2 minute read

Osmanlı Biliminin Öncileri / Zeynep Mekselina Güneş

kitap tenkitleri

ZEYNEP MEKSELINA GÜNEŞ

Advertisement

OSMANLI BILIMININ ÖNCÜLERI SALIM AYDÜZ, TIMAŞ YAYINLARI ►

Düşünce dünyamızda önemli çalışmalara imza atmış bilim tarihçimiz Prof. Dr. Fuat Sezgin’in temel tezlerinden birisi İslam medeniyetinin Orta Çağ’da Avrupa’ya öğretmenlik yapmış olmasıdır.

Bizim de bu sayıda inceleyeceğimiz kitabın yazarı olan Prof. Dr. Salim Aydüz, Fuat Hoca’nın bu yolunu kendine amaç edinmiş kıymetli bir isimdir.

Tenkidini yapacağım bu kitap Salim Aydüz’ün kaleme almış olduğu “Osmanlı’da bilim yoktu.” diyenlere cevap mahiyetinde hazırlanmış olup Osmanlı’nın ilk asırlarından son asırlarına kadar farklı alanlarda faaliyet gösteren âlimlerin hayatlarını konu almakta. Kitapta bahsi geçen bilim insanlarının isimlerini pek duymadığımız âlimler olması da kitaba ayrı bir merak katıyor. Çünkü bizim bir yerde yeni şahsiyetler tanımamız her farklı âlimde hayatımıza zerk edecek bir nokta bulmamız açısından önemlidir. Ayrıca kitapta ismi geçen âlimlerin birçoğu bilimin farklı boyutlarında da başarılar sağlamış ayrı olarak sanatta ve siyasette kendisini yetiştirmiş insanlar olduğunu gözden kaçırmamak lazım. Örnek verecek olursak “Türkler bu okulu bitiremez.” denmesi üzerine Paris Tıp Fakültesi’nde ikinci tıp diplomasını alan Esad Işık Paşa; lineer cebir konusunda ismini dünyaya duyuran büyük Türk matematikçisi Hüseyin Tevfik Paşa da bu isimlerden birkaçıdır.

Yazımın başlarında da dediğim gibi Osmanlı’da dina

mik bir bilim ortamının olduğu fikri üzerine yazılan bu kitabın aslında bize bu düşüncesini destekleyecek pek çok âlimin hayatlarını ve eserlerini anlatması kitabı daha inandırıcı kılıyor.

Kitap bir solukta okunulabilecek kadar kolay bir anlatıma sahip olmakla birlikte bu kitabı okurken gezmenin ayrı bir tat bırakacağı düşüncesindeyim. Tabi buradaki kastım geçmişe doğru bir yolculuk, gezme… Topkapı’da bir ağacın altında oturup bu kitabı okumak eminim okuyucusuna daha da bir keyif verir.

Kitabı okurken ara sıra verilen detaylara takılı kalabiliyorsunuz fakat kitap âlimlerin hayatları üzerine kurulu olduğu için bunu yadırgamamak lazım.

Kitapta sevdiğim bir diğer husus da sayfalara eklenmiş görsellerdi. Kimi zaman anlatılanı kolay kavramamız açısından bize kolaylık sağlayan resimler bazen de bizi ufak bir müze seyahatine çıkartıyor. Zerkali’nin sayfasında Zerkali’nin Safiha isimli usturlabının resmini; İdrisi tarafından çizilen dünya haritasının resmini, Topçu Ali Usta tarafından yapılan iki parçalı topun resmini ve daha birçok resmi konularıyla alakalı yerlere serpiştirmesi okuyucuda uyanan merakı daha da körüklüyor.

Kitabın son sayfalarına doğru “Ekler” başlığı altında İslam Dünyası’nın âlim hanımlarına, İstanbul’da zaman ve mekânlara - özellikle de muvakkithanelere - Endülüs’ün, Avrupa’yı etkileyen on meşhur âlimine, Endülüs’ün Avrupa’ya muhteşem on hediyesine alt başlıklar halinde değinmiş. Benim düşünceme göre böyle önemli konulara bu denli değinilmesi kitabı yarım bırakmış. Ya hiç değinilmeseydi ya da kitap biraz daha uzatılarak onlara da daha geniş çaplı bakılsaydı diye düşündürtmedi değil.

Osmanlı sadece Müslüman âlimlerle ilgilenmemiş “İlim Müslümanın yitik malıdır. Onu nerede bulursa alır.” hadisine de uyarak gayrimüslim âlimlerle de ilgilenmiştir, onlara ilim yapabilmeleri için gerekli ortamı ve tüm koşulları tahsil etmiştir. Salim Aydüz de Osmanlı’da yaşayan bazı Gayrimüslim âlimlerden bahsetmiştir.

Kitabın en arka sayfasında yer alan ‘İndeks’ bölümü ise yine okuyucuya kolaylık sağlıyor. Adını hatırladığımız fakat onunla ilgili bilginin hangi sayfalarda geçtiğini hatırlamadığımız onlarca ismi bulmamızda kolaylık sağlıyor.

Bugünün dünyasında bazı soru ve sorunlarla başa çıkabilmek için okunulması gereken bu kitap tabiri caizse ‘’Dün yapabildin o halde yarın da yapabilirsin sadece kim olduğun ve ne olacağını unutma.” demekte.

This article is from: