Medikal Teknik Temmuz'13

Page 1






:1 0

kt ör ü An ka ra Sa ğl ık Se ne m Ö k yü Aç ısın da n Bü Ta şı yo r

:3 0 :3 4

ih i Sa m at ıp H asta ne le rin Te rc Hed ef Büyü ttü esi İn fo rm Le gran d Te cr üb şt u K al it esiy le Bu lu am layı cı Si em en s’t en Ta m Yö nt em i st D ia gn ostik Bi r Te ile GE, Si le nt Sc an ns Çe ki m na zo Re Manye ti k ev ri m D en ey im in de D

IN DE X

GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. adına İMTİYAZ SAHİBİ MEHMET SÖZTUTAN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL ahmet.kizil@ihlasfuar.com

:4 4

EDİTÖR HÜSEYİN AKARSU huseyin.akarsu@img.com.tr

:5 8

REKLAM KOORDİNATÖRÜ AHMET ERASLAN ahmet.eraslan@img.com.tr SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr CONSEPT TASARIM SÜLEYMAN TERZİ suleyman.terzi@img.com.tr KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER HAKAN KURT hakan.kurt@ihlasfuar.com MUHASEBE MÜDÜRÜ MÜRSEL GÜRLER muhasebe@img.com.tr ABONE İSMAİL ÖZÇELİK ismail.özcelik@img.com.tr

Reklam indeksi AKTİF KİMYA................................85

GİOMED................................... 91-93

MES MEDİKAL......................... 29-31

AMAZON MEDİKAL........................35

HELTMAN...................................... 9

MESİTAŞ.......................................71

AND OUTDOR................................63

İHLAS ARMUTLU.........................103

MULTİKAN.............................. 79-81

AYDERSAN.............................. 65-67

İHLAS KOLEJİ...............................97

OCTAMED......................................47

BEK TEKNİK..................................37

İHLAS PAZARLAMA.....................101

OĞUZ CEVİZLİ...............................83

BEYBİ............................................69

İNFORM........................................73

ÖMS............................................ 2-3

CDK SAĞLIK............................ 19-21

İSTEM...........................................17

POLİFARMA....................... 11-13-15

CEYO....................................... 25-27

KEYHAN TERCÜME.......................77

SCA HİJYEN...............................A.K.

DOPA....................Ö.K.-49-51-53-55

KRİSTAL GIDA...............................99

TARTI............................................59

EKİNEXPO.....................................95

LAMİNET OFİS..............................75

TRİMPEKS.......................... 41-43-45

EMS..............................................33

MEDİMPORT............................ 87-89

TÜRKİYE HASTANESİ....................61

FORTİS.....................................A.K.İ.

MERCEDES.................................... 7

VARİTEKS............................ Ö.K.İ.-1

CTP • BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL +212 454 30 00 ADRES 29 Ekim Caddesi No:23 34197 Yenibosna / İSTANBUL Tel.:+212 454 25 00 Faks:+212 454 25 98 www.medikalteknik.com.tr e-mail: info@medikalteknik.com.tr Medikal Teknik Dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Medikal Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. aygın süreli bir yayın olan Medikal Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.


Medikal TEKNİK

Yıl.27 Sayı.319 Temmuz 2013

Değişimin Farkına Varmak

2000

Editör

’li yıllardan önce, sağlık hizmet sunumu, insan gücü ve bilgi sistemleri alanları başta olmak üzere sağlıkta birçok problem yaşanmaktaydı. Hükümetin uygulamaya koyduğu sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde Türkiye, sağlık alanında örnek gösterilen bir ülke haline gelmeyi başardı. Bu değişim ve gelişim Türkiye’de olduğu kadar yurt dışında da takdir toplamayı başardı. Devlet hastanelerinde muayene olabilmek için geceden alınan kuyruğu girmek şarttı. Tahlil yaptırmak, sonucunu tekrar doktora ulaştırmak gerçekten bir sorundu. Doktorun yazdığı ilacı hastaneden alacaksınız. Yoksa eczaneden ücretini vererek temin edeceksiniz. Bugün telefonla veya internetten Türkiye’nin neresinde olursanız olun istediğiniz hastaneden randevu alıp muayene olabiliyorsunuz. Doktorun yazdığı ilacı eczaneden temin ediyorsunuz. Devlet hastaneleri son derece modern ve teknolojik sağlık merkezleri haline geldi. Hastalıktan önce sağlığın değerini anlatan birçok proje başlatıldı. Başarıyla yürütülüyor. Bu gelişme ve değişime ulaşırken bazı aksaklıklar ve sorunlar mutlaka yaşanmıştır. Belki önümüzdeki dönemde yaşanacaktır. Ancak ortaya konulan hizmeti görmezden gelmek hata olur. Gelecek nesillere daha güzel projeler bırakmak istiyorsak, her zaman iyinin ve doğrunun yanında olmalıyız. Gelecek sayıda buluşmak ümidiyle, Sağlıklı günler.


Aktüel

Genel Sağlık Kapsamı Bakanlar Konferansı Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, sağlığın teşviki ve geliştirilmesi programları ile birlikte sağlıklı yaşam konusunda farkındalık oluşturmaya yönelik projeleri de hayata geçirdiklerini söyledi. • Genel Sağlık Kapsamı Bakanlar Konferansı’na

katılan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, sağlığın teşviki ve geliştirilmesi programları ile birlikte sağlıklı yaşam konusunda farkındalık oluşturmaya yönelik projeleri de hayata geçirdiklerini söyledi. “Genel Sağlık Kapsamı Bakanlar Konferansı”, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katılımıyla Hilton Otel’de başladı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Müezzinoğlu, 10 yıllık iktidarları döneminde kararlı adımlarla insan ve hakkaniyet odaklı sağlık hizmeti anlayışını gerçekleştirdiklerini söyledi. 2000’li yıllardan önce sağlık sisteminde hizmet sunumu, finansman, hizmete erişim, insan gücü ve bilgi sistemleri alanlarında problemler yaşandığını anlatan Bakan Mehmet Müezzinoğlu, “Hükümetimizin insan ve hakkaniyet odaklı etik anlayışı sayesinde bütün vatandaşlarımızın kaliteli sağlık hizmetlerine eşit biçimde erişmeleri temel hedefimiz olmuştur. Bu

8 Temmuz•2013



Aktüel Türkiye-Somali Arasında Sağlıkta İşbirliği

hedefimizi gerçekleştirirken, sağlık hizmetlerinde finansman, ödeme, organizasyon, düzenleme, sunum ve geri bildirim gibi parametreler yönetim anlayışımızın temelini oluşturmuştur” dedi. 112 acil hizmetleri, koruyucu ve temel sağlık hizmetleri, ücretsiz gezici sağlık hizmetleri, kanser erken teşhis tarama ve eğitim merkezleri, aile hekimliği uygulaması ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele gibi alanlarda ilerlemeler sağladıklarını kaydeden Müezzinoğlu, “Sağlığın teşviki ve geliştirilmesi programlarımız ile birlikte sağlıklı yaşam konusunda farkındalık oluşturmaya yönelik projelerimizi de uygulamaya başladık. Yanlış beslenme, sigara ve alkol kullanımı, obezite ve diyabetle mücadele, organ bağışı gibi alanlardaki farkındalık programlarını hayata geçirdik. Ayrıca beden sağlığı kadar önemli gördüğümüz ruh sağlığını geliştirmeye yönelik eylem programımızla, sağlık hizmet sunumunu geliştirerek sürdürmeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Bakan Müezzinoğlu, finansmandan sigortacılığa, yatırımlardan hastane hizmetlerine, aile hekimliğinden koruyucu hekimliğe, sağlığın geliştirilmesi faaliyetlerine kadar sağlık hizmetlerinin bütüncül bir yaklaşımla yönetilmesi gerektiğini vurguladı. Müezzinoğlu, “İnsan gücü ve sağlık hizmet sunumunda, öncelikli olarak insanımızın ve sağlık çalışanlarımızın memnuniyetini esas alıyoruz” dedi.

Öte yandan, Sağlık Bakanı Mehmet Müeezzinoğlu, “Genel Sağlık Kapsamı Bakanlar Konferansı”nda Somali Sağlık Bakanı Maryam Kasım ile iki sağlık işbirliği için anlaşma imzaladı. “Genel Sağlık Kapsamı Bakanlar Konferansı” kapsamında düzenlenen ortak basın açıklamasın ardından Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, konferansa katılan bakanlarla sağlıkta işbirliği için çeşitli anlaşmalar imzaladı. Anlaşmalardan ilki Somali Sağlık Bakanı Maryam Kasım ile imzalanırken, ikinci anlaşma Uluslararası Af Örgütü Amerika Birleşik Devletleri Temsilcisi Suzanne Nossel ile imzalandı. Anlaşma sonrası Bakan Müezzinoğlu, “Somali Türkiye hastane işletmesi yönünde Türkiye olarak yaklaşık 200 yataklı Eğitim ve Araştırma Hastanesi inşaatı tamamlandı. 5 yıl süreyle ortak işletme anlaşmasını yaptık. Bu ilave 5 yıl izleme ve değerlendirme dönemini de içeriyor. Bu 5 yıllık maliyetinin de 85 milyon dolarlık bir katkı sağlayacak anlaşma” dedi. Somali Sağlık Bakanı Maryam Kasım da, "Bu işbirliğinden ötürü son derece mutluyum. Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Sağlık Bakanlığı’na teşekkür ederim. Yapılacak olan işbirliğiyle ülkemizde hem eğitim hem sağlık konusunda son derece önemli gelişmeler olacak. Bu işbirliğinden ötürü minnettarım" diye konuştu.

10 Temmuz•2013



Aktüel

Ankara Sağlık Sektörü Açısından Büyük Önem Taşıyor “Ankara, sektördeki ihracat ve ithalat değerleri açısından iller arası sıralamada ikinci sırada yer almaktadır. Bu sıralama, tıbbi cihaz sektörünün Ankara için önemini ortaya koymaktadır” • Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Doç.

ve son olarak Ankara ilinin tıbbi cihazlar sektörü bakımından aldığı pay, potansiyelleri ve kırılganlıkları gibi konular da ayrıntılı bir şekilde ele alındı. Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Doç. Dr. Asım Balcı, raporla ilgili yaptığı değerlendirmede, tıbbi cihazlar sektörünün dünyada başta ABD, İrlanda ve Almanya gibi ülke ekonomilerinde önemli katma değere sahip bir sektör olduğunu belirtti. Balcı, sektörün Türkiye’de gelişimine geç başlamış olduğuna dikkat çekerek, son yıllarda stratejik öneme sahip olan sektörler arasında yerini aldığını belirtti. Balcı, “Türkiye tıbbi cihaz sektörü bakımından ithal bağımlı bir ülke olup, dış ticaret açığında tıbbi cihazların payı azımsanmayacak kadar büyük bir öneme sahiptir.

Dr. Asım Balcı, “Ankara, sektördeki ihracat ve ithalat değerleri açısından iller arası sıralamada ikinci sırada yer almaktadır. Bu sıralama, tıbbi cihaz sektörünün Ankara için önemini ortaya koymaktadır” dedi. Ankara Kalkınma Ajansı ile Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. işbirliğinde hazırlanan “Ankara Tıbbi Cihazlar Sektör Analizi” yayınlandı. Tıbbi cihazlar sektör analizinde Ankara ilinin tıbbi cihazlar sektörü bakımından aldığı pay ile sektördeki potansiyeller ele alındı. Çalışma kapsamında Türkiye’de sektörün kurumsal yapısı ve mevzuatı, dünya tıbbi cihazlar sektöründeki mevcut pazar durumu, Türkiye’de sektörün mevcut durumu

Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Doç. Dr. Asım Balcı

12 Temmuz•2013



Aktüel li bir konumda bulunmaktadır. TOBB kayıtlarına göre sektördeki işyeri sayısının yüzde 27’si Ankara’da faaliyet göstermektedir.”

Ankara, sektördeki ihracat ve ithalat değerleri açısından iller arası sıralamada ikinci sırada yer almaktadır. Bu sıralama, tıbbi cihaz sektörünün Ankara için önemini ortaya koymaktadır” diye konuştu.

Sektör Firmalarının Yoğunluğu Sektördeki firmalar ağırlıklı olarak şu şekilde yoğunlaştı:

Raporda Dikkat Çeken Veriler Yayınlanan raporda dikkat çeken önemli bulgulardan bazıları şöyle:

“Metal mobilyalar (büro, tıbbi, cerrahi, dişçilik veya veterinerlik mobilyaları), sektöre yönelik kullanılan diğer alet ve cihazlar, sektöre yönelik mobilyalar ve bunların parçaları, soğutucu veya dondurucu ekipmanlar, tıbbi, cerrahi veya laboratuvar sterilizasyon aletleri, protez dişler (plastikten olmayanlar).” Analize göre Ankara’nın tıbbi cihazlar sektörü dış ticaret hacmi yaklaşık 480 milyon dolar olup, dış ticaret hacminin yüzde 90’lık bölümünü ithalat oluşturuyor. 2011 yılı itibariyle Türkiye sektör ürünleri ihracatın ve ithalatının yaklaşık yüzde 24’ü Ankara iline ait olup, Ankara ihracat ve ithalat değerleri açısından iller arası sıralamada ikinci sırada yer alıyor.

“Türkiye’de son yıllarda tıbbi cihazlar sektörüne yönelik önemli yasal, kurumsal ve teknolojik gelişmeler yaşanıyor. TÜİK verilerine göre 2009 yılı itibariyle sektörün üretim değeri 903 milyon TL ve katma değer oranı (katma değer/üretim) ise yüzde 33,8 seviyesindedir. Sektör dış ticaretinde Türkiye, net ithalatçı konumundadır. 2011’de Türkiye sektör ithalatı, sektör ihracatının 7,6 katı gibi yüksek bir oranda olup, ihracat/ithalat oranı yıllar itibariyle yükselse de sektörün ithalata bağımlılığı yüksek düzeyde bulunmaktadır. Tıbbi cihazlar sektörü içerisinde Ankara gerek üretim açısından, gerekse dış ticaret açısından önem-

14 Temmuz•2013



Aktüel

Dirençli Hipertansiyona Pil İle Kesin Çözüm Türkiye’de İlk Defa Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Uygulanan Yöntemle Dirençli Hipertansiyon Rahatsızlığı Bulunan Hastaya Şah Damarından Yapılan Ameliyatla Pil Takıldı.

• Türkiye’de ilk defa Bezmialem Vakıf Üniversite-

45 dakika süren operasyon sonrasında hastanın 15 günde iyileşebildiğini söyledi.

si Tıp Fakültesi Hastanesi’nde uygulanan bir yöntemle dirençli hipertansiyon rahatsızlığı bulunan bir hastaya şah damarından yapılan ameliyatla pil takıldı. Ameliyatı gerçekleştiren doktorlar, 40-

Türkiye’de İlk Defa Uygulandı

Birkaç yıldır Amerika ve bazı Avrupa ülkelerinde uygulanan yöntem, ülkemizde de ilk defa Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Göktekin ve Kalp Damar Uzmanı Yrd. Doç Dr. Bekir İnan tarafından gerçekleştirildi. Kalp piline benzer bir pilin boynun kenarından şah damarına yakın cildin altına yerleştirildiğini anlatan Prof. Dr. Ömer Göktekin, bu yöntemin artık ilaç tedavisine yanıt vermeyen hastalar için son umut olduğunu söyledi. 40-45 dakika süren işlem sonrasında hastanın 15 gün iyileşmesinin beklenildiğini söyleyen Göktekin, “Hastamızın 15 günlük iyileşme sürecinden sonra tansiyon durumuna göre takılan pilin ayarı yapılacaktır. Bu işlem zahmetsiz bir işlem olup, tansiyon durumuna göre pildeki uyarı şiddeti ayarlanmaktadır” dedi.

16 Temmuz•2013



Aktüel bunlara biz dirençli hipertansiyon diyoruz. İşte bu tür hastalarda iki ayrı metot uygulanıyor. Bunlardan bir tanesi böbrek damarlarının yakılmasıdır. Bu yöntem oldukça etkili ancak bazı hastalarda tansiyonu istediğimiz gibi düşürmüyor. Birde şuanda Türkiye’de ilk defa uyguladığımız hipertansiyon pil yöntemi var. Bu yöntem daha dirençli hastalarda uygulanabilecek. Yani uygulanabilecek son tedavi yöntemi budur. Şuan işlem yaptığımız hastamızda 5 tane ilaç kullanmasına rağmen tansiyonu düşmüyor. Şuan son şans olarak bu yöntemi kullanıyoruz. Bundan sonra tansiyonun düşeceğini düşünüyoruz. Çünkü işlem sırasında gördük ki tansiyon düşmüş. Tabi bunu görmemiz işlemin başarılı olması açısından çok önemliydi. Bu işin sonunda ciddi anlamda düşme olacağını ve sonucun başarı ile geleceğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. Yine boyunda açılan 2 santimlik keseciğe yerleştirilen pilin Baroreseptor denilen noktacıklara uyarı yaptığını anlatan Kalp Damar Uzmanı Yrd. Doç Dr. Bekir İnan ise, böylelikle beyne uyarı gittiğini ve tansiyonun bu şekilde düzene girdiğini açıkladı. İnan, yapılan işlemde hastaların boyunlarında herhangi bir yara izi oluşmadığını ve çok çabuk iyileştiğini sözlerine ekledi.

Uygulanabilecek Son Tedavi Yöntemi

Prof. Dr. Göktekin, “Biz bugün bir hastamıza girişimsel hipertansiyon tedavisi uyguladık. Normalde hipertansiyonun bir ilaçsız tedavisi vardır, bir de ilaçlı tedavisi vardır. Bunlardan yanıt alamazsak dirençli hipertansiyon diyoruz biz bunlara. Dirençli hipertansiyonda aslında şudur. Diyotik ilaç kullanmasına rağmen tansiyon düşmüyorsa

18 Temmuz•2013



Aktüel

Avrupa'nın En Büyük Ortopedi Kongresi İstanbul’da Yapıldı •

Avrupa Ulusal Ortopedi ve Travmatoloji Birlikleri Federasyonu’nun 14.'sünü gerçekleştirdiği Ortopedi Kongresi, İstanbul’da yapıldı. 5-8 Haziran tarihleri arasında düzenlenen kongreye, dünyanın birçok ülkesinden 7 bin 500 hekim katıldı. İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşen etkinlik bugüne kadar yapılanlar arasından en geniş katılıma sahip kongre oldu. İstanbul’da düzenlenen kongrenin bu yılki ana gündem maddesi ise kas iskeleti sistemine ilişkin travma ve hastalıkların son tedavi yöntemlerinin tartışılması ve bunların önlenmesi konusunda yeni çözümler ortaya koymak oldu. Kongrede ayrıca diz ve kalça protezleri, kırık ve çıkıkların yeni tedavi yöntemleri ve kemik tümörlerinde protez konuları masaya yatırıldı.

Kongre Dolayısıyla 11 Bin Kişi İstanbul’a Geldi

Kongrenin son gününde konuşan 14. Ulusal Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Hakkı Sur, etkinliğin mükemmel geçtiğini belirtti. Kongre sayesinde İstanbul’a 11 bine yakın insanın geldiğini belirten Sur, geçen yıl Berlin’de düzenlenen etkinlikten çok daha fazla katılımcının İstanbul’a geldiğini söyledi. Bu sayıya ulaşmakta İstanbul’un cazibesinin baş aktör olduğunu ifade eden Hakkı Sur, tüm katılımcıların kongreden ve İstanbul’dan memnun kaldığını söyledi.

yıl Berlin’de, bu yıl İstanbul’da yapıldı, gelecek yıl da Londra’da düzenlenecek. Federasyon her yıl kongre için çok önemli merkezleri tercih ediyor. Burada seçim yapılırken sadece şehir meselesi değil, o ülkenin cerrahlarının seviyesi de çok önemli. Avrupa bu sene İstanbul’u seçti, bu seçimi yaparken Türk ortopedi ve travmatoloji cerrahlarının bilimsel yeterliliği ve halka verilen üstün hizmet kalitesi de göz önünde bulunduruldu” diye konuştu.

"Kongre Üst Düzey Türk Hekimlerinin Başarısıdır"

Kongrenin her yıl önemli merkezlerde düzenlendiğini belirten Sur, “Bu bilimsel toplantı, geçen

Dünyanın Her Ülkesinden Cerrahlar İstanbul’a Geldi

Kongre için dünyanın her ülkesinden cerrahların Türkiye’ye geldiğini belirten Hakkı Sur, “İstanbul’a Yeni Zelanda, Avustralya’dan, Kanada’ya kadar; Arjantin, Brezilya’dan Japonya ve Çin’e kadar bir çok hekim geldi. Japonya ve Çin’den 200’ün üzerinde, İngiltere’den 700’e yakın cerrah İstanbul’a geldi ve bu insanlar bilimsel toplantılarda sunumlar yaptılar” ifadelerini kullandı. Sur, ayrıca son yıllardaki sağlık politikalarının Türk hekimlerinin gönlünü ve kendini geliştirme şevkini kırdığını belirterek, şuan Türk hekimlerinin zirvede olduğunu ancak devletin doktorlara sahip çıkmaması halinde bu üst düzey seviyenin hızla aşağılara inebileceğini kaydetti.

20 Temmuz•2013



Aktüel

operasyonlarında yüzde 3, ayak bileği operasyonlarında yüzde 4, dirseklere yönelik müdahalelerde ise yüzde 10'u geçiyor. Dr. Borens, enfeksiyonların hastalarda ciddi rahatsızlıklara yol açtığını, iyileşme süresini uzatarak kronik iltihaplanmalara yol açabildiğini ifade etti. Tüm bunların sağlık harcamalarına yönelik bütçenin kabarmasına neden olduğunu söyleyen Dr. Borens, bu yüzden ameliyatlar sonrasında çıkan maliyetin, bazı hallerde ameliyatın 10 katından daha fazla olduğunu söyledi. Dr. Borens, ayrıca hastanın çalışmaması nedeniyle yaşanan iş kayıplarının da ayrı bir zarara yol açtığını dile getirdi.

Tam Kalça İmplantasyonları

Kongre gündemindeki en önemli konuların başında tam kalça implantasyonları yer alıyor. Tam kalça implatasyoları, tüm yaşlardaki kadın ve erkeklerde fiziksel aktivite seyivesinde ciddi ve uzun ömürlü bir iyileşme sağlıyor. Ayrıca özellikle gelişmiş ülkelerde yaşlılar arasında ciddi sonuçlara yol açan eklem kireçlenmesi de tartışılacak diğer önemli konular arasında bulunuyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre dünya genelinde erkeklerin yüzde 9.6'sı, kadınların ise yüzde 18'si eklem kireçlenmesi yaşıyor.

Yüksek Enfeksiyon Riski

Kongrenin önemli gündem maddelerinden biri de günlük uygulamalarda sık sık karşılaşılan bir mesele olan enfeksiyon riski. Ortopedik ameliyatların ardından yaşanabilecek enfeksiyonlar, hem çeşitli hastalıklara, hem de bakım masraflarının katlanmasına neden olabiliyor. Kongrede konuşan İsviçre'nin Lozan şehrindeki, Canton of Vaud Üniversitesi Hastanesi'nden Dr. Olivier Borens, "Her bir cerrahi operasyon öncesinde kendimize, bu riski nasıl en aza indirgeyebiliriz diye sormalıyız. Temel kural şudur: Enfeksiyonu önlemek için ayrılacak bir dakika, enfeksiyonun tedavisi için harcanacak bir saatin önüne geçer. Bu konuda artan bir bilinç var ama herkesin bunu akılda tutması gerekiyor" dedi. Kemik implantasyonlarının sayısı, ortalama yaşam süresinin uzaması ve demografik değişiklerden dolayı Avrupa'da sürekli artış gösteriyor. Tüm kalça ve omuz implantlarının yüzde 2'sinde enfeksiyon vakası yaşanıyor. Bu oran yapay diz

Kemik Tümörlerinde Protez

İstanbul'daki kongrenin bir diğer önemli konusu da kemik tümörlerinde protez uygulaması. Kemik kanserlerinde genelde tümörlü parçanın ortadan kaldırılması, kişinin ampute edilmesiyle sonuçlanıyor. Bugün hastalıklı kol ve bacaklar, implante edilebilir protezler sayesinde genelde kurtarılabiliyor. Kongrede konuşan Viyana Tıp Üniversitesi'nden Prof. Dr. Reinhard Windhager, özellikle dize yakın bölgedeki tümörlerden kaynaklanan amputasyonların 30 yıl öncesine göre yüzde 10'ların altına çekildiğini söyledi. Ortopedi ve travmatoloji sahasında son gelişme ve yeniliklerin anlatıldığı kongre, Avrupa'nın bu alandaki en önemli bilimsel etkinliği olarak biliniyor. Şu ana kadar kongrelerinde 600 bilimsel makalenin sunumunun yapıldığı EFORT, Avrupa'daki ulusal ortopedi derneklerinin çatı kuruluşu olarak faaliyet gösteriyor. 1991'de İtalya, Marentino'da kurulan EFORT'un bugün 43 ülkede üyeleri bulunuyor.

22 Temmuz•2013



Aktüel

İşitme Engelli Bebekler Hayatın Seslerine Merhaba Diyor İmplante edilebilen işitme çözümleri üreten dünyanın lider firması Cochlear, geçtiğimiz ay lansmanını gerçekleştirdiği ileri teknoloji ile geliştirilen koklear implant ses işlemcisi Nucleus 6 ile işitme engelli doğan çocukların duymasını sağlıyor. • İşitme çözümlerinde dünya lideri Cochlear,

geçtiğimiz ay lansmanını gerçekleştirdiği Nucleus 6 ile işitme engelli çocuk ve bebeklerin seslerden mahrum kalmaması için önemli katkı sunuyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanan koklear implantların %75'inin çocuklar tarafından kullanıldığı belirtilirken, çocuk kullanıcı sayısının giderek arttığı ifade ediliyor.

0-5 Yaş Çok Önemli

İşitme engelli olarak doğan çocuklara 0-5 yaş arasında erken tanı ve cihazlama yapılması halinde çok daha iyi sonuç alınıyor. Erken yaşta gerçekleşen operasyonlar sonucunda çocuklarda konuşma yetisi daha hızlı gelişirken, uyum sağlamada minimum zorluk yaşanıyor. Cochlear Pazarlama Koordinatörü Çağlar Ballı “Türkiye’de insanların çoğu koklear implant konusunda yeterli bilgiye sahip değil. Cochlear firması olarak, koklear implant konusundaki bilinçlenmeyi dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ileri seviyelere taşımayı ve çocuklarımızın geleceği için son derece hassas olan bu konuya hak ettiği önemi vermeyi amaçlıyoruz. Özellikle

Cochlear Pazarlama Koordinatörü Çağlar Ballı

24 Temmuz•2013


Aktüel ilerleme kaydetmeyen çocuklar tarafından kullanılan koklear implant, aynı zamanda ilerleyen yaşlarda işitme kaybına uğrayan yetişkinler tarafından da kullanılabiliyor. Yeni geliştirilen çipi gelecekteki gelişmelere de uyum sağlayacak şekilde tasarlanan Nucleus 6, her boyuttaki kulağa rahat ve göze çarpmayacak şekilde yerleşmek üzere, ergonomik bir yapıya sahip.

yeni doğan işitme engelli bebeklerin mümkün olduğunca erken tedavi edilmesi gerektiğini pek çok aile bilmiyor. Tedavide geç kalmamak içinse erken teşhis edilmesi gerekiyor”, diye konuştu. Geçtimiz ay lansmanı gerçekleştirilen Cochlear Nucleus 6 ses işlemcisi ile ilgili konuşan Çağlar Ballı “Yoğun testlerden geçirilmiş olan Nucleus 6 ses işlemcisi, işitme engellilere, sosyal hayatında, spor gibi vücudu zorlayıcı faaliyetler gerçekleştirme ve su kenarında zaman geçirme özgürlüğünü tanır. Şık tasarımının yanında, akıllı çip teknolojisi sayesinde kullanıcının girdiği farklı işitme ortamlarını (Gürültülü, konuşma, sessiz, müzik vb.) tanıyan Nucleus 6, işitme ayarlarını bu ortama göre adapte ederek en optimal işitme performansını sağlıyor”, dedi.

30 Yıllık Tecrübe

Cochlear 30 yıldan fazla bir süredir dünyanın yüzlerce ülkesinde 250.000’den fazla kullanıcısı ile implante edilebilir işitme cihazları sektörünün en köklü ve lider firmasıdır. Dünya üzerinde her 10 koklear implant kullanıcısından 7 tanesi Cochlear Nucleus koklear implant sistemi ile seslerin dünyasına yeniden bağlanmıştır. Nucleus koklear implantlar ve kemik iletimli implant, farklı tipteki işitme kayıpları için çözümler sunmaktadır.

Koklear İmplant Nedir? Dünyanın alanında lider markası

olan Cochlear’ın geliştirdiği ileri teknoloji Nucleus 6 koklear implantı, her iki kulakta da ileri ve çok ileri derecede işitme kaybı olan kişilerde etkili biçimde kullanılabilmektedir. Hasarlı iç kulağın fonksiyonunu yerine getiren bir elektronik tıbbi cihaz olan koklear implant, kulağın hasarlı kısmını atlayarak, sesi doğrudan işitme sinirlerine yollayarak, sesin ve konuşmanın daha net bir şekilde anlaşılmasını sağlıyor. Her iki kulakta ileri düzeyli ya da ağır işitme kaybı olanlar, işitme cihazlarından fayda sağlayamayanlar, konuşma gelişiminde

25 Temmuz•2013


Aktüel

Deva Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Philipp Haas;

Türkiye Dünyadaki En Büyük Oyuncu Olabilir

Türk ilaç sanayinin öncü kuruluşlarından Deva Holding 55. yılını kutluyor. • 1958 yılında 27 kişiden oluşan bir ekip tarafın-

dan kurulan DEVA Holding, 55.yılında 1.700’ü aşkın çalışanı ve 15 futbol sahası büyüklüğündeki üretim tesisleriyle, yıllık yaklaşık 500 milyon kutuluk toplam üretim kapasitesi ile hizmet veriyor. Holding’in 55.yılı sebebiyle düzenlenen basın buluşmasına katılan DEVA Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Philipp Haas, sektörün önemli oyuncularından biri olarak Türkiye’ye değer kattıkları 55. yılı kutluyor olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdiği konuşmasında sözlerini şöyle sürdürdü, “55’inci yılımızı kutladığımız 2013 yılında, yatırımlarımızı Türkiye’de ilaç ithalatının, ilaç ihracatının yaklaşık on katından fazla olması gerçeğinden yola çıkarak planladık. Rakamlara baktığımızda görülüyor ki, Türkiye’de 20002012 yılları arasında ilaç ithalatı yaklaşık yedi katı oranında arttı. Türkiye ilaç sektörü pazar büyüklüğü açısından bugün dünyada 16.sırada yer alıyor. Türkiye’nin ilaç endüstrisinde küresel bir oyuncu olmasının ancak bugün ithal edilen birçok ürününün Türkiye’de üretilmesiyle mümkün olacağına inanıyoruz. Bundan sonraki yıllar için bu bizim hayalimiz. DEVA Holding olarak bu akıma öncülük etmek için üzerimize düşeni yapıyoruz.”

26 Temmuz•2013



Aktüel 55.Yılında Deva Holding

İlaç sektörünün köklü üreticilerinden biri olan DEVA Holding, 2012 yılını 419,5 milyon TL’lik ciro ile kapattı. 2012 yılı için net kârını 34,2 milyon TL olarak açıklayan DEVA Holding’in aynı zaman dilimindeki operasyonel karlılığı ise 63,6 milyon TL olarak gerçekleşti. 2012 yılının beklentileri doğrultusunda gerçekleştiğini dile getiren Philipp Haas, 2013 yılında da bu olumlu tabloyu devam ettirmek için çalıştıklarını ifade etti.

Ar-Ge’de Dev Bir Marka; “Devarge”

Güncel teknolojiye göre donatılmış modern tesislerinde Ar-Ge faaliyetlerini yürüten DEVA Holding, aynı zamanda DEVARGE ile Türkiye’nin en büyük Ar-Ge merkezlerinden birine sahip bulunuyor. Üretim ve satışın şu andaki mevcut yaşantılarını belirlediğini ancak Ar-Ge’nin geleceği belirleyeceğine inandıklarını dile getiren Philipp Haas, “Türkiye’nin kendisine yeten ilacı üretebilmesi, hatta ihraç edebilmesi için Ar-Ge temel noktayı oluşturuyor. 2012 yılında ciromuzun yaklaşık yüzde 6’sını Ar-Ge’ye ayırdık. 2013 yılında da ülkemizde uluslararası standartlara uygun, etkin ve güvenilir ilaçların üretilmesi ve kullanıma sunulması için bu alanda yaptığımız yatırımlara devam edeceğiz”.

sadece Türkiye’ye değil tüm Dünya’ya kanıtladı. Geçtiğimiz yıl, Alman Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenen DEVA Holding’in üretim tesisleri, Avrupa GMP (Good Manufacturing Practice - İyi Üretim Uygulamaları) uygunluk onayı aldı. Şu anda tüm Avrupa pazarlarında geçerli olan Alman GMP sertifikasına sahip olan DEVA Holding’in, denetim sonucunda tesisleri, laboratuar ve üretim ekipmanlarının yanı sıra çalışanlarının yetkinliği de dünya standartlarına uygun bulundu. Sıkı denetim kurallarına tabi olan Alman Sağlık Bakanlığı tarafından böyle bir onay almaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Philipp Haas, bundan sonraki hedeflerinin ise ABD’nin FDA denetimini başarıyla tamamlamak olduğunun altını çizdi. Toplantıda Philipp Hass gazetecilerin sorularını

“Üretim Tesislerimiz Dünya Standartlarında”

DEVA Holding, 55.yılında tesislerinin başarısını da

28 Temmuz•2013



Aktüel

da yanıtları. Bugün Amerika gibi pazarlara ilaç satmak için çok sıkı denetimin yanı sıra, sadece 1 ilaç için yıllık 200 bin dolar vergi ödemek durumunda kaldıklarını ve bekleme süresinin 3-4 yıla bulabildiğini belirten Philipp Haas, "Yani hiç ilaç satmadan 600-700 bin dolar para ödüyoruz. Oysa Türkiye'ye gelen bir firma ilacını çok daha rahat satabiliyor. Bu kadar denetim yok ayrıca bu kadar vergi vermiyor. Niye yabancı firmalar için bu kadar kârlı bir pazar açalım ki? İhracat yaptığımız ülkeler bize hangi koşulları koyuyarsa bizde onları uygulamayız. Bizim önümüz açıldığı taktirde Türkiye dünyadaki en büyük oyuncu olabilir" dedi. Türkiye'de ilaç pazarının 8,7 milyar dolar olduğunu belirten Philipp Hass, "Bunun 4,7 milyar doları ithalat. İhracat ise yaklaşık 600 milyon dolar. İthal ürünlerin yüzde 90'ı Türkiye'de üretilebilir. Deva olarak biz devletin ilaç cari açığının kapanmasına destek vermek için her geçen gün daha fazla üretim yapmayı önümüzdeki süreçte de Avrupa ile ABD pazarına ihracaatı hedefliyoruz" dedi.

Deva Holding A.Ş.

1958 yılında faaliyete başlayan DEVA Holding, sağlık sektöründe Türkiye’nin köklü ilaç üreticile-

rinden biridir. Günümüzde DEVA Holding, beşeri ilaç alanındaki başarısını, grup şirketlerinden Vetaş ile hayvan sağlığına alanına da taşıyan nadir ilaç firmalarındandır. Sektöre kazandırdığı yenilikçi ürünleri Türkiye’nin de sınırlarını aşan DEVA Holding, tam teşekküllü bir Ar-Ge merkezine sahiptir.

30 Temmuz•2013



Aktüel

1000’in Üzerinde Hastanenin Tercihi Samatıp Hedef Büyüttü SAMATIP, içerisinde showroom’u da bulunan 5 bin metrekare alana kurulu yeni fabrikasını açtı.

SAMATIP Genel Müdürü Tuncay Yazıcı

hedeflerimizi daha da büyüttük. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz yeni fabrikamız ile sağlık sektöründe dünya markası olma hedefimize bir adım daha yaklaştık” dedi.

Üretim faaliyetlerine Türkiye’nin ilk hasta karyolası ile yarım asır önce başlayan SAMATIP, büyümesini yeni yatırımlarla sürdürüyor. Teknoloji ve üretime verdiği önem paralelinde sağlık sektörü için geliştirdiği ürünlerle birçok ilke imza atan SAMATIP, İstanbul İkitelli’deki 5 bin metrekare kapalı alana kurulu fabrikasının açılışını gerçekleştirdi.

İstanbul İkitelli’deki yeni fabrikada acil servisten, ameliyathaneye, oksijen ünitelerinden, hasta karyolası, doğum yatağı ve sedyeye kadar 11 kategoride, 628 ürünün üretiminin üç kat daha hızlı gerçekleştirileceğine değinen Yazıcı, istihdam, tedarik zinciri, proje tasarım, pazarlama ve satış tarafındaki yeniden yapılanma ile ciro hedeflerini de üç katına çıkardıklarını ifade etti. Üretim faaliyetleri hakkında da bilgi veren Tuncay Yazıcı, yeni fabrika ile yılda 12 bin adet hasta karyolası, sedye, hasta yemek masası ve komodin; 15 bin adet hasta muayene masası üretim kapasitesine kavuştuklarını söyledi. Yazıcı 2013 yılında Güney Afrika, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Arap ülkelerindeki çalışmalara hız vereceklerini kaydetti.

"Hedefimiz Sağlık Sektöründe Dünya Markası Olmak"

Fabrikanın açılışında SAMATIP’ın 2012 yılında AKFA Holding bünyesine katılmasıyla birlikte büyük bir dönüşüm ve gelişim içine girdiğini belirten SAMATIP Genel Müdürü Tuncay Yazıcı, “Kurulduğumuz ilk günden itibaren teknoloji ve inovasyona verdiğimiz önemle birçok ilke imza attık. Bugün dört kıtada, 35 ülkede faaliyet gösteren ve cirosunun büyük bir bölümünü yurtdışı pazarlarda gerçekleştiren SAMATIP olarak, AKFA Holding’den aldığımız güçle

32 Temmuz•2013



Aktüel lerini tanıttı. TÜMSİAD tarafından organize edilen, açılışını Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun gerçekleştirdiği kurultaya, Türkiye’den mezun olan 45 farklı ülkeden 600 sağlık mensubu katıldı. Kosova Sağlık Bakanı Ferid Agani, Sudan Sağlık Bakanı İdris Ebu Garda, Yemen Sağlık Bakanı Ahmet Kasım El Arsi’nin de konuşmacı olarak katıldığı kurultayda, global sağlık diplomasisi, Türkiye’de sağlık turizmi fırsatları, ilaç ve tıbbi cihaz hizmetleri, halk sağlığı hizmetleri, sağlıkta ileri teknoloji uygulamaları ve sağlıkta iş birliği imkanları 3 gün boyunca masaya yatırıldı.

Samatıp’ın Türk Sağlık Sektörüne Kazandırdıkları 1965 İlk hasta karyolası üretimi 1990 İlk ahşap muayene masası üretimi 1992 İlk elektrikli hasta karyolası üretimi 1995 İlk komodinli yemek masası üretimi 1995 İlk hidrolikli paslanmaz mayo masası üretimi 1999 İlk renkli ABS hasta karyolası üretimi 1999 İlk elektrikli doğum masası üretimi

“Türkiye’nin İlk Dünya Markası Sağlık Sektöründen Çıkabilir”

“Teknolojik Ve Kurumlara Özel Çözümlerle Ön Planda Olacağız”

AKFA Holding Üretim ve Sanayi Grubu şirketlerinden SAMATIP’ın ileri teknolojiyle geliştirdiği yeni nesil sağlık ekipmanlarını tanıttığı kurultayda, SAMATIP Genel Müdürü Tuncay Yazıcı sektördeki gelişmeleri sağlık mensuplarıyla paylaştı. Teknolojinin gelişimine paralel olarak hastane yatağından muayene ekipmanlarına, sedyeden paslanmaz ekipman ve bebek kuvözlerine kadar birçok alanda Türkiye’nin diğer dünya ülkeleri ile aynı seviyede olduğunu belirtti. Hastane ekipmanlarında uzun yıllar pazarı domine eden uygun fiyatlı ancak düşük kalitede ürünler üreten Çin’in yerini Türk ve Avrupalı şirketlerin almaya başladığını söyleyen Tuncay Yazıcı, “Tamamı Türk mühendisler tarafından geliştirilen hastane ekipmanları konusunda Türkiye önemli yollar katetti. Ürün kalitesi olarak Çin’in önünde, Avrupa ile aynı seviyedeyiz. Fiyat olarak baktığımızda ise Avrupalı şirketlere göre daha çok tercih ediliyoruz. Bu ivme Türklerin ilk dünya markasının sağlık ekipmanları sektöründen çıkacağına işaret ediyor” dedi.

SAMATIP’ın yeni rotasının inovasyonla devam edeceğini belirten Tuncay Yazıcı, gerçekleştirilen 2.5 milyon dolarlık yatırımla sağlık ekipmanlarında daha teknolojik çözümler üreteceklerini söyledi. SAMATIP’ın yeni vizyonunda sadece hastane ekipmanları olmadığına da değinen Yazıcı, “Belirlediğimiz stratejiler doğrultusunda Türkiye’de ve dünyadaki hastaneler için anahtar teslim mobilya tasarımı, projeleri ve üretimini de Samadesign ile gerçekleştireceğiz. Bunun için İtalyan tasarımcılarla çalışmaya başladık. açıklamasını yaptı.

Samatıp, Yenilikçi Hastane Ekipmanlarını Tanıttı

Öte yandan SAMATIP, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık ve Sağlık Bakanlığı olmak üzere, kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren I. Uluslararası Türkiye Sağlık Mezunları Kurultayı’nda üç gün boyunca yenilikçi sağlık çözüm-

34 Temmuz•2013



Aktüel

‘Yöntime’ 12 Yılda Dünya Markası Oldu Almanya’dan Azerbaycan’a, Dubai’den Türki Cumhuriyetlere varıncaya kadar yurt dışında açılan uluslararası birçok fuar organizasyonuna Erzurum damgası vurdular. •

2001 yılında YönTime markası ile mimari yönlendirme sistemleri üreteceklerini söylediklerinde karşılarına onlarca engelin çıkabileceği şeklindeki telkinlerle karşılaştıklarını kaydeden Yavilioğlu, “Bize kalifiye iş gücü bulamayacağımızı pek çok engelle karşılaşacağımızı bu iş için yeterli bilgi tecrübe ve kaynaklara sahip olmadığımızı söyleyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktu. YönTime olarak başladığımız işi sonuna kadar götüreceğimizi ve önümüze çıkan engellere rağmen kararlı bir şekilde sabırla çalışacağımızı söyledik ve sözümüzün arkasında da durduk” diye konuştu.

Erzurum’da 2001 yılında faaliyete başlayan Yavilioğlu Reklam, 12 yılda ‘YönTime’ markasıyla dünyanın dört bir yanına Erzurum mührünü vurdu. Yurt içinde ve yurt dışında açılan sayısız fuar organizasyonunda boy gösteren Yavilioğlu Reklam, ‘YönTime’ markasını adeta dünyanın dört bir yanına taşıdı. Merkezi Erzurum’da bulunan şirket, 3 yıl önce İstanbul’da, geçtiğimiz aylarda da Ankara birer şube açtı. Şirketin Almanya ve Dubai’de de temsilcilikleri yurt dışı temsilcilikleri bulunuyor. Erzurum’da 21 yılında başlattıkları mimari yönlendirme sistemleri seferberliğini, 12 yılda dünyaca ünlü bir markaya dönüştüren Yavilioğlu Reklam Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yavilioğlu, “Dünyanın dört bir yanına Erzurum’un adını taşıyor, Erzurum rüzgarları estiriyoruz” dedi.

2001 Yılında Erzurum’da Başladı

2001 yılından bugüne kadar YönTime olarak geliştirdikleri ürünleri kurdukları son teknolojiyle

36 Temmuz•2013



Aktüel

donanımlı fabrikayla piyasaya sunduklarını anlatan Ahmet Yavilioğlu, “Yavilioğlu Reklam olarak, Türkiye’nin bütün illerine sattığımız ürünlerle, katıldığımız yerli ve yabancı fuarlarla, kurduğumuz dış ticaret ağı ile çalıştığımız kurum kuruluş özel sektör firmaları reklamcı müşterilerimizle ve aldığımız yüzde 100 müşteri memnuniyetiyle göstermiş olduğumuz inancın ve sabrın boş olmadığını ortaya koyduk” şeklinde konuştu. Almanya’da katıldıkları FESPA Fuarı’nda ziyaretçilerin hayretle Türkiye’de üretildiğine inanmadıkları ve fabrikalarını ziyarette ısrar ettikleri ürünlerinin bugün Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinde boy göstermeye başladığını vurgulayan Ahmet Yavilioğlu, “Erzurum’dan başlattığımız hamle çok geniş bir yelpazeye sahip oldu. Bugün Türkiye’nin hangi şehrine giderseniz gidin girdiğiniz 3 kurumdan ikisinde muhakkak YönTime ürünleriyle karşılaşırsınız” dedi.

üretim kapasitesini gün geçtikçe arttırmaktadır. 2013 yılında geliştirdiği yeni nesil yönlendirme sistemlerinin tanıtım heyecanını yaşayan YönTime tamamı patentli ürünlerine yeni pratik kaliteli ürünler katmaya devam etmektedir” diye konuştu. Şirketim üretim merkezini daima Erzurum’da tuttuklarını ve tüm zorluklara rağmen bu konuda ısrarcı olduklarını vurgulayan Yavilioğlu, İstanbul ve Ankara’da şube düzeyinde faaliyete gösterdiklerini bildirdi. Ahmet Yavilioğlu, “Batıda hammadde sağlanmasındaki kolaylık kalifiye iş gücü çokluğu, ulaşım ve prestij gibi avantajları göz ardı ederek sermayemizi, üretimimizi ve istihdamımızı bölgemizde tutarak bölgenin gelişimi ve vizyonuna katkı sağlamaktaki kararlılığımızı sürdürmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Uluslararası Fuarlarda Bir Erzurum Markası

Yavilioğlu Reklam’ın, her yıl en az 10 uluslararası fuarda boy gösterdiğini dile getiren Ahmet Yavilioğlu, “YönTime markamız, TÜYAP Fuar Merkezi ve CNR Fuar Merkezi’nde Sign Açık Hava Reklamcılık Fuarı, Uluslar Arası Yapı Fuarı, Kent Fuarı, EXPOMED Medikal Fuarı, Promosyon Fuarı, LED Fuarlarında yurt dışında FESPA Almanya Fuarı, Azerbaycan Bakü Türk İhraç Ürünleri Fuarı, ERBİL Reklam Fuarı, Dubai Reklam Fuarı ile yerli yabancı pek çok firma kurum kuruluş ile başarılı iş anlaşmalarına imza atmıştır. Şirketimiz, Türkiye dışında Türkmenistan ve Bakü’de hastanelerin mimari yönlendirmelerini yapmış olup, Ortadoğu’da pek çok ülkeye ürün ihraç etmektedir. Yurt dışında verdiği bayiliklerle ürünlerinin ne kadar kaliteli ve talep gördüğünü kanıtlamıştır. Sadece sattığı ürünlerle değil aldığı kalite belgeleri ve kusursuz geliştirdiği sistem ve mekanizmaları ile de ürünlerinin çağımızın getirdiği standartlara uygun olduğunu göstermiştir. 2013 yılında yapımına başladığımız yeni fabrikamız ile istihdam kapasitesini üçe katlamayı planlamaktayız. Şirketimiz, son teknoloji makine ve ekipmanlarıyla

38 Temmuz•2013



Aktüel

Sağlıkta Yatırım Hız Kazandı Sakarya’da 3 yeni hastanenin inşaatı devam ederken 4 yeni hastanenin projesi ise bakanlıkta onay bekliyor.

40 Temmuz•2013


Aktüel • Sakarya Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği

tarafından sağlık tesislerine yönelik yapılan yatırımlar devam ediyor. İl genelinde 3 yeni hastanenin inşaatı devam ederken, 4 yeni hastane binasının da projeleri Bakanlıktan onay bekliyor. Mevcut bazı hastanelerde ise tadilat ve deprem güçlendirme çalışmaları ile Sakarya’daki sağlık hizmetleri geliştiriliyor. İnşaatı devam eden hastanelerden biri olan 100 yataklı Hendek Devlet Hastanesi TOKİ tarafından yaptırılıyor. Kasım 2012’de başlayan hastane inşaatı 29 Mart 2015 tarihinde tamamlanacak. Temelde kuru beton atılarak demir bağlama işlemi gerçekleştirilen hastanenin projesinde bazı revizyonlar yapılarak TOKİ’ye gönderildi. 15 milyon 812 bin 687 TL’lik proje için yaklaşık 4 milyon TL’lik ödenek aktarıldı. 2011 yılının ocak ayında yapımına başlanan Karasu Devlet Hastanesinin inşaatı yüzde 47 oranında tamamlandı. 10 milyon 47 bin 419 TL sözleşme bedeli olan proje de TOKİ tarafından yaptırılıyor. Kasım 2012’de başlayan 20 yataklı Sapanca İlçe Hastanesi’nin 9 Şubat 2014 tarihinde bitirilmesi bekleniyor. Avan proje üzerinden TOKİ tarafından ihale edilen hastanenin temeli kazılmış ve kuru beton atılarak demir bağlama aşamasına gelmiş durumda. 40 yataklı Geyve Devlet Hastanesi ise proje aşamasında. Proje üzerinde bazı eksiklikler tespit edildiğinden değişiklik yapılması için firmaya gönderildi. Değişikliklerin yapılmasının ardından projenin Sağlık Bakanlığı’nın onayına sunulacağı öğrenildi. Serdivan’da yapılması planlanan 60 ünitelik Sakarya Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi de proje aşamasında olan yatırımlardan biri. 25 Ocak’ta projesi Bakanlığa gönderilen merkez için Serdivan Belediyesince emsal imar değişiklikleri yapıldı. Arifiye’ye yapılacak olan 86 yataklı Toyota-sa Devlet Hastanesi de proje aşamasında olan bir diğer hastane. Sağlık Bakanlığı’nca ihale edilen hastane projesinin ihalesini kazanan firma projenin çizim işlerini tamamlayarak bakanlığın onayına sundu. Hastanenin altyapı projesi ile alakalı SASKİ talepleri de Sağlık Bakanlığı'na iletildi. 200 yataklı olarak Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yanında yapılması planlanan Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinin de avan projesinin çizimi tamamlanarak bakanlık onayına sunuldu. Ferizli İlçe Devlet Hastanesi’nde 35 bin TL maliyetle tadilat ve deprem güçlendirme çalışması yapıldı. Kaynarca İlçe Hastanesi Sağlık Bakanlığı İnşaat Onarım Daire Başkanlığı tarafından tadilat ve deprem güçlendirmesi yapılan hastanelerden biri. Kaynrca Devlet Hastanesi’nin güçlendirme maliyetinin 43 bin TL olduğu öğrenildi. 2000 yılında faaliyete geçen 30 yataklı Pamukova Devlet Hastanesinin Deprem Tahkiki Güçlendirme uygulaması yapılmasının gerekli olup olmadığı hakkında 20 bin TL maliyetle proje çalışması yapılacak.

41 Temmuz•2013


Aktüel

MEDICA 2013: Yeni Konferans Programı COMPAMED 2013, MEDICA 2013'ün içeriğini mükemmel bir şekilde tamamlayacak. •

la ilgili oldukları farklı sektörlere yayılmış konulara yönelik seminerler de düzenlenmektedir.

Düsseldorf'da gerçekleştirilecek olan dünyanın önde gelen tıbbı pazar ve bilgi platformu MEDICA'nın konferans programı yeniden düzenleniyor. MEDICA 2013'ün (20-23 Kasım) program içeriğinin yeniden düzenlenmesinin amacı, tıbbı malzeme kullanıcıların aşina oldukları bu kendi alanlarına özel fuarın konuları ile konferans programının bütünleştirilmesi ve yine programın uluslararası boyutunu artırmaktı. Bu sebeplerle MEDICA'nın adını, konferanslar, toplantılar ve konvansiyonlar adına uluslararası düzeyde daha yaygın bir isim olan MEDICA Konferans & Forum olarak değiştirme kararı aldı.

Aynı zamanda, Düsseldorf Kongre Merkezinde (CCD, Güney) gerçekleştirilecek olan programın İngilizce bölümlerinde, kişiselleştirilmiş tıbbın mev-

Programın kilit konuları uzmanların oluşturduğu seçkin bir panel tarafından belirleniyor. Bu şekilde, MEDICA EĞİTİM adı altında önceki yıllarda yoğun katılım görmüş olan dersler, genel tıbbı konuların ve tıbbı kariyer gelişiminin devam ettirilmesinde hala CME puanları ile sertifikalandırılan tıbbı ekipmanlara yönelik uygulamalı derslerin temelini oluşturur. Ayrıca, acil tıp ve cinsiyete özgü tıp gibi farklı alanların uzmanlarının fazlasıy-

42 Temmuz•2013



Aktüel

Almanya Hastaneler Günü ilgi çeken bir fikstürlerden biri. Yine aynı zamanda, Avrupa'daki hastanelerden 150-170' e yakın uzman karar alıcının 20 Kasım 2013 tarihinde düzenlenecek olan Avrupalı Hastaneler Konferansına (EHC) katılım göstermesi bekleniyor. EHC iki yılda bir gerçekleştirilen bir organizasyon. Bu seneki program içeriği Avrupa Hasta Hakları Direktifi ve tıpta görevi kötüye kullanmaya bağlı sorumluluk konuları odaklı olacak. 2012 yılında MEDICA 60 ülkeden gelen 4,554 sergici ve 130,600 uzman ziyaretçisiyle dünyanın en büyük tıbbi fuarı oldu. Katılımcı kayıtlarına bakıldığında bu seneki katılımın da geçen seneki kadar yüksek boyutlara ulaşacağı görülüyor. Kasım ayının sonlarına doğru gerçekleştirilecek olan MEDICA kapsamında satıcı firmalar, tıbbı teknoloji ve elektrikli tıp, laboratuvar teknolojisi, fizyoterapi ürünleri ve ortopedik teknolojiden sağlıkta bilgi teknolojilerine kadar hastane ve polikliniklerde kaliteli ve etkin bir tıbbi bakım için geniş ürün gamlarını sergileyecekler.

cut hususlarına yönelik bir dizi oturum, doğal felaketler ve askeri tıbba yönelik uluslararası bir konferans ile uluslararası spor hekimliği uzmanları için birinci sınıf bir organizasyon gerçekleştirilecektir. Bu konferansın konuları spor hekimliğinde önleyici yaklaşımlardan terapötik prosedürlere kadar farklılık göstermekle birlikte modern elektrikli tıbbı cihazların kullanımı da ele alınacaktır.

COMPAMED 2013, MEDICA 2013'ün içeriğini mükemmel bir şekilde tamamlayacak. 700'e yakın sergi sahibi ile, MEDICA tıbbı teknoloji endüstrisine hizmet sunan tedarikçilerin uluslararası anlamda bir numaralı lider piyasa platformudur. (20-22 Kasım/ 8a ve 8b salonları)

MEDICA 2013 takviminde, Almanya'daki tüm hastanelerin karar alıcılarının bir araya geldiği lider bir bilgi ve iletişim platformu olan 36'ıncı

44 Temmuz•2013



Aktüel

Siemens’ten Tamamlayıcı Diagnostik Bir Test Yöntemi Siemens, geliştirilme aşaması süren Janssen kalp yetmezliği ilacı için tamamlayıcı diagnostik bir test yöntemi keşfetti.

Kalp kasının vücuda yeterince oksijenli kan pompalayamaması olarak tanımlanan genel olarak progresif bir hastalık olarak tanımlanan kalp yetmezliği, dünya genelinde çok sayıda insanı etkiliyor. Yapılan araştırmalara göre yaklaşık 23 milyon hasta, kalp yetmezliği teşhisiyle tedavi oluyor. Yaşam koşulları uyarınca bu sayının her yıl daha da artması bekleniyor. 1 Buna karşın, pek çok kalp yetmezliği hastalığında henüz bilinen bir tedavi mevcut değil. Siemens Sağlık Sektörü Diagnostik Bölümü CEO’su Michael Reitermann, konuyla ilgili şu tespitte bulunuyor: “Janssen ile yürüttüğümüz ilişki, Siemens’in kişiselleştirilmiş ilaç geliştirme stratejisinde bir sonraki önemli adımı temsil ediyor. Hasta bakımının geleceğini tanımlamamıza yardımcı olacak araç ve teknolojilere sahip, öncü bir klinik diagnostik şirketi olarak, Janssen’le işbirliğimizi devam ettirmek ve firmanın kalp tedavilerindeki pozisyonunu daha da güçlendirmek arzusundayız.”

Siemens Sağlık Sektörü Diagnostik Bölümü, Janssen Pharmaceutica ile bir erken dönem bileşiği ile birlikte uygulanacak, tamamlayıcı bir diagnostik test yöntemi tasarlamak ve geliştirmek için anlaştı. Geliştirilecek olan bileşik, özellikle kalp yetmezliğinin gelişimine neden olabilecek ß1-adrenerjik reseptör insan genini (ß1-AR) hedef alan otoantikorların tespitini amaçlıyor. İki şirket arasında yapılan sözleşme uyarınca Siemens, Janssen’le klinik çalışmalarında kullanılmak üzere immunoassay bazlı tamamlayıcı diagnostik testler geliştirmek için birlikte çalışacak. Kişiselleştirilmiş ilaçlar geliştirmek üzere tasarlanmış, son derece inovatif ve komplike bir test laboratuvarı olan Siemens Klinik Laboratuvarı (SCL), Janssen’in klinik deneylerinde kullanılacak klinik deneysel testler geliştirecek. Siemens, buna paralel olarak, Janssen’in tedavi amaçlı ürünü için tamamlayıcı diagnostik test olarak kullanılacak in vitro tanısal bir test geliştirerek doğrulayacak. Tamamlayıcı diagnostik test yöntemi, Siemens’in merkez laboratuvarındaki otomatik immunoassay sistemlerinde geniş çaplı kullanım için ticarileştirilecek.

1 Cleland JG, Khand A, Clark A. The heart failure epidemic: Exactly how big is it? (Yaygın kalp yetmezliği: Tam olarak ne kadar etkili?) Eur Heart J 2001; 22:623-6

46 Temmuz•2013



Aktüel

Akıllı İlaç Kampanyası Ödüllendirildi “12. Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri Yarışması”nda “Akılcı İlaç Kampanyası” ve “Van Gogh Alive Dijital Sanat Sergisi” ile iki farklı kategoride ödülün sahibi oldu. •

Türk ilaç sektörünün köklü şirketi Abdi İbrahim, halkla ilişkiler sektörünün en önemli organizasyonlarından biri olan Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödül Yarışması’na iki farklı kategoride katıldı. Abdi İbrahim, “Akılcı İlaç Kullanımı Kampanyası” ile Kurumsal Sorumluluk (Sağlık) kategorisinde ve Van Gogh Alive Dijital Sanat Sergisi” ile Sponsorluk İletişimi (Kültür &Sanat) kategorisinde, iki Altın Pusula ödülüne birden layık görüldü. Türkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD) tarafından bu yıl 16 kategoride 145 projenin yarıştığı 12. Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri Yarışması’nın sonuçları, 27 Haziran 2013 tarihinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Ödül Töreni’nde açıklandı.

Akılcı İlaç Kullanımı Kampanyası

Abdi İbrahim’e Altın Pusula kazandıran “Akılcı İlaç Kullanımı Kampanyası”, şirketin sosyal sorumluluk faaliyetlerinden birisini oluşturuyor. Sürdürülebilir gelişme için yenilikçi ürünler kadar sağlıklı, eğitimli ve temiz bir çevrede yaşayan kuşakların da vazgeçilmez olduğu ilkesiyle hareket eden Abdi İbrahim, kampanya ile öncelikli olarak bilinçli ilaç kullanımı konusunda orta vadede farkındalık, uzun vadede ise davranış değişikliği oluşturarak halkın bağışıklık sistemini korumak ve kuvvetlendirebilmeyi amaçlıyor. Ekonomik alandaki hedef ise; ilacın %95 oranda geri ödemesinin devlet tarafından karşılandığı ülkemizde; bilinçli ilaç tüketimini yaygınlaştırarak sitemde devletin üzerindeki ekonomik yükü azaltabilmek. Proje kapsamında; Türkiye genelinde 24 bin eczacıya kampanya öncesi bilgilendirici mektuplar gönderilmiş, 6 şehirde 1500’den fazla aile hekimi ile gerçekleştirilen toplantılarda kampanya hakkında bilgilendirmelerde bulunulmuştur. Ayrıca 16 fakültede 2.500’den fazla Intern öğrenciye kampanya hakkında bilgilendirme toplantısı yapılmıştır.

Van Gogh Alive Dijital Sanat Sergisi

iş yapış biçimlerini yansıtması nedeniyle seçildi. Sergiyi İstanbul’da ve Ankara’da toplam 215 bin sanatsever tarafından ziyaret edilmiştir. Ayrıca 12 yaş altındaki 42 bin öğrenci ücretsiz olarak ziyaret etme imkanı bulmuştur. Türk ilaç pazarında 2003 yılından bu yana liderliğini sürdüren Abdi İbrahim bu başarısını, kurumsal sosyal sorumluluk, kültür ve sanat kategorilerindeki yeni projelerle daha da güçlendirmeyi ve bu kategoride de öncü şirketlerden biri haline gelmeyi hedefliyor.

Altın Pusula’da ikinci ödülü getiren “Van Gogh Alive” sergisi, “tıbba ve insanlığa hizmet” misyonu ile faaliyet gösteren Abdi İbrahim’in 100. yıl kutlamaları kapsamında Türkiye’ye getirildi. Tüm paydaşlarına ulaşabileceği bir etkinlikle onurlandırmak ve toplumun entelektüel sermayesinin gelişimine katkı sağlamak amacıyla sponsorluğunu üstlendiği Van Gogh Alive; bilim, sanat ve teknolojiyi yenilikçi bir şekilde harmanlayan ve bu yönüyle şirketin 100 yıllık bakış açısını ve

48 Temmuz•2013



Aktüel

İşitme Kaybının Önüne Geçilebilir İşitme yetisinin tümünü kaybetmemiş, kısmi işitme kaybı yaşayan kişilerde kullanılabilen EAS (Elektrik Akustik Stimülasyon) yöntemi, yaşam kalitesinde önemli derecede iyileşmenin yanı sıra kişinin mevcut işitme yetisini kaybetmemesini sağlıyor.

• Dünyada 360 milyon kişi, yani toplam dünya nüfusunun yüzde 5’i hayatı zorlaştırıcı derecede duyma güçlüğü çekiyor. 2015’te dünya genelinde 700 milyondan fazla insanın en az 25 dB işitme kaybıyla yaşayacağı tahmin edilirken, bu kişilerin yüzde 80’i genelde düşük gelirli ülkelerde yaşıyor. İşitme yetisinin tümünü kaybetmemiş, kısmi işitme kaybı yaşayan kişilerde kullanılabilen EAS (Elektrik Akustik Stimülasyon) yöntemi, yaşam kalitesinde önemli derecede iyileşmenin yanı sıra kişinin mevcut işitme yetisini kaybetmemesini sağlıyor.

İşitme kaybının belirtileri arasında sürekli olarak konuşmaların tekrar edilmesini istemek, iki kişiden daha fazla insanın konuşmasını takip etmekte zorlanmak, konferans, restoran, alışveriş merkezi gibi gürültülü yerlerde işitme güçlüğü yaşamak, televizyon ya da radyonun sesini sonuna kadar açmak, ailede işitme kaybı geçmişi olması, işitme sistemine zarar veren ilaçlar almış olmak, diyabet, kalp, dolaşım ya da tiroid sorunları, uzun sure boyunca çok yüksek sese ya da tek sefer büyük ve patlayıcı bir sese maruz kalmış olmak sayılabilir. kadar bu uygulamanın yapılması gerekiyor. İki yaşına kadar implant uygulanan bir çocuk dili hızlıca öğrenmeye başlıyor ve 6 yaşına geldiğinde yaşıtlarıyla birlikte eğitim görmeye başlayabiliyor. Eğer bu uygulama gecikirse çocuğun tüm yaşantısını etkileyen geri döndürülemez sonuçlara neden oluyor.

İşitme güçlüğü genelde yaşlılıkla özdeşleştirilse de aslında bu güçlük sadece yaşlılara özgü bir durum değil. Dünya Sağlık Örgütü tüm dünyada 32 milyon çocukta duyma kaybı olduğunu bildiriyor. MED-EL’in yayımladığı "About Hearing and Telling" Raporu’na göre işitme kaybının özellikle çocuklarda uzun dönemli etkileri görülebiliyor. Çocuklar, ana dillerini anlayamamaları veya ancak kısmen anlayabilmeleri neticesinde konuşmakta ve en çok ana dillerini öğrenmede güçlük çekiyorlar. Dilin öğrenildiği bu dönemde beyin çok alıcı durumda bulunuyor. Sekiz yaşına kadar hiçbir şey duymayan bir çocuğun, bir daha konuşması mümkün olamıyor. Bu nedenle duyamayan çocuklara erken implant uygulanması büyük önem taşıyor ve en geç 2 yaşına

İşitme Kaybı Yenidoğanlarda En Yayın Görülen Sağlık Sorunu ABD’de yapılan çalışma ve araştırmalara göre, her 1.000 yenidoğandan 3’ü işitme engelli olarak dünyaya geliyor. Avrupa Koklear İmplant Kullanıcıları Derneği (EURO-CIU) üyesi ülkeler arasında bir milyon kişi başına 12 implantlıyla Almanya başı çekiyor. İkinci sırada Danimarka, ardından sırasıyla Lüksemburg, Türkiye, Avusturya, Norveç, İsviçre, İngiltere ve İsveç geliyorlar. EURO-CIU üyesi ülkeler arasında 1 milyon kişi başına 10 çocuk implantıyla Türkiye 2010 yılında İspanya, Almanya Danimarka’dan sonra 4. sırada yer

50 Temmuz•2013



Aktüel almıştı. Türkiye’de halen her 1 milyondan 80 kişiye implant uygulanırken bunların 2/3‘ü çocuklardan oluşuyor.

EAS (Elektrik Akustik Stimülasyon) Yönteminde İşitme Yetisi Korunuyor

İşitme yetisini tamamen kaybetmemiş kişilerde uygulanan EAS (Elektrik Akustik Stimülasyon) koklear implantlarda mevcut yetinin korunması, çocuklarda ve gençlerde hem şimdi hem de ilerisi için önem taşıyor. Özellikle sık sık kulak enfeksiyonu geçiren küçük çocuklarda bu enfeksiyonlar tedavi edilmediği takdirde sağırlığa kadar gidebiliyor. Çocukken yaşanan küçük enfeksiyonlar ileride daha büyük sorunlara yol açabiliyor. Gelişmiş ülkelerde 4 yaş altı çocuklara bilateral, yani çift taraflı implant uygulaması öneriliyor. Geçmişteki tek taraflı implant uygulamasının artık yetersiz olduğu kabul ediliyor. Ancak bu şekilde implant yapılmayan ve işitmeyen kulağın zaman içerisinde tamamen kaybedilmesinin önüne geçilebilirken, bu şekilde gelecekteki yeni teknolojilerden yararlanabilmesi için geri kalan

MED-EL Medical Electronics Kurucu ve CEO’su Ingeborg Hochmair şöyle konuşuyor: “Biz MED’EL’de hem genç, hem yaşlı, tüm bireylere yardımcı olmayı sorumluluğumuz addediyoruz. İşitme implantı işitme kaybı olan çocuklara konuşmayı öğrenme ve işiten yaşıtlarıyla beraber konuşulan dili anlama fırsatını sunmaktadır. Böylece çeşitli sosyal, ekonomik ve profesyonel fırsatlara kapıları açmaktadır. MED-EL’de bizler bu alanda öncü olarak sorumluluğumuzu son derece ciddiye alıyoruz. Dünyanın ilk mikro-elektronik çok kanallı koklear implantını 1977’de taktık. Bu cihazı yıllar süren yoğun araştırmalar sonrasında geliştirdik. Günümüzde MED-EL işitme kaybı olan insanlara en geniş dizi implantlı işitme çözümleri sunmaktadır ve kullanıcılarımızın yarıdan fazlası çocuklardır. Misyonumuz işitme kaybının üstesinden gelmek ve herkese işittikleri bir dünya sunmaktır.” Dünya çapında implant işitme cihazları sektörü lideri olan MED-EL, hastaların gelecekteki sağlıklarının en az şimdiki sağlıkları kadar önemli olduğuna inanıyor. Bu felsefeyle kokleanın narin yapısını korumak amacıyla mümkün olan en esnek ve en yumuşak elektrotları tasarlayan firma 100’den fazla ülkede insanların MED-EL ürünleri ile tekrar duyabilmesini sağlıyor.

işitme yetisinin korunması mümkün olabiliyor. EAS (Elektrik Akustik Stimülasyon), işitme kalıntısının da kullanılmasıyla üstün bir işitme kalitesi sağlıyor. Bu yöntemde, koklea adı verilen kulak salyangozu kanalı içerisine nazikçe yerleştirilen elektrotlar yumuşak ve esnek tasarımlarıyla işitme kalıntısının geleceğe yönelik olarak korunması için özel bir tasarıma sahip. Özel tasarımları sayesinde elektrotlar yerleştirilirken kokleanın doğal şeklini alıyor. Böylece kokleanın içine yerleştirilirken en az itici güç kullanılıyor. Çünkü fazla güç kullanımı, duymamıza yarayan hassas sinir dokularının ve diğer yapıların zarar görme riskini artırıyor. Sinir dokularının zarar görmemesi, tüm koklear implant uygulamalarında önem taşımakla beraber, özellikle hayatları boyunca birden çok implant operasyonu geçirecek olan gençlerde daha da fazla önem taşıyor.

52 Temmuz•2013



Aktüel

Diz Protezinde Robotik Cerrahi Dönemi: Makoplasty Makoplasty ile gerçekleştirilen ameliyat sonrasında dizlerde esneklik ve tam bükülebilirlik sağlanıyor. Klasik yöntemlerle yapılan diz protezlerine göre hastalar çok daha erken ayağa kalkabiliyor, yürüyebiliyor. •

Klasik yöntemlerle yapılan diz protezlerine göre hastaların çok daha erken ayağa kalkabilmesini sağlayan, ilk günden itibaren hareket kabiliyeti kazandıran Makoplasty ile yapılan robotik diz cerrahisi ilk defa Türkiye’de Liv Hospital’da uygulanıyor. Liv Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Diz Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Uğur Haklar tarafından gerçekleştirilen ilk robotik cerrahi operasyon, 65 yaşındaki bayan bir hastaya uygulandı. Makoplasty ile gerçekleştirilen ameliyat sonrasında dizlerde esneklik ve tam bükülebilirlik sağlanıyor. Klasik yöntemlerle yapılan diz protezlerine göre hastalar çok daha erken ayağa kalkabiliyor, yürüyebiliyor. Robotik teknolojilerinin kullanılması ile yapılan ameliyatla, kişiye en uygun diz protezini uygulamak artık mümkün. 1.7 milyon Euro’luk yatırım olan robotik diz cerrahisi Makoplasty ile 0,1 mm gibi çok düşük bir hata marjıyla oluşturulan diz protezlerinin neredeyse gerçeğinden bir farkı bulunmuyor. Sistemin diğer özelliği de kullanılan protezlerin kemik yapısına çok benzemesi ve anatomik olması. Böylece, Makoplasty ile gerçekleştirilen ameliyat sonrasında dizlerde esneklik ve tam bükülebilirlik sağlanıyor. Klasik yöntemlerle yapılan diz protezlerine göre hastalar çok daha erken ayağa kalkabiliyor, yürüyebiliyor, koşabiliyor hatta sportif aktivitelerden rahatlıkla faydalanabiliyor. Ameliyat sonrasında az ağrı ve daha az kanama ile hasta konforu sağlayan Makoplasty, Liv Hospital’da uygulanıyor.

65 Yaşındaki Vakaya Robotik Diz WCerrahisi

Türkiye’de bir ilk olan Makoplasty robotik diz cerrahisi, Liv Hospital’da ilk kez bir vakaya uygulandı. Dünyada da henüz yeni ve yüz güldürücü bir yöntem olan robotik diz cerrahisi, 65 yaşın-

54 Temmuz•2013



Aktüel daki bir hastaya uygulandı. Hasta, yıllardır her iki dizinde yaşadığı diz problemi nedeniyle neredeyse yürüyemez hale gelmişti. Hastanın her iki dizine de diz protezi uygulaması gerçekleştirildi. Liv Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Uğur Haklar ve ekibinin gerçekleştirdiği operasyonda Gülizar Meşeci’nin sol dizine Robotik Diz Cerrahisi’yle unikondiler diz protezi, sağ dizine ise total diz protezi takıldı.

İki Diz Arasında Belirgin Fark Var

Makoplasty robotik sistemi Amerika ve Avrupa’da da yeni uygulanan bir yöntem. Makoplasty yöntemiyle yapılan diz protezleri, klasik diz protezi cerrahisi yöntemine göre daha hızlı iyileşme ve daha fazla hasta konforu sağlıyor. Hasta kısa sürede ayağa kalkıp günlük yaşamına geri dönebiliyor. Robotik diz cerrahisiyle uygulanan protezler daha erken hareket ve daha fazla bükülebilir dizler sağlayabiliyor. Uzun yıllar her iki dizindeki dayanılmaz ağrılan sebebiyle yürümekte zorluk çeken Meşeci, ”Makoplasty ameliyatından sonra dizimin bu kadar hızlı iyileşeceğini tahmin edemiyordum. Dizimi ilk günden itibaren bükebiliyor ve yürüyebiliyorum“ dedi. MAKOplasty’nin Avantajları MAKOplasty, Kısmi Diz Protezi işlemi, eklem dejenerasyonunun neden olduğu ağrıyı ortadan kaldırmak ve potansiyel olarak aşağıdaki faydaları sağlayabilmek amacıyla tasarlanmıştır: - Implantın ideal şekilde konumlandırılmasını kolaylaştırarak ameliyat sonrasında dizin daha

doğal hissettirmesini sağlar. - Geleneksel diz replasman ameliyatlarına kıyasla iyileşme süresi daha hızlı, hastanede kalma süresi ise daha kısadır. - Tam bükülebilir dizler - Daha iyi ameliyat neticeleri - İmplantta daha az aşınma ve gevşeme - Eklem protezi - Kemik ve dokuların korunması - Daha ufak kesi bölgesi - Daha az yara izi - Daha az kan kaybı - Hızlı iyileşme

56 Temmuz•2013



Aktüel

Unimed

Unımed Vücut Yıkama Havlusu Banyo Yapamayanlara Susuz Hijyen Sağlıyor.

ile Susuz Hijyen •

Ürünleriyle hasta bakımına ve tedavi sürecine destek veren Unimed, tasarladığı yıkama havlularıyla banyo yapamayanların en büyük yardımcısı oluyor. Unimed vücut yıkama havlusu banyo yapılması elverişsiz durumlarda yatan hastalara susuz hijyen sağlıyor. Sağlık Bakanlığından ruhsatlı Unimed yıkama havlusu antibakteriyel özelliği ile de vücudu bakterilere karşı koruyor.

Pratik Temizlik

Kişisel bakım ve temizlik ürünlerinin öncü markalarından Uni’nin medikal ürünlerden oluşan yüzü Unimed’in tasarladığı vücut yıkama havlusu yatalak olan ve banyo yapamayan hastalara pratik bir temizlik sağlıyor. Unimed vücut yıkama havlusu

58 Temmuz•2013


Aktüel

antibakteriyel özelliğiyle cildi kurutmadan tüm vücudun temizlenmesini sağlıyor.

Hızlı ve Kolay

Hastaların bağışıklık sistemleri mikroplara ve bakterilere karşı savunmasız kaldığı için günlük hijyen daha önemli bir hale geliyor. Hızlı ve kolay temizlik sağlayan Unimed vücut yıkama havlusu, sıcak suyun içinde veya migrodalgada ısıtılabilen ambalajı ile yatalak olan ve banyo yapamayan hastalara sıcak bir banyo keyfi yaşatıyor. Özellikle yatmak zorunda kalan hastaların temizliğine destek veren Unimed vücut yıkama havlusu, yoğun bakımda kalan hastaların hijyeninde en büyük yardımcı oluyor. Pratik temizlik ve hijyen sağlayan Unimed vücut yıkama havlusu cildi hem temizliyor hem de vücudun hoş kokmasını sağlıyor.

59 Temmuz•2013


Aktüel

GE, Silent Scan ile Manyetik Rezonans Çekim Deneyiminde Devrim GE, 30 yılı aşkın MR deneyimiyle Türk Manyetik Rezonans Derneği’nin 18. yıllık toplantısında Türkiye’ye geniş bir MR çözümleri portföyü sundu. •

bir ilerleme vaat ediyor” ifadesini kullandı ve ekledi: “Silent Scan, sağlık teknolojilerini insan odaklı olarak geliştirme hedefimizi yansıtıyor. Aşırı düzeydeki akustik gürültü, MR çekimleri sırasında hastaların rahatsız olmasının ana nedenlerinden biri ve GE bu sorunu sağlık endüstrisindeki en büyük yeniliklerden biri olan Silent Scan ile ele alıyor.”

GE Healthcare (NYSE: GE), hastaların yaşadığı en büyük sıkıntılardan biri olan MRI çekimleri sırasında oluşan aşırı akustik gürültüyü hedef alarak tasarlanan devrim niteliğindeki Silent Scan* teknolojisini Ankara’da gerçekleştirilen 18’inci MR Kongresi’nde tanıttı. Konvansiyonel MRI cihazlarının sesi 110 desibelin üzerine çıkarak, neredeyse rock konserlerine eşit bir gürültü seviyesine neden olabiliyor. GE’nin Silent Scan teknolojisi ise, MRI cihazının gürültü seviyesini çevrenin olağan ses seviyesine indiriyor ve hastanın MRI muayene deneyimini daha iyi bir hale getiriyor.

Geçmişte, akustik gürültüyle mücadele ederken, gürültüyü kaynağında yok etmek yerine bileşenleri izole etmeye ve sesi boğmaya odaklanılıyordu. Silent Scan ise GE Healthcare’in tescilli yüksek duyarlıklı MRI gradyan ve RF sistem elektronikleriyle birlikte kullanılan yeni ve gelişmiş 3D görüntüleme ve rekonstrüksiyon tekniği Silenz ile akustik gürültüyü büyük oranda ortadan kaldırıyor.

GE Healthcare Türkiye ve Orta Asya Başkanı ve CEO’su Siavosh Moussavi, “Silent Scan, MR endüstrisi ve tüm dünyadaki hastalar için büyük

60 Temmuz•2013



Aktüel görüntü kalitesinin iyileştirilmesine yardımcı oluyor.

Silent Scan, GE çekimleri insan odaklı ve hasta rahatına öncelik verme hedeflerine bir örnek oluşturuyor. GE’nin MR sistemleri üstün görüntü kalitesi ve iyileştirilmiş hasta deneyimi sağlayarak, özenli tasarımı ve hedefe yönelik teknolojisi ile denge içinde bölgedeki tüketicilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayan geniş bir çözüm portföyü sunuyor.

GE’nin yenilikçi Optima MR430s 1.5T Ekstremite cihazı, parmak, el, bilek, dirsek, diz, ayak, bilek ve ayak parmakları için kesin görüntü sağlayan ve muayene sırasında yalnızca hedef bölgenin cihazın içine yerleştirilmesini gerektirdiği için hastanın rahatlığınıarttıran bir muskuloskeletal (kas-iskelet) MRI sistemi. Benzersiz bir görüntü kalitesi sağlayan yüksek kapasiteli 1.5 mıknatısa sahip cihazın kompakt boyutları da, tüm vücut MR sistemlerine göre yerleşim, kurulum ve işletim maliyetlerinden tasarruf sağlıyor.

GE’nin Türkiye’ye sunduğu diğer yeni MR çözümleri arasında GE Healthcare Discovery† MR750w 3.0T MR cihazı ve GE Optima† MR430s 1.5T Ekstremite cihazı bulunuyor. GE Healthcare Discovery MR750w 3.0T MR cihazı, w-serisindeki en yeni sistem. Geniş bir ileri klinik fonksiyon portföyü ve yüksek görüntü kalitesi sunan Discovery MR750w, baş bölgesinde yapılan geleneksel çekimlerin yanı sıra ayak bölgesinde çekim yapılmasına da imkan sağlayan hasta dostu bir tasarıma sahip; MR750w ayrıca, 70 cm’lik geniş hasta bölmesi ve hasta dostu tasarımıyla çekim sırasında hastanın endişe ve stresinin azaltılmasına da yardımcı oluyor. Cihaz özellikle yaşlılar, küçük çocuklar, ağrısı olanlar ve daha büyük bir görüntüleme sistemine ihtiyaç duyanlar gibi özellikle ilgi isteyen hastaların çekimlerini de kolaylaştırıyor. Beyin ve omurga çekimlerinde baş ve boynu daha iyi konumlandıran bir eğim koluna sahip çıkartılabilir masa da rahatlığını arttırıp, hasta hareketini azaltarak,

GE Healthcare standında vurgulanan bir diğer teknoloji de, hastalar için biyopsi, kontrast ve sedasyon (sakinleştirme) ihtiyacının azaltılmasına yardımcı olan İğnesiz Klinik Uygulama Seti oldu. Gün geçtikçe iğne kullanılan bu prosedürlerin hastalarda potansiyel yan etki risklerine sebep olduğu, ek maliyetlere neden olduğu ve hastaların iyileşme sürecini uzattığına dair farkındalık artıyor. Amaç ister girişimsel olmayan yöntemlerle karaciğer parankiması teşhisi, ister de kontrastsız detaylı arter ve damar kan akımı görüntüleme veya sakinleştirme ihtiyacını azaltmak için hasta hareketinden kaynaklanan sorunları düzeltmek olsun, İğnesiz Uygulama Seti, ideal MR koşullarına, yani klinik sonuçları girişimsel olmayan muayenelerle elde etmeye odaklanıyor.

62 Temmuz•2013



Aktüel

Borsa İstanbul’da Gong “TEPA Tıbbi ve Elektronik Ürünler” için Çaldı Medikal sektöründe faaliyet gösteren TEPA Tıbbi ve Elektronik Ürünler Sanayi ve Ticaret A.Ş., halka arzı dolayısı ile Borsa İstanbul’da düzenlenen gong töreni ile Gelişen İşletmeler Piyasası’nda işlem görmeye başladı. •

Pay Piyasası tarafında yapılan halka arzlardan toplamda 1,22 milyar lira kaynak toplandığını, bu kaynağın 319,9 milyon lirasının ortak satışı hasılatı, 897,3 milyon lirasının da sermaye artırımı hasılatı şeklinde gerçekleştiğini söyleyen Seyman, “Sürdürülebilir büyüme potansiyeline sahip medikal sektörünün oyuncularından biri olan TEPA, Anadolu’dan çıkarak yatırımlar gerçekleştirerek halka açılmış, Borsa İstanbul olarak başlattığımız Halka Arz Seferberliği’ne örnek olabilecek şirketlerimizden biridir. Dolayısıyla TEPA’ya başarılar diliyor, bu vesileyle diğer şirketlerimizi de sermaye piyasalarının sunmuş olduğu avantajlardan yararlanmaya davet ediyoruz” diye konuştu.

R&E Grup’un medikal sektöründe 1997 yılından beri faaliyet gösteren amiral gemisi TEPA Tıbbi ve Elektronik Ürünler Sanayi ve Ticaret A.Ş., 27 Haziran 2013 tarihinde Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Aydın Seyman ve R&E Grup ve Tepa Yönetim Kurulu Başkanı Evren Karaca’nın katılımıyla düzenlenen gong töreni ile halka açıldı. TEPA Tıbbi ve Elektronik Ürünler, Gelişen İşletmeler Piyasası’nda “TEPAS. E” kodu ile işlem görmeye başladı. TEPA Tıbbi ve Elektronik Ürünler’in gong töreni öncesinde konuşan Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Aydın Seyman, 2013 yılında Pay Piyasası’nda 7 şirketin, Gelişen İşletmeler Piyasası’nda (GİP) ise 4 şirketin paylarının halka arz edildiğini ve yaklaşık 24 milyon lira hasılat toplandığını belirtti. Hâlihazırda Pay Piyasası’nda 7 ve GİP’te 6 şirketin işlem görmesi amacıyla başvuru yaptığını kaydeden Seyman, Tepa Tıbbi ve Elektonik Ürünler Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile birlikte payları Borsa İstanbul’da işlem gören şirket sayısının 416’ya ulaştığını bildirdi.

R&E Grup ve Tepa Yönetim Kurulu Başkanı Evren Karaca ise, gong treni öncesinde şunları söyledi: “Faaliyetine 2004 yılında tekstil ihracatı ile başlamış olan R&E Grup, bugün tekstil, inşaat, enerji, otomotiv, hayvancılık, perakende, sağlık ve gıda gibi en temel sektörlerde yapılan yurtiçi ve dışı yatırımlarla ve 300 milyon Euro tutarında ihracatıyla, hem ekonomik, hem de coğrafi olarak hızla büyümektedir. Bu yıl, tıbbi cihaz ve malzemeler sektöründe faaliyet gösteren Tepa Tıbbi ve Elektronik Ürünler Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin çoğunluk hisselerini satın alarak sağlık sektöründeki ilk yatırımımızı yaptık. Grup olarak en önem verdiğimiz hususlardan biri de cari açığın finansmanına katkı sağlayacak her türlü yatırımı yapmak. İhracatçı kimliğimiz kadar, sağlık sektörü için yurt dışından ithal edilen ürünleri, uluslararası alanda etkin ve bu konuda ciddi know how’a sahip kurumlarla işbirliği içinde ülkemizde üreterek hem katma değeri, hem de dövizi içeride bırakma misyonuyla hareket ediyoruz. Bugün, TEPA’nın halka arzı ile hedeflerimize ulaşma yönünde önemli bir adım atıyoruz. TEPA, grup şirketlerimiz arasından ilk halka arz ettiğimiz girişimimiz olacak. Hisseleri Gelişmekte Olan İşletmeler Pazarı’nda işlem görecek şirketimizin performansını hızla artırarak en yakın zamanda Ulusal Pazar’da işlem görecek duruma getirmek hem bize, hem de bize güvenerek hisselerimizi satın alan yatırımcılarımıza değer katacaktır. Şimdiden tüm yatırımcılarımıza teşekkür ediyoruz.”

64 Temmuz•2013



Aktüel

Fotoğraflar “Hareket”i anlatacak Türkiye Romatoloji Derneği tarafından romatoid artrit ve ankilozan spondilit hastalarının gündelik hayatta karşılaştıkları zorluklara dikkat çekmek amacıyla 2010 yılından beri düzenlenen hareket temalı fotoğraf yarışması bu yıl “Hareket Hayattır” teması altında yapılıyor. •

Sinema, Basın Ve Fotoğraf Dünyasının Ünlü İsimleri Jüride

Romatoid artrit (RA) ve ankilozan spondilit (AS) hastaları yaşadıkları hareket kısıtlılığı nedeniyle gündelik hayatlarında büyük zorluklar ve engellerle karşılaşıyorlar. Türkiye Romatoloji Derneği’nin söz konusu zorluklara ve genel olarak hareket kısıtlılığının oluşturduğu engellere dikkat çekmek amacıyla düzenlediği “Hareket Hayattır” temalı fotoğraf yarışmasının son başvuru tarihi 30 Ağustos 2013 olarak belirlendi. Fotoğraf yarışması ile ilgili daha fazla bilgi almak ve başvurmak için harekethayattir2013.com adresi ziyaret edilebilir.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Romatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye Romatoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Hamuryudan ile birlikte yarışmanın jüri üyeleri arasında Mustafa Altıoklar, Muammer Yanmaz, Mehmet Turgut ve Koray Peközkay gibi sinema, basın ve fotoğraf dünyasının önemli isimleri bulunacak.

Yarışma Fotoğraf Sergisi İle Taçlanacak

Son katılım tarihinin 30 Ağustos 2013 olarak belirlendiği yarışmada Seçici Kurul 6 Eylül 2013 tarihinde toplanarak gönderilen eserleri değerlendirecek. Yarışmanın ödül töreni ve yarışma kapsamında derlenen fotoğraflardan oluşturulacak sergi 11-15 Eylül tarihleri arasında yapılacak Ulusal Romatoloji Kongresi’nde düzenlenecek. Yarışmada 1. olan hasta, hekim ve hemşireler 2.000 TL değerinde fotoğraf ekipmanı hediye çeki kazanacak.

Yarışma İlk Kez Hastalara Da Açık

Geçtiğimiz yıllarda yapılanlara kıyasla bir ilke sahne olacak yarışma hastaların da katılımına açık olacak. Hareket Hayattır Fotoğraf Yarışması 2013’te romatoid artrit ve ankilozan spondilit hastalarının hayatlarında zorluk oluşturan engeller hasta, hekim ve hemşire olmak üzere üç farklı bakış açısından yansıtılacak. Yarışma, romatoid artrit ve ankilozan spondilit hastalarının mücadelesinin en yakın tanığı olan romatoloji, ortopedi ve travmatoloji ile fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı doktorların, hemşirelerin ve hastaların katılımıyla gerçekleşecek.

66 Temmuz•2013



Aktüel

Medisana Uzaktan Ateşölçer, bir saniye içerisinde 0 ile 100°C arasındaki sıcaklık değerlerini güvenilir bir şekilde ekrana yansıtıyor

Medisana’dan Son Teknoloji Ürünü

Infrared Uzaktan Ölçer Termometre Medisana Uzaktan Ateş Ölçer ile bebeğinizi uyandırmadan ateşini ölçebilirsiniz.

0 ile 100°C arasındaki sıcaklık değerlerini güvenilir bir şekilde ekrana yansıtıyor ve bir dakika sonra otomatik olarak kapanıyor. Ayrıca değişen ekran rengi ve sesli uyarı sistemi ile düşük ve yüksek ateş uyarısı yapıyor ve bununla birlikte son 12 ölçümü hafızada tutma özelliği bulunuyor.

Klinik onaylı çok fonksiyonlu uzaktan ölçen (kontak free) Medisana Uzaktan Ölçer Termometre, ateşin yanı sıra ortam sıcaklığını, sıvıların ve yüzeylerin sıcaklığını ölçebiliyor.

Uzaktan Ateş Ölçümü

Türkiye Distribütörlüğünü GoldMaster’ın üstlendiği MEDISANA, geliştirdiği FTN 76120- Infrared Uzaktan Ölçer Termometre ile bebeklerin ateşini o uyurken bile onu rahatsız etmeden, uzaktan (5 cm’den) ölçüyor. Aynı zamanda bebeğin bulunduğu ortamı, mama ve banyo suyu sıcaklığını kontrol altında tutmak isteyen anneler için bir kurtarıcı rolü oynuyor. Medisana Uzaktan Ateşölçer, bir saniye içerisinde

Farklı Alanlarda da Kullanılabiliyor

Medisana Uzaktan Ateş Ölçer, bebeğinizin sadece ateşini ölçmek için değil aynı zamanda mamalarını, bulundukları ortamı ve yapılan bilimsel araştırmalara göre psikolojik gelişimlerinde önemli yeri olan ilk banyo suyu sıcaklığını ölçmek için de kullanılıyor. Uzmanlar bebeğin ilk banyo suyu sıcaklığının anne karnındaki ortam sıcaklığı

68 Temmuz•2013



Aktüel uzağa konulduğunda 360 derece görüş sağlıyor. Akıllı telefonlara uyumlu Smart Baby Monitör, çocuğunuzu istediğiniz anda izleyebilme imkânı sunuyor.

(37 °C) ile aynı derecede olması gerektiğini ve her banyoda 1°C düşürülerek en son 33 °C da sabitlenmesi gerektiğini vurguluyor.

Medisana Akıllı Bebek Kamerası İle Aklınız Bebeğinizde Kalmasın

Medisana Smart BabyMonitör’de, bebeğiniz ağladığında ya da hareket ettiğinde sizi uyaran ses ve hareket alarmı bulunuyor. Cihaza bir hoparlör bağlandığında sesinizi bebeğinize ya da bakıcınıza iletmenizi sağlıyor. Bir başka özelliği de gece görüşü sayesinde bebeğinizin uyanıp uyanmadığını kolayca görebiliyorsunuz. Smart Baby Monitör, kablosuz özelliği sayesinde evdeki kablosuz ağa direk bağlanabiliyor. Hareketli olduğu için tüm odayı geniş bir şekilde izleme imkânı sunuyor. Ayrıca,Smart Baby Monitör ile istediğiniz anda anlık fotoğraf çekebiliyorsunuz. Android uygulaması ile aynı anda 8 kamerayı aynı ekranda izleyebiliyor ve kayıt yapabiliyorsunuz.

Öte yandan Medisana, bebeği ile birlikte tatile çıkan ve kendilerine de vakit ayırmak isteyen ebeveynlere Smart BabyMonitör’ü öneriyor. Her an bebeğini takip etmek isteyen aileler için bir gereklilik olan Smart Baby Monitör ile bebeğinizin her hareketini telefondan rahatça izleyebiliyorsunuz. Akıllı telefonlar, Lap Top veya PC nizden cihazı kumanda edebilme özelliği bulunan Medisana Smart Baby Monitör ile 8 kullanıcıya kadar sizin belirleyeceğiniz yetkilerle kameraya bağlanıp izleme yapılabiliyor. Medisana Smart Baby Monitör, duvara 30-40 cm

70 Temmuz•2013



Aktüel

Bu Projeler Dünyayı Değiştirecek Dünyada sağlık sistemlerinde yaşanan önemli sorunlara yenilikçi çözümler getiren girişimlerin yarıştığı “Sağlıkta Dönüşüm: Oyunun Kurallarını Değiştiren İş Modelleri” yarışmasını kazanan üç iş modeli açıklandı. •

malara ihtiyacı olan hastalar ile araştırmacıların bağlantı kurmasına tanıyan bir platformdur.

Boehringer Ingelheim ile Ashoka arasındaki “Daha Fazla Sağlık” temalı global ortaklığın bir parçası olan online yarışmaya, Ocak – Nisan 2013 arasında gerçekleşen başvuru döneminde 61 ülkeden 264 başvuru olmuştur. Türkiye’den de 5 girişim yarışmacılar arasında yer aldı. Boehringer Ingelheim Yönetim Kurulu Başkanı Andreas Barner, “Yarışmaya katılanlar tarafından ortaya konulan yenilikler ve inovasyon düzeyi heyecan vericiydi. Kazanan iş modelleri

olanak

Ağız Sağlığı Hizmetlerine Erişimin Geliştirilmesi, İkincilik ödülünü kazanan Alabama’daki tek tam zamanlı Medicaid hizmeti sağlayıcısı Sarrell Dental, Medicaid kapsamında çocuklara kaliteli ağız sağlığı hizmeti sunmaktadır. Kâr amacı gütmeyen bu kuruluşun geliştirdiği cesur iş modeli Sarrell Dental’in masraflarını kayda değer düzeyde düşürüp böylece faaliyetlerini çarpıcı biçimde yaygınlaştırmasına olanak tanırken, bir yandan da devletin sağlık harcamalarında tasarruf sağlamıştır. Sucre Blue, Sucre Blue tarafından sunuldu—Sucre Blue, Bangalor yakınındaki, düşük gelirli köylü kadınları eğiterek toplum sağlığı hizmeti çalışanları olarak istihdam ederek hem kırsal yörelerde, düşük maliyetli diabet taramasına yönelik hizmetler sağlamayı hem de kırsal bölgelerdeki kadınlar için istihdam yaratmayı amaçlamaktadır. Ashoka Başkanı Diana Wells “Boehringer Ingelheim ile ortaklığımız bir kez daha hastalar, sağlık hizmeti verenler ve sağlık hizmeti sistemlerinin geleceğine yönelik önemli yenilikleri gün yüzüne çıkarmıştır” dedi. “Ödül kazananlar ve finalistler, bizi Ashoka’nın vizyonuna “Herkes Birer Fark Yaratan” yaklaştıran, oyunun kurallarını değiştiren sosyal girişimciliğe harika birer örnek oluşturmaktadırlar.” Yarışmanın deneyimli jürisi altı finalisti belirledikten sonra, birincilik ve ikincilik ödülünü alanlar Ashoka Changemakers’ı online olarak takip eden topluluğun oyları ile seçildiler. Birincilik ve ikincilik ödülünü kazananlar sırasıyla 30,000 USD ve 15,000 USD, üçüncülük ödülünü ise Boehringer Ingelheim çalışanlarının oylarıyla kazanan girişimci ise 10,000 USD tutarında nakit para ödülü alacaktır. Nakit para ödüllerine ek olarak, kazananlar Boehringer Ingelheim Kurumsal Strateji & Gelişim Bölümü tarafından sağlanan danışmanlık hizmetlerine erişim fırsatına sahip olacaklardır. Ayrıca, bütün finalistler 30,000 USD tutarında ek bir finansman paketi için başvuru yapmaya davet edilmişlerdir.

sağlık sistemlerinin gelecekte nasıl evirileceğine yönelik ipuçları da veriyor; yenilikçi hizmet sunma modelleri ve sağlık hizmetlerini hastalar için daha etkin ve daha değerli hale getiren yeni ortaklıklar.” şeklinde konuştu. İşte “Sağlıkta Dönüşüm: Oyunun Kurallarını Değiştiren İş Modelleri” yarışmasını kazanan üç iş modeli: Herkes için Sağlık Kaydı: Reg4ALL, Birincilik ödülünü kazanan Reg4ALL, dünyanın sağlık ve hasta bilgileri için kullanılan ilk katılımcı kontrollü, karşılaştırmalı hastalık veri tabanıdır. Reg4ALL platformu hayat kurtarıcı klinik araştır-

72 Temmuz•2013



Aktüel

Türkiye’nin 7 Yıldızlı Hastanesi

Emsey Hospital 1 Yaşında •

Türkiye’de sağlık sektörüne olan katkılarıyla birlikte, uluslararası dünya standartlarına uygunluğuyla da öne çıkan Emsey Hospital açılışının birinci yılında yeni hedeflerle hizmetlerine devam ediyor. Hastane, 7 yıldızlı hastane konforunu Türk halkının hizmetine sunarak standart hastane hizmeti anlayışına kazandırdığı reformlarla dikkat çekiyor. Yeni yaşı için yeni hedefler belirleyen Emsey Hospital; üniversite hastanesi projesiyle bilimsel gelişmelere destek vermeyi amaçlarken, çok yakında açılması planlanan onkoloji hastanesiyle de kanserle mücadelede ön saflarda yer almayı hedefliyor.

Emsey Hospital, bünyesindeki değerli ve her biri kendi alanında uzman doktorlarıyla hizmet veriyor. Emsey Hospital Genel Müdürü Cengiz Bozca, Emsey Hospital’ın çalışmalarıyla ilgili görüşlerini şu sözleriyle ifade ediyor: “Bir kurumu değerli kılan, ülkesine olan katkılarıdır. Biz, toplum sağlığı ve ülke ekonomisinin, ticari kaygılardan öncelikli olduğunun farkında bir kurum olarak hizmet vermekteyiz. Kök Hücre Nakil Merkezi’ndeki çalışmalarla toplum sağlığına hizmet verirken, uzman hekimlerimizle de sağlık turizminin hedefi haline geldik. Bünyemizdeki yabancı dil bilen, nitelikli akademisyenlerimiz ve ileri teknolojiye sahip donanımımızla yurt dışında da ilgi görmekteyiz.”

“Bir Kurumu Değerli Kılan, Ülkesine Olan Katkılarıdır”

“1 Yılda Dünya Değişir”

Emsey Hospital, açıldığı günden bu yana geçen 1 yılda, Hücre Nakil Merkezi başta olmak üzere,

Sağlık sektöründe yaptığı yatırımlarla, sağlık turizmine ve ülke ekonomisine katkıda bulunan

74 Temmuz•2013



Aktüel da Hasta Bakım Dostu Hastane özelliğine sahip olan Emsey Hospital, hastalarına dünya standartlarında hizmet vermeyi amaçlıyor. 110 servis yatağı, 14 Kök Hücre nakil yatağı, 25 genel yoğun bakım, 4 Koroner yoğun bakım, 8 (KVC) Kardiyoloji, Kalp Damar Cerrahı yoğun bakım, 42 yeni doğan yoğun bakım ünitesi olmak üzere, toplam 200 yatak kapasitesiyle hizmet veren hastane, akıllı bina otomasyon sistemiyle koordine edilmektedir. Emsey Hospital; kök hücre nakil ünitesinde pozitif ve negatif yönde ayarlanabilir steril havalandırma sistemi, poliklinik ağı, entegre yoğun bakım, klinik bilgi sistemi, VIP üniteler, helikopter pisti, lojistik ve tıbbi giderler gibi özellikleri nedeniyle diğer hastanelerden farklı konumda bulunuyor. 6750 noktadan kontrol edilebilir akıllı bina sistemine sahip ve doğa dostu olarak planlanan hastane, temiz ve atık su arıtma sistemi, kojenerasyon sistemi, sterilizasyon otomasyon gibi hizmetler de Emsey Hospital’ı farklı kılan diğer özellikler arasında yer alıyor.

farklı branşlardaki hizmetleriyle, Türkiye’de toplum sağlığına yönelik olumlu gelişmelere imza attı. Emsey Hospital Genel Müdürü Cengiz Bozca, konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle aktarıyor: “Türkiye’de giderek artan hastane sayısı; teknolojik gelişmelerin doğal bir sonucu olan tedavide geniş olanakları ve kurumların artan sorumluluklarını temsil etmektedir. Biz de bu konuda üzerimize düşen görevin bilincindeyiz. 1 yıl gibi kısa bir sürede farklı branşlarda verdiğimiz sağlık hizmetleri ve Kurtköy’de tam teşekküllü bir sağlık kurumun ihtiyacını karşılamış olmamız gibi özelliklerimizle farkımızı ortaya koymaktayız. 1 yıl kısa bir zaman dilimi görünse de, zamanı iyi değerlendirmek ve hedeflerine ulaşmak isteyenler için yeterli bir süredir.”

Dünya Standartlarında Hizmet

Otel görünümündeki mimari yapısı, hastalarına otel konforunda hizmet vermesi, JCI standartlarına uygun yapısı ve Magnet standartların-

76 Temmuz•2013



Aktüel

Hipertansiyonunuz Sağlık Takipçim İle Kontrol Altında Sağlığınızın en yakın takipçisi Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri, Dünya Hipertansiyon Kongresi’nde, yeni hizmeti “Sağlık Takipçim”i katılımcılara tanıttı. de, Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri’nin Türkiye’nin her yerinde, bireylerin kronik hastalıklarıyla birlikte yaşamayı öğrenmesine destek olmak ve yaşam kalitesini iyileştirmek üzere hayata geçirdiği ‘Sağlık Takipçim’in tanıtımı için katılımcıların tansiyon ölçümü yapıldı ve online sistem detaylı olarak anlatıldı.

27 – 30 Haziran tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Dünya Hipertansiyon Kongresi’ne katılan Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri, 22 milyon erişkinin bir veya birden fazla kronik hastalıkla yaşadığı, her üç yetişkinden birinin hipertansiyon hastası olduğu Türkiye’de konuyla ilgili bilinç aşılamak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Hipertansiyon hastalığının önemine dikkat çeken Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri yetkilileri, “Sağlık Takipçim” hizmeti ile sağlıkta kötü sürprizlerin önüne geçmeyi amaçladıklarını belirttiler.

Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri

2001 yılında kurulan Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri, Türkiye’nin “yerinde sağlık ve bakım çözümleri” sunan ilk ve en büyük kuruluşudur. Yenilikçi yaklaşımıyla geliştirdiği, yaşamı iyileştirmeye yönelik sağlık ve bakım çözümlerini, Eczacıbaşı Topluluğu’nun değerlerine ve uluslararası standartlara uygun olarak sunar. Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri profesyonel sağlık kadrosu, kusursuz hizmet anlayışı ve teknolojik donanımıyla yaşamın birçok evresinde karşılaşılabilecek “sağlık bakım ihtiyaçları” için güvenilir ve özenli çözümler üretir. Tedavisini evinde sürdürmek isteyen hastalar, sağlık durumlarını ofisinden takip etmeyi tercih eden yöneticiler, çalışanlarının sağlık takibini yaptırmak isteyen işverenler, doğum öncesi ve sonrası destek talep eden anneler, yaşlı hastalar, fiziksel engelliler ve benzeri durumlar için geliştirilen çözümlerin tek amacı “yaşamı iyileştirmek”tir. Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri, sektörde Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsat alan ilk kuruluş olup, sektör standartlarının oluşması ve gelişmesinde de öncüdür.

Sağlık Takipçim İle Tansiyon Ölçümü

Dünyanın en büyük ve en önemli kongreleri arasında gösterilen ve hipertansiyon konusunda farkındalığı artırmayı amaçlayan "Dünya Hipertansiyon Kongresi"nde, Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri, katılımcıları hipertansiyonu kontrol altında tutmaya yönelik yeni hizmetleri Sağlık Takipçim hakkında bilgilendirdi. Uzaktan kronik hastalık takibi hizmeti olan “Sağlık Takipçim” ile üyelerin tansiyon, kan şekeri ve/veya kilo değerleri kontrol altına alınarak, yaşanabilecek sorunların azaltılması ve hastalıkların yol açtığı ciddi komplikasyonların engellenmesi hedefleniyor. Medikal Çağrı Merkezi tarafından üyenin değerlerinin gece gündüz takip edildiği sistemle ayrıca üyenin kronik rahatsızlığı hakkında medikal danışmanlık da veriliyor ve ihtiyaç halinde adrese ücretsiz ambulans gönderiliyor. Kongre-

78 Temmuz•2013



Aktüel

153 Yıllık Legrand Tecrübesi İnform Kalitesiyle Buluştu Legrand; Kesintisiz Güç Kaynakları Dünya Lansmanı İçin, İnform’u Tercih Etti •

devam ediyor. Teknoloji harikası olan bu ürünler, doğaya dost olma özelliğiyle de ön plana çıkıyor. İnform tesislerinde gerçekleştirilen Legrand Keor HP, KeorT, KeorS Serisi Kesintisiz Güç Kaynağı” ürün lansmanına, dünyanın farklı ülkelerinden gelen Legrand KGK Divizyonu yetkilileri katıldı. Yeni ürünlere özgü sunumların gerçekleştirildiği lansman tarihine paralel olarak yetkililerle fabrika turu da gerçekleştirildi. Lansmanda, Kesintisiz Güç Kaynakları sektöründe açık ara pazar lideri olan İnform’ un gözünü daha da yükseklere diktiğinin altını çizen İnform Genel Müdürü Levent Ilgın, Türkiye Kesintisiz Güç Kaynakları pazarında 2012 yılında yüzde 2 civarında büyürken, İnform’ un yüzde 20 büyüdüğüne dikkati çekti. Ilgın, doğaya dost, kullanıcı dostu yeni ürünleriyle büyümeye hızla devam edeceklerini belirtti. “Legrand Keor HP” kesintisiz güç kaynağı, 100-800kVA’dan 4,8MVA güce kadar çözüm sunulabiliyor. ≥ %95 yüksek verim ve 0.9 yüksek aktif güç cihazın öne çıkan diğer teknik özellikleri arasında. Cihazın izolasyon trafosu sayesinde, ekstra güvenlik sağlanabiliyor. Düşük karbondioksit (CO2) salınımı sayesinde ise doğa dostu bir ürün olmayı başarıyor.

Bina, elektrik ve dijital alt yapılar için ürün ve sistemler konusunda uzman, dünyaca ünlü Legrand’ın 2010 yılında bünyesine kattığı İnform A.Ş.’nin yetkilileri, “Legrand Keor S (3-10kVA), Legrand Keor T(10-120kVA), Legrand Keor HP(100-800kVA)” adlı yeni kesintisiz güç kaynakları ürünleri ile ürün portföyünü geliştirmeye

80 Temmuz•2013



Aktüel Kesintisiz Güç Kaynakları teknolojisinde gelinen son nokta; “3-Level “ teknolojisine sahip, tek faz ve üç faz çıkışlı bu ürünler; kullanıcıları alışkanlıkların dışına çıkarıyor. 3-10kVA güç aralığında olan “Legrand Keor S” yüksek aktif güç (0.9) sayesinde kullanıcılara standart ürünlere göre %28 daha fazla aktif güç sağlıyor. 10-120kVA aralığında güçlerden oluşan “Legrand Keor T” ise yüksek çıkış güç faktörü sayesinde, standart ürünlere göre %12 daha fazla aktif güç sağlayabiliyor.

İnform, Bilişim 500’ de

İnterpromedya 'nın geleneksel olarak her yıl gerçekleştirdiği Bilişim 500"ün sonuçları, Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen bir törenle açıklandı. Bu yıl 14.’ sü düzenlenen törende, ilk 500 bilişim şirketinin yanı sıra, pazar verileri ve üst yöneticilerin (CEO) 2012 hedefleri de paylaşıldı. 2012 yılı net satış gelirlerine göre ilk 10'a giren şirketlerin yanı sıra, donanım, yazılım, hizmet ve özel bölüm başlıkları altındaki kategorilerde yer alan şirketlerin birincilerine, plaketleri verildi. Türkiye’nin ilk 500 Bilişim şirketi ve sektör dağılımlarına göre kategori birincilerine ödüllerinin verildiği organizasyonda İnform Elektronik, Kesintisiz Güç Kaynakları gelirlerine göre bu sene de açık ara 1. olarak, 10 sene üst üste bu ödüle layık görülmenin haklı gururunu yaşadı. Güç Elektroniği sektöründe faaliyet gösteren İnform, satış gelirlerine göre baz alınan 500 Bilişim Şirketi arasında 49. sırada yer aldı. Donanım İhracatı Gelirlerine göre ise 1 sıra yükselerek 2. sıraya yerleşti. KGK şirketlerine ilave olarak tüm bilişim

şirketlerinin değerlendirildiği Türkiye Merkezli Üretici kategorisinde 2. sırada, Türkiye Merkezli Üretici-Donanım kategorisinde 2. sırada, Çeşitli Donanım Gelirlerine Göre 2. sırada yerini aldı. Üretici-Çeşitli Donanım Gelirlerine Göre ise 1. oldu. İnform Genel Müdürü Levent Ilgın’ nın da katıldığı törende Ilgın :“ Bilişim500’ün Kesintisiz Güç Kaynakları kategorisinde 10 yıldır açık ara 1. olmanın gururunu yaşıyoruz. KGK Sektörü’nün üstüne çıkarak, daha büyük resimdeki Bilişim Sektörü’ ndeki en önemli üreticilerden biri haline gelmiş durumdayız. Bu da, doğruları yaptığımızın göstergesi. Eminim ki yakın zamanda KGK kategorisindeki 1.’ liğimizi diğer birçok kategorideki 1.’liklerle taçlandıracağız. Bu başarıda emeği olan tüm İnform Ailesi’ne ve değerli İnform kullanıcılarına teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.

82 Temmuz•2013



HastaneDonanim

Eskişehir’in İlk “3 TESLA MR” Cihazı Devreye Sokuldu 3 Tesla MR cihazı, Eskişehir halkına ve çevre illerden gelecek hastalara çok önemli bir hizmet sağlayarak önemli bir boşluğu dolduracak.

• Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim, Uygu-

çözünürlüğü yüksek görüntü kalitesine ve çok daha hızlı tetkik verebilme gücüne sahiptir. Cihaz, çok daha hızlı çalıştığı için, hastanın MR cihazında kalış süresini azaltmakta ve bu da hastanın konforunu ve toleransını artırmaktadır. 3 Tesla MR cihazı, beyin cerrahisi operasyonları başta olmak üzere vücutta cerrahın ulaşmasının zor olduğu bölgelerdeki tümörün büyüklüğü ve yönü konusunda daha doğru bilgiye ulaşmayı sağlamakta ve böylece operasyonların başarı düzeyini artırmaktadır. Tüm vücudun MR çekiminin yapılabilmesine imkan tanıyan cihaz, omurgaların da 3 ayrı bölümde değil, tek seansta çekilmesini sağlamakta ve bu da yine hastanın konforunu ve toleransını artırmaktadır. 3 Tesla MR cihazı, sahip olduğu yazılımlar ve sinyaller sayesinde, beyin cerrahi ve nörolojik hastalıkların tanısında kullanılan Difüzyon Tensör Görüntüleme

lama ve Araştırma Hastanesi, Eskişehir halkına sunduğu kaliteli sağlık hizmetleri arasına bir yenisini daha ekleyerek, Türkiye’nin 17’nci, Eskişehir’in ilk “3 Tesla MR” cihazını devreye soktu. 3 Tesla MR cihazı, Eskişehir halkına ve çevre illerden gelecek hastalara çok önemli bir hizmet sağlayarak önemli bir boşluğu dolduracak. Girişimsel Radyoloji Bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Berat Acu, ESOGÜ Hastanesi’nde 2012 yılı başından itibaren uygulamaya konan dönüşüm ve yenilenme sürecinde, çok önemli bir aşamayı ifade ederek cihazla ilgili açıklamalarda bulundu.

Operasyondaki Başarı Düzeyini Artırıyor

Yrd. Doç. Dr. Acu “Ülkemizdeki 17’nci, Eskişehir’deki ilk 3 Tesla MR cihazı kurumumuzda hizmet vermeye başlamıştır. 3 Tesla MR cihazı,

84 Temmuz•2013


HastaneDonanim kalp ve vücudun diğer bölgelerindeki damarsal yapılar, sanal anjiyo ile görüntülenebilmektedir. Görüntü kalitesinin yükselmesi ve hızlı çekim yapılabilmesi, hastalarda ilaçlı çekimlerde kullanılan ilaç miktarının azalmasını ve buna bağlı olası yan etkilerin azalmasını sağlamaktadır. 3 Tesla MR cihazı doğru tanıya yönelik olarak; iki kat manyetik alan gücü yaratarak, çok daha küçük lezyonların, çok daha erken tanınmasını sağlamaktadır ki erken tanı bilindiği üzere doğru ve sağlıklı sonuçlara daha hızlı ulaşılmasını mümkün kılmaktadır. 3 Tesla MR cihazı ile, X-ışını içermemesi nedeniyle gebelere de MR tetkiki yapılabilmekte olup, cihazın sahip olduğu hızlı MR sinyalleri sayesinde bebeğin hareketinden kaynaklanan görüntü bulanıklığının da önüne geçilebilmekte ve bebekte var olabilecek olası hastalık ortaya konulabilmektedir” dedi. Yrd. Doç. Dr. Berat Acu, 3 Tesla MR cihazının hizmete girmesiyle bir günde yaklaşık 80 hastaya hizmet verilebileceğini ifade etti.

(DTI) ve Traktografi gibi ileri MR uygulamaları yapılabilmesine imkan vermektedir. Cihazın sahip olduğu MR Spektroskopi özelliği sayesinde doku karakterizasyonu yapılabilmektedir. 3 Tesla MR cihazı ile; Kalp MR’ı ve Kalp Perfüzyon-Difüzyon MR’ı gibi ileri MR uygulamaları yapılabilmekte,

85 Temmuz•2013


HastaneDonanim

ADÜ Hastanesi İki Yeni Üniteyi Hizmete Sundu

ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Ünitesi ve Radyoloji Anjiografi Ünitesi törenle hizmete açıldı. •

Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Uygulama ve Araştırma Hastanesi bünyesine kazandırılan Nükleer Tıp Ünitesi ile Radyoloji Anjiografi Ünitesi törenle hizmete açıldı. ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne tamamen Aydın Valiliği ve İl Özel İdaresi’nin katkılarıyla kazandırılan Radyoloji Anjiografi Ünitesi ile hizmet alımı şeklinde faaliyete geçirilen Nükleer Tıp Ünitesi törenle hizmete girdi. ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan açılışa Vali Yardımcısı Celal Ulusoy, ADÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Birincioğlu, İl Özel İdare Genel Sekreteri Halil İbrahim Aktemur, Belediye Başkan Yardımcısı Şefika Çoban, ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mustafa Oğurlu, Kültür ve Turizm İl Müdürü Nuri Aktakka, Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Mehmet Özkan ve davetliler katıldı. Açılış töreninde Radyoloji Anjiografi Ünitesi hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Kutsi Köseoğlu, Ege Bölgesi’nde sayılı merkezde bulunan bir cihaz satın alınarak kurulan merkezin başta Aydın olmak üzere çevredeki tüm vatandaşlara hizmet vereceğini söyledi. Ünitenin kurulmasıyla birlikte verilen hizmetlerin kalitesinin ve bakılan hasta sayısında yüzde 100’lere varan bir artış olduğuna işaret eden Kökseoğlu, ünitenin kazandırılmasını sağlayan Aydın Valiliği ve İl Özel İdaresi ile desteklerinden doları ADÜ Rektörü Birincioğlu’na teşekkür etti. Köseoğlu, bu cihaz sayesinde teşhis ve tedavide önemli bir mesafe aldıklarını ifade etti.

Nükleer Tıp Ünitesini tanıtan Prof. Dr. Yakup Yürekli de, kanser hastalarına yönelik bir birim oldukları için randevusuz çalıştıklarını söyledi. Kanser şüphesiyle gelen hastaların rahatlaması veya tedavisini yapılması için en kısa sürede sonuç verebilmek için gayret gösterdiklerini kaydeden Yürekli, kurulan ünitenin bölgede büyük bir eksikliği gidereceğinin altını çizdi.

ADÜ Bölgenin Sağlık Merkezi Olacak

ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ndeki bölümler, hizmetler ve personel yapısı hakkında bilgiler veren Başhekim Doç. Dr. Mustafa Oğurlu ise, “ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi olarak halkımıza sağlıkta en kaliteli hizmeti sunmak için gayret gösteriyoruz. Nitelikli idari ve sağlık personellerimizin yanı sıra modern ünitelerimize her gün yenilerini ekliyoruz. ADÜ’de verilen kaliteli sağlık hizmetleri nedeniyle iş yoğunluğumuz her gün artıyor. Şuan ki yapımızla Türkiye’nin sayılı sağlık merkezlerinden birisi haline gelmek bizleri gururlandırıyor. Bunan birlikte hizmet kalitemizi artırmak ve taleplere cevap verebilmek için bina, personel ve tıbbi cihazlarımıza takviye yapmaya çalışıyoruz. Aydın ve çevre illerden sağlık hizmeti alabilmek için İzmir’e gitmek durumunda kalan hastalara umut olan ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi, birçok branşta bölgenin sağlık merkezi olmak için emin adımlarla ilerliyor” dedi. Nükleer Tıp ve Radyoloji Anjiografi ünitelerinin hizmete girmesinden duyduğu memnuniyeti ifade eden Rektör Birncioğlu da, “Üniversiteler ve

86 Temmuz•2013



HastaneDonanim bağlı kuruluşları üst düzey hizmet vermek, araştırma yapmak ve nitelikli personel yetiştirmek için mücadele veriyorlar. Aydın ve çevresinin Adnan Menderes Üniversitesi’ne ihtiyacı var. Hocalarımız üst düzey bilgi ve tecrübeye sahipler. Halkımıza hizmet edebilmemiz için desteklerini esirgemeyen Aydın Valiliği, kurumlar, meslek odaları, sivil toplum örgütleri ve hayırseverlerimize teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

Kanser Tedavi Ve Organ Nakli Merkezi Olma Yolunda İlerliyor

Öte yandan Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mustafa Oğurlu, ADÜ’yü onkoloji tedavi ve organ nakli merkezi haline getirme yolunda çalışmalarının devam ettiğini belirtti. ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ndeki bölümler, hizmetler ve personel yapısı hakkında bilgiler veren Başhekim Doç. Dr. Mustafa Oğurlu, ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nin 20 yıllık tarihsel gelişimini anlatarek, “1993 ve 2010 yılları arasında 238 yatak kapasitesi, 25 yoğun bakım yatağı ve 5 ameliyat salonu ile Şehir Hastanesi binasında hizmet verdik. Ardından 15 Şubat 2010’da yeni binaya geçtik. Şu an için toplam 52 bin metrekare kapalı alana sahip 3 bloktan oluşan bölümü tamamlanmış ve hizmete açılmış bulunmaktayız. Adli Tıp, Aile Hekimliği, Halk Sağlığı, Psikiyatri Anabilim Dalları faaliyetine Şehir Hastanemizde devam ediyor. İleriki dönemde bu bölümlerimizin de Kampus Hastanemize taşınmasını planlıyoruz. Kampus hastanemiz 559 tescilli yatak kapasitesine sahiptir. 47 genel, 6 acil, 12 yeni doğan yoğun bakım yatağı olmak üzeri toplam 65 yoğun bakım yatağı mevcuttur. 14 ameliyat salonuna, helikopter pisti ve ambulans helikopter ile hizmet vermeye devam ediyoruz. Ayrıca bu yıl hastane bahçesindeki 640 araçlık otoparkımız da ücretsiz olarak Aydınlılar’a sunduk” dedi.

“Hedeflerimiz Doğrultusunda İlerliyoruz”

Başhekim Dor. Dr. Oğurlu; ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nin hedeflerine değinerek, sözlerin şöyle tamamladı: “Bunlar hedeflerimiz. Bir de yapacaklarımıza bakacak olursak, fizik tedavi hizmetlerinin geliştirilerek, yataklı termal fizik tedavi merkezi, termal turizm gelirlerinin arttırılması, Radyoterapi merkezinin açılmasıyla Onkolojik tedavide merkez haline gelmek, Organ nakli merkezi haline gelmek, Kardiyoloji-Kalp damar cerrahisi merkezinin açılması, hastanemizin travma merkezi haline gelmesi ve Palyatif bakım merkezinin açılması, Kemoterapi Merkezi, İnme Ünitesi açmak, yeni poliklinik binası, Uyku Ünitesini Genişletme, Kemik İliği Nakil Ünitesini düzenlemek, 60 yataklı Yenidoğan ve Erişkin YB açılması, bölgenin ihtiyacı olan tüp bebek merkezinin açılması yönünde çalışmalar ve yanık ünitesinin açılması”

88 Temmuz•2013



HastaneDonanim

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisi Yeni Baştan Yapılıyor Toplam maliyeti 10 milyon TL'yi bulan yeni acil servis ve yanık merkezi biriminin yıl sonuna kadar hizmete girmesi planlanıyor. •

İzmir dışında Ege Bölgesi’ne de hitap eden Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Acil Servisi yeni baştan yapılıyor. En üst katında helikopter pisti, altında İzmir’in en kapsamlı ikinci yanık merkezi, zeminde ise 2 bin 500 metrekarelik alana sahip olacak yeni merkezin çalışmaları bitmek üzere. Toplam yatırım maliyeti 10 milyon TL’yi bulan yeni acil servis ve yanık merkezi biriminin yıl sonuna kadar hizmete girmesini planladıklarını belirten Ege Üniversitesi (EÜ) Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, “Yeni acil servis alanı içinde, kapalı resüsitasyon (canlandırma ünitesi), 3 adet monitörlü alan, monitörlü izleme alanı (2 adet), toplam 25 monitörlü alan, travma alanı, (10 sedye, 2 monitörlü alan), bakım birimi (25 sedye, 10 monitörlü alan), hızlı bakım alanı (10 sedye), izole oda, KBB ve göz, alçı odası, acil eczane, dinlenme alanları bulunacak. 2 bin 200 metrekarelik revize edilecek olan eski acil alanında da dekontaminasyon ve izolasyon odaları, kadındoğum odası, acil radyoloji ünitesi, yoğun bakım (2. basamak ve 10 yataklı), toksikoloji izlem ünitesi, özel odalar, depolar bulunacak” dedi. Çalışmaları yardımcılarıyla birlikte adım adım takip eden EÜ Tıp Fakültesi Hastahanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Özkahya, kuş ve domuz gribi gibi salgın hastalıklara yakalanan hastalar için özel hazırlanış İzmir’in tek hepa-filtreli dekontaminasyon ve izolasyon odalarının bile düşünüldüğünü belirtti.

Eski Acil Servis De Yeniden Yapılacak

Başhekim Özkahya, “Ege Üniversitesi Hastanesi bölgenin ve Türkiye’nin en büyük hastanelerinden birisi. Acil serviste eskiye göre mekan ve teknik imkanlar çok daha iyi olacak. Hastanemizde acil serviste hizmet veren bazı alanlar, göz, kalp-damar, kulak burun boğaz gibi. Yerinde hastalara bakabilme olanağı olacak. Şu anda böyle bir olanağımız yok, çünkü alan yeterli değil. Bir de acil servisin tamiri yapılacak, eski binada ara bakım üniteleri olacak. Yoğun bakımlarda yer yoksa hastaya zaman kazandıracak alanlar olacak. Hem daha iyi sağlık hizmetini daha çok hastaya zaman kazanmak için verme

90 Temmuz•2013



HastaneDonanim çalışacaklar. Tüm yapı güncel son teknolojiyle donanacak. Sağlık Bakanlığımızın ortaya koyduğu yoğun bakım, acil servis, helikopterle ilgili birimlerin ortaya koyduğu yönetmeliğin söylediği her şey olacak. Hem yanık merkezi hem acil servis için. Bir kere yanık merkeziyle ilgili, İzmir’deki ikinci yanık merkezi olacak. 12 adet üçüncü basamak yoğun bakım hizmeti veren, 10 kadar da ikinci basamak yoğun bakım hizmeti veren ve içinde iki tane ameliyathanesi olan bir ünite olacak burası. Artı yine de Sağlık Bakanlığı’nın ilgili mevzuatına yapı olarak tam uyan bir yer olacak. Acil servis için de geçerli. Orada da yine bulaşıcı hastalıkları olan hastalar için ayrı bir bölüm olacak. Ne gerekiyorsa hepsi var olacak aslında yani. Toplam acil servisin alanı 5 bin 500 metrekareyi aşacak. Eski alan da tam olarak yenilenecek. Bu yapının aynısı arka tarafta da yapılacak ve tam bir kompleks olacak. Acil servisin arka tarafına geçtikten sonra bir geçiş dönemi olacak. Bu muhtemelen bir ay sürebilir. Sonraki planımız yıl sonuna doğru yanık merkezini de içine katmak olacak. Hem insan sayısı açısından şu andaki sağlık çalışanı sayımız yeterli değil, gerekli kadro desteği yapıldı. Rektörlüğümüz bununla ilgili çalışıyor. Onlar sağlandıktan sonra yeni personel takviyesiyle hizmet verecek.”

imkanımız olacak aslında” diye konuştu. “Acil servis, onun üzerinde yanık servisi, onun üzerinde de helikopter pisti olacak. Dolayısıyla bu gibi hastaların, acil hastaların getirileceği bir helikopter pisti, onun yanı sıra yanık merkezi ve hemen altında da tabii ki acil servis. Daha sonra arka taraf da yenilemeye alınacak. İkisi birden bittiğinde toplam alan iki katına çıkacak. İki kat daha kaliteli sağlık hizmeti verilecek” diyen Özkahya, yeni servisin hastalardan ve sağlık çalışanlarından tam not alacağını söyledi. Prof. Mehmet Özkahya, yeni acil servis merkezinin hemen arkasında hizmetini sürdüren eski acil servisin de yenisi devreye girdikten sonra yeniden yapılacağını kaydetti.

Yanık Merkezi de Devreye Girecek

Özkahya, acil servis ve yanık merkezinin Sağlık Bakanlığı’nın istediği tüm teknik ve teknolojik koşulları taşıyacağını da vurgulayarak, şu bilgileri verdi: “Hizmet alanı iki katına çıkacağı için, şu anda belki çok kötü şartlarda, -ki hala Türkiye’nin en büyük acillerin de birisi ama hastanenin büyüklüğüne baktığınızda yetmiyor tabii- iki katına çıktığı anda hasta ve hasta yakınları ve sağlık çalışanları daha rahat ve ferah bir ortamda

92 Temmuz•2013



HastaneDonanim

İzmir’de Palyatif Bakım Ünitesi Hizmete Girdi Birden fazla kronik rahatsızlığı olan yaşlı hastalar artık poliklinik poliklinik gezmek zorunda kalmayacak. • Türkiye ve İzmir’de, kronik rahatsızlıkları olan ve

veya olmadığı hastalık durumlarında hastaları evde bakıma hazırlayan ve aniden gelişen problemlerinde yardımcı olmak için yapılmış bir ünitedir. Biz burada yaklaşık 39 yataklı bir servis açmayı planlıyoruz. İlk etapta 16 oda çalışmaya başladı. Tek kişilik olarak çalışacak, zaman içinde bu sayıyı artıracağız”

kendi ihtiyaçlarını tek başına karşılayamaz durumdaki kayıtlı hastalar için bir araya gelen kamu kurumları, üniversiteler ve belediyelerin işbirliği sonunda Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları Hastanesi binasında 39 odalı ‘Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Palyatif Bakım Merkezi’ oluşturuldu. Hastanelerde üniteler kurulması kararı, Ege Üniversitesi, Kamu Hastaneleri Birliği, İzmir Halk Sağlığı, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, belediyeler, Aile ve Sosyal Politikalar İzmir İl Müdürlüğü temsilci ve uzmanlarının gerçekleştirdiği çalıştay sonunda ortaya çıktı. Sadece İzmir’de 4 bin 600 kayıtlı, kendi öz bakımını gerçekleştiremeyen ve kronik rahatsızlığı olan hasta bulunduğunu belirten Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Profesör Doktor Gökhan Akbulut, on gün önce açılan 39 yataklı palyatif bakım ünitesinde multidisipliner bir çalışma yürütüleceğini söyledi.

“Her Oda İçin Desteğe İhtiyacımız Var”

16 yatakla başlayan ve 39 yatağa çıkarılacak olan servise şu ana kadar 150 bin TL harcandığını kaydeden Başhekim Prof.Dr. Gökhan Akbulut, odaların yatak, refakatçi koltuğu, klima gibi mefruşat için bağışçıların desteğine ihtiyaç duyduklarını belirtti. Prof.Dr. Gökhan Akbulut, şimdilik sadece yatakların bulunduğu odaların her birinin 5 bin TL’ye döşenebileceğini vurgulayarak, şöyle seslendi: “Bu servise 150 milyar bütçe ayırmıştık. Ancak, bu konuda desteğe ihtiyacımız var. Odaların daha ev konforunda olması gerekiyor, çünkü hastalarımız özel hastalar ve hasta yakınları kalıyor. Aşağı yukarı bir oda 5 bin TL’ye döşenebiliyor ve biz bu konuda bağışçılarımız olursa onların isimlerini odalara asacağız. Bu konuda destek bekliyoruz. Hem problemin büyüklüğünün algılanması hem de kurumun desteklenmesi anlamında önemli. Ancak, bunu tek başına devletin böyle bir yükün altından kalkması mümkün değil. Halkımızın desteği de önemli. Yatakların, mobilyaların, yatakların değiştirilmesi gerekiyor. Oda başına 5 bin TL’lik bağış yeterli. Odanın girişine bağışçının ismini yazacağız.”

Hastalar Poliklinik Poliklinik Gezmeyecek

Prof.Dr. Akbulut, yeni üniteyle bir veya birden fazla kronik rahatsızlığı olan ve aileleri tarafından poliklinik poliklinik gezdirilmek zorunda kalan hasta ve hasta yakınlarının bu sorununun ortadan kalktığını belirterek, “Hem poliklinik iş yükünü artırıyor, hem de bu tip hastalar genelde yürüyemiyor, bağımlı hastalar. Bu insanların poliklinik koşullarında o üniteden o üniteye gitmeleri gerçekten onlara büyük bir eziyet oluyor ve bu bizi üzüyordu. Bu konuda çalışma yapmak gerekiyordu. Zaten palyatif bakım kendi öz bakımını gerçekleştiremeyen aynı zamanda artık tedavisinin çok sınırlı olduğu

94 Temmuz•2013



Panaroma Hastane Duvarları Fotoğraflarla Renkleniyor • Bursa Kent Konseyi (BKK) Fotoğraf Çalışma Grubu

tarafından Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde fotoğraf sergisi açıldı. Bursa Kent Konseyi (BKK) Fotoğraf Çalışma Grubu, ‘Griye Veda, Renklere Merhaba’ projesi kapsamında 42. Etap sergisini Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde açtı. Sergi açılışına Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Enes Keskin, BKK Yürütme Kurulu Üyesi Ceyhun İrgil, Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yöneticisi Prof. Dr. Rüstem Aşkın, Hastane Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Karadağ, BKK Fotoğraf Çalışma Grubu Temsilcisi Meral Kuru ve hastane çalışanları katıldı. Sergide çok sayıda fotoğraf yer aldı.

Didim Devlet Hastanesi’nin Yeni Diyaliz Ünitesi Hizmet Vermeye Başladı •

Didim Kaymakamlığı, Didim Devlet Hastanesi Başhekimliği ve Hayırsever Eski Milletvekili Ahmet Büyükuğur’un katkılarıyla Didim Devlet Hastanesi bahçesindeki yaklaşık 300 metrekarelik alana yapılan Didim Devlet Hastanesi Diyaliz Ünitesi bir sene gibi bir sürede tamamlanarak hizmete açıldı. Resmi açılışın yapılmadığı ünitede 9 diyaliz makinesiyle hastalara hizmet veriliyor. Resmi açılışı yapılmayan Diyaliz Ünitesiyle ilgili bilgiler veren Didim Devlet Hastanesi Başhekimi Pratisyen Dr. Fatma Aydoğan “9 cihazımızla hizmete başladık. Her bir cihaz 4 hastaya hizmet veriyor ve 36 hasta bakılıyor. Eski diyaliz ünitemizin yerine laboratuvarı taşımayı düşünüyoruz. Eski laboratuvarın yerine de poliklinikler yapmayı planlıyoruz.”dedi.

OMÜ Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi’nde Resim Sergisi • Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakülte-

si Resim Öğretmenliği 4. sınıf öğrencileri tarafından Çocuk Hastanesi’nde, topluma hizmet uygulamaları dersi kapsamında mini bir resim sergisi açtı. Sergi, Öğretim Görevlisi Murat Ağçiçek ve Grup Başkanı Kübra Nur Emin tarafından organize edildi. LÖSAM Başkanı Prof. Dr. Davut Albayrak’ın sergiyi düzenleyen öğrencilere sertifikalarını vermesinin ardından serginin açılış kurdelesi kesildi. Prof. Dr. Albayrak, sergide yer alan resimleri tek tek inceledi. Lösemi hastası çocuklar da hastanede açılan resim sergisini gezdiler.

96 Temmuz•2013



Panaroma ÇOMÜ’DE Radyoloji Semineri • Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi “ Radyoloji Anabilim Dalı” tarafından sempozyum düzenlendi. “İskemik Serebrovasküler Hastalıklar ve Non-Travmatik Subaraknoid kanamalarda tanısal Radyolojik Yaklaşım ve Girişimsel Tedavi Yöntemleri” isimli sempozyum, ÇOMÜ Rektör Yardımcısı ve Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr Hüseyin Özdemir başkanlığında düzenlendi. ÇOMÜ Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı ve Türk Radyoloji Derneği Bursa Şubesi ortaklığı ile Çanakkale Kolin Otelde düzenlenen sempozyuma, İstanbul, Çanakkale, Çan, Edremit, Balıkesir, Edirne, Çorlu ve Soma’ dan geniş katılım oldu.

SDÜ’de Sağlığa Yapılan Yatırımın Değeri 180 Milyon Lira •

Süleyman Demirel Üniversitesi'nde (SDÜ) Doğu Yerleşkesinde 400 bin metrekarelik alanda kurulan Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Araştırma ve Uygulama Hastanesi, Diş Hastanesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü yatırımları için üniversitenin kurulduğu 1992 yılından bu yana toplam 180 milyon lira harcandı. Süleyman Demirel Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Sağlık Turizmi İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. M. Numan Tamer konu ile ilgili yaptığı açıklamada “Süleyman Demirel Üniversitesi Doğu Yerleşkesinde kurulduğu günden bu yana ve özellikle son iki yıldır yapılan yatırım ve açılımlarla yaklaşık 100 milyon dolarlık yani 180 milyon liralık yatırımla Türkiye’nin ender sağlık eğitimi ve tedavi hizmetleri alt yapısı kurulmuş durumdadır” diye konuştu.

Protek Ortopedi’den Bir İlk… • Atatürk üniversitesi bünyesindeki Atateknokent’te üretime dayalı başarılı çalışmalar yapan Protek Ortopedi, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bir ilki gerçekleştirdi. Firma, engelli hastaların engellerini ortadan kaldırmak için nasıl protez sahibi olabilecekleri konusunda hastane yöneticileri ve hekimlere yönelik bilgilendirme semineri düzenledi. Palandöken Kayak Merkezi’ndeki Xanadu Snow White Otel’de düzenlenen seminere Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kazım Şenel başkanlık etti. Açılış konuşmasını yapan Şenel, engelli her vatandaşın belirlenen kanun ve yönetmelikler çerçevesinde protez sahibi olabileceğini dile getirdi. Engellilerin engellerini ortadan kaldırmaya gayret gösteren samimi girişimcilere ‘ticaret yapıyorlar’ mantığıyla bakmanın doğru olmayacağını belirten Prof. Dr. Şenel, semineri düzenleyen Protek Ortopedi yetkililerine teşekkür etti. 98 Temmuz•2013



Panaroma Soma Devlet Hastanesi'ne Endoskopi ve Kolonoskopi Ünitesi Kuruldu •

Soma Devlet Hastanesi'ne Endoskopi ve Kolonoskopi ünitesi kuruldu. Hastane genel cerrahlarından Dr. Ali Sapmaz, İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Endoskopi ve Kolonoskopi işlemleri konusunda aldığı 3 aylık eğitimin ardından hastalara hizmet vermeye başladı. Yemek borusu, mide, on iki parmak bağırsak hastalıklarının tanısı, anüs ve kalın barsak hastalıklarının tanısal işlemleri yapılmasında ve mideye beslenme tüpü yerleştirilmesi Endoskopi ünitesinde tanı, tedavi ve takip amacıyla rutin Üst Gastrointestinal Sistem Endoskopisi, Alt Gastrointestinal Sistem Endoskopisi işlemleri yapılmasında genel cerrahi uzmanları tarafından kullanılacağı belirtildi.

İhlas Koleji, TÜBİTAK Türkiye Üçüncüsü Oldu • TÜBİTAK’ın lise öğrencilerine yönelik bu yıl ilk kez düzen-

lediği “Girişimcilik ve Yenilikçilik Yarışması”na iki projeyle katılan Özel İhlas Fen Lisesi sağlık kategorisinde ''Kanserojen bir madde olan Ftalat içeren serum ambalajı yerine sağlığa zararsız serum ambalajı üretimi'' konulu projesi ile Türkiye 3.’sü oldu. Özel İhlas Fen Lisesi 9. sınıf öğrencilerinden Mehmet Burak Sayıcı, Ahmet Berk Koşal, Şeyma Sürmen, Yusuf Berk Güçlü ve Ahmet Sadık Gülgeç’in ortak projesi, sağlık kategorisindeki üçüncü olurken aynı zamanda iki gün boyunca sergi alanında ziyaretçilere tanıtıldı. TÜBİTAK’tan alınan ödülün ardından konuşan İhlas Eğitim Kurumları Genel Müdürü Hami Koç, öğrencileri ve danışman öğretmenleri Meryem Özgan’ı canı gönülden kutladığını söyledi.

Gerede Devlet Hastanesi İçin Düğmeye Basıldı •

Bolu’nun Gerede ilçesinde hizmet veren devlet hastanesinin kapasitenin genişletilmesi için çalışmalar başlatıldı. AK Parti Bolu Milletvekili Fehmi Küpçü, Gerede Kaymakamı Arslan Yurt, Gerede Belediye Başkanı Ömer Baygın, Devlet Hastanesi Başhekimi Kahraman Dinler Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Ali Coşkun’u ziyaret ederek konu hakkında destek istediler.Yapılan ziyarette devlet hastanesinin eski bölümünü yıkılarak yerine ek yeni bina yapılması ile ilgili çalışmalar konuşuldu. Gerede heyeti geçtiğimiz günlerde Bolu’ya hasta götürürken talihsiz bir kaza yaşayan ve kullanılamaz hale gelen ambulansın yerine yeni bir ambulans talep etti. Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Ali Coşkun talebin hemen yerine getirileceğini konunun çok hassas olduğunu ifade etti.

100 Temmuz•2013



İsletme

Karmaşada yol almak

Y

öngörülebilirden öngörülemeze, düzenliden düzensize, merkezîlikten merkezkaçlığa, formelden informele, sıkı kurallardan gevşek ilkelere, baskıcı dış disiplinden özdisipline, itaatten inisiyatife, kabullenmekten katılmaya ve iş birliğine, optimal kararlardan mâkul-makbûl kararlara, lineer ve dikey haberleşmelerden etkileşimli ve yatay haberleşmelere, hiyerarşik ve bürokratikten organik ve duruma mahsus organizasyonlara, yöneten ve işlem odaklı liderlikten, delege eden ve dönüştüren liderliğe, işleri ve prosedürleri yönetmekten oyunu ve operasyonları yönetmeye geçişler gerekiyor. Karmaşıklıkta başarı, düzenlemekten çok, karmaşıklığa uyum yeteneğiyle ilgili. Ekiplere nelerin ve nasıl yapılacağından çok neyin amaçlandığını bildirmek; yöneticiler dahil herkesin gözlerini müşterilerine çevirip, her işin ucunun müşteriye nasıl dokunacağını, nelerin müşterileri mest edeceğini görmelerini sağlamak gerekiyor. Çevre ve şartlar hızla değiştiğinden, kıvraklık ve hız önem kazanıyor. Her kademede her an, anlık geri dönüşler almak, bilgiye dayanmak, Ben yerine Biz demek gerekiyor. Tabiî, yöneticiler dahil, paradigmalar yenilenmedikçe karmaşada yol alınamıyor, işler daha beter karışıyor.

olunu bilmeyen ve bulamayanlar için hayat büyük bir karmaşa. Siyasette de, iş dünyasında da, karmaşayı aşabilen, onu lehine kullanabilenler öne çıkıyor. Aslında firmalar, partiler, projeler, kampanyalar, vs. karmaşayı düzene dönüştürüp kargaşada yol almak için birer çözüm, birer araç. Pazarlamada karmaşadan ekmek çıkarmak, her şeyden ve herkesten önce, pazarda görünmeyen belli düzenleri görebilmekle başlıyor. Bir hedef, bir iş, bir ürün, bir satış, bir kazanç için bir fırsat penceresi görmek, pazarlamanın başladığına işaret. Daha sonra, fırsata odaklı bir strateji ve onu uygulayacak bir ekip, kargaşanın belirsizliğini belirliliğe ve kazançlı bir sonuca dönüştürecek bir düzen ve birtakım kurallarla sahneye çıkılıyor. Vakti geldikçe her birim ve ekip oyununu oynuyor, olan oluyor, perde kapanıyor. Ardından yeni bir oyun başlıyor. Hayat sürüp gidiyor. Bilgi ve iletişimdeki devrimlerle değişim hızı ve karmaşıklığı çok artmış bir dünyada, eskinin çözümleri yetersiz kalıyor. Kendini düzene sokarak karmaşıklıkta yol almak isteyen firmalar, komuta kontrol anlayışlarını da revize etmek zorundalar. Belirlilik ve kesinlikten belirsizlik ve ihtimallere,

Prof. Dr. İsmail Kaya

102 Temmuz•2013



İsletme

Size anayasa verelim!

E

duymadan kotarılabilecek sivil darbelere meşruiyet oluşturmak bakımından biçilmiş kaftandır. Dahası.. -Anayasa yargısını ve idari yargıyı kontrol ettiğiniz sürece, hiçbir problemle karşılaşmazsınız. -Başta siyasi partiler kanunu olmak üzere, gerekli yasal değişiklikleri de yaparsanız, anayasadan maksimum düzeyde yararlanabilirsiniz. -Görülen lüzum üzerine, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek hükümlerin arkasına kurnazca gizlenerek, hukuk dışı tasarruflarınızı harekete geçirebilirsiniz. *** 1982 Anayasası öylesine tuhaf bir metindir ki.. -Muhalefetteyken size batan bazı maddeler olabilir, fakat iktidara geldiğinizde onları değiştirmeye kıyamazsınız. Nefret ettiğiniz maddeler, bir süre?sonra,?janjanlı (yanar döner) kumaş gibi görünmeye başlar. Mesela.. “Azizim, bu madde o kadar güzel yazılmış ki, vaktiyle partimizi ezmesine?rağmen şimdi bize hizmet ediyor” diyebilirsiniz. *** Netice itibariyle.. -Anayasa dediğiniz, beygir gibidir, sahibine göre kişner. Sayın firavunlar.. -1982 Anayasası, lafzıyla ve ruhuyla tam size göre. Söylemedi demeyin!

hlen ve sehlen! Mısır’daki darbeyi, müthiş bir el çabukluğuyla gerçekleştiren çağdaş firavunlara?bir?teklifim var. Anlaşıldığı kadarıyla, önümüzdeki yıl içinde “güdümlü ve kontörlü demokrasiye” geçmeyi planlıyorsunuz. Diyorum ki.. Anayasa çalışmalarınızda, bizim 1982 Anayasası’ndan ararlanabilirsiniz.?1982?Anayasası,?her bakımdan dört dörtlük bir darbenin ürünüdür. Yıllar itibariyle pek çok değişikliğe uğramıştır; şimdilerde, modifiye otomobilleri andırmaktadır. Sayın firavunlar.. Bu anayasa, bizi otuz yıl idare etti, sizin coğrafyanızda “en az elli yıl” herhangi bir sıkıntı çıkarmaz. Tepe tepe kullanırsınız. Size, anayasamızın hiç değişiklik yapılmamış olan “organik-katkısız” versiyonunu tavsiye ediyorum. *** Gelelim, 1982 Anayasası’nın vaktiyle barındırdığı faziletlere ve parlak siciline: -Devletin diliyle yazılmıştır. Devleti, vatandaşına karşı “koruyan ve kollayan” bir anayasadır. -İç?ve?dış?şoklara?dayanıklıdır. Kırmızı çizgilerle donatılmıştır. Toplum mühendisliğine soyunan kadrolar için idealdir. -Gerektiğinde, bir “yargı iktidarına” (juristocracy) rahatlıkla zemin hazırlayabilir. -Her türlü jakoben yoruma açıktır. Orduya ihtiyaç

Mehmet Ali Özbudun

104 Temmuz•2013






Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.