2 minute read

Din ve Uygarlık / Melike Dişbudak

kitap tenkitleri

MELIKE DIŞBUDAK

Advertisement

DIN VE UYGARLIK AKIF INAN, IZ YAYINCILIK ►

Yedi güzel adamdan biri olan Mehmet Akif İnan; sendika, edebiyat, şiir konularında bilgi sahibidir. Derya, Edebiyat, Yedi İklim, Mavera dergilerinde birçok yazısı bulunmaktadır. Mehmet Akif'in şairliği ve yazarlığı; kesintiye uğramış bir medeniyetin hep bu yerli üslup, kavram ve kahramanlarla yeniden dirilişi düşüncesini işler. Mehmet Akif 'in kendine göre kavramları ve bu kavramların da bir kahramanı vardır. Lakin sendikacılıkta bir kahramanı yoktur. Çünkü kahraman kendisidir. Kendisi olmalıdır. Ayrıca Eğitim Bir-Sen’in de kurucusudur.

Kitaba genel bir perspektif ile bakacak olursak: Batı’nın dünya standına çıkışını anlatarak başlayan kitap Batı’nın gelişimi ile devam eder ve Batılı aydınlarımızın Batı hayranlıkları ile devletin içinde bulunduğu labirente değinerek kapanışı yapar. Batıcılık ile değişen aile, yaşam, kültür ve edebiyata değinir yazar. Bu Batıcılık dönemindeki karşıtlıkları, görüşleri yansıtır. Dinin geldiği konuma dokunuş yapar. Ve yazar “Bu hale gelen dini “ uyandırmak için haykırmak “gerekliydi.” der kitabın son satırlarında. Son bölüm ile Mehmet Akif bizi resmen silkeleyip kendimize getirmek istemiştir. Bunu şu satırlarından anlayabiliriz: Tarihten önce değil! Daha 60 sene önce Ortadoğu tek bir devletti ve adı Osmanlı Devletiydi. Ve biz 200 yıl evvel şu üstünde oturduğumuz arz küresinin en büyük devletiydik. Başta Batıdaki bunalıma

da dokunuş yapmıştır Mehmet Akif. Batı’daki din boşluğunu yani maneviyatı, maddiyat ile doldurmak istediler. Lakin dolduramadılar ve bu "maddi varlıklar çoğaltıyordu bunalımlarını." Bu bunalımları nasıl bırakıp bir medeniyet kurulduğu kitap ile gözler önüne seriliyor. İslamiyet ’in yaşandığı toplumun ise bir medeniyet olduğunu gösteriyor. Çünkü Batı, kilisenin skolastik düşünce ve tavır sultasını kırarak bir medeniyet haline gelmiş bulunmaktadır. Ve biz İslamiyet ‘ o yaşarken lider konumundaydık! İslamiyet, sadece bir din değil, aynı zamanda bir medeniyettir çünkü. İlk emir “İkra!” yani “Oku!” okuma ile bilinçli bir nesil açığa çıkar; bilinçli ürünler, bilinçli toplum açığa çıkar. İlim, İslamiyet ‘ in bu meyvesidir. Kur’an ile hadisler ile ilime, irfana yönlendiriliyordu toplum. Haram ve helallere göre dizayn oluyordu devlet ve "sadaka verilecek tek bir insan bile kalmıyordu ülkede." Şuan dünyanın bir kısmı çok yemekten kusuyor, hastalıklar çekiyor; bir kısmı ise açlıktan ölüyor...

Şu an dışarı çıkmaya, insanlarla konuşmaya korkuyoruz bir şey yapar diye. Eskiden mahallerde herkes cankan kardeş idi. İslamiyet, yere düşenin kaldırılmasını emrederken şu an yaşadığımız “Avrupailik”te, “modernlik” te, “gelişmişlik” te bir düşen görüldü mü ki bir tekme de biz atıyoruz. İslamiyet yalnızca din demek değildi; bir yaşam stiliydi, bir toplumsal ahlaktı, 600 yıllık bir devletin temel yapıtaşıydı...

Peki Batı neden bizim onlara benzememize bir ses çıkarmadı? Neden Batılılaşmamızı istediler? Çünkü İslam uygarlığı, hatta o uygarlığın kalıntısı bile bizim bir medeniyet kurmamız için gereken dinamizmi taşıyordu. “Çarçabuk ayağa kalkacak potansiyel taşıyorduk.” Bunu engellemek için unutturmak istediler, istiyorlar. Asimile etmek istediler, ediyorlar... Bunun için bilinçli bir toplum olmamız lazım…

YOKSA GİTTİ GİDER KALANLAR DA...

This article is from: