marketing europe & anatolia Sayı:027

Page 1

marketing europe & anatolia Tarih: Şubat - Mart 2014 Sayı: 27

retorik

Alo Fatih...

kelebeğin fırtınası

Türkiye’yi tanıtamama kampanyası...

ız s ım ğ a b i m Ta derg



İçindekiler

marketing europe & anatolia Sayı:27 Tarih:Şubat - Mart 2014 İmtiyaz Sahibi Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. e-mail: eksantrik@eksantrik.com P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr. Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: elvin@eksantrik.com P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr. Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu

Kısa Kısa

04 - 07

Yeni Ürünler

10 - 11

Medya Dünyası

12 - 13

Röportaj

14 - 17

kelebeğin fırtanası

19

Röportaj

20 - 22

retorik

25

Kampanyalar

27 - 33

Gezi

34 - 40

reklam arası sinema

42

Kültür Sanat

44 - 45

İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad. Deniz Ap. No: 21 /15 Kadıköy - İstanbul - Tr. Tel: +90 555 233 24 41 e-mail: meadergi@gmail.com marketing europe & anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e-dergidir. Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Bu derginin yayınlanma sürecinde hiçbir ağaç zarar görmemiştir. mobil: http://m-mea.eksantrik.com http://www.facebook.com/meadergi Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

marketing europe & anatolia / 1



Köşe Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com

( editörden)

Tam bağımsız olmak neden önemli?...

Bu dergiyi çıkardığımız günden bugüne tam bağımsız bir dergi çıkardığımızı, hiçbir, gruba, partiye ya da cemaate hizmet etmediğimizi her fırsatta dile getiriyoruz. Bu ısrarlı açıklamamız belki bazı okuyucularımız tarafından yersiz bir söylem olarak değerlendirilmiş olabilir. Son günlerde ortaya çıkan ses kayıtları bizim bu iddiamızı dile getirirken aslında ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha ortaya koydu. Bağımsızlık neden bu kadar önemli. Çünkü, aksi olduğunda doğruları yazmak için bir kez daha düşünmek, Ankara'dan ya da deniz aşırı ülkelerden icazet almak ve belki de doğruları hiç söyleyemeden yalan yanlış bilgilerle dezenformasyon yapmak şart olacaktı ki sektörel yayınlar da dahil olmak üzere birçok yayın malesef bu kıskaca kendisini teslim etmiş durumdadır. marketing europe & anatolia'nın hiç böyle bir kaygısı olmadı. Tek amacımız her ay doğru haber ve yazılarla hazırlanmış tarafsız, bağımsız bir dergiyi okuyucumuzla buluşturmak oldu. Bu çalışmalarımız sırasında bizi zora sokacak herhangi bir ilişkinin içerisine girmemek için iki yılı aşkın süredir, tek kuruş gelir elde etmeden çalışmalarımıza devam ediyoruz. Gönül isterdi ki bu dik duruşumuz, ilan verenler ve ilanları yönlendiren dostlarımız tarafından da takdir edilsin ve dergimiz, en azından kendini geliştirebilecek bir ilan gelirine kavuşabilsin. Belki bundan sonra dostlarımız ilanlarını bizimle paylaşıp yaşamamıza ve gelişmemize katkı vermek için daha duyarlı davranabilirler. Kalın sağlıcakla...

marketing europe & anatolia / 3


Kısa Kısa

alldesign’ın mottosu ”Aklın Gözüyle Görmek”... BMW ana sponsorluğunda düzenlenen alldesign 2014 Uluslararası Tasarım Konferansları ve Yaratıcı Endüstriler fuarı, tasarım dünyasına ışık tutacak alldesign’ın fuar alanında pek çok firma en yeni tasarım ürünlerini sergileyecek: Ünlü tasarımcı ve sanatçı Arik Levy, 21 Şubat’ta BMS Mobilya standında 12.00-13.30 saatleri arasında sevenlerine imza verecek Allevents tarafından BMW ana sponsorluğunda, Arçelik, Armaggan ve Işıklar Tuğla co-sponsorluğunda 21-22 Şubat 2014 tarihlerinde Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenecek olan alldesign Uluslararası Tasarım Konferansları ve Yaratıcı Endüstriler Fuarı, tasarım dünyasını üçüncü kez bir araya getirecek. Hayatımızın her alanına yön veren tasarımın ele alınacağı alldesign 2014’ün kon-

ferans bölümünde kendi dalının uzmanları tasarıma bakış açılarını ve dünyaca ödüllü işlerini izleyicilerle paylaşırken, fuar alanında ise tasarımda öne çıkan firmalar en yeni ürünlerini sergileyecek. Biletler Biletix’te. alldesign 2014 pek çok önemli konuşmacıya ev sahipliği yapacak. Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde 2000 metrekarelik alanda gerçekleşecek olan alldesign 2014, tasarım konferansının yanı sıra Yaratıcı Endüstriler Fuarı’na da ev sahipliği yapacak. Odağında tasarım olan tüm firmaları aynı çatı altında sektörle ve tasarım meraklılarıyla buluşturan ve geçtiğimiz yıl çok sayıda katılımcı firmayı ve yaklaşık 6000 ziyaretçiyi ağırlayan Yaratıcı Endüstriler fuarı, bu yıl da ziyaretçilerine farklı sektörlerden tasarım odaklı zengin bir ürün yelpazesi sunacak.“Aklın gözüyle görmek” mottosuyla yola çıkan alldesign’ın ana amacı, tasarımın yarattığı farkların, pazarlama, markalaşma, ergonomi gibi birçok alanda kullanımının irdelenmesi, günümüz ve geleceğin tasarımcılarına farklı bir bakış açısı kazandırması.

Türkiye’nin Patent Şampiyonları Koç’tan Çıktı... Türk Patent Enstitüsü’nün “2013 yılında En Çok Yerli Patent Başvurusu Yapan Firmalar” sıralamasında Koç Topluluğu’nun 4 şirketi ilk 10’da yer alarak büyük bir başarıya imza attı. Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına büyük önem veren ve Türkiye’nin ilk ‘Fikri Haklar Stratejisini’ oluşturan Koç Topluluğu, geçen yıl toplam 400 patent başvurusu yaptı. Arçelik, 193 patent başvurusuyla birinci sıraya yerleşirken, onu Ford Otosan, 80 başvuruyla izledi. Listede 48 patent başvurusuyla altıncı sırayı Tofaş, 20 patent başvurusuyla 9’uncu sırayı ise Türk Traktör aldı. Koç Holding CEO’su Turgay Durak, “Bu başarıda Fikri Haklar Stratejimizin büyük rolü var. Amacımız Topluluk şirketlerimizin fikri haklarını yönetebilmeleri, bu çalışmalarını uluslararası standartlarda yapma yeteneğini kazanmalarıydı. Bunu da gerçekleştirmiş olduklarını görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Her zaman dile getirdiğimiz gibi Ar-Ge faaliyetlerine ve yatırımlarına hem şirketlerimizin rekabetçiliği hem de ülkemizin geleceği adına çok önem veriyoruz ve uzun vadeli sürdürülebilir büyüme stratejimizin hayati bir parçası olarak görüyoruz” dedi. 4 / marketing europe & anatolia

Türk Patent Enstitüsü’nün “2013 yılında En Çok Yerli Patent Başvurusu Yapan Firmalar” sıralamasında Koç Topluluğu’nun 4 şirketi ilk 10’da, diğer 3 şirketi ise ilk 30’da yer aldı. Koç Topluluğu şirketleri 2013 yılında toplam 400 patent başvurusu yaptı. Bu sayı bir önceki yıl 310’du. Arçelik, 193 patent başvurusuyla listenin birinci sırasında yer alırken, ikinciliği 80 patent başvurusuyla Ford Otosan aldı. Altıncı sırayı 48 patent başvurusuyla Tofaş, dokuzuncu sırada 20 patent başvurusuyla Türk Traktör yer aldı. Patent başvurusu sıralamasına göre ilk 30 şirket arasında bulunan diğer Koç Topluluğu şirketleri ise; Otokar (11), Arçelik- LG (16) ve Tüpraş (26) oldu.


Kısa Kısa

2013 Anadolu hayat... Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Genel Müdürü Mete Uğurlu, Şirketin 2013 yılı konsolide olmayan finansal sonuçlarına ilişkin olarak yaptığı basın açıklamasında aşağıdaki tespit ve değerlendirmelerde bulundu: “2013 yılı ülkemizdeki ve dünyadaki siyasi/iktisadi gelişmelerin yakından takip edildiği bir yıl olmuştur. Bu dönemde, küresel ekonomi, beklentilerden daha zayıf bir toparlanma eğilimi sergilemiş, özellikle yılın ikinci yarısında, artan enflasyon beklentilerine bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerin para politikalarında sıkılaştırma eğilimine girilmiştir. Ülkemizde 2013 yılı içinde, sigorta sektörünün işleyişi ve gelişimine yönelik yasal düzenlemelere devam edilirken, hayat sigortalarında %25 ve hayat dışı sigortalarda ise %22 prim artışı sağlanmıştır. Bireysel emeklilik sisteminde ise, %25 devlet katkısının olumlu etkisi ile katılımcı sayısı bir milyon kişi artarak 4.1 milyonu aşmıştır.

İnsana Saygılı Firmalar Ödüllendirildi...

Kariyer.net 13. İnsana Saygı Ödülleri’nin sahipleri belli oldu. İstanbul’da Kuveyt Türk Katılım Bankası ve DenizBank; Anadolu’da ise Desmer İletişim veSunExpress firmaları2013’ünen çok istihdam yaratan şirketleri oldu. En çok başvuru alan firmalar ise İstanbul’da Vatan Bilgisayar ve Yapı ve Kredi Bankası; Anadolu’da ise Rönesans Holding ve Vestel Elektronik şeklinde sıralandı. LC Waikiki, adaylar tarafından 2013’ün en beğenilen şirketi seçildi. En beğenilen iş ilanı ödülü ise Yapı ve Kredi Bankası’nın oldu. İstanbul’da Kuveyt Türk Katılım Bankası ve DenizBank; Anadolu’da ise Desmer İletişim ve SunExpress firmalarıKariyer.net 13. İnsana Saygı Ödülleri kapsamında 2013 yılının En Çok İstihdam Yaratan Şirketleri ödülüne layık görüldü

Amway 2013 satışı...

Avea 2013...

Amway’in 2013 satış rakamları açıklandı. Son yedi yıldır istikrarlı bir büyüme gösteren şirket, 2013 yılında 11,8 milyar dolarlık rekor bir satış gerçekleştirdi. Şirket, 2014’te artan talebi karşılamak amacıyla bütün dünyada 375 milyon dolarlık bir üretim ve AR-GE yatırımı planlıyor. Genel merkezi ADA, Michigan’da bulunan Amway, 2013 yılında 11,8 milyar dolarlık global satış yaptığını açıkladı. Şirketi tarafından verilen bilgilere göre 2012 yılındaki 11,3 milyar dolarlık satışın ardından 2013, şirketin arka arkaya büyüme kaydettiği yedinci yıl oldu. Amway, son 14 yılın 13’ünde satışlarda gösterdiği artışla dikkat çekiyor. Beslenme destek ürünleri, Amway’in ürün grubu satışları arasındaki liderliğini 2013’te de sürdürdü. 2013’te lansmanı gerçekleştirilen yeni kilo kontrol ürünleri serisi bodykey by NUTRIWAY™’in de gıda takviyesi grubunda süregelen artışı önemli ölçüde desteklediği gözlemlendi.

Avea; “Akıllı ve Kârlı Büyüme” stratejisiyle 2013 yılında gelirini geçen yıla göre yüzde 10 artırarak 3.838 Milyon TL olarak gerçekleştirdi. Toplam müşteri sayısını, son çeyrekte 418 bin abone ile gerçekleştirdiği rekor net büyüme sonucunda 14,5 milyona çıkaran Avea, faturalı ve faturasız abone sayısını da artırdı. Numara taşımada 2013’ün son çeyreğinde kazandığı 304 bin aboneyle, 7 çeyrektir kesintisiz sürdürdüğü liderliğini koruyan Avea, numara taşımada 2013 yıl toplamında ise; 916 bin net abone kazandı. Numara taşımada rakiplere açık ara fark atıp, net taşımada tek pozitifte olan operatör olarak pazarda yeni bir dönem başlattıklarını vurgulayan Avea CEO’su Erkan Akdemir: “Yürüttüğümüz ‘Akıllı Büyüme’ stratejimiz doğrultusunda yaptığımız yatırımlar, sunduğumuz teklifler ve teknoloji üreten bir şirket olma konusunda gösterdiğimiz kararlılık ile elde ettiğimiz sonuçlar; hem bireysel hem kurumsalda kesintisiz büyümemizi sağlayan bir ekosistem kurmamızda etkili oldu.“ dedi. marketing europe & anatolia / 5


Kısa Kısa

Türkiye’de Google Glass Emlak Uygulaması...

Mücevher ihracatı 2014’e artışla başladı...

Türkiye’de ilk defa Google G l a s s ’ a özel emlak uygulaması geliştirildi. Bütün işlemlerin sesli komutlar ve parmak hareketleriyle dokunmatik olarak gerçekleştirildiği Google Glassuygulamasında size en uygun evi artık akıllı gözlüğünüzle bulmak mümkün. Geçtiğimiz yıl emlak sektörüne adım atan teknoloji odaklı yeni nesil seri ilan sitesi Metrekare.com sektörün ilk Google Glass uygulamasını geliştirdi. Tüm işlemlerin sesli komutlar, hareket algılayıcılar ve dokunmatik alandaki parmak hareketleriyle yönetildiği Google Glass için, tamamıyla içeride geliştirilen uygulamada kullanıcılar o an yakınlarında bulunan ve kriterlerine uygun olan satılık ve kiralık evlerden hemen haberdar olup harita üzerinde görüntüleyebiliyor, ilan detaylarını dinleyebiliyorlar.

Geride bıraktığımız yılı başarılı bir performansla kapatan mücevher sektörü 2014 yılınada yükseliş trendi ile adım attı. Mücevher İhracatçıları Birliği verilerine göre; sektörün 2014 yılı Ocak ayındaki ihracatı geçen yılın aynı dönemine oranla külçe altın hariç yüzde 26,63 artışla195 milyon346 bin dolara ulaştı. Bu dönemin ihracat artışı ile dikkatleri üzerine çeken ülkesi ise; dünyada mücevherin merkezi olarak kabul edilen Belçika oldu. Türk mücevher sektörünün Belçika’ya Ocak ayında yaptığı ihracat,değerde yüzde 3,647, miktarda ise yüzde 7,040 oranında arttı. Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2014 yılı Ocak ayı verilerine göre; Türkiye’nin külçe altın hariç mücevher ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 26,63artarak 195 milyon 346 bin dolara ulaştı.Miktar bazında ise sektörün ihracatı yüzde 17,83 artışla 233 bin 393 kilogram oldu.

Nestlé, 2013 yılı finansal sonuçlarını açıkladı...

TeknoSA 2014 hedefleri...

Dünyanın lider beslenme, sağlık ve iyi yaşam şirketi Nestlé, 2013 yılı küresel finansal sonuçlarını açıkladı. Açıklanan sonuçlara göre, Nestlé geçtiğimiz yıla göre cirosunu %2.7 oranında artırarak 92,2 milyar İsviçre Frankı satışa ulaştı, organik büyüme %4.6, reel iç büyümesi % 3.1 olarak gerçekleşti. Nestlé CEO’su Paul Bulcke 2013 yılı sonuçlarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede şu görüşlere yer verdi: “2013 yılında makro çerçevede büyüme, gelişmiş ülkelerde en alt düzeyde, gelişen pazarlarda ise daha önce gördüğümüz seviyelerin altında yumuşak bir büyüme seyri izledi. Nestlé olarak bu duruma, marka desteğini artırarak, inovasyonları hızlandırarak ve fiyatlandırmalarımızın tüketici ihtiyaçlarını dikkate alacak şekilde gerçekleşmesini sağlayarak yanıt verdik”.

Türkiye teknoloji perakendeciliği sektörünün lideriTeknoSA, 2013 yılını başarılı finansal sonuçlar ile kapattı, 2014 yılında yeni hedeflere odaklandı. Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, TeknoSA’nın 2014 yılında dijitalleşmenin sağladığı olanaklarla bütün kanalların entegre çalışmasına imkan veren çoklu kanal stratejisine odaklanacağının altını çizdi. Dinçer, bu çerçevede, hem mağazalaşma yatırımlarına hız vereceklerini hem de online kanalda büyüyeceklerini belirtti ve yapılacak yatırım tutarının 60 milyon TL olacağını açıkladı.

6 / marketing europe & anatolia


Kısa Kısa

Türk yapımı ilk uçak koltuğu uçuşa hazır...

Türk Hava Yolları, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Assan Hanil ortaklığında kurulan Turkish Seats Industries (TSI), tasarımı Türk mühendisler tarafından yapılan ilk yerli uçak koltuğunu üretti. Türk Hava Yolları, büyük bir girişimle Türk Sivil Havacılık tarihinde bir ilke daha imza attı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yılı; 2023 vizyonu doğrultusunda açıklanan ‘yüzde yüz Türk uçağı üretimi’ hedefi kapsamında, Türk Hava Yolları, Türk Hava Yolları Teknik

A.Ş. ve Kibar Holding’in Güney Koreli Hanil E-HWA ile mevcut işbirliğinin bir iştiraki olan Assan Hanil ortaklığında 5 milyon dolarlık bir yatırımla kurulan Uçak Koltuk Üretimi Sanayii ve Ticaret A.Ş. (Turkish Seats Industries – TSI), ilk yerli tasarım uçak koltuğunu üretti. Türk Hava Yolları’nın ev sahipliğinde, Atatürk Havalimanı 2. Hangar’da gerçekleşen, TSI tasarımı uçak koltuklarının ilk kez monte edildiği Boeing B737-800 tipi uçağın tanıtım toplantısına, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, Türk Hava Yolları Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, TSI Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. İsmail Demir, TSI Genel Müdürü Fahri Bayır, Hanil E-HWA Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yang Seok RYU, Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar ve Assan Hanil Genel Müdürü Okan Gedik katıldı. İlk yerli uçak koltuklarının tanıtım toplantısında konuşan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Koltuk deyip geçmeyin. Çok ciddi sertifikasyon isteyen bir emektir. Bu çok önemli bir adım. Kendi uçağımızın üretimi için bir yerden başlamak gerekiyor” dedi.

Türkiye’nin Su Ayak İzi... Türkiye’yi 2009 yılında ‘su ayak izi’ kavramıyla tanıştıran Unilever Türkiye’nin lider markalarından OMO ve uluslararası doğa koruma kuruluşu WWF-Türkiye, “Türkiye’nin Su Ayak İzi”ni çıkarmak için el ele verdi. T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın desteğiyle hayata geçen proje kapsamında hazırlanan raporla; ülkemizin toplam su ayak izinin yanı sıra doğrudan ve dolaylı su kullanımı, sektörlerin su ayak izi ve suyun ekonomi içerisindeki rolü de ortaya konuldu. Unilever Operasyonlardan Sorumlu Dünya Başkanı Harish Manwani, “Unilever olarak, yaptığımız işlerde her zaman geniş kapsamlı, sürdürülebilir ve sorumlu büyümeye göre düşünür ve hareket ederiz. Bugün lansmanını yaptığımız Türkiye Su Ayakizi Raporu’nun sadece bir başlangıç olduğu unutulmamalı. Bu noktadan daha da ileriye giderek, su yönetimi ve sürdürülebilir yaşamın önemi konusunda farkındalığı artırmaya devam etmeliyiz. Bugün burada, özel sektörün, hükümetin ve STK’larının böylesine yakın temas içinde çalışması bir tesadüf değil.” Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Ku-

rulu Üyesi Şükrü Dinçer, “WWF-Türkiye ile çalışmalarımız, Sudaki Ayak İzim Projesiyle, bireysel ölçekteki su ayak izi hesaplamasından; daha makro ölçekteki Türkiye’nin su ayak izi hesaplamasına doğru geliştirdik. Projemizle, Türkiye’nin su ayak izi kavramını, su yönetimine entegre etmesine destek veriyoruz.” diye konuştu. WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak da “Türkiye’nin Su Ayak İzi Raporu’nun sonuçları, su kaynaklarının çok yönlü doğasını anlamamızı sağlayarak yaşam kaynağımızı yönetmenin yeni yollarını bulmamıza destek olacaktır. ” dedi. marketing europe & anatolia / 7




Yeni Ürünler

Yeni Sony Action Cam... kalitesi sunuyor.Canlı İzleme Uzaktan Kumandası ile beşe kadar video kamera uzaktan kontrol edilebiliyor ve PlayMemories Home™ düzenleme yazılımı ile birden fazla video kameradan gelen görüntüler birleştirilebiliyor. Sony’nin giyilebilir Full HD video kamerası, yollarda, tepelerde, karda veya suda adrenalinin zirveye çıktığı eğlence için yapıldı. İnce tasarımı hava ve su direncini düşürürken su sıçrama korumalı gövdesi yağmurların bataklığa dönüştürdüğü bisiklet patikalarında su geçirmez kılıfa ihtiyaç duymayacağınız anlamına geliyor. Action Cam’ın şık yeni beyaz gövdesi kavurucu sıcaklarda kurak kumullarda kum kayağı yaparken bile güneş ışınlarını yansıtıyor. NFC, Xperia ve diğer uyumlu akıllı telefon ve tabletler ile tek dokunuşta zahmetsiz bağlantı kurulmasına imkan veriyor. Görüntüleri bellek kartları veya bağlantı kablolarıyla uğraşmaya gerek kalmaksızın kolayca paylaşmak için kablosuz olarak mobil cihazınıza aktarıyorsunuz. Tek dokunuşSony’nin CES 2014’te tanıttığı splashproof (su sıçrama ta bağlantı aynı zamanda akıllı telefonunuza PlayMemories korumalı) yeni giyilebilir video kamera Action Cam HDR- Mobile™uygulamasın kurduysanız, video kamera açılarını AS100V, 50 Mbps’de XAVC S formatında Full HD görüntü doğrudan cep telefonunuzun ekranından hızlıca kontrol etmenize izin veriyor.

Samsung Galaxy NotePRO -TabPRO... Samsung Electronics, en güncel teknolojiyle donatılan ve mobil deneyimde mükemmeliyeti amaçlayan Galaxy NotePRO ve TabPRO tablet serilerini, CES 2014 Tüketici Elektroniği Fuarı’nda kullanıcılarla buluşturdu. 12,2 inç’lik Galaxy NotePRO ile birlikte, 12,2, 10,1 ve 8,4 inç seçenekleriyle gelen yeni TabPRO ailesi, tablet segmentinin yeteneklerini farklı bir boyuta taşıyor. Samsung Electronics BT ve Mobil Departmanı CEO ve Başkanı JK Shin, yeni nesil tablet serisi ile ilgili olarak; “Galaxy NotePRO ile TabPRO serilerinin pazara sunulması aynı zamanda, Samsung’un tablet pazarındaki liderliğini gerçek anlamda ortaya koyacağı bir yılın başlangıcı niteliğindedir. Bu yeni seri, sınıfının en iyi içerik tüketim ve üretim olanaklarını sunarken aynı zamanda şaşırtıcı görüntüleme deneyimini

10 / marketing europe & anatolia

de Samsung’un farklı tasarım perspektifi ile birlikte sunuyor. Samsung Galaxy NotePRO ve TabPRO serisi ile müşterilerimize yetenekli ve kullanıcı dostu ürünler sunma hedefimizi de bir adım ileriye taşıyoruz” dedi. Galaxy NotePRO ve TabPRO serisi, olağanüstü ekran görselliğinin yanı sıra, birinci sınıf tasarım ve güçlü performansı da tek bir cihazda topluyor. Kullanıcıların tüm ihtiyaçlarına karşılık verecek şekilde dizayn edilen Samsung Galaxy NotePRO ve TabPRO, WQXGA ekranı güçlü içerikle birleştirerek, üstün bir mobil çözüme imza atıyor. 12,2 inç’lik görsel deneyimin tadını çıkarın Büyük ekran severleri 12,2 inç’lik boyutuyla karşılayan Samsung Galaxy NotePRO ve TabPRO serisi, 4 milyonun üzerinde piksel sayısı ve olağanüstü çözünürlüğüyle, beklentilerin ötesinde bir ekran deneyiminin kapılarını aralıyor. Dünyanın ilk 12,2 inç WQXGA Widescreen (16:10) ekranını kullanıcılara sunan seri, şaşırtıcı Full HD video performansıyla da benzersiz bir deneyim yaratıyor. Yeni tablet serisi, sektöre liderlik edecek ekran özelliklerinin yanı sıra, mobiliteyi de ön planda tutarak, oldukça hafif ve ince bir çerçeveyle tasarlandı.


Yeni Ürünler

EasyPad T8Q... Quad Core işlemci, sekiz çekirdekli GPU, Android 4.2 işletim sistemi, 1 GB bellek, 8 GB depolama alanı, 1024x 768 IPS ekran, 0,3 MP ön kamera, 2 MP arka kamera özellikleriyle 7.9 inçlik EasyPad T8Q beklentileri karşılıyor. Dört çekirdekli işlemcisi, sekiz çekirdekli grafik kartı ve hassas dokunmatik ekranı ile tüm uygulamalara hızlıca erişilebiliyor. Çift kamerası ile görüntülü konuşma yapılabiliyor,fotoğraf ve video çekilebiliyor aynı zamanda birkaç dokunuşla paylaşılabiliyor. Yalnızca 7 mm inceliğe sahip, şık ve sade tasarımıyla hayatı kolaylaştırmak için tasarlanan EasyPad T8Q, tek elle kolaylıkla tutulabiliyor. 320 gr ağırlığındaki hafif gövdesi ve dar çerçeve yapısıyla ise tasarım ve fonksiyonellik bir arada sunuluyor. EasyPad T8Q, 7,9 inç IPS ekranıyla kusursuz bir netlik sunuyor. IPS ekranı sayesinde, dik açıdan bakmak gibi bir zorunluluk bulunmuyor, bakış açısı 179 dereceye kadar değiştirilebiliyor. EasyPad T8Q da bulunan Mikro USB/OTG/Şarj Girişi sayesinde tek bir yuvadan bilgisayar ile senkronize edilebiliyor, OTG desteği sayesinde klavye, mouse veya USB bellek

bağlanabiliyor ve aynı yuvadan şarj edilebiliyor. Bunun yanı sıra Mikro HDMI bağlantısı ile hem yüksek çözünürlüklü görüntü hem de ses tek bir kablo ile zahmetsizce aktarılabiliyor. Wi-Fi özelliği ile her ortamda en hızlı ağlara erişip her an bağlantıda kalınabiliyor. 5 saate varan pil süresi ile sosyal hesaplar ve e-postalar kontrol edilebilir. İstenilen uygulamalar indirilebillir. Yüksek ses kalitesinde istenilen ortamda müzik dinlenebilir, oyun oynayabilir, film izlenebilir. Gümüş renge sahip EasyPad T8Q, 499 TL fiyatla teknoloji marketlerde satışa sunuluyor. Ürünle ilgili detaylı bilgiye www.exper.com.tr ‘den ulaşılabilir.

Toshiba’dan HD 4K Notebook... Toshiba Amerika Bilgi Sistemleri’ne bağlı Toshiba Dijital Ürünler Birimi bugün dünyanın ilk Ultra HD 4K ekrana sahip notebook’larını CES 2014’te duyurdu. Tecra W50 mobil iş istasyonu (workstation) mühendisler ve 3D tasarımcılar için, Satellite® P50t ise profesyonel fotoğrafçılar, grafik tasarımcılar ve 4K film tutkunları için ideal. Her iki notebook modeli 2014’ün ortasında Türkiye de satışa sunulacak Toshiba Amerika Bilgi Sistemleri, Dijital Ürünler Birimi pazarlamadan ve mühendislikten sorumlu Başkan Yardımcısı Carl Pinto yaptığı açıklamada; “Ultra HD teknolojisinin liderlerinden biri olarak, 4K televizyondaki ustalığımızı, Full HD’nin sağladığı çözünürlüğün dört katına sahip, daha yumuşak görüntüler ve parmak ısırtan detaylar sağlayan ekranı sunarak daha da ileriye taşıyoruz. Uzun yıllara dayanan deneyimimizi ve mühendislik kaynaklarımızı Ultra HD 4K teknolojisini üst segment notebook’larımıza taşımak için kullandık, böylece hem tüketim hem de iş amaçlı kullanıcılar içerik yaratırken ve tüketirken artık yeni nesil teknolojiden faydalanabilecekler.” dedi.

marketing europe & anatolia / 11


Medya Dünyası

Görev değişiklikleri... Yazılı Basında Görev Değişiklikleri Bugün gazetesi köşe yazarı Vedat Bilgin gazeteden ayrıldı. Zaman gazetesi karikatüristi Osman Turhan gazete ile yollarını ayırdı. Milliyet gazetesi fotoğraf servisi şefi Yurttaş Tümer gazete ile yollarını ayırdı. Baydu Can, milliyet gazetesi yazı işleri müdürlüğü görevinden ayrıldı. Star gazetesi köşe yazarı Berat Özipek’ in gazete ile yolları ayrıldı. Gökhan Bacık, Bugün gazetesi yazar dahil oldu. Radikal gazetesi eki Radikal İki’ nin ekler yayın yönetmeni Tuğrul Eryılmaz, yazı işlerinde görev yapan Elif Ekinci ve müzik yazarı Naim Dilmener görevlerinden ayrıldı. Deniz Ülke Arıboğan Türkiye gazetesi ile yollarını ayırdı. Mirgün Cabas Milliyet gazetesi yazarlık görevinden ayrıldı. Geçtiğimiz haftalarda Bugün gazetesinden ayrılan Ahmet Taşgetiren Star gazetesi köşe yazarlığı görevine başladı. Yeni Şafak gazetesi köşe yazarı Osman Özsoy yazılarına son verdi. Posta gazetesi yeni haber müdürü Timur Soykan oldu, okur temsilciliği görevine Cem Kerpiççiler, dış haberler müdürlüğü görevine ise Arda Tuna getirildi. Aslı Perker, Fuat Keyman ve Ayşegül Sönmez Milliyet gazetesi köşe yazarlığı görevlerinden ayrıldılar. Erdal Şimşek, Akşam gazetesi Ankara bürosunda muhabir olarak göreve başladı. Köşe yazarı Mine Şenocaklı Vatan gazetesi ile yollarını ayırdı. Takvim gazetesi Ankara Bürosu kapatıldı. Bunun beraberinde Ankara temsilcisi Mehmet Çetingüleç, haber müdürü Mutlu Çölgeçen ve muhabir Hüsniye Oral’ ın gazete ile yolları ayrıldı. Refik Erduran, Nur Batur ve Meliha Okur Sabah gazetesindeki yazılarına son verdiler. Tayfun Devecioğlu, Mutlu Dergi Grubu’ nda bulunan Fortune dergisinin genel müdürü oldu. Sabah gazetesi yazı işleri müdürü Barış Soydan, yazı işleri müdür yardımcısı Esin Sungur, sayfa sekreterleri Dilcu Aygün ve Türkan Toygarışık, haber merkezinden Ali Balcı, Nurdeniz Erken, Bülent Ergün, Dilek Kantoğlu, Neslihan Tunç, Fırat Karadeniz, Melis Çalapkulu, Ayşe Ferhangil, foto muhabirleri Cenk Ertekin ve Tijen Burultay, havalimanı muhabiri Serdar Canıpek, fotoğraf servisinden Erhan Doğan, spor servisinden Galip Öztürk ve Fehmi Özgüler, istihbarat servisinden İsmail Umut Arabacı, redaktör Eren Kayar ve karikatürist Hale Pekcan’ın görevlerine son verildi. Radikal gazetesi Yüce Zerey’i yazar kadrosuna kattı. Radikal gazetesi görsel yönetmeni Sertaç Bala, Hürriyet gazetesinde görev yapmaya başladı. Radikal gazetesi görsel yönetmeni ise Aytekin Yılmaz oldu. Bünyamin Aygün, Milliyet gazetesi fotoğraf servisi müdürlüğüne atandı. Hürriyet eklerin görsel yönetmenliğini yürüten Sertaç Bala, Hürriyet gazetesi ekonomi bölümü görsel yönetmenliğine geçti. Hürriyet eklerin görsel yönetmenliğini ise Serhat Gürpınar yapıyor. Birgün gazetesi ekonomi müdürü Gülşah Karadağ görevinden ayrıldı. Kendisinin yerine ekonomi editörü Burak Öz getirildi. Hürriyet gazetesi satın alma görevini yürüten Nikifor Bilak’ın gazete ile yolları ayrıldı. İlhan Taşcı Cumhuriyet gazetesinden ayrıldı. Vatan gazetesi köşe yazarı Kadir Çetinçalı’nın gazete ile ilişiği kesildi.

12 / marketing europe & anatolia

Görsel Basında Görev Değişiklikleri Habertürk TV Genel Yayın Koordinatörü Abdullah Kılıç, Show TV dizilerden sorumlu genel müdür yardımcısı oldu. Nasuhi Güngör TRT Türk, TRT Haber ve TRT Spor haber dairesi başkanlığı görevine getirildi. Göktan Bedük, NTV haber merkezinde göreve başladı. Bloomberg HT’ nin ekran yüzlerinden biri olan İpek Kaplan görevinden ayrıldı. Erhan Çelik, Habertürk TV genel yayın yönetmeni oldu. Show TV hafta içi ana haber spikerliği görevini ise Ece Üner üstlendi. Habertürk TV genel yayın koordinatörü Abdullah Kılıç, Show TV’ ye Araştırma Geliştirme ve Planlama Sorumlusu Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Fox TV’nin yeni program müdürü Şebnem Aşkın görevine başladı. Sunucu Ece Üner’in Show TV Ana Haber’e geçmesinin ardından Habertürk TV Ana Haber koltuğuna Veyis Ateş geçti. Sports TV’de spiker olarak görev yapan Cihan Eldem kanal ile yollarını ayırdı. Fox TV yayın koordinatörü Lütfiye Pekcan’ın kanal ile yolları ayrıldı. Kısa bir süre önce TV 8’den ayrılan Yavuz Oymak Flash TV’de muhabir olarak göreve başladı. Kanal 24’ün dış haberler müdürü ve moderatörü Gökhan Gökçe ile kameraman İlker Özkap’ın kanalla yolları ayrıldı. Habertürk TV’nin haber koordinatörü Oğuz Usluer görevinden ayrıldı, yerine Suat Toktaş getirildi. Rengin Gültekin ise Habertürk TV’ye haber müdürü olarak geçiş yaptı. TRT Avaz program müdürü İbrahim Gürkan ve Sedat Kadı görevlerinden alındı. Program müdürlüğü görevine Taner Gürbüz, teknik müdürlüğüne Şükrü Şahin, yayın planlamaya Vedat Akcan, koordinatör yardımcılığına Murat Akkoç ve mali idari müdürlüğüne ise Cevdet Karakaş getirildi. TRT Haber Dairesi Başkan Yardımcılığı görevine Serhat Akça ve Tarık Akyıldız, TRT haber koordinatörlüğü görevine Yaşar Köteli, spor koordinatörlüğü görevine ise Abdurrahman Başpınar getirildi. Haftada dört gün CNN Türk ekranlarında yayınlanan Karşı Gündem programının sunucularından Akif Beki programdan ayrıldı. Tülay Şubatlı, NTV’de editör olarak göreve başladı. Habertürk muhabiri Ezgi Evcil ve Show TV sabah haberleri editörü Nil Deniz Yaman’ın görevlerine son verildi. Elektronik Basında Görev Değişiklikleri CNN Türk’ ün görsel danışmanı Bahadır İşler, cnnturk.com’ da köşe yazılarına başladı. Medya Dünyasından Diğer Haberler SkyTürk 360 kanalının ismi ve logosu değişti. Kanalın yeni ismi 360 TV oldu. Çarşamba akşamları Kanal D ekranlarında yayınlanan Çalıkuşu dizisinin yayın saati 21.45 olarak değişti. Star TV’ de daha önceleri 18.30’ da başlayan Ana Haber Bülteni’ nin yayın saati 19.00 olarak değiştirildi. Yapımcısı Gani Müjde olan Pis Yedili dizisi bundan böyle Pazartesi akşamları yayınlanacak. TRT’de yayınlanan “Gönül Hırsızı” dizisi bundan böyle Cuma günleri 22.30’da yayınlanacak. Kanal D’nin başrollerini Mete Horozoğlu ve Aslı Enver’ in oynadığı Kayıp dizisi pazartesi akşamları artık 21.30’da ekranlarda olacak. Benim Hala Umudum Var dizisi yeni kanalıyla her Perşembe saat 20.30’da Fox TV ekranlarında.


Medya D羹nyas覺

marketing europe & anatolia / 13


Bir kahvenin 40


Röportaj

0 yıl hatırı vardır... Vedat Bayrak Delano Turizm Genel Müdür Yıllar önce Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik tartışmalarının yapıldığı dönemde sektörlerin, kurumların ve daha sonraki aşamada da şirketlerin ve bireylerin Avrupa Birliği’ne uyumları incelenmiş, Türk Turizm Sektörünün çoktan bu uyumu sağladığı fark edilmiş idi. Röportaj Nurgül Eryıldır GÜNAY - İş hayatı geçmişinizden kısaca bahseder misiniz? Darüşşafaka Lisesi’nden sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde geçirdiğim 6 yılda, İdari Bilimler Fakültesi’nde hem iş idaresi lisans derecemi ve hem de finans lisans üstü derecemi aldım. Bu yıllarda Koç Topluluğu ile başlayan 26 yıllık iş hayatımın 22 güzel yılı Setur’un üst düzey yöneticiliği ile geçti. Bu dönem bana Setur markası altında seyahat acentası, duty free ve marinalarda birçok projeyi başlatma ve tamamlama imkanı yarattı. 8 yıldan beri arkadaşlarımla beraber keyifli bir çalışma ortamı yarattığım Delano şirketimde de etkinlik yönü güçlü bir turizm acenta faaliyeti, duty free ve lüks tüketime ait birçok markanın Türkiye distribütörlüğünü yapmaktayım. - Türkiye’deki event hizmetleri anlayışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yıllar önce Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik tartışmalarının yapıldığı dönemde sektörlerin, kurumların ve daha sonraki aşamada da şirketlerin ve bireylerin Avrupa Birliği’ne uyumları in-

celenmiş, Türk Turizm Sektörünün çoktan bu uyumu sağladığı fark edilmişti. Türkiye’de birçok turizm şirketinin yurt dışına taşıdığı markaları ile event ve organizasyonlarda büyük başarılara imza attığını görmekteydik. Son yıllarda bu dinamik gelişimin en önemli ayağı olarak Türkiye’deki event hizmetleri tüm dünya markalarının talep ettiği, kullandığı bir hizmet olarak karşımıza çıkıyor. Bence bu gelişmenin en önemli sebebi event şirketlerinin teknoloji kullanımında, insan kaynakları yönetiminde, problem çözme tekniklerinde, teknik ve dekor yatırımlarındaki cömertçe davranmaları ve bu gelişime inanmaları. Event hizmetlerinin bu denli gelişiminde diğer önemli bir neden de kurumsal pazarın her geçen gün şekillenen talebi ve bu hizmetlere ayırdığı bütçelerin artması. 74 milyon insanın yaşadığı ülkemizde genç nüfusun yapısını da düşündüğümüzde özellikle uluslararası markaların event hizmetlerinin başarılı hizmetlerini çok iyi kullandığını görüyoruz. marketing europe & anatolia /15


Röportaj

- İletişim ve Event hizmetlerinin müşterileriniz tarafından doğru algılandığını düşünüyor musunuz? Müşteriler her projede öncelikle iletişim şirketlerinden aldıkları çalışmaları kurumsal kimlikleriyle birlikte event şirketlerine verdikleri brief de kullansa da, pratikte event şirketlerinden konunun tümü hakkında bir çalışma beklediklerinin, event şirketinin sunumunda buna odaklı olduklarını birçok projede yaşamış biriyim. Her müşteri kendisi için çok farklı ve daha önce hiç yapılmamış bir etkinlik istiyor. - Proje planlaması ve hazırlık süreçlerinde sizi en çok zorlayan unsurlar nelerdir? Her müşteri kendisi için çok farklı, her sene tekrarlanan toplantılarında bile daha önce hiç yapılmamış bir etkinlik beklentisi içinde. Bu da event şirketlerinin çok daha yaratıcı, mekan kullanımında değişik öneriler ve tabii ki yeni teknolojilerin kullanımını gerektiriyor. İçinde bulunduğumuz bilgi çağı bütün şirketlerin ve markaların hayatlarında bir ivme ve kişiselleştirme isteği yarattı. Artık kitle için üretilmiş ürün ve hizmet 16 / marketing europe & anatolia

İstanbul gibi büyük bir şehrin 1000 -1500 kişinin üzerinde çok az mekanın hizmet veriyor olması gerçekten büyük bir tehdit.

modelleri işlemez hale geldi. Her firmanın kendi kurum kültürüne, yapısına ve hızına uygun hizmet almak istediği bir dönemi yaşıyoruz. Proje planlamasında karşılaştığımız en önemli sorun ülkemizde özellikle İstanbul’da yeni mekan arzının çok sınırlı olması. İstanbul gibi büyük bir şehrin 1000 -1500 kişinin üzerinde çok az mekanın hizmet veriyor olması gerçekten büyük bir tehdit. - Uzun yıllar aynı zamanda turizm sektöründe de hizmet vermenizin sizin için artıları nelerdir? Uzun yıllar turizm sektöründe hizmet vermenin en önemli katkısının turizm sektöründe oluşturmuş olduğum çok değerli network olduğuna inanıyorum. Bugün sektörde tüm sivil toplum kuruluşlarının başkanlarına ve turizm yatırımcı grupların yönetim kurullarına, patronları dahil tüm yönetim kadrolarına, sektördeki değerli yönetici arkadaşlarıma her zaman kolaylıkla ulaşma imkanımın en büyük sermayem olduğuna inanıyorum. - İnsan kaynaklarındaki eleman sağladığınız kaynaklar nelerdir? Tüm önemli markaların pazarlama bölümlerindeki insan kaynaklarının bu


Röportaj

event hizmetlerini kendi şirketlerine en başarılı şekilde dönmesi için yapılandırdığını, donanımlı bir departman kurmaya özen gösterdiğini söyleyebilirim. - Çalışma hayatınızda yaşadığınız en ilginç olay nedir? Anılardaki önemli bir olay olarak 2005 yılında Johannesburg’da ICC (Dünya Ticaret Odası’nın) Uluslararası Genel

Bugün bile birçok projede birlikte olduğum bu kişilerle kilometrelerce uzakta bir yerde sıcak bir karşılama ve kahve ikramını hatırladığını görüyor, memnun oluyorum.

Kurul Toplantısı’nda Türkiye bir sonraki kongrenin İstanbul’da olması ve Türkiye’nin başkanlığa gelmesi imkanı vardı. Bu nedenle TOBB ve İBB başta olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşlarının yoğun bir şekilde katıldığı bu toplantıyı organize eden firma olarak başta Rıfat Hisarcıklıoğlu ve KadirTopbaş ve değerli delegasyonu ağırlamak görevini üstlenmiştik. Bizler daha önceden gidip tüm hazırlıkları, fuar stantlarını, sunum ve tüm organizasyonu yapmış, Dubai üzerinden gelen Türk delegasyonu beklemeye başlamış idik. Delegasyon uçaktan indiğinde ilk ziyareti çok merak ettikleri kongre merkezine gelip çalışmaları incelemek olmuş idi. Yapılan izahatlardan sonra Arçelik’in o tarihte büyük bir innovasyonu olan kahve makinası ile gruba yaptığımız ikram ‘bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır’ sözüne güzel bir hatırlatma oldu. Bugün bile birçok projede birlikte olduğum bu kişilerle kilometrelerce uzakta bir yerde sıcak bir karşılama ve kahve ikramını hatırladığını görüyor, memnun oluyorum.

marketing europe & anatolia / 17



Köşe Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com

( kelebeğin fırtınası)

Türkiye’yi tanıtamama kampanyası... 17 Aralık tarihinden beri hükümette görevdeki bakanlarlarla ilgili yolsuzluk iddiaları, ayakkabı kutuları içindeki milyon dolarlar ve yargıyı ve emniyeti ele geçirdiği iddia edilen paralel devlet söylemleri Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Bütün ülke bu sorunlarla çalkalanırken karşımıza birdenbire Türkiye'nin tanıtımı meselesi çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu yıl Türkiye'nin tanıtımı için kapalı bir ihale yaptı. Tanıtım işini Amerika'da yaşayan, Hollywood filmleri için hazırladığı afiş tasarımlarıyla tanıdığımız grafiker Emrah Yücel'e verdi. İşin bütçesi 50 milyon dolar!

Şimdi gelelim kampanya detaylarına. Emral Yücel kampanya tanıtım filminde güzel bir noktaya değinmiş. Her ülkenin simgeleri var Türkiye'nin yok diyor. Mesela Fransa aşk, Amerika özgürlük demek. Türkiye için de böyle bir kavram, simge yaratmamız gerekiyor diye yola çıkmış. Buraya kadar herşey güzel. Sonrasında da bu stratejileri için "Turkey Home of..." sloganını bulmuşlar. Ben bu sloganın tek başına bir slogan olmadığı için akılda kalıcı olmadığını düşünüyorum. "Home of coffee", "Home of Pamukkale", "Home of Nuh'un Gemisi" gibi çok fazla açılımı örnek olarak hazırlamışlar. Çok karmaşık. Emrah Yücel bu slogan için Bu kadar büyük bütçeli bir işin ihalesi başka şirket davet şöyle bir açıklama yapıyor: "Evet biz 'Home of' diye bir slogan edilmeden tek bir şirkete verilince de kıyamet koptu. 17 Aralık seçtik. Türkiye'ye ait bir slogan bulalım ki bir ayağı sabit olsun, olaylarından sonra hükümetten istifa eden AKP'nin eski Kültür bir ayağı da bizim çeşitliliğimiz olan birçok şeye dokunsun. ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile yine eski bakanlardan Bunun için de baklavası, Orhan Pamuk'u, dini de tarihi de Bahattin Yücel, Emrah Yücel’in 50 milyon dolarlık 2014 yılı var. Galatasaray'ı da var. Aklınıza gelen her şey. Amaç bu tanıtım ihalesini, Twitter hesaplarından yazışarak sert bir şekilde topraklarda 36 farklı kültürün yaşadığını vurgulamak. Diyoruz eleştirdiler. Ertuğrul Günay, Twitter adresinden “Dönemimde ki 'Turkey home of' konseptini halkın ve insanların katılımına tanıtım ihalesi, tam şeffaflıkla, bakanlık yetkilileri, turizm açmamız lazım. İnsanlar kendileri için 'Türkiye neyin evidir' kuruluşları ve akademisyenlerin katılımıyla yapıldı. Hiç tek sorusuna yanıt verebilecek. firma olmadı, şeffaf bir süreçte en az dört-beş firma alıyordu. Kimi diyecek ki Drogba, kimi diyecek ki 'sevgi.' Kimi diyecek ki Komisyonlar da bugünden çok düşüktü” şeklinde eleştiride Sezen Aksu ya da Hidayet. Kimi Fenerbahçe, kimi şu parti, kimi bulundu. Bahattin Yücel de cevap olarak "“Dünyada altıncı bu parti." sırada yer alan Türkiye için bu kampanya çok amatörce. Bu İyi de biz bu kampanyayı yabancılar Türkiye hakkında fikir yöntemle Türkiye’nin tanıtımının performansı olmayan bir sahibi olsunlar diye yapmıyor muyuz? Kampanya Türkiye'nin şirkete verilmesi suçtur. Eskiden yarışma jürisinde, TÜRSAB, Türklere tanıtımı mı? Ne saçma bir açıklama bu böyle. konaklama sektörü ve Reklamcılar Derneği yer alır, birlikte karar verilirdi. Şimdi oldu bittiye getirilmiş. Tanıtma ihalesinin kapalı Bir de bütün bunların dışında "Turkey Home of..." Kampanya kapılar ardında, yarışma yapılmaksızın verilmesinde bu şirket görselleri Emrah Yücel'in 2010 yılı Türkiye Turizm afişeri ve yine sahibinin eski bir bakanla yakınlığı etkili oldu mu? " şeklinde kendisinin hazırladığı İzmir Expo 2012 broşüründeki görsellerle açıklamalarda bulundu. nerdeyse aynı olduğunu görmek beni biraz şaşırttı. 2014 yılı Türkiye tanıtımı için dev bütçeli bir iş için eski görselleri ısıtıp Emral Yücel birçoğumuzun gururla takip ettiği, ödüllü bir ısıtıp önümüze getirmek, bu iş için hiç çaba gösterilmediği, grafiker. Birçoğumuz diyorum, çünkü hakkında küçük bir yeni bir fikir üretilmediği anlamına gelir. Umarım kampanya araştırma yapınca tamamen karşıt görüşte olan çok çarpıcı tanıtımında bize sundukları sadece geçici tasarımlardır. Şubat açıklamalara rastladım. Beyza'nın Kadınları filminin yönetmeni ortasındaki lansmanda çok farklı, çarpıcı tasarımlar görmeyi Mustafa Altıoklar filmin afişini yaptırdığı Emrah Yücel için "boş ümit ediyorum. teneke" ibaresini kullanıyor. Nedenine gelince; Beyza'nın Kadınları filmi için Kore'de bulundukları sırada yanına gelen Hollywood yıldızı Jullian Moore'un tanıtım filmlerinde bir Koreli "siz ne yapıyorsunuz" diyerek Spartan filminin afişini kullanılması ise bence son derece yanlış bir seçim. Bütün gösteriyor. İki filmin afişinin neredeyse aynı olduğunu gören filmlerinde soğuk ve bunalımlı kadın tiplemesiyle ortaya çıkan Mustafa Altıoklar çok sinirleniyor ve bütün afişleri kaldırtıyor. bir yıldızın, turist olarak Türkiye'ye gelmesi ve güzel anılarla Bu olaydan bahsederken " Emrah Yücel denen boş teneke bizi ayrılması senaryosu Türk kamuoyunda hiç sıcak karşılanmadı. rezil etti" ifadelerini kullanıyor. Daha sonra Güneşi Gördüm film Yarışma programlarına bile dünyaca ünlü starları konuk afişi ile Bruce Willis'in başrolünde oynadığı Güneşin Gözyaşları ettiğimiz bir dönemde koskoca Türkiye tanıtımı filmine film afişinin benzerliğini de ortaya koyuyor. Oray Eğin de Emrah Jullian Moore'un seçilmesi sadece Emrah Yücel'i mutlu etti Yücel için "Hollywood filmleri için tasarladığı afişler hep deneme sanıyorum:) afişi, hiç biri final afişi olamamış ve resmen kullanılmamış" diyor. İddialar çok ciddi! Not: Bu sayıdaki yazım sevgili eşim Yener Günay için. İyi ki doğdun canım. Birlikte güzel yıllara ve yaşlara..

marketing europe & anatolia / 19


Röportaj

ZOW İstanbul 201 Aykut Engin ZOW Türkiye Müdürü Türkiye, zengin Ortadoğu pazarları, gelişmiş Batı Avrupa ve her geçen gün daha da fazla büyüyen Doğu Avrupa arasında olduğundan ve Asya ile Avrupa arasında geçiş noktasında bulunduğundan birçok konuda olduğu gibi mobilya endüstrisinde de oldukça gelişmiş bir pazar. Röportaj Elvin Ekşioğlu - Türkiye mobilya sektörü hakkında bilgi verir misiniz? Sektör son birkaç yılda nasıl bir gelişme gösterdi? Türkiye, zengin Ortadoğu pazarları, gelişmiş Batı Avrupa ve her geçen gün daha da fazla büyüyen Doğu Avrupa arasında olduğundan ve Asya ile Avrupa arasında geçiş noktasında bulunduğundan birçok konuda olduğu gibi mobilya endüstrisinde de oldukça gelişmiş bir pazar. Türkiye’de mobilya pazarı daha çok orman ürünlerinin yoğun olduğu bölgelerde gelişim göstermiştir. Mobilya üretimi toplam istihdamdaki paylarına göre daha çok İstanbul, Ankara, Bursa, Kayseri, İzmir ve Adana şehirlerinde yoğunlaşmış durumda. Tabi buralardaki yoğunlaşmayı ham maddeye yakınlık, vasıflı işçilik ve tüketimin bir sonucu olarak yorumlamak mümkün olabiliyor. Mobilya sektörü Türkiye’de özellikle son 10 yıla baktığımızda hızla gelişim gösterdi. 10 yıl önce 350 milyon dolar olan mobilya ihracatı 2013 yılı itibariyle 2 milyar dolara ulaştı. Aynı zamanda sektör 2013 yılında mobilya ihracatçısı ülkeler arasında 6 basamak 20 / marketing europe & anatolia

birden yükselerek, 21. sıradan 15. sıraya 6 basamak birdenyükseldi.2013 yılında Türkiye mobilya pazarı üretim ve ihracat sıralaması 15 iken, ithalat sıralaması 28 olarak belirlendi. Bu gelişmeler gösteriyor ki Türkiye mobilya sektörü, 2023 için konulan ilk 5 hedefine doğru emin adımlarla ilerliyor. Dünyada mobilya üretim pazarı 2013 yılı itibariyle 437 Milyar dolar değere ulaştı.Türkiye 2013 yılında 5.603 milyon dolar üretim değeriyle dünyadan %1.3 pay aldı. - Türkiye’nin mobilya sektöründe dünyadaki yeri nedir? Dünyada mobilya üretim pazarı 2013 yılı itibariyle 437 Milyar dolar değere ulaştı. Türkiye dünyadan 5.603 milyon dolar üretim değeriyle %1.3, 1.638 milyon dolar ihracat değeriyle %1.3, 680 ithalat değeriyle %0.6, 4.645 tüketim değeriyle %1.1 pay aldı. - Sektörün büyüme hızı hakkında bilgi verebilir misiniz? Sektör son senelerde özellikle ihracatta %15 gibi bir büyüme hızına sahip. Ülke ekonomisinin bile üzerinde büyüyen sektörün geçen yılın aynı dönemine


14...


Röportaj

oranla %14 gibi bir oranda azalan ithalatı bulunmakta. Dolayısıyla cari açık vermeyen nadir sektörler arasındadır. - Bu yıl 6. sı gerçekleşecek ZOW 2014 Fuarı hakkında bilgi verebilir misiniz? Dünya’da Almanya ve Rusya gibi ekonomiye ve mobilya sektörüne yön veren ülkelerde gerçekleştirilen Uluslararası Mobilya Yan Sanayi ve İç Mimari Tedarik Fuarı ZOW, 2008 yılından bu yana İstanbul’da Doğu ve Batıyı bir araya getiriyor. Özellikle Türk üreticiler için yurt dışına açılma ve markalaşma yolunda çok önemli bir kapı olan ZOW 2014, sektör ile ilgili son gelişmelerin de takip edilip gerekli iş bağlantılarının ofiste buluşulmuşçasına rahat gerçekleştirileceği bir platform. Yurt içi ve yurt dışından binlerce mimar, iç mimar ve tasarımcıyı buluşturan ZOW İstanbul, bu yıl 20 -23 Mart tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde 9. ve 10.salonlarda gerçekleşecek. ZOW İstanbul Essentials Seminerleri ile de sektörün nabzını tutuyor ve tüm dünyadan alanının uzmanları kendi deneyimlerini ziyaretçilerle paylaşıyor. ZOW Essentials, fuar gibi kendi alanında ilerliyor. 22 / marketing europe & anatolia

Yurt içi ve yurt dışından binlerce mimar, iç mimar ve tasarımcıyı buluşturan ZOW İstanbul, bu yıl 20 -23 Mart tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde 9. ve 10.salonlarda gerçekleşecek.

ZOW Essentials ile fuarı ziyaret edenlere ve eğitim almak isteyenlere inovatif bir takım ürün ve hizmetlerle ilgili eğitim seminerleri veriyoruz. Bu çalışmamızla ayrıca sektörle üniversiteleri bir araya getirmeye çalışıyoruz. Her sene kendi alanında dünyanın en iyisini getiriyoruz. Açılış yılında Karim Rashid’i getirdik. Sonrasında bizim üretici ve mimarlarımızın,Amerikalı mimariyle ilgili bilgi almasını istedik.Bu amaçla da geçtiğimiz yıl Dror Benshetrit’i getirdik. Konsept Projeler ile birlikte organize edeceğimiz Essentials Seminer Programları’nın bu seneki ana konuşmacısı ise İtalyan tasarımcı ve mimar Massimo Iosa Ghini olacak. Iosa Ghini 30 yıllık kariyeri olan ve başta dünyanın en çok bilinen ve en prestijli tasarım ödüllerinden Red Dot Tasarım Ödülü olmak üzere birçok ödüle sahip bir isim. Kendisi Ferrari gibi dünyanın en bilinen markalarının store ve showroomlarını tasarlıyor. Aynı zamanda mobilya parçaları da tasarlıyor ki asıl güzelliğin ayrıntıda saklı olduğu düşünülürse tasarımın en ince detaylarına hakim olduğunu söyleyebiliriz.




Köşe Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com

( retorik)

Alo Fatih... Son günlerde enteresan bir rant kavgasına şahitlik ediyoruz. Bir tarafta ileri demokrasi vaatleriyle iktidara gelip, teokratik bir devlet hayaliyle demokrasiyi askıya aldığını adım adım gözleyip kanaat getirdiğimiz AKP ve onun lideri Recep Tayyip Erdoğan. Diğer tarafta, teokratik dünya düzeni hayali satıp kesesini doldurmaya çalıştığına kanaat ettiğimiz Fetullah Gülen cemaati nam-ı diğer "Hizmet" Hareketi.

girdiniz gibi, direktifler görünene göre gayri ahlaki ve anti demokratik bir uygulama ve makamının gücüne dayanıp karşısındakini azarlamayı kendisine hak gören bir uslupta hedefini buluyor.

Hal böyle olup her iki taraf da etik değerleri bir yana bırakıp bel altından vurmaya başlayınca ortalık panayır yeri gibi oldu. Bir yandan hükumet gücü kullanarak yapılan tasfiyeler, diğer yandan havada uçuşan ses ve görüntü kasetleri, yolsuzluk iddiaları, karşılıklı suçlamalar, beddualar, tabanla tavanın arasını açmaya yönelik beyanlar, karşı tarafı nankörlükle suçlarken, hükumet gücünü kullanarak dini bir cemaatin kadrolaşma ve semirmesine nasıl destek olduklarına dair başbakanın itirafları. Eee ne de olsa "merdi kıpti şecaat arzederken sirkatin söyler." sözü boşuna söylenmemiş.

Olayın en masum ismi belki de bu yazının da başlığında adı geçen Fatih Saraç. Anlaşıldığına göre kendisi direk başbakandan bir görev almış. Gazetecilik birikimi ya da geçmişi olmayan, talimatları yerine getirmeye çalışan, kurumsal yapılanma ve yöneticilik vasıflarından bihaber bir garip. Ama ondan gelen talimatları uygulayan Fatih Altaylı ve TV yöneticileri için durum biraz daha farklı. Onlar bu mesleğin içerisinden gelen kişiler olarak, yapılan baskının yöntemi ve etiğini sorgulamadan işgal ettikleri makamı kamuoyunu yanlış yönlendirmek için kötüye kullanmakta herhangi bir sakınca görmüyorlar. Nedeni ister gelirlerini devam ettirme kaygısı olsun, isterse meydanı başkalarına bırakma endişesi, göründüğü kadarıyla bu omurgasız duruşu mazur gösterecek haklı bir neden bulmak mümkün değil.

Tüm bunlar yaşanırken bir de "Alo Fatih" hattı ortaya çıktı ki içler acısı. Görünene göre bir başbakan, bir medya patronunu tehdit edip, kendi adamını yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak bu gruba yerleştirmiş. Medya grubunun yayınlarını direk olarak kendisi denetleyip bu kişiyi telefonla arayarak yönlendiriyor. Eli kolu bağlı gazete ve televizyon yöneticileri de bu kanaldan gelen direktifler doğrultusunda yayın yapıyorlar. İşin daha vahimi bu yönlendirmeler, sadece yayın ilkeleri açısından ilkesel bazda ya da yayın politikasının genel çerçevesi hakkında değil. Başbakan işi gücü bırakmış, yarı zamanlı başbakan tam zamanlı gazete ve televizyon genel yayın yönetmeni olarak kendisine yeni bir çalışma takvimi oluşturmuş, televizyonda canlı yayında ne gösterileceğinden, gazetenin 24. sayfasında hangi haberin çıkacağına kadar herşeyi tek tek ve bizzat kendisi takip edip yönlendiriyor. Hal böyle olunca, muhalif lider neden TV'de konuşuyor ya da o haberi neden

Başbakan açısından durum tam anlamıyla skandal ama bir de işin medya yöneticileri boyutu var ki orası daha vahim.

Tabii ki bu sonuç yıllar yılı eğitimli kadroları tasfiye edip, niteliksiz kişilere prim veren medya patronlarının ayıbı. Peki bu olaylar yaşanırken ne oluyor, "başbakan istifa mı ediyor?" Hayır o halkından oy istemeye her geçen gün daha da saldırganlaşarak, Kabataş, Gezi ve diğer olaylarda yalanlarda ısrar ederek devam ediyor. Peki medya yöneticileri, onlar da koltuklarını ısıtıp telgraf teli gibi kendilerine geleni aktarmaya devam ediyorlar. Burada herhalde en büyük görev halka düşüyor. Bu gazeteleri almamak, bu TV'leri izlememek ve bu başbakana oy vermemek halkın elinde. Umarım halk elindeki bu gücü doğru kullanır.

marketing europe & anatolia / 25



Kampanyalar

Şanş öpücüğü...

Lipton Güneşi Beklerken dizisinin starları Kerem Bürsin (Kerem) ve Hande Doğandemir’in (Zeynep) rol aldığı bir reklam filmiyle tanıtılıyor. Yıla büyük bir kampanya ile başlayan Lipton, gençlere yönelik konumlandırdığı Lipton Bardak Poşet Çay’ın yeni kampanyasıyla birbirinden değerli 444 hediye kazanma şansı sunuyor. Reklam Filmi Künyesi Reklamın başlığı: Şans Öpücüğü Reklamveren: Unilever Lipton Reklamveren yetkilisi: Toloy Tanrıdağlı,Nihan Kayı, Mert Yantaç Reklam ajansı: Alametifarika Radyo Produktor: Işıl Ege , Tunay Vural Yönetmen: Umur Turagay DOP: Yon Thomas Müzik aranjman : JHOuse Müzik : Happy Together Yaratıcı yönetmen: Kenan Ünsal, Emrah Karpuzcu Yaratıcı grup: Can Bilginer, Arkın Kahyaoğlu, Ülkünur Arslan, Hüseyin Sandık, Seden Padır, Nilüfer Acar. Stratejik planlama: Başar Sarıkaya, Serra Akyel

Ajans prodüktörü: Berkay Tahmaz, Teğin Polat Yapım şirketi: PtoT Film Medya ajansı: Mindshare Medya planlamacı: Gaye Ersöz, Özlem Ciragoz, Tuğçe İyisan, Kerem Gürel Kullanılan mecralar: TV & Dijital

marketing europe & anatolia / 27


Kampanyalar

Garanti Bonus... Garanti Bonus, 2014’ü nurtopu gibi bir reklam kampanyasıyla karşılıyor. Aileye odaklanan kampanyanın ilk filminde, ünlü oyuncu Şahin Irmak, masraflar yüzünden kendini bebek sahibi olmaya hazır hissetmeyen bir babayı canlandırıyor. Bonus’uyla dünyaya gelen bebek, başta Irmak olmak üzere, tüm aileyi mutluluğa boğuyor. Kampanya kapsamında, televizyon, radyo, basın, açık hava, sinema ve internet mecraları kullanılıyor. Alametifarika’nın hazırladığı reklam filminin yönetmenliğini, Hakan Algül üstleniyor. Doğumhanede geçen filmde, baba Şahin Irmak, bebeğin masraflarını düşünerek birdenbire panikliyor ve doğumu engellemeye çalışıyor. Bu esnada bebek, kafasında Bonus peruğuyla, göz kırparak dünyaya geliyor. Bebeklerinin Bonus’uyla geldiğini gören anneyle baba da Bonuskafa’ya dönüşüyor. Film, ailenin bebeği mutlulukla kucağına aldığı sahneyle son buluyor. Reklam Filmi Künyesi Reklamveren: Garanti Ödeme Sistemleri Reklamveren Yetkilileri: Suzan Hatem, Esra Acar Taşkapılı, Pelin Önal, Öykü Eren Yenitaşlı Reklam Ajansı: Alametifarika Yaratıcı Yönetmen: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal

Reklam Yazarı: Can Bilginer, Güldeniz Şeşen Sanat Yönetmeni: Ceylan Usman Grafiker: Nilüfer Acar Marka Direktör: Dilek Sezen Ajans Prodüktörü: Berna Bulat, Sertuğ Alptekin Strateji Ekibi: Başar Sarıkaya, Serra Akyel Yapım Şirketi: 25 Film Yönetmen: Hakan Algül Müzik: Jingle House Post Prodüksiyon: Filimişleri

Benim Bir Dostum Var... lara karşı bir kampanya başlatmak. “Benim bir dostum var’’ adlı iki dakikalık spot filmde birçok ünlü sanatçı gönüllü olarak yer aldı. BGKO Duyarlı Yaşam Derneği ilk olarak 2012 yılında düzenlediği “Yunuslara Özgürlük için 50 Sanatçıdan Islak İmza” kampanyası ile yunus parklarının perde arkasını duyurmuş, Kaş’ta açılan yunus parkının kapanmasında ve kamuoyu tepkisi yaratılmasında büyük rol oynamıştı. Filmde yer alan gönüllü sanatçılar Alican Yücesoy, Aslı Tandoğan, Bennu Yıldırımlar, Binnur Kaya, Ceyda Düvenci, Demet Evgar, Kenen Ece, Levent Üzümcü, Mert Fırat, Özge Özder, Özgün, Özgür Çevik, Selim Bayraktar, Selin Demiratar, Serkan Altunorak ve Yasemin Allen.

Özge Özder, Aslı Tandoğan ve Ayça Varlıer öncülüğünde kurulan ve birçok ünlü sanatçının da üyesi olduğu Bana Göz Kulak Ol Duyarlı Yaşam Derneği (BGKO), hayvan esaretine “dur” demek için ilk farkındalık filmini çekti. Amaç yunus parklarına ve gösteri hayvanlarının kullanıldığı tüm oluşum28 / marketing europe & anatolia

Reklam Filmi Künyesi Yapım: BGKO ve PToT film ortak yapımı Yapımcı: Işıl Ege Yönetmen: Canbert Yergüz Müzik: Barış Manisa Metin Uyarlama: Özge Özder Filmin Orijinal Yapımı: Oceanic Preservation Society


Kampanyalar

Damla Cam Damacana... Doğanın saflığını; Sapanca, Uludağ, Köyceğiz ve Elazığ’da bulunan, Türkiye’nin dört yanındaki el değmemiş doğal su kaynaklarından taşıyarak sunan Damla Doğal Kaynak Suyu, şimdi 8 litre cam damacana ambalajıyla tüketicilerle buluşuyor. Filmde, radyo dünyasının en sevilen DJ’lerinden Bay J’nin, “Damla şimdi cam damacanada” gibi, söylenmesi zor bir cümleyi bir türlü okuyamadığını gülümseyerek görüyoruz. Sonunda cam damacana söylemenin aslında ne kadar kolay olduğunu öğrendiğimiz filmlerle Bay J, reklam kuşağının en doğal performansını sergiliyor. Reklam Filmi Künyesi Reklamveren: Coca-Cola Şirketi Marka: Damla Reklam Ajansı: CONCEPT Kreatif Direktör: Kerem Özkut Yaratıcı Ekip: Sedat Dündar, Umut Dizdar, Serkan Gültekin, Fulya Gülel Marka Grup Direktörü: Arda Görgün Marka Direktörü: Yasin Özhan

Marka Yöneticisi: Zeynep Kahvecioğlu Stratejik Planlama Direktörü: Hakan Demir Stratejik Planlama: Pamir Gündüz Ajans Prodüktörü: Levent Köstepen, Mert Turan Prodüksiyon Şirketi: Jaguar Yönetmen: Emre Akay Müzik: Rahman Altın Medya Ajansı: Carat Kullanılan Mecralar: Televizyon, Outdoor, Digital

Kepek şampuanı; inanmıyorlar!...

Türkiye’nin ilk kepek şampuanı Clear, kadınlara özel geliştirdiği yeni serisi “Bitkisel Sentez”i ünlü oyuncu Burak Özçivit’in yer aldığı yeni reklam filmiyle tanıtıyor. Özçivit, reklamda Clear kadınının güzelliğiyle baştan çıkıyor. Türkiye’nin ilk kepek şampuanı Clear, marka çalışmaları için iki yıldır ünlü oyuncu Burak Özçivit ile çalışıyor. Global marka çalışmalarını Maria Sharapova, Nicole Scherzinger, Heidi Klum ve Christiano Ronaldo gibi ünlü yıldızlarla gerçekleştiren Clear’ın kadınlara özel tasarladığı Bitkisel Sentez serisini anlattığı reklam filminde, Burak Özçivit’e

2009 Miss Turkey birincisi Ebru Şam eşlik ediyor. Çekimleri Orion stüdyolarında ve Sultanahmet’te iki günde tamamlanan reklam filmini İzlandalı ünlü yönetmen Thor yönetti. Reklam Filmi Künyesi Reklamın başlığı: Clear Bitkisel Sentez Reklamveren: Unilever Clear Reklamveren Yetkilileri: Zeynep Kutlay Özcan, Şükrü Dinçer, Yasemin Özaydınlı, Handem Çelenkler Reklam Ajansı: LOWE İSTANBUL Yaratıcı Yönetmen: Can Faga Yaratıcı Ekip: Özkan Kusay, Asil Yıldız Stratejik Planlama: Yusuf Muslubaş, Kayansel Kaya, Mert Tuncer Marka Ekibi: Şerife Kırımlı, Sedef Türkmen, Aslı Haymana Ajans prodüktörleri: Tuğrul Karadeniz, Ahmet Uygun Yapım Şirketi: Depo Film Yönetmen : Thor Müzik: Jingle House Post Prodüksiyon: İmaj Medya ajansı: Mindshare Kullanılan mecralar: TV & Dijital

marketing europe & anatolia / 29


Kampanyalar

Her piliç Erpiliç değildir...

sona eren reklam filmi ileErpiliç, kuru yolum teknolojisi ve tüketiciye sağladığı faydalarla ‘Her piliç Erpiliç değildir’ marka sloganı bir kez daha kendini doğrulamış oluyor. Reklam Filmi Künyesi Reklamveren: Erpiliç Reklamveren Temsilcisi: Ömer Temel Reklam Ajansı: Teşkilat Kreatif Direktör: Sinan Alaeddinoğlu Kreatif Grup: Efe Gültekin, Necmi Banista, Yeliz Civelek, Berkay Tanır Müşteri İlişkileri: Lale Akyar, Bilge Boztarla Yönetmen: Umut Aral Yapım Şirketi: Atlantik Film Görüntü Yönetmeni: Uğur İçbak Post Prodüksiyon: İmaj Online

Erpiliç’in laboratuvarlarını açtığı reklam filminde, kuru yolum Müzik: Zara teknolojisi ve tüketiciye sağladığı faydalar gıda mühendisleri Fotoğraf: Serdar Tanyeli tarafından anlatılıyor. Pr Ajansı: Avantgarde İletişim Danışmanlığı Ünlü sanatçı Zara’nın rol aldığı reklam filmi iştah açan lezzet görüntüleri ve ilk reklam filminde çok beğenilen müziği ile dikkat çekiyor. Zara’nın ‘Helal olsun Erpiliç’e’ sözüyle

Oyun Tadında... Fanta yeni reklam filmiyle, her yaştan oyun severi, daha fazla oyun oynamaya davet ediyor. Bu kapsamda Fanta, hem dijital hem de sokak oyunlarını sahiplenerek, çocukların ve gençlerin eğlence dünyasında, onların yanındaki duruşunu, Hayrettin’in rol aldığı yeni reklam filmiyle, eğlenceli bir dille yansıtıyor. Hayrettin’i, parkta çocuklarla saklambaç oynarken gördüğümüz reklam filminde; çocuklar, ne olursa olsun ellerinden Fanta’yı düşüremedikleri için, Hayrettin her nereye saklanırsa saklansın, yanında Fanta içen bir çocuğa denk geliyor. Bu sebeple de, hangi oyun arkadaşının yanından kaçarsa kaçsın, sonunda yakalanmaktan kurtulamıyor. Reklam Filmi Künyesi Reklamveren: The Coca-Cola Company Marka: Fanta Reklam Ajansı: Ogilvy & Mather Executive Kreatif Direktör : Tolga Büyükdoğanay Yaratıcı Grup Başkanı: Erkan Kaya, İlker Dağlı Reklam Yazarı: Melik Atalay, Erşan Develier Art Direktör: Gökhan Buluk, Burcu Günister

30 / marketing europe & anatolia

Müşteri Ekibi: Banu Payzun, Şebnem Yaldızlı Ajans Prodüktörü: Fulya Akay, Begüm Özkul Stratejik Planlama: Zeynep Karahan Prodüksiyon Şirketi: Kala Film Yönetmen: Hakan Yonat Müzik: Jingle House Medya Ajansı: Carat Mecralar: TV, Sinema, İnternet


Kampanyalar

Ben ne bileyim, Yandexmiyim?... beğenilen hizmetlerinden biri olan Haritalar kapsamındaki panoramik görüntüleri konu alan reklam filminin çekimlerini Mardin’de yerel halkın katılımıyla gerçekleştirdi.

Yandex, reklam çekimlerini tarihi ve kültürel dokusuyla ön plana çıkan ilimiz Mardin’de gerçekleştirdi. Mardin’deki reklam çekimleri renkli görüntülere sahne oldu Yandex, yerelleşmeye verdiği önem doğrultusunda Türkiye’ye özel olarak geliştirdiği servisleriyle dikkat çekiyor. Yerelleşmeyi iletişim tonuna da yansıtan Yandex, en

Reklam Filmi Künyesi Reklam Ajansı: Alametifarika Reklamveren: Yandex.Türkiye Pazarlama Müdürü Çağdaş Önen Film müziği: Nilinişleri Vokal: Cenk Durmazel Yaratıcı Ekip: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal, Arkın Kahyaoğlu, Can Bilginer, Ülkünur Arslan, Hüseyin Sandık, Seden Padır, Nilüfer Acar. Strateji: Başar Sarıkaya, Serra Akyel. Ajans Prodüktörü: Sertuğ Alptekin, Berkay Tahmaz, Teğin Polat. Yapım Şirketi : 25 Film. Prodüksiyon Şirketi: Filimişleri Yönetmen: Ali Taner Baltacı Prodüktör: Koray Şahin, Cengizhan Fidan DOP: Özgür Eken

Nerede Lezzet, Orada Maret... Türkiye şarküteri pazarının köklü markası Maret, yeni reklam filmi için sokağa çıktı. Gecenin bir yarısında önünde kuyruk oluşmuş sucuk ekmek arabasının görüntüsüyle başlayan reklam filmi, kumrucuda devam ediyor. Ertesi gün de süren lezzet yolculuğu, akşam vakti mütevazı bir pidecide son buluyor. Türkiye’nin vazgeçilmez sucuklarının üreticisi Maret’in “Nerede lezzet, orada Maret” sloganı ile 2012 Production tarafından hazırlanan reklam filminin yönetmenlik koltuğuna ise Özer Feyzioğlu oturuyor. Reklam Filmi Künyesi Reklamveren: TAT Gıda / Ahmet Tekin Özdener, Banu Pekkoç, Burcu Özbakır Tül, Tuba Pilavcı Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB Yaratıcı Yönetmen: Gökhan Erol Yaratıcı Grup Başkanı: Ayşe Aydın Yaratıcı Ekip: Mehmet Güney, Necmi Mutlu, Gizem Hız Genel Müdür Yardımcısı: Yiğit Kariş Müşteri Direktörü: Selika Özcan Müşteri Temsilcisi: Nazlı Tüzüner Ajans Prodüktörü: Gülengül Arlıel, Nedret Gürlek

Prodüksiyon Şirketi: 2012 Prodüktör: Ezel Domaniç Yönetmen: Özer Feyzioğlu Post Prodüksiyon: Sinefekt Medya Ajansı: Mindshare

marketing europe & anatolia / 31


Kampanyalar

Jacobs’dan Millicano... Yüksek kaliteli kahve çekirdeklerinden üretilmiş çeşitleriyle kahve tutkunlarının tercihi olan Jacobs’un yepyeni buluşu Millicano* raflarda, reklam filmi ise televizyondaki yerini aldı. ‘Quizas’, ‘Perhaps’ ya da ‘Senden, benden, bizden’ olarak bildiğimiz o meşhur şarkının eşlik ettiği reklam filminde, butik bir cafenin sahibi, yepyeni bir kahve deneyimi sunan Jacobs Millicano’yu denerken, eşsiz çekirdek kahve kokusunu takip eden müşteriler içeriye girer. Reklam Filmi Künyesi Reklamın başlığı: JacobsMonarchMillicano Reklamveren: Mondelez International - Jacobs Reklamveren yetkilisi: Tamer Karabay, Sena Karadurmuş, Cansu Aydoğmuş Reklam ajansı: BİG-Birleşik İletişim Grubu CCO: Güngör Türkömer Yaratıcı yönetmen: Kemal Hayit Yaratıcı grup: Ömer Harmankaya, Anıl Darınç Müşteri ilişkileri grubu: Aslı Eti, Ceyda Erol, Deniz Hanaylı Stratejik planlama: Aslı Eti, Nilay Akhan Ajans prodüktörü: Tuğba Özkan

Molfix’li Mert imza gününde... Molfix, “Türkiye’nin en çok sıvı tüketen bebeği Mert”in hikayesini anlattığı reklam kampanyasına yeni bir reklam filmi ile devam ediyor. Reklam filminde Mert hayranlarıyla imza günüde buluşuyor. Molfix’in “En emici bebek bezi” iddiasını sürdürdüğü kampanyanın yeni reklam filmi yayında. Türkiye’nin en çok sıvı tüketen bebeği Mert hayran kitlesi ile bir araya geliyor. İlk iki filmde kendini ispatlayan Molfix’li Mert’in hayran kitlesi arasında anneler de bulunuyor. Reklam Filmi Künyesi Reklamveren: Hayat Kimya – Molfix Reklamveren Temsilcisi: Melek Soklangıç Dinçer, Gülsen Serin, Aysun Nayır, Özden Özden Reklam Ajansı: Vietnam Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın Yaratıcı Grup: Rıza Çankaya, Umut Kısa, Erdem Güngör Müşteri İlişkileri: Melike Karamehmetoğlu Ajans Prodüktörü: Begüm Baran Yönetmen: Özer Feyzioğlu Görüntü Yönetmeni: Tolga Kutlar Yapım Şirketi: 2012

32 / marketing europe & anatolia

Yapımcı: Ezel Domaniç Post Prodüksiyon Şirketi: Sinefekt Sanat Yönetmeni: Burak Yerlikaya Fotoğraf: Volkan Hiçyılmaz Dublaj Sanatçısı: Bekir Kaya


Kampanyalar

Atlayıp Gitsem... Reklam Filmi Künyesi Reklamveren: Pegasus Reklamveren Temsilcisi: Onur Dedeköylü, Sibel Yaman Kavuklu, Elif Yalt Başeski, Elif Tan Reklam Ajansı: Rafineri Yaratıcı Yönetmen: Ufuk Uslu Yaratıcı Grup Lideri: Tuğçe Setenay Özcan Yıldırım Yaratıcı Grup: Melih Edis, Cihan Eryılmaz, Yusuf Kayhan, Tuğkan Cabbar, Fırat Eren Stratejik Planlama: Canan Pehlivanoğlu, Can Çalışkan Marka Takımı: Seda Çaykara, Erbek Onur, Çağla İshak Ajans Prodüktörü: Kerem İlbeyli Pegasus, seyahate farklı bir bakış getiren ve seyahat alış- Yönetmen: Eralp Vardar kanlıklarını değiştiren”Atlayıp Gitsem” kampanyasını hayata Yapım Şirketi: Böcek Yapım geçiriyor. Medya Ajansı:Vizeum Pegasus bu kapsamda hazırlanan 2 reklam filmiyle “Atlayıp Dijital & Sosyal Medya Ajansı: Rafineri Gitsem” diye içinden geçiren herkesin, kendinden bir par- E-mail Marketing: Euro Message ça bulmasını hedefleniyor. Reklam filmlerinin ilki; üç kişilik Dijital Medya Planlama: Vizeum/Aegis Media bir ailenin yerinde kebap yemek için günü birlikGaziantep’e Mobil Pazarlama: Aerodeon gitmelerini,Gaziantepli kebapçının gözünden aktarırken ikinci film; genç bir çalışanın doğum gününü kutlamak için Paris’e gidişini, patronunun ağzından anlatıyor.

Muratbey Burgu peynir...

“Peynire zeka kattık, MuratbeyBurgu’yu yaptık” sloganının işlendiği reklam kampanyası Genna İstanbul tarafından hazırlandı. Reklam filmi, ineklerin bize sadece mucizevi sütlerini sunduklarını, buna karşın peynir yapmanın insan zekasının ürünü olduğunu mizahi bir dille anlatıyor. Bu bağlamda, üstün lezzeti ve benzersiz formuyla MuratbeyBurgu’nuninovatif yönü vurgulanıyor. Reklam Filmi Künyesi Reklamveren: Muratbey Ürün:Muratbey Burgu Reklam Ajansı: Genna İstanbul Yaratıcı Yönetmen: Serdar Şendilmen Sanat Yönetmeni: Burak Akıncıoğlu Yaratıcı Ekip: Alptuğ Batı, Kenan Kaya, Betül Yıldırım, Nihan Şahin Stratejik Planlama: Yunus Baran Müşteri İlişkileri: Arzu Yaraş Medya Ajansı:Speed Medya Prodüksiyon Şirketi: Terra Film House Yönetmen: Hakan Yakıcı Görüntü Yönetmenleri: Murat Altınparmak, AviKarpick

marketing europe & anatolia / 33


G端nle


Gezi

erden Valensiya... Yapış yapış sıcak bir havada Valensiya’ ya giriş yaptık kiralık arabamızla. Navigasyon cihazı sayesinde kolaylıkla otelimizi bulduk. Arabayı parkedip çantaları sürükleyerek lobiye girdik, l obide bizi son derece bakımlı ve güzel bir resepsiyonist karşıladı.

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / svldbn@gmail.com Yapış yapış sıcak bir havada Valensiya’ ya giriş yaptık kiralık arabamızla. Navigasyon cihazı sayesinde kolaylıkla otelimizi bulduk. Arabayı parkedip çantaları sürükleyerek lobiye girdik, lobide bizi son derece bakımlı ve güzel bir resepsiyonist karşıladı. Gerekli bilgileri verdikten sonra odaya çıkardı. Odaya girer girmez küçük bir şok dalgası geldi. Çünkü oda İkea kataloğunda ki odaların aynısıydı. Her şey İkea, kendimi Ümraniye’ de gibi hissettim :) Eşyalarımızı yerleştirdikten sonra kısa bir şehir turu yapalım dedik. Yalnız hava o kadar sıcak ki insanın içi bayılıyor. Tipik lodos, yapış yapış bir hava. Havadan mıdır sudan mıdır bilmiyorum fakat o gün çok aylaklık yapasım geldi. O yüzden fotoğraf makinası da dahil hiç bir şey almadan dışarı çıktım.

Burası yüksek masa ve sandalyeleriyle bir barı andırıyordu. Çok eski bir mekanmış burası fakat şu an ismini hatırlamıyorum. Mekanın duvarları eski matadorların fotoğrafları, gazete küpürleri ve boğa güreşi gösterilerinin afişleri ile donatılmıştı. Paelle, ahapot ile birlikte bol buzlu sangriaları içtikten sonra tekrar dışarı çıktık. Havanın kararmasıyla birlikte canlanan meydanlar insan sesleri ve müzikle çınlıyordu. Biz de Plaza de la Reina meydandaki merdivenlere oturup insanlara karıştık. Saat ilerleyip de uyku bastırınca otele gidip güzelcene uyuduk. Ertesi gün keşfe çıktık. Valensiya özerk bölgesinin başkenti ve kendi ismini tasiyan ilin de merkezi. Valensiya, Romalılar tarafından kurulmuş ve birçok farklı kültüre ev sahipliği

Sokaklarda aylak aylak dolaşarak El Carmen (Tarihi Eski Şehir)’ e doğru yol aldık. Valencia’ nın daracık ara sokaklarında dolandık. Bu ara sokaklar Cihangir’ in arka sokaklarını hiç aratmıyor. Akdeniz kanından mıdır geninden midir, nedir bilmiyorum ama insan kendini evinde gibi hissediyor bu sokaklarda dolanırken. Plaza de la Reina, Plaza del Ayuntamiento, Plaza de la Virgin vs. meydanlarını gezdik elimizi kolumuzu sallayarak. Sonrasında da hafif hafif yağan yağmurun altında yürüyüp güzel bir restaurant’ a oturduk.

yapmış. Bölgeye, Romalılar, Vizigotlar, Berberiler, Endülüs Arapları ve Aragonlar göç ederek şehri ekonomik ve kültürel olarak zenginleştirmişler. Sokağa çıkıp, elimizde harita, meydana doğru giderken ilk önce Mercado De Colon ile karşılaştık. Rengarenk çiçeklerin süslediği eski alış veriş merkezi çok şık görünüyordu. Çiçekler..... dünyanın nadide güzellikleri :) Sabahın serinliğinde aheste aheste eski şehire doğru yol aldık. Kahvaltımızı etmek için Plaza del Ayuntamiento’ ya gitmeye karar marketing europe & anatolia / 35


Gezi

verdik. Giderken de yol üzerinde ki tarihi mekanları pas geçmedik. İlk olarak Museo Del Patriarca’ ya girdik. Sabah erken saat olduğu için içerisi bomboştu. Görevli bizi içeri sokup gitti. Biz de etrafı dolanıp kurcaladık. Dışarı çıkmak bir hayli zor oldu çünkü görevli kardeş bizi içeriye kilitleyip öyle gitmiş. Kapıyı epey bir yumrukladıktan sonra çok şükür ki birileri bizi duydu ve kapıyı açtı. Sağ salim dışarı çıktıktan sonra Plaza del Ayuntamiento’ ya vardık. Bu meydan, Belediye binasına, Museu d’Història de València (Valencia Tarih Müzesi) ve Correos y Telegrafos (Postane) binalarını barındırıyor bünyesinde. Meydanın diğer ucunda ise Valensiya tren istasyonu ve kocaman bir arena var. Ara sokaklardan dolanarak modern mimarisiyle ünlü egzotik alışveriş merkezi, tarihi eski pazar ve market olan Mercado Central’ e vardık. Bu kocaman markette yiyecek üzerine her şeyi bulmak mümkün. Hepsi taze ve lezzetli. Biz de karışık meyva salatası alıp azıcık enerji depoladık. Pazarın hemen arka sokağında ise 36 / marketing europe & anatolia

Dışarı çıkmak bir hayli zor oldu çünkü görevli kardeş bizi içeriye kilitleyip öyle gitmiş. Kapıyı epey bir yumrukladıktan sonra çok şükür ki birileri bizi duydu ve kapıyı açtı.

Mağribiler döneminde cami olarak kullanılan St. Juan kilisesi (Iglesia de Los Santos Juanes) var. Onun karşı sokağında ise geç Gotik tarzıyla inşâ edilen görkemli La Lonja (İpek Pazarı) var. Sarmal kolonlarıyla ünlü bu bina Pere Compte tarafından yapılmış ve bugün sergilerin büyük çoğunluğu burada yapılıyor. La Lonja’ yı da dolaştıktan sonra Valensiya (La Seu) Katedrali’ ne geldi sıra. Tabii buraya kadar bir sürü güzel mimari eserin önünden geçtik. Bölgede Romalılar, Vizigotlar, Berberiler, Endülüs Arapları ve Aragonlar yaşadığı için haliyle bir çok mimari eser olmuş. Gotik, barok, Fas ve Roma dönemi mimarilerinin bir karışımı olan göz alıcı Valensiya (La Seu) Katedrali için, Hz. İsa’nın son akşam yemeğini yediği kutsal kâsenin muhafaza edildiği mekân olduğu söylenmekte. Tarihi resimler, dini duvar kabartmaları ve heykellerle bezeli büyüleyici bir iç dekorasyona sahip katedral bünyesinde; bir hazine odası, Kutsal Kâse Şapeli ve bir de tarihi dini belge ve objelerin sergilendiği müze bölümü bulunuyor.


Gezi

Bir çok hristiyan tarihçi Hz.İsa’nın Son Yemek’te şarap servis etmek için kullandığı Kutsal Kase‘nin bu Katedral’de bulunduğunu işaret ediyor. Valencia Katedrali’nde bulunan bu kadehin kökeni 1.yy’a kadar gidiyor ve çoğu Papa’nın da resmi kadehi olmuşluğu var. Hatta Papa XVI.Benedict tarafından da kullanılmıştı. Kadehin 1436 yılında Aragonlu V.Alfonso tarafından getirildiği söyleniyor. Katedral’in inşaası ise 13.yy’ın sonlarına dayanıyor; fakat, bu tip heybetli, sanat eseri niteliğindeki mimarilerin yapımı uzun yıllar aldığı için mimari kendi içinde farklılıklar gösterebiliyor. Örneğin bu Katedral’in üç kapısı vardır ve her biri farklı bir akımdan esinlenerek yapılmış. Ana kapı Puerta de los Hierros barok, Puerta de los Apóstoles gotik, Puerta del Palau romanesktir. Kilisenin içi gerçekten muhteşem. Çok etkileyici. İnsanı alıp başka dünyalara götürüyor gezerken. Kilisenin bir de çan kulesi var. Yüzlerce merdiven tırmanmak gerekiyor çıkmak için. Bahçedeki çeşmeden su şişelerimi-

Yüzlerce merdiven tırmanmak gerekiyor çıkmak için. Bahçedeki çeşmeden su şişelerimizi doldurup iman gücüyle tırmandık kuleye.

zi doldurup iman gücüyle tırmandık kuleye. Yolda karşılaştığımız insanlar nerelerinden nefes alacaklarını şaşırmış durumdaydı. Yalnız, bu eziyete değer doğrusu. Kilisenin çan kulesi Miguelet’in tepesinden, panoramik Valensiya manzarası mükemmel görünüyor. Valensiya (La Seu) Katedralini gezdikten sonra şehirde gezilmesi gereken tarihi yerler listesini bitirmiş olduk. O kadar yürüyüş ve tırmanışın ardından bir yerlere oturup bir şeyler atıştırmaya karar verdik. Bu sefer tarihi eski pazarın arkasında ki minik büfeleri tercih ettik. Adamlar dışarı 5 -6 tane masa koymuşlar. Bir sürü deniz ürünü ve meze var. İstediğinizi seçiyorsunuz ve onları sizin için pişiriyorlar. İnanılmaz lezzetli şeyler. Meşhur Valensiya suyunun tadına da burada baktık. Valensiya suyu, portakal suyu ve yerel şampanya Cava’nın karıştırılmasıyla elde edilen hoş bir içecek. Yediğim en güzel yemeklerden biriydi diyebilirim :) Yemek sonrası tekrar meydanlarda dolanıp kahvemizi içtik ve sonra yorgun argın otele döndük.

marketing europe & anatolia /37


Gezi

Bir sonra ki gün Valensiya’ nın ünlü hayvanat bahçesi Bioparc’ a gittik. Şehrin içinden geçen Turia Nehri yoğun yağışlarda taşıp şehre zarar verdiği için nehrin yolu değiştirilmiş. Kalan boş alana da park inşa edilmiş. Yalnız park öyle böyle değil. Geniş yürüyüş alanları, çocuk parkları, bioparc, spor sahaları, konser alanı ve bilim ve sanat şehri de var içerisinde. 2008 yılında açılan park, 10 hektarlık bir arazi üzerine kurulmuş ve Afrika, Güneydoğu Asya ve tropik habitatların oluşturulduğu birçok ayrı bölüme ayrılmış. Parkın en büyük özelliği koruma kafeslerinin veya rahatsız edici tel örgülerin olmaması. Hayvanları çok güzel bir şekilde izole etmişler. Zoo Immerse deniyormuş bu sisteme. Gezinirken sanki doğal ortamda geziyormuş gibi hissediyorsunuz. Park o kadar doğal ki, insan kendini ormanda geziyor sanıyor. Biz de gezinirken gözümüze nefis böğürtlenler çarptı. Hemen yaklaşıp homur homur yemeğe başladık. İri iri ve son derece lezzetli böğürtlenler. O sırada bir tane güvenlik görevlisi koştura koştura 38 / marketing europe & anatolia

Böğürtlenler lemurlar içinmiş :) Lemurların yiyeceğini yediğimiz için kıyamet kopmuş :) Demek ki bu kadar doğal ortam çok da iyi değilmiş. bağırış çağırış koşmaya başladı tabii İspanyolca konuştuğu için hiçbir şey anlamadık. Bu kadar çok bağırdığı-

na göre kesin artaksiyon vardır diye heyecan yapıp fotoğraf makinamı hazırladım. Dedim, şimdi muhteşem görüntüler yakalayacağım. Fakat hiçbir şey olmadı ve biz rezil olduk. Meğerse adam bizim için koşuyormuş. Böğürtlenler lemurlar içinmiş :) Onların yiyeceğini yediğimiz için kıyamet kopmuş. Demek ki bu kadar doğal ortam çok da iyi değilmiş. Park içerisinde bir de minik bir açık hava gösteri yeri var. Orada da kuşlarla gösteri yapıyorlar. Bu yırtıcı kuşları yakından görmek, büyüleyici. Parkın içini çok güzel tasarlamışlar. Gezinmek çok keyifli ve dinlendirici. Yalnız bu sessizliği bozan enteresan bir hırıltı ve ses vardı. Çiftleşen dev kaplumbağalar. Etraftaki insanlara aldırmadan çiftleşen çift. Her seferinde biraz daha öne ilerleyerek. Yürüyüşleri gibi bu iş de çok yavaş. Biz parktan çıkarken bile devam ediyordu:) Parktaki yaklaşık olarak 4000 tane hayvan varmış. Balıklar buna dahil mi bilmiyorum. Merkit hayvanlarına bayıldım. Madagascar filmi geldi aklıma. I like to move it, move it :) Uzun bir süre parkı dolaşıp yorulduktan sonra otele gittik. Valensiya’ da 2 gece kalmayı planlamıştık fakat 1


Gezi

gece daha kalmaya karar verdik. Fakat otelde yer olmadığı için lobide ki yardım sever hanımdan bize yeni bir yer ayarlamasını rica ettik. Sonra da eşyalarımızı alıp yeni otele transfer olduk. Bu sefer ki odamız minikti ama hoş bir tarzı vardı. Bir apartmanın 3 – 4 katını otele çevirmişler. Sokak arasında şirin bir yer. Biraz dinlenip üzerimizi değiştirdikten sonra yemek için tekrar dışarı çıktık. Plaza de la Reina’ da müzik eşliğinde yemek yiyip sangria içtik. Yaz akşamları ve İspanya. Çok hoş. Son günümüzü de Bilim & Sanat Şehrine ayırdık. Bu devasa binalar da Turia dere yatağına inşa edilmiş. Bilim ve Sanat şehrinde bir birinden güzel yapılar var. İlki The Príncipe Felipe Science Museum. Bu 21. yy, bilim müzesi, hayatla bağlantılı, bilimde ve teknolojide yapabileceğiniz herşeyi, didaktik, interaktif ve eğlenceli şekilde öğrenmeniz için tasarlanmış. Müzenin içinde aklınıza gelebilecek herşey var. Gökyüzü, astroloji, spor, Valensiya Futbol takımının tarihi, çizgi roman kahramanları, deniz ve denizcilik, elektrik, kaşifler ve keşfettikleri, genetik yapımız, hastalıklar, ekoloji, ağaçlar, uzay mekikleri vs.

The Príncipe Felipe Science Museum. Bu 21. yy, bilim müzesi, hayatla bağlantılı, bilimde ve teknolojide yapabileceğiniz herşeyi, didaktik, interaktif ve eğlenceli şekilde öğrenmeniz için tasarlanmış.

Foucault sarkacı bile vardı. (Foucault sarkacı, adını Fransız fizikçi Léon Foucault’dan alan, ilk defa deneysel olarak Dünya’nın kendi ekseni çevresinde döndüğünü kanıtlayan sarkaç düzeneği.) Bu müzeyi tam anlamıyla gezmek için 1 tam gün gerekiyor bence. bizim çok fazla vaktimiz olmadığı için biraz hızlandırılmış tur yaptık. Diğer bina, L’Umbracle; Valensiya’ya özgü çiçek ve bitkilerden oluşan büyük bir yürüyüş bahçesi, aynı zamanda modern ressam ve heykeltıraşların eserleriyle bezenmiş bir açık hava galerisi. Kompleks içerisinde The Valencia Towers, şehrin en prestijli etkinlik merkezlerinden biri olan L’Àgora ve opera binası El Palau de les Arts Reina Sofia bulunuyor. Bizim gittiğimiz zaman her hangi bir etkinlik olmadığı için izleme şansımız olmadı. Yuvarlak, göz şeklindeki kubbesiyle oldukça dikkat çeken gökyüzü gözlem evi L’Hemisfèric de bu kompleks içinde. L’Hemisfèric, aynı zamanda hem lazer gösteri merkezi hem de şehrin en görkemli Imax sinemasının ev sahibi. Sona sakladığımız yere geldi sıra;

marketing europe & anatolia / 39


Gezi

L’Oceanogràfic.L’Oceanografic, Félix Candela tarafında inşa edilmiş olan su zambağı şeklinde bir yapı. Avrupa’nın en büyük açık hava okyanus akvaryumu olan L’Oceanogràfic’te, 42 milyon litre su içerisinde 500 farklı türde 45.000 su canlısı yaşıyormuş. Sualtında birçok farklı katmana bölünmüş olarak sergilenen dev akvaryum içerisinde; Akdeniz, Kızıl Deniz, Kutup Denizi ve Tropik Deniz ekosistemleri oluşturulmuş. Her bölümde o ekosisteme ait canlılar yaşıyor. L’Oceanogràfic içerisinde; köpekbalıklarıyla gece uykusu, yunuslarla yüzme kursu, penguenleri besleme saati gibi renkli ve eğlenceli aktivitelere de katılabiliyorsunuz. Su delisi olan ben bu parkı gezerken resmen mest oldum. Tipim aynen böyleydi :) Çevre kirliliğine de hoş bir gönderme yapılmış. Öğleden sonra bu muhteşem kompleksten çıkıp biraz da denize girmek için Al Saler dedikleri plaja gittik. 40 / marketing europe & anatolia

İnternette okuduğumda ben de oluşan imaj muhteşemdi fakat gidince tam bir hayal kırıklığı oldu. Valensiya’nın 12 km güneyinde Albufera Gölü’ne yakın bir mevkide yer alan mavi bayraklı bu plaj Valensiya Bölgesi’nin en güzel kumuna ve en temiz denizine sahipmiş. Mavi bayrak kriterlerini sorgulamak lazım. Son derece pis tuvaletleri ve duşları olan bu plaj beni denizden soğuttu resmen. Orada vakit kaybetmektense Valensiya’ nin meşhur porselen fabrikasına gitmeye karar verdim. Tomtom’ a (benim için o, Özgür :)) gerekli koordinatları girdim. Enteresan yerlerden geçip fabrikaya yaklaşınca arbayı uygun bir yere park ettim. Sonra da terkedilmiş görünen fabrikaya gittim. Tavernes Blanques banliyösünde bulunan Lladró Porselen Fabrikası’nda, porselen yapımını görebilir ve bu işin ustası olan sanatçılarla tanışarak onları tasarım yaparken izleme olanağına sahip olabilirsiniz diye okumuştum internetten. Fabrika binasının hemen

yanında bulunan Lladró Müzesi; bu prestijli şirketi kuran ve ilk tasarımlarını yapan Lladró kardeşlerin büyüdüğü evin restore edilmesiyle kurulmuş. Fakat ben gittiğimde fabrika yaz tatilindeymiş. Yazın 3 ay kapalı oluyormuş fabrika. Fakat orada çalışan memur beni görünce kırmadı ve müzeyi açıp beni içeri davet etti. Hiç üşenmeden bütün aydınlatmaları açtı ve gezmem için müsade etti. Tek ricası fotoğraf çekmememdi. Minnetle bakıp, kabul ettim. Boşa gelmiş olmayacaktım. Müzeyi gezerken dibim düştü desem yeridir. Lladró kardeşlere hayranlık duydum, müthiş bir sabır ve beceri. Merak edenler için web siteleri http://www.highporcelain.com/. O kadar ince ayrıntılar var ki, insanı hayrete düşürüyor. Büyük bir hayranlıkla müzeyi gezdikten sonra memura teşekkür ederip çıktım. Sonra da yeni yerler keşfetmek için yola devam :)



Sinema Ali Erdem Ekşioğlu

2014 akademi ödülleri...

The Wolf of Wall Street Kolay kazanılan paranın kokusunu alan çarpık bir borsacının kendinden daha çarpık hikayesi, ne kadar inişli çıkışlı sürükleyici bir hikaye olsa da tekrarlı 2 saatlik "party hard" görüntüleri bir yerden sonra sıkıcı olabiliyor. Filmin o kadar oscar adaylığına rağmen hiç alamaması bile büyük bir ihtimal olarak görülebilir nasılsa Akedeminin garezlileri Martin Scorsese ve Leonardo di Caprio yu kadrosunda bulundurmakta. Prodüksüyonuna önem verilmiş sıkı bir kadroya sahip olmasına rağmen çok daha iyi işlenebilirdi. Buna rağmen 5 dalda Oscar'a aday durumda. American Hustle Başka bir katakulli filmi olan Düzenbaz ancak hayal edebileceğimiz bir kadroya sahip olup inişli çıkışlı bir hikaye. Uç noktalarda karakterler ve büyük hayatları konu alan dram 10 dalda Akedemi ödüllerine aday en az birkaç tane de hak ediyor. Captain Phillips Modern korsanlığı beyaz ekrana sürükleyici hikayesi ve Tom Hanks'in müthiş oyunculuğuyla beyaz perde çok güzel yansıtan film 2009 da gemisi Somali'li korsanlar tarafından saldırıya uğrayan Richard Phillips'in hikayesini anlatıyor. Bu muhteşem uyarlama 6 dalda Oscara aday olup bu senenin güçlü katılımcılarından.

42 / marketing europe & anatolia

( reklam arası sinema) Aşağıda bu senenin adayları ve benim sübjektif tahminlerim; En İyi Film The Wolf of Wall Street American Hustle Nebraska Captain Phillips Philomena Dallas Buyers Club 12 Years a Slave Gravity Her En İyi Erkek Oyuncu Christian Bale -American Hustle Bruce Dern -Nebraska Leonardo DiCaprio -The Wolf of Wall Street (Lütfen Akademi) Chiwetel Ejiofor -12 Years a Slave Matthew McConaughey -Dallas Buyers Club En iyi Kadın Oyuncu Amy Adams -American Hustle Cate Blanchett -Blue Jasmine Sandra Bullock -Gravity Judi Dench -Philomena Meryl Streep -August: Osage County


a d n ı ş a y 20


Kültür - Sanat

Antik kentler... Yaşar Yılmaz’ın, YEM Yayın’dan yeni çıkan kitapları Türkiye’nin Antik Kentleri ve Ancient Cities of Turkey’de, Anadolu’da ve Trakya’da bulunan 118 antik kent tanıtılıyor. Türkçe ve İngilizce iki ayrı kitap olarak hazırlanan rehberde yer alan antik kentler, yerli-yabancı tarih ve arkeoloji meraklılarına kısa, öz ama doyurucu metinler, özgün fotoğraflar, güncel karayolları haritaları ve yol tarifleri eşliğinde sunuluyor. “Marmara” bölgesi ile başlayan kitaplarda Ege bölgesi “Ege”, “İç Ege”, Güneybatı Ege”; Akdeniz bölgesi “Batı Akdeniz”, “Orta Akdeniz”, “Doğu Akdeniz” olarak üçer bölüme ayrılırken, “İç Anadolu-Batı Karadeniz” sekizinci bölgeyi oluşturuyor.Günümüzde su kaynaklarının hızla tükendiğini düşünürsek, geleceğimiz için bu kentlerin bize öğreteceği çok şey olduğunu görürüz. Ephesos’ta, Perge’de, Phaselis’te hamamların ısınma teknikleri, kanalizasyonun gelişmişliği gözden kaçırılmamalıdır.” Kitaplara tüm seçkin kitabevlerinden, YEM Kitabevi’nin Beşiktaş ve Fulya’daki mağazalarından ve www.yemkitabevi.com internet adresinden ulaşılabilir.

Gölgekapan... İngiltere’nin en prestijli ödülü Blue Peter sahibi yazar Ali Sparkes imzalı Gölgekapan serisinin beşinci ve son kitabı “Kayıp Dünyanın Sırrı”, Caretta Yayıncılığın gençlere özel markası Karumbe imzasıyla, yine heyecan dolu yepyeni bir macerayla okurlarıyla buluştu. Özel yeteneği sayesinde şekil değiştirip bir Gölgekapan’a dönüştüğü gün, Dax Jones’un hayatı bir daha eskisi gibi olmadı. Yalnızca kendi gibi özel yetenekli çocukların okuduğu bir okula getirildi. Burada macerayı, özgürlüğü ve eğlenceyi iç içe yaşıyor, her özel yetenekli çocuk gibi o da yeteneği konusunda kendini geliştiriyordu. Dax bir Gölgekapan olabiliyor, arkadaşları gizli dünyalardan haberler alabiliyor, nesneleri hareket ettirebiliyor, görünmez olabiliyor ya da hastalıkları iyileştirebiliyorlardı. 44 / marketing europe & anatolia

Latif Demir’ci sergisi.. İnci Deri, tüketicilerini daha yakından tanımak, satış, pazarlama, mağazacılık, eğitim ve iletişim çalışmalarını geliştirmek amacıyla algı ve konumlandırma araştırması gerçekleştirdi. Araştırma sonuçları ise usta karikatür sanatçısı Latif Demirci tarafından yorumlandı. 2013 Ocak ayında açıklanan araştırma çerçevesinde tüketicilerin bakış açısını ve beklentilerini ortaya çıkaran sonuçlar elde edildi. Araştırma, Eylül 2013’te Türkiye Araştırmacılar Derneği tarafından düzenlenen Baykuş Ödülleri’nde İç görülü Baykuş ödülünü aldı. Latif Demirci, araştırma sonuçlarını mizah ile yorumlayarak tüketici davranışlarını kendi çizgisi ile ölümsüzleştirdi. Toplam 13 karikatürden oluşan eser, Ocak 2014 itibarıyla İnci mağazalarının vitrinlerinde sergilenecek.


Kültür - Sanat

Faber Castell, Müze etkinliği... Dünyaca ünlü yazım ve boyama gereçleri üreticisi FaberCastell desteği ile önemli müzelerde gerçekleşen özel atölye çalışmalarında, çocuklar farklı tasarımlar yapma ve önemli eserleri inceleme fırsatı yakalıyorlar. Atölyeler, Rahmi M. Koç Müzesi, Pera Müzesi, İstanbul Oyuncak Müzesi ve Çengelhan Rahmi M. Koç Müzesi’nde düzenleniyor. Etkinlik: ‘Mutfak Atölyesi; Ratatouille’ Yer: Fenerbahçe Vapuru Tarih: 22 Şubat Cumartesi Saat: 13:00 – 14:30 Yaş: 8 - 12 Yaş Arası Etkinlik detayı: Çocuklar, bu hafta sonu minik fare Ramy ile kendilerini eğlenceli bir mutfakta bulacaklar ve pizzanın zengin tarihini günümüze birlikte aktaracaklar. Yapacakları birbirinden lezzetli pizzalarla ünlü pizza ustası Raffaela’yla yarışacaklar. Bakalım kazanan kim olacak? Rahmi M. Koç Müzesi’ndeki “Mutfak Atölyesi; Ratatouille” adlı atölyeye katılım için biletler www.biletix.com üzerinden temin edilebilir.

Doğa’ya Dokun... “Doğaya Dokun!” temasıyla yola çıkan 9. Dağ Filmleri Festivali kapsamında, usta fotoğraf sanatçısı Ersin Alok, 1 Mart Cumartesi günü sanatseverlerle buluşacak. Alok’unPusula Sanat Galerisi’nde düzenleyeceği “Gala Bataklığı” fotoğraf sergisinde, Hazar Denizi kıyısında ortaya çıkarılan prehistorik çağa ait kaya üstü resimler yer alacak. Dünya’nın saygın eski dönem tarih fotoğrafçılarından biri olan Ersin Alok, Prehistorik dönem ve sanat tarihi üzerine önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Alok, bu çalışmalardan biri olan 9. Dağ Filmleri Festivali kapsamında düzenleyeceği “Gala Bataklığı” sergisinde sanatsever ve doğaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Hazar Denizi kıyısında yer alan Gala Bataklığında yaşayan bu yerleşik toplumların kayalar üzerine yaptığı figürler suların yükselmesiyle kimi zaman altta kalıyor ,kimi zaman su yüzüne çıkıyor. 2013 yılında Ersin Alok ve ekibi tarafından yapılan araştırma gezisinde elde edilen son bulgularla birlikte gün yüzüne çıkan kaya üstü resimleri, Gala Bataklığı Sergisi’nde izleyicisini bekliyor.

marketing europe & anatolia / 45



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.