marketing europe & anatolia Sayı: 034

Page 1

marketing europe & anatolia Tarih: Ekim 2014 Sayı: 34

retorik

Siz de bir mum yakın...

kelebeğin fırtınası

Sütçünün itibarı iade edilsin...

in n ’ e su y i k Tür i Logo Yen



İçindekiler

marketing europe & anatolia Sayı: 34 Tarih: Ekim 2014 İmtiyaz Sahibi Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. e-mail: eksantrik@eksantrik.com P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr. Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: elvin@eksantrik.com P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr. Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu

Kısa Kısa

04 - 07

Yeni Ürünler

10 - 11

Medya Dünyası

12 - 15

Röportaj

17 - 20

kelebeğin fırtanası

23

Reklam Dünyası

28 - 29

Röportaj

30 - 35

retorik

37

Kampanyalar

39 - 49

Gezi

50 - 55

İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad. Deniz Ap. No: 21 /15 Kadıköy - İstanbul - Tr. Tel: +90 555 233 24 41 e-mail: meadergi@gmail.com marketing europe & anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e-dergidir. Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir.

Game On

56 - 59

Kültür Sanat

60 - 61

Bu derginin yayınlanma sürecinde hiçbir ağaç zarar görmemiştir. mobil: http://m-mea.eksantrik.com http://www.facebook.com/meadergi Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

marketing europe & anatolia / 1



Köşe Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com

( editörden)

Kim çıplak...

Aslında bu ay size “Kral Çıplak” öyküsünü yazıp bu köşeyi kapatacaktım. Sonra baktım ki çıplak olan sadece kral değil, tüm teba soyunmuş kralla birlikte olmuş, çıplak olmayanları parmaklarıyla gösterip kahkahalar atarak eleştirmeye çalışıyorlar. Artık kral çıplak demek yeterli olmaktan çıkmış, tüm ahali çıplak, ancak mahcup bir fısıldamayla “haddim olmayarak ben giyinik kalmak istiyorum” diyebildim. Sonra kısık bir ses daha duydum. “ben de”, sonra bir ses daha “ben de” birden bu kısık sesler bir uğultuya dönüştü. “ben de, ben de, ben de” uğultu büyüdükçe fısıltılar haykırışlara dönüştü. artık kimsenin ne dediği tek tek seçilemiyor ama toplulukta büyük bir ses yükseliyordu “ben de, ben de” Anladım ki yalnız değilim. Benim gibi giyinik kalmak isteyen başkaları da var. O halde artık korkmadan söyleyebilirim. “Bu kral da çıplak, avanesi de çıplak.” Siz de korkmayın giyinik kalmak istiyorsanız haykırın “Çıplaksınız önce kendinize bakın sonra kahkaha atın” diye.

marketing europe & anatolia / 3


Kısa Kısa

Uçan Arabanın Mucidi Pazarlama Zirvesi’nde... MCT Danışmanlık’ın her yıl geleneksel olarak düzenlediği “Pazarlama Zirvesi”, bu yıl dünyaca ünlü konukları ile katılımcıları geleceği yaratmaya davet ediyor. Bu yıl “Change The Game” konseptiyle 15’inci kez düzenlenecek olan Pazarlama Zirvesi, dünyanın en iyi düşünürlerini ve girişimcilerini İstanbul’da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda bir araya getiriyor. Zirvenin sürprizleri arasında uçan arabanın mucidi Slovakyalı mühendis Stefan Klein gibi isimler yer alıyor. Her yıl pazarlama sektöründe binlerce profesyoneli bir araya getiren Pazarlama Zirvesi, bu yıl tüm kuralları yıkmaya ve kökünden değiştirmeye hazırlanıyor. 3-4 Aralık 2014 tarihlerinde İstanbul’da 15’incisi düzenlenecek olan Paz-

arlama Zirvesi’nin bu yılki teması “Change The Game”. Bu tema aynı zamanda bu yılki Konferans Başkanı Peter Fisk’in yakında raflarda yerini alacak olan “Gamechanger” adlı kitabına ilham veren ve oyunu değiştirmek için gerekli 10 fikri kapsıyor. Pazarlama Zirvesi’nin bu yılki en önemli sürprizlerinden biri de zirvede bu yıl ilk kez Türk inovasyon fikirlerinin en iyileri seçilecek olması. Zirvenin ikinci gününde yapılacak olan “Game Changers Turkey Ödül Töreni” ile yerel düzeyde fark yaratan ve kazanan işletme ve markalar, katılımcılarla buluşacak.

“GREAT Startup” yarışmasının süresi uzatıldı... ‘GREAT’ kampanyası kapsamında Türkiye’nin genç teknoloji girişimcilerine ulaşmayı hedefleyen ‘GREAT Startup’ yarışmasına gelen yoğun başvurular ve bu yöndeki talepler üzerine başvuru tarihi 15 gün uzatıldı. Yarışmanın son başvuru tarihi 15 Ekim olarak belirlendi. Şimdiye kadar gerçekleşen başvurular Türk ekonomisine katkı sağlama potansiyeline sahip projeler olarak öne çıkarken, 5 kategoride yapılacak yarışmada birinci olan şirketler,Birleşik Krallık’a seyahat hakkı kazanacak ve Birleşik Krallık’ta iş kurmak için danışmanlık hizmeti alacaklar. Birleşik Krallık ile Türkiye arasındaki ticaret ve yatırımı desteklemek amacıyla Birleşik Krallık Ticaret ve Yatırım Ajansı (UKTI) tarafından yürütülen GREAT kampanyası kapsamında,Türkiye’deki genç teknoloji şirketlerine yönelik düzenlenen‘GREAT Startup’ yarışmasınaçok sayıda başvuru yapıldı. Gelen yoğun başvurular ve belirlenen sürenin uzatılmasına yönelik talepler üzerine 30 Eylül olan son başvuru tarihi 15 gün uzatılarak 15 Ekim olarak belirlendi.‘GREAT Startup’ yarışmasına yapılan başvurular arasında Türk ekonomisine katkı sağlayacak nitelikte çok 4 / marketing europe & anatolia

sayıda proje yer alıyor. ‘GREAT Startup’ yarışmasına Türkiye’de yaşayan, en az bir yıl önce kurulmuş şirketinde ana hissedarlardan biri olan, 40 yaşını geçmemiş bütün girişimciler başvurabiliyor. ‘Kadın Teknoloji Girişimcisi’, ‘Üniversiteli Genç Girişimci’, ‘Anadolu’dan Teknoloji Girişimcisi’, ‘Sosyal Teknoloji Girişimcisi’ ve ‘Jüri Özel Ödülü’ olmak üzere 5 farklı kategoride ödül dağıtılacak .


Kısa Kısa

Coca-Cola Türkiye’de 50. Yaşını Kutluyor ... Coca-Cola’nın

Tür-

la İçecek’ten oluşan Coca-Cola Türkiye Sistemi’nin yarattığı her

kiye’deki

yolculuğu,

1 TL, ülke ekonomisine 6.8 TL olarak yansıyor.

1964’te

“Dünyaca

Araştırmaya göre, Coca-Cola Türkiye Sistemi, ülkedeki ana ope-

Meşhur

Coca-Cola

rasyonları, tedarikçileri ve müşterileri aracılığıyla, doğrudan ve

Şimdi de Memleketi-

dolaylı olarak 118 bin kişilik istihdam etkisi yaratıyor.

mizde” sloganı ile baş-

Coca-Cola Türkiye Sistemi, tarım sektöründe 685 milyon TL kat-

ladı. 19 araçlık “Co-

ma değer yaratarak 145 bin çiftçi için gelir oluştururken; peraken-

ca-Cola

de sektöründe ise, 2,5 milyar TL katma değer yaratarak, sektöre

Kervanı”nın

bando ve alkışlar eş-

katkı yapmaya devam ediyor.

liğinde tüm İstanbul’u

Araştırmayla Türkiye’deki 50’inci yılında yarattığı ekonomik et-

dolaşmasının üzerinden tam yarım asır geçti. Türkiye’yi böl-

kiyi ölçümleyen Coca-Cola, bugüne kadar Türkiye’ye sosyal ve

gesel ve stratejik bir yönetim üssü olarak konumlayan Coca-

çevresel olarak da önemli katkılar sağladı. Coca-Cola Türkiye

Cola’nın dünyadaki beş büyük yönetim merkezinden biri olan

Sistemi, Coca-Cola Hayata Artı Vakfı aracılığıyla 2008-2013 yıl-

Avrasya ve Afrika Grubu, İstanbul’daki genel merkezinden

ları arasında çevre, fiziksel aktivite ve diğer toplumsal projelerle

yaklaşık 2 milyarlık bir nüfusu kapsayan 84 ülkeyi yönetir hale

ilgili, 58 projeyle, 1,2 milyon insana ulaşarak, toplam 20 milyon

geldi. Bu yıl Türkiye’deki 50. yaşını kutlayan Coca-ColaSis-

TL’lik yatırım gerçekleştirmiş bulunuyor. Devam eden “Çık Dışa-

temi, Türkiye’de Çorlu, Ankara, İzmir, Bursa, Mersin, Elazığ,

rıya Oynayalım” ve “3.2.1 Başla!”projeleriyle çocukları ve genç-

Sapanca, Köyceğiz ve Hazar olmak üzere toplam dokuz fabri-

leri daha aktif bir yaşama yönlendirmeyi hedefleyen Coca-Cola

kada üretim gerçekleştirirken,portföyünde 8 farklı kategoride,

Türkiye Sistemi, Konya havzasında gerçekleştirdiği “Geleceğin

16 farklı marka yer alıyor.

Tarımı Projesi” ile de hem toprağın ve suyun korunmasını hem

McKinsey firmasına 50. yılına özel bir araştırma yaptırdı. Araş-

de çiftçilerin iklim değişikliğine uyumunu sağlamayı amaçlıyor.

tırmaya göre, Coca-Cola Türkiye ve şişeleyici ortağı Coca-Co-

17. Rafineri ve Petrokimya Konferansı...

STAR Rafinerisi projesi ile Türkiye’nin özel sektör eliyle yapılan ilk rafineri yatırımına ev sahipliği yapan İzmir, rafineri ve petrokimya sektörlerinin dünya devlerini ağırlamaya hazırlanıyor. SOCAR Türkiye’nin ana sponsoru olduğu 17. Orta ve Doğu Avrupa Rafineri ve Petrokimya Konferansı 14-16 Ekim tarihleri arasında Hilton Oteli’nde gerçekleştirilecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın açılış konuşmasını yapacağı konferans hakkında bilgi veren SOCAR Türkiye Başkanı (CEO) ve Petkim Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Yavuz, 10 yıl önce rafineripetrokimya entegrasyonun taşıdığı önemi Türkiye’de anlatmaya başladıklarını söyledi. Dünyada gelişmiş ülkelerin ortak özelliklerinin, bu entegrasyonu başarıyla

hayata geçirmeleri olduğunu kaydeden Yavuz, “Petkim Yarımadası’nda inşası süren STAR Rafinerisi projemiz, bu entegrasyonun dünyadaki özgün örneklerinden biri olacak. Yatırımlarımızla Avrupa’daki en önemli üretim üslerinden birini oluşturmak istiyoruz. İzmit-Yarımca’da ve İzmir-Aliağa’da 1970’li yıllarda devlet tarafından başarıyla gerçekleştirilen entegrasyon zinciri, bugün yeni halkalar eklenerek özel sektör mantığı ile yeniden hayat bulacak. 5.6 Milyar Dolar yatırım bedeli ile ülkemizin özel sektör eliyle yapılan ilk rafinerisi olma özelliğini taşıyan yatırımla İzmir’e böylesine önemli bir konferans getirdiğimiz için mutluyuz. Bu konferansla dünyada ilgili sektörlerin dikkatini İzmir’e çekmeyi hedefliyoruz. SOCAR Türkiye olarak bizler de misafirlerimizi Petkim Yarımadası’nı gezdirerek yatırımlarımızı tanıtma imkanı bulacağız.” dedi. marketing europe & anatolia / 5


Kısa Kısa

Yudum Dijital Reklam Ajansı Lowe İstanbul Oldu…

Avansas.com, Contactplus tercih etti... Avansas.com’un danışmanı,

iletişim

sektörde

10.

yılını kutlayan Contactplus İletişim Hizmetleri oldu. KOBİ’lerden büyük şirketlere ve bireysel müşterilerden kamu kuruluşlarına kadar tüm ofisYudum Gıda, sosyal medya ve dijital reklam ajansını seçti.

lerin her türlü ihtiyacını kar-

Lowe İstanbul Dijital, Yudum Gıda’nın Dijital Reklam Ajansı

şılayan Türkiye’nin ilk online

oldu. Lowe İstanbul Dijital bundan böyle Yudum Gıda’ya dijital

ofis marketi Avansas.com, Contactplus ile birlikte yürüteceği

pazarlama iletişimi kapsamında stratejik danışmanlık sunacak

çalışmalarla müşteri ağını daha da genişleterek, ofislerin za-

ve sosyal medya yönetiminden de sorumlu olacak.

mandan ve paradan tasarruf etmelerini sağlamayı amaçlıyor.

Lowe İstanbul Dijital, markalar en doğru strateji, en yaratıcı

Contactplus, geliştireceği projelerle Avansas.com’un uzun

ve en eğlenceli haliyle dijital dünyada var olmasını sağlamak

vadeli bir iletişim süreci oluşturmasına katkıda bulunacak.

amacıyla 5 sene önce hayata geçti.

Contactplus İletişim Hizmetleri, turizm markalarından sanayi

Bu sürede onlarca markaya microsite, advergame, dijital

sektörüne, hazır giyim firmalarından bilişim ve teknoloji şirket-

projeler, sosyal medya stratejileri ve mobil uygulama gibi farklı

lerine farklı alanlarda 50’yi aşkın müşterisinin 70’in üzerinde

çözümler sunarak hayata geçmesini sağladı.Lowe Istanbul’un

markasına halkla ilişkiler alanında hizmet sunuyor. Contact-

tüm yaratıcı gücünü de arkasına alan dijital ekip, butik ajans

plus, müşterilerine medya iletişimi, kurum içi iletişim, etkinlik

titizliği ve dev kadro verimliliğiyle çalışmaktadır.

ve proje yönetimi, sosyal sorumluluk projeleri geliştirilmesi gibi alanlarda bütünsel bir yaklaşımla hizmet veriyor.

Sony Eurasia’da görev değişikliği...

3M Türkiye’de yapısal değişiklik...

Sony PlayStation Grup Ürün Müdürü olarak atanan Mustafa Yiğit, yeni görevi kapsamında PlayStation’ın Türkiye’deki tüm operasyonlarının yönetiminini üstlenecek. Sony Eurasia’da 2011 yılından bu yana PlayStation Ürün Müdürüolarak çalışan Mustafa Yiğit, PlayStation Grup Ürün Müdürlüğü görevine getirildi. Yeni görevi kapsamında PlayStation’ın Türkiye’deki tüm operasyonlarının yönetiminini üstlenecek olan Yiğit, Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nden tam burslu olarak 2005 yılında mezun oldu.Sony’ye katılmadan önce ETİ ile Nestlé Türkiye’de pazarlama ve satış departmanlarında çeşitli yönetici pozisyonlarında görev aldı. Evli ve bir çocuk babası olan 1982 doğumlu Yiğit, iyi derecede İngilizce konuşuyor.

Çorlu Super Hub yatırımını bu yıl hayata geçirmeye hazırlanan 3M Türkiye’de, 2011’den bu yana Üretim Direktörü olarak görev yapan Tamer Güneş, Tedarik Zinciri Direktörlüğü pozisyonuna atandı. Güneş, 3M Türkiye’nin Tedarik Zinciri Direktörlüğü görevi ile Türkiye’deki tüm üretim, satınalma, paketleme, lojistik, depolama ve fiziksel dağıtım operasyonlarını bir araya getiren Türkiye Tedarik Zinciri organizasyonunuyönetecek. 3M Türkiye, Super Hub olarak adlandırılan yeni üretim tesisini Çorlu’da kuruyor. Temelleri 2012 yılında atılan, 3M Türkiye’nin, yüksek kapasiteli üretim yaparak ve hem lokal, hem de uluslararası ihtiyaçlara cevap verebilecek olan Super Hub Çorlu tesisi, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesini kapsayan geniş bir coğrafyadaki üçüncü Super Hub tesisi olacak.

6 / marketing europe & anatolia


Kısa Kısa

Global Functional Excellence Award Türk Henkel’e... Global

Functional

2014’ü almaya hak kazandı.

Excellence Award

Türk Henkel Kurumsal İletişim Müdürü Hande Ardane, ödülden

2014’e

kurumsal

duyduğu mutluluğu ifade ederken “Henkel’in başarısı için 50. yıl

iletişim

kategori-

ekibi olarak tutkuyla çalıştık. Global platformda da farkedilen ça-

sinde bu yıl Türki-

lışmalarımızın ödülünü de bizi çok mutlu eden Global Functional

ye layık görüldü.

Excellence Award ile aldık. Bu özel ödül Türkiye’ye ilk kez geli-

Henkel’in

yor, bu da gururumuzu bir kat daha artırıyor.” dedi.

global

olarak şirket içinde

Henkel’in başarısını devam ettirebilmesi için stratejisinin mükem-

verdiği en prestijli

mel bir şekilde hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor. Aynı şe-

ödüllerden biri olan

kilde tutku, kendini işine adayan ekipler ve yüksek motivasyon

Global

Functional

da öyle. Global Functional Excellence Award da Henkel’in şirket

Excellence Award

içinde kurumsal fonksiyonlardaki mükemmel çalışmalarını onur-

2014,

landırmak amacıyla Finansman, Satın Alma, İnsan Kaynakları,

“Henkel’in

Türkiye’deki Yıldönümü”

50.

Kurumsal İletişim, Hukuk ve Bilgi İşlem olmak üzere her kurum-

ça-

sal fonksiyon dalında tüm dünyada sadece bir adet veriliyor.

lışmaları dolayısıyla “Kurumsal İletişim” kategorisinde bu yıl

Ödülün değerlendirme kriterleri arasında; projenin Henkel için

Türkiye’ye verildi.

yarattığı değer, zorlukların üstesinden gelme, inovasyon ve ya-

Henkel’in Türkiye’deki 50. Yıldönümü çalışmaları için Kurum-

ratıcılık, strateji ve planlama, proje sonuçları, bütçe, zaman ve

sal İletişim departmanı ile birlikte şirketin farklı iş birimleri ve

diğer ülkelere aktarılabilirlik yer alıyor. Seçim sürecinde öncelikle

fonksiyonlarından çalışanların yer aldığı bir proje ekibi oluştu-

her kurumsal fonksiyonun finale kalan üç projesi ilgili fonksiyonun

ruldu. Tüm bu çalışmaların sonunda Türk Henkel, “Kurumsal

yürütme kurullarında seçiliyor. Son karar ise ise farklı fonksiyon-

İletişim” kategorisinde Global Functional Excellence Award

lardan oluşan birimler arası global bir komite tarafından alınıyor.

Turizmde reklam harcamaları 37 milyon lirayı aştı... Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nin (TUYED) Medya Takip Merkezi (MTM) verilerinden derlediği bilgilere göre, bu yılın ağustos ayında turizm sektörünün ilanları 37 milyon 668 bin liralık reklam değerine ulaştı. MTM verileri, ağustos ayında yazılı basında en fazla ilanı çıkan oteller, seyahat acentesi ve otobüs şirketlerinden derledi. Bu noktada her alanın ilk 10 firmasının ilanları dikkate alındı. İncelenen firmalar ise şöyle sıralanıyor: Ramada Plaza İzmit, Rixos Hotel, Sheraton Hotel, Golden Beach, Merit Royal Hotel, Voyage Hotels, WOW İstanbul, Holiday Inn Istanbul Airport, Akgün Hotel , Crystal Hotel, Anı Tur, Metro Turizm, Etstur, Jolly Tours, Lady Travel, Setur, Kamil Koç, Coral Travel, Pronto Tour ve Kappa Tur. TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu, bundan sonra turizm reklam harcamalarını aylık olarak açıklayacaklarını belirterek “Veriler incelendiğinde, 2014’ün ağustos ayında yazılı basında en fazla ilanları çıkan ve toplam alanı 60 bin 872 sütun/cm kapsayan 10 otelin reklam adedinin 603’e ulaştığı görülüyor” dedi. İlk 10 otel içinde, yerel basını da kullanarak 166 adet

ilan veren Ramada Plaza İzmit adet bazında birinci sırada yer aldı. Ramada’nın ilanlarının reklam değeri 53 bin 54 lira olarak hesaplanırken, ilk 10 otel içinde ilanlarının reklam değeri 2 milyon 43 bin 995 lirayı bulan Sheraton Hotel bu alanda ilk sırayı aldı. Sheraton’u ilanlarının reklam değeri 1 milyon 755 bin 855 lirayı bulan Rixos Hotel ikinci, ilanlarının reklam değeri 1 milyon 168 bin 244 liraya ulaşan Voyage Hotel üçüncü sırada izliyor.

marketing europe & anatolia / 7




Yeni Ürünler

Sony CP-V10 Taşınabilir Şarj Cihazı... ve (yanlışlıkla açılma durumundaki) şarj kayıplarını önlemek için bir Açma/Kapama düğmesine sahip. Sony’nin Hibrit Jel Teknolojisi’ni kullanan CP-V10’‘un, 1.000 defa şarj sonrasında bile batarya kalitesinin yüzde 90’nını korumasını sağlayan lityum-iyon pili, bilgisayarların USB yuvası veya bir AC adaptörü ile şarj edilebiliyor . Siyah ve beyaz renklerde sunulan Sony’nin yeni CP-V10 Taşınabilir Şarj Cihazı, 15 Ekim 2014’ten itibaren Türkiye’de satışa çıkacak.

Sony’nin sunduğu yeni CP-V10 Taşınabilir Şarj Cihazı, 10,000mAh’lik muazzam şarj kapasitesi ile akıllı telefon, tablet, kompakt dijital kamera ve diğer taşınabilir cihazlarınızı dört defaya kadar şarj edebilme özelliği sunuyor. Bu sayede, önceki gece cihazlarınızı şarj etmemiş olsanız dahi, yeni bir güne başlarken gönül rahatlığıyla evden çıkabilmenizi sağlıyor. Yaklaşık 245 gram ağırlığında olan CP-V10 Taşınabilir Şarj Cihazı, hafif bir plastik gövdeye, ne kadar enerjiniz kaldığını görmenize imkân veren dört LED pil göstergesine

Basis, Peak™’i tanıttı... Giyilebilir Teknoloji lideri Basis, spor ve uyku takip cihazı Peak™’i tanıttı. Intel tarafından satın alınmasından sonra tanıtılan ilk cihaz olan yeni nesil Basis Peak™, benzersiz dokunmatik ekranlı yapısıyla kalp atış hızını görüntülemede isabet oranını artırıyor. Spor, uyku ve sağlık uygulamaları için tasarlanan giyilebilir cihaz teknolojileri alanında lider olan ve geçtiğimiz aylarda Intel tarafından satın alınan Basis (www.mybasis.com), yeni nesil sağlık ve uyku takip cihazı Basis Peak™’i duyurdu. Yeni parlak dokunmatik ekran tasarımı ve geliştirilmiş sensör teknolojisiyle Peak, herhangi bir sırt bağına ihtiyaç duymadan, egzersizler de dahil olmak üzere 7/24 kalp ritmi görüntüleme imkanı sunuyor. Peak ile Basis, kendine özgü otomatik aktivite takibi, gelişmiş uyku analizi ve gerçek davranış değişimlerine göre tasarlanmış kullanıcı deneyimini bir araya getirerek kendi kategorisindeki en kapsamlı spor ve uyku fotoğrafını çekiyor. Peak, iOS ve Android cihazlardan gelen arama ve yazışmalar gibi akıllı telefon bildirimlerini de gösterebilecek.

10 / marketing europe & anatolia


Yeni Ürünler

Galaxy K zoom’dan Sanal Tur... Samsung’un 10x optik zoom lens akıllı telefonu bir araya getiren yeni nesil ürünlerinden Galaxy K zoom’un “Sanal Tur” özelliğiyle bulunduğunuz ortamı saniyeler içinde 360 derecelik açıyla tarayıp paylaşabilirsiniz. Samsung Electronics’in bugüne kadar sunulan en gelişmiş kamera özellikleriyle kullanıcılarla buluşturduğu, benzersiz bir akıllı telefon olan Galaxy K zoom, sıradışı ve akıllı özellikleriyle ilgi çekiyor. Ürünün çekim modları içinde yer alan “Sanal Tur” özelliği, bulunduğunuz mekânı, hiçbir detayı kaçırmadan hızlı bir şekilde 360 derecelik açıyla taramanıza, görüntülemenize ve anında paylaşmanıza olanak sağlıyor. İçinde bulunduğunuz ortamı, tüm açılardan görüntüleyebileceğiniz “Sanal Tur” özelliğiyle, bir alanın tamamını görüntülemek için arka arkaya birkaç farklı kare çekip ayrı ayrı paylaştığınız günler geride kalıyor. Samsung Galaxy K zoom’un “Sanal Tur” özelliğini kullanmak aynı zamanda son derece kolay. Kamera içinden bu modu seçtiğinizde, makine size deklanşöre ne zaman basacağınızı hem yönlendirme oklarıyla hem de zamanlama seçeneğiyle işaret ediyor. Size kalansa, sadece açınızı de-

ğiştirmeden olduğunuz yerde ya da ileriye-geriye doğru hareket ederek, dilediğiniz kareleri yakalamak. Çekimi tamamladığınızda Galaxy K zoom’un “Sanal Tur” modu, çektiğiniz kareleri sizin için en doğru biçimde birleştiriyor.

Mini Drone... CES 2014’te “Dijital Trendler” finalisti olan Rolling Spider ve Jumping Sumo, bulundukları her ortama eğlenceyi getiriyor. Cep telefonu ve tablet gibi mobil cihazlarla kumanda edilebilen, ve dünyanın ilk dört pervaneli Wi-Fi helikopteri olan AR.Drone’un yaratıcısı Parrot tarafından üretilen Mini Drone’lar, iOS ve Android, Kasım 2014 itibariyle Windows 8.1 işletim sistemine sahip akıllı cep telefonları ve tabletlerle kontrol edilebiliyor.

Parrot, oyun severlerin merakla beklediği ödüllü ‘Mini Drone’ları, Rolling Spider ve Jumping Sumo’yu piyasaya sunuyor. Mobicom tarafından Türkiye’ye getirilen Mini Drone’lar teknoloji tutkunlarıyla buluşuyor. Hem teknoloji tutkunlarının hem de oyun severlerin merakla beklediği Parrot’ın uçan robotları ‘Rolling Spider’ ve zıplayan robot ‘Jumping Sumo’ Mobicom tarafından Türkiye’ye getiriliyor. CES 2014’de En Yenilikçi Ürün, Mashable tarafından “En İyi Teknoloji”, The Verge tarafından “En İyi Drone”, Popular Mechanics tarafından “Editörün Seçimi” ödüllerini alan ve marketing europe & anatolia / 11


Medya Dünyası

Görev değişiklikleri...

Yazılı Basında Görev Değişiklikleri • Yeni Şafak Gazetesi’nden ayrılarak Yeni Akit Gazetesi Ekonomi Servisi’nde görev almaya başlayan Ekonomi Gazetecileri Derneği üyesi Cevat Kışlalı, otomotiv editörlüğü yapacak ve sektörel eklerde görev alacak. • Ekonomi Gazetecileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Arslan, Anadolu Ajansı Finans Haberleri Müdür Yardımcısı olarak atandı. • 18 yıldır gazete ve dergilerin reklam departmanlarında, reklam müdürlüğünden direktörlüğe ve genel müdürlüğe kadar birçok pozisyonda çalışan deneyimli isim Aylin Orhan, Hürriyet’e Reklam Grup Müdürü olarak atandı • Hürriyet Ekonomi Servisi’nin deneyimli isimlerinden Demet Cengiz’in yayın ile yolları ayrıldı. • TürkMedya Dergi Grubu’nda bulunan futbol dergisi FourFourTwo genel yayın yönetmeni Mustafa Sapmaz görevinden ayrıldı. • Geçtiğimiz hafta Hürriyet Gazetesi’nden ayrılan ekonominin deneyimli ismi Demet Cengiz, bundan böyle Sözcü’de haftalık söyleşiler yapacak ve iş dünyasından kulisleri yazacak. • Milat’ın Ankara Temsilciliği’ni yürüten Seyfi Uzunkök’ün yerine gazetede köşe yazarlığı yapan Bayram Zilan atandı. • Tuğrul Eryılmaz Radikal’den ayrıldıktan sonra Radikal 2’yi tek başına yapan Nazan Özcan, Yurt Gazetesi ile anlaştı. Özcan, Yurt’ta “Serbest Kürsü” isimli yorum sayfalarının editörlüğünü yapacak ve Radikal 2 tadında haftalık fikir dergisi çıkaracak. • Bugün Gazetesi yazarı Gülay Göktürk, gazeteye veda ettiğini duyurdu. Göktürk, yeni adresi olan Akşam Gazetesi’ndeki ilk yazısıyla 13 Eylül Cumartesi günü okuyucusuyla buluştu. • Habertürk’ün Ekonomi Yazarı Yavuz Semerci yayındaki görevinden ayrıldı. - Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, gazete ile yollarını ayırdı. • Orhan Can, spor yazarı olarak Cumhuriyet Gazetesi’nin yazar kadrosu arasına katıldı. • İbrahim Yıldız’ın ayrılması ile boşalan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevine Utku Çakırözer getirildi. • Sabah Gazetesi’nde uzun yıllar Diploması Muhabirliği 12 / marketing europe & anatolia

yapan ve Temmuz ayında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nda (EPDK) Basın Danışmanlığı görevine atanan Mehmet Nayır, Başbakanlık Basın Danışman Yardımcılığı görevine getirildi. • Yavuz Alogan ve Uğur Civelek, Aydınlık’ın yazar kadrosuna katıldı. • Cemiyet hayatına dair özel haberleriyle tanınan usta gazeteci Ünal Demirkaya, yazılarına Sözcü Gazetesi’nde devam edecek. • Enis Berberoğlu, CHP’nin İletişim ve Medya İle İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. • Posta Gazetesi yazar kadrosuna Erkut Can’ı dahil etti. Deneyimli gazeteci, gazetenin pazar eki Karnaval’da okuyucularıyla buluşacak. • Daha önce de BirGün de köşe yazıları yazan Enver Aysever, Ekim ayında tekrar okuyucuyla buluşacak. • Usta çizer Zafer Temoçin’in Cumhuriyet Gazetesi ile yolları ayrıldı. • Hazırladığı özel dosya ve haberlerle tanınan Milli Gazete muhabiri Mustafa Kılıç’ın yayından ayrıldı. Kılıç, bundan böyle Milat Gazetesi’nde politika editörlüğü ve köşe yazarlığı yapacak. • Avrupa Sabah’ta görev alan İlan Müdürü Mesut Çakar, Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı İsmail Erel ve Haber Merkezi sorumlusu Seyfi Alp’in yayınla ilişiği kesildi. Görsel Basında Görev Değişiklikleri • TGRT Haber’de gece sorumlusu ve sabah haberleri sunuculuğu görevini yürüten İbrahim Güneş, TGRT Haber Koordinatörü olarak yeni görevine başladı. • Bülent Ülgen, BJK TV’nin genel yayın yönetmenliği görevine getirildi. • Haber Prodüktörü Ercan Eren Gürsoy, Editör İpek Kıran ve Yayın Yönetim’den Fahri Kuş’un, 360 ile yolları ayrıldı. • Kısa bir süre önce TVEM ile anlaşan Can Dündar ve ekibinin, kanal ile yolları ayrıldı. • Özge ile Güzel Bir Gün’ün sunucusu Özge Uzun’un tv8’e veda etti. • Jülide Ateş, Gündüz Kuşağı haberlerini sunmak üzere Habertürk TV ile anlaştı. • NTV’de 1 yıldır Hafta Sonu programını sunan Pınar Ergüner, kanalla yollarını ayırdı. • BJK TV’nin Haber Müdürlüğü görevine, daha önce Kanaltürk TV’de Spor Bülteni’ni sunan Ufuk Kaan Karacan getirildi. • ATV’de Basınla İlişkiler Sorumlusu olarak görev alan Aslı Ertuğrul’un yayınla yolları ayrıldı. • ATV’de Kahvaltı Haberleri’ni sunan Salih Nayman görevinden ayrıldı. Bundan böyle Kahvaltı Haberleri’ni İbrahim Sadri sunacak. • Yaklaşık 2.5 yıldır Habertürk TV’de haber sunan Gazeteci Zafer Arapkirli ile yollar ayrıldı. • Star TV’nin Basınla İlişkiler Yönetmeni Mürsel Kan görevinden ayrıldı. •TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in yayınla ilişiği ke-


Medya Dünyası

Görev değişiklikleri... sildi. Şahin, bundan böyle Samsun Valisi olarak görev alacak. •İMC TV’de muhabirlik yapan Michelle Demishevich’in yayınla yolları ayrıldı. • Deneyimli Gazeteci Emin Varol, TVEM Ankara Temsilciliği görevine getirildi. • Bir süre önce yayını durdurulan Kanal Sokak’ın genel yayın yönetmenliği görevine Yurt Gazetesi Yazarı İdris Akyüz geldi. • Uzun süredir Kanaltürk’te görev yapan Seyhan Soygür’ün kanalla yolları ayrıldı. • TGRT Haber Ankara Diplomasi muhabiri Burak Alganatay, 24 televizyonu kadrosuna katıldı. Ajansta Görev Değişiklikleri • 8 yıldır gazetecilik yapan, son olarak da İHA’da özel haber muhabirliği yapan Emin Genç, inşaat şirketi ViaProperties’te Kurumsal İletişim Uzmanı olarak göreve başladı. Medya Dünyasından Diğer Haberler • Takvim Gazetesi yazarı Arda Uskan, uzun süredir mücadele karaciğer yetmezliği nedeniyle hayata gözlerini yumdu. • Türk sinemasında, “Tosun Paşa” filminde canlandırdığı “Küçük Enişte Bekir” karakteriyle ünlenen 75 yaşındaki Tuncay Gürel hayatını kaybetti. Gazeteci Ercan Yılmaz, geçirdiği kalp krizi nedeniyle kaldırıldığı hastanede yaşama veda etti. • Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Basın Şeref Kartı sahibi Erdoğan Erentöz yaşamını yitirdi. • tv8 yayın serüvenine yeni logosuyla devam ediyor. • Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, sürekli basın kartı sahibi Suavi Kaptan hayata gözlerini yumdu. • Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Basın Şeref Kartı sahibi Foto Muhabiri Yılmaz Canel vefat etti. • Kanal D’nin başrollerinde Damla Sönmez, Barış Kılıç ve Canan Ergüder’in yer aldığı Güllerin Savaşı dizisi, 6 Eylül’den itibaren artık, yeni bölümleri ile Cumartesi akşamları saat 20.00’de ekrana gelecek. • Yeni yayın döneminin başlamasıyla birlikte Star Ana Haber yeni saatinde ekranlara gelmeye başladı. Deneyimli haberci Nazlı Çelik’in sunumuyla Star Ana Haber 18:30’da başlayacak. Başrollerinde Hüseyin Avni Danyal, Ayda Aksel, Ufuk Özkan, Ecem Özkaya Üstündağ, Mahir İpek ve Gözde Okur gibi isimlerin yer aldığı TRT 1’in sevilen dizisi Zengin Kız Fakir Oğlan’ın yayın günü değişti. Dizi çarşamba akşamları 19:55’te ekranlarda yer alacak. • Ramazan ayında ekranlara gelen Arda’nın Mutfağı, bundan böyle her cumartesi ve pazar saat 12:00’de tv8 ekranlarında olacak. • Yayıncılık dünyasının önde gelen isimlerinden Kezban Akçalı hayatını kaybetti. • Başrollerini Şenay Gürler, Ege Aydan, Selin Şekerci ve Deniz Baysal’ın paylaştığı Kaçak Gelinler’in yayın günü değişti. Kaçak Gelinler, bundan böyle cumartesi akşamları saat 20:00’de izleyicisiyle buluşacak. • Çarkıfelek, hafta içi her akşam 17:00’de Kanal D ek-

ranlarında olacak. • FOX’un yeni dizisi Kadim Dostum’un yayın gününde değişikliğe gidildi. Dizi, bundan böyle çarşamba akşamları 19:45’te ekranlara gelecek. • Yetenek Sizsiniz Türkiye, yeni yayın dönemine yeni kanalında yeni jürileriyle merhaba dedi. Eser Yenenler, Özgü Namal ve Murat Boz’un jüri koltuğuna oturduğu Yetenek Sizsiniz Türkiye, 13 Eylül Cumartesi günü saat 19:45’te tv8 ekranlarında izleyicisiyle buluştu. • Çukurova Gazeteciler Cemiyeti üyesi S. Erol ERK vefat etti. • Ali İhsan Varol’un sunumuyla daha önce Bloomberg HT ve Show TV’de yayınlanan Kelime Oyunu, yeni sezona FOX ekranlarında merhaba dedi. Kelime Oyunu pazartesi, salı, çarşamba akşamları saat 23:15’te ekranlarda yer alacak. • Kim Milyoner Olmak İster’i bundan böyle Selçuk Yöntem sunacak. Kim Milyoner Olmak İster, Selçuk Yöntem’in sunumuyla 15 Eylül Pazartesi akşam ATV’de yeni sezona başladı. • Ekranların uzun soluklu dizisi Kurtlar Vadisi, 12. sezonuna yeni kanalında devam ediyor. Kurtlar Vadisi, 18 Eylül Perşembe akşamı saat 20:00’de 230. bölümüyle Kanal D ekranlarında yeni sezona başladı. • Daha önceleri çarşamba akşamları ekrana gelen Kızılelma, yeni sezona merhaba dediği 19 Eylül tarihinden itibaren cuma akşamları ekranlarda yer alacak • Eser Yenenler, İbrahim Büyükak ve Oğuzhan Koç’un sunuculuğunu yaptığı 3 Adam programı tv8’e transfer oldu. 3 Adam, 19 Eylül’den itibaren tv8 ekranlarında. • Başrollerini Pelin Akil, Berk Oktay, Çağdaş Onur Öztürk ve Ceren Hindistan’ın paylaştığı Aşktan Kaçılmaz dizisinin yayın saati değişti. Aşktan Kaçılmaz, bundan böyle pazar akşamları 22:15’de ekranlarda yer alacak. • Başrollerinde Erkan Petekkaya ve Nurgül Yeşilçay’ın yer aldığı Star TV’nin iddialı dizisinin ismi değişti. Ben Olsaydım ismiyle ekranlarda yer alması beklenen dizinin adı Paramparça oldu. • 2001 - 2008 yılları arasında TRT 1 de yayınlanan Küçük Şeyler programı, Yaşama Yerleşmek adıyla yeni formatı ve güncellenmiş konularıyla Prof. Dr. Üstün Dökmen’in rehberliğinde yeniden ekrana geliyor. Yaşama Yerleşmek, 21 Eylül Pazar günü saat 18.00’de TRT 1 ekranlarında yayın serüvenine yeniden başladı. • Kayseri’de yerel bir radyo kanalı olan Kolej FM’de programcılık yapan Mehmet Aslankaya, aracıyla kırmızı ışıkta beklediği sırada silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetti. • Kanal D’nin ana haber sunucularından Gözde Atasoy, işadamı Emirhan Kökçü ile hayatını birleştirdi. • Şarkıcı ve sunucu Gülben Ergen, haber sunucusu Erhan Çelik ile dünyaevine girdi. marketing europe & anatolia / 13



Medya D羹nyas覺

marketing europe & anatolia / 15


Tas


Röportaj

sarımda Estetik... Arzum Elektrikli Ev Aletleri Alp Somyürek

Arzum ismi, 1966 yılında şirketin kurucusu üç Kolbaşı kardeşin ortak arzusunu simgeleme fikrinden ortaya çıkmıştır. Bu da gitmek istediğimiz noktayı da çok doğru tanımlıyor. Günümüzde ihtiyaçları karşılayacak her kalite ve fiyatta o kadar çok seçenek var ki bu ortamda rekabet etmek hem zor, hem de başarılı olunsa bile gerçek bir tatmin yaratmıyor. Röportaj Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com - Alp Somyürek kimdir? Biraz kendinizden ve iş yaşamınızdan bahseder misiniz? 1990 yılında Boğaziçi Üniversitesi Elektrik – Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Yaklaşık 6 yıl Vestel ARGE’sinde çalıştıktan sonra 1996 yılında Vestel Dış Ticaret’e geçtim. Vestel’in ihracatının 5 yıl içerisinde 80 milyon dolar seviyelerinden 1 milyar doların üzerine çıktığı dönemde, bölge müdürlüğü, pazarlama müdürlüğü ve genel müdür yardımcılığı yaptım. Ardından, 2001 yılında İngiltere’de satın aldıkları teknoloji firması Cabot Communications’ın başında 6 yıl geçirdim. Bu süre içerisinde geliştirdiğimiz yazılım, İngiltere’deki karasal yayıncılık pazarında yüzde 80’lere varan paya ulaştı. 2010 yılında da Arzum Elektrikli Ev Aletlerine katıldım. Kariyerim boyunca hep yeni pazarlar ve yeni ürünlerden sorumlu oldum. Vestel yıllarımda ekibimle birlikte ilk uydu alıcısı, ilk düz ekranlı TV, ilk bilgisayar monitörü, ilk DVD Player ihracatlarını yaptık. Evim hala İngiltere’de. Türkiye, İngiltere

ve ihracat pazarlarımız arasında mekik dokuyorum. Arzum’da bulunduğum 5 yıllık dönemde 1 milyon milin üzerinde uçtum. - Günümüz pazarlama trendlerinde ürünün ihtiyaç olarak satın alınması dışında arzu nesnesi olarak sahip olma isteği uyandırması yöntemi hızla yaygınlaşmaya başladı. Arzum ismi bana hemen bunu çağrıştırdı. Arzum ismi nereden geliyor? Özel bir hikayesi var mı? Arzum ismi, 1966 yılında şirketin kurucusu üç Kolbaşı kardeşin ortak arzusunu simgeleme fikrinden ortaya çıkmıştır. Bu da gitmek istediğimiz noktayı da çok doğru tanımlıyor. Günümüzde ihtiyaçları karşılayacak her kalite ve fiyatta o kadar çok seçenek var ki bu ortamda rekabet etmek hem zor, hem de başarılı olunsa bile gerçek bir tatmin yaratmıyor. Ama siz o güne kadar yaratılmamış, düşünülmemiş ya da hayal bile edilmemiş bir ürün ya da hizmet ortaya çıkartırsanız, ufacık bir ilgi bile yaratmayı başarırsanız, bunun getireceği tatminin çok daha büyük ve kalıcı oldumarketing europe & anatolia /17


Röportaj

ğunu düşünüyorum. Arzum’daki işimi bu açıdan seviyorum, aynı hayallere koşuyoruz. - Arzum ne zaman, nerede kuruldu? Kuruluş öyküsünü kısaca anlatır mısınız? Biraz önce de bahsettiğim üç kardeş önce 1953 yılında Günay İthalat’ı kurmuşlar. O dönem markalaşma fikri henüz oluşmamış. Günay İthalat firması, bilinen yabancı markaları ithal ederek Türkiye’de dağıtıyordu. Firma olarak ufak çapta üretim işine girilerek vantilatör, portakal sıkacağı, ütü gibi ürün18 / marketing europe & anatolia

Eylül ayında lanse ettiğimiz otomatik Türk Kahvesi Makinası Arzum OKKA örnek olarak verilebilir. Bu ürünler hem yurtiçinde, hem de yurtdışında Reddot, IF, Good Design, Plus X gibi pek çok ödül kazandı ve kazanmaya devam ediyor.

ler üretilmiş. İlerleyen dönemde şirketin büyümesiyle Arzum markası ortaya çıkmıştır. 1966 yılındaki markalaşma Arzum’un tarihindeki ilk kırılma noktasıdır. İkinci kırılım noktası ise 1990’ların ortasında Uzakdoğu’yu keşfetmemizle gerçekleşmiştir. Sektörümüzde Çin’in dev bir üretim makinası olarak önlenemeyen yükselişini ilk keşfeden firmalardan biri olduk. Arzum olarak önce stratejik bir ortaklıkla, ardından da kendi firmamızla bir ayağımızı oraya koymayı başardık. 2000’li yıllarda ise şirket bir yandan kurumsallaşırken diğer yandan Arzum ürünlerinde inovasyona gidilmiştir. Arzum olarak 2001 krizinden aldığımız derslerden birisi, şirketin finanstan başlayarak bütün fonksiyonlarında profesyonellere emanet edilme ihtiyacı olmuştur. Hızla yükselen pazar payıyla Arzum, yerli ve yabancı yatırımcıların dikkatini çekmeye başlamıştır. 2008 yılında yine sektörde bir ilk gerçekleştirilerek yüzde 49 hisseyle Arzum finansal bir ortağa sahip olmuştur. Bunlara paralel olarak her biri pek çok ödül taşıyan ürünler üretilmeye başlanmıştır. İlk elektrikli cezve, elektrikli çay makinası, sürgülü ekmek kızartma makinası gibi. Son olarak 2014 yılının Eylül ayında lanse ettiğimiz otomatik Türk Kahvesi Makinası Arzum OKKA örnek olarak verilebilir. Bu ürünler hem yurtiçinde, hem de yurtdışında Reddot, IF, Good Design, Plus X gibi pek çok ödül kazandı ve kazanmaya devam ediyor. - Elektrikli ev aletleri sektörünün Türkiye’de geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu gelişmede Arzum’un marka konumlandırması nasıl, nerede duruyor? Türkiye her şeyden önce elektrikli ev aletleri sektöründe ciddi bir üretim üssü. Hem yerli, hem de yabancı markalara üretim yapan pek çok tesis var. Ürün


Röportaj ve hizmet kalitemizden ödün vermeden ve yenilikçi ürünlerimizi ön plana çıkartarak, yakın coğrafyamızdan başlayıp Arzum’u elektrikli ev aletleri sektöründe bir dünya markası yapmayı hedefliyoruz. Bununla ilgili stratejilerimiz planladık. Çıktığımız bu yolda, yukarıda bahsettiğimiz ‘ihtiyaç ürünleri’nden ziyade ‘arzu ürünleri’ en önemli kozumuz olacak. - Arzum’un ürün gamında hangi kategoriler var? Her markanın bir amiral gemisi oluyor. Arzum’un amiral gemisi ürünü hangisi? Arzum’un ürün gamı 8 kategoriden oluşuyor: Gıda Hazırlama, İçecek Hazırlama, Pişirme ve Kızartma, Kişisel Bakım, Ütü, Temizlik, Tava/Tencere ve Aksesuar Grubu. En kuvvetli olduğumuz kategoriler Gıda Hazırlama ve İçecek Hazırlama. Geleneksel olarak Arzum’un mutfak içindeki yeri ayrı diyebiliriz. Pazar payı araştırmalarında mutfak ürünleri söz konusu olduğunda genelde birinci sırada yer alıyoruz. Türkiye’de bir ilk olan 6 bıçaklı Blendart serisi blenderlarımız, buzu bile parçalayan gücüyle önce çıkan ürünlerimiz var. Ancak bu yıl temizlik kategorisine yatırım yaparak, bu konuda atağa geçtik. - Büyük şehirlerde satılan ürünlerinizle, Anadolu’da satılan ürünler arasında farklılıklar var mı? Ülkenin doğusu ve batısı aynın ürünlere mi ilgi gösteriyor, yoksa yöresel olarak farklar oluşuyor mu? Yöresel olarak farklılıklar olabiliyor. Sözgelimi, ailelerin daha kalabalık olduğu Anadolu’da büyük hazneli pişiriciler; fritözler, pilav makinalarının yanı sıra mutfak robotları ve kıyma makinaları daha fazla satılıyor. - İhracat yaptığınız ülkeler hangileri? Türkiye üretiminizin ne kadarını ihraç ediyorsunuz? Türkiye pazarında ya da yurtdışında rakip gördüğünüz ülke ya da markalara ilişkin rekabet şartlarını değerlendirir misiniz?

En büyük ihracat pazarlarımız, Almanya, Irak ve İran. Yurtdışındaki rakiplerimizi iki gruba ayırmak mümkün: Birincisi dünya markası olan rakipler, diğeri de her ülkenin kendi yerel markaları. 30 ülkeye ihracat yapıyoruz. Yıllık satışlarımızın yaklaşık yüzde 10’unu ihracat oluşturuyor. En büyük ihracat pazarlarımız, Almanya, Irak ve İran. Yurtdışındaki rakiplerimizi iki gruba ayırmak mümkün: Birincisi dünya markası olan rakipler, diğeri de her ülkenin kendi yerel markaları. Dünya markaları genelde kaliteli ürünleri ve marka bilinirlikleri ile öne çıkarken, yerel markalar tüketicileri düşük fiyatlarla cezbetmeye çalışıyorlar. Bu ortam içerisinde biz uzun vadeli düşünerek, kalitemizden ödün vermeden, kendimizi dünya markaları arasında konumlandırmayı amaçlıyoruz.

İnsanların güvenini kazanıp bizden gönül rahatlığıyla ikinci, üçüncü kez ürün almalarını ve bizi çevrelerindekilere tavsiye etmelerini hedefliyoruz. Bu açıdan satış sonrası servis ağına da önem veriyoruz. Hangi ülkede olursak olalım, ürünümüzü satmaktan ziyade, müşteri kitlemizle bir gönül bağı kurmaya, bize sadık bir müşteri kitlesi oluşturmaya özen gösteriyoruz. Bu anlamda her ülkenin koşullarını en iyi bilen, bizimle uyumlu çalışacak yerel ve uzun soluklu iş ortaklarımız var. - Arzum’un sürdürülebilir gelişim, inovasyon ve enerji verimliliği konularına bakışı nasıl? ARGE faaliyetlerinizden söz eder misiniz? Ciromuzdan ARGE’nin aldığı payı takip ediyoruz. Şu anda yüzde 1 seviyesinde olan bu payı önümüzdeki 5 yıl içerisinde yüzde 3’e çıkartmayı hedefliyoruz. Özellikle bizim için stratejik öneme sahip mutfakla ilgili ürünlerde patent portföyümüzü zenginleştiriyoruz. Enerji verimliliğinin yanı sıra kablosuz enerji aktarımı konularını da yakından takip ediyoruz. Bizce bu iki alan elektrikli ev marketing europe & anatolia / 19


Röportaj

aletlerinde önümüzdeki 10 yıla damgalarını vuracaklar. - Bildiğim kadarıyla pek çok ödüllü ürününüz var. Bu konuda biraz bilgi verir misiniz? Arzum Fırrın olarak adlandırdığımız sürgülü ekmek kızartma makinamız tam bir ödül avcısı. Bu ürünümüz Amerika, Avrupa, Çin ve Türkiye’de toplam yedi yarışmada ödül aldı. Bunların en bilinenleri Reddot, IF, Good Design ve Plus X. Fırrın ile 100 yıldır değişmeyen ekmek kızartma dünyasına yepyeni bir açı kazandırdık. Çıktığı ilk günden bu yana bütün ekmek kızartma makinaları aynı prensiple çalışırlar; içine ekmeği üstten koyarsınız, düğmeye basarsınız ve beklersiniz. Kızartma işlemi bittiğinde makina otomatik olarak ekmeği yukarı doğru atar. Biz ise, makinanın içine bir kızak mekanizması koyarak ekmeğin dikey değil, yatay hareketle yerleştirilmesini ve çıkartılmasını sağladık. Böylece, tüketicileri standart dilimlenmiş ekmeklere mahkum etmeden, Trabzon ekmeği de dahil olmak üzere 20 / marketing europe & anatolia

Arzum Fırrın olarak adlandırdığımız sürgülü ekmek kızartma makinamız tam bir ödül avcısı. Bu ürünümüz Amerika, Avrupa, Çin ve Türkiye’de toplam yedi yarışmada ödül aldı. farklı boyutlardaki ekmekleri kızartabilmelerine, simit, poğaça gibi mamulleri ısıtabilmelerine olanak yarattık. Ekmek makinanın içinden kızakla birlikte çıkartıldığı için parmak yakma ve makinanın dibine biriken kırıntıları temizleme sorunlarını da ortadan kaldırdık. - Arzum’un uzun vadeli hedefleri ve yeni projelerinizden bahseder misiniz? Uzun vadede mutfaktaki gücümüzü daha da pekiştirmeyi hedefliyoruz. Bunu yaparken mevcut kaliteli portfö-

yümüzün yanısıra kendi tasarımımız olan ürünlere de ağırlık vereceğiz. Kendimizi rekabetten ayrıştırmak stratejik önceliğimiz olacak. Vizyonumuzda, en değerli elektrikli ev aletleri şirketler grubu olmak söylemi var. Bunu gerçekleştirmek için sıradışı işlere devam etmemiz gerektiğine inanıyoruz. - Son olarak tüketicilere vereceğiniz tüyolar var mı? Elektrikli ev aletleri alırken nelere dikkat etsinler? Tüketicilere tavsiyemiz; fiyatın cazibesine kapılmadan, üründe kaliteyi ön planda tutmaları yönüne. Ucuz ürün kısa vadede avantajlı görünebilir ama zaman geçtikçe kaliteli ürün hem performans, hem de dayanıklılık açısından ucuzuna oranla her zaman daha avantajlı. Aileler küçülüyor, mutfaklar birer iş mekanı olmanın yanısıra aynı zamanda birer sunum mekanına dönüşüyorlar, o yüzden tasarımlarda estetik de ön plana çıkıyor. İnsanlar elektrikli ev aletlerini dolaplara saklamak istemiyorlar, göz önünde durarak mutfaklarına şıklık katmalarını da bekliyorlar.




Köşe Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com

( kelebeğin fırtınası)

Sütçünün itibarı iade edilsin... Merhaba Bu yıl kurban bayramı ve hayvanları koruma günü aynı tarihe geldi. Hayvan dostuyum, o kadar ki, sırf onları sevdiğim için et yemekten vazgeçtim, vejetaryen oldum. O nedenle kurban bayramı benim için hep zor geçiyor. Okuyucularımın affına sığınarak kurban sözcüğünü kullanmadan sadece "bayramınız" kutlu olsun demek istiyorum. Ramazan bayramı öncesi Kent Şekerleme'nin basın toplantısına davetliydim. Yeni reklam filmini gösterip, yeni ürünlerini tanıtmışlardı. O gün ilginç birşey öğrendim. Hepimizin "Madlen" çikolata olarak bildiğimiz ince kare ya da yuvarlak çikolatanın ismi aslında yaprak çikolataymış. "Madlen" ismini ilk olarak Kent Şekerleme kullanmış. Yani bir nevi yaprak çikolatanın adını koymuşlar. Ben olsam bunu reklamlarımda ön plana çıkarırdım. Organik beslenme çılgınlığının tavan yaptığı bir dönem yaşıyoruz. Hatta şifalı otları tavsiye eden doktorların çıktığı sabah programları reyting rekorları kırıyor. Biraz da bu aşırılıklarla dalga geçtiği için Sek Yoğurt'un yeni reklam filmini çok sevdim. Filmde bebeğini katkısız ve doğal besinlerle büyütmek isteyen annenin olayı abartıp çiftlikte inekten süt sağmaya çalıştığını görüyoruz. Sedef Avcı'nın anneyi canlandırdığı filmde şehirli genç bir kadın için inekten süt sağmanın ne kadar zor ve zahmetli olduğu hatta neredeyse imkansız olduğu gözler önüne seriliyor. Ve tam burada Sek yoğurt sahneye çıkıyor: katkısız ve doğal! Bu katkısız ve doğal kavramı son zamanlarda çok kafamı karıştırmaya başladı. Ben çocukken annem sütçüden süt alır, kaynatır yoğurt yapardı. Sonra o kapıda satılan sütlerin bakteri yuvası olduğu söylendi. Öyle abartılı kampanyalar yapıldı ki içmeye devam edersek ölürüz zannettik. Sütçüden vazgeçtik, bakkaldan günlük şişe süt alma dönemini başlattık. Böylece sağlığımızı korumuş olacaktık. Yıllar geçti, sanayileşen gıda maddelerinin yediğimiz içtiğimiz pek çok şeyin kanserojen maddeler içerdiğini öğrendik. Yeniden işlemden geçmemiş, doğal besinleri aramaya başladık. Eskiden şekli düzgün görünen

yiyecekler revaçtaydı, şimdi nerde eğri büğrü meyve sebze varsa herkes onların peşine düştü. Neden; çünkü sözde organik! Yakında sokak sütçüleri tekrar kapıları çalmaya başlarsa şaşmamak lazım :) Çocukların cinsel istismarı, Allah düşmanımın başına vermesin denecek türden, insanlık dışı, mide bulandıran korkunç bir olay. Son yıllarda medyada haber olan vakaların sayısı da ne yazık ki oldukça fazla. Böyle bir gerçek varken Koton firmasının çocuk koleksiyonu reklam filmi ''Koton Kids'' beni şoke etti. İlkokul hatta anaokul çağındaki minicik kızın makyajlı görüntüsü, küçücük erkek çocuğun sanki yetişkin bir erkek gibi gösterildiği film bir çok çevreden de bolca eleştiri aldı. Koton'un bunca eleştiriye rağmen hala reklamlarını geri çekmemesinin mantığı nedir onu da anlamış değilim! Eski sayılardan birinde bahsetmiştim. Topçular, popçular derken ekonomistler de reklamlarda oynamaya başladı diye. Şimdi de tarihçiler reklam sahnesine çıktı. İlber Ortaylı'nın sosyal medyada çokca yer alan ''cahil insana tahammülüm yok'' capsleri reklama da yansımış. Findeks kredi notu için çekilen seri reklamda İlber Hoca'nın cahil insanlara tahammül edemediği konusu işlenmiş. Filmler güzel ama genelde genç ve öğrenci kesimi reklamda kullanıldığı için bahsi geçen ''kredi notu''nun tam olarak ne olduğu anlaşılmıyor. Ben de bu yazıyı hazırlarken nasıl birşey bu Findeks diye düşünüp, bugün internet sitesine girince ne olduğunu anladım. Kredi notu dediği şeyin okulla falan ilgisi yok. 9 tane bankanın oluşturduğu ortak bir platform. En basit anlatımıyla şöyle: buraya kayıt oluyorsunuz ve size bankadan kredi alıp alamayacağınızı söylüyor. En azından reklamın sonunda üye bankaların logoları geçse daha doğru olurdu. Üniversite kredi notu zannedilip reklam güme gidebilir, benden söylemesi. Bu sayıdaki yazım başta evimizin neşesi kurt köpeğimiz Paşa, sonra benim korkak kızım tekir kedim Toprak, ve evimizin yeni üyesi Amazon papağanı Burak için. Sizlerle yaşamak hayatı daha güzel kılıyor. İyi ki varsınız...

marketing europe & anatolia / 23


Röportaj

Türkiye’nin Yeni Lo L Türkiye’nin yeni logosunu reklamcılara sorduk. Tarafsız bir gözle değerlendirmelerini istedik bu logo gücü keşfetmek bir yana, baskın yayılmacı kültüre teslim olmuş, fakir ve şark kurnazı bir kalitesizlik içerisinde eskiyi antika diye kakalayacak üçkağıtçı esnaf algısı yaratıyor. Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com

Ümit Ülker Uzun uzadıya yazmam gerekirse Cyrano de Bergerac’ın ünlü burun tiradına taş çıkartacak bir eleştiri yazabilirdim. Ama yerim dar. Aslen reklamcı olmayan bir bey’in (haşa huzurdan beyin değil) bireysel ilişkileriyle pazarladığı bu logo ve slogandan Kasım ayında ciddi bir patlama bekliyorum. Hazır önümüz Şükran Günü yani Thanksgiving Day. “Turkey Discover The Potential” sloganıyla hindi satışlarında patlama yapabiliriz. O kadar.

24/ marketing europe & anatolia

Nurgül Günay Eryıldır Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ihraç edilen Türk mallarının üzerine konulacak olan yeni logoyu tanıttı. Bundan böyle Türk malları üzerinde ‘’Made in Turkey’’ yerine ‘’Turkey Discover the potential’’ yani ‘’Türkiye gücü keşfet’’ logosu yer alacak. Logoda Türkler’in tarihte kilim, halı, el sanatları, mimari gibi alanlarda kullandıkları kültürel motiflerden esinlenilmiş ve onlara çağdaş anlamlar yüklenmiş. 8 MOTİF 8 SİMGE Buna göre logoyu oluşturan 8 motif;

yükselişi, sinerjiyi, dünyayı, buluşmayı, doğu ve batıyı, inovasyonu, birlikteliği ve harmoniyi simgeliyor. ‘’Türkiye Markası’’ tanıtım toplantısına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle yeni logo ve ‘Gücü Keşfet’ sloganı yeni Türkiye’nin özgüveninin simgesi. Törende konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin yeni logoyla ilgili anlatımı da şöyle: ‘’Turkey kelimesini oluşturan işaret dili, ilhamını bu topraklar üzerindeki medeniyet hazinesinin temel sembollerinden alıyor. Bu yüzden logomuz sadece Türkiye Cumhuriyetini değil, onu besleyen tüm kadim medeniyetlerin esintilerini taşıyan bir sentez niteliğindedir. Bu logo açıkça şunu söy-


Röportaj

ogosu... Logosu...

Turan Asan Beykent üniversitesi, MYO grafik Tasarımı bölüm başkanı.

lemektedir, ‘Yeni Türkiye, artık kendisini besleyen tüm evrensel ve kadim değerlerle barışık bir sentezdir’ Turkey Discover the Potential, bu teklif, bu işaret, tüm paydaşların birlikte çalışmasının, en geniş katılımlı iş birliğinin sonucudur”. Buyrun bu da yeni logonun bende uyandırdığı duygu: Annem eskiden artan kumaşlardan kare parçalar kesip birbirine ekleyerek yatak örtüsü dikerdi. Bu logoyu ilk gördüğümde o yatak örtüleri aklıma geldi. Hatta geçen yıl yine böyle birşey yapmaya kalkıştı, hepimiz birden ‘’aman anne ya hiç güzel olmuyor yapma artık böyle şeyler’’ diyip kadıncağızı üzdük. Nerden bilecektik uluslararası bir ajansın kalkıp annemin yaptığı gibi yamalı

bohça benzeri logo tasarlayacağını. Logonun akılda kalıcı olması yanında, ait olduğu ürün ya da hizmetle anlamlı bir bağ kurması gerekir. Yeni Türkiye logosu bir çok simgeyi üzerinde barındırırken akılda kalmak yerine aksine karmaşa yaratıyor. Diğer bir sorun tekstil ürünlerinin etiketlerinde ya da antetli kağıt vb yerlerde küçük boyutta kullanılmak istendiği zaman ne olacak? Örneğin bir fuara katılıyoruz ve küçük yaka rozeti yaptırmak istiyoruz. Rozet üzerindeki simgeler o minik rozette asla görünmeyecek, içinde mavimtırak bir renk olan Turkey yazısı olarak yakamızda bulunacak. Sonuç 8 motif, 8 simge, olacak size hikaye..

Yeni logo Türkiye’nin alameti farikası mıdır? Yeni logo “Turkey” “logotype”ın içerisine bir takım şekiller, işaretler yerleştirilerek bir çeşit farkındalık, yaratıcılık sergilenmeye ve öyküsünükurmayayönelerek bir çeşit tutarlılık sergilenmeye çalışıldığı, logo tanıtım toplantısında izah ve ikna çabalarınagirişilmiştir. Ancak gerçekten yüceltildiği gibi Türkiye’nin kimliği olacak biçimde estetik, artistik ve anlamsal nitelikte mi? “Turkey” logosunu tipografi bağlamında incelediğimiz zaman kullanılan font özgün yaratım yada logotype üzerinde yaratıcı çözümlemeden uzak bir yaklaşımla tasarlandığı aşikardır. “Logotype”ın içerisine bir takım sembollerin, şekillerin, imgelerin kullanılması yeni bir logo çözümleme uslubu değil, daha önce bir çok firma logosunu bu “moda” çerçevesine logolarını yenilemişlerdir. Ancak bu tarz yaklaşım ilk yapılan grafik ürünü açısından yenilik getirsede logonun yaratım kuralı olan yalınlık, özgünlük, estetik, akılda kalıcılık ve kalıcı olma özelliğinden çok uzak olduğu,Turkey ve marketing europe & anatolia /25


Röportaj diğer logolardan da yeteri kadar anlaşılmaktadır. Turkey logosunu anlamsal olarak irdelendiğinde, logonun tanıtımında iddia edildiği gibi Osmanlı – Selçuklu motifleri, ikonları logotype’ın içindeki karmaşadan hangi göstergeler olduğu anlaşılmamaktadır. Kaldıki Türkiye çoğrafyası, millattan önce ve sonra çok önemli uygarlıklara ev sahipliği yapmış ve bu uygarlıkların yaratıları SelçukluOsmanlı’dan daha çok günümüze kadar dünya mirası olarak gelebilmiştir. Bu logonun Turizm amaçlı Türkiyenin tanıtımında kullanılacağını düşününce doğru sembol tercihinde de bulunamamıştır. Oysaki Ülkeler bağlamında yaratılacak logodaki sembol tercihi tek ve yalın yapılmalı, aynı zamanda sembol ülkenin alameti farikası olmalıdır. Örneğin “Japonya’nın güneşi” , “ Avustralya’nın kangurusu” “Meksikanın Aztek ikonları” karmaşa yaratmadan yalın bir biçimde “logotype” ve sembolayrı, fakat brarada kompoze edilmişlerdir. Bu yüzden çarpıcılık, farkındalık ön plana çıkabilmiştir. Renk olgusu açısından “Turkey” logosunu analiz ettiğimizde “turkuvaz - Osmanlı renk göstergesi” kısmen doğru olmasına rağmen diğer ülkelerin logolarına baktığımızda kendileriyle özdeşleşen ulasal renklerini tercih etmişlerdir. Dolayısıyla Türkiye de logosunda kurumsal rengini kullanması iletişim ve atıf açısında daha doğru olurdu. Türkey logosunun küçük boyutlarda basımı gözardı edimişe benziyor. Logo küçüldüğünde, İçinde iddia edilen motifler, semboller görüntülerini anlamlarını yitirecek sadece birer dokudan ibaret kalacaktır. Hele logo tanıtımında “TURKMALI” yerine kullanma tavsiyesini, ürünlerin üzerindeki uygulamasını merak ediyorum doğrusu. Türkey logosuyla beraber yeni sloganda lanse edildi. “Discover potential” Slogan“gücü keşfet” olarak çevirisi 26 / marketing europe & anatolia

yapıldı. Motiflerle bezeli logo ve slogan birbirini anlatma- ve anlamlandırmadan son derece uzaktır. Burada tanıtım amaçlı tasarlanan bu logonun Türkiye’nin hangi gücünü keşfe vurgu yaptığı anlaşılmamaktadır. Türkey logosu, sembolüyle, rengiyle, tipografisiyle, özgünlüğüyle, yaratıcılığıyla, estetiğiyle,akılda kalıcılığıyla, yalınlığıyla bilimsel ve sanatsal değerlere dayalı olarak tasarlanmalıydı, bu değerlere uyulmadığı takdirde daha çok “turkey” logosu göreceğiz ki bu ikincisiydi.

Abdullah Ekşioğlu Son günlerin moda tabiri Yeni Türkiye’nin yeni markasını oluşturmak için bir logo çalışması yapılmış. Logodan beklenen güçlü bir Türkiye markasının oluşmasında görsel farkındalık yaratması. Ancak yerine oturmayan bazı şeyler var gibi. Öncelikle bu logo eğer güçlü bir Türkiye imajına katkıda bulunacaksa neden iddiasının aksine İngilizcenin baskınlığını kabul ettiğini tüm dünyaya ilan ederek zaten ilk başta 1-0 yenik pozisyona geçtiği bir alt mesaj içeriyor. Yaşı müsait olanlar hatırlarlar uluslararası alanda yazılan mektuplarda adres bölümüne “Turkey” yerine “Türkiye” yazmaya başlayalı 20 yıl kadar oldu. Bu değişimi uluslararası alanda “Türkiye”nin saygınlığını arttırmak için hayata geçirmiştik. Ancak bu

logo son 20 yıldaki bu çabayı sıfırlayacak bir aşağılık duygusuyla yola çıkıyor. Tabii ki eğer ihracat gelirlerimizi arttırmak istiyorsak, bir Türkiye markası oluşturulması şart. “Üstün Alman Mühendisliği”, “Japon Teknolojisi”, “Dinamik İtalyan Tasarımı” ya da “Paris Modası” gibi katma değer yaratacak bir Türkiye algısının oluşması, fiyat rekabetinin Çin tekelinde olduğu dünya pazarında ürünlerimizin fiyat rekabetine dayalı olarak değil, kalite algısına dayalı olarak yüksek değerle yer almasını sağlayacaktır. Ancak bunun yolu yayılmacı İngilizce hakimiyetini baştan kabul ederek olmayacaktır. Bu sadece yanlışlardan biri. Keşke tek yanlış bu olsaydı. Bir dil revizyonuyla işi kurtarabilirdik. Maalesef logonon tutulur hiçbir yanı yok. Kıtlık yıllarındaki zorunlu tasarrufun bir icadı olan 40 yama deri ve tekstil ürünlerini hatırlatan yapısıyla direkt olarak fakirlik algısı yaratan logomuz eğer Sultanahmet’te halı tüccarlarına yapılmış olsaydı üzerindeki eli belinde vb. kilim motifleri belki işe yarayabilirdi. Ancak güçlü bir ülke algısı yaratmaktan çok uzak. Bazıları kültürel zenginlik ya da mozaik yorumu yapabilir ancak maalesef öyle bir algı yaratmıyor. Daha çok ana okulu el işi dersinde lise mezunu bir eğitmenin öğrencinin önünden aldığı kırpıntıları bir kağıda yapıştırıp veliye pazarladığı izlenimi yaratıyor. Sözün özü bu logo gücü keşfetmek bir yana, baskın yayılmacı kültüre teslim olmuş, fakir ve şark kurnazı bir kalitesizlik içerisinde eskiyi antika diye kakalayacak üçkağıtçı esnaf algısı yaratıyor. Keşke bu konuda tüm reklam ajanslarının eşit şartlarda bedeli ödenmiş bir konkura çağırıldığı geniş bir organizasyon yapılsa ve şeffaf akademik değerlendirmeler sürece eklemlendirilebise ve logo öyle oluşturulsaydı. Belki gerçek Türkiye markası ortaya çıkabilirdi.



Reklam Dünyası

Türk otomotiv sektöründe ilk kez... Nissan yeni Qashqai lansmanıyla Türk otomotiv sektöründe ilk kez kullanılan Blippar uygulamasını, yeni Juke modelinin lansmanında da akıllı telefon ve tablet kullanıcılarına sundu. B-Crossover segmentinin yaratıcısı ve lideri Nissan Juke, yenilenen tasarımı ve özellikleriyle sınıfının trend belirleyicisi olmaya devam ederken, dijital platformda da farklı ve eğlenceli bir iletişim deneyimi sunuyor. Akıllı telefon ve tabletlere ücretsiz yüklenebilen Blippar uygulaması, interaktif içeriğiyle görselleri sabit bir görüntü olmanın ötesine taşıyarak geleneksel medyayı, yenilikçi dijital bir mobil platformda birleştiriyor. Akıllı telefon ve tabletlere Blippar’ın yüklenmesinin ardından Yeni Juke’un ilan ve broşürlerinin üzerine tutulan uygulama ile interaktif

bir deneyim başlatılıyor. Blippar ile Yeni Juke’un kişiselleştirme özellikleri kullanıcılar tarafından deneyimlenirken, 360 derecelik platformda farklı açılardan görüntüleme yapılabiliyor ve reklam filmi de izlenebiliyor. Yeni Nissan Juke ile ilgili merak edilenler ise Blippar uygulamasında yer alan ‘sizi arayalım’ kolaylığıyla Nissan bayileri tarafından iletişime

“My Burberry”...

geçilerek gideriliyor.

larını içinde barındıran kapsül koleksiyonu ve ikonik trençkot renk paletinden ilham alan makyaj koleksiyonu ile birlikte tanıtılıyor. My Burberry global kampanyası için, dünyaca ünlü moda ikonları Kate Moss ve Cara Delevingne ilk kez kamera karşısına geçti. İki farklı jenerasyonun mükemmel birlikteliği. Kate Moss ve Cara Delevingne’nin fotoğrafları, Christopher Bailey’nin kreatif direktörlüğünde Mario Testino tarafından çekildi. Bu kampanya ile iki topmodel, iki farklı jenerasyonun benzersiz uyumunu hayata geçirdiler.

Burberry, Londra’nın yağmur sonrası büyüleyici kokan çiçek bahçelerinden esinlenerek yarattığı yeni parfümü “My Burberry” ile moda ve güzellik dünyasını bir araya getiriyor. Parfüm; My Burberry’nin hazır giyim koleksiyonu, aksesuar28 / marketing europe & anatolia


Reklam Dünyası

IAB ABD MixxAwards... Dünyanın en yaratıcı dijital kampanyalarını ödüllendiren ve bu yıl 10.’su düzenlenen IAB ABD MixxAwards’da Türkiye’den 2 çalışma ödül aldı. Yarışmada IAB Rising Stars Mobile Rich Media Display Gümüş Mixx Ödülü’nü, Mobilike ve Ontarget’ın Ford için hazırladığı Ford Focus Timeline Projesi; Custom Mobile Reach Media Display Kategorisi Bronz Mixx Ödülü’nü ise,Mindshare Turkey ve Mobilike’ınJohnson & Johnson için hazırladığı Acuvue Contact Lenses Projesi kazandı. Dünyanın en iyi dijital reklamlarının yarıştığı 10.IAB MixxAwards Gala Gecesi 30 Eylül akşamı New York’da gerçekleşti. Kendi alanındaen iyilerin ödül aldığı Mixx’de kazanan kampanyalar, dijitalin pazarlama karmasındaki güçlü etkisini ABD merkezli MixxAwards, 4 senedir Türkiye’de de düzenyansıtan değerli bir platform oluşturuyor. IAB ABD MixxAwards’da 119 proje finale kaldı. 119 projenin leniyor. MixxAwards Türkiye’de ödül alan birçok kampanya, yalnızca 28’i ABD dışındaki ülkelerden seçildi. 28 projenin uluslararası arenalarda da boy göstererek, çoğu yarışmadan 4’ü Türkiye’den başvuranlara aitti. İnteraktif reklam ekosiste- ödülle dönüyor. MixxAwards Türkiye bu yıl 5. kez düzenleneminden gelen 34 kişilik ana değerlendirme jürisi New York’ta cek ve ödül töreni 18 Şubat 2015’te yapılacak. bir araya gelerek, gün boyu süren tartışmalar sonuncunda Kazananlar listesi http://www.iab.net/mixxawards/gallery2014/MIXXAwardWinen iyi interaktif reklamları belirledi ve Yılın En İyilerini seçti. ners_pressrelease2014.pdf

Come and See...

Tüketicilerin fotoğraf çekme ve paylaşma yöntemlerinin değiştiği gözleminden yola çıkan Canon, kullanıcıları sürekli şekil değiştiren fotoğraflama serüvenlerinde desteklemeye ve onlara ilham vermeye devam ediyor. ‘Come and See’ kampanyasına, dünyanın en büyük fotoğraflama ve görüntüleme fuarı olan Photokina’da start verildi. Bu kampanya, Canon’un yeni iletişim stratejisini destekleyen ilk etkinlik olacak. Eylül 2014’ten itibaren EMEA çapında gündeme alınan kampanya, kreatif etkinliklerden oluşan kapsamlı bir formatta hayata geçirilecek. 15 Eylül’de Fox kanalında ilk reklam yayınıyla birlikte duyurulan kampanya; 16 Eylül’den itibaren etki alanı geniş, basılı malzemeleri ve açık alan etkinliklerini içeren bir kampanya olarak devam ediyor. Canon Avrupa Tüketici Görüntüleme Pazarlama Direktörü Nigel Taylor şunları söyledi: “Fotoğraflar aracılığıyla hikaye

anlatmak gün geçtikçe popülerlik kazanıyor ve sadece bu yıl içinde bir trilyon görüntü çekileceği tahmin ediliyor, dolayısıyla bu ortamda bir görüntüleme şirketi olmak kadar daha heyecan verici bir şey olamaz. 80 yıldan beri tüketicilerimizi, çekimler yaparak, bunları paylaşıp yazdırarak ve fotoğrafların tadını çıkararak kendi benzersiz hikayelerini anlatmaya teşvik ediyoruz. Bu yeni görüntüleme dünyasında, tüketicilerimize sadece her zaman sevgiyle anacakları değerli anlarını yakalamaları, saklamaları ve paylaşmalarını sağlayan araçlar sağlamak için değil, aynı zamanda önlerine çıkan anları ve deneyimleri açığa çıkarabilecekleri ilhamı da vermek için çabalıyoruz.” Daha fazla bilgi edinmek için Come and See web sitesi www.canon-europe.com/comeandsee marketing europe & anatolia /29


Röportaj

Türkiye’de Bebek Numil Gıda Ürünleri Medikal Direktörü Dr. Yalım Üner Bu durumda ne yapmalı, imdada yetişen bebek mamaları hakkında yeterli bilgiye sahip miyiz? Bebek beslenmesi pazarında hangi gelişmeler yaşanıyor, Türkiye’deki durum nedir? Bu konularla ilgili bilgi almak için Milupa Bebek Mamalarının Türkiye’de dağıtım ve pazarlamasını yapan Numil Gıda Ürünleri’nin Medikal Direktörü Dr. Yalım Üner’e sorularımı yöneltiyorum. Röportaj Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com Türkiye, diğer Avrupa ülkelerine göre hala genç bir nüfusa sahip. 2013 yılı sonu adrese dayalı nüfus sayımına göre Türkiye’de 0-2 yaş grubundaki çocukların sayısı 4 milyona yakın (3 milyon 671 bin 143). Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pek çok konuşmasında dile getirdiği her aileye en az 3 çocuk önerisiyle önümüzdeki yıllarda çocuk sayısı daha da artacak gibi görünüyor. Hepimizin canı ciğeri minik bebekler için en iyi beslenme anne sütü. Anne sütüyle büyüyen sağlıklı ve mutlu bebekler hepimizin hayali. Ama ya anne sütü yeterli değilse... Bu durumda ne yapmalı, imdada yetişen bebek mamaları hakkında yeterli bilgiye sahip miyiz? Bebek beslenmesi pazarında hangi gelişmeler yaşanıyor, Türkiye’deki durum nedir? Bu konularla ilgili bilgi almak için Milupa Bebek Mamalarının Türkiye’de dağıtım ve pazarlamasını yapan Numil Gıda Ürünleri’nin Medikal Direktörü Dr. Yalım Üner’e sorularımı yöneltiyo30/ marketing europe & anatolia

rum - Milupa markası hakkında biraz bilgi almak istiyoruz. Milupa kaç yıldır Türkiye’de? Menşei nedir?, nerede üretiliyor? Hangi ülkelerde satışa sunuluyor? Şirketimiz 1984 yılında Milupa Bebek Mamalarının Türkiye’de dağıtım ve pazarlamasını yapmak üzere faaliyete başlamıştır. Türkiye’de sağlıklı nesillere hizmetin bu sene 30. yılını kutluyoruz. Türkiyede Nutricia Anne Bebek Beslenmesi olarak önceliğimiz, anneleri, bebeklerini beslemek için doğru seçimleri yapabilmelerini desteklemektir. Türkiye’deki pediatristler, yetkili makamlar ve annelerle uzun yıllardır birlikte çalışıyoruz. Türkiye’de, son 20 yılda, bebeğini ilk 6 ay sadece anne sütüyle besleyen annelerin sayısı %2,9’dan (1993), %62,5’a (2010) çıkmıştır ve bu olumlu gelişmede, eğitim programlarımızla önemli bir katkıda bulunduğumuza inanmaktayız. Tek hedefimiz, daha çok anne sütü alan, doğru beslenen, sağlıklı bebeklerdir. Konularında uzmanlaşmış


Mamalar覺...


Röportaj

fabrikalarımız sağlıklı hammaddelerin bulunabildiği ülkelerde faaliyet göstermektedirler. Hammadde ve kalite standardı nedenleriyle her mamayı her ülkede üretmiyoruz. İngiltere, Hollanda, Fransa, Almanya, Polonya ve Çek Cumhuriyet’lerindeki fabrikalarımızda tüm Avrupa Birliği ülkeleri için üretilen mamalardan ülkemizin ihtiyacı kadar hacimleri ithal ediyoruz. Aynı fabrikalardan üretilen ürünlerimiz 150 farklı dünya ülkesine dağıtılıyor. - Bebek gıdalarında en önemli faktör sağlıklı beslenme. Bu konuda Milupa’nın Ar-Ge çalışmalarından bahseder misiniz? Nutricia, lokal ihtiyaçları belirleyerek ve bu ihtiyaçları en iyi şekilde karşılamak için klinik çalışmalar yapan global bir politika izlemektedir. Merkezi Utrecht Hollanda olan AR-GE çalışmalarımız, Shangai ve Singapor’daki merkezler de dahil toplam 3 merkezden devam etmektedir. AR-GE için yıllık 276 32 / marketing europe & anatolia

Bebek gıdalarını bebek sütleri (0-6 ay bebekler), devam sütleri (6-12 ay bebekler), büyüme sütleri (1 yaş sonrası), ve ek gıdalar olarak en basit şekli ile 4 kategoride incelemek mümkün. m€ bütçe ayırıyoruz. Bu bütçe ile lokal araştırmaları global gelişmeler ile birleştirip, bebeklerin sağlığı için kullanıyoruz. Hollanda Utrecht’te, çok büyük özel bir merkez sadece anne sütünü araştırmaktadır. Ayrıca, sağlıklı bebeklerin mamalarının yanında, sağlık problemleri yaşayan bebekler için de çok geniş bir ürün yelpazemiz bulunmaktadır. Alerji, sindirim problemi olan, kusan, prematüre doğan bebekler

gibi, özel tıbbi tedavi gerektiren bebekler için de geniş klinik araştırmalarla etkinliği kanıtlanan bir ürün portföyümüz bulunmaktadır ve Avrupa’nın farklı üniversite ve hastanelerinde çok merkezli AR-GE çalışmaları devamlı olarak sürdürülmektedir. Bu ürünlerin tamamını ülkemizde bulundurmaktayız. - Ar-Ge çalışmalarının dışında üretim ve paketleme aşamaları da çok önemli. Milupa’nın uyguladığı prosedür nedir, sağlığa uygunluğu için hangi analizlerden geçiyor? Türkiye’ye ithal ettiğimiz ürünlerimiz Avrupa’da üretilmektedir.Tüm ürünler standart şekilde 170 ayrı kontrol ile 1000’in üzerinde kalite ve güvenlik testinden geçmektedir. Ürünlerin her biri için üretildiği Avrupa Ülkesi otoritesinden resmi garanti belgesi alınmaktadır. Daha sonra tüm ürünler tekrar Türkiye gümrüğünde, Tarım Bakanlığı tarafından aynı analizlere (mikrobiyolojik ve GDO) tabi tutulur ve uygunluk raporu alındıktan sonra ithalatı gerçekleşir. Türkiye’de 30 yıldır anne ve bebeklerin başta anne sütü olmak üzere güvenli ve doğru beslenme ile sağlıklı gelişimine destek olmak için çalışıyoruz. - Bebek gıdalarını kaç kategoriye ayırabiliriz? Bebek maması pazarının büyüklüğü nedir? Gelişmiş ülkeler ve Türkiye’yi karşılaştırırsak bebek gıdaları tüketimi açısından farklar var mı? Bebek gıdalarını bebek sütleri (0-6 ay bebekler), devam sütleri (6-12 ay bebekler), büyüme sütleri (1 yaş sonrası), ve ek gıdalar olarak en basit şekli ile 4 kategoride incelemek mümkün. Aynı zamanda bebek sütleri kategorisinin içerisinde prematüre, sindirim sorunu olan, allerjik ve kusan bebekler için de özel beslenme ürünlerimiz bulunmaktadır. Türkiye’de şu an için bebek pazarı yaklaşık 600 milyon TL dir.


Röportaj

Türkiye’de çok erken aylarda, gereğinden fazla miktarda ek gıdaya geçiş görülmektedir. Bu da bebeği anne sütü faydalarından mahrum bırakmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, 6.aydan sonra da 2 yaşına kadar günde en az 500 ml anne sütü verilmesini tavsiye etmektedir. Anne sütü yetersiz veya yoksa aynı miktarın bebeğin yaşına uygun biberon maması ile tamamlanması önerilir. Oysa ülkemizde çoğunlukla katı besin ile tamamlanmaktadır. Bu dönemde bebeğe verilmesi gereken katı gıda, günde 2 çay bardağı ile sınırlı kalmalıdır. Anne sütünün önemi bilen gelişmiş ülkelerde bu bilinç çok daha fazla oturmuş durumdadır. Neredeyse bebeğin 3 yaşına kadar tükettiği her besin, bebek için özel üretilmiş süt ve ek gıdalardan oluşmaktadır. Bu da bebek beslenmesi pazarının Türkiye’de küçük kalmasına sebeptir. Türkiye’de bebek başına yıllık tüketim oranı 17 kilolarda iken bu miktar Fransa’da 162 kilolardadır. Özellikle Polonya anne sütü

Bu da bebek beslenmesi pazarının Türkiye’de küçük kalmasına sebeptir. Türkiye’de bebek başına yıllık tüketim oranı 17 kilolarda iken bu miktar Fransa’da 162 kilolardadır. kullanım oranı olarak Türkiye ile çok benzerdir, doğar doğmaz %98 oranında anne sütü kullanımı bulunmaktadır. Ancak Polonya’da örneğin Polonya’da anne sütü sonrası ve yetersizliğinde bebeğe özel ürünlerin kullanım miktarı bebek başına 150 kg lerdedir. - Milupa’nın Türkiye pazarındaki büyüme hedefleri nelerdir? Yakın gelecekte burada da bir üretim tesisi kurabilir mi? Nutricia Anne Bebek Beslenmesi olarak; öncelikle annelere, bebeklerini doğru besleyebilmeleri için yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu amaç ile şirketimiz her

yıl belli bir tempoyla büyüyor ve pazarda liderliğini koruyor. Türkiye’de üretime geçmek üzere yatırım yapmak, fabrika açmak çok arzu ettiğimiz bir hedef ve umuyoruz ki bir gün bu hayalimizi gerçekleştireceğiz. 2013 yılını %20 büyüme ile bitirdik, 2014 skorlarımızda benzer seviyelerde. Bizim için bu rakamın anlamı;artan anne sütü bilinci, emziren anne beslenmesinin öneminin anlaşılması ve bebek beslenmesindeki yanlışları gidermektir. Daha fazla bebeği önce sütü, sonrasında emziren anne ürünleri ile buluşturmamız, ilk 1 yıl mümkünse inek sütünden ve diğer yanlış gıdalardan korumamız gerekiyor. Fabrika yatırımlarını bu hedefler gerçekleştikten sonra netleştirmek daha doğru olacaktır. - Anneler bebek maması alırken nasıl karar veriyor? Doktor tavsiyesi, arkadaş önerisi, markaya duyulan güven vb. en çok hangi faktörden etkileniyor? Hekim tavsiyesi annelerin kararında marketing europe & anatolia /33


Röportaj

en önemli rolü oynamaktadır. Varsa, ilk bebekteki annenin tecrübeleri, yakın cevreden edinilen bilgiler, annelerin media ve digital dünyadan yaptıkları araştırmalar kararlarını oluşturmakta yardımcı olmaktadır. Biz her konuda olduğu gibi, burada da önemli konunun uzmanlarına yani sağlık personeline sorulması gerektiğini düşünüyoruz. Sağlık Bakanlığı da yayınladığı kamu spotlarında annelerin bebek beslenmesi ilgili sorularını hekimine sormasını önermektedir. İnsan hayatında ilk 1000 gün içindeki beslenme tüm hayatı etkiler. Bu dönemde örneğin komşudan duyularak yapılabilecek bir hatanın bedeli ağır olabilir. Sağlık personelinin önemini annelerimize sizin aracılığınızla bir kere daha hatırlatmak isteriz. - Son yıllarda bebeklerin anneleri için de beslenmeye yardımcı ürünler geliştirildi. Bu ürünlere neden ihtiyaç var? Bu konuda da biraz bilgi 34 / marketing europe & anatolia

Genel bir bilgi olarak “Sağlıklı beslenmenin sağlıklı yaşamı uzatacağı” bilinir. Bebekler için üretilen ürünlerin sağlık standardı erişkin gıdalarından çok farklıdır. verir misiniz? İyi beslenen canlının iyi sütü olur. Doğanın kanunudur. Bizim de anneler için çok önemli yepyeni bir ürünümüz var, Lactamil. Türkiye’deki annelerin besin ihtiyaçlarına göre geliştirlmiştir. Bir mama firması olarak, anne sütünü destekleyen, emziren annenin beslenmesine katkıda bulunan bu ürün şirket olarak hepimizi çok heyecanlandırmaktadır. Bebek beslenmesinde anne sütünün önemini yıllarca beslenme eğitimlerinde dile getirdik. Şimdi kendi ürün yelpazemizde de, bu

bilinci kanıtlayan bir ürüne yer vermek, amacımızı desteklemektedir. Yeni ürünler hep olacaktır, Numil pazarda lider olduğu müddetçe her zaman yeniliklerin öncüsü olmaya devam edecektir. - Son soru olarak ‘‘köpek maması yiyorum’’ diyerek esprili bir şekilde bunu yalanlasa da Ajda Pekkan’ın genç kalmak için bebek maması yediği ortaya atılmıştı. Bebek maması yemek insanı gençleştirir mi:) Genel bir bilgi olarak “Sağlıklı beslenmenin sağlıklı yaşamı uzatacağı” bilinir. Bebekler için üretilen ürünlerin sağlık standardı erişkin gıdalarından çok farklıdır. Çok daha sıkı kontrollere tabi olunduğu için böyle bir yorum yapılabilir. Burada bizim önerimiz yine uzmanlara danışarak, eğer bir özel ihtiyaç varsa, buna yönelik olarak yaşa ve yaşam tarzına uygun beslenme tarzının seçilmesidir.


Röportaj

6 aylık İpek'in annesi Elif Bakır– Organizatör Mamayla beslenen bebekler daha mı kilolu oluyor? Sağlık Personeline sorularak seçilmiş doğru kullanılan mama böyle bir sonuca neden olmaz. Bebek Beslenme Uzmanlarının çalıştığı Anne Danışma Hatlarımız bu konuda da annelerin yanındadır.

2 aylık Yaman’ın annesi Halide Güçlü - Bankacı: Mama satın alırken nelere dikkat etmeliyiz? Hekiminizin, Aile Sağlığı Merkezindeki hekim ve hemşirenizin düşüncelerini alınız. Sağlık Bakanlığı Beslenme Rehberi, anne föylerini okuyunuz.

9 aylık Derin'in annesi Yeliz Avcı - Eczacı Mama alerjiye neden olabilir mi? Tüm besin maddelerine ve hatta anne sütüne bebeğin alerjisi olabilir. Hekiminize danışmak en doğru davranış olacaktır.

19 aylık Ömer'in annesi Burcu Bingöl - Bankacı Mamalar şeker ya da tatlandırıcı içeriyor mu? Nutricia Bebek Beslenme Ürünleri Biberon Mamaları şeker ya da tadlandırıcı içermez. Böyle bir hata anne sütünün bırakılmasına neden olur.

11 aylık Öykü'nün annesi Deniz Erdinç - Yazılım Uzmanı Bebekler kaç aylık olana kadar mama verilebilir? Dünya Sağlık Örgütü ilk bir yıl içinde mümkünse inek sütü verimemesini önermektedir. Otoritelerce ilk 2 yıl anne sütüne devam edilmesi önerildiği için mamaya da bu süreyle devam etmek doğrudur. Diğer türlü çocuğun süt ihtiyacını doğru olarak karşılamak mümkün olmaz. Diğer gıdalarla da bebeğin sütten alabileceği besin öğelerini verebilmek mümkün değildir. marketing europe & anatolia /35



Köşe Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com

( retorik)

Siz de bir mum yakın... Nasıl bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz? İşte bu soruyu hergün defalarca kendimize sormak ve ne yapıyorsak, kimin ardından gidiyorsak ya da ardımızda kimlere önderlik ediyorsak bu sorunun yanıtına göre yapmamız gerekiyor. Soru basit, hatırlaması da kolay "nasıl bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz?"

Ben aydınlık bir Türkiye'de yaşamak istiyorum. Kadın erkek herkesin omuz omuza, kimsenin dini, ırkı, cinsiyeti için ayrımcılığa tabi tutulmadığı, demokratik hakların dünyadaki en ileri seviyesinin hayat bulduğu, bilgi ve özgür düşüncenin yüceltildiği, cehaletin bilgiden intikam aldığı değil, eğitimin cehaleti yok ettiği, herkesin kendi dinini, yaşam tarzını özgürce yaşadığı, devletin ise bir İktidar partisine baktığımızda bize çok aydınlık seçenekler dinin kurallarına göre değil, özgürlükçü, demokratik sunduğunu söylemek mümkün değil. En azından benim yasalarla yönetildiği, vatandaşın yüce devletin tebası yaşamak istediğim Türkiye iktidarın vaadettiği ülke değil. değil, devletin vatandaşlarının hizmetçisi olduğu, Haremlik selamlık miting alanları, Ortadoğu bataklığına tarihinden ders alan ama gelecek vizyonuyla gelişimini saplanmış bir dış politika, kurumsallıktan uzak fırsatçı yapılandıran, dış politikasını Ortadoğu bataklığına esnaf mantığıyla dizayn edilmiş bir ekonomi, sadece saplamamış ama refahıyla Ortadoğu ülkeleri için de bir seçim yapmayı tek başına demokrasi için yeterli gören örnek olan, yüzü uygarlığa dönük, kendi teknolojisini, bir demokrasi anlayışı, kuvvetler ayrılığı ilkesinin tek kendi sanatını, kendi ekonomisini en üst düzeye çıkarmış adam yönetimine evrildiği bir organizasyon yapısı, ve bu kazanımlarını halkının refahı için kullanmış, liderleri kız çocuklarının kadın olarak kategorize edildiği bir boş ağızlı olmayan ama konuştukları zaman sadece ilköğretim, dindarlık referansı üzerinden yapılandırılmış, kendi vatandaşları değil tüm dünyanın dikkat kesildiği ve bilimsellikten uzak bir eğitim sistemi, tarikatlardan ve şimdi belki aklıma gelmeyen sizin aklınıza gelen ne kadar hurafelerden müteşekkil bir din anlayışı, insan hayatının olumlu meziyet varsa bünyesinde toplamış bir Türkiye'de değersizleştirildiği bir yüce devlet kurgusu, kutuplaşmış yaşamak istiyorum. birbirine düşman topluluklardan oluşan bir halk, bilginin ve özgür düşüncenin tukaka ilan edildiği, cehaletin Ben bu soruyu hergün kendime soruyorum ve aldığım bilgiye karşı kışkırtıldığı bir anlayış, her türlü ahlaksızlığın cevapla ülkenin gidişini örtüştüremediğim için yazıyorum, iktidara hizmet ediyorsa meşru, her türlü meşru hakkın konuşuyorum bu fikirleri yaygınlaştırmak için emek iktidar aleyhineyse hainlik ilan edildiği bir zihniyet, çağdaş harcıyorum. Siz de kendi cevaplarınıza bakın, eğer uygarlık hedefini 500 yıl öncesinde arayan bir vizyon ve Türkiye'nin gidişiyle örtüşüyorsa şanslısınız ama bunlara benzer neler neler. örtüşmüyorsa siz de bana katılın, yazın konuşun ya da yazanları, konuşanları paylaşın bu fikirlerin İşte iktidarın sözde "Yeni" aslen "Geri" Türkiyesi'nin bize canlanmasına, ülkemizin geleceğini aydınlatmaya katkıda vaadettiği gelecek bu. Peki tekrar soralım biz "nasıl bir bulunun. Karanlığı yenmek için bir mum yakmak gerekir. Türkiye'de yaşamak istiyoruz? Ben yakıyorum siz de yakın.

marketing europe & anatolia / 37



Kampanyalar

Vivident; Zombileri Aşka Getirdi!...

Şimdiye kadar çekilen Vivident Storming reklamlarında gördüğümüz muzip melek karakteri yeni reklam filminde güçlü, modern, dişi bir kahraman olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye pazarı için özel olarak hazırlanan reklam filminin çekimleri, Milano’daki eski bir tekstil fabrikasında gerçekleştirildi. Fabrika, özel dekorlar ve efektler sayesinde terkedilmiş, karanlık bir çıkmaz sokağa dönüştürüldü. Zombilerin özel makyajı ve oyuncuların kıyafetleri saatler süren titiz çalışmalar ile hazırlandı. Kampanya Künyesi Müşteri: Perfetti Van Melle Türkiye Ürün: Vivident Storming Reklam Veren Yetkilileri: Serkan Ergün – PVM Türkiye Pazarlama Direktörü; Çiğdem Serim – Sakız Grubu Kıdemli Marka Müdürü; İdil Ziyaoğlu – Sakız Grubu Marka Müdürü Emin Alev – Sakız Grubu Marka Müdür Yardımcısı Reklam Ajansı: Selection Yaratıcı Ekip: International Team Selection Lokasyon: Milano - İtalya Medya Ajansı: Media Republic Medya Planlama: Günay Aranoğlu, Erkin Çoker Kampanya Mecraları:TV, Sinema, İnternet, Açıkhava

marketing europe & anatolia / 39


Kampanyalar

Rutkay Aziz NESCAFÉ3ü1, yüzü... NESCAFÉ3ü1 Arada’yı gençlerle buluşturma görevini üstlenen üstad Rutkay Aziz, elinden geldiğince iyi bir kahvenin tadını tarif etmeye çalışıyor. Tİlk olarak bir resim heykel atölyesinde başlayan maceralar izleyenleri bakalım nerelere götürecek? Rutkay Aziz serinin diğer filmlerinde de NESCAFÉ3ü1 Arada’nın yüzü olmaya devam edecek. Kampanya Künyesi Reklamveren: NESCAFÉ Reklamveren Yetkilisi: Burçin Alev Ekşi, Miray Tok Çakır, Elif Yonca Çevik, Emre Tabak Reklam Ajansı: Publicis Yorum Yaratıcı Grup: Adnan Elmasoğlu, Ali Bozkurt, Emrah Kural, Cihangir Gümüş Müşteri İlişkileri: Özlem Öğüt, Eda Altan, Ceysun Giritli Stratejik Planlama: Selda Sedes, Zeynep Bortaçina Medya Planlama ve Satın Alma: Mindshare Prodüksiyon: Arzu Köksal, Ceyhun Sevil Kullanılan Mecra: TV Yönetmen: Umut Aral Prodüksiyon Şirketi: Atlantik Film

Alın, deneyin gerisini dert etmeyin... Hepsiburada.com’un “Kolay İade” uygulaması için hazırlanan reklam filmi de eğlenceli içeriğiyle televizyonda ve internet sitelerinde kullanıcıların en çok ilgisini çeken reklamlar arasında yer alıyor. Reklam ajansı Alametifarika’nın hazırladığı reklam filminin yönetmenliğini Tolga Karaçelik üstlendi. Kampanya Künyesi Reklam Ajansı: Alametifarika Film müziği: Nilinişleri Yönetici Kreatif Direktör: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal Kreatif Direktör: Can Çelikbilek Yaratıcı Ekip: Serhat Bayram, Can Dağlı, Leman Köksal, Erdem Güngör, Seden Padır, Nilüfer Acar. Strateji: Başar Sarıkaya, Serra Akyel. Ajans Prodüktörü: Sertuğ Alptekin, Berkay Tahmaz, Teğin Polat. Yapım Şirketi: Vana Film Prodüksiyon Şirket: Post43 Yönetmen: Tolga Karaçelik Görüntü Yönetmeni: Taylan Sancaktar Prodüktör: Seda Özdemir, Sarper Soyuret Kullanılan Mecralar: TV, internet, basın ilanı, radyo 40 / marketing europe & anatolia


Kampanyalar

COLIN’S bize uyar... Murat Boz’un ilk kez bir giyim markasının reklam filminde rol aldığı “COLIN’S bize uyar” kampanyasının ikinci filmi yayına girdi. Çekimleri İstanbul’da 3 gün süren yeni reklam filminde Murat Boz’a yine 2013 Rusya Güzeli Elmira Abdrazakova eşlik etti. İkinci reklam filminin yönetmenliğini de ilk film gibi Özer Feyzioğlu yaptı. Romantik komedi tadındaki reklam filminin çekimleri, keyifli anlara sahne oldu. Üç günlük yoğun ve yorucu tempoya rağmen, Murat Boz’un neşesi ve pozitifliği sete renk kattı. Çekimlerde mekan olarak İTÜ Maslak Kampüsü, Sabiha Gökçen Havalimanı ve Beykoz Kundura Fabrikası kullanıldı. Kampanya Künyesi Reklamveren: COLIN’S: Tarık Gülsün, Bike Geçkinli, Aslı Ayhan, Selçuk Dabanlı, Aytaç Dalyan, Özge Ulusoy Reklamveren Marka Danışmanı: Hakan Senbir Film Prodüksiyon Şirketi: 2012 Yönetmen: Özer Feyzioglu Post Prodüksiyon: Sinefekt Medya ajansı: Veritas

sahibinden.com’da yoksa; yoktur!... Rafineri Reklam Ajansı tarafından hazırlanan reklam filmlerinin yönetmenliğini Serdar Dönmez’in üstlendi. Çekimleri 4 gün süren emlak ve vasıta filminde; İstanbul’un farklı semtlerinde yaklaşık 20 ayrı mekan kullanıldı, 3 ana karakter ve 50 yan karakterin yanı sıra, 200 yardımcı oyuncu rol aldı. Kampanya Künyesi Müşteri: sahibinden.com Müşteri Yetkilisi: Boğaç Göncü, Gülşah Kunç, Selen Yığın, Tuba Pilavcı Reklam ajansı: Rafineri Adı: Ev / Araba Yaratıcı yönetmen: Emre Kaplan Metin yazarı: Can Erdoğan, Ali Şener, Kerim Gürsel, Doğu Göçük, Gökhan Özdemir Sanat yönetmeni: Emrah Güzel Marka takımı: İlke Güner, Virna Estroti, Aslı Aksu Yapım şirketi: Depo Film Sahibinden.com reklam kampanyasının iddiası da ortaya çı- Yönetmen: Serdar Dönmez kıyor; “aradığınız ev ya da araba sahibinden.com’da yoksa Yapımcı: Ender Sevim muhtemelen öyle bir ev / araba yoktur”.

marketing europe & anatolia / 41


Kampanyalar

“Generali Ali”... çözülebileceğini gösteriyor. Çekimleri İstanbul’da 1 günde gerçekleştirilen reklam filminin prodüksiyonunu Spark Film üstlendi, yönetmenliğini Emre Şahin yaptı. Kampanya Künyesi Reklam Veren: Generali Reklam Veren Temsilcisi: Petar Dobric, Jakub Drobec, Hande Altay Reklam Ajansı: Leo Burnett İstanbul Kreatif Direktör: Emrah Akay, Oktar Akın Kreatif Ekip: Emrah Akay, Koray Şahan, Ersin Pekin, Aysu Erenuluğ, Barış Çetin, Arca Ataerkil Müşteri İlişkileri: Gonca Alper, Ece Özyurt, Aysu Sıldır, Ayşegül Ilgaz Stratejik Planlama Grup Direktörü: İsmail Seval Ajans Prodüktörü: Sevinç Metuçin Öktem, Erman Karahisarlı, Canan Polat Yönetmen: Emre Şahin Leo Burnett İstanbul yaratıcı ekibi tarafından yapılan RekYapım Şirketi: Spark Film Collective lam filmi kaza, yolda kalma gibi herkesin sıkça karşılaşabiPost Prodüksiyon: Mojo leceği ve stres yaşatan bir durumun çok kolay bir şekilde

Ziller okul için çalıyor... “Okul heyecanı FLO’da başlar” diyerek öğrencilerin dikkatini çeken reklam filminin eğlenceli melodisi de okul hayatının enerjisini yansıtıyor. Okul alışverişi için ilk adresin FLO olduğuna vurgu yapan reklam filminde, ayakkabılar öğrencilerin yaşlarına göre çeşitlendirilerek karşınıza çıkıyor.FLO’nun okula dönüş koleksiyonunda yer alan babetler, loafer ayakkabılar, spor ayakkabılar ve daha birçok model reklam filminde okul zili eşliğinde en eğlenceli şekilde ekrana geliyor. Kampanya Künyesi Reklamveren:FLO Reklamveren temsilcisi: Didem Şavluğ, Özgür Saraç, Nuray Yazgan Reklamajansı:Alametifarika Kreatif Direktörler: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal Yaratıcı Ekip:Ceyda Koç, Nuri Gülver Ajans Prodüktörleri: Berkay Tahmaz, Özgür Dağgez Prodüksiyon Şirketi: Post43 Müzik:Nil’in İşleri

42 / marketing europe & anatolia


Kampanyalar

Şimdi değilse ne zaman?... Acer, hayallerini ertelemek için devamlı bahaneler bulanlara : “Şimdi değilse ne zaman? Sen değilsen kim?” diye soruyor ve kendi maceralarını www.hayatiminmacerasi.com ‘a tıklayarak yaşamaya ve paylaşmaya bekliyor. Hayatiminmacerasi.com üzerinden kullanıcılar birbirinden heyecanlı ve eğlenceli maceralardan dilediklerini seçecek ve Facebook akışlarında oraya gitmiş gibi görülecekler. Kampanya Künyesi Müşteri: Acer Türkiye Uygulamanın başlığı: Hayatımın Macerası Kampanya adresi: www.hayatiminmacerasi.com Uygulama Tipi: Interaktif Uygulama Uygulama Sahibi: Acer Türkiye Marka Yetkilisi: Semanur Aksoy Dijital Ajans: workattack Creative Director/Copywriter: Bengisu Gençay Art Director: Neslin Çavuşoğlu Sosyal Medya Yöneticisi: Semih Tüfekçi

Teknosa’nın artık 81 ilde... Yönetmenliğini Koray Güzey’in üstlendiği filmin animasyonu Anima İstanbul, müziği ise Emre Irmak tarafından yapıldı.

TBWA\ISTANBUL tarafından Teknosa için hazırlanan “81 İl” filmi yayında. Teknosa’nın artık 81 ilde de var olduğunu anlatan animasyon filminde karakterimiz Trakya’dan yola çıkıyor ve Ege’de zeytin toplayıp İç Anadolu’da balona binerek tüm Türkiye’yi dolaşıyor. Film boyunca karakterimizin yolculuğuna güzel, keyifli bir müzik eşlik ediyor.

Kampanya Künyesi Reklamveren: Teknosa Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL CCO: İlkay Gürpınar Kreatif Direktör: Volkan Karakaşoğlu Yaratıcı Ekip: Güney Soykan, Yiğit İrde, Ezgi Tanyeri Marka Ekibi: Esra Özkan, Tuğba Balcı, Özge Keskin CSO: Toygun Yılmazer Stratejik Planlama Ekibi: Nisan Danışman, Emirhan Çelikbilek Prodüksiyon Ekibi: Pelin Güneş, Melis İnceoğlu Yönetmen: Koray Güzey Yapımcı: Gizem Ergezgin Prodüksiyon Şirketi: Anima İstanbul Post Prodüksiyon Şirketi: Anima İstanbul Müzik: Emre Irmak Medya Ajansı: Mediacom

marketing europe & anatolia / 43


Kampanyalar

“Dükkan Sizin” ... Garanti Bankası yeni reklam filmiyle ekranlarda yer alıyor. Filmde, dükkanının açılışını yapan bir esnafın tereddütleri, Garanti’den aldığı hizmet ve ürünler sayesinde ortadan kalkıyor; esnaf Garanti ile işini kolayca büyütebileceğine ikna oluyor. Market sahibinin açılış anında yaşadığı telaşın gösterildiği filmde rol alan İzzet Altınmeşe’ye, Garanti’nin tosbağası eşlik ediyor. Çekimlerin 1 günde, animasyonun ise 3 haftada tamamlandığı reklam filminin yönetmenliğini Turgut Akaçık üstlendi. Kampanya Künyesi Reklamveren: Garanti Bankası Reklam ve medya ekibi: Burcu Tokcan, Sinem Görgöz İnnice, Saba Şimşeker Reklam Ajansı: Alametifarika Alametifarika Ekibi: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal, Can Çelikbilek, Barış Alkan, Caner Apaydın, Sertuğ Alptekin, Berkay Tahmaz, Özgür Dağgez, Burcu Atış Topçu Yapım Şirketi: Autonomy Yönetmen: Turgut Akaçık Müzik: Jingle House

‘’Yeni bir hayata’’... Enza Home’un yeni satış kampanyası eğlenceli ve sıcak bir tonla izleyenlerle buluşuyor. İki gün boyunca elli kişilik bir ekibin çekimlerini tamamladığı ‘’ Yeni bir Hayata’’ reklam filmi, aynı zamanda fiyat bilgilerini de reklam filmine entegre ederek izleyicilerine ‘’ulaşılabilir tasarım’’ vurgusu yapıyor. Reklam filminin kreatif sürecini Vietnam Reklam Ajansı üstlenirken, yapım sürecini Vana Film sahipleniyor. Kampanya Künyesi Reklam veren: Yataş Grup Reklam veren Temsilcisi: Nevzat Yıldız, Selmin Gündoğdu, Dilek Toyga Reklam Ajansı: Vietnam Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın Yaratıcı Grup: Rıza Çankaya Müşteri İlişkileri: Melike Karamehmetoğlu, Ersin Çetinkaya Ajans Prodüktörü: Begüm Baran Yönetmen: Barış Çolak Görüntü Yönetmeni: Tolga Kutlar Yapım Şirketi: Vana Film

44 / marketing europe & anatolia


Kampanyalar

Colombia...

Colombia Turbodown reklam filmi sinema adaptasyonu. Kampanya Künyesi Reklamveren: Colombia Yapım Şirketi: Eksantrik Prodüksiyon Prodüktör: Elvin Ekşioğlu Yönetmen: Abdullah Ekşioğlu Post- Prodüksiyon: Eksantrik-Express Mecra: Sinema

“Molfix Yenidoğan”... rak heyecanlarına ortak oluyor. Seslendirmesini Okan Yalabık’ın yaptığı film, bir babanın aşk hikâyesini ve bu aşkın meyvesi, en değerli varlıkları, bebeklerinin hayatlarına getirdiği tatlı heyecanı anlatıyor.

Molfix’in en sevilen reklamlarından birisi olan “Molfix Yenidoğan” reklam filmi yeniden ekranlarda. Molfix’in sahiplendiği ‘’göbek bağı oyuntusu’’ özelliğine vurgu yapan film, animatik anlatımla anne ve babaların duygularına dokuna-

Kampanya Künyesi Reklamveren: Hayat Kimya Reklamveren Temsilcisi: Melek Soklangıç Dinçer, Gülşen Serin Bakır, Aysun Nayır, Özden Özden Reklam Ajansı: Vietnam Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın Sanat Yönetmeni: Onur Eker Metin Yazarı: Gaye Basmacı Müşteri İlişkileri: Ceren Gül Ajans Prodüktörü: Cengiz Karadeniz Prodüksiyon Şirketi: 1000 Volt Yönetmen: Luca Schenato Medya Ajansı: Speed Medya Müzik: Jingle House Dublaj sanatçıları: Okan Yalabık, Zeyno Günenç Kullanılan Mecralar: TV, internet.

marketing europe & anatolia / 45


Kampanyalar

Isıcam’dan ‘Cam Alıcı... TV’lerin yanı sıra radyo, basın, internetin de yer aldığı birçok mecrada yayınlanıyor.

Isıcam’ın 40’ıncı yıl etkinlikleri kapsamındaTBWA\İstanbul tarafından hazırlanan reklam filminde, ünlü oyuncu WilmaElles ile oyuncu ve dublaj sanatçısı Gamze Gözalan, kamera karşısına geçti. Gamze Özalan’ın, komşusu WilmaElles’e yakıt faturasından dert yandığı filmde,Elles ona Isıcam Konfor ile faturaların nasıl azalacağını anlatıyor. Yeni teknoloji ürünü olan, ısıtma ve soğutma enerjisinde tasarruf sağlayan ‘Isıcam Konfor’un yeni reklam kampanyası;

Kampanya Künyesi Reklamveren:Isıcam Konfor Reklam Ajansı: TBWA\İstanbul ECD: Emre Kaplan Yaratıcı Ekip: Ali Şener, Burak Kunduracıoğlu, Yiğit İrde, Demet Toprak, Emir Yüksel Marka Ekibi: Didem Tamer Gül, Yasemin Tolunay, Melih Mermutlu CSO: Toygun Yılmazer Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik Prodüksiyon Ekibi: Ceyda KayaçetinSchulte, Pelin Güneş, Gizem İnan Prodüksiyon Şirketi:Autonomy Yönetmen: Uygar Kutlu Post Prodüksiyon:Otomat Müzik:Opus Audio / Mehmet Yaranona, Tolga Türünz Kullanılan Mecralar: TV, basın, radyo, internet, açıkhava – billboard-otobüs –metro-panolar- otobüs durakları

“Hayat meydan okumaktır”...

Mitsubishi yeni reklam filmiyle tüketicilere “hayata meydan okumaları” için sesleniyor. Yeni nesil otomobili Mitsubishi Outlander’ın reklam filmini tüketicilerle buluşturan Mitsubishi, sürdürülebilir sürüş keyfi için dayanıklı ve güvenilir araçlar ürettiğini reklam filmiyle yansıtıyor. Kampanya Künyesi Marka: Mitsubishi Outlander

46 / marketing europe & anatolia

Reklamveren: Temsa Motorlu Araçlar Dağıtım ve Pazarlama A.Ş. Reklamveren Temsilcileri: Aytuğ Bük, Nilpar Tunaboylu Reklam Ajansı: İlancılık Müşteri İlişkileri: Atılay Bingöl, Lora Cemal Yaratıcı Ekip: Mithat Çalışkan, Eymür Oskay, Duygu Yücel, Yılmaz Şahin, İbrahim Sıvar Post Prodüksiyon: IPD


Kampanyalar

Yeni “atıştırmalık”... Twitto’nun reklam filmi, futbol karşılaşmalarının duayen sesi Ertem Şener ile, basketbol maçlarının efsane spikeri Murat Kosova’nın seslendirmeleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Twitto reklam kampanyasının yaratıcı ajansı Mod Ajans, yapımcısı ise Terra Film House. Kampanya Künyesi Reklamveren: Şimşek A.Ş. Reklamveren Yetkilileri: Hakverdi Aydın, Nasuh Şişik Kreatif Ajans: Mod Ajans Yaratıcı Ekip: Ragıp Öztürk, Ali Ender Uysal, Sefa Öncül, Barış Arslan, Cemil Keskin, Neslihan Başol Müşteri İlişkileri: Elvan Şentürker, Gizem Çelikman Yapımcı:Terra Film House - Murathan Kodaman / Ferda Bravo Kodaman Yönetmen: Hakan Algül Medya Ajansları: Starcom, Reksan Pr Ajansı: prEkstra İletişim Danışmanlık

Seramik VitrA’dır... tanıklık ediyor.

VitrA; yeni reklam filmini, izleyicilerle buluşturdu. “Hayranlık uyandıran evlerde seramik VitrA’dır” sloganıyla UltraRPM Reklam Ajansı tarafından hazırlanan reklam filminde; tatile giden komşusunun kedisini beslemek üzere eve giren bir karı-koca rol alıyor. Kediyi ararken evi dolaşan çift, evin farklı alanlarında kullanılan VitrA seramiklerinin; yüzey, doku, ebat ve renk alternatifleriyle hayranlık yarattığına

Kampanya Künyesi Reklam Veren: VitrA VitrA Ekibi: Orçin Egemen, Elif Özalkan, Algın Can, Hande Üreten Reklam Ajansı: UltraRPM Executive Kreatif Direktör: Hakkı Mısırlıoğlu Yaratıcı Grup: Cumhur Güçer, Duygu Yegül, Furkan Civelek Müşteri Grubu: Melda Tarlan, Demet Akpınar, Enhar Giritli Baydar Yapım şirketi: Böcek Yapım Yönetmen: Kıvanç Barıönü Post Prodüksiyon: İmaj Ajans Prodüktörü: İdris Özgül Fotoğrafçı: Bomonti / Kerem Sanlıman Medya Ajansı: Carat PR Ajansı: A&B İletişim Dijital Ajans: Ping

marketing europe & anatolia / 47


Kampanyalar

Çok mu çok modayız... Mavi’nin Gold; daha fit, daha esnek ve daha ince görünüme imza atıyor. Sınırsız hareket özgürlüğünü vurgulayan Ali Taran imzalı “Çok mu çok modayız” reklam filminde, Serenay aksiyon sahneleriyle dikkat çekiyor. Hız ve esnekliğin göz önünde olduğu kampanyada, Serenay’a, Hollywood aksiyon filmlerinin dikkat çeken ismi Chase Armitage eşlik ediyor. Çekimleri 3 gün süren film; Kapalıçarşı’nın çatısı, Yeni Cami’nin geçit ve merdivenleri, Büyük Han’ın galerileri, Bomonti Eski Bira Fabrikası’nın avlusu ve Galata teraslarında geçiyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Mavi Reklam Kampanyası: Çok mu çok modayız! Reklamın Yıldızı: Serenay Sarıkaya Rol Arkadaşı: Chase Armitage Reklam Ajansı: Ali Taran Yönetmen: Cemal Alpan Görüntü Yönetmeni: Simon Coull Stil Editörü: Carlo Alberto Pregnolato Fotoğraflar: Riccardo Tinelli

“I am the Pompacı”... BP’nin marka yüzü Mustafa Sandal’ın başrolünü BP pompacısı ile paylaştığı yen ireklam filmi yayına girdi. Yeni reklamda ayrıca, bir öncekinde olduğu gibi Mustafa Sandal’ın “Bombacı” adlı şarkısının,geçtiğimiz aylarda sosyal medyada ses getiren uyarlaması olan “I am the Pompacı” versiyonu da kullanılıyor. Kampanya Künyesi Reklamın Başlığı: Uğurlama Reklamveren: BP Petrolleri A.Ş. Reklamveren Temsilcisi: Deniz Güloğlu, Görkem Önal, Sabiha Arabacı Reklam Ajansı: Ogilvy & Mather Istanbul Prodüksiyon Şirketi: Kala Film Yönetmen: Hakan Yonat Post Prodüksiyon: Post Modern Müzik: Mustafa Sandal, Atakan Ilgazdağ PR Ajansı: Ogilvy PR Istanbul Medya Ajansı: MindShare Kullanılan Mecralar: TV Medya Ajansı: MindShare Kullanılan Mecralar: TV

48 / marketing europe & anatolia


Kampanyalar

Pompomgiller’in Maceraları... Familia’nın sevimli penguen ailesi Pompomgiller, yeni reklam filminde Familia Parfümlü Tuvalet Kağıdı’nın özelliklerini anlatıyor. . Filmde senaryo, alışverişe çıkan sevimli babanın banyo kokusunu almayı unutmasıyla başlıyor. Kampanya Künyesi Reklam veren: Hayat Kimya – Familia Reklam veren Temsilcisi: Aysel Aydın, Gül Yeşilay Coşkun, Elif Yılmaz Okçuoğlu Reklam ajansı: Vietnam Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın Yaratıcı Grup Direktörü: Rıza Çankaya Sanat Yönetmeni: Umut Kısa, Kenan Çetinkaya Reklam Yazarı: Erdem Güngör, Aslı Sevim, Ayberk Çınar, Besime Yıldız Müşteri İlişkileri: İlknur Korkmaz Ajans Prodüktörü: Begüm Baran Animasyon Yaratım: Robotika – Coşku Özdemir Karakter Tasarım: Fayeshu

Bellona halı... Bellona’nın modern tesislerinde geçen yeni reklam filminde, 2015 yılı halı modelleri Şevval Sam’ın sesi ve güzelliğiyle birlikte seyirciye ulaşıyor. Bellona’nın sımsıcak renkleri ve birbirinden güzel desenlerinin yer aldığı filmde, ipliklerin nasıl halıda hayat bulduğunu, showroom alanında nasıl sergilendiğini göstermesinin ardından Bellona ürünleriyle uyumlu halıların seyirciye ulaşmasıyla son buluyor. Kampanya Künyesi Prodüksiyon Şirketi: FilmColony Production Company Yönetmen: Can Evrenol Yapımcı: Tolga Erener Reklamveren: Bellona - Murtaza Durmuş/ Mehmet Emin Çakıcı, Ebru Çalışkan Ajans: Piramit Tasarım & Reklamcılık Kreatif Ekip: Deniz Köker, Beste Köker, Sibel Aydın Müşteri ilişkileri: Deniz Sesli, Ayşe Işın, Damla Özeren

marketing europe & anatolia /49


Cennetin Minik Bi


Gezi

ir Demo’su, Bali... Yaz gelip de tatil kaşıntılarım tutunca Bali’ ye dalışa giden bir gruba zorla ek oldum :) Zed biletimi aldım tarih gelince de ekiple, havaalanında bi’ lokmacık tanıştık. Bali uçuşu Katar aktarmalı. Bi’ lokmacık muhabbeti uçakta koyulaştıraraktan Doha, Katar’ a kadar birlikte gittik. Katar’ dan Bali’ ye gideceğiz.

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com Yaz gelip de tatil kaşıntılarım tutunca Bali’ ye dalışa giden bir gruba zorla ek oldum :) Zed biletimi aldım tarih gelince de ekiple, havaalanında bi’ lokmacık tanıştık. Bali uçuşu Katar aktarmalı. Bi’ lokmacık muhabbeti uçakta koyulaştıraraktan Doha, Katar’ a kadar birlikte gittik. Katar’ dan Bali’ ye gideceğiz. Fakat benim bilet, zed bilet (THY personeli, indirimli bilet), uçakta yer olmadığı için ben binemedim ve Katar havaalanında mahsur kaldım. Ekip bindi gitti. Ben bir başıma havaalanında kala kaldım :( Gece saat 23:00. Satış ofisinde bakıyoruz, sonraki günlerin uçakları da dolu ve günde sadece 1 uçuş var. Farklı aktarma versiyonları deniyoruz ama hepsi dolu. Müslümanların Ramazan Bayramı ve hepsi de müslüman ülkeler. Baktım

olaraktan atladım uçağa. 9 saat sonra Jakarta’ ya indim. Saat farkından dolayı yine gece :( 2 gündür gündüz yüzü görmüyorum. Oradan da Bali’ ye, Denpasar’ a gitmem lazım. Meşekkatli bir araştırmadan sonra Sumatra üzerinden aktarmalı Denpasar uçağı buldum. Sabah 05:00’ te uçak kalktı ve Sumarta’ ya gittik. 2 saat de orada bekledikten sonra nihayet Bali’ ye vardım. Bakmayın böyle anlattığıma, resmen macera oldu, 3 günlük yolculuk. Neyse ki arkadaşlar havaalanına araç göndertip beni aldırdılar. 3 saat araba yolculuğundan sonra otele vardım. Ve gördüğüm manzara karşısında ne yorgunluk kaldı ne gerginlik. Deniz kenarında tek odalı tek katlı bungalov tipi evler, muhteşem frangi pani çiçekleri ve palmiye ağaçları. Ortam inanılmaz

sabah 07:00’ de Jakarta’ ya uçak var. Onda da yer yok. Dediler ki bekleyin, gelmeyen olursa sizi alırız. Ben sabah 06:00’ ya kadar bir başıma havaalanında 18 derecede titreyerek bekledim. Neyse ki uykusuzluk sorunu olan bir arkadaşım var da, sabaha kadar whats up’ tan sohbetiyle bana eşlik etti :) Sabah 06:00’ da gittim müşteri servisine, baktılar yer yok. Ben hem üşümüş hem uykusuz vaziyetteyim neredeyse ağlayacağım. Satış ofisindeki abi halime acıdı sanırım, bana camsit denilen, hostes koltuğu verdi. Ben ona razı

güzel... Kaldığımız otel aslında bir tatil köyü gibi. Müstakil evlerden oluşuyor. Çoğunluk bir odalı, süitler çok odalı. Evler kocaman bir arazi üzerine serpiştirilmiş. Çatıları yukarıya doğru uzun ve sazlardan yapılmış. Tek sorun havanın çok erken kararması. Biz İstanbul’ da 21:00’ de havanın kararmasına alışığız burada 17:30’ da hava kararıyor. Bünye de güneş saatine ayarlı olduğu için erkenden uyku bastırıyor. İlk akşamı kalıbı fazla yormadan, yemek yiyip, üzerine de Türkiye’ den itinayla taşınmış rakıdan içerek kapattık. marketing europe & anatolia / 51


Gezi

Kaldığımız odaların banyolarının üzeri açık, yani açık havada tuvalete gidip, duş alıyorsunuz. İlk etapta yadırgansa da sonra alışıyorsunuz. Hatta eve dönünce de banyoda daral geliyor :) Ertesi gün, dalış olduğu için erken kalkıp saat 07:00 gibi dalış teknesine doluştuk. O kadar çok özlemişim ki dalışı, kalbim pır pır heyecandan. Minik bir yolculuktan sonra dalış bölgesine vardık. Sonra da sırayla atladık suya. Bali volkanik bir ada ve dalış bölgesi de Agung Yanardağı’ nın eteğinde Tulamben adında bir yer. Yanardağa çok yakın olması sebebiyle suyun altı da volkanik kayalarla dolu. Dip yapısı siyah ve karanlık. Bir sürü canlı var. Hatta bir keresinde 2 tane köpekbalığına rastladık. Fakat hayvanların o kadar çok üzerlerine gitmişiz ki mercanların altına kaçıp, saklandılar bizden. Tulamben’ de dalış için kaldığımız 5 gün boyunca günde 3’ er dalış yaptık. Bir gün de Amed üzerinden Nusa Penida’ ya gidip orada daldık. Orada suyun altı bembeyaz kum. Su turkuaz rengi. Kısacası muhteşem :) Tabii o kadar güzel ki, su altında ben kendimi kaybedip oradan oraya yüzerken dizimi mercanlara sürttüm. O gün 52 / marketing europe & anatolia

Bali volkanik bir ada ve dalış bölgesi de Agung Yanardağı’ nın eteğinde Tulamben adında bir yer. Yanardağa çok yakın olması sebebiyle suyun altı da volkanik kayalarla dolu.

pek bir şey olmadı ama sonrasında o mercanlar benim dizimde büyümeye devam etti. Hatta bir ara tüm bacağımdan mercanlar çıkacak diye korktum :( 5 gün boyunca gündüzleri su altında lay lay lom şeklinde geçirdik. 1 günü de çevre gezisi ile geçirdik. Hocamız bizi gezdirmesi için 2 tane araç ve rehber ayarlamış, sağolsun. Hep birlikte çıkıp önce pirinç tarlalarını gezdik. Yani uzaktan bakıp fotoğraf çektik.Çünkü oralar bataklık. Sonra yola devam ederken trafik başladı. Biz de meraklanıp indik arabadan. Bir de baktık yöresel kıyafetler giyinmiş kadın ve erkekler sembolik cenazeler taşıyıp, ölü yakma törenine gidiyorlar. Bali’ de insanlar Ağustos ayı haricinde ölürlerse, toprağa gömülüyorlar sanırım. Ağustos olunca da oldukları yerlerden alınıp tapınaklarda yakılıyor. Ağustos ayı boyunca “Cremation Ceremony” dedikleri ölü yakma törenleri düzenleniyor. Ağustos ayında cennetin kapıları açıldığı için ruhlar cennete gidiyormuş. Töreni de pas geçip Tırta Gangga su sarayına gittik. 1946 yılında Karangsem’ de,1 hektarlık bir alana inşa edi-


Gezi

len sarayın yanı sıra, arazide, havuz, pirinç terasları ve heykeller var. Tırta Gangga’ yı da gezip dolaştıktan sonra Ujung Sarayına geçtik. Yine Karangsem’ de yer alan saray 1909 yılında Alman Dutch van Den Hentz ve Çinli Loto Ang isimli mimarlar tafından inşa edilmiş. Arazinin içinde kocaman 3 tane havuz var. Hatta 1 tanesinde balık bile yetiştiriyorlar. Yalnız bu balık havuzunun yanından geçerken burnunuzun direği kırılıyor. Hava sıcak, su hem çamurlu hem de pis, üzerine bir de balık kokusu. Korkunç bir koku. Okyanusta bir ada olup da havuzda balık avlamak tuhaf. Ujung Saray Parkı oldukça büyük bir arazinin içinde. Etraf yemyeşil, kenarlarında rengarenk çiçeklerin süslediği havuzlar, havuzların üzerine inşa edilmiş sarayalar. Manzara ve atmosfer gerçekten mükemmel. Bu harika yer 1963 yılında Agung yanardağının patlaması sebebiyle 1975 yılında da deprem sebebiyle hasar görmüş ve onarılmış. Bazı binalarda bu hasarların izlerine rastlıyorsunuz. Ailenin kaldığı saray ise şu an müze şeklinde. Yalnız saray ve müze deyince aklınıza öyle kocaman binalar, bir sürü

Bu harika yer 1963 yılında Agung yanardağının patlaması sebebiyle 1975 yılında da deprem sebebiyle hasar görmüş ve onarılmış.

mal mülk gelmesin.İçinde iki üç tane odası olan son derece sade bir bina. Avrupa’ da gördüğümüz saraylarla hiç ilgisi yok. Tulamben’ de ayrıca gezilmesi gereken Beshakih Tapınağı var fakat biz dalışlardan fırsat bulamadığımız için orayı gezemedik. Belki bir daha ki sefere. Gündüzleri dalış, arada bir gün gezi ve akşamları da Bali masajı ardından sohbet muhabbet şeklinde bir hafta bir zaman geçirdik Tulamben’ de. Bali masajı demişken ondan bahsetmeden geçmek olmaz. Masaj için baş kısmı delik olan ahşap yataklar var. Üzeri deri kaplı. Bikinilerizi giyip geliyorsunuz sonra yüz üstü yatıyorsunuz. Balili hanımlar mis kokulu lavanta yağlarını alıyor ve ellerine sürerek yavaş yavaş tüm vücudunuza masaj yapıyor. Arka kısım bittikten sonra sırt üstü yatıyorsunuz. Masaj yapılmadık yeriniz kalmıyor neredeyse. İnanılmaz rahatlatıcı. Doğanın kucağında masaj :) Bazı arkadaşlarımız o kadar rahatladı ki, horultu sesleri eşlik etti doğaya :)

marketing europe & anatolia /53


Gezi

Tatil boyunca sık sık masajla şımarttık kendimiz. Sabah erken saatlerde balığa çıkan balıkçı tekneleri biz kahvaltı ederken dönmeye başlıyorlardı. Bir gün dalış rehberinden bizim için balık almasını rica etti. O da sağolsun bizi kırmadı. Şansımıza orkinos varmış. o akşam mangal yandı ve orkinoslar salata eşliğinde servis edildi. Ahhh, bir de rakı olaydı :) 14 kişilik ekibimizin hepsi birbirinden güzel ve eğlenceli kişilerden oluşuyordu. Masajlardan sonra havanın da kararmasıyla birlikte hepimiz masa başında yerlerimizi alıp hoş sohbetlere daldık. Bazı geceler de havuz başı partileri ve bahçe partileri yaptık. Çok şeker iki arkadaşımızın evlilik yıldönümleri tatil tarihimize denk geldiği için onların için de çok güzel kutlama yaptık. Bali’ ye özgü saronglarımızı giyinip nikah tazelettirdik :) Dilerim hep mutlu olsunlar. Son derece dost canlısı ve güler yüzlü otel işletmesi de bu güzel çiftler için düğün pastası hazırladılar. O da çok tatlı sürpriz oldu. Palmiye ağaçları ve mis kokulu çiçeklerin altında tatil yapmak çok keyifli. Huzur, dinginlik ve sessizlik arayanlara 54 / marketing europe & anatolia

Palmiye ağaçları ve mis kokulu çiçeklerin altında tatil yapmak çok keyifli. Huzur, dinginlik ve sessizlik arayanlara Tulamben’i tavsiye ederim.

Tulamben’ i tavsiye ederim. Bali’ nin bu bölgesi biraz daha yöresel ve çok şehirleşmemiş. Hatta şöyle ki; evinizin yüksekliği bahçenizdeki ağaçtan daha yüksek olamaz. Halkın ekonomik geliri çok düşük ve çok fakirler. Çok az şeye sahipler. Materyallere yani eşyalara bağımlılıkları yok. Evleri genelde tek odalı. Çok az eşyalayı var. Televizyonları yok mesela. Ne kadar şanslılar. Eczane ve doktor çok az var mesela. Reiki ile iyileştiriyorlar kendilerini veya birbirlerini. Hindu dinine mensuplar ve gerçekten tüm gerekliliklerini yerine getiriyorlar. Buradaki aileler evlerde değil tapınaklarda yaşıyorlar aslında. Evlerinde tapınak yok, tapınaklarında ev var. Her ailenin ekonomik şartlarına göre tapınağı var. Tapınağın girişinde de minik plakalar çakılı. Plakaların üzerinde, orada yaşayan kişilerin bilgileri var. Böylece hangi tapınakta kim var görebiliyorsunuz. Tapınağın her köşesinde tanrıları var. Her sabah bu tanrıalara şükranlarını sunmak için yiyecek, içecek vs sunuyorlar. Bazen sigara, ciklet bile gördüğünüz oluyor. Arabası olanları ön


Gezi

konsol üzerinde mutlaka şükran sepeti oluyor. Balık ızgara yaptığımız akşam mangalı yapan arkadaş bir parça da tanrıların sunağına bırakmıştı:) Toplu ibadetleri gereği akşamları büyük tapınaklarda bir araya gelip toplu ibadetler yapıyorlar. Sanırım bunlar bir süre sonra eğlenceğe dönüşüyor çünkü önünden geçerken baktığımızda herkes çok şen görünüyordu. Bu tapınak ve ibadet işi iyi güzel de etraf yiyeceklerden dolayı çok pis kokuyor. Çünkü sabah konan yiyecekler gün boyu sokaklarda kalıyor ve onlar çöpe atılmıyor. Oldukları yerde, bir hayvan gelip de onları yiyene kadar kalıyorlar. Bu da korkunç bir koku oluşmasına sebep oluyor. İşte, Bali’ nin bir kısmı yani Tulamben böyle. Daha sırada Ubud ve Kuta var. Ama onları sonra yazacağım. Yoksa çok uzun olacak. Editör hanımefendi çok yer kaplıyorum diye fırça çekmesin sonra :) Eleştiri ve önerileriniz için: seval@sevalduban.com marketing europe & anatolia /55


Röportaj Game On

inFAMOUS Second

Ali Erdem Ekşioğlu

Seattle Günümüz Amerika'sında Seattle'ın kalablık sokaklarında gezinme şansı.

Kahraman/Terörist Oyun boyunca yapıcağınız seçimlerle maceranıza yön verin


d Son...

GameOn Youtube: http://www.youtube.com/user/meaGameOn

Derin Karakter Gelişimi Yeni Bir Düzen Güçlerinizi keşfetmeden geliştirme fırsatı ve Aramızda dolaşan süper insanlara uyum hiç bitmeyen bir gelişim ağacı. sağlayamayan dünyanın aldığı yeni şekli ve düzeni Delsin Rowe'un gözlerinden keşfedin.


Game On

Seattle’ın sokaklarında farklı, esşiz insanların haklarını arayan Delsin Rowe’un hikayesini anlatan Infamous: Second Son geniş bir open world tecrübesiyle oyuncularla 21 Mart 2014 tarihinde buluştu. PS4 platformuna göre geliştirilen oyun birçok farklı mekaniğe, akıcı ve rahat kontrollere ve muhteşem grafiklere sahip. Oyun PlayStation 4’ün performans imkanlarını sonuna kadar kullanırken aynı zamanda ilgi çekici, merak uyandıran ve aslında biraz da sembolik bir hikayesi var. İnsanüstü güçler keşfetmez ve büyülenmezken bile oyun sizi aynı heyacanla ekran başında tutabiliyor. Oyun boyunca yapmanız gereken bazı seçimlerle bu yolculuğunuzun ne yönde olucağınızı belirliyor. Zengin karakter gelişimini yeni seçimlerinizle iyice çeşitli ve derin bir hale sokuyorsunuz. Oyunun size sunduğu seçimlerle sekil alan hikaye de 58 / marketing europe & anatolia

Sizin için deneyimleyip montajladığımız review videosunu http://www.youtube.com/user/meaGameOn

adresinden izleyebilirsiniz.

geniş Open World’ün yanında sizi oyunu daha fazla oynamaya itiyor. Oyunu bitirseniz bile farklı seçimler yaparak nerelere gelebiliceğinizi öğrenme isteği sizi yine controllerlarınıza bağlıyor. Bazı insanların olağanüstü güçleri olduğunu duyan ve korkan halkı baskıcı bir zihniyetle “koruyan” D.U.P güçlerine karşı bir başka olağanüstü birey ya da onların deyişiyle “conduit” olarak bu rejim ve denetime günümüz Seattle’ın da karşı çıkarken, askerlerle savaşmakdan bıkarsanız Open World’ün size sunduğu çeşitli yollarla da “anarşik” hareketlerinize devam edebilirsiniz. Duvarları boyamakdan, güvenlik kameralarını kırmaya, takip cihazları indirmekden, sivil polisler bulmaya kadar birçok farklı mekanik tecrübe edebilirsiniz. Eğer third person aksiyon oyunları sizin zevkinize uygunsa bu oyun kesinlikle size göre. Küçük detaylardan eğlenmek istiyorsanız da yine Infamous: Second Son kesinlikle tercih etmeniz gereken bir çalışma. Sizin için deneyimlediğimiz bu oyuna GameOn ekibi olarak 10 üzerinden 8 veriyor ve size iyi oyunlar diliyoruz.


Game On

Skylanders Trap Team... Skylanders Trap Team’de Kaos Skylands’i ele geçirme çabalarına devam ediyor. Kaos, baştan aşağı sihirli madde Traptanium™’dan yapılmış olan ve Skylands’in en korkunç kötü adamlarını içinde tutan Cloudcracker Hapishanesinin yerini tespit etmiştir. Kendi kötü adamlar ordusunu kurmak isteyen Kaos hapishaneyi havaya uçurur ve en çok aranan kötü adamlar serbest kalırken, parçalanan Traptaniumkırıkları da Tuzaklar şeklinde Dünya’ya düşer. Portal Master’lara düşen görev güçlü TraptaniumTuzaklarını kullanarak kaçan tüm kötü adamları yakalamak ve çok geç olmadan Kaos’u yenmek! Skylanders Trap TeamPortal Master’ların Skylands’in en çok aranan kötülerini “tuzakla yakalama” ve onlarla oyunda oynama yeniliğini sunuyor. Oyun TraptaniumTuzakları ile oyunun oynanışına benzersiz bir yenilik kazandırıyor. Bu yeni oyuncak türü TraptaniumPortal’ınaTM yerleştirildiğinde Portal Master’lar oyundaki bir çok özel kötüyü “yakalayabilecek” ve onları sihirli biçimde Skylands’ten gerçek dünyaya getirebilecekler. http://www.aralgame.com

Just Dance’la Dilediğiniz Zaman Oynayın... Ubisoft® Electronic Entertainment Expo (E3) fuarında Just Dance® 2015 ve Just Dance® Now’ın geliştirilmekte olduğunu duyurdu. Just Dance 2015 dünyanın #1 numaralı dans oyunu serisinin en yeni oyunu ve 24 Ekim’de tüm hareket-kontrollü oyun platformları için piyasada olacak. 2009 yılından beri 50 milyonun üzerinde satan bir seri olan Just Dance dünyanın dört bir yanındaki oyuncular tarafından sevilerek oynanan bir popkültür fenomeni haline geldi. Geçtiğimiz yıl çıkan Just Dance 2014 dünya çapında tüm platformlarda en çok satan dokuzuncu video oyunu, tatil döneminde ise en çok satan dördüncü video oyunu olmuştu. Just Dance 2015 bugüne kadarki en interaktif özellikler ve en iyi şarkı listesiyle geliyor. Oyuncuların en sevdiği özelliklerden devasa çoklu oyuncu modu World Dance Floor, video yaratıcı Autodance ve şarkılara eşlik edeceğiniz Karaoke özellikleri yeni oyun için yenilenerek geri geliyor. 40’tan fazla şarkı herkes için birşeyler sunacak.

marketing europe & anatolia /59


Kültür - Sanat

‘Hayatın Dengesi’... Tüketicileri dengeli tuz tüketimi konusunda bilinçlendirmeyi görev bilen Estuz’un tuz kullanımında duyarlılığı artırmak amacıyla başlattığı Hayatın Dengesi Fotoğraf Yarışması’na ilgi büyük. Belgesel ve haber fotoğrafçısı Haluk Çobanoğlu, fotoğrafın duayen hocalarından Doç. Dr. Hüseyin Eryılmaz, fotoğrafçı Firdevs Sayılan, tecrübeli fotoğraf editörü Umut Sülün, ünlü reklamcı A. Selim Tuncer, Estuz Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Özdemir, Efsina Genel Müdürü Özgür Özdemir ve iletişim Danışmanı Mustafa Kaya’dan oluşan yarışma jürisi, sonuçları değerlendirerek kazananları 3 Aralık 2014 tarihinde açıklayacak. Yarışmaya son başvuru tarihi ise 30 Kasım 2014. Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) danışmanlığında yürütülen “Hayatın Dengesi” ana temalı yarışmaya, seçici kurul üyeleri, TFSF temsilcisi ve onların birinci derece yakınları dışında, Türkiye’de ikamet eden herkes katılabiliyor. www.estuz.com/hayatindengesi/web sitesi üzerinden elektronik ortamda yükleme yaparak başvuruların yapıldığı ve bir kişinin en çok üç eserle katılabildiği yarışmada, birinciye 5.000 TL, ikinciye 3.000 TL ve üçüncüye 2.000 TL’lik para ödülü dağıtılacak. Ayrıca bir kişiye de 1.000 TL’lik mansiyon verilecek.

13:Kurtuluşa Doğru... Hayat oyununda kurallara göre oynamak diye bir şey yoktur. Blöf yaparak kazanmak vardır… Jessie, terapiye gittiği doktorun tavsiyesi üzerine akıl hastanesine yatırılır. Tedavisiyle ilgilenen doktorun, kendisini ölümcül projelerine dahil etmek istediğini öğrendiğinde ise akıl almaz olayların merkezinde yer aldığını fark eder. Bu karmaşanın içinde Pietr da bir yandan Jessie’yi kapatıldığı yerden çıkarmak için uğraşırken, diğer yandan da annesini kurtarma planları yapmaktadır. Pietr hayatını ortaya koyma pahasına da olsa sevdiklerini özgürlüğe kavuşturabilecek midir? 60/ marketing europe & anatolia

Filmekimi... (İKSV) tarafından 13. kez düzenlenen Filmekimi bu yıl yine Vodafone FreeZone sponsorluğunda gerçekleştirilecek. İstanbul ayağı 11-17 Ekim tarihlerinde yapılacak İKSV tarafından Vodafone FreeZone sponsorluğunda gerçekleştirilecek 13. Filmekimi, her yıl olduğu gibi merakla beklenen göz alıcı filmleri izleyiciyle buluşturacak. Yeni sinema sezonunun habercisi olan Filmekimi’nin 13’üncüsünde, prömiyerini Sundance, Berlin, Cannes, Venedik, Toronto gibi saygın festivallerde yapan, Godard, Cronenberg, Leigh, Loach ve Sissako gibi ustaların son yapıtlarının da aralarında bulunduğu 43 film sinemaseverlerin beğenisine sunulacak. 11-17 Ekim tarihlerinde, 7 gün boyunca İstanbul’da olacak 13. Filmekimi, Ekim ayı boyunca da Ankara, İzmir, Bursa, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Trabzon’u ziyaret edecek.


Kültür - Sanat

Endgame: Çağrı... Genç yetişkin edebiyatında fenomen olmaya aday Endgame, 7 Ekim’de tüm dünyayla aynı anda Pena Yayınları’ndan çıkacak. Dünyanın her yerinden okuyucular Endgame’in bulmacasını çözüp 500 bin dolar değerindeki altını kazanmak için yarışacak. Endgame, sinema, bilgisayar oyunu, sosyal ağlar, bir dizi hikaye ve sayısız interaktif uygulamayı kapsayan yapısıyla dünyada şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı kitap projesi. Google kitabın

de kurşunu altına çevirebilirler. Ölüm geldiğinde onların da yapacak bir şeyleri yok. Onlar için de, hepimiz için de. Onlar Dünya’nın mirasçıları ve Büyük Kurtuluş Bulmacası’nı çözmeliler. Biri yapmalı, yoksa hepimiz yok oluruz.” Pena Yayınları, ABD’li yazar James Frey’in şimdiden dünyada fenomen olmaya aday kitap dizisinin ilk romanı “Endgame:Çağrı”yı Türkçe olarak, 7 Ekim’de dünyada 38 ülkeyle aynı anda yayınlayacak. Macera Fenerbahçe Stadı’nda başlıyorRoman, bir maç sırasında Fenerbahçe Stadı’na düşen bir meteorla başlıyor ve bu, dünyanın sonunu getirecek felaketlerin ilki oluyor. Doğduklarından beri dünyayı kurtarmak için yetiştirilen, farklı niteliklere ve güçlere sahip 13-20 yaş arası 12 genç ise bu

oyun platformunu hayata geçirirken, filmin çekimini ise 20th Century Fox üstleniyor. “On iki Oyuncu. Bedenen gençler ama kadim bir geçmişten geliyorlar. Binlerce yıl önce yaratıldılar ve seçildiler. O günden beri hazırlanıyorlar. Doğaüstü değiller. Ne uçabilir ne

işaretle birlikte kendi medeniyetlerinin kurtuluşu için her biri üçlemenin bir cildine konu olan 3 anahtarı bulmak için amansız bir mücadeleye girişiyor.

VİKO Çocuk Tiyatrosu...

VİKO’nun çocuk tiyatrosu ekibi ile çocukları enerji verimliliği konusunda bilgilendirmek üzere sahnelediği “Aydınlık Bir Gelecek İçin” adlı çocuk oyunu yeniden perdelerini açıyor.Ders zilinin çalmasıyla birlikte ‘Aydınlık Bir Gelecek

İçin Okullarda Enerji Verimliliği’ projesine yeniden start veren VİKO, bu yıl 100 bin öğrenciye ulaşmayı amaçlıyor. Üç yıldır sürdürülen proje,ilkokul çağındaki öğrencilere enerji verimliliği, doğal kaynakların korunması, geri dönüşüm ve elektrikli ev kazalarına karşı korunma konularında bilinç kazandırmak amacıyla hayata geçiriliyor. Kurumsal sosyal sorumluluk alanındaki örnek projeleri ile tanınan VİKO’nun oluşturduğu VİKO Çocuk Tiyatrosu,teması enerji verimliliği olan ‘Aydınlık Bir Gelecek’ isimli oyununu yeniden sergilemeye başlıyor. Oyun, İstanbul’da her gün bir okulda öğrencilere ücretsiz olarak sahnelenecek.Yeni eğitim öğretim yılının başlaması ile birlikte perdelerini ilk kez Maltepe ilçesi okullarında açacak olan tiyatro ekibi, bu yıl 100 bin öğrenciye ulaşmayı amaçlıyor. VİKO,İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte yürütülen‘Aydınlık Bir Gelecek İçin Okullarda Enerji Verimliliği’ projesinde 3 yılda 250 bin öğrenciye ulaşmayı başardı. Büyük hedef ise 2020 yılına kadar 1 milyon öğrenciye ulaşmak.

marketing europe & anatolia / 61



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.