![](https://static.isu.pub/fe/default-story-images/news.jpg?width=720&quality=85%2C50)
7 minute read
Bölüm 28 Yaşam Kayitlarimizla Yüzleşmek
“Ben bakınca, tahtlar kuruldu, Öncesiz Olan yerine oturdu. Giysileri kar gibi beyaz, başındaki saçları yün gibi paktı. Tahtı ateş alevleri, tahtının tekerlekleri kızgın bir ateş gibiydi. Onun önünden, ateşten bir ırmak akıyordu. Binlerce ve binlerce kişi O’na hizmet ediyordu; On binlerce on binler önünde ayakta duruyordu. Yargılama evresi başladı, kitaplar açıldı” (Daniel 7:9,10).
İnsanların, tüm dünyanın Yargıcı’nın önünden geçtiği büyük gün, Daniel’in görümünde böyle tanımlanmaktadır. Öncesiz olan, Baba Tanrı’dır. Bütün varoluşun kaynağı ve tüm yasanın özü olan Rab, yargıdaki yerini almaktadır. Melekler de hizmetkarlar ve tanıklar olarak bu olaya katılırlar.
“Geceleyin görümlerde baktım, göğün bulutları üzerinde in-sanoğluna benzer birinin geldiğini gördüm. Öncesiz Olan’ın yanına ilerledi, onun önüne kendisini yaklaştırdı. Ona egemenlik, görkem ve krallık verildi. Bütün halklar, uluslar ve her dilden insanlar ona tapındılar. Egemenliği hiç bitmeyecek sonsuz bir egemenliktir, krallığı da hiçbir zaman yıkılmayacak bir krallık olacak” (Daniel 7:13,14).
Burada tanımlanan Mesih’in gelişi, O’nun yeryüzüne ikinci gelişi değildir. Aracılık görevi tamamlandığı zaman egemenliği almak için Öncesiz Olan’a yaklaşmasıdır. 2300 günün sonunda, 1844 yılında gerçekleşmiş olan geliş budur. Başkahinimiz, insanlar için son görevini yerine getirmek üzere En Kutsal Yere girmiştir.
Kahinlerin hizmetinde, yalnızca günahları tapınağa aktarılmış olanlar Kefaret Gününe ortak olabilirlerdi. Dolayısıyla son kefaret ve sorgulayıcı yargı söz konusu olduğunda yalnızca Tanrı’nın gerçek halkı kapsama alınmaktadır. Kötülerin yargılanması daha sonra gerçekleşecek farklı bir iştir. “Çünkü yargılamanın, Tanrı’nın ev halkından başlayacağı an gelmiştir” (1.Petrus 4:17).
Gökyüzündeki kayıt kitapları yargı kararlarını belirleyecektir. Yaşam kitabı Tanrı’nın hizmetine girmiş olan herkesin adını içerir. İsa öğrencilerine şöyle dedi: “Adlarınızın gökte yazılmış olmasına sevinin.” Pavlus, ‘adları yaşam kitabında yazılı olan’ çalışma arkadaşlarından söz etti. Daniel, ‘kitapta yazılı olan herkesin kurta-rılacağını’ duyurdu. Esinleme’de de, ‘adları Kuzu’nun yaşam kitabında yazılı olanlar’ Tanrı’nın Kentine girebilmektedir (Luka 10:20; Filipililer 4:3; Daniel 12:1; Esinleme 21:27).
Rab’den korkup adını sayanlar için O’nun önünde bir anma kitabı yazıldı. Mesih’in uğruna karşı durulan her ayartma, üstesinden gelinen her kötülük, dile getirilen her merhamet sözü, her özveri ve her keder kayıt edilmektedir. “Çektiğim acıları kaydettin, gözyaşlarımı tulumunda biriktirdin! Bunlar defterinde yazılı değil mi?” (Malaki 3:16; Mezmurlar 56:8).
Gizli niyetler
Aynı zamanda insanların günahları da kayıt edilmektedir. “Tanrı her işi, ister iyi ister kötü olsun, her gizli şeyi yargılayacaktır.” “İnsanlar, söyleyecekleri her boş söz için yargı gününde hesap verecekler. Kendi sözlerinizle aklanacak, yine kendi sözlerinizle suçlu çıkarılacaksınız.” Gizli niyetleri Tanrı kayıt etmektedir; “karanlığın gizlediklerini aydınlığa, insanların yüreklerindeki amaçları açığa çıkaracak olan O’dur” (Vaiz 12:14; Matta 12:36,37; l.Korintliler 4:5). Gökteki kitaplarda yazılı adların karşısına her yanlış söz, her bencil eylem, yapılmayan her görev ve her gizli günah girilmektedir. Gökten gelen uyarıların reddedildiği anlar, boşa geçirilen zamanlar, iyilik ve kötülük uğruna uzun vadede etkisi görülecek yatırımlar, bir melek tarafından kayda alınmaktadır.
Yargı standardı
Yargının standardı Tanrı’nın yasasıdır: “Tanrı’ya saygı göster, buyruklarını tut, çünkü insanın bütün görevi budur. Tanrı her işi, ister iyi ister kötü olsun, her gizli şeyi yargılayacaktır.” “Özgürlük Yasası’yla yargılanacak olanlar gibi konuşun ve davranın” (Vaiz 12:13,14; Yakup 2:12).
Layık bulunanlar, doğru olanların dirilişine ortak olacaklardır. İsa şöyle demiştir: “Ama gelecek çağa ve ölülerin dirilişine erişmeye layık görülenlerin... bir daha ölmeleri de söz konusu değildir. Çünkü meleklere benzerler ve dirilişin çocukları olarak Tanrı’nın çocuklarıdırlar... Ve onlar mezarlarından çıkacaklar. İyilik yapmış olanlar yaşamak, kötülük yapmış olanlar yargılanmak üzere dirilecekler” (Luka 20:35,36; Yuhanna 5:29). Doğru olarak ölenler, ‘dirilişe’ kavuşmaya layık görülecekleri yargıdan sonra dirileceklerdir. Bu nedenle, kayıtları incelenirken ve durumlarına karar verilirken kendileri orada bulunmayacaktır.
İsa onların adına yalvarışta bulunmak için avukatları olarak Tanrı’nın önünde durmaktadır. “Birimiz günah işlerse, adil olan İsa Mesih bizi Baba’nın önünde savunur.”
“Bu nedenle O’nun ara-cılığıyla Tanrı’ya yaklaşanları tamamen kurtaracak güçtedir. Çünkü onlara aracılık etmek için hep yaşamaktadır. Çünkü Mesih, asıl kutsal yerin örneği olup elle yapılmış kutsal yere değil, ama şimdi bizim için Tanrı’nın önünde görünmek üzere asıl göğe girdi” (1.Yuhanna 2:1; İbraniler 7:25; 9:24).
Yargı anında kayıt kitapları açılırken, İsa’ya iman edenler Tanrı’nın önüne getirilirler. Yeryüzünde ilk yaşayanlardan başlayan Avukatımız, her kuşaktan imanlıların davasını getirir. Her ad anılır, her dava soruşturulur. Adlar kabul edilir, adlar reddedilir. Kayıt kitaplarında tövbe edilmemiş ve bağışlanmamış günahlar, yaşam kitabından silinir. Rab Musa’ya şöyle demişti: “Kim bana karşı günah işlediyse onun adını sileceğim” (Çıkış 32:33).
Gerçekten tövbe edenler ve Mesih’in kendileri uğruna dökülen kanını kabul edenler, bağışlanır ve adları göğün kitabına yazılır. Böyleleri, Mesih’in doğruluğuna ortak olur; karakterleri Tanrı’nın yasasıyla uyum içindedir. Günahları silinir ve sonsuz yaşama kavuşmaya hak kazanırlar. “Ben, kendi uğrumda senin günahlarını silen benim. Senin suçlarını anmayacağım.” “Böylesinin adını yaşam kitabından hiç silmeyeceğim. Babamın ve O’nun meleklerinin önünde o kişinin adını açıkça anacağım.” “İnsanların önünde beni açıkça kabul eden herkesi, ben de göklerde olan Babamın önünde açıkça kabul edeceğim. İnsanların önünde beni inkar edeni, ben de göklerde olan Babamın önünde inkar edeceğim” (İşaya 43:25; Esinleme 3:5; Matta 10:32,33).
Tanrısal Yalvarışçı, kendi kanı aracılığıyla zafer kazananların Aden bahçesine yeniden kavuşacaklarını ve mirasçı olarak taç giyeceklerini söylemektedir. Mesih şu anda, Tanrı’nın tasarısının, insan sanki günaha hiç düşmemiş gibi işlemesini istemektedir. Halkının yalnızca bağışlanmasını ve aklanmasını değil, kendi yüceliğinden pay alarak tahtına oturmalarını istemektedir.
İsa, kulları için lütuf dilerken Şeytan da onları Tanrı’nın önünde suçlamaktadır. Şeytan onların yaşamındaki kayıtlara, karakter kusurlarına, Mesih’e benzemeyen yönlerine ve onları ayartarak işlettiği günahlara işaret etmektedir. Bunlar yüzünden onların kendi kulları olduğunu iddia etmektedir.
İsa onların günahları için mazeret bulmaz; ama tövbelerini ve imanlarını gösterir. Onların bağışlanmasını isteyerek, yaralı ellerini Baba’ya kaldırır; “onları ellerimin ayalarına işledim” der. “Senin kabul ettiğin kurban alçakgönüllü bir ruhtur, alçakgönüllü ve pişman bir yüreği hor görmezsin, ey Tanrı” (Mezmur 51:17).
Rab şeytan’ı azarlıyor
Suçlayıcı’ya şöyle diyor: ‘“Rab seni azarlasın, ey Şeytan!’ dedi, ‘Kudüs’ü seçen Rab seni azarlasın! Bu adam ateşten çıkarılan yarı yanmış odun parçası değil mi?”’ (Zekarya 3:2). Mesih sadık kalanlara kendi doğruluğunu giydirecektir. “Öyle ki, inanlılar topluluğunu, üzerinde leke, buruşukluk ya da buna benzer bir bulunmadan, görkemli bir biçimde kutsal ve kusursuz olarak kendine sunabilsin” (Efesliler 5:27).
Böylece yeni antlaşma vaatlerinin tümüyle yerine geldiği görülecektir: “Kötülüklerini bağışlayacağım ve artık suçlarını anmayacağım.” “İsrail’in suçu aranacak ve O’nun suçu olmayacak. Yahuda’nın suçları aranacak ve bulunmayacak.” “Rab Sion kızlarının pisliğini yıkayınca ve Kudüs’ün ortasından onun kanını adalet ruhu ile ve yakma ruhu ile temizleyince...” (Yeremya 31:34; 50:20; İşaya 4:3).
Günahların kaldırılması
Sorgulayıcı yargı işlemi ve günahların silinmesi, Rab’bin ikinci gelişinden önce gerçekleşmektedir. Başkahin nasıl tapmaktan çıkıp halkı kutsadıysa, aynı şekilde Mesih de, aracılık görevinin sonunda, “İkinci kez, günah yüklenmek için değil, kurtuluş getir-mek için kendisini bekleyenlere görünecektir” (İbraniler 9:28).
Kahin tapınaktaki günahları kaldırarak onları keçinin başı üzerinde itiraf ederdi. Mesih ise bütün bu günahları Şeytan’ın, yani günahı başlatanın üzerine koyacaktır. Keçi, kimsenin oturmadığı ıssız bir diyara gönderilirdi (Levililer 16:22). Şeytan da Tanrı’nın halkına işlettiği günahların suçunu terk edilmiş dünyada bin yıl tutsak kalarak çekecek, sonunda ateşe atılma cezasına mahkum edilerek kötülerle birlikte yok edilecektir. Böylece kurtuluş tasarısı, günahın ortadan kalkmasıyla birlikte başarıya ulaşmış olacaktır.
Belirlenen zamanda
Sorgulama ve günahları kaldırma işlemi belirlenen zamanda - yani 2300 günün sonunda, 1844 yılında - başlamıştır. Tövbe edilmemiş ve bırakılmamış günahlar kayıt kitaplarından silinmeyecektir. Tanrı’nın melekleri her günaha tanık olmuş ve bunları kayıt etmişlerdir. Günah belki de inkar edilebilir, babadan, anadan, eş-ten, çocuktan ya da iş arkadaşlarından saklanabilir; ama gökyüzünün önünde apaçıktır. Tanrı dış görünüşe aldanmaz. Hiç hata yapmaz. İnsanlar, kötü yürekli kişiler tarafından aldatılabilirler, ama Tanrı iç varlığı görür.
Bu düşünce ne kadar ciddi! Yeryüzünün en güçlü insanı bile tek bir günün tam kaydını anımsayamaz. Eylemlerimiz, sözlerimiz ve hatta gizli niyetlerimiz, bizim tarafımızdan unutulsalar bile bizi aklamak ya da mahkum etmek amacıyla tanıklık edeceklerdir.
Yargı sırasında her yeteneğin kullanımı değerlendirilecektir. Zamanımızı, kalemimizi, sesimizi, paramızı ve etkimizi nasıl kullandık? Yoksullar, acı çekenler, öksüzler ve dullar aracılığıyla Mesih’e nasıl hizmet ettik? Bize verilen ışığı ve gerçeği nasıl kullandık? Yalnızca eyleme dökülen sevgi, gerçek olarak kabul edilecektir. Herhangi bir eylemi değerli kılan unsur sevgidir.
Gizli bencillik açığa çıkıyor
Gizli bencillik göğün kitaplarında açığa çıkmaktadır. Mesih’e ait olan zamanın, düşüncenin ve gücün ne kadarı Şeytan’a verilmektedir? Mesih’i izlediğini söyleyenler, dünyasal varlığa ya da zevke gömülmektedir. Para, zaman ve güç, gösteriş yapmak ve benliği tatmin etmek için kurban edilmektedir. Duaya, Kutsal Yazı çalışmasına ve günahların itirafına ayrılan zaman çok kısadır.
Şeytan zihinlerimizi meşgul etmek amacıyla sayısız düzenler yaratır. Baş Aldatıcı, Mesih’in kefaret ve aracılık görevine işaret eden büyük gerçeklerden nefret etmektedir. O’nun en büyük işi, insanların zihinlerini İsa’dan saptırmaktır.
Kurtarıcı’nın aracılık görevinin bereketlerinden pay almak isteyenler, Tanrı korkusuyla yetkinliğe erişme gayretine asla ara vermemelidirler. Zevklere ya da çıkarlara adanan değerli saatler, bunun yerine Gerçeğin Sözünü araştırmaya adanmalıdır. Tapınak ve sorgulayıcı yargı konuları açık bir şekilde anlaşılmalıdır. Yüce Baş Kahinin konumu ve görevi herkesçe bilmelidir. Yoksa, bu zamanlar için gerekli olan imanı eyleme dökmek mümkün olmayacaktır.
Gökteki tapınak Mesih’in insanlar uğruna yaptığı işlerin merkezidir. Bunlar, dünyada yaşayan her insanı ilgilendirmektedir. Kurtuluş tasarısını gözler önüne serer, bizi doğruluk ve günah arasındaki çatışmanın sonuna ulaştırır.
Mesih’in yalvarışı
Mesih’in yukarıdaki tapınakta insanın uğruna yaptığı yalvarış, kurtuluş tasarısı için çarmıhtaki ölümü kadar temeldir. Mesih, ölümü sayesinde başladığı işi gökte tamamlamak amacıyla yükselmiştir. Mesih’in bizim uğrumuza öncümüz olarak geçtiği perdenin ötesine biz de iman yoluyla geçmeliyiz (İbraniler 6:20). Orada çarmıhtan gelen ışık yansımaktadır. Orada kurtuluşun gizemlerine daha açık bir görüşle bakabiliriz.
“Günahlarını gizleyen başarılı olmaz, itiraf edip bırakansa merhamet bulur” (Süleyman’ın Özdeyişleri 28:13). Hataları için mazeret bulan kişiler, Şeytan’ın Mesih’i bunlarla nasıl rahatsız ettiğini görebilseler, günahlarını itiraf edip bırakırlardı. Şeytan insanın tüm zihnini ele geçirmeye çalışır; kusurların devam ettirildiğini görürse, başarılı olacaktır. Bu yüzden Mesih’in izleyicilerini, zafer kazanmanın kendileri için olanaksız olduğuna inandırmaya çalışacaktır. Oysa İsa, kendisini izleyenlerin hepsine şöyle duyurmuştur: “Lütfum sana yeter... Boyunduruğum kolay taşınır, vereceğim yük de hafiftir” (2.Korintliler 12:9; Matta 11:30). Kimse kusurlarının giderilemeyeceğini düşünmesin. Tanrı zafer kazanmak için iman ve lütuf verecektir.
Şu anda büyük kefaret gününde yaşıyoruz. Başkahin, İsrail için kefarette bulunurken, kalabalığın günahtan tövbe ederek kendilerini alçaltmaları gerekiyordu. Aynı şekilde, adları yaşam kitabında bulunanlar da kendilerini Tanrı’nın önünde gerçek tövbeyle alçaltmalıdır. Yüreklerini derin ve sadık bir yaklaşımla araştır-malıdır. Birçoklarının sahip olduğu yüzeysel yaklaşımdan dönülmelidir. Benliğin kötü arzularını dizginlemek için devam edip giden ciddi bir savaş vardır. Herkesin ‘görkemli bir şekilde kutsal ve kusursuz olması’ gereklidir (Efesliler 5:27).
Şu anda Kurtarıcı’nın öğüdünü tutmaya, her zamankinden daha büyük bir ihtiyaç vardır. “Dikkat edin, uyanık durun, dua edin. Çünkü o anın ne zaman geleceğini bilemezsiniz” (Markos 13:33).
Herkesin geleceğine karar veriliyor
Rab’bin göğün bulutlarıyla görünmesinden kısa bir süre önce sorgulama bitecektir. O zamanı büyük istekle bekleyen Mesih, şöyle duyurmuştur: “Kötülük yapan, yine kötülük yapsın. Bayağı olan, bayağı yaşamını sürdürsün” (Esinleme 22:11,12).
İnsanlar, yukarıdaki tapmakta bildirilen son kararın farkında olmadan yiyecekler, içecekler, ekecekler ve dikeceklerdir. Tufandan önce, Nuh gemiye girdikten sonra Tanrı kapıyı kapattı ve tanrısızları dışarıda bıraktı, ama insanlar yedi gün boyunca zevk peşinde koşmaya ve yargı uyarısıyla alay etmeye devam ettiler. “İnsanoğlu’nun gelişi de öyle olacak.” Her insanın sonsuz geleceğini belirleyen saat, sessiz sedasız bir hırsız gibi gelecektir. “Siz de uyanık kalın. Çünkü evin efendisi ne zaman gelecek, akşam ını, gece yarısı mı, horoz öttüğünde mi, sabaha doğru mu, bilemezsiniz. Ansızın gelip sizi uykuda bulmasın!” (Matta 24:39; Markos 13:35,36).
Beklemekten yorulup dünya işlerine dalanların durumu tehlikededir. İnsanlar kazanç, zevk ve moda peşinde koşarlarken, yeryüzünün Yargıcının, hükmü duyuracağı zaman gelecektir: “Terazide tartıldın ama eksik bulundun” (Daniel 5:27).