Ekmek ve ölüm...
Bursa Kemalpaşa’daki maden ocağında 10 Aralık’ta grizu patlaması 19 işçinin yaşamına mal oldu. Patlamanın nedeni ve ihmaller araştırılıyor şimdi! Bakanlar ve yetkili ağızlar “üzüntülerini” belirtip, “gereğini yapacaklarını” söylüyorlar. Onlar ekmek parası için indikleri yeraltına her gün evlerinden çıkarken ve madene inerken “Allah’a emanet” ediliyorlar. Ne arkalarında bıraktıkları aileleri ne birkaç yıl sonra emeklilikleri ile
yabancısı değiliz aslında. Zonguldak’ta 1992 yılında “felaketlerin” en büyüğüne 263 işçinin ölümüyle tanık olmuştuk. Maden ocakları, ölüm ve direniş ocakları olarak yazıldı ülkemiz işçi sınıfının mücadele tarihine. Ekmeğin pahalı olan bedeli, direnmeyi, başkaldırmayı da öğretti. Yaşamak için direnmeyi öğrendi maden işçileri. O tarihten bugüne tabutlar çıkmaya devam etti kömür ocaklarından ve en son Kemalpaşa… Sonuncu olmadığını biliyoruz bu patlamanın, patlamayla ortaya çıkan gerçeklerin nasıl yabancısı değilsek. Sayfa 8
birlikte onları bekleyen rahat yaşamlar... Yerin 300 metre altındaki ekmeklerini almaya gidiyorlar her gün. Geri dönebilenler şanslı, ama ölenlerin şansı yaşayanlar kadar yolunda gitmiyor. Ve geride kalanlar, kendi geleceklerini gördükleri o beton ve kömür yığının altında kömür gibi yanan kendi bedenleriymişçesine acıyla bakıyorlar arkadaşlarına… Patlamanın ardından yansıyan görüntülerin
İşçi-köylü
99
Ç I K T I
Demokratik Halk İktidarı İçin
Sayı:
55
* 25 Aralık-7 Ocak 2009
* Fiyatı: 1.50 TL
* ISSN: 1307-878X
Ortak düşmana karşı birleşelim! Bir yandan ırkçı-şoven dalga yükseltilip halk karşı karşıya getirilirken, devlet tüm ezilenlere saldırıyor
İt fa i ye İş ç il e ri
D e m ir y ol u e m ekçi l er
İmha ve inkara “oybirliği” ile devam...
Kandil’den ve Maxmur’dan gelenlerin kuzu kuzu ana-baba ocağına gideceği beklentisi içersindeki devlet, Kürt halkının coşkulu karşılamaları ve sahiplenişinden rahatsızlıklarını “iyi niyeti suiistimal” olarak değerlendirerek, her an elinde değiştirdiği ikiliden biri olan sopayı eline tekrar alımşıtr. “Tek dil, tek bayrak, tek millet, tek vatan” ırkçı sloganı eşliğinde “Milli Birlik ve Kardeşlik” Projesi ismi ile süre giden “açılım” projesi, İzmir’de DTP konvoyuna saldırı ile farklı bir sürece evrilmiştir. TC’nin Kürt ulusuna yönelik saldırılarının bir halkası olan DTP’nin kapatılması da göstermektedir ki TC, imha, inkar ve asimilasyon politikasında bütün kurum ve kuruluşlarıyla “oy birliği” içerisindedir. Sayfa 6
İşçi-köylü’den
Tecrübeler militan
mücadelemize ışık olmalıdır!
Sayfa 2
C
M
“Açılım”da gelinen süreçte taktik hamleler birbirini izlerken, bir süredir çeşitli milliyetlerden emekçi halkımız, şovenizm zehiriyle karşı karşıya getirilmekte, şoven dalga yükseltilmeye çalışılmakta. Ancak son bir hafta içinde devletin saldırılarına baktığımızda meselenin hiç de “milli bir mesele” olmadığı ortaya çıkıyor. Devlet, Kürtlere “terörist” diyerek sivil ve resmi faşist güçleriyle saldırırken, TEKEL işçilerine işlerine sahip çıktıkları için, Demiryolu işçilerine arkadaşlarıyla dayanıştıkları için, İtfaiyecilere haklarının gasp edilmesine karşı çıktıkları için saldırdı. Bursa’da maden kazasında 19 işçi ihmalin ve denetimsizliğin kurbanı oldu. Kürtlere yönelik ise haftalardır tüm güçleriyle savaş yürütülmekte... Hepsinde saldıran devlet ve onun sivil, resmi faşist güçlerine karşı tüm ezilenler ortak düşmanı görmeli ve mücadelede birleşmelidir!
Kürt Çocukları
TE KEL i ş çi l er i
Y
K
Taraf Gazetesi Kürtlerin dostu mu?
Sistem içindeki klik ve güç çatışma-
sında “militan” bir duruş sergileyen, ABD emperyalizminin ve AKP’nin projelerine arka çıkan Taraf gazetesi orduya “posta ko-
yarak” büyük bir sükse ile ana akım medya
bunu başarmak için de bu kesimlere en çok zulmü yapan orduya ve Kemalizm’e muhalif bir görüntü çizmektedir. Artık Kemalizm’in dar sınırları günümüzde sistemin ihtiyaçlarına yanıt olmamaktadır. Kürtler, Ermeniler, diğer azınlıklar, Kıbrıs, Ortadoğu vb. gündemlerde takip edilen geleneksel politikanın iflas ettiği daha net görülmektedir. Bu politikalarla kriz döneminde emperyalizmin beklentilerine cevap bulmak mümkün de-
ğildir. O zaman bir yandan Kemalist ideolojiden güç alan geleneksel devlet siyasetinde rötuşlar yapmak, sistemin dökülen yanlarını tamir etmek gerekir. Bunun bir yanı 86 yıldır ezberlettirilen dogmaların ve ezberlerin güncellenmesi ve yeni ezberlerin belletilmesi iken diğer yanı da Ermenistan’dan Arap devletleriyle ilişkilere, Kürtlerden ve Alevilere çok çeşitli konularda açılımlar yaparak sisteme yeni nefes sahaları açmaktır. Sayfa 9
?? ?? ?
içindeki yerini almıştı. AKP’nin temsil et-
tiği egemen sınıflar bloğunun arkasında li-
berallerden sosyalistlere, İslamcılardan
Kürtlere ve azınlıklara kadar geniş bir ke-
simi birleştirmeye çalışan Taraf Gazetesi
Anayasa Mahkemesi DTP’yi kapattı! Halk ne diyor?
Milyonlarca Kürdün oylarını alan DTP’nin kapatılması ülkemizde olduğu iddia edilen demokrasiden ne anlaşıldığını da bir kez daha gösterdi. DTP’nin
Sınıfsal Yaklaşım
Sine-i millet, sine-i meclis, sine-i mücadele...
Sayfa 3
kapatılması ile Kürt halkının siyasi iradesi ve tercihi yok sayılmış oldu. Devlet bu kararla Kürt halkının kendini ifade etme, söz, eylem ve örgütlenme özgürlüğünü tanımadığını da ilan etmiştir. Ne var ki Kürt halkının 30 yılı aşkın bir süredir büyük bedellerle yürüttüğü mücadele sayısız engellere inat bugünlere gelmeyi başardı. Geçmişte birçok partisi kapatılan Kürt halkı kendi irade-
Emekçinin Gündemi
TEKEL işçileri mücadeleyi öğretiyor; Kazanan işçi sınıfı olacak
Sayfa 4
sine ve tercihine sahip çıkmasını ve her defasında mücadelesini ileri taşımayı başarmıştır. DTP’nin kapatılması sonrası sokaklardan yansıyan direniş görüntüleri de bu geleneğin devam edeceğini göstermektedir. Her kesim tarafından farklı bir şekilde yorumlanan bu gelişmeleri Türk ve Kürt milliyetine mensup emekçilere sorduk, sokağın sesine kulak verdik. Sayfa 2
Pusula
İrade ve eylem birliği üzerine
Sayfa 11
Demiryolu
emekçilerine saldırı
Kamu emekçilerinin hak arama mücadelesine tahammül edemeyen TCCD yönetimi, 25 Kasım günü greve çıkan Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) üyesi 16 kişiyi işten çıkardı. Keyfi bir şekilde gözdağı verme amacıyla gerçekleştirilen bu saldırıyı protesto eden ve arkadaşlarının geri alınmasını isteyen demiryolu emekçileri 15 Aralık’ta greve çıktı. Sayfa 4-16
Sinan köylüleri
direniyor
2003 yılında DGD ödemeleri için Tarım İlçe Müdürlüğü’ne giden Sinan köylüleri, tarlalarının ve babadan kalma evlerinin dahi kendilerine ait olmadığını örendiler. O zamandan bu yana topraklarını geri alma mücadelesi veriyorlar ve ağanın tarlalarını sürmesine izin vermiyorlar. Amed YDG, Sinan köylülerini ziyaret ederek sorunlarını bir kez daha dinledi. Sayfa 5
Kadın emeği yine ucuz emek
Krizler birlikte “yedek işgücü” olarak görülen kadınların ilk elden işten çıkartıldıkları bir gerçek. Bunun yanında krizden sonra kadınların çalışma yaşamında daha fazla yer aldıkları da başka bir gerçek. İlk bakışta bir çelişki gibi görünüyor. Oysa her iki durumda da kadın emeğinin ucuzluğu her şeyi açıklıyor. Sayfa 10
Filipinler’de sıkıyönetim
Filipinler’de Maguindanao bölgesinde 23 Kasım günü 57 silahsız insanın yerel savaş ağaları tarafından öldürülmesi üzerine Mindanao adasında 5 Aralık’ta ilan edilen sıkıyönetim, Filipinler Komünist Partisi ve Ulusal Demokratik Cephe tarafından protesto edilmekte. Tüm dünyada haberlerde ilk sıralarda yer alan katliam dünya kamuoyunun da nefretini üzerinde toplamıştır. Sayfa 13
Evrensel Bakış
Çevre kirliliği ne zaman sona erecek?
Sayfa 13
‹flçi-köylü 2
Yaflam›n içinden
DTP’nin kapat›lmas›n›n ard›ndan artan protesto eylemleri, polis sald›r›lar› ile çat›flmalara dönüflüyor, ev bask›nlar›, linçler, gözalt›lar, tutuklamalarla Kürtler sindirilmeye çal›fl›l›yor. ‹flte DTP’nin kapat›ld›¤› 11 Aral›k tarihi ile 17 Aral›k tarihleri aras›nda yaflanan gözalt› ve tutuklamalar: * Van’da 134, Hakkâri’de 117, Adana’da 64, I¤d›r’da 58, Urfa’da 33, Batman’da 30, Siirt’te 26, ‹stanbul’da 24, ‹zmir’de 23, Diyarbak›r’da
16, Mufl’ta 13, Ankara’da 10, Kars 8, A¤r›’da 6, Mu¤la’da 5, Mardin’de 4, Dersim’de 3, Bingöl 3 kifli gözalt›na al›nd›. * Gözalt›na al›nanlardan Van’da 36, Hakkâri’de 11, Adana’da 11, I¤d›r’da 32, Urfa’da 30, Batman’da 12, Siirt’te 6, ‹stanbul’da 4, ‹zmir’de 2, Kars’ta 1, A¤r›’da 4, Mu¤la’da 5, Bingöl’de 3 kifli tutukland›. Onlarca kiflinin yaraland›¤› çat›flmalarda kolluk kuvvetleri, gerçek ve plastik mermi kulland›.
Say›s›z gaz bombas›n›n kullan›ld›¤› eylemlerde, sokak ortas›nda eylemciler linç edilmek istendi, yine sokak ortas›nda ve karakolda iflkence yap›ld›, kiminin kolu k›r›ld›, kiminin dili koptu, kepenk kapatan esnafa azg›nca sald›r›ld›. 20 Kas›m’dan itibaren süren çat›flmalar ve bask›nlardan sonra toplam 1636 kifli gözalt›na al›nd›, 384 kifli tutukland›.
Anayasa Mahkemesi DTP’yi kapatt›! Halk ne diyor? Demokratik Toplum Partisi Anayasa Mahkemesi taraf›ndan oy birli¤i ile kapat›ld›. Kuruldu¤u günden bu yana hakk›nda say›s›z dava aç›lan, üyeleri gözalt›na al›nan, tutuklanan, iflkenceden geçirilen, katledilen DTP aç›l›m tart›flmalar›n›n yap›ld›¤› günlerde kapat›ld›. Milyonlarca Kürdün oylar›n› alan DTP’nin kapat›lmas› ülkemizde oldu¤u iddia edilen demokrasiden ne anlafl›ld›¤›n› da bir kez daha gösterdi. Partinin kapat›lmas› ile Kürt halk›n›n siyasi iradesi ve tercihi yok say›lm›fl oldu. Devlet bu kararla Kürt halk›n›n kendini ifade etme, söz, eylem ve örgütlenme özgürlü¤ünü tan›mad›¤›n› da ilan etti. Ne var ki Kürt halk› kendi iradesine ve tercihine sahip ç›kmay› ve her defas›nda mücadelesini ileri tafl›may› baflarm›flt›r. DTP’nin kapat›lmas› sonras› sokaklardan yans›yan direnifl görüntüleri de bu gelene¤in devam edece¤ini göstermektedir.
Her kesim taraf›ndan farkl› bir flekilde yorumlanan bu geliflmeleri Türk ve Kürt milliyetine mensup emekçilere sorduk, soka¤›n sesine kulak verdik.
“Al›nan karar siyasidir!” - DTP’nin kapat›lmas›na dair düflüncelerinizi alabilir miyiz? S. Yolcu (Mardin-K›z›ltepe, esnaf): HEP, HADEP, DEHAP da kapat›ld›, herhangi bir çözüm bulabildiler mi?
B i z i b i t i r e m e z l e r
S. Aslan (Siirt, Eruh, esnaf): Köyümüzü y›kt›lar, yakt›lar bizi ç›kard›lar. ‹ki kere yakt›lar evlerimizi. Siirt’e geldik orada da duramad›k, karakollar, bask›lar sonra da buralara geldik 95’te. Bask› evvel bize uyguland›. Biz ç›kt›ktan sonra di¤er köylüleri de ç›kard›lar. Kimseyi b›rakmad›lar. Bize dediler PKK’l›s›n›z yard›m ediyorsunuz. Bizden korucu olmam›z› istediler. Biz dedik korucu olamay›z. Biz kabul etmedik. Devletin görevidir. Devlet mücadele edemiyor biz nas›l mücadele edece¤iz dedik? Bizim çocuklar ot toplamaya ç›km›fllard›. Askerler yakalad› öldürdü. Amcam›n çocu¤u, enifltem, tesadüfen bir yerdeler, orada çat›flma da oluyor, öldü-
DTP’yi kapatt›lar, flimdi arkas›ndan yeni bir parti daha kurulacak. Yani partilerin kapat›lmas› ile devlet bir yere varamaz, Kürt halk›n›n parlamentoda olmas› bizim için büyük bir baflar›d›r. Çünkü bu parlamenterler bar›fl›, özgürlü¤ü, kardeflli¤i savunmufllard›r. Hukuk diyorlar ama hukuktan hiçbir fley anlad›klar› yok.
“Kürt halk› demokrasiden vazgeçmeyecek!” - DTP’nin kapat›ld›¤› haberini duydu¤unuzda Kürt milliyetine mensup bir emekçi olarak neler hissettiniz? E. Ayd›n (Mardin Nusaybin Akarsu ilçesi, esnaf): DTP kapat›ld›¤› günü ben 68 saat olarak yaflad›m. Bu çok ac› verici bir fley. Demokrasilerde parti kapatmalar olmaz. Parti üyesi olmayan insanlar yasakland›. Mesela Leyla Zana. Hem demokrasi, hukuk devleti, sosyal adalet diyeceksin hem de parti kapatacaks›n. Kürt halk› Türk halk›ndan uzak de¤il bir kere. Et-kemik gibi olmufltur. Ama sen beni tan›mayacaks›n olur mu böyle bir fley? Hangi toplumda var böyle bir fley? Yanl›flt›r bu!. Nusaybin’de insanlar demokratik tepkilerini gösterdikleri zaman da hor görüldü, polisler üzerlerine sald›rd›. Biber gaz› yediler. Devlet izin verecek, vatandafl demokratik tepkisini kullanacak. O zaman k›rma da olmaz. ‹nsanlar hakk›n› arayacak eylemini yapacak. Yok, sen izin vermezsen onlar da ç›kar eylemini yapar, yapmak zorundad›r. Çünkü bu insanlar Kürt’tür. Yüzy›llarca hapishanede de tutsan orada da ben Kürdüm diyecek. - Daha önce de birçok parti kapat›ld›. Sizce DTP’nin kapat›lmas› Kürtlerin mücadelesini nas›l etkiler? - Kaç tane parti kapat›ld› flimdiye kadar. Bugün bir tane daha kursalar onu da kapatacaklar. Çünkü Kürt halk›n›n kurtulufl mücadelesi diye bir fley var. Kürt halk›n› kabullenemiyorlar. Tabi ki kendini ifade edecek dernekleri olur, partileri olur. Bunlar çok do¤ald›r. ‹ki milyon oy alm›fl, bir partinin kapat›lmas› tabi ki eylemlere neden olur. Bin tanede Kürt partisi kurulsa bin tanesine de oy veririm. Baflkas›na oy vermem. Kendi partime oy veririm. Parti kapatmak bir zafer midir? Kürt
halk›n›n siyasi mücadelesi sona m› erecek? Durdurur mu parti kapatmak? Hay›r. Kürt halk› asla demokrasiden, siyasi mücadeleden vazgeçmeyecek. TRT fiEfi ülkeyi böldü mü, Kürtçe e¤itim ülkeyi böldü mü? Ya da isimler de¤iflse bölecek mi?
?
rüyorlar askerler, sonra götürüp gerillan›n s›¤›na¤›na at›yorlar gerilla öldürdük diye. Bu halk›n üzerindeki bir zulümdür. Ya korucu olursun ya bir gerillay› öldürürsün, kellesini bize getirirsin; baflka çare yok. Yüzbafl› kendi a¤-
“Linç, halk›n tutumu de¤ildir!”
- ‹ki milyon seçmenin oyunu almay› baflaran DTP kapat›ld›. Sizce bu karar›n hukuki bir dayana¤› var m›? Esnaf, (Kütahya Tavflanl›): Öz ve öz Türk’üm ama parti kapatmalara karfl›y›m. DTP kapat›lmamal›. Siyasi bir kapatma karar›yd›. Hukukçular›n verdi¤i bir siyasi karard›r. fiimdiye kadar bir mücadele veriliyse devlet de bunu önleyemediyse demek ki bu adamlar›nda hakl› bir taraf› var. Biz Kürtlerle y›llard›r yafl›yoruz, akrabay›z. Sülalemde 4 tane Kürt gelini vard›r. Bir parti seçimlere girdiyse senin o bölgenin temsilcisi olarak kabul etmen laz›m. Çünkü seçilmifl gelmifltir. Seçilen insanlara önem vermek laz›m. Linç halk›n bir tutumu de¤ildir. Bir tak›m insanlar›n yapt›¤› bir fleydir. Faflist ideolojiye karfl›y›m. Babam da olsa karfl›y›m. Bu memlekette kimsenin aç kalmamas› laz›m. Ben Sünni bir Müslüman olarak yan›mda Kürt arkadafllar›m da var. Ayr›mc›l›¤a karfl›y›m. Kimse asl›n› inkâr etmez. Bu yüzden kimsenin kimseye hakaret etmeye hakk› yoktur. O zaman demokrasi olmaz. Bu sistemin ad› demokrasi olmaz.
z›yla bana söyledi. Senin evi ben y›kt›m. - Siz bu ac›lar› yaflam›fl bir insan olarak DTP’nin kapat›lmas›na ne diyorsunuz? - Kürt halk›na uygulanan zulümdür. DTP kimseye bir kötülük yapmam›flt›r. Türkiye Cumhuriyetinin bir partisidir. Tutturmufllar PKK. Peki, PKK kimdir? PKK de bu halk›n partisidir. MHP de kapat›lsayd› ben ona karfl›yd›m. Herkes de biliyor. Hiçbir hukuk DTP’yi kapatamaz. DTP ne yapm›flt›r? Bar›fl istemifl iki halk›n kardeflli¤ini istemifl. Kürt
Devletin samimiyetsiz oldu¤u ortadad›r! - DTP’nin kapat›lmas›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Y. Sag›n (Hakkâri fiemdinli, esnaf); Kürt meselesine iliflkin y›llard›r süren bir mücadele var. Bu mücadele içinde çok bedeller ödendi. Ve bu bedellerle bu sürece gelindi. Aç›l›m söylemleri içinde kardefllik naralar› at›ld› ve ard›ndan sald›r›lar gerçekleflti. Evet, bugün DTP kapat›ld› ama mücadele burada bitmedi. Yaln›z burada önemli bir nokta var ki o da DTP’nin hazmedilememesidir. DTP, Kürt ulusu için büyük bir parti olmakla beraber Kürtlerin iradesidir. Bugün DTP’nin olmamas› büyük bir kay›p ama elbet yeri doldurulacakt›r. Nas›l Avrupa’da parti kapatmak kolay de¤ilse Türkiye’de de DTP’nin kapat›lmas› kolay olmayacak bence. Çünkü burada halk›n iradesi var. - Kapat›lman›n ard›ndan yaflanan eylemleri ve provokasyonlar› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? - Sald›r›lar noktas›nda TC hiç durmadan ilerliyor. Sen e¤er halk›n iradesine sald›r›rsan Hakkari’de, fi›rnak’ta, Diyarbak›r’da olay ç›kar ve kimse bunun önüne geçemez. Asl›nda devletin özellikle AKP’nin bu noktada samimiyetsiz oldu¤u ortadad›r. Aç›l›m ad› alt›nda bir ad›m at›lmad› zaten. Aksine sald›r›lar art›r›ld›, DTP kapat›ld›. Ard›ndan da eylemlerde haklar›n› arayan herkese (TEKEL iflçileri vb.) sald›r›ld›, silahl› sald›r› düzenlendi. Sald›rganlar asl›nda esnaf filan de¤ildir. Bu flah›slar devletin bir numaral› katilleridir. diye kapatt›lar. Dün Genelkurmay Baflkan› Trabzon’da diyor benim buraya gelme nedenimi biliyorsunuz. Bunun anlam› nedir? Halk› birbirine düflürmeye çal›fl›yor. Ne Türklerle ne Alevilerle ne Ermenilerle hiçbir sorunumuz yok. Ne varsa devletten ç›k›yor. PKK Tayyip Erdo¤an’›n yar›s› kadar Türkiye’ye zarar vermemifltir. Kürt halk›n› bitiremezler. Mümkün de¤il. ‹fl bar›flla olur, kardefllikle olur. K›flk›rtma ile öldürme ile mümkün de¤il bir sonuca ulaflamaz. Biz flok olduk. ‹nanamad›k. Çünkü DTP böyle bir fleyi hak etmemiflti. ‹nsan›n zoruna gidiyor. Geçen Mufl’ta gördünüz, adam J‹TEM eleman›d›r. Biz bunlar› gözümüzle görmüflüz. Dolapdere’de sen niye bu halka silah çekiyorsun? Nedir bu Kürt’müfl!. Milliyetçilik kim yaparsa kötülük yap›yor.
25 Aral›k-7 Ocak 2009
‹flçi-köylü’den Tecrübeler, militan mücadelemize ›fl›k olmal›d›r! Tart›flmalar›m›z› somut sorunlar üzerinde yürütme ve tecrübelerden ö¤renme olgular›na s›kça vurgu yap›yoruz. Ki, bu do¤ru oland›r. Bu anlamda içinden geçti¤imiz süreçte sergiledi¤imiz pratikler ele al›nmas› gereken vurgular› da içermektedir. Çünkü tart›flmalar›n anlam kazanmas› ve yaflanm›fll›klar›n tecrübe haline gelmesi, onlar›n üzerinden ileriye do¤ru ad›mlar›n at›lmas›yla mümkün olabilir. Bu bak›fl aç›s›yla de¤erlendirdi¤imizde örne¤in ‹stanbul özgülünde yürütülen gazetemizle dayan›flma kampanyas›na de¤inmek gerekmektedir. Genifl okur kitlesine ulaflmak, yay›nlar›m›z› daha nitelikli ve canl› k›lmak, kitlelerin yay›nlar›m›zda kendisini bulmas›n› sa¤lamak gibi bir tak›m hedeflerle yola ç›kt›¤›m›z kampanyam›z ‹ster genel isterse bölgesel düzeyde olsun bir kampanya bafllat›rken, daha önce ayn› içerikte yürütülen kampanyalar›m›zdan ç›kar›lan sonuçlar›n gözden geçirilmesi önemlidir. Yani elimizde bulunan daha önceki çal›flmalar›n sonuçlar›, yeni kampanya örgütleyicilerinin gündemine al›narak, üzerinde tart›fl›lmal›d›r. Sürekli de¤iflen bileflimleri de dikkate ald›¤›m›zda, ifle bu noktadan bafllanmas› gerekti¤i ortadad›r. Yap›lmas› gerekenler ve yap›lmayanlar önceden tart›fl›l›rsa, tecrübelerden ö¤renme eylemi de bir anlam kazan›r. Di¤er bir ifadeyle, önceki kampanyalarda ortaya ç›kan tecrübelerin yeni kampanyada yol gösterici-e¤itici bir rol oynamas› için bunlar›n gözden geçirilmesi ve eksikliklerin giderilmesi için gereken tedbirlerin al›nmas›n› zorunludur. Tüm bunlar›n yap›lmad›¤› durumda, yeni kampanyada karfl›lafl›lacak sorunlar ve ortaya ç›kar›lacak sonuçlar da birbirine yak›n olur. Çünkü; önceki kampanyada ortaya ç›kard›¤›m›z sonuçlara uygun olarak bir pratik izlenmez. Ve tecrübelerden ö¤renme, tecrübeleri yeni okurlarla düzenli ve sistemli paylaflacak bir çal›flma sistemi oturtulamaz. Dolay›s›yla kendini tekrarlayan bir faaliyet halini al›yor. Bu noktada eksikliklerimizin oldu¤unu görmemiz gerekiyor. Kimi faaliyet alanlar›nda yap›ld›¤› gibi okurlar›m›zla ortak toplant›lar yapmak, kampanyay› somut sorunlarla birlefltirecek tarzda ele almak, katk› sunabilecek, yard›m edecek herkesi harekete geçirmek yap›lmas› gereken pratiklerdir. Yine bir önceki kampanyada eksik bir nokta olarak belirledi¤imiz yakalana yeni iliflkilerle düzenli bir iliflki sürdürülememesi ciddi bir sorundur. Bu iliflkileri çal›flmalar›n bir öznesi haline getirmek ve en önemlisi kampanya sürecinde bize dönük yürütülen elefltiriler üzerinde ciddiyetle düflünmek ve öz elefltirel devrimci sonuçlar ç›karmak önemlidir. Bizi ileriye tafl›yacak olan da, kendimize karfl› izleyece¤imiz özelefltirel tutumdur. Devrim kayg›s› olan her militan›n bu tarz bir flekillenifle asla itiraz› olmamal›d›r. Yine yukar›da da de¤indi¤imiz gibi faaliyet yürüttü¤ümüz bölgelerin, semtlerin yerel sorunlar›n›n yan› s›ra ülke gündeminin de¤iflim ve geliflim seyrine ile kampanyam›z›n araçlar›n› birlefltirmek önemlidir. Örne¤in son haftalarda ülkemizde yaflanan bir dizi geliflme kampanya sürecinin ve yürüttü¤ümüz her faaliyetin do¤al olarak gündemi olmak zorundad›r. Bir kampanya veya günlük devrimci faaliyetler, yukar›da dikkat çekilen çal›flma tarz›yla ancak baflar›labilir. Okurlarla toplant›lar yapmak, kolektif iradeyi harekete geçirmek, herkese sorumluluk yüklemek, ö¤renme ve ö¤retme eylemini somut bir olgu haline getirmektir. Okurlar›ndan ö¤renmesini bilmeyen, kitlelerden hiç ö¤renemez. Gazete da¤›t›m› ve di¤er devrimci faaliyetler için okurlar›n› ve yak›n çeperini harekete geçirenler, kitleleri de harekete geçirmeyi tart›flabilir, bunun somut ad›mlar›n› atabilir. Bu demektir ki; ç›kar›lan yay›nlar› en genifl kesimlere ulaflt›rman›n yolu, okurlar ve yak›n çeperin örgütlenmesinden ve harekete geçirilmesinden geçiyor. Bu yönlü at›lacak ilk güçlü ad›mlar bir kartopu gibi yuvarlanarak daha da büyür. Bu nedenle okurlar›m›zla kolektif düflünme ve kolektif harekete geçirme mekanizmalar›n› oluflturmak önemlidir. Sorunlar›n çözümünü s›n›f mücadelesi içinde aramak temel fliar›m›z olmal›d›r. Devrimci çal›flmaya katk› sunacak, yard›m edecek herkese koflmak bizim görevimizdir. Hem koflaca¤›z hem de yeni koflucular bulup a盤a ç›karaca¤›z. Bir alan›n ne kadar yay›n da¤›tt›¤› elbette ki önemlidir. Fakat daha çok ve yeni insanlarla bunun yap›lmas› daha da önemlidir. Her devrimci çal›flmada hedefimizde sürekli yeni güçler olmal›d›r. Yeni güçlerin aktif hale getirilmesi devrimci e¤itimi zorunlu k›lar. Çal›flmalar› öncelikle okurlar›n oldu¤u alanlarda yo¤unlaflt›rmak do¤rudur. Ama unutmamak gerekir ki; bizimle gönül ba¤› olan ve y›llarcad›r u¤ramad›¤›m›z evler vard›r. Bu evleri bulmal›y›z ve onlar›n vas›tas›yla yeni evlere ulaflmak için çaba sarfetmeliyiz. Yani kendimizi belli alanlarla s›n›rlamamal›y›z. Bunun için mevcut güçleri planl›, sistemli bir tarzda harekete geçirmeliyiz. Okur potansiyelinin ve geliflme dinami¤inin oldu¤u alanlara daha bir yo¤unlaflmak, kalabal›k gruplarla A/P faaliyeti yürütmek, yeni taze kuvvetlerin a盤a ç›kar›lmas› sürecine hizmet edebilir. Ama her koflulda çal›flmada sistemlilik ve örgütlülük temel hedefimiz olmal›d›r. K›sacas› bu konuda daha etkin ve sonuç al›c› çal›flma yöntemleri gelifltirme konusunda kafa yormal›y›z. Yeniliklere, yeni yöntemlere aç›k olmal›y›z.
‹flçi-köylü 3
Politika-yorum
25 Aral›k-7 Ocak 2009
Vakit, oyunu bozmak için ileri at›lma vaktidir! “Demokratik aç›l›m”›n ne boyutta bir anti-demokratiklik anlam›na geldi¤i, içinden geçilen süreçte daha da netleflti. ‹zmir’de DTP konvoyuna sald›r› ve Bayramiç’te Kürtlere dönük linç giriflimi ile iyice t›rmanma e¤ilimi gösteren, Diyarbak›r’da Ayd›n Erdem isimli yurtsever ö¤rencinin, protesto gösterileri s›ras›nda polis kurflunu ile katledilmesiyle devam eden süreç, en son DTP’nin kapat›lmas›yla bir baflka dönemece girdi.
Erdo¤an ABD’de “Bölgesel güç” olma heveslerini her vesile ile belli eden ülke egemen s›n›flar› ve onlar›n temsilcisi hükümet, son dönem Ortado¤u’ya gerçeklefltirdikleri gezileri, Erdo¤an’›n 7 Aral›k’ta yapt›¤› ABD ziyareti izledi. Erdo¤an’›n ABD’ye gitti¤i gün gerçekleflen Tokat sald›r›s›na verilen tepki t›rman›fltaki tehlikenin bundan böyle alaca¤›/alabilece¤i boyutlar› göstermeye yetti. Tokat olay›n›n ard›ndan halk› galeyana getirmeye dönük tutumun bafl›n› çekenlerden biri de yine, gitti¤i Amerika’da aya¤›n›n tozuyla k›flk›rt›c› aç›klamalar yapan Erdo¤an oldu. Sahi Erdo¤an, ABD’ye niye gitti ya da giderken ne götürdü? Bu ziyaretin, ABD’nin her düzeyde yetkilisinin son aylarda birbiri ard›na yapt›klar› Türkiye ziyaretlerine karfl›l›k, nezaket kurallar› gere¤i yap›lan bir iade-i ziyaret olmad›¤› herkesçe malum. Erdo¤an’›n giderken yan›nda ne-neler götürmüfl olabilece¤i üzerine ilk akla gelenlerden biri de, FBI baflkan›n›n Kas›m ortalar›nda yapt›¤› Türkiye ziyareti s›ras›nda iletti¤i talebin, yerine getirilmifl olabilece¤i. Hat›rlanaca¤› üzere, FBI Baflkan› Robert Muller, bu ziyaret s›ras›nda “baflta terör zanl›lar› olmak üzere, Türkiye içinde ve üzerinden, hava, deniz ve demiryollar›n› kullanan flüphelilerin biyometrik takibini ve bu verilerin paylafl›m›n›” istemiflti. Muller’in Cemil Çiçek’le yapt›¤› görüflmede dile getirdi¤i –ki ilk de¤il- bu talebin kamuoyuna yans›mas› üzerine, hükümet talebi kar-
fl›lamayacaklar›n› aç›klamak zorunda kalm›flt›. Ancak emperyalist efendilerine “hay›r” deme lüksleri olmad›¤› için bu aç›klaman›n inand›r›c›l›¤› ortadan kalkmaktad›r. 2010 y›l› ABD aç›s›ndan –kendi deyimleri ile- “çok önemli bir y›l olacak”- ve de yine kendi deyimleri ile ayn› zamanda da oldukça “kanl›” bir y›l. Afganistan iflgalinin geniflletilmesi-derinlefltirilmesi düflünülmekte ve bunun için de Türkiye’den muharip güç istendi¤i bilinmekte. Ülke egemen s›n›flar› bu talebe sözde s›cak bakm›yorlarm›fl gibi görünseler de, sadece Afgan askerlerini-polisini “e¤itmek” için uzman gönderilece¤ini aç›klasalar da bu da inand›r›c› olmaktan uzak. Ne NATO üyeli¤i ne de emperyalizme göbekten ba¤›ml›l›k, bu talebi de yine emir saymay›, geri çevirmeyi imkans›z k›lmakta. Muharip güç talebi ve di¤er konularda yap›lan pazarl›klar›n ne/neler oldu¤u da yine ABD ziyareti ile ortaya ç›km›flt›r. TSK’n›n istedi¤i Wheskey tipi savafl helikopterlerinin ve daha çok say›da ve tipte silah›n al›m›na dönük anlaflmalar, çok aç›kt›r ki- asker ile yap›lan anlaflman›n bir parças›d›r.
“Stratejik ortakl›k”tan “model ortakl›¤a” ABD emperyalizminin Türkiye’yi giderek daha derinleflen biçimde iflgallerin bata¤›na çekme giriflimlerinin sadece Afganistan ile s›n›rl› olmad›¤› malum. 2010 y›l›nda Irak’tan asker çekmeye haz›rlanan ABD, asker çekme ifllemini mümkün mertebe kazas›z-belas›z gerçeklefltirmeye çal›flmaktad›r. Ve bu ifllemde Türkiye onlar aç›s›ndan önemli bir yerde durmaktad›r. Çünkü askerlerin geçifl güzergahlar› a¤›rl›kl› olarak Türkiye topraklar›d›r. Türkiye ile ABD aras›nda yak›n zamana kadar “stratejik ortakl›k” olarak adland›r›lan iliflkinin, Erdo¤an’›n ABD ziyareti ile birlikte “model ortakl›k” olarak an›lmaya bafllamas› da artan rolle yak›ndan ilintilidir. Ancak biz biliyoruz ki, “model ortakl›k” denildi¤inde anlafl›lmas› gereken “model uflakl›k”t›r.
S›n›fsal Yaklafl›m S‹NE-‹ M‹LLET, S‹NE-‹ MECL‹S, S‹NE-‹ MÜCADELE... Ulusal sorundaki mücadelenin “aç›l›m” parantezine al›nmas›yla yükselen ivmesi, paralel geliflmeleri do¤urmakta, “taraf”lar›n hamleleri de buna uygun a¤›rl›k tafl›maktad›r. Bu a¤›rl›l›k halinin sürekli ve –haliyledengeli oldu¤undan söz etmek mümkün de¤ildir. Ancak devreden düflmeyen ve de geri planda kalmas›na özen gösterilen esas aktör vard›r ki her iki kesimin de hareket politikas› ve taktiklerini as›l belirleyenin bu güç oldu¤u aç›kt›r. Kemalist-faflist Türk devletinin AKP eliyle devreye soktu¤u “aç›l›m” isimli projeye iliflkin amaç ve kaynak noktas›ndaki çözümleme karmaflas› bir yana, sonuçlar› bak›m›ndan süren kafa kar›fl›kl›¤› geliflmeler yafland›kça daha net ortaya ç›kmaktad›r. Bu dertten en çok muzdarip olan, daha do¤rusu bu yan›lsamay› bünyesinde en fazla bar›nd›ran›n Ulusal Hareket olmas›, meseleyi devrim ve demokrasi mücadelesi aç›s›ndan “talihsiz” bir konuma sürüklemektedir. Ulusal Hareket’in bu pozisyonda yaln›z olmad›¤› görülmektedir. Niyet sorgulamas›ndan ba¤›ms›z olarak, soruna bu tarzda yaklaflanlar›n, mücadelenin ana unsuru halka ve dolay›s›yla birçok alan ve cephede ba¤lant›l› olarak süren kavgaya verdikleri zarar ölçülemez boyutlardad›r. Bunun zamanla daha net bilançolara ulaflaca¤› bilinmelidir. “Aç›l›m”dan anlafl›lmas› gereke-
nin en yal›n ve kestirme ifadeyle “tasfiye” oldu¤una dair neredeyse ortak bir koro oluflturan devrimci, demokrat ve yurtsever güçlerin ciddi bir ço¤unlukla sürecin devam›ndan yana olmas› hangi gerçeklikle aç›klanmal›d›r? Refladiye eylemine ve DTP’nin kapat›lma davas›na yaklafl›mla kendini dolays›z biçimde deflifre eden bu anlay›fl›n s›n›f mücadelesi ile bir sorunu oldu¤u yüksek sesle dillendirilmelidir. Refladiye’ye “provokasyon” diyenler, yetmiyormufl gibi “k›nama”l› tutum ça¤r›s› yapan çok çeflitli kesimlere mensup zavall›lar; henüz bir-iki ay içerisinde Çukurca, Gabar ve Cudi’de üçer, befler, sekizer kifli kurfluna dizilen “savunma” konumundaki Ulusal Hareket savaflç›lar›n›n katlini vaka-i adiyeden görmektedir. Hem kitlelerin mücadelesine hem de silahl› mücadelenin birikimlerine yaslanmak sonra da bunlara güvensiz bir tarz tutturarak egemen s›n›flarla uzlafl› içerisinde “icazet” kat›nda dolaflman›n her pratikle geçirdi¤i erozyon nas›l olur da fark edilmemektedir? Bu durum ancak s›n›fsal gerçeklikle aç›klanabilir. Bunu tepeleyip aflacak ve do¤ru kulvara sokacak olan da bizzat s›n›f mücadelesidir ve komünistlerin “çare” olarak s›¤›nacaklar› yegâne alan buras›d›r. Bu alandaki kavgay› körüklemek ve atefle olanca gücümüzle at›lmaktan baflka çaremizin olmamas› hiç
ABD emperyalizminin bölgede arkas›n› sa¤lama alma, iflgallerin yükünü kendi lehine “paylaflt›rma” giriflimleri, Türk egemen s›n›flar› cephesinde karfl›l›¤›n› fazlas›yla bulmufltur. Bu da son ABD ziyareti ile daha da net a盤a ç›km›flt›r.
Kürt meselesinde geliflmelere ABD onay› Kürt sorununda gelinen noktay› da elbette ülke ve bölge konjonktüründen ba¤›ms›z ele almak mümkün olamaz. Gerek Türk egemen s›n›flar› gerekse ba¤l› olduklar› emperyalist güçler, bölgedeki ç›karlar›n› korumaya dönük çabalar›n›n önündeki tüm engelleri kald›rmaya çal›flmaktalar. Bu engellerden birinin de Kürt Ulusal Hareketi oldu¤u anlafl›l›yor. Bunun içindir ki, ABD ziyaretinin konu bafll›klar›ndan birini de Ulusal Harekete karfl› “ortak mücadele” oluflturuyordu. Kürt kitlelerini Ulusal Hareketten koparman›n öyle kolay olmad›¤› iyiden iyiye a盤a ç›kt›kça, bir sonraki seçimlerde Kürt oylar›n›n hesab›n› yapan AKP, hesaplar›n›n tutmayaca¤›n› gördükçe, Kürt sorununda, daha do¤rusu “aç›l›m”da “bahar” havas› yerine; “k›fla” b›rakmakta gecikmedi. Irkç›-floven söylemler art›k –kendini frenlemeye çal›flan- AKP cephesinden de en sivri haliyle dile getirilmeye, yang›n iyice körüklenmeye baflland›. Önce ‹mral›’da koflullar a¤›rlaflt›r›ld›. Oysa Kürtlerin buna verece¤i tepkinin boyutlar› biliniyordu. Nitekim beklenen (ya da hesaplanan) oldu ve Kürtler tüm illerde protesto eylemleri bafllatt›lar. Buna verilen cevap ise hem resmi hem de sivil sald›r›lardaki art›fl oldu. H›z›n› art›ran tüm bu geliflmeler s›ras›nda DTP’nin yapt›¤› bir tak›m aç›klamalar› bahane eden Cemil Çiçek, DTP’nin kapat›lma davas›n› tekrar gündemlefltirdi. Ayn› günlerde baflla-
kuflkusuz kör bir tutumu ifade etmez. Yer al›nan pratiklerdeki inisiyatif ve etki gücünün zay›f oldu¤u koflullardan baflka irademizin d›fl›ndaki oluflum ve hareketlerle iliflkilenme ba¤lam›nda tak›naca¤›m›z tav›r da hesaba kat›lmak zorundad›r. Burada karfl›m›za ç›kan ilk gerçeklik, sorunun Ulusal Hareket taraf›ndan yürütülen mücadele çerçevesinde “demokratik” bir içerik tafl›mas› olgusudur. Burada çokça kar›flt›r›lan husus, bunun “devrimci” bir içerikten özü itibar›yla yoksun olmas›d›r. Nihayetinde sistem içi bir sorun hüviyetindeki “ulusal” sorun, pekâlâ devrim olmaks›z›n da belli “çözüm” aflamalar›ndan geçebilir. Devrimci/sosyalist çözüm, sorunun demokratik zemindeki halli için kal›c› ve kesin bir çözümdür. Ancak ulusal hareketlerin baflka bir mecrada akmas›, “iktidara” yönelmeksizin ya da elde etmeksizin de “çözüm” üretebilir. ‹ktidara yönelmeme, rejimi temelli de¤ifltirmeme hali –bu hedeften yoksun olma durumu- “devrimci” olup olmaman›n ana k›stas›d›r. Silahl› mücadelenin hem de uzun bir zamana yay›ld›¤› boyutuyla gerici/faflist devlete indirdi¤i darbeler, hareketin belirleyeni konumunda de¤ildir. Her hareketi, birincisi s›n›fsal konumu, ikincisi program/hedefler noktas›ndaki saptamalar› belirlemektedir. Nitekim karakteristik flekillenifliyle Türkiye’deki Ulusal Hareket’in süreci bu duruma iyi bir örnek oluflturmaktad›r. Reformizmin devrimcili¤e ayk›r› bir kulvardan akmas› ve sistemin “s›n›rlar›” içinde dolaflmas› da bu nedenden ötürüdür. ‹ki y›ld›r Demokles’in k›l›c› gibi DTP’nin tepesinde tutulan “kapat-
yacak olan kapatma davas›na iliflkin, ‹spanya’da BASK bölgesinin ba¤›ms›zl›¤› için mücadele den ETA’n›n legal kolu oldu¤u gerekçesiyle kapat›lan, yöneticileri tutuklanan BATASUNA örne¤ini vererek, Anayasa Mahkemesi’ne aç›ktan yol gösterdi. Ve 4 gün süren oturumun ard›ndan 11 Aral›k’ta davan›n sonucunu aç›klayan Anayasa Mahkemesi Baflkan› Haflim K›l›ç da, DTP’nin kapatma karar›n› al›rken, BATASUNA örne¤ini verecekti. Anayasa Mahkemesi üyeleri, d›flar›dan bak›ld›¤›nda sanki (laik-‹slamc› gibi) farkl› görüfllere sahiplermifl gibi görünse/gösterilse de Kürt düflmanl›¤› onlar› ortak bir paydada buluflturmufl ve kapatma karar›n› oy birli¤i ile alm›fllard›. Kapatmayla birlikte, 37 DTP’liye 5 y›l siyaset yasa¤› getirilmiflti. Bunlar aras›nda bulunan Ahmet Türk ve Aysel Tu¤luk’un ayr›ca milletvekillikleri de düflürülmüfltü. Kapatma karar›n›n “titiz inceleme” sonucu al›nd›¤› iddias› ise, kapatma gerekçelerinden biri yap›lan, Leyla Zana’n›n parti faaliyetleri iddias›yla birlikte, daha bafltan çürüyordu. Çünkü Zana kurulufl aflamas›nda üye olmufl, ancak daha önceki siyasal süreci nedeniyle Yarg›tay Baflsavc›s›’n›n yapt›¤› uyar›yla, üyeli¤i hemen silinmiflti, yani parti faaliyetine hiç kat›lmam›flt›. Kapatma karar›n›n siyasi bir karar oldu¤u bundan daha
ma davas›”, bu sürece ait pratikleri kapsayan ek-iddianame olmaks›z›n “buzluktaki” haliyle “karar”a servis edilince, pek çok kimse “aç›l›m” sayesinde, AKP davas› gibi kapatma olmaks›z›n “cezaland›rma” ile sonuçlanaca¤›n› düflünüyordu. Öcalan’›n hücre koflullar› nedeniyle geliflen ve aç›l›m konusundaki samimiyetsiz tutuma tepkiyi de bünyesine alarak büyüyen kitle eylemlerine, AKP’nin de “makul” patentiyle destek verdi¤i linç ve katliamlarla benzin dökülmesi de buna “gerekçe” olur diye yorumlanmam›flt›. Bu havay› yeterli bulmam›fl olacak ki esas o¤lanlardan Cemil Çiçek tam da görüflmenin ortas›nda, ‹spanyol devletinin Bask partisi Batasuna’y› kapatmas›na ‹nsan Haklar› Avrupa Mahkemesi’nin verdi¤i onay› hat›rlatt›. Bu malzemenin “kapatma karar›”n› aç›klarken Haflim K›l›ç taraf›ndan da kullan›lmas› elbette manidard›. Ancak daha manidar olan› “oybirli¤i” ile al›nan karar› tüm egemen s›n›f partileri ve çevrelerinin tam bir mutabakatla savunmas›yd›. Sonras›nda meclisi terk etme –sine-i millet-bahsinde yine ayn› cepheden ileri sürülen “demokratik zemin” gerekçeleri de fena halde i¤reti duruyordu. “Demokratik toplum”un vazgeçilmez/ana ö¤esi kabul edilen siyasi partilerin kapat›lmas›nda en a¤›r sab›ka sahibi devlet olarak Kemalist-faflizmin örgütten soyundurma ve yola/hizaya getirme amaçl› operasyonunun istenen karfl›l›¤›, o “meflruiyet” içinde kal›nmas›yd›. DTP’lilerin buna ayk›r› durufl sergilemesinin Öcalan taraf›ndan bozulmas›yla süreç kald›¤› yerden devam ettirilmifl oldu. Bu süreçten, demokratik taleple-
aç›k bir biçimde kan›tlanamazd›. DTP de zaten karar›n siyasi bir karar oldu¤unu aç›klad›. Ve hemen karar›n ard›ndan meclisten çekildiklerini ilan etti. DTP’nin kapat›lmas› ve meclisten çekilme karar› ile birlikte, erken seçim tart›flmalar› da alevlenerek gündemin ön s›ralar›na yerleflti. Ancak “sine-i millet” karar›n› Öcalan’›n ça¤r›s›yla de¤ifltiren DTP, mecliste kalarak “aç›l›m”› zorlamaya karar verdi. Kapatma karar› esas olarak, halk›n aras›nda yarat›lmak istenen Kürt-Türk çat›flmas› e¤ilimini de güçlendirdi. Irkç›-floven k›flk›rtmalar eflli¤indeki linç kampanyalar›n›n dizginleri de iyice boflalt›lm›fl oldu. Sald›r›lar birçok yerde Kürtlerin evlerine kadar ulaflt›. Ülkü Ocaklar›n›n okul okul dolafl›p sald›rgan toplayarak, bunlar› otobüslerde DTP binalar›n›n önüne tafl›mas› “s›radan” vakalar haline geldi.
Oyunu bozmak için ileri at›lma vakti geldi! Devletin polisi, hükümeti ve her düzeyde temsilcisi ile k›flk›rt›c›l›¤›n› yapt›¤› bu süreç, binlerle ifade edilen gözalt›lar, yüzlerce insan›n tutuklanmas› ve bir dizi fiili sald›r› ile devam ediyor. Ancak geliflmelerin hedefinde sadece Kürtlerin olmad›¤› da bugünlerde iyice a盤a ç›km›fl bulunuyor. Hedef devrimci, ilerici, demokrat kifli ve kurumlar› da içine alarak, iyice geniflliyor. Bu kesimlere dönük bask›lar›n, gözalt›lar›n, tutuklamalar›n da hayli art›¤› gözleniyor. ‹nsan temel hak ve özgürlüklerine dair var olan k›r›nt›lara da bir ç›rp›da el konulmak isteniyor. Haklar›n› arayan tüm kesimlere yönelik (TEKEL, itfaiyeciler, BTS emekçileri...) sald›r›lar da yine bu sürecin d›fl›nda görülmemelidir. Egemen s›n›flar (gerek emperyalistler gerekse uzant›lar›) hakimiyetlerini koruman›n ve de hakimiyet alanlar›n› geniflletmenin yolu olarak bir kez daha iç çat›flmalar› körükleme yöntemine, öteden beri baflvurduklar› böl-parçalayönet politikas›na baflvurmaktad›rlar. Bu politika günümüzde hem ülkede hem bölgede hem de tüm dünyada öne ç›kar›lmaktad›r. Emperyalistlerin ve de uflaklar›n›n ezilen genifl y›¤›nlar üzerinde oynad›klar› bu oyun mutlak bozulmal›d›r! Bunun içindir ki, vakit oyunu bozma göreviyle karfl› karfl›ya olanlar›n, ileri at›lma vaktidir.
ri zerre kadar dikkate al›nmayan, “muhataps›zl›k” hali süren ve nihayet en önemli araçlar›ndan yasal partisi kapat›l›p malvarl›¤›na el konulan Ulusal Hareket güçleri zararl› ç›km›flt›r. ‹mral›’n›n a¤›rl›k ve etki gücünün alt›n› bir kez daha çizmekten baflka bir ifle yaramayan sine-i meclis karar›, özellikle de yaflananlar›n ard›ndan süreci daha da güçsüz bir halde sürdürme anlam›na gelmektedir. Tasfiyenin, ucuz kasaba politikac›s› taktikleri ve söylemleriyle idame ettirilmesi, elle tutulur, difle dokunur bir fley yapmaman›n ötesinde piflkin bir sald›rganl›k sergilenmesi karfl›s›nda, esasl›/cepheden bir tav›r al›nmas› gerekirken daha ezik ve mahkûm bir görüntü verilmesi, egemen s›n›flar›n iflini kolaylaflt›rmaktad›r. Komprador patron-a¤a devleti, Bursa’da Antep’te patlayan maden ve tafl ocaklar› ile Tuzla tersaneleri ölüm kamp›nda iflçi ve emekçiler üzerine kâbus gibi çökerken, Ankara’n›n göbe¤inde Tekel iflçilerinin direnifli karfl›s›nda düfltü¤ü aczi, sald›rganl›kta pervas›zl›k s›n›rlar›n› aflarak perdelemeye çal›flmaktad›r. Tayyip, namus belas›na “te¤et” sak›z›n› çi¤nemeye devam etsin, iflsizlik ve yoksullu¤un geldi¤i noktada “sosyal patlama” umac›s›na dikkat çekenler ço¤almakta, patron örgütlerine, sosyolog akademisyenler destek vermektedir… Faflist diktatörlü¤ün bütçe görüflmeleriyle de ortaya serildi¤i üzere, emperyalist merkezlerden büyüyerek gelen f›rt›nay› gö¤üsleme konusunda yaflad›¤› s›k›nt› ve korku daha da “somut” haller almaktad›r. Nitekim komflu Yunanistan’da ülke ölçe¤inde meydana gelen sars›nt› ve iflas›n boyutlar› muazzamd›r. Daha
kötü koflul ve parametrelere sahip Türkiye’nin benzer boyutlarda bir batak içine çekilmemesi için hiçbir sebep yoktur. Bu korku yaln›zca Türk devletini de¤il benzer etkileflim alan› içerisinde bulunan bütün ülkeleri beklemektedir. Aç›l›m sürecinin böyle bir tabloyla birlikte de¤erlendirilmesi gerekmektedir. Kürt sorunundaki açmaz› ve bata¤› aflmak, faturay› düflürmek ve yeni dönemin rolüne uygun konumlanmak için gelifltirilmifl bir proje olan “aç›l›m”da sonuç alman›n, savafl›n di¤er taraf› olan Ulusal Hareket’i belli bir zeminde “ikna” etmek olmaks›z›n baflar›lamayaca¤›n› iyi bilen egemen s›n›flar, bunu elveriflli hale getirmek için çal›flmaktad›r. Bütün hamleler buna yöneliktir. Ulusal Hareket’in bu gerçekli¤in fark›nda olarak gelifltirdi¤i politikalar, eylem ve kampanyalar, de¤il kal›c› ve demokratik bir çözüm, kendi s›n›rl› hedefine ulaflmak bak›m›ndan dahi tart›fl›l›r a¤›rl›ktad›r. Buna dikkat çekmek ve gerçeklere parmak basmakla beraber, Ulusal Hareket’in böyle bir süreçte, yo¤un sald›r› ve manipülasyon faaliyeti alt›nda kuflat›lmas›na karfl› koymamak düflünülemez. Hem de bu karfl› koyuflun en güçlü biçimde büyük bir yo¤unlaflma ve etkin çal›flma ile gösterilmesi gerekir. S›n›f mücadelesinde söz sahibi olmak, de¤ifltirici-dönüfltürücü rol oynamak bir yana, “elefltiri” gücü tafl›man›n da tek yolu prati¤in içerisinde olmakt›r. Ama zaten bu pratik, esas›nda, yürütülen savafl›n tam da merkezinde yer alan bir ittifaka ve demokratik muhtevaya sahipse, her türlü tereddüt ve pasifli¤in düflmana tafl›yaca¤› kan hesaplanamaz yo¤unluktad›r.
‹flçi-köylü 4
‹flçi/köylü
25 Aral›k-7 Ocak 2009
Emek mücadelesini yok edemez, “dikensiz gül bahçenizi” kuramazs›n›z!
gemenler; krizleri derinlefltikçe, bir yandan iflçiler ve emekçiler üzerindeki sömürülerini art›r›yor bir yandan da yine ezilenlerden gelen hak taleplerini daha azg›n yöntemlerle bast›rmaya çal›fl›yorlar. Art arda gerçekleflen iflçi eylemleri sistemin, sömürüsünü kolaylaflt›rmak için yaratmaya çal›flt›¤› “dikensiz gül bahçesi” hayallerini y›km›fl ve bu “hayal k›r›kl›¤›yla” da iflçi ve emekçilere dönük devlet terörünü iyice art›rm›flt›r. TEKEL iflçileri, itfaiyeciler derken bu kez de s›ra demiryolu çal›flanlar›na gelmiflti. “Bu eylem iyi niyetli de¤il!”, “Gerekeni yapaca¤›z” diye sinirlenen(!) egemenlere ra¤men 25 Kas›m’da, Türkiye genelinde yap›lan ifl b›rakma eylemi örgütlenmiflti. Oldukça
E
coflkulu geçen eylem sonras› adeta “öç almaya” çal›flan devlet taraf›ndan 16 demiryolu çal›flan› iflten ç›kart›ld›. Egemenlerin bu sald›r›s›na yeni bir ifl b›rakma eylemi ile yan›t veren demiryolu çal›flanlar›na bu kez de kolluk kuvvetleri sald›rd›. ‹flçi-köylü gazetesi olarak Birleflik Tafl›mac›l›k Sendikas›’n› ziyaret ederek sald›r› ile ilgili görüfllerini ald›k: - Gerçeklefltirdi¤iniz eylemle ilgili bilgi alabilir miyiz? Mahmut Çevik (BTS ‹stanbul fiube Yönetim Kurulu Üyesi-Eylem sonras› iflten uzaklaflt›r›lan 30 kifliden biri): Biliyorsunuz, KESK olarak 25 Kas›m’da son y›llar›n en etkili eylemlerinden birini gerçeklefltirdik. Ve eylemde biz, oldukça iyi bir flekilde kendimizi ifade ettik. Bu eylem içerisinde demiryolu çal›flanlar›n›n yapm›fl oldu¤u eylem ön plana ç›k›nca, siyasi iktidar da çal›flanlardan h›nc›n› almak için 16 arkadafl›m›z› iflten uzaklaflt›rd›. Bunun üzerine bir fleyler yapma-
Atamas› yap›lmayan ö¤retmenler po¤aça satt›
Mersin Atamas› Yap›lmayan Ö¤retmenler Platformu (AYÖP) taraf›ndan 10 bin ö¤retmen atamas›n›n yap›ld›¤› 16 Aral›k’ta, Taflbina önünde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Aç›klamada, yaklafl›k 250 bin ö¤retmen aday›n›n KPSS’ye girmesine ra¤men bu y›l içerisinde 30 bin ö¤retmen al›m›n›n gerçekleflece¤i belirtildi. Aç›klama s›ras›nda s›k s›k “Ö¤retmenler iflsiz, okullar ö¤retmensiz”, “Hak verilmez al›n›r, zafer sokakta kazan›l›r”, “Ücretli köle olmayaca¤›z”, “Direne direne kazanaca¤›z” sloganlar› at›ld›. Aç›klaman›n ard›ndan atamas› yap›lmayan ö¤retmenler, iflsizli¤e vurgu yapmak amac›yla çeflitli ifl kollar›n› simgeleyen bir stant açarak sebze, çay, po¤aça, simit, kuruyemifl ve kitap sat›fl›nda bulundu. Eyleme birçok kitle örgütü destek sunarken halk da yo¤un ilgi gösterdi. (Mersin)
23 ay önce ‹stanbul Davutpafla’daki bir havai fiflek fabrikas›nda meydana gelen patlama sonucu 23 kifli yaflam›n› yitirmifl, 108 kifli de yaralanm›flt›. Ölen ve yaralananlar›n yak›nlar›, bu olay›n hesab›n› sormak için her hafta oldu¤u gibi 12 Aral›k Cumartesi günü de Taksim Tramvay Dura¤›’nda bir araya geldiler. Aileler ad›na aç›klama yapan Hüseyin Tayrano¤lu’nun ye¤eni Yeter Ak›n, neden bu eylemi sürdürdüklerinin bir kez daha alt›n› çizdi: “Tuzla’da son ifl cinayetinde yaflam›n› yitiren, selde kapal› kasada bo¤ularak can veren, madende göçük alt›nda kalan, depremlerde yaflamlar›n› yitiren iflçilerin hayatlar›n›n kararmas›na neden olanlar yarg›lanabilsin diye buraday›z.”
Sendikaya tutuklama terörü… 8 Aral›k’ta D‹SK’e ba¤l› Nakliyat-‹fl Sendikas›’n›n Genel Merkez ile Kocaeli, Konya ve ‹stanbul flubelerine yap›lan polis bask›nlar›nda, sendika Genel Baflkan› Ali R›za Küçükosmano¤lu ile beraber 13 sendika üyesi hukuksuz bir flekilde gözalt›na al›nm›flt›. Uzun süren gözalt›lar›n ard›ndan 2 sendika üyesi serbest b›rak›l›rken di¤erleri 13. A¤›r Ceza Mahkemesi’nce “Çal›flma ve ifl hürriyetini ihlal etmek ve sendikal haklara engel olmak” gerekçesi ile tutukland›lar. Sendikaya karfl› yap›lan bu tutuklama terörü Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu taraf›ndan D‹SK Genel Merkezi önünde yap›lan bas›n aç›klamas› ile protesto edildi. Eylemde bas›n metnini okuyan ‹stanbul Tabip Odas› Genel Sekreteri Hüseyin Demirdizen yaflanan tutuklama terörünün örgütlenme hakk›na s›k›lan bir kurflun oldu¤unu ve bu sald›r›lara karfl› bir araya geldiklerini belirtti. (‹stanbul)
Emekçinin gündemi Tekel iflçileri mücadeleyi ö¤retiyor; Kazanan iflçi s›n›f› olacak! Ülkenin dört bir yan›ndan Ankara’da biraraya gelen TEKEL iflçileri, kararl›l›klar› ve direngenlikleriyle tüm iflçi s›n›f›na örnek oldular. Devlet aciz bir flekilde iflçilere sald›r›rken, Türk-‹fl yönetimi kendisini aflan militan bir direnifl karfl›s›nda iflçilerle devlet aras›nda kald›. Ankara d›fl›ndan gelen iflçilerin yeni kat›l›mlar› ve dört bir yandan artan destekle iflçilerin direnifli daha da büyüdü. Art›k verilen mücadele sadece TEKEL iflçilerinin direnifli olmaktan ç›km›fl, tüm iflçi s›n›f›n›n onur mücadelesine dönüflmüfltü. ‹flçi s›n›f›n›n genel kitlesinin -yer yer eylemlilikle-
m›z gerekti¤ine inanarak ikinci eylemimizi planlad›k ve yapt›k. Eylem, bu hukuksuz ve keyfi uygulamadan vazgeçilmesi için yap›lan bir eylemdir ve eylem 15 Aral›k Sal› akflam› saat 22.00’de bafllad›. 16 Aral›k günü de; ‹zmir, Adana, Bal›kesir, Ankara, Eskiflehir, Diyarbak›r, Samsun’da trenleri durdurduk. Eylemin ilk günü, polis sald›r›s›n›n ard›ndan 5 arkadafl›m›z gözalt›na al›nd›. Bunlardan biri flube baflkan›m›z, biri üyemiz, di¤er üçü de eylemimize deste¤e gelen kiflilerdi. Bu eylemin ard›ndan 30 arkadafl›m›z› daha iflten uzaklaflt›rd›lar. Bundan sonraki süreçte daha etkili eylem türlerini düflünüyoruz. Bunlar›n hiçbiri bizi y›ld›ramaz, mücadelemizi sonuna kadar sürdürece¤iz. - Son süreçte devletin iflçilere ve emekçilere karfl› sald›r›lar› artt›. BTS’nin eylemine yap›lan sald›r› da bunlardan biri… Mithat Ercan (BTS ‹stanbul fiube Sekreteri-Eylemden sonra iflten uzaklaflt›r›lan 30 kifliden biri): Evet, öyle! Türkiye’deki çal›flma hayat›na bakt›¤›m›z zaman TEKEL, itfaiye, demiryolu iflçilerine yap›lanlar› lokal görebiliriz. Ancak bizim objektif ve genel bakmam›z gerekiyor. Bu, dünyadaki
riyle ortaya koysa da- esasta içinde biriktirdi¤i mücadele özlemi TEKEL iflçilerinin kararl› eylemleriyle ete kemi¤e büründü. 25 Kas›m grevinin ard›ndan bu militan direnifl iflçilerin egemenlere karfl› mücadelesinde bir k›r›lma noktas›na iflaret etmektedir. Sonuç ne olursa olsun TEKEL iflçileri mücadeleye büyük bir de¤er kazand›rm›fl, iflçi s›n›f›n›n sesi ve yüre¤i olmufllard›r. Kad›n› ve erke¤iyle TEKEL iflçilerinin direniflinin siyasi ve moral kazan›mlar› iflçi s›n›f›n›n mücadele hazinesine yaz›lacakt›r. Bu bir bafllang›çt›r; greve ve di-
renifle bafllayan her iflçi art›k bu direnifli örnek alacak, daha ilerisini hedefleyecektir. Aksi halde egemenler ve onlar›n devleti karfl›s›nda baflar› flanslar›n›n olmad›¤›n› bileceklerdir. AKP hükümetine oy vermifl genifl iflçi kitlesi, hükümetin ve devletin iflçi düflman› s›n›fsal niteli¤ini onlarca kitaptan ö¤renemeyecekleri bir berrakl›kla görmüfl ve ö¤renmifllerdir. ‹flçi s›n›f›, örgütlü gücünün egemenleri ne kadar korkuttu¤unu bir kez daha görmüfl ve s›n›fsal gücünün fark›na varm›flt›r. TEKEL iflçileri, artan sald›r›lar karfl›s›nda ne yapacaklar› konusunda “karars›zl›k yaflayan” sendika yönetimlerine izlenmesi gereken yolu da göstermifltir. Devrimciler, demokratlar ve emek örgütleri beklemedikleri bu direnifl karfl›s›nda öncelikle etkisiz bir konumda kalm›fl daha sonra dayan›flmay› yükseltmifllerdir. TE-
krizin Türkiye’ye yans›mas›d›r ve Türkiye’de oluflturulmak istenen; ABD’nin AKP üzerinden, Ortado¤u’da yaratt›¤› ‹srail gibi bir mant›kt›r. Her yerde iflsizlikten dolay› çal›flanlar›n inan›lmaz s›k›nt›lar› var. ‹flyerleri “iyi niyetli” bile olsa bu s›k›nt›lar afl›lam›yor ve insanlar iflten at›l›yor. Bask›lar art›yor. Bir kifliye, birden çok kiflinin ifli yapt›r›l›yor. Biz bir kamu kuruluflu olmam›za ve çal›flma flartlar›m›z devlet taraf›ndan talimnamelerle belirleniyor olmas›na ra¤men, tüm bu bask›lar› çokça yafl›yoruz. Bir de bir tafleron firmada bu bask›lar›n kaç kat fazla yaflanabilece¤ini düflünün! Emekçiler zor durumda ve bu tesadüf de¤ildir. Bunlar Türkiye’nin siyasi resmi ideolojisinin emekçiler üzerindeki yans›mas›d›r. Toplu görüflme masalar›nda, sendikalar içi bofl bir hale getirilmeye çal›fl›l›yordu. Son toplu görüflmede de bakanlar› hakarete varan tav›rlar içerisindeydi. Biz de böylece Kamu-Sen ile 25 Kas›m’daki grevi örgütledik. Ortak noktam›z grev yapmak ve toplu sözleflme hakk›m›za sahip ç›kmakt›. 25 Kas›m bizim için bir deneydi. Bunu bas›n ve halk›m›z da gördü. Biz devletin “di-
kensiz gül bahçesi kurma” hayallerini bozmufl olduk. Tabi, bu da onlar› rahats›z etti. 8 gün sonra da Türkiye genelinde 16 arkadafl›m›z hukukuz bir biçimde a盤a al›nd›. ‹fl b›rakarak bu 16 arkadafl›m›z›n yaln›z olmad›¤›n› göstermek amaçl› direndik. Siyasi iktidar bu ikinci eylemde olaya daha da siyasi yaklaflt› ve bu dayan›flmaya katlanamayarak 30 demiryolcuyu daha a盤a ald›. - Eyleme yönelik sald›r›lar hakk›nda ne düflünüyorsunuz? Eylem boyunca ifl arkadafllar›n›z›n size karfl› tepkileri nas›ld›? ‹flten uzaklaflt›r›lan bir BTS üyesi: 25 Kas›m eylemi ve 16 arkadafl›m›z›n görevden uzaklaflt›r›lmas›n›n ard›ndan 15 Aral›k gecesini 16 Aral›k’a ba¤layan gün eylemimize bafllad›k. Eylem boyunca hareket etmesine izin vermedi¤imiz trenleri çal›flt›rmak için personeli çok zorlad›lar. Gitmeyen trenleri kendileri çal›flt›rmaya çabalad›lar. Personeli zorbal›kla, tehditle trenlerin bafllar›na geçirmeye çal›flt›lar. Birço¤u reddetti ve bize destek verdiler. Onlar›n bize sald›rmas› bizi y›ld›rmad›. 46 kiflinin uzaklaflt›r›lmas› bizim için ceza de¤ildir, bir ödüldür. Çünkü bu, korktuklar›n› gösteriyor. (‹stanbul)
“‹flçiler ölmeye devam ediyor!” ‹flçi katillerinin peflinde olaca¤›z! 26. haftada Bursa Kemalpafla’da yaflam›n› yitiren maden iflçileri an›ld›. 19 Aral›k Cumartesi günü Tramvay Dura¤›’nda biraraya gelen aileler ad›na bu hafta bas›n aç›klamas›n› ‹dris Çabuk okudu. Çabuk çal›flma koflullar›n›n düzeltilmemesi ve güvenlik önlemlerinin al›nmamas›ndan kaynakl› iflçilerin hayat›n› kaybetti¤ini ve yaflanan ifl kazalar›ndan so-
rumlu kiflilerin devlet taraf›ndan korundu¤unu belirti. (‹stanbul)
“Davam›z, eme¤imiz, gücümüz; Halk›m›zd›r!”
AKP Sancaktepe Belediyesi’nin Toplu ‹fl Sözleflmesini ikinci y›l zamm›na iliflkin hükümlerini uygulamamas›, maafl ve di¤er sosyal haklardan mahrum etmesi iflçileri çileden ç›kard›. Bunun üzerine karar› al›nan
eyleme kat›l›m oldukça iyiydi. Bizler de YDG ve ‹flçi köylü olarak D‹SK Genel-‹fl 2 No’lu fiubenin yapt›¤› bas›n aç›klamas›na dövizlerimizle kat›larak destek verdik. Sancaktepe Belediyesi’nin önünde yap›lan bas›n aç›klamas›na halk›n kat›l›m› yo¤undu. Bir uyar› niteli¤inde olan eylemde iflçilerin kararl›l›¤› dikkat çekiciydi. Genel-‹fl Baflkan›’n›n okudu¤u bas›n metninin ard›ndan eylem son buldu. (Sar›gazi ‹K ve YDG okurlar›)
KEL iflçilerinin hakl› ve meflru mücadelesi etraf›nda oluflan genifl birliktelik de birçok yönüyle örnek oluflturmaktad›r. Ancak bu yeterli de¤ildir. Bu direnifli genellefltirmekten ve iflçi s›n›f›n›n somut ve genel bir kazan›m›na dönüfltürmekten yoksun kal›nm›flt›r. Direniflin sahiplenilmesi konusunda olumlu çabalar› olan çeflitli kurumlar olsa da genel olarak bu konudaki haz›rl›ks›zl›k kendini göstermifltir. Söz konusu haz›rl›ks›zl›¤› sadece birkaç gün öncesinden eyleme haz›rlanmak ya da teknik birtak›m konular olarak alg›layamay›z. Daha genel ve sürekli bir yetersizlikten bahsetmek gerekir. Kurumsal zay›fl›klar yan›nda bugün daha da önemli olarak iflçi s›n›f›n›n mücadelesine dönük somut bir politikan›n ve örgütsel seferberli¤in bulunmay›fl›-
Torgem’de iflçilerin kararl›l›¤› patrona geri ad›m att›rd›! Torgem Tersanesi’nde iflçiler mücadeledeki kararl›klar›n› kaybetmeden direnifllerini sürdürüyor. Tuzla Tersane bölgesinde kurulu bulunan G‹SB‹R Baflkan Vekili Kenan Torlak’›n sahibi oldu¤u TORGEM Tersane bünyesindeki Net Denizcilik tafleron flirketinde çal›flan 25 iflçi, 4 ayd›r haklar› gasp edildi¤i için direniflteydi. ‹flçilerin kararl›l›¤› patrona geri ad›m att›rd› ve patron iflçilerin dört ayl›k maafllar›n› ödemek zorunda kald›. ‹flçiler direniflin kazan›m›yla kap› önündeki bekleyifllerini sonland›rd›. Ancak iflçiler, bu sürecin burada kapanmad›¤›n› k›dem tazminatlar› için dava açacaklar›n› dile getirdiler. (Kartal)
na tan›k oluyoruz. Kuflkusuz ki her örgütlenme bir politika etraf›nda hareket ediyor ve güçlerini harekete geçiriyor. Fakat bu politika ve harekete geçiriflin daha çok iflçi s›n›f›na yönelmesi gerekirken bunun gerçekleflmedi¤ini görüyoruz. Söylemde ve ka¤›t üstünde tersi savunulsa da s›n›rl› örnekler d›fl›nda bu konuda ciddi bir çaba harcand›¤›n› söyleyemeyiz. Devrimci Demokrat Sendikal Birlik anlay›fl› ve onun çizgisindeki tüm iflçi ve emekçiler, bu olumsuz ve tutars›z prati¤in de¤ifltirilmesinde en önde çaba harcamal›d›rlar. E¤er ciddi olarak iflçi s›n›f› faaliyetine kafa yoruyor ve örgütlenmelerimizi bu temelde oluflturuyorsak ileriki direnifl ve mücadelelerde çok daha nitelikli bir rol oynayaca¤›m›z ortadad›r. Bunun için vakit kaybetmeden bulundu¤umuz alanlarda; sendikalarda,
fabrikalarda ve mahallelerde iflçi s›n›f›n›n hak alma ve örgütlenme mücadelesine h›z vermeliyiz. TEKEL iflçilerinin direnifli iflçi s›n›f›n›n ilk direnifl de¤ildir. Son direnifli de olmayacakt›r. Daha çetin mücadele günlerinin bizleri bekledi¤i ak›ldan ç›kar›lmamal›d›r. TEKEL iflçileri, itfaiyeciler, belediye ve demiryolu iflçileri eylem ve direniflleriyle kararl›l›klar›n› ortaya koydular. Tek bafl›na hiçbir iflçinin ciddi kazan›mlar elde edemeyece¤ini bilerek dayan›flmay› güçlendirmemiz büyük önemdedir. Bugün hak aray›fl›ndaki iflçilere ulaflman›n, örgütlenme ihtiyac›na yan›t olman›n ve yan›bafl›m›zda mücadele eden iflçilere gitmenin tam zaman›d›r. Bugün iflçi s›n›f›n›n öncü ve önder rolüne somut bir içerik kazand›rman›n tam zaman›d›r. Bu görev bizleri bekliyor.
‹flçi-köylü 5
‹flçi/köylü
25 Aral›k-7 Ocak 2009 i, ›n›, erke¤ d a k i r le lü Sinan köy direniyor! la ›y s l› fl a çocu¤u, y
“Ne var yani! Benim de on binlerce dönüm tarlam var!” 11 Aral›k 2009 günü a¤an›n traktörleri, asker ve çevre köylerin korucular› eflli¤inde topra¤› sürmeye gelmifl. Köy halk›, genç-yafll›, kad›n-erkek sopalarla karfl›s›na dikilmifller. Hepsinin hakk› var o toprakta.
mperyalist-kapitalist sistem kriz içinde debelenedursun, ülkemizde de krizin dolays›z ve yak›c› etkileri hissedilmeye, yaflanmaya devam ediyor. Egemen güçlerin “demokratik aç›l›m projesi” gerçe¤i gizlemeye yetmiyor. Ankara’da TEKEL iflçilerinin, ‹stanbul’da itfaiye biriminde çal›flan belediye iflçilerinin ekonomikdemokratik hak arama mücadelelerine, yine T. Kürdistan› baflta olmak üzere ülkenin çeflitli yerlerinde Kürtlerin demokrasi talebine azg›nca sald›rmas›, faflizmin maskesini düflürüyor bir kez daha. Henüz gerçek anlamda birleflik ve örgütlü olmaktan uzak da olsa, ezilenler gösterdikleri direnifllerle mücadele hatt›n› örmeye devam ediyor. Mücadele, Diyarbak›r-Bismil ilçesine ba¤l› Sinan köyünde de kendi mecras›nda ak›yor. Sistemin geri b›rakt›r›lm›fl bölgelerde, geri üretim iliflkilerini ortadan kald›rmak flöyle dursun bu üretim iliflkileri üzerinden kendisini ifade etti¤i yerlerden biridir Sinan köyü.
E
Bursa’n›n Mustafa Kemal Pafla ilçesinde Bükköy Madencilik Turizm Anonim fiirketi’ne ait kömür oca¤›nda 10 Aral›k günü meydana gelen patlamada 19 maden emekçisi katledildi. 17 Aral›k günü aralar›nda Partizan’›n da oldu¤u 15 devrimci ve ilerici kurum köye giderek aileler ile görüfltü ve bir aç›klama yapt›. Oca¤a 100 metre kala “Mustafa Kemalpafla da 19 iflçi katledildi! ‹flçi katliam›na son!”pankart› açarak yürüyen kitle katledilen 19 maden iflçisinin an›s›na sayg› duruflu yap›larak oca¤a 19 karanfil b›rak›ld›. Burada bas›n k›sa bir aç›klama yap›ld› ve “Katil devlet hesap verecek”, “‹fl kazas› de¤il ifl cinayeti” sloganlar› at›ld›. Aç›klamadan sonra katliamda yaflam›n› yitiren befl maden iflçisinin defnedildi¤i Bükköy’e gidildi. Madende çal›flan iflçi ve köylülerle görüflüldü. Biz de ‹flçi-Köylü gazetesi olarak maden oca¤›ndaki çal›flma koflullar›n› ö¤renmeye çal›flt›k. - Siz bu madende 4 y›l çal›flm›fls›n›z. Bize çal›flma koflullar›ndan söz eder misiniz? Maden iflçisi; Burada birçok olay oldu. Bir arkadafl›m›z dinamit patlat›lmas›ndan anlamad›¤› halde zorla bu ifle verildi ve bir gözünü kaybetti. Kolunu, baca¤›n› kaybeden arkadafllar›m›z oldu. Bu 19 arkadafl›m›z›n ölümü ihmaldir.
“2003 y›l›nda, Do¤rudan Gelir Deste¤i için gitti¤im Tar›m ‹lçe Müdürlü¤ü’nde ö¤rendim babadan kalma evimin bile, tapuda bana ait olmad›¤›n›…” fleklinde anlatmaya bafll›yor köylülerden biri… Bismil’den Batman’a giderken, sa¤da, k›fl vakti çamur içinde yüzen evlerden kurulu köylerden sadece biri, Sinan. Köye gider gitmez “iki bin kiflilik köyün tek sosyal tesisi” olarak tan›mlayacaklar› köy kahvesinde al›yoruz solu¤u. Kahvehanede, orta yafllarda bir köy sakini, misafirperverli¤in ola¤an gereklerini yaparak karfl›l›yor bizi. Söylefli yapmak istedi¤imizi söyleyince çekingen davran›yor ama süreci anlatmaktan da geri durmuyor. Öncelikle, son eylemi anlatmas›n› istiyoruz: 11 Aral›k 2009 günü a¤an›n traktörleri, asker ve çevre köylerin korucular› eflli¤inde topra¤› sürmeye gelmifl. Köy halk›, genç-yafll›, kad›n-erkek sopalarla karfl›s›na dikilmifller. Hepsinin hakk› var o toprakta. Ama nas›l ki, as›l hak sahiplerine sistemin reva gördü¤ü adalet, polis copu, asker dipçi¤i ve karakol nezarethanesiyse, as›l hak sahibi köylülerin de
Maden iflçilerinin katili d›rma havalan Ocakta kibi ahliye e t , l› a n a k n lçümünü . ve gaz ö y a ok › cihaz d ›¤ d ›l p a si y i tehlike t a y a h Biz l›¤› iflin a¤›r yüksek 600da ayl›k ›n ›¤ ›l fl r ka maafl 700 lira k. O da al›yordu a miktard istenilen . a s ›kart›l›r kömür ç
patron-a¤a devleti! Herhangi bir gaz ölçümü yap›lmadan dinamit patlat›ld›. Zaten gaz kokusu oldu¤u halde bu yap›lm›flt›r. Ocakta havaland›rma kanal›, tahliye ekibi ve gaz ölçümünün yap›ld›¤› cihaz da yok. Biz hayati tehlikesi yüksek iflin a¤›rl›¤› karfl›l›¤›nda ayl›k 600-700 lira maafl al›yorduk. O da istenilen miktarda kömür ç›kart›l›rsa. Üç kiflinin günde 30 ton kömür ç›kartmas› gerekiyor. Ç›karmad›¤›m›z zaman yevmiyemiz ke-
TUZLA TERSANES‹ ÖLÜM MAK‹NES‹! Tersanelerdeki a¤›r çal›flma koflullar› ve tafleronlaflt›rma politikalar› her zaman oldu¤u gibi yine ölümlere sebep oldu. Tersane iflçileri hem düzenin çark›nda hem de kendi çal›flt›klar› alanlar›n a¤›r flartlar›nda ezilerek ifl cinayetlerinin kurbanlar› olmaktan kurtulam›yorlar. ‹flçiler bu bo¤ucu koflullar alt›nda sindirilmeye çal›fl›l›yor ve yan›bafl›nda arkadafl› ölen bir iflçi bu ölüme duyars›z kalabiliyor. Çünkü iflsiz kalma korkusu patronun zorbal›kla yapt›¤› tehditler iflçinin gelecek kayg›s›n› art›r›yor. Bir iflçi, arkadafl›n›n ölümünü bile sorgulayam›yor. Çal›flma flartlar›ndaki rahats›zl›¤›n› dile getiremiyor. Sistem de bunca ölümlerin oldu¤u tersaneleri, hiçbir flekilde gündeme getirmiyor ve iflçilerin ölümlerini s›radanlaflt›r›yor. Tersane patronlar› kriz bahanesiyle flirketlerdeki yolsuzluklar›n› kârlar›na kâr katma amac›yla art›r›p sa¤l›k ve yaflam koflullar›n› görmezden gelerek flirketleri tafleronlaflt›r›p iflçi cinayetlerini art›rarak ölümlere h›z kat›yor.
53’ü gözalt›na al›nm›fl. fiimdilik, üç y›ld›r devam eden ve “güvenlik” gerekçesiyle Kad›köy-Hasanpafla Adliyesi 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmekte olan davadan biraz ümitli say›l›rlar. O nedenle, jandarmaya direnmiyorlar, ama “A¤an›n topra¤› sürmesi mi! Asla!” diyor bir baflka köylü. “Alt› y›ld›r izin vermiyoruz, bundan sonra da izin vermeyece¤iz” diyor, kararl›l›kla. “Kendi topra¤›m›z› süremiyorsak, baflkas›na hiç izin vermeyiz. O traktörler gelsin, ancak hepimizin cesedini çi¤ner, öyle sürerler” diye ekliyor bir baflkas›. Dava aç›ld›ktan sonra, a¤an›n vekili geliyor görüflmeye. Davadan vazgeçmelerini, yar›c›l›¤a r›za göstermelerini, yoksa hepsini süreceklerini söyleyerek tehditler savuruyor. A¤an›n asl›nda devletin kendisi oldu¤unun fark›nda olduklar›n› ifade eden biri, bu devletin vatandafl› olarak hak talebinde bulundu¤unu, devletin kendisine de ayn› muameleyi göstermesi gerekti¤ini söylüyor. Bir eylemlerinde, devlet bayra¤› tafl›malar›n›n gerekçesini soruyoruz: Gülerek, “siyaset” yapt›klar›n›, ama son eylemlerinde bayrak tafl›mad›klar›n› söylüyorlar. Baz› çevrelerde, buras›n›n bir korucu köyü olarak bilindi¤ini belirtip, asl›n› soruyoruz: Köyde tek koru-
Tam da sistemin “art›k tersanelerde ölümler azald›, önlem al›yoruz” diyerek naralar att›¤› bugünlerde yine ifl cinayetlerine bir yenisi daha eklendi. 6 Aral›k günü GEMT‹fi Tersanesinde tafleronluk yapan Huzur Gemi isimli tafleron firmada çal›flan Ercan Sancar, tamir gemisinin ambar kapa¤› aras›na s›k›flarak feci flekilde can verdi. Üç çocuk babas› olan Ercan Sancar’la birlikte tersanelerde ifl cinayeti say›s› 130 oldu. Bu cinayetlere karfl› tersane iflçileri sessiz kalmayacaklar›n› belirterek D‹SK’e ba¤l› Limter-‹fl Sendikas› öncülü¤ünde 8 Aral›k günü Tuzla Tersanesi’nde bir bas›n aç›klamas› düzenledi. Yap›lan aç›klamada; “Baflbakan Tayyip Erdo¤an 2008 y›l›n›n Temmuz ay›nda tersane patronlar›n› kastederek ‘bir iflçi dahi yaflam›n› yitirirse can›n›z› yakar›m’ demiflti. O günden bu güne 28 arkadafl›m›z ifl cinayetine kurban gitti. Ancak baflbakan hala tek bir patronun can›n› yakm›fl de¤il” denildi. (Kartal)
siliyordu. Her vardiyadan 240 ton, ayda 600 tonu geçkin kömür ç›kart›l›yordu. Tonu 220 bin liradan 1.5 trilyon ediyor. Tüm her fley dahil 250 milyar gideri var. Bunlar› niye anlat›yorum, çünkü bizim s›rt›m›zdan bu kadar kazanan patron, her türlü sahtekârl›¤› yap›yor. Mesela burada y›llard›r kömür ç›kart›l›yor ama arama ad› alt›nda rapor tutuluyordu vergi vermemek için.
En temel hakk›m›z olan sa¤l›¤› bile peflkefl çekmekten geri kalmayan egemenler, “paras› olmayan›n yaflamas›n›n bir anlam› yok” diyorlar. Devlet hastanelerini adeta birer fabrikaya dönüfltüren, insanlar›n sa¤l›¤›n› hiçe sayan, “paras› olmayan›n tedavi hakk› yok” diyen egemenler, vatandafllar› özel hastanelere yönlendirmifl, sa¤l›k hizmetini patronlar›n eline b›rakm›flt›r. Son olarak özel hastanelerin SGK’l› hastalardan ald›¤› fark ücretinin tavan oran› % 30’dan % 70’e ç›kar›ld›. Uzun süredir özel hastanelerin patronlar› ile Sa¤l›k Bakanl›¤› aras›nda devam eden “fark ücreti” oran›n›n yükseltilmesi çal›flmalar› sonucunda Sa¤l›k Bakanl›¤› fark ücretlerinin % 30’dan % 70’e ç›kar›lmas›na karar verdi. Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n talebi do¤rultusuna al›nan karar, Bakanlar Kurulu’nun onay›yla da 8 Aral›k’ta resmi gazetede yay›nlanarak
cu varm›fl. O da, çevre köylerden birinde köy korucusu olarak kay›tl› imifl. Köyün a¤alar›, eski a¤an›n torunlar› imifl. Yetmifl y›l kadar önce, buraya gelip yerleflen Abdulkadir A¤a, okur-yazar olmas› sayesinde, 1956 y›l›nda köye kadastro yapmaya gelen komisyonu evinde a¤›rlam›fl, sahte tutanaklarla ve çeflitli yollarla bütün köy arazisini çocuklar› üzerine yapt›rm›fl. Sonras› bildik hikâye, zalim bir a¤a, kendisine karfl› ç›kana etmedik zulüm b›rakmayan bir hükümranl›k. Öyle ki, 1970 ortalar›nda, baflkald›rmaya yeltenen bir adam›n, köy meydan›nda hunharca katledildi¤i anlat›lmaktad›r. Oysa rahats›z olmufl, kendisinin medyada “a¤a” olarak an›lmas›ndan, Abdulkadir A¤a’n›n torunlar› Cengiz ve Reflit Sinanl› kardefller. “Ben ‹ngiltere’de elektronik okudum. Kardeflim tekstil okudu. Ama hâlâ bizi a¤a gibi gösteriyor medya. Medya köylüleri k›flk›rt›yor. Biz köylülerin tüm k›flk›rtmas›na ra¤men sakin ve iyi niyetli davran›yoruz. Olay ç›kmas›na meydan vermiyoruz… fiimdiye kadar tarlalar› iflliyorlard›, yüzde 10’unu bile bize vermiyorlard›. ‹stemiyorduk da zaten. Yeter ki bu topraklar bizim kals›n, ama onlar sürsün. Bir kar›fl toprak
vermeyiz. Niye verelim kardeflim. Senin topra¤›n olsayd› verir miydin? ‹fladam›y›z tabii ki flirketlerimiz var, o yat›r›mlar› da yap›yoruz” demiflti, modern k›yafetler içindeki faflist feodal, Cengiz Sinanl›. Dayen Hava Tafl›mac›l›¤›, Aytu¤ Çorap ve Romanya’da 12 tekstil ma¤azas›, ABD’de marketler zincirinin sahibi ayn› zamanda. (Evrensel, 18.10.2007) “Bakmay›n, soyadlar›n›n Sinanl› oldu¤una. Önceki soyadlar› Ayhan’d› bunlar›n. Demek ki, bugünleri düflünerek, de¤ifltirmifller soyadlar›n›!” diyor bir köylü… Daha önce Siirt’te görüfltükleri Baflbakan, “feodaliteyi bitirece¤im” demifl. ‹lkinde dört gün boyunca Ankara’da temaslarda bulunmufllar, ikinci gittiklerinde 28 gün kalm›fllard›. AKP’li Dengir Mir F›rat ile görüflmüfller. “10 bin dönüm toprak bir kifliye ait. Bu nas›l adalet!” diye dert yanm›fllar. Yand›klar›yla kalm›fllar, nihayet F›rat’›n cevab› baflka bir izahata hacet b›rakmayacak kadar aç›kt›r, çünkü “Ne yapal›m yani! Benim de on binlerce dönüm topra¤›m var!” “O halde devlet sizi oyal›yor, diye düflünüyor musunuz?” diyoruz. “Evet, oyalad›klar›n›n fark›nday›z. Ama bakal›m, bakars›n›z, mahkeme lehimize sonuçlan›r” yan›t›n› al›yoruz. “Ya olmazsa, o zaman ne yapacaks›n›z?” diyoruz, bu soruya yan›tlar› da; “Bilemiyoruz, ama kendi topra¤›m›zdan, kendi hukumuzdan vazgeçmeyece¤iz!” oluyor. (Amed YDG)
Sonunda ölümler oldu Abisi ile birlikte üç yak›n›n› kaybeden Ahmet ise yaflananlar› flöyle anlat›yor; “Ben bu ocakta elektrikçi olarak çal›fl›yorum. O gün yeralt› çok s›cakt›. Bu da gaz oldu¤unun habercisiydi. Havaland›rma sistemi olup olmad›¤›n› sordu¤umuzda ‘bir ara havaland›rma sistemi varm›fl, ancak burada göçük meydana gelmifl, bu göçükten dolay› kapanm›fl’ dediler. Tekrar yenilememifller. Oca¤a inmedi¤imizde iflten at›lmakla tehdit ediyorduk. Yani ekmek paras› için bile bile ölüme gidiyorduk ve sonunda ölümler de oldu.” - Kontrol yok muydu? - Kontrole geliyorlard› müfettifller ama bizimle görüflmüyorlard›, bize sormuyorlard›, yani iflçiyle muhatap olmuyorlard›. fiirket yetkilileri ceplerine birkaç kurufl koyup gönderiyorlard›. Biz pratik deneyimimizle cihaz olmadan gaz›n nerden geldi¤ini nereye gitti¤ini biliyorduk. Ve bunu yetkililere söylüyorduk. Ama bizi dinleyen yoktu. Sözümüzü dikkate alan yoktu. Yani aç›kças› bizim bafl›m›za en çok bilinçsizlikle birlikte hak aramamam›zdan geldi. Di¤er bir nedense yani aç kalmamak ihtiyaçlar›n› az da olsa karfl›lamak için zorunlu bir fleyleri göze al›yorduk. Ayn› kurumlar 18 Aral›k günü de Osmangazi Metro ‹stasyonu önünde ayn› pankart› açarak sloganlarla Kent Meydan›’na yürüdü ve bir bas›n aç›klamas› okudu. (Bursa)
Yeralt›ndan direnifl sesleri geliyor ›llard›r maafllar›n ve yemek paralar›n›n zaman›nda ödenmesi için mücadele eden maden iflçileri, son olarak 1 Ocak’ta Karadeniz Ere¤li Kandilli Hema Kömür ‹flletmesi’nde ç›kan yang›n›n ard›ndan yap›lan aç›klamalara tepki gösterdi. Ç›kan yang›n› gerekçe gösteren flirket, bu sefer iflçilerin zaman›nda ödenmeyen maafllar›ndan % 20 kesinti yapaca¤›n› aç›klam›flt›. Bunun üzerine iflçiler 14 Aral›k günü 24.00-08.00 vardiyas›nda ifl b›rakarak 1 günlük grev gerçeklefltirdi. Ödemesi yap›lmayan 1 y›ll›k yemek paralar› ile 2 ayd›r ödenmeyen maafllar›ndan yap›lacak olan kesintiye karfl› iflçiler, maden oca¤›nda ifl durdurarak, flirkete uyar›da bulundu. Eylemde ayr›ca Bursa-Mustafa Kemal Pafla’da yaflanan grizu patlamas›nda yaflam›n› yitiren iflçiler an›ld›. (H. Merkezi)
Y
SA⁄LIKTA SÖMÜRÜYE DEVAM! SGK’LILARDAN ALINAN “FARK ÜCRET‹” % 30’DAN %70’E ÇIKARILDI! yürürlü¤e girdi. Buna göre, kamu idaresi sa¤l›k hizmeti sunucular› d›fl›ndaki vak›f üniversiteleri dâhil Sosyal Güvenlik Kurumu taraf›ndan belirlenen; hizmet kalite standard›, hasta haklar›, hasta ve çal›flan güvenli¤i, hastane dilim endeksi, hastane kapasitesi, çal›flan haklar› ve hukuki sorumluluklar gibi ölçütlere göre s›n›fland›r›lan sözleflmeli sa¤l›k hizmetleri sunucular›, sa¤l›k hizmetlerinin bedelinin % 70’i oran›nda fark ücreti alabilecek. Bununla beraber özel hastaneye giden SGK’l›lar 100 TL’nin üzerinde bir bedel ödemek zorunda kalacak. Daha önce ç›kar›lan SSGSS yasas›n› savunurken Baflbakan Erdo¤an’›n sosyal güvenlik ve sa¤l›k politikalar› “pazarlanabilir”, “rekabet edilebilir” söylemi asl›nda gelecek dönemdeki sa¤l›k hizmetlerinin paral› hale getirilmesi, hastanelerin, sa¤l›k ocaklar›n›n özellefltirilmesi demekti. Bunun akabinde vatandafllar› özel hastanelere yönlendiren egemenler özel hastaneleri s›cak
bir yuva olarak göstermeye çal›flm›fl, flimdiden yapmaya bafllad›¤› hastanelerin özellefltirilmesine vatandafllar› kendince haz›rlamaya çal›flm›flt›r. Ama sa¤l›kta oldu¤u gibi bu olayda da masal bitmifl, gerçekler a盤a ç›kmaya bafllam›flt›r. (‹zmir)
Sabiha Gökçen’de direnifle devam! Direniflte olan Sabiha Gökçen Havaalan› iflçileri, direnifllerini kararl›l›kla sürdürüyorlar. ‹flçi-Köylü gazetesi olarak biz de son geliflmelerle ilgili bilgi almak amac›yla direniflteki iflçilerden Adnan Ali görüfltük. 21 Aral›k’ta gerçekleflecek mahkemeye haz›rland›klar›n› söyleyen Adnan Ali haklar›n› alana kadar direnifle kararl›l›kla devam edeceklerini dile getirdi. (Kartal)
‹flçi-köylü 6
Denge Azadi
25 Aral›k-7 Ocak 2009
TC; imha, inkar ve asimilasyona “oy birli¤i” ile devam dedi! Abdullah Gül’ün “iyi fleyler olacak” sözleri ve devam›nda devletin farkl› makamlar›nda benzer sözlerin yükseldi¤i ama pratik olarak hemen hemen hiçbir icraat›n olmad›¤›, “Demokratik Aç›l›m”›n durgun bir seyir izledi¤i bir dönemde Ulusal Hareket’in Kandil, Maxmur ve yurtd›fl›ndan olmak üzere Türkiye’ye girifl hamlesi devletin gerçek yüzünün bir kez görülmesine vesile oldu denilebilir. Safsatadan öteye gitmeyen söylemler ve birkaç tane göstermelik giriflimlerine (TRT fiefl, üniversitelerde Kürdoloji bölümü, Abdullah Gül ve Erdo¤an’›n Kürt edebiyatç›lar› ve birkaç yerleflim yerinin Kürtçe isimlerini nutuklar›nda kullanmas› vs.) devam ederlerken sekizi gerilla, yirmi alt›s› Maxmur’dan olmak üzere toplam 34 kiflinin karfl›lanmas› ve kamuoyundaki etkisi devletin gerçek yüzünün a盤a ç›kmas›na yetmiflti. Silahl› mücadeleyi tasfiye niyeti olan egemenler gerillan›n silahs›z halinden bile rahats›z olmufllard›r. Kandil’den ve Maxmur’dan gelenlerin kuzu kuzu ana-baba oca¤›na gidece¤i beklentisi içersindeki devlet, Kürt halk›n›n coflkulu karfl›lamalar› ve sahipleniflinden rahats›zl›klar›n› “iyi niyeti suiistimal” olarak de¤erlendirerek, her an elinde de¤ifltirdi¤i ikiliden biri olan sopay› eline tekrar alm›flt›r. “Tek dil, tek bayrak, tek millet, tek
vatan” ›rkç› slogan› eflli¤inde “Milli Birlik ve Kardefllik Projesi” ismi ile süre giden aç›l›m projesi ‹zmir’de DTP konvoyuna sald›r› ile farkl› bir sürece evrilmifltir. Topyekûn sald›r›n›n bafllang›ç fifle¤i olan bu olay ile birlikte her zaman bir kenarda tutulan milliyetçilik ön saflara çekilmifltir. Öte yandan Öcalan’›n ‹mral› Hapishanesi’ndeki süre giden tecrit koflullar›n›n art›r›lmas› da bu süreçte protesto edilen bir bafll›¤› oluflturmakta. Ateflkes süresi boyunca 80 kadar gerillan›n katledilmesine karfl›n Tokat’ta 7 askerin yaflam›n› yitirmesi bafllat›lan sald›r›lara iyi bir basamak olarak kullan›lm›flt›r. Ve devam›nda Kürt ulusuna yönelik sald›r›lar artm›flt›r. 300-500 kifliyi geçmeyen örgütlü faflistlerin yer ald›¤› bu sald›r›lar devlet eli ile bas›nda da ifllenerek halk-vatandafl hassasiyeti imaj› da iyi bir flekilde ifllenmifltirifllenmektedir. Her zaman oldu¤u gibi sald›ranlar elini kolunu sallayarak dolafl›rken sald›r›ya u¤rayanlar ise gözalt›na al›n›p birçoklar› da tutuklanm›flt›r. 20 Kas›m–16 Aral›k tarihleri aras›nda 1562 kifli gözalt›na al›nm›fl ve 363 kifli de tutuklanm›flt›r. Ayr›ca Diyarbak›r’da Ayd›n Erdem polis kurflunu ile vurulurken, Mufl’ta J‹TEM ile iliflkili olan gönüllü korucu ve suç dosyas› kabar›k “esnaf” halka atefl açm›fl ve 2 kiflinin ölümüne yol açm›flt›r. Bütün bu sald›r›lar
Dersim ‘38 katliamd›r! Hesap soral›m!
yaflan›rken Abdullah Gül’ün “gerekenler yap›lacak” sözleri çok yabanc› gelmezken, Beflir Atalay’›n kamuoyu ile dalga geçercesine “demokratikleflme sürecek” söylemi ise kendi cephelerinden oldukça anlaml› olsa gerek. Bütün bu sald›r›lar yaflan›rken parti kapatmalar› ile sicili baya¤› kabar›k TC, DTP’yi “Devletin ba¤›ms›zl›¤›na, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlü¤üne ayk›r›l›k oldu¤u” gerekçesi ile kapatarak parti kapatma hanesine bir art› daha ekledi. Silahl› mücadeleyi tasfiye etmeye çal›flan TC’nin, bir yandan “ovada” siyaset yap›lmas›n› sal›k verirken DTP’yi kapatmas› gayet anlaml› olmufltur. “Büyük titizlik ile” inceleyerek DTP’yi kapatan TC, DTP üyesi olmayan Leyla Zana’n›n sözlerini de kapatma gerekçeleri aras›nda saym›flt›r! Ahmet Türk ve Aysel Tu¤luk’un aralar›nda bulundu¤u 37 kifliye de 5 y›l siyaset yasa¤› verilmifltir. Öcalan’›n aç›l›m tart›flmalar›nda ifade etti¤i “sorunun çözümünde beni muhatap alm›yorsan›z Kandil’i muhatap al›n, onu da muhatap alm›yorsan›z DTP’yi muhatap al›n…” söylemine TC ‹mral›’ da tecridi a¤›rlaflt›rarak, gerillaya yönelik operasyonlar›n› art›rarak kendinden beklenen cevab› verirken son olarak da DTP’nin kapat›lmas› ile Kürt sorununu nas›l çözmek istedi¤ini bir nevi göstermifl oldu.
Kürt ulusunun demokratik mev-
da yap›lan yürüyüflle protesto edildi. Demokrasi ‹çin Birlik Hareketi, Partizan, Özgür Demokratik Alevi Hareketi, Bin Umut Dayan›flma Koordinasyonu ve
ESP-G taraf›ndan düzenlenen eylem saat 14.00’de Taksim tramvay dura¤›na do¤ru yap›lan yürüyüfl ile bafllad›. “Operasyonlar, faflist sald›r›lar, DTP’nin kapat›lmas› bofla
ç›kacak, halklar›n kardeflli¤i iflçilerin birli¤i kazanacak” yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› eylemde s›kl›kla “Faflist Öymen hesap verecek”, “Faflizme karfl› omuz omuza” vb. sloganlar at›ld›. Yü-
Faflist sald›r›lar özgürlü¤e yöneliktir! DTP’nin kapat›lmas›n› ‹stanbul’da protesto eden kitleye yönelik Dolapdere’de, iki kiflinin para karfl›l›¤›nda kitlenin üzerine atefl aç›lmas›na ve polis kurflunu ile yaralanan bir DTP üyesinin tutuklanmas›na tepki göstermek amac›yla bir eylem düzenlendi. Eylemde, aralar›nda Partizan’›n da bulundu¤u kurumlar, sald›r›lara karfl› her milliyetten ve inançtan emekçileri mücadeleye ça¤›rd›. (‹stanbul)
¤›
Mersin’de DTP Yeniflehir ‹lçe Baflkanl›¤› binas›na cam flifleler at›larak sald›r›da bulunuldu. Sald›r›n›n ard›ndan haberi alan birçok kifli ve kurum DTP’ye destek ziyaretlerinde bulunurken, sald›r›ya yönelik bir aç›klama yapan DTP Yeniflehir ‹lçe Baflkan› Abdullah Say›lgan, sald›r›lar›n bir merkezden yönetildi¤ini ve sald›r›n›n de¤il arkas›ndaki zihniyetin önemli oldu¤unu belirterek mücadeleden vazgeçmeyeceklerini
söyledi. 7 Aral›k Pazartesi günü saat 20.00 s›ralar›nda da Antep DTP il binas›na molotoflu sald›r› oldu. Bu sald›r›y› protesto etmek için DTP bas›n aç›klamas› yapt›. Çeflitli kitle örgütlerinin de destekledi¤i bas›n aç›klamas›nda; AKP’nin samimiyetsiz oldu¤u ve esas amac›n›n ulusal hareketin tasfiyesi oldu¤u belirtildi. (Mersin ve Antep ‹K okurlar›)
Ayd›n Erdem Mersin ve Antep’te an›ld›
son buldu. Bas›n aç›klamas›ndan birkaç gün sonra, Mersin Üniversitesi’ne ba¤l› ö¤renci yurdunda faflistlerin, devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤rencilerin odalar›n› basarak ö¤rencilere sald›rd›¤› ve yaflanan olaylar›n ard›ndan sald›r›ya u¤rayan ve olay günü orada dahi bulunmayan birkaç ö¤rencinin de aralar›nda bulundu¤u 30 kifliye üniversite taraf›ndan soruflturma aç›ld›¤› ö¤renildi. (Mersin) * Ayd›n Erdem’i anmak ve faflist sald›r›y› k›namak için YDG-M taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Bas›n aç›klamas›na YDG, Genç-Sen ve DGH da destek verdi. K›sa bir yürüyüfl yap›ld›ktan sonra bas›n aç›klamas› okundu. (Antep YDG)
* Mersin Üniversitesi’nde, Dicle Üniversitesi ö¤rencisi Ayd›n Erdem’in polis taraf›ndan katledilmesi ve DTP’nin kapat›lmas›n› protesto etmek amac›yla bir bas›n aç›klamas› ve ders boykotu gerçeklefltirildi. “fiehidén azadiye namirin” yaz›l› pankart›n arkas›nda yürüyüfle geçen yaklafl›k 200 kifli, “Ey flehid reya te reya me ye”, “Hepimiz Kürt’üz, hepimiz DTP’liyiz” ve “Faflizme karfl›, omuz omuza” sloganlar›n› atarak Cumhuriyet Meydan›’na geldi. Burada yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan bas›n metni okundu ve yap›lan oturma eylemiyle aç›klama
“Kürt halk›na özgürlük!” Ezilen Kürt ulusunun y›llard›r özgürlük ve hak alma mücadelesini engellemeye çal›flan devlet, flimdi de “Demokratik Aç›l›m” fliar›yla Kürt Ulusal Hareketi’ni tasfiye etmek için kollar› s›vam›fl durumda. ‹kiyüzlülü¤ünden taviz vermeyen TC devleti geçti¤imiz günlerde DTP’yi kapatarak Kürt ulusunun yasal haklar›n› gasp etmifltir. Bizler bu haks›zl›¤a karfl›
14 Aral›k Pazartesi günü Sar›gazi Mehmetçik Lisesi’nde YDG ve YDG-M olarak okul ç›k›fl›nda bir yürüyüfl düzenledik. Cemevi’ne kadar süren yürüyüflte s›k s›k “DTP’ye uzanan eller k›r›ls›n”, “Biji bratiya gelan”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar› at›ld›. Polis siren çalarak kitleyi taciz etmeye çal›flsa da baflar›l› olamad› ve eylem alk›fl ve z›lg›tlarla sonland›r›ld›. (Sar›gazi YDG)
lemizden al›koyamaz. Kürt halk› bütün gücüyle direnmeye ve mücadeleye devam edecektir” dedi. Haluk Gerger ise Kürt halk›na yap›lan sald›r›lardan bahsederek flunlar› söyledi: “Bugün aç›l›m yerine deyim yerindeyse kapan›m› konuflaca¤›z. DTP’yi 11 oyla kapatan Anayasa Mahkemesi Türkiye’de bir ulusu yok sayma konusunda tam mutabakat sa¤lam›fl. Adalet da¤›tmas› gereken mahkemeler zulüm da¤›t›yor, bilim da¤›tmas› gereken üniversiteler milliyetçilik da¤›t›yor, objektif haber sunmas› gereken medya ve bas›n faflizmin tetikçili¤ini ve
vurgulayarak,
cilerine siyaset yasa¤› getirenlerin Kürtlerin öfkesinin engelleyemeyeceklerini belirtti. Eyleme BDSP, Mücadele Birli¤i platformu ve EMEP de destek verdi. (‹stanbul)
CEYLAN ÖLÜMÜ HAK ETM‹fi! Ceylan Önkol’un Diyarbak›r Lice’de katledilmesinin ard›ndan birçok fley yaz›ld›, çizildi, konufluldu ama Ceylan’›n bu ölümü “hak edebilece¤i” kimsenin akl›ma gelmezdi. Ancak yaflanan katliam ile ilgili Abal› Jandarma Karakol Komutan› bir astsubay taraf›ndan haz›rlanan fezleke, Ceylan’›n ölümü hak etti¤ini aç›k aç›k söylemese de içerdi¤i ithamlar ile “o ölümü hak etti” diyerek bunu da yap›yor. Bu fezlekede çarp›c› ifadeler ve iddialar yer al›yor. Öyle ki, Ceylan’›n öldürüldü¤ü yerin “terör örgütü mensuplar›nca” s›kça kullan›lmas›, bölgede köy ve mezralar›n “teröre müzahir insanlardan” olufltu¤unun bilindi¤i, patlaman›n oldu¤u yer ve civar›ndaki arazide geçmifl y›llarda may›n ve el yap›m› patlay›c› düzenekleri bulundu¤u ve yerinde imha edildi¤i belirtiliyor ve de Ceylan’›n havadan gelen de¤il yerden patlayan bir cisimle yaflam›n› yitirdi¤i söyleniyor. Tüm bunlar›n d›fl›nda haz›rlanan fezlekede insan›n kan›n› donduran bir belirleme daha yer al›yor. Bölge insan›n›n e¤iliminin her türlü konuyu terör olay› olarak istismar etme ve devletten her halükarda tazminat ve para almaya çal›flma yönlü oldu¤u belirtilen fezleke aç›kça diyor ki; “Ceylan’›n yak›nlar› devletten para almak için yalan söylüyor”. Haz›rlanan fezlekenin kanaati ise Ceylan’›n ölümünün PKK’nin haz›rlad›¤› madde veya malzemenin bilinçli veya istem d›fl› patlamas› sonucu gerçekleflti¤i yönünde. (‹zmir)
AT‹K Paris ve Duisburg’ta Kürt “Aç›l›m›”n› tart›flt› AT‹K taraf›ndan “‹mha ve inkara son: Kürt ulusuna tam hak eflitli¤i” fliar›yla düzenlenen paneller serisinde son iki panel Paris ve Duisburg’ta gerçekleflti. DTP’nin kapat›lmas›ndan kaynakl› panele kat›lamayan Selahattin Demirtafl, etkinli¤e telefonla ba¤land›. Demirtafl telefon konuflmas›nda “‘Aç›l›m’ politikalar›n›n iyi niyetli olmad›¤›n› ve tasfiyeyi amaçlad›¤›n›, Kürt ulusunu yok saymaya devamda karar verildi¤ini bugün Anayasa Mahkemesi’nin DTP hakk›nda verdi¤i kapatma karar›yla bir daha gördük. Kapatma karar› bizi demokratik mücade-
oldu¤unu
DTP’yi kapatanlar›n DTP temsil-
rüyüfl Galatasaray Lisesi önünde sona erdi. Burada kitle ad›na bas›n metnini Tuncay Y›lmaz okudu. Y›lmaz kapatma davas›n›n sadece Kürtlere de¤il tüm ezilenlere verilmek istenen bir gözda-
Birçok ilde DTP’ye yönelik yap›lan sald›r›lar›na yenileri ekleniyor
Binlerce Dersimli 13 Aral›k günü CHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Onur Öymen’in 10 Kas›m günü Meclis’te yapt›¤›, Dersim’de yaflanan katliam ve vahfleti savunan konuflmalar›n› protesto etmek amac›yla Kad›köy’de bulufltu. Tunceli Dernekleri Federasyonu taraf›ndan örgütlenen ve çok say›da devrimci ve ilerici kurumun da destek verdi¤i miting “Dersim ’38 katliamd›r. Arflivler aç›ls›n, hesap verilsin” slogan› ekseninde gerçeklefltirildi. Türkiye’nin birçok yerinden gelen Dersimliler, sabah saatlerinde Kad›köy Tepe Natulius önünde topland›. Sa¤anak ya¤mura ve f›rt›na ra¤men yürüyüfle geçen kitle ’38’de yaflananlar›n bir katliam oldu¤unu hayk›rarak arflivlerin aç›lmas›n› ve sorumlulardan bir an önce hesap sorulmas›n› istedi. “Dersim ismi iade edilsin” pankart› arkas›nda yürüyüfle geçen kitle “Dersim faflizme mezar olacak”, “Dersim darda, Munzur isyanda” sloganlar›n› hayk›rd›. CHP’li Onur Öymen’in Hitlere benzetildi¤i çok say›da döviz tafl›yan kitle “CHP Nalet fieroto” ve “Faflist CHP Dersim’den defol” sloganlar›n› da att›. Seyit R›za’n›n mezar yerinin ve belgelerin kamuoyuna aç›klanmas›n› isteyen Dersimliler yan› s›ra Munzur suyu üzerinde yap›m› süren baraj inflaatlar›n›n durdurulmas›n› ve k›r bekçili¤i ad› alt›nda yürürlü¤e sokulmak istenen koruculu¤un kald›r›lmas›n› istedi. Kitlenin alana girmesi ile birlikte sayg› duruflu gerçeklefltirildi. TUDEF ad›na konuflan Genel Baflkan Özkan Tacer; yaflanan katliam›n tüm boyutlar› ile ortaya ç›kar›labilmesi için arflivlerin aç›lmas›n›, sorumlular›n hesap vermesini ve Dersim isminin iade edilmesi gerekti¤ini söyleyerek, Onur Öymen’in aç›klamalar› ile birlikte CHP’nin ›rkç› yaklafl›m›n› bir kez daha ortaya koydu¤unu dile getirdi. Mitingde DTP Dersim milletvekili fierafettin Halis de söz ald›. “Dersim katliam›n›n sorumlusu faflist Kemalist diktatörlüktür. Hesap soral›m!” pankart› ile mitingdeki yerini alan Partizan kitlesi “Dersim’in katili patron a¤a devleti”, “Dersim onurdur onuruna sahip ç›k” sloganlar›n› s›k s›k hayk›rd›. Yürüyüfl güzergâh› boyunca Partizan imzal› yaz›lama ve ozalitlerin yo¤un bir flekilde yap›ld›¤› dikkat çekti. Ayr›ca TKP/ML T‹KKO ve TMLGB yaz›lamalar›n›n da yap›ld›¤› görüldü. Partizan pankart› arkas›nda yürüyen Munzur Kültür Derne¤i, Gemlik Tuncelililer Derne¤i, Baflakflehir Tuncelililer Derne¤i, Köy Dernekleri, Munzur Kültür Derne¤i ve Munzur Çevre Derne¤i de oldukça coflkulu ve kitleseldi. Miting yap›lan konuflmalar ve söylenen türkülerle sona erdi. Seyit R›za’n›n torunu Rüstem Polat da dedesinin resimleri ile mitinge kat›lanlar aras›ndayd›. Miting kötü hava koflullar›na ra¤men coflkuluydu. (‹stanbul)
olan DTP’nin kapat›lmas› da bizlere bir kez daha göstermifltir ki TC imha, inkâr ve asimilasyon politikas›nda bütün kurum ve kurulufllar› ile “oy birli¤i” içerisindedir.
Kürt ulusunun öfkesi dinmeyecek
zilerin den biri olan DTP’nin kapat›lmas› 20 Aral›k günü ‹stanbul
Devletin tasfiye amac›n›n deflifre oldu¤u pratikler sonras› tek bir yiv ve setten ç›km›flças›na aç›klamalar birbirini izlemektedir. ‹lk olarak savafl gemisinden tehditkâr bir aç›klama yapan Baflbu¤ “siyasilere, akademisyenlere ve medyaya bulundu¤unuz yer do¤ru de¤il” derken ayr›ca süreçten rahats›z olduklar›n› ve operasyonlar›n aral›ks›z sürece¤i mesaj›n› verdi. Daha sonra kameralar›n karfl›s›na ç›kan “Demokratik Aç›l›m”›n koordinatörü BeflirAtalay, “esas ve birinci amaçlar›n›n PKK’nin ortadan kald›r›lmas›” oldu¤unu ifade etti. Hemen ard›ndan Erdo¤an Konya’dan Baflbu¤ ve Atalay’› tamamlayarak “PKK ile toplu mücadele edece¤iz” dedi. Ayn› zamanda kendisinin muhalefet taraf›ndan anlafl›lmad›¤›ndan dert yanarak da gerçek niyetlerini teflhir edercesine “‹flte biz diyoruz ki farkl› ad›m ve yollar ile bu ifli çözmemiz laz›m. Bizim yapt›¤›m›z terör ile topyekûn mücadeledir. Onun için diyoruz ki, bu iflin diplomasi aya¤› var. Bu iflin kültürel aya¤› var. Bu iflin psikolojik, sosyal boyutu var” aç›klamas›n› yapt›. Bir y›l› daha geride b›rakmaya haz›rland›¤›m›z flu günlerde, sene bafl›nda sarf edilen “f›rsat y›l›”, “iyi fleyler olacak” söylemlerinin ard›nda yatanlar› pratikte yaflam›fl olduk. TC’nin Kürt ulusuna yönelik sald›r›lar›n›n bir halkas›
k›flk›rt›c›l›¤›n› yap›yor. Türkiye gelece¤ini kaybediyor.” AT‹K Baflkan› Musa Demir ise TC tarihinin Kürt milletine ve di¤er az›nl›klara karfl› uygulanan katliam ve zulüm tarihi oldu¤unu belirtti ve son olarak tüm ilericileri ve her milliyetten halk› Kürt ulusunun hakl› mücadelesine destek vermeye ça¤›rd›. Paris’te yap›lan panelde Yaflanacak Dünya, AvEG-KON ve ADHK ad›na kurum temsilcileri 10’ar dakikal›k konuflmalar yaparak görüfllerini sundular, dinleyiciler de panelistlere çeflitli sorular yöneltti.
Duisburg’ta da yine soru ve cevaplar›n ard›ndan panel sona erdi.
Ulm’de DTP’nin kapat›lmas›na karfl› bas›n aç›klamas› Kürt ulusuna yönelik inkar ve tasfiye sald›r›lar›n›n her geçen gün boyutland›r›ld›¤› ve DTP’nin kapat›lmas›yla üst seviyeye ç›kart›lan kuflatmaya karfl› 13 Aral›k günü Ulm’de bir bas›n aç›klamas› düzenlendi. Aç›klama, AT‹F-Ulm, AG‹F-Ulm ve Kürdistan Enformasyon Merkezi taraf›ndan yap›ld›. Bas›n aç›klamas› Ulm çarfl› merkezinde gerçekleflti. AT‹F kitlesinin federasyon bayraklar›yla kat›ld›¤› aç›klama, sloganlarla bitirildi. (AT‹K Haber Merkezi)
‹flçi-köylü 7
Halk›n gündemi
25 Aral›k-7 Ocak 2009
‹nsan haklar›nda Türkiye gerçe¤i Egemenler, ‹nsan Haklar› Evrensel Bildirgesi’nin, Birleflmifl Milletler (BM) taraf›ndan 10 Kas›m 1948’de kabul edilmesinin ard›ndan geçen 61 y›l boyunca, insan haklar› konusunda geliflme sa¤lamak flöyle dursun, elde edilen haklar› da eline geçen her f›rsatta çi¤nemifltir. ‹nsan haklar› savunucular›, bu bildirgenin kabul edildi¤i haftay› (10-17 Aral›k) “‹nsan Haklar› ve Demokrasi Haftas›” olarak ilan ettiler. Bu y›l da hafta çerçevesinde, ülkenin birçok yerinde çeflitli eylemler yap›ld›; insan haklar›n› çi¤neme konusunda dosyas› kabar›k olan TC’nin baflta hapishanelerdeki tutumu, gözalt›nda iflkence vakalar› ve de Kürt ulusuna yönelik imha ve inkâr politikalar› protesto edildi. ‹HD ve Türkiye ‹nsan Haklar› Vakf›’n›n (T‹HV) 10 Aral›k Perflembe günü birçok ilde yapt›¤› bas›n aç›klamas› ve aç›klad›¤› eylem takvimi ile bafllayan hafta, birçok yerde yap›lan protestolarla sürdü. Türkiye’de yaflanan ihlallerdeki art›fla dikkat çekilen eylemlerin ilki olan 10 Aral›k’ta, ‹zmir’de gerçeklefltirilecek yürüyüfl; öncesinde sat›rl› iki kiflinin ‹HD fiubesi’ni basmas› nedeniyle iptal edildi, ancak 12 Aral›k’ta bas›n aç›klamas› ile bu olay protesto edildi. ‹stanbul’da da bas›n aç›klamas› ile bafllayan eylem sürecinde, ilk olarak Avrupa ve Akdeniz
Bölgeleri Cebrî Kaybedilmeye Karfl› Federasyon (FEMED), YAKAY-DER ve ‹HD ortaklafla 2 günlük kay›p aileleri buluflma sempozyumu düzenledi. Sempozyumda Türkiye’nin faili meçhul ve kay›plar›n en çok yafland›¤› yer oldu¤u belirtildi. 12 Aral›k’ta yine ‹HD ve T‹HV taraf›ndan düzenlenen “‹nsan Haklar› Panoramas›” adl› etkinlikte; iflkence, cezaevleri, Kürt sorunu, cinsel kimlik, çal›flma yaflam›, çocuk haklar›, farkl› etnik kimlikler, gözalt›nda kay›plar, mülteci ve kad›n sorunlar› gibi çok say›da ihlaller tart›fl›ld›. 13 Aral›k’ta, kaybedilenler ve faili meçhul cinayete kurban gidenler ile ilgili Taksim Tramvay Dura¤›’nda toplanan ‹HD’liler, “Kay›plar›m›z› unutmayaca¤›z, vazgeçmeyece¤iz!” fliar›yla bir yürüyüfl düzenlediler. ‹HD, 14 Aral›k’ta ‹stiklal Caddesi’nde ‹nsan Haklar› Evrensel Beyannamesi’ni da¤›tt›. 15 Aral›k’ta ‹stiklal Caddesi’nde hasta tutsaklar›n isimleri ve giydikleri beyaz önlüklerle, serbest b›rak›lmalar› için zincirli yürüyüfl düzenlendi. 16 Aral›k’taki “Dersim ’38” belgeseli (Çayan Demirel) gösterildi ve son olarak da 17 Aral›k’ta gerçeklefltirilen aç›klama ile hafta sonland›r›ld›. Bingöl, Diyarbak›r, Hakkâri, Ankara, Bal›kesir ve Mu¤la’da da bas›n aç›klamalar› yap›ld›.
Katiller aram›zda…
‹zmir 17 Aral›k günü Konak Sümerbank önünde bir oturma eylemi ve ard›ndan bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamay› ‹HD ‹zmir flubesi ad›na Ahmet Alagöz yapt›. Yap›lan aç›klamada bir insan›n en temel hakk› olan yaflam hakk›n›n ihlal edilmesi yüzünden 4 kiflinin bu hafta içerisinde yaflam›n› yitirdi¤ine de¤inildi. Hapishaneler kanayan yara Aç›klamada özel olarak hapishanelerdeki tecrit koflullar›na da de¤inildi. Hapishanelerin insani her fleyden ar›nd›r›ld›¤›n›n belirtildi¤i aç›klamada “baflta hasta tutsaklar olmak üzere tüm tutsaklar›n infaz koflullar› gözden geçirilmelidir” ça¤r›s› yinelendi. Alagöz bir y›l içerisinde çocuk haklar›n›n TMY kapsam›nda tutuklanan, e¤itim, güvenli bir ortamda bar›nma ve yaflama haklar› ellerinden al›nan çocuklar ile birlikte ayaklar alt›na al›nd›¤›na dikkat çekti. Ve bir kez daha TMY’nin kald›r›lmas›n› talep etti. Yine bu hafta içerisinde efli taraf›ndan kula¤› kesilmesine ra¤men tekrar efline teslim edilen bir kad›n›n yaflad›klar›n›n kad›n haklar› konusunda nerede oldu¤umuzu bizlere gösterdi¤ini söyledi.
Antakya Hatay Antakya’da yap›lan bas›n aç›klamas›nda da “üzülerek belirtmek isteriz ki aradan geçen 61 y›la karfl›n, dünyada Evrensel Bildirge’de yer alan hak ve özgürlüklere dayal› uluslararas› bir düzen oluflturulmam›flt›r” denildi. Bas›n metnini Adnan Ery›lmaz’›n okudu¤u eylem kötü hava koflullar› nedeniyle ‹HD binas›nda yap›lm›fl ve de Partizan da kat›larak destek vermifltir. (Antakya ‹K okurlar›)
Gazi Mahallesi’nde de faflist sald›r›
Sincan F Tipi Hapishane Nazi kamp› gibi! Sincan Kad›n Hapishanesi’nde koflullar Nazi kamplar›n› aratm›yor. Bayram görüflü için hapishaneye giden aileler yapt›klar› bir bas›n aç›klamas› ile buradaki hak ihlallerine dikkat çekti. Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri taraf›ndan örgütlenen bas›n toplant›s› 11 Aral›k günü ‹HD ‹stanbul fiubesinde gerçeklefltirildi. Bas›n toplant›s›nda PfiTA ad›na okunan aç›klamada hapishanelerde hak ihlallerinin sürdü¤ü ve devletin devrimci ve komünist tutsaklar› teslim almak istedi¤i vurguland›. Ard›ndan söz alan TKP/ML Dava tutsa¤› Fadime Özkan’›n abisi Ercan Özkan, bayram görüflü s›ras›nda hapishanenin keyfi uygulamalar› ile karfl›ya karfl›ya kald›¤›n› söyledi. X-ray cihaz›n›n uyar› vermesi üzerine üstündeki elbiseleri ç›kart›lan Ercan Özkan, pijamalar› ile aç›k görüfl yapt›¤›n› dile getirdi. Hapishanede disiplin cezalar›n›n keyfi bir flekilde verildi¤ini, mektup ve kitaplar›n engellendi¤ini, Ankara Numune Hastanesi’ne sevk edilen hasta tutsaklar›n kelepçeleri ç›kar›lmad›¤› ve askerler d›flar› ç›kmad›klar› için muayene olamadan geri döndüklerini ifade eden Özkan; kardeflinde kemik erimesi hastal›¤› bulundu¤unu, hastanede kelepçelerin ç›kar›lmas›n› istedi¤i gerekçesiyle idare taraf›ndan disiplin cezas› verildi¤ini, bu cezalar yüzünden 2010 y›l›nda hiç görüfl yapamayaca¤›n› söyledi. Yine TKP/ML dava tutsa¤› Deniz Tepeli’nin annesi Rahime Tepeli görüfl haklar›n›n idare taraf›ndan sürekli engellenmeye çal›fl›ld›¤›n› söyledi. (‹stanbul)
Linç sald›r›lar›n›n son örne¤i 4 Aral›k’ta Gaziosmanpafla’da yafland›. Anket firmas›nda çal›flan gençlere devlet eliyle organize edilen 20 kiflilik sivil faflistler sald›rd›. Sald›r›da Sedat Kula ve Burhan ‹lgin ve olaya müdahale etmeye çal›flan bir kifli a¤›r yaralan›rken Proleterce Devrimci Durufl dergisi okuru ve anket firmas› çal›flan› Enver Alpflar, olaylar› teflhir etti¤i için polis taraf›ndan gözalt›na al›nd›. Keyfi bir flekilde bir gün gözalt›nda tutuldu ve tehditlere maruz kald›. Sald›r›ya u¤rayanlar›n anlat›mlar› da gösteriyor ki, sald›r› organize. Kula’y› ismiyle ça¤›ran ve arkadan sald›ranlar›n, onu
okuldan beri izlemeleri, sivil polislerin ayn› gün içinde iki kez gelip kontrol etmesi ve olay esnas›nda hiç görünmemeleri, ayr›ca esnaf ve halk›n anlat›mlar› bunu do¤ruluyor. Biz yaflanan bu sald›r›y› teflhir etmek amaçl› 6 Aral›k’ta saat 12.00’de GOP Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› yapt›k. Aç›klama esnas›nda “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› at›ld›. Bas›n aç›klamas›na Partizan, PDD, BDSP ve birçok demokratik kitle örgütü destek verdi. (Gazi Mahallesi ‹K okurlar›)
CMP’den aç›klama
Erzincan’da polis terörü
Cezaevleri Merkezi Platformu (Direnifl Hareketi, T‹KB, DHKP-C, MLKP, MKP, TKP/ML) yaz›l› bir aç›klama yaparak ‹ran gerici molla rejiminin ‹ran’›n ezilen halklar›n›n demokratik haklar› için mücadele eden evlatlar›n› idam sehpalar›nda katletmesini protesto etti. Yap›lan aç›klamada “‹ran diktatörlü¤ü Kürt halk›ndan Hasan Hikmet Demir, ö¤retmen Farzad Kamanga ve ‹hsan Fetahiyan’› idam etti. fiimdi Kürt siyasi kad›n aktivist Zeynep Celalyan’› idam etmek için gün say›yor. ‹ran devleti idamlar› demokratik hak ve özgürlükler için mücadele eden kesimleri ve kiflileri korkutmak, y›ld›rmak ve cezaland›rmak amac›yla öteden beri kullan›yor. Güttü¤ü ölüm ve dara¤ac› politikas›yla halklar› teslim almaya ve kölece yönetmeye çal›fl›yor. Anti-demokratik yasalarla en temel haklar ayaklar alt›na al›n›yor. Son idamlar›n da bir kez daha kan›tland›¤› gibi savunma hakk› dahi tan›nmadan insanlar idam sehpalar›na gönderiliyor. Biz Türkiye’deki devrimci siyasi tutsaklar ‹ran rejiminin idamlar›n› protesto ediyoruz. Zeynep Celalyan ve di¤er demokrat siyasi mahpuslar›n idamlar›n›n durdurulmas›n›, i¤renç idam politikas›na son verilmesini istiyoruz” denildi. (H. Merkezi)
devam ediyor!
“Vicdan›m›zda mahkum olmaktan kaçamayacaks›n›z!” 246. Hafta
247. hafta
12 Aral›k Cumartesi günü Galatasaray Meydan›’nda biraraya gelen ‹HD’liler ve kay›p yak›nlar›, kaybedilenlerin ak›betlerini a盤a ç›karana kadar eylemlerini sürdüreceklerini aç›klad›lar. Bu hafta yap›lan bas›n aç›klamas›n› okuyan T‹HV Baflkan› fiebnem Korur Fincanc›, daha önceki hafta yap›lan eylemde aç›klamay› okuyan kay›p Hüseyin Taflkaya’n›n ye¤eni ve kardeflinin, eylem sonras› sivil polisler taraf›ndan kimlik kontrolüne tabi k›l›nmas›n› protesto etti.
19 Aral›k Cumartesi günü de “Failleri belli, kay›plar nerede?” pankart› açan aileler ad›na bas›n aç›klamas›n› Özge Akman okudu. Eylemde, 3 Haziran 1994’te gözalt›nda kaybedilen Mustafa Sayg›’n›n ak›betinden sorumlular›n›n yarg›lanmas›n› istedi. Eylemde ayr›ca Murat Y›ld›z’›n annesi Hanife Y›ld›z da bir konuflma gerçeklefltirdi. (‹stanbul)
Geçen hafta Erzincan Meslek Yüksekokulu’nda kad›n arkadafllar›m›z›n faflistler taraf›ndan sald›r›ya u¤ramas›, ayn› gün içinde iki erkek arkadafl›n okulda sald›r›ya u¤ramas› üzerine bir araya gelen yaklafl›k 400 kiflilik kitle bir eylem yapt›. 3 gün sonra tekrar bir araya gelen kitle bir eylem daha yapt›. Erzincan Cumhuriyet Mahallesi Cemevi etraf›nda toplanan kitle “Erzincan faflizme mezar olacak”, “Faflizme karfl› omuz omuza” sloganlar› att›. Daha sonra polisle arbede yaflanmas› sonucu da¤›ld›. Eylemin ard›ndan bir de¤erlendirme toplant›s› yap›ld› ve bu sald›r›lara en iyi nas›l cevap verilebilece¤i tart›fl›ld›. Bu toplant›lar sonucunda daha etkili eylemler yapma karar› al›nd›.
Panel sonras› taciz 19 Aral›k katliam›n› protesto amac›yla 19 Aral›k Cumartesi günü Gençlik Derne¤i taraf›ndan bir panel düzenledi. Bizler de Erzincan YDG olarak paneli dinlemeye gittik. Ç›k›flta polis bize kimlik sordu ve tav›r gösterdik. Bu tav›rdan sonra polis, orada bulunan devrimci ve demokratlar› tartaklamaya bafllad›. At›lan “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›ndan sonra baz› kiflileri gözalt›na almaya çal›flan polis, kitlenin gösterdi¤i güçlü tepkiden dolay› al›nanlar› b›rakt›. (Erzincan YDG)
Gazetemiz kurumu tehlikeye sokuyor, yasad›fl› örgütü övüyor ve müstehcen!
Hasta tutsaklar›n sesi her Cuma ‹stiklal Caddesi’nde yap›lan eylemlerle yank› bulmaya devam ediyor. * Bir araya gelen yüzlerce kifli tutsaklar›n sesi olman›n coflkusu ile 11 Aral›k Cuma günü sloganlar›n› hayk›rd›. DTP’nin kapat›ld›¤› günün akflam› yap›lan eylemde demokratik haklara yönelik yap›lan sald›r›lar k›nand›. Hava flartlar›ndan kaynakl› yürüyüfl yap›lamayan eylem, Taksim tramvay dura¤›nda yap›lan bas›n aç›klamas›yla sona erdi. * 18 Aral›k Cuma günü Tramvay dura¤›ndan Galatasaray Lisesine do¤ru yap›lan yürüyüflte “19-22 Aral›k’tan hasta tutsaklara tecrit öldürmeye devam ediyor” yaz›l› pankart aç›ld›. Emekli-Sen ‹stanbul 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Kaflg›r’›n okudu¤u bas›n aç›klamas›nda 20 hapishaneye kimyasal silahlarla yap›lan sald›r›da 28 tutsa¤›n yaflam›n› yitirdi¤i hat›rlat›ld›.
“ATK, devletin ölüm makinesidir!” 10 Aral›k Perflembe günü Adli T›p Kurumu (ATK) önünde, “Hasta tutsaklara özgürlük” fliar›yla bir araya gelen Güler Zere’ye Özgürlük Platformu bileflenleri bir bas›n aç›klamas› düzenledi. Aç›klamada ATK’nin “devletin katilleri, sap›klar›, kendi kirli iflleri için çal›flanlar› aklama kurumu” oldu¤u söylendi. Aç›klamada, geçti¤imiz günlerde Bilecik M Tipi Hapishane’deki Zeki Dökenel adl›, 65 yafl›nda ve felçli olan tutsa¤›n “rapor” için saatlerce süren bir yolculuktan sonra getirildi¤i ATK önünde yaflam›n› yitirmesinin anlaml› oldu¤u vurguland›.
Koltuk de¤ne¤i yerine süpürge sap›!
F Tipi hapishanelerde tutsaklar›n d›fl dünya ile ba¤›n› kesmeyi ve bu flekilde onlar› teslim almay› planlayan devletin sald›r›lar› sürüyor. Gazetemiz ‹flçi köylü’nün birçok say›s› toplatmas› olmad›¤› halde keyfi biçimde engellenmekte ve tutsaklara verilmemektedir. ‹flte Tekirda¤ 2 Nolu F tipi Hapishane’de tutsak Partizanlara verilmeyen 13-22 Aral›k tarihli say›m›z›n verilmeme nedeni; … “Bahse konu olan (…) ‹flçi köylü adl› gazetenin 9. sayfas›nda “Par›ldayan Karfl›lama” bafll›kl› yaz›da “gerillaya bir kat›l›m›n daha gerçekleflmesi rahat›yla geri dönen yoldafl, gerillalara teslim etti¤i yoldafl›n …” devam eden yaz›larda yasad›fl› silahl› terör örgütüne sempatizan ve militan kazand›rma gayreti içinde olduklar›, terör örgütünün 8. Konferans kararlar›n› bölge halk›na yayma gayreti içinde olduklar›, 11. sayfas›nda “bir gün ama mutlaka” devam eden yaz›da terör örgütüne kat›l›m› teflvik etmek amac›yla bir militan›n örgüte kat›lmak amac›yla da¤a ç›k›fl›n› kahramanl›k hikayesi gibi anlatmaya çal›fl›ld›¤›, terör örgütünü övücü ifadelere yer verildi¤i, (…) 5275 say›l› ceza ve infaz tedbirlerinin infaz› hakk›ndaki kanunun 62. maddesinin 3. bendinde belirtilen kurum güvenli¤ini tehlikeye düflüren veya müstehcen haber, yaz›, foto¤raf ve yorumlar› kapsayan hiçbir yay›n›n hükümlüye verilmeyece¤i belirtildi¤inden An›lan kitaplar›n ilgililere verilmemesine (…) oy birli¤i ile karar verimlefltir.” (H. Merkezi)
3 y›ld›r Kand›ra 1 No’lu F Tipi Hapishane’de kalan Sedat Kartal isimli tutsak yaflad›¤› rahats›zl›klara ra¤men tedavi edilmiyor. Ayaklar›nda oluflan eklem romatizmas› nedeniyle yürüyemeyecek duruma gelen Kartal’›n ailesi 18 Aral›k Cuma günü ‹HD ‹stanbul fiubesinde bas›n aç›klamas› yaparak o¤ullar›n›n tuvalet ihtiyac›n› karfl›layabilmek için koltuk de¤ne¤i talep etti¤ini ancak bu talebin dahi reddedildi¤ini belirtti. Kartal o¤lunun koltuk de¤ne¤i yerine süpürge saplar›n› kulland›¤›n› söyledi ve tüm demokratik kitle örgütlerini hasta tutsaklarla dayan›flmaya ça¤›rd›.
13 flarapnele, krem ve hap! Vücudunda 13 flarapnel parças› bulunan ‹smail Tüzün adl› PKK tutsa¤›, Malatya E Tipi Hapishanesi’nde tutulurken hastane gidifl-dönüfllerinde asker taraf›ndan iflkenceye maruz kalm›fl ve bu yüzden de dava açm›flt›. Ancak iflkenceci askerlerin tan›k olarak dinlendi¤i mahkeme, “kovuflturmaya gerek yoktur” karar› ile sonlanm›flt›. Bu olay›n ard›ndan zorla Elbistan Hapishanesi’ne götürülen Tüzün, vücudundaki flarapnel parçalar›ndan kurtulmak için Adalet Bakanl›¤›’na baflvurmufl ve devlet hastanesine sevk edilmiflti. Ancak getirildi¤i hastanede ayaküstü muayene edilen Tüzün’ü tedavi eden doktor, Tüzün’e “istesen de seni tedavi edemem” diyerek ameliyat olmas› gerekirken, hap ve a¤r› kesici krem verdi.
Edirne F Tipi’nde g›da zehirlenmesi ‹nsan sa¤l›¤›n›n hiçbir öneminin olmad›¤›n› F tipi hapishanelerde yaflanan sa¤l›k sorunlar›na bir yenisi de Edirne F Tipi’nde eklendi. Hapishanede bulunan onlarca tutsak 8 Aral›k günü kendilerine verilen yemek sonucunda g›da zehirlenmesi geçirdi. Rahats›zlanan tutsaklar kendilerine verilen antibiyotiklerden sonra tekrar hapishaneye getirildi.
‹flçi-köylü 8
Politika-gündem
Bursa Kemalpafla’daki maden oca¤›nda 10 Aral›k’ta grizu patlamas› 19 iflçinin yaflam›na mal oldu. Patlaman›n nedeni ve ihmaller araflt›r›l›yor flimdi! Bakanlar ve yetkili a¤›zlar “üzüntülerini” belirtip, “gere¤ini yapacaklar›n›” söylüyorlar. Onlar ekmek paras› için her gün evlerinden ç›karken ve madene inerken “Allah’a emanet” ediliyorlar. Yerin 300 metre alt›ndaki ekmeklerini almaya gidiyorlar her gün. Geri dönebilenler flansl› say›l›yor. Ve geride kalanlar, kendi geleceklerini gördükleri o beton ve kömür y›¤›n›n alt›nda kömür gibi yanan kendi bedenleriymiflçesine ac›yla bak›yorlar arkadafllar›na… Patlaman›n ard›ndan yans›yan görüntülerin yabanc›s› de¤iliz asl›nda. Zonguldak’ta 1992 y›l›nda “felaketlerin” en büyü¤üne 263 iflçinin ölümüyle tan›k olmufltuk. Maden ocaklar›, ölüm ve direnifl ocaklar› olarak yaz›ld› ülkemiz iflçi s›n›f›n›n tarihine. Ekme¤in pahal› olan bedeli, direnmeyi, baflkald›rmay› da ö¤retti. Yaflamak için direnmeyi ö¤rendi maden iflçileri. O tarihten bugüne tabutlar ç›kmaya devam etti kömür ocaklar›ndan ve en son Kemalpafla…
mit patlat›lm›yor, vantilatörle havaland›rma yap›l›yor. Bu koflullarda 19 iflçinin öldü¤ü vardiyada da dinamit patlat›lmamas› gerekiyor. Bu uyar› iflçiler taraf›ndan dinamitçiye yap›l›yor, çünkü gaz ve patlama iflini dinamitçi yap›yor. Oysa ki üç vardiyal› çal›flma sisteminin bulundu¤u ocakta sadece bir mühendis var ve olmas› gereken gaz ölçümlerinin her vardiyada bu mühendisler taraf›ndan yap›lmas› gerekiyor. Sadece bir vardiyadaki gaz ölçümü bulunan mühendis taraf›ndan, di¤er iki vardiyada ise dinamitçiler taraf›ndan yap›l›yor. Ve olay›n belki de en trajik k›sm› ise patlaman›n oldu¤u vardiyadaki dinamitçi Ramazan Bafltepe’nin gaz ölçüm cihaz›n› kullanmay› bilmiyor olmas›. Ercan fiirketler Toplulu¤u bünyesinde bulunan tafleron firma Bükköy Ma-
Ekmek
götüren bu gerçek, her türlü çal›flma kofluluna mecburiyeti, hakk›n› aramamay› ve örgütlenme korkusunun da temel nedenlerinden biri. ‹flsizler ordusuna kat›lmak ya da ölüm yoluna her gün gitmek ve geri dönmeyi umut etmek. Bu iki tercih aras›nda b›rak›l›yor iflçiler… Birer ölüm makinesi gibi iflleyen bu üretim alanlar›nda böylesi toplu ölümlerin ard›ndan bir de denetim akla gelir. Önceki y›llarda “çal›flma koflullar›n›n yetersizli¤i” gerekçesiyle kapat›lan maden oca¤›, k›sa sürede “eksiklerini tamamlayarak!” yeniden aç›l›yor ve 130 kiflinin ekmek-ölüm kap›s› oluyor.
ve ölüm
...
Ekme¤
in paha
l›
“Denetim yeterli miydi?” sorular› ol a d › sorulmaya devam ›rmay n i baflkald edilsin, flirketin arak iç Yaflama nan ama ulafl›lamaö¤retti. rendi ¤ ö i y e yan sahibi Nuruldirenm ri. e l i ç lah Ercan, Çal›flma fl i maden e n ü g Bakan› Ömer Dinu ten b O tarih çer’in konuyla ilgili ya r ç›kma aç›klama yapt›¤› tabutla kömür i t t e m s›rada arkas›nda deva e v n a görülüyor en ›nd ocaklar a… fl a p l son. Çok fley a Kem en son anlat›yor kuflkusuz bu görüntü. Ercan’›n korumal›¤›n› yapan devletin foto¤raf› olarak okuyabiliriz mesela. Ya da devletin kimlerden bes‹flsizlik cenneti Türkiye lendi¤ini görebiliriz. Tabi Nurullah Ercan’›n devletle olan yak›n iliflkisi sadece bu görünUcuz iflgücü cenneti olan ülkemiz, yap›tüden ibaret de¤il. Yerel seçimlerde Derlan son araflt›rmalarla iflsizler “cennetine” sim’de yap›lan kömür yard›mlar›n›n alt›nda dönüflmüfl durumda. A¤ustos 2009’a ait olan da Ercan’›n imzas› var. Daha do¤rusu kömür veriler aç›kland› Kas›m ay› içersinde. Yani tozu yard›mlar›nda. mevsimlik ifllerin bitimi ile birlikte aç›klanan Sözü edilen denetimler iflte bu gerçekrakamlar. “Göreli iyileflme”nin sonuna gelinlerle yap›l›yor. Göstermelik cezalarla iflçilemifl ve iflsizlik oran› 13.4 olarak belirlenmifl. rin ve kamuoyunun tepkisi al›n›yor ve k›sa Bu oran neredeyse 3.5 milyon resmi iflsiz bir süre sonra çark, oldu¤u gibi bütün geranlam›na geliyor. Bir de say›lmayan “umutçe¤iyle dönmeye devam ediyor. Denetlenen suzlar” var. Di¤er bir ifadeyle ifl aramaktan tersanelerde ölümler bu yüzden bitmiyor. yorulup b›rakanlar. Onlar›n toplam› da 1 ‹flçiler ölüm gemilerinin üzerinde s›ras›n› milyon 860 bin. Resmi ve resmi olmayanlar› bekliyor, maden ocaklar›nda da ölümler bittoplad›¤›m›zda ortaya ç›kan iflsiz say›s› 5.3 mayor, çünkü bu sistemin çark› dönmeye milyon. Bu say› her gün biraz daha büyüyor, devam ediyor oralarda. balon biraz daha flifliyor. ‹flçileri ölüm yoluna
li, dire an bede
Ne kadar kömür o kadar para… ‹flçilerin anlat›m› ocaktaki çal›flma ve yaflam koflullar›n›n nas›l bir cehennem oldu¤unu anlamak için yeterli. ‹flçilere gaza karfl› korunmalar› için gerekli olan maske verilmiyor, yanlar›nda getirdikleri bezlerle bu ihtiyaçlar›n› gideriyorlar. Riskli durumlarda maske yerine yo¤urt veriliyor, ölmemeleri ve yeniden çal›flabilmeleri için. Madende çal›flanlara yemek de yok. Bu yüzden iflçiler yemeklerini evden getiriyorlar. ‹flçilerden Güngör Güre, sömürü çark›n› flöyle anlat›yor: “Vardiya süresince üç kiflinin örne¤in 30 vagon kömür ç›karmas› isteniyor. Bazen bu miktar› ç›karam›yoruz ve o günkü yevmiyemiz s›f›r lira oluyor. Bugüne kadar 2 ayl›k maafl›m kesilmifltir. Bazen kömür yeteri kadar olmaz, bazen gücümüz yetmez. ‹stedikleri miktarda kömür ç›kmazsa yevmiyemizi kesiyorlar” diyor. ‹flçilerin büyük ço¤unlu¤u 700-800 TL maaflla çal›fl›yor. ‹flçilerin anlat›m›na göre patlamadan önceki vardiyada metan gaz› olufltu¤u için dina-
gerçeklefltiriyorlar. ‹flçinin yaflam de¤eri nerede var oysa? Tuzla’da, kum torbas› yerine kullan›lan ve ölen iflçilerin mi yoksa Davutpafla’da maytap atölyesindeki patlama sonucu yaflam›n› yitiren 21 iflçinin mi, yoksa sel felaketinde yolcu tafl›namaz araçla iflyerine götürülürken arac›n içinden ç›kamayarak ölen 7 tekstil iflçisi kad›n›n m›? Ya da merdiven alt› atölyelerinde ci¤erleri tafllayan ve s›rayla ölen kot tafllama iflçilerinin mi?
25 Aral›k-7 Ocak 2009
dencilik ve Turizm Afi’ye ait olan kömür oca¤›, sadece ifl güvensizli¤ini de¤il, tafleronlaflman›n gerçek yüzünü de anlatmaktad›r. Tuzla Tersanelerinde geçti¤imiz y›l ardarda yaflanan iflçi ölümleriyle gündeme gelen tafleronlaflman›n di¤er ad›n›n ölüm, güvencesiz yaflam ve çal›flma koflullar› oldu¤u art›k biliniyor. Tafleron firmalar arac›l›¤›yla parçalanan üretim süreci, alt iflverenler üzerinden maliyetler düflürülerek üretim yap›l›yor ve kâr katlanarak bu vesileyle art›yor. As›l flirket sahipleri, kendi bünyelerinde az say›da ve yüksek ücretle iflçi çal›flt›r›rken, tafleron firmalar az ücretle çok say›da iflçi çal›flt›rarak üretim
nmeyi,
“E¤itim flart!” Bir de sendikalar var tüm bu tablonun içinde. 19 iflçinin ard›ndan ‹fl Kanunu iptal edilmeli ve iflçiyi gerçek anlamda koruyan kanunlar ç›kar›lmal› diyorlar. “‹flçiler e¤itilmeli”, “can güvenlikleri sa¤lanmal›” diyorlar. Ve öz itibariyle hiçbir fley demiyorlar asl›nda. Türk-‹fl ve D‹SK yaflanan olay›n ard›ndan sadece yaz›l› aç›klama yapmakla yetindi. Bir de ölen iflçilerin ailelerine “hukuk mücadelesi sürecine destek sunabilecekleri” ça¤r›s›nda bulundular. Orada çal›flmaya devam eden iflçilerin, ölenlerin ailelerinin bu vahflet ve çal›flma koflullar› karfl›s›nda bilinçlenmeye, örgütlenmeye ve haklar›n› örgütlü mücadeleyle kazanabileceklerine ihtiyaçlar› yokmuflças›na ça¤r›larda bulunuluyor. Bu gerçek ise ne bu olay›n ne de bugünün sorunu asl›nda. ‹flçi s›n›f›n›n mücadelesi önünde afl›lmas› gereken ciddi bir engel olarak varl›¤›n› koruyor iflbirlikçi-sar› sendikalar. S›n›f›n gücünü pazarl›k masalar›nda ellerinde bir koz olarak tutanlar, talepleri yerine gelmedi¤inde bu güce güvenerek resti çekenlere hiç de küçümsenmeyecek bir oran güvenmiyor bugün. Ölümlerin ard›ndan maden oca¤›n›n bir kez daha 6 ay süreyle kapat›laca¤› aç›kland›. Geride kalan iflçiler ise karara tepkili. Bu 6 ayl›k zamanda “eve nas›l ekmek götürece¤iz?”, “nerede çal›flaca¤›z?” diyorlar. Yerin 300 metre alt›ndan al›n›p-getirilen ekmek 19 arkadafl›n›n ölümünü unutturuyor onlara. Ekmek yeni mezar yeri de olsa unutuluyor yaflananlar. Yan yana iki kardefl gibi bu ülkenin her taraf›nda yürüyor ekmek ve ölüm.
Patlamaya iliflkin ifade veren madenin genel müdürü Fahrettin fiolpan sel felaketinde yaflam›n› yitiren kad›n iflçilerin ard›ndan köpe¤ini örnek gösteren ifl yeri sahibi ile benzerli¤ini flu sözlerle ortaya koyuyor. “‹flletmemizde daha önce de sigara içen iflçiler oldu¤u tespit edilmiflti. Bu iflçilerin ifline son verdik. Bu olay dinamit patlat›lmas›ndan de¤il sigara içilmesinden meydana gelmifl olabilir.”
Asgari Ücret Komisyonu, Hükümet ve Türk-‹fl’in Tavr› Bugünkü bürokratlaflm›fl, iflçi kesiminin bafl›na çöreklenmifl Türk-‹fl yönetiminin iflçi taraf›n› temsil ediyormufl gibi görünmesi, toplant›y› terk etmesi sadece yan›lt›c›d›r. Asgari Ücret Komisyonu asl›nda iflçi yerine patron ve hükümet taraf›n›n ç›karlar›n›n egemen hale geldi¤i komisyon özelli¤ini tafl›yor.
ürk-‹fl’in ayl›k olarak yay›nlad›¤› ve son olarak Kas›m ay›nda yapt›¤› araflt›rmas›nda açl›k ve yoksulluk s›n›r› verilerine göre dört kiflilik ailenin açl›k s›n›r› 778 lira, yoksulluk s›n›r› ise 2.533 lira olarak belirlenmiflti. 2008 y›l›n›n Kas›m ay›na göre açl›k s›n›r› 738 lira, yoksulluk s›n›r› da Aral›k 2008’e göre 2.409 olarak belirlenmiflti. Verilere göre 2008 y›l›na göre halk daha fazla yoksullaflm›fl durumda. Asgari ücrete bakt›¤›m›zda ise, 16 yafl›ndan büyükler için, asgari ücret brüt 693 lira iken, iflçinin eline geçen net ücret ise 496.53 lira. Görüldü¤ü gibi asgari ücret açl›k s›n›r›na dahi oldukça uzak bir durumda. Ülkemizde insan onuru-
T
na yak›fl›r bir ücretten yoksun 10 milyonun üzerinde bir kesim böyle bir ücretle yaflamaya mecbur b›rak›l›yor ve krize ra¤men patronlar yüksek kâr oranlar› aç›klayabiliyorlar. Böylesi bir asgari ücret uygulamas› varken nas›l bu kadar kâr elde ettiklerine flafl›rmamak gerek. ‹flte milyonlarca insan›n yaflam›n› do¤rudan ilgilendiren asgari ücret için iflçi, patron ve hükümet taraflar›nca bu ücretin belirlenmesi son derece önem tafl›yor. 2010 asgari ücret görüflmeleri için hükümet, taraflar› toplant›ya ça¤›rd›. Ancak ilk toplant›n›n yap›ld›¤› gün, hükümetin bafltaki tavr› iflçiye nas›l yaklaflaca¤›n›n da aç›k bir mesaj›n› verdi. Bu toplant›da “geleneksel” hale ge-
len taraflar›n bas›n ve kamuoyu önünde görüfllerini aç›klamas›na bakanl›k yasak koydu. Bu flekilde sendikalar›n kamuoyuna asgari ücret konusundaki görüfllerini aç›klamalar› engellenmifl oldu. Bu uygulama sonras› “iflçi taraf›n› temsil eden” Türk-‹fl, 10 Aral›k günü gerçekleflen asgari ücret görüflmelerinin ilk toplant›s›na kat›lmad›. 16 Aral›k günü yap›lan ikinci toplant›ya da görüfl, talep ve beklentilerinin kamuoyuna yans›tmas›na izin verilmedi¤i için yine kat›lmad›. Türk-‹fl’in bu konuda gerçek anlamda iflçilerin lehine sonuçlar almak için yola ç›kt›¤›n› ve bunu hedefledi¤ini beklemek flu anki mevcut yap›s› göz önüne al›nd›¤›nda mümkün de¤il. Çünkü mevcut yap›s›yla hükümet ile iyi geçinmeye çal›flan bir politikaya çoktan beri angaje olmufl durumda. Bugünkü bürokratlaflm›fl, iflçi kesiminin bafl›na çöreklenmifl Türk-‹fl yönetiminin iflçi taraf›n› temsil ediyormufl gibi görünmesi, toplant›y› terk etmesi sadece yan›lt›c›d›r. Asgari Ücret Komisyonu asl›nda iflçi yerine patron ve hükümet taraf›n›n ç›karlar›n›n egemen hale geldi¤i komisyon özelli¤ini tafl›yor. Ancak Türk-‹fl her ne kadar patron yanl›s› bu çizgisini korusa da, as›l dikkate de¤er konu ise hükümetin iflçi kesimine tahammülü-
nün art›k kalmamas›d›r. Bunun için son dönemlerde AKP hükümetinin icraatlar›na bakmak yeterlidir. Toplu sözleflmelerde grev aflamas›na gelen sendikalara “hodri meydan” diyen, KESK’in toplu sözleflmelerinin t›kand›¤› yerde “herkes haddini bilsin” sözlerini sarfeden, daha dün KESK genel eylem yaparken iflçiyi tehdit eden yine AKP hükümetiydi. Bundan birkaç ay öncesinde ise Sosyal Güvenlik Kurulu’nda hükümet yine yetkisi olmadan sendikalar›n konuflma süresini 5 dakika olarak belirlemiflti. Bu nedenle SGK’ya Türk-‹fl kat›lmama karar› alm›flt›. Daha sonras›nda kiral›k iflçi uygulamas›n›n daha Üçlü Dan›flma Kurulu’nda görüflüldü¤ü s›rada ise AKP hükümeti özel istihdam bürolar›na izin veren yasay› geçirmek için alelacele Meclis’in gündemine getirmiflti. Sendikalar›n görüfllerini dahi aç›klamas›na izin verilmemiflti. Üstüne Kas›m ay›nda Çal›flma Bakan› Ömer Dinçer sendikalara “sorumsuzluk ve vizyonsuzluk” suçlamas› getirdi. Bu sözün üzerine ise 24 Kas›m’da Türk-‹fl, D‹SK, KESK, Hak-‹fl ve T‹SK tarihte ilk defa Çal›flma Bakan›na karfl› ortak bir aç›klama da bulunarak üçlü dan›flma kuruluna kat›lmama karar› ald›. ‹flte iflçi sendikalar›na ve iflçilere son olarak tahammülünün olmad›-
¤›n› AKP hükümeti TEKEL iflçilerine sald›rarak gösterdi. fiimdi gelinen noktada Türk-‹fl’in bir sosyal taraf olarak gözükmesi ve mevcut bugünkü sar› sendikal çizgisine dahi tahammülün olmamas› Asgari Ücret Komisyonu’nda hükümetin nas›l davranaca¤›na iliflkin de önemli ipuçlar› veriyor. Bu noktada asgari ücretin bir sefalet ücre-
tinden kurtulabilmesi için Türk‹fl’in kamuoyuna sadece aç›klamalar yapmaktan ziyade eylem sürecini bafllatacak kararlar› almas›, kendi gücüne güvenerek ilerlemesi gerekiyor. Bu konuda s›n›f sendikalar›na ve mücadeleci sendikalara ihtiyaç oldu¤u ve de¤iflimin ve yeni bir rüzgar›n da ancak s›n›f sendikalar›nca gelece¤i de apaç›k.
Asgari ücret protesto edildi 11 Aral›k günü saat 12.30’da Dev Sa¤l›k-‹fl, ‹stanbul Bölge Çal›flma Müdürlü¤ü önünde bir bas›n aç›klamas› yaparak asgari ücreti protesto etti. “‹nsanca bir yaflam istiyoruz”, “‹nsanca bir ücret istiyoruz”, “Paras›z e¤itim, paras›z sa¤l›k”, “AKP elini cebimizden çek” vb. sloganlar›n at›ld›¤› eylemde bas›n aç›klamas›n› sendika Genel Baflkan› Arzu Çerkezo¤lu okudu.
bul ‹stan
in Mers
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu asgari ücrete gelmesi beklenen % 4 ile % 6 aras› zamm› protesto etmek amac›yla SGK önünde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi.
Bas›n metni okunmaya baflland›ktan k›sa bir süre sonra kitleden ayr› bir yerde duran ve provokasyon yaratmak amac›yla gelmifl oldu¤u sonradan anlafl›lan bir kifli, hakaretler savurarak bas›n aç›klamas›n› dinleyen bir kifliye yönelik sald›r›da bulundu. Aç›klamaya gelmifl olanlar›n müdahalesiyle oradan uzaklaflt›r›lan sald›rgan, kitleyi tahrik etmek amac›yla hakaret ve tehditlerine bire süre daha devam ederken, sivil polislerin sald›rgan› teskin etmekle yetindi¤i ve herhangi bir giriflimde bulunmad›¤› gözlemlendi. Yaflananlar›n ard›ndan bas›n metni okunmaya devam edildi. Aç›klamada emekçiye reva görülen ücretin, devletin kendi kurumlar›n›n aç›klad›¤› açl›k s›n›r›n›n bile çok alt›nda oldu¤u vurguland›.
‹flçi-köylü 9 Halk›m›z gerçek dostun kötü günde belli oldu¤unu söyler. Hayat›n rutin flekilde akt›¤› günlerde dost bildi¤imiz, yüzümüze gülen birçok kiflinin zor ve ac› günlerde, kritik süreçlerde yüzlerine takt›¤› dost maskesinin birden düfltü¤ünü anlar›z. Bu yaln›zca kiflisel yaflam›m›zda de¤il siyasal yaflamda da böyledir. Hakk›m›z› savundu¤unu, ayn› safta oldu¤umuzu sand›¤›m›z, asl›nda kuyumuzu kazmakta, mücadelemizi baltalamaya çal›flmaktad›r. Bunu anlamak için kritik dönemlere, zor flartlara ihtiyaç vard›r. Böylesi dönemlerde tüm maskeler düfler. Örne¤in fleriat korkusu ile Alevileri kendisine yedeklemeye çal›flan CHP’nin maskesi Onur Öymen, Dersim katliam›na aç›kça övgü s›ralad›¤›nda paramparça olur. Demokrasi üzerine nutuklar s›ralayan AKP’nin samimiyeti hak arayan iflçilere yönelik sald›rganl›¤›nda ve Kürt ulusal sorununu çözmedeki “kararl›l›¤›” Kürt çocuklar›n›n hapsedilmesinde ve çocuklar› ailelerinden zorla ay›rma projelerinde deflifre olur. Özellikle konu Kürt ulusal sorunu ve iflçi mücadelesi olunca dost-düflman ayr›m› ve saflaflmalar daha bariz ortaya ç›kmaktad›r. Kürt ulusal meselesi ile ilgili süreçte kendisine daha ba¤›ms›z bir görüntü veren, “Kürt halk›n›n haklar›n›n yan›nda” oldu¤unu ancak fliddete de karfl› oldu¤unu belirten, (burada bahsettikleri fliddet tabii ki yaln›zca gerillan›n fliddetidir) devleti “elefltiren” birçok ayd›n süreçte karfl›l›kl› at›lan taktiksel hamleler çeliflkiyi keskinlefltirdi¤inde ve flehirlerde ve da¤larda çat›flma haberleri gelmeye bafllay›nca asl›na rücu eder ve devletin yan›nda saf›n› sa¤lamlaflt›r›r. Onlar için ölen gerillalar, yap›lan askeri operasyonlar, hapsedilen çocuklar gündem de¤ildir, her zaman
Politika-gündem
25 Aral›k-7 Ocak 2009
Taraf gazetesi Kürtlerin dostu mu? ezilene ve ezileni temsil edenlere ak›l ve taktik verilir, devletin karfl›s›na hiçbir flekilde ç›k›lmaz. Onlar için zulme ve bask›ya u¤ram›fl ezilen bir halk›n direnifli, dünyan›n en donan›ml› ordusuna ve çeflitli bask› araçlar›na sahip olan sisteme karfl› difle difl bir mücadele vermek meflru de¤ildir. Meflru zemin onlar için 86 y›ld›r halk›m›za karfl› bask› yasalar› ç›karmakla meflgul olan parlamento ve dünyan›n en militarist devletlerinden biri olan TC’nin 12 Eylül faflist anayasas›n›n belirledi¤i dar s›n›rlard›r. Bunun bir örne¤ini de Taraf gazetesi üzerinden görmekteyiz. Sistem içindeki klik ve güç çat›flmas›nda “militan” bir durufl sergileyen, ABD emperyalizminin ve AKP’nin projelerine arka ç›kan Taraf gazetesi orduya “posta koyarak” büyük bir sükse ile ana ak›m medya içinde yerini alm›flt›. AKP’nin temsil etti¤i egemen s›n›flar blo¤unun arkas›nda liberallerden sosyalistlere, ‹slamc›lardan Kürtlere ve az›nl›klara kadar genifl bir kesimi birlefltirmeye çal›flan Taraf gazetesi bunu baflarmak için de bu kesimlere en çok zulmü yapan orduya ve Kemalizm’e muhalif bir görüntü çizmektedir. Yazar kadrosunu birkaç samimi ayd›n d›fl›nda liberallerden eski ve yorgun sosyalistlere, istihbaratç›lardan ABD ve AB yanl›s› akademisyenlere kadar genifl bir kesimden seçen bu gazete klik çat›flmas›nda en “sert durufl”u sergilemektedir. Art›k Kemalizm’in dar s›n›rlar› günümüzde sistemin ihtiyaçlar›na yan›t olmamaktad›r. Kürtler, Ermeniler, di¤er az›nl›klar, K›br›s, Ortado¤u vb gündemlerde takip edilen geleneksel politikan›n iflas etti¤i daha net görülmekte-
dir. Ortaya konulan ideolojik söylemler art›k inand›r›c› gelmemektedir. Bu politikalarla kriz döneminde emperyalizmin beklentilerine cevap bulmak mümkün de¤ildir. O zaman bir yandan Kemalist ideolojiden güç alan geleneksel devlet siyasetinde rötufllar yapmak, sistemin dökülen yanlar›n› tamir etmek, bozulan makyaj› düzeltmek gereklidir. Bunun bir yan› 86 y›ld›r ezberlettirilen dogmalar›n ve ezberlerin güncellenmesi ve yeni ezberlerin belletilmesi (devrimci mücadele yerine sivil toplumcu muhalefet, Kürt ulusunun ayr›lma hakk› ve kolektif haklar›n›n tan›nmas› yerine az›nl›k veya bireysel haklar›na s›k›flt›rma vb) iken di¤er yan› da Ermenistan’dan Arap devletleriyle iliflkilere, Kürtlerden Alevilere çok çeflitli konularda aç›l›mlar yaparak sisteme yeni nefes sahalar› açmakt›r. Bu arka plan içinde yay›n hayat›na
siyasi aç›dan avantajl› flekilde bafllayan ve kurulufl misyonuna uygun hareket eden Taraf gazetesi özellikle baflar›s›z darbe giriflimleri üzerinden orduya yüklenmesi, sistemin tabusu say›lan Kemalizm’e aç›ktan muhalefet etmesi, y›llarca yaln›zca devrimcilerin de¤indi¤i birçok katliam, bask› ve imha politikalar›na ana ak›m medyada ilk kez bu derece yüksek sesle de¤inmesi ve Kürtlerin haklar› ve sorunlar› konusunda al›fl›lagelmiflten öte yaklafl›m sergileyerek (bunun sonucunda bugünkü aç›l›m sürecinin ideolojik ve siyasi temelinin haz›rlanmas›na dahil olmufltur) ilerici kamuoyunun ve özellikle Kürtlerle di¤er az›nl›k milliyet ve inançlardan önemli bir kesimin ilgisine mazhar olmufltur. Yaln›zca Amed’de 5 bin civar›nda sat›fl ile önemli bir okuyucu kitlesine sahip olan Taraf gazetesi aç›l›m sürecinin, Ulusal Hareket’i tasfiye süreci oldu¤unun art›k aç›ktan ifade edilmesinin ard›ndan kentlerdeki kitle eylemleri ve en son Tokat’taki sald›r› ile yüzündeki dost maskesini daha fazla tutmam›flt›r. “‹ki Halk›n Düflman›: PKK” manfletini atarak tahammülsüzlü¤ünü ve halk›n mücadelesine olan nefretini en bariz flekilde ortaya koymufl, “Türkiye Türklerindir” Hürriyet gazetesinden özde bir fark› olmad›¤›n› göstermifltir. Taraf gazetesi Tokat sald›r›s›n›n hemen öncesinde öldürülen gerillalar hakk›nda tek sat›r yazmad›¤› gibi süren askeri operasyonlar yokmufl gibi davranmakta ve askeri operasyonlar ve PKK’nin tasfiyesinde ortak hareket eden AKPordu ittifak›na gözlerini kapamaktad›r. Öcalan’›n hapishane flartlar›n›n kötüleflmesi üzerine halk›n gösterdi¤i
tepkiyi birkaç metrekare üzerine yapt›klar› söz oyunlar›yla dalgaya alan Taraf, yaln›zca haberleri verifl tarz›yla de¤il yazarlar üzerinden de sald›r›ya geçmifl ve alenen deflifre olmufl, samimi demokratlar›n kan›n› donduracak yorumlara sayfalar›n› açm›flt›r. Ahmet Altan’›n Öcalan ile Mustafa Kemal’i, TC ile PKK’yi eflitleme çabas›; mazlum bir halk›n do¤al haklar› konusunda aya¤a kalkan ilerici bir hareketle kuruluflundan bu yana faflizme ve ›rkç›l›¤a hayat veren ve tarihi Kürt katliamlar› ile dolu olan bir devleti eflde¤er gösterme aymazl›¤› iyi niyetli bir yaklafl›mdan oldukça uzakt›r. Bunun yan› s›ra Ulusal Hareket içinde Ergenekon ba¤lant›s› vb iddialarla Ulusal Hareketi töhmet alt›nda b›rakmak, Öcalan’›n bar›fl sürecinde oynayaca¤› olumlu role ra¤men Ulusal Hareket’in bunu baltalad›¤›n› iddia ederek örgütle lideri aras›nda çeliflki oldu¤unu ifade etmek de kitlenin Hareketle aras›na mesafe koymas› için yap›lan bir ça¤r›dan baflka bir anlama gelmemektedir. Bu yaklafl›m Do¤an Holdingin yay›n organlar›nda görmeye al›flt›¤›m›z örgüt içi bölünme ve çat›flma safsatalar›ndan ve bu haberleri yay›nlama gayelerinden farks›zd›r. Bat› illerinde kolluk kuvvetlerinin deste¤inde sivil faflistlerin savunmas›z Kürtlere karfl› sald›r›lar›n› “Türk gençlerinin” tepkisi olarak göstermek ve zulme ve bask›ya karfl› meflru mücadele yollar› ile direnen Kürt gençli¤i ile “Türk gençli¤i” ad› alt›nda sald›rgan faflistleri ayn› kefeye koymak ne kadar demokratl›kt›r? Taraf bununla de yetinmemektedir. Baflka bir yazar› ise Tokat sald›r›s›n›n ard›ndan aç›l›m ad›ndaki tasfiye süreci-
ni “baltalayan”, sistemin diledi¤ine uygun davranmayan Ulusal Harekete karfl› Kürt halk›n› isyan etmeye ça¤›rm›fl, mücadeleye olan nefretini göstererek beyhude bir çaba için girmifltir. Bununla da yetinilmemifl gerilla sald›r›lar›n› “Kürt generallerinin darbesi” olarak tan›mlayarak “Türk generalleri” ad› alt›nda darbeci ordunun komuta kademesi ile “Kürt generaller” ad› alt›nda gerillalar› eflitlemeye ve karfl›laflt›rmaya çal›flarak demagojinin doruklar›nda gezinmeyi sürdürmüfltür. Aç›kt›r ki bu söylemler sistemin Kürt ulusal hareketini Kürt halk›ndan koparma, Kürt halk›n› maddi teflvikler vb vaatler karfl›l›¤›nda sisteme yedekleme, halk›n mücadeleye tav›r almas›n› sa¤lama amaçl› böl-parçala-yönet politikas›yla uyumludur. Taraf bununla da kalmamakta, halk›n gözünde hiçbir itibar› kalmayan, mücadele kaçk›nlar›n› özellikle seçip onlara sayfalar›nda yer vermekte, onlar› yeniden parlatarak “yeni alternatif” olarak sunmaktad›r. Bu flekilde aç›ktan böl-parçala-yönet politikalar›na katk› sunmakta ve bunu güleryüz göstererek, dost görünümü alt›nda yapmaktad›r. “Maoculu¤u” nas›l benimsedi¤ini ve neden Marksizm’den vazgeçti¤ini ayr›nt›l› flekilde anlatan “teorisyen” Halil Berktay’tan özellefltirmeleri savunan “koskoca TKP Genel Sekreteri” Nabi Ya¤c›’ya kadar neo-liberalizme s›¤›nm›fl yorgun ve piflman eski sosyalistlerin yaz›lar› ve Taraf gazetesinin iflçi s›n›f›n›n mücadelelerine olan ilgisizli¤i neo-liberal ideolojiyle bütünleflmesine örnekken Kürt ulusal sorunu konusundaki samimiyetsizli¤i de son süreçteki yaklafl›mlar›yla iyice deflifre olmufltur. Burjuvazinin böylesi flekerli kurflunlar›na kanmayal›m…
S›n›f Hareketi Gelifliyor; Son Sözü Üretenler Söyleyecek! S›n›f hareketinde yeni bir canlanma yaflan›yor. E¤er bir bafllang›ç ifade etmek gerekirse bu canlanman›n 25 Kas›m emekçi greviyle bafllad›¤› ifade edilmelidir. 25 Kas›m grevi kitleselli¤i ve halktan ald›¤› destekle süreç içerisinde olumlu bir yerde duruyor. 25 Kas›m iflçi ve emekçi grevinin ard›ndan bir belirsizlik havas› olufltu ancak bu fazla sürmedi. Belirsizli¤in k›sa zamanda k›r›lmas›nda iflçilerin grev ve direnifllerdeki kararl› tutumu belirleyici oldu. ‹flçi katliamlar›n›n, iflten atmalar›n, iflçilere yönelik polis fliddetinin ve bunlar karfl›s›nda iflçilerin kararl› direnifllerinin yafland›¤› yo¤un bir dönemi geride b›rakt›k. Görece k›sa sürede yaflanan bu geliflmeler, uzun zamand›r ciddi anlamda militan bir kitlesellik yaratamayan iflçi hareketini ve sendikalar› her kesimin tekrar ilgisine sundu. Bursa’da 19 maden iflçisinin ölümü, patronlar›n kâr h›rs›n› ve iflçi hayat›n›n ne kadar ucuz oldu¤unu çarp›c› bir flekilde bir kez daha halka gösterdi. Ayn› patron daha önce çal›flt›rd›¤› iflçilerin milyarlarca alaca¤›n› da ödememifl tescilli bir iflçi düflman›yd›. ‹stanbul Esenyurt’ta iflten at›lan belediye iflçilerinin direnifli sürerken Ataflehir ve Sancaktepe Belediyesi’nde çal›flan iflçiler de iflleri, haklar› ve alacaklar› için eyleme geçtiler. Ayn› günlerde ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi’nde çal›flan itfaiye iflçileri, ifllerini kaybetmemek ve özel flirketlerin kölesi olmamak için eylem yapt›. Karfl›l›¤›nda polisin gaz bombas› ve tazyikli suyunu buldular. 25 Kas›m grevine kat›ld›klar› gerekçesiyle iflten ç›kar›lan 16 arkadafllar› için tekrar grev örgütleyen demiryolu çal›flanlar› da polis fliddetini bir kez daha yaflad›lar. Hükümet intikamc› yaklaflarak 30 demiryolu çal›flan›n› daha iflten ç›kararak bu greve yan›t verdi. Ayr›ca ülkenin dört bir yan›ndan Ankara’da toplanan TEKEL iflçileri hak araman›n, kararl›l›¤›n ve direniflin ne oldu¤unu sendika yönetimleri de dahil olmak üzere herkese net bir flekilde gösterdiler. Polis iflçileri gaz bombas›na bo¤du, so¤uk havada tazyikli suyla y›ld›rmaya çal›flt› ve iflçilerin onurunu k›rmaya dönük hiçbir çabadan geri durmad›.
Kölece Bir Çal›flma Düzenini Amaçl›yorlar Devletin haklar›n› arayan iflçilere sert yaklafl›m› bir tesadüf de¤ildi. Emperyalist efendilerinin ekonomide belirledi¤i çerçeve ve kurallar d›fl›na
ç›kamayan hükümet, iflçi s›n›f› ve emekçilerde geliflen hak arama mücadelesini henüz çok da geliflmeden bast›rmaya çal›flmal›yd›. Bu konuda kararl›l›k gösteremezse ne emperyalist efendilerinin güvenini kazanabilir ne de kendi ç›karlar›n› garantiye alabilirdi. Egemenler s›n›flar bu krizde de iflçi say›s›n› azaltarak iflçileri daha fazla çal›flt›rma, ücretleri düflürme, sosyal haklar› t›rpanlama ve iflçi örgütlerini zay›flatma konusunda kararl› bir yönelim içindeler. Hatta yeterince gündem olmasa da ülkemizde yo¤un bir flekilde ücret, mesai ve tazminat hakk› gasplar›n›n da yayg›nlaflt›¤› bir gerçektir. Sermayedarlar kamu veya özel olsun tüm sektörlerde tafleronlaflt›rma ve esnek çal›flt›rma uygulamas›n› sonuna kadar gelifltirmekte kararl› gözüküyorlar. Böylece en az çal›flanla en fazla üretimi gerçeklefltirmenin, en düflük ücretle iflçi çal›flt›rman›n, sosyal haklar› ortadan kald›rman›n ve sendikal örgütlenmenin önüne geçmenin koflullar› yarat›lm›fl olacak. Son haftalarda öne ç›kan grev ve direnifllere bakt›¤›m›zda sorun ve taleplerin bu konularla do¤rudan ilgili oldu¤unu görürüz. Hem iflçiler hem de kamu emekçileri farkl› yo¤unluklarda ve biçimlerde özünde ayn› sald›r›larla karfl›lafl›yorlar. Ço¤u kez ücretler ve toplu ifl sözleflmesi öne ç›ksa da devletin çal›flanlara ve sendikalara yaklafl›m›nda arka planda tümüyle hakim k›lmak istedi¤i çal›flma düzeni vard›r. ‹flte bugün bu çal›flma düzeninin uygulanmas›nda daha ileri ad›mlara ve kriz koflullar›nda bunun vahfli birtak›m biçimlerine tan›k oluyoruz.
‹flçi S›n›f›n›n Ekonomik Mücadelesi Siyasallafl›yor Geçti¤imiz haftalarda yaflanan bu geliflmeler görünen yanlar› ötesinde birçok noktaya daha iflaret ediyordu. TEKEL, belediye ve demiryolu iflçileri polisin ve hükümetin yaklafl›m›yla devlet iktidar›n›n niteli¤ine iliflkin önemli bir politikleflme yafl›yorlard›. Ekonomik-sosyal haklar› için ç›kt›klar› yolda do¤rudan siyasi iktidarla karfl› karfl›ya geliyor ve birçok fleyi sorguluyorlard›. Özelikle de ülkenin dört bir yan›ndan gelmifl kad›nl› erkekli TEKEL iflçileri için bu çok daha geçerliydi. Sözkonusu grev ve direnifllerle öne ç›kan bu iflçi ve emekçilerin ortak özelli¤i çeflitli sendikalarda örgütlü olmalar›yd›. ‹flçiler geçmiflte verilen mücadeleler ve elde edilen kazan›mlar nedeniyle örgütlü hareket etme bilinci görece daha yüksek, ayn› zamanda kaybedecekleri
haklar› daha fazla olan bir kesimi ifade etmekteydiler. Bunun etkisiyle de bugünkü iflçi hareketi içinde öne ç›kan ve mücadeleye olumlu bir ivme kazand›ran iflçiler oldular. Sendikalar›n tüm daralm›fll›klar›na ve özellikle tafleron ve küçük iflletmelerde çal›flan, iflçilerin as›l gövdesinden kopukluklar›na ra¤men bu olumlu etkiyi yaratabilmeleri tüm iflçi ve emekçilere örgütlenmenin yararlar›n› bir kez daha göstermifl oldu. Egemen s›n›flar taraf›ndan bu derece sald›r›lara maruz kalmalar› da egemenlere yaratt›klar› ekonomik külfetten öte, gelecek mücadelelerde oynayabilecekleri rol ile de anlam buluyordu. Aç›k ki sermaye için kârlar›n› garantiye alacak as›l büyük kazan›m her koflulda iflçi s›n›f›n›n örgütsüz b›rak›lmas› ya da sermaye iflbirlikçisi sendikal örgütlülüklerle yönetilmeleridir.
Kitlesel-Militan Bir Mücadele ‹çin Genç ve Örgütsüz ‹flçilere… S›n›f hareketinin salt belirtilenler üzerinden tart›fl›lamayaca¤› aç›kt›r. Militan ve kitlesel bir s›n›f hareketinin yarat›lmas›nda iflçi ve emekçilerin genifl kitlesiyle, özellikle de çok daha yo¤un bir sömürüye tabi tutulan örgütsüz kesimlerle kurulacak iliflki stratejik bir yerde durmaktad›r. Bu hem bu alanda geliflen ve geliflebilecek mücadeleleri öngörmek hem de sendikalardan bu yöne do¤ru bir çal›flma örmek için gereklidir. Sendikal› çal›flanlar›n tüm çal›flanlar›n yüzde befllik bir k›sm›na denk düfltü¤ünü, sendikal› ve kadrolu çal›flanlar›n di¤er çal›flanlara göre “ayr›cal›kl›” bir konumda bulundu¤unu biliyoruz. Ancak iflçi s›n›f›n›n gücünün örgütlülü¤ünden ve mücadeledeki birli¤inden ileri geldi¤ini de biliyoruz. Bu nedenle s›n›f hareketinin gelifliminde örgütlü ve ayd›n kesimlerin rolünü a盤a ç›kard›ktan sonra, hareketin militan ve kitlesel bir nitelik kazanabilmesi için genç ve örgütsüz kesimlere yönelimi ortaya koymak gerekir. Bu yönelimin iki ana e¤ilimi kendini göstermektedir. Birincisi, sendikalar›n örgütlenme çabalar›n› bu alana kayd›rmalar›d›r. ‹kincisi ise, bu iflçilerin örgütlenmesinde yaflam alanlar›nda ortaya ç›kan mücadele ve örgüt biçimlerine özel önem göstermektir. Sendikalar›n sözkonusu iflçi ve emekçileri örgütlemede somut bir plana sahip olmad›klar› ve bu konuda yeterince istekli olmad›klar› ortadad›r. Tafleronda, özel sektörde ve küçük iflletmelerde örgütlenmenin zorlu¤u yan›nda bu
alanda birçok yasal engelin bulundu¤u da bilinmektedir. Ücret sendikac›l›¤›na ve toplu ifl sözleflmelerine hapsolmufl bir sendikal anlay›flla bu yönde örgütlenmenin baflar›lamayaca¤› bellidir. Bugün ücret ve toplu ifl sözleflmeleri de kararl› bir mücadeleyi gerekli k›lmaktad›r. Ancak iflçi s›n›f›n›n a¤›rl›kl› gövdesini örgütlemek için bugünkü sendikal yap›dan öte kendini iflçi s›n›f› mücadelesine adam›fl daha fazla kadroya ve daha enerjik bir çal›flmaya ihtiyaç vard›r. Böyle bir çal›flmada iflçilerin karfl›s›na engel olarak ç›kan yasal s›n›rlar›n zorlanmas› ve fiili-meflru mücadele yöntemlerinin hayata geçirilmesi bir zorunluluktur. Bu baflar›lamad›¤›nda varolan sendikalar›n flu anki güç ve konumlar›nda kalamayacaklar› da aç›kt›r. Di¤er yandan sendika yönetimlerinin flu anki tablosunda bu hedefin baflar›lmas› da imkans›z görünmektedir. Bu nedenle ilerici-devrimci iflçi ve memurlar›n sendikalarda daha da öne ç›kmas›, tabanda yaratacaklar› etkiyle sendika yönetimlerini harekete geçirmeleri ve mümkün mertebe yönetimlere gelmeleri belirleyici yerde durmaktad›r. Sözkonusu örgütsüz ve güvencesiz iflçileri tart›fl›rken ikinci önemli husus, bu iflçilerin yaflam alanlar›nda geliflecek hareketlilikler ve oluflturulacak örgütlülüklerdir. Bu iflçilerin s›n›f hareketinin önemli bir k›sm›, bir sendika bünyesinde kendini ifade etmeyebilir. Kuflkusuz ki her koflulda örgütlenmenin ve sendikalaflman›n yollar› aranmal›d›r. Ancak sendikalar›n d›fl›nda kalan ve özellikle genç iflçilerden oluflan genifl bir kesimin çeflitli yol ve biçimlerle ortaya ç›kan hareketliliklerine de gözlerimizi kapatamay›z. Kendini nerede ve nas›l ifade ederse etsin emekçi mahallelerinde ortaya ç›kacak hareketliliklerin de s›n›f hareketinin bir parças› oldu¤u ak›ldan ç›kar›lmamal›d›r. Bu gibi yerlerde s›n›f çal›flmas›n›n kendini sendikalar d›fl›nda dernek, kooperatif gibi çeflitli örgütlenmelerde ifade etmesi, ayn› zamanda dolayl› s›n›fsal taleplerle ya da daha farkl› taleplerle geliflmesi olas›d›r. Her durumda mücadelenin s›n›fsal özünü belirginlefltirmek ve genel iflçi s›n›f› mücadelesiyle ba¤lant›land›rmak, ona tabi k›lmak as›l hedef olmal›d›r.
S›n›f Hareketinin Demokratik Mücadelelerle Ba¤›n› Kurmal›y›z Buraya kadar s›n›f hareketinin geliflimini a¤›rl›kla büyük flehirler ve iflçi s›n›f› merkez olmak
üzere ele almaya çal›flt›k. Ancak ülkemizde mücadelenin salt bunlarla baflar›ya ulaflamayaca¤›n› biliyoruz. S›n›f hareketinin baflar›s› ayn› zamanda egemen s›n›f iktidar›na karfl› mücadele eden tüm kesimlerle do¤ru bir ittifak ve birlikteli¤i de zorunlu k›lar. Bu temelde flu anki politik ve örgütsel düzeyleri bak›m›ndan ele alacak olursak; Kürt ulusal demokratik hareketiyle, Alevi demokratik hareketiyle, köylü hareketleri ve kad›n hareketleriyle do¤ru temelde kurulacak iliflkilerin s›n›f hareketinin bugünkü gelifliminde ve nihai baflar›s›nda önemi ortadad›r. S›n›f hareketi de¤iflik ulus, inanç ve görüfllerden iflçi ve emekçilerin egemen s›n›flara ve devlete karfl› mücadelesini ortaklaflt›rabilecek yegane mücadele olarak kendini bir kez daha gösteriyor. Egemen s›n›flar ulusal, mezhepsel, yöresel ve ideolojik farkl›l›klar› k›flk›rtarak iflçi s›n›f› ve emekçilerin birlikte mücadelesinin önüne set çekme gayreti içindeler. Bu amaçla en çok da Kürt ulusunun demokratik mücadelesine karfl› iflçi ve emekçileri flovenizmle zehirliyorlar. S›n›f hareketinin geliflimi ve devrimci bir önderlik iflçilere yönelik bu gerici etkiyi k›racak as›l yol olacakt›r. Ancak flu anki durumda flovenizmin gerici etkisinde k›sa vadede bir azalma beklemek hayalcilik olacakt›r. Tersine egemenlerin k›flk›rtmalar›yla flovenizmin daha da geliflimine tan›k olabiliriz. Öyleyse aç›k ki ülkemizde flovenizmin iflçi ve emekçiler üzerindeki gerici etkisini k›rman›n tek yolu devletin ve egemen s›n›flar›n zay›flat›lmas›ndan geçmektedir. Bütün bunlar egemen s›n›f iktidar›na karfl› devrimci mücadelenin ana eksenleri olarak kendini göstermektedir. Burada önemli olan geliflmeleri do¤ru görebilmek ve s›n›f çizgisinden kopmadan bu her demokratik hareketle de¤iflik parçalardan ortak hedefe; devlet iktidar›na karfl› politik birlikteli¤i sa¤layabilmektir. Gerçekçi olmal› ve bu farkl› hareketlerle hangi çeliflkiler etraf›nda ve nereye kadar yürüyebilece¤imizi bilmeliyiz. Fakat unutmamal›y›z ki bugün egemen s›n›f iktidar› birçok çeliflkinin k›skac› alt›ndad›r. Daha da önemlisi s›n›f›n tabandan geliflen hareketlili¤i her kesimden iflçi ve emekçiyi egemen devlet iktidar›na karfl› birlikte mücadeleye zorlamaktad›r. Büyük flehirlerde iflçi s›n›f› içindeki çal›flmalar› esas alarak devrimci mücadelemizin çok yönlü ve kapsaml› görevlerine haz›rlanmal›y›z. Bugün bunun olanaklar› her yönüyle geliflme yönündedir.
‹flçi-köylü 10
Gö¤ün yar›s›
25 Aral›k-7 Ocak 2009
Eksen de¤iflse de sömürü de¤iflmiyor; Kad›n eme¤i yine ucuz emek!
Kad›nlar; ezilenlerin de en ezileni… Savafllarda savafl ganimeti oldular, gözalt›nda taciz ve tecavüze u¤rad›lar, “namus” cinayetlerinde vahflice katledildiler. Tarihte ilk köleler olan kad›nlar, çal›flma yaflam›nda da en a¤›r flartlarda, ucuz iflgücü olarak çal›flt›r›ld›lar. Görünür ya da görünmez haliyle her dönem gündeme gelen kad›n eme¤i, krizle birlikte çok daha fazla tart›fl›l›r oldu. Erkeklere göre daha düflük ücretle, daha uzun süreli, güvencesiz ifllerde çal›flmaya raz› olufllar›yla, evde bo¤az toklu¤una parça bafl› ifl al›p bir taraftan çocuk bak›m›, temizlik, yemek, hasta ve yafll›lar›n bak›m› gibi “görünmeyen” iflleri itirazs›z üstlenmeleriyle yaflam›n her alan›nda krizin yükünün büyük bir k›sm› yine onlar›n omuzlar›na yüklendi. Ayn› zamanda krizin iflsiz b›rakt›¤› kocalar›n›n sisteme isyan etmek yerine öfkelerini boflaltt›klar› yer yine onlar›n bedeni oldu… Dünya Ekonomik Forumu (DEF)’nun 134 ülke aras›nda “Küresel Cinsiyet Uçurumu” ad› alt›nda sundu¤u rapora gö-
re Türkiye, kad›n-erkek f›rsat eflitli¤i konusunda 4. s›rada yer al›yor. (134. ülke içinde 129. s›rada!) Yine Türkiye’de yap›lan araflt›rmalara göre her 4 kad›ndan biri fiziksel ve cinsel fliddet görüyor. Peki nüfusun yar›s›n› kad›nlar›n oluflturdu¤u (35.5 milyon) Türkiye’de kad›nlar krizden nas›l etkileniyor? Krizin bizi te¤et geçmedi¤ini, üstelik daha fazla yoksulluk, daha fazla açl›k, daha fazla iflsizlik getirdi¤ini flu ana kadar bizzat yaflayarak gördük. Krizle birlikte “yedek iflgücü” olarak görülen kad›nlar›n ilk elden iflten ç›kart›ld›klar› bir gerçek. Bunun yan›nda krizden sonra kad›nlar›n çal›flma yaflam›nda daha fazla yer ald›klar› da baflka bir gerçek. ‹lk bak›flta bir çeliflki gibi görünüyor. Oysa her iki durumda da kad›n eme¤i ucuz iflgücü olarak ve aile bütçesine sa¤lad›¤› de¤eri, yaln›zca katk› sunan pozisyonda görülüyor. Bu durum, iflçiler içinde ilk gözden ç›kar›lanlar›n da, iflsizlik nedeniyle ailenin geçimini sa¤lamak için en a¤›r çal›flma koflullar›n› itirazs›z kabul edenlerin de kad›nlar olma-
s›ndan kaynaklan›yor. Bahçeflehir Üniversitesi’nin yapt›¤› bir araflt›rma, bu gerçe¤i do¤rular nitelikte. Krizle birlikte erkekler iflsiz kal›nca daha fazla kad›n, aile bütçesini kurtarmak için temizlik ve bak›c›l›k gibi kay›t d›fl› ifllerde çal›flmaya bafllam›fl. Araflt›rmaya göre Aral›k 2007 ile Aral›k 2008 döneminde erkek istihdam› 160 bin azal›rken, kad›n istihdam› 250 bin artm›fl. Ayr›ca kriz, ücretlerdeki düflüfller ya da iflten ç›karmalar nedeniyle yoksullu¤un iyice artt›¤› ailelerde, daha önce hiç çal›flmam›fl “ev kad›nlar›”n› da ifl aramaya sevk etmifl. (TÜ‹K’in verilerine göre 2007 y›l›nda çal›flmayan 211 bin ev kad›n› 2008 y›l›nda ifl aramaya bafllam›fl.)
Tekstilde tercih kad›ndan yana... Hiçbir sosyal güvencesi olmayan, yo¤un kad›n ve çocuk eme¤i sömürüsüne dayanan sektörlerin bafl›nda tekstil sektörü geliyor. Türkiye’de sanayide çal›flanlar›n yüzde 75’ini tekstil sektörü ve bu sektörde çal›flanlar›n da yüzde 40’›n› kad›nlar oluflturuyor. Birçok mahallede kurulan irili ufakl› tekstil atölyesi özellikle kad›n ve çocuk eme¤ine dayan›yor. Mahalle aralar›nda olmas› gece geç saatlere kadar iflçi çal›flt›rd›klar› için kad›n ve çocuklar›n kendi mahallelerinde daha “rahat” ulafl›m sa¤layacak olmas› nedeniyle tercih ediliyor. Gece geç saatlere kadar mesailere kalan kad›n ve çocuklar bu duruma itiraz ettiklerinde onlar›n yerlerini hemen dolduracak birçok iflsiz olmas›ndan dolay› hemen kap› önüne konuluyorlar. Bursa’da gece mesaisine kalan kad›nlar›n yanarak ölmesi ve patronun iflçilerin de¤il makinelerin sigortas›n› yapm›fl olmas› kad›n eme¤inin ne kadar ucuz oldu¤una verilecek çok çarp›c› bir örnek olsa gerek.
Yaz› ile ilgili haz›rlanan iddianamede, savc› 4 y›l 8 aya kadar hapis cezas› istedi. Bak›rköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi taraf›ndan kabul edilen iddianamede, Rojin’e “onu da¤a kald›r›r seks kölem yapard›m” diyen Serdar Turgut’un Rojin’in onur, fleref ve sayg›nl›¤›na sald›rd›¤› ve cinsel amaçl› olarak taciz etti¤i belirtildi. Soruflturma kapsam›nda verdi¤i ifadesinde yaz›da müfltekiyi kastetmedi¤i, Rojin ismini bir masal kahraman› ve yaz›ya uygun fliirsel bir isim olarak de¤erlendirdi¤ini ve ard›ndan da yurtd›fl›ndan Türkiye’ye girifl yapan PKK’lilerin coflku içersinde karfl›lanmas›n› elefltirmek için yazd›¤›n› belirten Turgut önümüzdeki günlerde hakim karfl›s›na ç›kacak. (‹zmir)
Y O R U M S U Z
Krizin kad›nlara ç›kard›¤› fatura yaln›z iflyeri koflullar›yla s›n›rl› de¤il elbette. Yüzde 90’›n› kad›nlar›n oluflturdu¤u ev eksenli çal›flanlar›n say›s› da bu süreçte h›zla artt›. El ifllerinden tekstile, g›dadan oyuncaklara, paketlemeden araç gereçlere makinelere parça üretmeye, elektrik malzemesi üretimine kadar her alanda yay›l›yor. Evlerde yapt›r›lan bu ifllerin yüksek vas›f gerektirmeyen ifller olmas›, üretim sürecinde karmafl›k araç gereçlere gerek duyulmay›fl›, kad›nlar›n evde günlük yapt›¤› ifllerle iç içe yap›labilmesi, aile gelirine katk›da bulunmas› gibi nedenle daha çok tercih ediliyor kad›nlar taraf›ndan. Oysa kay›t d›fl› olarak yap›lan ve ço¤u zaman bütün gün süren bu ifllere bir de evde yap›lan kad›n›n “görünmeyen eme¤i” olarak tan›mlanan temizlik, yemek, çocuk bak›m› vs. ifller de eklenince kad›nlar›n çok daha yo¤un sömürülmesini de beraberinde getiriyor. Çal›flmalar›, emekleri görünmeyen, iflçi olduklar› kabul edilmeyen, ço¤u zaman kay›t d›fl› çal›flan, hiçbir sosyal güvencesi olmayan kad›nlardan “yuvay› difli kufl yapar” misali krizde de geleneksel rollerini daha fazla yerine getirmeleri isteniyor. Toplumsal iflbölümünde “eve ekmek getirmekle” yükümlü olan erkek eve ekmek getiremez olunca devreye yine kad›nlar giriyor. Zorunlu ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas› için yapt›klar› ifller evdeki ifl yüklerini daha da art›r›yor. G›dadan giysiye daha fazla ihtiyac›n› evde üretmeye çal›fl›yor. Örne¤in krizden sonra el örgü yünlerinin sat›fllar›nda yükselme oldu¤u yönünde haberlerin bir nedeni de kad›nlar›n haz›r alaca¤› bir kaza¤› ya da bir atk›y› örerek daha ucuza mal etmeye çal›flmalar›d›r. Bu durumu da bir pazar haline
getirerek kendisi için f›rsata çeviren burjuvazi, örgü örmenin kad›nlarda hem psikolojik rahatlama hem de ekonomik rahatlama getirece¤i yönlü propagandalar yap›yor. Bu yönlü yap›lan araflt›rmalar, kriz döneminde el örgü yünlerine iç piyasada ve ihracatta büyük talep oldu¤una dikkat çekiyor. Son y›llarda h›zla yay›lan kay›t d›fl› çal›flma içinde önemli bir yer tutan ev eksenli çal›flanlar, iflçi statüsünde de¤erlendirilmeleri talebiyle dünya çap›nda çeflitli örgütlenmelere gidiyorlar. Türkiye’de de 1994 y›l›ndan beri belli çal›flmalar, dayan›flma a¤lar› örgütleyerek örgütlülüklerini Türkiye Ev Eksenli Çal›flanlar Sendikas›’na tafl›d›lar. Sonuç olarak, kad›nlar›n örgütlenmelerinin önünde bir y›¤›n engelin oldu¤u bu sistemde özellikle kay›t d›fl› çal›fl›lan sektörlerde örgütlenmelerin olmas› çok önemli ve gereklidir. ‹kinci cins olarak görülen, her gün afla¤›lanan, dövülen, aç kalan, her alanda en yo¤un emek sömürüsüne maruz kalan kad›nlar art›k bu yükü daha fazla tafl›mayacaklard›r. Bu da kuflkusuz krizin yükünün her geçen gün daha fazla hissedildi¤i bugün kad›nlar›n daha fazla örgütlenmeleriyle mümkündür. Kad›nlar›n ev eksenli çal›flma, ça¤r›ya ba¤l› çal›flma, esnek çal›flma vb. kay›t d›fl› çal›flma biçimlerinde yer ald›¤› bu üretim modeli do¤all›¤›nda farkl› sorunlar› da beraberinde getiriyor. Bu üretim biçimlerine uygun esnek örgütlenme modellerinin yarat›lmas› için iflçi s›n›f›n› örgütleme hedefi olan bizlerin gündeminde olmas›, buna dair politika üretmemiz gerekiyor. (Bak›rköy Kad›n Hapishane’den bir ‹K okuru)
Selde yaflam›n› yitirenler, “ayaklar›
Rojin, o Rojin de¤ilmifl! Akflam Gazetesindeki köflesinde “PKK teröristi olmad›¤›ma piflman›m” bafll›kl› yaz›s›nda kendi tabiriyle “bir masal kahraman›” olarak adland›rd›¤› Kürt sanatç› Rojin’e hakaretler ya¤d›ran Serdar Turgut hakk›nda aç›lan soruflturma tamamland›.
Ev eksenli çal›flanlar art›yor
›slanmas›n” diye ölmüfller! 9 Eylül günü ‹stanbul’da yaflanan sel, sistemin ne denli çökmüfl oldu¤u kan›tlarcas›na 35 kiflinin hayat›n› çalm›flt›. ‹kitelli’de, selde penceresi dahi olmayan bir araçta ölüme yollanan 8 kad›n iflçinin çal›flt›¤› Pameks Tekstil’in patronu ve müdürü, tepkiler üzerine tutuklanm›flt›. Patronun mahkemesi, 17 Aral›k günü görüldü ve elbette ki devlet, patronunu “üzmeyece-
KADIN KURULTAYLARI
SONUÇLANDI AVUSTURYA 14-12-2009 tarihinde Viyana’da Avusturya 8. Kad›n Kurultay› yap›ld›. Avusturya’n›n çeflitli alanlar›ndaki kad›n komitelerinin daha önceden seçmifl olduklar› delegelerin hepsinin kat›l›m›yla 12 Aral›k günü bafllayan Kurultay›n selamlama ve delege tespitinin ard›ndan, sayg› duruflu yap›ld›. Divan seçiminden sonra kurultay›n gündemlerine geçildi. “Krizin kad›n eme¤i üzerindeki etkileri ve görevlerimiz” bafll›¤› alt›ndaki siyasi perspektif yaz›s›n›n okunmas›ndan sonra tart›flmalara geçildi. Gerek delege ve gerekse kurultaya kat›lan çeflitli kurumlar›n kad›n sorununa yönelik dile getirdikleri düflüncelerden sonra tart›flmalar sonland›r›ld›. Yap›lan toparlamadan sonra Faaliyet Raporu okundu. ‹kinci gün birlikte yap›lan kahvalt›yla bafllad›. Faaliyet
16 Aral›k: Van-Özalp ilçesinde, 16 yafl›ndaki Sibel Tunçk›ran, babas›n›n av tüfe¤iyle kendisini vurarak intihar etti. 14 Aral›k: Van-Özalp’ta, imam nikâhl› efliyle yaflayan ve iki ayl›k bir bebe¤i olan 17 yafl›ndaki Nejla Duraner, kendini asarak intihar etti. 12 Aral›k: fi›rnak-Silopi’de yaflayan 15 yafl›ndaki Leyla Tutuk, kendini asarak intihar etti. 11 Aral›k: ‹zmit’te, Zeynep Güneri adl› kad›n, boflanmak istedi¤i efli taraf›ndan kurflun ya¤muruna tutularak
¤ini” bir kez daha gösterdi! Pameks Tekstil’in patronu Mehmet Cevdet Karahasano¤lu ve idare müdürü Ferit Göncü tahliye edildi. Göncü, hakimin “sence iflçiler arabadan neden inmediler?” sorusuna “ayaklar› ›slanmas›n diye inmediler herhalde!” diye cevap vererek suçun asl›nda ölenlerde oldu¤unu iddia etti! “Firma ile anlaflmaya vard›klar›n›” belirten ölen iflçilerin yak›nlar›, avukatlar›yla davadan çekilip duruflma sürerken salonu terk ettiler. (H. Merkezi)
Raporunun tart›fl›lmas›ndan sonra, AT‹K Kad›n Kurultay› için delege tespiti yap›ld›. Toplam 10 delege seçiminden sonra yeni ülke komitesinin seçimi yap›ld›. Toplam 5 asil ve iki yedek üyeden oluflan komite, oybirli¤iyle seçilerek kurultay bitirildi. (Avusturya 8. Kad›nlar Komitesi)
ALMANYA Almanya 4. Kad›nlar Kurultay›, 12 Aral›k 2009 Cumartesi günü Duisburg’ta gerçeklefltirildi. Selamlama, delege tespiti ve sayg› duruflunun ard›ndan, 19 Temmuz’da günefle u¤urlad›¤›m›z, Almanya Kad›n Komitesi üyemiz sevgili arkadafl›m›z Naciye’yi bir kez daha anmak için haz›rlad›¤›m›z hayat› ve mücadelesini anlatan bir dia gösterildi. Anman›n bitiminde seçilen Divan’›n, gündemi okumas› ve delegeler taraf›ndan onaylanmas›n›n ard›ndan yönetim kurulundan bir arkadafl›n okudu¤u aç›l›fl yaz›s› ile kurultay bafllam›fl oldu.
öldürüldü. 11 Aral›k: Antalya’da, Zeynep Kamil Gülaras, birlikte olmay› kabul etmedi¤i sevgilisi taraf›ndan boynu k›r›larak öldürüldü ve sonra da bulundu¤u ev ile birlikte yak›ld›. 9 Aral›k: Kocaeli’de yaflayan Zeynep G., boflanmak istedi¤i efli taraf›ndan silahla vurularak öldürüldü. 9 Aral›k: A¤r›’da, Vahkün Unutmaz, geri dönmek istemeyince, boflanmak istedi¤i efli taraf›ndan çocu¤unun gözleri önünde silahla vurularak öldürüldü.
Daha sonra “Kad›n eme¤i, krizin kad›n eme¤ine yans›mas› ve politik görevlerimiz” bafll›kl› siyasi perspektif tasla¤› okundu ve görsel haz›rl›¤›n sunumundan sonra taslak tart›fl›ld› ve onayland›. Ard›ndan faaliyet raporunun da tart›fl›l›p onaylanmas›ndan sonra, yeni organ üyelerinin ve AT‹K Kad›nlar Merkezi Kurultay›’na kat›lacak delegelerin seçimi ile kurultay›m›z sona ermifl oldu. (Almanya 4. Kad›nlar Komitesi)
Zeynep Celaliyan idam edilmesin! Malatya ‹dam Karfl›t› Kad›n Platformu 18 Aral›k günü ‹HD’de Zeynep Celaliyan’›n ‹ran devleti taraf›ndan idam cezas› almas›n› protesto etmek amac›yla bir bas›n toplant›s› gerçeklefltirdi. “Zeynep Celaliyan 2008 y›l› ortalar›nda ‹ran’›n Kirmaflan kentinde PJAK üyesi oldu¤u iddias› ile tutukland›. 14 Ocak 2009’da ç›kar›ld›¤› ‹ran Devrim Mahkemesi’nde “Allah’a karfl› gelmek” suçlamas›yla 14 Kürt ile birlikte idam cezas›na mahkum edildi. Bu ceza Celaliyan’›n siyasi kimli¤ine ve mücadeleci kad›n kimli¤ine verilmifltir” denilen aç›klamaya Malatya YDG de destek verdi.
‹flçi-köylü 11
Kavga okulu
25 Aral›k-7 Ocak 2009
Artvin Borçka böyle bir gün gördü! eri flehitl K›fl› geçirmek üzere a k ç r Bo n i v t r bar›naktayken halk ordusu gerilA lalar›n›n etraf› düflman taraf›ndan kuflatmaya al›n›r. Bu s›rada nöbette olan Nilüfer Abu, durumu fark edip mevzilenerek çat›flmaya girer. Ans›z›n neye u¤rad›¤›n› anlayamayan düflman güçleri, di¤er Partizanlar›n da Yefliline doyulmaz bir kentin k›rlar›nda, k›fl aylar›n›n kar›yla, so¤u¤uyla sadece do¤ay› de¤il yaflam› da buza çevirmifl bir günün akflam›yd›. So¤u¤u, içleri ›s›tan s›ms›cak bir havaya dönüfltüren Partizan sohbetler de olmasa, Halk Ordusu gerillalar› için yaflam daha bir çekilmez hale gelirdi, kim bilir. Ama yaza yönelik planlar, bu kentin yoksullu¤a gömülmüfl köylülerinin çeliflkileri, gelecek düflleri, flehirlerdeki yoldafllar›n flu an ne yapt›¤›na dair tahminler ve tabi laf aralar›na giren flakalar sadece içlerini de¤il s›¤›na¤› da ›s›t›yordu. Yine de bu havada, böyle buza durmufl bir gece vaktinde nöbete ç›kmay› (e¤er TC’nin askerli¤i gibi zorla yapt›r›lm›yorsa) ancak devrimci bilinç ve irade gönül r›zas›yla kabul edebilirdi. K›fl da olsa, operasyonlar bu dönemlerde pek olmasa da gerillan›n gözü kula¤› düflmanda olmal›yd›. Öyle ya su uyur düflman uyumazd›. ‹flte böyle bir geceydi Nilüfer, yoldafl sohbetleriyle ›s›nm›fl s›¤›naktan ç›k›p nöbeti devralmak için aya¤a kalkt›¤›nda. Hem sohbetin koyulu¤undan hem de d›flar›n›n so¤u¤undan gözleri bir an yoldafllar›na tak›l› kald›. Hepsini sevgiyle bir süzdü. Henüz gerillaya kat›lal› 3 ay olmufltu ama sanki y›llard›r buradaym›flças›na rahatl›kla kaynaflm›flt› onlara. Silah›n› al›p d›flar› ç›kt› nöbeti devralmak için. Nöbet yerine geldi¤inde yoldafl›n›n biraz yaramazca gülüflüyle karfl›laflt›. Nedenini anlamaya çal›flt› ama bulamad›. Yoldafl› da onu çokça merakta b›rakmad› zaten. “Ayaklar›n› sürüyerek mi geliyorsun, bana m› öyle geldi?” deyiverdi. “Yok, niye ayaklar›m› sürüyeyim, nöbet bu! En hassas görevdir. Bunu bilmeyecek kadar da yeni de¤ilim. Nefesim so¤u¤a al›flamad› hemen, bir de yürümek zor bu karda.” Halbuki yoldafl› sadece tak›lmak istemiflti, ondan böyle uzun aç›klamalar bekledi¤inden de¤ildi sözleri. Ama kad›n yoldafllar›n hassasiyetlerini bilseydi elbette tahmin edebilirdi bu yan›t›. Yaflam›n her alan›nda kendilerini her gün yeniden, bir kez daha, bitmek tükenmek bilmeyen bir kan›tlama ihtiyac› duyar kad›n yoldafllar. Kendilerini ifade etmekte zorland›klar›ndan, hep uzun aç›klamalar yapmak zorunda hissederler. Hep bir anlafl›lamamak ya da daha kötüsü yanl›fl anlafl›lmak kayg›s›d›r onlara bu ihtiyac› hissettiren. Devrimci saflarda da benzer örnekler yaflay›nca, düzenden gelen bu al›flkanl›klar›n› bir kalkan gibi korurlar, kendileri dahi fark etmeden… Yoldafl›ndan nöbetiyle ilgili bilgileri ve nöbeti devrald› Nilüfer. Dondurucu da olsa so¤uk iyi gelmiflti bir yandan da. Zihni aç›lm›fl, uykulu/may-
ÖLÜMSÜZLEfiENLER mevzilenip sald›rmas›yla panikleyerek geri püskürtülür. Bu durumdan yararlanan gerilla, çat›flma bölgesini terk eder. Birli¤in sa¤l›kl› bir flekilde çekilmesini Nilüfer Atav, mevzilendi¤i yerden düflman› sürekli kurflun ya¤muruna tutarak sa¤lam›flt›r. Bu çat›flmada birli¤inden ayr› düflen Nilüfer Atav ve Adem Asal gerilla birli¤i ile
iliflkiye geçmek için hiç zaman kaybetmez. Bunun için tüm kanal ve olanaklar› kullan›rlar. Ancak 3 Ocak 1994 tarihinde Artvin’in Borçka ilçesine ba¤l› U¤ur köyünde düflman güçleriyle tekrar karfl›lafl›rlar. Ç›kan çat›flmada Nilüfer Atav flehit düflerken Adem Asal yaral› olarak tutsak düfler ve 9 Ocak 1994’te iflkencede katledilir.
hofl hali geçmifl, dinçleflmiflti. Etraf› kolaçan etti önce. Sonra bir yandan her nöbette yapt›¤› gibi gününü de¤erlendirdi. Biraz sonra s›cak bir çay olsayd› ne iyi giderdi diye düflündü. Yoldafllar› art›k uyumufllard›r, s›rt s›rta verip bedenlerinin s›cakl›¤›n› da paylafl›yorlard›r herhalde diye tahminler yürüttü. Bir tek Adem yoldafl belki henüz uyumam›flt›r, bu yoldafl ne zaman uyur, ne zaman dinlenir geldi¤inden beri hiç anlamam›flt›. Komsomoldan ordu saflar›na gelmifl bir yoldaflt›. Ö¤rencilik y›llar›nda da hep böyleymifl, gözalt›ndan ç›kt›ktan sonra da, tutuklulu¤unun ard›ndan da
Zaten ayn› anda mermiler de ya¤maya bafllam›flt›. Her fley saniye saniye yaflan›yordu. Teti¤e bas›fl›, yoldafllar›n› düflünüflü, ya¤an mermi ya¤muru, sa¤›ndan solundan merminin isabet etti¤i yerlerden üzerine düflen karlar… Yoldafllar›n›n gelifli uzun sürmedi. Ava giden avlanm›flt›, gerillalar baflar›l› bir direnifl sergilediler, inisiyatif gerillaya geçmiflti. Bir ara Adem ve Nilüfer göz göze geldi. Sessizce bakt›lar birbirlerine. Tam o s›rada çemberi de yarm›fllard›. Bir yandan düflmana mermi ya¤d›r›rken bir yandan da alan› terk ediyorlard›. En sona Nilüfer ve Adem kald›. Bu s›ra-
hemen faaliyete vakit kaybetmeden dönüp soluksuz çal›flan bir yoldafl… En son tutuklulu¤unu Kayseri Hapishanesi’nden firarla sonland›rm›flt›. Partizanlar›n hapishaneye girdikleri andan itibaren firar üzerine kafa yormalar› ve birçok kez bunu prati¤e de dökerek baflar›l› eylemlere imza atmalar› eskiden beri en sayg› duydu¤u konulardan biriydi. Zindan, mücadelede bir bedelse, “bafla gelirse” o da “çekilirdi” ama yürek, bilinç, ak›l hep d›flar›da olmal›yd›. Onlar da öyle yapm›fllar, yüreklerinin, bilinçlerinin, ak›llar›n›n yan›na bedenlerini de ekleyip d›flar›da (s›cak mücadele içinde) alm›fllard› solu¤u… ‹flte daldan dala böyle atlarken düflünceleri, bir ç›t›rt› duydu önce. Bir yaban hayvan m›yd›, yoksa düflman m›? Yoksa kendi yürek at›fl› m›? fi›klardan en kötü olan›yd›. Devlet güçleri, bir ihbarc› hainin verdi¤i bilgileri dikkate alarak k›fl›n bu ortas›nda operasyona ç›km›fl ve birli¤i çembere alm›flt›. Nilüfer, hemen kendini mevziye att›.
da düflman son bir kez daha yüklendi tüm gücüyle. Sonuçta onlar da ç›kt›lar kuflatmadan ama birlikle ba¤lar› kopmufltu. Saatlerce yürüdüler. Birlikle ba¤lar›n› hemen kurmalar› gerekiyordu. Yolda çok fazla konuflmad›lar. Belki de kendilerini suçluyorlard›, nas›l kopar›z birlikten diye. Ayn› zamanda yoldafllar›n›n durumlar›n› merak ediyorlard›. Kay›p vermifller miydi, yaral› var m›yd›? Düflman operasyonu devam ettirecek miydi? Bir yandan da gururluydular… Birlikleri, düflman›n kuflatmas›n› delip geçmiflti. Belki kay›p bile verdirmifllerdir. Nas›l da flaflk›na dönmüfllerdir elleri bofl dönünce inlerine… Çeflitli düflüncelerle yürüdüler saatlerce. Birli¤e ulaflmak için çabal›yorlard›. Bu yeflil kentin içlere do¤ru son yeflil ilçesi Borçka’n›n bir köyüne geldiler. U¤ur köydü buras›. Ad›na bak›p da aldanmamak laz›m. Bu köyün insanlar›n›n u¤urla falan alakalar› hiç yoktu. Gerçek ismi de de¤ildi za-
Pusula ‹rade ve eylem birli¤i üzerine ‹rade ve eylem birli¤i, parti hukukuna uygun olarak farkl› konularda yürütülen tart›flmalar neticesinde ortaya ç›kan düflüncelerin merkezileflmesidir; merkezileflen düflüncelerin prati¤e uygulanmas› için yarat›lan hareket birli¤idir. Tüm bunlar›n olmas›, farkl› fikirlerin-anlay›fllar›n ortadan kalkt›¤› anlam›na m› gelir? Elbette ki hay›r! Farkl›l›klar vard›r ve kaç›n›lmazd›r. Burada olan, özgür bir tart›flma neticesinde ortaya ç›kan ço¤unlu¤un iradesine sayg› gösterme ve farkl›l›klar›na ra¤men ço¤unlu¤un kararlar›n› uygulamak için tereddütsüz harekete geçmedir. Az›nl›¤›n ço¤unlu¤a tabi olmas›n›n mant›¤› budur. Bir devrim partisi için bu anlay›fl›n içsellefltirilmemesi her zaman ciddi problemlere yol açar. fiunu hemen belirtelim ki; her zaman her koflulda irade haline gelen düflüncelerin do¤ru oldu¤u gibi bir yaklafl›m da do¤ru de¤ildir. Nitekim hem genel hem de yerel anlamda irade haline gelen yanl›fl kararlar›n varl›¤› tarihi tecrübelerle ortadad›r. Burada temel sorun, ortaya
KAVGADA
ç›kan irade kararlar›na uygun olarak hareket etmeyi kavrama sorunudur. E¤er bu ilkeli durufl ortaya konulmazsa, az›nl›kta kalan do¤ru fikirleri hakim hale getirme imkan› da ortadan kalkar. Bu ön aç›klamadan sonra sorunu daha somut daha güncel boyutuyla irdelemeye devam edelim. S›n›f savafl›m›nda bir parti için en büyük tehlike, ideolojik netsizlik ve örgütsel da¤›n›kl›kt›r. ‹deolojik netlik ve bolflevik bir örgüt yarat›lamazsa, karmafl›k sorunlar› çözmek, mücadele içinde ortaya ç›kan engelleri birer birer aflmak da zorlafl›r. Tüm bunlar ideolojik, teorik, örgütsel bak›mdan asgari düzeyde yetkin ve deneyim sahibi kadro ve militanlarla baflar›l›r. Dolay›s›yla böylesi dönemlerde öncellikle ideolojik netsizli¤i ve örgütsel alandaki da¤›n›kl›¤› giderecek pratik çal›flmalar yapmak gerekir. Yani ideolojik e¤itimde, içte ve d›fltaki anti-MLM anlay›fllarla hesaplaflma ve her alanda bolflevik ilkelere uygun örgütler yaratmak ön kofluldur. Bu görevler
yerine getirildi¤i oranda, s›n›f mücadelesi içinde daha aktif rol al›n›r; geliflmelerin arkas›ndan sürüklenen de¤il, yönlendiren, yol gösteren olunur. Elbette ki tüm bunlar için ideolojik ve örgütsel birlik kilit bir sorundur. Bu kilit sorundaki her geliflme, her ilerleme her türlü da¤›n›kl›¤›n, parçal› düflünüfl tarz›n›n panzehiridir. Bu nedenle sorunlara bütünlüklü bakmak, kesin çözüm aramak ancak bu anlay›fl temelinde sa¤lanacak geliflmeyle mümkündür. Bu bak›fl aç›s› olmadan merkezileflmek, olaylara-olgulara merkezi bir pencereden bakmak oldukça zor. Keza tarihi tecrübeler göstermifltir ki; partili yaflamda s›¤l›k-dar görüfllülük her zaman varolan nesnel durumu kavramada sorun yarat›r. Ço¤u zaman olaylar›n nedenleriyle de¤il, sonuçlar›yla ilgilenilir; neden sonuç iliflkisini kurmada problemler yaflayan bu yaklafl›m tarz› devrimci pratikleri sakatlar. Bu tarz ço¤u zaman olaylara, bulundu¤u merkezden yaklafl›r. Kendi bölgesinin, kendisinin sorunlar› önceliklidir. Partiyle iliflkilerini belirleyen temel faktörlerden biri de; genelin bu anlay›fllara yaklafl›mda ortaya koydu¤u tutumdur. Devrimci bir tutum, devrimci bir yaklafl›m bu s›¤ ve
ten. ‹simleri de¤ifltirilen binlerce yerleflim yerinden biriydi buras› da. Sonradan Camili denilen, gerçek ismi ise Macahel olan yörede yer al›yordu. Borçka’ya 60, Artvin’e 92 km uzaktayd›. Gürcüce ismi Akriya (bitiflik, ekli: hemen yak›n›ndaki Maral köyüne bitiflik olmas›ndan alm›fl) iken kim karar vermiflse, U¤ur oluvermifller. Karadeniz’in birçok köyü gibi okulun olmad›¤›, içme flebekesinin ad›n› duymad›klar›, postane gibi lüksleri hiç görmedikleri, sa¤l›k oca¤› gibi hizmetlerin hiç u¤ramad›¤› bir köydür Akriya köyü. Köyde bir ilkö¤retim okulu vard›r ancak o da kullan›lmamaktad›r. Çocuklar 1,5 saat yol gitmektedir okula kavuflmak için, birçok Karadenizli çocuk gibi... Nilüfer ve Adem’in yollar› bu köye düfltü¤ünde köyün nüfusu 300 bile de¤ildir. Evlerin pencerelerinden kopkoyu bir karanl›k düflmektedir çamur sokaklara. Ne yapacaklar›n› planlarken köyün Kald›r›m Mahallesi bir gürültüyle inler. Gerillalar silahlar›na davranacak zaman› bile bulamazlar belki de. Ölüm direkt üzerlerine yürümektedir. Nilüfer bo¤az›na kadar gelen bir slogan› hayk›racak zaman, belki bulmufltur, belki o kadar da zaman› yoktur. S›cak gülümsemesini ve kararl› bak›fllar›n› b›rakarak vedalafl›r yoldafl›yla. fiehirlerin tüm kirlerinden uzaklaflmak, k›rlar›n, (savafl›n y›kad›¤›) tertemiz havas›na kavuflmak için onca talep, ›srar, baflvuru sonucunda kavuflmufltur da¤lar›na. Gitmeden önce ablas›na Ankara’daki baba oca¤›ndan ancak k›z›l gelinlikle ç›kaca¤›n› söylemifltir. Ve gerçekten de öyle olmufltur, parti bayra¤›na sar›l› cenazesi, parti sloganlar›yla u¤urlan›r sonsuzlu¤a Ankara’da so¤uk bir k›fl günü. Adem ise yaral› düflmüfltür düflman›n eline. Bu ilk karfl›laflmalar› de¤ildir. fiimdi belki flartlar biraz daha zordur, yaral›d›r. Ama bu sadece nicel bir farkl›l›kt›r. Zira direnifli niteli¤inden tek bir noksan de¤ildir. Daha önce de defalarca girdi¤i bu karfl›laflmada, bu savaflta yine kazanan odur. Yap›lan iflkenceler kararl›l›¤›nda küçük bir gedik bile açamam›flt›r. Kendinden önceki onlarca yoldafl›ndan ald›¤› iflkencecilerin karfl›s›ndaki net, yi¤it tutumu, yani ser verip s›r vermeyen tavr›, yani partizan duruflu bir kez daha cisimleflir Adem yoldafl›n direniflinde. Ve o da bayra¤› devrederek lekesiz bir flekilde, kervan›m›za kat›l›r. Nilüfer’in cenazesinde flehitleri simgeleyen 300 karanfil b›rak›l›r mezar›na. Bir tanesi de Adem yoldafl› için… Tarih 3 Ocak’t›r. Yoksul Karadeniz bir yi¤itlik destan›yla daha büyümüfltür. H›rç›n dalgalar›na iki köpük daha eklenmifl, geçit vermez da¤lar›na iki kaya daha düflmüfltür. Unutulmayacak iki yürek…
dar düflünce tarz›yla hesaplafl›r –ki bu kaç›n›lmazd›r. ‹flte o zaman küçük burjuva bencilli¤inin irade ve eylem birli¤ini bozan, kural tan›maz, yap›c›-birlefltirici olmayan eylemi bafl göstermeye bafllar. Bu nedenle küçük burjuva benlerin de¤iflime u¤rat›larak bizlefltirilmesi, tüm enerjinin ayn› hedefler üzerinde yo¤unlaflt›r›lmas› ve bütünün bir parças› olarak alg›lanmas›, dar düflünüfl tarz›na karfl› mücadelede at›lan ilk ad›md›r. Sorun böyle kavran›ld›¤›nda, hiçbir zaman büyük kare içinde küçük noktalar merkeze oturtulmaz. Yine her bölgenin, her çal›flma alan›n›n kendi görevleri üzerinde yo¤unlaflmas› belirlemesini do¤ru okumal›y›z. Bu saptama bize ne dar bölgeci bir çal›flmay› ne de di¤er alanlar›n sorunlar›na karfl› duyars›z davranmay› ö¤ütlemiyor. Tam tersine kendi görevlerini yerine getirmeyen bir alan›n di¤er alanlar›n sorunlar›na karfl› da duyarl› davranamayaca¤› gerçekli¤ini hat›rlat›yor. Dolay›s›yla burada alt› çizilen bütünüklü bir sorumluluk duygusudur. Her türlü göreve yüksek bir sorumluluk bilinciyle yaklaflmay› sa¤lama kayg›s›d›r. fiu da bir gerçek ki; kendi ça-
l›flma alan›nda baflar›l› bir çizgiyi yakalayan bir bileflen genel olarak di¤er alanlar›n sorunlar›na karfl› da duyarl› yaklafl›r. Çünkü parçadaki geliflme bütünü olumlu yönde etkiler; genel çal›flmalara bir moral kayna¤› olur. Ama belirlenen genel yönelimin hayata uygulanmas› için yaln›z parçan›n de¤il, bütünün harekete geçmesi gerekir. Bundan dolay›d›r ki; bir alan çal›flmas›n›n baflar› ölçütlerinden biri de bütün sorunlara çözüm aramada ortaya koydu¤u-koyaca¤› çabad›r. Biraz daha somutlayacak olursak; tüm çal›flma alanlar›n›n belirlenen yönelime uygun olarak hareket etmemeleri her fleyden önce çift bafll›l›¤›, kendili¤indenci bir prati¤i do¤urur. Bu da partinin irade ve eylem birli¤ini bozar. ‹rade taraf›ndan belirlenmifl olan merkezi yönelimini de bofla ç›kar›r. Merkezi yönelimi bofla ç›kart›lm›fl bir partinin baflar›s›zl›¤› kaç›n›lmazd›r. Baflar›s›zl›k da güvensizli¤i ve inançs›zl›¤› derinlefltirir. Dolay›s›yla her kim ki güvenden söz ediyorsa, önce görevlerine uygun olarak aktif bir prati¤e yönelmelidir. Güven de böyle yarat›l›r. Çünkü militan ve sorgulay›c› pratik güvensizli¤in panzehiridir.
Mevlüt Ç›nar; 9 Ocak 1980’de ‹stanbul’da çat›flmada flehit düfltü. ‹brahim K›r; Dersim Ovac›k Yaz›ören köyünde dünyaya gelen ‹brahim K›r, ilkokulu köyünde bitirdikten sonra ekonomik nedenlerden dolay› daha fazla okuyamad›. Çal›flmak için gitti¤i ‹stanbul Kazl›çeflme’de 1975’te iflçi olarak çal›flmaya bafllad›. Devrimci düflüncelerle burada tan›flan ‹brahim K›r, iflçiler aras›nda örgütleme faaliyeti yürüttü. Aral›k 1980’de faaliyetlerinden rahats›z olan polis taraf›ndan gözalt›na al›nd›. Günlerce süren a¤›r iflkencelerden sonra ‹brahim K›r’dan hiçbir fley alamayaca¤›n› anlayan iflkenceciler çareyi onu katletmekte buldular. Ali Sa¤can; 1962 Uflak Banaz Hatipler köyünde dünyaya gelen Ali Sa¤can Partizanlarla birlikte hareket ediyordu. Ocak 1980’de Uflak’ta M‹T taraf›ndan iflkencede katledildi. Haydar Do¤an; 1958 Mazgirt do¤umlu olan Haydar Do¤an (Nedim) Partizanlarla küçük yaflta tan›flt›. Çal›flmak için gitti¤i ‹stanbul’da MLSPB saflar›nda örgütlendi. Bu s›rada yap›lan bir operasyonda gözalt›na al›narak tutukland›. Hapishanede kald›¤› yedi y›l boyunca elindeki araflt›rma ve inceleme f›rsat›n› iyi de¤erlendirdi. Hapishaneden ç›kt›¤›nda d›flar›da 12 Eylül AFC’sinin etkilerini görür. Bu dönemde Partizanlardan etkilenerek örgütlenir. Birçok askeri eylemde görev alan Haydar Do¤an’›n en önemli eylemlerinden birisi de birçok devrimcinin katili olan Muhsin Bodur’un cezaland›r›lmas›d›r. Haydar Do¤an, Ulafl Bardakç›’n›n katili Habip Gür’ün cezaland›r›lmas› s›ras›nda 10 Ocak 1991 tarihinde ‹stanbul’da ç›kan çat›flmada flehit düfltü.
‹rade ve eylem birli¤i yaln›z ayn› yöne bakma veya s›k› bir disiplinin varl›¤› de¤ildir, ayn› zamanda ortak düflünme, ortak hareket etme tarz›d›r. Talimat bekleyen de¤il, genel perspektife uygun olarak sorumluluk alma, bulundu¤u alanda geneli somuta yarat›c› bir tarzda uygulamad›r. ‹flte zorluklar karfl›s›nda “yaln›zl›k” ruh haline kap›lan ve kendi kendini tekrarlayan pratikler, yukar›da alt›n› çizmeye çal›flt›¤›m›z özgüven anlay›fl›nda zaafl›d›rlar. Özgüvensizli¤in oldu¤u yerde sorumluluk alma pratikleri de zay›f olur. Her problemin, her sorunun çözümü de kendi d›fl›nda aran›r. Oysa “bu bizim görevimizdir, bunu yapaca¤›z” iradesi ortaya konulmufl olsa; “nas›l yapaca¤›z?” sorusuna daha yarat›c›, daha ön aç›c› cevaplar bulunur. Çünkü bir yol bulma, bir yol açma iradesi zor koflullarda dahi mutlaka bir ç›k›fl bulur. Bu yürüyüfl a¤›r ve sanc›l› olabilir; ama yürüme kararl›l›¤› engelleri birer birer aflman›n en büyük güvencesidir. Devrimci militanl›k da budur iflte. Hiçbir sosyal ve ulusal kurtulufl savafl› ifle haz›r kadrolarla, ordularla bafllamam›flt›r. Tam aksine birlerle, onlarla bafllatt›klar› kararl› savafl›mlarla iniflli-ç›k›fll› pratiklerle zafere ulaflm›fllard›r.
‹flçi-köylü 12
Enternasyonal
25 Aral›k-7 Ocak 2009
“Bulgaristan halk› için; çok korkunç bir zaman…” Bulgaristan ‹flçi Köylü Partisi uluslararas› dayan›flmay›, iflbirli¤ini ve deneyim paylafl›m›n› gelifltirmek amac›yla Yeni Demokrat Gençlik’in 4. Konferans›na kat›ld›. Biz de ‹flçi köylü gazetesi olarak Bulgaristan ‹flçi-Köylü Partisi Genel Baflkan› Todor Jakov’la k›sa bir söylefli gerçeklefltirdik.
gede emperyalizmin sald›r›lar›na karfl› kurulacak önemli bir barikat olacakt›r. Bu çaban›n bir parças› olarak Bulgaristan ‹flçi Köylü Partisi uluslararas› dayan›flmay›, iflbirli¤ini ve deneyim paylafl›m›n› gelifltirmek amac›yla Yeni Demokrat Gençlik’in 4. Konferans›na kat›ld›.
Kriz tüm dünyay› oldu¤u gibi Bulgaristan’› da çok derinden etkiledi. Bulgaristan iflçi ve emekçileri, krizle birlikte büyük bir yoksullukla yüz yüze kald›. Milyonlarca iflçi iflsizler ordusuna kat›ld›, al›m gücü düfltü. Bulgaristan özellikle 1989’dan sonra çok h›zl› bir de¤iflim süreci geçirdi. Bu de¤iflimin Bulgaristan halk›n›n lehine olmad›¤› ise çok k›sa süre içinde a盤a ç›kt›. 1990’da sosyalist maskeli cumhuriyetlerin da¤›lmas›ndan en çok etkilenen ülkelerden biri de Bulgaristan oldu. Halk 90’lardan sonra büyük bir y›k›mla karfl› karfl›ya kald›. Ülke üyesi oldu¤u Avrupa Birli¤i içinde ücretlerin en düflük oldu¤u, en yoksul ülke durumunda. Ayr›ca halk mafya, rüflvet ve yolsuzluklar›n sarmal›na itilmifl durumda. Bir kesimin geliri çok h›zl› bir flekilde yükselirken milyonlarca emekçi için yaflam standard› yine çok h›zl› bir biçimde düfltü. Bu tablonun bir sonucu olarak ülkede s›n›f mücadelesinin ivmesi de giderek yükseltmekte iflçilerin, köylülerin ve gençlerin yapt›¤› eylemelerin oran› artmakta ve daha militan bir karaktere bürünmektedir. Bulgaristan’da uzun y›llar boyunca ülkeyi yöneten BKP’nin, bugünkü Bulgar Sosyalist Partisi’nin (BSP) özellikle 1989’dan sonraki politikalar› Bulgar iflçi s›n›f› ve emekçilerinin bu partiye olan güvenini sarst›. Bu durum 2009 y›l›nda gerçekleflen seçimlerde aç›kça görüldü. BSP’nin oylar› büyük bir düflüfl yaflarken Bulgaristan’›n Avrupai Kalk›nmas› için Yurttafllar Partisi (GERP) en yüksek oyu ald›. GERP, 240 sandalyeli meclise 116 milletvekili gönderdi. GERP’in seçim propagandas›na bir göz atmak Bulgaristan halk›n›n yaflad›¤› temel sorunlar›n anlafl›lmas›n› da sa¤layacakt›r. GERP’in en önemli seçim argümanlar›; yolsuzlukla mücadele, fleffaf bir yönetim, aile de¤erlerinin korunmas› ve enerji ba¤›ms›zl›¤›yd›. Mafya, sosyal yaflam›n tüm gözeneklerine nüfuz etmifl durumda. Bulgaristan halk› ve onun devrimci komünist öncüleri düzenin tüm bu çürümüfllü¤üne karfl› mücadele bayra¤›n› yükseltiyor. Bulgaristan halk›n›n mücadelesini ülkemiz iflçi ve emekçilerinin mücadelesi ile birlefltirmek ve böl-
Biz de ‹flçi köylü gazetesi olarak Bulgaristan ‹flçi-Köylü Partisi Genel Baflkan› Todor Jakov’la k›sa bir söylefli gerçeklefltirdik. - Bulgaristan da iflçi s›n›f›n›n, köylülerin, emekçilerin durumundan söz edebilir misiniz? Todor Jakov: Bulgaristan’da iflçi s›n›f›n›n durumu oldukça kötü. Hayat durmufl durumda. ‹flsizlik çok yo¤un, fiyatlar çok yüksek, ücret ise çok düflük. Bulgaristan’da sistem kademeli bir flekilde y›k›ld›. Bulgaristan Komünist Partisi (BKP) 1989 y›l›ndan sonra ekonomiyi emperyalist güçlerin eline teslim etti. Demokrasiye getirece¤iz dediler, devleti y›kt›lar. Ekonominin çökmesi ile birlikte iflçi ve köylüler iflsiz ve sokakta kald›. Devlet bu kesime, halka hiçbir yard›mda bulunmad›. 1989’da Bulgaristan sözde demokrasi yolunu tuttu. 45 y›l süren sosyalist sistem y›k›ld› ve sözde demokratikleflme yafland›. 1989’dan sonra sosyalist devleti, kapitalist bir devlet yapmak istediler. fiu an ne kapitalist ne de sosyalist bir devlet oldu. Bir y›k›nt› ortaya ç›kt›. Bulgaristan halk› bu y›k›m›n bask›s›n› yaflad›. Fabrikalar kapand›, insanlar soka¤a at›ld›, gelir-gider dengesi bozuldu. Okullar kapat›ld›. ‹nsanlar aç kald›, ma¤azalar önünde uzun kuyruklar olufltu. Ekmek bile bulamad›lar. ‹ki milyondan fazla genç ifl bulamad›¤› için yurtd›fl›na ç›kt›, Almanya ve Amerika’ya göç etti. Bu y›l içinde Bulgaristan’›n 9 milyon nüfusu vard›. Nüfus 6 milyona düfltü. 1989’dan önce kendine sosyalist diyen insanlar›n çocuklar› kendilerine demokrat dediler. Yönetime geldiklerinde devleti yok ettiler. 1989’dan sonra iki iflçi sendikas› ortaya ç›kt›. Ekonomiyi y›k›ma u¤ratan ve iflçileri soka¤a atanlardan Konstantin Trencev bu sendikalardan birinin baflkan› oldu. Bu devlete karfl›, iflçilere karfl›, insanl›¤a karfl› bir suçtur. Bu kifli de BKP’nin yöneticilerinden birinin o¤ludur. 1944’te Komünist Parti yönetimi ele ald›¤›nda Bulgaristan geri kalm›fl bir tar›m ülkesiydi. Komünistlerin yönetiminde ekonomisi h›zla büyüdü. Birkaç on y›lda Avrupa’n›n ve Balkanlar›n en iyi fabrikalar›n› kurdu ve ekonomik bir güç haline geldi. Sahte demokrasinin gelifli ile birlikte sa¤l›k sigortas› emekçilerin elinden al›nd›.
Emeklilik sigortas› kesildi. Sosyal yard›mlar kesildi. Okullar paral› hale getirildi. Çocuklar›n önemli bir bölümü e¤itimsiz kald›. Hepsi sahte demokrasinin sonucudur. Krizle birlikte yoksulluk korkunç boyutlara ulaflt›. Bulgaristan yafll› insanlar devletine dönüfltü. Fuhufl çok yayg›n. Eroin, uyuflturucu kullan›m› yüksek. Mafya ortaya ç›kt›. Krizden önce 3 milyon insan çal›fl›yorsa flu anda bunun say›s› 1 milyona düfltü. ‹nsanlar evlerine bir ekme¤i zor götürmektedir. Bulgaristan’da iki milyon yafll› insan bulunmaktad›r. 500 bin insan iflsizlik sigortas› ile yaflamaya çal›fl›yor. En kötü fley de rüflvettir. Rüflvet devlet adamalar›ndan bafllad›. fiu anda hukukçular mafya ile çal›fl›yor. Kanunlar sadece ka¤›t üzerinde. - 1989’dan sonra yaflanan bu geliflmelere karfl› iflçi s›n›f› ve köylülerin tepkisi nas›l oldu? - Bu durum Bulgar iflçi ve köylülerinde psikolojik bir travma yaratt›. Binlerce iflçi intihar etti. ‹ntihar edenlerin aras›nda devletin en iyi uzmanlar› da vard›. Bizde elbette herkesin eylem yapma, protesto hakk› vard›r. Sözde demokrasi vard›r. Herkes istedi¤ini söyleyebilir. 1989’dan sonra çeflitli kesimlerden insanlar soka¤a ç›kt›. Zincirleme grevler, eylemler geliflti. Hizmet sektöründen e¤itime birçok alanda halk hükümeti protesto etti. Eylemler sürmektedir. Konufltu¤unuzda herkes size hak veriyor ama hiçbir fley de¤iflmiyor. Hükümet tüm bu söylenenleri duymazl›ktan geliyor. Bulgaristan’da halk inanm›yor. Halk politikaya, partilere, hükümete, hiçbir fleye inanm›yor. Bir kaos, inançs›zl›k, umutsuzluk, durumu yaflan›yor. Biz buna “apatik” diyoruz. Son seçimlerde flimdiye kadar bilinen partilerden hiçbirine oy vermediler. Yeni bir parti ortaya ç›kt› GERP ad›nda. fiu ana kadar gösterdi ki bu parti de devleti yönetemedi. Bu parti yeni bir stil getirmek istedi. Demokratik ama otoriter. Ancak devlet ifllerinden anlamad›klar› k›sa sürede ortaya ç›kt›. ‹nsanlar kurtar›c› olarak bu partiye yöneldi. Bulgaristan’da flu an bir düzen yoktur. Ekonomide politika olarak büyük bir anarfli yaflan›yor. Yafll› insanlar aras›nda geçmifl sosyalist düzene bir özlem var. Ülkemizde flu an vahfli bir kapitalizm var. Birkaç kelime ile de¤erlendirirsem Bulgaristan halk› için çok korkunç bir dönem. - Partiniz ne zaman kuruldu? - Partimizin 100 y›ll›k bir tarihi vard›r.
Dimiter
Glagevev, George Dimitrov ile birlikte 1891’de partimizin temellerini att›. Bulgaristan Sosyal Demokrat ‹flçi Partisi’ni kurdu. Partimiz bu gelenekten geliyor. 1923’te Dimitar Blagoev taraf›ndan partinin ismi Bulgaristan Komünist Partisi olarak de¤ifltirildi. Bu parti zaman içinde komünist bir partiden kapitalist bir partiye dönüfltü. Bulgaristan ‹flçi Köylü Partisi bu eski gelene¤e sahip ç›kan kadrolar taraf›ndan kuruldu. Partimiz legaldir. BKP’nin 1989’da ismini Sosyalist Parti olarak de¤ifltirmesinden sonra 1990’da biz bu partiden ayr›larak Dimitrov’un mücadelesini sürdürmek üzere partimizi kurduk. Sosyalist parti olunduktan sonra Dimitrov’un mozolesi bombaland›. Bugün yok. Bugüne kadar say›s›z greve, protestoya kat›ld›k. 1990’dan sonra 4-5 tane komünist parti kuruldu. Bunlar› d›fl›nda yüzlerce küçük parti var. Biz bu partileri birlefltirmek istedik. Di¤er partiler daha küçük ve resmi de¤iller. Beraber çal›flal›m diye ça¤r› yapt›k. Bulgaristan’›n birçok yerinde çal›flmam›z örgütlenmemiz vard›r. ‹flçi s›n›f› ve köylüler içinde parti komitelerimizin kurdu¤u birlikler bulunmaktad›r. - Baflkan Mao’ya ve uluslararas› dayan›flmaya bak›fl›n›z nedir? - Mao’nun görüfllerini kabul ediyoruz. Bununla birlikte Mao’yu flu an inceliyoruz. Dünya emperyalizmi Amerikan emperyalizmi önde olmak üzere bizim mücadelemizi engellemeye çal›fl›yor. Haklar›m›z› gasp ediyor, onun amac› bizi yok etmektir. Çeflitli yöntemlerle sesimizi k›smaya çal›fl›yor. ‹stiyor ki halk bizi duymas›n, bilmesin. Uluslararas› komünist enternasyonal dünyadaki komünistlere partilere büyük güç veriyordu. Komünist partilerin ortak hareketini ve deste¤ini sa¤l›yordu. Bugün bu yok. Buna büyük ihtiyaç var. - Siz Yeni Demokrat Gençlik’in konferans›na kat›lmak amac›yla ülkemizde bulunuyorsunuz. Konferans› iki gün boyunca izlediniz. Neler gözlemlediniz? - Öncelikle YDG’yi selaml›yoruz. Konferans›na kat›lmaktan onur duyduk. Çok memnun kald›k. Sizin kavgan›za kat›l›yoruz. Sizi destekliyoruz. Harika bir organizasyondu. Güzel bir kadro gördük. Gerçekten kat›lmaktan çok memnun kald›k. Entelektüel düzeyi yüksekti. Bu da harekete güç katacakt›r. Türkiye de sizin bugünkü durumunuz bana Bulgaristan’da 1940-44’te kapitalizme ve faflizme karfl› yürüttü¤ümüz mücadeleyi hat›rlat›yor. Bugün bizde gençler politikadan çekildiler. Politika yapmak istemediler. Onlar› da çok iyi anl›yoruz. Kendine demokrat diyen devlet yöneticileri gençlerin bilincine sald›r›yor. Kapitalizmin çok iyi bir sistem oldu¤unu ispatlamayla çal›fl›yorlar. Gençlerin örgütlenmemesi için her fleyi yap›yorlar. ‹stiyorlar ki gençler mücadele etmesin diskolara gitsin, Amerikan tarz› yaflam sürsün. Sizde çok yüksek bir moral, büyük bir istek var. Baflar›da çok önemli olan bir husus da uluslararas› iliflkilerdir. Devrimci, sosyalist ve komünist örgütlerle sürekli ba¤lant› kuruyorsunuz. Bu size daha fazla güç vererek destek olacakt›r. Bulgaristan komünistleri, Partizanlar› di¤er ülkelerdeki dostlar›ndan büyük yard›m gördü. Siz de böyle yapmal›s›n›z.
1990’da sosyalist maskeli cumhuriyetlerin da¤›lmas›ndan en çok etkilenen ülkelerden biri de Bulgaristan oldu. Halk 90’lardan sonra büyük bir y›k›mla karfl› karfl›ya kald›. Ülke üyesi oldu¤u Avrupa Birli¤i içinde ücretlerin en düflük oldu¤u, en yoksul ülke durumunda. Ayr›ca halk mafya, rüflvet ve yolsuzluklar›n sarmal›na itilmifl durumda.
‹flçi-köylü 13
Dünyadan
25 Aral›k-7 Ocak 2009
ALEKS‹S MÜCADELEM‹ZDE YAfiIYOR
Bir y›l önce, 6 Aral›k 2008 tarihinde polis kurflunuyla katledilen 16 yafl›ndaki Aleksis Grigoropoulos’un anma etkinlikleri ülke genelinde on binlerce kiflinin kat›l›m›yla gerçekleflti. Bir y›l önceki isyan girifliminden paçay› zor kurtaran devlet ve egemen güçler, bu y›lki anmalara dersler ç›kararak haz›rland›lar. Seçimler sonras› bafla geçen PASOK’un (Tüm Yunanistan Sosyalist Hareketi) ilk icraat› polis devletinin tüm ihtiflam›n› göstermek oldu. Politeknik ve Aleksis’in katledilmesi anma törenleri dolay›s›yla “terör sald›r›lar›” olabilece¤i propagandas› yaparak, Atina sokaklar›n› cunta dönemlerini aratmayacak flekilde polis ablukas›na ald›. Son y›llarda ‹stanbul 1 May›slar›nda tan›k oldu¤umuz sahnelerin benzerini geçti¤imiz günlerde Atina sokaklar›nda tan›k olduk. Hükümetin “s›f›r tolerans” dogmas› olarak ifadesini bulan bu uygulamalar, Politeknik’le bafllayarak 6 Aral›k eylemleri boyunca devam etti. Eylem bölgesini çevreleyen tüm sokak ve caddeler trafi¤e kapat›larak kimlik ve üst kontrolleri yap›ld›. Bu süreçler içinde pek çok kifli eylemler öncesinde hiçbir gerekçe gösterilmeden gözalt›na al›nd›, pek çok kurum ve dernek bask›nlara maruz kald›, gözalt›na al›nanlar tutuklanarak “a¤›r suçlarla” yarg›land›. 6 Aral›k eylemleri s›ras›nda grevde olan Atina çöp iflçilerinin grevi “güvenlik” gerekçe gösterilerek mahkeme taraf›ndan yasakland›. Sald›r›lar, eylemler önceFilipinler’de Maguindanao bölgesinde 23 Kas›m günü 57 silahs›z insan›n yerel savafl a¤alar› taraf›ndan öldürülmesi üzerine Mindanao adas›nda 5 Aral›k’ta ilan edilen s›k›yönetim Filipinler Komünist Partisi ve Ulusal Demokratik Cephe taraf›ndan protesto edilmektedir. Tüm dünyada haberlerde ilk s›ralarda yer alan katliam dünya kamuoyunun da nefretini üzerinde toplam›flt›r. Bölgede yaflayan az›nl›k halklar›n örgütlü bulundu¤u Cordillera Demokratik Halk Cephesi yapt›¤› aç›klamada yerel seçimler nedeniyle hükümete muhalif Esmael Mangu-
sinde oldu¤u kadar eylemler boyunca da devam etti. 4 Aral›k Cuma akflam›ndan bafllayan anma eylemleri boyunca tüm ülkede 800 den fazla kifli gözalt›na al›nd›, bunlardan 120 kifliden fazlas› tutukland›, 13 kifli maske takt›klar› için “a¤›r suçla-cinayete eflde¤er” yarg›lan›yor. Aralar›nda çocuklar›n da oldu¤u yüzlerce kifli gözalt› süreci boyunca dayak, hakaret, afla¤›lama içeren iflkencelere maruz kald›.
4 Aral›k; Akflam saatlerinde, Eksarxia Halk› Giriflimi ça¤r›s›yla Aleksis’in katledildi¤i noktada toplanan yüzlerce kifli, mumlar yakarak anma etkinli¤i gerçeklefltirdi. Eylemin sona ermesinden sonra polisin tahrik edici varl›¤›n› protesto edenlerle polis aras›nda çat›flmalar yafland›. Benzer flekilde ön eylemlikler 5 Aral›k Cumartesi günü de devam etti.
6 Aral›k Pazar; Eylemler tüm ülkede on binlerce kiflinin kat›l›m›yla gerçekleflti. Baflta Atina olmak üzere Selanik, Patra, Larissa, Volos, Iraklio, Hania ve di¤er birçok ilde kitlesel olarak yap›ld›. Atina’daki eylem ö¤len saat 13.00’te Propilea Meydan›nda bafllad›. Devletin tüm sald›r› ve y›ld›rma giriflimlerine ra¤men yap›lan eyleme 20.000 dolay›nda kifli kat›ld›. Mitingin sona ermesinden sonra kitle buradan Meclis’e do¤ru yürüyüfle geçildi. Yo¤un bir polis ablukas› alt›nda yap›lan yürüyüflte polisin tahrik edici varl›¤›, pek çok kez, kimi gruplarla polis aras›nda çat›flmalara neden oldu. YKP (ML)’nin de kitlesel olarak kat›ld›¤› eylem meclis ve oradan bafllang›ç noktas›na ulaflmas› ile sona erdi. Ancak, ayn› akflam Atina merkezde ve Eksarxia Mahallesi çevresinde k›sa süreli çat›flmalar devam etti.
7 Aral›k Pazartesi günü merkezi ö¤renci eylemi gerçekleflti. Baflta lise ve ortaokul ö¤rencileri olmak üzere 15 binin üzerinde üniversite ö¤rencisi, e¤itimci ve halktan insan eyleme kat›ld›. Eylemler öncesinde okullar›n iflgal edilmesi karar› alan lise, ortaokul ve üniversite ö¤rencileri, ülke genelinde 400’ün üzerinde lise ve ortaokulu, 20’yi aflk›n da fakülteyi iflgal etti. Eyleme kendi okul ve fakülte pankartlar› ile kat›lan ö¤rencilerin kitlesellikleri ve canl›l›klar› dikkat çekiciydi. E¤itimciler de ö¤len ve akflam olmak üzere 3’er saatlik ifl b›rakma eylemi yaparak kitlesel olarak yürüyüfle kat›ld›. Saat 12.00’de Propilea Meydan›nda bafllayan mitingde, ö¤renci dernekleri ve e¤itimci sendikalar› temsilcileri konuflmalar yapt›lar. Ancak konuflmalar›n yap›ld›¤› s›rada çevredeki polis varl›¤›na tepki duyan lise ve ortaokul ö¤rencileri polisin miting alan›ndan uzaklaflmas› için iki saate yak›n sürekli olarak tafl ve portakal att›lar. Yüzlerce ö¤rencinin kendili¤inden kat›ld›¤› bu “muharebe” kitlenin kendili¤inden pratik içinde ö¤renmesinin güzel bir yans›mas› oldu. ‹lk süreçte polisin bir hareketi ile hemen geri çekilirken zamanla geri çekilmemeye ve üzerine üzerine gitmeye bafllamas› güzel bir nokta olarak güne iz b›rakt› diyebiliriz. Meclise do¤ru yürüyen kitle, katliam› ve devlet terörünü lanetleyen sloganlar att›. Bugün de önceki gün gibi k›sa süreli çat›flmalar yafland›. Fakat Sindagma Meydan›’na (Meclis’in oldu¤u meydan) ulafl›ld›¤› s›rada, polisin anarflist eylemcileri bahane ederek EEK örgütünün (Troçkist bir parti) kortejine motosikletli birimlerin motorlar› ile girmesi sonucu bir parti üyesi a¤›r, bir gazeteci ise hafif yaraland›. Buna tepki gösteren kitle ise polise müdahale ederek çat›flt›. Ard›ndan polis geri çekilmek zorunda kald›. Eylem Propilea Meydan›’na ulaflmas›yla sona erdi.
dadatua’n›n seçim gezisine efllik eden kad›n, avukat, gazeteci 57 kiflinin so¤ukkanl›ca katledilmelerini mahkum etmektedir. Bölgede savafl a¤al›¤›n›n yayg›n oldu¤unu ve bu savafl a¤alar›n›n özel ordular›n›n Filipinler Ordusu ile birlikte bölgedeki devrimci, ilerici, muhalif her hareketi ve mücadeleyi a¤›r flekilde bask› alt›na ald›¤›n› belirten Filipinli devrimciler savafl a¤alar›n›n terörünün seçim dönemlerinde iyice artt›¤›n› vurgulamaktad›r. Aç›klamada Arroyo Hükümeti savafl a¤al›¤›n› yok edece-
Sal› günü ise eylemler boyunca yap›lan gözalt›lar› ve tutuklamalar› protesto eden aralar›nda YKP (ML)’nin de oldu¤u örgütlerin ortak giriflimiyle bir eylem gerçeklefltirildi. 6 Aral›k eylemleri s›ras›nda Atina Üniversitesi Rektörlü¤ünün anarflistlerce iflgal edilmesini ve Rektörün de darp edilmesini bahane eden polis, rektörlü¤ün önünde yer alan alanda kitlenin toplanmas›na izin vermedi. Cuntadan sonra ilk defa gerçekleflen böylesi bir durum kitle taraf›ndan protesto edildi. Kitle ad›na bir komitenin polisle yapt›¤› görüflmeler sonras›nda, Rektörlü¤ün talebi ile polisin burada oldu¤u ve bunun da üniversite özerkli¤inin ihlal edilmesi anlam›na geldi¤i aç›klamas› yap›ld› ve polis buradan çekilene kadar beklenece¤i aç›kland›. Yar›m saat boyunca beklenmesinin ard›ndan 2000 kifliye yak›n kitle yürüyüfle geçti. Tutuklu ve gözalt›ndakilerin serbest b›rak›lmas›n› talep eden ve üniversite özerkli¤inin gasp edilmesine karfl› sloganlar atan kitle, polis ve devlet terörünü de protesto etti. Eylem bafllama noktas›na ulaflmas›yla sona erdirildi.
11 Aral›k Perflembe; Perflembe günü ise ö¤renci mitingi gerçekleflti. Ana gündemin üniversite özerkli¤i oldu¤u eylem gerçekleflen en az kat›l›ml› eylem oldu. Bunda da, üniversitelerde güçlü olan kimi siyasal ö¤renci gruplar›n›n tav›rlar›n›n etkili oldu¤u belirtiliyor. ‹flgal kararlar› almayan, ö¤rencileri eyleme ve kaybedilmeyle karfl› karfl›ya olan bir hakk›n savunulmas›na ça¤›rmayan bu gruplar›n üniversite yönetimleri ve hükümet kadar sorumlu olduklar› ifade edildi. Eylem Propilea Meydan›’ndan bafllayarak Meclise, oradan da ayn› noktaya ulafl›lmas›yla sona erdirildi. (Yunanistan’dan bir ‹K okuru)
Çevre kirlili¤i ne zaman sona erecek? na yer verilmek zorunda kal›n›yordu. ‹nsan kaynakl› bu art›fl hiç kuflku yok ki, kapitalist üretim-tüketim iliflkilerine, böylelikle de kapitalist toplum biçimine dayand›r›lmak durumundad›r. Emperyalist tekellerin 20. yüzy›lda dünya genelindeki yay›lmas›, uluslararas› üretimle birlikte, iklim de¤iflikliklerini de h›zland›rd›. Sadece ABD emperyalizmi, dünya çap›ndaki karbon sal›n›m›n›n 2/3’sini gerçeklefltirmektedir. Dünyan›n yoksul ülkelerinin toplam karbon sal›m› ise sadece yüzde 2 düzeyindedir. Çevre kirlili¤ine ba¤l› iklim de¤iflikliklerinin en önemli belirtisi, ozon tabas›nda meydana gelen ve giderek büyüyen deliktir. 1987 y›l›nda imzalanan “Montreal Anlaflmas›”, ozon tabakas›na zarar veren maddelerin kullan›m›na yasak ve/veya s›n›rlama getiriyor, zarar› asgariye indirme hedefi güttü¤ü söyleniyordu. Bilim insanlar› bunun baflar›lmas› durumunda ozon tabakas›n›n 2050 y›l›na kadar kendi kendini yenileyece¤ini hesapl›yorlard›. Ancak bu hesaplar, dünya ölçe¤indeki kârlar›n› çevre yarar›na azaltmak ya da ortadan kald›rmak istemeyen emperyalist tekellere tak›lmakta gecikmeyecekti. Bunun
¤ini ilan etse de bu yerel zorbalarla iflbirli¤ine aç›kça devam etti¤ine de¤inilmekte ve katliam› gerçeklefltiren Ampatuan savafl a¤as› kabilesinin bask›lar› sayesinde 2004 seçimlerinde Arroyo hükümetinin 12 sandalyenin hepsini kazand›¤› aktar›lmaktad›r. Hükümetin önümüzdeki seçimlerde de yerel afliretler aras› çeliflkilerden ve savafl a¤alar›ndan yararlanarak daha fazla kan ve bask› getirece¤i öngörüsünde bulunulmaktad›r. Yine özellikle Mindinao ve Cordillera gibi iki az›nl›k milliyet-
içindir ki, atmosfere sal›nan karbon miktar›n› azaltmay› hedefleyen Kyoto Protokolü de daha bafltan çürük bir zemine oturuyordu. Örne¤in ABD emperyalizmi protokolü imzalamaya bile yanaflm›yordu. Zaten protokolün kendisi de aldatmaca ve hedef flafl›rtmadan öte geçmiyordu. Atmosfere zarar veren maddelerin kullan›m›na dönük Montreal Anlaflmas›, bu maddelerin kullan›m›nda çok cüzi bir azalma yaratt›ysa da sonraki y›llarda yap›lan ölçümler, bu azalman›n ozon tabakas›nda kayda de¤er bir onarmaya yol açmad›¤›n› gösterdi. Bunun bir nedeni, zararl› maddelerin çok uzun süre boyunca atmosferde kalabilmesiyken, di¤er ve daha önemli bir neden de yasaklanan maddelere iliflkin uluslararas› bir illegal pazar oluflmas›yd›. Zararl› maddeler, bunlar›n henüz yasaklanmad›¤› emperyalizme ba¤›ml› kimi ülkelerde üretiliyor ve Kuzey Amerika ile Avrupa’ya bu ülkelerden gönderiliyordu. Örne¤in buralara gönderilen, klima sistemlerinde, buzdolaplar›nda vd. araç gereçlerde bu zararl› maddeler kullan›l›yordu. ‹klim de¤iflikliklerine yol açan bir di¤er önemli etken de ya¤mur ormanlar›n›n ya¤malanmas›, orman alanlar›n›n (Brezilya’da oldu¤u gibi) giderek azalmas›yd›. Bunun sorumlusu ise yine, emperyalist tekeller ile büyük top-
günlerinden notlar…
8 Aral›k Sal›;
Filipinler’de katliam ve s›k›yönetim
Evrensel Bak›fl Aral›k ay›n›n ilk haftas› Danimarka/Kopenhag’da toplanan “iklim zirvesi”, daha bafllamadan birçok tart›flmay› beraberinde getirdi. 12 günlük zirve boyunca bir Afrika ülkesinin sald›¤› karbon miktar› kadar karbon sal›n›m› ortaya ç›kmas› ise, tam bir ironiydi. Zirveye kat›lan liderler 200 adet limuzin ve 140 özel uçakla gelecekti ve bu da tam 41 bin ton karbon monoksit sal›n›m› demekti. Zirvenin sürdü¤ü günlerde sunulan taslak metni, tart›flmalar› biraz daha alevlendirdi. ‹çeri¤ini, zirveye de yön veren zengin ülkelerin haz›rlad›¤› metin, bu zirvenin zengin ve fakir ülkelerin “eflit” temsil edildi¤i tek zirve oldu¤unu kan›tl›yordu adeta: Atmosfer eflit paylafl›l›yordu, çevre kirlili¤ine karfl› al›nacak önlemler de eflit olmal›yd›! Bu da bir baflka ironisiydi zirvenin! Elbette bu “eflitlik” daha sonraki sat›rlarda, yoksul ülkelerin aleyhine dönmekte gecikmiyordu. Ortalama hava s›cakl›klar› 20. yüzy›lda, tüm dünya genelinde 0.6 derece artt› ki, bu art›fl hala sürüyor. 1995 y›l›nda yay›mlanan bir BM raporunda bile, son 50 y›lda gerçekleflen, küresel çaptaki ›s› art›fllar›n›n büyük ölçüde, hatta tamamen, insan kaynakl› oldu¤u-
7 Aral›k Pazartesi;
Hindistan’da flanl› mücadele
Hindistan’da devletin Maoistlere karfl› operasyonlar› sürerken Maoistler de bölgedeki güçlerini ve kitle deste¤ini gösteren yeni eylem ve etkinliklerin alt›na imza atmaktad›r. En son 6 Aral›k’ta Maoistlerin tarihinde ilk kez Halk Kurtulufl Gerilla Ordusu’nun kurulufl töreni flehir merkezinde aç›k flekilde yap›ld› ve kutlama öncesinde Maoist önderlerin de mitinge kat›laca¤› aç›ktan ilan edilip halk davet edildi. 6 Aral›k günü Bat› Bengal’de Bat› Midnapore bölgesinde Jangalmahal flehrinde düzenlenen etkinli¤e bölgedeki 50 köyden de halk kat›ld›. Gerillalar›n kontrol alt›na ald›¤› miting alan›nda halka seslenen HKP (Maoist) MK SB üyesi ve ülkenin en çok aranan insan› Kishenji yoldaflla bölge sorumlusu Rakesh yoldafl bölgedeki halk› art›k Halk Kurtulufl Gerilla Ordusu’nun koruyaca¤›n› ilan etti. Devletin operasyonlar›n› sürdürmesini ve hakl› taleplerini kabul etmemesini elefltiren Kishenji yoldafl, hasat dönemi olmas›na karfl›n k›sa süreli ateflkes önerisine uymayan ordunun amac›na ulaflamayaca¤›n› belirtti. Binlerce insan›n kat›ld›¤›, devrimci marfllar›n söylendi¤i ve k›z›l bayraklar›n denizi and›rd›¤› miting, bölgedeki ordu ve polis güçleri ve Bat› Bengal Eyaleti hükümeti taraf›ndan ise bir utanç tablosu halini alm›flt›r. Bölgeye gönderilmek istenen polis güçlerinin gitmeyi reddetti¤i bas›nda yer ald›. Bunun yan› s›ra 2 Aral›k tarihinde Maoist gerillalar Jharkand eyaletinde Coal India kömür flirketinin kömür nakliyesini durdurdu.
ten halk›n yaflad›¤› bölgede az›nl›k milliyetlerin haklar›n› tan›mayan devletin yerel zorbalar, ordu-polis bask›s› ve böl-parçala taktikleriyle seçim sürecine yön vermek istedi¤i aç›klanmaktad›r. 9 Kas›m’da aç›klama yapan Ulusal Demokratik Cephe Mindanao Bölge Örgütü Ampatun savafl a¤alar›n›n katliam›n› lanetlerken halk› s›k›yönetime karfl› ç›kmaya davet etmifltir. S›k›yönetimin bölgede isyana karfl› ilan edilmesinin katliam›n özünü karartt›¤›n› belirten Filipinli devrimciler bunun devlet destekli terör oldu¤unu belirtmekte, savafl
rak sahipleri ve onlar›n kâr h›rs›yd›. Bunlar›n bask›lar›yla, 1990’lardan itibaren, uluslar aras› alanda odun ticaretiyle ilgili gümrük ve ticaret koflullar› hayli gevfletilmifl, bölgesel ve küresel anlaflmalar›n çerçevesi geniflletilmifltir. ‹klim de¤iflikliklerine ba¤l› do¤al afetlerde 1990’lar›n bafl›ndan itibaren görülen art›flla, 2000’li y›llardan daha da boyutlu bir hal alm›flt›r. Bu, asl›nda “do¤al” olmayan afetler, yüz binlerce insan›n yaflam›na mal olmay›, milyonlarca insan› göçe zorlamay›, milyonlarca hektar tar›m alan›n› tar›ma elveriflsiz hale getirmeyi sürdürüyor. Tüm bu felaketler elbette dünyan›n yoksullar›n› vuruyor. Dünya çap›ndaki yaflam alanlar›n› tahrip ederek, insanl›¤›n gelece¤ini geri dönüflü olmayan biçimde tehdit eden çevre sorununa karfl› 1970’li ve 80’li y›llarda uluslararas› bir çevre hareketi geliflti. Bu hareket küçük burjuva anlay›fl üzerinden yükselse de ilk bafllarda samimi bir karfl› koyufl söz konusuydu. Hareketin geniflleme ve dünya çap›nda etkili olma olas›l›¤›, uluslararas› tekelci sermayeyi harekete geçirdi. Hareketin ne yap›l›p edilip sisteme yedeklenmesi, kendi içinde parçalanmas› vb. yollarla etkisiz hale getirilmesi hedefleniyordu. Ve iflte bu süreçte çok say›da burjuva politikac› birden bire çevre sorununa “dikkat çekmeye” koyuldular. Ekolojik dünya
a¤alar›n›n suç örgütü olarak muamele görmesini talep etmekte ve az say›daki savafl a¤as›na karfl›n milyonlarca emekçinin mücadelesinin bask› alt›na al›nmaya çal›fl›ld›¤›n› ifade etmektedir. Böylece Moro halk›n›n kurtulufl mücadelesi de sindirilmek istenmektedir. Filipinli devrimciler bu katliam›n hesab›n›n sorulmas›n› ve tüm savafl a¤alar›n›n ve paramiliter güçlerin silahs›zland›r›l›p da¤›t›lmas›n› talep etmektedir ve halk› devlet terörüne son vermek için silahl› mücadeleye kat›lmaya davet etmektedir.
sistemini “elefltiriyor”, bu yönlü bildiriler yay›ml›yorlard›. Emperyalist tekellerin temsilcilerinin bu bilinçli hamleleri, küçük burjuva anlay›fl›n yön verdi¤i çevre hareketinde bir yan›lsama ortaya ç›karmakta gecikmedi. Hareket, 1992’de Rio De Janerio’da düzenlenen BM-Çevre Konferans›’na kat›ld›. Bu konferans›n gerçek hedefi, dikkatleri çevre sorununun bafll›ca sorumlusu olan emperyalist tekellerden (ve de emperyalist-kapitalist sistemden) baflka yöne çekmekti. Ve çevre hareketinin dikkati gerçekten de tam olarak bu tarihlerden itibaren baflka yöne kayd›. Baflta Greenpeace olmak üzere, çevre hareketi 2002 y›l›nda Johannesburg’da gerçeklefltirilen BM Çevre Zirvesinde, emperyalist tekellerin; BP, Shell, Daimler Chrysler, General Motor, Ford, Bayer gibi temsilcileri ile ortaklafl›yor, bunlarla kol kola, çevre sorununa “çareler” ar›yordu art›k. Sisteme yedeklenmifl “çözümü” gerçek sorumlular› hedef almay› b›rakal›m, bunlarla ortaklaflmada “sansasyonel” eylemlerde gören bir çevre hareketi, ayn› zamanda bir insanl›k sorunu olan çevre sorununa çözüm üretemezdi elbette. Bu sorun ayn› zamanda insanl›¤›n gelece¤i sorunudur ve bunun için de ancak sisteme karfl› mücadele ile birlikte ele al›narak çözülebilir.
‹nsan eme¤ini son s›n›r›na kadar sömüren bir yandan iklim zirveleri düzenleyerek, çevre sorununa iliflkin kafa kar›fl›kl›¤› yaratmakta, hedef flafl›rtmakta, di¤er yandan da çevre kirlili¤inin (ve iklim de¤iflikli¤inin” en önemli nedenlerinden olan, kimyasal-biyolojik silahlar›n kullan›ld›¤› iflgal savafllar›n› yayg›nlaflt›rmaktalar. ‹flgal savafllar›n›n merkezi olan Ortado¤u’da iflgallerin yeni bir halkas› yap›lmaya çal›fl›lan Pakistan, ABD bombard›manlar› ve k›flk›rt›lan iç çat›flmalarla kan gölüne çevrilmekte, Irak’ta iflgal nedeniyle hala neredeyse her gün yüzlerce insan yaflam›n› yitirmekte. 9 y›ld›r devam eden ve asl›nda iflgal güçlerine a¤›r yenilgiler tatt›ran Afganistan iflgali ise, bu aç›k yenilgiye ra¤men derinlefltirilmeye-yayg›nlaflt›r›lmaya çal›fl›lmakta. Dünyay› kirletmekle, insanlar›n yaflam alan›n› ortadan kald›rmakla yetinmeyip, tüm dünyay› döktükleri insan kan›yla bir kan denizine çevirmeye çal›flanlar›, bu kan denizinde bo¤acak olanlar ise, kanlar›ndan deniz yarat›lmak istenen yoksul-ezilen halklar›n insanl›¤›n kurtuluflu u¤runa yükseltecekleri mücadeleler olacakt›r! Çevreyi kirleten tüm etkenler de ancak böylelikle ortadan kalkacak, ozon tabakas› da iflte o zaman kendini h›zla yenileyecek, dünya yaflan›l›r bir dünya olacakt›r.
‹flçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
25 Aral›k-7 Ocak 2009
Gökyüzünden bize der ki;
Durmas›n sevdam›n çark› 12 Eylül dendi¤inde akl›m›za birçok fley gelir. Bas›lan evler, iflkencelerde katledilen, sakat b›rak›lan yüzlerce insan, mitinglerde, eylemlerde, sokak ortas›nda yaflanan ölümler ve tabi ki bunlara karfl› verilen nice direnifller. 12 Eylül dendi¤inde akl›m›za birçok isim de gelir elbet. Diyarbak›r Zindanlar›nda yitirdi¤imiz Ali Sar›ballar, tüm emekçi halk›m›za gözda¤› vermek ad›na idam edilen Necdet Adal›lar, H›d›r Aslanlar ve ne ac› ki daha niceleri. 12 Eylül’ün bilançosu a¤›rd›. “Resmi rakamlara göre” 650 bin kifli gözalt›na al›narak iflkenceli sorgulardan geçirildi. 1 milyon 683 bin kifli fifllendi, 98 bin 404 kifli örgüt üyeli¤inden yarg›land›. 21 bin 764 kifli örgüt üyesi olmaktan hüküm giyerek iflkence ve bask›n›n “ola¤an” oldu¤u hapishanelerde y›llar›n› geçirdi. 171 kifli sorgularda ve hapishanelerde yaflanan iflkencelerde katledildi. Tüm bunlar›n yan›nda 7 bin kifli için idam cezas› istendi, 517 kifliye idam cezas› verildi ve idam cezas› verilenlerden 50’si as›ld›. “Asmayal›m da besleyelim mi?” diye soran faflist zihniyetin idamlar› aras›nda öyle bir tanesi vard› ki devletin tabiat›n›, fliddetini ve hukuksuzlu¤unu özetleyerek tarihe ac›, ancak onurlu bir resim daha b›rakt›. 13 Aral›k 1980… 17 yafl›ndayd› sandalyeyi tekmeledi¤inde. O günden bu güne kulaklar›m›zda son sözleri, bilincimizde kararl›l›¤›, siyah beyaz foto¤raf›na bakt›¤›m›zda her an gördü¤ümüz umut dolu gözleri ile anlatt›klar› kald› bizlere Erdal Eren’in. Erdal Eren’i dara¤ac›na götüren süreç ODTÜ’de okuyan Sinan Sümer’in, dönemin MHP’li Bakan› Cengiz Gökçek’in korumas›n›n silah›ndan ç›kan kurflun sonucu öldürülmesi ile bafllad›. Sinan’›n ölüm haberinin ard›ndan katliam›n gerçekleflti¤i yerde düzenlenen protesto eyleminde Erdal Eren de vard›. Düzenlenen protesto eylemine askerin müdahale etmesinin ard›ndan ç›kan çat›flmada er Zekeriya Önge ölür-
ken, Erdal Eren’in de içinde oldu¤u 24 kifli gözalt›na al›nd›. Haz›rlanan otopsi raporunda, ölen erin Erdal’›n bulundu¤u tarafa do¤ru koflarken s›rt›ndan ve G-3 mermisi ile vuruldu¤u belirlenmifl olmas›na ra¤men, üzerinden ç›kan bir silah bahane edilerek Erdal tutukland›, ere ait
Mamak Hapishanesi’nde bulunan Eren, idam edilece¤i güne kadar içinde bulundu¤u koflullara karfl›n iradesini ve umudunu her daim gençli¤i kadar diri tutmaya çal›flt›, tuttu da. Onu almaya geldiler bir gün. Sadece kelepçe tak›lmamas›n› istedi ve iç çamafl›rlar›n›n içinden
otopsi raporlar› ise “karart›ld›”. Ve Erdal Eren belki de TC tarihinin en h›zl› yarg›lanmalar›ndan biri ile idama mahkum edildi. Devlet ald›¤› bu karar ile taammüden bir ölüm daha gerçeklefltirecekti ve Erdal daha 17 yafl›ndayd›. Kendi “yasalar›na” göre 18 yafl›ndan küçük birinin idam› gerçeklefltirilemezdi ancak, cunta bunun da çaresini buldu. Erdal’›n yafl› bir gecede büyütüldü ve idam sehpas›n›n yolu sonuna kadar aç›ld›. Al›nan bu karar hakk›nda hukuki bütün yollar denense de ne avukatlar›n sundu¤u deliller ne tan›klar›n ifadeleri faflizmin kendi kap›lar› ard›ndan ald›¤› bu karar› de¤ifltirebildi. Öyle ki Erdal’›n yafl›n›n tespiti için kemik yafl› tahlili yap›lmas› dahi “hukuki” bir biçimde engellendi, buna “gerek olmad›¤›” karar› verildi. Art›k her fley “yasalara uygundu”!
ailesine yazd›¤› mektubu ç›kartt›. “… Ben bu durumda irademi kullanarak, ne pahas›na olursa olsun yaflam›m› sürdürdüm. Hem de ileride bir gün öldürülece¤imi bile bile. Sizlere bunlar› anlatmam›n nedeni yaflamaktan b›kt›¤›m ya da meselenin önemini, ciddiyetini kavramad›¤›m gibi yanl›fl bir düflünceye kap›lmaman›z içindir. Bütün bu yap›lanlar, bafl›mdan geçenler, kinimi binlerce kez daha art›rd› ve mücadele azmimi körükledi. Halka ve devrime olan inanc›m› yok edemedi. Mücadeleyi sonuna kadar, en iyi flekilde yürütmek ve yükseltmekten baflka amac›m yoktur” yaz›yordu verdi¤i ka¤›tta. Tüm yaflad›klar›na ve yaflayamayacaklar›na inat yaz›yordu Erdal. Tarihe devrimci iradeden, kararl›l›ktan ve hiç yitirmedi¤i inanc›ndan da bir not düflüyordu.
Sürecek bu kavga saltanat›n›z y›k›l›ncaya dek! 13 Aral›k 1980’de, yani bundan tam 29 y›l önce Ankara Merkez Hapishanesi’de idam edildi Erdal Eren. Erdal, “resmi” ellerce gerçeklefltirilen bir hukuksal süreç sonras› katledildi. Ancak bu “ölüm” ne ilkti ne de son oldu, çünkü Erdal’a ve daha nicesine bunlar› yaflatan bir dönemin gere¤i de¤il bir “anlay›fl›n” gere¤iydi. Devletin bu katliamc› anlay›fl› ise dünden bugüne hiç de¤iflmedi. 12 Eylül zihniyetiyle “çocukluklar›n” çal›nd›¤› ülkemizde türkü türkü ço¤ald›k, nice Erdal’lar yaratt›k, yarataca¤›z. Nicesini de ölümsüzlü¤e u¤urlad›k, belki gene u¤urlayaca¤›z. 12’inde 13 kurflunun “hedefi” olan U¤ur’umuzun, Enes’imizin, Ceylan’›m›z›n “çocukluklar›” ile kalmalar›, Alaattin Karada¤lar›m›z›n, Ayd›n Erdemlerimizin faflizmin kör kurflunlar›na hedef seçilip miras b›rakt›klar› umutlar› ile aram›zdan ayr›lmalar› bu zihniyetin bugünkü varl›¤›n›n kan›t›d›r. “Asmayal›m da besleyelim mi?” diyen faflizm bugün asmamaktad›r belki fakat “beslemeyip” hala katletmektedir. Erdal Eren bahsini etti¤imiz bu zihniyetin idam sehpas›n› tekmelerlerken, faflist cuntan›n karar›na yan›t› “Sizler Pentagon çöplü¤ünde yetiflmifl kanl› katiller. Kapital imparatorlu¤unun kap› kullar›. Ülkemin ve halk›m›n düflman› çizmeli beyler. Ben halk›m›n kurtulufl kavgas›nda ölümü kucaklarken, sizlerin yaflam› zulüm sürsün diyedir. Ben ülkemin ayd›nl›k ufuklar›nda, yaflam özlemiyle dolu dolu adad›m genç bedenimi halk›ma. Ama bensiz de sürer bu kavga. Sürecek saltanat›n›z y›k›l›ncaya dek” sözleri ile vermifltir. Evet, sonsuzlu¤a u¤urlad›klar›m›z, onlar› u¤urlamam›za neden olanlar›n saltanat› y›k›ls›n diyedir. Erdal as›lm›flt›r belki, fakat o halk›m›z›n yüre¤ine gömülürken onu asanlar halk›m›z›n vicdan›nda “mahkum” edilmifllerdir.
Tarihten k›sa k›sa... 23 Aral›k 1986; 6 y›ld›r süren D‹SK davas› sona erdi. D‹SK kapat›ld›.1477 san›ktan 264’ü için 15 y›la kadar varan hapis cezalar› verildi. 26 Aral›k 1921; ‹stanbul Tramvay iflçileri greve ç›kt›. 26 Aral›k 1924; Lenin’in onuruna Petrograd’›n ad› Leningrad olarak de¤ifltirildi. 26 Aral›k 1992; 12 Eylül’den sonras› ilk memur eylemi düzenlendi. ‹stanbul’daki eyleme 5 bin emekçi kat›ld›. 27 Aral›k 1945; 29 devletin kat›l›m› ile Uluslararas› Para Fonu (IMF) kuruldu. 29 Aral›k 1969; ‹stanbul Topkap›’daki Gamak Elektrik Motorlar› Yap›m Fabrikas›’nda polis iflçilere sald›rd›; fierif Aygül adl› iflçi öldürüldü, 28 kifli yaraland›. 29 Aral›k 1977; Ö¤renciler ‹stanbul Teknik Üniversitesi’ni 10 saat iflgal etti. Üniversite yönetimi üniversiteyi 2 Ocak’a kadar tatil etti. 1 Ocak 1959; Küba’da devriminin zaferi. Diktatör Fulgenico Batista yeni y›l›n ilk saatlerinde Havana’dan kaçt›. Camilo Cienfuegos ve Che Guevara önderli¤indeki gerilla kollar› Havana’ya girmeye bafllad›. 1 Ocak 1971; Zonguldak’ta ücretleri ödenmeyen 600 maden iflçisi ocaklara inmedi. 1 Ocak 1987; Çin’in Tiananmen Meydan›’nda toplanan on binlerce ö¤renci revizyonist ÇKP yönetimini protesto etti. 2 Ocak 1962; ‹stanbul’da liman iflçileri greve bafllad›. ‹flçiler, patronun Denizcilik Bankas›’n›n ifl sözleflmesini bozmas› üzerine ifllerini b›rakt›. 4 Ocak 1991; 36 gündür grevde olan binlerce maden iflçisi Zonguldak’tan Ankara’ya yürüyüfle geçti. 4 Ocak 1996; Ümraniye Hapishanesi’nde tutuklu bulunan devrimci ve komünist tutsaklar›n görüfl haklar›n›n gasp edilmesine karfl› gelifltirdikleri direnifle sald›ran devlet, dört DHKPC dava tutsa¤›n› katletti. Katliam büyük bir öfke yaratt›. Direnifl di¤er hapishanelere de yay›ld›. Devrimcilerin cenazelerine de sald›ran polis, Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe’yi de katletti. Ocak 1927; Polis, manavlar›n eylemine sald›rd›. Gözalt›na al›nan 300 mavnadan 34’ü tutukland›. 6 Ocak 1969; ODTÜ’yü ziyaret eden Vietnam kasab› Amerikan Büyükelçisi Robert Komer’in makam otomobili devrimci ö¤renciler taraf›ndan yak›ld›.
Kültür-Sanat
Sen ey “Bozk›rlar Delisi” karfl›nda sayg›yla e¤iliyoruz
Ahmet Uluçay... Bozk›r›n orta yerinde çocukça düfller kurup, modern zamanlara ç›plak ve cesur oklar f›rlatan “büyük” adam... Ça¤›m›z insan›, modern dünyan›n “soysuz” sahiplerine ç›plak ve cesur bir sesle isyan ederken, çocukça bir düflü, karpuz kabu¤undan yap›lan gemilerle yüzdürdü; “Bozk›rda Deniz Kabu¤u”nu yarat›rken göçüp gitti aram›zdan. “Kuyudan Ç›kan Adam” dediler ona. Kendine özgü sinema dili ile y›llar sonra dahi konuflulacak olan bu adamdan ö¤renmeli. 11 belgesel ve filme imza atan yönetmen Uluçay, onlarca ödül ald›. Onu daha çok “Karpuz Kabu¤undan Gemiler Yapmak” ile tan›d›k. Kabuklarla sorunu vard›. Öncelikle kendi kabu¤unu k›rmak istiyordu ve bu amaç yapt›¤› filmlerin adlar›na da yans›d›. Çocuk yarat›c›l›¤›yla yakalad› sinemay›. Gezici sine-
malarla bafllayan serüveni, ilgisini, resimden hareketli resme yöneltti. Üç ay çal›flt› arkadafllar›yla sinema makinesi yapabilmek için. ‹lk gösterimini, çöplerden toplay›p birlefltirdi¤i da¤ ve manzara filmleriyle, köydeki bir ah›rda gerçeklefltirdi. ‹çinde bulundu¤u flartlara hapsolan bir insan›n, hele ki küçük yafllarda neler yapabilece¤ini gördük onda. Biri tavukçu di¤eri floför iki arkadafl›yla “Tepecik Köyü Arkadafl Sinema Grubu”nu oluflturdu. Grup, 6. Ankara Uluslararas› Film Festivali’ne kat›larak “Optik Düfller” ve “Koltuk De¤neklerinden Kanat Yapmak” isimli filmleriyle tan›nd›. ‹nsan›n yarat›c› etkinli¤ini daha iyi anlayabilmek için bir kere daha ö¤rendik ki; fikirsel çaban›n fiziksel atakl›kla birleflmesi gerekiyormufl. Medeniyetin “kenar mahalleleri” köyler... ‹mkans›zl›¤›n s›n›r›nda oldu¤unuz düflünülürse, hapsoldu¤unuz alanda manevra yapabilmek için öncelikle teslimiyetçi tavr› parçalamal›y›z... Uluçay, ne sa¤›nda ne de solunda; sineman›n tam ortas›nda görüyordu kendisini. Bat›n›n bu görsel hegemonya arac›n› kendi alg›s›n›n himayesine sundu; yerellefltirdi. Modernleflmeye kendi hali ruhiyesinden cevaplar verdi. “Baya¤›” sinema yapmak istemiyordu. “Her fleyin baya¤›s› olur; baya¤› insan, baya¤› kalem, baya¤› çanta, baya¤› boya, baya¤› resim… Alçalmak istemiyorum hiçbir zaman. Hiçbir zaman insan avlamak amac›yla sinema yapmak istemiyorum. Kitleleri avlamak istemiyorum, baya¤›laflarak...” diyor, sinema endüstrisinin genel mant›¤›ndan kendini öteliyordu. Kapitalist-emperyalist sistemde gündelik yaflam›m›z kapitalistin pazar konusu etti¤i mekanlard›r. Yani bu
mekanlar, burjuva s›n›f›n stratejisinin iflledi¤i yerlerdir. Bu yüzden sürekli denetim alt›nda tutmaya çal›fl›l›r. Ezilenler bu mekanlara ba¤l›d›rlar ve kendi ihtiyaçlar› çerçevesinde iflgal ederek kendi uzamlar›n› kurarlar. Temelde burjuvazinin yönetmen oldu¤u bu tiyatro oyununda, onun oyununu engellemenin say›s›z yolu vard›r. Bir mekan› kendi uzam›m›z haline getirirken, burjuva stratejisini kendi taktiklerimiz ile bofla ç›karmaya çal›fl›r›z. Kaç›p kurtulmak, küçük hilelere baflvurmak, daha sert tav›rlar sergilemek bunlardan sadece bir kaç›d›r. Uluçay, bu mekanlarda çok sert tav›rlar sergilemese de, “küçük hilelere” baflvurarak burjuva stratejisinin iflledi¤i sinema alan›n› kendi uzam› haline getirenlerdendi. Öncelikle endüstrinin do¤rudan içine girmeyerek Tepecik köyünden sinemas›n› kurgulad›. Popüler oldu¤u dönemde dahi bu tavr› sürdürdü. Kendi ifadesi ile “hiçbir zaman insan avlamak amac›yla sinema yapmak istemiyorum” diyerek, günün popüler konular›n›n d›fl›nda belirledi¤i temalar ve hiçbiri e¤itim almayan oyuncular›yla muhalefetini tutarl› bir hatta soktu. Bir çocuk olarak sinemaya bafllad›, öldü¤ünde sadece bir iflçiydi. Sinema ise onun için bir mesle¤in ötesinde yaflam›n›n manevi kayna¤›yd›. Burjuva ideoloji ve kültürüne karfl›, bütünlüklü bir direnifl yaratabilmek, Uluçay gibi teorik ve pratik birikimimizi art›racak ustalardan ö¤renmemizi gerektirir. Bilmek, kölelik zincirlerimizin zay›flatacakt›r. Cemal Süreyya’n›n dedi¤i gibi “Her ölüm erkendir”. Erken gittin sen ey bozk›r›lar delisi, karfl›nda sayg›yla e¤iliyoruz. (‹zmir’den bir ‹K okuru)
Hayk›r›fl Kültür Sanat Derne¤i’nde kurs kay›tlar› bafllad› T‹YATRO BA⁄LAMA HALK OYUNLARI RES‹M G‹TAR Ö⁄RENC‹LERE DERS TAKV‹YE
Film gösterimi Filmin ad›: Sonbahar Tarih: 26.12.2009 Cumartesi Saat: 19.00 Tüm dostlar davetlidir.
Adres: So¤anl› Mahallesi Genç Osman Sokak No 3 (‹fl Bankas› yan›)
Bahçelievler/‹STANBUL
Bursa
Bayrampafla Hapishanesi, k›r›k pencereleri, harabe ve yan›k duvarlar› ile hala zihinlerimizde kaz›l› olan 19-22 Aral›k katliam›n›n izlerini tafl›yordu. Tam 9 y›l önce, 2000 y›l›nda, bu hapishane devletin dört duvar aras›ndaki tutsaklara ilan etti¤i adeta bir savafl› yaflam›fl/yaflatm›flt›. Türkiye’nin birçok yerindeki hapishanelerde ayn› anda bafllat›lan ve tutsak devrimcilerle alay edilircesine ad› “hayata dönüfl” konulan operasyon yani devletin düzenledi¤i bir katliam yani devrimcilerin direnifliydi bu hapishanenin duvarlar›ndan yans›yan… Tam 9 y›l sonra, bugün, yine bu hapishanenin önündeydik! Yine dizi dizi polis, yine panzer vard› kap›s›nda ve yine direnen insanlar…
‹stanbul * Operasyon sonras› boflalt›lan Sa¤malc›lar Hapishanesi önünde bir araya gelen Tecrite Karfl› Mücadele Platformu (TKMP) üyeleri, 19 Aral›k direniflini anarak yap›lan katliam›n unutulmad›¤›n› ve hesap sorulmadan da tarihe gömülmeyece¤ini bir kez daha gösterdiler. TKMP ad›na aç›klamay›, katliam› yaflayan Mehmet Güvel yapt›. Aç›klamada “Halk›n inanc› ve umudu olan devrimcilerin diri diri tecrit hücrelerine gömülmek, irade ve inançlar›ndan ar›nd›r›lmak ve yaflayan ölüler haline getirilmek istendi¤i” vurguland›. Eylemin sonunda, getirilen k›rm›z› karanfiller hapishanenin kap›s›ndan içeriye at›ld›. * Katliam›n 9. y›ldönümünde yaflam›n› yitiren 28 devrimci tutsak, Gazi Mahallesi’nde ESP-G,
“19 Aral›k, bafl e¤dirilemeyen devrimci direniflin tarihidir!” PDD, BDSP, DHF ve Partizan taraf›ndan yap›lan bir yürüyüflle an›ld›. 19 Aral›k Cumartesi günü yap›lan yürüyüfl Eski Karakol önünden Bahar dura¤›na kadar gerçeklefltirildi. * 20 Aral›k Pazar günü Partizan, DHF, ESP-G, Köz, SODAP ve Halkevleri’nin örgütledi¤i bir yürüyüfl gerçekleflti. Dikilitafl Park›’nda toplanan kitle “Marafl’tan 19 Aral›k’a katliamlar› unutmad›k, unutmayaca¤›z” pankart› açarak yürüyüfle geçti. Eylem s›ras›nda katliamlar› protesto eden ajitasyon konuflmalar› yap›ld›. Sa¤l›k Oca¤›’na gelen kitle burada sayg› duruflunda bulundu ve ard›ndan bas›n metni okundu. (Okmeydan› Partizan) * 1 May›s Mahallesinde Partizan ve DHF taraf›ndan örgütlenen yürüyüflle 19 Aral›k katliam› lanetlenirken direnifl selamland›. Karakol dura¤›nda bafllayan meflaleli yürüyüfl, 3001 Cadde’den Son Dura¤a kadar sloganlarla devam etti. Yaklafl›k 200 kiflinin kat›ld›¤› eyleme Halk Cephesi de destek verdi. Son Durakta yap›lan aç›klamadan sonra kitle sloganlar ve marfllarla toplanma yerine dönerek eylemi sonland›rd›. (1 May›s Mahallesi Partizan)
Dersim 19 Aral›k günü saat 16.00’da Sanat Soka¤›’nda bir araya gelen Emek ve Özgürlük Cephesi, ESP-G, Partizan, Halk Cephesi, EMEP, KESK ve DHF yakt›klar› meflaleler ve sloganlar eflli¤inde Yeralt› Çarfl›s› üzerine yürüdü. (Dersim Partizan)
Mersin DHF, ESP-G, Halk Cephesi, Mücadele Birli¤i, Partizan ve ‹HD’nin ortak örgütledi¤i ve birçok demokratik kitle örgütünün de destek verdi¤i eylem; ‹HD önünden yürüyüflle bafllad›. Kitle, sloganlar atarak aç›klaman›n yap›laca¤› Taflbina önüne geldi.Bas›n aç›klamas›ndan önce, DTP’nin kapat›l-
mas›na ve bilinçli bir flekilde yükseltilen flovenizme yönelik k›sa bir konuflma yap›ld›. * 20 Aral›k’ta Kristal-‹fl sendikas›nda, 19 Aral›k katliam›yla ilgili bir etkinlik gerçeklefltirildi. Ayn› bileflenin örgütledi¤i etkinlik, 19 Aral›k’ta ve mücadelede yaflam›n› yitiren devrimciler için yap›lan sayg› durufluyla bafllad›. Ard›ndan 19 Aral›k’la ilgili k›sa bir konuflman›n ve sinevizyon gösteriminin yap›ld›¤› etkinlik, katliam s›ras›nda hapishanede olan Hakk› Can ve Recep Gedik’in anlat›mlar›yla devam etti. Anlat›mlardan sonra fliirlerin okundu¤u ve k›sa bir müzik dinletisinin verildi¤i etkinlik, söylenen marfllarla sona erdi.
‹zmir * ‹HD ‹zmir fiubesi 19 Aral›k Cumartesi günü Buca Hapishanesi önünde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Saat 12.30’da hapishane önünde bir araya gelen ‹HD üyeleri ve devrimci ve demokratik kurumlar ad›na bas›n aç›klamas›n› ‹HD ‹zmir fiube Baflkan› Nezahat Pafla Bayraktar yapt›. Bayraktar, 19 Aral›k’ta tecrit edilen ve katledilenlerin Türkiye’de yaflayan tüm halklar oldu¤unu ve devrimci, muhalif düflünceyi esir almay› hedefledi¤ini belirtti. Yap›lan bas›n aç›klamas›na Partizan’›n da aralar›nda bulundu¤u daha birçok kurum destek verdi. * Ayn› gün saat 15.00’te ise devrimci kurumlar›n ortak örgütledi¤i bir protesto eylemi gerçekleflti. Konak Türk Telekom önünde bir araya gelen kitle buradan trafi¤in bir k›sm›n› kapatarak Sümerbank önüne kadar yürüdü. Yürüyüflün ard›ndan eylemin yap›laca¤› yere gelen kitle ad›na 19 Aral›k katliam›n› anlatan bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan Yeni Kap› Tiyatrosu, Palto adl› oyunlar›n› kitle ile paylaflt›. Ard›ndan Gün Ifl›¤› Müzik Grubu bir müzik dinletisi verdi. Eylem pandomim sanatç›s› bir dostumuzun hapishaneleri ve hapishane-
Kampanyam›z›n yönelimi üzerine ‹flçi ve emekçilerin, ezilen halklar›n sürekli ve artan bir flekilde sistemin sald›r› politikalar›n›n hedefi haline geldi¤i bir süreçten geçmekteyiz. Açl›k ve yoksullu¤un, sömürünün, katliam ve iflgallerin benzeri görülmedik flekilde ezilenleri cendere alt›na ald›¤›, buna paralel ezilen ve ezen s›n›flar aras›ndaki çeliflkilerin derinleflerek militan kitle eylemleri ve çeflitli mücadele biçimleri olarak d›fla vurdu¤u bir süreç geliflmektedir. ‹flçi ve emekçi kitlelerin düzen d›fl› e¤ilimini perdelemek, kontrol alt›na almak isteyen egemenler flovenizmi, ›rkç› faflist sald›rganl›¤› gelifltirmekte, Kürt Ulusal Hareketi’nin yönelimine paralel katliam ve linç sald›r›lar›na h›z vermektedir. Kitle çal›flmas›n› ve örgütlenmeyi merkezine alan kampanyam›z egemen s›n›flar›n yelkenlerini gerici faflist sald›rganl›kla fliflirdi¤i, iflçi ve emekçilerin mazlum Kürt ulusunun direncinin faflist zorbal›kla ehlilefltirilmeye çal›fl›ld›¤› bir süreçte gündeme gelmifltir.
Kitlelerle aram›zdaki duvarlar› y›kal›m! Kampanyam›z kitle çal›flmas›na yo¤unlaflarak örgütlenme ça¤r›s› içermektedir. Kitlelerin hoflnutsuzlu¤unun ve düzenle çeliflkilerinin artt›¤› ve ba¤r›nda isyan k›v›lc›mlar› bulunan süreci etkili bir kitle faaliyetiyle karfl›laman›n, araç ve yöntemlerimizi gelifltirmenin nitelikli hale getirmenin zorunlulu¤u ortadad›r. Kampanyam›z kitle faaliyetine olan yabanc›l›¤›m›z›n kitlelerin gerçek sorunlar›n› kavrama ve pratik ad›mlar atma zemininde gerçekli¤imizin alt üst edilmesini hedeflemektedir. Kitle çal›flmas›ndaki ataletimizin y›k›lmas›, mevcut faaliyet tarz›m›z›n bütünlüklü bir sorgulan›fl›n› ve düzeltilmesini içerecek tart›flmalara ve de¤erlendirmelere yönelmeyi dahas› faaliyetimizin do¤ru bir politik ve pratik hatta oturtulmas›n› sa¤layacak ad›mlar›n at›lmas›n› kapsamaktad›r. Örgütlenmede, kitlelerle iletiflim ve ba¤ kurmada kullanaca¤›m›z araç ve yöntemlerin çeflitlili¤inin yan› s›ra yay›n faaliyetimiz kitle faaliyetimizin toplam› içerisinde hacimli bir yer tutmaktad›r. Yay›nlar›m›z kitlelerin bilinçlendirilmesi ve e¤itilmesi için, politikalar›m›z›n halka ulaflt›r›lmas› için vazgeçilmez silahlar›m›zdan biridir.
Çal›flma tarz›m›z› düzeltelim! Yay›n faaliyetimiz kitlelerle ba¤ ve iletiflim kurmada önemli oldu¤u kadar en s›k kulland›¤›m›z araçlar›m›zdan biri olarak belirmektedir. Yay›n faaliyetimizin kitle çal›flmalar›m›zdaki yerine dair yapt›¤›m›z vurguya hemen herkes ortaklaflarak kat›lacakt›r. Bu
‹flçi-köylü 15
Okur/Haber
25 Aral›k-7 Ocak 2009
durum, yay›nlar›m›z›n örgütlenme, propaganda ve ajitasyondaki öneminin teslim edilmesi bak›m›ndan olumlu bir bak›fla iflaret ederken yay›n çal›flmalar›m›z›n de¤erlendirilmesinde ortaya ç›kan sonuçlar aç›k ki verdi¤imiz öneme haiz bir tabloyu ortaya ç›karmamaktad›r. Yay›n çal›flmalar›m›z kitlelerin politiklefltirilmesi ve örgütlenmesi hedefinden büyük oranda azade bir yaklafl›mla flekillenen, amaçlaflt›r›lm›fl, periyodik bir kan›ksamayla yerine getirdi¤imiz bir faaliyet olarak gerçekleflmektedir. 15 ve daha uzun periyotlarla ç›kan yay›nlar›m›z›n zaman›nda ve düzenli al›nmas›ndan, kitlelere ulaflt›r›lmas›na ve yay›n bedelinin toparlanmas›na kadar a¤›r aksak yürüyen bir faaliyet bilançosu önümüzde durmaktad›r. Yay›nlar›m›z›n al›c› gözle okunmas›, kolektif bir flekilde tart›fl›l›p-de¤erlendirilmesi, okurlar›n düflünce ve önerilerinin yay›nlar›m›za çeflitli boyutlarda yans›t›lmas› yeterli seviyede gerçekleflmemektedir. Özellikle gazetemizin döne döne niteli¤inin art›r›lmas› sorunuyla ba¤lant›l› olarak ifade etti¤imiz kitlelerin sorunlar›n› içeren, çözümü ve alternatif söylemi kuflanan bir yay›n çizgisi yaratabilmemiz gazetemizin kitlelerle olan ba-
¤›n›n canl› ve üretken k›l›nmas›ndan geçmektedir. Kampanyam›z›n bu nedenle faaliyetimizin örgütsüzlü¤üne yönelen bir içerik tafl›mas› kaç›n›lmazd›r. Yo¤unlaflm›fl bir faaliyet süreci olarak gerçekleflen kampanyam›z faaliyet tarz›m›z›n bütünlüklü bir sorgulan›fl›n›, düzeltilmesini ve do¤ru bir hatta sokulmas›n› mümkün k›lacak olanaklar› a盤a ç›karmaktad›r. Yay›n faaliyetimizin tespit etti¤imiz sorunlar› ve yetersizlikleri; örgütsüz ve kendili¤inden ilerleyen, plans›z ve bir programa dayal› olmayan, kolektivizmden ve disipline edilmifl bir faaliyet tarz›n›n yoksunlu¤undan beslenmekte, küçük burjuva yaflam ve al›flkanl›klar›n›n açt›¤› gediklerden ileri gelmektedir. Örgütsüz ve da¤›n›k ilerleyen bir faaliyetin geliflim göstermesi, kitlelere umut ve bilinç tafl›mas›, iflçi ve emekçileri örgütlenmeye sevk etmesi mümkün olmayacakt›r.
lerdeki güncel sald›r›lar› içeren bir oyunu sonras› sona erdi. ‹zmir Tecrite Karfl› Mücadele Platformu, BDSP, Devrimci Hareket ve Kald›raç’›n ortak örgütledi¤i eylemde “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z” pankart› aç›ld›.
Antep ‹HD 19 Aral›k katliam›n› ve DTP’nin kapat›lmas›n› protesto etmek için bas›n aç›klamas› düzenledi. Mücadele Birli¤i, ESP-G, Partizan, GençSen ve çeflitli kitle örgütlerinin de destekledi¤i bas›n aç›klamas›nda y›l içindeki insan hakk› ihlallerine de¤inilerek 19 Aral›k katliam› protesto edildi.
Gazi Mahallesi
Malatya Malatya’da bir araya gelen ESP Giriflimi, Halk Cephesi ve Partizan 20 Aral›k’ta Paflaköflkü Mahallesi’nde meflaleli bir yürüyüfl ve bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Aç›klamada “Tecrit hala devam ediyor” denildi. Yürüyüfl s›ras›nda “Hasta tutsaklar serbest b›rak›ls›n”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Katiller halka hesap verecek” sloganlar› at›ld›.
Çanakkale 19 Aral›k ve Marafl katliam›n› k›namak amac›yla yaz›lama eylemi gerçeklefltirildi. Çanakkale’nin birçok mahallesinde gerçeklefltirilen yaz›lama eyleminde duvarlara “Yaflas›n 19 Aral›k direnifli”,
Merhaba, Gazetemizle ilgili bafllatm›fl oldu¤umuz kampanya do¤rultusunda biz Okmeydan› ‹flçi-köylü okurlar› olarak 6 Aral›k Pazar günü bir kahvalt› düzenleyerek biraraya geldik. Okurlar›m›z›n yanlar›nda getirdikleri yiyeceklerle birlikte beraber haz›rlam›fl oldu¤umuz sofraya geçtik. Kahvalt› bittikten sonra konuflmalara geçildi. Kampanya ile ilgili okurlara bilgi verildi. Ondan sonra tek tek herkes söz alarak gazete ile ilgili elefltiri ve önerileri dile getirdi ve gazetemizi daha bir nitelikli hale nas›l getirebilece¤imiz üzerine tart›flt›k. En çok de¤inilen nokta düzenli bir da¤›t›m a¤› oluflturma üzerineydi. Bunun yan› s›ra hepimizin bulundu¤umuz bölgede do¤al muhabirler oldu¤umuz, bu yönünle de gazetemizi haber ve yaz›larla beslememiz gerekti¤i vurguland›. (Okmeydan› ‹K okurlar›)
Kampanyam›z› sonuca götürmek için seferber olal›m! Kampanya faaliyetimiz emekçi mahallelerden bafllayarak merkezi kitle eylemlerine tafl›nm›fl, pratik, eylemli bir süreci geride b›rakm›flt›r. Birçok emekçi mahallede gazete da¤›t›m çal›flmalar› örgütlenerek kampanya gündemi yerel sorunlarla bütünlefltirilmifl, sesli ajitasyon, bildiri, da¤›t›m› ve yayg›n yaz›lamalar gerçeklefltirilerek örgütlenme ça¤r›s› yap›lm›flt›r. Kitlelerin gerçek sorunlar› üzerine oturan bir faaliyet ve örgütlenme anlay›fl› infla etmeksizin, süreklileflen ve güven yaratan bir kitle faaliyet örmeksizin faaliyetimizin ete kemi¤e bürünmesi, kitleler aras›nda kök salmas› mümkün olmayacakt›r. Faaliyetimizin bulundu¤u her alanda politik yönelimimizin yerelin sorunlar›n› kavrayarak özgün bir biçime büründürülmesi kitlelerle canl› ba¤lar kurabilmemizi olanakl› hale getirmektedir. Kampanya çal›flmalar›n›n ortaya ç›kan sonuçlar› bizlere bunu göstermektedir. Kampanyam›z sona do¤ru yaklafl›rken çal›flmalar›m›z da merkezileflerek, son pratik halini alacakt›r. Yay›n da¤›t›mlar›m›z kitlelerin yo¤un bulundu¤u alanlara kayd›r›larak merkezi da¤›t›mlar örgütlenecek, A-P çal›flmalar›na a¤›rl›k verilecektir. Kampanyam›z yeni bir y›l›n ad›mlad›¤›m›z ilk günlerinde (3 Ocak 2010) yap›lacak bir etkinlikle sonland›r›lacakt›r. Çal›flmalar›m›z›n son halkas›n› oluflturacak etkinli¤imizin örülmesi ve kampanyam›z›n ça¤r›s›n›n güçlü bir flekilde yap›larak etkinli¤imizin olabildi¤ince kitlesel ve nitelikli geçmesi önemli bir yerde durmaktad›r. Faaliyetimizi daha örgütlü hale getirerek sa¤lamlaflman›n, kitle çal›flmalar›na yo¤unlaflarak örgütlenmenin, ideolojik ve politik hatt›m›za güvenerek ilerlemenin kararl› ve cesur ad›mlar›n› hep birlikte atal›m. Kitlelerin mayalanan öfkesini isyana dönüfltürmek için zorlu ve çetin mücadele günlerine kendimizi haz›rlayal›m. (‹stanbul’dan bir Partizan)
“Marafl katliam›n› unutma unutturma”, “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z” sloganlar› yaz›ld›. (Çanakkale YDG)
Bursa 19 Aral›k günü Metro ‹stasyonu önünden Kent Meydan›’na yürüyüfl düzenleyenleyen Partizan’›n da içinde oldu¤u devrimci, demokratik kurumlar; “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z! Hesab›n› soraca¤›z” pankart› açarak sloganlar›n› hayk›rd›. Okunan bas›n aç›klamas›nda sald›r›n›n amac›n›n tüm bir toplumu teslim almak oldu¤u dile getirildi.
Paris * Uluslararas› Politik Tutsaklarla Dayan›flma Komitesi, Avrupa Özgür Tutsaklarla Dayan›flma Komitesi, Özgürlük Tutsaklar›yla Dayan›flma Komitesi, Fransa Demokratik Haklar Federasyonu, Bir-Kar ve Erol Zavar için Yaflam Komitesi taraf›ndan bir eylem gerçeklefltirildi. Eylem, 18 Aral›k akflam› saat 17.30’da Gare de l’Est Postanesi önünden meflaleli yürüyüflle bafllad›. Strasbourg Saint-Denis’deki kemerin önüne varan kitle burada katliamda flehit düflen 28 devrimci flahs›nda sayg› duruflunda bulundu. Ard›ndan konuya iliflkin metin Türkçe ve Frans›zca okundu. Ayr›ca ‹stanbul’da katledilen Alaattin Karada¤ flahs›nda devletin katliamc› gelene¤ine de vurgu yapan bir konuflma yap›ld›. Eylem “Yaflas›n devrimci dayan›flma” slogan›yla sona erdi. * ‹T‹F, ‹DHF, ‹G‹F, Al›nteri, Zürich Halkevi, FEKAR ve Bir-KAR’›n bir araya gelerek yapt›¤› eylemde “19 Aral›k katliam›n› unutmayaca¤›z” ortak pankart› aç›ld›. Yol boyunca Almanca yay›nlanan DETUDAK bildirisi okundu ve TC Konsoloslu¤u önüne gelindi. Burada konuflmalar yap›ld› ve sayg› duruflu yap›ld›. (Zürich’ten bir ‹K okuru)
K‹TLESELLEfiMEDE
YO⁄UNLAfiALIM! “Kitleselleflmede yo¤unlafl!” Evet bu söz ilk okudu¤umuzda birço¤umuza tan›d›k gelecek. Çünkü sürekli vurgulad›¤›m›z bir tabir bu. Ama ben bu sözün tam anlam›yla kavranmad›¤›n› düflünüyorum. Gazete da¤›t›mlar› kitle faaliyetimizin temel tafllar›n› oluflturur. Bence önemli olan, bunun yeterince kavranamamas›d›r. Erzincan gibi küçük alanlarda gazete da¤›t›mlar› bir ya da iki birey üzerine y›¤›l›yor, di¤er yoldafllar ayda y›lda bir kez bir say›n›n da¤›t›m›na ç›k›yor. Evet, as›l, esas da¤›t›mc›lar olmal› ve di¤er baz› yoldafllar onlar›n yan›nda da¤›t›mlara kat›larak tecrübe edinmelidir. ‹flte bu yap›lmad›¤›nda -ki yap›lm›yor- o da¤›t›mc› bireyler farkl› sebeplerle alandan ayr›l›nca (üniversite vs.) da¤›t›m düzeni dolay›s›yla kitle faaliyeti bir nevi alt üst oluyor. Elbette baz› yoldafllar›m›z kendileri için çok önem teflkil eden(!) sebeplerden dolay› (aile gibi) da¤›t›mlara kat›lam›yor olabilir; ama bizler elimizden geleni hatta elimizden gelenin fazlas›n› yapmal›y›z. Sürekli kendimize f›rsat, zaman yaratmal›y›z. Oturdu¤umuz takdirde kimse bize f›rsat yaratmaz. Bu tarz sorunlar öncelikle bireyin kendi beyninde, bilincinde çözmesi gereken sorunlard›r. ‹stekli olan birinin sorunu aflamamas› gibi bir seçene¤i yoktur. Yoldafllar›m›z sürekli önlerine pratik bir görev konulmas›n› (afifl, pul vs.) bekliyorlar. Ama bunlar olmasa da devrimci mücadelenin sürekli olarak omzumuza yükledi¤i görevler vard›r. Bunlar›n bilincinde olmayan bir yoldafl›n afifl vb. pratik-
BAfiSA⁄LI⁄I
leri tam anlam›yla kavrayarak yapt›¤›n› söyleyemeyiz. “Gazete da¤›t›mlar›n›n bize ne gibi yararlar› olabilir?” gibi sorular zihinlerde canlan›yor olabilir; ama mesela da¤›t›m yapt›¤›m›z köylerde uzun ve s›k› bir pratikle dayan›flma birlikleri, köylü sendikalar› vs. kurabiliriz ve onlar› daha sonra bilinçli, örgütlü bir kitle haline getirebiliriz. Ya da mahallelerde semtlerde yine insanlar›n aralar›nda birlikler oluflturarak örgütlü insanlar haline getirebiliriz. Böylece di¤er köylere, di¤er mahallelere, di¤er semtlere vs. ulaflabiliriz. Bu da bizim “kitlelerden kitlelere” fliar›n› prati¤e geçirmemizi sa¤lar. “Kitap okuyorum, gazetemizi okuyorum daha ne yapay›m?” diyen yoldafllar›m›za, demese de prati¤iyle bunu gösteren yoldafllara prati¤in teori olmadan, teorinin de pratik olmadan geliflemeyece¤ini kavratal›m. Kendimiz de tam anlam›yla kavrayal›m. Belki da¤›t›ma ç›kt›¤›nda kitlenin ilgisizli¤iyle karfl›laflan yoldafllar›m›z da olabilir, bizler y›llardan beri süregelen bir miras›n sahipleriyiz. Fedakârl›¤›n az› ço¤u olmaz. Son zamanlarda vurgulad›¤›m›z militanlaflma kavram› var bir de. Yoldafllar militanlaflma sadece eylemlerde barikat arkas›ndan slogan atmakla olmaz. Bizler yaflam›m›z›n her alan›n› savafl›n birer parças› haline getirmeliyiz. ‹flin bir k›sm›n› yap›p di¤er k›sm›n› b›rakmamal›y›z. Mücadelemizi iflsellefltirelim, sorumlulu¤umuzu en derinine kadar hissedelim ve kitle faaliyetimizin en güvenilir anahtarlar›ndan biri olan gazete da¤›t›mlar›m›z gelifltirerek kitleyle daha güvenilir ve sa¤lam iliflkiler kurmak için bir ad›m daha atal›m! Kitleselleflmede yo¤unlaflal›m! ‹flçi-köylü gazetesinin halk›n gerçek sesi oldu¤unu kavrayal›m, kavratal›m ve gazetemizi okuyal›m okutal›m! (Erzincan’dan bir ‹K okuru)
‹LAN
Ailesine bafl sa¤l›¤›
Gazetemiz okuru ve Munzur Çevre Derne¤i üyesi arkadafl›m›z ‹nan Rençbero¤lu kanser hastal›¤› sonucu yaflam›n› yitirdi. Ailesi ve dostlar›na
diliyoruz.
baflsa¤l›¤› dileriz.
1956 Dersim do¤umlu ‹mam Düzgün Amcam›z, 18 Aral›k’ta evinde yüksek tansiyon sonucu yaflam›n› yitirmifltir.
An›lar› mücadelemizde yaflayacak.
(Gülsuyu ‹K okurlar›)
Okmeydan› Partizan ve Munzur Çevre Derne¤i
İşçi-köylü BİZ H ALKIZ GE LECEK E LLERİMİZDEDİR!
BÜROLAR
Umut Yayımcılık ve Basım Sn. Ltd. Şti. Yönetim yeri: Gureba Hüseyin Ağa Mh. İmam Murat Sk. No: 8/1 Aksaray-Fatih/İstanbul Tel: (0212) 521 34 30 Faks: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yazıişleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Baskı: SM Matbaacılık Sanayi Cad. Altay Sk. Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 452 23 02
Kartal: İstasyon Cd. Dörtler Ap. No: 4/2 Tel: (0216) 306 16 02 Ankara: Sağlık 1 Sokak No:17/19 Çankaya Tel: (0312) 430 67 65 İzmir: 856 Sokak, No: 48/203 Kemeraltı Konak, Tel: (0232) 446 78 07 Malatya: Dabakhane Mh. Turgut Temelli Cd. Barış İşhanı Kat: 3 No: 94 Erzincan: Ordu Cd. Ordu İşhanı Kat: 3 Tel: (0446) 223 67 18 Bursa: Selçuk Hatun Mh. Ünlü Cd. Sönmez İşsarayı Kat: 2 No: 185 Heykel, Tel: (0224) 224 09 98 Mersin: Silifke Cd. Çavdaroğlu İşhanı Kat: 3 No: 1/8 Avrupa Büro: Weseler Str 93 47169 Duisburg-Almanya Tel: 0049 203 40 60 958 Faks: 0049 203 40 60 959
Sıra TEKEL’de: Durmak yok, talana-peşkeşe devam!
Ülkenin dört bir yanından Ankara’ya gelen TEKEL işçileri polisin vahşi saldırısına maruz kaldı. Ankara’nın dondurucu soğuğunda polis, TEKEL işçilerini biber gazı, tazyikli su ve panzerlerle “püskürttü”, bir kısmı Abdi İpekçi Parkı’nda “denize döküldü”. Polis amirlerinin kendi aralarında yaptığı konuşmalardan işçilere yapılan saldırı emrinin bizzat Başbakan tarafından verildiği ortaya çıktı. TEKEL işçilerinin önceki yıllarda yaptığı eylemlere de azgınca saldıran ve son olarak işçilerin Ankara’da bir araya gelmemesi için her yola başvuran devlet, TEKEL’ in özelleştirilmesinde ka-
rarlı görünüyor. Yapılacak özelleştirme ile 2010 yılında 12 bin TEKEL işçisi işsiz kalacak. İşçiler “geçici işçi” anlamına gelen ve iş güvencesi, tazminat gibi hakların bulunmadığı 4-C kadrolarına alınacak. TEKEL’i ne pahasına olursa olsun satmayı hedefleyen AKP bu Devletin saldırısını “ T ü r k b a y r a ğ ı ” da d u r d u r a m a d ı ! kuruluşu kime peşkeş çekecek? Eski Maliye Bakanı Kemal yanında; Allied Domecq gibi içki tekelUnakıtan’ın “Babalar gibi satarım” dediği leri de yakından ilgileniyor. 2008 TEKEL’le Philip Morris-Sabancı, British yılında alkollü içki bölümünün American Tobacco, Japon Tobacco Internaözelleştirilmesi tamamlandı ve MEY tional (JTI) ve CTNC gibi şirketlerin İçkiye satıldı. Bunun sonucunda 17 fab-
Bu da sınıf açılımı: TEKEL işçilerine biber gazı, cop ve tazyikli su!
15 Aralık günü aldıkları kararla Ankara’ya gelen binlerce TEKEL işçisi AKP önünde başlayan eylemlerini Abdi İpekçi Parkı’nda sürdürdüler. Olumsuz hava koşullarına rağmen haklılıklarının verdiği dirençle tüm olumsuzluklarla mücadele eden TEKEL işçileri, kararlı duruşlarının 3. gününde kolluk kuvvetleri tarafından zor kullanılarak dağıtıldılar. 17 Aralık sabah saatlerinde Ankara DDSB ve Partizan’ın ziyaret ettiği işçilerle sıcak ve samimi sohbetler edildi. İşçilerin bizleri yanlarında görmekten mutlu olduklarını ifade etmeleri ve her zaman yanlarında olmamızı istediklerini dile getirmeleri bizi de mutlu etti. DDSB’nin yayın organı 1 Mayıs Bülteni ve İşçi-Köylü gazetesi verdiğimiz işçiler, yayınlarımıza ilgi gösterirken bu mücadelenin sonuna kadar devam edeceğini dile getirdiler. Gün boyu sloganlarıyla mücadele dirençlerini canlı tutmaya çalışan işçiler, en büyük desteği kadın çalışanlar ve ailelerinden aldıklarını söylediler. Ziyaretimiz sırasında yol kapama eylemi gerçekleştirmek isteyen TEKEL işçileri, polisin saldırısı ile karşılaştı. Saat 11.00 gibi 17 işçinin gözaltına alınmasının ardından basının da dışarda tutulmasına tepki gösteren işçiler, po-
lise sloganlarla tepki gösterdi. Öğlen saatlerinde ise kolluk kuvvetlerinin “alanı boşaltın!” tehdidine karsı işçiler; “Ölmek var dönmek yok”, “Direne direne kazanacağız”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Birlik mücadele zafer” sloganlarıyla alandan çıkmayacaklarını ifade ettiler. Polis panzerleri önüne kadın işçilerin ve açlık grevine başlayan 24 TEKEL işçisinin barikat kurması, işçilerin kararlılığını göstermesi açısından önemli bir adımdı. Ardından milletvekillerinin de orada bulunduğu bir anda polis şefinin yaptığı anonsla birlikte panzerlerden sıkılan su ve biber gazlı saldırı ile işçiler dağıtıldı.
İtfaiyedeki yangını kim söndürecek?
Sendikal haklarına sahip çıkan itfaiye emekçileri polisin saldırısına uğradı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Bimtaş AŞ’de çalışan işçiler, itfaiyenin özelleştirilmesini ve taşeronu protesto etti. Belediye- İş Sendikası İstanbul 5 No’lu Şube üyesi işçiler, 16 Aralık Çarşamba günü Saraçhane Parkı’nda toplanarak Büyükşehir Belediyesi önüne yürümek istedi. Ancak polis barikatı ile karşılaştı. “Yasal hakkımız olan Toplu Sözleşmesi uygulansın!” yazılı pankart açan işçiler “Topbaş şaşırma, sabrımızı taşırma”, “İtfaiye işçisi satılık değil” sloganlarını haykırarak barikata yüklendi. İnsanca bir yaşam ve sendika hakkı isteyen işçilere polis, gaz bombası ve biber gazı ile saldırdı. Saldırı ile birlikte işçilerin öfkesi daha da arttı. Ve işçilerin kararlı duruşu sonucu polis barikatı kaldırmak zorunda kaldı. Yaklaşık 600 işçi sloganlarla Büyükşehir Belediyesi önüne yürüdü. Burada işçiler adına bir konuşma yapan İstanbul 5 No’lu Şube başkanı Nihat Alataş Büyükşehir Belediyesi’nin işçileri 7 ay geçici asgari ücretli ve sendikasız olarak çalıştırmak istediğini söyleyerek, buna izin vermeyeceklerini dile getirdi. Sloganlar eşliğinde yapılan konuşmaların ardından işçiler Belediyenin karşısındaki parkta oturma eylemi gerçekleştirdi. Eyleme direnişlerinin 115. gününe giren
C
M
Y
K
Esenyurt işçileri de katıldı. Esenyurt işçileri, her Çarşamba gerçekleştirdikleri eylemlerini bu hafta İtfaiye işçilerinin eylemi ile birleştirdiler. Yaklaşık dört yıldır sendikalaşma mücadelesi veren işçiler, sendikanın resmi yetki alacağı gün İtfaiye işlerinin başka bir taşeron şirkete verildiğini öğrendi. Büyükşehir Belediyesi işçilerin sendikal örgütlülüğünü dağıtmak ve itfaiye işlerini özel şirketlere vermek istiyor. Daha önce Büyükşehir iştiraki olan BİMTAŞ’ta çalışan işçiler sendikasız, güvencesiz ve düşük ücretle taşeron şirkette çalıştırılacak. Eylemde, son günl e r d e
DTP’nin kapatılması ile birlikte estirilen şoven rüzgarın işçiler üzerinde de etkisini gösterdiği dikkatlerden kaçmadı. Sendikanın da yaptığı konuşmalarla körüklediği şoven duygular, atılan sloganlarda ve polise gösterilen tepkide de kendini gösterdi. “Terörist değil itfaiyeciyiz” sloganı polis saldırısı sırasında en sık atılan slogan oldu. (İstanbul)
rikadan sekizi çalışmaz hale geldi. Sigara bölümü de 2008’de British American Tobacco’ya (BAT) satıldı. 2001’de 477 bin olan tütün üreticisi sayısı 2008’de 194 bine indi. Şimdi yaprak tütün ve tuz işletmeleri
Akşam saat 18.30’da Ankara’da bulunan devrimci kurumlar ve demokratik kitle örgütleri Sakarya Caddesi’nde toplanarak işçilere destek amacıyla Türk-İş Genel Merkezi önüne doğru yürüyüşe geçti. Genel Merkez önünde yapılan basın açıklaması sırasında işçiler attıkları “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Birlik mücadele zafer”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganları ile dayanışmanın güçlendiğini ve sonucu ne olursa olsun haklarını alıncaya kadar mücadeleye devam şiarının hâkim olduğunu söylediler. Eylemde DDSB ve Partizan’ın da destek mesajı okundu. İşçilerin mesajlar okuduktan sonra da sloganlara büyük bir canlılıkla eşlik etmeleri sınıf dayanışmasının önemini gösteriyordu. Eylem sonrası işçiler genel merkezde kaldılar. Bazı işçiler ise barınma sorununu kendi imkânlarıyla çözmeye çalıştı. 19 Aralık Cumartesi günü işçiler sabah erken saatlerde genel merkez önünde eylemlerine devam ettiler. Sık sık atılan sloganlarla seslerini duyurmaya çalışan işçiler, halaylar çekerek soğuk havanın etkilerinden biraz olsun kurtulmaya çalıştılar. (Ankara DDSB)
“Serseri değil memuruz, hakkımızı söke söke alırız!”
25 Kasım eylemine katıldıkları gerekçesiyle işten atılan arkadaşlarını yalnız bırakmayan demiryolu emekçileri kararlı. KESK’in çağrısı ile 25 Kasım günü ülke genelinde gerçekleşen eylemlerde on binlerce emekçi bir günlük grev yaparak alanları doldurdu. Eğitimden sağlığa birçok alanda sokağa çıkan kamu emekçileri eylemleri ile ülke gündemini sarsmıştı. Kamu emekçilerinin hak arama mücadelesine tahammül edemeyen TCCD yönetimi, 25 Kasım günü greve çıkan Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) üyesi 16 kişiyi işten çıkardı. Keyfi bir şekilde gözdağı verme amacıyla gerçekleştirilen bu saldırıyı protesto eden ve arkadaşlarının geri alınmasını isteyen demiryolu emekçileri 15 Aralık’ta saat 22.00’de greve çıktı. BTS tarafından gerçekleştirilen grevi kamuoyuna duyurmak ve bir basın açıklaması yapmak isteyen emekçiler, polis saldırısına maruz kaldı. Ardından yapılan eylemi gerekçe gösteren TCCD’de 30 emekçinin daha görevine son verildi. BTS üyesi kamu emekçilerinin arkadaşlarını yalnız bırakmayarak gerçekleştirdikleri bu eylem, anlaşılan TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman’ı çok rahatsız etmiş. Karaman, 17 Aralık günü gerçekleştirdiği basın toplantısında kamu emekçilerine hakaret etti. Makinistlerin kendisinden fazla maaş aldığını iddia eden Genel Müdür eylemcilerin memur değil serseri olduğunu ve eylem yapan kamu emekçilerine tazminat cezası verileceğini buyurdu. Kamu emekçileri ise Süleyman Karamana cevabı yaptıkları eylemlerle verdi: Serseri değil memuruz, hakkımızı söke söke alırız!
özelleştiriliyor. Oldukça karlı olan bu kuruluşun işçiler; aileleri ve üreticilerle birlikte geniş bir kesimi doğrudan etkileyecek olan özelleştirme peşkeşi emperyalistlerin talimatları ve istekleri doğrultusunda onların uşakları tarafından yaşama geçiriliyor. Bu politika CHP’den MHP’ye birçok partinin hükümeti döneminde de adım adım uygulanmış ve bugüne gelinmiştir. Bu talan ve peşkeş elbette düşündükleri kadar kolay olmayacaktır. TEKEL işçilerinin son olarak Ankara’da sergiledikleri direniş bunun bir göstergesidir. Soğuğa, yağmura ve saldırılara inat işçiler aşlarına, işlerine ve geleceklerine sahip çıkmaktadır!
“Türkü Kürdü burada, AKP nerede?”
18 Aralık günü sabah erken saatlerde Türk-İş Genel Merkezi önünde bekleyen işçilerle bir araya geldik. Eylemlerine kararlı bir şekilde devam işçilere rağmen sendikadan bir açıklama yapılmamıştı. İşçiler bu durumdan rahatsızdı! Açlık grevine başlayan işçilerden biri; “Sendikanın ne yapmak istediği ortada. Ama eğer bu direnişi bitirme kararı alırsa bu binayı (Türk-İş Genel Merkezi) başlarına yıkacağız, bizler de kararlıyız. Tek sıkımlık kurşunumuz kaldı, o da bu direniştir” diyerek sendikanın tutumuna rağmen ne kadar kararlı olduklarını özetledi. Gün boyunca Türkiye’nin dört bir tarafından gelen işçilerle sohbetlerimiz devam etti. Özellikle T. Kürdistanı’ndan gelen işçilerin CHP ve İşçi Partisi’nin anti-propagandalarına, işçileri şovenizme yedekleme çabalarına rağmen devrimcilerin burada olmasına çok değer verdiklerini dile getirmeleri çok olumluydu. 19 Aralık katliamına yönelik basın açıklamasının ardından DDSB flamaları ile işçilerin yanına gittiğimizde de aynı sahipleniş kendini gösterdi. “TEKEL işçileri sizinle gurur duyuyor” sloganlarıyla karşılandık. Ajitasyon konuşması yapan arkadaşımız “Bizlere provokatör diyorlar. Bizler provokatör değiliz, sizin sorunlarınıza sahip çıktığımız için buradayız. Bizim de anamız babamız işçi. Bizler de işçiyiz! Sizin yanınızda olmaya devam
edeceğiz!” diye megafondan haykırınca işçiler alkışlarıyla desteğimize değer verdiklerini bir kez daha gösterdiler. Aralarında T. Kürdistanı’ndan gelen işçilerin yoğunlukta olduğu TEKEL işçileri yükseltilen şoven dalgaya rağmen kardeşlik vurgusu yapmayı da ihmal etmediler. Dövizlerine “Türkü Kürdü burada, AKP
nerede?”, “İşte Açılım” şiarlarını yazdılar. Konuşmalarında da sıkça işçilerin, emekçilerin birlikte mücadelesinin önemine vurgu yaptılar ve kendi direnişlerinin bunun en iyi örneği olduğunu belirttiler. Flamalarımız ile alana girdiğimizde işçilerin olumlu yaklaşımları ve sahiplenmeleri görülmeye değerdi. Kortejimize katılarak flamalarımızı taşıyan işçiler, güçlerini bizden aldıklarını bir kez daha dile getirdiler. Türk-İş’te yapılan toplantının kararını bekleyen işçiler, çıkabilecek olumsuz bir karar karşısında eylemlerine devam edeceklerini ve bundan sonra sendikanın kendilerini kaybedeceğini dile getirdiler. (Ankara İşçi-Köylü okurları)
Saldırıya tepki her yerde! İşçi sınıfına yönelik saldırılar Türkiye’nin birçok bölgesinde yapılan açıklamalar ve eylemlerle kınandı. İstanbul’da 19 Aralık Cumartesi günü Taksim Tramvay Durağı’nda bir araya gelen Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu’na bağlı sendikalar Galatasaray Lisesi’ne doğru bir yürüyüş yaptı. “TEKEL, İtfaiye, Demiryolu emekçilerine yapılan insanlık dışı saldırıyı kınıyoruz” yazılı pankart açan binlerce kişi “Suskun Türk-İş istemiyo-
K artal-Cevizli
ruz”, “Türk-İş uyuma, işçine sahip çık”, “Türk-İş uyuma, Ankara’yı basarız” vb. sloganlar atıldı. Eyleme Partizan, ESP-G, DDSB, EHP, Mücadele Birliği, TTB, TMMOB, DİSK ve KESK de destek verdi. Lise önünde sona eren yürüyüşün ardından konuşma yapan sendika temsilcileri genel olarak Türk-İş’in tutumunu eleştirirken, emekçilere dönük saldırılara sessiz kalmanın bir boyun eğiş olduğunu dile getirdiler. (İstanbul)
TEKEL işçileri Ankara’da yaşanan saldırının ardından Cevizli Kampüsü’nden Kartal AKP ilçe binasına doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında yoğun abluka ile karşılaşan işçiler kararlılıklarını göstererek ilçe binasına kadar yürüyüşlerine devam etti. İşçiler adına basın açıklamasını okuyan Kenan Güncü, “TEKELişçilerinin işten çıkarılması aile üyeleriyle birlikte 30 bin insanın aç kalması anlamına geliyor” dedi.