küp - birinci nüsha

Page 1

KĂœP iftiharla sunar...

birinci nĂźsha

oguzo@sabanciuniv.edu


Evrak No: 23 Çocukluğuma inerken, lütfen merdivenleri kullanınız. Zira, asansör boşluğunda ölü bir adam yatmaktadır. İntiharı hala evrak kayıttadır. O.O / kasım, 11 46 Acının üzerine sinen duman Keyfe dönüşünce Acım hiç geçmeyecek dersin Kendi kendine birşeyleri kendi kendine söylemekse mesele; bırakalım bu defa tanrı dönsün deliye sen, sen sadece seyret anne! O.O / haziran, 11 Kangren Nem tutan yürek küflendirir beyni Sadece bir fikirden ibaretse Ağlamak! Tüm gözyaşları aykırıysa ve düşünmek bir memleketi ikiye bölmekse mübarek algıda Kangren! kangren.. vücudun vasiyetidir topluma! O.O / nisan, 11


6...5...4...3...2...1..KEMİR Durma hadi! Durma medya faresi! Hadi! Hadi! Hadi kemir beni! altı..beş..dört..üç..iki..bir.. Hadi! Hadi durma KEMİİİİİİİİİİİR! Milli şifozrenilerde esas duruşun vehametiyle bronz boynuna taktığın altın madalya için siyanür tramvayına biletsiz binen nöronlarına yardım ve yataklıktan içerde, çok duvarlı bir hücrenin lizozomlarına işeyen muhalefetin, tavşan dişleriyle, kemir beni Altta kalanım, canım çıkana kadar çocukla, kadınla, rüyayla doldur üzerimi, taşınca bağırsaklarım, ç-iş makinası bir penisi ağzınla çalıştırır gibi kemir beni Kalsiyum parkeli kemiklerime, kaygan zemin tabelası asan, kıçı ideallerinden büyük patronlar için penguen biriktiren buzdağı yüreğim! sırf bu yüzden kemir beni Makatta otuzbiri gösteren derece içindeki civayı masturbatif bir dine davet ederken, lacivert novaljin emdiğim için kemir beni Ahdiatik okuyan metruk bir sivrisinek, kafatasımda kirle sevişirken durma hadi! kemir beni Trahom tedavisinde ağladığım günlerin kahrına, durma kemir beni! Hadi medya faresi! Kemir! ve öyle bir gebert ki beni, bu bu son kertede, herkesin aklında zalim kılsın devleti… O.O / 10’ ların türkiyesi


Das Experiment Tarek ve Dora’ ya hiç konuşmadan oturuyorlar kumların üstünde, bakarak denizin gözbebeklerine gülümserken maziyle törpülenen dişlerini gösteriyorlar birbirlerine beyaz ve parmaklıklı bir odadan az önce çıktıklarına dair hiç bir ibare yok yüzlerinde sade maziyle törpülenen dişleri kan renginde kan, kendi renginde birer dudak çizmiş yüzlerine hafif patlak ve öpülesi iki çıplak mahkumu oynuyorlar, maskeli bir deneyde. Işıkları job seslerinin kestiği o suni yaşam ünitesinde iki çıplak mahkum, bir ruhu ikiye bölen sinir uçlarıyla yerleşmek için iki ölü bedene yalvarıyorlar, inandıkları her neyse hiç konuşmadan oturuyorlar kumların üstünde, bakarak denizin gözbebeklerine öpüşürken maziyle törpülenen dişlerini değdiriyorlar birbirlerine karanlıkta bir çocuk ağlıyor kalplerinde avuçlarında maskeli bir deneyden kalma düşleri gözyaşlarıyla dönüyor eski rengine maziyle törpülenen dişleri anımsadıkça titreye titreye O.O / kasım 8, 11, erenköy


Memleketimden Martı Manzaraları aynı gemide birbirine yabancı iki asi martı biri dünyaya dayamış sırtını öbürü kana duyarlı ihanete kurulu bir çalar saatin iki acayip elamanı gibi biraz karbon, biraz insan tek ihtiyaçları aynı gemide birbirinden alacaklı iki asi martı birinin yok adından başka mirası öbürü keşkelerin Kral Midas’ ı siyasete kurulu bir yalanın iki acayip talanı gibi biraz tebessüm, biraz hırs tek ihtiyaçları aynı gemide birbirine sarılmış iki asi martı birinin ayrılık geçiyor aklından öbürü hafif ağlamaklı kadere kurulu bir imanın iki kadim günahı biraz Şeytan, biraz Tanrı tek ihtiyaçları DENİZ: bana toprağı anlatın tarla kuşları! O.O / şubat 24, 11, istanbul Drama Therapy şimdi tüm sözcüklerim bir şizofrenin diyaloglarına eşdeğer sevgilim! anladım ki ben seni bir hastalığı evlat edinir gibi sevmişim! Yazık! ömür bitti, bitmedi terapim. O.O / ocak 10, 11, istanbul


Kutsama Alanı ‘Aradığınız insana şuan ulaşılamıyor. Lütfen, daha sonra tekrar deneyiniz.’ Böyle diyordu Tanrı, kaderi Çekim alanı dışında kalan kullarına Bu, bir kadın kulağında yankılanınca Delikanlı bir intihar savruluyordu kentin Kaldırımlarına! Daha önce hiç görmediği bir şarkıyla Yeni tanışan kulağını çekip, üç kez masaya vuruyor Karmacoma Oysa en ağır kurşun aşktır şeytanın kulağına! ‘Aradığınız tanrıya şuan ulaşılamıyor. Lütfen, Bir daha denemeyiniz!’ Böyle diyordu şeytan, altıyüzaltmışaltı dahilisiyle kendisine yönlendirilen ruhlara bu, yankılanınca bir erkek kulağında kahpe bir cinayet saklanıyordu kentin ara sokaklarına! Daha önce hiç dokunmadığı bir sıvıyla yeni tanışan parmaklarını kesip, üç parçaya ayırıyor Scabbia Oysa en yakın jilet kirpiktir Tanrının damarına! O.O / nisan 12, 11, istiklal starbucks


arkas覺 yar覺n...


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.