Medikal Teknik Ocak 2013

Page 1










Yıl: 27 Sayı:314 OCAK 2013 GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. adına İMTİYAZ SAHİBİ MEHMET SÖZTUTAN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL ahmet.kizil@ihlasfuar.com SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr EDİTÖR HÜSEYİN AKARSU huseyin.akarsu@img.com.tr SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr CONSEPT TASARIM RECEP ÜNAL recep.unal@img.com.tr REKLAM KOORDİNATÖRÜ AHMET ERASLAN ahmet.eraslan@img.com.tr KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr HABER SERVİSİ AHMET ERASLAN ahmet.eraslan@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER HAKAN KURT hakan.kurt@ihlasfuar.com MUHASEBE MÜDÜRÜ MÜRSEL GÜRLER muhasebe@img.com.tr ABONE MÜZEYYEN YARAN muzeyyen.yaran@img.com.tr CTP • BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL +212 454 30 00 ADRES 29 Ekim Caddesi No:23 34197 Yenibosna / İSTANBUL Tel.:+212 454 25 00 Faks:+212 454 25 98 www.medikalteknik.com.tr e-mail: info@medikalteknik.com.tr Medikal Teknik Dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Medikal Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. aygın süreli bir yayın olan Medikal Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.

2013 Fuarlarla Başlıyor Tüm Türkiye’de olduğu gibi İstanbul’un sağlık idaresinde de yeni bir döneme geçildi. Bu yeni dönemde kim, hangi alanda hizmet verecek? Sağlık hizmeti ve yönetiminde neler değişecek? Bu soruların cevapları İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü öncülüğünde düzenlenen toplantıda yanıt buldu. Toplantıda, İstanbul’daki Kamu Hastane Birlikleri’nin yapılanması ve yeni sağlık sistemi detaylarıyla masaya yatırıldı. Yeni sistem gereği, 5 ayrı genel sekreterlik oluşturularak İstanbul Bakırköy, Beyoğlu, Fatih, Anadolu Kuzey ve Anadolu Güney olmak üzere 5 bölgeye ayrıldı. Öte yandan YASED, Türkiye Sağlık Sektörü Raporu hazırladı. Türkiye’de sağlık sisteminin güncel durumunu ilaç, sağlık hizmeti sunucuları, sağlık sigortası ve tıbbi cihaz olarak tüm bileşenleriyle ortaya koyduğu rapora ilişkin ayrıntıları dergimiz sayfalarında bulabilirsiniz. Sağlık sektörü, Ocak ayında Health Expo İstanbul Fuarı’nda bir araya gelecek. Yurt dışı pazarlardan yoğun ilgi görmesi beklenen fuara, Irak ve Libya’da alım heyetleri gelecek. Fuar ile eş zamanlı olarak Sağlık Bilişim Derneği tarafından 2. Uluslar arası Sağlık Bilişim Zirvesi düzenlenecek. Zirvenin ana temasını Sağlıkta İnovasyon oluşturacak. Ayrıca Altın Steteskop ödülleri de fuarda sahiplerini bulacak. Fuara ilişkin detayları gelecek sayıda sizlerle paylaşmayı planlıyoruz. Yine Ocak ayında Dubai’de Arabhealth Fuarı düzenlenecek. Bu fuara da ülkemizden çok sayıda firmanın katılması bekleniyor. Medikal Teknik Dergisi olarak bu fuarı takip ederek gelişmeleri önümüzdeki sayıda sizlerle paylaşacağız. Sağlık alanında yaşanan tüm gelişmelere yer bu sayımızda, hem firma hem de ürün bazında önemli konular yer alıyor. Aktüel, Hastane Donanım, Tıbbi Ekipman gibi bölümlerimizde birbirinden ilginç konuları okumanızı tavsiye ederiz. Ayrıca sürekli yazarlarımızdan Prof. Dr. İsmail Kaya, Mehmet Ali Özbudun ve Mustafa Çiçek’in makaleleri okumanızı öneniriz.

Gelecek sayıda buluşmak ümidiyle, Sağlıklı günler.


içindekiler REKLAM INDEKSİ

10

İstanbul’daki Kamu Hastaneleri 5 CEO’ya Emanet

18

Yatırım İçin Türkiye’ye Geliyorlar

28

Ekspomed 2013 Hazırlıkları Sürüyor

36

Sağlık Sektörünün 4 Bileşeni

AKTİF DIŞ TİCARET ...............................45 AKSON GROUP......................................47 AMAZAN MEDİKAL................................25 AND OUTDOOR....................................103 ARABHEALTH......................................109 ATEKSİS .................................................15 AYDERSAN .......................................91-93 BEK TEKNİK ENERJİ ............................27 BETA MEDİKAL .....................................95 BEYBİ .....................................................89 CARDIAID...............................................65 CEYO .................................................51-53 ÇAĞDAŞ ELEKTRONİK..........................59 DESOMED EURO ...................................85 DİGİTUR ...............................................117 DOPA ................................................39-41 EFORSAN...............................................17 EKİP TIBBİ MALZEME...........................81

44

Tıp Eğitiminde Elektronik Simülatörler

54

Compamed Başarıya Doğru Yol Almaya Devam Ediyor

66

Tıbbi Cihaz ve Malzemede Dayanıklılığa Önem Verilmeli

72

Sony Medikal’den Yeni Ürünler

86

Pratik, Hijyenik ve Esnek Tasarım: Parflex Paravan Sistemleri

EKOL ......................................................67 ELMED ...................................................31 EMS ........................................................79 EMTRON ..............................................107 EURO MELSAN......................................57 FUJIFILM ...............................................11 GÖZDE................................A.K.İ.-113-115 HASTANE TEKSTİL................................63 İDEAL MAKİNA.....................................6-7 İNCEKARALAR ......................................13 İSTANBUL HEALTH EXPO ..................119 KİMEKS........................................Ö.K.-2-3 KOZA FUARCILIK.................................125 KUZULUK.............................................121 MEDİPAK ...............................................61 MEDİSEL ................................................49 MEDİTEL ................................................23 MES MEDİKAL .................................75-77

96

Ateksis, Medipol Mega Hastaneler Kompleksi’nde

98

Zivak Technologies ArabHealth Fuarı’na Katılıyor

100

İnsan Sağlığının Teknoloji ile Buluştuğu Nokta: MEDİTEL

104

Yöneticilikte Efsane Olabilmenin Yolları

MESİTAŞ...........................................33-35 MULTİKAN .......................................97-99 NORM MEDİKAL....................................29 OCTAMED ..............................................19 OĞUZ CEVİZLİ......................................111 ÖMS ......................................................4-5 PLASTİMED ...........................................87 POLİFARMA ...........................................43 ROC ........................................................83 SANİTER ..............................................105 SCA......................................................A.K. TARTI....................................................101 TRİMPEKS ..................................69-71-73 TÜRKİYE GAZETESİ.............................125 TÜYAP...........................................126-127 ÜZÜMCÜ........................................Ö.K.İ.-1 WORLD CONGRESS ............................123


AKTÜEL

İstanbul’daki Kamu Hastaneleri 5 CEO’ya Emanet

Yeni sistem gereği İstanbul'daki kamu hastaneleri 5 ayrı genel sekreterlik olarak ayrıldı ve yönetimleri genel sekreterlere emanet edildi.

T

üm Türkiye’de olduğu gibi İstanbul’un sağlık idaresinde de yeni bir döneme geçildi. Bu yeni dönemde kim, hangi alanda hizmet verecek? Sağlık hizmeti ve yönetiminde neler değişecek? Bu soruların cevapları İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü öncülüğünde düzenlenen basın toplantısında yanıt buldu. İstanbul Sağlık Müdürlüğü öncülüğünde gerçekleştirilen toplantıda, İstanbul'da Kamu Hastane Birlikleri'nin yapılanması ve yeni sağlık sistemi detaylarıyla masaya yatırıldı. Yeni sistem gereği İstanbul'daki kamu hastaneleri 5 ayrı genel sekreterlik olarak ayrıldı ve yönetimleri genel sekreterlere emanet edildi. Bakırköy, Beyoğlu, Fatih, Anadolu Kuzey ve Anadolu Güney olarak adlandırılan yeni bölgelerin yönetimlerine genel

sekreterler atandı. Her biri hekim olan yeni yöneticiler aynı zamanda koordineli olarak hastanelerin ihtiyaçlarının karşılanmasını ve daha kaliteli hizmet sunumunu sağlayacak. Toplantıya İstanbul Sağlık Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu’nun yanı sıra İstanbul Halk Sağlığı Müdürü Doç. Dr. Mustafa Taşdemir, Beyoğlu Bölgesi Genel Sekreteri Uzm. Dr. Güven Bektemür, Bakırköy Bölgesi Genel Sekreteri Doç. Dr. İhsan Bakır, Fatih Bölgesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Hamza Müslümanoğlu, Anadolu Kuzey Bölgesi Genel Sekreteri Dr. Şuayip Birinci ve Güney Bölgesi Genel Sekreteri Uzm. Dr. Tuncay Palteki’de katıldı.

Dokucu: “İl Sağlık Müdürlükleri Denetleyecek” İstanbul Sağlık Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, sözlerine İstanbul'daki kamu hastanelerinin CEO'larını tanıtarak başladı. Yeni yapılanmada hizmetin farklı boyut ve farklı 10 > OCAK 2012



AKTÜEL genel sekreterliğe emanet edildi. Bu itibarla yürütücü sağlık hizmetleri ile yürütülen sağlık hizmetleri ayrıldı. Bu açıdan her genel sekreter kendi bölgesindeki hastanelerden sorumludur. Bu yeni sistemin vatandaşa sağladığı faydaları ise çok değil 1 yıl içerisinde hep beraber müşahede edeceğiz” dedi.

“Yönetenlerle, Denetleyenler Ayrıldı” Dokucu, yeni yönetim şeklinde işi yürütenlerle denetleyenlerin birbirinden ayrıldığını ifade ederek, "Sistem yeni oluşturulduğu için, sağlık hizmetinin yürütülmesinde ortaya çıkabilecek olası problem ve aksaklıklar zaman içerisinde çözüme kavuşturulacaktır. Bu açıdan İstanbul'da bir sistem çalışıyorsa her yerde çalışır demektir" ifadesini kullandı.

Taşdemir: “Koruyucu Sağlık Hizmetleri Bize Emanet”

sorumluluk alanlarına ayrıldığını belirten Dokucu, bu yapılandırmanın tüm vatandaşlara hayırlı olmasını diledi. Yeni sağlık sistemine ilişkin bilgi veren Dokucu, bu düzenlemeler kapsamında İstanbul Sağlık Müdürlüğü'nün yetki ve sorumluluklarının değiştiğini kaydetti. Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin yayınlanmasının ardından yapısal anlamda bir çok değişiklik meydana geldiğini belirten Dokucu, bu kapsamda il sağlık müdürlüklerinin “denetleyici” konumunda hizmet sunacağını ifade etti. Dokucu, yeni yapılanma kapsamında 19 Mart'ta Halk Sağlığı Müdürlüğü'nün, 2 Kasım'da ise Kamu Hastane Birlikleri’ne bağlı genel sekreterliklerin hizmete girdiğini ifade etti. Sağlık alanındaki 2012 yılı verilerine de değinen Dokucu, yılın 11 ayında devlet hastanelerinin polikliniklerinde 34 milyon 363 bin hasta kabul edildiğini, 8 milyon 745 bin hastaya acil hizmeti verildiğini, 245 bin 500 ameliyat gerçekleştirildiğini söyledi.

“Vatandaşın Memnuniyet Katsayısına Önemli Katkı Sağlayacak” Dokucu, yeni yapılanmada sağlık hizmetlerinin 2 ayrı alanda hizmet verecek şekilde yeniden düzenlendiğini belirterek, bu düzenlemenin halkın sağlık hizmetlerinden memnuniyet katsayısına önemli katkı sağlayacağını söyledi. Dokucu, “Yeni hizmet yapısı pratikte 2 kısımdan ibaret. Birincisi temel sağlık hizmetleri ile koruyucu hizmetlerin dahil olduğu halk sağlığı yapılandırmasıdır. Bir diğeri ise tedavi edici sağlık hizmetleri yani hastane birliklerinin dahil olduğu yapılanmadır. Bu sistem gereği, koruyucu sağlık hizmetleri ile temel sağlık hizmetleri kamunun halk sağlığı bölümüne verildi. Hastane kısmı ise İstanbul’da 5

12 > OCAK 2012

İstanbul Halk Sağlığı Müdürü Mustafa Taşdemir ise görev alanlarına ilişkin bilgi vererek, koruyucu sağlık hizmetleri, laboratuvar hizmetleri ve aile hekimliği hizmetlerinin kendilerine bağlı olduğunu belirtti. Taşdemir, müdürlük çatısı altında 21 şube müdürlüğünün bulunduğunu da aktardı. Taşdemir’in konuşmasının ardından 5 genel sekreterde bağlı bulundukları bölgelere ilişkin bilgileri aktardı.

İstanbul Beyoğlu Bölgesi İlk sözü İstanbul’un koordinatör birlik sorumlusu olan Beyoğlu Bölgesi Genel Sekreteri Uzm. Dr. Güven Bektemür aldı. Bektemür, birliklerin görevleri illerdeki yapılanmasına ilişkin bilgi verdi. Genel sekreterin altında Tıbbi Hizmetler Başkanı, İdari Hizmetler Başkanı, Mali Hizmetler Başkanı ile hastane yöneticisinin görev yapacağını anlatan Bektemür, birliklerin hastane yapılanmasında ise hastane yöneticisinin altında başhekim, idari ve mali işler müdürü ile bakım hizmetleri müdürünün yer alacağını anlattı. Beyoğlu bölgesinde Beşiktaş, Beyoğlu, Eyüp, Kağıthane, Sarıyer, Şişli, Gaziosmanpaşa ilçeleri olmak üzere 2 milyon 253 bin 120 kişiye hizmet verdiklerini belirten Bektemür, bölgede 5'i eğitim ve araştırma hastanesi olmak üzere 11 hastanenin yer aldığını ifade etti. Bektemür’e bağlı çalışacak hastaneler şunlar: Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi İstanbul İl Özel İdaresi ADSM Metin Sabancı Baltalimanı Kemik Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Eyüp Devlet Hastanesi Sarıyer İstinye Devlet Hastanesi Prof. Dr. N.Reşat Belger Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kağıthane Devlet Hastanesi Beşiktaş Sait Çiftçi Devlet Hastanesi Sarıyer İsmail Akgün Devlet Hastanesi



AKTÜEL

Bakırköy Bölgesi Bakırköy Bölgesi Genel Sekreteri Doç. Dr. İhsan Bakır’da bölgede Avcılar, Başakşehir, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Çatalca, Esenyurt, Küçükçekmece, Silivri, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Esenler, Güngören ilçelerinde olmak üzere toplam 4 milyon 897 bin 216 kişiye hizmet verdiklerini anlattı. Bakır, bölgede 2 ağız ve diş sağlığı merkezi, 6 eğitim ve araştırma hastanesi olmak üzere toplam 16 hastanenin bulunduğunu aktardı. Bakır’a bağlı çalışacak hastaneler: Bakırköy Prof.Dr.Mazhar Osman Ruh Sağlığı Ve Sinir Hastalıkları EAH Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Bakırköy Dr.Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon EAH İstanbul Halkalı Mehmet Akif Ersoy Kalp ve Damar Cerrahisi EAH Dr. Necmi Ayanoğlu Silivri Devlet Hastanesi Esenyurt Devlet Hastanesi Başakşehir Devlet Hastanesi İstanbul Bahçelievler ADSM Çatalca İlyas Çokay Devlet Hastanesi Büyükçekmece Devlet Hastanesi Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi Güngören ADSM Eminönü Deri ve Tenasül Hastalıkları Hastanesi Silivri Ceza İnfaz Kurumu Devlet Hastanesi

Fatih Bölgesi Fatih Bölgesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Hamza Müslümanoğlu’da, bölgede Arnavutköy, Bayrampaşa, Fatih, Sultangazi, Zeytinburnu ilçelerini kapsayan toplam 1 milyon 665 bin 760 kişiye hizmet verdiklerini bildirdi. Müslümanoğlu, bölgede 4'ü eğitim ve araştırma hastanesi olmak üzere toplam 7 hastanenin vatandaşlara hizmet verdiğini söyledi. Müslümanoğlu’ya bağlanan hastaneler: Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Arnavutköy Devlet Hastanesi 14 > OCAK 2012

Bayrampaşa Devlet Hastanesi Lütfiye Nuri Burat Devlet Hastanesi Süleymaniye Doğum ve Kadın Hastalıkları EAH

İstanbul Anadolu Yakası Kuzey Bölgesi Anadolu Kuzey Bölgesi Genel Sekreteri Şuayip Birinci’ de Beykoz, Çekmeköy, Sancaktepe, Şile, Ümraniye, Üsküdar, Ataşehir, Kadıköy ilçelerinde 2 milyon 809 bin 965 kişiye, 7 eğitim ve araştırma hastanesi, 3 devlet hastanesi, 4 ağız ve diş sağlığı merkezi, bir fizik tedavi ve rehabilitasyon merkeziyle hizmet verdiklerini aktardı. Birinci’ye bağlanan hastaneler: Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Bakanlığı İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr.Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beykoz Devlet Hastanesi Üsküdar Devlet Hastanesi Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları EAH Erenköy Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Şile Devlet Hastanesi Ataşehir ADSM Göztepe ADSM Sancaktepe ADSM Beykoz ADSM

İstanbul Anadolu Güney Bölgesi Anadolu Güney Bölgesi Genel Sekreteri Uzm. Dr. Tuncay Palteki ise Adalar, Kartal, Maltepe, Pendik, Sultanbeyli, Tuzla ilçelerinde 2 milyon 12 bin 777 vatandaşa 4'ü eğitim ve araştırma hastanesi olmak üzere toplam 13 hastaneyle hizmet sunduklarını kaydetti. Palteki’ye bağlanan hastaneler: Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi EAH T.C.Sağlık Bakanlığı-Marmara Üniversitesi Pendik EAH Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi



AKTÜEL hiç bir zaman bu anlamda kar etmeyi değil sistemin etkin ve verimli kullanılması açısından önemlidir." diyerek önceliğin verimlilik olacağı mesajını verdi.

Birinci: “Değerlendirmeler 6 Ayda Bir Yapılacak”

Kartal Yavuz Selim Devlet Hastanesi Pendik Devlet Hastanesi Tacirler Eğitim Vakfı Sultanbeyli Devlet Hastanesi Yakacık Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Meslek Hastalıkları Hastanesi İstanbul Kartal ADSM Maltepe Devlet Hastanesi Tuzla Devlet Hastanesi Maltepe Ceza İnfaz Kurumu Devlet Hastanesi

Bektemür: “Alımlar Sadece Genel Sekreterlikler Üzerinden Yapılmayacak” Daha sonra basın mensuplarıyla soru cevap şekilde gerçekleşen toplantıda yeni koordinatörlüklerin teknik cihaz alımlarının hangi kriterlere göre yapılacağı yönündeki soruda yanıt buldu. Konuyla ilgili açıklamalar yapan Beyoğlu Bölgesi Genel Sekreteri Uzm Dr. Güven Bektemür, teknik cihaz ve diğer alımların ilgili firmalarla yapılan ön görüşmelerle belirleneceğini dile getirdi. Bektemür, "Firmalarla çerçeve anlaşması yapıyor onlar da bize sene boyu aynı fiyattan vermeyi taahhüt ediyorlar. Genel sekreterliklerin alımları toplu olarak yapmaları tekelleşmeyi değil, bizzat eldeki yapının daha verimli kullanılmasının önünü açıyor. Ayrıca alımları sadece genel sekreterlikler üzerinden yapalım diye bir durum da yok. Hastaneler bu konuda kendileri de alım yapabilecekler. Bizim temel amacımız yıl içinde birden fazla anlaşma yapmak ve bu sayede ihtiyaçların karşılanması" ifadesini kullandı.

Palteki: “Kamu Kar Etmenin Değil, Verimliliğin Peşinde” Toplantıda genel sekreterlere yöneltilen sorulardan biri de hastanelerin kar amaçlı kuruluşlar olacağı yönündeki eleştirilerdi. Anadolu Güney Bölgesi Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Uzm. Dr. Tuncay Palteki, mali tablolardan önce, israfın ortadan kaldırılması, imkanların verimli kullanılması gibi kriterlerin öne çıktığını dile getirdi. Palteki, "Mali değerlendirmeler gelir kalemi çok yüksek bir puana da sahip değil. Tıbbi, idari, hasta hakları, çalışan memnuniyeti gibi bunların hepsi daha öncelikli. Mali konuların bu kadar ön planda algılanması çok doğru değil. Zaten kamu

16 > OCAK 2012

Anadolu Yakası Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Dr. Şuayip Birinci ise yeni sistemin değerlendirilmesinde nasıl bir yol izleneceğine ilişkin soruyu cevapladı. Birinci, yöneticilerin çalışanlarını baskı altında tutup çalışmaya zorlamayacağını anlatarak sisteme bu açıdan bakılmasını tavsiye etti. Birinci, sonuç değerlendirmelerinin 6 ayda bir yapılacağını ve ilk karnelerini Temmuz ayında alacaklarını ifade etti.

Bakır: “Hastalıklara Erken Müdahaleyi Hedefliyoruz” Bakırköy Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. İhsan Bakır’ da kendi bölgelerinde yapılacak çalışmalar hakkında bilgi verdi. Bakır, Bahçelievler'deki eski fizik tedavi hastanesinin yenileneceğini ve yerine 400 yataklı bir hastane yapılacağını dile getirdi. Bakır, bazı hastalıklara yapılacak erken müdahalenin hem hasta yakınları hem de devletin üzerindeki yükün azaltılması anlamında büyük yarar sağlayacağını anlattı.

Müslümanoğlu: “Devamlı iletişim halinde olacağız” Fatih Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Hazma Müslümanoğlu’ da İstanbul'daki 5 genel sekreterliğin sürekli koordinasyon halinde bulunacağını ve haftalık toplantılarla irtibatın sağlanacağını söyledi. Müslümanoğlu, sistemin iki aylık bir geçmişi olduğunu, ancak zaman ilerledikçe hem hizmetin kalıcı ve kaliteli sağlanabileceğini kaydetti.



AKTÜEL

Yatırım İçin Türkiye’ye Geliyorlar

Donanımları, Sağlık Bilişim ve Teknolojileri, Laboratuar Sistemleri, Evde Bakım Ürünleri ve Sağlık Turizmi Fuarı”nın sektör beklentilerine üst düzeyde yanıt vereceğini de ortaya koydu.

Türk Tedarikçilerin Pazarda Büyümesi Hedefleniyor Yeniden yapılanma sürecine giren Libya'da hükümet, elindeki yüksek bütçeyi kısa vadede inşası yarım kalan hastanelerin tamamlanması için harcayacak. Bu kapsamda hastane mobilyası, mutfak ürünleri, üniforma, ilaç, sigorta, ambulans, diş hekimliği, hastane yönetim sistemleri gibi alanlarda Türk tedarikçilerin bu pazardan pay alması bekleniyor.

Libya 12 milyar dolarlık sağlık yatırımı kapsamında Health Expo'ya geliyor.

Bakanlıkla kurdukları temas ve görüşmeler sonrasında Libya Sağlık Bakanı Dr.Fatma Hamruş başkanlığındaki delegasyon grubunun fuarı alım yapmak için ziyaret edeceğini belirten CNR Holding İcra Kurulu Üyesi Özhan Carda, “Ülkemizin sağlık alanındaki başarılı politika ve uygulamaları sağlıkta rol model oldu. Arap Baharı'nın ardından yeniden yapılanan Libya'da hükümet sağlık alanındaki yatırımlara büyük önem veriyor. Bütçeden Sağlık Bakanlığı yüzde 4.24 pay alıyor. Libya'da kişi başına düşen sağlık harcamaları bölge ortalamasından 2.5 kat yüksek” dedi. Libya sağlık sektörünün önemine de işaret eden Carda, “Ülkede 70 civarında özel hastane bulunuyor. Bu hastanelere işlevselliğinin yeniden kazandırılması isteniyor. Libya sağlık alanında önümüzdeki 3 yılda 12 milyar dolarlık yatırım planlıyor” şeklinde konuştu.

6 Milyar Dolarlık Sektör

10

-13 Ocak 2013 tarihleri arasında CNR EXPO İstanbul’da düzenlenecek Health Expo Fuarı’na Irak Sağlık Bakanlığı'ndan sonra Libya Sağlık Bakanı da delegasyon heyeti ile birlikte geleceğini bildirdi. Yeniden yapılanan Libya, sağlık alanında 3 yılda 12 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlıyor. CNR Holding Kurumsal İletişim Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Özhan Carda, “Libya Sağlık Bakanlığı heyeti, İstanbul Health Expo'da ülkemizdeki hastanelere hasta gönderimi ve medikal alanda alım yapmak amacıyla fuarda görüşmelerde bulunacak” dedi. Dünya pazarlarında rekabet gücünü artırmayı hedefleyen Türk medikal sektörü, iç savaş sırasında hasar görmüş hastanelerin onarımlarını acilen gerçekleştirmeyi planlayan Libya’nın da dikkatini çekti. Libya Sağlık Bakanlığı yüksek delagasyon grubu ile İstanbul Health Expo Fuarı'na gelecek. Sağlık alanında 30 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlayan Irak Hükümeti’nin de daha önceden fuara katılacağını bildirmesi, “İstanbul Health Expo -Medikal Ürün, Hastane

18 > OCAK 2012

Geçen yıl sağlıkta toplam 905 milyon dolarlık ihracat geliri elde eden sektörün, yıl sonunda bu rakamı 1 milyar doların üzerine çıkarması bekleniyor. Sektörün 2023 yılındaki ihracat hedefi ise 5 milyar dolar. Ülkemizdeki medikal cihaz sektörünün yüzde 85’i ithalata dayanıyor. İstanbul Health Expo Fuarı, medikal cihaz endüstrisinin ihracat yapan, katma değeri yüksek bir sektöre dönüşme hedefine destek olması amaçlanıyor. Ameliyathane cihazlarından ilaç malzemelerine ve hastane mobilyalarına kadar pek çok ürünün sergileneceği fuara yerli yabancı 250 firmanın katılımı hedefleniyor. İstanbul Health Expo, 20 bin metrekarelik alanda organize edilecek. Fuar ile eş zamanlı olarak Sine Fuarcılık ana sponsorluğunda Sağlık Bilişim Derneği tarafından “2.Uluslararası Sağlık Bilişim Zirvesi” de gerçekleştirilecek. Zirvenin ana temasını “Sağlıkta İnovasyon” oluşturuyor. Teknolojinin teşhis ve tedavi yöntemlerine yansıması ile sağlık yazılımlarının yer alacağı “Dijital Hastane” de CNR EXPO'nun Ana Fuaye kısmına kurulacak ve ziyarete açılacak. Altın Steteskop ödülleri de fuarda verilecek.



AKTÜEL Sağlık Bakanı Recep Akdağ:

“Kontenjanları Ciddi Bir Ölçüde Artırdık" Sağlık Bakanı Akdağ, Sağlık-Sen'in düzenlediği "Sağlık-Sen Türkiye Buluşması" etkinliğinde, Türkiye'nin dört bir tarafından Ankara'ya gelen sağlık çalışanlarıyla bir araya geldi.

20 > OCAK 2012


S

ağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye'de mutlak anlamda hemşire yetersizliğinin bulunduğunu belirterek, "Avrupa'da her 100 bin kişiye 700'ün üzerinde ebe ve hemşire düşerken, Türkiye'de 100 bin kişiye 200 ebe ve hemşire düşüyor" dedi. Kızılcahamam Asya Termal Otel'de düzenlenen "SağlıkSen Türkiye Buluşması"na Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas, Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Aşkın Asan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Kaçar, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekilleri Sıtkı Güvenç, Yıldırım Ramazanoğlu, AK Parti Osmaniye Milletvekili Suat Önal, AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, AK Parti Zonguldak Milletvekili Özden Ulupınar, Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş ile Türkiye'nin dört bir tarafından Ankara'ya gelen çok sayıda Sağlık-Sen üyesi katıldı. AK Parti hükümetleri döneminde sağlıkta büyük bir dönüşüm gerçekleştirdiklerini anlatan Akdağ, "Türkiye'de sağlık çalışanlarının sayısı yetersiz, aslında böylesine büyük bir dönüşümü bu sayıdaki sağlık çalışanıyla gerçekleştirmek büyük bir başarıdır. Dünyada bunun gerçekleştirebilmiş olan ikinci bir ülke yok. Bu yetersizlik hepimizin içini zorlaştırıyor. Gelecekte bu problemi aşalım diye YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı'yla gerekli çalışmaları yapıyoruz. Bu çalışmaları da belli bir noktaya getirdik" dedi. Akdağ, Türkiye'de sağlık çalışanlarının sayısının yetersiz kalmasını, "geçmişte meslek adına hareket eden, meslek

örgütlerine bakıldığında" görüldüğünü belirtti. Bakan Akdağ, Türk Tabipler Birliği'nin 2006 yılındaki bir raporunda "Türkiye'de doktor sayısı fazladır. Acilen tıp fakültelerinin sayıları azaltılmalıdır" yönündeki tespitini hatırlatarak, "Bu büyük yanlışları yapanlar ve o gün YÖK'e ve üniversiteler bu yanlışları dikte ederek, kabul ettirenler Türkiye'de hekimin iş yükünün fazla olduğundan bahsediyorlar. Aynı hususu hemşire sayısı için de söyleyebiliriz. Evet, iş yükümüz çok fazla. Ama ne yapalım ki bu ülkenin sağlık çalışanının bu ülkenin insanına hizmet borcu var. Hepimizin hizmet borcu var" ifadelerini kullandı.

Sağlık Çalışanlarının Talepleri Sağlık çalışanlarının haklarını koruma ve onlara daha iyi şartlarda çalışma ortamı sağlamak için gayretle çalıştıklarını ifade eden Akdağ, "Biliyorum ki vatandaşımıza sağlıklı ve kaliteli hizmet vermenin yolu sağlık çalışanlarımızın huzurundan ve mutluluğundan geçmektedir" dedi. SağlıkSen Genel Başkanı Metin Memiş'in taleplerine cevap veren Akdağ, "Elbette gönlüm sizlerle. Bütçemizin, döner sermayemizi kullanmakta problem yok. Bir yandan da bu imkanları artırmak için gayret gösteriyoruz. Bu salonlarda bunları konuşmuyoruz. Ama hükümetimizin ekonomiden sorumlu bakanlarıyla bu konuları kendi aramızdaki toplantılarda nasıl tartıştığımızı, nasıl o imkanlardan yararlanmanız için gayret gösterdiğimiz zannediyorum hepiniz gönlünüzden hissedebilirsiniz" dedi.

OCAK 2012 > 21


AKTÜEL için de siz bize biraz müsaade edin. Çünkü ben biliyorum sizin hastanede harcadığınız, yarım saat ya da 45 dakika bir hastanın yarasına derman olmak için vesile oluyor" ifadelerini kullandı.

Yıpranma Payı

"Hemşire Yetersizliği Çok Açık" "Bakanlığımın kararına ait olan hangi talep varsa bugüne kadar bunları en hızlı şekilde yerine getirmeye gayret ettim" diye konuşan Akdağ, şunları kaydetti: "Bundan sonra da bu gayretin içinde olacağımdan hepiniz emin olunuz. Sağlık personelinin sayısının artırılması gereği çok açıktır. Bu sayı sadece kamuda çalışan sağlık çalışanları için değil özelde çalışanlar için de geçerli. Özel sektörde çalışan sağlık çalışanlarının kamuda çalışanlardan az değil, genellikle daha fazla. Şimdi biz hemşire alımı için belli bir sayı açıkladığımızda, üniversite hastaneleri ve özel sektördeki hizmet veren kuruluşlar hemen bize geliyorlar 'aman bakanım ne olur çok fazla kadro açıklamayın. Çünkü bizdeki hemşireler size geliyor, biz iş yapamaz hale geliyoruz' diyorlar. Burada mutlak anlamda bir hemşire yetersizliği çok açık. Avrupa'ya baktığımızda her 100 bin kişiye 700'ün üzerinde ebe ve hemşire düşerken, Türkiye'de her 100 bin kişiye 200 ebe ve hemşire düşüyor. Avrupa'da her 100 kişiye 350 doktor düşerken, Türkiye'de her yüz bin kişiye 170 doktor düşüyor. Kontenjanları ciddi bir ölçüde artırdık, artırmaya da devam ediyoruz."

"Sayısal Yetersizliğimiz Fazla Mesaiye Yol Açıyor" Bakan Akdağ, Sağlık çalışanlarının mesailerinin biraz daha erken bitmesi konusunda ise, "Sağlık-Sen'in benim önüme en sık getirdiği konulardan birisi budur. Sizi haklı görmüyor değilim. Ama birazcık empati yaparak, siz de kendinizi benim yerime koyun. Bir taraftan yetersiz sağlık personeli sayımız var, öbür taraftan da mesaiden biraz daha erken ayrılıp evimize gitmek istiyoruz. Bu gerçekten bir sıkıntı oluşturuyor. Şu anda hem aile hekimliklerimizde ki en yoğun iş yükümüzün olduğu alanlar bunlar, çok fazla hastayla karşı karşıyayız. Sayısal yetersizliğimiz buna yol açıyor. Sayı mesai saati daha dar bile olsa sizin iş yükünüzü artırıyor biliyorum. Ama biz size her türlü imkanı sağlamak için hizmet sendikacılığı yapan sendikanızla görüşmeler yaparak, bütün alanları açalım. Bu konu

22 > OCAK 2012

Bakan Akdağ, yıpranma payı konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bir çalışma olması durumunda, söz konusu çalışmaya sağlık çalışanlarının da dahil edilmesi için her türlü gayreti göstereceğini belirtti. Döner sermaye tavan oranlarının artırılmasını kendisinin de istediğini ifade eden Akdağ, "Meseleyi birlikte yürüttüğümü Ekonomi yönetimi ve Maliye ile ortak bir noktaya gelmemiz lazım. Sonuçta ülkenin bir bütçesi var, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bir bütçesi var" dedi. Türkiye'de erken emeklilik mantığının sosyal güvenlik fonlarını çok zor durumda bıraktığını belirten Akdağ, "Bu bugünkü mesele değil. Bundan çok daha önce başlatılmış bir husus. Ben 53 yaşındayım. Allah can sağlığı versin. İnsan 40-45 yaşında nasıl emekli olur bunu benim aklım almıyor. Bugün bu ülkede doğumda beklenen yaşam süresi 75 yıl olmuşken, bir insan 45-50 yaşında emekli olursa hangi sosyal güvenlik fonu bunu karşılayabilir" ifadelerini kullandı.

Ek Ödemeler Ek ödemelerle ilgili gelirlerin emeklilikle ilişkilendirilmesinin sadece sağlık çalışanlarının meselesi olmadığının altını çizen Bakan Akdağ, "Kamuoyunda böyle bir algılama



AKTÜEL

var. Dünkü bütçe görüşmelerinde muhalefet partili arkadaşlar bu konuyu dile getirdiler. Sanki bütün memurların ek ödemeleri emeklilikle ilişkilendirilmiş de Sağlık Bakanlığı'nın memurlarının ek ödemeleri emeklilikle ilişkilendirilmemiş gibi bir algı oluşturulmaya çalışıyor. Böyle bir durum yok. Doktorların da almış olduğu ek ödemeler emeklilikle ilişkilendirilmiş değil" dedi.

ransımızın olmadığını birçok kere her alanda ifade ettik. Elbette sağlık alanında da hayatını insanların sağlığına adamış olan değerli sağlık çalışanlarına değil bir fiske vurulması, kötü bir söz söylenmesine dahi asla müsamaha etmeyeceğim. Ve o söylenen o kötü sözün veya vurulan fiskenin bana karşı söylenmiş, bana karşı vurulmuş bir fiske olduğunu her zaman ifade edeceğim" ifadelerini kullandı.

Lisans Tamamlama

Sağlık-Sen'den "100 Bin Kan, 100 Bin Can Kampanyası"

Bakan Akdağ, sağlık çalışanlarının "lisans tamamlama hakkı" konusunda çok önemli adımlar attıklarını belirterek, "Bundan sonra da lisans tamamlama konusunda YÖK'ü yakından takip ederek, yapılması gerekenleri en kısa zamanda gerçekleştirmek için elimden geleni yapacağım" diye konuştu. Görevde yükselme sınavında 70'in üzerinde alanlarla ilgili çalışmayı sürdüreceklerini vurgulayan Akdağ, "Genel sekreterlik, hastane birimlerinin kurulması hususundaki dedikodular sakın kulak vermeyelim. Ya da kulak verelim de bu dedikodularla tezbirat yapanların tezbiratlarını ve oyunlarını bozalım. Biz AK Parti hükümeti olarak sağlığın sosyal bir hak olduğunu biliyoruz ve kamunun verdiği sağlık hizmetini vermeye devam edeceğiz. Hiçbir hastane birliğinin özelleştirmeyle düşünce olarak dahi ilgisi olmamıştır. Bundan sonrada olmayacaktır. Sağlık çalışanlarının sözleşmeli hale getirilmesi gibi bir düşüncemiz de yoktur. Ama yöneticilerimizi sözleşmeli hale getirdik. Çünkü yöneticinin başarılı olması lazım ki hem vatandaşın aldığı hizmet iyileşsin, hem sağlık çalışanlarının kazançları artabilsin, sağlık çalışanlarının hastalarla birlikte güvenliği artsın, iş ortamları düzelsin" ifadelerini kullandı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Şiddete karşı asla bir tole-

24 > OCAK 2012

Sağlık-Sen'in 200 bine yaklaşan üye sayısıyla temsilci sendika konumuna yükseldiğini söyleyen Akdağ, Sendika Başkanı Metin Memiş ile çalışanlarına teşekkür etti. Akdağ, "100 bin kan, 100 bin can" anlayışının vatandaşa gösterilen sevgi, şefkat, merhamet ve sorumluluğu yansıtan çok güzel bir örnek olduğunu belirtti. Konuşmalarını sürdüğü sırada, bir sendika üyesi "40 saat isteriz" şeklinde bağırınca Bakan Akdağ, "40 saat ama tek başına bağırma" karşılığını verdi. Daha sonra sahneye çıkan Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, haftada 40 saat çalışma mesaisine ilişkin sendika üyelerinin her gün kapısını aşındırdığını hatırlattı. Buna rağmen salonda sadece bir üyesini sesini çıkarttığından şikayet eden Memiş'in sözleri üzerine, salonda bulunan üyelerde "40 saat isteriz" diye bağırdı.

Bakan Akdağ'dan Organ Bağışı Kampanyasına Destek Daha sonra Sağlık Bakanlığı'nın açtığı organ bağışı standına gelen Bakan Akdağ, vatandaşları organ bağışında bulunmaya davet etti. Bir gazetecinin "Siz hiç organ bağışında bulundunuz mu" sorusuna Bakan Akdağ, 8 yıl önce organ bağışında bulunduğunu hatırlattı.



AKTÜEL

Altın Steteskop Ödülleri Sahiplerini Arıyor Ödüller, 10-13 Ocak tarihleri arasında düzenlenecek İstanbul Health Expo fuarında sahiplerini bulacak.

1

0-13 Ocak tarihleri arasında düzenlenecek olan İstanbul Health Expo Fuarı, Sağlık Bilişimi Derneği tarafından bu yıl gelenekselleşen 2. Altın Steteskop Ödül Töreni’ne ev sahipliği yapacak.

2. ALTIN STETESKOP ÖDÜLLERİ Altın Steteskop ödül töreni, Sağlık Bilişimi Derneği tarafından sağlık bilişim sektörüne özel 6 dalda bu yıl ikincisi düzenlenecek geleneksel bir ödül törenidir. Geleneksel olarak devam edecek yarışmanın amacı sağlık bilişimine katkı sağlayan kişi ve kurumların ödüllendirilmesidir.

Kimler Katılılıyor? Sağlık sektöründe çalışan bir proje ekibinde projeyi yönetmiş ya da bir kısmının liderliğini yapmış, aşağıdaki kategorilere uyan tüm sağlık yöneticileri, doktor ve hemşireler katılabilir.

YARIŞMA KATEGORİLERİ Sağlık Kuruluşlarında En İyi Web Site Ödülü Sağlık sektöründe kullanıcı dostu, içerik açısından zengin ve hastaları düşünen en iyi web sitesini sektörün profesyonelleri değerlendirerek ödüllendireceklerdir.

Yılın Sağlık Bilişimcileri Ödülü Sağlık sektöründe yıl içerisinde yapmış olduğu projelerle kurumuna ve sağlık sektörüne en üst düzeyde katkı sağlamış olan IT yöneticilerini ödüllendiriyor olacağız.

Bilişim Dostu Doktor Ödülü Sağlık sektöründe yıl içerisinde yapılmış ya da yapılması planlanan projelere hekim gözüyle en üst düzeyde katkı sağlayan ve sağlayacak olan bilişim dostu doktorlarımızı yine sağlık sektörünün liderleri ödüllendiriyor olacak.

Bilişim Dostu Hemşire Ödülü Sağlık sektöründe yıl içerisinde yapılmış ve yapılması planlanan projelere hekim gözüyle en üst düzeyde katkı sağlayan ve sağlayacak olan bilişim dostu hemşire yine sağlık sektörünün liderleri ödüllendiriyor olacak.

Bilişim Dostu Sağlık Yöneticisi Ödülü Sağlık sektöründe yıl içerisinde yapılmış ve yapılması planlanan projelere hekim gözüyle en üst düzeyde katkı sağlayan ve sağlayacak olan bilişim dostu hemşire yine sağlık sektörünün liderleri ödüllendiriyor olacak.

Bilişim Dostu Sağlık Çalışanı Ödülü Hasta ilişkileri ve yapılanmaya verdiği bilişimsel destekle bulunduğu ortamda ses getiren sağlık personeline verilecek olan Bilişim Dostu Sağlık Çalışanı ödülü Altın Steteskop Ödül töreninin son etabı olarak zirvede yer alacak.

26 > OCAK 2012



AKTÜEL

Ekspomed 2013 Hazırlıkları Sürüyor

T

ıp sektörünün 20 yıllık gerçeği olan EXPOMED Fuarı, şimdiden hedefine ulaştı. Şimdiden 300’den fazla firmanın katıldığı fuar, sektörü 4-7 Nisan 2013 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi Büyükçekmece-İstanbul’da buluşturacak.

Ekspomed Neden Avantajlı? Kamu, hastane yöneticileri ve satın alma yetkilileri ile buluşma fırsatı,

20 yıldır Türkiye ve Avrasya coğrafyasında tartışmasız sağlık sektörünün en önemli ve kapsamlı buluşması 4-7 Nisan 2013 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştiriliyor. Türkiye ve Avrasya bölgesinin, profesyonel ve önemli alıcıları ile uluslararası bir medikal fuarda bir araya gelme imkanı, Rakipsiz bir tıp fuarında bulunarak sektörde marka bilinirliğini güçlendirmek, Bayilik ağını genişletmek için yeni pazarlardan yeni müşterilerle tanışmak, Türkiye ve dünyadan lider tıp firmalarının, Türkiye’deki tek ve etkin buluşma platformu 20 yıllık istikrarın yarattığı güven ortamı,

İhracat Pazarlarından Yeni Müşterilerle Buluşturacak TÜYAP Yurtdışı ofisleri EKSPOMED 2013 Fuarı’na doğru ziyaretçiyi getirmek için çalışıyor. Fuarda 1000’in üzerinde profesyonel alım heyeti fuarda ağırlanacak. TÜYAP Tiflis: Gürcistan ve Özbekistan TÜYAP Üsküp: Arnavutluk, Kosova, Makedonya, Bosna Hersek, Hırvatistan ve Sırbistan TÜYAP Moskova: Rusya ve Ukrayna TÜYAP Tahran: İran TÜYAP Sofya: Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan TÜYAP Kahire: Mısır, Irak, Lübnan, Ürdün ve Ortadoğu

30 Binin Üzerinde Ziyaretçi Geçtiğimiz yıl TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde toplam 6 sergi salonunda ve 35.000 metrekare alanda eş zamanlı gerçekleştirilen EKSPOMED 2012, LABTEK 2012 ve EKSPOTERMAL Fuarları, T.C. Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın katılımıyla kapılarını ziyaretçilere açtıştı. Tüm dünyadan sektör temsilcilerini bir araya getiren ve dünyanın önde gelen uluslararası pazarlama platformlarından biri olma özelliğini taşıyan fuarları, 2012 yılında 31.730 profesyonel tarafından ziyaret edildi.

28 > OCAK 2012



AKTÜEL

D

Samsun Medikal Sektörü MEDICA 2012 Fuarı’na Katıldı

ünyanın en büyük fuarları arasında yer alan Almanya’nın Duesseldorf kentindeki ‘Medica 2012 Medikal Ürünler Fuarı’nda Samsun medikal üreticilerinin ürünlerinin yer aldığı stant büyük ilgi görürken katılımcılara ayrıca, Samsun TSO tarafından hazırlanan kentin ekonomi ve yatırım imkanlarını tanıtan yayınlar ve CD’ler dağıtıldı.

Medikal teknoloji, hastane ekipmanları, laboratuvar teknolojisi, ameliyat araç ve gereçleri, ilaç ve sağlıkla ilgili A’dan Z’ye tüm her şeyin yer aldığı dünyanın en büyük fuarındaki Samsun standı katılımcıların yoğun ilgisi ile karşılaştı.

Medica 2012 Medikal Ürünler Fuarı’na ilk defa stant bazında katılım sağlandı. Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Sedat Demirci’nin başkanlığını yaptığı heyette Vali Yardımcısı Haluk Şimşek, Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Zekeriya Bektaş, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Sayman üyesi Yiğit Tören, Yönetim Kurulu üyeleri Kadir Beytekin ve Orhan Bülbüloğlu, bazı meclis üyeleri, Samsun Makine Mühendisleri Odası Başkanı Kadir Gürkan, MEDİKÜM Başkanı Dr. Ahmet Aydemir, Samsun TSO Genel Sekreter Yardımcısı Okan Gümüş, ve medikal alanında faaliyet gösteren firmaların temsilcileri ile birlikte 42 kişi yer aldı.

Samsun TSO Öncülük Yaptı Samsunlu medikal üreticileri, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası ile Samsun Medikal Sanayi Kümelenme Derneği’nin (MEDİKÜM) organizasyonu ile 14-17 Kasım tarihleri arasında Almanya’nın Duessseldorf kentinde gerçekleştirilen

Büyük İlgi Gördü Fuara 62 ülkeden 112’si Türk olmak üzere 4 bin 571 katılımcının yer aldığı fuar 150 bine yakın yerli ve yabancı profesyonel tarafından ziyaret edildi. Medikal teknoloji, hastane ekipmanları, laboratuvar teknolojisi, ameliyat araç ve 30 > OCAK 2012



AKTÜEL

gereçleri, ilaç ve sağlıkla ilgili A’dan Z’ye tüm her şeyin yer aldığı dünyanın en büyük fuarındaki Samsun standı katılımcıların yoğun ilgisi ile karşılaştı. Samsun’da üretilen medikal ürünlerin yer aldığı standı ziyaret edenlere, ürünler hakkında bilgi verildi. Ziyaretçilere ayrıca, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından hazırlanan Samsun’un ekonomi ve yatırım imkanlarını tanıtan yayınlar ve CD’ler hediye edildi. Bu arada Heyet Başkanı Sedat Demirci ve diğer üyeler aynı fuarda stant açan Aysam Tıbbi Aletler ve Samsun Cerrahi Aletler firmalarının standını da ziyaret etti.

T.C. Dusseldorf Ticaret Ataşeliği Ziyaret Edildi Program kapsamında Samsun Vali Yardımcısı Haluk Şimşek, Samsun TSO Meclis Başkanı Sedat Demirci, Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Zekeriya Bektaş, Samsun Medikal Sanayi Kümelenme Derneği Başkanı Ahmet Aydemir ve Samsun TSO Genel Sekreter Yardımcısı Okan Gümüş’ün yer aldığı heyet, T.C. Dusseldorf Ticaret Ataşeliğine resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Bölgeler arası yatırım ve işbirliği imkânlarının ele alındığı toplantıda Samsun medikal sektörünün durumu ve potansiyeli ile bilgiler paylaşıldı.

İkili İş Görüşmeleri Samsun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yürütülen Avrupa İşletmeler Ağı projesi kapsamında projenin Almanya kanadı olan NRV Europa Zenit Gmbh tarafından fuar alanında ikili iş görüşmeleri organizasyonu yapıldı. Samsun heyetinde yer alan 15’e yakın firma temsilcisi daha önceden planlanan görüşme takvimi çerçevesinde 50’ye yakın iş görüşmesi gerçekleştirdi. Samsunlu firma yetkilileri, ikili iş görüşmelerinin çok olumlu geçtiğini ifade ederek, bu tür etkinliklerin devamını dilediler. Ayrıca, T.C. 32 > OCAK 2012

Ekonomi Bakanlığı’nın koordinasyonunda Samsun TSO tarafından yürütülen KOBİ İşbirliği ve Kümelenme Projesi tarafından organize edilen toplantı ve görüşmelerde firmalara ürettikleri ürünleri satabilmek için doğru distribütörleri bulma, satın alma ve birleşme süreçleri, klinik analiz süreçleri, Avrupa’daki yasal düzenlemeler ve Duesseldorf Medikal Mükemmeliyet Kümesi ile ilgili bilgilendirmede bulunuldu.

Bakanlığın Projeye Desteği Devam Edecek T.C. Ekonomi Bakanlığı tarafından yüzde 75 destek ile finanse edilen ve Samsun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yürütülen “Samsun Sağlık Ekipmanları Sektörünün İhracat Kapasitesinin Artırılması Projesi” kapsamında gerçekleştirilen MEDICA 2012’nin amacı Samsunlu üreticilerin teknolojik gelişmeleri yakından görerek kendilerini geliştirmelerine ve yeni işbirlikleri kurmalarına katkıda bulunmaktır. Sektörün dünya çapında en büyük fuarı olan MEDICA’ya katılım 2 yıl sürecek olan projenin en önemli ilk yurtdışı pazarlama faaliyetidir. 05 Kasım 2012’de gerçekleştirilen Dış Ticaret Eğitiminin ardından gerçekleştirilen fuarın ardından stratejik yönetim eğitim, maliyet hesabı, proje hazırlama, ortak marka veya garanti markası için analiz çalışmaları gibi eğitim ve danışmanlık faaliyetleri gerçekleştirilecektir. 14-17 Kasım 2012 tarihinde stant bazından katılım sağlanan MEDICA 2012’den kazanılan tecrübelerle Dubai’de gerçekleştirilecek olan Arab Health gibi fuarlara katılım sağlanacak ve Azerbaycan, Kazakistan, Malezya, Endonezya, Cezayir, Mısır, İran ve Irak gibi bölgelerden de Samsun’a ticari alım heyetleri davet edilecektir. Böylece Samsun’da medikal sektöründe üretim yapan firmaların yeni ve yenilikçi ürünler üreterek ihracat kapasitelerinin artırılmasına katkıda bulunmak hedeflenmektedir.



AKTÜEL

Japon Devi AND Türkiye Pazarında Mesitaş ile Büyüyor

Mesitaş A.Ş.’nin Türkiye distribütörlüğünü yürüttüğü, sağlık sektöründe başta dijital tansiyon aletleri olmak üzere birçok ürün üreten AND, pazarda yoğun ilgi gördü.

1

979’dan beri “Güvenebileceğiniz Teknoloji” sloganıyla sağlık sektöründe başta dijital tansiyon aletleri olmak üzere birçok ürün üreten AND, yine alanında öncü firmalardan Mesitaş A.Ş. distribütörlüğünde Türkiye pazarına girdi. Klinikçe onaylı yüksek kalite ve üretim standartlarına sahip tansiyon aletleri hekimlerimizin ve kullanıcıların hizmetinde sunulmuştur, AND tansiyon aletlerin tüm dünyada hekimler tarafından hastalarına önerilmesinin en büyük nedeni hastane ve kliniklerdeki güvenli ölçüm sisteminin eve taşınmasıdır. Evdeki takip de en az hastanedeki kadar önemlidir ve tedavinin bir parçasıdır.

UA-767 Plus Düzensiz Kalp Atışı (IHB) Gösterimi Tansiyon sınıf sonuçlandırması Gösterimi Son Ölçüm Hafızası Rahat Okunabilir 3 Satır Ekran Tek Tuş Özelliği Rahat Manşet 34 > OCAK 2012

UA-774 Düzensiz Nabız Atışı gösterimi (IHB) Tansiyon Sonuç Sınıflandırması Gösterimi İki Kişilik 30 Hafıza + Averaj Özelliği Rahat Manşet Aydınlatmalı Başlat Tuşu

UA-705 Masa Tipi, Kompakt Düzensiz Nabız Atışı Gösterimi (IHB) Tansiyon Sonuç Sınıflandırması Gösterimi 30 Hafıza + Averaj Özelliği Rahat Manşet AA Pil ile Çalışma Özelliği

UA-787 Plus Kolay ve Hızlı Ölçüm İmkanı Düzensiz Nabız Atışı Gösterimi (IHB) Tansiyon Sonuç Sınıflandırması Gösterimi Tarih ve Saat ile Birlikte 60 Hafıza + Averaj Özelliği Kendinden Kavrayan Yeni Tasarım Ergonomik Manşet Rahat Okunabilir, 3 Satır Ekran Saat Göstergesi ve Alarm Özelliği

UB-351 Basit Tek Tuşla Bilekten Ölçüm Düzensiz Nabız Atışı Gösterimi (IHB) Tansiyon Sonuç Sınıflandırması Gösterimi 90 Hafıza + Averaj Özelliği

UB-511 Ultra Kompakt ve Hafi Tasarım Manşet Şişme Süresi Dahil Hızlı Ölçüm Düzensiz Nabız Atış Gösterimi (IHB) Tansiyon Sonuç Sınıflandırması Gösterimi 30 Hafıza + Averaj Özelliği



AKTÜEL

Sağlık Sektörünün 4 Bileşeni Türkiye Sağlık Sektörü Raporu, Türkiye’de sağlık sisteminin güncel durumunu İlaç, Sağlık Hizmeti Sunucuları, Sağlık Sigortası ve Tıbbi Cihaz olarak tüm bileşenleriyle ortaya koydu.

36 > OCAK 2012


T

ürkiye’de sağlık sisteminin tüm bileşenleri ile İlaç, Sağlık Sunucuları, Tıbbi Cihaz, Sigorta, güncel durumu ortaya konulması; kalite, maliyet ve erişim olmak üzere üç temel boyut gözönünde tutularak sürdürülebilir ideal sağlık sistemine ulaşılması yönünde potansiyel iyileştirme alanlarının belirtilmesi öngörülmüştür.

Sağlık Hizmet Sunumu Sektörü Kritik sağlık göstergeleri açısından Türkiye’nin bir değerlendirmesi yapıldığında; 2009 verileriyle her 1.000 doğumda ortalama 13,1 olan bebek ölüm oranının OECD’deki %0,4’lük oranın çok üzerinde olduğu dikkati çekiyor. Öte yandan 2009 verilerine göre OECD ülkelerinin ortalama

yaşam beklentisi 80 yıl olarak hesaplanırken, Türkiye’de hayat standardının yükseltilmesi çalışmalarına rağmen ortalama yaşam beklentisi 74 yıl ile gelişmiş ülkelerin gerisinde kalıyor. Dünya ortalamasına bakıldığında, 1.000 kişiye düşen hastane yatağı sayısı 2,8’dir. En büyük sağlık pazarı konumundaki Amerika’da 1.000 kişiye düşen hastane yatağı sayısı 3,1 iken, Türkiye, 1.000 kişiye düşen 2,5 hastane yatağıyla dünya ve OECD ortalamalarının gerisinde kalmaktadır. 1.000 hasta başına düşen doktor sayısı ABD’de 2,4, Rusya’da ise 4,3’tür. Dünya ortalamasında ve Türkiye’de ise bu oran 1,6 olarak gözlemlenmektedir. 2010 yılı itibarıyla Türkiye’de toplam 123.447 doktor bulunmakla birlikte, hasta başına düşen doktor oranı gelişmiş ülkelere kıyasla geride kalmaktadır. 1000 kişiye düşen hemşire sayısı ABD’de 10,8, OECD ülkelerinde 8,4 ve Türkiye’de ise 1,5’dir. Türkiye’de 114.772 hemşire istihdam edilmektedir, ancak doktor başına düşen hemşire sayısına bakıldığında da, Türkiye OECD ülkelerinin oldukça gerisinde kalmaktadır. OECD ülkelerinde 100.000 kişiye düşen yeni mezun hemşire sayısı 39 iken, bu rakam Türkiye için sadece 6’dır. Son 10 yılda Avrupa Birliği dahil birçok ülkede, hastaların hastanelerde kalış sürelerinin azaldığı görülmektedir. 2000 yılında 8,2 gün olan OECD ülkelerinin ortalama hasta kalış süresi, 2009 yılı itibariyle 7,2 güne düşmüştür. Türkiye’de ise bu süre ortalamada 4 gün olmakla birlikte, aslında bu gösterge hizmetin iyiliği ve hızına işaret etmemekte, hizmet kapasitesinin yetersiz olmasından kaynaklanmakta ve sisteme ek maliyetler getirmektedir. Türkiye’de kapasite gereksinimi ancak hasta kalış sürelerinin kısa tutulmasıyla mümkün olmaktadır. Türkiye’de 1.400’den fazla hastane hizmet vermekte olup, bu hastanelerin %34’ü özel sermayelidir. 2000-2010 yılları arasında Türkiye’deki hastanelerin Bileşik Yıllık Büyüme Oranı (BYBO) %1,7 iken, özel hastaneler için bu oran %6,5 olarak gerçekleşmiştir.

OCAK 2012 > 37


AKTÜEL

Özel hastanelerin bölgesel dağılımına bakıldığında İstanbul, Ankara ve İzmir ön plana çıkmaktadır. Türkiye’deki özel hastanelerin %48’i, hastane yataklarının ise %56’sı bu üç ilden birinde bulunmaktadır. Türkiye’deki doktorların %59’unun Sağlık Bakanlığı’na bağlı devlet hastanelerinde görev aldığı, %20’sinin özel sektörde hizmet vermekte olduğu görülmektedir. Türkiye’de 2006-2010 yılları arasındaki hastane müracaatları incelendiğinde, Sağlık Bakanlığı hastanelerinde %5,6’lık bir BYBO gözlemlenirken, özel hastaneler için bu oran %32,4’tür. Devlet ile özel hastaneler arasındaki bu önemli fark, sektördeki özel teşebbüs yatırımlarının artışına ve sağlık sisteminin liberalleştiğine işaret etmektedir. Türkiye genelinde hastane yatak doluluk oranları %64 seviyesindedir. Sağlık Bakanlığı hastaneleri bu orana paralel seyrederken, özel hastaneler %51’lik doluluk oranına sahiptir. Ortalama yatış sürelerine bakıldığında ise özel hastanelerde 2 gün olan süre, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde ortalama 4,4 gündür. Sağlık Turizmi: 2010 sonu itibariyle küresel sağlık turizmi pazarının büyüklüğü 78,5 Milyar ABD Doları olarak belirlenmiştir. 2012 yılı itibarıyla pazarın büyüklüğünün 100 Milyar ABD Doları’na ulaşması beklenmektedir. Türkiye’nin ise bu pazardaki payı %1 civarındadır. Türkiye’de 2010 yılında medikal turizm pazarının büyüklüğü 850 Milyon ABD Doları olarak tahmin edilmekte olup, bu rakamın önümüzdeki 5 yıl içerisinde 1 Milyar ABD Doları’na çıkarıl-

38 > OCAK 2012



AKTÜEL

ması hedeflenmektedir. Tedaviler için Türkiye’nin tercih edilmesinin başlıca nedenleri arasında; yüksek kaliteli hizmet verilmesi, fiyatların birçok ülkeye nazaran düşük ve verilen hizmet kalitesine uygun olması, hekimlerin iyi eğitim görmüş olmaları, tedavilerde kullanılan teknolojik olanakların yüksek olması ve Türkiye’nin dünya çapında bilinen ve tercih edilen bir turizm merkezi olması sayılabilir.

Tıbbi Cihaz Sektörü 2010 yılı itibarıyla dünya tıbbi cihaz pazarı 250 milyar doları aşan bir büyüklüğe ulaşmıştır. Dünyadaki en büyük pazarlar sırasıyla; ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Çin, Kanada, Rusya, İspanya ve İsviçre’dir. Türkiye’de tıbbi cihaz pazarı, 2010 yılsonu itibarıyla 1,9 Milyar ABD Doları tutarında Pazar büyüklüğüne ulaşarak, dünyadaki en büyük 20 pazardan biri konumuna yükselmiştir. Öngörülen 2011-2015 dönemi dâhilinde, tıbbi cihaz sektörünün %6’ya yakın bir BYBO ile 2,7 Milyar ABD Dolarını aşması beklenmektedir. Türkiye’de 1.000’e yakın yerel tıbbi cihaz üreticisi ve tedarikçisi bulunmaktadır ve sektörde yer alan oyunculardan 700’e yakın kısmı üretimlerini ihraç etmektedirler. Yerel üreticiler, İstanbul, İzmir, Ankara, Samsun ve Konya olmak üzere 5 şehirde yoğun olarak yer almaktadırlar. Yerel üreticiler pazardaki talebin %15’ini karşılamaktadırlar.

İlaç Sektörü Dünyanın en büyük 5 ilaç pazarı sırasıyla ABD, Japonya, Çin, Fransa ve Almanya’dır. Türkiye ise 15. sırada olup, son yıllarda önemi artan pazarlardan biri olma konumundadır. Önümüzdeki dönemlerde ilaç sanayinde ürün portföyü, piyasalar, odak /hasta ilişkileri, tedavi / ilaçlar, ekonomi, üretim ve satış ekseninde birçok değişim yaşanacağı ve bu değişimin global ölçüde tüm ülkeleri (piyasaları) etkileyeceği düşünülmektedir. Türkiye açısından bu değişimi fırsata çevirerek, yatırımların Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırım şeklinde gelmesini sağlayacak politikalar geliştirilmesine yönelik fırsatlar bulunmaktadır.

40 > OCAK 2012

İlaç sektörü yatırımlarına bakıldığında ise gelişmekte olan pazarlar ön plana çıkmaktadır. Ancak son yıllarda yeni oluşan sahalar incelendiğinde özellikle gelişmekte olan pazarlardan Latin Amerika, Çin ve Hindistan’da yatırımların artmış olduğu gözlemlenmektedir. Bu durum, Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan pazarların cazibe merkezi oluşturduğunu göstermektedir. Türkiye tutar olarak dünyadaki en büyük 15. ilaç pazarıdır. Üretim açısından bakıldığında ise en büyük 16. ilaç pazarıdır. Günümüzde Türkiye, Avrupa’nın en hızlı büyüyen ilaç pazarlarından biridir. 2010 yılında kişi başına düşen ilaç harcaması diğer Avrupa ülkelerine kıyasla düşük olmasına rağmen, Türkiye ilaç pazarı; Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere ve İspanya’nın ardından Avrupa’daki altıncı en büyük ilaç pazarıdır. Türkiye’de kullanılan ilaçların kutu bazında %75,5’i yerli üretimdir. Tutar düzeyinde ise yerli ilaçların ağırlığının %49 civarında olduğu görülmektedir. Yıllar içerisinde ithal ilaç oranında hacimsel olarak bir artış olduğu gözlemlenmektedir. Türkiye’nin ilaç ihracatı 2000 –2011 döneminde 101 Milyon ABD Doları’ndan 567 Milyon ABD Doları’na yükselmiştir. Atıl kapasite olmasına rağmen, aynı dönemde Türkiye’nin ilaç ithalatı da artarak 1 Milyar ABD Dolardan 4,7 Milyar ABD Doları’na yükselmiştir. Bu durum neticesinde cari açığın arttığı ve mevcut durumda ihracatın ithalatı karşılama oranının %12 seviyesinde olduğu gözlemlenmektedir.

Sigorta Sektörü Türkiye sigorta sektörünün toplam prim üretiminin yaklaşık %12’sini sağlık sigortaları oluşturmaktadır. 2011 yılında hayat dışı branşlardan olan sağlık sigortalarında %20’lik büyüme ile 1,6 milyar TL’lik prim üretimi gerçekleşmiştir. Sağlık sigortası sektörü 2006 ile 2010 yılları arasında %14’lük bir BYBO yakalamıştır. Pazarın önümüzdeki yıllarda da aynı büyüme trendini devam ettirmesi ve 2015 yılında pazar büyüklüğünün yaklaşık 2 Milyar ABD Doları’na ulaşması beklenmektedir.



AKTÜEL

MEDICA Forum’da Önemli Bilgiler Paylaşıldı

D

ünyanın en büyük tıbbi ticaret fuarı olan MEDICA’nın ayrılmaz bir parçası olan MEDICA TECH FORUM, bu yıl Düsseldorf’ta 12 Holl’de yeniden çok geniş bir yelpazede güncel tıbbi teknoloji konularını ile ilgili İngilizce dilinde seminerler düzenlendi.

Modern Satın Alım Yönetimi Perşembe Günü, Klinik Verimlilik ve Hasta Sonuçları üzerine olan programda: İnsanlar, Uygulamalar ve Teknolojiler, bir yanda tıbbi malzeme ihtiyacının giderek artması ile öte yanda kaynakların kısıtlı olması açısında denge nasıl kurulabilir hususu incelendi. Seminer Münster Merkez Hastane Yönetimi müdürü Professor Dr. Dr. Wilfried Von Eiff’in liderliğinde yürütüldü. Burada medikal kalite irdelendi, bunu oluşturan temel faktörler tespit edildi, bunlar arasında klinik uygulamalarının aksamadan yürütülmesi, uygun işletim maliyetleri ve hasta memnuniyeti. Von Eiff, hastane giderlerinin yıllık ortalama artış oranı %4.5 iken bu durumun maliyet bilinçli satın alma politikaları uygulayarak veya personel sayısında kesinti yapılarak aradaki farkın dengelenemeyeceğini, bilakis bu tür önlemlerin sağlık hizmetini ciddi bir şekilde tehlikeye sokacağını gösterdi. Endüstri alanında ve Avrupa’daki hastanelerde kullanılan güzide yönetim araçların kanıtlanmış etkinliğini açıklayarak tanıttı.

MEDICA TECH FORUM tıbbi teknoloji ile ilgili trendlere ilişkin bilgi sunarak uluslararası dinleyicileri aydınlattı.

Hastane ortamında hijyene karşı meydan okuma Cuma günü, hastanede hijyen temini üzerine odaklanıldı. Çoklu Dirençlı Patojenler:, Düsseldorf Üniversitesi, Tıbbi Mikrobiyoloji ve Hastane Hijyeni Bölümü yöneticisi Professor Dr. Klaus Pfeffer’in tasarlamış olduğu İngilizce dilinde gerçekleşen seminerde Klinik Mikrobiyolojideki Zorluklar ve Çözümleri, Hastanede Hijyen ve Hasta Bakımı konusu işlendi. Mikro organizmaların antibiyoteklere karşı olan dirençleri gittikçe artmakta olup, bu durum sağlık hizmetleri sistemini büyük bir oranda zorlamaktadır. Bundan dolayı, hastane enfeksiyonları ile çoklu dirençli patojenlerin yayılmasını önlemek için yeni kavramlar ve çözümlere acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Epidemiyolojik gözetim ve bu tür patojenlerin hastalardan, hastanelerden ve tıbbi ürünlerden bertaraf edilmesi adına bu seminerde son derece hızlı tespit yapabilen gelişmiş stratejiler tanıtıldı. Ayrıca, Almanca dilinde düzenlenen konferanslarda da pratik uygulamalara ilişkin sağlam yöntemler konusunda bilgi verildi. 42 > OCAK 2012



AKTÜEL

Tıp Eğitiminde Elektronik Simülatörler Çok önceleri anatomik model ve posterler üzerinden başlatılan tıp ve sağlık eğitimi zaman içinde anatomik maket ve manken çeşit ve niteliklerinin artışı ile beceri laboratuvarları anlayış ve uygulamaları biçiminde gelişmiş; ancak Batı ülkelerinde özellikle A.B.D. ve Japonya’da tıp eğitimi beceri laboratuvarları dışına taşarak elektronik simülatörlerle üniversite kliniklerinde hastabaşı eğitim simülasyonlarına dönüşmüştür.

44 > OCAK 2013

T

ürkiye’de tıp ve hasta bakımı eğitiminde, uygulamaların çeşidine niteliğine uygun maket (trainereğitim düzeneği) ve mankenlerin kullanıldığını biliyoruz. Sayı ve çeşitleri arttıkça bunların bir araya getirilerek tıp fakülteleri ve sağlık yüksek okullarında “beceri geliştirme” laboratuvarları adıyla ayrı birimlere dönüştüğünü de görüyoruz. Daha önceleri anatomik model ve posterler üzerinden başlatılan tıp ve sağlık eğitimi, beceri laboratuvarları anlayış ve uygulamalarıyla daha kapsamlı bir faaliyete dönüşmüş bulunuyor. Bugün ülkemizde üniversitelerin yüksek sağlık okullarında ve bir ölçüde sağlık meslek liselerinde “beceri laboratuarı” uygulamaları genellik kazanmış durumdadır. Yeni kurulan ve olanakları sınırlı bazı tıp fakültelerinde de eğitim bu düzeyde sürdürülmektedir. Belirtelim ki üniversite bütçelerinde ve genel bütçeden sağlık meslek liselerine ayrılan ödeneklerde bu konuda yıldan yıla genişleyen bir olumlu gidiş söz konusudur. Ancak, tıp eğitiminin hızla geliştiği Batı ülkelerinde özellikle A.B.D.ve Japonya’da mevcut anatomik maket ve manken çeşitleri artarken elektronik simülatörlerle yeni ve ileri bir evreye geçilmiştir. Bu simülatörler, sanki canlı bir insan üzerinde çalışıyor gibi teşhis, tedavi, cerrahi işlem ve uygulamalarında gerçek insan ortamları yaratan, hasta reaksiyonları veren,



AKTÜEL

Solunum yolları, akciğer patolojileri Hazır senaryolar Sonuçların gerçek cihazlar üzerinden takibi

12 derivasyonlu ECG ve monitör Oklüzyon, iskemi, nekroz simülasyonları Yüzlerce çeşit kardiyak ritim opsiyonları

İlaç uygulama İlaç tip ve dozunun belirlenmesi Simüle yaşam sinyalleri monitöründen sonuçların fizyolojik takibi

Otomatik ya da eğitici kontrolünde ışığa hassas gözbebekleri Hareketli gözler

öğrenciye (tıp ve sağlık eğitimi alan öğrenciye) uygulamalar sırasında hasta katkıları sunan elektronik ve yazılım teknolojilerinin ürünü cihazlardır. Söz gelimi, doğru ilaç tedavisine cevap veren, olumlu hasta reaksiyonları ile öğrenciye yol gösteren, öğrenci uygulamalarını öğrenim sürecini değerlendirerek eğitici ve öğrencinin hedefe yaklaşımlarına not veren bu cihazlarla tıp ve sağlık eğitimi istenilen eğitim düzeyine daha kısa zamanda ulaşmayı sağlamaktadır. Sadece eğitim maliyetleri değil, eğitim süre ve seviyeleri de olumlu etkilenmektedir. Elektronik simülatörler eğitim alanlarına göre çeşitlendirilmekte; örneğin bir hasta bakım ve tedavi simülatöründe öğrenci gerçek bir hasta ile karşı karşıya kalmış gibi kendisinden istenilen uygulamaları gerçekleştirerek bilgi ve becerilerini geliştirmektedir. Uygulamalar sonrasında öğrencinin performansı ayrıca değerlendirilmektedir.

labilmektedir. Simülatöre kablosuz bir PC tablet üzerinden kumanda edilebilmekte; hazır senaryolar ya da bizzat eğiticinin öngördüğü değişik senaryolar kullanılarak eğitim belli bir “müfredata” göre sürdürülebilmektedir.

Üç Boyutlu Simülatör görüntüleri kapsamlı yazılımlarla kendi ekseni üzerinde döndürülebilmekte büyütülebilmekte; sanal vücut örtüsü (deri) altına inilerek fizyolojik parametrelerin değişimi sağlanmaktadır. Solunum sistemi, soluk alıp verme, kardiyak ve sefalik fonksiyonlar ve sirkülasyon çeşitli senaryolarla “durum panelinde” farklılaştırı-

Ne var ki, bu gelişmelerin Türkiye’de kabul görüşü, ya da tıp fakültelerinin bu yeni simülatörlere bütçe tahsisi işi henüz başlangıç safhasındadır. İşin ilginç tarafı bu başlangıcın resmi üniversitelerimizin tıp fakültesinde yaşanıyor olmasıdır. Devletin öncülüğü kuşkusuz önemli. Vakıf Üniversitelerimizde de bu yönde açılımlar gerekiyor.

46 > OCAK 2012

Hava yolu müdahaleleri, solunum sistemine ilişkin uygulamalar; kalp sesleri ve nabız ile uyumlu gerçek zamanlı ECG ritimleri, gerçek cihazların kullanımı yoluyla ECG, nabız, oksijen tüketimi, defibrilasyon, kardiovert ve pace takibi, damara ilaç uygulama ve ilaç çeşit ve miktarlarını belirleyebilme özelliği, fizyolojik modele göre otomatik olarak kontrol edilebilen gözler, ışığa hassas göz bebekleri, önceden hazırlanmış ve sisteme yüklenmiş sesli hasta cevapları ve daha pek çok özellikleriyle elektronik simülatörler, tıp fakültelerinde eğitimi hasta başı eğitim ortamlarına taşımaktadır.



AKTÜEL

Arab Health 2013 İçin Geri Sayım Başladı 28-29 Ocak 2013 tarihinde Arap Sağlık Fuarı ve Kongresi süresince Dubai Uluslararası Kongre ve Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan Orta Doğu Şeker Hastalığı Konferansı’nda tartışılacak.

48 > OCAK 2012

B

AE’de kontrol altına alınamayan şeker hastalığı salgınının ekonomiye olan etkisi konusunda özel ve devlet sektöründen müşterek hareket etmeleri beklenmektedir. Arap Sağlık Uzmanları, en son yayımlanmış şeker hastalığı kılavuzunda yer alan önerileri Birleşik Arap Emirlikleri üzerine odaklanarak gözden geçireceklerdir. Küresel şeker hastalığı salgınının en etkili unsurları arasında, kontrol altına alınamayan şeker hastalığının insan sağlığı üzerindeki yıkıcı etkisi dışında ekonomiye vurduğu darbedir. Şeker hastalığı teşhis edilmiş hastalar, ortalama, sağlıklı insanlardan 2.3 katı oranında daha yüksek sağlık harcamaları vardır. Booz Allen Hamilton tarafından hazırlanan yeni rapora göre, Birleşik Arap Emirliklerinde (BAE) artan şeker hastalığının maliyeti, uzman servislere olan ihtiyaca ilişkili olarak önümüzdeki 10-15 sene içinde devletin sağlık hizmetlerinin giderlerine orantısız bir şekilde etkileyecektir. Bu sorun ilk defa, 28-29 Ocak 2013 tarihinde Arap Sağlık Fuarı ve Kongresi süresince Dubai Uluslararası Kongre ve Fuar Merkezinde düzenlenecek olan Orta Doğu Şeker Hastalığı Konferansında tartışılacaktır. Abu Dhabi Imperial College Londra Şeker Hastalıkları Merkezi (ICLDC) Medikal ve Araştırma Direktörü ve Orta Doğu Şeker Hastalığı Konferansında konuşmacı olan Doktor Maha Barakat’a göre, “ICLDC’nin inancına göre, öncelikle Şeker hastalığı probleminin Birleşik Arap Emirlikleri’nde neden var olduğunu anlamak, ikinci olarak, var olan problemin dünyada ileri gelen tedavilerle ele alınması yoluyla güçlüklerin üstesinden gelerek önlenmesi ve üçüncü olarak, şeker hastalığının yüksek risk taşıyan insanlarda ilerlemesini önlemektir. Ne yazık ki, herhangi bir küçük klinikte, halk sağlık ocakları veya hususi endokrin hastane bölümlerinde sorun çözümlenemiyor. Çünkü hasta sayısı tek kelimeyle çok fazla.” Dr. Barakat aynı zamanda en son Amerikan Şeker Hastalığı Kuruluşu tarafından yayımlanan Şeker Hastalığı kılavuzu (2013 Anlaşma Beyanı), aynı zamanda Uluslararası Şeker Hastalığı Federasyonu (İkinci tip Şeker Hastalığı için Küresel kılavuz 2012), ve Şeker Hastalığında rastlanan Yemek Sonrası Glikoz Yönetimi ile ilgili Küresel Kılavuz 2012 inceleyecek. Kişi başına (yetişkin nüfusun) düşen şeker hastalığı yaygınlığı açısından BAE dünyada onuncu sırada yer alıyor; Uluslararası Şeker Hastalıkları Federasyonundan gelen en son rakamsal verilere göre, Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşayan yetişkin nüfusun yüzde 19.2’inde Şeker Hastalığı bulunduğunu gösteriyor ve bu insanların yarısı kendilerinin şeker hastası olduklarını bilmiyorlar. Ekim 2012 de Booz Allen Hamilton tarafından yazılmış “GCC ve Birleşik Arap Emirlikleri içinde Büyüyen Şeker Hastalığının Araştırılması” başlıklı rapora göre, şeker hastalığının Birleşik Arap Emirliklerinin mali kaynaklarını zorlayarak toplumsal bir maliyete yol açıyor. 2011 de yapılan analizlere göre, Birleşik Arap Emirliklerindeki Şeker hastalığının toplam maliyeti (sağlık hizmetleri, ölüm ve engellilere ilişkin olanak giderleri dâhil olmak üzere) 6.6 milyar dolara (24 Milyar Dinar) veya GDP’nin (Gayri Safi Hâsıla) yüzde 1.8 oranında olup, bu giderler her hangi bir GCC ülkesindeki giderlerden daha yüksektir.



AKTÜEL

“13. Bayındır Hastaneleri Tıp Ödülleri’’ Sahiplerini Buldu Özel sağlık sektörünün tıp alanında ilk bilim ödülü olan ‘Bayındır Hastaneleri Tıp Ödülleri’nin 13.’sü Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

50 > OCAK 2012

B

ayındır Sağlık Grubu tarafından Türkiye Cumhuriyeti uyruklu tıp eğitimi almış bilim insanlarının tıp alanındaki seçkin araştırma, çalışma ve hizmetlerini kamuoyuna duyurmak ve bilimsel çalışmalarını teşvik etmek amacıyla düzenlenen ödüller, hizmet, bilim, teşvik ve araştırma desteği olmak üzere dört dalda veriliyor. Törende, ‘’Hizmet Ödülü’’; hasta odaklı ve bilimsel temele dayalı sistematik laboratuvar çalışmaları nedeniyle, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Düzen Laboratuvarlar Grubu Kurucu ve Yöneticisi Prof. Dr. Yahya Laleli’ye Bayındır Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Kutlusoy tarafından verildi. ‘’Bilim Ödülü’’ ise ülkemizin önemli sağlık sorunlarından biri olan ‘’viral hepatit, hepatik ensefolopati ve karaciğer hastalıklarının ekstrahepatik manifestasyonları’’ konusunda yaptığı çalışmalar nedeniyle, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Cihan Yurdaydın’a Bayındır Sağlık Grubu Genel Müdürü Doğan Sarban tarafından sunuldu. “Teşvik Ödülü’’ de eşit bilimsel ağırlığı nedeniyle Hacetttepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Ethem Murat ARSAVA ile Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Yusuf Yılmaz’a Bayındır Sağlık Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Yaman Zorlutuna tarafından takdim edildi.



AKTÜEL Bayındır Sağlık Grubu olarak eğitim ve bilime verdikleri desteği sürdüreceklerini ifade ederek, Bayındır Tıp Ödüllerinin özel bir sağlık kurumunun bilime verdiği desteğin en güzel ödülü olduğunu kaydetti. Bayındır Hastaneleri Tıp Ödülleri’nde şimdiye kadar Prof. Dr. İhsan Doğramacı, Prof. Dr. Türkan Saylan, Prof. Dr. Ziya Kırkalı gibi birçok başarılı bilim insanı ödül kazandı.

“Araştırma Desteği” ise doktora öğrencileri Ayşim Gözükızıl ve Evin Özen’den oluşan ekip tarafından gerçekleştirilmesi planlanan ‘’hepatoselüler karsinom hücrelerinde oksidatif stres yanıtının düzenlenmesinde tiyoredoksin etkileşimli protein (txnıp)’in rolü’’ başlıklı projenin yöneticisi Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Neşe Atabey’e Bayındır Sağlık Genel Müdür Yardımcısı Erdem İnan verdi. Bayındır Sağlık Grubu Genel Müdürü Doğan Sarban, ödüllerin 1996 yılından bu yana düzenlendiğini dile getirerek, ’Ödüller, sağlık ve tıp alanındaki bilimsel gelişmeye katkıda bulunmak amacıyla veriliyor’’dedi. Sarban, Ankara’da Söğütözü ve Kavaklıdere, İstanbul’da İçerenköy’de olmak üzere 320 yatak kapasiteli 3 hastane, Levent’te tıp merkezi ve 6 tane diş kliniği bulunan Bayındır Sağlık Grubu’nun İstanbul’da Avrupa yakasında da bir hastane açmayı planladığını söyleyerek, ‘’Bu bir kalite yolculuğudur’’ diye konuştu.

52 > OCAK 2012

Bayındır 1992 yılında, o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye başlayan Bayındır Hastanesi, kısa sürede, sağlık alanında referans kurum haline gelmeyi başarmıştır. Bunda, tam zamanlı çalışan rafine hekim kadrosu yanı sıra, hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen temel değerler de son derece önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışıyla her yeni gün daha iyiye ulaşmayı kurumsal kültürünün temel ilkesi olarak kabul eden Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Hastanesi Söğütözü ile başlayan bu anlayışı, kısa sürede Bayındır Hastanesi Kavaklıdere, Bayındır Diş Klinikleri, Bayındır Tıp Merkezi Levent ve Bayındır Hastanesi İçerenköy’de de başarıyla uygulayarak, vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmiştir.



TIBBİ EKİPMAN

COMPAMED Başarıya Doğru Yol Almaya Devam Ediyor 34 ülkeden gelen 645 adet sergi sahiplerinin katılması, 11,600 metre kareden daha fazla alanda yer ayırtılması, ayrıca fuarı ziyaret edenlerin sayıları ile yeni bir rekor kırıldı.

C

OMPAMED, Düsseldorf’ta başarıya doğru yol almaya devam ediyor. MEDICA (4,554 adet sergi sahibi) – dünyanın en büyük farmasötik fuarı- ile paralel organize edildi. Tıbbi teknoloji endüstrisine ürün tedarik eden firmalara yönelik 14 ila 16 Kasım tarihinde düzenlenen dünyanın önder ticaret fuarındaki salonlar ziyaretçi akınına uğradı. 34 ülkeden gelen 645 adet sergi sahiplerinin katılması, 11,600 metre kareden daha fazla alanda yer ayırtılması, ayrıca fuarı ziyaret edenlerin sayıları ile yeni bir rekor kırıldı. Toplamda 130,600 uzman ziyaretçilerin biletleri her iki etkinliğe giriş hakkı verdiğinden 16,000’nin üzerinde ziyaretçi COMPAMED’e de katılmış oldu. Messe Düsseldorf, Yönetim Müdürü Joachim Schäfer’e göre "Tedarikçiler tarafından sunulan hizmet çeşitlerine ilişkin ziyaretçilere etkileyici bir tanıtım yapıldı. Bir süreden beri endüstride sadece bireysel bileşenlerin üretimi yapılmıyor. COMPAMED’de yer alan sergi sahipleri ürün yaşam döngüsünün tüm aşamalarında işin ehli ortaklardır – ürün geliştirmeden başlayıp, imalat ve yedek parçaların yönetimine kadar”. Tedarikçinin iş sürecinin ile tedarikçilerin teknik tıbbi cihazları ile yakın entegrasyonu ile ilgili açıklamada bulundu (MEDICA fuarında). “Teknik tıbbi cihazların ve sistemlerin son derece kısa yenilikçi döneminde işbirlikçi bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır” diye devam etti Joachim Schäfer, "Avrupa 'MedTech' (Tıbbi Teknoloji) firmaları araştırma ve geliştirme için gelirlerinin ortalama yüzde sekizini yatırıma ayırmaktalar. Genellikle ürün raf ömrü yaklaşık iki yıldan biraz azdır. Bir imalatçı işinin devam etmesini teminen yenilikçi tedarikçilere de gereksinimi vardır”. Örnek olarak, 2E Mechatronic tıbbi teknolojide ilgi çekmeye devam eden minyatürizasyon alanında yenilikçi olarak addedilmektedir. "DeviceMed (Tıbbi Cihaz) Ödülleri" töreni ilk kez COMPAMED 2012’de sahnelendi, bu firma, mikro-ve 54 > OCAK 2012


Lazer işlemine tabi tutulduğunda bunlar hemen hemen serbest kalıyor ve böylece gerekli olan iletken parçaların metalle kaplama işleminin üç aşamada gerçekleşmesi sağlanmış oluyor. Bir önceki modelden 20 faktör kadar daha küçük olup, bir uygulamalık solunum cihazıdır.

Uç Birimler İçin Küçük Bileşenler

nano- teknoloji kategorisinde geliştirdiği son derece ufak termal akış sensörü ile ödülü kazandı. "Bizim işletmemizde SMD çipi MID kutu-muhafaza içerisinde saklanmaktadır, şöyle ki, enjeksiyon kalıplama işlemi vasıtasıyla bir çevrim taşıyıcı imal ediliyor, bu PCB’siz çalışır” diye açıkladı Stephan Huttenlocher, 2E Mechatronic Ürün Müdürü. MID’in açlımı şöyledir: Kalıplanmış Ara Bağlantılı Cihazlar (Molded Interconnect Devices). Özel suni malzeme olan LCP (Likit Kristalin Polimerler) (Liquid Crystalline Polymers) kullanılır, içerisinde metalik bileşenler bulunur.

Sensirion AG bir adım daha ileriye giderek: İsveç firması, COMPAMED 2012’de dünyanın en küçük nemlendirme ve ısı sensörünü tanıttı. "Özellikle mobil uç birimler söz konusu olduğunda hiçbir zaman çok küçük olamaz" diyen Sensirion Pazarlama Bölümü Başkanı Andreas Meile şöyle devam etti: “Şimdiki iki x iki x 0.8 milimetrelik cihaza uygulanan "küçültme işlemi". Bu küçücük cihaz 2013 yılında İlkbaharda üretime girecek. Awaiba da en küçük boyutlar kullanıyor. Awaiba 3D kamera modülünü piyasaya sürdü - "NaEye Stereo" adlı bu cihazın ölçüleri sadece 1.0 x 2.2 x 1.4 milimetredir. Komple bir stereo kamera başlığı bu kompakt cihazın içerisine yerleştirilmiştir, 3D endoskopide kullanılmaktadır, mikroinvasif ameliyatlarda kullanımı git gide önem kazanmaktadır. Bir çok örnekler arasından üç örnek. COMPAMED’de minyatürizasyon trendi kesintiye uğramamıştır. Multivac ısıl şekillendirme ambalaj makinesi bir boy daha büyüktür, tam otomatik, hassas ürünlerin GNP uyumlu ve steril ürünlerin küçük ve büyük lot boyutlarında ambalajlanmalarına olanak sağlıyor. "Günümüzde, bölgesel ve diğer spesifik gereksinimleri karşılamak üzere ürünler daha da küçük miktarlarda üretilmektedir. Hızlı format değişimi yapabilmek için son derece gelişmiş özelliklere uygun olacak şekilde üretici firma ürünleri imal etmesi gerekmektedir, yükleme ve boşaltma esnasında güvenli hat temizliği ve akıllı otomasyon teknolojileri gerekmektedir”, diye izah etti Luc van de Vel - Tıbbi Cihazlar Başkanı, OCAK 2012 > 55


TIBBİ EKİPMAN

Joachim Schäfer, Messe Düsseldorf’un hedef pazar çözümleri olan basılı elektronikleri tedarikçilere sağlayabilmek üzere ideal bir başlangıç noktasında olduğunu söyledi.

Multivac Kozmetik ve Farmasötik bölümü. Çok iyi temizlenmiş bir odada – hazır bir makine: bir önceki modele göre yüzde 50 ila Yüzde 100 daha hızlı çalışıyor, bu cihaza da Donanım Sağlayıcı kategorisinde “Tıbbi Cihaz Ödülü”nü aldı ("DeviceMed Award”).

"Basılı Elektronikler" Tıbbi Teknolojide Giderek Daha Da Yaygınlaşmaktadır Basılı Elektronikler tıbbi teknolojide giderek daha da yaygınlaşmaktadır. Birçok firma da bu alanda çalışmalar yapmakta. Basılı elektronikleri mikro-yapısal yüzeyler ile birleştiren ilk firma CDA olmuştur. Önceden, CADA, basılı teknoloji kullanarak elektriksel iletken izlerini imal etmek için ilave parçalar entegre etti – anahtarlar, kondansatörler ve bobinler. Şimdi de fonksiyonel yüzeyler ve yapıları plastik taşıyıcılar üzerine entegre edilecekler. " Şu andaki çözümler Hayat Bilimi mikrosıvı (Life Science) uygulamaları ile ilgilenenler içindir. Ayrıca bizdeki teknoloji ile optik ve elektronik fonksiyonları tek bir sistemde birleştirebiliyoruz” dedi Pia Harju, CDA İş Geliştirme Başkanı. Bundan sonraki aşamada ise muhtemelen basılı piller yer alacaktır. "Basılı elektronikler birçok uygulama alanlarında uygulanabilmektedir, bu hususu göz önünde bulunduran, Messe Düsseldorf, buna ilişkin bir endüstri etkinliği organize etmektedir. İşte bu nedenlerden dolayı sadece bu alan için bir platform oluşturduk, aynı zamanda bunları uygun cam işleme, plastik işleme, ambalajlama veya ilaçlar ile ilgili uzmanlık fuarlarına dahil etmekteyiz uzman" diyen CEO

56 > OCAK 2012

Yeni Malzeme Yoksa COMPAMED de Yok Demektir Yeni bir poliüretan ham maddesi Bayer Material Science tarafından geliştirildi. Bu ham madde sayesinde özellikle yumuşak ve esnek köpükler üretilebilmektedir. Yüksek emiş özelliği ve olağanüstü sıvı tutulumu sayesinde modern yara pansumanları için nem yönetimi aşıcısından bugünün ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu köpükleri cilt tarafından tolere edilebilen cinsten yapışkan madde ile kaplamak mümkündür, bu yöntem alifatik poliüretan kimya bazlı da olabilmektedir. Hidrolik özellikleri ve ayarlanabilir yapışkan gücü sayesinde bu yapışkan maddeler çeşitli yara tedavilerinde kullanılabilmektedir. Igus da plastik ile çalışmalar yapmaktadır, ancak, çok farklı uygulamalar üzerinde çalışmaktadır. "Hareket halinde olan fakat yağlama gerektirmeyen parçalar için bazı polimerler geliştirdik” dedi Dominik Hartmann, Igus. Ürün Müdürü. Igus 40’ın üzerinde çeşitli termoplastik polimer karışımlar kullanmaktadır - öncelikli olarak metallerin yerine kullanmak için. Stokta 80,000’nin üzerinde ürün mevcut olup firma, enerji ve kablo rotalama alanlarında, her tip hareket için yararlı olabilecek oldukça esnek hatlarla birlikte yağlama maddeleri ile bakım gerektirmeyen basit çözümler sunmaktadır. Bunların uygulama alanları OP tablolarından başlayarak birimlerin laboratuar testleri ve tedarik yolları için, örneğin borucuklar (pipettors) ve minik-örnekler gibi minyatürize edilmiş sistemlere göre ayarlanılmasına kadarlık aralığı kapsamaktadır.



AKTÜEL

“Kan Kanseri Tedavisi Çok Değişti”

Hematoloji alanında Türkiye’deki en geniş kapsamlı kongre olan ‘Ulusal Hematoloji Kongreleri’nin 38’ncisi, Maritim Pine Beach Otel ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.

58 > OCAK 2012

T

ürk Hematoloji Derneği (THD) tarafından düzenlenen '38. Ulusal Hematoloji Kongresi'nde konuşan Prof. Dr. Mehmet Ertem, "Türkiye'de kan kanseri tedavisi eskiye göre çok değişti" dedi. Hematoloji alanında Türkiye’deki en geniş kapsamlı kongre olan ‘Ulusal Hematoloji Kongreleri’nin 38’ncisi, Maritim Pine Beach Otel ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Kan bilimi konusunda ulusal ve uluslararası düzeyde uzman konuşmacıların katıldığı kongrede, kan biliminin her geçen gün gelişen tıpta yeri ve önemine dikkat çekildi. İlk kez, Avrupa Hematoloji Birliği (EHA) ile ortak planlanan oturumlar ve Türk Kan Bilim Ağı (TÜRKBA) adlı bir oturum da düzenlendi. 700’ün üzerinde katılımcı, 470 bilimsel bildiri, 105 konuş-

macı ve oturum başkanının bulunduğu kongrenin kapanışında ise Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Teoman Soysal, THD İkinci Başkanı Prof. Dr. Hale Ören, THD Genel Sekreteri Prof. Dr. Muzaffer Demir, THD Araştırma Sekreteri Prof. Dr. İbrahim Haznedaroğlu ve THD Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ertem bir basın toplantısı düzenledi. Moderatörlüğünü Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Teoman Soysal’ın yaptığı toplantıda ilk olarak THD İkinci Başkanı Prof. Dr. Hale Ören, çocuklarda anemi hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. Çocuklarda iki çeşit anemi görüldüğünü belirten Prof. Dr. Ören, “Çocuklarda anemi çok önemli. Ülkede çocuk anemisinin iki nedeni var. Bunlar çok sık görülüyor ama önlenebilir. İki anemiden birisi, demir diğeri ise Akdeniz anemisi olarak bilinen talasemi hastalığı. Bunlar önlenebilir durumlar. Ülkemizde demir eksikliği yüzde 40 oranında. Çocuklarına geç ek besine geçilmesi ve bilgisizlikten demir anemisi



AKTÜEL İbrahim Haznedaroğlu, son bir yıl içerisinde sigara kan kanseri de yapabildiğinin ortaya çıktığını söyledi. Kanser olan hastaların geçmişinde yüksek oranda sigara tükettiğinin görüldüğünü belirten Prof. Dr. Haznederoğlu,“İnsan her içtiği sigarayla kan kanserine davetiye göndermektedir. Bu davetiyeye vücut cevap gönderir ya da göndermez ama bir ciddi bir risktir” dedi.

Son Yıllarda Ciddi Aşama Kaydedildi ortaya çıkıyor. Talasemi de ise iki taşıyıcıda yüzde 25 olarak görülecek hastalıktır. Antalya’da taşıyıcı olarak talasemi yüzde 15 oranında. Muğla, Edirne ve İzmir gibi yerlerde bu rakam yüzde 5 civarında. Türkiye’de ise talasemi yüzde 15. Sağlık Bakanlığı da buna dikkat ediyor. Yeniden oranlarda bir artış görülüyor. Hastalık önlenebilir. Bu hastalarda sadece kansızlık olmuyor. Hem fiziki hem de zihinsel olarak gelişim bozukluğu yaşanıyor“ dedi.

Babanın da Sigara İçmemesi Gerekiyor Çocuklardaki akut lösemi ile ilgili Avustralya’da bir çalışma yapıldığını belirten Prof. Dr. Ören, “Sadece annenin sigara içmesi buna etken değil. Avustralya’da babayı da araştırmışlar. Annenin alkol, sigara içmesinin yanında, babanın da günde 20’den fazla sigara içmesi çocukta akut lösemisi olma riskini artırıyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’de hematolog sayısının az olduğunu ve kongre ile çok sayıda hekime ulaşılarak bilgi paylaşımında bulunduklarını belirten THD Genel Sekreteri Prof. Dr. Muzaffer Demir, uygulama alanlarının standart hale gelmesi için ilk kez bir hematoloji laboratuvarı için bir kılavuzu hazırladıklarını belirtti. Prof. Dr Demir, “Erişkin bir hasta düşünün by-pass olacak diyelim. Anemisi olan ve olmayan arasında yoğun bakımda kalmadan, ölüm oranına kadar büyük farklılık gözüküyor. Ek hastalık çıktığında daha fazla risk ortaya çıkıyor. Damar tıkanıklığı tarzından bir felç geçirdiğinde iki olgu arasındaki anemi hastasının hayatını kaybetme oranı diğer sağlıklı hastaya göre 3,5 kat daha fazla. Bir yıl içerisinde hayatını kaybetme oranı ise 2,5 kat daha fazla. Anemiye bağımsız bir risk faktörü olarak bakmak lazım. Sadece anemiye halsizlik olarak bakmamak lazım” diye konuştu. Türk Hematoloji Derneği Araştırma Sekreteri Prof. Dr.

60 > OCAK 2012

Türkiye’de kan kanserinin eskiden tedavi edilemediğini ve çok sayıda hastaya ulaşılmadan ölümlerin yaşandığını belirten THD üyesi Prof. Dr. Mehmet Ertem, son dönemde artan tedavilerle bu durumun değiştiğini belirtti. Prof. Dr. Ertem, “Türkiye’de bu oranda kök hücre nakli nasıldır derseniz? Yeterli değil. Bu durumdan mutlu değiliz ama olumlu olarak 1020 yıl içerisinde muhteşem ilerledi. Gurur duyabiliriz. 20 yıl önce böyle bir kavram yoktu. Yılda kök hücre nakli 200 bile değildi. Hastalar tedaviye ulaşamadan ölüyordu. 5 yıl içerisinde 3 katı nakil sayısı arttı. Hiçbir sayı dünyada 5 yılda 3 misli artmamıştır. 2010-2011 yıllarına bakarsak yüzde 36 artış yaşandı. Neden yeterli değil peki? 2011 yılında toplam 2 bin kök hücre nakli yapıldı. Yılda en az 5 bin nakil yapılması gerekiyor. Yani, 3 bin kişi bu tedavi şansına ulaşamadan hayatını kaybetmiş. Bu sizin veya bizim çocuğumuz olabilir. Bu nedenle biz bunu yeterli olarak görmüyoruz. Donör bulamamak çözüm değildir” dedi. Kök hücre nakli için üç öneri sunan Prof.Dr. Ertem, “Fiziksel koşullar olarak yatak sayısının yeterli olması lazım. Merkezlerde yatak kapasitelerinin geliştirilmesi lazım. Yeni merkez olması yetmiyor. Çünkü alt yapının da olması lazım. Uygun donör tipi bulunamıyor. 1999 yılında Doktor Oktar Babuna olayında kampanyalar yapıldı. Bunun üzerinden 13 yıl geçti. Hala kampanya yapıyoruz. İkinci ayak olarak gönüllü kayıt sisteminin oluşturulması lazım. Almanya’da 6 milyon 500 bin gönüllü kök hücre, 15 bin ise kordon kanı bulunuyor. Almanya’da yüzde 90 donör bulunabiliyor. Gönüllü verici sayısı ise 37 bin. Türkiye’de kordon kanı ise 187. Bu durumda çocuğumuza Türkiye’de donör bulamıyoruz. Son olarak da deneyimli hematologlar yetiştirilmesi lazım. Bu bir eğitim. Bu bir sistem. Kısa sürede olacak değil ama çok iyi politikalar olması lazım. Ne kadar hasta baktınız değil ne kadar kişi eğittiniz denilmesi lazım” şeklinde



AKTÜEL

Kalp Hastaları Yalnız Bırakılıyor Dünyada yaygın olarak bulunan Kalp Rehabilitasyon Merkezlerinin (KAREM) ülkemizde de kurulması için İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde bir çalışma başlatıldı.

62 > OCAK 2012

D

ünyada olduğu gibi ülkemizde de ölümlerde ilk sırayı kalp hastalıkları almaktadır. Bu sebeple kalp hastalıklarından korunma bilinci ülkemizde de giderek yaygınlaşmakta. Bu nedenle dünyada yaygın olarak bulunan Kalp Rehabilitasyon Merkezlerinin (KAREM) ülkemizde de kurulması için İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde bir çalışma başlatıldı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Keleş, çalışmalarını başlattığı proje hakkında bilgi verdi. Eğitim ve bilinçlenme sayesinde kalp hastalıklarından korunmak veya var olan kalp hastalığının tedavisinden sonra hastalığın tekrarını önlemenin mümkün olabildiğini söyleyen Prof. Dr. İbrahim Keleş, “Ancak bireyler hastalandıktan sonra yeniden normal hayata dönüş sürecinde yalnız bırakılmaktadırlar.Oysa kalp krizi geçirmiş veya kalp pili takılan ya da by pass ameliyatı olmuş bir hastanın sonraki yaşamını nasıl tanzim edeceği ve sürdüreceği konusunda tam olarak destek verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle dünyada yaygın olarak bulunan Kalp Rehabilitasyon Merkezlerinin (KAREM) ülkemizde de üniversite ve kamu hastanelerinde mutlaka kurulması ve yaygınlaştırılması gerekmektedir” dedi. Prof. Dr. Keleş, kalp hastaları için büyük önem arz eden KAREM’in Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde kurulması için çalışmalara başlandığını söyledi.



AKTÜEL başvurma oranının azalacağını, fiziksel performansının artarak psikolojik olarak daha dengeli bir düzeye geleceğini belirtti.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Keleş.

Kardiyak Rehabilitasyon Nedir? Kardiyak rehabilitasyonun, kalp hastaları, kalp ameliyatı olanlar (genellikle operasyondan 1 ay sonra), kalp krizi geçirenler, balon anjiyoplasti, stent takılması gibi kardiyak girişim yapılan hastalar, kalp yetmezliği olan hastalar, hipertansiyonu olan kişilerin maksimal fiziksel, psikolojik ve fonksiyonel kapasiteye ulaştırılması amacıyla uygulanan işlemler olduğunu anlatan Prof. Dr. Keleş, şöyle konuştu: “KAREM’de çeşitli konularda eğitim ve danışmanlık hizmeti verilmektedir. Bu hizmetler geniş kapsamlı, uzun vadeli, multi-disipliner, ancak bireysel özelliklere göre düzenlenen aktivitelerin toplamıdır. Merkezde hastalık, kalbin durumu ve özel ihtiyaçlar göz önüne alınarak kişiye uyan bir kalp rehabilitasyon programı tasarlanır. Hasta önce genel olarak değerlendirilir. Fiziksel aktivitesi, diyet, beslenme programı ve egzersiz eğitimi düzenlenir. Hastanın kan basıncı, kilo kontrolü ve kan yağlarının kontrolü sağlanır. Sigarayı bırakmasına yardımcı olunur. Hastanın psikososyal değerlendirilmesi yapılır ve gerekirse tedaviye alınır. Hasta cinsel hayatı bakımından bilgilendirilir.” Prof. Dr. İbrahim Keleş, merkezde özellikle, kalp krizi geçirenler, By-pass ameliyatı olanlar, göğüs ağrısı olanlar, şeker hastalığı ve metabolik bozukluğu olanlar, kalp yetersizliği ve kalp pili olanlar, kalp kapağı değiştirilenler ve kalp nakli olan hastaların programa alındığını kaydetti.

Hayat Kalitesinde Artış Kardiyak rehabilitasyonda, kalp hastalıklarından dolayı ölüm oranlarının azaltılması ve hastanın hayat kalitesinin arttırılmasının amaçlandığını ifade eden Prof. Dr. Keleş, bu programın uygulanması sayesinde kişinin gelecekte kalp sorunu yaşama ve kalp hastalığı nedeniyle hastaneye

64 > OCAK 2012

Prof. Dr. İbrahim Keleş sözlerini şöyle sürdürdü: “KAREM’de doktor kontrolü altında güvenle yapılacak egzersizlerle, kaslar ve kalp güçlendirilir. Egzersizler, solunum ve kalp-damar sistemini bir arada çalıştıran aerobik hareketlerden oluşur. Kişinin özelliklerine göre bu fiziksel hareket planına kas güçlendirici ve rahatlama egzersizleri de eklenebilir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı tarafından planlanan kardiyak rehabilitasyon ve egzersiz programı fizyoterapist desteğinde ve gözetiminde uygulanır. Egzersiz programına başlamadan önce efor testi yapılır. Efor testinden elde edilen bilgiler ışığında kişiye özel, etkili ve güven içerisinde yapabileceği bir egzersiz programı hazırlanır. Haftada üç gün güvenli bir ortamda EKG, nabız ve tansiyonunun sürekli takip edildiği egzersizlerle, hastanın kalbi ve kasları kuvvetlendirilir. Hastaların, beslenme alışkanlığı, cinsel yaşam, stresle başa çıkma gibi merak ettikleri konularda danışmanlık hizmeti almaları sağlanır. İdeal kilo ve vücut yağı oranı belirlenir. İndirekt kalorimetri ile bazal metabolizma hızı ölçülerek kişiye özel günlük kalori ihtiyacı hesaplanır. Diyetisyen, bazal metabolizma hızı ve hastalığı göz önünde bulundurarak, kişinin beğenisine hitap eden bol seçenekli bir diyet programı hazırlar. Kullanılan ilaçlar ve egzersiz programı, kişinin değişen ihtiyaçlarına göre yeniden ayarlanır. Program sonunda efor testi tekrarlanır ve gelişmeler değerlendirilir. Egzersize dayalı kardiyak rehabilitasyon programları ile iş görebilme kapasitesinde düzelme, hastalık belirtilerinde ve seyrinde düzelme sağlanır.”



AKTÜEL

Tıbbi Cihaz ve Malzemede Dayanıklılığa Önem Verilmeli Teknoloji ihtiyacının hiçbir zaman son bulmayacağını anlatan Prof. Dr. Kunt, bu anlamda gerek teşhis gerekse tedavi alanında sürekli yeni gelişmelerin beklendiğini söyledi.

K

BB alanında görüşlerini aldığımız Medicana International İstanbul Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı, Baş Boyun cerrahı Prof. Dr. Tanfer Kunt, tıbbi cihaz ve malzemelerde kalite ve dayanıklılığa önem verilmesi gerektiğini söyledi. Teknoloji ihtiyacının hiçbir zaman son bulmayacağını anlatan Prof. Dr. Kunt, bu anlamda gerek teşhis gerekse tedavi alanında sürekli yeni gelişmelerin beklendiğini vurguladı.

KBB hastalıklarının teşhis ve tedavisinde tıbbi ekipman ve teknolojiler hangi düzeyde kullanılıyor? Gerek Muayenelerde ve gerekse hastanelerde teşhis ve tedavilerde tıbbi ekipmanlar yeterli düzeyde kullanılmaktadır. Eğitim hastanelerinde ise yüksek düzeyde kullanım söz konusudur.

Gelişen teknolojiler, teşhis ve tedavi noktasında size yeterli derecede yardımcı oluyor mu? Son 30 yılda gelişen medikal cihaz ve ekipmanlarla teşhis yöntemleri gelişmiştir. Ayrıca teşhis süresinin kısalması da olumlu gelişmedir. Tedavide ise atılım daha fazla olmuş, yeni ameliyat tekniklerinin gelişmesi ve daha önceden zor olan bazı operasyonların daha kısa sürede iyileştirilmesi mümkün olmuştur.

KBB hastalıklarının teşhis ve tedavisindeki teknolojiyi yeterli buluyor musunuz? Teknoloji ihtiyacı hiçbir zaman yeterli bulunmayacaktır. Gerek teşhis ve gerekse tedavide yeni gelişmeler beklenmektedir.

Hangi alana yönelik teknolojiye ağırlık verilmeli? Endoskopik teknolojide daha küçük ve görüntü kalitesinin daha yüksek olduğu ekipmanlara ihtiyaç vardır.

Ülkemizde KBB alanında kullanılan tıbbi teknoloji Avrupa ile aynı standartlara sahip mi? Ülkemizde kullanılan tıbbi teknoloji Avrupa’daki birçok ülkeden dahi konumdadır. Bu noktada daha iyi standartlara sahip olduğumuzu söyleyebiliriz.

Medicana International İstanbul Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı, Baş Boyun cerrahı Prof. Dr. Tanfer Kunt.

Ülkemizde yeteri kadar KBB hekimi yetişiyor mu? KBB alanında başarılı olmak için önerileriniz nelerdir? Sayıca yeterlilikten çok nitelikli uzman yetiştirme esas sorundur. Son yıllarda eğitim kurumlarımızdaki öğretim üyelerinin kurumlardan ayrılması şu anda büyük bir sorun oluşturmaktadır.

Alanınızla ilgili tıbbi cihaz ve sarf malzeme tedariği gerçekleştiren firmalara vermek istediğiniz bir mesajınız var mı? Gerekli cihazların ve malzemenin kalitesi ve dayanıklılığına önem vermelerini istiyoruz.

66 > OCAK 2012



AKTÜEL

Sağlık Kuruluşlarında Kalite Maliyeti Masaya Yatırılıyor

7. Uluslar arası Sağlıkta Kalite Akreditasyon ve Hasta Güvenliği Kongresi, Sağlık kuruluşlarında kalite maliyetleri ana teması ile Sağlık Akademisyenleri Derneği (SAD) ve Amerika Oklahoma Kalite Enstitüsü (American Institute for Health care Quality) katkıları ile düzenlenecek.

1

0 - 13 Nisan 2013 tarihlerinde Limak Limra Resorts Hotels Kemer Antalya’da ülkemizde yedinci defa düzenlenecek olan 7. Uluslar arası Sağlıkta Kalite Akreditasyon ve Hasta Güvenliği Kongresi, Sağlık kuruluşlarında kalite maliyetleri ana teması ile Sağlık Akademisyenleri Derneği (SAD) ve Amerika Oklahoma Kalite Enstitüsü (American Institute for Health care Quality) katkıları ile düzenlenecek. Kongre son altı yılda Türkiye’nin birçok yöresinden katılan sağlık mensuplarına gerek dünya çapında önemli gerek Ülkemizde önemli kariyerleri bulunan eğitimcileri ile tüm sağlık personelinin eğitim faaliyetlerine de büyük bir katma değer sağlamakta.

Ana Tema; Sağlık Kuruluşlarında Kalite Maliyeti Sağlık Akademisyenleri Derneği Bşk. Kongre Başkanı Prof. Dr. Seval Akgün, “Kalite programlarının etkili bir şekilde kurulması ve yönetiminin, bu alanda yapılacak yatırımların geri dönüş hızını belirlediğine inanarak, kalite maliyetlerinin belirlenmesinin kalite yönetimi için gerekli olduğu bilinen bir gerçektir. Kalite maliyet bilgisi yönetici-

68 > OCAK 2012

lerin kalite sorunlarının göreceli önemini değerlendirmelerine yardımcı olur ve hangi sorunların öncelikle üzerine gidilmesi gerektiği konusunda kılavuzluk yapar. Yönetim kalite ile ilgili sorunların hepsinin birden üzerine gitmek isteyebilir, ancak kaynaklar sınırlı olacağı için sorunların öncelikli olarak ele alınması önerilir. Kalite maliyet sistemi olmazsa veriler yalnızca sayı ile sınırlı olacağı için parasal anlamda yanıltıcı olabilir. Farklı kalite sorunlarının maliyetleri de farklı olacaktır. Kalite maliyet sistemi ile maliyetler ve kalite üzerinde en fazla etkisi olan kalite sorunlarının ortaya çıkartılması mümkün olabilir. Bu nedenle; Sağlık kuruluşlarında kalite maliyetlerini tartışmak, konu ile ilgili çalışanların bilgi ve becerilerini arttırarak konu ile ilgili farkındalık yaratmak amacıyla kongrenin ana temasının “Sağlık Kuruluşlarında Kalite Maliyeti” olmasına karar verilmiştir” diye konuştu. 4 Gün sürecek kongre çalışmalarında geçtiğimiz yıl ilk defa yapılan en iyi sözlü sunum değerlendirmesi bu yıl tekrar edecek ve en iyi 10 sözlü sunum hakem heyetli bilimsel dergide yayınlanacak ve tüm yurt geneli sağlık kuruluşlarına gönderilecek.



AKTÜEL

Melsan Sağlık Ürünleri’nden Elektrikli Isıtıcı Pedler Melsan Sağlık Ürünleri, elektrikli ısıtıcı pedler ile sağlık sektörüne yeni bir çözüm getirdi.

1

977 yılında Osman Çetin tarafından kurulun Melsan Sağlık Ürünleri, 1984 yılında Türkiye’de ilk kez elektrikli battaniye üretimine başladı. İlerleyen yıllarda, kalite ve otomasyon çalışmaları için tüm dünyada araştırma ve incelemelerle geçti. Araştırmalar neticesinde Avrupa Standartlarında (EN normları) EUROMELSAN’ı üretti. 1996 yılında itibaren katıldığı yurtiçi ve yurtdışı fuarlarda marka ve kalite çalışmalarını tamamlayan Melsan, ilk ihracatını da başarıyla gerçekleştirdi. Melsan, artan ve değişen ihtiyaçlara cevap verebilmek için Bölgesel Isınma Teknoloji Geliştirme Bölümü kuruldu. 2005 yılında hizmet yelpazesini genişleten Melsan, Thermolex markası ile yeni çözümlerini müşterilerle buluşturdu. Melsan, elektrikli ısıtıcı pedler ile sağlık sektörüne yeni bir çözüm getirdi.

Elektrikli Isıtıcı Pedler "U" Serisi Isıtma Pedleri : Dikdörtgen ısıtma pedleri, vücudun herhangi bir kısmına uygulanabilir. "S" Serisi Isıtma Pedleri: Hedefli tedavi için özel şekilli yastıklar, belirli vücut bölgelerine uygulanabilir. "T" Serisi Isıtma Pedleri: % 100 Pamuk . "P" Serisi Isıtma Pedleri: PVC ısıtma pedleri. Kolay temizlenebilir modellerdir. Bu modeller özellikle ıslak uygulamalar veya krem jel ile kullanılan işlemler için tavsiye edilir.

Thermo Terapi nedir? Faydaları nelerdir? Yerel ısının vücut metabolizmasında ve hücresel fonksiyonların uyarılması üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu yüzyıllardır bilinmektedir. Isı sayesinde uygulama yapılan alanda, kan akışında bir artma, kan damarlarında bir genişleme oluşur. O bölgeye giden oksijen miktarında artma olur. Tamamen doğal bir şekilde, hasar görmüş dokuların iyileşmesine ve yenilenmesine, laktik asit ve toksinlerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olur. Travma, acı ve romatizmal hastalıklarda uygulandığı bölgeye canlılık verip onarımını artırır. Isı birikimi kaslarda gerginliği ve sertliği azaltır. Isı ağrıyı azalttığından beyne iletilen ağrı uyarıları da azalır. Böylece ısı konfor hissi ve rahatlamayı artırır, gerginliği ve stresi giderir. Isı, eklem ve kas ağrıları,spor yaralanmaları ve diğer travmalarda da kullanılabilir. Sporcular kullandıklarında ısınan bölgede esneklik arttığından sakatlanma riski de azalmış olacaktır. Lokal uygulamalarda yüksek sıcaklık ve uzun zaman gerekmez. doktorun veya fizyoterapistin önerisine göre 55c derecede 20-30 dakikalık seanslar halinde uygulanabilir. Ancak bir çok kişi uzun süre yüksek ısının daha iyi olacağı yanlışını yapmaktadır. Isı uygulandığında bir acı ve yakma hissi vermemelidir. Aşırı ısı ve uzun süre uygulama vücutta yanmaya tansiyon düşmesine ve baş dönmesine neden olabilir. Vücutta aşırı bir yanma ve ısı hissedilirse uygulamaya son verilmelidir.

70 > OCAK 2013 2012



AKTÜEL

Sony Medikal’den Yeni Ürünler Sony Medikal’in yeni çözümleri, 3D Full HD Renkli Video Kamera, 3D&2D Medikal Video Kaydedici, Medikal Görüntü Çoklayıcı, Hareketsiz Görüntü Kaydedici ve A7 Siyah&Beyaz Dijital Yazıcı, farklı özellikleriyle dikkat çekiyor.

S

ony Medikal, yenilikçi çözümler geliştirmeye devam ediyor. Sony Medikal’in yeni çözümleri, 3D Full HD Renkli Video Kamera, 3D&2D Medikal Video Kaydedici, Medikal Görüntü Çoklayıcı, Hareketsiz Görüntü Kaydedici ve A7 Siyah&Beyaz Dijital Yazıcı, farklı özellikleriyle dikkat çekiyor.

Yüksek çözünürlüğe sahip HD-SDI ve DVI kaynaklarından gelen 1080 çizgi 3D HD video sinyal girişini kabul eder. Dahili 500 GB sabit disk üzerine, DVD / Blu-ray Disc sürücüsü ve USB yuvası üzerinden eşzamanlı kayıt yapılabilir. Uygun olduğu alanlar; Cerrahi Mikroskopi, Cerrahi Endoskopi, 3D Robotik Cerrahi

VMI-4OMD Medikal Görüntü Çoklayıcı, Hareketsiz Görüntü Kaydedici Medikal cihazlardan aldığı 4 ayrı tıbbi görüntü ve bilgiyi ameliyathanedeki tek bir büyük ekrana iletir ve bunları çoklu olarak görüntüler. Birden fazla görüntüyü birleştirerek tek bir görüntü çıkışı sağlayan tek aygıt çözümüdür Multi-pattern görüntüleme imkanı USB bağlantı noktası üzerinden hareketsiz görüntü kaydı Uygun olduğu alanlar; Ameliyathaneler, Acil servisler

UP-D711MD

MCC-3000MT 3D Full HD Renkli Video Kamera 3D Full HD video kamera, ikiz kamera kafası ve tek kamera kontrol ünitesi ile ameliyat mikroskopları için yüksek hassasiyetli 3D görüntü sağlar. Üstün kaliteli stereoskopik 3D HD ve 2D HD görüntü C-montaj uyumlu kompakt ve hafif kamera kafası Tek kamera kontrol ünitesi ile kolay parametre ayarları ( renk eşleme ve beyaz dengesi gibi) Uygulandığı alanlar; Cerrahi Mikroskopi

HVO-3000MT 3D&2D HD Medikal Video Kaydedici Ameliyathane odalarındaki tıbbi kameralardan gelen 3D ve 2D HD görüntüleri ve eşzamanlı olarak hasta başı monitörü bilgilerini kaydetmek için tasarlanmıştır. Yüksek kaliteli 3D ve 2D görüntüyü basit bir işlem ile kayıt etme ve oynatma

72 > OCAK 2012

A7 Siyah&Beyaz Dijital Yazıcı Dünyanın en küçük taşınabilir tıbbi yazıcısı, ultrason sistemleri gibi tüm taşınabilir tıbbi tanı cihazları için ideal çözümdür. A7 siyah/beyaz 12,5 cm derinliği ile son derece kompakt yapıya sahiptir Düşük güç tüketimi USB 2.0 arayüzü Doğru akım girişi: 12 ile 24 volt arasında Uygun olduğu alanlar; Ultrason sistemleri



AKTÜEL

Medical Park Hastaneler Grubu’na Not Artışı

MEdical Park Hastaneler Grubu, Türkiye’de uluslararası rating şirketi JCR-Eurasia Rating’den ‘yatırım yapılabilir’ notu aldı.

74 > OCAK 2012

T

ürkiye’nin en yaygın hastane zinciri Medical Park Hastaneler Grubu, finansal alanda da bir ilke imza attı ve Türkiye’de uluslararası rating şirketi JCREurasia Rating’den ‘yatırım yapılabilir’ notu aldı. JCREurasia Rating tarafından yapılan açıklamaya göre; Medical Park Hastaneler Grubu’nun Uzun Vadeli Ulusal Notu ‘BBB- (Trk)’ görünümü ise ‘Pozitif’ olarak belirlendi. JCR Eurasia Rating, “Medical Park Sağlık Hizmetleri A.Ş” yi yatırım yapılabilir kategoride değerlendirerek, Uzun Vadeli Ulusal Notu’nu ‘BBB- (Trk)’ görünümünü ise ‘Pozitif’ olarak belirledi.

Tamamlayıcı Sağlık Sigortası Türkiye’nin en yaygın hastane zinciri Medical Park Sağlık Hizmetleri A.Ş (Medical Park)’nın sektördeki faaliyetleri 1995 yılına kadar uzanmaktadır. Kuruluşundan bu yana hızlı bir gelişim gösteren, Türkiye’nin ilk özel kanser hastanesini kuran, organ nakli konusunda da ulaştığı yüksek standartları sayesinde önemli ve saygın sağlık kuruluşları arasında giren Medical Park, özel sağlık sektörünün önde gelen önemli oyuncularından birisi konumuna yükselmiştir. Yenilikçi çabaları sonucunda "Tamamlayıcı Sağlık Sigortası" projesini uygulamaya geçiren ilk özel sağlık kuruluşu olması, Grubun hizmet alanlarının yüksek nüfus yoğunluğuna sahip orta ve yüksek gelir elde eden hane halklarının bulunduğu bölgelerde konumlaması, üniversitelerle işbirliğiyle lisans esnekliği ve yüksek kaliteye sahip sağlık profesyonellerinin istihdamına olanak sağlayacak olması ve spor alanında yapmış olduğu sponsorluk anlaşmalarıyla marka bilinirliğini artıran firmanın önümüzdeki dönemde sağlık sektöründeki büyümeden daha fazla pay alacağı ve piyasadaki etkinliğini artıracağı beklenmektedir.



AKTÜEL

Tek Tuşla ‘Mobil Sağlık’ Türkiye’de Mobil Sağlık Teknolojisinin Öncüsü Acıbadem Mobil Sağlık, Akıllı Telefonlar İçin ‘Mobil Sağlık’ Aplikasyonu Geliştirdi.

T

ürkiye’de Mobil Sağlık alanında hayata geçirdiği ilklerle bu alanda sektörün öncüsü olan Acıbadem Mobil Sağlık, Akıllı telefon kullanıcıları için geliştirdiği yeni aplikasyonu ile kişilerin sağlık hizmetlerine ulaşmasını daha da kolay hale getirdi. Acıbadem Mobil Sağlık üyesi olan ya da olmayan herkesin tek bir tuşa basarak bulunduğu yere ambulans ve sağlık ekibi çağırarak, acil sağlık hizmetlerinden faydalanabileceği bu pratik aplikasyonda, birçok sağlık uygulaması mevcut. Aplikasyon içinde ayrıca ilk yardım uygulamaları ve sağlıkla ilgili bilgiler, videolar, hatırlatıcılar ve sağlık testleri de bulunuyor. ‘Yeni Dünyanın Yeni Sağlık Hizmeti’ sloganı ile sağlık hizmetlerini mobil olarak hastane dışına taşıyan Acıbadem Mobil Sağlık, kişilerin sağlık hizmetlerine ulaşımını daha da kolaylaştırmak üzere çalışmaya devam ediyor. Bugüne kadar sektöre kattığı birçok ilkle adından söz ettiren Acıbadem Mobil Sağlık, son olarak iPhone ve Android kullanıcıları için ‘Mobil Sağlık’ aplikasyonu geliştirdi. Kullanıcıların sağlıkla ilgili sorularına cevap bulabilecekleri ve birçok pratik uygulamayı barındıran aplikasyon sayesinde sağlık hizmetine ulaşmak, bir tuşa basmak kadar kolay hale geldi. iPhone kullanıcılarının App Store‘dan, Android kullanıcılarının ise Android Store’lar üzerinden indirebileceği ‘Acıbadem Mobil Sağlık’ aplikasyonu sayesinde kişiler, Acıbadem Mobil Sağlık üyesi olmasa da tek bir butona basarak ambulans ve hemşire çağırabiliyorlar. Aplikasyon; su ve ilaç içme zamanı, menstrual döngü, randevu ve çocuk aşıları gibi önemli zamanların takibini yaparak hayatı kolaylaştıran ‘hatırlatıcı uygulamalar’ içeriyor. Aplikasyonda yer alan doktor açıklamaları ve ilk yardım uygulamalarının anlatıldığı sağlık videolarında, sağlık alanında merak edilen birçok sorunun yanıtını bulmak mümkün. Ayrıca kullanıcılar, aplikasyondaki 5 seviyeden oluşan ‘sağlık testi’ni çözerek Acıbadem Mobil Sağlık kampanyalarına katılabiliyor. Acıbadem Mobil Sağlık bireysel üyeleri ise, müşteri numaralarını aplikasyona girmeleri durumunda, ‘Medikal Koçluk’ hizmetini aplikasyon üzerinden 7 gün 24 saat tek tuşa basarak alabiliyorlar. Ayrıca aplikasyonun onlar için hazırladığı bölüm sayesinde üyelik bilgilerine uygulama üzerin-

76 > OCAK 2012

den ulaşabiliyor ve kendilerine özel kampanyalardan haberdar olabiliyorlar.

App Mobil Sağlık Uygulaması ile Neler Yapılabilirsiniz? Acil durumlarda en hızlı şekilde ambulans çağırabilirsiniz. İhtiyacınız olduğunda eve hemşire çağırabilirsiniz. Acıbadem Mobil Sağlık’ın sağlık paketlerine üye olarak, tek bir tuşla 7 gün 24 saat Acıbadem Mobil Sağlık hekimlerinden ‘Medikal Koçluk’ hizmeti alabilirsiniz. Acil durumlarda ilk yardım uygulamaları hakkında bilgi alabilirsiniz. Sağlık ile ilgili aklınıza takılan birçok sorunun cevabını uygulama içerisindeki videolarda bulabilirsiniz. ‘Su Hatırlatma’, ‘İlaç Hatırlatma’, ‘Menstrual Döngü Hatırlatma’, ‘Randevu Hatırlatma’ ve ‘Çocuk Aşısı Hatırlatma’ gibi özellikler sayesinde her gün belirli saatlerde yapmanız gerekenleri ayarlayabilir, unutma riskini ortadan kaldırabilirsiniz. Uygulama içerisinde yer alan ‘Sağlık Testi’ ile sağlık bilginizi değerlendirebilir, doğru cevaplar ile ilgili videoları izleyebilirsiniz.Acıbadem Mobil Sağlık kampanyaları hakkında bilgi alabilirsiniz.

Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri Acıbadem Mobil Sağlık, evde ve işyerinde sunduğu mobil sağlık hizmetleri ile geleceğin sağlık sistemini şekillendirmeyi, sağlık sektörüne yeni ve yenilikçi bir bakış açısı getirmeyi kendine amaç edinmiştir. Türkiye’deki Mobil Sağlık bilimindeki yeni bilgi ve uygulamalar konusunda öncülük ederken, dünyadaki Mobil Sağlık teknolojisindeki son gelişmeleri de yakından takip eden Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri, sınıfının en hızlı büyüyen şirketi seçilerek Frost & Sullivan 2012 Pan Avrupa Büyüme ve Liderlik ödülüne layık görülmüştür.



AKTÜEL

Medicana Organ Nakline Dikkat Çekti

diye sürdüren Kaya, böyle bir grup içinde olmaktan çok mutlu olduğunu ifade etti.

Medicana Organ Naklinde İlk Sıralarda Kahvaltının ardından “Organ Nakli” konusunda bilgi veren Doç. Dr. Emin Barış Akin, başta yerel basın olmak üzere tüm basın yayın kuruluşlarının organ bağışı konusunda teşvik edici duruş sergilemesi gerektiğini söyledi. Çamlıca Medicana Hastanesinde bugüne kadar tam 116 böbrek nakli gerçekleştirdiklerini açıklayan Akin, “Bu hastalarımızdan sadece bir tanesi diyalize devam etmektedir. Diğerlerinin tamamı sağlıklarına kavuşmuştur. Bu durum bilinen standartların üzerinde bir durumdur” dedi.

Medicana Çamlıca Hastanesi, sağlık sektörünün ihtiyaçları doğrultusunda, Anadolu Yakasına sunduğu sağlık hizmetlerini, son tedavi olanaklarını paylaşmak ve Organ Nakline dikkat çekmek amacıyla bir basın buluşması gerçekleştirdi.

T

ürkiye’de özel hastaneciliğin öncülerinden olan Medicana Sağlık Grubu’nun Medicana Çamlıca Hastanesi, sağlık sektörünün ihtiyaçları doğrultusunda, Anadolu Yakasına sunduğu sağlık hizmetlerini, son tedavi olanaklarını paylaşmak ve Organ Nakline dikkat çekmek amacıyla bir basın buluşması gerçekleştirdi. Medicana Çamlıca Hastanesi’nde gerçekleşen buluşma, Genel Müdür Murat Kaya, hastane bünyesinde çalışan bölüm başkanlarının ve doktorların ev sahipliğinde gerçekleşti. Toplantıda bir konuşma yapan Kaya, “Hepimiz bir gün sağlık hizmeti almak zorundayız. Maalesef bu bir gerçek… Biz burada kendimiz bu hizmeti alacakmış gibi davranıyoruz” dedi. Sözlerini, “Burada önemli olan sağlık hizmetini kaliteli, nitelikli ve kesintisiz olarak alabilmektir. Biz Medicana olarak sağlık hizmetini nitelikli, kaliteli ve kesintisiz vermeye odaklanmış bir hastaneler grubuyuz”

78 > OCAK 2012

“Başarı Oranı Yüzde 98 Seviyelerine Ulaşmıştır” Böbrek naklindeki başarı oranının yüzde 98 seviyelerine kadar ulaştığına değinen Akin, “Nakil olan her yüz kişiden 98’i, bir yıl sonrasında sapasağlam, diyalize girmeden, sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürmektedir” dedi.

“Kocaman Bir Aile” Barış Akin, basın mensuplarıyla, birkaç hafta önce “Çapraz Böbrek Nakli” ameliyatını gerçekleştirdiği ve kontrol için hastanede bulunan 6 kahramanı ile tanıştırdı. Barış Akin ve ekibi tarafından yapılan üçlü çapraz böbrek nakliyle birbirini hiç tanımayan üç aile böbrekleriyle birbirine bağlandı. Altı kişinin aynı anda ameliyata alınmasıyla üç diyaliz hastası hayata yeniden sarıldı. Onların son derece sağlıklı durumda bulunmaları basın mensuplarının ilgi odağı oldu.



AKTÜEL

T

Alfamax I-1001 Intelligent Adresli Optik Duman Dedektörü

ÜBİTAK/TTGV desteği ve 3 yıllık Ar-Ge çalışması sonucunda; tasarım ve üretimi Türkiye’deki tesislerde, %100 yerli kaynaklarla sürdürülen ALFAMAX Intelligent Adresli Yangın Sistemleri ve Intelligent Duman Dedektörleri, TSE EN 54 Standartlarına uygun olarak üretilmiştir. Belçika’da akredite test laboratuvarlarında zorlu testlerden geçerek onaylanan I-1001 Intelligent Adresli Duman dedektörleri, TSE Belgesi ve Kalite onayıyla hizmetine sunulmuştur. Otel ve AVM’lerden Endüstriyel Tesislere, Resmi Kamu Binaları ve Konut Projelerinden Özel Mülklere kadar birçok alanda yangın tehlikesinden korunmak amacıyla kurulan ve kullanılan ALFAMAX Akıllı Yangın Algılama ve Alarm sistemlerinin önemli bir parçasını oluşturan ALFAMAX I-1001 duman dedektörleri, yüksek kaliteli bileşenleri bünyesinde barındırmakta ve en son teknolojiden yararlanarak; kullanıcılarını büyüyebilecek yangın risklerinden korumaktadır.

Alfamax I-1001 Intelligent Adresli Duman dedektörleri, TSE Belgesi ve Kalite onayıyla hizmete sunuldu.

26 Ülkede Tercih Ediliyor ALFAMAX Sense Action serisi Duman dedektörleri, ergonomik yapıları ve şık tasarımlarıyla göze çarpmaktadır. ALFAMAX Duman dedektörleri, fotoelektrik teknolojisini kullanarak optik algılama yöntemiyle; yavaş büyüyen yangınların büyümeden önlenmesinde etkin bir rol oynamaktadır. Ortamda oluşan yangının büyümeden algılanabilmesi ve yetkililerin zaman yitirilmeksizin uyarılabilmesi için sesli ve görsel alarm oluşturan ALFAMAX Akıllı Yangın Algılama ve Alarm sistemleri, yalnızca Türkiye’nin değil, 5 kıtada 26 ülkenin de tercihi olmaya devam etmektedir.

Şık ve Ergonomik Tasarım ALFAMAX Duman dedektörleri içinde yer alan optik dedektörler, ışık kaynağından gelen ve yoğunlaştırılan ışın demetinin algılanması esasıyla çalışmaktadır. Özel tasarıma sahip duman odasına giren partiküllerin, düz bir çizgi üzerinde ilerleyen ışın demetini kırması ve sensörlerin bu durumu algılamasıyla ALFAMAX Duman dedektörleri alarm sinyali oluşturur. Bu alarm ALFAMAX Akıllı Yangın Algılama ve Alarm sistemleri kontrol paneline gerekli sinyalleri göndererek önceden hazırlanmış yangın senaryosuna uygun tüm işlevlerin yerine getirilmesini sağlar. ALFAMAX Duman dedektörleri özel tasarımı sayesinde uzaktan da görülebilen ışıklı uyarılar vererek, yaşayanların can ve mal güvenliklerinin korunmasına yardımcı olur.

80 > OCAK 2012



HASTANE DONANIM

Turgut Özal Tıp Merkezi'ne PET-BT Cihazı PET/BT Cihazı, kanserin tanısında, evrelendirilmesinde, nükslerin erken dönemde saptanmasında, en uygun tedavi yönteminin seçilmesi ve tedavideki başarının değerlendirilmesinde önemli rol üstleniyor.

82 > OCAK 2012

M

alatya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut Özal Tıp Merkezi'nde, kanserin tanısında, evrelendirilmesinde, nükslerin erken dönemde saptanmasında, en uygun tedavi yönteminin seçilmesi ve tedavideki başarının değerlendirilmesinde önemli rolü olacak PET/BT cihazının bulunduğu ünitenin açılışı ve cihazın tanıtımı amacıyla bir toplantı yapıldı. Turgut Özal Tıp Merkezi Nükleer Tıp Anabilim Dalı'nda yapılan açılışa; Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ünsal Özgen, Başhekim Yrd. Doç. Dr. Mehmet Aslan, Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ersoy Kekilli, başhekim yardımcıları ve hekimler katıldı. Açılışı gerçekleştirilen ünitenin gezilmesinden sonra, Pozitron Emisyon Tomografisi (PET/BT) cihazının tanıtım toplantısına geçildi.

Telif ve Değer Üreten Bir Üniversite Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapılan ve Malatya İl Sağlık Müdürü Dr. Nail Umay ile Malatya Halk Sağlığı Müdürü Kemal Şener’in de hazır bulunduğu toplantının açılış konuşmasını, Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Aslan yaptı. "Taklitçi ve tercümeci bir üniversite" yapısından "Telif ve değer üreten bir üniversite" anlayışına doğru evrilmekte olduklarını vurgulayarak konuşmasına başlayan Yrd. Doç. Dr. Aslan şunları söyledi: "Yaşadığımız son süreçlerde İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi marka değerini artıracak faaliyetlerine hız vermiş ve vermeye devam etmektedir. Çabalarımız insan ve hizmet odaklı bir süreci içeriyor. Gören bir gözle baktığınızda kurumumuzdaki



HASTANE DONANIM

değişimin temelinde emek, göz nuru ve derin bir fedakarlık olduğunu göreceksiniz. Milletin emaneti bilinci ile hareket edildiğini müşahede edeceksiniz. Bu süreçte nefislerimizle, sosyal çevremizle, sevenlerimizle, sevmeyenlerimizle mücadele eder hale geldik. Ayrıca emektar insanlar hedef haline getirildi. Zor günler yaşadık, riskler aldık. Ailelerimizden ve şahsi ikballerimizden fedakarlıklar yaptık. Milletimizin bir kurumu daha ayakta kalsın, hizmet üretebilsin diye... Lakin bazen anlaşılamadık, bazen anlaşılmak istenmedik. Süreçlerde bazen küçük hesaplar yapıldı. Küçük resimlere bakıldı. Resmin büyüğü hep gözlerden kaçırılmaya çalışıldı. Bu kurum sanki doğal seyrinde bu hale gelebilirmiş gibi hareket edildi. Diğer üniversite hastaneleri diplerde yaşam mücadelesi verirken burada adeta tarih yazıldı. Ben bu kahramanların anlaşılamadığına inanıyorum. Artık Malatyalılar ve milletimiz şunun farkına varmalıdır; İnönü Üniversitesi ve Turgut Özal Tıp Merkezi'nde güzel şeyler yapıldı, yapılıyor ve yapılmaya devam edecektir. İşte kurumsallaşma süreçlerimizden bir cihaz yatırımı ile tekrar karşınızdayız. Pozitron Emisyon Tomografisi (PET/BT) cihazının ilimize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum."

Pozitron Emisyon Tomografisi Turgut Özal Tıp Merkezi'nin özellikle son bir yıl içerisinde önemli gelişmeler kaydettiğini belirten Malatya İl Sağlık Müdürü Dr. Nail Umay ise, "Pozitron Emisyon Tomografisi (PET/BT) cihazı ve buna benzer daha birçok teknolojik olarak gelişmiş cihazların hastaneye ve Malatya’ya kazandırılmasını mutlulukla karşılamaktayız" dedi. Pozitron Emisyon Tomografisi (PET/BT) cihazının açılış töreni için gelen konukları selamlayarak konuşmasına başlayan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ünsal Özgen de, "Turgut Özal Tıp Merkezi artık yerel bir üniversite hastanesi değildir, ulusal çaptadır ve uluslararası arenaya çıkmıştır. Merkezimiz bundan böyle özel sektördeki dev rakipleri ile rekabet edebilir duruma gelmiştir. Kalite açısından en yüksek standardın sunulduğu hastanemizde, çalışmalar tama-

84 > OCAK 2012

men insan odaklı yapılmaktadır" diye konuştu. Özgen, yapılan hizmetleri bir bakıma belediyelerin alt yapı hizmetlerine benzeterek, bu nevi alt yapı hizmetlerinin çok görünür olmadığını, ancak bu hizmetlerin insanlık için vazgeçilmez olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ünsal Özgen, yaklaşık 40 milyon lira tutarındaki alt yapı hizmetlerine imza atıldığını ifade etti ve bu hizmetlerin niteliğinin bir gün mutlaka anlaşılacağına inandığını dile getirdi. Özgen’in konuşmasından sonra kürsüye davet edilen Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ersoy Kekilli, Pozitron Emisyon Tomografisi (PET/BT) cihazı ile ilgili teknik ve açıklayıcı bilgiler vererek şunları aktardı: "PET/BT teknolojisi ile kanserin tanı ve tedavisinde başarı ciddi oranda artmaktadır. PET/BT koroner kalp hastalıkları ve nörolojik hastalıkların tanısında da kullanılmasına rağmen tetkiklerin yüzde 90'ı kanserli hastalarla ilgilidir. Cihazla özellikle lenfomalar, baş-boyun kanserleri, akciğer kanserleri, meme kanserleri, bağırsak kanserleri, jinekoloji kanserleri olmak üzere başka organlara ya da bölgelere sıçrama (metastaz) olup olmadığı daha kesin olarak saptanmakta ve buna göre tedavi şekli belirlenmektedir."



HASTANE DONANIM

Pratik, Hijyenik ve Esnek Tasarım: Parflex Paravan Sistemleri Parflex paravan sistemleri, çok yönlü, hızlı ve etkin seperasyon sağlayarak, hastanelerde ve diğer kullanım alanlarında pratik, sağlıklı ve hijyenik çözümler sunuyor.

H

astaneler, muayenehaneler, sağlık birimleri ve diğer birçok kullanım alanları için tasarlanmış pratik bir seperasyon sistemi olan Parflex paravan sistemleri, çok yönlü, hızlı ve etkin seperasyon sağlayarak, hastanelerde ve diğer kullanım alanlarında pratik, sağlıklı ve hijyenik çözümler sunar. Tüm dünyada da yaygın olarak kullanılan Parflex paravan sistemleri; tavan, duvar ve diğer ekipmanlara engel olmadan takılabilir, maksimum hijyen, çok yönlü kullanım, geniş yelpazeli yükseklik, uzunluk ve renk seçenekleri ile, bir çok ortamda en iyi uyumu sağlar. Yatak ucunda biten geniş, mobil kullanım için kolaylık sağlayan “trolley” tarzı ve duvarlarda delikler açılmasına gerek kalmadan, bir oda içinde başka bölümler oluşturmak için sabit ürünler sunar. Bakım veya müdahale gerektiren durumlarda Seperatörler herhangi bir yöne kolayca hareket edebildiği için, yatak ya da masaların çalışma alanını arttırılmasına olanak verir.

Pratik, Esnek Tasarımıyla Dekoratif ve Ekonomik Çözüm Parflex paravan sistemi günlük yaşamda flexible ve kolay adapte edilebilme özellikleri sayesinde mekanların ve kişi86 > OCAK 2012



HASTANE DONANIM

Parflex Paravan Sistemi Üreticisi Mimar Filiz İngöl 06/11/1961 Eskişehir Doğumlu Hastane İnce yapı proje ve imalat yönetimi konusunda uzman Mimar olarak çalışan Filiz İngöl Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümünden mezundur. Hastane ve sağlık kurumları inşaatlarında proje yönetimi ve ince yapı şefi olarak görev yaptı. Hastane tadilatları ve yeni inşaatlarını JCİ şartnamelerine uygun uygulamalarını yaparken hasta yatakları arasında kullanılan perdelere alternatif olan 20 yılı aşkın bir süredir yurt dışında kullanılan tasarımında ve donanımında gelişmiş yöntemlerin ve ileri teknolojinin kullanıldığı hasta mahremiyeti ve güvenliği esasına kurulmuş hareketli paravan Parflex sistemini tasarlayarak 2011 yılında Türkiye de üretmeye başladı. sel odaların kullanımında pratik, estetik ve faydalı çözümler sağlar. Kalabalık odalarda; hızlı bakım ve müdahale gerektiğinde ya da ziyaretlerde çok hızlı açılarak yatakların çabucak sepere edilmesini sağlar ve hastaların rahatça dinlenmesine olanak verir. Mahremiyet gerektiren durumlarda mobil seperatör de ilave edilebilir. Yataklar arasındaki sabit seperatörler ile kombine edilen yatak ucu katlanabilir. Katlanabilir separatörler, odanın boş olduğu zaman, tedavi sonrası veya temizlik için kolayca katlanabilir. Tüm sabit ve katlanabilir seperatörler için değişik yükseklik ve uzunluk seçenekleri mevcuttur.

88 > OCAK 2012



HASTANE DONANIM

S

Sorgun Devlet Hastanesi Bölge Hastanesi Gibi Çalışıyor

ağlık Bakanlığı'nın yeni yapılanma çalışması kapsamında Sorgun Devlet Hastanesi Başhekimliği görevine getirilen Op.Dr. Suat Hayri Gözübüyük, göreve başladıktan sonra hastanenin araç-gereç bazında eksikleri belirleyip tek tek tamamladıklarını belirterek, “ Hastanemizde çalışan 500 civarında personel dahil bir ekip çalışması yürüterek halkımıza en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz. Hastanenin gelişmesi konusunda hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. Şu anda Sorgun çevresindeki ilçelere bölge hastanesi konumunda hizmet veriyoruz. Günlük hasta sayımız bin 800 ile 2 bin arasında değişiyor. Hedefimiz Sorgun'a ve çevre ilçelerdeki hastalarımıza daha iyi hizmet ve onların ihtiyaçlarına daha hızlı cevap vermektir" dedi.

Sorgun Devlet Hastanesi Başhekimi Op.Dr. Suat Hayri Gözübüyük, hastanenin eksiklerini tek tek gidererek daha modern bir hale getireceklerini söyledi.

250 Yataklı Hastane Projesi

90 > OCAK 2012

Hastane bünyesinde meme kanserinin teşhisindeki en etkin görüntüleme yapan Mamografi cihazı almak istediklerini ifade eden Başhekim Gözübüyük, “Yoğun bakım ünitesindeki eksiklerimizi tamamlayıp teknik imkansızlıkları gidereceğiz. Bunun yanında hastanemize bir arşiv odası yapacağız.” diye konuştu. Sorgun halkının yapılmasını dört gözle beklediği yeni hastane konusunda da çalışmaların sürdüğüne değinen Gözübüyük, “Yeni yapılacak 250 yataklı hastanenin projesi Sağlık Bakanlığı tarafından inşaatı yapacak olan TOKİ'ye iletildi. TOKİ proje üzerinde inceleme yapıyor. Hastanenin temeli 2013 yılının Mart-Nisan aylarında atılabilir. Hastanemiz 15 ay içerisinde teslim edilecek.” ifadelerini kullandı.



HASTANE DONANIM

ADÜ Acil Servisi Tam Donanımlı Hale Getirildi

A

dnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Uygulama ve Araştırma Hastanesi bünyesinde bulunan Acil Servis Ana Bilim Dalı Başkanlığı, Türkiye ve dünyada çok az hastanede bulunan yoğun bakım servisi ve deneyimli kadrosuyla hasta bekliyor. Acil Servis Ana bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mücahit Avcil, “Günde ortalama 100 hastaya hizmet veriyoruz. Ancak kapasitemiz bunun çok üzerinde. Vatandaşlarımızın hastanemizi tercih etmeleri için en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz. Özellikle zehirlenme ve doğa olayları neticesinde oluşan yaralanmaların hastanemize gönderilmesini istiyoruz” dedi.

Yoğun Bakım Servisi de Bulunuyor

Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi, daha çok hastaya hizmet vermek için çalışıyor.

Dünyada ve Türkiye’de çok az hastanede bulunan tam donanımlı Acil Servis ünitesine sahip olan Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi, daha çok hastaya hizmet vermek için çalışıyor. 800 metrekare alanda, 35 yatak kapasitesi ile normal acil servis ünitelerinden farklı olarak bünyesinde yoğun bakım servisi de bulunan Acil Servis Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nda her gün 100 hastaya hizmet verdiklerini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Mücahit Avcil, “Gerekli olan tüm müdahaleleri yapabilmek için Acil Serviste yoğun bakım ünitesi oluşturduk. Bize gelen hastaya en hızlı müdahaleyi yapıp taburcu ettiğimiz gibi bazı hastaları da burada gözlem altına alabiliyoruz. Vatandaşlarımızın hastanemizi tercih etmeleri için en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz. Özellikle zehirlenme ve doğa olayları neticesinde oluşan yaralanmaların hastanemize gönderilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

Anlayış Değişti Oluşturulan yoğun bakım ünitesi ile birlikte kadrolarını da genişlettiklerini söyleyen Avcil, “2 Yardımcı Doçent, 11 doktor, 25 hemşire ve 1 acil tıp teknisyeni ile kadromuzu genişlettik. Bu üniteyi acil servis gibi değil poliklinik gibi kullanıyoruz.” diye 92 > OCAK 2012



HASTANE DONANIM

2013’te İki Hastane Yapacaklar

‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’ yaptıran kişiler, Medical Park’ın tüm Türkiye’deki hastanelerinde fark ödemeden tedavi olabilecekler.

M

edical Park Samsun Hastanesi, 2013'te yapmayı planladığı 80 milyon TL'lik yatırımla 600 kişiyi istihdam etmeyi ve üniversite hastanesi yapmayı planlıyor. Medical Park Samsun Hastanesi yönetimi düzenledikleri kahvaltıda basın mensuplarıyla bir araya geldiler. Basın mensuplarına 2013 yatırımları hakkında bilgiler veren Medical Park Samsun Hastanesi Genel Müdürü Uzm. Dr. Hikmet Çavuş, 2012 yılında Medical Park Samsun Hastanesi'nin yaptığı yatırımların bazı alt belediyelerin yaptığı yatırımlardan daha yüksek bir miktarda olduğunu söyledi. Çavuş, "Hedefler çalışmakla oluyor. Şuan ki binamızın yanında bulunan otoparkımızı satın aldık. Oraya hem otopark hem de hizmet binası yapmayı düşünüyoruz.

Atatürk Bulvarı, Liman Kavşağı’nda bulunan arsamızın üzerine ise İstanbul’daki hastanelerimize benzer bir konumunda ‘VİP hastane’ yapmak için çalışma başlattık. Bunların toplam yatırım miktarı yaklaşık olarak 80 milyon liradır. Kentimizde bir vakıf üniversitesi varken bizim yeni bir üniversite kurmamıza gerek yok. Benim de katıldığım görkemli bir törenle açılışı yapılan ve bu sene başında eğitime başlayan Canik Başarı Üniversitesi yönetimi ile görüşmelerimiz başladı" dedi.

Tamamlayıcı Sağlık Sigortası Medical Park Hastaneler Grubu'nun Türkiye sağlık sektöründe devrim niteliğinde bir ilke imza attığını söyleyen Medical Park Samsun Hastanesi Genel Müdürü Dr. Hikmet Çavuş, ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın Medical Park Hastaneler Grubu'nda Türkiye’de ilk kez uygulanmaya başladığını açıkladı. Uygulama hakkında bilgi veren Genel Müdürü Dr. Hikmet Çavuş, “Samsun’da tedavi olan SGK’lı kişiler, ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’ ile tek kuruş ödemeden tüm hastanelerimizde tedavi olabilecekler. ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’ yaptıran kişiler, Medical Park’ın tüm Türkiye’deki hastanelerinde fark ödemeden tedavi olabilecekler. Bu sigorta SGK'nın karşılamadığı doğum ve estetik gibi konularda da tedavi imkanı sunuyor. Kısacası bu uygulama sonucunda hastalar, hastanemize geldiğinde sadece 12 lira yasal katkı payını ödeyecekler. Onun haricinde bu uygulamadan faydalanan hasta bir kuruş bile ödemeden tedavi olabilecek" şeklinde konuştu. 94 > OCAK 2012



HASTANE DONANIM

Ateksis, Medipol Mega Hastaneler Kompleksi’nde

Medipol Mega Hastaneler Kompleksi’nin bina elektroniği sistemi Ateksis tarafından hayata geçirildi.

M

edipol Mega Hastaneler Kompleksi’nin bina elektroniği sistemi Ateksis tarafından hayata geçirildi. Hastane gövdesiyle başlayan daha sonra onkoloji hastanesi, kalp damar hastanesi ve otopark ilaveleriyle sürekli genişleyen projenin tüm sistemleri buna uygun olarak sürekli büyüyen yapıda oldu. Son olarak diş hastanesinin ana gövdeye entegre edildiği projede, Ateksis mühendisliği ve Bosch ürünlerinin esnekliği sayesinde büyümeler oldukça sorunsuz gerçekleşti. Sistemin kabinde Bosch BIS yazılımı kullanılarak bu sayede, yangın algılama, kartlı geçiş ve CCTV sistemlerinin yazılım bazında birbirleriyle haberleşmesi ve operatörlerin binanın kat planları üzerinden sistemi izlemesi ve yönetmesi sağlanmıştır. Hastane kompleksinde yangın güvenliği, birbirine network çalışan FPA 5000 serisi kontrol panelleriyle sağlanmış olup 32 adet FPA 5000 kontrol paneli birbirine network edilebilmektedir. Anons sistemi 36 bölgeli yapılandırılarak, hastane kompleksi büyüdükçe router ilaveleriyle büyümesi mümkün hale getirilmiştir. Yangın paneliyle direkt haberleşebilen Bosch Controller ünitesi, hem müzik yayını, hem manuel anons

96 > OCAK 2012

hem de otomatik acil anons işlevlerini yürütebilmektedir. CCTV sistemi hibrit olarak kurgulanmıştır. Komplekste analog kameralar, IP encoder ünitleriyle network’e çıkmakta, 720p çözünürlüğündeki IP kameralarla birlikte izlenmekte ve yönetilmektedir. Analog kameralar 700 serisi kayıt cihazları üzerinde, IP kameralar ISCSI kayıt üniteleri üzerinde kayıt etmektedir. Bu farklı kayıt ortamlarına rağmen izleme ve yönetimin tek bir arayüz üzerinden yapılabilmesi sağlanmıştır. Bosch’un profesyonel serisi AMC kartlı geçiş kontrol panelleri BIS yazılımıyla TCP/IP network üzerinde çalışmaktadır. Toplam 170 adet kart okuyucuyla bina genelinde, yetkili giriş / çıkışlar Bosch kartlı geçiş sistemiyle kontrol edilebilmektedir. VIP toplantı salonunda ise asansörlü projeksiyon cihazı, perde, sunum seçici, aydınlatma, müzik kaynağı gibi toplantıyla ilgili tüm kontroller Crestron otomasyon sistemiyle kontrol edilmekte ve iPad üzerinden yönetilebilmektedir. Medipol Mega Hastaneler Kompleksi Teknik Hizmetler Müdürü Ali Genç ile gerçekleştirilen söyleşiye ekteki dosyadan ulaşılabilir.



TIBBİ EKİPMAN

Zivak Technologies ArabHealth Fuarı’na Katılıyor

Dolunay Tıbbi Cihazlar, Zivak Technologies ile Dubai'de 28-31 Ocak tarihleri arasında düzenlenecek olan ArabHealth Fuarı’na katılıyor.

D

olunay Teknik Cihazlar, 1991 yılında analitik cihazlar sektöründe satış, servis ve eğitim hizmeti vermek üzere kurulmuş bir firmadır. Sektörün gelişen ihtiyaç ve gereksinimlerini önceden planlayarak, dünyanın en iyi ürünlerini bünyesinde barındırmayı, eksiksiz ve kusursuz hizmet anlayışını çözümlerle birlikte müşterilerine sunmayı hedeflemektedir. Kurulduğu tarihten bu yana, kendi alanında kalitesini dünya çapında ispatlamış birçok firma ile işbirliği yapmasının yanı sıra, 2006 yılından bu yana sektördeki bilgi birikimini ve gelişen altyapısını değerlendirerek Türkiye’de ilk defa bu sektörde hem cihaz hem de hazır analiz setleri üretimi yapan bir firma haline gelmiştir. Başarıya giden yolda Ar-Ge altyapısının ne denli önemli olduğunun bilincinde olan Dolunay Teknik Cihazlar, bu anlamda da yatırımlarını Ar-Ge üzerinde yoğunlaştırarak ülkemizde uygulanmasında zorluk yaşanan birçok analizi çok daha kısa sürede sonuç verebilen ve kullanıcı için kolay uygulanabilir hale getirmiştir. Vermiş olduğu hizmetin ve ürünlerinin kalitesini arttırmak üzere konusunda en kapsamlı Ar-Ge bölümünü, üretim tesisi olan Zivak Teknoloji bünyesinde kurarak, halen bu konuda Türkiye deki en etkin araştırma ve geliştirme laboratuarlarından biri olarak ülkemize hizmet vermektedir. Başta gıda sektörü olmak üzere, ilaç ve maden endüstrisi, klinik biyokimya, adli toksikoloji, çevre ve petrokimya endüstrisine hizmet vermektedir.

Zivak Teknoloji Türkiye de ilk defa hazır analiz seti ve analitik cihaz üretimi yaparak aynı zamanda aplikasyon geliştiren ilk ve tek firmadır. Zivak Teknoloji olarak Sektöre yönelik geliştirmiş olduğumuz cihaz ve hazır analiz setlerimizden bazıları: TandemGOLD LC/MSMS Triple Quadrupole Kütle Spektrometresi Zivak LC200 HPLC Sistemi

ONH100 Otomatik Numune Hazırlama Sistemi Bu ürün Türkiye de ilk defa geliştirilen, yazılım ve ürün modülleri de dahil olmak üzere %100 yerli üretim olan tam otomatik HbA1c (Hemoglobin A1c) analiz sistemidir. Aynı zamanda gıda analizlerinde numune hazırlama işlemlerini tam otomatik olarak yapmak üzere tasarlanmıştır. Pestisit Analiz Seti (Yaş sebze&meyve, Tahıl, Yem) Antibiyotik Kalıntısı Analiz Setleri (Et, Süt, Bal, Yumurta) Mikotoksin Analiz Seti (İncir, Yem, Yağlı Tohum) Histamin Analiz Seti (Balık) Melamin Analiz Seti (Süt ürünleri)

98 > OCAK 2012



TIBBİ EKİPMAN

İnsan Sağlığının Teknoloji ile Buluştuğu Nokta: MEDİTEL MEDİTEL, çözüm odaklı hizmet anlayışı ile RadyoTerapi’de de çığır açıyor.

1

984 yılından bu yana konusunda uzman bir ekip tarafından kurulan MEDİTEL Grubu, 28 yıllık RadyoTerapi’deki tecrübesini ve cihaz portföy kalitesini Türkiye’de kanıtlamaya devam ediyor.

MEDİTEL Grubu’nun temel faaliyet alanları ve son dönem odaklandığı çalışmalarla ilgili bilgi verir misiniz? Firmamız, radyoterapi ve radyoloji alanlarında faaliyet göstermekte olup, tıbbi cihaz ve hizmet satışı yapmasının yanında, ithal ettiği cihazların montajını gerçekleştirmekte ve satış sonrası servis hizmetini de vermektedir. Son dönemlerde özellikle hizmet sektörü ve dijital röntgen üretimi ilgimizi çekmektedir. Ayrıca Radyoterapi de IGIMRT tedavi yöntemine olanak sağlayan gelişmiş bir tedavi cihazı olarak bilinen TomoTherapy cihazına oldukça önem vermekteyiz. Bunlara ek olarak, özellikle Shimadzu Anjiyografi Sistemlerinde Bransist ALEXA model anjiyografi sisteminin hekimler açısından hem periferik hem kardiyovasküler incelemeleri karşılayan bir cihaz olduğunu gösterek bu modelimizin en değerli anjiyografi cihazı olarak bilinmesini amaçlamaktayız.

Radyoterapi’de temsilciliğini üstlendiğiniz uluslararası markalar hangileridir, Türk medikal sektörüne sunduğunuz çözümlerden bahseder misiniz? Radyoterapide temsilciliğini üstlendiğimiz uluslararası markalar; Accuray-Tomotheraphy tedavi cihazı, PTW dozimetrik sistemler, CIVCO hasta sabitleme sistemleri, LAP

100 > OCAK 2012



TIBBİ EKİPMAN

lazer, ISP Gafchromic film, Velocity konturlama yazılımı, Huestis blok kesici ve simülatör sistemleri olarak sayılabilir. Bunlar dışında Best Theratronics firmasının kan ışınlama cihazlarının ve Berthold firmasının radyasyondan korunma sistemlerinin de Türkiye tek temsilcisiyiz. Alanlarında dünyanın en önde gelen firmaları ile uzun yıllar birlikte çalışmış olmanın sağladığı avantaj ile bir Radyoterapi kliniğinin A’dan Z’ye tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek ürünlere, bilgi birikimine, ekibe ve tecrübeye sahibiz. Klinikte çalışacak medikal fizikçilerin ve teknisyenlerin eğitimlerinden, ihtiyaç duyulan tüm kalite kontrol, dozimetrik ve diğer ekipmanların teminine kadar anahtar teslim çözümler sunmaktayız.

Son dönemdeki yeni ürünleriniz ile ilgili bilgi verir misiniz? Firmamız, dünyada Radyoterapi alanında büyük bir hızla yaşanan teknolojik ilerlemelerin ülkemizde de halkımızın hizmetine sunulması amacıyla yeni gelişmeleri sürekli takip etmekte ve araştırmaktadır. Bu çerçevede Meditel, 2007 yılında Accuray-Tomotherapy firmasının temsilciliği üstlenmiş ve Radyoterapi ile kanser tedavisi yapan üst düzey Tomotherapy cihazının Türkiye’de 7 farklı hastanede hizmete başlamasını sağlamıştır. Tomotherapy tedavi cihazı, IG-IMRT, Ark terapi ve SBRT gibi üst düzey tedavi yöntemlerini başarılı bir şekilde uygulayarak ve dolayısıyla sağlıklı dokuların daha iyi korunmasını sağlayarak, kanserle savaşta ileriye doğru bir adım daha atılmasını sağlamıştır. Yine kısa bir süre önce Amerikan Velocity firmasının Türkiye tek temsilciliğini üstlendik. Bu konturlama yazılımı ile doktorlarımızın planlamada geçirdiği zaman kısalacak ve deformable fusion gibi yeni görüntüleme teknolojileri ile daha sağlıklı bir şekilde konturlama yapılabilecektir. Diğer yandan Radyoterapide, Tomotherapy gibi yeni nesil üst düzey tedavi cihazlarının Türkiye’de kullanılmaya başlanması ve yaygınlaşması ile birlikte kliniklerin de ihtiyaçları farklılıklar göstermeye 102 > OCAK 2012

başlamıştır. Özellikle Ark tedavisi yapabilen cihazların kalite kontrolü amaçlı PTW Octavius 4D fantomu ve SBRT tedavilerinde hastanın sağlıklı bir şekilde sabitlenmesi amacıyla CIVCO SBRT Body-Pro Lok, bu yeni tedavi şekillerine uygun en yeni çözümlerimiz arasında sayılabilir.

Medikal pazara RadyoTerapide sunduğunuz ürün ve çözümleri farklı kılan yanlar nelerdir? Tercih edilirliğinize katkı yapan unsurları sıralar mısınız? MEDİTEL olarak her zaman alanında öncü, kalitesi dünyaca kabul edilmiş markalarla çalışmayı tercih ettik. Bu tercihimiz yıllar içerisinde firmamızı pazarda üst düzey bir noktaya taşıdı. Bunun yanında teknik servisimizin hızı ve kalitesi, müşterilerimize karşı gösterdiğimiz ilgi, alaka ve en önemlisi saygı, her zaman çözümden yana olan duruşumuz ve sözlerimizi daima yerine getirmemiz, sektörde güvenilir ve dürüst bir firma imajını kazanmamızı sağlamıştır. Ve bu imaj, tercih edilirliğimize katkı yapan en önemli unsurlardan birisidir.

RadyoTerapi pazarından yeni dönemde beklentileriniz hangi düzeyde, medikal sektörde uluslararası gelişmeler konusundaki öngörüleriniz nelerdir? Radyoterapide dünyayla birlikte Türkiye’de de teknolojik gelişmeler kapsamında tedavi şekilleri sürekli daha üst seviyelere gelmektedir. 2 yada 3 boyutlu konformal tedavilerden çok artık IMRT, IGIMRT, SBRT gibi tedavi yöntemlerinin uygulanmak istenmesi ile birlikte, Radyoterapi pazarı, bunlara uygun tedavi cihazları ile birlikte kalite kontrolü en üst düzeyde yapabilen, Radyoterapide çok önemli olan hasta sabitlemenin sağlıklı yapıldığı highend ürünlere doğru yönelmektedir. Meditel olarak bu ihtiyacı tam olarak karşılayabilen Tomotheraphy tedavi cihazı, PTW, Velocity, CIVCO, LAP gibi dünya lideri firmalarla çalışıyor olmanın verdiği avantajla bu yeni dönemde pazardan beklentilerimiz çok yüksek.



İŞLETME

[

Yöneticilikte Efsane Olabilmenin Yolları

H

alkın hayalinde şekil değiştirerek ağızdan ağıza, nesilden nesile geçen her milletin birçok efsanesi vardır ve bazıları diğer birçok millet tarafından benimsenmiş, başka isimlerle birçok dilde yerleşmiştir. Dillere destan olmuş anlamında Efsane olmak; İmkansız olanı başararak ve bununla nam salıp dillerden dile dolaşmak, kimsenin cesaret edemediği işleri yaparak adından nesiller boyu söz ettirmektir.

Mustafa ÇİÇEK Sağlık İdarecisi

Yöneticilikte zirveye çıkıp efsane olabilmek kadar zirvede kalabilmekte önemlidir. Yunus Emre’nin “Nehirler Aktı Geçti, Kurudu Vakti Geçti, Nice Han Nice Sultan Tahtı Bıraktı Geçti, Şu Dünya Bir Penceredir Her Gelen Baktı Geçti” sözlerini çoğu zaman unutulur. Bazen hatırlansa bile günümüz hastalığının virüsleri yöneticileri daima etkisi altında tutma gayreti içindedir. Elbette yöneticiyi herkesin sevmesi beklenemez ama objektif karar mekanizmalarına sahip genel çoğunluğun benimsemesi, adından müspet söz etmesi önemlidir. Çalışanların veya toplumun genel olan menfaatlerini koruyan, insana değer verip önemseyen (jakoben anlayıştan uzak), toplumun değerleriyle özdeşleşen, içinde bulunduğu kurum ve insanların çıkarlarını bireysel çıkarlardan üstün tutan, kendini hizmete adamış yöneticilerin kurumunda ve içinde bulunduğu çevrede efsaneleştiğini görmekteyiz. Tarihsel faktör ve süreçlerden kaynaklı Efsaneleşmek bazen ko-

]

lay olsa bile, hafızalardan hiç silinmeyen her çağda daha çok efsaneleşen yöneticilerin ince ruhlu, çalışkan, herkese eşit mesafede olan, işini iyi yapanları ödüllendiren, hep iyiliğe ve doğrulara yatırım yapan, ekibini de başarıya odaklandırmış, her kesin yararlanacağı yatırımlara önderlik eden başarılı kimseler olduğuna şahit olmaktayız. 1. Süleyman ya da daha çok bilinen adıyla Kanuni Sultan Süleyman; Genç yaşta tahta geçip Sultan Birinci Selim Han'dan 7.000.000 km2'ye yakın devraldığı Osmanlı Devleti'ni, 46 yılda 15.000.000 km2, bağlı devletlerle, 17.000.000 km2 büyüklüğe ulaştırmıştır. Osmanlı Devleti'ne en parlak dönemini yaşatmış, imparatorluk içinde dürüst bir hükümdar ve çözülmeye, bozulmaya, rüşvete karşı üstün bir kişilik olarak nam salmıştır. Onun liderliğinde Osmanlı İmparatorluğu süper güç haline gelmiş ve İmparatorluk onun ölümünden sonra da genişlemesine bir yüzyıl daha devam etmiştir. Ölümünden sonrada ünü bitmemiş, sultanlığı hala dillere destandır. 25 yaşında tahta geçip Osmanlı devletinde en uzun süre yöneticilik yapmış sultan, devralmış olduğu yönetimi zirveye taşımıştır. Hayatına baktığımızda her çağda görülen hastalıklardan ekibini de uzak tutmayı başarmıştır. Kendi başarısını derebeylerin, idarecilerin ve devlet görevlilerinin heba etmesine asla müsamaha göstermemiştir. Bu devirde ayaklanma, ihtiras, kuyu kazmalar, entrikalar, hile ve dolanlar nerden gelirse gelsin yaşayacak ortam bulamamıştır. Sadece kendisi değil ekibini de iyi kontrol eden bir yöneticinin tarihin derinliklerinde unutulmadığını görmekteyiz. Efsane olabilmenin çok da zor olmadığını kanıtlayan vali veya kaymakamlarımız olmuştur. Suyu olmayan köye su getirmek, köprüsü olmayan dereye köprü yaptırmak, okula gitmek için ayakkabı bulamayan öğrenciye ayakkabı almayı sağlamak, işsiz gençler için iş sahaları açmaya yardımcı olmak, gençlere sahip çıkmak ve spora teşvik edici projelerle onları kötü alışkanlıklardan korumak için sportif projeler üretmek, ağaçlandırma kampanyaları ile yeşili korumak ve yeşil alanları artırmak, insanca yaşamayı sağlamak için projeler üretmede öncü-

104 > OCAK 2012



İŞLETME

lük etmek, kısaca sorumluluğu alanındaki insanların dertleri ile dertlenip çözüm için seferber olan mülki amirlerinde efsaneleştiğine de şahit olmuşuzdur. Makamda oturup insanların ayağına gelmesini bekleyen, türlü mazeretlerle çözüm yerine çözümsüzlükten bahseden, sahaya inmeden masa başı çözümlerle ilave sorunlar üreten, halktan kopuk olarak eskortla dolaşan, sorunları medyadan görüp önlem alacakmış gibi davranan yönetici tipi ise halk nezdinde makbul yer edinememektedir.

Ekibi İyi Seçmek Liderin,“Ben yapmadım o yaptı “diyerek yanlışlardan veya eksikliklerden sıyrılma imkanı yoktur. Başarı bir ekip işidir. Tabiki ekibini kendi seçebilen karizmatik yöneticilerin kendine has özellikleri başarı getirse bile ekibinin çalışmaları yöneticilerin başarılarının kalıcılığını sağlar. Makam ve mevkilerin geçici olduğunu bilmeyen yoktur. Ancak güç ve makamların getirdiği heva - heves –rehavet ve büyüklük kompleksi her dönemde yöneticileri etkisi altına almaya çalışmıştır. Ekip seçme ve seçilen ekibin beklenen özelliklerini taşıyıp taşımadığın tespiti çok önemli bir süreçtir. Bu sericin yönetimi süreklilik taşıyan bir etkileşim göstermelidir. İnsanların gün geçtikçe ihtiyaçları-beklentileri değişebilir ve farklı yapıya dönüşebilir. Negatif sinerji ile de yüklenebilen bu tehlikeli yapı ise tüm iyilikleri alıp götürebilmektedir.

Eğitim ve Takip Sapmaların ve kör noktaların oluşmasını önlemek ve iyi bir yönetim sergilemek için alanda çalışanların sürekli olarak

106 > OCAK 2012

eğitimi ve verilen eğitimlere ne derece uyum sağlandığını alanda sürekli olarak gözlemlenerek müdahale edilmesi gerekir. Her yaşın ve her makamın eğitim içeriği ve tekniği farklı olsa bile eğitim mutlaka şarttır. Yanlışların, eksiklik ve hataların bilinçli olmadığı saptansa bile bir karşılığının olması gerekir. Aksi halde farklı gerekçelerle toplumsal çıkarların önceliğini bireysel çıkarlar alabilir. Öneri Ve Şikayetleri Dikkate Alacak Sistem Ağı Kurmak Çoğulcu mutluluğunu sağlamak için; Dikkate almak, önemsemek, kararlara katılımda bulunmasını kolaylaştırıcı hale getirmek, verilen sözlerin yerine getirilmesi ile olur. Sadece kendi çevresinde bulunan veya akrabalara sağlanan kolaylık toplum nezdinde antipati oluşturmakta, yakın çevrenin etkisi altında verilen kararlarda geneli mutlu etmemektedir.

Geleceğe Yatırım Yapmak Bugünün şartlarına göre hareket eden, sadece kendine ve yakınlarına yatırım için çırpınan yöneticilerin başarılı olma şansı yoktur. Liderin pozitif yansımalarını kısa sürede harcayan bu tip idarecileri liderlerin iyi analiz etmesi gerekmektedir. Şirketin, toplumun, çevrenin sahip olduğu kaynakların etkili ve verimli kullanılmasını sağlamak için var olan idarecilerin genel hedeflerden uzaklaşmalarını önleyecek sistemlerin kurulması ve kalıcı olmasını sağlamak gerekir. Gelecek demek; çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceği demektir. Neme lazım deyip uykuya dalmak yerine, şirketim için, çevrem için, içinde bulunduğum toplumun refahı ve geleceği için “ben ne yapabilirim” diye hayal kuran yöneticilere ihtiyaç vardır.



İŞLETME

Büyük Düşünmek Park, bahçe, spor alanları, ağaçlandırma çalışmaları, gibi basit görülebilen hizmetler aslında gelecek nesli koruyan önemli hizmetlerdendir. Bir şirkette veya bölgede kurulacak spor alanları bir çok kişiyi yanlış alışkanlıklardan alıkoyar. Bir ağacı kesmenin insan öldürmek kadar ağır bir suç olduğunu belirten ecdadımızın boş yere efsaneleşmediğini görmekteyiz. Fatih Sultan Mehmet tam 12 yaşında iken tahta çıkmış ve sonrasında yaş’ın başarı ile alakası olmadığını göstermiştir.

Kırtasiyecilikten Uzak ve Uygulanabilir Kalıcı Kararlar Almak En kötü karar kararsızlıktan iyidir. Ayrıca günlük veya haftalık değişen kararlar yerine detaylı araştırmalar sonucu alınan uygulanabilir ve kabullenilebilir etkin ve verimli sonuçlar getiren kararlar alabilmek sistemin daha rahat işlemesini kolaylaştırır. “Yasa bu” “böyle kural konmuş” ne yapalım diyerek sorunların oluşma nedenlerine inilemeden yapılmaya çalışılan işlerin kimseyi memnun etmediği görülmektedir. Efsane olan yöneticilerin bir özelliği de “Kolaylaştırınız ve sevdiriniz” prensibini ilke edinmesidir. Hoşgörü ve tevazunun getirdiği ağırlık insanı olgun göstermektedir. Olgunluk ise akılcı kararlar alınmasını sağlar.

GE’nin efsane CEO’su J.Welch yöneticilikte efsane olmayı liderlikle yönetim olarak tarif ederek kriterlerini şu başlıklarda sıralamıştır; daha az yönet liderlik yap(yönetici olma lider ol), piyasada lider bir şirket(kurum) oluştur(faaliyet gösterdiğin piyasada ya bir numara ol, ya iki numara ol, ya da çek git), sinerji yaratacak ekip oluştur ve iyi yönet, kaliteyi yaşat(canlı tut), kalite sadece yönetimin işi değil herkesin işidir, kararlı bir şekilde yenilikçiliğe odaklan, çalışanların fikirlerini rahatça sunabileceği ortamlar oluştur, hızlı ol (süreçleri ve sistemi hızlandır), hantal bir organizasyon yerine esnek bir yönetim tarzı seç, sinerji yaratacak ekip kur ve iyi yönet, ekip çalışmasını teşvik et ve herkesi bir takımın üyesi yap, ekibi hedefe odakla, ekibin heyecanlanmasını bilen ve daima en iyilerden kurulu olanlardan seçilmesi özen göster ve ekibini etkin olarak yönet.

Sevgi Farklılaşma ve samimiyet bir şirketi büyüten en öneli özeliklerdendir. Çıkara bağlı sevgi yerine insanları ve çalışan personelini ön koşulsuz sevmesi lider özelliklerinin dışa vurumudur. Efsane lider karakterlerinin günlük yaşama yansıma örneklerine baktığımızda ise; “onlar benim insanlarım” diyerek çalışanlarını çok sevmesi, sorumluluklarını sadece görevi olduğu için değil sevdiği için üstlenmesi, dostluğa ve iyi iletişime çok önemli katkı sunması, merhametli olmasının yanı sıra kızgınlık gösterisinde bulunmamasıdır.

Örnek İnsan İçi boş veya sonuçlandırılamayacak vaatler yerine uygulayacaklarınızın sözünü verip, bulunulan vaatlerin verilen sözün yerine getirilmesi yöneticileri takip edenler nazarında değerli kılar örnek alınmasını kolaylaştırır.Örnek alınabilmesi ve sevilebilmesi için neyi savunuyorsa, neyi söylüyorsa onu önce kendisi yaparak örnek olmalıdır. Yöneticilerin “Dediğini yap, yaptığını de” prensibine sürekli olarak uyum göstermesi gerekir.

108 > OCAK 2012



HASTANE DONANIM

Kozan’a 200 Yataklı Hastane 18 Milyon 200 Bin liraya mal olacak hastanenin 2014 yılının mayıs ayında hizmete açılması planlanıyor.

A

dana'nın Kozan ilçesinde 200 yataklı devlet hastanesinin temeli törenle atıldı.18 milyon 200 bin liralık yatırım bedeli ile yapılacak olan hastanenin 2014 yılının Mayıs ayında hizmete açılması planlanıyor. Temel atma töreninde söz alan Kozan Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Sefa Yapıcı, Devlet Hastanesi'nin faaliyetleri, personel sayısı ve teknik donanımı ile ilgili bilgi verdi. Daha sonra kürsüye gelen Adana Valisi Hüseyin Avni Coş; “Tüm Kozanlılara otel konforunda hizmet verecek olan bu modern hastanemizin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. 22 bin 600 metrekare kapalı alana sahip yeni hastanenin ilçemize kazandırılmasında özellikle Belediye Başkanımız Kazım Özgan’a teşekkür ediyorum. Çünkü bir başka ilçemize de aynı hizmet kazandırılacaktı ancak belediye halka kazandırılacak olan hizmete sahip çıkmayarak engel oldu. Oysa Kozan Belediye Başkanımız halkının yararlanacağı bu hizmete sahip çıktı. Tabi bu hizmetlerin ilçemize kazandırılmasında en büyük payı olan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a halkımız adına teşekkür ediyorum. Hastanenin bitim tarihi olarak Mayıs ayı 2014 yılı verildi ancak bu hizmetin ilçemize daha erken kazandırılabilmesi için bu konunun takipçisi olacağım” dedi.

Hızlı, Kaliteli ve Ekonomik Sağlık Hizmeti Sağlık hizmetinin ertelenemeyeceğini kaydeden AK Parti Adana Milletvekili Prof. Dr. Necdet Ünüvar ise, “Sağlık hizmeti verirken en kısa zamanda, kaliteli ve ekonomik olması sağlıkta en büyük hedeflerimizdir. Bir işin temeli atıldığı zaman o iş kısa sürede bitiyor. Geçtiğimiz aylarda

110 > OCAK 2012


Ünüvar; “Ceyhan ile Kozan arasında tatlı bir yarış vardı. Ceyhan bu yarışa Kozan’dan beş ay önce başlamıştı. Bu yarış her iki ilçeye de hastane yapımı idi. Ancak Ceyhan Belediye Başkanı halka hizmet verecek olan modern hastanenin temelini atmamıza engel olarak mahkemeye verdi. Ancak Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan ilçelerine beş ay sonra kazandırılması planlanan bu hizmete sahip çıkarak çalışmaların hızlanmasında elinden gelen gayreti göstermiş bulunuyor. Kozan Devlet Hastanemiz Mayıs ayı 2014 yılında bitirilmesi planlanıyor ancak biz bu hastanenin daha kısa bir sürede bitirilmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz” şeklinde kaydetti. AK Parti Adana Milletvekili Fatoş Gürkan da Kozan'ın yakın zamanda sağlıkta alanında da marka haline geleceğine inandığını söyledi. Kozan’da bir panel düzenlemiştik. Bu panel sonrasında sağlık alanında en önemli eksiklikler ilçemizdeki doktor ve ambulans sayısı azlığı ile donanım ve alet edevat yetersizliği idi.O gün itibarı ile 39 olan doktor sayımız bugün 47’de. Ayrıca hastanemizin alet ve donanımını saymakla bitmez.Ayrıca ilçemize yapılacak olan 200 yataklı Devlet Hastanemizin temelini hep birlikte atmanın mutluluğunu yaşıyoruz ama bunlar bizlere yetmez. Çünkü Kozanlı her şeyin en iyisine layıktır” diye konuştu.

Konuşmaların ardından Vali Coş, milletvekilleri Gürkan ve Ünüvar, Kozan Kaymakamı İzzettin Sevgili, Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan, Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan, Ak Parti İl Başkanı Ziyaeddin Yağcı, Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Ersoy, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Uzman Dr. Hasan Çağıl, AK Parti Kadın Kolları Adana İl Başkanı Emine Karaköse ile yaşlı bir vatandaş tarafından butona basılarak hastanenin temeline ilk harç döküldü.


AKTÜEL

Hafsa Sultan Hastanesi'nde İki Yeni Ünite Hizmete Açıldı

Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Hafsa Sultan Hastanesi'nde Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi ve Diyaliz Ünitesi olmak üzere iki yeni ünite düzenlenen törenle hizmete açıldı.

112 > OCAK 2012

C

elal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Hafsa Sultan Hastanesi'nde Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi ve Diyaliz Ünitesi olmak üzere iki yeni ünite düzenlenen törenle hizmete açıldı. Açılış törenine AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, CBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli, Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri Murat Türk Yılmaz, İl Halk Sağlığı Müdürü Ziya Tay, CBÜ Hafta Sultan Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ahmet Var, Yeni Doğan Ünitesi Sorumlu Hekimi Yar. Doç. Dr. Gökmen Bilgili, Çocuk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erhan Kasırga, İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Seyhun Kürşat ve hastane personeli katıldı. İlk tören Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi önünde

gerçekleşti. Kurdele kesiminden sonra ünite hakkında bilgi veren Yeni Doğan Ünitesi Sorumlu Hekimi Yar. Doç. Dr. Gökmen Bilgili, ünitede 8 küvez bulunduğunu belirterek "Ayrıca enfeksiyon olması durumunda bir izolasyon odamız var. Solunum cihazlarından iki tanesi dünyanın en iyi solunum cihazları Türkiye'de 9 tane var. Özellikle çok küçük bebeklerde bunları kullanıyoruz." dedi.

"Diğer İllerden Hasta Kabul Edeceğiz" Ayakta hasta kabulüne başlayan Diyaliz Ünitesi'de düzenlenen kurdele kesim töreniyle açıldı. Törende yeni açılan ünite hakkında bilgi veren İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Seyhun Kürşat, "Üniversite, Fakülte üst yönetimimiz ve hususiyetle Başhekimlik makamının üstün gayretleri ile artık ayaktan hastanemize başvuran hemodiyaliz hastalarının da hemodiyaliz tedavilerinin yapılması mümkün hale gelmiştir.”



PANORAMA Çocuk Servisi Yeni Binasında Hizmete Girdi

Ergani Devlet Hastanesi Yeni Hizmet Binasına Taşındı Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde, 150 yataklı yeni devlet hastanesi, hafta sonundan itibaren hizmet vermeye başladı. Ergani Devlet Hastanesi Müdürü Dr. Mikail Yetmiş, geçtiğimiz hafta itibariyle Kıralan mevkiindeki yeni binalarına taşınarak hizmet vermeye başladıklarını söyledi. Taşınma işleminin ardından tam kapasite ile hizmet verebilmek için çalışmalarının devam ettiğini belirten Yetmiş, " Yeni binamız poliklinik, acil servis, diyaliz servisi, laboratuar, ameliyathane ve yoğun bakımları ile birlikte sosyal donatıları bünyesinde barındıran modern hastaneciliğin bütün özelliklerini taşımakta. Personel sıkıntısını çözümlediğimiz takdirde halkımıza daha iyi ve kaliteli sağlık hizmeti sunacağız" dedi.

114 > OCAK 2012

Afyonkarahisar Zübeyde Hanım Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastanesinin çocuk poliklinik bölümleri, bir süre önce Afyonkarahisar Yeni Devlet Hastanesine taşınan Göğüs Hastalıkları Hastanesinin eski binasında hizmet vermeye başladı. Gerçekleştirilen açılış töreninde bir konuşma yapan Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu, sağlıkta yurt genelinde büyük bir dönüşümün yaşandığı, standartların yükseldiğini söyleyerek, Afyonkarahisar’ında bu hizmetlerin kervanına katılmak zorunda olduğunu belirtti.

Ünye Devlet Hastanesi’ne Yeni Cihaz Ünye Devlet Hastanesi, yeni göz mikroskobu aldı. Ünye Devlet Hastanesi yönetimi bir yandan yeni hastane inşaatının en kısa sürede bitirilip halka hizmet vermesi için çalışırken, diğer yandan da cihaz yatırımlarını da sürdürüyor. 1 yıl önce özellikle göz ameliyatı için alımı yapılan, beyin cerrahi ve KBB ameliyatlarında da kullanılan göz mikroskobu, bu branşlara yetmemesi nedeniyle KBB ve beyin cerrahisi için yeni cihaz alımı yapıldı. Yapılan ihale ile temin edilen göz mikroskobu ilgili firma tarafından Ünye Devlet Hastanesi’ne teslim edildi.

Uğur Genç’e Yılın En Başarılı Genel Müdürü Ödülü Capital Dergisi tarafından düzenlenen, Türkiye’deki en başarılı ve genç genel müdürün belirlendiği “Başarıya Yürüyenler” yarışmasının birincisi Memorial Sağlık Grubu Genel Müdürü Uğur Genç oldu. ING Bank Türkiye Genel Müdürü Pınar Abay’in ikinci, Master Card Güneydoğu Avrupa Genel Müdürü Mete Güney’in de üçüncü olduğu yarışmada Türkiye’nin en önemli isimleri jüri üyeliği yaptı.



PANORAMA ADÜ Tıp Faklültesi Hastanesi’nden Ankara Çıkartması Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Uygulama ve Araştırma Hastanesi yönetimi, Ankara’da Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar ile görüştü. ADÜ Tıp Fakültesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi, Başhekim Yardımcısı ve Hastane Başmüdürü Vekili’nden oluşan heyet, Ankara’da iki gün boyunca çeşitli temas ve görüşmelerde bulundu. ADÜ Tıp Fakültesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mustafa Oğurlu, Başhekim Yardımcısı Bakiye Uğur, Başmüdür Vekili Tanju Çoğan ve Yönetici Asistanı İbrahim Yanık’tan oluşan ADÜ heyeti Ankara’da Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, AK Parti Aydın milletvekilleri Mehmet Erdem, Semiha Öyüş ve Ali Gültekin Kılıç ile Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş,

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar, Sayıştay Başkanı Doç. Dr. Recai Akyal, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü İ. İlhan Hatipoğlu, Maliye Bakanlığı Döner Sermaye Daire Başkanı İsmail Hakkı Yazcı ve SGK yetkilileriyle görüştü.

Darende Hastanesi’ne Yoğun Bakım Ünitesi Açıldı Malatya’nın Darende ilçesindeki Hulusi Efendi Devlet Hastanesi’nde kurulan yoğun bakım ünitesi hizmete açıldı. Hastane Başhekimi Dr. Erhan Berk, ”İlçemizde bulunan Hulusi Efendi Devlet Hastanesi'nde daha önceden altyapısı oluşturulan ünitenin artık yoğun bakım ruhsatı var. Burada her türlü yoğun bakım hizmetini verebiliyoruz. 24 saat sürekli hastalarımıza, monitörizasyonu başındaki yardımcı sağlık perso-

neline ve gerektiğinde uzman personele ulaşacağı şekilde hizmet veriyoruz” dedi. Berk, 2006 yılında hizmete açılan hastanenin önemli bir ihtiyacının giderilmiş olduğunu bildirip, “Yoğun bakım ünitesinde 2 adet sabit, 1 adet portatif olmak üzere gelişmiş teknolojiye sahip ventilatör (hasta solunum cihazı) bulunmaktadır. 6 adet modern monitör ile hasta takibi sağlanan yoğun bakımda 6 hastaya aynı anda hizmet verilmektedir” ifadelerini kullandı.

Sakarya’ya 7 Ambulans Alındı Sağlık Bakanlığı tarafından alınan onay sonrası Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü döner sermaye bütçesinden 7 adet ambulans aldı. 112 Acil Afet ve Sağlık Hizmetleri Şube Müdürlüğü bünyesinde kullanılmak üzere 3, Sakarya Merkez Eğitim Araştırma Hastanesi, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi de kendi döner sermaye bütçeleri ile 2, Hendek ilçe Devlet Hastanesi ve Akyazı İlçe Devlet Hastanesi de 2 adet ambulans alımı gerçekleştirdi. Konuyla ilgili olarak açıklama yapan İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Murat Alemdar, “Alınan ambulansların kalite, konfor ve verim açısından, halkımıza sunulan ve sunulacak olan hizmetlerde sağlık ordusuna çok anlamlı bir güç kazandıracak. Alımı gerçekleştirilen ambulanslar tüm halkımıza ve İlimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

116 > OCAK 2012



PANORAMA Görme Engellilere İthal Kornea Geliyor Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, Türkiye'de 4 bin 600 bin kişinin kornea nakli yapılamadığı için ışığa kavuşamadığını ifade ederek, 2013 yılı mart ayına kadar işlemlerinin tamamlanacağını bildirdi. Sağlık Bakanlığı, 5 bin kişiye ışık olacak kornea ithalatı için çalışmalarında son aşamaya geldi. TBMM Genel Kurulu bütçe görüşmelerinde görme engellilere müjde veren Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 2013 yılında kornea ithalatının gerçekleşeceğini söyledi. Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, Türkiye'de 4 bin 600 bin kişinin kornea nakli yapılamadığı için ışığa kavuşamadığını ifade etti. Hedeflerinin kornea sıkıntısını 2013 yılının sonuna kadar sıfırlamak olduğunu söyleyen Şencan, “Yurt içi

kaynakları daha etkin kullanarak, yeni ihtiyaçları yurt dışından karşılamayı amaçlıyoruz. Seferberlik başlattık. Hem eğitim hastanelerinde hem üniversite hastanelerinde temaslarımızı sürdürüyoruz. Bu seferberlik sayesinde yıllık ihtiyacımızı karşılayacağımızı düşünüyoruz” dedi.

Osmancık Devlet Hastanesi'ne Dijital Röntgen Cihazı Alındı Çorum'un Osmancık İlçesi'nde Devlet Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji bölümünde kullanılmak üzere portatif c kollu dijital röntgen cihazı (skopi) alındı. Ortopedi ameliyatlarında önemli kolaylıklar sağlayan dijital röntgen cihazı kapalı yada açık ameliyatlarda kemik dokusunun anlık olarak ekranda görüntülenmesini sağlıyor. Böylelikle hastaya çok daha özellikli ve ayrıntılı müdahaleler kesin sonuçla yapılabiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Mustafa Akar cihazın alınmasıyla Osmancık Devlet Hastanesinde yapılamayan birçok ameliyatın mümkün hale geldiğini söyledi. Cihazın başarılı bir ameliyat için önem taşıdığına dikkat çeken Dr. Akar "Skopi cihazları

ERÜ Hastaneleri Yenilendi Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri’nde yeniden düzenlenen birimler düzenlenen törenle açıldı. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesinde düzenlenen programa, Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, Talas Belediye Başkanı Rifat Yıldırım, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Kudret Doğru, hastane çalışanları ve hayırseverler katıldı. Açılış töreninde, Mustafa Eraslan- Fevzi Mercan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Nöroloji Bilim Dalı, Uyku Laboratuvarı, Çocuk MRI Ünitesi, Mehmet Kemal Dedeman Hematoloji-Onkoloji Hastanesi Radyasyon Onkolojsi Anabilim Dalı Lineer Akseleratör Ünitesi Gevher Nesibe Hastanesi Geriatri Polikliniği, Gevher Nesibe Hastanesi Göğüs Cerrahisi Polikliniği, Gevher Nesibe Hastanesi Göğüs Hastalıkları Polikliniği,

118 > OCAK 2012

Gevher Nesibe Hastanesi Radyodiagnostik Anabilim Dalı Nöroradyoloji Anjiografi Ünitesi hizmete kazandırıldı.



PANORAMA Kırşehir'de İlçe Devlet Hastaneleri Modernize Edilecek

Yaşat Ki Yaşayasın BKY/Babıali Kültür Yayıncılığı yazarlarından Ediz Hun'un ‘Yaşat Ki Yaşayasın’ isimli kitabı çıktı. Kitap ile alakalı açıklamalarda bulunan Türkiye Gazetesi Ediz Hun’la Yeşil Sayfa’nın yazarı olan Ediz Hun kitap hakkında şunları söyledi: “Değerli çevre dostları, Çok kırılgan bir yapıya sahip olan doğada, insan eliyle bilerek veya bilmeyerek meydana getirilen bir tahribatın geriye dönüşü, ne yazık ki mümkün olmamaktadır. İçinde barındırdığı birbirinden bağımsız ekosistemlerle hayatın en temel öğesi olan bu eşsiz hazineyi koruyarak güzel ve mutlu yarınlara ulaşmak hepimizin asli görevlerinin başında gelmektedir. Yarım yüzyıllık çalışmalarım sonucu edindiğim tecrübeler ile yerli ve yabancı bilim insanlarının görüşlerinden faydalanarak kaleme aldığım bu kitap; çocukluk yıllarımdan bugüne önce merakla, daha sonraları ise hayranlıkla araştırmalar yaptığım doğanın her geçen gün daralan yeşil alanlarının ve kötüleşen denge sisteminin çok geç olmadan korunabilmeleri amacını gütmektedir. Kitap hazırlama fikrim, bu husustaki teşvik ve desteklerin yanı sıra, sadece çok sevdiğim ülkem insanına bildiğim konularda hizmet etmek arzusundan kaynaklanmıştır” dedi. 120 > OCAK 2012

Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Mehmet Öncel Mucur ve Kaman devlet hastaneleri başta olmak üzere tüm ilçe hastanelerinde mevcut imkanların daha da iyi hale getirileceği, özellikle teknik cihazlar yönünde bazı yenilikler yapılacağını ifade etti. Mucur Devlet Hastanesinin kullanımda olmayan ameliyathanesinin yeniden hizmete açılacağını belirten Öncel, “yapılacak çalışma ile ilçe hastanelerinden hasta sevkini en aza indirecek Ahi Evran Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki yoğunluğu azaltacağız“ dedi.

Tarihi İkiz Binalar Diyabetlilere Hizmet İçin Yenileniyor

19. yüzyılın sonunda inşa edildiği düşünülen ve 1997 yılında çıkan yangın sonucu büyük ölçüde hasar gören tarihi ikiz bina-

lar, Türkiye Diyabet Vakfı Binası olarak kullanılmak üzere, İstanbul İl Özel İdaresi tarafından 1 milyon 373 bin TL bedelle restore ediliyor. Şişli ilçesi Abide-i Hürriyet Caddesi’nde yer alan tarihi ikiz binalar, yıpranmış görüntüsüne veda ediyor. İstanbul İl Özel İdaresi tarafından yenilenen binalar, diyabetlilere hizmet için kullanılacak. 1 milyon 373 bin TL maliyet ile restore ettirilecek yapılar, tescilli iki binanın birleştirilmesi ve ön cephelerinin korunması ile 3 bodrum, zemin ve 5 kattan oluşuyor.

DPP 10. Yılını Kutladı Doğan Grubu’nun Dergi pazarlama ve planlama şirketi DPP 10. yaşını personeli ve 10 yıllık iş ortağı yayınevleri ile birlikte kutladı. Ottoman Place Taksim Square Otelde yapılan kutlama gecesine DPP ve Yaysat’ın yöneticilerinin yanında birçok yayınevi ve dergi grubu katıldı. 10. Yılını dolduran yayınevlerine de plaket takdim edildi. Geceye katılan İhlas Dergi Grubu dağıtım sorumlusu Hakkı Günerkan’a da bugüne kadarki iş ortaklığından dolayı plaket verildi.



PAZAROLA

[

Alan da satan da…

Y

ıl sonuna doğru hayatlar da piyasalar da bir başkalaşır. Gündemler, konuşmalar,?işler,?güçler gibi?konularda?zihinler, yıl?sonu?ve?yıl?başına odaklanır.

Prof. Dr. İsmail KAYA

Pazarın asıl oyuncuları olan, zincirin sol halkası tüketiciler de bu izafî zaman skalasında kendilerine bir yer ararlar. Bazıları alışverişe saldırırken, kimileri, bu yıl da beklemede kalırlar. Pazarlamada hiç bitmeyecek bir tartışma ve cevabı tam bilinemeyen bir konu, “alıyor muyuz yoksa satıyor muyuz?” sorusuna düğümlenir. Sorarız. Acaba, piyasalarda herhangi bir şey el değiştirdiğinde, o şey “satılmış” mı oluyor, yoksa “alınmış” mı? “Biri için satılmış, diğeri için alınmış; biri almış, öteki satmıştır” diyorsanız, bunu kastetmiyoruz. Soruyu pazarlamanın özünü, ruhunu ve ne olduğunu anlamak için soruyoruz. Acaba, pazarlama, bir şeyleri satma işi midir? Yoksa, pazarlamanın vazifesi, alma işini kolaylaştırmak, tamamlamak mıdır? Cevabı kolay değil. Ama bu soruya şimdilerde verdiğimiz cevaplar pazarlamada yaşanan bir devrimi de yansıtıyor, pazarlamanın satmaktan, aldırmaya kaydığı gerçeğini özetliyor. Pazarlamanın tüketimi kışkırttığı, gereksiz harcamalara yol açtığı, insanları alış-

veriş çılgını, alışveriş hastası, alışveriş bağımlısı yaptığı gibi?iddialar?da bir kenarda duruyor. Acaba kabahat, müşteriye açıktan gizliden, doğrudan dolaylı, önden arkadan “saldıran” pazarlamacılarda mı,?yoksa müşterinin kendisinde mi? Tüketim çılgınlığı insanda doğuştan mı var, yoksa pazarlamacılar mı insanları çıldırtıyor? “Elimde değil, duramıyorum” diyene de, “Aklını kullansaydı, almasaydı” diyenlere de ne diyeceğiz? İtiraf edelim. Biz müşteriler, bir şey “aldığımızda”, “bak ne aldım?” mı diyoruz, yoksa, “bak bana ne sattılar mı” diyoruz. Böyle konuşmuyor muyuz? Pazarlamayı daha yakından tanıdıkça, pazarlama hakkında bilgi ve birikimlerimiz arttıkça, bildiklerimizin yanında bilmediklerimiz de, öğreneceklerimiz de hızla çoğalıyor. Şundan eminiz: Geçim iki başlıdır. Müşteriler olmasa pazarlama olmaz. Alan memnun satan memnun değilse piyasalarda denge kurulmaz. Ama siz yine de, marketten mağazadan eli kolu dolu çıkarken, “bunları ben mi aldım, yoksa, çaktırmadan birileri mi sattı?” diye ciddî ciddî düşünün... derim. Belki yeni şeyler de keşfederiz.

Prof. Dr. İsmail Kaya, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Pazarlama Anabilim Dalı Başkanıdır. Kendisine ismailkaya@gmail.com adresinden ulaşılabilir. Başka yazıları için, http://pazarola.blogspot.com, http://pazarlamabitanedir.blogspot.com ve http://pazarlamazekasi.blogspot.com blogları ziyaret edilebilir.

122 > OCAK 2012

]



DENGE

[

Bu Bütçe!

S

ürpriz olmadı. Bütçe görüşmeleri, siyasilerin kozlarını paylaştığı bir arenaya dö-nüştü.

Vekillerimiz, ateşli nutuklarıyla stres attı, asillerimiz (halkımız) tenevvür etti. 2013 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’ndan başka, neredeyse her türlü konuya değindiler.

Mehmet Ali Özbudun mehmetali.ozbudun@ tg.com.tr

Hemen belirtelim ki.. -Borç stoku, oransal olarak sürekli azalıyor, borçlanma vadesi uzuyor. -Mali sistem, eskiden olduğu gibi, kamu borçlanmasının baskısıyla, çift haneli reel faizlerle ezilmiyor. -Kamu borçlanması, para politikasının önünde kısıt oluşturmuyor. -Mali disiplinden taviz verilmiyor. Bütçe cephesinde işler yolunda. *** İsterseniz, bu vesileyle şöyle bir hatırlayalım. 1990’lı yıllarda ve 2000’li yılların başında bütçelerimiz nasıl bir fotoğraf veriyordu? Özetlemek gerekirse.. -Türkiye’de kamu kesiminin “ağırlığı, bileşimi ve yapılanması” bir miras niteliğindeydi. - Söylem farklı olsa da, eylem değişmedi. Geçmişte hiçbir iktidar, üzerinde oturduğu mirası reddetmedi, daha doğrusu, bindiği dalı kesmedi. Yazılı olmayan toplumsal sözleşme, sistematik bir biçimde, popülizmi iktidara taşıdı. *** Ne var ki.. Aynı toplumsal sözleşme, “giderek genişleyen bir kamu kesimi borçlanma gereği,

124 > OCAK 2012

]

sürdürülemeyen borç dinamiği, çöken bir bankacılık sistemi ve kriz” olarak dibe vurdu. “İş bitirici” ve “vizyon sahibi” iktidarlar tarafından oluşturulan istikrarsız ortam, bütçeleri bir borç yönetimi enstrümanına indirgedi, “kuyruğunda 15 tane sıfır barındıran katrilyonlu rakamlarla” tanıştık. *** Böyle bir miras, bize bir bütçe değerlendirme ve eleştiri şablonu kazandırdı. Bürokrasi, muhalefet ve medya, bu şablonu tepe tepe kullandı. Mesela.. Mikrofonu kapan politikacı, “Sayın milletvekilleri..” diye söze başlar, tekerlemeyi andıran bir söylemle, verip veriştirirdi: -Bu bütçe, bir borç ve faiz bütçesidir, transfer bütçesidir. -Bu bütçe, tefeci bütçesidir, rantiye bütçesidir. -Bu bütçede esnafa, memura, işçiye, öğrenciye kaynak yoktur. -Bu bütçede yatırım yoktur. İş, aş yoktur. -Bu bütçede sağlığa, eğitime, altyapıya ödenek yoktur. -Bu bütçe, vergi vermesi gereken kesimden borç, fakirden ise vergi almaktadır. -Bu bütçe, IMF bütçesidir, yoksulluk bütçesidir. *** Yukarıda aktarmaya çalıştığımız, “mahut ve meş’um” şablondan kurtulduk. Muhalefet, şablonunu kaybetti. Daha etkili ve daha sarsıcı argümanlar bulabilmek amacıyla, bir süredir çalışıyorlar. Bakalım bulabilecekler mi?








Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.