Özgür Gelecek Yolunda İşçi-Köylü Sayı 15

Page 1

ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA

www.iscikoylu.org

Say›: 2005-4

15

*Y›l:2 *11-24 fiubat 2005 *Fiyat›: 75 YKrfl ISSN:1303-9350

‹flçi, emekçilere, Kürt halk›na yönelik sald›r›lara karfl›

reformist teslimiyetçi önderliklerin

OYUNLARINI ALANLARDA BOZALIM! Türk egemen s›n›flar› SSK, Tekel, SEKA derken ülkenin tüm de¤erlerini, zaten az olan yerli sanayisini emperyalist tekellerin ellerine teslim etmek için çok büyük gayretle çal›fl›yor. ‹flçiler için iflsizlik, yoksulluk, geleceksizlik demek olan özellefltirme talan›na karfl› y›llard›r mücadele veren iflçi s›n›f› ve emekçiler reformist ve sar› sendikalar›n etkisinden kurtulup s›n›f›n bilimsel ideolojisi ile donat›lmad›¤› sürece bu sald›r›lar büyüyecektir. SEKA bunun en somut örne¤idir. ‹flçilerin bas›nc›yla harekete geçen sar› ve iflbirlikçi sendikan›n direniflte devrimci sendikal an-

lay›fllar›n yaflam bulmamas› için ellerinden gelen tüm çabay› sarfetmeleri bu gerçekli¤i göstermektedir. SSK’lar›n devredilerek özellefltirilmesine karfl›n birkaç göstermelik eylemden öteye gitmeyen Emek Platformu’nun öncülü¤ünü yapan, eylemlere damgas›n› vuran da yine bu anlay›flt›r. 16 fiubat’ta sisteme yap›lan “tehdit” bu gerçe¤i hiçbir biçimde de¤ifltiremez. Bunun gerçek bir tehdide dönüflmesi ancak s›n›f›n gerçek öncülerinin buralarda etkinlik kazanmas› ile mümkün olacakt›r. ‹flte bu yüzden de 16 fiubat’ta baflta iflçi s›n›f› olmak üzere

Kürt ulusu ve ezilen tüm emekçilere yönelik fliarlar› hayk›rmak, bu fliarlar› milyonlar›n slogan›na dönüfltürmek; tüm gücümüz ve enerjimizle o gün gerçek öncülü¤ü kan›tlamak zorunday›z. Siirt’te 5 Kürt genci infaz edilirken, Mardin’de Kaymaz’lar›n kan› henüz kurumam›flken, Hakkari’de halk dondurucu so¤ukta yaflamaya mecbur edilirken, reformist öncülerinin bar›fl ça¤r›lar›na ra¤men Siirt’te çat›flan 70 yafl›ndaki bir Kürt köylüsünün “vurmazsak vuruluruz” bilincini ve öfkesini görmek ve bu bilinci kuflanmak zorunday›z. Kürt ulusal hareketinin teslimi-

yet 盤l›klar›na karfl›n halk›n öfke ve isyan 盤l›¤› ve bedel ödeme cüretini Siirt sokaklar›nda gördük. Bugün bize güç veren bu isyan 盤l›¤› olmal›d›r. 5 fiubat’ta flehitlerimizi anarken yaflad›¤›m›z coflkunun kayna¤› 33 y›ll›k savaflç› tarihimiz ise; bu tarih bizden bu 盤l›¤› görmemizi ve her tarafta hayk›rmam›z› istiyor. en ylü’d ö k i ‹flç “IRAK’TA K‹TLE ‹MHA S‹LAHLARI VAR!” EMPERYAL‹ZME KARfiI B‹RER ‹MHA S‹LAHI OLALIM!

Sayfa 30


2

11-24 Şubat 2005

15

Parti ve devrim flehitleri an›ld› BASEL Proletarya Partisi yapt›¤› 1. Konferans›nda Ocak ay›n›n son haftas›n› Parti ve Devrim fiehitlerini Anma Haftas› olarak ilan etti. Bu çerçevede 30 Ocak 2005 tarihinde ‹sviçre’nin Basel flehrinde bir anma gerçeklefltirildi. Saat 14:00’te bafllayan ve 16:00’da sona eren anmaya 100’ü aflk›n bir kitle kat›ld›. Anmam›za Fransa’n›n Strasbourg flehrinde kat›lan Grup ‹syana Özlem’in marfllar ve halk türküleri ile aç›l›fl yapt›¤› anma daha sonra sayg› duruflu ve aç›l›fl konuflmas› ile devam etti. Aralarda grup ‹syana Özlem söyledi¤i marfllarla kitleyi coflturdu. Ayn› flekilde YDG’liler de att›klar› coflku dolu sloganlarla salonu inletti. ‹lk bölümde ‹flçi Köylü Kurtuluflu’nun bu hafta ile ilgili bölümleri okundu. Anman›n ilerleyen bölümünde TKP/ML MK SB’nin Parti ve Devrim fiehitleri için ç›kartt›¤› bildiri okundu. Marfllar ve fliirlerle devam eden anma boyunca büyük bir televizyon ekran›nda yay›nlanan dia ilgi çekti. Duvara as›lan dört genel sekreter, befl ustan›n pankart›n›n yan›s›ra Kenan Demir, Barbara Anna Kirstler ve Partizan pankart› salonu süslemiflti. ‹lerleyen saatlerde Devrimci Demokrasi okurlar›n›n verdi¤i mesaj okundu. Sonlara do¤ru haz›rlanan ikinci bir dia gösterimi sunuldu. Yaklafl›k olarak yar›m saat süren dian›n ard›ndan anmaya yine türkülerle devam edildi. En son bölümde bir kifli Parti ve

Devrim flehitlerini anman›n ne demek oldu¤unu, özellikle böylesi zorlu süreçlerde onlara sahip ç›kman›n ne kadar anlaml› oldu¤unu vurgulad›. Emperyalist sald›rganl›¤›n hayat›n her alan›nda yo¤un olarak ifllendi¤i bir süreçte buna panzehir olacak tek fleyin örgütlenmek ve mücadele etmekten geçti¤inin alt›n› çizdi. Konuflman›n bitmesi ile birlikte oldukça coflkulu ve iyi geçen anma sona erdi. ULM Ocak ay›, s›n›f mücadelesinde muazzam öneme sahip iflçi s›n›f›n›n önderlerini topra¤a verdi¤imiz aylardand›r. Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht Almanya burjuvazisinin dipçikleri alt›nda katledilirken, büyük usta Lenin hastal›¤›na yenik düflmüfltü Ocak ay›nda. TKP/ML’nin ilk flehidi Meral Yakar yine Ocak ay›nda katledildi. T‹KKO’nun komutan› Ali Haydar Y›ld›z yine Ocak ay›nda flehit düfltü. Marksizm-Leninizm-Maoizm’in Türkiye’de temsil eden partimizin kuramc›s› ‹brahim Kaypakkaya Ocak ay›nda 90 gün iflkencehaneye girmek üzere düflmana esir düfltü. Ve daha nice parti ve devrim flehitleri Ocak ay›nda flehit oldu. Proletarya Partisi’nin Ocak ay›n›n son haftas›n› “Parti ve Devrim fiehitleri Anma Haftas›” olarak ilan etti¤i 1. Konferans’tan bugüne, çeflitli anma etkinlikleri sürmektedir. Ulm’de de bu do¤rultuda, bir anma gecesi düzenlendi.

Yaklafl›k 300 kiflinin kat›ld›¤› gece, sayg› duruflu ve aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›. Ard›ndan Grup Tohum sahnede yerini alarak, devrimci ezgiler söyledikten sonra yerini Grup ‹syana Özlem’e b›rakt›. Devrimci marfllar ve ezgiler söyleyen grup kitleyi coflturarak be¤enisini toplad›. Daha sonra anma için haz›rlanan sinevizyon sunuldu. Coflkuyu doru¤a ulaflt›ran bu gösteride, parti ve devrim flehitlerinin resimlerine yer verildi. Sinevizyonun ard›ndan programa ara verildi. Ard›ndan Tohum Tiyatro Grubu sahnede yerini ald›, babas›n›n ‹brahim Kaypakkaya’n›n parçalanm›fl cesedini ald›¤› an› canland›ran tiyatro grubu büyük be¤eni toplad›. Ard›ndan Grup Hayk›r›fl devrimci ezgiler, marfl-

larla birlikte Karadeniz oyununu sahnede canland›rarak, büyük be¤eni toplad›. Son olarak Grup fiiar sahnede yerini ald›. Marfllar›n, türkülerin söylenmesinden ve halaylar çekilmesinden sonra, gecemiz son buldu.

L‹NZ Linz Partizan okurlar› taraf›ndan yap›lan bir etkinlik ile Parti ve Devrim flehitleri an›ld›. 23 Ocak 2005 tarihinde yap›lan anma öncesi yo¤un bildiri ve bilet da¤›t›m› ve ziyaretler yap›ld›. Yaklafl›k 100 kiflinin kat›ld›¤› etkinlikte tiyatro, fliir grubu, Grup Serzenifl, Umut Folklor Ekibi ve Grup fiiar sahne ald›.

TKP/ML militanlar› flehitleri selamlad›

devral›nan k›z›l bayrak Marksist-Leninist-Maoist güzergahta 300’ü aflk›n flehit verilerek bugünlere tafl›nm›flt›r. fiehitlerimizin bize b›rakm›fl oldu¤u devrimi miras alman›n onurunu yaflayan TKP/ML T‹KKO militanlar› olarak flehitlere verdi¤imiz sözü yinele-

işçi-köylü senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!

ABONEL‹K fiARTLARI

Elimize posta kanal›yla ulaflan afla¤›daki bilgileri haber de¤eri tafl›d›¤›ndan dolay› yay›nl›yoruz. Parti ve devrim flehitlerini anmak için eylem yapan TKP/ML militanlar› yapt›klar› aç›klamada “Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya yoldafltan

menin coflkusunu yaflamaktay›z. Ve biliyoruz ki, flehitlerimizi anmak, onlar›n b›rakt›¤› silah› devralmak ve Halk Savafl›n› gelifltirmek ve Demokratik Halk Devrimini gerçeklefltirmektir. Düflen her bir can›n, dökülen her bir damla kan›n, and olsun ki, er yada geç hesab› sorulacakt›r” denildi. 2 fiubat 2005 tarihinde Gazi Mahallesi ile Karayollar› Mahallesi’ni birbirine ba¤layan köprüye bomba süsü verilmifl pankart asan TKP/ML militanlar› kay›p vermeden bölgeden çekildiler. “Emperyalizme ve faflist diktatörlü¤e karfl› direnifl sürüyor, flehitlerimiz yafl›yor” yaz›l› TKP/ML T‹KKO imzal› pankart› uzun süre sonra farkeden kolluk güçleri fünye kullanarak pankart› indirmifltir. Aç›klama “Parti ve Devrim flehit-

6 AYLIK: 10.200.000

leri ölümsüzdür”, “Gerillalar ölmez, yaflas›n Halk Savafl›” sloganlar› ile son buldu. TKP/ML TMLGB M‹L‹TANLARINDAN EYLEM 3 fiubat 2005 tarihinde Okmeydan› Piyalepafla otoyolunu molotoflarla trafi¤e kapatan TKP/ML TMLGB militanlar› Dersim’de flehit düflen TKP/ML T‹KKO savaflç›lar›n› selamlad›lar. Eylemde “Dersim flehitlerinin hesab›n› soraca¤›z” TKP/ML imzal› pankart aç›ld›. TMLGB militanlar› taraf›ndan “Yaflas›n Partimiz TKP/ML Halk Ordusu T‹KKO TMLGB”, “Umudun ad› TKP/ML”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” sloganlar› at›ld›. Yap›lan eylemden sonra TMLGB militanlar› kontrollü bir flekilde geri çekildiler.

1 YILLIK: 20.400.000

NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.


3

15

11-24 Şubat 2005

Seçim balonu direniflin b o m b a l a r › y l a p a t l a d › ‹flgalcilerin tanklar› gölgesinde, patlayan ve susmayan silahlar›n eflli¤inde Irak’ta seçimler yap›ld›. Ve bu atmosfer içinde yap›lan seçimler onlarca kiflinin yaflam›na mal oldu. ‹flgalciler ve onlar›n iflbirlikçileri, bu seçim oyununun, Irak’›n gelece¤ini belirlemede tarihi bir ad›m oldu¤unu iddia ediyorlar. Peki gerçek bu mu? Tabi ki hay›r. Gerçek olan bu seçimin iflgalcilerin yönlendirmesinde oldu¤u ve tek amaçlar›n›n da iflgalciliklerine Irak halk›n›n oyuyla meflruluk kazand›rmak ve silahlar›n gölgesinde kendisine uflakl›k etmekte kusur etmeyecek Irak’taki ulusal, dinsel ve mezhepsel güçleri fleklen de olsa kucaklayacak yeni bir uflak yönetimin iflbafl›na getirilmesini sa¤lamakt›r. Seçimlere kat›l›m konusunda çeliflkili bilgiler verilirken, seçim sonuçlar›n›n ancak on gün içinde aç›klanabilecek olmas› kurulacak kukla hükümet planlar›n›n ancak bu zaman zarf›nda netleflece¤i ifade edilmekte. Irakl›lar›n ezici ço¤unlu¤unun seçimlere kat›ld›¤› yönünde kamuoyunu ikna çaba ve çal›flmalar›n›n ise bir aldatmacadan ibaret oldu¤u verilerle ortadad›r. Yap›lan ilk aç›klamalarda seçimlerde %72 oran›nda oy verildi¤i aç›kland›. Ancak bu abart›l› rakam hemen “düzeltilerek” “Irakl›lar›n %57’sinin oy kulland›¤›” aç›kland›. Seçimlerde oy kullanabilecek nüfusun yüzde kaç›n›n oy kullanmak için kay›t yapt›rd›¤› sorusu soruldu¤unda verilebilecek bir yan›t yoktur. Bu tablo bir seçmen listesinin oluflturulmad›¤› ve seçimlerin kendi iradeleriyle sand›k bafl›na gidenlerin d›fl›nda, halk›n silah zoruyla sand›k bafl›na götürüldü¤ünü göstermektedir. Yine bu oyunlar›n ve aç›klamalar›n yan› s›ra iflgalcilerin korkulu rüyas› durumundaki Ba¤dat’ta halk› sand›k bafl›na götürmek için halk açl›kla tehdit edilmifltir. Seçim arifesinde getirilen ekmek karnesi uygulamas› ile halk oy kullanmaya zorlanm›flt›r. 52 yafl›ndaki Amin Hajar “Oy verece¤im çünkü yiyecek karnemin kesilmesine dayanamam… E¤er bu olursa ben ve ailem açl›ktan ölürüz” aç›klamas›nda bulunuyor. Ama bu planlar da, di¤er planlar› ve yalanlar› gibi tutmayacakt›r. Sünni mezhebine mensup Irakl›lar›n sand›k bafl›na gitmeyerek seçimleri boykot etmeleri, seçim gününde susmayan silahlar, “Çat›flmalara son vermek, Irak’›n bütünlü¤ünü korumak” için yap›ld›¤› öngörülen seçimlerin; asl›nda çat›flmalar› daha da körüklemek ve Irak’ta ulusal, mezhepsel bölünmelerin kaç›n›lmaz hale gelmesine hizmet etmekten baflka bir rol oynamayaca¤›n› a盤a ç›kard›. Dolay›s›yla yap›lan seçimler Irak’›n kaderini belirlemedi, ama Irak’›n gelece¤inin hangi yönde flekillenece¤inin somut kan›tlar›n› sundu. Emperyalist iflgalciler “Demokrasi”, “özgürlük” ad›na seçim komedileriyle Irak’ta asgari bir düzeyde kontrolü sa¤layacak bir uflak yönetim sa¤lama peflindeler. Çünkü, Irak’ta k›smen de olsa sa¤lanacak bir “istikrar” bölgede yeni sald›r›lar için hem üs hem de model rolü oynayacakt›r. Ama emperyalist iflgalcilerin ezilen ulus ve halklar›n benimseyip sahiplenece¤i bir yönetim modeli ortaya ç›karmalar› onlar›n niteli¤i ile ba¤daflmaz. Di¤er bir anlat›mla emperyalistlerin sunaca¤› her model bask›y›, sömürüyü içermek zorundad›r. Yani, enerji ve di¤er zenginlik kaynaklar›n›n talan›n› kolaylaflt›racak, bölge halklar›n› denetim alt›nda tutmaya hedefleyecek olan sald›rganl›k politikas› izlemek. Bunun

için de askeri üsler, on binlerce militarist gücün bar›naca¤› daha da sa¤lam bölgelerin varl›¤› gerekiyor. ‹flte emperyalistlerin bu ihtiyac›na Irak’ta yan›t olacak en uygun alan, Irak’taki Kürt topraklar›d›r. Dolay›s›yla bu seçimler Kürtler ve Kürtlerin ABD emperyalizmi ile olan iliflkilerinin gelece¤i aç›s›ndan daha bir önem arz etmektedir. Bu anlam›yla soruna dar ve k›sa vadeli ç›karlar penceresinden de¤il, gelece¤in penceresinden bakmal›y›z. Dar ve burjuva milliyetçi bak›fl aç›lar›n›n en büyük yan›lg›s›, sorunu bu dar ulusal ve pragmatist bak›fl aç›s›yla ele almalar›d›r. Her pratik ad›m›na emperyalistlerin yön verdi¤i Irak seçimlerine “Kürtler için tarihi f›rsat” yaratt› temelinde yorumlamalar› tam da bu dar ulusal milliyetçi düflünüfl tarzlar›n›n ürünüdür. Irak’ta yap›lan seçimler ABD’nin “Büyük Ortado¤u Projesi’nin bir parças›d›r. Yukar›da da ifade etti¤imiz gibi ABD bu seçimlerle Irak’ta bir “istikrar” yaratmay› ve bunu da bölgedeki yeni sald›rganl›klar› için bir model olarak sunmay› hedefliyor. Plan bu. Ama bu plan seçimlere Sünnilerin kat›lmamas›yla önemli oranda bozuldu. Seçim sürecinde ve sonras›nda yaflanan çat›flmalar, yap›lan yanl›fl hesaplar›n Irak sokaklar›ndan yeniden geri dönüp emperyalist iflgalcileri vurdu¤unu aç›kça göstermektedir. Bu konuda tarihi bir örnek olmas› aç›s›ndan Vietnam örne¤i yan›bafl›m›zda durmaktad›r. Bugün Irak’ta yap›lan seçimlerle benzerli¤i bulunan bu seçimlerde de emperyalistler ve iflbirlikçileri ayn› söylemleri kulland›lar. ABD Vietnam iflgalinde çok kötü bir flekilde s›k›flm›fl durumdayken -yani bugün Irak’ta oldu¤u gibi- seçimleri yapt›rd›. Güney Vietnam kukla hükümeti taraf›ndan yap›lan seçimler iflgale karfl› direnenlerin eylemleri ve sald›r›lar›n›n gölgesinde yap›ld›. Irak’ta oldu¤u gibi. Vietnam’da da seçim sonras› için ABD ayn› 盤l›¤› att›: “Demokrasi geldi”. Ancak ABD di¤erleri gibi bu bahsi de kaybetti ve Vietnam’dan büyük bir yenilgi yaflayarak ç›kt›. fiimdi s›ra Irak’ta. Böylesi çat›flmal› bir ortamdan istikrar do¤maz. Sokaklar› emperyalist tanklar›n militarist güçlerinin iflgali alt›nda olan bir ülkede; yap›lacak tek fley iflgalcileri söküp atmak için sonuna kadar savaflmakt›r. Halklar›n birli¤i, halklar›n kardeflli¤i ve gelece¤i ancak bu pratik duruflla yarat›l›r. ‹flgalcilerin k›l›c›n› sallamakla gelecek kazan›lamaz. ‹flgalcilerin projelerine figüranl›k yap›larak “f›rsatlar” de¤erlendirilemez. Bu konuda tarihte yaflanan olaylar›, çat›flan gerici güçler aras›ndaki çeliflkilerden ortaya ç›kan f›rsatlar› de¤erlendiren politik önderliklerin tecrübelerini do¤ru okumal›y›z. MarksistLeninist-Maoistlerin bu yönlü e¤itici ve ö¤retici pratikleri vard›r. Ve pratiklerin özü fludur: Her koflulda ba¤›ms›z hatt› korumak, düflmanlar aras›ndaki en ufak çatlakl›ktan yararlanmaya çal›flmakt›r. Bu politika elbetteki do¤ru bir politikad›r. Somut durumu göz ard› eden düflmanlar cephesinde ortaya ç›kan çatlaklar› derinlefltirmeye, onlardan yararlanmaya çal›flmayan bir güç, bir önderlik savafl cephesinde kolay kolay kazanmay› baflaramaz. Bu bak›fl aç›s›yla yap›lan seçimler neticesinde Irak Kürdistan›’nda oluflan tabloyu de¤erlendirirsek; karfl›m›za ç›kan resmin yukarda alt›n› çizdi¤imiz gerçeklerle hiç de uyumlu olmad›¤›n› rahatl›kla görece¤iz. Her fleyden önce; Talabani ve Barzani önderlikli güçlerin

ortada ne ba¤›ms›z bir politikalar› ne de koltuklar› vard›r. Bu güçlerin politikalar›n› ve hangi koltu¤a oturmalar› gerekti¤ini emperyalist iflgalciler tayin ediyor. Dolay›s›yla bu önderliklere en büyük avantaj› yine Irak’ta direnen güçler sa¤l›yor. Direnifl büyüdükçe bu burjuva feodal önderliklerin emperyalist iflgalciler kat›ndaki itibar› daha bir art›yor. Di¤er bir ifadeyle, direnifl, iflgalcileri ve iflbirlikçilerinin kaderini daha da birlefltirerek birbirine ba¤›ml› hale getiriyor. Bugün ABD’nin kanatlar› alt›nda, uçma taklidi yapan Talabani ve Barzani, bir dönem de PKK’nin yürüttü¤ü silahl› savafl›m karfl›s›nda ecel terleri döken TC ile ufak k›r›nt›lar karfl›l›¤›nda anlaflarak PKK hareketine karfl› sald›rgan bir tutum içine girmifllerdi. Yani “Kürt halk›n›n ç›kar›” için Kürt devrimcileri imha ediyordu. Bunun siyasal formülasyonu da var olan “çeliflkilerden yararlanmakt›”. Peki bugün ne yap›l›yor? Bugün de emperyalist ç›karlar ve bu ç›karlar›n di¤er bir anlat›mla bu iflbirli¤inin sa¤lad›¤› olanaklar için baflta Arap halk› olmak üzere direnen tüm güçlere karfl› savafl›l›yor. Yani, “halk ad›na”, emperyalistlerin kanatlar› alt›nda halklarla savaflmak. Bunun ad› da tarihi f›rsatlardan yararlanmak oluyor. Ve yine bu f›rsat›n ortaya ba¤›ms›z bir Kürdistan ç›karaca¤›n› düflünenler; emperyalist iflgalcilerle yap›lan bu iflbirli¤inin gelecekte Kürt halk› için yarataca¤› tehlikelerin fark›nda de¤ildirler. ‹mral› öncesi süreçte bu politikalar› Kürt halk›n›n mücadelesini emperyalistlere ve gerici devletlere bir tas çorba karfl›l›¤›nda satma olarak yorumlayan PKK’nin bugün ayn› koroya kat›lmas›, sözü edilen de¤iflimin hem niteli¤ini ve hem de bu güçlerle olan ideolojik akrabal›¤›n› gösteriyor. Herkesin art›k flu gerçe¤i görmesi gerekir; ABD emperyalistlerinin “Büyük Ortado¤u Projesi”nde Kürtlere yüklemeyi düflündü¤ü misyon, kendi emperyalist ç›karlar› için sonuna kadar kullanmakt›r. Bugün Irak’taki Kürt topraklar›n› bir üs haline getirmeye çal›flan ABD emperyalistleri, ‹ran ve Suriye’de yaratmay› düflündü¤ü iç kar›fl›kl›klarda önemli oranda Kürt potansiyelinden yararlanmay› hedeflemektedir. Kürt ulusunun hakl› ve meflru mücadelesini her parçada kendi emperyalist ç›karlar›na alet etmeye ve Kürt halk› ile di¤er bölge halklar› aras›nda onar›lmas› zor düflmanl›klar›n yarat›lmas›na çal›fl›lmaktad›r. Hep tarihi f›rsatlardan söz edenlerin, ezilen halklar›n birli¤i ve kardeflli¤i önünde oluflturulmaya çal›fl›lan bu barikatlar› bu tarihi açmazlar› da görmeleri gerekir. Tarih ve gelecek, günü birlik ve pragmatist politikalar üzerinde infla edilemez. Bilimsel olarak düflündü¤ümüzde her olumsuzlu¤un olumlu bir yan› vard›r. Bugün Irak’ta emperyalistlerin yaratt›¤› fiili durum ve mevcut güçler dengesi, objektif olarak Kürtlere belli imkanlar sunmaktad›r. Tüm mesele bu

imkanlardan hangi düflünüfl tarz›yla, hangi politikayla yararlan›laca¤› noktas›nda dü¤ümleniyor. Hiç kimse bu güçlerin ba¤›ms›z bir politika izledi¤ini iddia edemez, durum böyle olunca, bugün objektif olarak ortaya ç›kan baz› imkanlardan hareketle gerçeklere gözümüzü kapatmam›z, izlenen bu iflbirlikçi politikalar›n gelecekte Kürt halk› için yarataca¤› olumsuzluklar› kitlelerden gizlememiz samimi bir yaklafl›m olamaz. Tarihi tecrübelere bakt›¤›m›zda emperyalistlerin ipiyle kuyuya inen tüm önderliklerin kuyunun dibinde mahsur kald›klar› gerçe¤i ile yüzlefliriz. Ve her daim kuyunun dibine gömülmenin faturas›n› da ezilen halklar ödemifltir. Ezilen halklar›n, uluslar›n tek kurtuluflu kaderlerini emperyalist sald›rganlar›n kaderleriyle birlefltiren iflbirlikçi önderlikleri bafllar›ndan def ederek ba¤›ms›z bir politikayla emperyalizme ve tüm gericili¤e karfl› sonuna kadar savaflmalar›d›r. Bunun çok zor bir yol oldu¤unu biliyoruz, ama demokratik, ba¤›ms›z ve özgür bir gelecek de ancak bu yolda yürünerek kazan›l›r. “Kötünün iyisini tercih etmek”, bir zalimin kanatlar› alt›ndan ç›k›p baflka bir zalime s›¤›nmak, kötülükten ve zulümden hiç kurtulmamak anlam›na gelir. TC ve Kerkük Rüyas› Irak’ta yap›lan seçimlerle birlikte Türk egemen s›n›flar› yine s›kça Kerkük için rüya görmeye, k›rm›z› çizgilerini hat›rlamaya ve Türkmenler için tafl›d›klar› “hassasiyetlere” vurgu yapmaya bafllad›lar. Bu konuda asl›nda söylenecek fazlaca bir fley yok, çünkü Türk egemen s›n›flar› da emperyalist efendisi ABD’nin bölgede yaratt›¤› kanl› tablonun nedenini ve güçler dengesini çok iyi biliyorlar. Böyle bir tablonun içinde Kerkük’ün nimetlerinden yararlanmalar› da mümkün görünmüyor. Di¤er bir ifadeyle Türk egemenleri için en mümkün görünen fley Kerkük rüyas›n› görmeye devam etmeleridir. Kerkük meselesini Türkmenler eksenli olarak ›rkç› ve floven politikalar›n›n bir arac›na dönüfltürmeleridir. Ki, bölgeye iliflkin politikalar›nda bu sorunu flu veya bu düzeyde hep gündemde tuttular. Ortaya ç›kan sonuç ise bugünkü tablo. Ve yar›n›n tablosu da bugünden farkl› olmayacakt›r. Burada gözden kaç›r›lmamas› gereken fley; TC’nin bu tehdit ve flantajc› politikayla bir yandan Türkmenlerin hareket alan›n› geniflletip gelece¤e dönük ç›kar hesaplar› yapmay›, di¤er yandan Irak’taki Kürt önderlikleri ve emperyalist efendisini KONGRA-GEL’in silahl› güçlerine karfl› daha sald›rgan ve kat› hareket etmeye zorlamay› hedefliyor. Ama Irak’taki tablo bugün aç›s›ndan özellikle TC’nin ikinci istemi için hiç de olumlu bir iflaret vermiyor. Tüm bunlara ra¤men Türk egemen s›n›flar› bu sorunlar› yukarda ifade etti¤imiz hedeflerine uygun olarak d›fl politikada bir propaganda malzemesi olarak kullanmaya devam edecektir.


4

11-24 Şubat 2005

S›n›fsal Bak›fl KADER‹N C‹LVES‹ BU: KÜRSÜDE ZONTA VE MAGANDA! F›rka ad›yla an›ld›¤› kurulufl y›llar›ndan günümüze kadar; gerek tek parti döneminde gerek sonraki süreçlerde; hem “kurtar›c›lar›n”, kurtulufl savafl›na öncülük edenlerin partisi olma kimli¤iyle, hem de “solcu”, “ilerici”, “halkç›”, “sosyal demokrat” etiketiyle CHP; halk›n aldat›lma ve yan›lsamaya u¤rat›lma odaklar›n›n, mekanizmalar›n›n bafl›nda gelmektedir. HP, SODEP ve SHP gibi 12 Eylül’ü takip eden y›llarda oluflturulan geçici yap›lanmalar›yla birlikte yaklafl›k 80 y›ll›k CHP; sözcülerinin a¤z›ndan s›kça duydu¤umuz üzere, devletin kurucusudur, temel direklerindendir ve de “Atatürk”ün partisidir. Tam da bu noktada, öncelikle alt›n›n çizilmesi gereken en önemli hususun, bütün partilerin toplumsal s›n›flar› temsil etti¤i gerçe¤idir. Çeflitli siyasi kliklere (grup) ait olan partiler faaliyetlerini genel olarak o s›n›flar›n özel olarak da o kli¤in ç›karlar› do¤rultusunda sürdürmektedirler. CHP, emperyalizmin ufla¤› komprador burjuvazi ve toprak a¤alar› s›n›flar›n›n faflist partisidir. Türkiye’de egemen konumdaki bu s›n›flar›n en köklü kli¤i olarak mevcudiyetini sürdürmektedir. Faflist Türk devletinin kurucu-resmi ideolojisi Kemalizm’in en sad›k takipçisi olma iddias›ndad›r. Vazgeçilmez olmas›, üzerinde bu kadar durulmas›, parti içi geliflmeleri üzerine k›yametler kopar›lmas› tam da bu nedenledir. Son kurultaya sadece medyan›n de¤il, bütün çevrelerin yo¤un ilgi göstermesinin ana sebebi budur. CHP sadece il ve ilçe teflkilatlar›yla ya da mevcut oy yüzdesiyle, veya milletvekili, belediye baflkan› say›s› ile hesaplanabilecek bir “güç” konumunda de¤ildir. Baflta TSK, yarg› olmak üzere çeflitli kurumlardaki etkinli¤iyle, 82 y›ll›k süreç boyunca Kemalist ideolojinin zerk edildi¤i toplumdan yans›yan aksiyle birlikte de¤erlendirilmelidir. Emperyalistler ve ufla¤› hakim s›n›flar için CHP’de sembolleflen “de¤erler” bu aç›lardan önem tafl›maktad›r. Bütün bunlar›n ötesinde CHP, hala bü-

tün reformistlerin ve revizyonistlerin “sosyal demokrat” partisidir. Oportünistlerin tamam›na yak›n›n›n, en az›ndan “anti-emperyalist”, “anti-faflist” partisidir. Kendilerine nice s›fatlar biçenlerin bu büyük siyasi körlü¤ü, aymazl›¤› ve yan›lsamas›n›n yan›nda, oy verenlerinin CHP’yi “sol” bir parti olarak alg›lamas›na flafl›rmamak gerekiyor. Buna karfl›n son iki seçimde 10 milyonu aflk›n kiflinin sand›k bafl›na gitmedi¤i ve bunlar›n ciddi bir bölümünün protesto oylar› oldu¤u düflünülürse halk›m›z›n belli bir bölümünün, CHP konusunda, kendisine önderlik etmeye çal›flanlardan daha ileride oldu¤u anlafl›lmaktad›r. CHP kurultay›n›n ard›ndan, çeflitli siyasetlerin, siyasi çevrelerin yay›n organlar›n› inceleyenler y›llardan beridir söyledi¤imiz sözlerin bir kez daha do¤ruland›¤›n› ibretle göreceklerdir. Yap›lan yorum ve de¤erlendirmeler, CHP’den hala bir tak›m beklentilerin oldu¤unu göstermektedir. Ortaya ç›kan tablonun yaratt›¤› hayal k›r›kl›¤› ile umutsuzlu¤u artan devrimci, yurtsever, ilerici çeflitli yap›lardan arkadafllar, CHP kurultay›n›n faflist düzenin tipik bir görünümü/aynas› oldu¤u gerçe¤ini görmezlikten gelmektedirler. Belki bu kadar kavgalar›n dövüfllerin arbedelerin oldu¤u, kirli çamafl›rlar›n ortal›¤a serildi¤i, baflkan adaylar›n›n birbirine küfür etti¤i, sahte oylar›n, kartlar›n düzenlendi¤i, rüflvet ve yolsuzluk suçlamalar›n›n partinin Yüksek Disiplin Kurulu (YDK)’na bulaflt›¤›, mafya bozuntusu beslemelerin salonu doldurdu¤u, her türlü rezilli¤in sergilendi¤i bir kurultay ilk defa yap›l›yordu ama, bütün bunlar›n bu düzenin tescilli faflist bir partisinde günün birisinde yaflanmas›na flafl›rmamak gerekiyordu. Baykal, YDK’na rüflvet bulaflmas›n›n vahametini vurgulamak için,“Et kokarsa tuzlamak laz›m, tuz kokarsa ne laz›m?” diye sorarken, partinin neden kokmufl hale geldi¤i sorusunun yan›t›n› ve bu hale gelirken bafl›nda kendisinin bulundu¤u gerçe¤i-

12 ni atl›yordu. 1 Mart tezkeresinin kabul edilmemesini kendi zaferleri gibi göstererek bunun üzerinden CHP’ye yönelik komplo senaryolar› yaz›yor, Sar›gül’e olan ilgiyi ve medya deste¤ini bununla iliflkilendirmeye çal›fl›yordu. Ancak ne hikmetse ABD’nin ad›n› bir kez olsun anm›yor, Afganistan ve Irak iflgallerine hiç de¤inmiyordu. 1 Mart’›n bir anlamda kaza oldu¤unu, AKP’nin beceriksizli¤inden kaynakland›¤›n›, kendilerinin o dönem özellikle yo¤unlaflan eylemlilikler ve halk›n bask›s›yla “muhalefetçilik” yapmak için red oyu verdiklerini, en iyi kendisi biliyordu. Baykal ayn› günlerde “Güvenli¤imiz için Kuzey Irak’ta olmal›y›z” diye demeçler verdi¤inin unutuldu¤unu san›yordu. Kurultay›n di¤er aktörü ise CHP’nin geleneksel normlar›na ayk›r› bir tiplemeydi. Genel baflkanl›¤› ele geçirme operasyonuna Uzan’vari kampanyalar ile bafllam›fl; yüzmilyonlarca dolar› ak›tarak flark›l›-türkülü, pilavl›-dönerli mitingler tertiplemifl, Do¤an Grubu baflta olmak üzere medyan›n hat›r› say›l›r bir kesiminin deste¤i ile yürümüfltü. ABD gezisi, Fetullah Gülen ba¤lant›s›ndan söz ediliyor, fiiflli Belediyesinde kurdu¤u tezgahtan “dünyay›” götürdü¤ü söyleniyordu. Hakk›ndaki söz konusu rüflvet iddialar›na iliflkin kan›tlar›n hayli güçlü oldu¤u, seçim kampanyalar› ve son genel baflkanl›k için yapt›¤› “anormal” harcamalar›n kayna¤›n›n flaibeli oldu¤u belirtiliyordu. Bütün bunlarda gerçeklik pay› bulundu¤u, “siyasi” geçmiflindeki zikzaklar›ndan belli oranda ç›kar›labiliyordu. Kurultay esnas›ndaki prati¤i, getirdi¤i adamlar› ve nihayet yapt›¤› konuflma ile büyük ölçüde hakk›nda söylenenleri do¤rulam›fl oldu. Kendisine yöneltilen suçlamalara, ayn› seviyeye düflmeyece¤im takti¤i ile yan›t ver(e)medi. Son derece çaps›z ve yetersiz birisi oldu¤u, sözlerinin samimiyetsizli¤i, birileri taraf›ndan yönetildi¤i, yönlendirildi¤i a盤a ç›kt›. Sonuçta, Sar›gül’ün deyifliyle 19 günlük haz›rl›k Baykal’›n devrilmesine yetmedi. E¤er k›sa bir süre daha olsayd›, durum tersine dönebilirdi. Baykal’›n bask›n kurultay yapmakta isabetli hareket etti¤i a盤a ç›kt›. Büyük bir k›sm› Baykal’a tepki oylar› olsa da Sar›gül 460 oyu hem de önceki dönemde seçilen delegelerden al›verdi. Ancak onun ötesinde delege pazarlar›, millet-

Patron Asilçelik iflçilerini greve zorlad›! 2000 y›l›nda özellefltirilen ve flu anda Yaz›c›-Gürifl-Parsan ortakl›¤› taraf›ndan iflletilen Orhangazi Asil-Çelik Fabrikas›’nda Toplu ‹fl Sözleflmesi görüflmelerinde patronun uzlaflmaz tutumu sonucu 31 Ocak günü Birleflik Metal-‹fl Sendikas›, Asilçelik iflçileri ile birlikte “Bu iflyerinde grev var” pankart›n› ast›. Birleflik Metal-‹fl üyesi 450 iflçinin çal›flt›¤› fabrikada patron, sözleflmenin bafllang›c›nda s›f›r zam demifl, daha sonra % 1 zam önermifl, en son greve 2 gün kala % 5’e ç›km›flt›r. Ancak Asilçelik iflçileri ve sendikan›n yaln›z ekonomik talepler de¤il, 48 maddede anlafl-

mad›¤›n› bu 48 maddenin bir tanesi de patronun % 5 teklifi oldu¤unu ifade etmektedir. Grevle ilgili grev nöbetçisi iflçi Nihat Turan ve Birleflik Metal-‹fl Genel Sekreteri Selçuk Göktafl’›n görüfllerini ald›k. Nihat Turan: Greve hak almak için ç›kt›k, özellefltirilen fabrikada patronun uzlaflmaz tutumu bizi greve zorlad›. Befl ayd›r toplu sözleflme sürüyordu, ilk %1, greve 2 gün kala % 5 zam verdi. Asgari ücret bile %10’dur. Biz hakk›m›z› almadan bu grev bitmez, bu fabrika Türkiye’nin ekonomisinin lokomotifidir. Fabrika Makine Kimya Otomotiv

Sanayi’ye art› % 40 ihracata çal›flan bir fabrikad›r. Patron bize grev dayatt›, biz de “bu kavga bizim kabulümüzdür” dedik. Biz ve sendikam›z uzlaflmadan yanay›z ancak patron uzlaflmaya yanaflmad›¤› için biz de greve ç›kt›k. Bizim bu hakl› mücadelemizin yan›nda ailelerimiz, mahallelerimiz ve hatta köylülerimiz bizi desteklemektedirler. Biz bu mücadelemize deste¤in yükseltilmesi için örgütlü bir biçimde çal›flaca¤›z. Selçuk Göktafl: Uzun süredir sözleflmede bir müzakere uzlaflmas› sa¤layamad›k. Geçen sözleflmede Asilçelik iflçisi gereken fedakarl›¤› yapt›. Bugün de ayn› fedakarl›k ve uzlaflma sendika-

vekili, belediye baflkanl›¤›, meclis üyeli¤i borsalar›n›n, Sar›gül gibi adam sat›n alma tüccarlar› için son derece elveriflli mekanlar oldu¤u a盤a ç›kt›. CHP’nin 13. Ola¤anüstü Kurultay›; Baykal ekibinin her yönüyle anti-demokratik, yang›ndan mal kaç›ran, muhalefet tan›mayan, blok listede ›srar eden tutumu ile Sar›gül ve yandafllar›n›n arazi/otopark ihalesi almaya gelmiflçesine yapt›klar› sald›rganl›k, zorbal›k ve mafyatik giriflimler parantezinde yafland›. “Solcu”, “Halkç›”, “Sosyal Demokrat” maskeli faflist bir partinin, önceleri derli toplu gerçeklefltirdi¤i kurultaylardan bu hale gelerek, özüne daha uygun biçimsel görüntüler de veriyor olmas›, “kaderin” cilvesi olsa gerek. “Kader” bunu durup dururken yaflatm›yor! Baykal hizbini bünyesinden tasfiye edemeyen CHP, bunun bedelini, daha da yozlaflarak, çürüyerek, birbirine iyice düflerek ve Sar›gül gibi her bak›mdan ar›zal› ve ahlaks›z tiplemelerin genel baflkanl›¤a yönlendirildi¤i operasyonlara maruz kalarak ödüyor. CHP, bugün için, halk muhalefetinin “sol” alternatif ad›na parlamenter yolla eritilmesi amac›yla, Türk hakim s›n›flar› için gerekli olma özelli¤ini koruyan en güçlü oluflumdur. K›sa vadede bu bofllu¤u doldurabilecek baflka bir yap›lanma söz konusu de¤ildir. Bu durumda CHP’nin zay›flamas› esasen hakim s›n›flar›n bir bütün olarak ifline gelmeyecektir. Sar›gül’ün adayl›¤›n›n ABD ile iliflkili oldu¤u iddias›, zorlama bir komplo teorisidir. Her fleyden önce Baykal ABD aç›s›ndan tehlikeli ya da beceriksiz/baflar›s›z say›lamaz. ‹kincisi Sar›gül ABD’nin ifline yarayabilecek kapasite ve donan›mda bir unsur de¤ildir. Dolay›s›yla Sar›gül, hakim s›n›f klikleri içerisinde bir kesim taraf›ndan desteklenmifl, Baykal’a olan muhalefetten yararlanmaya kalk›flm›fl, paran›n gücünü kullanm›fl ama çaps›zl›¤›, ahlaks›zl›¤› ve Baykal’›n bask›n kurultay› ve ayak oyunlar› sonucu baflar›s›z olmufltur. Hakim s›n›flar›n bu kli¤i oluflturan ekonomik, siyasi, askeri güç merkezlerinin bundan sonraki aflamada, bu savrulufltan s›yr›lmak amac›yla partiye müdahalede bulunmak üzere harekete geçecekleri aç›kt›r. Bunun 2005 Ekim’indeki Ola¤an Kurultay için planland›¤›, ancak Sar›gül operasyonu nedeniyle erken gerçekleflen kurultay›n bu hesaplar› bozdu¤u bilinmektedir.

m›z ve Asilçelik iflçisinin kabul edebilece¤i birfley de¤il. Sendika olarak Asilçelik iflçileri ile birlikte haz›rlam›fl oldu¤umuz tasla¤›, toplu sözleflme sürecindeki geliflmeleri paylaflarak bugüne geldik. Asilçelik iflçisinin sürdürdü¤ü mücadele hergün daha geliflerek sürecektir. Bugün grevimizin birinci günü. Asilçelik iflçisi sendikas›yla sürdürdü¤ü bu kavgay› onurlu bir biçimde sürdürecektir. Zafer Asilçelik iflçilerinin olacakt›r. Patron da bugün lokavt karar› alm›flt›r. Bu ça¤d›fl› kalm›fl grev yasalar› demokratiklefltirilmeli ve insan onuruna yak›fl›r flekilde hal almal›d›r. Asilçelik iflçileri, sendikalar› ile birlikte taleplerini elde etmifl bafllar› dik bir biçimde ve gülen yüzlerle bu mücadeleyi baflar›yla sonuçland›rm›fl olarak iflbafl›na dönecektir. (Bursa)


5

15

11-24 Şubat 2005

Tuzla’da T‹S öncesi sald›r›lar art›yor

Deri sektörünün T‹S (Toplu ‹fl Sözleflmesi) süreci yaklaflt›kça patronlar›n sald›r›lar› da artmaya bafllad›. T‹S sürecini kendi istedikleri flekilde sonuçland›rmak isteyen patronlar bir bir fabrikalar›n› kapatarak sendikan›n etki gücünü k›rmaya çal›fl›yor. ‹flyerlerinde sendikas›z, sigortas›z iflçi çal›flt›rmak amac›yla her yolu deneyen patronlar, 4857 say›l› kölelik yasas›ndan da yararlanarak sald›r› furyas›n› art›r›yorlar. Son dönemlerde, deri sektörünün en yo¤un oldu¤u Tuzla Havzas›’nda patronlar›n sald›r›lar› artarken 5 fabrika sahibi “zarar ediyorum” gerekçesiyle fabrikalar›n› geçici olarak kapatt›. Bu fabrikalardan biri olan Rumeli Deri patronu da “zarar ediyorum, sa¤l›k sorunlar›m var” gerekçeleriyle fabrikas›n› kapatt›. Patronun daha önceden (1 Kas›m 2004) Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi’ne fabrikay› kapataca¤›n› bildirmesinin ard›ndan sendika ‹fl ‹dare Mahkemesi’ne “ifle iade” davas› açm›flt›. Dava sonuçlanmadan Rumeli pat-

ronu 1 fiubat 2005 tarihinde fabrikan›n kap›s›na kilit vurdu. Fabrikan›n kapat›lmas›yla birlikte Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi öncülü¤ünde direnifle bafllayan iflçiler ifle geri dönene kadar fabrika önünde bekleyeceklerini, fabrikaya mal sokup, ç›kartmayacaklar›n› belirttiler. Rumeli Deri patronu “zarar ediyorum, sa¤l›k sorunlar›m var” diyerek fabrikay› kapatsa da Merter’deki konfeksiyonunda üretime devam etmesi, oradaki iflçilerin sendikas›z olmas› yapmak istedi¤inin örgütlülü¤e sald›r› oldu¤unu göstermektedir. Tuzla’daki fabrikay› tarihi belli olmayarak geçici kapatmas› da bunun di¤er bir göstergesidir. Birkaç ay sonra fabrikas›n› tekrar açarak ifle yeni iflçiler alacakt›r. Alaca¤› iflçilerin sendikas›z olaca¤›, sendikay› fabrikaya sokmamak için elinden geleni yapaca¤› da baflka bir gerçektir. Bu sald›r›n›n örgütlülü¤e oldu¤unu gören sendika yönetimi ‹fl ‹dare Mahkemesi’ne dava açm›fl, iflçilerle birlikte direnifle geçmifllerdir. fiimdi mahkeme sonucu beklenmektedir. Mahkeme sonucuna göre hareket edeceklerini söyleyen Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiube Sekreteri Mustafa Yi¤it’ten son süreçteki sald›r›lar› ve geliflmeleri anlatmas›n› istedik. “BEDEL ÖDEYEREK KAZANDI⁄IMIZ HAKLARI GER‹ VERMEYECE⁄‹Z!” M. Yi¤it: Rumeli Deri fabrikas› patronu sendikal örgütlülü¤ü yok edip düflük ücretle iflçi çal›flt›rmay› hedefliyor. Bunun için 1

Emekçinin Gündemi SEKA ‹fiÇ‹LER‹; “D‹RENE D‹RENE KAZANACA⁄IZ!” SEKA iflçilerinin kararl› tutumu, gerekse yarat›lan genifl kamuoyu deste¤i sonucu, Ankara 9. ‹dare Mahkemesi, kapatmayla ilgili karar›n yürütmesini durdurdu. Bunun üzerine Özellefltirme Yüksek Kurulu durdurma karar›na itiraz etti, ama itiraz›n Ankara Bölge ‹dare Mahkemesi’nce reddedilmesiyle dava yeniden 9. ‹dare Mahkemesi’ne döndü. K›sacas› bugün Özellefltirme Yüksek Kurulu ile iflçileri temsil eden Selüloz-‹fl Sendikas› mahkemelik olmufl durumdalar. Ancak her ne kadar yürütmeyle ilgili karar durdurulmufl, Özellefltirme ‹daresi’nin itiraz› reddedilmiflse de, iflçiler kapatma iptal edilinceye kadar fabrikay› terk etmeme karar› alm›fl durumdalar. Peki bundan sonraki süreç nas›l iflleyecek? Hukuki süreç devam ederken, hukukçular›n da dikkat çektikleri bir nokta var ki, o da esas tali ayr›m›nda bundan sonras›n› belirleyecek olan esas faktörün iflçilerin direnifli ve kararl›l›¤› olmas›. Peki SEKA’da örgütlü olan Selüloz-‹fl’in bundan sonraki tavr› nas›l flekillenecek? Bunu görebilmek asl›nda bundan önceki süreçte sendikan›n tavr›n› incelemekle mümkün. Yap›lan miting ve eylemliklerde sendikac›lar›n siyasilerle dirsek temas› içerisinde bulunmas›, mitingleri, bas›n

aç›klamalar›n› siyasi flova dönüfltürmeleri, s›n›f sendikac›l›¤› perspektifinden uzak olmalar›, iflçilerin direnifllerini sonuna kadar götüremeyeceklerinin verilerini sunuyor. Asl›nda bunu düflündürten yapt›klar›ndan daha çok yapmad›klar›. Çünkü 1998’deki kapatma karar›n›n geri al›nmas›ndan sonra fabrikaya tek bir çivinin bile çak›lmamas›n›n, üretim kalitesi ve veriminin düflmesinin kapatma için “bahane” olarak kullan›labilece¤i ve kapatman›n tekrar önlerine getirilece¤i bilinmesine ra¤men sendika iflçileri bu konuda harekete geçirmedi, kamuoyunun gündeminde konuyu s›cak tutmak için giriflimlerde bulunmad›, bu durumun teflhirini yapmad›. Ne zaman ki kapatma tekrar gündeme geldi, sendika alttan iflçilerden gelen bask›yla eylemliliklere bafllad›. SEKA iflçilerinin eylemlerde “‹flte ordu, iflte komutan” diye slogan atmalar›, örgütlülüklerine ba¤l›l›klar›n› göstermesi aç›s›ndan “olumlu” bir durumken, “Türk-‹fl nereye, biz oraya” diye slogan atmalar›, daha önce süren direnifllere Türk-‹fl’in vurdu¤u darbeyi düflündü¤ümüzde oldukça vahim bir durum. Mevcut egemen sar› sendikal anlay›fl›n emekçilerin sorunlar›n› çözmekten uzak oldu¤u, pratikte kaç kez kan›tlanm›flt›r. Bu anlay›fllar iflçiler için hak al›c›

Kas›m 2004 günü Deri-‹fl Sendikas› Tuzla flubesine bir yaz› göndererek süresinin belli olmamas› kayd›yla üretime ara verece¤ini bildirdi. Sendika yönetim kurulumuz iflverenin bu tutumunun örgütlülü¤ümüze yönelik sald›r› oldu¤unu görerek 29 Kas›m 2004 tarihinde ‹fl ‹dare Mahkemesi’ne “‹fle iade” davas› açt›. ‹flveren fabrikay› kapat›nca 1 fiubat’tan itibaren de iflçilerle fabrika önünde direnifl bafllatt›k. Bugün size bilgi verirken (4 fiubat) mahkemede ilk duruflmam›z var. ‹flveren üretimin olmad›¤›n›, elinde stoklar›n bulundu¤unu söylüyor. 4857 say›l› kölelik yasas›ndan da yararlanarak iflçileri iflten ç›kar›p hem örgütsüz hem de iflçileri daha ucuza çal›flt›rmay› hedefliyor. Bu sald›r› sadece Rumeli Deri’de somutlaflm›fl bir halidir. Genel anlamda sermaye içine düfltü¤ü bunal›m› iflçileri iflsiz b›rakarak, vergi kaç›rarak atlatmaya çal›fl›yor. Bu iflve-

eylemliklerden ziyade, iflçilerin emekçilerin kabaran öfkesini, s›n›f kinini parça parça törpülemek amaçl›d›r. Selüloz‹fl’ten bir sendikac›n›n yap›lan röportajda bundan sonraki tutumun ne olaca¤› sorusuna verdi¤i cevab›n “5 gün daha fabrikaday›z, sonras›n› bilmiyorum, o zaman düflünürüz” demesi oldukça anlaml›d›r. Varolan direnifl iflçilerin gelecek kayg›lar›ndan kaynakl› kararl› bir tutum sergilemelerine neden olurken, direnifle öncülük eden sendikan›n niteli¤i çerçevesinde geliflmekte, çizilen s›n›rlar içinde kalmaktad›r. Sendikac›lar her ne kadar “sonuna kadar direnece¤iz” dese de alttan alta bir an önce anlaflabilmenin yollar›n› ar›yorlar. Devrimci yap›lardan ziyarete gelenleri içeri almak istememeleri, gelenlerin bildiri da¤›tmas›na izin vermemeleri, at›lan sloganlara kadar kendilerinin belirleyici olmak istemeleri direnifli kendi denetimleri alt›nda yürütmek ve devrimci sendikalar›n direnifli etkileme çabalar›n› engelleme amac›n› net bir biçimde göstermektedir. Sendikan›n bu mevcut durumuyla direnifli sonuna kadar götürmesi mümkün gözükmüyor. “‹flletmeyi, ‘rant elde edilmemek ve tapu siciline kaydettirmek kofluluyla’ ‹zmit Büyükflehir Belediyesi’ne devretmeyi kararlaflt›rd›klar›”n› aç›klayan Maliye Bakan› Kemal Unak›tan’›n 1 fiubat 2005 tarihli bu ç›k›fl›, mahkemenin bitmesini beklemeden karar›n verildi¤ini gösteriyor. Bal›kesir SEKA’n›n özellefltirilmesi ise, bundan sonra olacaklar hakk›nda ipucu veriyor. Tespit kurulunca 52 milyon dolar de¤er biçilen iflletme, Ö‹ taraf›ndan

ren sendikas›n›n ortak karar›d›r. Rumeli Deri haricinde son süreçte Çetinkaya, Seçer Deri, Öztekinler ile Gökhan Deri de fabrikas›n› kapatt›. Deri sektörünün darald›¤› ve belli bir kriz içinde oldu¤u ortada. Bunun iflverenlere verdi¤i rahatl›kla iflverenler sendikan›n tüm u¤rafllar›na, çabalar›na ra¤men yasalar›n bofllu¤undan da yararlanarak iflçileri kap› d›flar› ediyor. ‹flveren sendikas›n›n yani iflverenlerin bu süreçteki tek amac› 2005-2007 aras›n› kapsayan T‹S’in içini boflalt›p T‹S’i daha ucuza kapat›p, kazan›lm›fl haklardan taviz almak içindir. Ama Deri-‹fl Sendikas› Kazl›çeflme’den ald›¤› gelene¤i Tuzla’da örgütlenerek bu haklar› bir üst aflamaya tafl›mas›n› bilmifltir. Bedel ödeyerek kazand›¤› haklar› ne pahas›na olursa olsun geri vermeyecektir. Bunun için iflçilerle tek vücut olup sald›r›lara karfl› koyaca¤›z. (Kartal)

Albayrak flirketler grubuna 1.1 milyon dolara sat›lm›fl! ‹zmit SEKA’ya çivi çakmayanlar, Albayraklar›n hürmetine sat›fltan yirmi gün önce Bal›kesir iflletmesinin buharl› enerji sistemi ünitesinin yat›r›m›n› tamamlay›p fabrikay› öyle devretmifller! Sendikan›n baflvurusu üzerine Bursa 2. ‹dare mahkemesi yürütmeyi durdurmas›na ra¤men, fabrikay› devralan flirket Ö‹’ye bir yaz› göndererek “mahkeme karar› adil de¤il” demifl, ve “direnifle” geçmifl! ‹flçilerin yürüyüflünde panzerlerle önünü kesen, fabrikan›n önüne kolluk kuvvetlerini y›¤an devlet, Bal›kesir’deki bu “illegal özellefltirme” için sa¤›r sultan rolü oynamaya devam ediyor/edecek de. Anlafl›lan flirketlerin “direnifli” meflru, iflçilerinki de¤il onlar için. 16 fiubat’ta ülke genelinde 81 ilde sosyal güvenlik reformlar› ve özellefltirmelere karfl› emekçilere alanlara ç›kacak. Devrimci Demokratik Sendikal güçler de bu eylem gününe en iyi biçimde haz›rlanmal›d›r. Tüm güçlerin kat›l›m›n›n sa¤lanmas›n›n yan› s›ra iflçi s›n›f› ve ezilen emekçilerin taleplerini alanlarda hayk›rma, sürece uygun slogan ve fliarlar belirleme ve bu fliarlar› milyonlar›n hayk›rd›¤› fliarlar haline getirme hedefi olmak durumunda. Geliflen sürecin parças› de¤il öncüsü olma misyonu bunu bizden bekliyor ve istiyor. ‹vmesi artacak olan sald›r›lara karfl› sesimizi yükseltme hedefini yerine getirmek küçük parçalarda yap›lacak müdahalelerle mümkün olacakt›r. Bu anlamda her eylemi, her 盤l›¤› ve her direnifli önemsemeli, sahip ç›kmal›y›z.


6

11-24 Şubat 2005

15

Organik tar›m üreticileri örgütleniyor

Organik Tar›m Üreticileri Derne¤i üzerine Samsun’un Terme ilçesinde 1991 y›l›ndan beri organik f›nd›k üretimi yap›l›yor. Terme ilçesinin Evci, Çaml›ca, Akçay köylerinde, Ünye’de ‹kizce’nin Derebafl› köyünde halen organik tar›m üretimi yapan köylüler dernek kurdular. Derne¤in kuruluflu ve yeni ç›kan organik tar›m yasas› ile ilgili Dernek Baflkan› Mustafa Özmen ile Evci Beldesi’nde bulunan dernek binas›nda söylefli yapt›k. -Organik f›nd›k üretimini kaç y›ldan beri yap›yorsunuz? Bugün sizi dernekleflmeye götüren sebepler nelerdir? -Mustafa Özmen: 1991 y›l›ndan bu yana f›nd›kta organik tar›m yap›yoruz. Avrupa’da Rapunzen Firmas›n›n Türkiye’deki temsilcisi Atilla Ertem arac›l›¤›yla bafllad›k, bu y›llara geldik. Sertifikasyon masraflar›n› flirket kendisi karfl›l›yor. Ürün ödene¤i yüzdeye dayan›yor. Baz› y›llar mal›m›z› veremiyoruz. Sebebi firman›n Türkiye’de Akçakoca’da da projesi var. Ba¤l› bulundu¤umuz firma oradan da temin ediyor veya yörede f›nd›k bazen bu y›lki gibi burada olmuyor, oradan teminini yap›yor. Bu flekilde dengeli yürütüyor. 2004’ün Temmuz’unda sivil toplum örgütü anlay›fl›yla dernek oluflturarak üreticimizle Karadeniz Organik Tar›m Ürünleri Derne¤i’ni oluflturduk. 22 Ocak 2005’de Ola¤an Kongremizi yapt›k. Dernek üyelerimizin ba¤l› bulundu¤u Rapunsen firmas›yla beraber faaliyetlerimiz devam ediyor. Bizim bakanl›kla irtibatlar›m›z da devam ediyor. Bizim istifadelerimiz devletin teflvik mahiyetinde verdi¤i y›ll›k %10 düflük faizli kredilerden geçen y›l ve bu y›l faydaland›k. -Öncesinde kredi alm›yor muydunuz? Tar›m girdilerinin masraf›n› nas›l karfl›l›yordunuz? -Alm›yorduk, geçen y›l almaya bafllad›k. Tar›m girdilerinin masraf›n› tamamen kendi imkanlar›m›zla karfl›l›yoruz, gübremizi, ilac›m›z›, bazen sulu ilaç maddelerini firma gönderiyor, o da geriye ödemek flart›yla. fiu anda firmam›zla bu y›l sertifikasyonun kurulufluyla sertifikaland›rmay› bekliyoruz Mart ve Temmuz döneminde. -Her y›l sertifika yenileniyor mu? -Her y›l sertifika yenileniyor. Bir sertifika o y›l yenilenmezse ürün o y›l sertifikalanm›fl de¤ildir. fiu anda derne¤imizin 43 üyesi mevcut, bu üyeler Terme’nin Çaml›ca köyü, Evci, Akçay, Ünye’de ‹kizce’nin Derebafl› köyünde mevcut olan üyeler. Çeltikte de 3-5 y›ldan beri ayn› firmayla organik tar›m yap›yoruz. fiu an firmam›z›n bizimle yeni görüflme-

leri var, toplant›lardan neticeler bekliyoruz. Birlikleflme, kooperatifleflme gibi at›l›m oldu¤u zaman kendi ayaklar›m›z›n üzerine basmak için oralar› takip halindeyiz. Bir firman›n sertifikasyon masraf›n› çekip ona ba¤l› bir flekilde kalmak de¤il de kendi ba¤›ms›zl›¤›m›z› kazanabilmemiz için araflt›rma içerisindeyiz. fiu anda sizin de gördü¤ünüz gibi hiç olmayan, Türkiye’de ilk olan bir dernek yasallaflt›. Organik Üreticiler Derne¤i olarak faaliyetimiz flu anda devam ediyor. Ba¤l› bulundu¤umuz firma proje kapsam›n› geniflletirse, üyelerimizi ço¤altmak aç›s›ndan faaliyetlerimiz devam ediyor. O da önümüzdeki yaz döneminde belli olacak. Tahminim bir 50 üye daha ço¤alacak. -Yörede organik tar›m› yap›lan f›nd›k alan› ne kadar? -Samsun yöresinde 4500 dekar, Ordu bölgesinde 1500 dekar alanda f›nd›k tar›m› yap›l›yor. Di¤er yandan BSC firmal› sertifikaland›r›lm›fl alanlar da var. -F›nd›k üretiminde Türkiye dünyada yüzde 70 paya sahip. Dünyaya f›nd›k üretiyoruz. Organik ürün çok az bir k›sm›. Dünya f›nd›k fiyat›n› ülkemizin belirlemesi gerekmiyor mu? -Bugün Hamburg Borsas›’nda bir f›nd›k kaç liraya ifllem görmüflse Türkiye’de de o oluyor. Sizin sordu¤unuz soruda fiyat› biz belirleyelim diyorsan›z, devletin kendi politikas›na giriyor. O nas›l oluflacak, flu var ihtiyaç fazlas›n› “bana sunma kendin harca” diyor, kendin ifllet diyor. Biz bunun sat›fl›n› Avrupa’ya ba¤lam›fl›z, ne kadar saysan bizlerin üç dört parma¤› kadar ancak bu ürünü iflleyen yapan kavuran var. Di¤eri tamamen Avrupa’ya ba¤l›. fiimdi devlet politikas›na geldi¤i zaman desteklemede, piyasa onun üzerine ç›k›yor. Niye verdi¤i taban fiyat›n›n alt›nda oluyor. fiimdi dünya politikas›n› da izlemesi laz›m devletin. Amerika gelmifl Gürcistan’da 99 y›ll›¤›na arazi kiralam›fl. Dozerlerle fleritler çizip f›nd›k dikmifl. Azerbaycan kendi elleriyle f›nd›k ay›klarken bugün patoz ve fabrikalar olufltu. Bunlar› bizim takip etmemiz olmaz. Gürcistan’da f›nd›k olufluyor. Azerbaycan’da üretilmeye bafllan›yor yar›n bizim ürünümüzün durumu ne olacak? -Kaç y›ldan beri organik tar›mla u¤rafl›yorsunuz. Dernek faaliyetinizden bahseder misiniz? -Abdurrahim Özmen: 1991 y›l›ndan

beri üretim yap›yorum. Baflkan›m›z›n düflüncelerine kat›l›yorum. Ben de yönetimdeyim. Bugün derne¤i kurduk, yar›nlara derne¤in çal›flmalar›n› tafl›yaca¤›z. Cumartesi günleri Evci’de pazar kuruluyor. Üreticiler pazara gelince buraya da u¤ruyor. Onlar› bilgilendiriyoruz. ‹leriye dönük çal›flmalar›m›z olacak. Daha derne¤imiz yeni kuruldu. BSC firmal› 30’a yak›n ortak diyorlar. Bizim bildi¤imiz de bu. BSC firmas› IMO gibi sertifikasyon kuruluflu, merkezi ‹zmir’de. -Y›llard›r firmayla sözleflme yaparak organik tar›m yap›yorsunuz ve firmadan baflka yere ürün satm›yorsunuz. Yetifltirdi¤iniz ürünün fiyat› sizi tatmin ediyor mu? -fiu an firmam›zdan bizim istifade etti¤imiz ürün baz›nda serbest piyasada kilogram üzerinden yüzde 10 prim di¤eri de sertifikasyon masraflar›n› karfl›lamas›. Üreticilerin bugüne kadar firmaya ba¤l› olarak borcu bulunmuyor. Üreticiler kendi ayaklar› üzerinde durabiliyor. Yani gübreyle beraber ürün baz›nda prim beraber denk düflebiliyor. Bugüne kadar firmadan al›nan kredi yok. fiu anda bizim üreticilerin Ziraat Bankas›’ndan ald›klar› kredi var. Ürünlerini satt›klar› zaman onunca ayda, onbirinci ayda kapat›yorlar. ‹htiyaçlar› oldu¤unda tekrar talep ediyorlar. Yani herhangi bir firmaya parasal ba¤›ml›l›k yok. -Organik f›nd›k ürününün sat›ld›¤› yer neresi? -M.Ö: Yurtd›fl›na, Avrupa’ya sat›l›yor. Arac› firma olan f›nd›¤› k›r›p haz›rlayan Ünye’de Hasan Basri Durak F›nd›k Fabrikas› var. Biz ürünleri oraya teslim ediyoruz. Ürünlerin kime ait oldu¤u, yani kod numaralar›m›z çuvallar›n üzerinde belli. Ona göre firma k›r›p art›k arac› firmayla kendi ba¤lant›lar›n› bilemiyoruz. Biz ürünlerin bedelini primlerimizle beraber ordan al›yoruz. O flekilde çal›fl›yoruz. -Sizce organik tar›m ürünlerinin fiyat›n›n yüksek olmas› maliyetinden kaynakl› m›, yoksa tek bir firma veya birkaç firma taraf›ndan sat›fl›n›n yap›lmas›ndan m›? -M.Ö: fiu anda Türkiye içerisinde f›nd›kta bir sat›fl reyonumuz yok. Ürünler direkt Avrupa’ya gidiyor. Maliyeti o kadar Avrupa’daki gibi olmaz. Millet ona talep ettikçe fiyat›n› kendisi yükseltir. Yani sa¤l›k aç›s›ndan bu ürünün ne kadar faydal› oldu¤unu dü-

flünürse müflteri fiyat›n› kendisi yükseltir. Normal üretimden pahal›ya geliyor organik üretim. Bugün piyasada e¤er firma sana yüzde 10-20 prim veriyorsa serbest piyasada di¤er ürünle aras›nda 1 milyon fark do¤uyor. fiu anda Türkiye içinde iç tüketimde olmad›¤› için organik f›nd›k biz onun di¤er ürünle ne kadar farkl› oldu¤unu bilemiyoruz. Ama bir meyve sebze olsa farkl›l›¤› ç›kabilir ortaya. -Organik Tar›m Yasas› hakk›ndaki düflünceleriniz nelerdir? -M.Ö: fiu yasadaki cezai müeyyideler uygulansa, bizim için yeterli. Yani üretici, flirket, sertifikasyon kuruluflu aras›ndaki ba¤lant› cezai müeyyidelerle kontrolü yerine getirilirse, as›l üreticiler baflar›l› olacak ve kârl› olacaklar. As›l bu ifli yapanlarla yapmayanlar meydana ç›kacak. Bir de sertifikasyon sorunu var. Sertifikay› firma karfl›l›yor. Biz sertifika masraf›m›z› karfl›layabiliriz. Bu konuda devletin de el atmas› gerekiyor. -Derne¤in kuruluflunda Rapunzen Firmas›’n›n etkisi oldu mu? -M.Ö: Biz kendi kendimize derne¤i kurmak için çal›flt›k ve firma yetkililerinin bilgileri de geçenlerde oldu. Temmuz’dan bu yana yeni bir araya geldik. Bir araya geldi¤imizde firmaya bu konuda onlara karfl› de¤il, ayaklar›m›z›n üzerinde durmak için bir araya geldi¤imizi, derne¤i kurdu¤umuzu söyledik. Birlikler yasas› ç›kt›. Yerelde birlik kuruluflu gibi bir düflünce oldu¤undan bahsettik. fiu anda dernek olarak kalaca¤›z. Yani biz bir arada olal›m, al›m sat›m yapm›yoruz. Bilgilendirme yap›yoruz; ne yapacaks›n, hangi kapsama gireceksin. Broflürleri, yasalar›n fotokopilerini ç›kart›yoruz, üreticileri bilgilendirip üretim yapmas› yönünde yard›m ediyoruz. -‹lerleyen süreçteki iddialar›n›z nelerdir? Sadece dernek olarak kalacak m›, yoksa farkl› amaçlar›n›z var m›? -M.Ö: fiu anda biz 15 y›ldan beri ornanik tar›m yap›yorsak, devlet de yasa ç›kart›yorsa, küçülmek de¤il büyümek laz›m. Bunu üyelere vatandafla anlatmak için dernek oluflturduk. Çevreden geliyorlar. Nerede darlafl›yoruz biz? Ba¤l› oldu¤umuz firma diyor ki, projeyi geniflletemezsin geniflletemem diyor. Devlet olarak sertifika konular›nda yard›mc› olursan genifllersin. En büyük sorun o, kendi ba¤›ms›zl›¤›n› almak. (Samsun)

Biz bunun sat›fl›n› Avrupa’ya ba¤lam›fl›z, ne kadar saysan bizlerin üç dört parma¤› kadar ancak bu ürünü iflleyen yapan kavuran var. Di¤eri tamamen Avrupa’ya ba¤l›. fiimdi devlet politakas›na geldi¤i zaman desteklemede, piyasa onun üzerine ç›k›yor. Niye verdi¤i taban fiyat›n›n alt›nda oluyor. fiimdi dünya politikas›n› da izlemesi laz›m devletin.


7

15

11-24 Şubat 2005

Bergama’da emir büyük yerden

ABD Ankara Büyükelçisi Eric Edelman’›n Normandy’nin Bergama Alt›n Madeni’ne iflletme izni verilmesi için devreye girmesiyle, Bay›nd›rl›k Bakanl›¤›’n›n ‹zmir Valili¤i’ne bu do¤rultuda talimat vermesi, y›llard›r Bergama’da mücadele eden köylülerin, devrimci ve demokrat kamuoyunun tepkisine yol açt›. AKP hükümetinin ç›kard›¤› Endüstri Bölgeleri Yasas› ile bu tür flirketlerin önünü açmak amaçlan›rken, bu kolayl›klar ve teflvikler Bush’un Türkiye gezisinde de gündeme getirilmiflti. Bush’un gezisinde özellikle yetkililerden Türkiye’de faaliyet gösteren Amerikan firmalar›n›n sorunlar›n›n çözülmesi yönündeki emri uflakl›kta s›n›r tan›mayan AKP hükümeti taraf›ndan yerine getirilmeye çal›fl›l›yor. Bunun ilk ad›m›

da ‹zmir Valili¤i’ne bu yönlü verilen talimatt›r. Bu yasayla Cargill gibi Türkiye’de hukuksal sorunu olan flirketler, mahkemelerin iptal kararlar›na ra¤men teflvik edilmektedir. Böylesi bölgeler Özel Endüstri Bölge-

leri ilan edilip ç›kar›lan yasayla da yasal zemine oturtularak korunmakta ve özel teflviklerle ödüllendirilmektedir. Normandy sorunu da t›pk› Cargill gibidir. Sanayi ve Enerji Bakan›n›n bu yönde yapt›¤› “Türkiye’de sorunu olan Amerikan flirketlerinin sorunlar›n›n çözülece¤i” beyanlar› da yapt›klar›n›n bir kan›t›d›r. Bergama mücadelesinin önde gelen isimlerinden köylülerin sözcüsü Oktay Konyar ise, yaflanan bu geliflmenin zenginlikler ad›na ülkenin egemenlik haklar›n›n nas›l çok uluslu flirketlerin eline geçti¤inin bir kan›t› oldu¤unu söyledi. Konyar “ABD Büyükelçisinin Bergama’daki sürece müdahale etmesi uluslararas› sermaye ile hükümetlerin iliflkilerinin ne kadar çirkin oldu¤unu ortaya koyuyor. Ülkemizde her yerde topraklar yabanc› sermaye sahiplerine sat›l›yor. Bir Afganistan’dan bir Irak’tan fark›m›z kalmad›. Bu duruma köylüler olarak süratle müdahale etmeye çal›flaca¤›z” diye tepkisini dile getirdi. Bergama köylülerinin d›fl›nda, ABD Büyükelçisinin Bay›nd›rl›k Bakan›’na Normandy için yazd›¤› mektubun, ülke egemenlik haklar›n›n ihlali oldu¤unu dile getiren hukukçular aras›nda ‹zmir Barosu’nun bir önceki dönem baflkan› Noyan Özkan da bulunuyor. Özkan, Edelman’›n Bay›nd›rl›k Bakanl›¤›’na yazd›¤› bu mektubun

s›n›rlar› aflt›¤›na dikkat çekerek “kendilerini özgürlü¤ün simgesi olarak kabul eden ABD yönetimi ve onun büyükelçisinin bu mektupta yapt›¤› demokrasi ve insan haklar› aç›s›ndan utan›lacak bir durum” fleklinde konufltu. Bergama’yla ilgili, Yarg›tay ve Dan›fltay’da hatta A‹HM’de 15 sene sürmüfl bir yarg›lama süreci oldu¤una dikkat çeken Özkan, alt›n madeninin köylüler aç›s›ndan zarar tafl›d›¤›n›n yarg› kararlar› ile de tespit edildi¤inin alt›n› çizdi. Bergama köylülerinin avukat› Senih Özay ise “Amerikan büyükelçisinin bu davran›fl›n› protesto etmek her hukukçunun görevi diye düflünüyorum. Bu kiflinin bu tavr› nedeniyle ‘istenmeyen adam’ ilan edilmesi için barolar›n ve köylülerin harekete geçmesi gerekir” dedi. Y›llard›r siyanürle alt›n aranmas›na karfl› mücadele veren ve y›lmayan Bergama köylüleri ve onlar›n yan›nda olan hukukçular ve Bergama dostlar› bu kez de karfl›lar›na ç›kan soruna karfl› muhalefet oluflturmaya kararl›. Bergama köylüleri ve hukukçular›n d›fl›nda anti-emperyalist tüm demokratik kitle örgütlerinin de bu hukuksuz, daha do¤rusu kendi ç›kard›klar› yasalar›yla dahi uyuflmayan uygulamalar›n karfl›s›nda olmas› ve Bergama köylülerinin onca y›ll›k mücadelesi sonucu böylesi bir emperyalist tahakküme sessiz kalmamas› gerekmektedir. (‹zmir)

AKP milletvekillerinden üreticilere; “NARENC‹YE ZARAR ED‹YORSA PAMUK EK‹N!” Tar›mda gerileme devam ediyor

AKP hükümeti köylülü¤e yönelik politikalar› ile kendini teflhir etmeye devam ediyor. Narenciye üreticileri ürünlerini yere dökerek hükümetin uygulamalar›n› protesto ederken AKP’li Vahit Kiriflçi “Narenciye zarar ediyorsa pamuk eksinler” aç›klamas›yla emekçilere karfl› düflmanl›klar›n› ortaya koydu. Emekçilerin üretemiyoruz 盤l›¤›na kulaklar›n› t›kayan AKP, efendilerinden ald›¤› emirleri birer birer yerine getiriyor. Halk›n sorunlar›n› çözecekleri iddias›n› her f›rsatta dile getiren uflaklar, emekçilerin yaflad›¤› sorunlara gözlerini kapamaktad›rlar. Üreticilerinin eylemlerle seslerini duyurma çabas›na karfl› yapt›klar› ne kadar halktan yana olduklar›n› da göstermektedir. Vahit Kiriflçi’nin sözünü etti¤i pamuk zaten son y›llarda ciddi flekil-

de zarar eden bir üründür. AKP’li milletvekilinin yorumlar› ile ilgili aç›klama yapan Ziraat Mühendisleri Odas› Adana fiube Baflkan› Ayhan Barut; üreticilerin 2004 y›l›nda tüm ürünlerde, ne ekmifllerse zarar ettiklerini söyledi. Sözlerini “üretici so¤an ekti zarar etti. Patates ekti zarar etti. Domates, karpuz tarlada çürüdü. 2004’ten kalan bir narenciyeydi. fiimdi o da zarar etmektedir” fleklinde devam ettiren Barut; Pamu¤un borsa fiyat›n›n 550 bin liradan belirlendi¤ini ancak m›s›rla birlikte fiyat›n›n 900 bin olmas› gerekti¤ini de vurgulad›. NARENC‹YE ÜRET‹C‹S‹NDEN EYLEM Üreticiler tar›mda uygulanan politikalar› protesto ettiler. 25 Ocak günü Adana’n›n Seyhan ilçesine ba¤l› Ha-

d›rl› köyünde toplanan üreticiler; “IMF defol bu memleket bizim”, “Ürünlerimizi satmak istiyoruz”, “Türkiye AB’ye narenciye nereye?” sloganlar›n› hayk›rarak köy meydan›ndan portakal bahçelerine kadar yürüdüler. Bahçedeki portakal ve mandalinalar› kopar›p yere döken köylüler ad›na konuflan Adana Ziraat Odas› Baflkan› Ayhan Barut; Türkiye’nin 2 milyon 100 bin ton ile dünyadaki 100 milyon ton olan narenciye üretiminde ilk 10’da yer ald›¤›n› ve Adana’n›n da bu üretimin yüzde 35’ini karfl›lad›¤›n› söyledi. ‹hracata uygulanan teflvik primlerinin yetersiz oldu¤unu da dile getiren Barut; flu anda limonda 42, mandalina ve portakalda 35, greyfurtta 30 olan primlerin 100 dolara ç›kar›lmas› gerekti¤ini ifade etti. (Mersin)

TZOB baflkan› fiemsi Bayraktar, 27 Ocak 2005 tarihinde yapt›¤› aç›klamayla tar›mda gerilemenin devam etti¤ini aç›klad›. Bayraktar 2005 y›l›nda da tar›m›n %1.7’lik gerileme gösterece¤ini, böylece üç y›l peflpefle gerileme olaca¤›n› vurgulad›. Bayraktar “E¤er bu tahmin gerçekleflirse Türkiye’de 2. Dünya Savafl›’n›n ard›ndan 1960’tan bu yana ilk kez üç y›l ard arda gerileme olacak” dedi. Bas›n toplant›s›nda AB’nin direktifleriyle hareket eden Baflbakan R.Tayyip Erdo¤an’›n aç›klad›¤› tar›m paketi ve tar›m›n içinde bulundu¤u durumu da de¤erlendiren Bayraktar “Türkiye’de tar›m iflte bu politikalarla geriliyor” dedi. Türkiye’de tar›m 2003 y›l›nda %2.5, 2004 y›l›nda %1.2 küçülürken bu oran›n 2005 y›l›nda %1.7 olmas› bekleniyor. Ancak hükümet yetkililerinin “geliflme” olarak yans›tt›¤› tar›mdaki bu gerilemelerde esas problem; tar›mdan tasfiye edilen nüfusun yeni istihdam alanlar› bulamamas›d›r. Böylelikle “geliflen”in yoksulluk ve iflsizlikten baflka birfley olmad›¤› ortaya ç›kmaktad›r. Bayraktar, Erdo¤an’›n söylemlerinin de do¤ru olmad›¤›n› belirtip narenciye, tavuk eti gibi pazarlama s›k›nt›s› olan ürünlere ihracat deste¤i sa¤lanmas›n› istedi. Bayraktar ayr›ca bir defada ödenece¤i söylenen Do¤rudan Gelir Deste¤i’nin de fiubat-Nisan döneminde ödenmesini istedi. Bayraktar ayr›ca Erman Toro¤lu’nun televizyonlarda “tavuk yemiyorum, k›fl›n da domates yemiyorum” diyerek tüketicinin kafas›n› kar›flt›rd›¤›n› belirtti. Bayraktar “Toro¤lu’nun derdi neyse aç›klamal›d›r. Bu flahs›n tüketicide flüphe üretmeye hakk› yoktur” dedi. (Ankara)


8

11-24 Şubat 2005

15

Bask›lara yönelik tepkiler devam ediyor! ‹nsan haklar› heyeti Dersim’de yaflanan ihlallere yönelik inceleme raporunu kamuoyuna sundu. Dersim’de faflist devlet güçleri taraf›ndan halk üzerinde uygulanan bask› ve zulme yönelik tepkilerin artmas› üzerine oluflturulan heyet, geçti¤imiz günlerde bölgede bir inceleme yaparak haz›rlad›¤› raporu kamuoyuna sundu. ‹ncelemelerini olay yerlerinde yapan heyet, raporunda kifli ve kurumlar›n da düflüncelerine yer verdi. Heyetin ma¤dur kiflilerle yapt›¤› görüflmelerde öne ç›kan ortak sorun, halk›n Kurmay Albay Nam›k Dursun taraf›ndan tehdit ve hakaretlere maruz kalmas›. Özellikle yak›n› gerillada bulunan insanlar›n anlat›mlar›na göre; de¤il Dersim’de TC’de yaflama haklar›n›n bulunmad›¤› ve bunun için ne gerekiyorsa yap›laca¤› Nam›k Dursun taraf›ndan ifade edilmekte. Hakk›n› arayan, uygulamalar›n do¤ru olmad›¤›n› dile getirenlerin ise, Nam›k Dursun’un yapt›¤› tehditler aras›nda dipçikleriyle karfl›laflt›¤›, yaflanan pratiklerden kendini gösteriyor. Yarg›s›z infazlar›n Türkiye Kürdistan›’nda yeniden yo¤unlaflt›¤›n› ifade eden halk, kamuoyu yarat›lmad›¤› taktirde bafllar›na gelecekleri düflünmek bile istemediklerini ifade etmifltir. Heyetin Dersim’de bulunan sivil toplum örgütlerinden Tunceli Barosu ve KESK ile yapt›¤› görüflmelerde Baro Baflkan› Bülent Tafl “Savafl dönemindeki yöntemlere dönüfl var. Bu uygulamalar› gerçeklefltiren Jandarma Alay Komutan› Nam›k Dursun’a vali ve kaymakamlar hareket olana¤› sa¤l›yor” derken Baro avukatlar›ndan Hüseyin Aygün; “hak ihlallerinde çeflitlemeler var. ‹llegal yöntemler kullan›l›yor. Örne¤in telefonlarda veya evinde insanlar tehdit ediliyor. Ulusal ve yerel bas›n üzerinde bask› kuruluyor” demifltir. Yine KESK fiubeler Platformu’yla yap›lan görüflmelerde Tunceli Valili¤i taraf›ndan ç›kar›lan iki genelgeyle mesai içinde ve mesai d›fl›nda yasalarca güvence alt›na al›nan faaliyetlerin soruflturmaya tabi tutulaca¤›, il d›fl›ndan gelen konuklar›n misafir edilemeyece¤i ve özellikle valinin kat›ld›¤› halk toplant›lar›nda sendikalar ve DKÖ suçla-

narak ö¤renci velilerine yap›lan ça¤r› ile “çocuklar›n›z› böyle ö¤retmenlere göndermeyin” dendi¤i, 800 civar›nda kamu çal›flan› hakk›nda dava aç›ld›¤› vs. platform taraf›ndan dile getirilmifltir. Heyetin yapt›¤› kimi incelemeler ve görüflmelerin sonuçlar› flöyle; 1- Heyet, Tunceli Mazgirt ve Hozat’ta gerçekleflen ciddi hak ihlallerinin

yörede yaflayan insanlar, ma¤dur ve yak›nlar› üzerinde genel olarak korkulu ve gergin bir ortam yaratt›¤›n› tespit etmifltir. 2- Heyet ziyaretlerine herhangi bir engel oluflturulmam›fl ancak iki gün boyunca heyet sivil güvenlik güçleri taraf›ndan takip edilmifl, görüflme yapt›¤›m›z ma¤dur ve ma¤dur yak›nlar› bunu görüp endifle duymufllard›r. Heyet bu konuyu Tunceli Valisi’ne ifade etmifl fakat yan›t alamam›flt›r. Heyetimize yap›lan bu uygulaman›n kendisi bile genel durum hakk›nda bize bir fikir vermifltir. 3- Heyet il ve ilçe girifllerinde jandarman›n kontrol noktalar›nda kimlik kontrolünün halen devam ettirilmekte oldu¤unu, bu kontroller s›ras›nda kimliklerin GBT’den geçirildi¤ini gözlemlemifltir. 4- Heyet Hozat’ta köy muhtarlar›yla yapt›¤› görüflmede muhtarlar›n Alay Komutan› Nam›k Dursun taraf›ndan kendilerine yap›lan hakaretlerin yarg›ya intikal ve soruflturmalar›n aç›lmas› konusunda kararl› olduklar›n› tespit etmifl ve bu olay›n bölge halk›n› rencide etti¤ine karar vermifltir.

5- Heyet Mazgirt ilçesinde Cumhuriyet savc›lar›yla yapt›¤› görüflmeden, mührü al›nan muhtarlar›n kendilerine baflvuru yapmad›klar›n› iddia etse de, her iki muhtarla yapt›¤›m›z görüflmede, dilekçe vermek üzere Cumhuriyet Savc›s›’na gittiklerinde kendilerini bir flekilde vazgeçirdiklerini, bu nedenle baflvuru yapmad›klar›n› tespit etmifltir. 6Mazgirt’e ba¤l› Day›lar köyü muhtar› ‹laki Çevik J‹TEM mensuplar› taraf›ndan evi bas›l›p dövülmüfl, savc›l›¤a suç duyurusunda bulunmufltur. Suç duyurusu Vali taraf›ndan da do¤rulanm›flt›r. 8Heyet, Tunceli’deki orman yang›nlar›n›n güvenlik güçlerince gerçeklefltirildi¤i iddialar›n› ciddi bulmufl ve bölge halk›n›n bundan oldukça rahats›z oldu¤unu tespit etmifltir. 11- Heyet, Tunceli Valisinin ve Kaymakamlar›n Jandarma Albay Nam›k Dursun’a hareket alan› sa¤lad›¤›n› gözlemlemifl ve Temmuz’da göreve bafllad›¤› söylenen Albay›n bundan sonra yapacaklar› konusunda kayg› duymufltur. Bu kiflinin tüm sivil otoriteler ad›na konufltu¤u, hukuku hiçe sayd›¤› karar›na varm›flt›r. 12- Heyet bu ilde yay›n yapan “Munzur Haber” yerel gazetesine bask› yap›ld›¤›n› ve davalar aç›ld›¤›n› tespit etmifltir. 13- Heyet, Alay Komutan› Jandarma Albay Nam›k Dursun’un bölge halk› üzerinde terör estirdi¤ini, topyekün halk› suçlu olarak gördü¤ünü ve büyük korku sald›¤›n›, yaflanan bu olaylar›n bas›na yans›mas› üzerine tekrar muhtarlara giderek “neden bas›na verdiniz” diye muhtarlar› tehdit etti¤ini, muhtarlar›n bu bask›lar karfl›s›nda tedirgin olduklar›n› tespit eder. 14- Heyet, a盤a al›nm›fl iki kamu çal›flan›n›n soruflturmalar›n›n en k›sa zamanda bitirilmesi ve görevlerine dönme yolunun aç›lmas› kanaatindedir. 15- Tunceli Valisi taraf›ndan heyetimize Albay Nam›k Dursun hakk›nda soruflturma aç›ld›¤›, soruflturma ile ilgili

DHP’den Devrim ve Komünizm fiehitleri Anmas› 30 Ocak 2005 tarihinde Sar›gazi Mezarl›¤›’nda toplanan DHP (Demokratik Halklar Platformu) aktivistleri devrim mücadelesinde ölümsüzleflenleri and›. Kitle tafl›m›fl oldu¤u “Halk savaflç›lar› ölümsüzdür” pankart›yla Ali Ayata’n›n mezar› bafl›na kadar yürüdü. Yürüyüfl esnas›nda s›k s›k “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Mazgirt flehitleri ölümsüzdür”, “A¤a patron devletini y›kaca¤›z, halk iktidar›n› kuraca¤›z”, “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya” sloganlar›n› hayk›rd›. Anma etkin-

li¤i bir dakikal›k sayg› durufluyla bafllad›. Yap›lan konuflmalarda; “Bugün,

kavgan›n k›z›l korunda flehit düflen halk›n yi¤it evlatlar›n› anmak için buraday›z. Onlar› anmak s›radan bir olay de¤ildir. Onlar› anmak, u¤runa canlar›n› verdikleri devrim ve komünizm davas›na s›ms›k› sar›lmakla, bulundu¤umuz mücadele alanlar›nda Halk Savafl›’na hizmet etmekle mümkündür” denildi. Yap›lan aç›klamadan sonra ölüm orucu gazisi Tekin Y›ld›z bir fliir okudu. Anma etkinli¤i Grup Yel’in söylemifl oldu¤u marfllar ve türkülerle sona erdi. (Kartal)

Hozat Tugay Komutanl›¤›n›n görevlendirildi¤i bilgisi verilmifltir. Soruflturman›n sa¤l›kl› yürüyebilmesi için Nam›k Dursun’un a盤a al›nmas› ve idari soruflturma yan›nda adli soruflturma mekanizmas›n›n da iflletilmesi gerekmektedir. 16- Heyet, Sendika ve STK’lar üzerindeki bask›lara son verilmesi, Valilikçe yay›nlanan genelgelerin geri çekilmesi gerekti¤i kanaatindedir. Kiraz Biçici (‹HD Genel Baflkan Yard›mc›s›) Yüksel Mutlu (‹HD Genel Sayman›) Nafiz Koç (‹HD Elaz›¤ fiube Baflkan›) ‹hsan Avc› (KESK MYK Üyesi) Hüseyin Zeytin (Tunceli Dernekleri Federasyonu Baflkan Yard›mc›s›) (Malatya)

4’LER BASIN AÇIKLAMASIYLA ANILDI 1980 y›l›nda gerçekleflen 12 Eylül AFC’n›n ard›ndan birçok devrimci tutsak hapishanelerde idam edilmiflti. Darbenin ard›ndan 29 Ocak 1983 tarihinde katledilen Ömer Yazgan, Erdo¤an Yazgan, Ramazan Yukar›göz ve Mehmet Kanbur 78’liler Derne¤i Giriflimi ve Genç Direniflçi taraf›ndan 29 Ocak 2005 tarihinde Yüksel Caddesi ‹nsan Haklar› An›t› önünde saat 12:30’da yap›lan bas›n aç›klamas›yla an›ld›lar. Alk›fllarla biraraya gelen kitle devrim flehitleri için yapt›¤› sayg› duruflunun ard›ndan 78’liler Derne¤i Giriflimi ad›na aç›klamay› Ruflen Sümbülo¤lu yapt›. Sümbülo¤lu, yapt›¤› aç›klamayla dörtlerin Deniz, Mahir ve ‹brahimlerin soylu direnifl çizgisinde yürüdü¤ü için katledildi¤ini belirterek “Ömer, Erdo¤an, Ramazan, Mehmet yüzlü ›fl›klar, bize güvenin ve bilin ki darbe mahkum edildi¤i, darbecilerin yarg›land›¤› bir ülke özlemini hayat bulan canl› bir erek haline dönüfltürece¤iz ve o günleri mutlaka görece¤iz” dedi. Ard›ndan Odak ve Genç Direniflçi dergisi ad›na aç›klama yapan Bar›fl Onay ise ‹brahim’in iflkencede, Deniz’in dara¤ac›nda, Mahirlerinse K›z›ldere’deki durufllar›yla bugüne miras olduklar›n› belirtip “Dünyan›n neresinde olursa olsun insanl›¤a dayat›lan haks›zl›klar› yüre¤imizin ta derinliklerinde hissedece¤iz” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan devrim flehitlerinin adlar› okunarak “burada” denildi. Eyleme Partizan, ESP ve SGD destek verirken eylemde s›k s›k “Devrim fiehitleri Ölümsüzdür”, “Kahrolsun Faflizm, Kahrolsun Darbeciler”, “‹damlar Bizleri Y›ld›ramaz” sloganlar› at›ld›. 12 Eylül’de idam edilenlerin resimleri ve “12 Eylül Darbecileri Yarg›lans›n” dövizleri de tafl›nd›. Alk›fllarla biten eylemin ard›ndan mezar› Ankara’da bulunan Ömer Yazgan’›n mezar›na bir ziyaret düzenlendi. Burada da idam edilen devrim flehitleri için bir anma etkinli¤i yap›ld›. (Ankara)


9

15

11-24 Şubat 2005

YDG’den iflsizli¤e ve emperyalizme karfl› eylemler “‹fiS‹ZL‹⁄E, SÖMÜRÜYE, AÇLI⁄A SON” 5 fiubat 2005 tarihinde Kad›köy ‹fl ve ‹flçi Bulma Kurumu binas› önünde bir araya gelen YDG’liler “Gündüzleri ‹flsiz Gezmek, Geceleri Aç Yatmak ‹stemiyoruz. ‹fl istiyoruz” YDG imzal› pankart aç›p, AB süreciyle birlikte açl›¤›n ve iflsizli¤in ortadan kalkaca¤›n›n yalandan baflka bir fley olmad›¤›n› dile getirdiler. YDG’liler yapm›fl olduklar› bas›n aç›klamas›nda; “Gerici egemen s›n›flar nas›l ki halk gençli¤ine hiçbir gelecek vaat edemiyorlarsa onlar›n a¤a babalar› olan ABD ve AB emperyalistleri de halk gençli¤ine hiçbir gerçekçi gelecek vaadinde bulunamaz. Anlat›lanlar çok iyi kurgulanm›fl bir masaldan baflka bir fley de¤ildir. Üç bafll› fleytan›n emperyalizm, feodalizm ve iflbirlikçi patronlar›n saltanat›n› y›kmadan vatan›m›z› bu esaret zincirinden kurtarmadan iflsizlik, sefalet ve geleceksizlik son bulamaz’ denildi. Bas›n aç›klamas› okunurken ve bitiminde “Ne AB, ne ABD Demokratik Devrime”, “‹flsizli¤e, sömürüye, açl›¤a

son”, “‹fl istiyoruz”, “Gençlik gelecektir, gelecek ellerimizdedir” sloganlar› hep bir a¤›zdan at›ld›. (Kartal) YDG’DEN AB PROTESTOSU 6 fiubat Pazar günü Türkiye’de ege-

menlerin her uygulamas›nda hayat bulan emperyalist AB’nin dünya halklar› üzerindeki tüm uygulama ve politikalar›n protesto etmek için YDG, AB Enformasyon Merkezi önünde saat 14:00’te bas›n aç›klamas› yapt›. ‹stanbul’da kar ya¤›fl› ve yollar›n aksa-

mas›na ra¤men eylemlerine gelen YDG’liler “Emperyalist sömürüye son” YDG imzal› pankartlar›n› açarak eylemlerine bafllad›. Kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan Deniz Gülünay; bugün açl›kla, yoksullukla u¤raflan; çal›flma ça¤›nda iflsizli¤in, okul ça¤›nda geleceksizli¤in elinde olan halka yönelik pekçok politikan›n AB emperyalizmi güdümlü oldu¤unu; Türkiye egemen s›n›flar›n›nsa uflakl›k görevlerini tam anlam›yla yerine getirerek ‘kendi’ halk›na ihanet etti¤ini vurgulad›. Türkiye’de AB uyumu denerek tar›m›n bitirildi¤i, iflsizli¤in artt›¤› ve e¤itimin antidemokratik bir pazar haline getirilmek istendi¤ini belirten Gülünay “Ne ABD emperyalizmi ne de AB emperyalizmi bu sisteme çare de¤ildir. Çözüm halk iktidarlar›d›r” dedi. Kitlenin s›k s›k “Ne ABD, ne AB çözüm Halk ‹ktidar›nda”, “Empeyalist AB ülkemizden defol”, “Kahrolsun emperyalizm” sloganlar›n› att›¤› eylem polisin tüm bask›s›na ra¤men yap›larak bas›n metninden sonra sloganlar ve alk›fllarla bitirildi. (‹stanbul)

fi›rnak’ta yarg›s›z infaz Aç›klamadan sonra befl dakikal›k oturma eylemi yapan sat›c›lar›n yan›na gelen halk da destek sundu. Alk›fll› ve ›sl›kl› protestolar›na devam eden sat›c›lar ard›ndan pazar›n içine do¤ru yürüyerek da¤›lma karar› ald›. Yürüyüfl s›ras›nda “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›n› atan sat›c›lar› polis çembere al›nca, yolda oturma eylemine bafllayarak “Siz bizim önümüzü açana

kadar biz kalkm›yoruz” dedi. Polisin geri ad›m› üzerine aç›klamaya devam eden ‹kbal Ifl›k “Bunlar bu faflistlerin militarize güçleridir. Bunlar o kadar din sömürüsü yaparken siyonizme ve emperyalizme hizmet edenlerin maflalar›d›r” dedi. Polisin da¤›lmas›ndan sonra sat›c›lar da da¤›larak eylemlerini bitirdiler. (‹stanbul)

“Katiller bulunsun, hesap sorulsun” Uzun zamand›r eylemlerine ara veren; gerici unsurlar taraf›ndan tasfiye edilmek istenen Eminönü seyyar sat›c›lar›, hak arama eylemlerine yeniden bafllad›. Uzun aradan sonra ilk eylemlerinde yaklafl›k 300 kifliyi bulan ve polisin sald›r›s›yla karfl›laflan seyyar sat›c›lar, 22 Ocak Cumartesi günü durumu k›namak için bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Saat 12:00’de Yeni Cami önünde bir araya gelen sat›c›lar, Eminönü Seyyar Sat›c›lar Derne¤i’nden bir dönem gerici unsurlarca tasfiye edilen ‹kbal Ifl›k’la beraber aç›klamalar›na bafllad›. Seyyar sat›c›lar ad›na aç›klama yapan Ifl›k, tekrar eylemle-

rine bafllad›klar›n›, bir y›ld›r seyyar sat›c›lara tezgah açt›r›lmad›¤›n›, pekçok sat›c›n›n ailelerinin parçaland›¤›n› aç›klad›. 38. eylemlerini yapt›klar›n› belirten Ifl›k, tüm diyalog ça¤r›lar›n›n yan›ts›z kald›¤›n›, öte yandan gerici faflist partilerin gençlik kollar›ndan al›narak zab›ta yap›lanlar›n kendilerine sald›r›larda bulundu¤unu belirtirken “Biz yaln›z tezgah açacak yer aram›yoruz, namusumuzla para kazanmak istiyoruz. Ama baflkalar›na ya¤c›l›k yapan emperyalizmin uflaklar› namuslulara izin vermiyor. Bunlar paradan yana, bunlar bu halk›n s›rt›nda sadece asalak olabilir” dedi.

Depremden sonra devlet vurdu 26 Ocak 2005 tarihinde Hakkari Yüksekova merkezinde gerçekleflen 5.5 fliddetindeki depremde 2 kifli öldü, 9 kifli a¤›r yaraland›. Depremin ard›ndan devam eden artç› sars›nt›lar nedeniyle günlerce 15 derece so¤ukta bekleyen halk, K›z›lay ve de¤iflik kurumlar taraf›ndan yap›lan çad›r ve benzeri yard›mlar›n valilik taraf›ndan polis ve askerlere da¤›t›lmas›na tepki duyuyor. 28 Ocak’ta yafll›lar›n ve çocuklar›n hastalanmaya bafllamas› üzerine Valilik önünde toplanan halk›n tepkisini dile getirmesi üzerine kolluk güçleri

müdahale etti. Hükümeti istifaya ça¤›ran halk polisin coplu ve gaz bombal› sald›r›s›na maruz kald›. Uygulanan çifte standard›n bilincinde olan depremzedeler “AKP flafl›rma sabr›m›z› tafl›rma” sloganlar›n› att›. Eylem sonras› DEHAP ‹l Baflkan› Sabahattin Suva¤c›, Valili¤in bahçesinden halka seslenerek halk› teskin etmeye çal›flt›. Olay›n hiçbir siyasi boyutu olmad›¤›n› ifade eden Suva¤c› “Hepimiz kardefliz ayr›m gayr›m yoktur” dedi. Oysa emekçi Kürt halk› bölgede hiç de kardeflçe bir ortam›n olmad›¤›n›, fi›r-

27 Ocak Perflembe günü son günlerde artan yarg›s›z infazlar› protesto etmek için bir araya gelen ESP, EMEP, SGD ve DEHAP Galatasaray Lisesi önünde saat 12:00’de bir bas›n aç›klamas› yapt›. “Vahfleti k›n›yoruz” ve “‹nfazlara son katiller yarg›lans›n” EMEP, ESP, DEHAP ve SGD imzal› pankartlar› açan kitle ad›na bas›n metnini okuyan Çetin Poyraz, Mardin’de U¤ur Kaymaz’›n, Hakkari’de Fevzi Can’›n katledilmesinden çok zaman geçmeden 19 Aral›k günü fi›rnak’a ba¤l› Dergule (Kumçat›) beldesinde yol kenar›nda duran sivil giyimli befl

nak’ta yaflanan infaz›n ard›ndan Siirt halk› üzerinde estirilen terörde görmektedir. SES’TEN KINAMA Ses Yönetim Kurulu taraf›ndan Hakkari’de yaflanan depreme iliflkin yap›lan yaz›l› aç›klamada, Hakkarililerin 4 gün boyunca dondurucu so¤u¤a ra¤men sokaklarda yaflamaya devam etti¤i ve evlerine giremeyen halk›n ciddi sa¤l›k ve korunma sorunlar›n›n oldu¤u belirtildi. Tepkilerini dile getirmek için Valilik önünde toplanan halka yap›lan gaz bombal› ve coplu sald›r›n›n kabul edilemeyece¤inin vurguland›¤› aç›klamada Valili¤in tutumu protesto edildi. (Malatya)

Kürt gencinin; Sibel Sart›k, Nergiz Özer, Hamdullah Ç›nar, Zerga Esen ve Zuhal Esen’in “çat›flma sonucu ele geçirilen teröristler” denilerek katledildi¤ini söyledi. Bugüne kadar pek çok sivilin katledilerek, yan›na silahlar b›rak›larak “terörist” ele geçirildi denildi¤ini vurgulayan Poyraz, öldürülen befl gencin cenazelerine devletin kolluk güçlerinin sald›rd›¤›n› ve gençlerin cesetlerini zorla alarak mezarl›kta bir çukura gömdü¤ünü söyledi. Metnin okunmas›ndan sonra “fiehit Nam›r›n” sloganlar› at›larak bas›n aç›klamas› bitirildi. (‹stanbul)


10

11-24 Şubat 2005 ‹C‹, PORTAKAL DA⁄ITTI ‹zmir Cezaevi ‹nisiyatifi, 29 Ocak Cumartesi günü Konak Meydan›’nda yapt›¤› protesto eyleminde halka portakal da¤›tt›. Burada bir aç›klama yapan ‹nisiyatif üyeleri hapishanelerde temel haklar›n bile karfl›lanmad›¤›na Ceza ‹nfaz Yasas› ile tan›nm›fl gibi görünen haklar›n sindirme, boyun e¤dirme politikalar›n›n bir arac› olarak tekrar düzenlendi¤ine dikkat çekti. Hapishanedeki tutsaklar›n sadece tecrit ve izolasyon sorunlar›yla karfl› karfl›ya kalmad›¤›n›, ayr›ca beslenme gibi ihtiyaçlar›n dahi karfl›lanmad›¤›n›n vurgusu yap›lan aç›klamada, AKP hükümetinin halk› yoksullu¤a mahkum etti¤i dile getirildi. D›flarda üreticilerin portakal ve mandalinalar›n› ürettikleri halde satamad›klar›n›, ellerinde çürüdü¤ü halde tutsaklara bu temel vitamin olan g›dalar› ulaflt›rmad›klar›n› dile getiren ‹C‹ üyeleri aç›klama bittikten sonra sembolik olarak mandalina ve portakallar› sokaktan geçen halka da¤›tarak hapishanedeki tutsaklar›n içinde bulunduklar› durumu protesto etti. (‹zmir) SÜRGÜN SEVKLERE TAYAD PROTESTOSU 1 Nisan operasyonunda gözalt›na al›narak tutuklanan Sad›k Türk, 17 Aral›k 2004 tarihinde tutuklu oldu¤u Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nden zorla Bolu F Tipi Hapishanesi’ne sürgün edildi. Kendisinin sevk talebi olmaks›z›n sürgün edilmesini protesto eden Sad›k Türk, açl›k grevine bafllad›. TAYAD’l› aileler de zorla sürgünleri protesto etmek ve Wernicke Korsakof hastas› olan Sad›k Türk’ün serbest b›rak›lmas› için açl›k grevinin 42. gününde 29 Ocak 2005 tarihinde Sultanahmet Adliyesi önünde bas›n aç›klamas› yapt›. Ailelerin “Sürgün sevklere son verilsin” pankart›n› açarak yapt›klar› aç›klamada, iflkenceli ölüm olan tecrit politikas› sansür ve suskunlukla desteklendikçe baflka sald›r› ve bask› yöntemlerinin de devreye girece¤i belirtildi. Aç›klamay› yapan Sezai Demirtafl, 1 Nisan’da yürürlü¤e girecek olan Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›’yla befl y›ld›r akla hayale gelmedik yöntemlerle süren tecrit politikas›n›n daha da a¤›rlaflaca¤›na dikkat çekerek “Tecrit iflkencesine, keyfi bask› ve hak ihlallerine ortak olmamak için tüm halk›m›z› sesimize ses katmaya ça¤›r›yoruz” dedi. Aç›klama “Sahte belgelerle tutuklananlar serbest b›rak›ls›n”, “Sürgün sevklere son verilsin” sloganlar› at›larak son buldu. (‹stanbul)

15

‹ÖG Ola¤anüstü Genel Kurul için imza topluyor! ‹zmir’de iflkenceye karfl› çal›flmalar›n› sürdüren ve gönüllü avukatlardan oluflan ‹ÖG’nin çal›flmalar› Ekim ay›nda Baro yönetimine gelen Cumhuriyetçilerin 3 Aral›k’ta ‹ÖG’yi kapatma karar›yla durdurulmufl ve ard›ndan Ocak ay› içerisinde bir gece yar›s› operasyonuyla ‹ÖG’nin kap›lar›na kilit vurulmufl ve tüm belgeler talan edil-

miflti. Son geliflmeler hakk›nda ‹ÖG avukatlar›ndan Bar›fl Çilingir’den görüfl ald›k; Av. Bar›fl Çilingir: “Son Genel Kurul sonucunda siyasi olarak farkl› bir görüfle sahip bir grup Baro Yönetim Kurulu’na seçildi. Bunlar kendilerini Cumhuriyetçi Grup diye isimlendiriyor. Yönetime seçildikten 2 ay sonra 3 Aral›k’ta ‹flkenceyi Önleme Grubu’nu kapatt›klar›n› aç›klad›lar. Ve ard›ndan bir ay sonra grubun faaliyetlerini yürüttü¤ü büro bir gece yar›s› bas›larak tüm evraklar, dosyalar ve 575 ma¤-

dura iliflkin bilgiler talan edildi. Bunun üzerine bu alanda çal›flan 100’e yak›n avukat olay› hem bas›n aç›klamas›yla protesto etti hem de Baro’nun en yüksek organ› olan Ola¤anüstü Genel Kurulu toplant›ya ça¤›rmak için imza toplamaya bafllad›. Yaklafl›k bir ayd›r imza toplama çal›flmalar› devam ediyor. ‹ÖG iflkencenin, kötü muamelenin ülkemizde, flehrimizde ortadan kalkmas›, kökünün kaz›nmas› için bu ifle gönül vermifl avukatlardan olufluyor. Bu grup e¤er Ola¤anüstü Genel Kurul için ve talepleri için

yeterli imzay› toplamazsa da grubun avukatlar› çal›flmalar›n› baflka bir yerde de¤il yine Baro’nun çat›s› alt›nda devam ettirecek. Ama devam ettirmek için bir komisyon faaliyeti oluflturacakt›r. Baflka bir yere, kuruma gitmeyecekler ya da isimlerini de¤iflmeyeceklerdir.” (‹zmir)

ESP’li tutsak aileleri çocuklar›n›n serbest b›rak›lmas›n› istedi 26 Ocak Çarflamba günü saat 12:30’da Taksim Gezi Park›’nda bir araya gelen ESP’li tutsak aileleri ESP’li tutsaklar›n serbest b›rak›lmas› için aç›klama yapt›. “Tutuklular serbest b›rak›ls›n” sloganlar›yla bafllayan aç›klamada ESP’li tutsak aileleri ad›na ‹brahim Gerçek bas›n metnini okudu. 7 Aral›k 2004 tarihinde Ankara’da Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›’n› protesto eyleminde tutuklanan 46 ESP’linin serbest b›rak›lmas›n› istediklerini söyleyen Gerçek “‹nsanlar›m›z› kimliksizlefltirmeyi, kifliliksizlefltirmeyi hedefleyen tecrit sald›r›s›na karfl› dayan›flma özverisinde bulunan çocuk ve yak›nlar›m›z›n kendileri flimdi tecrit sald›r›s›n› iflkenceli uygulamalarla yafl›yor” dedi. Gerçek, sözlerine flöyle devam etti; “Baflta Deniz Bak›r olmak üzere tutsaklar özel hücrelere al›narak iflkence uygulamalar› de-

vam etti. Bas›nda da izledi¤iniz gibi bizlerin ve duyarl› kamuoyunun tepkileri sonucu yara ve darp izleriyle ziyaretçileriyle görüflmek zorunda kald›lar”. Aç›klaman›n sonunda Gerçek, “Bizler tutsak yak›nlar› olarak duyarl› bas›na, demokratik kitle örgütlerine, ilerici, demokrat, devrimci tüm kurum ve kurulufllara bir kez daha sesleniyoruz. Çocuklar›m›z›n yan›nda olman›z›, onlar›n hakl› ve meflru mücadelelerini desteklemenizi ve bu keyfi uygulamalar karfl›s›nda sessiz kalmayarak dayan›flmada bulunman›z› istiyoruz. 11 Mart’ta yap›lacak ilk duruflmaya kat›lmaya ça¤›r›yoruz. ‹nan›yoruz ki tecrit karfl›t› mücadele tutsaklar›n›n serbest b›rak›lmas› tecrite karfl› hakl› ve meflru mücadeleyi güçlendirecek, tecrit duvarlar›ndan bir tu¤la daha sökecektir” dedi. Eylemde ESP’li tutsak ailelerinden sonra Dayan›flma gazetesi ad›na söz alan Mustafa Altan Dayan›flma gazetesinin bas›n metnini okudu. Altan; 46 ESP’li ile birlikte gözalt›na al›nan ve tutuklanan Dayan›flma gazetesi sorumlu Yaz›iflleri

Müdürü ve Sahibi Ersin Sedefo¤lu’nun serbest b›rak›lmas›n› istedi. Eylem “Tutuklular serbest b›rak›ls›n” slogan›yla sona erdi. (‹stanbul)

ci “46 ESP’linin tecrit karfl›t› olmaktan baflka bir ‘suçu’ yoktur” dedi. 11 Mart 2005 tarihinde mahkemeye ç›kar›lacak ESP’lilerle dayan›flma ça¤r›s› da yap›ld›.

46 ESP’L‹ ‹Ç‹N EYLEMLER SÜRÜYOR 28 Ocak 2005 tarihinde Yüksel Caddesi’nde biraraya gelen ESP’liler “Sanata kelepçe vurulamaz”, “Serap Kervanc›’ya özgürlük” pankart›n› açt›lar. “Tutuklama terörü tutmayacak”, “ESP susmayacak” vb. dövizler de tafl›yan ESP’liler “Komplolar bizi y›ld›ramaz”, “46’lar serbest b›rak›ls›n” vb. sloganlar att›lar. Aç›klamay› yapan Gani ‹z-

ESP’DEN MEfiALEL‹ YÜRÜYÜfi 5 fiubat 2005 Cumartesi günü tutuklanan 46 ESP’li için bir meflaleli yürüyüfl gerçekleflti. Sakarya Caddesi’nde toplanan yaklafl›k 50 kiflilik ESP’lilere Partizan okurlar› da destek verdi. Eylem Sakarya Caddesi’nden Yüksel Caddesi’ne yürüyüfl fleklinde gerçekleflti. Eylem “Yaflas›n devrimci dayan›flma” slogan› ile son buldu. (Ankara)

‹ZM‹R TECR‹T KARfiITI B‹RL‹K; “CEZAEVLER‹ CAN ALMAYA DEVAM ED‹YOR!” ‹zmir Tecrit Karfl›t› Birlik lerek “Tecriti yasal hale getiren eylemlerine devam ediyor. Birlik ‹nfaz Yasas›, insan haklar›n›n bileflenleri 29 Ocak günü Keme- hapishanelerde bütünüyle ask›ralt› Girifli’nde yapt›klar› eylemle ya al›nd›¤›n› göstermektedir” bir kez daha “Tecrite son, tutsak- denildi. lara özgürlük” diye hayk›rd›lar. Tecrit karfl›tlar› “Devrimci Tecrit Karfl›t› Birlik ad›na ya- tutsaklar onurumuzdur”, “‹çerp›lan aç›klamada AB yolunda de d›flarda hücreleri parçala”, “Ya“demokratikleflme” ve “insan flas›n devrimci dayan›flma” slohaklar›” alan›nda büyük ad›mlar ganlar›yla eylemlerini sonland›rat›ld›¤›n›n söylendi¤i bugünlerde d›lar. Eylemin ard›ndan Kemeralt› hapishanelerde sorunlar›n› olanca Girifli’nde ‹zmir Tecrit Karfl›t› Biryak›c›l›¤›yla devam etti¤i belirti- lik imzal› bildiri da¤›t›ld›. (‹zmir)

At›l›m da¤›t›mc›lar›na faflist sald›r› 5 fiubat günü Heykel Caddesi’nde gazete da¤›tan At›l›m okurlar›na polis gözetiminde 20’ye yak›n sivil faflist tekbir getirerek sald›rd›. Bunun üzerine saat 17:30’da sald›r›n›n yafland›¤› yerde At›l›m Bursa temsilcili¤i bir bas›n aç›klamas› yaparak olay› protesto etti. Aç›klamaya Partizan, TKP ve SDP

de destek verdi. Kitle “At›l›m susmad›, susturulamaz”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar› att›. (Bursa)


11

15

11-24 Şubat 2005

Y›llard›r süren mahkemede karar:

TC’N‹N AC‹ZL‹⁄‹ VE TUTSAKLARIN ONURLU HAYKIRIfiI 12 y›ld›r süren TKP/ML-T‹KKO davas› 31 Ocak 2005 tarihinde 3 No’lu A¤›r Ceza Mahkemesi’nde (eski ad›yla DGM) sonuçland›. Bafllad›¤›ndan beri hukuksuzlu¤u ilke edinmifl olan mahkeme, son süreçte bunu doru¤a ç›kararak, s›n›fsal kinini tutsaklar üzerine müebbet, a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet ve çeflitli düzeylerde a¤›r cezalar olarak kustu. Dersim’de flehit düflen Halil Çak›ro¤lu ve Karadeniz da¤lar›nda flehit düflen Ölüm Orucu direniflçisi Seyit Külekçi’nin de yer ald›¤› davada 5 kifliye a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet, 4 kifliye müebbet, 6 kifliye ise 12,5 y›l ile 22 y›l aras› cezalar verildi. Her mahkemenin en az 2-3 ay ertelendi¤i dava, son iki mahkemedir, 15-20 gün ertelenerek 1 Nisan’a var›lmadan alacele bitirildi. Son ç›kar›lan TCK’ya göre mahkemenin devam etmesi halinde adlilerde en fazla 2-3 y›l tutuklu kal›nabilece¤i, siyasilerde ise 6 ve en fazla 10 y›l tutuklu kal›naca¤› ibaresine ra¤men 3 No’lu A¤›r Ceza Mahkemesi ›srarla hukuksuzlu¤unu sürdürerek 13 y›la giren ve a¤›r sa¤l›k sorunlar› yaflayan Zeki fiahin, Bayram Kama ve Hasan Rüzgar’›n da aralar›nda bulundu¤u tutsaklara tahliye vermedi. Mahkeme heyeti avukatlar›n “neden kendi ç›kard›¤›n›z yasalara uymuyorsunuz? Neden baflka mahkemeler yasa gere¤i tahliye verdi¤i halde siz vermiyorsunuz? Bu k›skançl›k, bu ön yarg›, bu hukuksuzluk niye?” sorular›na hiçbir yan›t vermeyerek önceden kararlaflt›rd›¤› sonucu okudu. Avukat Mihriban K›rdök ve Avukat Ercan Kanar’›n tarihe kara bir leke olarak geçecek hukuksuzlu¤u deflifre eden savun-

malar›ndan sonra, söz alan avukat Fatmagül Yolcu ise meslektafllar›n›n yapt›¤› savunmaya kat›ld›¤›n› belirterek, mahkemenin hukuksuzlu¤unu dile getirerek “müvekkillerim için art›k tahliye talep etmiyorum” dedi. Son sözlerini söyleyen tutsaklardan Bayram Kama “ben TKP/ML’nin onurlu bir evlad›, T‹KKO’nun savaflç›s›y›m. Düflüncelerimden asla vazgeçmifl de¤ilim, bugün ç›ksam yine mücadeleye devam ederim. Sizler partimizi terör örgütü, bizleri ise terörist olarak adland›rmaya çal›fl›yorsunuz. Biz bunlar› asla kabul etmiyoruz. Terör diye adland›r›labilecek tek bir eylemimizi gösteremezsiniz. Ermenilere soyk›r›m› yaflatan, y›llard›r T. Kürdistan›’na bombalar ya¤d›ran, halk›n› zorla sürgün eden, gerillan›n kulaklar›n› kesen, 12 yafl›ndaki çocu¤u terörist diye katledenler teröristtir. Terörizm, TC’nin ve emperyalistlerin yöntemidir. Bizler halklar›m›z›n ve dünya halklar›n›n kardeflli¤ini ve özgürlü¤ünü istiyoruz. Bunu

gerçeklefltirmek için de hiçbir bedelden kaç›nmad›k kaç›nmayaca¤›z da. Sizler karanl›¤›n, bizler ise ayd›nl›¤›n temsilcileriyiz, zulüm ve zorbal›kla ayd›nl›¤› geciktirebilirsiniz ama sizleri tarih çöplü¤üne atmam›za asla engel olamayacaks›n›z. Biz son sözümüzü söyledik, komediye son verip siz söyleyin son sözlerinizi, bitirin art›k bu ifli” dedi. Son sözünü söyleyen Zeki fiahin ise; “mahkeme boyunca politik kimli¤imizden dolay› hukuksuz yarg›land›k. Hiçbir tan›k dinlenmeden sonuca gidiyorsunuz, bu hukuksuz yarg›laman›n bedeli art›k bizleri afl›p ailelerimizi de etkiliyor. Sizlerden sadece kendi ç›kard›¤›n›z yasalara uyman›z› istiyorum” dedi. A¤›r sa¤l›k sorunlar› yaflayan Hasan Rüzgar ise ayakta duramad›¤› için oturarak savunmas›n› yapt›; “her mahkemede söyledi¤im gibi flimdi de söylüyorum. Mahkemenizi reddediyorum. Bizleri sizler yarg›layamazs›n›z. Bizler ancak enternasyonal proletaryaya hesap veririz. Ben Ma-

oist Komünist Parti’nin bir üyesiyim. Gerilla yaflam›mda üzerime düflenleri yapt›m. Ç›ksam yine yapar›m. Ben devrimci fliddeti savunuyorum. Ben buradan geçen günlerde Dersim’de flehit düflen 5 Halk Kurtulufl Ordusu üyesi önünde ve bütün Ocak ay› flehitleri önünde sayg›yla e¤ildi¤imi belirtmek istiyorum. Tarihin bizlere verdi¤i görevi yerine getirece¤iz ve sizleri er ya da geç tarihin çöplü¤üne ataca¤›z.” Cengiz Polat’›n yaz›l› savunmas›ndan sonra, en son sözü Muhammet Akyol ald›. Akyol, uzunca bir savunma haz›rlad›¤›n› ama zaman›n bir hayli geç olmas›ndan dolay› belli yerlerini okuyaca¤›n› söyledi. Akyol ülkenin ve dünya halklar›n›n özgürlü¤ünü isteyen onurlu o¤ullar›n›n ve k›zlar›n›n yoldafl›, dostu olman›n onurunu tafl›d›¤›n›, düflüncelerinden ve yapt›klar›ndan asla piflman olmad›¤›n› dile getirdi. Bir saatlik aradan sonra tekrar salona girildi. Mahkeme heyeti yang›ndan mal kaç›r›r gibi bir solukta, örgüt üyeli¤inden, örgüt üyeli¤i art› eylemlerden ceza alanlarla, müebbet ve a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet alanlar› h›zla okuyarak kara listesini bitirdi ve alelacele salondan ç›kt›. Karardan sonra tutsaklar›n sloganlar› ailelerin hayk›r›fllar›na kar›flt›. Tutsaklar “Cezalar bizleri y›ld›ramaz”, “Yaflas›n Partimiz TKP/ML, Halk Ordusu T‹KKO”, “Yaflas›n Partimiz MKP” sloganlar› eflli¤inde asker ve polislerce, salondan ç›kar›ld›. Salonda bulunan aileler de tutsaklar›n sloganlar›na “Vicdans›zlar, zalimler” diye ba¤›rarak ve “Kahrolsun faflist diktatörlük”, “Bizleri y›ld›ramayacaks›n›z” diyerek sloganlarla karfl›l›k verdi. (‹stanbul)

TUYAB, hasta tutsaklar›n serbest b›rak›lmas›n› istedi! TUYAB’l› aileler 3 fiubat Perflembe günü Kad›köy Postanesi önünde saat 13:00’te yapt›klar› bas›n aç›klamas›nda hasta tutsaklar›n serbest b›rak›lmas›na yönelik bir çal›flma yapt›klar›n› kamuoyuna duyurdular. “Tecrit kald›r›ls›n hasta tutuklular serbest b›rak›ls›n” pankart› ve “Tecride son” dövizi açan TUYAB’l› aileler ad›na bas›n metnini ‹smail Karagöz okudu. Karagöz, “Bizler tutuklu aileleri olarak yeni Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s› yasalaflmadan çeflitli biçimlerde kamuoyuna bu yasan›n evlatlar›m›z› imha etmek, kimliksizlefltirmek amac›n› tafl›d›¤›n› belirterek kayg›m›z› duyurmaya çal›flm›flt›k. Türkü söylemenin, susman›n, yemek yememenin yasak oldu¤u, tutsaklar›n iradesini d›fllayan Hitlervari bir yasa yürürlü¤e girdi. Bu yüzden kayg›l›y›z” dedi. Kand›ra F Tipi ve Tekirda¤ F Tipi hapishanelerinde yaflanan hak ihlallerine vurgu yapan Karagöz konuflmas›n›n devam›nda “Adli T›ptan rapor al›nm›fl ancak devlet taraf›ndan bir süre sonra sa¤lam raporu verilerek tutulan onlarca Wernicke Korsakof hastas›n›n, bu hastal›¤›n t›p otoritelerince ömür boyu kal›c› oldu¤u ifade edilirken sal›verilmemesi ayn› imhac›-intikamc› anlay›fl›n ürünüdür. Bizler tutsak yak›nlar› olarak tecridin kald›r›lmas›n›, Yeni ‹nfaz Yasas›’n›n iptalini istiyoruz. Ve bugün bura-

da hasta tutsaklar›n serbest b›rak›lmas›na dönük bir çal›flma bafllatt›¤›m›z› kamuoyuna ilan ediyoruz. Bu konuda demokrat, duyarl›, ayd›n, sanatç›, yazar, sa¤l›kç› insanlar›m›zdan bizimle birlikte harekete geçmelerini istiyoruz” dedi. Bas›n aç›klamas› s›ras›nda “Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir”, “Hasta tutsaklar tedavi edilsin” vb. sloganlar› at›ld›. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan aileler Postaneye girerek hasta tutuklular›n isimlerinin de oldu¤u bas›n metnini Adalet Bakanl›¤›’na fakslad›lar. (Kartal) TUYAB: “CEZA ‹NFAZ YASASI GER‹ ÇEK‹LS‹N; TUTUKLULAR SERBEST BIRAKILSIN” 28 Ocak Cuma günü saat 12:00’de Galatasaray Lisesi önünde toplanan TUYAB’l›lar 7 Aral›k günü Ankara’da yap›lan tecrit ve yeni ‹nfaz Yasas› karfl›t› eylemde gözalt›na al›narak tutuklanan 46 ESP’linin ve içerdeki di¤er devrimci tutsaklar›n karfl›laflt›klar› iflkenceleri ve hukuk d›fl› uygulamalar› protesto etmek için bas›n aç›klamas› yapt›. “‹çerde d›flarda hücreleri parçala” sloganlar› ile bafllayan ve “Hukuksuz yarg›lamalara son 46 ESP’li serbest b›rak›ls›n” TUYAB imzal› pankart açan kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› ‹lknur Petek okudu.

Petek Ankara’da tutuklanan 46 ESP’li hakk›nda MLKP üyeli¤i iddias› ile 15 ile 22 y›l aras›nda hapis cezas› istendi¤ini hat›rlatarak geçmiflte meflru ve yasal olanlar›n bugün yasad›fl› say›larak soruflturmalar aç›ld›¤›n› belirtti. Varolan hukuksuzlu¤un bir baflka örne¤inin de TKP/ML davas› tutsaklar› Zeki fiahin, Bayram Kama ve MKP dava tutsa¤› Hasan Rüzgar’›n 13 y›ll›k davalar›nda oldu¤unu vurgulayan Petek; yeni Ceza ‹nfaz yasas›na göre tahliye edilmesi gereken tutsaklar›n halen keyfi bir flekilde tutuldu¤unu, mahkeme heyetinin bir suç unsurunu de¤il

bir zihniyeti cezaland›rmaya çal›flt›¤›n› belirtti. Petek konuflmas›n›n sonunda hukuksuz ve keyfi yarg›lamalara son verilmesini, tutsaklar›n derhal serbest b›rak›lmas›n› istediklerini söyleyerek bütün ilerici ve devrimci kurum, kurulufl ve kiflileri hapishanedeki tutsaklara destek vermeye ça¤›rd›. Aç›klama s›ras›nda s›k s›k “Ceza ‹nfaz Yasas› geri çekilsin”, “Hukuksuz yarg›lamalara son”, “Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir” sloganlar› at›ld›. Eylem bas›n metninin Adalet Bakanl›¤›’na fakslanmas›yla sona erdi. (‹stanbul)


12

11-24 Şubat 2005

15

19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutmayaca¤›z! 19 Aral›k katliam› 4. y›l›nda çeflitli etkinliklerle lanetlendi. 18 Aral›k 2004 tarihinde ‹sviçre’nin Zürih flehrinde gerçeklefltirilen miting ve panelden önce ‹sviçre’nin çeflitli kentlerinde Basel, Zürih, Cenevre’de aç›lan standlarda 19 Aral›k katliam› ile ilgili bilgilendirmeler yap›ld› ve çeflitli dillerde binlerce bildiri da¤›t›ld›. Bu eylemi flu yap›lar ortak olarak örgütlediler: ‹T‹F (‹sviçre Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu), ‹G‹F (‹sviçre Göçmen ‹flçiler Federasyonu), ‹DHF (‹sviç-

Londra’da Yeni Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›’na karfl› kampanya çal›flmas› Bizler Londra da bulunan ‹flçi-köylü okurlar› olarak At›l›m ve Devrimci Demokrasi okurlar› ile birlikte Türkiye zindanlar›ndaki tutsaklara yap›lan sald›r›lara; Yeni Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›na, tecrit ve izolasyona karfl› ç›kmak ve onlar›n bulundu¤umuz alandaki sesi olmak için 3 ayl›k bir eylem plan› ç›kard›k. Bu süreç 19 Aral›k katliam›nda yap›lan yürüyüfl ve etkinlikle bafllad›. Daha sonra her ay›n ilk haftas› pankart, döviz ve resimlerimizle merkezi bir yerde oturma eylemleri yapt›k, konuya iliflkin bildiriler da¤›tarak, sözlü aç›klamalar

yaparak di¤er uluslardan insanlar› bilgilendirmeye çal›flt›k. Yapt›¤›m›z eylemlere ayn› alanda, Irak ve Filistin direnifline destek amaçl› masa açan ‹ngiliz grup Irkç›l›¤a ve Emperyalizme Karfl› Mücadele dergisi okurlar› da yapt›klar› konuflmalarla destek sundular ve gazetelerinde Türkiye zindanlar› ile ilgili haber yay›nlayarak daha genifl bir kesime ulaflmam›z› sa¤lad›lar. Tüm bu eylemlere yönelik di¤er uluslardan emekçilerin tepkileri oldukça olumluydu. Londra ‹flçi-Köylü okurlar›

Almanya’da 30 bin ö¤renci alanlardayd› Almanya’da harçlara karfl› 30.000’e aflk›n ö¤renci meydanlarda tepkisini dile getirdi! Almanya Federal Anayasa Mahkemesi’nin 26 Ocak 2005 tarihinde ö¤renci har(a)çlar›n›n önündeki yasa¤› kald›rmas›yla birlikte üniversite kampüslerinde hararetli tart›flmalarla birlikte hareketlilik bafllad›. Yasa¤›n kald›r›ld›¤› gün bir çok irili ufakl› eylemler gerçeklefltirilerek ilk tepkiler dile getirildi. Daha sonra yo¤un tart›flmalar›n ard›ndan Almanya merkezi yürüyüfller yap›lmaya karar verildi. Baflta Hamburg, Leipzig, Essen, Manheim olmak üzere ve daha sonra eklenen Berlin ve Bielefeld’le birlikte alt› merkezden düzenlenen yürüyüfllere yaklafl›k 30 bin kifli kat›ld›. Biz YDG olarak da merkezi ç›kard›¤›m›z bildiriyle; bütün ö¤renci ve velileri ö¤renci

har(a)çlar›na karfl› direnifle ça¤›rd›k. Ve eylem günü ise pankart ve bildirilerimizle yürüyüfllerde yerimizi ald›k. Yürüyüfllerde; “E¤itim meta de¤il”, “Ö¤renci harçlar›n› durdurun”, “Biz buraday›z ve hayk›r›yoruz, çünkü e¤itimimizi çalmak istiyorlar”, “Herkese paras›z e¤itim” gibi sloganlar at›larak pankartlar tafl›nd›. Almanya’da pefli s›ra uygulanan sosyal y›k›m paketlerin küçük bir parças› olan 5002500 Euro har(a)ç istememi, kapitalist sistem ile gençlik aras›nda deklanflör görevini görmektedir. Perflembe günkü eylemliklerle tepki ve itirazlar›n› çeflitli biçimlerde dile getiren ö¤renciler, sömestr tatilinden sonra yeni eylemliklerin de duyurular›n› tüm kamuoyuna flimdiden duyurdular. Hamburg YDG

re Demokratik Haklar Federasyonu), SODAP (Sosyalist Dayan›flma Platformu) ve Al›nteri. Yap›lacak panel için Türkiye’den Aç›l›m Hukuk Bürosu’ndan Av. Gül Altay ça¤r›ld›. 18 Aral›k tarihinde Zürih flehrinde Helvetia Platz’da yap›lan bir anma ile etkinliklere baflland›. 200 kifliyi aflk›n bir kitlenin kat›ld›¤› mitingde Türkçe ve Almanca sloganlar at›ld› ve ayr›ca Almanca bir bildiri okundu. Daha sonra saat 16:00 bafllayacak panel yerine gidildi. Panelde ilk

konuflmac› olarak Av. Gül Altay söz ald›. Ard›ndan platform ad›na federasyonumuzdan ‹T‹F söz ald›. ‹T‹F ad›na konuflan kifli F tipi hapishanelerin ilk olarak Avrupa’da infla edildi¤ini ve buradan da di¤er ülkelere transfer edildi¤ini belirtti. Ard›ndan sözü Ölüm Orucu gazileri ald›. Onlarda süreci yasayanlar olarak kitleye yasad›klar›n› anlatt›lar. Verilen aradan sonra soru cevap bölümüne geçildi. Son bölümde Su Damlas›na S›¤d›r›lan Yaflam adl› belgesel gösterimi yap›ld›.

Emperyalizmin sald›r›lar›na karfl› halk flöleni Avrupa’da üst üste ç›kan yeni yasalar ile emekçiler adeta kölelefltirilmek istenmektedir. Almanya’da Hartz 4 gündemde iken Fransa kamuda yaflanan grevler ile çalkalanmaktad›r. Haftal›k çal›flma süresinin 35 saatten 40 saate ç›kar›lmas›, saat ücretlerinin azalt›lmas›, emekli olma yafl›n›n 67’e ç›kar›lmas›, emekli maafllar›n›n vergiye tabi olmas›, iflsizlik yard›m›n›n kesilmesi gibi yasalar›n toplam› olan Agenta 2010 reform paketinin en etkili aya¤› olan Hartz 4 yasas›n›n bu y›l›n bafl›nda yürürlü¤e girmesi alman halk› ve göçmenlerin yaflam›n› oldukça zorlaflt›rd›. Bu ba¤lamda AT‹F (Almanya Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu) iki y›ldan beri yürüttü-

¤ü çal›flmalar›n bir aya¤› olarak bir Halk fienli¤i düzenledi. Daha önce de bölgemizde iki ay boyunca her hafta Perflembe günü imza stantlar› aç›lm›fl ve imza toplanm›flt›. Ard›ndan iki piknik örgütlenmifl ve Ekim ay›nda da bir seminer verilmiflti. Yozlaflman›n, duyars›zl›¤›n, yabanc›laflman›n, tasfiyecili¤in diz boyu oldu¤u bu süreçte sosyal haklar›n bu denli k›s›tlanmas› ile ilgili halk›m›z› bilinçlendirmek için 21 Ocak 2005 tarihinde bir Halk fiöleni düzenledik. Yaklafl›k 150 kiflinin kat›ld›¤› etkinlik salonuna Ahmet Arif, Y›lmaz Güney, Naz›m Hikmet, Mahsuni fierif gibi halk sanatç›lar›n›n pankartlar› as›lm›flt›.

Aç›l›fl› Grup Hayk›r›fl’›n yapt›¤› etkinlik aç›l›fl konuflmas› ve konuksanatç› Gürcan’›n zazaca seslendirdi¤i türküler ile devam etti. Ard›ndan Pir Sultan Abdal Kültür Merkezi’nin folklor ve kor gruplar› sahneye ç›kt›. Konuk sanatç› Melahat Öz’ün parçalar›n› seslendirmesinin ard›ndan söz alan AT‹F temsilcisi genel olarak emperyalizmin sald›r›lar›ndan bahsetti. Verilen aradan sonra etkinli¤in ikinci bölümünde emperyalist yoz kültürü teflhir eden bir tiyatro sunuldu. Ard›ndan Sinan-Ali ikilisinin sahne ald›¤› etkinlik Grup fiiar’›n ezgileri ile son buldu. Alzey-Vorms-Badkreuznach AT‹F taraftarlar›

“Condolleezza Rice ülkemizden defol” ‹STANBUL Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu, ABD D›fliflleri Bakan› Condolleezza Rice’›n Türkiye’ye geliflini protesto ederek, ziyaretin as›l amac›n›n Irak iflgalini kal›c›laflt›rmak oldu¤u belirtildi. “Condolleezza Rice ülkemizden defol” yaz›l› pankart ve “Katil ABD iflbirlikçi AKP”, “Con(d)i ülkemizden defol” yaz›l› döviz açan Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu bileflenleri, 5 fiubat’ta Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldi. Burada grup ad›na aç›klama yapan Sevinç Tany›ld›z, Rice’›n Türkiye’ye gelmesiyle birlikte yeni iflgal komplolar›n›n görüflülece¤ini söyledi. Rice’›n göreve gelmesiyle birlikte birçok ülkede iflgal ve tehdit girifliminde bulunuldu¤unu vurgulayan Tany›ld›z, “Ankara’da kapal› kap›lar ard›nda neyi konuflacaklar? Irak’ta iflgali nas›l oturtacaklar›n› m›? ‹ran’a sald›rmak için hangi argümanlar› kullanacaklar›n›

m›? Türkiye’nin bölgede bir dayanak yaratmak için mafla gibi kulland›¤› Türkmen halk›n› m›?” dedi. ANKARA ABD D›fliflleri Bakan› R›ce’›n Türkiye’ye gelmesi Yüksel Caddesi’nde yap›lan bir yürüyüflle protesto edildi. ABD Konsoloslu¤u önüne dek süren bu yürüyüflü Partizan, ESP, SDG, BDSP, Ekim Gençli¤i, SDP, EMEP, Emek Gençli¤i, Kald›raç, ÖEP, ÖDP, TMMOB, Kurtulufl Sosyalist Dergi ve Halkevleri birlikte düzenledi. Flamalar›yla eyleme kat›lan kitle s›k s›k “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Kahrolsun ABD em-

peryalizmi”, “Katil Rice Türkiye’den defol”, “Birlik mücadele zafer” vb. sloganlar att›. ABD Konsoloslu¤u önüne gelen kitle burada emperyalizmin ufla¤› TC’nin kolluk güçleriyle karfl›laflt›. Burada yap›lan aç›klamayla Rice’›n Türkiye’yi terketmesi; ABD’nin kirli ellerini Irak’tan, Filistin’den, Afganistan’dan çekmesi istendi. Aç›klaman›n ard›ndan tekrar Yüksel Caddesi’ne dönen kitle burada att›¤› sloganlarla eylemi bitirdi. Partizan kitlesi ise çeflitli sloganlarla Sakarya Caddesi’ne kadar yürüyüp eylemi sona erdirdi. * 5 fiubat 2005 Cumartesi günü Halkevleri K›z›lay Meydan›’nda ABD D›fliflleri Bakan›’n›n Ankara’ya geliflini protesto etmek için bir eylem gerçeklefltirdi. “Katil ABD iflbirlikçi AKP” dövizleri tafl›yan Halkevi üyesi 4 kifli “Emperyalistler, iflbirlikçiler 6. Filoyu unutmay›n” vb. sloganlar att›. Yaklafl›k 10-15 dakika süren eylem polisin sald›r›s› ve 4 kiflinin gözalt›na al›nmas›yla son buldu.


13

15

“Irak’ta direnifl kazanacak”

‹stanbul Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu, Irak’taki seçimleri protesto etmek için 30 Ocak 2005 Pazar günü saat 13.00’te ‹stanbul Kad›köy’de bir miting düzenledi. Saat 11.30’da Haydarpafla Numune Hastanesi önünde toplanan Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu bileflenleri, polisin “izin vermeyece¤iz” söylemine karfl›n kararl› bir tutum sergiledi. En önde Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu imzal› “‹flgale direnen Irak halk› seçim oyununu bozacak” yaz›l› pankart›n arkas›nda bileflenler kendi pankartlar›n› aç›p yürüyüfle geçtiler. Mitinge ESP, SGD, TekstilSen, DHP, HÖC, EHP, Devrimci Durufl, Al›nteri, Mücadele Birli¤i, Devrimci Hareket, Ça¤r›, Kald›raç, Halk Kültür Merkezleri vb. kurumlar kat›ld›. Ayr›ca ILPS “Emperyalizme geçit yok, No Passaran”; DDSB “Emperyalist iflgale karfl› Birlik, Mücadele, Zafer” ve Partizan “Emperyalizme karfl› direnifl sürüyor” pankart› ile mitingdeki yerini ald›. Miting boyunca kitle s›k s›k “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Irak’ta direnen halklar kazanacak” vb. sloganlar› atarken Partizan kitlesi att›¤› “Irak’ta iflgale de¤il direnifle destek ver”, “SEKA iflçisi yaln›z de¤ildir”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya” sloganlar›yla dikkat çekti.

Kitlenin Kad›köy ‹skele Meydan›’na girmesinin ard›ndan, baflta Irak’taki iflgale karfl› olmak üzere emperyalizme karfl› mücadelede flehit düflenler için bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. Sayg› duruflunun ard›ndan koordinasyon ad›na bas›n metnini okuyan Suzan Zengin “Irak halk›n›n emperyalist iflgale karfl› direnifli sürerken, emperyalist iflgal güçleri Irak halk› üzerinde yeni bir oyunu gündeme getirmifllerdir. Bu oyunun ad› ise seçimdir! Bu seçimler hiçbir flekilde meflru de¤ildir. Direnen Irak halk› se-

bir bas›n aç›klamas›yla 30 Ocak Irak seçimleri ve Dünya Ekonomik Forumu toplant›lar› protesto edildi. Saat 14:00’te Taflbina önünde toplanan kitle “Irak’ta iflgal, Davos’ta zulüm kahrolsun emperyalizm” pankart›n› açarak “Irak halk› yaln›z de¤ildir” slogan›n› att›. Grup ad›na bas›n metnini okuyan Ebru Özkan “Bafl›n› ABD’nin çekti¤i günümüz emperyalist sistemi, emekçiler aç›s›ndan yoksulluk, zulüm ve ölüm demektir. Ancak iflgal güçlerinin seçim oyununa gelmeyen Irakl› emekçilerin büyük ço¤unlu¤u seçimi boykot ediyor. Biz emekçilerin tutumu da Irak’ta yaflayan halklar›n iflgalci güçlere karfl› verdi¤i özgürlük ve ba¤›ms›zl›k mücadelesinden yana olmakt›r. Yine geçti¤imiz günlerde ‹sviçre’nin Davos kentinde toplanan Dünya Ekonomik Forumu toplant›s› yoksullaflman›n ad›d›r. Gün gelecek Davos’ta toplanan bu suçlular güruhu tarih önünde emekçi insanl›¤a hesap vereceklerdir” dedi. “Irak halk› yaln›z de¤ildir”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol” dövizlerinin tafl›nd›¤› eylem, “Irak’ta düflene, dövüflene bin selam”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Irak’ta iflgal, Davos’ta zulüm, kahrolsun emperyalizm” sloganlar›n›n at›lmas›yla son buldu.

Mersin çim oyununu bozacak” dedi. Konuflman›n ard›ndan Grup Gece Tutufltu, Grup Vardiya ile Grup Yorum’un söyledi¤i birbirinden güzel parçalarla kitle halay çekti. Daha sonra Tohum Kültür Merkezi Tiyatro Grubu ABD emperyalizmini ve Irak direniflini simgeleyen k›sa bir skeç yapt›. Skeç be¤eniyle izlendi. (‹stanbul) MERS‹N Mersin’de 29 Ocak Cumartesi günü Partizan, DHP ve ESP taraf›ndan yap›lan

MALATYA 30 Ocak 2005 tarihinde saat 14:00’te Malatya Postanesi önünde bir araya gelen ESP, Partizan, HÖC ve DHP yapt›klar› aç›klama ile Irak seçimlerini protesto etti. “‹flgal alt›nda seçimlere hay›r” pankart› açan kitle aç›klamada; “‹flgal koflullar›nda yap›lan seçimlerde sand›¤a Irak halk›n›n de¤il emperyalist iflgalciler ve onlar›n iflbirlikçilerinin iradesi yans›yacakt›r” denildi. Kitlenin yo¤un ilgisini çeken bas›n aç›klamas› çeflitli sloganlar›n at›lmas›n›n ard›ndan alk›fllar eflli¤inde sona erdirildi.

11-24 Şubat 2005 HALKLARIMIZA Geçti¤imiz günlerde DEHAP ve HÖC aras›nda yaflanan olaylar istenmeyen noktalara gelmifltir. Sorunlar ne olursa olsun bunun çözümünün diyalogdan geçti¤ine inanmaktay›z. Solun kendi aras›ndaki sorunlar›n›n çözümü kesinlikle fliddet olamaz. DEHAP ve HÖC aras›nda yaflanan olaylar› bir komisyon oluflturup tart›flaca¤›m›z›, iddialar› araflt›raca¤›m›z› ve bunlar› bu komisyon taraf›ndan halk›m›za aç›klayaca¤›m›z› ilan ediyoruz. Bu komisyonun alaca¤› kararlara DEHAP ve HÖC olarak uyaca¤›m›z› taahhüt ediyoruz. Yaflanan bu tür olumsuzluklardan egemen güçlerin faydalanma çabalar›na izin vermeyece¤iz. (DEHAP/HÖC/Proleter Devrimci Durufl/Al›nteri/ SDP/ EMEP/EHP/ÖDP/Sosyalist Barikat/Devrimci Hareket/Demokratik Haklar Platformu/ BDSP/DEVR‹M/KALDIRAÇ/ESP/PART‹ZAN)

AYfiENUR ZARAKOLU MEZARI BAfiINDA ANILDI

‹HD kurucular›ndan Ayflenur Zarakolu ölümünün 3. y›l›nda Eski Kozlu Mezarl›¤›’nda bulunan mezar› bafl›nda dostlar› ve yak›nlar› taraf›ndan an›ld›. Mezar bafl›nda bir konuflma yapan Ayfle Zarakolu’nun efli Rag›p Zarakolu “Hem Türkiye’de hem de dünyada önemli geliflmeler yaflan›rken baz› uygulamalar hala de¤ifltirilmemifltir. Hala ölülerimizi anarken huzursuz edilebiliyoruz. Bir anma olay› bile güvenlik sorunu haline getirilebiliyor. Telsiz sesi duymadan bir anma yapamayacak m›y›z? Ben buraya gelen arkadafllar›n da burada olmaktan çok mutlu olduklar›n› düflünmüyorum. Bir ilerleme kaydedildi¤ine inanan politikac›lar iyice bir düflünsün ve ölülerimizle kendi kendimize bir anma yapabilelim” dedi. (H. Merkezi)

Gazi’de uyuflturucuya, çeteleflme ve fuhufla karfl› eylem 6 fiubat 2005 tarihinde Gazi Mahallesi’nde uyuflturucu, çeteleflme ve fuhufla karfl›, Partizan, Mücadele Birli¤i Platformu, ESP, Demokratik Haklar Platformu, DEHAP, Al›nteri’nin ortak çal›flmalar›, yöre dernekleri, DÖB ve SGD’nin destekleriyle bir yürüyüfl düzenlendi. Saat 15:00’de Gazi Mahallesi Do¤u K›raathanesi önünde toplanan kitle ‹smet Pafla Caddesi’nden “Çeteleflmeye, uyuflturucuya, fuhufla, yabanc›laflmaya karfl› mücadelede birleflelim-Gazi Halk› Platformu” pankart›yla yürüyüfle geçerek “Polis, çete iflbirli¤ine karfl› mücadeleye”, “Susma sustukça s›ra sana gelecek”, “Gazi halk› saflara, hesap sormaya”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar›n› hayk›ran kitle, alk›fllar eflli¤inde Gazi Dörtyol’a kadar yürüdü. Burada toplanan kitleden bir arkadafl bas›n aç›klamas› yapt›. Yap›lan aç›klamada

flunlara yer verildi: “…Emekçi Gazi halk›; Sistem bizim ve bizim gibi semtleri çürümeye, yozlaflmaya ve ahlaki çöküntüye sürükleyerek y›k›ma u¤ratmak istiyor. ‹flte bu nedenle sald›r›yor. Sald›r›lar›n› her flekilde yo¤unlaflt›r›yor. Gazi ve Gazi gibi, devrimci dinamikleri bar›nd›ran semtler, mahalleler sald›r›dan en fazla nasibini alan yerler. Çünkü Gazi ve benzeri mahalleler onurlu ve özgür bir yaflam için direniyor… E¤er mahallemizde onurlu ve özgür bir yaflam istiyorsak –ki bunu istemeliyiz- bütün kirliliklere karfl› mücadele etmek gerekir. Bu sadece devrimcilerin sorumlulu¤unda de¤il, siz Gazi halk›n›n da sorunudur. Tüm Gazi halk›n› devrimcilerin oluflturdu¤u Gazi Halk Platformu’nun örgütlülü¤üne ça¤›r›yoruz. Ya onurlu ve özgür bir yaflam için mücadeleyi yükseltece¤iz ya da dayat›-

lan bu kirlili¤in içinde çürüyüp yok olup gidece¤iz. Onurlu, özgür ve mutlu bir yaflam ellerimizde. Ellerimizi birlefltirelim,

mücadelemizi yükseltelim.” Kitle sloganlar›n› bir kez daha hayk›rarak da¤›ld›. Gazi Mahallesi ‹flçi-köylü okurlar›


14

11-24 Şubat 2005

15

“Irak’taki sözde seçimler ülkenin mevcut durumunda hiçbir fleyi de¤ifltirmeyecek” ...Amerikan sald›r›s›ndan hemen önce de buradayd›m. Bunun ayn› flehir oldu¤una inanmak zor; bu inan›lmaz, her yer y›k›lm›flt›. Felluce birkaç modern Irak kentinden biriydi ve flimdi hiçbir fley yoktu. Gördü¤üm tek insanlar daha önceden yaflad›klar› yere ulaflmaya çal›flan 30 Ocak tarihinde Irak’ta birçok Irak as›ll› siyasetçi taraf›ndan “Yüzy›l›n komedisi”, “Seçim karikatürü” vb. flekillerde adland›r›lan ve ABD ve ‹ngiliz emperyalistlerinin iflgallerini meflrulaflt›rma denemesinden baflka bir fley ifade etmeyen bir “seçim” gerçeklefltirildi. Kuflkusuz bu “seçimler” hakk›nda birçok kifli birçok yorumda bulunabilirdi. Ve inan›yoruz ki hepsi de çok de¤erli olurdu. Ancak ‹flçi-köylü gazetesi olarak Irak’ta direniflin gerçek sahiplerinin, hergün ölenlerin ve yüzlerle, binlerle yeniden do¤anlar›n, iflgalciler topraklar›n› terk edinceye kadar rahat› düflünmeyen ve emperyalist iflalicilere topraklar›nda oldu¤u sürece rahat uyku uyutmamaya ant içenlerin bu “seçimi” bizim için de¤erlendirmelerini daha anlaml› gördük. Bu nedenle Irak Yurtsever Birli¤i Merkez Komite Üyesi Nada El-Rubiaee ile “seçimleri” ve sonuçlar› üzerinde söylefli yapt›k. Bu k›sa ama dünya halklar›na önemli mesajlar içeren söylefliyi ve altta da yine Irakl› direniflçilerin dünya halklar›na seslendi¤i yaz›y› okurken baz› noktalara kat›lmasak da direniflin gücünü ve kararl›l›¤›n› hissedece¤inize inan›yoruz.Felluceliler... ‹flçi-köylü: Irak’taki son seçimler hakk›nda ne düflünüyorsunuz, ülkede nas›l bir etkisi olacak ya da nas›l bir “de¤ifliklik” getirecek? ‹flgal ve kukla hükümet “seçimlerden” önce yasad›fl›yd› ve “seçimlerden” sonra da öyle kalacak. Irak direnifli de “seçimlerden” önce çok güçlü ve kahramancayd›, “seçimlerden” sonra da (daha a¤›r olmazsa) böyle kalacakt›r. Son birkaç günün mükemmel sald›r›lar› (Yeflil Bölgede ABD Konsoloslu¤una ve ‹ngiliz uça¤›na yönelik sald›r›lar –flu anda sald›r› kay›tlar›na ulaflabilirsiniz) direniflin stratejisini gelifltirdi¤ini ve sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›rd›¤›n› göstermektedir. Irak’taki sözde seçimler ülkenin mevcut durumunda hiçbir fleyi de¤ifltirmeyecek. Kukla hükümetin isimlerini de¤ifltirebilir ancak daha fazlas›n› de¤il. “Seçim”in anlam› iflgalin meflrulaflt›r›lmas› ve uzat›lmas›d›r. Baz› a¤abeylerimiz seçimleri tan›mlamak için William Shakespeare’in ünlü cümlesini kulland›lar: “Bir idiot taraf›ndan anlat›lan gürültü ve öfke dolu, hiçbir anlam› olmayan bir masal.” ‹flçi-köylü: Seçimlerden birkaç gün önce Bush, yeni hükümet isterse, ülkeden ayr›lacaklar›n› söyledi. Buna karfl› tavr›n›z nedir? Biliyorsunuz

flimdi de ayr›lmayacaklar›n› söylüyor. Evet, iflgalcilerin ajanlar›yla birlikte ülkemizden ayr›lmalar›n› sab›rs›zl›kla bekliyoruz. Fakat, “seçilmifl hükümetin” iflgalcilerden ayr›lmalar›n› isteyece¤ine inanm›yoruz. Bunlar, kendilerine hizmet için iflgal güçleri taraf›ndan atanm›fllard›r. ABD Savunma Bakan› Donald Rumsfeld taraf›ndan yap›lan “seçimlerden sonra durum daha da kötüleflebilir” aç›klamas› onlar›n “durum daha iyi oluncaya” kadar kalmay› planlad›klar›n›n aç›k iflaretlerini vermektedir. ‹flçi-köylü: Seçimlerle ilgili olarak fiii ve Kürtlerin tav›rlar› hakk›nda ne düflünüyorsunuz? Medya her ne kadar fiiilerin bu seçimden mutlu olduklar›n› söylemeye çal›flsa da, sizi temin ederiz ki devrimci dini lider Mukteda El-Sadr ve fiii lider Ayetullah Ahmed El-Hassani ElBaghdadi’yi izleyen çok say›daki fiii Müslüman Irakl›lar “seçimleri” boykot etti. El-Baghdadi sadece seçimlere kat›lmay› reddetmekle kalmad›, ayn› zamanda Irak ulusal direnifline destek için ça¤r› yapt›. Mukteda takipçilerinden uzak durmalar›n› istedi. Kürtlere gelince, Irak içinde ve d›fl›nda Kürtlerin çok büyük bir kat›l›m› oldu “seçimlere”. Bu bekleniyordu.

‹ki Kürt lideri de iflgal güçleriyle tam iflbirli¤i içindeler ve iflgalcilerin onlar›n umutlar›n› yerine getirece¤ini düflünüyorlar. ‹flçi-köylü: Dünyan›n birçok yerinde oldu¤u gibi Türkiye’de de 30 Ocak günü Irak’taki iflgale ve sahte seçimlere karfl› yürüyüfl gerçeklefltirildi. Türkiye’deki ilerici harekete ve halka iletmek istedi¤iniz bir mesaj›n›z var m›? Sizi temin etmek isteriz ki, Irak’taki kahraman direniflimiz günbegün yükseliyor ve güçleniyor. Irak direniflinin kahraman eylemleri ve iflgale karfl› sald›r›lar›ndaki stratejileri ve po-

litik kurumlar› iki net cephenin yarat›lmas›yla sonuçlanm›flt›r: Birincisi, Irak halk› ve dünyan›n birçok halk› taraf›ndan desteklenen Irak direnifli cephesi ve ikincisi, emperyalist iflgal ve onun ulusal ve uluslar aras› sembolleri cephesi. Ayr›ca silahl› direnifle kad›nlar›n kat›l›m› farkl› flekiller ve biçimler almakta. Bu da Irakl›lar›n direniflinde yeni bir bölüm açmaktad›r. (Ocak 2005’teki direnifl raporunda da bu gerçek görülebilir.) Sizlere deste¤iniz için çok teflekkür etmek isteriz ve Irak direnifli için dayan›flmam›z› yo¤unlaflt›rabilece¤imizi umuyoruz.


15

15

11-24 Şubat 2005

Irakl› direniflçiler dünya halklar›na sesleniyor! Bugün, size tekrar sesleniyoruz. Sizden ne silah, ne savaflç› istiyoruz. Bizde bunlardan çok var. Sizden iste¤imiz, savafla ve yapt›r›mlara karfl› genifl bir cephe kurman›zd›r. Bilgelik ve bilinçle yönetilen bir cephe. ‹yileflme ve düzen getirecek bir cephe. Rüflvetin içinde batm›fl kurumlar›n yerini alacak yeni kurumlar.

Nerede, ne zaman ve nas›l vuraca¤›m›za biz karar veriyoruz. Ve nas›l ki atalar›m›z, medeniyetin ilk k›v›lc›mlar›n› çakt›, dünya “fethini” yeniden yazaca¤›z. Bugün flehir gerilla savafl› sanat›nda yeni sayfalar yaz›yoruz. Bilin ki, Irak halk›n› desteklerken, yar›n ayn› y›k›mlar› siz yaflamayas›n›z diye kendinize yard›m etmifl oluyorsunuz.

Dünya halklar›! Bu sözler, askeri sald›r› gününe kadar, ABD ve ‹ngiliz câni rejimlerin yapt›r›mlar›ndan sa¤ kalanlardan geliyor. Biz korku yerine ilkeleri tercih eden s›radan insanlar›z. Biz katliamlardan ve yapt›r›mlardan ac› çektik, ki bize göre bunlar birer kitle imha silah›d›r. Y›llarca, lanetli Birleflmifl Milletler, dünyan›n istikrar› ve bar›fl› ad›na, petrol gelirimizle geçinirken, bizler ›st›raplar ve umutsuzluklarla yaflad›k. Ifl›¤› beklerken iki milyondan fazla masum insan öldü. Ve nihayetinde bu tünel, ülkemizin iflgali ve yeralt›-yerüstü kaynaklar›m›-

z›n talan›yla bitti. ABD ve ‹ngiliz hükümetlerinin Irak’ta iflledikleri suçlar›n sonucu olarak, gelece¤imize sahip ç›kmaya karar verdik. Bu gelecek, insanl›k tarihindeki tüm direnenlerin gelece¤idir. Ülkemizi yak›p y›kan, talan eden hükümetleri seçim yoluyla desteklemifl olan ve dolay›s›yla manevi ve iktisadi olarak sorumlu olan uluslar›n bizlere yollad›klar› iflgalci güçleri ülkemizden kovmak bizim görevimiz, bizim hakk›m›zd›r. Biz, ne ‹ngiltere’yi, ne ABD’yi iflgal etmek için denizleri, okyanuslar› aflt›k, ne de 11 Eylül olay›ndan sorumluyuz. Bunlar sadece, h›zl› geliflen Çin devleti ve geniflleyerek güçlenen Avrupa karfl›s›nda, dünya enerji kaynaklar›n› ele geçirme planlar›n› örtbas etmek için cânilerin uydurduklar› birer yaland›r. Bu çok ironiktir ki t›rmanmakta olan bu çat›flmalar›n faturas› uyuyan bu dünya ad›na Irakl›lara ç›kar›lmaktad›r. ‹ngiltere ve ABD de dahil, savafla ve globalleflmeye karfl› protesto eylemleri yapan herkese teflekkür ediyoruz. Ayr›ca, flimdiye kadar en az›ndan ak›ll› ve dengeli diye de¤erlendirdi¤imiz tav›rlar›ndan dolay› Fransa’ya, Almanya’ya ve di¤er ülkelere de müteflekkiriz. Bugün, size tekrar sesleniyoruz. Sizden ne silah, ne savaflç› istiyoruz. Bizde bunlardan çok var. Sizden iste¤imiz, savafla ve yapt›r›mlara karfl› genifl bir cephe kurman›zd›r. Bilgelik ve bilinçle yönetilen bir cephe. ‹yileflme ve düzen getirecek bir cephe. Rüflvetin içinde batm›fl kurumlar›n yerini alacak yeni kurumlar. Amerikan dolar› kullanmay›n, euro veya baflka döviz kullan›n. ‹ngiliz ve ABD ürünleri tüketimini azalt›n veya durdurun. Siyonizmin dünyaya son vermesinden önce, siyonizme son verin. Bu savafl›n gerçek özü konusunda kuflku duyanlar› e¤itin ve kabul ettiklerinden çok daha fazla kay›p verenlerin medyalar›na inanmay›n. Gerçek hezimetlerini dünyaya

göstermek için daha çok kamera olmas›n› ne kadar isterdik. Düflman adeta kaçacak delik ar›yor. Göremedikleri ve öngöremedikleri Direnifl hareketinden korkuyorlar. Nerede, ne zaman ve nas›l vuraca¤›m›za biz karar veriyoruz. Ve nas›l ki atalar›m›z, medeniyetin ilk k›v›lc›mlar›n› çakt›, dünya “fethini” yeniden yazaca¤›z. Bugün flehir gerilla savafl› sanat›nda yeni sayfalar yaz›yoruz. Bilin ki, Irak halk›n› desteklerken, yar›n ayn› y›k›mlar› siz yaflamayas›n›z diye kendinize yard›m etmifl oluyorsunuz. Amerikal›larla baflka yerlerde antlaflmalar yapmak Irak halk›na yard›m etmek anlam›na gelmez. Stratejilerini tecrit etmeye devam etmelisiniz. Bu savafl›n art›k hiçbir bölgesel yan› kalmam›flt›r. Dünya halklar›, Amerikan halk›n›n bitmeyen ve sürekli tazelenen korkusunun esiri olarak yaflayamaz art›k. Onlar› Irak’ta öyle oyalayaca¤›z ki, tüm kaynaklar›n›, insan güçlerini ve savafl azimlerini buraya ak›taca¤›z. Ne kadar soyarlarsa soysunlar, tüm soyduklar›n› hatta daha fazlas›n› burada harcamalar›n› sa¤layaca¤›z. Çal›nan petrolümüzün ak›fl›n› engelleyece¤iz, hatta durduraca¤›z; böylece, planlar›n› bofla ç›kartaca¤›z. Bir hareket ne kadar erken do¤arsa, y›k›l›fllar› o kadar erken olur. Amerikan askerlerine sesleniyoruz: zulme karfl› siz de bizimle birlikte savaflabilirsiniz. Silah›n›z› b›rak›n. Gelin, camilerimize, kiliselerimize ve evlerimize s›¤›n›n. Sizi koruyaca¤›z. Ve daha önce baz›lar›na yapt›¤›m›z gibi, sizi Irak’›n d›fl›na ç›karaca¤›z. Evlerinize, ailelerinize, sevdiklerinize geri dönün. Bu savafl, sizin savafl›n›z de¤ildir. Irak’ta, onurlu bir dava için de savaflm›yorsunuz. Ve George W. Bush’a sesleniyoruz; Bize “ç›k›n meydana” demifltin. Nitekim öyle yapt›k. Hem de hiç beklemedi¤in kadar. Baflka bir iste¤in var m› ?”


11-24 Şubat 2005

16

15

10. y›l›nda flan olsun, iktidara kararl›ca ilerleyen

NEPAL HALK SAVAfiINA! 13 fiubat 1996’da dünyan›n çat›s›ndaki Everest da¤lar›ndan ezilen halklara umut ›fl›¤›n›n mufltusunu veren Nepal Halk Savafl›’n›n bafllat›lmas›n›n 10. y›l›nda, bugün bu umut Demokratik Halk Devrimi’nin yaklaflt›¤›n› müjdeliyor. Dünya halklar›na umut olan yi¤it Nepal halk›n›, mücadelelerini ve flanl› NKP (Maoist)’i selaml›yor, bu konuyla ilgili elimize posta kanal›yla ulaflan afla¤›daki bildiriyi, haber de¤eri tafl›d›¤›ndan oldu¤u gibi yay›nl›yoruz. Bundan tam on y›l önce, 13 fiubat 1996’da, NKP (Maoist) ve önderli¤indeki Nepal halk›, kaderini eline almak ve tüm dünyan›n zirvesi, halklar›n ortak de¤eri olan Everest’i özgürlefltirip k›z›l bayra¤› dikmek için Marksizm-Leninizm-Maoizm rehberli¤inde emperyalizme, feodalizme ve her türden gericili¤e karfl› silaha sar›ld›. MLM’nin ihtilalci çizgisini kuflanan Nepalli komünistlerin bir görevi emperyalist güçlerin ve Nepal’deki uflaklar›n›n koyu zulüm ve sömürü üzerine kurulu gerici iktidar›n› Halk Savafl› yoluyla y›k›p yerine Komünizm perspektifli Demokratik Halk ‹ktidar›n› kurmak iken, di¤er görevi, birinci görevin gerçekleflebilmesinin de ön koflulu olan devrim ve parti saflar›ndaki bilumum oportünist, reformist, tasfiyeci ve düzen-içi anlay›fl ve çizgileri yenilgiye u¤rat›p kurtuluflun önünü açmakt›. Bugün, NKP (Maoist) ve önderli¤indeki yi¤it Nepal halk› bu iki önemli görevi büyük oranda baflarman›n onurunu tafl›yor. Çünkü ülkenin büyük bölümünde karfl›-devrim yenilgiye u¤rat›ld› ve yerine halk›n demokratik iktidar› kuruluyor. Gerilla birlikle-

ri ordulaflarak Halk Kurtulufl Ordusu düzeyine ulaflt›. Onlarca alandaki K›z›l Siyasi Üsler, Birleflik Devrimci Halk Konseyi önderli¤inde merkezi iktidar organ›nda birlefltirildi. Ve önceleri devrim saflar›nda güçlü flekilde estirilen reformist-tasfiyeci dalgaya, düzen-içi parlamentarist çizgi ve anlay›fllara büyük darbe vurularak MLM’nin ihtilalci çizgisi egemen k›l›nd›. NKP (Maoist) ve yi¤it Nepal halk› bu on y›ll›k süre zarf›nda en de¤erli kadro, üye ve savaflç›lar›n›; evlatlar›n› kaybetti ama devrim kavgas›nda asla y›lg›nl›¤a-umutsuzlu¤a kap›lmad›. Tutsak düfltü ama halk›na, partisine ve yoldafllar›na ihanet etmedi. Say›s›z muharebelerde büyük zaferlerin yan› s›ra ciddi darbeler al›p yaraland› ama çökmedi. A¤›r bedeller ödedi ama her defas›nda bedelini fazlas›yla düflmana ödetme cüretini, düfltü¤ü yerden daha sa¤lam aya¤a kalkma gücünü daima gösterdi. S›n›f kinini sürekli biledi, her cephede düflman›n üzerine kararl›ca yürüyerek dosta umut, düflmana korku verdi. Daha da önemlisi tüm dünya emperyalist güçlerinin, ifl-birlikçi ve uflaklar›n›n enternasyonal proletarya

ve dünya halklar›n› kurtulufl yolundan sapt›rmak için hem direkt hem de devrim saflar›ndaki ideolojik ajanlar› arac›l›¤›yla pervas›zca estirdi¤i ideolojik sald›r›lar karfl›s›nda Nepalli komünistler MLM’nin ihtilalci çizgisiyle donanm›fl olarak; on binlerce gerillay›, yüz binlerce milisi ve milyonlarca emekçiyi MLM ideolojisini rehber alm›fl alternatif iktidar organlar›nda örgütlemifl olarak, dünya gericili¤i karfl›s›nda dimdik ayaktalar. Bilumum karfl›-devrim güçlerinin özellikle sosyal ve ulusal kurtulufl mücadelesini silahl› flekilde sürdüren komünist, devrimci, ilerici, yurtsever güçlere pervas›zca sald›rd›¤› ve bu hakl› mücadeleleri “terörizm” olarak damgalay›p sindirmeye, halklar nezdinde gözden düflürmeye çal›flt›¤›; ve de Afganistan, Irak, Filistin örneklerindeki gibi iflgali sürekli k›lmaya çal›flt›¤› bir dönemde yi¤it Nepal halk›n›n ve öncüsü NKP (Maoist)’in dünyan›n zirvesi olan Everest’i özgürlefltirip dünya halklar›na arma¤an etmedeki cüret ve kararl›l›¤› tüm dünya ezilenlerine, komünistlerine ilham ve umut kayna¤›d›r. Bugün Irak, Filistin, Afganistan’da emperyalist-gerici iflgalcilere karfl› sa-

vaflan halklara en büyük deste¤i, kuflku yoktur ki örnek ve kararl› mücadeleleriyle Nepalli komünistler ve emekçi halk› veriyor. Ve bugün 10. y›l›n› kutlad›¤›m›z Nepal Halk Savafl› siyasal iktidar› ülke çap›nda almak, düflmana son darbeyi vurmak için hedefine emin ad›mlarla ilerliyor. Dünya gericili¤ini Nepal özgülünde bozguna u¤ratan, emperyalist esaret zincirini Nepal somutunda parçalayan yi¤it Nepal halk›n› ve bu mücadeleye önderlik eden komünistlerle çok yönlü dayan›flmaya girmek ve desteklemek özellikle bugün tarihi önemdedir. Partimiz TKP/ML baflta dünyan›n tüm komünistleri olmak üzere, tüm devrimcileri, ilerici ve yurtsever güçleri, anti-emperyalist, anti-iflgalci güçleri, görkemli Halk Savafl›n›n onuncu y›l›nda, yi¤it Nepal halk›n›n kahraman mücadelesiyle dayan›flmaya ça¤›r›r. Onuncu y›l›nda flan olsun, Nepal Halk Savafl›na! Yaflas›n Marksizm-Leninizm, Maoizm! Yaflas›n Proletarya Enternasyonalizmi! TKP/ML Enternasyonal Bürosu

‹çinden geçti¤imiz süreç ve tecrit karfl›t› mücadele ‹çinden geçti¤imiz süreci genifl bir çerçevede ele ald›¤›m›zda 19 Aral›k katliam›n›n, emperyalist devletler ve onlar›n yerli uflaklar›n›n stratejik hesaplar›n›n bir aya¤› oldu¤u daha iyi görülecektir. Emperyalist devletlerin uluslararas› planda saflaflmalar›n›n giderek netleflti¤i, askeri alanda NATO ve ondan ayr›l›p ayr› bir pakt oluflturman›n yo¤un tart›fl›ld›¤›, AB devletlerinin yeni üyeleri dahil etmesi, ABD ve ‹ngiliz emperyalistlerinin askeri ve ekonomik iliflkilerini s›klaflt›rd›¤›, öte yandan fianghay Befllisi’nin giderek somutlaflmas› süreci h›zland›ran önemli geliflmelerdir. Gerek ABD gerekse AB emperyalizmine göbek-

ten ba¤›ml› ülkemiz egemenleri de do¤al olarak bu sürecin bir parças› olmaktad›r. Türk hakim s›n›flar› s›radan bir parça de¤il stratejik hesaplar›n merkezinde olan bir parça durumundad›r. Bankalar›n iflas ettirildi¤i, borç ödemelerinin gündeme geldi¤i, TL’nin (TC’nin) devalüe edilece¤i, zaman›n giderek yaklaflt›¤› bir sürece giriliyordu. Elbetteki bu süreçten ç›kman›n koflulunun DTÖ, DB, IMF gibi emperyalist tekellerin soygun kurumlar›n›n karfl›s›na el pençe bir duruflla mümkün oldu¤unun bilincindeydiler. ‹stikrarl› borç ödemenin koflulu; istikrarl› bir ekonomi ve muhalefetsiz bir siyasetle mümkündü. Efendilerine gü-

ven vermek için dikensiz bir gül bahçesini alt›n bir tabakta sunmalar› gerekiyordu. Bütün bunlar› tek çat› alt›nda toplayacak olursak, TC devletine yeni bir sürece girmesi emrediliyordu. Bu diplomatik dili iyi okuyan egemenler “yeniden yap›lanma” planlar›yla efendilerinin karfl›s›na ç›kt›lar. Özellefltirme, soygunculuk, katliamlar, hücreler bu “yeniden yap›lanma”ya dahildi. Böylece toplumun en ileri, en politik kesimi olan komünist ve devrimcilerin varl›¤›n› ortadan kald›rmak bir zorunluluktu onlar için. ‹flte 19 Aral›k katliam› ekonomik, siyas›, jeopolitik planlar›n›n hayata geçirilmesi için emperyalizm ve yerli uflak-

lar›nca gerçeklefltirilmesi gereken bir katliamd›. Katliam planlar›n›n bir y›l önceden haz›rl›¤›n›n yap›ld›¤› üniformal› katillerin bas›n aç›klamalar› ile ortaya ç›km›flt›. Katliam›n boyutu, direniflin yüceli¤i ayar›ndayd›. 19 Aral›k katliam› sonras› aç›lan F (hücre) tipi hapishaneler adeta cunta dönemlerini aratan iflkence merkezleri haline getirildi. F (hücre) tipi emperyalistler ve uflaklar› için stratejik bir planlamayd›. fiimdilik F (hücre) tipi hapishaneleri açmakta baflar›l› olan egemenler, devrimci ve komünist tutsaklar› teslim almay› baflaramad›. 5. y›l›nda da müthifl bir azimle irade savafl› devam etmektedir. Ki tecrit olgusu yok


15 oluncaya dek bu direniflin sürece¤inden kimsenin flüphesi yok. Direnifl sürdü¤ü müddetçe yenilgiden bahsedilemez. Tecrit olgusunun yok edilebilmesinin tek bafl›na hapishanelerdeki direniflle mümkün olmad›¤›n›n bilincindeyiz. Bu bilinçle prati¤imizi örmekte bir tereddüt, mu¤lakl›k bulunmamaktad›r. Bir fleyi tan›yabildi¤imiz, kavrayabildi¤imiz oranda ancak ona fliddetli darbeler indirip onu yok edebiliriz. Binlerce y›ll›k insanl›k tarihi savafl sahas›nda bu gerçekli¤in ispat›yla doludur. ‹çinden geçti¤imiz süreçte emperyalistler ve ülkemiz egemenleri aç›s›ndan F (hücre) tiplerinin neyi ifade etti¤ini iyi kavrad›¤›m›zda yürüyüflümüzde ataca¤›m›z ad›mlar ve hedefimiz daha berrak olacakt›r. Dost ve düflman cephesini iyi analiz etmek gerekir ki hangi dostlarla neyi, nerede, nas›l, ne kadar yapabiece¤imizi do¤ru belirleyebilelim. Emperyalistlerin ve yerli uflaklar›n›n sald›r› haz›rl›klar› yapt›klar› dönemde, kitlelerin bilinçlerinde bir yan›lsama yaratmak için en çok dile getirdikleri argümanlar; özgürlük, demokrasi, insan haklar›, medeniyet götürme retorikleri olmufltur. Hitler’in, Mussolini’nin, M. Kemal’in diktatoryalar›n› kurmalar›nda, Avrupal›lar›n Amerika anakaras›nda K›z›lderili katliamlar›nda hep bu argümanlar›n kullan›ld›¤›n› tarih bilincimiz bize yüzlerce, binlerce kez hat›rlatmaktad›r. ‹flte bu retoriklerin etkisinde kal›p kalmamak ülke gerçekli¤ini, emperyalizmin taktik ve stratejik hesaplar›n› Diyalektik Tarihsel Materyalizmle di¤er bir deyiflle MLM kavray›flla mümkündür. ABD ve AB emperyalizminin özgürlük, demokrasi, insan haklar›, medeniyet söylemlerinin Marksizme ra¤men Marksizmi savunduklar› iddias›yla ortaya ç›kan küçük burjuva, reformist uzlaflmac› anlay›fllarda bir etkisi olacakt›r. Tarih bize bunun da onlarca örne¤ini sunarken yine tarihe mal olacak bu türden örneklerin bolca yafland›¤› bir süreçten geçiyoruz. 90’l› y›llar›n bafl›nda Rus Sosyal Emperyalizminin (RSE) y›k›lmas›yla ona endeksli “politika üreten” ya da oray› nüans farkl›l›klar›yla birlikte “sosyalizmin kalesi” olarak gören anlay›fllar›n içine düfltü¤ü yönsüzlük bu cephede bir kaos yarat›rken bu sürecin atlat›lamad›¤› ve izlerinin yans›malar›n› hala sürdürdü¤ünü görebilmekteyiz. Sosyalizme olan inanc›n gerilemesi, baflta ABD ve Avrupal› emperyalistlerin aç›lan bu gedikten h›zla topyekün sald›r›ya geçifli, devrimci cephede bir gerilemeyi yaratt›. ‘90’lar›n ortas›na gelindi¤inde devrimci cephede belli oranda bir geliflme ve güç oluflmuflsa da bu gücü ileriye tafl›yacak taktik politikalar›n gelifltirilememesinden dolay› bir üst noktaya tafl›namad›. Türkiye Devrimci Hareketi (TDH) tarihinde “makus talih” olarak de¤erlendirilebilecek bu teorik-pratik seyir günümüzde de kendisini sürdürmektedir. Kabesi y›k›lan ve RSE’yi nüans farklar›yla “sosyalist” de¤erlendiren kimi anlay›fllar bu süreçten evrime u¤rayarak ç›kt›lar. Sosyalizm, devrim hedefli ç›k›fllar dü-

17 zen içili¤e, uzlaflmaya, nihai olarak parlamenter reformizme demirlemekle sonuçland›. RSE’nin tarihsel evrimini do¤ru tahlil eden Maoistler ve bunun yan›s›ra kimi küçük burjuva devrimci yap›lar devrim, sosyalizm hedefli politik düzlemde ›srarla durmaktad›rlar. TDH’nin yan›s›ra ulusal hareketin Kürt ulusal bilincinin ve direniflinin giderek güçlendi¤i bir süreçte yaflan›yordu. Bu geliflme, devrimci ve komünist harekette bir moral motivasyon yarat›rken ‘93 y›l›nda bafllat›lan ateflkes süreci (ki bunda RSE’nin y›k›l›fl›n›n etkisini görmek gerekir) ve akabinde dost devrimci ve komünist yap›lara yaklafl›mlarda d›fllay›c› bir sürece de girmekteydi. Dost güçlerle aras›ndaki mesafe aç›ld›kça Türk egemenleriyle aras›ndaki mesafe giderek daral›yordu. Kürt ulusal hareketinin önderinin TC taraf›ndan ele

geçirilifliyle ulusal hareketteki uzlaflma-bütünleflme süreci s›çramal› bir flekilde h›zlanm›fl, devrim cephesinden Türk egemenlerinin belirlemifl oldu¤u marj aral›¤›nda siyasetle yetinmeye çal›flan geri bir noktaya savrulmufltur. Bugün aç›s›ndan devrim cephesinin eksileri ço¤al›rken TC aç›s›ndan hanesine yeni art›lar eklenmektedir. 19 Aral›k’a gelindi¤inde uzlaflmac› reformist cephenin geniflledi¤i, devrimci-komünist cephenin darald›¤›, kitlelerin bilincinin “AB’ye girece¤iz” propagandas›yla dumura u¤rat›ld›¤›, ABD baflta olmak üzere emperyalistlerin halklara sald›r›s› politik-diplomatik alandan askeri alana kaym›fl konjonktürel bir durum sözkonusuydu. Yo¤un bir “AB standartlar›nda cezaevleri, villa tipi” vs. propagandas›yla uflak medyay› da arkas›na alan faflist devlet kitlesel muhalefeti ustaca bir taktikle bofla ç›kartarak katliam› gerçeklefltirdi. Ki ayn› süreçte AP (Avrupa Parlamentosu) alm›fl oldu¤u bir kararla; AB demokrasisinin ikiyüzlülü¤ünü orta yere sererek, faflist Türk devletine, hücrelerin uygulamaya sokulmas›nda aç›k bir destek vermiflti. AP ayn› süreçte yapm›fl oldu¤u bir toplant›s›nda insan haklar› ihlali yapan devletlere karfl› yapt›r›m uygulamaktan vazgeçti¤ini karar alt›na al›yordu. Oysa AB temsilcilerinin Türk devletine yönelik elefltirileri (F tipleriyle ilgili) kamuoyuna flirin görünmek isteyen s›rtlan gülüfllerinden baflka bir fley de¤ildi. Ve art›k mücadelenin, direniflin merkezleri olarak F (hücre) tipleriyle karfl› karfl›ya kal›nan bir süreç geliflti. F (hücre) tiplerinin stratejik bir plan›n-yönelimin ayaklar›ndan birisi oldu¤u bilinciyle hareket edildi¤inde ve uzun vadede F (hücre) tiplerinin ortadan kald›r›lmas› için at›lacak ad›mlar›n net ve

sa¤lam ad›mlar olmas› kaç›n›lmazd›r. Bu yürüyüflün ilk ad›m› olarak de¤erlendirebilece¤imiz “Yeni Ceza ‹nfaz Yasas› ve Tecrit Karfl›t› Birlik”in prati¤i ele al›nd›¤›nda önümüzü açacak perspektifler sunacakt›r. “Birli¤in” üç ayl›k prati¤i yasan›n geçmesini önleyemezken tek tip elbisenin geri çekilmesi ve zorla çal›flt›rma yasas›nda belli ‘esneme’nin getirilmesine etkide bulunmufltur. Bunun daha etkili bir birlik olmas›n›n koflullar› varken birli¤in oluflum süreci (alelacele oluflturulmas›) ve birlik içerisinde yer alan kimi anlay›fllar›n sisteme karfl› durufllar›ndaki farkl›l›klar›n birli¤e yans›mas› birlik eylemlerinin sistemi rahats›z edici boyutunu afla¤›ya çekmifltir. Bir gerçekli¤e gözümüzü kapatamay›z; ateflin düfltü¤ü yeri yakt›¤› hususunda hemfikirsek tecrit sorununda da ilk ve en çok yanan›n devrimciler ve komünisler oldu¤u aflikard›r. Yanan›n refleksiyle su tafl›yan›n refleksinin ayn› olamayaca¤›n› herfleyden önce kavramak gerekiyor. ‹flte bu noktadan hareketle tecrite karfl› örülecek mücadelede kimlerle nas›l ve nereye kadar yürüyece¤imizi berrak bir biçimde ortaya koymal›y›z. Bir eylemin biçimi önsel olarak sisteme karfl› duruflun yans›malar›n› tafl›yacakt›r. Sistemi uzlafl›labilir, revize edilebilir (öz itibariyle) yani iyilefltirilebilir olarak de¤erlendiren yaklafl›mlarla diktatorya, ›rkç›, feodal katliamc› bir kültüre sahip olarak ya da bu belirlemelerden birisiyle addeden yaklafl›m(lar)la aras›nda nitel düzeyde politik farkl›l›¤›n olmas› gözden kaç›r›lamaz. Bu kal›n çizgi gözden kaç›r›ld›¤›nda taktik olarak birlikte yürünecek güçleri ayr›flt›rmada, belirlemede bir bulan›kl›¤›n olmas› kaç›n›lmazd›r. Tecrite karfl› örülebilecek bir mücadelenin dünya ve ülke özülünde içinde bulundu¤u konjonktürel yap›y› dikkate almadan prati¤e yönelimi baflar›l› olmayacakt›r. Bugün ABD emperyaliminin Irak’› iflgali ve halk›n› yok etmeye yönelik sald›r›s›, bunun karfl›l›¤›nda Irak halk›n›n yi¤itçe direnifli dünya halklar›n›n gündeminde bafl s›ray› almaktad›r. ABD emperyalizminin yeni ülkeleri iflgalinin s›rada durdu¤u bir süreç içerisindeyiz. Irak iflgali ve direniflini Ortado¤u’da ABD, AB’li ve Rusya, Çin, Japon-

11-24 Şubat 2005 ya gibi kapitalist-emperyalist devletlerin örtülü bir savafl› olarak da okumak mümkün. Dünya gündemi böyle flekillenirken ülkemizde egemenler h›zl› bir flekilde özellefltirme, sendikas›zlaflt›rma ve bir devlet politikas› olarak kitleleri “hiç”lefltiren yozlaflmayla karfl› karfl›yay›z. Tecrite karfl› örülen mücadele ayn› zamanda emperyalistlerin ve uflaklar›n›n halklara giydirmeye çal›flt›¤› deli gömle¤inin kollar›ndan birisinin y›rt›lmas›n› beraberinde getirecektir. Bundan dolay› tecrite karfl› mücadelenin kitleleri sarmas› ve harekete geçirmesi tek bafl›na F tipi-tecrit olgusuna indirgenemez. Halk›n karfl› karfl›ya kald›¤› sorunlarla birlikte ele almak ve bunun her alanda halklar› k›skaca ald›¤› somutlu¤un deflifre ve teflhir edilmesiyle yürütülecek bir faaliyetin örülmesiyle baflar›l› olunacakt›r. Emperyalizme ve komprador bürokrat burjuvaziye karfl› mücadelede ve özgül olarak karfl›m›zda duran F tipi tecrit olgusuna karfl› yaklafl›mda kitleselleflme ad›na düflmememiz gereken bir yan›lsamaya dikkat çekmek isteriz. “Kitleselleflme” ad›na kitle kuyrukçulu¤una düflmemek gerekmektedir. Maoistler nicelik ad›na nitelik kayb›na göz yumamazlar. fiekilsiz, ilkesiz birliklerden kaç›n›rlar. Asgari düzeyde taktiksel olarak oluflturulan eylem birlikteliklerinde dahi esneklik ad›na elastiki yaklafl›mlar›n mümkün mertebe asgariye çekilmesinden, disiplinli, karfl›l›kl› sorumluluklar› içeren eylem birlikteliklerinden yanad›rlar. Maoistler önümüzdeki süreçte tecrit karfl›t› örülebilecek bir mücadelenin asgari ölçekte devrimciler aras› bir konsensüse kavuflturulmas›ndan yanad›r. Ateflin düfltü¤ü yeri yakt›¤› gerçekli¤ini hat›rlatarak örülebilecek birlikteliklerin öncülü¤ünde devrimcilerin olmas›n› tercih eder. Mümkün mertebe ortak hareket edilmesinden ve bir yürütmenin (a¤›rl›kl› olarak devrimcilerin oldu¤u) oluflturulmas›ndan yanad›r. Birlikte hareket edilebilecek güçlerin bu birli¤e dahil edilmesini benimser. Ba¤›ms›z eylem hatt›n›n tan›nmas›ndan yanayken birli¤in eylemlerinin güç kayb›na neden olacak eylemlerden kaç›n›lmas›na dikkat çeker. Kitle çal›flmas›nda ajitasyon-propagandada özgürlük ilkesine riayet edilmesini savunur. Halk saflar›nda gördü¤ü bütün kesimleri kitle çal›flmas›n›n alanlar› olarak de¤erlendirir ve bu birli¤in içerisinde yer almas› için çaba gösterir.


11-24 Şubat 2005

18

15

“Tayyip bu flark› burada bitti!” diyen iflçiler hayk›r›yor: “SEKA ‹ZM‹T’‹N fiARKISIDIR, BU fiARKI BURADA B‹TMEZ!”

“SEKA’y› kapat›n görelim sizi Siyasetçi katili yapmay›n bizi Korkutamaz bizi cezaevleri Ölümüne direnir SEKA iflçisi” Üstteki dörtlük direniflte olan SEKA iflçilerinin marfl›ndan bir bölüm. Fabrikan›n önünde direnifl sloganlar›n›n coflkuyla hayk›r›ld›¤› bir anda aniden bafllayan Mehter Marfl›’n› flaflk›nl›kla karfl›l›yoruz. Az sonra anl›yoruz ki, bu marfl iflçilerin söz yazd›¤› SEKA marfl›. Kimbilir belki de hala resmi törenlerde güç gösterisi yap›l›rken kullan›lan bu marfla söz yazarak esas gücün kendileri oldu¤u mesaj›n› veriyorlar, onlar› iflsiz afls›z ve geleceksiz b›rakmak isteyenlere. ‹zmit SEKA fabrikas›n›n “ekonomik ömrünü tamamlad›¤›” gerekçesiyle kapat›lma karar›n›n al›nmas›ndan sonra 14 Aral›k 2004 tarihinden itibaren çeflitli eylemlilikler yapan iflçiler, 19 Ocak 2005 tarihinde kendilerini fabrikaya kapatm›fllard›. Fabrikan›n kapat›lma tarihi 27 Ocak Perflembe günü olarak aç›klanm›flt›. SEKA iflçileri bu tarihe kadar yapt›klar› eylemlerde “ekme¤imiz, afl›m›z, gelece¤imiz için direnece¤iz, direne direne kazanaca¤›z, bizim SEKA’dan ölümüz ç›kar” aç›klamalar›n› yapt›lar. Yap›lan eylemliliklere s›n›f dostlar› da kat›larak SEKA iflçisinin yaln›z olmad›¤›n› hayk›rd›. Yap›lan sald›r›n›n sadece SEKA iflçisine olmad›¤›n› iflçi s›n›f›na yönelik oldu¤unu vurgulayarak direnifli sahiplendiler. ‹flçiler, aileleri, sendikac›lar ile direnifli sahiplenen dostlar› 27 Ocak Perflembe günü SEKA fabrikas›n›n önünü ya¤an ya¤mura inat doldurdular. Fabrika yemekhanesinde bekleyen iflçiler fabrikay› kapatmaya gelindi¤inde kendilerini fabrikan›n mekanik atölyesine kapatacaklar›n› dile getiriyorlar. Bunun için gerekli haz›rl›klar tamamlanm›fl durumda. fiuras› bir gerçek ki, SEKA iflçiler için sadece çal›flt›klar› bir iflyeri de¤il. Onlar küçük yafllarda ka¤›t iflçisi olarak burada at›lm›fllar hayata ve “SEKA bizim için hayat›n ta kendisi” diyorlar. Okulu, spor tak›m›, lokaliyle genifl arazide kurulu bir dünya buras› onlar için. Ço¤u çok uzun süredir burada iflçi, buraya ilk gençliklerini, ilk aflklar›n› ve yaflamlar›n›n uzun y›llar›n› vermifller, buran›n kapat›lmas› bir bak›ma onlar›n geçmifllerinin; çocuklar›n›n ise geleceklerinin ellerinden al›nmas›. Ka¤›t iflçili¤inden baflka ifl bilmiyorlar ve fabrika kapand›¤›nda hem iflsiz, hem mesleksiz kalm›fl olacaklar. Baflka yere tafl›nmay› düflünmüyorlar, dolay›s›yla onlar için hem

ayakta hem hayatta kalma mücadelesi bu. ‹flçilerin gergin bekleyiflleri fabrikan›n yemekhanesinde devam ederken Selüloz-‹fl Sendikas› sabah saatlerinde misafirlere yemekhaneyi kapatarak bir konuflma yap›yor. Konuflmalar›n ard›ndan gelen misafirler ve bas›n mensuplar› içeri al›n›yor. “Bizim SEKA’dan ölümüz ç›kar”, “Direne direne kazanaca¤›z”, “Kurtulufl yok tek bafl›na ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganlar›n› at›yorlar coflkuyla! Kad›nlar›n coflkusu daha bir baflka, onlar bu iflsizli¤in getirece¤i yoksullu¤un üzerlerine getirece¤i yükü çok iyi biliyorlar ve direniflte çocuklarla beraber efllerinin yan›ndalar. Öyle ki hava so¤uk ve ya¤›fll› olmas›na ra¤men bebekler bile buraya getirilmifl “art›k buraya tafl›nd›k” diyorlar konuflurken. Buray› evleri olarak bellemeleri, buras› olmad›¤›nda evlerinde durmalar›n›n da mümkün olmad›¤›n›n yak›c›l›¤›n› hissetmelerinden kaynaklan›yor. Ö¤len saatlerinde Selüloz-‹fl Genel Baflkan› Ergin Alflan’›n yemekhaneye girerek iflçilere bir sürprizinin oldu¤unu söylemesiyle iflçiler alk›fllar ve sloganlarla Alflan’› dinlemeye bafll›yorlar. Alflan “Kocaeli ‹fl Mahkemesi yetkisizlik karar›, Ankara 9. ‹dare Mahkemesi yürütmeyi durdurma karar› verdi. Al›nan bu karar kesinleflmifl bir karar de¤il. Özellefltirmeden al›nacak savunman›n ard›ndan mahkeme karar verecek. Bu nedenle eylemlerimizi sonuna kadar sürdürece¤iz” dedi. Alflan’›n ard›ndan konuflan Selüloz-‹fl ‹zmit fiube Baflkan› Adnan Uyar ise “ço¤unluklar de¤il, inanm›fl az›nl›klar kazan›r. SEKA iflçisinin kavgas› ekmek mücadelesiydi. Mücadelemiz bitmedi, daha yeni bafll›yor. Bu mücadelede kellemizi koyduk, kazanaca¤›z” dedi. SEKA’n›n kapat›laca¤› belirtilen günde pek çok sendika sald›r›lar›n omuz omuza gö¤üslenece¤inin bilinciyle dayan›flmak için oradayd›: Eskiflehir’den, Bursa’dan, Zonguldak’tan Sakarya’dan, Ankara’dan, ‹stanbul’dan D‹SK ve KESK’e ba¤l› çeflitli sendika yöneticileri, iflçiler, emekçilerin yan›s›ra devrimci ve sosyalist çevreler de fabrikaya gelerek iflçilerin yan›nda olduklar›n› gösteriyorlard›. Hem bayram hem de ziyaret yeri buras›, sürekli bir ak›fl var fabrikan›n önüne. Tümtis, Yol-ifl, Tes-‹fl, Türk Harb-‹fl, Demiryol-‹fl bunlardan baz›lar›. Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi “Yaflas›n Tuzla Direniflimiz” ve “Emperyalist iflgale

karfl› Birlik, Mücadele, Zafer” pankartlar›yla, ILPS, DDSB flamalar›yla, Partizan “IMF ufla¤› kaça satt›n SEKA’y›”, “ SEKA iflçisi yaln›z de¤ildir”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” dövizleriyle direniflteki iflçilere sesleniyor. Tam bu esnada ya¤mur fliddetini art›rm›flken slogan at›l›yor “Ya¤mur ya¤sa da k›yamet kopsa da direnece¤iz!” Ö¤leden sonra gelen misafirler fabrika içine al›nmazken kap› önünde iflçilerin sloganlar›yla karfl›lan›yorlar. SEKA iflçilerinde bu ziyaretlerin yaratt›¤› moral gözlenebiliyor, konuflmalarda da söylüyorlar bunu, hele uzak yerlerden gelenleri hakl›l›klar›n›n bir ispat› olarak sunuyorlar konuflurken. Misafirlerin sloganlar› sendika yönetiminin tepkileriyle karfl›lafl›yor. Tuzla iflçileri ve Partizan kitlesinin “Türk-‹fl uyuma üyelerine sahip ç›k” slogan›na Selüloz-‹fl ‹zmit fiube Baflkan› Adnan Uyar’›n tepki gösterip yan›ndakileri göndererek sloganlara müdahale etmeye çal›flmas› dikkat çekiyor. Devrimci gruplar›n gazete, bildiri da¤›tmas›na izin vermeyen sendikac›lar, devrimci gruplar› içeri almamak için ellerinden geleni yapsa da devrimciler direnifli sahiplenerek ziyaretlerini direnifl bafllad›¤›ndan bugüne kadar sürdürmeyi görev bilmeye devam ediyorlar. Yemekhanenin üstündeki çat›da elindeki koca SEKA bayra¤›n› coflkuyla sallayan iflçi dikkatimizi çekiyor, onun yan›na gidiyoruz konuflmaya. “Ne düflünüyorsunuz?” diyoruz birisine. Eliyle arkadafl›n› iflaret ediyor, belli ki onun kendisinden daha iyi ifade edece¤ini düflünüyor. Di¤er iflçiye soruyoruz biz de ve

‹smail Karakaya büyük bir flevkle bafll›yor anlatmaya: “Ad›m ‹smail Karakaya. SEKA’n›n kapat›lmas› karfl›s›nda gün geçtikçe farkl› eylemler yap›yoruz, akflam dokuzda ›fl›klar› aç›p söndürmekten iflyerini terk etmemeye kadar uzan›yor bu. Biz hem SEKA’n›n kapat›lmamas› hem de üretime devam edebilmesi için gerekli yat›r›mlar›n yap›lmas› için mücadele edece¤iz. SEKA sadece bir fabrika de¤il, bizim yaflam›m›z ayn› zamanda. Spor salonumuz, tak›m›m›z, e¤itim faaliyetimiz gibi herfleyimiz var burada” diyor. “Ya uzlaflma olur, fabrika kapan›rsa?” diye soruyoruz. “Hiçbir flekilde düflünemiyorum” diyor ve ekliyor: “Art›k o gün herkes görecek. Siyasetçi katili mi olaca¤›z, cezaevlerine girmekten korkmuyoruz. Bize bunu yaparak militan yetifltiriyorlar burda kendi elleriyle” diyor. “Gerekirse onu da yapaca¤›z” diye eklemekten de geri kalm›yor. Konuflmayan iflçi, sol yumru¤unu kald›-

r›p sall›yor, bu flekilde daha çok fley anlatt›¤›n› düflünüyor. Yan tarafta orta yafll› bir iflçi söze giriyor hemen “iflçi hareketi buradan bafllayacak” diyor. Ailelerden söz aç›l›yor: “Biz kazanamad›¤›m›z, üretemedi¤imiz sürece, onlar da aç. Tabi ki bu eylemlerde direnecekler kazanaca¤›z. Çoluk çocu¤umuzla burday›z” diyor kararl›l›kla. Ona da ayn› soruyu yöneltiyoruz, mahkemenin yürütmeyi durdurma karar› konusunda ne düflünüyor? “Bu sadece bir hamle. ‹flçi arkadafllar›m›z› sakinlefltirmek, direnifli so¤utmak için yap›l›yor bu” cevab›n› al›yoruz. “Uzlaflma” sözcü¤ünü duyunca k›z›yor “sendika buradan geri dönemez, buna müsade etmeyiz. Uzlaflma SEKA için, üretime devam etmesi için.” Ayn› k›zg›nl›kla Silifke’de istihdam edilmeye de cevab› vermekten geri kalm›yor: “Bizim buradan ölümüz ç›kar. Biz, hiçbir yere gitmiyoruz.” “IMF’nin bu kapatmayla bir ilgisi var m› sizce?” sorusunun cevab›: “Evet, tabi ki. SEKA 1998’de 3.5 ay greve gitti¤i zaman nas›l Halis Toprak ka¤›ttan zengin olduysa, flu anda birileri bu fabrikan›n kapat›lmas›yla ka¤›t piyasas›nda zengin olacakt›r. Örnekleri var, 1993’de oluklu ka¤›t üretimi yapan fabrika kapand›¤› zaman, Tekirda¤’da bulunan Oluklu Ka¤›t Fabrikas› kapanmak üzereydi. Buras› kapand› ve oras› üretimini üç-dört kat art›rd› ve hala devam ediyor üretime. IMF uluslararas› flirketleri zengin etmek için bu karar› ald› diye düflünüyorum” oluyor. Kürsüden ziyarete gelen sendikalar›n baflkanlar› iflçilere sesleniyorlar k›sa k›sa. Akflam saatlerinde ellerinde meflalelerle KESK’liler gelip ortal›¤› ayd›nl›¤a kesiyorlar. Lastik-‹fl, Kristal-‹fl ve Petrol-‹fl de yerini al›yor. Dikkatimizi çeken bir baflka fley, özellefltirme sald›r›s›na u¤rayan Petrol-‹fl’li iflçilerin daha da gür atmas› sloganlar›, sald›r›lar›n ayn› yerden gelmesi direniflin de ortak olmas› gerekti¤ini oluflturmufl kafalarda. Akflam saat 18:00’de içeri geçilmesine karar veriliyor, yorucu bir gün ve onca yenilen ya¤mura ra¤men bir s›zlanma yok kimsede… Sadece mahkemenin verdi¤i karar›n etkisi biraz daha beklemeye sevk ediyor iflçileri. Kapatma bugün gerçekleflemedi ama bundan sonraki günler için hala geçerli ve bu belirsizlik rahatlamay› da engelliyor. Yemekhanede yap›lan konuflmalarda bu karara sevinmek gerekti¤i ama sürecin devam etti¤i, direniflin de devam etmesinin zorunlulu¤u vurgulan›yor. Yemekhanenin camlar› “SEKA kapat›lamaz, ferman IMF’nin fabrikalar bizimdir” pullamalar›yla süslenmifl. Kafa tokuflturarak selamlaflanlar, çember sakall›lar ve sol yumru¤unu s›karak slogan atanlar SEKA’n›n kapat›lmamas› noktas›nda bulufluyorlar. Kad›nlar›n pek ço¤u baflörtülerinin üstüne “SEKA kapat›lamaz” bantlar›n› takm›fllar. Ayn› flekilde baflörtülerinin üstüne sendikan›n flapkalar›n› geçirenler de var haylice. Konuflurken AKP’ye oy verdiklerini söyleyenler bunun piflmanl›¤›n› dile getiriyorlar. Slogan atarken “AKP Allah belan› versin!” deseler de umutlar›n› sendikada ve kendi direnifllerinde gördükleri att›klar› “‹flte ordu, iflte komutan” ve “Direne direne kazanaca¤›z” sloganlar›nda kendini gösteriyor.


19

15

“Bizim bayram›m›z bugün bafllad›” -SEKA neden kapat›l›yor? Y›lmaz Çelebi: Fabrikaya hurda diyorlar ama hurda de¤ildir. Bu fabrikay› bu haliyle kurmaya kalksan›z en az 1 milyar dolar para harcaman›z gerekir. Buraya 10 milyon dolar yat›r›m yapmaktan kaç›n›p 1 milyar dolar› çöpe atmak hangi akla, hangi mant›¤a, hangi vicdana s›¤›yorsa o vicdan vatan hainidir. Belediyeye park, bahçe alan› m› laz›m? fiu an buran›n at›l durumda olan bir sürü alan› var. SEKA çok genifl bir araziye sahip. Buray› küçültsün o arazileri als›n parka dönüfltürsün. Bu bofl durumda olan arazileri satmaya kalksan›z oradan gelecek paran›n onda biriyle buray› modernize edersiniz. Bu hem ülke ekonomisine kâr, hem çal›flan›na kâr hem de istihdam. - Sizin düflüncelerinizi ö¤renebilir miyiz? Fahrettin Gökyüz: Bize bayram› zehir ettiler. Bayramda çolu¤umuzdan, çocu¤umuzdan ayr› ettiler. Ama biz mücadelemizi b›rakmad›k, sonuna kadar devam edece¤iz. Mahkemeden nihai karar ç›kana kadar direniflimiz devam edecek. Bizim bayram›m›z bugün itibariyle bafllad›. Bundan sonra da hep birlikte fabrikaya sahip ç›kaca¤›z. Bu ülkenin her tafl›, topra¤› nas›l bizimse fabrikalar› da bizim. Can›m›z pahas›na da olsa SEKA’y› y›kt›rmayaca¤›z, kapatt›rmayaca¤›z.

Ali Ayd›n ve ailesi

“Bizi kaile almad›lar” - Bize kendinizi tan›t›r m›s›n›z? - Ad›m Ali Ayd›n. 15 y›ld›r SEKA’da çal›fl›yorum. - Fabrikan›n kapatma karar›ndan sonra ne tür eylemler yapt›n›z? A. Ayd›n: 14 Aral›k’tan itibaren Büyükflehir Belediyesi’ne, AKP il binas›na yürüyüfller, eylemler yapt›k, 8 Ocak’ta miting yapt›k. Arife gününden (19 Ocak) itibaren kendimizi fabrikaya kapatt›k. Sesimizi halka duyurmaya çal›flt›k. Fabrikaya kapand›ktan sonra burada yat›p kalkt›k. Bayramda çolu¤umuzdan çocu¤umuzdan ayr› kald›k. Akflamlar› saat 21:00’de 5 dakika ›fl›k söndürme eylemleri yapt›k. Bu eylemimize halk da destek verdi. - Bu süreçte devlet yetkililerinin size karfl› tavr› nas›ld›? A. Ayd›n: AKP’nin gerek il baflkan› olsun gerekse Büyükflehir Belediye Baflkan› Osmano¤lu olsun iflçinin karfl›s›na geçip tek kelime etmediler. Bunlar yerel TV’lerde, yerel gazeteler ile mesajlar›n› ilettiler. Bizi hiçbir flekilde kaile almad›lar. Bunlar “SEKA bizim olay›m›z de¤il” dediler. Sendikaya randevu vermediler. Bayram›n 3. günü efllerimiz AKP il binas›na bayramlaflmaya, dertlerimizi anlatmaya gitmek istediler. AKP il binas›na ulaflamadan panzerler, polisler üniversitenin orada efllerimizin önlerini kestiler. Efllerimiz 2 saat orada kald›ktan sonra fabrikaya geri döndüler. - Buradaki iflçilerin birço¤u oyunu AKP’ye verdi, inand›. Bu yaflananlardan sonra ne düflünüyorsunuz? A. Ayd›n: Bu mücadele, burada yaflad›¤›m›z olaylar herkesin beynine kaz›nd›, yerleflti. Hatta çocuklar›m›z›n beynine bile kaz›nd›. Bundan sonra iflçiler ve aileleri, Kocaeli halk› kesinlikle bofl vaatlere kanmayacak. Halk kendisine verilen sözlerin yerine getirilmedi¤ini gördü. Seçimden önce bizden oy isteyenler, çeflitli vaatlerde bulunanlar iki sene sonra bize s›rt›n› döndüler. Art›k bunlara kesinlikle güvenmiyoruz, inanm›yoruz. -Yaflad›¤›n›z bu direnifl süreci size neler ö¤retti, neyi gördünüz daha önce görmedi¤iniz? A. Ayd›n: Siyasilerin, politikac›lar›n iktidara gelene kadar halk› kulland›¤›n› gördüm. ‹ktidara geldikten sonra halka, iflçiye, emekçiye s›rtlar›n› döndüklerini gördük. -Bu süreçte neler yaflad›n›z? -(A. Ayd›n’›n efli): Kendimiz, çolu¤umuz, çocu¤umuz periflan oldu. ‹ki çocu¤umuz var. Eflim burada biz evde çok zor durumda kald›k. Her yönden zor durumda kald›k. -SEKA’n›n kapatma karar› ç›karsa aileler olarak ne yapmay› düflünüyorsunuz? -Direniflimiz devam edecek. Sonuna kadar efllerimiz direnecek bizler de yanlar›nda olaca¤›z.

“Her aflamay› iflçilerin direnifli belirleyecek”

Murat Özveri Selüloz-‹fl Sendikas› Hukuk Müflaviri Murat Özveri’nin konuyla ilgili görüfllerini ald›k. “Bugün çok önemli bir ad›m oldu, Ankara 9. ‹dare Mahkemesi Türkiye’de hukukun oldu¤unu, öyle 70 y›ll›k bir tesisin “ben yapt›m, bitti” fleklinde kapat›lamayaca¤›na iliflkin ciddi bir ad›m att›. Süreç devam ediyor ama, en az›ndan, bugün itibariyle kapatma karar›n›n hukuki dayana¤› ortadan kalkt›, dolay›s›yla kapatma karar› ortadan kalkt›” diyor karar için. “Bundan sonras› ne olacak sizce?” sorumuza “bir yandan bu hukuki mücadele sürecek, ama di¤er yandan bu karar› veren siyasi irade bu karar› ortadan kald›rana kadar yine temkinli olaca¤›z. O da yetmiyor, buran›n yeniden ifller hale getirilmesi gerekiyor. Bu yüzden SEKA iflçisi uyan›k olmak zorunda. 1998’de kapatma karar›n›n kald›r›lmas›ndan sonra, buraya gerekli yat›r›mlar yap›lm›fl olsayd›, bugün belki de bu kararla karfl› karfl›ya kalmam›fl olacakt›k. O yüzden SEKA iflçisi 1998’den de ö¤rendi, bugünden de ö¤rendi. Ö¤renmesi gereken siyasi irade,

onlar ö¤renemiyor bir türlü. Ben inan›yorum ki, SEKA iflçisi ö¤retecek onlara.” “Bundan sonras›n› iflçilerin direnifli mi belirleyecek diyorsunuz?” diye bir soru soruyoruz pefli s›ra. “Her aflamay› iflçilerin direnifli belirleyecek, her aflama iflçilerin sahip ç›kt›¤› oranda baflar›l› olacak. Bak›n, Bal›kesir’de davay› kazand›lar. (Bal›kesir SEKA 1998’de özellefltirilmiflti.) Bal›kesir iflletmesinin sahipleri, flu anda oray› hukuka ayk›r› bir flekilde sahipleniyorlar, hatta sahip bile de¤iller. B›rak›n yürütmeyi durdurma karar›n›, Bursa 2. ‹dare Mahkemesi iptal etti ifllemi. Buna ra¤men gasp ediyorlar ama bunu sahiplenebilecek bir iflçi kitlesi olmad›¤› için o gasp› sürdürebiliyorlar. Böyle bir iflçi kitlesi orada da olsun, orada da o fabrikay› ellerinden al›rlar. fiu anda bak›n yürütmeyi durdurma karar› var, coflkuyu görüyorsunuz. Ya bir de iptal karar› olsayd›?” diyerek iflçinin belirleyicili¤ini koyuyor gayet yal›n bir flekilde. “Siz bir hukukçu olarak ‹zmit Belediye Baflkan›’n›n ‘yap›labilecek birfley yok, bu IMF’nin dayatmas›’ sözlerini nas›l yorumluyorsunuz?” dedi¤imizde, “bu çok tehlikeli bir fleye iflaret etmesi bak›m›ndan önemli. Bir yanda Anayasan›n 133. Maddesi, di¤er yanda IMF’nin direktifleri. E¤er Belediye Baflkan›n›n söylediklerini baz al›rsak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasas›’n›n baz› hükümlerinin uygulanabilmesi için, IMF direktifleriyle çeliflmemesi gibi bir sonuç ç›kar ki, bu çok vahim bir sonuçtur, bu ürkütücü bir sonuçtur, bu halk bunu sindirmez. IMF direktifleri yönetmiyor bu ülkeyi, e¤er yönetiyorsa aç›kça ilan etsinler, bu halk onlar› da kurtar›r. Bu ülkenin getirildi¤i noktan›n göstergesi. Bu noktan›n geri dönüflümü, ara sokaklar›n demokratikleflmesinde yat›yor. ‹flçi demokratik tepkisini veriyor, bu tepki büyüdü¤ü sürece, o siyasiler, o rehin olmaktan kurtulacaklar. IMF’den kurtaracak bu halk onlar›, onlara direnerek kurtaracak” diyerek sonland›r›yor sözlerini. Ertesi sabah tekrar fabrikaday›z, iflçiler yemekhanede dünkü mitingin görüntülerini izliyorlar. Ayaktakilerden biriyle sohbet ediyoruz, ad› Bahattin Külük. 27 y›ld›r SEKA’da çal›fl›yormufl, babas›n›n da oradan emekli oldu¤unu, 25 y›l çal›flt›¤›n› belirtiyor fabrikada. Zarar etmede kendilerinin bir etkileri olmad›¤›n› bunun yat›r›m yap›lmamas›ndan kaynakland›¤›n› söylüyor. “Eskiye göre personel say›s› çok düfltü” diyor, çok kifli emekli olmufl son y›llarda. “Ya sendika direnifli bitirirse?” sorumuza “o zaman biz sendikaya uymak zorunday›z” diyor ve ekliyor, “ama biz neyin mücadelesini yap›yoruz ki? ‹stesek bunu üç ay önce uzlaflmayla sonuçland›r›rd›k ama biz üretmek istiyoruz. Son bir aydan; hakl› olundu¤unda bütün kesimlerin yan›m›zda oldu¤unu ve direnilerek herfle-

11-24 Şubat 2005 yin elde edilebilece¤ini ama sab›rl› ve birlik beraberlik içinde olunmas› gerekti¤ini ö¤rendim” diyerek ayr›l›yor yan›m›zdan. “Gözümüzü burada açt›k burada kapamak istiyoruz” Bir baflka iflçi Yaflar Akgün, 25 y›ld›r çal›flt›¤›n› söylüyor SEKA’da. Ç›rakl›k okulunda okurken çal›flmaya bafllad›¤›n› söylüyor. “Biz gençli¤imizi yaflayamadan at›ld›k hayata, gözümüzü SEKA’da açt›k ve SEKA’da kapamak isteriz” diyor. Tamamen d›fl güdümlü diyor bu kapatma. Bir insan için omurga neyse, ülke için de sanayi odur. Ülkenin ayakta kalmas› sadece SEKA’n›n de¤il di¤er sanayi iflletmelerinin de daha fazla üretmesiyle mümkün” diye ekliyor. Bizi tamamen tüketici köle yapmak istiyorlar. Silifke’de istihdam edilme laf›na ise atefl püskürüyor: “Yalan. ‹flçiler böyle bir fleyi kabul etmezler. Kamu kurulufllar›n›n hepsini elden ç›karmaya çal›fl›yorlar, bizi nerede istihdam edecekler? Halk› sindirmek için uydurulan bir yalan bu” diyor. Yemekhaneye giren yafll› birinin elini öpmek için hepsi aya¤a kalk›yor, bu kiflinin SEKA Ç›rakl›k Okulu Müdürlü¤ü yapt›¤›n› ö¤reniyoruz uzun y›llar. Buradakilerin ço¤u onun ö¤rencisi. Sohbet ediyoruz Hasan Gürcihan’la, 18 y›l müdürlük yapt›¤›n› söylüyor SEKA’da. “SEKA benim için bir hayatt›r bu kale y›k›lmamal›” diyor; yemekhaneden bir alk›fl kopuyor sevgili hocalar›na, hem söylediklerine hem de deste¤ine atfen. Geçti¤imiz günlerde Ankara Bölge ‹dare Mahkemesi, Özellefltirme Yüksek Kurulu’nun itiraz›n› reddederek, SEKA ‹zmit ‹flletmesi’nin kapat›lmas›n›n durdurulmas›n› kararlaflt›rd›. ‹flçiler, bu geliflmeyi sevinçle karfl›lad›lar. fiimdi SEKA’da “Dalg›nl›k felaket getirir” uyar›lar›n›n alt›nda makine gürültüleri ve iflçi sesleri birbirine kar›flm›yor, sessizlik hakim ama son söz daha söylenmedi. Onu da iflçiler hayk›r›yor günlerdir: “Son sözü direnenler söyler!” (‹s-

Yaflar Akgün


11-24 Şubat 2005

20

15

Baflar›s›z deneyimler baflar›l› ayaklanmalar›n ad›m›d›r EKS‹KL‹KLER‹M‹Z‹ G‹DEREL‹M, DAHA BÜYÜK ADIMLAR ATALIM!

Demokratik Halk Devrimi’ni örgütleme sürecinin, mücadelemizin her aflamas› zorluklarla doludur. “Zor bir süreçten geçiyoruz” tespiti devrimimizin niteli¤inin, hedef ve görevlerinin kavranmas› aç›s›ndan kullan›lan ve kullan›lacak olan do¤ru bir tespittir. Bu tespit objektif bir gerçekli¤e iflaret etmektedir. Bu tespitin her süreçte ifade edilmesi, yaflanan gerçekli¤in ortaya konmas›, sürecin özelliklerinin anlafl›lmas›, görev ve sorumluluklar›m›z›n kavranmas› aç›s›ndan önemlidir. S›n›f düflmanlar›m›z›n örgütlü gücü ve toplum üzerindeki etki boyutu, iflçi s›n›f›n›n ve emekçilerin güçlü örgütlülük yaratamamas›, kitlelerin devrimci savafl›n ve Proletarya Partisi’nin güçlü örgütlenememesinin yaratt›¤› sorunlar›n bütünü, içinden geçilen sürecin özelliklerini ve zorluklar›n› ortaya koymaktad›r. “E¤er mücadeleye yaln›zca elveriflli koflullar alt›nda giriflilecek olsayd›, dünya tarihi çok kolay yap›l›rd›.” Marks. Hiçbir devrim mücadelesi ilk bafllang›çta uygun ve elveriflli koflullar alt›nda örgütlenerek, gerçekleflmemifltir. Hiçbir toplumsal alt üst olufl, z›t s›n›f ve güçlerin her yönüyle haz›rl›klar›n›n tamamlan›p, uygun ve elveriflli koflullar›n yarat›lmas›n› bekleyerek gerçekleflmemifltir. Her zaman devrim için gerekli olan bütün koflullar›n lehte olmas› beklenilmez. Zorluklar›n niteli¤ine ve büyüklü¤üne bak›lmadan, mücadelenin örgütlenmesine bugünden bafllanarak, yeni yaflama do¤ru ad›m ad›m yürünür. Bu yasa, dün oldu¤u gibi bugün de geçerlili¤ini korumaktad›r. “Uygun” koflullar›n olmad›¤› zamanlarda ya da zor süreçlerde yap›lan çal›flmalar› at›lm›fl büyük ad›mlar ve tarihe geçecek deneyimler olarak de¤erlendirmek gerekir. Devrim için kitleler aras›nda yap›lm›fl hiçbir çal›flmaya “bofla gitti” düflüncesi ile bak›lamayaca¤›na göre, bu çal›flmalara at›lan tohumlar olarak de¤er vermek önemlidir. Ayn› bak›fl aç›s› kitlelerin harekete geçti¤i süreçler için de geçerlidir. Kitlelerin zaman zaman baflar›s›z olan, zamans›z de¤erlendirdi¤imiz isyan giriflimleri, eylem ve protesto-

lar› olmaktad›r. Bunlar asl›nda tarihe düflülen notlard›r ve as›l ayaklanman›n köfle tafllar›d›r. Çünkü t›pk› Lenin’in Tasfiyecilik Üzerine adl› eserinde dedi¤i gibi “y›¤›nlar›n baflar›s›z deneyimlerde buluna buluna baflar›l› ayaklanmalar›n nas›l olaca¤›n› ö¤reneceklerini biliyoruz.” Yine ayn› kitaptan Lenin’den al›nt›lar yaparak konuyu açmaya devam edelim; “Bir devrim olup olmayaca¤› sadece bize ba¤l› de¤ildir, ama biz kendi görevimizi yerine getirece¤iz ve bu çal›flma bofla gitmeyecek. Bu çal›flma, y›¤›nlar aras›nda, demokrasi ve proletaryan›n ba¤›ms›zl›¤› tohumlar›n› ekecektir. Bu tohumlar kuflkusuz filizlenecek ve, ya yar›n demokratik devrim, ya da öbür gün sosyalist devrim üretecektir.” (Tasfiyecilik Üzerine, Sayfa 272) Bu giriflimlere hem yukar›da bahsini etti¤imiz pencereden bakmak hem de üzerimize yükledi¤i sorumluluklardan yola ç›karak de¤erlendirmek gerekir. Buradan ç›kan aç›k ve sade sonuç fludur; baflar›l› bir giriflimi, eylemi, etkinli¤i nas›l ve hangi amaçla haz›rlamalar› gerekti¤ini kitlelere anlatmal›y›z. Devrimi gerçeklefltirmifl ülke tarihlerinin pratikleri göstermifltir ki iflçi s›n›f› ve emekçiler elveriflli ve uygun olmayan koflullar içinde, uzun bir tarih dilimini kapsayan süreç içinde büyük zorluklar› alt ederek, say›s›z engelleri aflarak devrimi örgütlemifl, say›s›z yenilgiler içinde yengi tohumlar›n› büyüterek, k›y›c› sistemleri paramparça edip, gerici s›n›flar› alt etmeyi baflarabilmifllerdir. Devrimler tarihinde proletaryan›n elveriflli ve uygun koflullarda mücadeleyi bafllatma ve örgütleme düflüncesini savunanlar her zaman oportünistler olmufltur. ‹kinci Enternasyonal oportünistleri, Menflevikler, fiafakç›lar ve bilumum oportünist tasfiyecilerin savunduklar› görüfller “önce ülke çap›nda örgütlenmek, sonra silahl› mücadeleye giriflmek”, “önce bilinçlenmek, sonra savaflmak”, “önce proletarya ve emekçilerin ço¤unlu¤unu örgütlemek, sonra silah-

l› ayaklanmalara giriflmek” vb. fleklinde olmufltur. Bu tezler, devrimi örgütleme ve silahl› mücadeleyi bilinmez bir tarihe erteleme tezleridir. Bu tezlerin hepsi, eskimifl burjuva oportünist tezlerdir. Devrimler tarihinde ve yak›n tarihimizde bu tezleri savunanlar, iflçi s›n›f› içindeki oportünistler ve tasfiyeciler olmufltur. Bu tezler iflçi s›n›f› içinde ve devrim saflar›nda egemen ve gerici s›n›flar›n egemenli¤inin devam›n› kolaylaflt›ran tezler durumundad›r. S›n›f bilinçli proleterlerin önündeki ideolojik engelleri büyütmüfl, hedefe giden yollar› daraltman›n arac› olmufltur. Ya da yukar›da da örnek verdi¤imiz gibi baflar›r›z, amac›na ulaflmayan giriflimlerin ard›ndan “zaten olmazd›” demek gafletini göstermek ancak bu burjuva tezleri sahiplerine yak›fl›r bir tutumdur. Ülkemiz devriminin örgütlenmesi de bafllang›çta ve sonras›nda “elveriflli koflullar alt›nda giriflilecek” bir devrim fleklinde bafllamayacak ve geliflmeyecektir. Bunun en önemli nedeni ülkemizin sosyo-ekonomik yap›s›, devletin karakteri, s›n›flar›n mevzilenmesidir. Devrimin niteli¤i, yolu, hedefleri ve güçler dengesi aç›s›ndan bu böyle olmayacakt›r. Ülkemiz devrimi de elveriflsiz ve eflitsiz koflullar alt›nda geliflecektir. Demokratik Halk Devrimi zay›ftan güçlüye, basitten karmafl›¤a, düzensiz birliklerden düzenli birliklere do¤ru bir geliflim seyri izleyecektir. S›n›f bilinçli proleterlerin önünde dün oldu¤u gibi bugün de zorluklar, engeller, tehlikeler ve çözüm bekleyen ideolojik-politik sorunlar bulunmaktad›r. Ülkemizin gerçekli¤inin böyle olmas› s›n›f bilinçli proleterlerin cesaret ve çözüm gücünü zay›flatmaz, aksine güçlendirir. Bugün Proletarya Partisi’nin ve s›n›f bilinçli proleterlerin önünde duran görev; Proletarya Partisi taraf›ndan al›nan kararlar›n eylemlerle, devrimci pratikle s›nanmas›d›r. Bugün, sürecin geliflimi ve niteli¤i aç›s›ndan buna yaflamsal bir ihtiyaç vard›r. Kararlar›n s›nanmas› devrimci pratik içinde gerçekleflmedikçe, s›n›f bilinçli proleterler rolünü oynayamaz, süreci etkili ve güçlü k›lamaz. Eylemlerin, mü-

cadelenin, çal›flmalar›n örgütlenmesi güçlendikçe “Gökyüzünün fethedilmesi” düflü gerçekli¤e dönüflür. Bugün aç›s›ndan özellikle yukar›da da de¤indi¤imiz gibi kitlelerin kendili¤inden tepkilerini görmek, bu tepkiler içinde kararlar›m›z› yaflama geçirmeye çal›flmak, ve bunu yaparken de bu politikalar›m›z› s›namak hayati derecede önemlidir. Yaflananlar› görmezden gelmek onlar›n yaflanmad›¤› anlam›na gelmez. Bugün iflçi ve emekçiler cephesinde, köylüler cephesinde, ö¤renciler cephesinde k›sacas› toplumun tüm kesimlerinde bir rahats›zl›k ve k›p›rdanma söz konusudur. Ç›kan yeni sald›r› yasalar›n›n sonuçlar› ile yeni yeni yüz yüze gelen köylüler Ayd›n örne¤inde oldu¤u gibi tepkilerini en örgütsüz kesim olmalar›na ra¤men alanlarda sloganlar ile ortaya koymaktad›r. Onlarca yeni sald›r›ya ra¤men emekçiler mevcut durumlar› ile sokaklar› çözüm yeri olarak görmektedir. Öyleyse bizim politikalar›m›z› götürece¤imiz, s›nayaca¤›m›z yer kitlelerin içidir. Bütün çal›flmalar›m›z›, kampanyalar›m›z›, kararlar›m›z› anlamland›ran fley budur. Onlar›n kitleler içinde yaflam bulmas›d›r. Son ve en s›cak örnek olarak SEKA iflçilerinin direniflini vermek konunun anlafl›lmas›na yard›mc› olacakt›r. SEKA iflçileri fabrikalar›n›n sat›fl›n›n gündeme gelmesinin ard›ndan Selüloz-‹fl Sendikas› öncülü¤ünde çeflitli eylemler yapt›lar, yap›yorlar. Bunlar›n hepsi yar›n filizlenecek tohumlard›r. Ancak bu filizlenme elbette ki kendi halinde olmayacakt›r. Tohumu topra¤a at›p filizlenmesini beklemek ile onun büyüyece¤ini sanmak hayal olur. Onu as›l filizlendirecek olan harcanacak emektir. Ya da SEKA iflçileri örne¤ine dönersek bu giriflimin bizden bekledi¤i salt tespitler yapmak, sendikan›n iflçilerin niteli¤ini ortaya koymak de¤il müdahale etmek ve de¤ifltirmektir. Yukar›da da dedi¤imiz gibi MarksistLeninist-Maoistler bu giriflimleri de¤erlendirirken ayn› zamanda üzerlerine düflen sorumluluklar cephesinden de bir de¤erlendirme yapmak zorundad›r.


21

15 “Y›¤›nlar›n devrimci h›zlan›fl›, her iflçi s›n›f› sosyal demokrat›na, her dürüst demokrata büyük ve sorumlu görevler yükler… Y›¤›nlar›n hareketine destek olmak, o hareketi geniflletebilmek için örgüte, daha çok örgüte gereksinim var. Yasad›fl› bir parti olmaks›z›n bu görevi sürdüremeyiz. Salt konuflmakla da peynir gemisi yürümez. Y›¤›nlar›n at›l›m›n› destekler ve geniflletirken 1905 deneyimini hiçbir zaman gözden uzak tutmamal›y›z, bir kalk›flman›n kaç›n›lmazl›¤›n› ve gerekirlili¤ini anlat›rken, olgunlaflmam›fl giriflimlere karfl› uyarmal›, böyle giriflimlerden uzak durmal›y›z.” (Tasfiyecilik Üzerine- Sayfa 255) Devrimler ve s›n›f mücadelesi tarihi göstermifltir ki emekçiler, ezilen dünya halklar›, sömürücü egemenleri ortadan kald›rmak, ezenlerin elinden kendi kaderlerini almak, yaflam ve özgürlüklerinin tek sahibi olmak için defalarca aya¤a kalk›p, mücadele etmifl ve defalarca yenilmifllerdir. Geri çekilmeye zorlanm›fllar. Ancak umutsuzluk ve karamsarl›k içinde de olsa gözlerini yeni yaflamdan, geleceklerini kendi ellerine alma inanc›ndan hiç eksik etmemifllerdir. “Baz› tarihi dönemlerde ‘umutsuz bir dava u¤runa’ da olsa tarihte kitlelerin

daha da e¤itilmeleri ve gelecekteki savafla haz›rlanmalar› için bu kitlelerin k›yas›ya mücadelesinin zorunlu oldu¤u anlar›n bulundu¤unu da görebiliyordu.” (Lenin) Kölelik zincirini k›ran büyük gerilla komutan› Spartaküs’ten bu yana toplumlar›n geliflim yasas› böyle ifllemifl, böyle geliflim göstermifl, ezilenlerin bilinci kan ve yenilgi içinde yengiyi büyütmüfltür. Rus, Çin, Vietnam devrimleri önce yenilerek, geri çekilerek, öfke ve kinlerini yüreklerine, ölülerini topra¤a gömerek, mücadele bayra¤›n› egemenlerin burçlar›na dikmeyi ö¤renmifllerdir. Ezilenler hiçbir zaman özgürlük tarihini tek bir hamlede, tek bir çarp›flmada yazmam›fl, yenilgiyi ve baflar›s›zl›¤› yaflamadan, baflar›y› ve zaferi elde edememifltir. Ve o bilinen “zor bir süreçten geçiyoruz” tespiti, “eksikliklerimiz var, hem de ciddi eksiklikler” belirlemesi yaflam›n, düflüncenin ve mücadelenin sürekli gündeminde olmufltur. Proletarya Partisi de mücadele içinde, örgütsel ve yönetsel eksikliklerini giderme, zor süreçleri aflma bilinciyle, yenilgileri kay›plar› yaflama pahas›na öncüsünü çeliklefltirmeyi ayd›nlatmay›, örgütlemeyi ve onu kelimenin gerçek anlam› ile dev-

PUSULA PROLETARYANIN B‹RL‹⁄‹ VE D‹S‹PL‹N Devrim gerçeklefltirmifl parti tarihleri ve Proletarya Partisi’nin tarihi incelendi¤inde görülecektir ki s›n›f bilinçli proletarya küçük burjuva devrimcili¤ine karfl› uzun süreli ideolojik-politik-örgütsel savafl›m yürütmüfl, bu savafl›m içinde geliflimini sa¤lam›fl ve çelikleflmifltir. Toplumun önemli bir bölümünü teflkil eden küçük burjuva s›n›f›n ekonomik durumu, düflünce ve yaflam biçimi kavranmadan ona karfl› do¤ru temelde mücadele yürütülemez. Her fleyden önce küçük burjuvazinin do¤ru tan›nmas› onun bütün özelliklerinin kavranmas› gerekir. S›n›f bilinçli proletarya toplumun bütün s›n›flar›n› tahlil edip çözümlerken, en fazla dikkatle tahlil edilmesi gereken s›n›f›n da küçük burjuvazinin oldu¤u gerçe¤i unutulmamal›d›r. Neden bu böyledir? Çünkü onun düflünce yaflam davran›fl ve hareket biçiminde sürekli bir tutars›zl›k, kaypakl›k ve istikrars›zl›k vard›r. Toplumsal siyasal yaflamdaki de¤iflimden en fazla düflünsel ve tav›rsal de¤iflim gösteren s›n›f küçük burjuvazidir. Bu s›n›f do¤ru ve bilimsel tarzda tahlil edilmeden, bütün yönleriyle tan›nmadan proletaryan›n birli¤i sa¤lanamaz. S›n›f savafl›m› do¤ru tarzda sürdürülemez ve baflar› elde edilemez. “Küçük burjuva, yaflamda burjuvaziye ba¤›ml›d›r. Toplumsal üretim içindeki konumu itibariyle proleter olarak de¤il, mülk sahibi olarak yaflar ve düflünce tarz›nda da burjuvaziyi izler.” Lenin Küçük burjuvazinin istikrars›zl›¤› onun ekonomik durumundan, toplum içindeki konumundan kaynaklanmaktad›r. Onun bu gerçekli¤i s›n›f bilinçli proletaryan›n tutum ve yaklafl›m›ndaki dikkatleri ve ilgiyi art›rmas›na neden olur, çünkü Proletarya Parti-

si içinde proletarya ile küçük burjuva aras›ndaki mücadele çok yönlü ve zengin bir mecrada sürer. Proletarya Partisi’nin devrim yürüyüflünde önüne en ciddi sorun ve engel bu s›n›f taraf›ndan ç›kar›l›r. Parti içinde ideolojik hastal›klar›n sa¤ ve sol sapma olarak ortaya ç›kan oportünist anlay›fllar›n, sekterizm ve dogmatizm olarak ortaya ç›kan idealist temelden beslenen burjuva düflüncelerin, darbeci tasfiyeci anlay›fllar›n, ben merkezci, parti üstü yaklafl›mlar›n temelinde bu s›n›f›n gerçekli¤i vard›r. Proletaryan›n devrim yürüyüflünde “bafl›na bela olan” bu s›n›f› do¤ru ve bilimsel temelde çözümlemeden, onu bütün yönleriyle tan›madan, örgütünü sa¤lamlaflt›ramaz ve devrimci savafl›m›n› büyütemez. “Bütün ülkelerde, onlarca y›ll›k tarihsel deneyim gösterdi¤i gibi, küçük burjuvazi tereddüt eder ve sallan›r, bir gün proletaryan›n ard›ndan yürür ertesi gün devrimin zorluklar›ndan korkuya kap›larak iflçilerin ilk yenilgisinde ya da yar›-yenilgisinde pani¤e kap›l›r, akl›n› kaybeder, sa¤a sola at›l›r a¤lamakl› olur, bir kamptan ötekine koflar.” Lenin. Özellikle devrimci durumun gerileme gösterdi¤i, devrimci hareketin zay›flad›¤› Proletarya Partisi’nin ideolojik-politik sorunlar yaflad›¤› süreçlerde küçük burjuvazinin, sorunlar› incelemede tek yanl›l›k olarak ortaya ç›kan öznelci düflünce yöntemi ve bu düflünce yönteminden kaynakl› olarak sa¤ ve sol sapma içine girmesi, örgütsel yaflam›ndaki bireycilik ve sekterizm olarak kendisini ifade eden yabanc›laflm›fl tutumunda onun s›n›fsal dokusu, anlay›fl›, kültürü ve s›n›f ahlak› rahatl›kla görülebilir. Özellikle tasfiyecili¤in burjuva rüzga-

11-24 Şubat 2005

rimci bir öncü haline getirmeyi baflaracakt›r. Kitleleri, devrimci savafl› ve Partiyi örgütleme iddias›n› kuflanan s›n›f bilinçli proleterler, görev ve sorumluluklar›n bilinciyle önlerinde duran engelleri, zorluklar› aflar, yeni yaflam› yaratma ad›mlar›n› güçlendirebilir. Bugün faaliyet alanlar›ndaki önderlik konusundaki görevlerin istenilen düzeyde gerçeklefltirilmedi¤i bir gerçektir. “D›fl›ndaki geliflmelere ve örgütlenen faaliyetlere inisiyatifli yaklafl›lmam›fl, zaman›nda müdahalede bulunamam›fl ve faaliyetlerin raporlaflmas› eksik” kalm›flt›r. ‹flte yukar›da bahsini etti¤imiz kitlelerin içinde olma tespitinin esprisi de buradad›r. Önderlik, komite içi ve kitle faaliyetlerinin do¤ru tarzda organize ve koordine edilmesi, denetlenmesidir. Devrimci inisiyatifin, giriflkenli¤in ve yarat›c›l›¤›n ortaya ç›kar›lmas›d›r. Özellikle kitle inisiyatifinin harekete geçirilmesi ve devrim olanaklar›n›n a盤a ç›kar›lmas›d›r. Önderli¤in temel yasas› ve vazgeçilmez kural› faaliyetlerin (uygulaman›n) denetlenmesidir. Parti içi ve kitle faaliyetlerinin geliflimini an›nda takip edip, müdahaleyi örgütleyip, ortaya ç›kan sonuçlar›n rapor edilmesidir. Sürecin

her de¤ifliminin de¤erlendirilmesidir. Bugün eksik olan ikinci bir sorun da, örgütlenen merkezi eylemlere, farkl› alanlar›n koordineli ve ayn› do¤rultuda bütünlük içinde hareket edememesidir. Bu durum önderlik gücünü ve kapasitesini zay›flat›r. Parçada s›k›flan bütüne yans›mayan her devrimci pratik, etkileme ve harekete geçirme gücünü, örgütleme prati¤ini yitirir. Dolay›s›yla parçadan bütüne, çevreden merkeze, alttan üste do¤ru ad›mlar›n, faaliyetlerin, eylemlerin örgütlenip, merkezilefltirilmesi ve merkezileflen bilinç ve komutaya göre parçalar›n faaliyetlerinin yeniden örgütlenmesidir. Bu bilinçle hareket edilerek, gerilikler afl›l›r, önderlik gerçek rolünü oynar. Önderlik; pasif edilgen ve kendinde olan, parçada duran zay›f güçlerin, merkezilefltirilerek kendisi için aktif bir güce dönüfltürme eyleminin örgütlenmesidir. Sevk, idare, koordine ve planlaman›n sentezidir. Önderlik bilme ve tan›ma sanat›d›r. Örgütleme bilimi; önderlik bilincinin güçlenmesidir. ‹deolojinin kitlelerin beyninde ve yüre¤inde devrimci eyleminde maddi güce dönüfltürme becerisi ve ustal›¤›d›r.

r›n›n proletarya üzerinde esti¤i süreçte düflünce, yaflam, kültür ve ahlak olarak proleterleflemeyen küçük burjuva unsurlar, “ba¤›ms›zl›k”, buyrukçu, yar›-anarflist tutumlar›n› güçlendirerek ortaya koyar ve partinin temel ilkesi olan kitlelerle güçlü politik ba¤lar kurmak, demokratik merkeziyetçilik ve parti disipliniyle ba¤daflmayan tutumlar› s›kça sergilemeye bafllar. Partinin proleter ar›l›¤›n›, safl›¤›n›, dayan›kl›l›¤›n› bozmaya çal›fl›r. Onun proleter dokusuna küçük burjuva düflünce ve ahlak› afl›lamaya çal›fl›r. Onun istikrars›z, karars›z, yalpalayan verimsiz tutumu sürekli sorun olarak ortaya ç›kar. Burjuva feodal sistemden sürekli bask› gördü¤ü, ekonomik yaflamsal durumunun h›zla kötüleflmeye bafllad›¤›, sosyal olarak y›k›ma u¤rad›¤›nda afl›r› devrimcili¤e kolay kap›l›r. Onun acelecili¤i, çabuk zafer kazanma istemi, zafer dönemlerinde baflar› sarhofllu¤una, hayalcili¤e kap›lma, yenilgi ve baflar›s›z dönemlerde umutsuzlu¤a, karamsarl›¤a, y›lg›nl›¤a kap›lmas›nda tamamen onun s›n›fsal gerçekli¤i ateflleyici bir rol oynar. Devrimci yaflamda süreklilik, disiplin ve dayan›kl›l›k gösterme yetene¤inden ve becerisinden uzakt›r. Özellikle yenilgi ve devrimci hareketin zay›flama dönemlerinde onun bu karakteristik tutumu en aç›k bir flekilde kendisini ortaya koyar. Küçük burjuvazi devrimin örgütleme ve yönetme sorunlar›nda, önderlik, kitle, çal›flma çizgisinde proletarya ile aras›nda belirgin görüfl farkl›l›klar›n› ve ayr›l›klar›n› ortaya koyar. Kitlelere yaklafl›mda sekter ve y›k›c› tutuma girerken, kitlelerin ruhsal durumundan bahsederken, kendi gevflek, istikrars›z ruh hallerini kitlelere mal etmeye çal›fl›rlar. Özellikle tasfiyecilik rüzgar›n›n esti¤i dönemlerde kitlelere olan güvensizli¤in gelifltirilmesinde bu küçük burjuva anlay›fl›n pay› görülmelidir. Kitlelerin yak›nl›¤›n›, sevgisini, deste¤ini kazanmak yerine kendi bozuk ruh hallerini onlara mal etmeye çal›flmalar› tasfiyecili¤in belirgin aç›k bir görüngüsüdür. Unutulmamal›d›r ki ezilen ve açl›k çeken y›¤›nlar gevflek de-

¤ildir. Proletarya Partisi saflar›nda özellikle özelefltiri ve disiplin konusunda en zay›f, istikrars›z ve tutars›z tutumu sergileyenler proleterleflemeyen küçük burjuvalard›r. Hatalar› felaket kabul eden, hatalar›n› düzeltmek yerine onu savunma tutumuna giren ve bu tutumda inat edip, “direnmesi”nde, karfl›s›na parti disiplininin merkezi irade olarak ç›kmas› durumunda ise “tasfiyecilik, darbecilik” yaygaras›n› kopar›r. Oysa proletaryan›n devrim ö¤retisinin temelinde ve ilkelerinde demokratik merkeziyetçilik ve çelikten proleter disiplin gelir. Bu ilkeler Proletarya Partisi’nin harc›, çimentosu ve temelidir. Oysa devrimler tarihi her zaman göstermifltir ki proleter s›n›f hareketin yenilmezli¤i onun hata ve zaaflar›na karfl› tutumudur. Bolfleviklerin, Çinli komünistlerin yenilmezli¤i onlar›n hata ve zaaflar› karfl›s›ndaki özelefltirel tutumuydu. Ne zaman ki hata ve zaaflara karfl› hofl görülü ve görmezlikten gelinmiflse o zaman yenilgiler ve baflar›s›zl›klar vazgeçilmez “kader”leri olmufltur. Gerçekler baflar›n›n, zaaflar ve yan›lg›lar yenilginin topra¤›d›r. Gerçek toprak üzerinde yükselenler yenilmeyeceklerdir, zaaflar› ve yan›lg›lar› üzerinde yükselen tasfiyeci küçük burjuva anlay›fllar yenilmeye ve iflah olmaz sonlar›na varmaktan kurtulamayacakt›r. Her alanda görüfllerin berraklaflmas›yla ve vazgeçilmez temel ilkelere güçlü sar›lmakla proletaryan›n birli¤i sa¤lan›r. Parti içi demokrasiyi tam uygulamak, elefltiri ve özelefltiriyi gelifltirmek, sab›rla ikna ve e¤itim çal›flmas›n› sürdürmek hatalar›n ve bunlar›n tafl›d›¤› tehlikelerin somut tahlilini yapmak ve bunlar›n tarihi ideolojik köklerini aç›klamak ayr›ca düzeltme yollar›n› göstermek yap›lmas› gerekenler bunlard›r. Devrimin gücünden baflka güç yoktur. Demokratik Halk Devrimi ve sosyalist devrim ne denli geciktirilirse, karars›zlar›n ve ifle yaramaz olanlar›n bocalamalar› da o ölçüde uzun sürecek devrim o ölçüde daha büyük özveriler gerektirecektir.


22

11-24 Şubat 2005

15

“Feodal otokrasiyi tarihin çöplü¤üne yollayacak olan HALKIN YEN‹ NEPAL’‹N‹ KURMANIN ZAMANI GELM‹fiT‹R!”

Dünyan›n en yoksul 12. ülkesi olan Nepal’de yaflayan 27 milyon insan, son 10 y›ld›r, kendilerini ortaça¤ karanl›¤›nda yaflamaya zorlayan faflist monarfliye, kast sistemine karfl› ba¤›ms›zl›k, halk demokrasisi ve eflitlikçi bir düzen için savaflmaktad›r. 13 fiubat’ta Halk Savafl›’n›n 10. y›l›n› kutlayacak olan Nepal halk›, bu süreçte h›zl› ve çetin bir mücadele prati¤i sergilemifl ve Nepal Komünist Partisi (Maoist)’in önderli¤indeki Halk Kurtulufl Ordusu’na destek vererek gericiler karfl›s›nda stratejik sald›r› aflamas›na geçmifltir. Bugün Nepal’in büyük bölümünde NKP(M)’nin önderli¤inde kendi iktidar›n› kuran Nepal halk›, faflist Nepal devletini tarihin çöplü¤üne gönderece¤i ana yaklaflmaktad›r. NEPAL’DE KRAL‹YET DARBES‹ NKP(M) önderli¤indeki Büyük Halk Savafl›’yla bafl edemeyen ve iktidara yürüyen Nepal halk›n›n isyan›n› bast›ramayan emperyalizmin ufla¤› Nepalli egemen s›n›flar›n kendi içindeki çeliflkileri de yo-

¤unlaflmakta, çözülme süreci h›zlanmaktad›r. Bunun son örne¤ini ise 1 fiubat’ta çok partili hükümeti yapt›¤› darbeyle deviren ve yerine askeri, s›k›yönetim rejimini kuran Kral Gyanendra’n›n bafl›n› çekti¤i ve Nepal egemen s›n›flar›n›n en gerici, faflist, soyk›r›mc› feodal kli¤inin yönetimi ele almas›nda görmekteyiz. Kral Gyanendra 1 fiubat sabah› saat 10’da devlet televizyonunda yapt›¤› konuflmada Bakanlar Konseyi’ni kendi baflkanl›¤›nda yeniden oluflturaca¤›n› ve orduya büyük yetkiler vererek Maoist isyan› bast›raca¤›n› ilan etti. Ard›ndan Nepal’deki tüm telefon ba¤lant›lar›n› keserek, internet sitelerini yasaklayarak ve havaalanlar›n› kapatarak Nepal’i dünyadan koparmaya çal›flmaktad›r. Bununla birlikte feshedilen hükümetteki partilerin liderleri de ev hapsine al›nd›. Devrilen baflbakan Deuba; kral›n Maoist isyan› bahane ederek tüm gücü elinde toplamay› amaçlad›¤›n›, darbenin anti-demokratik bir hareket oldu¤unu ve darbeye karfl› ç›kt›¤›n› aç›klad›. Yeni Delhi Çat›flma Yönetimi Enstitüsü yöneticisi Dr. Ajay Sahni, kral›n bu hareketinin kendisini ülkenin temel siyasi güçlerinden tecrit edece¤ini, bu güçlere önceden kendisine destek veren baz› partilerin de kat›labilece¤ini belirtti. Sahni, ayr›ca Halk Kurtulufl Ordusu’na karfl› her 7 savafltan ancak 1’ini kazanabilen Kraliyet Ordusu’yla kral›n bu savafl› kazanamayaca¤›n› vurgulad›.

NKP(M)’N‹N AÇIKLAMASI Kraliyet darbesine karfl› NKP(M) de 1 fiubat’ta yapt›¤› aç›klamada Gyanendra Shahi’nin “21. yüzy›lda büyük Nepal halk›n›n tam demokrasi ve cumhuriyetçi sistem mücadelesine karfl› çirkin yüzünü bir kez daha göstererek ortaça¤dan kalma feodal otokrasiyi korumaya çal›flt›¤›n›” vurgulad›. Aç›klama flöyle devam etti: “Yabanc› emperyalizm ve yay›lmac›l›¤›n›n deste¤inde feodal otokrasinin hayalini kuran tarihin ‘hayaletlerinin’ tehditleri karfl›s›nda büyük Nepal halk› hiçbir zaman bafl›n› e¤meyecektir. Bu duruma k›sasa k›sa cevap verecek olan; ülkemizin ve halk›m›z›n keder verici durumuna karfl› sahip oldu¤u sorumlulukla feodal otokrasiyi tarihin çöplü¤üne yollayacak olan Halk›n Yeni Nepal’ini kurman›n zaman› gelmifltir. 1990’daki kitle mücadelesi ve 9 y›ll›k halk savafl›yla kimli¤ini ortaya koyan Nepalli kitleler, cumhuriyeti kurarak tarihi görevlerini yerine getireceklerdir. Nepal halk›n›n radikal dönüflümünü sa¤layan büyük Halk Savafl›na önderlik eden Partimiz, Gyanendra Shahi’nin sözde darbesini iffla etmektedir. Partimiz, ülkemizin ve halk›m›z›n kurtuluflu ve feodal otokrasinin devrilifli için en sonuncusuna kadar savaflaca¤›na ant içmektedir. Partimiz ülkedeki tüm siyasi partileri, entelektüel kitleleri, sivil toplumu, çeflitli düzeydeki kitleleri ve mezhepleri, demokratik halk cumhuriyeti ve anayasal meclis asgari talebinde birleflerek tüm ülke çap›nda isyan f›rt›nas› yaratmaya, tarihsel yeterlili¤ini ve güvenilirli¤ini yitiren feodal kli¤in cinnetine son vermeye ça¤›rmaktad›r. Partimiz ayr›ca feodal otokrasiye karfl› olan herkesle

Fransa emekçilerinden sa¤c› hükümete tepki;

“DE⁄‹fi‹M‹N ZORLA OLMASI B‹R ‹LK OLMAYACAKTIR” Avrupa’da uzun süredir bafllayan sosyal haklara yönelik emperyalist sald›r›lar GATS politikas› ba¤lam›nda 2005 y›l›nda daha bir uç noktaya varaca¤›ndan dolay›, birçok ülkede ezilenlerin dipten gelen tepkileri zay›ftan güçlüye do¤ru yol almaktad›r. Bu ülkelerden biri olan Fransa’da kamu ve özel sektör emekçilerini eyleme ça¤›ran CGT (Eme¤in Genel Konseyi), CFDT (Eme¤in Demokratik Frans›z Konfederasyonu) ve FO (‹flçi Gücü) gibi sendikalar, sosyal haklar›n k›s›tlanmas›na karfl› örgütlemifl olduklar› eylemlerin süreklili¤i sa¤lanaca¤› yönünde bir kararl›l›k sergilemektedirler. Geçti¤imiz 20 Ocak günü y›l›n ilk s›çrama tahtas› olmuflken, 5 fiubat’taki gösterilerle bu s›çrama tahtas›n›n yaylar› daha da güçlendi. Fransa’n›n tam 119 flehrinde ayn› gün sokaklara dökülen emekçilere, ö¤renim alan›ndan da güçlü bir kat›l›m sa¤land›. K›s›tlamalara maruz kalan kesimlerden biri olan özel sektör emekçilerinin kat›l›m›n›n olduk-

ça düflük olmas› sendikalar›n elefltiri konusu olurken, hükümet sözcüsü Jean-François Copé ise bu azl›¤›n “reformlar›n do¤rulu¤unu” kan›tlad›¤›n› ileri sürdü. Bu sözlere karfl›l›k CGT’li Bernard Thibault “ancak kendi sanc›lar›n› bu cümlelerle dindirebilirler. Bilsinler ki, bir hükümetin politikalar›n› alttan gelen zorla de¤ifltirme olay› bir ilk olmayacakt›r” (Le Figaro, 06 fiubat 2005) ifadesini kulland›. “35 saat” yasas›, kad›nlara eflit maafl, e¤itimin metalaflt›r›lmas›na, özellefltirmeye karfl›, maafllar›n yükselmesi gibi birçok gündemi içeren yürüyüfl, Paris’te saat 14.00’de Place de la République’den (Cumhuriyet Meydan›) Place de la Nation’a (Ulus Meydan›) do¤ru yol ald›. Yaklafl›k 90 bin kiflinin kat›ld›¤› yürüyüflte, birçok sendikan›n yan› s›ra, partiler (Frans›z Komünist Partisi, Sosyalist Parti), STK’lar ve DKÖ’ler de yerlerini ald›. Türkiyeli DKÖ’lerin de bulundu¤u alanda

Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi (ILPS) korteji de yerini ald›. ILPS kitlesi “Bütün Ülkelerin Proleterleri Birleflin-ILPS” pankart› arkas›nda topland›. “Sosyal Haklar›n K›s›tlanmas›na Hay›r-AT‹K” ve “E¤itim Meta De¤ildir. Özellefltirmeye Hay›r-AT‹K-YDG” yaz›l› dövizin yan›s›ra ILPS ve AT‹K bayraklar› tafl›d›. “2005 y›l› sosyal hareketin intikam› olacak” fliar›yla eylem program›n› ç›karan sendikalar platformu, bir sonraki yürüyüflte daha da güçlü olma iddias›yla flimdiden çal›flmalar›na bafllad›lar. Emperyalist devletin reform ad› alt›nda uygulad›¤› sald›r›lardan göçmenler de kuflkusuz önemli derecede paylar›n› almaktad›rlar. Ad›na “Sarkozy Yasalar›” da denilen yabanc›lara yönelik sald›r› paketleri, Türkiyeli DKÖ’lerin üzerinde durmas› gereken önemli bir aland›r. Bu alandaki eksiklik kendini göçmenlerin say›s› oldukça düflük oldu¤u 5 fiubat yürüyüflünde aç›kça göstermifltir. (Paris)

genifl bir cephe oluflturmada ve birlikte çal›flmada net oldu¤unu ilan etmektedir. Tüm cephelerde sözde Kraliyet Ordusu’nu yenilgiye u¤ratan büyük Halk Kurtulufl Ordusu kendisine çevrilen her silah› bofla ç›kararak, Halk Savafl› ateflini daha fazla alevlendirecektir. Bizler, özellikle, Kraliyet Ordusu içinde yer alan ve kraliyet darbesine, ülkemize ve halk›m›za yönelik yabanc›lar›n müdahalelerine karfl› ç›kan tüm asker ve komutanlar› isyan etmeye ve Halk Kurtulufl Ordusu’yla birleflerek ailelerini ve kardefllerini koruma büyük görevine kat›lmaya ça¤›rmaktay›z. Gyanendra Shahi de¤il, büyük Nepal halk› Nepal’in ba¤›ms›zl›¤›, egemenli¤i ve co¤rafi bütünlü¤ünü kazanacakt›r. Nepal toplumunu 21. yüzy›ldan 15. yüzy›la çekmeye çal›flan bugünkü kraliyet darbesine karfl› acil bir tepki olarak, partimiz tüm siyasi güçlere ve genifl kitlelere 24 fiubat aras› genel grev ça¤r›s› yapmaktad›r. Bu aç›klamam›zla birlikte, bir kez daha ilan ediyoruz ki, tüm halk yanl›s› güçlerle ortaklaflarak direnifli daha fazla yükseltece¤iz.” Genel grev sonras›, 4 fiubat günü NKP(M) ad›na yeni bir aç›klama yapan Prachanda, ülke çap›nda 3 gün süren genel greve yüksek kat›l›m nedeniyle halka teflekkür etti. Aç›klamada “Gyanendra att›¤› otokratik ad›mlar› geri almazsa, büyük Halk Savafl›’n›n 10. y›ldönümü olan 13 fiubat’tan itibaren ülke çap›nda yollar› kapatarak, trafi¤i bloke edece¤iz” denildi. Aç›klama bir kez daha genifl kesimlere Birleflik Cephe’de birleflme ça¤r›s› yap›larak bitirildi.

Emperyalist Davos Zirvesi’ne geçit yok! Emperyalist haydutlar›n dünya ezilen halklar›na iliflkin yeni sald›r› programlar›n› devreye sokacaklar› ve her y›l düzenledikleri Davos Zirvesi her y›l oldu¤u gibi bu y›l da yo¤un olarak protestolara tan›k oldu. 29 Ocak’ta gerçekleflecek olan Dünya Ekonomik Formu öncesi ‹sviçre’nin çeflitli alanlar›nda protesto gösterileri bir hafta öncesinden bafllad›. 22 Ocak 2005 tarihinde ‹sviçre’nin Baflkenti Bern’de bir protesto gösterisi düzenlendi. Yo¤un güvenlik önlemlerine ra¤men gerçeklefltirilen eyleme yaklafl›k olarak 400 kiflilik bir grup kat›ld›. ‹zin verilmemesine karfl›l›k eylem baflar› ile gerçeklefltirildi. Bir önceki geceden yaflanan eylemlerden dolay› al›nan ve tahrik edici tav›rlara ra¤men eylem gerçeklefltirildi. En önde federasyonumuz ‹T‹F (‹sviçre Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu)’nun pankart› AT‹K ve ILPS flamalar›n›n yer ald›¤› ve federasyonumuzun öncülü¤ünde gerçekleflen eyleme 100 kiflilik kitlesi ile kat›ld›. Di¤er örgütlerden MKP, MLKP ve ‹sviçreli gruplar kat›ld›. Federasyonumuzun haz›rlad›¤› Türkçe ve Almanca bildiriden 2500 adet da¤›t›ld›. “Yaflas›n enternasyonal dayan›flma” vb. sloganlar›n at›ld›¤› yürüyüfl bir buçuk saat sürdü. Polis provokasyon yaparak her taraf› ablukaya alm›flt›. Buna ra¤men eylem Bern’in ifllek caddelerinde yürünerek gerçeklefltirildi. Son olarak Bern Banhof’un önünde yap›lan konuflma ve AT‹K Almanca bildirisinin okunmas› ile sona erdi. (Bern)


23

15

Yunanistan’› sarsan KÖYLÜ EYLEMLER‹ Yunanistan haftalard›r süregelen pamuk üreticilerinin eylemleriyle sars›lmakta. AB üyesi olduktan sonra Yunanistan köylüsü de sald›r›lardan fazlas›yla nasibini ald› ve almaya da devam etmektedir. AB’ye girdikten sonra ilk ifl olarak tar›m›n tasfiyesi ele al›nm›flt›r. 1980’lerde % 80 olan köylülük 2004’de % 16’ya kadar düflürülmüfltür. Bundan sonraki 2-5 y›ll›k dönemde ise bu rakam›n % 5’lere çekilmesi hedeflenmekte. Hükümetin bu politikas›na karfl› pamuk üreticileri haftalar öncesinden bafllayarak, traktörleriyle ülkenin ana ulafl›m yollar›na ç›kt›lar. Bu süre zarf›nda üretici dernekleriyle, bakanl›k aras›nda birçok defa görüflmeler gerçeklefltirildi. Fakat hükümetin AB politikalar›na olan ba¤›ml›l›¤›ndan dolay› üreticiler lehine bir çözüme var›lamad›. Görüflmeler s›ras›nda kimi bölgelerde k›sa süreli yol kapatma eylemleri gerçeklefltirildi. Köylüler de hükümetin çözüme yanaflmamas› üzerine Larissa, Karditsa ve Serez’de 27 Ocak günü ana yollar› trafi¤e kapatt›lar. Özellikle Larissa ilindeki yol iflgalinde araç kuyru¤u 200 km.yi buldu¤u belirtiliyor. Köylülerin bütün eylemleri haftalar boyu ülke gündeminin birinci maddesi ol-

du. Yap›lan yol kapatma eylemlerine sadece pamuk üreticileri de¤il di¤er üreticiler de kat›larak destek verdiler. Dört gün süren iflgallerin ard›ndan, 1 Ocak günü saat 10:00’da üretici dernekleri bir karar alarak eylemlerine geçici olarak ara verdiklerini aç›klad›lar. Merkezi olarak eylemler bitirilmesine ra¤men Karditsa ilinde eylemler hala devam etmektedir. Bütün bir süreç boyunca dikkati çeken en önemli nokta ise, köylülük aras›nda birli¤in olmamas›d›r. Derneklerde hakim olan Yeni Demokrasi, PASOK ve YKP bulunduklar› alanlarda kendi ç›karlar› do¤rultusunda köylüleri yönlendirmektedir. Zaten eylemlerin bitirilmesinin alt›nda yatan as›l neden de YD taraftar› olan dernek yönetimlerinin hükümetle anlaflm›fl olmalar›d›r. Köylüler bir kez daha arkadan vurulmufltur. Zaten Yunanistan Komünist Partisi bafltan itibaren tam bir bölücü gibi hareket etmifltir. Üreticilerin büyük bölümü düzen partilerini desteklemelerine ra¤men gene ayn› partilerce aldat›lm›flt›r. Bunun yan›nda Komünist ve devrimcilerin köylülük içerisindeki örgütsüzlükleri de bafll› bafl›na bir sorundur. Öyle görünüyor ki, eylemler bitirilmesine ra¤men sorun s›cakl›¤›n› sürdürmeye devam edecek. (Yunanistan)

Evrensel Bak›fl GÜNEYDO⁄U ASYA’DA YÜZYILIN FELAKET‹ ÜZER‹NDEN EMPERYAL‹ST HESAPLAR

21. yüzy›l›n henüz daha çok bafllar›ndayken dünyam›z “Yüzy›l›n Felaketi” olarak de¤erlendirilen bir “do¤a” felaketini yaflad› Güneydo¤u Asya ve Afrika k›y›lar›nda. Bu bölgelerin yoksul halk› bir anda üzerlerine ölüm olarak çöken dev dalgalarla sürüklenirken telafisi on y›llarca sürecek olan bir y›k›m›n içine sürükleniyordu. “Felaket an›n›n” sansasyonel görüntüleriyle, amatör kameramanlar›n çekimleriyle, “dev yard›m” kampanyalar›yla haftalarca onlar›n ac›lar›n› ekrandan izledik. Ama bölgede yaflananlar sadece bunlarla, bu y›k›m sadece felaketle s›n›rl› de¤ildi ve hala da öyle de¤il. Öncelikle felaketin nedenleri üzerinde birkaç “komplo teorisine” bakal›m. Bu flekilde de¤erlendirilen bir teorinin en büyük handikap›n›n (ya da komplosunun) komplo olup olmad›¤› tart›flmalar› içinde ortam›n bulan›klaflt›r›lmas›d›r belki de. Ancak yine de ilk olarak dünyan›n birçok yerinde gerçeklefltirilen nükleer denemelerin bu tür sonuçlar do¤urabildi¤ini görmezden gelemeyiz. Bu konuda; ABD’nin 1992’ye kadar 839’u yeralt›nda olmak üzere 1054 nükleer deneme yapt›¤›; Fransa’n›n 167 nükleer denemesinin bir k›sm›n›n yeralt›na yap›ld›¤› ve her iki

ülkenin su alt›nda denemeler yapt›¤› biliniyor. Bu denemeler s›ras›nda deniz dibinde 500-1200 metre delikler aç›lm›fl, büyük heyelanlara yol açm›fl, deprem ve dev dalgalar oluflturmufl hatta 1979’da Mururoa’da böylesi bir deneme tsunamiye yol açm›flt›r. Bunlar nükleer denemelerin sadece konumuzla ilgili olan felaket sonuçlar›. Bu teorilerden bir ikincisi de emperyalistlerin gelifltirmifl olabilece¤i bir “Tsunami silah›d›r”. 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl› s›ras›nda (1940-50 aras›nda) Yeni Zelanda k›y›lar›nda bu silah üzerinde çal›fl›lm›fl oldu¤u resmi bilgilere dayan›yor. Yani o günden bu zamana geçen sürede bu proje “baflar›ya” ulaflm›fl olabilir (deniliyor). Sonuç olarak bu iki teoriyi de “komplo teorisi” olarak bir yana b›rakabilir ve hatta “Her fleyi emperyalizme ba¤lamak yüzeysellik olmuyor mu?” sorusunu ciddiye alabiliriz. Peki ama bu felaket s›ras›nda ve sonras›nda yaflananlar› emperyalizmden ba¤›ms›z nas›l de¤erlendirece¤iz? Felaket s›ras›nda çokça övgüyle bahsedilen Pasifik Tsunami Uyar› Merkezi’nin bölge ülkelerini uyarmamas›n› na-

11-24 Şubat 2005

Her yerde sald›r›, her yerde direnifl:

HAP‹SHANELER MEKS‹KA HAP‹SHANELER‹NDE DEVLET TERÖRÜ Baflkent Meksiko’da Yüksek Güvenlikli hapishane statüsünde bulunan La Palma Hapishanesinde ülkemizdeki katliam sald›r›lar›na benzer flekilde bir askeri operasyon gerçeklefltirildi. 13 Ocak günü La Palma Hapishanesine yönelik yap›lan operasyon tutsaklar›n haklar›n› ihlal ederken en temel insani haklar›n› da çi¤nemifltir. Yetkililer ise yine ülkemizdeki benzerleri gibi sald›r›n›n amac›n› hapishanenin kontrolünü uyuflturucu mafyas›n›n elinden almak ve bu gruplarla mücadele etmek olarak aç›klam›fllard›r. La Palma Hapishanesinde 7 politik tutsak bulunmaktayd› operasyon öncesinde ve bu tutsaklar›n onlarca açl›k grevi de dahil y›llar süren hukuksal ve politik mücadele sonucu elde etmifl olduklar› haklar bu sald›r›yla ellerinden al›nd›. Hala La Palma’da tutulan tutsaklar›n ise aileleriyle iletiflimleri, telefon görüflmeleri, ziyaret ve mektuplaflmalar› yasakland›. Meksika Politik Tutsak Aileleri ve Dostlar› Grubu gazetemize gönderdi¤i aç›klamada bu durumdan kaynakl› en-

diflelerini dile getirirken bu tür keyfi operasyonlar›n, sevklerin, kötü uygulamalar›n ve insan haklar› ihlallerinin yo¤unlaflma ihtimaline karfl› mücadele edeceklerini aç›klad›lar.

s›l de¤erlendirece¤iz? ABD askeri üssünün bulundu¤u Diago Garcia’de hiçbir hasar olmay›fl›n› nas›l aç›klayaca¤›z? “Tsunami tanr›s›” Amerikal›lar› daha m› çok seviyor yoksa? Tüm bunlar› da bir kenara b›rak›p halk›n ac›lar›ndan kendi ç›karlar› için pay ç›karanlar›n bölgeye nas›l da akbaba misali kofltu¤una bakal›m. Felaket oldu¤unda tatilini dahi yar›da kesmeyenler, sadaka misali rakamlar aç›klayanlar çok k›sa bir zaman içinde askeri teçhizat›n› 15 bin askeri ile birlikte bölgeye “yard›m” ad› alt›nda gönderiverdi. C-130, KC-135 tipi uçaklar, destroyerler, savafl gemileri, uçak gemileri, helikopterler, keflif uçaklar› vb. bir ekibinden çok sald›r› ve iflgal gücünü an›msat›yor. Böylesi “insani bir yard›m›n” askeri bir operasyon fleklinde yap›lmas›, günümüzün en militarist emperyalist gücü ABD’ye yak›fl›r do¤rusu. Tüm dünyay› askeri üsleriyle ahtapot kollar› gibi saran ABD emperyalizmi Güneydo¤u Asya’daki askeri varl›¤›n› bu flekilde geniflletmeyi ve kal›c›laflt›rmay› hedefliyor. Kal›c›laflt›rma hedefinden bahsediyoruz, çünkü bafllang›çta belirlenen 6 haftal›k süre dolmas›na karfl›n askeri gücün çekilmesi noktas›nda tek kelime konuflulmuyor. ABD’nin bölgeye ilgisi tsunami ile ortaya ç›kmad› kuflkusuz. Uzun süredir bölgeye yerleflmenin hesaplar›n yapan ABD 11 Eylül sonras› yap›land›rd›¤› “teröre” karfl› savafl›n›n ikinci cephesi olarak ilan etmiflti bölgeyi. Ve felaket öncesinde de Filipinler, Tayland ve Singa-

pur’da konuflland›r›lm›fl 100 bine yak›n askeri vard›. “Yard›m” için bu güçlerin kullan›lmayarak yeni askeri gücün aktar›lmas› (üstelik Vietnam Savafl›ndan bu yana bölgedeki en büyük askeri operasyonun yap›lmas›) gerçek amaçlar›n›n bu olmad›¤›n› teflhir ediyor. Ayr›ca günde 56 milyon dolar harcama yap›lan bir askeri operasyonun giderleri (6 hafta için) “yard›m” yap›lan miktar›n çok üstüne ç›kmakta. Dünya likit gaz pazar›n›n % 20’sine sahip olan Endonezya; petrol ve do¤algaz zengini Malezya, Vietnam ve Filipinler; dünya deniz ticaretinin yar›s›n›n geçifl yolu olan ayr›ca stratejik öneme sahip Malaka Bo¤az› vb. zenginliklerini düflündü¤ümüzde bu ilginin nedeni rahatça görülüyor. Buna bir de Çin ve Japonya’y› kontrolü alt›nda tutma hedefini ekleyebiliriz. K›sacas› ABD emperyalizminin dünya hakimiyeti rüyas›nda önemli köfle tafllar›ndan birini oluflturuyor bölge. fiimdi dünya halklar›n›n gözü Ortado¤u’dayken ‹slamc› yazarlar ve çevreler d›fl›nda Güneydo¤u Asya’daki bu askeri y›¤›nak kimsenin gündemine pek girmiyor. Oysa bölgeyi “anti-terör merkezi” haline getirerek, kal›c› olmay› hedefleyen ABD emperyalizminin bu planlar›n› halk›n gündemine sokmak önemli bir görevdir. Halk›n ac›lar›n› f›rsat bilenler, buradan stratejik planlar yapanlar›n bizim halk›m›z için de ayn› planlar› yapmayacaklar›n›/yapmad›klar›n› kim garanti edebilir.

NEPALL‹ MAO‹ST TUTSAKLARIN DURUMU Hindistan ve Nepal devletleri aras›nda 20 Ocak’ta imzalanan “suçlular›n iadesi” anlaflmas›n›n ard›ndan Hindistan’daki Nepalli Maoist tutsaklar›n koflullar› da gittikçe kötülefliyor. Geçti¤imiz y›l tutuklanan Yoldafl Kiran mahkemede politik tutsak olarak kabul edilmiflti. Ancak hapishane yetkilileri mahkemenin bu karar›n› görmezden gelerek bu statüyü kabul etmiyor. Kiran hala tek kiflilik bir hücrede tutularak di¤er tutsaklarla iliflki kurmas› engelleniyor ve bir dizi rahats›zl›¤›na karfl› tedavi edilmiyor. Kiran’a tek bir (sansürlü) gazete verilirken, defter ve kalem ise hiç verilmiyor. Geçti¤imiz ay ziyaretine giden efli Kiran’›n radyosuna da el konuldu¤unu, hücrenin so¤uk oldu¤unu ve kendisine di¤er tutsaklara verilen yeme¤in de¤il bayat ekmek verildi¤ini ifade etti.


11-24 Şubat 2005

24

15

Kanl› Pazar: 16 fiubat 1969... EMPERYAL‹ZM‹N P‹YONLARIYLA KUCAKLAfiMASI...

“Camiye gitmeyen herkes komünisttir, siyonisttir, dinsizdir. Mahallenizde ne kadar camiye gitmeyen varsa hepsini belleyin. Sizlere harekete geçme emri verilince bunlar› öldüreceksiniz. Bu köpekler öldürülünce hareket kolaylaflacak ve amac›m›za daha rahat varabilece¤iz.” (Mehmet fi. Eygi, Aktaran, Prof. Neflet Ça¤atay, Türkiye’de Gerici Ak›mlar, AÜ ‹lahiyat Fakültesi Yay›nlar›, Sayfa 61) 6. Filo’nun ülkemize geliflini protesto etmek için 16 fiubat 1969 Pazar günü devrimciler öncülü¤ünde bir yürüyüfl düzenlendi. Bu yürüyüfle sald›r›p insanlar› katlederek, geliflen anti-emperyalist mücadeleyi bast›rmak, katliamla halka korku salmak, devrimci mücadeleyi ezmek ve tüm devrimci-demokrat kesimleri sindirmeyi amaçl›yordu sistem ve onun “din elden gidiyor” fetvas›n› yapan piyonlar›…. onlara “vatan, millet, Sakarya” diye 盤l›k atanlar da kat›l›yordu… fiimdilerde “gönül adam›” pozlar›nda ortal›klarda gezen Nur cemaati liderlerinden Mehmet fievki Eygi, 15 fiubat’ta Bugün gazetesinde, “Cihada haz›r olunuz” diye emrediyor ve devam ediyordu:: “Büyük f›rt›na patlamak üzeredir. Müslümanlar ile k›z›l kafirler aras›nda

topyekün bir savafl kaç›n›lmaz hale gelmifltir... Müslüman kardeflim, sen bu savaflta bitaraf kalamazs›n. Ben namaz›m› k›lar, tesbihimi çekerim, etliye sütlüye kar›flmam deyip de zulüm edenlerden olma, gözünü aç bak... Onlar da tafl, sopa, demir, molotof kokteyli mi var? Biz de ayn› silahlar› kullanmaktan aciz de¤iliz... Cihat eden zelil olmaz. Sa¤ kal›rsa gazi olur. Can›n› veren flehitlik flerefini kazan›r. (...) Ezanlar susturulmas›n, Müslümanlar komünizmle çarp›flan devlet kuvvetlerine yard›mc› olsunlar.” 14 fiubat’ta yap›lan “Bayra¤a Sayg›”(!) mitingi, olacaklar› haber vermektedir. Bir y›l önce yine 6. Filo protestolar›na set çekmek isteyen polisçe öldürülen Vedat Demircio¤lu an›s›na devrimcilerin yapt›¤› anma gösterileri ilk bahanedir. Komünizmle Mücadele Dernekleri Genel Baflkan› ‹lhan Darendelio¤lu, Kanl› Pazar öncesi Milli Türk Talebe Birli¤i binas›na toplad›¤› faflistlerine flunlar› söylemektedir: “(...) Pazar günü komünistler miting yapacak, biz bu mitingde savaflaca¤›z. Silah› olan silah›yla, olmayan baltas›yla gelsin...” 16 fiubat 1969 Pazar günü geldi¤inde miting alan›nda katliam senaryosuna uygun

düzenlemeler yap›ld›. 6. Filo’nun gelmesi nedeniyle toplu namaza kapat›lan Dolmabahçe Camii, o gün toplu namaz için aç›lm›flt›r. Devrimciler ise 30 bin kifli ile Taksim’e do¤ru yürüyüfle geçti: “Meydandaki arabalardan da¤›t›lan silah ve di¤er dövüfl malzemesine polisin ald›rmad›¤› ve baz› sivil polislerin bu da¤›t›mda görev ald›klar› orada bulunan arkadafllar taraf›ndan bize anlat›lacakt›.” “Bizim yürüyüfl konvoyu oldukça uzundu. Yürüyüflün önü Taksim’deki Sular ‹daresi’nin önünü dönerken, bombalar patlad›. Bombalar›n ço¤u Ayaza¤a’da meydana ç›kan yerde patlam›fl ve yürüyüflün büyük ço¤unlu¤unun Taksim’e ç›kmas› önlenmiflti. Ben de tam meydana ç›k›fl noktas›nda idim. Patlayan bombalar aras›nda yukardan tafl ve sopa ya¤›yordu. Fakat bu noktada kalabal›¤› geri püskürten tafllar ve bombalar olmad›. Kalkanl› toplum polisleri üstümüze sald›rd› ve geri çekilmek zorunda kald›k.(...)” (Harun Karadeniz, Olayl› Y›llar ve Gençlik, syf: 200-201) Polis 30 bin kiflilik kitleyi ikiye bölmüfl ve alana yanl›zca 2-3 bin insan› b›rakm›flt›. Önceden alan›n çevresine yerlefltirilen gerici-faflistler de alanda yaln›z b›rak›lan 2-3 bin kiflilik kitleye sald›rd›. Ellerine tutuflturulan silah, sopa, balta, çengelli demir ve b›çaklarla yapt›klar› sald›r›da yüzlerce insan› yaralarken, Duran Erdo¤an ve Turgut Aytaç isimli iki devrimciyi de katlettiler.. Endonezya’da yar›m milyon komünistin bir haftada nas›l “temizlendi¤i” gerici yay›n organlar›nda balland›ra balland›ra anlat›lm›fl, kitlenin “düflmana” sald›rmas› için psikolojik zemin çok önceden haz›rlanm›flt›r. Gericiler günlerdir bofluna yaz›lar yaz›p “Endonezya’daki komünist k›y›m›n›” övüp bofluna cihad ça¤r›lar› yapmam›fllard›. Bütün sorular›n yan›t› 16 fiubat akflam› verilmiflti. Her fley ortadayd›. Üstelik, Genç Sinemac›lar Grubu, Taksim alan›ndaki bütün olaylar› filme çekmifller ve TV’ye vermifllerdi. Ama filmin gösterimi dönemin baflbakan› Süleyman Demirel taraf›ndan engelleniyor, Meclis’te

KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER... Niyazi Sezgin: Dersim Mazgirt ‹bimahmut köyünde dünyaya gelen Niyazi Sezgin, Dersim Babaoca¤› köyü Tülük mezras›nda 24 fiubat 1988’de ç›kan çat›flmada flehit düfltü. R›dvan Karakoç: fiubat 1995’te Niyazi Sezgin gözalt›nda kaybedildi. Ulafl Bardakç›: 19 fiubat 1972’de sabaha karfl› kald›¤› evin kuflat›lmas› üzerine ç›kan çat›flmada THKP-C üyesi Ulafl Bardakç› flehit düfltü. konuya iliflkin görüflmeler ise 20 dakikal›k bir süreye s›k›flt›r›lmaya çal›fl›l›yordu. Dönemin Valisi Vefa Poyraz ise aradan yirmi y›l sonra bile utanma duygusundan yoksundur: “Kanl› Pazar olay› ‹rticai bir hareket de¤il, sol bir hareketti. 171 say›l› kanuna göre sol yürüyor, bu yürüyüfle mani olmak isteniyor, ‹dare de bunlar› önlemek istiyor. Ama Taksim’de ani bir halk hareketi, ani bir karfl›laflma oluyor, iki kifli maalesef hayat›n› kaybediyor. Olay öncesi de Bugün Gazetesi’nde ç›kan Mehmet fievket Eygi Bey’in yaz›lar›, toplu namazlar, filan... Namaz k›l›yorlar, ama bunlar kendi içlerinde maksatl› olabilir, camiye gidip insanlar› yarg›layamazs›n›z.” “Komünistlerin kokusunu alma” iddias›yla nam yapm›fl olan ‹çiflleri Bakan› Faruk Sükan’a göre ise olay “tamamen komünistlerin tertibi”dir. “Tam bir ihtilal provas›yd› o. E¤er tedbir almam›fl olsayd›k, büyük hadiseler olacakt›.” 16 fiubat 1969 bu ülkenin “resmi tarih”ini de¤il, insanlar›n can pahas›na yazd›klar› onurlu ve direnifllerle dolu olan gerçek tarihlerini bilenler için unutulmayacak ve tarihe kanla yaz›lm›fl bir sayfad›r. Bu ülkenin komünistleri ve devrimcileri Battallardan, Vedatlardan, Duranlardan ve Turgutlardan ald›¤› mücadele bayra¤›n› yere düflürmemifltir, ki o bayrak bugün de dalgaland›r›lmaya devam etmektedir.

Bir ‘Zorunlu Göç” dram›: MÜBADELE Her zorunlu göç, bafll› bafl›na bir dramd›r, çünkü ortada gönüllülükten ziyade bir “zorunluluk” durumu vard›r. Sorun sadece yaflan›lan toprak parças›n›n de¤ifltirilmesi de¤ildir, tüm yaflan›lan ve paylafl›lanlarla b›rak›l›p gidilmek zorunda kal›nan bir geçmifl vard›r ortada ve vazgeçilen bir gelecek… Zorunlu göçlerden sonra yap›lan araflt›rmalar göstermifltir ki, bedenen baflka topraklarda olsa da, düflünceler sürekli geçmiflte yaflan›lan yerdedir. Geçti¤imiz y›llarda Türk Mübadillerin Yunanistan’a yapt›klar› bir gezide 90 yafl›ndaki bir Rum mübadil hala rüyalar›nda Türkçe konufltu¤unu ve ‹zmir’de oldu¤unu gördü¤ünü söylemesi çarp›c›d›r. Halklar aras›nda

düflmanl›k olamaz, varolanlar da egemen s›n›flar›n birlikteli¤i engellemek için yaratt›¤› suni çat›flmalard›r. Devletler birbirini “düflman” belleyebilir dönemsel ç›karlar›na göre. Ki, tarih geçmiflte kanl› savafllarla birbirine girmifl, bugün ise iliflkileri oldukça s›k› olan devlet örnekleriyle doludur. Kuflkusuz bunlar hakim olan s›n›flar›n ç›karlar›na göre, dönemsel olarak de¤ifliklik gösterir ve bugün “dost” olarak adland›r›lan bir devlet yar›n “düflman” olarak nitelendirilebilir. Proletaryan›n ve ezilen s›n›flar›n halklar aras›nda dil, din, renk, mezhep vs. ayr›m yapma gibi bir durumu yoktur. Halklar›n kardeflli¤i ve eflitli¤i temelinde sömürü ve bask›ya karfl› verilen

mücadele ortakt›r ve bu ortakl›k yarat›lmaya çal›fl›lan suni çekiflmelerle bozulamayacak kadar de¤erlidir. Bu yüzden dünyaya gerçek bar›fl› ve özgürlü¤ü ancak proletaryan›n iktidar› getirebilir. Zorunlu göçlerden biri de 1920 sonras› ülkemiz topraklar›nda yaflanm›flt›r. Tarih boyunca zengin bir halklar mozai¤ine sahip olan Anadolu’da yaflanan savafl sonras›nda, sermayeyi elinde bulunduran Rum kökenliler ile Yunanistan’da yaflayan Türkler yer de¤ifltirmek zorunda b›rak›lm›fllard›r. Ancak burada TC devleti, ulus olarak Rumlar› tan›mak istemedi¤inden zorunlu göçü “din” kriterine göre yapt›rm›flt›r. Bu da hiç Türkçe bilmeyen

Müslümanlar ile hiç Yunanca bilmeyen Ortodokslar›n da yer de¤ifltirmesine neden olmufltur. 30 Ocak 1923’de imzalanan Lozan Ahali Mübadelesi Sözleflmesi’nde “Türk topraklar›nda yaflayan Rum Ortodoks dininden Türk uyruklar›yla, Yunan topraklar›nda yerleflmifl Müslüman dininden Yunan uyruklar›n›n 1 May›s 1923 tarihinden itibaren zorunlu olarak mübadelesine bafllanmas›” kararlaflt›r›lm›flt›. Sözleflme uyar›nca mübadillerden hiçbiri Türk hükümetinin izni olmad›kça Türkiye’ye, Yunan hükümetinin izni olmad›kça da Yunanistan’a dönüp yerleflemeyecekti. ➩


25

15 1912-1922 y›llar› aras›ndaki savafllar nedeniyle Balkanlar’da, Ege Adalar›nda ve Anadolu’da büyük ac›lar yafland›. Balkan Savafl› sonras›nda yüz binlerce Müslüman savaflta yenik düflen Osmanl› ordusunun pefli s›ra korku ve panik içinde do¤duklar› topraklar› terk ederek Anadolu’ya s›¤›nd›. Benzer trajedi, 1922 y›l›nda Küçük Asya da yenik düflen Yunan ordusuyla beraber ülkelerini terk eden Ortodoks Rumlar›n bafl›na geldi. Bir ay gibi k›sa bir süre içinde yüz binlerce Ortodoks Rum Yunanistan’a s›¤›nd›. Bu durum Yunanistan’da büyük s›k›nt›lara ve kaosa yol açt›. Yunanistan’›n nüfusu bir anda dörtte bir oran›nda artt›. Lozan Bar›fl Konferans› topland›¤›nda öncelikle s›¤›nmac›lar ve esirler konusu ele al›nd›. ‹ngiltere temsilcisi Lord Curzon’un teklifi ve Milletler Cemiyeti görevlisi Nansen’in raporu do¤rultusunda; Yunanistan’da yerleflik Müslümanlarla Türkiye’de yerleflik Ortodoks Rumlar›n zorunlu göçünü öngören Mübadele Sözleflmesi imzaland›. Bu sözleflme uyar›nca; ‹stanbul’daki Ortodoks Rumlar ile Bat› Trakya’daki Müslümanlar hariç Yunanistan’da yerleflik bütün Müslümanlar Türkiye’ye, Türkiye’de yerleflik bütün Ortodoks Rumlar Yunanistan’a gönderildi. Mübadele sözleflmesinin kapsam›na 18 Ekim 1912 tarihinden sonra yurtlar›n› terk etmifl olanlar da al›narak mülteciler sorununa bir çözüm bulunmufl oldu. Tarihteki ilk ZORUNLU GÖÇ’ü içeren bu sözleflme ile iki milyon civar›nda insan yurtlar›ndan kopart›larak, yeni yerleflim bölgelerinde yaflamaya mecbur edildi. Tarihimizdeki bu kitlesel ve zorunlu göçe k›saca mübadele, bu insanlara da mübadil deniyor. Yunan Nüfus Mübadelesi ile ilgili araflt›rmalarda sözlü tarih metodu bize, tarihte yaflanan bu gibi insanl›k dramlar›n› tozlu k⤛tlar ve rakamlardan ç›kar›p, insan boyutunu görmemizi sa¤lamaktad›r. Nereden, ne zaman, nas›l, kaç kifli, hangi koflullarda, ne ile, ilk nereye, en son yerlefltikleri yere kadarki hikayeleri, ne kadar toprak verildi, geldikleri yeni yurtlar›ndaki yaflamlar›, nas›l karfl›land›lar, dil zorlu¤u çektiler mi, adetlerdeki farkl›l›klar, ekonomik yaflamlar›, ne üretirlerdi, flimdi ne üretiyorlar vb. sorularla, göçün insana de¤in hikayesi toplanabilmektedir. Cumhuriyet dönemine gelindi¤inde 1923 Lozan Bar›fl Antlaflmas›, 1 milyon 250 bin Türkiye Cumhuriyeti uyruklu Fener Ekümenik Patrikhanesi’ne ba¤l› Ortodoks H›ristiyan ile 500 bin Yunan uyruklu Müslüman›n zorunlu mübadelesini getirmiflti. Bu konuyu incelemeden önce, fazla bilinmeyen ancak sonuçlar› ile etkili olan Anadolu’ya 19. yüzy›ldaki Yunan göçüne de¤inmek gerekmektedir. Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda Rumlar, di¤er az›nl›k gruplar›na göre ayr›cal›kl› idiler. Rum Patrikli¤i, Avrupa ve As-

ya’da bütün Ortodoks H›ristiyanlar›n temsilcisi konumundayd›. Osmanl› bürokrasisinde ilk görev alanlar ve Avrupa kapitalist sistemi ile ilk ba¤lant› kuranlard›. Bat›, uygarl›¤›n›n kültür temellerini Antik Yunan’da keflfetti¤inden beri do¤uda ba¤›ms›z bir Yunanistan’›n ekonomik rolü ile yak›ndan ilgileniyordu. Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda, 1839 Tanzimat ve 1856 Islahat Fermanlar› ve Bat›’n›n dayatmalar› ile az›nl›klar›n ekonomik koflullar›, Müslümanlara göre avantaj kazanm›flt›. Müslümanlar gibi askerlik zorunluluklar› yoktu (19. yüzy›lda da sürekli savafllarla Müslüman erkekler üretim d›fl›ndayd›), bat› ile yo¤un ticaret sonucunda elde ettikleri gelire göre vergiler oldukça önemsizdi. Bu az›nl›k haklar›n›n sa¤lad›¤› ekonomik yarar sonucunda, yeni kurulan (1829) k›s›tl› imkânl› Yunanistan’da ve Adalar’da ifl bulamayan Yunanl› nüfus, Bat› Anadolu’ya göç ederek yerleflmeye bafllad›. 1830’da ‹zmir’de 80 bin Türk ve 20 bin Rum oldu¤u tahmin ediliyor. 1860’da ise ‹zmir’de 41 bin Müslüman ve 75 bin Yunanl› vard›. Bir ‹ngiliz konsolosluk raporunda 1880’de göçmen Yunanl› say›s› 200 bin olarak veriliyor. Müslüman nüfus ise ekonomik bak›mdan gerileyerek içlere do¤ru kaç›yordu.

Yunan kolonicilerin ak›fl› sadece k›y›lara de¤il, Manisa, Akflehir, Ayd›n, Trabzon ve Giresun’a da oluyordu. Yunanistan ile nüfus mübadelesinin ilk örne¤i, 1914’te ‹ttihat ve Terakki’nin karar› ile Trakya’dan 115 bin, Bat› Anadolu’dan 150 bin Yunanl›n›n Yunanistan’a, 85 bin Rum’un da Anadolu içlerine gönderilmesi idi. 115 bin Müslüman da Yunanistan’dan Anadolu’ya gönderilmiflti. Resmen bir mübadele antlaflmas› (Haziran 1914’de ‹zmir’de) da yap›lm›fl, ancak Osmanl› ‹mparatorlu¤u savafla girince uygulanamam›flt›. Savafl s›ras›nda, gidenlerden 51 bin Rum Bat› Trakya’ya, 83 bini Do¤u Trakya’ya, 100 bini de Anadolu’ya geri dönmüfltü. Türk-Yunan savafl› sonucunda Eylül 1922’de yüzbinlerce Yunanl›, Anadolu ve Trakya’dan Yunanistan’a kaçm›flt›. 1912 Balkan savafl›ndan beri devam eden göç dalgas› ile Yunanistan’da göçmen say›s› 1 milyon civar›ndayd›. Mustafa Kemal’in Lozan Heyeti Baflkan› Venizelos ile temaslar› sonucu, zorunlu nüfus mübadelesinin kaç›n›lmaz oldu¤u sav›n› ortaya atm›flt›.

Zorunlu mübadele, dünyada çeflitli tepkilere yol açm›flt›. Halklar›n, mülkiyetleri keyfi biçimde el de¤ifltirilebilecek hayvan sürüleri olmad›¤›, bunun barbarca bir uygulama, bireysel insan haklar›n› çi¤nemek olarak de¤erlendirilmesine karfl›n mübadele zorunluluk olarak dayat›lm›flt›r. Bu ilk uygulama daha sonra II. Emperyalist Paylafl›m Savafl› sonras›nda da örnek al›nm›flt›. Yunanistan’da yaflayan Müslümanlar göç etmek niyetinde de¤illerdi. Yunanistan ise k›s›tl› olanak ve topraklar› ile yeni gelen 1 milyon insana toprak, bar›nak, ifl sa¤lamak için Müslüman halk›n göçmesini istiyordu. Ankara hükümeti de kaçan Rumlar›n bir daha geri dönmemelerini sa¤lamaya çal›fl›yordu. Lozan Antlaflmas› eki olarak kabul edilen Mübadele Antlaflmas›’na göre ‹stanbul Rumlar› ve Bat› Trakya Müslümanlar› d›fl›ndaki iki ülkedeki bütün Müslüman ve Ortodoks H›ristiyanlar mübadeleye dahil edildi. 1912 Balkan savafl›ndan itibaren yerlerini terk edenler mübadil say›ld›. Sonuçta, Mübadele Komisyonu rakamlar›na göre, mübadele kapsam›nda gelen Türklerin say›s› 388.146, Yunanl›lar›n say›s› 189.916’d›r. Venizelos 1940’da bir göçmen heyetine flöyle diyordu: “Lozan’daki antlaflma asl›nda Yunan ve Müslüman topluluklar›n ve mallar›n de¤iflimi anlaflmas› de¤ildi. Bu daha çok Yunanistan’daki Türklerin gönderilmesi anlaflmasayd›. Çünkü Yunanl›lar Türkiye’den ç›kar›lm›flt›. Gerçek budur. Hükümetin göçmenler için yapmas› gereken Yunanistan’da var olan eldeki mülkleri aralar›nda pay etmektir.” 1923’de ‹zmir’deki Yunan Komiseri Stergiades, kendisini ziyaret eden Yorgo Papandreu’ya, yenilgiyi kastederek “Ben bu felaketin gelece¤ini anlam›flt›m” diyordu. “‹nsanlara kaçmalar›n› neden söylemedin” deyince, “Burada kal›p Kemal taraf›ndan öldürülmeleri daha iyidir, çünkü e¤er Atina’ya giderlerse herfleyi alt üst ederler” diye cevap veriyordu. Sonuç olarak, yak›n tarihimizde halklara dayat›lan bu mübadele üzerine çok fley söylenebilir ancak fluras› bir gerçek ki, kal›c› bir bar›fl sa¤lanmadan dünya halklar›n›n böylesi ac›lar› bir daha yaflamamas› mümkün de¤il. Bar›fl da ancak özgürlükle kol kola yürüyebilir, özgürlü¤ün olmad›¤› bir yerde “bar›fl yapmak” kendisine verilene raz› gelmek demektir. Bugünlerde Auswitz asla olmas›n diyenler, Irak’ta toplu katliama karfl› gözlerini ve kulaklar›n› kapatabiliyorlar, öyleyse emperyalistlerin ikiyüzlülü¤üne karfl› ezilen halklar›n örgütlü mücadelesindedir ac›lar›n ortadan kalkmas›n›n anahtar›… Kaynakça: Türk Yunan Nüfus Mübadelesi/Nefle Erdilek ‹stanbul Bilgi Üniversitesi Göç Araflt›rmalar› Merkezi ‹dari Direktörü

11-24 Şubat 2005 GÜN’DE DÜN.. 11 fiubat 1969. Amerikan 6. Filosunu protesto gösterileri sürüyor; 1969’da üniversite ö¤rencileri Beyaz›t Kulesi’ne üzerinde Vedat Demircio¤lu’nun resmi bulunan bir bayrak çekti. Vedat Demircio¤lu, 6. Filonun 1968’deki geliflinde katledilmiflti. 1990. Güney Afrika’da ›rkç› rejime karfl› savaflan Afrika Ulusal Kongresi’nin (ANC) lideri Nelson Mandela özgürlü¤üne kavufltu. 12 fiubat 1990. Hükümetin aç›klad›¤› tütün fiyatlar›n› protesto eden köyüler Akhisar’da soka¤a döküldü. 13 fiubat 1925. fieyh Sait Ayaklanmas› bafllad›. 1967. Türkiye Devrimci ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (D‹SK) kuruldu. 14 fiubat 1876. ‹stanbul Tramvay fiirketi iflçileri greve ç›kt›. 1963. ‹stanbul’da Kavel Kablo Fabrikas›’nda iflçiler 28 Ocak’ta ifl b›rakm›fl ve oturma eylemine bafllam›fllard›. Eylemin 17. günü polis iflçilere sald›rd›; 9 iflçi yaraland›. 1980. On bin jandarma komandosu ve çok say›da polis Çi¤li ‹plik Fabrikas›’ndaki iflçi direnifline sald›rd›. Gün boyu süren sald›r› sonucunda fabrika boflalt›ld›, 1500 iflçi gözalt›na al›nd›. ‹stanbul ve Tunceli’de de dükkan kapatma eylemleri yap›ld›. 15 fiubat 1975. Tüm Ö¤retmenler Birleflme ve Dayan›flma Derne¤i (Töb-Der) 7 ilde “Hayat pahal›l›¤› ve faflizmi protesto” toplant›lar› düzenledi. Toplant›lar sald›r›ya u¤rad›; 1 ö¤retmen öldü, 60 kifli yaraland›. 1989. Rus Sosyal Emperyalizminin Afganistan’da 9 y›l süren askeri varl›¤› son birliklerinin çekilmesiyle sona erdi. Savaflta 15 000 kadar Rus askerinin yan› s›ra, yaklafl›k 1 milyon Afganl› hayat›n› kaybetti, 5 milyon Afganl› da ülkesinden göç etmek zorunda kald›. 1992. Mardin’in Aytepe, Yardere ve Ahmetli köylerine jandarma operasyon düzenledi. 4 kad›n› gözalt›na almak istedi. Kad›nlar› vermek istemeyen köylülere jandarma sald›rd›. Jandarman›n atefl açmas› sonucu yafllar› 10 ila 20 aras›nda de¤iflen 6 köylü katledildi, 5 köylü de yaraland›. 1994. Türkiye, Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi karar›yla, d›flk› yedirtilen köylülere, 300 bin Frank tazminat vermeyi kabul etti.1989’da Cizre’nin Yeflilyurt köyünde bir grup asker köylülere d›flk› yedirmifl, köylüler Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi’ne baflvurmufllard›. 16 fiubat 1990. Türkiye ‹nsan Haklar› Vakf› (T‹HV) kuruldu. 1999. PKK lideri Abdullah Öcalan, Kenya’n›n baflkenti Nairobi’de yakaland› ve Türkiye’ye getirildi. 17 fiubat 1993. Devrimci-Sol ve TKP/ML T‹KKO üyesi 18 devrimci ve komünist tutsak, kazd›klar› 35 metre uzunlu¤undaki tünelden yararlanarak Nevflehir E Tipi Kapal› Hapishanesi’nden firar etti. 18 fiubat 1952. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye’nin NATO üyeli¤ini onaylad›. 1987. Türkiye’de 12 Eylül sonras› yaflanan en büyük grev olan NETAfi grevi bugün anlaflmayla sonuçland›. 1993. Gazeteci Kemal K›l›ç öldürüldü. Kemal K›l›ç ‹nsan Haklar› Derne¤i Urfa fiubesi Yönetim Kurulu üyesiydi. 1994. Demokrasi Partisi’nin (DEP) Genel Merkezi bombaland›, bir kifli öldü, 2’si a¤›r 16 kifli yaraland›. 22 fiubat 1848. Paris’te iflçiler ayakland›. ‹ki y›l boyunca Avrupa’y› altüst edecek iflçi devrimleri 盤›r› aç›ld›. 23 fiubat 1951. Van’›n Özalp ilçesinde 33 Kürt köylüsü sorgulanmadan kurfluna dizilmiflti. Bugün yap›lan duruflmada Orgeneral Mustafa Mu¤lal› insanlar›n kurfluna dizilme emrini bizzat verdi¤ini söyledi. 1957. Küba’da Fidel Castro’nun önderli¤inde gerilla savafl› bafllad›.


11-24 Şubat 2005

26

15

8 Mart, komünizmin kapitalizme karfl› savafl ilan›d›r!

BU SAVAfi ‹LANINI EGEMENLER‹N DUVARINA B‹R KEZ DAHA Ç‹V‹LEYEL‹M! ✗ S›n›fsal, ulusal, cinsel bask› alt›nda ezilen, burjuva-feodal zulüm cenderesinde s›k›flt›r›lan milyonlarca kad›n›n hayk›r›fllar›n›; zindanlardaki, okullardaki, da¤lardaki kad›nlar›n 盤l›¤› ile birlefltirmek; ‹srail siyonizmine karfl› korkusuzca meydan okuyan Filistinli ve iflgalcilerle boy ölçüflen Irakl› kad›nlar›, Filipinler’deki, Nepal’deki, Brezilya’daki ve daha sayamad›¤›m›z dünyan›n dört bir köflesindeki direniflçi kad›nlar› Türkiye topraklar›ndan selamlamak için 8 Mart’ta kad›n erkek el ele alanlara! Clara Zetkin, “Komünizmin kapitalizme karfl› savafl ilan›d›r” diye tan›ml›yor 8 Mart’›. Bu savafl ilan›n› bir kez daha emperyalizmin, ifl birlikçilerinin ve uflaklar›n›n duvar›na çivilemek, özellikle 2005 y›l› aç›s›ndan oldukça önemlidir. 8 Mart, 1857 y›l›nda Newyork’ta 40 bin tekstil iflçisi kad›n›n 8 saatlik ifl günü için yakt›klar› direnifl ateflinin ad›d›r. 40 bin kad›n›n bafllatt›¤› bu direniflin, devlet taraf›ndan kanla bast›r›lmas›n›n ard›ndan 1910 y›l›nda II. Sosyalist Kad›n Kurultay›’nda bizzat Clara Zetkin’in önerisi ile Dünya Emekçi Kad›nlar Günü olarak kabul edilen 8 Mart, tek kelime ile egemenlere karfl› korkusuz bir baflkald›r› ve ezilenlerin zaferidir. Tüm bu tarihe flöyle bir göz atm›fl olmak ya da sadece bugünün ad›na bakmak bile 8 Mart’›n anlam›n›, içeri¤ini, özünü anlamaya yetmektedir. Ancak son y›llarda yap›lan kutlamalara, etkinliklere bakt›¤›m›zda bu öze ve anlama yak›fl›r mitinglerin d›fl›nda “erkeklerin alanlara al›nmamas›” kisvesi alt›nda 8 Mart’›n devrimci özünün karart›lmak istendi¤ini görüyoruz. Elbette tüm bunlar bu tarihi bil-

memenin, yanl›fl anlaman›n, eksik yorumlaman›n sonucu de¤ildir, böyle aç›klanamaz. fiu çok aç›k ki 8 Mart ve benzeri, ezilenler için birlik, mücadele, dayan›flma günlerinin içeri¤i egemenler taraf›ndan çeflitli yollar ve çeflitli anlay›fllar kullan›larak boflalt›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Özellikle 8 Mart alanlar›nda feminist çevrelerin en önde yürüdü¤ü ve 8 Mart’›n as›l sahiplerinin, yarat›c›lar›n›n, ard›llar›n›n “karma gruplar” denilerek mitinglere al›nmad›¤›, özünün karart›larak “emekçi” kelimesinin dahi ç›kart›larak Dünya Kad›nlar Günü olarak kutlanmaya çal›fl›ld›¤›, s›n›fsal niteli¤inin yok edilmek istenmesi gibi durumlar söz konusudur. Bu aflamaya gelinmesinde elbette ki devrimci ve komünistlerin söz konusu günleri sahiplenmedeki eksik yaklafl›mlar› da önemli derecede belirleyicidir. Örgütlenmesi, çal›flmas› vb. tüm haz›rl›klar›n “genifl birliktelikler” ad›na bu çevrelere terk edilmesi, haz›rl›klar ve örgütlenme aflamalar›nda sadece s›radan bir kat›l›mc› durumuna düflülmesi beraberinde özü olmayan, anlams›z 8 Mart kutlamalar›n› getirmifltir. Bir anlamda meydan›n bofl b›rak›lmas› egemenlerin ifline yaram›flt›r. Oysa egemenlerin bu sald›r›lar› karfl›s›nda 8 Mart ve benzeri günlerin özünü savunmak devrimci ve komünistlerin en vazgeçilmez görevi ve boyun borcudur. Bu anlamda 8 Mart çal›flmalar› feminist çevrelerin inisiyatifine b›rak›lmamal›, devrimcilerin erken bafllayan çal›flmalar› ile örgütlenerek, çeflitli birliktelikler oluflturarak özüne yak›fl›r bir tarzda, en genifl kesimlerle kutlanmal›d›r. Çeflitli illerde oldu¤u gibi ‹stanbul’da da bu yönlü çal›flmalar bafllam›fl durumdad›r. Devrimcilerin ça¤r›s› ile toplant›lar örgütlenmekte ve bu toplant›larda 2005 8 Mart’›n›n özüne uygun nas›l kutlanaca¤› tart›flmalar› yap›lmaktad›r. Bu önem verilmesi gereken do¤ru ve gerekli bir ad›md›r. Elbette toplant›larda çeflitli farkl› anlay›fllar da ortaya ç›kmaktad›r. Ancak bunlar 8 Mart’›n özüne uygun kutlanmas›n›n

önünde engel de¤ildir. Yine bu birlikteli¤in d›fl›nda kalanlar›n da 8 Mart’ta çeflitli etkinlikler yapaca¤› ve ayr› ayr› yap›lacak eylemlerin kitlede kötü bir ruh hali yarataca¤› kayg›s› do¤ru de¤ildir. Gelinen süreç, bu noktada devrimci ve komünistleri böyle bir ayr›flmaya zorlamaktad›r, dayatmaktad›r. “Her ayr›flma kötü de¤ildir” gerçe¤inden hareket etmek zorunludur. Geçen y›llarda 8 Mart alanlar›nda yaflananlar ortadad›r. Say›n›n azalaca¤› endiflesi ile hareket edemeyiz. Çünkü önemli olan nicelik de¤il niteliktir. Bizler kendi gücümüze güvenmeli ve öyle hareket etmeliyiz. Bunun en son örne¤i çeflitli eksikleri olmakla birlikte ‹stanbul’da yap›lan 19 Aral›k mitingidir. Bafl›ndan sonuna kadar devrimcilerin iradesi ile örgütlenen miting, ayn› zamanda 19 Aral›k katliam›ndan sonra yap›lan en nitelikli anma pozisyonundad›r. Emperyalizme karfl› savaflan bütün kad›nlara selam olsun! Her önemli tarih içinden geçilen süreçle birlikte ele al›n›p de¤erlendirilirse anlam kazan›r. 2005 y›l› 8 Mart kutlamalar› bu aç›dan bak›ld›¤›nda tarihsel bir öneme sahiptir. Geçen y›llarda alanlarda yap›lan özüne ayk›r› kutlamalara bir dur demek bile tek bafl›na oldukça ileri bir ad›m iken dünyada ve ülkemizde yaflanan geliflmelerle birlikte 8 Mart daha da önemli bir hal almaktad›r. ABD emperyalizminin iflgali ile birlikte Irak’ta yaflanan katliam›n boyutlar› hepimizin haf›zas›ndad›r. Bunun yan›nda Irak halk›n›n yükseltti¤i direnifl bayra¤› ve bu bayra¤› o¤ullar›, eflleri, babalar› ile birlikte tafl›yan, iflgalcilere karfl› barikat barikat flehir gerilla savafl› yürüten Irakl› kad›nlar da haf›zalar›m›zdaki yerini korumaktad›r. Filistin’de y›llard›r siyonizme karfl› bedel ödeyerek ve bedel ödeterek savaflan kad›nlar da haf›zalar›m›zda canl›d›r. 2005 y›l›nda tarihsel içeri¤ine uygun bir 8 Mart kutlamas› Türkiye topraklar›ndan dünyan›n herhangi bir yerinde emperyalizme karfl› savaflan bütün kad›nlara selam niteli¤inde olacakt›r.

KADINA KALKAN ELLER KIRILSIN!

Adana’da son haftalarda artan namus cinayetlerini ve Kaze Özlü’ye polisin yapt›¤› iflkenceleri protesto etmek için fiakirpafla Mahallesi’nde bir bas›n aç›klamas› düzenlendi. 27 Ocak Perflembe günü fiakirpafla Mahallesi Sal› Pazar›’nda saat 12:30’da biraraya gelen EKB, DEHAP Kad›n Kollar›, ‹HD, SDP Kad›n Kollar› ve EMEP üyesi kad›nlar, “Kad›na kalkan eller k›r›ls›n” vb. sloganlarla yürüyüfle geçti. Sal› Pazar›’ndan fiakirpafla Mahallesi’nin içine do¤ru yürüyen kad›nlar, yapt›klar› bas›n aç›klamas›nda ifllenen cinayetlerin, bask›lar›n ve iflkencelerin arkas›nda bu sistemin oldu¤unu vurgulad›lar. Adana ‹K okurlar›n›n da destek verdi¤i eylem “Jin Jiyan Azadi” slogan›yla sona erdi. Eylemin göze batan hatas› ise, ça¤r›c› kurumlar›n, eylemde sadece kad›nlar›n yürümesine izin vermeleri oldu. (Adana ‹K okurlar›) KADINLARIN % 98’‹ fi‹DDETE U⁄RUYOR Kad›n Dayan›flma Vakf› Genel Baflkan Yard›mc›s› Gülen Metin 28 Ocak 2005 tarihinde yapt›¤› aç›klamayla kad›nlar›n % 98’inin fliddete u¤rad›¤›n› belirtti. Metin bu fliddetin fiziksel, cinsel ve ekonomik olarak yans›d›¤›n› belirterek, evli kad›nlar›n % 34’ünün eflinden dayak yedi¤ini de sözlerine ekledi. Aile ‹çi fiiddete ‹liflkin Kamunun Bilgilendirilmesi ve Yerel ‹flbirlikleri Gelifltirme Projesi’nin tan›t›m›nda konuflan Metin, son 4 y›lda 54 kad›n›n namus gerekçesiyle öldürüldü¤ünü de belirtti. Metin ayr›ca açt›klar› kad›n s›¤›nma evini bir süre Alt›nda¤ Belediyesi ile bir süre de Yenimahalle Belediyesi ile ortaklafla yaflatt›klar›n› ancak belediyelerin yönetimlerinin de¤iflmesi üzerine s›¤›nma evlerinin kapat›ld›¤›n› söyledi. (Ankara)


27

15

‹leri ve geri çat›flmas›nda bir durak;

Ayfle Nur Zarakolu Düflünce Özgürlü¤ü ödülleri sahiplerine verildi

Her y›l ‹HD ‹stanbul fiubesi taraf›ndan verilen Ayfle Nur Zarakolu Düflünce Özgürlü¤ü ödülleri 28 Ocak 2005 tarihinde yeni sahiplerine verildi. ‹HD Toplant› Salonu’nda düzenlenen ve gazeteciler, ayd›n yazarlar ve ‹HD üyelerinin kat›ld›¤› ödül töreninde Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Memik Horuz, Agos gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni H›rant Dink ve Ülkede Özgür Gündem gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni ‹rfan Uçar’a ödülleri Uluslararas› ‹nsan Haklar› Federasyonu Baflkan Yard›mc›s› Ak›n Birdal, ‹HD Genel Baflkan Yard›mc›s› Kiraz Biçici ve Müzisyen fianar Yurdatapan taraf›ndan verildi. Aç›l›fl konuflmas›n› yapan ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Eren Keskin bu ödülün Ayfle Nur Zarakolu’na olan ba¤l›l›¤›n simgesi oldu¤unu söyledi. Tutsak olmas› nedeniyle Memik Horuz ad›na ödülü Ak›n Birdal’dan alan efli Seza Mis Horuz devrimci ve sosyalist bas›n›n sürekli bask›lara maruz kalarak çal›flanlar›n›n katledildi¤ini, tutukland›¤›n› ya da çal›flt›klar› yay›nlar›n insanlara ulaflmas›n›n önünün kapat›lmaya çal›fl›ld›¤›n› belirterek bu yay›nlar›n bölücü de¤il birlefltirici oldu¤unun alt›n› çizdi ve daha fazla sahiplen-

mek gerekti¤ini ifade etti. ‹HD’ye mektup gönderen Memik Horuz da yazd›¤› yaz›da Tutuklu Gazetecilerle Dayan›flma Platformu’nun hangi ihtiyac›n ürünü oldu¤unu ve tutuklu gazeteciler için öneminin büyük oldu¤unu belirtmiflti. H›rant Dink Kiraz Biçici’nin elinden ald›¤› ödülü için bunun hayat›nda ald›¤› en anlaml› ve en onurlu ödül oldu¤unu söyledi. Ayfle Nur Zarakolu’nun kendilerinde umudu do¤urdu¤unu söyleyen Dink, ülkenin zor ve karanl›k bir rotada ilerledi¤ine dikkat çekerek herkesin üzerine düflen görevleri yerine getirmesi gerekti¤ini belirtti. ‹rfan Uçar, ödülünü fianar Yurdatapan’›n elinden al›rken “Yapt›¤›m›z haberlerden dolay› tehditler al›yoruz, muhabirlerimiz katledilebiliyor, her gün hakk›m›zda dava aç›l›yor ama dava aç›ld›¤› için de bu ödülü alabiliyoruz. Bu, bu ülkenin utanc›d›r” dedi. Ödüller sahiplerini bulduktan sonra k›sa bir konuflma yapan Rag›p Zarakolu ise böylesi ödüllerin süreklili¤ini korumas› gerekti¤ini, çünkü bunun Türkiye’nin onuru oldu¤unu söyledi. Törene kat›lan e¤itimci Hasan Güler de yapt›¤› karikatürü Rag›p Zarakolu’na hediye etti. (‹stanbul)

11-24 Şubat 2005

“GÖNÜL YARASI” Daha gösterime girmeden medyan›n yo¤un ilgisine mahzar olan “Gönül Yaras›”, Yavuz Turgul’un “Eflk›ya”dan sonra çekti¤i ilk film. Baflrol oyuncusunun fiener fien olmas› ilginin nedenlerinden birini anlafl›l›r k›lmakta. fiener fien’in oldukça iyi oldu¤u Timuçin Esen’in yetenekleriyle göz doldurdu¤u filmde Meltem Cumbul ise vasat bir oyunculuk sergiliyor. Kendini ö¤rencilerine adayan ö¤retmenin; yaflam› de¤ifltirme çabas›, ödedi¤i bedeller, harcad›¤› emek ile daha çocuk yaflta hayat›n a¤›r yükleri alt›nda ezilen, ak›fl› içine kendini b›rakan bir pavyon flark›c›s›n›n kadere boyun e¤en yaflam› aras›ndaki mücadelenin finalinden bir kesit yans›yor sinema ekran›na. ‹smi Naz›m olan ayd›n-ö¤retmen, uzun y›llar Kürt ulusunun yaflad›¤› bir da¤ köyünde ö¤retmenlik yapmaktad›r. Emekliye ayr›laca¤› gün ö¤rencilerine yapt›¤› konuflma ile kendi cephesinden çat›flmay› bafllat›r. Naz›m; ö¤rencilerine her türlü zorlu¤a ra¤men özellikle de k›z çocuklar›n›n okumas› gerekti¤ini, düflüncelerinden asla vazgeçmemelerini biraz da koflullar› ihmal ederek anlat›r. Köyden ayr›l›rken köylülerle, ilerleyen karelerde tekrar Kürtçe konuflur. 15 y›ld›r görmedi¤i çocuklar›n›n yan›na döner. Ulaflt›¤›nda aralar›ndaki kal›n duvarlar› fark eder. Maafl› ba¤lanana kadar taksicilik yapmaya bafllar. Bu arada pavyon

flark›c›s› Dünya ve kocas› sahneye girer ve üç farkl› yaflam kesiflmek üzere yol al›r. Dünya’n›n kocas› k›z›n› istemektedir. Pavyonda kavga ç›kar ve Naz›m Dünya’y› k›z›yla birlikte kocas›n›n elinden kurtararak evine al›r. Buradan itibaren çat›flma daha da alevlenir. Naz›m Dünya’ya k›zar, o ise kader oldu¤unu söylemektedir. Naz›m’›n k›z› Piraye küçükken hastalanm›fl, babas› koflulu oldu¤u halde yard›m etmemifl, sonras›nda yaflam› boyunca çocuk sahibi olamam›flt›r. Naz›m ve Dünya aras›ndaki iliflki geliflir ancak kocas› ›srarl›d›r ve tekrar bir araya gelerek Antep’e dönerler. Bir süre sonra sorun ç›kar Naz›m yanlar›na gider burada ikisi de ölür. K›zlar›n› ise Naz›m Piraye’ye götürür. Filmin en can al›c› noktas› seçilen karakterlerin ülkemiz toplumundaki yeridir. Ayd›nö¤retmen topluma kendini adayan, onu ileri tafl›yacak bir konumdad›r. Pavyon flark›c›s› ise yozlaflman›n önemli bir ifadesidir. Biri güzellikleri, umudu tüketirken öteki bunlar› tüketmektedir. Naz›m; filmin dü¤ümünü çözen konuflmas›nda k›z›na 15 y›l›n sonunda elinde kocaman bir hiç oldu¤unu söyler. Ama tekrar dünyaya gelse yine ayn› ifli yapaca¤›n›n nedenini ise aç›klayamad›¤›n› ekler. Esasta filmin tüm ipleri burada kopuyor. Hayat› de¤ifltirmek, güzeli yaratmak için ödenen bedeller beyhude bir çaba olarak gösterilir çünkü. Sonun-

da kazanan düzenin çark›na su tafl›yan kaderdir. Kürtçe konuflmalar AB sürecine ince göndermelerdir ayn› zamanda. Kabul etmek gerekir ki düflünce; oyun kurgusu, oyuncularla birlikte yetenekli bir flekilde sinemaya tafl›nm›fl ve hedefine ulaflm›flt›r. Naz›m, bu savafl›mda geri olan› seçerek yönünü de belirlemifltir, yani yenilmifltir! Yaflam› üreten, yaratan insan kendi gerçekli¤i içinde hayat›n› de¤ifltirme olana¤›na her zaman sahiptir. Ve filmde de bunun yans›malar› istenmeden de olsa verilmifltir. Yapt›¤› her tercih ile “kaderinin” de rotas›n› çizmektedir. Att›¤› ad›mlarla da çark›n bir difllisini k›rma gücüne sahiptir. Böylece birkaç difllinin daha k›r›lmas›na zemin yaratmaktad›r. Yaflam›n› topluma adayan insanlar yine bu topra¤›n bir zorunlulu¤udur. Sahi bunlar tarihte ne zaman yok oldu? ‹K okuru

Tohum Kültür Merkezi K›sa Film Festivali üzerine; Sanat›n bütün dallar› gibi sinema da; yaflam›n içinden süzülen, eme¤in, umudun, sevdan›n, dostlu¤un, ihanetin, ç›kar›n, ölümün, ayr›l›¤›n ve daha bir dizi insana ve insanl›¤a has olgular›n film karelerine nakfledilmesidir. Sinemay› halkla buluflturmak için Kültür Merkezimizde hafta sonlar› düzenledi¤imiz sinema gösterimleri bu hedeflerimizin mütevazi ad›mlar›d›r. Bu mütevazi ad›m› daha cüretkarca büyütmek için düzenleyece¤imiz K›sa Film Festivali tüm dostlar›m›z›n, sinema severlerin ve k›sa filmci arkadafllar›n deste¤i ile karfl›l›k bulacakt›r. Uzun bir öykünün bafll›¤› ya da çarp›c› bir pragraf›d›r k›sa film. Anl›k karelerin y›ll›k etkileri vard›r. Bu etkiyi profesyonel bir ruhla halk›m›zla buluflturmak; sinemay› özelde

de k›sa filmi, marjinalli¤inden ç›karmak, yayg›nlaflt›rmak, yeni yetenek ve ürünleri keflfetmek için sarf etti¤imiz eme¤in, özverinin karfl›l›k bulaca¤›n› umuyor ve inan›yoruz. “K›sa Filmler Tohum Kültür Merkezi’nde Halkla Bulufluyor” fliar›yla düzenledi¤imiz çal›flmay› k›sa filmleri s›rça fanusu k›r›p, halkla buluflturmak kayg›s› ile ele al›yoruz. Festivalimizde bize ulaflan filmleri emekçilerin eme¤i daha iyi anlayaca¤›, de¤erlendirece¤i inanc›yla genifl y›¤›nlara izletmeyi ve onlar›n de¤erlendirmesine tabi tutmay› anlay›fl olarak benimsiyoruz. Yani festivalimizin jurisi iflçiler, iflsizler, ö¤renciler, ev kad›nlar› k›sacas› halk›m›z olacak... Tohum Kültür Merkezi

Film festivali için gerekli bilgiler Filmlerin son teslim tarihi: 1 MART 2005 Ulafl›m adresi: TOHUM KÜLTÜR MERKEZ‹ So¤anl› Mh. Mimar Sinan Cad. 62/5 Bahçelievler/‹stanbul Tel/Fax: 0212 643 22 33 F‹LMLER‹N POSTA YOLU ‹LE ‹LET‹M‹, iadeli-tahhütlü, kargo ya da APS ile olmal›d›r. Filmler, VCD ve DVD format›nda gönderilmelidir. Festivalimiz ücretsiz olup, 22-23-24 May›s 2005 tarihlerinde Kültür Merkezimizde yap›lacakt›r. Ayr›nt›l› bilgi için: www.tohumkulturmerkezi.com


11-24 Şubat 2005

28

15

Kara kollar›n karanl›klar›nda yitirilen 21 yafl Günefl bir yara gibi aç›lm›fl gökte ak›yor kan› Uçak alan› Karfl›lay›c›lar eller göbekte Coplar, cipler Hapishane duvarlar›, karakollar Ve dara¤açlar›nda sallanan ipler Ve siviller göze görünmez Ve bir çocuk iflkenceye dayanamad› ... Naz›m Hikmet AB masallar› ile kitlelerin uyutulmaya çal›fl›ld›¤› bugünlerde devletin sald›r›lar› ve yarg›s›z infazlar› devam ediyor. Bunlardan biri de Samsun Termeli Gökhan Belgüzar. Her gün sokakta karfl›laflt›¤›m›z yüzlerce, binlerce insandan biri O da. Henüz 1,5 yafl›nda ekonomik nedenlerle ailesiyle birlikte memleketinden ayr›lmak zorunda kalarak ‹stanbul’un emekçi semtlerinden Tozkoparan’a tafl›nan Belgüzar’›n çocuklu¤u oldukça zor koflullarda geçmifl. Yaflam koflullar›n› söylefli için gitti¤imiz evlerinde aç›kça görüyoruz. Erken yaflta çal›flmak zorunda kalan Belgüzar bir maafl günü ayl›¤›n› alarak 4 arkadafl ile yeni evlenen arkadafllar›n›n evlili¤ini kutlamak için geç saatlere kadar e¤lenmiflti. Ç›kt›klar›nda neredeyse sabah olacakt›. Trafi¤in ortas›nda düfle kalka yürümeye çal›flan bir kad›n gördüler. Yard›ma ihtiyac› oldu¤unu düflünerek yerden kald›r›p taksiye bindirdikleri kad›n›n çantas› yerde kalm›flt›. Kimin oldu¤unu anlad›klar› s›rada yanlar›na yaklafl›p kimlik soran polisin hangi senaryonun alt›na imza ataca¤›n› tahmin bile edemezlerdi. “Güvenlik nedeniyle” karakola kadar ‘efllik’ etmeleri istendi¤inde gitmemek için bir çekinceleri yoktur. ‹lk sorgu “kad›n›n çantas›n› çalarken yan›nda kaç kifli vard›?” oldu. “... Mahallesindeki adam› niye yaralad›n lan? O kad›n›n çantas›ndakiler bu kadar de¤ilmifl, kiminle yedin?” sorular› devam ediyor. Ailesi ifle gitmedi¤ini ö¤rendikten sonra kaç yere baflvurmufltu. Arkadafl›n›n ismini verdi¤i karakolda da “yok” diyorlar. Tesadüfen Bak›rköy Kad›n ve Çocuk Tutukevi’nde bulunup da görüflüne gittikleri çocuklar›n› gördüklerinde parçalanm›fl yüzünü tan›makta zorluk çekseler de bulmufllard› çocuklar›n›. Neler oldu¤unu ö¤renmeye çal›flt›lar, “söylersem beni burada öldürürler” diyordu Gökhan korkuyla. Ç›k›nca anlataca¤›n› söylüyordu. Yarg›lama bafllad›. Yafl› küçük oldu¤u için üzerlerine at›lan tüm suçlar› kendi üzerine alm›flt›. Tabi “kahraman Türk polisinin” hangi ç›kmaz sokakta gençleri ne zorluklarla yakalad›¤›n› balland›ra balland›ra anlatt›k-

tan ve haklar›nda her biri bafltan sona komedi olan ifadelerin peflpefle al›nmas›ndan sonra 8,5 y›la mahkum oldu. Yafl 17’ydi girdi¤inde, 25 Ocak 2002’de gözalt›na al›nm›fl, aftan yararlan›p 33 ay sonra d›flar› ç›km›flt›. Babas› “bizi çok severdi, mahallede herkes de onu çok severdi. Çal›flmay› istiyordu. Abisiyle ifle gidip geliyordu. Ç›kal› 2 ay olmufltu, 10 gün sora askere gidecekti, haz›rl›k yapmaya bafllam›flt›” diyor bize, gelece¤e dair planlar yapt›¤›n› defalarca tekrarlayarak. Kurban Bayram›’n›n 1. Günü bir polis memurunun b›rakt›¤› notla polislerin hapishaneden ç›kt›¤›na dair imzalamas› gereken ka¤›tlar oldu¤unu söyleyerek o¤lunun karakola gelmesini o¤luna haber veren babas› o¤lundan “baba onlar yalan konufluyor, iki gün önce kimlik kontrolünde ald›lar kimliklerimizi bir daha vermediler. Korkuyorum gidersem yine üzerime suç yüklerler” cevab›n› al›yordu. Ertesi gün Merter Köprüsü’nde kesti önünü dört sivil. Tekmelerle ‘etkisiz’ hale getirdikleri genci yüzü koyun yere at›p damarlar›n› patlat›rcas›na ters kelepçelemifllerdi ellerini. Görenlerden birinin haber verdi¤i ailesi hemen karakola gidip 10-15 suçtan o¤lunun gözalt›na al›nd›¤›n› ö¤reniyor. Art›k 21 yafl›nda olan genç, önüne uzat›lan ailesine okutulan ifadeyi f›rlat›p at›yor imzalamayaca¤›n› hayk›rarak, “ayn› hatay› ikinci kez yapmam” diyor. “Önünde sonunda imzalayacaks›n” tehditleriyle dolu kafa sallayanlara karfl› bafl›n› dik tutarken. ‹lk tutuklanmas›nda korkudan söyleyemediklerini bu kez “Baba bunlar bana flimdiden iflkence yapmaya bafllad›lar. Bunlar beni öldürürler” diyordu hepsini tek tek göstererek. Ertesi gün görmeye gitti¤i o¤luna sar›l›rken boynundaki izi merak eden anne katillerin ellerinin o¤lunun boynuna doland›¤›n› gördü. ‹laçlar›n› al›p almad›¤›n› sordu. Baca¤›ndaki yaran›n kangrene dönme tehlikesi oldu¤unu bile bile, sabaha kadar çekti¤i sanc›lar› dinledikleri halde vermemifllerdi ilaçlar›n›. Ayn› karakolda 4 kiflinin kendisini pencereden atarak intihar etti¤i söylenen pencerelerden insan›n kafas›n›n geçmesi bile mümkün de¤ildi. Pencereleri incelerken ne yapt›¤›n› soran polise anlatt›¤›nda intihar etmelerle ilgili düflüncesini gayet sakin bir sesle “inand›n m› sen bunlara, buralar› inceleyece¤ine bir an önce o¤lunu buradan ç›karmaya bak” demiflti hiçbir piflmanl›k duygusu olmadan. Avukat gidip geliyor sürekli karakolla savc›l›k aras›nda çocu¤un daha

fazla iflkenceye maruz kalmamas› için bir an önce ya serbest b›rak›lmas› ya da hapishaneye gönderilmesi gerekiyordu. Hangi savc›ya baflvurduysa kabul edilmedi, 3 gün ek gözalt› süresi verildi her seferinde. Yapacak bir fley kalmam›flt› art›k. Ayn› gün kap› çal›nd›. Bafllar›nda Sezgin isimli polisin oldu¤u polisler sürüsü “Anne sana o¤lunu getirdik helalleflin belki bir daha birbirinizi göremeyebilirsiniz” dedi ak›l almaz bir pervas›zl›kla s›r›tarak. Dayanamad› annesi “Bana anne deme bu kurban bayram›nda o¤lumu kurbanl›k m› seçtiniz?” diye hayk›r›yordu. Ayn› günün akflam› saat 20:30’da eve gelen polisler “o¤lunuz bulundu¤u hücrede kendini asm›fl olarak bulunmufltur, yap›lan tüm müdahalelere karfl› kurtar›lamad›, bafl›n›z sa¤olsun” seçiliyordu kurulan uzun ve anlafl›lmaz cümlelerin aras›ndan...” Yeni sözler “Battaniyenin kenarlar›n› diflleriyle kopararak iplik haline getirdikten sonra 88 cm yüksekli¤indeki demir parmakl›¤›na as›lm›fl olarak bulunmufl 1.80 boyundaki o¤ullar›. Ayn› nezarette kalan adam› almaya gelen polis onu uyand›rmaya çal›fl›rken o¤ullar›n›n cesediyle karfl›laflm›fl... Nezaretteki adam kendisini uyand›rmaya çal›flt›klar›nda uyanamam›fl polislerin ayak sesleriyle uyanabilmifl... O¤ullar›n› bulduklar›nda nabz› at›yor-

mufl, hemen yak›nlar›ndaki sa¤l›k oca¤›na götürmüfller ancak 45 dakika sonra hayat›n› kaybetmifl” vb vb birbirine hiç uymayan aç›klamalardan sonra nezaretteki adam da ortadan kayboluyor, o¤ullar›n›n üzerindeki telefon ise kay›p. Battaniye kenarl›klar› üç parça halinde kopuk kopuk birbirinden çok uzakta yerde oldu¤u söyleniyor. Gün boyu çal›flan nezaret kameras› sadece ‘intihar’ an›nda “bozuluyor”. Karakoldaki sivil polislerden vicdan›n› rahatlatmak isteyeni babay› d›flar› ç›kart›p sakinlefltirdikten sonra “Bu iflin peflini b›rakma. Pefline düflersen asl›n› ortaya ç›kart›rs›n, ç›kar da” diyor. Cesedini inceleyen doktor as›lan bir kiflinin gözlerinin, dilinin d›flar› ç›kaca¤›n› ancak bu belirtilerin hiçbirinin görülmedi¤ini, sa¤ bofllu¤unda darbe, s›rt›n›n arkas›nda dizinde ve arka bald›r›nda darp izi oldu¤unu söylüyor ailesine. Anne o¤lunun cesedini gösterdiklerinde gözlerini öpüyor, vücuduna bakmak istiyor engelleniyor iflkence izlerini görmemeleri için.

“Vatana asker yetifltiriyorduk art›k vatan›mdan nefret ettim. ‹flkence yap›ld›¤›n› bilen savc›lar ek gözalt› süresi veriyorsa bu yarg›lamadan istedi¤imiz sonucun ç›kmayaca¤›n› biliyoruz.”


29

15 Sonras› baflta burjuva bas›n olmak üzere hemen hemen tüm medya aileyle görüflüyor görüflüyor görüflüyor ancak pek ço¤unda sansür var, “haber programlar›nda tart›fl›lan konular aras›nda niye bu olay› ayd›nlatmak için hiç kimse bir fley yapm›yor” diye gösterilen tepkiler. “Biz de bu ülkenin insanlar›y›z, mafya babalar›n›n mahkemelerini saatlerce gösterenler neden birkaç dakikalar›n› bu çocu¤un öldürülmesini araflt›rmak için harcam›yorlar. Biz fakiriz diye mi, e¤er bizim gibilerin yaflama flans› yoksa sals›nlar bizi gidelim. Zaten art›k buralarda yaflamay› istemiyorum nefret ettim yani kendi ülkemden. 11 y›ld›r polis lojmanlar›n›n içinde çal›fl›yorum art›k polislerden nefret ettim. Yaralanm›fl, ölmek üzere olan bir polis görür

de elimi uzat›rsam, bir bardak su verirsem. Onlar benim o¤luma bir çay vermediler, onlara bir de su mu verece¤im. ‹nflallah o karakol bombalan›r da duyar›m içimin atefli biraz küllenir. Vatana asker yetifltiriyorduk art›k vatan›mdan nefret ettim. ‹flkence yap›ld›¤›n› bilen savc›lar ek gözalt› süresi veriyorsa bu yarg›lamadan istedi¤imiz sonucun ç›kmayaca¤›n› biliyoruz. Ama benim ci¤erim yand› baflka analar›n babalar›n ci¤eri yanmas›n diye bu iflin peflini b›rakmad›k. O katilleri er ya da geç bulaca¤›z. Karakolda 24 saat içinde ne kadar polis varsa hepsinden flikayetçi olduk sadece biri d›fl›nda. Bu olay Türkiye’de çözülmezse A‹HM’e baflvuraca¤›m zaten yurtd›fl›ndaki örgütlerle flimdiden görüflmeye bafllad›k, bizimle sürekli temas ha-

lindeler” diyorlar son olarak. Gözalt›nda iflkencelerden geçirilerek kaybedilenlerden bahsediyoruz, katledilip de intihar süsü verilen devrimcileri anlat›yoruz. Pek ço¤unu duymufllar biliyorlar, “bu it sürüleri cezalar›n› çekmezse son olmayaca¤›n› da biliyoruz” diyorlar. Cezalar›n› vermek için ellerinden gelen ne varsa yapacaklar›n› söylüyorlar, yard›mc› olan destek veren kurumlarla birlikte. Kim yerinde durur ki hiçbir suçu günah› olmayan insanlar yok yere öldürüldü¤ünde diyorlar kimilerine mesaj göndererek. Biliyorlar çünkü att›klar› 盤l›¤›n, görmeyen gözleri bir gün kör edece¤ini, duymayan kulaklar› patlataca¤›n›, suskun kalan dillerin suskunlu¤unu parçalayaca¤›n›. Bana dokunmayan y›lan bin yaflas›n diyorlard›

11-24 Şubat 2005 belki de. 21 Ocak 2005’te hem de Kurban Bayram›’nda y›lan onlara da dokundu ‘sebepsiz’ yere. Dokunmad›¤› insan kald› m› y›lan›n, daha hangi Gökhan’lara ak›tmas› gerekiyor zehrini. Bizim Gökhan’›m›za uzanmas› m› gerekiyor dillerinin. Peki ama nereye kadar? Ad›, soyad›: Gökhan Belgüzar Baba ad›: ‹rfan Ana ad›: Sevim Do¤um yeri: Samsun/Terme Do¤um y›l›: 1984 Nezaretteki di¤er adam: Kadir Olgay Helvac›o¤lu Ölüm tarihi: 21 Ocak 2005 Ölüm yeri ve nedeni: Bak›rköy Osmaniye Polis Karakolu, intihar ‹çimizden biriydi, art›k hep içimizde hep 21 yafl›nda...

‹flkence mi? Ha kalkt›, ha kalkacak!

Bak›rköy ‹lçe Emniyet Müdürlü¤ü’ne ba¤l›, Bak›rköy Asayifl Büro Amirli¤i’nde gasp suçu zanl›s› olarak gözetim alt›nda tutulan Gökhan Belgüzar’›n, kald›¤› nezarethanede intihar etti denilerek ölü bulunmas›, bolca demokratikleflme 盤›rtkanl›¤›n›n yap›ld›¤› bir dönemde “Karakollar fleffaf m›, de¤il mi?” veya “Türkiye’de iflkence vakalar› münferit mi yoksa halen idari pratik olarak devam etmekte mi?” tart›flmalar›n› beraberinde getirdi. ‹flkence; Türkiye’de, yolu bir flekilde, “emniyet” veya “güvenlik” birimlerine düflmüfl olan kiflilerin tan›k olduklar› veya bizzat kendilerinin de maruz kald›¤› bir “özel a¤›rlama” türüdür. 10 fiubat 1984 tarihli, “‹flkenceye ve Di¤er Zalimane, Gayri insani veya Cezaya Karfl› Birleflmifl Milletler Sözleflmesi”nin 1. maddesinde iflkence kavram› tan›mlanm›fl ve kapsam› belirlenmifltir. Buna göre; “‹flkence terimi, bir flahsa veya bir üçüncü flahsa, bu flahs›n veya üçüncü flahs›n iflledi¤i veya iflledi¤inden flüphe edilen bir fiil sebebiyle, cezaland›rmak amac›yla, bilgi veya itiraf elde etmek için veya ayr›m gözeten herhangi bir sebep dolay›s›yla bir kamu görevlisinin veya bu s›fatla hareket eden bir baflka flahs›n teflviki veya

r›zas› veya muvafakat›yla uygulanan fiziki veya manevi a¤›r ac› veya ›zd›rap veren bir fiil anlam›na gelir.” Yine ayn› sözleflmenin 4. maddesinde; “1-Her taraf devlet, tüm iflkence eylemlerinin kendi ceza kanununda suç olarak düzenlenmesini temin edecektir. Ayn› biçimde, iflkence eylemine teflebbüs ve iflkence eylemine bir kifli taraf›ndan ifltirak edilmesi yahut eyleme kat›lma da suç olarak düzenlenecektir. 2-Her taraf devlet, bu suçlar›n a¤›r niteli¤ini dikte alarak uygun yapt›r›mlarla cezaland›r›labilir olmas›n› temin edecektir.” Türkiye, söz konusu sözleflmeyi, 01.09.1988 tarihinde yürürlü¤e koymufltur. Ancak, bundan önce Türkiye’nin taraf oldu¤u ve; “Hiç kimse, iflkenceye ya da insanl›k d›fl› yahut afla¤›lay›c› muamele yahut cezaya tabi tutulamayacakt›r” hükmünü içeren, Birleflmifl Milletler ‹nsan Haklar› Evrensel Beyannamesi ile ‹nsan Haklar› ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleflme (A‹HS) taraf› ülkedir. Bunun yan›nda, 01.02.1989 tarihinde yürürlü¤e koydu¤u, 26. 11.1987 tarihli “‹flkencenin ve Gayriinsani ya da Küçültücü Ceza veya Muamelenin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleflmesi”nin de taraf›d›r. Bu milletleraras› yükümlülüklere paralel ola-

rak, Türkiye devleti de kendi iç hukukunda anayasalar›nda, o çok sözü edilen 1982 Anayasas›’nda dahi yukar›da sözü edilen hükümlere yer vermifltir. Her alanda oldu¤u gibi; insan onuru ve vücut dokunulmazl›¤›na sald›r› niteli¤i tafl›yan, kiflinin beden ve ruh sa¤l›¤›n› bozan ve hatta afl›r›ya gidildi¤inde ülkemizde çokça flahit oldu¤umuz ölümlere neden olan iflkence hususunda da, devlet ka¤›t üzerinde takdire flayan düzenlemeler yapm›flt›r. Gelinen nokta itibariyle devletin, iflkenceye yönelik tutum ve uygulamalar› hiç de ka¤›t üzerinde yaz›l› oldu¤u gibi ‘fleffaf’ nitelikte olmad›¤›n› toplumun tüm katmanlar› bilmektedir. TC devleti, kuruluflundan bu yana bask›c›, inkarc› ve asimilasyoncu niteli¤ini devam ettirmek ad›na kitle katliamlar›na varacak düzeyde hak ihlalleri gerçeklefltirmekten geri durmam›flt›r. Bunun ad›; kah “fiark Ç›ban›”n› ortadan kald›rmak”, kâh “komünist av›”, kâh darbelerle gelen s›k›yönetim-ola¤anüstü hal uygulamalar› olmufltur. Devletin bu resmi anlay›fl›, yukar›da adlar›n› belirtmifl oldu¤umuz ve taraf› oldu¤u temel uluslararas› belgeler do¤rultusunda uygulamalar da bulunaca¤›n› taahhüt etmifl olmas› bile onu, hak ihlallerine baflvurmaktan al›koymam›flt›r. Özellikle, her türlü insan haklar›n›n rafa kald›r›ld›¤› 1980 Askeri Faflist Darbesi ile insanlar üzerinde en yo¤un iflkence uygulamalar›n›n yap›ld›¤› dönem bafllam›flt›r. Bu darbenin ürünü olan 1982 Anayasas› ile birçok temel hak, hep istisna gösterilen f›kralarla kulland›r›lamaz olmufltur. Yukar›da da de¤indi¤imiz gibi iflkence bu anayasada yasak olmas›na ra¤men gözalt›larda uygulanan vazgeçilmez bir yöntem olmufl binlerce insan iflkenceye dayal› ifadelerle onlarca y›l cezalara çarpt›r›lm›fl, onlarcas› idam edilmifltir. Art›k, ülkede kaç›n›lmaz olarak herkesin maruz kald›¤› iflkence yöntemlerinden politik suçlular ve uzunca bir dönem düflük yo¤unluklu savafl› bizzat yaflayan Kürt halk› daha fazla nasiplenmifltir. Adli vakalardan dolay› gözalt›na al›n›p da iflkenceye tabi tutulanlar›n yaflam›fl

olduklar› hak ihlalinden haberdar olunamamas› veya yeterince kamuoyuna tafl›namamas›n›n çeflitli nedenleri vard›r. Bunlar ya korkular›ndan ya da kaderci yaklafl›mlar›ndan kaynakl› olarak maruz kald›klar› haks›zl›klar›n takipçisi olmam›fllard›r. Bugüne de¤in gündeme her iflkence olay› tafl›nd›¤›nda, devletin sözcüleri hep; “Bunlar münferit olaylard›r. Devlet hiçbir zaman hukuk kurallar› d›fl›na ç›kmaz” veya “Devleti küçük düflürmeye çal›flan vatan hainlerinin as›ls›z iddialar›d›r” diye geçifltirilmek istendi. Ancak, ma¤durlar ve insan haklar› savunucular› iflin peflini b›rakmay›nca kamuoyuna yans›yan iflkence davalar›nda, sorumlulu¤u sadece birkaç memura y›karak göstermelik cezalar verildi, bir k›sm› akland›. Oysa varl›¤›ndan pek haber olunamayan iflkence vakalar› ya takipsizlik kararlar› ya da idari soruflturmalarda dava aç›lmas›na gerek görülmemesi gerekçesiyle devletin yan›na kâr kalm›flt›r. Devletin yetkili organlar› iflkence olaylar›n› kapatmaya çal›flt›kça bunlara yenileri eklenmektedir. Türkiye ‹nsan Haklar› Vakf›, ‹nsan Haklar› ‹zleme Örgütü ve Uluslararas› Af Örgütü’nün 2004 y›l› için yapt›klar› de¤erlendirmelerde; iflkence olay›n›n hala yayg›nl›¤›n› korudu¤u ifade edilmektedir. Gökhan Belgüzar’›n ölümünden sonra aç›klamalarda bulunan babas› ‹rfan Belgüzar’›n; “Çocu¤umun önüne, adam öldürmeden gasp ve yaralamaya kadar suçu içeren bir ka¤›t getirdiler ve bunu imzalamas›n› istediler. O¤lum da bu ka¤›d› imzalamad›. Ayr›ca karakolda kendisine kötü davran›ld›¤›n› söyledi” aç›klamalar›, devletin san›klar› ortaya ç›karmak için hala bildik yöntemleri uygulad›¤›n›n aç›k ifadesidir. E¤er devlet bunun aksini iddia ediyorsa, tescilli iflkenceci olan bir flahs›n baflbakan›n yak›n korumas› yap›lmas›n› öncelikle aç›klamal›d›r. Veya U¤ur Kaymaz ve babas›n›n, fiiyar Perinçek’in, Siirt’teki befl gencin yarg›s›z infaz edilmesinde devlet sözcülerinin hala; “Bunlar teröristtir” aç›klamas› egemen olan resmi ideolojinin makyajdan öte bir de¤iflim yaflamad›¤›n› göstermektedir.


30

11-24 Şubat 2005

‹flçi-köylü’den “IRAK’TA K‹TLE ‹MHA S‹LAHLARI VAR!” EMPERYAL‹ZME KARfiI B‹RER ‹MHA S‹LAHI OLALIM! 2005 y›l›n›n henüz ikinci gününde ABD D›flifllerinin iki numaral› adam› Richard Armitage; ard›ndan senatör Jon Kyl ve ekibi; ABD Merkez Kuvvetler Komutan› John Abizaid; Güney Asya’daki Tsunami felaketinden sonra “bu bizim için harika bir f›rsat” diyebilen silah› burnunda D›fliflleri Bakan› Condelezza Rice; Filistin “lideri” Mahmud Abbas k›sa zaman aral›klar› içinde Türkiye’yi ziyaret eden önemli isimler aras›nda. Bunun yan›nda M›s›r’da yap›lan Ortado¤u Zirvesi ve Suriye Devlet Baflkan› Beflflar Esad’›n Amman ziyareti dünya kamuoyunu meflgul eden konular›n bafl›nda geliyor. Tüm bu ziyaretleri bir bütün olarak dünyadaki, özellikle Ortado¤u’daki geliflmelerle birlikte de¤erlendirmek gerekiyor. ‹lk olarak John Abizaid’in ziyareti ile de¤erlendirmeye bafllarsak; Abizaid’in “Yine gelece¤im. O zaman bu konular›n tamamlanm›fl, gerekli kararlar›n al›nm›fl olmas›n› diliyoruz” (siz emir anlay›n) sözleri asl›nda Türk-ABD iliflkilerinin niteli¤ini özetlemeye yetiyor. Yine Rice’nin “Türkiye ile ABD aras›nda ortak ç›karlar var” sözlerinin hayra alamet olmad›¤› da bundan önce yaflananlar ile sabit. Söz konusu bu ziyaretlerin ana noktalar›; Ortado¤u’da geliflen süreç, ABD’nin Irak’ta tam bir ç›kmaz›n içinde oldu¤u gerçe¤i, bu noktada yap›lmas› gerekenler ve en önemlisi de Türkiye’nin misyonu ve Türkiye’de geliflen “ABD karfl›tl›¤›n›n” emperyalistler aç›s›ndan sak›ncalar›. Yine Türkiye’ye yap›lan bu ziyaretlerin as›l konular›ndan birinin de ‹ncirlik Üssü oldu¤unu vurgulamak gerekiyor. Kendi ifadeleri ile “Yeni Küresel Savunma Stratejisi” kapsam›nda Türkiye ziyaretlerini art›ran ABD’li yetkililer, bu stratejinin ana halkas›n›n “esneklik” ve “hareket kabiliyeti” oldu¤unun alt›n› çiziyorlar. Bu ziyaretlerin tek konusu elbette ki sadece üs talebi de¤il. Bu konuda bas›na aç›klama yapan ABD Savunma Bakanl›¤› Müsteflar› ve Pentagon’un üç numaral› ismi Douglas Feith’in söyledikleri önemli; “Bu ço¤u zaman yanl›fl bir flekilde sadece üslere iliflkin talep-

ler fleklinde anlafl›l›yor. Oysa ki yeni küresel savunma konumland›rmas› sadece üsleri de¤il, askeri yetenekleri ve aktiviteleri de içeriyor. Güncel tehditlerin özelli¤i ne zaman, nereden gelece¤inin bilinmemesi. Bu nedenle h›zl› hareket edebilmek ve esneklik yeni stratejinin önemli unsurlar›. Bu yeni yasal düzenlemeleri de getirebilir.” K›sacas› “terör tehdidinin nereden gelece¤i belli olmad›¤› için sizden, (uflaklar›m›zdan) ne zaman, ne isteyece¤imiz belli olmaz, siz her duruma haz›r olun” mesaj›. Bu ziyaretlerde öne ç›kan “Türkiye kamuoyunda oluflan ABD karfl›tl›¤›n›n verdi¤i rahats›zl›k” konusu da bizler aç›s›ndan önemlidir. Rice ABD emperyalizminin bu rahats›zl›¤›n› “müttefik iliflkimiz ancak halklar›m›z›n deste¤i ile ilerleyebilir. Bu konuda sizin liderli¤inize ve hükümetinize büyük rol düflüyor. Sizden bu yönde çaba göstermenizi bekliyoruz” sözleri ile ortaya koymufltur. Bu önemli bir rahats›zl›kt›r. Geçti¤imiz ABD seçimlerinde kendi halk›n›n “deste¤ini” arkas›na alman›n ne kadar önemli oldu¤unu bir kez daha gören ABD emperyalizmi, uflak ve iflbirlikçisi ülkelerde de kendisine karfl› oluflan tepkiyi azaltman›n yollar›n› ar›yor. Ancak bu göründü¤ü kadar kolay de¤il. Asl›na bak›l›rsa bu durum yani geliflen ABD karfl›tl›¤›, emperyalistler aç›s›ndan politikalar›n› hayata geçirmelerinde oldukça belirleyici ve bu anlamda hayati derecede öneme sahiptir. Irak’ta uygulad›¤› vahflet ile her geçen gün dünya halklar›n›n nefretini daha fazla kazanan ABD aç›s›ndan bile. fiu bir gerçek ki, ABD Irak’ta beklemedi¤i geliflmeler yani direnifl karfl›s›nda flaflk›na döndü. Irak’a girer girmez zafer kazand›klar›n› iddia ettiler, ama yan›ld›lar. Onlar› flaflk›na çeviren direnifli örgütleyenlerin “birkaç çapulcu, ABD önünde e¤ilmeye mahkum, e¤itilmesi gereken insanlar” olarak göstermeye çal›flt›lar, gülünç duruma düfltüler. Saddam yakalan›nca direniflin bozguna u¤rayaca¤›n› düflündüler, düflündüklerine piflman oldular. Seçimlerden sonra yapt›klar› aç›klamada halk›n % 72’e yak›n›n›n oy verdi¤inin, yani kendilerini

onaylad›¤› 盤l›klar›n› att›lar, gerçek verileri çok gizleyemediler. K›sacas› bütün oyunlar› bofla ç›kt›. Genel anlam›yla Irak seçimlerine iliflkin belli vurgularda bulunmak gerekirse; Irak seçimleri gerek bugün ülkede yaflanan tabloyu gerekse de önümüzdeki dönem yaflanmas› olas› geliflmelerin verilerini sunmaktad›r. “Sünni üçgeni” olarak adland›r›lan Ba¤dat-Samara-Felluce’den kukla hükümete tek bir oyun ç›kmamas›, Kürtlerin “ba¤›ms›z devlet” aldatmacas›yla sand›k bafl›nda “coflkulu” halaylar›, fiiilerin ve Türkmenlerin bu kap›flmadan kendi paylar›n› isteme hesaplar›… Seçimlerin ard›ndan bölgede önümüzdeki dönem için yap›lan iç çat›flmalar›n yaflanma ihtimali tart›flmalar›n›, emperyalizmin önümüzdeki dönem de uygulamay› düflündü¤ü politika olarak görmek ve okumak gerekir. ABD emperyalizmi Irak’a sald›r›s›n›n öncesinde ve s›ras›nda Irak’ta kitle imha silahlar› oldu¤u ve bunlar›n tüm insanl›¤› tehdit etti¤i argüman›n› bolca kullanm›flt›. Bugün gelinen aflamada ABD, kastetti¤i anlamda bir kitle imha silah› bulamasa da Irak’ta, Irak halk›ndan oluflan iflgalcileri imha silahlar› oluflturdu ve bu silahlar her gün iflgalcilerin burnunun dibinde patlamaya, onlar›n korkulu rüyas› olmaya devam ediyor. Gözleri önünde topraklar› talan edilen, yak›nlar› katledilen onlarca çocuk, kad›n, erkek Irakl›, ABD’nin sonunu haz›rlayan zafer toplar›na, imha silahlar›na dönüflüyor. Bu geliflmelere Türkiye cephesinden bakt›¤›m›zda ise, emperyalistlerin ülkemize biçtikleri rolle birlikte egemenlerin sald›r›lar›na her gün biraz daha h›z verdiklerini görmek mümkün. Özellikle Kürtlere yönelik sald›r›lar›n ard› arkas› kesilmiyor. Siirt’teki yarg›s›z infaz›n ard›ndan Hakkari depremi sonras› depremzedelerin tutuklanmas› aymazl›¤›n› gösteren AKP hükümetinin gerçek yüzü böylece aç›kça ortaya ç›kmaktad›r. Devletin bu sald›r›lar›n› teflhir etmek için her f›rsat› kullanmak önemlidir. K›sa bir süre önce Abdullah Öcalan’›n “siz beni muhatap olarak kabul edin, ben iki ay içinde gerillay› indiririm” aç›klamalar›na karfl› devletin Kürt hareketine ve Kürt ulusuna yönelik flaflmaz politikas›n›n devam etti¤ini gösterirken, di¤er taraftan da halk›n, tüm bar›fl 盤›rtkanl›¤›na ra¤men sisteme birikmifl tepki ve öfkesini de gösterdi. Yafll›s›ndan, gencine Siirt’te katledilen gençlerin cenazesinde çat›flan halk ayn› zamanda birikmifl bir tepki ve öfkeyi de dile getiriyordu. Bu anlamda Kürt halk›na yö-

Fabrika müdürünün “Fabrika zarar ettiriliyor” itiraf› Samsun Gübre Fabrikas› 2004 y›l› özellefltirme sürecinde 30.5 milyon dolar zarar etti. TÜGSAfi Samsun Gübre’nin düzenli kapasitesiyle çal›flt›r›lmas› halinde y›ll›k 10 milyon dolar kâr edebilece¤i aç›klamas›n› yapan fabrikan›n yeni Genel Müdürü Hakk› Irk›çatal, “böyle bir tesisin 50-60 milyar dolara sat›lmamas› beni flafl›rt›yor. TÜGSAfi’›n sadece iskelesine yap›lan yat›r›m 15 milyon dolar seviyesinde” dedi. Emperyalizmin dayatt›¤› politikalar› uygulayan Türk hakim s›n›flar›, y›llard›r yapt›klar› özellefltirmelerde önce fabrikalar›n zarar ettirilmesini sa¤layarak düflük kapasiteli üretimle çal›flt›r›yor. Samsun Gübre’de de ayn› politikalar› uygulayan

uflak devletin fabrikay› y›llard›r zarara u¤ratt›¤›n›n itiraf›n› patronlar yap›yor. Genel Müdür Irk›çatal, TÜGSAfi’›n 5 üretim kapasitesinde 300 bin ton kompoze gübre, 27 bin ton DAP gübresi, 85 bin ve 108 bin ton fosforik asit, 214 bin ton sülfürik asit üretim kapasitesinin bulundu¤unun aç›klamas›n› yaparak “Son 5 y›l dikkate al›nd›¤›nda 5 fabrika ortalama yüzde 40-50 kapasiteyle çal›flmakta. Türkiye’de y›ll›k 5.5 milyon ton gübre tüketiliyor, bunun yüzde 10’unu kullan›yor. Güneydo¤ulu vatandafllar›m›z ‘bize neden gübre göndermiyorsunuz?’ diye soruyor. Bu sektörün pazarlama sorunu yok ve kârl›. Ancak devletin de¤iflik sebeplerle ticarette kâr elde

etmesi çok zor. Özelleflme kapsam›ndaki TÜGSAfi’› alanlar büyük kâr eder” diyerek itirafta bulunuyor. Pazarlama sorunu olmayan ve kâr eden kurulufllar›n teslimiyetçi politikalarla nas›l zarar ettirildi¤i, Samsun Gübre’de çal›flan 119 memur ve 319 iflçinin özellefltirmelerle ma¤dur olaca¤› özellefltirilen di¤er kurulufllarda neler yap›ld›¤› ortada. Kas›m ay›nda ihalesinin iptal olmas›ndan bugüne üretime bafllanmayan fabrikadan iflçilerden ifl akitleri sona erdirilenler olmufltu. Kendi iste¤iyle ve iste¤i d›fl›nda emekli edilenlerden baflka 19 iflçinin de 10-15 y›ld›r çal›flt›klar› halde ifline son verilmiflti. Petrol-‹fl Sendikas› Samsun fiubesi iflten ç›kar›lan 19

15 nelik bu sald›r›lar› gündemimizden düflürmemek ve müdahale etme iradesini göstermek bu süreçte oldukça önemlidir. Hakkari’de depremzedelere yap›lan sald›r›, Siirt ve Mardin K›z›ltepe infaz› teflhir etmek için legal ve illegal kitle eylemlerinin yap›lmas› hem militan ve aktivistlerin sürekli hareketli ve canl› kalmas›n› sa¤larken di¤er taraftan da yap›lan bu müdahaleler kitle içindeki çal›flmam›z›n güçlenmesine ve daha etkin bir hale gelmesini sa¤layacakt›r. Yaklaflan 8 Mart bu geliflmelerle birlikte ele al›nd›¤›nda, daha da önem kazanmaktad›r. 2005 y›l› 8 Mart’› 2004 y›l› 8 Mart kutlamalar›ndan farkl›l›k içermek zorundad›r. Çünkü süreç, koflullar de¤iflmektedir. Ve bugünleri anlaml› k›lan da geliflen koflullarla birlikte, yani gündemle birlikte ele al›n›p de¤erlendirilmeleridir. Kürt halk›na, iflçi s›n›f›na, köylülü¤e, gençli¤e ve ezilen tüm kesimlere yönelik artan bask› ve sald›r›lar›n hayk›r›lmas›, gücün ve iradenin bu sald›r›lara karfl› harekete geçirilmesi bizler aç›s›ndan oldukça önemli bir ihtiyaçt›r. Kendi gücümüze güvenerek örgütleyece¤imiz her eylem, etkinlik bugün aç›s›ndan tam anlam› ile bir baflar› yakalamasa da, ileriye yönelik at›lm›fl çok büyük ad›mlar olarak de¤erlendirilmelidir. ‹flte Irakl› çocuklar›, kad›nlar›, erkekleri, yafll›lar› emperyalizmin boyunun ölçüsünü alan onlar› birer zafer topuna dönüfltüren bu güven ve hakl›l›klar›na olan inançt›r. Emperyalizme ve uflaklar›na karfl› yürütülen Halk Savafl›nda yaflam›n› yitiren tüm flehitlerimiz bizler için birer zafer topudur. ‹çinden geçti¤imiz hafta içinde çeflitli etkinlikler ile kutlanan Parti ve Devrim fiehitleri Anma Haftas› bizler aç›s›ndan önemlidir. ‹stanbul baflta olmak üzere birçok ilde yap›lan etkinlikler, aile ziyaretleri ve eylemlere son nokta Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri’nin yapm›fl oldu¤u etkinlik ile konulmufltur. Bu etkinlik birçok deneyimin yan›nda emek harcand›¤›nda, çaba gösterildi¤inde kazanan›n biz olaca¤›n› göstermesi aç›s›ndan oldukça önemlidir. Di¤er bir önemli nokta ise Ocak ay› boyunca yürütülen çal›flmalar›n bir kazan›ma dönüfltürülmesi iradesinin konulmas›d›r. Her gündemi örgütlenmenin arac› haline getirmek ana perspektifimiz olmak durumundad›r. Bu çal›flmalar boyunca yakalanan ve harekete geçirilen her bireyin örgütlenmesi hedefiyle hareket edilmelidir. fiehit ve tutsak ailelerimize yönelik yap›lan çal›flman›n, etkinlikte yaflanan olumlu atmosferin etkisiyle sistemlefltirilmesi ve büyütülmesi zorunludur.

iflçi için “ifle iade” davas› açt›klar›n› aç›klad›. ‹flten at›lan ve emeklili¤i dolmayan iflçiler için aç›lan davan›n fiubat ay› sonunda ilk duruflmas› yap›lacak. Edinilen son bilgilere göre; Samsun Gübre Fabrikas›’nda özellefltirme ihale süreci yeniden bafllat›ld›, gazete ilanlar› yay›nland›. 18 Mart tarihine kadar teklifler verilecek, bu süre içerisinde iflten ç›karmalar 30’ar kiflilik gruplar halinde devam edecek, bu ç›karmalar halen devam ediyor. Sat›flta, tüm iflçiler ç›kar›l›p “0” iflçi ile özel sektöre devredilecek. Tüm bu sald›r›lara karfl›n Petrol-‹fl’in yapt›¤› bir eylem yok ne yaz›k ki. Öyle ki, sendikac›lar ihale takvimini iflçilerden ö¤reniyor! Sendika konuyla ilgili herhangi bir toplant›, bilgilendirme bile yapmam›fl durumda. (Samsun)


31

15

11-24 Şubat 2005

fiehitlerimiz toprakta tohum, hasad›m›z devrim olacak! “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya”, “Gençler Da¤lara Partizan ‹ktidara”, “Yaflas›n Partimiz TKP/ML, Halk Ordusu T‹KKO, TMLGB” sloganlar› at›ld›. (Çukurova Partizan Okurlar›)

Çukurova

KÜRT ULUSUNA ÖZGÜRLÜK HALK SAVAfiIYLA GELECEK! 27 Ocak Perflembe günü bir araya gelen Partizan okurlar› Mersin Çilek Mahallesi’nde AB’yi protesto etmek; Parti ve devrim flehitlerini anmak için bir eylem dü-

“Güneflten parlak bir ›fl›k kayna¤›d›r devrim. Alev alev yakar gönlünü bedenine düflenin. Bir düfltür, sürükler peflinden. Bir aflkt›r, u¤runa can verilir, can al›n›r.” S›n›flar›n ortaya ç›kmas›yla birlikte iki s›n›f aras›nda ezenle-ezilen aras›nda süregelen savaflta ba¤›ms›zl›k, halk demokrasisi, sosyalizm ve komünizm savafl›nda bayra¤› kap›p düflenler olmufltur kuflkusuz. Onlar bu kavgaya canlar›n› esirgemeyecek kadar ba¤lanm›fllard›r. Proletarya Partisi’nin 1978 y›l›nda yapt›¤› 1. Konferans›nda kararlaflt›rd›¤› üzere her y›l›n Ocak ay›n›n son haftas› Parti ve Devrim fiehitlerini Anma Haftas› olarak ele al›n›r. Biliyoruz ki onlar› anmak sadece bir haftayla s›n›rl› de¤il, kavgan›n ta kendisidir. ‹flte bu bilinçle Proletarya Partisi taraf›ndan belirlenen bu haftada Çukurova’da bir dizi etkinliklerle Parti ve Devrim flehitlerini and›k. ‹lk olarak bölgemizde bulunan flehit ailelerini ziyaret ettik. Fehiman Bozgurt’un, Nihat ve Orhan Gül’ün, A. Berdan Kerimgiller’in ailelerini ziyaret ederek yoldafllar›m›z›n ve siperdafllar›m›z›n bizlere devrettikleri k›z›l bayra¤› yere düflürmeme ve onlara lay›k olma sözü verdik. Daha sonra Mersin’in Çilek mahallesinde yap›lan pankartl› bir yürüyüflle flehitler an›ld›. Yine Partizan imzal› olarak ç›kan bildiriler Mersin ve Tarsus’un emekçi semtlerinde da¤›t›ld›. Ve son olarak Partizan, DDSB, YDG ve ‹nce Memed Kültürevi olarak Adana’da bir etkinlik yapt›k. Salonu “Emperyalizme Karfl› Halk Savafl›” ve “fiehitlerimiz Toprakta Tohum, Hasad›m›z Devrim Olacak” pankartlar› ile parti ve devrim flehitlerinin resimleriyle süsledi¤imiz etkinlik 30 Ocak Pazar günü saat 12:30’da Güney Müzikhol’de yap›ld›. Etkinlik Cafer, Aflk›n ve Muharrem ile geçti¤imiz günlerde Dersim’de ölümsüzleflen Y›lmaz Göç flahs›nda tüm parti ve devrim flehitleri için yap›lan bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›. Sayg› duruflunun ard›ndan Partizan ad›na okunan metinde “Tarihin bu zorlu dönemeçlerinde yaflanan sadece emperyalizmin sald›rganlaflt›¤› de¤ildir. Ayn› zamanda dünya halklar›n› umutland›ran proletaryan›n devrim yürüyüflüdür, bunun ad› halk savafl›d›r. Hiç flüphesiz iktidar yürüyüflü Türkiye topraklar›nda da sürüyor. Belki bugün at›lan ad›mlar Proletarya Partisi’nin 33 y›ll›k tarihine bakt›¤›m›zda küçük gelebilir ama tasfiyecili¤in-teslimiyetçili¤in kol gezdi¤i bir süreçte at›lan ad›mlar›n kendi içersinde büyük anlamlar› vard›r. Faflizme

bela, halklara umut olmaya devam ettik. Yeniden Dersim’e aç›lmam›z bunun ürünüdür. Son sözü silah›m›z söyleyecektir ve herkesi ProBursa letarya Partisi saflar›na örgütlenmeye ve savaflmaya ça¤›r›yoruz” denildi. Partizan ad›na okunan metnin ard›ndan Adana YDG’nin haz›rlad›¤› fliir dinletisi verildi. Ard›ndan ‹nce Memed Kültürevi tiyatro grubunun haz›rlad›¤›, Kaypakkaya’n›n iflkencede katledilmesini anlatan “Ölümsüzlük Kat›ndaki O¤ulla Söylefli” adl› tiyatro oyunu sergilendi. Oyunun ard›ndan kitle hep bir a¤›zdan “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya” slogan›n› att›. “Anay›m yüre¤im yang›n yeridir Gözlerim iki kan çana¤› Anay›m; ölenlerin, do¤anlar›n Yeniden do¤anlar›n anas›” “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak” sloganlar› eflli¤inde herbiri bizlere büyük miras b›rakan flehitlerimizin aileleri de etkinlikteydi. Ese Yaylas›’nda ölümsüzleflen Ümit Ça¤layan San’›n babas› R›za Baba, Proletarya Partisi flehitlerinden Nurettin Gül’ün efli, MKP flehidi Orhan Gül’ün annesi Fatma Ana, Eflref fiahlar yoldafl›n ye¤eni Eylem fiahlar, Naki Göksu yoldafl›n amcas›n›n o¤lu bizlerleydi. Onlara flehitlerimiz ad›na haz›rlad›¤›m›z plaketleri kavgalar›n› yükseltme sözü ile verdik. Söz alan flehit yak›nlar› burada olmaktan, bu onurlu kavgada flehit düflenlerin yak›n› olmaktan gurur duyduklar›n› belirterek plaketleri ald›lar. Etkinli¤e kat›lan bir dostumuz Orhan Bak›r’a yaz›lan bir a¤›t› paylaflt› bizlerle. Marfllar›m›zla, türkülerimizle and›k onlar›. Cafer Do¤an’›n verdi¤i müzik dinletisinin ard›ndan 400’e yak›n Proletarya Partisi flehidi ve Marks, Lenin, Mao flahs›nda tüm devrim ve komünizm flehitleri an›s›na haz›rlad›¤›m›z dia gösteriminin ard›ndan etkinli¤imiz son buldu. Çukurova Partizan okurlar›, Çukurova DDSB, Adana, Mersin ve Mersin Üniversitesi, Tarsus, Hatay, Erzincan, Mu¤la ‹K ve YDG okurlar› ile DHP, ESP, BDSP, Güney Dergisi ve Kald›raç Dergisi’nin mesaj gönderdi¤i etkinlikte s›k s›k “Devrim fiehitleri Ölümsüzdür”, “Dersim Tokat Erzincan Savafl›yor Partizan”,

zenlediler. Eylemde “Kürt ulusuna özgürlük Halk Savafl› ile gelecek” pankart› açan kitle, mahalle giriflinden Muhtarl›¤a kadar “Gerillalar ölmez, yaflas›n Halk Savafl›”, “Dersim flehitleri ölümsüzdür”, “AB emperyalizmine hay›r” sloganlar›n› atarak yürüdü. Muhtarl›k önünde yap›lan aç›klamada AB’nin Kürt ulusunun sorununu çözemeyece¤i ve Parti ve devrim flehitlerini anma haftas›na iliflkin bir konuflma yap›ld›. Mahalle halk›n›n alk›fllarla destek verdi¤i eylem bitiminde da¤›lmak üzere olan kitleye polis sald›rarak 7 kifliyi gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nanlar aras›nda eylemi görüntülemek için orada bulunan gazetemiz çal›flan› Danyal Ülgen de vard›. Gözalt›na al›nanlar ertesi gün savc›l›¤a ç›kar›lmak üzere Savc›l›k’ta bekletilirken arkadafllar›n› yaln›z b›rakmayarak Adliye’de bulunan 6 kifli daha herhangi bir gerekçe gösterilmeden yaka paça gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nan 13 kifli götürüldükleri karakollarda sivil polisler taraf›ndan ölümle tehdit edildi. Gözalt›na al›nanlar ç›kar›ld›klar› Savc›l›k taraf›ndan serbest b›rak›ld›. (Mersin) DERS‹M Dersim Partizan okurlar› taraf›ndan 22 Ocak 2005 Cumartesi günü Dersim Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’nde Parti ve Devrim fiehitleri Anmas› gerçeklefltirildi. Etkinli¤imize ESP ve HÖC de desteklerini sundu. Etkinli¤e sayg› duruflunun ard›ndan aç›l›fl konuflmas› ile devam edildi. Konuflmada özetle flunlara yer verildi; fiehitlerimiz bizim özgür gelece¤e olan yürüyüflümüzün teminat›, iflçi s›n›f› ve ezilen halklar için verdi¤imiz mücadelenin birer delili niteli¤indedir. Onlar devrimci mücadeleye olan inançlar›yla ezilenlerin gelece¤i için bedel ödemekten bir an olsun geri durmayan devrimci de¤erlerin iradenin, erdemin yaflamlar›m›zdaki cisimleflmifl ifadesidir. Hareketimizin kurucusu ve ilk Genel Sekreteri ‹brahim Kaypakkaya yoldafl›n tutsak düflüflü, ilk komutan Ali Haydar Y›ld›z’›n ve ilk kad›n parti

üyesi Meral Yakar’›n direnerek flehit düflüflü ve daha nice kadro, üye ve savaflç›n›n direnifl tarihidir” denildi. Konuflman›n ard›ndan etkinli¤imizi fliir ve müzik dinletisi ile noktalad›k. Yapt›¤›m›z bu çal›flma Dersim’de uzun bir süreden sonra ilk olma özelli¤i tafl›d›¤› için bizde de farkl› bir heyecan ve duygu yaratt›. Dersim’den Partizan okurlar› MALATYA Pervas›zca artan emperyalist sald›rganl›¤a, faflist sald›r›lara, feodalizme ve tüm gericili¤e karfl› devrimci mücadeleyi yükseltmek için bu u¤urda bedel ödeme cesaretini kuflanarak yaflamlar›n› veren flehitlerimizi yaflat›yoruz ve yaflataca¤›z. Biz Malatya YDG, ‹flçi-köylü ve Partizan okurlar› olarak devrim flehitleri haftas›nda bir anma gerçeklefltirdik. Aram›zda yeni arkadafllar›n olmas›yla son derece coflkulu ve heyecanl› geçen anma, parti ve devrim flehitleri için yap›lan sayg› durufluyla bafllad›. Gazete ve dergilerden flehit yoldafllarla ilgili bölümler okunup de¤erlendirmeler yap›ld› ve haz›rlanan fliirler okundu. Malatya özelinde ve bulundu¤umuz bölgede çok eme¤i olan Muharrem Yi¤itsoy yoldafl› tan›yanlar yoldafl›n yaflam pratikleri ve de¤erlendirmelerini paylaflt›lar. Sonra yoldafllar› anman›n onlar›n b›rakt›klar› devrim mücadelesini, miras› ileri tafl›mak, bu kavgay› ›srarla ve cesaretle devam ettirmek oldu¤u ve bu dönemde verilen bedellere karfl›l›k mücadeleye yüklenilmesi gereklili¤i noktas›nda konuflmalar yap›ld›. Anma fliir ve konuflmalarla bitirildi. Parti ve Devrim flehitlerinin an›lar› kavgam›za ›fl›k olsun. Malatya Köylerinden Partizan okurlar› BURSA Onlar yaflama ölesiye tutkunken, halk›n mutlulu¤u, onurlu insanca yaflam ve eme¤in iktidar olmas› için bilinçle ve inançla ölümü seve seve kucaklad›lar. Onlar ölümleriyle ölümsüzlefltiler. Onlar kanl› diktatörlüklerin nas›l y›k›laca¤›n› da, kendi iktidar›m›z›n nas›l kurulaca¤›n› da, nas›l savafl›laca¤›n› da, nas›l ölünece¤ini de ve nas›l yaflan›laca¤›n› da ö¤rettiler. 6 fiubat günü Bursa Tuncelililer Derne¤i’nde Devrim ve Komünizm fiehitleri anmas› yapan Partizan okurlar› onlar›n kavgas›n› sürdüreceklerini ifade ettiler. Yap›lan sayg› durufluyla bafllayan etkinlikte Partizan ad›na okunan metinde “Topra¤a kar›flan yoldafllar›m›za sözümüz onlar›n bayra¤›n› devralmakt›r; silahlar›n› kuflanmakt›r… Büyük bir emek, büyük bir birikim, büyük bir infla iflidir. As›l büyük özveri zaten semeresini alamayaca¤›n› bile bile tafl üstüne tafl koymaya çal›flmak, büyüdü¤ünü göremeyece¤ini bildi¤in halde as›rl›k a¤açlar dikmektir. Tarihin hiçbir evresinde haks›zl›¤a ve zulme karfl› verilen mücadele içinde yaflam›n› yitirenin ölümü bofla say›lmaz. Tümü onurlu ve de¤erlidir. Hepsi bir birikim ve de¤er yaratm›flt›r. Bu durum komünizm ve devrim flehitleri için fazlas›yla böyledir” denildi. Anma okunan fliir, marfl ve türkülerle sona erdi.


ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA

B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com

BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959

“Önce çocuklar›m›z› savunuyorduk, flimdi onlar›n düflüncelerini”

Egemen s›n›flar ülkedeki iflçi, köylü, gençlik kesimlerini daha fazla sömürmek ve bask› alt›nda tutmak için ve bu kesimlerin bütün hak gasplar›na karfl› göstermifl oldu¤u tepkileri manipüle etmek için toplumun en diri, en ileri unsurlar›n› teslim almak istemektedir. Ülkemizde IMF politikalar›n›n hayata geçirilmesi sürecinde dönemin baflbakan› Bülent Ecevit’in yapm›fl oldu¤u aç›klama çarp›c›d›r: “Hapishaneler ülkemizin kanayan yaras›d›r ve acilen tedavi edilmesi gerekmektedir”. Faflist patron a¤a devletinin tedavi anlay›fl› yak›p, y›kmak ve katletmekten baflka bir fley de¤ildir. Bundan dolay›d›r 19 Aral›k katliam›n› gerçeklefltirmesi. Ve bundan dolay›d›r onlarca insan› katletmesi. Ancak devletin bu sald›r›lar› her zaman yan›t›n› daha büyük direnifllerde alm›flt›r. Sonuç olarak devrimci ve komünist tutsaklar F tiplerinde ilkelerinden taviz vermeden ‹brahim’lerden, Süleyman’lardan devralm›fl olduklar› k›z›l bayra¤› daha yükseklere tafl›man›n bilinciyle hareket ediyorlar. Tutsaklar hapishanelerde direnirken di¤er devrim savaflç›lar› okullarda, fabrikalarda, tarlalarda ve da¤larda devrim için bedel ödemeye ve bedel ödetmeye devam ediyorlar. Tasfiyecili¤in, mücadele kaçk›nl›¤›n›n bayraklaflt›r›ld›¤›, y›lg›nl›¤›n, teslimiyetin mücadele olarak sunuldu¤u günümüzde; bütün bu sald›r›lara karfl› onurlu bir kavgan›n y›lmaz savunucular› olarak düflmanlar›n›n tüm sald›r›lar›na karfl› mücadele eden ve bu u¤urda flehit düflen devrim ve komünizm flehitlerinin pratikleri yolumuzu ayd›nlatmaya devam ediyor. Ve bu mücadelede “Önce çocuklar›m›z› savunuyorduk, flimdi onlar›n düflüncelerini” diyen analar›m›z, babalar›m›z; Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri. Çocuklar›n›n, kardefllerinin, yak›nlar›n›n kavgas›n› sahiplenen, ona gönül veren, flehit düflenlerin b›rakt›klar› bayra¤› yoldafllar›yla birlikte ileri tafl›may› hedefleyen, mücadeleyi sürdürenlerle omuz

omuza direnen yürüyen yoldafllar›m›z olarak, bizlere güç veren ve emekleriyle s›n›f mücadelesinin büyümesine önemli katk›lar sunan ailelerimiz, kaçk›nl›¤a, korkakl›¤a, düflkünlü¤e vurulan birer hançer olarak yerlerini almaktad›r kavgan›n s›cakl›¤›nda. Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri hapishanelerdeki çocuklar› ve yak›nlar›yla dayan›flmak için 5 fiubat tarihinde Kad›köy Evlendirme Dairesi’nde bir gece düzenledi. Gecenin sunuculu¤unu yapan Mehmet Özer’in okumufl oldu¤u fliirden sonra tüm devrim flehitleri ad›na bir dakikal›k sayg› duruflunda bulunuldu. Sayg› duruflundan sonra aç›l›fl konuflmas›n› Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri ad›na Semiha K›rkoç yapt›. K›rkoç; “Biliyoruz ki bizim gücümüz umudumuzun büyüklü¤ündedir. 12 Eylül’den bu yana hapishanelerde yaflanan vahfleti ile an›lan ve yeni devrimci kufla¤›n dahi 12 Eylül zindanlar›nda bulunan tutsaklar›n direnifl destanlar›yla yetiflti¤i, yarg›s›z infazlar ve kay›plar›n –1000 operasyonlarla- insanlara “terörist damgas› vurularak meflrulaflt›r›lmaya çal›fl›ld›¤› bir co¤rafyada; bizler Partizan fiehit ve Tutsak yak›nlar› olarak gerek zindan kap›lar›nda gerekse çocuklar›m›z›n mezar bafllar›nda gerçe¤i önce anlamaya çal›flt›k. Hangi zihniyet ‘terörist’ dedik? Son flehitlerimizde yaflad›¤›m›z gibi insanlar›m›z›n beyinlerini ç›kar›p ceplerine koyan, Türkiye Kürdistan›’nda insanlara d›flk› yediren, kulak kesen, 19 Aral›k katliam›nda insanlar›m›z› diri diri yakan zihniyet mi? Yoksa insanlar insanca yaflas›n diye yaflamlar›n› ortaya koyan çocuklar›m›z m› terörist? Ac›lar›m›z büyüdükçe bizlere verdikleri ekmek küçülüyor. Ekmek küçüldükçe iki gün daha ayakta kalmak için ezmemeliyiz birbirimizi. Emek de¤er olarak ifadesini buldukça ve vicdanlar susmad›kça biliyoruz ki ölmedi ‹brahim Kaypakkaya, ölmedi Muharrem, ölmedi Aflk›n, ölmedi Cafer. Onlar flimdi aram›zda ve yan›bafl›-

m›zdalar. Belki burada hepsinin adlar›n› sayam›yoruz; belki bu sayfalara s›¤d›ram›yoruz onlar› ama flunu çok iyi bilmeliyiz ki bir tek flehidimiz bile bizim büyük onurumuzdur. Onlar›n gerilla yürekleriyle sizleri selaml›yorum” dedi. Semiha K›rkoç’un aç›klamas›n›n ard›ndan devrim ve komünizm flehitlerinin resimlerinin ve PfiTA’n›n yapm›fl oldu¤u eylemliliklerin yer ald›¤› sinevizyon gösterisine geçildi. Marks, Engels, Lenin, Stalin, Mao gibi dünya iflçi s›n›f›n›n komünist ustalar›n›n görüntülerine yer verilirken, ülkemiz topraklar›nda halk›n kurtuluflu için verilen devrim mücadelesinde ölümsüzler kervan›na kat›lan; Mustafa Suphi, ‹brahim Kaypakkaya, Deniz Gezmifl, Mahir Çayan gibi devrimci önderlere yer verildi. Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n görüntülerine yer verildi¤inde kitle taraf›ndan “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya” slogan› gür bir flekilde at›ld›. Özellikle TKP/ML T‹KKO saflar›nda mücadele ederken flehit düflen Aflk›n Günel, Emel K›l›ç, Erol Özel, Leyla Karakoç, Fehiman Bozgurt ve Hasan Akyol’un gerilla saflar›ndayken çekilen görüntüleri ve yapm›fl olduklar› konuflmalar kitle taraf›ndan coflkuyla karfl›land›. Aflk›n Günel ve Nergiz Gülmez’in kendi seslerinden okuduklar› fliirlerin yay›nlanmas› salonda coflkuyu doruk noktaya ç›kard›. Sinevizyon gösterisinden sonra sahne alan Efkan fieflen söylemifl oldu¤u türkülerle etkinli¤e renk katt›. Efkan fieflen’in ard›ndan geceyi selamlayan mesajlara yer verildi. Geceye mesaj gönderen kurumlardan baz›lar›; Partizan, YDG, ILPS, DDSB, Samsun-Adana-Mersin-Kayseri-Kahramanmarafl-Gaziantep-HataySivas’tan DDSB’li iflçiler, DHP, BEKSAV, ESP, DETAK, Çorum Mecitözü Da¤saray Köylüleri Yard›mlaflma Daya-

n›flma Derne¤i, 78’liler Giriflimi, Gülsuyu-Sar›gazi-Samand›ra, Sultanbeyli-Gebze ‹flçi-köylü okurlar›, ‹C‹ (‹zmir Cezaevi ‹nisiyatifi). Geceye gönderilen mesajlar›n okunmas›ndan sonra devrim ve komünizm davas› u¤runa flehit düflenlerin flahs›nda simgesel olarak bir plaket töreni düzenlendi. TUYAB ad›na ‹smail Karagöz’e, Ölüm orucu flehidi Hüseyin Demircio¤lu ad›na kardefli ve BEKSAV çal›flan› Muharrem Demircio¤lu’na, Ölüm Orucu flehidi Sibel Sürücü flahs›nda DETAK’tan Sakine Sürücü’ye, Ölüm Orucu flehidi Tuncay Günel ad›na Yaflamevi’nden Ölüm Orucu gazisi Esmahan Ekinci’ye, Ölüm Orucunda flehit düflen Muharrem Horoz flahs›nda Ölüm Orucu gazisi Yusuf Can’a, Ölüm Orucu flehidi Nergiz Gülmez flahs›nda annesi Selvi Gülmez’e, Ölüm Orucu flehidi Endercan Y›ld›z flahs›nda DHP’dan Mahir Bafl’a, ÇHD avukatlar›ndan Mihriban K›rdök’ün plaketi kendisine ulaflt›r›lmak üzere Proletarya Partisi flehidi Özgür Kemal Karabulut’un annesi Sultan Karabulut’a, 19 Aral›k hapishaneler katliam›n›n yap›ld›¤› günlerdeki ayd›n duyarl›l›¤›ndan kaynakl› ‹lkay Akkaya’ya, TKM ve, ‹flçi-köylü gazetesine, iflçi s›n›f› ad›na Deri-‹fl Tuzla fiube Sekreteri Mustafa Yi¤it’e plaket verildi. Plaket alan kiflilerin yapm›fl olduklar› kavga ve mücadele ça¤r›lar› salondaki kitle taraf›ndan alk›fl ve z›lg›tlarla karfl›l›k buldu. Plaket töreninin ard›ndan hapishanelerde bulunan Partizan tutsaklar›n›n geceye göndermifl oldu¤u mesaj okundu. Son olarak sahne alan Grup K›z›l›rmak söylemifl oldu¤u türkü ve marfllarla kitleyi coflturdu. Gece bitiminde salonu terk eden kitlenin yüzündeki tebessüm ve yar›nlar›n daha iyi olaca¤›na dair umutlar› görülmeye de¤erdi. (Kartal)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.