Marketing Europe & Anatolia Tarih: Aral覺k 2011 Say覺: 2
İçindekiler
Marketing Europe & Anatolia Sayı: 02 Tarih: Aralık 2011 İmtiyaz Sahibi Agency Europe & Anatolia aeanews@aeanews.com.tr P.K.: 112 34725 Kızıltoprak—İstanbul ‐ Tr. Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu elvineksioglu@gmail.com P.K.: 112 34725 Kızıltoprak—İstanbul ‐ Tr. Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia Katkıda Bulunanlar Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Seler Cebecioğlu İlancılık Reklam Ajansı İlan Rezervasyon Melis Deniz Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia Feneryolu Mah. Kızıltoprak İstasyon Cd. Gül Ap. B Blok No: 30 D:11 Kadıköy ‐ İstanbul ‐ Tr. Tel: +90 216 414 49 98 e‐mail: meadergi@gmail.com Marketing Europe & Anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e‐dergidir. Bu yayının tüm hakları Agency Europe & Anatolia haber ajansına aittir.Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, maka‐ lelerdeki görüşler yazarlara aittir. Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.
Kısa Kısa
02 - 11
Röportaj
Medya
12 -15
17 -19
Röportaj
Reklam Dünyası
20 -23
25 –27
Gezi
Sinema
28– 33
34
Kültür –Sanat
Nostalji
36–37
38
Marketing Europe & Anatolia / 1
Kısa Kısa
Türk Bankacılarının Fransa Çıkartması... Türkiye, Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen ve ödeme sistemleri sektörünün, dünyadaki en büyük ve en saygın etkinliği olarak kabul edilen Cartes 2011 Zirvesi’nin “onur konuğu ülkesi” olarak açıklandı. Türkiye bu ünvanı ile, kartlı ödeme sistemleri sektöründe Avrupa’nın en büyük pazarlarından bir olduğunu olduğununu, bir kez daha kanıtlamış oldu. Toplam 150 ülkeden 1.300 delege, 450 katılımcı firma ve 20 bin ziyaretçisi ile, “ödeme sistemleri sektörünün geleceğini şekillendiren, en son yenilik ve teknolojileri dünyaya duyuran bu büyük etkinlik kapsamında, Türk Ödeme Sistemleri Sektörü temsilcileri ve Türk bankacıları, deneyimlerini ve başarı öykülerini Avrupalı meslektaşları ile paylaştılar.
9.Finans Zirvesi... Yüzyılın krizi olarak tanımlanan ve beşinci yılına giren finansal kriz dünya genelinde uzmanlar tarafından tartışılmaya devam ediyor. Türkiye’de kriz algısını ve yönetimini, krizden çıkılması için uygulanması gereken politikaları uzmanların görüşleri doğrultusunda 1 Aralık tarihinde gerçekleşecek olan 9. Finans Zirvesi, üç ana başlık altında dünyada uygulanan çözümlerin krizden çıkışa neden yeterli olmadığını ele alıyor. Türk reel sektörüne odaklanılacak olan ikinci oturumda, finansal kriz boyunca diğer ülkelere göre bir daha normal bir süreç geçiren Türkiye ekonomisinin 2001 krizinden beri geçirdiği dönüşüm irdelenecek. Türkiye’deki reel sektörün önemli temsilcileri kriz döneminde sektörlerin performanslarını ve gelecek beklentilerini tartışacaklar. performansını değerlendirecekler. Konferans hakkında daha detaylı bilgiye www.finanszirvesi.com adresinden ulaşılabilir.
2 / Marketing Europe & Anatolia
Geleceğin Kadın Liderleri… İkinci kez hayata geçirilen “Geleceğin Kadın Liderleri” projesi ile bu yıl eğitim verilen 61 genç kadın düzenlenen törenle sertifikalarını aldı. KAGİDER, sanofi-aventis’in desteği ile ikinci kez hayata geçirdiği “Geleceğin Kadın Liderleri-GKL” projesini, üniversiteden yeni mezun 61 genç kadının katılımı ile tamamladı. Katılımcılar, 410 aday arasından seçilerek eğitime kabul edildiler. Katılımcılar, sağlık, bankacılık, perakende ve telekomünikasyon sektörlerinin temsilcilerinden de doğrudan bilgi alma şansını yakaladılar. Sertifikalarını alan genç kadınlara, iş arama süreçlerinde 6 ay boyunca KAGİDER desteği de veriliyor.
Altın Pusula Başlıyor… Türkiye Halkla İlişkiler Derneği tarafından düzenlenen 11. Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri yarışmasına başvurular başladı. Türkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD) tarafından halkla ilişkiler sektöründeki hizmet kalitesini arttırmak ve mesleki gelişimi desteklemek amacıyla bu sene on birincisi gerçekleştirilecek olan “Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri” yarışmasına başvurular başladı. Yarışmaya katılmak isteyen adaylar, 20 Ocak 2012 – Cuma gününe kadar www.altinpusula.org sitesinden başvurularını yapabilecek. Kategori ödüllerinin yanı sıra bu yıl, Büyük Ödül ve Jüri Özel Ödülü’ne ek olarak, TÜHİD’in Birleşmiş Milletler Kalkınma Teşkilatı UNDP ile yaptığı işbirliği neticesinde, sosyal ve çevresel etkileri en iyi ele alan projeye ‘UNDP Özel Ödülü’ verilecek.
Dünyanın Zirvedeki 50 İş Kadını… Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Financial Times tarafından düzenlenen “Dünyanın Zirvedeki 50 İş Kadını (Top 50 Women In World Business)” listesinde ikinci sırada yer aldı. Güler Sabancı sadece Türkiye’nin en büyük finansal ve sanayi şirketler grubundan biri olan Sabancı Topluluğu’nun ana şirketi Sabancı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı değil, aynı zamanda ülkenin kültürel hayatında da önemli bir güç. Güler Sabancı, aralarında Eski ABD Başkanı Clinton’ın filantropi kuruluşunca “Kurumsal Liderlik” için verilen Küresel Vatandaşlık Ödülü de olmak üzere, birçok ödül ve nişanın da sahibi.” Yazı şöyle devam etti: “Yirminci yüzyılın başında dedesi Hacı Ömer Sabancı tarafından kurulan şirketin üçüncü nesil yöneticisi. Pamuk ve tekstil ticaret şirketi olarak kurulan şirket, şimdi finansal hizmetler, lastik, çimento, enerji ve perakende sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Filantropiyle yakından ilgili olan Güler Sabancı, Sabancı Üniversitesi’nin kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sakıp Sabancı Müzesi’nin Yönetim Kurulu Başkanı. Aynı zamanda 1974’ten beri sosyal programlara 1.5 milyar dolarlık katkı sağlayan Haci Omer Sabanci Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor.
Avea ‘BİZ’… İşiniz “Biz”e gelişir ve büyür diyen Avea, AveaBiz Mobil Akademi platformu ile cep telefonlarını aynı zamanda birer eğitim aracı haline getirerek, kurumsal müşterilerinin tüm eğitimlerini mobil ortama taşımalarına olanak sağlıyor. Şirketlerin eğitim maliyetlerini azaltarak, çalışanlarının gelişimine daha fazla destek olma fırsatı sağlayacak olan proje, şirket çalışanlara yabancı dil öğrenme avantajı da sunacak. AveaBiz Mobil Akademi, çalışan verimliliğini artırmak ve sektörel rekabet avantajı sağlayarak eğitimlerin sınıf içi maliyetlerini düşürmek ve çalışanları bir araya toplama zorluğunu ortadan kaldırmak isteyen kurumların iş süreçlerinde değerlendirecekleri bir platform olacak. Detaylı bilgiye http://www.avea.com.tr adresinden ulaşılabilir.
Türkiye, Avrupa’nın En “Girişimci” Ülkesi... Amway Avrupa tarafından yaptırılan 2011 Girişimcilik Araştırması sonuçlarına göre “Girişimcilik Ruhu” tüm Avrupa’yı etkisi altına alıyor. Kendi işinin patronu olma, esnek çalışma saatleri, kendi fikirlerini uygulayabilme özgürlüğü girişimciliği destekleyen nedenlerin başında geliyor. Bilgi eksikliği ile başarısızlık korkusu ise girişimciliğin önündeki en büyük engeller. Araştırma sonuçlarına göre girişimciliğe olumlu bakma ve kendi işini kurma konusunda en cesaretli ülkeler sıralamasında % 50’lik oranlarla Türkiye ve İsviçre başı çekiyor. Türkiye’de özellikle 15–29 yaş aralığındaki her 2 kişiden 1’i kendi işini yapabileceğine inanıyor. Bölgesel olarak baktığımızda ise Marmara Bölgesi, girişimciliğe olumlu bakma konusunda bir numarayı alıyor.
Marketing Europe & Anatolia / 3
Kısa Kısa
Özen Grup, 2012 Yılını Atılım Yılı İlan Etti... Gıda perakendeciliği sektöründe 22 yıldır faaliyet gösteren Özen Grup, 2012 yılını ‘Büyüme ve Atılım Yılı’ ilan etti. Temelleri 1979 yılında atılan Özen Grup, gıda perakende sektöründe süpermarket konseptinde Onur, indirim mağazacılığı konseptinde ise Onurex markaları ile büyüyor. İlk Onur mağazasını 1997 yılında 4. Levent’te açan grubun, bugün itibariyle 44’ü Onur, 92’si Onurex olmak üzere toplam 136 mağazası bulunuyor. Bu yıl 25 milyon TL’lik yatırım yaparak mağaza sayısını artıran Özen Grup, 2012 yılında 41,5 milyon TL yatırım yaparak, mağaza sayısını 300’e çıkarmayı planlıyor.
Yeni Chevrolet Camaro… Amerika’da Ulusal Otoyol Trafik Güvenliği Yönetimi’nin (NHTSA) yenilenen değerlendirme kriterlerinde tüm güvenlik kategorilerinden alınabilecek en yüksek puanları alarak, güvenlikte de 5 yıldızlı ilk otomobil oldu. Yeni Chevrolet Camaro NHTSA (Ulusal Otoyol Trafik Güvenliği Yönetimi) yeni otomobil değerlendirme programının 2011 yılında revize edilmesinden sonra, A.B.D.’de gerçekleştirilen değerlendirmelerden 5 yıldız alan ilk otomobil oldu. Yeni Chevrolet Camaro’nun baş mühendisi Al Oppenheiser “Üstün tasarımı ve performansı ile büyük beğeni toplayan ikonik spor otomobilimiz Yeni Chevrolet Camaro, aynı zamanda güvenlik konusunda da ne kadar iddialı olduğumuzu gösteriyor. Yenilenen ve zorlaşan güvenlik kriterleri dikkate alındığından, ikonik spor otomobilimizin 5 yıldız başarısı bizim için gurur vericidir” dedi.
4 / Marketing Europe & Anatolia
Şehirlerarası Maç Keyfi… LİG TV, gelişmiş teknolojisi ve şehirlerarası taşımacılıkta her yolcuya özel bir interaktif ekranla eğlence sistemleri hizmeti sunan Funtoro, Hitit Medya ile ortak bir uygulama başlatıyor. Başta otobüsler olmak üzere, şehirlerarası taşıma araçlarında Media-On-Demand (MOD) sistem ürünlerini sunan Funtoro sistemlerinin kurulu olduğu otobüs işletmelerinin tüm seyahatlerinde LİG TV yayınları da izlenebilecek. Digiturk Satış Geliştirme Bölüm Yöneticisi Güran Nakıboğlu “Müşterilerimizin zamanını en iyi şekilde değerlendirebilmelerini sağlamak amacıyla var olabileceğimiz her türlü iletişim aracını kullanmak istiyoruz. Bu işbirliğiyle seyahatlerle çakışan maçlar kaçırılmayacak ve şehirlerarası taşımacılık sektörü ivme kazanacak” dedi.
Nokia’ya yeni Pazarlama Müdürü… Nokia markasına aşina bir isim olan Sertaç Şener 12 yılı aşan satış ve pazarlama deneyimine sahip. Şener daha önce Avea Pazarlama Grubunda Ortaklık Yönetimi Direktörü olarak görev yapmaktaydı. Sertaç Şener yeni görevinde Marka Yönetimi, Pazarlama İletişimi, Ürün ve Portfoy Yönetimi ve TicariPerakende Pazarlaması gibi alanlardan sorumlu olarak çalışacak. Nokia bünyesindeki çalışma arkadaşlarıyla yeniden birlikte olmaktan dolayı mutlu olduğunu ifade eden Şener; Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ilişkiler Bölümünden mezun, ve yine aynı üniversiteden Pazarlama ve Finans sertifikasına sahip.
CATERPILLAR'DAN VAN İÇİN 300 BİN DOLAR… TOG Concept... Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın Toplum Gönüllüsü gençler ile birlikte 2004 yılından beri yürüttüğü “Sokak Lambası” projesi, sokakta çalışan çocukların sorunlarını ve ihtiyaçlarını gözlemleyerek toplumsal yaşam içinde yer almasını sağlıyor. “Sokak Lambası” projesi ile yola çıkan ve Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın çalışmalarını desteklemek için ele ele veren Mudo Concept, Trump Towers ve Maison Française dergisi; sokakta çalışan çocukları sosyal yaşamın içine dâhil etmek ve kaynak sağlamak için “TOG Concept”i hayata geçirdi. Acun Ilıcalı & Emrah Kutlar, Arzuhan Doğan Yalçındağ & Çağlayan Tuğal, Ayşe Arman & Mahmut Anlar, Caroline Koç & Gökhan
Avcıoğlu, Hülya Avşar & Merve Benice Musluoğlu, İbrahim Kutluay & Şebnem Buhara, İzzet Çapa & Sandra Arslanoğulları, Oya Eczacıbaşı & Mustafa Toner, Rana Erkan Tabanca & Hakan Ezer, Siren Ertan Çarmıklı & Hakan Helvacıoğlu, Türkan Şoray & Emir Uras, Ümit Boyner & Cem Kocacıklıoğlu 12 ünlü mimarının, 12 ünlü ismin zevkine ve seçimlerine uygun olarak dekore ettiği dairelerle destek verdiği Concept projesi, 4 Aralık 2011 tarihine kadar Trump Towers’da 10 TL ücreti karşılığında ziyaret edilebilecek. Proje giriş ücretlerinden elde edilecek gelir tutarı kadar Mudo Concept tarafından yapılacak katkıyla Sokak Lambası projesi; sokakta çalışan çocukların sosyal hayatlarına ışık tutmaya devam edecek.
Tüm dünyadaki Caterpillar çalışanları, emeklileri ve temsilcileri 100 bin dolarlık 3 Aralık tarihine kadar bağış kampanyası başlattı. Borusan Holding grup şirketlerinden Borusan Makina ve Güç Sistemleri’nin temsilciliğini yapmakta olduğu Caterpillar, Van’daki depremzedeler için Amerikan Kızıl Haçı aracılığıyla 200 bin dolar bağışta bulundu. Ayrıca, 3 Aralık tarihine kadar tüm dünyadaki Caterpillar çalışanları, emeklileri ve temsilcileri 100 bin
Dedeman Zonguldak’ta... Dedeman Hotels & Resorts International, yurtiçi ve yurtdışındaki 18 oteline bir halka daha ekliyor. Turizm sektörünün en önemli isimlerinden Dedeman, şimdi de Zonguldak’ı kalitesi ve misafirperverliği ile buluşturuyor. Doğal güzellikleri barındıran ve Karadeniz’in önemli liman kentlerinden olan Zonguldak’ta 11 Kasım 2011’de kapılarını açacak olan Dedeman Zonguldak, şehrin değerine değer katacak. Açılışa özel %50 indirim fırsatı sunan Dedeman Zonguldak, bir gecelik konaklamalarda misafirlerine kahvaltı dahil tek kişilik odalarını 55 Euro+KDV’ye, çift kişilik odalarını ise 10 Euro farkla 65 Euro+KDV’ye sunuyor.
Marketing Europe & Anatolia / 5
Kısa Kısa
Erkekler Online Alışverişte… Erkekler yaptıkları bir alışveriş için ortalama 70 TL harcarken, kadınlarda bu rakam 60 TL’ye düşüyor. Kadınlar ayda ortalama 1 saat 48 dakikalarını, erkekler ise 3 saat 15 dakikalarını sahibinden.com’da alışverişe ayırıyorlar. Türkiye’nin önde gelen e-ticaret platformu sahibinden.com, 2011’in ilk 10 aylık verilerinden yola çıkarak kadınların ve erkeklerin internetteki alışveriş alışkanlıklarını listeledi. Verilere göre, kadınlar yüzde 24,32 oranla en çok giyim ve aksesuar, erkekler ise yüzde 15,8 oranla en çok cep telefonu satın alıyor. Erkekler bir alışveriş için sahibinden.com’da ortalama 70 TL, kadınlar ise 60 TL harcıyor. Kadınların alışveriş için sahibinden.com’da harcadığı süre ayda 1 saat 48 dakika iken, erkeklerde bu süre iki katına çıkarak 3 saat 15 dakika olarak karşımıza çıkıyor.
Casio Exilim EX-H5... Casio, Exilim serisinin EX-H5’in Türkiye satışına başladı. Casio’ya özgü güçlü donanım özellikleriyle fotoğraf çekmeyi kolay ve eğlenceli hale getiren H5, insan gözüne eşdeğer HDR moduyla, kullanıcısına mükemmel fotoğraflar sunuyor. İnce tasarımı, 3 farklı renk seçeneği ile dikkatleri üzerinde toplayan EX-H5, kullanıcısına 12.1 megapiksel çözünürlük sunuyor. Fotoğraf çekmeye yeni başlayanların tüm beklentilerini karşılayacak özelliklerle donatılan EX-H5, geniş açılı 24 mm objektifi, 10x optik, 4x dijital ve HD zum desteği ile en uzak noktaları dahi görüntü kalitesinden ödün vermeden burnunuzun ucuna getirebileceksiniz.
8 / Marketing Europe & Anatolia
SEAGATE’den Üç Yeni Ürün… Veri depolama alanında gelinen son noktayı yeni ürünleri; GoFlex Satellite, GoFlex Cinema, GoFlex Desk 4TB ile gözler önüne seren Seagate, yeni ürünlerinin ilkleri taşıyan ve kullanım kolaylığı sunarak yaşamı kolaylaştıran özellikleri ile teknoloji çıkartmasında bulundu. Seagate’in veri depolama alanındaki en gelişmiş özelliklere sahip, birbirinden iddialı 3 ayrı ürünü‐ nün tanıtan Seagate Türkiye ve İsrail Satış Müdürü İpek Binyıldız, “Hard disk endüstrisinde yaşanan doğal olaylar, değişimler pazarı ciddi şekilde etkili‐ yor. Global markalarda oluşan olumlu olumsuz tüm gelişmeler, markanın üretimine, diğer bölgelerdeki yatırımlarına hatta pazar payına da yansıyor” di‐ yerek sektörü değerlendirdi. “Bireysel ve kurum‐ sal tüketiciler dijital içerik tükettikleri kadar üret‐ meye de başladı. Fotoğraf çekmek, video, ses kay‐ dı yapmak hayatın gerekliliği haline geldiğini belir‐ ten Binyıldız “Disk seçiminde en önemli talepler‐ den biri hiç şüphesiz kapasitedir. Seagate olarak plaka başına düşen kapasiteyi maksimum seviyeye getirerek, GoFlex Desk 4TB ile dünyanın en yüksek kapasitesine sahip diskini ürettik.” Dijital içeriğin artması ve yeni ürünlerin bu içerikleri nasıl depo‐ ladığına ilişkin bilgileri de paylaşan Binyıldız, gece‐ de tanıtılan diğer bir ürün olan GoFlex Cinema hakkında ise “Tüketiciler, medya dosyalarında yük‐ sek kaliteye sahip dosyaları tercih ediyorlar. Bu dosyaları HD kalitesi ile TV’ye aktarabilen GoFlex Cinema ile ev içi eğlenceyi de medya player’lar ile canlı tutuyoruz” diyerek Seagate’in ürün çeşitliliği‐ ni kullanıcı ihtiyaçlarına göre belirlediğini dile ge‐ tirdi.
Kısa Kısa
Dumankaya’dan Ritim İstanbul...
Anadolu Yakasındaki yatırımlarına bir yenisini eklemeye hazırlanan Dumankaya İnşaat, Maltepe’de başlayacağı Ritim İstanbul projesini tanıttı. bütün yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Her zaman müşterilerin ihtiyaç duyduğu ve talep ettiği projelerle onların karşısına çıkmak için çaba sarfediyoruz. Dumankaya Ritim İstanbul ile konut ve ticari alanların yanı sıra projenin sahip olduğu sosyal, kültüDumankaya Ritim İstanbul yatırımına dair bilgiler veren rel ve ticari donatılar eşliğinde yeni ve seçkin bir yaşam Dumankaya Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dumankaya konuyla ilgili olarak, “Kısa süre içinde inşasına başlayacağı- alanı sunuyoruz. Bu bağlamda Dumankaya farkını ve mız Maltepe’de ki yeni projemiz ile Maltepe’nin çehresini konforunu İstanbul’un sahip olduğu ritim ile sentezleyedeğiştirmeye hazırlanıyoruz. 48 yıldır Dumankaya olarak rek Maltepe’de yaşatacağız. Görselliğin yanı sıra mağasahip olduğumuz tecrübe ile yeni geliştirdiğimiz her pro- zaları, sosyal tesisleri ve hizmetleriyle Ritim İstanbul hiçjede kente kimlik katan yaşam alanları kazandırma mis- bir sosyal donatının ve teknik imkanın eksikliği hissedilmeyecek” dedi. yonu ile hareket ettik. Bu doğrultuda projelerimizde her zaman farklılıklar olması ve bulunduğu bölgenin çehresini değiştirme de katkıda bulunması bizim için çok önemli. İstanbul Anadolu yakasında, Maltepe’nin en merkezi yeBu çok seçkin projemizde de sunacağımız her ihtiyaca rinde gerçekleştirilecek ve 2 faz halinde inşa edilecek cevap verecek olan yaşam alanları ve sosyal donatıları olan Dumankaya Ritim İstanbul minimal estetiğin en yeni ile bu sefer de Dumankaya İnşaat farkını Maltepe’de ya- yorumunu sergileyen bir mimariye sahip olacak. şatacağız” dedi.
Gayrimenkul sektörünün önde gelen kuruluşlarından Dumankaya İnşaat, Maltepe’de başlayacağı yeni projesi Dumankaya Ritim İstanbul’un ön satışının yakında başlayacağını duyurdu.
DB Mimarlık - Bünyamin Derman tarafından projelendiriDumankaya İnşaat’ın 2011 yatırımlarına ve gelecek helen Dumankaya Ritim İstanbul, her yönüyle gerçek bir deflerine dair konuşan Dumankaya Yönetim Kurulu Üyesi yaşam alanı olmaya aday. Uğur Dumankaya, “2011 yılı kapsamında planladığımız
Marketing Europe & Anatolia / 11
DoÄ&#x;ru Hedef
12 / Marketing Europe & Anatolia
Röportaj
fe Doğru Mesaj… Elif Aydar BG İletişim Hizmetleri Genel Müdürü... Bilinçli müşteri, yani PR’ın tam olarak ne olduğunu bilen ve ajanstan ne isteyeceğini bilen müşteri, tüm iletişiminin yönetimini bekliyor daha doğrusu beklemeli. Yani, stratejik bir yaklaşım, iletişimde süreklilik ve tutarlılık, doğru mesajı doğru hedef kitleye iletme kabiliyeti ve tabii ki yaratıcılık, yani rakiplerden ayrışacak, markayı farklılaştıracak yöntemler ve fikirler. Yetkin bir ajans tüm bu konularda müşterisine hizmet verebiliyor olmalı. - Türkiye'deki iletişim hizmetleri ajansı anlayışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de sunulan PR hizmetlerinin kalitesinin, dünyada PR’ın önemini kavramış ve bu işi en profesyonelce yapan ülkelerle aynı düzeyde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Gerek insan kaynakları, gerekse bu alandaki yeniliklerin takibi ve programlara uygulanması anlamında Türkiye son derece ileri bir noktada. Ancak PR’ın öneminin Türkiye’de halen yeterince iyi de anlaşılmadığını söyleyebiliriz. İşi sadece gazetede haber çıkartmak ve güzel organizasyonlar yapmak olarak görmek, bu mesleğe biraz haksızlık oluyor. En geniş tanımı ile
PR bir algı yönetimidir. Çok daha geniş bir çalışma ve dolayısıyla da etki alanı vardır.
Müşteriler, iletişim hizmetleri ajanslarından neler bekliyor? Bilinçli müşteri, yani PR’ın tam olarak ne olduğunu bilen ve ajanstan ne isteyeceğini bilen müşteri, tüm iletişiminin yönetimini bekliyor daha doğrusu beklemeli. Yani, stratejik bir yaklaşım, iletişimde süreklilik ve tutarlılık, doğru mesajı doğru hedef kitleye iletme kabiliyeti ve tabii ki yaratıcılık, yani rakiplerden ayrışacak, markayı farklılaştıracak yöntemler ve fikirler. Yetkin bir ajans tüm bu konularda müşterisine hizmet verebiliyor olmalı.
Marketing Europe & Anatolia / 13
Röportaj
- BG İletişim Hizmetleri Ajansı kaç yıldır hizmet veriyor? BG İletişim, 1997 yılında kuruldu. Ajans Başkanımız ve kurucumuz Barika Göncü. Ben ise ajansın Genel Müdürü ve ortağıyım.
- BG İletişim Hizmetleri Ajansı'nın müşterileri kimler? BG İletişim şu anda toplam 13 markaya iletişim danışmanlığı hizmeti veriyor. Bunlar sırasıyla, Imperial Tobacco Türkiye, Janssen Türkiye, Dumankaya İnşaat, Likya Şarapları, Atasun Optik, Allergan Türkiye Medikal Estetik Departmanı ile Boğaziçi Borsa, Kandilli Borsa, İstinyepark Borsa, X Restaurant, Masa Restaurant, İstanbul Modern Restaurant ve Holiday Inn Şişli.
- Şirket ortaklarınız var mı? Yabancı şirket ortağınız var mı? 14 / Marketing Europe & Anatolia
Yabancı ortaklık özellikle bilgi alışverişi ve tecrübe paylaşımı açısından son derece önemli. Türkiye bu anlamda da gittikçe uluslararası network’ler tarafından tercih edilen bir ülke oluyor. Birçok büyük ve bilinen network’ler burada yatırım yapıyor, ortaklıklar kuruyor.
Hayır, yabancı bir ortağımız yok. Ama zaman zaman işbirliği yaptığımız uluslararası ajanslar var. Yani, onların Türkiye’de bir işleri olduğu zaman bizi aradıkları ve destek istedikleri, aynı şekilde bizim de destek istediğimiz durumlar oluyor.
- Yabancı şirket ortaklı iletişim hizmetleri ajanslarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yabancı ortaklık özellikle bilgi alışverişi ve tecrübe paylaşımı açısından son derece önemli. Türkiye bu anlamda da gittikçe uluslararası network’ler tarafından tercih edilen bir ülke oluyor. Birçok büyük ve bilinen network’ler burada yatırım yapıyor, ortaklıklar kuruyor.
İletişim hizmetlerinin müşterileriniz tarafından doğru algılandığını düşünüyor musunuz?
Gururla söyleyebilirim ki, BG İletişim, portföyündeki müşterilerin yarısından fazlası ile en az 4 senedir birlikte çalışıyor. Bu da işimizi iyi yaptığımızı ve müşteri tarafından da bunun fark edildiğini gösteriyor.
- Ajansınızda kaç kişi çalışıyor? Toplam 10 kişilik bir ekibimiz var. İnsan kaynaklarındaki eleman sağladığınız kaynaklar nelerdir? Ağırlıklı olarak iletişim fakültelerinden eleman desteği sağlıyoruz. Üniversiteler sektörün yetişmiş eleman ihtiyaçını karşılayabiliyor mu? Hem eğitim kurumlarının sayısının artması hem de eğitim kalitesinin gittikçe yükselmesi ile sektörde artık daha fazla yetişmiş insan kaynağı söz konusu. Dolayısıyla da sektörde artık çok daha fazla eğitimli eleman bulmak mümkün oluyor. Biz BG İletişim olarak bu konuya özel bir önem
Gururla söyleyebilirim ki, BG İletişim, portföyündeki müşterilerin yarısından fazlası ile en az 4 senedir birlikte çalışıyor. Bu da işimizi iyi yaptığımızı ve müşteri tarafından da bunun fark edildiğini gösteriyor.
veriyoruz. Gerek stajyer gerekse ilerisi için eleman yetiştirme anlamında iletişim öğrencileri ile çok sıklıkla çalışıyoruz. Mesela halen ajans bünyesinde yarım zamanlı çalışan iki üniversite öğrencisi arkadaşımız var.
- Çalışma hayatınızda yaşadığınız en ilginç olay nedir? En ilginç tek bir olayı anlatmam mümkün değil. İşimizin doğası gereği, birçok farklı ortama giriyoruz, birçok değişik insanla tanışıyoruz. Dolayısıyla da birçok değişik olay tecrübe ediyoruz Çok ilginç olmasa da bir dönem çok güldüğümüz bir süreç yaşamıştık. İlaç sektöründe bir müşterimiz vardı. Tahmin edersiniz ki ilaç da krizi bol bir sektördür. Bir dönem, her Cuma saat 16.30-17.00 gibi, o müşterinin bir krizi patlardı. Neredeyse, 2 ay boyunca her Cuma bu stresi yaşadığımızı söyleyebilirim .
Marketing Europe & Anatolia / 15
16
Medya
TURKCELL’DE LOGO DEĞİŞİMİ... Turkcell, 2011 yılı başından beri sürdürülen kapsamlı marka çalışmaları sonucunda amblemini yeniledi. Sarı rengi; markanın dinamik, sıcak ve samimi yönlerini barındırıyor.
Türkiye’nin önemli teknoloji ve iletişim şirketi Turkcell, ürün ve servislerindeki yenilikçi kimliğini marka çalışmalarına da yansıtıyor. 34.4 milyona ulaşan çok geniş ve değişik profillerden müşteri kitlesine sahip olan Turkcell, yeni logo çalışmasıyla birlikte, önümüzdeki dönem iletişim çalışmalarında mobil iletişim teknolojileriyle farklı bir boyut kazanan “Paylaşma” kavramına odaklanacağını ve “Hayat paylaşınca güzel” marka söylemini kullanacağını duyurdu. Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Emre Sayın, “Turkcell, herkes sevdiklerine her an, her yerden, her şekilde bağlansın, dünyayı cebinde taşısın, en uzak yerde bile hayatı sevdikleriyle paylaşabilsin diye var dedi. Biz Turkcell olarak hayatın paylaşınca güzel olduğuna inanıyoruz ve sunduğumuz kaliteli hizmetle, hayata kattığımız değerle müşterilerimizi sevdiklerine bağlıyoruz, onların sevgi sözcüklerini birbirlerine taşıyoruz.
Turkcell’in yeni logosunu da anlatan Emre Sayın “Logomuzu sadeleştirirken bizi biz yapan marka mirasımızı ve özümüzü koruyarak, değerlerimizi geleceğe taşımayı hedefledik. Yeni logomuzda Turkcell’in hizmet anlayışında bulunan dinamizm, sıcaklık ve samimiyeti; hayatın kaynağı “Güneş”le simgeliyoruz. Güneşteki antenlerimiz de kesintisiz ve hızlı iletişim ile hayata bağlayan öncü teknolojimiz ve servis kalitemizi sembolize ediyor. Bir sonraki adımımız, güçlü dünya markalarında olduğu gibi, tipografik logo dediğimiz logonun yazılı bölümüne gerek duymadan, yalnızca amblemimizle Turkcell’i ve temsil ettiği değerleri yansıtmak olacak.Turkcell olarak müşterilerimizin her anında yanında olmak ve güçlü marka vaadlerimizi karşılamak için gece gündüz var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Marketing Europe & Anatolia / 17
Medya
Web 3.0 İstanbul... verimlilik, derinlikli kişisel profiller, akıllı internet, birbirleriyle iletişim kuran çipli cihazlar, akıllı ajanlar ve canlı web deneyimi gibi bileşenlere sahip olduğunu ifade etti. Kazanan, kazandıran platform: mobil
Ajans, şirket, basın ve akademi dünyasından uzman konuşmacıların yer aldığı etkinliğe mobil platformun sunduğu avantajlar, internet abone sayısı artış beklentileri, dijital pazarlamanın reklam yatırımlarındaki ağırlığı ve online “dijital içerikler” yaratmanın formülü gibi konular damgasını vurdu. Dijital pazarlama alanında faaliyet gösteren profesyoneller, şirketler, uzman akademisyenler ve öğrenciler İstanbul Sabancı Müzesi The Seed Etkinlik Merkezi’nde düzenlenen Web 3.0 İstanbul Konferansı’nda bir araya geldi. Web 3.0 İstanbul, dijital pazarlama ekosisteminin, ajans, şirket, üniversite ve basın taraflarından önemli konuşmacıların sunumlarına sahne oldu. Konferansın moderatörlüğünü üstlenen Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent Doktor Fatoş Karahasan, etkinliğin odağında yer alan Web 3.0’ın bileşenlerini katılımcılarla paylaştı. “www” kavramının 20. yıldönümü olduğunu hatırlatan Karahasan Web 3.0’ın önceki versiyonlardan farklı olarak hız,
18 / Marketing Europe & Anatolia
Dijital pazarlamanın son trendleri, sosyal medyanın gücü ve yeni ekonomide ayakta kalmanın yolları Web 3.0 İstanbul konferansında masaya yatırıldı.
Konferansta “Markanız Web 3.0’a ne kadar hazır?” konulu bir sunum yapan Avea Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Dehşan Ertürk Web 3.0’ın en önemli unsurlarından birinin “lokasyon bilgisi” olduğunu katılımcılarla paylaştı. Lokasyon bazlı servislerin katma değer anlamında yeni çığırlar açacağını ifade eden Ertürk markaların tüketicileriyle daha bireysel bir iletişim deneyimi yaşamaları için lokasyon bazlı projeler üretmesi gerektiğini söyledi. Katılımcılara “4 Ekran Birleşiyor, Hangisi Kazanıyor? Yakınsama (Convergence)” konulu bir sunum yapan TTNet Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Mehmet İlker Koçak ise Türkiye ve Avrupa’daki internet kullanımına dair çarpıcı rakamlar paylaştı. 2001 yılında Türkiye’de sadece 2 milyon internet kullanıcısı olduğunu vurgulayan Koçak, günümüzde bu rakamın 35 milyona yükseldiğine
dikkat çekti. Türkiye’nin internet kullanımı artışında Avrupa’daki en hızlı büyüme oranlarına sahip olduğunu belirten Koçak, Mobil platformun diğer platformlara üstünlük kurduğunu savunan Mehmet İlker Koçak internete girenlerin %42’sinin video seyrettiğini, mobil platform üzerinden sunulan video servislerinin pazarlama açısından hedefe ulaşmada daha verimli olduğunu sözlerine ekledi. IAB ve Reklamverenler Derneği Başkanı Ahmet Pura konferanstaki sunumunda dijital reklam sektörünü değerlendirirken dünya genelinde 2011 yılındaki reklam yatırımlarının 501 milyon dolarla kapanmasını beklediğini söyledi. Türkiye’de 6 aylık reklam yatırımının 2,277 milyon TL olduğunu söyleyen Pura, 2010-2011 yıllarında dijital pazarlama bazlı reklam yatırımlarının %38 arttığına dikkat çekti. Ahmet Pura, 2015 yılında dijitalin reklam yatırımları içindeki payının %15-16 civarında olmasını beklediklerini de sözlerine ekledi. Mey İçki Pazarlama Müdürü Zeliha Şener Facebook ve Twitter gibi sosyal ağlarda marka hikayesini en iyi şekilde yaymanın yollarını konferansın katılımcılarıyla paylaştı. İnsanları paylaşıma itecek “bulaşıcı içerikler” oluşturmak için 7 kuralın göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulayan Zeliha Şener, bu maddeleri şöyle sıraladı:Tüketici içgörüsü kullanın Yaratıcı bir fikir bulun Trendlerden ve güncel olaylardan faydalanın Duygulara hitap eden tetikleyici bir unsur bulun 2,5 dakikadan uzun içerik oluşturmamaya dikkat edin İzleyicinin ayağına gidin İzleyicileri özgür bırakıp kullanıcı uyarlamalarını destekleyin. Konferansta konuşan GfK Türkiye Müşteri Hizmetleri Yöneticisi Cengiz Yorgancıoğlu Türkiye’de elektronik cihaz pazarındaki olağanüstü büyü-
meye dikkat çekti. Avrupa’da ilk 6 aylık dönemde global teknoloji cihazları harcamasındaki artışın %19’dan %6’ya gerilediğini ifade eden Yorgancıoğlu, Türkiye’de bu trendin tam tersine olacak şekilde %20’lik bir artış yakalandığını ifade etti. Başarılı kampanyaların ortak özelliği Konferansta “Popüler Kültürden Esinlenerek Nasıl Eğlenceli Olunur?” başlıklı bir sunuma imza atan Yıldız Holding Dijital Pazarlama Direktörü Nevgül Anbarlılar başarılı içerik stratejilerinin ortak özelliklerini katılımcılarla paylaştı. Mevcut tüketici davranışlarına değer katan, tüketici içgörülerine dayanan, insani özelliklere sahip olan ve eğlendiren içerik stratejilerinin başarıya ulaştığını söyleyen Anbarlılar, başarılı kampanyaların arkasında da içgörülere dayanan, içerik odaklı, belirli bir stratejisi olan ve online-offline entegrasyonuna değer veren uygulamaların olduğunu belirtti. Konferansta ayrıca United People CDO’su Emre Faks, Unilever Deodorant Kategorisi Ürün Müdürü Pınar Ak, Unilever – AXE Ürün Müdür Yardımcısı Barış Erdoğan, Algida Max & Fruttare Marka Müdürü Göze İşcan,
Lipton Ürün Müdürü Sevgi Gür, HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar, Grey Grup İspanya Yönetim Kurulu Başkanı John A. Lynn, Sabancı Vakfı Programlar Direktörü Filiz Bikmen, Garanti İnteraktif İletişim ve Tasarım Yöneticisi Aylin Daylan, Coca-Cola Türkiye İnteraktif Pazarlama Müdürü Yüce Zerey, GfK Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Fulya Durmuş, Mey İçki Rakı Pazarlama Müdürü Nejat Çifçi, MedyaNet Genel Müdürü Rima Erdemir, MedyaNet Satış Grup Koordinatörü Banu Barbarosoğlu, MedyaNet Portal & Operasyon Grup Koordinatörü İpek Karadağ, Genna Ajans Başkanı A. Selim Tuncer, Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Uğur Özmen, Fikir Atölyesi Kurucusu Tunç Kılınç, Zete Yayın Yönetmeni Nurcan Akad gibi alanında uzman üst düzey yönetici ve akademisyenler ekran ekonomisinde yaşanan dönüşüm, dijital kampanyada ürün kullanımı, sosyal pazarlama, sosyal ağların gücü, etkileşimi artırmanın yolları, dijital sosyal sorumluluk, değişen tüketici alışkanlıkları ve daha pek çok konuya dair yaklaşımlarını ayrıntılarıyla paylaşma fırsatı buldu. www.web30istanbul.com
Marketing Europe & Anatolia / 19
Röportaj
Ghetto merkeze h Ghetto Reklam Ajansı Başkanı Seler Cebecioğlu... Önümüzdeki dönemde, her ne kadar dijital ortamda çalışmasalar bile, konvansiyonel reklam ajanslarının içinden, bu şekilde 360 derece düşünebilecek yetenekteki ajansların şansı daha fazla olacak. - Türkiye'deki reklam ajansı anlayışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektör her geçen gün daha da gelişiyor doğal olarak. Gelişen teknolojiyle birlikte bilgi kaynaklarına erişim daha kolaylaştıkça, daha doğru belirlenmiş hedef kitleye daha doğru stratejilerle ulaşılabiliyor. Ama şimdi de kreatif anlamda sorun çıkmaya başladı: ‘Biz bunu daha önce görmüştük’ psikolojisi. Gerçekten de tekrarların sayısı, veya ‘esinlenen’ çalışmaların sayısı iyice artmaya başladı. Bir yandan da ‘farklılaşmak’ için, yine gelişen teknolojinin de yardımlarıyla çok farklı mecralar ortaya çıkmaya başladı.
ekiple, ve aynı müşterileriyle, hayatına başka bir isim ve mekan altında devam etmeye karar verdik diyelim…
- Neden Ghetto? Azınlıkta kaldığımız için… Alt kültürleri, arka sokakları iyi anladığımızı düşündüğümüz için. İçinde bir kıpırtı ve iç dinamizm barındırdığı ve vaatkar bir isim olduğu için seçtik.
- Ghetto'nun birimleri hakkında bilgi verir misiniz?
Klasik birimler: Yaratıcı ekip ve müşteri ilişkileri ekibi. Bizim çapımızda pek çok Dijitalde birebir iletişime kadar indirge- ajansta olmayan, trafik/koordinasyon nen çalışmalar bile yapılabilecek duru- birimi de Ghetto’da mevcut. ma geldi. İşte önümüzdeki dönemde, her ne kadar dijital ortamda çalışmasa- İnsan kaynaklarındaki eleman lar bile, konvansiyonel reklam ajanslasağladığınız kaynaklar nelerdir? rının içinden, bu şekilde 360 derece düşünebilecek yetenekteki ajansların Uzun yıllardan beri değişmeyen çekirdek bir kadro ile çalıştığımız için pek şansı daha fazla olacak. de ihtiyacımız olmuyor aslında.
- Ghetto ne zaman kuruldu? Ghetto 2007 yılında kuruldu. Ama bir şekilde ‘evrildi ve isim değiştirdi’ de diyebiliriz. Yani 13 yıldan sonra, aynı
20/ Marketing Europe & Anatolia
Ama genişleme ihtiyacı duyduğumuzda ya dostlarımızın referansıyla, ya da sektör yayınlarının web sitelerindeki İK bölümlerinden çözüyoruz.
hakim...
21
Röportaj
- Üniversiteler sektörün yetişmiş eleman ihtiyaçını karşılayabiliyor mu? Miktar olarak evet… Ama kalite olarak pek emin değilim. Çok fazla sayıda mezun var, ama yeterli eğitim aldıklarını düşünmüyorum. Öte yandan, genel eğitim kalitesindeki düşüş, mezun arkadaşların genel kültür ve analitik düşünme yeteneği gibi pek çok altyapı unsurlarında da büyük eksikliklere neden oluyor.
- Yabancı şirket ortağınız var mı? Hayır yok.
- Yabancı networke giren reklam ajansları yerli müşterilere doğru hizmet verebiliyorlar mı? Bu konuda bir sorun olacağını düşün-
22 / Marketing Europe & Anatolia
Yıllık ‘reklam bütçesi’ ayırmak konseptini gerçekleştiren reklamverenler, belki birkaç milyon dolar ve üstü bütçesi olanlardır.
yapı içinde belki bir’den fazla uydu ajans kurup bizim gibi orta boy ajanslarla kıran kırana bir rekabete giriyorlar.
- Yerli firmalar reklam bütçelerini hazırlamada ne kadar bilinçli?
Aslında bunu yerli-yabancı diye ayırmamak lazım. Evet, pazarlama iletişimüyorum. Sonuçta bu ajanslarda da mi konusunda henüz deneyimsiz firTürkler çalışıyor. Daha büyük avantajmalar uzun vadeden ziyade kısa ve ları bile olabilir: Networkleri sayesinde, orta vadeli planlarla çalışıyorlar. benzer ülkelerdeki deneyimleri, case Yıllık ‘reklam bütçesi’ ayırmak konsepstudy’leri inceleyebilme olanakları. tini gerçekleştiren reklamverenler, belAma bana kalırsa yabancı network ki birkaç milyon dolar ve üstü bütçesi üyesi ajansların şanssızlığı nispeten büyük ve hantal yapılar olmaları, mad- olanlardır. di yapıları ve çalışma sistemleri itibariyle Türkiye’nin esnek olması gereken çalışma sisteminde daha ağır kalmaları. Hele ki günümüzde ‘çabuk, hızlı, yaratıcı, samimi çözüm ortağı’ olunması gereken bir dönemde… Tabi onlar da buna hemen çözüm bulup, aynı
Ama gerek Türkiye’de gerekse dünyada önümüzü görmenin bu kadar zor olduğu bir dönemde, ‘parası çok değerli’ olan orta boy reklamverenlerin uzun vadeli bir strateji çizmeleri doğal olarak çok zor.
- Müşterilerin ajanstan beklentileri konusunda karşılaştığınız en ilginç talepler neler? Bizim en önemli özelliğimiz, müşterilerimizle gerçekten çok uzun soluklu bir stratejik çözüm ortaklığı şeklinde bir mentalite ile çalışmamız… Jaguar ile 17 yıldan beri, Amerikan Hastanesi ile 10 yıldan beri çalışıyoruz. Çalışmaya başlayıp da kaybettiğimiz müşteri sayısı, Ghetto bünyesinde sıfıra yakın. Bunu şu yüzden söylüyorum: Müşterilerimizle gerçekten çok samimi ve olması gereken bir platformda çalışıyoruz. Biz müşterimizi, onlar bizi iyi anlıyor ve mutlaka doğru bir yerde buluşuyoruz. O yüzden size bununla ilgili anlatabileceğim ‘ilginç bir anı’ yok maalesef.
- Yaratıcılık ve hedef kitleye ula-
şım arasındaki denge nasıl kurulmalıdır? Bu konuda rahmetli Hulki Aktunç’un meşhur Reklam Gülü modeli en doğrusudur: Birbirini dikine kesen Doğru Reklam ve Güzel Reklam aksları… Doğru reklam belki hedef kitleyi, doğru bir yerden yakalayıp doğru şeyleri söyler, ama didaktik ve sıkıcı olma riski yüksektir. Güzel reklam ise çarpıcıdır,
Picasso’nun dediği gibi, yapılan bir tablonun hikayesi sadece onun çizildiği süre değil, ressamın tüm yaşamıdır.
reklama muhatap olana ulaşır vb. Ama bunun da içinde eğer doğru bir strateji, doğru bir mesaj yoksa boşa gider, hedef kitleye ulaşmaz. Aslolan, bu iki aksın tam ortasından çıkan 45 derece eğimli doğru + güzel reklamdır. Bunun için tabii ki ana görevimiz olan yaratıcılığı, mutlaka doğru bir strateji ve konumlama üzerinde yükselerek çarpıcı bir şekilde kullanmalıyız.
- Bir reklamcı yaratım öncesinde nelerden beslenir? O zamana kadar ki tüm deneyimlerinden, yaşamından… Kuşkusuz ürünü, markayı, pazarı, hedef kitleyi incelemeli, , araştırmalı, ürünü kullanmalı … Ama tüm bu ‘bilgiler’, beynin arkasındaki, o zamana kadar kodlanmış tüm bilgi ve birikimlerden beslenmeli, oradaki bazı kodlarla etkileşmeli. Picasso’nun dediği gibi, yapılan bir tablonun hikayesi sadece onun çizildiği süre değil, ressamın tüm yaşamıdır. O yüzden çok farklı kaynaklardan beslenen, çok farklı merakları olan, çok katmanlı bir reklamcının bu süreçte daha şanslı olduğunu söyleyebiliriz. Yayın hayatınızda başarılar diliyorum.
Marketing Europe & Anatolia / 23
24
Reklam Dünyası
LOVIEs Ödülleri Wrangler’e... Kasım ayında Londra’da gerçekleştirilen Uluslararası Londra ve LOVIEs Ödülleri’nde, ikonik denim markası Wrangler, 2011 reklam kampanyası Stunt ile her iki ödülün birden sahibi oldu. Wrangler’in adrenalin dolu We Are Animals kampanyasının en geç ayağı olan Stunt, camları kırıp geçen ve patlamaların içerisinden atlayan gerçek Hollywood dublörlerini betimliyor. Paramount Stüdyoları’nda fotoğrafçı Cass Bird tarafından çekilen fotoğraflar, gerçek aksiyonu yakalıyor ve herhangi bir özel efekt içermiyor. Çalışmalar dergilerde ve EMEA bölgesinde yer alan billboard’larda sergilendi. Reklamları www.wrangler-europe.com adresinden izleyebilirsiniz.
Wrangler’ın, Hollywood dublörlerinin camları kırarak bir binanın ikinci katından dışarı doğru düşmelerini betimleyen billboard çalışmaları "Flying Man", "Red Man Window", "Flying Man Motion" and "Red Man Window Motion" Uluslararası Londra Ödülleri’nde Altın Ödül’e layık görüldü.
Wrangler EMEA Pazarlama, Müdürü Adam Kakembo: “Bu Wrangler için çok gurur verici bir gün. We Are Animlas tüm EMEA bölgesinde tüketicilerin hayal gücünü ele geçirdi. Pazarlama endüstrisi Wrangler’ı nesilden nesile geçen bir denim markası ve yaratıcılığın ateşlendiği bir kaynak olarak tanıyor.”
Fred & Farid ajansıyla süren işbirliğinin bir bölümünü oluşturan Stunt, Uluslararası Londra Ödülleri'nde, basılı reklam kategorisinde yer alan Fotoğraf Kullanımı ve Sanat Yönetimi dallarında da son aday listesine girmeyi başarmıştı. Stunt aynı zamanda ilk LOVIEs Ödülünün de sahibi oldu. Önde gelen web uzmanlarının oluşturduğu Uluslararası Dijital Sanatlar ve Bilimler Akademisi ödüllerinde Wrangler, Bütünleşik Deneyim dalında Gümüş Ödül ile ödüllendirilirken Tasarım dalında da son aday listesine girmişti.
Marketing Europe & Anatolia / 25
Reklam Dünyası reklam filminde Kangoo iki yeni yolcuyla daha tanışıyor. Filmde, aileye yeni katılan sevimli ikizleri de Kangoo ile yolculuk ederken görüyoruz. İş aileye gelince en iyisini yaparım bilirsin! Büyük ailelerin otomobili Kangoo, geniş iç hacmi, yüksek tavanı, uçak tipi tavan gözleri, tek hareketle katlanabilir rahat koltukları ve geniş bagaj kapasitesiyle üst düzeyde konfor sunuyor. Bu özelliklere ek olarak güçlü süspansiyonlar, ileri ergonomik özellikler, dijital klima, navigasyon ve Bluetooth gibi teknolojik yenilikler de Kangoo’yu bir adım öne çıkarıyor. Kangoo, yeni reklam filminde hem bu özelliklerden bazılarını sergiliyor hem de televizyon dizisi tadındaki üslubuyla eğlendiriyor.
Kangoo’ya iki yeni yolcu geldi... Renault’un rahat yolculuklar için üst düzeyde konfor sunan “büyük aile otomobili” Kangoo, otomobilin genişliğine vurgu yapan düğün temalı eğlenceli reklam filminin devamıyla yeniden ekranlarda. Renault’un büyük ailelere maksimum iç hacim ve konfor sunan modeli Kangoo, “düğün” temalı ilk reklam filminin devamıyla geliyor. Televizyon izleyicilerinin beğenerek seyrettiği ilk filmde, telaşlı ve iş bilir sağdıç Kangoo’yu hem damat ve geline şatafatlı bir düğün arabası olarak sunuyor Reklam Filmi Künyesi hem de gelinin ablalarını da aynı Kangoo’nun içinde konforReklamveren: Renault dan ödün vermeden düğüne götürmeyi başarıyordu. Yeni Reklamveren Yetkilisi: Özlem Ünlü, Emre Güney Reklam Ajansı: Publicis Yorum Kreatif Grup: Cevdet Kızılay, Zafer Külünk, Erkut Terliksiz Müşteri İlişkileri: Yeşim Uzuner, Melissa Ruacan, Mine Hatapkapulu, Mine Güven Stratejik Planlama: Yusuf Muslubaş, Dilek Çağlıaltuncu Medya Planlama ve Satın Alma: OMD Prodüksiyon: Arzu Köksal, Gamze Bayındır Kullanılan Mecra: TV, Gazete Yönetmen: Gürkan Kurtkaya Prodüksiyon Şirket: Soda Film
26 / Marketing Europe & Anatolia
Hayat Paylaşınca Güzel... Alametifarika tarafından hazırlanan Turkcell’in yeni reklam filmi yaklaşık 200 kişilik bir ekip ile 7 günde çekildi.. Çekimler İstanbul, Mardin, Çanakkale ve Konya’da gerçekleştirildi. “Sarılma” kavramının öne çıktığı reklamlarda doğallığın yakalanması için oyuncuların gerçek ailelerden oluşmasına karar verildi. Her şehir için ayrı bir oyuncu direktörü liderliğinde, 21 kişilik ekip, yedi ayrı ilde lokal oyuncu araştırması yaptı. Bulunan oyuncuların hepsinin gerçek ailelerden oluşması, oyunculuk tecrübelerinin olmaması sebebiyle oyuncu koçlarından destek aldık. Hazırlık aşamasında oyuncuların evlerinde, çekim günü öncesinde ise çekim mekanlarında tüm mizansenler prova edildi. Böylelikle çekim aşamasında doğallığın yanında, mekan ve mizansen kulanı kolaylaştırılmaya çalıştı.
Reklam Künyesi Reklamın Başlığı
: Hayat PaylaşıncaGüzel
Reklamveren
: Turkcell
Reklamveren Temsilcisi : AlpayAlptekin, Koray Ata, Selin Çavuşoğlu, BaşarSarıkaya, AsuŞipşak Reklam Ajansı
: Alametifarika
YaratıcıGrup : Arkın Kahyaoğlu, Musa Paça, Odisseas Sevsevme, Mert Şentürk, Çağlar Kurtaran, Berat Pekmezci, Serdar Güngör, Ebru Topçuoğlu, OzanKüme Marka Direktörü
: Gökhan Akbay
Prodüksiyon
: Sertuğ Alptekin, Berkay Tahmaz
ProdüksiyonŞirketi
: Filmpark
Prodüktör
: Mete Özok, Sertan Özcan
Yönetmen
: Bahadır Karataş
Görüntü yönetmeni
: BurakTuran, Engin Özkaya
Post Prodüksiyon
: Filimişleri
Müzik Beste/sözyazarı : Nil Karaibrahimgil Seslendiren
: Zara, Kubat
Müzik Aranje
: Jingle House
Medya Ajansı
: Mindshare
Çekimler sırasında oldukça eğlenceli anlar yaşandı. Mesela beş yüz tane koyunun kullanıldığı çoban sahnesi çekiminin, gündoğumunda yapılması gerekiyordu. Bu yüzden hazırlıklar gece yarısı başladı. Mizansen gereği koyunların senkron hareket etmesi gerekiyordu. Bunun için set ekibi ve çobanlardan oluşan kalabalık bir grup çekim öncesinde koyunlar ile prova yaptı.
Marketing Europe & Anatolia / 27
28/ Marketing Europe & Anatolia
Gezi
Gölgedeki ülke... Aslında niyetim Suriye, Lübnan ve Ürdünü gezmekti. Fakat Suriye’ deki karışıklardan dolayı sadece niyet olarak kaldı. İyi ki de öyle kalmış çünkü 4 günde hepsini gezemezmişim. 4 gün Lübnan için idealdi. Fotoğraflar ve Yazı Seval DUBAN Sabiha Gökçen Havaalanına gidip 20:30 uçağına atlayıp Beyrut’ a gittik.. Sakin sakin işlemlerimizi yaptık ve rötarsız bir şekilde yolculuk tamamlandı. Sorunsuz geçen yolculuğun ardından Beyrut havaalanına indik, bagajlarımızı beklemeye başladık. Toplamda 3 tane olan bagajlarımızdan biri eksik çıktı. Tüm bavullar gidene kadar bekledik ama geriye sadece biz ve sahipsiz iki bavul kaldı. Muhtemelen biri yanlışlıkla bizim bavulu aldı. Gidip kayıp eşya bölümünde tutanak tutturduk. Sonra da rezervasyonunu yaptırmış olduğum kiralık aracı teslim almak için Avis standına gittim. Otomatik vites bir Kia Rio Sedan. Şimdiye kadar ki yurt dışı seyahatlerinde hep Avis’ ten kiralamıştım. Bu sefer de öyle yaptım. Şimdiye kadar hiç pürüz çıkmadı. O yüzden firmayı önerebilirim. İşlemler tamamlandıktan sonra araç geldi. Aracın hasarlı olan yerleri işaretlendi. Aracın tamamında çizikler vardı. Komple çemner çizin yeter dedim. Ama sonradan anladım ki Beyrut’ ta trafik kuralı diye bir şey yok. Az bile olmuş o kadar çizik.
Biz arabanın ıvır zıvırıyla uğraşırken telefonum çaldı fakat yetişemedim. Baktım numara da görünmüyor, içime bir kurt düştü. Sonra gelen mail’ e bakınca arayanın kayıp eşya bürosu olduğunu anladım. Bizim bavul geri gelmiş. Neyse ki getiren adamı göremedim yoksa kafasını gözünü kırmaya niyetliydim. Tüm bunlar olurken saat oldu 00:30. Neyse bindik arabaya başladık oteli aramaya. Otelimiz Hamra caddesinin bir arka sokağı. Ama gel gör ki ne tabela var ne sokak adı. Manara, Unesco, Hamra civarında dolanıp duruyoruz. Telefonun GPS’ ine bakayım dedim, baktım “no data” yazıyor. İyice hüsrana uğradım. Yol soruyoruz millete tarif ediyorlar biraz sonra arap saçına dönüyor yine yollar. Mozart diye bir otel vardı, oraya gidip sordum yolu adam tarif etti ama ne mümkün anlamak. Sonra yüz ifademe bakıp halime acıdı sanırım, tekrar tarif etti. Bulamazsan gel, ben seni götürüp otele bırakacağım dedi. Yine düştük yollara ama saat oldu 02:00 ve ben sinirden cinnet geçirmek üzereyim. Tabii biz yine kaybolduk.
Marketing Europe & Anatolia / 29
Gezi
3 zırhlı askeri aracın peşine düşüp nihayet bulabildik oteli. O şekilde gelince ister istemez lobideki görevli şaşırdı.
Baktım ilerde 3 tane zırhlı askeri araç var. Yanlarında durup yolu sordum. Onlarda anlattı durdu, yüz ifademe bakıp güldüler. Sonra tepe lambalarını yakıp bizi takip et dediler. 3 zırhlı askeri aracın peşine düşüp nihayet bulabildik oteli. O şekilde gelince ister istemez lobideki görevli şaşırdı. Zaten uyku sersemi hatun, savaş çıktı sandı herhalde ? Otelin haritası Ama ne mümkün oteli bulmak. Öyleydi böyleydi derken çıkıp yerleştik odalara. Yalnız otel o kadar eski ki yıkılıyor neredeyse. Benim moral iyice bozuldu tabii. Hemen internete girip çevredeki otellere bakındım boş yer var mı diye. Ama ne mümkün sanki herkes bizi beklemiş. Her yer dolu Söylene söylene yatıp uyudum tabii.
Sabah kalkıp kordon dedikleri “Corniche” denen sahil yoluna gittik. Fenerin dibindeki kafeteryaya gidip kahvaltı edelim dedik. Gidip deniz kenarındaki masaya yerleştik. Gündüz Beyrut çok başka görünüyordu. İnanılmaz güzel binalar var. Çoğunluğu sarı renk ve siyah ferforjeden balkonları var. İnsan hayran hayran seyrediyor etrafı. Biz otelde kahvaltı etmeyip kafeteryada kahvaltı edelim demiştik. Neyse kahvaltı siparişimizi verdik. Tabii sipariş verene kadar akla karayı seçtik.
Sabah kalkıp kordon dedikleri “Corniche” denen sahil yoluna gittik. Fenerin dibindeki kafeteryaya gidip kahvaltı edelim dedik. Netice fotoğrafını görmüş olduğunuz masa hazırlandı. Ben tatlı delisi bir insan olduğum için bal, reçel, nutella göremeyince moralman çöktüm. Bu adamlar ekmek de yemiyor. Her yerde poşetlenmiş lavaş veriyorlar Eskiden uçurtma yaptığımız naylonlara benziyor lavaşın yüzeyi. Bir de meşhur “lebneh” var. Nereye gitsek mutlaka koyuyorlar masaya. Bu lebneh aynı bizim labne peynirinin aynısı. Geri kalan peynir de zeytin de tanıdık. Byblos. İlk gezeceğimiz yer orası. Navigasyon için harita bulamayınca google maps’ ten yol tarifi çıkarıp print almıştım. Onları çıkarıp yola düştük. Ama tabii yollarda levha olmayınca zor iş mekan bulmak. Byblos, Lübnan’ ın kuzeyinde, Tripoli yolu üzerinde. Biz Byblos’ u epey geçtikten sonra yolu sorup tekrar geri döndük. Sora sora bulduk nihayet. Ama yolda Byblos ile ilgili hiç tabela yok .
30/ Marketing Europe & Anatolia
Kent millattan önce 5000’ li yıllarda Fenikeliler tarafından bir liman kenti olarak kurulmuş. Önceki isimleri Gubla, daha sonra Gebal imiş. Daha sonra Yunanlılar buraya papirüs anlamında kullanılan Byblos ismini ver-
Byblos gerçekten çok güzel bir kent. Evler, yollar, dükkanlar. O kadar güzel görünüyorlar ki alık alık bakarak sokaklarda yürüyor insan.
mişler. Bügün ki modern Latin alfabesinin temeli de bu kentte atılmış. Byblos, Mısır’ın kontrolü altında iken (M.Ö. 3. ve 2. yüzyıllar arasında) tüm Fenike sahilinin dini ve ticari başkentiymiş. Şimdi ise antik limanı, minik çarşısı ve antik kalesiyle minik bir balıkçı kasabasını andırıyor.
Marketing Europe & Anatolia / 31
Gezi Yukarıda 4 adet ünlü kilise var demişlerdi. Bir tanesi de bu modern olan, ama kilise değil Bazilika diyorlar buna. Ben girdiğimde dua ediyorlardı sonra çok güzel ayine tanık olduk. Hep büyülemiştir kilise koroları beni. O yüzden de Gregorian müziğe karşı bir hayranlığım var. Bu da Lady of Harissa. Bakire Meryem. Alında da bir şapel mevcut. Bu heykel için 20 ton bronz kullanılmış. Meryem ananın üst tarafına çıkarken karşınıza Maruni Kilisenin muhteşem görüntüsü geliyor.
Bu da Meryem ananın en tepe noktasından Beyrut manzarası. Aşağı bakarken insanın dizleri titriyor Yükseklik korkusu olanlara önermiyorum Kiliseleri de tavaf ettikten sonra tekrar deniz seviyesine inmek için yola çıkıyoruz. Fakat Beyrut’ ta sık sık yaşanan elektrik kesintisi bizi bu sefer teleferikte yakaladı. Neyse ki çok uzun sürmedi Sağ salim aşağıya indikten sonra otele gidip ayakları duvara dikerek dinlenme pozisyonuna geçtim.
Bu da Meryem ananın en tepe noktasından Beyrut manzarası. Aşağı bakarken insanın dizleri titriyor . Yükseklik korkusu olanlara önermiyorum.
Daha Beyrut gecelerin akacağım ya Ama tabii akşam fotoğraf çekmek zor olduğu için makinayı yanıma almadım. Otelimiz Hamra caddesinin bir arka sokağındaydı. Biraz dinlendikten sonra kendimi attım dışarıya. Serhan’ la birlikte Roadster diners diye bir mekana gidip yiyecek bir şeyler söyledik. Ben yerel biranın tadına bakmak istediğim için Almaza söyledim, Serhan da çikolatalı milk shake. Tabii ben yemeği yiyip biraları da içince acayip uykum geldi. Yorgunlukta cabası. Direk otele gidip uyuduk .
32/ Marketing Europe & Anatolia
durup nerden gitmem gerektiğini söyledi. Bu yol tek, o yüzden kaybolmadan gidebilirsin dedi .
Ertesi günkü rotamız Baalbek. Baalbek’ e iki yoldan gidilebiliyor. Birincisi Beyrut’ un güneyinden Zahle yolu üzerinden diğeri ise Beyrut’ un kuzeyinden Faraya üzerinden. Birinci yolu dönüş için planladım. Çünkü Ksara şarap evine de uğramak istiyordum. O yüzden gidiş için ilk yolu seçtim. Faraya üzerinden Baalbek Harissa tepesinin yakınlarından yukarıya doğru tırmanmaya başladık. Mont-Liban dağlarında dolaşıyoruz. Yol o kadar virajlı ki git git bitmek bilmiyor. Tabii sürekli dört yol ağızlarına geliyoruz, tabela olmayınca kayboluyoruz. Saat 10:00’ da yola çıktık. 12:00 olduğunda sadece 50 km gidebilmiştik. Manzara mükemmel ama bir süre sonra insan geriliyor. Daha 100 km yolumuz var ama biz yolu bilmiyoruz. Bir ara dönmeyi bile düşündüm ama o kadar virajlı yolları gözüm kesmedi geri dönmek için.
sırf meraktan dedim. Beyrut’ un güneyinden gitmeliydin bu yol tehlikeli ve uzak dedi. Çatışmaların hepsi bu bölgede oluyor o yüzden çok fazla asker ve silah var dedi. Geri dönemem dedim. İnatçı dedi. Sonra da beni 2 dakika bekle seni Faraya’ ya kadar götüreyim dedi. Anlaştık. 2 dakika sonra da yola çıktık. Yol boyunca mimar abi durup iki kez harita üzerinde nerede olduğumuz gösterdi Sanırım yanlış meslek seçmiş, belki de tur rehberi olmalıydı Sonunda Faraya’ ya geldik. Tekrar
Faraya Lübnan’ ın kayak merkezi. Söyleseler inanmazdım bu ülkede kayak merkezi olduğuna. Deniz seviyesinden yüksekliği 2465 m. Önümüzdeki kış burayı da değerlendireceğim kayak tatili için Faraya kayak merkezindeki oteller Bir hafta öncesine kadar Faraya’ dan Baalbek’ e giden yol kardan dolayı kapalıymış. Havaların ısınmasıyla karlar eriyince yol da açılmış. Burası yol üzerindeki en çok karın olduğu yer. Erimeyince dozer ile yolu açmışlar. Bizim için farklı bir deneyim oldu Arap ülkesine gidip de kar fotoğrafı çekmeden dönmek olmaz. Faraya’ ya kadar bize eşlik eden mimar bu bölgenin tehlikeli olduğunu söyleyip uyarmıştı bizi. Elimdeki fotoğraf makinası için de askeri bölgelerden geçerken makinayı saklamamı söylemişti. Ben de mimarı dinleyip makinaya çantaya koydum, dolayısıyla buranın hiç fotoğrafı yok. Yol kenarında çok sayıda tank ve makinalı tüfek vardı. Ve nihayet ilk yerleşim yeri göründü şükür.
Bir ara kaybolup bir ara sokakta bulduk kendimizi. Baktım 3 tane adam ellerinde harita konuşuyorlar. Hemen zıpladım yanlarına. Baalbek’ e gitmek istiyoruz dedim. Adam garip garip baktı bana. Ne iş yapıyorsun sen dedi. GSM sektöründeyim dedim. Neden bu yoldan gitmek istiyorsun dedi,
Marketing Europe & Anatolia / 33
Sinema
Sherlock Holmes: Gölge Oyunları... çok zengin. Normal Sherlock Holmes filmlerinden farklı olarak Sherlock bu sefer ortamdaki en zeki kişi değildir. Filmin kötü karakteri Profesör Moriarty (Jared Harris) en az Sherlock kadar zekidir. Acımasızlığı ve kelimelere sığmaz kötülüğü ile Sherlock’tan her zaman bir adım önde olan Moriarty belki de Holmes’ün şu ana kadar karşılaştığı en zorlu rakiptir. Film Londra dışında izleyiciyi Fransa, Almanya ve İsviçre’ye götürecek. Ali Erdem Ekşioğlu
Sherlock Holmes: A Game of Shadows… Michele Mulroney ve Kieran Mulroney’nın yazdığı bu muhteşem devam filmini Guy Ritchie yönetiyor. Oyuncu kadrosunda Robert Downey Jr., Jude Law ve Jared Harris’i barındıran film 16/Aralık/2011 izliyicilerin beğenisine sunulucak. Jared Harris (TV dizisi “Mad Men,” “The Curious Case of Benjamin Button/Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi”) kadroya kötü bir üne sahip Profesör Moriarty olarak katılıyor. Dikkatleri İsveç yapımı “The Girl with the Dragon Tattoo / Ejderha Dövmeli Kız” filmindeki rolüyle üzerine çekmeyi başaran İsveçli oyuncu Noomi Rapace de ilk İngilizce rolüyle filmde Sim adlı gizemli bir çingeneyi canlandırıyor. Stephen Fry da (“Alice in Wonderland/Alice Harikalar Ülkesinde”, “Harry Potter and the Goblet of Fire/Harry Potter ve Ateş Kadehi”) filmde Sherlock’un abisi Mycroft Holmes rolünü canlandırıyor. İlk filmde yer alan ve ikinci filmde de izleyeceğimiz oyuncular; Müfettiş Lestrade rolünde Eddie Marsan, Irene Adler rolünde Rachel McAdams, Watson’un eşi Mary Morstan rolünde Kelly Reilly ve Holmes’e çok uzun süredir katlanan evsahibesi Mrs. Hudson rolünde Geraldine James dır. Mizah, aksiyon, heyecan, macera ve polisiye’yi müthiş bir uyum içinde bir araya getiren film görsel açıdan da
34/ Marketing Europe & Anatolia
Kültür‐Sanat
Can Yücel, Şiirleri Sahnede...
yası’nın oyununun
Tiyatro Kumpanyası’nın Can Yücel’i 85.
özelliği olarak ön
bir diğer önemli
doğum yılında biyografik bir şekilde uyar-
plana çıkıyor. Yalın bir sahne düze-
lanmış şiirleriyle anmak için hazırladığı
nine ve dile sahip
Can oyunu seyircilerle buluşmaya devam
olan oyunda Meh-
ediyor.
met Güleryüz’ün on altı video dese-
Çağının ötesine geçmiş bir şair olarak bilinen Can Yücel, ni yer alıyor. 85. doğum yılında Kemal Kocatürk’ün yönetmenliğini ve
Can Yücel şiirleri-
oyunculuğunu üstlendiği oyunla anılmaya devam ediyor.
nin sanatın çeşitli
Türk tiyatrosunun önemli ustası Genco Erkal tarafından
dallarıyla buluşa-
Can Yücel şiirlerinden uyarlanarak hazırlanan “Can” oyu- rak hayat bulduğu nu, seyircileri sanat dolu bir yolculuğa çıkararak Türkiye’- oyun, 7 Aralık saat nin son kırk yıl içerisinde yaşadığı değişimleri gösteriyor. 20:30’da Muammer Karaca Tiyatrosu’nda, 9 Aralık saat Türk resminin desen virtüözlerinden biri olan Mehmet
20:30’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde, 22 Aralık sa-
Güleryüz’ün video-desenleri ve Ayça Kocatürk’ün müzik- at 20:30’da Akatlar Kültür Merkezi’nde ve 24 Aralık saat 20:30’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde izlenebilir. leri eşliğinde sahneye aktarılması ise Tiyatro Kumpan-
İstanbul’da Sıraevler Modellemesi ve “Akaretler”... İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, kente ilişkin tarih, arkeoloji, tarihi topografya, sanat tarihi gibi konularda, alanlarında uzmanlaşmış araştırmacılar tarafından Pera Müzesi Oditoryumu'nda sunulan konferans dizisine yeni dönemde de devam ediyor. Sonbahar 2011 konferanslarının ikinci konuğu, Prof. Dr. Afife Batur. 1 Aralık Perşembe günü saat 18:30’da Pera Müzesi Oditoryumu’nda gerçekleşecek konferansın konusu İstanbul’da Sıraevler Modellemesi ve “Akaretler”. Sanayi Devrimi’nin ardından Avrupa kentlerinde, nüfus artışının yol açtığı konut gereksiniminden kaynaklanan “sıraevler” mimarlar için yeni bir tasarım alanı oluşturmuş, İstanbul’da da 19. yüzyılın ikinci yarısında ekonomik ve toplumsal değişmelere bağlı olarak sıraev uygulamaları gündeme gelmiştir. İstanbul’un ilk imar kararlarını da içeren Moltke Planı’nın öngördüğü yeni kent dokusu oluşumu gereği, Beşiktaş-Teşvikiye-Maçka güzergâhı yeniden düzenlenirken açılan yolların biçimlendirdiği bir yerleşme modeli için sıraev, uygun bir öneriydi. Prof. Dr. Afife Batur konferansında, sıraevlerin ortaya çıkışı ve ilk uygulamalarının dışında, yapımı tasarlanan fakat gerçekleşemeyen, Aziziye Camii’nin geliri olarak vakfedilmiş “Akaretler”i mimarlık tarihi açısından tartışmayı amaçlıyor. www.iae.org.tr
36 / Marketing Europe & Anatolia
Smyrna Antik Kenti... TOTAL’in kurumsal sosyal sorumluluk anlayışı doğrultusunda desteklediği İzmir’deki Smyrna Antik Kenti kazılarında binlerce yıllık iki adet su kanalı ve bir Roma Lahti gün ışığına çıkarıldı.
dığı, buradan su içen kadınların sütünün bollaştığına ve doğurganlığının arttığına inanılmıştır. İnancın kökeni Meryemana’ya ve Anadolu’nun en eski inanç sistemini temsil eden Ana Tanrıça’ya dayanmaktadır. Roma Lahti
TOTAL’in resmi sponsoru olduğu Smyrna Antik Kenti’nde, Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’un başkanlığını yürüttüğü kazılar sırasında yerin 3-4 metre altında bulunan biri 70 metre diğeri 50 metre boyunca uzanan iki adet su kanalı gün yüzüne çıkarıldı. Her iki kanalın da onlarca metre daha İzmir’in altında uzandığı tespit edilmiştir. Ancak çöküntüler nedeniyle daha ileriye bugün için gidilememiştir. Her iki kanaldan da halen içilebilir kalitede su akmaktadır. Kanalların Roma döneminde kent içindeki su kaynaklarından başlayarak mahalle sarnıçlarına ve çeşmelerine su taşınmak üzere inşa edildikleri anlaşıldı. İzmirliler ise kazılar sonucunda ortaya çıkarılan bu kanalları, Romalıların Kadifekale’ye gizlice çıkmak için kullandıkları bir yol olarak görüyor.
Kuruluş efsanesi Makedonya Kralı İskender’in gördüğü bir rüyaya dayandırılan Smyrna’da arkeolojik kazıları sırasında ayrıca M.S. 2. ait bir de Roma Lahiti bulundu. Bulunan bu Lahit 0.90 metre genişliğinde ve 2.20 metre uzunluğunda olup süslemelerine bakıldığında Marmara Adası’nda Tespit edilen iki kanaldan birinin Osmanlı dönemi Ortoyapıldığı ve deniz yoluyla Smyrna’ya getirildiği düşünülüdoks Hıristiyanlarınca “Süt veren Anne” adıyla kutsallaştırıl- yor.
Sanal Kitap Fuarı ...
KIRGIZ SANATÇILAR… IC Vakfı Sanat Galerisi Müdürü Dr. Meral Dinçer “Bu sergide sunulan Kırgız ressamların çalışmaları, yüzyıllardır barış içinde birlikte yaşayanların izlerini ve Kırgızistan’ın rengarenk kültürünü yansıtıyor. Sanatçılar da resimlerinde farklı ekollerinin çeşitliliği içinde ustalık ve özgünlüklerini sergiliyorlar. IC Sanat Galerisi’nde Kırgızistan Büyükelçiliği işbirliği ile açacağımız bu sergi ile sanatseverler 27 Kırgız sanatçının farklı eserleriyle, Kırgızistan sanatını daha iyi tanıma fırsatı bulacaklar” dedi. Sergi 23 Aralık tarihine kadar IC Vakfı Sanat Galerisi nde görülebilir.
Kitapseverlerin heyecanla beklediği İdefix Sanal Kitap Fuarı, 900 yayınevi, % 70’e varan indirimleri ve özel kitap setleri seçkisi sunuyor. Türkiye’nin en büyük online kitapçısı idefix.com’un her yıl düzenlediği ve sıkı takipçileriyle artık geleneksel hale gelen Sanal Kitap Fuarı, bu yıl 9. kez düzenleniyor. idefix.com’da gerçekleşecek fuarı, geçtiğimiz yıl 2 milyon kişi ziyaret etti. 81 ilin tamamından sipariş alarak Türkiye geneline yayılan fuar, bu yıl 21 Aralık tarihine kadar ziyaretçi bekliyor. Etkinliğin en önemli özelliği, başka hiçbir kitap mecrasının sunmadığı büyük indirimler. Yazarlardan imzalı kitaplar, ekstra indirimli özel setler gibi sürprizleri de içeren fuarın bağımlılık yaratan bilgi yarışması da bu yıl iPad2 ödüllü.
Marketing Europe & Anatolia / 37
NostaljiÂ
38 / Marketing Europe & Anatolia