e-dergi
Temmuz Ağustos Eylül 2018
Sayı: 3
Dosya Konusu / MOBİL FOTOĞRAFÇILIK
İmtiyaz Sahibi Mersin Fotoğraf Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı Seyfi ARSLAN Yayın Sorumlusu Ufuk AĞMA Yayın Kurulu Abdulla SERT, Can GATENYO, Kemal TEKİN, Raziye Köksal KARTAL, Suna BAYHAN, Ufuk AĞMA Kapak Fotoğrafı Sevil ALKAN Tasarım Veli Sezer GÜVENER E-Posta fotografedergi@gmail.com Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 Sayı:3 Foto-Graf Mersin Fotoğraf Derneği’nin süreli yayın organıdır. Yazıların tüm teknik ve hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir. Yayın kurulu dergiye gönderilen yazıları yayınlayıp yayınlamamakta serbesttir. Dergiye gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez. Yazar ve kaynak belirtilerek bu dergiden alıntı yapılabilir.
Bakaç
Homo Sapiens yani Akıllı İnsan bizlerin ait olduğu türün atası. Akıllı İnsan tanımının nedeni dil becerisi gelişmemesine karşın, bizim alt türümüze göre beynimizin daha büyük olmasıydı ve şimdiki duruma gelmemiz için de yaklaşık 160.000 yıl geçmesi gerekecekti. Binlerce yıl içerisinde ateşi keşfediyor, konuşma becerisini geliştiriyor ve yaklaşık 10.000 yıl önce de avcı-toplayıcılıktan tarıma geçiyoruz. İnsanın ve temsil ettiği uygarlığının bu süre içerisinde, oldukça yavaş gelişme gösterdiğine tanık oluyoruz. 1700’lü yılların ortalarına geldiğimizde demirin işlenmesi ile basit üretim aletleri yapabiliyor, dokuma tezgahlarında yünlü kumaşlar üretebiliyor, tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorduk. Endüstri Devrimi ile beraber 200250 yıl içerisinde uygarlığımızın gelişme hızı ise baş döndürücü. 17yy. sonunda madenlerden su çekmek amacı ile icat edilen buhar makineleri ile birlikte başlayan endüstrileşme sonunda geldiğimiz noktada tekrar kullanılabilen roketlerle Mars’a yolculuk planları yapıyoruz. Gisele Freund; “Toplumsal yapıdaki her değişim, özneyi ve beraberinde sanatsal anlatım biçimlerini etkiler. XIX. yüzyılda, modern kapitalizmin ve makinelerin hüküm sürdüğü dönemde, sadece portrelerdeki yüzler değişmekle kalmadı, sanat yapıtlarının üretilme biçimleri de değişti.” der. 1840’dan sonra taşınabilir yağlı boya tüplerinin bulunmasıyla ressamların açık havada resim yapmalarının daha kolay hale gelmesinin İzlenimcilik akımının doğmasına etkisi teknoloji-sanat etkileşimini örnekleyebilir. Sanatçı ileri teknoloji ile değişen ekonomik üretim biçimlerini ve oluşan çarpık toplumsal düzeni eleştiren ve sorgulayan bir kişiliktir. Makinelerin insan ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerini, Kasimir MALEVİCH Süprematist tarzda resimleri ile yansıtmaya çalışmıştır. Yüzyılın başında, Marcel Duchamp’ın “Pisuar”ı yine bir karşı koyuştur aslında ve Andy Warhol maddeyi ön plana almıştır. Yerleşmiş düzene ve yozlaşmaya anarşistçe bir tavır alan Dadaizm ve alt yapısını Psikanalizmin oluşturduğu Sürrealizm de keza öyle. Yukarıda dile getirdiğimiz örneklerle beraber 1950-60’lı yıllarda ortaya çıkan Happening, Fluxus, Performans Sanatları, Video Sanatı gibi “modern sanat hareketleri”, makineleşme ile başlayan toplumsal düzen ve yaşam form değişikliğine karşı sanatçının verdiği tepkime ya da sanatçının son 250 yılda geliştirdiği gerçeği keşfetme yöntemleri olarak da görülebilir. Fotoğraf, teknoloji ile beraber var olmuş bir sanat dalı. Teknolojinin devamlı yenilenme ve tüketime dönük, geliştirme özellikleri bire bir fotoğrafta karşılık bulmakta. Bu teknoloji birlikteliği kullanım alanlarının artmasıyla paralel, fotoğrafı her geçen gün daha popüler hale getirmekte. Fotoğraf makinelerinin teknolojik özellikleri, yeni ihtiyaçlar üretmek amacıyla sürekli değişmekte. Bugünden teknolojinin nereye varacağını bilemiyoruz. 4,5 milyar yıl yaşındaki Dünya üzerinde biz sadece, son 160.000 yıldır varız ve o zaman da bugünlere geleceğimizi bilemiyorduk. Bundan sonra da nereye savrulacağımızı kestirmek güç. Ustalarımızın dedikleri gibi fotoğraf makinesi sadece bir araçtır. Bize kalan düşünmek, sormak, eleştirmek. Üçüncü sayımız Türk fotoğrafının büyük ustası Gültekin ÇİZGEN’İ Geniş Açı’da ağırlıyoruz. Sayın hocamızı geçtiğimiz ay derneğimizde misafir etmiştik. Portre’de, H-art Collective kurucularından Sevil ALKAN röportajını sevgili Kemal TEKİN hazırladı. Mobil fotoğrafçılık konusunda ülkemizin önde gelen ismi Fotoğraf Dergisi yayın yönetmeni Ömer Serkan BAKIR Tam Kare’de. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesinden Doç. Dr. Zuhal Özel ve fotoğraf sanatçısı Elif GÜLEN yine Tam Kare’de bizlerle. Üyelerimizden sevgili Monika KUKİ ve Metin BİRİNCİOĞLU Tam Kare’nin diğer konukları. Nikki Williams’ın 13 haziran 2014 yılına ait makalesini sevgili Abdulla SERT’in çevirisi ile Pusula’da bulabilirsiniz. Sevgili Raziye Köksal KARTAL’ın hazırladığı Art Alan bölümünde ise fotoğraflarının çoğunluğunu mobil cihazlarla çeken yalın, çarpıcı, soran ve sorduran fotoğrafları ile tanıdığımız fotoğraf sanatçısı Oğuz Nusret BİLİK “Summer 60Plus” serisinden fotoğraflarla yer alıyor. Lütfen, www.mfd.org.tr’yi ziyaret ederek FOTO-GRAF’ı okuyun ve okutun… Görüşmek üzere… Ufuk AĞMA
3
GENİŞ AÇI MOBİL FOTOĞRAF ÜZERİNE DÜŞÜNCELER / Gültekin Çizgen TEKNOLOJİ
Mavi gezegenimizde gelişme durmaz. İnsanın doğası böyle kurgulanmıştır. İnsanları ne, nedir, nasıl, ne için gibi sorular kurcalar ve bilim bu maceranın peşini asla bırakmaz. Herkesin bildiği bilgisayar ortamında fotoğrafa ilgi gösterdi ve yeni zamanların teknik peygamberi Steve Jobs, Apple’ı cebimize koydu. Artık herkes fotoğrafçı oluverdi. İstediği zaman, istediği şeyi çekerek, görüntü dünyasını adeta sonsuzluğa ulaştırdı. Bugün milyonlarla kişi milyarlarca fotoğraf çekiyor.
Fotoğrafın 1839’daki icadı, esasen bir teknolojik gelişim miladıdır. Fotoğraf yeni bir teknolojik resmetme biçimi olarak ortaya çıktı. Çünkü görselliğin hakimi resimken, bir anlamda iş, emek ve zaman açısından son derece kolaylaştı. Eskiden bir portre çizimi uzun ve zor bir süreç gerektiriyordu. Sanatçısını bulacaksın, poz vereceksin, önemli bir bedel ödeyeceksin ve tek bir kopya elde edeceksin. Bir süre sonra fotoğraf bu emek yolculuğunu değiştiriverdi. Fotoğraf hemen bir meslek haline geldi.
MOBİL FOTOĞRAF VE SOSYAL MEDYA Artık muhtelif kabiliyette çeşitli akıllı telefonlar, değişik kabiliyetleriyle birbirleriyle yarışıyorlar. Dünya tam bir görsel dünya haline geldi. Artık bir çığ gibi yayılan ve gerçekten de çok etkili olan Sosyal Medya denen kavram dünyamızı sallıyor.
MESLEK Önce stüdyolar açıldı, herkes portresini çektirmeye başladı. Portresi çekilecek kişi kımıldamasın diye başının arkasına demir destek konan o eski stüdyoların fotoğraflarını herkes hatırlar. Fotoğraf süratle basılır hale geldi ve gazete ve dergilerde yer aldı, böylece basın fotoğrafçılığı ortaya çıktı. Bu yapı giderek fotoğraf, mimari, moda, multivizyon alanda gelişerek sürdü.
DEĞERLER SİSTEMİ Buraya kadar yazdıklarımı genelde fotoğrafla ilgilenen herkes farkında. Çünkü bunlar yaşanmış ve ‘’Z’’ kuşağı dediğimiz gençler, sadece bu parantez içinde yaşıyorlar. Bu herkesin kabul edeceği bir sosyolojik teknik olgu. Elbette gelişmeler devam edecek ve daha neler neler göreceğiz. Teknik olarak da olayın yeni boyut kazanacağı açık. Sanal gerçeklik gözlere takılan aparatlarla yayılmaya devam ediyor. Giderek her şeyin hologramlaşacağı, üç boyutlu hale geleceğini de söylenebiliriz.
Fotoğrafın kısa tarihinde analog dönem 150 yılı aşan bir süre devam etti. Bugün fotoğraf 179 yaşında ve kabaca son 20-30 yılda analog yerine sayısal ortamda görsel yürüyüşünü sürdürüyor.
SANAT
Ancak, burada benim temel bakışım şöyle; fotoğraf elbette teknik bir olayın ve bir araç olarak da çok işe yarayarak yaygınlaştığı, durdurulmaz bir gelişim olarak önümüzde duruyor. Ama biz sanattan bahsediyorsak eğer sanat, tüm sanat alanlarında, yani müzikte, edebiyatta ve plastikte bir felsefeye yaslanıp insanlığa anlamlı bir şey anlatan, bunu bir biçim içinde sunan sonsuz bir nehirdir. Sanatın bu yapısı asla değişmez. Çünkü doğası budur. Elbette çağdaş sanat dediğimiz karışık bir alanda anlamsızın anlamı peşine düşenler de var. Bu olguya dair Jean Baudrillard’ın bir cümlesi var. Diyor ki; ‘’Çağdaş sanat tamamen tecimsel bir olaydır.’’ Tamamen reddetmesek bile, burada tüm oluşum tekniğe yaslansa bile, son hesaplaşmada her şey teknik değildir.
Fotoğrafın, yeni bir plastik imkan olarak ortaya çıkması, çabuk üremesi ve çoğaltılması elbette sanat üretenlerin ilgisini çekti. Sanatı sanatçılar yapar olgusuna inanırsak, sanat tarihçilerinin piri Sir Ernst Gombrich böyle diyor, sanırım çok da doğru diyor. Çünkü sanatçı denilen Zümrüd-ü Anka kuşu her dönemde zor yetişen, ürettikleriyle var olan bir kimlik. Gombrich’in tam söylediği şu: ‘’Sanat yoktur, sanatçı vardır.’’ Fotoğraf böylece meslek ve sanat arasında tarihsel yolculuğunu sürdürürken fotoğrafın daha doğrusu fotoğraf alt yapısını, kapitalizmin içinde bir tüketim aracı haline gelmesi arayışları da sürdü. Kodak Firması’nın ‘’siz çekin biz gerisini hallederiz’’ mantığıyla ortaya çıkardığı siyah / beyaz roll film, bu üretimin miladı sayılmalıdır.
Bu da bize sanatın daima nadir ve nedret bir konu olarak süreceğini gösterir. Fotoğraf da böyledir. Ortada belki herkesin elinde fotoğraf çekebileceği bir mobil ekipman var, ama fotoğraf sanatı ne kadar gelişiyor.
4
GENİŞ AÇI GELECEK Ülkemizde neredeyse herkesin bir akıllı telefonu var, ama bununla gelişen büyük görsel trafik nasıl sanatlaşacak? Benim görüşüm; yukarıda bahsettiğim değerli sanat tarihçisinin görüşüyle paralel olduğu için, sanatçı özelindeki gelişim o kadar kolay olmayacak. Çünkü her şey sanatçının kimliği ve birikimiyle ile doğru orantılı.
düşünmezse fotoğrafın bir kültür olduğu anlaşılmazsa, adeta her köşe başında satılan cep telefonları fotoğrafı sanatlaştırmaz. Unutmayalım ki o sadece bir araçtır. Nasıl çok kıymetli bir dolma kalem veya daktiloda yazılmış bir metinler bütünü o yazarı Nobel’e taşımıyorsa, dijital fotoğraf makineleri veya cep telefonları da sanat üretmez. Herkes güzel kristal tabaklarda, gümüş çatal, bıçakla yemek yemiş olabilir, ancak tüm bunların yemeğin lezzetine hiç bir etkisi yoktur. Önemli olan yemeği kimin pişirdiği, yani şefin birikimidir. Fotoğraf sanatçısı, işte o şeftir.
Bir de fotoğraf için sanat ortamı diye çok önemli bir olgu var. Benim içinde yaşayarak şahit olduğum 60 yıllık süreçte neler değişti ve gelişti. Artık ülkemizde yaygın bir fotoğraf medyası, fotoğraf eğitimi, galeriler, fotoğraf müzeleri, dernekler vs bizden daha gelişmiş ülkelerde olan her şey yakın anlamlarıyla bizde de var. Eskiden hiç biri yoktu. Ancak yine çok temel eksiğimiz var. En önemlisi fotoğraf koleksiyonerleri. Yani fotoğrafa bir değer karşılığında sahip çıkan o özel meraklılar.
Bir cümle de Cartier Bresson’dan; ‘’Photojurnalim saçmalıktır. Asıl olan fotoğrafik denemedir.’’ Biz önce fotoğrafın bir kültür olayı olduğunu anlamalıyız.
Bildiğimiz kadarıyla tüm dünyadaki sanat fotoğrafını ateşleyen bu iradedir. Eğer dünya değerlerinin ekonomik anlamda nerede olduğunu anlamak istiyorsak, dünyanın önemli müzayede şirketlerinden biri olan Sotheby’s’in bir fotoğraf müzayedesine dair katılımı incelemek yeterli olur diye düşünüyorum. Bu bağlamda başta önemli Amerikalı fotoğrafçıların hangi bedellerde değerlendiğini anlayabiliriz.
Gültekin Çizgen
Sanatçı, Sanat Yazarı, 2010 İstanbul - Avrupa Kültür Başkenti Etkinlikleri Fotoğraf Küratörü,İstanbul Fotoğraf Müzesi Kurucu Küratörü, Foto İstanbul, 1. Beşiktaş Uluslararası Fotoğraf Festivali Sanat Yönetmeni.
Örneğin Ansel Adams’ın ünlü bir fotoğrafı Moonrise 25 - 30 bin dolar açılış fiyatı ile veya başka bir ölçekteki fotoğrafı 100-200 bin dolar arasında müzayedeye giriyorsa eğer bunun anlamını düşünelim. Yine Amerikan fotoğrafının önemli isimleri Imogen Cunningham 30-50 bin dolar, Alfred Stieglitz 70 - 100 bin dolar, Lewis W. Hine 20 - 300 bin dolar, Edward Steichen 50 - 70 bin dolar gibi fiyatlarla değerlendiyorsa bunun üzerine yine düşünmek lazım. İşte bizde henüz olmayan profesyonel sanatı geliştirecek kaldıraç bu. Bugün Ara Güler’in bir fotoğrafının Türk Lirası olarak zorlama özel ilişkiler kullanılırsa en fazla 20 bin TL gibi bir fiyat bulabildiği söylenebilir.
SONUÇ Fotoğrafta teknik oyun devam ediyor ve edecektir. Ancak eğer fotoğrafa yürek koyanlar kendileri için bir fotoğraf kitaplığı kurmazsa, duvarına bir fotoğraf asmayı
5
GENİŞ AÇI Gültekin ÇİZGEN Fotoğrafları
6
GENİŞ AÇI
7
GENİŞ AÇI
8
PORTRE Sevil ALKAN Röportaj / Kemal TEKİN Temsili sormamın nedeni bir H-art Collective üyesi olmanız Fotoğrafın sadece kentliye ait olan bir alan olduğunu düşünmüyorum. Fotoğrafın daha fazla kentte yaşayan insanlar tarafından çekildiği doğru olabilir, fakat kırsalda yaşayıp çok iyi fotoğraflar üreten fotoğrafçı arkadaşlarım da var. Bir grubu temsil ettiğimi düşünmüyorum. Fotoğraf çekmek, çok basit anlamda kendimi ifade etme biçimim. H-art Collective benzer alanda fotoğraf üretimi yapan insanların birlikte iş üretme motivasyonu ile bir araya gelmesiyle kuruldu. Çok basit bir sebepten ötürü yani.
Bize kendinizden bahseder misiniz? Özgeçmişiniz? 1979 yılında Samsun’da doğdum. İstanbul’da yaşıyorum. Mimarım. Yaklaşık 4 senedir fotoğraf çekiyorum.
4- Bize biraz H-art Collective’in oluşma nedenini anlatır mısınız? Bir manifestosu, bildirisi var mı bu oluşumun? Örneğin mobil fotoğrafa çok yakın durduğunuzu açıklamışsınız, internette birkaç yerde okudum. Bu, sizin için manifestolu bir çıkışsa, fotoğraf hayattır, fotoğraf bir tutumdur gibi üst başlıklarla karşılaşabiliyoruz. Sizin bir sloganınız var mı? Bu işin neresinde H-art Collective? Planlarınız neler?
1- Yalın bir soruyla başlayalım müsaadenizle, net ve koordine edilmiş bir fotoğraf diliniz var. Fotoğraflarınıza baktığımızda üslup sorunu hiç yaşamamış gibi duruyorsunuz. Sanki alanınız başından beri belirliymiş gibi. Hep insana özgü bir alanda mı oluşuyor fotoğraflarınız insana ait durumun sahiplenilmesi mi?
H-art Collective’i, 2014 yılında Emrullah Eyvallah ile birlikte kurduk. Bu grubu kurmaktaki amacımız, o dönemde bizimle birlikte benzer fotoğraf çalışmaları yapan arkadaşlarımızla bir araya gelip, ortak üretim yaparak, bu üretimleri insanlara ulaştırmaktı. H-art Collective’nin kurulduğunda bir manifestosu vardı. Mobil fotoğrafçılık alanında üretim yapan fotoğrafçıların kollektif üretim yaptıkları bir grup, fakat kuruluşumuzdan sonra yaklaşımımızda da bir takım değişimler ve gelişmeler oldu. Şu günlerde fotoğrafın ne ile üretildiğinin hiçbir önemi kalmadı. Mobil Fotoğrafçılık bence artık bir tartışma olmaktan çıktı. Bu nedenle bizim de artık manifestomuzda değişiklikler yapmamız gerekebilir.
Hayır, şu ana kadar üslup sorunu yaşadığımı söyleyemem, fakat üslup anlamında biraz daha sınırlarımı zorlamak istiyorum. Farklı projeler üretme zamanımın geldiğine inanıyorum. Genel olarak fotoğraflarım insanlar, hayvanlar, objeler, gündelik deneyimler ve şehri konu alıyor. Aslında fotoğraf çekerken, temas ettiğim öznelere değil, duygulara yoğunlaşmaya çalışıyorum. Fotoğraflarıma bakan kişiye hangi duygular geçiyor, beni asıl ilgilendiren o. 2- Magnum fotoğrafçılarıyla aranızda bir gelenek halkası, onların zincirinin bir parçası olmak gibi bir düşünce geldi mi aklınıza?
5- Yaptığınız işin mobil bağı ön plana çıkıyor gibi sanki, koca koca makineler dışında. Bir şeyin sanat olması için, modern zamanların Romantizm akımından beri pek çok tanımlama var. Örneğin bir tanımlama da “Fotoğraf Kanıttır!” diyen bir görüş; ışık her şeyi ortaya çıkardığına göre “Fotoğraf Kanıttır!” diyor. Bu belki de oldukça iddialı ama, iler tutar yanı çok. Bu denli bir fotoğraf diliniz olduğu aklınıza geliyor mu?
Yok hayır gelmedi. Öncelikle bu halkanın parçası olmak için fotoğraf alanında çok yoğun çalışmak ve çok iyi işler üretmek gerekiyor. Benim ise maalesef mesleğimden dolayı fotoğrafa ayırdığım süre çok az. 3- Fotoğraf haliyle kentin içinden gelen, kentliye ait olan bir alan. Yazı, şiir ve hatta roman öyle görülmeyebilir çok rafine bir sorgulamayla. Birilerini temsil etme sorunu mu fotoğraf, yoksa bir ifade sorunu mu?
9
PORTRE
Bana göre fotoğraf bir hikaye anlatma aracıdır. Kanıt olduğunu düşünmüyorum. En azından benim ilgilendiğim fotoğraf alanı için bu böyle.
Cep telefonu ile çekilen fotoğraflar tabi ki öncelikle sosyal medyada yayınlanıyor ama bu fotoğrafların dergilerde gazetelerde yayınladığını, hatta zaman zaman kitaplaştığını da görüyoruz. Baskı ve dijital ortamda yayın, bence birbirini destekleyen mecralar olabilir.
6- Bu soruların ana ekseninde başka bir sorunsal hep karşımıza dikiliyor: Mobil fotoğrafçılık, belki de bundan bugünlerde anladığımız telefon fotoğrafçılığı. Sanki fotoğrafın apsisinde bu var gibi. Uzunca bir zamanda çoğunluğa bakılırsa bu ana eksen olmaya devam edecek. Sizce? Büyük makineler de kullanıyor musunuz? Bence artık mobil fotoğrafçılık tartışmaları yavaş yavaş sönümleniyor. Fotoğrafı ne ile çektiğinizin gerçekten bir önemi kalmadı. Cep telefonu ile fotoğraf çekmek gerçekten de çok pratik, telefon her zaman yanınızda olduğu için. Ayrıca her geçen gün cep telefonunun çektiği fotoğraf kalitesi de artmakta. Bence fotoğraflar cep telefonu ile çekilmeye devam edecek ama mobil fotoğrafçılık diye bir tartışma kalmayacak. 7- Söylem erki etkili bir alana sahip fotoğraf. Artık haber bültenlerinde, teknik yönü zayıf bile olsa muhakkak bir şeyler görüyoruz bu alanda. PS düzenlemelerini dikkate aldığımızda, siz bu efektleri, düzenlemeleri nereden hangi gusto içerisinde değerlendiriyorsunuz? İçinde fotoğraf ya da imaj olmayan hiçbir bilgiye, yazıya, metne bakmaz olduk, bu bir gerçek. Efekt ve düzenlemelerin bence hiçbir sakıncası yok, hatta bazı projelerde bu düzenlemeleri yapmaya ihtiyaç duyabiliriz. Önemli olan hikayenizi nasıl anlattığınız. 8- Bizim MFD’nin klasik sorusu, dokuzuncu soru; merkez, taşra ilişkisi var mı fotoğrafta, yukarıda biraz ana eksenin nerelerde olduğundan bahsettik gibi ama bir New York, Paris, İstanbul, Londra’dan ne denli farkı var taşranın, ya da merkez varsa, merkezin? Merkez-taşra ilişkisi fotoğraflarımın konusu değil, bu nedenle bu konuda bir yorum yapamıyorum. 9- Son soru müsaadenizle, mekan ile fotoğraf ilişkisi; elimizde sürekli kamera –mobil- olduğuna göre fotoğraf bir fay hattına mı yerleşiyor, çoklukta kayıp mı olur? Yoksa temeli gittikçe sağlamlaşan, hatta ikonik bir hale mi geliyor, sanat bağlamında en azından?
10
PORTRE Sevil ALKAN Fotoğrafları
11
TAM KARE MOBİL FOTOĞRAFÇILIK GERÇEĞİ /
Ömer Serkan BAKIR
kullanıcı sadece selfie çekerken diğer yandan yine milyonlarca kullanıcı elindeki bu ekipman ile daha başarılı nasıl fotoğraf çekebileceğini araştırıyor. Bu yüzden önümüzdeki yıllarda mobil fotoğrafçılık alanında çok daha farklı seviyelerde projeler göreceğimiz kesin…
Ömer Serkan Bakır Fotoğraf Dergisi Yayın Yönetmeni @osbakir 1995 yılından beri Fotoğraf Dergisi’nde çalışıyorum ve bu geçen zaman içerisinde fotoğraf sektöründe iki büyük kırılma yaşandı. İlki, 1997 yılından sonra kendini belli etmeye başlayan dijital fotoğrafçılık çağına girmemizle birlikte başladı. Bu geçiş döneminde dergide pek çok yazı paylaştık, dijital fotoğraf makinelerinden, dijital teknolojiden, bize sağlayacağı avantajlardan bahsettik. Panellerde, sempozyumlarda ve sunumlarımızda geleceğin bir fotoğrafçı için nasıl şekillenebileceğini anlattık, örnekler verdik. Bu dönemde analog, yani filmli fotoğrafçılığın hiçbir zaman ölmeyeceğini savunan, filmli makinelerin dijital fotoğraf makinelerine göre çok daha iyi olduğunu savunan pek çok fotoğrafçı oldu. Bu konuda ciddi bir direniş, tuhaf bir önyargı vardı. Filmden dijitale geçiş 2000’li yılların başlarında iyice hızlandı. Sonralarda ise zaten bu garip tartışmalar da son buldu. Şimdi isteyen yine film satın alarak eski fotoğraf makinelerinde fotoğraf çekmeye devam edebiliyor. Ancak günümüz gerçekliğinde film alarak fotoğraf çekenleri, hobi ya da özel projeler de görebiliyoruz. Yazımın en başında bahsettiğim gibi fotoğraf sektöründe son yirmi yılda yaşanan ilk büyük kırılma filmli fotoğrafçılıktan dijital fotoğraf fotoğrafçılığa geçişle başladı. Son birkaç yıldır da ikinci büyük kırılmayı mobil fotoğrafçılıkla yaşıyoruz. Yani artık amatör fotoğrafçılıkla uğraşanların büyük bir kısmı fotoğrafları cebindeki akıllı cep telefonları ile çekiyor. Her konuda olduğu gibi akıllı cep telefonlarımızın kameraları da 4-5 sene öncesine göre inanılmaz bir yol kat etti. Durum böyle olunca ister istemez fotoğraf makinesi satışları da son birkaç yıldır düşmeye başladı. İnsanlar artık ağır ve büyük fotoğraf makineleri taşımaz oldu. Tabi ki işi fotoğrafçılık olanlar, ileri amatörler, basın ve spor fotoğrafçıları, tanıtım fotoğrafçılığı ile uğraşanların büyük bir kısmı hala profesyonel ekipmanlar kullanıyor. Ancak biraz önce de söylediğim gibi çoğu insan cebinde bulunan cep telefonu ile fotoğraf çekmekten memnun! Hatta bu konuda çeşitli seminerler, eğitimler ve atölyeler de düzenleniyor. Cep telefonuna sahip milyonlarca-
12
TAM KARE Ömer Serkan BAKIR Fotoğrafları
13
TAM KARE MOBİL FOTOĞRAFÇILIK, GÜNLÜK YAŞAM VE ESTETİK/ Doç.Dr.Zuhal ÖZEL Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Fotoğraf çekmek için insanlar dünyanın dört bir yanına seyahat etmekte, ancak mobil araçlarla çekim yapan fotoğrafçılar için günlük yaşam içerisinde sayısız fırsat her an karşılarına çıkabilmektedir. Beklenmedik anların yakalanma şansının çok daha fazla olduğu mobil fotoğrafçılığın en önemli özelliği, gündelik hayata adanmış sıradanlığın estetik varlığını gündeme getirmesidir. Doğal nesneler ve fenomenlerle başlayan estetiğin tarihsel gelişimi, günümüz mobil araçlarıyla sıradan yapılara, nesnelere ve eylemlere dönüşmeye başlamıştır. Özellikle mobil telefon fotoğrafçılığı ve internetin gelişmesi ile günlük yaşama ait estetik görüntüler hızlı bir şekilde oluşturulabilmekte, paylaşılabilmektedir.
ve günlük yaşam içerisindeki güzelliklerin nasıl ortaya çıkarılabileceğine ait düzinelerce blog, web sitesi ve yayınların üretildiği görülmektedir. Aslına bakıldığında günlük yaşam fotoğrafçılığı olarak da adlandırılan bu alan, fotoğrafçılığın bir türü olarak kabul edilmemekle birlikte, sadece günlük yaşamdan güzel ve estetik değerlere sahip fotoğraflar çekmeye çalışmak olarak görülmektedir. Bu bağlamda ele alınan günlük yaşam fotoğrafçılığının ve estetiğinin sınırları bulunmazken, karşımıza çıkan bir an ya da evrensel bir deneyim ya da aşk, neşe, üzüntü, mizah gibi tüm dil ve kültürlerde var olan ortak değerleri kapsayabilmektedir. Mobil kameraların yaygınlığı, kamusal alanlarda samimi anları yakalamak için onları özellikle etkili kılmaktadır. Samimi anların sevimli, dağınık, gösterişli, zevkli, kirli, canlı, monoton gibi çeşitli bileşenleri, çok yönlü estetik yaklaşımın bütününü gözler önüne sermektedir. Bu bileşenler, mesleklere, yaşam tarzına, ekonomik statü, sosyal sınıf ve kültürel birikime bakılmaksızın insanların günlük yaşamındaki varlıkları ile karakterize edilebilmektedir. Günlük yaşamdaki estetik, geleneksel sanat odaklı estetik söylemin altında yatan varsayımlara meydan okumaktadır. Bu meydan okumanın başında paylaşım ve sosyalleşme olgusu yatmaktadır. Profesyonel dijital fotoğraf makinelerinin görüntü kalitesine yaklaşmaya başlayan mobil araçlar, Instagram, Facebook gibi birden fazla sosyal ağda görüntülerin hızla yayılmasının yolunu açmıştır. Bu hızlı yayılma cep telefonu, iPad gibi mobil araçların sosyalleşme bağlamında popülerliğinin artmasındaki en büyük etkenlerden biridir. Sosyal medya araçlarıyla sosyalleşmeye çalışan bireyler, günlük yaşamlarının içerisindeki sıradanlığın dışına çıkan estetik unsurları gözler önüne serebilmektedir.
Elaine Taylor, 2015 Sosyal ağların yaygınlaşması ve yaşanılan her anın paylaşılmaya çalışılması mobil fotoğrafçılığın amatör kullanıcıdan profesyonel fotoğrafçılara kadar her kesiminin vazgeçilmezi haline geldiğini göstermektedir. Günlük yaşam rutininde karşılaşılan özel anlar, ışık, hareket, desen, ritm, doku gibi estetik niteliğe sahip görünümlerin kayıt altına alınması çok daha kolay ve pratik olmaktadır. Mobil fotoğrafçılık kapsamında herkesin fotoğraf çekmesi, ileri teknoloji ile üretilen işlerde duygusal samimiyetin önem kazandığını göstermekte, gündelik olaylarda ve hayatın ayrıntılarında güzelliklerin görünür olmasını sağlamaktadır. Pek çok yerde günlük yaşam fotoğrafçılığına
J.Q. Gaines, 2012
14
TAM KARE
Gündelik yaşam estetiği önceden yapılandırılmış bir sınır olmaksızın insanların yaşamlarının farklı yönlerini keşfetme yolunu açabilmektedir. Günlük yaşamının her alanında, yemek yemekten, yürüyüş yapmaya, partilerden spor etkinliklerine, toplu taşıma araçlarından kentsel alanlara, gezilip görülen yerlerden olağan nesnelere kadar estetik deneyimin mümkün olduğunu göstermektedir. Ayrıca, bir kişi için günlük etkinlik olarak sayılabilecek şeyler, başka insanlar için özel bir fırsatlar olarak değerlendirilebilmektedir. Buradaki zorluk, mobil araçların gündelik yaşamın estetiğini nasıl yakalayacağıdır. Mobil araçlarla yaratılan görüntüler, genellikle geleneksel fotoğraf tekniklerine benzer şekilde üretilmesine rağmen, çeşitli uygulamalar tarafından değiştirilebilmektedir. Çoğu mobil araç kamerası çok iyi fotoğraf çekmemesine rağmen, onları inanılmaz bir şeye dönüştürmeye yardımcı olacak yüzlerce uygulama bulunmaktadır. Bu uygulamalar, mobil fotoğrafçılığı çağdaş sanat anlamında özgürleştirebilmektedir. Yaratıcı süreci hızlandıran uygulamalar, günlük yaşam anlatılarının hem araçları hem de metaforu olarak hizmet eden estetik göstergeleri ön plana çıkarmaktadır. Mobil fotoğrafçılığa yönelik uygulamalar, gerçeklikle çok az bağlantı kuran işlenmiş görüntüler olarak karakterize edilmesine neden olmaktadır. Burada unutulmaması gereken çağdaş fotoğraf sanatı içerisinde her zaman görüntülerin işlenmiş olmasıdır, ancak yöntemler değişmiş, dijitalleşmiş ve kolaylaşmıştır.
Jimmy Mazur, 2012
Yeow-Kwang Yeo, 2017
Nicolas Decoopman, 2015
15
TAM KARE
Shel Serkin, 2015
Karen Axelrad, 2014
Gündelik yaşam fotoğrafçılığı, insanların gündelik hayatını oluşturan nesneleri, olayları ve etkinlikleri kapsamaktadır. Sanat yapıtlarının aurasından dolayı gölgede kalan, ihmal edilen ya da görmezden gelinen günlük yaşam içerisindeki estetik olgular, mobil fotoğrafçılık ile yaşam deneyimlerinin zenginleşmesine, bilinçli yaşamı teşvik etmeye ve yaşam memnuniyetini arttırmaya neden olabilmektedir. Aynı zamanda bu fotoğrafların estetik ve paylaşım biçimleri, kullanıcıların günlük yaşam algısını ve tüketim alışkanlıklarını değiştirme gücüne de sahip olduğu için eleştirilebilmektedir. Mobil araçlarla fotoğraf çekmenin sıradanlaştığı, gündelik hayatımıza ve kültürümüze girdiği ve normalimiz haline geldiği düşünüldüğünde, önceden yapılandırılmış bir sınır olmaksızın kullanıcıların estetik yaklaşımlarının ve fotoğraflarını paylaşım biçimlerinin farklılaştığını görmek şaşırtıcı olmamaktadır. Fotoğrafların Flickr, Instagram gibi platformlarda dünyaya gösterilebilme olanağı (hashtag’ler sayesinde), mobil fotoğrafçılığı inanılmaz derecede canlı bir tarz haline getirmektedir. Dünyanın en iyi fotoğrafı çekilmiş bile olsa, görünür olmayan veya dosyalarda saklı fotoğraflar olarak kalabilmekte, ancak cep telefonlarıyla çekildiği an paylaşılabilen fotoğraflar, anında geri bildirim alabilmektedir. Bu da günlük yaşam bağlamında mobil fotoğrafçılığın estetik anlatımının canlı bir organizma gibi kendisini yenilemesi ve dönüştürmesini sağlamaktadır.
16
TAM KARE Elif GÜLEN
Üniversiteden sonra New York’da Mark Ferri fotoğraf stüdyosunda staj yapmaya başlamıştım. O yıllar dijital makineler daha çıkmamıştı. Stüdyodaki artan SB filmleri alıp arada sokakta fotoğraf çekiyordum. Ama Nikon FE fotoğraf makinem NY sokaklarında ciddi dikkat çekiyordu. Bir silah misali anın büyüsünü bozabiliyordu. Bu dikkat çekmeme ve görünmez olma isteğimi stüdyodakilere anlatınca beraber cözüm üretmeye çalıştık ve çok eski kalın bir kitabın içersine küçük bir Konica fotoğraf makinası yerleştirdik. Uzun süre sokaklarda bel hizasında tahmini ve vizörden bakmadan, görünmez fotoğrafcı misali fotoğraflar çektim. Yıllar sonra cep telefonu ve fotoğraf yazılımları çıktığında bu görünmezlik hissini bana tekrar yaşatınca bayıldım. Yaşadığım şehir olan İstanbul’da SB film ve karanlık oda her an yanımda dolaşmak bana büyük bir hürriyet getirdi. Bu hisle şehrimi yeniden keşfediyordum. Sosyal medyada fotoğraf paylaşılan platformların artmasıyla artık fotoğraflarım film dosyalarında, evin çekmecesinde veya yerel bir galerinin duvarından çok ötesine ulaşıyordu. Bunun yanında herkesin fotoğraf çekmesi ve bunu görebilmesi fotoğrafa büyük bir demokrasi de getirdi. Her an dikkat çekmeyen bir makina, cebinde küçük bir karanlıkoda, dünyanın her kesimiyle işlerini paylaşabilme ve başka fotoğrafçıların işlerini her gün bakabilme...Bu dört unsur mobil fotoğrafın en önemli tarafları oldu. açtı.
Gazetecilikten sanata birçok alanda artık mobil fotoğraf yer alıyor. Aslında mobil fotoğraf bile denmemeli, ama tanımlama ve gruplama ihtiyaç galiba. www.elifgulen.com
Bana Avustralya’dan İspanya ya bir çok proje için kapı
Mobil fotoğrafın doğal olarak problemleri de var. En çok karşılaştığım sorular: Cep telefonundaki fotoğrafın rezolüsyonu yeterli mi? Evet bir film veya DSLR makina gibi bir rezolüsyon yok ama fotoğrafçı zaten baştan fotoğraflarını ne boyutta sunmak istediğini düşünmeli. Çok büyük baskılar istiyorsa uygun değil ama standart bir karanlık oda baskısını rahatlıkla güzel kalitede elde edilebiliyoruz. Fotoğraflar filtreli değil mi? Normal film çekerken bile aslında baştan filtremizi seçmiş olmuyor muyuz? Örneğin Ilford SB film veya TriX film. Aslında bunlar da birer filtre seçimi gibi. Sonuçta fotoğrafın teknik gelişimi tarihine baktığımızda hep tartışmalara sebep olmuştur. Önemli olan fotoğrafçının ne anlatmak istediği değil mi? Buna hangi teknikle ulaştığı benim çok da ilgimi çekmiyor.
17
TAM KARE Elif GÜLEN Fotoğrafları
18
TAM KARE Monika KUKİ
Günümüzde hızla gelişen teknoloji ve getirdikleri hayatımızı ele geçirmiş durumda… bunun en yaygın görüldüğü yerlerden birisi de fotoğraf teknolojisindeki değişim. Analog makinaların yerini tutmaya çalışan cihazlar, telefonlar, kameralar, hızla çoğalırken bir o kadar hızı ve kullanım kolaylığı ile de vazgeçilmez durumda. Efekt programları, filtre kolaylıkları ile cep telefonları ile çekilen görüntüleriniz bile artık profesyonel nitelikte yorumlanabiliyor. Tekniğin donanımın önünde olması zaten sanat için vazgeçilmez bir gerçek, maliyetlerin düşmesi sonucu hızlanan mobil süreç bu konuda üzerine düşeni başarmış gibi görünüyor. Benimde zaman zaman kullandığım vsco ve webrazzi hem çekmek hem düzenlemek adına biçilmiş kaftan. Bunlara ek olarak daha gelişmiş çalışmalar imza atmak isteyenler için mobil cihazlara uyumlu lensler edinerek cihazınızı bir dslr makine tadında kullanmakta mümkün. İnstagram gibi 500px gibi çokça profesyonel fotoğrafçılarında dahil olduğu ağlar da gezinerek dünyada olup biteni takip edebiliriz. Mobil fotoğrafçılıkta kullanılan aksesuarlar ve ekipmanlar gün geçtikçe artarken sarsıntısız çekimler ve kaliteli videolar hazırlamak için de pek çok yeni ürün satışa sunuluyor. Bunlardan biri de akıllı telefonlar, aksiyon kameraları ve kompakt makinelerle kullanılabilecek yeni bir sliderlar Fotoğrafın tahtını hızla sallayan vedeolar anlatımı kuvvetlendiren içeriklere fırsat veriyor. Fotoğrafı, cep telefonu ile çekme işini çok hafife alığımız dönemler geride kaldı. Elbet, gelişmiş bir fotoğraf makinesi ile cep telefonunu yarıştırmak akıllıca bir iş değil. Ama fotoğraf özellikleri gelişmiş bir cep telefonunun çıkardığı işleri görünce orta halli bir fotoğraf makinesine gerek olup olmadığını sorgular hale geliyorsunuz. Özgün fikirler küçük ekranlarda fotoğraf biçiminde somutlaşıyor. Herkesin cebinde yer alması, üstelik her an yanında bulunması, zaten bir hatta sahip olması sayesinde paylaşımın kolaylığı ve kullanım pratikliği sayesinde cep telefonları fotoğraf alanında yeni bir akım yaratıyor.
19
TAM KARE Monika KUKİ Fotoğrafları
20
TAM KARE CEBİMİZDEKİ FOTOĞRAF MAKİNALARI / Metin BİRİNCİOĞLU
Fotoğrafın, geçmişten günümüze seyrine bakıldığında, ciddi anlamda bir gelişmenin yanı sıra ona yüklenilen anlamın da zaman içerisinde değişebildiği görülmektedir. Tüm bunların ışığında toplumun büyük bir kesimine ulaşmış olan cep telefonları bu anlamda büyük önem kazanmıştır. Bu cihazlara halen telefon diyor olmamız da ne kadar doğru? Bunu, sorgulamak gerekir. Zira telefon, bu cihazın özelliklerinden sadece biri durumundadır. Telefon görüşmesi ve mesajlaşmak dışında birçok alanda kullandığımız ve dolayısıyla cebimizde mini bir bilgisayar ve fotoğraf makinası da taşıdığımız aşikârdır. Her an, her yerde fotoğraf çekmek, bunu anında paylaşabiliyor olmak da son derece cezbedici bir hal almış durumdadır. Öyle ki günümüzde 40 mega piksele ulaşan cep telefonlarının üretilmeye başlanması, üreticilerin bu konuya ne kadar önem verdiklerini gösteriyor. Her ne kadar cep telefonlarında bulunan ve fotoğraf çektiğimiz anda bu fotoğrafın oluştuğu sensörün boyutu makinalara göre küçük olsa da bu kadar yüksek mega piksele ulaşılıyor olması önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Cep telefonlarıyla çekilen fotoğrafların büyük bir kısmını anı fotoğrafları oluştursa da özellikle fotoğrafla ilgilenen amatör ya da profesyonel fotoğrafçılar da karşılaştıkları bir anı dondurmak için zaman zaman telefonlarını kullanırlar. Bu bazen bir gün batımı olabileceği gibi, grafik öğelerin ağır bastığı mimari bir yapı, parkta yatan bir evsiz, seyyar satıcılar, renkli objeler ya da binalar da olabilir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Ayrıca, çekilen fotoğrafları düzenlemek için birçok mobil uygulama mevcut. Çeşitli hazır filtrelerin yanı sıra, kırpma, minik rötuşlar, siyah beyaza çevirme, renk ve kontrast düzenlemeleri de yapabileceğiniz bu uygulamalar arasında tavsiye edebileceğim birkaç uygulama, Snapseed, Lightroom, VSCO gibi uygulamalar olacaktır. Ama tabi ki uygulamaların sayısı bu kadarla sınırlı değil. Kullanım olanakları, ücretsiz olması ve hem İOS’da, hem de Android’de çalışabiliyor olması sebebiyle Snapseed bir adım önde duruyor. Makinanızla da, cep telefonunuzla da fotoğraf çekmeye ve bunları paylaşmaya devam edin…
21
TAM KARE Metin BİRİNCİOĞLU Fotoğrafları
22
TAM KARE
23
PUSULA Cep Telefonu Fotoğrafçılığı Etiği / Nikki WİLLİAMS Çeviri: Abdulla SERT
jüri üyeleri ve hatta zanlıları koruyup onları riske etmemek için, elektronik aletlerin ve cep telefonlarının mahkeme salonlarına alınmasını yasaklamaya başlamıştır.
Nikki Williams Houston, Texaslı en iyi satan yazarlardan olup gerçekler ve kurgular ile aralarındaki ilişkiler hakkında yazıları vardır, kurgusal olmayan işleri de hem internet üzerinde hem de basılı yayınlar yolu ile dünyanın çeşitli yerlerinde bulunmaktadır.
Sorgulama ve raporlama maksadıyla, sağlık hizmeti verenler ve hastalar tarafından cep telefonu kamerası kullanımı sorun yaratmaktadır. Örneğin New Haven, (ABD) Connecticut’ ta bir sağlık görevlisi, genç bir yaralının ölümcül kurşun yarasını fotoğraflamış, gelin görün ki bu yaralı kişi daha sonra ölmüş, görevli bu fotoğrafı aynı serviste çalışan başka birisi ile paylaşmış. Bu fotoğraf buradan da internet aracılığı ile bir çok kişiye ulaşmış. En sonunda kederli anne, vefat etmiş oğlunun hastalık haklarının ihlal edilmiş olmasını öne sürerek hastaneye karşı dava açmaya karar vermiş. Bu skandala adı karışan çalışanların tümünün işine de son verilmiştir.
Çok tanınmış kişiler, attıkları her adımı bir köpek kadar yakından izleyip filme çeken paparazzilerle her gün uğraşırlar. Ama şimdi sadece tanınmış kişilerin değil, sıradan insanların da bir anda portrelerinin bir mobil blog, Facebook sayfasında, hatta internetteki bir sanat sergisinde görünmeleri işten bile değil. Şunu kabul edelim, “sokak fotoğrafçılığı”, insanlık durumlarına ait cesur ve sanatsal portrelerin kamusal alanda çekilmesini içeren bir tanım ve ünvan haline gelmiştir. Bu ünvan aşırı kilolu, iç giysili ya da şanssız olan kişilerin fotoğraflarının yayınlandığı People of Wal-Mart (Wal-Mart İnsanları: Wal-Mart AVM’lerinde gizlice çekilmiş komik müşteri görüntüleri sitesi) adlı ve çok ünlü internet sitesinden çok uzak ve farklı bir ünvandır. Bu sitede yer alan çekimler, cep telefonu kamerasının, kullanım kolaylığının baştan çıkarıcı özelliği sayesinde yapılan çekimlerdir. Akıllı telefonun, küçük hacmi ve evrensel çekiciliği sayesinde, artık hemen her yerde, her zaman fotoğraf çekmeyi çok kolay hale getirdiği de bir gerçektir.
Acil yangın ve acil durum hizmeti veren, ölüm kalım durumları ile baş etmek zorunda kalan kuruluşlar da benzer problemlerle karşı karşıya kalıyorlar. ABD Virjinya eyaletindeki The Chesapeake Fire Department / Yangınla Mücadele Departmanı, cep telefonları ve özellikle cep telefonu kameralarının kamusal alanda kullanımı ile ilgili bir araştırma yürütmüştür. Araştırma sonuçlarının raporlanmasının ardından, ilgili araştırma departmanı, personel ve müşterilerinin gizliliklerini korumaya öncelik veren ve hukuksal davalar açılmasını önlemek amacı ile, cep telefonu kameralarının kullanımına yönelik çok katı kurallar tavsiye etmiştir.
Geçmişte, mini boyda bir fotoğraf makinası bile çevredekiler tarafından fark edilirdi, ama şimdi cep telefon kameraları kullanıcılarının, birilerine mesaj yazma, telefon etme ya da e-postalarını kontrol edermiş gibi yaparak, fotoğraf çekmelerine izin veriyor. Cep telefonunun bu özelliği sayesinde “etek üstü” ya da “gömlek altı” diye anılan gizli fotoğrafların, öznenin haberi olmadan, soyunma odaları, genel tuvaletler veya jimnastik salonları gibi “mahrem” olarak kabul edilen yerlerde röntgenci fotoğrafçıların zevklerine uygun bir şekilde çekilmesine imkan veriyor. Buna ek olarak, eskiden bu tür fotoğraflar sadece küçük bir gurup arasında paylaşılırken, şimdi günümüz interneti ile bu utanç verici, davetsiz fotoğrafların tüm dünya ile paylaşıldığını görmekteyiz.
Çok yakın bir geçmişte, ABD’ de, Arkansaslı bir jinekolog, işyerinde tıbbi muayeneleri sırasında hastalarının mahrem bölgelerinin fotoğraflarını cep telefonu ile kaydettiği için büyük bir tepki çekmiştir. Tutuklanan jinekoloğun cep telefonuna el koyan yetkililer, telefon hafızasında, tıbbi muayene sırasında çekilmiş çıplak kadın fotoğraf ve videoları tespit etmişlerdir. Bu doktor röntgencilik kategorisinde olan beş ayrı suçtan yargılanmıştır. Mobil teknolojinin kullanılması ile, gün geçtikçe artarak büyüyen, kişisel bilgi gizliliğini tehlikeye atan durumlarla mücadele için, 2004 yılında Video Voyeurism Prevention Act / Video Röntgenciliğini Önleme Yasası ABD Kongrede kabul edilmiştir. Yasada, kişisel bilgi gizliliğinin korunması gereken jimnastik salonları, mağazaların soyunma kabinleri, acil durum odaları veya genel tuvaletler gibi yerlerde video, fotoğraf ya da diğer görüntülere
Son zamanlarda cep telefonu fotoğrafçılığı kötü bir imaj bırakmıştır. Birilerini kandırma, taciz etme ve cinsel içerikli haberleşme için kullanılabileceğinden hareketle, ABD’ de okulların yüzde 62’si sınıflarda cep telefonu kullanımını yasaklamıştır. Mahkemeler de, şahitler, kurbanlar,
24
PUSULA
karşı koruma ile ilgili net açıklamalar yer almıştır. Bu yasayı ihlal edenlerin 100 bin ABD dolarını bulan para cezaları ve bir yıla varan hapis cezası alabilecekleri öngörülmüştür. ADB de bir çok eyalet, dijital çağda kişisel gizliliği ihlal eden bu tür davalarla baş etmek için benzer yasalar çıkarmıştır.
lememiş. Sitede fotoğraflanmış kişi babanız ya da büyük babanız olsa ne düşünürdünüz? Ya da ailenizin, arkadaşlarınızın anormal olarak bilinen, hatta akli engeli olan bir üyesi günün “ilginç yaratığı” olarak sitede yer alsaydı ne hissederdiniz? Şurası kesindir ki bu site, fotoğraftaki öznelerin- fotoğraf altlarında yer alan başlıkların yüzde yüz doğruladığı şekilde insan olduğunu yok sayıyor. Kişilerle alay etme niyeti zaten bu fotoğrafları sitede yayınlamakla ortaya çıkıyor.
Peki bu durumda, “Wal-Mart İnsanları” adlı internet sitesini nasıl değerlendireceğiz? Modern Tort Law (Modern Haksız Fiil Yasası) bize kişisel gizliliği ihlal eden 4 ayrı model vermektedir.
Benzeri etik soruları, evsiz, fakirliğin vurduğu ya da fiziksel engelli insanları içinde bulundukları zor koşullarda fotoğraf çekerken de sormamız gerekir.
-Yalnızlık İhlali: Kişinin özel bilgi ve durumlarına fiziksel ya da elektronik yollarla yapılan, tecavüz, gizli gözetim ve yanlış tanıtma amaçlı ihlalleri kapsar;
Fotoğrafları çekilen insanlar, ilk bakışta, kişisel gizlilik ya da haklarının ihlali konularının sözünün edilemeyeceği kamusal bir alanda olabilirler ama yine bunların etik açıdan korunması gerekir. Gülünç ya da şansız durumlarda olan insanların fotoğraflarını gizlice çekip, internet gibi tüm dünyanın göreceği bir medyada yayınlamak kişileri karalamakla eş anlamlıdır. Sanal dünyamız, her fotoğrafın çok geniş bir izleyiciye ulaşmasına, fotoğraflanan kişinin küresel ölçekte küçümsenmesi, dalga geçilmesi ve aşağılanmasına, bu kişinin nihayetinde utanç duyması hatta işini ya da arkadaşlarını kaybetme ihtimaline yol açıyor. Kolayca gizlenen kamerası ve fazla dikkat çekmeme özelliği sayesinde cep telefonu, insanlara sadece hastalıklı meraklarını gidermelerini sağlamakla kalmıyor, bu meraklarını tüm dünya ile paylaşmalarına izin veriyor. Daha geçtiğimiz yıl, herkesin tanıdığı evsiz bir kişi Houston şehir merkezinde vücudunun üst kısma çıplak bir şekilde ölü bulundu. Polise göre insanlar bırakın durup yardım etmeyi, yoldan geçen bazıları cep telefonları ile fotoğraf çektiler. Orada gazetecilerin röportaj yaptığı bir kadın “Burada fotoğraf çekmek hiç hoş bir şey değil, çünkü orada yatan, birilerinin oğlu ya da kardeşidir” diyordu. Çok doğru söylemiş, birinin felaketini böyle kırıcı bir şekilde kaydetmek tek kelime ile çirkindir.
-Özel / kişisel Olguların Kamuya Açıklanması: Makul bir insanın karşı çıkabileceği özel gerçeklerin yayınlanmamasını da kapsar; -Yanlış Işık Tutma: Kişiyi karalamasa bile o kişiyi yanlış yere deşifre eden olgularla ilgili yayınlar; -Kişinin Adını Kullanma: Kişinin adı ya da benzeri bilgisinin bazı kazançlar elde etmek amacı ile o kişiden yetki almadan kullanılması. İlk bakışta “Wal-Mart İnsanları” adlı internet sitesinde bir hata bulmak çok zor gibi görünüyor. İnsanların, kişisel gizlilikle ilgili kaygılar içermeyen ve ifşa edilmiş özel olgular içermeyen fotoğraflarda yer aldığı görülüyor. Ama, fotoğrafların her birinin eğlenceli fakat sıkça da karakterleri karalamaya varan küçültücü bir tarzda çekildiğini görüyorum. Buna ek olarak, “Wal-Mart İnsanları” sitesi sahibinin, fotoğraflarda yer alan insanların olurunu almadan, bu siteye tıklayanların sayısını arttırmak amacı ile kullandığı görüntüler sayesinde, bağlı şirketlerin reklamlarına yer vererek elle tutulur bir kazanç sağladığını belirtmem gerekiyor. Bu fotoğrafları, siteye tıklamayı arttırmak amacı ile yayınlamak fotoğraf sahiplerine ödeme yapılmasını gerektirebilir, ama şimdiye kadar fotoğrafı yayınlanan hiçbir “kurban” nedense dava açmadı.
Bu küfürbaz, doğaçlama ile çekilen fotoğraflar kurbanı olmayan suçlar ya da “sanat” değildir kesinlikle. Ortada fotoğraflanan kişileri bir alçaltma, küçük düşürme ve kötüleme kastı olduğu gerçektir, sanal medya bu kasıtları üstü örtülü biçimde ama en kısa zamanda yayar. Eskiden fotoğrafı çekilen kişi fotoğrafının çekilmekte olduğunun farkına varırdı, çünkü, fotoğraf makinaları büyüktü, hatta fotoğraf çekilirken deklanşör sesleri de duyulurdu. Dijital telefonlar ise kişinin durumdan bihaber bir şekilde fotoğrafının, gizli ve sessiz bir şekilde çekilmesine izin veriyor.
Bu durum, hukuken bir esnekliğe denk geliyor, ama etik olarak doğru mu? Çok da değil. Özellikle hukuken sorunlu sayılabilecek bir fotoğraf, idrarını kaçırma problemi olan bir yaşlıyı gösteriyor. Bu adamın giydiği kıyafetle ilgili bir sorunu olduğunun farkında olup olmadığını bilmiyoruz ama bu fotoğrafının internette yayınlanıp çocukları, torunları ve arkadaşları tarafından görüleceğini öngörü-
25
PUSULA
Sanal dünyaya kolayca bağlanma özelliği ile de bu fotoğrafların virüs yayılma hızında medyada anında paylaşılmasına olanak tanıyor. Ortaya çıkan bu “yeni” tip sokak fotoğrafçılığı, kurbanlarına onurlarını korumaları amaçlı hukuki yollara başvurmaları için, maalesef, fazla bir imkan tanımıyor. Dijital anlamda kişisel haklara saldırı ile ilgili hukuki tartışmalar sürerken, cep telefonu kullanıcıları dışarıda dolanan herkesin fotoğraf ve videosunu çekme özgürlüğüne sahipler. Cep telefonu ile fotoğraf çekenlerin çoğunun, çektikleri fotoğraflardaki bilgilerin fotoğrafını çektikleri kişilerin hayatlarına nasıl bir darbe vuracağının bilincinde olmaları gerekiyor, Cep telefonu sahiplerinin sadece tanıdıkları kişileri fotoğraflama veya izin alarak fotoğraf çekmelerine yol açacak olumlu bir yargıya sahip olacaklarını umut ederek yazımı bitiriyorum.
26
ART ALAN SUMMER 60PLUS / Oğuz Nusret BİLİK
Öncelikle, Mersin Fotoğraf Derneği’ne daveti ve fotoğraflarıma gösterdiği ilgi için çok teşekkür ederim. Bu ayın dergi konusu Mobil Fotoğrafçılık olsa da konunun ana fikri fotoğraf olduğu için, ben yazıma Merih Akoğul hocamın fotoğrafa dair şu sözleri ile başlamak istiyorum.
Mobil fotoğrafçılık günümüzün fotoğrafçılığının önemli bir parçasıdır ve bu teknolojiyi tüketmek yerine üretime yönelik kullandığımızda, sanatsal çalışmaların vazgeçilmez bir ayağı olacağına eminim. Saygılarımla…
“Sokak fotoğrafçının evidir” der Merih Akoğul. Sürprizlere açıklığı, sürekli değişen dinamikleri ve ansızın beliren çarpıcı detaylarıyla, elinde makinesi ile bir avcı gibi dolaşan fotoğrafçıyı kendine çeker sokaklar. Evler, ağaçlar, caddeler, sahiller, yani evrenin gayrimenkulleri… Olay, mekân ve fotoğrafçının parmağının ucu ile, zamandan çaldığı an arasında, koşulsuz bir ortak kuvvetler alanı olarak belirir fotoğraf. Aslında fotoğrafçının önünde cereyan eden olay, fotoğraf niyetiyle dizginlendiğinde ‘öteki’ olmaktan çıkıp gerçek anlamını bularak akıp geçmekte olan zamana yuva olur. Ve izleyicisiyle buluşur.” Hocam Merih Akoğul’un bu sözleri benim fotoğraf yolumda ışıktır. Öteki olanı kendi süzgecimden geçirerek, bana ait hale getirip izleyici ile buluşturabilme çabamdır, bütün yaptığım. 2015 yılında başladığım ve sürdürmekte olduğum “Summer 60Plus” serim Kuşadası Sahili’nde ve şehrin farklı kesimlerinde 60 yaş ve üstü turistlerin tatil hallerini anlatmaktadır. Projede her an yanımda olması, dikkat çekmemek ve insanları doğal halleriyle görüntüleye bilmek nedeniyle mobil cihaz yani cep telefonunu tercih ettim. Fotoğrafları, Hipstamatic uygulaması kullanarak çektim. Fotoğrafların kare format olması ve tonlamada Polaroid tekniğini tercih etmemin nedeni, projemde yer alan insanların gençlik dönemlerinde bu teknolojiye rast gelmeleri ve en az bir kez Polaroid makine karşısında poz vermiş olmalarını düşünmemdi. Böylece, teknik yaklaşımımla o günler arasında bir bağ da kurulabilecekti. Mobil cihaz ve kullandığım yöntemin farklı anlatım olanaklar sunması nedeniyle, bu projem hem belgesel, hem de çağdaş yaklaşım taşıyan ve güncel sanatla bağlantı kuran bir çalışma oldu. Ve bu seriye ait dört fotoğrafım, Türkiye Fotoğraf tarihinin 80 yıllık sürecini anlatan, Merih Akoğul’un küratörlüğünü yaptığı, İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde sergilenen “İnsan İnsanı Çekermiş” adlı sergiye seçildi. Sonuçta bu fotoğraflar, İstanbul Modern Koleksiyonu’na kabul edilen mobil cihazla (cep telefonuyla) çekilmiş ilk fotoğraflar oldu.
27
ART ALAN SUMMER 60PLUS
28
ART ALAN
29
ART ALAN
30
ART ALAN
31
ART ALAN
Kısa süre önce hayatımıza giren mobil fotoğraf kavramı teknolojinin elverdiği hızlı dönüşümler, aktif güncellemeler sayesinde her geçen gün artan talep ile görsel dünyada ciddi yol kat etmiş durumda. Mobil fotoğraf artık sadece akıllı telefonlarımız ile çektiğimiz fotoğraflar değil. Adına düzenlenen eğitim seminerleri, fotoğraf yarışmaları, çekildikten saniyeler sonra yerini aldığı sosyal paylaşım platformları ve düzenleme araçları, programları ile fotoğraf dünyasının yeni akıllı çocuğu.
araçları da mevcut olduğundan ilk aşamanın uygun program seçimi olduğunu söyleyebiliriz. 2-Düzenleme Özellikleri Fotoğraf beklentinize ve tarzınıza hitap edecek düzenleme butonlarını içeren uygulamaları bulmak kişiye hem zaman hem de kimi uygulamaların ücretli olduğunu düşündüğümüzde maddi kazanç sağlayacaktır. Ayrıca uygun ara yüze sahip, kullanım kolaylığı sağlayan kullanıcı dostu programlar verim arttırıcı olabilir. İstediğiniz özelliklerin çoğunu rahatça bulabildiğiniz bir program sizleri farklı programlarda gezinmekten kurtarır.
Sadece cep telefonu ile çektiği fotoğrafları paylaşarak belli bir kitleye hitap eden fotoğrafçılar artık yadsımadığımız durumlar. Gelişen teknoloji sayesinde artan anlık ve hızlı paylaşım olanağı sosyal ağlar ve platformlarda etkin olma dürtüsünü geliştirirken, fotoğraf severleri kendilerine büyük kolaylık ve zaman tanıyan mobil fotoğraf uygulamalarını da kullanmaya yöneltti. Profesyonel anlamda fotoğraf alanında çalışan, üreten isimler de bu değişime kayıtsız kalamadılar.
3-Beklentiye Uygunluk HDR, gece çekimi, pan vb. özel teknik gerektiren fotoğraflar için özel olarak kullanıma sunulmuş programlar vardır. Bu tarz çekimler ve düzenlemeler yapmak isteyen kullanıcıların uygun aplikasyonları yüklemeleri gerekmektedir.
Mobil kameraların her yenilenen model ile daha üst seviyelere tırmanması ve farklı özellikleri bünyesine alması, hatta bazı telefonların üstün lens kalitesine sahip yüksek donanımlı kameralar ile hedef kitlesini fotoğrafa önem vermiş alıcılar olarak belirlemiş olması ve her geçen gün yeni bir aplikasyonun piyasaya sürülmesi, mevcut sürümlerin güncellenmesi aslında günümüzde hem üreticilerin hem de tüketicilerin akıllı telefonlarında fotoğrafı ne kadar ön planda tuttuklarını gösteriyor. Telefon seçiminde kamera özellikleri baz alınırken, mobil fotoğraf çekme ve düzenleme uygulamaları seçiminde ise, fotoğraf çekerken ya da karelerinizi sosyal medya için geliştirme, iyileştirme sürecinde kırpma, aydınlatma, kontrast vb. temel özellikler göz önünde bulunduruluyor. Sunulan hazır filtreler, stil araçları sayesinde hızlı dokunuşlarla fotoğraflarınız hazır olması da başka bir belirleyici etmen.
4-Doğrudan Paylaşım Kullandığınız programların düzenlediğiniz fotoğrafı Instagram, Facebook, Flickr vb. gibi sosyal platformlarda hızlı ve uygun boyutlandırarak paylaşılmasını sağlaması hem zaman hem de kolaylık sağlar. Burada telefon hafızasında yer alan daha önce çektiğiniz fotoğrafların kolay ve hızlıca program içerisine aktarılabilmesi de önemli bir verimlilik noktasıdır. 5-Maddi Boyut Çekim ve işleme için kimi programların ücretsiz olması yanında çoğu program ücretli veya iç eklentileri ücretli olarak yükleniyor. Akıllı telefonlar fotoğraf makinalarına göre maddi imkanlarımızı daha az zorlasa da Halide, Procam, Hydra vb. aplikasyonları edinmek için kesenin ağzını biraz açmak gerekiyor. Bu noktada aplikasyon açıklamalarından gerekli bilgiyi edinerek bize en uygun programı seçip onu yüklemek en akıllı seçim.
Çok çeşitli mobil fotoğrafçılık uygulamaları arasından seçim yapmak çok zor olabilir pek tabi, bu uygulamaların kişisel ihtiyaca göre belirlemesi adına bazı özellikler ön planda tutulabilir. 1-Uyumluluk
Birçok mobil fotoğraf aplikasyonu olduğunu biliyoruz. Bunların bazıları fotoğraf çekme süresinde tıpkı DSLR makinalar gibi ISO, f değeri ayarlama imkanı sunarken bazı programlar çekim sonrası ikinci aşama olarak düzenleme imkanı sağlıyor. Fotoğraflarına farklı stiller ve tarzlar uygulamak isteyen fotoğrafçılar için ise still yaratıcı uygu-
Öncelikle bir çok program içinden hangisini kullanacağınıza karar verirken telefonunuzun işletim sistemi belirleyici olacaktır. Kimi programlar sadece iOS işletim sisteminde çalışırken kimisi ise Android telefonlar ile uyumludur. Her iki cihazda çalışan düzenleme ve çekme -
32
ART ALAN
lamalar var. Çeşitliliği ve sayıyı göz önüne alarak burada en bilinen ve en beğenilen birkaç programı genel hatlarıyla tanıtmak doğru olacaktır.
kullanılan bir fotoğraf çekerken sensörün 3 boyutlu alanının bir taslağını göstermek için tasarlanmış Derinlik Artırma özelliğine sahip. İkili kameralı telefonlarda çalışan bu özellik ile efektlerle fotoğrafın nasıl görüneceği hakkında fikir sahibi olmanızı sağlıyor.
Mobil Fotoğraf Çekerken:
Mobil Fotoğraf Düzenlerken:
İyi görüntü kalitesine sahip RAW fotoğraflar çekmek DSLR ve diğer ileri teknoloji kameralar has bir özellik iken gittikçe artan akıllı telefon kameraları ve akıllı geliştiriciler sayesinde artık telefonlarımız ile RAW çekmek mümkün. Hem iOS hem de Android için RAW çekebilen programlar geliştirildi.
SNAPSEED (iOS, Android) Snapseed en popüler fotoğraf düzenleme uygulamalarından biridir. Mobil fotoğrafçılık ile ilgilenen çoğu kişinin ilk tercihleri arasında olmasının en önemli sebebi geniş bir düzenleme araç koleksiyonuna sahip olmasının yanı sıra hazır filtre uygulamaları, bölgesel ışık ayarına sahip olması ve bütün bunların ücretsiz olması. Pozlama, renk ve keskinleştirme ayarları, kırp, döndür, düzelt ve perspektif düzeltme vb. temel düzeltme araçları yanında portre geliştirme, mercek bulanıklığı ve vintage filtreler, çift pozlama, çerçeveler ve metin kullanımı sağlaması farklı tarz ve stillerde yaratıcı fotoğraflar ortaya koymaya yardımcı olur.
Camera FV-5 (Android) Uygulama ile Android işletim sistemine sahip cihazınızın kamera kalitesini ve ayar özelliklerini DSLR bir makinenin sunduğu özelliklere en yakın şekilde yükseltebiliyorsunuz. DSLR benzeri vizör özelliğine sahip kamera ile manuel kontrol sağlayan program sayesinde uzun pozlama yapabiliyorsunuz. Tüm parametreleri ayarlama imkanı sunan program sayesinde diyafram değerlerini ayarlayabilme ; RAW, JPEG ve PNG formatında kayıt yapabilme ayrıca otomatik odaklama, makro, sonsuz odak seçenekleri ve otomatik renk dengeleme yapabiliyorsunuz.
VSCO (iOS, Android)
Oldukça detaylı bir iOS kamera uygulaması olan ProCam Time Lapse de dahil bir çok çekim modu sunuyor. Farklı örtücü seçenekleri, video kaydı yeteneği, diyafram, örtücü hızı, ISO, odaklanma, beyaz dengesi, manuel kontrollerin yanı sıra; akıllı HDR, kayıpsız TIFF ile RAW (DNG) biçimleri desteğine sahip . Histogram özelliği ve gerçek zamanlı dengeleme özelliklerinin sunulduğu ProCam 5 ile de kare oranı ayarı yapabiliyorsunuz.
Kırpma, düzleştirme, pozlama, renk ve keskinlik için düzenleme araçlarına sahip programda uygulama içi satın alım ile çok sayıda filtreye de sahip olabilirsiniz. Düzenlemelerinizi kaydederek sonraki fotoğraflarınıza aynı efektleri tek tuşla uygulayabilirsiniz. Film görünümünü taklit eden ince tek dokunuşlu filtre ön ayarları ve ayarlanabilir filtre gücü sayesinde fotoğraflarınızda eski ve sade bir görüntü yakalamak istiyorsanız tercih edebilirsiniz. VSCO hazır ayarları inceliklidir, çeşitli düzenleme araçlarını kullanarak poz veya renk ayarını ince ayar yapabilirsiniz. Entegre kamera ve fotoğraf paylaşım imkanı sunması kullanım kolaylığı sağlar.
Halide (iOS)
Adobe Photoshop Express (iOS, Android)
Manuel ve otomatik seçeneklere sahip bu uygulama kullanıcıya ISO, beyaz ayarı, enstantane değeri ve artı-eksi pozlandırma kontrol sağlama imkanı sunuyor. RAW olarak çektiğiniz fotoğrafı TIFF, PNG ve JPEG olarak dışarı aktarma özelliğine sahip. Histogram özelliği sayesinde patlama , ışık kontrolü kolaylıkla sağlanırken düzenleme kısmında mevcut filtreler sayesinde son düzenlemeler yapılabilirken portre modunda ön plan ve arka plan ayrı ayrı ışık kontrast ayar düzenlemeleri sağlayabilir. Portre modu uygulamanın major özelliklerinden olup, derinlik efektleri
Her an Photoshop ile düzenleme yapmak isteyenlerin yardımcısı bu program kırpma, yeniden boyutlandırma, kontrast, pozlama ve beyaz dengesi ayarı gibi temel düzenlemeleri sunarken kırmızı gözü düzeltme, tek dokunuşla iyileştirme, yüz ayarlama özelliklerine de sahip. Altmıştan fazla filtre seçeneğini görünümlerinizin yoğunluğunu denetleyebilirsiniz. Perspektif düzeltme ile çarpık veya eğri fotoğrafları düzeltebilme imkanına da sahip. Bir Adobe ID’si ile giriş yaptığınızda ise ek filtreler alabilir ve fotoğraflarınızda gren azaltma özelliğini kullanabilirsiniz.
ProCam 5 (iOS)
33
İLETİŞİM Palmiye Mahallesi 1207. Sokak No: 16 Yenişehir Mersin/TÜRKİYE (Metro Sineması arkası, 45 Evler otobüs güzergahı üzeri) Tel : (+90) 324 328 75 61 - 532 300 20 91 Web sayfası : www.mfd.org.tr