marketing europe & anatolia Tarih: Aralık 2017 Sayı: 69
retorik
Gerçekler yerine anlık gereklilikler...
kelebeğin fırtınası
Züğürde para, sıvacıya mala...
satır ayracı
Gen Z... lu
t u l K... ı i Y un n Ye Ols
İçindekiler
marketing europe & anatolia Sayı: 69 Tarih: Aralık 2017 İmtiyaz Sahibi Eksantrik Film Prodüksiyon P.K.: 112 34725 Fenerbahçe- İstanbul - Tr. Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: elvineksioglu@gmail.com Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia http://aea.eksantrik.com aeanews@gmail.com Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Kübra Nebioğlu Yusuf Yener Günay Danışman Abdullah Ekşioğlu
Kısa Kısa
04 - 07
Teknoloji
10 - 11
retorik
13
Medya Dünyası
14 - 15
Röportaj
16 - 18
kelebeğin fırtanası
21
Reklam dünyası
22 - 23
Röportaj
24 - 26
İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia e-mail: meadergi@gmail.com marketing europe & anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e-dergidir. Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Bu derginin yayınlanma sürecinde hiçbir ağaç zarar görmemiştir. http://www.meadergi.com mobil: http://m.meadergi.com http://www.facebook.com/meadergi instagram: meadergi https://twitter.com/meadergi
satır ayracı
29
Kampanyalar
31 - 37
Gezi
38 - 45
Game On
46 - 49
Kültür Sanat
50 - 51
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.
marketing europe & anatolia / 1
Köşe Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com
( editörden)
İstikrarlı ve Huzurlu Yeni Yıllar olsun... Merhaba, Yılın son ayı Aralık geldi çattı. Reklamcı arkdaşlardan 2017 yılı değerlendirmeleri ve 2018 yılı öngörülerini yazmalarını istedim. Ocak 2018 sayımızda bu çok değerli görüşlere yer vereceğim. Her yıl olduğu gibi bu yıl da kampanyalar özel sayımızın hazırlıkları sürüyor. Reklam vermek isteyen arkadaşlar 25 Aralık tarihine kadar bize ulaşabilirler. Türkiye reklamcılık tarihinde çok önemli bir yer alan kampanyalar özel sayımızda her yıl olduğu gibi bu yıl da 2017 yılı kampanya künyelerini toplu halde okuyabilir, digital kütüphanenizde arşivleyebilirsiniz. Dergimizin okuma, görüntülenme sayılarını her sayımızda vermekten gurur duyuyorum. Çünkü Türkiye'nin en çok okunan marketing dergisi olmaktan çok mutluyum. Dergimizin okunma sayısı aylık 10.000 kişiye ulaştı :) Mutluyuz, gururluyuz :) Medya takip kuruluşlarının izleme ve ölçme değerlendirme verilerine göre sayfalarımızın değeri her geçen gün artıyor :) markteing europe & anatolia'nın bu günlere gelmesinde emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma, röportaj, yazı, haber isteklerimize olumlu cevap veren tüm kişi ve kuruluşlara teşekkürler. 2018 Yılının tüm Türkiye'ye huzur, güven, istikrar getirmesi dileğiyle, Sevgiler,
marketing europe & anatolia / 3
Kısa Kısa
İnovasyon ve Girişimcilik Haftası... Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) bu yıl altıncısını düzenleyeceği Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ev sahipliğinde 6-9 Aralık tarihleri arasında ICC-İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Bitcoin Vakfı’nın kurucu direktörü Jon Matonis, sanal paranın geldiği noktayı ve para kavramının geleceğini anlatacak. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda 2012 yılından bu yana düzenlediği Türkiye İnovasyon Haftası, bu yıl girişimcilik ruhunu da kapsıyor. Yeni adıyla Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası olarak düzenlenecek etkinlik, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ev sahipliğinde 6-9 Aralık tarihleri arasında ICC-İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Türkiye’de inovasyon kültürünün yaygınlaşmasında büyük rol oynayan etkinlikte, dört gün boyunca yerli ve yabancı 201 konuk, 19 konferans ile 36 panelde konuşma yapacak. Bitcoin Vakfı’nın kurucu direktörü Jon Matonis, sanal
paranın geldiği noktayı ve para kavramının geleceğini anlatacak. Kağıt paralar yok mu olacak? Teknolojiyle birlikte geleneksel araçlar, yöntemler değişiyor. Bu değişime ödeme yöntemleri ve para birimleri de katıldı ve sanal para artık hayatımızda. Sanal para birimlerinin ortaya çıkması finansal alanda bir çok yeniliğin ve fırsatın kapısını araladı. Bunun yanında ortaya çıkan tehditler ve güvenlik zaafları da meydana geldi. Bitcoin Vakfı’nın kurucu üyelerinden Jon Matonis, sanal paranın geldiği noktayı, fırsatları ve tehditleri, paranın geleceğini Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası’nda anlatacak.
Inova Awards 2017...
Beslenme ve sağlıklı yaşam alanında bilimsel bilginin iletişimi için Türkiye’nin ilk dijital bilimsel bilgi platformu Bilim Bunu Konuşuyor projesini hayata geçiren Sabri Ülker Vakfı, sosyal medya ve dijital uygulamaların Oscar’ı olarak sayılan Inova Awards 2017’de gümüş ödüle layık görüldü. Sabri Ülker Vakfı, en kapsamlı ve interaktif kurumsal web sitelerine ve dijital projelerine verilen Mercomm Inova Awards 2017’de “kâr amacı gütmeyen kuruluşlar” kategorisinde gümüş ödülün sahibi oldu. Sosyal medya ve dijital uygulamaların Oscar’ı olarak sayılan Inova Awards 2017’de dereceye giren Sabri Ülker Vakfı, kurulduğu 2009 yılından bugüne toplumun gıda, beslenme ve sağlıklı yaşam bilincinin gelişmesine katkı sağlamak, topluma bu konulardaki en doğru bilgiyi aktarmak ve bir referans noktası olmak hedefiyle çalışmalar yürütüyor. Ulusal ve uluslararası düzeyde pek çok bilimsel çalışmaya da destek veren Vakıf, sabriulkerfoundation.org/tr adresindeki web sitesinde yürüttüğü projelerle ilgili bilgilerin yanı sıra sağlık ve beslenme alanında bilimsel araştırmalar ışığında hazırlanan haberleri ve vakıf yayınlarını da kamuoyuyla paylaşıyor.
4 / marketing europe & anatolia
Kısa Kısa
Avrupa’da Dijital Reklamcılık...
IAB Avrupa AdEx Benchmark Raporu’na göre Avrupa’da Dijital Reklamcılık Mobil ve Video alanlarının önemli katkısıyla büyümeye devam ediyor. IAB Avrupa’nın IHS Markit işbirliğiyle hazırladığı AdEx Benchmark 2017 ilk yarı raporu yayınlandı. Rapor, Avrupa dijital reklam pazarı değerinin 2017’nin ilk 6 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,5 büyüyerek 20,2 milyar Euro’dan 22,2 milyar Euro’ya ulaştığını ortaya koyuyor. Rapora göre dijital reklam yatırımlarındaki büyümenin neredeyse tamamı mobilden geliyor. Veriler mobil displayin yüzde 45,9 büyürken, masaüstü displayin yüzde 1,4 küçüldüğünü; yüzde 12,8 büyüyen arama motoru reklamcılığının yanında mobilin yüzde 41,4 büyüyerek 7 milyar Euro’ya ulaştığını ve diğer tüm formatları geride bıraktığını gösteriyor. Öte yandan online videonun, non-video displaye göre 3,2 kat fazla büyüyerek 1,7 milyar Euro’ya ulaştığı, toplam displayin yüzde 20’si olduğu ve dijitalin diğer medya yatırımları arasındaki öneminin arttığı görülüyor. IAB Avrupa ve IHS Markit tarafından yayınlanan son Programatik Pazar Büyüklüğü Raporu’nda da yer alan video, yüzde 155 büyüyen Programatik Satın Alma içinde önemli bir yere sahip.
AdEx Benchmark yarı yıl raporu display reklamcılığın yüzde 13,1 büyüyerek yüzde 12,8 büyüyen ‘search’ü geride bıraktığını; ancak displayin 8 milyar Euro’luk hacmiyle toplam online reklamcılığın yüzde 37’sini alırken, arama motoru reklamcılığının toplamın yüzde 48’ini aldığını ortaya koyuyor. Bölgelere göre değişiklik gösteren display Orta ve Doğu Avrupa’da yüzde 16; Batı Avrupa’da yüzde 12,6 büyüyor. CEE bölgesi genel olarak dijital yatırımlarda yüzde 15,9 büyürken, daha olgun bir pazar olan Batı Avrupa’nın büyüme oranı yüzde 10,9 seviyesinde gerçekleşiyor. IAB Avrupa CEO’su Townsend Feehan Raporu “Tüketicilerin mobile kaymasıyla pazarlamacıların da hedef kitleleriyle mobil cihazlar üzerinden buluştuğunu görüyoruz. Geldiğimiz noktada markalar mobilin potansiyelini de keşfederek online videoya yatırımı artırdılar” şeklinde yorumladı. IHS Markit Yönetim Kurulu üyesi Daniel Knapp ise “Avrupa’nın istikrarlı makroekonomik ortamlarında reklam yatırımları büyümeye devam ediyor. Raporun yansıttığı gibi bazı ülkelerdeki belirsizlik dahi bu büyümeyi engellememiş. Avrupa dijital pazarı 2012’den beri her sene yüzde 11,5 ila 13,1 aralığında büyüyor. Raporun bir başka önemli çıktısı ise, dijital reklamın platform değiştirdiği ve artık post-masaüstü döneme girdiğimizdir” diyerek görüşlerini paylaştı.
İnsan Gelişimi Araştırma Ödülü... Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı adına Koç Üniversitesi’nde ku- 26 Şubat 2018 tarihinde
rulan ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Sürdürülebilir Kalkınma düzenlenecek bir törenle UNESCO Kürsüsü’ nezdinde oluşturulan Prof. Dr. Çiğdem takdim edilecek. Kağıtçıbaşı ‘İnsan Gelişimi Araştırma Ödülü’ için başvuru UNESCO Kürsüsü süreci başladı. Bu yıl ikincisi verilecek olan‘İnsan Gelişimi nezdindeverilen Araştırma Ödülü’nün son başvuru tarihi ise 15 Ocak 2018 Gelişimi olarak belirlendi.
‘İnsan Araştırma
Ödülü’, öncelikle psikoloji
Koç Üniversitesi’nde, Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı adına ku- alanında insan gelişimini rulan ve‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Sürdürülebilir Kalkınma ya da genel olarak insan UNESCO Kürsüsü’ nezdinde oluşturulan Prof. Dr. Çiğdem esenliğini desteklemeye yönelik uygulamalı ya da uygulamaKağıtçıbaşı ‘İnsan Gelişimi Araştırma Ödülü’ başvuruları lara ışık tutabilecek bilimsel araştırma projeleriyle, sosyoloji başladı. Sürdürülebilir kalkınmada büyük önem taşıyan insan ve eğitim bilimleri gibi diğer davranış bilimlerindeki benzer gelişimini ve esenliğini desteklemeye yönelik araştırma ödül- projelere verilecek. Değerlendirmeler, hem projenin değeri, üne başvurular 15 Ocak 2018 tarihinde son bulacak.
hem de adayın bilimsel yetkinliği göz önünde bulunduru-
‘İnsan Gelişimi Araştırma Ödülü’, Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı larak yapılacak. Adayların Türkçe ve İngilizce olarak başvuru tarafından Türkiye’de insan esenliğine yönelik uygulamalı in- yapabileceği ödül programında, ayrıntılı bilgi ve başvuru forsan bilimine katkı sağlayan bir araştırma ödülü olup, ödüle mu https://kockam.ku.edu.tr/tr sitesinden temin edilebilecek. 40 yaşını aşmamış Türk vatandaşları ve doktora derecesine Hazırlanan başvuru belgeleri PDF formatında unescochair@ sahip ya da tez aşamasında doktora öğrencisi olma kriterl- ku.edu.tr adresine gönderilebilecek. ‘İnsan Gelişimi Araştırma erine uyan adaylar başvurabiliyor.Ödülü almaya hak kazanan Ödülü’hakkında detaylı bilgi için: https://kockam.ku.edu.tr/tr araştırma sahibine 25 bin TL para ödülüde verilecek. Ödül,
marketing europe & anatolia / 5
Kısa Kısa
Ofisten Mutfağa…
Şirket çalışanlarından oluşan ekiplerin yarışacağı eğlenceli yemek yarışması “Ofisten Mutfağa” başlıyor. Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan ve iş dünyasındaki rekabeti yemek keyfine dönüştüren “Ofisten Mutfağa” yarışmasıiçin başvurular, 20 Ocak 2018 tarihine kadar basvuru@ofistenmutfaga.com adresinden yapılabilecek. İş dünyasının profesyonelleri, “Ofisten Mutfağa” ile mutfak mesaisine başlıyor. Türkiye’de şirket içi iletişime yeni bir boyut kazandıran“Ofisten Mutfağa” yarışması, çalışan
Atama... Cem Sezer, Huawei Orta Asya ve Kafkasya Bölgesi Pazarlama Direktörlüğü görevine getirildi. 2014 yılından bu yana Huawei Türkiye Pazarlama Direktörü olarak görev yapan Sezer, Huawei’in Orta Asya ve Kafkasya Bölgesi’nin operasyonlarının yürütülmesinden sorumlu olacak. 2004 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümü’nden mezun olan Cem Sezer, 2013 yılında Koç Üniversitesi Executive MBA öğrenimini tamamladı. Çalışma hayatına 2005 yılından Samsung Electronics bünyesinde başlayan ve pazarlama departmanı içerisinde sırasıyla Pazarlama Uzmanı ve Pazarlama Müdür Yardımcılığı pozisyonlarında görev yapan Sezer, 2009 yılında markanın Mobil Ürünlerinden Sorumlu Pazarlama Müdürlüğüne getirildi. 2013 yılında Yandex Türkiye’de CMO olarak görev yaptı.
motivasyonunu artırmayı, yaratıcı bir rekabet ortamında eğlenmeyi ve takım ruhunu yükseltmeyi hedefleyen tüm şirketlerin katılımına açık… Bu yıl, yaratıcılık yarışacak Katılan firmaların oluşturduğu ekipler arasındaki yarışmalar, 5-6-7-19-20 ve 21 ŞubattarihlerindeZorlu Eataly Mutfak Atölyesi’nde gerçekleşecek. Her eleme turunda dört şirketin yarışacağı “Ofisten Mutfağa” yarışmasında; şirket ekiplerine verilen sürpriz bir kutudan çıkan malzemelerle yarışmacılarbaşlangıç, ana yemek ve tatlıdanoluşan menülerini hazırlayarak rakipleriyle yarışacaklar. Jüri tarafından belirlenen puanlama kriterlerine göre hazırlanacak puanlama sistemi üzerinden yarışma boyunca en yüksek puanı alan 4 şirket, 27 Şubat 2018 tarihinde gerçekleşecek finalde yarışmaya hak kazanacaklar. Finalde yarışan ekipler ise 2 Mart 2018tarihinde gerçekleşecek törende ödüllendirini alacaklar. Yarışmanın moderatörlüğünü, ünlü radyo-TV program yapımcısı ve sunucusu Mert Ruscuklu yapacak.
Atama... Aslı Yaşasın Öztap, Boyner Grup şirketlerinden Boyner Büyük Mağazacılık A.Ş. yönetici kadrosuna E-Ticaret Genel Müdür Yardımcısı olarak katıldı. Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu Öztap, aynı üniversitede İşletme yüksek lisansını tamamladıktan sonra, California Üniversitesi Irvine’da Dijital Pazarlama programına katıldı. Çalışma hayatına 2005 yılında Kariyer.net’te başladı. Kariyerinin ilk 5 senesi Hürriyet.com.tr, Fikrimuhim.com gibi web tabanlı projelerde yöneticilik yaptı. 2010 yılında Türkiye’nin ilk ev, yaşam ve dekorasyon alışveriş sitesi Evmanya.com’u kuran Öztap, Mart 2012 itibariyle Doğan Online bünyesine katılan Evmanya.com’un CEO’luk görevini 2016 Eylül ayına kadar yürüttü. Öztap, Evmanya.com’daki 6 yıllık deneyiminin ardından, 2016-2017 döneminde Trendyol, Vivense, Simit Sarayı, Yataş gibi şirketlere dijital dönüşüm, süreç geliştirme gibi alanlarda danışmanlık verdi. Öztap, Kasım 2017’de Boyner Büyük Mağazacılık A.Ş. ekibine e-ticaret Genel Müdür Yardımcısı olarak katıldı. Öztap, ayrıca Kurucu Üyesi olduğu Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği ETİD’in Yönetim Kurulu Üyeliği’ni de yapmaktadır.
6 / marketing europe & anatolia
Kısa Kısa
Liderlik Zirvesi...
Türkiye’nin ISO 9001 Kalite Belgesi’ne sahip ilk ve tek öğrenci kulübü olan İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Kulübü’nün gelenekselleşen ve en çok katılımcıyla gerçekleşen organizasyonlarından biri olan Liderlik Zirvesi bu sene 5-6 Aralık tarihlerinde olmak üzere iki gün boyunca birbirinden değerli konuşmacılara, ürün sponsonlarına ve katılımcılara ev sahipliği yapacak. İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü İşletme Fakül-
Roche Türkiye’nin iletişim Cohn&Wolfe İstanbul’a emanet...
Türkiye’deki faaliyetlerine 1991 yılında başlayan Roche Diagnostik, biyokimya, hormon gibi rutin laboratuvar çalışma alanlarıyla birlikte, moleküler, genetik ve patoloji gibi özelleşmiş alanları da kapsayan, geniş çözüm çeşitliliğine sahip bir in vitro diagnostik şirketi olarak hizmet veriyor. 2001 yılından beri iletişim sektöründe 100’den fazla saygın markaya hizmet vermiş olan, WPP Grup’un PR şirketlerinden Cohn&Wolfe İstanbul, Roche Diagnostik Türkiyeile iş birliklerine bir yenisini daha ekliyor. Cohn&Wolfe İstanbul, yenilikçi vizyonu çerçevesinde Roche Diagnostik Türkiye’nin iletişim stratejisinin oluşturulmasına, planlanmasınave uygulanmasına yön verecek.
tesi Oditoryumu’nda Sevinç SATIROĞLU ve Cüneyt TOROS’un moderatörlüğünde gerçekleşecek olan Liderlik Zirvesi’17 bu sene ; Oğuzhan CANIM, Hakan BAŞ, C.Müjdat ALTAY, Erdil YAŞAROĞLU, Can YILMAZ,Candaş Tolga IŞIK,Cem DAVRAN,Zafer ALGÖZ,Cansen BAŞARAN SYMES, NeyranBAHADIRLI , Nevzat AYDIN, Kıvanç&Burak, Begümhan DOĞAN FARALYALI, Irmak KAZUK, İhsan BAYÜLKEN, Emek EGE, Ozanser UĞURLU gibi değerli isimleri ağırlıyor olacak. PapaJohn’sPizza ,GloriaJeans,Nescafe,N11.com , Nestle , Çaykur,Dimes,VenüsGıda,Cosmed,PierreCard in , Tadelle , Monolab, Rebul,YvesRocher gibi markaların ürün sponsoru olarak katılacağı Liderlik Zirvesi’17, sizleri sadece değerli konuşmacıları ile değil aynı zamanda renkli bir fuaye alanı ile de bekliyor, Liderlik Zirvesi bu yıl 40’ı aşkın firma ile 2 günde toplam 2.500 öğrenciyi birbirinden değerleri isim ile buluşturmayı hedefliyor. Alanlarında zirvede olan firmaların yöneticilerini ve tecrübelerini dinlerken kendi kariyer yolunda yapman gerekenleri öğrenebilirsin.
Meizu, F5 İletişim Yönetimi’ni Seçti...
Meizu, stratejik iletişimçalışmaları için F5 İletişim Yönetimi’yle anlaştı. 2006 yılında girdiği akıllı telefon pazarında dünyadaki 11. büyük akıllı telefon üreticisi konumuna gelen marka,küresel pazarda 30’un üzerinde ülkede faaliyet gösteriyor. Meizu’nun iletişim çalışmalarını yürütecek olan F5 İletişim Yönetimi’nin mevcut iş ortakları arasındaKaspersky Lab, Kingston Technology, SAS, Giochi Preziosi, Hitachi Vantara, Lely, TmaxSoft, Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak, KOBIL, HyperX, Askaynak Automotion, Blesh, Armut.com, Toptalent.co, Digital Planet, Türkiye Bilişim Vakfı, TELKODER gibi önemli markalar yer alıyor.
marketing europe & anatolia / 7
Teknoloji
Renk Körlüğüne Özel Uygulama...
Samsung Electronics bugün tüm QLED TV’ler ile uyumlu SeeColors uygulamasını duyurdu. SeeColors uygulaması, renk körlüğü rahatsızlığı bulunan kişilerin kendi göz kusurlarına tanı koymalarına yardımcı oluyor. %100 renk yoğunluğu sunan QLED TV’ler bu kişisel tanılama sonuçlarına göre ekrandaki renk ayarlarını düzenleyerek renk körlüğü sorunu bulunan izleyicilerin gerçek renklerle seyir keyfi yaşamasını sağlıyor. Samsung Electronics Görsel Teknolojilerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Hteongnam Kim, “Samsung olarak insanların günlük yaşamını teknoloji ve yenilikler yoluyla daha akıllı ve pra-
tik hale getirmeye adanmış bir şirketiz. Son teknolojilerin ve ekranların yardımıyla kullanıcılara dünyanın en büyük optik güçlüklerinden birinin çözümünü sunan QLED TV SeeColors uygulaması bu misyonun en güzel ifadesidir” dedi.Dünya üzerinde yaklaşık 300 milyon insan renk körlüğü sorunundan şikâyetçi. Avrupa ve Kuzey Amerika’da gerçekleştirilen bir araştırmaya göre bu, erkeklerin %8’ini, kadınların ise yaklaşık %1’ini etkileyen bir sorun*. Ancak renk körlüğü bulunan insanların büyük bir çoğunluğu hastalıklarından ve bu hastalığın onların yaşamı üzerindeki etkisinden habersiz. SeeColors uygulaması sayesinde kullanıcılar, renk körlüğü sorunlarının tipini ve seviyesini tespit edip QLED TV ekranlarını tümüyle kendi durumlarına uygun bir şekilde yeniden ayarlayabilecekler. Kullanıcılar SeeColors uygulamasını Smart TV Uygulama Mağazası’ndan indirilebiliyorlar. Ayrıca tanılama uygulamasını Google Play’den ve Samsung Galaxy S6, S6 Edge, S6 Edge+, S7, S7 Edge ve S8 modelleri için Galaxy App mağazasından da edinebiliyorlar. Galaxy serisi akıllı telefonlar QLED TV’ye bağladığında TV’nin renk ayarları tanılama sonuçlarına göre otomatik olarak ayarlanıyor.
Casper VIA G1 Plus... Casper, yeni akıllı telefonu VIA G1 Plus, en yeni ve büyük ekran sayesinde teknolojisi ile son kullanıcıların karşısına çıkıyor. VIA G1 Plus cep telefonunun 5.99’’ HD Plus Full LCD Extreme Vision ekranı, yüzde 76 ekran-gövde oranı ve oval ekran kenarları ile sosyal medya dâhil her türlü okumayı kolaylaştırırken, oyun severlerin de ilgisini çekiyor.Ayrıca 450 nit ekran parlaklığı ve IPS teknolojisi sayesinde ekrana hangi açıdan bakılırsa bakılsın renklerin çok canlı şekilde
akıllı telefonlarını daha aktif kullanabiliyor.32 GB hafızası ile yüksek depolama imkanı sunuyor. Şık metal tasarım ve parmak izi okuyucu bir arada VIA G1 Plus’ın metal
görülmesini sağlıyor. Yüksek performanslı ön ve arka kamera VIA G1 Plus’ın ön kamerası f2.0 diyaframa sahip ve 16 Megapiksel çözünürlük sunuyor. Full frame ekranı ve selfie ışığı ile az ışıklı ortamlarda bile muhteşem selfie’ler çekmeyi sağlayan bu ön kamera 2.0μmpiksel ile daha fazla ışık yakalayabiliyor. Ayrıca telefonda yer alan 13 Megapiksel çözünürlüklü ana kamera da yine f2.0 diyafram açıklığına sahip. Casper VIA G1 Plus cep telefonu, özel yazılımlı son versiyon Android Nougat 7.1.2 işletim sistemine sahip. 4 Çekirdek işlemci ve 3GB’lık RAM’i ile de40 uygulamayı aynı anda açarak aralıksız performans sergileme imkanına sahip. Dual Pencere ile aynı anda farklı uygulamalar açabilen kullanıcılar,
kasası şık tasarımın yanında çok daha fazla sağlamlık sunuyor. Telefonun bir diğer dikkat çekici özelliği ise arka yüzeyinde bulunan ve ek güvenlik imkanı sunan parmak izi okuyucusu. Bu parmak izi okuyucu sayesinde telefon saniyenin beşte biri hızında açılırken, anında mükemmel selfieler çekmeye de imkan sağlıyor.
10 / marketing europe & anatolia
Teknoloji
LG’den Akıllı Ekosistem Çözümleri...
LG Electronics, entegre akıllı çözüm paketini Seul banliyölerindeki üst sınıf apartman bloklarına taşıyarak bu alanda da söz sahibi olduğunu kanıtlıyor. 5 adet 40 katlı binadan oluşan ve 2021’de tamamlanacak Seul’ün kuzeydoğu banliyösündeki Byeollae I’PARK Suite sitesi, LG’nin akıllı beyaz eşyaları ve teknolojileriyle donatılacak. Dairelerde klimalar, buzdolapları, çamaşır makineleri, kurutucular, bulaşık makineleri ve Styler giysi bakım sistemlerini
de içeren LG’nin birinci sınıf akıllı cihazları bulunacak. Ev sahipleri tüm bu akıllı cihazların yanısıra isterlerse hava temizleyici, robot süpürge ve LG ThinQ Hub hoparlör gibi akıllı ekosisteme bağlanabilen ve ses komutlarıyla kontrol edilebilen akıllı cihazları da dairelerine ekleyebilecekler. I’PARK Suite için tasarlanan sistem, LG’nin en başından beri desteklediği açık akıllı ekosistem stratejisine uygun olarak diğer üreticilerin akıllı cihazlarıyla da uyumlu olacak. Bir akıllı telefon uygulaması üzerinden LG ürünleriyle birlikte diğer markaların akıllı cihazları da uzaktan yönetilebilecek. Bunun yanında asansör çağırmak, elektrik harcamasını kontrol etmek, sipariş vermek, park alanını kontrol etmek ya da kapıya gelen ziyaretçilerle iletişime geçmek gibi günlük birçok iş de aynı uygulamayla halledilebilecek. LG Electronics Satış ve Pazarlama Operasyonlarından Sorumlu Başkanı Choi Sang-gyu LG’nin bu çığır açan projesinin şirketin Güney Kore’de akıllı cihazlar alanında yıllardır süren liderliğinin bir devamı olduğunu belirterek “Bu, bir fuarda kurulan deneyimleme alanı değil; geleceğin evlerinin nasıl olacağını ve akıllı cihazların hayatımızı nasıl etkilediğini gösterecek gerçek bir deneyim.” diyor.
Emporio Armani Akıllı Saat... Gelişen teknolojiyle birlikte moda dünyası evrim geçiriyor ve bu trend doğrultusunda dünyaca ünlü moda markası Emporio Armani, geliştirdiği akıllı saat modelleriyle hem modayı yakından takip edenlerin hem de saatseverlerin yeni vazgeçilmezi olan giyilebilir teknolojiyi sunuyor. Emporio Armani akıllı saat modelleriyle saat dünyasının klasik tasarımları teknolojiyle bir araya gelirken fonksiyonellik ve markanın dinamik şıklığı aynı tasarımda hayat buluyor. Bu dokunmatik kadranlı akıllı saatlerle artık her an dünyaya bağlı kalmak mümkün. Emporio Armani akıllı saat modelleri Saat&Saat mağazalarında ve www.saatvesaat.com.tr ‘de sizleri bekliyor. Teknik özellikler Referans no: ART5000, ART5002, ART5003 iOS® and Android™ uyumlu Android Wear™ 2.0 tarafından geliştirilmiş Google, Qualcomm® ve Snapdragon Wear™ 2100 akıllı saat platformu tarafından geliştirilmiş Aktivite ölçer mevcut Batarya ömrü: 24-28 saat * kullanıma bağlı Kasa özelliği: paslanmaz çelik
Uyumluluk: Android OS 4.4+, iPhone 5/iOS 8.2+ Bağlantı: Bluetooth® bağlantılı Kişiselleştirme: kadranı kişiselleştirilebilir. Kadranda uyarılar mevcut Kordon özelliği: Paslanmaz çelik bilezik / değiştirilebilir deri kayış Kasa çapı: 46mm Kasa kalınlığı: 13mm Su basıncına dayanıklılık: IP67 (1 metre derinlikte 30 dakikaya kadar dayanıklılık) marketing europe & anatolia / 11
Köşe Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com
( retorik)
Gerçekler yerine anlık gereklilikler... Her ne kadar düşüncem bu olsa da aldığım terbiye gereği "Herkes bize yalan söylüyor. İktidarıyla, muhalefetiyle ve kendi fikrine sahip olmayıp, peşine takıldığı siyasi liderin borazanlığını yapan basın mensuplarıyla, yine kendi fikrine sahip olamayıp megafon görevi gören akademisyenleriyle birlikte bu oyunun içerisinde ye alan herkes gerçekle bağlarını koparmış iflah olmaz birer yalancı." demeyeceğim. Ben "iktidarıyla, muhalefetiyle siyasi kadrolar, medya mensupları ve akademisyenler bize gerçekleri söylemiyorlar" demekle yetinmek istiyorum. Kimse bize gerçekleri söylemiyor. Bilemiyorum belki anlayamayacağımızı düşünüyorlar, belki halkın ortak zekasına güvenmiyorlar, belki kişisel çıkarları öyle gerektiriyor, belki de devletin "ali menfaatlerini" halkın gerçekleri öğrenme hakkının üzerinde tutuyorlar. Hani olmaz, koca koca liderler, medya mensupları, akademisyenler buna tevessül etmezler ya belki de sadece bizi kandırmaya çalışıyorlar. Deyip naif bir giriş yaptıktan sonra aslında ortada dönen dolabın gerçek nedenini irdeleyeyim.
Oysa biz zaten Amerikan ambargosuna rağmen İran'dan petrol ve doğalgaz alabiliyorduk. Bizim bu ticareti yapmamıza engel bir durum yoktu. Bizim petrol ve doğalgazı alıp ödemesini Halkbank'a bloke etmemiz, karşılığında İran'a gıda, ilaç, traktör gibi ürünler ihraç ederek ticareti yürütmemiz durumunda Amerika'nın söyleyecek bir sözü kalmıyordu. Ama devreye bir dolandırıcı girip hulle ve hayali ihracatla uluslararası para transferlerini gerçekleştirince yasal bir ticaret, yasa dışı hale gelmiş oldu. Bu süreçte birileri rüşvet alıp vermişse o da Türk adli makamlarının ve siyasetinin temizlemesi gereken bir konu olarak karşımıza çıktı ama maalesef biz bu konuyu bu sadeliğiyle siyasi liderlerimizin ağızlarından duyamadık. Çünkü iktidarın anlık gereklilikleri hakikati anlatmaya engel oldu.
Muhalefet de bu kervana zaman zaman katılıyor. Man Adası belgeleriyle ilgili süreçte yaşadıklarımız buna bir örnek. Muhalefet lideri Man Adası'nda kağıt üzerinde kurulu bir şirketten Cumhurbaşkanı'nın yakınlarına para aktarıldığını gösterir belgeleri grup toplantısında sallıyor. Eğer belgeler gerçekse bu şekliyle de ahlaki olmayan bir çok ilişkiler ağının bir göstergesi olması Geçen yazımda da bahsetmiştim, ülkemizde iktidarın muhtemel bu belgeleri her nedense bize anlatırken siyasi dilinde 1940'ların iletişim kavramları kullanılıyor. para geldi demeyi değil gitti demeyi tercih ediyor. Oysa Medya ve akademisyenlerin büyük bir bölümü de ki başta bize bu belgelerle para gelmiş dese o zaman maalesef kendilerini ilgilendiren nedenlerle tercihlerini soracağız. Ne karşılığında gelmiş, parayı yollayanlar bu yönde kullanıyorlar. Muhalefet de zaman zaman bunun karşılığında devletten bir menfaat elde etmişler kendisini iktidarın bu rüzgarına kaptırıp kantarın topuzunu mi, parayı alanlar karşılığında hangi mal ya da hizmeti kaçırıyor. İnsan hakikat duygusunu bir kez kaybettikten vermişler vs. vs. Ancak muhalefet lideri bize hakikati sonra da maalesef dilini gerçekler değil, anlık anlatmak yerine o anda rakibinin belgeleri yalanlamasını gereklilikler yönlendirmeye başlıyor. İşte Reza Rarrab'ın kendine amaç edindiği için bu anlık gereklilik bize bir gün hayırsever iş adamı, diğer gün casus. FETÖ gerçekleri söylememesine neden oluyor. Olan yine zihni lideri şarlatanın bir gün hoca efendi, ertesi gün hain. bulanıklaşan halka oluyor. Esad'ın bir gün Kardeş Esad, ertesi gün Diktatör Esed olmasının nedeni bu anlık gerekliliklerdir. Son olarak Maalesef görevi soruları sormak, halkı bilgilendirmek, Reza Zarrab'ın tanık olduğu mahkemenin nedenleri ve haberdar etmek olan medya mensuplarının büyük bölümü serencamı hakkında da, bize anlık gereklilikler anlatıldığı de iletişim ile medyayı birbirine karıştırdıkları, kendilerini için konuyu bir türlü kavrayamıyoruz. Biri çıkıp konuyu bu siyasilerin borazanları zannettikleri için biz gerçekleri hakikatlere dayanarak bir kez anlatsa durumu şıp diye öğrenmek yerine, gerçek dışı verileri değerlendirip, kavrayabilecek zihinlerimiz oldukça bulanık. Örneğin gerçeğe ulaşmak gibi yeni bir refleks geliştirmek zorunda iktidarın lideri çıkıp "biz Amerika'nın ambargosuna uymak kalıyoruz. Sonuç elinde mum gerçekleri arayan koca zorunda mıyız, ihtiyacımız olan petrol ve doğalgazı bir halk. Yine de umutluyum. Çünkü karanlığı alt etmek komşumuz olan bir ülkeden almayacak mıyız?" gibi için bir mum yakmak yeterlidir. Umarım gerçeği arayış hakikat olsa geçerli olacak bir argümanı ileri sürüyor. çabamızda yaktığımız mumlar karanlığı alt edecektir.
marketing europe & anatolia / 13
Medya Dünyası
Görev değişiklikleri...
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri • Doğan Haber Ajansı’nın Adana Bölge Müdürlüğü’ne Bekir Karakoca atandı. • Nevşin Mengü, 31 Ekim 2017 tarihinden itibaren her salı BirGün gazetesinde köşe yazmaya başladı. • Yaşar Kızılbağ, Star Gazetesi Ekonomi Müdürü oldu. • Doğan Haber Ajansı Genel Müdür Yardımcısı Kemal Gülmüş’ün ajansla yolları ayrıldı. • Aydınlık gazetesi yazarı Mehmet Faraç, gazeteyle yollarını ayırdı. • Cumhuriyet gazetesi Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan, gazetenin Reklam Direktörü oldu. • Doğan Haber Ajansı, muhabir Murat Solak, Alper Korkmaz, Ertan Kılıç ve kameraman Harun Uyanık’ı bünyesine kattı. • Sembol Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ahmet Akarslan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı özel kalem müdür yardımcısı oldu. • Akşam gazetesinin magazin eki Life’ın yeni yazarları Ebru Yaşar, Yasemin Miras, Şenay Yangel, Çağla Gürsoy ve Sevcan Büyükturgay oldu. • Sabah gazetesi, bünyesinde köşe yazarlığı yapan Rasim Ozan Kütahyalı ile yollarını ayırdı. Görsel Basında Görev Değişiklikleri • FOX TV Dramalar Müdürü Özlem Yurtsever, kanalla yollarını ayırdı. • Habertürk TV editörü Mehmet Karaca, TRT Haber’e transfer oldu. • Kanal 7 Medya Grubu’nun TVT adlı yeni kanalının Genel Yayın Yönetmenliğini, Fatma Güngör yürütecek. • El Cezire çalışanı Başak Çubukçu, Habertürk TV’ye transfer oldu. • FOX TV Drama Müdürü Türkan Yurdam Doğan, FOX Türkiye Drama departmanının başına getirildi. • Özel Radyo Yayıncıları Derneği (ÖRYAD) başkanlığına Erkut Aktaş seçildi. • Habertürk TV’de görev yapan Kültür Sanat editör ve muhabiri GülnürÜykü, Yurt Haber editörü Gülden Aydın ve Spor Spikeri Kübra Ertuğ’un kanalla ilişiği kesildi. • TGRT Haber sunucularından Özlem Pala görevinden istifa etti. • Show TV gündüz kuşağında yayınlanan Gelin Evi programının yönetmeni Çetin Yılmaz, yönetmen yardımcısı İpek Özbek, editör Yasemin Özçelik ve kameramanlar Fatih Genç, Hakan Karabacak, Bilge Hakan Başçı programdan ayrıldı. • Beyaz TV, Rasim Ozan Kütahyalı ile yollarını ayırdı. • FOX TV Ana Haber muhabiri Fatih Erener, kanalla yollarını ayırma kararı aldı. • RTÜK, yaptığı toplantı sonucunda Başkanlık görevine İlhan Yerlikaya’yı, Başkanvekilliği görevine ise Esat Çıplak’ı yeniden seçti. Medya Dünyasından Diğer Haberler • Milliyet Gazetesi Gece Yazı İşleri Müdürü Haldun Tarık Dağlıoğlu, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. 14 / marketing europe & anatolia
• Ciner Medya Grubu, İzmir ve Ankara matbaalarını kapatma kararı aldı. • Sancaktar Medya Grubu, yayın hayatını noktalayan Kanal A’yı satın aldı. • Star TV’de yayınlanan başrollerini Burak Özçivit, Neslihan Atagül ve Kaan Urgancıoğlu’nun paylaştığı dizi ‘Kara Sevda’, 45. Uluslararası Emmy Ödül Töreni’nde ‘En İyi Yabancı Dizi’ kategorisinde birinci oldu. • Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu tarafından, toplumda sağlık bilincinin gelişmesine yönelik yaptığı haberler ile İhlas Haber Ajansı, TBV özel ödülüne layık görüldü. • Gazeteci Nevzat Çiçek, Kanal Urfa’nın 5. İz Bırakanlar Ödül töreninde ‘’Yılın Başarılı Gazetecileri ve Televizyoncuları’’ dalında ödüle layık görüldü. • 13 - 19 Kasım haftası tirajında en çok artış görülen gazeteler Fotomaç ve Habertürk olurken tirajında en çok düşüş görülen gazeteler ise Sözcü ve Posta olarak belirlendi. • Sözcü gazetesine yönelik davada tahliye olan Gazeteci Bekir Gökmen Ulu, Karşıyaka Belediyesi ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından ‘Basın Özgürlüğü Ödülü’ne layık görüldü. • Bu sene ikincisi düzenlenecek olan Altın Turizm Ödülleri’nin sahipleri belli oldu. Yılın Kadın Haber Sunucusu ödülüne Nazlı Çelik, Yılın Haber Kanalı ödülüne Habertürk ve Yılın Müzik Kanalı ödülüne Kral Pop TV layık görüldü. • Milliyet gazetesi Spor Servisi eski yazarlarından Erdoğan Şenay, hayatını kaybetti. • TRT radyo ve televizyonlarında uzun yıllardır program yapımcılığı ve sunuculuğu yapan ünlü spiker Derya Kaya vefat etti. • Kuruluşu 1996’da gerçekleşen Kanal A televizyonu kapandı. • Kanal 7 Medya Grubu, TVT adlı yeni kanalını 1 Kasım 2017 itibarıyla Türksat üzerinden izleyicisinin beğenisine sundu. • Yeşim Salkım, Mehmet Coşkundeniz ve Seçkin Piriler’in magazin konularını konuşacağı yeni program “Laf Bende Kalmasın”, 6 Kasım Pazartesi günü Lifetime TV’de başladı. • Medya Takip Merkezi’nin 23-29 Ekim 2017 tarihleri arasında yaptığı araştırmasında basında öne çıkan gazeteler; Hürriyet, Sabah ve Sözcü oldu. • Medya Takip Merkezi’nin 23-29 Ekim 2017 tarihleri arasında yaptığı araştırmasında basında öne çıkan televizyon kanalları; TRT, Kanal D ve FOX TV oldu. • Anadolu Ajansı’nda çoğunluğu muhabir ve editör olmak üzere 15 ismin görevine son verildi. • Cem TV kanalının kurucusu Prof. Dr İzzettin Doğan, yönetime el koyarak bütün çalışanların işine son verdi. • Milliyetçi siyasi haftalık gazete Milli Devlet, 6 Kasım Pazartesi günü yayın hayatına başladı. • Medya Takip Merkezi’nin 30 Ekim - 5 Kasım 2017 tarihleri arasında yaptığı araştırmasında basında öne çıkan televizyon kanalları; TRT, Kanal D ve FOX TV oldu. • Medya Takip Merkezi’nin 30 Ekim - 5 Kasım 2017 tarihleri arasında yaptığı araştırmasında basında öne çıkan gazeteler; Hürriyet, Cumhuriyet ve Sabah oldu. Kaynak: MTM Medya Takip Merkezi
Medya DĂźnyasÄą
marketing europe & anatolia / 15
Röportaj
2018 Yılı Dijital Dü Me Consultancy Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy Kurucusu Murat Erdör Tüm dünyada öğrenmeye programlanmış yazılımların ve mobil kullanımının hızla artması, yaklaşık 2.5 milyar insanın aktif olarak kullandığı sosyal medya ağlarının çoğalması, nesnelerin interneti ve yapay zeka gibi teknolojilerdeki büyük yükselişi, 2018 yılında dijital dünyada birçok şeyin yeniden şekillenmesine neden olacak. Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com - Bize biraz kendinizden bahseder misin? - TED Ankara Koleji’nde lise eğitimini tamamladıktan sonra Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 1999 yılında mezun oldum. Bahçeşehir Üniversitesi’nde “Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi” üzerine masterı yaptım. Finans, hizmet ve enerji sektörlerinde yerli ve yabancı birçok şirkette çalıştıktan sonra, uzun süre dijital pazarlama ve otomasyon konusunda dünyanın sayılı markalarından biri olan Emarsys’de Türkiye Ülke Müdürlüğü görevini yürüttüm. Ardından Türkiye’nin lider pazarlama platformu Euromessage’da Türkiye Genel Müdürü olarak çalıştım. 20 senelik kurumsal hayata ara verip kendi firmamı kurdum. Kariyerime “dijital dönüşüm danışmanı” olarak devam ediyor, aynı zamanda “Bilgi Paylaştıkça Güzel” temalı www.muraterdor.com adlı web sayfasıyla farklı konularda yazılar yazıyorum. 16 / marketing europe & anatolia
- Dijital dünyada 2018 yılında neler olacak? - Tüm dünyada öğrenmeye programlanmış yazılımların ve mobil kullanımının hızla artması, yaklaşık 2.5 milyar insanın aktif olarak kullandığı sosyal medya ağlarının çoğalması, nesnelerin interneti ve yapay zeka gibi teknolojilerdeki büyük yükselişi, 2018 yılında dijital dünyada birçok şeyin yeniden şekillenmesine neden olacak. - 2018 yılında dijital dünyaya hangi trendler hakim olacak? - Fiziksel ile dijital deneyimleri harmanlayarak tüketiciye en doğru yoldan ve ölçümlenebilir şekilde ulaşılmasını sağlayacak yöntemlerden biri olan fijital pazarlama, artık birçok alanda hizmet vermeye başlayan makineler ve yazılımlar, diğer bir deyişle yapay zeka, MIRC ile başlayan ve son dönemde Whatsapp ile hızla yükselişini sürdüren mesajlaşma aplikasyonları, cihazların cisim tanıma özelliği kullanılarak, sanal nesnelerin
ünya Trendleri...
Röportaj Türkiye’de konuşulan fijital kavramı, fiziksel ile dijital deneyimleri harmanlayarak tüketiciye en doğru yoldan ve ölçümlenebilir şekilde ulaşılmasını sağlayacak yöntemlerden biri olacak. Augmented Reality (Artırılmış Gerçeklik) ise son zamanların öne çıkan, pazarlama ve reklam sektörlerinin popüler konularından biri. Cihazların cisim tanıma özelliği kullanılarak, sanal nesnelerin gerçek görüntülerin üzerine bindirilmesi olarak tanımlayabileceğimiz Artırılmış Gerçeklik, müşterilerle bağlantı kurma ve katılımı artırma açısından yenilikçi ve yaratıcı bir yol olarak kabul ediliyor. Bu teknolojinin yaratacağı pazarın, 2022 yılına kadar 117.4 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
gerçek görüntülerin üzerine bindirilmesi olarak tanımlayabileceğimiz artırılmış gerçeklik, periscope ile başlayan ve Snapchat, Scorp gibi uygulamalarla devam eden kısa süreli içerik kavramı, tüm sosyal medya platformlarının “live streaming” destekli bir altyapıya dönmeleri ile birlikte Live Stream Video’lar, son dönemde teknolojisi ve popülerliği iyiden iyiye artan Virtual Reality (Sanal Gerçeklik) ve 360 derecelik videolar, yapay zeka formlarının hayatlarımıza girmesi şeklinde tanımlayabileceğimiz Chatbotslar ile bitcoin ve altcoin gibi sanal paralar popülerliklerini artıracak ve dijital alanın 2018’de yükselen trendleri olacak. - Fijital Pazarlama ve AR pazarlama hakkında daha detaylı bilgi verebilir misin? - Fiziksel ve dijital dünyadaki vaatleri birleştiren; yaratıcı fikirlerin yaşama geçmesini kolaylaştıran, aynı zamanda tüketici reaksiyonlarını da ölçümleme 18 / marketing europe & anatolia
Fijital pazarlama: fiziksel ile dijital deneyimleri harmanlayarak tüketiciye en doğru yoldan ve ölçümlenebilir şekilde ulaşılmasını sağlayacak yöntemlerden biri. fırsatı sunan “fijital”, hem markalar, hem de ajanslar açısından doğrudan pazarlamanın kurallarını tartışmasız biçimde değiştiriyor. Tüketiciler sadece dijitalde kalmayı sevmediği gibi sadece fiziksel olarak kendilerine ulaşılmasından da hoşlanmıyor. Artık herkes dijital bir çalışmanın fiziksel bir çıktısını almayı veya fiziksel bir çalışmanın dijitalde olmasını istiyor. Dünya’da bu süreç yaklaşık beş sene önce başlamış olsa da Türkiye’de fijital kavramının geçmişi henüz çok yeni. Yaklaşık 3-4 senedir
- Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı? - Me Consultancy ile ilgili kısa bir bilgilendirmede bulunmak istiyorum. Bildiğiniz üzere bugün, dünya çapında bir ekonomiden, ticaretten, iş dünyasından, networkten bahsediyoruz. Dünya, dijital uygulamalara ve platformlara doğru inanılmaz bir hızla evriliyor. Büyük bir değişimden ve yenilenmeden söz ediyoruz. Klasik anlamdaki pazarlama araçlarının yerini dijitalleşme ile birlikte çok farklı uygulamalar alıyor. Mobil uygulamalar artık her yerde, her alanda karşımıza çıkıyor. Her gün yeni bir teknolojik platform doğuyor. Satış kanalları çeşitleniyor, alışveriş değişiyor. Artık nesnelerin internetinden, makinaların makinalarla konuştuğu bir dönemden söz ediyoruz. Bu süreçte Me Consultancy olarak, kurumların sahip oldukları verileri ve dijital altyapılarını daha sağlıklı hale getirerek, pazarlama, satış ve yönetim süreçlerini buna göre organize ediyor, kurumları geleceğe taşıyacak ve dijital dünyada referans şirket olmalarına, hedef kitlelerine dijital alanda doğrudan ulaşmalarına dönük tüm süreçleri tasarlıyor ve yönetiyoruz.
Köşe Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com
( kelebeğin fırtınası)
Züğürde para, sıvacıya mala... Bu aralar sık sık telefon çalınma haberleri duyuyoruz. Ardından özel fotoğrafları basına sızan hatta geri almak için ödeme yapmak durumunda kalan ünlülere bile rastlıyoruz. Bu noktada bilişim uzmanlarının sorduğu soru; cep telefonunun kendi mali değeri mi, yoksa içindeki fotoğrafların, verilerin kıymeti mi büyük? Canon Eurasia'nın bu konuya cevabı şöyle; “İnsanlık tarihinin görmediği yoğunlukta saklanan ve sürekli büyüyen birer veri kaynağı haline dönüştük. Bu yüzden veri güvenliği ihtiyacımız en üst noktada...”
anlaşmaları, bordrolar, strateji belgeleri, iş teklifleri... Bu verilerin yanlış ellere geçmemesi için son kullanıcıya uçtan uca bir güvenlik sunan sistemlere duyulan ihtiyaç da günden güne daha fazla önem kazanıyor. Bu verilerin yanlış ellere geçmemesi için Canon bir çözüm geliştirmiş. Canon MFP cihazlar, HDD şifreli olarak bulundurulan donanımları ve verileri şifrelerle koruyup son kullanıcıya uçtan uca bir güvenlik sunuyor.
Tekonoloji dünyası son 15 yıldır resmen çağ atladı. Özellikle cep telefonlarının marifetleri "yok artık" dedirtecek boyutlara ulaştı. Asıl işlevi konuşmak olan telefonlar zaman içinde en iyi arkadaşımız haline geldi. Yüksek çözünürlüklü kameraları sayesinde artık fotoğraf makinesi cebimizde dolaşıyoruz. Ofislerde tarayıcıların da çoktan pabucu dama atıldı. Artık belge tarama kalmadı. Evrakların fotoğraflarını çekip Whatsapp'tan gönderiyoruz. Maillerimiz, fotğraflarımız, sosyal medya hesaplarımız hepsi akıllı telefonlar sayesinde her an yanımızda.
2017 yılında Twitter'da en çok ne konuşuldu? Twitter’ın 2017 verilerine göre Türkiye’de bu sene en çok konuşulan hashtag Beşiktaş oldu. Türkiye’de en çok konuşulan Twitter hesabı ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait resmi hesap @RT_Erdogan oldu.
Canon Eurasia İş Çözümleri Ürün Geliştirme Müdürü Bora Şar, bu durumun donanım dünyasında bir canavara dönüştüğünü belirtiyor; “Bütün fotoğraf dünyası dijital ortama taşındı. Banka şubelerine gitmemeye başladık. Kimse ile paylaşmak istemediğimiz özel verilerimizi dahi dijital formda tutmaya, birileri ile iletişim kurmak istiyorsak dijital ortamlardan geçen sistemleri tercih etmeye başladık. Sonuç olarak insanlık tarihinin görmediği yoğunlukta saklanan ve sürekli büyüyen birer veri kaynağı haline dönüştük.”
2017’de Türkiye’de en çok konuşulan ilk 5 hashtag ve hesap ise şöyle: Hashtag: Hesap: 1-Beşiktaş 1-RT_Erdogan 2-Kısmetse Olur 2-TC_Basbakan 3-Seçkin Özdemir 3-tcbestepe 4-Türkiye 4-DrRecepAkdag 5-Elçin Sangu 5-naci_agbal
Ofis ekipmanlarında güvenlik ne kadar önemseniyor? Peki kişisel olarak önem verdiğimiz kıymetli verileri ne şekilde koruyacağız? Donanımlar artık verileri dijitale işlemek için kullanılan bir ara yüze dönüşse de veri ile ilişkide bulunan her enstrüman gibi donanımlar da güvenlik altına alınmalı. Bilgi teknolojileri dünyasında diğerleri kadar önemsenmese de çok fonksiyonlu yazıcılar bu enstrümanların içinde en çok ihmal edilen donanımlar.
2017 yılı yine çok hareketli, çok çalkantılı bir yıl oldu. Her yıl biterken hepimiz geçen yılın muhasebesini yapıp, varsa hatalarımızdan ders almayı, tekrar etmemeyi, daha iyi ve daha güzel bir dünyaya kavuşmak için elimizden geleni yapmayı hedeflemeliyiz.
Ofis ekipmanından baskısını alıp dağıttığınız belge türleri özellikle bu güvenliği zorunlu kılıyor. Sözleşmeler, pasaportlar, özgeçmişler, müşteri mektupları ve
*****
Her gün milyonlarca kişinin duygu ve düşüncelerini paylaştığı Twitter, gündemin nabzını tutan en iyi mecra olarak, her yıl olduğu gibi 2017’de de Türkiye gündemine damga vuran “en” leri değerlendirdi.
*****
Veeee bu yılı gülümseyerek kapatıp, yeni yıla neşeyle girmek için; Yeni yılın kellere saç, hastalara ilaç, züğürde para, sıvacıya mala, işsize iş, dişsize diş, olmayana çocuk, üşüyene gocuk, kolaya buz, yemeğe tuz, nazar değmişe şifa, evde kalmışa koca, dırdırcıya akıl, onu çekene sabır vermesini dilerim. Mutlu yıllar :)
marketing europe & anatolia / 21
Reklam Dünyası
2018 Pirelli Takvimi...
Çekimleri Tim Walker tarafından gerçekleştirilen 2018 Pirelli Takvimi New York’taki Manhattan Center’da tanıtıldı. Pirelli takviminin 45’inci edisyonunun çekimleri geçtiğimiz Mayıs ayında Londra’da İngiliz fotoğrafçı Tim Walker tarafından gerçekleştirildi. Ünlü fotoğrafçı, gösterişli setler ve romantik motiflerle yarattığı stilini uygulayarak İngiliz edebiyatının Alice Harikalar Diyarında adlı en bilinen klasik hikayelerinden birini yeniden ele aldı. Walker’ın ilham kaynağı fantastik hikaye kadar 1865 yılındaki ilk baskı için ya-
zar Lewis Carroll’un çizimlerini bizzat emanet ettiği John Tenniel’ın illüstrasyonları oldu. Tim Walker’ın 2018 Pirelli Takviminde eşsiz bir Harikalar Diyarı yaratmak amacıyla bu illüstrasyonlar 20 farklı ve olağanüstü setten oluşan 28 kare haline geldi. Tim Walker takvim hakkında şunları söyledi: “Alice’in hikayesi birçok kez anlatıldı. Bense Lewis Caroll’un hayal gücünün derinlerine inmek istedim. Böylece hikayeyi en başından anlatabiliyorsunuz. Farklı ve orijinal bir açı bulmak istedim.” Walker, Alice Harikalar Diyarında ile ilgili kendi yorumunu aktarmak için tanınmış ve yeni çıkış yapan müzisyenler, oyuncular, modeller ve politik aktivistlerden oluşan 18 kişilik bir kadroyla çalıştı. 2018 Pirelli Takviminin fotoğraf çekimleri, kamera arkasında yaşananlar, hikayeler ve kişilikler www.pirellicalendar.com adlı özel web sitesinde sunulurken siteyi ziyaret edenler 50 yılı aşkın The Cal™ tarihini filmler, röportajlar, fotoğraflar ve daha önce yayımlanmamış yazılar aracılığıyla keşfedebiliyor.
Lipault Paris Marka Yüzü... vanı için 92 güzel yarıştı. Amerika Birleşik Devletleri’nin Las Vegas kentinde düzenlenen Miss Universe 2017 yarışmasında jüriden en yüksek oyu, Lipault Paris’in marka elçisi 22 yaşındaki Demi-Leigh Nel-Peters aldı. Demi-Leigh Nel-Peters, son olarak Lipault Paris’in SS18 koleksiyonu için kameraların karşısına geçmişti. Güzel modeli Miss Universe unvanı için ilk kutlayanlar arasında Samsonite ve Lipault Paris ekibi yer aldı.
Lipault Paris marka yüzü Demi-Leigh Nel-Peters 2017 Kâinat Güzeli seçildi. Son olarak Lipault Paris SS18 koleksiyonu için kamera karşısına geçen Güney Afrikalı güzel Demi-Leigh Nel-Peters, rekor katılımın gerçekleştiği Las Vegas’taki Miss Universe yarışmasında tacın sahibi oldu. Fransa’nın en gözde markalarından Lipault Paris’in marka elçisi, Güney Afrika Güzeli Demi-Leigh Nel-Peters, Miss Universe yarışmasında da birinci olarak Kâinat Güzeli seçildi. Bu yıl rekor düzeyde katılımın gerçekleştiği Miss Universe un-
22/ marketing europe & anatolia
2005 yılından itibaren özgün tasarımları ve büyüleyici renkleri ile dikkat çeken Lipault Paris, 2014 yılında Samsonite bünyesine katılmıştı. Kısa sürede Paris’in en renkli markalarından biri olmayı başaran ve dünyanın dört bir köşesine yayılan Lipault, günlük el çantaları, valizleri ve sırt çantaları ve briefcaseleri ile kendinden söz ettiriyor. Lipault Paris, çanta ve valiz tercihlerinde cesur pastel ve canlı renkleri ile kadınlar için benzersiz seçenekler sunarken hafif ve dayanıklı ürünleri ile de öne çıkıyor. Lipault Paris ürünleri Türkiye’de de giderek artan bir beğeniyle tercih ediliyor. Lipault Paris, FW 17 Özel koleksiyonunda yer alan bu sezonun özel rengi olan altın sarısı özel tasarım valizleri de Samsonite ve Lipault Paris mağazalarında sayılı lokasyonlarda yer alıyor.
Reklam Dünyası
Çocuklar İçin Sorumlu Reklamcılık... rak bilgilendirmek ve bilinçlendirmek amacıyla yoğun çalışmalar yürütmektedir. Ebeveynler ve kamu otoritesinin çabaları desteklenecek “Ulusal Gıda ve İçecek İttifakı - Türkiye Taahhüdü”nü imzalayan şirketler, daha önce bireysel olarak almış oldukları tedbirleri bir adım öteye taşıyarak, kolektif olarak alacakları gönüllü önlemlerle; çocuklara sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırıp bu alışkanlıkların toplum genelinde yaygınlaştırılması yolunda ebeveynlerin ve kamu otoritesinin çabalarına destek olacak. Türkiye’deki yiyecek ve içecek reklam harcamalarının önemli Reklamverenler Derneği’nin Sorumlu Reklamcılık Yürütme Kurulu’nda yer alan gıda ve içecek firmaları, çocuklara sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırılması ve bu alışkanlıkların toplum genelinde yaygınlaştırılması amacıyla “Ulusal Gıda ve İçecek İttifakı-Türkiye Taahhüdü”nü imzalıyorlar. Taahhüt kapsamında; RVD çatısı altındaki gıda ve içecek şirketlerinin imzasına açılan metin ile, 12 yaşın altındaki çocuklara yönelik olarak tüm mecralardaki reklam ve pazarlama çalışmalarında ortak beslenme kriterlerine uygun olmayan ürünlerin reklamı yapılmayacak, aşırı tüketim özendirilmeyecek, yeterli ve dengeli beslenme ile aktif yaşam şeklinin önemine vurgu yapılacak, mevcut ürünlerin formülasyonları geliştirilecek. Türkiye’deki yiyecek ve içecek reklam harcamalarının önemli bir bölümünü gerçekleştiren şirketler, 1 Ocak 2018 itibariyle taahhütleri kapsamında tedbirlerini uygulamaya koyacaklar.Beslenme, Fiziksel Aktivite ve Sağlıkla ilgili ulusal hedeflerin geliştirilmesini desteklemek amacıyla 2016’da bir taahhüt etrafında toplanan Reklamverenler Derneği üyesi, Türkiye’nin en büyük gıda ve içecek firmaları, taahhütlerini yenileyip genişletti. Türkiye’deki gıda ve içecek firmalarının birlikte hareket ederek toplumsal sorumluluk bilinciyle bugüne kadar büyük ilerleme kaydettiğini belirten Reklamverenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Pura, “Ulusal Gıda ve İçecek İttifakı - Türkiye Taahhüdü, Türkiye’de izleyici kitlesi %35 oranında 12 yaşın altındaki çocuklar olan tüm televizyon programlarında, çocuklara özel tematik kanallarda, yazılı basında, radyo, sinema ve dijital mecralarda yer alan yiyecek-içecek reklamlarımıza ilişkin taahhüdü temsil ediyor. Ayrıca bu taahhüt kapsamında, çocukların yeterli ve dengeli beslenmelerini sağlayacak, obezite ile mücadele edebilecek şekilde piyasaya, tuz, şeker, doymuş yağ, trans yağ asitleri azaltılmış ve/veya porsiyon kontrolü sağlayan seçenekler sunulması da yer alıyor” diye konuştu. Reklamverenler Derneği çatısı altında bulunan Sorumlu Reklamcılık Yürütme Kurulu, reklam verenleri yürütmekte oldukları pazarlama iletişimi faaliyetlerinde, tüketici hakları, çocuklara ve çocuklarla iletişimde içerik kuralları gibi konularda proaktif ola-
bir bölümünü gerçekleştiren firmaların bu taahhüde imza atmaları ve birlikte hareket etmelerinin çocuklar ve Türkiye’nin geleceği için çok değerli olduğunu belirten Ahmet Pura, “Alınabilecek tedbirler taahhütle sınırlı değil. Firmalar, kendi iç politikaları dahilinde bu taahhüdün ötesinde önlemler alabilecekler. Pazarda birbirleriyle rekabet eden markaları bir araya getiren şey toplumsal sorumluluk. Bu ittifakın ve taahhüdün diğer firmalara ve sektörlere de örnek olmasını diliyorum” dedi. Ulusal Gıda ve İçecek İttifakı -Türkiye Taahhüdü uyarınca; -İzleyici kitlesi %35 oranında 12 yaşın altındaki çocuklar olan programlarda, ortak beslenme kriterlerini sağlamayan ürünlerin reklamı yapılmayacak. -Reklamlar, ebeveyn otoritesine zarar vermeyecek, çocukları ürün kullanımının potansiyel faydaları konusunda yanlış yönlendirmeyecek, yeterli ve dengeli beslenme şekillerini ve fiziksel aktiviteyi özendirecek yönde hazırlanacak. -Şirketler, tüketicilerin dengeli beslenmesine katkıda bulunacak şekilde aşağıdaki bir veya birden fazla seçenek üzerinde çalışmalarını sürdürecek: a.Mevcut ürünlerin formülasyonunu geliştirmek; b.Çocukların yeterli ve dengeli beslenmelerini sağlayacak ve obezite ile mücadele edecek şekilde piyasaya tuz, şeker ve doymuş yağ ve trans yağ asitleri azaltılmış seçenekler sunmak; c.Farklı porsiyonlarda ve boyutlarda ambalajlama yaparak küçük ve/veya azaltılmış porsiyon boyutları ve/veya düşük kalorili ve kalorisiz seçeneklerle porsiyon dengesine rehberlik etmek. -Okul yönetimi tarafından eğitim amaçlarıyla özellikle talep edilenler veya kabul edilenler dışında, ilköğretim okullarında (12 yaşa kadar) ürünlerle ilgili iletişim yapılmayacaktır. -Şirketler porsiyon kontrolü iletişimi için gerekli gayreti gösterecek.Pazarlama iletişimi mesajları, reklam içeriği ve medya satın alması açısından tüm medya kanalları içinde evde satın alma kararı veren tüketicilere yönelik olacak. İletişim mesajları, dengeli beslenme prensiplerine bağlı kalınarak, herhangi bir gıda veya içeceğin aşırı tüketimini özendirmeyecek; yeterli ve dengeli beslenmenin ve aktif yaşam şeklinin önemine vurgu yapacak şekilde belirlenmesi konusunda azami gayret gösterilecek.
marketing europe & anatolia /23
Hayatın İçi
Röportaj
inden Bir Marka... Sinem Kınran Parlak Singer Türkiye Genel Müdürü Singer markası jenerik bir marka. Dünyada koruma altına alınmış 10 markadan biri. Herkesin hayatına dokunmuş, hayatın içinden bir marka ve sonuç olarak da Pazar lideri bir marka. Önümüzdeki yıllarda ki en büyük hedefimiz, bu çizgiyi bozmadan ilerleyebilmek. Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com - Sizi biraz tanıyabilir miyiz? - 1978 İstanbul doğumluyum. Kültür Koleji’nde lise eğitimimi tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Mikrobiyoloji Bölümü’nü bitirdim. Sonrasında London College of Management’ta pazarlama eğitimi aldım. En son olarak da Işık Üniversitesi’nde MBA yaptım. Mezun olduktan sonra OTACI’da diyet ve kozmetik ürün müdürü olarak 1 sene görev aldım. Sonrasında Singer’de pazarlama uzmanı, ürün müdürü, pazarlama müdürü, satışve pazarlama müdürü görevlerinde bulundum. Halen Singer Türkiye’de genel müdürlük yapmaktayım. - Singer’in marka açısından konumunu nasıl tanımlarsınız ve 2018 yılı için hedefleriniz nelerdir? - Singer markası jenerik bir marka. Dünyada koruma altına alınmış 10 markadan biri. Herkesin hayatına dokunmuş, hayatın içinden bir marka ve sonuç olarak da Pazar lideri bir marka. Önümüzdeki yıllarda ki en büyük hedefimiz, bu çizgiyi bozmadan ilerleyebilmek. - Bulunduğunuz sektörlerdetüketici
güveni ve sadakatini sürdürülebilir bir şekilde sağlayabilmek için nelere önem gösteriyorsunuz? - Kaliteden ve hizmetten ödün vermemek, hatta bu yönlerimizi geliştirmek bizim için çok önemli. Ürünü satana kadar verdiğimiz hizmetin ve desteğin fazlasını satış sonrası veren bir firmayız diyebilirim. Tecrübeli ve bilgili servis ağımız ile asla müşterilerimizi madur etmeden her zaman hizmete hazırız. Müşteri memnuniyeti bizim için çok önemli. Tüketicilerimiz için kullanma kılavuzlarının videolarını çektik, tüm ürünlerimizin kullanım videoları hem youtube sayfamızda hemde web sitemizde mevcut. Makinayı kutudan çıkartmak ile başlayıp makinanın tüm özelliklerini izleyebilecekleri detaylı videolar. Ayrıca youtube kanalımızda Singer TV açtık, burda haftada bir yeni bir proje dikimi gösteriliyor. Böylece “makina alacağım ama ne dikeceğim bilmiyorum” veya makinam var dikecek birşey bulamıyorum” gibi düşüncelerde olan tüketicilerimizede içerik sunuyoruz. Müşterilerimiz için teknolojiyi de marketing europe & anatolia /25
Röportaj
kullanarak sürekli yeni projeler, yeni etkinlikler veya yeni ürünler geliştiriyoruz diyebiliriz. Bu da yıllardır firmaya olan bağlılığı dahada kuvvetlendiriyor. Eskiden anneanne – babanelerin evinde olan dikiş makinaları artık birçok üniversitede moda tasarım bölümleriyle gençlerin veya çalışan bayanların da evlerinde. Evde basit tadilatlarını yapabilmek için dikiş makinası satın alan bir kitle söz konusu. Bizde markamızı gençleştirecek, müşteri memnuniyetini ön planda tutan yenilikleri elimizden geldiğince hayata geçiriyoruz ve buna devam edeceğiz. - Singer’in Bir Dilek Tut Derneği ile birlikte “Singer ile Her Destek, Gerçekleşen Bir Dilek” projesi hakkında bilgi alabilir miyiz? - Dikiş makinesinin mucidi Singer olarak,biz her zaman hayata dokunanbir marka olmayı başardık. Sosyal sorumluluk projelerine büyük değer verdik ve bu anlayışı kurum kültürümüzün bir parçası olarak kabul ettik. Dolayısıyla şimdiye kadar birçok proje geliştirdik ve gerçekleştirdik. “Singer ile Her Destek, Gerçekleşen Bir Dilek” projesi de 26 / marketing europe & anatolia
Singer ile Her Destek, Gerçekleşen Bir Dilek bu yaklaşım ile hayata geçirmek üzere olduğumuz en son projemiz. Projemiz için ajansımız Med Partners Reklam ve Halkla İlişkiler’den gelen öneriler doğrultusunda ve onlarla birlikte hareket ettik. Hayati tehlikesi bulunan hastalıklarla mücadele eden çocukların hayallerini gerçekleştirmek üzere faaliyetlerde bulunan Bir Dilek Tut Derneği ile iletişime geçtik. Daha sonra da projemizin önemli parçalarından biri olan ve ülkemizin tanınan isimleri ile görüştük. Onlardan bizim için özel patch’ler tasarlamalarını istedik. Tasarlanan patch’leri ise singer.com.tr adresinden satışa çıkararak, gelirini Bir Dilek Tut Derneği’ne aktaracağız. - Singer bu proje ile kaç çocuğa ulaşmayı hedefliyor? - Amacımız çocukların umut, dayanma gücü ve sevinç duygularını güçlendirmek. Onların hayallerine yolculuk
etmek. Sihirli ve mutlu anlar yaşatıp, kalplerinde taşıdıkları dilekleri gerçekleştirmek. Proje tamamlandığında ne kadar çocuğumuzun dileğini gerçekleştirirsek o kadar mutlu olacağız. Sonuçta hastalıklarla mücadele ederken onların yanında olmak, moral ve yaşam enerjisi aşılamak, gerçekleştirmeyi umduğumuz en önemli hedef. - Projeyi desteklemek isteyen vatandaşların ne yapması gerekiyor? - “Singer ile Her Destek, Gerçekleşen Bir Dilek” projemiz için Ahu Orakçıoğlu, Ayşe Kucuroğlu,Oyuncu Ayşe Tolga, Sanatçı Bengü, Derin Talu, Ezra & Tuba Çetin kardeşler, Gamze Karaman Keçeli, Mert Vidinli, Oyuncu Naz Elmas ve Sunucu Özlem Yıldız gibi tanınmış isimler birbirinden keyifli patch tasarımları hazırladılar. Bu patchler şu anda singer.com.tr adresimizde satışa çıkmış durumda. Patch’lerin satışından elde edilen gelir, Bir Dilek Tut Derneği’ne aktarılacak böylece satın alan herkes projeye ve çocukların dileklerinin gerçekleşmesine destek sağlamış olacak.
Köşe Kübra Nebioglu / nebioglukubra@gmail.com
( satır ) ayracı
Gen Z... Daha önce jenerasyonlar ile ilgili birşey yazmayı düşünmemiştim.Endüstrü 4.0 konusu hayatımıza girmeden önce yaklaşık beş yıl tüm kongrelerin, sunumların ana konusu X ve Y jenerasyon farkı olduğundan dolayı konuya aşırı maruz kaldığımız için ek olarak ben de yazma ihtiyacı duymamış olabilirim. Fakat geçtiğimiz gün katıldığım 2018 yılı iç iletişim trendlerini konuştuğumuz bir organizasyonda Gen Z kavramı minik bir ışık yaktı zihnim de. İçerisinde bulunduğumuz yıllarda Baby Boomer’lar ile Gen Z’ler iş
bir teklifi bekliyorlar. Ya başka bir ülkeye gidecek ya da bulunduğu yerden global bir firmanın çalışanlarından biri olacak. Böylelikle girişimcilik anlayışının farklı bir boyut kazandığını görmek mümkün. Bağımsız çalışma şekilleri ile ne yapmak istediğini bilen bir nesil karşılıyor bizi. Tam da bu noktada tüketim beklentilerinden de bahsedilebilir. Gen Z’nin marka bağlılığını etkileyen en önemli tutumun sadakat olduğu rahatlıkla söylenebilir. Eğer sosyal medyada
hayatında aynı anda var olacaklar. Yaklaşık 95 doğumlular ile başlayan yeni jenerasyon iş hayatına girmeye başlıyor. Yani önümüzdeki yıllar çok neşeli olacağa benziyor. Eğenceli, renkli ama aynı zamanda da belirsiz ve biraz da kaotik. Ben kendi adıma Gen Z’yi biraz tanımak istedim, öğrendiklerimi de sizlerle paylaşmak. Yeni nesil, daha az odak olabilmelerine rağmen aynı anda birçok şey yapabiliyorlar,hızlı geçişler ile verimli çalışmalar gerçekleştiriyorlar.Bu durum ofislerde iş yapış şeklini yeniden tanımlayacak diye düşünüyorum. Gen Z’nin fırsatları değerlendirme, pazarlık yapma eğitimleri düşük seviyelerde. Zaten alışverilerini fiziki olarak biryere giderek yapma eğilimleri düşük iken diğer taraftan “hangi sitede en ucuzu var, bir bakayım indirim kuponu bulabilecek miyim, dur önce bu ürünle ilgili birkaç video izleyeyim, abi bana en son kaça olur…” düşünceleri de muhabbetleri de yok. Eğer bir ürün ve hizmete ihtiyacı olduğunu düşünüyorsa ve zevklerine hitap ediyorsa alıyor. İşte bu kadar basit. Gen Z bağımsızlığın ve özgürlüğün gerçek değerini biliyor. Çok erken yaşlarda hayata atılıyorlar. Geleneksel eğitimin yavaşlığı, sabah 8 akşam 6 çalışmanın rutinliği, büyük yatırımlar beraberinde getirdiği yıllarca bitmeyen borç ağırlığı pek eğlenceli değil. Biz konuşurken onlar çoktan yurtdışında iki tane üniversiteyi online olarak tamamlamış, bu esnada bir tane e-ticaret sitesi kurmuş sonra onu batırmış, borçlanmış, borçlarını da aynı anda yaptığı işlerdeki kazancı ile ödemiş, ikinci girişimi için çalışmalara başlamış olacaklar. Hatta her an yurtdışından gelecek
sevdiğiniz birkaç marka ya dainfluencer takip ediyorsanız, markaların bu kişilere karşı sadakatlerini ispatlamak için başvurduğunu yolları görebilirsiniz. Numune dağıtmak, tanıtım ürün göndermek mazide kaldı, bireysel iletişim hiç olmadığı kadar sıcak. Olaya kendi penceremden baktığımda eskiden marka temsilcilikleri, bloglar, yayınlanmış makaleler ve kitaplar vardı özgeçmişlerde. Şimdi bir bakmışım karşımda bir Instagram fenomeni oturuyor. Sosyal medya linkinin yanında takipçi sayısı yazıyor. Gen Z ile ilgili halen çok kapsamlı ve verimli araştırmalar bulunmuyor. Elde edilen veriler daha çok X ve Z jenerasyonunun karşılaştırılması sonucu sağlanan veriler denilebilir. Bunlardan elde edilen en belirgin verilerden biri de; ilk defa “global” olarak adlandırılan X’lerden %25 daha global bir nesil Gen Z ve daha fazla bilgisayarına, akıllı telefonuna ve hatta hayatını kolaylaştıran tüm cihazlara bağlı, bağımlı. İşte tam bu noktada şirketlerde bir kaos durumu olacak mı diye merak ediyorum? İnsan Kaynakları’nın yıllarını vererek geliştirdiği performans değerlendirme sistemlerine, gelişim planlarına ne olacak? Rol play çalışmalarının içerikleri nasıl değişecek ve hatta benim fikrim artık değişsin neden hala 10-15 yıllık senaryolar var. Yetkinlikler neler olacak, gelişim planları nasıl yapılacak, geribildirim görüşmelerinin içerikleri nasıl olacak. Mülakatlar konusuna ise girdiğim zaman çıkamayabilirim. Başka bir yazımın başlığı olsun. Sevgiler,
marketing europe & anatolia / 29
Kampanyalar
Minik Eller Büyük Hayaller...
QNB Finansbank, gönüllü finansçılarıyla birlikte toplumsal sosyal sorumluluk platformu ‘’Minik Eller Büyük Hayaller ‘’ ile çocukların hayallerine güç katmaya devam ediyor. Yönetmenliğini Turgut Akaçık’ın yaptığı bu renkli reklam filmi, Rabarba imzasını taşıyor. Reklam filminin müziğinin bestesini ve seslendirmesini ise Nil Karaibrahimgil üstleniyor. QNB Finansbank’ın reklam yüzü Selma Ergeç’in de yer aldığı reklam filminde çocukların hiçbir zaman hayallerinden vazgeçmemesi gerektiği vurgulanıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: QNB Finansbank Yönetici Kreatif Direktör: Pemra Ataç Açıktan Kreatif Direktor: Murat Yaylagül Kreatif Grup Direktörü: Elif Özüdoğru Kreatif Ekip: Volkan Yanık, Burcu Köken, Ayça Eriş, Özgür Öztürk, Müşteri İlişkileri: Pelin Önal, Ceyda Pehlivan, Özde Gırgırlar Strateji: Oğuz Savaşan Prodüksiyon (ekibi): Duygu Demirkoparan Müşteri: QNB Finansbank, Armağan Engel, Nilgün Hoşgel Bosum, Zeynep Çakır, Tülin Çırak, Burcu Zorba
Medya Ajansı: People İnitiative, Meral Karabıçak, Funda Kandemir, Yönetmen: Turgut Akaçık Yapım Şirketi: Kala Film Müzik: Nilin İşleri Mecra: TV / Internet
marketing europe & anatolia / 31
Kampanyalar
Patrona İşçi, İşçiye Patron Burada... Mavi yaka ve ara kademe pozisyonlara odaklı insan kaynakları platformu Eleman.net’in dört ayrı reklam filminden oluşan yeni kampanyası yayına girdi. “Patrona işçi, işçiye patron burada” temalı kampanya, “Başlarım böyle işe, KOBİ dostu, lansman ve müşteri memnuniyeti” başlıklı renkli ve eğlenceli reklam filmlerinden oluşuyor. Kampanya Künyesi Reklamın Başlığı: Patrona işçi, işçiye patron Reklamveren: Eleman.net Reklamveren Temsilcisi: Arif Köse Reklam Ajansı: Tezahürad Kreatif Direktör:Hakan Aydoğan Yaratıcı Grup: Murat Can Silen – Müjdat Yıldırım Müşteri İlişkileri: Sevil Bozbay Yönetmen: Hakan Kurşun Görüntü Yönetmeni: Rico Yapımcı: Fevzi Uludağ Yapım Koordinatörü: Ali Gündal Kullanılan Mecralar: TV– Sinema - Radyo – Basın – Outdoor - İnternet
Kumaşı İyi Olanlar Bilir...
Altınyıldız’ın yeni reklam kampanyasında, markanın bilinen ve ona yakıştırılan özellikleriyle anımsatılması dikkat çekiyor. Bu anımsama sadece kumaşın özgün anlatımıyla değil, daha çok markayı seçen insanlar ve o insanların içinde bulundukları durumlar üzerinden yapılıyor. Kampanya Künyesi ReklamınBaşlığı: Kumaşı iyi olanlar bilir Reklamveren: Altınyıldız, Boyner Grup 32 / marketing europe & anatolia
Reklam Ajansı: Manajans J. Walter Thompson YaratıcıYönetmen: Tuğbay Bilbay, Tayga Soysaltürk Müşteri İlişkileriGrubu: Fulya Özarı, Ece Özyurt StratejikPlanlama: Ege Demirtaş, Elif Bozovalı Ajans Prodüksiyon: Ahmet Bayık, Çağrı Erdoğan, Zeynep Türkmen YapımŞirketi: PPR İSTANBUL Yönetmen: Şenol Altun
Kampanyalar
Mitsubishi L200... Temsa Motorlu AraçlarMitsubishi L200 için yeni bir reklam kampanyası başlattı.Reklam filmi, değişen iklim koşulları dünyanın her yerinde insanları hazırlıksız yakalaması,ülkemizin degeçtiğimiz yaz aylarında yaşanan sellerde gördüğümüz üzere bu iklim değişikliklerinde etkilenen ülkeler arasında yer almasından hareketle hazırlandı. Kampanya Künyesi Reklamveren: Temsa Motorlu Araçlar Reklamveren Temsilcileri:Zeynep Özen, Duygu Şentürk, Hamza Özgören, Ufuk Karadağ Ajans: Havas Engage Yaratıcı Ekip: Ahmet Sefer, Sezgin Rızaoğlu, Betül Saykan, Neslihan Arslan, Benan Aka Müşteri İlişkileri: Berk Yılmaz Strateji: Elif Öven Prodüktör: Sıla Salgın Yapım Şirketi: Spark Film Collective Yapımcı: Tamer Üner Yönetmen: Mehdi Norowzian
Zumosol Bildiğiniz Gibi Değil... Zumosol’ün “Bildiğiniz gibi değil” isimli yeni dijital reklam filmi yayına girdi. Filmde, muzip ve eğlenceli bir iletişim tonuyla rakiplerine gönderme yapan Zumosol’ün, konsantreden değil, taze sıkılmış ve su katılmamış gerçek meyve suyu olduğu vurgulanıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Sanset Gıda Reklamveren Yetkilisi: Gizem Tokgöz Reklam Ajansı: Kramp Kampanya Adı: Bildiğiniz gibi değil Kreatif Direktörler: Serkan Balak, Duygu Burunsuz Yaratıcı Ekip: Ayberk Çınar, Süleyman Utku Bozkurt, Olcay Aksel Müşteri İlişkileri: Müge Bürge, Joel Erikman, Pınar Özçakır Stratejik Planlama: Merve Alıcı Göral Prodüksiyon Şirketi: Hacıyatmaz Film Yönetmen: Ali Can Zeren
marketing europe & anatolia / 33
Kampanyalar
Soğuk Kış Günlerinde Çayınız Hazır... Doğadan’ın, “soğuk kış günlerinde çayınız hazır” temasıyla hazırlanan yeni reklam filmi televizyon, sinema ve internet mecralarında yayınlanıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Coca-Cola Company/Doğadan Reklamveren Yetkilileri: Aylin Kosova Bilgin, Özlem Hanoğlu, Ayça Çınar, Didem Geren, Berrak Uytun, Mirey Alkaç Reklam Ajansı: Concept Kreatif Direktör: Kerem Özkut Yaratıcı Grup Başkanları: Umut Dizdar, Sedat Dündar Yaratıcı Ekip: Serkan Gültekin, Ersel Hıra, Elif Setenci, Badel Palmer, Kübra Demirkaya, Iris Marka Grup Direktörü: Yasin Özhan Marka Ekibi: Çisil Akoğul, Büşra Gülal Stratejik Planlama: Emre Sezer Ajans Prodüktörleri: Mert Turan, Hilal Kınalıada Prodüksiyon Şirketi: Kala Film Yönetmen: Burak Günaydın Kullanılan Mecralar: TV – İnternet - Sinema
Bebek Büyütmek Uzmanlık İster...
Son iletişim kampanyasıyla “Bebek büyütmek uzmanlık ister” diyen Evolvia’nın yeni dijital reklam filmi yayında. Bebekler ile anneler için sağlıklı besin ve destek ürünler sunan Evolvia, çocuk sahibi olduktan sonra düşünüş biçimleri değişen babaları selamladığı yeni bir reklam filmi yayınladı.
Kampanya Künyesi Reklamveren: Evolvia Reklamveren Ekibi:Elif Arıman, Abdullah Ömeroğlu 34 / marketing europe & anatolia
Reklam Ajansı:Havas Digital Ajans Genel Müdürü: Ceren Çubukçu Akpulat Kreatif Direktör: Serhan Acar Yaratıcı Ekip: Umut Karacaoğlu, Murat Hersan Müşteri İlişkileri: Birol Ecevit, Yasemin Yaylagül, Yiğit Uysal Sosyal Medya Ekibi: Özge Özdemir, Beyza Demir, Salih Demirci Ajans Prodüktörü: Volkan Alkan Medya Planlama Ajansı: People Initiative
Kampanyalar
MAPFRE Sigorta’dan Yeni Reklam... cınız varsa, MAPFRE Sigorta, dostun hep yanında”diyen MAPFRE Sigorta, yeni reklam filmleriyle müşterilerinin her zaman yanında olduğunu hatırlatıyor.
MAPFRE Sigorta’nın gerçek dostluğu eğlenceli bir şekilde ele alan reklam filmleri yayınlandı.”İnsan dostunu böyle günde tanır. Kötü günde yanınızda olacak sıkı bir dosta ihtiya-
Kampanya Künyesi Reklamveren: MAPFRE Sigorta Reklam Ajansı: BEING/ÇÖZÜM Reklamveren Yetkilisi: İlker Sırtıkırmızı, Berkay Saraçoğlu, Işıl Güngör, Zeynep Aktekin Yaratıcı Ekip: Being Çözüm Marka Ekibi: Yusuf Ziya Erdönmez, Elif Onat Bozkurt, Miray Akal Stratejik Planlama Ekibi: Ahmet O. Yener, YunuscanHısımcıl Ajans Yapımcısı : Neslihan Gücüm, Evrim Saraçoğlu, Dilan Davutoğlu, İrem Akalın Prodüksiyon Şirketi: Böcek Yapım Post Prodüksiyon Şirketi :1000 Volt Yönetmen: Ali Taner Baltacı
Parmak Isırtan Lezzet... KFC, kampanyanın reklam filminde ise dünyanın en kıskanç Noel Babasına rol vererek tavuk severleri heyecanlı bir hikayeye davet ediyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: KFC Türkiye Reklamverenyetkilileri: Zeliha Şener, DenizTurna, Damla Günay, Ecem Pekkaya, Figen Korkut Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB Yaratıcı Bölüm Başkanı:Gökhan Erol Yaratıcı Yönetmen: Ertuğ Tuğalan Yaratıcı Ekip:Buse Şay, Hakan Bıçakçı, Fatma Öcal Marka Ekibi:Zeynep Kızılcan, Bengi Özkoca Stratejik Planlama Ekibi:Canan Pehlivanoğlu, Beliz Top Ajans Prodüktörü:Gülengül Arlıel, Nedret Gürlek, Ümit Bak Prodüksiyon Şirketi: Böcek Yapım Yönetmen:Engin Erden Jingle:Ömer Ahunbay
marketing europe & anatolia / 35
Kampanyalar
Lumberjack’ten Yeni Reklam... Dış mekanda çekilen reklam filminde Lumberjack ile kışın tüm olumsuz hava koşullarına rağmen kendinizi güvende hissedeceğiniz, her ortama kolayca ayak uydurabileceğiniz bir ayakkabı bulabileceğiniz görülüyor. Kampanya Künyesi Reklam Veren: FLO Reklam Veren Temsilcisi: Esin Başder, Elif Köse Reklam Ajansı: Vietnam 2,0 Müşteri İlişkileri: Ersin Çetinkaya Ajans Prodüktörü: Tuse Tamer Yönetmen: Tibet Salıman Yapımcı: Gamze Yavuz, Yaman Birman Post Prodüksiyon: ABT Post Prodüksiyon Koordinatörü: Ozan Altay
Emsan’ın Yeni Reklam Filmi... Emsan’ın yeni reklam filmi yayına girdi. Murat Yıldırım ve eşi İmane Elbani’nin rol aldığı reklam filminin yönetmen koltuğuna Hakan Yonat oturdu. 1 aylık hazırlık sürecinden sonra çekimi 1 günde gerçekleşen reklam filminde, Emsan’ın mutlu başlangıçlara eşlik ettiği mesajı vurgulandı..
Kampanya Künyesi Reklamveren: Emsan Mutfak Gereçleri Reklamveren Yetkilisi: Galip Bağcı, Ayşe Akçelik Reklam Ajansı: Polifoni İstanbul Prodüksiyon Ekibi: Kala Film Yönetmen: Hakan Yonat Post Prodüksiyon: IPD
36 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Yüzde 100 Yerliyiz... Prodüksiyon: Longwalk Production Yürütücü Yapımcı: Burak Kolcu Yönetmen: Can Fakıoğlu Görüntü Yönetmeni: Burak Barutçu,Hürcan Emre Yılmazer Reklam Müzikleri: Barlas Erinç
KasapDöner’in yeni kampanyası için hazırladığı reklam filmi görücüye çıktı. KasapDöner’in arkasındaki 70 yıllık Sarıtaş Et tecrübesine ve yüzde 100 yerli sermayesine vurgu yapılan reklam filminin altında önemli isimlerin de imzası yer alıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Kasap Döner Reklam Ajansı: 25 Kare / Okan Turhan
Mahall Bomonti İzmir...
Mahall Bomonti İzmir, 1912 senesii tibariyle bira ve gazozfabrikası olarak faaliyet arzeden 9 adet tarihi binayı aslına sadık şekilde restore ediyor. Bu alanlar sergi salonu, müze, tiyatro ve sanat evine dönüşüyor. Cosmic Creativede Mahall Bomonti İzmir’in bu özelliğini kullanarak bir kampanyaya imza atmış. Kampanya Künyesi ReklamAjansı: Cosmic Creative YaratıcıYönetmen: Gökhan Akça ReklamYazarı: Burcu Üngör Sanat Yönetmeni: KamuranCihan Bahadır Müşteri İlişkileri: Uğur Nasraddinler Reklam Proje Koordinatörü: Attila Sezgin Yönetmen: Nadir Bekar Yapım Şirketi: Spark Film Collective
marketing europe & anatolia / 37
Girls Road T
Gezi
Trip; Yunanistan... 3 kız bayram tatilini biraz uzatıp Yunanistan’ a gitmeye karar verdik. Ulaşım aracı olarak da kendi aracımızı seçtik. Hemen kaskoya uluslarası sigortayı eklettik, 15 günlük yeşil sigortamızı yaptırdık ve yola düştük. Cumartesi sabah 5’ te evden çıktık ve saat 09:30 gibi İpsala sınır kapısına yaklaştık. Sınıra 5 km kala sıraya girdik ve saat 16:30’ da gümrükten çıktık.
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com 3 kız bayram tatilini biraz uzatıp Yunanistan’ a gitmeye karar verdik. Ulaşım aracı olarak da kendi aracımızı seçtik. Hemen kaskoya uluslarası sigortayı eklettik, 15 günlük yeşil sigortamızı yaptırdık ve yola düştük. Cumartesi sabah 5’ te evden çıktık ve saat 09:30 gibi İpsala sınır kapısına yaklaştık. Sınıra 5 km kala sıraya girdik ve saat 16:30’ da gümrükten çıktık. Tam 7 saat gümrükte bekledik, kabus gibi olması gerekirken biz mevcut durumu piknikteyiz gibi kurguladık:) Kızlar, yola çıkmadan önce termosa çay, kahve yanına da kekler, börekler, yaprak sarmaları yapmışlar. En yakın benzincide de duraklayıp, üzerimize yazlık elbiseleri ve parmak arası terlikleri giydik mi “piknik mode on” oldu :) Öyle laylaylom şeklinde gümrük sırasında beklemeye koyulduk. Bir ara sırada bekleyen tır şöförü beylerle de tanışıp sohbet ettik. Sonrasında aracı tırların pararleline alıp onların gölgelerinden faydalandık. Yemek yedik, kitap okuduk sohbet ettik ve nihayet Yunanistan’ agiriş yaptık. Yolculuğumuza da “Girls Road Trip” adını verdik :) Tatile çıkmadan önce ilk kalacağımız ve son kalacağımız yerde otel ayarladık. Gerisini gittiğimiz yerlerde ayarlarız diye salladık. Ne zaman nerede kalırız, kafamıza göre karar veririz dedik. İlk durağımız Halkidiki’ deki yarım adalardan biri olan Kassandra. İstanbul - Halkidi-
ki arası 600 km. Fakat biz Halkidiki’ye değil, Kassandra’nın en alt kısmındaki Loutra’ya gideceğiz. Orası da 680 km civarı. İlk kalacağımız yer ise Loutra. Gümrükten çıktıktan sonra güzel manzaralı bir yerlere oturup bir şeyler içip tatile başladığımız hissine varalım diye Alexandroupoli yani Dedeağaç’ ta mola vermeye karar verdik. Orada gidilecek yerlere çalışmadığımız için hemen Foursquare açıp, iyi puan alan mekanlara baktık ve Aya Yorgi Taverna’ yı bulduk. Dedeağaç’ın merkezinden 15 km uzakta olan bu mekan deniz seyiyesinden hafif yüksek bir yer. Mekan son derece şık ve gösterişli bir yer. Önünde Beach Club var o da en az mekan kadar albenili birplaj. Hatta şöyle söyliyeyim, mekana dibimiz düştü ) Tuvaletler mis gibi lavanta kokuyor ve klimalı o derece yani. Gerisini siz düşünün. En önde güzel manzaralı bir masaya oturup siparişlerimizi verdik. O manzarada ouzo içilirdi ama hem araba kullanacağım hem de yolumuz uzun olduğu için sadece bira içebildim :) Tatilde olduğumuz için hiç kastırmadan, keyifli keyifli oturup, Dedeağaç manzarasının keyfini çıkardık sonra da Loutra’ ya doğru yola çıktık. Önümüzde 380 km yol var. Bir süre otobandan gittikten sonra kuş uçmaz kervan geçmez, bozuk ormanlık yollara girdik. Yollar çok dar ve bozuk, üstelik hiç aydınlatma marketing europe & anatolia / 39
Gezi
da yok. Benim gözler faltaşı gibi açık, hem navigasyon takip ediyorum hem de yola bakıyorum çünkü yollar çok virajlı. Zifiri karanlık yollardan geçip gece 1 gibi Loutra’daki kalacağımız yere vardık. Kalacağımız yer, balkonlu bir stüdyo bir daire. Ben o kadar yorulmuşum ki, duş bile almadan koltukta uyuya kaldım. Narkoz yemiş gibi sabaha kadar deliksiz uyudum. Kızlar da odalarındaki böceği dışarı çıkarmak için epey bir uğraşmışlar, bakmışlar böcek çıkmıyor, yatağı duvardan uzaklaştırıp, ışık açık uyumuşlar :) Sabah balkonda kahve keyfi yaptıktan sonra kahvaltı etmek için tekrar dışarı çıktık. Tabii yine Foursquare’dan yardım aldık. Gideceğimiz bölgeye karar verdikten sonra google maps’e yeri işaretleyip yola çıktık. Fakat google maps bizi çok zor durumda bıraktı. Ana yoldan çıkarıp orman yoluna soktu. Uzun bir süre, yusuf yusuf şeklinde ağaçların yolu kapattığı, orman yolundan gittikten sonra yağmur sularının oluşturduğu kanallardan geçip kayalık bir bölgeye geldik. Kayalardan aşağı inmek mesele değil de eğer orada yol yoksa o kayaları geçip tekrar aynı yola çıkmak mümkün 40/ marketing europe & anatolia
Yunanistan’a giriş yaptık. Yolculuğumuza da “Girls Road Trip” adını verdik :)
değil. Birbirimize bakışıp, aç karınına risk alınmaz deyip, zor bela geri dönüp, ana yoldan devam ettik. Neticede, aradığımız yere sağ salim vardık. Foursquare’den aldığımız yardım sadece bölge adı (Pefkochori) ama mekanlara bakmadık. Pefkochori vardıktan sonra arabayı bir yere park edip, mekanlara bakınmaya başladık. Çok az yerde kahvaltı seçeneği olduğu için mekan seçerken çok zorlanmadık. Central Cafe adında bir yere oturup, kahvaltı siparişi verdik. Kahvaltımızı beklerken, garson kardeşten de plaj önerilerinizi aldık; Sani Beach, Molos Beach, Afitos Plage, Lefki Ammos Beach, Cabana Beach, White Bar, Camping Paliuri vs. Tüm bunları bir peçeteye yazıp, çantaya attık. Kahvaltı demişken, biraz da ondan bahsedeyim. Ben mantarlı omlet istedim, ortaya da Greek salad söyledik. Salatanın içindeki malzemeler inanılmaz, lezzetli, domates mis gibi kokuyor, içindeki peynir tam yağlı (rakı mezesi için
Gezi ideal), zeytinyağı mis kokulu vs. Omlet ayrı güzel ve hacim olarak fazla. Kahvenin kokusu ise nefis. Bence kahvaltı çok iyiyidi. Mutlu mest kahvaltıdan kalkıp etrafı dolandık biraz. Meydanın üst tarafında Lemonis Bakery diye bir pastane gördük. Bahçesi epey kalabalık olduğu için içeri girip bakınalım dedik. Aman tanrım, o da ne... İçeride binbir çeşit pasta var. Sandviçler, kurabiyeler, rengarenk pastalar. Kendimi bir an cennette sandım. Yunan kardeşler bu pastacılık işini çok iyi biliyor :) Kendimi zor attık dışarı. Etrafı kolaçan ettikten sonra bir markete girdik, su alalım diye. Ama buzdolabında Bacardi Breezer ve Smirnoff Ice’ları görünce dayanamayıp, onlardan da aldık. Arabaya gider gitmez araç tipi buzdolabını çalıştırıp içecekleri içine attık. Hava sıcak, ısınmasın nevaleler :) Temel ihtiyaçları giderdikten sonra kendimize uygun bir plaj bulmak üzere yola koyulduk. Kassandra bölgesinde lüks beach club’ların yanısıra, çadırda konaklayıp, kalabileceğiniz plajlar da var. Camping Paliouri onlardan biri mesela. Biz bir kaç plaj dolaştıktan sonra kimsenin olmadığı biz kumsala serilmeyi tercih ettik. Bagajdan, kamp sandalyeleri ve masamızı çıkarıp sahile yerleştirdik sonra da Akdeniz’in pırıl pırıl denizine bıraktık kendimizi. Engin mavinin kıyısında, tüm gün denize girdik, çekirdek çitledik, güneşlendik, sohbet ettik. Saat 18:00 gibi kalkıp otele geri döndük. Duşumuzu aldıktan sonra tekrar dışarı çıkıp, garson kardeşin önerdiği yere kahve içmeye gidelim dedik. Google maps’ten haritaya bakınırken bir de gördük ki, bizim otelin karşısıymış meğer, Villa Stasa. Dışardan bakıldığında sıradan bir kafe gibi görünüyor ancak içeri girince uçurum kısında kurulmuş mekanı ayırt ediyorsunuz. Mekanın balkonları, kayalıkların üzerine teras şeklinde yapılmış. Kademe kademe bahçenin, muhteşem bir manzarası
Yunan kardeşler bu pastacılık işini çok iyi biliyor :) var. Kendimize güzel bir masa seçip, siparişlerimizi verdik ve güneşi bu muhteşem mekanda uğurladık. Yolunuz Kassandra’ ya düşerse mutlaka uğrayın. Villa Stasa’da epey oturduktan sonra etrafı keşfe çıktık. Gördük ki, gezilecek hiç bir yer yok. Meğerse bizim kaldığımız yer en sakin yerlerden biriymiş. Hiç bi numara yok. Emekli yeri. Hayal kırıklığı ile otele yürürken bir bar gördük ve ona salça olduk. Bizim haricimizde bir Alman aile vardı barda, onlarla lafladık biraz sonra da otele giyip uyuduk. Ertesi gün ki rotamız Sithonia yarımadası. Kassandra yarımadası daha çok yazlık tarzında bir yer. Hele de bizim kaldığımız yer iyice sayfiye yeriydi. Hayat, adanın batı tarafında, popüler tüm mekan ve plajlar orada. Doğusu ise emeklilerin yazlığı gibi. O yüzden Kassandra adasını pas geçebilirsiniz. Olmasa da olur, olacaksa da Polychrono veya Pefkochori’ yi tercih edin, konaklama için. Ertesi sabah, kahvaltıdan sonra adanın batı tarafındaki yolu takip ederek Sitho-
nia yarımadasına doğru yola koyulduk. Fakat kalacak yer için rezervasyon yaptırmadığımız için gideceğimiz nokta belli değil. Kassandra’nın dar ve bozuk yollarında, deniz manzarasını seyrede seyrede epey bir yol aldıktan sonra Yerakini’de kahve molası verdik. Yerakini de sayfiye bir yer ve çok güzel plajları var. Uzun süre moladan sonra tekrar yola koyulduk. O sırada da nerede kalsak diye tartışıyoruz. Kampta mı kalsak acaba diye geyik yaparken iş döndü dolaştı kampa geldi. Karar, kamp ve biz yol üzerindeki kampları gezmeye başladık. Tabii onları bulabilmek için de Google üzerinde epey arama yaptık. İlk başta Camping Rea’yı bulup, görmeye gittik. Fakat yer olmadığı için Camping Mitari’yi görmeye karar verdik. Camping Rea, çok salaş bir yer ve zemin toprak. O yüzden çer çöpün çadıra dolma ihtimali yüksek. Neyse, gelelim Camping Mitari’ye. Girişteki görevli son derece gıcık tavrıyla karşıladı bizi. Daha ilk andan itibaren sevimsiz enerjiyle karşılaşınca kamp da sevimsiz geldi. Fazla resmi ve tuvaletleri pis. Üstelik tuvalet kağıdı ve peçete de yok. Orayı da beğenmedik ve rotayı Camping Castello’ya döndürdük. marketing europe & anatolia /41
Gezi
Ama benim kamptan yana umudum yok bir yandan da otellere bakıyorum. Camping girişine varıp, ücretleri sorduk; gayet makul geldi. Fiyat makul ya, kesin kötüdür dedim. O yüzden de ben arabada bekleyeyim, siz bakın, beğenirseniz beni de beğenmiş sayın dedim. 10 dakika sonra kızlar geldi ve beni de içeri soktu. Ben ilk başta gözlerime inanamadım tabii; palmiye ağaçlarının gölgesinde bahçeler,boncuk mavisi bir deniz ve rengarenk çiçeklerle süslü karavan parkları. Camping içerisinde market, wc ve duşlar, çamaşır makinası ve ütü bulunan bir bölüm ve ayrıca da bulaşık yıkamak için bölümler var. Üstelik wc’de tuvalet kağıdı ve peçete de var. Ortam çok hoşumuza gitti ve hemen giriş işlemlerimizi yapıp, denize yakın, ön sıralardan bir yer kiraladık. Arabayı hemen yerimize parkedip, bikinileri giydik ve doğru denize :) Ege’nin, boncuk mavisi, berrak sularında doya doya yüzüp, güneşlendikten sonra akşam yemeği için kamp alanımıza geri döndük. Önce, her zaman bagajda hazır bulunan kamp malzemelerimizi aşağı indirdik. Çift kişilik çadı kurduktan sonra, hava yatağını şişirdik ve uyku tulumlarını da koyduktan sonra 42 / marketing europe & anatolia
Arabayı hemen yerimize parkedip, bikinileri giydik ve doğru denize :) uyumaya hazır hale getirdik. Kızlar çadırda kalacak ben de arabada uyuyacağım. Araba Suzuki Grand Vitara XL7, benim için oldukça geniş :) Tabii biz çadırı kurarken, etraftaki karavancılar bizimle dalga geçti, “fazla büyük değil mi o, birbirinizi kaybetmeyin içinde” diye. Konaklama kısmını hallettikten sonra sıra geldi yemeğe. Yemek için uğraşmaktan vazgeçip marketten bir sürü zeytinayağlı konserve, beyaz peynir ve Ouzo aldık. Yemekten önce serinlemek için de bira. Alış verişi bitirdikten sonra duşumuzu da alıp, masamızı hazırladık. Bagajda masa ve sandalyelerimiz de vardı, tabii :) O akşam denize karşı, müzik eşliğinde, sabaha kadar sohbet edip, içtik. Çok ama çok eğlendik :) Camping Castello, hafızamda uzun süre yer alacak bir konuma geldi. Çok şık, sevimli bir kamp alanı. Çadır neredeyse hiç yok ama konaklamanıza müsade ediyorlar. Size kiraladıkları yer 10x5 metre civarında ve zemin yeşil renkli, çuval tarzı bir şey ile kaplı. Yolu-
nuz düşerse, o bölgeye, kesinlikle kalınabilecek bir yer. Ertesi sabah kalkıp yine kamp usulü kahvaltımızı ettikten sonra yeni yerler keşfetmek için yola çıktık. Adanın etrafını dolaşıp, hoşumuza giden bir yerde denize gireceğiz sonra da kalacak yer bulacağız. Sithonia batı tarafı sahillerinden doğru yavaş yavaş, manzara izleyerek yok aldık. Kahve saatimiz gelince de Porto Koufo’da, Boukadoura diye bir yerde mola verdik. Boukadoura, filmlerde ve tatil kataloglarında gördüğümüz mekanlar gibi, beyaz badanalı, mavi çerçeveli, her tarafta minik objeler asılı, süslü, şirin bir mekan. O mekanda bulunmak bile insanı mutlu ediyor. Çok şık bir ortam, güleryüzlü, esprili garsonlar, lezzetli taze yiyecekler, gerçekten müthiş bir duygu. Uzun uzadıya oturup, frappe’lerimizi (soğuk ve buzlu kahve) koyu bir sohbet eşliğinde içerken aklımıza tatlı geldi. Menüdeki tatlıdan sipariş etmek istedik ama garson, tatlı olmadığını söyledi. Yani tatlı şiparişi almıyorlarmış. Tatlı yiyemeyince bizim suratlar asıldı tabii. Epey oturup, deniz zamanını kaçırdığımızı farkedince hesabı istedik. Hesaptan önce masaya bir tabak içerisinde 3 çeşit pasta geldi. De-
Gezi dik, herhalde üzüldüler bize, tatlı verdiler. Meğerse oralarda adet öyleymiş. Hesap istenince önce tatlı gelirmiş. Çok tatlı bir adet değil mi :) Tatlıları da yedikten sonra, güzel plajlarıyla ünlü Sarti’ye doğru yola çıktık. Sarti’ye vardığımızda saat 16:00’ ya varıyordu. Tatil modunda olduğumuz için hiç bir şey için acele etmiyoruz. Arabayı sahil kenarına park edip denize gireceğiz. Hemen arabanın kapılarını açıp, havluları sarınıp, havlu altından bikinileri giyip, denize attık kendimizi. Yol yorgunluğu atıp, büyük keyifle yüzdük akşama kadar. Sonra yine aynı şekil, ıslak mayoları çıkarıp, üzerimize kuru bir şeyler giyip en yakın kafeye gittik. Mekanların hepsi çok şık ve sahile sıra sıra dizili durumda. Menülere baka baka bir kaçına göz attık. Sonra menüsünde kalamar, ahtapot, papates vs olan şık bir yere oturduk. Kocaman, soğuk biralar eşliğinde yine sohbete daldık. Akşam olup da güneş batmaya yüz tutunca, kalacak yer aramız gerektiği geldi aklımıza. Sahildeki cadde üzerin-
Church of the Assumption. Assumption, Hazreti Meryem’in göğe kabulü demekmiş.
de kiralık evlere baka baka yürüdük ve hoşumuza gidenleri arayıp sorduk. Sahil üzerindekilerin çoğunluğu doluydu, boş olanları da biz beğenmedik. Sonra evi dolu olan bir pansiyoncu abla, bize arkadaşının evini önerdi. Hemen yan sokakta bembeyaz duvarları olan, balkonlu bir ev. Eve çıktık baktık ve çok hoşumuza gitti. Yerleştikten sonra duşumuzu alıp, Sarti’nin gece hayatına bakınmaya çıktık. Sarti’nin de Türkiye’deki sayfiye yerlerden bir farkı yok. Gece açılan pazarlar, hediyelik eşya satan dükkanlar, salaş restaurant, dondurmacı ve kafeler. Rengarenk sokaklar, cıvıl cıvıl insanlar. Biz de tüm kadınlar gibi önce mağazaları gezdik tabii. Sonra da önümüze çıkan kiliseyi ziyaret etmeye karar verdik, Church of the Assumption. Assumption, Hazreti Meryem’in göğe kabulü demekmiş. Sarti Kilise’si diye de bilinen bu kilise, oraya yerleşen mülteciler tarafından binbir zorluklarla yapılıp, içi de göç ettikleri yerden getirdikleri kutsal eşyalarla süslenmiş. Şirin kiliseyi gezdikten sonra bir yerlere oturup bir şeyler içelim dedik ve Peponaki Karpouzaki Bar’a oturduk. Uzun bir süre bira marketing europe & anatolia /43
Gezi
eşliğinde sohbet edip etrafı izledikten sonra garsondan gece kulüpleri ile ilgili bilgi aldık. Sarti’de çok fazla mekan yok ama bize Club Fact!’i önerdiler. Yürüyerek kulübe gittik ama hiç ses seda yok. İçeri girdik baktık ki, 3 – 5 kişi var sadece. Suratımız asık, çıktık mekandan. Sonra da dolana dolana gidip uyuduk. Sarti’de çok şaşalı bir gece hayatı yok. Genelde kafe ve barlardan ibaret ama mekanların hepsi çok küçücük, Club Facts! hariç. Merkez tarafında çok fazla güzel restaurant da yok, daha çok fastfood tarzında herşey. Ama en güzel hediyelik eşyalar oradaymış. Nasıl olsa diğer yerlerde vardır aynı şeylerden deyip, Sarti’den bir şey almadık. Sonra çok pişman olduk. Alış veriş yapacaksanız doğru adres Sarti. Hem uygun fiyatlı, hem çeşit çok hem de kaliteli ürünler. Ertesi sabah, balkonumuzda kahvaltı yapmak için hazırlıklara başladık. Ben bi koşu gidip, Caffe Patisserie “Pantazis” ten börek aldım. Adamlar, efsane güzel börek yapıyor. Gerçi vitrindeki herşey 10 numara 5 yıldız. Yunanistan 44 / marketing europe & anatolia
Tüm gezdiğimiz yerler arasında ben en çok Sithonia yarımadasını beğendim. da bir tane börek var ama adını bilmiyorum. Normal tepsi böreği gibi ama içinde muhallebi var. Üzerine pudra şekeri ve tarçın döküp yiyiyorsunuz. Laz böreğinin şerbetsizi. Acayip güzel bir tat. Yemeden dönmeyin. Omlet, börek, peynir, zeytin vs ile nefis bir kahvaltı yaptık. Ardından da kahvemizi için kendimize güzel bir plaj bulmak için gezmeye çıktık. Sarti’de 3 tane plaj bulduk. Platanisi Beach, Platanitsi Wild Beach ve Orange Beach. Baktık en popüler olan Orange Beach, oraya gidelim dedik. Orange Beach minik bir koy ve kıyısı kayalık. Ama kayalık öyle böyle değil, rende gibi, yalın ayak basmak pek mümkün değil. Deniz muhteşem güzel, berrak ve suyun içi kum. Tabii böyle olunca da çok kalabalık. Biz hemen kıyıda soyunup, eşyaları kayanın üzerine bırakıp, kendimizi denize attık.
Denizden çıktıktan sonra da etrafı keşfe çktık. Orange Beach, ormanın içinde bir bölge ve çadır kurmak mümkün ancak elektrik ve su yok. Bölge de çok minik ve eski bir kilise de var, Church Agios Nikolaos. İnternetten, sarti diye arattırdığımızda, görsellerde, deniz kıyısında ki kayalara oyulmuş bir deniz kızı heykeli görmüştük. Sahili dolanıp onu aramaya koyulduk, epey bir uğraştan sonra onu bulduk ama hayal kırıklığına uğradık çünkü tahrip edilmiş. Büyük bir kısımı kırılmış. Farkettik ki, heykel, çıplaklar plajının girişinde. Kıyıdan çıplaklar plajının o tarafa bakarken, bir yunan tanrısı fiziğine sahip bir abiyi, havlusunu silkelerken gördük. Ama abi normal plaja dönük bir şekilde duruyordu. Aklımıza, allahın bildiğini kuldan esirgemek olmaz, lafı geldi. Tabii biz uzun bir süre abinin etkisinden kurtulamadık. Yunan tanrıları belki de hala var etrafta :) Bir ara bizde yeltendik, çıplaklar plajına girmeye ama sonra vazgeçtik. Onun yerine yukarıdaki, nefis manzaralı mekana oturup, soğuk frappe içip, serinlemeyi tercih ettik. Bol bol yüzüp, serinledikten sonra tekrar yola koyulduk. Bu sefer rota Athos yarımadası. Tüm gezdiğimiz yerler arasında ben en çok Sithonia yarımadasını beğendim. Coğrafya olarak çok güzel. Sakin, huzurlu, temiz, yediğiniz içtiğiniz herşey kaliteli. Tekrar gidecek olursam ilk rotam Sithonia yarımadası olacak.Athos’a, Sithonia yarımadasının doğu tarafından doğru gidip uğramadığımız yerlere de yolculuk sırasında uzaktan baktık. Athos ve Sithonia arasında yollar oldukça virajlı ve bozuk, o yüzden yol uzun sürüyor. Epey bir süre gittikten sonra Pyrgadikia’ da mola verdik.Pyrgadikia’ nın hemen girişinde, Aigialos Coffee Restaurant diye bir yer bulduk ve oturduk. Deniz manzaralı mekanda oturup, keyifli keyifli, frappe’lerimizi içtik. Burası da sayfiye bir yer ve bir sürü restaurant var.
Gezi
Hepsinden de nefis kokular yükseliyor. Yalnız burada sigara alacak bir yer bulamayınca, garsona sorduk. O da karşı restaurantı tarif etti. İçeri girip, oturan hanımlara sigara sordum. Onlar da henüz aracın gelmediğini, yarım saat beklemem gerektiğini söylediler. Sigara satılan yer yok, mekanlar, el altından sigara satıyorlar. Oldukça garip geldi bana. Ben de boynu bükük vaziyette kızların yanına geri döndüm. Birazcık Aigialos Coffee Restaurant bahsetmek istiyorum çünkü çok hoş bir yerdi ve orada geçirdiğim vaktin her saniyesinden keyif aldım. Mekan oldukça eski, ahşap, şık masaları ve sandalyeleri var. Bahçede bir sürü çeşit çiçek, alüminyum minik saksılar, tavandan aşağıya sarkıtılmış, cam şamdanlar vs. bir bütün olarak muhteşem bir mekan. Eski olmasına rağmen, tuvaletleri çok temiz, şık ve mis gibi lavanta kokuyor. Keşke Türkiye’de böyle olsa demeden edemedim. Yola çıkarken yanımıza bir sürü şey almıştık; kuruyemiş, zeytin, ve çekirdeeekkkk. Manzarayı güzel görünce, dayanamayıp, çekirdekleri çıkardık masaya. Bu arada gittiğimiz her plajda çekirdek
Neyse ki bundan sonrası çok virajlı değil. Önümüzdeki sayıda Athos yarımadası ve Thasos adası olacak.
çitlemişliğimiz var neredeyse. Çekirdeksiz yaz mı geçer hem:) Kahvelerimizi içip o gün ki çekirdek paketimizi bitirdikten sonra daha fazla oyalanmadan tekrar yola koyulduk. Neyse ki bundan sonrası çok virajlı değil. Önümüzdeki sayıda Athos yarımadası ve Thasos adası olacak.
marketing europe & anatolia /45
Game On
Call of Duty:WW2.
Ali Erdem Ekşioğlu
İkinci Dünya Savaşı !944'de çamurlu Avrupa cephelerinde geleneksel savaşlar.
Hızlı Tempo Dinamik haritalar ve klasik Call of Duty, savaş mekanikleriyle hızlı bir oyun temposu.
...
GameOn Youtube: http://www.youtube.com/user/meaGameOn
Silik Bir Hikaye, Alışıldık Çoklu Oyuncu Sürükleyici ama kısa ve sığ bir hikaye ve çok da yenilikçi olmayan çoklu oyuncu tecrübesi.
Nazi Zombiler Alıştıuğınız CoD Zombi modundan biraz daha gergin bir atmosferde, arkadaşlarınızla inanılmaz zevkli bir hayatta kalma mücadelesi.
Gameon
Activision’ın ikonik first person savaş serisindeki yeni oyunu Call of Duty: WW 2 oyuncularla buluştu. Serinin son dönemde bilim kurguya fazla kaydığını ve özünü kaybettiği üzerine yapılan eleştirileri dinleyen Activision bu yeni oyunda, insanüstü dış iskeletletleri ve uzay boşluğunda savaşları bırakıp, serinin köküne dönmeye karar verdi. Oyun, hikayesini ve çoklu oyuncu modlarını İkinci Dünya Savaşının cephelerine taşıyor. Modern aksiyon oyunlarındaki hareket kabiliyetinize sahip olmasanız da 20. yüzyıl cephe savaşının gerginliği ve haritaların dinamikliği oyunun hızlı ritmini kaybetmemesini sağlıyor. Oyunun bu şekilde köklerine dönmesi, oyun dünyasında çok iyi karşılanmış olsa da bir oyun sadece geçtiği döneme göre değerlendirilemez; oyunu değerlendirirken birbirinden tamamen farklı üç modu olduğunu ve bu modların farklı kitlelere hitap ettiğini unutmamak gerek. Oyunun hikayesi, artık Call of Duty’den beklenir bir şekilde, İkinci Dünya Savaşında görev yapan bir askerin unutulabilir, yalın hikayesi. Activision’ı bu konuda suçlamak zor, oyuncu kitlesinin çoğu, oyunun da size başlangıçta teklif ettiği gibi, hikayeyi 48 / marketing europe & anatolia
Sizin için deneyimleyip montajladığımız review videosunu http://www.youtube.com/user/meaGameOn
adresinden izleyebilirsiniz. atlayıp çoklu oyuncu modlarına geçiyor. Er “Red” Daniels’ın 6-7 saatlik kısa hikayesi sizi oyunun tonuna hazırlarken, İkinci Dünya Savaşında görev yapmış bir erden bekleyeceğiniz türden bir hikaye anlatıyor. Hikayesi gibi, çoklu oyuncu modları da Call of Duty’den beklediğiniz tecrübeyi size sunuyor. Son oyunlardaki, duvarda yürüme,
insanüstü sıçrama becerilerini çıkardığınız zaman elinizde kalan şey nerdeyse tıpatıp aynı, hızlı tempolu, seviye bazlı savaş. Çabuk öldüğünüz ama aynı çabuklukla öldürdüğünüz maçlar, yetenek ve seviye farklılıkları nedeniyle bazen rahatsız edici bir hal alabiliyor. Normalde yeni başladığınızda belirli bir dezavantajda olduğunuz bu seviye sistemlerini sevmesem de CoD: WW2, rakiplerinize yetişmenizi kolaylaştıracak sistemlerle donatılmış. Başlangıç seviyelerinde olmak ne kadar can sıkıcı olsa da yükselmek hızlı ve dertsiz olduğundan bu sürece katlanmayı kolaylaştırıyor. CoD: WW2, eski Call of Duty oyunlarının özünü yakalamış, ortalama bir aksiyon savaş oyunu.
Gameon
Football Manager 2018 çıktı… Football Manager 2018, SEGA ve Sports Interactive tarafından dünya çapında, dijital olarak ve mağazalarda satışa sunuluyor. Bu yıl yapılan en önemli yeni özellikler ve iyileştirmeler şunlar: •Yeni Dinamik Sistemi - Uyumlu bir kadro, sahada daha iyi sonuçlar verir. Oyuncularınız arasında - hem sahada hem saha dışında - ortaklıklar kurarak ve giyinme odası atmosferini iyi koruyarak, kadromuzdan en iyi performansları alacaksınız. -Geliştirilmiş Maç Günleri Deneyimi –Yepyeni bir grafik motoru daha şık bir eşleşme arayüzü ve demirbaşlarınızı hayata geçiren modern bir sunumun yanında serinin tarihindeki en iyi aydınlatma, stadyum ve oyuncu modellerini üretir, - Gerçek Dünya İzleme Sistemi –Dünyanın en büyük kulüpleri tarafından kullanılan tekniklerin canlı ve gerçekçi bir temsili, daha geniş kapsamlı izleme seçenekleriyle birlikte daha ayrıntılı veri analizi de dahil olmak üzere, potansiyel
imzalarla ilgili daha iyi bir genel bakış sunar. - Spor Bilimi–Yeni Tıp Merkezi size, takımınızın yaralanma durumuyla ilgili daha kapsamlı bir genel bakış sunar; tıbbi ekibiniz, bireysel oyuncuların yaralanma riskleri ve eğitime giren yaralanmalardan nasıl kaçınacağınız konusunda geri bildirimde bulunur. - Taktik Revizyonu–Yeniden tasarlanmış bir taktik ekranı, analizinizi merkeze koyarak, taktik çalışıp çalışmadığınızı net bir şekilde görmenizi sağlar. Yeni maç öncesi brifing, yaklaşmakta olan maçlarınıza daha iyi hazırlanmanızı sağlarken, yeni oyuncu rolleri oyuncularınızın yeteneklerinden yararlanmak için daha fazla yol sunar. -Geliştirilmiş Fantasy Draft –Daha uygun ekip bütçesi ve Hızlı Başlangıç seçeneği de dahil olmak üzere size özel Fantasy Draft deneyimini yaşatan birkaç yeni kurulum seçeneği ve akış için mükemmel yeni bir arayüz tasarlandı. Futbol Zekası –Şişirilmiş aktarma ücretleri ve sözleşme değerlerini yansıtan gerçekçi bir transfer pazarı, bu başarılı anlaşmayı sonuçlandırmaya yönelik daha fazla koşul ve oyun dünyasından içeriğe dayalı bilgileri hesaba katan daha akıllı transfer ve AI.
LEGO Marvel Super Heroes 2 çıktı...
Bilkom’un PS4 ve Xbox One platformları için satışa sunduğu “LEGO Marvel Super Heroes 2”, ilk oyunda olduğu gibi bu kez de Marvel dünyasına eğlenceli bir yolculuk sunuyor. Her yaştan oyuncu kitlesine hitap eden LEGO Marvel Super Heroes 2’de telepatik kozmonot köpek Cosmo the Spacedog’un çağrısı ile bir araya gelen Marvel kahramanlarına siz de katılın ve Hükümdar Kang’ın şeytani planlarını engellemel-
erine yardımcı olun. Hikayesi LEGO Marvel Super Heroes’un devamı olarak, ödüllü çizgi roman yazarı Kurt Busiek tarafından yeniden yazılan LEGO Marvel Super Heroes 2, oyuncuları farklı çağlardan sayısız Marvel ortamına götürerek kozmik bir savaşa sokuyor. Marvel’ın süper kahramanları bu kez zamanda yolculuk ederek pek çok farklı çağdan Marvel şehri ve mekanı çalarak Chronopolis’i inşa etmeye çalışan Hükümdar Kang ile savaşıyor. Telepatik kozmonot köpek Cosmo the Spacedog’un çağrısına uyarak, Hükümdar Kang’ın şeytani planlarını engellemek için bir araya gelen kahramanlar arasında Örümcek Adam, Thor, Hulk, Demir Adam, Kara Panter, Kaptan Marvel, Doctor Strange ve Galaksinin Koruyucuları’nın yanı sıra, gelecek dönemde vizyona girecek bazı filmlerin de karakterlerini kapsayan 200’den fazla süper kahraman ve süper kötü bulunuyor. marketing europe & anatolia / 49
Kültür - Sanat
Los Vivancos TİM Show Center’da...
‘7 Hermanos’ ve ‘Aeternum’ ile izleyicileri masalsı yolculuklara çıkaran Los Vivancos ‘Born to Dance’ gösterisi ile 16 Aralık Cumartesi akşamı saat 21:00’de yeniden TİM Show Center sahnesinde seyirciyle buluşacak. Okuma yazmayı bile öğrenmeden enstrüman çalmaya başlayan, aynı kanı taşıyan, flamenko ateşiyle sahneleri yakan kardeşler 16 Aralık’ta Kültür ve Sanatın Merkezi TİM Show Center’da olacak. “Eğer şahinin yazgısı göğün en yükseklerine uçmaksa, bizim yazgımız da birlikte
dans etmek” diyen Los Vivancos ekibi, çocukluklarından bu yana hep birlikte dans eden kardeşlerden oluşuyor. Kardeşlik öykülerini anlattıkları ilk gösterileri ‘7 Hermanos’ ile dünyayı dolaşan ve 30 ülkede milyonlarca kişiye ulaşan Los Vivancos, ikinci gösterileri ‘Aeternum’ ile sihirli bir atmosfer sunarak senfonik müzikler ile izleyicilerine muhteşem bir flamenko şöleni sundu. 2016 yılında Madrid’te dünya prömiyerini gerçekleştirdikleri ‘Born to Dance’ gösterisinde ise Metallica, Deep Purple, Leonard Cohen’in de içinde olduğu birçok klasikleşmiş şarkıyı, muhteşem dansları eşliğinde sundu. Born To Dance gösterisinde tapdance, komedi ve dövüş sanatlarını flamenko ile eşsiz bir şekilde harmanlayan grup, dünyaca bilinen şarkıların yanı sıra kendi bestelerini de Joan Martorel ile birlikte yaptı. Bu eşsiz şarkıların kayıtlarını ise Budapeşte Senfoni Orkestrası ile gerçekleştirdi.
Yedi Ulak...
Lüks-Gen...
İtalyan yazar Dino Buzzati’nin kendi öykülerinden derlediği ilk seçkisi Yedi Ulak, Delidolu Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı. Yayımlandığı dönemde büyük beğeniyle karşılanan kitap, Buzzati’nin mizahi üslubuyla kaleme aldığıyalın ve sembollerle örülü öyküleri okurlarla buluşturuyor. On dokuz öyküden oluşan Yedi Ulak, usta İtalyan yazarDino Buzzati’ninkendi öykülerinden derlediği ilk seçki olma özelliğini taşıyor. Sıradan olan şeyleri “olağanüstü”ne çevirmekte usta olan Buzzati, bu çarpıcı eserinde de kendi edebiyatının en tipik unsurlarını açığa çıkarıyor. Her öyküde yarattığı fantastik atmosferle zamandan bağımsız bir gerçekçiliğe ulaşan Dino Buzzati, kendine özgü mizah anlayışıyla insanın çağlar boyu süregelen ahmaklığına dikkat çekerken, yaşamı yeniden sorgulama gereği uyandırıyor. Delidolu Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.
Nurhan Turan Keeler’ın Sola Yayınları etiketi ile yayınlanan yeni romanı “Lüks-Gen” raflarda yerini aldı. Felsefeden, seyahatten, Antik Yunan’dan, Anadolu’dan, teknolojiden, sanattan bahseden, yazar Nurhan Turan Keeler, yeni kitabında iştah kabartan ve hayal kurduran lükslerden bahsederken; bazen lüksün birisinin gösterdiği küçük ve nazik bir davranış olduğunu hatırlatıyor, bazen de en büyük lüksün başkalarına faydalı olmanın yarattığı duygunun altını çiziyor. “Lüks, farklı bir bilinç seviyesinden gözünüzü kırpmadan baktığınız ve sizi coşku içinde tutan şeydir.” diyen ya-
50 / marketing europe & anatolia
zar kitabında yeni lüksü ele alırken lüksün size ne ifade ettiğini bulmanıza da yardım ediyor.
Kültür - Sanat
Füreya Koral Sergisi açıldı... Seramik sanatının öncülerinden olan Füreya Koral’ın, Kale Grubu tarafından hayata geçirilen en kapsamlı retrospektif sergisi sanatseverlerle buluştu. Sergi, 18 Ocak 2018 tarihine kadar Akaretler’deki Sıraevler’de ziyarete açık olacak. Kültürel mirasımızın birçok farklı alanına destek vermeyi hedefleyen Kale Grubu, 60. kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında Füreya Koral’ın en kapsamlı retrospektif sergisini sanatseverlerle buluşturdu. Serginin açılışında konuşan Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay; “ Kurucumuz ve Onursal Başkanımız merhum İbrahim Bodur’dan devraldığımız değerlerin ışığında, köklerimizden aldığımız güç ve ilhamla seramik ile topraktan başladığımız yolculuğu daha ileriye taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. Kale Grubu olarak, bugüne kadar yalnızca üretimi, büyümeyi değil, ürettiğimiz değerleri toplumla paylaşarak gelişmeyi hedefledik.60’ıncı kuruluş yıldönümümüzde, Türkiye’yi seramik sanatı ile tanıştıran öncü ve yenilikçi sanatçımız Füreya Koral’ın, bugüne kadar yapılmış en kapsamlı retrospektif sergisini sizlerle buluşturmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz.İ
lklerin Kale’si olarak, Türkiye’nin ilk çağdaş seramik sanatçılarından Füreya’yı, aramızdan ayrılışının 20. yılında ‘anmak kadar anlamak’ ve ‘anlatmak’ serginin çıkış noktası oldu. Çünkü Füreya, seramik ile nefes alan, yeniden doğan ve hayata tutunan ilham verici bir rol model.Bu sergi ile Füreya’nın seramik üretimlerine A’dan Z’ye ışık tutmayı hedefliyoruz. Sergide sanatseverlerle buluşturacağımız Füreya imzalı Rıfat Usta fincanı, el yapımı defterleri ve posterlerin geliri de,Kaleseramik Vakfı (KSV) bünyesinde oluşturulan Füreya Burs Fonu’na aktarılacak. Bu fon ile sanat eğitimi alan genç kızlarımızın eğitimine destek olacağız. Sanat ile hayata tutunan Füreya için, ‘sanat hayatın içinde yaşamalı’ diyen Füreya’ya yaraşır bir şekilde, tam da yaşamın merkezinde bir sergimiz oldu.
Kuzey Işıkları Kanyon’da... Kanyon bu yıl misafirlerine Kuzey’in kapılarını açıyor. Her akşam saat 17.00’den sonra Kanyon’da Kuzey Işıklarının masalsı gösterisine şahit olacaksınız. 1-21 Aralık boyunca Kanyon etkinlik alanında yer alacak dev iglo içindeki kış bahçesinde hygge felsefesinden yola çıkılarak oluşturulan ev sıcaklığı hissedilecek. Her gün bir etkinliğin düzenleneceği kış bahçesinde akustik konserler, kış temalı workshoplar, konuşmalar, oyunlar ve trivialar gerçekleşecek. 2018’i beklerken sevdiklerine farklı hediye alternatif arayanları buluşturan “Yılbaşı Hediye Pazarı”ndan Triva akşamlarına, akustik müzik günlerinden çocuklar ve yetişkinler için workshop etkinliklerine, kitap günlerinden ofis yogasına kadar pek çok farklı seçenek Kanyon misafirlerini karşılayacak. Aralık sonuna kadar devam edecek olan birbirinden güzel etkinlikler Kanyon Büyük Yılbaşı Konseri’nde Arrival UK- The Hits Of ABBA ’nın sahne almasıyla harika bir final yapacak. Eskimoların Buz Evleri Iglolar Kanyon’da Kuzey denilince akla kar, buz ve buzdan evler gelir. Eskimoların buz evleri iglolar Kanyon’da sizi bekliyor. Etkinlik
alanında konumlandırılacak dev igloda Trivia Akşamları, monopoly ve tombala günleri, akustik müzik keyfi, eğlenceli workshoplar, kış sohbetleri ve daha fazlası Kanyon misafirlerine unutulmaz bir Aralık ayı yaşatacak.
marketing europe & anatolia /51