marketing europe & anatolia Tarih: Nisan 2019 Sayı: 84
retorik
Son seçimlerden ne öğrendim...
kelebeğin fırtınası
Şokella tadında... n
la i e . z i b n.. i d eri a H v
İçindekiler
marketing europe & anatolia Sayı: 84 Tarih: Nisan 2019 İmtiyaz Sahibi Eksantrik Film Prodüksiyon P.K.: 112 34725 Fenerbahçe - İstanbul - Tr. Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: elvineksioglu@gmail.com Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia http://aea.eksantrik.com aeanews@gmail.com Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Kübra Nebioğlu Yusuf Yener Günay Danışman Abdullah Ekşioğlu
Kısa Kısa
04 - 07
Teknoloji
10 - 11
retorik
13
Medya Dünyası
14 - 15
Röportaj
16 - 19
kelebeğin fırtanası
21
Reklam dünyası
22 - 23
Röportaj
24 - 26
Kampanyalar
29 - 37
Gezi
38 - 45
Game On
46 - 47
Kültür Sanat
48 - 49
İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia e-mail: meadergi@gmail.com marketing europe & anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e-dergidir. Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Bu derginin yayınlanma sürecinde hiçbir ağaç zarar görmemiştir. http://www.meadergi.com mobil: http://m.meadergi.com http://www.facebook.com/meadergi instagram: meadergi https://twitter.com/meadergi Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.
marketing europe & anatolia / 1
Köşe Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com
( editörden)
Hadi bize ilan verin...
Merhaba
marketing europe & anatolia'nın yeni sayısını yine titiz bir çalışmayla hazırladık. Yayın hayatına başladığımız ilk günden bu yana her fırsatta dile getirdiğimiz, hiçbir cemaate hizmet etmeyen, aldığı ilan kadar basılmayan, paylaştıkça çoğalan, tam bağımsız, tarafsız sadece ve sadece doğru bildiğini yazan bir dergi olma sözümüzün sadece sözde olmadığını çıkardığımız her sayımızda siz değerli okuyucularımıza ispat ettiğimizi düşünüyorum. Dergimizin aylık okuyucuları hızla artıyor. Her biri bizim için çok değerli. Medya planlarınıza bizim dergimizi de dahil edip, temsilcisi olduğunuz müşterilerinizin ilanlarıyla bizi bu yürüyüşümüzde desteklemenizi, dergimizi bizim dergimiz olarak değil kendi derginiz olarak paylaşmanızı, yaygınlaştırmanızı diliyorum.
Sevgiyle kalın.
marketing europe & anatolia / 3
Kısa Kısa
Digital Age Summit 2019... Vakıfbank ana sponsorluğunda bu yıl 13. kez gerçekleşecek olan Digital Age Summit bir kez daha dijital dünyanın en yaratıcı isimlerinin fikirlerine ev sahipliği yapacak. Etkinlik yapay zekâdan nesnelerin internetine kullanıcı deneyiminden algoritmalara kadar birçok önemli konu ve yıldız ismi katılımcıları ile buluşturacak. 16 Nisan 2019 tarihinde UNIQ İstanbul’da, “Future For All” temasıyla gerçekleşecek olan etkinlik bu yıl “Design Thinking for Blockchains” isimli çok özel bir workshop’a da ev sahipliği yapacak. 16 Nisan 2019 Tarihinde “Future For All” Temasıyla Gerçekleşecek Olan Digital Age Summit Bu Yıl “Design Thinking For Blockchains” İsimli Kapsamlı Bir Blockchain Workshop’una Ev Sahipliği Yapacak. Blockchain alanında güçlü bir temel, yaratıcı bir vizyon ve pratik beceriler kazanmak ister misiniz? Blockchainde yatırım platformu geliştirme konusunda faaliyet gösteren Patara Labs Kurucu Üyeleri Engin Erdoğan ve Burak Arıkan tarafından verilecek workshop, block-
chain teknolojisinin temellerini anlamak ve açtığı yeni fırsat alanlarını keşfetmek isteyenler için düzenlenecek. Bir günlük atölye çalışması şeklinde gerçekleşecek workshop, katılımcılarına blockchain alanında güçlü bir temel, yaratıcı bir vizyon ve pratik beceriler kazandıracak. Workshop kapsamında “Bitcoin teknolojisi tam olarak nasıl çalışıyor?”, “Akıllı sözleşmeler, dijital para alışverişinin ötesinde yeni nesil uygulamalara nasıl imkan veriyor?”, “Merkezi sistemlerin hakimiyetini kaybedeceği bir dünyada yeni fırsatları keşfetmek için nasıl yaratıcı düşünebilir ve yeni kripto-projeleri geliştirebiliriz?” sorularına cevaplar verilecek.
Kimyada İhracatın Yıldızları...
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB)’in, her yıl kimya sektöründeki üye firmalarını ihracattaki başarılarından dolayı onurlandırmak ve teşvik etmek amacıyla düzenlediği geleneksel “İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni”nin dördüncüsü İstanbul’da gerçekleştirildi. 2018 İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde 28 kategoride ilk 3’e giren toplam 84 firma ödüllendirildi.Geçtiğimiz yıl 168,1 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorunun kırılmasında büyük pay
4 / marketing europe & anatolia
sahibi olan kimya sektörü, 2018 yılında 17,4 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. İKMİB, Türkiye’nin ihracata dayalı büyüme stratejisinin önemli aktörlerinden biri olan kimya sektöründe, 2018 yılında en fazla ihracat gerçekleştiren sektör temsilcilerini ödüllendirdi. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen 2018 İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde, kimyanın alt sektör ve ürün gruplarında toplam 28 kategoride 84 ödül sahibini buldu. İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister’in ev sahipliğinde Raffles İstanbul Zorlu Center’da düzenlenen ödül törenine; Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) Genel Sekreteri S. Armağan Vurdu, STK ve Dernek Başkanları, İKMİB Yönetim Kurulu Üyeleri ve sektör firmalarının temsilcileri katıldı. Kimya sanayi, Türkiye’nin lokomotif sanayi alanlarına önemli girdiler sağlayan 16 alt sektörü ile öne çıkıyor. Plastikten kozmetiğe, ilaçtan kauçuğa, medikalden boyaya kadar kimyanın farklı alt sektörlerindeki yaklaşık 7 bin ihracatçı firmayı temsil eden İKMİB, başarılı firmaları ödüllendirdi.
Kısa Kısa
Nielsen’den, Smartstore... Nielsen, şimdi perakendecilerin ve üreticilerin daha hızlı, daha doğru ve alışverişçiyi merkeze alan kararlar almalarına yardımcı olmak üzere benzersiz bir içgörü çözümü geliştirdi: Smartstore. Smartstore; perakendecilerin ve üreticilerin, alışverişçilerin farklı mağaza tiplerinde yeni ürünlere, farklı raf ve reyon dizilimlerine, poster, raf etiketi, ek teşhir gibi mağaza içi uygulamalara alışveriş sırasında nasıl tepki göstereceğini test ederek değerlendirmelerini sağlıyor. Aynı zamanda alışveriş atmosferini ve deneyimini bire bir yaşatan bir ortamda, ürün ve uygulamalarını pazara sunmadan optimize etmelerine de yardımcı oluyor. Nielsen Türkiye Genel Müdürü Didem Şekerel Erdoğan “Mağazaların 3 boyutlu ve içinde 360 derece gezilebilir bire bir simülasyonunu yaratan bu yaratıcı çözüm, alışverişçi araştırmalarını da kökünden değiştiriyor. Smartstore, bugüne kadar bilgisayar monitörleri yardımıyla sunulan ve görsel bir deneyimin ötesine geçmeyen virtual reality (sanal gerçeklik) ortamının çok ötesinde bir ‘sarmalayan sanal gerçeklik’ (immersive reality) ortamı sunuyor. Smartstore uygulamasında, araştırmaya katılan alışverişçiler
taktıkları özel immersive 3D sanal gerçeklik gözlüğü sayesinde 3 boyutlu ve 360 d e r e c e gezilebilir bir market simülasyonu içinde serbestçe dolaşabiliyor, ürünlerle ve market içi uygulamalarla etkileşime geçebiliyor ve alışveriş yapabiliyor. Alışverişçiler, tamamen 3 boyutlu dijital bir dünya ile sarmalanıyor ve kendilerini bu dünyanın bir parçasıymış gibi hissediyorlar. Firmalar, bu gelişmiş sanal ortamda gerçekleştirecekleri deneme ve testlerle, ürün ve market içi uygulama fikirlerini mükemmelleştirebiliyor, olası hataları önceden görerek riski minimuma indiriyor; maliyet ve zaman avantajı elde ediyor.” dedi.
ICSG İstanbul 2019... Enerjinin dev organizasyonu 7. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı’nın (ICSG İstanbul 2019) tanıtımı yapıldı. 25-26 Nisan tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan ICSG İstanbul 2019 Kongre ve Fuarının ikinci yürütme kurulu toplantısı fuarın stratejik partnerliğini üstlenen Enerji Verimliliği Derneği’nde (ENVER) yapıldı. 25 Mart Salı günü gerçekleşen ve moderatörlüğünü ENVER Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Şen’in yaptığı toplantıya ICSG İstanbul 2019 Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Matthias Finger’ın yanı sıra TÜSİAV, ELDER, ENERJİSA, LUNA, ABB, YTÜ, Gazi Üniversitesi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi gibi kurum ve kuruluşların temsilcileri katıldı. Toplantıda yurt içinden ve yurt dışından enerji sektörünün paydaşlarını ağırlayacak olan ICSG İstanbul 2019’un kongre programı açıklanırken aynı zamanda fuara dair önemli detaylar paylaşıldı. ICSG İstanbul 2019 Sayisiz Firsatlar Sunacak Geleceğin akıllı şebekeleri ve şehirlerine yön verecek tüm konuların ele alınacağı, sektörün global buluşma noktası ICSG İstanbul 2019 Yürütme Kurulu toplantısında
Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Matthias Finger, ICSG İstanbul 2019’da altyapılarda verimliliği artırmak için sayısız ve benzersiz fırsatlar sunulacağına bir kez daha değindi. ICSG İstanbul 2019 ile gelişmekte olan tüm ülkeler için fikirlerin faydaya dönüşmesine öncülük etmek istediklerini bildiren Finger ICSG İstanbul 2019’da geleneksel altyapı sınırlarının aşılacağını yeni ve farklı hizmetlerin bir araya geleceği bir Kongre ve Fuara tanıklık edileceğini ifade etti. Hızla değişen teknolojileri, ekonomik fırsatları ve toplum ihtiyaçlarının göz önünde tutarak organize edilen ICSG İstanbul 2019’un bir parçası olmaktan ve enerji devlerini bir araya getirmekten memnuniyet duyduğunu Yürütme Kurulu üyeleri ile paylaştı. marketing europe & anatolia / 5
Kısa Kısa
Henkel 2018 Mali Yılı... Henkel güçlü bir kazanç, karlılık ve nakit akışı ile iyi bir organik satış büyümesi gerçekleştirdi. Henkel CEO’su Hans Van Bylen “2018’de Henkel için karlı bir büyüme gerçekleştirmeye devam ettik. Yeni seviyelere çıkan kazanç ve karlılık ile iyi bir organik büyüme gerçekleştirdik. Nakit akışını kayda değer ölçüde artırdık. Aynı zamanda, ciddi negatif kur etkileri ve direkt malzeme fiyatlarındaki artış ile karşı karşıya kaldık. İş performansındaki genel ilerleme bir kez daha cazip piyasa ve kategorilerde lider konumlarda bulunan başarılı markalarımız ve yenilikçi teknolojilerimiz öncülüğünde gerçekleşti. Karlı büyümemiz endüstriyel ve tüketici iş birimlerimizde gerçekleşen satın almaların katkısı ile desteklendi. Güçlü masraf disiplinimizi koruduk ve verimliliğimizi sürekli olarak geliştirdik.” şeklinde konuştu.
Hans Van Bylen sözlerini, “2020 ve sonrası için geçerli olan stratejik önceliklerimizin uygulanmasında kayda değer bir ilerleme kaydettik. Önemli stratejik girişimlerimizi başarıyla hayata geçirdik ve rekabet gücümüzü daha da geliştirdik. Özellikle tüketici iş birimlerimizdeki ek büyüme olanaklarından faydalanabilmek ve şirketimizin dijital dönüşümüne daha fazla ivme kazandırmak için Ocak ayında, 2019 ve sonrası için yatırımları yıllık 300 milyon Euro civarında artıracağımızı açıkladık. Orta-uzun vadeli mali hedefimiz, sürdürülebilir karlı bir büyüme ve kazanç için olan kararlılığımıza vurgu yapmaktadır.” şeklinde sürdürdü. Henkel, 2019 ve sonrası için artan büyüme yatırımlarını yansıtacak şekilde, bu mali yılda yüzde 2 ila 4 arasında bir organik satış büyümesi öngörmektedir. Henkel, faiz ve vergi öncesi kar (EBIT) marjı için yüzde 16 ila 17 arasında bir oran öngörürken, hisse başına karlılıktaki (EPS) gelişim için ise sabit kurlarda geçen yılın seviyesinden az olacak şekilde tek haneli yüzde oranın orta seviyelerinde (yüzde 4-6) bir beklentiye sahip olduklarını belirttiler.
Atama...
Atama...
Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu; Yönetim Kurulu Başkanlığına Füsun Tümsavaş’ı, Yönetim Kurulu Başkan Vekilliğine Ertuğrul Bozgedik’i seçti. Tümsavaş, Banka’nın ilk kadın Yönetim Kurulu Başkanı oldu. İlk kadın çalışanı 1924 yılında kuruluşunun hemen ardından göreve başlayan bankanın, ilk kadın müdürü ise 1953 yılında Nişantaşı Şubesi Müdürlüğü’ne atanan İclal Rıza Ersin’di. Bugün 12 binin üzerindeki kadın çalışanıyla Türkiye’de en fazla kadın istihdam eden kurumların başında gelen İş Bankası’nda, kadın çalışanlar toplam çalışanlar içinde yüzde 56’lık bir orana sahip. Tüm yöneticiler içerisinde kadınların oranı da yüzde 40’ın üzerinde. Tümsavaş’ın yanı sıra Feray Demir’in de Yönetim Kurulu Üyeleri arasında bulunduğu İş Bankası’nın İcra Kurulu’nda da Genel Müdür Yardımcıları Senar Akkuş, Ebru Özşuca ve Gamze Yalçın görev alıyor.
Canon, Eurasia Bölgesi’ndeki yapılanmasında görev değişikliklerine devam ediyor. Bu kapsamda, Bayi ve Distribütör Kanalı Satış Müdürü Korhan Özuslu, Canon Eurasia Bölgesi B2B Uzman Satış & Pazarlama Müdürü görevini üstlenecek. Korhan Özuslu, Işık Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nü 2002 yılında tamamladı. Profesyonel iş hayatına 2005 yılında başlayan Özuslu, kariyeri boyunca Beko, Arçelik gibi sektöründe lider firmalarda farklı satış ve pazarlama pozisyonlarında çalıştı. Özuslu, 2011 yılından beri Canon Eurasia Bölgesi’nde başarılı çalışmalara imza atıyor.
6 / marketing europe & anatolia
Kısa Kısa
Parlak Bi’ Fikir...
Zorlu Holding, inovatif ve teknolojik yeniliklerden beslenen daha iyi bir gelecek hayalini gerçeğe dönüştürmek üzere hayata geçirdiği Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik vizyonu çerçevesinde, çalışanlarına yönelik yeni bir projeye daha hayat verdi. Bu kapsamda; Zorlu Holding’in kurumsal girişimcilik projesi Parlak Bi’Fikir, Levent 199’da düzenlenen lansman toplantısıyla başlatıldı. Toplantıya Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül, Zorlu Holding CFO’su ve
Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Cem Köksal, Vestel Ventures Genel Müdürü Metin Salt, Zorlu Holding İnsan Kaynakları Direktörü Zülal Öztürk Kaya ve Hukuk Direktörü Aydın Temel’in yanı sıra Zorlu Holding’in İstanbul’daki çok sayıda çalışanı katıldı. Zorlu Grubu’nun Türkiye’nin farklı şehirlerindeki çalışanları da webinar aracılığı ile toplantıya katılarak sorularıyla bu heyecana ortak oldu. Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül; “Bu proje Zorlu Grubu’nun sürdürülebilirliğine önemli katkılar sağlayacak.” Akıllı Hayat 2030 ile kurumsal sürdürebilirliğe odaklı bir dönüşümü hayata geçirdiklerini dile getiren Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül; “Bu dönüşümü ancak inovasyonu harekete geçirecek bir iş kültürü yaratarak gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz. Bu kapsamda kurum içi girişimcilik projemiz “Parlak Bi’ Fikir” bu alanda bizim sürükleyici gücümüz olacak. Zorlu Grubu’nun sürdürülebilirliğine önemli katkılar sağlayacak” dedi.
Atama...
İşbirliği...
Honor, HUAWEI Grubundan güçlü bir ismi kadrosuna kattı. Son görevinde Malezya pazarından sorumlu olan Kevin Kong başarılı kariyerinin ardından HONOR’un Türkiye’deki büyüme stratejisine öncülük edecek. Teknolojiyi, modaya ve gençlerin ihtiyaçlarına adapte eden vizyoner ürünlerin yaratıcısı HONOR, Şubat 2019 itibariyle Türkiye Başkanı olarak Kevin Kong’u atadı. Honor’un iş yönetimi ve büyüme operasyonuna liderlik yapacak olan Kong, daha önce Malezya pazarında yöneticilik pozisyonlarında bulundu. Honor Türkiye’deki görevinden önce HUAWEI Grubunda uzun yıllar çeşitli pozisyonlarda çalışan Kevin Kong, 2014-2018 yılları arasında Malezya’da iş geliştirme ve müşteri grubu operasyonlarından sorumlu oldu aynı zamanda şirketin operasyon ve yönetim hedeflerini üstlenerek ülkede başarılı çalışmalara imza attı. Kong, 20102014 yılları arasında Avusturalya’da HUAWEI Kıdemli Marka Yöneticisi olarak görev aldı.
Türkiye pazarına güçlü bir giriş yapan, global robot süpürge pazarının öncüsü iRobot, stratejik iletişim danışmanlığı konusunda Feveran İletişim ile anlaştı. Global robot süpürge pazarında öncü firma olup, insanların ev ve ev dışında kendilerine daha çok vakit ayırabilmeleri için robot süpürgeler tasarlayan iRobot, stratejik iletişim danışmanlığı konusunda yeni nesil yaratıcı iletişim ajansı Feveran İletişim ile el sıkıştı.2002 yılında Roomba Robot süpürgeyi yaratarak, akıllı temizlik robotları kategorisinde öncü firma olan iRobot, dünyada 25 milyondan fazla robot süpürge satışı gerçekleştirdi. Roomba robot süpürge ve Braava paspas robotları ailesi de dahil olmak üzere iRobot’un ürün yelpazesi, patentli teknolojiler ile temizlik, haritalama ve navigasyonda ileri özellikleriyle ön plana çıkıyor. iRobot’un mühendisleri her evi bir akıllı eve dönüştürmek için robotlar ve teknolojilerden oluşan bir ekosistem inşa etmeye devam ediyor. marketing europe & anatolia / 7
Teknoloji
Ford yeni araçları... Ford, Hollanda’nın Amsterdam kentinde “Go Further” etkinliğinde tanıttığı yeni elektrikli araçlar, bağlantılı hizmetler ve stratejik ortaklıklar ile Avrupa genelindeki ticari araç müşterilerine daha fazla verimlilik sağlayacak. Ford bu yılın sonlarından itibaren Avrupalı işletmeleri desteklemeye başlayacak ticari araç çözümlerinin ana hatlarını bugünden çizdi: •2021’de pazara sürülmesi beklenen yeni tamamen elektrikli Ford Transit tanıtıldı.* •2019 sonlarından itibaren Avrupa’da satışa sunulacak olan yeni sekiz kişilik Tourneo Custom Plug-In Hybrid açıklandı.** •Ticari araç kullanıcıları için gerçek zamanlı veriyle desteklenen kullanıma-dayalı bir bakım sistemi ile yüzde 100 çalışma süresini hedefleyen yeni bir bakım girişimi duyuruldu. •Küçük firmalara ve işletme sahiplerine verimliliklerini en üst düzeye çıkarmada destek olmak için özel olarak tasarlanan ve bu yılın sonlarında devreye alınacak olan yeni FordPass Pro uygulamasının ön tanıtımı yapıldı.. •Avrupa’daki ticari araç dönüşümüne yönelik olarak Avrupa’da 100 noktaya ulaşan genişletilmiş Nitelikli Araç Dönüşüm (Qualified Vehicle Modifier-QVM) programı duy-
uruldu ve sayının 2020’ye kadar iki katına çıkarılacağı açıklandı. Ford Avrupa Ticari Araçlar Genel Müdürü Hans Schep, “Ticari müşteriler, bağlantılı bir iş ortamı üzerine inşa edilen daha akıllı ve daha entegre çözümlere ihtiyaç duyuyor. Ford, yüksek yakıt verimliliğine sahip ve elektrikli güç aktarma organı seçenekleriyle dayanıklı ve kullanışlı araçlar sunuyor. Ford’un filo yönetimine yardımcı olacak akıllı ticari araç çözümleri sunan ve böylece müşterilerinin işlerini daha iyi yapmalarını sağlayan entegre modemi oyunun kurallarını yeniden yazan bir çözüm özelliği taşıyor” diye konuştu.
Acer P8800 Projektör... koyu; açık tonlar ise parlak biçimde görülüyor. Piksel yoğunluğunun analiz edilmesi ve güçlendirilmesiyle 4K olmayan film veya videoyu da 4K’ya yakın kaliteye yükselten P8800, size vazgeçemeyeceğiniz keyifli bir dünya sunuyor. HDR ve Rec. 2020 uyumluluğu sayesinde genişletilmiş kontrast oranı ve renk paleti ile daha gerçekçi ve daha doğal görüntüler sunan Acer
Acer, yeni projektörü P8800’ü satışa sunduğunu duyurdu. Acer’ın 4K çözünürlük ve 5000 lümen parlaklık sunan P8800 projektörü çok yönlü kullanım özelliği, gün ışığında ve geniş alanlarda keskin ve net görüntüler sağlamasıyla dikkat çekiyor. Acer P8800 ile eşsiz bir 4K deneyimini sunarken 5000 lümen parlaklıkla gün ışığında veya kapalı mekanlarda uzak mesafeden görüntüleri net bir şekilde görmenizi sağlıyor. 1.200.000:1 kontrast oranı ile görüntüleri olağanüstü canlılıkta yansıtan cihaz ile siyahlar son derece 10 / marketing europe & anatolia
P8800, AcuMotion teknolojisi sayesinde hızlı hareket eden nesnelerin ekranda zıplarken dahi ayrıntılı bir görünümünü size sunuyor. En son HDR özelliklerinde tanımlanan Rec. 2020 teknolojisi, yeşilin farklı yeni tonlarını yeniden üreterek ve çeşitli mavi ve kırmızı renklerde iyileştirmeler sunuyor. Sinema benzeri renk doğruluğu sunan üründe renkler, Rec. 7091 renk standardıyla gerçeğe en yakın düzeyde doğruluk elde edecek şekilde kalibre edilmiştir. P8 Serisinde bulunan DICOM özelliği (Tıpta Dijital Görüntüleme ve İletişim), röntgen veya bilgisayarlı tomografi gibi yaygın olarak tıp alanında kullanılan görüntüleri simüle etmeye yarayan bir mod olarak da dikkat çekiyor.
Teknoloji
HONOR 8C, Türk Telekom’da... Teknolojiyi, modaya ve gençlerin ihtiyaçlarına adapte eden vizyoner ürünlerin yaratıcısı HONOR, yeni cep telefonu modeli Honor 8C ilk kez Türk Telekom fırsatlarıyla tüketiciyle buluşturuyor. HONOR’un Türkiye’de bir operatör ile gerçekleştirdiği ilk iş ortaklığının sonucunda tüketicilerle buluşan HONOR 8C, 6,26 inç FullView ekranı, 4000 mAh pili, yapay zekalı çift kamerası ve Göz Rahatlığı moduyla Türk Telekom mağazalarında peşin fiyatına 12 ay taksit ile 1.799 TL’ye satışa sunuluyor. Teknolojiyi, modaya ve gençlerin ihtiyaçlarına adapte eden vizyoner ürünlerin yaratıcısı HONOR, Türk Telekom ile yaptığı işbirliği çerçevesinde yeni cep telefonu modeli Honor 8C’yi Türk tüketicilerle buluşturuyor. Honor 8C, tarifeye ek uygun taksitlerle satın alınabilecek. İsteyenler telefonu aylık 149 TL taksitle 12 ay vade farkı olmadan da satın alabilecek. Honor 8C’nin Türk Telekom mağazalarında satışa sunulması ile ilgili olarak açıklama yapan Honor Türkiye Başkanı Kevin Kong, “Türk tüketicisine farklı kanallardan da ulaştığımız için çok mutluyuz. Türk Telekom mağazalarında Honor 8C satıyor olmak bizim için önemli bir adım. İşbirliğimiz önümüzdeki günlerde artarak devam edeceğini söylemek isterim”
dedi. Honor 8C, 6.26 inç 19:9 oranına sahip FullView ekranı, kedi gözü tasarımı, göz yormayan ve TÜV Rheinland onaylı Göz Rahatlığı teknolojisi, 13+2 MP dual arka kamerası ve ikinci LED flaş destekli 8 MP özçekim kamerası ile dikkat çeken bir ürün. Yüz ile kilit açma fonksiyonuna ek olarak parmak izi okuyucu da bulunan Honor 8C, kullanıcıların güvenlik ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılıyor. Mavi ve Siyah renk seçeneklerine sahip Honor 8C, uygun fiyat seçeneği ile Türk Telekom mağazalarında tüketicilerle buluşuyor.
Paşabahçe Göbeklitepe Ürünleri... 2011 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilen, 2018 yılında ise Dünya Mirası olarak tescil edilen Göbeklitepe, arkeolojik alanı konumu, boyutları, tarihlendirilmesi ve yapılarının anıtsallığı ile Neolitik dönem için eşsiz bir kutsal alan olarak kabul edilmesinin ardından 2019 yılı Göbeklitepe yılı ilan edildi. Neolitik Çağ’a ait, üzerinde işlenmiş hayvan rölyefleri ve soyut sembollerin olduğu ‘T’ biçimli dikili taşlardan esinlenen Paşabahçe Mağazaları Göbeklitepe objesini tarih ve sanatseverlerin beğenisine sundu. Objede, T biçimindeki sütunlarda görülen el ve kol tasvirleri, sütunların stilize edilmiş insan formları olduğunu ortaya koyuyor. Şanlıurfa kent merkezinin 18 kilometre kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarında bulunan Göbeklitepe Arkeolojik Alanı, 1963 yılında İstanbul ve Chicago Üniversiteleri’nin ortaklığıyla gerçekleştirilen bir yüzey araştırması sırasında keşfedildi ve alanın gerçek değeri, 1994 yılından sonra Paşabahçe Mağazaları, 12 bin yıllık geçmişe sahip olan ve başlatılan kazı çalışmaları ile ortaya çıkmaya başladı. Bu her yıl milyonlarca turiste kapılarını açan Göbeklitepe’deki çalışmalar sonrasında, Göbeklitepe’nin 12 bin yıl öncesine dünyanın en eski tapınağı olarak bilinen ve hayvan figürlü uzanan bir kült merkezi olduğu anlaşıldı. ‘T’ biçimli dikili taşlardan esinlenerek tasarlanan Göbeklitepe objeyi tarih severlerle buluşturuyor. marketing europe & anatolia / 11
Köşe Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com
( retorik)
Son seçimlerden ne öğrendim...
Bundan önce de bu köşedeki yazılarımda seçim öncesi kullanılan kutuplaştırıcı dile dikkat çekerek, seçimlerden sonra da birlikte yaşama iradesini ortaya koyan halkın bu kutuplaştırıcı dile itibar etmemesini söylemiştim. Bazı partiler ve adaylar kendi seçmenlerini konsolide etmek için bu kutuplaştırıcı dili tercih ettiler, bazı aday ya da partilerse daha sorumlu bir tavır sergileyerek daha ılımlı ve birleştirici bir dil kullandılar. Tabii ki hangi dili kullanacağı aday ya da partinin kendi tercihidir. Seçimlerde olumlu ya da olumsuz karşılığıyla tercihinin bedelini ödemek de tercih hakkının getirdiği doğal sorumluluktur. Seçimleri geride bıraktığımız şu günlerde yine bazı partiler ve siyasiler kutuplaştırıcı dili terk etmemiş görünüyor. Oysa önümüzde uzun bir süre yeni bir seçim görünmüyor. Ancak bu partiler göreceli başarısızlığın partileri içerisinde bir çözülmeye neden olmasından duydukları kaygı gereği, düşmanlık, nefret ve gerilim siyasetine devam etmeyi tercih ediyorlar. Unutulmaması gereken şey, Türkiye’nin sınıfsal farklılıkların, siyasi tercihlerin, ekonomik imkanların kesin çizgilerle, sabit sınırlarla birbirinden ayrılmış olduğu bir ülke olmadığıdır. Türkiye’de gerek ekonomik gerek kültürel gerekse siyasi sınıfların arasındaki geçişkenlik oldukça yüksektir. Toplumda aynı ailelerin içerisinde farklı siyasi görüşlere sahip birçok örnek vardır. Siyasilerin sorumsuz davranışlarının, siyasi tercihlerini, aile bağlarının çok gerisinde tutan halkın çok da umurunda olduğunu düşünmüyorum. Partilerinin dağılma, çözülme ya da adına ne derseniz
deyin süreçlerini engellemek için ötekileştirirci, kırıcı dili seçim sonrası da devam ettirmekte direnen siyasiler, üstlendikleri görev ne olursa olsun bu tercihlerinin siyasi sonuçlarını yaşayacaklardır. İletişim konusunda mahir siyasilerin, benim kişisel kanaatimle yanlış olduğuna inandığım bu dili terk edip, bütünleştirici bir dile dönmelerinin çok da zor olmayacağını düşünüyorum. Eğer yıllardır gerilim ve düşmanlaştırmadan beslenenler var ise ve bütünleştirici dili unuttularsa seçimden sonra iyice görünür olan ve sevgi dilini kullanan örneklerden kopya çekebilirler. Eğer kopya çekmenin mazur görülebileceği bir durum varsa zannederim sevgi dilini kopya çekmektir. En küçük görece başarısızlıkla dağılma kaygısı doğuran partileri, unutulmuş bu sevgi dili daha da bütünleştirebilir. Bugüne kadar nefreti beslemek anlık başarılar sağlamışsa da fani dünyada gerçek başarıyı sevgiyi beslersek elde edebileceğimizi umarım birileri ilgili kişilere hatırlatır. Aslen tabanda bir sevgi zaafiyeti olduğunu düşünmüyorum. Gönül verdikleri siyasi parti ne olursa olsun, toplumumuzun hoşgörü ve sevgi toleransı oldukça geniştir. Liderlerin nefret dili zaman zaman gerilimlere neden olsa da bunların münferit ve geçici olaylar olduğu su götürmez bir gerçekken, bu nefret dilini beslemek hiç bir lidere kalıcı bir zafer sağlamayacaktır. Aslında reçete sanat birirkimimizde mevcuttur. Şarkıda a söylendiği gibi; dünyayı güzellik kurtaracak. Bir insanı sevmekle başlayacak her şey.
marketing europe & anatolia / 13
Medya Dünyası
Görev değişiklikleri...
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri • Posta Gazetesi’nde 15 yıldır aralıksız sağlık yazıları kaleme alan, İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Teoman Cem Kadıoğlu ile yollar ayrıldı. • Hürriyet Daily News yayın koordinatörü Emre Kızılkaya’nın kurumla yolları ayrıldı. • Dünya Gazetesi’nde Yazı İşleri Müdürü olarak görev yapan Özlem Ermiş Beyhan sosyal medya hesabından görevinden ayrıldığını duyurdu. • Hürriyet Gazetesi Washington Temsilcisi Cansu Çamlıbel kuruma veda etti. • 1992’den bu yana Hürriyet’in Ankara bürosunda çeşitli görevlerde bulunan, son olarak gazetenin okur temsilciliği görevini sürdüren Faruk Bildirici, gazetedeki görevinden ayrıldı. • Fanatik Gazetesi’nde gazetenin kuruluşundan bu yana yazı işleri müdürlüğü ve yayın koordinatörlüğü görevlerinde bulunan Yalçın Uygun, Fanatik Gazetesi genel yayın yönetmeni olarak atandı. • Türkiye Gazetesi’nde 7 yıl haber sorumlusu gövinde bulunan ve gazetenin kurulduğu 1993 yılından bu yana aralıksız 26 yıl Samsun İHA Bölge Müdürlüğü görevini yürüten Ali Yılmaz Ergen, emekliye ayrıldı. • Yeni Akit yazarı Sedat Yılmaz, gazetedeki görevinden ayrıldığını duyurdu. • Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevinden istifası sonrasında Halk TV’de program yapmaya başlayan Fikret Bila’nın Halk TV internet sitesinde ilk yazısı, “Türkiye nereye gidiyor?” başlığıyla yayımlandı. Görsel Basında Görev Değişiklikleri • Gazeteci - yazar Özlem Özdemir KRT TV ile anlaştı. •Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) Yönetim Kurulu’na yapılan atamalara ilişkin karar Resmi Gazete’de yayımlandı. Karara göre, TRT Yönetim Kurulu üyeliklerine Osman Urgun ve Erkan Durdu atandı. • Magazin basınında uzun yıllar görev yapan kameraman Bülent Kocabıyık, Show TV Magazin Servisi’nden ayrıldı. • beIN Sports Haber’de program müdürlüğü görevine Murat Caner atandı. • Daha önce Kanal D’de yöneticilik görevlerinde bulunan ve son olarak teve2’de Program Direktörü olarak görev yapan Mert Toksal ile Demirören Medya Grubu’nun yolları ayrıldı.
14 / marketing europe & anatolia
• Akit TV’de daha önce Gece Ajansı programının moderatörlüğünü yapan Serkan Aksarı, bundan böyle ‘‘Serkan Aksarı ile Gün Başlıyor’’ programını sunacak. • Habertürk TV ile yollarını ayıran Saffet Yiğit yeni haber kanalı Haber Global ile anlaştı. Deneyimli isim Haber Global’de Yurt Haberler Müdürü olarak görev yapacak. • Show TV Drama Müdürü Gül Arslan’ın yeni adresi belli oldu. Arslan, Digiturk’ün beIN Media Group bünyesinde yeni kurulan digital platformu için yerli dizi içeriği üretecek olan drama kanalının Drama Direktörü oldu. • 3N Medya’nın kurduğu yeni haber kanalının genel yayın yönetmeni televizyoncu Alican Değer oldu. • Haberci Erhan Songür ve gazeteci Burak Ersemiz, yeni kurulacak olan TV100 haber kanalı ile anlaştı. • Hilal Ergenekon, 3N Medya’nın yeni haber kanalı TV100 ile anlaştı. • TV100, yurt haberler için gazeteci Safiye Işıklı ile anlaştı. • TV100’de sabah haberleri için Murat Güloğlu, Ana Haber Bülteni içinse Emre Bug ile anlaşıldı. • Akit TV Ankara Haber Müdürü Mehmet Özmen kanal yönetimi tarafından işten çıkartıldı. Medya Dünyasından Diğer Haberler • Flash TV, yayınlarına 2 ay süre ile ara verme kararı aldı. • Kuaförüm Sensin yarışması, çok yakında Show TV’de izleyiciyle buluşacak. • Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Engelsiz Mikrofon’ ödüllerinde Yılın En İyi Tematik Radyosu ödülüne Radyo Trafik layık görüldü. • Anadolu Ajansı (AA) foto muhabiri Mustafa Hassona’nın Filistin direnişinin sembollerinden biri haline gelen fotoğrafı, Malta Uluslararası Fotoğraf Ödülleri’nde birinci seçildi. • Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Ankara Şubesi ile Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi (İLEF) arasında iş birliği protokolü imzalandı. • Osmaniye Gazeteciler Cemiyeti 2018 Yılı Basın Ödülleri töreninde, Turkuvaz Medya Grubu iki ödüle layık görüldü. • MEF Lisesi öğrencileri tarafından belirlenen ‘Fark Yaratan’ ödüllerinde Sözcü Gazetesi’nden Yılmaz Özdil ödüle layık görüldü. • Yeditepe Üniversitesi öğrencilerinin, 2018 yılının en iyilerini belirlediği Yeditepe Dilek Ödüllerinde En İyi İnternet Sitesi ödülüne Sputnik Türkiye layık görüldü. • Türkiye Foto Muhabirleri Derneği tarafından 34 yıldır aralıksız olarak yapılan ve en saygın fotoğraf yarışması olarak gösterilen “Spor Toto Yılın Basın Fotoğrafları 2019”da İhlas Haber Ajansı (İHA) foto muhabirlerinin çektiği 3 fotoğraf ödül aldı. • Mobil ödeme sektöründe ileri teknolojiler ve yenilikçi çözümler geliştiren yeni nesil ödeme platformu Payguru, Türkiye’nin sevilen dijital platformu BluTV ile var olan işbirliğini geliştirmek üzere anlaştı.
Kaynak: MTM Medya Takip Merkezi
Medya DĂźnyasÄą
marketing europe & anatolia / 15
Röportaj
Beyaz Et Sektörü. Prof. Dr. Ahmet Ergün Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği Genel Sekreteri Beyaz et sektöründe direkt ve indirekt olmak üzere 600 bin kişi istihdam edilmektedir. Aileleri ile birlikte hesaplandığında bu sektörden geçimini sağlayan yaklaşık 3 milyon kişi bulunmaktadır. Aynı zamanda kırsaldan şehre göçün azaltılması bakımından da çok önemli bir görevi başarıyla sürdürmektedir. Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com - Beyaz et üretiminde iç pazarda ya da uluslararası pazarda Türk markaları oluşturmak ve marka değeri yaratmak için yapılan çalışmalar var mı? - Beyaz et üretimi yapan entegreler iç pazarda 50 yıllık bir geçmişe sahiptirler ve pazarda her birinin ayrı marka değeri vardır. Bu firmalar üretimlerine önce yem yaparak, yumurta üreterek başlamışlar daha sonra beyaz et üretimini de bu çalışma alanlarına ilave etmişlerdir. Zamanla beyaz et bazı firmalarımız için faaliyetlerinin ilk sırasına yerleşmiştir. Uluslararası pazarda Türk markaları da yine 2000 yılında 2 bin tondan başlayarak 2018 yılında 505.741 tona ve Japonya’nında dahil olduğu 75 ülkeye ihracat yapacak şekilde gelişmiş ve yükselmiştir. Bu da son derece sağlıklı ve güvenilir beyat et üretiminin marka değeri olduğunun en açık göstergesidir. - Beyaz et üretimi, kümesler dâhil olmak üzere ülkemizde ne kadar istih16 / marketing europe & anatolia
dam sağlıyor? - Beyaz et sektöründe direkt ve indirekt olmak üzere 600 bin kişi istihdam edilmektedir. Aileleri ile birlikte hesaplandığında bu sektörden geçimini sağlayan yaklaşık 3 milyon kişi bulunmaktadır. Aynı zamanda kırsaldan şehre göçün azaltılması bakımından da çok önemli bir görevi başarıyla sürdürmektedir. - Ülkemizdeki beyaz et üretiminin yüzde kaçı ihraç ediliyor. Yüzde kaçı iç pazarda tüketiliyor? - 2017 yılında kanatlı eti üretimi 2.323.700 ton olarak gerçekleşmiştir. İhracatımız ise 443 bin tondur. Yani toplam beyaz et üretiminin yaklaşık %20’si ihraç edilmektedir. - Beyaz et ihracatı konusunda uluslararası rekabette karşılaşılan güçlükler nelerdir? - Sektör olarak, tüketimin yanında kanatlı eti ihracatını da artırdık. İhracatta 2018 yılında 505.741 ton ile en yüksek ihracat rakamına ulaştık. Ülkemize
...
Röportaj biri kendi karını ilave ettiği için Türkiye de üretilen piliçten pahalıya mal olur. Bu nedenle çok açık olarak AB ülkelerinin Türkiye den beyaz et almamalarının nedeni siyasidir diyebiliriz. - Ülkemizde beyaz et tüketimi gelişmiş ülkelere oranla ne seviyededir? Eğer düşükse nedenleri nelerdir? - Ülkemizde kişi başı beyaz et tüketimi 24 kg’dır. Beyaz et tüketiminde hem Dünya hem de AB ortalamasının üzerindeyiz. Ancak bu tek başına yeterli değil, kişi başına toplam et tüketimimiz Dünya ortalamasının altında. Bunun nedeni Türkiye de domuz eti tüketilmemesidir. Ve bu söz
2018 yılında 626 milyon USD döviz girdisi sağladık. Japonya dahil 75 ülkeye ihracat yapılmaktadır. 2015-2016 yıllarında kuş gribi nedeniyle ihracatta yaşanan sıkıntılar aşılmış oldu. İhracatta dünyanın önde gelen ülkelerinden birisi olarak sektör 5.sırada yer almaktadır. Sektörün en büyük sıkıntısı yem maliyetlerinin aşırı yükselmesidir, özellikle dövizdeki gelişmelerde bunu daha belirgin hale getirdi. Dolardaki farkın artması bizim maliyetlerimizin de yükseldiği anlamına gelmektedir. Zira üretim girdilerimizin %60’ından fazlası dövize endekslidir. Bu sebeple dış pazarda bazı ülkelerde fiyat anlamında rekabetçi olamıyoruz. Irak pazarında artık ürünlerimizle kalitemizi kanıtladık, rekabetçi olabiliyoruz. AB ülkelerine ihracatın yapılması anlamında ne kalite ne de fiyat açısından bir eksiklik söz konusu 18 / marketing europe & anatolia
2017 yılında kanatlı eti üretimi 2.323.700 ton olarak gerçekleşmiştir. İhracatımız ise 443 bin tondur. Yani topla beyaz et üretiminin yaklaşık %20’si ihraç edilmektedir. değildir. Üretilen beyaz et uluslararası standartlarda kalıntı ve mikrobiyolojik incelemelerden başarıyla geçmektedir. Damızlık, kuluçka, yetiştirme kümesleri, yem üretimi ve kesimhane gibi birimler Türkiye’ de bir entegre içerisinde yer alır. Bu nedenle maliyet AB’ye oranla düşüktür. AB’de bu birimlerin her biri ayrı bir firma tarafından yapılır ve her
konusu da değildir. Hal böyle olunca Dünya kişi başı et tüketimi büyük baş, küçük baş, domuz eti, beyaz et olarak 44 kg’ı bulurken ülkemizde bu rakam büyük baş, küçük baş, beyaz et olarak 38 kg düzeyinde kalmaktadır. Et tüketiminde birinci hedefimiz Dünya ortalamasını yakalamak, ikinci hedefimiz gelişen ülkeler seviyesine ulaşmaktır. - Türkiye’de iç pazarın beyaz et talebini artırmak için yapılan çalışmalar nelerdir? - Yazılı, görsel ve sosyal medyadan yararlanılmaktadır. Bunun yanı sıra doktorlar, basın, öğrenciler, akademsiyenler gibi çeşitli meslek gruplarından temsilcilere tesis gezileri düzenlenmek suretiyle şeffaf bir üretim tüketiciye tanıtılmaktadır. İki yılda bir Uluslararası Beyaz et kongreleri düzenlenmektedir. Bu kongrelere yerli ve yabancı Bakanlık, üniversiteler ile yabancı misyon temsilcileri gibi resmi kurumlardan, özel sektörden, STK ve medyadan 1500 kişilik bir katılım olmaktadır. Ayrıca 2 yılda bir yapılan “Tavuk eti ile yaratıcı tarifler” yarışması ile de ürünlerimizin tanıtımına ve talebin artırılmasına çalışılmaktadır.
Röportaj
- Son olarak Nisan ayında düzenleyeceğiniz Beyaz Et Kongresiyle ilgili bilgi verebilir misiniz? - BESD-BİR tarafından 2 yılda bir düzenlenen Uluslararası Beyaz Et Kongremizin bu yıl 5.sini gerçekleştireceğiz. Kongremiz bilim insanları ve sektör paydaşları dahil olmak üzere çok sayıda katılımcıyı bir araya getirmekte ve aynı zamanda dünyanın birçok ülkesinden önde gelen konuşmacılara yer vermektedir. Kongremiz beyaz et sektörü paydaşları ile bu alanda araştırmalar yapan bilim insanlarının iletişim kurmaları ve birlikte hedeflerine ulaşmaları için mükemmel bir fırsat yaratmaktadır. 5. Uluslararası Beyaz Et Kongresi (UBEK), 24-28 Nisan 2019 tarihleri arasında Antalya’da Starlight Convention Center & Sunrise Park Resort’da düzenlenecek. Dünyada uygulanan son teknolojik ve bilimsel gelişmelerin dünyadan bilim insanları ve uzmanların katılımı ile değerlendirileceği kongrenin hazırlıkları, ilk 4 UBEK Kongre Baş-
Ülkemize 2018 yılında 626 milyon USD döviz girdisi sağladık. Japonya dahil 75 ülkeye ihracat yapılmaktadır.
kanlığını da yapan Prof. Dr. Necmettin Ceylan ve ekibi tarafından yürütülüyor. Ülkemizde beyaz et sektöründe uluslararası katılımla gerçekleşen tek ve en büyük etkinlik olan 5. Uluslararası Beyaz Et Kongresi’ne dünya genelinden ve ülkemizden yaklaşık 1.500 bilim insanı, uzman ve sektör paydaşlarının katılımı bekleniyor.
marketing europe & anatolia / 19
Köşe Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com
Şokella tadında... Hoşgeldin bahar... İçimiz kıpır kıpır, yüzümüz gülüyor. Nedeni olanlar sağ olsun ve var olsun! Çocukken şokolleya* bayılırdım. Hele diş macunu gibi tüpte olanlar tam bir efsaneydi. O zamanlar iPhone yoktu, o yüzden arzu nesnesi sözcükleri henüz literatürümüze girmemişti. Ama bugünün tanımıyla biz çocuklar için tüpte şokella tam bir arzu nesnesiydi! Büyüdük, büyüyünce Nutella’yı keşfettik. Mmmm yazarken bile acaip canım çekti. geçen gün televizyonda Ülker Çokokrem reklamını görünce bunlar aklıma geldi. Farklı aileler, farklı sofralar ve ortada Ülker Çokokrem kutusu. Burada dikkatimi çeken şey hepsinde Çokokrem kutusunun yeni açılmış ve hiç yenmemiş olması. Bütün aileler çok seviyor ama kimse bi kaşık bile almamış. Bu kadar çok seviliyorsa en azından yarısının yenmiş olması gerekmez mi? Bizim evde olsa daha sofraya gelmeden birileri kaşığı daldırıp tadına bakmıştı. Yani sonuç olarak reklamlar zaten genel olarak gerçekten uzak kurgulanıyor ama burada biraz samimiyet eksikliği hissediyorum. *** "Yeni Huawei P smart 2019'la daha fazla hikaye, daha fazla anı biriktir. #SeninleAynıModda" Bu reklama BA Y I L D I M. Yıllardır Türkiye'nin yurtdışında tanıtımı için filmleri yapılır. Ülkenin "muteber" ajansları bu filmleri çeker, ama sonuçta "eh işte"den öteye gidemeyen işler çıkar. Bir gün bir cep telefonu markası cihazının üstün fotoğraf çekme özelliğini tanıtmak için bir film çekti ve o filmle hepimizi büyüledi! Bugüne kadar güzel ülkem için bu kadar iyi tanıtıma şahit olmadım. Her karesinde "ay burası nerde, biz de gidelim" hissi uyandıran, renkleriyle, kamera açısıyla, hikayesiyle dikkat çeken çok güzel bir çalışma olmuş. Halfeti'yi sosyal medyada pek çok paylaşımda görüyordum, ama Bitlis Güroymak'ı ilk kez gördüm. Karların arasından yükselen sıcak suyun buharı arasında mandalarla gençlerin oyunu tam bir görsel şölen oluşturmuş.Yaratıcı ekibin ellerine sağlık!
( kelebeğin fırtınası) adıyla maskara sürmenin püf noktalarını anlatsın.. Reklamlarda modeller bir sürüşte dolgun ve kıvrık oluyor kirpiklere sahip oluyor. Benim de kirpiklerim uzundur Allah'a şükür, ama bugüne kadar hiç fırt diye dolgun ve kıvrık olmadı. En az 4-5 kez üst üste sürüyorum. Kıvrık olsun derken bir yandan da kaşıma, gözüme bulaşmasın diye uğraşıyorum. Hadi bunları geçtim diyelim, bir sürü para verip aldığım maskara 3 gün kurumaya başlıyor. Siyah boya topcuk topcuk yapışıyor. Geçen gün Beşiktaş'taki Gratis'e uğramıştım. Oradaki satış sorumlusuna bu derdimi açtım, aldığım maskara çok kısa zamanda kuruyor, neden acaba dedim? "Maskara fırçasını tüpten çıkarınca hemen sürün, fırçayı birkaç kez tüpe batırıp çıkarmayın" dedi. Böyle yapınca tüp hava aldığı için kurumaya neden oluyormuş. Bir dahaki sefere söylediği gibi yapıcam, bakalım olacak mı? Bu konuya nerden geldim, Ezgi Mola'nın rol aldığı Avon True Ultra Volume Maskara reklamından. Reklamı izleyin, bir sürüşte dolgun, kirpik nasıl yapılıyor görün. Ben defalarca izledim, yapamadım o ayrı :))) Yalnız izlerken aklıma takıldı, Ezgi Mola bu filmde takma kirpik kullandı mı acaba? Daha önce çok ünlü bir markanın, reklam yüzü olan yabancı bir ünlü takma kirpik kullandığını itiraf etmişti. Kimdi hatırlayamadım bir türlü. Jennifer Lopez miydi acaba? Bilenler yazarsa sevinirim. Neden derseniz, sadece merak :) *** 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hepimize kutlu, mutlu olsun! Ulusal egemenliğimiz de, çocuklarımız da vazgeçilmezimizdir...
Nisan ayının hepimiz için şokella tadında, dolgun kirpik kıvamında ve güzel görüntüler eşliğinde geçmesini diliyorum. *Chokella olarak yazılırdı, ama o bizim hafızalarımıza "şokella" olarak kazındı.
*** Lütfen ama lütfen biri bana rimel ya da halk arasındaki
marketing europe & anatolia / 21
Reklam Dünyası
Profesyonel Vitrin Ekranları...
Günümüzün hızla değişen perakende ortamında, perakendecilerin, gözleri kullandıkları telefonlardan başka bir şey görmeyen müşterilere ulaşması zor olabiliyor. Bu yüzden, pazarlamacılar müşterilere doğrudan hitap eden profesyonel ekranları kullanarak sundukları nokta atışlı reklamlarla her geçen gün daha efektif bir şekilde kullanıcılara ulaşıyor. Aynı paralelde, kullanıcıların dikkatini çeken diğer dış mekan
reklam panolarından ve ekranlarından bahsetmeye gerek yok bile. Perakendeciler de hedef kitlelerindeki müşterileri mağazalarının içine çekmek için benzer bir yaklaşımı takip ederek profesyonel görüntüleme sistemleri, özellikle de vitrin tipi profesyonel ekranlar kullanarak bu rekabette üstün başarı elde edebiliyor. Neden Vitrin Tipi Profesyonel Ekran? Profesyonel ekran deyince pek çok kişinin aklına bazı reklam görüntülerini yayınlamak için kullanılan sıradan LCD ekranlar geliyor. Oysa profesyonel ekranlar birbirinden farklı pek çok seçenek içeriyor. Samsung Electronics Görsel Ekranlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı S.G.Kim yaptığı açıklamada “Geleneksel statik posterlerin ötesine geçen sayısız seçenek mevcut. Profesyonel ekranlar doğrudan gün ışığı altında bile müşterinin dikkatini çok kolay çekebiliyor ve basit, etkili içerik yönetimi sayesinde perakendeciler bu özel ekranların her an güncel ve göz alıcı olmasını sağlayabiliyor” şeklinde konuştu. Kim ayrıca özellikle vitrin tipi profesyonel ekranlar sayesinde perakendecilerin müşteriye “daha ayağını dükkândan içeriye atmadan” ulaşabileceğini vurguladı.
İnteraktif TV Teknolojileri... Yerel Seçim Kampanyalarında İlk Kez, Yeni Nesil İnteraktif TV Teknolojileri Kullanıldı. 31 Mart 2019 tarihinde Yüksek Seçim Kurulu’nca yapılacak olan mahalli idareler seçimi tanıtım kampanyaları için DSP İstanbul Şişli Belediye Başkan Adayı Sayın Mustafa Sarıgül, Türkiye’de ilk kez siyasette Addressable TV kullanımını gerçekleştirdi. Seyirci ile interaktif iletişim kurabilme özelliği olan bu yeni nesil teknoloji ile Şişli Belediye başkan adayı olarak Sarıgül, lokasyon hedeflemesi gerçekleştirerek kampanyasını Şişli ilçesindeki televizyonlarda göstermiş oldu. TVekstra mecrası ile ortaklaşa yürütülen bu kampanyada, kampanya yalnızca günün ilgili saatlerinde yayınlayarak hedef kitlenin doğru zamanda yakalanması sağlandı. Televizyon üzerinde, yayın esnasında L banner olarak tasarlanan ana reklam içeriği, 15 farklı internet sayfasına yönlendirildi ve böylelikle daha önce yapılmış olan farklı hizmetlerle ilgili bilgilendirmeler de, aynı yayın üzerinden seyirci ile anlık paylaşılabildi. Böylelikle sayfayı tıklamış olan kullanıcıların mevcut duygu durumları ve adaya karşı olan tutumları net bir sayısal veri olarak ölçümlenebildi.
22 / marketing europe & anatolia
Seyirci ile televizyon üzerinden anlık iletişim kurulabilen ve dijital dünyanın metrikleriyle ölçümlenebilen TVekstra mecrası, ilk kez bir siyasi kampanya için kullanılmış oldu. Mecra, bölgesel ve data hedeflemesiyle daha bir çok benzer kampanyaya katma değer sağlamayı hedefliyor. Detaylı bilgiye www.tvekstra.comüzerinden ulaşabilirsiniz.
Reklam
RVD Kurulu’na “Başkan Ödülü”... Reklam sektörünün global çaptaki en büyük kuruluşu olan Dünya Reklamverenler Federasyonu’nun (WFA) Lizbon’da gerçekleştirilen Genel Kurul toplantısında, Reklamda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu’na ‘Başkan Ödülü’ verildi. Reklamları kalıp yargılardan arındırarak, dengeli ve ilerici cinsiyet temsillerini teşvik etmek amacıyla Reklamverenler Derneği tarafından Kasım 2017’de kurulan Reklamda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu, yaptığı çalışmalar nedeniyle WFA’nın Lizbon’da gerçekleştirilen kurul toplantısında, “Başkan Ödülü”ne layık görüldü. Dünya çağında 60 ülkenin reklamveren derneklerinin üye olduğu WFA, her yıl pazarlama endüstrisine büyük katkı sağlayan girişimlere “Başkan Ödülü” veriyor. 29 Mart’ta Lizbon’da gerçekleştirilen törende, çalışmaları ödüle layık görülen sekiz reklamveren derneğine ödülleri, WFA CEO’su Stephan Loerke ve 2018 Yönetim Kurulu Başkanı David Wheldon tarafından takdim edildi. Reklamverenler Derneği’nin ödülünü RVD Genel Sekreteri Yeşim Koçyiğit’in aldığı törende bir konuşma yapan WFA 2018 Yönetim Kurulu Başkanı David Wheldon “Ulusal reklamveren dernekleri pazarlama sektörünü geliştirmek, iyi
uygulamaları tanıtmak ve yaygınlaştırmak için yorulmadan çalışıyor. Ödül alan derneklerin her biri, üyeleri için gerçek değer yaratırken, iş dünyasına ve topluma fayda sağladı. Hepsini ayrı ayrı tebrik ediyorum” dedi.
TOMMY JEANS Coca-Cola işbirliği... yon ve arşivlerden esinlenen bir kampanya için yeniden buluştu. TOMMY JEANS Coca-Cola erkek ve kadın kapsül koleksiyonu, dünya çapındaki seçili TOMMY JEANS mağazalarında, seçili toptan iş ortakları aracılığıyla ve online olarak tommy.com’da satışa sunuldu. “TOMMY JEANS Coca-Cola kapsül koleksiyonuyla Tommy Hilfiger’ın tarihindeki ikonik bir kilometre taşını kutluyoruz” diyen Tommy Hilfiger Global marka üst yöneticisi Avery Baker şöyle devam etti:
Tommy Hilfiger ile The Coca-Cola Company, tasarımcı Tommy Hilfiger’ın 1986 yılında ilk Coca-Cola Clothes koleksiyonu için yarattığı stillerin özel yeni edisyonlarını içeren TOMMY JEANS Coca-Cola® kapsül koleksiyonunun lanse edildiğini duyurdu. Kapsül koleksiyon, Tommy Hilfiger’ın 1986 yılında tasarladığı orijinal Coca-Cola® Clothes koleksiyonundan ilham alıyor. Kökleri pop kültüre uzanan bir mirası paylaşan iki ikonik Amerikan markası, bireyselliği, kararlı iyimserliği ve ortak hikayelerini kutlamak amacıyla bir kapsül koleksi-
“80’li yıllarda lanse ettiğimiz Coca-Cola koleksiyonu, cesur ve canlıydı, anında tanınıyordu. Bu güncellemeyle orijinalleri ileriye taşıyıp her iki markanın özündeki iyimser ve genç ruhu kutlarken gelecek nesil için modern sokak stili yorumları katıyoruz. Orijinal Coca-Cola koleksiyonu lanse edildiğinden bu yana TOMMY HILFIGER, modaya pop kültür etkileri katmada öncü olmayı sürdürüyor.” Orijinal reklamlardan ilham alan entegre dijital kampanya, minimal bir fonda TOMMY HILFIGER markasının kalbindeki kapsayıcı ruhu kutluyor. Tommy Hilfiger’ın orijinal CocaCola Clothes koleksiyonun yaratılması hakkında anılarını anlattığı özel bir röportaj da içeren kampanya, sosyal kanallardan paylaşılacak. marketing europe & anatolia / 23
GoDaddy’d GoDaddy’
Röportaj
den, Dört İpucu... ’den, GoDaddy Türkiye ve MENA Bölge Direktörü Selina Bieber
GoDaddy, sağlıklı yaşam alanında faaliyet gösteren kişi ve işletmeler ile dört dijital pazarlama ipucu paylaştı. Müşterilerine onların aktif olduğu platformlarda ulaşmanın ve onlara aradıkları ürün ve hizmetleri sunabiliyor olmanın önemini vurgulayan GoDaddy’nin paylaştığı dijital pazarlama ipuçları işletmelerin büyümesine yardımcı olmayı hedefliyor.
GoDaddy, sağlıklı yaşam sektöründeki işletmeler için dört dijital pazarlama ipucu paylaştı GoDaddy, sağlıklı yaşam sektöründeki işletmelerin hedef kitleleriyle etkileşim kurmasına yardımcı olacak dijital pazarlama ipuçları paylaştı. Dünyanın dört bir yanındaki girişimcilerin online dünyada başarılı olması için gerekli araç ve yardımı sunan GoDaddy, sağlıklı yaşam alanında faaliyet gösteren kişi ve işletmeler ile dört dijital pazarlama ipucu paylaştı. Müşterilerine onların aktif olduğu platformlarda ulaşmanın ve onlara aradıkları ürün ve hizmetleri sunabiliyor olmanın önemini vurgulayan GoDaddy’nin paylaştığı dijital pazarlama ipuçları işletmelerin büyümesine yardımcı olmayı hedefliyor. GoDaddy Türkiye ve MENA Bölge Direktörü Selina Bieber, konuyla ilgili olarak, “Sağlıklı yaşama ilgi gösteren insanların sayısının giderek arttığını gözlemliyoruz ve konuyla ilgili bilgileri internette arıyorlar. Bu, sağlıklı yaşam alanında faaliyet gösteren kişi ve işletmelerin doğru bilgileri paylaşarak
işlerini desteklemeleri için bir fırsat. Bu fırsatı değerlendirebilmeleri için mevcut online araçlardan yararlanarak, hedef kitleleriyle etkileşime geçmelerini sağlayacak, güçlü bir online varlık oluşturmaları gerekiyor. GoDaddy’nin sunduğu entegre online araçlar ilk adımı kolayca ve uygun maliyetle atmalarını sağlayacak ve işlerini büyütmelerine yardımcı olacak şekilde tasarlandı.” GoDaddy’nin sağlıklı yaşam sektöründe faaliyet gösteren kişi ve işletmeler için derlediği dijital pazarlama ipuçları şöyle: Kaliteli bir web sitesi kurun: Dijital pazarlama faaliyetlerinizin merkezinde web siteniz olmalı. İş modeliniz her ne olursa olsun, web siteniz hem siz, hem de hedef kitleniz için internet dünyasındaki temel etkileşim noktasıdır. Web sitenizin hızlı, güvenli ve mobil uyumlu olmanın yanı sıra stratejik bir şekilde yerleştirilmiş eylem çağrılarına, markanıza uygun, cesur görsellere, net mesajlara sahip ve kolay gezinilebilir olması gerekiyor. Görsellerin markanız ve iş alanınız ile uyumlu olduğundan marketing europe & anatolia /25
Röportaj
emin olun. Örneğin, spor markasıysanız egzersiz fotoğrafları, beslenme alanındaysanız lezzetli görünen sağlıklı yemek fotoğrafları paylaşabilirsiniz. İş modelinizi ve hedeflerinizi destekleyecek şekilde GoDaddy Web Sitesi Mimarı ile bir saatten kısa bir sürede profesyonel bir web sitesi kurabilir veya daha gelişmiş bir araç olan ve online satışa yönelik WooCommerce gibi kişiselleştirilmiş eklentiler sunan WordPress’i tercih edebilirsiniz. E-posta pazarlama ile mevcut ve potansiyel müşterilerinizle ilişkinizi güçlendirin: E-posta pazarlama, hedef kitlenizle iletişime geçmek için en etkili yöntemlerden biridir. Ziyaretçilerinizi müşteriye çevirmenize, mevcut müşterilerinize daha fazla satış yapmanıza ve genel olarak müşterilerinizin aklında kalmanıza yardımcı olabilir. GoDaddy E-posta Pazarlama gibi araçlar, web sitenizle entegre mobil uyumlu e-postalar oluşturmanızı ve e-postalarınızın başarısını analiz etmenizi sağlar. Örneğin, gıda 26/ marketing europe & anatolia
Düzenli olarak güncellenen blog içeriği, kendinizi uzman olarak konumlandırmanıza ve hedef kitlenize değerli ve eğitici içerik sunmanıza yardımcı olabilir. takviyesi satıyorsanız, müşterilerinize ürününüzü öğünlerine nasıl ekleyebilecekleri konusunda fikir verebilir veya henüz alışveriş yapmamış ziyaretçilerinize ürünlerinizle ilgili daha ayrıntılı bilgi verebilirsiniz. Düzenli olarak blog içeriği paylaşın: Düzenli olarak güncellenen blog içeriği, kendinizi uzman olarak konumlandırmanıza ve hedef kitlenize değerli ve eğitici içerik sunmanıza yardımcı olabilir. Blog içeriği marka kimliğinizi geliştirmenize yardımcı olurken, aynı zamanda arama motorları üzerinden web sitenize organik ziyaretçi trafiği
çekmek için de iyi bir yoldur. İş alanınıza bağlı olarak vaka analizleri, raporlar, sağlıklı tarifler, egzersiz önerileri, sağlıklı yaşam uzmanları ile röportajlar veya infografikler paylaşabilirsiniz. Ayrıca e-posta listenizi genişletmek adına üyelere özel içerikler sunabilirsiniz. Arama sonuçlarında görünmenizi sağlayacak, ürün ve hizmetlerinizle ilgili anahtar kelimeleri de blogunuzda kullanarak Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) çalışmalarınızı destekleyebilirsiniz. Yeni yazılarınızda blogunuzda önceden yayınladığınız, ilgili yazılara bağlantı vererek daha fazla okunmalarını sağlayabilir, bu çalışmalarla web sitenizin trafiğini artırabilirsiniz. Hem Web Sitesi Mimarı, hem de WordPress web sitenize blog özelliği ekleme seçeneği sunuyor. İlgi çekici bir blog insanların yeni şeyler öğrenmek için web sitenizi tekrar tekrar ziyaret etmesini sağlayabilir. Hedef kitlenizle aktif bir şekilde iletişim kurun: Sağlıklı yaşam, birçok insanın kendileri ve aileleri için yeni fikirler bulmak adına internette araştırma yaptığı bir konu. Sosyal medya, hedef kitlenizle anlık iletişim kurmak ve etkileşimde bulunmak için müthiş bir yöntem. Yorumları ve mesajları düzenli olarak takip edin ve geç kalmadan yanıtlayın. Konu sağlıklı yaşam olduğunda insanları kişisel ihtiyaçları ve beklentilerine uygun bir şekilde yönlendirmek çok önemli, o yüzden uzmanlık alanınızın dışına çıkmayın. Bu aynı zamanda itibar ve güven oluşturmanıza da yardımcı olabilir. GoDaddy, Türkiye’deki küçük işletmeler için online varlıklarını oluşturmalarını sağlayacak, kolay kullanılabilir ve uygun maliyetli dijital araçlar sunuyor. Ürün ve hizmetleri arasında alan adı kaydı ve Web Sitesi Mimarı’nın yanı sıra hosting, Yönetilebilir WordPress, online güvenlik, online pazarlama ile e-posta ve Office üretkenlik
Kampanyalar
Kiss Me More...
Flormar, yepyeni ürünü “Kiss Me More” likit mat ruj reklam kampanyasın için bir kez daha oyuncu Hazar Ergüçlü ile çalıştı. Hazar Ergüçlü’nün rol aldığı “Kiss Me More” reklam filmi, mat görünümlü dudaklar için bulaşma yapmayan uzun süre kalıcı formülü ile “Tüm Öpücüklere Yetecek Kadar Kalıcı” ruju arayan kadınların sesi olacak. Kampanya Künyesi Reklam Veren: Flormar Reklam Ajansı: Rafineri Yönetmen: Nicolas Caicoya Sanat Yönetmeni: Antonio Piciulo Yaratıcı Ekip: Ayşe Bali, Doğu Göçük, Burçak Beslioğlu, Gözde Dilek, Özge Ateş, Büşra Aksu, Asya Aydın Müşteri İlişkileri: Tarçın Köprülü, Emel Cansu Özdemir, Burak Karakurt Stratejik Planlama: Zühre Erdoğan, Ege Ayakduran Ajans Prodüksiyon Ekibi: Şafak Serter, İpek Savaş Grafik Ekibi: Faruk Er, Cansu Ortanç Yapım Şirketi: Spark Film Prodüktörler: Onur Mis - Tamer Üner Post Prodüksiyon: Mojo FX
marketing europe & anatolia / 29
Kampanyalar
UN Women Kadınlar Günü filmi... Birleşmiş Milletler Kadın Birimi, iş hayatında, yönetimde, bilimde toplumsal cinsiyet eşitliğine odaklandığı film 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde gösterime girdi. Dijital mecralarda ve UN Women Turkey Facebook hesabında gösterilmeye başlanacak olan film, “Okuma, Çalışma, Konuşma, Yönetme, Yükselme Varsa, Eşitlik Var, Gelecek Var” mesajı veriyor. Kampanya Künyesi Yönetici Kreatif Direktör: Sami Basut Yönetici Ortak: Leslie Krespin Müşteri Direktörü: Ece Özyurt Kreatif Direktör: Ümit Taşlı Metin Yazarı: Onur Kutluer Art Direktör: Burak Tozkoparan Strateji Direktörü: Berkant Avcı Planlamacı: Batuhan Ins Prodüksiyon Grup Direktörü: Ahmet Bayık Prodüktör: Elif Mermer Prodüksiyon Şirketi: 85/90 Medya Ajansı: MediaCom
Uykusuz Kahramanlar... Yataş, Dünya Uyku Günü için hazırlanan ve sosyal medya kanallarında yayınlanan yeni reklam filmini Türkiye’nin “Uykusuz Kahramanlar”ına adıyor. Yataş, reklam filminde “Gece uykusu en faydalı ve tatlı olanı… Bunu da en çok gece uykusunu feda edenler bilir” sözleriyle bizim için uykusuz kalanları hatırlıyor. Reklam filminde Yataş “Uykusuz Kahramanlar” olarak tanımladığı sabahın ilk ışıklarında güne başlayan fırıncılar, bizi sevdiklerimize kavuşturan şoförler, sağlığımız için çalışan doktor, hemşire, eczacılar, itfaiye erlerin, bekçiler, polisler ve askerlere hepimiz adına teşekkür ederek Dünya Uyku Günü’nü kutluyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Yataş Grup – Yataş Bedding Reklamveren yetkilisi: Nevzat Yıldız, Selmin Gündoğdu, Elif Okuklu, Yüce Şahinel Ajans: Excel İletişim ve Algı Yönetimi Kreatif Direktör: Emre Yurdakul Reklam Yazarı: Murat Harput Müşteri İlişkileri: Mert Aybar, Kahraman Cenk Gürses, İrem Durhan 30 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Enza Home, 2019... filmleri, A Graphic Design reklam ajansının imzasını taşıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Yataş Grup - Enza Home Reklamveren yetkilisi: Nevzat Yıldız, Selmin Gündoğdu, Dilek Toyga, Ceyda Ulubaş Reklam Ajansı: A Graphic Design Kreatif Direktör: Yılmaz Kurt Yaratıcı Ekip: Fatih Yaman, Bora Çelikoğlu, Osman Altun Müşteri İlişkileri: Özden Albayrak Durmuş Prodüksiyon şirketi: Hacıyatmaz Film Yapımcı: Tayfur Sonkaya, Elif Özdemir Yönetmen: Metin Arolat Görüntü Yönetmeni: Mehmet Aksın Enza Home’un 2019 koleksiyonunu tanıttığı yeni reklam Sanat Grubu: Ülker Paro, Serpil Göler filmleri yayına girdi. “Yeni bir mobilya sadece evinizi mi de- Post prodüksiyon: HacıyatmaAAz Film ğiştirir?” sorusuyla yaşamın Enza Home ile nasıl değişip gü- Medya Ajansı: Mindshare world zelleştiği anlatan yeni reklam filmleri, hepimizin yaşamında Müzik: Atakan Ilgazdağ ortak bir yeri olan değerli anları, yeni başlangıçları, heye- Kullanılan Mecra: TV, internet canları ve mutlulukları samimi ve yine Enza’ya özgü bir dille ifade ediyor. Yönetmenliğini Metin Arolat’ın üstlendiği reklam
Ford SUV “Açık Ateş”projesi... Ford, şehrin karmaşasına inat sıra dışı bir sadeliğin hakim olduğu bu dünyada, “Açık Ateş” dizisiyle buram buram doğallık kokan lezzetler hazırlıyor. Direksiyona geçen Yılmaz Şef, “Açık Ateş”i yakmak için kimi zaman masmavi deniz kenarını, kimi zamansa yemyeşil manzaraları mesken tutuyor. Sadece doğanın sunduklarıyla olabildiğince sade sofralar hazırlamak için hünerli ellerini, doğanın sessizliğine teslim ediyor ve bize de sadece dinlemek kalıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Ford Otosan Reklamveren Yetkilileri: Gonca Sofuoğlu Temiz, Önder Olcay, Ece Barak Reklam Ajansı: Tick Tock Boom Kreatif Direktör: Gürkan Gürel Marka Direktörü: Halil İbrahim Özay Prodüktör: Bensu Şengül Sosyal Medya Ekibi: Ali Eren Bilgin, Salim Çobanoğlu Şef: Yılmaz Öztürk
Yönetmen: Ahmet Üzgün Editör: Merve Arkunlar Yapım Evi: Pre Prodüksiyon
marketing europe & anatolia / 31
Kampanyalar
Lezzet İçiririm, Koruyucu İçirmem... Uludağ İçecek, ülkemizde üretilen ilk ve tek koruyucu içermeyen meyve aromalı maden suyu Uludağ Frutti için hazırladığı kampanya ile dikkatleri büyük Ar-Ge yatırımları sonucunda ortaya çıkan ve koruyucu içermeyen formülüne çekiyor. Farklı lezzet arayışında olan hedef kitleler için çekilen üç farklı reklam filmi, “Lezzet İçiririm, Koruyucu İçirmem” mesajını veriyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Uludağ İçecek Reklamveren Ekibi: Ali Can Yıldız, Aslı Bahadır Uzun, Cansu Değerli, Oğuz Güleryüz Reklam Ajansı: Güzel Sanatlar Yaratıcı Ekip:Tolga Suna, Metehan Örnek, Kemal Hayıt, Mertcan Karpınar, Kıvanç Şenay Ajans Yapımcısı: Melis Bircan Bölüktaş, Uğur Egemen İres Müşteri İlişkileri: Gözde Şengüler, Selen Öngör, Tutku top Stratejik Planlama: Deeper Yapımevi/Yönetmen: Spark/Oğulcan Eren Akay PR Ajansı: Sobraz Medya Planlama ve Satın Alma Ajansı: Time
Hep Yanımda Olsan... Siyah beyaz Negro dünyasının Lara Di Lara’nın muhteşem sesiyle bir araya geldiği reklam filminde hep yanında olmasını isteyeceği lezzete ulaşmaya çalışan sanatçının, konserdeki hikâyesine yer veriliyor. Bu hikâyeye de içinde Negro’dan kodlar taşıyan ve ona ithafen söylenilen Lara Di Lara’nın eşsiz sesiyle dinlediğimiz, dillerden düşmeyecek yepyeni bir şarkı eşlik ediyor: Hep Yanımda Olsan Kampanya Künyesi Reklam Ajansı: Güzel Sanatlar Reklamveren: ETİ Reklamveren Yetkilileri: Zeynep Akyüz Öztürk, Burçin Kızıltepe, Berfin Özsoy Ürün: Eti Negro Kreatif Direktör: Emrah Kural Yaratıcı Ekip: Damlasu Yasa, Fatmanur Zeynel Müşteri İlişkileri: Gözde Şengüler, Ceysun Giritli, Sıla Gözüm, Sena Özata Stratejik Planlama: Ozan Karaman 32 / marketing europe & anatolia
Medya Planlama/Satın Alma: MG Media Ajans Yapımcısı: Melis Bircan, Uğur Egemen İres Yapım Evi: PTOT Yönetmen: Canbert Yerguz Özgün Müzik: Jingle Jungle
Kampanyalar
Strese iyi gelen yatak... Bambi Yatak, Hülya Avşar ile yeni bir reklam kampanyasına daha imza attı. Bambi Yatak’ın yeni nesil ürünü Magnasand Therapy Yatak için kamera karşısına geçen Avşar, yatağın strese nasıl iyi geldiğini günlük yaşamamıza göndermeler yaparak anlatıyor. Kampanya Künyesi Reklam veren: Bambi Yatak / Bambi.com.tr Marka: Bambi Magnasand Therapy Yatak Reklamveren Yetkilisi: Adem Çetmen Reklam Ajansı: Genna Istanbul Yaratıcı Yönetmen: Nilüfer Gülata Yaratıcı Grup: Gökhan Üstünel, Özhan Sancak, Erol Çelik Müşteri İlişkileri: İdil Ozman, Zeynep Gül Yapım Şirketi: Shortcut Yapımcı: Esra Seyrekbasan Onar Yürütücü Yapımcı: Cem Toparlaklı Yönetmen: Burak Yıldırım Görüntü Yönetmeni: Veli Kuzlu Müzik: Jingledak Medya Ajansı: Mediastore
Mavi Yaz Başlıyor... Mavi ve Kıvanç Tatlıtuğ birlikteliklerinin 10. sezonuna ‘‘Çok ses getirecek’ yeni reklam kampanyasıyla devam ediyor. Mavi’nin, jean ruhunu yansıtan ve yaz koleksiyonundan ilham alınarak hazırlanan reklam filminde Kıvanç, Mavi jean’i ve gitarıyla başrolde. Hem ürünleri hem de gençlik enerjisiyle çok ses getirecek ‘Mavi Yaz’ filminin müziği ise Cem Karaca’nın unutulmaz parçalarından ‘Resimdeki Gözyaşları’. Mavi CEO’su Cüneyt Yavuz, “Kalbi jean’le atan bir marka olarak bugün Türkiye’de jean denince insanların aklına ilk Mavi geliyorsa bu başarıda Kıvanç’ın rolü büyük. Hem markası, hem de ürünleriyle ses getiren, kaliteyi ve iyi işler yapmayı odağına koymuş global bir şirket olarak, her sezon yenilenmenin ve heyecan yaratmanın peşindeyiz. Bu kampanyayla, aynı zamanda gençlere ‘İyi bir jean her zaman sana güç verir, cesaretlendirir ve özgür hissettirir’ diyoruz.” Kampanya Künyesi Reklam Yıldızı: Kıvanç Tatlıtuğ Senaryo: Ali Taran Yönetmen: Cemal Alpan Görüntü Yönetmeni: Burak Turan
marketing europe & anatolia / 33
Kampanyalar
Sadelik Koleksiyonu... Özdilek Ev Tekstili, “Sadelik Koleksiyonu”ndaki en yeni ürünlerini Jessica May’in rol aldığı TV reklam filmi ile tanıtıyor. Özdilek Ev Tekstili’nin reklam yüzü olan Brezilyalı Oyuncu Jessica May ile sadeliğin ön planda olduğu en yeni ürünler ilk kez ekrana taşınıyor. Reklam filminin sonunda bir Özdilek markası olan Sadem’in Ciauro Mint ve Sail oda kokuları da tanıtılıyor. Farklı ruh ve karaktere sahip esanslardan oluşan yeni kokular ile Sadem evinizi büyülüyor. Kampanya Künyesi Reklam Veren: Özdilek Ev Tekstili Reklam Ajansı: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar Kreatif Direktör: Ramiz Bayraktar Yönetmen: Tamer Aydoğdu Oyuncu: Jessica May Kara Görüntü Yönetmeni: Varol Şahin Müzik: Tony Lee Stafford Jr & Michael Dennis Smith & Nineoneone - What’s Gone Will Never Leave Prodüksiyon Şirketi: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar İnternet Sitesi: ozdilek.com.tr / ozdilekteyim.com
Oleg Cassini, 2019... Oleg Cassini, 2019 yılının ilk reklam kampanyasında başrol koltuğunu bu kez mağazalarının yıldızlarına ; stil danışmanlarına veriyor. Oleg Cassini Stil Danışmanları, heyecanlarını paylaşıp hayallerini gerçeğe dönüştürmek üzere gelin adaylarını “masalı birlikte yaratmaya” davet ediyor. Kampanya Künyesi Marka: Oleg Cassini Marka Sözcüsü:Merve Giray Kreatif Ajans:Kingdom İstanbul Kreatif Strateji:Lara Büyüktetik Metin Yazarı:Nazlı Şirinyurt Prodüksiyon:Efe Çelik Yönetmen:Melike Önay Fotoğrafçı:Tuğberk Acar
34 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Şimdi mi geldi aklınıza?... Ajinomoto’nun güçlü AR-GE ekibi, Türkiye’de ilk defa kemik suyu lezzetini bulyon formatına getirdi.
Bizim Mutfak, kemik suyu lezzetini bulyon pratikliğiyle ilk kez tüketiciyle buluştururken, reklam filminde kemik suyu yapımının zorluğunu iki tecrübeli ev hanımının gözünden esprili ve gülümseten bir dille anlattı. Mutfakta herkesin aradığı “doğallık, besleyicilik ve pratiklik” üzerine yoğunlaşan Bizim Mutfak’ın bünyesinde bulunduğu
Kampanya Künyesi Reklamveren: Ajinomoto İstanbul Reklamveren Yetkilisi: Hülya Gündoğan Uçarlar, Doğukan Saydan, Beril Tekelioğlu Reklam Ajansı: TBWA\Istanbul CCO: İlkay Gürpınar ECD: Volkan Karakaşoğlu Yaratıcı Ekip Liderleri: Orkun Önal, Erçin Sadıkoğlu Yaratıcı Ekip: Ali Yiğit Gümüş, Fırat Eren, Ezgi Tanyeri Marka Ekibi: Ömer Üstündağ, Burtay Baştufan, Zeynep Boyan CSO: Toygun Yılmazer Stratejik Planlama: Özgün Özkalay, Yunuscan Hismicil Produksiyon Ekibi: Evrim Saraçoğlu, Zeynep Türkmen Produksiyon Şirketi: Depo Film Yönetmen: Tolga Evgüzel Müzik: 3K1A Fotoğraf: Cihan Ünalan
Nestlé DAMAK İnci... Nestlé DAMAK’ın fıstıklarını karşı konulmaz beyaz çikolata ile buluşturan yeni DAMAK İnci çikolataseverlerin beğenisine sunuldu. 86 yıldır çikolata ve fıstığın efsanevi aşkıyla özdeşleşen Nestlé DAMAK ailesinin yeni üyesi DAMAK İnci, markanın #BiDamakGüzellik kampanyasının devamı niteliğinde bir reklam filmiyle tanıtıldı. Hayattaki keşfedilecek güzelliklere vurgu yapan filmde beyaz çikolata ve Antep fıstığının buluşması yakın plan görüntülerle etkili bir şekilde paylaşılıyor. Çikolataya ismini veren inci tanelerinin eşsizliği ve değeri vurgulanıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Nestlé Türkiye Genel Müdür: Özgür Karakaş Pazarlama Müdürü: Başak Çayhan Marka Müdürleri: Ömer Kağan Ural, Başak Tuncay Reklam Ajansı: Manajans J. Walter Thompson Yönetici Ortak: Leslie Krespin Yaratıcı Yönetmen: Kaan Ertüz
Yaratıcı Grup Başkanı: Baran Güneş Müşteri Grubu: Setenay Ergin, Nuran Rona, Alanur Akyıldız Stratejik Planlama: Berkant Avcı, Mervenaz Mete Ajans Prodüktörleri: Ahmet Bayık, Eralp Çankır Yapım Şirketi: Mental Medya Ajansı: Mindshare marketing europe & anatolia / 35
Kampanyalar
AXE What... AXE’ın, yeni kokusu What?! için yaratılan global reklam kampanyası Türkiye’de yayına girdi. Deri ve kurabiye notalarının bir arada kullanıldığı yeni AXE reklam filmi, kokunun uyumsuz olacabileceği önyargısına son noktayı koyuyor. Film, What?! ile ilgili herkesin aklına ilk gelen “güzel kokar mı?” sorusuna eğlenceli bir dille yanıt veriyor. Genç adam, deri ile kurabiye kombinasyonunun güzel kokmayacağını düşünerek “Gerçekten güzel kokuyorsa otobanda çıplak koşarım” diyecek kadar kendinden emindir. What?!’ın “Yok Artık!” dedirten kokusunu ve etkisini tahmin edemeyen karakterimizi, bir anda otobanda çıplak kalmış olarak görürüz. Otobandaki şokunu sempatikliğiyle geçiştirmeye çalışan genç adam filmin sonunda What?!’ın olağanüstü kokusunu kabul ediyor. Kampanya Künyesi Yaratıcı Ajans: Dokyo Metin Yazarı: Frank Berning Prodüksiyon Şirketi: Tony Petersen Film Yönetmen: Claas Ortmann
Divan Otel reklam filmi... Koç Grubu bünyesinde hizmet veren Divan Grubu, ilk televizyon reklamıyla izleyicilerin karşısına çıkarak, köklü geçmişini gözler önüne seriyor. Geleneksel çizgiler ve modern yaşamın renkli anlarının yer aldığı filmde, çini sanatçısı Adilcan Güven’in fırça hareketleri Divan çatısı altında bulunan her birimden izler taşıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Divan Grubu Reklamveren Temsilcileri: Akşın Güngör, Mine Yaman Kocabaş, Naz Kayıran Yanık, Ece Başer Reklam Ajansı: BEING\ÇÖZÜM Yaratıcı Ekip: Ozan Can Bozkurt, Erce Ulusoy, Hande Gürsoy Marka Ekibi: Yusuf Ziya Erdönmez, Elif Onat Bozkurt, Yasemin Asaad Stratejik Planlama Ekibi: Ahmet Yener, Deniz Atalay, Beliz Atalay Prodüksiyon Ekibi: Evrim Saraçoğlu, İrem Akalın 36 / marketing europe & anatolia
Prodüksiyon Şirketi: Kala Film Yönetmen: Onur Erdem Post Prodüksiyon Şirketi: ABT İstanbul Müzik: FFW Kullanılan Mecralar: TV, Dijital
Kampanyalar
#BaşarınınCinsiyetiOlmaz... Türk Ekonomi Bankası (TEB), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel hazırladığı #BaşarınınCinsiyetiOlmaz videosuyla kadınların iş yaşamındaki önyargı ve engellere karşı verdikleri mücadeleye dikkat çekiyor. Kadınların iş dünyasındaki varlığını güçlendirme ve ekonomiye daha fazla dahil olmasına katkıda bulunma amacıyla çalışan TEB, iş yaşamında karşılaşılan her türlü engele karşı iş kadınlarını cesaretlendirmeye devam ediyor Kampanya Künyesi Reklamveren: TEB (Türk Ekonomi Bankası) Reklamveren Ekibi: Zeynep Demirkol, İlke Erdener, Mustafa Baysal, Mert Maviş, Fatih Tozan, Murat Olgaç, Özal Ünal Reklam ajansı: Tick Tock Boom Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Gürel Yönetmen: Mahir Birav Müşteri ilişkileri grubu : Bahriye Sarıkaya, Duygu Daşdöğen Kreatif Ekip: Derya Canca Ajans Prodüksiyon: Bensu Şengül
Ekici Süzme Peynir’in reklam filmi... Ekici Peynir’in Süzme Peynir reklamı yayınlandı. Engin Günaydın’ın seslendirdiği ve özel üretim tekniğiyle hazırlanan Ekici Süzme Peynir’in reklam filminde üstün lezzet ödülüne ve yüksek kalsiyumlu olmasına vurgu yapılıyor. Peynir ustası Ekici’nin Süzme Peynir reklam filmi esprili bir dille başlıyor. Ardından da süzme peynirin ilk başlarda peynir ailesinden sayılmamasına atıfta bulunuluyor. Reklam filmi “Sen süzmesin dediler, bu sofrada yerin yok dediler. Ama bir yediler, bir daha da hakkımı yemediler” cümleleri ile devam ediyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Ekici Peynir Reklamveren Temsilcisi: Elçin Ekici Öztürk Marka İletişim Danışmanlığı: Communication Partner Reklam Ajansı: Karpat Independent Advertising Agency Yönetici Yaratıcı Yönetmen: Nick Sawyer Müzik: Jingle House
marketing europe & anatolia / 37
Sırbistan’ın ba
Gezi
aşkenti Belgrad... Uzun zamandır görmek isteyip de bir sürü f ırsatını bulamadığım bir yerdi Belgrad. Sonunda kısmet oldu ve 3 arkadaş Belgrad yolunu tuttuk. Pegasus Hava Yollarının direk uçağı ile saat 11:35 gibi vardık Belgrad’ a. Belgrad vize istemiyor.
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com Uzun zamandır görmek isteyip de bir sürü fırsatını bulamadığım bir yerdi Belgrad. Sonunda kısmet oldu ve 3 arkadaş Belgrad yolunu tuttuk. Pegasus Hava Yollarının direk uçağı ile saat 11:35 gibi vardık Belgrad’a. Belgrad vize istemiyor, dolayısıyla giriş işlemlerinden sonra şehir merkezine gitmek için A1 numaralı otobüze bindik. A1’ in fiyatı standar 300 Dinar. Ancak para üstü geri alırken mutlaka sayarak alın. Zira eksik verebiliyorlar. Havaalanında döviz kurları düşük o yüzden döviz bozduracaksanız şehir merkezinde bozdurmanızı tavsiye ederim. Şehir merkezinde oldukça fazla döviz bürosu var. Yaklaşık yarım saat sonra Slavija meydanına varıyoruz. A1 otobüslerinin kalkış ve varış yeri burası. Meydana vardığımızda çok acıkmış olduğumuz için
caddesi üzerinde. Otel dediğime bakmayın aslında orası bir daire Eşyalarımızı, eve bırakıp Belgrad’ı keşfe çıkıyoruz. Sırbistan’ın başkenti olan Belgrad; Sava ve Tuna nehirlerinin buluştuğu ve uluslararası kara, demir ve havayollarının birleştiği merkezi bir konumda bulunuyor. Güneyinde Avala ve Kosmaj dağlarının uzandığı, pek çok noktasından eşsiz Kalemegdan’ın göründüğü ve kalbinin Knez Mihailova caddesinde attığı şehir, yıl içerisinde çok sayıda ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. İstanbul ve Atina’dan sonra Avrupa’nın en eski şehri olan Belgrad’ a ait arkeolojik bulgular, M.Ö 5. yüzyıla kadar uzanmakta. Kelt kabileleri tarafından keşfedilen ve hakkındaki ilk kayıtların, 878 yılına ait olduğu belirtilen şehrin tarihi, birçok mücadele ve savaşla dolu.
hemen yemek yiyecek yer arıyoruz, tabii ki Foursquare’dan Bize en yakın yer Hotel Slavija Garni’nin restaurantı. Bavullarımızla birlikte Slavija Restaurant’a gidiyoruz. Restaurant otele ait ve oldukça büyük. Hemen oturup Cevapi ve yerel bira söylüyoruz. Cevapi iste kurutulmuş etten yapılan bir çeşit köfte. Tadı füe et gibi; en sevdiğim lezzetlerden biri Posiyonlar, Türkiye’ye göre çok büyük, o yüzden ben tamamını bitiremedim Yemeklerimizi bitirdikten sonra, booking.com üzerinden ayarladığımız eve doğru yola çıkıyoruz. Otelimiz Terazije
Sadece ülkenin değil aynı zamanda Avrupa’nın da eğlence merkezlerinden biri olan Belgrad’ın gece hayatı, komşu ülkelerden birçok ziyaretçi çekmekte ancak biz o gecelere akamadık . Gelelim gezimize; niyetimiz Knez Mihailova Caddesi üzerinden Kalemegdan’a gitmek. Sırbistan’ın en eski yerleşim bölgelerinden biri olan Knez Mihaliova Caddesi; birçok tarihi binasıyla kültüre, ünlü mağazalarıyla ekonomiye, galerileriyle sanata ve modern kafeleriyle de eğlenceye hizmet veren kocaman, güzel bir cadde. marketing europe & anatolia / 39
Gezi
Roma ve Osmanlı kültürünün izlerini taşıyan bahçelere, çeşmelere ve binalara sahip olan cadde; 1867 yılından sonra gerçekleştirilen şehir planlamasıyla bugün ki halini almış ancak yol çalışmaları hala bitmemiş. Beyoğlu’nun başına gelen, Knez Mihailova Caddesi’nin de başına gelmiş . Caddenin en önemli sembollerinden biri olan Prens Mihailo Heykeli, heykelin solundaki Ulusal Tiyatro binası ve arkasındaki Ulusal Müze; Knez Mihailova caddesi’nin kültürel ve sanatsal dokusunu temsil ediyor. Caddeyi keyifle dolaştıktan sonra gözümüze çarpan dondurmacıda alıyoruz soluğu. Dondurmalarımızı aldıktan sonra ki çok güzelmiş dondurması ; Kalemegdan’a varıyoruz. Knez Mihailova Caddesi’nin bittiği yerde başlayan Kalemagdan Kalesi ve doğal güzelliğiyle büyüleyen Kalemegdan Parkı, Belgrad’da hem gezme hem de dinlenme amaçlı ziyaret edilen yerlerden biri. Beldrad’da çok fazla yeşil alan olduğunu da belirteyim bu arada İlk yerleşimin, Kelt Scordisci kabilesi tarafından M.Ö. 3. yüzyılda gerçekleştiği bu tarihi yer; Türk ve Slav kabileleri başta olmak üzere birçok kabile tarafın40 / marketing europe & anatolia
Tuna ve Sava nehirlerinin birbirine kavuştuğu bölgede yer alan Kalemagdan Parkı dan zapt edilmiş, aynı zamanda Roma ve Osmanlı gibi güçlü imparatorlukların sınırlarına girmiş. Osmanlı Devleti’nin mimarisini yansıtan İstanbul Kapısı, Kalemegdan Kalesi’nin ana girişini oluşturuyor hemen sonrasında açık hava silah müzesi bulunuyor. Kale’ye girdikten sonra karşımıza çıkan Zindan Kapısı ise asıl yapısının bozulmadan inşa edildiği terasıyla ziyaretçilere muhteşem bir Tuna Nehri manzarası sunuyor. Kale’nin etrafını çevreleyen geniş Kalemagdan Parkı’nın girişinde ise bir elinde şahin, diğer elinde savaş kılıcı olan ve Sırbistan’ın bağımsızlığını simgeleyen Victor Anıtı bulunuyor. Tuna ve Sava nehirlerinin birbirine kavuştuğu bölgede yer alan Kalemagdan Parkı; basketbol ve tenis kortları, müzeleri ve kafeleriyle başkentin en popüler yerleri arasında. En güzeli ise gün batımında kale surlarında oturup muh-
teşem manzarayı izlemek. Biz de en güzelini yapıp, güneşi Kalemgdan’ da bitirdik. Sonra da Belgrad sokaklarını keşfe çıktık. Nehir kenarından doğru yürüyerek Aziz Mihail Katedrali’ne (Holy Archangel Michael Cathedral) vardık. 1837 ve 1840 yılları arasında A. F. Kverfeld tarafından tasarlanıp, ünlü heykeltıraş Dimitrije Pančevo tarafından inşa edilen katedral, Kutsal Başmelek Michael’a ithaf edilmiş. Geç barok döneminin mimari izlerini taşıyan katedral, 19. yüzyıl Sırp sanatının Avrupa stiline yakınlaşan önemli örneklerinden biri. Antik ikonalarla ve altın işlemeli sanat eserleriyle dekore edilen katedral, aynı zamanda Sırp liderler Miloš Obrenović ve Mihailo Obrenović dışında, Dositej Obradović ve Vuk Stefanović Karadžić gibi birçok ünlü kişinin mezarlarını barındırıyor. St. Michael Cathedral’ den sonra tekrar Knez Mihailova Caddesi’ne çıkıp yürüyüş yaptık. Ardından da bir şeyler içmek için Skadarlija denen bölgeye gittik. Şehrin en bohem ve ilginç mahallelerinden biri olan Skadarlija, geleneksel Sırp eğlencesini yansıtan bir bölge. 19. ve 20. yüzyılın başlarında birçok şair ve sanatçının toplandığı Skadar Caddesi, mahallenin merkezi konumunda. Belgrad’ ın en eski geleneksel restoran ve barlarına sahip olan bölgede, Kafana adı verilen mekanlarda şehrin en eski biraları tadıp, geleneksel Sırp müziği Starogradska dinlenebilirsiniz. Bizim şansımıza Osman Aga şarkısının Sırp versiyonu denk geldi :) Skadarlija, arnavut kaldırılarıyla döşenmiş, araç trafiğine kapalı bir cadde. Cadde çok şık otantik restaurant ve kafeler var. Biz öğlen yediğimiz cevapileri hala sindiremediğimiz için bir şeyler içmek için Red Bar’ a oturduk. Şansımıza terasta yer bulduk ve otantik Skadarlija manzarasına karşı oturduk. Mehmet, şarap ile ilgili bir kursa gittiği için içecek seçimini Mehmet’e bıraktık. O da
Gezi
bizim için bir şişe, yerel bir şarap olan Temet Three Morave Red şarap söyledi. Ben şaraptan çok anlamam ama bu şarabı hiç sevmedim. Benim için sirkeden farksızdı. Onun yerine Pina Colada söyledim de keyfim yerine geldi :) Epey bir sohbet, muhabbetten sonra uyumak üzere dairemize geri döndük. Ertesi gün kahvaltımızı ettikten sonra Novi Sad’a doğru yola koyulduk. Novi Sad’a, otobüs garından her saat başı otobüs var. Biz de biletlerimiz aldıktan sonra otobüse binip yola çıktık. Otobüs ile Novi Sad yaklaşık 1,5 saat sürüyor. Garda otobüsten indikten sonra taksiye binip, nehir manzaralı dairemize doğru yola çıktık. Novi Sad, oldukça küçük bir yer. Günü birlik gezi için gayet uygun ancak biz akşam da ortamı görmek için bir gece kalmaya karar verdik. Eşyaları odaya bıraktıktan sonra da Novi Sad’ı keşfe çıktık. Yol yorgunluğunu atmak için Tuna nehri kenarında bir kafeye oturup kahvelerimiz içtik. Azıcık keyif yaptık, huzurlu, mutlu sohbet ettik. Sonra da Katolik Meydanı’na doğru yola çıktık. Bu meydana Katolik Meydanı denmesinin sebebi, Köşesinde bulunan NeoGotik tarzda inşaa edilmiş olan katedral. Yerel halkın basitçe “Katedral” olarak
Novi Sad, günü birlik gezi için gayet uygun ancak biz akşam da ortamı görmek için bir gece kalmaya karar verdik. adlandırdığı bu muhteşem katedral, 1895 yılında, Church of the Name of Mary (Katolik Meryem Kilisesi) ismiyle yapılmış. 72 metre yüksekliğinde kuleye sahip olan katedral, Novi Sad’ ın en büyük Roman Katolik kilisesi. Meydan’ın hemen karşısında yine harika bir mimariye sahip olan yerel yönetim binası var. onun solunda ise meşhur Vojvodina Otel var. Okuduğum gezi yazılarında herkes Vojvodina Otel’den bahsetmiş ama ben bir numara görmedim. Katolik Kilisenin yanından devam edince, araç trafiğine kapalı, çok şık bir caddeye giriyorsunuz (Zmaj Jovina). Bu caddede çok şirin kafeler ve sokak sanatçıları var. Oturup vakit geçirmek için keyifli bir yer. Caddenin sonunda Saint George’s Cathedral’i ve Vladislav yard yer alıyor. Novi Sad’da bir birine çok yakın bir sürü kilise var; bir tanesi de Church of Holy Mother’s Ascension. Sanırım bu kadar çok kilise olduğu için buranın adı Katolik Meydanı.
Kiliselerden sonra bir de Sinagog ziyaret edelim diyoruz ve Synagogue Novi Sad’a geliyoruz. Tabiisi de Sinagog kapalı. Ancak, bahçedeki bekçiyi görünce içeriyi ziyaret edebilir miyiz diye soruyoruz. Bekçi de bizden kişi başı 10 euro istiyor. Tabiisi de gülüp geçiyoruz ve aklımıza paragöz yahudi fıkraları geliyor :) Bakıyoruz ki Novi Sad’ da yapılacak bir şey yok, rotayı Petrovaradin Kalesi’ne çeviriyoruz. Petrovaradin Kalesi, Tuna’ nın diğer tarafında. Köprüden, Tuna’yı izleyerek aheste aheste karşıya geçiyoruz. Kaleye tırmanmadan önce karşımıza, 18. yüzyılda inşaa edilmiş olan St. George Kilisesi çıkıyor ancak restorasyon yapılıyor. o yüzden giriş yok. Kilisenin yanındaki merdivenleri kullanarak Ludwig von Baden Kapısı’ ndan Petrovaradin Kalesi’ne (Petrovaradin Fortress) tırmanıyoruz. Sonrasında tünelden geçip saat kulesinin olduğu alana varıyoruz. Saat Kulesi’nin olduğu yerden Tuna Nehri manzarası muhteşem. Bir süre Tuna Nehri’ni seyrettikten sonra kaleyi geziyoruz. Petrovaradin Kalesi’ne, Ludwig von Baden Kapısı haricinde yukarıda bulunan kapılardan da girmek mümkün. Kalede, tarihi izleri barındıran, Molinari Kapısı, VI. Karl Kapısı, Belgrad Kapısı marketing europe & anatolia /41
Gezi
ve Leopold Kapısı bulunuyor. Kale içerisinde bir de müze var; City Museum of Novi Sad. Ancak biz müzeyi gezmedik. Biz kaleye çıkarken yağmur başlamıştı, en tepeye vardığımızda ise sağnak yağışa döndü. Biz de fırsat bu fırsat deyip, yemek molası verdik. Kalenin üst tarafında kocaman bir otel ve 3 farklı restaurant var. Biz özellikle Restaurant Terasa’ya gittik çünkü yemeklerinin nefis olduğuna dair duyum almıştık. Nefis yemekler eşliğinde şarabımızı içtik ve gerçekten çok çok keyif aldık. Ancak olur da gitmek isterseniz mutlaka rezervasyon yaptırın, aksi takdirde yer bulmanız imkansız. Patron geç geleceği için bizi, patronun masasında ağırladılar:) Restaurant Terasa’da muhteşem bir şey daha vardı; pasta. Sade milföy pasta. Amaaaa, bir tadı vardı, var yaaa, muhteşem. Ömrümde bu kadar güzel pasta yemedim. Sırf onun için bir daha Novi Sad’a gidilir :) Karnımızı doyurduktan sonra da Novi Sad gecelerine akalım dedik ve Katolik Meydanı’ na geri döndük. Kilisenin yanından (diğer yanı :) ) içeri girince bissürü bar göreceksiniz. Minik minik bir 42 / marketing europe & anatolia
Benim için Nikola Tesla bir ilah. Kendisini mucize olarak görmekteyim. sürü mekan. Çoğundan taverna müziği gibi ses geliyor. Siz de sanıyorsunuz ki, canlı müzik var. Bir giriyorsunuz, bir iki masada insanlar var, mekan boş, müzik teypten geliyor :( Çok sinir bozucu. Epey bir yer dolaştıktan sonra bir yer bulup oturduk. Ancak yaş ortalaması çok küçük olduğu için mekanlar bizi kesmedi. Biz büyümüşüz artık :) 3 - 5 bira içtikten sonra gidip uyuduk :) Ertesi gün kahvaltımızı ettikten sonra Belgrad’ a geri döndük, tekrar keşfe devam. Bu sefer ki ilk rota, Nikola Tesla Müzesi. Benim için Nikola Tesla bir ilah. Kendisini mucize olarak görmekteyim. Ona dair yazılan tüm kitapları okudum. Yani öyle böyle değil, fena fanatiğiyim. Hani deseler ya, bir mucize olacak, ne istersin. Derim ki; Nikola Tesla ile 1 yıl yaşamak (daha çok da olur :) ). Bu fanatikliğim sebebiyle müzeye giderken çok heyecanlıydım. Müzeye,
rehber eşliğinde, saat başı ziyaretçi alıyorlar. sıra bize geldiğinde kalbim güm güm atıyordu :) İlk salonda Nikola Tesla’ya ait bir kaç eşya sergileniyor. Sonra ki kısımda ise Nikola Tesla’nın küllerinin bulunduğu küre sergileniyor. Ardından da minik bir salona geçiliyor. Bu salonda Tesla’nın indüksiyon motorunun parçaları ve barkovizyon bulunuyor. Barkovizyonda 15 dakika boyunca Nikola Tesla’nın hayatını izliyorsunuz ve bir kez daha hayran kalıyorsunuz :) Ardından da küçük bir salona geçiliyor. Orada elktro manyetik osilatör deneylerinin simülasyonları var. Deneyler çok güzel ancak içerisi çok kalabalık olduğu için hiç eğlenceli değil. Aklıma, küçükken manyetolu çakmaklarla, milleti çarptığım amanlar geldi :) İçeride sadece 2 tane gösteri yapıyorlar ve olay bitiyor. Nikola Tesla Museum, benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Beni hiç kesmedi. Çok üzgün ayrıldım, oradan. İnşallah Kanada’dakine gitmek nasip olur :) Tesla Müzesinden sonra Tašmajdanski Parkı’na doğru yürüyoruz. Parkın içerisinden geçip, Aziz Mark Kilisesi’ne varıyoruz. Aziz Mark Kilisesi (St. Mark Church, Crkva Svetog Marka), Sırbistan’ın başkenti Belgrad’ın Tašmajdan Parkı’nda bulunan bir Sırp-Ortodoks kilisesi. Sırbistan Ulusal Meclisi’ne yakın bir konumda bulunan kilise, Petar ve Branka Krstić kardeşler tarafından Bizans mimarisi örnek alınarak yapılmış. 1940’ta tamamlanan kilisenin içerisinde, 18. ve 19. yüzyılların izlerini taşıyan en zengin ikona koleksiyonu ve kilisenin önceki dönemlerini yansıtan bir kaç tane de maket var. Kilisenin içinde ayrıca Sırp imparatoru Stefan Dušan’ın kemiklerinin saklandığı, lahit şeklinde mezarlığı bulunuyor. Stefan Dušan haricinde Aleksandar Obrenović, Draga Mašin, Natalie of Serbia gibi isimler de bu kili-
Gezi seye defnedilmiş. Kilise ziyaretinden sonra oradan ayrılıp, yemek için Zavicaj Restaurant’a (Завичај) gidiyoruz. Zavicaj Restaurant, otantik ve çok şirin bir restaurant. Personel çok şeker ki, Sırplar genelde sert mizaçlıdır. Ben artık et yemekten sıkıldığım için ızgara somon söyledim, yanına da yöresel kadeh, beyaz şarap. İyi ki de öyle yapmışım; somon önce füme yapılmış sonra hafif kızartılmış. Tadı inanılmaz güzeldi. Şimdiye kadar yediğim en iyi somondu :) Yemekten sonra tekrar Skadarlija’ya gidiyoruz. Önce bir kafede kahve içip sonra yine Red Bar’a gidiyoruz. Müdavimi olduk neredeyse :) Ancak bu sefer mekan dolu olduğu için yer bulamıyoruz. Biz de bara oturuyoruz :) İyi ki de oraya oturmuşuz çünkü çok tatlış bir barmene denk geldik. Ne istersiniz diye sordu, kokteyl dedim, menüyü istedim. Menüyü boşver, nasıl bir tat istiyorsun dedi. Ben de kahveye doyamadığım için kahveli bir şeyler olsun dedim :) Ardından tüm becerilerini ortaya koyup bana muhteşem bir kokteyl hazırladı :) Kuzen önce mojito ardından daiquiri içti. Mehmet’e çok süper portakal tadında bir koktely hazırladı. Sonrasında ben de portakal kokusuna aş erip, cointreau, martini ve viskiden oluşan bir kokteyl daha içtim. Yalnız bir süre sonra sigara dumanından gözlerimiz yandığı için bardan çıkmak zorunda kaldık. Ertesi gün Tuna Nehri’nde tekne turu yapmak istedik. Ben bir kaç firmayı aradım ancak telefona cevap veren olmadı. Biz de tekrar dışarı çıkıp gezinmeye başladık. Bir taksiye binip Aziz Sava Katedrali’ne gittik. Osmanlı Donanması’nın kaptan-ı deryası olan Sinan Paşa’nın, 1550-1553 yılları arasında kaleme aldığı notlarına göre; başpiskopos Aziz Sava, 1594’te, Mileševa Manastırı’ndan ayrılıp buraya
Bu kültür mekanları haricinde bir bölgeler var Belgrad’da gezilecek. yerleşmiş. Öldükten sonra da burası onun mezarı olmuş. Yapımına, Bogdan Nestorović ve Aleksandar Derok tarafından 1935 yılında başlanan katedralin inşası, 2. Dünya Savaşı ve Tito dönemlerinde yaşadığı duraksamalarla ancak 1985’ten sonra tamamlanabilmiş. Ancak biz gittiğimizde yine restorasyon çalışması vardı ve kilisenin tamamı kapalıydı. Sadece giriş kısmındaki minik mağazalar ve satış reyonu açıktı. Katedrale para lazım tabii :) Boşu boşuna St. Sava Cathedral’ine kadar gelmiş olduk :( Oradan rotamızı, Pionirski Park’a çeviriyoruz. Pionirski Park’ın hemen köşesinden çok ilginç bir anıt var. St. Elijah’ ın tepesinden getirilen kayalardan yapılmış minik bir kale ve üzerinde, Birinci Dünya Savaşı’ na katılan tüm Sırp generallerin, anıt plaketleri bulunuyor. Bu anıt, Sırp ordusunun, Birinci Dünya Savaşı’ nda, Bulgaristan’a karşı, Kajmakčalan
Dağı’nda kazandıkları büyük zaferini temsil ediyor. Bir çok bitki türünü barındıran Pionirski Park, bir nevi botanik bahçe aynı zamanda. Parkın içinde Sırp Sırp heykeltıraş ve ressam Nadežde Petrović’in bir heykelinin yanı sıra Nobel Ödüllü Ivo Andrić’in anıtı, havuz ve yürüyüş parkurları var. Parkın hemen arkasında ise Eski Saray (Stari Dvor) ve Yeni Saray (Novi Dvor) bulunuyor. 1882 ve 1884 yılları arasında Kral Milan Obrenović tarafından inşa edilen Eski Saray, bahçeye açılan büyük balkonları, birinci kata kadar yükselen karyalid heykelleri, ihtişamlı Doric sütunlarıyla büyülü bir güzelliğe sahip. Ana holün açıldığı Kırmızı Salon, sol tarafındaki Sarı Salon ve Tören Odası; sarayın en ihtişamlı yerleri. Ünlü ressam Đura Jakšić’ in portresi, Belgrad’ın Slav dilinde, ilk olarak isminin geçtiği doküman olan, Papa VII. John‘un mektubunun bulunduğu Eski Saray’da ayrıca Sava Šumanović ve Jovan Bijelić gibi birçok ünlü sanatçının eserleri de barınıyor. 19. yüzyıl mimarisini yansıtan bina, İkinci Dünya Savaşı sonrası geçirdiği marketing europe & anatolia /43
Gezi
restorasyon sürecinden sonra birçok resmi daire tarafından kullanılan saray, 1961’ den itibaren Belgrad Kent Meclisi’ ne ev sahipliği yapıyor. Karageorgevich hanedanlığı için özel olarak inşa edilen Yeni Saray’ ın (Novi Dvor), yapımına 1911’ de başlanmış ve tamamlanması 11 yıl sürmüş. 1933’ e kadar Karageorgevich hanedanlığının yaşadığı sarayda, İngiliz ve Japon tarzı salonlar, yatak odaları ve kütüphanelerin yanı sıra, XIV., XV. ve XVI. Louis etkisindeki tasarıma sahip olan saray, 1934 yılından sonra sırayla Prens Paul müzesine ve Sırbistan Meclisi’ne devredilmiş. Şimidilerde de Sırbistan Cumhurbaşkanı’nın ofisi olarak kullanılmakta. Kültür gezimizi tamamladıktan sonra kahve içmek üzere Aviator Coffee’ye gidiyoruz. Mola için tavsiye ederim, oldukça şık bir mekan :) Biz kahvelerimizi içerken, aramış olduğum tekne turu firmalarından bir geri aradı. Yarım saat sonrasına sözleşip, tekne turu yapmaya karar verdik. Bir taksiye binip, Tuna Nehti tarafında bulunan UG Dorćol diye bir binanın yanına vardık. Burası bizim balıkçı barınaklarının aynısı ve burada da çekek yerleri var. Biz gezi teknesi hayal ederken, şansımıza bir balıkçı teknesi denk geldi, hem de pancar motorlu. ancak sadece 3 kişi olduğumuz için bize özel bir tekne turu oldu. 44 / marketing europe & anatolia
Biz gezi teknesi hayal ederken, şansımıza bir balıkçı teknesi denk geldi. Tıngır mıngır Great War Island’ ın etrafında dolanmaya başladık. Giderken, adayı, iskelemize aldığımızda, Borča sancak tarafımızda kaldı. Borča’ nın kıyısında minik minik bir sürü ahşap kulübeler vardı ve insanlar piknik yapıyorlardı. Mekanla çok tatlıydı, hayran kaldık, izlerken. Sonra tekna geri dönüşe başladı ve bu sefer Nikola Tesla Bulvarı’ nın kıyısında ilerlemeye başladık. Bu kıyı şimdiye kadar gödüğüm en güzel kıyı diyebilirim çünkü muhteşem mekanlar var :) Nehir üzerinde dubaların üzerinde inşa edilmiş, restaurant, bar ve gece kulübü olarak hizmet veren mekanlara splavovi deniyormuş. Novi Beograd’ da, Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği bölgede sıra sıra görülebilen bu barlar akşam restauranti kafe ve bar, gecenin ilerleyen saatlerinde ise müşerilerini coşturan birer gece kulübü oluyor. Yerel halk müziği, pop, dans, hip-hop, R&B gibi müziklerin yanı sıra, canlı müzik çalan splavovi’ ler de mevcut. Mekanları seyrede seyrede, biraz da üşüyerek 2,5 saatlik tekne turumuzu
bitiriyoruz. Ardından da yemek yemek üzere Walter Sarajevski Ćevap’ iye (Валтер Сарајевски ћевап) gidiyoruz. bu arada bu mekan bizim kaldığımız caddede :) Mekanın yemekleri muhteşem, tabiisi de et ve cevapi köfteleri. Ben ev yapımı şarap denedim ama tadı şirke gibiydi. O yüzden tavsiye etmiyorum :) Uzun süren yemeğin ardından, Maxi Market’ ten alışveriş yapıp sonra da dairemize döndük. Geniş salonumuzda bira içip dairemizde partiledik. Bizim gitmediğimiz ancak belki sizin gitmek isteyebileceğiniz bir kaç mekan daha paylaşacağım. 1863 yılında, Prens Mihailo Obrenović tarafından, halkın bağışlarıyla finanse edilen Yükseliş Kilisesi (Crkva-SvetogVaznesenja), eski Sırp manastır örnekleri referans alınarak yapılmış. Romantizm akımına ait bir çok öge barındıran kilise, ikonalar, eski kitaplar, altın kalıntıları ve 19. yüzyıldan kalma daha bir çok esere ev sahipliği yapıyor. Belgrad Prensliği özerkliğini ilan ettikten sonra ilk çan bu kilisede çalınmış. Bu tarihi kilisenin dış cephesi de oldukça şirin hatta romantik :) Yığma taş üzerinde beton cephe ve çevresinde muhteşem bir park. Belgrad’ ın en eski müzesi olan Ulusal Müze (Narodni Muzej), 1844 yılında Sırp yazar Jovan Sterija Popović’ in tarafından kurulmuş. 34 adet koleksiyona sahip olan müze, yaklaşık 40.000 esere ev sahipliği yapıyor. Ulusal Müze, arkeolojiden sanat tarihine, tarihten sosyolojiye bir çok bilim dalına ait eser barındırmakla birlikte, yerli ve yabancı bir çok sanatçının orta çağdan günümüze uzanan eserlerini de bünyesinde barındırıyor. Lepenski Vir’ in heykelleri, Kral Radoslav’ ın demir paraları, Paja Jovanović’ in resimleri ve Sırp kültürünün en önemli miraslarında biri, 12. yüzyıldan kalma Miroslav İncil’ i (Miroslavljevo Jevanđelje) bunların en güzel
Gezi
örnekleri. Dedinjie’de yer alan Kraliyet Sarayı ve Beyaz Saray, Kral I. Alexander ve ailesinin talimatlarıyla yaptırılmış. Košutnjak Ormanı, Topčider ve Avala Dağları ile çevrilmiş, muhteşem bir coğrafyada yer alan bu saraylar, eklektik bir mimarinin en güzel örnekleri. Kameriyeler, havuzlar, konser terasları ve köşklerle donatılan Kraliyet Sarayı, 1924 ve 1929 yılları arasında inşa edilmiş. Sarayın Tören Salonu’nda yer alan Dečani ve Sopoćane manastırlarından alınan fresklar, barok tarzında inşa edilen Mavi Salon, Rönesans stilinide inşa edilen Altın Salon, Kraliyet Sarayı’nın en g mimari güzellik deörülesi yerleri. Mimar Aleksandar Đorđević tarafından 1934 ve 1937 yılları arasında yapılan Beyaz Saray ise klasik mimariyle yapılmış. XV. ve XVI. Louis tarzında dekore edilen sarayın kütüphanesi 35.000 adet kitap barındırıyor. Prens Miloš Obrenović’in evi olarak da kullanılan, Sırbistan Tarihi Müzesi (Istorijski Muzej Srbije), İlk Sırp ayaklanmasının 150.yıl dönümünde, 1954 yılında faaliyete geçmiş. Müzede bulunan kolleksiyonlarda, orta çağ, 1804–1918 arası dönemi, 1941-1945 halk ayaklan-
Yeme, içme ve eğlence için Belgrad ve Novi Sad, 10 numara 5 yıldız yerler. maları dönemi ve en son da İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemine ait eserler bulunuyor. Bu kültür mekanları haricinde bir bölgeler var Belgrad’da gezilecek. Belgrad’ yakın mesafelerde bulunan farklı bölge veya şehirler. Onları da kısaca sıralayayım. Yeni Belgrad’ın kalbi olarak nitelendirilen Zemus Bölgesi. Olur da Novi Sad’a giderseniz, otobüs, Zemun Bölgesi’nden geçiyor :) Zemun Bölgesi’nin gezilesi yerleri; Büyük Lyceum Binası, Katolik ve Ortodoks Kiliseleri, Zemun Parkı, Belgrad Üniversitesi’ nin Tarım ve Orman Fakültesi, yazar Alphonse de Lamartine’nin anıtı, Gardos Mahallesi ve Milenyum Kulesi anlamına gelen Sibinjanin Janko. Dedinje bölgesinde yer alan Tito Anıtmezarı ve Yugoslavya Tarihi Müzesi. 1996 yılında yapılan ve Tito Anıtmezarı, Yugoslavya Tarihi Müzesi, Eski Müze, Çiçek Evi (Kuća cveća) ve 25 Mayıs
Müzesi’nden oluşan Yugoslavya Tarihi Müzesi de görülebilir. 200.000’den fazla eserin sergilendiği bu müze, aynı Yugoslavya Devlet Başkanı Josip Broz Tito’ya ait kişisel eşyalar da barındırıyor. Belgrad’ın 16 km güneyinde yer alan ve 551 metre yüksekliğine sahip olan Avala Dağı, İsimsiz Kahraman Anıtı (Spomenik Neznanom Junaku) ve Rusya Savaşı Gazileri Anıtı’na ev sahipliği yapıyor. Sanırsam yazacaklarımın hepsi bitti, genel yorumlarım haricinde :) Belgrad, yazın veya baharda gidilmesi gereken bir coğrafyaymış :) Kışın hayat yok. Çok az insan var. Hafta içinde mekanlar boş. Muhtemelen yazın her yer cıvıl cıvıl oluyordur. Hele de nehir kenarındaki mekanları düşünemiyorum. Kışın insan üşüyor :( O yüzden yazın tekrar gitmek lazım :) Belgrad yemek, içmek için çok keyifli bir yer. Yemekler gerçekten çok güzel. Et ve balık çeşitleri muhteşem. Onun haricinde kültürel gezi için pek uygun değil. Yani özetle, yeme, içme ve eğlence için Belgrad ve Novi Sad, 10 numara 5 yıldız yerler. marketing europe & anatolia /45
Gameon
250 bin TL ödüllü “Büyük Oyun”...
Netmarble ve StartersHub işbirliği ile hazırlanan ve Kanal D’de yayınlanan, 250 bin TL ödüllü mobil oyun geliştirme yarışması “Abbas Güçlü ile Büyük Oyun” başvuruları devam ediyor. Her hafta yayınlanan programa katılan oyunlar, jüri üyeleri tarafından değerlendiriliyor ve seyircilerin de verdiği oylarla her haftanın birincisi seçiliyor. Yarışma sonunda dereceye giren ilk 3 oyun Netmarble tarafından tüm dünyada yayınlanma şansı, birinci ise 250 bin TL değerinde yatırım hakkı kazanacak.
Dünyanın en büyük 5 mobil oyun firması arasında olan Netmarble ve erken aşama teknoloji girişimlerini hızla büyüyen başarılı şirketlere dönüştürmek için gerekli yatırım, strateji ve iş geliştirme desteği sunan StartersHub işbirliğiyle hazırlanan ve Kanal D’de yayınlanan “Abbas Güçlü ile Büyük Oyun” yarışmasına başvurular devam ediyor. Tüm mobil oyun geliştiricilere açık olan 250 bin TL ödüllü yarışma programı, dereceye girecek oyun geliştiricilere hem finansman desteği hem de global yayıncı desteği verecek. 3 Finalist Belli Oldu Gençlerin büyük ilgi ile takip ettiği eğitimci Abbas Güçlü tarafından hazırlanan ve sunulan “Abbas Güçlü ile Büyük Oyun”da ilk haftanın finalisti “Drunkard Bird” adlı oyunuyla Ahmet Keleş oldu. İkinci hafta Harun Uysal ve Hakan Uygun’un geliştirdiği “Sword Wars” adlı oyun finalist oldu. Geçtiğimiz hafta yayınlanan programda ise Doğan Tosun’un geliştirdiği “Watch and Walk” adlı oyun finalist olmayı başardı.Her hafta programda yarışan mobil oyun projelerine jüri üyeleri ve izleyici tarafından oy veriliyor. Her hafta birinci olan oyunlara sezon sonunda tekrar oy verilecek ve dereceye giren 3 mobil oyun belirlenecek.
Knights Chronicle’a kahramanlar... Netmarble Corp., popüler anime temalı mobil RPG oyunu Knights Chronicle’ın ikinci sezonu için yayınlanan heyecan verici güncellemeyle birlikte 2 yeni kahramanın oyuna katıldığını duyurdu. Oyuncular bugünden itibaren Knights Chronicle’ın bir Kadim Irk olan Dryan’lar hakkındaki yeni hikaye ile gelen iki kahraman Tyrione ve Pierina’yı inceyebilir. Oyunda büyük hayran kitlesine sahip Damian (Beyaz Şövalyeler’in lideri) ve Ashley (Kara Şövalyeler’in lideri) de Kudretlendirme ile istatistiklerini yükseltebilir ve Kudretlendirme maksimum seviyeye ulaşınca ek bir pasif yetenek kazanabilirler. Kudretlendirme ile ayrıca Damian ve Ashley’nin görünümleri de değişiyor. Oyuna Pierina’nın Zor Zindan’ı için Kıyamet Seviyesi ekleniyor. Oyuncular SRR kahraman Pierina’nın özel Zor Zindan’ında yeni Kıyamet zorluk seviyesini, iki hafta boyunca gerekenin yarısı kadar enerji miktarıyla deneyecek. Ayrıca Epik Görev ‘Meril’ Güncellemesi tamamlandığında oyunculara Meril için SRR Kostüm verebilecek şekilde güncellendi. Yel Değirmeni Güncellemesi sayesinde ise oyuncuların kullanmadığı SSR kahramanları sonucu rastgele olacak şekilde başka SSR kahramana dönüştürebilecek. 46 / marketing europe & anatolia
Gameon
Monster Oyun Müzikleri Orkestrası...
Monster Notebook’un sponsorluğuyla bir araya gelen orkestra, oyunculara yakından tanıdıkları pek çok oyunun müziklerini canlı olarak dinleme fırsatı sunuyor. Türkiye’nin oyun bilgisayarı markası Monster Notebook, ülkemizdeki oyun kültürünü desteklemeye yönelik adımlarına bir yenisini daha ekliyor. Şirketin kurulmasına destek verdiği oyun müzikleri orkestrası, sevilen oyunların müziklerini sahnede canlı olarak oyunseverlere sunacak. Monster Oyun Müzikleri Orkestrası, ilk konserini Kadir Has Üniversitesi’nde verdi. Legend of Zelda, Elder Scrolls:
Skyrim, Metal Gear Solid gibi efsaneleşmiş pek çok oyunun müziklerini çalan orkestra dinleyicilerden tam not almayı başardı.2018 Ekim ayından beri hazırlık çalışmalarını yürüten ekibin, ilerleyen dönemlerde çeşitli etkinliklerle oyunseverlerin karşısında olması bekleniyor. Oyunların oyuncuları içine çeken atmosferini oluşturan en güçlü ögelerden biri olan müziklere sahnede hayat veren orkestra, dinleyicilerini hayranı oldukları oyunların dünyasında adeta sihirli bir yolculuğa çıkarıyor. Monster Oyun Müzikleri Orkestrası fikrinin ardındaki isim olan Monster Notebook Genel Müdürü İlhan Yılmaz konuyla ilgili düşüncelerini şu sözlerle ifade etti, “Yerli bir marka olarak gücümüzü ülkemizdeki oyunseverlerden alıyoruz. Bu nedenle her fırsatta, bize olan desteklerine karşılık vermek ve ülkemizdeki oyunculuk kültürünü ileriye taşımak için bir şeyler yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Biz oyunların bir eğlence aracı olmanın ötesinde birer sanat eseri olduğuna inanıyoruz. Bence onların bu yönünü sergilemek için oyun müziklerini böylesine özel bir orkestra aracılığıyla canlı olarak oyunseverlere sunmaktan daha iyi bir yol da olamazdı. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.”dedi.
Pubg Mobıle 1 Yaşında... PUBG MOBILE, Alan Walker’ın Yeni Single’ı “On My Way” ile 1. Yaşını Kutladı ve Dünyanın En Büyük Mobil Oyun Turnuvalarından Birine Ev Sahipliği Yapacağını Açıkladı Tencent Games ve PUBG Corporation, PUBG MOBILE’ın birinci yaş gününde dünyaca ünlü sanatçı Alan Walker ile işbirliğini ve 2019 PUBG MOBILE Club Open (PMCO) turnuva serisini duyurdular. İki şirket, Alan Walker’ın 21 Mart’ta New York’ta düzenlenen PUBG MOBILE yılbaşı partisinde ilk kez söylediği On My Way adlı yeni single için Sony Music Entertainment ve Liquid State ile işbirliği yaptı. Şarkı, PUBG MOBILE içinde çaldığı gibi, çeşitli internet müzik ve video hizmetlerinde de yer alacak. PUBG MOBILE 1. Yaş Günü Partisi videosunu https://www. youtube.com/watch?v=Atpb_cawfD0 adresinden izleyebilirsiniz.Oyunun yıl dönümünü ve şarkının çıkışını kutlamak için PUBG MOBILE oyuncuları Alan Walker’ın ikonik maskesini ve kapüşonunu içeren kıyafetleri oyunda kullanabilecekler. Ayrıca, oyuncular PUBG MOBILE içerisindeki lobide ya da oyunda otomobil sürerken On My Way dinleyebilecekler. Düzenlenen etkinlikte, Alan Walker oyun influencer’ları Liza Peachy, Faze Adapt ve Scotty Sire ile PUBG MOBILE da oynadı. marketing europe & anatolia / 47
Kültür - Sanat
Çocuk Şenliği...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın bu yıl 35.’sini düzenlediği “Çocuk Şenliği,” 20 Nisan 2019 Cumartesi günü saat 13.00’te açılış etkinlikleriyle başlıyor. İBB Şehir Tiyatroları çocuklarımızı tiyatroyla tanıştırmak, onlarla tiyatronun dünyasına kapı aralamak için geleneksel çocuk şenliğinin 35.’sini düzenliyor. Etkinlikler, 20-23 Nisan 2019 tarihleri arasında İBB Şehir Tiyatroları’nın Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Kadıköy Haldun Taner Sahnesi, Fatih Reşat Nuri Sahnesi, Kağıthane Sadabad
Melville’in Veranda Öyküleri... Bu yıl ABD’li yazar Herman Melville’in doğumunun 200. senesi kutlanıyor. VakıfBank Kültür Yayınları’nın okura sunduğu “Veranda Öyküleri”nde ise yazarın yaşamından büyük izler taşıyan hikâyeler yer alıyor. Okur tıpkı Melville gibi yeri geldiğinde tehlikeli vadileri aşıyor, yeri geldiğinde de gizemli adalarda yolculuğa çıkıyor. ABD’li yazar Herman Melville dünya edebiyatının geç keşfedilen ama önemli isimlerinden. 1819’da New York’ta doğan Melville, gençlik yıllarında denizlere açılıyor, birçok ülkeyi bu sayede görüyor, kişileri ve doğayı gözlemliyor. Balina avcılığı yaptığı deniz seferlerinin birinde yamyam kabilesine esir düşen Melville, ülkesine döndüğünde önce öğretmenlik yapıyor, ardından gümrük müşaviri olarak çalışıyor. 4 / marketing europe & anatolia
Sahnesi, Ümraniye Sahnesi, Gaziosmanpaşa Sahnesi, Sultangazi Hoca Ahmet Yesevi Sahnesi, Kağıthane Küçük Kemal Çocuk Tiyatrosu Sahnesi ve Gaziosmanpaşa Ferih Egemen Çocuk Tiyatrosu Sahnesi’nde gerçekleştirilecek. Çocuk Şenliği’nde tiyatronun yanı sıra konser, atölye çalışmaları, baloncuk gösterisi, jonglör gösterisi, masal dinletisi gibi farklı alanlarda etkinliklerin yer aldığı dopdolu bir program çocuklarla buluşacak. Açılış etkinliklerimizde küçük misafirlerimiz için birbirinden eğlenceli etkinlikler yer alacak. Şenliğin açılış günü Sultangazi Hoca Ahmet Yesevi Sahnesi’nde Tarla Zanat’ın “Çerçeve 2” adlı oyununun sahnelenmesiyle başlayacak. Orçun Tekelioğlu Çocuk Şarkıları Mini Konseriyle sürecek açılış etkinlikleri; AKabile Sahne ve Gösteri Sanatları’nın hazırladığı sirk performans gösterisinin sahnelenmesiyle devam edecek. Açılış etkinlikleri İBB Şehir Tiyatroları’nın “Palyaço Prens” adlı oyunuyla sona erecek. 35. Çocuk Şenliği’nde Devlet Tiyatroları ve konuk tiyatro ekiplerinin 15 oyunu, İBB Şehir Tiyatroları’nın 5 oyunu sahnelenecek.
Kısa Klasikler... Kısa klasikler, bir oturuşta okunabilecek en çarpıcı dünya klasiklerini bir araya getiren, çağdaş illüstratörler tarafından her kitap için özel olarak çalışılmış illüstrasyonların ka-pağa taşındığı yeni bir dizi. Dizinin ilk iki kitabı Gustave Flaubert’den Saf Bir Yürek ve Tolstoy’dan Polikuşka, Can Yayınla-rı etiketiyle okuyucularla buluşuyor.Fransız edebiyatında gerçekçiliğin öncüsü sayılan Gustave Flaubert, birçoklarınca başyapıt kabul edilen öyküsü Saf Bir Yürek’te, biricik aşkı Théodore askere alınmamak için hali vakti yerinde bir kadınla evlenince, çalıştığı çiftlikten ayrılıp başka bir kentte yaşayan dul bir kadının hizmetçisi olan Félicité’nin öyküsünü anlatır. Karşılıksız veren, karşılıksız seven bu talihsiz kızın hikâyesi eşliğinde ruhsal bir yolculuğa çıkarıyor okuru.
Kültür - Sanat
Cirque de Soleil’in İki Yıldızı...
Cirque du Soleil’in baş solisti, sevenlerinin “Alegria” adlı şovundan tanıdığı Francesca Gagnon, yıllarca Cirque Du Soleil gösterilerinin müziklerini bestelemiş Rene Dupéré ile 11 Nisan Perşembe akşamı İş Sanat Konser Salonu’nda bir araya geliyor. Müzik ve dansla küçük yaşlarında tanışan Gagnon,
yıllarca ikinci evi olacak sahnede Philippe Parent ve Christian St-Roch gibi ustalarla vokal ve müzik tekniklerini mükemmelleştirdi. Gagnon’un sesi adeta kişiliğinin de bir yansıması olarak, hassas, hareketli ve derinlere kök salan bir birikim olarak karşımıza çıkıyor. Kanada doğumlu sanatçı Cirque de Soleil ile birlikte üç kıtada seyahat edip her akşam binlerce kişi tarafından alkışlandı ve bugüne kadar yaklaşık 90 milyon kişi tarafından izlendi. Alegria ve Bella parçalarındaki muhteşem yorumuyla hafızalarda yer edinen Francesca Gagnon, Akdeniz’le olan görünmez bağını eserlerine ustalıkla yansıtıyor. Hybride, Meridiano, Au delà des Couleurs gibi önemli albümlere sahip değerli ses Gagnon, Cirque de Soleil’de oldukça şık bir iz bırakıyor. Francesca Gagnon ve Rene Dupéré, Türkiye’nin başarılı topluluklarından olan Semplice Yaylı Quartet ve akordeon sanatçısı Natalie Bergeron ile birlikte İş Sanat’ta olacak. Hem yıllar süren bir dostluğun hem de Cirque du Soleil’in en sevilen eserlerinin sergileneceği gece izleyicilerine unutulmaz bir gece vadediyor.
Akbank Sanat’tan Yeni Sergi... Akbank Sanat, 13 Nisan- 25 Mayıs 2019 tarihleri arasında yeni medya ve dijital sanata odaklanan ‘İnsanın Yeni Gündemi/The New Human Agenda’ başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor. Işın Önol ve Livia Alexander küratörlüğünde gerçekleşecek sergide; Alex Verhaest, Gäetan Robillard, Larissa Sansour, Lawrence Lek, Marshmallow Laser Feast, Refik Anadol ve teamLab’in eserleri yer alıyor. Akbank Sanat’ta yer alan ‘İnsanın Yeni Gündemi/The New Human Agenda sergisiyle aynı dönemde Akbank Sanat, BASE ve Digilogue iş birliğiyle ODTÜ, Sakarya Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi’nde ‘Kampüste Dijital Sanat’ günleri düzenlenecek. İnsanın Yeni Gündemi, insan zihni, onun becerileri, güdüleri, sosyal ve doğal besin zincirleri içindeki konumlanışı ve bununla nasıl baş ettiği gibi insana dair sorular üzerine spekülatif sanatsal ve bilimsel araştırmalar içeriyor. Yuval Noah Harari’nin ilham verici (ve çok satan) kitabı “Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi” içinde bir bölümden adını alan sergi, insanın olası geleceğinin tasarımı ve bundan
sonra çabasının ne için olacağı gibi temel bir konuyla ilgileniyor. Sergi bu bağlamda insanın küresel politik arena içindeki güç savaşı ile ilgilenmekle kalmıyor, dijital sanat teknolojilerinin ve insan davranışını temel alan sosyal medya ve bilgisayar oyunları gibi bilgisayar tabanlı platformların, mevcut güç mekanizmalarını anlamak ve dönüştürebilmek için nasıl kullanılabileceğine dair sorular soruyor. marketing europe & anatolia /49