marketing europe & anatolia Sayı: 081

Page 1

marketing europe & anatolia Tarih: Ocak 2019 SayÄą: 81

retorik

Yorumsuz... H

19 di... 0 2 el g oĹ&#x;



İçindekiler

marketing europe & anatolia Sayı: 81 Tarih: Ocak 2019 İmtiyaz Sahibi Eksantrik Film Prodüksiyon P.K.: 112 34725 Fenerbahçe - İstanbul - Tr.

Kısa Kısa

04 - 07

Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: elvineksioglu@gmail.com

Teknoloji

10 - 11

retorik

13

Medya Dünyası

14 - 15

Röportaj

16 - 24

Reklam dünyası

28 - 29

Röportaj

30 - 33

Kampanyalar

35 - 39

Gezi

40 - 46

Game On

48 - 51

Kültür Sanat

52 - 53

Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia http://aea.eksantrik.com aeanews@gmail.com Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Kübra Nebioğlu Yusuf Yener Günay Danışman Abdullah Ekşioğlu İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia e-mail: meadergi@gmail.com marketing europe & anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e-dergidir. Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Bu derginin yayınlanma sürecinde hiçbir ağaç zarar görmemiştir. http://www.meadergi.com mobil: http://m.meadergi.com http://www.facebook.com/meadergi instagram: meadergi https://twitter.com/meadergi Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

marketing europe & anatolia / 1



Köşe Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com

( editörden)

2019 Hoşgeldi... Merhaba,

Yeni ylınız kutlu olsun, yeni yılın tüm Türkiye'ye huzur, güven, istikrar getirmesini diliyorum. Her yıl olduğu gibi bu yıl da kampanyalar özel sayımızı yayınladık. Türkiye reklamcılık tarihinde çok önemli bir yer alan kampanyalar özel sayımızda her yıl olduğu gibi bu yıl da 2018 yılı kampanya künyelerini toplu halde ücretsiz okuyabilir, digital kütüphanenizde arşivleyebilirsiniz. Dergimiz yine dopdolu. Haber sayfalarımız, teknoloji sayfalarımız, kampanya sayfalarımız yine büyük bir özenle hazırlandı. Sektörden arkdaşlardan 2018 yılı değerlendirmeleri ve 2019 yılı öngörülerini yazmalarını istedim. Sektörün görüşlerini röportaj sayfalarımızdan okuyabilirsiniz. Gezi yazarımız Seval Duban Romanya gezisinin 3. bölümünü sizler için kaleme aldı. Ali Erdem Ekşioğlu Gameon sayfalarımızda bu ay Battlefield™ V oyununu deneyimleyip yazdı.Yazarmız Abdullah Ekşioğlu, yine bizlere yeni pencereler açtı. Bizim için her ay olduğu gibi bu ay da koşuşturma ve dergimizi tarafsız bir bakış açısıyla hazırlama telaşıyla geçti. Dergimizin okuma, görüntülenme sayılarını her sayımızda vermekten gurur duyuyorum. Çünkü Türkiye'nin en çok okunan marketing dergisi olmaktan çok mutluyum. Dergimizin okunma sayısı aylık 10.000 kişiye ulaştı :) Mutluyuz, gururluyuz :) Medya takip kuruluşlarının izleme ve ölçme değerlendirme verilerine göre sayfalarımızın değeri her geçen gün artıyor :)

Sevgiler,

marketing europe & anatolia / 3


Kısa Kısa

12. TEB Akıl Fikir Yarışması... Türk -Ekonomi Bankası (TEB tarafından düzenlenen, finans alanında yenilikçi ve yaratıcı fikirlerin ödüllendirildiği TEB Akıl Fikir Yarışması başvuruları için bir hafta kaldı. 2006 yılından bu yana sektöre yenilikçi fikirler ve yaratıcı projeler kazandıran TEB Akıl Fikir Yarışması için 15 Ocak’a kadar yarışmanın web sitesi www.icatcikar.com üzerinden başvuru yapılabilecek. ‘İcat Çıkar’ sloganıyla bu yıl 12.’sini düzenlenen TEB Akıl Fikir Yarışması için başvuruların sona ermesine bir hafta kaldı. Türk Ekonomi Bankası (TEB) tarafından sektöre yenilikçi ve yaratıcı ürünler kazandırmak, müşteri deneyimini iyileştirmek ve inovasyon kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla düzenlenen ve her yıl daha da büyüyen bir ilgi-

yle, en önemli açık inovasyon uygulamalarından biri olan TEB Akıl Fikir Yarışması, bu yıl da ‘Üniversite ÖğrencisiYeni Mezun’, ‘Müşteri’ ve ‘Teknolojik Girişimci’ olmak üzere üç ayrı kategoride düzenlenecek. ‘Üniversite Öğrencisi-Yeni Mezun’ ve ‘Müşteri’ kategorilerinde bankacılık ürün ve hizmetleriyle ilgili yenilikçi, yaratıcı fikir ve projeler; ‘Teknolojik Girişimci’ kategorisinde ise sektör bağımsız teknoloji tabanlı projeleri olan tüm girişimciler 15 Ocak 2019 tarihine kadar www.icatcikar.com üzerinden başvuruda yapabilecek. Jürinin sektörün önde gelen isimlerden oluştuğu yarışmada, katılımcıları finansal ödüllerin yanı sıra TEB’de kariyer fırsatları, Roland Garros Seyahati ve TEB Girişim Evi’ne katılım önceliği bekliyor. Ayrıca en inovatif üç proje sahibi Bahçeşehir Üniversitesi tarafından MBA bursu ile ödüllendiriliyor. ‘Üniversite Öğrencisi – Yeni Mezun’ Kategorisi’nin birincisi 25 bin TL, ikincisi 15 bin TL, üçüncüsü ise 10 bin TL ödül kazanıyor. Garros’a katılma hakkı kazanıyor. İkinci olan TEB müşterisi 15 bin TL, üçüncü ise 10 bin TL’lik ödülün sahibi oluyor.

Gereksizse Kapat, Geleceği Aydınlat…

Toplumdaki enerji kültürü ve verimlilik bilincinin artırılmasına yönelik olarak 1981 yılından bu yana her yıl Ocak ayının ikinci haftası Enerji Tasarrufu Haftası olarak kutlanıyor. Her geçen gün tükenen doğal kaynaklar ve kirlenen çevre, dünyamızın ve insanlığın geleceğini tehlikeye atıyor. Enerji için ödenen bedeller ise her geçen gün artıyor. Bu bağlamda geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın enerji kullanımı ve tüketimi konusunda bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Panasonic Eco Solutions Türkiye’nin

4 / marketing europe & anatolia

oluşturduğu VİKO by Panasonic Çocuk Tiyatrosu, teması enerji verimliliği olan ‘Aydınlık Bir Gelecek’ isimli oyununu sergileyerek çocukları bu konuda bilinçlendiriyor. Panasonic Eco Solutions Türkiye, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte yürütülen ‘Aydınlık Bir Gelecek İçin Okullarda Enerji Verimliliği’ projesinde yaklaşık 7 yılda 620 bin ilkokul öğrencisine ulaşarak bir rekora imza attı. Büyük hedef ise 1 milyon öğrenciye ulaşmak. Kurumsal Marka Yönetim Genel Müdürü Aysel Özaltınok “İçinde bulunduğumuz dönemde, gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya bırakmak hepimizin ortak sorumluluğu. Hepinizin bildiği gibi doğal kaynaklarımız tükeniyor, küresel ısınma giderek daha büyük bir tehdit haline geliyor, çevre kirleniyor. Ülke olarak enerjinin büyük bir bölümünü ithal ettiğimizi de özellikle belirtmek istiyorum. Ve tüm bu nedenlerle toplumun tüm kesimleri olarak enerji verimliliği ve doğal kaynakların bilinçli tüketimi konularında daha sorumlu yaklaşımlar sergilemeliyiz.” şeklindeki sözleri ile projeye verdikleri önemi ifade ediyor.


Kısa Kısa

PepsiCo’nun yeni fabrikası...

PepsiCo’nun yeni fabrikası, Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde 47 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 100 bin metrekarelik bir alan üzerine kuruldu. Bu alanın seçiminde, lojistik konumu, Organize Sanayi Bölgesi’nin yatırıma uygun altyapısı, eğitimli işgücü ve belirli hammadde kaynaklarına yakınlığı gibi bir dizi temel kriter rol oynadı. Türkiye’de PepsiCo’nun altıncı fabrikası olan Manisa fabrikasında, en yüksek kalite standartlarında ve yerel

tüketicilerin damak tadına uygun tariflere göre hazırlanmış Lay’s, Doritos ve Ruffles markalarının geniş çeşitliliğe sahip atıştırmalık ürünleri üretiliyor. Burada üretilen Doritos ürünlerinin yaklaşık yüzde 25’i Romanya, Bulgaristan, Moldova, Litvanya, Estonya, Polonya, Makedonya, Kosova, Arnavutluk ve Sırbistan’a ihraç ediliyor. İnşaatında 500 kişinin çalıştığı fabrika faaliyete geçmesiyle birlikte 300 kişiye iş olanağı yaratıyor. PepsiCo Avrupa ve Sahra-altı Afrika Başkanı Silviu Popovici tesis yatırımı ile ilgili şöyle konuştu: “PepsiCo olarak 56 yıldır Türkiye’nin zengin tarihinin bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Bugün ise, Manisa’da kurduğumuz yeni yiyecek fabrikamız, Türkiye’ye yatırımlarımızın önemli bir dönüm noktasını oluşturuyor ve Türkiye halkına, ekonomisine ve geleceğine olan inancımızı simgeliyor.” PepsiCo, Türkiye’nin 24 farklı şehrinde tarımsal faaliyet yürütüyor ve kullandığı patates ve mısırın yüzde 100’ünü yine Türkiye’nin yerel üreticilerinden satın alıyor. Manisa fabrikasının faaliyete geçmesiyle birlikte PepsiCo’nun yerel çiftçilerden satın aldığı patates ve mısır miktarı yüzde 14 oranında arttı.dedi.

Penti, 2018 yılında % 29 büyüdü... Penti, 2018 yılını % 29 büyüme ve 1.1 milyar TL ciro ile kapadı. 2019 yılında mağaza sayısını 620’ye çıkaracak olan marka, 1.5 milyar TL ciro hedefliyor. Dünyanın doğusundan batısına her noktasına adım atmayı hedefleyen marka, Kazakistan’dan Kanada’ya 5 kıtada 50 yeni mağaza açacak. İç giyim, bacak giyim, ev giyim ve plaj giyim kategorilerinde Türkiye’nin en sevilen ve tercih edilen Türkiye’nin lovemark’ı Penti, 2023’ye giden yolda çizdiği gelecek projeksiyonuna hız kesmeden devam ediyor. 2018 yılında %25’i LFL olmak üzere toplamda %29 oranında bir büyümeyle cirosunu 1.1 milyar TL’ye çıkaran Penti, 1 yılda metrekare başına 3500 ziyaretçiyle Türkiye nüfusundan fazla ziyaretçiyi mağazalarında ağırladı. 2019 yılı sonunda, cirosunu 1.5 milyar TL’ye çıkarmayı hedefleyen Penti’nin 2018 yılı performansını ve gelecek dönem stratejilerini Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo ve Penti Giyim A.Ş. CEO’su Mert Karaibrahimoğlu anlattı. Global marka olma yolunda beş kıtada 620 mağaza… 2018 yılını yurt içinde 62 ilde 364, yurtdışında ise 30’u aşkın ülkede 170 olmak üzere toplamda 534 mağaza

ile kapatan Penti, 2019 yılında Kazakistan’dan Kanada’ya 5 kıtada 50 yeni mağaza açmayı hedefliyor. Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo, “Penti olarak 2018 yılı yurt dışı operasyonlarımızda %82 büyüme gösterdik. 2019 yılı sonuna kadar yurtiçi ve yurtdışı toplam mağaza sayımızı 620’ye çıkararak dünya üzerinde adım atmadık kıta bırakmayacağız” dedi. İran, Arnavutluk, Kosova Makedonya, Gürcistan, Azerbaycan ve Suudi Arabistan’da yıllardır devam ettirdiği pazar liderliğini kimseye bırakmadıklarını belirten Kariyo, 2018 yılında yeni girdikleri Karadağ, Kuveyt, Ürdün ve Lübnan gibi ülkelerde de pazar liderliğine oynadıklarını ifade etti. Sami Kariyo, “2019 yılının ilk ayında Amerika kıtasındaki ilk mağazamızı açacağız. Ayrıca Yunanistan pazarına da giriş yaparak Avrupa, Ortadoğu ve Balkanlardaki hızlı büyümemize devam edeceğiz” dedi. marketing europe & anatolia / 5


Kısa Kısa

PRİDA İletişim Ödülleri... İletişim Danışmanlığı Şirketleri Derneği’nin (İDA) bu yıl ikincisini düzenlediği PRİDA İletişim Ödülleri’ne başvuruların online değerlendirme süreci tamamlandı ve finale kalan projeler belli oldu. İletişim danışmanlığı sektörünün Türkiye’nin toplumsal kalkınmasındaki rolünü göstermek, paydaşlarına kattığı değerin bilinmesini sağlamak ve yeni projelerin üretilmesini teşvik etmek amacıyla İDA’nın başlattığı PRİDA İletişim Ödülleri’nde finale kalan 99 proje açıklandı. İletişim profesyonelleri, sektör yayınlarının temsilcileri ve akademisyenlerden oluşan jüri heyetinin değerlendirmesi sonucunda finale kalan projelerin tam listesine www.pridaodulleri.org web sitesinden ulaşılabiliyor. 23 Ocak’ta düzenlenmesi planlanan ödül töreninde ‘Stratejik İletişim’, ‘Pazarlama İletişimi’, ‘Dijital ve Sosyal Medya’, ‘Özel Ödüller’, ‘Sürdürülebilir Başarı Ödülleri’ ve ‘İletişim Emektarları’ olmak üzere 6 ana başlık altında 35 kategoride sahiplerine takdim edilecek.

Atama...

Atama...

Nielsen’nin yeni Medya Müşteri Hizmetleri ve Pazarlama Direktörü Mehmet Fazıl Kanyılmaz oldu. Nielsen’de Medya Müşteri Hizmetleri ve Pazarlama Müdürü olarak görev yapan Mehmet Fazıl Kanyılmaz, gösterdiği yüksek performans sonrası Müşteri Hizmetleri ve Pazarlama Direktörü olarak atandı. Doğuş Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni 2005 yılında tamamlayan Mehmet Fazıl Kanyılmaz, medya kariyerine 2009 yılında Turkuvaz Medya Grubu’nda Yönetici Adayı (MT) olarak başladı. Minika çocuk kanalının kurulum aşamasında görev alan Kanyılmaz, 2011-2014 arasında Amerika Birleşik Devletleri’nde sürdürdüğü eğitimi kapsamında University of California Los Angeles (UCLA) Film Production ve University of Southern California’da (USC) İletişim Yönetimi Master programlarını tamamladı.

Ömer Barbaros Yiş, lisans eğitimini Koç Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Bölümlerinde çift anadal olarak, Ekonomi Yüksek lisansını Universitat Autonoma De Barcelona’da tamamladı. Profesyonel iş hayatına 2006 yılında Kurumsal ve Bireysel Fiyatlandırma Uzmanı olarak Turkcell’de başlayan Yiş, Pazarlama bünyesinde çeşitli Kıdemli Ürün Yöneticisi pozisyonlarında bulundu. 2010 - 2013 yılları arasında kariyerine Peppers & Rogers Grup’ta Global Telekom Sektörü Direktörü olarak devam etmiştir. 2013 yılında Türk Telekom bünyesinde sırasıyla Mevcut Müşteri Yönetimi Direktörlüğü, Değerli Müşteriler Yönetimi Direktörlüğü, Sabit Ürünler Gelir Yönetimi rollerini üstlendi. 2017 yılından bu yana Turkcell’de görev yapan Yiş, Stratejik ve Odaklı Pazarlama Direktörü rolü ardından Bireysel Pazarlama Direktörü olarak görevine devam etmektedir. Kendisi, 18 Aralık 2018 itibarıyla görevine ek olarak Turkcell Pazarlama Genel Müdür Yardımcılığı görevine vekaleten atanmıştır.

6 / marketing europe & anatolia


Kısa Kısa

Shell’in, Türkiye’deki yatırımları... Shell, Türkiye’de yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor Her gün 1 milyondan fazla misafirine hizmet veren Shell & Turcas, Shell Select marketleri ile sektörüne öncülük ediyor. Shell Select marketleri ile 2013 yılında bir ilke imza atan Shell & Turcas, aradan geçen 5 yılda, 42 şehirde 360 noktaya ulaştı. Shell Select marketlerde kahveden sandviçe, soğuk sıkım meyve suyundan çiğ köfteye 1500 farklı ürün sunuluyor.Shell, dünyada 70’den fazla ülkede 44 bin satış noktası ile dünyanın tek marka altında konumlanan en büyük perakende şirketi özelliğini taşıyor. Dünya genelinde 500 bin ön saha çalışanı ile her gün 30 milyon, Türkiye’de ise 15 bin ön saha çalışanı ile her gün 1 milyondan fazla misafire hizmet veriyor. Sektörü yeni nesil market formatı Shell Select ile tanıştıran Shell & Turcas, Türkiye’de 42 şehirde 360 noktada bulunan Shell Select marketler-

inde 11 farklı kategoride 1500’den fazla ürün sunuyor. Shell & Turcas, Shell Select marketlerde sunduğu ürünlerini misafirlerinin ihtiyaçları doğrultusunda geliştiriyor. Shell Select Marketleri ziyaret eden misafirler, çekirdekten taze çekilmiş kahve, fırın ürünleri ve özel şefler tarafından tasarlanan lezzetli deli2go sandviçler alabiliyorlar. Shell & Turcas CEO’su Felix Faber, istasyonlarından akaryakıt alan her 2 kişiden birinin Shell Select marketlerimizi de ziyaret ettiğini söyledi: “Genç, dinamik nüfusu ve büyüyen ekonomisi ile Türkiye, Shell için öncelikli ülkeler arasında yer alıyor. Shell & Turcas olarak Türkiye’ye her zaman olduğu gibi yatırım yapmaya devam ediyoruz. Türkiye çapında 42 şehirde 360 adet özel konseptli Shell Select marketimiz ile misafirlerimizin akaryakıt dışındaki ihtiyaçlarını da karşılıyoruz. 2020 yılında Shell Select Market sayısını 500’e çıkarmayı hedefliyoruz.” Starbucks ve Kahve Dünyası ile başarılı iş birliklerinin devam ettiğini belirten Faber, yılda yaklaşık 2 milyon adet deli2go sandviç ve 2.5 milyon bardak kahve satışı gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.

İşbirliği...

İşbirliği...

Dünyada 63. yılını kutlayan Golin, moda ve perakendecilik iletişimi alanındaki deneyimini, 1 Ocak 2019 itibariyle çalışmaya başladığı Hemington ile sürdürecek. Hemington, yüzde yüz saflık ve doğallık prensibiyle dünyanın seçilmiş noktalarından temin ettiği en iyi kalite ipliklerle hazırladığı koleksiyonlarıyla erkek giyim deneyimini yepyeni bir noktaya taşıyor. Hemington koleksiyonları, Akmerkez AVM, Akasya AVM, Bağdat Caddesi Suadiye, Nişantaşı City’s AVM, Mall of İstanbul AVM, Ataköy A Plus AVM, Bursa Sur Yapı Marka AVM konsept mağazalar ve www.hemington.com.tr sitesinde müşterileriyle buluşturuyor. Golin İstanbul, Hemington’a stratejik iletişim danışmanlığı çatısı altında marka iletişimi, medya ilişkileri, konu, etkinlik ve sponsorluk yönetimi,liderlik iletişimi,influencer marketing,sosyal medya ve içerik üretimi kapsamlarında hizmet verecek.

KIA, yeni dönem iletişim çalışmaları için Communication Partner’la anlaştı. 75 yıllık global hikayesi ve teknolojik alt yapısıyla otomotiv sektörünün öncü markalarından KIA’nın iletişim danışmalığını Communication Partner yürütecek. Güney Koreli otomotiv devi KIA, yeni yıla yeni iletişim ajansıyla başladı. Anadolu Grubu çatısı altındaki Çelik Motor distribütörlüğüyle Türkiye pazarında faaliyet gösteren KIA, iletişim danışmanlığı hizmeti için Communication Partner’la anlaştı. Otomotiv sektöründe 75 yılı geride bırakan, global bağımsız araştırma ve danışmanlık şirketi Interbrand’in “2018’in en iyi markaları” araştırmasında 71. sırada yer alan KIA, Türkiye’de 18 yıldır Çelik Motor güvencesiyle kullanıcılarıyla buluşuyor. başlıklarında topluyor. Ajans, kurucusu olduğu Communication Platform ile İstanbul dışında sekiz ilde de hizmet veriyor.

marketing europe & anatolia / 7




Teknoloji

Tak çalıştır, unut gitsin... Technopc, yeni teknoloji harikası, 8’inci nesil Intel Core işlemcili Mini PC’si H385 modelini satışa sundu. Gücünden taviz vermeden küçük hacimli mini bilgisayara geçip konfor alanını arttırmak isteyenlerin ilk tercihi olacak H385, 3 ekrana görüntü verme ve sadece binde 2 arıza oranına sahip. Ayrıca, yarı endüstriyel yapıdaki cihaz, ‘Tak çalıştır, unut gitsin’ diyerek tanımlanabilir Türkiye’de bilgisayar üretiminde ilk yerli malı belgesini alan, Türkiye’de mini bilgisayarların kullanılmasında öncülük eden ve bu alanda en çok modele sahip olan Technopc, 8’inci nesil Intel Core işlemcili Mini PC’si H385 modelini satışa sundu. Technopc Yönetici Ortağı Murat Yücel, ürünün üstün özelliklere sahip olduğunu belirtti. Yücel, yüksek performanslı desktop işlemciler kullanılan H385’in çalışma hızı ve yüksek benchmark score’larının rakiplerine göre bir adım önde

olduğunu söyledi. Yücel, H385’in standart desktop bilgisayarların gücünden taviz vermeden küçük hacimli mini bilgisayara geçip konfor alanını arttırmak isteyen küçükten büyüğe tüm işletmelerin tercihi olacağını da anlatarak, “Güçlü grafik altyapısı ve hızlı disk teknolojileri ile geleneksel masa üstü bilgisayarlardan bile daha hızlı bir model H385” dedi. Yücel, “H385’in üzerinde 2 adet Display, 1 adet HDMI ve 1 adet VGA port olmak üzere 4 farklı ekran çıkışı var. 3 farklı ekrana aynı anda görüntü verebilen H385, çoklu bağlantı noktalarıyla da tercih sebebi olacak. Ayrıca enerjide de tasarruf sağlıyor. H385 modelimiz SATA ve SSD disklere göre daha hızlı ve düşük enerji tüketimi ile çalışmasını sağlayan NVM teknolojisine sahip” diyerek model hakkında bilgi verdi. 1 adet RS 232 com porta sahip olan H385, ayrıca metal kasası ve özel soğutma sistemi ile uzun ömürlü kullanım kolaylığı sunuyor. Cihaz, binde 2 gibi düşük bir arıza oranına sahip. Cihazın diğer bir artısı ise sahip olduğu TPM güvenlik modülü sayesinde üstün veri güvenliği sağlaması. Yarı endüstriyel bir yapıya sahip olan cihaz, ‘Tak çalıştır, unut gitsin’ diyerek tanımlanabilir.

Casper VIA G3... Casper, yeni akıllı telefonu VIA G3’ü kullanıcıyla buluşturdu. Sahip olduğu yapay zekâ teknolojisi, alternatif renk seçenekleri ve geniş ekran deneyimiyle trendlere göz kırpan VIA G3, Casper’ın bugüne kadar ürettiği en büyük ekranlı akıllı telefon. Casper’ın VIA G3, ekran boyutundan alternatif renk seçeneklerine, 2 katmanlı Incell teknolojisine sahip ekranından çentik boyuna kadar güncel akıllı telefon trendleriyle uyumlu fiyat performans oranındaki iddiasıyla da kullanıcının yeni favorisi olmaya aday. Geniş ekranı ile kullanıcıların görsel ve video deneyimini bir adım ileriye taşıyan VIA G3, %81.2 ekran gövde, 6.22’’ geniş ekran boyutuna sahip. Çarpıcı ekran tasarımı sayesinde oyun oynarken, sosyal medyada gezinirken ve video izlerken daha fazla ayrıntının görünür olmasını sağlıyor. Bununla birlikte geniş ekranı, elde tutuş ergonomisiyle fark yaratıyor. VIA G3, diğer VIA modellerine göre daha küçük olan çentik kullanımı sayesinde ekranda daha fazla bildirime de yer açıyor.

10 / marketing europe & anatolia


Teknoloji

LG, CineBeam 4K projektörü... LG’nin CES 2019’da tanıtacağı en yeni CineBeam projektörü, yapay zeka teknolojisiyle üstün bir kullanıcı deneyimi ve şaşırtıcı bir görüntü kalitesi sunuyor. LG Electronics (LG), CES 2019’da kısa mesafeden görüntü teknolojisine (UST) sahip ikinci nesil CineBeam Laser 4K projektörünü (model HU85L) tanıtacak. LG’nin CES 2019 İnovasyon Ödülü’nün de sahibi olan cihaz; duvar, zemin veya tavan gibi herhangi bir düz yüzeyde çarpıcı 4K görüntü yansıtabilen kompakt tasarımıyla rakipleri arasından kolayca sıyrılabiliyor. UST teknolojisine sahip LG CineBeam Laser 4K, duvardan 5 cm’den biraz daha fazla uzağa yerleştirilerek 90 inçlik diyagonal bir görüntü oluşturabiliyor. 18 cm uzağa yerleştirildiğinde ise projektör, 120 inç büyüklüğünde ve oldukça parlak bir görüntü üretiyor. Basit bir kuruluma sahip kullanıcı dostu cihaz, sinematik bir ölçekte çarpıcı görüntüleme deneyimi sağlıyor. 2,500 ANSI lümen ve 4K UHD çözünürlüğü sunan LG CineBeam Laser 4K, izleyicideki sanal gerçeklik hissini artırıyor. HU85L projektör, geniş renk gamı sayesinde yüksek doğrulukta renk üreterek, görüntülenen her resmin

gerçekliğini artırıyor, ayrıca mükemmel bir siyah seviyesi de sunuyor. LG CineBeam’da bulunan USB, Ethernet ve HDMI bağlantı seçenekleri izleyenlere film, şov gibi farklı içerikteki görüntüleri de izleme fırsatı sunuyor. Yapay Zeka Teknolojisi*, müşterilerin, LG’nin Yapay Zeka çözümü olan ThinQ’nun doğal dil işleme özelliklerine erişmek için sesli komutları kullanmalarını sağlıyor. LG CineBeam Laser 4K’ya, bu Yapay Zeka Teknolojisinin dahil edilmesi de maksimum kullanıcı rahatlığını getiriyor. Örneğin cihaza “Film bittikten sonra projektörü kapat.” ya da “YouTube’da yoga videoları oynat.” gibi komutlar verilebiliyor.

Dıesel Saatlerine Mavi Dokunuş... saat tutkunlarının bu sezon da favorisi olacak. Mat mavi renk kasası ve gri kadranıyla cesur erkekleri tavlayacak MS9 Chrono ve mat siyah ağırlıklı yalın bir tasarıma sahip Stigg modelleri Diesel 2019 koleksiyonunun iddialı modelleri arasında yerini alıyor. Diesel 2019 saat modelleri Saat&Saat mağazalarında ve www.saatvesaat.com.tr’de sizleri bekliyor.

Diesel bu sezon pozitif enerji yayan mavi ile siyah renklerini bir araya getirerek sportif ve retro bir saat koleksiyonu sunuyor. Her dönem cesur stiliyle farkını ortaya koyan Diesel, mat siyah ağırlıklı saat modellerinde yer alan mavi detaylarla, yeni koleksiyonuna sportif ve şık bir görünüm katıyor. Motor tutkunlarının DNA’sından ilham alan Diesel Mega Chief modeli, 51mm paslanmaz çelik kasasıyla geniş kasalı

marketing europe & anatolia / 11



Köşe Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com

( retorik)

Yorumsuz... “Ey Oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana… Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana… Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana.. Ey Oğul! Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, Allah Teala yardımcın olsun. Beyliğini mübarek kılsın. Hak yoluna yararlı etsin. Işığını parıldatsın. Uzaklara iletsin. Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin. Sen ve arkadaşlarınız kılıçla, bizim gibi dervişler de düşünce, fikir ve dualarla bize va’dedilenin önünü açmalıyız. Tıkanıklığı temizlemeliyiz. Oğul! Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarlarında savrulur gidersin.. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!.. Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır. Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir. Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır. İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin deme!

Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın zedelenir… Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki alime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene acı! Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklı olduğun mücadeleden korkma! Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler. En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir. Ülke, idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir. Ülke sadece idare edene aittir. Ölünce, yerine kim geçerse, ülkenin idaresi onun olur. Vaktiyle yanılan atalarımız, sağlıklarında devletlerini oğulları ve kardeşleri arasında bölüştüler. Bunun içindir ki, yaşayamadılar.. İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkmaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca laflamaya başlar. Laf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri iflah etmez. Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir!.. Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar. Bilginin ışığı, kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur. Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür eseri kalır. Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı… Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli. Savaşı sevmem. Kan akıtmaktan hoşlanmam. Yine de, bilirim ki, kılıç kalkıp inmelidir. Fakat bu kalkıp-iniş yaşatmak için olmalıdır. Hele kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinayettir. Bey memleketten öte değildir. Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz. Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok. Çünkü, zaman yok, süre az!.. Yalnızlık korkanadır. Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına danışmaz. Yalnız başına kalsa da! Yeter ki, toprağın tavda olduğunu bilebilsin. Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise, sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!.. Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın…” Şeyh Edebali, 13. Yüzyıl, Söğüt-Bilecik-Türkiye

marketing europe & anatolia / 13


Medya Dünyası

Görev değişiklikleri...

Yazılı Basında Görev Değişiklikleri • Esquire Genel Yayın Yönetmeni Togan Noyan’la yollar ayrıldı. • 2010 yılından bu yana Sabah gazetesinde önemli görevlerde bulunan ve son olarak gazetenin okur temsilciliğini yapan İbrahim Altay, Daily Sabah Genel Yayın Yönetmenliği görevine getirildi. • Hürriyet Gazetesi Seyahat İlavesi Yayın Yönetmeni Serkan Ocak görevinden ayrıldı. • Vatan Gazetesi ekonomi editörü Emre Eser artık Hürriyet Ekonomi’de çalışma hayatını sürdürecek. • Sabah Gazetesinde köşe yazarlığı yapan Prof. Şükrü Hanioğlu, artık gazetede yazmayacağını açıkladı. • Cumhuriyet Gazetesi yazarı Bartu Soral, sosyal medya hesabından gazetedeki yazılarına son verildiğini açıkladı. • Posta İzmir’in uzun süredir Ege Bölge Temsilciliği yürüten Bülent Zarif görevinden ayrıldı, yerine Hürriyet Muhabiri Banu Şen atandı. Şen, Posta Ege’nin Genel Yayın Yönetmeni oldu. • 15 yıldır Milliyet gazetesi ve Milliyet.com.tr bünyesinde görev yapan tecrübeli haberci Musa Kesler grup içi bir transfer ile Hürriyet gazetesine geçti. • Demirören Medya Özel Ekler Direktörlüğü’ne deneyimli gazeteci Eren Aka atandı. Görsel Basında Görev Değişiklikleri • Habertürk sunucusu Buse Biçer, Ciner Grubu’nun bir diğer kanalı Bloomberg HT’ye transfer oldu. • Gazeteci Pınar Işık Ardor Beyaz TV ile anlaştı. • CNN Türk Haber Merkezi’nde 5 yıldır muhabir olarak görev yapan Pınar Çıtak Koygunkanalla yollarını ayırdı. • Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Kurucu ve Yönetim Kurulu Başkanı Celal Toprak, TGRT Haber Ekonomi Haberleri Müdürü olarak göreve başladı.

14 / marketing europe & anatolia

Medya Dünyasından Diğer Haberler • Turkuvaz Medya Grubu çatısı altında yayınlanan “Bebeğim ve Biz” dergisi yayın hayatına son verdi. • Hilal Tv, 13 yıllık yayınlarına son veriyor. Kanalda program yapan Ebubekir Kurbanoğlu, kanalın ekonomik sıkıntılar nedeniyle programına son verdiğini ve bundan böyle programlar yapılmayacağını duyurdu. • Bu sene 4. kez verilen ‘Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri’ sahiplerini buldu. Milliyet.com. tr çevreye duyarlılık gösteren, toplumu çevre ve geri dönüşüm konusunda bilinçlendirmeye yönelik haberleri nedeniyle basın dalında bu ödüle layık görüldü. • Gazeteci, yazar ve spor adamı Avni Erboy, Avrupa Fair Play Birliği (EFPM) tarafından bu yıl ilk kez verilen ve “Büyük Ödül” olarak adlandırılan “European Fair Play Movement Fair Play SPIRIT Award 2018 (2018 Avrupa Fair Play Hareketi, Fair Play Ruhu Ödülü)nü törenle aldı. • Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 2018 Sedat Simavi Ödülleri’n de Gazetecilik Ödülü’ne Sözcü yazarı Çiğdem Toker layık görüldü. • Türkiye Sağırlar Milli Federasyonu tarafından engellilere yönelik katkı veren ve çalışma gerçekleştiren kurum ve kuruluşlara ‘Onur Ödülleri’ verildi. Gecede Star TV Ana Haber Genel Yayın Yönetmeni Nazlı Çelik ödüle layık görüldü. • beIN Media Group, iki film kanalı beIN Movies Comedy ve beIN Movies Festival kanallarıyla ilgili flaş bir karara imza attı. İki kanalını televizyon yayınına kapatan beIN Media, bu kanallarda yayınlanan filmlerin beIN Connect uygulamasından ulaşaılabileceğini duyurdu. • Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin yayınladığı “Foto Muhabiri” dergisi son sayısını geçtiğimiz ay hayatını kaybeden usta foto muhabiri Ara Güler’e ayırdı. • 1905 Galatasaraylı Yönetici ve İş İnsanları Derneği (GSYİAD) tarafından düzenlenen “Sarı Kırmızı Kareler” fotoğraf ve video yarışmasında, Anadolu Ajansı (AA) foto muhabirleri Elif Öztürk Özgöncü, Salih Zeki Fazlıoğlu ve Berk Özkan ödüle layık görüldü. • İhlas Medya Gurubu ailesi, Dünya Gazeteciler Derneğince düzenlenen “Yılın En İyi Oscar Ödülleri” töreninde yılın en iyi özel haber ajansı ödülüne layık görülürken, TGRT Haber kanalında yayınlanan Ekrem Açıkel ile Ana Haber programı yılın en iyi haber programı seçildi. • 45. Pantene Altın Kelebek Ödülleri’nde en iyi en iyi kadın sunucu ödülüne Müge Anlı layık görüldü.


Medya DĂźnyasÄą

marketing europe & anatolia / 15


Röportaj

2018 - 2019 değer Yakup Barouh - İlancılık Reklam Ajansı Başkanı Cemil Bayram - W’ART Reklam Ajansı Ajans Başkanı Yelda Benezra - Hap İstanbul Kurucusu Selçuk Akyüz - Lansman Istanbul Ümit Çelebi - Bcom Brand Communication, CEO Eray Dengiz - Badbaz Dijital İletişim Kurucu Ortağı Sevda SOLAK - TimePR Ajans Başkanı

2018’i geride bırakıp 2019’u karşılamaya hazırlandığımız şu günlerde 2018 değerlendirmeleri ve 2019 hedeflerine ilişkin, piyasanın görüşlerini sizlerle paylaşmak için, reklamcı ve iletişimci dostlarımızın görüşlerine kulak verdik. Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com Yakup Barouh İlancılık Reklam Ajansı Başkanı 2018 yılını değerlendirmesini ve 2019 yılı için öngörülerimi, son yıllarda öne çıkan PESTEL analizi ışığında ele almak istiyorum. Aslında PESTLE analizi, bir kuruluş üzerinde etkisi olan makroçevresel faktörleri analiz etmek kullanılan araçtır. SWOT analizinde kullanılan tehditleri ve zayıflıkları tanımlamak amacıyla kullanılır. Açılımı; P – Political (Politik), E – Economic (Ekonomik), S – Social (Sosyal), T – Technological (Teknolojik), L – Legal (Yasal) ve E – Environmental (Çevresel) şeklindedir. Bir marka, dünyanın herhangi bir yerinde faaliyetini sağlıklı bir şekilde yürütmek için bu analizi mutlaka yapmalı ve gelecek hedeflerini buna göre şekillen16 / marketing europe & anatolia

dirmelidir. Ben, geçtiğimiz yılın değerlendirmesini ve önümüzdeki yıl hakkındaki öngörülerimi, PESTEL analizinin en başında yer alan “Politika” faktörü ile ele almak istiyorum. Her türlü ekonomik gelişme, tüm dünyadaki ve özellikle gelişmiş ülke hükümetlerinin siyasi alandaki karar ve stratejileri çerçevesinde şekillenir. Bu her zaman böyle olagelmiştir. Ancak 2018’de bunun en üst seviyede yaşadığımızı söyleyebilirim. Dünya liderlerinin aldıkları siyasi kararlar ya da sosyal medyayı yoğun kullanarak dile getirdikleri söylemler, küresel ekonomide olduğu gibi ülke ekonomimizde de sert dalgalanmalara neden olmuştur. 2019’da da benzer şekilde siyasi hamlelerin gelmesi muhtemeldir. Kuruluşların önde gelen yöneticileri, artık sa-


rlendirmeleri...


Röportaj

dece küresel ya da ulusal ekonomide olabilecekleri değil, hükümetlerin politik arenadaki tutumlarını da öngörebilme zorunlulukları ortaya çıkmıştır. Sadece Türkiye’deki değil, tüm dünyadaki her ölçekteki kuruluş ya da marka yöneticileri, bundan sonraki süreçte refleks olarak daha temkinli olacaklarıdır. Dinamizmini ya da en azından pozisyonunu korumak isteyen her kuruluş için elbette ki büyüme ve gelişme hedefi vazgeçilmezdir. Ancak 2019’da özellikle yeni yatırımlar için hem uluslararası hem de lokal kuruluşların daha kontrollü hareket edeceklerini düşünüyorum. Şartlar ne olursa olsun, yeni konjonktüre göre taşlar yerine oturur ve denge bir şekilde oluşur. Yeni yılda da bu dengelerin oluşacağını ve politik gelişmelere koşut olarak ekonominin yeniden şekilleneceğini düşünüyorum. 18 / marketing europe & anatolia

Dinamizmini ya da en azından pozisyonunu korumak isteyen her kuruluş için elbette ki büyüme ve gelişme hedefi vazgeçilmezdir. Cemil BAYRAM W’ART Reklam Ajansı Ajans Başkanı Ajanslar, teknoloji ile müşteri yakınlaşmasına katkı sağlarken ülke ekonomisinin etkisinde kalarak 2018 yılının ikinci çeyreğinde belirli bütçelerden dolayı ivme kaybı yaşadığını gözlemliyoruz. Özellikle gıda ve inşaat sektöründe olan dalgalanmalar yılın ikinci yarısında sert geçtiğinden enflasyon yüksek, karlılık ve talep düşük

olduğunu rekabetin 2018 yılı için zor geçtiğini söyleyebiliriz. Önceki yıllara nazaran sektörde görmediğimiz bazı durumlarda gerçekleştiğini günü kurtarma yönünde kararların alındığını zaman zaman gördük. Rekabetin artacağı piyasada; tüketici kitlesinin beklentilerini doğru okuyarak, marka vaadini gerçekleştirmeye yönelik iletişim hizmetlerinin organize edilmesiyle rekabeti domine etmek önem kazanıyor. Haliyle iç piyasadaki birçok iş, kalitesiyle işte budur diyebileceğimiz kampanya veya projeler göremiyoruz. 2018 yılı için aklımda kalan bir kaç reklam kampanyası, geçen yıl başlayan Allianz Türkiye – Allianz Seninle kampanyanın tuttuğunu görmüşler devamını getirerek cesaretli, acaba dedirterek ikilemde bırakıyor. Bir diğer aklımda kalan Ünye Belediyesine yapılmış olduğu neredeyse bir Ödül alması gereken bir tanıtım film kampanyasıydı. Filmin görselliği ve hikayesel anlatılış biçimi etkileyici yanı sıra Ünye’yi Anadolu’da hiç bilmeyenler için farkındalık oluşturduğunu gözlemliyorum. Son olarak gözüme çarpan farklı bir diğer kampanya Vodafone’nun Metin Nerede? diye çıkış yaptığı Türk aileleri ve internet kullanımı konusunda çok güçlü bir içgörüyü, güzel yorumlayarak hayata geçirilmiş olarak bir kampanya olarak görüyorum. Onca şeylere rağmen keyifle ve tutkuyla yapılmış her projenin dönem farketmeksizin yüce olduğunu görüyorum. Millet olarak Televizyon ve dijital çağ ile bir bağ oluşturduğumuzu bildiğimizden dijitalde hızlanan bir nesil ve tüketim mevcut oldukça fazla ve görünen o Reklam harcamaları özellikle son 5 yılda geleneksel medyadan dijital içerik platformlarına doğru müthiş bir hızla kayıyor. Daha dün sadece sosyal medya platformları olarak nitelendirilen dev teknoloji şirketleri, önce kitlesel bir


Röportaj

erişime ulaştı ve sonrasında da hepsi birer reklam mecrası olarak pastanın önemli bir kısmını aldı. 2019 yılı için basılı gazete ve dergiler, kendi dijital versiyonlarına ya da yeni medya mecralarına doğru evrildiler. Video içerik gündelik hayatımızın en önemli unsuru haline geldi, mobil cihazlar içerik tüketimi için en fazla vakit harcanan mecra olmaya devam edecek gibi görünüyor. Halen küresel ölçekte dijitalin televizyonu geçerek en büyük mecra konumuna ulaştığını biliyoruz. Bu bağlamda ülkemizde ilk altı ayda yine çift haneli büyüme elde edilebilirse, İkinci yarıda markaların orta – uzun vadede kazançlı olacağını, Dijitalin bu bilince sahip markalar için ideal reklam mecrası olduğunu anlamaya uzun süre devam edecek gibi görünüyor.

Keyifle ve tutkuyla yapılmış her projenin dönem farketmeksizin yüce olduğunu görüyorum. Yelda Benezra Hap İstanbul Kurucusu Istanbul’un global ve büyük bircok ajansında uzun yıllar art director olarak çalıştım. Daha tasarım odaklı is yapabilmek için kendi tasarım ofisimi kurdum. Benim için en büyük problem ajanslarda fabrikasyon, fikir ve görsel anlamda tekrarlanan ve tatmin etmeyen işlerin ortaya çıkmasıydı. Aynı vizyonu paylaştığım müşteriye ulaşma şansım yoktu. Daha finansal odaklı yaklaşımdan, tasarım odaklı bir yaklaşıma ulaşmak istiyordum. Kendi tasarım ofisimi kurduğumdan beri tasarım odaklı düşünen ve

dünya trendlerini takip eden ve vizyonu olan / sektöre yeni giren/girmiş müşteriler beni hergün daha fazla bulmaya başladı. Küçük oluşumları küçümseme ve yetersiz görme algısı yavaş yavaş değişiyor. Ve müşteriler küçük oluşumlarla daha iyi iletişimde olup daha iyi hizmet aldığını fark etmeye başladı. Problem olarak düşündüğüm algı zaman içinde kırılıyor ve bu bizi daha iyisini arayan bir ekip olarak çok mutlu ediyor. Aynı vizyonu paylaştığımız girişimcilerle çalışmak en heyecan verici. Sıfırdan bir markayı yaratmak ve her aşamasında müşteri ile aynı heyecanı hissetmek işin en zevkli kısmı. Eskiden küçük bir ekiple çalışmak istemeyecek bir sürü marka, tanışma emailleri atıyor. Bu da bize mutluluk veriyor. Ekonominin gidişatı kötü olsa da, türk yatırımcısı cesur. Vizyonu ve birikimi olan müşteriler, yaratıcı projelerle her marketing europe & anatolia / 19


Röportaj

gün bizi şaşırtmaya devam ediyor. Genelde çalıştığımız markalar Türkiye pazarını hedefleyen ama yüzü Avrupa’ya dönük olan girişimler. Şuanda yeni çalıştığımz büyük bir proje var, isim çalımasından, tüm branding çalışmasına kadar, en büyük eforumuz farklı ülkelerde nasıl işleyeceğini planlamak. Her platformda değişiklerle markayı hayata geçirmek. Kreatif süreçler, genelde müşterilerimizle aynı lisanı konustuğumuz için akıcı ve sonuca çok çabuk ulaşıyor. Tüm müşterilerle aynı vizyonu paylaştığımız için çok ortak noktamız oluyor ve bir süre sonra dostluğa da dönüşüyor. Ödüller konusunda girişimlerimiz yok. Kendimizi ödül alarak ispat etmek için bir kaygımız yok. Biraz klişe gelebelir ama bunun sebebi ise, zaten yaptığımız işlerin bize yeni müşteriler getirmesi bize en büyük ödül. Ekip olarak modular bir sisteme sahibiz. Yapımız projenin büyüklüğüne göre genişliyor ya da küçülüyor. Her gelen proje kendi içinde farklı ihtiyaçlar doğuruyor. Doğru insanları bir araya getirmek konusunda deneyimliyiz. Böylece bütçe 20 / marketing europe & anatolia

Ekonominin gidişatı kötü olsa da, türk yatırımcısı cesur. Vizyonu ve birikimi olan müşteriler, yaratıcı projelerle her gün bizi şaşırtmaya devam ediyor. kaygısından dolayı, vizyonumuzun tutmadığı projelerde çalışmak zorunda kalmıyoruz. Selçuk Akyüz Lansman Istanbul – “Herkes Mersine gidiyorsa biz tam tersine gitmeliyiz... “ olarak çevrilebilir ünlü İngiliz iletişim tasarımcısı John Hegarty’nın felsefesi. Gerçekten de simetride veri yoktur. Bu yüzden denden koyarız. Herkesin Mersin’e gitmesi bilgi değildir. Bir kişinin tersine gitmesi yeni bilgidir, yani bilgi asimetriden doğar. Bateson Yasası diyor ki, mutasyona uğrayan el ve ayak uzuvları daima iki biçimde görü-

lüyor (Çift başparmaklılık ya da çift üç parmaklılık). Bu da şu demek: Bir hata olunca vücut en son doğru kopyalanan dosyanızı çağırıyor ve onu yineliyor. Bir bilgi akış önceliği sistemi olan tasarımda da bunun böyle olduğu söylenebilir. Bugün biyomimik yöntemlerle yapılıyor birçok tasarım. Bu alanda mimarlar ve endüstriyel tasarımcılar, dünyada sözü geçen pazarlama iletişimi uzmanlarından çok ilerideler. Lansman İstanbul olarak üç yıl içindeki hedefimiz teknoloji ürüten bir reklam ve tasarım ajansı haline gelmek. Bilinen tüm çizgi üstü ajanslar bilinen tüm markaları iç piyasaya pazarlıyorlar. Biz tam tersini yapmak için kurulduk: Türkiye’den dünya devi markalar çıkarmak için çalışıyoruz. “Gemileri karadan yürütelim.” diyen bir CMO kovulmaktan çekinir. Bunu ancak şirketin patronu söyleyebilir. Dolayısıyla biz kovulamayacak biriyle çalışmak zorundayız. Böyle birini bulmak da kolay değil. İhracatımızın %68’i ithalata dayalı. Yani Türkiye’nin hizmetler sektöründeki payını artırmamız gerekiyor. Millî he-


Röportaj defimiz 2023’te 500 milyar dolar... Bu hedefin önemli kısmını kültür ve turizm alanında yaratılacak gelirlerle kapatabiliriz. Sektörel fuarlarda inanılmaz potansiyel var. Birçok firma yöneticisi, sadece fişi prize takmakla yüzlerce milyon dolar kazanacak, piyonu bir kare itse vezir olacak ama bu hamleyi görmüyor. Örneğin bu yaz (50 metre üstü) onlarca yeni mega yat siparişi yaratabiliriz. Ama bu kadar siparişe yanıt verecek düzeyde bir tersane bulamıyoruz. Dolayısıyla yüzlerce milyon Euro kazanılamadan orada kuzu kuzu yatıyor. Türkiye’yi 2023 yılına kadar marka ülke yapmak için gece gündüz çalışıyoruz. Turizmden Isparta gülüne, gemi ve yat endüstrisinden dericiliğe, balıkçılığa, her sektörden, her şehirden dünya çapında markalar yaratmak için buradayız. Uluslararası fuarlara katılıyorsanız bizi mutlaka arayın; size Harvard

Üniversitesi’nin kaynaklarıyla hazırladığımız küçük pazar araştırmalıklarından ikram edelim. Örneğin fıstık gibi ülkeyiz ama fıstık ihracatımız istenen noktada değil. 11 milyon dolarlık Avustralya fıstık pazarından aldığımız pay 200 bin dolar. Fransa Türkiye’den 1 milyon dolarlık parfüm bitkisi alıyor, 22 milyon dolara parfüm olarak geri satıyor. Viyana Kuşatması’nda bırakılan kahve çuvallarına fesli marka basıp dünyaya satıyorlar. Sırf buraları toparlasak milyarlarca dolar döviz girdisi yaratırız. Daha marka şehirler, turizm gelirleri, kültürel gelirler var. Yazılım, tasarım ve teknolojik an-

“Gemileri karadan yürütelim.” diyen bir CMO kovulmaktan çekinir.

lamdaki fırsatlara henüz değinmedik bile. Yani dememiz o ki, bu ülkenin taşı toprağı altın; gelin bu parıltıyı önce hedef ülkelere sonra dövize çevirelim. Lansman’ın Lansmanı “Tereciye tere satıyorsan bizi ara yiğidim!” minvalinde küçük bir sosyal medya kampanyasıyla iş fikrimizi test etmek istedik. Bu kadar ilgi beklemiyorduk. Tebrik telefonları alıyoruz; size özel pasaport verilmesi lazım diyenler, ortaklık teklif edenler, bizim adımıza bizden çok heyecanlananlar oluyor. Bu tip şeyler bizi yüreklendiriyor. Onlarca farklı sektörden ve bölgeden ihracatçıyla görüşüyoruz. 2019 yılının beklenin aksine parlak geçeceğini, en azından ihracat dünyasında görülmemiş fırsatlar görüldüğünü rahatlıkla söyleyebilirim. Bu vesileyle herkese mutlu, sağlıklı, kazançlı bir yeni yıl dilerim.

marketing europe & anatolia / 21


Röportaj Ümit Çelebi Bcom Brand Communication, CEO 2018 yılı tüm iş dünyası için olduğu gibi reklam camiası için de ürkütücü bir yıl oldu. 2018 bir ekonomik kriz yılı olmaktan çok bizler için bir belirsizlik ve gelecekten korkmanın krizini yaşadığımız bir yıldı. Reklam sektörü de 2019 yılında ne olacağını, nasıl bir ekonomik daralma yaşanacağını, hangi sektörleri ne kadar etkileyeceğini ve bu zor sürecin tüm 2019 ile birlikte 2020’yi de kapsayıp kapsamayacağını merak ediyor. 35 yıldır iş dünyasının içinde olan finans masteri ile pazarlama yapan biri olarak beni daima krizler değil belirsizlikler tedirgin etmiştir. Kötü durumları biliyorsanız stratejilerinizi ve çözümleri ona göre hazırlarsınız. Bence kriz belirsizliktir. Şu anda bir belirsizlik içinde olduğumuz net. Kahinlik yapıp ne olacağını tahmin etmek yerine, tüm olumsuz koşullarda verimliliği artırmak adına ne yapmamız gerektiğine odaklanmayı tercih ediyorum. Dünya genelinde puslu bir hava, politik krizler ve bunlara bağlı olarak ekonomik daralmalar yaşanıyorsa, bu bizlere de yansıyacak. Kendi bölgemizin ve ekonomimizin özgün sorunları ile bu negatif durum ne yazık ki daha da büyüme riski taşıyor. 35 yıllık bir reklamcı ve 23 yıllık iletişim&pazarlama akademisyeni olarak bu tarz krizlerin üstesinden, planlı ve stratejik hedefler doğrultusunda kalifiye kadrolarla, iş ortaklarına saygılı şekilde çalışanların başarılarıyla gelineceğine inanıyorum. Ekonomik daralmalardan bağımsız olarak; iletişim ve reklam sektörü sürekli kalite krizi ile karşı karşıya. Günümüzde bir işin amatörü olmak ile profesyoneli olmak arasında kavramsal bir kargaşa yaşıyoruz. Örneğin, iPhone ile photoshop yapan herkes bu alanda 22 / marketing europe & anatolia

4 yıl eğitim almış, sonra yıllarca bu işi yapmış kişilerden daha bilge oluyor ve işin profesyoneli olan kişilere akıl verme cesaretine sahip hale geliyor. Gelinen noktada herkes kendi işinin ehli olmak yerine diğerinin işine ahkam kesen olma başarısının peşine düşüyor. Yılların pazarlama direktörlerinin brieflerini saçma bulan genç reklamcıları gözlemlediğim kadar kendi sosyal medya hesabını çok iyi yönettiğini düşündüğü için ajansına metin dayatan, hiç grafik eğitimi olmadan font belirleyen reklamverenleri bile görüyorum. 2019’un toplum olarak birbirimize saygı duyduğumuz, birbirimizin birikimi üzerine ek bilgiler yüklediğimiz, el ele vererek ortak geleceğimiz için birbirimizin uzmanlık alanlarına ve bilgilerine güvendiğimiz, farklılıklarına hoşgörü ve saygıyla yaklaştığımız bir yıl olma-

Ekonomik daralmalardan bağımsız olarak; iletişim ve reklam sektörü sürekli kalite krizi ile karşı karşıya.

sını diliyorum. Bu toplumun küçük bir parçası olarak biz pazarlamacıların, markalarımızın başarısı için güç ve birikimlerimizi uyumla değerlendirmemiz, kişisel güç gösterilerimize ve egolarımıza yenilmememiz gerekiyor. Aksi halde ülke ekonomisi için olduğu gibi sorumlu olduğumuz markalar ve fikir ürettiğimiz iş ortaklarımız için de çok zor bir yıl olacaktır. Her şerde bir hayır vardır deyip; global ekonomik sorunların yaşanabileceği 2019 yılında ajans, reklamveren demeden, taraf olmadan birlikte sorumlu olduğumuz markaların başarısı için güç birlikteliği yapmalıyız. Ajanslar müşterilerinin gelirlerini artırmaya, satışlarını teşvik etmeye odaklanmalı, reklamveren ise ajansını maddi manevi desteklemeli ve birlikte çalışmalıdır. Bu koşullar sağlandığında darboğazlar başarı ile aşılabilir. Sağlıklı olan giderleri düşürmek değil gelirleri artırabilmektir. Bu nedenle önceliğimizin reklam harcamalarını kesmek yerine satışları artırmak olması gerekiyor. Şuursuz harcamalar yapmak ne kadar hatalı ise panikle yapılan küçülmeler de o kadar hatalı olacaktır. Tüm bu nedenlerle 2019, birlikte hareket ettiğimiz bir


Röportaj

yıl olmalı. Pantone her yıl olduğu gibi bu yıl da ‘yılın rengi’ni belirledi. 2019 için seçilen renk “Pantone Living Coral” yani canlı mercan. Bu rengin alt metninde iyimserlik ve mutluluk arayışı olması boşuna değil. Dünya iyimserlik ve mutluluk arayışı içinde. 2019’da başarı zıtlaşmalarda, didişmelerde değil iyimserlik ve mutlu olmayı bilmekte gizli olacak. Eray Dengiz Badbaz Dijital İletişim Kurucu Ortağı 2018 yılını geride bırakıp, 2019 yılına girerken dijital’in her geçen gün geliştiğini görüyoruz. Dijital için ayrılan bütçeler artarken, küçük ve büyük demeden kobi veya startup olsun her şirket dijital içerisinde olmak ve bu yolda bir şeyler yapmak için bilinçlenmeye başladı. 2018 yılında etkilerini hissettiğimiz kriz ortamının, 2019 yılına da yansıyacağı-

Planlarımızda İstanbul ve Bodrum dışında bir şehirde daha ofis açma niyetimiz var. na ve bu yolda şirketlerin ajanslar konusunda daha titiz davranacağını düşünmekteyiz. Bu yıl, Badbaz Dijtal İletişim için verimli bir yıl oldu. Mayıs ayında Bodrum ofisimizi ve ekibimizi kurduk. Bu yolda farklı markalarla çalışmak ve İstanbul dışında hizmet vermenin farklılığını yaşamaya başladık. Bizler için de yepyeni bir deneyim oldu. 2018 yılında ayrıca geleceğe yatırım olarak gördüğümüz farklı konular üzerinde durduk. İstanbul dışında ofis açmanın yanı sıra, şirket olarak e-fatura’ya geçiş yaptık. Artık kağıt kullanımını azaltarak, çoğu işlemimizi internet ortamından yapmaya başladık. 2018 yılında ofisimizdeki çalışanlara, artık ofiste olma zorunluluğunu kaldırdık. Kendileri, tıpkı freelan-

ce gibi dışarıda, evde veya bir kafede çalışabiliyorlar. Kullandığımız programlar, ekibimiz, faturalarımız ve ofislerimiz artık daha özgür ve daha yenilikçi bir bakış açısı kazandı. Yeni getirdiğimiz bu düzeni de müşterilerimize anlatarak, onların da desteğini aldık. Bu şekilde daha verimli bir çalışmanın yanı sıra, özellikle İstanbul gibi büyük bir şehirdeki yaşamanın zorluğunu da bir nebze olsun azaltmış bulunmaktayız. 2019 yılı itibariyle planlarımızda İstanbul ve Bodrum dışında farklı bir şehirde daha ofis açma niyetimiz var. Özellikle dijitale yatırım yapabilecek şirketleri belirliyor ve ortaya çıkardığımız strateji doğrultusunda kendimize öncelikli iller seçiyoruz. Bu iller arasında özellikle gelecek sene itibariyle bir ilimizi daha yakın incelemeye aldık ve yakın zamanda orada da bir ofis ve ekip kurma niyetindeyiz. Ayrıca Badbaz Dijital İletişim olarak 2019 ve 2020 planlarımızda marketing europe & anatolia / 23


Röportaj

yurtdışına açılma düşüncelerimiz var. Bu yolda da, gerekli adımları şimdiden atmaya başladık. Yeni yaptığımız düzenlemeler ve teknolojinin gelişmesini de kullanarak geleceğin şirketi olma yolunda ilerliyoruz. Yakın zamanda müşteriler de bu konuda değişim yaşayacak ve ajans ile müşteri ilişkileri de bu yolda daha sağlam adımlar atacaktır. Toplantıların daha kısa ve verimli olacağını, teknolojinin faydalarını kullanarak daha az ama sıklığı fazla toplantıların etkili olacağını düşünüyoruz. Bu süreçte; geleceği düşünerek yapılandırılan şirketlerin daha efektif bir hale geleceğini ve ajansların da buna ayak uyduracağını öngörüyoruz. Badbaz Dijital İletişim olarak geleceğin değişiminin bugün olduğunu ve gelecekte buna öncülük etme niyetinde olduğumuzu hissediyoruz.

Ne yazık ki aralarında köklü yapıların da olduğu pek çok ajansın kapandığını yahut reklam ya da sosyal medya ajansları ile birleştiğini gördük. lamın yaptığı resim ve halkla ilişkilerin yazdığı hikayelerle yerlerini alır... Kurumlar ve markalar için bu kadar kritik öneme sahip halkla ilişkiler ve iletişim danışmanlığı alanı için ne yazık ki 2018 çok da parlak bir yıl olmadı. Nitekim global araştırmalar da sektörün son yıllarda yaşadığı sıkıntıları ortaya koyuyor. Öyle ki “The Holmes Report”un 2018

ortasında açıkladığı 2017 sonuçlarına Sevda SOLAK göre sektör, 2009 global ekonomik kriTimePR Ajans Başkanı zinden bu yana en durgun günlerini yaşadı. Global PR sektörü 2017 ve 2018 Markalar, insanın algı haritasında rek- yıllarında sadece yüzde 5 büyüdü. 24 / marketing europe & anatolia

Sektörün hacmi ise bir önceki sene ile aynı, yani 15 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Geçen sene dünyanın en hacimli 10 PR markası bir önceki seneye kıyasla sadece yüzde 0.9 oranında gelir artışıyla 5 milyar dolar ciro elde etmişti. Bu tablo 2009 küresel finansal krizinden bu yana daralmanın en fazla olduğu yıl anlamına geliyor. Sektördeki orta ölçekli kurumlara baktığımızda tablonun o denli karamsar olmadığını görüyoruz. 2018’de özellikle orta ölçekli ajansların esnek yapıları sayesinde hem lokal hem de global alanda çok iyi işler yaptığına şahit olduk. Özellikle Avrupa’daki halkla ilişkiler ajansları dijitalleşme konusunda önemli bir hız kazandı. Türkiye’ye baktığımızda ise diğer tüm sektörlerde olduğu gibi bizim sektörümüz de çalkantılı bir yıl geçirdi. Ekonomik dalgalanmalar kurumların iletişim ve pazarlama politikalarını önemli ölçüde etkiledi. Ne yazık ki aralarında köklü yapıların da olduğu pek çok ajansın kapandığını yahut reklam ya da sosyal medya ajansları ile birleştiğini gördük. Bu durum bize 2019 PR trendleri ile ilgili önemli ipuçları veriyor. Dijitalleşemeyen kurumların ne yazık ki esnekliğini kaybettiği aşikâr. Bu nedenle 2019’da PR sektörünün de kendi Sanayi 4.0’ını başlatması gerektiğine inanıyorum. Dijital dönüşümün kurumlara, halkla ilişkilerin iletişim kurma misyonunu yeniden hatırlatacağını, itibar yönetimi konusunda kasları gelişmiş yetenekli ve deneyimli halkla ilişkiler uzmanlarının öne çıkacağını düşünüyorum. İletişim uzmanlarının önümüzdeki dönemde karşılaşacağı iki ana sorun yapay zeka ve makineleşme olacak. İletişimi sağlıklı devam ettirmek için ajanslar bu yeni dilleri okumayı öğrenmek durumunda kalacak. Böyle bir dönemde de sanal dünyada kaybolan pek çok marka yönünü PR ile bulacak.





Reklam Dünyası

2019 Pirelli Takvimi... bulundu: “Bu projeye diğer fotoğrafçılardan farklı bir şekilde yaklaşmak istedim ve bunun en iyi yolunun ne olacağını düşündüm. Sonuçta, derinliği olan ve bir öykü anlatan, güzel nitelikli fotoğraflar aradım. Sadece bir kişinin portresinden daha fazlası olan, bir film karesi gibi görünen bir şey yaratmak istedim. Takvime bakanların, en saf haliyle fotoğrafçılığı amaçladığımı, çektiğim kadınları araştırdığımı ve günümüz kadınlarının pozitif vizyonunu ileten bir durum yarattığımı görmelerini istedim.” dedi.

Albert Watson tarafından Nisan ayında Miami ve New York’ta çekilen “Dreaming” temalı 2019 Pirelli Takvimi, Milano’daki modern sanat mekanı Pirelli HangarBicocca’da tanıtıldı. Takvimde, kırk çekimden oluşan bir akışta Gigi Hadid ile Alexander Wang, Julia Garner, Misty Copeland ile Calvin Royal III ve Laetitia Casta ile Sergei Polunin tarafından canlandırılan karakterlerin öyküleri anlatılıyor. Renkli ve siyah beyaz fotoğraflar, Albert Watson’un film sanatına duyduğu tutkudan alınan ilhamla sinematik 16:9 formatında çekildi. Watson, 2019 Pirelli Takvimi ile ilgili şu değerlendirmede

QNB’nin Marka Elçisi Neymar Jr... sunu yansıtan temel değerlerini ve 2020 itibariyle Orta Doğu, Afrika ve Güneydoğu Asya’nın lider bankası olma vizyonunu destekliyor. Facebook, Twitter ve Instagram’da yaklaşık 209 milyon takipçisiyle olağanüstü bir sosyal medya varlığına sahip olan Neymar Jr’ın QNB’nin yeni global marka elçisi olarak seçilmesi, Banka’nın dünya çapında büyüyen uluslararası şube ağı ile müşterilerinin hayatlarını zenginleştirmeye yönelik taahhüdünün bir yansıması olacak. QNB Group İletişim Genel Müdürü Yousef Darwish imza töreninde yaptığı konuşmada: “Markamızla aynı değerleri paylaşan ve mükemmelliğe ulaşmak için fırsatların peşinde koşmaktan asla vazgeçmeyen Neymar’ın QNB ailesine katılması bizim için büyük bir mutluluk. Dünyanın en etkili 100 ismi arasında yer alan NeyQNB Group, Paris Saint Germain forması giyen Brezilyalı futbol yıldızı Neymar Jr’ı Grubun “Uluslararası Marka Elçisi” olarak atadığını açıkladı. Anlaşma,

global

marka

elçisi

olarak

grubun

pazarlama

kampanyalarında ve reklam platformlarında yer alacak Neymar Jr’ın tüm pazarlama haklarını QNB’ye veriyor. Bankanın Neymar Jr ile yaptığı ortaklık, dünya genelindeki müşterilerine en iyi bankacılık ürünlerini sunma ve 4,2 milyar ABD doları değerindeki marka görünürlüğünü artırma taahhüdü ve tutku-

28 / marketing europe & anatolia

mar Jr, dünya çapında hayranlarına en yüksek mükemmeliyet standartlarına ulaşmak için ilham veren gerçek bir spor ikonu. Neymar Jr şüphesiz, müşterilerimize istisnai bir deneyim sunmak için bize ilham verecek, bizimle aynı değerleri paylaşan en iyi marka elçisi. Neymar Jr ile olan bu ortaklık, küresel iş stratejilerimiz doğrultusunda büyük bir özveriyle çalıştığımız uluslararası pazarlarda marka bilinilirliğimizi artırma çabalarımızı desteklerken, büyüyen uluslararası ağımızda faaliyet gösterdiğimiz toplumları geliştirme konusundaki çabalarımızı da güçlendirecek” dedi.


Reklam Dünyası

İnternet Reklamlarına Vergi Uygulaması... 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek yeni düzenlemeyle, Google, Youtube, Facebook gibi yurt dışı platformlara ve İnternet Fenomeni olarak tabir edilen kişilere verilecek reklamlar ve aracılık hizmetleri, ödemeler üzerinden stopaj uygulamasıyla vergiye tabi olacak. Mobil pazarlamanın ve ilgili teknolojilerin gelişimine öncülük eden MMA (Mobil Pazarlama Birliği) Türkiye, 19 Aralık 2018 tarihli Resmî Gazete ’de yayınlanan, İnternet Ortamında Verilen Reklam Hizmetlerinin Vergi Kapsamına Alınması konulu 476 sayılı Cumhurbaşkanı kararı hakkında bilgi ve görüş aktardı. 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girecek olan “İnternet Ortamında Verilen Reklam Hizmetlerinin Vergi Kapsamına Alınması” konulu karar, mobil pazarlama ve reklamcılığı da yakından ilgilendiriyor. Karar uyarınca internet ortamında reklam hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere yapılacak ödemeler, ödeme yapılan kişinin vergi mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın, belirlenmiş oranlarda stopaj vergisine tabi olacak. Gerçek kişilere ve dar mükellefiyete tabi kurumlara yapılacak ödemelere uygulanacak stopaj oranı yüzde 15 olarak belirlenirken; Türkiye’de kurumlar vergisi mükellefi olan kurumlara yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılmayacak. MMA Türkiye Hukuk Danışmanı Özlem Baysal Sezgin söz konusu karar ile ilgili olarak şu açıklamayı getirdi: “Google, Youtube, Facebook gibi yurt dışında kurulu şirketler üzerinden ya da internet fenomenleri tarafından verilen reklam hiz-

metleri, bu düzenleme ile vergiye tabi olacak bu şirketlere, kişilere ve onlara aracılık eden şirket ya da kişilere yapılacak ödemelere belirtilen oranlarda stopaj uygulanması gerekecek.” Sektörel regülasyonların faydalı olduğunu ve mobil reklamcılığı ilgilendiren bu kararın da sektörün yararına olacağını düşündüklerini belirten MMA Türkiye & MENA Bölge Direktörü Melis Ertem, “Lokal yayıncılar ve platformlar datalarını daha efektif şekilde analiz edip kullanarak global platformlarla eş değer hedefleme imkanları sundukça rekabetin daha da gelişeceğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.

marketing europe & anatolia / 29


Keşif D


Röportaj

Dünyası Projesi... Öznur Çatı Henkel Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü

Keşif Dünyası’nın konsepti ve programı, 2011 yılında Henkel uzmanlarının desteği ile birlikte Ruhr Üniversitesi Bochum’da Kimya Eğitim Bilimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Katrin Sommer önderliğinde geliştirildi. Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com - Şirket olarak KSS projelerine genel bakış açınız nedir? - Kurumsal sosyal sorumluluk, Henkel’in tarihinde köklü bir yere sahip. Kurumsal Vatandaşlık Programı’mızın üç ana modülü bulunuyor. Bunlardan ilki; çalışan ve emeklilerimizin gönüllülüğe dayalı çalışmalarını desteklediğimiz “Kurumsal Gönüllülük Programı”mız. Bu kapsamda şirket emeklilerimizin ve çalışanlarımızın projelerine finansal destek, ürün desteği ve ücretli izin desteği veriliyor. Çalışanlar bir okulun tiyatro salonunun restorasyonu, kimsesiz çocuklara destek, hayvan barınaklarının bakımı, sokakta çalışan çocuklara meslek kazandırılması vb. pek çok gönüllü proje gerçekleştiriyorlar. İkincisi; kurum ve ürün markalarının katılımı ile yapılan projeler. Örneğin; Tursil ile Anadolu’da ihtiyacı bulunan okullara kütüphane ve kitaplıklar yapıldı. Schwarzkopf markamız AÇEV ile anlamlı bir iş birliğine imza atarak, okul öncesi eğitime destek verdi. Loctite markamız ile orman kuruldu. Ürün markalarımız ile de birçok proje gerçek-

leştirilmekte. Üçüncüsü de doğal afetler meydana geldiğinde Fritz Henkel Vakfı tarafından sunulan yardımlar. - Keşif Dünyası projesini anlatabilir misiniz? - 40 yılı aşkın tarihi boyunca Henkel hep gelişim sağlamak, marka ve teknolojilerini daha da mükemmelleştirmek, yenilikçi ürünlerle tüketicilere daima daha iyisini sunmak için çalıştı. İnovasyonlara bu kadar önem veren bir firma olarak, çocukların içindeki kâşifi erken yaşlarda ortaya çıkarmak için Keşif Dünyası girişimini hayata geçirdik. Keşif Dünyası’nın konsepti ve programı, 2011 yılında Henkel uzmanlarının desteği ile birlikte Ruhr Üniversitesi Bochum’da Kimya Eğitim Bilimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Katrin Sommer önderliğinde geliştirildi. Keşif Dünyası’nda kullanılan deney malzemeleri ve çalışma kitapçıkları tamamen çocuklara özel olarak, uzmanlar tarafından hazırlandı. Eğitim materyalleri içinde çizgi filmler, çocuklara özel boyama sayfaları, deney malzemeleri vb. pek çok materyal marketing europe & anatolia / 31


Röportaj

bulunuyor. Programda onlara bilimi sevdirecek eğitici ve eğlenceli deneyler yer alıyor. Bilim atölyelerimizin, çocuklara bilimi sevdirmenin yanında bir katkısı daha var: İçinde doğayı korumaya teşvik etmek üzere, sürdürülebilirlik ile ilgili bir modülümüz de bulunuyor. Keşif Dünyası projesini, Almanya ve Rusya’dan sonra uygulayan üçüncü ülkeyiz. Projeyi 2015 yılından bu yana Türkiye’de Yaratıcı Çocuklar Derneği iş birliği ile gerçekleştiriyoruz. Okullarda ve çeşitli etkinliklerde ücretsiz olarak düzenlediğimiz bilim atölyelerinde, Yaratıcı Çocuklar Derneği bünyesinde bulunan profesyonel eğitimciler ve uzmanlar görev alıyor. - Projenin amaçları nelerdir? - Keşif Dünyası ile temel amacımız, çocukların erken yaşta bilim ile ilgilenmeye teşvik edilmesi. Bunun sırrı ise aslında eğitim metodolojisinde yatıyor. Çünkü atölye çalışmalarında çocuklara bir şey anlatmak yerine, uygulamalı bilim atölyeleri ile onların deneyerek keşfetmeleri sağlanıyor. Bilim ve keşfet32 / marketing europe & anatolia

Keşif Dünyası projesini, Almanya ve Rusya’dan sonra uygulayan üçüncü ülkeyiz mek, merak ve soru sormakla başlıyor. Çocuklar, küçük yaşlarda hayatı algılamaya çalışırken büyük bir merak içinde pek çok soru soruyorlar ve ne oluyorsa sonradan soru sormayı unutuyorlar. Soru sormak, sonrasında sorularına cevap aramaya çalışmak, bazen doğru bazen yanlış yapabilmek bilim için önemli. Merak, soru sorma cesaretine sahip olmak ve öğrenirken eğlenmek Keşif Dünyası’nın temelini oluşturuyor. - Keşif Dünyası çocuklara ne öğretiyor? - Çocuklara öğrettiği ilk şey keşfetmekten keyif almak! Birbirinden eğlenceli deneyleri yaparken merak etmek, “neden” sorusunu bolca kullanırken bir şeyin nedenini anlamaya çalışmak, Keşif Dünyası’nın çocuklara kazandırmak istediği özellikler... Çocuklar bu proje

ile ayrıca sürdürülebilirlik için daha az tüketmenin, tekrar kullanmanın ve geri dönüştürmenin önemini de öğreniyorlar. - Bu proje ile şimdiye kadar kaç öğrenciye ulaştınız? - 2012 yılında ilk olarak Almanya’daki okullarda uygulanmaya başlanan Keşif Dünyası projesi, 2014 yılında uluslararası oldu. Bugün Türkiye ile birlikte Rusya, Arjantin, Polonya, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri, Hindistan, Şili ve İrlanda, projenin gerçekleştiği diğer ülkeler durumunda. Projeye bugüne kadar 25 binden fazla çocuk katıldı. Eğitimlerde 100’den fazla öğretmen görev aldı. Şu anda da üç kıtada 35’ten fazla eğitmen, düzenli olarak sınıflarda çocuklara eğitim veriyor. Keşif Dünyası projesi kapsamında ülkemizde ise 2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren Yaratıcı Çocuklar Derneği iş birliğinde gerçekleştirdiğimiz 347 atölye çalışması ile 14 bin 246 öğrenciye ulaştık. 15 bininci öğrencimize ise Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nın Maslak kampüsünde eğitime açtığımız, Keşif Dünyası’nın Türkiye’deki ilk merkezinde ulaşacağız. - Çocuklar Keşif Dünyası’nda ne gibi deneyler yapıyorlar? Çocukların yaş aralığı nedir? - Atölye çalışmalarına 8-10 yaş arasındaki çocuklar katılıyor. Çocuklar, okullardaki bilim atölyelerinde yapıştırma, yıkama, temizleme ve sürdürülebilirlik dahil olmak üzere çeşitli konularda deneyler yapıyorlar. Deneylerde araştırmalarını su, limon, yumurta kabuğu gibi malzemeler üzerinde yapıyorlar. “Keşif Dünyası” projesinde, yarınlara yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için çocuklara özellikle doğa sevgisi ve sürdürülebilirlik bilinci kazandırılmaya büyük önem veriliyor. - Keşif Dünyası projesi kapsamında, dünyadaki ilk laboratuvarınızı Türkiye’de açtınız. Bu konuda ilk


Röportaj

olarak ülkemizi seçme sebebiniz ne oldu? Karar sürecinizi anlatır mısınız? - Keşif Dünyası kapsamında Türkiye’de yaklaşık 15 bin çocuğa ulaşmanın mutluluğu ve gururu ile daha çok öğrenciye ulaşmak üzere laboratuvar projemizi geliştirdik. Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nın eğitimdeki yüksek kalitesi ve saygınlığı ise bizim bu konudaki tercihimizi belirleyen etkenler oldu. Darüşşafaka, 155 yıllık “eğitimde fırsat eşitliği” misyonuyla eğitim veren, aynı zamanda ülkemizin ve dünyanın en saygın eğitim kurumlarından. Keşif Dünyası’nın kimya laboratuvarını; çocuklarımızın çağdaş, özgüvene sahip, topluma karşı sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmesi için çalışan; Darüşşafaka’da açmaktan gurur duyuyoruz. - Açılan laboratuvarın Keşif Dünyası ve Henkel açısından önemi nedir? - Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nın

Projeye bugüne kadar 25 binden fazla çocuk katıldı. Eğitimlerde 100’den fazla öğretmen görev aldı. Maslak’taki kampüsünde eğitime açtığımız laboratuvar, Keşif Dünyası projesinin Türkiye’deki ilk ve dünyadaki üçüncü merkezi olma özelliğini taşıyor. - Başka okullar da bu laboratuvardan yararlanabilecek mi? - Laboratuvarımız, Keşif Dünyası projemiz kapsamında gerçekleştirilecek bilim atölyelerinin yanı sıra Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nda yapılacak fen bilimleri derslerinde de öğrenci ve öğretmenler tarafından kullanılacak. Aynı zamanda, Keşif Dünyası projesine öğrenci göndererek katılmak isteyen diğer okullara da açık olacak. Farklı okullar kesifdunyasi@darussafaka.com adresinden randevu alarak pazartesi ve salı günleri, 10.00 – 12.00 saatleri arasında

Keşif Dünyası bilim atölyesine ücretsiz şekilde katılabilecek. - Laboratuvar yılda kaç öğrenciye hizmet verecek? - Laboratuvarımızın Darüşşafaka öğrencileri ile birlikte, yılda 3.500 öğrenciye uygulamalı bilim eğitimi vermesini hedefliyoruz. - Henkel’in bu alanda önümüzdeki döneme yönelik projeleri neler? - Hedeflerimizi şirketimizin stratejisinden hareketle belirliyoruz. Projelerimizi bu stratejiye bakarak çiziyoruz. Hedefimiz; stratejik proseslerimizi ve projelerimizi iletişim bağlamında hayata geçirerek değer yaratmak, Henkel’e ve topluma değer katan projeler yapmaya devam etmek olacak. Bu kapsamda Keşif Dünyası girişimini daha da genişleterek, daha fazla öğrencinin bundan yararlanmasını ve İstanbul dışındaki öğrencilerin de bilim atölyelerine ulaşmasını sağlamak için çalışacağız.

marketing europe & anatolia / 33



Kampanyalar

Herkesin de işine geldi...

Kuveyt Türk, inovatif ürün ve hizmetlerini tanıttığı dijital reklam kampanyasının devam serisini yayınladı. “Herkesin de işine geldi” sloganının kullanıldığı dört yeni reklam filminde, sevilen oyuncu Bilal Çatalçekiç, haşere ilaçlama uzmanından astronota kadar birbirinden eğlenceli karakterleri canlandırdı. Yeni reklam serisinde Kuveyt Türk’ün bireysel, KOBİ ve ticari müşterilerine hitap eden inovatif ürünleri XTM, Cebim POS, Online Finansman ve Senin Bankan ürünlerinin iletişimi yapıldı. Kampanya Künyesi Reklamveren: Kuveyt Türk Katılım Bankası Reklamveren Temsilcisi: Emre Memiş, Fırat Keçili, Semih Karakaya Reklam Ajansı: Gram İstanbul Ajans Başkanı: Nurcan Yıldız Kreatif Direktör: Tarık Akın Reklam Yazarı: Serhan Özden Sanat Yönetmeni: Tolga Akın Müşteri İlişkileri: Simla Pamuk, Yeliz Tezcan, Selen Beşikçi

marketing europe & anatolia / 35


Kampanyalar

Boyner’in yeni reklam filmi... Boyner, yeni yıl alışverişi için özel olarak hazırlanan kampanyanın reklam filminde izleyicilere eğlenceli anlar yaşatıyor. “Yeni Yıl Coşkusu Boyner’de Başlar Tüm Türkiye’ye Yayılır” diyen ve Boyner mağazalarında yaşanan yeni yıl heyecanını yansıtan reklam filmi, müzikle senkronlu bir şekilde tasarlanan rengarenk ışık animasyonlarıyla dikkat çekiyor.

Kampanya Künyesi Marka Yönetimi ve İletişim Genel Müdür Yardımcısı: Burcu Körpeağaç Executive Kreatif Direktör: Emre Kaplan, Ayşe Bali Kreatif Direktör: Ali Şener Grouphead: Gizem Şengüler Art Direktör: Sevil Şimşek, Pelin Ün, Emel Karadeniz Metin Yazarı: Deniz Dülgeroğlu Müşteri İlişkileri: Tarçın Köprülü, Emel Cansu Özdemir, Burak Karakurt Ajans Prodüktörü: Şafak Serter, İpek Savaş

Crax’layarak...

Tuzlu atıştırmalık sevenlerin vazgeçilmezi Eti Crax, herkesin hayatında öğrenirken zorlandığı ya da öğrenmeye zaman bulamadığı konuları “Crax’layarak” eğlenceye çeviriyor. Eti Crax, yeni kampanyasının ilk iki filminde Future Perfect Tense ve Sürrealizm’i eğlenceli bir dille öğretiyor. Sosyal medyada büyük ilgi gören bu iki film toplamda 10 milyondan fazla izlendi 22 binden fazla paylaşıldı

36 / marketing europe & anatolia

Kampanya Künyesi Reklamveren: Eti Reklamveren yetkilisi: Didem Usluer Özel, Ebru Üstün, Nida Kermen, Emir İşeri, Belis Akyel Reklam ajansı: Kompüter Post prodüksiyon: Basthead, Autonomy Müzik: 25m2


Kampanyalar

Garanti Bankası reklam filmi...

Garanti’nin, Engin Günaydın ile Dilan Çiçek Deniz’in babakızı, Ayşen Gruda’nın da babaanne karakterini canlandırdığı ve Ugi’nin eşlik ettiği yeni yıl reklam filmi yayında. Kampanyanın yeni filminde Ayhan Sabit, bu sefer hepimizi şaşırtıyor.

Kampanya Künyesi Reklamveren: Garanti Bankası Reklamveren Ekibi: Burcu Tokcan, Saba Şimşeker, Armağan Tulunay Dölek, Duygu Karabaş, Tolga Aygör, Eren Yüce, Buse Kaya Reklam Ajansı: Alametifarika Kreatif Direktör: Ozan Özüm Özbey, Odisseas Sevsevme Kreatif Ekip: Caner Apaydın, Deniz Yükselci, Buğra Birgin, Enes Hadzibegovic, Deniz Eroğlu, Ümit Şentürk, Selin Topçu, Ercan Tarhan Müşteri İlişkileri Ekibi: Duygu Yılmaz, Özge Öncül Stratejik Planlama Ekibi: Berra Katlav, Alara Akkamış Ajans Prodüksiyon Ekibi:Teğin Polat, Övgü Akgürgen,

Hep birlikte oturulan yeni yıl sofrasının ise tek eksiği vardır; Merve Haklı Ugi. Ancak yeni yılın bir araya getiren gücü ve umut veren Medya Planlama: Cereyan , Group M havası tüm aile ile birlikte Ayhan Sabit’i de sarmıştır. Ve filmin sonunda kendisinden hiç beklenmeyen bir hareket ile hepimizi şaşırtmayı başarır.

Özdilek’ten yeni reklam kampanyası... Özdilek, son dönemin ses getiren ve sevilen isimlerinden Brezilyalı Oyuncu Jessica May ile yeni reklam filminde tekrar bir araya geldi. Yeni yıl temalı reklam filminde, yatak odalarını yenilemek isteyenler için ipuçları veriliyor. Snow House Nevresim Takımı ve Yıldız Kırmızı Bornoz’un tanıtıldığı reklam filminin ardından, ekrana sürpriz bir yeni yıl koleksiyonu geliyor. Yeni yıl koleksiyonunun capcanlı renkleri ve baskılarıyla hazırlanan First Company pijama ve sabahlıklara, Snow House Nevresim Takımı’na ve Yıldız Kırmızı Bornoz’a; Özdilek mağazalarından ve www.ozdilekteyim. com.tr adresinden ulaşabilirsiniz. Kampanya Künyesi Reklam veren: Özdilek Ev Tekstili Reklam Ajansı: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar Kreatif Direktör: Ramiz Bayraktar Oyuncu: Jessica May Müzik: Cordelia Gartside - Waking Prodüksiyon Şirketi: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar Kullanılan Mecralar: TV - Radyo

marketing europe & anatolia / 37


Kampanyalar

Havalar Değişse de Vız Gelir... Doğal ürünleri tercih eden sağlıklı yaşam tutkunları için dünyanın en mucizevi besini olan balı, doğal ve saf diğer arı ürünleriyle bir araya getirerek Apitera Serisi’ni hazırlayan Balparmak, yeni reklam filminde arıların mucizevi salgısı propolis içeren ApiteraZen’in, her mevsim yanınızda olduğunu anlatıyor. Doğal ve gerçek balı, diğer arı ürünleri ile bir araya getirerek yenilikçi ve katma değerli ürünler sunan Balparmak’ın, Apitera Serisi’nden ApiteraZen ürünü için hazırlanan reklam filmi yayına girdi. Kampanya Künyesi Reklamın Başlığı: Balparmak Apitera Doğanın Gücü Yanında Reklamveren: Balparmak Reklamveren Temsilcisi: Dr. Pınar Nokay, Cemil Durgun, Demet Umezu, Ayça Zengin Sarı, Elif Gökçe Aydoğmuş Kreatif Ajans: TBWA\İstanbul

Hayran Bırakan Kasırga... sapındaki kumandası sayesinde çekim gücünü eğilmeye ihtiyaç duymadan tek tıkla ayarlama imkânı da sunuyor.

Vestel Küçük Ev Aletleri ailesinin yeni kahramanı Vestel Kasırga A9000 toz torbalı elektrikli süpürge, geniş hacmi ve 1.319 TL’lik tavsiye edilen perakende satış fiyatıyla tozları hapsetmeye geliyor. Kasırga A9000 yüzde 99,99 toz filtreleme performansı sayesinde, süpürge fırçasından giren tozu filtreleyerek hapseder, çekilen tozun tekrar evin içine salınmasını engeller. 700 W motor gücü, ve A enerji sınıfı ile dikkat çeken süpürge 63 dB ses seviyesine sahip. Ayrıca 38 / marketing europe & anatolia

Kampanya Künyesi Reklamveren: Vestel Reklamveren Yetkilileri: Tunç Berkman, Feza Turunçoğlu Erim, Ayşe Tokgöz, Esra Nadar, Özgecan Akbulut, Gediz Sağlam Reklam Ajansı: Concept Yönetici Kreatif Direktör: Kerem Özkut Kreatif Direktör: Sedat Dündar, Umut Dizdar Yaratıcı Ekip: Barış Özdemir, Bülent Ekel, Emre Günaydın, Furkan Yaman, Irıs Marka Direktörü: Berna Aşkın Marka Yöneticisi: Serap Balaban Stratejik Planlama: Tuğay Güven, İpek Kardeşler Ajans Prodüktörü: Mert Turan, Hilal Kınalıada


Kampanyalar

n11pro’nun reklam filmi... n11.com bünyesinde kurulan şirketler için Toptan Alışveriş Platformu n11pro yeni reklam kampanyasıyla Türkiye’nin her yerinden toptancılara sesleniyor. Tüm ürünlerin toptan alışverişe açık olduğu ve toptancıların işlerini dijitale taşıyan toptan alışveriş platformu n11pro’nun eğlenceli reklam filmi radyo ve dijital mecralarda yayına girdi. n11.com bünyesinde hayata geçen Türkiye’nin Toptan Alışveriş Platformu n11pro yeni reklam kampanyasında toptan alışveriş yapan şirketlere sunduğu ayrıcalıkları anlatıyor. Her bölümde farklı bir sektörden kullanıcının iş yerine konuk olan n11pro’nun reklam filmlerine eğlenceli bir jingle eşlik ediyor. Toptan alışverişe dijitalde yeni bir soluk getiren n11pro’yu kullananların hikayelerinden yola çıkarak hazırlanan üç farklı reklam filmi, platformda sunulan çeşitli ödeme sistemlerinin kolaylığı, baremli fiyat avantajı ve ürün/tedarikçi çeşitliliği ile sözü işin uzmanlarına bırakıyor. Binlerce ürün ve tedarikçiyi tek bir çatı altında toplayan n11pro’nun reklam filminde; mobilyacı, nalbur ve satın alma uzmanı gibi farklı sektörlerden toptan alışveriş yapan kullanıcıların ağzından n11pro’nun faydaları anlatılıyor.

Kampanya Künyesi Reklamveren: n11pro Reklamveren Yetkilisi: Zafer Özçelik, Tuba Güven, Naz Özerden İncili Reklam Ajansı: Karbonat Yaratıcı Başkan: Cenk Gümüşcüoğlu Yaratıcı Ekip Lideri: Varol Döken Yaratıcı Grup: Ziya Levent Aybay, Burak Güngör

OMO ve Yumoş Yeni Reklam Filmi... OMO ve Yumoş, yeni dijital filminde çevre ve bütçe dostu yeni paketleriyle Y kuşağına sesleniyor. Filmde farklı gençleri İstanbul’un dört bir yanında kaykay üstü, salıncak ve hatta bir evin çatısı gibi beklenmedik yerlerde ve durumlarda görüyor, onların OMO ve Yumoş’un Trendy paketleriyle eğlendikleri heyecanlı anlara tanıklık ediyoruz. Jonglörler ve gerçek hayatta sosyal medyada bu eğlenceli oyuna katılanların oyuncu olarak yer aldığı film, dijital mecralarda yayınlanıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Unilever Reklam Ajansı: Manajans J. Walter Thompson Yaratıcı Yönetmen:Sami Basut Reklam Yazarı: Deniz Ergin, Cem Etyemez Sanat Yönetmeni:Şükran Genç, Hasan Çalışkan, Nurgül İletir Ajans Prodüktörleri: Ahmet Bayık, Elif Mermer Stratejik Planlama: Berkant Avcı, Mervenaz Mete Müşteri Grubu: Leslie Krespin, Ece Özyurt, Sevim Özgür, Alanur Akyıldız

marketing europe & anatolia / 39


BalkanlarÄąn en fa


Gezi

antastik ülkesi 3... Salina Turda’yı da gezdikten sonra yeni şehirler keşfetmek için yola çıkıyoruz. Sıradaki bölge Alba Iulia olacaktı ancak vaktimiz yetmeyecek korkusuyla orayı pas geçiyoruz. Görülecek yerlerini gelmeden önce çalışmıştık ve feda edilebilecek bir yer olduğuna karar verdik. Ve rotamızı Hunedoara’ ya çevirdik.

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com Salina Turda’yı da gezdikten sonra yeni şehirler keşfetmek için yola çıkıyoruz. Sıradaki bölge Alba Iulia olacaktı ancak vaktimiz yetmeyecek korkusuyla orayı pas geçiyoruz. Görülcek yerlerini gelmeden önce çalışmıştık ve feda edilebilecek bir yer olduğuna karar verdik. Ve rotamızı Hunedoara’ya çevirdik. Turda ile Hunedoara arası 2 saatlik bir yol. Hunedoara da diğerleri gibi minik bir yerleşim yeri ve en önemli turistik yeri Corvin Castle (Castelul Corvinilor). Hunedoara’ya yol alırken gökyüzünde kapkara yağmur bulutları belirdi ve biraz sonra da çok şiddetli bir dolu başladı. İstanbul’daki dolu felaketinden sonra çok korktuğum için epey panikledim. Daha fazla doluya maruz kalmamak için hemen arabayı yol kenarında bir ağacın altına çektim. Dolu bitip de yağ-

dan izledim ve bakmaya doyamadım. Benim gibi düşünen bir çok yapımcı olmalı ki burada bir sürü film çekilmiş. Yapılan en son film de Dehşetin Yüzü (The Nun). Filmin bir kısmı bu şatoda çekilmiş. Şatoya gitmek için nehrin üzerindeki bir köprüden geçiyorsunuz ve büyük kapıdan içeri giriyorsunuz. Kapı, büyük bir avluya açılıyor. Bu avludan da diğer binalara giriş var. Binalardan birinde, şatonun eski duvar ve taşları sergileniyor. Zamanla kırılıp dökülmüş heykel ve duvar parçaları bu salonda. Sonrasında kırılan yerlere yenisi yapılıp eklenmiş. Diğer bir salonda da John Hunyadi ve o şatoda yaşayanlara ait eşyaların sergilendiği bir alan var. El yazması kitaplar, mühürler, paralar, miğfer ve zırhlar, vs. Bir başka binada ise, şövalyelerin top-

mura çevirince yola çıkıp Hunedoara’ya vardık. Hedefimiz Corvin Castle (Castelul Corvinilor) olduğu için navigasyona orayı yazıp direk oraya gittik. Corvinilor Kalesi, Romanya’nın en büyük ve gösterişli kalelerinden biri. 1400’lü yıllarda, Gotik tarzda, Anjou ailesi tarafından yaptırılan, kale tarihte bir çok kez yangın geçirmiş. Anjou ailesinden kalan yıkıntılar üzerine, John Hunyadi bugün ki şatoyu yaptırmış. Corvinilor Kalesi’ne dışardan bakıp da büyülenmemek mümkün değil. Ben içeriye girmeden önce uzun uzun dışar-

landığı büyük bir salon var. Salonun muhteşem apsisli tavanı muhteşem görünüyor. Diğer kısımlar da ise hapishane, odalar ve işkence odaları var. 16. yüzyıl başlarında Romanya toprağı olan Eflak ve Boğdan, Türk hakimiyeti altında birer derebeylikmiş. Askeri ve diplomatik açıdan Osmanlı Sultanının emrine göre hareket eder ve yıllık vergi verirlermiş. İdarecileri de Osmanlı Padişahları tarafından tayin edilirmiş. Eflak ve Boğdan derebeyleri kendilerini Avrupalıların saldırılarından korumak için Osmanlı idaresinde kalmayı marketing europe & anatolia / 41


Gezi

arzu ediyorlarmış. O dönemler, Eflak ve Boğdan halkı, Avusturyalılar, Ruslar, Tatarlar, Kazaklar ve Lehlerden ibaret bölgedeki diğer ordulara karşı Osmanlı ordusunun yanında yer almışlar. Ancak, 1711 yılında Osmanlı-Rus Harbi esnasında bu derebeyleri isyan ederek, Deli Petro’ya yardım etmişler. Yaklaşık bir asır Türk idaresindeki derebeyliklerin bu isyanları üzerine Eflak ve Boğdan tahtları “voyvodalık” adı altında yeni bir sisteme konulmuş. Voyvodalık sonrasında da ortalık karışmış çünkü kendi Rusya artık Osmanlı’nın iç işlerine de karışmaya başlamış. Bu dönemlerde, hapishane ve işkence için kullanılan Corvin Şatosu’nda çok fazla Osmanlı askeri esir alınmış. Hatta, bir rivayete göre kalenin bahçesinde bulunan su kuyusu 3 Türk esir tarafından özgürlükleri karşılığında yapılmış. Tam 15 yıl 28 gün süren, kuyunun yapılması sonunda kalenin komutanı ben kararımdan vazgeçtim deyip onları öldürmüş. Başka bir rivayet de şatoda ayıların bulunduğu bir bölümünde olması. Yaşlanan, hastalanan veya artık iş göre42 / marketing europe & anatolia

Corvinilor Kalesi, Romanya’nın en büyük ve gösterişli kalelerinden biri.

meyen esirler de ayının kafesine atılıp, yem yapılıyormuş. Son bir tane daha:( Bir dönem, burada tutsak edilen, susuzluktan ölüme terk edilmişler. Susuzluktan ölmekte olan


Gezi insanlar, duvara “suyunuz var ama ruhunuz yok” yazmış, osmanlıca. Tabii sadece türkler tutsak edilmemiş bu kalede. Söylenene göre Vlad Dracul yani Kont Drakula da bu şatoda 4 yıl esir edilmiş. Eveeet, rivayetleri bir kenara bırakıp şatoyu gezmeye devam ediyoruz. Şatonun hem yuvarlak hem de diktörtgen kuleleri var ve bunlar şatoya çok estetik bir görünüm kazandırıyor. Diktörtgen olan kulelere çıkıp manzara izlemek mümkün. Surların üzerinde de yürünecek yerler var ve oradan türk esirlerin yaptığı kuyuya çıkış var. Geçmişte çok kötü anlara ev sahipliği yapmış olsa da şato çok ihtişamlı görünüyor. Sadece Corvin Şatosu’nu görmek için Hunedoara’ya gelinirmiş. Şatonun hemen çıkışında bir de korku tüneli gibi bir yer var. İşkence ve korkunç yaratık-

Susuzluktan ölmekte olan insanlar, duvara “suyunuz var ama ruhunuz yok” yazmış, osmanlıca. ların olduğu bir yer. Ancak biz içeri girip bakmadık çünkü Corvin Şatosu’nun rivayetleri bile insanın içini ürpertiyor. Corvin Şatosu’ nu gezdikten sonra Sibiel’ e doğru yola çıkıyoruz. Hunedoara ile Sibiel arası 1,5 saat kadar sürüyor. Aslına bakarsanız Sibiel’de yapılacak pek de bir şey yok. Şirin sokaklarında dolanıp, renkli evleri fotoğraflayabilirsiniz. Sibiel’in en popüler olduğu kısım ise ziraat turizmi. Biz, Sibiel’e vardığımızda sağnak yağmur yağıyordu. Ancak çok acıktığımız için durup yemek yemek istedik. Arabayı park ettikten sonra bir İtalyan restorantı bulup yemeğe oturduk. Yemekten sonra da Sibiu’ya doğru yola koyulduk. Sibiel ile Sibiu arası yarım saat sürüyor. Sibiu, 2007’de Avrupa Kültür Başkenti marketing europe & anatolia / 43


Gezi

seçilmiş ancak şimdiye kadar gezdiğimiz yerlerden daha farklı bir atmosferi var. Benim en çok dikkatimi çeken, evlerin çatılarındaki pencereler oldu. Evlerin çatıları çok yüksek ve çatılarda küçük pencereler var. Ancak pencereler, gözü andırıyor. Sanki siz gezerken şehir sizi izliyor gibi bir ruh haline bürünüyor insan. Aracımızı otoparka park ettikten sonra Yalan Köprüsü’nün (Bridge of Lies) üstünden değil altından geçip eski şehri gezmeye koyulduk. Şehrin tarihi merkezinde bulunan ve trafiğe kapalı olan Yalan Köprüsü’nün üzerinden geçtikten sonra bir daha hiç yalan söylememeniz gerekiyor. Yalan Köprüsü aynı zamanda Sibiu şehrinin bir sembolü. 1659 yılında ahşaptan yapılan köprü, 1859’ da dökme demirden tekrar yapılmış. Ocnei caddesi üzerinde inşa edilen yaya köprüsü, Aşağı Kenti, Yukarı Kasaba’ ya bağlayan köprü 2000’ li yıllarda, Sibiu ilçesindeki tarihi eserlere dahil edilmiş ve eski Avrupa Kültür Başkenti’ nin gerçek bir sembolü olmuş. Lies Brigde ile ilgili de bir sürü efsane var tabii. En ünlü efsane, köp44 / marketing europe & anatolia

Benim en çok dikkatimi çeken, evlerin çatılarındaki pencereler oldu. rünün kulaklara ve açıklanamayan bir güce sahip olduğu. Üzerinden geçenler birbirlerine yalan söylediğinde köprü çığlık atmaya başlıyormuş. Bu nedenle, yerel halk bu köprüde yalan konuşmaktan korkarmış. Lies Bridge’yi arkamızda bırakıp, Turnul Sfatului’ye (The Tower of the Council) yani Konsül Kulesine varıyoruz. Bu kulenin ne zaman yapıldığına dair net bir bilgi yok. Eski belgelere bakıldığında 1324 yılında ilk kez adı anılmış ancak yapılan kazı çalışmalarında, 1025 – 1235 yılları arasında, Andrew II döneminde basılmış olan sikkelerden bulunmuş. Zamanla hasar gören kule defalarca onarılmış ve üzerine kat çıkılmış. Kulenin üst katlarına çıkmak için spirial bir merdiven kullanılıyor. Biz de merdivenlere yönelip Turnul Sfatului’yi gezmeye çıkıyoruz. Kulenin katlarında çeşitli resim sergileri vardı biz gittiğimizde. Benim en çok hoşuma giden,

elinde bıçaıyla duran cellat oldu. Bir de üst katlarda bulunan saat. Bu antik saat, Bernberg’ de (Saksonya) “J.J. Fuchs&Fii” tarafından yapılmış. Bana Prag’daki saat eskizlerini hatırlattı. Bu fantastik kule, 1917’de Alman ordusu tarafından ele geçirilmiş. Sonrasında, tahıl deposundan tutun da yangın gözlem noktasına, hapishaneye hatta doğa bilimi müzesine kadar bir çok kullanım amacına hizmet etmiş. Ayrıca da 1962 ve 1998 yılları arasında, Brukenthal Ortaçağ Sergileri Müzesi’ nin bir bölümünü barındırmış. Kuleden şehir izledikten sonra ki bence şehir bizi izliyordu, eski kenti dolaşmak için aşağı indik. Ancak bizim gittiğimiz gün festival tarzında bir eğlence vardı ve meydana kocaman bir çadır kurulmuştu. İçinde de jaz konseri vardı ancak bizi sokakta müzik yapan perküsyon grubu daha çok cezbetti. Hatta güzel birer kahve alıp bir süre onları izlmeye koyulduk. Sibiu’da da oyalandıktan sonra bir sonraki gezi noktasına doğru yola çıktık. Bir sonra ki yer, Arefu. Sibiu ile Arefu arası yaklaşık 3 saat sürüyor, yani google maps öyle gösteriyordu, biz, tatili planı yaparken. Arabaya binip rotayı çizdirdik ve yola koyulduk. Rota yaklaşık 3 saat gösterdi biz de yola çıktık. Biz yola çıktığımızda vakit öğleden sonraydı ve güneş gökyüzünde muhteşem bir şekilde parıldıyordu, etrafta muhteşem ormanlar, radyoda güzel bir müzik tam keyif yapmalık yol. Karşımızdaki dağların üzerinde karlar pırıl pırıl parlarken birden yol rampaya döndü. Sonrasında keskin virajlar ve muhteşem bir orman. Yalnız normal olmayan bir şey vardı, yolda bizden başka kimse yok. Sadece geliş tarafında çok nadir bir araba geçiyordu. Bir süre virajlar çok keskinleşti ve çok yavaş ilerlemeye başladık. Navigasyona bakıyoruz zaman hep aynı hiç azalmıyor.


Gezi

Gidiyoruz ama fayda etmiyor. Yaklaşık bir saat virajlı yollarda debelendikten sonra bisiklet binen bir adam gördük. Yanına yaklaşıp yolu sorduk. Adam bize Transfagaraşan yolundasınız ve yukarıda yol kapalı, boşuna çıkmayın dedi. İşte o zaman benim moral bitti. O yolu komple geri dönüp tekrar otobana çıkıp, aşağı yoldan gitmemiz gerekiyormuş. Doğru yola çıkmamız toplam 2 saati buldu. Doğru yolup da hedefimize doğru ilerlerken hava da karardı tabi. Bir süre sonra daracık otobanda orman eteğinde yol aldıktan sonra virajlı köy yollarına girdik. 10 – 15 hanelik köylerden geçerken yol da bozulmaya başladı ve bir süre sonra toprak yola çıktık. Tabii ben bu arada habire Mustafa’ya söyleniyorum, yine yanlış yola soktun bizi diye. Ben dır dır ederken yol iyice yokuş oldu ve yerler taşlı toprak karışımı bir şey. Bir ara patinaj çekmeye başladık. Araba otomatik, vites küçültüp arabayı da kurtaramıyorsun. Bir ara arabadaki tüm ikaz lambaları yanmaya başladı. Ben iyiden iyiye tırsmaya başladım çünkü yakın çevrede yerleşim yeri yok ve telefon çekmiyor. Kurda kuşa yem olacağız oralarda:( Epey bir debelendikten sonra yola çıktık.

Önceden otel de bakmadık. Kaldık sokakta. Bizim Arefu’ya varmamız gece 1 oldu. Önceden otel de bakmadık. Kaldık sokakta. Arabayı kenara çekip booking üzerinden yer aramaya başladık. Bir kaç tane ev bulup onlara bakalım dedik. İlk bulduğumuza gidebilmek için yine köy yoluna girdik, epey bir çamur içinde gittikten sonra kocaman bahçe içinde

bir yere vardık. Arabayı park edip ışık olan yere girdik. Bir ne görelim, bir dönemler “Evli ve Çocuklu” dizisinin evinde gibi olduk. Leopar desenli taytlar giymiş ablalar, bir kaç tane Al Bundy kılıklı adam, masada 4-5 tane boş viski şişesi. Durumu anlatınca otel sahibini çağırmaya gittiler. Otel dediğime bakmayın, iki katlı köy evi. Adam yatağından kalktı bize odaları göstermeye. Köy evi yaklaşık 50 senelik bir bina. Nerdeyse yıkılacak. Odalardaki yatakların ortası çökmüş. Halıların rengi pislikten belli olmuyor ve ısıtıcı yok. Ev buz gibi. Biz teşekkür ederip, koşar adım uzaklaştık oradan. Sonra da Arefu’nun merkezine vardık. Merkezde 4 katlı kocaman bir bina gördük ve müzikten yıkılıyor ortalık. Büyük ihtimalle düğün salonu dedik. Sonra baktık, yanında hotel yazıyor. Arabayı park edip düğün salonuna girdik. Meğerse gerçekten otelmiş ancak parti olduğu için çok gürültülü ortam. Resepsiyondaki kadına yer var mı dedik, evet dedi. Görelim diye üst kata çıktık. Bina yeni, odalar hiç kullanılmamış, pırıl pırıl. Hemen zıpladık tabii. Biz kalalım burada dedik ama kadın gürültüden rahatsız oluruz diye tavsiye

marketing europe & anatolia / 45


Gezi

etmedi. Biz kalmışız sokakta, kadın gürültü diyor. Aldık oda anahtarlarını çıktık yukarı ama sanki davul odada çalıyor. Baktık olmayacak biz de indik partiye. Sonra iki tane bira içip ancak uyuduk. Romanlar şimdiye kadar gördüğüm en eğlenceli insanlar. Oynamayı dans etmeyi çok seviyorlar :) Ertesi gün kalktığımızda otel son derece sessizdi. Dere manzarasına karşı kahvaltımızı ettikten sonra Poienari Castle’ı ziyaret etmek için yola çıktık. Poienari Kalesinin giriş kısmı ana caddeye bakıyor. Cadde üzerinde bir kamp alanı bir de yüksek gerilimin dağıtıldığı bir trafo merkezi var. İkisinin arasında bir orman yolu. Poienari Kalesine çıkmak için bu yolu takip ediyorsunuz ve yukarı ulaşmak için 1480 tane merdiven çıkmanız gerekiyor. Biz aheste aheste merdivenleri çıkmaya koyulduk. Manzara çok güzel ancak merdivenler çok dik. İnsan nefes nefese kalıyor. Orta yaşın üstü bir çok insan merdivenleri gördükten sonra vazgeçiyor kaleden. Biz hırs yapıp çıktık hepsini ve bizi muhteşem bir manzara karşıladı. Tezgahı kur, akşama kadar demlen. Kalenin hemen çıkışında sizi kazığa geçirilmil iki asker karşılıyor. Bunlar vitrin mankeni ve kan görüntüsü veren boyalar var üzerlerinde. Karpat dağlarının eteklerinde, Arges 46 / marketing europe & anatolia

Tezgahı kur, akşama kadar demlen. Nehrine bakan kısma yapılan bu kale 13. yüzyılın başlarında, ilk Walachian hükümdarları tarafından inşa edilmiş. Sonrasında Vlad Tepeş burayı keşfetmiş ve kendine mesken edinmiş. 1462’de, Türkler kaleye saldırdırdığında Vlad Tepeş, kaçıp kurtulmuş. Kale, 1476 yılında Vlad’ ın ölümünden sonra uzun yıllar kullanılmasına rağmen, 16. yüzyılın ilk yarısında yeniden terk edilmiş ve zaman ve hava koşullarının tahribatına yenik düşmüş. 1888’ deki, büyük heyelan, kalenin bir kısmını yıkmış. Sonrasında onarımı yapılmış ve duvarlarının ve kulelerinin kalıntıları bu güne kadar ayakta kalmayı başarmış. Şimdilerde ise en dikkat çeken turistik yerlerden biri. Kaleyi gezip dolaştıktan sonra aşağı inmeye hazırlanırken, orada çalışan görevliyle karşılaştık. Ne güzel manzarası olan bir yerde çalışıyorsun dedim, o da “evet ama her gün 1480 tane merdiven çıkıp, iniyorum” dedi :) Poienari Kalesi’ni gezdikten sonra muhteşem bir manzaraya sahip olan Vidraru Barajı’na doğru yola koyulduk. 1966 yılında yapılan hidroelekterik barajı, avrupa’ nın beşinci en büyük ba-

rajı. Baraj duvarlarının gerisinde ise muhteşem Vidraru gölü uzanıyor. Argeş Nehri üzerinde bulunan bu baraj yolu, aynı zamanda Transfagaraşan yolu üzerinde. Baraj gölünün yanında muhteşem ormanlar, konaklamak için masal gibi oteller var. Cennet gibi bir yer. Baraj yolunun hemen bitiminde bir de seyir kulesi var. Oraya çıkıp muhteşem Arefu manzarasını izleyebilirsiniz. Seyir terasının hemen üst tarafında da metal bir Prometheus heykeli var. Yunan mitolojisinde, Olimpos Dağı’ ndan ateş yakıp, insanlara vermiş olan antik Titan, elektriği sembolize etmek için elinde bir şimşek çakması tutuyor. Bu fantastik heykele bakınca insanın aklına HeMan çizgi filmi geliyor. Barajın bir başka özelliği ise alınan güvenlik önlemleri. Eğer olur da barajda bir çatlak veya sızıntı olursa, dağın eteklerine yerleştirilmiş olan dinamitler patlayarak kayaları parçalayacak ve şehrin sular altında kalmasına mani olacak. Bu muhteşem manzarayı seyretmeye doyamadık ancak yola çıkmamız gerektiği için Arefu’ya veda edip Bükreş’e doğru yola çıktık. Arefu ile Bükreş arası yaklaşık 3 saat sürüyor. O gün uçağımız olduğu için Bükreş’te eski şehri (Piata Romana) ve sarayı dolaşıp, kahve içecek kadar zamanımız oldu Bükreş’i, Doğu’nun Paris’i yapmak istiyen komünist lider Çavuşesku kentin bütün sokaklarını, kendi sarayına çıkacak şekilde planlatarak yaptırmış. Bükreş’te tüm yollar, saraya çıkıyor. Ancak saray şu anda parlamento ve müze olarak kullanılıyor. Piata Relovuiei yani İnkılâp Meydanı, Arcul de Triumf, Parcul Herastrau, Victoriei Street gezilmesi gereken yerler arasında. Fakat bizim zamanımız olmadığı için gezemedik. Arabamızı teslim edip, uçağımıza binerek evin yolunu tuttuk.



Game On

Battlefield™ V...

Ali Erdem Ekşioğlu

Takım Oyunu Battlefield'den alıştığımızın üstünde bir takım anlayışı ve önem kazanan kişisel roller.

Gerçeküstü Grafikler Büyüleyici savaş sahneleri, birebir döneme uygun silah ve araçlar, gerçekçi ve çok katmanlı haritalar.


GameOn Youtube: http://www.youtube.com/user/meaGameOn

Savaş Hikayeleri Farklı karakterlerin kahramanlık öykülerine şahit olduğumuz kısa tek oyunculu hikayeler.

Aceleci İlk Sürüm An itibariyle hataların oyun tecrübenizi kirlettiği ve sizi oyunun atmosferinden çekip çıkardığı bir Battlefield dünyası.


Gameon

EA Dice’ın Battlefield serisinin İkinci Dünya Savaşı döneminde geçen yeni oyunu Battlefield 5 oyuncu ile buluştu. Oyun 6-8 saatlik bir hikâye ve 8 farklı çoklu oyuncu haritasından oluşuyor. EA Dice’tan alıştığımız şekilde harita tasarımları, grafikleri, dönem silahları ve araçlarının aynı şekilde tasarımları ve grafikleri çağdaş oyunlarını geride bırakacak bir kalitede uygulanmış. Bunun yanında silahların geri tepmesi, sesleri ve etkileri de benzer şekilde türdeşlerinden kendini ayırmayı başarıyor. Fakat bu üst düzey grafiklerin ve mekaniklerin kullanıma sunulmasında aceleci bir tavrın etkileri hissediliyor. Haritaların her moda uygun olmaması, bazı çoklu oyuncu modlarında savunan ya da saldıran tarafın bariz ve ezici avantajlara sahip olması anlamına geliyor bu da oyun kalitesini ve zevkini doğal olarak düşürüyor. Benzer bir etkiyi ister menüde isterse oyun içinde karşınıza çıkan hatalar yaratıyor. Aceleci oyunlarda gördüğümüz gibi Battlefield 5’de de önümüzdeki güncellemelerle bu hataların azalacağını söylemek çok cüretkâr bir tahmin olmaz ama şu an ki haliyle bu hatalar, özellikle arka arkaya karşınıza çıktığında, oyuncuda bir kültür şoku etkisi yaratıyor. 50 / marketing europe & anatolia

Sizin için deneyimleyip montajladığımız review videosunu http://www.youtube.com/user/meaGameOn

adresinden izleyebilirsiniz. Haritalardaki tasarım defolarını ve hatalarını aştığınız zaman karşınıza iyice törpülenmiş bir dinamik çıkıyor. Canınızın yenilenmemesi gibi küçük değişikliklerle takım arkadaşlarınıza artık daha muhtaçsınız ve bu da zorunlu bir takım oyunu hissi yaratıyor. Rollerin önemi bu gibi değişikliklerle arttığı gibi, rol gözetmeksiniz herkesin takım arkadaşlarını hayata geri döndürme becerisine sahip olması takımınızla hareket etmenizi

ödüllendiriyor ve iletişim içindeki oyunculara avantaj sağlıyor. Tek oyunculu hikayesi daha önceki oyunlar kadar yüzeysel ve zayıf olmasa da kesinlikle oyunun güçlü bir yanı değil. Yaklaşık 2 saat süren üç farklı savaş hikayesinden oluşan tek oyunculu mod size farklı karakterlerin öykülerini anlatıyor. Çoğunlukla kişisel kahramanlıklar üzerine kurulu bu hikayeler bu denli büyük çaplı bir savaşta samimiyetsiz ve yersiz duruyor. Aynı zamanda Battlefield’ın mekaniksel olarak daha güçlü olduğu topyekûn savaştan oyuncuyu uzaklaştırmak da çok doğru bir tercih olmamış. Hikâyenin güçlü unsurları da genelde topyekûn savaş ortamına dönülen sayılı anlarda geliyor. Tüm FPS sever okurlarımıza öneririm.


Gameon

Predator X27... oyun deneyimini yeni bir seviyeye çıkarıyor. Predator X27, 14.000 TL’den başlayan fiyatlarla oyun severlerle buluşuyor. Quantum Dot teknolojisinden yararlanan Predator X27, Adobe RGB renk alanının %99’unu destekleyerek daha parlak, daha doygun ve daha doğru bir renk gamıyla çok daha canlı görüntüler oluşturuyor. Belirli renklerde ışık yayan nano boyutunda çeşitli tür noktalarla kaplanan bir Quantum Dot filmine sahip yeni ekranlar, renk saflığını ve etkinliğini artırarak standart monitörlere göre çok daha geniş bir renk gamı sunabiliyor. Acer Predator X27, 4K (3840 x 2160) çözünürlük, 144 Hz yenileme hızı, 4 ms tepki süresi ve 1000 nit parlaklık seviyesi sayesinde inanılmaz derecede canlı ve hareket bulanıklığı olmayan görüntüler sunuyor. Acer HDR Ultra teknolojisinden yararlanan monitör, yalnızca gerektiğinde yanacak şekilde her biri ayrı ayrı kontrol edilen 384 adet alandaki Acer’ın, Predator X27, Türkiye’de satışa sunuldu. Etkileyici derecede net görüntüler, canlı renkler ve olağanüstü akıcı performansıyla oyun deneyimini geliştiren monitör, 27 inç ekran boyutu, 144 Hz yüksek yenileme hızı ve göz takip teknolojisinin yanı sıra 4K çözünürlükte NVIDIA G-SYNC HDR ile

gelişmiş yerel LED aydınlatma özelliğiyle yüksek dinamik menzil teknolojisinin izin verdiği en iyi kontrast kalitesini sağlıyor. Ürün yalnızca daha geniş ve daha doygun bir renk gamı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda geleneksel dinamik menzilli monitörlere göre çok daha yüksek parlaklık veriyor.

GAMMIX S11 Pro SSD... ADATA Technology, oyuncular için ürettiği XPG GAMMIX S11 Pro PCIe Gen 3x4 M.2 2280 SSD modelini duyurdu. Yeni SSD modeli firmanın oyunculara mümkün olan en yüksek performansı verecek donanımlar üretme hedefine olan bağlılığını gösteriyor. Gelişmiş 3D NAND Flash yongalarla üretilen XPG GAMMIX S11 Pro, yüksek kapasite, daha iyi verimlilik değerleri, daha yüksek güvenilirlik ve TBW değerleri sunuyor. Yüksek hızlı PCIe Gen 3x4 arayüzünü kullanan ve NVMe 1.3 ile SLC önbellekleme teknolojileri ve DRAM tampon bellek gibi özellikleri sayesinde saniyede 3500MB’a kadar okuma ve 3000 MB’a kadar yazma hızları sunabiliyor. GAMMIX S11 SSD’lerin gerçek performansında önemli bir gösterge olan rasgele okuma ve yazma becerisi bakımından da iddialı olan GAMMIX S11 Pro, 390K/380K IOPS’a kadar çıkabiliyor. Böylelikle kullanıcılar sistem açılışında, büyük boyutlu dosyaların transferinde ve oyunlarda yüksek hızlar ve kısa tepkime süreleri elde edebiliyor. GAMMIX S11 Pro performans kadar veri güvenliğine de önem veriyor. LDPC (Düşük Yoğunluklu Parite Kontrolü) hata düzeltme kodu teknolojisinden faydalanan ürün, geniş

bir yelpazedeki veri hatalarını tespit ederek kullanıcıların veri kaybı yaşamasını önlüyor. Ayrıca Uçtan Uca Veri Koruması ve RAID desteği de olan SSD, verilere izinsiz ulaşımı engellemenin yanında veri aktarımının istikrarlı biçimde sürdürülmesini de sağlıyor. Üç farklı kapasite seçeneğiyle gelen GAMMIX S11 Pro SSD’nin yakın zamanda 256GB için 439TL, 512GB için 769TL ve 1TB’lık model için 1479TL fiyat etiketiyle raflarda yer alması bekleniyor. Ürünle ilgili ayrıntılı bilgi için xpg.com/ tr/feature/596 adresini ziyaret edin. marketing europe & anatolia / 51


Kültür - Sanat

Türk Resminden Seçkiler... Caddebostan Kültür Merkezi 36 sanatçının eserlerinin yer aldığı “Klasikten Çağdaşa Türk Resminden Seçkiler” adlı karma sergiye ev sahipliği yapıyor. Türk resim sanatı tarihinden bir seçki niteliği taşıyan sergi, Osmanlı Dönemi’nden Cumhuriyet Dönemi’ne geçişle beraber Çağdaş Türk Resim Sanatı’nın öncüleri olan ve Türk Sanatı’na katkılar sağlayan sanatçıların eserlerini içeriyor. Sergide Nadide Akdeniz, Erol Akyavaş, M. Sadık Altınok, Fethi Arda, Maide Arel, Ruhi Bey (Arel), Aydın Ayan, Cafer Bater, Bedri Baykam, H. Vecih Bereketoğlu, Şefik Bursalı, İlhan Berk, Nurullah Berk, Sabri Berkel, Cihat Burak, Şefik Bursalı, Gül Derman, Abidin Dino, Feyhaman Duran, Devrim Erbil, Turan Erol, Leyla Gamsız, Hamit Görele, Mehmet Güleryüz, Mürşide İçmeli, Ergin İnan, Zeki Faik İzer, Ercüment Kalmık, Oya Zaim Katoğlu, Mustafa Pilevneli, İbrahim Safi, Süleyman Saim Tekcan, Berna Türemen, Burhan Uygur, Eşref Üren, Turgut Zaim’in eserleri yer alıyor. “Klasikten Çağdaşa Türk Resminden Seçkiler” karma sergi 26 Ocak’a kadar Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi Sanat Galerisi’nde görülebilir.

Müzikte Romantik Dönem Bestecileri... Klasisizmin her bakımdan kuralcılığına başkaldıran Romantik Dönemin müzik duayenleri, Serhan Bali’nin “Müzikte Romantik Dönem Bestecileri”nde anlatılıyor. VakıfBank Kültür Yayınları aracılığıyla okurla buluşan kitapta, 19. yüzyıl müziği incelenirken Paganini’den Donizetti’ye, Brahms’tan Chopin ve Schubert’e kadar 73 bestecinin sıradışı yaşamı ve eserleri yer alıyor. VakıfBank Kültür Yayınları tarafından yayımlanan, Serhan Bali’nin kaleme aldığı “Müzikte Romantik Dönem Bestecileri”, konu ettiği dönemi klasik müzik duayenleri üzerinden ele alıyor. Tam 73 bestecinin hayatı, yaşamının kırılma noktaları ve çalışmalarının aktarıldığı kitap, “19. yüzyıl müziği” olarak da geçen dönemin icracılarının sanatını gözler önüne seriyor.

52 / marketing europe & anatolia

Alakent Kilisesi... Koç Üniversitesi Stavros Niarchos Vakfı Geç Antik Çağ ve Bizans Araştırmaları Merkezi’nin (GABAM) ilk kitabı, “Alakent Kilisesi: Myra’da Bir Bizans Yapısı (12. – 13. Yüzyıllar)” Türkçe ve İngilizce iki ayrı cilt olarak yayımlandı. “Alakent Kilisesi: Myra’da Bir Bizans Yapısı (12. – 13. Yüzyıllar)” başlıklı kitap, 2010-2013 yılları arasında Antalya’nın Demre İlçesi’nde bulunan Myra Antik Kenti’nin Roma dönemi tiyatrosuna 250 metre uzaklıkta bulunan bir orta Bizans dönemi kilisesinin kazısından restorasyonuna kadar olan tüm aşamalarını ele alıyor. GABAM Direktörü Engin Akyürek’in editörlüğünü yaptığı kitap, Koç Üniversitesi Yayınları ve Yapı Kredi Yayınları’nın satış noktalarından ve Pandora Kitapevi’nde satışa sunulacak.


Kültür - Sanat

Olağanüstü Makineleri Sergisi...

Zamanı aşan fikirleri, bakış açısı ve felsefesiyle modern mekaniğin babası kabul edilen; Artuklu Sarayı’nın 26 yıl başmühendisliğini yapan, Anadolu’nun en büyük mucidi Cezeri’nin olağanüstü makineleri, 15 yıllık titiz bir çalışmayla 800 yıl aradan sonra yeniden canlanıyor! Orta Çağ’ın en büyük dâhisi kabul edilen Cezeri’nin, 15

Şubat’ta UNIQ Expo’da ziyaretçilerin karşısına çıkacak makineleriyle geçmiş, bugün ve gelecek arasında sıra dışı bir yolculuğa hazır olun. Dünyanın ilk insansı robotları, şifresi Enigma’dan bile güçlü kilitler, bugün hâlâ kullandığımız 4 zamanlı dişli mekanizmalar, zamanı hassas şekilde ölçen saatler ve krank mili.Mühendisliği sanatla, bilimi hayatla buluşturan Cezeri’den öğreneceğimiz pek çok şey var. Merkezine Cezeri’yi yerleştirerek mekanik tarihinin görkemli hikayesini ilham verici bir şekilde sunacak “Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri Sergisi”, 15 Şubat’ta UNIQ Expo’da kapılarını açıyor. 15 yıl boyunca üzerinde büyük bir titizlikle çalışılan Cezeri’nin kendi kitabı Kitab-ül Hiyel’indeki tarife uygun ve çalışır vaziyette üretilen makinalarını karşımıza çıkaracak sergi, adeta bir bilim tarihi arkeolojisi sayılabilecek yapısıyla dünyada bir ilk olma özelliğini taşıyor. 1500 m2’lik alanda, içerisinde boyutları 4 metreyi bulan dev makinelerle birlikte 66 farklı alete, makineye ve çeşitli düzeneklere yer veren sergi, 7’den 77’ye herkese ilham kaynağı olmaya hazır.

“Bavul” 6 Ocak’ta İstanbul’da… Senaryosunu Sam Bobrick’in yazdığı usta yönetmen Levent Tülek’in oturduğu “Bavul”, Zeytinburnu Belediyesi Külür Sanat Merkezi’nda sahneleniyor. 6 Ocak Pazar akşamı sahnelenecek olan oyunun oyuncu kadrosunda sahnelerin usta isimlerinden Bekir Aksoy, Çiçek Dilligil, Yasemin Hadivent ve Mert Asutay’ın yer alıyor. “Bavul” tiyatro oyunu, son derece zıt iki insanın çılgın, delice ve kahkaha dolu karşılaşmalarını konu alıyor. Çaresiz ve huysuz bir adamın bavulunun havaalanında yalnız ve meraklı bir kadının bavulu ile karışması ile başlayan hikaye tuhaf ve komik olayların birbirini kovalamaya başlamasıyla devam ediyor. Yapımcılığını Karart Kültür Sanat tarafından Osman Genç’in üstlendiği “Bavul” insan ilişkilerini, aşkları, sevgileri, yalnızlıkları doğru insan-yanlış insan tartışmasını ve günümüz insanının mutluluktan ne anladığını esprili ve renkli bir biçimde anlatan çılgın, delidolu bir oyun.

marketing europe & anatolia / 53



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.