marketing europe & anatolia Sayı: 046

Page 1

marketing europe & anatolia Tarih: Kasım 2015 Sayı: 46

retorik

Sessizliğimiz ikrarımızdan değilse korkumuzdan

kelebeğin fırtınası

Seçim senin, hayat benim! a

a Y 4

d şın

.

.. z ı y



İçindekiler

marketing europe & anatolia Sayı: 46 Tarih: Kasım 2015 İmtiyaz Sahibi Eksantrik Film Prodüksiyon P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Kısa Kısa

04 - 07

Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: elvineksioglu@gmail.com

Teknoloji

10 - 11

Medya Dünyası

12 - 13

Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia aeanews@aeanews.com.tr aeanews@gmail.com Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Solemez Yusuf Yener Günay

Röportaj

14 - 19

kelebeğin fırtanası

21

Reklam dünyası

22 - 23

Danışman Abdullah Ekşioğlu İlan Rezervasyon Gözde Öztürk Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia Feneryolu Mh. Fahir Açan Sk. Deniz Ap. No: 21 /15 Kadıköy - İstanbul - Tr. Tel: +90 555 233 24 41 e-mail: meadergi@gmail.com marketing europe & anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e-dergidir. Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Bu derginin yayınlanma sürecinde hiçbir ağaç zarar görmemiştir. http://www.meadergi.com mobil: http://m.meadergi.com http://www.facebook.com/meadergi instagram: meadergi https://twitter.com/meadergi

Röportaj

24 - 26

retorik

29

Kampanyalar

31 - 35

Gezi

36- 43

Game On

44 - 47

Kültür Sanat

48 - 49

Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur. marketing europe & anatolia / 1



Köşe Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com

( editörden)

marketing europe & anatolia 4 yaşında.... Merhaba Son dört yıldır, prodüksiyon işlerimizin yanı sıra ofiste her ay yeni bir heyecan daha var. Dergimiz yayına hazırlanıyor. Röportajlarımız hazır mı, bu ay mail adresimize gelen ve bizzat giderek arkadaşlarımızın takip ettiği binlerce haberden hangilerini kullanalım, köşe yazarlarımız yazılarını tamamlamışlar mı? İşte böyle tatlı bir koşturma ile dört yılın nasıl geçtiğini anlayamadık bile. Dergimizin aylık okuyucuları 5000 ila 7500 aralığına yerleşti. Her biri bizim için çok değerli. Dergimizin dördüncü yılında gider kalemi biraz daha arttı. Gelir kalemi henüz sıfırı gösteriyor. :) Dört yıldır dışarıdan tek kuruş girdi olmadan yayın hayatında ayakta kalan başka bir süreli yayın var mı doğrusu bilmiyorum. Buradan bu mucizeyi gerçekleştirmede katkısı bulunan bugün aramızda olan ya da olmayan tüm dostlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Sizin de bildiğiniz gibi giderler Eksantrik Prodüksiyondan karşılanıyor ve sevgili Abdullah Ekşioğlu bu durumdan oldukça rahatsız. Ara sıra "Hani giderlerinizi karşılayacak kadar ilan alsanız iyi olur." diyor. Umarım bu konuda reklamcı ve medya plancısı dostlarımız müşterilerinin birkaç ilanını bize yönlendirerek, Abdullah Ekşioğlu karşısında beni yalnız bırakmazlar. Bu dört yıl boyunca bize inanan digital ortamda dergimizi sürekli paylaşarak yaygınlaşmasına katkıda bulunan dostlarımız oldu ve en önemlisi bize güç veren okuyucu dostlarımız oldu. Dostluklarımızın baki olmasını diliyorum. marketing europe & anatolia, dört yıl boyunca hiçbir güç odağına bağımlı olmadan, kalemini satmak bir yana kiraya dahi vermeden, bağımsız, tarafsız, korkusuz, doğrudan yana bir yayın politikasını sürdürdü. Birçok sermaye grubu tarafından desteklenen yayın organlarının bağımsızlığını koruyamadığı, hatta yayın hayatını sürdüremediği ülkemizde tamamen kendi imkanlarımızla dimdik durmanın önemli olduğunu düşünüyorum. marketing europe & anatolia, hiçbir cemaate, partiye hizmet etmeyen, sektörün tam bağımsız tek dergisidir. Sizin için buradayız, bizi okuduğunuz için teşekkürler.

marketing europe & anatolia / 3


Kısa Kısa

Perakende Günleri 2015...

Bu yıl 15’incisi düzenlenecek Perakende Günleri, ilgi çekici konu ve konuşmacılarıyla Türkiye’den ve dünyadan konuklarını ağırlamaya hazırlanıyor. 25 – 26 Kasım 2015 tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilecek Perakende Günleri; ülkemiz markalarını uluslararası yatırımcılar, perakende grupları ve AVM’lerle buluşturacak. Türkiye’den ve dünyadan uzman konuşmacıların sektördeki yeni uygulamaları ve güncel örnekleri geniş bir yelpazede gündeme taşıyacakları Perakende Günleri’15;

Multi Turkey, CardFinans ve Hopi’nin ana sponsorluğunda düzenlenecek. Ülkemiz markaları; bu yıl Perakende Günleri’ndeki B2B toplantılarla uluslararası yatırımcılar, perakende grupları, master franchisee’ler, AVM’ler ve ülke danışmanlarıyla da bir araya gelme imkanı bulacak. Perakende Günleri’nin bu yılki konferans konuşmacıları arasında; Harvard Üniversitesi Profesörü, Venezula Planlama Eski Bakanı Prof. Ricardo Hausmann; ‘The Network Always Wins’ ve ‘The New Normal’ kitaplarının yazarı, Nexxworks şirketinin kurucusu Peter Hinssen; ‘The Retail Revival: Re-imagining Business for the New Age of Consumerism’ kitabının yazarı, yılların usta perakendecisi ve perakende devlerinin bir numaralı danışmanı Doug Stephens; dünyaca ünlü siber – illüzyonist Marco Tempest; GH&Associates’in kurucusu ve Brezilya’daki Retail Design Institute’un kurucusu ve başkanı George Homer; Atieh Group Yönetici Ortağı ve İran’ın dünya çapında üne sahip iş ve ekonomi uzmanı Dr. Bijan Khajehpour, Katarlı perakende grubu Aura Retail CEO’su Ayman Al Jamil gibi önemli isimler yer alıyor.

P&G kurumsal sosyal sorumluluk projeleri... Türkiye’de 1987 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren ve günümüzde 20 marka ile pazarda yer alan Procter and Gamble (P&G), geçtiğimiz mali yıl boyunca kurumsal olarak ve lider markalarıyla 13 farklı sürdürülebilir program ile yaklaşık 3,5 milyon insana ulaştı. Kurumsal ve markaları üzerinden gerçekleştirdiği projeleri toplu olarak değerlendiren P&G Türkiye ve Kafkasya Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu, bugün ve gelecek nesiller için, dünya tüketicilerinin yaşamlarını iyileştirecek yüksek kalite ve değerde markalı ürünler sunmayı amaçladıklarını söyledi. “Faaliyet gösterdiğimiz ülkelerde amacımız doğrultusunda ortak değer yarattığımız konular Sürdürülebilirlik, İnovasyon ve Kurumsal Sosyal Sorumluluktur. Bu amaç bizim için iş ve finans hedeflerimizin ötesinde bir anlama sahip. Bizler yaşamları iyileştirerek en büyük kazancı elde ettiğimize inanıyoruz” dedi. P&G’nin global hedefinin 2020 yılına kadar sosyal programlar sayesinde dünyada 50 milyon kişinin hayatını değiştirmek ve saatte bir kişinin hayatını kurtarmak olduğunu belirten Turnaoğlu, P&G’nin Türkiye’de her yıl 3 milyon insanın hayatını iyileştirmeyi hedeflediğini, 4 / marketing europe & anatolia

geçtiğimiz yılda ulaşılan 3,5 milyon kişi ile global hedefe de büyük katkı sağladıklarını ifade etti. “P&G olarak sosyal sorumluluk çalışmalarımızla ihtiyacı olan kişilere ürünlerimiz ile ev konforu sağlamayı ve sağlık / hijyen / özgüven odaklı eğitim programlarını desteklemeyi hedefliyoruz” diye konuşan Turnaoğlu, tüm paydaşlara da teşekkür etti. Turnaoğlu, önümüzdeki dönemde de projelere devam edileceğini belirtti. Kimi kurumsal kimi markalar üzerinden gerçekleştirilen projeler ise şöyle: Olimpik Anneler, Özel Olimpiyatlar, Hayalden Gerçeğe, Afet Dönemi Yardımları, Ergenlik Dönemi Değişim Programı (ERDEP), Orkid #KızGibi… Global #LikeAGirl, Orkid Türk Kadın Voleybol Milli Takım Sponsorluğu, H&S FIBA Sponsorluğu, Ariel Kıyafet Bağışı Kampanyası, Prima Anne Bilinçlendirme Kampanyası, Prima Mobil Klinik, İpana Ağız ve Diş Sağlığı Programı.


Kısa Kısa

Brand Week Istanbul...

Dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen pazarlama, iletişim ve lerini, fikirlerini ve işlerini buluşturmayı hedefleyen dev bir orgayaratıcılık liderlerinin buluşma noktası Brand Week Istanbul, nizasyon olan Brand Week Istanbul; son yıllarda bir ekonomi ve bu yıl üçüncü kez düzenleniyor. Influence at Work Başkanı, finans merkezi olarak hızla yükselen İstanbul’u, sahip olduğu İkna Psikoloji Profesörü Robert Cialdini, Samsung Elek- büyük potansiyelle bir yaratıcılık üssü olarak konumlandırmak tronik Baş Mühendis ve Tasarımcısı, İnteraktif Grup Yöneti- istiyor. cisi Jinha Lee, Reklamcı, Yazar Luke Sullivan, Twitter EMEA Brand Week Istanbul, bu yıl onuncu yılını kutlayan FeSatış Ortaklıklar Yöneticisi Niall Horgan, gibi yıldız isimler, lis Ödülleri’ne de ev sahipliği yapacak. Yılın en rekabetçi 16-21 Kasım 2015tarihleri arasında “Brand Week İstanbul” haftasında açık havadan basına, medyadan dijitale, markalı kapsamında Lütfi Kırdar’da ağırlanacak.

içerikten PR’a 13 farklı bölümde en yaratıcı fikirler ödüllendiril-

Pazarlama ve iletişim endüstrisinin dünyanın en yaratıcı isim- ecek.

TEDxİSTANBUL... TEDxISTANBUL, 21 Kasım’da Volkswagen Arena’da. Türkiye’den önemli isimleri “Connecting The Dots/Noktaları Birleştirmek” teması etrafında 21 Kasım’da tekrar Volkswagen Arena’da gerçekleşecek. “Technology”, “Entertainment” ve “Design” sözcüklerinin baş harflerinden oluşan TED, “Paylaşmaya Değer Fikirler” sloganıyla yola çıkan ve kar amacı gütmeyen bir küresel konferanslar serisidir. 1984 yılından günümüze uzanan konferanslar serisinin asıl amacı, farklı alanlardaki ileri derecede bilgi sahibi kişilerin konuşmalarıyla bilgi alışverişine zemin oluşturmaktır. Dünya çapında şimdiye kadar 4 milyarın üzerinde izlenme rakamına ulaşan TED konferanslarının lisansıyla İstanbul’da gerçekleşen TEDxIstanbul’a 21 Kasım’da 4 bin üzerinde katılım beklenmektedir. TEDxIstanbul’da bugüne kadar Emin Çapa, Sevil Atasoy, Saffet Emre Tonguç, Metin Hara, Kaan Kayabalı, Nil Karaibrahimgil, Talat Kırış, Markus Lehto, Ersin Karabulut, Sertab Erener, Tim Leberecht ve Dave Troy gibi isimler konuşmacı olarak yer aldı. Bu sene neden 4 bin kişi noktaları birleştirmek için ortak bir yola çıktık?

Açıklanan Konuşmacılar - Moderatör: Aslı Şafak, Gazeteci / TV Programı Sunucusu ve Yapımcısı - Capital Turkish Connections (CTC), Bağımsız Düşünce Üretim ve Uygulama Kuruluşu - Cem Topçuoğlu, Kolektif Yaratıcılık Başkanı - Ece Temelkuran, Yazar - Emin Çapa, Gazeteci - Emre Soyer, Davranış Bilimci - Ezel Akay, Film Anlatıcısı - Judith Liberman, Masal Anlatıcısı - Karsu, Caz Sanatçısı - Mehmet Aksel, Mutfak Sanatları Akademisi Kurucu - Şahin Tulga, Mentoro Danışmanlık Platformu Kurucu

marketing europe & anatolia / 5


Kısa Kısa

LG, 2015 2015 yılı 3. çeyrek sonuçları...

TürkTraktör, 2015 yılı 3. çeyrek sonuçları...

LG Electronics, 2015’in üçüncü mine

çeyrek Beyaz

döne-

Eşya

ve

İklimlendirme Bölümü’nde gerçekleşen güçlü işletme karlılığıyla birlikte 106,76 milyon dolar toplam kar elde ettiğini açıkladı. Ayrıca TV ve akıllı telefon pazarlarında yoğunlaşan rekabete rağmen LG’nin üçüncü çeyrek dönemdeki satışları bir önceki döneme oranla yüzde 0,7 oranda artarak 12 milyar dolara ulaştı. Aynı zamanda işletme karlılığı da bir önceki döneme göre artarak 251,5 milyon dolara ulaştı. LG’nin Ev Eğlence Bölümü üçüncü çeyrek dönem için Kuzey Amerika, Latin Amerika ve Bağımsız Milletler Topluluğu gibi bölgelerde UHD ve OLED TV pazarlarında gerçekleşen yüzde 9’luk artışla birlikte 3.67 milyar dolarlık gelir açıkladı. Bunun yanında bir önceki çeyrek döneme oranla maliyet yapısı ve ürün çeşitliliğinde yapılan iyileştirmelerle birlikte karlılık daha da artırıldı.

TAV cirosunu yüzde 14 artırdı... TAV Havalimanları yılın ilk

Türk otomotiv sektörünün halen faaliyette olan en eski üretici kuruluşu olan TürkTraktör, 2015 yılı üçüncü çeyrek dönemine ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı. Tarım sektörünün gelişimini sürekli kılmak adına hayata geçirdiği üretim, satış ve satış sonrası hizmet çalışmalarıyladikkat çeken TürkTraktör;özellikle yurt içi satışlarında gerçekleştirdiği artışla birlikte;2015’in üçüncü çeyreğinde başarı grafiğini yükseltmeyi sürdürdü. TürkTraktör, çeyrekler itibarıyla toplam ciroda yakaladığı artış trendini; bu yılın üçüncüçeyreğinde sürdürürken; son yılların en yüksek rakamlarına da ulaştı. TürkTraktörün toplam cirosu; bir önceki çeyrek döneme göre %7; geçtiğimizyılınaynı dönemine göre ise %16 artarak2.343 milyon TL olarak gerçekleşti.Şirketin geçtiğimizyıla göre%19 artış gösteren brüt kârı; yılın ilk 9 ayının sonunda 440 milyon TL’ye ulaştı.

Yapı Kredi 2015 yılı 3.çeyrek sonuçları...

dokuz ayında cirosunu bir ön-

Yapı Kredi, yılın ilk dokuz ayındaki

ceki yılın aynı dönemine göre

toplam aktif büyüklüğünü yılbaşından

yüzde 14 artırarak 822 milyon

bu yana yüzde 27 artırarak 247 mi-

avroya yükseltti. TAV’ın 2015’in

lyar 752 milyon TL’ye çıkardı. 2015

ilk dokuz ayında hizmet verdiği

başından bu yana kredi ve mevduat

yolcu sayısı da yüzde 8 artarak

alanındaki hızlı büyümesini sürdüren

78 milyona ulaştı. Havalimanı

Yapı Kredi’nin toplam kredileri 216.9

işletmeciliğinde Türkiye’nin dünyadaki lider markası TAV Ha-

milyar TL’ye, toplam mevduat hacmi

valimanları, 2015 yılının ilk dokuz ayında yolcu sayısını yüzde

ise 136.3 milyar TL’ye ulaştı. Bankanın toplam gelirleri ise bir

8 artırırken cirosunu yüzde 14 yükseltmeyi başardı. İlk dokuz

önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 17 artarak 7 milyar

ayda 822 milyon avro ciro açıklayan TAV, aynı dönemde amor-

326 milyon TL’ye yükseldi. Yapı Kredi, 2015 yılı ilk dokuz ayı

tisman ve vergi öncesi faaliyet kârını ise yüzde 21 artırarak

konsolide net kârını 1 milyar 274 milyon TL olarak açıkladı.

395 milyon avroya çıkarttı.

Yapı Kredi CEO’su Faik Açıkalın şu değerlendirmede bu-

TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener “Beklen-

lundu: “Yılın ilk 9 ayında başarılı bir performans serg-

tilerimize uygun bir şekilde 2015 yılı TAV Havalimanları için

ileyerek odaklandığımız alanlarda hedeflerimize ulaştık.

hem faaliyetler hem de finansal sonuçlar anlamında oldukça

Kaynaklarımızı verimli kullanarak ve katma değeri yüksek

iyi geçiyor. İlk dokuz ayda hizmet verdiğimiz havalimanlarında

alanlara odaklanarak hem krediler, hem de mevduatta pazar

ağırladığımız yolcu 78 milyona ulaştı ve toplam yolcu sayımızı

payımızı genişlettik. Nakdi kredilerimizi yılın başından bu yana

yüzde 8 artırdık. İstanbul Atatürk’te ise dış hat yolcumuz yüzde

yüzde 22 artırarak 153.7 milyar TL’ye, gayrinakdi kredilerimizi

11 artış kaydetti.

de yüzde 30 yükselterek 63.2 milyar TL’ye ulaştık.”dedi.

6 / marketing europe & anatolia


Kısa Kısa

Divan Grubu CEO’luğu görevine atama...

‘2015 Yılının Global Ajansı’ Seçildi... Dünyanın önde gelen glo-

Divan Grubu CEO’luğu görevine atanan

Richard

bal iletişim şirketlerinden

Appelbaum,

Weber Shandwick, Holmes

meslek yaşamına 1992 yılında Hilton

International

“Yiyecek

İçecek

International

Brüksel

ve

Hyde Park Londra’da “Yiyecekİçecek Müdürü” olarak devam etti. 1996 yılında İstanbul’a gelen Appelbaum, 1999 yılına kadar Swissotel Bosphorus’ta “Yiyecek-İçecek Direktörü” olarak görev yaptı. Appelbaum, 1999- 2007 yılları arasında Kempinski Münih’te, Shangri La Singapur’da ve Le Saint Gerant Hotel Golf Club&SPA Mauritus’ta “Otel Müdürü” ve Mövenpick İstanbul’da “Genel Müdür” pozisyonlarında bulundu. 2007 yılından 2011 yılına kadar da Hotel Mulia Senayani Jakarta’da, Zabeel Saray by Rixos Dubai’de ve Jumeirah Messilah Beach Hotel & Spa Kuveyt gibi uluslararası zincir otellerde de “Genel Müdür” olarak hizmet verdi.

AirTies’ınİletişim Danışmanı Manifesto Oldu...

AirTies’ınİletişim Danışmanı Manifesto Oldu İletişim danışmanlığı, reklamcılık, sosyal medya, kurumsal etkinlik ve organizasyonlar konusunda ulusal ve uluslararası birçok markaya hizmet veren Manifesto; ürünlerinde ileri teknoloji ve özellikleri barındırarak, elektronik cihazları birbirine, internete ve insanlara kablosuz olarak bağlayan, dünya çapında 10 milyondan fazla ürünü bulunan, kablosuz yaşamın dünya oyuncusu AirTies ile el sıkıştı. Manifesto, AirTies’aKasım 2015 itibarıyla Marka Yönetimi ve Konumlandırma, Stratejik Medya İlişkileriYönetimi, Pazarlama İletişimi, Lider İletişimi, Kriz Yönetimi, Etkinlik Yönetimi ve Organizasyon konularındahizmet sunacak.

nın ‘global ajansı’ seçilerek

Müdürü”

olarak başladı. Sonrasında Hilton

Report tarafından 2015yılı-

Mainz’de

iki yıl üst üste listenin en üstünde yer aldı. Holmes Report, Weber Shandwick’i bu ödül ile onurlandırırken “Sektöre öncülük eden tüketici pazarlaması, kurumsal itibar, kamu ilişkileri ve sağlık iletişiminin yanı sıra farklı disiplinlerde ve coğrafyalarda gerçek bir işbirliği kültürüne sahip olan Weber Shandwick’te zayıf bir yön bulmak neredeyse imkansız”diye belirtti. Ödül almaya hak kazananlar; Holmes Report editörleri tarafından,400’ün üzerinde global şirketin performasını değerlendiren kapsamlı bir araştırmaya bağlı kalınarak seçildi. Weber Shandwick CEO’su Andy Polansky “Bu ödülü; beklenilenin ötesine geçmemizi ve yeni sınırları zorlamamızı sağlarken bize ilham veren tüm dünyadaki ekiplerimiz ve müşterilerimizle birlikte kutluyoruz. Halkla ilişkiler sektöründe yer almak için hem heyecan verici hem de zorlu bir dönem.” dedi.

Reajans iki yeni markayı portföyüne ekledi...

Türkiye’yi iki yeni yatak markasıyla tanıştırmaya hazırlanan Erendemir, iletişim çalışmalarını yürütmek üzere ReAjans’ı tercih etti. Entegre iletişim çözümleriyle bir çok değerli markaya hizmet sunan ReAjans, bugün itibariyle HÄLSA ve ern Uyku Atölyesi markaları için de kreatif ve stratejik iletişim hizmetleri vermeye başladı. 1936 yılından bugüne sanayi ve ticari faaliyetleriyle iş dünyasının saygın grupları arasında yer alan Erendemir tarafından İstanbul’daki üstün teknolojili üretim tesislerinde üretilen ern Uyku Atölyesi yataklarının yanı sıra, İsveç uyku sanatıyla İskandinav tasarım anlayışından ilham alan HÄLSA yatakları da önümüzdeki günlerde tüketiciyle buluşacak.

marketing europe & anatolia / 7




Teknoloji

Kazaların kara kutusu Marvin olacak... İTÜ ARI Teknokent’in yeni

Projenin diğer kurucu ortaklarındanİlteber Kaan Keleş ise Marvin’in

nesil girişimcilerin yetişme-

sürüş sırasında ani hızlanma ya da yavaşlama, virajlara hızlı giriş,

sine olanak tanıyan İTÜ Çe-

ani manevralar, çukur/tümseklere giriş gibi farklı kategorilerde ge-

kirdek projesinin final etabı

nel puanlama yapabildiğini belirtirken; “Her sürüş sonrasında yapı-

olan BigBang etkinliğinde

lan tehlikeli hareketlere göre tüm puanlar güncelleniyor ve bu deği-

girişimci firmalar toplam 1

şimlere göre geri bildirimler sağlanıyor. Bu şekilde özellikle öğrenci/

milyon TL değerindeki ödül-

personel servisleri, filo araçları, sigorta şirketleri ve güvenli sürüşü

den pay almaya çalışacak.

hedefleyen herkes için detaylı bir dokümantasyona kavuşuyor” de-

14 Kasım’da gerçekleşecek

ğerlendirmesinde bulundu.

etkinlikte yarışacak

Yurtiçi ve yurtdışında yarışma ve programlarda çeşitli ödüllere sa-

firmalar arasında yer alan

hip proje en son Rotterdam’da Get in the Ring - Global Startup

Marvin,sağladığı akıllı sürüş değerlendirme ve kaza analiz siste-

Challenge yarışmasında “Global Inovasyon” ödülüne layık görüldü.

miyle daha güvenli trafik şartları ve daha düşük araç maliyetleri

Intel Challenge Türkiye’de ikincilik derecesi alan girişim, Türk Te-

için çalışıyor.

lekom Pilott programında birinci olarak büyük ödülün sahibi oldu.

Marvin sisteminin kurucularından Zahid Sağıroğlu araca takılancihazın üzerindeki sensörlerin,aracınhareketlerini algıladığını ve sürücünün alışkanlıklarını temel alarak bir puanlama ve geri bildirim sistemi sağladığını belirtiyor. Sağıroğlu; “Marvinile diğer bir deyişle sürüşün anatomisini çıkarıyoruz. Örneğin bir kazanın tam olarak nasıl gerçekleştiğini analiz edebiliyoruz, kaza zamanını, yerini, kaza esnasında aracın hangi bölgeden nasıl bir darbe aldığını tespit edebiliyoruz. Bunu rapor haline getirip acil durum ekiplerini harekete geçiriyoruz.”

Quadro Akıllı Ateş Ölçer...

Quadro tarafından geliştirilen ilk Giyilebilir Sağlık ürünü “Quadro Akıllı Ateş Ölçer” ailelerin endişeli uykusuz kalma sorununa köklü bir çözüm sundu. Çocuğunun hastalanarak ateşlenmesi tüm ebeveynlerin çok hassas olduğu bir konudur. Ebeveynler bu durumlarda günlerce çocuklarının başında beklemek, belirli periyodlarla çocuklarının ateşini ölçmek, onların başında geceleri uykusuz kalmak ve eğer çalışıyorlarsa ertesi gün işe uykusuz dinlenememiş bir şekilde gitmek zorunda kalırlar. Android ve IOS işletim sistemli Akıllı telefonlarla birlikte çalışan Quadro Akıllı Ateş Ölçer telefonunuzun ekranından 7/24 çocuğunuzun ateşini takip edebilmenizi, hatta 10 / marketing europe & anatolia

çocuğunuzun ateşi belirttiğiniz seviyenin üstüne çıktığında telefonunuzda alarm çalmasını sağlar. Bu özellikler ile çocuğunuz hastalandığında artık başında beklemek yerine işlerinizle ilgilenebilecek veya dinlenebileceksiniz. Çünkü herhangi bir sorun olduğunda Quadro Akıllı Ateş Ölçer sizi uyaracak, uykuda iseniz sizi uyandıracak.Giyilebilir teknoloji pazarı büyük bir hızla büyüyor ve ‘sağlık’ en işlevsel alanlarından biri olacak. Quadro Türkiye Müdürü Serkan Gezici yaptığı açıklamada “Giyilebilir Teknoloji kavramı büyük bir hızla hayatımıza girmeye devam ediyor. Akıllı bileklikler, akıllı saatler, akıllı gözlükler ile hayatımıza girmeye başlayan Giyilebilir Teknoloji Ürünleri, akıllı tshirt ve ayakkabılar gibi ürünlerle çeşitlenmeye devam ederken hepimizin beklentisi, özellikle sağlık alanında bir çok giyilebilir teknoloji ürünün ortaya çıkması yönündeydi. Giyilebilir teknolojinin ilk sağlık ürünlerinden birini sunuyor olmak ve bu ürünün sağlık alanının en önemli bileşenlerinden olan eczaneler tarafından yoğun ilgi görmesi bizim için bir gurur kaynağıdır. Biz Quadro olarak sağlık alanındaki ürünlerimizi ve bunların işlevselliğini arttırmaya devam edeceğiz.” dedi.


Teknoloji

GE Türkiye İnovasyon Merkezi Açıldı… General Electric (GE), İstanbul Teknopark’ta GE Türkiye İnovasyon Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi. GE Dijital Dünya Başkanı Bill Ruh, GE Orta Doğu Kuzey Afrika ve Türkiye İnovasyon Başkanı Rania Rostom ve GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan M. Özsoy’un katılımıyla gerçekleşen açılışta endüstrilerde inovasyonun itici gücüne ve büyüyen ekosistemiyle Türkiye’nin bölgede sahip olduğu büyük potansiyeline vurgu yapıldı. GE Türkiye İnovasyon Merkezi’nin temel hedefleri, ekosistem dahilinde yerel inovasyonu teşvik etmek, endüstrilerin karşılaştığı zorluklarının aşılmasına iş birlikleri yaparak yardımcı olmak ve müşterilerin üretimlerini ve operasyonel verimliliklerini artırmak için ileri üretim teknikleri ve endüstriyel internet çözümleri sunmak olacak. GE Türkiye İnovasyon Merkezi’nde tam donanımlı bir GE Sağlık ve Yaşam Bilimleri Laboratuvarı, GE Garaj atölyesi; enerji, sağlık havacılık, su, petrol & gaz, ulaşım ve aydınlatma sektörleri hakkında Endüstriyel İnternet çözümleri ve Türkiye’deki potansiyel uygulama alanlarına dair bilgiler; akademik yayınlara erişim ve GE patent kitaplığı bulunuyor.

GE Türkiye İnovasyon Merkezi açılışında, GAMA ve GE, GAMA’nın Kırıkkale Doğalgaz Kombine Çevrim Santralıve Kırkağaç, Sares, Karadağ ve Gökres Rüzgar Santrallerinde pilot olarak GE’nin yazılım çözümlerini kullanması çerçevesinde bir işbirliği anlaşması imzaladı. Anlaşma kapsamında GE ve GAMA; operasyon, bakım, yakıt tüketimi, plansız duruş ve emisyon maliyetlerini azaltmak için operasyon ve bakım faaliyetlerini iyileştirme, ekipman verimliliği ve varlık yönetimi üzerine çalışmalar yürütecek.

TomTom iki yeni navigasyon cihazı... etmekve her yolculuğu daha kolay hale getirmek istiyoruz. Bu nedenle ödüllü TomTom GO cihazlarını genişletiyor ve tüm ürünlerle birlikte Yaşam boyu Hizmetler sunuyoruz.Sürücülerin hizmetlerimize abone olmak veya son güncel haritalar için ödeme yapmak konusunda bir endişe duymalarına gerek yok. Amacımız trafik sıkışıklıklarını önlemek ve dünyanın neresinde olursa olsunulaşmak istediğinizyere sizi daha çabukulaştırmak.’’ Yaşam boyu Hız Kameraları sabit ve mobil olmak üzere tüm hız kameralarının yerlerini sürücülerin bilmelerini sağlıyor. TomTom GO cihazları, sürücüleri müsait olur olmaz en hızlı rota hakkında uyarmak için gerçek zamanlı trafik bilgileTomTom GO 51 veTomTom GO 61‘in tanıtımıylaTomTom rini rotalama teknolojisi ile birleştiriyor.TomTomTrafik bütün GO navigasyon cihaz yelpazaesini genişlettiğini duyurdu. haritalanmış yolları kapsar ve dünyanın her yerinden ulaşan milyonlarca veri kaynaklarından gelen bilgileri birleştirir, böyBöylece tümTomTom GO navigasyon cihazları, akıllı cep telefonları aracılığıyla, artık yaşam boyuTomTomTrafik Bilgi- lece öylesine doğru trafik bilgileri sunarki her yeni güncelleme ile 10 metreye kadar her trafik sıkışıklığının başladığı si dahi lolmak üzere çeşitli hizmetleres ahip olacaklar. TomTom GO 51 ve GO 61 sırasıyla 5ve 6 inçlik dokunmatik ve bittiği yeri tam olarak belirler. Günlük seyehat idaha da kolaylaştırmak, daha hızlı ve basit bir navigasyon sağlamak ekranlara sahipler. için tümTomTom GO cihazları ana menüde ‘Eve Sür/Drive TomTom kurucu ortağı ve Genel Müdürü Corinne Vigreux şöyle konuştu: “TomTom olarak sürüşlerdeki problemleri yok Home’ ve ‘İşesür/Drive to Work’ tuşlarına sahipler. marketing europe & anatolia / 11


Medya Dünyası

Görev değişiklikleri... Yazılı basın görev değişiklikleri

Doğan Grubu’na transfer oldu. Kanal D ve CNN Türk’ün An-

• BirGün gazetesinin yazarları arasına kattığı bir diğer isim ise

kara Bürosu Görsel kadrosuna katılan Şahin, yeni kurumunda

deneyimli gazeteci Ayşenur Arslan oldu. Arslan gazetede ki

göreve başladı.

köşesinde medya yazıları nı kaleme alacak.

• A Haber’de yayınlanan Deşifre programı sunucusu Mehmet

• Deneyimli televizyon programcısı, gazeteci ve yazar Hulki

Ali Önel uzun bir açıklamanın ardından sunuculuğu bıraktığını

Cevizoğlu Ulusal Kanal’ın Genel Yayın Yönetmenliği görevine

söyledi.

getirildi.

• Ünlü tarihçi Murat Bardakçı ile tarihçi-yazar Erhan Afyoncu,

• Hürriyet Gazetesi’yle yollarını ayıran deneyimli spor yazarı

birlikte hazırlayıp sundukları ve her cumartesi Habertürk TV’de

Bilgin Gökberk yeni adresi Cumhuriyet gazetesi oldu.

ekrana gelen “Tarihin Arka Odası” programını bıraktı.

• Aylık kültür dergisi “Cins” Ekim sayısıyla yayın hayatına baş-

• NTV’nin spor haberlerini sunan deneyimli spiker Mutlu Ulu-

ladı. Cins dergisinin yayın yönetmeni ise Yeni şafak yazarı İs-

soy, kanalla yollarını ayırdı.

mail Kılıçarslan oldu.

• CNN Türk’ten istifa eden programcı Serdar Tuncer ve gaze-

• Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni iken yeni romanlarını

teci Faruk Aksoy Yeni Şafak gazetesinde yazmaya başlıyor.

yazmak için görevini bırakan Ahmet Altan bugünden itibaren,

• Ünlü haberci, Enver Aysever Halk TV’deki yeni programı

köşe yazıları ile Haberdar.com sitesinde olacak.

‘Vaziyet-i Umumi’nin yayından kaldırıldığını ve işten çıkarıldı-

• İki yıldır Taraf Gazetesi yazarı olan Mücahit Bilici son yazısın-

ğını sosyal medya hesabından açıkladı.

da “Değişim zamanı geldi” diyerekgazeteye veda etti.

• Beyaz TV ekranlarında hafta içi her gün “Erkan Tan Vakti”

• Korkusuz Gazetesi yazar kadrosuna de-

isimli sabah programı ile izleyicileriyle

neyimli gazeteci Can Ataklı’yı da dahil etti.

buluşan ünlü televizyoncu Erkan Tan

Ataklı, önümüzdeki haftadan itibaren yazı-

bugün istifa etti.

larıyla okyucu karşısına çıkacak.

• A Haber’de sabah haberleri kuşağını

• Türk medyasının en kıdemli yazar ve yö-

sunan Olgay Orçun Korkut, kanalla yol-

neticileri arasında bulunan Yalçın Doğan

larını ayırdı.

T24’ün yazar kadrosuna katıldı.

Medya dünyasından diğer haberler

• Esmedya’da İcra Kurulu Başkanlığı göre-

• Anadolu Ajansı Spor Haberleri Yayın

vini yürüten Cengiz Özdemir’in görevden

Yönetmenliği görevine Ersin Şiyhan ge-

alındığı bildirildi.

tirildi.

• Sözcü gazetesi Ekonomi haberlerinin de-

• İngiltere’nin popüler kadın-sağlık-spor

neyimli ismi Demet Cengiz gazete ile yollarını ayırdı.

ve iyi yaşam dergisi Health&Fitness Türkiye’deki ilk sayısını

• Spor haberlerinin deneyimli ismi gazeteci Mehmet Atalay,

çıkardı.

Habertürk gazetesinin yazar kadrosuna katıldı.

• Anadolu Ajansı (AA) foto muhabiri Muhammed Elşami, dün-

• Gazeteci-Yazar Ümit Zileli Sözcü Grubu bünyesinde çıkarı-

yanın çatışma bölgelerinde başarılı çalışmalar ortaya koyan

lan Korkusuz gazetesinde yazmaya başlayacak.

genç gazetecilere verilen Chris Hondros Fund ödülünün sahibi

• Deneyimli gazeteci, parlamento ve siyaset muhabiri Rifat Ba-

oldu.

şaran Hürriyet Gazetesi Ankara Büro kadrosuna katıldı.

• Mersin’in Erdemli ilçesinde düzenlenen yerel medya ya-

• Türk medyasının kıdemli gazeteci - yöneticileri arasında bu-

rışmasına Hatay damga vurdu. düzenlenen ‘Kızkalesi Yerel

lunan Yalçın Doğan, T24 internet sitesinin yazar kadrosuna

Medya Ödülleri’ yarışmasında Hataylı gazeteciler katıldıkları

katıldı.

dallarda ödül almanın gururunu yaşadılar.

• Cumhuriyet Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni İbrahim

• Bir süredir karaciğer kanseri için tedavi gören tiyatro sanatçı-

Yıldız, Cumhuriyet Vakfı’nın yönetim kurulundan ayrıldı.

sı Levent Kırca hayatını kaybetti.

• Uzun yıllar Cumhuriyet gazetesinde Ankara Temsilciliği ve

• Basın ve sanat dünyası önemli isimlerini kaybetti. Çetin Al-

köşe yazarlığı yapan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay,

tan, Memduh Ün ve Yılmaz Köksal son yolculuğuna uğurlandı.

Cumhuriyet Vakfı’ndan ayrıldı.

• Kanal D’de yayınlanan günlük dizi Alın Yazım final yaparak

Görsel basın görev değişiklikleri

ekranlara veda etti.

• Kanal 24’te görev yapan başarılı kameraman Bayram Şahin

12 / marketing europe & anatolia


Medya D羹nyas覺

marketing europe & anatolia / 13


Röportaj

Teknoloji Hayatın Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı... Engin Aksoy Vodafone Grubu, bugün dünyanın en büyük telekomünikasyon şirketleri arasında yer alıyor. Tüm dünyada abonelerine ses, mesajlaşma, veri ve sabit iletişimi kapsayan bir dizi hizmet sunan Grubumuzun 26 ülkede mobil operasyonu bulunuyor. Ek olarak 55 ülkede mobil şebekelerle işbirliği yapan ve 17 pazarda da sabit genişbant operasyonu olan Grubumuz, dünya çapında 450 milyon bireye ve 20 milyon işletmeye hizmet veriyor. Röportaj Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com -Engin Aksoy kimdir? Biraz kendinizden ve iş yaşamınızdan bahseder misiniz? İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat ve Oxford Business College mezunuyum. Profesyonel yaşamıma 1994 yılında Coca-Cola İçecek’te Satış Temsilcisi olarak başladım. 1997-2000 yılları arasında Michelin Lastikleri’nde Bölge Satış Müdürü olarak görev yaptım. 20002008 arasında önce Nike Türkiye’de Ülke Satış Direktörü olarak, daha sonra Nike Global’de Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgelerinden sorumlu Satış Direktörü olarak çalıştım. Nisan 2008’de Vodafone Türkiye’ye Satış ve Ticari Pazarlama Direktörü olarak katıldım. Temmuz 2012’den bu yana Vodafone Türkiye Kurumsal İş Biriminden Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorum. İş hayatımda “Ya sevdiğin işi yap, ya da yaptığın işi sev” felsefesiyle hareket ediyorum. Tüm yaptığım işleri kendi işim gibi benimsiyor, sadece kendi sorumluluk alanlarımı değil, yapılacak işi uçtan uca toplam değerlendirerek karar 14 / marketing europe & anatolia

alıyor ve uyguluyorum. Başarı formülümü, konusunda yetkin insanları birbirlerini tamamlayacak şekilde istihdam ederek şampiyon takımlar oluşturmak ve bu takımlarla tüm çalışanlara kısa, orta ve uzun dönem için net hedefler vermek olarak tanımlayabilirim. Bir lider olarak, çalışanların bu hedefleri içselleştirmesini sağlamaya ve bu hedeflere ulaşabilecekleri çalışma ortamını yaratmaya özen gösteriyor; başarılı ve mutlu ekipler yaratarak başarının sürdürülebilir olmasını sağlamayı ilke ediniyorum. - Vodafone Grubu hakkında kısa bilgi verir misiniz? Vodafone Grubu, bugün dünyanın en büyük telekomünikasyon şirketleri arasında yer alıyor. Tüm dünyada abonelerine ses, mesajlaşma, veri ve sabit iletişimi kapsayan bir dizi hizmet sunan Grubumuzun 26 ülkede mobil operasyonu bulunuyor. Ek olarak 55 ülkede mobil şebekelerle işbirliği yapan ve 17 pazarda da sabit genişbant operasyonu olan Grubumuz, dünya çapında 450 milyon bireye ve 20 milyon işletmeye hizmet veriyor.


n Hizmetinde... Hizmetinde


Röportaj kemizde yaşam kalitesinin yükseltilmesine öncülük ediyoruz. M2M uygulamalarımızla, kurumsal müşterilerimize bir yandan verimliliğin artması, maliyetlerin düşmesi, yakıt ve enerji tüketiminin azalması gibi olanaklar sunarken, bir yandan da karbon emisyonlarının azaltılmasında yardımcı oluyoruz. M2M alanında 20 yıllık global tecrübeye sahip olan Vodafone’un bugün dünya çapında 44 ülkede 20 milyonu aşkın M2M abonesi bulunuyor. Machina Research’ün verilerine göre, Vodafone Grubu, günümüzde makinelerarası iletişimde dünya lideri. Ayrıca, Analysys Mason tarafından M2M hizmetlerinin büyüklüğünün ve M2M hizmetlerinde mükemmeliyetin ölçüldüğü yıllık araş- Vodafone Grubu’nun topluma ve çevreye karşı sorumluluklarını yerine getirmek amacıyla belirlediği öncelikler nelerdir? Vodafone Grubu, “Teknoloji Hayatın Hizmetinde” vizyonuyla, tüm dünyada mobil iletişim teknolojilerine ilişkin bilgi birikimi ve inovasyon gücünü bireylerin ve toplumun hayatını kolaylaştırmak üzere seferber ettiği önemli çalışmalara imza atıyor. Bu kapsamda, başta sürdürülebilirlik olmak üzere pek çok toplumsal soruna mobil teknolojilerin gücüyle cevap veriyor. Biz de Vodafone Türkiye olarak, bir yandan ülkemizin Dijital Dönüşümü’ne öncülük ederken, bir yandan da ekonomik ve sosyal kalkınmanın itici gücü kabul edilen telekomünikasyon sektörünün global oyuncularından biri olarak sürdürülebilirlik konusunda büyük bir sorumluluk taşıdığımıza inanıyoruz. Sürdürülebilirliği temel iş stratejilerimizin ayrılmaz bir parçası olarak ele alıyor ve mobil teknolojilerin dönüştürücü etkisini sürdürülebilir bir gelecek sunmak için kullanmaya odaklanıyoruz. Sürdürülebilirlik kavramını, yeşile olan saygımız çerçevesinde, “Teknoloji Hayatın 16 / marketing europe & anatolia

Sürdürülebilirlik kavramını, yeşile olan saygımız çerçevesinde, “Teknoloji Hayatın Hizmetinde” felsefemizle şekillendiriyoruz. Hizmetinde” felsefemizle şekillendiriyoruz. Sürdürülebilirliğe yaklaşımımız, toplumun yaşam kalitesini artırmak hedefiyle, mobil teknolojilerin erişilebilir olması, etkin şekilde kullanılması ve hayatın hizmetine sunulması esasına dayanıyor. Bu doğrultuda, mobil iletişim teknolojilerinin gücüyle sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlayan birçok önemli çalışmayı hayata geçiriyoruz. Ekonomik ve toplumsal gelişimi hayata geçirmemize olanak sağlayan mobil teknolojilere ilişkin global gücümüzü insanların iyiliği için en iyi şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Sürdürülebilirlik alanında, özellikle çevre koruma ve enerji verimliliği sağlama gibi konularda makinelerarası iletişim teknolojilerinin (M2M) önemli rol oynadığına inanıyoruz. Bu doğrultuda, M2M’in sunduğu verimlilik artışıyla ül-

tırmada, M2M vizyonu ve kararlılığı, M2M’de müşteri deneyimi yönetimi, M2M ağ standartları, M2M organizasyonu ve M2M stratejisi dallarında üç yıldır liderliğimizi sürdürüyoruz. M2M tabanlı akıllı şebekeler geliştirme konusunda elde ettiğimiz bu global birikim ve uzmanlık, yerel ihtiyaçlara en iyi şekilde cevap verebilecek çözümleri geliştirmemize ve hem kurumlara hem de son kullanıcılara en iyi hizmeti götürmemize olanak tanıyor. Vodafone Türkiye olarak, Vodafone Grubu’nun uluslararası deneyimiyle hizmete sunduğu M2M teknolojilerini ülkemize getirerek verimliliğin ve rekabetçiliğin yükselmesine katkı sağlamayı hedefliyoruz. - Vodafone Red Business tarifeleri kimler için? Vodafone Red Business tarifelerini, kurumsal müşterilerimiz için geliştirdik. Yoğun iş hayatının gerektirdiği tüm mobil ihtiyaçları aynı pakette bir araya getirdiğimiz bu tarifelerle kurumlara baştan ve eksiksiz mobil hizmetler sunuyoruz. Vodafone Red Business kullanıcıları, işletmelerde tepe yönetimden saha çalışanlarına kadar geniş bir kesimi kapsıyor. Bu kişilerin en temel gereksinimleri, her zaman mobil olmak


Röportaj entegre edip verimliliklerini artırarak “yüzde yüz yarına hazır” olabileceklerine inanıyoruz. Bu kapsamda, özellikle mobil internet kullanımında Vodafone Red Business’i amiral gemimiz olarak konumlandırıyoruz. Red Business ile yoğun iş hayatı olan KOBİ’lerin ihtiyaçlarını eksiksiz karşılayarak onlara daha verimli bir iş ortamı sağlamayı hedefliyoruz. - GSM pazarında kıran kırana süren bir rekabet var. Vodafone Business Tek Telefon servisi nedir? İşletmelere ne gibi avantajlar sağlayacak? Vodafone Red Business dünyasıyla, kurumsal abonelerimizin ihtiyaçları olan mobil hizmetleri en baştan eksiksiz karşılamayı hedefledik. Yeni-

ve işle ilgili her şeye her yerden her an ulaşabilmek olarak karşımıza çıkıyor. - ‘‘Yüzde yüz yarına hazır KOBİ’’ hedefi ile yola çıktığınızı söylüyorsunuz. Bu kapsamda neler yapmayı planlıyorsunuz? Günümüzde büyükten küçüğe tüm işletmeler hızla değişen pazar koşullarına adapte olmaya çalışıyor. İşlerini büyütmek ve başarılarını sürdürmek isteyen KOBİ’lerin de değişime ayak uydurmaları gerekiyor. Büyük firmalardan farklı olarak KOBİ’lerin kaynakları kısıtlı, sürekli yeni yatırım yapacak güçleri yok. Dolayısıyla, ellerindeki kaynaklarla daha fazlasını yaparak bir değil

iki üretmeleri gerekiyor. Tüm bu handikapların KOBİ’lerin hızla yarına hazır olmaları ile aşılabileceğine inanıyoruz. Bu bağlamda, Vodafone olarak kendimize verdiğimiz misyon, hızla değişen iş dünyasında Türkiye’nin işletmelerine uçtan uca teknoloji çözümleri ile Dijital Dönüşüm’de ilham vermek ve verimliliklerini artırarak onları yarına hazırlamak oldu. Bu doğrultuda, “yarına hazır KOBİ” hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. KOBİ’lerin, mobil internet ile her an her yerde bilgiye ulaşıp işlerini sürekli takip ederek, akıllı cihaz kullanımını artırıp hız ve mobilite kazanarak ve iş süreçlerine teknolojik çözümleri

lediğimiz Red Business tarifelerimizi, Türkiye’de bir ilk’e imza atarak, sabit hatları cep telefonuna taşıyan Vodafone Tek Telefon servisiyle işletmelerimizin hizmetine sunuyoruz. Vodafone Tek Telefon, sabit telefon cihazı ve kablolama gerekmeksizin sabit telefon numarasına gelen aramaların mobil telefona iletilmesi ile müşterilerimizin her yerde ve her zaman ulaşılabilir olmasını sağlayan bir servis. Vodafone Tek Telefon ile hiçbir ek yönlendirme faturasına ve santral yatırımına gerek kalmadan sabit telefonlara gelen aramaların mobil hatlarda çalmasını sağlıyoruz. Türkiye’deki orta ölçekli işletmelerin aylık sabit telefon faturası 150 TL’yi aşabiliyor. Ek fatura karşılığı yönlendirme olmadan, ayda yalnızca ek 1 TL’ye sunduğumuz Vodafone Tek Telefon servisi ile Vodafone abonesi olan işletmelerin aylık sabit faturalarını sıfırlayarak önemli bir maliyet avantajı sağlıyoruz. Öte yandan, yıllardır kullandıkları sabit telefon numalaralarını da koruma imkânı sunduğumuz işletmelerin, her an her yerden erişilebilir olmasını sağlayarak verimliliklerinin artmasına katkıda bulunuyoruz. Vodafone Red Business abonelerinin marketing europe & anatolia / 17


Röportaj misiniz? Bugüne kadar yaptığımız araştırmalar, bize başta KOBİ’ler olmak üzere tüm kurumsal müşterilerimizin yarına hazır olma talep ve ihtiyacının her zamankinden daha güçlü olduğunu gösteriyor. Müşterilerimiz artık her zamankinden daha çok internette ve zengin içerik talep ediyor, daha hızlı ve interneti hiçbir zaman yavaşlamasın istiyor, daha global ve eskisinden daha çok yurtdışı ile iş yapıyor, daha mobil ve sürekli ofis dışında olduğundan ofis telefonunu kullanamıyor, daha çok bilgi paylaşıyor ve işiyle, dosyalarıyla sürekli bağlantı kurma ihtiyacı duyuyor. Vodafone olarak, her gün daha da işyerlerinde olmadığında ulaşılamama sorununu ortadan kaldıran Vodafone Tek Telefon servisimiz üç ana özelliğiyle işletmelerin hayatını kolaylaştırıyor. Çağrı Yönlendirme Grubu özelliği ile sabit telefon numarasına gelen aramalar, önceden tanımlanmış mobil numaralara iletiliyor. Gruptaki bütün mobil telefonlar, yapılmış olan ayara göre aynı anda veya sırayla çalabiliyor. Otomatik Çağrı Yanıtlama özelliği ile sabit telefon numarası aradığında, aramanın istenilen firma kontağına doğrudan iletilebilmesi için arayan kişiye menü özelliği ve kaydedilebilen anonslar ile farklı yönlendirme seçenekleri sunulabiliyor. Bu sayede firmalara telesekreter hizmeti de sağlanmış oluyor. Arama Sıralandırma özelliği ise sabit telefon numarasına yapılan aramaların iletildiği mobil numaranın meşgul olması durumunda, gelen aramaların sıraya alınmasını ve bir görüşme bittikten sonra diğerinin alınmasını sağlıyor. - Özellikle hizmet sektöründe faaliyet gösteren işletmeler için ofis dışı aktiviteler fazla oluyor. Şirket elemanları günün büyük bölümünü ofis dışında çalışarak geçiriyor. Tek Tele18 / marketing europe & anatolia

Türkiye, 1 Nisan 2016 tarihi itibariyle 4.5G teknolojisiyle tanışacak ve mobil iletişimde yeni bir dönem başlayacak. fon servisiniz bu tür işletmeler için ne gibi kolaylıklar sağlıyor? KOBİ’lerin çoğu işlerini ofis dışında hallediyor. Ancak, ofis dışında oldukları zaman ofisteki telefona gelen çağrıları karşılayamadıkları için hem işleri aksıyor, hem de yeni müşterileri elden kaçırabiliyorlar. Tek Telefon, özellikle saha çalışanları ofis dışındayken ofis telefonlarına gelen aramalara cevap veremeyen işletmelerin ve kullanmadığı sabit telefona fatura ödemek istemeyen işletmelerin ihtiyaçlarını karşılayan bir servis. Bu servis ile kullanıcı yerinde olmadığında ulaşılamama sorunu ortadan kalkıyor. Başka bir deyişle, kullanıcı dışarıda bile olsa ofisteki telefonu açamama derdi ortadan kalkıyor. Bu servis sayesinde işletme, müşterileri için her zaman ve her yerden ulaşılabilir oluyor. - Red Business tarifelerinin başka avantajları var mı? Biraz bilgi verir

fazla mobil olan ve sürekli işlerini takip etmeleri gereken işletmelerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için, Vodafone Red Business tarifelerimizi bir adım öteye taşıyarak, hem tarifelerimizin içeriğini artırdık, hem de tarifelerimize pazarda daha önce sunulmamış özellikler kazandırdık. Kurumsal müşterilerimizin talep ve ihtiyaçları doğrultusunda yenilediğimiz Vodafone Red Business ile müşterilerimizin beklentilerini eksiksiz karşılayarak kurumsal hayatlarını önemli ölçüde kolaylaştırıyoruz. Bu kapsamda, müşterilerimize zengin içerikli mobil hat, çok daha hızlı internet, yurtdışında özgürce dolaşım imkânı, şirketle sürekli bağlantı sağlayan bir çözüm ve her daim cevaplanan sabit hat özellikleri sunuyoruz. Diğer yandan Vodafone Red Business, sadece tarifelerden oluşan bir platform değil. GSM dışı faydalarıyla da işletmelerin hayatını önemli ölçüde kolaylaştırıyor. Vodafone Red Business abonelerine tüm Vodafone’lularla ve sabit hatlarla sınırsız konuşma ve 22 Vodafone ülkesini tarife dakikalarıyla Türkiye’de bir numarayı arar gibi arama kolaylığı sağlıyoruz. Bu abonelerimiz, her yöne dakika, SMS ve inter-


Röportaj neti yurtdışında kullanma fırsatı sunan Her Şey Dahil Pasaport’u 9 güne kadar hiçbir ek ücret ödemeden 51 ülkede kullanabiliyorlar. Red Business tarifeleriyle ücretsiz verilen Güvenli Depo hizmeti ile dosyalarına her yerden ulaşabiliyor ve paylaşabiliyorlar. Diğer yandan, sık seyahat eden işletmeler için ücretsiz havaalanı lounge hizmeti, ücretsiz oto yıkama, Budget araç kiralamada %50 indirim, VIP Transfer gibi iş seyahatlerini kolaylaştıran avantajlar sunuyoruz. Son olarak, abonelerimize Yellow Pages’da Standart Sayfa profillerini güncelletme ve dijital tanıtıma ait tüm ihtiyaçlarını %50 indirimli sağlama imkânı veriyoruz. - Vodafone Türkiye’nin işletmeler için 2016’da yeni sürprizleri olacak mı? Accenture işbirliğiyle bir yıl önce geliştirdiğimiz Yarına Hazırım Platformu ile şirketlerin dijitalleşme endeksini hesaplıyor ve onlara yarına hazır olmak için ihtiyaç duydukları çözümler konusunda yol gösteriyoruz. Yarına Hazırım ekibimiz tarafından gerçekleştirilen şirket ziyaretleriyle firmaya özel danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bu süreçte, ilgili şirketin profiline ve ihtiyacına göre kişiselleştirdiğimiz soru formuyla dijital durum ve ihtiyaç analizini yaparak dijitalleşme endeksini belirledikten sonra bu endeksi yükseltmek için kullanılabilecek teknoloji çözümleri ile ilgili bilgi sağlıyoruz. Yarına Hazırım Platformumuz kurulduğu günden bugüne 1,5 milyon defa ziyaret edildi. Toplamda 35 bine yakın işletme Dijitalleşme Endeksini hesapladı ve ihtiyaçlarını öğrendi. Ek olarak 800’ü aşkın büyük işletmenin ve kamu kurumunun da dijitalleşme endeksini hesapladığımız Yarına Hazırım Platformunun lansmanından bu yana yaptığımız çalışmalarla Türkiye’de işletmelerin dijitalleşme endeksini %48’den %53’e çıkardık. Hedefimiz daha büyük. Türkiye’nin dijitalleşme endeksini

%75’e çıkarmak için çalışıyoruz. Vodafone olarak, işletmelerimize sunduğumuz toplam teknoloji çözümlerimiz ile işletmelerin verimliliklerini artırmaya devam edeceğiz. Bu kapsamda, Yarına Hazırım Platformu altında kurumsal müşterilerimizin rekabette öne geçmesi için yeni çözümler sunmayı ve onlara avantaj sağlayan ilkleri hayata geçirmeyi sürdüreceğiz. - Son olarak, Vodafone Türkiye olarak şirket, marka ya da servislerinizle ilgili ulaştırmak istediğiniz bir mesajınız var mı? Türkiye, 1 Nisan 2016 tarihi itibariyle 4.5G teknolojisiyle tanışacak ve mobil iletişimde yeni bir dönem başlayacak. Bu teknolojiyle 3G’nin en az 10 katı hızlara ulaşacağız. Bu yüksek veri hızları ve düşük gecikme süreleri sayesinde bilgiye erişimimiz hızlanacak. Bu teknoloji, daha hızlı, daha etkin ve daha rekabetçi iş süreçlerinin mimarı olacak. Bu da iş süreçlerinde önemli ölçüde verimlilik artışını, rekabetçiliği ve maliyet avantajını beraberinde getirecek. Genişbant teknolojilerinin en yeni temsilcisi 4.5G ile birlikte Türkiye’nin Dijital Dönüşüm’ü hızlanacak. Dolayısıyla,

tüm sektörlerin, 4.5G başta olmak üzere yeni nesil genişbant teknolojilerine, başka bir deyişle yarına hazır olması büyük önem taşıyor. Bugün 18 ülkede 4G, 5 kıtada ve 12 ülkede ise 4.5G hizmeti veren bir operatör olarak, hemen her sektörde yeni nesil genişbant teknolojilerinin kullanılmasına yönelik önemli projeler gerçekleştiriyoruz. Bu alandaki global deneyimimizi Türkiye’ye de taşıyor ve yarına hazırlanmak isteyen işletmelerin “dijital iş ortağı” olarak faaliyet gösteriyoruz. En hızlı, en kapasiteli ve en yaygın mobil internet servislerimizle, 4.5G yetkilendirme çerçevemiz doğrultusunda 1 Nisan 2016 itibariyle tüm abonelerimize bu teknolojiyi sunacağız. Bu kapsamda, kurumları da 4.5G’li yeni geleceğe hazırlamaya hazırız. 4.5G teknolojisi geldiğinde daha da verimli bir biçimde kullanabileceğiniz çözümleri yaratmak için işletmelerle birlikte hareket etmek istiyoruz. Bu doğrultuda, geleceğin dijital dünyasına ve rekabet ortamına bugünden hazır olmak isteyen tüm işletmelerimizi Vodafone Yarına Hazırım ekibi ile tanışmaya davet ediyoruz.

marketing europe & anatolia / 19



Köşe Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com

Seçim senin, hayat benim! Seçimler bitti. Acı dolu geçen 4 aydan sonra ''normal'' hayata dönme özleminde olan Türkiye hayata kaldığı yerden devam etme kararı aldı. Ve %49.5 oyla AKP yeniden tek başına iktidar oldu. Vatana, millete hayırlı, uğurlu olsun! Çocukların reklamlarda kullanımları yıllardır tartışma konusu. Çocuk ürünlerine yönelik reklamlar etik mi, değil mi? Bence hiç etik değil. Etrafındaki dünyayı keşfetmek için bütün algıları açık olan minicik beyinleri tüketime özendirmek, hiç ihtiyacı olmayan ürünleri satın almaya yönlendirmek aslında çok acımasız bir davranış. Biz reklamcılar her ne kadar çocuklar için değil parayı verecek olan anne babalar için bu reklamlar desek de, hepimiz biliyoruz ki, gerçek hedef çocuklar! Ama şöyle de bir gerçek de var, şirin mi şirin çocukaları görünce hepimizin yüzünde bir gülümseme, gelecek için bir umut ışığı beliriyor. O nedenle reklamlarda çocukları doğal çocuk halleriyle gösterelim, tüketim aracı olarak değil. Bütün bunları söyledikten sonra çocuklarla şenlenmiş bir reklama geçmek istiyorum. Johnson's Baby... Her kız çocuğu küçükken prenses olmak ister. Büyüdüğünde de olmak ister o ayrı tabi :) Işıltılı saçlar, kabarık tüllü elbiseler ve tabii ki yüksek topuklu ayakkabılar. Hem küçükken yakışıklı prense falan da ihtiyaç yoktur. Elinde sihirli değnekle dolaşan bir periyle yanyana olmak en güzel düş. Johnson's Baby Prenses Işıltısı Reklamı'nda çocukların bu düşlerini çok güzel anlatmış. Hepimizn hayatındaki ilk perimiz canım annelerimizi peri olarak seçmelerine bayıldım. Johnson's şampuanı sihirli değnek olarak çizmek de çok yaratıcı bir fikir. Basit anlatımı, kızların saçlarındaki çizgi taçlar doğallığa olan vurguyu artırmş. Sonuçta sımsıcak, tatlı mı tatlı bir film ortaya çıkmış. Bayıldım :) Kipa 23.yılı için 90'larda çocuk olanların o çocukluk yılları ve şimdiki hallerini gösteren duygusal bir film hazırlamış. Kipa kurulduğu yıl küçük bir kız çocuğu evde mutfak masasının üstündeki ekmek kırıntılarını temizliyor. Büyüyünce arkadaşlarıyla gülerek bişeyler konuşuyorlar Gırgır yapmaya devam diye anlatmış reklam. Diğer bir çocuk taso oynuyor, büyüyünce tasalarını bir kenara bırakmış deniyor. Bir diğeri TipiTip çiğniyor, büyümüş kızı olmuş, kızı Tipitoş'a benziyor. Reklamı izleyince ben de

( kelebeğin fırtınası) çocukluğuma döndüm. Şanslıyım, çok güzel bir çocukluk yaşadım. Abim, ablalarım, annem, babamla huzurlu, neşeli bir evimiz vardı. Komşular eksik olmazdı evde. Yaz-kış hep kalabalıktı evimiz :) Yaz günleri mahalledeki arkadaşlarımla sokaklarda koştururduk, kışın sobanın başında konu komşu hep beraber sohbet, muhabbet. Ben küçükken şu reklamdaki ''gırgır'' denen süpürgeler vardı. Reklamdaki gibi olan mini gırgırdı. Elbise fırçasına benzer bişeydi. Masadaki, koltuktaki minik kırıntıları temizlemek için kullanırdı annem. Bir de bunların büyükleri vardı. Şimdiki eletrikli süpürgelerin atası :) O da mekanik bişeydi. Halıları süpürürdü annem. Evde büyük gırıgır olması modern hayata ilk adımdı. Hey gidi günler hey:) Yine bu reklamda görünce aklıma geldi TipiTip sakızlar çok modaydı. İçinden karikatür çıkardı. Tipsiz TipiTip'in karikatürlerine bayılırdık. Cep telefonları, tabletler, bilgisayarlar yoktu, bol bol koşmalı, çoşmalı, düşmeli, yaralı dizleri olan çocukluk günleri vardı. Bu güzel günleri bir kez daha anımsattığı için Kipa'ya ve reklamda emeği geçen herkese teşekkürler. Son olarak Şahin Altın Kesim Mayın Ana Nuran Reklamından bahsetmek istiyorum. Oğullarını eşsiz, benzersiz, adete bir prens olarak gören erkek anneleri nedense gelinlere bin türlü kulp bulurlar. En mükemmel gelin bile, bir türlü oğullarına layık değildir :) Deyim yerindeyse kız ağzıyla kuş tutsa yaranamaz. Şahin altın Kesim reklamında bu konu yine gündemde. Hala izlemeyen varsa izlesin, görsün. Şimdi gelelim reklamın asıl içeriğine; Vejetaryen olduğum için salam, sucuk falan yemiyorum. Ama tanıdığım herkes bayılıyor. Özellikle pastırma diyince herkesin ağzının suyu akıyor. Ama pahalı diye tüketimi az oluyor. Şahin Altın Kesim bu duruma çok güzel bir çare bulmuş. Salam, sucuk, pastırma hepsini fiyatı hesaplı minik minik ambalajlayıp pazara sunmuş. Böylece her zaman olmasa bile ailece yapılacak güzel bir pazar kahvaltısında masayı zenginleştirmeye olanak sağlamış. Buyrun doya doya olmasa da, tada tada yiyin:) Bu sayıdaki yazım her geçen gün artan bir özlem ve saygıya andığımız Ulu Önder Atatürk ve aynı tarihte 10 Kasım'da hayata veda eden canım babam için. Ulu Önder Atatürk her zaman kalbimizdesin ve ağır adımlarla da olsa hala izindeyiz. Canım babam özelemin gün geçtikçe daha da artıyor. Çocukların, torunların olarak seni hep sevgiyle hatırlıyoruz... marketing europe & anatolia / 21


Reklam Dünyası

2015’te reklama verilen önem arttı... görülüyor. Dijital mecralar ise yüzde 22’lik yükselişle reklam yatırımlarının yükselen yıldızı. Toplam reklam yatırımlarının dağılımı ise yüzde 52 televizyon, yüzde 17.38 yazılı basın, yüzde 20.62 dijital, yüzde 6.7’ açık hava, yüzde 1.95 radyo ve yüzde 1.28 sinema olarak gerçekleşti” sözlerini kullandı. Radyo Reklamının pasta payındaki düşüşe rağmen dinleyici ile kurduğu samimiyet, her an her yerde taşınabilir olması, mobil cihazlarla uyumluluğu, gün içi erişim, erişim/maliyet oranındaki uygunluk yanında yayın frekansı ile yakalanan sıklığın satışa olan etkisi gibi kriterler incelendiğinde, radyo reklamının önemi ve etkinliğinin daha da vurgulayan OrağlıRadyo reklamlarıyla yakalanan sonuçlar sese dayalı, zihinsel imajlar yaratmanın ve mevcut imajları güçlendirmenin etkili olduğunu vurguluyor. Dünya genelinde de artış bekleniyor, 2015 yılı sonunda tüm dünyada reklam yatırımlarının yüzde 5.3 büyüyerek, 574 milyar dolar olmasının da beklendiğini sözlerine ekleyen Buğra Orağlı, “Yatırımlarda başı çeken ilk beş ülke; ABD, Norveç, Avustralya, Kanada ve İsveç. Reklam Yatırımının GayriSafi Yurtiçi Hasıla’ya (GSHY) oranı açısından bakıldığında ise dünya ortalaması binde 75 civarındayken bu oran Türkiye’de binde 30-35 olarak gerçekleşiyor. Ekonomik kriz yaşanan ülkelerin Reklam Yatırımı/GSYH oranının Türkiye’nin üstünde olduğu görülüyor. 2015 beklentisi ise bu oranın Türkiye için binde 30 olması yönünde” diye konuştu.

Türkiye’de şirketlerin reklama verdikleri önemin artığını belirten Reksan Reklam Ajans Başkanı Buğra Orağlı, ilk 6 ayda pastanın 4 milyar 282 milyon liraya ulaştığını söyledi. Reksan Reklam Ajansı, Türkiye’deki şirketlerin reklam harcamalarını ortaya koydu. Ajans’ın Başkanı Buğra Orağlı’nın verdiği bilgilere göre; Yılın ilk 6 ayında Türkiye’deki reklam yatırımlarının toplamı 2014’ün aynı dönemine göre yüzde 7.81 arttı. Yılın ilk yarısındaki harcamaların toplamı 4 milyar 282 milyon lira oldu. Türkiye’nin en köklü Reklam Ajansların dan 45 yıllık bir geçmişe sahip olan Reksan’ınBaşkanı Buğra Orağlı, reklamlarda artış olduğunu belirterek, “Araştırmalarına göre, verilen reklamlarda Televizyon, açıkhava ve sinemada artış var

22 / marketing europe & anatolia


Reklam Dünyası

Açelya Akkoyun Civil’in Marka Yüzü Oldu... lenmişti. Sunucu ve oyuncu kimliğiyle tanınan Açelya Akkoyun; beyaz perde de ‘Son Söz Sevginin’, ‘Çakalların İzinde’, ‘Suçlu Kim’, ‘Mirasyediler’ ve ‘Sessizlik’ adlı filmlerde rol aldı. Ünlü oyuncu geçtiğimiz hafta Civil’in Kocaeli Mağazası’nın açılışında da yer almıştı. Türkiye’de 25 milyon çocuğun yüzde 40’nın ihtiyacını karşılayan Civil, 33 ilde 53 mağazası ile kaliteli ve modern alışveriş imkânını müşterilerine sunuyor. 800 markanın 10 milyon çeşit ürününü hizmete sunan Civil, Türkiye’de 40 milyon çocuğun 25 milyonunun ihtiyacını karşılıyor.

0-14 yaş grubu bebek ve çocuklarla birlikte annelerin de tüm ihtiyacını karşılayan Civil’in yeni marka yüzü, ünlü oyuncu Açelya Akkoyun oldu. Ünlü sanatçı, Civil’in 19. yılına özel düzenlediği “Aranan her şey Civil’de” reklam çalışması için kamera karşısına geçti. Civil’in yeni marka yüzü olan ünlü sanatçı Açelya Akkoyun hafızalara kazınan ‘Mahallenin Muhtarları’, ‘Ekmek Teknesi’, ‘Böyle mi Olacaktı’ ve ‘Doksanlar’ gibi dizilerde rol almış, ‘Çocuktan Al Haberi’ adlı programının da sunuculuğunu üst-

Krombera’ya yeni kreatif direktör... Krombera, deneyimli isimleri kadrosuna katarak büyümeye devam ediyor. Sektörde 14 yılı aşkın deneyime sahip olan Burak Mağralı; Krombera Kreatif Direktörlüğüne getirildi. 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun olan Mağralı, İstanbul Üniversitesi’nde Uluslararası Ekonomi üzerine yüksek lisans yaptı. 2011 Mart ayında kurularak dijital pazarlama alanına adım atan Krombera kısa bir zamanda kendi sektörünün en önemli oyuncularından biri haline dönüştü. Krombera, 9. Ayında Facebook tarafından PMD(Preferred Marketing Developer) seçildi. 2013 yılında ise dünyaca ünlü Wired UK dergisi tarafından Hottest Startups of Europe listesindeki tek ajans olma başarısını gösterdi ve 2015 yılında açıklanan “Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirketi” arasında 34’üncü sırada yer aldı. Krombera bugün geldiği noktada ise dijital iletişim konusunda uzmanlaşmış bir “tam hizmet reklam ajansı”dır. Krombera’nın müşterileri arasında Burger King, Digiturk, Sektörün deneyimli ismi Burak Mağralı; yurtiçi ve yurtdışındaki Arby’s, Simit Sarayı, SunExpress, KPMG, Türkiye Basketbol birçok markanın yaratıcı çözümlerinde sorumluluk alarak ve Ligi, Akbank, Doğa Koleji dahil olmak üzere 30’u aşkın firma büyüyerek yoluna devam eden yeni nesil ajans Krombera’ya bulunuyor. katıldı. marketing europe & anatolia /23


BiTaksi ve Geti


Röportaj

ir uygulamaları... BiTaksi & Getir Kurucusu Nazım Salur “Cebindeki Taksi” sloganıyla yola çıkan, taksicilerle yolcuları akıllı telefon uygulamasında buluşturarak hızlı, kolay ve güvenli seyahat ortamı sağlayan BiTaksi, Mart 2013’de kuruldu. 40 kişilik bir ekibe sahip olan BiTaksi’nin şu anda İstanbul’da biri merkez olmak üzere 4, Ankara’da da 1 ofisi bulunuyor. BiTaksi uygulaması, iOS ve Android işletim sistemli akıllı telefonlara 1.5 milyondan fazla kişi tarafından indirildi. Röportaj Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com - Kendinizden kısaca bahseder misiniz? Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. 7 yıl kadar farklı firmalarda çalıştıktan sonra 22 yıl önce kendi işimi yapmaya karar verdim. BiTaksi’yi kurmadan önceki işim uluslararası olarak fabrika alım ve satımlarına aracılık yapmaktı. 2012 yılında teknoloji tabanlı ve geniş kitleye hitap edecek bir iş yapmaya karar verdim ve BiTaksi doğdu. Devamında ise Getir hizmete başladı. - BiTaksi ve Getir uygulamaları nasıl çalışıyor? BiTaksi uygulaması ile yaklaşık 15 dakika süren ve tanımsız olan sürücü-yolcu ilişkisini tanımlı hale getirerek güven ortamı oluşturan bir platform yarattık. Taksi gibi nakit ücret ödeyerek hizmet aldığınız bir taşıma aracına çok farklı ödeme sistemleri getirdik. BiTaksi kullanıcıları nakit ödeme haricinde kredi kartı, BKM Express ve PayPal gibi ödeme seçenekleriyle de hizmet alabiliyorlar. Ayrıca yolcuların sürücüleri puanlayarak değerlendirmesi de mevcut hizmetin kalitesini arttırdı. 1.5 milyon downlo-

ad sayısına ulaştık. İstanbul’dan sonra Ankara’da da hizmet vermeye başladık. Yaklaşık 11 bin şoför ile hizmet vermekteyiz. Getir ise 8 ay süren bir geliştirme sürecinin ardından Temmuz ayında hayata geçti.Bebek bezinden, çikolata, cips ve içeceklere, tıraş köpüğü, deterjan ve deodoranttan kedi-köpek mamasına, pilden ampule yaklaşık 250 çeşit ürünü bulunduğunuz noktaya ortalama 10 dakika içerisinde getiriyoruz. Siparişin gelişini haritadan canlı olarak izleyebiliyor, kaç dakika sonra elinizde olacağını görebiliyorsunuz. İstanbul’un genelinde kendi motosikletli kurye ve ticari araçlarımızla dağıtım gerçekleştiriyoruz.3 aylık süreçte indirilme sayımız 200 binin üstüne çıktı. İlk üç ay için aktif kullanıcı sayımız ve aldığımız trafikler oldukça iyi gitmekte. İş hızla büyümekte. Yaptığımız kampanyalar oldukça ses getiriyor. Örneğin Algida ile birlikte 50 bin bedava dondurma dağıttık. Geçtiğimiz günlerde Hayat Su ile gerçekleştirdiğimiz kampanya ile kullanıcılarımız 10 litre suyu uygulama üzerinden bedavaya marketing europe & anatolia /25


Röportaj

alabildiler. Toplamda 100 bin litre suyu Getir kullanıcılarına ücretsiz teslim ettik. - BiTaksi’nin ve Getir’in Türkiye’deki marka konumlandırması hakkında biraz bilgi verir misiniz? BiTaksi kullanıcıların Lovemark’ı olma yolunda hızla ve emin adımlarla ilerliyor. Yüzde 96’ya ulaşan bir kullanıcı memnuniyetimiz var. Getir ise henüz çok yeni. Ama bilinirliliği oldukça yüksek. Hızlı bir şekilde piyasaya girdik. Dünyanın hiçbir yerinde uygulama üzerinden ortalama 10 dakikada ürün getiren hiçbir firma yok. Biz bu hizmeti veriyoruz. İstanbul’un büyük bölümünde istenilen ürünü ortalama 10 dakika gibi

26 / marketing europe & anatolia

BiTaksi kullanıcıların Lovemark’ı olma yolunda hızla ve emin adımlarla ilerliyor. Yüzde 96’ya ulaşan bir kullanıcı memnuniyetimiz var. oldukça kısa bir zaman dilimi içerisinde tüketiciye 7/24 ulaştırıyoruz. Ayrıca ürünleri ulaştırmada diğer şirketler gibi sadece aracılık etmiyoruz. Kendi depolarımızdan, kendi ürünlerimizi, kendi

kuryelerimizle götürüyoruz. Bu konuda herhangi bir üçüncü parti şirketle çalışmıyoruz. - Markanın 2016 Türkiye hedefleri nelerdir? Çok daha geniş kitlelerin BiTaksi’yi kullanmasını sağlamak ve başka şehirlere de açılarak öncü konumumuzu pekiştirmek istiyoruz. Getir’in ise hedefleri bambaşka. Uygulamayı önümüzdeki yıllarda dünyanın bir çok büyük şehrine taşımayı planlıyoruz. Öncelikli hedefimiz yurtdışı ağı oluşturmak ve buralarda başarılı olmak. Ayrıca getir gibi Türkçe bir kelimeyi dünyaya öğretmek ve sevdirmek istiyoruz. - BiTaksi ve Getir uygulamasında reklam çalışmaları süreçlerini biraz anlatabilir misiniz? Her ikisinde de WOM bizim en güçlü olduğumuz nokta. Herhangi bir reklam çalışmamız bulunmuyor. Sadece açık hava olarak dolmuş ve minibüslerde BiTaksi giydirmelerimizi görebilirsiniz. “Güzel dolmuş ama BiTaksi değil” “Tek rakibim BiTaksi” ve “Biz giderken BiTaksi dönüyordu” sloganlarımıza İstanbul’un çeşitli güzergahlarında bol bol rastlayabilirsiniz. - Bulunduğunuz sektörde tüketici güveni ve sadakatini sürdürülebilir bir şekilde sağlayabilmek için nelere önem gösteriyorsunuz? 7/24 hizmet veren sonuca odaklı çalışan bir çağrı merkezimiz var. Ayrıca sosyal medya mecralarından da dönüşlerimiz oldukça hızlı diyebilirim. Bu nedenledir ki yüzde 96’ya ulaşan bir memnuniyet söz konusu.




Köşe Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com

( retorik)

Sessizliğimiz ikrarımızdan değilse korkumuzdan... Günahıyla, sevabıyla bir genel seçimi daha arkamızda bıraktık. Ülkemizde seçimlerin yapılış şekli, seçim yolsuzluklarını mümkün olduğunca minumuma indirecek bir yapıda olduğu için, komplo meraklıları dışında seçime yolsuzluk karıştığına dair ciddi endişelerle karşılaşmıyoruz. Ben de seçimlerde yolsuzlukların bir kaç münferit girişim dışında olmadığını düşünenlerdenim. Bu nedenle seçimlerden tek başına iktidar olarak çıkan ya da oylarını arttıran partileri kutluyorum. Ancak seçimlerin yapılışı sırasında yolsuzluk olmaması seçimin adil, demokratik ve meşru olması için yeterli midir? Bence yanıt güçlü bir "hayır" olmalı. Bu nedenle de ülkemizde gerçekleştirilen seçimlerin meşruiyeti de, sonuçlarının demokratikliği de, seçim ve propaganda döneminin adilliği de tartışmalıdır. Sandığın düzenli ve yasal olarak vatandaşın önüne konması her ne kadar henüz kaybetmediğimiz bir demokratik kazanım olsa da maalesef bizi demokratik ülkeler ligine taşımak için yeterli değildir. Peki seçimler yolsuzluklara meydan vermeden yapıldığına göre demokrasimizi sakat hale getiren somut olaylar nelerdir? Birincisi artık hepimizin ezberlediği %10'luk ülke barajı temsilde adalet ilkesiyle örtüşmemektedir. İkincisi seçim döneminde propaganda eşitliği iklesine de çok büyük farkla iktidarın lehine olacak şekilde uyulmaması başka bir sorundur. Üçüncüsü tarafsız olması gereken cumhurbaşkanının bir partinin lehine seçim propagandası yapması ciddi bir sorundur. Dördüncüsü bir partinin propaganda sırasında devlet imkanlarını hoyratça kullanması ve diğer partilerin böyle bir hakkı olmaması ahlaki de olmaya bir tutumdur. Beşincisi iktidar partisinin ve destekçilerinin ısrarla seçim öncesinde

yasaları ihlal eden uygulamaları ve yasal bir yaptırımla karşılaşmamaları ya da karşılaşsalar bile bu süreçlerin seçim sonrasına kalması ve bu arada yasaları ihlal etmek suretiyle sağlanan üstünlüğün seçim sonucuna yansıması meşruiyet tartışmasını da yanında getirmektedir. Altıncısı medya kurumları bu seçim sürecine baskılar, ses kısmalar, platformlardan gerekçesiz çıkarılmalar, kayyumlar ve tehditlerle girmişlerdir. Her bir örnek tek başına bir seçimin meşruiyetini, demokratikliğini, adilliğini yaralamaya yeterliyken biz bu örneklerin sayısını daha da çoğaltabiliriz. Tüm bunlara karşın sandık hala ortadayken biz demokratik bir ülke miyiz, değil miyiz? İşte bu sorunun yanıtı maalesef ülkemiz için demokratik bir ülke tanımının kullanılamayacağı olacaktır. Tüm bunlar yaşansaydı ama ülkemizin aydınları, sivil toplum kuruluşları, üniversiteleri, basın mensupları, siyasetçileri ve sanatçıları yüksek sesle bu yaşananlara karşı dursalardı. Bu keyfi uygulamalarla demokrasiyi rafa kaldıranlar geri adım atmasalar bile endişelenebilselerdi demokratik bir ülkede yaşadığımızı söylemek mümkün olabilirdi. O zaman derdik ki "evet biz diktatörlük meraklısı, demokrasiyi içerisine sindirememiş, cahiller tarafından yönetimi ele geçirilmiş demokratik bir ülkeyiz." Ancak tüm bunların yaşanmasından daha acı olanı yukarıda saydığım kesimlerin tüm bu demokrasi dışı uygulamaları kabullenmiş olmaları. Cumhurbaşkanı ve iktidar partisinin anayasayı, demokrasiyi, ahlakı, adaleti hiçe sayan uygulamalarının normalleşmiş olması ve hiçbir ciddi tepki almaması. İşte bu nedenle artık ülkemize demokratik bir ülke diyemiyoruz. Biz artık apaçık bir ortadoğu diktatörlüğüyüz. Kabul etseniz de etmeseniz de sessizliğimiz ikrarımızdan değilse korkaklığımızdan. Bu korkunun varlığı bile benim bu tezimi kanıtlamak için yeterli. Umarım bu günler ülkemizde kalıcı bir diktatörlüğe dönüşmeden sessizliğimizi bozabiliriz.

marketing europe & anatolia / 29



Kampanyalar

Ayakkabı Derimod’dan sorulur...

Derimod, yeni reklam kampanyasında herkesin kısa zamanda sevgisini kazanan başarılı oyuncu Barış Arduç ile bir araya geldi. Alametifarika tarafından hazırlanan, prodüksiyonu Böcek Yapım’a ait olan ve Barış Arduç’un 6 farklı sevgilisi olan bir kazanovayı canlandırdığı reklam filminin yönetmen koltuğunda ise Ömer Faruk Sorak oturuyor. Styling’i Ece Sükan tarafından yapılan ve ‘Ayağımda Derimod’ sloganı ile yola çıkılan kampanyanın fotoğraf çekimi ise Türkiye’nin önde gelen moda fotoğrafçısı Nihat Odabaşı tarafından gerçekleştirildi. Kampanya Künyesi Reklamveren: Derimod Reklamveren Yetkilisi: Sedef Orman, Hande Göktan Reklam Ajansı: Alametifarika Yaratıcı Ekip: Barış Alkan, Sevil Şimşek, Caner Apaydın Müşteri İlişkileri: Canan Akyıl, Burcu Atış Topçu Prodüksiyon direktörü:Sertuğ Alptekin Ajans Prodüktörü: Özgür Dağgez, Berkay Tahmaz Prodüksiyon Şirketi: Böcek Yapım Yönetmen: Ömer Faruk Sorak Styling: Ece Sükan

Post Prodüksiyon: Filimişleri Fotoğraf: Nihat Odabaşı Müzik Yapim: Nilinişleri Söz: Fatma Fikret Şenes Beste: Giovanni Ferrio,Matteo Chiosso,Giancarlo Del Re

marketing europe & anatolia / 31


Kampanyalar

Ankara’nın Marinası... Kampanya künyesi Reklamveren: Sinpaş Yapı Reklamveren Yetkilisi: Oktay Demir, Lale Çakmak, İlhan Özsoy, Zeliha Turan Reklam Ajansı: Müstesna Yaratıcı İş Fikirleri Kreatif Direktör: Zeynel Özer Müşteri İlişkileri Direktörü: Onur Baki Reklam Yazarı: Hazal Akgün, Burak Özyürek, Utku Utgan Sanat Yönetmeni: Anıl Çezik Grafik Uygulama: Melike İşeri Müşteri İlişkileri Ekibi: Berna Pezükoğlu, Gizem Yıldız Ajans Prodüktörü: Cansu Hasbay Yönetmen: Mehmet Kurtuluş Görüntü Yönetmeni: Hayk Krekosyan Yapımcı: Livyo B. Malku Müzik: Jingle House Sinpaş Yapı’nın Ankara’yı marina yaşamı ile tanıştıracak Yapım Şirketi: Anima İstanbul olan ‘Marina Ankara’ projesinin yeni reklam filmi, Hülya Mecra: TV, Basın, Açıkhava, Radyo ve İnternet Avşar’ın eğlenceli görüntüleriyle dikkat çekiyor. Daha önceki reklam filminde ilk kez kızı Zehra ile birlikte rol alan Avşar, bu kez yelkenli ile Marina Ankara turuna çıkıyor.

Hüüp... Doğuş Çay, yeni reklam kampanyası ile “en güzel çay” konseptine yeni bir soluk getiriyor. Ünlü oyuncular Derya Baykal, Çetin Altay ve Berrak Tüzünataç ile sevilen gurme Vedat Milor’un yer aldığı reklamlar Doğuş Çay’ın DNA’sını oluşturan unsurlara vurgu yapıyor. Kampanya künyesi Kampanya Adı: Hüüp Marka: Doğuş Çay Reklamveren: Harika Karakan, Oğuz Yükselir, Mustafa Daral, Sena Torlak Reklam Ajansı: Titrifikir Kreatif Direktör: Özgür Akpınar Kreatif Ekip: Mert Bitmez, Gökçe Akın Stratejik Planlama Direktörü: Kerem Sabuncu Stratejik Planlama: Simge Tezel Müşteri Temsilcisi: Sahra Ofluoğlu Ajans Prodüktörü: Derya Soyman, Ediz Alptekin Yapım Şirketi: Atlantik Film Yönetmen: Umut Aral Müzik: Jingle House 32 / marketing europe & anatolia


Kampanyalar

Ofiste Duygusal Zeka...

Kampanya künyesi Reklam veren: Nurus Reklam Ajansı: Piramit Ajans Ajans Başkanı: Metin Aroyo Müşteri İlişkileri: Deniz Sesli, Tuğçe Tok Yaratıcı ekip: Deniz Köker, Lal Tazeoğlu, Özgür Muratoğlu, Eser Gülşen Prodüksiyon Şirketi: Sugar rush Yönetmen: Ivo Mostertman

Dım Dım Yar... n11.com’un reklam filmine son yıllarda popüler olmuş ‘Dım Dım Yar’ türküsü eşlik ediyor ve klip tadında bir hikaye ortaya çıkıyor.Hikâyenin kahramanı olan yeni dönemin yıldızlarından Leyla Feray, kıyafetini, akıllı televizyonunu ve cep telefonunu çok beğenen arkadaşlarına sırrını anlatıyor, n11.com’daindirimler ‘Dım Dım yar’ diyor! Kampanya künyesi Reklamveren: n11.com Reklam Ajansı: Rabarba Reklamveren Yetkilisi: Bilgen Aldan, Ömürden Sezgin, Özenç Doğan, Naz Özerden Yaratıcı Ekip: Pemra Ataç Açıktan, Murat Yaylagül, Umut Geldiay, Rıza Çankaya, Metin Akın, Gizem Özöver, Ebru Karaman Müşteri İlişkileri: Birçim Akfırat, Pelin Önal, Özde Gırgırlar Stratejik Planlama: Oğuz Savaşan Prodüksiyon: Pınar Johnson, İrem Akalın Yapım Evi - Yönetmen: Kala Film - Hakan Yonat Medya Planlama/Satınalma: Time Mecra: TV, sinema, radyo, açıkhava, internet

marketing europe & anatolia / 33


Kampanyalar

Hopi’den yeni reklam filmi...

yapılan online alışverişle başlayan reklam filmi, Hopi üyeleri Divarese, Marks & Spencer, GAP, Yargıcı ve Joker’deki eğlenceli değişim sahneleriyle devam ediyor Kampanya künyesi Reklamveren: Hopi Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL CCO: İlkay Gürpınar Kreatif Direktör: Zeynep Karakaşoğlu Yaratıcı Ekip:Esma Erdoğan, Emre Gökdemir, ŞükranGenç Marka Ekibi: Ela Bilgisel, Beste Erener, Tuğçe Asrak CSO:ToygunYılmazer Stratejik Planlama Ekibi: Nisan Danışman, Emirhan Çelikbilek Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin, Ceren Özen, Lerzan Kuzgun

TBWA\ISTANBUL tarafından hazırlanan Hopi’nin yeni reklam filminde Tolga Çevik, Hopi’si olduğu Tuğçe’yi baştan yaratıyor. Tolga Çevik’in canlandırdığı Hopi’siyle alışverişe çıkan genç kız, alışverişlerde Paracık kazanıp katlayarak imajını baştan aşağı değiştiriyor. Hopi üyesi Morhipo’dan

Prodüksiyon Şirketi: 25 Film Post Prodüksiyon Şirketi: 1000Volt Yönetmen: Bora Egemen Müzik: Jingle Jackson Medya Ajansı: MEC

Nolur Luppo’yu Bana Ver... Luppo Sandviç Kek reklamında pop versiyonu kullanılan ‘NolurLuppo’yu Bana Ver’ jingle’ıyeni reklam filminde tango düzenlemesi ile kullanılıyor. Rabarba’nın hazırladığı reklam filminin yönetmen koltuğunda ise Can Ulkay oturuyor. Kampanya künyesi Reklamveren: Şölen Reklam Ajansı: Rabarba Reklamveren Yetkilisi: Zeki Bilsel, Hayat Kapukaya, Ülkü Vural Er, Eyüp Türkoğlu Yaratıcı Ekip: Pemra Ataç Açıktan, Emrah Kural, Tuba Ulu, Tolga Suna, Volkan Yanık, Ergin Doğanay Müşteri İlişkileri: Birçim Akfırat, Ezgi Günaydın, Melike Orhon Ajans Prodüktörü: Pınar Johnson Medya Planlama/Satınalma: Speed Yapım Evi – Yönetmen: Dijital Sanatlar - Can Ulkay Post Prodüksiyon: Dijital Sanatlar Müzik: Yasemin Mori, Emre Irmak

34 / marketing europe & anatolia


Kampanyalar

Başrolde Hasan Kaçan…

Türk Telekom Grubu, başrolünde Hasan Kaçan’ın yer aldığı “kedi” ve“aşk” temalıTTNET’in yenireklam filmleriyle kullanıcıların evde internet paketi seçerken dikkat etmeleri gereken özelliklere vurgu yapıyor. Evde kullanılan internet paketleri hakkında bilgi veren ve müşterileri hızlı internet keyfi yaşamaya davet eden reklam filmlerinin çekimleri, 3 gün boyunca Fenerbahçe Parkı ve Arnavutköy’de gerçekleştirildi.

Kampanya künyesi Reklam Başlığı: Evde İnternetin Bol Olsun Hızın Düşmesin Reklamveren: Türk Telekom Grubu Reklamveren Temsilcisi: Dehşan Ertürk, Gelincik Onan, Beren Akdeniz Bilibay Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL Kreatif Direktör: Volkan Karakaşoğlu Yaratıcı Grup: Eser Yazıcı, Erman Çağlar, Eren Tolga, Erhan Dursun Marka Grubu: Ömer Üstündağ, İrem Altuğ, İrem Kara CSO: Toygun Yılmazer Genel Müdür Yardımcısı-Stratejik Planlama: Tuğyan Çelik Stratejik Planlama Ekibi: Can Çalışkan, Vefa Kerim Yeğin Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin, Gülşah Batıbeki, Sema Tülübaş, İpek Savaş Prodüksiyon Şirketi: Kala Film Post Prodüksiyon Şirketi: Sinefekt Yönetmen: Hakan Yonat Müzik: Cenk Çelebioğlu Medya Planlama: Skala Kullanılan Mecralar: TV, internet, outdoor

Lezzet için toprağı sevmek lazım... Tarım projesi kapsamında yaptığı çalışmaları yeni reklam kampanyasıyla paylaşıyor. Kampanyanın reklam filmiyle çorbalarındaki lezzeti sürdürülebilir tarıma borçlu olduğunu anlatan Knorr, “lezzet için toprağı sevmek lazım” sloganıyla tüketicilerini toprağı sevmeye davet ediyor. Kampanya künyesi Reklam :Toprağı Sev Reklamveren: Knorr Reklam Ajansı: LOWE İstanbul Reklamveren Yetkilisi: Toloy Tanrıdağlı, Marco Shultz, Osman Albora, Hakan Yurdakul, Sezin Kulaç, Ece Uslu Bagatur, Can Franko Kreatif Direktör: Can Faga Yaratıcı Grup: Volkan Dalkılıç, Eray Hökelek, Tuğba Özcan Müşteri İlişkileri: Taflan Yörük, Sultan Engin, Joel Erikman Stratejik Planlama: Yusuf Muslubaş, Mert Tuncer Prodüksiyon: Tuğrul Karadeniz, Ahmet Uygun Yönetmen: Serdar Dönmez Prodüksiyon: Depo Film Müzik: Özgür Buldum

marketing europe & anatolia / 35


Cennette


Gezi

en bir köşe; Ohri... “Tanrı cenneti yaratırken bir damlasını Ohri’de düşürmüş.” Kimin söylediği bilinmiyor ama böyle bir söz var. Bitola (Manastır) keşfini bitirdikten sonra Ohri’ ye doğru yola çıktık. Bitola, Ohri arası yaklaış 75 km fakat yollar virajlı ve dar olduğu için 2 saate yakın sürüyor. Yemyeşil ormanların arasından geçerek Ohri’ ye vardık.

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com “Tanrı cenneti yaratırken bir damlasını Ohrid’e düşürmüş.” Kimin söylediği bilinmiyor ama böyle bir söz var. Bitola (Manastır) keşfini bitirdikten sonra Ohri’ ye doğru yola çıktık. Bitola, Ohri arası yaklaış 75 km fakat yollar virajlı ve dar olduğu için 2 saate yakın sürüyor. Yemyeşil ormanların arasından geçerek Ohri’ ye vardık. Sonra 2 saat kadar da oteli bulmak için uğraştık.Booking’ ten yol tarifine baktığımızda oteli St. Clement Caddesinde gösteriyor. Fakat orası trafiğe kapalı. Saatlerce Ohri’ nin dar sokaklarında dolaştıktan sonra oteli arayıp bizi almalarını rica ettim. Sonradan öğrendik ki otelin girişi paraleldeki ana caddedeymiş. Ayrıca da Ohri’ de araba başa dert bir şey. Neyse ki, otel sahibi abi bize park kartı verdi ve biz de arabayı cadde üzerine parkettik. Sonra

başladık. 6000 yıllık bir yerleşim tarihine sahip olan Ohri, 1395 yılında Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılmıştır. Türk dönemiyle beraber Ohri’de büyük değişiklikler yaşanmış. Bölgedeki Osmanlı egemenliği 1912 yılında sona ermiştir. Bu son dönem idari yapılanmasında Ohri, Manastır Vilayeti sınırları içinde, Manastır Sancağı’na bağlı olmuş.Osmanlı İmparatorluğu dönemi sonrasında, küçüklü büyüklü birçok muharebe sonrasında Ohri’nin de yer aldığı bölge, Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı egemenliğinde kalmış. Krallık, sonrasında Yugoslavya Krallığı olarak 1943 yılına dek egemen olmuş.1943 yılı ile beraber Yugoslavya Krallığı ortadan kalkmış, yerine Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti kurulmuş. Bu dönemde de

da bavulları kucaklayıp otele yerleştik. Otelin odası minik olmasına rağmen balkonu kocamandı. Neredeyse oda kadar kocaman balkonu, hatta terası vardı. Orada oturup manzarayı seyretmek bile yetiyor insana. Terası görünce odaya dönerken şarap alıp, balkonda içmeye karar verdik. Ohri’ ye vardığımızda henüz hava kararmamıştı o yüzden biraz etrafa bakınalım dedik. Bulunduğumuz yer tarihi Ohri yerleşim yerine, yani eski şehire çok yakın olduğu için direk daracık ara sokaklara daldık ve eski şehri keşfe

Ohri, devam eden idari yapı içinde yer almış. 1991 yılında Makedonya’nın Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nden bağımsızlığını ilan etmesiyle Ohri, bağımsız Makedonya Cumhuriyeti içinde yer almış. Yugoslavya döneminde turistik yönü artan Ohri, Makedonya’nın bağımsızlığı sonrasında Makedonya’nın en ünlü turizm merkezi olmuş. Makedonların çoğu Ohri’yi yazlık yer olarak tercih ediyor. Bu yüzden olsa gerek, otel değil de daha çok uzun dönemli kiralık evler var. marketing europe & anatolia / 37


Gezi döneminden kalma 10 cami, 1 de tekke bulunuyor. Yarın bir kısmını gezeceğiz ama şimdi bira zamanı :) Biramızı için nefis makarnamızı da yedikten sonra tekrar dışarı çıktık. Ama hava o kadar soğumuştu ki, ben çok üşüdüm. O yüzden daha fazla dolaşmayıp odaya gittik. Sonra da battaniyelere sarınıp balkonda şarap keyfi yaptık. Sabah kaltığımızda hava bulutlu olmasına rağmen sıcaktı. Sanırım yağmur gelecek. Bu nefis göl manzarası ziyan olmasın diye kahvaltımızı göl kenarındaki restaurantlardan birinde yaptık. Bir çok Avrupa ülkesi kahvaltı nedir bilmezken Makedonya’ da kahvaltı çok lezzetli :) 517 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalan Makedonya’ da çok sayılı Osmanlı evi görmek mümkün. Kendinizi Safranbolu’ da gibi hissediyorsunuz. Mimari çok benziyor. O kadar yıl Osmanlı hakimiyetinde kaldığı için de çok fazla ortak yönümüz var. Yemekler, kültür, kelimeler vs. O yüzden ben kendimi evimde gibi hissettim :) Dolaşmaya çıktığımızda akşam üzeri ve hava kararmaya yakın olduğu için yanımıza fotoğraf makinası almadık. O yüzden sizinle şirin Ohri sokaklarının fotoğraflarını paylaşamayacağım :( Arnavut kaldırımlı daracık taş sokakları takip ederek yürümeye başladık. Eski şehirde bir birine çok yakın Osmanlı evleri sokakları süslüyor. Bir çoğu otel, restaurant veya sanat galerisi olarak kullanıyor. 1 saate yakın yürüdükten sonra bir şeyler yemek için bir restaurant’ a girdik. Oturduğumuz yerin arka bahçesi eski bir kiliseye bakıyordu. Ohri’ de çok fazla kilise var. Sebebi de 997 – 1014 yılları arasında hüküm süren Çar Samuel’in Ohrid’de yılın gün sayısı kadar 365 kilise yaptırmış olması. Fakat bugün bunların ancak 40 tanesi varlığını sürdürüyor. Ohri’de Osmanlı 38 / marketing europe & anatolia

6000 yıllık bir yerleşim tarihine sahip olan Ohri, 1395 yılında Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılmıştır. Türk dönemiyle beraber Ohri’ de büyük değişiklikler yaşanmış.

Kahvaltımızı edip kahvemizi de içtikten sonra tarihi yerler keşfimize çıktık. İlk durak, 1295 yılında inşa edilen, St. Holy Mother of God Perivlepta Kilisesi. Erken dönem kiliselerinden biri ama tarihi hakkında hiç bilgim yok. Gittiğimizde restorasyon vardı. Fakat yine içine girip gezmemize müsaade etti, görevli sempatik hanım. Hatta Türk olduğumuzu öğrenince fotoğraf çekmemize bile izin verdi:)


Gezi

Çok eski bir klise olmasına rağmen freskler ve süslemeler çok güzel korunmuşlar. Restorasyondan sonra çok harika olacak muhtemelen. Kilisenin içi kadar manzarası da çok güzel. Ohri gölünü ve Samoil Kalesi’ ni (Ohri Kalesi) görebiliyorsunuz. Kilise, Antik Tiyatro ve Samoil Kalesi birbirine çok yakınlar. Ama oralara ulaşmak için epey yokuş tırmanmanız gerekiyor. Biz tembellik ettik ve Antik Tiyatro’ ya gitmedik. Onun yerine Samoil Kalesi’ ni gezdik. 3 km uzunluğunda, 16 metre yüksek-

Yemekler, kültür, kelimeler vs. O yüzden ben kendimi evimde gibi hissettim :)

yapılmış. Bozuk para ile çalışan dürbünler de var. Biz gezerken içeride ok atan abiler vardı. Gelen turistlere de şov yapıp, ok attırıyorlardı. Ortalığı çok tekin bulmadığımız için hemencecik

liğinde surları ve 18 kulesiyle çağının görkemli yapılarından birisi olan Samoil Kalesinin manzarası gerçekten çok güzel. Tüm şehri görebiliyorsunuz. Çar Samoil’in Bizanslı’lara 1014’te yenildiği savaş sırasında ağır hasar görse de tümüyle yıkılmamış. İlk olarak Romalılar tarafından yapılmış olsa da Çar Samuel kaleyi güçlendirdiği için onun adıyla anılmıştır. Yüzyıllar boyunca hasar alan kale, sürekli restore edilerek bugünkü haline gelmiş. Kalenin içinde manzarayı seyretmek için platformlar marketing europe & anatolia /39


Gezi

uzaklaştık oradan :) Kaleden çıkıp da St. Panteleimon Manastırı’ na yürürken yol kenarlarında doğal taşlardan kolyeler ve aksesuarlar satan bir çok tezgah gördük. En çok da sedeften yapılmış ürünler vardı. Meğerse oranın sedefi meşhurmuş. St. Panteleimon Manastırı kocaman bir arazinin içerisinde fakat sadece manastır değil, türbe, üniversite, hatta üniversitenin bir kısmı inşaat halinde, bazilika da var. St. Panteleimon Manastırı 10. yy. da inşa edilmiş fakat 15. yy. da Osmanlılar tarafından yıkılmış ve camiye çevrilmiş. Sonrasında Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde bile güzelliğinden bahsettiği bu cami yıkılıp tekrar manastır olarak bugünkü haline geitirilmiş. Fakat yerdeki cam zeminden eski haline ait kalıntıları görebiliyorsunuz. Bahçesinde Ohrid bölgesinin Osmanlı’da kalmasında büyük katkısı bulunan Sinan Çelebi’nin (Sinâneddin Yusuf Çelebi) türbesi bulunuyor. Türbe, Haziran 2012’ de T.C. Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı tarafından restore edilmiş. TİKA, Makedonya’ da bir çok tarihi 40 / marketing europe & anatolia

3 km uzunluğunda, 16 metre yüksekliğinde surları ve 18 kulesiyle çağının görkemli yapılarından birisi olan Samoil Kalesinin manzarası gerçekten çok güzel. Tüm şehri görebiliyorsunuz.

yapıyı restore ettirmiş. Hepsinin kenarında köşesinde TİKA plaketi görmek mümkün. Manastır bahçesinde ayrıca bir tane de bazilika var. Fakat restorasyon aşamasında. İçerisindeki mozaikler zarar görmesin diye, yekpare çatı ile korumaya alınmış. Manastırdaki kilisenin içinde kentteki ilk üniversiteyi kuran St. Clement’ in


Gezi

mezarı da var. St. Clement,St Naum’la birlikte St Kiril ve St Metodi tarafından yazılan Kiril alfabesini yaygınlaştırma çalışmalarıyla da tanınıyor. Kiril alfabesi adını Ortodoks rahipleri Kiril ve Metodius’tan almış olmasına karşın bu alfabeyi gerçekte onların geliştirdiğine ilişkin kesin bilgi yok. Kiril ve Metodius’un öğrencileri, 9. yüzyılın ortasında günümüzde Kiril alfabesi olarak bilinen ve halen Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, Sırbistan ve diğer ülkelerde kullanılan bu alfabeyi Orta Çağ Yunan (Bizans) alfabesinin temelinde geliştirerek Yunancada bulunmayan birtakım Slav seslerini de buraya eklemişler. Bence çok gereksiz bir dil olmuş. Hiç bir şey anlaşılmıyor:( Neyse ki tatil arkadaşım alfabeyi biliyordu da, sıkıntıdan kurtulduk. St. Panteleimon Manastır bölgesini gezip, göl manzarasına karşı oturup biraz da dinlendikten sonra Sveti Jovan Kilisesi’ ne doğru yola çıktık. Arnavut kaldırımlı dar sokaklardan geçip de ormana varınca epey şaşırdık. Sonra baktık ki tabela var, ağaçlara iliştirilmiş, onları takip ettik. Dik yokuşlardan ve çam ormanının içinden geçerek Sveti Jovan

Dik yokuşlardan ve çam ormanının içinden geçerek Sveti Jovan Kilisesi’ ne ulaştık. Kiliseye göl kenarından da ulaşım var. Kilisesi’ ne ulaştık. Kiliseye göl kenarından da ulaşım var. 13. yy’ dan kalma Sveti Jovan Kilisesi’ ni film festivalinde, Milcho Manchevski‘nin “Yağmurdan Önce” filminde görüp çok etkilenmiştim. Hatta filmi izlerken bir gün mutlaka orayı görmeyi istemiştim ki, isteğim gerçek oldu. Hatta şansımıza o gün düğün de vardı. Gelin tekneyle gelip, merdivenlerden kiliseye çıktı, sonra da kilise düğünü oldu. Çok güzeldi. Oturup onları seyrettik, büyük bir keyifle. Düğünden sonra da göl kıyısına inip sahilden yürüyelim dedik ama göl kenarında oturup bira içmeden de yapamadık :) Oluşum bakımından Balkanlar’daki en eski ve derin göl. Gölün ekosisteminde sadece o yöreye özgü dünya çapında öneme sahip 200’den fazla tür vardır. Gölün etki alanı yaklaşık olarak 2,600

km²’lik bir alan. Gölü oluşturan kaynakların yarısı doğu kıyılarındaki yeraltı kaynaklarından geliyor. Gölün derinliği ise 300 metre civarında. Ohri, Makedonların yazlık sayfiye yeri. Gölün etrafında çok sayıda plaj var. Bizim orada olduğumuz gün hava bulutlu olduğu için göle girme şansımız olmadı. Göl kenarında oturup biramızı da içtikten sonra sahilde ahşap yoldan şehrin merkezine vardık. Şehir minik olunca gezmesi de kısa ve eğlenceli oluyor tabii. Ohri’ de gezilecek yerleri araştırırken, çarşının içinde bir Türk Pastanesi olduğunu okumuştum. Gezi bitince çarşıya gidip onu bulmaya karar verdik. Çarşıları bizim semt pazarlarının aynısı. Daha önce de dediğim gibi, insan kendini evinde hissediyor. Pastaneyi bulamadık ama tonton bir teyzeden kocaman bir tabak dolusu ahududu aldık. Sonra da onları yıkamadan yedik. Parmaklarımız ve dudaklarımız mosmor oldu ama tadı herşeye değerdi. Tadı ve kokusu muhteşemdi. Lezzetli ahudutlarından sonra arabamıza binip Mavrovo’ ya doğru yola çıktık. Mavrovo ile Ohrid arası yaklaşık 2 saat sürüyor. Mavrovo, Makedonya’ nın kamarketing europe & anatolia /41


Gezi

yak merkezi olan küçük bir yerleşim yeri. Biz yaz mevsimi gittiğimiz için kar yoktu ama hava 8 dereceydi. Vardığımızda akşam üzereydi. Hava kararmadan oteli bulalaım dedik ama pek kolay olmadı bulmak. Çünkü otel falan yok. 2 – 3 katlı evler, otel şeklinde dekore edilmiş ve kiraya veriliyor. Hiç birinde tabela yok. Çoğunun da dış sıvası bitmemiş. Tuğlalar görünüyor. Dışarıdan pek bir şeye benzemese de içerisi gayet hoş ve sıcaktı. Hatta balkonumuza kırlangıçlar yuva yapmış, epey bir süre onların yavrularını besleyişini izledik. Çok tatlılardı :) Otele yerleştikte sonra çevreyi keşfe çıktık ve bir de baktık ki, gölün kenarındayız :) İçimiz titreyerek güneşi batırdıktan sonra yemek yiyecek bir yerler aramaya koyulduk. Çevrede 3 tane yerleşim yeri var; Nikiforovo, Leunovo, Mavrovi Anovi. Hepsi de birbirinden şirin kasabalar. Mavrovo Gölü kenarında dolanırken gölün içinde eski bir kilise çarptı gözümüze. Hemen durup etrafı kolaçan et42 / marketing europe & anatolia

Mavrovo Gölü kenarında dolanırken gölün içinde eski bir kilise çarptı gözümüze. Hemen durup etrafı kolaçan etmeye karar verdik :) meye karar verdik. Gölün suyu yükseldikçe kilise daha da derinde kalıyor zaman zaman. Kiliseye ait hiç yazı göremedik. O yüzden nedir ne değildir bilemedik. Ama bir kapısından girip diğerinden çıkıp, çocuklar gibi saklambaç oynadık: ) Sonradan Google’ı kurcalayınca bu kilisenin St. Nicholas Kilisesi olduğunu ve 1850 yılında inşa edildiğini öğrendim. 1953 yılında tamamen gölün içinde kalan kilise 21 yy.’ daki kuraklık sonrasında tekrar görünmeye başlamış. Kuraklık devam ediyor olmalı ki şu an kıyıya hayli yakın. Hava epey soğuyup da iyice acıkınca bir tane restaurant bulduk. Mekan da bizden başka kimse yoktu. Zaten

bi’lokmacık da nüfusu vardır muhtemelen. Biz yemek ve şarap siparişi verdikten sonra güzel bir sohbete koyulduk. Sonra da uyku mahmuru bir halde otelin yolunu tuttuk. Hava o kadar soğuktu ki dondum resmen. Neyse ki otelin kaloriferleri yanıyordu. Ben yatağımı kaloriferin önüne taşıyıp, kalorifere yaslanarak uyudum. Ertesi gün otelde nefis kahvaltımızı edip Türk kahvelerimizi de içtikten sonra tekrar Mavrovo’ yı gezmeye çıktık. Gece gezdiğimiz yolları tekrar kat edip gölün etrafını gezdik. Gölün içindeki kilisenin haricinde bir tane daha kilise var, oldukça güzel. Gece yanına gidip demir parmaklıkların üzerinden içeri sarkıp bakmıştık ama pek bir şey görememiştik. Sabah gittiğimizde yine kapalıydı, içini gezme şansımız olmadı. Bu güzel ortodoks kilisesinin adı St. Cyril and Methodius (Kiril ve Metodius). Kilisesiymiş. Muhtemelen bu da eski bir kilise ama sanıyorum restore edilmiş. Mavrovo bence harika bir yer. Göl ke-


Gezi

narında sesiz sakin bir kasaba. Kafa dinlemek için 10 numara 5 yıldız bir yer. Kayak mevsiminde nasıl olur bilmiyorum ama gitmeyi çok istiyorum. Hatta yaz sezonunda bile sadece Mavrovo’ da bile bir hafta geçirmeyi çok isterim. Keyifli Mavrovo tururnun ardından Bigorski Manastırını görmek için yola çıkrık. Manastır yaklaşık 30 km uzaklıkta. Bu 30 km’ lik yolu Mavrovo Ulusal Parkı içerisinden gidiyorsunuz. Etraf yemyeşil çam ormanları, nehir ve kuş sesleriyle dolu. Hakikaten cennet gibi. Yol hiç bitmesin istiyor insan. Enfes manzaralı yolu bitirip de Bigorski Manastırı’ na gelince kendimi Sümela Manastırı’ nda gibi hissettim. Yemyeşil bir doğa, bulutlar, yağmur ve seyrek seyrek evler bir de camii minareleri. Tüm bunlar manastırın karşı tepesinde. Çünkü orası bir müslüman yerleşim yeriymiş. Nüfusun neredeyse tamamı müslüman. Coğrafya tamamen Karadeniz’ e benziyor. Dedim ya, insan kendini memleketinde gibi hissediyor. Manastıra vardığımızda sağnak bir yaz

Coğrafya tamamen Karadeniz’ e benziyor. Dedim ya, insan kendini memleketinde gibi hissediyor.

Manastırda ayrıca incil, seramik tablo, zeytin yağı ve misklerin satıldığı bir dükkan da var. Sanırım geliri oradaki keşişlere gidiyor. Manastırda da epey oyalanıp coğrafyanın ve manzaranın keyfini çıkardıktan sonra Karadağ’ a gitmek üzere yola çıktık.

yağmuru başladı. Biz de nasibimizi aldık tabii yağmurdan. Biz gittiğimiz sırada manastırda ayin vardı. O yüzden hayli kalabalıktı. Tabii ekstradan turistler de vardı. Kilise kısmına gittiğimizde bir tane rahip kardeş bana bir şeyler söyledi ama anlamadım çünkü Makedonca konuştu. Sonra ziyaretçilerden bir kişi etek giymem gerektiğini söyledi. Meğerse manastır girişinde siyah etekler varmış, onlardan giymek gerekiyormuş. Ben de hemen pıtı pıtı koşup aldım bir tane. Eteğimi giydikten sonra Yakuza savaşçısı edasıyla kiliseye geri döndüm. Manastırın bir çok yeri ziyarete kapalı, ancak kiliseyi gezebiliyorsunuz. Kilisenin içi gerçekten muhteşemdi ama fotoğraf çekilmesine müsaade etmiyorlar. marketing europe & anatolia /43


Game On

NBA 16... Until 2K Dawn...

Ali Erdem Ekşioğlu

Kariyerinizi Anlatan Bir Film Çok Daha Akıcı Mekanik ve Kontrolün sizde olmasını dilediğniz NBA Grafikler yıldızı olma yolunzu anlatan derin bir film. İstemediğiniz herşeyin yok olduğu ve sevdiğiniz şeylerin geliştiği mükemmel grafiklerle sunulmuş bir basketbol tecrübesi.


GameOn Youtube: http://www.youtube.com/user/meaGameOn

Alıştığınız Basketbol Tecrübesi Heves Kıran Hatalar... Alıştığımız 2K kalitesiyle kendinizi her Son günlerde yoğunluğu artan ve oyunu yönüyle sahada hissettiren bir oyun tecrübesi. oynanamayacak hale sokan 2K'in sessiz kaldığı hatalar.


Game On

NBA 2K16 uzun zamandır türünün lideri olan serinin 2016 adaptasyonu tüm yenilikleri ve süprizleriyle karşımızda. Daha derinleştirilmiş lise basketbolu ve kolej basketbolu dönemleri ve bize karakterimiz "Freq"'in bir NBA yıldızı olması yolunu gösteren oyundan çok bir filme benzeyen tartışmalara neden olan yeni bir "MyCareer" modu 2K16'nın yeniliklerinden. Ne kadar kariyeriniz başladıktan sonra oyunda olan değişiklikleri gerçekten sevsem de oyuna başlayana kadar karakterle asla, hiçbir şekilde etkileşime giremeniz ve ne kadar bu sizin kariyeriniz olsada oyunun sizin kararlarınıza hiç kulak asmıyacak olması biraz modun "My" kısmını sorgulamama neden oldu. NBA'deki ikinci senenize kadar devam eden bu "film" bence oyuna gereksizce farklı bir bakış açısı getirmeye çalışmış. Film sonrasında is "MyCareer" her zamankinden daha detaylı ve daha oyuncu bazlı. Kontrolün tamamen sizde olduğu tatil günlerinizde arkadaş edinme, reklam kampanyaları ya da antreamanlar arasında kendi seçiminizi yapabilirsiniz ve evet 46 / marketing europe & anatolia

Sizin için deneyimleyip montajladığımız review videosunu http://www.youtube.com/user/meaGameOn

adresinden izleyebilirsiniz. seçimleriniz oyununuzu etkileyecektir. Ama oyunun en büyük ya da tek sorunu bu değil. Kasım ayı başında patlak veren ve ne platformda oynarsanız oynayın peşinizi bırakmayan bir hata oyuncuları şuan küplere bindirmekte. Hiçbir resmi kurumdan onay bulamasam bile

forum sokaklarında dolaşan çözüm oyununuzu ya da platformunuzu formatlamaktan geçiyor. Umarım ve eminim ki 2K bu soruna üç günümüzü almayacak bir çözüm bulacaktır. Bunun dışında oyuncular her zamanki "MyTeam" ve "MyGM" modlarının daha akıcı hale getirilmiş ve 2K16 tecrübesiyle süslenmiş ama özünü kaybetmemiş yeni versiyonlarından faydalanabilir. Oyun kesinlikle NBA 2K15'den çok farklı ve ileri bir tecrübe, basketbol tutkunları bu oyunu düşünmeden alacakları listelerine eklemeli tabi bütün bu sorunların çözüldüğü varsayılırsa. Hepinize iyi oyunlar diliyorum.


Game On

Uncharted: The Nathan Drake Collection...

Uncharted hazine avcısı Nathan Drake’in maceralarını konu alan Playstation platformuna özel geliştirilmiş bir RPG, macera, “third person shooter” oyun serisi. 18 Mart 2016 tarihinde piyasaya sürülücek Uncharted 4: A Thief’s End oyununa hazırlanmamız, Nate’in maceralarını hatırlmamız ya da Playstation’a sonradan geçen bir kullanıcıysak ilk kez bu tecrübeyi yaşamamız için Naughty Dog ilk 3 oyunun Remastered versiyonlarını topladığı bir koleksiyonu Playstaion 4 için piyasaya sürdü. Uncharted: The Nathan Drake Collection serinin uzun süreli hayranları için Nate ve maceralarını hiç göremedikleri bir güzellikte ve akıcılıkta görme fırsatı sunuyor ve tabikide platformun yeni kullanıcıları ve Uncharted 4 için heyecanlı olan fakat önceki oyunları bilmeyen oyuncular içinde daha önce keşfedemedikleri muhteşem maceraların kapısını açıyor. Bütün macera, RPG hatta oyun severlerin oynaması gereken bir seri ve bu Collection kaçırılmaması gereken bir fırsat. Yeni ayınızda iyi oyunlar ve iyi avlar.

kesinlikle

marketing europe & anatolia / 47


Kültür - Sanat

Afife,14 yıl aradan sonra sahnede... İlk Müslüman Türk kadın tiyatro oyuncusu Afife Jale’nin hayatını konu alan balenin prömiyeri, 22 Kasım’da Süreyya Operası’nda yapılacak İstanbul Devlet Opera ve Balesi, koreografisi ve librettosu Beyhan Murphy’e, müzikleri Turgay Erdener’e ait ‘’Afife’’ adlı modern bale eserini, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde sergilenişinden 14 yıl sonra yeniden izleyiciyle buluşturacak. Balede, ‘’Afife’’ rolünü Tülay Yalçınkaya ile Zuhal Balkan, Ebru Cansız, Deniz Zirek ve İlke Kodal canlandıracak. Afife’nin hayatında önem teşkil eden ‘’Ziya’’ karakterini Erhan Güzel, ‘’Mehmet Ali’’ karakterini Berk Sarıbay, ‘’Dr.Suat’’ karakterini Egemen Kement ve ‘’Selahattin Pınar’’ karakterini ise Arkın Zirek hayata geçirecek. Aynı zamanda ‘’dans drama’’ olan ve çağdaş Türk bale repertuvarında özel bir yere sahip ‘’Afife’’, Afife Jale’nin hayatındaki altın, kırmızı, mor ve gümüş olarak tanımlanan dört ayrı dramatik dönemi, 25 kişilik bir ensemble, hareketli ve lirik danslar ile canlandıracak. Eser, 22, 24, 27, 29 Kasım ve 1 Aralık’ta Süreyya Operası’nda izlenebilecek.

100 Tuhaf Kitap...

Ağaçkakan Yayınları’na ait “Hazır Bilgi” serisinin ikinci kitabı yayımlandı. Metin Solmaz’ın yazdığı Türkiye’ye Ait 100 Büyük Yanılgı’nın ardından “100 Tuhaf Kitap” da çıktı. Tanınmış hikâyeci Ahmet Büke bu sefer kitapların arasına dalıyor. “100 Tuhaf Kitap ile” Büke, bizlere Türkiye’de Türkiye Türkçesiyle yayınlanmış 100 acayip kitabı anlatıyor. Şu hayatta para biriktiren arkadaşlarım da oldu, kitap biriktirenler de. Birinciler hatırlanacak kadar ilginç değildiler ama ikincilerin çoğu gerçekten “nadide” insanlar. Belki de en tuhafı Murat Gültekin’dir. 48 / marketing europe & anatolia

Türk Sanayiinde Bir Uzun Yol Kaptanı...

Ünlü işkadını Pembe Candaner’in, Türkiye’nin en önemli topluluklarından Koç topluluğu ve onun amiral gemisi Arçelik’te 40 yıl dümen başında bulunan Hasan Subaşı’nın hikâyesini anlatan kitabı Türk Sanayiinde Bir Uzun Yol Kaptanı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı. Kitapta Hasan Subaşı’nın dört yıl boyunca Pembe Candaner ile paylaştığı anıları, albümleri, dokümanları, duygu ve düşünceleri aktarılıyor. Nehir söyleşi formatında yazılan kitap Subaşı’nın hem çalıştığı dönemki anılarına hem de emeklilikten sonraki aktif hayatına ışık tutuyor. Uzun Yol Kaptanı,Türk sanayii tarihini merak edenlere bir referans yayın niteliği taşıyor.


Kültür - Sanat

34.İstanbul Kitap Fuarı... TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile düzenlenen 34. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, 7 Kasım 2015 Cumartesi TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi-Büyükçekmece’de kapılarını açıyor. 15 Kasım 2015 Pazar akşamına kadar devam edecek olan fuara, yurt içi ve yurt dışından 750 yayınevi ve sivil toplum kuruluşu katılırken, yurt dışından 30 yazar konuk olacak ve dokuz gün süresince 1500 imza günü ve 300 etkinlik gerçekleştirilecektir. Teması “Mizah: Hayata Gülümseyerek Bakmak” olarak belirlenen İstanbul Kitap Fuarı’nın onur çizeri karikatür sanatçısı Tan Oral’dır. Fuar süresince Tan Oral’ın da katılımıyla çeşitli paneller ve söyleşiler düzenlenecektir 34. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, hafta içi 10.00-19.00 saatleri arasında, hafta sonu ise 10.00-20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek; fuarın son günü olan 15 Kasım Pazar akşamı ise 19.00’da sona erecektir.

Fiat 500 Aile Ağacı Kanyon’da... “Fiat 500 Tarz Günleri” çerçevesinde sevenlerinin karşısına çıkan tüm 500 Ailesi İstanbul’un en hareketli noktalarından birinde, Kanyon Alışveriş Merkezi’nde sergileniyor. Alışveriş merkezinin önüne kurulan “500 Aile Ağacı” kent yaşamına da farklı bir renk katıyor. Kasım ayının ilk haftası boyunca sergilenecek olan enstalasyonda Fiat 500 ve 500C’nin yanı sıra 500L ve 500X modelleri de yer alıyor. “Fiat tarz Günleri” süresince Fiat 500’ün renkli dünyası ve benzersiz tarzıyla ilgili tüm yenilikler sosyal medyada #500TarzGünleri etiketiyle etkileşime ve paylaşıma açık bulunuyor.Fiat 500’ün “Yüzde 100 Sen, Yüzde 500 Tarz” kampanyasının en yeni uygulaması olan sergi, alışveriş merkezi ziyaretçilerinin yanı sıra çevre bölge ve trafiktekilerin deilgi odağı oldu. Fiat 500 Aile Ağacı uygulaması ilerleyen günlerde İstanbul Anadolu Yakası ve Türkiye’nin farklı kentlerinde de yer alacak. Fiat 500’ün renkli dünyası ve benzersiz tarzını yansıtan tüm etkinlikler, sosyal medyada #500TarzGünleri etiketiyle tüm Fiat 500 sevenlerle etkileşime açık şekilde paylaşılıyor. marketing europe & anatolia /49



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.