İMTİYAZ SAHİBİ
Aktüel İç ve Diş Tic. Ltd. Şti. İstmag Magazin Gazetecilik adına H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr Editor-in-Chief SİMGE GÜNDÜZ simge.gunduz@img.com.tr REKLAM KOORDİNATÖRÜ AHMET ERASLAN ahmet.eraslan@img.com.tr
simge.gunduz@img.com.tr
GRAFİK TASARIM TAYFUN AYDIN tayfun.aydin@img.com.tr SORUMLU MÜDÜR CÜNEYT AKTÜRK cuneyt.akturk@img.com.tr KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr FOREIGN RELATIONS TARIK ORAL tarik.oral@img.com.tr MUHASEBE FİNANS MUSTAFA AKTAŞ muhasebe@img.com.tr ABONE İSMAİL ÖZÇELİK ismail.özcelik@img.com.tr BURSA BÖLGE ÖMER FARUK GÖRÜN fgorun@ihlas.net.tr Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481
Printing
CTP • BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL +212 454 30 00 ADRES Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B-Blok - No:1 Kat:4 Güneşli - Bağcılar - İstanbul Tel.:+90.212 604 50 50 Faks:+90.212 604 50 51 www.medikalteknik.com.tr e-mail: info@medikalteknik.com.tr İMG - Medikal Teknik Dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. İMG - Medikal Teknik Dergisi’nin bütün yayın haklarıİstmag Magazin Gazetecilik İç Ve Diş Tic. Ltd. ’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. aygın süreli bir yayın olan Medikal Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.
Medikal sektör Ar-Ge ve İnovasyonla büyüyecek Medikal sektörde uluslararası gelişmeleri takip etmek büyüme hedeflerine ulaşmanın en önemli yapı taşı. Dünya genelinde teknolojinin hızla geliştiği bu sektörde Türkiye’de üretime geçilmesine dair yatırımların artması gerekiyor. Öyle ki yatırımların artmasına yönelik yapılacak çalışmalar uzun vadede ele alınmalı, özellikle Ar-ge ve İnovasyon konularına ağırlık verilmelidir. Medikal alanda karşımıza hep aynı soru çıkıyor. Neden ürün veremiyoruz? Sektörün ürün verebilmek adına İnovasyona yönelmesi, tanı ve tedavi konularındaki hususlara cevap verebilecek düzeyde olabilmesi son derece önemli. Katma değeri yüksek ürün üretimini başarmak bölgesel lider konumuna yükselmeyi de beraberinde getirecektir. Bunun için medikal alanda yeni gelişim stratejileri ve politikaları geliştirilmeli, bu politikaların medikal alanda üretim yapan ya da yapmayı hedefleyen firmalarımız ile koordineli bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Devlet desteği, alanındaki büyük firmaların çabası, fuarlar, konferanslar, Ar-ge ve İnovasyon yatırımları ile tıbbi cihaz sektöründeki gelişmelerin her geçen gün arttığını görüyoruz. İhtiyacımız olan şey ise daha çok çaba, daha çok cesaret ile kendi üretimini sağlayabilen bir ülke konumuna gelebilmek. Sağlık dinamiklerine yön veren her medikal Fuarda bizler de paydaşlarımızın yanında olmaya devam ediyoruz. 26-27 Mayıs tarihlerinde İstanbul Green Park Pendik Hotel’de ziyaretçilerine kapılarını açacak olan ve Sağlık ve bilişim profesyonellerini buluşturacak 2016 HIMSS EMRAM Eğitim Konferansı ve Sağlık Bilişimi Fuarında da yine dergimizi sektörle buluşturacağız. Sektöründe lider yerli ve yabancı sağlık bilişimi kurumları ile dijital hastanecilik alanında faaliyet gösteren kamu ve özel sektör temsilcilerini bir araya getirecek olan HIMSS Türkiye 2016, katılımcılarına sağlık bilişimi deneyimlerini paylaşma, bilgi alışverişinde bulunma ve geliştirme imkânı sunacak. Ayrıca Sağlık Bakanlığı Özel Standı ve Bilgi Paylaşım alanı da fuarda olacak. Medikal Teknik dergisi olarak Mayıs sayımızda medikal teknolojiler ve sağlık alanlarındaki gelişmeleri sayfalarımıza taşıdık. Bir sonraki sayımızda görüşmek dileğiyle.
Simge GÜNDÜZ
simge.gunduz@img.com.tr
Türkiye şehir hastaneleri ile büyüyor
Bilim dünyasının nabzı İstanbul’da attı
12
22
Girişimsel kardiyolojide anjiyoplasti ve stent teknikleri
Siemens’ten radyoloji için inovatif sistemler
26
30
Sağlık bilişim dünyası HIMSS Türkiye 2016’da bir araya geliyor
Siemens’ten radyoloji için inovatif sistemler
38
42 SleepWell Expo 20-23 Ekim 2016’da kapılarını açıyor
7. OHSAD Kurultayı başarıyla tamamlandı
58
50
Beyin Pili; Sara, Obezite ve Alzheimer’a umut olacak
Girişimsel radyoloji ile neştersiz ameliyat dönemi
66
82
ENTEGRECİ…....................... 2-3
OTAMED….................Ö.K.İ-1-57
ABEM KİMYA…................... ..A.K
HAKER MEDİKAL…........ ..60-61
PROMEK MEDİCAL…...............9
ABONE FORMU…................. ..96
HİGHTEX…............................ ..83
SLEEP WELL EXPO…........... ..67
ARMUTLU TATİL KÖYÜ.... …..93
İHLAS KOLEJİ................... …..89
ATEKSİS…............................. .11
İHLAS PAZARLAMA….......... ..91
AYDERSAN….................A.K.İ-35
İSTANBUL HEALTH EXPO…...85
BETA MEDİKAL…................. ..29
JEOMED MEDİKAL…...45-47-49
BIÇAKÇILAR…...................... ..13
MAVİ MEDİKAL............…..53-69
BİZ POİNT......................... …..81
MİXTA….............................. ..4-5
EKİNEXPO…......................... ..87
MULTİKAN….............. .71-73-75
ÜZÜMCÜ…........................... ..15
ELMED….............................. ..41
OCTAMED….......................... ..25
VARİTEKS….......................... ..33
EMS AMBULANS….............. ..21
ORSA…................................ .Ö.K
VOLİ TURİZM…..................... ..79
ındex
3B SCİENSİFİC….................. ..17
TARTI…................................. ..37 TG EXPO…............................ ..77 TIBBİ TEDARİK KONGRESİ…...95 TÜRK BARTER….................. ..65 TÜRKİYE HASTANESİ…....... ..63
Şehir Hastanesi
Sağlık yatırımlarının vizyon projeleri şehir hastaneleri hızla yükseliyor Yapımı devam eden Kayseri şehir hastanesi 1584 yatak kapasitesi, son teknoloji ve tıbbi donanımıyla bölgenin sağlık üssü olacak
K
ayseri’yi z i y a r e t eden Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, yapımına devam edilen bölge hastanesine g e l e r e k , incelemelerde bulundu. Burada yetkililerden Müezzinoğlu, hastanenin
bilgiler alan odalarını gezdi. İncelemenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Mehmet Müezzinoğlu; “Şehir Hastaneleri Projeleri Türkiye’nin sağlık alanında en önemli projeleri ve bu projeleri inşallah seneye bu vakitlerde yaklaşık 7 bin 500- 8 bin yatak kapasitesini devralmış olacağız. Türkiye bölgesinde güçlü bir sağlık merkezi olmanın en önemli ayağı bu hastanelerimiz olacak. Bu anlamda bu şehir hastanelerinin ilki olan Kayseri şehir hastanemiz yaklaşık bin 600 yatak kapasiteli. Fizik tedavi hastanesiyle, genel hastanesiyle, kadın, doğum, çocuk hastanesiyle, onkoloji merkeziyle hem Kayseri için hem bölge için hem de Türkiye için çok önemli güçlü merkez olacak. Kayseri şehir hastanemizi inşallah gelecek yıl 14 Mart Tıp Bayramı’nda, açılışını yaparak hizmete sokmayı planlıyoruz. Fizik tedavi hastanesini ziyaret ettik. Neredeyse yüzde 95 tamamlanmış. 2-3 ay içerisinde teslim edilebilecek bir durumda ama diğer binalarında önümüzdeki yılsonuna kadar inşaat faaliyetleri tamamlanacak. Ocak ayından sonrada fiziki mekânların tıbbi donanımlarla donatılmasından sonra inşallah bir aksilik olmazsa
8
Mayıs 2016
2017 14 Mart Tıp Bayramı’nda hizmete girmeyi planlıyoruz. Bu arada Mersin, Isparta, Yozgat, Ankara Bilkent, Adana gibi şehir hastanelerimizde bu süre zarfında hizmete girmiş olacaklar. 7 bin 500-8 bin yatak kapasitesiyle Türkiye’nin bölgedeki sağlık vizyonuna, sağlık alanında marka değerine çok önemli bir katkı sağlayacak” ifadelerini kullandı. “Şehir hastanelerinin Türkiye’deki mimari Cumhurbaşkanımızdır” “Bu projelerin Türkiye’de tek bir sahibi var. O da Sayın Cumhurbaşkanımız” diyen Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü; “Sayın Cumhurbaşkanımız bu projelerin bire bir takipçisi ve bu hale gelişinin de en büyük sahibidir. Ben kendilerine milletim adına, mensubu olduğum sağlık camiası adına teşekkür ediyorum.
www.promekmedical.com
BEGOS 3. Bölge 2/21 Sk. No: 5 Buca, İzmir / TÜRKİYE
Tel: +90 (232) 290 3200 Faks: +90 (232) 290 3201
info@promekmedical.com
Şehir Hastanesi
Çünkü bu projeleri engellemek için gerek yürütmeyi durdurma kararlarıyla gerek yasal düzenlemelerimizi Anayasa Mahkemesi’ne götürerek bu ülkenin bu hizmetlere kavuşmasını, bu milletin bu fiziki mekânlarına layık görmeyen zihniyete karşı çok güçlü bir mücadele verildi. Yaklaşık 2-3 yılda bir gecikmeye sebep oldular ama bütün bunlara rağmen güçlü siyasi irade bugüne getirdi. Burada güçlü iradeler olmasaydı, çok farklı konulara ve çok farklı dedikodulara muhatap olurduk ama neticede eserler kendini göstermeye başladı.” “Önce hayal ettik, sonra hedefleri koyduk” “Bizim bu ülkeye, bu millete hayallerimiz var, bu millete ve bu ülkeye aşkımız var” diyen Müezzinoğlu; “Gerçekten bazıları ‘hayal’ dedi. Hayal olmazsa hedef olmaz, hedef olmazsa sonuç olmaz. Önce hayal ettik, sonra hedefleri koyduk. Bazıları bizi bu hedeflerden
10
Mayıs 2016
uzaklaştırmak için engeller çıkardı, dedikodular yaptı. Bunların hepsini aşmak da şikâyet değil, bizim aslında görevimizdi ve aştık, bugünlere geldik. Tabi son 3 yılda yalnız bizim yaşadığımız sıkıntılar değil, Anayasa Mahkemesine gittik, yürütmeyi durdurmalarla uğraştık, Meclis’te yeni kanunlar çıkartmak için muhalefetin itirazlarına, direnişlerine karşı mücadele verdik. Diğer taraftan da Türkiye adına, Türkiye’nin bu büyük projelerinden rahatsız olanların tuzaklarıyla mücadele ettik. Gezi olaylarından başlayan, 17-25 Aralık ile devam eden, peş peşe gelen seçim süreçleri, senaryolarıyla devam eden hedef, finansörleri ürkütmek, Türkiye’nin ekonomik istikrarını bozmak. Türkiye’nin ekonomik istikrarı bozulsun, güven sarsılsın, bu projelere finansman bulunamasın, bu projeler onların istediği gibi hayal olarak kalsın şeklindeki senaryoları milletçe, milletin sağduyusuyla aştık. Bu konuda siyasi iradenin istikrarına inanan finansörlere de teşekkür etmek istiyorum.” dedi.
Sony
Teknolojisi ile tanışın
Ameliyathanelerde daha fazla netlik, renk ve kontrast için 4K medikal monitörler ve kaydediciler!
www.ateksis.com +90 216 425 99 66
Şehir Hastanesi
Türkiye şehir hastaneleri ile büyüyor Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Tekirdağ Şehir Hastanesi’nin protokolünü imza töreninde medikal sektöre dair önemli açıklamalarda bulundu
T
ekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen Tekirdağ 480 Yataklı Şehir Hastanesi Yapım Protokolü İmza Töreni’ne katılan Bakan Müezzinoğlu, burada yaptığı konuşmada, şehir hastanelerinde yaşanan sıkıntıların aşıldığını söyledi. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye’nin sağlık alanında önemli bir vizyonu yakaladığını belirterek; “En geç 3 yıl içinde vizyonumuzu tamamladığımızda Türkiye bölgenin en güçlü sağlık merkezi olacak. Türkiye 78 milyon ülke insanına sağlık hizmetini dünya standartlarıyla yarışır bir noktada sunan bir ülke değil, bölgesinde yaklaşık 3 saatlik uçuş mesafesinde 1-1,5 milyar nüfusa sağlık hizmeti sunabilecek güçlü bir merkez haline gelecektir.” dedi. Türkiye’nin son 12 yılda sağlık alanında inanılması zor sessiz dönüşümleri başardığını ifade eden Müezzinoğlu, “Daha iyisini, daha güzelini yapma adına geceli gündüzlü çalışıyoruz. Bugün sağlık bakanlığı olarak bizim yaptığımız toplam 253 hastanenin toplam yatak kapasitesi 40 bini aştı. Bu hastaneleri bu yıl ve gelecek yıl hizmete açacağız.” diye konuştu. “Coğrafi konumu, ekonomik gücü ne olursa olsun, dünya üzerinde 95 bin yatak kapasiteli hastane yatırımı yapan başka bir ülke yoktur” Önemli sağlık yatırımlarının devam ettiğine dikkat çeken Bakan Müezzinoğlu; “Sağlık Bakanlığı olarak yaptığımız 253 hastanenin toplam yatak
12
Mayıs 2016
kapasitesi 40 bini aştı. Projesi devam eden şehir hastaneleri tamamlandığında, yatak kapasitemiz 70 bine ulaşacak. Bu projeler 2016, 2017 ve en geç 2018’de tamamlanacak. Bu yıl ihalesini yapacağımız hastanelerin ilave yatak kapasiteleri 25 bin. 70 bin artı ilave 25 bin dediğimizde, toplam 95 bin yatak kapasiteli, bunun 40 bini kamu özel işbirliği ile diğer taraftan da 55 bini kamu imkânlarıyla yapılan hastanelere bu ülke kavuşmuş olacak. Önümüzdeki 2 aylık süreç içerisinde Tekirdağ’ın ilçelerinde de sağlık yönünden önemli hizmetlerimiz olacaktır. Coğrafi konumu, ekonomik gücü ne olursa olsun, dünya üzerinde 95 bin yatak kapasiteli hastane yatırımı yapan başka bir ülke yoktur. Bu başarı milletin özgüven başarısıdır. Türkiye bu anlamda, önemli bir vizyonu yakalamıştır. Bu 3 yıllık süreç içerisinde, sağlık hizmetlerimiz tamamlandığında, Türkiye bölgenin sağlık merkezi haline gelecektir. Türkiye sadece kendi vatandaşlarına değil, bölgede 1-1,5 buçuk milyar insana, sağlık hizmeti sunabilecek güçlü bir ülke konumuna gelecek. Tekirdağ’ın önemli bir pozisyonu olacak” diye konuştu. “Yerli medikal malzeme üretmeliyiz” Sağlık Bakanlığı olarak her yıl medikal malzeme için milyarlarca lira para harcadıklarını, bu giderin azalması için medikal malzemelerde yerli üretimin artması gerektiğini vurgulayan Müezzinoğlu;
Bıçakcılar Laboratuvar Medikal A.Ș. 1984 yılında Bıçakcılar Tıbbi Cihazlar A.Ș. ürünlerine fonksiyonel ve mikrobiyolojik testler uygulamak amacıyla kurulmuștur. 2005 yılından itibaren akredite bir kuruluș olarak hastane ve tıbbi cihaz üretim sektörüne test hizmeti vermektedir.
Medikal Cihaz Testleri • • • • •
İnvitro Sitotoksisite Sterilite Biyolojik Yük LAL/Endotoksin Etilenoksit Kalıntı
Sterilizasyon Validasyonu (ISO 11135:2015)
• Mikrobiyolojik Performans Testleri • Fiziksel Performans Testleri
Ameliyathane ve Kontrollü Alan Temizoda Testleri
BCK-KRM-003
• • • • •
Partikül Sayımı Hepa Filtre Kaçak Testi Hava Akıș Hızı Testi Hava Basınç Farkı Sıcaklık ve Nem Ölçümü
Temizoda Biyokontaminasyon Testi • • • •
Hava Biyokontaminasyonu Yüzey Biyokontaminasyonu El Biyokontaminasyonu Havadan Yüzeye Düșen Partikül Sayımı
Osmangazi Mah. Gazi Cad. No:21, Esenyurt 34522 İstanbul T: (212) 689 02 20 F: (212) 689 02 29
RoHS Testleri
(Elektrikli ve Elektronik Medikal Cihazlar için)
• Kurșun • Civa • Kadmiyum • Krom 6 • PBB • PBDE
Hemodiyaliz Testleri • Kimyasal Testler • Mikrobiyolojik Testler • LAL(Endotoksin) Testleri
Şehir Hastanesi
“Her yıl Sağlık Bakanlığı olarak medikal malzeme için harcadığımız para 4 milyar lira. Bunu her yıl arttırarak harcamaya devam ediyoruz. Buna üniversitelerimizin rakamı dâhil değil, buna özel sektörün rakamı dahil değil. Bu rakam 6-7 milyar liraya denk geliyor. Her yıl harcadığımıza göre, her yıl da harcayacağımıza göre o zaman bizim sanayici, iş adamları ve girişimcilerimizle bu alanları paylaşmamız lazım. İstanbul Sanayi ve Ticaret Odamız ile bir toplantı yaptık. Sağlık Bakanlığı olarak bizim tükettiğimiz en çok 20 ürün ne? En çok kullandığımız tıbbi cihaz hangileri ve Türkiye olarak bu hangi tıbbi cihazlarda yerli üretime dönebiliriz, yerli üretim stratejilerini geliştirebiliriz diye sorduk. Önümüzdeki hafta da Ankara Sanayi ve Ticaret odamızla bir arada olacağız. Her yıl ben bunu aldığıma göre, almaya da devam edeceğime göre bu alınacak ürünlerle farz edelim bir ultrason, ya ben her yıl 500 adet ultrason alıyorsam, bir ultrasonun ortalama ömrü de 5 yıl ise arkadaş gelin Türkiye’de ultrason üretimini yapın. Her yıl 500 adet ben alacağım, bir o kadar da üniversite ve özel sektör alacağına göre yatırımın yap! 5 yıl her sene 500 adet alacağım. 6. yıl teknolojiyi geliştirir isen birinci yıl aldığım artık devre dışı kalacak ve yeniliğe döneceğim ve 6. yıl da 600-700 adet yeni modellerden almaya başlayacağım. Stratejik yatırım alanlarında sağlık endüstrisini de sağlık sanayisini de sağlıkta ilaç sanayisini de farklı boyutlara taşıma gibi bir görevimiz, bir sorumluluğumuz var.”
14
Mayıs 2016
Tekirdağ Şehir Hastanesi Protokolü imzalanan Tekirdağ Şehir Hastanesi’nin, 123 bin metrekare alan üzerine kurulması planlanıyor. 107 bin metrekarelik alana yapılacak hastane binası, 157 bin metre kare kapalı alana ve 480 yatak kapasitesine sahip olacak. Tekirdağ Şehir Hastanesi, yüksek depremlere dayanıklı olarak inşa edilecek ve bunun için hastane binasının ana taşıyıcı kolonlarında sismik izolatörler kullanılacak. Hastane, sahip olacağı imkanlarla, bölgenin en büyük ve en modern hastanesi olacak.
Sağlık Bakanlığı
Müezzinoğlu sağlık çalışanları ile bir araya geldi Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Çanakkale’de sağlık çalışanlarıyla buluştu
Ç
anakkale’de düzenlenen toplantıya Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, AK Parti Grup Başkanvekili Av. Bülent Turan, Çanakkale Valisi Hamza Erkal ve sağlık kurumları yetkilileri katıldı. Bakan Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı’nın çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Türkiye genelinde 273 hastane ile 40 bin yatak kapasitesinin üzerinde hastanelerin inşaatlarının devam ettiğini söyleyen Müezzinoğlu, bu hastanelerin bir kısmının bu yıl, bir kısmının da önümüzdeki sene biteceğini söyledi. Müezzinoğlu, “Bu yıl hizmete girecek olan hastaneler arasında sabahtan ziyaretini yaptığımız 400 yataklı Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Hastanesi de var. Bu hastanemiz inşallah eylül ya da ekim ayında bitecek. Çanakkaleliler için hayırlı ve uğurlu olsun. Yine buradan Lapseki Devlet Hastanesi temel atma törenine geçiyoruz. Onu da inşallah bir yıl içinde tamamlayacağız” dedi. Özlük haklarıyla ilgili düzenlemelerden de bahseden Müezzinoğlu, “Hepimiz istiyoruz ki yarınlarımız daha iyi olsun. Gece gündüz çalışacağız. Emekli hekimlerimizin özlük haklarıyla ilgili meseleyi meclise getireceğiz. Yıpranma payını TBMM’ye getireceğiz. Dünyanın hiç bir yerinde sağlığa bu kadar yatırım yapan ülke yok. Almanya’ya gıpta ile bakarak,
16
Mayıs 2016
İngiltere’de, Fransa’da o varmış’ diyerek değil, ‘benim ülkemde daha moderni, daha güzeli var’ diyerek, inşallah 2023’de o muasır medeniyetler seviyesinin üzerindeki hedefe ulaşacağız. Çünkü biz büyük bir milletiz. Zaman zaman fitne fesada bu milleti mahkum etmeye çalışanlar olmuştur. Olacaktır. Çanakkale’de verdiğimiz mücadele gibi, teröristin başını ezecek, ona fırsat vermeyecek şekilde bu mücadeleyi vereceğiz. İnşallah bunu da kısa zamanda başaracağız” diye konuştu. Bakan Müezzinoğlu konuşmasını tamamladıktan sonra sağlık çalışanlarının sıkıntılarını dinleyerek, bu sıkıntılarla ilgili sorulara yanıt verdi.
DOĞUM SİMÜLATÖRÜ
SIMone
™
Yeni vakalar, müdahaleler ve tıbbi seçenekler ile vajinal doğumun yüksek stresli senaryolarını uygulayın.
Oruçreis Mah. Tekstilkent Cad. A24 Blok No: 32 Esenler/İST. Telefon: +90212 422 88 00 • E-Mail: info.tr@3bscientific.com
Sağlık Bakanlığı
“Diyabetle Kaliteli Yaşam Projesi” hayata geçiriliyor “Diyabetle Kaliteli Yaşam” projesi Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun önderliğinde tanıtıldı sayesinde hastalar ve hasta yakınları, yanı sıra Uzman Hekimler, Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Elemanlarına kadar uzanan sağlık profesyonellerini kapsayan çok paydaşlı bir hastalık yönetimi modelinin geliştirilmesi hedefleniyor. Gaziantep ilinde yürütülmekte olan pilot çalışma ile projenin ulusal ölçekte en sağlıklı şekilde uygulanabilmesi için tecrübe kazanım süreci yoğun çalışmalar dâhilinde devam ediyor.
“2035 yılında dünyada 592 milyon, Türkiye’de ise 11,7 milyon diyabet hastası olabilir”
D
iyabet ile mücadelede, ulusal bir model haline getirilmesi planlanan “Diyabetle Kaliteli Yaşam” projesinde, diabetes mellitus tanısı konmuş veya yüksek risk grubunda olan hastaların, hasta yakınları ve toplum üyelerinin hastalık ve risk faktörleri konusunda bilgilerinin artırılması hedefleniyor. İcra kurulunda Prof. Dr. İlhan Satman, Doç. Dr. Nazan Yardım, Prof. Dr. Erdal Akalın, Prof. Dr. Mustafa Araz, Doç. Dr. Haluk Özsarı ve Dr. Pelin Eriştiren İncesu’nun bulunduğu bu proje ile ayrıca; hastalığın tüm paydaşlarının bilinçlendirilmesi ve hastalıkla birlikte yaşam koşullarının iyileştirilmesini sağlayacak yöntem ve önerilerin yaygınlaştırılması destekleniyor. Proje ile Türkiye’de ilk defa hasta yakınları, hastalık yönetimine dâhil edilerek bilgilendirilirken, diyabet hastalarının sürekli etkileşim halinde oldukları sağlık profesyonellerinin de eğitimi (eğitici eğitimi) ile diyabette modern hastalık yönetiminin yaygınlaştırılması hedefleniyor. Bu bağlamda; temel olarak diyabette ulusal ölçekte uygulanabilir yaşam biçimi ve sorunlara yaklaşım biçiminde değişiklikler
18
Mayıs 2016
Son yıllarda yapılan araştırmalar 2035 yılında dünyada 592 milyon, Türkiye’de ise 11,7 milyon diyabet hastası olacağına işaret ediyor. 2010 yılı sonunda saha çalışması tamamlanan TURDEP-II (Türkiye Diyabet Prevalans) çalışmasına göre Türkiye’de 7 milyonun üzerinde diyabetli yaşıyor ve diyabet vakalarının 12 yıllık artış oranı %90’ın üzerinde yer alıyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) verilerine göre Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında diyabet prevalansının en yüksek olduğu ülkeler arasındadır. Ancak TURDEP-II çalışması Türkiye’de toplumun diyabet farkındalığının düşük olduğunu ve bilinen diyabetlilerin en az yarısında iyi metabolik kontrol sağlanamadığını ortaya koyuyor. Bu nedenle diyabet hastalığının doğrudan ve dolaylı maliyetleri yükseliyor, dolayısıyla diyabetin sağlık bütçesindeki hastalık yükü de artıyor. Türkiye Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yürütülmüş olan diyabet ilişkili çalışmaya göre, 2012 yılında diyabete yapılan toplam harcamanın %74’ü diyabete ilişkin komplikasyonlardan kaynaklanıyor. Bu maliyetler, iyi takip edilmeyen ve metabolik kontrolü sağlanamayan hastalarda görülen komplikasyonların tedavi ve izleme maliyetlerinden oluşuyor. Bugüne dek projelerin çoğunda diyabet hastalığında ilaç tedavisine odaklanılırken, diyabet hastalarının yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve yaşam kalitesinin arttırılması konusunun çok fazla üzerinde durulmadığı görülüyor.
Bu projede “Diyabetle Kaliteli Yaşam” hastalığın tüm paydaşlarının bilinçlendirilmesi ve Diyabet hastalığında yaşam kalitesinin arttırılmasının önemini vurgularken, yaşam kalitesinin iyileştirilmesini sağlayacak yöntem ve önerilerin yaygınlaştırılmasının desteklenmesi amaçlanıyor Basın toplantısında konuşan Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu proje ile ilgili şunları söyledi; “Bakanlığımız rehberliğinde pilot il seçilen Gaziantep’ten başlayarak ülke geneline bu projemizi yaygınlaştıracağız. Böylece, Sağlık Bakanlığı’nın kişilerin sağlığını koruma ve geliştirmesi ile sağlıklı yaşamı teşvik politikalarının uyumu bir kez daha sağlanmış olacak. “Diyabetle Kaliteli Yaşam” projesi diyabetle mücadeleyi ulusal bir model haline getirecektir.” Basın toplantısında konuşan Prof. Dr. İlhan Satman; “Diyabetle Kaliteli Yaşam” projesinde diyabet adayı riskli bireye ve diyabetliye yaşam kalitesini nasıl arttırabileceği öğretilirken ve bunu nasıl sürdürebileceği ve yaşam biçimi haline getireceğinin de benimsetilmesi hedeflenmektedir.” İfadelerini kullandı. T.C. Sağlık Bakanlığı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği, İstanbul Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi, Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü, Gaziantep İl Halk Sağlığı Müdürlüğü ve AstraZeneca işbirliğiyle hayata geçirilen “Diyabetle Kaliteli Yaşam” projesi, diabetes mellitus tanısı konmuş veya yüksek risk grubunda olan hasta, hasta yakınları ve toplum üyelerinin hastalık ve risk faktörleri konusunda bilgilerinin artırılmasını ve ayrıca diyabet hastalarının yaşam kalitesinin yükseltilmesini hedefliyor. Dünya Sağlık Örgütü ve IDF tahminlerine göre 2015 yılı itibarı ile dünya genelinde 420 milyonun üzerinde yetişkinin diyabetli olduğu ve bu sayının 2040 yılında 642 milyona ulaşacağı tahmin edilmekte. Türkiye Diyabet Obezite ve Hipertansiyon Prevalans (TURDEP-II) çalışmasındaki rakamlardan yola çıkarak 2016 yılında Türkiye’de 8 milyona yakın yetişkin diyabetli olduğunu söyleyebiliriz. TURDEP-II’yi takiben yapılan çalışmalar, Türkiye’de diyabet prevalansının %15’e yaklaştığını ortaya koymuştur. IDF verilerine göre, Avrupa’da diyabet prevalansı en yüksek olan ülke Türkiye’dir. Nüfus bakımından ise Türkiye diyabetli sayısı en yüksek 3. ülkedir.
“Türkiye’de diyabetli her iki bireyden birisi hastalığının farkında değil” Bugüne dek yapılan çalışmaların çoğunda diyabetin ilaç/insülin ile tedavisi ve kan şekeri ölçümü üzerinde durulmuştur. Ancak çoğunlukla ilaç ve diagnostik endüstrisi tarafından desteklenen projeler uzun soluklu olamamıştır. Diyabet ile ilgili hemen hemen her koruma ve kontrol çalışmasında, her rehberde diyabette yaşam tarzı değişikliğinden bahsedilirken bunun nasıl olacağı üzerinde yeterince durulmadığı görülmektedir. “Diyabetle Kaliteli Yaşam” projesinde ise diyabet adayı riskli bireye ve diyabetliye yaşam kalitesini nasıl arttırabileceğini öğretilirken ve bunu nasıl sürdürebileceği ve yaşam biçimi haline getireceğinin de benimsetilmesi hedeflenmektedir.
Mayıs 2016
19
Sağlık Bakanlığı
Bunun için birey ve aileden başlayarak eğiticilerin ve toplumun tüm paydaşlarının sürekli eğitim ile bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
Hastalık Yönetimi; Sağlık hizmetlerinin ve ilgili iletişimin
koordine
edildiği
ve
hastanın
kendi
bakımını üstlenmesinin önemli olduğu hastalıklar
için geliştirilmiş bir sistem olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Haluk Özsarı; ”Diyabetle Kaliteli Yaşam” Projesi tüm tarafların katılımı ile aralarında 360 derecelik
iletişimin kurulmasını sağlamak üzere planlanmış 20
Mayıs 2016
ve pilot olarak uygulanmıştır. Hastalık yönetiminin ana ilkesi hem kişinin hem de sistemin hastalığı yöneterek sürdürülebilirliğe ilişkin bir yaşam şekli oluşturmaktır.” ifadelerini kullandı. Diyabet, doğru hastalık yönetimi ile kontrol altına alınabilir! AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Dr. Pelin Eriştiren İncesu; “Diyabetle Kaliteli Yaşam” projesi, Diyabette ulusal ölçekte uygulanabilir yaşam biçimi ve bakış açısı değişikliklerine yol açarak hastalar, hasta yakınları ve sağlık profesyonellerini de kapsayan çok paydaşlı bir hastalık yönetimi modelinin geliştirilmesini desteklemektedir. AstraZeneca, öncelikli alanlarından biri olan Diyabet tedavisinin, en doğru şekilde yönetilebilmesi için hekimlere yönelik eğitim faaliyetleri yürütmenin yanında toplum bilincinin arttırılmasında üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeyi amaç edinmiştir. Türkiye’deki Diyabet hasta sayısı son derece yüksek olsa da, TURDEP-II çalışması ile toplumumuzun Diyabet konusundaki farkındalığının yüksek olmadığı gösterilmiştir. Dolayısıyla, Diyabette hastalık yönetiminin önemini vurgulamak ve “Diyabetle Kaliteli Yaşam” bilincini yerleştirmek üzerine kurulu olan bu proje, yüksek bir önem arz etmektedir. AstraZeneca olarak, ülkemiz toplum sağlığına artı değer katan böyle bir projenin parçası olduğumuz için son derece gururluyuz.” dedi.
Bilim
Bilim dünyasının nabzı İstanbul’da attı Harvard Sabri Ülker Merkezi’nden metabolizma hastalıklarının tedavisinde ümit verici çalışmalar çıkıyor
H
arvard Üniversitesi Toplum Sağlığı Fakültesi’nde Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil’in liderliğinde faaliyet gösteren Sabri Ülker Merkezi, 2015 yılı araştırma sonuçlarını bilim dünyasının önde gelen isimlerini İstanbul’da buluşturan “Metabolizma ve Yaşam Sempozyumu”nda paylaştı. Harvard Sabri Ülker Merkezi Genetik ve Kompleks Hastalıklar Laboratuvarı çalışmalarının 2015 yılı raporunda; metabolizma ve hastalıkları birbirine bağlayan mekanizmalara ışık tutan yeni araştırmaların yanı sıra; şişmanlık, diyabet ve beraberinde ortaya çıkan rahatsızlıkları önleme ve tedavisine yönelik uygulamalardaki yeni gelişmeler geniş yer tuttu. Ülker’in 2014 yılında yaptığı bağışla 10 yıl süreyle “Sabri Ülker Center” (Sabri Ülker Merkezi) adıyla araştırmalarına devam edecek olan Merkez’in bir yıllık çalışmalarının aktarıldığı basın toplantısında konuşan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker; “Harvard Sabri Ülker Merkezi’ne destek olarak, aynı verimlilikte bir bilim ortamının Türkiye’de de inşasına ilham vermeyi, motivasyon kaynağı olmayı hedeflemiştik. Bugün aynı arzuyla yolumuza devam ediyoruz. Dünyanın 3. büyük bisküvi şirketi olarak, sadece iş değil sorumluluk coğrafyamız da genişledi. İşte bu misyonla, toplum sağlığının geleceğini şekillendiren projelere destek
22
Mayıs 2016
olmak bizim için çok önemli. Sabri Ülker Merkezi’nin üzerinde çalıştığı projeler hepimize gelecek için ümit veriyor.” diye konuştu. Sabri Ülker Merkezi’nin ilk Faaliyet Raporu’ndan çarpıcı bulgular! Harvard Sabri Ülker Merkezi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, metabolizma ile beslenme arasındaki ilişkinin moleküler düzeyde incelenmesinin, toplum sağlığı açısından heyecan verici olduğunu vurguladı. Sabri Ülker Merkezi’nde gerçekleştirilen çalışmalarla insan sağlığı için önemli kazanımlar elde edildiğini belirten Hotamışlıgil, şunları söyledi; “Hedefimiz besinlerle alınan bazı öğelerin fonksiyonlarını ortaya çıkararak metabolik hastalıklar ve yaşlanma ile gelen dejenerasyondan korunmayı sağlamak. Obezitenin bir sonucu olarak işlev bozukluğuna neden olan hücrelerdeki yapısal ve biyolojik değişimlerle ilgili yeni bilgiler edindik ve bu çalışmalarla metabolik hastalıkların tedavisine yönelik yenilikçi araçlar geliştiriyoruz. Merkezde yapılan çalışmalar sadece metabolik hastalıkların tanı ve tedavisinde değil, aynı zamanda insanların uzun ve sağlıklı yaşamalarını destekleyecek keşiflere ilham olacak. ”
Sabri Ülker Merkezi’nin çalışmalarında; yediğimiz besinlerin hücrelerimizde nasıl kullanıldığından, hastalıklar arasındaki ilişkisine kadar pek çok konuda araştırma yapılıyor. Şişmanlık, diyabet, kalp-damar hastalıkları ve beraberinde ortaya çıkan rahatsızlıkların önlenme ve tedavisine yönelik uygulamalardaki son gelişmelere yer veriliyor. Merkezde yapılan araştırmalar, “high impact factor” adı verilen ve bilim dünyasının prestijli yayınlarından Nature Medicine, Cell Metabolism ve Science gibi dergilerde yayınlanmaya devam ediyor. Diyabet için aşı yolda! Merkezdeki başarılı araştırmacılardan biri olan Dr. Ana Paula Arruda; obezitede aşırı besin tüketiminin hücre içindeki pek çok yapıda yeniden düzenlenme ve farklılaşmaya neden olabileceğini keşfetti. Dr. Arruda ve arkadaşları bu farklılaşmanın obeziteye bağlı bazı hücresel fonksiyon bozukluklarına, insülin direncine ve karaciğer yağlanmasına neden olabileceğini gösterdi. Bu sonuçlar başta obezite olmak üzere, pek çok metabolik hastalık için yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine olanak sağlayacak. “Sabri Ülker Fellowship” programı kapsamında merkezde bursiyer olarak çalışmalarını yürüten Dr. Güneş Parlakgün ve Dr. Ekin Güney’in araştırması ise, hücre ve dokuların stresle başa çıkma yöntemleri üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Şimdiye kadar elde edilen sonuçlar
bile, obezitede hücrelerin içinde meydana gelen bozukluklar ve bu bozuklukların şeker metabolizmasını nasıl etkilediği ile ilgili yeni ufuklar açıyor. Merkezde yer alan ve doktora sonrası araştırmalarını yürüten araştırmacılardan ve Dr. Ling Yang ve Dr. Ediz Calay’ın uzun yılardır üzerinde çalıştıkları araştırma, obeziteye bağlı olarak karaciğerde oluşan bazı sinyallerin, insülin direnci ve diyabet oluşumuna neden olabileceği ile ilgili yeni bir yaklaşım getiriyor. Bu mekanizmaların kimyasal yöntemlerle düzeltilmesi ve ilaca dönüşmesi yönünde önemli bir teknolojik gelişme de merkez araştırmacıları Dr. Abdullah Yalcın, Yankun Lee ve Suneng Fu tarafından tıp dünyasına kazandırılıyor. Sabri Ülker Uluslararası Bilim Ödülü Türkiye’yi Amerika’da temsil eden bilim insanı Yrd. Doç. Dr.Kıvanç Birsoy’un! Sempozyum’da ayrıca Sabri Ülker Vakfı’nın “beslenme, gıda ve toplum sağlığına ilişkin araştırma, eğitim programları dahil diğer girişimleri desteklemek, genç bilim insanlarını teşvik etmek” hedefi doğrultusunda 3. kez düzenlediği Sabri Ülker Uluslararası Bilim Ödülü de sahibini buldu. Kıvanç Birsoy ve ekibi geliştirdikleri “DNA-Barkodlama Teknolojisi” yöntemi ile farklı kanser türlerinin hangi besinlere bağımlı olduğunun haritasını çıkarıyor. Bu çalışma, kanser ile savaşta yeni, sürdürülebilir ve ekonomik tedavi yöntemlerinin keşfine de ışık tutuyor.
Mayıs 2016
23
Teknoloji
Vestel “Erişilebilirlik Projesi” ile engelleri kaldırıyor Vestel, herkesin teknolojiye ulaşma ve kullanma hakkı olduğundan yola çıkarak Engelsiz bir Vestel için kolları sıvadı
T
ürkiye’nin teknoloji devi Vestel, ürettiği cihazları, fabrikaları, mağazaları, internet sitesi ve müşteri hizmetlerini kapsayan “Erişilebilirlik Projesi” ile toplumun her kesiminin hayatını kolaylaştıracak büyük bir dönüşüme imza atıyor. Proje kapsamında yapılacak çalışmalarla; TV’ler ve beyaz eşyalar cep telefonu ve tabletle sesli olarak yönetilebilecek, beyaz eşyaların kontrol paneline Braille alfabesi ile uygulama yapılacak, akıllı cep telefonu Venus “erişilebilirlik modu” sayesinde engelliler tarafından da rahatlıkla kullanılabilecek, kullanım kılavuzları sesli hale getirilecek, küçük ev aletleri sesli yönlendirme ile kullanılabilecek, internet sitesi tüm sayfalarıyla erişilebilir olacak, tanıtım videoları sesli şekilde tasvir edilecek, işitme engellilere yönelik görüntülü çağrı merkezi oluşturulacak. Son dönemde erişebilirlik konusunda Ar-Ge yatırımlarına hız veren Vestel, bu projeyle, engellilerin hayatını kolaylaştıracak, ürettiği cihazların ve iletişim kanallarının rahatlıkla kullanılmasını sağlayacak. “Herkesin teknolojiye ulaşma ve kullanma hakkı var” “Erişilebilirlik Projesi” kapsamında tüm birimler tarafından ayrı ayrı yürütülen çalışmaların ortak bir çatı altında konsolide edildiğini belirten Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, “Herkesin teknolojiye ulaşma ve kullanma hakkı
24
Mayıs 2016
olduğuna inanıyoruz. Türkiye’nin en önemli teknoloji markalarından biri olarak amacımız ürünlerimizi kullanabilme konusunda her bireye eşit imkan sağlamak. Engelli engelsiz ayırt etmeden tüm tüketicilerimizin teknolojmizden, ürünlerimizden aynı şekilde yararlanabilmeleri için büyük bir dönüşüm başlattık. Vestel City’de üretilen tüm ürünlerimizin herkes tarafından erişilebilir olmasını hedefliyoruz. Bunu sadece engelliler özelinde bir girişim olarak değerlendirmemek gerekiyor. Bu tüm toplumu ilgilendiren, dikkat çekmek, öncüsü olmak istediğimiz bir konu” diye konuştu. Yarışmada ortaya çıkan ürünler Vestel City’de üretilecek Erişilebilirlik Projesi kapsamında Vestel sponsorluğunda Young Guru Academy (YGA) ile birlikte 7-8 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen Engelsiz Hackhaton’a yaklaşık 3 haftada rekor başvuru gerçekleşti. 668 kişinin başvurduğu hackathona toplam 60 kişilik 17 takım seçildi. Sosyal inovasyon amacıyla bir araya geldikleri için zaman zaman birbirlerine de destek olan takımlar 24 saatte engellilerin hayatlarını daha da kolaylaştıracak projeler geliştirmeye çalıştılar. Yarışma sonunda, görme engellilerin önlerindeki cisimleri sesli olarak algılamalarını sağlayan sensörle akıllı gözlük ile ITC takımı birinci olurken, internetteki fotoğrafların betimlenerek bir veritabanında toplanmasını amaçlayan BETIM takımı ikinci, görme engellilerin renkleri, sesle algılamalarını sağlayan RENGARENK takımı ise üçüncü oldu. Vestel, yarışma kapsamında hazırlanan ve görme engellilerin ihtiyaçlarına cevap veren donanım ve yazılım projelerinin uygun görülenlerini Vestel City’de üretime almaya hazırlanıyor.
Kardiyoloji
Girişimsel kardiyolojide anjiyoplasti ve stent teknikleri Girişimsel kardiyolojideki yenilikler sayısı her geçen gün artan hastaların balon anjiyoplasti ve stent teknikleriyle tedavi edilebilmesine olanak sağlıyor
T
ürk Kardiyoloji Derneği (TKD) ve TKD Girişimsel Kardiyoloji Birliği tarafından organize edilen 23. Uygulamalı Girişimsel Kardiyoloji Toplantısı İstanbul’da gerçekleşti. Yurtiçi ve yurtdışından girişimsel kardiyoloji alanında önemli bilim adamları ve operatörlerin katıldığı toplantıda tecrübeler ve Türkiye’de başarı ile uygulanan yeni tedavi yöntemleri paylaşıldı. 23. Ulusal Uygulamalı Girişimsel Kardiyoloji toplantısında yeni tedavi yöntemleri ile ilgili bilgiler veren Türk Kardiyoloji Derneği Girişimsel Kardiyoloji Birliği Başkanı Prof. Dr. Ömer Göktekin “Kalp ve damar hastalıkları dünyada ve Türkiye’de en çok görülen, yaşam süresini ve kalitesini en çok etkileyen hastalıklardır. Bu hastalıkların tedavisinde Girişimsel Kardiyolojinin yeri gün geçtikçe artmaktadır. Kalbi besleyen koroner damarların tedavisinde girişimsel tedavi yöntemleri ya da koroner bypass ameliyatı sıklıkla kullanılmaktadır. Girişimsel kardiyolojide ki son yıllardaki yenilikler giderek artan sayıda hastanın balon anjiyoplasti ve stent teknikleriyle tedavi edilebilmesine olanak sağlamaktadır. Son yıllarda kullanılan stent teknolojisinde son derece önemli
26
Mayıs 2016
değişiklikler olmuştur. Yeni jenerasyon ilaç salınımlı ve eriyebilen stentler ülkemizde de kullanılmaya başlanmıştır. Bu yeni cihazlar sayesinde girişimsel kardiyoloji işlemlerinin gerek erken dönem gerek uzun dönem başarı oranları da artmıştır” dedi. “Tıkanan damarlara yeni jenerasyon eriyen stent tedavisi” Dünyada ve Türkiye’de giderek artan kalp damar tıkanıklığı hastalığında kullanılmaya başlayan eriyen stent uygulamasının önemini vurgulayan Prof. Dr. Ömer Göktekin Türkiye’de yeni uygulanmaya başlayan bu tedavi yönteminin ilerleyen yıllarda normal stent tedavisi yöntemini alacağını söyledi. Göktekin “son birkaç yılda yaptığımız uygulamalar bu işlemin normal stent tedavisi kadar başarılı olduğunu gösterdi. 6 ayda erimeye başlayıp 1 yıl içinde damardan kaybolan bu eriyen stentler sayesinde damarlardaki kasılma ve genişleme fonksiyonlarının kaybolmuyor. Ayrıca bu yeni yöntemle eriyen stent konulan damara gerektiğinde bypass yapılabilme şansımız oluyor” dedi.
“Hasta hemen yürümeye başlıyor” Eriyen stendin el bileğinden yerleştirilebildiği belirten Prof. Dr. Ömer Göktekin, “hasta için konforlu olan bu uygulama sayesinde hasta işlemden hemen sonra yürüyebiliyor. Ayrıca bu yöntemle 1 yıl sonra hastalarımızın durumunu tomografik anjiyo ile kontrol edebiliyoruz ve eriyen stentlerin içini görebiliyoruz. Böylece hastada anjiyo yapmadan tomografik anjiyo ile stentlerimizin durumunu gözlemleyebiliyoruz. Sayısız avantajları bulunan eriyen stendin en önemli özelliklerinden biri koyduğumuz damar duvarına yapışması ve damarla stent arasında aralık kalmaması. Bu özelliği sayesinde eriyen stent damarda genişleme olması durumunda adapte olabiliyor. Bu önemli buluşla 2 yıl sonra bakıldığında damarlar tamamen iyileşmiş ve stentlerden geriye hiçbir iz kalmamış olacaktır” şeklinde konuştu.
hekime başvurulduğunda bir kısmında muayene sırasında üfürüm veya başka bulgular saptanmaktadır. Yapılan bir ekokardiyografi tetkiki ile (kalp ultrasonu) kalp içerisindeki delik görülebilmekte ve kapatılması gerekiyorsa genellikle cerrahiye sevk edilmekteydi. Ancak genellikle genç yaşta olan hastalarımızın çoğu ameliyatsız kapatılmaya uygundur. Bu deliklerin en sık olanı kalbin her iki kulakçığı veya her iki karıncığı arasında delik olmasıdır. Kulakçıklar arasındaki bölmede delik olması daha sık gözlenen bir durumdur. Yine anjiyografi benzeri bir işlemle kasık yolu ile kalbe ulaşıldıktan sonra bir şemsiye benzeri cihaz delik üzerinde iken açılır, delik kapatılır ve işlem sonlanır. Böylece ameliyatsız, göğüs kafesi yarılmadan ve kalp kesilmeden, hasta uyutulmadan tedavi tamamlanmış olur” dedi.
“Kalp delikleri şemsiye yöntemiyle ameliyatsız kapatılabiliyor” Doğuştan mevcut olan kalp deliklerinin birçoğunun erken dönemde belirti ve bulgu verdiğini ve bir kısmının yirmili-otuzlu yaşlarda ortaya çıkabildiğini belirten Göktekin, “hastalarda genellikle çabuk yorulma, eforla veya eforsuz çarpıntı, eforlu ya da eforsuz nefes darlığı, daha ileri hallerde karında şişkinlik gibi yakınmalar ortaya çıkabilmektedir. Bunun sonucunda
Mayıs 2016
27
Teknoloji
Medtronic, Nasa teknolojisini kardiyak cihazlarına uyguladı!
U
zay Vakfı, Medtronic plc’nin (NYSE: MDT) vücuda yerleştirilebilir kardiyak cihazlarına bağlanan uçlarında kullanılan NASA Langley Araştırma Merkezi-Çözünür İmidi (LaRC-SI) Uzay Teknolojisi Onur Listesine® resmen dâhil etti. Tören, Uzay Vakfı’nın Colorado Springs, Colo’da düzenlenen 32’nci Uzay Sempozyumu sırasında yapıldı. LaRC-SI, daha önceleri uzay uygulamaları, yüksek performanslı motorlar ve zorlu ortamlar için değerlendirilmiş olan, NASA (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) Langley Araştırma Merkezi’ndeki araştırmacılar tarafından geliştirilen bir yalıtım malzemesi. Bu malzeme oldukça esnek, kimyasallara karşı dayanıklı ve uç sıcaklıklara karşı dirençli olup, bu özellikleri sayesinde vücuda yerleştirilebilen kardiyak cihazlar da dâhil olmak üzere tıbbi kullanıma uygun. Uç terimi bir damarın içinden kalbe yerleştirilen ince bir lead’i ifade etmekte ve kalpten vücuda yerleştirilmiş olan kardiyak cihaza - kap pili, defibrilatör veya kardiyak resenkronizasyon tedavi cihazı gibi- bilgi sinyallerini taşıyarak cihazdan kalbe elektriksel vuruları göndermekte. Bir lead’in vasküler ve kardiyak anatominin girift kıvrımlarından geçirilmesi, bu cihazların vücuda yerleştirilmesinin en zorlu yönlerinden bir tanesi olarak kabul ediliyor.
28
Mayıs 2016
NASA’nın LaRC-SI dayanıklı malzemesini kendi uçlarına uyarlamak suretiyle, Medtronic daha ince, daha esnek lead’ leri üretebilir hale gelmiş ve böylece doktorlara, ucun kalpteki ve daha küçük damarlara sahip olan hastalardaki erişilmesi zor bölgelere yerleştirilmesini optimize etme konusunda yardımcı olmakta. Uzay Vakfı, uzak farkındalığı faaliyetlerinde küresel ve kar amacı gütmeyen lider bir kuruluş ve uzay teknolojisine dayalı olarak yenilikçi ürünler geliştiren bireylerin ve kuruluşların belirlenmesi konusunda NASA ile yakın çalışma yürütüyor. Medtronic ise, önde gelen klinisyenler, araştırmacılar ve bilim insanları ile işbirliği içinde kardiyovasküler hastalıkların ve kardiyak aritmilerin girişimsel ve cerrahi tedavisi için en geniş kapsama sahip olan yenilikçi medikal teknolojiyi sunmakta. Şirket, tüm dünyadaki sağlık hizmeti tüketicileri ve sağlayıcıları için klinik ve ekonomik değere sahip olan ürün ve hizmetleri sunma konusunda sektörde yoğun çaba gösteriyor.
wide range of top quality instruments...
Minimal Invasive Surgery
Arthroscopy
Laparoscopy
Urology
Gynecology
Sterilization
Reusable Instruments
®
Oruç Reis Mah. Tekstilkent Cad. Tekstilkent Koza Plaza No: 12/A Kat: 7 D: 26 Esenler 34235 ‹stanbul T : +90 (212) 438 00 88 pbx F : +90 (212) 438 00 78 GSM Call Center : 0532 755 BETA
info@beta-medikal.com www.beta-medikal.com
Aktüel
Siemens’ten radyoloji için inovatif sistemler
B
u yıl Viyana’da gerçekleştirilecek olan Avrupa Radyoloji Kongresinde (ECR), Siemens Sağlık’ın medikal görüntüleme ve tedavi alanındaki inovasyonları da yer alacak. Toplam MRG sayısında nörolojik görüntüleme oldukça büyük pay sahibi. Siemens Sağlık da ECR’de, nörolojik MRG tetkikleri için gerekli süreyi azaltan, hasta kapasitesini artıran ve tarama başına maliyeti düşüren yeni uygulamalarını tanıtacak. Siemens Sağlık’ın yeni uygulaması, sıralı değil, eşzamanlı görüntü katmanları edinmek ve böylece difüzyon tensör görüntüleme için edinim sürelerini %68 oranında azaltmak için inovatif bir teknik kullanıyor. Simultaneous Multi-Slice adlı bu uygulama öncelikli olarak beyin tetkikleri için sunuluyor ve DTI ya da Bold gibi gelişmiş teknikleri klinik rutinin bir parçası haline getiriyor. Gelişmiş uygulamalar çok uzun sürebiliyor. Oysa Simultaneous Multi-Slice, tarama sürelerini klinik rutinle uyumlu sürelere ulaşacak şekilde kısaltıyor. Uygulamanın ilk olarak gelişmiş beyin muayeneleri için sunulmasına rağmen, Siemens rutin beyin, ortopedi ve abdomen muayenelerini hızlandırmak için de büyük bir potansiyel olduğunu düşünüyor. GOBrain adlı bir diğer inovatif uygulama da tek tuşla ve beş dakikada, klinik olarak doğrulanmış beyin tetkiklerinin gerçekleştirilmesini sağlıyor. Siemens’in yüksek-kanallı yoğunluk coil’leri ve benzersiz MRG tarama yazılımıyla donatılmış DotGO sayesinde ise klinik olarak gerekli tüm görüntü oryantasyonları ve kontrastları tek bir tuşla elde ediliyor. GOBrain, ABD’deki Massachusetts General Hospital’daki Athinoula A. Martinos Center ile işbirliği içinde geliştirildi. En önemli teknolojileri kullanan Siemens Sağlık, vücudun diğer bölgeleri için de tek tuşla çoklu kontrast muayeneleri de klinik olarak doğrulatmak için iş ortaklarıyla birlikte çalışıyor. İKİZ ROBOTİK X-RAY SİSTEMİ MULTİTOM RAX Multitom Rax (Robotic Advanced X-ray) ilk defa tek bir X-ray sistemi kullanılarak geniş kapsamlı klinik tetkikleri mümkün kılıyor ve böylece muayenelerin daha az sancılı ve daha kısa süreli olmasını sağlıyor. Bu yeni sistem, acil tıptan ortopediye, anjiyografiye ve floroskopiye kadar pek çok alanda kullanılabiliyor ve bu sayede klinik iş süreçlerini optimize etmeye yardımcı
30
Mayıs 2016
oluyor. Dedektörün serbestçe konumlandırılabilmesi, hem statik hem de dinamik ortamda, son derece farklı X-ray görüntülerinin tek bir sistemle ve tek bir odada alınabilmesi anlamına geliyor. Multitom Rax’in tavana monte edilen iki kolu, robotik teknoloji sayesinde otomatik olarak istenen konuma taşınabiliyor ve ayrıca gerekli olduğunda –örneğin ince ayarlamalar yapmak için- servo motor destekli olarak manuel şekilde de hareket ettirilebiliyor. İKİZ ROBOTİK MULTİTOM RAX X-RAY SİSTEMİYLE DOĞAL VÜCUT AĞIRLIĞIYLA İLK 3D GÖRÜNTÜLER Multitom Rax ile hastanın doğal ağırlığıyla 3D görüntülerin alınması mümkün oluyor. Hasta oturur, uzanır veya ayakta durur pozisyondayken vücudun tüm bölgelerinin 3D görüntüleri alınabiliyor. Örneğin, hasta uzanırken vücut ağırlığının etkisi altında dizler, pelvis ve omurga farklı gözüktüğü için, ayakta dururken görüntü almak da gerekiyor. Dolayısıyla Multitom Rax ile elde edilen 3D görüntüler, doğal ağırlıkla çekilmeyen görüntülere kıyasla daha iyi diagnostik ve planlama kesinliği sunuyor. ÇOK-YÖNLÜ PET/BT SİSTEMİ PEK ÇOK FARKLI ENDİKASYONA YANIT VERİYOR Siemens, Biograph Horizon ile ECR 2016’da en yeni pozitron emisyon tomografi/bilgisayarlı tomografi (PET/BT) inovasyonunu tanıtıyor. Sistem, üstün performansı, cazip bir toplam sahip olma maliyetiyle sunuyor. Biograph Horizon, yeni verimlilikler ve maliyet tasarrufları sunarken, sağlık kuruluşlarının onkoloji, nöroloji ve kardiyoloji alanlarında daha çok sayıda klinik endikasyona cevap vermelerine yardımcı oluyor. Biograph Horizon, doktorların, daha hızlı ışıldayan ve BGO kristallerine göre daha yüksek ışık üreten 4 mm LSO kristalleriyle küçük lezyonları görselleştirmelerini mümkün kılıyor ve bu da daha yüksek çözünürlük ve daha iyi görüntü kalitesiyle sonuçlanarak Uçuş Zamanı (TOF) edinimini mümkün kılıyor. Minimum düzeyde enerji tüketen en küçük PET/BT sistemi olarak Biograph Horizon, başlangıç sermayesi yatırımını minimize ediyor ve her türlü mevcut PET/BT muayene odasına sığabileceği için, mevcut PET/BT tarayıcılarını değiştirmek isteyen kurumlar açısından mantıklı bir seçenek oluyor.
VERİLERİ SPESİFİK OLARAK ANALİZ ETMEK VE HASTANE İŞ AKIŞLARINI OPTİMİZE ETMEK İÇİN TEAMPLAY Siemens Sağlık’ın bulut tabanlı teamplay ağı, görüntüleme cihazlarının kapasite kullanımını, çeşitli çalışma sekanslarını ve teker teker tüm muayeneleri, sade ve kolay bir şekilde değerlendirmeyi mümkün kılıyor. Bu veriler, benzer sağlık kuruluşlarından alınan değerlerle, tek tuşla ve tamamen isimsiz olarak karşılaştırılabiliyor ve böylece mevcut durum daha objektif bir şekilde analiz edilebiliyor. Usage (Kullanım) özelliği, günlük bir kullanım raporu dahil olmak üzere, BT veya MRG gibi görüntü modalitelerinden alınan performans verilerine ilişkin bir genel bakış sunuyor. Sistem, saat başına gerçekleştirilen muayene sayısını, muayene süresini ve niteliğini, cihazın toplam kapasite kullanımını, tedavi uygulayan tarafları ve bir hastadan diğerine geçiş süresini kaydediyor. Bu bilgiler de hastanenin çalışma sekanslarını ve çalışan iş yüklerini optimize etmeye, hastaların bekleme sürelerini kısaltmaya ve maliyetleri düşürmeye yardımcı oluyor. Dose (Doz) özelliği de uygulanan dozların kesin bir listesinin üretilmesine ek olarak, geçerli değerleri, ulusal referans değerlerle ve diğer tesislerden ve benzer muayenelerden elde edilen doz değerleriyle karşılaştırmak mümkün. Buna ek olarak, kendi Temel Performans Göstergesi hedefleriniz de belirlenebiliyor ve takip edilebiliyor. Böylece teamplay, spesifik muayeneler ve tanılar için hastalar için kullanılan dozların optimize edilmesine yardımcı oluyor. Yeni ek teamplay özelliği Protocols (Protokoller) de protokolleri birleştirmeyi, işlemeyi ve analiz etmeyi kolaylaştırıyor. Belirli Siemens bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) cihazlarından alınan
protokoller gelecekte karşılaştırılabilecek, üzerinde yorumlar yapılabilecek ve arşivlenebilecek. Bir örnek protokol, daha başka kullanımlar için diğer modalitelere de aktarılabiliyor. Teamplay verimli protokol yönetimi, çalışma ve muayene sekanslarının standartlaştırılmasının temelini oluşturuyor. İNOVATİF İŞ AKIŞI TASARIMI, ULTRASON MUAYENELERİNDE KARMAŞIKLIĞI AZALTIYOR Siemens, ECR 2016’da tamamen yeni bir kullanıcı tasarımı üzerine inşa edilmiş yeni ultrason sistemi ailelerini de tanıtıyor. Siemens Kurumsal Araştırma tarafından dört anahtar bölgede ve 170’in üzerinde deneme oturumuyla gerçekleştirilen yoğun bir araştırmanın ardından Siemens Sağlık, ultrason muayenelerinin karmaşıklığını azaltan bir platform geliştirdi. Müşterilerin görüşlerinin de dikkate alınması, yeni sistemlerin klinisyenlerin çalışma şekillerine uygun olarak tasarlanmasını sağladı. Acuson S ultrason sistemleri ailesindeki Dokunmatik Kontrollü HELX Evolution, sistem operasyonunu iyileştiren ve muayeneler sırasında kullanıcı hatalarını azaltan inovatif teknolojilere sahip. Yepyeni kullanıcı arayüzü %33’e varan oranda daha az tuş (8) ve gereksiz iş akışı adımlarını ortadan kaldırmaya yardımcı olan, kullanımı kolay bir dokunmatik ekranla sistem etkileşimini basitleştiriyor. Çoklu-modaliteli görüntü füzyonu ve kesme dalgası elastografisi gibi gelişmiş görüntüleme teknolojileri, uygunluğu ve klinik rutinde kullanımı artırmak için bu yeni iş akışı araçlarıyla tamamlanıyor. Bu üstün teknolojiler, kullanıcıların 3D BT ve MR verilerini gerçek zamanlı ultrason görüntülemeyle kolayca birleştirmesini sağlayarak tanısal güveni daha da artırıyor.
Mayıs 2016
31
Aktüel
Acuson NX3 ve Acuson NX3 Elite ultrason sistemleri, başta genel tıp, kadın doğum/jinekoloji, pediatri ve nöroloji alanındaki muayeneler için inovatif görüntüleme çözümleriyle basit ve kullanımı kolay bir arayüze sahip. Acuson NX3, farklı muayene türlerinin ihtiyaçlarına yanıt vermek için üç kat daha özelleştirilebilir tuşlar sunuyor ve %28 daha az tuşla (9) daha hızlı iş akışı sağlıyor. Özelleştirilebilir kontrol paneli ve dokunmatik ekranın Siemens’in gelişmiş iş akışı inovasyonlarıyla birleşmesi, belirli rutin anatomik ölçümlerin geleneksel çözümlerden daha hızlı gerçekleştirilmesini mümkün kılıyor. Yeni Siemens’e özel transformatör teknolojileri, yüksek çözünürlüklü yüzeysel görüntüleme ve endokavite görüntülemesi için %75 oranında daha büyük bir görüş alanı sağlıyor. İKİ YENİ ÖZELLİKLE GİRİŞİMSEL KILAVUZLUK Siemens Sağlık; Artis zee, Artis Q ve Artis Q.zen anjiyografi sistemlerindeki gelişmiş özelliklerin benimsenmesini ve kullanımını basitleştiren Pure platformuna iki yeni nitelik ekliyor. Endovasküler anevrizma onarımına (Evar) yardımcı olmak için tasarlanan syngo Evar Guidance, bilgisayarlı tomografi (BT) veri setlerindeki damar duvarlarının otomatik tespitinin yanı sıra 3D görüntü kılavuzluğu için landmark’ların otomatik olarak yerleştirilmesi özelliklerini sunuyor. Buna ek olarak, hassas uygulama için C-kolların optimal açılandırmasını sağlıyor. Son derece zor olan kronik toplam oklüzyonların (CTO) daha iyi tedavi edilmesini mümkün kılan syngo CTO Guidance, prosedürlerde kılavuzluk yapmanın yanı sıra, koroner bilgisayarlı tomografi anjiyografi (CTA) görüntülerini de otomatik olarak segmentliyor. YENİ TOMOSENTEZ TEKNOLOJİLERİ, GÖRÜNTÜ DEĞERLENDİRMESİNİ DAHA HASSAS HALE GETİRİYOR
32
Mayıs 2016
Göğüs kanserinin erken tespitinde, radyolojik görüntülerin doğruluğu, şüpheli bir tümör ihtimalinin ne kadar güvenilir bir şekilde elenebileceğini belirliyor. Geleneksel mamografi, göğsün 2D görüntülerini sunuyor, böylece dokular örtüşüyor. Diğer yandan, tomosentez ile çoklu görüntüler farklı açılardan alınıyor ve daha sonra katmanlar halinde görüntüleniyor; bu ise radyologların değerlendirme sırasında bunları kaydırarak inceleyebilmelerini sağlıyor. Kesitsel katmanlar örtüşmeyi azaltıyor ve böylece daha iyi tanılar koyulmasını kolaylaştırıyor. Siemens Sağlık’ın Yüksek Çözünürlüklü Göğüs Tomosentezi, pazardaki benzerleri arasında en geniş açı olan 50 derecelik açı ve en çok sayıda (25 adet) kesitsel görüntü ile tarama gerçekleştiriyor. Siemens Sağlık, yeni teknolojilerle tomosentez taramalarının görselleştirmesini daha da geliştiriyor. Empire teknolojisi (Enhanced Multiple Parameter Iterative Reconstruction) yeni algoritmaların yardımıyla katmanların daha hassas bir şekilde rekonstrükte edilmesini sağlıyor. Bu da görüntüleri daha keskinleştirerek mikrokalsifikasyonların iyi veya kötü huylu oluşunu şekle bağlı olarak daha net bir şekilde tespit edilmesini ve tanımlanmasını sağlayıp biyopsi ihtiyacını azaltıyor. Genellikle, göğsün daha iyi bir tam görünümünü elde etmek için, tomosenteze ek olarak bir 2D mamografi taraması yapılmaktadır. Tomosentezin, bir yazılım aracılığıyla 2D görselleştirmesi olan Insight 2D, mamografi görüntüsünün yerine geçebiliyor ve böylece göğüs muayeneleri sırasında X-radyasyon dozunu azaltabiliyor. Siemens Sağlık’ın sunduğu Insight, 2D görüntülerin yanı sıra 3D görüntüler de sunan ilk ve tek çözüm. Tüm göğsün tomosentez taramalarını görüntüleme becerisi, mikrokalsifikasyonların ve daha karmaşık tümörlerin şeklini ve dağılımını tespit etmeyi kolaylaştırıyor.
Teknoloji
3D Endoskopide Yeni Bir Boyut HMS-3000MT - 3D/ 2D Kişisel Görüntüleyici Sistemi
S
ony HMS-3000MT, 3D cerrahi endoskopik / laparoskopik kamera sistemlerindeki ve uyumlu 3D medikal görüntüleme sistemlerindeki görüntülerin 3D renkli video olarak görüntülenmesini sağlayan kişisel bir görüntüleme sistemi. Sistem, HMI-3000MT kamera kontrol ünitesinin yanı sıra görüntüleme sisteminden stereoskopik görselleştirme sunan HMM-3000MT kişisel 3D görüntüleyiciden oluşuyor. Alternatif olarak, kamera kontrol ünitesine ikinci bir kullanıcının aynı anda görüntüleme sağlaması için ikinci bir kişisel 3D görüntüleyici bağlanabiliyor. Ekran, uzun operasyon süreleri için daha rahat taşıma sağlamak üzere ayarlanabiliyor. Ayrıca operasyon alanının “tepeden” görüntülenmesini de sağlıyor. Pasif (dairesel polarize) 3D sistemlerin aksine çift panelli tasarım kullanıcının sol ve sağ gözü için ayrı görüntüler sağlamak üzere iki bağımsız OLED paneli kullanıyor. Böylece “gölgelenme” ve parazit olmadan sorunsuz ve doğal stereoskopik görüntüler oluşuyor.
34
Mayıs 2016
HMI-3000MT Görüntü İşleme Birimi çeşitli 2D/3D formatlarda video giriş sinyallerini kabul ediyor. Video görüntüleri daha uygun görüntüleme açıları için istendiğinde ters çevrilebiliyor veya döndürülebiliyor. Ayrıca daha küçük bir ek pencerede aynı anda görüntüleme sağlayan Picture-in-Picture modu gibi birçok görüntüleme modu da var. Özellikleri; • Video girişi sinyalleri 2D veya 3D olabilir • İki 0,7 inç OLED panelden 1280 x 720 çözünürlük • Hem yatay hem de dikey modda görüntü çevirme işlevi • Hem yatay hem de dikey modda görüntü değiştirme • Daha küçük bir pencerede ikinci bir görüntüyü eşzamanlı görüntülemek için görüntü içinde görüntü modu • Görüntü ayarlama işlevleri • Harici monitörde görüntülemek için SDI/HD-SDI, DVI-D ve HMM çıkışları
Aktüel
Bursa tıbbi cihaz üretimi için düğmeye bastı BURSA Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), ithalatın yoğun olarak yaşandığı tıbbi cihazlar alanında yerli üretimin payını artırmak için ‘Sağlık Teknolojileri Kümelenmesi’ni hayata geçirdi
T
ürkiye’nin önemli ticaret ve sanayi merkezlerinden olan Bursa, kümelenme modelleriyle daha güçlü konuma yükseliyor. Şimdiye kadar hayata geçirdiği Raylı Sistemler, Uzay Havacılık ve Savunma, Ev Tekstili ve Rüzgar Türbinleri Kümelenmesi ile 300’e yakın firmayı kümelenme gruplarında buluşturan BTSO, medikal teknolojilerde Bursa’nın gücünü ortaya çıkartmak için ‘Sağlık Teknolojileri Kümelenmesi’ni kurdu. “İş dünyasında işbirliği kültürü güçleniyor” BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, medikal teknolojileri ithalatının dış ticaret açığı verilen stratejik sektörlerden birisi olduğunu söyledi. BTSO olarak Türkiye’nin ve Bursa’nın bu alandaki payını güçlendirmek istediklerini dile getiren Başkan Burkay, “Tıbbi cihazlar sektörü her ülke için en öncelikli ve kritik sektörlerden birisi konumunda. Dünyada güçlü ekonomilere sahip ülkelerin bu sektörde de büyük bir paya sahip olduğunu görebiliriz. BTSO olarak bizler de Sağlık Konseyimizin de destekleriyle medikal teknolojileri sektöründe üretim yapacak firmaların Bursa’da kümelenmesini istiyoruz. Yüksek teknoloji üretimin merkezi olacak TEKNOSAB’a sağlık teknolojileri yatırımlarının gelmesini de hedefliyoruz. Bu anlamda bizlere her alanda desteğini esirgemeyen Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. “Bursa, tıbbi cihaz üretiminde önemli merkez olabilir”
36
Mayıs 2016
BTSO Sağlık Konseyi Başkanı ve Kümelenme Lideri Dr. Mustafa Esgin, Türkiye’de tıbbi cihaz sektöründe yaklaşık 1,7 milyar dolar ithalat, 250 milyon dolar da ihracat yapıldığını söyledi. İthalatın yüzde 50’sinden fazlasının Almanya ve ABD’den yapıldığını ifade eden Esgin, tıbbi cihazlar sektöründe bin 100’e yakın yerli üreticinin olduğunu dile getirdi. Medikal teknolojiler ithalatını azaltmanın tek yolunun yerlilik oranının artırılmasından geçtiğini söyleyen Esgin, “Konseyimizin de katkılarıyla dünyada ve Türkiye’de örnek kümelenme gruplarını yerinde inceledik. Birçok sektörde önemli bir merkez olan Bursa’nın sağlık teknolojilerinin üretiminde de pay almasını hedefliyoruz. Sağlık Teknolojileri Kümelenmemiz, firmalarımız arasında bir farkındalık oluşturacaktır. Bu noktada bizlere destek veren BTSO Yönetim Kurulu Başkanımız İbrahim Burkay’a da teşekkür ediyoruz” dedi. Bakan Müezzinoğlu’ndan destek BTSO’da geçtiğimiz günlerde düzenlenen İstişare Toplantısına katılan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da, BTSO Sağlık Teknolojileri Kümelenmesi kurulması çalışmalarına destek verdi. Medikal cihaz ve medikal ürünlerin ithalatının Türkiye’de önemli cari açık unsurlarından birisi olduğunu ifade eden Bakan Müezzinoğlu, Türkiye’nin ve Bursa’nın üretim noktasında başarılı çalışmalara imza atabileceğini kaydetti. Bakan Müezzinoğlu, Türkiye’de medikal cihazlar üretiminde yerli büyük markalara ihtiyaç olduğunu da kaydetti.
Kongre
Dünyaca Ünlü Profesörler Antalya’da Jinekoloji Kongresi’nde buluştu Türkiye ve Dünya jinekoloji camiasının da çok yakından takip ettiği gelenekselleşmiş Türk-Alman Jinekoloji Kongresi’nin 11.si 11-15 Mayıs 2016 tarihlerinde Belek – Antalya’da gerçekleşti
TAJEV Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü
G
üçlü bilim adamlarından oluşan öğretim üyeleri ile beraber, jinekoloji alanında yaptığı çalışmalarla Türkiye ve dünyada, saygın bir yeri olan TAJEV (Türk Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı) tarafından düzenlenen konferansı yerli yabancı 1500’den fazla katılımcı takip etti. Konferansın açılış konuşmasını yapan TAJEV Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, uluslararası bir konferansın Türkiye’de yapılmasının önemine değinerek, dünyada jinekoloji alanında uygulanan yeni tedavi yöntem ve gelişmelerin bu konferansta paylaşıldığını ve uygulamalı olarak anlatıldığını söyledi. Prof. Dr. Cihat Ünlü ”Jinekoloji konferansı hem Türkiye’de, hem de dünyada yakından takip ediliyor. Ülkemizde TAJEV olarak yaptığımız çalışmalar Avrupa’nın birçok yerinde örnek gösteriliyor. Biz vakıf olarak toplumsal duyarlılık ve toplumsal sağlığımız için çok çalışıyoruz. Bu çalışmalar sonucunda özellikle önlenebilir kanser çeşidi olan rahim ağzı kanser taraması ‘HPV
38
Mayıs 2016
taramalarında’ şu ana kadar yaklaşık 1,5 milyon kadın taranmış ve 10 gün içerisinde sonuçlarına ulaşmaları sağlanmıştır. Dünyada örneği olmayan bu çalışmaya önümüzdeki dönemde devam edeceğiz” dedi. Prof. Dr. Cihat Ünlü konferansın önemli konuları arasında yer alan yumurtalık dondurma yöntemine değindi. Ünlü; ”Yumurtalık dondurma yöntemi ile tedavi gören kadınlarımız için hamile kalamama riskinin azalacağını öngörüyoruz. Yaklaşık 30 yıldır sperm ve erken embriyo dondurulmaktadır. Yeni teknikler sayesinde yumurta ve yumurtalık dokusu da başarıyla dondurulabilmektedir. Özellikle hücre içi buz oluşumunu engelleyen yöntemler başarıyı artırmıştır. Bu yöntem kanser nedeniyle radyoterapi ve kemoterapi alacak hastalara umut olmuştur” şeklinde konuştu. “Doğumlarda kadın ölümleri son 25 yılda %83 azaldı” Prof. Dr. Cihat Ünlü gebelik kayıpları hakkında da şunları söyledi; Son yıllarda doğum ve sonrasında anne ölümleri azaldı. 2015 yılında doğum sırasında 187 kadınımız hayatını kaybetti. Sağlık Bakanlığı verilerine göre son 25 yılda bu rakam %83 oranında azaldı. Şimdiki verilere göre her 100 bin doğumda 15 kadınımız maalesef ölüyor. Hedefimiz 2030 yılında 100 bin doğumda bu sayıyı 5’e düşürmek. Baktığımızda gebelik kayıplarının ağırlıklı olarak doğum sonrası kanama sebebi ile yaşandığını biliyoruz. Bu yüzden çok çalışmalıyız, toplumumuzun bu konuda daha hassas olmasını sağlamalıyız. “Türkiye’de sezaryen ile doğum oranı %53” Türkiye’de yapılan doğumlar hakkında bilgi paylaşılan konferansta; dünyada sezaryen ile doğum oranı en yüksek ülkelerden biri de Türkiye. Sağlık bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de sezaryen ile doğum oranı %53 olarak gerçekleşiyor.
“CFF DNA yöntemi ile kadınlarda düşük oranı azalacak” Konferansta tartışılan konulardan biri de Türkiye’de yeni uygulanmaya başlanan CFF DNA yöntemi oldu. Bu yeni yönteme göre; anne karnından sıvı alınarak uygulanan ve sonucu 3 haftada gelen uygulama, düşük gebeliklere ve geç kalınmış müdahalelere sebep veriyordu. CFF DNA sayesinde, anneden sadece 10 cc’lik alınan kan örneği ile 9. haftada bu test yapılıp, 3 gün içinde sonuca ulaşılabiliyor. Sıvı alarak yapılan bu işlem, hem gebelik kayıplarının önüne geçiyor, hem de bebekteki genetik problemleri erkenden öğrenmemizi sağlıyor. CFF DNA yönteminin yakın bir gelecekte de maliyeti düşürülerek, her anne adayının rutin bir kontrolü haline getirilmesi hedefleniyor. Kongre, Prof. Dr. Camran Nezhat moderatörlüğünde, biri Fransa’dan diğeri ise ABD’den olmak üzere iki interaktif canlı cerrahi sunuma ev sahipliği yaptı. 36 farklı ülkeden 150’ ye yakın konuşmacının yer aldığı 11. Türk Alman Jinekoloji Kongresi’nde; servikal kanser ulusal tarama programı HPV DNA ile tarama şeklinde yapılan düzenlemeler, erken menopoza girme riski olan kadınlar için yeni geliştirilen yumurta dondurma yöntemleri, azalmış over rezervinde çığır açabilecek tedavi yöntemleri, anne ölümlerini önleyebilecek detaylı çalışmalar, anne kanında bebeğe ait DNA parçalarının incelenmesi ile ilgili detaylı çalışmalar, “Minimal invazif cerrahi” olarak isimlendirilen ve çağımızın yeni cerrahi akımı olan robotik cerrahi, bu cerrahi yönteminin avantajları ve
operasyon sonrası olumlu etkileri, sezeryan doğum oranlarının azaltılması ile ilgili çalışmalar, öne çıkan konu başlıklarıydı.
Mayıs 2016
39
Kongre
Türkiye, Mikrocerrahi ameliyatlarında dünyanın en iyileri arasında Euromicro 2016 Kongresi, 21-24 Nisan 2016 tarihleri arasında, 32 ülkeden 450 uzmanın katılımıyla Antalya’da gerçekleşti
T
İSK Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı ana sponsorluğunda gerçekleştirilen kongreye mikrocerrahi alanında deneyimli Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanları, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanları ile bu alanda eğitim alan asistan doktorlar katıldı. Etkinliğin açılışında konuşan TİSK Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rıza Kutlu Işık, Türkiye’nin her ilinde mikrocerrahi alanında uzman ekiplerin olması gerektiğine değinerek, vakıf olarak her yıl genç cerrahları temel mikrocerrahi eğitimi almaları için yurt içi ve yurtdışı mikrocerrahi eğitim kurslarına gönderdiklerini belirtti. Aynı zamanda Türkiye’de bu alanda hizmet veren sağlık ve eğitim merkezlerine ekipman desteği verdiklerini belirten Işık, mikrocerrahi alanında yapılacak tüm proje ve geliştirme çalışmalarına da destek vermekten memnuniyet duyacaklarının altını çizdi. Dünyanın birçok noktasından Türkiye’ye geliyorlar! “Türkiye’de Mikrocerrahi’nin Başlangıcı ve Gelişimi” ile ilgili bir sunum yapan, vakfın Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Türker Özkan, rekonstrüktif mikrocerrahi ameliyatlarının ülkemizde birçok Avrupa ülkesinden çok daha başarılı olarak yapılabildiğini vurguladı. Türkiye’de son 36 yıldan bu yana yüzlerce kopan uzvun tekrar yerine takıldığını, serbest doku nakillerinin yapıldığını, dünyadakiler ile eş zamanlı olarak kol nakli, yüz nakli ameliyatlarının gerçekleştirildiğini ifade eden Prof. Dr. Türker Özkan, önümüzdeki 5 yıl içinde bu uygulamaların daha da artacağını söyledi. Türkiye’nin ilk çift kol, yüz ve rahim nakillerini gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan da yaptığı konuşmada, gerçekleşen başarılı operasyonlar sayesinde dünyanın bir çok noktasından hastaların nakil talebi ile ülkemize gelmeye başladıklarını ifade etti. Hasarlı sinirler, “Sinir Transferi” ile onarılacak! Oturumlarda üzerinde en çok durulan konulardan birisi de, hasarlı kol sinirlerinin onarımları oldu. Mikrocerrahi yöntemler kullanılarak yapılan “sinir transferlerinin”, hasarlı sinir onarım sonuçlarını olumlu etkilediği hususunda bilimsel görüşler paylaşıldı.
40
Mayıs 2016
Fuar
Sağlık bilişim dünyası HIMSS Türkiye 2016’da bir araya geliyor Sağlık ve bilişim profesyonellerini buluşturan 2016 HIMSS EMRAM Eğitim Konferansı ve Sağlık Bilişimi Fuarı, 26-27 Mayıs 2016 tarihlerinde İstanbul Green Park Pendik Hotel’de ziyaretçilerine kapılarını açacak • Sağlık Bakanlığı Özel Standı ve Bilgi Paylaşım Alanı • E-Nabız Launchpad Alanı • Afet Önleme Bilgi Merkezi
S
ektöründe lider yerli ve yabancı sağlık bilişimi kurumları ile sağlık bilişimi ve dijital hastanecilik alanında faaliyet gösteren kamu ve özel sektör temsilcilerini bir araya getiren HIMSS Türkiye 2016, katılımcılarına sağlık bilişim deneyimlerini paylaşma, bilgi alışverişinde bulunma ve geliştirme imkânı sunacak. Sağlık Bakanlığı ve HIMSS Avrupa işbirliğiyle 26-27 Mayıs 2016 tarihlerinde İstanbul Green Park Pendik Hotel’de gerçekleşecek HIMSS Türkiye EMRAM Eğitim Konferansı ve Sağlık Bilişim Fuarı, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, TKHK Başkanı Prof. Dr. Alper Cihan, Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. M. Mahir Ülgü gibi Türkiye’den konuşmacaların yanı sıra HIMSS Başkanı ve CEO’su H. Stephen Lieber, King Faisal Araştırma & Tıp Merkezinden Osama Alswailem ve HIMSS Avrupa Başkanı Sean M.Roberts gibi uluslararası konuşmacıları ile de ilgi odağı olacak. HIMSS 2016 Fuar alanında ziyaretçileri neler bekliyor? • Sektöründe Lider Sağlık Bilişimi Kurumları • Sağlık Bilişimi Deneyimlerinin Paylaşımı
42
Mayıs 2016
Çarpıcı konu ve konuşmacılar HIMSS Türkiye 2016’da Sağlıkta hizmet kalitesini ve çeşidini artırmak amacı ile başlatılan dijital dönüşüm sürecinde, hastanelerin bilişim teknolojilerine uyarlanmasından kişiselleştirilmiş tıbba, engelli ve yaşlı sağlığı için bilişim çözümlerinden klinik karar destek sistemlerine kadar sağlık bilişimi alanında değişik konu ve konuşmacılar HIMSS Türkiye 2016’nın gündemini meşgul edecek. HIMSS Türkiye 2016’da yer alacak panel konuları ise şöyle; • Büyük ölçekli şehir hastanelerinde sağlık hizmet kalitesini bilişim teknolojilerini kullanarak nasıl iyileştirebiliriz? • Genom Bilimi ve Kişiselleştirilmiş Tıp • Engelli ve bakıma muhtaç kişilerin hayatlarındaki engelleri kaldırmak için geliştirilebilecek bilişim çözümleri • Gelişmekte olan ülkeler için yeni bir tehdit: Yaşlanan nüfus ve artan kronik hastalıklar Bilişim sistemleri ile yönetilebilir mi? • EMRAM: Sizin Hastaneniz Ne Durumda? • Toplum Sağlığı ve Halk Sağlığı Alanındaki Bilişim Çözümleri • Sağlık Bilişimi – Hizmet Kalitesi ve Hasta Güvenliği arasındaki ilişki • Siber-Güvenlik: Sağlık kayıtlarımızın güvende olduğunu nereden bileceğiz? • Hasta Katılımlı E-Sağlık Sistemleri • Klinik Karar Destek Sistemleri: Tıbbi hataları engellemek için anahtar
Sağlık sektörü dijitalleşiyor Satur ve Ekspoturk tarafından organize edilen HIMSS Türkiye 2016, Türkiye’nin yanı sıra Avrupa ve bölge ülkelerden binin üzerinde sağlık BT uzmanı, klinik uzmanları, firma yetkilileri, yatırımcılar ve uzmanlarını İstanbul’da buluşturacak. Hastaneleri dijitalleştirme sürecinde olan tüm hastane yöneticileri ve yetkililer, HIMSS Türkiye EMRAM Eğitim Konferansı ve Sağlık Bilişim Fuarı ile ödeme sistemleri, hasta randevu sistemleri, hasta ve doktor memnuniyeti, artan nüfusun ihtiyaçlarına en iyi ve hızlı çözümler üretebilme noktasında kendilerine sunulan doğru çözümlere ulaşabilecek. Neden HIMSS Türkiye 2016? IT dönüşümlerini keşfi: Sağlık profesyonellerinin sağlık ve tedavi sistemlerindeki IT dönüşümlerinde ihtiyaç duyduğu güvenli kaynakları keşfetmesine ve yenilikleri takip etmesine olanak sağlayan HIMSS Türkiye 2016 etkinliğinde, katılımcılar çeşitli disiplin ve seviyelerde uzmanlarla görüşerek fikir alışverişinde bulunabilecek. Doğru Network’e ulaşım: Sektöre yön veren sağlık bilişimi ürünlerinin sergileneceği etkinlikte katılımcılar, sağlık bilişimi uzmanlarının, klinik mühendislerin, kamu sağlığı uzmanlarının, eczacıların
ve proje yöneticilerinin yanı sıra diğer kamu-özel sağlık profesyonelleri ve liderleri ile network oluşturma imkânına sahip olacak. Uzmanlarla ihtiyaçlara uygun çözümler: Sağlık sektörünün IT konusunda ihtiyaçlarını bilen ve aynı konu ile ilgilenen uzmanlarla bir araya geleceği etkinlikte, katılımcılar kendi ihtiyaçları doğrultusunda etkili ve pozitif yaklaşımları öğrenme ve pazardaki mevcut IT çözümleri ile fikirlerini keşfetme fırsatı bulacak. Uzman konuşmacalarla bilişim trendleri: Konularında uzman ulusal ve uluslararası konuşmacıların sunumları ile katılımcılar, IT alanında dünya trendleri, yenilik ve gelişmeleri takip etme olanağı bulacak. Eğitim konferansları: Sürekli gelişen ve yenilenen dijital dünyada karar vermekte zorlanan sağlık sektör temsilcileri, eğitim konferansları ile IT hedeflerini belirleyebilecek. Sürdürülebilir uygulama ve çözümlere ulaşacak katılımcılar, yatırımlarına karar verirken birlikte çalışabilirlik, hassas tedavi, siber güvenlik, inovasyon, büyük veri ve analizi, hasta randevu sistemleri ve değer bazlı ödeme sistemleri gibi konularda bilgi sahibi olacak.
Mayıs 2016
43
Fuar
“GLOBAL POLİTİKALAR ÜRETME AÇISINDAN ÖNDEYİZ” Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci; “Hastanelerden kâğıdın kaldırılması noktasında HIMSS Türkiye, büyük bir organizasyon. Son 10 yılda sağlık teknolojileri açısından çok ilerleme kaydedildi. Bu ilerleme bizim için memnuniyet verici bir durum. Kâğıtsız hastanecilik ile yıllar sonra bile hasta için gereken veriye ihtiyaç duyulduğu anda erişilebilecek. Dijitalleşme ve kâğıtsız hastane sürecini, tüm tedavilerin kaydedildiği ve doğru ölçüldüğü bir finale erişmek için yürütüyoruz. HIMSS EMRAM derecelendirmesinde Avrupa seviye ortalaması 3 iken Türkiye’nin 2.7, bu ortalamayı 5 seviyesine yükseltmeyi hedefliyoruz. Bizi takip eden birçok ülkeye model olacağız. Bu konularda global politikalar üretme açısından el attığımız projelerde öne geçtiğimizi fazlasıyla gördük. Sağlıkta harcanan paraya orantılı en yüksek memnuniyeti yakalamış ülkeyiz. Geldiğimiz noktayı hayranlıkla izleyen ülkeler var.”
HIMSS 2016’ya kimler katılıyor? • HBYS Firmaları • Sistem Entegretörleri • PACS Şirketleri • Telekomünikasyon Şirketleri • Uluslararası Teknoloji Şirketleri • EMRAM Altyapısı ile Dijital Hastane Sistemleri • Hardware Sistemleri • Dijital İlaç Otomasyon Sistemleri • Klinik Karar Destek Sistemleri
Etkinliğin ziyaretçileri kimler? • Özel Hastane Yöneticileri • Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri Yöneticileri • Üniversite Hastaneleri Yöneticileri • Kamu Hastaneleri Yönetilcileri • Üst Düzey Yöneticiler • Sağlık Sektörü CIO • Klinik ve İş Zekası Uzmanları • Danışmanlar • Gelişim Profesyonelleri • Girişimciler • Hükümet ve Kamu Politikası Uzmanları • Sağlık İş Çözümleri Uzmanları • İnovasyon Uzmanları • Yatırımcılar • BT Uzmanları • Hemşirelik Yöneticileri ve Direktörleri • SGK ve Sağlık Planlama Uzmanları • Proje Yöneticileri 44
Mayıs 2016
BARİYER KREM - Cilt bariyerini güçlendirir. - Hasta bezi kullanan hastalarda,yara oluşumunu önlemeye yardımcı olur. -Yatan hastalarda yatak yarası, oluşumunu önlemeye yardımcı olur. BAYİLİKLER VERİLECEKTİR
İLAÇ ve SAĞLIK ÜRÜNLERİ A.Ş.
Talepleriniz için: suleymanpolat@jeomed.com Adres: Çamlıca Mah. 147. Sk. Dimas İş Mrk. No:4/K Gimat - Yenimahalle - ANKARA Tel: +90 (312) 223 83 03 - Faks: +90(312) 212 30 03 web: www.jeomed.com
İLAÇ ve SAĞLIK ÜRÜNLERİ A.Ş.
Fuar
HIGHTEX 2016 Uluslararası Teknik Tekstiller ve Nonwoven Fuarı için geri sayım başladı Dünya teknik tekstil sektörünün buluşma noktası 2016 Uluslararası Teknik Tekstiller ve Nonwoven Fuarı 1-4 Haziran tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek
H
IGHTEX 2016 6. Uluslararası Teknik Tekstiller ve Nonwoven Fuarı, 1-4 Haziran 2016 tarihlerinde, İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde, 11.Salonda yapılacak. Türkiye’de konusunda ilk ve tek fuarı olan HIGHTEX 2016 Fuarı’nda; teknik tekstillerin hammaddeleri, ara ve nihai ürünler ve üretim teknolojileri bir arada bulunacak. Orta Doğu ve Doğu Avrupa’nın en büyük teknik tekstiller buluşması olan HIGHTEX 2016 Fuarı’nın ITM 2016 Fuarı ile eş zamanlı olarak yapılması, çok olumlu ve verimli bir sinerji oluşturacak.
“Sektör canlanıyor” Dünya tekstil teknoloji üreticilerinin bir arada olduğu ve teknik tekstiller & nonwoven ürünlerinin sergileneceği fuar, global tekstil sektörünün yeniden canlandığı bir dönemde yapılacak. Türkiye’deki teknoloji yatırımlarının artmaya başladığı bir zamanda
46
Mayıs 2016
yapılacak olan HIGHTEX 2016 Uluslararası Teknik Tekstiller ve Nonwoven Fuarı tekstil teknolojilerindeki ve teknik tekstil & nonwoven ürünlerindeki son gelişmeleri ve yenilikleri izlemek için de önemli bir platform olacak. “Teknik tekstiller yaşamın her yerinde” Tarım tekstilleri, inşaat tekstilleri, hazır giyim tekstilleri, geo tekstiller, dekorasyon tekstilleri, endüstriyel tekstiller, gıda tekstilleri, temizlik & kozmetik tekstilleri, medikal & hijyenik tekstiller, ulaşım tekstilleri, ekolojik tekstiller, ambalaj tekstilleri, koruma tekstilleri ve spor tekstilleri olmak üzere hayatın tüm alanlarında kullanılan teknik tekstil ürünleri ve teknolojilerinin bir arada olacağı HIGHTEX 2016 Uluslararası Teknik Tekstiller ve Nonwoven Fuarında yurt içi ve yurt dışından 150’nin üzerinde katılımcı yer alıyor.
DİYABETLİLERE ÖZEL MEDİKAL ÜRÜNLER 24 SAAT İNSÜLİN KORUMASI
Glucoswap Parmak Mendili Daha Net Şeker Ölçümü Sonucu İğne İzlerine Son !
INSUPORT & INSUPORT MİNİ İNSÜLİN TAŞIMA ÇANTASI
BAYİLİKLER VERİLECEKTİR TTO Gold Nail Diyabetlinin Tırnak Bakımında
Organitto Nemlendirici Losyon Diyabetlinin Cilt Bakımında
TTO Diş Macunu & TTO Ağız Spreyi Diyabetlinin Ağız Bakımında (Kuruluk - Kötü Koku)
Blefaritto Göz Şampuanı & Blefaritto Swap Mendil Diyabetlinin Göz ve Göz Çevresi Bakımında
İLAÇ ve SAĞLIK ÜRÜNLERİ A.Ş.
Talepleriniz için: suleymanpolat@jeomed.com Adres: Çamlıca Mah. 147. Sk. Dimas İş Mrk. No:4/K Gimat - Yenimahalle - ANKARA Tel: +90 (312) 223 83 03 - Faks: +90(312) 212 30 03 web: www.jeomed.com
İLAÇ ve SAĞLIK ÜRÜNLERİ A.Ş.
Aktüel
Canlı vakada ilaçlı stent uygulaması 23. Ulusal Uygulamalı Girişimsel Kardiyoloji Toplantısında canlı vakada ilaçlı stent uygulaması yapıldı OCT görüntülemesi yapan Prof.Dr. Guagliumi, Cre8 ilaçlı stentinin damar içerisindeki görüntüsünden memnun kaldığını ifade etti.
T
ürk Kardiyoloji Derneği tarafından düzenlenen, Alvimedica’nın ana sponsorlar arasında olduğu, 23. Ulusal Uygulamalı Girişimsel Kardiyoloji Toplantısı’nda değerli kardiyologlar genç meslektaşları ile bir araya geldi. Konuşmalarda son yirmi yılda diyabetik hasta oranı %150 artış gösterirken, kalp hastalarının %30-35’nin diyabetik olduğuna dikkat çekildi. Toplantıda, yeni gelişmeleri duyuran sunumların yanısıra özellikle genç hekimlerin zor vakalara daha iyi hazırlayabilmelerine yardımcı olabilecek uygulamalara da yer verildi. Hastaneden canlı vakalar organize edilerek, tamamen tıkalı damarlar, bifürkasyon lezyonları gibi çok zorlu lezyonlara stent implantasyonu yapıldı. Dünyanın OCT konusundaki en deneyimli hekimlerinden Prof. Dr. Giulio Guagliumi meslektaşları Prof.Dr. Kirti Punamiya ve Prof.Dr. Ömer Göktekin ile birlikte canlı vaka yayınında, orta yaşlardaki iki hastaya CRE8 ilaçlı stentini başarıyla implante etti. Vakaların her birinde
48
Mayıs 2016
Diyabetik hastalara özel stent : Cre8 Toplantıya katılan Alvimedica Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Alaton, hekimler ile fikir alışverişinde bulundu. Alaton; “ Şirket olarak ülkemizde sağlık teknolojisinin gelişimine büyük önem veriyoruz. Her fırsatta değerli hekimlerle bir araya gelerek ürünlerle ilgili geri bildirimlerini öğreniyor ve ona göre yenilikçi ürünler geliştirmeye devam ediyoruz. Türkiye’nin girişimsel kardiyoloji alanındaki tek dünya markası Alvimedica, ürettiği yüksek teknolojili tıbbi cihazlar ile global pazarda devlerle yarışıyor. İlk ve tek yerli stent, balon ve kateter üreticisi olarak, 71 ülkede, toplamda 400’ü aşkın çalışanı ile faaliyet gösteriyoruz. %100 Türk sermayeli şirket olarak üretim teknolojisini ve ürün yelpazesini her geçen yıl genişletiyoruz.” dedi. Toplantıda diyabetik kalp hastalalarının durumuna da dikkat çekildiğini ifade eden Alaton, bu gerçekten hareketle Alvimedica’nın geliştirdiği, özellikle diyabetik hastalarda çok daha iyi çalışan ve yaşam kalitesini yükselten Cre8 ilaçlı stentin medikal pazardaki öneminin artığını belirtti.
BİZ ÜRETİYORUZ, MEDİKAL SEKTÖR KAZANIYOR ! GMP ve İso-9001/2008 Ser fikalı Üre m Tesislerimizde, Dünyanın En Modern ve Yeni Formülleri ile Üre m Yapılmaktadır. Medikal Firmalarımıza İstedikleri Marka ve İçerikde Fason / Private Label Ürünler Üre lmektedir.
KENDİ MARKANIZDA KENDİ ÜRÜNLERİNİZ OLSUN !
OHSAD
7. OHSAD Kurultayı başarıyla tamamlandı OHSAD 2016 Kurultayı “Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları-7” sektör paydaşlarının yoğun katılımı ile gerçekleşti
OHSAD Başkanı Dr. Reşat BAHAT
O
T.C. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş
HSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Reşat Bahat, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş, SGK Başkanı Mehmet Selim Bağlı, TOBB Türkiye Sağlık Kurumları Meclisi Başkanı Dr. Seyid Karaca ve Özel Hastaneler Platformu Derneği Başkanı Dr. Mehmet Altuğ’un katılımı ile açılan 7. OHSAD Kurultayı, yoğun bir programa sahne oldu. Toplamda 500 özel hastane yöneticisinin katıldığı kongreye; kamu sağlık yöneticileri, medikal sektör ve tedarikçi firmalarla birlikte toplam 900 katılım gerçekleşti. OHSAD Başkanı Dr. Reşat Bahat; “SUT fiyatları kurumların zarar etmesine hatta kapanmasına neden oluyor” Kurultayın açılış konuşmasına “Yaşadığımız sıkıntıların orta vadede çözüleceğine inanıyorum” sözleri ile başlayan OHSAD Başkanı Dr. Reşat Bahat, özel sektörün özellikle SGK’ya yapılan işin yüzde 25’ini yapan, devasa bir sektör olduğunu ifade etti. SUT fiyatlarının kurumların zarar etmesine neden olduğunu vurgulayan Dr. Reşat Bahat; “Sağlıkta dünyaya model oluşturabilecek bir düzen kurduk, gerçekten bize özel bir model. Ancak yüz yıllık Avrupa modellerinin bile güncellendiği noktada, bizim 1015 yıllık modellerimiz eğer reform edilmezse kara bir deliğe dönüşeceğini hep birlikte görüyoruz. Hızlı bir reforma ihtiyacı var. Sağlıkta dönüşüm sona eren bir şey değildir. Yıllara sâri bir harekettir. Sürekli dönüşeceksiniz, çünkü ihtiyaçlar ve beklentiler çok değişiyor. 5 yıl içinde 100 hastaneyi kaybettik.
50
Mayıs 2016
SGK Başkanı Mehmet Selim Bağlı
Ruhsatları askıda. Hastanelerimizin yüzde 20’si kapandı. Daha ne kadarının da kapanabileceğini bilmiyoruz…” şeklinde konuştu. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş; “Türkiye sağlıkta dönüşümü gerçekleştirdiyse özel sektörün bu konuda çok büyük payı vardır…” Kurultayın açılışında konuşan Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş, herkesin sorunlarının olduğu, zor bir alanda çalışıldığına değinerek sorunların ortak zeminde paylaşılarak çözmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’de 900’ü kamu, 550’si özel, üniversiteler de olmak üzere toplamda 1500 hastane olduğunu belirten Prof. Dr. Eyüp Gümüş, “Bu hastaneleri en iyi şekilde, rantabl olarak çalıştırırsak başarılı oluruz. Sağlıkta dönüşüm projesinin 14 yıldan beri uygulayıcısı ve bugün de bu dönüşümün devamını sağlayacak yeni projeleri yapan bir bakanlık olarak çalışmalara devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Özel sektörün bugün 556 hastanesi, 40 bin yatağı ve 20 bine yakın hekimi ile hizmet verdiğini söyleyen Prof. Dr. Eyüp Gümüş, Türkiye’de özel sektörün önemine, “Özel sektör karar veriyor ve hızlı bir şekilde uygulamaya koyuyor.
Türkiye sağlıkta dönüşümü gerçekleştirdiyse özel sektörün burada çok büyük payı vardır. Burada bu dinamikleri nasıl çalıştıracağımızı da hep birlikte değerlendireceğiz” sözleri ile değindi.
özel sektörün sağladığı rekabetin, dinamizmin kamu için bir yol gösterici olması ve kamunun ilk defa bir rekabetle karşı karşıya gelerek kendine çeki düzen verme imkanına sahip olması” dedi.
SGK Başkanı Mehmet Selim Bağlı; “Özel hastaneler de, kamu hastaneleri de kamu hizmeti sunuyor” SGK olarak Sağlık Bakanlığından sonra en büyük partnerlerinin özel sağlık hizmet sunucuları olduğunu belirten SGK Başkanı Mehmet Selim Bağlı, 2008 yılından bu yana SUT fiyatlarında ayarlamanın yapılmamış olması ve fiyatların baskılanması konusunda söyleyecek hiçbir şeyin olmadığını ifade etti. Kalkınma Bakanlığının Koordinatörlüğünde Sağlık Bakanlığı ile birlikte, Sağlık Komisyonunun toplanarak çalışmalara başlanacağını söyleyen M. Selim Bağlı; “Özel sağlık hizmet sunucularının bütçesi yıllar itibari ile 2013’de 7,8 milyar TL, 2014’te 8,1 milyar TL, 2015’te 8,6 milyar TL ödeme şeklindedir. Sağlık bakanlığındaki eğilime baktığımızda özel sağlık sunucularına yapılan ödemelerde ciddi bir artışın olmadığı görülüyor. Bizdeki rakamlar özel sağlık hizmet sunucularına yaklaşık olarak 30 milyon kişinin müracaat ettiğini gösteriyor, 89 milyon adete ulaşan bir provizyon hacimleri var ve 230 bin kişiye yakın bir istihdam söz konusu. Bizim için tabi en önemlisi
TOBB Türkiye Sağlık Kurumları Meclisi Başkanı Dr. Seyid Karaca; “İş güvenliği konusunda TOBB Sağlık Meclisi olarak Sağlık Sektörünün çok tehlikeli sınıftan, az tehlikeli sınıfa alınması için çalışıyoruz…” Açılış konuşmasında OHSAD Kurultayının fiziki kalite olarak bugüne kadar katıldığı en güzel kongrelerden biri olduğunun altını çizen TOBB Türkiye Sağlık Kurumları Meclisi Başkanı Dr. Seyid Karaca, kongre katılımcılarının her alandaki katılımlarıyla bu güzel tabloyu oluşturduğuna dikkat çekti. İş güvenliği konusunda TOBB Sağlık Meclisi olarak yapılan bir dizi çalışma olduğunu ve her yıl ocak ayında yapılan yıllık toplantılarda statü değişiklikleri olabildiğini ifade eden Karaca, “Ocak ayındaki toplantı konusunda hiç değilse sağlık sektörünün çok tehlikeli sınıftan az tehlikeli sınıfa alınması konusunda çalışma bile sektöre motivasyon olacaktır” dedi. Özel Hastaneler Platformu Derneği Başkanı Dr. Mehmet Altuğ; “SUT fiyatları hem nominal hem de reel olarak düştü” Açılışta konuşan ve sağlık sektörünün insan odaklı çalıştığının altını çizen Özel Hastaneler Platformu Derneği Başkanı Dr. Mehmet Altuğ, malzeme, hizmet ve personel çeşitliliği açısından diğer sektörlere göre daha maliyetli iş yapıldığını ifade etti.
Mayıs 2016
51
OHSAD
Akgün ve Dr. Ömer Güzel tarafından hazırlandı. Sadece özel sağlık sektörünü değil sağlık sektörünün tamamını kapsayan raporda bu günün hizmet kullanım performansını değil sektörden gelecek beklentisinin ne olacağı araştırıldı. Hizmet sunanların değil kullananların öngörülerini içeren raporda, en son hizmet alınan hastanelere bakıldığında en yüksek memnuniyet oranı yüzde 78 ile özel hastanelerde olduğu görüldü. Onları yüzde 62’lik memnuniyet oranıyla üniversite ve yüzde 54’lük memnuniyet oranıyla devlet hastanelerinin izlediği açıklandı.
Sağlık Bakanlığı Mevzuat ve Uygulamaları OHSAD Kurultayında gündeme taşındı OHSAD Kurultayının toplantılarından Sağlık Bakanlığı Mevzuat ve Uygulamaları konulu Oturum, İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Selami Albayrak’ın konuşması ile açıldı. S.B. Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Dr. M. Ertuğrul Eğin’in moderatörlüğünü yaptığı Oturumda konuşmacı olarak S.B. Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Erbay ile birlikte Sağlık Hizmetleri Planlama Daire Başkanı Avşar Aslan ve Mevzuat Daire Başkanı Av. Sevil Serin yer aldı. Sunumlarla başlayan Oturum, katılımcılarla karşılıklı soru-cevap olarak, interaktif bir şekilde tamamlandı. Geri Ödeme Kurumu Uygulamalarının Tıbbi Tedarik Yönetimine Etkileri konuşuldu OHSAD Kurultayının 5. oturumunda Geri Ödeme Kurumu Uygulamalarının Tıbbi Tedarik Yönetimine Etkileri konusu gündeme sunuldu. Memorial Grup Direktörü Dr. Tarkan Dizdar’ın moderatörlüğünde yapılan oturumda TKHK Finansal Analiz Daire Başkanı Selim Bener, GSS Genel Müdür Yardımcısı Dr. Alper Süzen, SEİS Başkanı Metin Demir, MASSİAD Başkanı Akif Tolga Sözen ve Medical Park Hastaneler Grubu’ndan Serdal Serin konuşmacı olarak bulundu. OHSAD Sağlık Sektörü Araştırma Raporu Sunumu Değerlendirildi Sağlığın Geleceği 2015-2023 başlıklı Sektör Araştırma Raporu, Doç. Dr. Haluk Özsarı’nın koordinatörlüğünde gerçekleşen çalışma grubu Nielsen’den Nur Serenli ve Barış Esmer, dstil Tasarım’dan Canan Konuk ile OHSAD Başkanı Op. Dr. Reşat Bahat, OHSAD Genel Sekreteri Dr. Cevat Şengül, OHSAD Üyeleri Dr. Sema
52
Mayıs 2016
OHSAD Kongresi, sektör duayenlerinin deneyim paylaşımlarına sahne oldu Acıbadem Sağlık Grubundan Mehmet Ali Aydınlar, Sağlıkta globalleşme derken aslında stratejilerinin ya kimsenin yapmadığını yapmak ya da herkesin yaptığını daha farklı ve kaliteli şekilde yapmak olduğunu söylerken, sağlık sektörünün sorunlarının dünyanın her yerinde aynı olduğuna değinerek çözümlerinin ülkelerin yerel dengelerine göre farklı olabileceğini ifade etti. Ömrün uzadığını ve bu doğrultuda sağlığa olan harcamalarının arttığını söyleyen Prof. Dr. Yunus Söylet ise sağlığa olan ihtiyacın gelir ve kültür seviyesi ile orantılı olarak artacağını ifade etti. Söylet, tıbbın da şekil değiştirerek artık ‘kişisel tıp’ kavramının öne çıktığını belirtti.
DELİCİ, KESİCİ
BATARYALI MOTOR SİSTEMLERİ
HS
Wire and Pin Drill System
Oscillating Saw System
Değirmiçem Mh. Yamaçobalı Dede Cd. Köşe Apt. No:23/1 GAZİANTEP / TURKEY +90 342 324 25 55
+90 342 323 20 09
info@mavimedikal.com.tr www.mavimedikal.com.tr
Röportaj
Advantech ile hastanelerde dijital dönüşüm Dijitalleşme süreci Advantech ile hastanelerde hızlı bir şekilde sürüyor Türkiye’de kaç senedir Advantech sağlık çözümlerinin satışı yapılıyor? “2014 yılının ikinci yarısından itibaren bu konuda çalışmalara başlandı. 2014 yılının Mayıs ayında Yönsis Bilgisayar A.Ş. dağıtımımız olarak atandı. Önceleri sadece ihale, doğrudan alım gibi satış şekilleri ile başlayan satışlarımıza, 2015 yılının ilk yarısında Devlet Malzeme Ofisi kataloğunu da ekledik. Şu an her tür finansal çözümle satışlarımızı gerçekleştirmekteyiz.”
S
Advantech Ülke Müdürü Mert Erinç
ağlık, perakende, lojistik, güvenlik, enerji, tarım ve diğer sektörler için özel ürünler ve çözümler sunan Advantech dünyanın ciro bazında en büyük endüstriyel PC üreticisi olarak karşımıza çıkıyor. Entegre otomasyon ürünleri üretiminde iddialı olan Adventech Ülke Müdürü Mert Erinç ile hastanelerdeki dijitalleşme sürecini ve sundukları çözümleri konuştuk. Advantech markasından ve faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz? “Advantech 1983 yılında kurulmuş, entegre otomasyon ürünleri üretimi ile bunlar ile ilgili çözüm geliştiren dünyanın ciro bazında en büyük endüstriyel PC üreticisidir. Dünya üzerinde 62 ülkede hizmet veren uluslararası bir şirkettir. Bağlı bulunduğum Advantech Iservice grubunda ise sağlık, perakende, lojistik, güvenlik, enerji, tarım ve diğer sektörler için özel ürünler ve çözümler sunulmaktadır.”
54
Mayıs 2016
Türkiye’deki hastanelerde dijitalleşme süreci nasıl ilerliyor? “2013 yılından itibaren hastanelerimizde ciddi bir şekilde dijitalleşme süreci başladı. Dijitalleşme aslında 3 ana bölümden oluşuyor; • Hastane içindeki oluşan her tür medikal datanın anlık olarak sisteme gönderilmesi veya sağlık personelinin istediği bilgiye anlık olarak ulaşması, • Hastanın hastaneye girişinden çıkışına kadar olan süreçte hiçbir şekilde kağıt kullanımı olmadan verinin dijital olarak aktarılması, • Sağlık personelinin bu süreçte anlık olarak bilgiye ulaşabileceği ara yüzlerin ve haberleşme çözümlerinin hastaneye kurulması. Bu yönüyle baktığımızda bu 3 sürecin aynı anda ve hızlı bir şekilde hastanelerimize entegre edildiğini söyleyebiliriz.” Advantech bu süreçte hastanelere ne gibi çözümler sunuyor? “Aslında temelde bizim görevimiz sağlık personelinin data alması ve vermesini sağlayan ara yüzleri üretmek ve bunların 7 gün x 24 saat kesintisiz ve doğru şekilde çalışmasını sağlamak olsa da entegrasyonun tümünde tüm dünyada elde ettiğimiz tecrübeleri hastaneler ile paylaşıyoruz. Yaptıklarımızı kısaca özetlemek gerekirse... • HBYS veya Hastane Bilgi Yönetim yazılımlarının sürekli çalışmasını sağlayacak ara yüz cihazlar üretmek ve bunları sisteme entegre etmek, • Başta Vital Ölçüm cihazları olmak üzere her tür medikal ekipmanın ara yüzlerimiz üzerinden HBYS ye bilgi aktarmasını sağlamak,
• Hastane personelinin araçlarımızı en yüksek verimlilik çalışmasını sağlayana kadar eğitim çalışmaları düzenlemek ve HBYS’ler üzerinde iyileştirme yapmak üzere hastane yönetimine yardımcı olmak.” Advantech bu süreçte hastanelere ne gibi ürünler sağlıyor? “Advantech ürünleri; dünyanın her yerinden hastanelere dijital hastane olmak yolunda çözümler üretmektedir. Bu nedenle bir ülkede veya hastanede oluşturduğu çözümleri, hizmet verdiği diğer ülke veya hastanelere yansıtma gücüne sahiptir. Dijital hastane için 4 ana ürün kullanılmaktadır; • Mobil Taşıma İstasyonları ( Nurse Cart ) • Medikal Sağlamlaştırılmış Tabletler • Özel Ortam Terminalleri • Yatak Başı Terminaller.” Türkiye’de model olabilecek projeleriniz var mı? “Türkiye’de pek çok kamu kurumu ve özel hastanelerde entegrasyonu tamamlanmış ve tamamlanacak projelerin yönetimini gerçekleştiriyoruz. Amacımız hastanelere aşağıdaki konularda dijital olmuş bir ortam yaratmaktır • Ayakta Hasta Yönetimi ( Poliklinikler ) • Kaliteli Hemşire Servisleri Oluşturulması (Klinikler ) • Özel Ortamların Otomize Edilmesi ( Ameliyathane, Yoğun Bakım ve Acil ) • Yan / Özel Hizmetlerin Kontrolü ve Yönetilmesi ( Ambulans, Evde Bakım, Radyoloji veya Kanser ) • Bina Yönetiminin Gerçekleştirilmesi Türkiye’de sağlık teknolojileri her geçen gün gelişiyor. Bu gelişmede sizin hedefleriniz neler? “Tek bir amacımız var; hastanelerin gerçekten otomasyonunu sağlamak. Burada amacımız sadece kâğıdı ortadan kaldıralım ve her şeyi dijital ortama geçirelim değil otomasyonları hakkıyla hastanelerimize entegre edebilmek.”
Mayıs 2016
55
Teknoloji
ODTÜ’den kanserde umut projesi: Dijital Patoloji ODTÜ’lü bilim insanları, kanser teşhisine destek sağlaması için geliştirdikleri yazılımla Prag’da düzenlenen uluslararası yarışmada dünya dördüncüsü oldu
O
DTÜ’lü bilim insanları, bilgisayarların kanser teşhisine destek sağlaması için geliştirdikleri yazılımla Prag’da düzenlenen uluslararası yarışmada dünya dördüncüsü oldu. ODTÜ ve Hacettepe Üniversitesi işbirliğiyle açılan Nörobilim ve Nöroteknoloji Doktora Programı yürütücüsü ve ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Halıcı, boyanmış lenf düğümü kesitlerinin mikroskop altında patologlar tarafından manuel olarak değerlendirilmesinin, hem konunun uzmanlarınca dikkatli inceleme gerektirdiğini hem de zaman aldığını ifade etti. Dijital patolojinin medikal görüntülemede yeni ve hızla büyüyen bir alan olduğuna işaret eden Prof. Halıcı, dijital patolojide, doku örnekleri içeren cam slaytların sayısal hale çevrilmesi için bütün-slayt görüntü tarayıcıları kullanılarak 160 nanometre çözünürlükte sayısal görüntülerin elde edilebildiğini belirtti. Makine öğrenmesi yöntemine dayanıyor Prof. Dr. Halıcı, bilgisayarlar aracılığıyla dijital hücre görüntülerinde otomatik kanser değerlendirmesi yapılabilmesi için geliştirilen yazılımın derin öğrenme adı verilen makine öğrenmesi yöntemine dayandığını anlattı. Halıcı; “Kanserin belirlenmesinde yardımcı olacak başarılı otomatik çözümlerin üretilmesi, patologların iş yükünü azaltmanın yanı sıra, tanıda objektif değerlendirmeye de katkıda bulunacak. Uzun bir çalışma isteyen bu teknolojiler ile yakın gelecekte dijital patolojinin kanser teşhisinde patologlara yardımcı olmak üzere çok daha etkin kullanılması öngörülüyor” dedi. Prag’da yapılan Uluslararası Biyomedikal Görüntüleme Sempozyumu kapsamında düzenlenen “Camelyon 16” yarışmasında makine öğrenmesi yöntemleri kullanan bir bilgisayar yazılımı geliştirilmesinin istendiğini ifade eden Prof. Halıcı, ODTÜ takımı olarak yaklaşık üç ay yarışmaya hazırlandıklarını anlattı.
56
Mayıs 2016
Proje iki kategoride dünya dördüncüsü oldu Prof. Uğur Halıcı, liderliğini yaptığı ve ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümü yüksek lisans öğrencisi Mustafa Ümit Öner ve ODTÜ Enformatik Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Rengül Çetin Atalay’ın da yer aldığı ekibin geliştirdiği yazılımla ilgili su bilgileri verdi; “Yarışmanın konusu olan lenf düğümünde göğüs kanseri ile ilgili yayılmanın otomatik belirlenmesi üzerine bir bilgisayar programı geliştirdik. Görüntü sınıflandırma ve tümör metastaz bölgesi belirleme olmak üzere 2 kategoride sonuç üreten bir yazılım ortaya çıkardık. Göğüs kanserindeki yayılmayı, gerçek laboratuvarlarda yapılan manuel yöntemlere oldukça yakın bir oranda doğrulukla belirleyen yazılımımız, iki kategoride birden dünya dördüncüsü oldu. Yarışmada yer alan lenf düğümü kesiti görüntülerinde hangi bölgelerin metastaz içerdiğini bilgisayara öğretebilmek için yapay sinir ağları üzerinde derin öğrenme yöntemini kullandık.” dedi.
Fuar
SleepWell Expo 20-23 Ekim 2016’da kapılarını açıyor İnovasyon, Teknoloji ve Tasarım konseptiyle yola çıkan SleepWell Expo 2016 dünya yatak sektörünü ağırlamaya hazırlanıyor
O
tlardan doldurulan döşeklerden, yün döşeklere, sünger yataktan günümüz yataklarına değişe değişe… Yaşanan tüm bu gelişim evreleri elbette ki o günün şartları için inovatif değişimlerdi… Günümüzde yatak artık en modern halini almış olabilir mi diye sorduğumuzda ergonomi, hammadde ve bileşenler devreye giriyor ve yatakta ki bu gelişim bizleri her yeni günde şaşırtmaya devam ediyor. Sektör bu yeni geliştirilen ürünleri, SleeWell Expo’da takip ediyor. Yaylı yataklar, visko yataklar, lateks yataklar, uyku sistemleri, rulo yataklar, karyola sistemleri, visko yastıklar, medikal yastıklar, kaz tüyü yastıklar, çocuk yatakları, yatak koruyucu alezler, hareketli yataklar, özel sipariş yataklar, at kıllı yataklar, kişiye özel yataklar, yuvarlak yataklar, doğal yataklar, medikal yataklar, akıllı yataklar, kaz tüyü yorganlar, bazalar, metal karyolalar, yatak başları… Hayatımızın üçte birini geçirdiğimiz yatağın son trendlerini görebilmek için konusunda Türkiye’nin ilk ve tek ihtisas fuarı olan ve 20-23 Ekim 2016 da
58
Mayıs 2016
İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek SleepWell Expo 2016’ya uykuyu, huzuru ve sağlığı önemseyen herkesi ziyaret etmeye bekliyoruz. “Sleepwell Expo 2016 ve İhracat Geliştirme Merkezi (IGEME) İşbirliği” İstanbul Fuar Merkezi’nde kapılarını 3. kez açacak olan, Türkiye’nin yatak ve teknolojileri konusundaki tek ihtisas fuarı SleepWell Expo 2016 İhracat Geliştirme Merkezi-IGEME ile destek anlaşması imzaladı. Yapılan bu anlaşma ile dünya çapında 46 ülkedeki yatak ana sanayi, yan sanayi, makine ve ekipman üreticilerine SleepWell Expo 2016 Fuarı ile ilgili olarak düzenli bilgilendirme ve tanıtımlar gerçekleştirecek. Afganistan, Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bosna Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Fas, Filistin, Fransa, Gana, Güney Afrika Cumhuriyeti, Gürcistan, Hırvatistan, Irak, İngiltere, İran, İspanya, İsrail, İtalya, Katar, Kazakistan, Kenya, Libya, Meksika, Mısır, Özbekistan, Pakistan, Polonya, Romanya, Rusya,
Sırbistan, Suudi Arabistan, Şili, Tunus, Ukrayna, Umman, Ürdün, Yemen, Yunanistan olmak üzere 40’ı aşkın ülke ile sektörel temaslarını sürdürecek. SleepWell Expo 2016 Türkiye’de yatak endüstrisine ait ilk ve tek spesifik fuarı olması misyonundan hareketle; sektörü canlandırmak ve dünyadaki yatak endüstrisi liderlerini İstanbul’da toplamak amacıyla çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. “Yatak ve teknolojileri sektörünün ilk ve tek arenası SleepWeel Expo’2016, resmi havayolu partneri olarak STAR ALLIANCE ile anlaştı” Yatak ve teknolojileri sektörünün ilk ve tek arenası SleepWeel Expo’2016, resmi havayolu partneri olarak STAR ALLIANCE ile anlaştı. Fuar süresince SleepWel Expo 2016 fuarının tüm yurtdışı konukları Star Alliance Conventions Plus programı ile 27 üye havayolu ile 193 ülkeden Businness Class ve Economy Class Rezervasyonların SleepWell Expo etkinlik kodu ile yapılması halinde % 20 ye varan indirimlerle uçabilecekler.
Mayıs 2016
59
Bilim
Karaciğer naklinde 3D yazıcı devrimi Dünyadaki bilim adamları 3D yazıcı yoluyla karaciğer nakli yapılmaya başladı
T
ıbbi cihaz modellemesi konusunda Dünya’nın en önde gelen sağlık kuruluşlarından biri olan Cleveland Clinic; Ar-Ge çalışmalarında ‘’Hızlı Prototip Üretme Teknolojisi’’ni kullandı. Karaciğer naklinde devrimsel bir gelişme olan 3D yazıcılar hakkında verilen bilgiye göre; ‘’Bunu, evlerimizde bulunan mürekkep püskürtmeli yazıcılara bir boyut daha yani yükseklik eklenmiş gibi düşünebilirsiniz. Tıpkı bir mürekkep püskürtmeli yazıcının kâğıt üstüne mürekkep basmasına benzer şekilde, biraz reçine basıyor ve biraz da kablo ekliyoruz. Sıvı halde uçtan püskürtülen reçine UV lambasının doğru konumda sabitlenmesini sağlıyor. Böylelikle bir katmanı oluşturuyoruz. Sonrasında platformu bir kat aşağıda sabitliyor ve bunun üzerine bir katman daha ekliyoruz. Esasında hız, bu makinelerin avantajlarından birisi, yazıcı, bu parçayı yaklaşık 3 saatte inşa ediyor .’’ dedi. “3 boyutlu yazıcılar ile tıpta devrim” Yeni 3 boyutlu yazıcılar sayesinde hasta bakımında yeni bir çağ başlıyor. Bugün, hastaya göre kişiselleştirilmiş tıbbi cihazlara erişmek, üç boyutlu (3D) baskı yöntemleri sayesinde artık daha kolay. Çift taraflı bir akciğer nakli sonrasında, Cleveland
62
Mayıs 2016
Clinic Solunum Enstitüsü bünyesindeki bir hastada, alışılagelmişin dışında bir bronşit oluştu. Hasta yineleyen zatürreeyle mücadele etti ve salgılarını temizlemekte güçlük çekti. Bir hava yolu stenti gerekli hale geldi, buna karşılık standart cihazlar yeterli olmayacaktı. Uygun uzunluk ve çapta ve hastanın anatomisine denk düşecek konik bir uçla tasarlanmış bir stent ise bulunmuyordu. Peki, en iyi çözüm neydi? -Böyle bir stent üretmek. Tıpkı bir mürekkep püskürtmeli yazıcının, mürekkep ve kâğıtla dijital bir imaj ürettiği gibi, 3 boyutlu bir yazıcı, reçine, termoplastikler, fotopolimerler veya başka malzemelerle sıklıkla yüksek çözünürlüğe sahip CT veya MRI taramalarından türetilmiş bir dijital model üretebiliyor. Üç boyutlu baskı, çoğu zaman saatler içinde, malzemeyi katman katman kümeleyerek somut nesneler ortaya çıkarıyor. Yukarıda bahsettiğimiz üst solunum yolları hastasıyla ilgili vakada, Cleveland Clinic cerrahları 3 boyutlu teknolojiyi, bir stent üretmek için değil, bir kalıbı kişiselleştirmek için kullandılar. Kalıba, bir mandrel etrafında silikon enjekte edilerek, hastaya uygun boyut ve şekle sahip bir stent meydana getirdiler. “3 boyutlu yazıcının klinik kullanımları” Cleveland Clinic doktorlarışimdiden, 3 boyutlu baskı tekniğini aşağıdaki amaçlara yönelik olarak kullandılar; • Karaciğer rezeksiyonu planlaması: Cleveland Clinic bünyesinde Hepatoloji Bölüm Başkanlığı görevini yürüten Dr. Nizar Zein, bugüne kadar, cerrahi planlama ve eğitimi geliştirmek amacıyla yirmiden fazla karaciğer modeli üretti. Modeller, yeniden oluşturulmuş CT taramasından üretilen dahili lümen geometrisi kullanılarak, esnek reçineden elde edildi. • Çığır açıcı kalp ve damar cihazlarının test edilmesi: Cleveland Clinic bünyesindeki 3 boyutlu yazıcılar, kalp ve damar cihazlarının meydana getirilmesine yardımcı oldu.
Bilim
Aynı zamanda, tıpkı diğer uzmanlıklar için söz konusu olduğu gibi, 3 boyutlu baskı, Cleveland Clinic kalp ve damar cerrahlarına, benzer biçimde prosedürlerini planlama ve kalp ve damar sistemi hakkındaki bilgilerini arttırma konularında yardımcı oluyor. • Ex vivo solunum prosedürleri uygulanması:Cleveland Clinic bünyesinde Bronkoloji Bölüm Başkanlığı görevini yürüten Dr. Thomas Gildea, “Bizi karmaşık anatomik zorluklarla karşı karşıya bırakan pek çok solunum hastamız oldu” şeklinde konuşuyor. “Her bir hastanın hava yolu anomalisinin 3 boyutlu bir modelini basmak, problemi ele almak üzere farklı teknikleri ex vivo biçimde denememiz yönünde bize bir fırsat sağlayabilir.” “Peki, sırada ne var?” • Tıp öğrencilerine yönelik anatomi eğitimini kişiselleştirerek, potansiyel olarak kadavra ihtiyacını ortadan kaldırmak, • Robotik sistemleri “eğitmek” için 3 boyutlu modelleri kullanarak otomatik cerrahi tekniğini geliştirmek, • Canlı dokuyla biyo-baskı gerçekleştirme suretiyle
64
Mayıs 2016
replasman organlar ve vücut parçaları üretmek “Kullanılan 3-D yazıcı, bütün parçaları yekpare bir şekilde inşa edebiliyor ve birleştirebiliyor ve organı birebir kopyalanabiliyor” Karaciğer Transplantasyonu Medikal Direktörü ve Cleveland Clinic’in 3-D modellemeleri için baş araştırmacı olan Dr. Nizar Zein’in açıklamasına göre; “Bu yeni geliştirilen 3-D teknolojisi ile doktorlar, karaciğer nakli ve ilgili operasyonlarda; ameliyat esnasında karşılaşacağı karaciğerin 3-D bir modelini; hastayı ameliyat etmeden görebilecek ve 3-D ‘çıktı’ya bakarak eski çok daha iyi planlayabilecek.” Bugüne dek, 22 karaciğer modeli print edildi ve hem transplant planlaması ve yönlendirmesinde, hem klinik eğitimde kullanıldı. Dr. Zein’in grubu tarafından Liver Transplantation’da yayımlanan bir makaleye göre, bu 3-D print edilmiş modeller, cerrahi planlamaya yardımcı olma ve cerrahi komplikasyonları azaltma adına son derece isabetli, pratik araçlardır. Grup, bu metodun verimliliğini artırmak ve üretim masraflarını azaltmak adına çalışmalarına devam etmektedir.
Kongre
Beyin Pili; Sara, Obezite ve Alzheimer’a umut olacak Türk Nöroşirürji Derneği 30. Bilimsel Kongresi Antalya’da gerçekleştirildi Cerrahisi Kongresi de 2017 yılında İstanbul’da yapılacak. Nöroşirürji alanında birçok yenilik var. Beyin damar hastalıklarının tedavisinde, travma hastalarının bakımı ve tedavilerinde gelişmeler bulunuyor. Aynı zamanda nöroonkoloji alanındaki cerrahi teknikler ve hedefe yönelik kemoterapi konularında da önemli adımlar atıldı. Burun deliklerinden girip kafayı açmadan yapılan yeni ameliyat yöntemleri geliştirildi” dedi.
eyin cerrahisi konusunda ulusal ve uluslararası düzeyde bilim insanlarının katıldığı Türk Nöroşirürji Derneği’nin 30. Bilimsel kongresinin basın toplantısı Türk Nöroşirürji Derneği ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Zeki Şekerci, Prof. Dr. Memet Özek, Prof. Dr. Tanju Uçar, Prof. Dr. Selçuk Peker ve Prof. Dr. Ayhan Attar’ın yanı sıra Dünya Nöroşirürji Dernekleri Başkanı Prof. Dr. Franco Servadei ile Alman Nöroşirurji Derneği Başkanı Prof. Dr. Prof. Dr. Volker Seifert’in katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda; anne rahminde omurilik ameliyatları, omurilik felcinde kök hücre uygulamaları, beyin tümörleri ve hareket bozukluklarında nöroşirürjikal girişimler ile ilgili güncel gelişmeler paylaşıldı.
“Beyin Pili; Parkinson’dan sonra Epilepsi, Obezite ve Alzheimer’a umut olacak” Beyin cerrahi alanında umut vadeden gelişmelerden bahseden Prof. Dr. Tanju Uçar; “Beyin cerrahisi artık klasik beyin cerrahisi değil. Gelişen bilgi ve teknolojiler ile değişik tedavi yöntemleri gelişmeye ve elimizdeki silahların sayısı artmaya başladı. Günümüzde Parkinson’dan sonra derin beyin uyarımı sistemini kullanarak bazı merkezlerde epilepsi hatta çok fazla sayıda olmasa bile Obezite ve Alzheimer gibi hastalıkların tedavisiyle ilgili bazı umut verici çalışmalar yapılmaya başlandı. Hollanda’da diğer yöntemlerle çözülememiş 15 epilepsi hastasında beyin pili yöntemine başvurulduğunu ve sonuçların yüz güldürücü olduğunu, bu ameliyatların başarı oranlarının yüzde 50 ile 70 arasında olduğunu biliyoruz. Beyin pilinin uygulandığı bazı obezite hastalarında da önemli oranda kilo azaldığını, iştahı azaltarak önemli ölçüde kilo verildiğini dair de önemli sonuçlar elde edildiğini biliyoruz” dedi.
“İstanbul, 2017 yılında Dünya Beyin Cerrahisi Kongresi’ne ev sahipliği yapacak” Dünya Nöroşirürji Derneği Başkanı Prof. Dr. Franco Servaei, Türkiye gibi beyin cerrahisi alanında gelişmiş bir ülkenin bu alanda henüz çok yeni olan ülkelere destek vermesinin ender örneklerden biri olduğunu belirterek; “Türk nöroşirürji tarihi aslında dünya nöroşirürji tarihini yansıtmaktadır. Türkiye nöroşirürji alanında önde giden ülkelerden biri. Dünya Beyin
“Anne rahminde Omurilik ameliyatları başladı” Çocuk beyin cerrahisindeki teknolojik gelişmelerin tanı koymaktan, tedaviye kadar birçok alanda yenilikleri de beraberinde getirdiğini anlatan Prof. Dr. Memet Özek, anne karnında yapılan omurilik ameliyatları ile ilgili çok önemli açıklamalar yaptı. Prof. Dr. Memet Özek; “Bebek anne rahmindeyken bir sorun saptanıyor ve bu sorunu çözmek için bebek anne rahminden dışarı çıkarılıp, ameliyat yapılıp tekrar yerine konuluyor.
B
66
Mayıs 2016
inovasyon
teknoloji
tasarım
20-23
Ekim2016
İSTANBUL Fuar Merkezİ - YeşİlKöy
“BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ)DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR”
hastane yatakları için...
Kongre
Gebeliğin 20. ve 26. haftalarında yapılan bu ameliyatlar bundan 15 yıl önce hayal olarak düşünülebiliyordu. Anne rahminde omurilik ameliyatları ülkemizde çok önemli bir sağlık sorunu olan spina bifida hastalığında yapılabiliyor” dedi. “Türkiye’de her 1000 bebekten 3’ü Spine Bifida ile doğuyor” Spina Bifida hastalığı hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Memet Özek; “Türkiye’de dünyaya gelen her 1000 bebekten 3 tanesi Sipina Bifida ile yani bebeğin anne rahminde omuriliğinin iyi gelişememesi, açık kalması ile doğuyor. Bunun sonucunda bebeğin ayak hareketlerinde yürüyememeye kadar varan sorun, idrar, dışkılama problemleri, ilerleyen yaşlarda cinsel fonksiyonlarda bozukluklar gibi insan hayatını, sosyal hayatı etkileyen hayli ciddi sorunlarla karşılaşması demek anlamına geliyor” dedi. Spina Bifida hastalığını daha bebek doğmadan anne rahminde tedavi etmek için önemli ameliyatların başladığını ifade eden Prof. Dr. Memet Özek; “Şu anda dünyada çok sınırlı sayıda deneme aşamasında yapılıyor. Ama iyi kontrolle, iyi teknik ve yetişmiş eleman katılımıyla gelecekte ülkemizde de anne rahminde Spina Bifida ameliyatları uygulanabilecek” şeklinde konuştu. “Beyin tümörleri radyasyonla yok ediliyor” Beyin tümörlerine sebep olan çevresel faktörlerin başında sigara içmek, hava kirliliği ve çok fazla kullanılan tarımsal ilaçların geldiğini anlatan Prof. Dr. Selçuk Peker, beyin tümörlerinde kullanılan cerrahi ve radyo cerrahi yöntemlerindeki yeniliklerle ilgili bilgiler de verdi. Radyo cerrahi yöntemlerinin 68
Mayıs 2016
başında gelen Gamma Knife ile kafatasını açmadan, radyasyonla tümörleri yok ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Selçuk Peker, “Beyinde tümörün bulunduğu yeri çeşitli görüntüleme yöntemleriyle buluyoruz ve işaretliyoruz. Daha sonra adresini belirlediğimiz tümörleri Gamma Knife ile ışınlıyoruz” dedi. Eskiden tümörlerin çok büyükken yakalanabildiğini belirten Prof. Dr. Selçuk Peker; “Yeni teknolojilerin gelişmesiyle çok küçük tümörler de yakalanabiliyor. Bu nedenle ameliyata gerek kalmadan, radyo cerrahi teknikleri kullanarak tümörlere müdahale edebiliyoruz. Günümüzde moleküler biyolojik gelişmelerin fazla olması ile neredeyse her hastanın tümörünün göstermiş olduğu moleküler biyolojik özelliğe göre çeşitli tedavi yöntemlerini seçebilir hale geldik. Bu da eskiden tanı konulduktan sonra çok kısa olan yaşam süresini uzatmaya yaradı” dedi.
DELİCİ, KESİCİ
BATARYALI MOTOR SİSTEMLERİ
HS
Wire and Pin Drill System
Oscillating Saw System
Değirmiçem Mh. Yamaçobalı Dede Cd. Köşe Apt. No:23/1 GAZİANTEP / TURKEY +90 342 324 25 55
+90 342 323 20 09
info@mavimedikal.com.tr www.mavimedikal.com.tr
Aktüel
Sağlık turizminin yıllık cirosu 1 trilyon dolar Çıkış noktası hem hastalara hem de hasta yakınlarına tıbbi seçenekler sunmak olan sağlık turizmi, dünyada ve ülkemizde son yıllarda hızla büyüyen sektörler arasında
S
on yıllarda hızla büyüyen sektörlerin ilk sıralarında sağlık turizmi geliyor. Dünyada ve ülkemizde konuyla ilgili çalışmaların giderek arttığı bu dönemde, Ataşehir Adıgüzel Meslek Yüksekokulu’nda “Sağlık Turizminin Türkiye’deki Yeri ve Geleceği” konulu bir panel düzenlendi. Türkiye’nin sağlık turizmindeki yeni hedeflerinin ve sektördeki son gelişmelerin paylaşıldığı panelin moderatörlüğünü Sağlık Yatırım Danışmanı Akif Özgüller yaptı. Panelistlerden Nişantaşı Üniversitesi Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Bölümü Öğretim Görevlisi Aşkı Fettah Aydın, sağlık turizminin dijital çağa ayak uydurduğunu, dijital hizmetlerin bu alan içinde özellikle e-devlet, e-reçete, e-imza, e-fatura, e-nabız gibi uygulamalarla vatandaşların hayatında önemli avantajlar ve kolaylıklar sağladığına değindi. Sağlık turizmi cirosu 1 trilyon dolar Panelde, sağlık turizmi ve turist sağlığından bahseden Türkiye Sağlık Turizmi Danışma Kurulu Üyesi Bilal Yıldırım, dünyada yıllık sağlık turizmi cirosunun 1 trilyon dolar olduğunu ve sağlık turizmi alanında en başarılı ülkenin Hindistan olduğunu ifade etti. Türkiye’de ise sağlık turizmi alanında jeopolitik konumu, sahip olduğu ulaşım olanakları, bekleme sürelerinin az olması, sağlanan kaliteli ve konforlu sağlık hizmetleri göz önünde bulundurulduğunda diğer ülkelere göre oldukça makul fiyatlar sunulduğuna değinen Yıldırım, JCI belgesi (Uluslararası Akreditasyon Belgesi) ne sahip olan hastane sayısının çok olmasının da ülkemize avantaj sağladığını belirtti. Türkiye’nin eksikliğinin reklam ve tanıtım olduğunu dile getiren Yıldırım, bu alanda çalışmaların yoğunlaşması gerektiğini söylerken yabancı dil bilen personel eksikliğinin de giderilmesi gerektiğini ifade etti. Sağlıkla İlişkili Bölümler Avantajlı Panelistler arasında yer alan Medical Park Hastaneler Grubu Kurumsal Faturalama Direktör Yardımcısı Serdal Serin ise, sağlık turizminin başarılı olmasında
70
Mayıs 2016
sağlıkla ilişkili bölümlerden mezun olanların önemli rol oynadığına değindi. Sağlık yönetimi konusunda öğrencilerin bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Serin, işe alımlarda Sağlık Kurumları İşletmeciliği ile Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Programları mezunlarına öncelik tanıdıklarını dile getirdi. Sektörel deneyimi olan personel ihtiyacı artıyor Ataşehir Adıgüzel Meslek Yüksekokulu Sağlık Kurumları İşletmeciliği Program Başkanı Öğretim Görevlisi Hatice Hurç Apalı da konuşmasında, sağlık sektörünün özellikle son yıllarda ortaya çıkan teknolojik gelişmeler ve sağlıkta dönüşüm programlarıyla en önemli sektörlerden biri olduğuna değindi. Sağlık turizmi alanında da sağlıkta kalite yönetimi ve kaliteli tıbbi kayıt süreçlerini etkin olarak yerine getirebilecek nitelikte mezunlar vermenin önemli amaçları arasında yer aldığını söyleyen Hurç Apalı, Türkiye’nin 2014-2018 yıllarını kapsayan “Sağlık Turizminin Geliştirilmesi Programı Eylem Planı”ndaki sağlık kuruluşlarının istihdam olanakları ve teşviklerini açıklayarak, öğrencilere sektörde aranan personel olabilmeleri için yapmaları gerekenlerle ilgili ipuçlarını aktardı.
Aktüel
Welch Allyn Timpanik Ateş Ölçer ile doğru ve güvenilir sonuçlar Bıçakcılar, Welch Allyn Timpanik Ateş Ölçer ile ölçümlerde hata payını minimuma indiriyor, tek tuşla hızlı, doğru ve güvenilir sonuç sağlıyor
A
teş ölçme cihazlarının arasında doğru ölçümleme hayati bir önem taşıyor. Tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler alanında öncü rol üstlenen Bıçakcılar da, hastane tipi Welch Allyn Timpanik Ateş Ölçer ile ölçümlerde doğru sonuçlara odaklanıyor. Klasik ateş ölçerlerde, kulak kanalına giren uç kısım ortam sıcaklığında olduğu için kanalın ısısını düşürüp, hatalı sonuçlara neden olabiliyor. Welch Allyn Timpanik Ateş Ölçer’de ise prob kılıfı takıldıktan sonra uç kısım 35 dereceye geldiği için soğutma etkisi minimuma indiriliyor. Profesyonel hastane tipi olan Welch Allyn Timpanik Ateş Ölçer, aydınlatmalı ekranı sayesinde ölçümleri kolay okuyabilme şansı tanıyor. Ayrıca, nabız zamanlayıcı tuşu sayesinde her 15 saniyede bir ikaz ediyor. Böylelikle sağlık profesyonelleri kolayca nabız ve solunumu kolaylıkla hesaplayabiliyor.
Medicana Sağlık Gurubundan, kanser tedavisine 10 milyon Euro yatırım
K
anser tedavisine karşı artan ilgisi ile büyüyen Medicana Sağlık Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Bozkurt; ‘’Önümüzdeki iki yıl içerisinde beş yeni hastane açmayı planlamaktayız. Üstün kaliteli, son teknoloji ürünü lineer hızlandırıcılar, hızlı tedavi ve tam olarak bağlanabilir OIS ile Radyasyon terapisi alanındaki varlığımızı artırmak istiyoruz. Kanser tedavisinde son gelişmeleri takip ederek büyüyeceğiz. Türkiye’de tüm hastanelerimizde en yüksek kalitede sağlık hizmetlerini sunmaya devam edeceğiz.” dedi. Mayıs 2016’da, Medicana International Ankara Hastanesi ve İstanbul’daki hastanelerine, Bursa ve İzmir hastanelerinin hizmete girmesi ile Sofistike kanser tedavi ekipmanlarının kurulumları başlayacak.
72
Mayıs 2016
Kanser üniteleri hakkında; Medicana Sağlık Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Bozkurt konu ile ilgili olarak; “Bazı merkezlerimizde ilk kez bir özel sektör hastanelerinde bulunan Multi-Slice CT, PET-CT, MR, Ultrasonografi, IMRT yapabilen LINAC cihazları, konvansiyonel radyoloji ve nükleer tıp görüntüleme yöntemleri ve radyasyon onkolojisi, Nükleer tıp Üniteleri, hastanelerimizi kanser tedavisinin de merkezi haline getirmektedir. Ayrıca ülkemizde sayılı merkezde bulunan Cyberknife teknolojisi ile bıçaksız beyin tümörü ameliyatları gerçekleştirilebilmektedir. Medicana Sağlık Grubu olarak; modern ve sofistike tıp teknolojilerini yakından takip ederek, merkezlerindeki ileri teknoloji cihaz altyapısını sürekli güncellemekte ve hastalarına, çağdaş teşhis ve tedavi olanaklarını sunmak için aralıksız çalışmakta ve yatırımlarını planlamaktadır.” açıklamasında bulundu.
Bilim
Samsung Yapay Zeka Laboratuvarı açıldı Samsung Electronics Türkiye, Ankara Üniversitesi bünyesinde “Samsung Yapay Zeka Laboratuvarı”nı hayata geçirdi memnuniyet duyuyoruz.” dedi. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin; “Hem eğitim yükümüzü alması hem de gençlerimize istihdam oluşturmak açısından firmaların bize katkılarından mutlu oluyoruz. Bir Ankara Üniversitesi mezunu olarak Samsung’a bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu işbirliğinin daha da yakın olması amacıyla, orta öğretim kurumlarımızda Korece seçmeli ders olarak okunmaya başlanacak. Bunun, Kore ilişkilerinin yakınlaşması adına katkı sağlayacağını umuyorum.” dedi.
S
amsung, günümüzün en dikkat çekici teknolojik gelişmelerine konu olan yapay zeka alanında, Türkiye’de de üniversite bünyesinde çalışmaların yürütülebilmesi amacıyla Ankara Üniversitesi’nde “Samsung Yapay Zeka Laboratuvarı”nı kurdu. Samsung Yapay Zeka Laboratuvarı’nın açılışı, Samsung Electronics Türkiye Başkanı DaeHyun Kim, Kore Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Yunsoo Cho, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin ve Ankara Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Erkan İbiş’in katılımlarıyla gerçekleşti. Samsung Electronics Türkiye Başkanı DaeHyun Kim, açılış töreninde yaptığı konuşmasında; “Samsung olarak, “Dünyaya ilham ver, geleceği şekillendir” vizyonumuz ışığında, insanların hayat kalitesini artıracak yenilikçi teknolojiler tasarlıyoruz. Yapay Zeka teknolojilerinin, kısa zaman içinde yaşamımızı ve çalışma hayatımızı dönüştürdüğüne tanık olacağız. İşte bu nedenle, Ankara Üniversitesi ile birlikte yapay zekaya odaklanan bu laboratuvarı açmaya karar verdik. İnanıyoruz ki; Ankara Üniversitesi’ndeki Yapay Zeka Laboratuvarı, akademisyenlerin ve öğrencilerin, Türkiye’deki yapay zeka çalışmalarına öncülük etmeleri için gerekli altyapıya sahip olmalarını sağlayacak. Ankara Üniversitesi ile bundan 3 yıl evvel Samsung Android Laboratuvarı’nı kurmuştuk. Şimdi de bu verimli işbirliğini, “Samsung Yapay Zeka Laboratuvarı” ile devam ettirmekten büyük
74
Mayıs 2016
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Erkan İbiş; “Yapay zeka teknolojilerinin bilimin her alanı ile çok farklı disiplinlerle ilişki içinde olduğunu biliyoruz. Kullanım alanlarına baktığımızda; tıptan fene ve savunma sanayiine birçok alan, kullanım alanı olarak karşımıza çıkıyor. Felsefeden dil bilimine, yapay zekanın konusu olmayan hiçbir disiplin kalmayacak.” dedi. Tüm cihazların ve laboratuvar ekipmanlarının Samsung Electronics Türkiye tarafından temin edildiği Yapay Zeka Laboratuvarı’nda üniversite öğrencileri becerilerini olgunlaştırma, laboratuvar ortamında pratik bilgiler edinme ve Yapay Zeka alanında araştırma yapıp kendi çalışmalarını geliştirme olanağı bulacak. Konuyla ilgili dersler sayesinde, öğrencileri başarılı bir kariyere hazırlayacak olan Yapay Zeka Laboratuvarı öğrencilere, geleceğin teknolojileri üzerinde çalışma olanağı bulabilecekleri bir platform sağlayacak. Laboratuvardan 20’nin üzerinde akademik personel ve asistan ile 600’ü lisans, 100’ü lisansüstü olmak üzere 700 öğrenci yararlanacak.
İnovasyon
Gençlerin yenilikçi “MINI CHECK-UP” fikri “GE – Genç Başarı İnovasyon Kampı’nın üçüncüsünde QUICK HEALTH –CARE Ekibi, geliştirdikleri “MINI CHECK-UP” fikri ile birinci seçildi
G
eneral Electric (GE) Türkiye ve Genç Başarı Eğitim Vakfı işbirliğinde Türkiye’de lise düzeyinde gençlere yönelik düzenlenen “GE – Genç Başarı İnovasyon Kampı”nın üçüncüsü bu yıl 16 Nisan’da, GE Türkiye İnovasyon Merkezi’nde gerçekleşti. Öğrencilerin girişimcilik ve yaratıcılık özelliklerini ortaya çıkarmaları amacı ile üç yıldır düzenlenen kamp, 7 farklı okuldan katılan 70 lise öğrencisinin geliştirdiği yenilikçi fikirlere ev sahipliği yaptı. Kampta, öğrencilerin GE tarafından kendilerine verilen konularından birine yönelik çözüm üretmeleri ve ürettikleri çözümleri mentorlarının da destekleriyle bir iş planına dönüştürerek jüri önünde sunum yapmaları istendi. Bu kapsamda; enerji, sağlık ve endüstriyel internet (Nesnelerin interneti) alanlarında karşılaşılan endüstriyel bir problemi, bir iş fikri formunda çözmeleri, bu çözümü hayali şirketlerinin bir iş fikri olarak kurgulamaları ve tasarlamaları beklendi. Konular üzerine fikir üreten öğrenciler, kamp sonunda hazırladıkları projeleri jüriye sundular. Jüri, değerlendirme sürecinde iş planı, yaratıcılık, sunum tekniği ve takım ruhu kriterlerini baz alarak değerlendirme yaptı. Kamp sonunda gerçekleşen jüri
76
Mayıs 2016
değerlendirmesi ile QUICK HEALTH –CARE Ekibi, geliştirdikleri “MINI CHECK-UP” fikri ile birinci seçildi. Kazanan takım General Electric tarafından organize edilen özel bir deneyim programına katılım hakkını ve GE yöneticileri ile birlikte GE’nin yapısını, çalışma ve gelişim alanlarını tanıma fırsatını yakaladı. İnovasyonun ekonomik büyümenin temel unsuru olduğunun altını çizen GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan M. Özsoy, ülkelerin ve firmaların rekabet gücünü artırmak için yenilik üretmelerinin ve hızlı hareket etmelerinin bu dijital çağda her zamankinden daha önemli hale geldiğini belirtti. Özsoy, “Dijital sanayi döneminde, girişimciliğin ve işbirliğinin, yerel inovasyon kültürünün gelişmesinin önemi çok daha arttı. Bu yıl yayınladığımız 5. GE İnovasyon Barometresi sonuçları Türkiye’nin küresel inovasyon projelerinde önde gelen ülkelerden biri olma konusunda büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Bu potansiyeli ortaya çıkarmak adına Genç Başarı Vakfı ile düzenlediğimiz İnovasyon Kampı’nda lise öğrencilerini yenilikçi fikirler geliştirmeleri için teşvik etmekten mutluluk duyuyoruz” dedi.
Sağlık
Böbrek sağlığında doğru bilinen yanlışlar
B
öbreklerin işlevlerinden ziyade vücuda sağladığı faydalar saymakla bitmiyor. Neyin zararlı ve neyin faydalı olduğunu, hangi maddenin ne kadar miktarda ve sürede vücudumuzda olması gerektiğini ve hormonların dilini en iyi böbrekler anlıyor. Sağlıklı bir şekilde vücudumuzun ayakta kalmasını sağlayan böbrekler; idrar aracılığıyla vücuttan atık maddeleri ve fazla sıvıyı uzaklaştırıyor. Vücut kimyasının dengeli bir şekilde korunmasını sağlayarak, diğer organların ahenk içinde çalışmasına da yardımcı oluyor. Söz konusu böylesine hayati bir organ olan böbrekleri hayat boyu korumak ve onların sağlıklı kalmasını sağlamanın önemine değinen Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu “Ayrıca böbreklerimiz, tansiyonu düzenleyen hormonlar (renin, anjiotensin gibi) ile kemik iliğinde alyuvar yapımını uyaran hormonu (eritropoietin) üretiyor; kalsiyum ve kemik metabolizmasını düzenleyen D vitaminini aktif hale getiriyor; kan şeker düzeyini ayarlayan insülin hormonu işlevini tamamladıktan sonra böbreklerde yakılıyor. Sonuç olarak böbrekler, vücudumuzun sağlıklı bir şekilde ayakta kalabilmesi için hayati önem taşıyan görevlere sahip. Bu nedenle vücudumuzun bu doğal koruma mekanizmasını, dolayısıyla sağlığımızı korumak için önlemler almalıyız” dedi.
Gelişen teknoloji sayesinde cihazlar artık daha küçük
Diyabetik ve hipertansiyonu olan hastaların dışında ileri yaş (60 yaşından büyük), sürekli antiromatizmal veya kemoterapi ilaçları kullanan, ailesinde böbrek hastalığı olan kişilerde böbrek hastalığı gelişme riskinin 78
Mayıs 2016
olduğunu vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, ileri evre böbrek yetmezliği gelişen hastaların hayata tutunmalarını sağlayan diyaliz ve böbrek nakli tedavilerinde son yıllarda önemli gelişmelerin kaydedildiğini vurguladı. Atasoyu; “Hastaların evlerinde periton diyalizi dışında, hemodiyaliz tedavisini de alabiliyor olması diyaliz hastasının yaşam konforunu artırmış durumda. Ayrıca gelişen nanoteknoloji sayesinde hastanın üzerinde taşıyabileceği büyüklükteki hemodiyaliz cihazı geliştirme çalışmaları oldukça ilerledi. Bunun yanında, böbrek nakli tedavisinde vericinin kan grubu uygun olmasa da başarılı böbrek nakillerinin yapılabilmesi, pek çok böbrek bekleyen hasta için umut oldu” açıklamasında bulundu.
Böbrek sağlığıyla ilgili şehir efsaneleri Yanlış: Süt, yoğurt, peynir fazla miktarda kalsiyum alınmasına neden olur ve böbrek taşı oluşur. Doğru: Dengeli beslenen bir kimsede vücudun ihtiyacı kadar (sağlıklı ve normal bir aktivite gösteren bir kimsenin bir su bardağı yağsız süt, bir küçük kâse yoğurt, orta kalınlıkta bir dilim peynir gibi) kalsiyum içeren gıdaların tüketilmesi taş oluşumunu önler. Yanlış: Çay, çorba, kahve, meyve suyu da su yerine geçer.
Sağlık
Doğru: Çay, çorba, kahve, meyve suyu kimyasal yapıları nedeniyle suyun yerine geçmezler. Fazla miktarda tüketildikleri takdirde elektrolit bozukluğu, fazla kilo, kansızlık, diyabet gibi sorunlara yol açabilirler. Gerçek sıvı gereksinimi su ile karşılanmalıdır. Yanlış: Hipertansiyon tanısı konduktan sonra hemen ilaca başlamak, ileriki dönemlerde ilaçlara karşı bağışıklık gelişmesine ve ilaçların böbreklere zarar vermesine neden olur. Doğru: Hipertansiyon saptandığı andan itibaren hem yaşam tarzı değişiklikleri (sigaradan uzak durmak, tuz tüketimini kısıtlamak, kilo vermek gibi) hem de -doktor uygun görüyorsa- ilaç tedavisine başlanması gerekir. Kontrol altında tutulmayan hipertansiyon zaman içinde kalp, damar ve böbrek sağlığını ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir. Böbrek sağlığı için en ideal besinler: Lahana, karnabahar, kırmızıbiber, sarımsak, soğan, elma, kızılcık, yaban mersini, ahududu, çilek, kiraz, kara üzüm, yumurta beyazı, balık, zeytinyağı.
Yeterli miktarda sıvı alın
Bilimsel görüşe göre günlük 1.5- 2 litre su tüketilmesinin sağlık için gerekli olduğunu 80
Mayıs 2016
anlatan Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, sağlıklı böbrekler için şu ipuçlarını verdi; “Araştırmacılara göre yeterli sıvı tüketimi kronik böbrek hastalığı gelişimi riskini azaltıyor. Sigara, böbrek kan akımında azalmaya neden olur. Böbrek, kan akımı azaldığında yeterince süzme yapamaz ve atık maddeler vücutta birikir. Reçetesiz vücuda alınan ilaçlar bazen kullanılan doz ve süreye bazen de hiçbir şekilde doza bağlı olmaksızın böbrek hasarı oluşturabilir. Bir veya daha fazla yüksek risk faktörüne sahipseniz böbrek
yılda
bir
kez
fonksiyonlarınızı
kontrol
ettirmelisiniz.
Diyabetik,
hipertansif,
fazlalığı-şişman
olan,
kilo aile
üyelerinden bir tanesinde böbrek hastalığı bulunan bireylerin bir uzmana başvurarak, kronik böbrek hastalığı
yönünden
doktorun
planlayacağı tahlilleri yaptırması yararlı olur” dedi.
Tanıtımlar
Profesyoneller
Ürünler
Fırsatlar
İndirimler
Ürünler
İş ara
Sohbet
7x24
Sosyal ve Özel
Evden İş
İndirimler
Sosyal Sorumluluk
Hizmetler
Tanıtımlar
Sosyal Sorumluluk
İndirimler
Etkinlikler
Sosyal Sorumluluk
Mekan Ara
Ürünler
Fırsatlar
Teklif İste
C2B
Teklif İste
7x24 Yerel
İş ara
Profesyoneller İndirimler
B2C İndirimler
Sohbet
Sosyal ve Özel
Evden İş Profesyoneller İndirimler Sosyal Sorumluluk B2B C2B Hizmetler 7x24 Profesyoneller Yerel Teklif İste Etkinlikler Tanıtımlar B2C C2C Sohbet Mekan Ara C2B B2B İş ara Sosyal ve Özel Evden İş Ürünler Fırsatlar İndirimler Teklif İste 7x24 ProfesyonellerSosyal ve Özel Hizmetler
Lokasyon Bazlı, Yerel ve Global İş Fırsatları ve Çözümleri Etkinlikler
Tanıtımlar Ürünler
All in one platform B2Bthat connects Yerel businesses B2C B2B, Sohbet Mekan Ara businesses and people B2C Sosyal ve Özel Sosyal Sorumluluk Fırsatlar
Teklif İste
Sosyal Sorumluluk
7x24
Hizmetler
Tanıtımlar
Etkinlikler
Mekan Ara
İş ara
www.bizpoint.com B2B İndirimler
B2B
Yerel
Sosyal ve Özel
Sohbet
Etkinlikler Evden İş
Profesyoneller Sohbet
Hizmetler
Tanıtımlar
B2B
7x24
Ürünler B2C
Evden İş
Profesyoneller
Sosyal ve Özel
B2B
Evden İş
Ürünler
Teklif İste Sohbet
7x24 Tanıtımlar
İş ara Etkinlikler
Tanıtımlar Ürünler
Sosyal Sorumluluk Fırsatlar
Teklif İste
İş ara
Profesyoneller
Sohbet
Evden İş
Radyoloji
Girişimsel radyoloji ile neştersiz ameliyat dönemi Medicana Çamlıca Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölümü ve Nöroradyoloji Uzmanı Doç. Dr. Başar Sarıkaya ile Amerika’dan gelen Girişimsel Radyolog Dr. Gregg Alzate, girişimsel radyoloji ile birçok ameliyatı nasıl neştersiz gerçekleştirerek hastaların hayatlarını değiştiriyor Amerikalı Dr. Alzate; “Alt yapı, teknik imkan, eğitimli hekim olarak Türkiye, Amerika’nın gerisinde. Dr. Sarıkaya gibi birkaç kişinin çabasıyla var olmaya çalışıyor. Koşulları zorlayan ve bu branşı Türkiye’de tanıtan az kişi var. Türkiye gibi bu branşın çok az tanıtıldığı ülkede her türlü imkânı kullanmak lazım. Bunu da basın, görsel medya ve sosyal medyayı kullanarak yapmak gerekiyor.’’ dedi. Türkiye’de bulunduğu sırada Dr. Sarıkaya’nın gerçekleştirdiği bir işlemden de bahseden Dr. Alzate; “Birlikte uzuv koruyucu işlem gerçekleştirdik. Tedavi edilmeseydi ayağını kaybetme riski olan bir hastanın ayağındaki küçük damarları açtık. Toplum bilinçlendirmesi ve branş için farkındalığı arttırma anlamında Dr. Sarıkaya’nın tecrübelerinden yararlanmak istiyoruz. ” diye konuştu.
T
ürkiye’de az sayıda hastane yapılan girişimsel radyoloji tedavisi ile birçok ameliyat neştersiz ve kolay yapılıyor. Obezitenin tedavi seyrini değiştirecek olan “Bariatrik Embolizasyon” adı verilen mideden açlık hormonunun salgılanmasını engelleyerek daha doğal yolla kilo vermeyi sağlamak, diyabette uzuv kaybını tıkanan damarları açarak engelleme, karaciğer tümörleri, kadınlarda miyom, safra ve idrar kanalları tıkanıklığı, inme gibi birçok rahatsızlığı neşter kullanmadan tedavi edilebiliyor. Dr. Sarıkaya ile sosyal medya aracılığı ile tanışan Amerikalı Dr. Gregg Alzate, Dr. Sarıkaya’nın yaklaşımını ve ülkemizde bu branştaki son durumu görmek için Türkiye’ye geldi. Dr. Sarıkaya ile nasıl tanıştığını anlatan Amerikalı Dr. Alzate; ‘’Amerika’da girişimsel radyolojinin tanıtımı amacıyla kurulmuş olan Interventional Initiative (Girişimsel İnisiyatifi) platformunun bu branşı tanıtan videoları vardı. Dr. Sarıkaya, videolara Türkçe alt yazılar hazırlamıştı. O videoyu Facebook’ta takipçileriyle paylaştı. Ben o videolarda yer alan doktordan birisiyim. Bunun üzerine Girişimsel İnisiyatifi talebi üzerine ziyareti planladık.” dedi. Girişimsel radyolojide Türkiye’yi değerlendiren
82
Mayıs 2016
“Hasta günübirlik taburcu olabiliyor” Girişimsel radyolojinin hastaneye uğradığımızda yolumuzun düştüğü bölümlerden biri olduğunu belirten Doç. Dr. Başar Sarıkaya; ‘’Bütün tıbbi görüntülenme radyoloji adı altında geçer. Girişimsel radyoloji o görüntülenme yöntemlerini kullanarak hasta bedeni üzerinde bir takım işlemler gerçekleştirir. Bu yaptığımız işlemler çoğu zaman ameliyata alternatif hatta ameliyatın gerekliliğini ortadan kaldıran işlemler oluyor. Avantajları söyleyecek olursak; ameliyatta genel anestezi, yoğun bakım süreci, dikişi ve uzunca iyileşme periyodu var. Bizim yaptığımız işlemlerde böyle durumlar yok. Hasta çoğu zaman günübirlik taburcu olabilir ya da 1 gece kalıp taburcu olabilir.” İfadelerini kullandı. ‘’Türkiye’de yaygın değil’’ Türkiye’de bu branşın eğitimini nasıl verdikleri hakkında bilgi veren Dr. Sarıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü; ‘’Türkiye’de yıllardan beri bazı üniversite hastanelerimizde bu branş vardı. Amerika gibi ülkelerde yapılıp da Türkiye’de uygulanamayan tedavi yöntemi yok.
6.Uluslararası Teknik Tekstiller ve Nonwoven Fuar› 6 thInternational Technical Textiles & Nonwoven Trade Fair
1-4 Haziran 2016 1-4 June 2016 TÜYAP FAIR CONVENTION AND CONGRESS CENTER BEYLİKDÜZÜ / İSTANBUL
al
www.hightex2016.com
/hightex2016
Teknik Uluslararası Tekstil Teknoloji Dergisi International Textile Technology Magazine
teknoloji
TEKN‹K FUARCILIK A.. Yakuplu Merkez Mah. Ülker Sok. Güney Konakları B-Blok No:9 Kat 3 D.6 34524 Beylikdüzü - İSTANBUL Tel.: +90 212 876 75 06 Fax: +90 212 876 06 81 www.teknikfuarcilik.com e-mail: info@teknikfuarcilik.com “Bu Fuar 5174 sayılı Kanun gereğince TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) denetiminde düzenlenmektedir”.
“This Fair is organized with the audit of TOBB (The Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey) in accordance with the Law No.5174”
Radyoloji
Bizdeki problem bunun topluma yayılamaması, pek çok hastanede yapılabilir hale gelmemesidir. Bunun sebebi ise bizim üst ihtisas anlamında Türkiye’de bir eğitim programımız olmamasıdır. Eğitim girişimsel radyoloji işlemlerinin yoğun yapıldığı hastanelerde hekimlerin asistanlıklarından sonra birkaç yıl ekstra çaba harcayarak bu işlemi öğreniyorlar. Bu noktada sıkıntılar yaşanıyor.’’ Tedavilerin başarı oranına da değinen Dr. Sarıkaya; “Tedavi yöntemini eğitimli ya da tecrübeli eller yaptığı zaman başarı oranı gayet iyidir. Ancak eğitim konusunda bir sıkıntı olduğu için bazı istekli ama eğitimi yetersiz arkadaşlarımız tarafından uygulanmaya başlandığı zaman başarı oranları iyi olmayabiliyor.’’ ifadelerini kullandı. ‘’Herhangi bir kesik ve dikiş yok’’ Amerikalı Dr. Alzate’nin de gözlemci olarak katıldığı işlemde bir hastaya nasıl işlem uyguladıkları hakkında bilgi veren Dr. Sarıkaya; ‘’Bir hastamız İstanbul dışından geldi. Ayağının birinci parmağını şeker hastalığı sebebiyle kaybetmiş. Başparmak alınmış ancak alınan yerdeki yarası bir türlü iyileşmemişti ve ayağını kaybetme tehlikesi vardı. Şeker hastalığı bildiğiniz gibi ayaktaki küçük damarları ilgilendirir. Bu damarları tıkar. Bunlar tıkalı olduğu için ayakta oluşan yara iyileşmez daha sonra uzuv kaybına gider. Bu hastamıza damardan müdahale ile herhangi kesik ve dikiş olmadan küçük bir iğne deliğinden geçerek o damarları açtık. Umut ediyoruz ki hastanın ayağı kısa zamanda toparlanacak. Ayağını kaybetme tehlikesi ise ortadan kalkacak.’’ ‘’Girişimsel radyoloji çoğu alanda uygulanabiliyor’’ 84
Mayıs 2016
Dr. Sarıkaya, girişimsel radyolojinin alanındaki tedaviler için ise şu bilgileri verdi; ‘’Girişimsel radyolojinin alanı tepeden tırnağa diyebiliriz. Beyinde anevrizma olabilir. Onlara damar içinde müdahale edip, kafatasını açmadan tedavi etme şansımız var. Yine akut inme dediğimiz yani beyin damarlarının tıkanması söz konusu olduğunda ilk 6 ya da 8 saat içinde müdahale edip açabiliyoruz. Kanseri hastalıklarında, özellikle karaciğer tümörlerinde -ki onlar kemoterapi ya da cerrahiye yanıt vermeyebiliyor ya da uygun olmayabiliyor, bu tedavileri kullanma şansımız var. Uzuv kaybı ile sonuçlanacak bir rahatsızlığı engelleyebiliyoruz. İdrar kanalları, safra kanalları ile ilgili sorunları engelleyebiliyoruz. Tüm bunları ciltten girerek tedavi etme şansımız var. Toplumda sık görülen tiroid modüllerinde ameliyatsız olarak nodülü yakarak tedavi etme şansımız var. Kadınlarda sık görülen miyom hastalığında, hastanın rahmini kaybetmesini engelleyerek miyomları anjioyografik yolla tedavi edebiliyoruz. İleri yaşlardaki erkekleri ilgilendiren prostat rahatsızlığını yine prostat anjiyosu ile prostatın damarlarını tıkayarak prostatın küçülmesine ve hastanın rahatlamasını sağlıyoruz. Bunlar hastalara veya hekim arkadaşlarımıza faydalı olabileceğimiz tedavilerin sadece küçük bir kısmı. Daha sayamadığımız belki de yüzlerce işlem ve tedavi var.’’
Aktüel
Polikistik Böbrek hastalığına yeni bir umut Dünyanın farklı ülkelerinde uygulanan ve önümüzdeki dönemde ilk kez Türkiye’de de hayata geçirilecek olan ilaç tedavisi, polikistik böbrek hastalığının tedavisinde yeni bir umut oldu ya da diyaliz tedavisi alan her 10 hastadan 1’i polikistik böbrek hastası olarak biliniyor. Dünyada hastalığın ilerlemesini önleyici ya da yavaşlatıcı tedavilerin bulunabilmesi için yürütülen yoğun çalışmalar netice verdi ve umut verici bir gelişme yaşandı. İlk kez bir tedavinin kistlerin büyüme hızını ve böbrek yetersizliğinin ilerlemesini yavaşlatabileceği görüldü.” dedi.
E
n sık görülen yaşamı tehdit edici kalıtsal hastalıklardan olan ve tedavi edilmediği takdirde erken dönemde böbrek yetersizliği ile birlikte diyaliz ve böbrek nakline ihtiyaç duyulan Polikistik Böbrek Hastalığının tedavisinde yeni bir ilaç tedavisi bulundu. Önümüzdeki dönemde Türkiye’de ilk kez denenecek olan tedavi yöntemiyle, erken teşhis edilen hastalar uzun bir süre diyaliz ve böbrek nakline gerek olmaksızın daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olacak. Prof. Dr. Tevfik Ecder; “Tedavi devrim niteliğinde” Türkiye’de her 10 böbrek hastasından 4’ünde rastlanan ve böbrek yetersizliğinin önde gelen nedenlerinden biri olan hastalık ile ilgili bilgi veren Türk Nefroloji Derneği Kistik Böbrek Hastalıkları Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Tevfik Ecder, bugüne kadar tedavisi olmayan hastalık için geliştirilen yeni ilaç tedavisinin bir devrim niteliğinde olduğunu söyledi. Ecder: “Tedavi edilmediği takdirde, hastaların çoğunda erken dönemde böbrek yetersizliğinin geliştiği ve ortalama 60 yaşından önce böbrek nakli ya da diyaliz tedavisi ihtiyacı ortaya çıkaran bu hastalık, en sık görülen yaşamı tehdit edici kalıtsal hastalıklardan biri. Ülkemizde de böbrek nakli yapılan
86
Mayıs 2016
Polikistik Böbrek Hastaları Derneği Kuruluyor Türk Nefroloji Derneği, Kistik Böbrek Hastalıkları Çalışma Grubu tarafından başlatılan ve Türkiye’deki hastalarda farkındalığı artırmak, hasta ve hasta yakınları arasındaki iletişimi ve dayanışmayı güçlendirmekle birlikte hastalık eğitimiyle yaşam kalitesinin korunmasını sağlamak amacıyla Polikistik Böbrek Hastaları Derneği kuruluyor. Derneğin başkanlığını yürütecek olan Arzu Çiftçi Kurçenli, kısa süre içinde internet sitesinin yayında olacağını, bu site sayesinde hasta üye kayıtlarının tek bir veri tabanında toplanacağını belirtti. Kendisi de polikistik böbrek hastası olan Arzu Çiftçi Kurçenli, yeni ilaç tedavisiyle hastaların umutlarının artacağını ve tüm gelişmelerin bu site aracılığıyla duyurulacağının altını çizdi.
Sağlık
Yoğun bakım süreçlerine dair bilinmeyenler
Prof. Dr. Özcan Erdemli
Y
oğun bakım üniteleri hastanelerin en merak edilen, herkesin kendi ya da yakınlarının tecrübeleriyle tanımladığı özel alanlardır. Peki, gerçekte yoğun bakım ne demek? Acıbadem Ankara Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özcan Erdemli yoğun bakımı hastanın bir veya birden fazla organının fonksiyonlarının geçici olarak bozulması ve / veya yetersizliği nedeni ile vücut fonksiyonlarının aksaması sonrasında, uygulanan tanı ve tedavi süreci ve bu süreçteki tüm faaliyetlerin genel adı olarak tanımlıyor. Bu süreç; organların fonksiyonlarının yetersiz olmasına yol açan esas neden ortadan kalkıncaya kadar veya ömür boyu bu fonksiyonların desteklenmesi şeklinde devam edebiliyor. Bu süreçte bilimsel ve etik kurallara uygun davranmanın temel ilke olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Erdemli yoğun bakım hakkında bilinmeyenleri, merak edilenleri anlattı. Yoğun bakım süreçleri nerelerde uygulanır? “Adından da anlaşılacağı gibi “Yoğun Bakım Üniteleri”nde uygulanır. Bu faaliyetler hastane içinde konuşlandırılmış özel donanımlı, kendine özgü işleyiş ve kuralları olan ünite veya branşlaşmış yerlerdir. Bu üniteler; modern tıbbın sağladığı her türlü cihaz ve teknolojiyi kullanan, yoğun bakıma yönelik bilgi ve becerileri olan hekim ve hemşirelerin multidisipliner anlayışla ekip ruhu ile çalıştıkları bölümlerdir.”
88
Mayıs 2016
“Hayatı tehdit etmek” ne demektir? “Hayatı tehdit eden denildiğinde, müdahale edilmediği durumlarda yaşamın yitirileceği ciddi hastalıklar veya durumlar akla gelir. Böyle bir durumda; başlangıçta bir veya birçok organ ve doku, sonrasında da tüm vücut etkilenir. Her türlü girişim ve imkâna rağmen yine de hasta yaşamını yitirebilir. Örneğin; trafik kazalarındaki ciddi baş, göğüs, büyük kemik kırıkları gibi yaygın vücut travmaları acil müdahale edilmediği zaman yaşamın yitirileceği durumlardır ve “Acil Hal” kapsamına girerler. Ama yoğun bakımlardaki hayatı tehdit eden durumlara örnek vermek istersek; ateroskleroz (atardamarların sertleşmesi) hastalığına bağlı ani gelişen kalp krizi (miyokard enfarktüsü) yaşamı tehdit eden bir durumdur. Diğer yandan kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan kişinin pnömoni (zatürre) olması sonucunda aniden gelişen solunum sıkıntısını (akut solunum yetmezliği) ve dolayısıyla diğer organlarında ciddi etkilendiği durumları da başka bir örnek olarak düşünebiliriz.” Yoğun Bakım Üniteleri Hangi Özellikleri Taşımalı? “Yoğun bakım üniteleri bilgi ve becerinin ileri teknoloji ile buluştuğu yerlerdir. Odalar her hasta için ayrı düzenlenmiş ısı ve havalandırma sistemi ve diyaliz gibi uygulamalara imkân sağlayan “kabin” anlayışı ile düzenlenmeli. İzolasyon kabininde negatif basınç mevcut ve bağımsız aspirasyon sisteminin olması yoğun bakım ünitesinde enfeksiyon kontrolü açısından önem taşıyor.
Her yatak başında yapay solunum cihazı ve her türlü takibe uygun monitörler, ani gelişen organ yetmezlikleri için kullanıma hazır yaşamı destekleyecek diyaliz gibi cihazlar bulunmalı. Laboratuvar ve görüntüleme cihazları (bilgisayarlı tomogrofi(Flash CT), manyetik rezonans görüntüleme (MRI), yatak başında ultrasonografi, bronkoskopi, transtorasiktransözofageal ekokardiyografi (vb.) hizmetlerinin 24 saat süreyle yetkin bir kadro ile hizmet verilebiliyor olmalı.” Yoğun bakımda kimler çalışır? “Yoğun bakım çok yönlü ekip çalışması gerektiriyor. Yoğun bakımın özelliğine göre Anestezi ve Reanimasyon uzmanlarının yanı sıra Sağlık Bakanlığı’nca Yoğun Bakım Uzmanı olarak tanımlanmış kişiler ve yoğun bakımın özelliğine göre ilgili branşın hekimleri çalışıyor. Yine yoğun bakım ünitelerinde konularında uzmanlaşmış deneyimli hemşireler ve yardımcı Kimler yoğun bakımda yatar? “Genel yoğun bakım ünitelerine sıklıkla şu hastalar kabul ediliyor: • Kardiyopulmoner resesütasyon sonrası ileri yaşam desteği gereken hastalar, • Ani hipotansiyon ve hipoksi gelişen hastalar, • Büyük ameliyat sonrası yakın takip gerektiren hastalar, • Beyin kanaması geçiren hastalar, • Ani felç geçiren hastalar, • Ciddi solunum yetmezliği olan hastalar,
sağlık personeli görev yapıyor. Hekimlerle beraber hastaların “en iyisi bir veya iki hastaya bir hemşire ya da maksimum üç hastaya bir hemşire” düzeninde deneyimli yoğun bakım hemşireleri tarafından takip ve bakımları yapılması önem taşıyor. Gerekli durumlarda diğer alanların uzman hekimlerinden de her an destek alınabiliyor olunmalı.” Kaç çeşit yoğun bakım bölümü vardır? “Yoğun Bakımlar konsept olarak “Genel Yoğun Bakım” adı altında “erişkin” ve “pediatrik” yoğun bakımlar olarak sınıflanır. Bu genel başlık altında özelliklerine göre Cerrahi Yoğun Bakım, Dâhili Yoğun Bakım, Yeni Doğan Yoğun Bakım, Pediatrik Yoğun Bakım, Kardiyoloji Yoğun Bakım, Kardiyovasküler Cerrahi Yoğun Bakım, Nöroloji Yoğun Bakım ve Beyin Cerrahisi Yoğun Bakım gibi hizmet alanlarına ve özelliklerine göre de ayrım yapılabilir.” • Kalp yetmezliği ve kalp krizi geçiren hastalar, • Ciddi infeksiyonu olan hastalar, • Vital fonksiyonları bozan ya da bozması beklenen zehirlenmeler, • Genel vücut travması (kafa, göğüs, karın ve extremite travmaları gibi) geçiren hastalar, • Sinir sistemi hastalığı olan hastalar (Myastenia Gravis, Guillian Barre gibi), • Bir veya daha fazla organ yetmezliği olan hastalar (ani böbrek yetmezliği gelişen ve diyaliz ihtiyacı olan hastalar) gibi… sayılabilir.”
Teknolojiyi yakın takip Yoğun bakım süreci statik değil dinamik bir süreçtir. Hastaya ait bulguların yakın monetizasyonu yanı sıra bilimsel gelişmelerin ve teknolojinin yakından takibi gerekir. Bilgi İşlem (Bilişim) parametreleri kullanılarak etkin ve yetkin tanı ve tedavi için süreç yakından takip edilmeli, yeniliklere tıbbi uygulamalarda yer verilmeli, enfeksiyon prevelans ve surveyans çalışmaları özenle takip edilmeli, kalite kontrol ve skorlama sistemleri uygulanmalıdır.
90
Mayıs 2016
Sınıfının Lideri Sınıfının Lideri Aura Şofben ile Sıcak Suyunuz
5 Saniyede Hazır...
Aura Magnetic Control Șofben
Aura Micro Control Șofben
Elektronik Kontrol Sistemi Dijital Dokunmatik Ekran
Manyetik Akış Sensörü
5
5
Saniyede Sıcak Su
Saniyede Sıcak Su
5 Emniyetli 3 Kademeli
5 Emniyetli 3 Kademeli
Ücretsiz Kurulum
Ücretsiz Kurulum
Bütçenize uygun taksitlerle.
• Kurulumu kolay, kullanımı pratiktir. • Su tankına ihtiyaç yoktur. • Sıcak su için beklemeniz gerekmez, anında sıcak su sağlar. • Ekonomik olduğundan fazla elektrik harcamaz. • Üç kademeli olduğundan suyu her mevsimde istenilen derecede ısıtır. • Zarif bir görünüme sahip olduğundan yer kaplamaz. • Yaygın servis ağına sahiptir.
facebook.com/ihlaspazarlama
twitter.com/ihlaspazarlama
www.ihlasmagazasi.com
444 49 49
Aktüel
Dikkat, hastanenize saldıran fidyeciler olabilir! Sağlık alanında fidye yazılımlarının yarattığı güvenlik tehdidi gittikçe büyüyor olarak veri aktarımı olmazken, aksine yalnızca bir bağlama sahip olmayan, grafiksel bilgiler aktarılıyor. İdaredeki kullanıcılar, fakat aynı zamanda sürekli olarak klinikler arasında gidip-gelen doktorlar ve bakım personeli de bir ince istemci (thin client) çözümünün sağlayacağı esneklikten yararlanıyor. Her nihai cihazdan, size özel tüm ayarlarıyla birlikte kişisel masaüstü ortamınızı kullanabilirsiniz. Hastane bilgi sistemleri (HBS) gibi çekirdek uygulamalar da sanal bir ortamda çalıştırılıyorsa, hassas hasta verilerinin korunan kendi bilgisayar merkezinden asla çıkmaması sağlanıyor. Belirli işlemler yalnızca okuma modunda yapılabiliyor ve yazma erişimleri hedefli olarak kısıtlanabiliyor, bu sözgelimi röntgen filmleriyle çalışırken ekstra güvenlik sağlıyor.
H
astanelerde önemli verilere erişimi bloke eden ve personelin çalışmasını engelleyen şantaj yazılımları artık günümüzde bilimkurgu senaryolarını aratmıyor. Fidye yazılımları (Ransomware) denilen bu yazılımlar dünya çapında hastaneleri gözüne kestirmiş durumda. Sağlık sektörü ciddi bir tehditle karşı karşıya. Zararlı yazılımlar, bilgisayar ve akıllı telefonları şifreleyip kullanıcılardan verileri serbest bırakmak için fidye parası istiyor. Citrix Türkiye Ülke Müdürü Altan Cengiztekin; “Hastane ağları için böyle bir saldırıya uğrama riski esnek ve mobil çalışma modellerinin artmasıyla yükseliyor. Olası tuzağa düşme senaryolarının sayısı önemli ölçüde artıyor. Bu nedenle giderek daha fazla klinik; sanal mimarileri güvenlik stratejilerinin merkezi öğesi olarak kullanmaya başladı” şeklinde konuştu. Tehdidi doğru şekilde önlemek Sabit bilgisayarların korunması için önemli bir bileşen de Thin-Client konseptleri. Yani istemci altyapısının geri uçlardan ayrılması. Önemli tüm veri ve uygulamalar burada merkezi ve sanal olarak bilgisayar merkezinde bulunuyor. Nihai cihaz ile sunucu arasında salt metin
92
Mayıs 2016
Etkin tedavi ve ortadan kaldırma Bir kötücül yazılım tüm emniyet önlemlerine rağmen bir ağ içine yuvalandığında sanal altyapılar kendini savunmak için güçlü olanaklar sunuyor. İlgili sanal makine sözgelimi kolayca bağlanabiliyor. Veriler başka bir yerde – yani bütünüyle başka bir hipervizör platformunda – yeniden üretilebiliyor. Böylece Ransomware gibi bir zararlı yazılım hastane işletmesini felç etme fırsatı bulamıyor. Veri kaybı dahil bir bulaşma söz konusu olduğunda ilgili bilgileri kurtarmak için veri yedeklemeleri güvenilir bir seçenek. Münferit dosyalar, uygulama verileri ve hatta komple sanal makineler bile sanallaştırılmış ortamlarda kolayca yansıtılabiliyor ve indirgenerek işletilebiliyor. Yöneticiler arızalı noktayı bir tıkla silebiliyor ve yeni bir noktayı (yedeklenmiş veriler dahil) büyük zahmet olmadan yeniden oluşturabiliyor. Bir nihai cihaz tüm verileriyle birlikte kaybedildiğinde uzaktan komple şekilde silinebiliyor, bu hastaneleri hassas bilgilerin kaybedilmesine karşı etkin şekilde koruyor.
Bay-Bayan ayrı yüzme havuzları
Kür Merkezler�
Al�an ısıtmalı ve kl�malı da�reler
Bayanlara özel havuz ve plaj
Den�z �t��üsü �le ulaşım �mkanı
Sağlık
Omurga eğriliği tedavisinde manyetik rot yöntemi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk, günümüzde modern ortopedi tedavisinde oldukça önemli bir yere sahip olan manyetik rot teknolojisinin çocukluk çağında tespit edilen skolyozun kesin çözüme ulaşmasındaki en önemli buluş olduğunu söylüyor kısa süreli çözümler bulunurdu. Mesela 6 yaşından 12 yaşına kadar 12 kez ameliyat olması gerekirdi. Fakat günümüzde hastalarımıza büyüyen rotlar taktığımız için 6 ayda bir olan ameliyatları yapmıyoruz. En son 12 yaşında kalıcı ameliyatını yapıyoruz ve kesin sonuca ulaşmaya çalışıyoruz” dedi. Skolyoz tedavisinde skolyoz tespit edilen kişinin yaşına, skolyozun derecesine ve şekline göre çözüm bulmaya çalıştıklarını söyleyen Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk, “Büyüme çağındaki çocuklarda tespit edilen skolyoz tedavisinde amacımız, skolyozun derecesinin omurga büyümesi tamamlanana kadar artmasının önüne geçmek ve hatta bazı durumlarda düzelme sağlamaktır.
M
anyetik rot yönteminin çocuklardaki skolyozu, metal hidrolik çubuk ile dışarıdan müdahale edilerek çocuğun büyümesindeki sorunları ortadan kaldırdığını belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk, erken teşhiste tedavinin birçok avantajının olduğunu ve genç yaştaki hastaların kullanımını kolaylaştıran bir buluş olduğunu söyledi. Günümüzde kemik uzatma ve omurga eğriliği tedavisinde yaygın olarak kullanılmaya başlanan manyetik rot teknolojisinin eskiden erken dönem skolyozlarda gövde büyümesine izin veren ameliyatlarla çözülmeye çalışıldığını belirten Doç. Dr. Çağatay Öztürk; “Eskiden her altı ayda bir geçici uzatma ameliyatları yapılarak çocukların sorunlarına
94
Mayıs 2016
Uluslararası Katılımlı
II.Tıbbi Tedarik Zinciri Yönetimi Kongresi 19-23 Ekim 2016
STARLIGHT CONVENTION CENTER / ANTALYA
SAĞLIK YÖNETİMİNDE BÜYÜK BULUŞMA Satınalma, finans, bilgi işlem ve üst düzey yöneticilerle, sektöre ürün ve hizmet sağlayıcılar, etkin ve sürdürülebilir kaynak yönetimi için bir araya geliyor...
www.tibbitedarikkongresi.org
Tüm sağlık yöneticileri davetlidir