Babaeski savaşı

Page 1

Makale: Öztabak, Mucit, Babaeski Savaşı-896, Babaeski, 2019

BABAESKİ SAVAŞI 896 Mimar Mucit ÖZTABAK

Şubat-2019


İÇİNDEKİLER Özet İngilizce Özet Giriş Tanımı Birinci Bulgar Devleti (Özeti) Bizans Devlet (Özeti) 716 Bulgar Bizans Antlaşması ve Getirdikleri Trakya’da Arazi Rejimi ve Yaşam Bulgar pazarının yer değişikliği Bulgarophygon Savaşı Neticeleri Ordularda Ve Ülkelerde Liderlerin Konumu Sonuç-Özet Kaynakça Şekiller Haritalar

2


Özet: I-Boris'in Hristiyanlaştırmadan sonra doğan ve "barış çocuğu" olarak adlandırılan

üçüncü

oğlu

Simeon'un, sonraki

Bulgaristan

Prensi

olacağı

kararlaştırıldı. 894 yılında VI. Leon'un (886-912 arası hükümdar) önde gelen bakanı ve basileopator Stylianos Zaoutzes, Bulgar pazarını Konstantinopolis'ten Selanik'e taşımaya ikna etti. Bu taşınma, yalnızca özel çıkarları değil fakat aynı zamanda Bulgaristan'ın uluslararası ticari önemini ve 716 Antlaşması ile düzenlenmiş BizansBulgaristan ticareti ilkesini ve En çok gözetilen ulus kaydı üzerine sonraki anlaşmaları da etkiledi. Bulgar tacirlerin Konstantinopolis'te yaşamalarına izni veriliyor, kendi kolonilerinde ikamet ediyorlar ve uygun vergiler ödüyorlardı. Şehir, Avrupa ve Asya'nın her yerinden gelen ticaret yollarının önemli bir varış noktasıydı ve Bulgar pazarının Selanik'e taşınması, Bulgar tacirlerin doğudaki mallara doğrudan erişimlerinin kesilmesi ve yeni koşullar altında onların Stylianos Zaoutzes'ın yakın ortakları olan komisyoncular aracılığıyla bu malları satın almak zorunda kalmaları

anlamına

geliyordu.

Selanik'te

Bulgarlar,

Zaoutzes'in

dostlarını

zenginleştiren mallarını satmak için daha yüksek vergiler ödemeye zorlandılar.

3


Konstantinopolis'taki tüccarların devrilmesi, Bulgar ekonomik çıkarları için ağır bir darbe oldu. Tüccarlar, I. Simeon'a şikâyet ederken, konuyu VI. Leon'a taşıdı, ancak başvuru cevapsız kaldı. Bizans'ın vak'anüvislerine göre, savaş ilan etmek ve Bizans

tahtını

ele

geçirme

planlarını

uygulamak

için

bahane

arayan

Simeon, saldırarak, Bazen Avrupa'daki ilk ticaret savaşı olarak adlandırılan (uygunsuz bir şekilde) olayı başlattı. Simeon'un hükümdarlığının başında gücünü pekiştirmeye ihtiyaç duyduğu ve imparatorluk hırslarının henüz billurlaşmadığını, bu nedenle askeri müdahalenin Bulgar ticari çıkarlarını savunmak için savunma amaçlı bir eylem olduğunu savunurlar. Bizans'ın Araplarla doğudaki çarpışmaları nedeniyle Balkan vilayetlerini savunmasız bırakmasını kullanarak, 894 sonbaharında Simeon Bizans Trakya'sını istila etti. VI. Leon, aceleyle Prokopios Krenites ve Kourtikios isimli generalleri ile pek çok Bizans, paralı askerlerden oluşan İmparatorluk Muhafızları'nın da bulunduğu bir ordu kurdu. (Muhtemelen Edirne civarındaki savaşta,) Bizanslar yenildi ve komutanları yok oldu. Hazarların çoğu yakalandı ve Simeon burunlarını kesip "Bizanslıların utanmaları için İstanbul’a yolladı". Bulgarlar bölgeyi yağmaladı ve pek çok esir alarak kuzeyde döndüler. Bu başarısızlık Bizans'ı Macarlardan yardım aramaya zorladı. VI. Leon, elçisi Nicetas Scleros'u, armağanlar vermek ve Bulgarlara karşı kışkırtmak için 894 ya da 895 yılında Macar liderlerine gönderdi. 895 yılının başında yetenekli General Yaşlı Nikeforos Fokas’ı İstanbul’a çağrıldı ve büyük bir ordu başında Bulgarlara karşı gönderildi. Simeon, kuvvetlerini Fokas'la yüzleşmek için güney sınırı boyunca yoğunlaştırırken, Bizans donanması, Macarlara yardım etmek için Tuna Deltası'na doğru yola çıktı. I. Simeon'un geri çekeceğine inanan VI. Leon barış önermek için elçisi İstanbul’a gönderdi. Bizanslılar Macar ordularını nehrin güneyine naklettiler. Macarlar, Dobruca'yı talan ettiler ve kişisel olarak I. Simeon tarafından komuta edilen, Bulgar ordusunu mağlup ettiler. Simeon, Drastar'ın güçlü kalesine sığınırken, Macarlar bir direnç ile karşılaşmadan

başkent Preslav'ın

eteklerine

ulaşarak,

talan

edip

ve

yağmaladılar. Kuzeyden çekilmeden önce, Macarlar binlerce tutsağı Bizans'a sattılar. Simeon, Bizans esirlerini geri vermeyi vadeden bir barış önerisi gönderdi. Diplomat Leo Choirosphaktes'i Bulgaristan'a gönderdi. Tam da Simeon'un hedeflediği

4


buydu. Leo Choirosphaktes bir kalede gözaltına alındı ve art arda huzura çıkması reddetti. Bizans'ın önceliği, tutsakların değişimi idi. 894 Bulgar seferi sırasında yakalanan tutsakları serbest bıraktırmaktı. Esirlerin geri dönüşünü reddettiğini iddia etmek için kullandığı belirsiz bir cevapla cevapladı ve müzakereler uzadı. Leo Choirosphaktes ile yazışmalar el değiştirirken, Simeon, Macarların doğu komşuları Peçenekler ile ittifak yapmak için elçiler gönderdi ve 896'nın başında Bulgarlar ve Peçenekler Macar topraklarına iki cepheden saldırdı. Belirleyici muharebede Bulgar ordusu, Güney Bug nehri boyunca bozkırlarda Macarları ezici bir şekilde mağlup ettiler. Mücadele öyle kanlıydı ki muzaffer Bulgarların 20.000 binicilerini kaybettikleri söylenir. Aynı zamanda Peçenekler batı yönünde ilerlediler ve Macarların topraklarına dönmesini engellediler. Macarların aldığı darbe öylesine ağırdı ki, yeni iyi olanaklar arayışıyla daha batıya göç etmek zorunda kaldılar ve sonunda orda Macaristan Krallığı'nı kurdular. Macar tehdidinin ortadan kalkmasıyla Simeon, "zaferi ile gurur duyan" Preslav'a geri döndü ve daha sonraki barış görüşmeleri için bir ön koşul olarak bütün Bulgar tutsaklarının geri verilmesini talep etti. Doğu'da Araplar ile karşı karşıya olan, Stylianos Zaoutzes'in entrikalarından dolayı utanç duyan ya da 896 başlarında hayatını kaybeden yetenekli General Nikeforos Fokas'ın hizmetlerinden yoksun kalıp zor durumda düşen VI. Leon, boyun eğmek zorundaydı. Leo Choirosphaktes ve Simeon'un güvenilir bir adamı olan Theodore adlı bir Bulgar elçisi başarıyla uygulanan transferi düzenlemek üzere Konstantinopolis'e gönderildiler. Bunu zayıflığın bir işareti olarak yorumlayan Simeon, tüm Bulgarların serbest bırakılmadığını iddia ederek 896 yazında Trakya'yı istila etti. Bizanslar Araplarla zor bir ateşkes sağladılar ve Avrupa'ya thema ve tagma’ları aktardılar. İki ordu Bulgarifon Muharebesi'nde çatışmaya başladı. Bizanslar ağır bozguna uğradılar ikinci komutan protovestiarios Theodosius da dâhil olmak üzere askerlerin çoğu yok oldu. Katakalon birkaç hayatta kalan ile kaçmayı başardı. Yenilgi öylesine ağırdı ki bir Bizans askeri münzevi bir hayatı seçip ve Luka Stilit adı altında bir sofuya dönüşmüştü. Bizans kaynakları savaşın sonunu kaydetmemişlerdir. Anahtar kelimeler: 894, Babaeski Savaşı, , Simeon, . VI. Leon, Trakya

5


ABSTRACT: In the autumn of 894, Simeon invaded Byzantine Thrace. VI. Leon hurriedly built an army. In the war, the Byzantines were defeated. Most mercenaries were captured, and Simeon cut his noses and sent them to Istanbul to embarrass the Byzantines. Bulgarians ransacked the area and returned with much capture. They forced Byzantium to seek help from the Hungarians. VI. Leon, sent his army against the Bulgarians. The Hungarians defeated the Bulgarian army and plundered Dobruca. While Simeon took refuge in the castle of Drastar, the Hungarians ransacked the capital, Preslav, without any resistance. Before withdrawing from the north, the Hungarians sold thousands of prisoners to Byzantium. Simeon sent a diplomat to Byzantine for wanted a peace. The diplomat was detained in a fortress and refused to return to peace. The diplomat's demand for a prisoner exchange was reportedly rejected by the Byzantines. Then Simeon made an alliance with the Pechenegs and at the beginning of 896 the Bulgarians and the Pechenegs attacked the Hungarian territory. The Bulgarian army defeated the Hungarians. The victorious Bulgarians are said to have lost 20,000 riders. At the same time, the Pechenegs prevented the Hungarians from returning to their lands. The Hungarians had to emigrate to the west, and they founded the Kingdom of Hungary. Simeon demanded the return of all Bulgarian prisoners. VI. Leon, he had to bow. Simeon invaded Thrace in the summer of 896, claiming that not all Bulgarians were released. The two armies began to clash in the Battle of Bulgarifon. The Byzantines were heavily defeated and most of the soldiers died, including the second commander. The Commander has managed to escape. Key words: Thrace, Bulgarifon, Battle of Bulgarifon, 896, Byzantine, Bulgarian

6


GİRİŞ Bizans-Bulgar Savaşı (894–896) Ticaret savaşı olarak da adlandırılan, VI. Leon'un Bulgar pazarını Konstantinopolis'ten Selanik'e taşıması kararıyla Bulgar tüccarlarının

giderleri

büyük

ölçüde

artması

nedeniyle,

Bulgar

İmparatorluğu (Symeon) ile Bizans İmparatorluğu (VI. Leon) arasında çıkan mücadeledir. Birinci Bulgar Devleti

(Özet)

Kutrigur ve Utrigur Bulgarları üzerindeki Göktürk hâkimiyeti 630 yılına kadar sürmüş ve bundan sonra Bulgarlar kendi devletlerini kurma çabası içerisine girmişlerdir1. 681 yılında Asparuh'un kurduğu I. Bulgar Devleti, yıkılış tarihi olan 1018 yılına kadar Bizans'a karşı önemli savaşlar kazanmış, kanunlarını oluşturmuş, aynı zamanda Bizans'la ticari ilişkiler kurmuş, Bizans’tan din ve kültür bakımından etkilenmiştir Gelişmelere engel olamayan Bizans İmparatoru IV. Konstantinos, 681 yılında Asparuh ile barış imzalamış ve ona Theofanes'in deyimiyle "Romalılar için utanç verici" olan yıllık haraç ödemeyi kabul etmiştir. Bu anlaşmanın en önemli sonucu ise Bizans İmparatorluğu'nun kendi toprakları üzerinde bağımsız bir Bulgar Devleti'nin kurulmasını resmen kabul etmesidir. Aslında Bizans İmparatorluğu, Dobruca bölgesindeki toprakları Slav istilaları dolayısıyla fiili olarak daha VI. yüzyılın ortasında kaybetmişti. Asparuh'un önderliğinde Bulgarlar, Bizans topraklarına gelerek başkenti Doğu Mözya'da bulunan Pliska olmak üzere güçlü bir devlet kurmayı başardılar.2 (Güler, Çiçek, & Koca, 2001)

1

Güler, H., Çiçek, K., & Koca, S. (2001). Tuna Bulgar Devleti (679-1018). Ankara: Yeni Türkiye Yayınları. 2

Age: (Güler, Çiçek, & Koca, 2001)

7


Bulgarlar, Balkan Dağı ile Tuna nehri ve Karadeniz arasında kalan bölgeye yerleştikten sonra Bizans'a karşı, burada yaşayan Slavları kendi taraflarına çekmenin önemli olduğunu kavramış ve onlarla ittifak yapmışlardır. Kurulduğu tarihten itibaren Bizans ve Latin kaynaklarında "Bulgaria" adı ile geçen ve modern tarihçilerin "I. Bulgar Krallığı" olarak adlandırdığı bu devleti oluşturan iki önemli unsur Bulgarların ve Slavların nüfus bakımından birbirine oranları neydi? Bu önemli soruya kaynaklardaki bilgi eksikliği dolayısıyla kesin bir şekilde cevap vermek güçtür. Hıristiyanlık öncesi I. Bulgar Devleti'nin hükümdarlarını şöyle sıralamamız mümkündür. Asparuh Han (640-700), Tervel Han (700-718), Sever Han (718-754), Kormisoş Han (754-756), Vineh (756761), Telets Han (761-764), Sabin Han (764766), Umar Han (Temmuz 766-Ağustos 766), Toktu Han (766-767), Pagan Han (767768), Telerig Han (768-777), Kardam Han (777-802), Krum Han (802914), Omurtag Han (814-831), Malamir Han (831-836), Presyan Han (836-852) I. Bulgar Devleti'nin Hıristiyanlık Dönemi hükümdarları ise Knez Boris (852-889), Vladimir Rasate (888893), Çar Symeon (893-927), Çar Petro (927-969), Çar II. Boris (969-971) ve Çar Samuil (997-1018)' dir.3 Devletin kuruluşuna ve ilk yıllarına Dulo ailesi damgasını vurmuştur. Asparuh Han, Tervel Han ve Sever Han bu ailedendi. Kormisoş Han, Vineh Han, Sabin Han, Umar Han, Pagan Han ve Telerig Han dönemlerinde Vokil ailesinden, Telets Han ve Toktu Han dönemlerinde de Ugayin ailesine mensup hanlar Bulgar tahtına çıkacaktır. Asparuh'tan sonra yine Dulo ailesine mensup muhtemelen Asparuh'un oğlu olan Tervel (700-718) Bulgar hanı olmuştur. Bizans'ın da inandığı Ortodoks Hıristiyan inancının kabul edilmesi ve Bizans tebaası olan Kiril ve Methodius'un Grek alfabesini Slav diline adapte etmeleri, I. Bulgar Devleti'ne yeni bir kimlik kazandırmış ve Slavlaşma sürecini hızlandırmıştır.

I. Bulgar Devleti'nin

tarihini başlıca iki döneme ayırmak mümkündür. Bunlardan birincisi "Hıristiyanlık öncesi Bulgar Devleti", ikincisini de "I. Bulgar Devleti'nin Hıristiyanlık Dönemi" olarak adlandırabiliriz.4

Age: (Güler, Çiçek, & Koca, 2001) Age: (Güler, Çiçek, & Koca, 2001)

3 4

8


712 yılında II. Justinianus'un ölümünden sonra Tervel, Trakya'yı istila etti ve İstanbul surları yakınına gelerek bölgeyi yağmaladı. Tervel Han, Bizans İmparatoru III. Theodosius'la, 716 yılında Bulgar Devleti'yle Bizans arasındaki sınırı belirleyen bir barış anlaşması yaptı. Ayrıca bu anlaşma ile Bizans, Bulgarlara 30 lidre altın değerinde yıllık haraç ödemeyi kabul etmiş ve iki devlet siyasi mültecilerini birbirine teslim etmeyi taahhüt etmiştir. İki devlet arasındaki ticari ilişkiler de yine bu anlaşma ile belirlenmiştir. Ancak bu barış dönemi, V. Konstantinos'un (741-775) Bulgar sınırında kaleler inşa edip buralara Suriyeli ve Ermeni göçmenleri askeri sınıf olarak yerleştirmeye başlamasıyla son bulmuştur. Buna karşı Bulgarlar inşa edilen kaleler için haraç istemişlerdir. Muhtemelen burada yeni bir haraç değil de, 716 yılında ihdas edilen miktarın artırılması söz konusu idi. Ancak Bulgar elçileri bu konuyla ilgili olarak Bizans'ın ret cevabı ile karşılaşmışlardır. Bulgar Hanı Telerig, bilinmeyen sebeplerden dolayı Bizans İmparatoru IV. Leon'un yanına sığınmış ve Hıristiyanlığı kabul ederek bir Bizans prensesi ile evlenmiştir. Telerig Han'ın halefi Kardam Han (777-802) döneminde merkezi otorite güçlenmiş ve içteki taht mücadelelileri sona ermiştir. Kardam'dan sonra Bulgar tahtına oğlu Krum Han (802-814) çıkmıştır. Bu durumdan faydalanan Krum Han, Tisza nehri civarındaki Avar topluluklarını hâkimiyeti altına almıştır. Böylece Bulgar Devleti'nin sınırlarına bugünkü Sırbistan'ın kuzey bölgeleri, Macaristan'ın Tisza Nehri'yle Sava nehrinin Tuna'ya döküldüğü yere kadar olan topraklar katılmış oldu. Ertesi yıl Krum, Struma ırmağı bölgesinde Bizans ordularını bozguna uğrattı ve askerlere maaş olarak verilen paraları ele geçirdi. 809 yılında Krum'un ordusu, bölgede Bizans'ın son güçlü kalesi olan Serdika'ya (Sofya) saldırdı ve şehri ele geçirdi. Böylece Bulgarların, Slav Makedonyası'na doğru yolu açıldı. Nikeforos, Bulgarların bu yönde ilerleyişini durdurmak için 809 yılında Balkanlar'daki Slav bölgelerine Anadolu'dan Bizans Hıristiyan göçmenlerinin yerleştirilmesini emretmiştir. Nikeforos, Bulgarlara karşı aldığı bu tedbirle yetinmeyip Bulgar Devleti'nin merkezi üzerine yürümeye karar vermiştir. 811 yılının ilkbaharında I. Nikeforos, büyük bir ordu ile Bulgar Devleti'nin sınırından geçerek Krum'un barış

9


teklifine aldırmadan Pliska'ya saldırdı. Bulgar Devleti'nin başkentini tahrip ettirerek hanın sarayını yaktırdı.5 Askerlerine, Balkan Dağları'nda Vırbitsa geçidini tutmalarını emreden Krum Han, 26 Temmuz 811'de ordusu ile birlikte geri dönen Bizans İmparatoru I. Nikeforos'a saldırmış ve bu savaşta imprarator dâhil birçok Bizans ordu komutanı öldürülmüştür. Krum Han, I. Nikeforos'un başını kestirerek zaferinin simgesi olarak eski Türk geleneğine göre kafatasını gümüşle kaplı bir kupa haline getirterek onunla boyarlarına içki ikramında bulunmuştur. İmparator Nikeforos'un Vırbitsa geçidinde uğradığı felaket, Bulgaristan açısından çok önemlidir. Krum Han'ın hükümdarlık dönemi I. Bulgar Devleti'nin en parlak dönemlerinden birini teşkil etmektedir O, I. Nikeforos'un yakıp yıktırdığı devletin başkenti Pliska'yı tekrar imar ettirmiştir. İstanbul kuşatmasından geri çekilirken Krum, bölgede gördüğü heykel ve mermer sütunların Pliska'ya nakledilmesini emretmiştir. Bu durum Bulgarlar tarafından bir savaş vesilesi sayılıp 755'te Trakya'ya girerek Anastasios'un suruna kadar ulaşmışlardır. Fakat yenilerek geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Krum Han'dan sonra Bulgar tahtına oğlu Omurtag (814-832) geçmiştir. Hıristiyanlığın yayılışı ve devlet politikasının Slavları birleştirmeye yönelmesi bu endişeyi artırıyordu. Hıristiyanlık aracılığı ile pagan inancının reddi, devletin kendisi için tehlike anlamına geliyordu. Slav unsurunun artışı ise devlet yönetiminde Protobulgarların yerine Slavların geçmesi demekti. 797' de, oğlunu devirdi ve gözlerini oymakta tereddüt etmedi. O vakit kendi ismiyle devleti idare eden ilk-kadın hakiki imparator olarak saltanat sürdü (797-802). runban ve mütaassıplar partisi Fakat her ne kadar mücadele ile kuvvetlenen, yenilenen kilise, onun sayesinde Bizans cemiyetinde eski saygın yerini tekrar almış Stoudion'lu Theodore gibi adamların idaresinde her vakitte ziyade daha kuvvetli ve daha aktif olmuş ise de İrene’ın din politikasına gösterdiği aşın özen imparatorluk için kötü neticeler doğurmaktan geri kalmamıştı. 6

Age: (Güler, Çiçek, & Koca, 2001) Diehl, C. (2006). Bizans İmparatorluğu Tarihi. İstanbul: ilgi yayınları.

5 6

10


Nicephore, Bulgaristan ' ı istila etmekle onunla mücadeleye çalıştı: dönerken kanlı bir felakette mahvoldu (811) ve yeniden Edirne' de muzaffer olan Bulgar'lar İstanbul'un duvarlarına kadar geldiler (813).7 Bu yüzden Slav unsurunun ve Hıristiyanlığın etkisini engellemek gerekiyordu. Hıristiyanlığın hızlı bir şekilde Bulgaristan'da yayılışı, Krum Han'ın Bizans'la yaptığı savaşların kaçınılmaz sonucu idi. Trakya'dan sürgün edilen ve Bulgar topraklarına yerleştirilen Hıristiyan esirler, kısa sürede komşu oldukları Bulgarlar ve Slavlar arasında dini inançlarını yaymayı başarmışlarda görülmüştür. Krum Han, muhtemelen bu dini etkinin farkına varmamış, ancak yerine geçen oğlu Omurtag (814-832) döneminde Hıristiyanlığa karşı ilk hareketlenmeler başlamıştır. Hükümdarlığın ilk aylarından itibaren Omurtag Han, Bizans'la barış anlaşmasının yapılması konusunda görüşmelere girişmişti. Bu görüşmelere Bulgar ordusunun Babaeski civarındaki yenilgisi yol açmıştır. Neticede (takriben 816 yılında) Omurtag Han ile Bizans Devleti arasında 30 yıllık bir barış anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmanın şartları Süleymanköy (bugünkü Şumnu iline bağlı Seçişte Köyü) civarında bulunan kitabede geçmektedir. Bu anlaşmanın ilk maddesine göre, Karadeniz kıyısındaki Develtos'dan başlayarak Ahyolu ve Mesemvriya'yı Bizans'a terk eden, güneybatı yönünde Harmanlı civarında Meriç nehrine, oradan da Rodopların kuzeyinden geçerek Filibe ovasına ulaşan ve Sofya bölgesini Bulgaristan'a bırakan bir hat, Bu anlaşma İmparator II. Mihail'in (820-829) döneminde yenilenmiştir. 30 yıllık barış anlaşması sayesinde Omurtag Han, sadece kuzeydeki problemlerle değil, aynı zamanda ülkenin iç güçlenmesi ile de ilgilenmiştir. Omurtag'ın ölümünden sonra yerine küçük oğlu Malamir (831-836) Bulgar tahtına geçmiştir. Malamir babasının dışarıdaki barışçıl, içeride de Hıristiyanlık karşıtı politikasını sürdürmüştür. Malamir'in halefi büyük kardeşinin oğlu Presyan (836-852)'dır. Presyan Han, oğlu Knez Boris daha da ileri giderek Hıristiyanlığı kabul etmiştir Knez Boris, Hıristiyanlığı ve Kiril alfabesini benimsemekle sağlayacaktır. Presyan'ın oğlu Knez Boris (852-889) Bulgar Devleti'nin idaresini çok kritik bir dönemde üstlenmiştir. Sırbistan'da Knez Vladimir'in ölümünden sonra (takriben 850 yılında) devletin idaresi, oğulları Mutimir, Stoyimir ve

7

Age: (Diehl, 2006)

11


Goynik arasında paylaşılmıştır. İstanbul'a gelen Bulgar elçileri Bizans din adamları tarafından vaftiz edilmiş, kısa süre sonra Boris ve yakın çevresi de Hıristiyanlığı kabul etmiştir. Hıristiyan olunca Bulgar hükümdarı, Bizans imparatorunun ismini alarak Mihail-Boris olmuştur.8 I. Boris (852-889 arası hükümdar) döneminde Bulgaristan, büyük değişiklikler gördü. ülkenin Hıristiyanlaşması ve Ortaçağ Bulgar edebiyatının ve alfabesinin oluşturulması ve konsolide edilmesinin başlangıcını işaret eden Azizler Kiril ve Methodios'un öğretilerinin kabul edilmesi. Roma Papalığı ve Konstantinopolis Patrikliği ile yapılan yoğun görüşmeler sonrasında Bulgaristan, yeni dini doğrudan Bizans İmparatorluğu ile ilişkilendiren ve ülkenin Bizans etkisinde kalacağından endişe eden bir kısım soyluların arasında hoşnutsuzluğa neden olan Hristiyanlığına döndü. I.Boris'in en büyük oğlu Vladimir Rasate'nin (889-893 arası hükümdar) geleneksel Bulgar dini Tengricilik'i yerine getirme girişiminin başarısızlığından sonra 893'te toplanan Preslav Konseyi sırasında, kilise dilinin Yunanca yerine Eski Bulgarca olmasına karar verildi, Bizans din adamları sürgün edilecek ve yerini Bulgarlar atanacaktı. Bizans İmparatorluğu'ndan kültürel ve dini bağımsızlığı güvence altına alma arzusunu imzaladı ve soylular arasında kaygıları hafifletti. Ayrıca Hristiyanlaştırmadan sonra doğan ve "barış çocuğu" olarak adlandırılan üçüncü oğlu Simeon'un, sonraki Bulgaristan Prensi olacağı kararlaştırıldı. Bu olaylar, Bizans'ın yeni Hristiyanlaştırılmış ülke üzerindeki nüfuzunu sürdürme umutlarına son verdi.9 En nihayet, Ruslar, ilk defa İstanbul önünde göründüler (860) ve halkın inancına göre başkenti Meryem'in bir mucizesi kurtarmıştır.10 Bulgar kilisesi de İstanbul Patrikanesi'ne bağlanmıştır. Boris'in ve halkının Hıristiyanlığı kabul etmesi 865 yılının Eylül ayında gerçekleşmiştir. Knez BorisMihail uzun süre devleti idare ettikten sonra 888 yılında tahttan çekilmiş ve keşiş olarak bir manastıra kapanmıştır. Yerine oğlu Vladimir (888-893) geçmiştir. Bu durumdan rahatsız olan Knez Boris-Mihail, Vladimir'i tahttan indirerek yerine diğer oğlu Symeon'u (893-927) çıkarmıştır. Boris-Mihail 907 yılında ölmüştür.11

8Age: (Güler, Çiçek, & Koca, 2001) 9 (http://www.turkcewiki.org/wiki/Bizans-Bulgar Savaşı (894-896), tarih yok) 10 Age: (Diehl, 2006) 11Age: (Güler, Çiçek, & Koca, 2001)

12


Photlius'un ihtirası, asırlardan beri doğunun 1.Papaların iddiaları karşısında duyduğu memnuniyetsizlikten ve Batıya karşı husumetinden mükemmel bir şekilde istifade etmesini bildi; Roma üstünlük iddiaları karşısında şahsi davasını, hakiki bir milli dava yapmak yolunu ustalıkla buldu. Nikola 1 in kendi aleyhinde neşrettiği aforoza karşı (863) Roma ile münasebeti kesmekle cevap verdi. İstanbul Meclisi (867) Papayı aforoz etti, (Diehl, 2006, s. 77-78) Bizans İmparatorluğu, 867 den 1025' e kadar, yüzeli yıl kıyas kabul etmez bir-ihtişam içinde yaşadı.12 Symeon tahta çıkar çıkmaz, Bulgar Devleti ile Bizans arasındaki ilişkiler gerginleşmiştir. İmparator VI. Leon, Bulgar mallarının pazarını, İstanbul'dan Selanik'e naklettiği için Bulgar ticareti Bizans memurlarının suistimallerine ve ağır vergilere maruz kalmıştır. Symeon, diplomatik yoldan bu emrin iptalini istemiş, ancak itirazları dikkate alınmamıştır. Bunun üzerine Bulgaristan'la Bizans arasında tarihçilerin "İlk ekonomik savaş" olarak adlandırdığı yeni bir savaş başlamıştır.13 Aslında savaşın sebepleri daha çok siyasidir. Bu sebepleri, Bulgar hükümdarının, Bulgar kilise ve devletini Bizans etkisinden kurtarma isteği, Bulgar kilisesinde resmi dil olarak Yunanca yerine Slav-Bulgarcasını kullanma girişimi ve Grek din adamlarını yerel din adamları ile değiştirme çabası olarak sıralayabiliriz. (Güler, Çiçek, & Koca, 2001) Bu savaş neticesinde Symeon Doğu Trakya'yı istila etti. Bizans ise 894'te yenilgiye uğrayınca Dinyeper ve Dinyester ırmakları arasında yaşayan Macarlara başvurarak yardım istedi. Bizans'ın çağrısına uyan Macarlar, Symeon'u kuzeyden vurup birkaç kez mağlup ettiler ve Kuzey Bulgaristan arazisini yakıp yıktılar. Bu arada Bizans donanması, Tuna nehrinin ağzını tutarken Nikeforos Fokas da Bulgaristan'ın güney sınır bölgesini işgal ediyordu. Symeon zaman kazanmak amacı ile Bizans'la ateşkes yapıp Macarların doğu komşusu olan Peçeneklerle anlaştı. 896 yılında Peçenek ve Bulgar birlikleri Macar köylerini yağmaladılar ve Macarların Pannonya'ya göç etmesine sebep oldular. Macar tehlikesini atlattıktan sonra Symeon yine Doğu Trakya'daki Bizans topraklarına girmiş ve Babaeski yakınında Bizans ordusunu bozguna uğratmıştır. Yapılan barış anlaşması ile (896) Bulgar pazarı tekrar Selanik'ten İstanbul'a nakledilmiştir. IX.

12 13

Age: (Diehl, 2006) Age: (Güler, Çiçek, & Koca, 2001)

13


yüzyılın sonuna doğru Symeon, topraklarını Draç yönünde Arnavutluk'a doğru genişletmiştir. Ertesi yıl Symeon, Selanik'e doğru ilerlemiş, Selanik'i ele geçirememiş ise de, güney sınırını oldukça genişletmiştir. Neticede 904 yılında barış anlaşması imzalanmıştır. Yapılan barış 912 yılına kadar sürmüş ve bu yıldan sonra Bizans'la olan ilişkiler yine gerginleşmiştir. (Güler, Çiçek, & Koca, 2001) Hakiki bir ırklar savaşı, Bizanslı'ları ve Bulgar'ları yüz yıldan fazla bir zaman birbiriyle boğuşturdu. Mücadele 889' da başladı ve tuhaftır ki sebebi de ekonomik nitelikte oldu. Leon VI Bulgar tacirlerinin İstanbul'daki antrepolarının Selanik'e naklini emrettiğinden Simeon harp ilan etti. Bizans'lılardan yardım gören Macar'ların hücumları netice itibarıyla Bulgar kıralım geri çekilmeye mecbur etti (893). Fakat Leon VI nın ölümünden sonra Konstantin VII nin küçüklüğünde çıkan karışıklıklar, ona tekrar gelmek fırsatını verdi.913' de İstanbul önünde göründü, 914 de Edirne'yi aldı, 917'de, Anchialos civarında imparatorluk ordularını ezdi. Muzaffer Simeon kendini "Bulgarlar Çarı ve Romalılar İmparatoru " ilan ediyordu; başkentte Preslav'da, bağımsız bir Bulgar patrikliği kurdu, yalnız İstanbul'u zaptetmesi kalıyordu. 924' de ona da teşebbüs etti. Fakat Bizans başkentini almak için oraya karadan ve denizden hücum etmek lazımdı ve Simeon'un deniz kuvveti yoktu. Romain Lecapene ile yaptığı mülakatta, vaktiyle Saint Leon karşısında Attila gibi, bu eski şahane ihtişamda itibar ve medeniyet namına mevcut olan her şeyin tesiri altında kaldığı tahmin olunur. Geri çekildi, beslediği tatlı rüyadan vazgeçti. Simeon ülkesinde, bilhassa başkenti büyük Preslav' da, kendisine Bulgaristan'ın Şarlman ' ı unvanını kazandıran büyük bir fikir ve sanat kültürü kurmuştu. Bununla beraber, İstanbul önünde durması, Bulgar ihtiraslarının kaybolmasına neden oldu. Sirneon öldüğü zaman (927) çöküş başlamış bulunuyordu.14 Bu düşünce ile Symeon 912 yılında VI. Leon öldükten sonra yerine geçen Aleksandros'a (912-913) elçiler göndererek 896 yılında yapılan barış anlaşmasının yenilenmesini istemiştir. Aleksandros'un ret cevabı üzerine Symeon 913 yılının Ağustos ayında Bizans İmparatorluğu'nun topraklarına girerek İstanbul önlerine kadar gelmiştir.15 Symeon bir taraftan Bizans'la savaşırken, diğer taraftan ülkesindeki kültür çalışmalarını yaygınlaştırmaya çalışmıştır. Symeon, I. Bulgar Devleti'nin başkentini

14 15

Age: (Diehl, 2006) Age: (Güler, Çiçek, & Koca, 2001)

14


de Pliska'dan Preslav'a nakletmiştir. Bulgar Devleti'nin ekonomik ve siyasi açıdan güçlenmesi Bulgar hükümdarının kendisini güçlü hissetmesine ve Bizans imparatoru ile yarışır hale gelmesine yol açmıştır. Symeon, bir taraftan Balkan Yarımadası'nın büyük bir kısmına hükmederek siyasi gücünün bilincine varıyor, diğer taraftan Bizans'ın zayıflığını görerek Bizans imparatorundan kendini daha üstün kabul ediyordu. Bundan dolayı da kendisine "knez" ya da "arhont" olarak hitap edilmesi ile yetinemeyeceğini ve "Bulgarların ve Romalıların Çarı" unvanına sahip olabileceğini düşünmüştür. Bizans idaresi Symeon'a "Bulgarların vasileosu (çarı) unvanını vermeyi kabul etmiştir. Ayrıca genç VII. Konstantinos'un, Symeon'un kızı ile evliliği de görüşülmüştür. "Basileos" unvanı ile Symeon, Bizans imparatoru ile aynı seviyeye ulaşmış oluyordu.16 Ancak Symeon'un İstanbul surlarının önünden geri çekilmesinden sonra Bizans'ta iktidarı İmparatoriçe Zoe ele geçirmiş ve Symeon'un "basileos" olarak taç giymesini ret etmiştir. Bunun üzerine 917 yılında Bulgarlar harekete geçerek Tesalya'da Aheloos nehri civarında imparatorluk ordusunu yenilgiye uğrattılar, hatta kaçan Bizans askerlerinin peşine düşerek İstanbul'a kadar geldiler. Bu arada Romanos Lekapenos'un "basileopator" unvanını elde etmesi ile Symeon'un İstanbul'u ele geçirme ümitleri suya düşmüş oldu. Ancak savaşın neticesi olarak 919 yılında Symeon "Bulgarların ve Romalıların Çarı" unvanını almış, 920'de de Bulgar kilisesinin başına patrik unvanı verilmiştir. Symeon, 923'te Edirne'yi ele geçirdikten sonra 927'de İstanbul'a yapacağı sefer hazırlıkları sırasında ölmüştür.17 Çar Symeon, büyük oğlunu verasetten mahrum ederek kendisine halef olarak oğlu Petro'yu (927-969) seçmiştir. Petro'nun tahta çıkması ile Symeon döneminde yapılan savaşların neticesi olarak I. Bulgar Devleti çöküş sürecine girmiştir. Yeni çar Bizans ile 30 yıllık barış imzalamış ve Romanos Lekapenos'un torunu olan Marinaİrina ile evlenmiştir. Bulgar hükümdarı resmen çar unvanını almış, Bulgar kilisesinin başına da patriklik statüsü verilmiştir. Anlaşma gereği Bizans, Bulgaristan'a yıllık haraç ödemeyi kabul etmiştir. Petro döneminde önemli bir dini hareket görülmüştür. Bu hareket, kurucusu Papaz Bogomil'den dolayı Bogomillik hareketi olarak

16 17

Age: (Güler, Çiçek, & Koca, 2001) Age: (Güler, Çiçek, & Koca, 2001)

15


adlandırılmıştır. Keşiş Kozma, yazdığı "Bogomillere Karşı Söyleşi" adlı eserinde şöyle diyor: "Dindar Petro döneminde Bulgar topraklarında Bogomil (Tanrının sevdiği) - daha doğrusu Bogonemil (Tanrının sevmediği) adında bir papaz ortaya çıktı. O, ilk defa Bulgar topraklarında rafiziliği (heretik doktrini) telkin etmeye başladı."18 Papaz Bogomil'in öğretisi Massalianlar ile Bizans İmparatorluğu tarafından büyük kitleler halinde Trakya'ya yerleştirilen Pavlikyanların doktrininden neşet etmiştir. Kendinden önceki öğretiler gibi Bogomillik de, dünyaya iki prensibin, iyilik (Tanrı) ve kötülüğün (Şeytan) hükmettiğini ve birbirine zıt iki güç arasındaki mücadelenin dünya olaylarını ve her insanın hayatını düzenlediğini kabul eden dualist bir inançtır. Bogomillik temelde sosyal bir öğreti olup köylü sınıfının feodal baskıya karşı hoşnutsuzluğunu ifade etmektedir. Bu hareket, mevcut düzeni destekleyen resmi kiliseye karşı gelmektedir. Bu yüzden de Bogomiller tarih boyunca hem Ortodoksların hem de Katoliklerin şiddetli takibine maruz kalmışlardır. Bogomil mezhebi, resmi kilise ve onun temsilcileri ile kilisede ibadet etmeyi, haç işareti yapmayı ret ediyor, günah çıkartma, vaftiz etme gibi dini gerekleri kabul etmeyerek Ortodoks Kilisesi'nin haç ve ikonalarına karşı çıkıyordu. Bulgaristan'da ortaya çıkan Bogomillik daha sonra Bizans, Sırbistan, Bosna ve Balkan Yarımadası'nın diğer bölgelerine yayılmıştır. Petro döneminde iç ve dış olayların etkisi ile Symeon zamanında en parlak devrini yaşamış olan I. Bulgar Krallığı, hızla çökmeye ve elde ettiği toprakları yavaş yavaş yitirmeye başlamıştır. Sonuç olarak I. Bulgar Devleti'nin ilk evresi olan 679-865 yılları arasında Bulgar Devleti'nin genel karakterinin bir Türk kavmi olan Bulgarlardan oluştuğunu ve eski Türk geleneğine göre teşkilatlandığını söyleyebiliriz. Ancak I. Bulgar Devleti'nin ikinci evresi olan 865-1018 yılları arasında Protobulgarların asimile etmiş Türk kimliğinin yerini Ortodoks Hıristiyan Slav karakteri almıştır. Çar Symeon döneminde en geniş sınırlarına ulaşmış olan I. Bulgar Devleti, daha sonra sınırlarını muhafaza edememiş ve 1018 yılında Bizans hâkimiyeti altına girmiştir. Böylece Türk Bulgarlarının teşkilatlandırdığı I. Bulgar Devleti sona ermiştir.19

18 19

Age: (Güler, Çiçek, & Koca, 2001) Age: (Güler, Çiçek, & Koca, 2001)

16


Bizans Devleti (Özet) Basilrios ve şimdi VI Leon adıyla tahta geçen oğlu arasındaki ilişki göz önünde bulunursa eğer Basileios'u öldürmek için bir komplo kurulduysa bu işte parmağı olma ihtimali vardır, ancak asla kanıtlanamayacaktır. Onun dışında, kibar, cömert, çok zeki ve çekici biridir. Ayrıca, Basileios'un aksine tahsillidir. Leon'un entelektüel yapısı konusunda bütün tarihçiler hemfikirdir. Kendinden önce Bizans tahtına geçmiş tüm seleflerinden daha kültürlü olduğuna hemen hemen hiç şüphe yoktur. Bugün hala Bilge Leon olarak anılmaktadır.20 Bu koşullar altında tahta çıkan Leon'un (aslında tahtı kardeşi Aleksandros'la paylaşmıştır ama yönetimle ilgilenmeyen ve sorumluluk almaktan da hiç hoşlanmayan Aleksandros daha ziyade zevkine düşkün önemsiz bir kişidir) yönetimde köklü değişiklikler yapması gerekmektedir. Politik danışmanı Stylianos Zautses ve kilise meselelerinde de gönüllü aracı olmayı kabullenen Stephanos'la birlikte, artık Leon imparatorluğu yönetmeye hazırdı. İmparatorluk içinde yüzyılın sonuna kadar, önemli bir kargaşa olmayacak ve 899 yılında toplanan önemli bir meclis (hatta belki de bir büyük konsil olabilir) Doğu ve Batı kiliselerinin arasının düzelmesi için çok çalışacaktır. (Bu dönemde Photios ve Ignatios hiziplerini ikiye bölen ve için için yanmakta olan anlaşmazlık küllenmiş görünmektedir. Ancak bu durum, çok geçmeden göreceğimiz gibi, imparatorun dördüncü defa evlenmek istemesiyle tekrar alevlenecektir). Leon babasının başlattığı işi büyük dikkat sarf ederek sürdürecek kapasitedeydi: Roma kanunlarının gözden geçirilmesi ve yeniden kanun halinde toplanması. 21

Yine de daha ani ve umulmadık bir tehdit, 894 yılında Bulgaristan'dan geldi. Kral Boris'in Hıristiyan dinine dönmesinin üstünden yirmi dokuz yıl geçtikten sonra, Bizanslılar bu iki Hıristiyan halkın sonsuza dek barış içinde yaşayacaklarına iyiden iyiye inanmaya başlamışlardı. Ancak Boris 889 yılında tahtını terk ederek, Preslav yakınında Aziz Panteleimonos Manastırı'na çekildi ve yönetimi de büyük oğlu Vladimir'e bıraktı ve Vladimir tam bir bela oldu. Babası ve babasının inandığı her şeye şiddetli şekilde karşı çıkarak, kendini, Boris'in yıkmak için elinden gelen tüm gayreti gösterdiği bir zamanların güçlü Boyar aristokrasisi ile özdeşleştirdi. Eski kafalı gerici Boyarlar Hıristiyanlıktan nefret ediyor ve eski ayrıcalıklı pagan zamanlarına geri dönmek istiyorlardı. Vladimir de onlarla tamamen aynı fikirdeydi ve onların da

20 Norwich, J. J. (2013). Bizans-Yükseliş Dönemi-MS 803-1081. İstanbul: Kabalcı Yayınevi. s.94 21 Age: (Norwich, 2013, s. 95)

17


desteğiyle, kısa zamanda babasının tüm çalışmalarını bozarak eski kabile tanrılarına geri dönülmesini yüreklendirmeye başladı. Birkaç yıl daha bekleseydi başarıya ulaşabilirdi. Oldukça sallantılı bir başlangıç yapan ve kök salma fırsatı bulamayan Bulgar Kilisesi'nin çoğu üyesi de benzer bir nostalji yaşıyor olmalıydı. Ancak Vladimir inzivaya çekilen babasının, dış dünyasındaki gelişmeleri yakından takip ettiğini hesaba katmamıştı. Öfkeden çılgına dönen Boris, manastırdan çıkarak yönetime el koymuş ve Vladimir'i tahttan indirerek kör etmiştir. Akabinde, ülkenin her yanından çağırttığı delegelerle büyük bir toplantı yaparak, küçük oğlu Syıneon'u kral seçtirmiş ve sonra da bir daha çıkmamak üzere manastırına geri dönmüştür. Syıneon yirmi dokuz yaşındaydı. Küçükken eğitim görmesi için Konstantinopolis'e gönderilmiş ve büyük ihtimalle Leon ile birlikte Photios'tan dersler almıştı. Vatanına döndüğünde de keşiş olmuştu. Ancak manastırın sıkı disiplini, bu savaşçı ve hırslı ruhu zapt etme konusunda pek fayda sağlamamış, babasının tahtına geçme çağrısı geldiğinde de fazla düşünmemiştir. Syıneon'un tahta çıkma haberleri Bizans'ta büyük ferahlık yaratır ve bir yıl süreyle her şey yolunda gider. 894 yılında Stylianos Zautses sadece tahmin edebileceğimiz nedenlerden ötürü, Bulgaristan'la yapılan ticaret tekelini, kayırdığı iki adamına verir. Bu kişiler, derhal imparatorluğa getirilen ithal mallar üzerinde Bulgar tüccarların ödediği gümrük vergilerini fahiş oranda artırırlar ve aynı zamanda depoları Konstantinopolis'ten, hileli işlerin daha az sorgulandığı Selanik'e taşırlar. Bulgarlar dehşete düşer. Karadeniz ve Boğaz üzerinden Haliç'e uzanan mevcut nakliyat, tek bir hamleyle yerle bir edilmiştir. Bu da yetmezmiş gibi, bozuk Selanik yolu kışın tamamen kapanıyor ve daha uzun mesafeler kat edilmek zorunda kalınıyordu. 22 Syıneon derhal duruma itiraz ederek Konstantinopolis'e bir elçi gönderir, ancak Leon her zamanki gibi Stylianos'a destek verir ve hiçbir şey yapılmaz. Syıneon'u hafife alan Leon çok geçmeden bunun bir hata olduğunu anlayacaktı. Birkaç hafta içinde, bir Bulgar gücü Trakya'yı istila etti. İmparatorluk güçleri güney İtalya ve doğu sınırında yeterince meşguldü. Derhal imparatorluğun en seçkin generali Nikephoros Phokas çağrıldı. Emrine verilen birliklerin deneyimsiz ve yarı eğitimli olmasın 892 yılı kışında

22

Age: (Norwich, 2013, s. 97-98)

18


tek çocukları olan Eudokia ölür. Theophano giderek iyice inzivaya çekilmiş ve aradan bir ya da iki yıl geçtikten sonra, Blakhernai'deki Aziz Meryem Theotokos Kilisesi'ne bağlı kadınlar manastırına kapanarak (ki bu kararla kocası da çok rahatlamıştır) burada 10 Kasım 897 tarihinde, henüz otuz yaşına bile varmadan hayatını kaybetmiştir. 23 Leon a rağmen, Phokas Tuna Nehri ağzını tutan Drungarios67 Eustathios ile birlikte duruma hâkim olmayı başardı. Bu arada işin ciddiyetini fark eden imparator da, Macarlardan yardım istedi. Yüzyıllar içinde Sibirya'dan yavaş yavaş batıya doğru ilerleyen bu cesur savaşçı halk, o dönemde Tuna'nın ötesindeki Moldavya ve Transilvanya topraklarını işgal etmiş ve sonuçta pek de hazzetmedikleri Bulgarların kuzey komşuları olmuşlardı. Uzun uzadıya ikna edilmelerine gerek kalmadan nehri geçip (gemileri Bizanslılar tedarik ettiler) Bulgar topraklarına girdiler ve arkalarında bildik tahribat manzarasını bıraktılar. Leon yardıma barbar bir kavmi çağırdıysa, Symeon da aynı şekilde karşılık verebilirdi. Macar toprakları ötesinde, güney Rusya düzlüklerinde başka bir göçebe kavim olan Peçenekler yaşıyordu. Bulgar altınıyla ayartılan Peçenekler, en gerideki Macar gücü üzerine çullandığında kurbanlarının Syıneon'un krallığına verdiği zarar yanında hiç kaldı. Haberi alan Macarlar, karıları ve çocuklarını kurtarmak için bütün hızlarıyla geri dönmeye çalıştıklarında yollarının devasa bir Peçenek ordusu tarafından kesildiğini fark ettiler. Syıneon'un onları kıstırdığı

Bulgaristan'da

kalmaları

imkânsızlaşınca

batıya

doğru

göçlerini

sürdürmekten başka çareleri kalmadı ve Karpatlar geçitlerini aşıp (bugün de hala vatanları olan ve bizim de Macaristan adını verdiğimiz) büyük Pannonia Ovası'na ulaştılar. Sırtındaki Macar yükünden kurtulan Syıneon, bir kere daha tüm dikkatini, 896 yılında Bulgarophygon'da (Babaeski yakınında) büyük bozguna uğrattığı Bizans'a çevirebilecek durumdaydı. Stylianos'un Nikephoros Phokas'ı tekrar Konstantinopolis'e çağırması imparatorluk adına büyük talihsizlikti. Yerine geçen Katakalon, onun enerjisi ve stratejik hayal gücünden yoksundu. Yine de bu silik komutan canını kurtarmayı başardı. Onunla birlikte savaşanların bir kısmına da talih yardım etti.68 Leon'un barış önermekten başka çaresi yoktu. Fakat ancak beş yıl süren uzun ve sabırlı bir diplomasi ve yıllık haraç ödemeyi kabul etmesi sonucunda istediğini

23

Age: (Norwich, 2013, s. 97-98)

19


elde edebildi. Thessaloniki'deki depolar kapatıldı ve Konstantinopolis tekrar Bulgar ticaretinin merkezi haline geldi. Küçük bir ticari anlaşmazlığın sürüklediği savaş, imparatorluk adına bir felaketle sonuçlanmıştı. Bu andan itibaren Orta Avrupa haritası da değişecekti. Artık Bulgar duyarlılığının küçümsenemeyeceği idrak edilmiş ve böylece Syıneon hafife alınamayacak bir güç olduğunu ispatlamıştı. 892 yılı kışında tek çocukları olan Eudokia ölür. Theophano giderek iyice inzivaya çekilmiş ve aradan bir ya da iki yıl geçtikten sonra, Blakhernai'deki Aziz Meryem Theotokos Kilisesi'ne bağlı kadınlar manastırına kapanarak (ki bu kararla kocası da çok rahatlamıştır) burada 10 Kasım 897 tarihinde, henüz otuz yaşına bile varmadan hayatını kaybetmiştir. 24 944 de, Romen Lakapen’in oğulları babalarını istifa etmeğe ve bir manastıra çekilmeğe zorladılar ve kendilerini imparator ilan ettirdiler. Bunlar 945 de Konstantin Porfirogenet tarafından tahttan indirildiler: bu imparator 945 den 959 a kadar yalnız başına saltanat sürdü. Oğlu Romen II yalnız dört sene hüküm sürdü (959 - 963); 963 de oldu ve karısı Teofano’yu daha henüz çok genç olan iki oğlu Basil ve Konstantin ile bıraktı. Teofano imparatorluğun en iyi generali Nikefor Fokas ile evlendi ve bu generali imparator ilan ettirdi (Nikefor II Fokas; 993 - 969). Nikefor'un saltanatı feci bir surette sona erdi. İmparator 969 da katledildi ve taht Jan Cimişkes’e geçti (969 976), bu zatın imparator unvanı üzerindeki hak iddiası Romen II’nin kız kardeşi ve Konstantin VII Porfirogenet’in kızı Teodora ile evli oluşuna istinat ediyordu. Ancak Jan Cimiskes’in ölümünden sonra Romen II‘nin iki oğlu “Bulgarokton, (yani Bulgar öldürücüsü) lakabını taşıya Basil II (976- 1025) ve Konstantin VIII (976-1028) imparatorluğun hakiki sahibi oldular.25 Zamanı saltanatının altı senesi zarfında (963 - 969) Nikefor Fokas bazen Rus prensi Sviatoslav’ın müdahalesi neticesinde daha tehlikeli bir şekil alan Bulgarların hasmane hareketlerine karşı cephe almak mecburiyetinde kalmakla beraber bütün faaliyetini şarka sevk etti.26 Saltanatının ilk senelerinde Cimiskes, bütün faaliyetini cezbeden Rus ve Bulgar harplerinden ve Badas Fokas isyanından dolayı, şark

24 Age: (Norwich, 2013, s. 101) 25 Vâsılıev, A. A. (1943). Bizans İmparatorluğu Tarihi, Ankara, . Ankara: Maarif Matbaası. 26 Age: (Vâsılıev, 1943, s. 390)

20


hududundaki askeri faaliyete bizzat iştirak edemedi. Jan Cimiskes şimal cephesinde galip geldi ve Bardas Fokas’ın- isyanını dahi bastırmağa muvaffak oldu. 27 Jan Cimiskes’in halefi Basil II (976-1025) zamanında durum, şarkta tecavüzü bir siyaset takibetmeğe pek müsait olmadı. Bardas Skleros ve Bardas Fokas’ın Anadolu’daki tehlikeli isyanları, devam etmekte olan Bulgar harbi, Basil’in münhasıran bu meselelerle meşgul olmasına sebep oldular. Bununla beraber isyanlar bastırıldıkça imparator, daha hala devam eden Bulgar harbine rağmen, müteaddit defalar Müslümanlara yeniden mücadele açtı. 28 Bizans Devleti varlığını 1453 yılına kadar devam edecektir.

716 Bulgar Bizans Antlaşması ve Getirdikleri 705 yılında devrik Bizans İmparatoru Justinian II Bulgar Han Tervel'in den tahtını yeniden elde etmek için yardım istedi. Bulgarlar 15.000 kişilik güçlü ordu gönderdi ve Jüstinyen Constantinople İstanbul’a girdi. Tervel'e, Sezar, büyük miktarda altın, gümüş ve giysiler yanı sıra Zagore Stara Planina yerleşimlerinin güneye doğru olarak adlandırılan bölgesi ile ödüllendirildi. Ancak, ne zaman onun pozisyonu stabilize o kayıp toprakları geri almak için Bulgaristan işgal içinde iken, Savaşta Anchialus (708) yenildi.29 712 yılında II. Justinianus’un ölümünden sonra Tervel, Trakya’yı istila etti ve İstanbul surları yakınına gelerek bölgeyi yağmaladı.30 Tervel Han, Bizans İmparatoru III. Theodosius’la, 716 yılında, Bulgar Devleti’yle Bizans arasındaki sınırı belirleyen bir barış anlaşması yaptı. Buna göre iki devlet arasındaki sınır, Kuzey Trakya’dan yani Burgaz Körfezi’nden başlayarak Edirne-Filibe yolunun Meriç nehri ile kesiştiği hat oluyordu. Bu şekilde Bulgar Krallığı, güney sınırı bakımından Trakya Ovası’na doğru genişlemiştir. Ayrıca bu anlaşma ile Bizans, Bulgarlara 30 lidre altın değerinde yıllık haraç ödemeyi kabul etmiş ve iki devlet siyasi mültecilerini birbirine teslim etmeyi taahhüt etmiştir. İki devlet arasındaki ticari ilişkiler de yine bu anlaşma ile

Age: (Vâsılıev, 1943, s. 392) Age: (Vâsılıev, 1943, s. 392) 29 (Bulgarcahttps://wikivisually.com/wiki/Byzantine -Bulgarian treaty of 716, tarih yok) 30 D. Obolensky, The Byzantine Commonwealth, Eastern Europe 500-1453, London 1974, s. 27 28

21


belirlenmiştir.31 716 Antlaşması Bizans İmparatorluğu ile Bulgaristan arasında bir anlaşma yapıldı. İktidar Bulgar Khan Tervel'in oğlu, Kormesiy ve Bizans İmparatoru Theodosios III tarafından imzalandı. İmparator Theodosius III bu antlaşmayla aşağıda şartları belirtilen, kazanımları elde etti.32 716 Antlaşmasının şartları şöyleydi. 

Bizans İmparatorluğu, yeni elde edilmiş Zagore toprakları da dâhil olmak üzere Bulgaristan sınırlarını tanıdı. Antlaşmada, iki ülke arasındaki sınırın Trakya'daki Mileoni'de başlandığı belirtildi. Ancak, Mileoni metinde tanımlanmamıştır,

ancak

açıkça

coğrafi

bir

terim

olarak

durmaktadır. Konstantin Jireček'e göre, Mileoni, Sakar Dağı'nın kuzey eteklerinde Manastır Tepelerinin zirvelerinden biri olarak tanımlanır. En yüksek tepede (590 m) tipik bir Bizans sınır karakolu olan bir kalenin kalıntıları vardır ve büyük olasılıkla bir sınır noktası olarak hizmet etmiştir. Sınır, Orta Çağ'da "büyük hendek" olarak bilinen bir hendek (Erkesiya) ile tanımlanmıştır. Mandra Gölü çevresindeki lagünlerden başlar, kuzeyde Debelt kalıntısına uzar ve batıda 131 km uzunluğunda Maritsa Nehri boyunca ilerler. 

Bizans

İmparatorluğu,

Bulgaristan'a

yıllık

haraç

ödemeye

devam

edecektir. Asparuh ve IV. Konstantinos arasında 679 yılında kabul edilen ve II. Justinianos tarafından onaylanan yıllık haraç teyit edildi. 

Her iki ülke de yasal hükümdar aleyhinde komplo kurmakla suçlanan mültecileri değiştirmeyi kabul etti. Bu şartın koyulmasını, III. Theodosios zorlamıştı, çünkü otoritesi istikrarlı değildi ve Bulgarlar geçmişte isyancıların imparatorluk tacını almasına yardım etmişlerdi. Mal sadece alınamaz veya ne zaman bir devlet mührü ile sağlanan verilemez.

Belgeler olmadan ürünler için devlet hazine el gerekiyordu. Bulgar tüccarlar Constantinople Avrupa'nın en büyük pazarı resmi erişim kazandı. Antlaşma Bulgaristan'ın lehindeydi ancak Bizans İmparatorluğu için hayati önem taşıyordu. Bu

31 V. Zlatarsky, İstoriya na Bılgarskata dırjava prez srednite vekove, c. I/1, Sofya 1970, s. 243. 32 (Bulgarcahttps://wikivisually.com/wiki/Byzantine -Bulgarian treaty of 716, tarih yok)

22


anlaşmaya dayanarak Bulgarlar, İkinci Arap kuşatmasını kaldırmak için ordu gönderdiler ve Arapları şehrin yakınlarındaki bir savaşta mutlak yenilgiye uğrattılar. 719'da Tervel, Bizans tahtına talip olan Anastasius'a verdiği desteği geri çekti. Antlaşma, Bulgar Hanı Kormisoş'un yeni inşa edilen Bizans sınır tahkimatı için haraç talebinde bulunduğu ancak elçisinin göz ardı edildiği 756 yılına kadar sürdü. Yarım yüzyılı aşkın süre devam edecek uzun bir Bizans-Bulgar savaşları dönemi başladı. 792, 811 ve 813'teki ilk Bizans başarılarına rağmen ezici yenilgiye uğradılar. 813 yılında Versinikia Muharebesi'nden bir sene önce Han Krum, 716 Antlaşması'nı yeniden devreye alma teklifinde bulundu. Ancak, önerisi, siyasi mültecilerin değişimi ile ilgili anlaşmanın üçüncü noktası nedeniyle reddedildi. Bizanslılar, 8. yüzyılın ikinci yarısında zayıf ve kısa hükümdar süreli Bulgar hanları dizisinden sonra Bulgar iç işlerine karışabilecekleri konusunda bir yanılsamaya sahiptiler. Krum'un ölümünden sonra, yeni Han Omurtag ile V. Leon arasında 815 yılında 30 yıllık yeni bir barış antlaşması imzalandı.33 Trakya’da Arazi Rejimi ve Yaşam İçerideki durum, hiç te daha iyi değildi. O zamanın sosyal sınıflarında korkunç bir fikri ve ahlaki düşkünlük görünür. İç mücadelelerde, bir vahşet, gaddarlık, hıyanet rüzgârı her yere nüfuz etmiştir, her yerde, Cherson (4) da ve İtalya' da, patlayan isyanlar, sürekli ihtilaller, baş gösteren ihtiraslar aşın bir sadakatsizlik ve başıbozuk bir hal gösteriyordu. Batıl itikatlara son derecede fazla inanılıyordu. Ruhbanlardan kalmış eski eşyalara ibadet, kutsal resimlerin mucize yaratan faziletlerine inanma, harikalara ve gerçeküstü olaylara iman, 626 da İstanbul kuşatmasında Meryem'e isnat olunan rol ve Selanik savunmasında Saint Demetrius'a af olunan müdahale göz önüne getirilmelidir, kaderciliğe meyletme, bu zamanda mutlak surette ruhlara hâkimdir. Papazların ve ahalinin ahlakına dair olan bilgilerimiz, ahlak bozukluğunu açık olarak göstermektedir. Rahiplerin sahip oldukları nüfuz yaptıkları kışkırtmalar, karşılılığı doğuran sebeplerden birisi idi. Bütün bunlardan dolayı birçok insanlar haklı olarak, endişe ve ıstırap içinde idiler ve nefret duyuyorlardı. İmparatorluk, bir kurtarıcı bekliyordu, bir baş istiyordu. Bu izoryalı Leon olmuştur. 717' de, Anadolu kumandanı,

33

(Bulgarcahttps://wikivisually.com/wiki/Byzantine -Bulgarian treaty of 716)

23


Ermenistan kumandanı ile anlaşarak, Ospikyon askerlerinin ilan ettiği imparatora karşı ayaklandığı ve İstanbul'a karşı yürüdüğü zaman, herkes Senato ve ahali, patrik ve askerler, bu imparatora taraftar oldular. Kendisiyle tahta çıkan İzorya sülalesi imparatorlukta düzen ve emniyeti yeniden sağlıyor ve devleti şerefli bir şekilde yeni baştan düzenliyordu.34 Köylü arazisi aleyhine kilise arazi mülkiyetinin büyümesini de Baikios II. bu nouella'smda sınırlandırmaya gayret eder. Köylerde köylülerin vakıflarıyla vücut bulmuş, içinde az sayıda keşişin bulunduğu küçük manastırlar bundan sonra manastır değil ibadethane addedilerek köy cemaatinin emrinde bulunacak ve piskoposa her hangi bir vergi ödemeyecekti. Buna mukabil sekiz veya daha fazla keşişe sahip küçük manastırlar piskoposun emrinde kalmakla beraber yeni arazi iktisap edemeyeceklerdi. Bu hükümlerle Basilcios ceddi Romanos Lakapenos'un eski bir hükmüyle bağlantı kurmuş oluyordu. Buna mukabil o, Nikephoros Phokas'm loannes çimiskes tarafından kaldırılan daha cezri kanununa her türlü telmihten istinkal etmektedir. Kudretlilere karşı Basileios II. gittikçe artan bir şiddetle hareket etti. Zaman aşımı hakkının kaldırılmasından bir kaç yıl sonra kudretlilere, fakirler için allelengyon ödeme, yani köylülerin vergi bekayasını tanzim yükümlülüğünü vazetti. vazetti. Bu suretle o vakte kadar- köy Cemaatinin birbirinin vergisinden sorumlu tutulması ilkesine göre- vergi ödemekten aciz olan kimsenin komşusuna yüklenmiş olan alfefengyon sisteminin yoktu. Büyük arazi sahibine tahmil edilmiş oluyordu. Bu cezri tedbirler iki türlü sonuç verdi: Kudretlilere yeni ve ağır bir darbe oldu ve allelengyon vergisinin tahakkuku bakımından devlet hazinesine daha, büyük bir garanti sağladı. Çünkü harap olmuş komşu arazisi için vergi ödemek çoğu zaman komşu köylüsünün kudretini aşıyor ve onu yurdunu terke zorluyordu ki, bundan da devlete sadece yeni zararlar doğurmakta idi. Bizzat patrik Sergios tarafından desteklenmesine rağmen kudretini protestolarına Basilcios II. kulak asmadı. Ecdadının beyhude yere mücadele etmiş oldukları asalet sınıfının kudretini kırmak onun sarsılmaz azmi idi. 35

34

Age: (Diehl, 2006, s. 61-62)

35

Ostrogorsky, G. (2011). Bizans Devleti Tarihi (7. B.). (P. D. ISILTAN, Çev.) Ankaea: TURK Tarih KURUMU Basımevi S.284-285

24


Leon Vl'un kanunlarında, imparatorun her şeye hâkim durumunun sağlamlaştırılması yanında Bizans aristokrasisinin güçlemisi de ifadesini bulmaktadır. Bu, müteakip gelişmesinde Bizans devletinin temelleri oyacak ve hatta İmparatorun mutlakıyetini de sarsacak bir oluşumdur. 36 Bu gelişmenin başlangıç safhası XIII yüzyıl içlerine kadar uzanır, çünkü daha o zamanlarda Bizans'da bazı büyük arazi ve servet sahihi aileler görünmeye başlamaktadır. Leon VI. devrinde ise bu asilzade aileler öylesine kudret kazanmış özel bir Sınıf olarak kendisini tanıtmış ve imtiyazlarını öylesine elde etmişlerdi ki, Leon'un Taktika adlı eseri strtegos'luk ve diğer yüksek subaylık makamlarını asil ve zengin kimselere tevcihi etmeyi bilhassa tavsiye etmektedir. Böylece gittikçe daha kuvvetle beliren sosyal bir ayrıcalık ortaya çıkmakta ve bunu bizzat imparatorluk Hükümeti teşvik etmektedir. Ancak bu tezahürü önem ve şümulünü Leon VI. hükûmeti idrak edememiş ve iktisadi alanda da asalet sınıfının ihtiraslarına destek olmuştur. Eskiden beri mevcut olan ve memurlara, memuriyet süresince gerek mülk satın almayı ve gerekse de hususi imparator müsaadesi olmadan mülk bağışı ve veraset kabulünü yasaklayan hükümleri, Leon VI zamanında İstanbul’daki memurlar için tamamıyla kaldığı gibi eyalet memurları için de çok sınırlandırılmıştı; öyle ki bu hükümler yalnızca thema'ların strategos'ları için geçerli kalmış oluyordu.37 Leon VI.'un son “novella'larından birisi, köylü mülklerinin büyük arazi sahiplerinin eline geçmesini önleyen, komşunun satın almada öncelik hakkı’nı da kaldırdı; komşular bundan böyle sadece ilk altı ay içinde satış bedelini ödemek suretiyle komşu mülkünü öncelikle satın almak hakkına sahip olacaklardı. Bu hükümlerle asalet sınıfına köylü arazisini satın almak oldukça kolaylaşmış oluyordu. Bu da, büyük araziye sahip zadegan sınıfının daha da kuvvetlenmesi ve Leon VI.'un haleflerinin mezbuhane bir gayretle mücadele etmek zorunda kalacağı feodalleşme oluşumunun süratlendirilmesi anlamına gelmekte idi.38

36

Age: (Ostrogorsky, 2011, s. 237) Age: (Ostrogorsky, 2011, s. 298) 38 Age: (Ostrogorsky, 2011, s. 238) 37

25


Bulgar pazarının yer değişikliği Basilcios I.'un aksine, Leon VI. vazıh bir dış politika programına sahip değildi. Bunun dışında Leon'un devri, sadece Araplarla mücadele etmekte yetinmenin artık mümkün olmaması sebebiyle, babasının zamanına nazaran imparatorluk bakımından çok daha az müsaitti. Bizans- Bulgar ilişkilerinde, uzun bir barış devresinden sonra, değişiklik vukua geldi. İlk hristiyan Bulgar hükümdarı Boris- Mikhail tahtını terk ettikten (889) ve onun büyük oğlu Vladimir putperest bir reaksiyon hareketine kurban gittikten (893) sonra Bulgaristan'da iktidarı Boris'in küçük oğlu Symeon (893-927), ortaçağ Bulgar devletinin en büyük hükümdarı, ele aldı. Onun tahta çıkışından hemen sonra Bulgar devleti ile Bizans arasında, dikkate değer bir şekilde ticari politika temeline dayanan bir münazaa zuhur etti. Bulgarlarla yapılacak ticaret hakkı iki Bizanslı tacire tevcih olundu. Bu tacirler Stylianos Zautzes'in muvafakati ile İstanbul’daki Bulgar pazarının Selanik'e naklederek gümrük vergisini de hissedilir derecede yükselttiler. Bununla Bulgar çıkarları zedelenmiş görüyordu. Bulgarların itirazı etkisiz kalınca Symeon Bizans arazisine girerek imparatorluk ordusunu mağlup etti (894) Balkanlardaki askeri kuvveti az olan Bizans bu tehlikeyi diplomatik bir oyunla karşılamaya çalıştı: 0 sıralarda Dnyeper ile Tuna’a nehirleri arasındaki arazide bulunan Macarları yardıma çağırdı.39 Bulgar pazarını Konstantinopolis'ten Selanik'e taşıması kararıyla Bulgar tüccarlarının

giderleri

büyük

ölçüde

artması

nedeniyle,

Bulgar

İmparatorluğu ile Bizans İmparatorluğu arasında çıkan mücadeledir. 894 yılında VI. Leon'un (886-912 arası hükümdar) önde gelen bakanı ve basileopator Stylianos Zaoutzes, imparatoru Bulgar pazarını Konstantinopolis'ten Selanik'e taşımaya ikna etti. Bu taşınma, yalnızca özel çıkarları değil fakat aynı zamanda Bulgaristan'ın uluslararası ticari önemini ve 716 Antlaşması ile düzenlenmiş Bizans-Bulgaristan ticareti ilkesini ve En çok gözetilen ulus kaydı üzerine sonraki anlaşmaları da etkiledi. 40 Bulgar tacirlerin Konstantinopolis'te yaşamalarına izni veriliyor, kendi kolonilerinde

ikamet

ediyorlar

ve

uygun

vergiler

ödüyorlardı.

Şehir, Avrupa ve Asya'nın her yerinden gelen ticaret yollarının önemli bir varış

39

Age (Ostrogorsky, 2011, s. 238) Age: Andreev & Lalkov 1996, s. 91

40

26


noktasıydı ve Bulgar pazarının Selanik'e taşınması, Bulgar tacirlerin doğudaki mallara doğrudan erişimlerinin kesilmesi ve yeni koşullar altında onların Stylianos Zaoutzes'ın yakın ortakları olan komisyoncular aracılığıyla bu malları satın almak zorunda kalmaları

anlamına

geliyordu.

Selanik'te

Bulgarlar,

Zaoutzes'in

dostlarını

zenginleştiren mallarını satmak için daha yüksek vergiler ödemeye zorlandılar. Bizans vak'anüvis Oi meta Theofanin çatışmanın nedenlerini şöyle anlatır: “Savaşın nedeni şuydu basileopator Stylianos Zaoutzes'un Mousikos adlı hadım bir kölesi vardı. Hellas kökenli Staurakios ve Cosmas'la arkadaşlığı vardı, tacirler kâr ve hırs için açgözlü davranıyorlardı. Kendilerini zenginleştirme arzularıyla ve Mousikos'un arabuluculuğuyla Bulgar pazarını başkentten [Konstantinopolis] Selanik'e taşıdılar ve Bulgarlara daha ağır gümrük vergileri yüklediler. Bulgarlar Simeon'u bu meseleyle taşıdıklarında, O da imparator Leon'a bilgi verdi. Zaoutzes'e tercih ettiği için, hiçbirini önemsemedi. Simeon çileden çıktı ve silahlarını Romalılara karşı kaldırdı.—Oi meta Theofanin'in Chronographia'sı “Konstantinopolis'taki tüccarların devrilmesi, Bulgar ekonomik çıkarları için ağır bir darbe oldu. Tüccarlar, I. Simeon'a şikâyet ederken, konuyu VI. Leon'a taşıdı, ancak başvuru cevapsız kaldı. Bizans'ın vak'anüvislerine göre, savaş ilan etmek ve Bizans tahtını ele geçirme planlarını uygulamak için bahane arayan Simeon, saldırarak, bazen Avrupa'daki ilk ticaret savaşı olarak adlandırılan (uygunsuz bir şekilde) olayı başlattı. Bununla birlikte, Vasil Zlatarski ve John Fine gibi birçok tarihçi, iddiaların olası olmadığını düşünerek, Simeon'un hükümdarlığının başında gücünü pekiştirmeye ihtiyaç duyduğu ve imparatorluk hırslarının henüz billurlaşmadığını, bu nedenle askeri müdahalenin Bulgar ticari çıkarlarını savunmak için savunma amaçlı bir eylem olduğunu savunurlar. 41

41

(http://www.turkcewiki.org/wiki/Bizans-Bulgar Savaşı (894-896), tarih yok)

27


Bulgarophygon Savaşı 894 yılında savaşın ilk evrelerinde Bizans ordusunda yenilginin ardından VI. Leon, Bulgaristan'ın kuzeydoğusundaki bozkırlarda yaşayan Macarlardan yardım istedi. 895 yılında, Bizans donanması tarafından desteklenen Macarlar, Dobruca'yı istila etti ve Bulgar birliklerini mağlup ettiler. I. Simeon mütareke çağrısında bulundu ve Peçeneklerden yardım alana kadar Bizanslılarla müzakereleri kasıtlı olarak uzattı. Bulgarlar ve Peçenekler arasında köşeye sıkışan Macarlar, Bulgar ordusunun elinde ezici bir yenilgiye uğradı ve batıya doğru göç ederek Pannonia'ya yerleşmek zorunda kaldılar.42 Bizans İmparatorluğu, yakalanan Bizans askerlerinin ve sivillerin geri gönderilmesi karşılığında Bulgaristan'a yıllık bir haraç ödemekle zorunda kaldı. Antlaşma

uyarınca,

Bizans, Karadeniz ile Yıldız

Dağları arasında

bölgeyi

Bulgaristan'a bıraktı. (Birkaç ihlale rağmen anlaşma 912'de VI. Leon'un ölümüne kadar resmi olarak sürdü.) 43 Bizans'ın Araplarla doğudaki çarpışmaları nedeniyle Balkan vilayetlerini savunmasız bırakmasını kullanarak, 894 sonbaharında Simeon Bizans Trakya'sını istila etti. VI. Leon, aceleyle Prokopios Krenites ve Kourtikios isimli generalleri ile pek

çok arkhon komutasında Hazar paralı

askerlerden

oluşan

İmparatorluk

Muhafızları'nın da bulunduğu bir ordu kurdu. Makedonya Theması'ndaki (modern Doğu Trakya) muhtemelen Hadrianapolis civarındaki savaşta, Bizanslar yenildi ve komutanları yok oldu. Hazarların çoğu yakalandı ve Simeon burunlarını kesip "Romalıların [yani Bizanslıların] utanmaları için başkentte [Konstantinopolis] yolladı". Bulgarlar bölgeyi yağmaladı ve pek çok esir alarak kuzeyde döndüler. Bu başarısızlık

Bizans'ı,

o

zamanlar Dinyeper ile Tuna arasındaki

bozkırlarda

yaşayan Macarlardan yardım aramaya zorladı. VI. Leon, elçisi Nicetas Scleros'u, armağanlar vermek ve Bulgarlara karşı kışkırtmak için 894 ya da 895 yılında Macar liderleri Árpád ve Kurszán'a gönderdi. Aynı zamanda, 894 sonbaharında VI. Leon, Regensburg'a Doğu Frank kralı Karantanyalı Arnulf'a Anastasios isimli birini

42 43

(http://www.turkcewiki.org/wiki/Bizans-Bulgar Savaşı (894-896), tarih yok) (http://www.turkcewiki.org/wiki/Bizans-Bulgar Savaşı (894-896), tarih yok)

28


gönderdi. Bu misyon amacıyla ilgili günümüze hiçbir kayıt ulaşmamıştır, büyük olasılıkla Arnulf ve I. Simeon'un öncülü Vladimir Rasate arasında var olan bir AlmanBulgar ittifakını caydırmak için önleyici bir hareketti. 895 yılının başında yetenekli General Yaşlı Nikeforos Fokas Konstantinopolis'e çağrıldı ve büyük bir ordu başında Bulgarlara karşı gönderildi. Simeon, kuvvetlerini Fokas'la yüzleşmek için güney sınırı boyunca yoğunlaştırırken, Amiral Eustathios Argyros'un altındaki Bizans donanması, Macarlara yardım etmek için Tuna Deltası'na doğru yola çıktı. I. Simeon'un geri çekeceğine inanan VI. Leon barış önermek için elçisi Konstantinasios'u gönderdi. Konstantinopolis Üniversitesi'nde okuyan ve Bizans diplomasisini tanıyan I. Simeon, Bizans'ın uzlaşmasından kuşkulandı ve Constantinasios'a casusluk yaptı ve onu gözaltına aldı. Bizans donanmasının hareketini engellemek için Tuna'ya demir bir zincir çekti ve ordusunun büyük kısmının kuzeye doğru yerini değiştirdi. Ancak Bizanslar

zinciri

kırmayı

başardı

ve

Macar

ordularını

nehrin

güneyine

naklettiler. Árpád oğlu Liüntika önderliğindeki Magyarlar, Dobruca'yı talan ettiler ve kişisel olarak I. Simeon tarafından komuta edilen, Bulgar ordusunu mağlup ettiler. Simeon, Drastar'ın güçlü kalesine sığınırken, Magyarlar bir direnç ile karşılaşmadan

başkent Preslav'ın

eteklerine

ulaşarak,

talan

edip

yağmaladılar. Kuzeyden çekilmeden önce, Macarlar binlerce tutsağı Bizans'a sattılar. Simeon, iki cephedeki savaşın zor olduğu bir ortamda Amiral Eustathios aracılığıyla, Macar tehdidiyle başa çıkmak için zaman kazanmak amacıyla Bizans esirlerini geri vermeyi vadeden bir barış önerisi gönderdi. VI. Leon memnuniyetle uyarak Eustathios ve Nikeforos Fokas'a çekilmeleri için emir verdi ve diplomat Leo Choirosphaktes'i Bulgaristan'a gönderdi. Tam da Simeon'un hedeflediği buydu. Leo Choirosphaktes bir kalede gözaltına alındı ve art arda huzura çıkması reddetti. Bunun yerine Simeon, görüşmelerin uzatılması, Bizans önerilerinin ifadeleri konusunda şüpheler göstererek, açıklamalar istemek ve yeni talepler eklemek için kendisiyle mektup alışverişinde bulundu. Esas meselesi tutsakların değişimi idi — Bizans'ın önceliği, 894 Bulgar seferi sırasında yakalanan tutsakları serbest bıraktırmaktı. Choirosphaktes'e yazdığı mektuplardan birinde, I. Simeon, imparator ile alay ederek diplomatik becerilerini gösterir: Güneş tutulması ve tarihi sadece ay, hafta veya gün değil, saat ve saniye olarak, imparator son bir önceki yılı en muhteşem şekilde bize önceden haber etti. Ayın tutulmasının ne kadar süreceğini açıkladı. Göksel cisimlerin hareketleri hakkında

29


birçok şeyi bildiğini söylüyorlar. Eğer bu doğruysa tutsaklar hakkında da bilgi sahibi olmalıdır ve eğer biliyorsa, sana bunları serbest bırakıp bırakmayacağımı söyleyecektir. Öyleyse bir şeyi ya da diğerini önceden haber edin ve eğer niyetimi biliyorsanız, mahkûmları kehanetiniz ve elçiliğiniz için Allah'ın ödülü olarak alacaksınız! Selamlar!—Leo Choirosphaktes'e I. Simeon’un mektubu Savaşın nedeni şuydu — basileopator Stylianos Zaoutzes'un Mousikos adlı hadım bir kölesi vardı. Hellas kökenli Staurakios ve Cosmas'la arkadaşlığı vardı, tacirler kâr ve hırs için açgözlü davranıyorlardı. Kendilerini zenginleştirme arzularıyla ve Mousikos'un arabuluculuğuyla Bulgar pazarını başkentten [Konstantinopolis] Selanik'e taşıdılar ve Bulgarlara daha ağır gümrük vergileri yüklediler. Bulgarlar Simeon'u bu meseleyle taşıdıklarında, O da imparator Leon'a bilgi verdi. Zaoutzes'e tercih ettiği için, hiçbirini önemsemedi. Simeon çileden çıktı ve silahlarını Romalılara karşı kaldırdı.—Oi meta Theofanin'in Chronographia'sı Leo Choirosphaktes ile yazışmalar el değiştirirken, Simeon, Macarların doğu komşuları Peçenekler ile ittifak yapmak için elçiler gönderdi ve 896'nın başında Bulgarlar ve Peçenekler Macar topraklarına iki cepheden saldırdı. Belirleyici muharebede Bulgar ordusu, Güney Bug nehri boyunca bozkırlarda Macarları ezici bir şekilde mağlup ettiler. Mücadele öyle kanlıydı ki muzaffer Bulgarların 20.000 binicilerini kaybettikleri söylenir. Aynı zamanda Peçenekler batı yönünde ilerlediler ve Macarların topraklarına dönmesini engellediler. Magyarların aldığı darbe öylesine ağırdı ki, yeni iyi olanaklar arayışıyla daha batıya göç etmek zorunda kaldılar ve sonunda Pannonia Havzasına yerleşerek güçlü Macaristan Krallığı'nı kurdular. 44 Choirosphaktes, Simeon tarafından Leon'un gelecekten haber veremeyeceğini ve esirlerin geri dönüşünü reddettiğini iddia etmek için kullandığı belirsiz bir cevapla cevapladı ve müzakereleri daha da uzadı.45 Macar tehdidinin ortadan kalkmasıyla Simeon, "zaferi ile gurur duyan" Preslav'a geri döndü. Ve daha sonraki barış görüşmeleri için bir ön koşul olarak bütün Bulgar tutsaklarının geri verilmesini talep etti. Doğu'da Araplar ile karşı karşıya olan, Stylianos Zaoutzes'in entrikalarından dolayı utanç duyan ya da 896 başlarında hayatını

45

(http://www.turkcewiki.org/wiki/Bizans-Bulgar Savaşı (894-896), tarih yok)

30


kaybeden yetenekli General Nikeforos Fokas'ın hizmetlerinden yoksun kalıp zor durumda düşen VI. Leon, boyun eğmek zorundaydı. Leo Choirosphaktes ve Simeon'un güvenilir bir adamı olan Theodore adlı bir Bulgar elçisi başarıyla uygulanan transferi düzenlemek üzere Konstantinopolis'e gönderildiler. Bunu zayıflığın bir işareti olarak yorumlayan Simeon, tüm Bulgarların serbest bırakılmadığını iddia ederek 896 yazında Trakya'yı istila etti. Bizanslar Araplarla zor bir ateşkes sağladılar ve Avrupa'ya "tüm thema ve tagma" aktardılar, bir başka deyişle imparatorluğun

tüm

güçlerini.

Birlikler,

Fokas'ın

yeteneklerinden

yoksun

olan Domestikos ton sholon Leo Katakalon'un emrine verildi. İki ordu Bulgarifon Muharebesi'nde çatışmaya başladı ve Bizanslar ağır bozguna uğradılar — ikinci komutan protovestiarios Theodosius da dâhil olmak üzere askerlerin çoğu yok oldu. Katakalon birkaç hayatta kalan ile kaçmayı başardı. Yenilgi öylesine ağırdı ki bir Bizans askeri münzevi bir hayatı seçip ve Luka Stilit adı altında bir sofuya dönüşmüştü. (http://www.turkcewiki.org/wiki/Bizans-Bulgar Savaşı (894-896), tarih yok) Bizans çağrısı Macarları ilk defa olarak Avrupa devletlerinin politikasına karışmaya sevketti. Bizans çağrısına uyarak Macarlar Symeon'u arkadan vurup bir kaç mağlubiyete uğrattılar ve kuzey Bulgar arazisini tahrip ettiler. Bu arada donanma kumandanı Eustathios Tuna Nehir’i ağzını tutarken Bizans başkumandanı Nikephoros Phokas Bulgaristan’ın güney sınır bölgesini işgal etti. Symeon Bizans ile bir mütareke anlaşması yaptı. Bu sayede zaman kazandı ve nasıl Bizans imparatoru Macarlara başvurmuş ise, de o da güney Rusya ovasında bulunan savaşçı ve göçebe Pecenek ulusuna müracaat etti. Peçenek yardımıyla Macarları mağlup ettikten sonra Symeon tekrar Bizanslılara döndü ve Bulgarophygon yanında Bizanslılar üzerinde kesin bir zafer kazandı (896) Bunun üzerine barış yapıldı. Bizans Bulgar devletine her yıl haraç vermek mükellefiyetini yüklemek zorunda kaldı. Macarlara gelince bunlar Peçenek baskısı altında batıya doğru harekete geçerek İslavlar tarafından iskân edilen bölge ortasında, güney İslavlarını kuzey ve doğudaki kabiledaşlarından ayrılan bu kama gibi bugünkü yurtları olan Tuna vadisinde yerleştiler. 46

46

Age: (Ostrogorsky, 2011, s. 239)

31


Bizanslılar, bu yüzden tüm "temaları ve tagmataları" yani Araplarla savaşan bütün güçleri Avrupa'ya transfer etmek zorunda kaldılar. Orduya, yiğit komutan olmasına rağmen Foca'nın yeteneklerinden yoksun olan Leo Cataclone'a talimat verildi. İki ordu 896 yazında Bulgarophygon de çatıştılar ve kaynaklar ayrıntılı olarak bu mücadelenin dinamiklerini bilgilendirecektir olmadığı halde, biz Bizans tarihçisi biri bu karşılaşma hakkında yazdığı biliyoruz:" ... Romalılar idi kesinlikle yenildi ve hepsi öldü". Kurbanlar arasında ordunun komutanı olan Teodosio'nun protovestiario'yu da varken, Cataclone bir kaç kurtulanla kaçmayı başardı. Bizans yenilgisi öylesine ciddiydi ki, Cataclone askerlerini geri çekti ve Luşist Stilist'in adı altında soful oldu. Bunu başararak Simeon, Bulgaristan birliklerini, karşılaştığı düşman köylerini yakarak Konstantinopolis'e getirdi. Müslüman tarihçi Taberi göre, Leo VI barışa Bulgar atıklar için umutsuz ve bir zafer kazanmış olsaydı, Arap tutukluların bir ordu özgürlük vaadiyle Bulgarlara karşı dışarı gönderilmek üzere yükseltmek zorunda kaldı. İnanılmaz bir şekilde, Bulgarlar bu doğaçlama ordu tarafından

Konstantinopolis'in

hemen

dışında

durdular

ve

Simeon

barış

müzakerelerini kabul etmeye karar verdi. 47 Bizans kaynakları savaşın sonunu kaydetmemişlerdir, dönemin Arap tarihçisi Taberî'nin anlatımına göre, Bulgarlar Konstantinopolis'e yürüdü. VI. Leon, paniğe kapıldı, bu yüzden Arap savaş esirlerini silahlandırıp ve özgürlükleri karşılığında onları Bulgarların karşısına göndermeyi düşündü, fakat sonunda bu fikri terk etti. Bizanslılar Bulgar taleplerini kabul edene kadar daha fazla müzakerelere devam edildi.48

Neticeleri Savaş, Bulgaristan'ın Balkanlar üzerindeki hâkimiyetini teyit eden bir barış antlaşması ile sona erdi. Bulgarların En çok gözetilen ulus kaydı tekrar geldi, ticaret kısıtlamalarını kaldırdı ve Bizans İmparatorluğu'nu yıllık haraç ödemeye zorladı. Antlaşma uyarınca, Bizans, Karadeniz ile Yıldız Dağları arasında bir alan Bulgaristan devredildi. Buna karşılık, Bulgarlar, 120.000 olduğu iddia edilen yakalanan Bizans

47 48

(http://www.arsbellica.it/pagine/battaglie_in_sintesi/Bulgarophygon.html, tarih yok) (http://www.turkcewiki.org/wiki/Bizans-Bulgar Savaşı (894-896), tarih yok)

32


askerlerini ve sivilleri serbest bıraktılar. Barış antlaşması, 912 yılında VI. Leon'un ölümüne kadar yürürlükte kaldı; ancak I. Simeon, 904'te Selanik'in yağmalanmasını takiben bu antlaşmayı ihlal edip Makedonya'da daha fazla bölgesel imtiyazlar çıkardı.49 Bulgar

hükümdarı

sonuçlardan

memnun kaldı

ve siyasi

hırslarını

gerçekleştirmek için (Konstantinopolis'te taç giymek) Bizans İmparatorluğu üzerinde üstünlüğünü dikkate aldı. Fakat başarıya rağmen, I. Simeon, İmparatorluğu iyiye götürebilmek için hala yapılması gereken çok şey olduğunu fark etti. Kendi politik ve ideolojik tabanına ihtiyacı vardı ve Preslav'da Konstantinopolis'e rakip olabilmesi için iddialı bir inşaat programı başlattı. Buna ek olarak, I. Simeon, Petar Gojnikoviç'in hükümdar olarak tanınmasına karşılık, Batı Balkanlar üzerindeki Bizans etkisini azaltmak için Sırbistan Prensliği'ne yetki vererek önlemler aldı. Dobruca'nın Macarların elinde yıkımı, Bizans diplomasisinin etkisi altında kuzeyden Bulgaristan'ın ne kadar savunmasız hale geldiğini gösterdi. Simeon, Bizans'ın Sırplar veya Peçenekler ile müttefik olma çabalarına karşı koymayı başardı ve Bizanslıların tarihlerinin en büyük felaketlerden birinde yenildikleri Achelous Muharebesi'nde yalnız başına savaşmalarını sağlayarak, bu deneyimin, 917'de çok iyi bir sonuç verilmesine sebep oldu. Şekilde gelişmiş ve Bizans'la temas neticesinde ülke oldukça yüksek bir medeniyet derecesine yükselmişti. Bütün bunlar, Bulgar hükümdarlarına Balkanların hegemonyası için Bizans imparatorlarıyla mücadeleye girme hevesini veriyordu. Bu ihtiraslı arzulan gerçekleştirmek için bir adamın çıkması yeterliydi. Bu aranılan adam, Boris'in oğlu Çar Simeon (893 - 927) olmuştur. Rehine olarak bulunduğu Bizans ta yetiştirilen, lükse ve Bizans'lıların medeniyetine pek düşkün olan bu Çar İstanbul'u işgal ile ele geçirerek Konstantin'in haleflerinin tacını başına koymayı hayal etti. Hakiki bir ırklar savaşı, Bizanslı'ları ve Bulgar'ları yüz yıldan fazla bir zaman birbiriyle boğuşturdu. Mücadele 889' da başladı ve tuhaftır ki sebebi de ekonomik nitelikte oldu. Leon VI Bulgar tacirlerinin İstanbul'daki antrepolarının Selanik'e naklini emrettiğinden Simeon harp ilan etti. Bizans'lılardan yardım gören Macar'ların hücumları netice itibarıyla Bulgar

49

(http://www.turkcewiki.org/wiki/Bizans-Bulgar Savaşı (894-896), tarih yok)

33


kıralım geri çekilmeye mecbur etti (893). Fakat Leon VI nın ölümünden sonra Konstantin VII nin küçüklüğünde çıkan karışıklıklar, ona tekrar gelmek fırsatını verdi.913' de İstanbul önünde göründü, 914 de Edirne'yi aldı, 917'de, Anchialos civarında imparatorluk ordularını ezdi. Muzaffer Simeon kendini "Bulgarlar Çarı ve Romalılar İmparatoru " ilan ediyordu; başkentte Preslav'da, bağımsız bir Bulgar patrikliği kurdu, yalnız İstanbul'u zaptetmesi kalıyordu. 924' de ona da teşebbüs etti. Fakat Bizans başkentini almak için oraya karadan ve denizden hücum etmek lazımdı ve Simeon'un deniz kuvveti yoktu. Romain Lecapene ile yaptığı mülakatta, vaktiyle Saint Leon karşısında Attila gibi, bu eski şahane ihtişamda itibar ve medeniyet namına mevcut olan her şeyin tesiri altında kaldığı tahmin olunur. Geri çekildi, beslediği tatlı rüyadan vazgeçti. Simeon ülkesinde, bilhassa başkenti büyük Preslav' da, kendisine Bulgaristan'ın Şarlman ' ı unvanını kazandıran büyük bir fikir ve sanat kültürü kurmuştu. Bununla beraber, İstanbul önünde durması, Bulgar ihtiraslarının kaybolmasına neden oldu. Sirneon öldüğü zaman (927) çöküş başlamış bulunuyordu.50 Ordularda Ve Ülkelerde Liderlerin Konumu Samuel, başkenti önce Prespa ve daha sonra Okhrida'da bulunan kudretli bir çarlık devletinin yarattı. Zamanla Selanik'e kadar Makedonya arazisini, Tuna ile Balkan sıradağları arasında bulunan eski Bulgar bölgesini ve Tesalya, Epiros ile Dyrrhakhion dâhil bir kısım Arnavutluğu ve nihayet Rascia ve Diokleia'yı hâkimiyeti altında birleştirdi. Loannes Çimiskes tarafından kaldırılmış olan Bulgar patrikliği Samuel'in devletinde yeniden hayata kavuştu; yerini birçok kere değiştirdikten soma, nihayet yüzyıllar boyunca yaşamını sürdüreceği Samuel'in başşehri Okhrida'da kuvvetle yerleşti. Yeni devlet, devlet ve kilise bakımından Symeon ve Petro'nun devletlerinin bir devamı olup gerek yaratıcısı ve gerekse Bizanslılar için, Bulgar devleti idi. Aslında Bizans yanında sadece Bulgaristan bir çarlık devletinin ve kendisine mahsus bir patrikliğin geleneklerine sahip bulunuyordu. Samuel bu gelenekleri tamamıyla benimsedi. Bununla beraber gerçekte onun bu Makedonya devleti bir zamanki Bulgarların devletinden farklı idi. Terekküp ve karakter itibariyle

50

Age: (Diehl, 2006, s. 87)

34


bu, yeni ve kendisine özgü bir kuruluştu. Ağırlık merkezi tamamıyla batıya ve güneye kaymış eski Bulgar devletinin hudut bölgesi olan Makedonya bu yeni devletin asıl çekirdek arazisini teşkil etmişti 51 Onun füthuhat gayretleri önce güneye yöneldi. Senhes (Seres) ve Selanik üzerine yapılan saldırıları, sonunda önemli bir başarıya götüren, Tesalya'ya yapılan akınlar izledi. ‘Uzun bir kuşatmadan sonra Larissa 985 sonunda veya 986 yılı başında Samuel'in eline düştü. Bu olay imparator Basileios Il.'u mukabil bir taarruza sevketti ise de, imparatorun, Samuel ile ilk karşılaşma pek şanslı olmadı. Basileios Trayan kapısı üzerinden Serdika bölgesine girdi; ancak şehri almak teşebbüssü başarısız kaldığı gibi, imparatorluk ordusu geri dönüşü esnasında baskına uğrattılar ve mağlup edildi ( ağustos 986) . Bundan sonra Samuel hiç taciz edilmeden kudretini geliştirmek ve devletinin sınırlarını bütün yönlerde kuvvetle ileri sürmek ve genişletmek imkânı buldu. Çünkü Bizans'da yeni ve ağır bir iç; savaş patlak vermişti. İmparatorun uğradığı başarısızlıktan cesaret bularak Bizans büyükleri ana karşı ayaklandılar. Bardas Skleros 987 yılı başında yeniden Bizans topraklarında görünerek kendisini tekrar imparator ilan etti. Parakoima menos Basileios ile ilişkisi yüzünden mevkiinden atılmış olan Banlas Phokas yeniden Anadolu kuvvetleri başkumandanlığına getirildi ve yeniden adaşı ile mücadeleye memur edildi. Ancak o da bu görevini yapacak yerde son yıllarda uğradığı muameleden dolayı kin duyduğu imparatora karşı ayaklandı ve büyük amcasını örnek edinerek 15 ağustos 987’de kendini imparator ilan ettirdi. Onun isyanı özellikle tehlikeli gösteren husus, bu imparator ilan edilme keyfiyetine, ordunun yüksek rütbeli kumandanları ile Anadolu'nun büyük arazi sahibi kudretli ailelerinden birçoğunun temsilcisinin katıldığı bir toplantının tekaddüm etmesi idi. Genç imparatorun her hususta kendi iradesini hâkim kılmasına kızan ordu kumandanları ve onun şahsında kendi istek ve arzularına bir engel müşahede eden büyük arazi sahibi asalet sınıfı toplu olarak zorbanın arkasında idiler. Bardas Phokas bir zamanki rakibi ile önce anlaşma cihetine gitti. İmparatorluk taksim edilecekti. Phokas İstanbul ile birlikte devletin Avrupa arazisini, Skleros ise Asya topraklarını alacaktı. Ancak kısa bir işbirliği süresinden sonra, üstün kudretinin bilinci iyinde Bardas Phokas, adaşı olan

51

Age: (Ostrogorsky, 2011, s. 284)

35


taht iddiasını tevkif ettirdi ve bundan sonra tek başına harekete geçti. Bütün Anadolu eline geçmişti. 988 başında İstanbul’a yaklaştı. Ordusunun bir Kısmı Khrysopolis (Üsküdar), diğer kısmı ise Abydos'da bulunmakta idi52. Sonuç-Özet Prens Boris, Michele’nin üçüncü oğludur. Bizans’ta eğitim gördü. Bizanslılar Bulgaristan’daki ticarete müdahale ederken, Simeon onlara savaş ilan etti ve onları Trakya’da yendi. Doğu Roma imparatoru, Bizans filosunun koruması altında ilk kez Tuna’yı geçen Macarlar’a yardım için başvurdu. Simeon, Silistre, daha sonra Mundraga’da, Dinyeper’in ötesindeki steplerdeki pecenek kabilelerinin takviyelerini ve yardımlarını beklemek zorunda kaldı. Aslında 892 yılında Bulgarlar ve Peçenekler, daha sonra da Macarların, hâkimiyetindeki olan Bessarabia’yı, Moldavya işgal etti ve Macar kabilelerini mağlup etti. Ülkeyi terk etmeye zorladı. Ertesi yıl Simeon gözlerini Bizans’a çevirdi ve düşmanlarını küçük düşürücü bir barışı kabul etmeye zorladı. Sonucunda Bizans ordusunu Bolgarophigon’un Babaeski önünde yok etti. Bundan böyle 20 yıl boyunca Simeon komşularıyla barış içinde yaşadı. Ve Bulgar Ptolemy’nin takma adını hak etti. daha sonra 913'te Bizans’a karşı bir prestij savaşı başlattı ve orduları Haliç’e kadar gitti. 914'de, Yunanlılara, Edirne, Selanik ve Durres Arnavutluk deniz kenarı eyaletlerini aldı. 917'de Leone Foca ve Romano Lecapeno tarafından yönetilen Bizanslılar intikam almayı denediler, ancak Mesembria’nın Nesebar önünde (Karadeniz’deki liman) tamamen yenildiler. İstanbul’un önünde, ikinci kez gelen Simeon, "Sezar" unvanını aldı ve açıkça roma imparatorununkine benzer imparatorluğuna hükmetti. 919'da Bulgarlar, Thessaly, Phocis, Beitia, Attika ve Çanakkale’yi fethetti ve Asya’ya gitmeye hazırlanıyordu. Ancak Patrik Nicholas’ın dileklerine, Simeon ironik bir şekilde, sadece imparatorluk tacını sorduğunu söyledi. 921 ve 922'de tekrar Konstantinopolis kapılarında tekrar ortaya çıktı. 923'te Adrianople’i ele geçirdi ve Halifelilerle müzakerelere başladı, ancak Hırvatlar ve Zahlumje’nin (Herzegovina) Hersek ayaklanmakla tehdit edildi. Papa John X ve

52

Age: (Ostrogorsky, 2011, s. 284)

36


Bizans arasındaki bir anlaşmanın ardından, Adriyatik Slavları, Katolik piskoposunun otoritesini ve Doğu Roma İmparatorluğunun politik üstünlüğünü tanımadı. 53 İsyanın sinyali, muhtemelen Hırvatlar ve Zahlumje Slavları’ndan yardım, Bulgar garnizonlarını yok etti (923-24). Yine Konstantinopolis (924) önce getirmişti. Simeon’a, Bizans’ın alınması için (donanma) filo ile ona yardım etmek gerekiyordu. Araplar, onu terk etmişti. Simeon, Sırbistan’ı fetheden ancak Hırvatistan’da (925) mağlup edilen Yüzbaşı Alobogotúr’u batıya gönderdi. Bizanslılara karşı savaş devam ederken ve 926'da Makedonya Slavları Selanik’e saldırdı. Konstantinopolis’in fethi için kapsamlı hazırlıklar sırasında, Simeon Bulgar egemenliğini, batı Adriyatik, Belgrad krallığı, Srem, Eflak ve Transilvanya’nın kuzeyine ve Teselya’nın güneyine kadar büyüttü. Bizans’ın kapılarına dayandığında 27 Mayıs 927 tarihinde öldü. Boris (852-889) devrinde, Bulgaristan, ülkenin Hıristiyanlaşması ile ve Kiril – Metodi etkisiyle ortaçağ Bulgar edebiyatının doğmasına neden olarak konsolidasyon başlangıcı faktörü olarak ve büyük değişim geçirmesine nerden olmuştur. Komşu ülkelerin çoğuna karşı bir dizi askeri başarısızlığa rağmen, Boris Bulgar toprak bütünlüğünü korumayı başardı. Preslav’da, 893 Konseyi sırasında, geleneksel Bulgar din Tengirismo yerine, Hristiyanlık seçildi. Dini ayinlerdeki Yunan dilini değiştirmeğe karar verildi. Eski dil yasaklandı. Aynı tavsiye olarak da Hıristiyanlaştırma sonra doğan ve barış oğlu denilen Boris’in, üçüncü oğlu Simeon, Bulgaristan'ın önümüzdeki Prens olmasına karar verildi. Bu olaylar, Bizans planını için, yakın zamandaki Hıristiyanlaştırılmış Bulgarlar üzerinde etkisi için engelledi. Böylece imparator Leo VI (886-912) harekete geçmeye karar verdi. Bizans mahkemesinin bazı üyeleri, Konstantinopolis ve Selanik arasında Bulgar taşıt pazarında büyük çıkarlar vardı, dahası, bu bölgede sadece özel çıkarlar risk altındaydı. Ama aynı zamanda 716 antlaşmasına göre Avrupa ve Asya'da hem ticaret yollarının ana yerlerinden biriydi. Konstantinopolis, Bulgar tüccarlar kovulması Bizans-Bulgar antlaşma ile düzeltilmiş tüm uluslararası ticaretin Bulgaristan, aynı ilgi, temsil edilen Bulgar ekonomik çıkarları için ağır darbeydi. Traders ve sırayla Leo VI sorunu gündeme taşıdı. Çar Simeon, onlara yalvardı. Onun çağrısı yanıtsız bırakıldı. Simeone, hala savaş ilan ve

53

(http://www.arsbellica.it/pagine/battaglie_in_sintesi/Bulgarophygon.html, tarih yok)

37


iddialı planları uygulamaya başlamak için bir bahane arıyordu. Avrupa'da ilk ticari savaşa olarak adlandırılan savaş başladı. Bulgarlar Trakya'nın işgalini başlattı. Bizanslılar aceleyle büyük bir ordu kurdular. Generaller Prokopios Krenites ve Kourtikios'un emirlerine İmparatorluk muhafızı bile dâhil başka esasen Khazari paralı askerlerden oluşuyordu. Makedonya Thema (Modern Doğu Trakya), muhtemelen Edirne çevresindeki, Bizanslılar yenildi ve onların komutanları sahada telef oldu. Khazarların kazaklar ile borcaların komşu kabinesinin ortak halkları çoğunluğu yakalandı ve Simeon onlara, burunlarını kesmelerini ve onları düşmana bir uyarı olarak başkente göndermelerini emretti. General-Niceforo Foca'ya bakan Bulgar-Bizans sınırında bulunan Simeon, yüzleşmek için kuzeye doğru yürümek zorunda kaldı. Macarların Bulgar toprakları talan ederken, Dobruca’da Simeon’a karşı uğradığı yenilgi, sonrası güçlü kale olan Silistre kalesine kaçmak zorunda kaldı. Burada yıkımlarını kesintiye durdurdular uğrattılar ve esirler satıldıktan sonra Tuna'nın kuzeyine çekildi. O noktada Simeone, niyeti Bizanslılar esir değişimi konusunu müzakere etmekti. Simeon tarafından hangi bu zor anlaşmasının şartlarını müzakere etmek için, Preslav’a, Leo Choirosphaktes (Bizanslı bilgin ve diplomat) gönderdi. Bizanslıların,

zamana

ihtiyacı

olduğu

için,

kasten

oyalayarak

Choirosphaktes uzun zaman görüşmediler. Bu arada Simeon, Peçenekler ile ittifak edip savaşta Macarlar’a yıkıcı bir yenilgi yaşatmıştır. Galip Bulgarlar 20.000 binici süvari kayıp verdiler. Bu yenilginin ardından, Macarlar batıya taşımak ve onlar Macaristan'da geleceği Krallığı temellerini kurdu Pannonia'da, yerleşmek zorunda kaldı54.

54

(http://www.arsbellica.it/pagine/battaglie_in_sintesi/Bulgarophygon.html, tarih yok)

38


Kaynakça Makale:ayse-kayapinar- tuna-bulgar-devleti-679-1018Diehl, C. (2006). Bizans İmparatorluğu Tarihi. İstanbul: ilgi yayınları. Güler, H., Çiçek, K., & Koca, S. (2001). Tuna Bulgar Devleti (679-1018). Ankara: Yeni Türkiye Yayınları. Lemerle, P. (*). Bizans Tarihi. (Ç. G. Üstün, Çev.) *: *. Norwich, J. J. (2013). Bizans-Yükseliş Dönemi-MS 803-1081. İstanbul: Kabalcı Yayınevi. Ostrogorsky, G. (2011). Bizans Devleti Tarihi (7. b.). (P. D. Isıltan, Çev.) Ankara: Turk Tarih Kurumu Basımevi. Vâsılıev, A. A. (1943). Bizans İmparatorluğu Tarihi, Ankara, . Ankara: Maarif Matbaası. Kayapınar, A. . https://www.turkcenindirilisi.com/turk-tarihi/tuna-bulgar-devleti-679-1018 Bulgarcahttps://wikivisually.com/wiki/Byzantine -Bulgarian treaty of 716. http://www.arsbellica.it/pagine/battaglie_in_sintesi/Bulgarophygon.html, http://www.turkcewiki.org/wiki/Bizans-Bulgar Savaşı (894-896).

39


ŞEKİLLER

Şekil 1: Bulgar delegasyonu ve VI. Leon, Madrid Skilicis.

Şekil 2: Bulgarlar, Trakya'da Krenites and Kourtikios komutasındaki Bizanslıları yeniyorlar, Madrid Skilicis.

40


Şekil 3: Magyarlar, I. Simeon'i Drastar'a kadar kovalıyorlar, Madrid Skilicis.

Şekil 4:Bulgarifon'da Bulgarlar Bizanslıları bozguna uğratıyorlar, Madrid Skilicis.

41


Şekil 5: Sviatoslav'ın Bulgaristan'ı işgal etmesi, 967/968'de başlayan ve 971'de sona eren, Doğu Balkanlar'da yürütülen ve Kiev Rus, Bulgaristan ve Bizans İmparatorluğunu içeren bir çatışmaya işaret ediyor. Bizanslılar, Rus 'hükümdarı Sviatoslav'ı Bulgaristan'a saldırmaya teşvik ederek, Bulgaristan kuvvetlerinin yenilgisine ve sonraki iki yıl boyunca ülkenin kuzey ve kuzeydoğu bölgelerinin Rus tarafından işgaline yol açtı. Müttefikler daha sonra birbirlerine karşı yöneldi ve ardından gelen askeri çatışma Bizans zaferiyle sona erdi. Ruslar geri çekildi ve doğu Bulgaristan, Bizans İmparatorluğu'na katıldı.

Şekil 6: Byzantine–Bulgarian wars - Wikipedia Khan Krum's wars

42


Şekil 7: Bizans-Bulgar savaşlar Bulgarlar ilk 5 yüzyılda Balkan yarımadasında yerleşmiş zaman başladı ve 680 AD sonra güneybatıda Bulgar İmparatorluğu'nun genişlemesi ile yoğunlaştırılmış olan Bizanslılar ve Bulgarlar arasında savaşmış çatışmaların bir dizi vardı. Bizanslılar ve Bulgarlar, bir sonraki yüzyıl boyunca Krum liderliğindeki Bulgarlar, Bizanslılar üzerine bir dizi kırma mağduru verene kadar değişken bir başarı ile çarpışmaya devam ettiler. Krum 814'te öldükten sonra oğlu Omurtag otuz yıllık bir barış anlaşması imzaladı. Bir sonraki büyük savaş sırasında 893'te Bulgar imparator Simeon I, Bizanslıları yenerek büyük bir Doğu Avrupa İmparatorluğu kurmaya çalışırken, ancak çabaları başarısız oldu.

43


Şekil 8:Samuel ali Samuil je bil car prvega bolgarskega cesarstva, ki je vladal od leta 977 do 6 oktobra 1014,

Şekil 9: Bizans ordusu ateşi Trebuchet Skylintzes

44


Şekil 10: Samuel de Bulgaria

45


Harita 1: Trakya haritası

Harita 2: Trakya haritası

46


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.