marketing europe & anatolia Sayı: 086

Page 1

marketing europe & anatolia Tarih: Haziran2019 Sayı: 86

retorik

Post-truth kurbanı olmayın...

kelebeğin fırtınası

İmaj devri!

Ba

.. . i r y İ la m a yr



İçindekiler

marketing europe & anatolia Sayı: 86 Tarih: Haziran 2019 İmtiyaz Sahibi Eksantrik Film Prodüksiyon P.K.: 112 34725 Fenerbahçe - İstanbul - Tr. Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: elvineksioglu@gmail.com Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia http://aea.eksantrik.com aeanews@gmail.com Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Kübra Nebioğlu Yusuf Yener Günay Danışman Abdullah Ekşioğlu

Kısa Kısa

04 - 07

Teknoloji

10 - 11

retorik

13

Medya Dünyası

14 - 15

Röportaj

16 - 19

kelebeğin fırtanası

21

Reklam dünyası

22 - 23

Röportaj

24 - 27

Kampanyalar

29 - 35

Araştırma

36 - 37

Gezi

38 - 39

Game On

40 - 41

Kültür Sanat

42 - 43

İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia e-mail: meadergi@gmail.com marketing europe & anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e-dergidir. Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Bu derginin yayınlanma sürecinde hiçbir ağaç zarar görmemiştir. http://www.meadergi.com mobil: http://m.meadergi.com http://www.facebook.com/meadergi instagram: meadergi https://twitter.com/meadergi Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

marketing europe & anatolia / 1



Köşe Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com

( editörden)

İyi bayramlar...

Merhaba, Ramazan Bayramımız kutlu olsun, iyi bayramlar :) Dergimiz yine dopdolu. Haber sayfalarımız, teknoloji sayfalarımız, kampanya sayfalarımız yine büyük bir özenle hazırlandı. Bizim için her ay olduğu gibi bu ay da koşuşturma ve dergimizi tarafsız bir bakış açısıyla hazırlama telaşıyla geçti. Yayın hayatına başladığımız ilk günden bu yana her fırsatta dile getirdiğimiz, hiçbir cemaate hizmet etmeyen, aldığı ilan kadar basılmayan, paylaştıkça çoğalan, tam bağımsız, tarafsız sadece ve sadece doğru bildiğini yazan bir dergi olma sözümüzün sadece sözde olmadığını çıkardığımız her sayımızda siz değerli okuyucularımıza ispat ettiğimizi düşünüyorum. Temsilcisi olduğunuz müşterilerinizin ilanlarıyla bizi bu yürüyüşümüzde desteklemenizi, dergimizi bizim dergimiz olarak değil kendi derginiz olarak paylaşmanızı, yaygınlaştırmanızı diliyorum. Temmuz sayımızı Ağustos sayısyla birleştirerek Ağustos ayında çıkartacağız. Ağustos ayında görüşmek üzere :) Sevgiler,

marketing europe & anatolia / 3


Kısa Kısa

İTÜ’de “5g” Konuşulacak... İTÜ, Türkiye’nin 5G’ye geçiş serüvenine katkı sunacak önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. “6G”nin fikir babası Prof. Dr. Ari Pouttu’nun da içinde bulunduğu 5G alanında uzmanlaşmış dünyaca ünlü araştırmacılar, “5G, Büyük Veri, Makine Öğrenimi, Nesnelerin İnterneti” gibi kavramları konuşmak için İTÜ’de buluşacak. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca: “5G’ye geçiş süreciyle Türkiye’nin de teknolojideki hızı artacak. Dijital toplumun kapısı aralanacak” IEEE 5G Zirvesi İstanbul, IEEE desteğiyle, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Gazi Üniversitesi, Lüksemburg Üniversitesi, Kolombiya Üniversitesi, Nişantaşı Üniversitesi, Cezayir Hassan II Kazablanka Üniversitesi iş birliği ile 13-14 Haziran 2019 tarihlerinde İTÜ’nün ev sahipliğinde düzenlenecek. 2019 IEEE (Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü) 5G Zirvesi İstanbul’da “5G, Büyük Veri, M2M, Yapay Zeka, Bulut Bilişim, ve Nesnelerin İnternetine (IoT)” yönelik vizyonlarının yanı sıra ekosisteminin zorluklarını

değerlendiren yenilikçi yaklaşımlar ele alınacak. Küresel ekosistemde geçerli kullanıcı senaryolarının 5G kapsamında yaygınlaştırılması için araştırma ve en iyi uygulama örneklerinin inceleneceği zirvede, yeni teknolojilerde tasarım yoluyla yerleşik güvenlik ve gizliliğin sağlanması amacıyla neler yapılacağı da tartışılacak.

10 milyonuncu yolcu...

6 Nisan’da Atatürk Havalimanı’ndan İstanbul Havalimanı’na gerçekleşen ve “Büyük Göç” olarak adlandırılan taşınma operasyonunun ardından İstanbul Havalimanı, 2 Haziran 2019 itibari ile toplamda 10 milyon yolcuya ev sahipliği yaptı. Yolculuk deneyimini yüksek bir memnuniyete dönüştürme hedefi ile çalışmalarına hızla devam eden ve 6 Nisan’dan bu yana tam kapasite hizmet sunmaya başlayan İstanbul Havalimanı, 2 Haziran Pazar günü 10 milyonuncu yolcuyu ağırlamanın heyecanını yaşadı. 4 / marketing europe & anatolia

İstanbul Havalimanı’ndan seyahat eden 10 milyonuncu yolcu Esra Yeşilöz oldu. İzmir’e Bayram tatili için uçan Esra Yeşilöz’ü, havalimanı yöneticileri çiçek ve hediye takdim ederek uğurladı. Bando ekipleri performans göstererek terminaldeki bütün yolculara keyifli anlar yaşattı. İstanbul Havalimanı’nın kapılarını açmasıyla birlikte, ilk uçuşun başladığı 6 Nisan’dan 30 Nisan’a kadar toplam 26 bin 280 uçuşla, 4 milyon 501 bin 615 yolcu uçuş gerçekleştirdi. Toplam yolcuların 2 milyon 281 bin 604’ünü gelen, 2 milyon 220 bin 011’ini ise giden yolcu oluşturdu. Diğer yandan, 1 – 30 Mayıs tarihleri arasında, İstanbul Havalimanı’nda toplam 35 bin 696 uçuşla, 5 milyon 228 bin 447 yolcu uçuş gerçekleştirdi. Toplam yolcuların 2 milyon 591 bin 190’ını gelen, 2 milyon 637 bin 257’sini ise giden yolcu oluşturdu. 1-2 Haziran 2019 tarihlerinde ise giden ve gelen yolcu olmak üzere toplam 480 bin yolcu ile 10 milyon yolcuya ulaşıldı. Yıllık 90 milyon yolcu kapasitesi ile yolcularını misafir eden dünyanın yeni havacılık merkezi İstanbul Havalimanı, tüm fazları tamamlandığında yılda 200 milyon yolcuya hizmet verecek.


Kısa Kısa

Öğrencilere staj imkânı... Katılım bankası Kuveyt Türk, son 10 yıldır sürdürdüğü Bankada Kampüs programı kapsamında üniversite öğrencilerine yalnızca yaz döneminde değil yıl boyunca özel bir staj ve eğitim programı uyguluyor. Bankada Kampüs programını istihdama yönelik uzun vadeli işe alım ve sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirdiklerini vurgulayan Kuveyt Türk İK, Strateji ve Dijital Dönüşümden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Aslan Demir, her yıl yaklaşık 500 üniversite öğrencisinin bu programdan yararlandığını belirtti. “Öğrencileri nitelikleri doğrultusunda eğitiyoruz” Kuveyt Türk İK, Strateji ve Dijital Dönüşümden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Aslan Demir, son 10 yıldır başarıyla uyguladıkları staj programları Bankada Kampüs hakkında detaylı bilgiler verdi. 1 Haziran

Bankacılar Günü’nde staj programlarıyla ilgili açıklamada bulunan Aslan Demir, geleceğin bankacılarını yetiştirmek üzere özel bir eğitim ve çalışma programı uyguladıklarını dile getirerek, “Bankada Kampüs programını istihdama yönelik uzun vadeli işe alım ve sosyal sorumluluk projesi olarak görüyoruz. Bankada Kampüs kapsamında belirli bir başvuru tarihi bulunmuyor. Üniversitelerin üçüncü ve dördüncü sınıflarında okuyan öğrenciler, yılın her döneminde başvuru yapabiliyor. Gençler, nitelikleri doğrultusunda ve kurumumuzun ihtiyaçları çerçevesinde Türkiye genelindeki şubelerimizde veya genel müdürlük birimlerimizde çalışabiliyor” dedi. Ayda 14 güne kadar çalışma imkânı Üniversite 3 ve 4. sınıf öğrencileri, www.katilbize.com adresi üzerinden özgeçmişlerini oluşturarak Kuveyt Türk Bankada Kampüs programına başvurularını gerçekleştirebiliyor. Bankada Kampüs öğrencileri, Kuveyt Türk çalışanlarının sahip olduğu birçok sosyal imkândan faydalanabiliyor. Öğrencilerin işe geldikleri gün sayısınca yemek kartlarına yükleme yapılıyor, servis imkânı sağlanıyor

Vodafone ilk çeyrek... lVodafone, Nisan 2018 - Mart 2019 arası dönemi kapsayan mali yılı sonuçlarını açıkladı. Sonuçlar, Vodafone Türkiye’nin daha çevik, daha hızlı, daha basit ve dijital bir şirket olmak yolunda yürüttüğü “Biz Dijitaliz Biz Geleceğiz” programı sayesinde güçlü büyümesini sürdürdüğünü ortaya koydu. Türkiye’nin uçtan uca dijitalleşmesi hedefiyle çalışmalarını yürüten Vodafone, 31 Mart 2019 sonu itibariyle son bir yılda 1,5 milyar TL yatırım yaptı. Vodafone Türkiye, 2018-19 mali yılı servis gelirlerini, geçen yıla göre %14,3 artırarak 10,5 milyar TL’ye çıkardı. Böylece şirket son 9 yıldır kesintisiz olarak çift haneli istikrarlı büyümesine devam etti. Şirketin Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr’ı (FAVÖK) %19,2 artış ile yaklaşık 3,3 milyar TL’ye ulaşırken bu dönemde operasyonel faaliyetlerden elde edilen nakit akış ise 1,9 milyar TL olarak gerçekleşti. 15,3 milyon 4.5G abonesi Vodafone Türkiye’nin mobil abone sayısı 2018-19 mali yıl sonu itibariyle 23,7 milyon olurken, M2M dahil toplam mobil abone sayısı ise 25,2 milyona ulaştı. Şirketin 4.5G abone sayısı da yılsonu itibariyle 15,3 milyona ulaştı.

Türkiye’nin 81 ilinde 16 bini aşkın 4.5G iletişim noktası ile hizmet veren Vodafone Türkiye böylece 4.5G’de en geniş kapsamaya sahip operatör olmayı sürdürdü. Şirket faturalı abone sayısını ise yaklaşık 1,4 milyon artış ile 13,4 milyona çıkarırken, şirketin toplam bazının %56,8’ini faturalı aboneler oluşturdu. “Dijitalleşmenin öncü operatörü” olma hedefi ile dijitalleşmenin gücünü kullanarak müşterileri ile kuvvetli bir bağ kurmaya odaklanan Vodafone Türkiye, bu dönemde tüm zamanların en düşük abone kayıp oranına imza attı. Vodafone Türkiye’nin geçen yılın aynı dönemine göre sabit hizmetler abone kayıp oranı 11 puan, mobil abone kayıp oranı ise 2,2 puan iyileşti..

marketing europe & anatolia / 5


Kısa Kısa

Henkel ilk çeyrek...

Henkel CEO’su Hans Van Bylen, “Zorlukları artan piyasa ortamına karşın Henkel ilk çeyrekte hem organik, hem de nominal olarak pozitif bir satış büyümesi ortaya koymuştur. Grup seviyesinde ise faiz ve vergi öncesi kar (EBIT) marjı ve hisse başına karlılıktaki (EPS) gelişme tüm mali yıl için olan öngörümüzün kapsamı içinde gerçekleşti.” şeklinde konuştu. Hans Van Bylen sözlerini, “Genel olarak, 2019’un ilk çeyreğinde iş geliştirme alanında pozitif ve negatif sonuçlar bir arada görüldü. Beklendiği üzere Yapıştırıcı Teknolojileri İş Birimi’miz çeşitli sektörlerdeki endüstriyel üretimin yavaşlamasından etkilenirken, içinde bulunduğumuz yılın

Atama... Riot Games’in Türkiye Ofisi’nin Ülke Müdürlüğü görevine Onur Tamer getirildi. 2012 yılından bu yana Riot Games’in global ofisinde yöneticilik yapan Tamer, Türkiye Ülke Müdürlüğü ile birlikte Riot Games’in MENA (Middle East - North Africa) bölgesi yönetimini de sürdürecek. Onur Tamer, 2012 yılında Riot Games’in Amerika’daki merkez ofisinde International Publishing Manager olarak şirketteki yolculuğuna başladı. 2 yıl süreyle Türkiye ofisinin kurulum sürecinde aktif rol alan Tamer, sonrasında Rusya ve Avrupa ofislerinde yeni kurulum ve pazarlama projeleri üzerine çalışmış, bu görevlerinden sonra Japonya’da Kurucu Ülke Müdürü olarak atanmıştır. Daha sonra 1 yıl boyunca Ortadoğu ve Hindistan projelerinde Genel Müdür olarak çalışan Tamer, 1 Haziran itibariyle Riot Games Türkiye Ülke Müdürlüğü görevini, bu görevi 2 yıldır başarı ile yürüten Bora Koçyiğit’ten devralacak. 6 / marketing europe & anatolia

ikinci yarısında bu alanda iyileştirmeler de öngörülüyor.” şeklinde sürdürdü. Hans Van Bylen sözlerine “Tüketici iş birimlerimizden Beauty Care beklentilerimizin altında bir performans ortaya koydu. Yeni markaları ve yenilikleri başarıyla hayata geçirmemize ve profesyonel saç bakım birimimizin piyasalardaki devam eden üstünlüğüne karşın, Batı Avrupa ve Çin gibi önemli bölgelerdeki perakende satışlarımızda negatif değişimlerle karşılaştık. Bu gelişme karşısında büyümeyi güçlendirmek ve Beauty Care İş Birimi’mizin performansını artırmak amacıyla hedefe yönelik tedbirler alıyoruz.” şeklinde devam etti. “Öte yandan, Çamaşır ve Ev Bakım İş Birimi’miz, yeniliklerin ve yeni ürünlerin hayata geçirilmesinden aldığı güçle yıla iyi bir başlangıç yaptı.” Büyümeye yatırım ve gelişen rekabet gücü Hans Van Bylen yorumlarına “İleriye doğru yol alırken iş performansımızı daha da güçlendirmeye, büyümeye ve dijitalleşmeye yatırım yapmaya odaklanırken tüm yıl için belirlediğimiz hedeflerimize ulaşmak için yapımızı adapte etmeye devam edeceğiz.” şeklinde devam etti.

Atama... Metro Türkiye’nin Pazarlama, Marka Yönetimi ve İletişim Grup Müdürü pozisyonuna sektördeki tecrübesiyle dikkat çeken Seçil Demiralp getirildi. Demiralp yeni görevine, 1 Nisan 2019 tarihi itibarıyla başladı. Seçil Demiralp kimdir? İstanbul

Üniversitesi

Mühendisliği

Gıda

Bölümü’nden

2002 yılında mezun olduktan sonra Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nde yüksek lisans yapan Seçil Demiralp, 2004’te TAB Gıda Pazarlama Departmanı’nda iş hayatına adım attı. 2008’de Burger King ve Arby’s markalarından sorumlu Pazarlama Müdürlüğü görevini üstlenen Demiralp, 2015 yılında ise TAB Gıda Pazarlama Genel Müdürlüğü pozisyonuna getirildi. Aynı zamanda TAB GIda’nın pazarlama faaliyetlerini yürüten Reklam Üssü’nün Genel Müdürlüğünü görevini yürüttü.


Kısa Kısa

Uryad, 4. Olağan Genel Kurulu...

Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği (URYAD), 4. Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. Yapılan Genel Kurul’da yeni dönemde iki yıl için görev yapacak Yönetim Kurulu üyeleri seçilirken, URYAD’ın Yönetim Kurulu Başkanlığına da Olcay Akay getirildi… Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği’nin 4. Olağan Genel Kurul toplantısı, Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Uzundurukan’ın konuşmasıyla başladı. Açılışı gerçekleştiren Uzundurukan “6 yıl önce bir hayali

gerçekleştirmek için çıktığımız yolda çok önemli sonuçlar elde ettik. Artık rüzgar, radyonun arkasından esiyor. El birliği ve dayanışma içinde hemen hemen tüm sorunları bitirdik. Artık radyoya daha fazla prestij kazandıran faaliyetlerin zamanı.” şeklinde konuştu. Yeni Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Belirlendi… Olcay Akay, İlhan Uzundurukan, Zafer İlik, Sibel Toprak Egemen, Murat Duran, Bülent Turan ve Serhat Karasu; Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği Yönetim Kurulu asil üyeliğine; Ali Şahinbaş, Yaprak Pamukçu, Melek Belge Şengel, Özay Şendir ve Ender Uslu ise Yönetim Kurulu yedek üyeliğine seçildi. Öte yandan Tolga Gündüz, Burak Can ve Mustafa Kıyıcıoğlu; Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği Denetim Kurulu asil üyeliğine; Ayşegül Akın Asal, Gökhan Üreten ve Burak Küçükvardar da Denetim Kurulu yedek üyeliğine seçilen isimler oldu. Seçim sonrasında ise 2 yıl süreyle görev yapacak olan Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği Yönetim Kurulu’nda aşağıda belirtilen şekilde görev bölümü yapıldı:

İşbirliği...

İşbirliği...

LG Türkiye, kreatif çalışmalarını iki yıldan bu yana olduğu gibi Gliese İstanbul’la yürütme kararı aldı. LG, bugüne kadar Gliese İstanbul ile birlikte tüketicilere dokunan yaratıcı çalışmalara imza atmıştı. Özellikle, Gliese İstanbul’un LG için gerçekleştirdiği çalışmalarla “The One Awards” kapsamında aldığı ödül, bu çalışmaları taçlandırmıştı. Gliese İstanbul, yeni dönemde de, LG’nin kurum kültürüne uygun içerikler üretmenin yanı sıra, sosyal ve dijital medyadaki değişime ayak uyduracak çerçevede kreatif işler tasarlamaya devam edecek. Kreatif ajans seçimi ile ilgili bilgi veren LG Türkiye Marka Pazarlama Müdürü Erkan Terzi “LG Electronics olarak birlikte yol aldığımız ajans ve gerçekleştirdiğimiz işbirlikleriyle amacımız daima en kaliteli ve en yaratıcı çalışmaları ortaya çıkartabilmek. Ürün kategorilerimizle ilgili tüm görsel çalışmaların hazırlanması için Gliese İstanbul’la 2 yıldır süren işbirliğimizi devam ettirme kararı aldık.” dedi.

Takım Tezgâhları Sanayici ve İşadamları Derneği (TİAD) Brandworks İletişim ile el sıkıştı Brandworks İletişim Danışmanlığı, Türkiye takım tezgâhları sektörü için itici güç görevi gören Takım Tezgâhları Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TİAD) kurumsal iletişim, etkinlik ve medya ilişkileri yönetimini üstlendi. İmalat sanayisinin temel üretim araçlarından olan takım tezgahlarının, tamamlayıcı ekipman ve takımlarının ithalatı, ihracatı ve imalatı alanında faaliyet gösteren sanayici ve işadamlarını bir araya getiren TİAD, kurumsal iletişim, lider iletişimi, kriz iletişimi ve kurumsal sosyal sorumluluk alanlarında hizmet almak üzere Brandworks İletişim Danışmanlığı ile anlaştı.

marketing europe & anatolia / 7




Teknoloji

Gülümse Çek, Bastır ve Paylaş...

lideri Canon, yeni ürünleri Zoemini S ve Zoemini C ile fotoğraf çekme deneyimini eğlenceye dönüştürüyor. Her anını fotoğraflayarak ölümsüzleştirmek isteyenlerin ellerinden düşüremeyecekleri Zoemini S ve Zoemini C, kullanıcılarına her dakika fotoğraf çekebilme ve baskısını alma olanağı sunuyor. Anını hikayeye dönüştürmeyi sevenlere ilham veren Zoemini S ve Zoemini C, hareket halinde kolayca baskı almaya ve fotoğraf çekmeye imkan tanıyan kompakt özellikleri ile eğlenceyi anında yakalıyor. Cebe sığan kom-

pakt boyutlarıyla her yere taşınabilen Zoemini S ve Zoemini C birbirinden şık tasarımları, zarif çizgileriyle de fotoğraf tutkunlarının yeni odağı oluyor. Canon Zoemini S ve Canon Zoemini C, müzik festivallerinden doğum günü kutlamalarına; düğünlerden tüm özel etkinliklere kadar her yerde gerek fotoğraf gerek selfie çekerek yaratıcılığın sınırlarını zorlama fırsatı sunuyor. Canon’un 2x3 inç (5 x 7,6cm) boyutlarındaki Zink™ yapışkan sırtlı fotoğraf kağıtları da yakalanan tüm anların mini baskılarının alınarak istenilen zeminlere yapıştırılmasına imkan tanıyor. Pembe, siyah and beyaz olmak üzere 3 farklı renk seçeneğine sahip Zoemini S, şık tasarımı ile dikkatleri üzerine çekiyor.

Dünyanın en akıllı bastonu... en akıllı bastonu WeWALK, görme engellilerin günlük hayatta karşılaştıkları sorunlara çözüm yaratmak amacıyla geliştirilen bir ürün. YGA (Young Guru Academy) ve Vestel mühendisleri tarafından tasarlanan dünyanın en akıllı bastonu WeWALK’un endüstriyel tasarımının altında Mete Mordağ imzası bulunuyor. Engel algılama, telefon entegrasyonu gibi devrimsel özelliklere

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 253 milyon görme engelli bulunuyor, geleneksel bastonlar görme engellilerin günlük hayatta karşılaştığı birçok soruna artık cevap veremiyor. Akıllı teknolojiler, nesnelerin interneti gibi kavramların gündelik hayatta kapladıkları yer artmaya devam ederken, bu teknolojilerin cevap verdikleri ihtiyaçların alanı da genişliyor. YGA ve Vestel mühendislerinin geliştirdiği ve Mete Mordağ’ın endüstriyel tasarımını üstlendiği dünyanın

10 / marketing europe & anatolia

sahip WeWALK, Mayıs ayında görme engelli kullanıcılarla buluştu. Amerika’nın inovasyon alanındaki en prestijli ödüllerinden biri olan Edison Altın Ödülü’ne sahip olan WeWALK, estetik ve ergonomik tasarımıyla da öne çıkıyor. Google Haritalar ve Alexa sesli asistanla entegre çalışan akıllı baston WeWALK, birçok teknolojik yenilik sunuyor. USB girişinden şarj edilebilen batarya, engelleri algılayan ultrasonik sensor, titreşimli uyarı motorlarının yanında, dokunmatik yüzeyi ve bluetooth bağlantısı sayesinde görme engellilerin telefonlarını ellerine almadan kullanabilmesini sağlıyor.


Teknoloji

“selfie” çeken buzdolabı... Bosch Ev Aletleri’nin, internet üzerinden uzaktan kontrol sağlayan Home Connect teknolojisi sayesinde, artık cep telefonu ve tablet üzerinden gönderilen resimlerle buzdolabının içini görmek ve market alışverişi yaparken eksikleri tespit etmek mümkün. “Yaşam için teknoloji” yaklaşımıyla yüksek teknolojili ürünler geliştiren Bosch’un, Home Connect teknolojili buzdolapları daha da geliştirildi ve buzdolabının içinin fotoğrafını çekerek cep telefonu ve tablete gönderme uygulaması eklendi. Bosch’un KGN56HI30N kameralı buzdolabının kapağı her açılıp kapandığında soğutucu bölmesinde yer alan iki kameradan biri otomatik olarak soğutucu bölmesinin, diğeri ise kapı raflarında gıdaların ve içeceklerin olduğu bölümün resmini çekerek kullanıcının cep telefonunda veya tabletindeki Home Connect uygulamasına gönderiyor. Kullanıcı, ev dışındayken örneğin market alışverişindeyken, Home Connect uygulamasına bakıp buzdolabının içindeki gıda ve içeceklerdeki eksiklikleri son fotoğraf üzerinden görerek alışverişini eksiklere göre yapabiliyor. Uygulama önceki 5 resmi depolama özelliğine de sahip. Bosch’un KGN56HI30N kameralı Home Connect buzdolabı, gıda

tanıma teknolojisi sayesinde buzdolabındaki gıdalar için ideal depolama alanları, ideal sıcaklık dereceleri ile ilgili bilgiler ve taze tutma önerileri sunma özelliğine de sahip bulunuyor. .

OPPO Reno... OPPO’nun yeni Reno serisinin ilk telefonu olan “Reno”,hem tasarımı hem de donanım özellikleri ile kullanıcıları sıra dışı bir yolculuğa çıkarıyor. Reno özellikle benzersiz pop-up kamerası ile dikkat çekiyor. Çekim sırasında açılan ve kapanan pop-up kamera, bu özelliği ile fark yaratan eğlenceli bir deneyim yaşatıyor. Ayrıca düşmeye karşı koruma mekanizması, telefonun düşmesini gerçek zamanlı olarak algılıyor ve herhangi bir hasarı önlemek için kamerayı otomatik olarak geri çekiyor.16 megapiksel çözünürlüğe sahip pop-up kamera, 1080p 30 fps hızında video kaydı da yapılabiliyor. Arkadaki ana kamera ise 48 megapiksel çözünürlüğünde performans gösteriyor. Reno, kamera özelliklerinin yanı sıra 6,4 inç büyüklüğünde çentiksiz panoramik ekran, 6GB RAM ve 256GB dahili hafıza özelliklerini taşıyor. Android9.0 Tabanlı ColorOS 6 Sistemi bulunan Reno’nun pil gücü ise 3765mAh (Typ). Şık tasarımları ile beğeni toplayan Reno’nun, “Okyanus Yeşili” veya“Karbon Siyah” renk seçenekleri bulunuyor. Zincir mağazalarda ve operatörlerde satışa sunulan OPPO Reno, mükemmel bir hediye seçeneği olarak dikkat çekiyor.

marketing europe & anatolia / 11



Köşe

( retorik)

Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com

Post-truth kurbanı olmayın...

Gerçekten ne olduğunun önemi var mı? Yoksa duygu ve gerçeklik bağlamından kopuk olarak kararlarımızı algılarımız mı yönetiyor? Son yıllarda sık sık duymaya başladığımız algı yönetimi ne menem bir şey ki politik alanda kendisinden bu kadar çok bahsettiriyor? Sorularının yanıtı belki de “post-truth politics” kavramında yatıyor.

söyleyin.” sözünden alan, ancak adının 1900’lü yıllarda konulabildiği “post-truth politics” hedefe giden yolda algı yönetimi ve manipülasyonu temel alırken, oluşturduğu ahlaki kirliliği meşrulaştırmasıyla yozlaşmanın önündeki setleri de yıkmış oluyor.

Yüzyılımızın politikacıları, iletişim çılgınlığı ve bilgi kirliliği içerisinde “post-truth politics”i çok sevmiş görünüyorlar. Gerçeklerin, algılar karşısında değersizleştiği, Kendime olan saygımdan ötürü yalan söylüyorlar yerine kamuoyunu manipüle etmek için gerçek dışı her söylemin gerçeği söylemiyorlar demeyi tercih ettiğim günümüz mubah kabul edildiği bu yeni politik akım, mesajlarıyla politikacıları için algı, gerçek, doğru, ahlaki olanın çok hayatımızın her noktasını kaplamış durumda. Siz de çok önüne geçmiş durumda. Bu yeni akım da gerçeği kendinize sık sık koca koca kanaat önderleri, liderler, söylemiyor olmalarının tüm ahlaki sorumluluğunu politikacılar, gazeteciler hiç yüzleri kızarmadan gün omuzlarından aldığı için artık, gerçekle gerçek olmayanı gibi aşikâr gerçekleri nasıl da eyip bükebiliyor diye birbirinden ayırmada kaynağın güvenilirliği kavramı soruyorsanız, bakmanız gereken yer tam da bu akım. da ortadan kalkmış oluyor. Eğer gerçeği öğrenmek 2016’da “post-truth” kelimesi Oxford Sözlük tarafından istiyorsanız yapmanız gereken, size kapalı istihbarat yılın kelimesi seçilmiş. Seçilmeyip de ne yapsın, duygu ulaşmadığına göre açık kaynaklarda karşılaştığınız ve anlamından soyutlanmış yaşamımızın yegâne enformasyonu kaynağı dikkate almaksızın algılama, mümessili olarak bence yüzyılın kelimesi seçilmeliydi. karşılaştırma, değerlendirme ve eleme filtrelerinizden geçirmek olacaktır. Bu yöntem de sizi gerçeğe Post-truth dilimize gerçek-ötesi, hakikat-sonrası, ulaştırmayabilir ama en azından algınızın kontrolünü post-olgusal gibi çevirilerle girse de sözün özü olarak başkasına bırakmamış olursunuz. doğruların, gerçeklerin, olguların değerini yitirmesi, gerçeklerin yerini sadece algı yönetimi için üretilmiş Burada belki de en acı olanı bu akımı benimseyenlerin olayların duygu ve anlamından kopuk yalanlara terk kendilerinin de bu akımın kurbanları olmasıdır. etmesi diye tanımlanabilir. Post-truth politics de bunun Politikacıların ya da onlar adına “post-truth politics” toplumsal yaşam ve siyasetteki yansıması olarak kapsamında algı yönetmeye çalışan kanaat önderleri, karşımıza çıkıyor. Asıl olarak temellerini Hitler’in gazeteciler ve diğerlerinin unutmaması gereken, propagandasını yapmasıyla tanıdığımız Joseph “post-truth politics” akımının kendilerine de gerçekleri Goebbels’in “Eğer bir yalanı yeterince uzun, yeterince söylemediğidir. Akım size hedefe ulaşmak için gerçekleri gürültülü ve yeterince sık söylerseniz, insanlar bükmenin etik dışı olmadığını telkin eder, oysa gerçek inanır. İnsanları, bir yalana inandırmanın sırrı, yalanı etiği çoktan terk ettiğinizdir. sürekli tekrar etmektir. Sadece tekrar, tekrar ve tekrar

marketing europe & anatolia / 13


Medya Dünyası

Görev değişiklikleri...

Yazılı Basında Görev Değişiklikleri •Takvim Gazetesi yazarı Şebnem Bursalı, Sabah gazetesine transfer oldu. •Hürriyet Akdeniz Yazı İşleri Müdürlüğüne Salim Uzun atandı. •Yeni Şafak’ta yazılarına ara verilen Kemal Öztürk, Sebîlürreşad dergisinde yazmaya başlayacak. •Sabah Gazetesi’nde yerel yönetimler alanında çok sayıda habere imza atan Aykut Gören, Altındağ Belediyesi’ne Basın Sorumlusu olarak atandı. •Gazeteci Volkan Memduh Gültekin, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Basın Yayın Koordinatörlüğü görevine getirildi. •Aydınlık gazetesiyle yolları ayrılan Rıza Zelyut’un yeni adresi Yurt Gazetesi oldu. Görsel Basında Görev Değişiklikleri •Halk TV Genel Müdürlüğü görevinde bulunan Şaban Sevinç, Twitter’dan paylaştığı mesajla istifa ettiğini duyurdu. •TGRT Haber kanalında 2 yıla yakın süredir Haber Koordinatörlüğü görevinde bulunan Bülent Çöltekin TV100’e transfer oldu. •TV100’ün son transferi ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin oldu. Emre Alkin, Nazlı Bolak ile birlikte Parasal adlı programla ekranlarda olacak. •Akşam Gazetesi’nde polis muhabiri olarak görev yapan Levent Albayrak TV100’le anlaştı. Albayrak, TV100’de polis adliye muhabiri olarak görev yapacak. •TRT Haber Daire Başkanı Yaşar Taşkın Koç görevinden istifa etti. •TRT’de devam eden yapılanma sürecinde görev değişiklikleri gerçekleşti. TRT 1 Kanal Koordinatörü Kurtuluş Zeydan, İç Yapımlar Dairesi Başkanı görevine getirilirken, Televizyon Dairesi Başkan Yardımcısı Cemil Yavuz, TRT 1’in yeni kanal koordinatörü oldu. •Dream TV ve Dream Türk’te Ebru İşcan ve Şeniz Duman’ın işine son verildi. •Hürriyet Gazetesi’nde görev alan Ceylan Sever TV100 14 / marketing europe & anatolia

ile anlaştı. Sever yeni adresinde Yargı muhabiri olarak görev yapacak. •Uzun yıllar Kanal D bünyesinde üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra Ay Yapım’a transfer olarak yapımcılık kariyerini başlatan Pelin Diştaş, Netflix bünyesine katıldı. Yeni adresini Instagram hesabından duyuran Diştaş, öncelikle Netflix’in Türkiye’deki alımlarından ve proje üretimlerinden sorumlu olacak. •CNN Türk’ten ayrılan kameraman Bilal Söyleyenoğlu, TV100’le anlaştı. •Ekotürk’te Genel Yayın Yönetmen Yardımcılığı görevine Ali Değermenci getirildi. •CNN Türk ile yollarını ayıran Ece Eliboloğlu Çalık Haber Global’in kadrosuna katıldı. Çalık, Haber Global’de editör olarak çalışmaya devam edecek. •Sunucu Hande Sarıoğlu, Habertürk TV kadrosuna katıldı. Kanalın spor bültenlerini sunması beklenen Sarıoğlu, ilk olarak Habertürk TV ekranlarında Emin Çağlar’ın moderatörlüğünü yaptığı Spor Saati programında Fatih Altaylı ile birlikte spor gündemini yorumlayacak. •TV 100 kadrosuna, sektörün deneyimli ismi Leyla Parlak katıldı. Parlak, Reklam Genel Müdürlüğü görevini üstlenecek. •Woman TV Yayın Koordinatörlüğü görevini sürdüren Mustafa Şahin bir mesaj yayınlayarak görevinden ayrıldığını duyurdu. Medya Dünyasından Diğer Haberler •İş insanı Necat Gülseven’in sahibi olduğu 3N Medya tarafından kurulan tv100 haber kanalı yayın hayatına başladı. •Discovery ile ücretsiz dizi ve film izleme platformu puhutv arasında stratejik içerik anlaşması imzalandı. •Kanal D ekranında eğlence ve bilginin bir arada olduğu Eylül Öztürk ile Hey Anne! programı izleyici ile buluşacak. Yapımcılığını PH Yapım Hülya Sepken’in üstlendiği, sunuculuğunu Eylül Öztürk’ün yaptığı program, Kanal D’nin hafta sonu ekranında çok yakında başlayacak. •Basın Konseyi’nin bu yıl ilk kez verdiği Basın Özgürlüğü Ödülü’ne, FOX TV Haber Merkezi ve cezaevine giren eski Cumhuriyet çalışanları layık görüldü. •Avrupa Türk Basın Yayın ve Gazeteciler Birliği, Sabah Gazetesi Almanya Koordinatörü İsmail Erel’e “Yılın En İyi Gazetecisi” ödülünü verdi. •Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu tarafından düzenlenen ve bu sene ikincisi düzenlenen Best Of Rumeli ödülleri sahiplerini buldu. Düzenlenen törende En İyi Gazeteci ödülüne Hulki Cevizoğlu layık görüldü.


Medya DĂźnyasÄą

marketing europe & anatolia / 15


Röportaj

Vernel’leyin Yumu Miray SARI Henkel Türkiye Vernel Marka Müdürü

Henkel bir aile şirketi; bu yüzden aile ile geçirilen zamanın önemini markaların amaçlarında da görüyoruz. Bu anlayışın yansıması olarak, 2019 itibarıyla yaptığımız yeni relansman ile artık konsantre segmentte yer alan Vernel Max ürünleri, şimdi giysilerde 100 güne kadar kalıcı ferahlık sağlıyor ve yumuşaklık veriyor. Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com - Bize biraz markanızdan bahseder misiniz? - Vernel, 1976 yılından beri Türkiye pazarında olan ve tüketicinin kalbini kazanmış bir marka. Sanırım Vernel markasını bilmeyen yoktur, hatta “Vernel’leyin Yumuşacık Olsun, Vernel’leyin Mis Gibi Koksun” cıngılı eminim ki herkesin hafızalarında yer etmiştir. Markanın amacı, hem ev kadınlarının hem de çalışan kadınların ve annelerin hayatlarını kolaylaştırmak, aileleriyle daha çok zaman geçirebilecekleri fırsatlar yaratmak. Henkel bir aile şirketi; bu yüzden aile ile geçirilen zamanın önemini markaların amaçlarında da görüyoruz. Bu anlayışın yansıması olarak, 2019 itibarıyla yaptığımız yeni relansman ile artık konsantre segmentte yer alan Vernel Max ürünleri, şimdi giysilerde 100 güne kadar kalıcı ferahlık sağlıyor ve yumuşaklık veriyor. - Rekabet açısından çok sayıda oyuncunun bulunduğu bir sektörde 16 / marketing europe & anatolia

markalaşma başarısının arkasında yatan dinamiği bizimle paylaşabilir misiniz? - Markalaşmadaki en kritik konu, bir markanın mesajını hedef kitlesine istikrarlı şekilde ve süreklilik içinde vermesidir bence. Vernel markası, yıllardan beri tüketicinin hayatını kolaylaştırmayı hedefliyor. Bunu, gerek pazara getirdiği inovasyonlarla gerek tüketiciye sağladığı yeni konseptlerle gerekse de farklı varyant alternatifleriyle yapıyor. Güçlü ve başarılı bir marka yaratmak ve tüketicinin sevdiği bir marka olmak, tüketicinin ihtiyaçlarını görerek sağlanabilir. Bu yüzden Vernel markası olarak, her yıl farklı tüketici analizleri ve testleri yapıyor; tüketicimizi anlamaya, ihtiyaçlarını görmeye çalışıyor ve onlara yeni çözümler önermeyi amaçlıyoruz. - Bulunduğunuz sektörde tüketici güveni ve sadakatini sürdürülebilir bir şekilde sağlayabilmek için nelere önem gösteriyorsunuz?


uşacık Olsun...


Röportaj

- Henkel, çamaşır ve ev bakım kategorisinde yıllardan beri aktif rol oynayan bir şirket ve her zaman tüketiciyi destekleyen konumuyla, oldukça güçlü bir güven algısı yaratmış durumda. Bunun için kendimizi her zaman tüketiciler için ulaşılabilir kılıyoruz. Her Vernel şişesinin arkasında yer alan tüketici hattımız, tüketicileri gün içinde desteklemeye hazır. Bunun dışında, özellikle hafta sonları birçok markette, tüketicimizi markamız ile ilgili bilgilendiren elemanlarımız bulunuyor. - Markanız açısından konumunuzu nasıl tanımlarsınız ve 2019 yılı için hedefleriniz nelerdir? - Vernel markası jenerik bir marka… 100 güne kadar kalıcı ferahlık relansmanımızla birlikte, 2019 yılı için hedeflerimiz büyük. Tüketiciye yeniliğimizi tanıtmak için onlara farklı mecralardan ulaşacağız, buna hem TV hem dijital hem de bire bir onlarla iletişimde olabileceğimiz farklı alanlar da dahil. Gerek Türkiye’de gerekse Avrupa ülkelerinde yapılan testlerle, ürünlerimizin güçlü performansını farklı kuruluşlardan onaylatıyoruz ve bu yüzden Vernel 18 / marketing europe & anatolia

Vernel markası jenerik bir marka... 100 güne kadar kalıcı ferahlık relansmanımızla birlikte, 2019 yılı için hedeflerimiz büyük

olarak ürünlerimize gerçekten çok güveniyoruz. Relansmanımız dışında bu yıl tüketicilere farklı bir konsept de sunacağız, onlara kendilerini şımartabilecekleri, zihinlerini arındırabilecekleri ve bu sayede modlarını yükseltecekleri, dinlendiren kokular sunacağız! - Vernel’in mevcut iletişim stratejisini bize değerlendirebilir misiniz? - Vernel markası, Türk Henkel Çamaşır ve Ev Bakım iş biriminin en büyük markalarından… Bu yüzden, yıl boyu tüketici ile iletişimde olacak şekilde planlarımızı yapıyoruz. Stratejimiz, tüketiciye alışılagelmiş yöntemlerle ulaşmanın dışında, farklı yollar da denemek. Dijitalleşme, günümüzde artık kaçınılmaz bir iletişim modeli... Eskiden tüketicilerin TV izleme sürelerini analiz ederken, artık bu analizlere internette ve sosyal mecralarda harcanan zamanı da ekledik. Biz de bu doğrultuda, hem TV’den hem de online mecralar üzerinden; video siteleri ve farklı sosyal medya hesapları ile tüketicilere ulaşmayı hedefliyoruz. - Influencer iletişimi ile Vernel’in dijital dünyada da aktif olduğunu gö-


Röportaj

rüyoruz. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz? - Yeni Vernel Max, 100 güne kadar kalıcı ferahlık relansmanını desteklemeye yönelik dijital platformlarda farklı uygulamalar yapıyoruz. Sosyal medya üzerinden ilk desteğimizi Sayın Ayşe Tolga ile yaptığımız iş birliğimiz ile verdik ve 100 günlük bir challenge başlattık. 100 günün sonunda, yeni Vernel Max’ın performansını hem Ayşe Hanım hem de diğer tüketicilerimiz görmüş olacak. Bunun dışında, Instagram ve Facebook’taki Vernel Max hesapları üzerinden, ürün yeniliğimizi yaratıcı içeriklerle tüketicilere anlatıyoruz. Demin de belirttiğim gibi, anneler bizim için çok özel... Bu yüzden Vernel ailesi olarak; 13 Mayıs Pazartesi günü, influencer’ların ve bazı ünlü isimlerin katıldığı bir Anneler Günü aktivitesi düzenledik. Katılımcıların çocukları, istedikleri çi-

Vernel ailesi olarak; Anneler Günü aktivitesi düzenledik

çekleri seçerek koku uzmanı eşliğinde, annelerine özel Vernel kokusu hazırladı. Bu aktivitenin geri bildirim etkilerinin çok pozitif olacağını düşünüyoruz.

marketing europe & anatolia / 19



Köşe Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com

İmaj devri!

( kelebeğin fırtınası)

Büyük şehirlerde yaşayan çalışan kesim için bayram demek genelde tatile gitmek anlamına geliyor. Hele de haftasonuyla birleştirip idari tatil 9-10 güne çıkarsa kaymaklı ekmek kadayıfı :) Bu yıl da beklenen oldu, üstelik son dakikaya kalmadan günler öncesinden duyurusu yapılarak uzun bir bayram tatili olacağı müjdesi verildi. Bundan sonra da özellikle sosyal medyada Turizm Bakanı’nın turizm şirketi olduğu için mi böyle erken duyuru yapıldı söylemleri çokça yayıldı. Nedeni nedir bilemem ama önceden açıklanması çok doğru bir yaklaşım. Herkes rahat rahat planını yapabilir, ne zaman nereye gidecek alternatifleri inceleyip daha doğru karar verir diye düşünüyorum. Turizm Bakanı için diğer bir eleştiri konusu da, şirketinin özellikle Yunan adaları seyahatleri için televizyonlara reklam vermesiydi. Turizm Bakanı başka bir ülkenin reklamını yapar mı? Bakan değil şirketi yapıyor. Seyahat özgürlüğü kapsamında dileyen istediği zaman istediği yere gidebilir. Bence öneriler, seçeneklerin artmasında sakınca yok, gidilemesinde sakınca var. Dünyanın en pahalı pasaportuna sahibiz. Bir pasaport harçlar, defter ücreti vs dahil 945 lira. Yani o reklamı yapılan Yunan Adalarına gitmek için önce 945 lira verip pasaport almak gerekiyor. Pasaport fiyatlarını düşürmek için yıllardır çalışmalarına devam eden benim de içinde olduğum Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri’ne de burdan sevgilerimi yolluyorum. Kredi ve kredi kartı borcu olanların sayısı arttıkça bankalardan hoşlanmayanların sayısı da arttı. Zor zamanlarda finansal destekle imdada koşan bankalar, borç ödemesi gecikince kabus gibi insanın üstüne çöküyor. Sonuç olarak insanlar banka sözcüğünü bile duymak istemiyor. ING Bank’ın yeni reklamlarını görünce acaba bu çok radikal bir kararın ardındaki nedenlerden biri bu olabilir mi diye düşündüm. ING ismindeki banka sözcüğünü attı. Artık sadece ING! Çünkü devir imaj devri! Hepinizin bayramını kutluyor, güzel bir tatil diliyorum.

marketing europe & anatolia / 21


Reklam Dünyası

Şıkel, Çetmen’in yeni reklam yüzü... Çetmen Mobilya, yeni dönemde yapacağı reklam ve tanıtım çalışmaları için Çağla Şıkel ile el sıkıştı. Çetmen Mobilya, yeni reklam yüzü olarak Çağla Şıkel ile bir yıllık anlaşmaya vardı. Yeni marka stratejileri ve söylemleri doğrultusunda oyuncu ve model Çağla Şıkel ile çok verimli bir iş birliği gerçekleştireceklerine inandığını belirten Çetmen Mobilya Pazarlama Direktörü Erhan Güngör: “Çağla Şıkel ile birlikte çalışacağımız için çok mutluyuz. Yeni dönemimizde müşterilerimize bir mobilya markasından fazlası olduğumuzu göstermek, evlerde bir değişim rüzgarı başlatmak istiyoruz. Çağla Şıkel’in modadan vazgeçmeyen, zevk ve stil sahibi bir anne olması, ayrıca deneyimlerini insanlar ile paylaşarak onlara büyük fayda sağlayan çalışmalara imza atması bu seçimimizde önemli rol oynadı.” diye konuştu. Salon, yemek odası, yatak odası, çocuk ve genç odası ürün portföyü ile 57. yılını geride bırakan Çetmen Mobilya, yeni döneminde müşteri portföyünü genişletmeyi ve açtığı yeni mağazalarla birlikte yıl sonuna kadar Türkiye genelinde toplam 100 mağazaya ulaşmayı hedefliyor.

Cem Yılmaz ve adidas’tan iş birliği... Sporun yaşamları iyi yönde değiştirme gücüne inanan adidas, Türkiye’de imza atacağı farklı projeler için Cem Yılmaz ile anlaştı. 2019 yılına ürünleri ve etkinlikleriyle hızlı bir başlangıç yapan adidas, Cem Yılmaz sürpriziyle de yılın geri kalanının eğlenceli ve aktif geçeceğinin işaretlerini verdi. Önümüzdeki süreçte Cem Yılmaz ve adidas iletişim çalışmaları kapsamında birlikte farklı projelere imza atacaklar. adidas ile yaptığı iş birliğine dair lansmanda konuşan Cem Yılmaz, “adidas yıllardır severek kullandığım, hayatımın içinden bir marka. Her zaman yaratıcıları destekleyen, yeninin peşinde koşan ve ilham veren bir marka ile birlikte projeler geliştirmekten mutluluk duyacağım. Beraberce yepyeni, yaratıcı işler yapmak dileğiyle” dedi.

22 / marketing europe & anatolia


Reklam Dünyası

Bensu Soral, Koton’un marka yüzü... Bensu Soral Koton’un Elbise Kampanyası İçin Alaçatı Sokaklarını Fethetti Bensu Soral, marka yüzü olduğu Koton için bir kez daha kamera karşısına geçti. Koton’un yaz sezonu elbise modellerini tanıtan Soral, Alaçatı sokaklarında renkli karelere imza attı. Bensu Soral, 2019 Yaz Koton elbise modelleriyle ekranlara geliyor. Marka yüzü olduğu Koton için ikinci kez kamera karşısına geçen Soral, Alaçatı sokaklarında ve Delikli Koy’da gerçekleşen çekimlerde enerjisiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Koton’un mini, midi ve maksi olmak üzere her boyda hazırladığı, renkli ve bol desenli elbiseleriyle sezonun trendlerinin ip uçlarını veren Soral, ‘Moda ne dersen? Elbise sezonu’ diyor. ‘Elbisede fırfır, küpeyle yakışır. Renkler canlı canlı, çantada hasır. Uçuş uçuş kumaşlarla, feminen detaylarla, kendine güven her adımda’ sözlerine sahip reklam jingle ile kombin önerilerini de paylaşan Bensu Soral ‘Sezonun en moda elbiseleri Koton’da, Elbiseni Koton’a Sor Al’ mesajına vurgu yapıyor.

#BaktığındanFazlasınıGör... ve ses ilişkisinin mükemmel uyumunu yakalayan önemli bir parça olarak karşımıza çıkıyor. HUAWEI’nin ikinci kez Türkiye’de çekilen ve tüketicileri ülkemizdeki alternatif rotaları keşfetmeye çağıran Huawei P30 Pro reklam filmi, yine akıllara kazınan farklı müziği ile büyük ses getirdi. Müzik yaratılırken; Kayseri’nin Yılkı Atları’yla ünlenmiş Hürmetçi Sazlığı, Antalya’nın doğal güzellikleriy-

HUAWEI yeni müziği ile yine duyguları fethetmeye devam ediyor! HUAWEI, ikinci kez bir ürün lansmanı için Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde çekilen reklam filminde alışılmışın dışına çıkarak, Türk ezgileriyle yorumlanmış Deephouse türünde bir müzik yarattı. Huawei P30 Pro reklam filmi için özel olarak hazırlanan “Baktığından Fazlasını Gör” isimli müzik; görüntü

le büyüleyen Kekova Körfezi ve son zamanlarda doğasıyla tüm dikkatleri üzerine çeken Rize’nin Huser Yaylası gibi tamamı Türkiye’de çekilen görüntülerin yarattığı hissin, müzik yoluyla izleyicilere geçmesi hedeflendi. İzleyicileri adeta etkisi altına alan Huawei P30 Pro reklam filmi müziği, Türk motifleri ve ezgileri taşıyan enstrümanlar olarak bağlama ve duduk kullanılarak oluşturuldu. Cenk Çelebioğlu imzası taşıyan müzik, görüntü ve ses ilişkisinin mükemmel uyumunun yakalanması için yönetmen Turgut Akaçık ve Pure Kreatif Direktörü Öncü Doğu Gürsoy’un ortak çalışması sonucunda yaratıldı.

marketing europe & anatolia / 23


DeÄ&#x;i


Röportaj

işimi Öngörmek... Nuray Akmeriç Kariyer ve İlişki Sistemleri Koçu & Akmeriç Koçluk Danışmanlık Eğitim Hizmetleri Kurucusu Tartışmaları uluslararası boyuta taşan, son derece farklı bir seçim sürecini geride bıraktık. Mart ayında gerçekleştirilen yerel seçimlerin kendisi ve etkisi, uzun yıllar konuşulacağa benziyor. Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com - Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? -Profesyonel iş yaşamımda değişik rollerim oldu. Genel Müdürlük rolünü 2009 yılında bıraktım. 2010 yılından bu yana koçluk, mentorluk ve danışmanlık yapıyorum. Sürekli öğrenmenin gücüne inanıyorum, bu yüzden de öğrencilik rolüm hala devam ediyor. Lisansımı ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği’nden, yüksek lisansımı İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden aldım, halen felsefe lisans öğrencisiyim. Koçluk eğitimlerimi ve sertifikalarımı, Kariyer Koçluğu ve İlişki Sistemleri Koçluğu alanlarında iki farklı koçluk okulundan aldım. Uluslararası Koçluk Federasyonu’nun profesyonel koçluk akreditasyonuna sahibim. Özel yaşamımda iyi bir eş, anne ve vatandaş olduğumu düşünüyorum. Profesyonel işlerimin yanı sıra gönüllü çalışmalar yapıyorum. Uluslararası Koçluk Federasyonu ve ÇYDD’nin üç farklı koçluk projesinde proje koordinatörlüğü yapıyorum. Kariyer ve kişisel gelişim üzerine yazdığım “Kariyerimde İkinci Bahar” adlı kitabım Ekim/2013’de yayınlandı.

- Sektörler ve şirketler sürekli değişen gündem ve piyasa şartlarından etkileniyor. Bu noktada şirket ve yöneticiler değişimi nasıl öngörmeli ve değişime nasıl ayak uydurmalıdır? -Tartışmaları uluslararası boyuta taşan, son derece farklı bir seçim sürecini geride bıraktık. Mart ayında gerçekleştirilen yerel seçimlerin kendisi ve etkisi, uzun yıllar konuşulacağa benziyor. Elbette seçim analizini siyasetçilere, akademisyenlere ve bilimsel/saha araştırmaları yapan kuruluşlara bırakmak çok daha yerinde olacaktır. Benim asıl değinmek istediğim, seçim gibi, ekonomik krizler gibi, köklü denebilecek değişim eşiklerinde, “ekonomik hayat bağlamında geleceğin öngörülebilmesi” ve “şirketlerin, böylesi dönemlerdeki karar ve tavırlarıyla, geleceklerini yönlendirebilme becerilerini artırmaları” konularıdır. Değişimi Öngörebilmek ve Pazarlama Ekonomi, çok temel bir tanımlama olarak, insanların hayatlarını sürdürebilmeleri için ürün ya da hizmet karşılığı bedel ödedikleri bir süreç olarak tarif marketing europe & anatolia /25


Röportaj edilebilir. Günümüz dünyasında sürekli eklenen çeşitli bileşenlerle biraz daha karmaşık hale gelmiş olsa da, ekonomi denilen olguyu bu eksende düşünebiliriz. Evet, ekonomiye, yeni ihtiyaçlarla yeni bileşenler sürekli ekleniyor. Başka bir ifadeyle, inanılmaz dinamik bir yapıdan bahsediyoruz. Tüm süreçte değişmeyen neredeyse tek şey, sürecin oyuncusunun, duygu, düşünce ve farklı tepkileriyle ‘insan’ olduğu gerçeği… Bu sürecin herhangi bir yerinde bir aksama ya da iyileşme olursa ve/veya malı-hizmeti alacak kişinin hayat akışında kötüye ya da iyiye doğru bir değişim oluşursa; bu kişinin beklentileri, ihtiyaçları ve istekleri de farklılaşacaktır. Bir insan olduğu genelde unutulan “tüketici”nin değişen ihtiyaçlarını, alışkanlıklarını takip etmeden; onu aynı varsayıp, aynı hizmeti ya da aynı ürünü, aynı biçimde sunmaya devam edebilmek mümkün müdür? Hele ki, günümüz giderek dijitalleşen ortamında… Bu gerçeğe bir de, seçimler gibi, ekonomik ve toplumsal krizler gibi olağanüstü dönemlerdeki değişimleri eklersek; konu çok daha hayati hale gelecektir. - Bu noktada sorulması gereken sorular nelerdir? -‘Müşterilerimizi tanıyor muyuz?’ temel sorusundan başlayıp; ‘Onun sosyal alışkanlıklarını, dünya görüşünü biliyor muyuz?’, ‘Kime, hangi hizmeti, hangi dönemde sunmalıyız?’, ‘Rekabet keskinleşiyor, büyük oyuncular/ülkeler değişiyor, nasıl yaparız da, şirket girdi çıktılarını daha verimli hale getiririz?’, ‘Bu sene üniversite sınavını kazanan ve 5 yıl sonra iş hayatına atılacak olan genç insanlar için şimdiden bir şey yapmalı mıyız?’, ‘Seçim, ekonomik ve toplumsal krizler gibi önemli gündemlerde, üst yöneticilerimizin ya da firma sahibimizin alacağı tavırların hedef kitlemizde yaratacağı etki öngörülebilir mi?’ gibi birçok stratejik soruya cevaplar bulmak gerekiyor. Bu konuda kendince bir yol 26/ marketing europe & anatolia

Kısacası günümüzün kilit taşı, “değişimi öngörmektir”. izleyenler de var; profesyonel çözümlere yönelenler de… Ama hemen herkesin buluştuğu ortak nokta, değişimin yönünü, kapsamını tahmin etmeye, öngörmeye çalışmak. -Kurumlar yaşanan değişimlerden nasıl etkileniyor? - Kurumlar; özellikle çok büyük ulusal ya da çok uluslu kurumlar, yelkenli tekne gibidir. Seyir esnasında bir derecelik ufak gibi görünen bir sapma, varış noktasının çok uzağına düşülmesine neden olacağından, hedef odaklı süreç yönetimi gerektirir. Günümüz iş dünyası, veriye dayalı, ufak ve çabuk değişimleri zorunlu kılan ve hızla dijitalleşen bir dönemden geçiyor. Kısacası günümüzün kilit taşı, “değişimi öngörmektir”. Pazarlama gurularından Don Peppers, önemli olanın değişimleri yakalamak ve satışı artırırken değeri yükseltmek olduğunu vurgulayıp, ‘Bunun yolu, şirketlerin müşteriyi elinde tutarak daha fazla satış yapması, bunun karşılığında da, değişikliklere göre, müşterinin ihtiyaçlarına yönelik bir şeyler yaptığını göstermesinden geçiyor’ derken; işin ruhunu

ifade etmiş oluyor. -Şirketler bu noktada değişimi nasıl öngörebilirler? Değişimlerden olumsuz etkilenmemek için kurumlara ve yöneticilere ne önerirsiniz? - İnsanın kendisi için iyi olana aklını kullanarak ulaşması gibi, işletmeler de, iyiyi, kötüyü ya da yapması, yapmaması gerekenleri yerli yerinde sınıflandırarak; doğru zamanda, doğru yerde ve değişimin yönünü ve kapsamını doğru okuyarak, ‘Biz sizin için bir şeyler yapıyoruz; hem de yeni bir şeyler yapıyoruz ve sizleri gerçekten önemsiyoruz!’ mesajını net bir şekilde iletebilmek zorunda. Bunun için de sistemli olmak durumundalar. Şirketin içeriye ya da dışarıya dönük bütün hareketlerini iyi analiz etmek, raporlamak, bu verileri belirli periyotlarla değerlendirmek ve böylece önünde neler olabileceğini maksimum veriyle öngörmek rekabette markaları öne geçirecek küçük adımlardan sadece birkaçı. -Değişimi öngörememenin sonucunda yaşanan krizler ve kriz yönetimi konularında neler söylemek istersiniz? - Duygusal bir toplum olan Türk toplumunda siyasal veya toplumsal olayların etkisiyle zaman zaman marka boykotları yaşanıyor. Bu boykotlar, değişimi ve


Röportaj

geleceği öngörebilmenin önemini çok net ortaya koyuyor. Ekonomi ve pazarlama, yine genel bir tanımlamayla ‘kitlesel”dir. Her markanın farklı hedef kitleleri elbette vardır ama aynı zamanda geniş anlamda topluma da seslenir markalar. Ve ekonomik anlamda var olan bir hedef kitle; aynı zamanda sosyolojik ve siyasi anlamda da ortak davranacak, kader birliği edecek homojen bir kitle anlamına gelmez genellikle. Ve her hedef kitle; her şey gibi değişir. Siyasal veya toplumsal olaylar sırasında yaşanan, bazı markaları boykot etme olgusuna, bu açıdan yaklaşmak gerekiyor. Eğer sadece, belirli bir dünya görüşüne sahip bireylerin oluşturabileceği, görece dar bir ekonomik hedef kitleye yönelik spesifik bir ürün pazarlamıyorsanız; bir markanın üst düzey yöneticisi olarak, toplumsal ve siyasi olaylar sırasındaki tavrınız ve yaklaşımınızda çok dikkatli olmak zorundasınız. Yapacağı-

Geçmişini bilmeyen devletler, geleceklerini öngöremez. nız açıklamaların, alacağınız tavırların yaratacağı etkileri öngörebilmelisiniz. Ve elbette hedef kitlelerin de değişen bireyler olduklarını unutmadan. Çünkü en tepe marka sözcüsü olarak, marka ile birebir özdeşleştiriliyorsunuz. Değişimi öngörebilmenin bir boyutu da; krizleri yönetebilmekten geçiyor. Hangi değişimin, hangi özellikleriyle, ne ölçüde kriz potansiyeli taşıdığını öngörebilmek ve bunlarla ilgili, olası tüm senaryoları, görevlendirmeleri ve aksiyonları içeren kriz eylem planını hazırda tutmak ve sürekli güncellemek gerekiyor. Değişimi her açıdan öngörebilmek, marka olarak hem bugününüzü ve hem de gelecekteki yerinizi sağlamlaştırıyor. -Değişim denince akla ilk gelen konulardan biri de dijitalleşme. Siz bu

konuda neler söylemek istersiniz? - Değişimi öngörebilmenin en önemli boyutlarından birisi de gittikçe dijitalleşen dünyada rekabet gücünü elde tutabilmek. Dijitalleşen dünyada kurumlar pazarlama stratejilerini 3 alanda değişime paralel güncellemeleri gerekiyor. -Müşteri satınalma davranışlarını, büyük veriyi (“big data”) dikkate alarak analiz etme -Sosyal medyanın önemli bir rol oynadığı pazarlama ortamında marka sağlığını ve itibarını yönetme -Dijital pazarlamanın etkinliğinin ölçümlenmesi ve değerlendirilmesi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “geçmişini bilmeyen devletler, geleceklerini öngöremez” sözünü sık sık hatırlarım. Bu sözü dijitalleşen dünyaya uyarlarsak, tıpkı bir devlet gibi geçmiş müşteri deneyimlerine sahip çıkamamış, inceleyip yorumlayamamış şirketler geleceklerini ancak yaşadıkları zaman görebilirler. marketing europe & anatolia / 27



Kampanyalar

Hayat Sana Şölen...

Şölen, yeni kampanyasında hayatın en gerçek, en sıcak, en samimi, ve bir o kadar da en değerli anlarına sahip çıkarak “Hayat Sana Şölen” diyor. Reklam filminde, gerçeklik, samimiyet, dostluk ve paylaşma temalı kısa öykülerle hayatın Şölen’le şölene dönüşeceği vurgusu yapılıyor. Yaratıcı ajansı VMLY&R İSTANBUL olan, 30’a yakın mekan ve yüzlerce oyuncuyla hazırlanan keyifli reklam filminin yönetmen koltuğunda ise Tolga Karaçelik oturuyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Şölen Reklamveren Temsilcileri: Hayat Kapukaya Turaman, Esin Işık, Mehtap Şahin, Serda Renkli Reklam Ajansı: VMLY&R İstanbul Yönetici Kreatif Direktör: Ayşe Aydın Erdoğan Kreatif Direktör: Mehmet Güney Yaratıcı Grup Başkanı: Mustafa Özmal, Uğur Sönmez Yaratıcı Ekip: Ümit Aydın, Mesut Koçarslan, Cem Altun, Utku Gümüş, Ozan Yücekuş, Aleyna Korkmaz Müşteri ilişkileri: Aşkın Baş, Deniz Atalay Stratejik Planlama: Dilek Terliksiz, Koray Serin, Burcu Yurtseven, Özge Sargın Ajans Prodüktörü: Alihan Dobada, Baran Saraç, Zeynep

Tanyeli Müzik Yapım Şirketi: Battaniye Jingle Yapım Şirketi: Anima Istanbul Yönetmen: Tolga Karaçelik Post Prodüksiyon: Anima Istanbul

marketing europe & anatolia / 29


Kampanyalar

Neşe Kaynağı Uludağ Limonata... Uludağ Limonata için hazırlanan yeni reklam filmi, ramazan neşesini ekranlara taşıyor. Otomobillerinin lastiği patladığı için yolda kaldığını gördüğümüz bir grup gencin yardımına pideleri ve yeni şişesinde Uludağ Limonata ile iftara giden yaşlı bir adam yetişiyor. Yaşlı adamın davet ettiği gençler aile ile birlikte neşeli bir iftar sofrasına konuk oluyor. Film “Bizim sofralarımızda bizim geleneğimiz paylaşılır” sloganıyla sona eriyor. Kampanya Künyesi Reklam Ajansı: Güzel Sanatlar Reklamveren: Uludağ İçecek Reklamveren Ekibi: Ömer Kızıl, Aslı Uzun, Oğuz Güleryüz Yaratıcı Ekip: Tolga Suna, Metehan Örnek , Fatmanur Küçükkuzucu, Kemal Hayıt, Mertcan Karpınar, Kıvanç Şenay, Elçin Zor Müşteri İlişkileri: Gözde Şengüler, Selen Öngör, Tutku Top Stratejik Planlama: Ozan Karaman Ajans Yapımcısı: Melis Bircan, Uğur Egemen İres Yapımevi / Yönetmen: Spark Film / Kıvanç Baruönü

Annelik Günü... Vodafone, Anneler Günü için annelik kavramını geniş bir perspektiften ele alan, duygu yüklü bir reklam filmi hazırladı. “Annelik Günü” temalı reklam filminde, “Bir çocuğa sevgisini, bilgisini, sabrını ve hayallerini veren herkes bizce annedir. Tüm annelerin ve annelerin yokluğunu hissettirmemek için çabalayan herkesin Annelik Günü kutlu olsun” mesajı veriliyor. VMLY&R Team Red İstanbul tarafından hazırlanan reklam filminde, yatılı bir okulda öğrencilerin her ihtiyacıyla ilgilenen bir öğretmen, kızını sabah okula hazırlayan bir baba, torunuyla ilgilenen bir büyükanne ve okul bahçesinde düşen öğrencinin yarasını saran bir öğretmen betimlemeleriyle, anne olmasa da çocuklara bir anne gibi sevgi ve şefkat ile yaklaşan bireyler görüntüleniyor.

Art Direktör: Uğur Şay Reklam Yazarı: Emir Yasin Yavuz Müşteri İlişkileri: Kübra Sabancı Kampanya Künyesi Stratejik Planlama: Koray Serin, Özge Sargın Reklamveren: Vodafone Türkiye Ajans Prodüktörü: Ebru Uluçınar Reklamveren Temsilcisi: Esra Süzme, Eda Biber, Melis İnProdüksiyon Şirketi: Spark ceoğlu, Sezer Derkuş Yönetmen: Ozan Yalabık Reklam Ajansı: VMLY&R Team Red İstanbul Post Prodüksiyon: 1000Volt Yönetici Kreatif Direktör: Ayşe Aydın Erdoğan Müzik: Arda Algül / Mono Jingles Kreatif Direktörler: Erkan Kaya, İlker Dağlı 30 / marketing europe & anatolia


Kampanyalar

CardFinans’tan Ramazan filmi... Kampanya Künyesi Reklam: Unutulan Pide Reklamveren: QNB Finansbank/CardFinans Reklam Ajansı: Rabarba Reklamveren Yetkilisi: Armağan Engel, Banu Akyıl Akıncı, Rengin Çavdar, Ecem Taşçı Yönetici Kreatif Direktör: Pemra Ataç Açıktan Kreatif Direktör: Murat Yaylagül Kreatif Ekip: Umut Geldiay, Emir Yasin Yavuz, Onur Evin, Burak Gürses, Kerem Aydın Strateji: Oğuz Savaşan Müşteri İlişkileri: Gökhan Akbay, Sibel Sezgin, Nagihan Ahlatcı Prodüksiyon: Gökhan Akbay, İpek Arabacıoğlu, Didem CardFinans, Ramazan’a özel reklam filmlerinde bu kez de Aydın, Sena Alpsan pideyi başrole taşıyor. Medya Planlama/Satınalma: People Initiative CardFinans, Ramazan Film’inde de izleyenlere duygusal bir Yapımevi: Filmpark tondan sesleniyor. Bazı karar anlarında yapılan seçimlerin Yönetmen: Koray Ağzıyağlı insanların hayatlarında yarattığı manevi mutluluğun altını çi- Yapımcı: Oğuz Ongun zen reklam filminde “Hayat Aldıklarından Fazlasıdır” sloganı Müzik: Jingle Jackson vurgulanmaya devam ediyor.

Efsane Sensin... Head&Shoulders ve başarılı şarkıcı Edis, büyük ses getirecek bir iş birliği ile yaza damga vurmaya hazırlanıyor. Geçen yaz Head&Shoulders için hazırladığı jingle ile “Kafanı Ferah Tut” diyen Edis, bu sene “Efsane Sensin” diyerek gençlere ilham verecek. Dünyanın 1 numaralı şampuanı* Head&Shoulders, başarılı şarkıcı Edis Görgülü ile ortaya koyduğu şarkıda, gençlere özgüven aşılamaya devam ediyor. Sözleri Edis’e ve Onur Özdemir’e ait olan ve yaza damgasını vurmaya hazırlanan şarkının prodüktörlüğünü Ozan Çolakoğlu yaptı. Head&Shoulders için motive edici, dinamik ve gençleri harekete geçirecek bir parça hazırlayan Edis, klibindeki cesaret ve özgüven temasıyla, gençlere; kalıplaşmış düşüncelerden kurtulduklarında ve kendilerine güvenip asla pes etmeden mücadele ettiklerinde başarılı olabileceklerinin mesajını veriyor. Edis bu yaz ‘Efsane Sensin’ dediği bir yaz şarkısı ile gençleri dans etmeye ve kalıpları kırmaya davet ediyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Head&Shoulders Reklam Ajansı: Publicis One Türkiye & DTV

Reklamveren Temsilcisi: Damla Uygur, Burcu Teberik, Gonca İlkmen Yaratıcı Ekip: Publicis One Türkiye, DTV Prodüksiyon Şirketi: BON Production Yönetmen: Gülşen Aybaba Görüntü Yönetmeni: Murat Akay Söz /Müzik: Edis Görgülü & Onur Özdemir

marketing europe & anatolia / 31


Kampanyalar

Doğallık herkesin hakkı... Çevreyi ve doğayı koruyan, yüzde 100 doğal cilt bakım, kişisel bakım ve ev bakım ürünleri üreten Siveno’nun ilk televizyon reklamı yayına girdi. Çekimleri Zekeriyaköy’de gerçekleştirilen reklam filmi “Doğallık herkesin hakkı” yaklaşımı ile aileler için yüzde 100 doğal ve sürdürülebilir bir dünya sunuyor. Kampanya Künyesi Ajans: Stratejist Creative Communications Agency Müşteri: Siveno Ajans Başkanı: Sedef Senar Kreatif Supervisor: Ümit Ülker Kreatif Direktör: Mithat Çatan Art Director: Ziya Levent Şarkış Copywriters: Derya Petkov - Serpil Kahraman Production: Space Kidz Executive Producer: Uğur Bakan Director: Mali Arsan Dublaj: Melodika Seslendirme: Sema Mağara

Fibabanka, yeni reklam yüzü; Hızlı... Fibabanka, yeni reklam yüzü “Hızlı” ile Türkiye’nin en sevilen bankası olma vizyonunu reklam kampanyasına taşıyor. Fibabanka, vadesiz hesabın özgürlüğünü vadeli hesabın getirisiyle birleştiren Kiraz Hesap mevduat ürününün özelliklerini hızlı, akıllı ve sevimli tavşanı Hızlı ile ön plana çıkartırken aynı zamanda, yeni nesil bankacılık hizmetlerini müşterilerinin ayağına getirdiğini vurguluyor. Kampanya Künyesi Kampanya: Fibabanka Kiraz Hesap Reklamveren: Fibabanka Reklamveren Marka Ekibi: Deniz Güney, Merve Çağlar Reklam Ajansı: Alametifarika Kreatif Direktör: Odisseas Sevsevme, Ozan Özüm Özbey Yaratıcı Grup: Anıl Bağcık, Dilan Bayar, Mert Göker, Senem Dalgıç, Kerem Akyıl Müşteri İlişkileri: Duygu Yılmaz 32 / marketing europe & anatolia

Stratejik Planlama: Berra Katlav, Alara Akkamış Prodüksiyon: Merve Haklı, Övgü Akgürgen, Teğin Polat Prodüksiyon Şirketi: Terfilm Yönetmen: Serdar Erener Görüntü Yönetmeni: Veli Kuzlu Müzik: Nilinişleri Medya Ajansı: Cereyan


Kampanyalar

Akıllı Hareket... olarak belirlendi. Reklam filminde, 3 farklı karakterin günlük hayatlarında içinde bulundukları anı kurtarmak için keşfettikleri pratik çözümler ile yarınları için plan yaparken AvivaSA Mobil’in onlara sunduğu fonksiyonlar, “Akıllı Hareket” söylemi üzerinden anlatılıyor. Kampanya Künyesi Reklam Veren: AvivaSA Emeklilik ve Hayat A.Ş. Reklam Veren Temsilcileri: Zeynep Karaman, Özgecan Okay,Melis Topçu,Ezgi Erdem, Zeynep Erkasar AvivaSA Mobil’in yeni reklam filmi yayında. Reklam filmi moYaratıcı Ajans: Promoqube bil uygulamanın öne çıkan özelliklerini “Akıllı Hareket” konGenel Müdür: Korhan Kurt septi üzerinden anlatıyor. Yaratıcı Ekip: Nükte Yıldırım, Merve Yapıcı, Didem Dezer AvivaSA Mobil için hazırladığı yeni reklam filmi dijital mecraMüşteri Ekibi: İpek Gündüz, Onur Erdem larda yayına girdi. Prodüksiyon Şirketi: Hacıyatmaz Film AvivaSA’nın sosyal medya ve dijital iletişim faaliyetlerini yüYönetmen: Ali Can Zeren rüten ajansı Promoqube imzası taşıyan reklam filminin konsepti, mobil uygulamanın ruhunu yansıtan “Akıllı Hareket”

Her Koşulda Güçlü... Sensodyne Promine, 7 denizin hakimi olmaya kararlı açık su yüzücüsü Emre Erdoğan’a sponsor oldu. Emre Erdoğan ile iş birliğini reklam filmine de taşıyan marka; “Her Koşulda Güçlü” temasıyla yeni bir reklam kampanyasına başladı. Özel bir senaryoya bağlı kalınmadan çekilen reklam filmi, Emre Erdoğan’ın cümleleri ve gerçek hayatından yakalanan anlardan hazıreryüz landı. 62 kişinin görev aldığı reklam filmi, toplam 30 saatte çekildi. İzmir’de dört farklı Yaratıcı Ajans: Grey Londra & 4129Grey mekanda yapılan çekimlerde Emre Erdoğan 7,5 saat yüzdü. Yaratıcı Yönetmen: Orhan Toraman Yaratıcı Grup: Eray Hökelek, Selen Eşit Marka Yöneticisi: Hande Çetin, Cansu Öngüner, Kampanya Künyesi Simay Yaman Reklamveren: Sensodyne Promine Marka Ekibi: Yusuf Ziya Korkulu, Bengi Sevik, Özge Özgül- Prodüksiyon: Hogarth İstanbul

marketing europe & anatolia / 33


Kampanyalar

Yataşşşşşş... Yataş’ın “Yatak Alırken Tam Aradığım Şeyler” sloganıyla yola çıkan ve Ali Taran imzasını taşıyan reklam kampanyası, üç yeni reklam filmiyle devam ediyor. Oyuncu Seda Bakan, Selçuk Yöntem ve Metin Tekin’in rol aldığı reklam filmlerinde doğru yatak seçiminin önemine vurgu yapılıyor Kampanya Künyesi Marka /Şirket adı: Yataş Bedding Reklam Veren: Yetkilileri: Selmin Gündoğdu, Elif Okuklu, Yüce Şahinel Reklam Ajansı: Ali Taran Creative Workshop Yaratıcı Ekip: Ali Taran Creative Workshop Stratejik Planlama: Ali Taran Creative Workshop Müşteri İlişkileri: Ali Taran Creative Workshop Ajans Prodüktörü: Ali Taran Creative Workshop Prodüksiyon Şirketi: Atlantik Film Yönetmen: Aksel Özcan Prodüktör: Kaan Mestut Medya Ajansı: Mindshare Kullanılan Mecralar: TV, İnternet Muzik: Jingle House

QNB Finansbank, reklam filmi... “QNB Finansbank, her zaman yanınızda” mottosunu vurguladığı yeni kampanyasının ikinci reklam filmini yayınladı. Kampanyanın ikinci filminde bayram masrafları nedeniyle giderleri artan bir aileyi ne yapacağını bilemez bir halde düşünürken buluyoruz. Selma Ergeç’in hayat verdiği finansçı karakteri yine ailenin tam ihtiyacı olan anda ortaya çıkarak, bayrama özel ihtiyaç kredisini ve “QNB Finansbank her zaman yanınızda” mesajını bir kez daha izleyicilere hatırlatıyor. Kampanya Künyesi Reklam: QNB Finansbank Her Zaman Yanınızda-Bayram Kredi Filmi Reklamveren: QNB Finansbank Reklam Ajansı: Rabarba Reklamveren Yetkilisi: Armağan Engel, Nilgün Bosum, Burcu Zorba Yönetici Kreatif Direktör: Pemra Ataç Açıktan Kreatif Direktör: Murat Yaylagül Kreatif Grup Direktörü: Elif Özüdoğru Kreatif Ekip: Volkan Yanık, Gamze İçhedef, Ayça Eriş, Bora 34 / marketing europe & anatolia

Uz, Hazal Zorba, Alican Kılıçoğlu, Ertunç Gün Strateji: Oğuz Savaşan Müşteri İlişkileri: Gökhan Akbay, Sibel Sezgin, Ceren İlterman Prodüksiyon: Gökhan Akbay, Didem Aydın Medya Planlama/Satınalma: People Initiative Yapımevi: Filmpark Yönetmen: Bahadır Karataş


Kampanyalar

Hepsi bir yana Pepsi bi yana... Kampanya Künyesi Reklamveren: PepsiCo/ Pepsi Reklamveren Yetkilisi: Aslı Önder, Tansu Çimitay, Mert Yörür, Çağla Akyüz Reklam Ajansı: Titrifikir Kreatif Direktör: Emre Gökdemir, Aren Selvioğlu Kreatif Ekip Lideri: Andaç Erkök Kreatif Ekip: Çağrı Akgül, Sedat Potur, Cemre Yardımcı Marka Ekibi: Dilek Sezen, İrem Altuğ, Taner Aykut, Ece Aydınalp Stratejik Planlama Ekibi : Kerem Sabuncu, Alper Çetik, Merve Oynargül Ajans Prodüktörü: Ediz Alptekin, Onur Bilge, Mustafa Kul Prodüksiyon Şirketi: 25 Film Post Prodüksiyon: 1000 Volt Pepsi’nin yeni reklam yüzü Beyazıt Öztürk (Beyaz), marka- Yönetmen: Ali Taner Baltacı nın yeni reklam filminde “Hepsi bir yana Pepsi bi yana” diye- Müzik Yapım: Nilin İşleri/ Onur Karaibrahimgil cek. “Türkiye’de Pepsi içmeyen kalmasın” mesajının verildiği Kullanılan Mecralar: TV & Digital eğlenceli reklam filminde, milyonların sevgilisi Beyaz, herkesi Pepsi’nin yüzde 59’la kazandığı tadım testlerine davet ediyor.

#aileoluruz... Bayramların ve bayramlaşmanın hayatımıza kattığı pozitif duyguları hatırlatan Kent reklam filmlerine bir yenisi daha eklendi. Bayrama sayılı günler kala her zamanki gibi sıcacık bir bayram hikayesi anlatan film uzun versiyonuyla internette, kısa versiyonuyla televizyonda yerini aldı. Kampanya Künyesi Reklamveren: Mondelez International Ajans: Ogilvy İstanbul Yönetici Yaratıcı Yönetmen: Selim Ünlüsoy Head of Advertising: Murat Derman Yaratıcı Yönetmen: Önder Bayraktar Metin Yazarı: Eren Altuniş Sanat Yönetmeni: Mehmet Demirel

Müşteri İlişkileri: Simge Özgülenç, Emine Sarpyener Tonguç Ajans Prodüktörü: Fulya Akay, Begüm Özkul Yaratıcı Strateji Direktörü: Eren Alphan Yapım Şirketi: PToT / Çağatay Kaya marketing europe & anatolia / 35


Araştırma

“İyi Yaşam 2019” raporu...

Dünyanın önde gelen araştırma şirketi Nielsen, hızlı tüketim ürünleri pazarında gelişen tüketici eğilim ve davranışlarına ışık tuttu. Küresel Sürdürülebilirlik Raporu’nun sonuçlarını ilk kez kamuoyuyla paylaşan Nielsen, sektörde gelişen iyi yaşam ve sağlık trendinin altını çizdi. Nielsen, değişen tüketici davranışlarıyla birlikte sektörün potansiyel büyüme alanlarına ışık tuttu. Nielsen adına açıklama yapan Nielsen Türkiye Genel Müdürü Didem Şekerel Erdoğan, günümüzde Hızlı Tüketim Ürünleri (FMCG) alışverişçisinin ürün tercihinde bulunurken dikkat ettiği çok sayıda kriter olduğunu vurguladı. “Başarı, bu sonsuz seçenek arasından tüketicilere doğru olanları önermekte yatıyor.” diyen Didem Şekerel Erdoğan, sonsuz seçenek dünyasında iki eksenin öne çıktığını, bunların sağlık ve iyi yaşam trendiyle, değişen ekonomik koşulların yol açtığı tüketici davranışları olduğunu belirtti. “Sağlık ve iyi yaşam trendi büyümenin kaynağı” Didem Şekerel Erdoğan, Nielsen Global organizasyonu tarafından dünya genelinde çok geniş bir kapsamda gerçekleştirilen “Nielsen Küresel Sürdürülebilirlik Raporu”nun sonuçlarını da ilk kez kamuoyuyla paylaştı. “Raporumuz, 2018 sonu itibarıyla sağ36/ marketing europe & anatolia

“İyi Yaşam 2019” raporundan sonuçlar paylaşan İlker Unutkan, iyi yaşam kavramının Türk tüketicisi için çok büyük bir ölçüde “sağlık” anlamına geldiğinin altını çizdi. Unutkan, “Tüketicilerin %70’i iyi yaşamın ‘sağlık veya sağlıklı olmak hali’ olduğunu vurguluyor. İkinci ve üçüncü sırada gelen yanıtlar ise huzur ve mutluluk. Açıkçası bu iki başlığı da ‘ruhsal sağlık’ başlığında tanımlayacak olursak, aslında Türk tüketicisi iyi yaşam denilince çok büyük ölçüde ‘fiziksel ve ruhsal sağlık’ boyutunu anlıyor.” diye konuştu. lık ve iyi yaşam trendinin tüm dünyada “Sağlık ve iyi yaşam yönündeki bu ulaştığı çarpıcı boyutu gözler önüne yönelim ürün satışlarına da yansımış seriyor.” diye konuşan Didem Şekerel durumda.” diye konuşan Unutkan, son Erdoğan, global tüketicinin sağlık algıiki yılda proteinli süt, beyaz çay, kuru sında artık sadece “benim için sağlıklı” yemiş bar, kefir ve kuru meyve gibi sağseçeneğinin yer almadığını, bununla lıkla yakından ilişkilendirilen kategorilebirlikte “dünya için sağlıklı” seçeneğinin rin, gıda ortalamasının çok üzerinde de yer aldığının altını çizdi. “Büyüme hacim büyümesi kaydettiklerini ekledi. fırsatı tam da bu iki unsurun kesiştiği Sağlık ve iyi yaşamla yakından ilgili bir bölgede, yani ‘hem benim için hem de diğer ürün grubu olan organik ürünlere dünya için sağlıklı’ kısmında yer alıyor.” de değinen Unutkan, organik trendinin diyen Didem Şekerel Erdoğan, özellikle gıdayla sınırlı kalmayıp gıda-dışına organik, tamamen doğal, GDO’suz ve doğru genişlediğini belirterek, organik katkısız/koruyucusuz niteliklerini taşıürünlerin büyüme kaydettiği gıda-dışı yan ürünlerin bu kesişim noktasında kategori örneklerini paylaştı. yer alarak büyüme için fırsat yarattığını Açıklamalarına devam eden Nielsen belirtti. Türkiye Genel Müdürü Didem Şekerel Didem Şekerel Erdoğan, “Şüphesiz Erdoğan, “Değişen fiyatlar ve tüketiciürünlerimizi ve hizmetlerimizi bu çernin ekonomik refahında değişim olgusu çevede konumlarken, pazarlamanın bir diğer asal eksen olarak karşımıza temel unsurları olan fiyat, alım gücü, çıkıyor.” diye konuştu. kolaylık ve farkındalık unsurlarını da Nielsen Perakende Paneli verilerinden doğru yönetmekten geri kalmamamız son 12 aylık büyüme rakamlarını paygerekiyor.” diye ekledi. laşan Didem Şekerel Erdoğan, kaydeŞekerel Erdoğan, sağlık ve iyi yaşam dilen ciro büyümesinin tamamının fiyat trendinin daha premium ürün lansmandeğişiminden kaynaklandığını, ancak ları için fırsat sunarak, daha karlı bir geçift haneli hacim büyümesi kaydeden leceğe kapı açtığını da ifade etti. birçok kategorinin de mevcut olduğunu Nielsen Perakendeci Hizmetleri Direkvurguladı. Şekerel Erdoğan, bunlara törü İlker Unutkan ise Türkiye’de “iyi Türk kahvesini, enerji ve spor içecekyaşam” anlayışının hızla değişmekte lerini, hazır puding ve deodorantları örolduğunu vurguladı. nek gösterdi. Nielsen tarafından henüz tamamlanan


Araştırma

“Fiyat değişimleri tüketici davranışını etkiliyor” Şekerel Erdoğan, fiyat değişimleri karşısında tüketicilerin aldıkları aksiyonları da paylaştı. Nielsen Shopper Psyche raporunun sonuçlarını açıklayan Şekerel Erdoğan, raporun sonuçlarına göre artan fiyatlar karşısında ilk 3 aksiyon olarak tüketicilerin sadece ihtiyaçları olan ürünleri almaya yöneldiklerini, fiyatlara daha çok dikkat ettiklerini ve indirim zamanı alışveriş yaptıklarını vurguladı. Fiyatlarla birlikte tüketicinin alım gücündeki değişiminin ev bütçesini de etkilediğini vurgulayarak devam eden İlker Unutkan; giyim, dışarıda yemek ve kişisel bakım/kozmetik gruplarının halihazırda en çok tasarrufa gidilen kategoriler olduğunu; tüketicilerin yakın gelecekte ise dışarıda yemek, tatil ve elektronik ürünler kalemlerinden tasarruf etmeyi planladıklarını paylaştı. Ev dışı aktivitelerin genel olarak düşüşte olduğunun altını çizen Unutkan, bunlar arasında AVM ziyaretleri, konser/ dışarıda eğlence ve dışarıda yemek başlıklarının öne çıktığını belirtti. “Hygge” ve “Lagom”

Ev dışı aktivitelerdeki düşüşe paralel olarak evde geçirilen zamanın arttığına dikkat çeken Didem Şekerel Erdoğan, bunun da beraberinde “evde keyif” olgusunu öne çıkardığını söyledi. Şekerel Erdoğan, “Bu da bizleri yeni trendlerle tanıştırıyor. Bu trendler arasında Lagom trendi, ‘her şey ne eksik ne fazla, tam kararında’ anlamını taşırken, Hygge ise evde keyif anlamına geliyor.” diye açıkladı. Lagom trendinin “Sadece ihtiyacım olan ürünleri alıyorum.” başlığında somutlandığını belirten Şekerel Erdoğan, Hygge trendinin ise özellikle ev keyfine yönelik ürün satışlarında yansıma bulduğunu paylaştı. Şekerel Erdoğan, “Ev keyfine yönelik ürünlerin toplam performansına baktığımızda, hem hacim hem de ciro olarak gıda ortalamasının çok üzerinde bir büyüme görmekteyiz. Bu kategoriler arasında kahveler, hazır toz tatlılar, dondurmalar, dondurulmuş gıda, noodle, cips ve benzeri kategorileri saymak mümkün.” diye konuştu. İnovasyonun önemine değinerek devam eden İlker Unutkan ise, “Tüketici davranışlarını etkileyen bir diğer eksen ise İnovasyon.” diye konuştu. FMCG

büyümesinin daha büyük bir kısmının yeni ürün lansmanlarından kaynaklandığını belirten Unutkan, inovasyonun büyümesine en çok yaptığı ilk 5 kategori olarak cips, bebek bezi, dondurma, kuru yemiş bar ve noodle kategorilerini saydı. “Kategori yönetimi anlayışı değişiyor.” Yerel zincirlerin bu tüketici iç görülerini değerlendirirken, kategori yönetimi alanındaki değişikliklere de dikkat etmesi gerektiğine değinen Didem Şekerel Erdoğan, “Çoklu kanal/çok format, değişen kategori rolleri ve yeni trendlerin ortaya çıkmasıyla, klasik kategori yönetimi anlayışı yerini artık alıveriş odaklı bir anlayışa bırakıyor.” diye konuştu. Alışverişçi odaklı kategori yönetimi döngüsünü detaylarıyla aktaran Şekerel Erdoğan, özellikle alışverişçi iç görüleri, perakende analitiği ve alışveriş deneyiminin önemine değindi. Yerel zincirlere yönelik kritik önemdeki soruları paylaşan Didem Şekerel Erdoğan ve İlker Unutkan, “Bu sorulara vereceğimiz yanıtlar, aynı zamanda gelecek dönemde başarıya olan mesafemizi ve ulaşma azmimizi gösteriyor olacaktır.” mesajını verdi. marketing europe & anatolia /37


G


Gezmelerdeyim...


Gameon

Call of Duty: 25 Ekim’de Çıkıyor...

Karanlığa hazır ol, Modern Warfare geri dönüyor! Call of Duty’nin en meşhur serisi beklentiyi yüksek tutarak, 25 Ekim’de Call of Duty®: Modern Warfare® çıkışıyla baştan aşağıya güçlü bir deneyimi sizlere sunacak. Activision ve Infinity Ward tarafından geliştirilen yepyeni oyun, oyuncuları, günümüz dünyasında bir anlık kararların global dengeleri nasıl değiştirebileceğini sunarak sizi içine çekecek. Yeni Modern Warfare ,kalbinizi yerinden çıkaracak destansı bir single-player hikaye, aksiyon dolu bir multi-player oyun alanı ve yeni takım oyunu içeriği ile dolu bütünleşik anlatı deneyimini sizlere sunacak. Infinity Ward Stüdyo Eş Başkanı Dave Stohl,“Bu, her yönüyle yeniden yaratılmış bir Modern Warfare” diyor. “Bizler, kuralların gri ve savaş çizgilerinin bulanık olduğu, bugünün dünya manşetlerinden ilham aldığımız duygu yüklü bir deneyim yarattık. Oyuncular, ikonik Avrupa şehirlerine ve Orta Doğu’nun patlamaya hazır atmosferine doğru, heyecan dolu ve 40 / marketing europe & anatolia

kalpleri yerinden çıkaracak görevle için çeşitli uluslararası özel kuvvetlerin ve özgürlük savaşçılarının arasına katılacaklar. Ekim’de, bu yoğun ve heyecan verici oyunu, oyun severlerin oynaması için sabırsızlanıyoruz.’’. Infinity Ward Kreatif Direktörü ve Stüdyo Eş Başkanı Patrick Kelly, “Her tasarım aşaması, oyuncuların düşüncesine dayanarak yapıldı,” dedi. “Modern Warfare çıkışıyla, topluluğumuza adım atmış olacağız. İlk olarak, Modern Warfare’in PC ve konsolun cross-play desteğiyle birlikte oynanabilmesini planlıyoruz. İkinci olarak, her zamanki ‘season pass’ i ortadan kaldırıyoruz, böylelikle sizlere çıkış sonrasında, daha fazla ücretsiz harita ve içerik sunabileceğiz. Bu daha başlangıç – bundan çok daha fazlası gelecek.” Call of Duty: Modern Warfare sizlere yeni motor geliştirmeleriyle sürükleyici ve foto-gerçekçi bir deneyim sunacak. Yeni teknolojimiz, görsel mühendislikte en son gelişmelerden; son teknoloji ürünü fotogrametriye izin veren

fiziksel temelli materyal sistemi, yeni hibrid yayın aktarım sistemi, yeni PBR işleme sistemi, dünya hacmine dayalı aydınlatma, 4K HDR, DirectX Raytracing (PC) ve dahası yeni bir GPU geometrisi aktarım hattını kullandı. Spektral dönüştürme, oyun içinde hem termal hem de gece görüşlü görüntülemelerde termal ısı radyasyonu ve kızılötesi tanımlama sağlar. Teknik yatırımlarımız, en yeni ses araç takımlarını, en yeni ses simülasyon efektleriyle birlikte, tam Dolby ATMOS'u içeren platformlarda desteklenirken, en yeni animasyon sistemini sizlere sağlar. Bugünden itibaren, oyun severler, Modern Warfare’in dijital versiyonunu ön sipariş ile edinebilirler ve hemen oyunda kullanılmak üzere bir Call of Duty: Black Ops 4* “prestige token” kazanabilirler. Call of Duty: Modern Warfare tüm dünyada; PlayStation 4, Xbox One ve PC ile aynı anda, 25 Ekim’de çıkması planlanmıştır. Oyunun PC versionu, geliştirici partneri Beenox, Blizzard Battle.net®**ve Blizzard Entertainment’ın online oyun platformunda oynanabilecek şekilde geliştirilmiştir. Call of Duty: Modern Warfare, yayıncısı Activision, ödüllü geliştiricisi Infinity Ward, ek destekçi geliştiricisi Raven Software ve tüm iştirakleri tamamen Activision Blizzard(NASDAQ: ATVI)’a aittir. Academy of Interactive Arts and Sciences “Game of the Year” ödülü de dahil olmak üzere, 2007 yılında piyasaya sürüldükten sonra sayısız ödül ve onur kazanan, original Call of Duty 4: Modern Warfare her yerde hayranlarının kalbini kazanarak dünya çapında beğeni topladı.


Gameon

Türkiye’de rekor kıran PUBG LITE... ekleyerek indirilmeye açılan PUBG LITE, bir hafta içerisinde 700 binden fazla kayıtlı kullanıcıya ulaşarak erişilmesi güç bir rekora imza attı. Battle Royale türündeki oyun, #herkesePUBGLITE sloganına uygun şekilde her modern PC ve dizüstünde ücretsiz olarak çalıştırılabiliyor. 4 Haziran’da güncellenecek oyuna yeni özellikler, iyileştirmeler, araç ve silah eklenecek. Bunlardan DuoModu, birinci şahıs perspektifi (FPP) ve üçüncü şahıs perspektifi (TPP) ile oyunculara açılacak. Güncelleme ile PUBG LITE’a eklenecekler arasında Rony aracı ve QBZ silahı da bulunuyor. Oyuna atla, hediyeleri kazan Ayrıca, Oyun Günleri’ni başlatan PUBG Corp. hediyeler dağıtacak. Her Cumartesi günü saat 18:00’e kadar sürecek Beta sürecinin Türkiye’ye açılmasıyla Türkiye’deki oyun seetkinlikte, etkinlik süresi boyunca oyunu oynayan tüm oyunverlerden rekor düzeyde ilgi gören PUBG LITE, bir haftada culara 2 adet Büyükada Sandığı ve BP Boost ile daha çok 700 bin kayıtlı kullanıcıyı aştı. puan kazanma şansı veriliyor. Ücretsiz ve her modern PC’de oynanabilen Battle Roya4x4 km ile Miramar ve Erangel’in dörtte biri büyüklüğünle oyununun 4 Haziran’da çıkacak güncellemesinde Duo deki Sanhok, Güneydoğu Asya’dan ilhamla hazırlandı. Mod’un yanı sıra, yeni silah ve araçlar da yer alacak.Her Eşya toplamayı hızla bitirip mücadeleye hemen başlayabicumartesi yapılacak Oyun Günleri etkinliği ile PUBG LITE leceğiniz haritayla ilgili videoyu https://www.youtube.com/ oynayanlar çeşitli ödüller kazanma şansına sahip olacak. watch?v=ifqhG2VjyoA adresinden izleyebilirsiniz. 23 Mayıs’ta beta sürecinin yapıldığı 15 ülke arasına Türkiye’yi

Iron Throne... 1 yaşına giren Iron Throne, esaslı güncellemelerle yeni yaşını kutluyor. Güncellemeler arasında, yeni krallıklar, tamamen yeni bir RTS modu, kahramanlar için yeni bir yetenek geliştirme sistemi ve Iron Throne hikaye modunun dördüncü ve son sezonu var. Netmarble’nin sürükleyici MMO strateji oyunu Iron Throne, oyunun tadını daha da artıracak kapsamlı bir güncelleme ile birinci yıldönümünü kutluyor. Bugünden itibaren, oyuncular, güçlerini sergilemek için daha fazla fırsata sahip olacak, güvendikleri kahramanlarını daha da güçlendirebilecek ve Iron Throne’un hikayesinin nasıl ilerlediğini görebilecek. Iron Throne’un birinci yıl dönümü güncellemesi beraberinde, Lordların savaş meydanına doğrudan müdahale edebilecekleri gerçek zamanlı strateji (RTS) modu olan, yenilenmiş Boyut Savaşını da getiriyor. Ayrıca bu yeni güncelleme, Iron

Throne’a, Lordların birliklerinin dizilimini gelişmiş stratejiler için belirleyebilecekleri, ön saflara Ogreler, Ölüm Şövalyeleri ve Ejderhalar gibi özel askerler yerleştirebilecekleri ve düşmanları ve diğer Lordları mağlup etmek için tamamen yeni Kahraman yeteneklerini kullanabileceklerini gerçek zamanlı bir düello sistemi getirerek, mevcut Oyuncu-Herkese karşı (PvE) içeriğini de geliştiriyor.

marketing europe & anatolia / 41


Kültür - Sanat

Ara Güler’in İzinde İstanbul... yaşadığı değişimin izini sürüyor. “İki Arşiv, Bir Seçki: Ara Güler’in İzinde İstanbul” adlı sergi 29 Mayıs - 17 Kasım 2019 tarihleri arasında görülebilir “Tarihi makinesiyle yazan” Ara Güler’in İstanbul Modern’deki lk kişisel sergisi izleyiciyle buluşuyor. İstanbul Modern ve Ara Güler Müzesi işbirliğiyle gerçekleşen, iki kurumun koleksiyon ve arşivinden ortaya çıkan sergi, kentin 20. yüzyılın ortasından bu yana yaşadığı değişimi gözler önüne seriyor. Bu değişimin sonucu ortaya çıkan kolektif belleğin oluşumunda Ara Güler’in fotoğraflarının rolünü görünür kılıyor. Ara Güler’in farklı dönemlerde basılmış, her biri imzasını taşıyan çalışmalarına, İstanbul Modern Fotoğraf Koleksiyonu ve Ara Güler Müzesi arşivindeki çeşitli karanlık oda baskısı, obje ve efemera ile fotoğrafların çekildiği semt ve açıları gösteren haritalandırmalar eşlik ediyor. Sergi kendini foto muhabiri, foto muhabirlerini de “tarihi makinesiyle yazanlar” olarak tanımlayan Güler’in çalışmaları İstanbul Modern, Ara Güler Müzesi ve Ara Güler Arşiv aracılığıyla fotoğrafçının öznelliği ve fotoğraf arasındaki ve Araştırma Merkezi işbirliğiyle gerçekleştirilen sergiyle ilişkiyi düşündürmeyi amaçlıyor. Ara Güler’in gözünden İstanbul’un 1950’lilerden itibaren

İçimizdeki Şeytan... Modern Türk edebiyatının mirası Sabahattin Ali taşradan şehre, İstanbul’dan Berlin’e uzanan üç romanında erken cumhuriyet döneminin sancılı dönüşüm sürecinde araya sıkışan insanları, suya düşen umutları, tamamlanamayan hayatları anlatıyor, geçmişimizden bugüne, geleceğimize seslenmeye devam ediyor.Çok yakında Can Yayınları’nda: Sabahattin Ali: Değirmen, Kağnı, Ses, Sırça Köşk, Yeni Dünya İçimizdeki Şeytan’da Sabahattin Ali, genç bir ülkenin aydın sınıfının büyüme sancılarını, değişen yargılarını ve yaşadığı çatışmaları gözler önüne seriyor.Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok, içimizde acz var... Tembellik var...

42 / marketing europe & anatolia

Mapusane Çeşmesi... Türk edebiyat tarihinde “özel” bir yeri vardır mahpusluğun. Birçok yazar içeri girmiş çıkmış, şiirinde veya romanında dört duvar arasındaki dünyayı anlatmıştır. Öyle ki birçok eleştirmen, edebiyat tarihçisi bunun özel bir inceleme alanı olacağının, bu konu odağında hazırlanacak antolojinin en kalın antolojilerden biri olacağının altını çizmiştir… Şair Orhan Veli’nin kardeşi “muharrir” Adnan Veli de hem bizzat mahpusluğun çilesini çekenlerden hem de o dünyayı tüm çıplaklığıyla anlatanlardan olmuştu. “Casusluk” iddiasıyla tutuklanan, azımsanmayacak bir süre mahpus hayatı yaşayan Adnan Veli daha sonra beraat edip, mahpushaneden tanıklıklarını ve gözlemlerini Mapusane Çeşmesi’nde bir araya getirmişti…


Kültür - Sanat

Bir Haziran Gecesi Rüyası konseri... Tuluğ Tırpan’ın sahne alacağı ve Cem Davran ile Ezgi Mola’nın sunacakları ‘Bir Haziran Gecesi Rüyası’ konsere imza atacak. Ülkemizin eğitim alanında faaliyet gösteren en yaygın sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, yine çok özel bir konsere ev sahipliği yapıyor. Nice Bogdanovich tarafindan organizasyonu yapilan bu özel etkinlikle, imkânı kısıtlı 4500 cocuga eğitim desteği saglanacak. Ajda Pekkan, Kenan Doğulu, Fahir Atakoğlu ve Tuluğ Tırpan’ın Volkswagen Arena’da sahne alacağı bu muhteşem gecenin sunuculugunu ise Ezgi Mola ve Cem Davran yapiyor. ‘Bir Haziran Gecesi Rüyası’ konserine alacağınız her bilet ile bu unutulmaz geceye tanıklık ederken çocuklarımızın

Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, 12 Haziran Çarşamba gecesi Ajda Pekkan, Kenan Doğulu, Fahir Atakoğlu ve

yarınlara umutla bakabilmeleri için eğitimlerine destek olabilirsiniz. 12 Haziran Çarşamba günü saat 21.00’de başlayacak olan “Bir Haziran Gecesi Rüyası” Konserinin biletleri Biletix’de satışa sunuldu.

12 yılda 14 milyon kitap... Türkiye İş Bankası’nın 2007-2008 eğitim öğretim yılında başlattığı “Karneni Göster, Kitabını Al” kampanyası, bu yıl 12. kez gerçekleştiriliyor. Kampanya kapsamında 1 milyon öğrenciye hediye edilecek kitap, İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin ev sahipliğinde, gazeteci yazar Doğan Hızlan’ın da katılımıyla düzenlenen bir basın toplantısında tanıtıldı. İş Bankası’nın bu yılki karne hediyesi olan “Siyah İnci”, Anna Sewell tarafından 1878 yılında kaleme alınmış bir dünya klasiği... Kampanyada, Siyah İnci ile birlikte çocuklara armağan olarak 12 yılda 14 milyon kitap verilmiş olacak. Adnan Bali, basın toplantısında yaptığı konuşmada, Atatürk tarafından, Cumhuriyetten bir yıl sonra, milli bir ekonominin inşası ve sanayileşmeye katkı sağlamak amacıyla kurulan İş Bankası’nın, Türkiye’nin iktisadi alandaki birçok hamlesinin ilk nüvesini oluşturduğunu söyledi. Ban-

dan itibaren benimsediğimiz felsefe doğrultusunda hayata geçirdiğimiz sosyal sorumluluk projelerinin ortak paydası hep uzun soluklu, yaygın ve sürdürülebilir olması. Çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakmanın, bilinçli, çağdaş, iyi eğitimli nesiller yetiştirme heyecanımızın bir parçası kanın, yaklaşık bir asırlık tarihi süresince sadece olağan olan ve 12 yıldır devam eden ‘Karneni Göster Kitabını Al’ bankacılık faaliyetleriyle değil, aynı zamanda toplumsal kampanyası ile ülkemizin dört bir yanındaki çocuklarımıza ve kültürel gelişime yönelik projeleriyle de hep değer yaulaşmamız da bunun bir göstergesi” dedi. ratan bir kurum olduğunu vurgulayan Bali, “Kuruluşumuzmarketing europe & anatolia /43



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.