpe Twist

doğadan ilham alan renkler karşılıyor. Ayrıca koyu renkte seçeceğiniz uzun elbiselerle rengarenk takıları ve çantaları birlikte kullanarak sezonun modasına ayak uydurabilirsiniz.

Bravo Toka Park

Uzun elbise Zara

Etek -Koton

irt Sweatsh

40

Mudo

Eylül - 2015


Çanta Bershka

ngo

a Kolye M

Küpe H&M

Elbise Mango

Ayakkabı Hotiç

Eylül - 2015

41


Doç. Dr. Gürkan ERSOY Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, Acil Tıp Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi “Herkes İçin Acil Sağlık Derneği” Genel Sekreteri

İshali olan hasta ve tedavi yaklaşımı

M

avişehir Dergisi’nin değerli okuyucuları, dergimizin bu sayısında, ishal konusu, tedavisi ve ilkyardım uygulamalarını gözden geçireceğiz. Bu konuyu işlemek istememizde ki amaç gerek sık görülmesi ve de özellikle yaz aylarında bu sıklığın artmasıdır. Yazımızda önce ishal nedir onu tarif edecek, bulgu ve belirtileri nelerdir onlara değinip, yazımızın sonunda tedavisinden bahsedeceğiz. Bebek ve çocuklarda ishal konusu çok daha ciddi ve önemli sağlık sorunu olması, o yaş grubu hastaların, uzmanlık alanımın dışında olması nedeniyle, sadece erişkin hastaları ele alacağız.

Kelime olarak ishal, sulu dışkı yapmak, demektir. Yani, ishal olan hastada hem yaptığımız dışkının cıvıklığı artmıştır hem de gün içinde daha sık tuvalete gidilmektedir. İshalin oluş mekanizmasına baktığımızda, herhangi bir nedenden dolayı (mikroplar, yabancı madde, doğumsal bozukluklar vs.) bağırsakların daha hızlı çalışması sonucu, içinden geçen dışkının suyu yeterince emilemeden, büyük abdest olarak dışarı atılmasıdır. Tabi bunun sonucunda da, bağırsaklar hızlı çalıştığı için, hastada kramp tarzında karın ağrısı, her zamankinden çok sayıda dışkılama, dışkının daha cıvık olması gibi belirtiler ortaya çıkar. Mesela günde 1 defa dışkılayan bir erişkin, ishal olduğu zaman bu sayısı 3-5-10 lara kadar çıkabilir. Yazın ishal daha mı sık görülür? Evet, ishaller, yazın daha sık görülür, çünkü havaların sıcak olması 42

nedeniyle et, et ürünleri, süt, süt ürünleri (dondurma, tereyağı, peynir v.s) süratle bozulup içinde mikrop ürüyerek bizde ishale neden olabilmektedir. Yaz aylarında, ishalle, daha sık karşılaşmamızın bir diğer nedeni de sıcak hava nedeniyle çok miktarda su veya sulu gıdalar almamız sonucu midemiz içinde bulunan asidin sulanması, yani konsantrasyonunun azalması sonucu mikropları öldürücü özelliğinin düşmesi de nedenler arasındadır. İshal olan kişilerde biz hekimler özellikle şunları sorgularız: •Herhangi bir yere yolculuk yaptınız mı? (turist ishali ), •Son günlerde yeni bir ilaç kullanmaya başladınız mı? (özellikle antibiyotik ), •Bulunduğunuz ortamda aileniz veya iş yerinde yine sizin gibi ishal olan kişiler var mı? İshal olan kişideki görülebilen belirtiler: •Dışkımızın cıvıklaşması, sulu hale gelmesi, •Dışkılama sıklığının artması, •Karın ağrısı, •Bulantı, •Kusma ve bunlara eşlik eden ateş ve iştahsızlık İshalin ne gibi yan etkileri vardır? İshal ile birlikte vücudumuz çok miktarda su, sodyum, ve potasyum ve gibi, hücrelerimizin çalışmasında çok önemli yeri olan elektrolitleri, (ana maddeleri) kaybeder. Bunun sonucunda vücudumuz susuz kalır, kendimizi bitkin, yorgun ve halsiz hissederiz. Yaş grupları olarak bakarsak, bebekler, çocuklar ve yaşlılar ishalden çok süratle ve daha ciddi şekilde etkilenirler. İshal olan hastada önemli olan bulgular nelerdir? •İshalin çok şiddetli olması, durmaması, •Kişinin aşırı derecede susuz kalması, •Bitkinleşmesi, •Göz çukurlarının içeri çökmesi, Eylül - 2015

•Cildimizin parlaklık ve gerginliğinin kaybolması, •Kişinin uykuya meyilli olması, •Durdurulamayan bulantı ve kusmalar, bizi rahatsız eden bulgular olmalıdır. Bunların dışında dışkımızda kan görülmesi de anlamlıdır. İshal genellikle virüs dediğimiz etkenlerle olmaktadır. Virüslere etki edecek ilaç elimizde yoktur. Yanlış bilinenin aksine antibiyotiklerde virüslere etki etmez, onları öldürmez. Zaten, ishal genellikle kendiliğinden durur. İshali olan kişi nelere dikkat etmelidir? •Kişinin ishali durmuyorsa, •Şiddetli bulantı ve kusması, dışkısında kan varsa, •Genel durumu bozuluyorsa, •Uykuya meyili varsa, •Ağızdan bir şey yiyip içemiyorsa, •Dışkısı pis kokulu ve sümük içeriyorsa en yakın acil servise gidip muayene olmasında fayda vardır. Sonuç: İshal yaz aylarında daha sık gördüğümüz, dışkılama sayımızın arttığı ve dışkımızın cıvıklaştığı bir hastalık halidir. Genellikle neden virüslerdir, yapılabilecek en büyük hata hekime danışmadan antibiyotik ve/veya ezbere ilaç almaktır. Çünkü bilinçsizce kullanacağımız bu antibiyotik veya ilaçlar ishali daha da arttırabilir. İshal olan kişi kaybettiği sıvıyı yerine koymak amacıyla günde en az 3-4 litre su veya sulu gıdalar (ayran, su, çay v.s.) almalı, yağlı, kızartmalı yemeklerden birkaç günlüğüne uzaklaşmalıdır. Yukarıda saydığımız belirtiler varsa en yakın acil servise müracaat etmelidir. Dikkat etmemiz gereken diğer önemli bir konu ise, özelikle yaz aylarında, bilmediğimiz yerlerde ve mümkün olduğunca evimiz dışında yemek yememek olmalıdır. Nice sağlıklı günlerde görüşebilmek ümidi ile sevgi ve saygılarımı sunarım.


www.mavisehirdergisi.com

KARŞIYAKA, MİDİLLİ EXPO’NUN YILDIZI OLDU Karşıyaka’yı turizmde ‘marka kent’ haline getirmek amacıyla tanıtım çalışmalarına hız veren Karşıyaka Belediyesi, Yunanistan’ın Midilli Adası’nda düzenlenen “EXPO Aegean Turizm - Kültür ve Ticaret Fuarı”na damga vurdu.

Y

unanistan’ın Midilli Adası’nda, 21 - 23 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen EXPO Aegean Turizm - Kültür ve Ticaret Fuarı’nın yıldızı Karşıyaka Belediyesi oldu. Bu yıl 3’üncü kez düzenlenen fuarda, yazılı ve görsel materyaller eşliğinde kentin güzellikleri, tarihi ve turistik değerleri görücüye çıkarıldı. Karşıyaka’nın; yeşili, denizi, sosyal yapısı, sportif ve kültürel kimliğiyle, Avrupa çapında bir “Yaşam Kenti” olduğuna vurgu yapıldı. Yunanistan ve Avrupa’nın çeşitli bölgelerinden gelen turistler, Karşıyaka standına büyük ilgi gösterdi. Konuklara hediye edilen Karşıyaka kitapçığı ve CD gibi çeşitli tanıtım ürünleri, kısa süre içinde tükendi. Uluslararası ortaklıklar Yunanistan, Türkiye ve diğer Avrupa ülkelerinin kendi aralarında turistik, ticari ve kültürel ilişkiler kurması için organize edilen fuarda bu yıl; belediyeler, ticaret odaları ve firmalardan oluşan 140 katılımcı yer

aldı. Fuarı yaklaşık 50 bin kişi ziyaret etti. Organizasyonda bir yandan Karşıyaka’nın tanıtımı yapılırken, diğer taraftan da uluslararası işbirliklerinin kapıları aralandı. Yeni proje fikirlerinin geliştirilmesi, iş ortaklıklarının kurulması ve yatırımcıların kente çekilmesi için önemli görüşmeler yapıldı. 87 Yıllık dostluk Organizasyon kapsamında; Türk Yunan ilişkilerinin güçlendirilmesine olan katkıları nedeniyle, Karşıyaka Belediyesi adına Belediye Başkan Yardımcısı Yavuz Pasa’ya anlamlı bir hediye verildi. Lesvos Derneği Eylül - 2015

tarafından Pasa’ya, 1928 yılında Midilli ve Karşıyaka’nın futbol takımları arasında gerçekleştirilen dostluk maçından görüntülerin yer aldığı bir fotoğraf albümü armağan edildi. Ayrıca, Midilli Adası ve Karşıyaka heyetleri arasında yapılan görüşmelerde, önümüzdeki Nisan ayında aynı fuarın Karşıyaka’da da düzenlenmesi kararlaştırıldı. 43


Fügen Yenilmez fugnyenilmez61@gmail.com

SERAMİK NARLAR N

ar sever misiniz? Tadı gibi şekli de çok güzeldir değil mi? Bolluk ve bereketin simgesidir nar... Bulunduğu mekana bereket getirdiğine inanılır... Şekli, rengi, tadı ve anlamı ile hep sevilir. Şimdilerde simge olarak da evlerimizde çeşitli biçimlerde yer almaya başladı. Sevdiklerimize hediye eder olduk. Sevdiklerimiz için bolluk ve bereket dilemekten daha güzel ne olabilir? Peki bu narlar nasıl yapılır merak ettiniz mi?

boşaltın. Ne çok kalın ne de ince olmalı. Çamurumuz tam kurumadan önce metal bir kaşık ile patine ederseniz, objenin yüzeyi daha pürüzsüz olur. Büyüklü küçüklü birkaç tane yapmanızı tavsiye ederim. Bir arada daha hoş duracaklardır. Bu sıcaklarda kuruma süresi için 3-4 gün yeterli. Ama kışın ve nemli

Seramik nar yapmak için şamutlu çamur veya vakumlu çamur lazım öncelikle. Elle şekillendirip formumuzu verdikten sonra, alt tarafından açacağınız bir delikten oyma aleti ile içini

44

Eylül - 2015

havalarda en az bir hafta bekletin. Seramikte ilk pişirim olan büskivi fırınında piştikten sonra ince bir zımpara ile pürüzleri temizleyin. Nemli bir bez ile tozunu alın. Eğer yıkarsanız da, biraz kuruduktan sonra 2-3 kat sır sürün. Sır fırınından çıkan narların rengi merakla beklenir. Narlar genelde kırmızı boyandığı için, kırmızı renk istenen tonunu yakalamak zordur. Eğer sırınızı güzel sürdüyseniz, fırından çıkan işlerinizin keyfini ve gururunu yaşamak seramikçinin en güzel anlarında biridir. Evinizde, işyerinizde ya da bir arkadaşınıza giderken kendi yaptığınız objelerle, gittiğiniz mekanı bolluk ve bereket simgesi ile şenlendirmek güne güzel bir başlangıç olacaktır.


Kışa girerken sağlıklı ve ışıl ışıl saçlar için…

B

u sene yaz çok sıcak ve güneş çok kavurucuydu. Böyle olunca da birçoğunuz kendini denizin serin sularına bıraktı çoğu kez. Denizin tuzu, havuzların kloru ve yakıcı güneş ışınları saçların kurumasına ve şekilsiz bir hal almasına neden oldu. Şimdi ne yapmalı? Saçlarınızın yeniden sağlıklı, ışıl ışıl olması için tabii ki; Kuaför Hüseyin’e danışılmalı. Kuaför Hüseyin Erken ve ekibi kullandıkları Schwarzkopf profesyonel saç bakım ürünleriyle her zaman olduğu gibi saçlarınıza uygulayacakları bakımla, yeniden sizleri ışıl ışıl sağlıklı saçlara kavuşturacaklardır. Saçlarınız için her zaman dediğimiz gibi doğru adres; Kuaför Hüseyin Erken. Çünkü burada her zaman güleryüzle karşılanır ve evinizdeymiş gibi rahat hissedersiniz. Burada hijyene çok önem verilir, saçlarınıza bakım gerekiyorsa en kaliteli ürünlerle bakımı yapılır, kışa girerken saçlarınız yeniden sağlıklı ve ışıl ışıl olur. Kuaför Hüseyin Erken’e “bu yıl saçlarda moda ne” diye sorduğumuzda aldığımız yanıt şöyleydi. “bu yıl özellikle saçlarında fazla beyazı olanların yılı diye biliriz. Mavi gri tonlar revaçta. Kahvelerde kızıl dokunuşlar ve daha doğala yakın renk tonları tercih edilecek.” Saç modellerinde trendi yakından takip eden Hüseyin Erken “ bütün kadınlar güzeldir, yeter ki kendisine bakmasını bilmeli, biz de güzelliklerine katkıda bulunuyorsak ne mutlu bize” diyerek sözlerini noktaladı. Saçlarınızı Kuaför Hüseyin Erken’e gönül rahatlığı ile teslim edebilirsiniz.

Adres: 6351 Sokak No: 40/B Atakent- Bostanlı-İZMİR Tel: 0232 336 14 74


Özgür Muharrem ŞİŞİK Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr

Sigorta sektörü açısından “hırsızlık” H

ırsızlık kelime anlamı olarak, mülkiyeti kendine ait olmayan bir taşınır malı mülkiyet sahibinin rızası olmaksızın alıkoyma, kullanma ya da menfaat sağlama eylemi olarak tanımlanabilmektedir. Sigorta sektörü açısından ise hırsızlık biraz daha farklı değerlendirilmektedir. Bir eylemin hırsızlık olarak kabul edilebilmesi için bazı ön şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bunlar genel şartlarda listelenmiştir. Bir eylemin hırsızlık olarak kabul edilebilmesi için aşağıdakilerden en az birinin gerçekleşmiş olması gerekmektedir.

•Kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla girmek, •Araç, gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanma veya aşma suretiyle girmek, •Kaybolan, çalınan veya haksız yere elde edilen asıl anahtarla veya anahtar uydurarak veya başka aletler veya şifre yardımıyla kilit açma suretiyle girmek, •Sigortalı yerlere gizlice girip saklanarak veya kapanarak gerçekleştirmek, •Öldürme, yaralama, zor ve şiddet kullanma veya tehditle yapılmak. Bu şartların öne sürülmesinde tabi ki bir neden var. Sigortalılar her türlü sigorta branşında olduğu gibi, hırsızlık riskine karşı da sanki sigortalı değilmişcesine gerekli tedbirlerini almak zorundadır. Örneğin evin kapısını, penceresini açık bırakmamalıdır. Tüm önlemlere 46

rağmen yine eve hırsız girebilir ama kapıyı pencereyi kırması, zorlaması vs gereklidir. Başka türlü içeri giremeyecektir. Bu durumda da sigortalı kendi önlemini almış olduğundan, yükümlülüğünü yerine getirmiş olmakta, sıra sigorta şirketinin hasarı tazmin etmesine gelmiştir. Çalınma ihtimali yüksek olan eşyalarımızı açıkta bırakmamak, demir parmaklık, alarm gibi önlemler almış olmak, aracımızı çalışır durumda bırakıp başından uzaklaşmamak, aracımızın anahtarını otopark, vale gibi tanımadığımız kişilere teslim etmemek gibi önlemler de yine sigortalının dikkat etmesi gereken konulardır. Günlük yaşantımızda hırsızlık olarak değerlendirilip de sigortacılık da farklı şekilde adlandırılan bazı durumlar söz konusudur: Aşırma: Yukarıda saymış olduğum şartlar meydana gelmeksizin yaşanan hırsızlık olayları sigorta sektörü açısından aşırma olarak adlandırılır. Anahtarı üzerinde bulunan bir aracın çalınması, faal haldeki bir işyerinden bir malzemenin çalınması, penceresi açık bırakılmış bir eve giren hırsızın birşeyler çalması aşırma olaylarına örnek olarak verilebilir. Aşırma olayları sigorta poliçeleri kapsamlarının dışındadır. Yani sigorta şirketleri aşırmaya ilişkin zararları ödememektedir. Eylül - 2015

Emniyeti suistimal: Bir işletmede iş akdi ile (SGK) çalışmakta olan kişilerin, işletmeye nakit, kıymetli evrak ve bunlarla ilgili işlemlerde kasıtlı olarak işletmeye vereceği zararlar emniyeti suistimaldir. Bir şekilde hırsızlık türü olsa da, eğer poliçemizde emniyeti suistimal teminatımız yoksa hasarımız ödenmeyecektir. Hırsızlık hasarlarında tazminat ödenmesi Hırsızlık hasarının meydana geldiğini farkettiğimiz anda kolluk güçlerini (polis/jandarma) bilgilendirmeli ve gerekli raporları tutturmalıyız. İlk rapor tarihinden itibaren 30 günlük bir bekleme süresi geçtikten sonra, eğer çalınan kıymet bulunamamışsa, yine aynı kolluk gücünden “bulunamadı yazısı” almamız gerekmektedir. Bu evrakla birlikte gerekli diğer evrakları da sigorta şirketine iletmemiz durumunda, hasar ödeme sürecimiz tamamlanacak ve tazminatımız ödenecektir. Bu 30 günlük bekleme süresi içinde, çalınan kıymetimizin bulunması da mümkün olabilir. Bu durumda eğer kıymetimizde bir zarar görme söz konusu ise, sigorta şirketi bu zararımızı tazmin edecektir. Genel hatları hırsızlık kavramı hakkında bilgi vermeye çalıştım. Fakat hırsızlık konusu çok ince çizgilerle değerlendirilen bir konudur. Her türlü sorunuzu mail adresimden bana iletebilirsiniz.


İzmir’in kalbi

KABİN EKİBİ

EGE PARK’ta atıyor


Satmak veya kiralamak istediğiniz gayrimenkulleriniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

SİTE İÇİNDE VİLLA - 256 m2 / 3+1

Doğa harikası evinizin keyfini çıkarın 485 m2 bahçe •jakuzi •high gloss mutfak •özel kaplamalı iç kapılar •1. sınıf seramik •akıllı ev sistemi •elektrikli panjur •klima •şömine •bodrum •kış bahçesi •dış cephe mantolama ve ithal ahşap siding

850.000 TL - Güzelbahçe - İzmir / Detaylar için: 0(549) 501 8832

Özdere - 240m2

Denize 100m, kendi özel plajı, içi full yapılı dublex

550.00 TL / Detaylar için: 0(506) 135 54 05 - 0(549) 501 8832

FOLKART TOWERS - 162 m2 19. Kat

İzmir’in en prestijli yaşam merkezinde 19. kat körfez manzaralı •kapalı otopark •güvenlik •sosyal tesis •spor merkezi •lüks restoranlar ve kafeler. İç dekorasyonu tamamlanmıştır.

Ön görüşme ile fiyat bildirilecektir - Folkart Towers / Detaylar için: 0(549) 501 8832 48

Eylül - 2015


www.mavisehirdergisi.com

Eylül ve Ekim aylarına özel fırsatlar

Nergis 2+1 - 105 m2

Ara kat ankastre mutfak, hilton banyo, otomatik panjur, asansör, nergiz metro istasyonuna 2 dakika yürüme mesafesinde. 280.000 TL 260.000 TL / Detaylar için: 0(506) 135 54 05 - 0(549) 501 8832

Demirköprü 3+1 - 160 m2

Bahçede barbekü alanı, fitness salonu, ara kat ankastre mutfak, hilton banyo, otomatik panjur, asansör, demirköprü metro istasyonuna 2 dakika yürüme mesafesinde. 385.000 TL 350.000 TL / Detaylar için: 0(506) 135 54 05 - 0(549) 501 8832

5+1 Doublex - 260 m2

Barbekülü teras, ebeveyn banyolu yatak odası, ara kat ankastre mutfak, hilton banyo, otomatik panjur, asansör, demirköprü metro istasyonuna 2 dakika yürüme mesafesinde. 450.000TL 385.000 TL - Detaylar için: 0(506) 135 54 05 - 0(549) 501 8832

SATILIK veya KİRALIK - 152 m2 / 3+1

Körfez ve İzmir manzaralı •akıllı daire sistemi •yerden ısıtma •ankastre mutfak • •katlı otopark •fitness merkezi •bireysel kombi (Bosch) •Tüm daireler standarttır

Bayraklı - Onur Mh. - İzmir / Fiyat bilgisi için lütfen iletişime geçin: 0(549) 501 8832 Eylül - 2015

49


GYMBOREE PLAY & MUSİC MAVİŞEHİR ETKİNLİK MERKEZİ 2. YAŞINDA İZMİR ANNELERİNİ YALNIZ BIRAKMADI İzmir’deki ilk Gymboree Play & Music Etkinlik Merkezi olan Gymboree Play & Music Mavişehir Etkinlik Merkezi, İzmir’de yaşayan annelerin ilk ortak buluşma portalı olan İzmir Anneleri Topluğu ile bir araya gelerek topluluğun 2. kuruluş yaşını keyifli bir etkinlik ile kutladılar. “Bir kadın değişirse, toplum değişir.” fikrinden yola çıkarak çalışmalarını sürdüren İzmir Anneleri Topluluğu geçtiğimiz yıl farklı tarihlerde İzmir

Özel Türk Koleji’nde gerçekleştirdiği “Anneler ve Çocukları” ve “2 Yaş Sendromu” seminerlerinden sonra şimdide Gymboree Play & Music Mavişehir Etkinlik Merkezimiz ile ortak bir çalışmaya imza attı. İzmir Anneleri Topluluğu kurucusu Sibel Türsen’in açılış konuşmasını yaptığı ve Folkart Towers Carrera Fitness&Spa Merkezinde havuz başında gerçekleştirilen etkinlikte İTK Anaokulları Direktörü Burçin Bozok ve Gymboree Etkinlik

Merkezi Sorumlusu Mine Özdemir de Gymboree Play & Music Etkinlik Merkezimiz hakkında katılımcılara bilgiler verdi. Etkinlikte ayrıca çocuklar ve aileleri, Gymboree öğretmenlerimiz Rüyagül Sak (Play& Art öğretmeni) ve Sinem Sarı (Müzik Öğretmeni) eşliğinde Gymboree’nin özel paraşüt etkinliğine ve ritim çalışmalarına katıldılar. Etkinliğin sonunda katılımcılara bugünün anısına yapılan çekiliş ile hediyeler de verildi.

SUHANDAN ÖZAY DEMİRKAN’IN

Ottoman Dreams (Osmanlı Düşleri) Sergisi, Uluslarası Çağdaş Tekstil Sanatı Triennali’nde V-4 Ülkeleri olarak bilinen Slovakya, Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti Kültür Bakanlıklarınca düzenlenen Textile Art of Today (Bugünün Tekstil Sanatı) adlı etkinlik de “sınırsızlık” kavramında 150 sanatçının katılımıyla düzenleniyor. Modern Tekstil Sanatının gelişiminde öncü sanatçılar yetiştirmiş olan bu ülkeler, aynı zamanda köklü birer tekstil geçmişine de sahipler. V-4’ün bugün de sanatta güçlü bir dayanışma içinde olduğu görülüyor… Bunun kanıtı olarak, 17 Eylülde Bratislava’da (Slovakya) açılacak sergi 2016 yılı boyunca V-4 ülkelerinde çeşitli müze ve galerilerde sergilenecek… Uluslararası Lif Sanatçısı ve akademisyen SUHANDAN ÖZAY DEMİRKAN da Ottoman Dreams (Osmanlı Düşleri) adlı kâğıt ayakkabı koleksiyonu ile sergiye katılıyor. Sanatçı, çalışmalarında artizanal 50

işlerin üstünlüğünü ve el becerisinin sürekliliğini vurguluyor. Demirkan, işlevselliği lif, dantel gibi doğal malzemelerle kurgulayıp Osmanlı formu ayakkabıları birer heykel olarak tasarlıyor… Sanatçı çalışmalarının, bir kadının yaşamının farklı evrelerinde düşlediği farklı ayakkabılar üzerine bir fantezi olduğunu belirtiyor. Düş ile gerçeğin, dün ile yarının, gelenek ile modernitenin, yerel ile evrenselin kesiştiği bir an üzerine kurgulanan bir fantezi… Sanatçı, bütün bunların yanında elbette, sanat ve zanaatın ne denli özgür bir yaratıcılık sahnesi oluşturduğunu da kanıtlıyor… Son dönemdeki çalışmalarını gelenekler ve gelin temaları üzerine yoğunlaştıran sanatçı, ayrıca çalışmalarında günümüzdeki hightech dünyasına da göndermeler yapmış. Demirkan’a göre teknolojinin Eylül - 2015

yaşamın her alanına girdiği günümüzde siber ve sentetik çevre bizleri doğal dünyadan, doğallıktan, bir bakıma da geçmişten, geleneklerden ve el yapımı incelikten uzaklaştırıyor… Suhandan Özay Demirkan’a göre, insanların gittikçe belleksizleştiği bu dönemde hatırlanması, unutulmaması gereken çok şey var. El işçiliği ve geleneksel beceriler de hatırlanması gerekenlerin başında geliyor. Bu bakımdan Osmanlı Düşleri adlı sergisi, Demirkan’ın geleneğe ve el ustalığına bir saygı duruşu…


www.mavisehirdergisi.com

AKLINIZDA BULUNSUN

Tanıtımınız için rezervasyon Tel. 0 (549) 323 30 31

KABİN EKİBİ REKLAM ve TASARIM AJANSI

Reklamın bir harcama değil, bir yatırım olduğunun bilincinde, ucuz işçiliğin önemsenmediğinin farkında olan kişilerle tanışmaktan mutluluk duyacağız. Birçok ulusal markanın ajansı olan Kabin Ekibi, sıradışı tasarım ve fikirlerle kaliteli ve güvenilir hizmet vermeye devam ediyor. 0(549) 501 8832 0(232) 330 0 500 www.kabinekibi.com.tr

SOFT COTTON’DAN YAT SAHİPLERİNE KALİTELİ, ANTİBAKTERİYEL HAVLU ve BORNOZLAR BİR TIK ÖTEDE... Yat sahiplerinin keyifle ve zevkle kullanacağı ürünler çok elit ve kaliteli modellerden oluşuyor. Kalite odaklı ve zor beğenenlerin tercih ettiği Soft Cotton ürünlerine online satış olanağı ile www.softcotton.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz. SOFT COTTON bir GÖKHAN TEKSTİL markasıdır. GÖKHAN TEKSTİL, 1987 yılından beri dünyanın ünlü markalarına üretim yapan entegre (ipliğini, dokumasını, boyamasını, konfeksiyonu kendisi üreten) bir tekstil fabrikasıdır. Dünya piyasasına 28 yıldır havlu ve bornoz üreten Gökhan Tekstil ‘‘Soft Cotton’’ markası ile iç piyasada zor beğenenlere havlu ve bornozların en iyilerini sunmaktadır. www.softcotton.com.tr

BOSTANLI LPG

Hizmet alanımız Mavişehir, Şemikler, Bostanlı, Demirköprü ve Aksoy’dur. Ramazan Feyzullahoğlu ve ortağı.

Ahmet Pendikli (1796 sokak) No:11/A Bostanlı Tel: 0232 362 86 86

Eylül - 2015

OTEL AYAZMA ALAÇATI Alaçatı’nın merkezinde gürültüden uzak; konforlu odaları ile harika bir tatil sizleri bekliyor... Tokoğlu Mahallesi 1043 Sokak No: 11 ALAÇATI / İZMİR Tel: +90 232 7166999

ALAÇATI TATLICISI İMREN’in YENİ GÖZ BEBEĞİ

Alaçatı’nın en eski tatlıcısı İmren’in Reçel, Kurabiye ve Türk Kahvesi ürünleri artık Sakızlım markasıyla huzurlarınızda... Seçkin marketler ve şarküterilerde bulabileceğiniz Sakızlım ürünleri, Alaçatı’nın en sevilen tatlıcısı İmren’in eserleri. Hasan Kaşif Ölmezer ve Kahyan Ölmezer kardeşler; dedelerinden kalma tatlıcılık mesleğini çocukları ve tüm ailesiyle birlikte yeni bir boyuta taşıyarak birbirinden lezzetli ve doğal ürünleri evlerimize taşıyorlar. Yakında internet sitelerinden de Türkiye’nin her yanına ürün gönderecek olan İmren Tatlıcısı yeni markasının heyecanını yaşıyor. Logo ve Ambalaj tasarımları Kabin Ekibi Tasarım Ajansı tarafından yapılan ürünlerin detaylı bilgisi için www.alacatiimren.com adresini ziyaret edebilirsiniz. 51


DERGİ İNDEKSİ

Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.

Atölye Tat 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 30 60

Capri Pizza Mavişehir www.capripizza.co

MakroYapı Tel +90 232 329 80 29 329 90 29

Arkas Sanat Merkezi 1380 Sokak No:1 Alsancak Tel: 0232 464 66 00

Ege Park AVM Tel: 0(232) 324 44 34

Uzm. Dr. Tolga Enver Yücetürk Adres: 6518 / 6 Sk. Beyaz Nokta Blokları No:2 Kat:4 D:10 Yalı Mahallesi Atakent - İzmir Tel: 0(232) 336 42 40

Bafra Pidecisi Adres: Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 Mavişehir Tel: 0(232) 336 72 64

Kuaför Hüseyin Erken 6351 Sokak No: 40/B AtakentBostanlı Tel: 0232 336 14 74

Beyaz Lale Çınarlı Çiçek Market Anadolu cad. No:7/3 Çınarlı/İzmir Tel: 0 232 435 96 76

Karşıyaka Ocakbaşı Caher Dudayev Bul. No:106/A Atakent Tel: 0232 330 14 11

ŞEHİR REHBERİ Alo Trafik Ambulans Bilinmeyen Numaralar Elektrik Arıza İtfaiye İzsu Arıza Polis İmdat Sahil güvenlik Telefon Arıza Uyandırma Başkent Üni. Zübeyde Hanım Hast. İkinci Yaşam Diyaliz Merkezi Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Karşıyaka Devlet Hastanesi MedicalPark İzmir Hastanesi Özel Egem Fizik Tedavi Dal Merkezi Özel Kardiyo Kardiyoloji Dal Merkezi Özel Karşıyaka Göz Hastanesi Özel Karşıyaka Tıp Merkezi Özel Zübeyde Hanım Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Ege Üniversitesi Hastanesi 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Central Hospital El ve Mikrocerrahi Hastanesi Kent Hastanesi Özel Altınordu Hastanesi Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi Ege Sağlık Hastanesi Egeria Çocuk Sağlığı Özel Atakent Polikliniği Özel Bostanlı Sağlık Polikliniği Özel Yalı Polikliniği Özel Nergiz Sağlık Polikliniği Özel Çiğli Polikliniği

VETERİNER KLİNİKLERİ Pet-Vet Mavişehir Veteriner Kliniği Atakent Veteriner Kliniği Bostanlı Veteriner Polikliniği

YARDIM

Kardelen Çilingir Karşıyaka Güvenlik DGS Alarm ve Güvenlik Sistemleri Çilingir Bay Adem

DİŞ POLİKLİNİKLERİ Asude Polat

381 77 88

RESTORAN VE CAFELER 15 4 112 118 18 6 1 10 185 155 15 8 121 135

HASTANELER VE POLİKLİNİKLER

Çocuk Hastanesi Ege Üniversitesi Kızılay SSK Tepecik

Stodio 35 Workout 6523 Sokak Park Yaşam Ofisleri 32/B Giriş Kat:3 Daire:317

EVLERE SERVİS

LÜZUMLU TELEFONLAR

KAN MERKEZLERİ

Wood&Iron Tel: 0534 494 88 53 0507 548 58 10

241 10 00 382 06 07 330 64 50 366 88 88 399 50 50 367 70 70 336 35 35 362 54 54 369 00 83 323 45 45 461 93 33 336 11 95 483 14 14 343 13 43 412 22 22 463 64 65 441 01 21 386 70 70 483 56 87 433 0084 464 24 00 462 27 27 463 77 00 489 35 35 336 11 95 433 06 08 388 28 61 421 47 89 433 38 74 368 96 66 337 02 08 336 44 89 330 55 16 441 92 16 381 28 22 376 14 96 337 21 36

0539 235 25 87

Red Dragon - Uzak Doğu mutfağı Kervan Kebap Pide - Karşıyaka Mc Donald’s

483 00 79 347 09 00 369 81 86

MARKET ve ŞARKÜTERİ Albayrak Market - Mavişehir Ömerağa

324 04 03 0(507) 185 11 56 368 11 24

Tire Market Şarküteri

290 06 22

SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLER Karşıyaka Briç Derneği 368 73 08 Dance Castle Gençlik ve Spor Derneği 369 02 65 Karşıyaka Spor Kulübü 368 69 95 Bostanlıspor Gençlik SK Derneği 337 35 34 433 38 58 İzmir Dağcılık Kulübü Ege Açık Deniz Yat Kulubü 484 64 65 İzmir Fotoğraf Sanatları Derneği 464 32 12 BESİAD 330 90 01 Mavişehir TSM Platformu Derneği 0532 788 93 33 Mavişehir Tenis Atölyesi 0505 580 00 25

ÜNİVERSİTELER

Ege Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Özel İzmir Ekonomi Üniversitesi Özel Gediz Üniversitesi Özel İzmir Üniversitesi Özel Yaşar Üniversitesi Özel Şifa Üniversitesi

TİYATROLAR

311 10 10 412 12 12 750 60 00 329 35 35 279 2525 355 00 00 246 49 49 411 54 07 308 00 00

Karşıyaka Oda Tiyatrosu İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Mavi Tiyatro Konak Sahnesi Bornova Sahnesi Ege Sanat Merkezi Hamle Tiyatrosu Tansaş Çocuk Tiyatrosu Pınar Çocuk Tiyatrosu Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu

369 64 87 368 22 39 445 00 71 483 50 35 343 04 33 381 64 06 484 44 70 484 48 28 463 15 15 362 61 61

Gelecek Dershaneleri Fen Dershanesi Körfez Dershanesi Sınav Dergisi Dershanesi Uğur Dershanesi Bostanlı Sürücü kursu Karşıyaka Sürücü Kursu Yalı Sürücü Kursu Sinem Sürücü Kursu Profesyonel Diyalog Dil Okulu Yeni Adım Yabancı Dil Kursu Deniz İngilizce Kursu

369 11 55 368 77 73 369 88 99 446 37 37 381 23 92 362 97 45 63 72 83 372 17 63 367 00 12 368 93 01 330 55 66 330 73 66

EĞİTİM KURUMLARI

Haftanın her günü servis

RESTORAN VE CAFELER Red Dragon Servet’in Yeri Dante Cafe & Bar Kordon Boyu Balık Pişiricisi Club En Velo La Sera Pepe Rosso Deniz Restaurant Karşıyaka Deniz Restaurant Mavişehir Kervan Döner Kebap Pide Salonu MyMaya Mc Donald’s Borga Çiğ Börek

483 00 79 362 51 51 323 03 17 464 80 90 463 28 69 464 25 95 464 48 93 364 44 64 324 10 20 323 21 22 324 59 70 369 81 86 330 24 12

PASTA VE UNLU MAMÜLLER Pastafoni Pasta Rüzgarı Lolipop Düşler Roka Mutfak Atölyesi

TAKSİ DURAKLARI

330 47 17 364 65 60 0531 335 67 60 336 78 90

Atakent Bostanlı Birlik Bostanlı Köprü Mavişehir Etap Karşıyaka Merkez Umur Mavişehir Taksi

350 10 77 362 28 28 362 80 00 324 01 00 381 37 15 330 17 92 324 08 82

Ulusoy Turizm Kamil Koç Turizm Pamukkale Turizm Varan Turizm Metro Turizm

362 41 53 336 31 39 330 52 01 362 19 92 362 02 52

Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkezi İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Postacılar Kültür Merkezi Puntart Bülent Ecevit Kültür Merkezi İsmail Cem Kültür Merkezi Aydans Sanat Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Sabancı Kültür Merkezi Alman Kültür Merkezi İZFAŞ Sanat Galerisi İtalyan Kültür Merkezi Fransız Kültür Merkezi Ziya Gökalp Kültür Merkezi

369 27 90 368 22 39 363 30 37 369 45 58 361 06 23 361 60 19 364 21 90 483 85 20 446 06 64 489 56 87 482 12 70 421 52 42 463 69 79 366 44 59

OTOBÜS ŞİRKETLERİ

KÜLTÜR MERKEZLERİ

MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ

1. Etap Yönetim 2. Etap Yönetim Albatros Yönetim Soyak A Bölgesi Soyak B Bölgesi

Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya

52 bilgi@mavisehirdergisi.com adresine iletişim bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.

324 10 12 324 10 14 324 25 26 324 60 93 324 55 70


Yeni evinize taşınma vakti NEDEN JETS ESTATE? Uzmanlarımız sayesinde kısa zamanda sonuç alın. Satmak ya da kiralamak istediğiniz gayrimenkulleriniz, sahip olduğumuz geniş portföy ve deneyimli uzmanlarımız sayesinde en kısa zamanda sonuca ulaşır. Teknolojinin gücüne tanık olacaksınız. Portfoyümüzde olan müşterilerimize kendi kurumsal web sitemizden kullanıcı hesabı ile yapılan her işlem için bilgilendirme ve 7/24 online müşteri desteği verilir. Doğru yatırım danışmanlığı. Şirket bünyemizde bulunan kurumsal ve bireysel gayrimenkul uzmanlarımızla birlikte doğru yönlendirme desteğini alarak sahip olduğunuz gayrimenkulleriniz doğru fiyatlandırılır.

Yatırımınızı içinize sinerek yapın. Şirket politikası olarak bizim istediğimiz değil, kendi tercihiniz olan gayrimenkul uzmanlarımızla çalışabilirsiniz. Güçlü portföy, güçlü referanslar. Karşıyaka bölgesinde çalıştığımız 4 farklı inşaat firması ve yaklaşık 260 konutla birlikte, müteahhit firmaların satış ve koordinasyon hizmetlerini de üstlenerek, bireysel müşterilerimizi de daha düşük maliyetlerle ev sahibi yapıyoruz. Hedefimiz, dostluğunuzu kazanmak. 2016 yılında İzmir ili içerisinde ve çevresinde Güzelbahçe, Çeşme ve Kuşadası olmak üzere 3 şubemizle daha hizmetinize girerek geniş çapta müşteri memnuniyeti sağlamayı hedefliyoruz.

www.jets.estate • 0(232) 330 0 500

DANIŞMANLIK HİZMETİ VERDİĞİMİZ REFERANSLARIMIZ Akiz İnşaat - Burak İnşaat - Erman İnşaat - Yükselen İnşaat - Kayalar İnşaat



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.