1
19
PALASPANDIRAS
2
/biteceğinden emin olduğum şeyleri hiç almayacağım bunlar alınır, alınmayanların biteceğini düşünmezsin./
iletişime ihtiyaç. papafanzin@gmail.com oguzcanonver@gmail.com abdulkadirgiynas@gmail.com twitter.com/oguzcanonver twitter.com/heygiynas
3
VİTES Adam takvim yaprağının arkasındaki yazıyı okudu. Sonra su içti. Gözlüğünü kullanmak yerine gözlerini kısarak bakıyordu televizyona. Markete gidip iki tane ekmek aldı. Eve gelince çoraplarını çıkardı. Kafasını kaşıdı kravatını çözdü. Telefonunda oyun oynadı saate baktı. Atletle damda dolaştı. Hesap kitap işlerine girdi. Karısı diğer odada namaz kılıyordu. Onu boğazlayıp bir çay demledi. Saçına kına yaktı, üşüyordu tir tir çünkü elektrikler gittiği için kalorifer yanmıyordu. Bütün sinirini tıraş makinesinden çıkarıp suyu üç yudumda içti. Kitap okurken birkaç kez gaz çıkardı. Aklından bir sayı tuttu, dudakları kanıyordu galiba. Tespih çekerken bir yandan da kahvaltıda ne yediğini düşünüyordu. Somurtuyordu aslında yatağa girmeden önce soyunurken aşağıdan müzik sesleri geliyordu. Adam kıs kıs güldü ve yorganı başının üzerine çekti. Yağmur yağıyordu dışarda adeta gök delinmişçesine, uzayan tırnaklarının işlevselliğinden mutluluk duyuyordu. Her yerlerini dilediğince kaşıyabiliyordu çünkü bu sayede ve kazıyabiliyordu da kazıması gereken bir şey olursa. Evdeki televizyonda kanalların çoğunun çekmediği gerçeğiyle yüzleşmesi zaman almıştı. Sonrasında askerlik görevini yapmış döndükten sonra Oyaya maç biletlerinin kaç bin lira olduğunu sormuştu. Gergin bekleyişler eşliğinde sık sık gözleri dolmuş ateşi çıkmış ve köye gitmişti. Sadettin Teksoy’un programında ince belli cam bardak yemişti.
4
Düzenli olarak spor yapıyor ve balkona çıkıyordu. Birisiyle ettiği kavga sırasında daşşağına aldığı darbe sonrasında herkesin yapacağı gibi elleriyle orasını kavrayıp yerde iki büklüm debeleniyordu. Tok tuttuğu için bulgur yiyor barfiks direğine ayaklarından asılarak boyunu uzatmaya çalışıyordu. Radyo dinlerken fikir ayrılığına düştüğü arkadaşlarına saydırıyordu içinden. Mevsim kıştı. Rüyasında bisikletten düşüyordu. Turp yiyince geğiriyordu. Önemli olan pazarlamayı iyi yapmak derdi. Elinde boktan bir ürün dahi olsa. Teyzesinin kocası hakkın rahmetine kavuştuğunda arayıp baş sağlığı dilemişti. Annesini özleyince annesini arardı. Her gün farklı bir saatte yatardı. Diyaframdan beş dakika boyunca kahkaha atabiliyordu. Bir gün evden dışarı çıkarken yanına beresini almayı unutmuştu. Hava da aksi gibi rüzgarlıydı. Kafası üşümüştü. Trafik yoğun olduğu için karşıdan karşıya geçerken çok beklemişti. Dolmuşta oturacak yer bulmuştu. Annesi aşure yapmıştı o gün sonra hasta olmuştu. Çamaşır makinası çalışmıyordu. Davut nişanlandığını duyurmuştu facebookta. Fotoğraflara bakmış ve ayak baş parmağının kenarındaki nasırın derilerini soymuştu. Bulaşıkları babası yıkamıştı o akşam. Bir kız hakkında konuştuğu biri var mı diye malumat almıştı. Yaşından biraz büyük gösteriyordu normalde son zamanlarda bıraktığı bıyıktan sonra daha da büyük göstermeye başlamıştı. Ayağına sık sık kramp girerdi.
5
Bir akrabalarının kızını almıştı. Kız güzeldi. Kendi de fena sayılmazdı. Uyumlulardı. Meyve sebze ayrımı hakkında ağaçta yetişenler meyve yerde yetişenler sebze mesela çilek sebze diye yanlış bir duyum almıştı. Çekirdek olup olmamasına göreydi bu ayrım. Misal patlıcan meyveydi domates keza ama kimse evine gelen misafirin önüne yemesi için bunları çıkarmıyordu. Saat ikiyi çeyrek geçiyordu. Bir keresinde birdirbir oynarken 16lara kadar gelmişti. ‘‘He diyecen’’ aslında diyordu ‘‘he diyip geçecen’’. Hiç pas vermezdi çok bencil top oynardı. Lakabı vitesti. Niçin bu lakabın takıldığını sorduğumda ona ‘‘el alemin vitesini attırdığım için’’ cevabını vermişti. Dolaba yoğurt koydu. Evde narın tanelerini kolayca çıkarmaya yarayan narmatik-nar dökücü bile vardı ama kullanılmıyordu hiç öylece kutusunda duruyordu. Çocukken peynirden zehirlenmişlerdi bir keresinde. Ailecek hastanelik olmuşlardı. Doktorun ‘‘tehlikeyi atlattınız’’ sözü onu çok etkilemişti, adeta bir sinema filminde rol alıyorlarmış gibi hissettirmişti. Bir kızla yumruk yumruğa kavga etmişlerdi ilkokuldayken. Arabayı güzel kullanırdı.
6
Bir tane boks hocasının videosunu izlemişti öğleden sonra. Adam mesela kana ihtiyacımız oluyor hiç birimizin haberi olmuyor diye yakınıyordu videoda. Farazi konuşuyordu hastalanıyoruz ölüyoruz kimse duymuyor neden birlik içinde değiliz falan gibi. Vites, ilk başta yani dövüşürken yaralanmalardan dolayı mı kana ihtiyacımız oluyor demek istedi diye düşünmüş ve gülümsemişti. Garbis sakaryan’ın karısı vefat etmişti bu arada cenazesine yalnızca 10 kişi gelmişti. Dayısı öldü. Ona gidip baş sağlığı diledi. Başın sağ olsun dayı ölmüşsün allah rahmet eylesin dedi. Sağ ol canım dostlar sağ olsun ölüm allahın emri demek ki bizim vademiz buraya kadarmış allah geride kalanlara hayırlı ömürler versin. Amin dayı bir isteğin var mı. Canının sağlığı çocukları öp benim için. Rahat mısın mezarında. Rahatım yerinde çok şükür bu toprak iyiymiş hiç garipsemedim yerimi. Nasıl alışabildin mi biraz. Eh işte yavaş yavaş. Alışmasak ne olacak artık buradayız işte şimdilik bir yaramazlık yok, bakalım. Bir yandan memnun bile sayılırım yemek yeme derdi yok içmek yok işemek yok af edersin. Kabir azabı görüyor musun? Görüyorum elinin artığı. Ne yapacan işte buranın çilesi de bu. Neyse dayı arada fatiha okurum sana. Oku olum tabi dayını yalnız bırakma. Olur dayı.
7
Uyurken çok horlardı. Yanına döndürsen bile devam ederdi horlamaya. Horlamasını durdurmanın imkanı yoktu. Rüyalarını hiç hatırlamazdı. Bir arkadaşının babası by-pass ameliyatı olmuştu ilk başta korktuğu için ameliyat olmak istemiyor diyorlardı sonra ikna olmuş nasılsa iyiymiş yatıyormuş şimdilik kimseyle görüşmesine izin vermiyorlarmış. Çok yumuşak yastıkta uyuyamazdı. Ayda 2binden fazla mesaj çekerdi ama beş binlik hakkını doldurmayı başaramamıştı bugüne kadar. Balık pişirmesini öğrenmişti. En iyi spor yüzmeydi ona göre çünkü yüzmede vücudun her tarafı çalışıyordu. Günde 3 ekmek yemesine rağmen hiç kilo almazdı. Ağabeyi murat ne yapsalar yine de yeğenlerine hiç kızmaz her dediklerini yapardı vites ise sinirlenince bağırır terslerdi onları. (Bu yönünü seviyorum nedense. ) Burnu iyi koku alırdı. Türkçe paragraf sorularını çözmekte zorlanırdı. Ağabeyi ne olursa kıyafet ayırt etmez giyer bu marka olmazsa giymezdi. Çayı çok koyu içtiği için annesi uyarırdı bazen onu. Zencefilin faydalarını okudu. Düğün tv’yi izledi. Ne saçma bir şey oynamalarının videoya alınıp televizyonda gösterilmesine izin veriyorlar. Utanç verici gelmiyor mu bu halleri. Ben olsam kimse görsün istemezdim diye düşündü. Tuvalete bir girdi mi çıkmak bilmezdi. Babasından hayatında bir defa dayak yemişti yalnızca. O da üç tekerlekli bisikletiyle giderken ona çarptığı için. Babası da ona çarpmıştı. Babası karateciydi. Türkiye’nin yere sırt üstü uzanarak üzerinden ilk araba geçirten karatecilerindendi babası. Saçları çok dik olduğu için şekil almazdı. Kendisi de kahverengi kuşaktı. Kahvaltıda en çok sarelle yerdi. Mehmet Davud Özdal
8
LOGICA EROTIKA Göğ artık yerde, ten de. (Ten bir kez sekülarize edilmiş, bütünlüğü bozulmuş. Böylece bir keşf olmaktan çıkmış). Tene duh’leden neydi? Fallik olan; neydi? Güvenli mi? İdeal olan sırtın tüysüz olması mı? söyle. İdeal olan göbeğin dümdüz aşağıya inmesi mi? Bunu da Söyle! Su düz indi. Ten bitti. - Yegane tarihin kişisel tarih olduğu. Diğerlerine şüpheli yaklaşıldığı. - Kocaman kalamata zeytini gözlerini bana dikip bakmasan daha iyi anlaşıldığı. - “tarota meyyal olmamanın hafifliğinde” bana baksan daha iyi anlaşıldığı. - ya da “totem yapamamanın hafifliğinde”.
9
Ve söyle; - Tene değen suyu kim tefsir edecek? sonra göğ, yere doğru eridi. Bizse inadına dağa doğru yol aldık. Dağ bize kozmolojik örgüde hiç yer bırakmamış bir keçi gibi. Biz göçüğ iken keçilağ vağdı. Keçi. Kepkeçi. Soba vardı ama kediler daha çok vardı. Tüm sobalar söndürülür; gece bitince. Böylece. Gece denilen eşeğin sırtına binip çıkıyoruz gece denen dağı... Böylece ben, yeniden, şükür ki, Agorafobinin ağır muzdaribiyim. Bunca Genişliğim, şu bilgiden ileri gelmektedir; R. anamız, R. peygamberin uyluk kemiğinden mürekkeptir... Ufuk Akbal
10 Boksör Şair ölü canlar size kıymalı böreklerimden yedireceğim çiğ çiğ yiyeceksiniz lan beni, leş şairleri sizi gidi, amcık suratlılar ne sıvaşacak gücünüz kalacak nereye neyim kaldı ki lan bana yanaşıyorsunuz, irin içinde kafa mı kaldı boksörmüşmüşüm, Küba’larda sükse mükse yapmışım şiirin etini çıkardım daha ne yapayım lan, yiyin hocalar yiyin ulusal müsabakaların göz bebeği, dikişler mikişler politikanızı sikiyim lan sizin, burda bi şey diyoruz patronum olum ben, Türk şiiri benden sorulur göz akı kapaklarımdan akıyor her şey rüyadaykenmişmiş, hadi len ordan Horasanlı abilerimizden ne gördüysek onu yapıyoruz. Efe Murad
11
kurtarılamayan hesaplar 1. bir ölü kimin işine yarar dille açıklarını kapatma artık bir şöyle poz ver herkes; bir ölü herkesin işine yarar. bakım yapar sokak aynası karşısında devlet ve örgütler. işini halleder küçüğün, yüzüne bakamadan. ceset soğumadan hiçbir şey anlaşılmaz bitmeden savaş. içi alınan sigara müzik gibi içi alındığı sırada sadece var. asıl her şey bittiğinde sana bir bıçak bellek devlet standartlarına aykırı besin değeri düşük dirilerin. insan sıvısı var üstünde, bayraklar daha büyü. parti, broşürler alımlı kan çeker biraz isyan ve iktidar aynı yerde konuşlanmış katılsan kurtulamazsın katılmasan bir daha. sokağa ve twitter’a çıkmak ben çıkmıyorum bazen. bazen insan bir sıtmaya yakalanmak. anlatmak beni kurtar anlatmak beni bir kez daha kurtarmıyor mutlu mezar mutlu mezar kimsenin işine yaramak güzel mi artık tek sana inanıyorum diriler iyileşemez
12 2. aşağılık olduğumuzu yazabilirim ömrümce tüm saflığımla aşağılık olduğumu ; içimde yine hep arınmamış bir yer olacak beni alkol ve kadın bu dünyada hiçbir din kurtarmayacak islam’ın topraklarında yaşam rezervi var mı mesela a evet ahiret “...insan hüsranda...” bişey için kendimi zorluyorum hayır intihar tekrar takıma kazandırmaz sadece küçükken girebilmiştim arada görünür o yıldız. bahsediyorsunuz huzur şurda.. yüzler sessiz, buhurlu ihsanda bulundunuz dayanılmaz seks gibi. ahlak kataloglarına ve iyiliğinize teşekkür ettim öğüt veren cehennemliklerin hınçla kalktım sofrasından. hutbe tamam . insan dünyada kurtulamayacaktır Baran Çaçan
13
14
akışkan alışveriş ile belirlenen m2m (akıldan akla aracısız tasarım) nasıl dünyada yeter şiddetle şarap satan çok net açıkladı döşekleri ekseriyetle onları koruyacaktır sevinç içinde kraliçe duraklama yerine şeyin koruyucusu olan kimse ile kan kesmiş toz yutmuş ne dedin çıkamayacağım şeyin içine girmen soluğumu kaybın yoktur barbad ben kubar karşısında tutun kubarı patlatın deliği iki e var kendine mahvedene hayran kötü ruhlar önünde bir kez olsun sebepsiz hüzünlendiysen bile ah! evet vinç işleyen kafalarla soğuk bir güne uyandım.
15
mutlak büyü yoktur BÜYYÜ sorun imkânsız bir büyüye sahip olmaktı sözler yitirildi vAAT bitti cennet cehennem kendine döndü atfedilmeyecek belli bir susmak madde içinden bağışlanmayla BAĞRIŞla toprağın altında yerini almış gelmiş geçmiş tüm cesetler üzerine mekansaldır her haliyle görüntü kadar yer işgal eden sesimi duymazdan gelen hep bir aciliyet haline yakalanmış olurlardı kenarda köşede bir yer hücre aklıyla henüz var olmayan bir kadına seslenmesin sevişenlerin çığlıkları sevişmeyenlerle ilgilidir durmak bilmeyen eski kara bir söz yapıştı caanıma. öyle gidersen hayatın bir zihin amcıklamasıyla son bulacak. imtina edeceksin iyi niyetin için teşekkür edilirken durmaya başlayan bir karanlıkta sara krizi(hakkında) hangi hayvanın kokusu beynini sarsacak hangi aile seni kabul edecek taş attığın ölülerin duasıyla inancın körlüğünde putların senin olan putların ve senin olmayan putların yıkımında yaşadığın kötülükler ardından gelen durduk yere değişmeye mecburi eşiklerin çocukluğuna bakan normalde böyle değilimdirler
16
aşağılık orospu gebertmezsem seni ben sana söyleyeyim diğerleri gibi sana bakmadığım için zaten ağzıma sıçmışlardı senin hayatını ben napayım o yalanmış götlerini sağ kolunla ve sol kolunda göz etrafınla beni çekip çıkaracaktın hayatta suç işleyen de yüreği kötülük dolular kadın dili çirkindi, gürültücüydü, bir yangın tehlikesiydi. çünkü yaşayanlar biliyorlar ölülerin bilmediklerini başka dünyadan geldiğim bu beyne başka dünyaya giderek kendin olmayan güçleri karmaşık öksürük malzemelerine yok etti gitti fark edilmez güçler topraktan sen hiçbir şey bilmiyorum mazbutluğu kendini aşaraşmaz barınmaz emek çeken yüreğimin insana ne faydası var geceleri bile emeğini sevindiren hikmeti NEŞEYİ iyi olana verirse yığma suça verilirdi dondurulduktan sonra hangi yıl sen seç orda döndürülüyorsun çok kötülük aradılar kosmos koinos nasıl hepberaber nasıl yönettiğimiz ettiğimiz akışkan alışveriş ile belirlenen m2m (akıldan akla aracısız tasarım) -yani ki şifamı size vermeyeceğim-
17
dalgalanan ritminle banyo kenarlarında kalan bileklerini işte elindeki ünlü dinleme tarzı sahnesi dilsiz kulaksız ses mefhumunda kuvvetle muhtemel gerilim azaltma biliyorum daha gergin yüzeyde üçüncü mefhum hiçbir bakımdan saf haliyle biraz dışlık zamansal suret bu gösteriyordu hangisi iyi öterse diğerinin bölgesini terk etme zorunluluğu görünür dayatılan tarz anılması unutuluna itilmiş hazır ve nazır müzikalite öncesi kökenlerini tufandan sonraya mı bıraktın yazı geçirmeyeceğiz çaresiz kadere boyun eğmektir senin bu kararmış çocukluğun biter’i hayalin peşinden gitmek istemiyorum bloklar bloklar insanlardan bazı kimseler kötülerden bazı kimselere sığınırlardı da onların aşırılıklarını arttırırlardı kırbaçlanmaktan kaçanlar sığınacak bazı kimselere bakarlardı da onların acılarını çoğaltırlardı. Oğuzcan Önver
18
toprak gördüm biteceğinden emin olduğum şeyleri hiç almayacağım bunlar alınır, alınmayanların biteceğini düşünmezsin. sonda bekleyenler bana dokunamazlar sonu bilmem kendimi denek olmam deneyi bulacağım. tadın bakışın dokunun hakimiyeti mutlak aklı korumaz denklemi olmamış maddeyi unutunca rüyaları makinalara soruyorlar. beni burdan uçururum kafamda uçmak üflemeye benzer ol beynimden akıyor akıyor heyecanlaşıyor gürültü patlamaz, ses çıkaran hep patlamaz çocuğunu kurban et anne hızlı, doğurgan, akan beni. Abdulkadir Gıynaş
19
20
Hakikat 25 (geridönüşümlü kağıt üzerine devam eden şiir, 25x35 cm) http://vimeo.com/93507033 ben ne idüğü belirsiz günler geçiriyorum türk yazınınından kendime sözler geçiriyorum -dur kızım -sizin kız biraz şamar oğlanı. ( şehri resmi ideolojide hiç özleşemiyorum okulu bitirip yine kadın olamayacağım bi kısma gerginlik koluma dizemeyeceğim iki denize bakıyorum her çiçekten bal arıyorum üç denizi sayıyorum )
21
bilsem bazen tüm bu çizgisel olmayan ne sendeki ama meraktan değil, sırf her şeyi bilmekten değil sevdiğin erkeği başka kadınlarla çözmekten değil o zaman ne? eksikliğini hissettiğim ne sendeki_ süreci hınzırlandıralım. eğer kararın o sandallar, o kırıklar eğer kurmak değil gövdesi üzerinde ise (si+conditionnel) söylenmiyorum bilip de bilinmezlikten gelmek istiyorum _kısa yollar böylece çok sevdiğimi bilip de bilmemezlikten geliyorum. sen etkisi 0lmaksızın. bir manzarada,,, en azından ölçüsüne göre biri düzlüğe kavşacaksa ben feda ediyorum menderesleri. bir gelenek olarak konuşabilmekten yana piyasa hareketliliği oysa ben konuş ha bilmekten yanayım sazla. yeryüzü hareketleri bizi mahvediyor, gök çok maço. bu yadlar kimse iiiii değil genç kuşak ay kapalı geceler yüsyuvarlar gerçekleri görememekte ayın hakkı var. :ulu bir pişmanlık: PANPİŞMANİZM Basım İlavesi, 20.04.14, 14:00 .sek rakı kavramsal sanata dönüşünce sonat oldu, sulu boya oldu. bu yüzden ak karşımdaki çocuk senli benli konuşuyor siyah çıkart diyor çoraplarını denizler soğuyacak asıl denizi atarsak bizi hiçbir şey tutamayacak.
22
.bir mertebe olarak 23 nisan çilesi bu yıl da en iyi belgesel ödülünü aldı. şimdi paskalyanın ikinci kısmı paskallardayım ‘soul-soluk’ alıyorum kaya tırmanıyorum sandığın gibi değil (2 kez göründü) _bu kopukluk zedeliyor belli bir form almıştım oysa_ açıklayamam çarpıcı iki kelimeyle o engeli yerli-yersiz beni sana tüttürüyor. ne idüğü belirsiz günler ve haftalara tarih atıyorum bir şey değil, böyle bakarak, geçiniyoruz. kendi kendime intihaller, geometriler tetikliyoruz. her vakit var olan çağdaş suçlar düşlediğimi söylemişti kendi içinden bakmak isteyen bir kişi (A.E.) üzerinde ısrarla durmayacağım doğrudur. doğrudur koşullanmışlığımız aşka. yine bir tiryakilik bu sus sus_ yaz. hararet kaleye mumlar dikildi en çok elini çeken buna bir son verecek; doğruyu değiştireceğim kale kapanancak. kimseyle değil, okurla okur olmak gerek, sonla son. Sevinç Çalhanoğlu
23
Bulaşıcı. Karanlık ahşap sonrası karanlık ahşap: soğuk Nisan ayının sahte Aralık //soğuk sonra Bu ikinci olacak kötü yerde: daha fazla gitti, az var. ama bu dehşetli içinde bulunduğumuz zaman, döküm ve rehin, kökleşmiş, tutulmuş, sanki aynı sahte dutlanmış porsuk sadece aykırı; yükselmeye yol açan kapı örtmek; artık sessizliğe inanan, epey, kıt anlamına gelir, yöntem olabilir, sayesinde kötü bir gün seti ve son
Dışarı-
düzenlenmiş, diş ağrılanmış, haksızlık- iltihaplanmış bulaşıcı şey! kötülük isteyen: günahkar, kırpılmış, artan umut, soyulmuş: sadece saf: zayıf. cürret et: işlemeye son ölümcül günahı: Allahım, bahar tarafından rahatsız ediliyorum. Olena Kalytiak Davis İlk jenerasyon Ukraynalı-Amerikan şairlerinden Olena Kaytlak Detroit’te büyüdü. Şimdi, iki kızıyla birlikte Alaska’da yaşıyor.
24
çoğu nefret yapılmamış bir hatayı ilk kez yapmaya bakışın ( ne olduğun ) ( basit? ) bir katliama basit insanlar kadar üzülemiyorsun şair dili büküyor ya da bükemiyorsun (mahfil seni götüyle yumuşatıyor) ....................................erken ölümü övmek?........................................... söz sonuna kadar sarihlik için savaşacağım ( bu şiirin ) bu şiirin boşluklarında fazlası yer alıyor bu şairin boşluklarında susmanın sırrını nasıl açıklarsın ( o sır sana ram olmadı ) doğal tekâmül ya da yıkım. e doğal. olarak. sonsuz saygı tasviri her şeyin doğal sürecine sonsuz saygı duyuyorum ( da bu benim duygumu eksiltiyor ) gerçekliğin ( algı ya da öz elde ne varsa ) devamlı bir yıkım ile varlığını sürdürür ( de bu benim duygumu eksiltiyor ) ......................... allah’ın musa’ya cevabı sınırbilim ile anlaşılmaz sınırbilim bu işin sınama kısmı sınırbilime benzer şeylerle sınanıyoruz ( ORAYA DÖNMEKLE ) Furkan Cengiz
25
öldükten sonra hakkımda yazılmış yazının ortasına konmalık fotoğrafıma “sleep with echoes - nils petter molvaer” -muhi beni gece gömün amk aklınızda olsun -sen hastahanede misin [intihar edeceğimden korkmuş sdkhfsdhsdh] -evet -of berlindeye [o sıralar beraber çalıştığı bi heykeltraş] mail atmam gerekiyor atamam atamıyorum amına koyim [eylül’ü özlüyor] -aşk maili at
26
-olum beni gömmeyin biraz zahmetli olacak ama demirkazıktan yuvarlayın çok da taşak geçmeyin arkamdan 3 taşak 1 övgü olsun ayarlayın bunları da yok abi illa gömücez diyosanız da mezarlık bekçisine biraz para verin her hafta kedilere ekmek döksün mezarımın başına -kitaplar bitince avukata gidelim teliflerini sana devredim yarak yarak yayınevlerine bastırma bi de bilgisayarlara hemen el koy pornoları sil fotoları topla güzellerini seç onları verirsin isteyen olursa -çok gülerken aklınıza gelirsem çok uzun susmayın ingilizce konuşmamı hatırlayın çok uzun susarsanız taklidimi yapın çirkin küpelerime garip çoraplarıma ve aradan fazla uzamış o bikaç kaşıma takılın yasin okutmayın inşirah okutun mevlüt yerine amentü kırkımda da patatesli yumurta
27
-bir gün dağlara giderseniz gezide yakışıklı göründüğüm için beğendiğin buffımı kullan hediye ettiğim esat çantamı kullansın parçalanana kadar botlarıma çiçek ekin bırakın menekşe olsun kırmızı olursa -istediğini seç kitaplarımdan hocaya götür gerisini bir sürü köşeye attığım çıktı var arkaları boş olanları ayır kullanırsın bir ara diğerlerini bi fotoğraf albümüne yerleştir kardeşime verirsin kardeşim de oğlan yeğenime versin oğlan olmazsa kardeşim de ölene kadar kimseye vermesin marie claireleriyle aynı kaderi izlesin -kızlardan kalma bi takım garip gurup şeyler var sen farkedersin onlar sende kalsın bi kutuda ardiyeye kaldır sıkılırsan bakar gülersin kezbanlıklarına sabahları uyandığında ben de anksiyete girdabını hızlandıranlardansam bi rivotril de benden çak doktor tavsiyesi dersin ara sıra ot için ve benim sardığım gibi sarın bi çiftli
28
-kanlarını alması için de bi hemşire ayarlıcam ona verirsin tahlil zamanı bilmem o da özlüyordu herhalde dersin olur da soran olursa cansuyu üzme her aradığında aç facebooktan iletisini beğen arada bi ara da alinin mezarına git kötü olursun burçini de al yanına benden maaş falan kalırsa anneme bağlasınlar kalsa da kalmazsa da ara kadıncağızı ayda bir de olsa anneme kaloriferli bi ev tutsun ceren dediğimi söylersin olur olmadık yerlerde sonunda iyiler kazanır de abi benim için -senin şimdi aklına gelmez erken öldü diyenlere zaten az uyurdu uykuya borcunu ödüyor dersin şimdi bunları okuyunca da ağır gelecek narsizm diceksin ajitasyon diceksin bok püsür ama biliyorsun bunlar bi gün söylenecek ve hepsi gerçek havamız da olmalı bence biraz bana kalırsa
29
-çok aşıktım muhi bütün havayı yontmuştum aşkla şimdi yürümek bile istemiyorum bildiğin odada koridorda bile yürümek istemiyorum sanki heryerim çiziliyor nesef alırken sanki keskin köşeler kaçıyor boğazıma köşeler öksürüyorum sanki öksürüğüm havayı itiyor havaya çarpıyor yumuşatıyor kenarlarını kenarlarda biriktiriyor sararak etrafımı ben de ortasında oturmuş kımıldamadan bir heykele dönüşüyorum hava beni ovdukça sonunda neye benzeyeceğimi bilmeden çizikler ve yumruklar arasında giderek daha çok korkuyorum giderek daha çok benziyorum neysem ona benziyorum sonunda hava tükeniyor öylece kalıyorum duruyor saatim
30
-ölüme kavuşmamız aşktan olacak bu resmi ve aşktan levhanacağız muhittin bronz mu olsun altın mı bakır mı pirinç mi beton mu yoksa buna karar vermemiz isteniyor ya aşkla ya gavgayı aşkla aşkın kavgasını vermezsek lehimler erimeyecek kolu kırılmış yağmurlardan pürüzlenmiş ip gibi şans havuzlarına işeyen heykellere döneceğiz peluş oyuncaklara barbienin kenine biblolara veya oyuncaklara ve hediyelik eşyalara hayatımın en güzel hediyesisin dicekler bize biblolar kavga etmeyecek ama çıkalım ve verelim şunun kavgasını da sen tezinde unuttuklarınla ve derin uykunla uykusuzluğumla ve ben de şiirlerimde yazmadıklarımla doğrulmuşuz ama kucaklanmamışız piçlik budur aslında
31
vuralım biz de artık vurduk diyelim kırmak için değil sertleşelim diye kıvamımıza gelmek için birbirimize ve kendimize vurmaktan kendimize bir koparta dövmekten kazalardan ve korkmaktan yalnızca bi biblo olacağız yoksa rafta duran çocukların ve kedilerin ulaşamayacağı yerlere konulmuş yani kucağımıza yakışan çocukların ve kedilerin uzanamayacağı yerlere konulmuş bir kaporta dövmektense bi kucak yapalım kavgadan aşktan yorgunluktan ve doğurulmuşluğumuzdan bi kucak olarak halktan. Barış Özgür
32
cızıltılı organ deli çukur, varlığımın örtük anası, küçük kara vulgar aç ağızlı sonsuz dişli delik, cızırtılı organ ömrümü yoluna harcadığım çürük uluma kara çiçek, kokuşmuş kuytu, rutubetli mağara: :ölme, yorganlara gir gece, kayarak bir cümleye sıcak bir ama girer gibi yalnızlık anlamına gelen bir et için düş yollara yapayanlış karanfiller bağışla dünyaya siyah! saf renkten yapılmış sonsuz ve cansız canavar tükrüğü kan ve alev, mimarisi bozuk ve maya ve korkunç çirkinliği ile güzelliği lanetli geometrisi eski ile çarpıklığı dağ ve duvarları kirli ile aklı bir kırık ve yarım bir ada: :ben böyle böyle azalırken duvarlara baka baka üç şiir ve bir küçük oda ayaklarımda acı bir fren sesi şuralarda geçmişi dişlerken bulaşmış birkaç zifirinde yarattığın erkeklik salyalı kasıklarımda yükselen uygarlık; bir çukura doğru büyüyor dimdik bir dokunun azar azar yıkılışı; bana emanet ettiğin yanlış sonuç kültür: gözlerine sürdüğün sahtekaralık
33
şimdi bana gösterdiğin en eski yakınlıkla bütün meleklerini, peygamberlerini tüm zamanlarını, kahramanlarını hep en sevdiğimiz o karanlık adamları, kadınları ve en son, sigaraya erken başlamış çocuklarını belki biraz daha, yara izlerini deneyim eski utançlarını vicdan aldatmak sandığın olanaklarını da; bulabildiğin en korkunç ülkeye çık yola artık bir tane bile fazladan kötülük katamayacağın bir yer bul sokaklarında iltihap kusan yaşlılar ölmenin yasak olduğu bir vadinin dibine kurulmuş bahçeleri kanalizasyon, taraçaları isa’ya ayrılmış olsun ses tellerinde altın arayan adamlar varsa da eliçleri yanlış harita: biliyorsun: :ben de artık sana inanmıyorum oynak bilinç, deliliğin ters aynası yanlışlıkla vardığım doğru sonuç akıl, tükenmeyen büyük yanılgı yanlış olamayacak zorunlu bu adreste bırak böyle yapayanlış işte sonsuza dek tekrarlanacak bu şişmiş yerde kendine son bir tekrar: yaşam ölüdür yaşam ölüdür yaşam ölüdür yaşam İnanç Avadit
34 1 sakar garsona sarkma zamanı, yer değiştirme sırasının geldiğini belli eden bir şekilde mavi, desensiz elbiseli çingene, yok olan güzelliğin yerine birşeyler koyma çabası, bahriye üçok bulvarı ve eski hatıralar. tuvalette yıkarsan ayaklarını, düşünmeden kullanılmış peçeteleri üzersin, alev alan sıvılar, güzel kızın siyah kotundaki sperm lekesi, kabaca rengi ve şekli, hiçbirşeye benzemeyen bitkiler. kötü kokan bir araba ile eve ucuz yolculuk, başıma ne gelecekse artık. müdehale olmadan boşlukta hareket eden kutu, sarımtırak, mavi, kötü kurgulanan mahremiyet, keyfi dil, dilim, kuşbaşı, köpek tavırları. sen eve dönünce annene ne anlatacaksın, davullu zurnalı mahalle baskısı. onu düşün, birkaç derece yakın akrabaları, patron, masturbasyon, küçük harfli.
35
2 sızar sızı hiç düşünmediğimi duydum kalk, oturuyoruz. yüzmek istemiyordun, boğdun. çamurda yeterlilik kaybetmeden söylemeye alıştığın espri niteliği yabancılarla alkollü masada mutlu ağzına kimseyi bekleyemiyorum kademeli plastik sırtım miktar birim otur, gidiyoruz. kediler üstünden yakınlaş var bir şey kesin var bir şey sevgili çorabım değdir içine sikime mister kasıl bak yine eşleştin öl ol. Ömer Kunul
36
Çorman kardı Çorman kardı İnsan hep tepe takla attı Baş aşağı Bana tarihi söyler misiniz Yazmayın hayır İlber or’Taylıdır insan Bana tarihi Peki saklicaksınız Caklicaksınız ağza sakız pişkinliği Su toplamış bomba yarası Beşer avcılık Keskin nişancılık yani Sonra evcilik Tarım yani Sınır ölümleri Sonra bilim teknik Teklik yani İnsan matematiği kurgusal filmlerden daha uçuk patlatıyor beynimi Yani olgusal şeyedersem İlk defa halkın oylarıyla cumhurbaşkanı deşmek istiyorum Bir başlamasın seri istiyorum doğmamakları Bu annelere zulmleri sanki en çok anneler ediyor Bunumdan anarşizm mi çıkar böyle Bilmem, kansız şiir gördük mü
37
Biraz da görgüsellik katalım: Ekmeğimize kan sosu verenler Biçmeğimize el koyanlar talimatnamesi |tabela| DÜNYA BİZİM LOKANTA #şiirsofrada 1. Elinden önce beynini yıka: o konuştu 2. Benim kirim anlaşılabilirdir: ben konuştum 3. Dik otur, bıçağı sağ elinle: o konuştu 4. Çiğnemeden put: o konuştu 5. |Sinan sabit ol|: ben konuştum 6. Kadere ve seçilmişlere iman 7. İma n kime, alın bunu 7. 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 7 İnsanın ekseni eğiktir evet Onu diyorum Elipsinde insan ve iktidar vardır Ben de buçağı sol elimle o zaman … Dünya düzdür koşarsan. Sinan Özdemir
38 hepimizin deliliği görme mesafesinden akan, parçayı özce sözce duyuca kavrayıp, kavrayışımızda donduruşumuz mudur moda, kendimizi kaptırıyoruz, nefes alamıyorum gülmekten, savaşıp elinden oyuncaklarını alsam hata, hata hangi tuşa bassam hangi yöne baksam, dahadahadahatahadahadahadaha, ne yapsam, ne yapsam onun için ona karşı uslanıp durulsa. ne kadar çok şey biliyorum gökler hakkında yıldızların milyonlarca yıl öteden baktıklarını biliyorum biliyorum kırk bin isim kırk bin yürüyüş milyonlarca taşın nasıl, taşındığını doğuya, sonra biriktiriyorum dilimde birikiyor, bir konuşmaya başla bak o nasıl gülüyor, o kadar ki sığmıyor bir yapıta, sonra ne yapsam soruyorum ne yapsam onun için ona karşı duruluyor. hepimizin yanılgısı görme mesafesinden akan, parçayı durur sanışımızdır özce sözce duyuca çünkü bir bakış kim bilir kaç parça. Cundullah Fidan
39