Demokratik Halk İktidarı İçin İşçi-Köylü Sayı 53

Page 1

“Zor, yeni topluma gebe, eski toplumun ebesidir” (K. Marks) Açılım tartışmalarına başladığı ilk günden bu yana düzen partilerinin özelikle şiddeti içerikli açıklamaları gündemdedir. Şiddetin sorunların çözümünde bir yöntem olarak kullanılamayacağı, her türlü meselenin demokratik yöntemlerle çözülmesi gerektiği, 21. yüzyılda artık silahlara sarılmanın “kimseye yarar getirmeyeceği” yönlü söylemler yeniden popüler hale geldi.

Yıllık bütçesinin büyük bir kısmının silahlanmaya ve orduya ayrıldığı ülkemizde bu iddialar hiç de inandırıcı değil. Milleti temsil ettiği söylenen Meclis çatısı altında en küçük bir gündem bile milletvekillerinin kavgalarına sahne olmaktadır. Şiddetin niteliğini belirleyen ise amaçları ve kime uygulandığıdır. Halka, emekçilere, devrimcilere ve komünistlere yönelik zor ve şiddet geri-

cidir. Bir avuç sömürücü zorbaya karşı halkın, emekçilerin devrimci ve komünistlerin şiddeti ise haklı ve ilericidir. Emeği, alınteri, kişiliği ve tüm düşünce dünyası devlet şiddetinin ağlarıyla tutsak edilen emekçilerin bunu parçalamak için attığı her adımda yine şiddet bir gerçeklik olarak karşısına çıkacaktır. Dolayısı ile şiddet ve zor yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Sayfa 11

Demokratik Halk İktidarı İçin

53

Sayı:

İşçi-köylü

* 27 Kasım-10 Aralık 2009

Yanda fotoğrafta gördüklerimiz ve dahası göremediklerimiz, halkımızı temsil ettiği iddiasındaki “vekillerin” olağan bir görüşmesi sırasında çekildi. 10-13 Kasım tarihlerinde altında tasfiyeden başka bir şey yatmadığı artık kesinkes belli olan, AKP’nin “Kürt açılımı” tartışmaları sırasında meclis toz duman oldu. Israrla tüm bu “vekiller” şiddetin ne kadar kötü bir şey olduğunu ve şiddetle bir yere varılamayacağını tüm halka vaaz ederken, kendi işlerine geldiği zaman nasıl da şiddet yanlısı olduklarını bu karelerle ele verdiler, bir kez daha. Biz bunu biliyorduk çünkü devletin özü, halkı yönetebilmek için baskı ve şiddet üzerine kuruludur. Üstelik bu Onur Öymen’in de söylediği gibi M. Kemal döneminde de, öncesinde Osmanlı döneminde de böyleydi. Birbirlerine hitap şekilleri de sokak kavgalarını aratmayacak kadar düzeysiz ve çirkindi. Onlar her ne kadar emekçi halkımızın oylarıyla oraya getirilmiş olsalar da, halkın temsilcileri ya da vekilleri değildirler. Onlar bir avuç sömürücü egemenin temsilcileridir ve ne yapıyorlarsa bağlı oldukları emperyalistlerin ve sömürücü sınıfların çıkarları için yapıyorlardır. İşte, mecliste kavga eden ve hepsi de barışçı olduğunu iddia eden “vekillerin” konuşmalarından kesitler...

Enternasyonal ABD’de Utah Üniversitesi’nde ekonomi profesörü olarak görev yapan Minqi Li ile Chronis Polychroniu tarafından yapılan röportaj Yunan gazetesi Eleftherotypia’nın 13 Kasım tarihli sayısında yayımlanmıştır.

* ISSN: 1307-878X

Bu “vekiller” şiddete karşılar

(Öyle diyorlar!) * Bilgin Paçarız (CHP, Edirne); Palavra anlatma, otur yerine! * Gürol Ergin (CHPMuğla); Tahrikçilik yapma! Sen terbiyesizlik yapma! Sen o pis ağzına CHP’yi alma! O ağıza CHP yakışmaz! * Avni Doğan (AKP, Maraş); Arkadaşlar, Victor Hugo’nun sözünü tekrarlıyorum (CHP ve MHP sıralarından gürültüler) * Mehmet Şandır (MHP, Mersin); Victor Hugo “Bağırma” diyor. * Muharrem Varlı (MHP, Adana); Senin problemin tetikçilik yapmak, tetikçilik! * Kadir Ural (MHP,

Minqi Li, Çin’de liberal bir üniversite öğrencisiyken Tiannamen Katliamı’yla sonuçlanan eylemlere katılmış ve ardından hapishanede geçen 2 yılın sonunda Maoizm’i benimsemiştir. Çıktıktan sonra Çin’de siyasi faaliyetlerde yaşadığı sorunlar üzerine ABD’ye yerleşmiş ve Utah Üniversitesi’nde ders vermeye başlamıştır. Sayfa 12

Marksizm’in kriz vesilesiyle çokça tartışıldığı şu süreçte Ferhat Ali’nin Marksist Kriz Teorisi (Güncel küresel kriz üzerinden) isimli kitabı Umut Yayımcılık bünyesinde okuyucularıyla buluşuyor. İki yıldan fazla bir zamandır derinleşerek süren ve daha da sürecek olan kriz, kapita-

lizmi renkli tüylerinden soyup çırılçıplak bıraktı. Uluslararası sermaye ve onun her türlü uzantısı krizle birlikte Marks’ı yeniden keşfe çıkarken; Marks’ın işçi sınıfının “İncil”i sayılabilecek eserlerinde bulabilecekleri tek şey, kendi “ölüm ilan”larından başka bir şey olmayacaktır.

İki devrimciyi sonsuzluğa uğurladık Devrimciler sahip oldukları tüm yeteneklerini ve enerjilerini halkının kurtuluş davasına adayan insanlardır. Sevinçleri, acıları, özlemleri tüm insanlığın ve emekçilerin sevinçleri ve acılarına sıkı sıkıya bağlıdır. Bütünün bir parçası olarak onun çıkarlarını kendi çıkarlarının üstünde tutarlar. Bu elbette yazıldığı veya söylendiği kadar kolay bir tavır değildir. Bunun için her şeyden önce feda ruhu gereklidir. Çünkü tüm bunları yaşama geçirmek, bizim gibi ülkelerde hiç de “hoş” karşılanan tutumlar değildir. Böyle bir iddia, beraberinde büyük ve ağır sorumlulukları getirir. Görevler ancak

İşçi-köylü’den

Sınıfsal Yaklaşım

Sıradanlaşmaya yabancılaşalım,

“Dersim”iz yine Kemalizm, nam-ı diğer faşizm

Hükümetin yeni tezgahı; Sendika ve Toplu İş Sözleşmesi Yasalarında değişiklik

Sayfa 3

Sayfa 4

devrimcileşelim! Sayfa 2

C

* Fiyatı: 1.50 TL

M

Y

K

Ç I K T I

Emekçinin Gündemi

sabır ve olgunlukla mücadelenin ilmek ilmek örülmesi ile yerine getirilebilir. İşte böyle iki devrimciyi son bir hafta içinde sonsuzluğa uğradık. Halk Cephesi temsilcisi Eyüp Baş ve TKİP üyesi Aleattin Karadağ’ı… 9 Kasım günü kaldırıldığı Çapa Tıp Fakültesi’nde son nefesini veren Eyüp Baş örgütlendiği 1994 yılından bu yana devrimci olmanın bedelini her şekilde ödeyen bir dostumuzdu. 19 Kasım günü Esenyurt’ta yaralı haldeyken polis tarafından katledilen Aleattin Karadağ ise, yıllardır işçi çalışması yapmaktaydı. Sayfa 7

Mersin); Gülme! * Muharrem Varlı (MHP, Adana); Gülme, gülme! Sözünün arkasında ol, gülme! * Osman Durmuş (MHP, Kırıkkale); Ya diyet borcu bu, diyet borcu! * Abdülhadi Kahya (AKP, Hatay); Otur yerine! * Muhammet Rıza Yalçınkaya (CHP, Bartın); Konuşma oradan! * Kemalettin Göktaş (AKP, Trabzon); Otur yerine! * Muhammet Rıza Yalçınkaya (CHP, Bartın); Konuşma! Dinle!

Kazanacağız demiştik Okmeydanı Hastanesi’nde 2,5 aydır direnen işçilerin mücadelesi zaferle sonuçlandı. Dev-Sağlık İş üyesi işçiler sendikalı olarak işlerine dönüyorlar. Sayfa 4

Dersim’de barajlar Munzur Çayı ve Pülümür nehri üzerinde inşa edilen Uzunçayır Barajının su tutmaya başlamasıyla birçok ev, ağaçlık alan, çay bahçesi ve park su altında kaldı. Sayfa 6

Evrensel Bakış

Pusula Devrimcilik değiştirme sanatıdır Sayfa 11

Hedef açlığı değil, açları ortadan kaldırmak Sayfa 13


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.